Güngören Dergi - Şubat 2016

Page 1



BAŞKAN’DAN Sevgili Güngörenliler; Sizlere hizmet etme sevdasıyla talip olduğumuz ve bu uğurda gecegündüz demeden çalıştığımız Güngören ilçemizi bir taraftan yenileyip daha yaşanabilir bir hale getirirken diğer yandan da şehirlilik algısı yüksek, daha donanımlı ve şehrin dokusuna katkılar sunan bireylerin yetişmesi için çaba gösteriyoruz. Zira biliyoruz ki bir şehri var eden ve yarınlara taşıyacak olan şey sahip olduğu binalardan ziyade kültürel birikiminin zenginliğidir. Kültürel ve geleneksel değerlerini kaybeden bir şehirden toplumsal ve mekansal organizasyona sahip olmasını beklemek hiç şüphesiz beyhude bir umuttur. Altyapı sorunlarını halletmiş bir belediye olarak bu ilçede yaşayan insanlara yaptığımız kültürel ve eğitimsel yatırımları bundan böyle de artırarak devam ettireceğimizi ifade ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. Huzurlu bir ay geçirmeniz dileğiyle... Ş. YÜCEL KARAMAN GÜNGÖREN BELEDIYE BAŞKANI


İÇİNDEKİLER > ŞUBAT 2016

02 > 03

50

GEZ-GÖR-YE >

DAĞ VE DENİZİN MUHTEŞEM BULUŞMASI:

16 ŞEHIR >

İSTANBUL’UN

DİKİLİTAŞLARI

BALIKESİR

10 05 06

GÜNDEM-HABER >

GÜNGÖREN DAHA SAĞLIKLI

Güngören Belediyesi’nin, sağlıklı ve temiz çevre için dezenfeksiyon çalışmaları çerçevesinde Güngören’deki ev ve işyerleri ilaçlanıyor.

GÜNDEM-HABER >

KANKA’YA TAZE KAN

Kan bağışının önemine farkındalık oluşturmak için kurulan Güngören Belediyesi Kan Kardeşliği Kulübü’ne (KANKA) son olarak şair Ahmet Selçuk İlkan katıldı.

GÜNDEM-HABER

YENİ YERİMİZDEYİZ

Güngören Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü hizmet kalitesini arttırmak için tüm alt birimleri tek bir çatı altında toplayarak yeni hizmet binasına taşındı.

12

KENTLİLİK

GENÇLER BU MECLİSTE KONUŞUYOR

Güngören’de gençlerin bir meclisi var! Uluslararası referans olma yolunda hızla ilerleyen Gençlik Meclisi eylem planlarıyla hayalleri gerçeğe dönüştürüyor.

İstanbul’da çok eski dönemlerden kalma bir çok tarihi dikilitaş mevcut. İstanbul’u süslemek için getirilen ve bir çoğu tılsımlı olarak kabul edilen bu dikilitaşların tarihi arasında keyifli bir yolculuğa hazır ımsınız?

30

TEKNOLOJİ-BİLİM >

TEKNOLOJİ

HAYATIMIZDA Bilim ve teknoloji dünyasında yaşanan kayda değer gelişmelere göz atmak isterseniz sizleri sayfamıza bekliyoruz.

46

43

24

ÖDEV YOK SOSYALLİK VAR

ZİKA VİRÜSÜNE DİKKAT

BANYONUZUN SÜS BİTKİLERİ

EĞITIM >

MEB daha çok sanata, spora ve kitaba teşvik için bu yıl başlattığı ödevsiz yarıyıl tatili uygulamasını devam ettirecek.

SAĞLIK >

Latin Amerika ülkelerinde yayılan zika virüsü Dünya Sağlık Örgütü’nü alarma geçirdi.

AILE >

Banyo dekorasyonunuzda sıradanlıktan uzaklaşıp bitkilere yer açmaya ne dersiniz?


34

GEZI> KEŞFETMEYE DEĞER:

PERU

Güney Amerika kıtasının en gizemli ülkelerinden olan Peru’nun tarihi ve doğal güzelliklerini aralıyoruz bu ay. İnka medeniyetinin izinden bugünlere yaptığımız yolculuğa eşlik etmek ister misiniz?

GÜNGÖREN DERGİ www.gungorendergi.com

GÜNGÖREN BELEDIYESI’NIN AYLIK SÜRELI YAYIN ORGANIDIR.

YIL: 3 > SAYI: 35 > ŞUBAT 2016 İMTİYAZ SAHİBİ GÜNGÖREN BELEDİYESİ ADINA ŞAKİR YÜCEL KARAMAN YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ İRFAN ERSAN YAYIN KOORDİNATÖRÜ FATİH DOĞAN

58

KÜLTÜR SANAT>

GÜNGÖREN VE

İSTANBUL’DA BU AY

Konferanstan fuara, tiyatrodan konsere, sinemadan sergi ve atölyeye kadar şubat ayının önemli kültür ve sanat etkinlikleri arasında kısa bir tur yapıyoruz.

YAYIN YÖNETMENİ SÜHA YILDIZ SANAT YÖNETMENİ E. FURKAN ŞAHİN YAYIN KURULU YASEMİN EKMEKCİ TASARIM REYYAN ORGANİZASYON FOTO MUHABİRİ MURAT KUŞ YÖNETİM YERİ Güven Mahallesi Marmara Cad. Belde Sokak No: 38 34160 Güngören / İstanbul Tel: 0 212 449 55 00 www.gungoren.bel.tr MATBAA İMAK OFSET Merkez Mah. Atatürk Cad. Göl Sokak. No:1 Yenibosna Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 656 49 97


GÜNDEM HABER > ŞUBAT 2016

04 > 05

BELEDİYE PERSONELİ EĞİTİMDEN GEÇTİ GÜNGÖREN BELEDIYESI’NIN HIZMET KALITESINI ARTTIRMAK IÇIN PERSONELINE YÖNELIK BAŞLATTIĞI EĞITIM ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI. 96 SAATTE TAMAMLANAN EĞITIMLERE 228 PERSONEL KATILDI. GÜNGÖREN BELEDIYESI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞITIM MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN belediyemiz personeline yönelik organize ettiği meslek içi eğitimlerin ilk ayağı tamamlandı. Personelimize Proaktif ve Empatik İletişim Teknikleri, Stres Yönetimi, Öfke Kontrolü ve Çatışma Çözme Becerileri, Problem Çözme, Müzakere ve Karar Alma Teknikleri

ve Müşteri Memnuniyeti ve Halkla İlişkiler konularında dört günlük eğitim verildi. Prof Dr. Aytaç Açıkalın, Prof Dr. İsmet Barutçugil, Gurbet Altay ve Uz. Dr. Kazım Yurdakul gibi konularında uzman kişilerin verdiği eğitimler toplam 96 saatte tamamlandı. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere altı grup halinde düzenlenen

eğitimler Köyiçi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Düzenlenen üç haftalık eğitime 228 personel katıldı. Eğitimlere katılanlara sertifikalarını Başkan Yardımcısı Ensar Özcan ve birim müdürleri tarafından takdim edildi. İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü’nün personele yönelik düzenlediği eğitim çalışmaları 2016 yılı içerisinde de devam edecek.


ĞIŞININ A B N A K E ÖNEMIN DALIK FARKIN RMAK OLUŞTU ULAN IÇIN KUR EN R G Ü NG Ö ESI KAN IY D E L E B LIĞI KARDEŞ ) (KANKA E ’N Ü B KULÜ AK ŞAIR R A L O SON SELÇUK AHMET . E OL DU Y Ü N A İLK ACIL KAN IHTIYACINI KARŞILAMAK, KANA IHTIYACI OLANLARLA kan vermek isteyenleri buluşturmak ve kan bağışının önemine dikkat çekerek toplumda farkındalık oluşturmak için 2006 yılında yola çıkan Güngören Belediyesi Kan Kardeşliği Kulübü’ne (KANKA) sanat, edebiyat, futbol

Z I M ’ A K N A K İLKAN İ

YEİRNAHMET SELÇUK ŞA

dünyasından ünlü isimler destek vermeye devam ediyor. Aralarında İskender Pala, Ertuğrul Sağlam, Can Dündar, Dücane Cündioğlu, Şahan Gökbakar, Hakan Ünsal, Erdoğan Arıkan, İlyas Salman, Yaşar Alptekin, Sinan Akçıl, Mustafa Ceceli ve Uğur Işılak gibi ünlülerin de bulunduğu KANKA üyeleri arasına son olarak şair Ahmet

Selçuk İlkan da katıldı. Tokat Kültür Haber Dergisi tarafından düzenlenen, 9. Tokat’ın En’leri Ödülleri programına katılan İlkan, “Güngören Belediyesi Kan Kardeşliği Kulübü” hakkında bilgiler aldı ve projeye destek vererek üye oldu. Projeyi takdir ve beğeni ile karşılayan Ahmet Selçuk İlkan kulübün en taze üyesi oldu.

SOKAK HAYVANLARI İÇİN NÖBETTEYİZ GÜNGÖREN BELEDIYESI VETERINER İŞLERI MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN EKIPLERI, soğuk kış şartlarında yiyecek bulmakta zorlanan sokak hayvanlarına sahip çıkmaya devam ediyor. Sahipsiz kedi ve köpekleri elleriyle

besleyen ve tedaviye ihtiyacı olan hayvanlara yardımcı olan ekibimiz soğuk kış şartlarında hastalanan ya da aç kalan sokak hayvanlar için yeni bir uygulamayı devreye soktu. Güngören Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü “Hayvan

Besleme ve Acil Vakalara Müdahale ekibi” kurdu. Tüm kış çalışmalarına devam eden ekipler aynı zamanda kar yağışında hayvanlar için de nöbet tutacak.


GÜNDEM HABER > ŞUBAT 2016

06 > 07

SOSYAL YARDIM İŞLERI MÜDÜRLÜĞÜ YENI YERINDE GÜNGÖREN BELEDIYESI SOSYAL YARDIM İŞLERI MÜDÜRLÜĞÜ HIZMET KALITESINI ARTTIRMAK VE TÜM ALT BIRIMLERI TEK BIR ÇATI ALTINDA TOPLAYARAK YENI HIZMET BINASINA TAŞINDI. GÜNGÖREN BELEDIYESI SOSYAL YARDIM İŞLERI MÜDÜRLÜĞÜ tüm alt birimleri ile birlikte hizmet kalitesini arttırmak ve vatandaşlara tek bir merkezden daha iyi hizmet vermek adına Gençosman Mahallesi’ndeki yeni yerine taşındı. Temiz Evim, hasta nakil, Cenaze Hizmetleri ve ADM ( Aile Danışma Merkezi) ile tüm sosyal yardım işleri ekibi yeni hizmet binasında hizmet verecek. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’müzün yeni adres ve telefon numaraları ise şöyle oldu. Adres: Gençosman Mahallesi Doğan Bey Caddesi Damla Sokak No:2 Telefon: 0212 562 63 92


GÜNGÖREN’DE ERIŞILEBILIRLIK BIRINCI SIRADA GÜNGÖREN BELEDIYESI 2004 YILINDA BAŞLAMIŞ OLDUĞU ‘ERIŞILEBILIR STANDART YOL’ YAPIMINA HER GEÇEN GÜN BIR YENISINI EKLIYOR.

GÜNGÖREN BELEDIYESI, ILÇENIN ÇEHRESINI DEĞIŞTIRMEK VE HALKIN YAŞAM KALITESINI ARTIRMAK IÇIN çalışmalarına aralıksız devam ediyor. İlçenin altyapı sorununun yüzde 96’sını tamamlayan belediye yetkilileri, Erişilebilir Standart Yol çalışmaları ile hem görselliği hem de ulaşımı iyileştiriyor. Her ay yeni bir cadde ve sokakta çalışmalarını sürdüren yetkililer, altyapısı tamamlanan tüm cadde ve sokakları Erişilebilir Standart Yol haline getirmeye devam ediyor. Önceliği altyapı düzenlemesi olan Erişilebilir Standart Yolların; kaldırımlarının genişletilerek, yayaların ve engellilerin kullanımını kolaylaştırıyor olması, antialerjik polen üretmeyen ve dört mevsim yeşil kalan ağaçlar kullanılması, cep parklar ve estetik aydınlatmalar ilk

göze çarpan özellikleri arasında. Geçtiğimiz yıl başlayan Gençosman Mahallesi’nde; Doğanay Caddesi, Dündar ve Dülger Sokakları’nda çalışmalar devam ederken Güngörenlilerin talep ve isteklerini önceleyen Güngören Belediyesi Kebapçılar bölgesi olarak tanınan Köyiçi’nde bulunan; İkbal, Tayfun, Aydınlar, Bahar Bağ ve Bağcı Sokaklarda Erişilebilir Standart Yol çalışmalarına başladı. Güngören Belediyesi, kentsel estetiğin ve kalitenin artırılması amacıyla 2004 yılında başlattığı “Erişilebilir Standart Yol” projesi kapsamında, araçlar yerine insana saygıyı öne alan bir anlayışla kadın, çocuk ve engelliler için huzur ve güven dolu yollar inşa etme yönündeki çalışmalarını sürdürüyor. Önceliği altyapı düzenlemesi olan Erişilebilir Standart Yolların;

kaldırımlarının genişletilerek, yayaların ve engellilerin kullanımını kolaylaştırıyor olması ve araçların yaya trafiğini aksatmayacak şekilde park etmesini kolaylaştıran cep park uygulaması ilk göze çarpan özellikleri arasında. Ayrıca, antialerjik polen üretmeyen ve dört mevsim yeşil kalan ağaçlar, estetik parke taşları ve süs aydınlatmaları ile zenginleştirilen Erişilebilir Standart Yollar kapsamında cadde ve sokaklar göz alıcı bir güzelliğe sahip oluyor. Engelli vatandaşların da unutulmadığı “Erişilebilir Standart Yol “çalışmalarında kaldırımlara görme engelli vatandaşlara kılavuzluk edecek yönlendirme zemin çalışmalarının yanı sıra tekerlekli sandalye kullanan vatandaşlar için de zemin eğim çalışmaları titizlikle planlanıyor.


GÜNDEM HABER > ŞUBAT 2016

08 > 09

GÜNGÖREN LIGI YARIŞLARI

DEVAM EDIYOR

GÜNGÖREN BELEDIYESI’NIN ÖDÜLLÜ PROJESI GÜNGÖREN BILIM KÜLTÜR SANAT VE SPOR LIGI YARIŞLARI TÜM HIZIYLA DEVAM EDIYOR. GÜNGÖREN BELEDIYESI’NIN ÇOCUKLARI VE GENÇLERI bilime, sanata, kültüre ve spora yönlendirmek, kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp çağdaş hedefler doğrultusunda yarınlara doğru emin adımlarla ilerlemelerini sağlamak amacıyla hayata geçirdiği Güngören Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Ligi heyecanı tüm hızı devam ediyor. Güngörenli öğrencilerin katılımıyla

gerçekleşen ve Türkiye’nin en kapsamlı öğrenci olimpiyatı olma özelliği taşıyan Güngören Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Ligi 11. yılını kutluyor. Her yıl artan katılımcı sayısı, proje çeşitliliği ile ilçe sınırlarını aşan ve milli takımlara sporcu kazandıran önemli bir sosyal sorumluluk projesine dönüşen Güngören Ligi’nde; Güzel Türkçemiz, Bilgi Yarışmaları, Voleybol, Kitap

Okuma, Münazara, Futbol, İstiklal Marşı Okuma gibi 34 farklı branş ve 209 alt branşta yarışan öğrenciler rakipleri ile zorlu mücadeleyi sürdürüyor. Eğitim öğretim yılı boyunca devam eden yarışlarda, gösterdikleri performansları ve yarışma ruhuna uygun centilmenlikleriyle, izleyenlerin takdirini topluyor.


YENI GERI DÖNÜŞÜM KUTULARI

OKULLARDA YERINI ALDI GERI DÖNÜŞÜM KONUSUNA HASSASIYETLE YAKLAŞAN GÜNGÖREN BELEDIYESI TEMIZLIK İŞLERI MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN OKULLARA BIR YENILIK DAHA... GERI DÖNÜŞÜM KONUSUNDA EĞITIM VE BILINÇLENDIRME ÇALIŞMALARINA önem gösteren Güngören Belediyesi her yıl öğrencilere yönelik eğitimlerine ve teşvik çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Her yıl eğitim çalışmaları ve ödüllü geri dönüşüm çalışmaları düzenleyen Temizlik İşleri Müdürlüğü, geri dönüşüm bilincini artırmak, okullarda oluşan geri dönüştürülebilen atıkların toplanmasını ve kolayca ayrıştırılmasını sağlamak amacıyla ilçedeki tüm okullara plastik şişe ve kapak toplanma kutusu yerleştirdi. Geleceğin yetişkinleri olacak çocuklara, atıkların ülke ekonomisine geri kazandırılması için doğru değerlendirilmesi gerekliliğinin aktarılmasını

amaçlayan Temizlik İşleri Müdürlüğü, Güngören’deki okullarda öğrencilere, geri dönüşümü mümkün atıklar, bu atıkların ayrıştırılması ve muhafaza edilmesi, çevreyi korumak için birey olarak üzerimize düşen görevler konularında bilgi verilirken neden ambalaj atıklarını diğer atıklardan ayrı biriktirmeleri gerektiği, kaynağında ayrıştırılan ve bilinçli bir şekilde depolanan atıkların, ülke ekonomisine katkısı, çevrenin ve ormanlarımızın korunmasına katkısı da vurgulanıyor. Eğitimler ve eğitim gezilerinin ilçemizde hayata geçirilmesi için özellikle ortak kullanım alanlarına kağıt, pil gibi atık toplama kutuları yerleştiren ekiplerden bir yenilik geldi. Pet şişe ve kapak toplama kutusu şık ve eğlenceli tasarımı ile ilçedeki tüm ilkokul, ortaokul ve liselerde yerini

aldı. Ayrıca bu kutularda toplanan geri dönüşüm malzemeleri okullar arası düzenlenen yarışmalarda da değerlendirmeye alınacak. Böylece öğrenciler geri dönüşüme katkı sağlarken okullarını geri dönüşüm yarışında bir adım öne taşıyacak.


GÜNDEM HABER > ŞUBAT 2016

10 > 11

GÜNGÖREN

DEZENFEKTE EDILIYOR GÜNGÖREN BELEDIYESI’NIN, SAĞLIKLI VE TEMIZ ÇEVRE IÇIN DEZENFEKSIYON ÇALIŞMALARI ÇERÇEVESINDE GÜNGÖREN’DEKI EV VE IŞYERLERI ILAÇLANIYOR.

