Güngören Dergi - Ekim 2016

Page 1



BAŞKAN’DAN

Ş. YÜCEL KARAMAN GÜNGÖREN BELEDIYE BAŞKANI

Sevgili Güngörenliler; Eğitim öğretim sezonuna büyük bir heyecan ve önemli hazırlıklar eşliğinde girmiş bulunuyoruz. Geride yaz ayı gibi sıcak bir mevsimi bıraktık, hepimiz bol enerji depolayarak daha verimli çalışmaya ve insanlığa hayırlı işler yapmaya artık hazırız. Daha dinamik ve heyecanlı olmamız gereken bir döneme girmenin verdiği sorumluluğun da farkındayız ayrıca. İşte böylesine düşünceler ışığında Güngören Belediyesi olarak sizlere hayatı değerli kılacak işler yapmaya gayret gösteriyoruz. Ekim sayımız da yine sizlere ufuk açacak, sizleri bilgilendirecek zengin bir içeriğe sahip. Dünyanın farklı ülkelerini tanıdığımız sayfalarımızda bu ay kutsal topraklara uzanacağız: Mekke’ye gideceğiz. Eminiz ki manevi atmosferi ve tarihsel geçmişi ile Mekke’yi tanımak, bizler kadar sizi de manevi açıdan harekete geçirecektir. Anadolu’muzu karış karış gezdiğimiz sayfalarımızda ‘Dadaşlar Diyarı Erzurum’a konuk oluyoruz. Tarihi ve kültürel geçmişi ile Anadolu’nun kadim kenti olan bu ilimizi daha yakından tanıyacaksınız. Bu yıl da Güngören’de sizlere sosyal ve kültürel açıdan her yıl yapmış olduğumuz sanat kurslarımızı daha da zenginleştirerek yeniden sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Hâlâ kaydını yaptırmayan varsa hemen kaydolabilir, kendisine sunulan ücretsiz eğitimlerle kişisel anlamda daha donanımlı hâle gelebilir. Güngören Dergimizin içeriği bunlarla sınırlı değil elbette. İlçemizde gerçekleştirilen sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler, dergimizin içeriğinde yer alıyor. Cümlelerimizi sonlandırmadan önce dünyanın birçok coğrafyasında yaşanan acı, gözyaşı, şiddet, zulüm ve ölümlerin son bulmasını ümit ediyoruz. Hepimize yetecek kadar büyük ve zengin nimetlerle donatılmış dünyamızda birlik ve barış içerisinde yaşamak kadim kültürümüzde ve geleneklerimizde var. Bu vesile ile sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Hoşça kalın…


İÇİNDEKİLER > EKİM 2016

02 > 03

48

GEZ-GÖR-YE >

DADAŞLAR DİYARI, SOĞUĞUN BAŞKENTİ:

ERZURUM

08

09

İSTANBUL’UN GİZEMLİ VE TARİHÎ

YAPILARI

GÜNGÖREN BELEDİYESİ KÜLTÜR-SANAT KURSU KAYITLARI BAŞLADI

GÜNDEM-HABER >

MİNİKLERE ‘OKULA MERHABA’ SÜRPRİZİ

Güngören Belediyesi ‘Okula Merhaba’ diyen 1. sınıf öğrencilerinin okula uyum süreçlerini kolaylaştırmak için okul bahçelerine oyun grubu kurdu.

GÜNDEM-HABER

BELEDİYEDEN KIRTASİYE YARDIMI

Güngören Belediyesi, yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte ihtiyaç sahibi ailelere sağladığı kırtasiye desteğini bu yıl da sürdürdü.

16

ŞEHIR >

GÜNDEM-HABER >

Güngören Belediyesinin el sanatlarından enstrümana, eğitsel kurslardan sahne sanatlarına kadar birçok branşta düzenlediği Kültür-Sanat Kursları kayıtları başlıyor.

12

18

KENTLİLİK

GÜNGÖREN YAZ OKULLARI TAMAMLANDI

Güngören Belediyesinin birçok branşta ücretsiz olarak gerçekleştirdiği yaz okulları sona erdi. 6-14 yaş grubunun katıldığı yaz okulları, çocukların hem eğitici hem de keyifli bir yaz geçirmelerini sağladı.

İstanbul birçok döneme ev sahipliği yapmış, pek çok medeniyet görmüş köklü bir şehir. Bu şehir içinde yer alan bazı tarihî yapılar var ki hâla gizemini koruyor.

28

TEKNOLOJİ-BİLİM >

TÜRK MÜHENDİSLERİN

BAŞARISI

Bilim kurgu filmlerinde görmeye alıştığımız arabaya dönüşen robotlar Türk mühendislerce gerçeğe dönüştü.

47

42

24

OKULUN İLK GÜNÜ

KALPTEKİ RİTME DİKKAT!

EYVAH, YENİ BİR KARDEŞİM OLDU!

EĞITIM >

Çocuğun ağlama davranışı sergilemesi okulun ilk günleri için aslında birçok çocuktan beklenen bir tepkidir ve bu tepki bizler tarafından normal olarak kabul görmelidir.

SAĞLIK >

Kalp-damar hastalıkları içerisinde yer alan kalp ritim bozukluğu ölüm riskini 2 kat, kalp yetersizliği riskini 3 kat ve inme riskini 5 kat arttırıyor.

AILE >

Her anne baba için çocukları çok değerlidir. Ancak bazen ikinci bir kardeşin dünyaya gelmesi ilk çocuk için bir soruna dönüşebiliyor.


30

58

KÜLTÜR SANAT>

GÜNGÖREN VE

İSTANBUL’DA BU AY

MEKKE VE MEDİNE

GEZI> İNSANLIĞIN HUZURA ERDİĞİ KUTSAL ŞEHİRLER: Kutsal mekânlar Mekke ve Medine, Arabistan’da yer alan önemli şehirlerdir. Dinimiz İslâm’da önemli bir yeri olan Mekke ve Medine, kutsal şehirler olmasının yanında Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s) dünyaya geldiği ve hicret ettiği yerlerdir. Bu sayımızda hazırladığımız Mekke ve Medine tanıtımı ile sizleri manevi bir yolculuğa davet ediyoruz.

GÜNGÖREN DERGİ www.gungorendergi.com

GÜNGÖREN BELEDIYESININ AYLIK SÜRELI YAYIN ORGANIDIR.

YIL: 4 > SAYI: 43 > EKİM 2016

İMTİYAZ SAHİBİ GÜNGÖREN BELEDİYESİ ADINA ŞAKİR YÜCEL KARAMAN YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ İRFAN ERSAN YAYIN KOORDİNATÖRÜ FATİH DOĞAN YAYIN YÖNETMENİ SÜHA YILDIZ SANAT YÖNETMENİ E. FURKAN ŞAHİN YAYIN KURULU YASEMİN EKMEKCİ EDİTÖR ADİL ENES TASARIM REYYAN ORGANİZASYON FOTO MUHABİRİ MURAT KUŞ YÖNETİM YERİ Güven Mahallesi Marmara Cad. Belde Sokak No: 38 34160 Güngören / İstanbul Tel: 0 212 449 55 00 www.gungoren.bel.tr MATBAA İMAK OFSET Merkez Mah. Atatürk Cad. Göl Sokak. No:1 Yenibosna Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 656 49 97


GÜNDEM HABER > EKİM 2016

04 > 05

GÜNGÖREN’DE BAYRAM COŞKUSU GÜNGÖREN BELEDIYESI TARAFINDAN KURULAN MODERN KURBAN KESIM TESISINDE VATANDAŞLAR BU BAYRAMI DA HUZURLA GEÇIRDI. GÜNGÖREN MODERN KURBAN KESIM TESISI, SIRA BEKLETMEYEN RANDEVU SISTEMI, OTOPARK, AMBULANS, veteriner, bekleme alanları ve mescidiyle bayramın ilk günü oldukça hareketliydi. Güngören Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman’ın hac vazifesi için kutsal topraklarda olması sebebi ile yerine vekâlet eden 2.Başkan Vekili Solmaz Kırançinkil, bayramın ilk günü Kurban Kesim Tesisine gelerek vatandaşlarla bayramlaştı. Tesiste incelemelerde bulunan Solmaz Kırançinkil yaptığı açıklamada, böyle modern ve önemli bir tesisi Güngören’e kazandırdığı için Başkan Şakir Yücel Karaman’a teşekkür etti. Güngören Belediyesi 2.Başkan Vekili Solmaz Kırançinkil, alanda soruları da yanıtladı. Kırançinkil “Herkesin Kurban Bayramı’nı

tebrik ediyorum. Son zamanlarda ülke ve coğrafya olarak yaşanan sıkıntıları gördükçe bayramların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Bizler dostlukları, kardeşliği artırmak, kırgınlıkları gidermek için bayramları birer vesile bilmeliyiz” dedi. Güngören Kurban Kesim Tesisinin İstanbul içerisinde modernliği ile dikkat çektiğini vurgulayan Kırançinkil, “Güngören Belediyesi olarak vatandaşımızın bayram günü sıkıntı yaşamaması için kurbandan çok önce hazırlıklarımızı tamamladık. Burada hijyenik kesim yerlerimizi hazırladık. Vatandaşımız kesim sıralarını bekleme alanlarında geçirebiliyor, birbiriyle bayramlaşıyor. Güngören Belediyesi olarak vatandaşımıza bütün imkânları sunmalıyız.” şeklinde konuştu.


BİR GÜNDE 400 KURBAN KESİLDİ Güngören Kurban Kesim Tesisinde vatandaşlara sabah saatlerinde kahvaltı, öğlen saatlerinde itibaren ise her iki saatte kavurma, pilav, tatlı ve ayran ikram edildi. Tesiste ilk gün 400’den fazla kurban kesimi yapıldı. İnternet üzerinden canlı yayın ile vatandaşlar bilgisayar tablet ve mobil cihazdan sıra numaralarını takip etti. Sırası yaklaşan vatandaş tesise gelerek kurban ibadetini huzur ve güven içerisinde gerçekleştirdi. Kurbanlar hisse sayısı kadar ayrılıp tartılarak hissedarlara teslim edildi.


GÜNDEM HABER > EKİM 2016

06 > 07

BİLGİ EVLERİNDE YAZ ETKİNLİKLERİ ÇOCUKLARIN OKUL SONRASI ARAŞTIRMA VE OKUMA FAALIYETLERINI GELIŞTIREBILMELERI AMACIYLA 2005 YILINDA HIZMETE BAŞLAYAN GÜNGÖREN BELEDIYESI BILGI EVLERI, EĞITIMIN HAYAT BOYU GEREKLILIĞI DÜŞÜNCESINDEN HAREKETLE SOSYAL, SANATSAL, KÜLTÜREL FAALIYETLER VE ETÜT HIZMETLERI ILE GELIŞIMLERINE YARDIMCI OLUYOR. Açıldığı günden günümüze kadar, çocuklara özel derlenmiş kütüphanesi, branş öğretmenlerinin gözetimindeki etüt sınıfları ve yeteneklerin ortaya çıkarmasını sağlayan kulüp çalışmaları ile çocuklarımızın millî ve manevi değerler çizgisinde, modern eğitim araçlarını da kullanarak gelişimlerine katkı sağlayan Bilgi Evleri, değişen şartlara uyum sağlayarak sürekli kendini yenileme ve geliştirme hedefi içerisindedir. Bilgi Evleri; alternatif mekânlar olarak, çocuklarımızı sokağın olumsuz etkilerinden ve teknoloji

bağımlılığından uzak tutup, vakitlerini yararlı bir şekilde değerlendirerek yarınlarına ışık tutmayı kendine görev edinmiştir. Tecrübeli ve güler yüzlü öğretmen kadrosu ile Bilgi Evleri çocuklarımızın ikinci evi olmuştur. Okulların kapanması ile birlikte çocuklarımızın tatillerini verimli bir şeklide geçirmeleri amaçlanmış, bu bağlamda yaz dönemi boyunca; Okuma-Anlatma-Canlandırma, Eğlenceli İngilizce, Eğlenceli Matematik, Zekâ Oyunları, Bilim Saati, Becerikli Eller, Resim ve Karakalem Atölyeleri, Takı Yapımı,

Tiyatro ve Drama, Sinema, Geleneksel Oyunlar, Dokun Dönüşsün… şeklindeki etkinliklerle keyifli ve kaliteli vakit geçirmeleri sağlanmıştır. Öğrencilerimiz bu aktivitelerle hem eğlenmiş hem de öğrenmişlerdir.



GÜNDEM HABER > EKİM 2016

08 > 09

GÜNGÖREN BELEDIYESI

KÜLTÜR-SANAT KURSU KAYITLARI BAŞLADI GÜNGÖREN BELEDIYESININ EL SANATLARINDAN ENSTRÜMANA, EĞITSEL KURSLARDAN SAHNE SANATLARINA KADAR BIRÇOK BRANŞTA DÜZENLEDIĞI KÜLTÜR-SANAT KURSLARI KAYITLARI BAŞLIYOR.

GÜNGÖREN BELEDIYESININ, ILÇE SAKINLERININ SOSYAL, KÜLTÜREL, SANATSAL IHTIYAÇLARINI en kaliteli şekilde karşılayabilmek amacıyla her yıl farklı branşlar ekleyerek zenginleştirdiği Kültür Sanat Kursları 2016-2017 yeni dönem kayıtları başlıyor. Takı tasarımından ahşap boyamaya, çocuk gelişiminden fotoğrafçılığa, İngilizceden web tasarıma, tiyatrodan gitara kadar herkesin, ilgisine göre branş bulabileceği kurslar, Güngören Belediyesi Kültür Müdürlüğünce gerçekleştirilen ve Halk Eğitim Merkezi işbirliği ile gerçekleştirilen kurslar olmak üzere iki kategoride açılacak. Alanında uzman eğitimciler eşliğinde verilecek kurslar kapsamında, Halk Eğitim Müdürlüğü İşbirliği ile açılan kursları başarıyla bitiren kursiyerler sertifika sahibi de olabilecekler. Kurslara kayıt olmak isteyenler,

www.ebelediye.gungoren.bel.tr internet adresi üzerinden, 0212 433 38 60 ve 0212 449 55 55 numaralı telefonlardan ya da Güngören Belediyesi Kültür Müdürlüğü ve Güngören Belediyesi Beyaz Masa olmak üzere iki kayıt merkezinden birine giderek nüfus cüzdanlarıyla kayıt yaptırabilecekler.

Yetişkinler İçin; Arapça I ( 16 Yaş ve Üzeri ) İngilizce I-II ( 16 Yaş ve Üzeri ) Türkçe ( 16 Yaş ve Üzeri ) Fransızca I (16 Yaş ve Üzeri ) Bağlama ( 16 Yaş ve Üzeri ) Kemençe ( 16 Yaş ve Üzeri ) Keman ( 16 Yaş ve Üzeri ) Ney ( 18 Yaş ve Üzeri ) Mey ( 18 Yaş ve Üzeri ) İşaret Dili ( 18 Yaş ve Üzeri ) Osmanlı Türkçesi ( 18 Yaş ve Üzeri ) Çocuk Gelişimi ( 18 Yaş ve Üzeri ) Diksiyon ( 18 Yaş ve Üzeri )

Fotoğrafçılık ( 16 Yaş ve Üzeri ) Web Tasarımı ( 18 Yaş ve Üzeri ) Grafik Tasarım ( 18 Yaş ve Üzeri ) Bilgisayar Kullanımı ( 18 Yaş ve Üzeri ) Bilgisayarlı Muhasebe ( 18 Yaş ve Üzeri ) Resim ( 18 Yaş ve Üzeri ) *İkamet şartı aranmaktadır. Minyatür ( 18 Yaş ve Üzeri ) Ebru ( 16 Yaş ve Üzeri ) Ahşap Boyama ( 18 Yaş ve Üzeri ) Ahşap Dağlama ( 18 Yaş ve Üzeri ) Takı Tasarım ( 18 Yaş ve Üzeri ) Mefruşat ( 18 Yaş ve Üzeri ) İğne Oyası ( 18 Yaş ve Üzeri ) El ve Makine Nakışları ( 18 Yaş ve Üzeri )

Çocuklar İçin; Gitar ( 7-14 Yaş ) Davul ( 9 Yaş ve Üzeri ) Halk Oyunları ( 14 Yaş ve Üzeri ) Satranç ( 8 Yaş ve Üzeri )


GÜNGÖREN BELEDİYESİNDEN

KIRTASİYE YARDIMI

GÜNGÖREN BELEDIYESI, YENI EĞITIM-ÖĞRETIM YILININ BAŞLAMASIYLA BIRLIKTE IHTIYAÇ SAHIBI AILELERE SAĞLADIĞI KIRTASIYE DESTEĞINI BU YIL DA SÜRDÜRDÜ. 2016-2017 EĞITIM-ÖĞRETIM YILINDA, 5 BIN ÖĞRENCIYE ÖĞRENIM GÖRDÜKLERI SINIFLARA GÖRE HAZIRLANAN ÇANTALARI DAĞITTI.

