dogus 204

Page 1

Tebrik...

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını diliyor, gönlünüzce bir izin (sıla-i rahim) yapıp dönmenizi temenni ediyoruz... S - 16

ız n ı ğ ı d a r A ‘ Benim’ diyorsaunr! başv 5 >> S 0

Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

Ramazane v z ı n ı m a r B ay n! u s l o u l t ku

>> S 28

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

Haziran-Temmuz/Juni-Juli 2015 yıl/jaar 16 sayı/edtie 204

ŞİMDİ RAMAZANLA ARINMA VAKTİ

“Mallarınızı zekât vermek suretiyle temizleyiniz.” (Hadis-i şerif) “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl suresi âyet 90)

S - 11

"

Bu o k u l l a ra sahip çık ın!

>> S 04

İzinde d i k k at edin!

>> S 13

Cihan Gerdan

Osman Aslan

Hollandalının simitle s ı n av ı >> S 25

Mustafa Duyar

“ He r ş ey g ü ze l ; g ü ze l e gidiyor2”9 >> S

Hasan Aras


redactie

02 yayın odası Editörden

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204- 2015

adnan@dogus.nl

Adnan Şahin

Sıla-i rahime giderken... Değerli okurlarımız işte yine geldik bitmeyecek gibi görünen 365 günün sonuna. Acısıyla tatlısıyla koskoca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bu yılı mübarek ramazan ayına girerek bereketli bir şekilde tamamlıyoruz hamdolsun. Birçoğumuz ramazanı vatanımızda tutmanın tadına varmak için çoktan yollara düşmüşken, bir kısmımız ramazandan sonra çıkmayı tercih ederek beklemedeler. Tabi okulların tatili iş tatilleri de hesaba katılınca her birimizin durumunda farklılıklar göstermektedir. Durumunuz her ne olursa olsun yola çıkarken yanınıza bir “Doğuş” almayı sakın ihmal etmeyin deriz. Zira içinde size yol gösterecek haritanın yanı, sıra sizleri tatil döneminde karşılaşabileceğiniz konularda uyaran yazılar da yer almaktadır. Mutlaka ‘okuyun’ derim. Kulağınıza küpe olması adına ben bir yakınımın havaalanında yaşadığı bir olayı kısaca anlatayım da siz hissenize düşeni alın. Bu yakınım üzerinde on bin Euro’ya yakın miktarda bir para ile havaalanında detektöre yakalandı. Normalde bu miktarla geçmek yasaldır. Ancak yakınıma bu paranın kaynağı konusunda inceden inceye bir sorgulama yapılıyor. “Nereden aldın, kimden aldın?” gibi garip garip sorular soruluyor. Tabi sadece kendisine değil aldığını söylediği yerlere de söylenenleri doğrulaması için sorular soruluyor. Burada bir sorun yoksa bu kez maliyeye ve vergiye borcunun olup olmadığı araştırılıyor ve varsa derhal bu para tahsil ediliyor. Bizden hatırlatması gerisi sizin bileceğiniz şey… Ayın, hatta yılın en önemli olayı ise Mısır’da halkın oyları ile seçilmiş bir cumhurbaşkanının önce darbe ile indirilmesi ve ardından ona reva görülen idam cezası olmuştur. Dünya bu olayı maalesef derin bir sessizlikle ve göz ucuyla takip ediyor. İnanılmaz bir durum… Müslümanlarda da bir rehavet var. Maalesef güçlü bir protesto bile göremiyoruz… Bu bereketli ayda öncü kuruluş IGMG’nin yardım kuruluşu HASENE’den güzel haberler var. Bilhassa ramazanda ve kurban bayramında atağa kalkan kurum gönüllü ordusuyla dünyanın dört bir köşesine yardım ulaştırmaya devam ediyor. Sizlere Benin’den, Ghana’dan, Sierra Leon ve Liberya’dan selam var. Oralara giden kardeşlerimiz gözlemlerini paylaştılar. Hamdolsun ki, toplum olarak oralara el uzatabilecek durumdayız. Hamdolsun ki, bizim yardımlarımızı sıcağı sıcağına oralara götürebilen kurumlarımız var. Hamdolsun Sivil

Toplum Kuruluşlarımız esnafımız ve işverenlerimiz var. ‘İşverenlerimiz’ derken ramazandan hemen önce Türkiye’ye dönük çok güçlü yatırımı olan bir işadamımızın daveti üzerine Marmaris’e gittik. Hepinizin yakından tanıdığı Edel Stal Group Yönetim Kurulu Bbaşkanı Turgut Torunoğulları. “Tencereci Turgut” da diyebilirsiniz. O bundan gurur duyduğunu söylüyor. Zira iş hayatına bununla başlamış. Ancak şuan Türkiye’de “Orka” ana logosuyla 17 adet otele ve değişik kentlerde çok sayıda yazlık villalara ve devre mülklere sahip. DEIK- Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu üyesi, daha önce Hollanda İşadamları Derneği (HOTİAD) Başkanlığında bulundu. Şuan Avrupa İşadamları Derneği Başkanı ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Danışma Kurulu Üyesi olan Turgut Torunoğulları ve kardeşlerinin daveti üzerine Marmaris’e gittik. Hem Marmaris’te bu Mayıs ayında hizmete giren oteli görmek hem de Turgut Bey’in oğlu Ercan’ın düğününde bulunmak üzere basın mensupları, STK temsilcileri ve Edelstal Group müdürleri ile birlikte yaklaşık elli kişilik bir heyetle bir hafta Marmaris’te kaldık. Bu nazik davetleri için Torunoğulları ailesine bir kez daha teşekkür ediyorum. Hollanda’dan Türkiye’ye şimdiye kadar yapılmış en büyük yatırıma imza attıklarını hatırlatarak böyle değerli işadamlarımızın sayılarının artmasını diliyorum. Bu ziyaretimizle ilgili geniş haberi elinizdeki sayımızda bulabilirisiniz. Kardeşler arasında birliğin beraberliğin, dayanışmanın, güvenin ve azmin ne tür başarılar getirebileceğinin çok bariz bir örneğini gördük. Aynı şekilde varlık içinde, saygının, mütevazılığın, kadirşinaslığın nasıl yapılabildiğine de şahit olduk. Altı kardeşin, babalarının karşısında saygıyla nasıl eğildiklerini gördük. Mevlâ’m böyle işadamlarımızın sayılarını artırsın diliyoruz. , Değerli okurlarımız hepinize gönlünüzce bir Sıla-i rahim yapmayı diliyor Eylül ayı ortalarında yeniden birlikte olmayı umuyoruz..

Ayın, hatta yılın en önemli olayı ise Mısır’da halkın oyları ile seçilmiş bir cumhurbaşkanının önce darbe ile indirilmesi ve ardından ona reva görülen idam cezası olmuştur. Dünya bu olayı maalesef derin bir sessizlikle ve göz ucuyla takip ediyor.

50 yıllık serüven

THY, 277 uçakla 274 noktaya uçan bir konumda...

THY, gurbetçiyle kader birliği yaptı

THY’nin Amsterdam uçuşlarının başlamasının üzerinden tam yarım asır geçti. 4 Haziran 1965 yılında başlayan İstanbul Amsterdam uçuşlarının 50. Yılı Amsterdam yakınlarında bulunan Aalsmeerderbug kasabasında bulunan Arendshoeve “the Garden of Amsterdam’da mütevazı olduğu kadar 50’nci yıla ve THY’na yakışır bir törenle kutlandı.

T

HY Amsterdam Müdürlüğü tarafından düzenlenen 50 yıl kutlama programında Hollanda’da bulunan seçkin davetlilerin yanı sıra T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş, THY Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyükekşi, THY Orta Avrupa Pazarlama ve Satış Başkan Yardımcısı Fatih Cığal ile birlikte çok sayıda Hollandalı davetli ağırlandı. 50. yıl kutlama programının ev sahibi THY Amsterdam Müdürü Ahmet Şahin davetlilere hitaben yaptığı konuşmasında, THY’nin 4 Haziran 1965’ten günümüze kadar Türkiye Hollanda arasındaki seferlerine değindi.

Şahin “50 yıl önce haftada iki sefer olarak başlayan Hollanda uçuşlarının sayısı bugün itibarı ile 42’dir. Geçtiğimiz yıl sadece Amsterdam Schiphol Havaalanı’ndan 522 bin yolcu taşınmıştır. Öte yandan Sabiha Gökçen Havaalanı’na şu anda haftada 7 olan uçuşlarımız 2 Temmuz 2105 tarihinden itibaren 10’a çıkacaktır. THY, 1965 yılında 9 uçağı olan, 688 gibi çok kısıtlı koltuk kapasitesi ile ancak yılda 409 bin yolcu taşıyan bir havayoluydu. Bugün ise 277 uçağı ile 274 noktaya uçan ve taşıdığı yolcu sayısı 54,7 milyon olan bir konumda gelmiş.” dedi. 50. yılın THY için önemli olduğunu belirten Şahin, geçen sene Türk işçi göçünün Hollanda’da 50. yılı kutlandığını belirterek, THY’nin

Hollanda’da bulunan Türklerle adeta kader birliği yaptığını vurguladı. Daha sonra T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan 50 yıl pastasını keserek fasıl heyetinin sunduğu müzik ziyafetine, diğer ikramlar eşlik etti. Emektarlar unutulmamalıydı Bir kısım davetli ve acente kutlama sonunda mükemmel organize için THY’yi kutlarken, 60’lı 70’li yıllarda bilet fiyatlarının 1000 gulden olduğu zamanlarda zor şartlar altında bilet satanlar, Hollanda’daki acenteler emekçilerin unutulmuş olması eleştiri konusu oldu. Yapılan bazı yorumlarda “O yıllardan bugüne THY’nın Hollanda’da bu konuma gelmesinde emeği olanlar onore edilebilirdi” şeklinde dile getirildi.. AA

NIF’ten ÖZPAŞ’a ziyaret İşadamlarıyla bir araya gelerek onların sorunlarını dinlemek ve federasyonun çalışmalarıyla alakalı bilgi vermekÖZPAŞ maksadıylaşirketine esnaf ziyaretleri çerçevesinde ÖZPAŞ Kuru Gıda adlı şirketi ziyaret eden NIF’ten ziyaret ve ÖZPAŞ sahibi Mehmet Ali Özyer ile bir süre görüşen NIF Başkanı Mehmet Erdoğan ve İsa Kandemir, ziyaretten memnun olarak ayrıldılar.


Sorunlarımız...

gündem 03

Yeni yasa süresiz iş kontratlarının iptal edilmesini de kolaylaştırıyor...

Yeni yasaya göre iş beğenmeyene ödenek yok! A vukat Nazmi Türkkol, 1 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girecek, işveren ve işçileri yakından ilgilendiren yeni İş Kanunu hakkında bilgi verdi. Yaklaşık 20 bin civarında Türk asıllı işverenin bulunduğu Hollanda’da hem binlerce işverenin hem de özellikle yıllardır sözleşmeli olarak çalışan işçilerin çoğunun hâlâ yürürlüğe girecek yeni yasadan haberdar olmadığı gözlemleniyor. 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan değişikliklerin, işveren ve işçileri nasıl etkileyeceği konusunda T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu’ndaki ofisinde görüştüğümüz Avukat Nazmi Türkkol önemli bilgileri bizlerle paylaştı.

agenda

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Yeni yapılan değişikliklerle işveren ve işçiler arasından sık sık yenilenebilen süreli kontratlara kısıtlama getirileceğini belirten Türkkol, “Yeni yasa ile bu kontratlar en fazla iki defa uzatılması mümkün olacak. Bilindiği üzere eski yasaya göre 10 yıl aynı işyerinde sürekli kontratı uzatılarak çalıştırılan işçiler var. Öte yandan yeni yasa süresiz iş kontratlarının iptal edilmesini de kolaylaştırıyor” dedi. Yeni yasa ile Kıdem Tazminatı’nın da (ontslagvergoeding) kaldırılacağını belirten Türkkol, “Bunun yerine daha düşük hesaplanan bir ödenek (Transitievergoeding) verilecek. Ancak işverenden de kontratı iptal etmesine gerekçe olacak nedenleri doğru bir şekilde ispat etmesi bekleniyor. Daha

öncede işveren kontratı neden iptal ettiğini belirtmesi gerekiyordu fakat yeni yasa ile işveren sözlü ve yazılı uyarılarını daha dikkatli, sistemli ve belgeli yapmak zorunda” dedi. Eski yasa ile yeni yasa arasında bir diğer önemli noktanın da Temyiz mahkemesine gitme olduğunu belirten Türkkol; “Eski yasa ve uygulamada kontratlar fes edildiğinde yüksek mahkemeye gitme hakkı yoktu. Yeni yasa ile temyiz yolu açılıyor. Diğer bir değişiklik ise anlaşma halinde işçiye 14 günlük düşünme hakkı vermesi. Fakat bu düşünme hakkını işverenin işçiye yazılı olarak bildirmesi gerekiyor” dedi. Yeni yasaya göre Saatsiz Kontratların (Nul-urencontracten), sağlık

sektöründe artık geçerli olmayacağını söyleyen Türkkol, işsizlik ödeneği (ww-uitkering) alanların ise yeni yasa ile birlikte her gösterilen işin kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Türkkol, işsizlik ödeneği süresinin kısaltıldığını ve 6 ay işsiz kalan şahısların gösterilen işi beğenmemesi ya da kabul etmemesi hâlinde ödeneklerinin kesilmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Nazmi Türkkol kimdir? -Anne ve babası aslen Nevşehirli olan Nazmi Türkkol, 1969 Amsterdam doğumludur. -Amsterdam VU Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve 1993 yılından beri avukat olarak çalışmaktadır. -Hollanda’da Hâkimler ve Savcılar

Yüksek kurulunun ilk Türk üyesidir. -2007 yılında T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu hukuk danışmanı olarak görev yapmaya başlamış olup, hâlen her cuma saat 10:00 -12:00 arasında Türk vatandaşlarının hukukî sorunlarına ücretsiz yardımcı olmaktadır. -2008 yılında faaliyetlerine başlayan Avrupa Türk Avukatlar Birliğinin kurucusu ve başkanlığını yapmakta... -2012 yılından beri Amsterdam Barosunu Hollanda Barolar Birliğinde temsil eden avukatlar temsil kurulunun üyeliğinin yanı sıra iki avukat arkadaşı ile kurmuş olduğu De Wit Lattmann Türkkol Avukatlık Bürosu’nda altı meslektaşı ile hizmet vermektedir. SonHaber.nl

«

Soru ve sorunlarınız için: www.hukukburosu.nl

Zimmetine para geçiren yöneticiye 12 ay hapis cezası Den Haag Mahkemesi eski bir VvE yöneticisini (vereniging van eigenaren, apartman sahipleri derneği) zimmetine para geçirmek suçundan dolayı 12 ay hapis cezasına mahkum etmiştir. Bu dava içinde Mahkeme zanlının 8 yıl boyunca VvE hesabından yaklaşık € 421.447 kendi şahsi hesabına geçirdiğini tespit etmiştir. Bu tür davalarda böyle uzun süreli hapis cezaları pek nadir verilmektedir.

İşçiler için düşünme süresi getiriliyor Mahkeme VvE yöneticilerin görevinin usulsüzlükleri önlemek ve VvE’lerin muhasebesinin düzgün tutulması ile görevli olduklarını ve böyle bir durumun güven zedeleyici olarak değerlendirdiğinden dolayı zanlıyı 12 ay hapis cezasına çarptırmıştır. Mahkeme VvE mevzuatlarına ve mali işlemlerinin uyulmasının ticarete güven duyulması çerçevesinde önemli olduğunu vurgulamaktadır. Söz konusu mevzuatlarda VvE yöneticilerinin uyması gereken kesin kurallar vardır. Bu mevzuatlarda VvE yöneticilerin hesapları ve muhasebeleri nasıl düzenlemeleri gerektiği geçilmektedir. Yazının devamı için www.hukukburosu.nl sayfasına bakabilirsiniz...

kış müzakerelerinde yeterli olarak hakkını savunamadığından dolayı çok yetersiz tazminat aldığı veya işten çıkış esnasında işvereninin psikolojik baskılarına dayanamayarak, işine son verilmesini kabul ettiğini görmekteydik. Ama, sonradan gelen pişmanlık işe yaramazdı. Bu yeni kanunla işçiye düşünme süresi vererek, pişmanlık duyduğunda, vazgeçme imkanı tanınmıştır. Bu işçi bu esnada işverene 14 gün içerisinde yazılı olarak bu fesih anlaşmasını veya iş kontaktın feshedilmesini kabul etmediğini, yani vazgeçtiğini bildirmesi gerekiyor. Eğer işveren işçisine böyle bir imkanın olduğunu sunmadığında, işçi için bu süre 2 değil, 3 hafta sürüyor. İşçi haklarının tanınmasında ve işçi haklarının savunulmasında çok olumlu bir adım.

Sosyal medyada paylaştıklarınıza dikkat ediniz

Trafikte ölü olmasına rağmen, yine de beraat Bu (ağır) ceza dava içerisinde sanık ‘ölüme sebebiyet’ ile suçlanmıştır. Sanık trafikte karşı şeride geçerek, karşı taraftan gelen arabaya ve motora çarpmıştır ve kaza nedeniyle motor sürücüsü hayatını kaybetmiştir. Sanık, Trafik Ceza Kanunu (Wegenverkeerswet) ihlali çerçevesinde yargılanmaktadır. Ancak Trafik Ceza Kanunu ihlali üzerinden bir kişiyi yargılayabilmek için bazı önemli hukuki nok-

1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren bir işçinin iki hafta içerisinde kabul etmiş olduğu fesih anlaşmasını veya iş kontratının feshedilmesinin kabul etmesini, kontratı imzalamasına rağmen yeni kanun çerçevesinde artık yine de iptal edebilme imkanı verilmektedir. Yani, kısacası, düşünme süresi tanınmış oldu. Pratikte avukat olarak iş davalarında bir işçi çoğu zaman işten çı-

talar vardır ve savcılık (OM, openbaar ministerie) bazen (coğu zaman dememiz daha doğru olur) bu hukuki püf noktaları çok kolay atlayabilmektedir. Bu esnada ceza davası avukatına büyük rol düşmektedir ve savcılığın ‘atladığı’ konuları gündeme getirerek, müvekkilinin savunma stratejisinde kullanması gerekmektedir. Kişinin yargılanabilmesi için kusurlu dikkatsizlik veya kusurlu hata tespit edilmelidir ve sadece kazanın sonuçlarının ağırlığından dolayı sanığı yargılamak yanlıştır. Burada hukuki açıdan en önemli nokta ise, ‘kusurlu’ kelimesi. Avukatın nokta vuruşlarıyla savcılığın tezini çürütmesi gerekmektedir. Yazının devamı için www.hukukburosu.nl sayfasına bakabilirsiniz....

Bir işçi Whatsapp mesajı ile yöneticisinin (ploegleider) ismini mezar taşına yazarak resim hâlinde göndermesi, işçiye acil çıkış (ontslag op staande voet) verilme sebebi olmadığıyla ilgili ilginç bir karar çıktı. Bu aralar gündemde yer alan haberler arasında coğu zaman sosyal medyada paylaşılanlar işten çıkartılmayı hak ediyor ve beraberinde getirebildiğidir. Bunun sonuçları

ise, bir çok işverenin düşüncesizce paylaşılan yorumların hakaret içerdiği bulup işçilerine acil çıkış vermeleridir. Bazı işverenler, acil çıkış verilmesi için acil bir neden veya sebep olması gerektiğini unutuyorlar. Bunların her zaman söz konusu olmadığını yeni oluşmuş bir dava içerisinde görebiliriz. İşçi defalarca aynı şirkette, geçici olarak çalışan bir işçiye Whatsapp mesajları ile hayal kırıklığını dile getirir. Bu resimli mesajlar içerisinde yöneticinin ismi kullanılarak ‘Sistem çökmesi ile sonsuza kadar gitti, ama sonsuza kadar kalplerimizde’, metin ile bir mezar taşı resmini içeriyor. Yazının devamı için www.hukukburosu.nl sayfasına bakabilirsiniz....


nieuws

04 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Esra Kaba-Kandemir

Unutkanlığın sebepleri ve 10 altın çözüm önerisi Unutkanlığıma karşı ne yapabilirim? Neden birden bu kadar unutmaya başladım? Unutkanlığım hastalık boyutunda mı? Erken mi yaşlanacağım? Genç yaştaki unutkanlığımın sebebi nedir? Bu ve benzeri sorularla son zamanlarda çok karşılaşıyoruz. Gündelik hayatımızda belli bir orandaki unutkanlığı normal karşılarız. Cep telefonunuzu nereye koyduğunuzu unutmanız, yakın bir akrabanızın doğum tarihini hatırlayamamanız veya iki gün önce ne yediğinizi unuttuğunuz gibi. Normal bir unutkanlıkta genelde detayları unuturuz. Mesela geçen hafta annenizde yemek yediğinizi hatırlıyorsunuz ama ne yediğiniz aklınıza gelmiyor, yahut bir arkadaşınızı görüyorsunuz, onu tanıdığınızdan eminsiniz ama adını hatırlayamıyorsunuz. Eğer birini görüyorsanız fakat onu tanıdığınızı unutuyorsanız burada bir bellek sorunu var demektir, yani beyinde kayıt alma sorunu diyebiliriz. Bunun için en kısa zamanda doktorunuza gitmenizi öneririm, çünkü bellek sorunu tedavisi daha farklıdır. Bahsettiğimiz ‘normal’ unutkanlık sorunu yaşayan insanların sayısı her geçen gün artıyor. Aslında belki hiç fark etmiyoruz ama çağımızın sağladığı kolaylıklar ve teknolojiler hafızamızı olumsuz yönde etkiliyor. Şöyle ki, hafızamız sürekli olarak egzersiz yapamadığı için tembelleşiyor. En son ne zaman bir şey ezberlediğinizi düşünün? Eskiden çocuklarımıza acil durumlar için en az beş kişinin telefon numarasını ezberletirdik, artık veriyoruz akıllı telefonları ve ezbere gerek kalmıyor. Hatta kendimizde aile ve akrabalarımızın adreslerini, telefon numaralarını veya doğum tarihlerini kolayca telefonlarımıza kayıt ediyoruz. Unutkanlık çeşitli yaşlarda farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan bir hafıza problemidir. Unutkanlığın bağlı olduğu sebeplerden diğer bazı örnekler şunlardır: Yaşlılık, depresyon, uykusuzluk, sürekli kullanılan bazı ilaçlar, tiroid bezinin az çalışması, aşırı stres ve kaygı, tek yönlü beslenme, alkol kullanımı, yakinen yaşanılan bir vefat durumu, yaşanılan travmatik bir olay, hamilelik vb. Unutkanlığa karşı uygulayabileceğiniz çözüm önerilerini şöyle sıralayalım: 1. Uyku düzeninizi gözden geçirin. Düzenli gece uykusunun faydası sandığınızdan da çoktur. Saat 23.00 ile 05.00 arasında uyumaya özen gösterin. 2. Düzenli olarak spor egzersizleri yapın. Haftada en az dört gün olmak üzere günde 30-45 dakika spor yapın. Sadece yürüyüş bile yapmanız beyin hücreleriniz için yeterli olacaktır. 3. Sürekli kullandığınız ilaçları

Güncel

yeniden gözden geçirin. Uzun süre kullanılan ilaçlar unutkanlığa sebep olabilir, bunu kesinlikle doktorunuza danışın. Ayrıca depresyon veya uyku ilaçları da unutkanlığınızı tetikleyebilir. Bu konuda yapacağınız değişiklikleri mutlaka doktorunuzla görüşün. 4. Beslenmenize dikkat edin. Çünkü dengeli beslenmek hafıza gücünü artırır. B, C ve E vitamini içeren besinler hafızaya iyi gelir. Koyu yeşil, kırmızı, sarı ve turuncu renkli sebze ve meyveler antioksidan bakımından zengin, hafızaya iyi gelen yiyeceklerdir. Ayrıca ceviz, badem, fındık, kuru üzüm ve kuru kayısı hafızayı zinde tutar. 5. Stres ve kaygıdan uzak durun. Bir iş karşısında kaygılanmak veya stresle yaklaşmak odaklanmayı ve dinlemeyi önler. Ayrıca hafızaya yeni bilgilerin girmesine engel olarak beynin zinde kalmasını önler. 6. Yeni şeyler öğrenmeye dikkat edin. Sürekli aynı aktiviteleri yapıp yeni şeyler öğrenmemek beyni zayıflatacaktır. Beyninizi zorlayacak şeyler yapmaya çalışın, mesela: Yeni hobiler edinin, bulmaca çözün, satranç oynayın, bilmediklerinizi araştırın, gazetelerde ilginizi çekmeyen yazıları da okumaya gayret edin. 7. Günlük kitap okumaya gayret edin. Gün ortasında veya uyumadan önce kitap okumayı alışkanlık haline getirin. Hatta bu aktiviteyi ‘kitap okuma saati’ adı altında ailecek yapın ve bu sayede kitap okuma adabını geliştirin. 8. Tembelliği bırakın. Vaktinizi televizyon seyretmekle geçirerek zihninizi tembelleştirirsiniz. Bu tür pasif faaliyetler yerine daha aktif ve hareket halinde olmaya çalışın. 9. Fazla uykudan, harama bakmaktan, çok yemekten ve hafıza kirliliğinden sakının! Bazı alimlere ve kaynaklara göre fazla uyku uyumanın beyni hantallaştırdığı belirlenmiştir. Kerahet vakitlerinde uyumak hakeza. Ayrıca bazı alimler sürekli dolu olan midenin ve harama bakmanın unutkanlığa sebebiyet verdiğini ifade etmişlerdir. 10. Kur’an-ı Kerim okuyun, ezber yapın ve salavat getirin! Şüphesiz Kur’an-ı Kerim okumanın faydaları sıralamakla bitmez. Unutkanlığa karşı sürekli olarak Kuran okumayı ve ezber yapmaya çalışın. Önce bilmediğiniz kısa surelerden olmak üzere tek tek ayetleri ezberlemeye çalışın. İnanın Kuranın mucizesini tekrar göreceksiniz. Sürekli olarak salavat getirmeyi ihmal etmeyin, çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Söyleyeceği şeyi unutan, hatırlamak için bana Salat-u Selâm getirsin.” (İbni Sunni)

“Çocuğum okulda kendisi olabilirse, kendi kimliğiyle

“İslam okullarının öğrencileri değerlerin asla utanmayacaklar” Her yıl Hollanda genelinde binlerce ilkokul son sınıf öğrencisinin katıldığı CITO seviye tesbit sınavı sonuçları Mayıs ayında açıklandı. Bu sınavda alınan sonuçlara göre öğrenciler VWO, HAVO ya da VMBO gibi çeşitli seviyelerdeki okullara gönderiliyorlar.