HALK VE ÇEVRE SAĞLIĞI KONUSUNDA ÇALIŞMALARINI TITIZLIKLE YÜRÜTEN GÜNGÖREN BELEDIYESI

Veteriner Müdürlüğü, Güngörenlilerin, daha temiz, sağlıklı ve steril ortamlarda yaşamaları için ilaçlama çalışmalarını sürdürüyor. Yıl boyunca

gerçekleştirilen dezenfekte ve ilaçlama çalışmaları kapsamında, Güngörenlilerin talepleri doğrultusunda ev ve işyerleri ilaçlama ihtiyaçlarını da yine Güngören Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekiplerince yapılıyor. Ev ve işyeri ilaçlamalarının yanı sıra, tüm yıl periyodik olarak devam eden; ibadethaneler, ilçedeki yeşil alanlar, çocuk parkları, ağaç dipleri kene ve haşerelere karşı ilaçlamalar sürerken, ortak kullanım alanlarında bulaşıcı hastalıkları, kötü kokuları ve haşereleri önlemek amacıyla sağlık ocakları, okullar, pazar yerleri, konteynerler, su depoları da belirlenen program kapsamında düzenli olarak ilaçlanarak dezenfekte ediliyor.


2016 YILI

KAPALI ALAN İLAÇLAMA

FİYAT LİSTESİ Haşere mücadele ilaçlama

1. Konutlarda 100m2ye kadar 2. 100m2den sonra her m2 için 3. İşyerlerinde 100 m2 ye kadar 4. 100m2 den sonra her m2 için 5. 50m2 den az olan iş yerlerinde 6. Periyodik ilaçlama istenilen iş yerlerine

60 TL 50 Krş 60 TL 50 Krş 40 TL %15 indirim yapılması

Hamamböceği ilaçlama jel tüplü

1. Konutlarda 100m2ye kadar 2. 100m2den sonra her m2 için 3. İşyerlerinde 100m2 ye kadar 4. 100m2 den sonra her m2 için 5. 50m2 den az olan yerlerde 6. Periyodik İlaçlama Yapılan İşyerlerinde

60 TL 50 Krş 60 TL 50 Krş 40 TL %15 indirim yapılması

Fare İlaçlama

1. Konutlarda 100m2ye kadar 2. 100m2den sonra her m2 için 3. İşyerlerinde 100m2 ye kadar 4. 100m2 den sonra her m2 için 5. 50m2 den az olan yerlerde 6. Periyodik İlaçlama Yapılan İşyerlerinde

60 TL 50 Krş 60 TL 50 Krş 40 TL %15 indirim yapılması


KENTLİLİK > ŞUBAT 2016

12 > 13

GÜNGÖRENLİ GENÇLİĞİN

MECLİSİ VAR! GÜNGÖREN’DE OLDUKÇA AKTİF FAALİYETLER YÜRÜTEN GENÇLİK MECLİSİ, HER YIL DÜZENLİ OLARAK GERÇEKLEŞTİRİLEN PROGRAMLAR DIŞINDA HER GEÇEN GÜN YENİ ETKİNLİKLER DÜZENLEYEREK ULUSLARARASI REFERANS OLMA NOKTASINDA HIZLA İLERLİYOR. MERKEZI YÖNETIMIN, YEREL YÖNETIMIN, KAMU KURUMU NITELIĞINDEKI meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla, hemşehricilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzmanlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmalarını ifade eden Kent Konseyi bünyesindeki Gençlik Meclisi çalışmalarını aktif şekilde yürütüyor. Kurulduğu günden bu yana çalışmalarına ilçedeki gençleri dinleyerek, onların istek ve ihtiyaçlarına uygun içerik oluşturan Gençlik Meclisi, her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen programlar


dışında her geçen gün yeni etkinlikler düzenliyor. Her alanda ve uluslararası düzeyde yetkin ve kendine güvenen, çok boyutlu ve bağımsız düşünce yeteneği ile donanmış, toplumsal sorumluluk bilincine sahip bireyler yetiştirmek; geçmişten bu güne medeniyetimiz öncülüğünde etik değerlere saygılı şuurlu, bilinçli bir kuşağın yetişmesine ortam hazırlamak amacı ile hareket eden Gençlik Meclisi bu felsefesini mihenk taşı kabul ediyor. ULUSLARARASI REFERANS NOKTASI “Katılımcı farklılığa saygılı, özgürlükçü bir kurum kültürü içinde, tüm paydaşların gereksinimlerine duyarlı, yenilikçi, disiplinler arası bir altyapı ile öncülüğe yol açan özgün bilginin oluşturulmasını ve yayılmasını sağlayan, araştırma ve eğitim alanındaki yaratıcılığı ile uluslararası bir referans noktası olmayı hedeflemekteyiz” düsturuyla yola çıkan Gençlik Meclisi, yerel yönetimler kapsamında gençlik meclisi çalışmalarıyla divan, yönetim komisyonlarıyla bütün gençlik çalışmalarında yer alıyor. İlçede belediye ve sosyal sorumluluk projeleri çalışmalarında köprü görevi görerek faaliyetlerin öncülüğünü üstleniyor. Meclis, araştırmaya meraklı, bilme merak sarmış bütün gençlerle çalışabilecekleri üretebilecekleri ortam hazırlıyor. Tarihini okuyan irdeleyen özümseyen ve bunu gelecek nesillere aktaran bir topluma alt yapı hazırlamak meclisin amaçlarının temel konularından. Sosyal sorumluluk projelerine ilgi duyan topluma yabancı kalmayan bireylerin yanında olan meclis, yapacağı çalışmaları ve planlarını sürekli paylaşarak istişare ediyorlar. Gençlik Meclisi’nin 2015 yılında gerçekleştirdiği bazı etkinlik ve programlar ise şunlardan oluşuyor:

ÇANAKKALE KISA FİLMİ Komisyonlarında bulunan tanıtım medya birimi tarihi yerinde yaşatmak adına bir ekip dahilinde Çanakkale ruhunu için gençler aracılığı ile kısa film çekti. Yapılan projenin özümsenmesi adına mesafeleri aşarak bu duyguyu yerinde yaşamak isteyen ekip Çanakkale’yi mercek altına aldı.

’’BİR HİLAL UĞRUNA’’ PROJESİ Üzerinde uzun zaman çalıştıkları akademisyen ve tarih uzmanlarından profesyonel destek eşliğinde gerçekleştirilen bu proje, başlı başına rapor halinde sunulabilecek kapsamlı bir çalışma. Uzman tarih akademisyenleri eşliğinde Türk-İslam tarihi sentezi çatısı altında, yaş sınırı belirlemeden oluşturulan, projeye katılım sağlayacak gençler, kendileri için sıkılmadan, keyifle okuyabilecekleri kitaplar belirledi ve temin etti. Fizibilitesini daha önce yapmış oldukları programın kitap okuma safhasında okuyuculara kitapları hediye ederek bu keyifli organizasyonun ilk adımını da atılmış oldular. Hemen akabinde okunan kitabı sıcağı sıcağına projedeki diğer gençlerle mütalaasını yaparak zihinlerde beyin fırtınası gerçekleştirip irdeleme metodunu izlediler. Projenin olmazsa olmazı, bilineni yerinde görmeden olmaz, diyerek Selçuklu medeniyetine ev sahipliği yapmış


KENTLİLİK > ŞUBAT 2016

14 > 15

Konya’yı ziyaret ederek olayları analiz ettiler. Bu metot, katılan gençlerin çok daha iyi bir şekilde tarihe merak duyup soru sorarak cevap bulmalarını sağlamış oldu. Bu istikrarı Konya-Edirne-İstanbul şeklinde devam ettirerek program tamamlandı. Kalabalık bir genç topluluğuna, tarihe ışık tutan, kayda değer kitaplar okuyan ve bu tarihi anları yerinde görmeleri sağlanarak bilinçlenmeleri adına atılacak tohumların ekilmesi programın amacına ulaşmasını sağladı.

GÜNGÖREN ŞİİR OKUYOR İlçedeki gençleri okuma ve yazmaya alıştıran keyifli bir programa imza atan gençlik meclisi iki yıldır sürdürdüğü ‘Güngören Şiir Okuyor’ programıyla gençleri kendilerine hitap eden şair ve ozan öncü isimlerle buluşturuyor.

DARÜLACEZE ZİYARETİ Önemli gün ve haftalara uygun etkinlikler düzenlemenin yanı sıra her fırsatta büyüklerinin ellerini öpmeyi alışkanlık haline getiren meclis üyeleri, yaşlıları ziyaret ederek hem bilgi ve tecrübelerinden yararlanıyor hem de hayır dualarını alıyorlar.


HAYALİMİN PEŞİNDEYİM Lise 11 ve 12. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen, İstanbul’daki üniversiteleri tanımaları, şartlarını, ortamlarını yerinde görmelerini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen “Hayalimin Peşindeyim” projesi gençleri bir araya getiriyor. Bu yıl beşincisi gerçekleştirilecek olan proje üniversite sınavına hazırlanan gençler için hem üniversite ortamını hem de bölümleri yerinde, yetkililerinden öğrenme fırsatı buluyor.

“TRT GENÇLER UÇUYOR’’ PROGRAMI Yaptığı sosyal sorumluluk projeleri, gençlere yönelik eğitim programları ve okullardaki çeşitli programları ile dikkat çeken Güngören Belediyesi Gençlik Meclisi, TRT’de yayınlanan ‘Gençler Uçuyor’ adlı programa konuk oldu. Gençler adına ufuk açıcı fikirlerin konuşulduğu programa katılım sağlayan meclis üyeleri, programda gelecek projelerini anlattı. GENÇLİK MECLİSİ ÇALIŞTAYI Güngören’deki gençler için ne yapıldı ve neler yapılabilir konularına yoğun mesai harcayan meclis üyeleri yaptıkları işleri ve projelerini gözden geçirmek, yeni projeler ve çalışmalar konusunda Konya’da bir çalıştay düzenledi. GENÇLİK MECLİSLERİ TOPLANTISI İl Gençlik Meclisi daveti üzerine İstanbul geneli gençlik meclisi başkan ve divan üyelerinin katılım sağladığı toplantılarda diğer ilçelerin meclis başkanlarıyla tanışma ve istişare fırsatı buldular.


ŞEHİR > ŞUBAT 2016

16 > 17

SEMİH YAĞMUR

ISTANBUL’UN

DIKILITASLARI YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİN İLGİSİNİ ÇEKEN BİR ÇOK DİKİLİTAŞ MEVCUT İSTANBUL’DA. ROMA, BİZANS VE OSMANLI İMPARATORLUĞU DEVRİNDE İSTANBUL’U SÜSLEMEK İÇİN GETİRİLEN BU TAŞLARIN BİR ÇOĞUNU HALK TILSIMLI OLARAK KABUL EDİYOR. BU AY İSTANBUL’U SÜSLEYEN BU DİKİLİTAŞLARIN TARİHİ ARASINDA BİR YOLCULUK YAPIYORUZ.


İSTANBUL; ROMA, BIZANS VE OSMANLI İMPARATORLUĞU’NA BAŞKENTLIK ETMIŞ KADIM BIR ŞEHIR. Bu şehri süslemek için ta o zamanlardan beri şehrin belirli noktalarına yerleştirilen ve halk tarafından “tılsımlı” olduğuna inanılan dikilitaşlar, günümüzde de yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Özellikle Bizanslılar, İstanbul’un dört bir yanını Roma ve Mısır’dan getirilen dikilitaşlarla donatmıştı. İstanbul’un en yaşlı anıtı sayılan ve halk arasında “Dikilitaş” diye bilinen I. Theodosius Sütunu, hâlâ Sultanahmet Meydanı’nda görenleri etkilemeye devam ediyor. Sadece İstanbul’da değil dünyanın birçok büyük kentinde de dikilitaş mevcut. Özellikle Roma, Paris ve Londra’da, kaideler üzerinde yükselen bir çok taş anıtlar bulunuyor. Tarihi kaynaklarda ve halk arasında “dikilitaş” (obelisk) ismi ile tanınan bu anıtların başlangıcı çok eskiye dayanıyor. Mısır’da, Ön Asya uygarlıklarında sayıca pek fazla olmasa da dikilitaşları

andıran bir takım taş anıtlar bulunuyor. Bunun yanında Mezopotamya’da Sümerler’in, Babilliler’in, Hititler’in kutsal alanlarında, Eski Yunan’da ise mezarlıklarda dikilitaşlara rastlanıyor.

DİKİLİTAŞ BİR ROMA GELENEĞİ Roma şehircilik anlayışına göre meydanlar, kentlerin çekirdeğini oluştururdu. Halkın buluşma ve alışveriş merkezi olan bu meydanlara anıt dikilmesi de bir Roma geleneğidir. Bu bazen bir şadırvan, bazen bir tak, bazen de bir dikilitaş olabilir. Bunun için Romalılar, gittikleri her yerden ülkelerine ganimet olarak dikilitaşlar getirirlerdi. Bugün Avrupa’nın önemli tüm kentlerini süsleyen dikilitaşlar, işte bu Roma geleneği sayesinde dikilmişlerdi. Bunlara örnek olarak, Roma’da, San Giovanni Latarano Meydanı’ndaki “Circo Massimo”, Vatikan’ın içindeki San Pietro Meydanı’ndaki “Vatican”, Roma Navona Meydanı’nda “Caracalla”, Roma’da “Campus Martius”, Paris’in tarihi Concorde

Meydanı’ndaki “Luxor”, İngiltere’de Thames rıhtımındaki “Londra” dikilitaşlarını saymak mümkün. Bugün İstanbul’da Bizans döneminden kalma 7 adet dikilitaş vardır. Bir çok turistin uğrak yerlerinden olan bu taşlar değişik noktalarda cazibe merkezi olmayı sürdürüyor. İşte İstanbul’da gizemini koruyan yedi dikilitaş...


ŞEHİR >> ŞUBAT 2016 MART 2015

18 > 19

Yılanlı Sütun Sultanahmet SULTANAHMET MEYDANI’NDA Dikilitaş’ın hemen yanında toprağın içine gömülü gibi duran bu taş, Burmalı ya da Yılanlı Sütun adıyla anılır. Bu dikilitaşın anavatanı Roma’dır. Burmalı sütun ya da diğer adıyla Yılanlı Sütun M.Ö. 500 sonlarında Yunanlıların, ülkelerini istila eden Persler’e karşı kazandıkları zaferin anısı olarak, ele geçen silahların eritilmesiyle yapılarak, şükran ifadesi olarak Apollon Tapınağı’na armağan edildi. Başkentini süslemek isteyen I. Konstantin, sütunu 324’te İstanbul’a getirtti. Günümüze 29 boğumu ulaşan sütunun, şehri böceklere ve sürüngenlere karşı korumak için büyülü güçlere sahip olduğuna inanılırdı. Sütuna ait yılan kafalarından ikisi kayıpken, biri İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor. Yılanlı Sütun ve Dikilitaş’ın bulunduğu alanın Osmanlılar zamanında da önemini koruduğunu bazen eğlence bazen de ceza infazı gibi önemli olaylara sahne olduğunu da belirtelim. 1530 yılında Kanuni Sultan Süleyman üç şehzadesinin yani Mustafa, Mehmet ve Selim’in sünnet düğününü bu alanda yaptırmıştı.


Milyon Taşı Sultanahmet İSTANBUL’DA BIZANS DÖNEMINDEN KALMA RENKLERDEN BIRI DE SULTANAHMET’TE, Yerebatan Sarnıcı’nın hemen yanındaki Milyon Taşı’dır. I. Konstantin zamanında yerleştirildiği düşünülen sütun, tüm Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve dünya üzerindeki tüm şehirlerin, Konstantinopolis’e olan mesafesinin hesaplanması için kullanılan sıfır noktası kabul edildi. “Her yol Roma’ya çıkar” sözüne kaynak olduğu düşünülen sütuna, Bizanslılar büyük anlamlar ve efsaneler yükledi. Bizans halkının inandığı bir efsaneye göre, Milyon Taşı’ndan ileri hiçbir düşman askeri geçemez, geçmeye çalışırsa gökten inen bir melek tarafından ikiye bölünürdü. Bu yüzden İstanbul’un fethi sırasında halk Ayasofya’ya sığınmış, Fatih ve ordusunun Milyon Taşı’ndan geçerken ortadan ikiye ayrılmasını beklemişti. Milyon taşı ilk yapıldığında dört yöne bakan bir kapı ve bu noktada kesişen yolların üzerine yükselen, dört sütun üzerine oturmuş bir kubbeden oluşmaktaydı. Tetrapylon mimari ismi ile anılan bu yapılar Roma kültürünün önemli öğelerinden biriydi. Milyon anıtının ve kubbesinin üzerinde birçok Bizans dönemine ait heykel ve kabartma bulunmaktaydı ve bu anıtın ihtişamını çok daha fazla arttırmaktaydı. Zamanla yavaş yavaş parçalandı ve bugünkü tek bir sütundan ibaret olan hâle geldi. Bugün Milyon Taşı’nın üzerinde bu taştan diğer ülke başkentlerine kaç kilometre olduğunu gösteren levhalar asılıdır.


ŞEHİR > ŞUBAT 2016

20 > 21

Dikilitaş Sultanahmet İSTANBUL’DAKI EN ŞÖHRETLI TAŞI HIÇ ŞÜPHESIZ DIKILITAŞ’TIR. Bu taşın vatanı Mısır’daki meşhur Karnak tapınağıdır. Taş söz konusu tapınağın kapısına dikilen iki anıtsal taştan biriydi. MÖ. 1500lü yıllarda ön Asya seferinde başarılı olan Firavun 3. Tutmosis tarafından dikilmişti. MS. 361-363 yılları arasında imparatorluk yapan Julianus tarafından İstanbul’u süslemek amacıyla yerinden söktürülen taş bu imparatorun ölümüyle Mısır’da kaderine terkedilmiştir. 30 yıl kadar sonra Bizans’ın büyük imparatorlarından I. Teodosius bu taşı İstanbul’a getirterek hipodrom meydanına dikmek istemiştir. Ancak bu taşın dikildiğini görmeye Teodosius’un ömrü yetmedi. Dikilitaş 32 günlük bir uğraş sonunda bugünkü yerine dikilmiştir. Taş iki parçalıdır. Tepedeki hiyeroglif yazılar 3. Tutmosis’in zafer metinleri olup Bizanslılar ve daha sonraki zamanlarda sihirli yazıtlar olarak addedilmiş ve halk abideden medet ummuştur. Altta sütunun yerleştirildiği kaide ise sütunun dikiliş hikayesini ve imparator I. Teodisus’un hayatından çeşitli kesitleri içerir. Kaide de hem Grekçe hem de Latince olarak sütunun dikiliş hikayesi yine anıtın ağzından şu şekilde aktarılır: “Önceleri direnmiştim, fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Teodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve vali Proklos’un idaresi altında 32 günde yükselmeye mecbur oldum”. Kaidenin Sultanahmet Camii’ne bakan yüzünde imparator I. Teodosius araba yarışlarında başarı kazananlara çelenk vermek için ayakta beklemektedir. Diğer tarafta tahtta oturan I. Teodosius karısı ve çocukları olan Arkadius ve Honorius ile birlikte kendisine takdim edilen hediyeleri kabul etmektedir. Güney yüzde imparator, araba yarışlarını seyrederken kuzey tarafta

locada oturan Arkadius ve karısı resmedilmiştir. Anıtın orijinal halinin üzerinde bulunan üç yılan veya ejderha kafası nedeniyle halk bu anıtın şehri yılan, çiyan, akrep gibi zehirli hayvanlardan koruduğuna inanmaya başlamıştı. Rivayete göre bir yeniçeri bu anıttaki yılan kafalarından birini kesince tılsım bozulmuş ve söz konusu haşerat şehre akın eder olmuştur.


