NT Haber

Page 34

35

HABER NT KİTAP

FUAT SEZGIN:

BiLiM TARiHiNiN YAPISÖKÜMÜ

Unutturulan, üzeri örtülen bir dönemin mevcut bilim tarihini nasıl sakatladığını, Fuat Sezgin’in bilim tarihini nasıl yeniden yazdığını, geçtiğimiz günlerde Yitik Hazine Yayınları arasında çıkan Yitik Hazinenin Kâşifi: Fuat Sezgin isimli kitapla çok açık öğrenmiş oluyoruz.

NİHAT DAĞLI arihin galipler tarafından yazıldığının altı çizilir. Doğrudur, galiplerin yazdıkları dışında bir hakikatin olmadığı sanısı yaygın bir kanaattir. Bu kanaati paylaşmayanlar, bununla çelişen unsurlara dikkat çekenler beyaza düşmüş leke muamelesini görürler. Mesela uygarlık tarihi, Batı’nın tarihi olarak okunur; Yunan ile başlatılır, Batı ile devam ettirilir. Yunan’ın ve Batı’nın dışındaki katkılar ya görmezden gelinir veya dikkate değmez ayrıntılar olarak geçilir. Modern bilimin doğuşu, gelişimi ve son tahlilde aldığı hal hep Batı’dan görülmüştür. Türk modernleşmesi kendini bu yorum içinde kurduğu için, o da genelde dinin, özelde İslam’ın bilim tarihine, dolayısıyla uygarlık sürecine katkısını gör-

T

memiştir. Bu yüzden yolu okullara düşmüş her Türkiyeli zihne şu cümle düşmüştür: Dinin, bu topraklardaki haliyle İslam’ın bilim ve ilim konusunda sözü yoktur. İlmin, bilimin, gelişmenin, tekniğin, son kertede uygarlığın membaı/yurdu Yunan, sonra Batı’dır.

BiZE DAYATILAN TARiH ANLAYIŞI Bilim tarihi bu netlik içinde okunmuş ancak bilimsel düşüncenin o uykusuz şüphe kurdu da boş durmamış, uyandırdığı zihinler yola koyulduklarında başka türlü bir tarihle karşılaşmışlardır. Dünyada yaşayan en önemli bilim tarihçilerinden biri olarak kabul edilen Prof. Fuat Sezgin, müdekkik ve eleştirel bir zihinle yaptığı araştırmalar sonrasında devasa bir külliyata imza atmış, böylelikle mevcut bilim tarihi bir yapısöküm geçir-

miştir. Hoca bilimin Yunan kökenlerini reddetmiyor, 16. yüzyılın sonlarından itibaren beliren Batı’nın üstünlüğünü de inkâr etmiyor. O farklı bir şey yapıyor: Kayıp, karanlıkta bırakılan bir döneme dair, “8. ile 16. yüzyılları arasındaki dönemde kim ne yapıyordu?” sorusunu sorarak şu değerlendirmede bulunuyor: “Dayatılan bir tarih anlayışı var ve bunu bir türlü kıramıyoruz. Bir şablon halinde hepimizin bildiği ve okuduğu bu tarihe göre bütün ilimleri Yunanlılar kurmuş, aradan hiçbir şeyin yapılmadığı asırlar geçmiş, 16. yüzyılın sonlarında Avrupalılar yavaş yavaş bu ilimleri tekrar elde etmiş ve geliştirmeye başlamışlar. Peki! Bu ilimler Avrupalıların eline nasıl geçmiş? Gökten mi inmiş, bir anda bilim adamlarına vahiy mi gelmiş? Yok, böyle bir şey! Hangi coğrafyadan


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.