2017 / Yıl: 7 Sayı: 14
Kün deyince karar kıldı
Sultanın vechinde351 nokta
On seki(i)z bin âlemi
Beyan oldu harf be harf
Ayn aşikâr görününce
Bu sözüm anlamaz fakı352
Kafınan nundan hâsıl
Delik taşı sübhan sanır
Kaf u Nun kadir padişâh
Sübhanallah der çağırır
Pa’yını andan alır
Rabbena’sını ayırır
Vav velâyet meskenidir
Hüve’l-Ebder’im353 diyenler
Lâm Elif ye’den hâsıl
Mekanı lâ-mekan sanır
Lâm elife ikrâr verdik
Hüve’l-Haydar, Hüve’l-Ali
Otuz üç nişan ile
Mekanı müminler gönlü
Pa ile ca, za ile ka
Hükmü baki adil hani
Türkçesi Lam’dan hasıl
İnkârını insan sanır
Kul Fakirim lâm deminde
Kul Fakir’im insan değil
Meskeni görünür Cimde
Söylediği lisan değil
Bu nedir ki cansız tende
Her dem gönüllerde gezer
Mayası demden hâsıl
Anı gören sersem sanır
42. Kesreti347 Âyân348 Sanır349
43. Kulak Sağır Duyuraman Sözünü354
Muhabbete aşık olan
Zamane halkına çevir yüzünü
Kesreti âyân sanır
Kulak sağır duyuraman sözünü
Can’ül-dilden350 meyil veren
Mahlûk355 deccal356 olmuş kaybet izini
Sevdiğini sultan sanır
Doğru dost yoluna varan kalmadı
351 Yüz, çehre. 347 Çok olma durumu, çokluk. Bu dünya, vahdet karşıtı. 348 Aşikar. Belli. Herkesin bilebileceği ve görebileceği. 349 Nefes, 8 Hecelik, Aktaş; Yücel, 1991. (KK13), (KK17). 350 Gönülden, yürekten.
352 Fakih’ten bozma kelime. anadolu’da okuryazar ve bilgili imam, hoca gibi kimselere eskiden verilen unvan. 353 Kevser suresi. 354 Nasihatname, 11 Hecelik, Aktaş; Yücel, 1991. (KK6), (KK19). 355 Yaratılmış olan. 356 Hakk’ı batıl, batılı Hak olarak gösteren.
39