Çemberlitaş Çemberlitaş İSTANBUL’DA BIR SEMTE ADINI VEREN DIKILITAŞLARDAN BIRI DE ÇEMBERLITAŞ’TIR. Beyazıt’tan Sultanahmet’e doğru inerken, tarihi caddenin sol kısmında yer alan sütun, anavatanı Frigya’dan alınarak, Roma’daki Apollon Tapınağı önüne dikilmiştir. I. Konstantin İstanbul’u yeni baştan imar ederken bu sütunu Roma’dan getirtmiş ve 330’da şimdiki yerine dikerek üzerine heykelini koydurtmuştur. Konstantin’in heykeli, bir süre sonra tahta geçen Julianus tarafından indirilmiş ve yerine yeni imparatorun heykeli konulmuştur. Fakat Jullanus’un heykeli de burada pek fazla kalamamıştır. Roma tahtına geçen I. Theodosius bu heykeli kendisininki ile değiştirmiş ve sonrasında da Theodosius

heykeli doğaya yenik düşmüş, bir yıldırımla devrilmiştir. Sütun, Osmanlı döneminde, 1672’de çıkan yangında zarar görmesinin ardından batı literatürüne “Yanık Sütun” olarak geçmiştir. Sultan II. Mustafa döneminde tamir için etrafı demir çemberlerle desteklenen sütun halk arasında “Çemberlitaş” olarak anılmaya başlanmıştır. Sütun her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulmuştur. Kesinliği ispat edilmemekle birlikte, sütunun alt kısmında İsa peygamber’in Kudüs’te olduğu varsayılan mezarından alınarak buraya getirtilip gömülen bazı eşyanın olduğu söylenmektedir.


ŞEHİR > ŞUBAT 2016

22 > 23

Örme Dikilitaş Sultanahmet ÖRME DIKILITAŞ (AYRICA KONSTANTIN DIKILITAŞI OLARAK DA BILINIR) YILANLI SÜTUN’UN YANINDA Sultanahmet Meydanı’nın güney tarafında bulunur. 32 metrelik dikilitaş kaba kesilmiş taştan VII. Konstantin tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir, fakat 10. yüzyılda VII. Konstantin tarafından tamir edilmesinin ardından onun ismiyle anılmaya başlamıştır. O tarihlerde, söylendiğine göre VII. Konstantin’in dedesi I. Basil’in zaferlerini resmeden yaldızlı tunç plakalarla kaplıydı,

ayrıca dikilitaşın üstünde bir küre bulunmaktaydı. Ancak söylentilere göre Dördüncü Haçlı Seferi sırasında yaldızlı tunç plakalar haçlılar tarafından çalınmıştır ve eritilmiştir. Söz konusu yapı 1204 yılına gelinceye kadar son derece görkemli bir anıttı. Örme sütun ya da Konstantinus sütunu adını taşıyan bu yapıtın tam olarak kim tarafından dikildiği bilinmemektedir. Fakat bilinen şudur ki 911-959 yılları arasında saltanat süren İmparator 7. Konstantinus tarafından onarılmıştır. Anıtın bu dönemde çevresi bakır ve tunç levhalarla çevreli olup süslemeler bu

Gotlar Sütunu Sarayburnu TOPKAPI SARAYI DIŞ BAHÇESINDE, GÜLHANE PARKI SARAYBURNU GIRIŞINDE bulunan ve Roma devrinden günümüze hiç değişikliğe uğramadan gelen en eski abidedir. Etrafını saran yüksek ağaçlar arasına saklanmış gibi durmaktadır. Yüksekliği 18.5 metredir. Prokonnessos mermerinden tek bir blok halinde yapılmıştır. Sütun başı korint uslubunda kartal arması ile süslüdür. Sütunun ismi kaidesinde bulunan kısaltılmış, Latince bir yazıttan gelmektedir. Bu kısa kısım “Gotların yenilgisi sebebi ile geri dönen Fortuna’ya” anlamında gelmektedir. Genel inanışa göre bugünkü kitabe II. Claudius’un Gotlara karşı

kazandığı zaferi anmaktadır. Fakat I. Konstantin’in, 331-332 tarihlerinde Got kabilelerine karşı kazandığı galibiyetleri zikretmesi de muhtemeldir. 6. yüzyıl tarih yazarı Lidyalı İonnes, sütün başlığının aslen Yunan Şans ve Baht Tanrıçası olan Tike’nin bir heykelini taşıdığını söyler. Tike’nin pagan tanrıçası olması nedeniyle, Hristiyanlığın resmi din olmasından sonra kaldırılmış olabilir. 14. yüzyıl tarihçisi Nikephoros Gregoras’a göre sütun Byzantion’a adını veren Megaralı Byzas’ın bir heykelini taşımaktaydı. Bu iddianın nedenlerinden biri de şehrin kurucularının karaya çıktığı yerin, kolonun çok yakınlarında olmasıdır.

yapıyı oldukça görkemli göstermekteydi.


Kıztaşı Fatih BULUNDUĞU YERE ADINI VEREN BIR SÜTUNDUR. HALK ARASINDA “KIZTAŞI” DIYE BILINEN “MARCIANUS SÜTUNU”, Fatih Saraçhane’deki bir meydanın ortasında bulunmaktadır. Üzerinde Tanrıça Nike heykeli taşıyan bu anıtı, kentin valisi Tatianus, İmparator Marcianus (450-457) onuruna diktirmişti. Uzunca bir süre Saraçhanebaşı’nda Yeniçeri odalarında bir evin bahçesinde kalan bu anıt, bütün bölgeyi yakan Çırçır yangınından (1908) sonra yeniden yapılan düzenleme sonunda ortaya çıkarılmıştır. Kızıl-gri Mısır granitinden iki parça olarak yapılmıştır. Kaidesi dört yüzlüdür ve beyaz mermerden yapılmıştır. Her üç yüzündeki madalyonlar Yunan haçları ile bezenmiştir. Kaidesinde Nike heykelinin bulunuşundan ötürü halk arasında Kıztaşı olarak bilinmektedir. Kaidesinin batı yüzünde bir de kitabe bulunmaktadır. Kitabede Latince olarak şu metin yazılıdır: İşte bu imparator (birinci yurttaş) Marcianus’un anıtıdır / Ki Tatianus bu eseri adamıştır”. Sütunun üzerinde ise bir Korint başlığı bulunmaktadır. Başlığın İmparator Markianos’un heykellerinden birinin kaidesi olması muhtemeldir. Sütunun üzerinde bulunan ve İmparator Marcanius’a ait bronz heykelin 13. yüzyılda Venedikliler tarafından İstanbul’dan Bari’ye götürüldüğü ve şu an orada bulunan Barletta heykeli olduğu söylenmektedir. Yaklaşık 1566 yıllık sütunla ilgili anlatılan efsanelerden biri şöyledir: “Ayasofya Kilisesi

yapılırken, tılsım gücü çok kuvvetli olan bir kız, sırtına yüklediği koca bir sütunla inşaat alanına doğru gidiyormuş. Bu sırada aniden karşısına bir cin çıkmış ve kıza nereye gittiğini sormuş. Kız, cini ‘Ayasofya diye bir kilise yapıldığını duydum. Çorbada benim de tuzum bulunsun diye bu sütunu oraya götürüyorum’ diye yanıtlamış. Cin ‘Sen geç kalmışsın, kilise çoktan bitti. Sen o taşı aldığın yere bırak’ diye kıza karşılık vermiş. Kız üzülerek taşı aldığı yere dikine bırakmış. Ancak içine de bir kuşku düşmüş. Kendi gözüyle kiliseyi görmek için yola düşmüş genç kız.

Ayasofya’ya varınca bir de ne görsün! İnşaat bitmek şöyle dursun, daha yarılanmamış bile. O zaman genç kız, cinin kendisini kandırdığını anlamış ve taşı geri almak için hemen geri dönmüş. Ne var ki, dikili duran taşı yerinden kıpırdatamamış. Çünkü genç kız, cinin sözüne uyup taşı bıraktığı için tılsımlı gücünü kaybetmiş. İşte o gündür, bugündür bu sütun Kıztaşı olarak anılır olmuş.”


AİLE > ŞUBAT 2016

24 > 25

SİNEM KAHRAMAN

AİLE MERKEZLERİ

7/12

ÇALIŞACAK SAĞLIK BAKANLIĞI, merkezlerin 7 gün 12 saat çalışması için proje hazırladı. Başbakanlık ve Maliye

Bakanlığı’nın ek bütçe verdiği proje ile Aile Sağlık Merkezleri’nin 7 gün 12 saat boyunca açık kalması planlanıyor. Projeye göre

Diş Hekiminden 112 Acil servisine kadar birçok hizmet birimi yer alacak.

BANYONUZUN SÜS BİTKİLERİ BANYO DEKORASYONUNUZDA SIRADANLIKTAN UZAKLAŞIP BITKILERE YER AÇMAYA NE DERSINIZ? SOĞUK VE BEYAZ BANYOLARI UNUTUN! ŞIMDI BANYONUZU DOĞAYLA BULUŞTURMA VAKTI. YALNIZ ÖYLE HER BITKI BANYODA YAŞAYAMAZ. IŞTE SIZLERE YARDIMCI OLABILECEK FIKIRLER... 1. Aloe Vera Bir ev klasiği olan aloe vera banyonuzda da yaşayabilir. Yanıklar, kesikler, tahrişler, böcek ısırıkları gibi pek çok cilt problemine iyi gelen tıbbi bir bitkidir. Mevsimlik sulama ihtiyaçları olan ve aydınlık, sıcak mekanlarda yetişen bir türdür. Bakımı oldukça kolay, öldürmek bir o kadar zordur.

2. Açelya

Hem kendi hem kokusu güzel olan açelya, banyo için en uygun çiçeklerden birisidir. Renkli çiçekleri ile banyonuza neşe katacaktır. Saksıda yetişen açelyanın bakımı da oldukça basittir, sadece güzel ve bakımlı görünmesi için biraz çaba gerektirir. Kısmi gölgede

büyüyebilir, ancak yine de biraz güneş ışığına ihtiyacı vardır.

3. Kurdele Çiçeği

Chlorophytum olarak da bilinen kurdele çiçeğinin bakımı kolaydır. Banyo gibi nemli ortamda gelişirler ve tavandan sarkan bir saksıda özellikle güzel görünürler. Bunlardan birkaç tane edinmek, banyonuza ufak bir orman havası katacaktır. Artık kedinizin küçük bir kaplan olduğuna daha çok inanabilirsiniz.

4. Gardenya

Gardenyalar evde de bahçede de oldukça popüler bitkilerdir ve banyo gibi nemli ortamları severler. Yine de gün ışığı alabilecek pencereli bir banyoda büyütülmelidirler. Çiçekleri ve kokusu ile harika bir tercihtir.

5. Çin Herdem Yeşil Aglaonenamodestum, yani Çin Herdem yeşil, yaprak dökmeyen bitki de banyolarda yetiştirmek için idealdir. Nemli, sıcak ve gölgeli ortamları sever. Yaprakları ne kadar koyu yeşilse, o kadar az güneş ışığına ihtiyacı vardır.


65 YAŞ ÜSTÜ AYLIĞI

ALANLARA MÜJDE! 65 YAŞ AYLIĞI ALAN YAŞLILAR VEYA BAŞKASININ YARDIMI OLMAKSIZIN HAYATINI DEVAM ETTIREMEYECEK DERECEDE ENGELLI OLAN IHTIYAÇ SAHIBI MILYONLARCA VATANDAŞIN AYLIĞI KESILMEDEN DEVAM EDECEK.

AILE VE SOSYAL POLITIKALAR BAKANLIĞI, 65 yaş üzeri vatandaşların yüzünü güldürecek düzenlemeyi üç ay içerisinde hayata geçirmeye hazırlanıyor. Mevcut düzenleme ile muhtaç durumdaki 65 yaşını doldurmuş vatandaşlarla ve 65 yaşın altında olan ama ağır engellilik durumu nedeniyle başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilere 3 aylık, 650 lira ile bin 300 lira arasında maaş ödeniyordu. Bu maaşın

bağlanması için ise hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının asgari ücretin 3’te 1’inden az olması şarttı. Bakanlık, “Hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının asgari ücretin 3’te 1’inden az olması” kıstasını değiştirmeye hazırlanıyor. Bunun yerine bakıma muhtaç vatandaşın yanında yaşadığı kişilerin değil, sadece kendi gelir durumu dikkate alınacak. Hali hazırda 65 yaş aylığı bağlanması için hanedeki kişi başı gelir baz

alınırken, bu durum da evdeki herhangi birinin işe başlaması gibi nedenlerle aylıkların kesilmesine sebep oluyordu. Bu konuda en sık rastlanan örnek de damadı, gelini, çocuğunun yanında bakılan yaşlıların evdeki torun işe başladığında gelir seviyesinin artması nedeniyle maaşının kesilmesiydi. Yeni düzenleme sayesinde evde birinin gelirinin artması 65 yaş aylığını olumsuz etkileyecek bir sebep olamayacak.

ÇOCUKLUK DEPRESYONUNA DIKKAT DEPRESYON ÇOCUKLUK döneminde de görülen bir rahatsızlık ve çocuk psikolojisinde en sık karşılaşılan sorulardan birisi. Uzmanlar depresif belirtilerin çocukların yaşa ve gelişim süreçlerine bağlı olarak değişim gösterdiğini belirterek, bebeklik döneminde görülen depresyonu

genellikle yeterli duygusal destekten yoksun olmaya bağlıyorlar. Uzmanlar çocuğun dil, zeka ve sosyal gelişiminde yavaşlama ve gecikmelerin depresyonun habercisi olduğunda hemfikir. Bununla beraber iştah, uyku sorunları, sık ve aşırı ağlama ile huzursuzluk da bu rahatsızlığın göstergelerinden...


AİLE > ŞUBAT 2016

26 > 27

YENİ HAKLAR GELİYOR

ÇALIŞAN ANNELER YENI HAKLARA KAVUŞUYOR. DOĞUM YAPAN KADINLARA 6 AYA KADAR SÜREYLE YARI ZAMANLI ÇALIŞMA IMKANI GELIYOR. İŞVEREN DAHA AZ MAAŞ ÖDERKEN, ASGARI ÜCRET ALANIN YARIM GÜN ÇALIŞTIĞI HALDE GELIRI ARTACAK. TBMM GENEL KURULU’NDA GELIR VERGISI KANUNU ILE BAZI KANUNLARDA Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı’nın ilk 7 maddesi kabul edildi. Temel kanun olarak görüşülen tasarının 1. bölümde yer alan 1 ile 18. maddeler, Gelir Vergisi Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Harçlar Kanunu, Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu, Uzman Jandarma Kanunu’nda değişiklik yapılıyor. Tasarının kabul edilen ilk 7 maddesine göre, ilk defa iş kuran genç girişimcilere 3 yıl boyunca kazançlarının bir kısmına gelir vergisi muafiyeti getirilecek. Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefi olan, 29 yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç

vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançların bir kısmı gelir vergisinden müstesna olacak. 25 yaşını doldurmamış öğrencilerden pasaport harcı alınmayacak. Memurların, doğum sonrası aylıksız izinde geçirdikleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her 3 yıl için bir derece yükselmesi verilecek. Memurlara, doğum öncesi analık izninin başlaması gereken tarihten önce gerçekleşen doğumlarda, doğumdan analık izninin başladığı tarihe kadarki süre doğum sonrası analık iznine ilave edilecek.

YARIM MESAİ TAM MAAŞ Doğum yapan kadın memurlar, analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay, günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışabilecek. Bu süre içinde süt izni verilmeyecek,

mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmayacak. Çoğul doğumlarda bu sürelere birer ay eklenecek. Bebeği engelli doğan kadın memur ise 12 ay süreyle yarı zamanlı çalışabilecek. 3 yaşını doldurmamış bir çocuğu, eşiyle veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşleri de verilen 8 haftalık iznin bitiminden itibaren bu haklardan yararlanacak. Memurun çalışacağı süreler, ilgili kurumca belirlenecek. 3 yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur eşlerine, 8 haftalık iznin veya yarı zamanlı iznin bitiminden itibaren, istekleri üzerine 24 aya kadar aylıksız izin verilebilecek.


İKİZ ÇOCUK BÜYÜTMEK... EĞER IKIZ BIR ÇOCUĞUNUZ VARSA EMIN OLUN KI BU BIR ÇOCUĞU BÜYÜTMEYE BENZEMEZ. ONLARA NASIL YAKLAŞACAĞINIZ, NASIL ADALETLI OLACAĞINIZ VE IKISINI DE AYNI DERECE DE SEVDIĞINIZI GÖSTERMENIZ IÇIN ANNE VE BABA OLARAK BÜYÜK ÖNEM TAŞIR. İKIZ ÇOCUKLARDA DA DIĞER KARDEŞLER GIBI KENDI ARALARINDA BAZI SORUNLAR YAŞAYABILIRLER. Çocuklar arasında dengeyi kurmak ve de adil olmaya çalışmak her zaman önemli bir uğraştır. İkiz annelerinde genellikle çocuklarıyla aynı anda ilgilenemediği duygusu ortaya çıkabilir. Bu muhteşem kardeşlik ilişkisinde özellikle ebeveynler açısından ikiz çocuklar arasında dengeyi kurmak önemlidir. İkiz çocuklar açısından durum bize dışarıdan göründüğünden farklı olabilir. Çocuklar tek yumurta ikizi de olsalar, farklı kişilikler olarak kabul edilmek, kendi isimleriyle çağrılmak ve bireysel olarak kendilerine ait kişilik özellikleriyle tanınmak isterler. Bu farklı olma çabası ikiz ebeveynlerinin dikkat etmesi gereken anlara neden olabilir. Çünkü aynı durum ikiz anne babaları için de geçerlidir. Örneğin ikiz ya da üçüz ebeveynleri iki ayrı çocuğun anne babası olarak değil, “İkizlerin annesi” olarak çağrılırlar ve bu tanımlama çocukları olduğu kadar ebeveynleri de kategorize eder.

