Antalya Literary Express 5

Page 1

Antalya Literary Express Cilt: 1

Sayı: 5

21 Şubat 2013

Antalya Chess Express Cilt: 8

Sayı: 59

21 Şubat 2013

Yayın Kurulundan

- Askeriye Köyü’ndenim.(!)

Değerli okuyucular, beşinci sayımızı beğeninize sunuyor, uğraşlarınızda kolaylıklar diliyoruz.

- Bu parayı ne yapacaksın? - …… (konuşma sürer)

Faka Basmaz Olay yıllar önce, afyon ekimi yapıldığı yıllarda meydana gelir. Kasabamızda Hakim lakaplı *** Burdur’a afyon sütü (sakızı) satmaya gider. Eksper sırası gelen vatandaşın sütünü alır parasını öder. Afyon sütleri miktarına göre yumruk büyüklüğünde, biraz büyük veya biraz küçük top haline getirilirdi. Sıra bizim Hakim’e gelince, onun sakız topunu eline alır, Onun topu diğerlerinden büyüktür. Şöyle bir evirir çevirir, tartar. Hesaplar. Kasayı ve masanın çekmeceleri karıştırır. Para arar. Bulamaz. Bizimkine döner ve: - Maşallah senin sütün çok fazla. Kasada kalan para yetmiyor. Benimle gel senin parayı ana kasadan ödeyelim. Der. Eksper önde bizimki arkada giderler. Eksper, ara sıra, geriye döner döner konuşur, sorular da sorar. - Tarlan çok mu, kaç dönüm yer ektin? - Hamdolsun bir hayli var.

Bizimki afyon sütüne hile yapmış. Yumurta ve başka şeyler karıştırmış. Eksper hileyi sezer. Bizimkini arf ile (çaktırmadan) karakola götürmektedir. Kontrol için soru sormaktadır. Bizimki olayı anlar ve fırsat kollar. Amaç paçayı kurtarmak. İpi kırmak. Zaten köyün adını da yanlış vermiştir. Üstelik dönüşte kolay kaçmak için tam aksi istikameti göstermiştir. Dar bir kapıdan geçerek uzun bir merdivene doğru gidecekler. Bizimkinin beklediği an gelmiştir. Eksper merdivene yaklaşınca, döner kaçar, izini kayıp ettirir. Kısa anda, eşeğine biner, tenha yollardan köye doğru yolculuk başlamıştır. O ara tellallar ellerindeki huni gibi özel aletlerle başlar bağırmaya: ­ Askeriye Köyü’nden, kısa boylu, bir gözü kör, kara çakşırlı, kara çoraplı, kara cepkenli, eski şapkalı, vatandaş gelsin. Afyon sütü parasını alsın! Devletin ve bir borçlunun tellalla veya ilan yoluyla, alacaklı kişiyi aradığı hiç görülmüş müdür? Bu tellal belli ki emniyet güçlerine haber verme amaçlı bir şifredir.

- Güzel baktım.

Hakim faka basar mı? Bizimki faka basmadan soluğu köyde alır. Olayı da yıllar sonra ballandıra ballandıra anlatır.

- Nerelisin?

Adil Yüksel

- Güzel bakmışsın herhalde. Çok süt almışsın.


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

Teknoloji ve Yaşam İletiyi gönderen Âdem kardeşim sağ olsun, aşağıdaki fotoğraflar günümüzün bir gerçeğini çok çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Bugünkü Cumhuriyet'in 12. sayfasında da "nomofobi"den söz ediliyor. "Nomobile fobia"dan kısaltılmış; cep telefonundan yoksun, uzak kalma, konuşamama korkusu imiş. Aynştayn "Bir ilişkilerinin önüne kuşağının ortaya söylemiş. Gidişat gibi görünüyor!

gün teknolojinin insan geçmesinden, bir aptallar çıkmasından korktuğunu" Aynştayn'ı haklı çıkaracak

Galip Büyükyıldırım

Cep Telefonu Çılgınlığı

2868


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

Yayın Dünyası Antalya’da bu yıl ikincisi düzenlenen 2. Kitap Fuarı vesilesiyle ülkemizde yeni basılan kitaplara (kitap sayısı ile türlere göre dağılımı) değinmek istiyorum.