R

otterdam İslam okulu Noen bu yıl yine CİTO sınavında 2 öğrencisinin, Al-Ghazali ise 1 öğrencisinin 550 tam puan almasıyla büyük bir başarıya imza attı. Selahaddin Ashad, Sümeyye Mezian ve Aishah Ali isimli 3 öğrencinin başarıları okulda kutlandı. Her yıl 550 tam puan alan öğrencilere bir ödül töreni düzenleyen SIPOR Müdürü Cihan Gerdan: “Geçen yıl da 3 öğrencimiz bu puanı tutturmuştu, bu başarıyı hafızalara kazımak, çocukların ufkunu açmak ve motive etmek için madalya ile ödüllendiriyoruz” diyen Cihan Gerdan, bu yıl 550 tam puan tutturan 3 öğrenciye ve ailelerine özel bir başarı madalyası takdim etti. Noen İslam ilkokul, SİPOR (Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond) yönetimine bağlı olan 4 okuldan bir tanesi. SİPOR müdürü Cihan

Gerdan “Son yıllarda okullarımızın başarısı CİTO sınavında da kendini göstermeye başladı. Daha önceki yıllarda benzer okullarla aynı seviyede sonuçlar alırken şimdi benzer okullardan daha iyi bir seviyedeyiz. Eğitim kalitesinin yükselmesi elbette velilerin de dikkatini çekiyor. Bu yüzden son beş yıl içinde okullarımızda okuyan öğrenci sayısı 800’den 1435’e yükseldi. “Bize taş duvarlar değil, geleceği kucaklayacak beyinler lazım” Bütün uğraşımız bu yöndedir. Çocuklarımız burada kendilerini evlerinde hissediyorlar. 550 puan alarak iyi bir eğitim alma fırsatı yakalayan bu üç öğrencimiz gittikleri okullarda sürekli başörtüleri ve inançlarının gereğini yaşadıklarından dolayı sorgulanacaklar. Bu durum onların içine kapanmasına ve özgüvenlerini yitirmesine sebep olacaktır. Aileleri olarak onları bu zorlu yolculukta destekleyecek ve

yalnız bırakmayacaksınız. Bu okullarda bu gibi durumu yaşamadıkları için kendilerine olan güvenleri tamdı. Bu yüzden başarılı idiler. Bunun devamını sizler veliler olarak sağlayacak ve onların yanında olduğunuz onlara hissettireceksiniz. Çocuklarımıza, geçmişleriyle gelecekleri arasında bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Onları, kendi tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla ve değerleriyle buluşturarak geleceğe hazırlıyoruz. Buradan mezun olanlar bizim bu alanda elçilerimiz olarak dünyanın her bir yanına yayılacaklardır. Buna inanıyoruz. Onlar kendi kimliklerinden, kendi değerlerinden asla utanmayacaklar, o güzellikleri gizlemeyecekler ve tüm dünya insanlarıyla o güzellikleri paylaşacaklardır” ifadelerini kullandı. Gerdan, öğrenci sayısının yükselmesiyle okul binasının yetersiz kaldığını ve bu yüzden Noen ile Ikra okullarının

Esra Kaba-Kandemir Psikolojik Danışman / Eğitimci

Hengelo’da düzenlenen 3’üncü Türk Günü görkemli geçti

Türk Kültür Derneğinin geleneksel hâle getirdiği Hengelo Türk Günü Şenliğinin üçüncüsü Hengelo’da düzenlendi. Hengelo Türk Kültür Derneği Bahçesinde düzenlenen ve iki gün boyunca süren etkinliğe binlerce vatandaşın yanı sıra çok sayıda Hollandalı da ilgi gösterdi.Programın en çok ilgi çeken bölümü ise Hollanda Mehteranın Hengelo sokaklarında yürüyüşü ve verdiği konser oldu. Yürüyüşte, Hollanda Türk Federasyonu Başkanı Murat Gedik, Hengelo Türk Kültür Derneği Başkanı Şakir Tekçe ve çevre illerde faaliyet gösteren Türk Kültür Dernekleri Başkanları ve Türk Sivil Toplum Kuruluşları ve organizeye destek veren kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce vatandaş yer aldı.


het leven

yaşam 05

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

e kabul görürse kendini güven içinde hissederek daha başarılı olur”

nden

yeni binaya taşınması ya da yeni sınıflar eklenmesi aşamasında olduklarını belirtti. Belediye yönetimi ile görüşme hâlinde olduklarını söyleyen Gerdan, hedeflerinin yeni okullar açmak olduğunu açıkladı. Selehaddin’in babası Okul Aile Birliğinde aktif olduğunu ve eğitim kalitesinin yanında kimlik eğitiminin de kendisi için önemli olduğunu söyledi. “Çocuğum okulda kendisi olabilirse, kendi kimliğiyle kabul görürse kendini güven içinde hissederek daha başarılı olur. Benim için en önemli kriter de bu zaten.” dedi. Kızının Avicenna Lisesine gideceğini söyleyen Sümeyye’nin ailesi ise, mesafenin uzun olması, masraflı olması gibi dezavantajlara rağmen bilinçli olarak İslami bir okul seçtiklerini söylüyor. “Kızımın kendini rahatça ifade edebileceği bir ortamda eğitim alması

benim için önemli. Bu okul başarısını da yükseltecektir. Biz veliler İslam okullarına yatırım yapmazsak, bu okullar kendiliğinden büyüyecek değil” dedi. Son yıllarda İslam okullarına başvuruların artması üzerine Algemeen Dagblad gazetesinin kendisini arayıp görüşlerini sorduğunu söyleyen Gerdan, medya ve siyasete teşekkür ettiğini söylüyor: “AD gazetesi muhabiri beni arayarak sordu. Diğer okullarda azalma varken İslam okulları öğrencilerinin arttığı ortaya çıkmış. Bunun nedeni nedir dedi. Beş-altı yıl öncesine kadar medya ve siyaset bize çok yüklendi. Bu sayede biz kalitemize ve kendimize çekidüzen verdik, okullarımızı mükemmel yaptık. Bu yüzden size teşekkür ediyorum dedim. AD’nin bu yazısı üzerine İslam okulları hakkındaki gelişmeler bütün medyada hatta NOS haberlerinde

dahi çıktı.” İslam okulları hakkında halkımızda çok fazla bilinçsizlik olduğunu vurgulayan Gerdan, bir çok insanın okula velilerin fazladan para ödediğini ya da okulun yatılı okul olduğunu zannettiklerini söylüyor. Hollanda devletinin bir okulu olduğunu ve normal eğitim aldıklarını söyleyen Gerdan, diğer okullara giden binlerce çocuğun da kendi kimliğiyle birlikte kaliteli eğitim alması için gayret edeceğini bildiriyor. Önümüzdeki 5 yıl için 3 hedefi olduğunu söyleyen Gerdan, bunların büyümenin yanı sıra excellent (mükemmel) okul olmak ve Avicenna ortaokulu ile bütünleşerek eğitimin devamlılığını sağlamak olduğunu belirtti. Al-Ghazali, İbn-i Sina, İkra ve Noen adlı okullar SİPOR yönetimi altında eğitim vermekte. Doğuş Haber Merkezi

«

Koalisyon yeni vergi sisteminde anlaştı VVD ve PvdA’dan oluşan koalisyon, yeni vergi sisteminde yapılması düşünülen değişiklikler için anlaşmaya vardı. Koalisyon ortakları Liberal Parti (VVD) ve İşçi Partisi (PvdA) arasında yürütülen yeni vergi sistemine yönelik görüşmelerde anlaşma sağlandığı belirtildi. Maliye’den sorumlu Devlet Sekreteri Eric Wiebes varılan anlaşma ile ilgili, yaptığı açıklamasında, sadece teknik açıdan çözülmesi gereken bir iki noktanın kaldığı ancak genel hatları ile anlaşmanın imzalandığını belirtti. Kısa süre içinde yapılması gereken değişikliklerin yerine getirileceğini belirten Wiebes “Yeni vergi düzenlemesinde uzlaşma sağla-

dık, Çalışan kesimin üzerindeki yükü hafiflettik, vatandaşlar daha az vergi ödeyecek ve kademeli olarak karışık olan kurallar basitleştirilecek” şeklinde ifade kulandı. Varılan anlaşmanın yasalaşması için Senatoya sunulacak tasarının muhalefet partileri tarafından desteklenmesi gerekmekte. Bugün varılan anlaşma uyarınca hükümetin kasasında önümüzdeki yıl yapılacak harcamalarda kullanılmak üzere milyarlarca euro kalacağı belirtiliyor. Ancak Wiebes bu konuda açıklama yapmaktan kaçınıyor. Daha

önce yapılan açıklamalarda devlet kasasında 3 ila 5 milyar euroluk bir açık olduğu belirtiliyordu. CPB raporunda ise bu miktarın daha yüksek olduğuna dikkat çekiliyordu.


ababil-advertentie_a4_liggend-CMYK.pdf

1

23-06-15

12:14

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Oz&Er FOOD B.V. Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

Haydi Çocuklar! Yaz Kursuna 13 - 16 yaş grubu için 3 haftalık, erkek çocuklar için İslami eğitim ağırılıklı yatılı kurs başlıyor! 25 Temmuz 2015 ile 14 Ağustos 2015 tarihleri arasında Son müracaat tarihi:

21 Temmuz 2015

Kurs ücreti (Her şey dahil)

230 Euro

Adres: Insulindestraat 236 - 3037 BL Rotterdam Kayıt müracaat için-Kurs Sorumlusu: 06 17 47 38 54 Bölge İrtibat: 06 43 75 16 69 Strevelsweg 700 - unit 413, 3083 AS Rotterdam, T. 010 4716847 nif@nifonline.nl http://www.nifonline.nl

HOLLANDA İSLAM FEDERASYONU


opinie

görüş 07

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Analiz

YALNIZCA BEN B

ilgisayaraın karşısına geçip, yazı yazmaya başlayınca, ‘meli, -malı, -ecek, -ecak’ ile biten kelimeleri kullanmaktan mümkün olduğunca imtina etmeye çalışıyorum. Ama gelin görün ki kendisini Müslüman olmaya adamış çevrede, bazı yaşadıklarımız, gözlemlerimiz, benim ‘neden’ sorularını sordurmaya ve nelerin değişmesi gerektiği türünden cümleler kurmama engel olamıyor, çünkü içimi acıtıyor. Böyle bir özeleştiri yapmak zorundayım çünkü insan kendisini Müslüman olmanın bir üst aşaması olan mü’minliğe taşıdığını ya da böyle olmak istediğini iddia ediyorsa, o birey bunun standartlarını bilmeli ve ona göre de hayatını dizayn etmeli. (Bakın hemen kullandım içinde –meli, -malı geçen cümleleri, böyle giderse sonu da gelmeyecek). Bu satırları okuyan seküler ya da başka dünya görüşündeki ve ellerini ovuşturan arkadaşlara fazla malzeme çıkmaz. Sonuçta maksadım Müslümanları kötülemek değil. Tam aksine yanlış yaptıklarımıza dikkat çekip fıtrata doğru bir geçiş yapmak ve düzeltmektir. Dünya’ya; son 20-30 yıldır sürekli kendini daha da belirginleştiren; ‘önce ben, benim çocuğum, benim param, benim geleceğim, benim eşim, benim ailem, benim bahçem, evim, arabam’ ve son minvalde yine ‘YALNIZCA BEN’ diyen bir bireysel kültür hâkim ve bu kültürün topluma nasıl yansıdığını ise sürekli yaşayarak görüyoruz. Beni asıl üzen ise, Müslümanların da ‘YALNIZCA BEN’ dediklerine sürekli şahit oluyorum. Müslüman olmanın farkı, belirgin olmaktan çıkıp nüans noktasına kadar indirgendi neredeyse. Yani Türkçesi, nerdeyse kimseden pek farkımız kalmadı. Ben de konuya bireysel değişim noktasından yaklaşmak istiyorum ve bir tez olarak şunu söylüyorum: YALNIZCA BEN, önce de sonra da ben diyen bir Müslüman birey, İslam’ın temel mesajına vakıf olamamış demektir. Zihnimde fırtınalara sebep olan Rad Suresi’nin 11. ayetinin şu bölümü aslında hem bireyin hem de toplumun değişiminin en temel şifresini veriyor: “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez”. Allah rahmet eylesin, Suriyeli yazar Cevdet Said, yalnızca bu ayet üzerine ‘Bireysel ve Toplumsal Değişmenin Yasaları’ ismiyle bir kitap da yazmıştı. Kur’an’da değişimin temel parametrelerini özellikle Mekke’de inen ayetlerde sık sık görebilirsiniz. Peki, asıl burada enteresan olan bu ayetlerin özellikle Mekke’de inmesi, yani Allah, son din İslam’ı gönderirken, özellikle Kitab’a bireysel ahlâk ile başlaması, sağlam bir toplumun en önemli temel taşına işaret etmiyor mu? Yani, insan

kendindeki, ama Allah’ın yarattığındaki fıtrata ters ne varsa bu özellikleri değiştirecek ki Allah sonra sizin değişiminizi sağlayacak. Allah’ın bireysel değişim için dikkat çektiği noktalardan bir kaçını yine Rad Suresi’den vereyim. Eğer insan bu özellikleri yerine getirirse, o insanlar, Allah’ın onlara verdiği aklı kullananlar, yani akıllılar olarak nitelendiriyor. İşte o özellikler: * Allah’a verdikleri sözü tutarlar, * Dini, ahlâkî, hukukî ve toplumsal bütün sorumlukları yerine getirirler, * Allah’ın önem verdiklerine onlar da önem verirler: (insanlık, akrabalık, komşuluk, din kardeşliği vb. insanlar arası ilişkilerden doğan haklara riayet ederler,) * Allah’a kullukta kusur etmezler * Allah’ın huzurunda hesabın kolay olmasını dilerler, * Allah’ın rızasını kazanmak için uğrunda karşılaştıkları her türlü sıkıntılara sabrederler, * Namazı vaktinde dosdoğru kılarlar * Allah’ın vermiş olduğu nimetlerden, (paradan, maldan, gizli-açık) Allah yolunda harcarlar, * Kötülüğü iyilikle savarlar (yani haksızlığa karşı adaletle, yalancılığa karşı doğrulukla, rezilliğe karşı erdemle mücadele). Fatma Barbarosoğlu Hanım, insanları ikiye ayırmış: Sorumluluk alanlar ve şikâyet edenler. Aslında bir başka grup daha var, onlar bu her ikisini de yapmayanlar. Eğer Müslümanların imajının düzeltilmesi gerekiyorsa ve bu işi üstlenen, sorumluluk alanların bu konuda öncelikle ev ödevlerini güzel yapmaları gerekiyor. Bütün bunlardan, Müslümanları kötülediğim sonucu çıkmamalı. Bilakis, kafamızı kuma saplamanın ne kendimize ne dünyamıza hiç bir faydasının olmadığını düşünüyorum. O yüzden çıkaralım kafamızı kumdan ve Kitabı,

Elif’den başlayarak yeniden okumaya başlayalım. Nasıl mı? - Verdiğimiz sözde durarak ve unutmayarak: Ayette kastedilen, Gal-u Bela’da Allah’a verilen “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna verilen cevaba sadık kalmak. Peki bu sözü verip tutma işini biraz daha genelleştiremez miyiz? Kendi işine sabahın 06:00’sında bile olsa tam vaktinde giden Müslüman, örneğin cami, dernek, vakıf toplantılarına neden vaktinde gelmez ve toplantılar rötarlı başlar? Yine Allah için yapılan çalışmalarda tutulmayan sözler yanında ‘unuttum’ diyerek savsaklanan işler. Ölüm ve hastalık mazeret olarak sayılıyor, ama sözlerin tutulmaması hep sessiz kalınarak geçiştiriliyor, haber verme nezaketinde bulunmuyor. - Pasif Müslümanlıktan aktif Müslümanlığa geçerek: Hep dikkatimi çekmiştir ve zannediyorum bütün gönüllü kurumlarda da durum aynıdır. Tüm işler genelde 3-5 kişinin üstünde döner durur. Cami-dernek yöneticilerine bir vurun bin ah işitirsiniz. Rica, minnet hatta yalvararak iş yaptırmak, o da olmadı kendileri kollarını sıvayarak çalışmak zorunda kalıyorlar. Buna en büyük sebep, sorumluluk alıp işini yapmayanlar, yalnızca şikâyet edenler ve bir de bu ikisini dahi yapmayan tepkisiz ve tembel büyük grup. Şikâyet edenler hep doğru tespitlerde bulunduklarının hazzına varıyorlar, hatta: ‘ben yıllardır söylüyorum’ gibi beylik laflar ediyorlar. Ama ellerine elektrik süpürgesi alıp mescidi ya da tuvaletleri temizlemiyorlar. Ya da hafta sonları gelip 2 saat çocuklara ders vermiyorlar. Ancak yakınıyorlar. Eleştirdiğin şeyi düzeltmek için kılını kıpırdatıp aktif Müslüman hâline gelir-

sen, belki o zaman çevrendeki Müslüman imajının düzeltilmesine bir nebze olsun katkıda bulunmuş olursun. Hem de hiç konuşmadan, yalnızca eylemle ve sevap hanene de bir artı ekleyerek. -Müslümanların birbirlerine karşı güvensizliği, su-i zan (kötü niyet) beslemeleri ve tuhaf kibirli hâlleri terk ederek: Bir Cuma namazında, hutbeyi biraz uzatan imama cemaat arasından yaşlı bir adamın, “hutbeyi niye uzatıyorsun” diye muhalefet etmesi ve gerekçe olarak da hastalığını öne sürmesi, “bu ne cürettir!” dedirten türde bir davranış. Sünnet olan, hutbeyi veren hocaya soru sormaktır, yoksa homurdanmak ve bütün cemaatin huzurunu kaçırmak değil, çünkü hasta adama Cuma zaten farz değil. Bir başka örnek ise, Hollanda’daki çocuklar için spor kulüplerinde ebeveynlerin çocukları için durmadan kavga etmeleri, “neden benim çocuğumu oyundan aldın, neden oyuna dahil etmiyorsun, “neden bir üst gruba çıkarmıyorsun” diyerek kavga eden Hollandalılar gibi. Bizimle olan alakası ise, buna benzer durumları biz de yapılan bilgi yarışmalarında yaşıyoruz ve yaşadık. Hiç bir insan hatasız değildir, iyi ki de değildir, o yüzden zaten eskiden kadılar, şimdi ise mahkemeler vardır ve bir elinde kılıç, diğer elinde terazi ve gözü kapalıdır mahkeme binasının tepesindeki heykelin. Oysa bizde hataların düzeltilme şekli bağırma, çağırma ve homurdanma mı olmalıdır? Ne farkımız kalır sürekli “BEN” diyenlerden? Allah’ın rızasını kazanmak için uğrunda karşılaştıkları her türlü sıkıntılara sabrederler. Kötülüğü iyilikle savarlar (yani haksızlığa karşı adaletle, yalancılığa karşı doğrulukla, rezilliğe karşı erdemle mücadele).

Ergün Madak ergunmadak@hotmail.com

-Kötü ahlâkı terk ederek: Durmadan yemin etmemek, daima kusur arayıp kınamamak, laf getirip-götürmemek, iyiliği engellememek, zenginim diye böbürlenmemek vs. Bir çok genç-yaşlının zamanlarını sosyal medyada lak-lak yaparak ve film seyrederek geçirdiklerine sık sık şahit de oluyorum bu arada. Takılın, yapın ama haftalık 4 saatinizi de Allah için harcayın. Bir başka örnek: Sevgili dostum Abdulhalim Hoca, Mekke’deyken, esnaf bir hacının elini cebine koyup biraz da yaylanarak: ‘Hocam! Buranın (Kabe’nin) hiç sakin zamanı yok mu?’ dediğini üzülerek anlatmıştı. O gün bu gündür zengin esnaf arkadaşların tavırları hep dikkatimi çekmiştir. Bu ne rahatlık böyle! Mal da senin değil, mülk de senin değil. Kimin malı ile kime caka satılıyor? Allah’ın değil mi? Sonuç olarak yukarıdaki ve Kur’an’da geçen standartlara uymak konusunda hassas olan Müslümanların bence biraz daha ön plana çıkması gerekiyor. Israrla ve inatla, yönetimlere katılmalı, seslerini duyurmalı ve İslam’ı hobi çalışmaları olmaktan çıkarmalılar. Hâlihazırdaki bütün Müslüman kurumları da artık rüzgârı bu yöntemle Kur’an’a göre estirmek için yeni bir başlangıç yapmalılar. Gelin İslamî Ahlâk standartlarını Kur’an’a göre yeniden gözden geçirilelim ve uygulayalım. Uygulamayanları mazur görmeyelim ve tavır alalım, tavır alacağımızı da yapacağımız antlaşma ile baştan belirtelim. Bakın, görün Müslümanların imajı nasıl düzeliyor… ◄◄


nieuws

08 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Mr. Onur Emre (Kaza Uzmanı)

Tatile çıkanlara ve sürücülere uyarılar Sigortalarınızı kontrol ediniz, çünkü ‘Kaza Geliyorum Demez!’ Kaza Avukatı (ELFI ve Randstad Letselschade & Advies ortak kurumları) adına Kaza Avukatı Onur Emre ile yapılan söyleşiyi ve sigorta uzmanlarından alınan bilgileri tatile çıkacak olan sizlele ve sürücü okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Her riskinizi sigorta ettirmek, yani ‘Kaza Geliyorum Demez’ düşüncesiyle hareket etmek gerekir. Sizlere, sigorta hizmeti aldığınız kuruluştan mevcut sigortanızı kontrol ettirip, eksiklerinizi tamamlamanızı ve sigorta poliçelerinizi iyi okumanızı öneriyoruz. Rechtsbijstadverzekering (Hukuk Sigortası) Yurt içi ve yurt dışında yasal haklarınızın takibi için tüm masrafları karşılar. Çünkü avukat ücretleri bazen masraflı olabilmektedir. Avrupa Adalet Divanı’nın Avrupa ülkelerini kapsayan kararına göre, 2013 Aralık ayından itibaren avukat seçme hakkı serbest bırakılmıştır. İnsanlar istedikleri avukatları tutabilir ve verilen hukuk hizmeti masraflarını bu hukuk sigortası karşılar. All Risk Verzekering (Kasko Sigortası) Tatil yollarında kaza yapma riski daha yüksek olduğu için, araba ile izine gidecek olanlara kasko sigorta yapmalarını öneriyoruz. Elbette arabayı dikkatli kullanmak gerekir ama “Kaza geliyorum demez!“. Kasko sigorta ile araba hasarını sigortalamış olursunuz. Ongevallen Inzittenden Verzekering (OIV) Arabanıza ek olarak yapacağınız sigortadır. Kaza anında arabada bulunanların kalıcı hasar (blijvende letsel) ya da ölüm halinde, önceden anlaşılmış miktar tazminat olarak ödenir. Schadeverzekering Inzittenden (SVI) Kaza sonrasında arabanın içindekilerinin ‘letselschade’ kazada yaralanma ve incinme ile oluşan kaza tazminatını öder. Ayrıca bagaj hasarını da öder. Reisverzekering (Seyahat Sigortası) Hollanda’da sağlık sigortanız Hollanda içinde sizin masraflarınızı karşılar. Yurtdışında olduğunuzda ise sigortanın kapsama alanı azalır (minimale dekking). İstediğiniz

Güncel

hastane ya da doktora gidemeyebilir, hatta bazı ülkelerde sağlık sigortanız devreye girmeyebilir. İzinde yanınıza aldığınız bagaj, bir hasar ya da seyahat sigortası kapsamına girer. Hırsızlık durumunda ‘inboedelverzekering’ kapsamından çıkar ve seyahat sigortası kapsamına girer. İki haftadan fazla tatil yapacaklara sürekli seyahat sigortası (doorlopend reisverzekering) yapmaları önerilir. Sigorta yaptırırken Avrupa diye seçtiğinizde Türkiye’de İstanbul’un Avrupa yakasını kapsıyor olabilir. Gideceğiniz yerlere göre Türkiye’nin tümünü kapsayan sigorta yaptırmanız önerilir. Sigortanın kapsama alanına göre yıllık sigorta primlerinde farklılıklar söz konusudur. Kaza sonrası ne yapmalı? Maddî hasarlı kazalarda, kaza formunu (Europees Schadeformulier SAF) iki tarafın doldurması ve imzalaması hukuken geçerlidir; Türkiye için de geçerlidir. Bazı ülkelerde farklı kurallar sözkonusu olabilmektedir. Yurtdışında geçerli olacak ‘groenekaart’ sigortanız olmalıdır. Önerilerimiz: - Alarm merkezini (ANWB ya da SOS’u) arayın - Anlaşamama durumunda ANWB ya da SOS yurtdışı hizmetleri size yardımcı olacaktır. Genelde sigortaların kaza yaptığınız ülkelerde temsilcilikleri vardır. - Polis ya da güvenliğe haber verin; yaralanmalarda mutlaka polis raporu isteyin; - Okuyamadığınız, anlayamadığınız durumlarda formları imzalamayın; - Kaza yeri ve her iki aracın resimlerini çekin, hatta yaralanmaları da; - Tanıkların bilgilerini alın; - Hastaneden sağlık raporu isteyin; - Sigortanıza kaza haberini iletin; kayıt altına alınmayan durumlarda sigorta ödeme yapmaz; - Yaptığınız maddî harcamaların belgelerini saklayın; - Yaralanmalarda kaza haklarınızın aranması için zamanında başvuruda bulunun; - Sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin.

“Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ede

“Şehadetle birlikte, bütün dünyanız değişiverir” Hollanda islam Federasyonuna (NIF) bağlı olarak, İslami konularda vaazlar veren, sohbetler düzenleyen Islam Color çalışmalarını sürdürüyor. Geçen yıl, Arnhem Cemiyetinin öncülüğünde düzenlenen “We Getuigen” adlı programda Islam Color’un verdiği sohbetleri takip ederek İslamiyet’i benimseyen bir grup Hollandalı kız, program içinde şahadet getirerek İslami seçmişlerdi.