ONLARIN DİLİNİ ANLAYIN İkiz çocuklarda zaman zaman kişilik özelliklerinin farklılaştığı ya da yön değiştirdiği gözlemlenebilir. Önceden dışa dönük bir kişilik yapısına sahip olan çocuk, bir süre sonra daha sakin, durgun bir kişilik özelliği gösterirken, diğeri daha

aktif olabilir. Biri kendi başına bazı beceriler geliştirebilirken, diğeri kendi sorumluluklarını kardeşine yükleyebilir. Bu tavırlar farklı bireyler olduklarını kanıtlamaya, birbirinden ayrı özellikleri olduğunu vurgulamaya yönelik çabalar olarak görülmelidir. İkiz kardeşlerde sıklıkla karşılaşılan bir durum geç konuşmalarıdır. Doğdukları andan itibaren kendi aralarında bir dil geliştiren ve kendi kendilerine gayet iyi anlaşan kardeşler başkalarına fazla ihtiyaç duymazlar ve konuşmayı geciktirebilirler. İkiz kardeşlerin başkalarıyla iletişim kurmakta çok istekli davranmadıkları da bilinir. O nedenle ikiz kardeşlerin özellikle konuşma gibi eylemleri geciktirmeleri normaldir.

FARKLI GİYSİLER GİYDİRİN İkiz annelerinin, çocukların görünüşleri bakımından ikiz olduklarını vurgulamak amacıyla ya da şirin olduklarını düşünerek onlara genellikle birbirinin aynı kıyafetler giydirmek yaygın

bir alışkanlık. Oysa uzmanlar çocukların kişisel farklılıklarına saygı gösterilmesi ve bunun öncelikle farklı kıyafetler seçmek yoluyla yansıtılması gerektiğini söylüyorlar. Ailelerin bebekleri arasında adil bir tavır benimsemeleri her zaman başarılı sonuçlar vermeyebilir. Bebeklerin ikisine birden kızmak ya da ikisini birden takdir etmek çok sağlıklı bir davranış biçimi değildir. Bebekleri birbiriyle kıyaslamak sıklıkla yapılan yanlışlardan bir tanesi. Okul hayatı başladığında genellikle çocuklar aynı okulda ve aynı sınıfta eğitim almaya başlarlar. Aslında çocukların karakter özelliklerini, kişisel farklılıklarını öne çıkarmalarını sağlayacak olan yöntem olarak önerimiz farklı sınıflarda, farklı öğretmenlerde eğitim görmeleridir. Çocukların kendi alanlarında ve başarılı oldukları derslerde kendilerini ortaya koyabilmeleri için ayrı sınıflar daha sağlıklı olur.


AİLE > ŞUBAT 2016

28 > 29

BİR YASTIKTA KIRK YIL İÇİN

KIRK TAVSİYE

BIR YASTIKTA 40 YIL? ELBETTE, EVLENMEYI PLANLAYAN HER ÇIFTIN, EN IÇTEN DILEĞIDIR BIR YASTIKTA YAŞLANMAK. EVLILIK MASALINIZIN BIR ÖMÜR BOYU SÜRMESI IÇIN ÖZEN GÖSTERMENIZ ŞART. İŞTE EVLILIĞINI MUTLU KILACAK 40 UZMAN ÖNERISI...

1. Birbirinizin en yakın arkadaşı olun. Ona karşı dürüst olun. İhtiyacı olduğunda yanında olun. Unutmayın aslında her biriniz, bir diğeri için oradasınız. Hiçbir şey bundan daha değerli olamaz. 2. Asla kin tutmayın. Geceleri yatak odasında birlikte uyuyacağınızı veya evin içinde yine baş başa olacağınızı aklınızdan

çıkarmayın. 3. Sizin için önemli olan her konuyu mutlaka konuşun. Onun için önemli olanları dinleyin. Böylece akrabalarla ilgili durumları, maddi sorunları, gelecek planları hakkında düşüncelerinizi ortaya açıkça koymuş olacaksınız. Eşinizi, daha ilk günden ve her yönüyle tanımak, ilerleyen zamanlarda karşınıza çıkabilecek sorunlarda nasıl davranacağınızı bilmeniz açısından önemlidir. 4.Düzenli olarak ona “Nasılsın? Gerçekten nasıl hissediyorsun?” sorularını sormayı ihmal etmeyin. 5.Gerekli olduğu zaman yaptığınızdan emin olabilmeniz açısından, onun için önem taşıyan detayları mutlaka öğrenin. 6. Bağlılık hissiyle aşk arasında nasıl bir fark olduğunu bilmelisiniz. Aşk nasıl hissettiğinizle ilgilidir. Bağlılık ise sevdikleriniz için neler yapabileceğinizle ilgilidir. 7. Evliliğinizde bir sorun olduğunda uzmanlara danışma fikri sizi korkutmasın. Evlilik danışmanları eşinizle aranızdaki olası problemlerde iletişim kurmanızı kolaylaştırır. 8. İkinizi ilgilendiren bir konuda cümleye “Ben” kelimesi ile başlamanız eşiniz tarafından saldırgan bir tutum gibi algılanabilir. 9. Fikir ayrılıkları rahatsız edici değildir. Hatta eşinizi daha iyi anlamanız için

size fırsat yaratır. Onu dikkatli biçimde dinleyin ve tam olarak ne söylemek istiyor bunu anlamaya çalışın. 10. Her ikiniz için aynı şeyi ifade eden kelimeler edinin. Dolunay, dondurma, şekerleme, kırmızı vs. gibi. Bu kelimeler sizin için normal anlamlarının dışında ikinci bir anlam taşıyor olmalı. Böylece kimsenin bilmediği, sadece ikinize ait ortak bir diliniz olacak. Bir tartışmada veya konuşma sırasında duygularınızı uzun uzadıya ifade etmek yerine bunlardan birini söylemeniz yeterli olur. Eşiniz o anda rahatsız olduğunuzu kolayca anlayacak, konuşmayı başka bir zamana erteleyecektir. 11. Onunla ilgili güzel şeyler düşündüğünüzde, bunu söyleyin. Hemen söyleyin, geciktirmeyin. 12. Anlaşmazlıklarınız olabilir. Önemli olan anlaşmazlıkların varlığı değil, onları çözerken ilişkinizi en az yıpratacak yöntemi uygulamanızdır. 13. Eşinizin ailesiyle güzel ilişkiler kurmayı başardığınızda, onların sizi desteklediğini ve daha kolay mutlu olduğunuzu görürsünüz. Nihayetinde evlilik kararı aldığınızda, onun ailesiyle de birlikte olma kararı alıyorsunuz. Eşinizin ailesiyle iyi ilişkiler kurmayı başardığınızda bu size kendi ilişkinizin sağlamlaşması olarak geri dönecektir. 14. Evlilik kararı alırken, ben bu


kişiyle hayatımı geçirebilirim, o benim için doğru kişi hissi olmalı. Onunla evliliği hayal ettiğinizde, heyecanlanmanız, kalbinizin çarpması gerekir. En önemlisi “Ben, bu insanla evlenmek için önüme çıkabilecek tüm zorlukları, aşamaları ve olası sıkıntıları göğüsleyebilir miyim?” sorusuna “Evet” diyebilmektir. 15. Evlilikte en önemli şey sevgi ve saygı. Bu ikisini yitirmediğinizde evliliğinizde çözülmeyecek sorun yoktur. 16. Her zaman ortak karar alın ve aldığınız kararlara ailelerinizi karıştırmayın. 17. Birbirinizi hep ön planda tutun ve bunu eşinize daima hissettirin. 18. Birbirinizin ailesi hakkında kötü konuşmayın. 19. Her gün taze bir başlangıçtır. Her yeni güne bu inançla başlayın ve evliliğinizin yıllar geçtikçe eskimesine izin vermeyin. Ve şükretmeyi unutmayın. 20. Çocuklar olduktan sonra hayatınızı çocuklara göre değiştirip kısıtlamayın. Eşlerden biri çocuklara çok düşkün olursa evliliğin dengesi bozulur. 21. İlişkinizin sağlamlığını test etmeye çalışmayın ve bu konu üzerine asla oyun oynamayın. Bunun yerine ilişkinizin başarısı için yeterli zamanı ve çabayı harcayıp harcamadığınızdan emin olun. 22. Eşinize önemsendiğini ve sevildiğini hissettirin. Bunun için büyük şeylere gerek yoktur. Gün içinde edeceğiniz iltifatlar, söyleyeceğiniz güzel sözler ona kendini çok özel hissettirecektir. 23. Hangi sözü veya davranışı sizi incitmişti? Geçmişte sizi yaralayan veya inciten olaylara geri dönüp birlikte bir göz atın bazen. Bunu zaman zaman ve sırayla yapın. 24. Birlikte veya ayrı ayrı geçireceğiniz zamanlar konusunda aranızda bir anlaşmaya varmayı unutmayın. 25. İlişkinizi daha iyiye taşımak

için, evlilik konusunda sizden daha tecrübeli kişilerden tavsiye almaktan çekinmeyin. 26. İlişkinizin geleceği hakkındaki olası planlarınızı konuşun. Henüz sahip olmadığınız çocuklar, seyahatler gibi… 27. İyi iletişim, iyi evlilik demektir. İyi bir dinleyici olun. Söylemek istediğinizi dolambaçlı yollara sapmadan direkt ifade edin! 28. Birbirinizle konuşurken “Lütfen” ve “Teşekkür ederim” sözcüklerini sık kullanın. Bu ikisi basit ama pozitif sözcüklerdir. 29. Sizin için önemli olan kimi şeyler, eşiniz için aynı önemi taşımaz. Bu durumu anlayışla karşılamalı ve mutlu olabilmek için ortalama bir yol bulmalısınız. Çünkü, iki kişi arasındaki mutluluk, karşıdakinin isteklerine saygılı olmakla yakından ilgilidir. 30. Eşinizle konuşurken düşünmeden, kendinizi tartmadan tepki göstermeyin, ona sinirli yanıtlar vermeyin. O an ortam uygun değilse konuşmayı başka bir zamana erteleyin. 31. Eşinizin ailesiyle ilişkisine müdahale etmeyin. Onları ziyaret etmesi, onlara vakit ayırması gerektiğinde anlayışlı olun. 32. Yemek saatleri, kahvaltı zamanları muntazam olmalı. Çocuklar büyüyünce sofraya ailece oturamasanız bile siz eşinizle yemeğinizi birlikte yiyin. 33. Mutlu evliliğin gizli bir formülü ya da sırrı yok. Mutlu evlilik, iki kişilik bir ilişkinin iyi ve başarılı bir yönetiminden ibaret. 34. Çiftlerin birbirleri ile konuşabilmeleri en önemli olgu. Evliliğin ilerleyen sürecinde, eşler birlikteliklerinden neler beklediklerini, taleplerini, eleştirilerini ve sorunlarını konuşabilmeli. Çözüme ancak konuşarak ulaşabilirsiniz. 35. Eşinizin evliliğe kadar farklı bir hayatı, geçmişi, alışkanlıkları, yaşanmışlıkları olduğunu asla

unutmayın. Birinin diğerini değiştirmeye çalışması, anlamsız bir çabadan ibarettir. Farklılıkların kabul gördüğü bir beraberlik uyum içinde yürür. 36. Bir konuda uyumsuzluğa düştüğünüzde bunu kişisel bir saldırı olarak görmeyin. Bir konuyu tartışırken, geçmiş hataları tekrar tekrar gündeme getirmek yanlıştır. 37. Ailelerinizin veya başkalarının yanında asla birbirinizi eleştirmeyin. İyi bir çift olmanın temel şartı, diğer kişileri birlikteliğinizin sınırları dışında tutmaktır. 38. Para hakkında konuşun. Öncelikle her ay bir bütçe planı yapın, ödemeleri ve muhtemel harcamaları birlikte belirleyin. Birlikte bütçe planı yapmak, ekonomik hedefinize daha çabuk ulaşmanızı sağlar. 39. Farklı sosyal ve kültürel bir geçmişiniz varsa önemli günler, bayramlar, adet ve gelenekler hakkında beklentilerinizi açıkça belirtin. 40. Ruhsal ve bedensel sağlığınızı birbirinizle mutlaka konuşun. Yaşadığınız depresyonlar, bağımlı olduğunuz şeyler konusunda mutlaka dürüst olun. Bu tür konuları en baştan konuşmayı deneyin çünkü daha sonra öğrenildiklerinde yıkıcı olacak konulardır zira.


TEKNOLOJİ-BİLİM > ŞUBAT 2016

30 > 31

ALİ MURAT AKINCILAR

İNTERNETTE .ISTANBUL DÖNEMI ARTIK ALAN ADINIZIN SONUNUN COM OLMASINA GEREK YOK. İSTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI MEDYA A.Ş. TARAFINDAN SAĞLANAN “.ISTANBUL” VE “.IST” YENI ÜST DÜZEY ALAN ADLARI BAŞVURUYA AÇILDI.

İSTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI MEDYA A.Ş. tarafından sağlanan “.istanbul” ve “.ist” yeni üst düzey alan adları, başvuruya açıldı. Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş altyapıdan ulaşıma, sosyal projelere kadar birçok alanda dünyadaki teknik gelişmeleri takip ettiklerini

ifade ederek “.ist” ve “.istanbul” alan adlarının Türkiye’nin yanı sıra dünyada önemli bir açılımı sağlayacağını dile getirdi. “Böylece dünyada Londra, New York, Roma gibi kentler arasına İstanbul da katıldı. Artık bütün kurumsal firmalar, sektörler İstanbul adıyla dünyaya, internete açılacak. Ciddi reklam değerinin yanı sıra önemli kolaylıklar da getirecek”

diyen Topbaş, milli alan adı olarak ortaya çıkan bu markaların, İstanbul’un güçlü marka değerini dijital platforma taşıyacağını ve 10 Mayıs’tan sonra da bireysel başvurular yapılacağını kaydetti. Toplantının sonunda “.ist” ve “.istanbul” alan adlarıyla yayına giren www.ibb.istanbul ve www. kadirtopbas.istanbul siteleri tanıtıldı.

123456 ŞİFRESİ YİNE DEĞİŞMEDİ 2015’TE ONLARCA HACK SKANDALI YAŞANDI. Ancak bu durum milyonlarca kullanıcının online güvenlik adına attığı adımları yeniden gözden geçirmesine yol açmadı. İnsanlar yine bildiğini okumaya ve aynı şifreleri almaya devam ediyorlar. Yapılan bir araştırmaya göre, en popüler şifre geçen yıl olduğu gibi yine ‘123456’ oldu. Siber güvenliğe dikkat çekmek adına yapılan araştırmanın sonucunda en popüler şifreler belli oldu. Listede zirve geçtiğimiz

yıl olduğu gibi ‘123456’nın oldu. SplashData’nın belirlediği ve 2015’te en çok faciaya yol açan 25 şifre şöyle: 1- 123456 (Yerini korudu) 2- welcome (Yeni) 3- 1234567890 (Yeni)

4- abc123 (Bir basamak yükseldi) 5- 111111 (Bir basamak yükseldi) 6-1qaz2wsx (Yeni) 7- dragon (Yedi basamak aşağı indi) 8- master (İki basamak yükseldi) 9- monkey (Altı basamak aşağı indi) 10- letmein (Altı basamak aşağı indi) 11- login (Yeni) 12- princess (Yeni) 13- qwertyuiop (Yeni) 14- solo (Yeni) 15- passw0rd (Yeni) 16- starwars (Yeni)


4,5 G CEP YAKABİLİR 4.5G’YE SAYILI GÜNLER KALDI. ANCAK 1 NISAN’DA BAŞLAYACAK 4.5G ÖNCESI ‘CEP’TE KOTALAR 10 GB’A KADAR ÇIKARKEN, TÜKETICILERIN EN AZ 70 ILA 100 LIRAYI GÖZDEN ÇIKARMASI GEREKIYOR. TÜRKIYE 1 NISAN ITIBARIYLA YENI BIR DÖNEME GIRIYOR. Nisan ayında resmen hayatımıza girecek olan 4.5G teknoloji GSM şirketlerini ve özellikle de tüketicileri yakından ilgilendiriyor. 4.5G ile kullanıcılar internete 10 kat daha hızlı bağlanacağından daha hızlı kota tüketecekler. 4G ile 6.5 dakika, 3G teknolojisiyle 1 saatten fazla süren 8 GB büyüklüğünde yüksek çözünürlüklü filmi indirme süresi, bu teknolojiyle 6 saniyeye düşecek. Dolayısıyla operatörler yeni dönem için şimdiden kotalarını yükseltmeye başladı. Operatörler 10 GB’tan kapıyı açarken tüketicilerin en az 70 ila 100 lirayı gözden çıkarması gerekiyor. Bu kulağa çok hoş gelmese de aslında tüketici daha çok veri harcayacağı için birim başına kullandığı internet de ucuzlayacak.

10 GB İLE NELER YAPABİLİRSİNİZ? Yeni dönem hazırlıklarını tamamlayan ve mağazalarında internet satışına başlayan GSM şirketleri müşterilerine turbo hızında 10 GB’a kadar internet sunuyor. Bunun yanı sıra SİM kartlarını 4.5G’ye uyumlu hale

getirenlere ücretsiz internet vaadediyorlar. 10 GB internet paketi ile 58.254 web sitesini ziyaret edebilir, her biri ortalama 4 dakikalık 2.560 MP3 dinleyebilir, 724 dakikalık video izleyebilir ve 524 bin e-posta gönderebilirsiniz.