BELEDIYE OLARAK EĞITIM KONUSUNDA HER TÜRLÜ DESTEĞIN KESINTISIZ OLARAK DEVAM EDECEĞINI VURGULAYAN Güngören Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman, “Belediyelerin asli görevlerinin yanında sosyal sorumluluk projelerini yerine getirme görevi de bulunuyor. Biz bu kapsamda maddi durumu yetersiz ailelere, engelli vatandaşlarımıza ve tabii ki miniklerimize çeşitli katkılar sağlıyoruz. Okullar açılıyor fakat

maddi imkânsızlıklar yüzünden çocuklarının okul ihtiyaçlarını alamayan ailelerimiz var. Bu tür durumlarda biz belediyelere büyük görevler düşüyor. Bu yıl da beş bin çocuğumuzun yüzünü güldürdük. Amacımız daha çok ihtiyaç sahibine ulaşıp daha fazla yardımda bulunmak. Bu yardımların dışında okullara da ciddi destek veriyoruz. Hizmete geldiğimizden bu yana tüm okullarımızda deprem güçlendirme ve yenileme çalışmaları yaptık.

İlçemizdeki okulların boya, bakım, tadilatlarını tamamladık. Okulların fiziki bakımlarının yanı sıra konferans salonları, bilgisayar laboratuvarları, akıllı tahta, projeksiyon, fotokopi makinesi, tarayıcı gibi okullarımızdan gelen taleplere yönelik desteğimiz devam ediyor. Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Bu doğrultuda eğitim alanında desteklerimiz devam edecek” dedi.


GÜNDEM HABER > EKİM 2016

10 > 11

BELEDIYEDEN OKULLARA SPOR MALZEMESI YARDIMI GÜNGÖREN BELEDIYESI ÇOCUK VE GENÇLERIN, BEDENSEL VE SOSYAL GELIŞIMLERINE DESTEK OLMAK AMACIYLA OKULLARA spor malzemeleri hediye etti. Güngören Belediyesi, teknoloji çağında bilgisayar, tablet, telefon gibi iletişim araçlarının etkisi altında yaşayan çocuk ve gençlerin, bedensel ve sosyal gelişimlerine destek olmak amacıyla yaptığı çalışmalar çerçevesinde, ilçedeki okulların spor malzemesi ihtiyaçlarını karşıladı. 2016-2017 Eğitim ve Öğretim Yılı için satranç, voleybol, basketbol, futbol, atletizm, masa tenisi ve jimnastik sporları ile ilgili beş bin 963 adet spor araç, gereç ve malzeme temin edilerek, ilçedeki okullara hediye edildi. İlçedeki spor faaliyetlerinin her yaş için geliştirilmesini öncelediklerini vurgulayan Belediye Başkanı Ş. Yücel Karaman, “Güngörenli öğrencilerin spor algı ve becerilerini geliştirmek, kapalı ve açık alanlarda yapacakları aktivitelerle özgüven ve cesaret duygularını beslemek için tüm yıl faaliyetler düzenliyoruz. Grup üyesi olma, takım çalışması yapma, başarıya katkı verme şeklindeki uygulamalarla donanımlı birer birey olmaya hazırlamak için okul spor faaliyetlerine katkı sağlamak belediyemizin en önemli hedeflerinden biridir” şeklinde konuştu.

GÜNGÖREN İMAM HATIP ORTAOKULU YENILENIYOR VATANDAŞLARIN TALEP VE IHTIYAÇLARINA GÖRE HIZMETLERINI PLANLAYAN Güngören Belediyesi çalışmalarına devam ediyor. Belediye Başkanı Ş. Yücel Karaman’ın okul ziyaretleri sırasında velilerden gelen talep üzerine Güngören İmam Hatip Ortaokulunun duvarları yeniden yapılıyor. Okulun, Mimar Sinan Caddesi’ne bakan kısmı yenilenirken, öğrencilerin daha rahat yürümeleri için kaldırım 2 metreye kadar genişletildi. Yolda ise lokal düzeltme çalışmaları devam ediyor.


ENGELLİ AİLELERİNE MANEVİ BAKIM

SEMİNERİ VERİLDİ

GÜNGÖREN BELEDIYESI, İSTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI ENGELLILER MERKEZI VE İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ ILE BIRLIKTE ENGELLILER VE AILELERI IÇIN “MANEVI BAKIM SEMINERI” DÜZENLEDI.

GÜNGÖREN BELEDIYESI, İSTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI ENGELLILER MERKEZI ve İlçe Müftülüğü ile birlikte engelli vatandaşlar ve aileleri için “Manevi Bakım Semineri” düzenledi. Güngören Engelliler Merkezinde düzenlenen programa

ilçede yaşayan engelliler aileleri ile birlikte katıldı. Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programı Güngören Müftülüğü’nden Abdullah Bayraktar yönetti. Manevi yoğunluğu yüksek anlar yaşanan programda engelli ailelerin soruları da cevaplandı.

M. NESİH ÖZMEN PARKINDA DÜZENLEME GÜNGÖREN BELEDIYESI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ, VATANDAŞLARDAN gelen talep ve öneriler doğrultusunda, M. Nesih Özmen Parkı’nda düzenleme çalışmaları başlattı. Vatandaşlarının talep ve önerileri ile çalışmalarına yön veren, yönetime vatandaşlarını da dâhil eden Güngören Belediyesi, M. Nesih Özmen Park için yine vatandaşlarını dinledi ve bir dizi çalışma başlattı. Mevcut kauçuk zemin sökülerek dökme kauçuk zemin yapılacak olan parkta seyrek çim alanlara ara ekim çalışması yapıldı. Mevcut tırmanma şeridi yerine ise alan büyültülerek basket potası koyularak gençlerin talepleri gerçekleştirilecek.


GÜNDEM HABER > EKİM 2016

12 > 13

MINIKLERE

‘OKULA MERHABA’ SÜRPRIZI GÜNGÖREN BELEDIYESI ‘OKULA MERHABA’ DIYEN 1. SINIF ÖĞRENCILERINI OKULA UYUM SÜREÇLERINI KOLAYLAŞTIRMAK IÇIN OKUL BAHÇELERINE OYUN GRUBU KURDU.

OKUL ÖNCESI VE ILKOKUL 1. SINIF ÖĞRENCILERI, ‘UYUM PROGRAMI’ KAPSAMINDA OKULA ILK ADIMLARINI ATARKEN, geçmiş yıllarda okulların açıldığı ilk gün okulda görmeye alışkın olduğumuz ağlayan çocuk manzaraları Güngören’de yerini gülen ve keyifli çocuklara bıraktı. Güngören Belediyesi, okula yeni başlayan miniklerin uyum sürecini kolayca atlatmalarını ve bu süreçte okula kolayca alışmalarını desteklemek amacıyla başlattığı “Okula Merhaba”

projesi kapsamında ilçedeki 11 ilkokulun bahçesine portatif oyun grupları yerleştirdi. Okul bahçesine kurulan oyun alanları, ilk kez okulla tanışan öğrenci ve velilere keyifli anlar yaşattı. Kurulan şişme oyun gruplarında ve severek izledikleri çizgi film karakterlerinden animatörlerle eğlenen minik öğrencilere belediye, patlamış mısır ve pamuk şeker ikram etti 2016 - 2017 Eğitim Öğretim Yılının başladığı ilk hafta

Güngören’deki tüm ilkokulların bahçesine yerleştirilen oyun gruplarında toplanan öğrenciler eğlenerek “Okula Merhaba” dediler. Önceki senelerde de yaptıkları bu uygulamanın olumlu sonuçlarını aldıklarını belirten Güngören Belediye Başkanı Ş. Yücel Karaman; “Bugün ilk kez okul yolunu tutan çocuklarımızın hayatında önemli bir dönem başlıyor. Öğrencinin eğitimle


tanışmasındaki başarı geleceğinin anahtarıdır. Bu sebeple biz de ilk kez okul yolunu tutan öğrencilerin okula adaptasyon süresini kolay atlatması için bir hafta boyunca okul bahçelerinde oyun alanları kuruyoruz. Geleceğimizin teminatı gençlerimize yeni öğretim yılının hayırlı ve bol başarılı olmasını diliyorum” dedi. Ayrıca Atatürk İlkokulunda düzenlenen 20162017 Eğitim Öğretim Yılı açılış programı Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Ensar Özcan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Kahraman, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenci ve velilerin katılımı ile gerçekleşti.

ERIŞILEBILIR STANDART YOL YAPIMLARI DEVAM EDIYOR

Güngören Belediyesi, kentsel estetiğin ve kalitenin artırılması amacıyla 2004 yılında başlattığı “Erişilebilir Standart Yol” projesi kapsamında, araçlar yerine insana saygıyı öne alan bir anlayışla kadın, çocuk ve engelliler için huzur ve güven dolu yollar inşa etme yönündeki çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşların talep ve ihtiyaçlarına göre şekillenen çalışmaların yeni adresi Gaziosmanpaşa Caddesi oldu. Belediye Başkanı Ş. Yücel Karaman’ın Sivil Toplum Kuruluşları, köy dernekleri ve Cuma sohbetlerinde bir araya geldiği vatandaşlardan gelen talep doğrultusunda şekillenen projede, caddenin Posta Caddesi’nden Ali Ruhi Bozkır sokağı’na kadar uzanan kısmında ‘Erişilebilir Standart Yol’ çalışması başladı. Önceliği altyapı düzenlemesi olan Erişilebilir Standart Yolların; kaldırımlarının genişleterek, yayaların ve engellilerin kullanımını kolaylaştırıyor olması ve araçların yaya trafiğini aksatmayacak şekilde park etmesini kolaylaştıran cep park uygulaması ilk göze çarpan özellikleri arasında. Ayrıca, altyapıyı ve erişilebilirliği engelleyen ağaçlar yerine antialerjik, polen üretmeyen ve dört mevsim yeşil kalan ağaçlar, estetik aydınlatma direkleri ve parke taşları ile zenginleştirilen Erişilebilir Standart Yollar kapsamında cadde ve sokaklar göz alıcı bir güzelliğe sahip oluyor. Engelli vatandaşların da unutulmadığı “Erişilebilir Standart Yol” çalışmalarında kaldırımlara görme engelli vatandaşlara kılavuzluk edecek yönlendirme zemin çalışmalarının yanı sıra tekerlekli sandalye kullanan vatandaşlar için de zemin eğim çalışmaları titizlikle planlanıyor. Caddenin uzunluğu sebebiyle çalışma kısım kısım bitirilerek ilerleyecek.


GÜNDEM HABER > EKİM 2016

14 > 15

BAŞKAN KARAMAN CUMA NAMAZI ÇIKIŞINDA AŞURE DAĞITTI GÜNGÖREN BELEDIYESININ GELENEKSEL HÂLE GETIRDIĞI AŞURE IKRAMI, BU YIL DA DEVAM EDIYOR. AŞURE IKRAMI BELEDIYE BAŞKANI ŞAKIR YÜCEL KARAMAN’IN CUMA NAMAZI ÇIKIŞINDA CEMAATE DAĞITIMI ILE BAŞLADI. KÜLTÜRÜMÜZDE ÖNEMLI BIR YERE SAHIP OLAN, BEREKET VE FEYZIN BOLLAŞTIĞI VE tarihi süreçte pek çok olayın vuku bulduğu, sevinçlerin ve hüzünlerin birlikte yaşandığı, Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayında Güngören Belediyesi geleneğini bozmadı ve aşure ikramına devam etti. Cuma namazı sonrası Güngörenlilerle bir araya gelen Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman, Muharrem ayında da Cuma sonrası vatandaşlarla bir araya geldi ve namazdan çıkan vatandaşlara aşure dağıtımını bizzat yaptı. Aşurelerini Başkan Karaman’ın elinden alan vatandaşlar da bu geleneğin yaşatılması noktasında çalışmalarından dolayı Karaman’a teşekkürlerini dile getirdiler.

Muharrem Ayı’nın diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, aşure gününün de diğer günler içinde bereketli bir yeri olduğunu vurgulayan Başka Karaman “Muharrem ayı dayanışma, paylaşma ve muhabbet ayı. Bizler için çok önemli ve özel olan bu ayda, Güngören Belediyesi olarak, örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak adına halkımıza aşure ikram ediyoruz. Bu günler halkımızla bizler için kaynaşma adına büyük önem arz ediyor. Binlerce kişiye aşure ikram ederek, paylaşmaya, hoşgörüye, birlik ve beraberliğe dikkat çekmek istiyoruz. Muharrem ayının ülkemize bolluk ve bereket getirmesini temenni ediyorum” diyerek düşüncelerini dile getirdi. Yetkililerin, hizmet binasında da

vatandaşlara aşure dağıtması, vergi borçlarını yapılandırmak için gelen vatandaşlara sürpriz oldu.


GÜNGÖREN BELEDIYESININ MUTLU AILE YAŞANTISINA SAĞLAM TEMELLER KAZANDIRMAYI AMAÇLADIĞI ‘AILE OKULU’ SEMINERLERI IÇIN KAYITLAR BAŞLADI. ‘Toplumun huzur ve mutluluğu, ailenin huzur ve mutluluğuna bağlıdır’ felsefesinden hareketle Güngören Belediyesi Aile Danışma Merkezinin (ADM), bekâr, nişanlı ya da yeni evlenmiş gençlere yönelik, ‘Mutlu Yuva Mutlu Yaşam’ anlayışıyla düzenlediği aile okulu ‘Evliliğe Hazır Mısınız?’ seminerlerinin yeni dönem kayıtları başladı. Bekâr, nişanlı, yeni evlenmiş gençlere yönelik bilgilendirme, bilinçlendirme ve uygulama yoluyla aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan seminerler kapsamında; • Aile kurmanın önemi, • Doğru evliliğin basamakları, • Evlilikte iletişim, • Evlilik sorunları ve öneriler,

• Anne baba olmaya hazırlanmak, • Evlilik hukuku başlıklı konularda alanında uzman eğitimciler tarafından dersler verilecek. ‘Aile Okulu’ seminerleriyle bireylerin daha sağlıklı iletişim kurmaları ve sorunlarla baş etme yetisi de kazanmaları hedefleniyor. Altı hafta boyunca her çarşamba günü 14.00 – 16.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek eğitimlere katılmak isteyenler Aile Danışma Merkezini arayarak kaydolabilecekler.

Katılımın ücretsiz olduğu eğitim, Güngören Engelliler Merkezi’nde yapılacak. Aile Danışma Merkezine 0212 562 63 91-92 numaralı telefondan ulaşılabiliyor.


KENTLİLİK > EKİM 2016

16 > 17

‘GÜNGÖREN YAZ OKULLARI’

TAMAMLANDI

GÜNGÖREN BELEDİYESİNİN BİRÇOK BRANŞTA ÜCRETSİZ OLARAK GERÇEKLEŞTİRDİĞİ YAZ OKULLARI SONA ERDİ. 6-14 YAŞ GRUBUNUN KATILDIĞI YAZ OKULLARI, ÇOCUKLARIN HEM EĞİTİCİ HEM DE KEYİFLİ BİR YAZ GEÇİRMELERİNİ SAĞLADI.