Son yıllarda bir artış olsa da, nüfus başına yayınlanan kitap sayısına göz attığımızda karamsarlığa kapılmamak elde değil. Türkiye’de son yıllarda (2011, 2012), her yıl 40 000 – 45 000 arasında kitap basılıyor. Bu rakamın on yıl kadar önce (2000-2002) 10 000 – 15 000 arasında olduğunu düşünürsek, 3 kattan fazla bir artış var demektir. Diğer taraftan kişi başına düşen kitap rakamında da bir artış gözleniyor. 2009 yılında 5 olan bu rakam 2011 yılında 7’ye (6,6) çıkmışken, 2012 yılı rakamı 6,5 dolaylarında gerçekleşti.

KONULARINA GÖRE KİTAP BAŞLIK SAYISI 2011

2012

Genel Konular

531

452

Felsefe ve Psikoloji

1347

1137

Din

2834

2726

13 983

14 342

Dil ve Dil Bilim

585

504

Doğa Bilimleri ve Matematik

425

461

Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler

2665

1954

Toplum Bilimleri

Güzel Sanatlar

1431

1270

15 034

15 034

Coğrafya ve Tarih

3062

2664

Diğer Konular

1293

2082

43 190

42 626

Edebiyat ve Retorik

Edebiyat ile toplum bilimleri konuları, basılan kitap başlıklarının üçte ikisini oluştururken, en az başlık doğa bilimleri ve matematik ile dil ve dil bilim konularında.

Taşkışla 1972 listesinden

2869


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

Nuhun Gemisi (2)

Çok eski çağlarda, insanları yok etmek amacı ile Tanrı tarafından büyük bir tufan yapıldığı hikâyesinin, yalnız ilk kutsal kitap Tevrat’ta yazılı olduğu sanılıyordu. Fakat geçen yüzyıl içinde Ninive’de yapılan kazılarda çıkan Asur Kralı Asurbanipal’ın Kütüphanesi içindeki bir tablette aynı hikâye okununca (1872) büyük bir şaşkınlık yaşanmış ve bu inanç kökünden sarsılmıştı. Gılgamış Destanı’nın son kısmını oluşturan bu hikâye, ölümsüzlüğü arayan Gılgamış’a, tufandan kurtulup Tanrılar tarafından ölümsüzlük verilen Utnapiştim tarafından anlatılmıştı.

şenliklerle işler yapılıyor. Utnapiştim geminin içine ailesini, akrabalarını, sanatçıları, kırların evcil ve yaban hayvanlarını dolduruyor. Bu arada altın da almayı unutmuyor. Geminin kapısı kapanır kapanmaz şiddetli bir fırtına ile birlikte yağmur boşanıyor. Sular yalnız gökten boşanmakla kalmıyor, Yer Tanrıları da yerden fışkırtıyor suları. Tufan öyle azgınlaşıyor ki, onu yaptıran Tanrılar bile korkuyor. Bu kıyamet 6 gün 6 gece sürdükten sonra yedinci gün gemi Nisir Dağına oturuyor. 7 gün bekledikten sonra Utnapiştim bir güvercin salıyor dışarı. O konacak yer bulamadığı için geri dönüyor. Daha sonra bir kırlangıç gönderiyor, fakat o da geri geliyor. Son olarak uçurduğu kuzgun geri dönmeyince dışarı çıkıyorlar. Utnapiştim dağın tepesine kurbanlarla içkiler sunuyor. Altlarında çeşitli ağaçların odunları yanan ocaklara 7 kazan konarak kurban etleri pişiriliyor. Onların tatlı kokusunu duyan Tanrılar üşüşüyorlar. Tufanı yaptıran Tanrı Enlil gelip gemiyi ve insanları görünce çok kızıyor, kim bunları kurtardı diye. Bilgelik Tanrısı ona karşı çıkarak, günah yapanı, kurallara karşı geleni cezalandır ama bu kadar ağır ve ölümcül olma diye onu yatıştırıyor. Böylece Utnapiştim ve karısı ölümsüz bir yaşam ile nehrin ağzındaki Tanrılar bahçesine yerleştiriliyorlar.