TÜRK MUCIT SAYISI ARTTI ADRES PATENT’IN, TÜRK PATENT ENSTITÜSÜ (TPE) verilerinden çıkardığı “Türkiye’nin 2015 Yılı Patent Karnesi”ne göre, kuruma yapılan yerli başvuru sayısı 2013 yılı hariç son 20 senedir sürekli artıyor. Patent başvurusu yapanların sayısı 2015’te bir önceki yıla oranla yüzde 13,39 artarak 5 bin 512 oldu. Yerli patent başvuru sayısı, 2015’te bir önceki yıla oranla artışını çift haneli rakamlara taşıdı. Bir önceki yıla göre yüzde 13,39 artan başvuru sayısı, 4 bin 861’den 5 bin 512’ye çıktı. Başvurulara bölgeler bazında bakıldığında Marmara Bölgesi başı

çekti. Bu alanda ikinci sırada yer alan İç Anadolu Bölgesi’ni 3’e katlayan Marmara Bölgesi, 3 bin 361 patent başvurusuyla hem geçen seneki rekorunu kırdı hem de diğer bölgelerin açık ara önüne geçti. Başvuru sayısı İç Anadolu’da 1051, Ege Bölgesi’nde 470’i buldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi 212 başvuru sayısıyla dördüncülüğe yükseldi. Buna karşın Akdeniz Bölgesi’nde ise 2014 yılında 218 olan başvuru sayısı geçen yıl 182’ye geriledi. Karadeniz

Bölgesi 165 başvuruyla altıncı, Doğu Anadolu Bölgesi 71 başvuruyla son sırada yer aldı. Geçen yıl 2014’e oranla hiç patent başvurusu yapılmayan illerin sayısı yarı yarıya azaldı. 2015’te Muş, Sinop, Ardahan ve Iğdır’da hiç patent başvurusu olmazken, Amasya, Artvin, Erzincan, Kars, Siirt, Bayburt, Şırnak ve Kilis’ten birer başvuruda bulunuldu.


TEKNOLOJİ-BİLİM > ŞUBAT 2016

32 > 33

FACEBOOK YENI HAMLE PEŞINDE FACEBOOK, DIŞ BAĞLANTILAR NEDENIYLE kullanıcıların uygulamadan ayrılmaması için özel bir tarayıcı hazırlıyor. Facebook uygulamasında dolaşırken, bir internet sayfasına ait linke tıkladığınızda tarayıcıya geçiş yapılıyor. Kullanıcıların bu linkler nedeniyle uygulamadan ayrılmasını istemeyen Facebook, yeni bir tarayıcı üzerinde çalışıyor. Facebook’un dahili tarayıcısı, uygulama içinde bir linke tıklandığında tarayıcıya geçiş yapmadan görüntülemenizi sağlıyor.

OOGLE’IN EN HIZLI INTERNETI HINDISTAN’DA! GOOGLE YÜKSEK HIZLI WI-FI HIZMETINI HINDISTAN‘DA bulanan Mumbai merkez tren istasyonunda kullanıma sundu. Hindistan’da devlete ait demiryolları günde 9 bin sefer düzenleyerek ortalama 23 milyon

yolcu taşıyor. Ülkenin can damarı olan bu trenlerde insanlar hayli uzun vakit geçiriyorlar. Geçtiğimiz yıl Google’da CEO’luk görevine atanan Hindistanlı Sundar Pichai, günde 100,000’den fazla insanın geçiş yaptığı bu istasyonda sundukları yüksek hızlı WiFi hizmeti için çok heyecanlı olduklarını ve bunun küçük bir ilk adım olduğunu belirtiyor.

Yıl sonuna kadar 100’e yakın istasyonda bu hizmetin aktif olacağını belirten Pichai, hedeflerinin gelecek yıllarda Hindistan genelinde bulunan 400’e yakın istasyonda yüksek hızlı WiFi hizmetini sunmak olduğunu vurguluyor. Projenin yıl sonunda, günde 10 milyon insanın rahatça HD film izleyebileceği hıza ulaşması hedefleniyor.

BU KAYA DÜNYADAN YAŞLI

AVUSTRALYA’DA ÇALIŞAN JEOLOGLAR DÜNYAYA DÜŞMÜŞ BIR ILKEL BIR METEORIT BULDU. Taş üzerinde yapılan çalışmalar sonrası 4,5 milyar yıldan daha yaşlı olduğu öğrenildi. 27 Kasım 2015’te dünyaya düşen meteorit “Çöl Ateştopu Ağı” denilen ve Avustralya üzerinde gözlem yapan 32 kameradan oluşan sistem tarafından da görüntülenmişti. Üç gün süren çalışmalar sonrasında 1.7 kg. ağırlığındaki taş bir tuz gölünde bulundu. 43 cm. derine gömülen meteorit uzun uğraşlar sonrası bulunduğu yerden çıkartıldı.

Araştırmacılar bulunan meteoritin Güneş Sistemi’nin oluştuğu zaman ortaya çıkmış olduğunu söyledi. Meteoritin Mars ve Jüpiter arasında bir yerden geldiği ve dünyadan daha yaşlı olduğu da açıklandı.


BİLGİSAYAR SATIŞLARI GERİLİYOR TELEFON VE TABLETLERİN ORTAYA ÇIKMASI BİLGİSAYAR SATIŞLARINA HER GEÇEN GÜN DARBE VURMAYA DEVAM EDİYOR. BILGISAYAR SATIŞLARININ 2015’IN DÖRDÜNCÜ ÇEYREĞINDE şimdiye kadarki en büyük düşüşlerden birini yaşadığı ortaya çıktı. IDC’ye göre dünya çapındaki PC sevkiyatı, dördüncü çeyrekte 71,9 milyon birime ulaştı. Bu, 2014’ün son çeyreğine göre yüzde 10,6 gerileme anlamına geliyor. Bundan bir önceki büyük düşüş ise yüzde 9,8 ile 2013’te yaşanmıştı. Toplam PC satışlarının 2008’den bu yana ilk kez 300 milyonun altına düştüğü görünüyor. PC satışlarının düşmesine yol açan nedenler arasında daha güçlü telefon ve tabletlerin ortaya çıkması, işletim sistemlerindeki gelişmeler, Windows XP‘nin destek süresinin Nisan 2014’te dolması ve aynı sene PC’lerde yapılan indirimler var. Windows 10’un ücretsiz bir güncelleme olarak sunulması, çoğu kullanıcının mevcut bilgisayarını kullanmaya devam etmesini sağladı ve bu nedenle satışlara katkıda

bulunmayan bir başka faktör oldu. PC üreticilerine tek tek baktığımızda ise Lenovo’nun yüzde 21,4 ile liderliğini sürdürdüğünü görüyoruz (geçen seneki pazar payı

yüzde 20 idi). PC satışlarında HP yüzde 19,9 ile ikinci sırada yer alırken Dell, yüzde 14,1 ile üçüncü sırada yer aldı. Asus ve Apple ise 7,9 pazar payıyla dördüncü sırayı paylaştılar.

EN BÜYÜK GÜNEŞ SİSTEMİ AVUSTRALYA ULUSAL ÜNIVERSITESI’NDEN BIR GRUP BILIM ADAMININ yürüttüğü araştırmada, uzun süredir yalnız olarak tanımlanan dev gaz gezegenin aslında bir yıldıza sahip olduğu ortaya çıktı. Bu yıldızın, “2MASS J2126-8140” isimli gezegene 1 trilyon kilometre uzakta olduğu görüldü. Yıldızın, gezegenin ekseninde bir tam turu tamamlamasının neredeyse bir milyon dünya yılını aldığı bildirildi. Araştırmada, 2MASS J2126-8140 adlı gezegenin de Jüpiter’den 10-12 kat büyük olduğu belirtildi. Gezegenin yıldızına uzaklığının da dünyanın güneşe uzaklığından 6 bin 900 kat fazla olduğu belirlendi.


GEZİ > ŞUBAT 2016

34 > 35

TARIK ERKMENSOY

PERU DOGAL VE GIZEMLI:

GÜNEY AMERİKA’NIN GİZEMLİ ÜLKESİ PERU DOĞAL GÜZELLİKLERİ VE ESKİ MEDENİYETLERİN İZLERİNDEN YANSIYAN KESİTLERİYLE MUHTEŞEM BİR GEZİ VAAT EDİYOR. İNKA MEDENİYETİNİN İZİNDE BU İLGİNÇ ÜLKEYİ KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ?


GÜNEY AMERIKA KITASININ BATISINDA VE GÜNEY YARIM KÜREDE BULUNAN PERU’YU bir uçtan bir uca dolaşmaya ne dersiniz? Kasım ayının yaz başlangıcı sayıldığı bu ülke Şili ve Ekvator arasında, Güney Pasifik Okyanusu kıyısında olup Güney Amerika kıtasının üçüncü büyük ülkesi. Selva, Sierra ve Costa diye coğrafi olarak üçe ayrılan Peru’nun bu üç bölgesine kısaca göz atalım. Pasifik okyanusu kıyısında, verimli vadiler ve çöllerden oluşan dar bir şerit üzerinde bulunan Costa, ılıman bir iklime sahip bir yer. Sierra ise ülkenin dağlık bölgesinin kapadığı alan. Andes dağlarının en yüksek zirvesi 6768 metrelik Huascaran bölgesidir. Burada iki mevsim hakimdir. Selva, doğuda, Maranon ve Ucayali nehirlerinin birleşmesiyle doğan Amazon nehri havzasında, bitki örtüsü ile kaplı geniş düzlük alandır. Burası Peru topraklarının en büyük bölgesidir ve ormanlar ile karakterize edilir.


GEZİ > ŞUBAT 2016

36 > 37

CUSTO’YU GÖRMELİSİNİZ Ülkenin başkenti Lima şehri oldukça kalabalık ve şehrin nüfusu 9 milyon civarında. Buraya ulaşmak için uzun bir yolculuğu göze almanız gerektiğini söyleyelim en baştan. Türkiye ile Lima arasındaki zaman farkı da tam 8 saat. Şehri bir şehir turuyla gezmek istersiniz öncelikli olarak Kiswarkancha diğer adıyla Santo Domingo katedraline yolunuz düşecektir. Klasik Roman Katolik kiliselerinden olan bu barok katedral şehrin göbeği olan Plaza Des Armas Meydanı’nda bulunuyor.

Katedralden sonra Coricancha (Qoricancha) var. Bu tapınak İnkalar tarafından Güneş tanrısı İnti’ye adanmış bir tapınak. Orjinalinde yerde ve tavanda altın kullanılmış

fakat savaş zamanında bu altınlar çalınmış ve yok olmuş. Burası aynı zamanda arkeolojik bir müze olarak kullanılıyor. Büyük olmasa da içeride ünlü İnka taş sanatını görebilirsiniz. Bu tapınak İnka’ların en önemli tapınağı olarak biliniyor. Peru’yu gezmeye niyet ettiyseniz öncelikle İnka medeniyetinden biraz haberdar olmanız lazım. Zira İnkalar’a ait Cusco ve Machu burasının en çok turist çeken bölgesi. Manco Capac tarafından kurulan İnkalar, önceleri And Dağları civarında yaşamış savaşçı bir kabile. Zamanla diğer

kabileleri de savaşarak bünyelerine katmışlar. Cusco, İnka medeniyetinin başkenti ve giriş kapısı görevi gören bir şehir. Güneş tanrısı İnti’ye tapan bir kabile olan İnkalar hala insanlar tarafından gizemi çözülememiş tapınaklar ve anıt mezarlar yapmışlar. Özellikle de astroloji ve mimari alanda çok ilerlemişler. Duvar işçiliğinde o kadar ilerlemişler ki yapılarda kullandıkları taşların nasıl bir simetrik açıyla yapıldığı hâlâ gizemini koruyor. Özellikle bazı taşların 100-150 ton ağırlığında olduğu düşünülürse bu taşların nasıl


düzgünce kesilip üst üste simetrik bir şekilde konulduğu insanı şaşırtacak cinsten. Cusco’nun sokaklarına kendinizi bırakıp 2-3 katlı tarihi evlerin arasında keyifli bir yolculuk yapmanızı öneririz. Özellikle yerel kadınların giysileri ve kafalarındaki fötr şapkalar Peru’nun muhteşem kültürünü önünüze seriyor. Bazı kadınları Alpaka ile gezerken görüntüleyebilirsiniz. Yolda yürüdüğünüzde çeşitli hediyelik eşya ve alpaka dan yapılmış giysiler satan dükkanlar mevcut. Bunlarda size sürekli ‘Hey amigos’ diye seslendiklerini duyacaksınız. İnka şehri Ollantaytambo’ya gidecekseniz size tur otobüsünde yükseklik rahatsızlıklarına iyi geldiği için koka yaprağı ikram edeceklerdir. Coca-Cola’nın hammaddesini oluşturan koka bitkisinin yaprakları, Peru ve Bolivya’da satılıyor. Bu yaprakları çiğnemek açlık, susuzluk ve yorgunluk hissini ortadan kaldırarak uzun saatler çalışmaya yardımcı oluyormuş. CocaCola’ya rengini veren mantarımsı canlılarda sadece Peru’da yetişen bir kaktüsün üzerinde yaşıyorlar ve ezince kırmızı bir sıvı çıkıyor. Yani Coca-Cola’nın iki ana hammaddesi de Peru’dan. Ollantaytambo şehrindeki tapınaklardaki taş işçiliği, tarım için kullanılan teraslama tekniklerini yeterince tetkik ettikten sonra Moray tarım laboratuvarlarında farklı yüksekliklerdeki teraslarda tarım denemelerini gözlemlemeniz mümkün.

GİZEMLİ BİR İNKA KENTİ Cusco’dan çok güzel bir tren yolculuğu ile Machu Picchu’ya doğru yol alarak İspanyolların istilasindan ve yağmasından kurtulabilmiş gizemli bir İnka şehrine adım atabilirsiniz. And Dağları’nda 2.360 m yükseklikte kendinizi bulutların üstünde hissedeceğinize eminiz. Hiç yazılı kaynak olmadığı için bu şehir hakkındaki bilgiler sınırlı elbette. Bu şehir ile ilgili son kabul gören teori şehrin 1450 yılları civarında İnka hükümdarı tarafından inşa ettirildiği ve 700’den fazla İnka asil ve din adamına ev sahipliği yapmış olduğu şeklinde. Machu Picchu 200’den fazla merdiven sistemiyle birbirine bağlı olan taş yapıdan oluşuyor.


GEZİ > ŞUBAT 2016

Sacsaywaman ise İnka’ların kendilerini korumak için kullandıkları bir kale. Savaşta bir çok İspanyol askeri burada hayatını kaybetmiş. Burada 150 ton ağırlığa kadar ulaşan taşları görebilmek mümkün. Taşların diziliş biçimi de etkileyici ve farklı. Sonraki rotamız Quenko... Quenko, İnkaların en kutsal yerlerinden biri. İnka’ların bu kutsal yerlerine aynı zamanda wak’as denilmekte. Burası

38 > 39

İnka’ların insanları güneş tanrısı İnti’ye kurban ettikleri yer. Küçük bir mağara içinde burada insanların kanını akıtıyorlarmış. Özellikle mağaranın içi soğuk bir şekilde muhafaza edilmiş. Sonraki rota İnka hamamı ya da kaplıcası adı da verilen Tambomachay... İnkaların kutsal su mekanı olarak da gösterilen bu yerde özellikle İnka’ların duvar işçiliğini

görebilirsiniz. Kayalardaki oyuklar ile suya yön vermişler. Teraslardan dökülen su aynı zamanda kutsal kabul edilmekte.

MACHU PİCCHU GÖRÜLMEYE DEĞER Peru’nun en önemli yeri olan ve dünyanın yedi harikasından biri seçilen Machu Picchu’yu görmeden Peru’dan ayrılmamak lazım.


Burada müthiş mistik bir manzara sizi karşılayacak. Amerika’ya gelen İspanyol istilacıların yüzyıllarca bulamadığı, efsanelere konu olan kayıp şehir Machu Picchu, 1911’de Amerikalı arkeolog ve kaşif Hiram Bingham tarafından keşfedilmiş. İnka Pachacutec tarafından bir dağın tepesinde kurulan Machu Picchu, son İnka’ların sığınağı olmuş. İspanyolların İnka’ları öldürdüğü halde burayı yok edememelerinin ana sebebi çok yüksek ve sık ağaçlar ormanlarla bir yerde olmasından kaynaklanıyor. Machu Picchu nun ilginç olan bir yönü de burada sadece üst düzey İnka’ların yaşamış olduğu. Tahmini olarak 700 civarı asil ve din adamlarına ev sahipliği yaptığı iddia ediliyor. İnka Bridge yolu tek kelimeyle inanılmaz. Çoğu yerde tek kişinin sığabileceği büyüklükte bir patika yolu var. Aşağısı dibi görünmeyen bir uçurum. Dönüşü daha bir tehlikeli ve yürürken sürekli uçuruma bakmak zorunda kalıyorsunuz.

KUTSAL VADİ’Yİ GEZİN Sacred Valley yani Kutsal Vadi’nin içinden Amazon Nehri akıyor. Görkemli ve muhteşem doğa manzarası ile kendinizden geçebilirsiniz. Burada bulunan Ollaytantambo kalesi de görülmeye değer. Ollaytantambo tipik bir İnka şehri. Buranın en şaşırtıcı yanı ise İnkaların eski yapılarında yaşamın hala devam etmesi... Buranın tepesi daha yüksek çık çık bitmiyor. 5 adet terastan oluşmakta. Ara katlarda İnkaların tapınaklarını görebiliyorsunuz. İnka’ların tarım bölgesi olan Moray’ın dairesel biçimdeki hali


GEZİ > ŞUBAT 2016 çok etkileyici. Dairenin ortasındaki sıcaklık 15 derece ve bu dairesel düzendeki sirkülasyon için yapılmış. Terasların sıcaklığı yukarıya doğru çıktıkça düşmekte. Dairelerin bazılarının derinlikleri 100 metreyi bulmakta ve bu yüzden aşağısı ile yukarısı arasında 5-6 derece arasında sıcaklık farkı bulunmakta.

PERU’YU TANIYALIM Kıtanın bu üçüncü büyük ülkesinde 29,5 milyon kişi yaşıyor. Nüfusun sadece %15’ini beyazlar oluşturuyor. Büyük çoğunluk (%45) Amerindian ırkına mensup. Halkın yaklaşık %54’ü fakirlik seviyesinin altında olmasına rağmen son derece başarılı bir eğitim sistemi sayesinde okuma yazma oranı konusunda %92 ile Güney Amerika’nın Brezilya’dan sonra ikinci sıradalar. 1533 yılındaki İspanyol işgaline kadar İnka İmparatorluğu’nun merkezi Peru’ydu. Peru, Latin Amerika’nın en büyük altın, kalay ve kurşun üreticisi; dünyanın en büyük ikinci bakır üreticisi. Peru doğal felaketler konusunda şanssız bir yer. Depremden yanardağ

40 > 41 Buranın böyle yapılmasının sebeplerinden biri olarak bir laboratuvar olarak kullanılmış olabileceği gösterilmekte. Bitkilerin hangi sıcaklıklarda hangi tepkimeleri verdiklerinin ölçümlendirildiği bir yer olduğu düşünülüyor. Karmaşık bir sulama sistemi kullanılan bu yerde tahmini olarak 250 civarı bitki

patlamalarına, sellerden, toprak kaymalarına her türlü felaketin görülme sıklığı oldukça yüksek. Dünyanın en yüksek kum tepesi Nazca yakınlarında bulunan 1176 metre yüksekliğindeki Cerro Blanco. 1 TL= 1,5 Sol ediyor. Peru patatesin, domatesin ve avokadonun anavatanı, toplam 4000 çeşit patates türü bulunuyor. 7000 sene kadar önce dağ insanları tarafından yetiştirilmeye başlanmış. Peru mutfağı dünyanın en iyilerinden biri. Kayıtlara

türünün incelendiği düşünülüyor. Peru’yu öyle bir iki günde gezmek ve bitirmek açıkçası kolay değil. Gezilecek o kadar çok yer var ki, iyi bir planlama yapmanız ve vaktinizi dolu dolu geçirmeniz lazım. Hem bir medeniyetin izlerini sürmek hem de doğasını görmek için Peru’yu gezilecek yerler listesine ekleyin.

girmiş toplam 468 adet yerel yemek çeşidi var. Bir ülkedeki en fazla kuş çeşidi Peru’da bulunuyor: tam 1701 çeşit kuş var. UNESCO Dünya Mirası listesinde Peru’ya ait 11 yer var.