GÜNGÖREN BELEDIYESI HER YIL OLDUĞU GIBI BU YIL DA BIRBIRINDEN EĞLENCELI VE faydalı bir yaz okulu tertip etti. 6-14 yaş grubuna özel hazırlanan yaz okullarında isteyenler kültür aktivitelerine isteyenler ise eğitim atölyelerine katıldı. Güngören Belediyesi tarafından her yıl yüzlerce öğrencinin yaz tatillerini değerlendirmesi amacıyla açılan ve uzman hocaların eğitim verdiği yaz okulları çocuklara keyifli ve eğitici bir yaz dönemi sundu. Güngören İlçe Müftülüğü, Güngören Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa

düzenlenen Güngören yaz okullarında çocuklar; futbol, basketbol, voleybol, yüzme, aqua park ve okçuluk branşlarında verilen eğitimlerle hem eğlenceli zaman geçirdi hem de seçtiği spor dalında özel eğitim aldı.

‘Gençler Bilgilensin Gelecek Şekillensin’ ‘Gençler Bilgilensin Gelecek Şekillensin’ sloganı ile hayata geçirilen yaz okulları, özellikle yaz tatilinde şehirde kalacak çocuklar için tatili dolu dolu geçirmeleri,

yaşıtlarıyla bir arada olmaları, zamanı verimli kullanmaları açısından son derece iyi bir fırsat oldu. Yaz okulları kapsamında çocuklara kitap okuma günleri, Kuran-ı Kerim, siyer ve din dersleri ile beraber sürpriz hediyeler verildi. Sadece spor ve eğitim değil, tarihi ve kültürel gezilerin de yapıldığı yaz okullarının sonunda katılımcılara muhteşem lezzetlerle dolu yemekli bir piknik organizasyonu yapıldı. Organizasyon çocukların ve ailelerin toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.


ŞEHİR > EKİM 2016

18 > 19

ISTANBUL’UN GIZEMLI

TARIHI YAPILARI İSTANBUL BIRÇOK DÖNEME EV SAHIPLIĞI YAPMIŞ, PEK ÇOK MEDENIYET GÖRMÜŞ KÖKLÜ BIR ŞEHIR. BU ŞEHIR IÇINDE YER ALAN BAZI TARIHÎ YAPILAR VAR KI HÂLÂ GIZEMINI KORUYOR. BIZANS’TAN OSMANLI’YA KALAR VE BIR ZAMANLAR GIZEMLI OLDUĞUNA INANILAN 12 TARIHÂ YAPIYI SIZLER IÇIN ARAŞTIRDIK.


GEÇTIĞIMIZ GÜNLERDE PIYASAYA ÇIKAN VE KÜLTÜR TARIHI ARAŞTIRMACISI SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU’NUN HAZIRLADIĞI “İstanbul’un İlkleri

ve Enleri” adlı kitapta da Bizans İmparatorları Yanko, Vezondan ve Konstantinus’un diktiği bu 12 tılsımlı anıta yer veriliyor. Bu tılsımlı sütunların “kenti kötülüklerden, hastalıklardan,

depremden ve yılan, çıyan, akrep, kurt gibi hayvanlardan koruduğu, karı-koca kavgasını bitirdiği, insanları sağlıklı ve genç kıldığı anlatılıyor.


ŞEHİR >> EKİM MART2016 2015

20 > 21 19

Çemberlitaş Tavukpazarı denilen (Çemberlitaş) yerde bulunan kırmızı renkli som mermerden yapılan bu sütunun hanedanı kötülüklerden, hastalıklardan ve fesattan koruduğuna inanılmış. Bizans imparatoru Kostantin Roma’daki Apollon tapınağından söktürterek uzunluğu 57 m olan bu sütunu getirterek eskiden Forum Kostantin adı verilen bir meydan olan günümüzdeki yerine diktirmiştir. Çemberlitaş olarak adlandırılan semtteki tepeye dikilmiş olan sütun her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulmuştur. Osmanlı döneminde Apollon sütunu büyük bir yangın geçirmiş, sütunun mermerleri zedelendiğinden Sultan II. Mustafa (1695-1704) Sütunun altını duvarla takviye ettirmiş, demir çemberlerle sardırarak sağlamlaştırmıştır. Bu nedenle o günden sonra adı Çemberlitaş olarak anılmıştır.

Arkadius Sütunu Avratpazarı’nda (Cerrahpaşa) bin parça beyaz mermerden yapılan merdivenli yüksek sütundaki peri yüzlü heykelin yılda bir defa bir feryat kopardığında yeryüzündeki kuşların heykelin etrafında döndüğüne inanılmış. Bu kuşların binlercesinin yere düştüğü ve bunların halk tarafından yendiği de söylenceler arasında yer alıyor. İmparator Arcadius tarafından Babası 1.Thedosius’un (MS.379-395) Got’lara karşı kazandığı zaferleri ölümsüzleştirmek için arcadius forumunun ortasına diktirilmiş, anıtın tamamlanması oğlu 2. Thedosius (408-450) döneminde gerçekleşmiştir. Bugün Cerrahpaşa Camiinin çevresinde bir evin bahçesinin içerisinde kalan sütun, 4 metre çapında, 9 metre yüksekliğindedir. Asıl sütun üzerine oturtulmuş, en tepesine de 2.Thedosiys tarafından babası Arcadius’un heykeli diktirilmişti. Bu hâliyle yaklaşık 40 metre yüksekliğe ulaştığı söylenenir.


Kıztaşı Bizans devri İstanbul’unda 455 yılında bulunan Markianos Sütunu Fatih’te Saraçhane’de Kıztaşı olarak isimlendirilmiştir. Büyük Pozantin’in kızının mezarı üzerine dikilen bu tılsımlı sütunun, imparatorun kızını yılanlardan, çıyanlardan ve karıncalardan koruduğuna inanılmış. Kızıl-gri Mısır granitinden iki parça olarak yapılmıştır. Kaidesi dört yüzlüdür ve beyaz mermerden yapılmıştır. Her üç yüzündeki madalyonlar Yunan haçları ile bezenmiştir. Kaidesinde Nike heykelinin bulunuşundan ötürü halk arasında Kıztaşı olarak bilinmektedir. Kaidesinin batı yüzünde bir de kitabe bulunmaktadır. Sütunun üzerinde ise bir Korint başlığı bulunmaktadır. Başlığın İmparator Markianos’un heykellerinden birinin kaidesi olması muhtemeldir. Sütunun üzerinde bulunan ve İmparator Marcanius’a ait bronz heykelin 13. yüzyılda Venedikliler tarafından İstanbul’dan Bari’ye götürüldüğü ve şu an orada bulunan Barletta heykeli olduğu söylenmektedir.

Altımermerli Sütun Altımermer (Kocamustafapaşa) denilen yerde her biri eski bilginler tarafından altı adet mermerden yapılan ve üzerinde sinek, leylek, horoz ve kurt resmi bulunan sütunun kenti sivrisinek ve kurtlardan koruduğuna inanılmış. Ayrıca, leyleğin yılda iki kere çığlık attığı, birinci çığlıkta bir anda kentin leyleklerle dolduğu, ikinci çığlıkta da tüm leyleklerin ortadan kaybolduğu, horozun 24 saatte bir öterek bütün horozlara önderlik ettiği de söylenceler arasına girmiş.

Sinekli Sütun Kocamustafapaşa Altımermer’dedir. Altı tane mermer sütunun her biri eskiden yaşamış olan bilginler tarafından yaptırılmıştı. Bunlarının birinin üzerinde sürekli vızıldayan bir sinek resmi vardı. Bu sütun sayesinde İstanbul’a sivrisinek girmediğine inanılırdı.


ŞEHİR > EKİM 2016

22 > 23

Dört Köşeli Sütun Beyazıt’ta Ordu Caddesi üzerinde bulunan, Sultan Beyazıt Hamamı’nın altında bulunan dört köşeli sütun sayesinde kente veba hastalığının girmediğine inanılmış. Şimdilerde aktif olarak hem erkek hem bayan bölümleriyle hizmet veren bu tarihi yapıya girdiğinizde tılsımlı sütunlara bakmayı unutmayın.

Burma Sütun Üç başlı ejderha şeklinde olan bu sütunun başının biri, bir yeniçeri tarafından kılıçla koparıldıktan sonra tılsımın kısmen bozulduğu ve İstanbul’da birdenbire akreplerin görüldüğüne inanılmış.

Milyobar (Örme Sütun) Atmeydanı’ndaki Milyobar anıtı, 300 bin taştan yapılmış olan bu sütunun tepesinde bulunan çok güçlü bir mıknatıs sayesinde İstanbul’un depremlerden korunduğuna inanılmış.


Ayasofya’daki Dört Sütunlu Anıt Ayasofya içinde yer alan tılsımlı olduğuna inanılan sütunların hikâyesi; Azrail, Cebrail, İsrafil ve Mikail resimleri bulunan bu sütunların her birinin ayrı bir tılsım olduğuna inanılmıştır. Cebrail kanat çırpıp bağırdığında doğuda bolluk olur. İsrafil resmi kanat çırpınca, batıda kıtlık olacağını gösterir. Mikail resmi kanat çırpınca, kuzeyden bir kahraman çıkar. Azrail resmi kanat çırpınca, dünyanın her yanında veba salgını başlayacağına inanılırdı.

Zeyrek’te Hz. Yahya Kilisesi Bitişiğindeki Mağara Bizans döneminde “Kasilaos” diye adlandırılan Temenye’de; Hz. Yahya Kilisesi olarak da bilinen Saint Jean Babtist Kilisesi’nin yanında yer alan mağaradan her kış “koncoloz” denilen cadıların çıkarak, arabalara binip şehri dolaştıklarına inanılmış.

Tekfur Sarayı’ndaki Tunçtan İfrit Heykeli Fatih ve Edirnekapı arasında kalan ve konum olarak Edirnekapı ve Eğrikapı arasında kalan kalın duvarlı saray “Tekfur Sarayı” olarak isimlendirilir. Tekfur Sarayı’nın ne zaman ve kimler tarafından inşa edildiği konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı tarihi kaynaklarda, İsa’nın doğumundan sonra onuncu asırda Bizans İmparatoru Porfirogenetos emri ile yaptırıldığı ve arka kısmında bulunan büyük sarayın ek binası olduğu savunulmaktadır. Bu heykelin yılda bir kez etrafına ateş saçtığı, bu ateşten bir kıvılcım alabilen kişinin çok sağlıklı yaşadığı ve genç kaldığına inanılmış.


AİLE > EKİM 2016

24 > 25

EYVAH, YENI BIR KARDEŞIM OLDU!

HER ANNE BABA IÇIN ÇOCUKLARI ÇOK DEĞERLIDIR. ANCAK BAZEN IKINCI BIR KARDEŞIN DÜNYAYA GELMESI ILK ÇOCUK IÇIN BIR SORUNA DÖNÜŞEBILIYOR. İLGININ DOĞAL OLARAK BEBEĞE KAYMASINDAN RAHATSIZ OLAN ÇOCUKLARDA OLUMSUZ SONUÇLAR ORTAYA ÇIKABILIYOR. KARDEŞ ÇOCUKLARIN BIRBIRLERINI KISKANMASINDAKI ESAS SEBEBI ANNE BABANIN ILGISINI KAYBETTIĞININ FARKINDA olmasına bağlayan uzmanlar, yaş farkı az olan kardeşlerde bu süreç yaşanmazken yaş farkı 3 veya daha fazla olanlarda belirgin bir şekilde görüldüğüne dikkat çekiyor. Ancak alınacak bazı önlemlerle bu durum ortadan kaldırılabiliyor.

SİZİ KAYBETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR Çocukların kardeşini kıskanması ve nefret etmesinin altında yatan temel sebep anne ve babasını kaybetme düşüncesi. Bu düşünce doğal olarak kendinden küçük olana bir tepki olarak ortaya çıkıyor. Çocukların kardeşlerine gösterdiği olumsuz tepkiler kadar aşırı olumlu tepkiler de kıskançlığın bir yansıması. Yaşanan bu durumu en aza

indirmek için büyük çocuğun yaşına göre yapılabilecek farklı şeyler var. Özellikle annelerin her iki çocuğa da eşit mesafede yaklaşarak ilgilendiğini göstermesi oldukça önemli. Çünkü çocuğunuz değerli olduğunu ve hâlâ sevildiğini hissettikçe kardeşine olan sevgisi artacaktır. İşte anne babalara bu durumu düzeltebilecek bazı tavsiyeler...


PEKİ, NASIL DAVRANMAK GEREKLİ? Ailenize yeni katılacak bebek hakkında çocuğunuzun yaşına göre uygun hikâyeler ya da masallarla ona durumu anlatabilirsiniz. Çocuğunuz daha büyükse ona kendisinin de bir zamanlar bebek olduğundan bahsedebilirsiniz. Kısa da olsa sadece büyük çocuğunuzla geçirebileceğiniz bir zaman ayarlayın. 6 yaş öncesinde zaman kavramı oturmadığından özellikle

bebeğinizin uyku saatlerini özellikle diğer çocuğunuzun oyun saatlerine denk getirmeye çalışın. Kendiniz için küçük molalar vererek çocuklarınızla iletişim kurmanız çok daha değerli olacaktır. Bebeğinizi severken büyük çocuğunuzu da arada överek sevginizi gösterin. Çocuğunuz bir şey soruyorsa ya da söylüyorsa, kucağınızda diğer bebeğiniz bile olsa onu dinleyin. Çocuğunuza ablalık ya da

ağabeylik rolünü ağırlaştırmadan verin. Yapabileceği, özellikle sizin sunduğunuz geniş seçeneklerden birini seçerek yaptığı davranışlar onu motive edecektir. Örneğin, ‘Sen ablasın kocaman oldun bak kucağıma mı gelmek istiyorsun’ demek onun daha çok kucağınıza gelme isteğini artıracaktır. Uygun zamanlarda tabii ki çocuğunuzun ihtiyaç duyduğu teması göstermeniz gerekir.


AİLE > EKİM 2016

26 > 27

ÇOCUKLAR ROL MODEL OLARAK ANNE VE BABALARINI ALIRLAR. KIZ ÇOCUKLARI ANNELERİ ERKEK ÇOCUKLARI DA BABALARINI TAKLİT EDERLER. UZMAN PSİKOLOG AYCAN BULUT, KONUYLA İLGİLİ TAKLİT ETME SÜRECİNDE ANNE BABALARA ÇEŞİTLİ UYARILARDA BULUNDU.

SİZİ TAKLİT EDEN ÇOCUKLARA KIZMAYIN

ANLAMAYA ÇALIŞIN!

BÜYÜME DÖNEMINE GIREN ÇOCUKLARIN TAKLIT ETMESI ÖĞRENIM SÜRECINDE BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR. Uzman Psikolog Aycan Bulut, çocukların taklit yoluyla başta sosyal beceriler olmak üzere dil ve birçok yeni becerileri de beraberinde öğrendiğine değindi. Bulut, “Bu durumda çocuk yeni öğrendiği bilgiyi gözlemler, taklit eder ve pratik yapar. Kız çocuklarında anne gibi giyinmek, topuklu ayakkabı giymek, makyaj yapmak; erkek çocuklarında ise baba gibi konuşmak, tıraş olmak,

parfüm sıkmak, jöle sürmek onlar için oldukça önemlidir” dedi. Kız çocukları babasının kendisini beğenmesi ve sevmesi için annesi gibi giyinip süslenerek, makyaj yapmayı dener. Erkek çocuklarında da benzer davranışlar görülür. Uzman Psikolog Bulut, “Bu durumlar anne-baba tarafından doğal karşılanmalı, cezalandırıcı tutumlardan uzak durulmalıdır. Çocuğun iyi bir kişiliğe sahip olması ebeveynlerin ona doğru şekilde davranmasıyla ilişkilidir.

Unutulmamalıdır ki çocuklar anne ve babalarını çok erken yaşlarda gözlemlemeye başlar. Çocuk annebabanın uygun olan bir davranışını taklit ediyorsa, olumlu bir geri bildirimde bulunulmalıdır. Küçük bir gülümse bile yeterli gelebilir. Eğer çocuk uygun olmayan bir davranışı taklit ediyorsa, sert bir tepki verilmemelidir. Bu durum ona düzgün bir şekilde izah edilmeli ve doğru olan davranışa yönlendirilmelidir” açıklamasını yaptı.