Buna göre kısaca:

TEVRAT’TA TUFAN

İnsanlar öyle çoğalmıştı ki, Tanrılar onların gürültü ve şamatasından uyuyamaz olmuşlar. Bunun üzerine dört büyük Tanrı, bu insanları bir Tufan ile yok etmeye karar veriyorlar. Bilgelik Tanrısı Enki, yarattıkları insanların ortadan kaldırılmasına çok üzülüyor ve Şuruppak şehrinde yaşayan Utnapiştim’in evinin duvarından seslenerek, Tanrıların bir tufan yapmaya karar verdiklerini, bir gemi yapmasını söylüyor. Geminin tarifini veriyor. Adam söylendiği şekilde gemiyi 7 günde tamamlıyor. Gemi yapıldığı müddetçe çeşitli hayvanlar kesiliyor; beyaz, kırmızı ve su katılmamış şaraplar nehir suyu gibi bol olarak içiliyor, adeta yılbaşı törenlerine benzer

“Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım” dedi, “Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.” Tanrı Nuh’a, “İnsanlığa son vereceğim” dedi, “Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim. Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola.”

Nuh Tufanı Mavalı ve Gerçekler

Tarihteki eski toplumların çoğunda tufan ve benzeri efsaneler yer alır. Tevrat ve Kuran’da geçen tufan’ın ise onlardan önce Sümer efsanesi olarak yazıldığı ortaya çıkmıştır. Ve aradaki benzerlik şaşırtıcı ölçüdedir. Önce Gılgamış destanını Muazzez İlmiye Çığ’dan görelim: GILGAMIŞ DESTANINDA TUFAN

2870


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

Nuh Tanrının emirlerini yerine getirir. Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler. Tanrı’nın Nuh’a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh’a gelip gemiye bindiler.

Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü. Tanrı Nuh’a, “Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık” dedi. “Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Üresinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.” (Tevrat, Yaratılış: 6, 7, 8. Bölüm)

Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. Sular yükseldi, çoğaldıkça çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı. Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı. Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü. Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı. Sonra Tanrı Nuh’u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgâr estirdi, sular alçalmaya başladı. Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı. Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu. Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü. Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.

Mitolojilerdeki tufanlarla Tevrat’taki tufanın benzerliği bir şekilde izah edilebilir. Gerçekten büyük bir tufan olduysa mitolojilerde de yer bulmuş olabilir. Ancak gemi dağa oturduktan sonra suların çekildiğini anlamak için kuş gönderilmesine kadar bir benzerlik izah edilemez. Anlaşılan o ki Tevrat’ı yazanlar tufan hikâyesini Sümerlerden almışlardır, kaynağı Sümerlerdir. Tabi Kuran’ın kaynağı da Tevrat’tır. Şimdi de Kuran’daki tufanı görelim: KURAN’DA TUFAN Ayrıca Nuh’a şöyle vahyettik: “Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme.”

Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu. Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi. Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh’un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı. Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı. Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı. Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.

Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır. Gemiyi yapıyordu, kavminden bazı ileri gelen gruplar, onun yanından gelip geçtikçe, onunla alay ediyorlardı. Nuh dedi ki: “Bizimle eğleniyorsunuz, biz de sizinle tıpkı bizimle eğlendiğiniz gibi alay edip eğleneceğiz.” Nihayet emrimiz geldiği ve sular kaynamaya başladığı zaman dedik ki; “Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş

2871


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

olanları geminin içine yükle”. beraberinde iman edenler çok az idi.

Zaten

olabilirler. Ve tufan bu bölgeyi etkilemiş, böylelikle gemidekiler haricindeki tüm insanları yok etmiş olabilir.

Nuh dedi ki; “Allah’ın adıyla binin içine. Onun akışı da, duruşu da (O’nun adıyladır). Hiç şüphesiz Rabbim gerçekten çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

Tufan konusunda Tevrat ile Kuran arasındaki diğer farklar da şunlardır: Tevrat, geminin ölçülerine varıncaya kadar tüm teferruatıyla tufanı anlatır. Kuran ise detaylara girmez, yüzeysel olarak değinir. Ama Kuran’da Nuh’un müşrik oğlundan ve gemiye binmeyip boğulmasından söz eder. Tevrat’ta ise bundan bahsedilmez.

Gemi içindekilerle birlikte, dağlar gibi dalgalar arasında akıp gidiyordu. Nuh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı: “Yavrucuğum, gel, bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!” O, dedi ki; “Ben, beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım”. Nuh da “Bu gün Allah’ın merhamet ettiğinden başkasını, Allah’ın bu emrinden koruyacak kimse yoktur.” dedi. Derken dalga aralarına giriverdi. O da boğulanlardan oldu.