BUNLARI YAPIN Bolivya’dan giriş yaparsanız ilk durağınız Titikaka Gölü kıyısındaki Puno olmalı. Buradan göl üstünde yaşayan Uros halkını ziyaret edin. Sazlıktan yapılan yüzen köyleri çok etkileyici, halkı da canayakın. Dilerseniz bir ailenin yanında konaklama şansınız da var.

Machu Picchu dünyanın en etkileyici yapısı, burayı gezmelisiniz. Yalnız İnka Yürüyüşü için adınızı en az 3 ay öncesinden yazdırmalısınız ve yürüyüş öncesi Cuzco’da en az 3 gün geçirerek vücudunuzu yüksek irtifaya iyice alıştırmalısınız. Machu Picchu’ya vardığınız gün, kalan son enerjinizi kullanarak Wayna Picchu’nun dik merdivenlerini tırmanırsanız tepede sizi hayatınızda göreceğiniz en etkileyici manzaralarından biri bekliyor olacak.

Iquitos ya da Mana Ulusal Parkları’ndan birine gidip vahşi hayatta Amazonlar deneyimi yaşayabilirsiniz. Piranalar, rengarenk kuşlar, pembe nehir yunusları, timsahlar ve tarantulalar..

Huacachina Güney Amerika’nın en güzel sırlarından biri, fazla turistik değil ve çok ilginç bir manzaraya ev sahipliği yapıyor: Çöl ortasında vaha! Vaha ziyaretçilerinin favori atraksiyonu buggy araçları ile sandboarding turu ise oldukça eğlenceli saatler vadediyor.

Futbol sahası büyüklüğünde hayvan figürleri ve şekillerin oluşturduğu Nazca Çizgileri modern dünyanın en büyük gizemlerinden biri. Nazca çevresinde küçük figürleri bedava gözlemleyebileceğiniz bazı kum tepeleri de olduğunu belirteyim. Lima’nın 420 km kuzeyinde bulunan Huaraz Peru’nun İsviçre’si. And Dağları’na bakan şahane gölleri, geniş meydanları, rahat insanları ile oldukça yaşanılası bir yer, yola devam etmeden önce dinlenecek bir yer arayanlar için en uygun seçenek. Inca Kola için. Tadı koladan çok sakızlı gazoza benziyor, halk arasında o kadar popüler ki CocaCola’dan daha fazla tüketiliyor.


SAĞLIK > ŞUBAT 2016

42 > 43 ESİN BULUT

SOĞUK HAVALAR DA SAĞLIĞA FAYDALI SOĞUĞUN EN ŞIDDETLI HISSEDILDIĞI YERLERDEN BIRISI DE RUSYA. Ancak bir çok Rus vatandaşı bu durumdan pek de

şikayetçi değil. Rusya’da yayınlanan Komsomolskaya Pravda gazetesinin, termometrenin hep ekside olduğu şu günlerde halka moral vermek için

Daha fazla mutluluk hormonu

çalışma hızı artıyor, bu da zayıflamaya yardım ediyor. Vücuttaki yağın ve kötü kolestrolün yakılması soğukta daha hızlı oluyor.

Kışın soğuk havasında alınan temiz oksijen, yaza göre yüzde 30 daha fazla. Kana daha fazla oksijen gidince insanın zihinsel aktivitesi artıyor. Bilim adamları, aşırıya kaçmadan soğuk havaya çıkmanın ‘mutluluk hormonu’ diye bilinen serotonini arttırdığı görüşünde.

Daha kolay kilo kaybı

Soğuk havada metabolizmanın

Gençlik aşısı

Soğuk hava insan cildine iyi geliyor; yüzdeki gözenekleri sıkılaştırıyor, şişkinliği azaltıyor. Rus uzmanlara göre, soğuk havanın “estetik” faydası da var.

Eklem ağrılarına faydalı

Soğuk havanın, özellikle ilerleyen yaşlarda hissedilen eklem ağrılarına

derlediği uzman görüşleri ise olduçka ilginç. Zira uzmanlara göre dondurucu soğukların sağlık açısından en az beş faydası var.

iyi geldiği saptanmış.

Mikropları öldürüyor Pek çok mikrop ve virüs, eksi 10-15 derece civarında üremiyor. Ayazda özellikle gribin yaşama şansı kalmıyor. Termometre sıfıra doğru ısındıkça grip riski artıyor. Ancak uzmanlar aşırı soğukların bu ‘sıcak yüzü’ne rağmen, -10 dereceden soğuk havalarda dışarıda geçirilen sürenin “yarım saati aşmaması” uyarısında bulunuyor.


ÜÇÜNCÜ ÇİFT KOL NAKLİ YAPILDI ANTALYA’DA BEYIN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞEN GENCIN bağışlanan kollarının Mustafa Sağır’a başarıyla nakledildiği bildirildi. Kentte motosikletiyle trafik kazası geçiren ve beyin ölümü gerçekleşen 23 yaşındaki Emin Konar’ın bağışlanan kollarının 29 yaşındaki Mustafa Sağır’a 11,5 saat süren ameliyatla nakledildiği belirtildi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özlenen Özkan ile aynı bölümdeki öğretim üyesi eşi Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibince saat 11.00’de başlayan operasyon 22.30’da sona erdi. Başarılı geçen operasyonun ardından Sağır yoğun bakım servisine alındı.

ZİKA VİRÜSÜNE DİKKAT LATIN AMERIKA ÜLKELERINDE YAYILAN ZIKA VIRÜSÜ Dünya Sağlık Örgütü’nü alarma geçirdi. İsviçre’nin Cenevre kentinde olağanüstü toplanan örgüt, virüsün neden olduğu mikrosefali karşısında küresel acil durum ilan etti. Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Margaret Chan, bebeklerin küçük kafalı doğmasına neden olan mikrosefaliye karşı uluslararası işbirliği çağrısı yaptı. Chan, hamile kadınlara Zika’nın görüldüğü Latin Amerika ülkelerine seyahati gözden geçirme tavsiyesinde bulundu. Bölgede yaşayan hamile kadınlara ise doktora danışmalarını ve sivri sinek kovucu ilaç kullanmalarını önerdi Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel acil durum ilanıyla zika virüsü, Afrika’da 11 bin can alan Ebola salgını ile aynı kategoriye girdi. Sivrisineklerle yayılan virüs ilk olarak geçen yıl mayıs ayında Brezilya’da ortaya çıktı ve bugüne kadar 20’den fazla ülkede

görüldü. Özellikle hamile kadınların korunması gereken virüs, bebeklerin küçük kafalı doğmalarına neden olan mikrosefaliye yol açıyor. TÜRKİYE’DE HENÜZ GÖRÜLMEDİ.. Amerika Kıtası’nda etkili olan ve kısa sürede Avrupa’ya sıçrayan Zika virüsü, birçok ülkede korku saçmaya başladı. Türkiye’de henüz Zika virüsü vakasına rastlanmasa da tedbiri elden bırakmamak lazım. Rum Sağlık Bakanlığı’nın, Dünya Sağlık Örgütü tarafından tüm dünyada kamu sağlığını tehdit eden bir virüs olarak nitelendirdiği Zika virüsü nedeniyle, alarma geçtiği haber verildi. Rum Sağlık Bakanlığı yetkili birimleri, Zika virüsünü sıkı takip altına alırken Dünya Sağlık Örgütü, sosyal medya hesaplarında da zika virüsü hakkında merak edilenler konseptiyle videolar yayınladı.


SAĞLIK > ŞUBAT 2016

44 > 45

SAĞLIKLI VE GÜZEL DIŞLER YAŞAM BOYU GÜZEL VE SAĞLIKLI BIR GÜLÜMSEMEYE SAHIP OLMAK IÇIN DIŞLERINIZE ÖNEM GÖSTERMELISINIZ. HER GÜN, TERCIHEN HER ÖĞÜNDEN SONRA DIŞ FIRÇALAMAK ÖNEMLIDIR AMA YAPMANIZ GEREKEN ŞEYLER VAR. İŞTE UZMANLARIN SAĞLIKLI DIŞLER IÇIN VERDIKLERI TÜYOLAR. DIŞ FIRÇALAMA; yemek artıklarını, çürük ve dişeti hastalıklarına neden olan bakteri plağını uzaklaştırır. Dişler, yumuşak kıllı bir fırça kullanılarak aşağı yukarı hareketle birlikte titreşim uygulanarak fırçalanmalıdır. Dişlere ve diş etine zarar vermekten kaçınmak için çok sert ve çok hızlı fırçalama yapılmamalıdır. Elektrikli diş fırçaları oldukça iyi temizlik sağlayabilir. Ancak manuel diş fırçasıyla iyi bir fırçalama başarıyorsanız elektrikli diş fırçası kullanımı gerekli değildir.

Dişlerinize zarar vermemek için içinde aşındırıcı maddeler olmayan diş macunları kullanılmalıdır. Diş ipi kullanmayı ihmal etmeyin. Çünkü diş fırçalama ile diş yüzeyinin sadece yüzde 65’i temizlenir. Diş ipi, dişlerin arasındaki besin artıklarını ve bakteri plağı kalıntısını uzaklaştırır. Sigara içilmemelidir. Sigara sadece dişler üzerinde leke oluşmasına neden olmaz aynı zamanda sağlığa da zararlıdır. Dişlere zararlı olan ve leke oluşturan yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Özellikle asitli içecekler ve enerji içecekleri hem dişlere zarar verir, hem de genel

sağlığı olumsuz etkiler. Çay, özellikle yeşil çay dişleri çok fazla renklendirebilir. Eğer yeşil çayı çok tüketiyorsanız ve dişleriniz lekeleniyorsa; profesyonel diş temizliğinin daha sık yapılması gerekebilir. Eğer diş çürüğünüz varsa, mükemmel bir ağız hijyeni bunu iyileştirmez. Bu durumda diş hekimine gidilmesi gerekir. Tüm dişleriniz sağlıklıysa; her altı ayda bir düzenli kontrollerle diş sağlığınızın devamlılığından emin olmalısınız.

KIŞA ÖZEL AMBULANSLAR CAN KURTARIYOR TÜRKIYE GENELINDE 294 KAR PALETLI VE 20 KAR KÜREYEN ambulans, zorlu kış şartlarında köy ve mezralarda mahsur kalan hastaların imdadına yetişiyor. Sağlık Bakanlığı’nın, zorlu kış şartlarının yaşandığı illerde kar üzerinde gidebilen snowtrack ve

paletli ambulansları, hastaneye gitmekte güçlük çeken vatandaşlara ulaşarak can kurtarıyor. Tüm yurdu etkisi altına alan kar ve tipi nedeniyle yolları kapanan köy ve mezralarda mahsur kalan hastaların imdadına 112 Acil Servis ekipleri yetişiyor.


KALBİNİ GENÇKEN

KORU!

YANLIŞ BESLENME ALIŞKANLIKLARI, HAREKETSIZLIK VE SIGARA KULLANIMI, KALP DAMAR SAĞLIĞINA ZARAR VERIYOR. GENÇ YAŞLARDAN ITIBAREN DÜZENSIZ YAŞAM TARZINI DEĞIŞTIREREK KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMAK ISE MÜMKÜN. UZMANLAR GENÇLERIN BESLENMEDEN, UYKU DÜZENINE, FIZIKSEL AKTIVITELERDEN bulunulan sosyal ortamlara kadar günlük hayatta alınacak doğru kararlar ve seçimler yapmasının sağlıklı bir yaşam için çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kalp damar sağlığını korumak için dikkate alınması gereken kurallar ise şunlar: Tütün ürünlerinden uzak durulmalı, günlük fiziksel aktivite ihmal edilmemeli, kalp dostu diyet yapılmalı, ideal kilo korunmalı, kan basıncı normal seviyede tutulmalı, kolesterol düzeyleri kontrol altında olmalı ve kan şekeri düzenlenmeli.

EGZERSİZ YAPIN Düzenli egzersiz kalp, kas, kemik ve eklemlerin sağlıklı olmasına yardımcı olur. Fiziksel

aktivite özgüveni arttırır, duygusal modu yükseltir, uyku kalitesini olumlu yönde etkiler ve daha fazla enerjik olunmasını sağlar. Orta ve yoğun seviyede egzersiz tipleri arasında; bisiklete binme, yüzme, tempolu yürüyüş, tenis, bahçe işleri, hafif tempolu koşu, futbol, aerobik, dans etme ve ip atlama yer almaktadır. Tam tahıllı yiyecekler, meyveler, sebzeler, tavuk eti, balık ve ceviz – fındık gibi yemişler içeren bir diyet programı uygulanmalıdır. Kırmızı et, tuzlu, şekerli

yiyecek ve içecekler sınırlanmalıdır. Her gün çeşitli sebzeler ve meyveler tüketilmelidir. Doymuş ve trans yağları tüketmekten kaçınılmalıdır. Yağı alınmış süt veya az yağlı yoğurt gibi az yağ içeren süt ve süt ürünleri daha faydalıdır. İçeceklere şeker yerine meyve parçaları atılmalıdır. Kolesterol kandaki diğer maddelerle birleşerek atar damarları tıkayan, esnekliği azaltan ve kalp hastalıkları ile inme açısından büyük bir risk oluşturan, kalın ve sert yapıdaki birikintilerdir. Çok sayıda çocuk ve gençte, kendilerinin farkında olmadıkları kanlarında yüksek miktarda kolesterol tespit ediliyor. Kolesterolün yaklaşık %25’i direkt olarak yiyeceklerle alındığından kontrol altında tutmak mümkündür. Az miktarda doymuş ve trans yağ içeren, yüksek miktarda tam tahıl içeren yiyecekler tercih edilmelidir. Ailesinde kalp hikayesi olan, 11 yaş ve üzeri herkes kolesterol düzeyini ölçtürmeli.


EĞİTİM > ŞUBAT 2016

46 > 47

BAHAR KARAKAŞ

ÖĞRENCİLERE

BÜYÜK MÜJDE

MILLI EĞITIM BAKANLIĞI (MEB), BU YIL BAŞLATTIĞI ÖDEVSIZ YARIYIL TATILI uygulamasını yeni eğitimöğretim döneminde de devam ettirecek. Öğrencilerin daha fazla sosyalleşmesi için ev ödevi yükü hafifletilecek. İkinci dönemde başlatılması planlanan uygulama ile tüm okullar öğrencilere fazla ödev verilmemesi konusunda uyarılacak. MEB, daha az ev ödeviyle öğrencilerin sanata ve spora, daha çok kitap okumaya teşvik edilmesini

amaçlıyor. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yarıyıl tatilinde öğrencilere ev ödevi verilmemesi konusunda da okullara kesin talimat vermişti. 17 milyonu aşkın öğrenciyi ilgilendiren uygulama 2016-2017 Eğitim Öğretim yılında daha da resmileştirilecek. Ödev yoğunluğu okul tarafından değil yine Bakanlık tarafından belirlenecek. Öğrencilere hangi konulardan ne kadar ödev verileceği, ödevin içeriği ve kazanımları her yılın başında Talim Terbiye Kurulu tarafından

belirlenecek. Türkiye genelindeki her okul kurulun belirlediği çerçeve ve yoğunlukta öğrencilere ödev verecek. Öğrencileri ağır ders yükünden kurtarmak için bazı düzenlemeler yapan MEB, müfredatta da sadeleştirme çalıştırmalarına devam edecek. Daha önce matematik ve geometri müfredatındaki değişikliklerin ardından fizik, kimya ve biyolojide de sadeleştiririlecek. Öğrencilere sade ancak daha nitelikli bilgiler kazandırılacak.

MEB, SİZİ GÖRÜYOR MILLI EĞITIM BAKANLIĞI GÖRME ENGELLILER IÇIN BÜYÜK BIR HIZMETE IMZA ATTI. Yeni sistemle görme engelliler e-okul sistemine daha rahat ulaşabilecek. E-okul sistemine yapılan giriş sayısı zaman zaman 30 milyonu aşıyor. Öğrenciler ve veliler, sistem sayesinde not, devamsızlık,

ders programı, sınav tarihleri ve ortalamalar gibi bilgilere ulaşabiliyor. Ancak sisteme giriş yapabilmek için kullanıcıların doğru fotoğrafı seçmesi gerekiyordu. Milli Eğitim Bakanlığı görme engelliler için farklı bir sistem geliştirdi. E-okul’a girmek isteyen görme engelli öğrenciler veya görme engelli velilerden artık fotoğraf doğrulaması istenmeyecek.

Fotoğraf yerine sorularla güvenlik doğrulaması gerçekleştirilecek.


LİSE DERS KİTAPLARINDA GÜNCELLEME YAPILIYOR MILLI EĞITIM BAKANLIĞI (MEB) LISE KADEMESINDE OKUTULAN 110 DERS KITABINDAN 95’INI INCELEDI. GÜNCELLENEN KITAPLAR, 2016-2017 EĞITIM VE ÖĞRETIM YILINDA KULLANILACAK. ORTAÖĞRETIM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NCE DERS KITAPLARININ NITELIĞINI ARTIRMAK IÇIN yürütülen çalışma kapsamında, mevcut programlara göre hazırlanan ve liselerde okutulan ders kitapları bütüncül bir bakış açısıyla, Anayasa ile yasalara uygunluk, içeriğinin bilimsel ve dil yeterliliği, görsel-tasarım açısından yeterlilik, tarihsel, kültürel, dini ve milli hassasiyetler bağlamında incelendi. Çalışma kapsamında, öğretmenler, akademisyenler, yazar ve görsel tasarımcıların katılımıyla çalıştaylar da düzenlendi. Bu kapsamda, lise kademesinde 9, 10, 11 ve 12’inci sınıflarda 2015-2016 eğitim öğretim yılında okutulan 110

kitabın incelenmesi kararlaştırıldı. Üç ay önce başlatılan çalışma çerçevesinde 52’si Milli Eğitim Bakanlığı, 43’ü özel sektör yayını olmak üzere 95 kitapla ilgili inceleme ve güncelleme işlemleri tamamlandı. Komisyon üyeleri ile yazarlar tarafından düzeltilerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığına gönderilen kitaplar, 2016-2017 eğitim öğretim yılında liselerde okutulacak.