SEVGI ENGEL TANIMIYOR DÜNYAYA HER INSAN SAĞLIKLI OLARAK DOĞMUYOR. BAZEN FIZIKSEL VEYA zihinsel engelli olarak yaşama merhaba demek zorunda kalıyoruz. Akraba evliliği sebebi ile bedensel engelli olarak dünyaya gelen kardeşler bu engellerini sevgi ile aşıyor, birbirlerine destek oluyor. Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Döllük köyünde dünyaya gelen ve akraba evliliği sebebi ile engelli

olan 3 kardeşin yaşam mücadelesi görenleri duygulandırıyor. Cahit (61), Hasan (60) ve Mehmet Yılmaz (59), bedensel engelli olarak dünyaya geldi. Doğduklarında hastalıkları fark

edilmeyen kardeşler, daha çocuk yaşta koltuk değneğine ve tekerlekli sandalye ile yaşamak zorunda kaldı. Yaklaşık 50 yıldır koltuk değnekleri ve tekerlekli sandalyede yaşayan Yılmaz kardeşler, yaşama sevinçlerini ise hiçbir zaman kaybetmedi. Engellerine rağmen hayata küsmeyen, evlenen ve çocuk sahibi olan 3 kardeş, yaşam sevinçleriyle ve azimleriyle tüm engellilere örnek oluyor.


PARMAK UCUNDA YÜRÜYEN ÇOCUKLARA DİKKAT! PARMAK UCUNDA YÜRÜMEK UZUN SÜRE DEVAM EDİYORSA BU DURUM HASTALIK HABERCİSİ OLABİLİR. UZMANLAR BU KONUDA EBEVEYNLERİ DİKKATLİ OLMASI GEREKTİĞİ KONUSUNDA UYARDI. İLK ADIMI ATMAYA BAŞLAYAN ÇOCUKLARIN PARMAK ÜZERINDE YÜRÜMESI ILK BAŞLARDA NORMAL BIR DAVRANIŞTIR. Uzmanlar bu durumun geçici olabileceği gibi, kalıcı bir hastalığın da belirtisi olabileceğini belirtiyor. Uzmanlar yürüyüşlerin, büyüdükçe tedavi olmadan kendiliğinden de düzelebileceğini vurguladı. Parmak ucunda yürüyen çocukların en geç iki yaşına kadar normal yürüyüş düzenine ulaşması beklenir. Ancak çocuk eğer hâlâ düzgün olarak basmıyorsa ya da parmak ucunda yürüyorsa ortada bir sorun var demektir. Elbette çocuklarda parmak ucunda yürümek çeşitli etkenlere bağlı olarak değişebiliyor. Uzmanlar, parmak ucu yürüyüşünün çocuklarda yüzde 7 ile 24 arasında görüldüğünü belirtiyor. Bunun bir hastalık olabileceğini ifade eden uzmanlar, hastalığın teşhisinin konulmasının kolay olmakla beraber, öncelikle çocuklarda parmak uçlarına basarak yürüme durumunda hastalığın asıl nedenin ortaya konulmasının önemli olduğuna vurgu yapıyor. Konuyla ilgili olarak, küçük çocuklarda hastalığın önemli bir kısmının idiyopatik olup parmak uçlarında yürüme durumu için gözlemlemek veya sadece egzersiz uygulamaları ile botortez kullanımının yeterli olabileceği belirtiliyor. Olası durumlarda ise ameliyat ile tedavi yöntemlerine başvurmak gerekebilir.


TEKNOLOJİ-BİLİM > EKİM 2016

28 > 29

TÜRK MÜHENDİSLERİN

BÜYÜK BAŞARISI BİLİM KURGU FİLMLERİNDE GÖRMEYE ALIŞTIĞIMIZ ARABAYA DÖNÜŞEN ROBOTLAR TÜRK MÜHENDİSLER ELIYLE GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ. 8 AYDA YAPILAN VE TÜRKİYE’DEKİ İLK ROBOTA DÖNÜŞEN ARABA OLMA ÖZELLİĞİNE SAHİP “LETRONS”, DANS EDİYOR, KONUŞUYOR VE KAFASINI HAREKET ETTİRİYOR. ANKARA’DA BULUNAN GAZI ÜNIVERSITESI TEKNOPARK’TA “LETRONS” MODELLERININ ILK ÖRNEĞI VE LIDERLERI OLAN “ANTIMON” isimli robotun lansmanında konuşan Letvision Satış Pazarlama Direktörü ve “Letrons”un mühendislerinden Turgut Alpagot, robota dönüşen araba ile ilgili çeşitli bilgiler paylaştı. Robotun araç formundayken mobil hareket kabiliyetiyle interaktif konuşma ve interaktif hareket kabiliyetine sahip olduğunu belirten Alpagot, “Antimon’a komut verdiğinizde, Antimon sizi algılayarak elini, kolunu, kafasını oynatabiliyor. Sesli olarak size yanıt verebiliyor” dedi. Yapılan robotun uzaktan kumandayla çalıştığını da kaydeden Alpagot, robotun eşi benzeri olmadığını kaydetti. Alpagot, trafiğe çıkması, robot formundayken yürüyebilmesi, ağzının hareket etmesi gibi faaliyetlerini daha sonraki dönemlerde yapmayı planladıklarını da söyledi. “Gösteri için talep alıyoruz” Alpagot, Türk Letrons’un tüm dünyada ses getirdiğini belirterek, birçok firmadan talep aldıklarını ifade etti.

Trafikten çekmeli araba, robot hâline geldi. Letrons’un yapılma şekline ilişkin de bilgi veren Alpagot, önce trafikten çekmeli bir araç edindiklerini, tamamıyla içini boşalttıklarını, dış kaportasını parçaladıklarını, sonrasında ise içine metal bir iskelet tasarladıklarını, metal iskeleti açılır kapanır hâle getirerek, en son iskeletin üstünü giydirdiklerini anlattı. 12 kişilik mühendis ekibi ve 4 kişilik destek personelinden oluşan 16 kişilik bir ekiple Letrons’u yaptıklarını

kaydeden Alpagot, projeyi 8 ayda tamamladıklarını söyledi. Mobil olarak hareket eden Letrons’un saatte 20 km hıza ulaşabildiğini ve konuşabildiğini vurgulayan Alpagot, “Ben karşısına geçtiğimde ‘Merhaba ben Antimon sen kimsin’ dediğimde bana liderlerini anlatması ve sizin sorduğunuz soruya anlık olarak cevap vermesi Letrons’un artıları.” dedi. Alpagot: 48 farklı eklemi hareket ediyor, boynu ve kafası aynı oynuyor ve kafası otonom şekilde oynuyor.” dedi.


TÜRKİYE UZAY AJANSI İÇİN

SONA GELİNDİ

UZAY TEKNOLOJILERI KONUSUNDA HER GEÇEN GÜN YENI GELIŞMELER KAYDEDEN ÜLKEMIZ BIR YENI ÇALIŞMAYA DAHA IMZA ATMAYI BAŞARDI. ULAŞTIRMA, DENIZCILIK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN, TÜRKIYE UZAY AJANSININ KURULMASINA ILIŞKIN ÇALIŞMALARIN TAMAMLANDIĞINI SÖYLEDİ. BAKAN ARSLAN, YAPTIĞI AÇIKLAMADA, TÜRKIYE UZAY AJANSININ KURULMASI YÖNÜNDE CIDDI BIR IRADE olduğuna vurgu yaptı. Başbakan Binali Yıldırım’ın da bakanlığı döneminde eylem planında yer almasını sağladığı konunun, 65. Hükümet’in eylem planında da bulunduğunu vurgulayan Arslan, Türkiye Uzay Ajansının kurulması görevinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına verildiğini anımsattı. Arslan, bakanlık olarak bu konuda her türlü hazırlığın yapıldığını söyledi. Bakanlığına bağlı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğünce çalışmaların tamamlandığını dile getiren Arslan, “Türkiye Uzay Ajansının kurulması ve uzaya yönelik faaliyetlerin düzenlenmesi

hakkında Kanun Tasarısı Taslağı tamamlanarak, Bakanlıkların ve çeşitli kurum ve kuruluşların görüşleri alındı. Meclis’e sevk edilecek aşamaya getirdik.” diye konuştu. Birçok ülke ile iş birliği yapılıyor Uzay konusunda uluslararası iş

(NASA), Japonya Havacılık ve Uzay Araştırmaları Ajansı (JAXA), Almanya Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi (DLR), Fransa Uzay Araştırmaları Merkezi (CNES) olmak üzere çeşitli ülkelerin havacılık ve uzay ajanslarının incelediğine dikkati çeken Arslan, çeşitli ülkelerin

birliklerine de çok önem verdiklerine dikkati çeken Arslan, Bakanlığının koordine ettiği bir heyetle mayıs ayı içinde Alman Uzay Ajansı ile iş birliğini geliştirme yönünde görüşmeler yapıldığını, Japon Uzay ve Havacılık Ajansı ile de çok yararlı iş birliği programları geliştirdiklerini söyledi. Amerika Havacılık ve Uzay İdaresi

temel uzay kanunları ve temel uzay politikalarına ilişkin metinlerin incelendiğine ve kanun taslağı çalışmalarında bu dokümanlardan istifade edildiğini belirtti.


GEZİ > EKİM 2016

30 > 31

İNSANLIĞIN HUZURA ERDİĞİ

KUTSAL ŞEHİRLER:

MEKKE VE

MEDİNE

MEKKE VE MEDINE DINIMIZ İSLÂM’DA KUTSAL ŞEHIRLER OLMASININ YANINDA PEYGAMBERIMIZ HZ. MUHAMMED’IN (S.A.S) DÜNYAYA GELDIĞI VE HICRET ETTIĞI YERLERDIR. KUTSAL KITABIMIZ KUR’AN-I KERIM’DE MEKKE’DE INDIRILMEYE BAŞLANMIŞTIR. BEYTULLAH OLARAK BILINEN KÂBE’DE YINE MEKKE’DE YER ALMAKTADIR. MEDINE ISE MANEVI ATMOSFERI ILE INSANLARI ETKILEYEN KUTSAL BIR YER. BU SAYIMIZDA SIZLERI MANEVI BIR YOLCULUĞA DAVET EDIYORUZ.


MESCİD-İ HARAM Dünyanın ilk ibadet yeri olarak kabul edilen Kabe-i Muazzama’nın etrafında sonradan yapılan caminin adıdır. Çeşitli tarihlerde yenilemek ve genişletmek amacıyla birçok kez yıkılıp yeniden yaptırılmıştır. Osmanlılar tarafından yaptırılan üç sıra hâlindeki kubbelerin sayısı beş yüz olup, bunların altında dört yüz altmış iki sütun (direk) vardır. Bunlar yıktırılmayıp bütün tazeliği ve canlılığını muhafaza ederek ayakta durmaktadır. Suudi yetkililerinin 1973 senesinde tamamlatmış oldukları genişletme çalışmalarıyla Mescid-i Haram, bugünkü hâline getirilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) Mescid-i Aksa’da kılınan bir namaz bin namaza, Mescid-i Nebi’de kılınan bir namaz on bin namaza, Kâbe’de kılınan bir namaz ise, yüz bin namaza bedeldir’ buyurarak, Mescid-i Haram’ı methetmişlerdir.


GEZİ > EKİM 2016

32 > 33

KABE-İ MUAZZAMA Mekke şehrinde bulunan ve ‘Beytullah- Allah’ın evi’ diye adlandırılan kutsal binadır. Yeryüzünde kurulan ilk ve en önemli evdir. O’na Allah’ın evi denilmesi, şeref ve kıymetini açıklamak içindir. Mekke’de, Mescid-i Haram’ın ortasında bulunan Kabe, dört köşe, küp şeklinde, yaklaşık 12 metre boyunda, 11 metre genişliğinde ve 13 metre yüksekliğinde siyah taşlardan yapılmış bir binadır. Beytullah, dünyada en kıymetli yer, Müslümanların kıblesidir. İlk insan ve ilk Peygamber olan Âdem (a.s.), bazı rivayetlere göre, meleklerin de yardımıyla Mekke’de, Beyt-i Ma’mur’un altında Kâbe’nin temelini kazdı. Sonra Allah’u Teala, bu temeller üzerine Cennet yakutlarından bir Beyt indirdi. Aslı beyaz yakut olan Hacer-ül Esved de, bu Beyt’le beraber indirildi.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞDUĞU EV Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke’nin doğusundaki evde doğdu. Hacca gidenler bu evi de ziyaret etmektedirler. İçerisinde Efendimizin valideleri Hz. Âmine Hatun’un elleriyle salladığı ağaç beşik, olduğu gibi durmaktadır.


CENNET-ÜL MUALLA MEZARLIĞI Mekke’deki kabristanın ismidir. Peygamber Efendimiz ‘in ilk ailesi Hz. Hatice validemiz ve bazı Sahabe-i Kiram bu kabristanda bulunuyorlar. Buradaki türbeler ve kabir taşları, Osmanlılardan sonra yıkılarak yerle bir edilmiştir. Burasını da ziyaret ederek Fatihalar okunmalıdır. Cennet’ül Mualla mezarlığına giderken, solda Mekke tarafındadır.


GEZİ > EKİM 2016

34 > 35

HİRA DAĞI Mekke-i Mükerreme ile Mina arasında bulunan bir dağdır. Hira dağı ilk vahyin geldiği yer olup, Mekke’ye 9 km. mesafededir. Etrafı dik dağlarla çevrilidir. Çıkmak ve inmek son derece güç, sert taştan, topraksız bir dağdır. Mekke’yi bu dağdan en ince teferruatına kadar seyretmek mümkündür. İlk vahyin geldiği mağara hâlen durmaktadır.

SEVR DAĞI Kâbe’nin güneyinde bulunan, Peygamber Efendimizle Hz. Ebu Bekir’in Mekke’den Medine’ye hicretleri esnasında gizlendikleri mağaranın bulunduğu dağdır. Mekke’ye 5 km. uzaklıkta olan bu dağın tepesinde, girilmesi gayet dar bir mağara vardır. Peygamberimizle, Hz. Ebu Bekir bu yerde üç gün ikamet etmişlerdir.


ARAFAT Arafat Mekke-i Mükerreme’nin doğusunda 25 km. uzaklıkta bulunan ovanın adıdır. Kurban bayramından bir gün önce haccın farzlarından olan Vakfe, bu ovada ve 70 metre yükseklikte olan, ‘Rahmet dağı’ manasına gelen (Cebel-i Rahme) civarında yapılır. Arafat ovasının en yüksek tepesi olan Cebel-İ Rahme’de Hz. Âdem ile Hz. Havva validemiz, Cennet’ten sonraki uzun ayrılığın akabinde bu tepede buluşmuş, affı için bu tepenin üzerinde Allah’a yalvararak duaları kabul edilmiştir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Veda Hutbesi’ni, koyu yeşil taş yığınlarından meydana gelen bu Cebel-i Rahme tepesinde irad etmiştir.

MÜZDELİFE Arafat ile Mina arasında bulunan, Arafat’tan 7 km. uzaklıkta olan bir bölgenin adıdır. Arife günü (9 Zilhicce) güneş battıktan sonra Arafat’tan buraya gelinir. Akşamyatsı namazı burada cem edilerek kılınır. Gece burada geçirilerek sabah namazından sonra Mina bölgesine gidilir. Müzdelife’de bir müddet durmak vaciptir. Mina’da şeytana atılacak olan taş buradan toplanır.

MİNA Mekke’nin doğusundaki dağların eteğinden Arafat’a giden yol üzerinde bulunan bir yerin adıdır. Hac ibadeti esnasında kurban kesilen ve Cemre (şeytan) taşlamak için gidilen yerdir. Harem sınırları içinde olup Müzdelife ile Mekke arasındadır. Mekke’den 7 km. uzaklıktadır. Akabe biatleri de cemre-i Akabe’nin yakınında bir mahalde yapılmıştır.