I

slam Color, bu yıl da benzer bir program düzenlenerek hem önceki yıl İslam’ı seçenleri hem de İslamiyet’le yeni tanışmak isteyenlerin bir araya gelmeleri sağlandı. Bir kaynaşma ortamının oluşmasının yanı sıra İslami konularda çeşitli hatipler aracılığı değişik sohbetler sunulmaya çalışıldı. Islam Color adına Arnhem’den Mustafa Bal’ın düzenlediği programda Mr. Elsa van de Loo, Dr. Bahri Bulut Drs. Bahaeddin Budak ve Dhr. Hassan Barzizaoua birer sunum yaptılar. Islam Color’un hatiplerinden Ahmet Budak’ın sunduğu programda, Mr. Elsa van de Loo, İslamiyet’e geçişini ve bu güne kadar değişik ortamlarda

bu değişimine bağlı olarak yaşadıklarından kesitler anlattı. Dr. Bahri Bulut değerli sahabelerden biri olan Musa’ab bin Umeyr’in İslam’a giriş hikâyesini Hollandaca olarak anlattı. Dhr. Hassan Barzizaoua detaylı bir şekilde slayt eşliğinde Selman-ı Farisî hazretlerinin hayatını anlattı. Drs. Bahaeddin Budak ise konuşmasında, şahadet getirip Müslüman olmanın bir genç için ne anlama geldiği üzerinde durdu.. Budak özetle şunlara değindi: “Biri benimle birlikte ‘Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in onun kulu ve resulü olduğuna “şahadet’ ettiğinde dünyanın en leziz en latif duygusuna kapılırım.

Onu söylemek öyle kolay değildir zira. Onu söylemek, çok düşünmek gerektirir. Onu söylemek kendinle savaşmak gerektirir. Onu söylemek çevrenle çok ciddi mücadele gerektirir. Ve neticede ‘Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim’ demek yürek gerektirir. Ve bunu der demez, bir anda bütün dünyanız değişiveriyor! Bambaşka bir insan oluveriyorsunuz. Duygu dünyanız değişiyor. Günlük hayatınızın ritmi değişiyor. Başkalarıyla ilişkilerinizde belki siz değişmiyorsunuz ama size karşı birden başkalarının ilişkileri değişiyor. Şehadet ediyorum demek kolay şey değil. Onun için peygamberimiz şahadet eden “cennete girer” buyuruyor. Zira onu söylemenin ağırlığını en iyi o biliyor.. Esasen yüce

Kaza sonrası haklarınız için başvuruda gecikmeyiniz! Yurtdışı kazalarında, yukarıdaki noktalara dikkat ederek gerekli belgeleri toplayın. Hollanda’ya döndüğünüzde beklemeden; araba, yol seyahati sigortanız dışında, ayrıca kaza tazminatı (letselschade) konusunda Kaza Uzmanı www. kazaavukati.nl olarak bizimle bir an önce iletişim kurunuz. Ücretsiz danışmanlık hizmeti verir, gerekli hukuksal süreci hemen başlatırız.

Büyükelçilikte sanatçılar onuruna resepsiyon verildi Bir Trafik kazası mı geçirdiniz?

Yaralanma ya da ölüm mü var?

www.kazaavukati.nl | info@kazaavukati.nl

Avukat ya da uzman ihtiyacınız mı var?

Avukatı

,

ve

Bize ulaşın, hukusal takibi başlatalım.

, bir EMRE International Holding B.V. kuruluşudur

Hollanda’da bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Kırmızı Lale Türk Film Festivali’ne katılan sanatçılar onuruna Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği’nde resepsiyon düzenlendi. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ve eşi Senem Arslan’ın ev sahipliğinde büyükelçilik konutunda düzenlenen resepsiyona Filiz Akın, Melisa Sözen, Mert Fırat ve Janset’in de aralarında olduğu sanatçılar ile film yönetmenlerinin yanı sıra Hollandalı ve Türk davetliler katıldı. Büyükelçi Arslan, yaptığı konuşmada, Türk sinemasının başarılı isimlerini ağırlamaktan gurur duyduğunu söyledi.


perspective

perspektif 09

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Kalemdâr

erim” demek yürek gerektirir.”

Mehmet Şükrü Oflaz

Firaset: At Bakışı, Millî Kültür: Ufuk...

, bir anda

Annelerimiz biz çocuklarına hayır namına Allah’a niyazda bulunduklarında, niyazlarının sonunu “Ümmeti Muhammed’in çocuklarıyla beraber” diye bağlarlar. Yani dualarının kabulünün veya evlatları için istedikleri hayırların kabulünün şartı olarak aynı hayırları ümmetin çocukları için istemek olduğunu bilirler. Tabi bu payeden o annelerin çocukları olarak bizlere bir şey kaldı mı bilemiyorum. Zira yekpareliğini kaybetmiş parçalarız şu anda. Yani annelerimiz böyle dua ederler zira Ümmet; ana kucağı demektir. Bütünlükten bahsedebiliyor olmamız elzem. Ama bu kabuk da değil özde, sadece zahirde değil, batınla beraber olmalı. Bu yekparelikten bahsedemiyoruz. Kaybettik. Yekpareliğimizi kaybetmemizin en önemli sebebi, Millî Kültür’e kayıtsızlıktır (bu kelime yerine düşmanlık yazmıştım, yer yer bu raddeye varıyor tabi).

dinimizi tebliğ etmekte her birimiz 40 yıldır yetersiz kaldık. Her türlü olumsuzluğun müsebbibi olarak damgalanmış bir topluluk olarak aslında İslam’ı tebliğ etmemizin biraz Hz. Musa’nın içinde bulunduğu şartlara benziyor. Bir zamanlar misafir işçi olarak geldiğimiz bir ülkede bir süre sonra bir sabah kalkıp komşun Hans’a; onların da hayrına olan bir mesajın olduğunu söyleyeceksin. Ve onlardan ‘öyle mi seni diliyorum ve sana inandım ve şehadet ediyorum’ demelerini bekleyeceksin. Bu kolay şey değildir. Ne yapığımızın şuurunda olmalıyız. Şehadet ettiğin andan itibaren önünde yepyeni bir dünya açılır. Kalbin mutmaindir, moralin yüksektir ama

çevrendekilerin sana nasıl bir tepki vereceğini bilemezsin. Başta annen baban, sonra arkadaşların, sonra okulun ve işin hepsi bir anda değişebilir. Şükürler olsun ki Elsa, anlayışlı bir babası olduğundan çok fazla güçlükle karşılaşmadı. Ancak çocuklarının yüzünü bir daha görmek istemeyen anne babaların hikâyelerini de biliyoruz. Peki, ben ne yapabilirim, onlar için? Yardım edebilir miyim? Acılarını azaltabilir miyim? Bu bizim için çok önemli bir sorudur. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, toplum içinde şehadet edecek olan ve etmiş olanlar vardır. Bunlar attıkları ilk adımdan sonra bir anda kendilerini koskoca bir okyanusun ortasında yelkensiz bir kayık gibi buluveriyorlar.

Yapa yalnız mücadele edip çırpınıyorlar. Ve belki de birçoğu yorulup geri dönüyorlar. Sonuç bu olmamalı. İşte tam da bunu önlemek için böyle günleri düzenlemeye çalışıyoruz. Geçen yıl ilkini düzenlemiştik ve birçok kişi şehadet etmişti. Ama anladığım kadarıyla o zaman şehadet edenlere yeterince yönlendirme yardımı yapılamadı. Bunu nasıl telafi edebiliriz şimdi bunu düşünüyoruz. Şuan elhamdülillah bu konuda teşkilatımızdan Tuğçe’yi bu kardeşlerimizi yönlendirmesi için tayin ettik. Onlarla sürekli iletişim içinde olmaya ve onlardan gelecek sorulara cevap vermeye çalışacak.” Haber-Fotoğraflar: Adnan şahin

«

Koalisyon ortakları Senato’da azınlıkta Hollanda’da yapılan senato seçimleri, beklendiği gibi iktidar ortakları Liberal VVD ile Sosyal Demokrat PvdA için olumsuz sonuçlandı. Senato’da çoğunluğa sahip olmayan bu iki parti, tasarılara anlaşmalı olarak dışardan destek veren Sosyal Liberal D66, küçük dinci partiler CU ve SGP ile de azınlıkta kaldı. İktidar ortaklarının bu durumda Senato’da Hıristiyan Demokrat CDA ve Sosyal Liberal D66’nın desteğine ihtiyacı var. Henüz kesin olmayan sonuçlara göre Senato’da VVD 13 temsilci ile en büyük grubu oluşturacak. 12 senatör ile ikinci sırada yer alan CDA’yı, 10 temsilci ile D66 takip edecek. Senatör sayısını ikiye katlayan D66 bu seçim-

lerin galibi oldu. Aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ile Sosyalist Parti (SP) 9’ar sandalye ile PvdA’yı geride bıraktı. 6 sandalye kaybeden PvdA’nın temsilci sayısı 8’de kaldı. CU 3, Yeşil Sol (GL) 4, SGP, yaşlılar partisi 50Plus ile hayvan hakları partisi PvdD 2’şer, Bağımsız Senato Grubu (OSF) da 1 temsilci ile yer alacak. Parlamentonun üst kanadını oluşturan Senato, doğrudan halk tarafından değil, eyalet meclisi üyeleri tarafından seçiliyor. Eyalet meclisi üyeleri tarafından kullanılan oyun puan değeri, eyaletin nüfusuna

oflaz-aliya@hotmail.com

ve eyalet meclisindeki toplam üye sayısına göre değişiyor. Senato toplam 75 kişiden oluşuyor.

Üzerimize yapışmış bir hâlde duran ve bize ait olmadığı her hâlinden belli olan bir dil ve tavır câri aramızda. Bu hâl kadim olana, irfana ve cehd gerektiren tavra insanı icbar edeceğinden fazla çekici gelmemektedir. Dolayısıyla çabuk tüketilen, emek vermeden elde edilen ve bizi rahatsız etmeyecek kıratta olan ne varsa onlarla ilgileniyoruz. Bu bizde bitmemekte, çocuklarımıza ve toplumun geneline hâkim bir hâl almaktadır. Tabi bu dışımızdakilerin hareket kabiliyetini ve alanını genişletmektedir. Bir çoğunuz “Şeytan doldurur” deyimini duymuşunuzdur ve ne sebeple kullanıldığını da biliyorsunuzdur. Epey zamandan beri bizler (biz kimiz sahi), bunun hurafattan olduğunu ve bidat olduğunu söylüyoruz (Ne çok kullanıyoruz bu kelimeyi). Fakat geçenlerde, bir hadis sohbetinde Hz. Peygamber’in (AS), bu sözü içeren hadisini nakletti Hocaefendi. Kültürümüzün içinde yer alan bu deyimin sıradan, gelişigüzel ortaya çıkmadığını anlamalıyız. Bir membaı var. Bağlantı kuracak irade lazım. Ama biz hangi kültüre mensubuz? Mesela şimdi camilerimizde ezanın başlangıcını arabi okuyuşla başlayıp sonlara doğru ne olduğu belli olmayan bir okuyuşla ezanı bitirmek, üzerinde düşünmemiz gereken bir konudur. Yani insanlar (yani bizler), İstanbul makamında ezanlardan bihaberiz, İstanbul tavrından bütün hayata hâkim tavırdan bihaberiz. Yani bunu da kenarda bırakırsak, insanlar dedelerinin ve ninelerinin tavrından bihaber. Hz. Pir’in pergel metaforunda belirttiği üzere “bir ayağımız sabit bir noktada, diğer ayağımız ise hakikatin izinde olmalıdır.” O sabit nokta ise Millî Kültür’dür. Olmadığı takdirde, kendimizi kurulu sistemin müşterisi kılmış oluruz. Bu ülkede yaşayan ve dinî hassasiyeti olan gençlerimizin arasında sevdikleri

hocaları kapıştırma furyası revaçta. Takım tutar gibi ve tribünlerde ki taraftar sarhoşluğuna benzer bir hâl var ortada. Dağınık bilgi kırıntılarıyla, boylarını aşan hüküm cümleleri kullanmaktan çekinmeyen gençlerimiz (sahi sadece gençler mi?) var. Var ama kalite yok, nitelik, estetik, bilinç yok. Kemiyet var, orası doğru... Çokça duyduğumuz ve sahip olduğumuz rahatlığın ayartıcı havasıyla, rahat rahat kullandığımız bir kelime var; Firâset (ahali arasında Ferâset olarak kullanılmaktadır ama yanlıştır). Hz. Peygamber’in bir mübarek sözünde olduğu gibi “Mü’minin firasetinden korkunuz. Çünkü o, Allah’ın nuruyla bakar.” (Tirmizi,Tefsir,16). Peki ne demektir firâset? “At bakışı” demek. Bakışın keskinliğini ve genişliğini ifade ediyor. Zahirde batını, batında zahiri görebilmek. Bir de “at gözlüğü” deyimi var. Değirmen taşını döndüren ata, etrafını görmemesi için at gözlüğü takılır. Zira devamlı ufka doğru ilerlediğini zanneden at, bunun böyle olmadığını anlarsa işi paydos eder. Bunun, biz insanlar tarafından bulunan çözümü at gözlüğüdür. İnsanın bakışının, baktığı yeri şekillendireceğini bilmemiz gerekir. Bakıyorsun ama nereye, baktığın yeri/olayı/hayatı şekillendiren fikriyatındır. Kendini nispet ettiğin yerdir. O da bizi yoğuran ve bize kıvam veren millî kültürümüzdür. Tabi bu kavram zikredildiğinde aklımıza hücum eden düşünceler birileri tarafından bize dayatılmış düşüncelerdir. “Sen böyle düşüneceksin” diyor birileri bizde öyle düşünüyoruz. Birde bu konular televizyon simsarlarının ağzına düştü mü, gündemimiz tamamen esir alınmaktadır. Ahir ömrünü yaşayan bir neneye; “Nene ne istersin.” diye sormuşlar. O da “Üç ayların birisinde, Yasin’in yarısında, ömrümün hayırlısında Allah canımı alsın” demiş. Nene böyle demiş. Televizyonda, Facebook’ta vb. seyrettiklerinden kendisine dil ve hareket peydahlayanların, lokallerde zamanı nasıl tüketeceğini korkusuzca hesap edenlerin, konuşanların ama yapmayanların, bu kutlu sözleri söyleyen nenemizden ne kadar uzak olduklarını nasıl anlatalım. “Oturanlar, yürüyenlere borçludur.” Firaset “At bakışı” demek. “At gözlüğü” takanların yüklendikleri manasızlık, kalitesizlik kendilerini “Hayır kıyamete kadar atların alınlarına yazılmıştır” kutlu sözünden uzak tutacaktır. Kültürünü kaybetmiş insanların varacağı yer AVM’lerde müşteri olmaktır. Ne atın hasına doru denildiğini bilecek ne yiğidin hasına deli denildiğini. Millî kültürüne sahip çık…


Ramazan


uitzicht

panorama 11

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Gündem

Ayna

Şefkatle okşanması gereken yetim başları vardı. Sevinmesi gereken çocuklar vardı...

Havva Koç

Vira Bismilllah! Kaldığımız yerden “Bismillah” deyip devam edeceğiz. Neden peki? Çünkü bizim için seçimler amaç değil, araç da ondan. Bizim gayemiz her ortamda İslam davasını tebliğ etmek, yeryüzüne Hakkı hâkim kılmak, adaleti, sevgiyi, huzuru, barışı insanlar arasında yaymak. Ve bu davada asıl olan; Zafer değil, sefer. Ganimet değil, infak. Makam değil, vazife. Kibir değil, tevazu. Zillet değil, izzet. Ve acele değil, sabırdır.

“Hasene, akan gözyaşlarını dindirmek için kuruldu” IGMG Sosyal Yardım Kurumu Hasene, Amsterdam’da Koning Party Event salonunda verdiği iftarda gönüllüleri, hayırseverleri ve STK temsilcilerinden oluşan 800 kişiyi bir araya getirdi. İftara T.C. Lahey Büyükelçiliği Kâtibi Harun Reşit Halisoğlu, Amsterdam Konsolosu Mehmet Emre Gökmenoğlu, İGMG Hasene Başkan Yardımcısı Mehmet Güneştepe, Hasene Teşkilatlanma Başkanı Ömer Benli ve Sosyal Hizmetler Başkan Yardımcısı Erol Aldemir özel davetli olarak katıldılar.

B

İZLER HAYIRDA YARIŞANLARDANIZ, ELHAMDÜLİLLAH Davette bir konuşma yapan Hasen Hollanda Başkanı Yaramış özetle şunlara değindi: “Hasene Yardım Vakfımız 2010 yılında Almanya’da, 2011 yılında da Hollanda’da resmen kuruldu. Siz değerli kardeşlerimiz yardım ve desteği ile büyüyerek, gelişerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Hem Hollanda içerisinde hem de Hollanda’nın dışında 4 kıtada, mazlum ve mağdurlara değişik projeler çerçevesinde yardım etmeye çalışıyoruz. Dünyanın en ücra köşelerindeki malumlara ulaşmamız asıl sebebi sizin yardımlarınızdır.” Kur’an-ı Kerimde zekât ve sadaka sıkça zikredilmekte. Bunu yapanlara engel olanlar, elim bir azap ile müjdelenmekte. Biz onlardan değiliz elhamdülillah. Bizler hayırda yarışan, hayır için koşturan, birbirlerine hayırla yaklaşan, bu hususta gayret eden bir topluluğuz Mevlana Camii Başkanı İsa Seven ile birlikte başlatılan kumanya çalışmasına çerçevesinde 224 adet kumanya paketi dağıtıldı. Başta kurban olmak üzere, acil kış yardımları, su kuyusu çalışmaları ve yetim projeleri devam etmekte. Bu yıl Hami Altıntepe, Şükran Altıntepe ve Muhammed Bangura’dan oluşan ekiple Sierra Leon ve Liberya’ya gittik. Burada 9 yıldır devam eden yardım çalışmalarının neticesinde okul, yetimhane ve su kuyuları açıldı. Hasene’nin dolayısıyla sizlerin yaptığı yardımlar buralarda dört gözle beklenmektedir. Ve bizlerde Allah’ın izniyle bu yardımları ulaştırmaya devam edeceğiz” RAMAZAN BAŞLI BAŞINA KUTLU BİR ZAMAN DİLİMİ Daha sonra kürsüye davet edilen T.C. Lahey Büyükelçiliği Kâtibi Harun Reşit Halisoğlu şunları kaydetti: “Değerli

Müslümanlar, hep birlikte bir ramazana daha ulaşmış bulunuyoruz. Allah’a bu vesileyle bir kere daha şükranlarımızı sunuyoruz. Ramazan ayı başlı başına rahmet, bereket, merhamet, bağışlanma ayıdır. İnşallah onu hakkıyla eda edenlerden oluruz. Daha nicelerine hep birlikte kavuşuruz. Ramazan başlı başına kutlu bir zaman dilimi, fakat bu, birlikte yapılan ibadetlerle daha da anlamlı olan bir zaman dilimi. Bu gibi güzel iftar programları, teravih namazları, sohbetler, bunlar bizleri bir araya getiren, yapılan işten daha çok nasiplenmemize vesile olan faaliyetlerdir. Edindiğim bilgiye göre 80 kadar ülkeye giderek oradakilerin yaralarını saran sizler çok önemli işler yapıyorsunuz. İleride geriye dönüp baktığınızda bunların rahmetini bereketini hatırlayıp iyi ki, de yapmışız diyeceksiniz. Yüce rabbim bu emeklerinizi katlayarak devam ettirsin. Sizleri bu işlerde daim kılsın.” ŞEFKATE OKŞANMASI GEREKEN YETİM BAŞLARI VARDI Ardından IGMG Hasene Başkan Yardımcısı Mehmet Güneştepe bir konuşma yaparak Hasene’nin çalışmaları hakkında teknik bilgiler verdi. Güneştepe, “Hasene derneğimiz bu yılda toplam 62 bin 515 kumanya bağışı toplamıştır. Bu 183 gözlemci nezaretinde Colombiya’dan Nepal’e, Sirra Leon’dan Balkanlara toplam 48 ülke ve bölgede ve güzel ülkemizin 35 ilinde kumanya dağıtımını hamdolsun gerçekleştirdik. Bizler iki haftadır yoldayız. Bugün buraya ayağımızın tozuyla deprem bölgesi Nepal’den geliyoruz. Henüz evimi ailemi göremedim. Bunlara neden katlandık? Çünkü üzerimizde ulaştırılması gereken emanetler vardı. Dinmesi gereken gözyaşları vardı. Şefkatle okşanması gereken yetim başları vardı. Sevinmesi gere-

ken çocuklar vardı. O yüzden katlandık bütün bunlara” diye konuştu. İNSANLARIN SEVGİLERİNİ VE DUALARINI KAZANIYORSUNUZ Son olarak Amsterdam Başkonsolosu Mehmet Emre Gökmenoğlu bir konuşma yaptı. “Mübarek ramazan ayında sizleri saygıyla selamlıyor bu bereket ayının hepimize hayırlar getirmesini diliyorum. Ramazan ayı bizlere merhametin yardımlaşmanın, dayanışmanın, hakkın, hakikatin şefkatin ve sevginin önemini hatırlatmaktadır. Ramazan ayı bizleri bir araya getirerek birlik ve beraberliğimizin önemini vurgular, sahip olduğumuz her şey için şükretmemizin gerektiğini hatırlatır. Bahsettiğim bu değerler Hasene kurumunda vücut bulmaktadır. Sizle maddi imkânları olmayanlara zor durumda bulunanlara mağdur ve mazlumlara elinizi uzatarak eğitimden sağlığa, birçok projeye imza atıyorsunuz. İnsanların sevgilerini ve dualarını kazanıyorsunuz. Bu çok önemli bir husustur. Bu mübarek gün vesilesiyle değerli çalışmalarınızdan dolayı sizleri kutluyorum ramazan ayının hepimize hayırlı olmasını dileyerek hepinize saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum.” Programda kuzey Hollanda Millî Görüş Başkanı Oktay Dalmaz ve Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan’a vekâleten Adnan Şahin kısa birer konuşma yaptılar Hasene’nin yaptığı güzel çalışmalara her daim tam destek olacaklarının altını çizdiler. İlk kez bayan gözlemci olarak eşi ile birlikte Sierra Leon’a giden Şükran Altıntepe anılarını paylaştı. Eğitim konusunda oradaki bacıların feryat boyutundaki isteklerini dile getirdi. Ahmet Yılmaz’ın yaptığı duadan sonra birlikte iftar edildi. Haber-Fotoğraf: Adnan Şahin

kochavva@live.nl

«

Çünkü biz Allah’ın (C.C.) izni ile dava adamıyız, devayız, dermanız. Hollanda’da yaşamamıza rağmen aylar öncesinde birçoğumuz Türkiye’deki seçimlerin heyecanını ensemizde hissettik. Bazen aile içinde, bazen dost meclisinde, bazen de iş arkadaşlarımızla yani kısacası fırsatını bulduğumuz her ortamda seçimleri konuştuk. Kimine göre, ‘Türkiye’deki seçimleri Hollanda’ya taşımak saçmalıktı’, kimine göre de ‘ne gereği vardı, oradaki problemleri buraya taşımanın.’ Kimi evlerde seçim konusu hararetli bir şekilde konuşulurken, kimi evlerde konusu bile açılmadı. Sonuç olarak Hollanda’da beklenilen oranda seçmen sandığa gitmedi. Seçim sonrası alınan düşük oy oranının veya yıllardır tek başına iktidar olduğu bir ülkede tek başına iktidar olamamanın vermiş olduğu bir yenilgi ve bunun da ortaya çıkarmış olduğu bir öfke ile belli bir kesim ne yazık ki, AKP’nin oy oranının düşüşünü Saadet Partisine bağladılar. Oylarının düşmesi ve HDP’nin de barajı aşıp meclise girmesi ile resmen öfkelerini kusacak yer aradılar. Bu düşünce onları öyle komik hâle getirdi ki öfkeleri ve kibirleri yüzünden bu durumun Saadet Partisi ile alakası olmadığını anlayamadılar. Gelin hep birlikte 2011 genel seçimlerinin sonuçları ile 2015 genel seçimlerin sonuçlarını karşılaştıralım ve ortaya nasıl bir tablo çıkacak bakalım... 2011 genel seçimlerinde AKP % 49,95 oy alırken, SP % 1,25 ve BBP de % 0,74 oy almıştır. Yani birlikte aldıkları oy oranı % 1,99 2015 genel seçimlere gelince, AKP % 40,95 oy oranı ile düşüş yaşarken, SP + BBP = % 2,0 oy almıştır. Yani her iki seçimlerin sonuçlarını ele aldığımızda Saadet Partisinin oy oranının değişmediği ortadadır. Peki Saadet Partisinin oy sonucu değişmediğine göre HDP’yi meclise kimin oyları sokmuş oluyor? Bu sorunun cevabını da siz değerli okurlarıma bırakıyorum. Lütfen arkadaşlar partizanlığı bir kenara bırakalım ve yapılan bazı yanlışlıkları görelim. Evet, belki zor olabilir, insanın sevdiği kişilerin hata yaptığını kabul etmesi ama söz konusu ülkemiz, Türkiye, vatanımız! Ayrıca sevdiğiniz insanın yaptığı hataları görmezlikten gelip sadece onu pof poflarsak emin olun ki ona iyilik değil aksine kötülük yapmış oluruz. Selahattin Demirtaş’ın, Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarına çarpı işareti koyarak sosyal paylaşım sitelerinde paylaşan AKP’li arkadaşlar bu kişilere karşı duyduğunuz

hassasiyeti anlıyorum. HDP’nin barajı aşmasından rahatsızsınız ama oluşan tablo yeni değil; yıllar önce planlanmış, programlanmış ve şuan gerçekleştirilen bir projedir, ilginizi çekerim. Sizin deyiminizle “Hayaldi gerçek oldu” diyebileceğiniz BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) tıkır tıkır işliyor. Yıllar önce % 1 oy oranı olan HDP meşrulaştırılmıştır. AKP Genel Başkan yardımcısı Beşir Atalay’ın açık ve net olarak “HDP’yi biz güçlendirdik” dediğini hatırlayalım. Biraz daha geriye gidecek olursak, dönemin başbakan yardımcısı Bülent Arınç terörle müzakere süreci kapsamında atılan adımlardan şöyle bahsetmişti: “Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı, PKK’nın kendine ait bayrağını, Öcalan posterlerini elinden taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta Türkiye’nin sistemi böyle olmalıdır. Türkiye’de eyaletler, özerklikler bunların hiç biri artık suç değil. Geçmişte bu suçlarla cezaevinde yatanların hepsi çıktı. Düşüncelerini ve fikirlerini açıklamaktan dolayı ve bunun basın yayın yolu ile yapan kim varsa cezalarını erteledik. Artık bundan dolayı da dava açılmıyor” Tabloyu daha net anlamanız için şuna da vurgu yapmak istiyorum; 2013’te zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “Şiddet, hiçbir şekilde mazur ve meşru gösterilemez. Şiddetin hiçbir bahanesi olamaz. Şiddet kendisini ve taleplerini haklı görenler için asla bir yöntem olamaz. Nitekim ülkemizde şiddet, bugüne kadar hiçbir şekilde hedefine ulaşamamış, hiçbir sonuç elde edememiştir. Demokratik toplumlarda, meselelerin çözüm yeri dağlar değil, parlamentolardır, çözümün aracı da silah değil, siyasettir. Meşru bir zeminde üretilen siyaset, er ya da geç bütün meselelere bir çözüm yolu, bir çıkış yolu bulacaktır” demişti. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a toz kondurmuyorsunuz bunu anlayabiliyorum ama HDP’nin barajı aşmasını başkalarının üzerine atmayın ve kimseyi bu konuda suçlamayın. Kibrinizi bir kenara koyarak halkı kucaklasaydınız, insanları kutuplaştırmasaydınız şuan bambaşka bir seçim sonuç tablosu olurdu karşımızda. Saadet Partisi ile enerjinizi tüketeceğinize AKP’nin içinde gemiyi terk etmeye hazırlananlara yoğunlaşın ve yarı yolda bıraktığınız gerçek dostlarınıza kulak verin. Siz Recep Tayyip Erdoğan’ı tanımazken biz bağrımıza basmıştık lakin yapılan yanlışlar ortada, bizler bunları görmezden gelemeyiz. Doğruya doğru, yanlışa yanlış deriz, bizim de farkımız bu. Bu arada şunu da belirtmekte fayda görüyorum: Bazı kişiler bize ‘oyunuz boşa gitti’ diyorlar, kendilerine bir tek cümle ile cevap vermek istiyorum: Oy için parti tutsaydık, çoktan sözünden dönenlerin, yarı yolda bırakanların yanında olurduk.