Çalışma kapsamında inceleme işlemleri bu yıl da devam edecek. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, sadece bu yıl okutulması kararlaştırılan kitapları değil ortaöğretim kademesindeki tüm ortak ve seçmeli derslerin program ile ders kitaplarını inceleyecek. Bakanlık, çalışmalarla bu öğretim yılında okutulan kitaplar ile Talim ve Terbiye Kurulu kararıyla yeterliliğe sahip kitapları da inceletmiş olacak.

STAJER SÜRÜCÜ ADABI BİLECEK MILLI EĞITIM BAKANLIĞINCA 13 ŞUBAT’TA DÜZENLENECEK EHLIYET TEORI SINAVLARINDA 380 bin stajyer sürücü adayı, ilk kez yöneltilecek “trafik adabı” dersi sorularına cevap verecek. Sınavı geçenlere verilecek “stajyer sürücü” ehliyetlerine sahip olanların belgeleri, 2 yıl süresince 75 ceza puanını doldurmaları halinde iptal edilecek. Stajyer sürücü uygulamasına geçişteki ilk teori sınavı ise 13 Şubat’ta yapılacak. Adaylar ehliyet teori sınavında, trafik ve çevre, ilk yardım ile araç bilgisine ek olarak ilk kez trafik adabı dersinden sorularını da yanıtlayacak.


EĞİTİM > ŞUBAT 2016

48 > 49

KIZ ÇOCUKLARI İÇIN

EV EV GEZIYORLAR

MILLI EĞITIM BAKANLIĞI (MEB) OKULA DEVAM ETMEYEN, EĞITIMINI YARIDA BIRAKMA EĞILIMI OLAN KIZ ÇOCUKLARINI BELIRLEYECEK VE YARIYIL TATILININ SONA ERMESIYLE EV ZIYARETLERI, OKUL BILGILENDIRMELERI VE ANKETLER YOLUYLA IKNA VE DESTEK ÇALIŞMALARI YÜRÜTECEK. MEB’IN ÖZELLIKLE 8. SINIFTAN SONRA EĞITIMLERINE DEVAM ETME OLANAĞI bulamayan veya bu fırsatları ellerinden alınan kız çocuklarının tekrar okula başlamasının sağlanması amacıyla başlattığı “Kız Çocuklarının Okullulaşma Oranının Artırılması-II (KEP-II) Projesi”, 15 pilot ilde tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda ocak sonu itibarıyla Erzurum, Ağrı, Kars, Iğdır, Bingöl,

Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Van, Muş, Hakkari, Siirt ve Bitlis’te kız çocuklarının okula devamına veya tekrar eğitime kazandırılmasına katkıda bulunacak. Başta öğretmenler olmak üzere kamu görevlisi, sivil toplum kuruluşu veya ilgili kurum ve kuruluş mensubu 5 bin 250 kişinin yanı sıra bin 500 il ziyaret ekibi üyesinin eğitimi ve çalıştayı tamamlandı. Proje kapsamında 30 bin kişinin eğitilmesi hedefleniyor.

KIZ ÇOCUKLARINA FIRSAT Bakanlık, KEP II Projesi ile ayrıca 13 pansiyonlu bölge okulunu yenileyerek yatılı öğrenciler için modern ve rahat ortamlar sağladı. Okullar, kültür, sanat, spor ve konferans alanlarının yanı sıra tam teşekküllü müzik odaları, spor salonları gibi olanaklarla donatıldı. Bakanlık, tüm kız çocuklarının en azından liseden mezun olana kadar okutulmasını hedefliyor.

YAZARLIĞA İLK ADIM İSTANBUL MILLI EĞITIM MÜDÜRLÜĞÜ VE ÇOCUK VE GENÇLIK EDEBIYATI YAZARLAR BIRLIĞI IŞBIRLIĞIYLE “Yazarlığa İlk Adım” projesi başlatıldı. İstanbul’da 5 yıl önce başlayan “Yazarlar Okullarda” projesi kapsamında yüz binlerce öğrencinin yüzlerce yazarla ve kitaplarla buluşmasının ardından kitap okuyan çocukların yazmaya

nasıl başlayacakları konusunda kafa yoran İstanbul Milli Egitim Müdürlüğü bazı ilçelerde öğrencilere yönelik yazarlık atölyeleri oluşturdu. Proje kapsamında öğrencilerin her birine, kapağında kendi resim ve adlarının olduğu “Yazarlığa İlk Adım” kitabı hediye edilecek. Boş sayfaları ise çocuklar istedikleri gibi kendi metinleri ile dolduracaklar. Yaklaşık

150 sayfalık kitabın ilk 49 sayfasında öğrencilere yazmayla ilgili kısa ve pratik bilgiler veriliyor. Daha sonra ise çocukların istedikleri türde yazdığı kitaplar arasında önce okullarında yapılacak elemede birinci seçilenler, ilçe boyutunda birincilik için elemeye gidecek. Sonrasında da il akademik kurulunda yapılacak seçimde ilk üçe giren kitaplar yayımlanacak.


AKADEMISYEN SAYISI ARTTI TÜRKIYE’DEKI ÜNIVERSITELERDE GÖREV YAPAN AKADEMISYENLERIN SAYISI, SON 14 YILDA 2 KATIN ÜZERINDE ARTIŞLA 70 BIN 12’DEN, 150 BIN 886’YA YÜKSELDI. YÜKSEKÖĞRETIM ISTATISTIKLERINE GÖRE 2002’DE 73 OLAN üniversite sayısı 2016’da 193’e çıktı. Buna bağlı olarak 2002’de 70 bin 12 olan akademisyen sayısı da 14 yıllık süreçte, 80 bin 874 artarak 150 bin 886’ya ulaştı. Akademisyen sayısı 2003’te 74 bin 134, 2004’te 77 bin 65, 2005’te 79 bin 555, 2006’da 82 bin 250, 2007’de 86 bin 522, 2008’de 96 bin 105, 2009’da 97 bin 923, 2010’da

102 bin 682, 2011’de 108 bin 462, 2012’de 115 bin 798, 2013’te 127 bin 441, 2014’te 142 bin 437, 2015’te 148 bin 903, 2016’da ise 150 bin 886 oldu. 150 bin 886 akademisyenin, 22 bin 16’sı profesör, 14 bin 595’i doçent, 33 bin 956’sı yardımcı doçent, 21 bin 216’sı öğretim görevlisi, 10 bin 274’ü okutman, 3 bin 775’i uzman ve 45 bin 14’ü araştırma görevlisi olarak çalışıyor. Öte yandan üniversitelerde 21 çevirmen ve

19 eğitim öğretim planlamacısı da bulunuyor. İstatistiklere göre, son 14 yıllık süreçte kadın akademisyenlerin sayısındaki artış, erkek akademisyenlerden fazla oldu. Kadın akademisyen sayısı 2002’de 26 bin 2 iken bu sayı 2016’da 65 bin 126’ya yükselerek yaklaşık 2,5 kat arttı. Erkek akademisyenlerin 2002’de 44 bin 10 olan sayısı yaklaşık iki kat artışla, 2016’da 85 bin 760’a yükseldi.

DIYANET’TEN MAHKUMLARA UMRE ÖDÜLLÜ SINAV YÜKSEK ÖĞRENIM GÖRMÜŞ 700 PERSONELIYLE cezaevlerinde mahkûmlara manevi destek hizmeti veren Diyanet İşleri Başkanlığı, yeni bir çalışmaya imza attı. Diyanet, Adalet Bakanlığı ile birlikte 355 ceza infaz kurumunda, umre ödüllü sınav yapmaya hazırlanıyor. Cezaevlerinde mahkûmlara yönelik Kur’an-ı Kerim ve dini bilgiler dersi, koğuş sohbetleri, bireysel görüşmeler, konferans gibi etkinlikler yapan Diyanet’in merkezi sistemle yapacağı sınavda, mahkûmlar, Diyanet’in yayınları arasında yer alan Ümit Şimşek’in “İslam İnanç İlmihali” ile İrfan

Yücel’in “Peygamberimiz’in Hayatı” kitabından çıkacak sorular için ter dökecek. Mahkûmların ‘Kutlu Doğum Haftası’ öncesinde kitapları okumasını hedefleyen Diyanet, kitapları mahkûmlara önümüzdeki günlerde ücretsiz dağıtacak. Mahkûmların, kitapları okuyup sınava hazırlanmak için 2 aylık süreleri olacak. Sınav 31 Mart 2016 tarihinde yapılacak. Sınavda Türkiye genelinde ilk 3’e giren mahkûmlar, umre ödülü kazanacak. Tahliye olmasına iki yıldan az olan mahkûmlar, cezaevinden çıktıktan sonra umreye gidebilecekler. Cezaevinden

tahliye olmasına iki yıldan uzun süre bulunan veya kendisi gitmek istemeyen mahkûmlar ise umre ödülünü yakınlarına devredebilecekler. Diyanet’in yapacağı sınavda her cezaevinde dereceye girecek mahkûmlara da ayrıca ödül verilecek. Cezaevlerinde ilk 3’e girenlere altın ve para ödülünün yanı sıra, ödül yönetmeliği çerçevesinde eş ve anne-baba görüşmesi, haftalık açık veya kapalı ziyaret süresini uzatma, telefonla görüşme sayı veya süresini artırma, sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden öncelikli ve uzun süreli yararlanma gibi ödüller de verilecek.


GEZ GÖR YE > ŞUBAT 2016

50 > 51

DAĞ VE DENİZİN MUHTEŞEM BULUŞMASI:

BAL IKESİR ETRAFINDAKİ DOĞAL VE TARİHİ GÜZELLİKLERİYLE DİKKAT ÇEKEN BALIKESİR İLİMİZİ DOLAŞIYORUZ BU AY. SIRT ÇANTANIZ HAZIRSA YOLA KOYULMA VE BALIKESİR’İN DOĞAL GÜZELLİKLERİ YANINDA LEZZETLERİNİ DE KEŞFETME ZAMANI...


ÜLKEMIZIN BATISINDA YER ALAN ILLERIMIZDEN BIRISI OLAN BALIKESIR hem Marmara Bölgesi’nde hem de Ege Bölgesinde toprakları bulunan bir şehrimiz. Bursa, Kütahya, Manisa, İzmir ve Çanakkale ve Yunanistan’ın Midilli Adası’na komşuluk yapan bu ilimizin tarihi oldukça zengindir. Bulunan pek çok höyük, mağara ve düz yerleşim yerlerinde yapılan araştırmalara bakılacak olursa bu topraklara ilk olarak insanların M.Ö. 8000-3000 yılları arası yerleştiği söylenebilir. Havran’a 8 km. mesafedeki İnboğazı mağaralarında Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik devirlerinden kalma kalıntılar bulunması bu iddiayı güçlendirmektedir. Babaköy (Başpınar) kazılarında, Yortan mezarlığında, Ayvalık Dikili yolu üzerindeki Kaymak Tepe’de Bakır

Çağı’na ait kalıntılar ve yerleşim yerleri bulunmuştur. Bu bölgede ilk defa adı geçen şehir Agiros (Achiraus)’dur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra bölgede Karesi Beyliği kurulmuş, ardından bölge Osmanlı Devleti’nin eline geçmiştir. Balıkesir’in çevresi elbette bir çok doğal ve tarihi güzelliklerle çevrili. Ancak oraları gezmeye başlamadan önce ilginç isminin nereden geldiğine bir göz atmak lazım. Tarihçilere göre Balıkesir adı, Bizans İmparatoru Hadrianus’ un av partilerinde kullanmak için yaptırdığı Paleo Kastro (Eski Hisar) sözcüğünden geliyor. Tarihi bir gerçekliği de bulunan bu ad, daha sonra halk etimolojisi sayesinde değişik rivayet ve yorumlara da konu olmuş, İşte bu rivaletlerden bazıları:

BAL, BALIK, KESİR, HİSAR Balıkesir adının daha çok bal, balık, kesir ve hisar kelimeleri üzerinde yapılan oynamalarla bugüne geldiği söylenmiştir. Bir rivayete göre Balıkesir’ in adı eskiden Balık Hisar şeklindeymiş. Buradaki “balık” Eski Türkçe’ de “şehir, kale” veya “saray” anlamı taşımaktaymış. Diğer bir rivayete göre ise; Balıkesir adı, “balı kesir” yani “balı çok, bol” anlamındaki söz grubundan gelmiştir. Buna göre Balıkesir’in balının bol ve lezzetli oluşu bu adı almasına sebep olmuştur. Başka bir rivayet ise; Balıkesir’in ilk kurulduğu yıllarda buraya gelen bir yabancının iyi muamele görmemesi üzerine “balı keser” yani “hatır, gönül tanımaz” adını verdiği şeklinde olmuştur. Buna göre “bal” Arapça’ da “hatır, gönül”


GEZ GÖR YE > ŞUBAT 2016

anlamına gelmiştir. Bu ilimizle ilgili rivayetler biticek gibi değil elbette. İşten onlardan bir diğeri: Bölgede bir süre hakim olan İran Hükümdarı “Balı Kisra” veya civardaki Yılanlı Dağ’ ın eski adı olan “Balcea” ya da “Pelecas’ın” Balıkesir adının ilk şekli olduğu ileri sürülmüştür. Bir rivayete göre de Karesi Beyi’nin oturduğu kaleye “Beylik Hisar” adı verildiği için bu ad değişerek bugünkü Balıkesir şeklini almış olduğudur. İbni Batuta ve diğer arap kaynaklarına göre, Balıkesir şehri Karesi Bey tarafından kurulmuştur. Karesi Vilayeti, 2. Meşrutiyetin ilanına müteakip, müstakil mutasarrıflık haline getirilmiş ve 1923 yılında, bir kanunla “Karesi” deyimi kaldırılarak “Balıkesir” sözü aynı zamanda vilayetin de adı olmuştur.

CUNDA ADASI GÖRÜLMEYE DEĞER Balıkesir deyince ilk akla gelen yerlerden birisi hiç şüphesiz

52 > 53

Cunda’ adasıdır. Ada sokaklarına yayılmış olan çarşısında alış veriş yapmak ya da dolaşmak büyük keyif verir insana. Bu çarşıda genellikle doğal taşlardan, deniz ürünlerinden yapılmış aksesuarlar, takılar ve süs eşyaları satılır. Arnavut taşlı yollarında, tarihi evlerinin yakınında olmak insanın ruhunda derin izler bıraır. Günümüzde tarihi, işlemeli,

sarımsak taşlarıyla ilgi çeken Rum evlerinin bir kısmı lokanta olarak işletilmektedir. Ayvalık’ta bulunan eski adıyla Cunda, yeni adıyla Alibey adası ise özel bir tarih ve lezzet merkezi. Ulaşım gün içinde saatte bir Ayvalık’tan tekne ile yapılır. Ya da 60’lı yıllarda yapılmış olan ilk Boğaz Köprüsü ile karadan gerçekleşir ve Şeytan Adası’na ulaşırsınız. Çeşitli deniz ürünleri,


balık mezeleri, papalina gibi özel balıklarıyla tanınır. Buradaki lokantalarda ve yapılarda Midilli ve Girit etkisini görmek mümkün. Eşsiz manzara eşliğinde, türlü Ege otlarıyla yapılan mezeler, balık yemekleri, sakızlı dondurma, kurabiyeler, lor tatlısı ve lokma

burada tatmanız gereken lezzetler arasındadır.

ZEYTİN AĞAÇLARI GÖLGESİNDE... Ayvalık ise zeytin ağaçları ile kucak kucağa yaşanan bir ilçedir. Zeytin üretimi ve zeytinyağcılık

ilçenin geçim kaynaklarından en önemlisidir. Bu nedenle Cunda Ada’sında da zeytin, zeytinyağı ve zeytinyağından yapılmış sabunların yer aldığı dükkanlar bol miktarda bulunur. Alibey Adası’nın merkezinde bulunan Taksiyarhis (Aya Nikola) Kilisesi,


GEZ GÖR YE > ŞUBAT 2016

Tımarhane Adası-Taşlı Manastır, Ay Işığı Manastırı, Agios Yannis Kilisesi, Koruyan Meryem (Leka) Manastırı, Kızlar Manastırı, Tavuk Adası Manastırı, İlyas Peygamber Manastırı görülebilecek tarihi mekanlardandır. Burada parantez açıp Şeytan Sofrası’ndan bahsetmek lazım. Buraya Cumhuriyet alanından kalkan dolmuşlarla gidebilirsiniz. Şeytan sofrası, güzel bir tepede. Tepe eski bir lav birikintisi. Deniz, koylar,

54 > 55

adalar ve çamlıklar ayaklarınızın altında. Sarp kayalar üzerinde bulunan yuvarlak bir sofra yani. Burası günümüzden 70-80 yıl öncelerine kadar, üzerinde küçük bir kilise de bulunan, bir yerleşim yeri imiş. Bazı balıkçılar, aileleriyle birlikte, yaz sezonunu burada geçiriyorlarmış. Buradan görebileceğiniz muhteşem manzaradan söz ederken, tepenin hemen sağ kısmında bulunan ve buraya adını veren bir özellikten söz etmek gerek.

Burada kocaman bir ayak izi var. Kayaların üzerinde bulunan bu ayak izinin, şeytana ait olduğu söyleniyor. Zamanında, ziyaretçiler bu ayak izine kendi ayakları ile basmayı alışkanlık haline getirdiklerinden, bu izin korunması için, günümüzde demir bir kafes içine alınmış. Söylenen şu ki Tanrı tarafından cennetten (Ayvalık) kovulan şeytan, buraya ve denize doğru ilerleyen diğer küçük adacıklara basarak, deniz üzerinde sonsuzluğa doğru yol


almış. Yani, burada bir ayak izi var. Şeytan cennetten (burada cennet olarak elbette Ayvalık tasvir ediliyor) kovulunca, bu minik adacıklara basarak uzaklaşmış. Rivayet böyle.