GEZİ > EKİM 2016

36 > 37 MEDİNE

MESCİD-İ NEBEVİ

Mekke’den sonra Medine’de mutlaka gidilmesi ve görmesi gereken mübarek yerlerden biridir. Medine’de ziyaret yerleri hakkında hazırladığımız bilgiler, bizlerin İslami duyarlılığını daha da artıracak olan bu kutlu yolculuğa ve Allah’ın rızasını kazanmaya önemli bir vesilesi olacaktır.

MEDİNE ŞEHRİ VE MEDİNE HAREMİ Medine, Mekke’den sonra Müslümanlar için mukaddes ikinci beldedir. Mekke’de

RAVZAY-I MUTAHHARA

olduğu gibi, Medine şehrinin çevresinde de Harem bölgesi vardır. Sınırları bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.s) tarafından tespit edilen Harem bölgesi yaklaşık 22 km. kadardır. Mekke’nin etrafını saran Harem bölgesinin merkezi Kâbe olduğu gibi, Medine şehrinin etrafını kuşatan Harem bölgesinin merkezinde de Mescid-i Nebevi yer alır.

MESCİD-İ NEBEVİ

KUBA MESCİDİ

MESCİD-İ KIBLETEYN

Mescid-i Nebevi, Peygamberimizin (s.a.s) Medine’ye hicret ettikten sonra ashabıyla beraber ilk inşa ettiği mescit olarak bilinmektedir. Burası aynı zamanda Mescid-i Haram’dan sonra yeryüzünün en faziletli mescididir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Benim mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç, başka mescitlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir” şeklinde buyurmuştur. Mescid-i Nebevi’de Peygamber Efendimizin kabri

ile minberi arasında yer alan Ravza-i Mutahhara isminde bir yer vardır ki, burası cennetten bir parça sayılan kutsal bir alandır.

RAVZA-İ MUTAHHARA Yeşil kubbesiyle tanınan Efendimizin kabrinin bulunduğu yere Ravza-i Mutahhara denilmektedir. Mekke-i Mükerreme’de hac ile ilgili vazifesini tamamlayarak hacı olan Müslümanlar, Medine-i Münevere’ye gider ve Efendimizin kabrini ziyaret ederler. Resulullah Efendimizin kabrini ziyaret etmek güzel bir davranıştır. Peygamber Efendimizin (s.a.s), kabrini ziyaretin faziletiyle ilgili birçok hadis rivayet edilmiştir.

KUBA MESCİDİ Kuba, Peygamber Efendimizin hicreti sırasında Medine’ye gelmeden evvel 14 gün kadar kaldığı Medine yakınında bulunan bir yeridir. Efendimiz birkaç gün süreyle kaldığı Kuba’da bir mescit inşa etmiştir. Yine bir hadiste şöyle ifade edilmektedir: “Kim Kuba mescidine kadar gider ve orada namaz kılarsa, kendisi için umreye denk bir ecir olur.”

MESCİD-İ KIBLETEYN Burası, yani Mescid-i Kıbleteyn, iki kıbleli mescit anlamına gelmektedir. İslamiyet’in ilk yıllarında namazlar Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa yönüne doğru kılınmaktaydı ancak daha sonra inen bir ayet ile beraber kıble Mescid-i Haram yönüne çevrilmiştir.


MESCİD-İ NEBEVİ

CENNETÜL BAKİ

UHUD ŞEHİTLİĞİ

CENNETÜL BAKİ

görünümündedir. Kıble yönüne göre Mescid-i Nebi’nin sol tarafında, hemen yan tarafındadır.

Medine-i Münevvere’nin mezarlığına verilen addır. Bu kabristanda Peygamber Efendimizin amcası Hz. Abbas, torunu Hz. Hasan, damadı ve üçüncü halife Hz. Osman-ı Zinnureyn, halası Hz. Safiye, çocuğu Hz. İbrahim, kızı Rukiye, Fatıma başta olmak üzere sahabe ve sahabeye tabi olanlardan birçoğu yatmaktadır. Bu kabristandaki türbeler ve mezar taşları, Medine-i Münevvere, Osmanlı idaresinden çıktıktan sonra yıktırılmıştır. Şimdi etrafı duvarlarla çevrili olan bu kabristan boş bir arazi

HENDEK SAVAŞININ YAPILDIĞI YERLER İslamiyet’in ilk senelerinde vuku bulan Hendek savaşının yapıldığı yerde birbirine yakın olan yedi tane küçük mescit yer alır. Buralar Medine’ye gelenler tarafından ziyaret edilmektedir.

UHUD ŞEHİTLİĞİ Müslümanların yetmiş şehit verdiği Uhud savaşında, şehit olanlar bu

BEDİR ŞEHİTLİĞİ

civara defnedilmiştir. Medine’ye uzaklığı yaklaşık 5 km. olan Uhud şehitlerinin de ziyaret edilmesi oldukça güzel bir davranış olacaktır. Rivayetlere göre Peygamber Efendimiz Uhud savaşından sonra her sene bu şehitliği ziyaret etmiş ve onlara dua etmiştir.

BEDİR ŞEHİTLİĞİ Medine’nin güneybatısında olup, Medine’ye uzaklığı 160 km olan Bedir’de Müslümanlar on dört şehit vermiştir. Bedir’de yatan şehitler de ziyaret edilebilecek yerler arasındadır.


GEZİ > EKİM 2016

38 > 39

NE YENİR? Biryani

Çiriş

Zeytinli Bamya

Tahinli Patlıcan

Hurmalı Kurabiye

Tavuk Kuzi

Arap Mutfağı denilince akla baharatı bol yemekler gelir. Hakikaten yemeklerde baharatları oldukça fazla kullanan Arap mutfağında yemekler bir o kadar lezzetli oluyor. Ayrıca hem lezzet hem kullanılan malzemeler açısından bakıldığında Türk mutfağına da oldukça benzediğini söyleyebiliriz. Biryani Yüzyıllardır hem Arap hem de Türk mutfağında yapılan ama yapıldığı pirinç ve kullanılan baharatlarla Suudi mutfağının izlerini taşıyan lezzetli bir yemek Biryani. Kuzudan yapılan bu yemek önce pirinç, sonra hazırlanan karışım ve üzerine haşlanan et konulup, fırında biraz kızartılarak servis ediliyor. Özellikle pilavdaki portakal kabuğu rendesi yemeğe oldukça güzel bir tat veriyor. Mekke’de denenmesini ısrarla tavsiye ettiğimiz yemeklerin başında geliyor. Çiriş Tavuk etinden yapılan bu yemeğe oldukça aşina olduğumuz söylenebilir. Bol suyla haşlanan Çiriş’e daha sonra bulgur ve az pirinç ilave ediliyor. Tavuk eti, pirinç ve bulgur tamamen eriyor. Tabağa alınan çirişin üzerine kalyon ve zeytinyağı ilave edilip servis ediliyor. Bu yemekte oldukça lezzetli bir yemek ve Ege yöresinde tüketilen keşkek adlı yemeğe oldukça benziyor. Mutaziz Bizim mutfağımızda da çok benzeri yapılan oldukça nefis bir yemek. Yemeklerin ve kültürlerin birbirlerine benzediğinin büyük

bir kanıtı olan Mutaziz; et, bol su ile haşlanıyor ve içine sebzeler konuluyor. Daha sonra hazırlanan bu karışımın suyuna, bardakla kesilmiş hamurlar atılıyor ve hamurlar haşlanınca elle yeniliyor. Zeytinli Bamya Zeytinyağlı Bamya; soğan, sarımsak, domates ve ekşi ile hazırlanarak zeytinyağlı olarak servis ediliyor. Türk mutfağında da önemli bir yere sahip olan bamya Suudi mutfağında da oldukça tercih edilen ve sevilen bir yemek olarak karşımıza çıkıyor. Tahinli Patlıcan İlk bakışta tatlı gibi görünen Tahinli Patlıcan, aslında normal bir sebze yemeği tadında. Patlıcan, soğan, domates, kırmızı ve yeşilbiber közlenip, kıyılarak içerisine maydanoz, tahin, limon, yoğurt ve zeytinyağı ilave edilip servis ediliyor. Mekke ziyaret edilmişken denenmesi gereken lezzetlerden biridir. Hurmalı Kurabiye Süt, un, tereyağının karışımından yapılan kurabiye, ortasına hurma konulup kapatıldıktan sonra kalıpla şekil veriliyor. Mekke’de dolaştığınız pastane ve yemek yerlerinde rastlayabileceğiniz özel bir lezzet. Tavuk Kuzi İçi el yapımı makarnayla doldurulmuş tavuk ve altında yasemin pirinci pilavından oluşan Tavuk Kuzi’nin içinde bulunan baharatlar Suudi mutfağının özeti adeta. Kuzinin etli olan türü de yapılıyor. Altında safranlı pilav ve üzerindeki kızarmış tavuk da damaklarda oldukça güzel bir tat bırakıyor.


ALIŞVERİŞ Mekke’de en çok merak edilen konuların biri alışveriş. Tespih, seccade, takke gibi topluca alacağınız ürünleri Türkiye’den çözmekte yarar var. Çünkü Arabistan’da alabileceğiniz ürünlerin birçoğu Türkiye’den gidiyor. Ancak özel bir şeyler almak isterseniz Hindistan yapımı kaşmir seccadeler hediye etmek ve kullanmak için alınabilir. El yapımı, kesme taş veya deve kemiği gibi tesbihler de satın alınabilecekler arasında. Mekke’de hemen her konuda satın alınabilecek ürün yelpazesi var. Ancak parfüm konusunda oldukça fazla seçeneğiniz var. Yine giyim konusunda bayanlara hitaben çok seçenek bulunuyor. Yapacağınız alışverişlerinizde para bozdurma konusunda rahat olabilirsiniz. Her yerde bulabileceğiniz döviz büroları mevcut. Mekke’de alışveriş için Zemzem Tower altında bulunan alışveriş merkezleri tercih edilebilir. Buna alternatif olarak ise Medine’de hemen Mescid-i Nebevi’nin Uhud dağı tarafında Taiba alışveriş merkezi mevcut. Yine sokak satıcıları Mekke’de de mevcut. Ancak şunu belirtmek gerekir ki Medine’deki fiyatlar Mekke’deki fiyatlara göre daha ucuz.

HURMA ve ZEMZEM Hurma ve zemzem gitmişken kesinlikle getirilecek olan şeylerin başında geliyor. Mekke’de zemzem, adım başı rastlayabileceğiniz zemzem çeşmelerinden sürekli ve serin olarak içilebiliyor. Türkiye dönüşünde tur firmaları genellikle zemzem hediye ediyor ancak çantanızda ekstra zemzem getirebilirsiniz. Mekke’de hurma almak isteyenlere ise bazı önerilerimiz olacak. Alışveriş merkezlerinde ve sokaklarda hurmayı çok rahat bulabilirsiniz. Ancak hurma bahçelerinden satın alabileceğiniz hurmalar da mevcut. Bu bahçelerden satın alacağınız hurmaları bahçe sahipleri adresinize belirli ücret karşılığında postalayabiliyor.


SAĞLIK > EKİM 2016

40 > 41

ÇOCUKLARDA ENFEKSİYON VE

İŞİTME KAYBI

ÇOCUK YAŞTA GEÇIRILEN HASTALIKLAR YA DA DIKKAT EDILMEYEN DURUMLAR ILERLEYEN YAŞLARDA KALICI SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLUYOR. UZMANLAR ÖZELLIKLE ÇOCUKLARDA, KABAKULAK, MENENJIT, KIZAMIKÇIK, SUÇIÇEĞI GIBI ENFEKSIYONLAR ILE BAZI ILAÇLARIN, KALICI IÇ KULAK HASARI VE IŞITME KAYBINA YOL AÇABİLECEĞİNİ BELİRTİYOR.

PROF. DR. YÜCEL ANADOLU, “ULUSLARARASI İŞITME ENGELLILER HAFTASI” NEDENIYLE YAPTIĞI AÇIKLAMADA, işitme kaybının, çocuk doğduktan hemen sonra saptanması halinde topluma işitme engelli bir birey ekleneceğini söyledi. Tüm dünyada ortalama 360 milyon işitme engelli bulunduğuna dikkati çeken Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Anadolu, Türkiye’de de işitme engelli sayısının azımsanamayacak kadar çok olduğunu belirtti. Çocuklarda görülen işitme kayıplarının doğuştan olabildiği gibi sonradan da çocuğun gelişimi sırasında veya daha sonraki ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde de ortaya

çıkabildiğini ifade eden Anadolu, akraba evliliklerinin de çocuklarda doğuştan oluşan işitme sorununa sebep olabildiğini belirtti.

Enfeksiyonlara dikkat edin Prof. Anadolu, çocukluk çağında geçirilen enfeksiyonların önemsenmesi gerektiğine dikkat

çekerek, “Çocukluk çağında geçirilen kızamık, kabakulak, menenjit, kızamıkçık, suçiçeği gibi enfeksiyonlar ile yüksek ateşle seyreden havale yaratacak kadar ciddi hastalıklar iç kulak hasarı

ve işitme kaybına yol açabiliyor. Çocuklarda kullanılan iç kulaktaki duyu hücrelerine ve sinir hücrelerine zarar veren bazı toksik ilaçlar da kalıcı iç kulak hasarı ve işitme kaybına neden oluyor” dedi. Bebeklik veya çocukluk döneminde ya da hamilelik döneminde kullanılacak ilaçların mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini dile getiren Anadolu, işitme engelli çocuklarda esas olarak konuşma bozukluklarının ortaya çıktığını, çocuğun konuşamadığını ve konuşması geciken çocukların aileleri için bunların belirti olabileceğini söyledi. Anadolu, ailelerin vakit kaybetmeden bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmasını ve çocuğun işitme sorunu olup olmadığının değerlendirilmesinin sağlanmasını istedi.


KÖTÜ BESLENME YAŞAMDAN ÇALIYOR BM’YE SUNULAN RAPORDA, 2030 YILINA KADAR DÜNYA NÜFUSUNUN ÜÇTE BIRININ OBEZ YA DA AŞIRI KILOLU OLABILECEĞI UYARISINDA BULUNULDU. UZMANLARA GÖRE ANNE VE ÇOCUKLARIN KÖTÜ BESLENMESI, yüksek tansiyon ve beslenmeyle ilişkili diğer risk faktörlerinin her biri, kişinin yaşamından sigara, hava kirliliği, sıhhi temizlik koşulları ve korunmasız cinsel ilişkiden

daha fazla yıl çalıyor. Çok sayıda ülkenin yetersiz beslenmeden obeziteyle mücadeleye kaydığına, dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de 2030 yılına kadar nüfusun yarısının ya obez ya da aşırı kilolu olmasının tahmin edildiğine işaret edildi.

GRİP AŞISI YAPTIRMAYAN KALMASIN MEVSIMLER DEĞIŞTI, SONBAHAR GELDI ÇATTI. UZMANLAR EYLÜL SONUNDAN EKIM ORTALARINA KADAR GRIP AŞISININ YAPTIRILMASI GEREKTIĞINI BELIRTIYOR. ÖZELLIKLE RISK GRUBUNDAKI 65 YAŞ ÜSTÜ BIREYLER, SOLUNUM YOLU VE AKCIĞER HASTALARI, KANSER VE STEROID TEDAVISI GÖRENLERIN DE AŞILANMASI GEREKIYOR. HACETTEPE ÜNIVERSITESI İNFEKSIYON HASTALIKLARI VE KLINIK MIKROBIYOLOJI ÖĞRETIM ÜYESI PROF. DR. SERHAT ÜNAL, gribin mutlaka tedbir alınması gereken bir hastalık olduğunu söyledi. Prof. Ünal, gribe karşı en önemli korumanın aşı olduğunu belirterek, “Hepatit aşısını çocukluğunuzda üç defa yaptırırsanız hayat boyu korur. Bu aşı öyle değil. Grip virüsü zaman içerisinde belli değişikliklere uğradığı için her yıl yeni tanımlanmış virüsü de içerecek şekilde aşıyı yapmak lazım. Aşının bir yıl civarında koruyuculuğu oluyor. Dünya Sağlık Örgütü her yıl nisan, mayıs aylarında bir önceki yılın bir sonraki yıl salgın yapması

muhtemel A ve B virüslerinden aşı üreticilerine tanımlar. Bütün aşı üreticileri bu virüsleri kullanarak aşıyı yapar. Aşının zamanı geldi. Eylül sonundan itibaren ekim ortalarına kadar aşıların yapılması gerekiyor. Aşı olalım ki o yıl için virüslere karşı

korunaklı hale gelelim” diye konuştu. Grip aşısı yaptırması önerilen gruplar ile ilgili de bilgi veren Ünal, Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 aydan itibaren herkese aşı uygulandığını belirterek, çocukluk döneminde de aşının yapılabileceğini ifade etti.