Brouwersdijk 149 Dordrecht

Putselaan 127-A Rotterdam

Volkerakstraat 10 Arnhem

Konut kredisi uzmanınız 1991 yılından bu yana hizmetinizde

Danışmanlık ücreti SADECE

€ 1799* HAYALİNİZDEKİ EVİ Mİ BULDUNUZ?

• En kapsamlı banka seçenekleri • En düşük aylık giderler • 2013 yılının en iyi konut kredisi uzmanı adayı gösterilen danışmanımız hizmetinizde • 24 yıllık deneyimle kişiye özel danışmanlık hizmeti Randevu için 078-6551655 nolu numaramızdan bizi arayabilir veya en yakın şubemize başvurabilirsiniz * Sartları sorunuz

yilmaz.nl

sigorta, kredi, ipotekli kredi, finansal danışmanlık


financieel

ekonomi 13

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Gündem

Pusula

Sağlıkta da kısmaya başladık!

Osman Aslan

İzinde dikkat edilmesi gerekenler

Maliyeden büyük araştırma

Değerli okurlar, nihayet günler uzamaya, güneş gözükmeye ve tatil havasına girmeye başladık. Sorunsuz bir tatil geçirmeniz için bazı önerilerimiz var:

Maliye Araştırma ve Takip Servisi FIOD ve Vergi Dairesi, geçtiğimiz 3 sene içinde gerek Hollanda, gerekse Hollanda dışında banka kartları ile yapılan tüm ödemeleri bir veri tabanında toplayarak mercek altına aldı.

M

aliye Araştırma ve Takip Servisi FIOD Direktörü Hans van der Vlist NRC Handelsblad gazetesine yaptığı açıklamada Vergi Dairesi ile birlikte son 3 yılda büyük çaplı bir araştırma yürütüldüğünü ve özellikle ‘kaçak para’ veya ‘kaçak birikim’ olarak adlandırılan hesapların araştırıldığını kaydetti. Soruşturma kapsamında yaklaşık 100 milyon ödemenin kontrolden geçirildiğini belirten FIOD Direktörü, Hollanda’da uzun süre kalmayan turistler gibi bazı kişilerin bu araştırmadan muaf tutulduğunu kaydetti. Yapılan ilk detaylı inceleme sonrası yaklaşık 1000 kadar Hollandalı kredi kartı kullanıcısının yurtdışında mal varlığı olmadığını beyan etmesine karşı bunun tam tersi bir tablo ile karşılaşıldığı belirtiliyor. Bu kişilerin yurtdışında araba, pahalı saat, yüklü miktarda para çekme gibi işlemlerinin dikkat çekici olduğunu belirten Van der Vlist, önümüzdeki dönemde araştırmaya devam edileceğini, belirlenen kişilerle kontağa geçileceğini ve büyük ihtimalle bu kişilere ceza verileceğini belirtti. Kiracıdan Taşınmaz Mal Vergisi almak istiyorlar Birçok sorumluluğu alan belediyeler

mali açıdan Den Haag’a bağımlı olarak çalışıyor. Bu durumun değişmesi gerektiğini ve belediyelerin de özellikle vergiler konusunda söz sahibi olması isteniyor. Alexander Rinnooy Kan yönetimindeki komisyon tarafından hazırlanan bir raporda, vatandaştan alınan bazı vergilerin belediye tarafından toplanması gündeme geldi. Komisyona göre örneğin konut sahiplerinin ödediği Taşınmaz Mal Vergileri, her vatandaştan yani kiracılardan da alınabilir ve bu işlemi belediyeler kontrol edebilir, bunun yanında vergi miktarları da düşürülmeli. Komisyonun verdiği tavsiye bununla da sınırlı kalmıyor. Örneğin ikamet vergisi olarak bilinen verginin de belediyeler tarafından toplanabileceği tavsiyesinde bulunuluyor. Ancak bazı vergilerin yerel yönetimler tarafından alınmasına karar verildiğinde, ülkesel bazdaki vergi miktarında kesintiye gidilmesi gerektiğini belirten komisyon, bu şekilde vatandaşın cebinden fazladan bir miktar çıkmasının önüne geçilebileceğini savunuyor. Komisyon tarafından hazırlanan plan Maliyeden sorumlu Devlet Sekreteri Eric Wiebes tarafından da gözden geçirilecek.

Sağlıkta da kısmaya başladık! Yapılan son araştırmalar 2013 yılında vatandaşların sağlık giderlerinden kısmak zorunda kaldıklarını gösterdi. Birçok kişi ek sağlık sigortası paketlerini iptal ettirdi. Merkezi İstatistik Ofisi (CBS) tarafından bugün yayınlanan bir rapora göre, 2013 yılında bir yıl öncesine göre ek sağlık paketi kullanan vatandaşların sayısında düşüş oldu. Başka bir değişle vatandaşlar sağlık giderlerinden kesinti yapmaya başladı. Rapora göre düşük gelirli vatandaşların çeyreğinden azı ek sağlık paketi kullanıyor. 2013 yılında sağlık primi olarak ortalama ödenen aylık prim miktarı 2012 yılına göre yüzde 4 düşerek 215 euroya indi. Bu rakam CBS’e göre ek sağlık paketlerinin iptalinden kaynaklandı. Başka bir ifade ile 2012 yılında yüzde 12’lik bir kesim ek sağlık paketi kullanmazken 2013 yılında bu sayı yüzde 17’ye yükseldi. İki yıl arasındaki fark yaklaşık olarak 350 bin kişiye tekabül ediyor. 2013 yılında en düşük gelirlilerin oluşturduğu grubun yüzde 28’i ek sağlık paketi kullanmadığını belirtiyor. 2012 yılında bu rakam yüzde 22 civarındaydı. Yüksek gelirliler arasında ise 2012 yılında yüzde 4, 2013 yılında da yüzde 14 ek sigorta paketi kullanmadı. Sonhaber.nl

«

Alınan maaşlar artık yetmiyor Geçtiğimiz üç yıl içinde Hollanda işgücü piyasasına dahil olan vatandaşların çeyreğe yakınının geliri, alım gücüne yetmeyecek düzeyde seyretti. Bunda en büyük etkenin de, işsizlik, malulen emeklilik veya daha düşük bir maaşla çalışmak zorunda kalmak olduğu belirtildi. “Az Para, hane gelirindeki düşüş ile baş etme” başlıklı Bütçe Bilgileri Ulusal Enstitüsü (Nibud) araştırmasına göre sözü edilen grubun gelir düzeyi ortalama olarak yüzde 15-30 arasında bir düşüş gösterdi. Yarısından fazlası gelirin azalması ile geçim sıkıntısı içine girerken, mali durumunun nasıl olduğunu takip ede-

meyenlerin sayısı da oldukça yüksek çıktı. Nibud’e göre araştırma sonuçları gelirde azalma olacağını tahmin edip buna karşı önlem almayanların önlem alanlara göre iki kat daha fazla finansal problem yaşadığını gösteriyor. Uzmanlara göre önlem almayanlar gelir düşüşü yaşandıktan sonra ayın sonunu zor getiriyor, finansal durumla ilgili daha az kavramaya sahip oluyorlar ve borçlarda bu arada artmaya başlıyor.

oaslan@yilmaz.nl

İşsizlik, yüzde 35 için önemli bir gelir düşüş nedeni olurken, yüzde 18 için malulen işi bırakma veya uzun süreli hastalık, düşük maaşlı başka bir işe girdiği için gelir düşüşü yaşayanlar ise yüzde 16. Nibud araştırmasında göre her 5 kişiden 2’si geliri düşmeden önce buna karşı önlem almaya başlıyor. Alınan önlemlerin başında daha az harcama yapmak, abone veya kontratların iptali, mali durumun envanterini çıkartmak ve ek olarak biriktirmek geliyor.

Uçuş… Tatile uçakla gitmeyi planlamışsanız uçuşunuzun iptali veya ertelenmesi durumunda uçuş şirketinin ceza ödemesi gerekir. Ertelemenin 3 saatten fazla olması durumunda bu, Türkiye uçuşları için kişi başı 400 Euro’dur. Daha fazla bilgi için euclaim.nl sitesine bakılabilir. Araba ve hasar… Seyahatiniz esnasında dönüşünüz kadar geçerli olan yeşil kartı yanınızda bulundurun. Ayrıca yeşil kartınızın, geçeceğiniz ülkelerde geçerli olduğuna üzerinde yazılı olan ülke kodlarını kontrol ederek emin olun. Eşyalarınızı yola çıkmadan hemen evvel arabanıza yükleyin ve kısa duraklamalarda dahi arabanızı kilitleyin. Seyahat sigortaları kilitli olmayan araçlardan yapılan hırsızlıkları ödememekte. Seyahatinizde olası bir çalınma, hırsızlık veya hasarla karşılaşırsanız mümkünse polis raporu alın. Sigorta şirketi muhtemelen hasarınızı karşılamadan bu raporu isteyecektir. Yurtdışında yapılan hasarlarda karşı taraftan hasar bedeli alınması gerekiyorsa biraz sabır gerekebilir. Tecrübeye dayanarak söylüyoruz, hasarın ödenmesi Hollanda’da yapılan hasara göre ortalama 2-3 kez daha uzun sürebiliyor. Nakit para… Yolda hırsızlığı engellemek adına, yanınıza gereğinden fazla nakit para almayın. Bunun yerine gideceğiniz ülke veya şehre para havalesi yapıp paranızı oradan alın. Banka pasonuzun kaybolması veya çalınması durumunda bankaya derhal iletin. Bu sebeple nakit sıkıntısına girerseniz birçok banka bulunduğunuz yere acil para havalesi yapabilmekte. Bunun için tek yapmanız gereken bankanızı aramaktır. Seyahate çıkmadan evvel bankanızın ve sigorta şirketlerinizin numaralarını telefonunuza kaydedin. Böylelikle bir sorun anında ulaşmanız daha kolay olur. Yanınızda bulunan 10 bin Euro’dan fazla parayı da gümrüğe bildirmek zorunda olduğunuzu hatırlatmak isterim. Kimlik… Kimliğinizin en azından dönüşünüze kadar geçerli olduğuna emin olun. Aksi hâlde yenisi için başvurun. Gerek Hollanda belediyelerinde ve gerek Türk konsolosluklarında kimlikler anında verilmiyor. Bu sebeple bu işlemleri vaktinde başlatın. Öğrenci iseniz uluslararası öğrenci kartı almanız durumunda Türkiye’de birçok müze ve benzer yerlerden indirim alırsınız. Sağlık sigortanız… Türkiye’de sağlık sisteminden

yararlanabilmeniz için sigorta şirketinizden Ntur Formu almanız işlerinizi kolaylaştırır. Bu formu Türkiye’de SGK’da mühürlettikten sonra Türkiye sağlık sisteminden yararlanabiliyorsunuz. Yine de herhangi bir rahatsızlığınızda sigorta şirketinizin alarm numarasına durumunuzu bildirip onlardan yönlendirme almanız, geri döndüğünüzde sürpriz faturalarla karşılaşmanızı önleyecektir. Araba ile seyahat edecekseniz yolculuk esnasında geçtiğiniz ülkelerde olası bir hastalanmada o ülkelerde sağlık yardımı alabilmeniz için EHIC(European Health Insurance Card)-kartını, sigorta şirketinizden almanızı tavsiye ederiz. Bazı sigorta şirketlerinde EHIC kartı normal sigorta kartınızın arkasına koyu mavi renkte basılır. Aksi hâlde kartlarınızı sigorta şirketinizden isteyiniz. Bunun ek bir ücreti yoktur. Posta ve ödemeler… Siz tatildeyken postanıza bakacak birilerin olmasına özen gösterin. Bazı postalara cevap verilmesi veya itiraz edilebilmesi için belirli bir süre vardır. Bu sürenin geçmemesini sağlamış olursunuz. Sigorta primlerinizin ödendiğinden emin olun. Olası bir hasarda -Allah korusunödeme yapılmaz yoksa. Her zaman için siz primin ödenmesinden sorumlusunuz. Mektubun veya hatırlatmanın gelmediğini öne sürerek ne yazık ki suçu sigorta şirketine atmak mümkün değil. Sizin de hesabınızı kontrol etme yükümlülüğünüz var. Primin ödenmemesi durumunda RDW’den 400 Euro’nun üzerinde olan bir ceza da alabilirsiniz. Bunun dışında, sigortanın ödememe sebebiyle kapanması durumunda kişi sigorta şirketlerinin kullandığı ortak bir listeye kaydedilir ve yeni sigorta açmak istediğinde reddedilir. Bu kişiler genelde sadece Railto adında bir şirket tarafından kabul edilir. Bu şirketin primleri de normal şirketlerin 2-3 katı yüksekliktedir. Bu konuyla veya merak ettiğiniz diğer konularla ilgili bana 078-6551655 no’lu telefondan, www.yilmaz.nl sitesinden veya oaslan@yilmaz. nl mailto:oaslan@yilmaz.nl adresinden ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, hoşça kalın.

Sağlık sigortanız… Türkiye’de sağlık sisteminden yarar lanabilmeniz için sigorta şirketinizden Ntur Formu almanız işlerinizi kolaylaştırır.


nieuws

14 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Gündem

Kermesler, bölge halkı ve mahalle sakinleri arasında sıcak bir buluşma ortamı oluşturmakta...

Dordrechtli’ler kermesde buluştular

K

ısa adı NIF olan Hollanda İslam Federasyonuna bağlı Dordrecht Mescid-i Aksa Camii yöneticileri, üye ve komşularını düzenledikleri kermeste buluşturdular.

Dordrecht cemiyeti de bu kermesleri her yıl düzenli bir şekilde ve daha gelişmiş bir biçimde sürdürüyor. En ziyaret ettiğimiz Dordrecht’te güzel bir hava ve neşe içinde gerçekleşen buluşma ve sohbetlere şahit olduk.

Son günlerde biri bir ardına düzenlenen kermesler cami üyeleri ve çevrelerinde yaşayan mahalle sakinleri arasında sıcak bir buluşma ortamı oluşturmaktadır. Hava muhalefetinin olmadığı günlerde bir bayram havası içinde geçen kermesler ayrıca yapılan yiyecek içecek ve eşya satışlarıyla camilere önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. Cami giderlerinin karşılandığı bu gelirler yöneticileri hayli rahatlatıyor.

Yeni başkan Şahin Seme ve eski başkan Adnan Şener ortamın güzel olması için el ele gönül gönüle çalışmalarını sürdürürken uzaktan gelen misafirlerini Cağ kebabı yedirmeden bırakmıyorlar.

Kermes’de tanıştığımız, tekerlekli sandalyesinden etrafa gülücükler saçan Muhammed Emir’in keyfine de diyecek yoktu. Doğuş Haber Merkezi/ Dordrect

si

tri

ch

ır t m a s o n

u

iz : R TL Telev

nu

n i ve r site

a şt

cu yo

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

ar

De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

ve M a as

Postadres: Postbus 51188, 3007 GD Rotterdam Bezoekadres: Zegenstraat 120, Rotterdam T. (010) - 495 15 80

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. ( (010) - 415 21 67 Fax (010) - 262 45 35 E-mail directiealghazali@gmail.com www.al-ghazali.nl

Ibn-iSina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 Fax (010) - 428 20 91 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 Fax (078) - 639 04 21 E-mail ikra@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel (010) 240 94 46 Fax (010) 240 99 53 E-mail info.noen@sipor.nl www.ibsnoen.nl


politiek

siyaset 15

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Gündem

“Nicelik” yerine, “nitelik” diyorum, kalite istiyorum...

Spotlar

kayakocak@gmail.com

Kaya Turan Koçak

a.yildirim@hypotheekshop.nl

Zamanında Eğitim

Siyaset Akademisi

Ahmet Yıldırım

Sevgili okurlarımız, kendi alanlarında uzman ve aynı zamanda yıllardı siyesetin içerisinde olan iki güzel insan, Kaya Turan Koçak ve Ahmet Yıldırım bundan böyle her ay düzenli olarak ortak bir konuyu farklı bakış açısıyla değerlendirecekler. Bu sayıda siyaset-eğitim ilişkisi üzerinde durdular. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz...

B

u ay Kaya Bey’in eğitim ve politikayla ilgili yazılarımızı inşallah beğeniyle okursunuz. Doğru ve kaliteli, zamanında bir eğitim alınması gençlerimize gerekli. Her alanda, her dalda, her meslekte her kişisel gelişimde, zamanında ve kaliteli eğitim alınmalı. Kaya Bey’in ifade ettiği gibi, gençlerimiz eğitim imkânlarını güzelce değerlendirmelidir. Hollanda’da yaşayan Türklerin toplam nüfusuna göre % 3 olması, her dalda her alanda % 3 olması anlamına gelmez, gelemez. Mesela Türk kökenli konut sahiplerinin oranı yaklaşık % 20. Yüksek eğitim görenlerini sayısı % 4 ile % 5 arasında. Cep telefonu sahibi olanlar ise % 200 (her kişinin 2 telefonu var, birisi ön ödemeli(prepaid) diğeri aboneli). Oy kullananların sayısı genel Hollanda seçimlerinde % 20, Türkiye genel seçiminde ise katılım % 35 (240.000 seçmenden 80.000 den fazlası Hollanda ve gümrüklerde oy kullandılar).

Seçeceğiz işte, nereye nasıl hangi atmosferde katılacağız, o önceden bilinmiyor. Kolay hesap edilecek bir millet değiliz, bu da bizim artımız olması gerek. Tercihlerimiz değişik, karışık. Rijswijk yolunu 31 Mayıs’ta yaşayan vardır herhâlde aramızda. Trafik tıkandı, Rijswijk seçim salonu etrafı bayram namazı kalabalığını andırıyordu. Salona girmeden önce, tanıdığım ama uzun zamandır görmediğim kişilerle orada buluşmamız, başka güzel bir olaydı. Eşim Hülya Hanım’la yürürken tutamadım kendimi, yanımızdan geçen Hacı abiye dedim ki, “Hollanda genel seçimlerine bu kadar ilgi yoktu, neden acaba?” Bana baktı ve “doğru diyorsun evlat” dedi ve yürümeye devam ettik. Doğru lafa, tespite ne denilir ki zaten!

çimleri kültür festivallerimize denk getirirsek bu katılım tavan yapar haberiniz olsun! Konsolosluğumuza bunu da duyurmuş olayım, bunu değerlendirsinler. Gençler (size sesleniyorum, ama velilerinizde ciddiye alsınlar) her dalda her alanda birinci olmamız gerekmiyor. Çalıştığımız dalda, kaldığımız meslekte veya arzuladığımız mesleğimizde, konumumuzda, sağlıklı, dürüst ve sağlam bir temeli inşa edelim, emi! Ben “daha çok”, “nicelik” yerine, “kalite” ve “nitelik” diyorum, kalite istiyorum… Kaliteyi daima tercih ediyorum! Doğuş okurlarımıza Allah’tan hayırlı tatiller dilerim. Selam ve saygılarımla.

İçerideki o fuar görüntüsü hoştu, 5 dakika içerisinde vatandaşlık görevimizi yerine getirdik. Bir de Türk usulü döner köftecimiz kapıda olsaydı ne güzel olurdu vallahi! Bir sonraki se-

Sendikalar da sosyal haklara karşılar...

2013 yılında, Belediye Meclis seçimlerine hazırlık olarak siyasete ilgi duyan gençlere Masterclass CDA Kleurrijk adı altında Siyaset Akademisi kursları düzenlemiştik. Hem katılanlar açısından hem de bizim açımızdan güzel ve başarılı geçmişti. Bu sene Ekim-Kasım ayında bu programın ikincisini düzenlemeyi planlıyoruz. Bizim partinin Siyaset Akademi programı normal 12 dersten oluşur ve ücretlidir (€ 850,-). Biz iki kültürlü gençlerin siyasete katılımını sağlamak, onları teşvik etmek; siyasi bilgi ve becerilerini artırmak için bu programı 4 derslik program hâline getirerek, ücretsiz sunuyoruz. Hollanda’da Türk toplumunun Hollanda siyasetine ilgisinin yeterli olduğu düşünenler olabilir. Ben bu görüşte değilim. Bunu bazı rakam vererek de izah etmeye çalışacağım… Hollanda’da yaşayan 16.7 milyon insanın yüzde 3’ünü Türkler oluşturmakta. Bu veriden yola çıkarak Hollanda siyasetinde temsil rakamlarını vereceğim sizlere. Evet, şu anda Hollanda Parlamentosunda 6 Türk kökenli Milletvekili görev yapmakta; bu da 150 milletvekiline oranla toplam % 4 eder. Ama bu 6 milletvekilinin, sadece PvdA ve SP adlı iki partiden seçildiklerini unutmamak lazım. Hollanda’nın CDA, VVD, D’66 ve GroenLinks gibi diğer köklü partilerden milletvekili çıkaramadık maalesef. PvdA’daki durumu zaten biliyorsunuz, fazla söze gerek yok diye düşünüyorum. Temsilciler Meclisinde durum bu. Birinci Meclisteki durum nedir? Burada hiç bir Türk kökenli yok, % 0! Aynı durum maalesef Avrupa Parlamentosu için de geçerli, hiç bir Türk kökenli temsilci yok, % 0! Yerel yönetimlerde durum hiç de iç açıcı değil. 50-60 sene sonra hâlen bir Belediye Başkanı çıkaramadık, % 0! Hollanda’da Belediye Meclislerinde toplam 8.454 meclis üyesi görev yaparken, yaklaşık 170 meclis üyesi Türk kökenlidir, bu da % 2 eder. Eyalet Meclislerinde toplam 570 üye var iken, burada sadece 8 Eyalet Meclis üyesi Türk kökenlidir. Bu da % 1,5 eder!

Hollanda‘da ve Avrupa’da siyasette başarısızlığımızın sebebi açıkça ortadadır. Yeterli katılım ve alaka göstermiyoruz ve seçimlerde verilen seçme hakkımızı gerektiği gibi kullanamıyoruz. Seçimlerde, Türk kökenli toplumun katılım oranı maalesef % 20’leri geçmiyor. Ortalama katılım oran % 45-50’den düşük olmazken, bu oran çok mu çok düşük. Siyasette aktif olan arkadaşların sayısının mutlaka artması lazım. “Seçilenler zaten başarısız” deyip bu siyasi katılımın önünü kesmemek lazım. Siyasete ilgi ve katılım arttıkça, tecrübe de artacak, başarı da gelecektir. Geçenlerde birkaç arkadaşlar ile sohbet ederken, Avrupa’da ve Hollanda’da siyasi katılımın önemini konuştuk. “İlk önce Sivil Toplum Kuruluşlarını mı bilinçlendirmek ve güçlendirmek lazım, yoksa toplumumuzun siyasi katılımını mı teşvik etmek lazım?” diye beyin jimnastiği yaptık. Eğer siyaseti sorunların çözüm merkezi olarak tanımlarsak, ben ilk önce ‘siyasi katılımı teşvik etmek lazım’ derim. Kuzey Amerika ve Güney Afrika’da olduğu gibi ayrımcılık, yani ‘apartheid‘, verilen siyasi mücadele sonucu kaldırılmıştır. İlk defa TBMM için oy kullandık. İktidar partisinin genel başkanı Avrupalı Türkleri yakından ilgilendiren bazı vaatlerde bulundu. Bunu da siyasi katılımın bir başarısı olarak görebiliriz. Avrupalı Türkler seçme hakkına sahip olmasalardı, iktidar bu vaatleri yapar mıydı bilmem? Seçim sonuçlarının hayırlara vesile olmasını diliyorum… Ekim-Kasım ayında gerçekleştirmek istediğimiz Siyaset Akademisi (Masterclass CDA Kleurrijk) programına katılmak isteyen gençlerimiz benimle irtibata geçebilirler. İyi bir tatil diliyor, Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyorum. Hoşça kalın…

FNV’nin Genel Başkanı Ton Heerts, tek kişi işletmelerin işsizlik, malullük ve hastalık maaşı gibi sosyal olanaklardan yararlandırılmaları planına karşı olduklarını söyledi. Heerts, Het Financieele Dagblad gazetesinde yayımlanan söyleşide, “Bunu savunan işverenler ve siyasi partilerin amacı, yüz yıl mücadelesini verdiğimiz sosyal devleti kökünden yıkmak” ifadesini kullandı. Hollanda Genel İşverenler Derneği AWVN’in sosyal güvence sisteminde köklü değişim yapılmasını ve tek kişilik işletmelerin sahiplerinin de bu haklardan yararlandırılmalarını savunduğuna işaret eden Ton Heerst, “İstem sempatik gibi görünüyor, ancak değil. İşverenler çalışanları için prim ödemek

istemiyorlar ve tüm riskin çalışanlar tarafından üstlenilmesini hedefliyorlar” ifadesinde bulundu. FNV Başkanı, işverenlerin daha düşük fiyat teklif eden tek kişi işletmeleriyle çalışmayı tercih ettiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Tek kişi işletmelerine karşı değilim. Benim tepki gösterdiğim, insanların PostNL’de olduğu gibi işverenler tarafından serbest çalışmaya zorlanmaları. Tek kişi işletmelerine uygulanan vergi indirimine son verilmesi, bu kişilerin saat ücretlerini yükseltmelerini sağlayacak ve

böylece işverenler için o kadar cazip olmayacaklar.”

vleeswaren Koç Et Mamulleri B.V.