Tevrat’ta gemiye sürüngenler ve kuşlara varıncaya kadar her cins hayvandan bir çift alındığı yazılıdır. Kuran’da ise “Her şeyden bir çift” şeklinde ifade edilir ki; Tevrat’tan daha geniş bir muhteva içerir. Binlerce çeşit canlıdan birer çiftin nasıl toplandığı ve gemiye nasıl sığdırıldığının, bunca canlının 1 yıl boyunca neyle-nasıl beslendiğinin bilimsel olarak izah edilmesi mümkün değildir. Zaten Tevrat’a göre her çeşit hayvanın kendiliğinden gelip gemiye toplanması anlatımından, diğer bilim dışılıkları da normal görmek gerekir. Sonuçta ne de olsa efsanedir. Tufanın bir gerçeklik tarafı olsa bile efsanenin tamamının doğru olduğu düşünülemez.

Allah tarafından denildi ki: “Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi. (Hud: 36-44) FARKLILIKLAR Tevrat’ta Nuh’un gemisinin Ararat Dağına, Kuran’da ise Cudi Dağına oturduğu yazılıdır.

Ankebut suresi 15. ayetinde “Ve gemiyi âlemlere bir ibret kıldık.” denmesine rağmen bugüne dek izine rastlanmış ve ibret alınabilmiş değildir.

Tevrat’ta açıkça tufanın tüm dünyaya geldiği yazılmışken, İslamcılar sadece Nuh kavmine geldiğini öne sürer. Hâlbuki Yunus-73 ayetinde şöyle der:

Zaman zaman Nuh’un gemisinin bulunduğuna dair sansasyonel haberler yayınlanır ama bir müddet sonra bunların gerçek olmadığı ortaya çıkar. Efsanenin belki gerçek bir yanı olabilir. Bölgede büyük bir tufan yaşanmış ve tufandan sonra kurtulanların anlattıkları efsaneleşerek tabletlere ve kitaplara yansıtılmış olabilir. Böyle bir geminin kalıntılarının bulunması, gerçekten bir tufanın yaşanmış olduğunu gösterir. Ama bu keşif, efsanenin tamamen doğru olduğunu kanıtlamaz.

Fakat onu yalanladılar. Sonra Biz, onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ve onları, halifeler kıldık ve ayetlerimizi yalanlayan kimseleri, (suda) boğduk. Artık bak, uyarılanların sonu nasıl oldu. “Halifeler kıldık” ifadesi geride onlardan başka insan kalmadığını belirtir. Fakat şu nokta göz önüne alınmalıdır ki Tevrat’a göre Nuh kavmi, insan neslinin ilk kuşaklarındandır. Dolayısıyla o dönemde insanlar aynı bölgede yaşıyor

2872


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

Briç

miktarın da yurtdışı yarışmalara milli takımların katılmasında kullanıldığını söyleyerek, 100 000 TL civarında olan 2012 yılı bütçesini, bu yıl, Spor Genel Müdürlüğü nezdindeki temaslarla artırmaya çalışacaklarını bildirdi. Briç müsabakalarına destekleyici (sponsor) bulmanın zorluğunu dile getiren Dr Aydoğdu, birçoklarınca kart oyunu ve kumar olarak algılanan briç sporunun bir düşünme sporu olduğu vurgulayarak, bricin toplumdaki imajını düzeltme çabalarını sürdüreceklerini anlattı. Federasyonun her yıl düzenlediği en önemli 3 turnuvadan biri olan Türkiye Açık Şampiyonalarının bu yıl Antalya Talya Otelinde 4-12 mayısta gerçekleşeceği haberini verdi. Federasyon masterpoint sisteminin düzeltmelerle yeniden devreye girdiğini muştuladı. Bilindiği gibi, çevrimiçi masterpoint sisteminde kayıtlı sporcu sayısı 10 000’i (on bin) aşmıştır ve giderek artmaktadır.

Haftanın Eli – Dünyanın En Zor Problemi Ivar Andersson (SWE) tarafından kompoze edilen ve 1924 yılında Svenska Dagbladet gazetesinde yayınlanan aşağıdaki problem dünyanın en zor problemi olarak sayılıyor.

♠ A3 ♥ D64 ♦— ♣RV3 ♠ D4

♠ 10 6 2 K

♥ R7

♥ A93

♠ V85

Antalya Briç İhtisas Kulübü başkanı Mehmet Nacak, kulüpte, hafta içi her gün briç turnuvalarının sürdüğünü ve briç severleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyacaklarını söyledi. Bilindiği gibi, Antalya Briç Kulübü, Antalya’da en fazla masterpoint dağıtan kulüplerdendir.