SAĞLIK > EKİM 2016

42 > 43

KALPTEKI RITIM BOZUKLUĞUNA DIKKAT!

KARDIYOLOJI UZMANI PROF. DR. DURSUN ARAS, 29 EYLÜL DÜNYA KALP GÜNÜ DOLAYISIYLA YAPTIĞI AÇIKLAMADA, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını hatırlattı.

olmak üzere kalp yetersizliği gibi sağlık sorunlarına yol açabildiğine ve ölümle sonuçlanabildiğine dikkat çekti. Aras, kalp hızının sağlıklı kişilerde dakikada 50-100 arasında ve düzenli attığını ancak tıbbi literatürde atriyal fibrilasyon olarak isimlendirilen durumda bu durumun bozulduğunu bildirdi.

KANDAKİ PIHTILAŞMA İNME NEDENİ

Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Başkanı ve Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dursun Aras, ritim bozukluğunun, kalp ve damar hastalıklarında en sık görülen sağlık sorunu olduğunu belirtti. Aras, hastalığın başta inme

Ritim bozukluğu hastalığının özellikle ileri yaşlardaki insanlarda sık görüldüğüne dikkati çeken Aras, “Yaş ilerledikçe sıklığı belirgin olarak artar. Toplum genelinde görülme sıklığı yüzde 3’tür. Bu rakam 65 yaşından sonra yüzde 9 iken, 80 yaşından sonra yüzde 10-20’ye kadar yükselir. Gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda ortalama yaşın artması ile her geçen yıl atriyal fibrilasyonun sıklığı artmaktadır ve en önemli toplum sağlığı sorunlarından biri hâline gelmiştir. En sık görülen kalp ritim bozukluğu

DÜNYA GENELINDE ÖLÜM NEDENLERI ARASINDA ILK SIRADA BULUNAN KALP-DAMAR HASTALIKLARI IÇERISINDE YER ALAN KALP RITIM BOZUKLUĞU ÖLÜM RISKINI 2 KAT, KALP YETERSIZLIĞI RISKINI 3 KAT VE INME RISKINI 5 KAT ARTIRIYOR.

olan atriyal fibrilasyon bulunan hastaların ölüm riski 2 kat, kalp yetersizliği riski 3 kat ve en önemlisi felç riski ise 5 kat fazladır” diye konuştu. Normal kasılma ve kanı ileriye atma fonksiyonunu kaybeden kalbin kulakçıklarının içerisinde kan pıhtıları oluştuğunu anlatan Aras, bu pıhtılardan kopan parçaların dolaşıma katılarak beyin damarlarının tıkanmasına ve inmeye neden olabileceği uyarısında bulundu. Bu durumda oluşan inmelerin diğerlerine göre daha ölümcül ve sakat bırakıcı seyrettiğini dile getiren Aras, “İleri yaşlardaki inmelerin yaklaşık üçte birinden bu ritim bozukluğu sorumludur. Öte yandan araştırmalara rağmen sebebi bulunamayan inmelerin beşte birinin altından bu hastalık çıkmaktadır. Ayrıca hastaların önemli bir kısmında bu hastalık nedeni ile tekrarlayan hastaneye yatışlar olur, yaşam kalitesi kötüleşir ve zihinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenir” ifadesini kullandı.


BU ALIŞKANLIKLAR ERKEN YAŞLANDIRIYOR! YAŞAM IÇINDE SÜREKLI TEKRAR EDEN DURUMLAR KARŞISINDA ALIŞKANLIK KAZANIRIZ. ALIŞKANLIKLAR ÖYLE BIR DURUMA GELIR KI ARTIK FARK ETMEDEN BIR DAVRANIŞA DÖNÜŞEBILIR. HER GÜN YAPTIĞIMIZ VE BIZLERE MASUM GIBI GELEN BAZI ALIŞKANLIKLAR ÖMRÜNÜZDEN ÇALIYOR. ERKEN YAŞLANMAK ISTEMIYORSANIZ BAZI ALIŞKANLARA DIKKAT ETMEK GEREKIYOR. Yağ tüketimi doğal ve dengeli olsun Kırışıklıkları önlemek ve mükemmel bir cilde kavuşmak için vücudunuz omega 3 yağ asitlerine ihtiyaç duyar. Omega 3 gereksinimi ise birçok sebze, meyve ve gıdalarda bulunuyor. Az yağlı beslenmek cildinizi bu ihtiyacından alıkoyarak erken yaşlanmanıza sebep olabilir.

Pipet kullanmayın Pipetle içeceğinizi yudumlarken dudaklarınızı büzdüğünüzde farketmeden ağız çevrenizde çizgi ve kırışıklıkların oluşmasına neden oluyorsunuz. Aynı şey sigara içtiğinizde de oluyor.

Sırt üstü yatın Yanakları yastığa yaslayarak uyumak yanaklardaki ve çenedeki kırışıklıkları arttırıyor. Uzmanlara göre genç kalmak ve kaliteli bir uyku çekmek için en iyi uyuma şekli sırtüstü.

Dik durmaya özen gösterin

TV izlemeyi azaltın

Kambur durduğunuzda sırtınızdaki kemiklerin şekli gitgide bozulur. Şekil bozukluğunun yanı sıra ağrı ve hâlsizlik de meydana gelir.

Yapılan bir araştırmaya göre 1 saat televizyon izlediğinde her seferinde ömrünüz 22 dakika kısalıyor. Bu yüzden uzmanlar, televizyon izlerken yarım saatte bir ara verip yürümenizi öneriyor.

Güneş kremi kullanın

UV ışınlarına çok fazla maruz kalmak erken yaşlanmanın başlıca sebeplerinden bir tanesidir. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için bulutlu havalarda bile güneş kremi kullanmalısınız.

Aşırı sıcak ortamlardan uzak durun Evinizde kullandığınız yapay ısıtıcılar cildinizin ve saçınızın kurumasına neden olur. Bunun sonucunda da kırışıklıklar meydana gelir. Geç yaşlanmak istiyorsanız ısıtıcıları düşük ayarda kullanın.

Şekeri hayatınızdan çıkarın Çok fazla şeker ve glisemik indeksi yüksek yiyecekler tüketmek yalnızca kilonuzu artırmakla kalmıyor, cildinize de zarar veriyor.

Az uyuyun Yetişkin bir birey her gece en az 7 saat uykuya ihtiyaç duyar. Yeterince uyumadığınızda sadece yorgun hissetmezsiniz, aynı zamanda ömrünüz kısalır. Eğer enerjiniz düşükse, zihninizde yavaşlama hissediyorsanız ve kilo almaya başladıysanız uzmanlar, erken yatmayı öneriyor.

Stresten kaçının Kronik stres, hücrelerimize ciddi zararlar vererek yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Stresi azaltmak için işlerinizi bir düzene koyun ve her şeyi zamanında yapmaya çalışın.


EĞİTİM > EKİM 2016

44 > 45

YÖK KAPATILAN ÜNIVERSITELERE

ILIŞKIN AÇIKLAMA YAPTI

15 TEMMUZ DARBE GIRIŞIMINDEN SONRA KAPATILAN ÜNIVERSITELERLE ILGILI YÖK AÇIKLAMA YAPTI. YÜKSEKÖĞRETIM KURULUNCA (YÖK) KAPATILAN OKULLARDAKI ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DİĞER YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINA ÖZEL ÖĞRENCİ OLARAK 26-29 EYLÜL 2016 TARİHİNDE YAPILAN BAŞVURU SONUÇLARI 3 EKİMDE KOORDİNATÖR ÜNİVERSİTE VEYA İLGİLİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TARAFINDAN İLAN EDİLECEK.

YÖK TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA… Buna göre, öğrencilerin diğer yükseköğretim kurumlarına özel öğrenci olarak başvuruları 26 29 Eylül 2016 tarihleri arasında alınarak, 3 Ekim 2016 Pazartesi günü koordinatör üniversite veya ilgili yükseköğretim kurumları tarafından ilan edilecek. Öğrenciler, özel öğrenci olabilmek için sadece bir yükseköğretim kurumuna başvuru yapabilecek. Öğrencilerin özel öğrencilik için başvurularında kayıt belgelerini ibraz etmeleri yeterli olacak. Özel öğrencilik statüsü sadece kapatılan üniversitenin bulunduğu ilde ve Türkiye’nin herhangi bir yükseköğretim kurumunda olabilecek. Kapatılan vakıf üniversitesinin bazı programları kapatıldığı ilde sadece kapatılan üniversitede bulunuyorsa, koordinatör üniversitede program açılacak ve öğrenciler bu programa merkezi yerleştirme sonrası, özel öğrenci

olarak katılabilecek. Diğer illerde ise açık olan programlarda özel öğrenci olunabilecek. Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının öğrencileri, ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun bulunduğu ilde özel öğrenci olarak yükseköğretim kurumlarında eğitim alabilmek için taleplerini tercihleri ile birlikte kapatılan üniversite ile ilişkilendirilen koordinatör üniversiteye yapacak. Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumunun bulunduğu ilin dışında özel öğrenci olarak eğitim alabilme talepleri Ankara’daki programlar için Yıldırım Beyazıt Üniversitesine, İstanbul’daki programlar için İstanbul Üniversitesine, İzmir’deki programlar için İzmir Katip Çelebi Üniversitesine yapılacak. Diğer illerdeki yükseköğretim kurumlarındaki özel öğrencilik talepleri, ilgili yükseköğretim kurumunun kendisine yapılacak. ÖSYM tarafından yerleştirilen

yükseköğretim programının öğretim dili ile özel öğrenci olarak eğitim alınacak programın öğretim dili aynı olacak. Ancak, öğretim dili Türkçe programa yerleşen öğrenciler yabancı dil yeterliliklerini sağlamaları ve talep etmeleri hâlinde öğretim dili yabancı dil olan programlarda özel öğrenci olarak eğitim alabilecek. Öğretim dili yabancı dil olan programlarda kayıtlı öğrenciler ise öğretim dili Türkçe programlarda özel öğrenci olarak eğitim alamayacak. Kapatılan üniversitenin öğrencilerinin o ilde mutlaka özel öğrenci statüsü bulabileceği birden fazla yükseköğretim kurumu bulunması koşuluyla özel öğrencilikte kontenjan sınırı bulunacak ancak o ilde tek üniversite varsa bu duruma kontenjan uygulanmayacak ve gerektiğinde ek sınıf açılabilecek. Aynı ilde tek bir üniversitede yoğunluk olmaması için kontenjan uygulaması yapılacak.


ÜNIVERSITEYE YENI BAŞLAYANLARA

BURS VE KREDI MÜJDESI YÜKSEK ÖĞRENIM KREDI VE YURTLAR MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA, ÜNIVERSITEYE YENI BAŞLAYACAK OLAN 1. SINIF ÖĞRENCILERINE BURS VE KREDI IMKÂNI TANINACAK. AMAÇ ISE EĞITIMI KOLAYLAŞTIRMAK. YÜKSEK ÖĞRENIM KREDI VE YURTLAR (KYK) GENEL MÜDÜRÜ SINAN AKSU, BU YIL 900 BIN öğrencinin burs ve krediye müracaat etmesini beklediklerini söyledi. Öğrencilerin kendilerine verdiği bilgileri devlet kurumlarından doğrulatarak neticeleri öğrencilere bildireceklerini ifade eden Aksu, “Bu sene, ekim ayının ilk haftası öğrencilerimizin burs ve kredi müracaatlarını alacağız. Müracaatların tamamı e-Devlet üzerinden olacak. 11 devlet kurumundan doğrulattıktan sonra da kasım ayı itibarıyla öğrencilerimize

burs ve kredi başvurularının neticelerini ileteceğiz.” dedi. Sinan Aksu, üniversite birinci sınıf öğrencilerine bir de müjdesi olduğunu belirterek, “Önceki yıllarda üniversiteye başlayan birinci sınıf öğrencileri müracaatlarını yaparlardı fakat burs ve kredilerini ocak ayı itibarıyla alırlardı. Bu yıl, bu tarihi ekim ayından başlatıyoruz. Sayın Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’ın talimatıyla birinci sınıf öğrencilerine bir müjdemiz var. Ekim, kasım, aralık aylarını da kapsayacak biçimde birinci sınıf öğrencilerine burs ve kredi ödemelerini yapacağız.” diye konuştu.

“İşe yerleşemeyen öğrencinin kredi ödemesi erteleniyor” Kredinin avantajlarından bahseden Aksu: “Eğer öğrenci işe yerleşemediyse ödemeyi erteleme imkânına sahip. Aynı yıl bize müracaat edip dilekçesiyle herhangi bir işte çalışmadığını beyan ederse kredisini işe başlayana kadar erteleyebiliyoruz. Bu yıl 400 lira burs ve kredi öğrencilerimize ödeme yaptık. Sene başlarında olmak üzere enflasyon oranında öğrencilerimizin burs ve kredilerini artırıyoruz” dedi.


EĞİTİM > EKİM 2016

46 > 47

MILLI EĞITIMDE İLK DERS “15 TEMMUZ DEMOKRASI ZAFERI” VIDEOSU ILE BAŞLADI MILLI EĞITIM BAKANLIĞI TARAFINDAN HAZIRLANAN 2016-2017 EĞITIM-ÖĞRETIM YILININ ILK DERSINDE, ÖĞRENCILERE YÖNELIK HAZIRLANAN “15 TEMMUZ DEMOKRASI ZAFERI” VIDEOSU IZLETILDI. 15 TEMMUZDA YAŞANAN DARBE GIRIŞIMININ ETKILERI HÂLÂ UNUTULMADI. Yaşanan darbenin boyutlarını öğrencilere anlatmak için Kırklareli’nde Cumhuriyet Ortaokulu, Milli Eğitim Bakanlığınca gönderilen, darbe girişiminin yaşandığı geceyi anlatan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının da bulunduğu video izletildi. Videoyu dikkatle izleyen öğrencilerin zaman zaman duygulandıkları görüldü. “Bu Türk milleti için çok acıklı” Öğrencilerden Zeynep Ecem Üresin,

darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi çok korktuğunu ifade etti. Videoyu izlerken çok duygulandığını belirten Üresin, bir daha böyle şeylerle karşılaşmamak için sürekli dua ettiğini kaydetti. Türk milletinin bu darbe girişimini hak etmediğini vurgulayan Üresin, “Bu, Türk milleti için çok acıklı. Bu videoyu herkesin izlemesi ve gereken dersi alması gerekiyor” dedi. Cumhuriyet Ortaokulu Müdürü Hüseyin Kalkan da Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan “15 Temmuz Demokrasi Zaferi” videosunu tüm

öğrencilere izlettireceklerini söyledi. Videodan tüm öğrencilerin ders çıkarması gerektiğini vurgulayan Kalkan, “15 Temmuz 2016 tarihinde tankların üzerine çıkan, mermilerin altında can veren şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve saygıyla anarken, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Darbe girişimine direnen Türk milletine, insanlığa ve demokrasiye sahip çıkan insanlarımızı tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı.


