lge Türkiye'deFantastik Hayat Dosyası

Page 15

Özel Dosya

Özel Dosya

Gece Yarısı

Sineması

Fantastik sinemayla ilk karşılaşmam, sanırım bir doktor veya dişçi muayenehanesinin bekleme salonundaki bir dergide, korkunç görünümlü ve de akıl almaz derecede devasa boyutlarda bir gorilin gece vakti bir kent silueti üzerinde hüyela gibi dikildiği resmini görmemle olmuştu – King Kong’un ilk yeniden çevriminin (1976) yapıldığı dönemde muhtemelen bir magazin haberinde kullanılan ilk çevrimin tanıtım fotoğraflarından biri olmalı. Korku sinemasıyla bir sonraki yüzleşmem ise beni daha da hayrete düşüren Kurt Adam (Legend of the Werewolf) filminin posterini 1978 bahar aylarında bir akraba ziyaretine giderken Çemberlitaş muhitinde yolda görmemle olacaktı. Ne King Kong’u ne de o Kurt Adam filmini henüz o yaşlardayken izleyemeyip yalnızca imajlarını sürekli zihnimde canlandırmakla yetinmek durumunda kalmıştım. Ama daha sonra ortaokul yıllarım gazetelerdeki ilanların, sinema salonlarındaki posterlerin, lobi kartlarının, fragmanların çağrısına uyarak Beşiktaş Mıstık Sineması’nda ve Şişli-Harbiye hattındaki sinemalarda (sırasıyla Şişli Kent, Osmanbey Site ve Gazi, Pangaltı İnci, Harbiye Konak ve As) korku ve serüven filmleriyle haşır neşir olarak geçecekti. Çoğu kez hayal kırıklığına uğradım çünkü izlemeye koyulduğum filmlerden pek azı, görsel tanıtım materyallerindeki vaatlerini yerine getiriyordu. Neticede, sinemalarda bize ulaşan filmlerden daha ötesi hakkında bilgilenmeye ve o filmlere video sayesinde ulaşmaya yönelirken buldum kendimi. Yıllar geçtikçe, fantastik sinema hakkında edindiğim birikimi paylaşma isteği arttı. Bu minvaldeki ilk yazılarım Antrakt dergisinde yayınlandı. Antrakt’ın kapanmasının ardından Radikal gazetesinin hafta sonu eklerine yazmaya başladım. Ancak Radikal, bir gazete olduğundan oradaki yazıların güncel ile bir bağlantısının olması gerekiyordu ve dolayısıyla bana tam olarak yetmiyordu. Bir Londra seyahatimde benzerlerini görüp ‘niye Türkiye’de böyle yayınlar yok’ diye hayıflandığım tarzda, fantastik sinema üzerine yoğunlaşan bir dergiyi ne yapıp edip imece usülüyle çıkarmak elzem gelmeye başlamıştı. Bu niyetinimi ilk olarak, bir grup arkadaş olarak çıkarmakta olduğumuz siyasi bir gençlik kültür dergisi olan Patika’daki ekipten Savaş Arslan’a açtım Sakarya Caddesi’ndeki birahanelerden birinde bir akşamüstü. Çok geçmeden Savaş

28

ve onun üzerinden tanıştığım Orhan Anafarta’yla birlikte Geceyarısı Sineması’nı, ilk sayısındaki sunuş yazısının başlığında –ve daha sonraki ilanlarda- kullanacağımız ifadeyle, “Türkiye’nin ‘öteki’ sinema dergisini” hazırlamaya koyulduk. Derginin ismini, 1960’larda Fransa’da yayınlanmış Midi-Minuit Fantastique [Öğleden Geceyarısına Kadar Fantastik] adlı dergiden esinle bulunmuştum ve içeriği, üslubu, yaklaşımı o dergiyi çıkaran gelenekten önemli ölçüde feyz almıştır. Kapak fotoğraflarını kendimizin çekme fikri Orhan’ındı ve bu işi kendisi üstlendi: ilk dokuz sayı boyunca kapakta yeralan fotoğraflar bizzat Orhan’ın tasarlayarak kendisinin fotoğrafladığı mizansenlerdir. 2’nci sayıdan itibaren aramıza Sadi Konuralp katılacak ve derginin demirbaşlarından olacaktı. Dergiyi genellikle 1,000 nüsha civarında basıyorduk ve genellikle 900 civarında satılıyor, satışlardan elde dilen gelir masrafları çıkarıyordu. Bu arada bir not olarak belirteyim ki, Geceyarısı Sineması belki belirli açılardan “’fanzin’ tadında” bir dergiydi ama teknik olarak fanzin değildi: matbaa baskısı olmanın yanısıra yasal/resmi bürokratik süreçlerin tüm gereklerini (biraz dolambaçlı bir yoldan da olsa) karşılamış, örneğin gerektiğinde faturası kesilen, hatta vergisi ödenen bir yayındı. Dergimiz 5 yıldan uzun bir süre içinde tam 19 sayı yayınlandı. Derginin temel yazarlarından biri olmanın yanısıra sayfa tasarımını da yapan Orhan, son dönemde Kanada’ya taşınmasına karşın sayfa tasarımı dahil olmak üzere dergiye katkısını internet üzerinden aynen sürdürecekti. Ancak 2003 yazında önce Sadi’yi akıl almaz bir ‘kaza’ (!) sonucu yitirmemiz, hemen ardından benim Istanbul’a taşınıp tam zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamam derginin sonunu getirdi. Uzunca bir süre Geceyarısı Sineması’nı tekrardan çıkarmaya ileride zaman ve enerji bulabileceğime inandım; ancak olmadı, olamadı. Geçen zaman zarfında ise hem zamanında dergimizin en önemli satış noktalarından olan Pentimento, Atılgan gibi mekanların artık varolmadığı bugünkü koşullarda böyle bir dergiyi finansal olarak ayakta tutmanın olanaklılığı, hem de internetteki çok sayıda oluşuma baktığımda artık gerekliliği konularında kuşku duyuyorum. Geceyarısı Sineması’nın üstlendiği misyonu ne ölçüde yerine getirmiş olduğunu tartışmak bana düşmez ama yazarlarının, okurlarının bugün bu sahalardaki etkinliklerini gördükçe memnun olduğumu gizleyemem. Kaya ÖZKARACALAR

29


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.