Hikmet Gürcüoğlu

Adres Productieweg 48 2382 PD Zoeterwoude İleti: info@sancak.nl Web www.sancak.nl Telefon +31(0)71 581 00 30 Faks +31(0)71 581 00 33


actualiteit

16 aktüalite

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204- 2015

Gündem

“Oruç, mü’min için bir kalkandır” Değerli Doğuş okuyucuları. on bir ayın sultanı, rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı Ramazan-ı Şerifin bir kez daha evimize, sokağımıza , mahalle, ve kentimize, cami ve cemiyetimize ve hayatımıza kuşatıcı ve hayat verici tarafları giriyor olmasının haz ve sevincini yaşıyoruz. Ramazan her gelişinde sanki ilk kez geliyormuş gibi heyecan ve sevinci ile girer mü’minlerin hayatına, Ramazan ayının günlerin daha uzun sürdüğü yaz mevsimine tekabül etmesi nedeni ile oruç, iftar ve teravih ibadetleri noktasında ayrı bir titizlik ve dikkat gösterilmesi hususunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Namazlarımızı camide cemaatle kılmak için azami gayret ederken, çocuklarımız ve diğer aile fertlerimizin de bu manevî havayı teneffüs edebilmeleri için aynı duyarlılığı göstermeliyiz, Dahası, komşu ve akrabalarımızı bu konudaki sorumluluklarımız arasına katmalıyız, oruç ve teravih namazlarına teşvik etmeliyiz. İnanç değerlerimiz bağlamında komşuluk hukukunun bir mü’min açısından bağlayıcı olduğu ahiret boyutu itibarı ile de ya mükafat ya da cezayı gerektirecek sonuçlar olması açısından Avrupa toplumunda yaşayan Müslüman bireyler olarak Müslim, gayrimüslim farkı gözetmeden, komşularımıza karşı olan ilişkilerimizi de yeniden güzden geçirmek durumundayız. Komşularımızı iftar sofralarına davet etmek ziyaretlerimizi daha da sıklaştırmak, hasta olan kardeşlerimizi ziyaret etmek, muhtaç olanın ihtiyacını gidermek ve kimsesizin kimsesi olmaya çalışmak, İslam’ın mü’minlere yüklediği sorumluluklar arasındadır.

Ramazanın tesiri ve bereketi yedisinden yetmişine toplumun tamamını kapsamaktadır, Ramazan ayında Müslümanlar Orucuyla, Mukabelesiyle, İftarıyla, Sahuruyla, Teravih Namazıyla, itikaf, Zekât ve Fitresiyle, bu mübarek ayı idrak ederler. Peygamber Efendimizin (sav) ifadesiyle “Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur.” Bu hadise mazhar olabilmek için bu Ramazan ayının bizim son oruç ayımızmış gibi değerlendirmek ve Allah’ın rızasına ulaşmak için gayret etmeliyiz. “Mazlum ve mağdurlar unutulmamalı” Ramazan ayını ailece bütün toplum ile beraber manevî bir atmosfer içinde gündüzüyle gecesiyle âdeta bizim hayatımıza nefsimize tesir etmiş bir şekilde yaşamamız gerekmektedir. Yaşadığımız toplumda iftar programları düzenleyerek ırk, din, etnik grup ayırt etmemeden İslam’ın güzelliklerini Müslümanların mütevaziliğini bu ayda sergilemeliyiz. Ayrıca yeryüzündeki mazlum, mağdur, yetim, dul, sıkıntı içinde olan kardeşlerimizi de unutmamak gerekir. Dualarımızla, mali desteğimiz ile onların yanında olmak gerekir. Ramazan ayında camiler, Hollanda’daki Müslümanlar için önemli ve vazgeçilmez bir konuma sahiptir. Dolayısıyla bu ay çocuklar için de çok önemli bir aydır. Onlara Ramazan ayının bütün hissiyatını vererek niçin oruç tutulduğunun mahiyeti, cami içerisinde bir ay boyunca yaşayarak öğretilmesi daha da faydalı olacaktır. Sadece midelerimizi boş bırakarak oruç tutmanın hiçbir faydasının olmayacağını söylemek isterim,

Orucun, bizim için kalkan olması lazım. Âdeta bütün vücut azalarımız ile oruç tutmamız gerekmektedir, Allah’a tefekkür ederek, nefsimizi terbiye ederek hiçbir münakaşaya girmeden, kimseyi kırmadan bu mübarek ayı ihya etmemiz, ahiret için bir yatırımımız olacaktır. Birileri ile sözlü münakaşaya girildiği zaman Peygamberimizin (as) ifadesiyle “Ben oruçluyum” desin. Böylelikle orucuna zarar getirmemiş olur. Bu ayda oruç ibadetinden sonra en önemli ibadetlerden birisi de toplum olarak gelenek hâline getirdiğimiz mukabele kültürümüzü devam ettirmektir. Ramazanın başlangıcıyla beraber Kur’an-ı Kerimi her gün bir cüz okuyarak, Kur’an-ı Kerimi hatmetmiş oluruz. Kur’an-ı Kerim bu ayda, Kadir Gecesinde nazil olmuştur. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’i bilmeyen kardeşlerimiz bu ayı fırsat bilerek öğrensinler. Peygamberimiz, “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı Kerim’i öğrenen ve öğretendir” buyurmaktadır. Ramazan ayı Kur’an ayıdır, Kur’an’ın en çok okunduğu aydır, Mü’min Kur’an’la bütünleşir. Günlük hayatımızda beş vakit namaz farz olmakla beraber, Peygamberimiz (sav), “Farz namazlarından sonra en faziletli namaz gece kılınan Teheccüd namazıdır” buyurmaktadır. Oruçlarımızı, Ramazan ayında, gecenin ortasında kılınan Teheccüd namazları ile süsleyelim. Ayrıca vakti olan kardeşlerimiz günlük beş vakit namazlarını da camilerde kılarlarsa, Ramazan ayını bütünüyle ihya etmiş olurlar. Ramazan, Oruç ve takva mevsimidir. Ramazan her şeyden önce oruç ayıdır. En makbul en faziletli oruç Ramazan orucudur. Orucun amacı

Mehmet Erdoğan NİF- Millî Görüş Güney Hollanda Bölge Başkanı takvadır, Allah korkusunun gönülde ve hayatta kökleşmesidir. Oruçlu, ince ruhlu ve nazik olmalı, gönül kırıcı davranışlardan uzak olmalıdır. Ramazan ikram ve cömertlik mevsimidir, Ramazan kardeşlik ve yardımlaşma, bereket ve fazilet ayıdır, Ramazan müminlerin hayra koştuğu aydır. Ramazan, dul, yetim, ve yoksulların gözetildiği aydır, gariban, kimsesiz, ve güçsüzlerin elinden tutulduğu aydır. Bu mübarek ayda bir başka ibadet şeklide, Ramazanın son on gün içerisinde itikafa girerek dünya işlerinden el çekerek kendini âdeta Allah’a adamış bir şekilde cami içinde zaruri ihtiyaçlar dışında Allah’ın evinde ibadetle meşgul olmaktır. Peygamberimiz Medine’ye hicret ettikten sonra kendisi de itikafa girerek ibadetle meşgul olmuştur. Bu sünneti de imkânı olan kardeşlerimiz yaparlarsa güzel olur. “Bir Kelebek de Sen Uçur” Ayrıca bu mübarek ayda Millî Görüş Teşkilatlarımızın ZekâtFitre müessesinin başlatmış olduğu “Bir Kelebek de Sen Uçur” kampanyasına katılmanızı, Zekâtlarınıza ve Fitrelerinize talip olduğumuzu bildirmek isteriz, Peygamberimiz (s.a.v.), “Mallarınızı Zekât vermek suretiyle temizleyin” buyurmaktadır. Ayrıca Kadir Gecesinde her sene olduğu gibi Mazlum ve Mağdurlara yardım toplanacaktır, Cenab-ı Allah mali yardımlarınızı kabul eylesin. amin. “Bu ayda, bin aydan daha hayırlı bir gece, Kadir Gecesi var. Onu, Ramazan ayının son on günü içinde arayınız” buyuruyor

Efendimiz (sav). Bizim toplumumuzda, Kadir Gecesi, genelde Ramazanın 26’sını 27’ye bağlayan gecede idrak ediliyor. Bu geceyi de aile fertlerimiz ile toplum ile beraber ibadet ile geçirmeliyiz. Dünya Müslümanlarını da unutmamak gerekir, Ramazan ayının sonunu âdeta imtihan şeklinde değerlendirmemiz gerekir. Ramazanın ayının sonunda da Bayram’a ulaşmış olacağız. Bazı insanlar “ah nerede o eski bayramlar” diye serzenişte bulunurlar. Aslında bayramları eskiten bizleriz. Bayramların gayesi sevindirmektir, mutlu etmektir. Büyüklerimizi, eşimizi-dostumuzu, hasta olanları bu minval üzere ziyaret edersek, birilerinin kalbini kırdıysak o kişiden helallik alırsak, bütün toplum birbiriyle İslam kardeşliği çerçevesinde ilişkisini kurarsa, Allah’ın izniyle huzurlu bir ortamda kardeşçe duyguları içeresinde bayramların sevincini de yaşar ve paylaşırız.

Değerli kardeşlerim Ramazan ayında yapacağımız bütün ibadetlerimizin yüce Allah (c.c) tarafından kabul olunmasını temenni ve niyaz ederim. Şimdiden Ramazan ayınızı, Kadir Gecenizi, ve Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. Bütün Müslümanlara huzur bereket hayır ve barış getirmesini, bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını niyaz ediyorum. Türkiye’ye izine gidecek olanlara hayırlı sıla-i rahim yapmalarını diliyor, salimen geri dönmeleri için Allah’a dua ediyorum. Allah’a emanet olunuz. ◄◄

Sizden gelenler... dogus@dogus.nl

Kocatepe Camii’nden muhteşem kapanış D Kocatepe Camii düzenlendiği kapsamlı bir etkinlikle 2014/2015 yılı Kur’an Kursu öğretim yılını tamamladı. Bu çerçevede, bu öğretim yılı içerisinde, 170 öğrenci Kur’ân-ı hatmetti, 140 öğrenci Kur’ân’ı Kerim’e başladı. Hafız grubundaki öğrenciler 120 sayfayı ezbere hıfzettiler. Ve yine bölgedeki HDV bağlı olan gerek bölgesel gerekse Ulusal olsun, öğrencilerimiz başarı üstüne

Şehit Ahmet Benler Kupası Haaksbergen Camii’nin oldu başarı elde edip bizleri Onurlandırdılar. Bu öğrencilerimize Onur Madalyası takıldı ve üst yönetim Kurulu tarafından kapalı zarf takdim edildi. Gülistan Önsesveren, Sait Hacıahmet ve Başak Akpınar Bilgi Yarışmasında 1’inci oldular. Hollanda geneli Kur’an-ı Kerim Güzel Okuma Yarışmasında Abdullah Bilgiç Hollanda 2’ncisi oldu. Ezanı Güzel Okuma Yarışmasında Harun Bilgiç Hollanda’da 3’üncüsü oldu Mehmet Onur Aydın Hutbe Okuma yarışmasında Bölge 1’incisi oldu. Hamza Bülbül Bölge Yarışmasında 1’inci oldu. Hollanda geneli olarak Kur’ân-ı Güzel Okuma Yarışmasında ülke 1’incisi oldu.

2015 Yılı Hollanda Diyanet Vakfı Kupası, 1979 yılında Ermeni terör örgütü Asala tarafından uğradığı terörist saldırı sonucu hayatını kaybeden dönemin büyükelçisi Özdemir Benler’in oğlu şehit Ahmet Benler anısına düzenlendi. HDV Delft Sultan Ahmet Camii tarafından organize edililen “Şehit Ahmet Benler” kupa finaline Mayıs ayı içerisinde

Hollanda’nın dört bölgesinde yapılan ve 96 takımın yer aldığı turnuvalarda ilk üç dereceye giren 14 futbol takımı katıldı. Final organizasyonuna, HDV Başkan Vekili ve Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mehmet Malkoç, Deventer Din Hizmetleri Ataşesi, Dr. Yusuf Acar, HDV Yönetim Kurulu Sekreteri Göksel Arıbaş, HDV şube yöneticileri ve gençlik temsilcileri katıldılar. Çeyrek final karşılaşmalarından sonra, Haaksbergen Ertuğrul Gazi, Almelo Yunus Emre, Veghel Selimiye ve Venlo Tevhit Camii futbol takımları yarı finale çıkan takımlar oldu. Ertuğrul Gazi ile Almelo Yunus Emre takımları arasında yapılan final müsabakasını 4-0 kazanan Ertuğrul Gazi Camii, “2015 Yılı Şehit Ahmet Benler Kupası”nın şampiyonu oldu.


doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

samenleving

cemiyet 17

Toplum

Hollanda’daki Türk STK’ları İstişare Kurulu kuruyor

BATİM’e bağlı Rijnmond Kültür Merkezi Kır Şenliği düzenledi

Hollanda’da faaliyet gösteren 24 büyük STK başkanı ve temsilcileri, Den Haag’taki Centre for Public Debate–Sivil Tartışma Merkezi CPD’nin konferans salonunda bir araya geldi. CPD’nin bahçesinde bir kaynaşma yemeğiyle başlayan birliktelik daha sonra konferans salonunda toplu oturumla devam etti. Hollanda-Türk diasporasının ortak sorunları katılan temsilciler tarafından detaylı olarak tartışıldı. Yapılan geniş çaplı toplantının gelecekte Hollanda-Türk STK’ları İstişare Kurulu adı altında periyodik olarak tekrarlanmasına oybirliğiyle karar verildi. Tüm katılanlar bu kurulun yeni bir çatı kuruluşu olmayıp, STK’lar arasında istişareyi güçlü bir şekilde sağlayacak bir platform işlevi görmesinde hemfikir oldular. Resmi statüsü olmadan tamamen bir danışma ve istişare kurulu olarak çalışacak bu kurulun, iletişim koordinasyonu CPD tarafından yürütülecek. İlk etapta 24 kuruluşunun katılımıyla gerçekleşen girişime önümüzdeki süreçte kamuoyu tarafından kabul görmüş ve belirgin bir tabanı temsil eden diğer dernek, vakıf, federasyon ve ağ-kuruluşlarının temsilcilerinin de davet edilecekleri bildirildi. Bu çerçevede bir sonraki oturumda kuruluş sayısının 40’a çıkarılmasının hedeflendiği öğrenildi. Kurul toplantılarını yönetecek başkanın ve divan heyetinin bir sonraki oturumunda katılımcılar arasından seçileceği kaydedildi. Açıklamada, “Ayrımcılık, ırkçılık, İslamofobya, gençlerin sorunları gibi konularda bilimsel araştırmaların yapılması ve bunların teşviki açısından da Hollanda-Türk STK’ları İstişare Kurulu öncü görevi almalıdır” denildi.

7 Haziran 2015’de Batı Avrupa Türk İslam Merkezi ve kendisine bağlı olan Rijnmond Kültür Merkezi ortaklaşa ‘Kır Şenliği Programı’ düzenledi. Bay, bayan, çoluk çocuk yoğun bir katılımın olduğu Şenlik Batı Avrupa Türk İslam Merkezi’nin kendi mekanında gerçekleştirildi. Batı Avrupa Türk İslam Merkezi’nin yapmış olduğu bu şenlik katılanların çok beğenisini kazandı. Batı Avrupa Türk İslam Merkezi Genel Başkanı Uğur Arısoy açılış konuşmasında programa katılan davetlilere Batı Avrupa Türk İslam Merkezi ve Rijnmond Kültür Merkezi’nin hazırlamış olduğu Kır Şenliği programına katıldıkları için teşekkür etti. Programın sunuculuğunu yapan Batı Avrupa Türk İslam Merkezi Genel Muhasibi sayın Bedir Murt bey Kır Şenliği programına sponsorluk yapan tüm hayır severlere tek tek teşekkür etti.

Hollanda’da İslam okullarına talep artıyor

Elibol ve Pirağa futbol turnuvasında centilmenlik kazandı

Hollanda’da, özellikle son zamanlarda yoğun eleştirilere maruz kalan İslam Okulları, son 5 yılda yüzde 22 büyüme gösterdi. Hollanda genelinde ilkokul öğrenci sayısında düşüş yaşanmasına rağmen, İslam Okullarında artış gözlemlendi. 2010 yılında yaklaşık 9 bin öğrenci İslam Okuluna giderken, bu rakam 2014 eğitim öğretim yılında 11 bin olarak açıklandı. Hızla büyüme gösteren ilk öğretim okulu müdürü, Abdelsadek Maas, “Hollanda’daki mevcut iklim, Müslümanları daha çok birbirilerine kenetlenmesine neden oluyor” dedi. “Diğer okullarda, bir başörtülü öğrenciye bakış çok farklı. İslam Okullarında ise çocuklar kendileri olabiliyorlar”diye sözlerine ekledi. İslam Okullarının kalitesi İslam Okulları yönetimleri Organizasyonu (İSBO) başkanı Yusuf Altuntaş, önceden müslüman aileler ilköğretim tercihlerini ‘kamu’ okullarından yana kullanırken artık, ebeveynler temel dini eğitimini çocuklara küçük yaşta vermek istiyor, dedi. Maastricht Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Jaap Dronkers ise, “İslami okullar genellikle devlet okulları ile aynı sosyoekonomik bileşime sahip olmasına rağmen, daha kaliteli bir eğitim sunmaktadır.” Kaliteli eğitim vermeleri, tercih etmek için önemli bir etken, dedi. Son yıllarda özellikle, Cito sınav (Lise giriş sınavı) sonuçlarının düşük olması eleştirilere neden olmuştu. Eğitim Müfettsileri tarafından açıklanan verilere göre; son yıllarda İslam Okulları kalitesini giderek arttırmakta. Hollanda genelinde, diğer okullar gibi Eğitim Bakanlığı tarafından finanse ve kontrol edilen 49 İslam ilkokulu mevcut.

Geleneksel olarak her yıl merhum Pirağa Koruyucu ve İbrahim Elibol adına Kocatepe Futbol kulübünde tesislerinde düzenlenen turnuvada centilmenlik kazandı. Merhum Pirağa Koruyucu ve İbrahim Elibol adına düzenleyen turnuvaya 20 takım katıldı. Beşerli takım olarak dört grupta başlayan grup maçları sonucunda gruplarda birinci ve ikinci olanlar çeyrek finale yükseldiler. Çeyrek final maçlarında, Plein3 – Yozgatspor (1-2), Jacko – Fastfly (0-1), Koruyucu – Vibafashion (0-5), Team Dealt – Divanspor (1-4) bu sonuçları alındı. Centilmen atmosferde geçen maçların yanı sıra katılanlar Kocatepe Futbol kulübünün düzenlemiş olduğu yemek standlarından yararlanarak günü eğelenerek geçirdiler. Çeyrek finallerde kazanan takımlar yarı final maçlarını oynadılar. Yarı final maçlarında Vibefashion – Yozgatspor’u 6-1 gibi çok büyük farkla, Team Dealt’ta Fastfly takımın 4-1’lik bir skorlarla mağlup ettiler. Final maçından önce Fasfly ile Yozgatspor penaltı atıştılar. Penaltılar sonucu Fastfly Yozgatspor’u yenerek üçüncü oldu. Final maçı Vipefashion ile Team Dealt arasında oynadı. Final maçı çok çekişmeli ve heyecanlı anlara sahne oldu. Çok iyi futbol oynayan iyi takım da turnuvaya katılanlara güzel bir maç seyrettirdiler. Maç sonucunda Vipefashion takımı rakibini yenerek birincilik kupasını aldı. Bütün takımların centilmence çekiştiği maçların ardından en büyük kupa olan centilmenlik kupasını da hakemlerin verdiği puanlar sonucunda Erzurumspor aldı.

Yapılan konuşmalardan sonra Batı Avrupa Türk İslam Merkezi’nin bahçesine geçildi ve çeşit çeşit yarışmalar yapıldı. Yumurta ile yürüyüş, çuvalla zıplama, halat çekme ve sonunda da yoğurt yarışmaları yapıldı. Yarışmaları kazananlara ödülleri verildi. Güne damgasını vuran ise şenliğe katılan annelerin de kendi aralarında birbirlerine karşı yarışmaları oldu.Yapılan yarışmalardan sonra Batı Avrupa Türk İslam Merkezi’nin verdiği ikramlara geçildi. Şenliğe katılan herkes doyasıya ikramlardan yediler. Verilen ikramların ardından şenliğe katılan çocukların hepsine hediyeler verildi. Batı Avrupa Türk İslam Merkezi Genel Başkanı Uğur Arısoy katılan davetlilere ve çcouklara katıldıkları için teşekkür ettikten sonra program serbest bir şekilde devam etti.


nieuws

18 haber Cemiyet haberleri

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Sizden gelenler...

Hutbe Okuma Yarışması Hollanda finali yapıldı Din Hizmetleri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı tarafından, Hollanda genelinde camilerimizde yürütülmekte olan Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kurslarına devam eden çocukların katıldığı ”Hutbe Okuma” yarışması Hollanda finali yapıldı. Bölgelerinde finale kalan öğrenciler çocuklar ve gençler olmak üzere iki kategoride katıldıkları

Kırk Hadis Yarışması Hollanda finali yapıldı final yarışması, 24 Mayıs 2015 tarihinde Zutphen HDV Barbaros Camii’nde yapıldı. Hutbe Okuma Yarışması Finalinde çocuklar kategorisinde Tilburg HDV Süleymaniye Camii’nden Cemal Yörük birinci, Amsterdam N0ord HDV Kuba Camii’nden Alihan İnan ikinci ve Kampen HDV Nebi Camii’nden Furkan Güngör üçüncü oldular. Gençler kategorisinde ise Tilburg HDV Süleymaniye Camii’nden Furkan Çekiç birinci, Mustafa Daşcı ikinci ve Leiden HDV Mimar Sinan Camii’nden Furkan Önal üçüncü oldular. Yarışmalarda dereceye giren öğrenciler HDV tarafından para ile ödüllendirildiler.

Din Hizmetleri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı tarafından, Hollanda genelinde camilerimizde yürütülmekte olan Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kurslarına devam eden çocukların katıldığı ”Kırk Hadis Metnini Ezbere Okuma” yarışması Hollanda finali yapıldı. yeni Bölgelerinde finale kalan öğrenciler çocuklar ve gençler olmak üzere iki kategoride katıldıkları final yarışması, 24 Mayıs 2015 tari-

hinde Schiedam HDV Muradiye Camii’nde yapıldı. Yarışmada hadisler Türkçe ve Hollandaca olarak iki dilde okundu. Kırk Hadisi Ezbere Okuma Yarışması Finalinde çocuklar kategorisinde Harderwijk HDV Mehmet Akif Camii’nden Nisanur Karadavut birinci, Schiedam HDV Muradiye Camii’nden Hilal Erol ikinci ve Kampen HDV Nebi Camii’nden Feyza Tozan üçüncü oldular. Gençler kategorisinde ise Rotterdam HDV Mevlana Camii’nden Merve Bulak birinci, Kampen HDV Nebi Camii’nden Ersan Yıldız ikinci ve Hoorn HDV Abdulkadir Geylani Camii’nden Nur Arkın üçüncü oldu. Yarışmalarda dereceye giren öğrenciler HDV tarafından para ile ödüllendirildiler.

İşverenler piknikte buluştu

Göçün sembolü: “Tahta bavullu adam” Gurbetçilerin yaşadığı vatan hasreti, Hollanda Karamanlılar Vakfı tarafından, Karaman’dan yurtdışına 1964’teki göçü temsilen yaptırılarak

Türkiye’ye getirilen “tahta valizli adam heykeli” ile hafızalarda canlı tutuluyor. Para kazanmak için gurbete gidenlerin yolcu edildiği Karaman Garı’na, bu yolculuğun hatırasını yaşatmak için yerleştirilen heykel, ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

Türk İşverenler Derneği’nin (TOV) Steenderen alabalık çiftliğinde düzenlediği pikniğe çok sayıda işveren katıldı.Bu yıl altıncısı düzenlenen piknikte alabalık

tutma yarışması da yapıldı. Bu yılki yarışmada Fatih Alkan 15 balık tutarak birinci gelirken, 13 balık yakalayan Akın Zeyrek ikinci, 12 balık tutan Hakan Geçol üçüncü oldu. Yarışmada derece alanlar işverenler derneği tarafından ödüllendirildiler.


samenleving

toplum 19

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

İyi bir izin kapıda başlar...

10 yıldan eski pasaportlara dikkat

Türkiye’ye giriş için gereken belgeler

Yolda dikkat edilmesi gereken hususlar

10 yıldan eski pasaportlara dikkat Bazı vatandaşlarımızın, anne pasaportunun refakat hanesinde kayıtlı çocuklarına kendi pasaportlarını vererek Türkiye’ye gönderdikleri görülmektedir. Bu yanlıştır ve çok büyük sorunlar çıkmaktadır. Anne veya baba pasaportunda kayıtlı çocuklar ancak pasaport sahibi ile birlikte seyahat edebilirler. Yada çocuklara ayrı pasaport almanız gerekmektedir. Ayrıca, veriliş tarihi 10 yıldan eski pasaportlara İsviçre ve Almanya havaalanlarında gümrükçülerin sorun çıkarttığı görülmektedir. Türkiye’ye giderken veya geri dönerken karşılaşacağınız her türlü problemlerde (pasaport kaybı, hırsızlık, kaza, vb.) T.C. Dışişleri Bakanlığımızın Çağrı Merkezini-0090-312 292 29 29- gece ve gündüz, 24 saat, her zaman arayabilirsiniz. Konaklama… Vatandaşlarımızın özellikle ıssız yerlerde mola vermemelerini tavsiye ediyoruz. Yolda en güvenli bizim de tavsiye ettiğimiz OMV veya MOLL benzinliklerinde dinlenebilirler.

