Rıfat ilgaz yıldız karayel yalçın yayınları

Page 88

y itirm iş görünüyorlard ı. A llı m orlu önlü k lerin in etek leri tüm ç a ­ m u r içindeydi. T ek söz etm eden, küm e küm e gelip dozerlerin k ep çelerin g ray d erlerin, ta şıy ıcıla rın önünde dikilip durdular. Çok şey söy­ lem ek isteyip de d aha çoğunu söy leyem eyeceklerin i b ild ik leri için susuyorlardı. Y üzlerind en, d uru şların d an okunuyordu istekleri. Çok şey isteyen b ir h alleri olsa b ile tek şey isted iklerin i a n la ­ m ak zor değildi, yolun açılm asın d an y a n a olm ad ık ların ı b e lirt­ m ek istiyorlard ı, o k a d ar... «Bacılar!» diye b aşlam ak isted i dozerlerin a rk a la rın d a n ç ı­ kıp da en öne g eçen N aci U ysal. O y sa bu söz E rzurum lu olan Ekip Ş e fi’nin ağ zın a y ak ışsa b ile b u ra lıla rın k u la ğ ın a h iç de hoş gelm em işti. «Bacılar!» diye yineledi, «Bu yolun a çılm ası için Bölge M ü ­ dürlüğünden e m ir alm ış bulunuyoruz!» Sözlerin in k a rşılığ ın ı bekled i b ir süre. O n lard ak i ilk tepki b ir iki adım atıp sık laşm aları oldu. İkin ci b ir sıra olu ştu ran lar dozere y a k la şm a la rın ı b elirttile r ellerin i b ir iki kez s a lla y a ra k ... G erid eki dozer, h ızla öne geçip M akine M ühendisi H aşim ’in dozerine sü rtü nerek sollam ış, tam yanınd a durm uştu. Her ikisin in m otoru da çalışıyordu. A rk ad ak i kep çelerle taşıy ıcıla rın m o torları d a ... K azm alı kü rek li işçiler g erilerd en yak laşıp olanı b iten i y ak ın d an izlem ek için a ra ç la ­ rın ın b ıra k tık la rı boşlu k lara doluşm uşlardı. B u n ların çoğu, çevre köylerinden gelip işçi y azıld ık ları için o la y la rla d aha yakınd an ilgili görünüyorlard ı. İçlerind e te k A k p elit’li işçi bulunm adığı da d uru şların dan anlaşılıyordu. «Bize verilen em ri y erin e g etirm ek zorundayız!» dedi, Haşim Y alv aç, «Yolun b u rad an geçm esin i uygun g ören biz değiliz!» «Am m a evlerim izi sonunda siz y ık a ca k değil misiniz?» dedi, içlerind en biri. A rk ad aşları bile ta n ıy a m a m ışla rd ı bu öfkeli sesi. B a şların ı çevirip sesin geld iği y a n a b a k tıla r. G a ffa r’m kızıydı bu. E m ine’ydi. P ençe pençe k ızarm ıştı soluk y a n a k la rı. G özleri bile K erem pe fe n e ri gibi çak ıp sönüyordu. •İyisi m i...» dedi, «Dönüp gidin buradan!» «Biz yol istem iyoruz!» dedi; N azife, an nesi Ü m m üye’n in g e­ risind en Y an ın d a da kard eşi E m riy e... Ü stündeki önlüğünden belliydi, okuldan k açıp g eld iğ i... O kulun tüm ço cu k la rı da k a r­ d eşlerinin, an n elerin in yan ların d ay d ılar. E m riye, A b la’sını y a l­ nız b ırak m a m ak için bağırıyord u, y a şın ın üstünde k a lın b ir sesle: ♦Yol istem iyoruz biz!» O nun okullu olduğunu y ak alığ ın d an bulup çık a ra n Haşim Y alvaç: «öğ retm en in iz böyle düşünm üyor herhalde!» dedi, «Yolsuz, köy olur mu?» 88


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.