Murray Bookchin Ekolojik Bir Topluma Doğru

Page 303

20. yüzy ı l ı n ikinci yarısı yeni düşünsel arayışların ve yeni toplumsal hareketle­ rin ortaya çıkı ş ı na tanık oldu. Sınıf, cinsiyet, ı rk, milliyet ve düşünce ayrı mlarını sorgulayan bu hareketler arasında en büyük etkiyi ise ekoloji hareketi yarattı . Daha önce "Özgürlüğün Ekolojisi" adl ı başyapıtını yayımlad ı ğ ı m ı z Boockhin bu kitabı nda bir eylem adamı üslubuyla ekoloji hareketinin ideolojik, politik ve toplumsal yönleri üzerinde duruyor. Salt bir çevre koruma bili nci çerçevesinde değil, bir toplum ve bilim felsefesi, anti-hiyerarşik ve anti-otoriter bir toplum projesi , bir eylem ve yaşam tarzı olarak ekolojiyi ele alıyor. Boockhin'e göre devrim yalnızca kurumları ve ekonomik ilişkileri değil, can l ı ya da cansız tüm evrenle girdiğimiz il işkileri , bilinci , yaşamı yorumlayı ş ı m ı z ı , ero­ tik arzular ı m ı z ı da kucaklamal ı d ı r. Bunun için sadece ataerkil aileye değil, tüm tahakküm ve hiyerarşi tarzlarına; sadece burjuva s ı n ıfına değil, tüm toplumsal s ı n ıflara ve mülkiyet biçimlerine karşı olan özgürlükçü bir bilinç ve eylem tarzı geliştirilmelidir. Boockhin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaş ı m ı n farkl ı l ı ğ ı nı ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ay­ rılarak eko-sistemlere uygun tasarlanması n ı öneriyor. Teknolojinin "yaratım" potansiyelini "tahrip" kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaş­ masına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor. Boockhin'in eleştirilerinden Marksizm de nasibini alıyor. Marksizmi sınıflar, eko­ nomi ve iktidar eksenine hapsolarak bir kapitalizm ideolojisi haline gelmekle suçlayan Boockhin bir bütün olarak hiyerarşi ve tahakküme imkıin veren te­ mellere inilmesi ve bunları n ortadan kald ı rı l ması gerektiğini söylüyor. Bunun için de doğrudan eyleme, özyönetime ve eko-cemaatlere gerek vard ı r. Doğrudan eylem, özgür yurttaşlardan oluşan cemaatler yoluyla kamusal alanı doğrudan yönlendirebilen aktif inisiyatifleri amaçlar; aynı zaman­ da kendisi böyle bir sürecin sonucudur. Tahakküm ve hiyerarşi ilişkilerinin yerini özyöneti min alması yeni bir tür yurttaş öznenin, yani özgür ve kendi kaderini beli rleyen yurttaşı n sahneye çıkma­ s ı , devlete karşı yurttaş örgütleri nin ve halk meclislerinin oluştu­ rulması anlam ı na gelir. İkinci Dünya Savaşı ve sonrası kuşağı biyosfere kendinden ön­ ceki tüm kuşakl arın verdiği toplam zarardan daha fazlas ı n ı ver­ miştir. Radyoaktif/kimyasal atıklar, zehirli katkı maddeleri, tı ka­ nan yollar, yaşanmaz hale gelen kentler, çevresel ve kültürel kirlenme zararl ı sonuçlardan sadece birkaçı . Kı sacası her alanda tam bir ekolojik tahribat ya­ şanıyor. Ve artık, toplumsal ve doğal tari hin çığl ıklarına kulak vermenin, vicda­ n ı n sesini dinlemenin zamanı geldi geçiyor.

AY R I N T l • İ N C E L E M E I S B N 975-53 9 - 1 29-0

1 111 1 1

9 7897 5 5 3 9 1 2 9 8


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.