Sınır kapılarında belgelerinizi hazır tutun… Yolcularımızın beraberlerindeki kişisel kullanımlarına ait taşıtlarının gümrük işlemlerinin hızlı bir şekilde yapılabilmesi için mutlaka belgeleri önceden hazırlamalarında fayda var. Gümrük İdarelerince aranılan belgeleri bulundukları ülkeden eksiksiz getirmeleri ve gümrük personeline ibraz etmeleri halinde giriş – çıkış işlemleri de hızlı bir şekilde tamamlanacaktır. Ancak belge eksikliği nedeniyle yolcuların gümrük kapılarında saatlerce beklemek zorunda kaldıkları da bir gerçek. Bu nedenle mutlaka aşağıdaki belgeleri giriş ve çıkışlarda mutlaka elinizin altında hazır tutun. Giriş-Çıkış işlemleri için gerekli belgeler ise şunlardır.-Araç kaydı yapılacak kişinin pasaportu-Araca ait Türkiye’de geçerli sigorta belgesi (Yeşil Kart)-Aracın ruhsatı (mülkiyet belgesi)-Araç sahibi değilse vekâletname veya kira sözleşmesi-Yurt dışında emekli ise emeklilik belgesi-Türk pasaportu için T.C kimlik numarası Türkiye’ye girdiğinizde HGS Etiketinizi almayı unutmayın. HGS etiketi üzerinde sarı ve beyaz kısmı olduğuna dikkat edin, Sarı kısmını içerden ön camın sol üst kısmına yapıştırmanız gerekiyor. Barkod olan beyaz bölümü de saklamalısınız. Zira dolum yapmak istediğinizde Barkod bölümünü aracınızın ruhsatı ile beraberinizde götürmeniz gerekiyor.

- Vatandaşlarımız yola çıkmadan önce, hâlen kullanmakta oldukları pasaportlarını, oturma ve çalışma izinlerini, sağlık ve araç sigorta kartlarını, Mavi Kartlarını kontrol etmelerinde fayda var. - Vatandaşlarımızın bir çoğu bu yıl Lacivert pasaportları ile belki de bu yıl son defa karayolundan gidecekler. Zira karayolundan Türkiye’ ye giderken güzergah üzerinde ki ülkeler (örneğin; Sırbistan) pasaportların en az 6 aylık bir süre (gidiş-dönüş) olmasını istemektedir. - Gelecek yıl eski lacivert pasaport sahibi olanların bu kadar süreleri kalmayacak. Lacivert pasaportlar 24.11.2015 tarihinde kullanımdan kalkacaktır. Türkiye’ ye uçakla gidecek ve geri dönecek vatandaşlarımızın pasaportlarında geçerli bir süre olması halinde sorun bulunmamaktadır. Pasaportlarının geçerli olması (1 haftalık süre olsa bile) yeterlidir. - Eski tip lacivert pasaportların refakat hanesinde kayıtlı 7 yaşından büyük çocukların mutlaka fotoğrafı olması gerekmektedir. 7 yaşından büyük çocukların pasaport içerisinde konsolosluk tarafından tasdikli fotoğrafı olmadığı takdirde uçağa kesinlikle alınmamaktadır. Geçtiğimiz sene bu konuda çok sorunlar yaşandı. Bir çok Aileler mahsur kaldılar. - Bizim tavsiyemiz Yeni AB yönetmeliğine göre, mümkünse ‚‘Bir insan-Bir pasaport‘‘ uygulaması gereğince en yakın bir zamanda çocuklarınıza da ayrı pasaport çıkartılması. - Avrupa Birliğinin almış olduğu bir karara göre bir kişinin Avrupa genelinde üzerinde 10.000.-Euro’dan fazla para taşıması yasaktır. Bu nedenle özellikle Sırbistan gurbetçilerin üzerinde yakaladığı 10.000.-Euro’nun üzerindeki paralara el koymaktadır. Bu paraları geri almak için Sırbistan’da avukat tayin ederek dava açmanız gerekmekte ve davalar da uzun yıllar sürmektedir. Dava sonuçlandığında ise paranızın ancak yarısını alabilmektesiniz. Her yıl bu tür olaylara sık rastlanıldığından lütfen dikkat ediniz. -Başkasına ait bir araç ile Türkiye’ye gitmek isteyenlerin araç sahibinden vekaletname alması gerekmektedir. Bu vekaletnameyi mutlaka konsolosluklardan almanız şart değildir. Avusturya’da ÖAMTC, Almanya’da ADAC ve İsviçre’de ise TSC’den ücretsiz olarak (İnternational Vollmacht-Türkçe/ Almanca) alabilirsiniz. Boşuna uzak yerlerden konsolosluklara giderek zaman kaybetmeyin. Bu uygulama yıllardır var. -Her vatandaş (Türk, Alman, Fransız vb.) araçlarıyla Türkiye’de 6 ay kalabilir. (Vekaletname ile gidenler de dahildir). Yine yurtdışından emekli olmuş her vatandaş araçlarıyla Türkiye’de 1 yıl kalabilir. Araçlarını Türkiye’de bırakıp, uçakla yurtdışına çıkmak isteyenler araçlarını ya en yakın gümrüğe veya evinin garajına bırakabilir. Bunun için de gümrükte bir –Taahhütname –imzalaması gerekmekte ve pasaportundaki ‚‘Aracı var‘‘ kaşesini sildirmesi gerekmektedir. Aracı başkası kullanamaz.

İyi bir izin kapıda başlar...

Yola çıkmadan aracınıza bakım yaptırın Yolculuk öncesi aracınıza bakım yaptırmakta fayda var. Bir çok Türk aile, araçları yolda arızalandığı için perişan oluyor. Ayrıca bakımdan geçmiş bir araç kaza riskini azalttığı gibi, üzücü kayıpların yaşanmasını da önler. (Kanuni olarak teknik bakımı) APK’sı bitmiş araçla yola çıkmayın. Zira geçtiğimiz yıllarda Macaristan sınırında Kontrol esnasında araçlarının APK’nın bittiği tespit edilen bir çok aile mağdur oldular. Macaristan sınırında görevliler aracınızın APK’sı olup olmadığını kontrol edebiliyor. Yolda gözü aç tamircilerin tuzağına düşmemek için yola çikmadan önce aracınızın bakımını mutlaka yaptırın. Aracınızda Trafik ve yardım seti bulundurun: Aracınızda mutlaka trafik seti ve sağlık seti olsun. Bunun yanında Çekme halatı,

El Feneri, Reflektörlü güvenlik yeleği ,Yangın söndürme tüpü, Koli bandı, ufak çaplı takım seti Yıldız ve düz tornavida gibi işinize yarayabilecek malzemeler bulundurmanızda fayda var.

Türkiye’ye girişte belgeleriniz hazır olsun. -Araç kaydı yapılacak kişinin pasaportu -Araca ait Türkiye’de geçerli sigorta belgesi -Aracın ruhsatı (mülkiyet belgesi) -Araç sahibi değilse vekâletname veya kira sözleşmesi -Yurt dışında emekli ise emeklilik belgesi -Türk pasaportu için T.C kimlik numarası Taşıtın gümrük işlemlerinden sonra araç sahibinin pasaportuna, taşıta ait gümrük tescil numa-

rası ve taşıtın yurtta kalabileceği sürenin bitim tarihi kaydedilmektedir. Bu süreyi geçirmeden aracın yurt dışına çıkarılması veya bulunulan yere en yakın gümrük idaresine teslim edilmesi gerekir. Aksi halde, 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre cezai işlem yapılır. Yolcularımız yurtdışından beraberlerinde getirebilecekleri eşya ve araçlarla ilgili detaylı bilgileri sitemizin yolcu işlemleri bölümünden alabilirler. Ziynet Eşyalarına Dikkat Türkiye’ye gidiş ve dönüşte bir yolcunun yanında taşıyabileceği para miktarı kısıtlı. Ülke yasalarının belirlediği miktarın üzerinde para taşıyıp bunu beyan etmeyenlere ceza kesiliyor. Türkler’e yönelik yapılan bir başka uyarı ise düğün takıları ile ilgili. Altın gibi ziynet eşyaları gümrüğe tabi olduğu için belirtilmediğinde el konuluyor. Yolda Paranızı Kaptırmayın Sıla Yolu’na çıkan vatandaşlarımız güzergah üzerinde benzin alırken veya yaptıkları alışveriş-

lerde bazı fırsatçıların tuzağına düşebiliyorlar. Vatandaşlarımız güzergâh üzerindeki tüm ülkelerde Euro ile otoyol geçiş ücretinin yanı sıra benzin parasını da ödeyebiliyorlar. Ancak Hırvatistan ve Sırbistan’da otoyol ücretini öderken euro hesaplamasında yuvarlama yapılıyor. Örneğin 15,45 euro olan otoyol ücreti olarak 15,50 euro talep ediliyor. Hırvatistan’daki bazı benzincilerde euro ile ödemenizde komisyon alınıyor. Özellikle Sırbistan, Hırvatistan, Macaristan, Bulgaristan ve Makedonya’da yaptığınız alışverişlerinizi ya kredi kartıyla yada o ülkenin para birimi ile ödeyin. Euro ile yaptığınız her alışverişte, sizlerden kur farkını yüksek tutarak fazla para alan fırsatçılara fırsat vermeyin.


vakantie

20 tatil

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

İzinyolu haritası 2015 ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak iyi yolculuklar; hayırlı ramazanlar ve bayramlar dileriz...

Administratie Jaarrekeningen Belastingen

Koenendelseweg 1 5222 BG ‘s-Hertogenbosch Tel.: +31(0)73 6220025 Fax: +31(0)73 6220054 www.sws-simtronic.com info@sws-simtronic.com

“Yediğiniz helal olsun!”

Bedrijfadviezen Loonadministratie Interim oplossingen Leemansweg 2, 6827 BX Arnhem T. (085) - 600 47 47 info@raqam.nl www.raqam.nl

Sinds 1979

Lahmacun fabriek

WWW.BAKHORTECH.EU - HORECA MACHINES

- BAKKERIJ MACHINES

- SALAGERIJ MACHINES

- GEBRUIKTE MACHINES

Elektronweg 34, 3542 AC Utrecht (030) 241 04 00 - (030) 241 06 55 Mob. 06-20131933 verkoop@helalfoodbv.nl www.helalfoodbv.nl

Strijkviertel 58 PN De Meern T. (030) 6667676 info@bakhortech.eu www.bakhortech.eu

B.T.H Bemiddeling Wolphaertsbocht 285 3083 MP ROTTERDAM Tel:010-4954875 - Mob: 0641362096 email:bthgroup@gmail.com Onze zalen: SCHALMEI - Krabbendijkestraat 520 3084 LP Rotterdam MARGRIET HAL- Nieuwe Damlaan 5 3119 KA Schiedam


vakantie

katkılarıyla

tatil 21

ve

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015


20 ila 25 yaş arasında üye olacak gençler için ilk yıl üye katılım bedeli sadece 30 Euro’dur


samenleving

toplum 23

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Fuarda, helal gıda ve sağlıklı beslenme de vardı Yaşlılar hayatımızın neresinde yer alıyorlar...?

NIF Kadınlar Teşkilatı, Eğitim Fuarı’yla göz doldurdu Hollanda İslam Federasyonu Kadınlar Teşkilatı Eğitim ve İrşad birimlerinin birlikte düzenlediği eğitim fuarı göz doldurdu. Pek çok konuda bilgilendirmelerin yapıldığı stantlarda çok sayıda görsel materyal sergilendi. Sağlıklı beslenmeden “helal” ve “haram” gıdalar konusuna varana dek pek çok konuda bilgilendirmeler yapıldı.

S

chiedam Merkez Camii salonunda özel bir açılış programıyla başlayan fuar bütün gün ziyarete açık tutuldu. Açılış programında çocukların çeşitli gösterileri yer aldı. Programı NIF Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak sundu. Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan kısa bir selamlama yaparak kadınlar eğitim ve sosyal hizmetler birimlerinin görevlilerine teşekkür etti. “Erdoğan Millî Görüş Teşkilatında görev yapan kadınların nerede bir mazlum, mağdur ve yardıma muhtaç kimseler varsa her zaman onların yanında olduklarının altını çizdi. Bilhassa Hasene yardım kurumu aracılığı ile bu yardımların en güzel şekilde yapıldığını söyledi. Bu konuda üyelerin önemli desteklerinin göz ardı edilemeyeceğini hatırlatan Erdoğan, “Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin desteği ile nerede bir mağdur, mazlum varsa onların da yanında olmaya çalışacağız” diye konuştu. Erdoğan stantları bir bir dolaşarak ilgilerden çalışmaları hakkında bilgi aldı. Programın amacı ve yapılan çalışmalarla alakalı olarak eğitim ve sosyal hizmetler yetkililerinden olan Songül Bozkurt ve Rukiye Şahin’den şu bilgileri aldık. -Böyle bir fuarla ne amaçlanmaktadır? Okuyucularımıza biraz bilgi verir misiniz? Songül Bozkurt: “Eğitim ve sosyal

hizmetler birimlerimizin birlikte düzenlediği bir fuar. Merkezimizin belirlediği belirli konular, şubelerimize önceden verildi. Bu konular baz alınarak şubelerimizde bu konularla alakalı proje üretmeleri istendi. Sonrasında da bu üretilen projeler bölge bazında şube bazında ve genel merkez bazında değerlendirebilecek projelerdir. Mesela, “yaşlılar hayatımızın neresinde?”. Bu hem eğitimin hem de sosyal hizmetleri kendi bünyelerinde değerlendirebileceği bir projedir. 8 şubemiz farklı farklı konularda proje üreterek katıldılar. Bu fuarda on standımız var. Zira bir şubelerimiz hem eğitim hem de sosyal hizmetler olarak iki stantla katıldı. Rukiye Şahin: “Sadece şubeler değil, bölge olarak kendi projelerimizde var. Bunların tanıtımlarını da koyduk. Mesela genel merkez yetişkinler eğitim kursumuz var (YEK). İslami ilmeler kursumuz var. Evlilik öncesi eğitim projesi var. Gençlerimiz evlenmeden önce bu eğitimi alarak inşallah sertifikalı bir şekilde evlenecekler. Bunu umut ediyoruz inşallah. Bölgemize ait, şubelerimizin eğitimlerde kullanabileceği bütün eğitim materyallerimizi, gençlerimizin okuyabileceği bütün kitaplarımızı getirdik, teşhir ediyoruz. Faydalı olur inşallah. Bu konuda destek veren tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Epey bir hazırlık yapılmış. Bir gün gösterimde kalması az değil mi?

Songül Bozkurt: “Bu, bölge bazında yapılan ilk fuarımız. Biraz deneme niteliğinde oldu denebilir. İnşallah bir dahaki seneye ana teşkilatla birlikte yapılabilir ve iki günlük bir program olabilir. Daha geniş bir salonda daha farklı bir program olabilir. Bu fuar hem bizim için hem de şubeler için ilk oldu. Doğrusu şubelerimiz ilk etapta “fuar” “proje” gibi kelimeleri duyduklarında biraz ürktüler ve geri çekildiler. Biz onları teşvik etmek için “yarışma” amaçlı düşünmeyin önemli olan katılımınız dedik. Gerçekten de önemli olan onların katılımları idi, kısaca bu sene böyle ‘bir günlük’ oldu. Rukiye Şahin: “Bu aynı zamanda kaynaşma niteliği taşımaktadır. Birazda cemiyetlerimiz eğitim fuarı ne demek onu tanısın istedik. Belki tam anlamıyla bir eğitim fuarı olmayacak bunu biliyoruz ama bizim gayemizde zaten şubelerimizi tespit etmek ve aslında korkacakları bir şey olmadığını, zaten sürekli yaptıkları, sadece sergileyeceklerini söylemekti. Bu günkü fuarda onlara proje dendiğinde neyin kastedildiği konusunda bir fikir verdiğini düşünüyoruz. Şahsen ben gelecek yıllar çok daha güzel şeylerin yapılacağından eminim. Zira bunu gelecekte yapılacak büyük fuarların bir ön hazırlığı olarak görebiliriz.” Bu günkü fuara ilgi ve katılım konusunda neler söylersiniz? Rukiye Şahin: “Ben çok memnunum.

D Dinî Bilgiler ve Genel Kültür Yarışması Hollanda finali yapıldı

in Hizmetleri Müşavirliği ve Hollanda Diyanet Vakfı tarafından, Hollanda genelinde camilerimizde yürütülmekte olan Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kurslarına devam eden çocukların katıldığı ”Dini Bilgiler ve Genel Kültür” yarışması Hollanda finali yapıldı. Bölgelerinde finale kalan öğrenciler çocuklar ve gençler olmak üzere iki kategoride katıldıkları final yarışması, 24 Mayıs 2015 tarihinde Rotterdam HDV Mevlana Camii’nde yapıldı. Dini Bilgiler ve Genel Kültür Yarışması Finalinde çocuklar katego-

Bir ilk için bence güzel bir ilgi. Daha güzel olabilir mi elbette. Biz bu çalışmayı ne kadar büyütürsek katılım da aynı oranda artacaktır. Stantlarda anlatılanların dikkatle dinlenildiğini gözlemliyorum. Ne anlatıldığını gerçekten merak ediyorlar ve dinliyorlar. Songül Bozkurt: “Şunu da biliyoruz ki, şubelerimizde henüz öne çıkmamış çok değerli, çok yetenekli ve üretken insanlar var. Aslında hedefimiz onları biraz ön plana çıkarmaktı. İnşallah bundan sonra biraz daha planlı programlı olacağız.” Rukiye Şahin: “Esasen biz bu yıl bazı okulları da davete ettik El-Furkan, Ababil ve Avicenna gibi ama maale-

risinde Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nden Başak Akpınar, Gülistan Önsesveren ve M. Sait Hacıahmet birinci, Weert HDV Osman Gazi Camii’nden Nadia Şeyma Öztürk, Seda Gülcemal ve Yasemin Kaya ikinci, Gorinchem HDV Süleyman Çelebi Camii’nden Bedirhan Gündoğdu, Erdem Kahraman ve Fatih Özkurt üçüncü oldular. Gençler kategorisinde ise Leiden HDV Mimar Sinan Camii’nden Orhan Alparslan ve Yavuz Cinek birinci, Apeldoorn HDV Eyup Sultan Camii’nden Abdullah Erdem Rüchan

sef bu yıl için katılım sağlayamadılar. Doğrusu şubelerimizin bu İslam okullarını tanımalarını ve kendi çevrelerine yaymalarını çok istedik ama bu sene kısmet olmadı. Seneye bu fuarı ana teşkilatla birlikte yapabilirsek eğer daha zengin bir katılım olacağına inanıyoruz.” Bölge Eğitim Başkanı Hatice Uysal’dan aldığımız bilgiye göre her ne kadar da bir yarışma niteliğinde yapılmayan bu fuarda bölgeyi genel merkez de temsil etmesi için “helal gıda” standıyla Uden şubesinin genel merkeze gönderilmesi uygun bulunmuş. Söyleşi-Fotoğraf: Adnan Şahin

Arabacı, İbrahim Balcı ve Ramazan Tozan ikinci ve Amersfoort HDV Mevlana Camii’nden Kadir Yalçın ve Osman Celil Ziylan üçüncü oldular. Yarışmalarda dereceye giren öğrenciler HDV tarafından para ile ödüllendirildiler.



interview

söyleşi 25

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Markaya olan güven, başarıyı getirir... NUNU Şirket sahibi Mustafa Duyar:

“Arena’dayken, kendimi İstanbul’da gibi hissediyorum” 18 yıldır tarım ve seracılık alanında NuNu adlı Özel İstihdam Şirketiyle hizmet veren Mustafa Duyar’ın 3 yıl önce aile şirketi olarak hizmete açtığı ve işletmesini çocuklarının yürüttüğü Simit Saray’ını Türk medyası olarak ziyaret ettik. Üç yıl önce Rotterdam-Meent’te hizmete açılan Simit Sarayı’nın ikinci ve üçüncü şubesi de Amsterdam’da faaliyete geçti.

A

msterdam-Arena’da gerçekleşen ziyarette çay ve simit eşliğinde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sıcak bir atmosferde ağırlandık, onlarca ürün çeşidinin neredeyse tek tek tadına baktık. Açlığımıza mı geldi, güler yüzlü personelinin sıcacık ilgisi mi yedirdi, yoksa Türkiye’nin markalaşmış Simit Sarayı’nın o enfes lezzeti miydi bilemiyorum, tabaklarımız boşalmıştı... İstanbul’un o enfes tadını insanımızın ayağına getiren Mustafa Duyar, bir kültür elçisi misyonuyla hareket ederek bu enfes tadı başta Hollandalılar olmak üzere 170 farklı kültürden oluşan insanlara tanıtmak için yoğun bir çabanın içerisinde. Mustafa Duyar’ı ve çalışmalarını sizin için dinledik. İstifade edeceğinizi ve keyif alacağınızı umuyoruz. İşçi olarak başladığınız bu sektörde artık söz sahibi hâline geldiniz. Nasıl başladı işveren hayatınız? 14 yıl işçi ve bölüm şefi olarak çalıştığımız sektörde artık uzmanlaşmıştık. Bu alanın A’dan Z’ye her şeyini bilir duruma gelmiştim. 1997 yılında NuNu adında Özel İstihdam Bürosunu kurarak, 12 kişilik bir çalışanla bu sektöre adım attık. Tarımsal alanda hizmet yürüten firmamız, İkinci yıl 50, üçüncü yıl 100-150 civarında insanı istihdam eder hâle gelmişti. Ve 18 yıldır da Allah’a şükürler olsun hâlâ ayaktayız.

Elbette krizle birlikte inişli çıkışlı, zorlu süreçler yaşadık ama, her şeye rağmen işimizi düzgün yapmanın, dürüst ve kanaatkâr olmanın sayesinde ekmek yemeye ve elimizdekileri etrafımızla paylaşmaya çalışıyoruz. Krizden sektör olarak sizler de etkilendiniz mi? Hem krizden hem de Doğu bloku ülkelere Avrupa’nın kapılarının açılmasıyla sektör ciddi şekilde etkilendi. Bunu bizlerde yakinen hissettik. Ancak bunu en azıyla atlatmaya çalıştık. Bizi, bu ülkelerden gelen ucuz işçi göçü etkiledi. Bahçe sahipleri de, İspanya, İsrail ve Fas’tan gelen ürünlerin ucuzluğu nedeniyle etkilendiler. Seraların çoğu kapandı. Bu durum bizi de endişelendirdi açıkçası. Elbette rızkın Allah katında olduğuna inancımız sonsuzdur ama bizim de önlemimizi almamız gerekiyordu ve öyle de yaptık. Başka bir sektörle ticaret hayatımızı devam ettirelim istedik. Simit Saray’ı bu düşüncelerden sonra mı oluştu? Evet. İstanbul’a sık gider geliriz. 4-5 yıl önce eşimle birlikte İstanbul’da, Simit Sarayı’nda kahvaltıdayız. Eşim, ‘Böyle bir mekânı Hollanda’da kurmanın ve çocuklarımızı işletmesini devretmenin çok iyi olacağını’ söyledi. Aklıma yattı. Zaten farklı bir girişimde bulunmak aklımızdaydı. Bu da nasip kısmetmiş.

Mustafa Duyar kimdir?

1966 Karaman-Çatak Köyü doğumluyum. 1975 yılında henüz 9 yaşındayken Hollanda - Hilversum’a geldim. 1 yıl kaldıktan sonra tekrar Türkiye’ye döndük. İlkokulu bitirdikten sonra 1978 yılında ikinci ve kalıcı olarak Hollanda’ya geldim. MAVO ikinci sınıftan sonra iş hayatına atıldım ve 1983 yılında sera işine başladım. Tam 31 yıldır bu işi yapmaktayım. 4 çocuklu bir ailenin ferdiyim, evli ve 4 çocuk babasıyım. HOKAV, Çataklılar Derneği, MÜSİAD ve Maassluis Camii’nde gönüllü olarak görevlerim var.

3 yıl önce Simit Sarayı’ndan tescil ve izin aldık, 3 yıl önce de Rotterdam’ın merkezi caddelerinden bir olan Meent’teki mekânı hizmete açtık. Amsterdam – Arena’da bir yaklaşık bir yıl önce ikinci şubemizi hizmet açtık. Yine Amsterdam’da geçen yılın sonunda üçüncü şubemizi açıp, şimdilik zincire son noktayı koyduk. Çocuklarla anlaşmam var. “Önce eğitim, diploma, sonra iş hayatı” dedim, sağ olsunlar onlar da anlaşamaya uyuyorlar. İş için okullarını, eğitimlerini aksatmıyorlar, diplomalarını en iyi derecede almaya çalışıyorlar.

şehirlerde hizmet veren 12 tane Simit Sarayı’nın şubesi var.

Meent’ten sonra neden Arena gibi bir bölgeyi seçtiniz? 170 küsur milletin bir arada yaşadığı ve bu nedenle İstanbul’a benzerliğe, nedeniyle ikinci şube için Amsterdam– Arena’yı seçtik. Buradayken kendimi İstanbul’daymış gibi hissediyorum. Türkiye’nin bu damak tadını, yani Simit’i tanıtmak için böyle bir bölgenin en uygun yer olduğuna inandım.

Ne gerekiyor böyle bir şube açmak için? Önce güvenilir olmanız lazım. Ardından cesaret sonra mekân ve daha sonra da sermayenizin olması gerekiyor. Simit Sarayı gibi bir markaya güveniyorum bu güvenle çalıştığımız için en kısa zamanda ülke genelinde bu tadı herkese ulaştıracağımıza inanıyorum. İşimiz böyle bir markayı pazarlamak açısından kolay olmakla beraber, markanın hakkını vermenin zorluğu ve sorumluluğu hayli zor. Biz de bu bilinçle hareket ediyoruz.