OKULUN ILK GÜNÜ ÇOCUĞUNUZ AĞLAYABILIR EĞITIM ÖĞRETIM YILI BAŞLADI, MILYONLARCA ÖĞRENCI ILK DEFA EĞITIM HAYATINA ADIM ATTI. İLK DEFA OKULA BAŞLAYAN KÜÇÜK ÇOCUKLARIN BAZILARI ISE AĞLAYARAK OKULA ADIM ATTI PSIKOLOG ASLI KARAMUK, AILELERIN HEYECANLA, ÇOCUKLARIN birçoğunun ise merakla, korkuyla beklediği günün nihayet geldiğini kaydederek, ancak ebeveynlerin en mutlu günlerinden olması gereken bugün çocuğun anlam veremediği ağlama krizlerine girebildiğini, ailesinden ayrılamama gibi bir durumla karşı karşıya kalınabildiğini belirtti. Karamuk, “Bir yanda sınıf dışında olmanız gerektiğini vurgulayan öğretmen, diğer yanda gözleri yaşlı çocuğunuz ve arada kalan siz. Neyse ki yalnız değilsiniz. Çünkü okul koridorlarında sizinle aynı cümleleri ‘Aslında bizimki iki senede anaokuluna gitti’, ‘Hiç böyle yapmazdı’ veya ‘Geçen yıl hiç ağlamamıştı’ diyen birçok anne babaya rastlıyorsunuz” diye konuştu. Çocukların yaşadığı bu durumun normal olduğunu aktaran Karamuk, daha önce benzer bir ortamda bulunmamış çocuğun kaygılanmasının, ağlama davranışı

sergilemesinin okulun ilk günleri için aslında birçok çocuktan beklenen bir tepki olduğunu ve bu tepkinin normal olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. “Çocuğun okula uyum sağlaması adına süre tanıyın” Karamuk, ailelerin bu konuda bazen istemeden de olsa yanlış tepkiler verebildiğini belirterek, “Birinci sınıfa uyum sürecinde çocuklara biraz zaman

vermek ve ‘Sen artık abi, abla oldun, büyüklerin okuluna gideceksin’ gibi söylemlerle yaklaşmamak gerekir. Daha üç ay önce anaokuluna giden çocuklarımızın ilköğretime geçtiler diye bir anda büyümelerini beklemek haksızlık olacaktır. Okulun ilk gününde yaşanabilecek sorunları en aza indirmek mümkün. Okulun fiziksel şartları çocuğa daha önceden tanıtılmalı, anaokulundan nasıl farklı olacağı, neler yapacağı konuşulmalı. Okulun diğer öğrencileri gelmeden yapılan oryantasyon programına katılmasına özen gösterilmeli ve öğretmenleriyle tanıştırılmalı” ifadeleri kullandı.


GEZ GÖR YE > EKİM 2016

48 > 49

DADAŞLAR DİYARI, SOĞUĞUN BAŞKENTİ:

ERZURUM TARIHIN ILK DÖNEMLERINDEN BERI MEDENIYETLERIN BEŞIĞI OLAN ERZURUM, DOĞU ANADOLU’NUN EN BÜYÜK KENTI KONUMUNDADIR. GEREK TURIZM POTANSIYELI GEREK TARIHÎ GEÇMIŞI ILE TAM BIR KÜLTÜR BAŞKENTI OLAN ERZURUM, GÜNÜMÜZDE BÜYÜK BIR ÖĞRENCI KENTIDIR AYNI ZAMANDA. ERZURUM, TÜRKIYE’NIN EN BÜYÜK 19. ŞEHRIDIR VE ŞEHIRDE YAKLAŞIK 150 BIN ÖĞRENCI YAŞAMAKTADIR. BÜTÜN BU FAKTÖRLER ŞEHRIN HER DAIM HAREKETLI OLMASINI SAĞLAMAKTADIR.


TARIHSEL ANLAMDA ERZURUM’UN MÖ 4900 YILLARINDA KURULDUĞU TAHMIN EDILMEKTEDIR. Yüzyıllar boyunca bölge birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Urartular, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Moğollar, İlhanlılar ve Safaviler bu

coğrafyada yaşamışlardır. Bu da kentin kültürel zenginliğini güçlendirmiştir. Erzurum aynı zamanda Cumhuriyet’in kuruluşunda da önemli rol oynamıştır. Millî mücadele, milî birlik ve bağımsızlık hareketinin temelinin atıldığı Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1919’da Erzurum’da toplanmıştır.

Erzurum adının ilginç bir hikâyesi de vardır: Romalıların bu topraklarda hüküm sürdüğü dönemde burası Rum ülkesi olarak biliniyormuş. O nedenle buraya gelen Selçuklular, bu şehrin adını “Arz-u Rûm” yani “Rum Toprağı” olarak değiştirmişlerdir.


GEZ GÖR YE > EKİM 2016

50 > 51

Aziziye Tabyası

Çifte Minareli Medrese

ERZURUM’UN 10 KM. KUZEYDOĞUSUNDA TOP DAĞI’NDA BULUNAN AZIZIYE ANITI, Aziziye Tabyasının önünde: 1952 yılında 3.Ordu Komutanı Orgeneral Nurettin Baransel tarafından yaptırılmıştır. Bu anıt 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nın anısına dikilmiştir. Anıt kesme taştan yapılmış, üzerindeki bronz plakada: “Bu gelinlik genç kızlar, ihtiyar erkekler ve nineler, kendi namusları ve Türk milletinin şan-ü şerefi için can verdiler, dövüştüler ve öldüler. Şimdi Türk milletinin kalbinde yaşıyorlar. 1877-1952” yazılıdır.

ERZURUM’UN SEMBOLÜ OLAN ÇIFTE MINARELI MEDRESE’NIN KITABESI OLMADIĞINDAN YAPILIŞ TARIHI TAM BILINMESE DE 13. yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir.

Erzurum Kalesi

Erzurum Evleri

ERZURUM KALESI, şehrin gezilecek yerlerinin başında gelmektedir. Erzurum’un tarihî zenginlikleri arasında kendini gösteren kale, bulunduğu tepede hem iç hem de dış kaleden meydana gelmektedir. Günümüze kadar dış kale surlarının çoğu yıkılmış olup, dört yöndeki kapılarının sadece isimleri kalmıştır. Tebriz Kapısı, Erzincan Kapısı, Gürcü Kapısı ve İstanbul Kapı… İç kalenin ise sur duvarlarının üzerindeki burçlar görülmeye değerdir. Kale duvarları dönem dönem yenilenmiş olsa da kimlerin ne zaman yenilediğini belgeleyen bir yazıt bulunmamaktadır.

GÜNÜMÜZDE TARIHI ERZURUM EVLERI RESTORE EDILEREK TURIZME KAZANDIRILMIŞTIR. Geleneksel Erzurum evlerinin daha çok İç Kale’nin kuzey ve doğusundaki mahallelerde yaygın şekilde inşa edildiği ve çoğunun yaşının 100-130 yıl dolaylarında bulunduğu dikkate alınırsa,bunların çoğunlukla 1859 depreminden sonraki yıllarda yaptırılmış oldukları anlaşılmaktadır. Erzurum’da 1980’lerde sayıları beş yüzü bulan tarihi ev sayısı,ne yazık ki giderek azalmış ve günümüzde yüz dolaylarına kadar düşmüş bulunmaktadır.


Üç Kümbetler

Rüstempaşa Bedesteni

ANADOLU SELÇUKLU MEZAR YAPILARININ EN GÜZEL ÖRNEKLERINDENDIR. Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese’nin güneyinde bulunur. Kümbetlerin en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve XII. yüzyıl veya XIV. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Diğer kümbetler hakkında ise pek fazla bilgi yoktur. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldıklarına dair bilgi olmamakla birlikte, 14. yüzyılda yapıldıkları tahmin edilmektedir. Muazzam mimarilere sahip olan Üç Kümbetler, şehrin önemli tarihi yapılarından biri olup, yerli ve yabancı turistler tarafından sürekli olarak ziyaret edilmektedir.

OSMANLI MIMARISINI YANSITAN EN GÜZEL ÖRNEKLERINDEN BIRIDIR. Erzurum’un tarihine eşlik eden bu mimari eser, halk tarafından Taşhan olarak da adlandırılmaktadır. Bedesten 1561 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı ve aynı zamanda damadı olan Rüstem Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Günümüzde dükkânların sıralandığı bir çarşı olan bedestende genellikle oltu taşı satıcıları görülür. İki katlı olan Rüstempaşa Bedesteni hem halkın hem de turistlerin gün içerisinde ziyaretleriyle kalabalıklaşır ve Erzurum gezi listelerinde mutlaka yerini alan bir noktadır.

Çobandede Köprüsü

Hasankale

1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI’NDA RUSLARIN DOĞU ANADOLU’YA YAPTIKLARI BASKIN VE istilalardan şehri korumak amacıyla şehri çevreleyen yüksek tepelere inşa edilen 22 adet tabya Erzurum’un en önemli tarihî miraslarının başında gelir. Bu tabyaların içinde en önemli ve bilinenleri Aziziye ve Mecidiye Tabyaları’dır. Özellikle Aziziye Tabyası Osmanlı ordusunun Rus ordusu karşısında geri çekilmesi sırasında Erzurum halkının Osmanlı ordusuna destek vererek Rusları geri püskürtmesiyle ayrı bir öneme sahiptir.

İLHANLI EMIRI HACI TOĞAY’IN OĞLU HASAN BEY 1339’DA YAPTIRMIŞTIR. XVI.YÜZYILDA Kanuni Sultan Süleyman kalenin onarımını yaptırmıştır. Kale, kuzeyde sarp kayalıklara dayanmaktadır. Evliya Çelebi kalenin çevresinin bin adım olduğundan söz etmektedir. Kalenin güney yönündeki duvarları arazi konumundan ötürü diğerlerinden çok daha yüksek yapılmıştır. Kalenin Erzurum Kapısı, batı yönünde olup Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre burada demir kanatlı büyük bir kapısı varmış. İç Kale’nin içerisinde Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırmış oluğu bir mescit ile Sultan IV.Murat dönemine ait bir kasrın kalıntıları bulunmaktadır.


GEZ GÖR YE > EKİM 2016

52 > 53

İspir Kalesi

Meryem Ana Kilisesi

İSPIR’IN GIRIŞINDE ÇORUH NEHRI SAĞ SAHILI KENARINDA YÜKSEK BIR TEPENIN ÜZERINDE kurulmuş olan kale ve Kale Camiinin XI. Yy. da Saltuklular tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Burçların ekserisi ayaktadır. İnşa ve tamir kitabesi yoktur. Erzurum Selçuklu Beylerinden Mugisuddin Tuğrul Bah’ın kaleyi tamir ettirdiği ve kale camiini yaptırdığı bilinmektedir. Kalenin yapımında, alt kısımlarda Çoruh Irmağının taşıdığı renk renk taşlar, üst kısımlarda muntazam kesme taşlar kullanılmıştır. İç kalenin kuzeyinde kale beyi ve dizdarının sarayı ve hazine daireleri vardır. Bunlar yıkık haldedir.

ERZURUM, TORTUM ILÇESINDEKI MERYEM ANA KILISESI BAĞDAT KRALI III.Davut tarafından 976-1001 yıllarında yapılmıştır.Kilisenin içerisindeki kabartmalarda arslan, boğa, kartal, grifon gibi figürlere geniş ölçüde yer verilmiştir. Ayrıca iç mekânın duvarları ve özellikle apsid İncil’den alınma sahneleri içeren ve Hz.İsa ile Meryem’i tasvir eden fresklerle bezenmiştir. Kilisenin apsid bölümünün üzeri kule şeklinde yükselmiştir. Ayrıca girişin yanında kesme taştan üç kat hâlinde çan kulesi bulunmaktadır. Kulenin üst noktası yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış, üzeri kubbeli bir köşk şeklindedir.

Oltu Kalesi

Öşvank Kilisesi

KALE M.Ö IV. YÜZYILDA YAPILMIŞTIR. BIZANS, SELÇUKLU, AKKOYUNLU, KARAKOYUNLU ve Osmanlı dönemlerinde onarılmıştır. Osmanlı döneminde bir süre kervansaray olarak da kullanılmıştır. Oltu Kalesi kesme taştan yapılmış ve 3000 m2’lik bir alana yayılmıştır. Günümüze dış kale ile surları gelememiştir. Bugün yalnızca iç kale görülebilmektedir. Kalenin kuzeyindeki iki burçtan biri türbe olarak kullanılmıştır. Ayrıca kale içerisinde bulunan hamam da diğer bölümlere göre çok daha iyi durumda günümüze gelebilmiştir.

961-966 YILLARI ARASINDA YAPTIRILAN ÖŞVANK KILISESI, GÖRKEMLI MIMARISIYLE Erzurum’un simgelerinden biridir. Bunun sebebi Hristiyan Gürcüler için kutsal bir mekân olmasıdır. Öşvank Kilisesi Bagrad Hanedanlığı döneminde inşa edilmiş olup, mimarı Öşklü Grigor’dur. Kilisenin yapımı sırasında renkli taş bezemeler ve kabartma figürlerle süslenmiştir. Süslemeleri oldukça dikkat çeken bu yapı, haç planlıdır. Yakın bir zamanda Erzurum seyahati düşünüyorsanız Öşvank Kilisesi’ni ziyaret etmenizi öneririz.


Yakutiye Medresesi

Erzurum Kongre Binası

KAPALI AVLULU VE EYVANLI MEDRESE TIPININ ANADOLU’DAKI EN BÜYÜK ÖRNEĞI OLAN YAKUTIYE MEDRESESI Erzurum’un en güzel ve gösterişli tarihi yapılarındandır. 1310 yılında İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto zamanında yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Taş kapısı üzerindeki işlemeler çok kıymetli bir sanat şaheseri değerindedir. Kubbeli olan Medresenin dört eyvanı, kapalı avlusu vardır. 700 yılı aşkın süreden beri varlığını sürdürebilmiş eserlerdendir.

1. DÜNYA SAVAŞI NETICESINDE IMZALANAN MONDROS MÜTAREKESI’NE GÖRE KARIŞIKLIK ÇIKMASI HÂLINDE İtilaf Devletleri tarafından işgal edilebilecek beş ilden biri olan Erzurum bu antlaşmada ayrıca “Ermeni Vilayeti” olarak da isimlendirilmiştir. Hem bu antlaşmanın ağır maddeleri hem İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali ile Doğu Anadolu halkı hakkını aramak ve sesini duyurmak için Doğu İlleri Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurar. Kurulan bu derneğin bir şubesi de Erzurum’da açılır ve dernek Kazım Karabekir Paşa’nın Erzurum’a gelmesiyle daha da güç kazanır.

Tortum Kalesi

Lalapaşa Camii

ERZURUM TORTUM ILÇE MERKEZINDEN 14 KM. UZAKLIKTAKI TORTUM KALE KÖYÜNDE bulunan Tortum kalesinin yapıldığı tarih ve yaptıran ile ilgili hiçbir bilgi yoktur ancak, Yapısal olarak kale bir orta çağ kalesidir .Tortum Kalesi iç ve dış kaleden meydana gelmiştir ve bir de sur ile çevrilidir. Kalenin kuzeyindeki duvarları oldukça iyi durumdadır, ayakta olan kale surlarında harç kullanılmış olduğu görülmektedir. Ayrıca yer yer kale surları ahşap hatıllarla güçlendirilmiştir. Evliya Çelebi bu kalede Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı bir cami olduğundan söz etmektedir, ancak bu konuda hiçbir iz yoktur.

KIBRIS FATIHI OLARAK TANINAN VE BIR DÖNEM ERZURUM BEYLERBEYI olan Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır Lalapaşa Camii. Erzurum’un şehir merkezinde Yakutiye Medresesi’nin doğu kısmında bulunan cami, esasında bir külliyenin parçasıdır ve Mimar Sinan Eserleri arasında gösterilir. Klasik Osmanlı camilerinin örneklerinden olan Lalapaşa Camii’nin ortadaki ana kubbesi dört ayak tarafından taşınmaktadır. Avlusuz inşa edilmiştir ve Merkezi planlı yapılar arasındadır. Günümüzde ise işlevselliğini hâlâ korumakta olup, turistik ziyaretlere de ev sahipliği yapmaktadır.