♥ 10 5 2

Söyleşiler ve haber: Dr mult Harun Taner, D Sc

B

D

♦—

♦ 93 G

♣ 10 6 5 2

♣—

♦ V6 Briççilere Öğütler 3 – Briç Oyuncusuna Tavsiyeler

♣— Koz kör. Güney elden oynar ve 6 el alır.

Aşağıdaki bilgiler kural niteliğinde olmamakla birlikte, uzun seneler boyunca elde edilen tecrübelere dayanılarak derlenmiş, bilhassa briç yarışmalarında oynayan deklaran ya da savunma oyuncuları için, yararlı bilgileri içermektedir.

Haberler

1.

Türkiye Briç Federasyonu Başkanı Dr Nevzat Aydoğdu ile Kış Briç turnuvası esnasında kısa bir söyleşi gerçekleştirme olanağı bulduk. Dr Aydoğdu, yeni seçildiklerini ve göreve yeni geldiklerini belirterek, ilk iki önceliklerinin briç yönergelerinin (talimatnamelerinin) yenilenmesi (revizyonu) ile federasyon bütçesinin artırılması çalışmaları olduğunu söyledi. Spor federasyonları arasında en düşük bütçeli federasyonun Briç Federasyonu olduğunu ifade eden Dr Aydoğdu, hâlihazırdaki bütçenin neredeyse Dünya Briç Federasyonu ile Avrupa Briç ödentilerine hasredildiğini, kalan

2.

3.

4.

2873

Kozlu oyunda ilk iş olarak kayıplarınızın neler olduğunu belirleyin. Kaç ele ihtiyacınız olduğunu ve bunları size kazandıracak renginizin hangisi olduğunu ilk aşamada belirleyin ve oyun plânınızı buna göre yapın. İlk elde rakibin ortağının verdiği sinyale dikkat edin. Bu sinyal, size o rengin dağılışı yanında onör kâğıtların yeri hakkında da önemli ipuçları verecektir. Eşit olarak dağıldığı tahmin olunan veya bilinen kısa renklerde empas yapmamanın yollarını her zaman araştırın. Empastan önce kullanılabilecek başka seçeneklerin de olduğu


Antalya Literary Express cilt 1 sayı 5

5.

6.

7. 8.

9.

10.

11.

12.

13.

ellerde empas yapmakta acele etmeyin. Oyun içerisinde çıkan kartlar ve verilen sinyaller, onörlerden birinin yerini öğrenmek, diğer onörlerin yerini belirlemek konusunda size yardımcı olacaktır. Kozlu oyunda size oyunu kazandıracak olan, iki yan rengin ruasına empas yapmayı düşünürken, varsa, ilk önce tekli renge atak yapın ve ruayı çakarak düşürmeyi plânlayın. Bunda başarılı olamazsanız, diğer renkte empas yapabilirsiniz. Her iki renkte de tekli (singleton) kâğıt yoksa uzun olan rengin asını çekin ve devam edin, eğer rua düşmezse diğer renkte empas araştırın. Uzun bir yan rengi olmayan ellerde, genellikle avantajı rakiplere verecek bir kağıt çıkmak (strip) veya çatala düşmek (end play - throw in) durumlarıyla karşılaşmaktan kaçının. Örneğin sizde rua ve vale kalmış iken, rakipte as ve dam kalmış olması ve sizin rakibe doğru oynamak zorunda kalmış olmanız gibi. Pas geçmiş bir rakipte 8 ya da 9 puan çıkarsa, puan dağılımını yeniden hesaplayın. Pas geçmiş olan bir oyuncu, sonradan kuvvetli 5-6 kartlı ve büyük onörleri olan bir renkle artırmaya katılırsa, bu oyuncunun elinde yan renklerden as ya da rua olamayacağı kesindir. Bunu unutmayın! Rakibin atak yaptığı renkteki alıcı kâğıdı kullanmayarak eli almamaya bağışlama (holdup play) adı verilir. Bağışlama rakiplerin (bilhassa kozsuz oyunda) birbirlerine dönüşünü engellemek (iletişimi koparmak) için çok yararlı bir tekniktir. Ancak rakiplerden birinde oynanan renkten kâğıt kalmadığında, daha fazla bağışlamaya gerek yoktur ve el hemen alınmalıdır. Oyundaki kâğıtların dağılımını hesaplamak için rakiplerin yapmış olduğu konuşmalardan ve kullanmış oldukları sinyallerden yararlanın. Rakiplerden biri durdurucu (preemptive) bir konuşma yaptıysa, bu hesaplama daha da kolay olacaktır. Öncelikle, kesin olarak hesaplayabileceğiniz renkleri oynayın. Şüpheli olduğunuz kritik bir renk varsa, bu kritik rengi oynamayı (ve de empas yapmayı) sonraya bırakın ve böylece o renk hakkında daha fazla bilgi elde etme şansınızı artırın. Zamanınızı iyi kullanın. Elde ve yerde kısa renkler varsa, her zaman elçaka-yer-çaka (cross-ruff) oyunu kurmayı plânlayın. El-çaka-yer-çaka oyununa başlamazdan önce, yan renklerden alıcı olan kâğıtlarınızı çekerek sağlam ellerinizi alın. Kozsuz oyunda ilk iş olarak kazanacağınız elleri belirleyin ve sayın. Sorun yaratacak gibi

