ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
kunda bir hükmün hukukîliğinin tespiti, en
şüphelenildiğinde veya hakkında herhan-
az iki adil ve şahidlik vasfını hâiz kişinin şe-
gi bir şikâyette bulunulduğunda, bu duru-
hadeti ile mümkündür. Şahidlerin -hüccette
mun teftişinde ve aynı zamanda Anadolu
de görüldüğü gibi- ismi, babasının ismi ve
ve Rumeli’deki seyyidlerin teftişlerinde
mesleği yazılırdı. Şühûdü’l-hâl olarak görev
Nakîbü’l-eşrâf’a
yapan kişiler, şehrin ileri gelenleri arasın-
Nakîbü’l-eşrâf Çavuşları görevlendirilmek-
dan ve güvenilir kişilerden seçilmekteydi.
teydi. Yine seyyid olmadığı halde başına
Bu bölümde dikkatimizi çeken husus şahid-
yeşil sarık saranları tespit etmek ve onları
lerin tamamının seyyid olduğudur. Konu
yaptıkları davranıştan vazgeçirmek de gö-
seyyidlik davası olduğu için bilirkişilerin de
revleri arasındaydı.20 Herhangi bir suç işle-
seyyidlerden olmasına özen gösterilmiştir.
yip tevkif edilmeleri gereken seyyidler ise
Nakîbü’l-eşrâf Defterlerinde dava kararları-
Nakîbü’l-eşrâf başçavuşunun denetiminde-
nın sonunda şühûdü’l-hâllerin bir kısmının
ki Nakîbü’l-eşrâf konağındaki tevkifhanede
isimleri yazılır, diğerlerine “ve gayrihim
tutulurdu.21
mine’l-hâzirin” (Çadırcı, 1991: 90), “gayruhum” veya “es-sâbıkûn” denilerek sadece işaret edilir ya da önceki kaydın şahitlerine atıfta bulunulurdu. Bazı Nakîbü’l-eşrâf Defterlerinin ilk sayfasında “Bu kitabın içerisindekileri, ileri gelenlerin huzurunda fürû‘ ve usûl konusunda; kuralları, şartları ve prensipleri noktasında Kitâb, sünnet ve şer‘-i şerîfe mutabık buldum.” ifadesi yer 18
almaktadır.
yardımcı
olmak
üzere
Seyyidlere verilen Siyâdet hüccetinin sol üst köşesinde hücceti düzenleyen Nakîbü’leşrâf’ın imzası yer alırdı. İmzada Nakîbü’leşrâf’ın ismi, babasının ismi ve hücceti nerede düzenlediği yazılıdır. Özellikle II. Nakîbü’l-eşrâf Seyyid Muhterem Efendi’den sonraki nakîblerin düzenlediği siyâdet hüccetlerinde “mahruse-i Edirne,22 mahruse-i Kostantiniyye” gibi ifadelerle hüccetin düzenlendiği yerin belirtildiği müşahede edil-
Bu siyâdet hüccetindeki şuhûdü’l-hâl
mektedir. Siyâdet hüccetinde, hücceti düzen-
bi-
leyen Nakîbü’l-eşrâfın mührü bulunur, eğer
meclisi’n-nikâbe li’l-ıtrati’t-tâhireti’l-fâhire”
sonraki tarihlerde siyâdet teftişi yapılmışsa
ifadesiyle “Nakîbü’l-eşrâf Çavuşları”ndan
dönemin Nakîbü’l-eşrâfının da mührü aynı
oluşmuştur. Nikâbet teşkilâtının kurul-
belgeye vurulurdu. Nakîbü’l-eşrâf Defterle-
masından sonra Nakîbü’l-eşrâf’a yardım-
rindeki seyyidlik kaydının yanına ise teftiş-
cı olmak üzere Nakîbü’l-eşrâf Çavuşları
ten sonra “Görülmüştür” ifadesi yazılırdı.
(müfettişleri) adı altında bir memuriyet ih-
Her hangi bir şüphe ya da iptal söz konusu
das edilmiştir.
ise seyyidin ismi ve kaydın tamamı çerçeve
rüknü:
“Min
Cevâvişi’l-Fâtımiyyîn
19
Bir seyyidin siyâdetinden
18 MŞH, ND, defter nr. 71, s. 2-4.
20 MŞH, ND, defter nr. 5, vr. 36a.
19 BOA, Hatt-ı Hümâyûn, nr. 26846; Meşîhat Arşivi, Nakîbü’l-eşrâf Defterleri, nr. 19, vr. 2a.
21 BOA, Hatt-ı Hümâyûn, nr. 26846; nr. 51442.
138
22 BOA, İbnü’l-Emin, Ensâb, nr. 9.