2017 / Yıl: 7 Sayı: 14
Ali olup soyadı kanunundan sonra Oymak
Alan içinde yaptığımız derlemelerle 11 adet
soyadını alan, Horasan erenlerinden evladı
yeni deyiş eklenmiş olup, bazı deyişlerdeki
resul Piri baba evlatlarından olup, Gaziler
anlam ve imla düzeltmeleri açıklanarak ya-
Ovacığı erenlerinden Kul Hüseyin tarafın-
pılmıştır.
dan yetiştirilen ve yörede Ali Ağa olarak adlandırılan, Kul Fakir Ali Ağa’dır.
Kul Fakir, 1837-1938 yılları arasında Amasya’nın Merzifon ilçesi ve Kıreymir
Kul Fakir üzerine 1991 yılında Ali
köyünde yaşamış olan yörenin en güçlü
İhsan Aktaş ve Sabri Yücel tarafından
ruhsal önderlerindendir. Çok uzun boylu,
“Anadolu’da Bir Duru Kaynak” adıyla ya-
iri kemikli, zayıf fakat heybetli, gösterişli
pılmış önemli bir çalışma vardır (Aktaş,
vücutlu bir kişi olarak tarif edilir. Kul Fakir
Yücel, 1991). Çalışmanın baş mimarı olan
gençlik yıllarında uzunca bir süre pehlivan-
Ali İhsan Aktaş, Gümüşhacıköy’de yaşa-
lık yapmış, çalışkan ve bu çalışkanlığıyla
mış, ressam, şair, yazar ve düşünür özelli-
yörede nam yapmış bir şahsiyettir. Kul Fa-
ği de olan çağdaş bir derviştir. Yazar 2014
kir sadece ruhsal alandaki etki ve başarıla-
yılında hakka yürümüştür. Ali İhsan Ak-
rı ile değil, maddi hayata yaptığı katkılarla
taş, Kul Fakir üzerine çalışmasını yaparken
da önemli bir örnek şahsiyettir. Kul Fakir’in
kendi dünyayı anlama biçimiyle bütünleş-
hayatı ona inananlar tarafından yarı efsane-
miş olarak Kul Fakir’i değerlendirmiştir. Bu
vi nitelik kazanmış anlatılarla doludur. Ça-
sebeple deyişlerini özenle değerlendirmiş,
lışmamızda söz konusu anlatılardan da ya-
Kul Fakir’in çağdaş ve derin yönlerini ki-
rarlanılmış ve olması mümkün olan, makul
tapta yansıtmıştır. Ali İhsan Aktaş kendi-
bir Kul Fakir anlatılmaya çalışılmıştır.
si üzerine araştırma yapılması gereken 20. yy Anadolu’sundaki bilge şahsiyetlerden biridir. Çalışmamız esnasında Ali İhsan Aktaş’ın söz konusu kaynak eseri bizim için de temel başvuru kaynağı olmuştur.
Kul Fakir Ali Ağa’nın doğum tarihi hakkında itilaflar vardır. Ali İhsan Aktaş 1873 gibi bize göre çok yakın bir tarihi söyler. Kul Fakir’in deyişinde;
Otuzumda seyran ettim düzümden / İkilik perdesi kalktı gözümden Şükür Hakk’ı birlemişim özümden / Kahkahaynan güldüğüme ağlarım ifadesi yer almaktadır. Burada otuzunda
nin gerçekleştiği ortam olarak Kul Hüseyin
bu yolda gönül gözünün açıldığını, ikilik
ile birlikte iken yaşanan güreş ortamından
perdesinin gözünden kalktığını, vahdete
bahsedilir. Söz konusu ortam ve durum yö-
erdiğini işaret eder. Yine Kul Fakir üzeri-
renin çağdaş dervişlerinden Cuma Zeytün-
ne anlatılan söylencelerde bu vahdet hali-
lü tarafından şöyle aktarılmıştır;
5