Müşsterileriniz sadece Tükler mi? Hayır, her ne kadar Türk ürünü olsa da, müşterilerinin yüzde 50’si Hollandalılardan ve diğer farklı kültür insanlarından oluşuyor. Dükkânlarımız günde ortalama 600-700 civarında insan ağırlıyor. Fiyatları diğerleriyle kıyaslayanlar bizi tercih ediyorlar. Hollandalılar artık damak tadını benimsediler. Bir kültür elçisi gibi hareket ediyorsunuz. Simit ve diğer mamulleri iyi tanıttığınıza inanıyor musunuz? Ben markaya güveniyorum. Henüz yeniyiz ama ben burada da markalaşacağımıza inanıyorum. Daha şimdiden dükkân önünde kuyruklar oluşmaya başladı. Hem güler yüzlü bir personelin verdiği hizmet hem benzersiz bir lezzet hem de cüzdanlara verdiğimiz keyfiyet ve uygun fiyatla bölgede aranılan, sık sık uğranılan mekânlar arasında giriverdik. Henüz tam olarak tanıttığımızı söyleyemem ama biz sorumluluğumuzun bilinciyle hareket ediyor ve en kısa zamanda Hollanda’da bir marka ve aranan bir ürün olacağımıza inanıyorum. Ayrıca, Hollanda’da farklı

Ürünler burada mı hazırlanıyor? Hayır, bütün mamuller el değmeden hazır bir şekilde Türkiye’den Simit Sarayı garantörlüğünde gönderilmektedir. Burada işini bilen uzman eller tarafından taptaze, çıtır çıtır olarak müşteriye sunulmaktadır. Kısa bir süre içerisinde, 63 çeşit ürün yelpazesi ve uygun fiyatıyla bölgenin en çok tercih edilen mekânlarından biri hâline geldik. Özellikle öğlen ve maç saatlerinde dükkân önünde kuyruklar oluşuyor.

Açılış saatleriniz nasıl? Hafta içi her gün 08-20:00 arası, hafta sonları saat 22:00’ye kadar açığız. Aile ve grup hâlinde bu saatler içerisinde dükkânlarımıza uğrayan herkes, kahvaltı, öğlen, akşam menüsü ile keseye uygun bir şekilde ağırlanabilir. Pek çok şirket iflas ederken sizin ayakta kalmanızın sırrı nedir? Ticarette en geçer akçe, dürüstlüktür. İşini sevmektir ve tecrübedir. En başta dürüstlüğü her alana yaymaya, yansıtmaya çalıştık. Bunun semeresini de şükürler olsun gördük, görmeye devam ediyoruz. Bir de 30 küsur yıllık bir tecrübeyle bu işi yapıyoruz. Bu da yolumuzdaki dikenlerin ayıklanmasını sağlıyor. Ve çalışmayı da seviyoruz. Bu sabah bile saat 6’da işbaşı yaptım ve 12 saati çalışmakla geçiriyorum. Çalışana da Allah veriyor. O’nun vaadi var, ‘çalışana veririm’ diyor. Hollanda’daki

Türk

toplumunu

Söyleşi-Fotoğraf: Tâha Yalçın

nasıl bir gelecek bekliyor? Her ne kadar Hollanda’da ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor olsa da ben uzun yıllar burada kalmış, burada çalışmış, buraya büyük emek vermiş insanların geri dönmelerini arzu etmem. İşsizler ve iş bulmaları zor ise, geri dönmelerini anlayabilirim ama sırf bu krizi bahane ederek dönmelerini istemem. Aslında kriz bazen büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Biz de bu kriz döneminde 3 işletmeyi daha hizmete açtık. Yani kriz ortamları, bazen yatırıma bazen kâra dönebiliyor. Elinizdeki sermayeyi iyi kullanarak bu günlerde yatırım yapmak bazen çok akıllıcadır ve size büyük getiriler sağlayabilir. İş hayatında olan arkadaşların bu süreci sabır ve dürüstlükle atlatabileceğine inanıyorum. İnsanın elindeki en büyük sermaye de bence doğruluk ve dürüstlüktür. Türk toplumunun geleceğini de olumlu görüyorum. Yavaş olsa da, geleceğe emin ve sağlam adımlarla yürüyoruz. Hollanda, tarihinin en zorlu dönemini yaşıyor ama bu böyle gitmez. Hollanda ticareti iyi bilen, akıllı bir ülkedir. Elbette düzelecektir. Bunun düzeltilmesine bizler de katkı sağlayacağız. Zira burası artık bizim ülkemiz. En iyi zamanında içerisinde, yanında olup, zor ve kötü gidişatta onu terk etmek olmaz. Bir ses yankısı gibi, ona ne söylersek, o bize aynısıyla dönecektir. Biz bir şeyler verirsek almaya hakkımız olacaktır. sabredeceğiz, mücadele edeceğiz ve ardından da aydınlık günlere ulaşacağız.


nieuws

26 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Toplum

“Rotterdam belediyesi ayrımcılık yaptı” Hollanda Mehteran düzenlediği piknikle sezonu kapattı

2011 yılında Ünal Fırat koordinesinde kurulan ve yedeklerle birlikte 30 kişilik Hollanda’nın ilk, tek ve profesyonel Mehter Takımı Hollanda Mehteran, 5 yıla yakındır Avrupa’yı karış karış dolaşarak ecdat mirasını ve bu eşsiz kültür hazinesini en ücra yerlere götürmek için yüzlerce konser verdi. Sezonu, mehter takımını oluşturan elemanları ve aileleriyle birlikte düzenledikleri piknikle kapatan Hollanda Mehteranın, yeni sezonda Avusturya, Norveç ve ABD gibi ülkelerde konserler vereceği bildirildi.

Aldi’nin helal dediği sucukta domuz kanı

Albert Heijn’in sandviçinde salyangoz

Aldı’nın sattığı, içinde domuz ürünleri olan sucukta helal damgası bulunması tüketicilerin tepkisine yol açtı. İngiltere’de Hindistan usulü yapılan ve Aldi’nin sattığı bir sucuğun ambalajında helal damgası bulunuyordu. Ancak içindekiler kısmında ise açıkça domuz kanı ve domuz derisi olduğu yazıyordu. Olayın ortaya çıkması sonucu Müslüman tüketicilerin büyük tepkisini alan Aldi, tüketicilerden özür diledi. Helal damgasının ambalaja yanlışlıkla vurulduğunu söyleyen Aldi, ürünleri geri getirenlere paralarının iade edileceğini açıkladı. diledi. İngiltere’de Müslüman tüketiciler ise olaya büyük tepki gösterdi.

Tilburg’ta bir öğrenci sandviçinde salyangoz bulunca Albert Heijn’in Facebook sitesine sitem etti. “Bir saat önce Tilburg istasyonundaki şubenizden sandviç aldım. Trende yemeye başladım ve sandviç bitmek üzereyken paketin içindeki gariplik dikkatimi çekti. Dikkat edince minik bir salyangoz olduğunu gördüm! Sizin paketlenmiş sandviçleriniz dolayısıyla travma yaşadığımın yanında, bundan sonra marullarınızın daha iyi yıkanacağını umarım. Çok da lezzetli değil bu.”

Yüksek mahkeme Rotterdam belediyesini ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle suçlu buldu. Ancak buna rağmen belediye, vatandaşlarından özür dilemeyi reddediyor. Geçtiğimiz dönemde belediye, ödenek alan vatandaşlardan sadece Faslıların mal varlığını araştırmıştı. Mahkeme bu uygulamanın etnik kökene dayanan bir ayrımcılık olduğuna ve anayasa ve kanunlara aykırı olduğuna karar verdi. Rotterdam Nida partisi belediye yönetimini olayın mağdurlarından özür dilemeye çağırdı. Ancak Leefbaar, D66 ve CDA’dan oluşan belediye yönetimi özür dilemeyi reddediyor. Bunun üzerine Nida Rotterdam, D66 ve CDA’nın tutumunu protesto için ilginç bir eylem başlattı. Bu iki partinin logo ve sloganlarından ilham alınarak yazılan 10.000 adet posta kartı bastırdı. Kartta D66 adına “Mahkeme bizim siyasetimizin ayrımcı olduğuna karar verdi ancak biz özür dilemeyi gereksiz buluyoruz. Şimdi geri!” deniyor. CDA için ise “D66 ve Leefbaar ile birlikte ayrımcılık hükmü giydik. Özür yok! Bu bizi daha güçlü yapıyor” dendi. Protesto eylemiyle D66’nin “Discriminatie ach ja 66” ve CDA’nın “Christelijk Discriminatoir ach ja Appel” olarak isim değiştirilmesi teklif ediliyor.

Müslümanları hedef alan düşmanlık artıyor Dayanışma, iletişim ve lobi kuruluşu Turks Forum, Hollanda’da Müslümanlara karşı işlenen İslamofobi suçlarının listesini yayınladı. Turks Forum’un çalışmalarının 2008’den bu yana önemli bir parçasını oluşturan Müslümanlara karşı duyulan nefret, ayrımcılık, düşmanlıkla ilgili liste, MID (İslamofobi ve Ayrımcılık Kayıt Merkezi) ile ortaklaşa hazırlandı.Turks Forum tarafından bu yıl 7’ncisi hazırlanan listeyle ilgili olarak, “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na bağlı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi’ne gönderdiğimiz 2014 yılı listesi, Müslümanlara karşı nefret suçlarının arttığını gösteriyor.” denildi.

Hayvanlar Partisi helal kesime taktı Lahey’de Dil ve Kültür Olimpiyatına ilgi yoğun oldu

50 Yıl Platformu çatısı altında Hollanda Türkiye Dostluk Vakfı (NTFF) ve yerelde Het Centrum Vakfı organizesi ile Hollanda’nın Renkleri, Kültür Olimpiyatı Lahey’deki ünlü ‘Dr. Anton Fhilips Zaal’da geniş katılımla gerçekleşti. Lahey’de düzenlenen programa Güney Hollanda Eyalet Valisi ve Kraliyet Temsilcisi ve ayni zamanda 12 Eyalet Valisinin de Başkanlığını yapan Sayın Jaap Smit, Utrecht Üniversitesinde Profesör Karel Steenbrink, Inholland Üniversitesi Müdürü Roelof Eleveld, Hollanda’nın Ankara Eski Büyükelçisi Jan-Paul Dirkse, ünlü Türk şairlerin şiirlerini Hollanda’ya tercüme etmiş ve yayımlamış Dr. Styske Sotemann, eyalet meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları, belediye encümen üyeleri, Hollanda’nın önde gelen Türk Sivil Toplum Kuruluş temsilcileri, işadamları dernek temsilcileri, siyasiler, akademisyenler, Hollanda ve Türk basınından ve halktan oluşan yaklaşık 1600 kişilik seçkin davetli katıldı.

Partij voor de Dieren, helal kesimi yasaklamak için yeni bir kanun tasarısı sunacağını açıkladı. 2012 yılında helal kesimi yasaklamak isteyen Partij voor de Dieren, Birinci Meclis (Senato) tarafından dini hayatı kısıtladığı gerekçesiyle engellenmişti. Hayvanlar Partisinin helal kesimi yasaklayan kanun tasarısı Parlamento’da büyük çoğunlukla kabul edildikten sonra Senato’da reddedilmişti. Daha önceki oylamada Parlamento’da PvdA, VVD, D66, PVV, SP, PvdD ve GroenLinks helal kesimin yasaklanması için oy vererek yasağı desteklemişti. Ancak Senato’da çoğunluk desteği olmayınca kanun tasarısı reddedilmişti.


doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

samenleving

cemiyet 27

Voleybol Turnuvasında Mehteran Takımı filenin şampiyonu oldu

“Bülent-Buğra Türker 100. yıl Çanakkale Dostluk Müzesi” binleri ağırladı

Hollanda Mehteran Ekibi, 11 takım arasında, birinciliği kazanarak, kupayı alan takım oldu. Zaman Hollanda gazetesinin Rotterdam temsilciliğinin, düzenlemiş olduğu Geleneksel Voleybol Turnuvasında, Hollanda Mehteran takımı, 11 takım arasında, birinciliği kazanarak, kupayı alan takım oldu Okuyucularına yönelik çeşitli sosyal faaliyetler düzenleyen, Zaman Hollanda, Rotterdam Halka İlişkiler Temsilcisi Muttalip Demirci, Zaman gazetesinin okuyucularını büyük bir aile olarak değerlendirdi. Demirci, “Okuyucularımızla haftalık ve aylık olmak üzere, çeşitli periyotlarla bir araya geliyoruz. Voleybol ya da kahvaltı bunlar için bir bahane oluyor. Amacımız, okuyucularımızın kaynaşıp, tanışmasına vesile olmak” dedi. Turnuvaya toplamda 11 takım katıldı. Birinciliği Mehteran takımı alırken, ikinci Zaandam takımı oldu. Üçüncülüğü ise Kırım Vakfı’nın voleybol takımı kazandı. Turnuvaya katılan takım oyuncuları, önemli olanın kupa kazanmak değil, dostluk kazanmak olduğunu dile getirdiler. Sporun asıl amacının dostluk ve kardeşliği pekiştirmek olduğunu belirttiler. Hollanda Mehteran takımı koordinatörü Ünal Fırat, düzenlenen turnuvanın dostluk çerçevesinde başlayıp bittiğine ve birinci olmaktan duyduğu memnuniyete dikkat çekerek, Mehteran Vakfı olarak kendilerinin de bu yıl aynı amaç doğrultusunda üçüncü kez turnuva düzenlediklerini ifade etti.

“Bu bir sevdadır anlatılamaz” Hollanda da Rotterdam şehrinde yaşayan ve aslen Kırklareli Vizeli olan Bülent Türker, Çanakkale’nin 100’üncü yılı münasebetiyle hiç bir kimseden bir maddî destek almadan iki katlı bahçeli evini Çanakkale müzesine çevirdi. Şubat ayından beri kamuya açık olan “Bülent-Buğra Türker 100 yıl Canakkale Dostluk Müzesi” 100 gündür yüzlerce işadamı, sanatçı, öğrenci, siyasiler, basın mensupları ve vatandaşı coşku ile ağırladı. 7 gün, sabah 8’den gece 23’e kadar hizmet veren müze sahibi Bülent Türker, sergilenen objeleri 20 yıldır yurtdışından topladığını ancak bu kadar büyük ilgi göreceğini beklemediğini söyledi. Almanya, Türkiye, Fransa, Belçika, İngiltere, Surinam, Fas ve Amerika’dan ziyaret edenlerin olduğuna dikkat çeken Türker, Hollandalıların ve özellikle Hollanda medyasının büyük ilgisi karşısında mutlu olduğunu ifade etti. Müzeye giriş ve parkın ücretsiz olduğunu belirten Bülent Türker, ziyaret eden çocuklara, İstiklal Marşı’nın yazılı olduğu afiş, Kınalı Hasan ve Seyid Onbaşının posterlerini, ay yıldızlı balon ile bayrak hediye ettiklerini, okul gurupları ile birlikte gelen çocuklara savaştaki şekersiz üzüm hoşafı, ve kuru ekmek yedirdiklerini ifade etti. Açılışta olduğu gibi çoğu kez, Hollanda’nın ünlü sanatçıları Semih Arıkan ve Gabriel’in canlı müzikle gelenleri Çanakkale Türküleri ile coşturduğuna dikkat çeken Türker, ilk günden beri ziyaretçilere gönüllü olarak hizmet eden 79 yaşındaki anama ve oğlum Buğra’ya, Radyo-TV Deniz ile Gür Medya’ya teşekkür borçlu olduğunu söyledi. Bülent Türker’in Facebook adresinden müzenin görüntü ve günlük gelen ziyaretçilerin fotoğraflarını görebilirsiniz.

Lahey kütüphanesinde büyük buluşma ve duygulu anlar yaşatan şiir dinletisi

Rotterdam İslam Üniversitesi’nin iftarında farklı kültürler buluştu

Hollanda’ya göçün 50’nci yılı çerçevesinde Atlas Kültür Merkezi ve Balat Dernegi Lahey Merkez Kütüphanesi’nde unutulmaz bir şiir ve edebiyat günü düzenledi. Farklı kesimlerden bir çok yazar ve şairin buluştuğu gecede, katılımcılar şiire doydular ve duygu dolu anlar yaşandı. 50 jaar, 50 verhalen kitabının yazarı Şahin Yıldırım, şair İbrahim Eroğlu ve Lahey’in tanınmış şairlerinden Harry Zevenberg’in yanı sıra bir çok şair ve yazar geceye damga vurdular. Günün sunumcusu Tuncay Cinibulak şiir dinletisi için emeği geçen Lahey Kütüphanesini, Atlas Kültür Merkezini ve Balat yetkililerine ve özelde salonda bulunan diğer şairlere ve katılımcılara teşekkür etti. Program, şair Kadir Büyükkaya’nın nameleriyle sona erdi. Gecede kitabıyla alakalı bir konuşma yapan Şahin Yıldırım, Türkiye’nin 1960’li yıllarda işsizlikle boğuştuğunu ve Avrupa ülkelerinde ise büyük ve hızlı bir kalkınma olduğuna vurgu yaptı. Şahin Yıldırım ‘Avrupa ekmeğimizi kazanabileceğimiz tek umuttu. Daha sonra yapılan darbe girişimleri ve ekonomideki istikrarsızlık elbette insanımızın geri dönüşünde büyük bir etken olmuştur. Bunun yanı sıra Hollanda’daki istikrar ve refah, insanımızın hayatının devamını Hollanda’da geçirmeye teşvik eden unsurlar arasındaydı. Daha sonraki yıllarda pek çok insanımız anavatanına gitmek istedi, ancak ortaya çıkan sağlık sorunları ve çocuklarının eğitimi ve geleceğini riske atmamaları için bulundukları ülkede kadrolaştılar, kalıcı hâle geldiler ve bu yönde çalışmalar yaptılar’ şeklinde konuştu. Kitap, syildirim2023@ hotmail.com adresine mail göndererek sipariş verebilirler.

Rotterdam İslam Üniversitesi’nce (IUR) geleneksel olarak düzenlenen iftar yemeğinde farklı etnik kökenden Müslümanlar ile Hollandalılar bir araya geldi. IUR Rektörü Prof. Ahmet Akgündüz, ramazan vesilesiyle farklı kültürlerden insanların buluşmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi. Bir milyona yakın Müslüman’ın yaşadığı Hollanda’da böyle geniş katılımlı bir iftarın yapılmasının manidar olduğunu anlatan Akgündüz, “Bu tür etkinlikler İslam’ın doğru anlatılmasında önemli bir yere sahip” dedi. Dünyada bir milyara yakın insanın açlıktan ölme noktasında olduğunu anlatan Akgündüz, şöyle konuştu: “Görüyorsunuz Avrupa ülkeleri 10 tane göçmeni almamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye 3 milyona yakın göçmeni bana göre oruçtan aldığı o sosyal adalet kavramı sebebiyle çok rahat bir şekilde kabul ediyor. Ama Avrupa ülkeleri 100 taneyi bir biriyle paylaşmakta kavga ediyor. Bence orucun verdiği hikmetlerden biri bu. Çünkü oruç ister zengin ister fakir, ister yaşlı ister genç herkese açlığın ne demek olduğunu tattırarak bir nevi açların halini anlatmayı sağlıyor.” İslam’dan taviz vermeden İslam’ın anlatılması gerektiğine dikkati çeken Prof. Akgündüz, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupalıların en büyük eleştirileri uyum problemi konusunda. Bence bugün bu iftar en güzel uyum politikasının tatbiki. Müslümanlar Avrupa’da İslam’a göre nasıl yaşanacağını, gayri Müslimler de İslam’ın gerçek manadaki hükümlerini bilmiyorlar. Doğru İslam’ı ve İslamiyet’e layık doğruluğu bu ramazan ve iftarlar vasıtasıyla Hollandalılara, Avrupalılara ne kadar anlatabilirsek bütün insanlık o kadar kazanç sağlar.” AA


message

28 mesaj

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204- 2015

Yolunuz açık, Bayramınız kutlu olsun! Sıla-i rahim ve çifte aidiyet meselesi ve başlaması gereken yolculuklar...

S

enelik izin dönemi yaklaşmakta. Yakında Hollanda’nın birkaç vilayeti okul tatiline girecek. Başta emekli yaşlılarımız olmak üzere imkânları olan bir çok kimse bahar aylarında ikinci adreslerine gittiler bile. Hangi kültürden olursa olsun insanların hem kendileri hem de atalarının doğduğu yerlere özlem duyması, insani bir duygudur. Üstelik dinî âdetlerimizden birisi de “sıla-i rahim”dir. Doğru bilgilendirmek için arama sayfalarından birinde bu kavramla ilgili olarak şu açıklamayı gördüm: Sıla-i rahim hangi anlamları ifade eder? Sıla-i rahim kimleri kapsar? Hükmü nedir? Cevap: Sıla: Kavuşmak, ulaşmak, vuslat demektir. Sıla; “ulaşmak”,“ kavuşmak” manasına gelen “vusul” kökünden mastardır. Rahim; kelime olarak rahmetten gelir. Rahmet “acımak”, “şefkat duymak ” manalarını taşır. Akrabalık, hısımlık, yakınlık, kuvvet, karabet gibi farklı kelimelerle dile getirilen beşeri yakınlığı ifade eder. (Fîrûzâbâdî, İbnü’l-Esir) Bir nesneyi bir nesneye ulaştırmak bitiştirmek ve eklemek manasındadır. (Okyanus) Sıla-i rahim: Hısım -akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek, akrabanın kusurlarını affetmektir. “Sözgelimi iş ve ikamet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve taziye-

de bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahme dâhildir. Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır.” Kaynak: http://www.sorusorcevapbul. com/soru-cevap/silai-rahim-akrababaglari/silai-rahim-ne-demektir Görüldüğü gibi, sosyal ilişkilerimizdeki sorumluluk alanımız çok geniş. Yaklaşan Ramazan ayı da aynı şekilde bize sosyal ilişkilerimiz açısından muazzam fırsat sağlamaktadır. Türkiye aidiyetini canlı tutarken yaşadığımız ikinci vatanımız Hollanda`da ilişkilerimizin daha canlı, girişken katılımcı olmasını sağlamalı, birini diğerine engel görmemeliyiz. Çifte aidiyet çoktan bir realite olmuştur. Türkiye ziyaretinde programlarımızı mutlaka çocuklarımızla empati duyarak yapmalı, tatil ve dinlenmenin yanı sıra müzeler, tarihi ve doğal mekanlar gezilerek beldelerimiz hakkında başucu kitapları ile çocuklarımızın etraflıca bilgi edinmeleri sağlanmalı, arkadaşlıklar edinmelerini sağlamalıyız. Bu arada Türkiye`deki 7 Haziran Parlamento seçimleri sonrası yapılan tartışmalarda yurt dışı oyların giderek önem taşıdığı gözlenmektedir. Olgun ve seviyeli bir üslupla geçen seçim bizler için bir çok bakımdan tecrübe kaynağı olmuştur. Her ne kadar önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine oranla katılım oranımız -düzenlemeler sonucu- artış gösterse de, partilerin yurtdışından yok denecek kadar aday göstermeleri ve bizleri sadece seçmen olarak görmeye devam etmeleri düşündürücüdür. Türk siyasetine de artı değer katacak bir çok kadro elemanımız farklı siyasi partilerce değerlendirilmeli, fikri ve eleştirilerimiz samimiyetle dinlenmelidir. Aktif siyasi katılım konusunda aslen Hollanda’daki varlığımız hiç şüphesiz daha önceliklidir. Türkiye gündemini takip ederken, Hollanda gündeminden kopmak son derece yanlış ve sakıncalıdır! Bu dilek ve temennilerle mübarek Ramazanınızı, Ramazan bayramınızı tebrik ediyorum. Herkese zihnen ve bedenen dinlenmiş, kendisini yenileme fırsatı bulmuş tatil dileklerimle saygılar sunuyorum. Arif Yakışır - Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı

Yine zulüm, yine kan ve yine göz yaşıyla Ramazan’a giriyoruz...

Z

ulüm ve savaşların, İslam coğrafyasını âdeta kan gölüne çevirdiği bir zamanda, buruk bir Ramazan’a daha giriyoruz. Arakan’da gördükleri züllümden dolayı ölümü bile göze alarak yurtlarından kaçmak zorunda olan müslüman kardeşlerimiz, Filistin’de İsrail zulmü altında inim inim inleyen Filistin halkı, Sisi’nin darbesiyle Mısır’da oluşan kargaşalık ve Müslüman kardeşlerimize yapılan zulümlerin yanı sıra verilen idam kararları ve Avrupa’da hortlayan İslamafobi... Anavatanımız Türkiye’de 7 haziran da 25. Dönem Milletvekili seçimleri yapıldı. Bu seçimlerde yurtdışındaki vatandaşlar da milletvekilliği için ilk defa oy kullanma fırsatı buldular. Hollanda da 240 bine yakın seçmenden sadece 86.500 seçmen oyunu kullandı. Bu rakam her ne kadar cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanılan oylardan daha fazla olsa da istenilen ve beklenilen nitelikte değildi. 13 yıllık AK Parti iktidarı tek başına hükümeti oluşturabilecek bir milletvekilliği çoğunluğuna ulaşamadı. Erken seçim olmazsa Türkiye önümüzdeki dönemde koalisyon hükümeti tarafından yönetilecektir. Yurtdışında yaşayan bizler de artık sabırla bekleyip göreceğiz, seçim öncesinde ve seçimlerde (yurtdışındaki) vatandaşlara yapılan vaatlerin hangileri yerine getirilecek veya lafta (havada) kalacak. Seçim sonuçlarının devletimiz, halkımız ve İslam alemi için hayırlı olmasını temenni ederiz. Mübarek Ramazan ayını en içten dileklerimle kutlar ve başta anavatanımız Türkiye olmak üzere tüm İslam alemine ve insanlığa huzur ve saadet getirmesini dilerim. Uğur Arısoy - Batı Avrupa Türk İslam Merkezi Başkanı

“Sıcak yaz günlerinde oruç tutmanın sevdalısı” olanların yolunda yürümek...