KAZDAĞI’NA ÇIKIN Bunun yanında denize girmek için Altınoluk ve Akçay ilçelerinin plajlarını tercih edebilirsiniz. Tabii deniz yanında arkanızdaki oksijen tepesi Kazdağlarına çıkmayı ve oksijeni içinize çekmeyi ihmal etmeyin. 1993 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Milli Park olarak ilan edilen Kazdağları 21.452 hektar alan üzerine yayılmıştır. Avcılık, bitkilerin toplanması ve mangal yapılmasının yasak olduğu dağlarda 800 bitki çeşidi tespit edilmiştir. 31 adet bitki türü özellikle Kazdağı Göknarı buraya özgüdür. Bitki türlerinin bazıları şöyledir; Yabani sarımsak, Kazdağı şebboyu, civan perçemi, deve dikeni, gıvışkan otu, yüksekotu, taş kekiği, Kazdağı kantaronu, sarıkız çayı, ebe gömeçi, kırk kilit otu, sinameki otu. Kazdağı sadece bitki türüyle sınırlı değil elbette. Yaban domuzu, porsuk


GEZ GÖR YE > ŞUBAT 2016

56 > 57 tilki, kaya sansarı ile boz ayı ve 120 çeşit kuş türü ile hayvan çeşitliliği de mevcuttur. Kazdağlarının Sarı Kız, Baba Tepe ve Gargaros olarak bilinen Karataş Tepesi ile toplam 3 tane zirvesi vardır. Kazdağı Milli Parkı’na çıkmanın bedeli araç 80 TL ve kişi başı 15 TL’dir. Ya da Akçay merkezden satın alacağınız Kazdağı turu ile rehber + öğle yemeği içinde tüm gün gezebilir, faydalı bilgiler edinebilirsiniz. Kazdağı turuna katılmaya fırsatı, vakti olmayanlar ise mutlaka Milli Park sınırları içerisindeki Pınarbaşı ve Hasan Boğuldu olarak bilinen Sutüven şelalesini keşfedebilir. Arnavut taşlı yollarında gezmeden, Aşıklar Tepesi’ne çıkmadan, lokma tatlısı yemeden, Taş Kahve’de adaçayı içmeden, Ada Restoran’da balık yemeden, Bıyıklı’nın Yeri’ne uğramadan, Pateriça köylerine gitmeden, tarihi yel değirmenlerini görmeden, kilise ve manastırları gezmeden, sahil boyunda eşsiz manzarayı seyretmeden, resim çekmeden, Cunda’nın ıssız koylarında yüzmeden, küçük gezi tekneleriyle ada turu yapmadan, Şeytan Adası’nda gün batımını izlemeden dönmemenizi öneririz.


NERELERİ GEZELİM? SARIMSAKLI PLAJLARI Halk arasında, Küçükköy beldesine, genel olarak Sarımsak/Sarımsaklı deniliyor. Gerçekten; Sarımsaklı, Küçükköy Beldesi sınırları içinde yer alan yarımadanın ismi. İlçe merkezine: 8 km. Uzaklıkta. İlçenin en tanınmış doğal güzelliklerindendir. Dünyaca ünlü Brezilya’nın Rio sahillerinden daha uzun ve geniş bir alanı kapsayan kumsalın, en büyük özelliği kumsaldaki kumun vücuda yapışmaması. Kumsalın uzunluğu: 7 km. ve eni ise 100 metre.

SAATLİ CAMİİ Diğer adı Agios Yannis Kilisesi. 1928 yılında, camiye dönüştürülen mekan 1944 yılındaki depremde, çan kulesinin üstü yıkılmıştır.

TAKSİYARHİS KİLİSESİ 1873 yılında inşa edilmiştir. Akmayan, işlemeli sarımsak taşlarıyla dikkati çekiyor. Bulunduğu yer ise Ayvalık’da, Hıristiyanlar ile Müslümanların birlikte yaşadıkları, kentin ilk mahallesi olması açısından ilginç. Çevresindeki sokak dokusu ve neo-klasik özellik taşıyan, sivil mimari dokusu, tipik evleriyle bir bütünlük içinde... İsa’nın doğumundan ölümüne kadar anlatan resimleri en dikkate değer eseri niteliğinde.

NE YİYELİM?

AYVALIK TOSTU Ayvalık’a özgü en önemli yiyecek sosis, sucuk, kaşar, turşu, mayonez, ketçap gibi malzemelerden hazırlanıyor. Tadı enfes ama İstanbul’da bu tostun daha meşhur olduğunu söyleyelim.

HOŞMERİM

PAPALİNA

Tüm Balıkesir ilinde yaygın olarak yapılan ve höşmerim olarak da bilinen Hoşmerim tatlısı aslında bir peynir tatlısı. Sarı renkteki bu tatlı Orta Asya’dan göçler yolu ile gelen Anadolu yörüklerinin yapmış. Halk arasında ‘Peynir Tatlısı’ olarak biliniyor.

“Papalina” olarak bilinen bir balık türü (çaça balığı) genellikle meze olarak tüketiliyor. Izgarası ve zeytinyağında unla yapılan kızartması da, yapılar yöreye özgü bir lezzet. İlk bakışta hamsiye benzeyen bu balığın lezzeti harika.


KÜLTÜR SANAT > ŞUBAT 2016

58 > 59

GÖSTERİ

MÜZİKAL

KONSER

PEPE SAHNEDE

HAYALLERLE DOLU GÖSTERİ

KEMAN VE KLARNET BULUŞUYOR

Hayaller ve peri masallarından ilham alan Slava’s Snowshow, 24 Şubat – 6 Mart tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi Turkcell Sahnesi’nde izlenebilir. Etkinliğin başlama saatleri 20.30.

Keman ve klarnetin dahileri Roby Lakatos ve Serkan Çağrı, 15 Şubat’ta CRR Konser Salonu’nda sahne alıyor. Seyircileri çok yönlü yorumları ve renkli performanslarıyla farklı bir müzik yolculuğuna çıkaracak konser saat 20:00’de başlıyor.

KONSER

SERGİ

KONSER

YERLİ KONSERLER

ÇOCUKLAR, OYUNLAR VE KENT

MÜZİK DOLU GECE

Çocukların sevdiği çizgi kahraman Pepee, 21 Şubat’ta Mall of İstanbul Moi Sahne’de çocuklara unutulmaz bir gösteri sunacak. Pepee; çocukların gelişimine katkı sağlarken aynı zamanda şarkılarla, türkülerle de eğlendirmeye devam edecek. Etkinlik başlama saati 13:00.

Barış Manço, Cem Karaca, Neşet Ertaş’ın sevilen şarkılarından oluşan bu konserin ikinci bölümünde Şevval Sam en güzel Karadeniz türküleri, Türk Sanat Müziği eserleri ve arabesk şarkılara orijinal yorumları Kurtalan Ekspres eşliğinde sunacak. 16 Şubat saat 21:00’de başlayacak konser Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde.

1953 Sofya doğumlu olan Krastev’in İstanbul’daki üçüncü kişisel sergisi 4-22 Şubat 2016 tarihleri arasında Arnavutköy’deki Galeri Selvin’de görülebilir. Sanatçının bu sergisinde konusu ise “Çocuklar, oyunlar, kent”.

Avangard müziği yeniden tanımlayan İngiliz plak şirketi Fat Cat’in gözdesi, Sigur Ros, Animal Collective gibi kült grupların ailesine katıldı. Grubun kurucuları Gunnar Örn Tynes ve Örvar Smárason, avangard melodileriyle 1930 yapımı sessiz film Menschen am Sonntag / People On Sunday’e eşlik ediyor. Salon İKSV’deki etkinlik 17 Şubat saat 21:30’da.


Pop müziğin dev gruplarından MFÖ, 19 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde en sevdiğiniz şarkıları sizlerle birlikte seslendiriyor. Bu üçlünün konseri saat 21:00’de başlayacak.

KONSER

MFÖ İLE MÜZİK

TİYATRO

KONSER

KONSER

İSTANBUL EFENDİSİ

CENGİZ KURTOĞLU SAHNEDE

CHRİS DE BURGH GELİYOR

Sevilen şarkılarıyla herkesin gönlüne taht kuran Cengiz Kurtoğlu 27 Şubat’ta Başakşehir MOİ Sahnesi’nde unutulmaz şarkılarıyla sevenlerine müzik dolu bir zaman yaşatacak. Konser saat 21:00’de başlıyor.

Chris de Burgh, 28 Şubat günü en güzel şarkılarıyla kalplerinizi ısıtmaya Ülker Sports Arena’ya geliyor! 70’lerden günümüze hiç eskimeyen, romantizmin en yalın, en kalbe kazınan şarkıları Chris de Burgh’ün kadife sesi ve benzersiz sahne şovuyla hafızalara işlenecek. Konser 20:30’da başlayacak.

Kendine damat beğenen bir baba kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? Savletî Efendi, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlamıştır... Musahipzade Celâl, İstanbul Efendisi ile Osmanlı`nın Lale Devri`nden sonraki gündelik yaşantısını ve sosyal ilişkilerini hicvediyor. İBB Şehir Tiyatroları’nın bu oyunu 25, 26, 27 Şubat tarihlerinde Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde.


KÜLTÜR SANAT > ŞUBAT 2016

60 > 61

ŞUBAT AYI ETKİNLİKLERİMİZ KONSER

BORA DURAN

(GKM)

ÇOCUK OYUNU

YASAK BAHÇE (GKM)

KONSER

SİNEMA

GRUP TİLLO

NİKO 2 KÜÇÜK KARDEŞ TATLI BELA

(EBKM)

(GKM)

12 ŞUBAT CUMA SAAT: 19:00 2 ŞUBAT SALI SAAT: 11:00 3 ŞUBAT ÇARŞAMBA SAAT: 11:00/13:00 6 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 11:00/14:00 16 ŞUBAT SALI SAAT:11:00

EBKM

6 ŞUBAT CUMARTESİ

EBKM

6 ŞUBAT CUMARTESİ

13 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 20:00 6 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 15:30 7 ŞUBAT PAZAR SAAT: 19:00 9 ŞUBAT SALI SAAT: 19:00

ÇOCUK OYUNU : TOZ DİYARI SAAT : 12.00 KONSER : TALHA BORA ÖGE VE SAAT

ORKESTRASI

: 20.00

GKM

SEMİNER : AİLE PLANLAMASI SAAT : 14.00

GKM

ÇOCUK OYUNU : YUMURTAM SICAK SAAT : 11.00/14.00

EBKM

ÇOCUK OYUNU : SU MASALI SAAT : 12.00

GKM

SİNEMA : MINIKKUŞ SAAT : 15.30

10 ŞUBAT ÇARŞAMBA

13 ŞUBAT CUMARTESİ

EBKM

KONSER : TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU SAAT : 20.00

13 ŞUBAT CUMARTESİ

GKM

ÇOCUK OYUNU : YUMURTAM SICAK SAAT : 11.00/13.00

13 ŞUBAT CUMARTESİ

9 ŞUBAT SALI

10 ŞUBAT ÇARŞAMBA


ÇOCUK OYUNU

KELOĞLAN İLE TAŞ MAKAS (GKM)

KONSER

BURAK KUT (EBKM)

17 ŞUBAT ÇARŞAMBA SAAT: 11:00/13:00 20 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 11:00/14:00 23 ŞUBAT SALI SAAT: 11:00

SİNEMA

AFACANLAR TAKIMI BÜYÜK YARIŞ

20 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 20:00

(GKM)

KONSER

ERKAM AYDAR

SİNEMA

İÇİMDE AKAN NEHİR (GKM)

(EBKM)

ÇOCUK OYUNU

BİR YUDUM SU (GKM)

27 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 15:30 1 MART SALI SAAT:19:00 27 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 20:00 20 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT: 15:30 21 ŞUBAT PAZAR SAAT: 19:00 23 ŞUBAT SALI SAAT: 19:00

24 ŞUBAT ÇARŞAMBA SAAT: 11:00/13:00 27 ŞUBAT CUMARTESİ SAAT:11:00/14:00

EBKM

GKM

SİNEMA : MINIKKUŞ SAAT : 19.00

20 ŞUBAT CUMARTESİ

GKM

SİNEMA : MINIKKUŞ SAAT : 19.00

24 ŞUBAT ÇARŞAMBA

GKM

SEMİNER : DOĞUMA HAZIRLIK , DOĞUM SÜRECİ SAAT : 14.00

EBKM

KONSER : AİLE SAADETİ SAAT : 20.00

14 ŞUBAT PAZAR

16 ŞUBAT SALI

17 ŞUBAT ÇARŞAMBA

18 ŞUBAT PERŞEMBE

GKM

ÇOCUK OYUNU : SURVİVOR EĞLENCE KAMPI SAAT : 12.00 SEMİNER : BEBEK BAKIMI VE ÇOCUK HASTALIKLARI SAAT : 14.00

EBKM

TİYATRO : İŞTE MİZAHI YOK BAŞKA İZAHI SAAT : 20.00

EBKM

ÇOCUK OYUNU : ÇİZMELİ KEDİ SAAT : 12.00

26 ŞUBAT CUMA

27 ŞUBAT CUMARTESİ


KÜLTÜR SANAT > ŞUBAT 2016

62 > 63

SİNEMA

İFTARLIK GAZOZ 1970’ler Türkiye’sinin barış ve huzur dolu Ege kasabalarından birinde ailesi ile beraber yaşayan Adem, zeki ve çalışkan bir öğrencidir. 5.sınıfı yeni bitiren Adem, yaz tatilini boş geçirmek istemez ve ailesine Gazozcu Cibar Kemal Usta ile çalışmak istediğini söyler. Zor da olsa ailesinden izni koparan Adem gazozcu çırağı olarak çalışmaya başlar. Ramazan ayının başıdır ve Adem camide imamın oruç ile anlattıklarını üzerine alınır, üstelik Berna da oruç tutacaktır. Küçük olduğu için oruç tutmasına izin vermeyen ailesinden gizli oruç tutmaya başlar fakat Ege’nin yaz sıcağında, bir yandan da gazoz satarken oruç tutmak hiç de kolay değildir. Hele de bozmanın kefareti 61 gün iken ve Berna’nın aslında direk orucu tuttuğunu öğrenmişken! Susuzluk ve açlık onu çok yormuştur, seraplar görmeye başlar. Adem’in yaşadığı bu zorluklar, onu bir maceranın içine sürükler. Bitmek bilmeyen bu uzun gün, Gazozcu Ustası Cibar Kemal ve Adem için nasıl tamamlanacaktır? Filmin yönetmeliğini ve senaristliğini Yüksel Aksu üstleniyor.

ALBÜM

HEPSİ BENİM YÜZÜMDEN 2012 yılında yaptığı iddialı çıkış ile tüm ödülleri tek tek toplayan ve sayısız konsere imza atıp zirveden inmeyen Mehmet Erdem, önceki yıllarda Sony Music etiketiyle yayınladığı “Herkes Aynı Hayatta” ve 3. stüdyo albümü “Hepsi Benim Yüzümden” ile sevenlerinin karşısında! Albümde 6 adet yeni şarkı, 6 adet de cover şarkı olmak üzere toplam 12 şarkı yer alıyor. Alper Atakan’a ait düzenlemeleri ve Mehmet Erdem’in büyülü yorumuyla sevenleri ile buluşuyor.

Mehmet Erdem Hepsi Benim Yüzünden Sony Music


KİTAP

SÜLEYMAN ULUDAĞ

HAYATA BİR DE BÖYLE BAKIN

Hayat akıp gidiyor. Peki hayata hangi düşünce ve gözle bakıyoruz. Tek bir bakış açısına mı sahipsiniz? Oysa zâhirle bâtın; bedenle ruh, şekille içerik gibidir, bir paranın iki yüzü gibi birbirine bağlıdır. Biri olmadan diğeri olmaz. Bir hükmü doğru olarak anlayabilmek için onun her iki yönüne, dış ve iç yüzüne aynı derecede önemle bakmak gerekir. Dini hükümlerde, muamele ve ibadetlerde esas amaç bu hükümlerin bâtıni ve manevi yönü olmakla beraber zahir ve şekil tarafı da bu hedefe ulaşmanın vazgeçilmez aracıdır. İlahiyatçı yazar Süleyman Uludağ’ın Hayata Sûfî Gözüyle Bakmak eserinde abdest, namaz, oruç, hac, zekât, kurban gibi ibadet konuları; tevbe, takva, zühd, şükür, sabır, rıza ve tevekkül gibi ahlâki ve tasavvufi meseleler normal bir gözle değil daha çok tasavvufi ve hikemi yönden ele alıyor. Eserdeki bilgiler, önce Kur’an-ı Kerim’e ve hadis-i şeriflere, sonra en sağlam ahlâk ve tasavvuf kitaplarına istinaden veriliyor. Böylece bir Müslümanın günlük hayatındaki pek çok mesele hakkında büyük sûfîlerin görüş ve yaşayışları okuyucunun istifadesine sunuluyor. Bu önemli eseri okuyunca her şeye bakış açınız değişecek.

Süleyman Uludağ Hayata Sûfî Gözüyle Bakmak 523 sayfa Dergâh Yayınları


BULMACA > ŞUBAT 2016 BULMACA > ŞUBAT 2016

64

64

YALÇIN SABRİOĞLU YALÇIN SABRİOĞLU Güngören'nin bir parkı Resimdeki caddemiz

Övme

Yanlar, çevre

Bir harfin okunuşu

Baryumun sembolü

Konya'da bir baraj

Bir çoğul eki

Orduda bir birlik

Şikar

Kedi köpek yavrusu

Yeni olmayan

Kök boyası

Bulgaristan parası

6 Kafi

Bir cins iri deve Yırtıcı bir hayvan

İsviçre trafik remzi

Zorla sürükleyerek

Lityumun remzi Asya'da kurumuş bir göl

3 Güngören'in bir semti

Bir tür kumaş Nesne, madde

Olgunlasmak üzere olan tahıl

Güngören'de cadde

2

Bir tür kümes hayvanı

Hamallık ücreti Bir nota Sevgili

Bir tür tutacak Gümüş Matematik sabit sayısı

Gazetede köşe yazısı

Sanma Peru'nun başkenti Kuzu sesi Atın ayağına çakılır Günören'de bir park Gizli düşmanlık

Maden

Hitabet sanatı

Masal dağı

Bir oyuncu (...Demirer)

Bir bayan adı

Kraliçe

Güngören'de bir semt

Benzer denk Erkek adı

Sporda serbest vuruş

Saygınlık itibar

5

Üzerinde güreş yapılan yaygı

Sürat saati Toy Bozma, dağıtma Cehennem cennet arası

Sonsuza değin Tanrı tanımaz

1 Kısa çizme Elsıkışma

Korkusuzluk Hakkı savunma

Kayınbirader

Hokkaya konan ham ipek

İnsanlar

Telefon lakırdısı

İlk karşıtı

Dullar

Derviş selamı

Danimarka trafik remzi Bir nida

Öykü

İlk harfimiz

Alimler Kuşatma Olduğu halde

4

ÞÝFRE KELÝME:

1

2

3

4

5

6




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.