14.

15.

16.

17.

18.

19.

20.

21.

22. 23.

görünüyorlarsa, yer-el ilişkisini sağlayacak olan geçiş kartlarınızı (antre-entry) iyi kullanın. Öncelikle ihalenizi çıkarmayı hedefleyin, oyunu fazla çıkarmayı sonraya bırakın ve de sükse yapmayı hiç düşünmeyin. Kendi elinizle yerdeki (dummy) kâğıtları müştereken tek bir el gibi değerlendirmeyi öğrenin. Sadece tek bir renge konsantre olmamaya çalışın. Kozsuz oyunda rakip damı açtıysa ve sizde o rengin ası ve ruası varsa, ruayı saklayarak, rakibin damını asla kazanmak çok doğru bir hareket olacaktır. Zira rakip ruanın kimde olduğu hakkında belirsizlik ve şüphe içerisinde kalacaktır. Tehlike yaratacak bir renk veya ele (rakibe) çok dikkat edin, eli o rakibe kaptırmamaya gayret edin. Kritik bir renk olduğunda, rakibi bu renkten çatala getirmek için (end play - throw in) aynı uzunluktaki diğer bir rengi kullanın. Çatal işine girişmeden önce, elde ve yerde en az birer koz kalacak şekilde, kozları ve rakibin diğer çıkış (exit) kartlarını çekerek alın (eliminate). Kozları çekerken, yerde (dummy) çalışan uzun bir renk var, ancak başkaca bir yere geçiş kâğıdı yoksa, bu rengi kullanabilmek için en son kozla yerde kalmayı plânlayın. Benzer şekilde yerde veya elde sağlam kalmış elleri alabilmek için gerekirse sağlam bir kâğıda çakmayı dahi düşünmelisiniz. Rakiplerin kazanması kesin olan (loser) bir kâğıdı oynarken, elden veya yerden dışarı verilmesi kesin diğer bir kâğıdı boşaltarak (loser on loser play) aynı elde bir yerine iki kayıp kâğıttan kurtulmanın yollarını araştırın ve bu ihtimal varsa mutlaka kullanın. Sadece tek bir renkten kayıp kartlarınız) varsa rakiplerin ellerindeki çıkış kartlarını temizleyin ve böylece rakiplerinizi çaka bir renk oynamaya zorlayarak kayıp olan rengi bu çakaya boşaltmayı (discard) plânlayın. Tabii ki bu durumu gerçekleştirebilmek için yerde ve elde yeterince koz olmasından emin olmalısınız. Deklaran olarak, elinizde olduğu bilinen kâğıtları, size el kaybettirmeyecekse, süratle oynayın ve böylece rakiplerin çıkış kartlarını ellerinden almış olun. Büyük bir koz çakmanın mahzuru olmayan durumlarda, asla küçük bir kozla çakmayın. Empas yapmadan büyük bir onörü kullanarak oyunu çıkarabiliyorsanız, öyle yapın, empas yaparak oyunu tehlikeye atmayın.

Briç Köşesi iletişim bilgileri: Süleyman Özel eposta: ozelsuleyman13@hotmail.com

2874


Sanat

Anna Kostenko’nun (1975) resimleri (1)


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2876


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2877


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2878


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2879


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2880


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2881


Antalya Literary Express cilt 1 say覺 5

2882


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.