GEZ GÖR YE > EKİM 2016

54 > 55

KIŞ SPORLARI VE PALANDÖKEN COĞRAFI OLARAK YÜKSEK BIR RAKIMDA BULUNMASI, KIŞ AYLARININ -50 DERECELERE KADAR ÇIKMASI SEBEBI ILE Erzurum, dünyanın en önde gelen kış turizm merkezlerinden biridir. Kent ayrıca 2011 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yaparak bu özelliğini tescillemiştir. Özellikle Palandöken, kar

kalitesinin yüksekliği, kaymaya daha fazla imkân sağlayan “toz kar” özelliği ve uzun pistleriyle günümüzde dünya kış sporları merkezleri arasında en ön sıralarda yer alır. Palandöken kayak merkezi diğer kayak merkezlerinin aksine doğa ile baş başadır otellerin kapısı direkt pistlere çıkıyor desek

yeridir ve kayak merkezi sınırları içerisinde doğanın bozulmaması için az sayıda bulunan 3 ila 5 yıldız arasındaki oteller, gelen müşterilerine benzersiz hizmetler ve aktiviteler sunuyor. Ayrıca şehir merkezine ulaşım kolay ve kısa olduğundan şehir merkezindeki otel ve misafir hanelerden yararlana bilirsiniz.


ERZURUM’DA NE YENİR, NEREDE YENİR? ET DÖNER - DÖNERCİ HACIBABA

ÇORBA - ORTA ÇORBACI

BALIK - KARADENİZ BALIK LOKANTASI

Hiç şüphesiz Türkiye’de deneyimleyebileceğiniz en lezzetli dönerlerinden biri burada yapılmaktadır.

Erzurum’un çorbacıları da çok meşhurdur. Hem lezzeti hem fiyatı ile çorbacılarda tıka basa doymanız mümkün.

Erzurum’da sadece et değil balık adına da güzel bazı mekânlar var. Bunlardan biri de Karadeniz Balık Lokantasıdır. Şayet balık yiyeceksiniz bunu en doğru atmosferinde yemek için burası tercih edilebilir.

CAĞ KEBAP - KOÇ VE GEL-GÖR Erzurum’a gidince Cağ kebap yemeden dönmek olmaz. Bunun için önde gelen iki isim var; Koç ve Gel-Gör Cağ Kebabı.

ŞİŞ KÖFTE - TARİHİ EMİR ŞEYH NEDİM KÖFTECİSİ Farklı bir köfte tecrübesini yaşamak isteyenler için birebir bir mekân. Ayrıca muhteşem ayranın tadını çıkarmayı ihmal etmeyin. Tatlı olarak ise Pekmezli Baklava denemeye değer.

KADAYIF DOLMASI MUAMMER USTA Erzurum’un en marka ismi Muammer Usta ve tabii ki kadayıf dolmalarıdır. Giderseniz bu tatlılardan deneyebilir ve hatta sevdiklerinizede götürebilirsiniz.


İÇİMİZDEN BİRİ > EKİM 2016

56 > 57

Mimar Sinan’ın Sorumluluk Duygusu Mimar Sinan’ın bir eseri olan Şehzadebaşı Camii’nin 1990’lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı şöyle anlatmıştır: Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki

kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin de yenilenmesi yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşa edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz konusunda ustalarla toplantı yaptık. Sonuç olarak kemeri

alttan yalayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp, yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık. Kalıbı sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda, hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık. Şişenin içinde dürülmüş


bir beyaz kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu, hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektuptu ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu. “Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında taşlar çürümüş olacağından, bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değiştiğinden, bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu, ben size, bu kemeri yeniden nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum. Koca Sinan mektubuna böyle başladıktan sonra, o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu’nun nerelerinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşasını anlatıyordu.

Bu mektup bir insanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın insanüstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı; modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kâğıt ve mürekkep

kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir. Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarın erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan; bu bilgilerden çok daha muhteşem olan, 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur.


KÜLTÜR SANAT > EKİM 2016

FESTİVAL

58 > 59

FESTİVAL

FOTOISTANBUL İSTANBUL’DA ÇIKOLATA FESTIVALI FOTOĞRAF FESTIVALI

FESTİVAL

2016 KRISTAL ELMA

FESTIVALI HEYECANI

Beşiktaş Meydan’da gerçekleşmesi için çalışmalar başladı. Dünyanın birçok ülkesinde gerçekleşen ‘’Çikolata Festivali’’ Türkiye’de ilk kez Medyadoktoru Yapım firması tarafından İstanbul’da çikolata severleri buluşturmak ve onlara çikolata kültürünü anlatmak için 30 Ekim - 4 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. Tarihler: 30 Ekim 2016 Pazar ~ 04 Kasım 2016 Cuma Yer: Beşiktaş Meydan

Türkiye’den ve dünyadan 60 fotoğraf sanatçısını bir araya getiren Fotoistanbul Beşiktaş Uluslararası Fotoğraf Festivali 1 Ekim’de kapılarını açtı. 30 Ekim’e kadar sürecek festival kapsamında 56 sergi, 5 panel ve yuvarlak masa tartışması, altı ustalarla sohbet toplantısı, 250’yi aşkın portfolyo değerlendirmesi, kitap imza günleri düzenleniyor. Tarihler: 01 Ekim 2016 Cumartesi ~ 30 Ekim 2016 Pazar Yer: Çeşitli Mekânlar

Türkiye’nin en büyük ve dünyanın sayılı organizasyonlarından biri olan Kristal Elma Festivali, 5-7 Ekim tarihlerinde Uniq İstanbul’da gerçekleşecek. Festival, 28 yıldır olduğu gibi bu yıl da en kreatif işlerin ödüllendirildiği Kristal Elma Yarışmasını, dünyaca ünlü konuşmacıların yer aldığı oturumları, atölye çalışmalarını içeren dolu dolu bir program sunuyor. Tarihler: 05 Ekim 2016 Çarşamba ~ 07 Ekim 2016 Yer: Uniq İstanbul - VW Arena

TİYATRO

TİYATRO

SERGİ

ÇIZGI DIYARINDA BIR GÜN

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞI

SESSIZLIKTE DIYALOG

Bir çocuğun en sevdiği şeylerin arasında şüphesiz ki çizgi film izlemek en başta gelir. Ama sizce de çizgi filmlere dalıp kitap okumayı biraz fazla ihmal etmiyor muyuz? Berke de tam bunu yapıyordu ki kendisini sihirli bir dünyanın içinde buldu. Çizgi Diyarı’nın güzelliği ve eğlencesi ona birçoğumuzun bilmediği yeni şeyle tanıştırdı. Tarihler: 16 Ekim 2016 Pazar Yer: Cevahir AVM FunLub Sahnesi

Hakan Altıner’in yönettiği “Ölü Ozanlar Derneği”, tiyatro severlerle buluşuyor. Ölü Ozanlar Derneği, N.H. Kleinbaum’un roman olarak yazdığı ve Gökçe Biçer tarafından tiyatro oyunu hâline getirilen bir klasik eserdir. Bu eserde Can Gürzap, Edebiyat Öğretmeni John Keating karakterini canlandırıyor. Tarihler: 20 Ekim 2016 Perşembe Yer: Kadıköy Halk Eğitim Merkezi

Dünyada milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen Sessizlikte Diyalog sergisi, Turkcell Diyalog Müzesi’nde ilgilileri ile buluşuyor. Sıra dışı bir deneyim için 60 dakikanızı Sessizlikte Diyalog Sergisi’ne ayırın, hayatınızın deneyimini yaşayın! Tarihler: 26 Ekim 2016 Çarşamba Yer: Turkcell Diyalog Müzesi Gayrettepe Metro İstasyonu


KONSER

AKBANK CAZ FESTIVALI: FATIH ERKOÇ

Türk pop müziğinin en beğenilen seslerinden biri olan ve sayısız albüme imza atan Fatih Erkoç sevenleri ile buluşuyor. Usta sanatçı Fatih Erkoç True Love, 26. Akbank Caz Festivali kapsamında 14 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde katılımcılarla bir araya gelecek.

Tarihler: 14 Ekim 2016 Cuma Yer: Caddebostan Kültür Merkezi Büyük Salon

KONSER

KONSER

TİYATRO

ÜMIT BESEN

AHMET ÖZHAN

AH EVLENDIM VAH EVLENEMEDIM

36 yıllık kariyerine birbirinden önemli albümler sığdıran arabesk-fantezi müziğin usta yorumcusu Ümit Besen, Vestel #gururlayerli konserleri kapsamında 18 Ekim’de Zorlu PSM sahnesinde. Ümit Besen en sevilen şarkılarını sevenleri için seslendirecek. Tarihler: 18 Ekim 2016 Salı Yer: Zorlu Performans Sanatları Merkezi- Drama Sahnesi

Türk Edebiyatı ve Türk musikisi Ehl-i Beyt-i Mustafa’nın methini dile getiren şaheserlerle doludur. Ehl-i Beyt, sevgisini aziz milletimize sevdirme gayesiyle “Güfte ve Bestelerde Ehl-i Beyt-i Mustafa” konulu konser sanatseverlere takdim edilecek. Konserde ünlü ses sanatçısı Ahmet Özhan yer alarak çeşitli eserlere hayat verecek. Tarihler: 11 Ekim 2016 Yer: CRR Konser Salonu

Ah Evlendim Vah Evlenemedim, 14 Ekim - 25 Kasım arasında Tiyatro 3023 mekânında tiyatro severlerle buluşacak. İki kişinin tanışıp evlenmesini seyircisini de içine katarak anlatan ve eski tiyatro şarkılarının seslendirildiği interaktif müzikli bir güldürü olan oyun oldukça ses getireceğe benziyor. Tarihler: 14 Ekim 2016 Cuma ~ 25 Kasım 2016 Cuma Yer: Tiyatro 3023


KÜLTÜR SANAT > EKİM 2016

60 > 61

EKİM AYI ETKİNLİKLERİMİZ



KÜLTÜR SANAT > EKİM 2016

62 > 63

SİNEMA

‘DAĞ 2’

Bu hafta sinema bölümümüzde sizlere yerli yapım bir filmi tanıtacağız. İki eski arkadaşın yollarının kesiştiği bir hikâye…Teröristlerin elinden kurtulmayı başaran iki arkadaş Oğuz ve Bekir, 6 yıl sonra özel bir görev için Özel Kuvvetler 8. Muharebe Arama Kurtarma Timi’ne katılır. Timin özel görevi ise Kuzey Irak’ta bir terör örgütü tarafından kaçırılan gazeteci Ceyda Balaban’ı kurtarmaktır. Ancak bu sefer düşman geçmişteki gibi bir tane değildir. MAK’ın karşısında bu acımasız coğrafyada birbiriyle çatışan birden fazla kuvvet vardır ve işler bu sefer hiç olmadığı kadar zordur. Geçtiğimiz senelerde birincisi ile başarı elde eden Dağ filmi ikinci seri ile sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Dağ 2 filminde yine başrolleri Çağlar Ertuğrul ve Ufuk Bayraktar paylaşırken Alper Çağlar da filmin yönetmenliğini üstleniyor. Dağıtımcı: Mars Dağıtım Yapım yılı : 2016 Dil :Türkçe

ALBÜM

TAKSİM TRİO “AHİ” Enstrümanlarına tutkun üç müzisyenin (Aytaç Doğan, Hüsnü Şenlendirici ve İsmail Tunçbilek) bir araya geldiği, müzikal zenginlikleriyle dünya müziğinde son yılların en dikkat çekici gruplarından sayılan Taksim Trio, yine çok özel eserleri bu albümde bir araya getirdi. Taksim Trio, 11 eserden oluşan albümde kendi bestelerinin yanı sıra, John McLaughlin, Dorantes, Cahit Berkay, Carles Benavent, Josep Mas Kitflus gibi ünlü müzisyenlerin eserlerini yorumladı.

TAKSİM TRİO ‘Ahi’ Aytaç Doğan Hüsnü Şenlendirici İsmail Tunçbilek


KİTAP

SÜKUT BİLAL CİVELEK

Yediveren Yayınları SÜKÛT Bilal Civelek Roman Edebiyat

Kitaptan…

Yazar Hakkında… 1963 yılında Elazığ doğumlu olan Yazar, ilk, Orta ve Liseyi Elazığ’da bitirdi. 1980 yılında Çukurova Üniversitesi Alman dili ve edebiyatı bölümünü bitirdi. Yurt dışı sınavlarını kazanarak AlmanyaStuttgart’ta Türkçe ve Türk kültürü öğretmeni olarak görevi yaptı. Yüksek lisansını burada bitiren Civelek, evli iki çocuk sahibidir. Yazar, zamanının çoğunu araştırmalarla geçiriyor. Yerli ve yabancı edebiyat dünyasındaki gelişmeleri keyifle takip ediyor. Yayınlanmış birçok eseri vardır.

Sükûnet! İlla ki sükûnet! Kulakları sağır eden bütün çığlıkların ardından ya da sağır edici sessizliklerden sonra illa ki sükûnet… Yarıp geçtiği, erdiği, ya da eremediği bütün boşluklardan geçerken sesler ya da sessizlikler, sonsuz huzurun tam ortasında Elhamdülillah sükûnet. Evhamların, vesveselerin, acıların ya da çıkmazların en sonunda sükûnet… “Sükûnet ya Yunus!” dedi, Hünkâr. “Vallahi, Billahi Sükûnet…” ses, kulaklarına fısıldayan huzurlu bir sedaydı… Ve sonra… Ölülerden maksat mezardakiler değil, Hakk’tan habersiz yaşayanlardır, diye ilave etti ve yine tekrarladı: Sükûnetle yol al ki, yolun pak olsun, yoksa dikenlerden canın acır. Nerden başlamak lazım sükûnete? Diye sordu Yunus. Yine o yankılanan huzurlu ses: İki Yunus’tan birini yok et! Kendini kendinde yok et, Hakk’ı ihya et! Yunus’u yeniden doğur! Keremli zamanda, keremli kavme katıl! Yunus’un gözlerinden üç mısra yanaklarına aktı: Benden beni al Rabbena, senden yana sal Rabbena, Bahşet bana hal Rabbena, rahmet şu biçare kulunu, Koyma işimi yarına, rahm eyle şu avare kulunu...


“İçinde yaşadığınız anda tarih, tarih gibi görünmez.” John W. Gardner

1 Ekim Mao’nun, “Çin Halk Cumhuriyeti” nin ilk başkanı seçilmesi (1949). 1 Ekim Et ve Balık Ürünleri A.Ş.’nin kuruluşu (1952). 2 Ekim İstanbul’un Müttefik Kuvvetlerince boşaltılması (1923). 3 Ekim İki Almanya’nın birleşmesi (1990). 3 Ekim Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın kuruluşu (1931). 7 Ekim İnebahtı Deniz Savaşı (1571). 8 Ekim Balkan Savaşı’nın başlaması (1912). 9 Ekim Anıtkabir’in temel atma töreni (1944). 13 Ekim Ankara’nın başkent olmasına ilişkin önergenin Büyük Millet Meclisince kabul edilmesi (1923). 14 Ekim Nizam-ı Cedid’in, Sekban-ı Cedid adıyla yeniden kuruluşu (1808). 19 Ekim II. Murat’ın Kosova Zaferi (1448). 22 Ekim 1. Haçova Savaşı (1596). 24 Ekim Birleşmiş Milletler Örgütünün kuruluşu (1945). 25 Ekim Çin Halk Cumhuriyeti’nin Birleşmiş Milletler’e alınışı (1971). 26 Ekim Balkan Misakı’nın kabulü (1932). 26 Ekim Kuzey Atlantik Konseyi’nin NATO Karargahı’nı Brüksel’e taşımayı kararlaştırması (1966). 27 Ekim Müttefiklerin Ankara ve İstanbul hükûmetlerine Lozan’da konferans toplanması çağrısı yapması (1922). 29 Ekim Cumhuriyet’in ilanı (1923). 29 Ekim Atatürk’ün cumhurbaşkanı seçilmesi (1923). 30 Ekim Mondros Antlaşması (1918). 30 Ekim İsmet (İnönü) Paşa’nın cumhuriyetin ilk başbakanı oluşu (1923).




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.