D

eğerli kardeşlerim, Allah’a hamdolsun ki, yine bir Ramazan Ay’ına daha eriştik. Bu güzel manevi atmosferden istifade etmek için uyanık olmak lazım. Gafletle zamanın kadr-u kıymetini bilemez isek, kendimize yazık etmiş oluruz. Şair: “Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler.”. “Denizdeki balıklar suyun kendileri için ne kadar önemli, hayatî bir nimet olduğunu suyun içerisinde iken anlayamazlar. Ancak sudan mahrum olunca anlarlar” demek istemiştir. Bizler de Allah’ın nimetleri içinde yüzerken bunların kıymetini pek bilemeyiz. Ne zaman ki, nimet elimizden çıkarsa, o zaman anlarız kıymetini!.. İşte bu Ramazan Ay’ı bize bu nimetlerin kıymetini hatırlatan müstesna günlerdir. Elimizde imkanlar olduğu halde, Allah’ın emrine uyarak bazı nimetlerden geçici süre için de olsa istifade etmiyoruz. Bu uygulama bize, bu nimetlere hiç bulamayanların, nasıl hayat mücadelesi verdiklerini düşünmemizi sağlıyor. Yani bizi tefekküre sevk ediyor. Allah’ın bir başka emrini uygulamamıza vesile oluyor. Bu da bize, düşünmek suretiyle diğer insanlarla paylaşma hissiyatını kazandırıyor. Böylece, zincirleme olarak, Allah’ın bir emrinden öbür emrine sürekli intikal halinde oluyoruz. Yani her daim Allah cc. ile olmanın yollarını bize açıyor Ramazan Ay’ı ve Oruç ibadeti elhamdülillah. İbadetlerimiz cemaat düşüncesi içerisinde yapılırsa, namazda olduğu gibi, katlanarak mükafatlanır Allah’ın izniyle. Dolayısıyla, dünyada ne kadar aç, susuz, fakir, mazlum ve mağdur insan var ise, hepsinin manevî mesuliyetini

omuzlarımızda yük olarak hissedip; Zekat ve fitrelerimizle, bu kardeşlerimize ulaşabilmek için teşkilatımızın güçlü organizasyonlarının içerisinde olmalıyız. Tabi bu arada yılın en uzun günlerinde oruç tutmanın şevkini yaşayacağız inşaallah. İnsan olarak nefis terbiyesine ihtiyacımız var. Bu uzun günlerde oruç tutmanın kıymeti bir başkadır. Hz. Ali (r.a.) Efendimiz: “Sıcak yaz günlerinde oruç tutmanın sevdalısıyım” buyuruyor. Onun için bize daha fazla cennet nimetleri kazandıracak mevsim günlerdir. Aynı zamanda bir başka ibadet olan sıla-i rahim günleri de yaklaşmaktadır. Bu güzide ibadeti yerine getirmek için izine gidecek kardeşlerim, yola çıkmadan mutlaka bu mali ibadetlerini yerine getirmek suretiyle hem manevi yol sigortalarını yaptırmış olacaklar, hem de bu cihanşümul çalışmasının içerisinde yer almış olacaklardır. Bu vesileyle bütün kardeşlerimin Ramazan-ı Şeriflerini tebrik eder, farkına varmak suretiyle bir ramazan yaşamalarını Cenab-ı Allah’tan dilerim. Sıla-i rahim ve ziyaretler için izine gidecek kardeşlerime hayırlı yolculuklar dilerim. Huzurlu bir ramazan geçirmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz. Oktay Dalmaz - Kuzey Hollanda Millî Görüş Federasyon Başkanı

“Ramazan ve Bayramınız kutlu olsun, yolunuz açık olsun”

H

ollanda İslam Merkezi Vakfı olarak bütün Müslümanların Ramazan ve Bayramını tebrik ediyorum. Bu mubarek günlerin insanlığın kurtuluşuna, akan kanların durmasına vesile olmasını diliyor, yola çıkacak olanlara hayırlı yolculuklar temenni ediyorum. Fikri Demirtaş - Hollanda İslam Merkezi Vakfı Başkanı


interview

söyleşi 29

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Bir hizmet sevdalısının başarı hikâyesi

Anka Psy Genel Müdürü Hasan Aras:

“Her şey güzel; güzele doğru gidiyor” Her sayıda farklı bir içrekle karşınızda olmaya çalışıyoruz. Bu sayıdan itibaren yepyeni bir bölüme başlıyoruz. Hollanda’da faaliyet yürüten STK temsilcilerimiz başta olmak üzere, girişimcilerimizi ve bu alana can katan, ruh veren insanlarımızı da tanımaya ve tanıtmaya çalışacağız. Bu sayıda, böyle güzel bir insanla, başlatılan bölüme ‘merhaba’ diyoruz. TÜMSİAD Başkanı ve Anka Psy Genel Müdürü Hasan Aras’ı ağırladık bu sayıda. Samimi, hizmet sevdalısı, ehliyetli, idealist, münevver bir insanla hoş bir muhabbet gerçekleştirdik. İ stifade edeceğinizi ve keyif alacağınızı umuyoruz.

H

ollanda serüveninizi öğrenebilir miyiz, gelince zorlandınız mı? Elbette. Askerliğimi yaptıktan sonra geldim. Farklı bir iklim, farklı bir kültür. Lisan bilmemek ayrı bir dert. Sürekli birine bağımlı olarak yaşamak zorundasınız. En ufak bir ihtiyacınızda bile birinin yardımına muhtaçsınız. İlk geldiğimde çalışmak zorundaydım. Biraz çalıştıktan sonra bir yıl lisan eğitimi aldım. Matematik öğretmeni olmak istiyordum. Ancak o zamanki durumum bunu engelledi. Çok üzülmüştüm. Ama her şeyde bir hayır varmış. Leiden Üniversitesi’nde psikoloji okumaya karar verdim. Orada elimdeki diplomaların yetersizliği tespit edildi. Ancak matematik öğretmenliği için aldığım 1 yıllık eğitimim o açığı kapattı. Derslerin İngilizce olması benim bu yolda daha fazla yürümemi engelledi. İki yıllık yüksek meslek okulunda eğitim gördüm. Oradan aldığım sertifikayla Den Haag’da bir iş buldum. Hem çalışıyor hem de HBO’da Sosyal Hizmetler okuyordum. Sırasıyla BAVO Europoort, De Kessler Pameijer gibi kurumlarda çalıştım. Pamijer’da çalışırken Anka Psy gibi bir oluşumu başlattık ve hâlen devam ediyoruz. Anka Psy hakkında bilgi verebilir misiniz, Daha önceki çalıştığım işyerleri de aynı işleri yapıyordu. Belli bir birikim edinince nasıl oluştuğunu bilmeden Anka Psy’i kurduk. Bizim kontrolümüzde 16 ev var. Bu evde ikamet eden şizofreni ve depresyon şikâyeti olan müşterilerimize eşlik ediyor, koruyor, denetliyor, bakımını yapıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız iş bir nevi seyyar bakımdı. Bu ay itibariyle yeni bir bakım merkezini hizmete açıyoruz, 7 gün 24 saat hizmet vereceğiz. 3 psikolog, manevî rehber, davranış bilimleri uzmanı, sosyal pedagoglar, sosyal hizmetler görevlileri, müşteriye eşlik eden görevliler ve sekretaryadan oluşan 10 kişilik uzman bir ekiple Anka Psy’de hizmet sunuyoruz. Biz doğrudan hasta almıyoruz. Delta, Parnasia, Pamijer gibi kurumlarla çalışıyoruz. Oradan bize hastalar yönlendiriliyor, bizim evlerde kalıyorlar. Biz de tabi hemen kabul etmiyoruz. Onlar-

la oturup konuşuyoruz. Evinize aldığınız kişinin bütün sorumluluğu size ait. Kendisine veya çevresine verdiği zarardan siz mesulsünüz. Bu yüzden biraz seçici olmak zorundayız. Yeni evimizde 11 odamız var. Burada kalacak olanlar bu evin genelinden sorumlu olacaklar. Haftalık bir görev taksim çizelgesi yapacağız. Sabah kahvaltısından tutun da, akşam yemeği, bahçe onarımı, yemek yapımı içim yardım gibi bütün işlerde ortak bir çalışma gerçekleştirilecek. Evlerde nasıl bir tedavi yöntemi uyguluyorsunuz? Biz hastalarımızın tedavisiyle uğraşmıyoruz. Onlara bir nevi sosyal rehberlik yardımı sunuyor ve onlara eşlik ediyoruz. Tamamı bizim tarafımızdan düzenlenen evlerde kalanların yüzde 98’ini şizofreni olanlar oluşturuyor. Bize gelen her kişiye, ona eşlik edecek uzman birini görevlendiririz. Bu kişi o hastaya bir yıllık bir denetim planı hazırlar. Bu bir yıl içerisinde hastanın kendisine en fazla üç hedef koymasınız isteriz. Kişi, “ben kendime ait evimin veya işimin veya eşimin olmasını isterim” diyorsa biz o üç hedefin gerçekleşmesi için hastayla birlikte bütün imkânları deneriz. Eğer bu üç hedeften sadece biri bile gerçekleşse biz kendimizi başarılı sayarız. Elemanlarımız onların her işiyle ilgileniyorlar. İlaçlarını düzenli alıp almadıklarını kontrol ediyorlar. Resmi kurumlarla olan işlerini takip ediyoruz. Şizofreni insanlar akıllı, zekidirler. Aramızda yüksek tahsilli olanlar da var. Evlerde 24 kişi kalıyor, ikisi Türk, diğerlerini de farklı etnik kökenden oluşan insanlar oluşturmakta. Nedir şizofreni rahatsızlığı? Bu rahatsızlığı olanlar, kafalarında sürekli bir ya da birden fazla insanın sesini duyarlar. Bazen de gerçek hayatta olmayan şeyleri, halüsinasyon görürler. Çok zor bir durum. Allah bu gibi duruma duçar olanların yardımcısı olsun. Kafanızda sürekli iki kişi konuşuyor, bazen sizi güldürüyorlar, bazen kızdırıyorlar. Seslerin çoğaldığı zamanlarda bu durumdakiler tehlikeli olabiliyorlar. Kendilerine de, başkalarına da kolayca zarar verebiliyorlar. Duyarız ya bazen, “cinnet getirdi” diye, işte öyle bir durum söz konusu.

Hasan Aras kimdir?

1967 Sivas-Gemerek doğumluyum. 5 çocuklu bir ailen ferdiyim. İlk, orta ve lise eğitimimi Türkiye’de aldım. 1991 yılında Hollanda’ya geldim. Burada sosyal hizmetler eğitimi aldım. 10 yıl farklı kurumlarda benzer işlerde çalıştıktan sonra 5 yıl önce Sosyal Psikiyatrı alanında hizmet veren Anka Pys adlı bakım merkezini kurduk. Evli, 1 kız 2 erkek çocuğu babasıyım .

Leiden Üniversitesi’nde okurken hocamız beynin işleviyle alakalı müthiş bir tespitte bulunmuştu. Ders gördüğümüz üniversite salonu 600 kişilik devasa bir yerdi. Elindeki telefonu işaret ederek, “bu küçük bir bilgisayardır, insanoğlu bilgisayarı cebe sığdıracak hâle getirdi; bununla bütün bilgilere ulaşmak mümkün. Ancak insanoğlunun beyninin işlevlerini, faaliyetlerini icra edecek bir bilgisayar yapmaya çalışsak bu salon o bilgisayara küçük gelir, beyin öyle karmaşık, öyle özellikleri olan muazzam bir eserdir” dedi. Nedir sebepleri? Şizofreni kronik bir hastalıktır, ömür boyu sürebilir. Genç yaşta uyuşturucu kullanmak beyni çok olumsuz etkilediğinden en başta gelen sebeplerden biri olarak sayabiliriz. Kişinin kendi kültürü dışında çok değişik başka bir kültür içerisinde yaşıyor olmasından kaynaklanan bir başka sebep de, kültür şoku dediğimiz olaydır. Beyin bu durumda ağır bir tahribata uğruyor. Üçüncü sebep de genetiktir. Ailesinde bu gibi durumlar yaşayanlar varsa bir şekilde çocuklar ve torunlarda da görülebiliyor. Genelde genç yaşlarda bu rahatsızlıklar başlıyor. 35-40 yaş sonrası şizofreni olan insana çok az rastlanır. Sağlığına kavuşanlar da oluyor mu? Faslı bir genç vardı aramızda. Birden fazla ses duyuyordu kafasında. Çocuk tavana zıplıyordu seslerin verdiği rahatsızlıkla. Bizim ilgimiz sonrasında çocuk düzeldi, işe başladı. Bu gibi durumları da yaşıyoruz. Bu da bizleri ziyadesiyle sevindiriyor. Müşteri kategoriniz nasıl? Biz sadece Türklere yönelik hizmet edecek bir konsept hazırladık ama olmadı. Daha sonra konseptimizi değiştirdik ve genele hizmet eder hâle getirdik. Bizim insanımız çok mecbur kalmadıkça bu tür kurumlara başvurmuyorlar. Çünkü bu tür şikâyeti olan biri, yakınlarından sürekli yardım alıyor, destek görüyor. Sağlık sektöründeki kesintiler sizin için ne manaya geliyor? Son 3 yıldır bu sektörde büyük değişik-

likler yapılıyor. Her şey sil baştan oldu âdeta. Merkezi yönetim bu alandaki bütün yetkileri yerel yönetimlere devretti. İyi tarafı da oldu, kötü tarafı da. Daha iyi bir denetim gelmesi iyi oldu, bu işi ticari kaygıyla yapanlar diskalifiye olacak, ayıklanacaklar. İşini düzgün yapan ve iyi hizmet edenler ayakta kalacak, yola devam edecekler. Bizim Türk insanında böyle bir rahatsızlık var. Bir insanımız bir işe başlayınca, 6 ay sonra o işten anlamayan onlarca insan hem de aynı bölgede aynı iş için girişimde bulunuyor. Çok para olduğunu düşünerek girdiği o işten anlamadığı için de 6 ay sonra iflas bildirimi yapıyor. Hem kendi hem de toplum olarak damgalanıyoruz. Ama biz tam tersi bu denetimden memnunuz. Çünkü böyle bir şey bizi güçlendirecektir. Başkanı olduğunuz TÜMSİAD’la alakalı bilgi verebilir misiniz? Kısa adı TÜMSAİD olan Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği 2005 yılında Türkiye’de, 2008 yılında da Hollanda’da kuruldu. Avrupa’da 9 ülkede temsilciliği olan TÜMSİAD 37 şube ile hizmet veriyor. Hollanda’da resmi rakamlara göre 23 bin Türk kökenli işadamımızın olduğu söyleniyor. Hollanda’da faaliyet yürüten işadamları derneklerinde üye olanların sayısı bini bile geçmiyor. Peki, nerede bu 22 bin işverenimiz, girişimcimiz? Bu sayı yabana atılacak cinsten değil, büyük bir potansiyel. Bu gücün bu tür STK’lar tarafından yönetilmesinde ben iki ülke için de büyük faydalar olduğunu düşünüyorum. TÜMSİAD olarak biz bu işin bir ucundan tutmayı ve bu atıl durumdaki gücü harekete geçirmeyi istedik. Bu amaçla başlattığımız yolculuğumuz kesintisiz sürüyor. Bir yıllık üye sayısındaki hedefimiz 200 idi, daha şimdiden 100’ü aştık. Yıl sonundan önce de bu hedefe ulaşacağız inşallah. İstikrarlı bir büyümeden yanayız. Üye alırken seçici davranıyoruz. Büyük-orta-küçük ölçekli girişimciden ziyade o girişimcinin dürüst ticaret, helal ve legal iş yaptığı bizim için öncelikli kriterdir. İnsanlarımızı TÜMSİAD çatısı altında toplanmaya ve birbirimizi tanımaya, birbirimizin gücünden ve oluşturulan iletişim ağından ve yanımızdaki iş ve büyüme imkânlarından istifade etmeye

Söyleşi-Fotoğraf: Tâha Yalçın

çağırıyoruz. Neler yapılıyor TÜMSİAD’da? Her ay düzenli olarak üye toplantısı çerçevesinde bir araya geliyoruz. Üyelerimizin tanışmasına, birbirinden istifade etmesine vesile olan bu toplantılarda her ay bir üyemizi yakından tanımaya ve onun deneyimlerinden, bilgisinden istifade etmeye çalışıyoruz. Toplantıda üyemiz, yaptığı işe nasıl başladığını, işe başlarken ne tür zorluklarla karşılaştığını, böyle bir işe başlayacak olanlara tavsiyelerini; kısacası iş alanındaki hikâyesini katılımcılarla paylaşıyor ve bizlere de bu konuşma sonrasında yepyeni bir yol haritası çıkıyor.Kendisini anlatan, tanıtan işadamımız, konuşmasından sonra diğer üyelerimizden iş teklifi bile alıyor. Buna da şahit oluyoruz. Ben her seferinde daha çok şey öğrendiğimi fark ediyorum. Hepsi de kendi becerileriyle, imkânlarıyla ayakta kalmaya çalışan ve bu topluma hizmet etmek için mücadele eden büyük cevherler. Aslında bunların hayat hikâyelerini dinleyip kitaplaştırmak lazım. Çünkü anlatılanlar gerçekten bir başarı hikâyesi. 6 Mart 2015 tarihinde resmi olarak Avrupa İşadamları Derneği olan (European Business Association) EUBA’yı kurduk. Hollanda’ya yönelik bütün faaliyetlerimiz EUBA üzerinden yürütülecek, Türkiye ile olan ilişkilerde de TÜMSİAD devreye girecek. Son bir ay içerisinde Türkiye’nin iki Devlet Bakanı’nı TÜMSİAD ağırladık. EUBA olarak yeni çalışma sezonunun faaliyetlerini belirlemek amacıyla 9 kişilik yönetim kuruluyla birlikte iki günlük kamp yaptık. Burada 2015 yılı yol haritamızı belirledik. 3 büyük konferans, iki dış gezi, daha güçlü bir yönetim kadrosu oluşturmak ve 200 üye hedefi bu yıl yapılacak olan faaliyetlerimizdendi. Henüz yılın yarısındayız ama bizlerde hedefleri yarıladık. İnşallah planladığımız şekliyle seneyi tamamlarız. Son olarak neler söylersiniz? İnsanlarımızın, iyi bir izin yaparak dönmelerini diliyorum. Ramazan ve bayramlarını şimdiden tebrik ediyorum. Bu bayram inşallah İslam coğrafyalarında akan kan ve gözyaşının durmasına vesile olur. Her şey güzel, güzele gidiyor. Her şey güzel, daha da güzel olacak inşallah…


nieuws

30 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Edelstaal yatırımları sürüyor...

Edelstaal Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları’nın oğlu Ercan Torunoğulları, Melek Çelik ile evlenerek dünya evine girdi

Böyle olur Torunoğulları’nın düğünü

M

armaris’te 5 yıldızlı Sentido Orka Lotus Beach & SPA Oteli’ni hizmete açan Edelstaal Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları’nın oğlu Ercan Torunoğulları, bu otelde gerçekleştirilen düğünle Melek Çelik ile evlenerek dünya evine girdi.

dolayında seçkin davetli topluluğu yer aldı. Onlarca personelin saatlerce mükemmel bir hizmet sundukları düğünde, bu grubun çekilen halaya içtenlikle katılmaları bugüne kadar görülmemiş bir tablo ortaya koyarken, patron-işçi arasındaki ilişkinin de hangi boyutlarda olduğunu gözler önüne serdi.

Marmaris’te yapılan muhteşem düğüne Hakan Altun, Onur Akın ve Aydın Aydın güzel şarkılarıyla renk kattı. Torunoğulları ailesinin misafirlerle tek tek yakından ilgilendiği gecenin sonunda ise muhteşem havai fişek gösterisi misafirlerin nefesini kesti. Ercan Torunoğulları ile Melek Çelik’in düğün törenine Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Sanatçı Nuri Alço, Onur Akın, Hakan Altun, komedyen Yavuz Seçkin ve Türkiye ile Hollanda’dan çok sayıda davetli katıldı.

Torunoğulları hep ilklere imza atmalarıyla ünlüler. Çalışanlarına gösterdikleri sıcaklığın bu boyutuna biz ilk kez şahit olduk ve büyük mutluluk duyduk. Umarız bundan sonra birçok ünlünün mutlu günü böylesi güzelliklerle daha da renklenir.

Orka Group Genel Müdürü Ercan Torunoğulları ile iletişim uzmanı Melek Çelik’in nikahını Fikret Orman, Pınar Eczacıbaşı ile Zeynel Abidin Erdem’in şahitliğinde Marmaris Belediye Başkanı Muhammet Ali Acar kıydı. Otele ait Arena eğlence merkezinde en ince detayına kadar düşünülerek hazırlanan göz kamaştırıcı masalarda 900

EDELSTAAL GROUP’TAN ÇİFTE TÖREN Tencere, turizm, emlak ve inşaat alanlarında yatırımları bulunan Edelstaal Group, otelcilik sektöründe büyümeye devam ediyor. Özellikle Fethiye ve İstanbul’da otelcilik sektöründe önemli yatırımları bulunan Edelstaal Group, Marmaris turizm sektörüne hızlı bir giriş yaptı. Marmaris’te 1 Mayıs 2015’de hizmete giren Sentido Orka Lotus Beach & SPA Oteli’nin resmi açılışı Türkiye ve Hollanda’dan çok sayıda davetlinin

katılımıyla Marmaris’te gerçekleştirildi. Bin 400 yatağa sahip 5 yıldızlı Sentido Orka Lotus Beach & SPA Oteli, 70 milyon dolara maloldu. 2015 yılında yüzde 80 doluluğun hedeflendiği otel, Marmaris turizm sektörüne yepyeni bir çehre kazandırdı. Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, otelin açılışında yaptığı konuşmada, 3 yıllığına İngiliz Thomas Cook ile anlaşma yaptıklarını söyleyerek, “Marmaris’te İngiliz ağırlıklı olmak üzere tüm Avrupa’dan turistleri ağırlayacağız. Fethiye ve İstanbul’dan sonra Marmaris’te turizm sektörüne hızlı bir giriş yaptık. Otelimizi 1 Mayıs 2015 tarihinde hizmete açtık, bugün ise resmi açılışını yapıyoruz. Orka markasıyla yıllardır özellikle İngiliz ve Hollandalı turistleri cennet tatil mekanı Fethiye Ölüdeniz’de ağırlıyoruz. Şimdi ise Marmaris turizm sektörüne de önemli oranda hareketlilik kazandırmayı hedefliyoruz” dedi. TURGUT TORUNOĞULLARI: “SENTİDO MARKASIYLA EL SIKIŞTIK” Marmaris’te açtıkları Sentido Orka Lotus Beach & SPA Oteli için ‘Sentido’ markasıyla el sıkıştıklarını vurgulayan Torunoğulları, “Bu işbirliğimiz Avrupa pazarını da kapsıyor. Turizm sektörüne daha kaliteli hizmet verebilmeyi hedefliyoruz. Amacımız Marmaris turizm sektörüne yepyeni bir çehre kazandırmak” diye konuştu. “MARMARİS’TE 3 OTELİMİZ VAR” Torunoğulları, sözlerine şöyle devam etti: “Sentido Orka Lotus Beach & SPA Oteli’ne İngiltere ağırlıklı olmak üzere tüm Avrupa’dan turistler tatil yapmak amacıyla gelecek. Fethiye’de Orka Club, Orka Sunlife ve Orka Butik otellerinin yanı sıra İstanbul’da Orka Royal Otel otellerimiz faaliyetlerine devam ediyor. Ayrıca Fethiye’de İngiliz ve Hollandalı turistlere villa satışımız

sürüyor. Edelstaal Group olarak ayrıca Marmaris’te Nergis Beach ve Nergis Select otellerini de Edelstaal Group bünyesine katmış durumdayız. Dolayısıyla Marmaris’te 3 otelimiz var. Devremülk projeleri de bulunan Edelstaal Group’un turizm ve inşaat sektöründeki yatırımları hızla devam edecek”. Haber - Fotoğraf: Adnan Şahin


mozaieek

mozaik 31

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204- 2015

Gündem

IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün:

“Neslimizi korumak boynumuzun borcudur” Hollanda İslam Federasyonu şube başkanları ile 2015 çalışma yılının son toplantısını Ulft şubesinde gerçekleştirdi. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün’ün de katıldığı toplantıda bölge yöneticileri yıl boyu yapmış oldukları çalışmaları hakkında sunumlar yaptılar. Şube başkanları da söz alarak, çalışmaları hakkında bilgiler verdiler.

ALPS IMPEX

Hollanda İslam Federasyonu esnaf ziyaretinde Güney Hollanda Millî Görüş Teşkilatları Ramazan ayı münasebetiyle başlattığı esnaf ziyaretleri çerçevesinde

TUR-NED

ŞAHAN

ATLAS

G olarak yapıldı.

enel olarak çalışmaların iyi gittiği vurgulanan toplantıda, imamların durumunun bir sorun çözüm beklediğine vurgu

Başkan Ergün, bu sorunun farkında olduğunu belirtirken “Bilhassa geldiği ülkenin lisanını konuşamayan hatta Millî Görüşü bilmeyen imamların ne kadar büyük bir sorun olduğunu siz söylemeseniz de ben biliyorum.” dedi. Ergün konuşmasında özetle şunlara değindi: “Hangi sebeple olursa olsun buraya gelmiş olan babalarımızın ve gelen neslimizin artık geri dönüşü olmayacaktır. Avrupa ve diğer ülkelere göç eden insanlarımız bir daha geri dönmeyecektir. Onlar artık o toplumun asli unsurlarıdır. Dolayısıyla teşkilatlarımız da kendilerini buna göre şekillendirmesi lazım. Biz bu meseleleri konuşurken bazı kardeşlerimizin zoruna gidiyor. ‘Ne demek asli unsurları.., biz gideriz diyorlar.’ Yok, kardeşim, gitmek diye bir şey yok artık. Biz buranın parçasıyız. Biz burada İslamiyet’imizi, imanımızı, akidemizi ve temel düşüncemizi burada koruma altına alabilmek ve eritmemek için ‘cemaat’ olmak zorundayız. Cemaat olmaz isek kaybederiz. Asimile olup

tarih sayfasından silinen pek çok millet, ‘cemaat’ olamadıkları için yok olmuşlardır. Kesinlikle asimile olamayacağız. Bizim birbirilerimizden başka sermayemiz yok. Bizim birililerimizden başka kardeşimiz yok. Ve bizim düşünce yapımızı takviye edecek kimse de yok!. Türkiye’de yaşayan yakınların, eşindostun, buradakileri anlama imkânları yoktur. Bizim onlarla duygusal bağlarımız devam eder. Ancak buradaki nesillerimizi korumak, onlara hamasetle yaklaşarak, şuurlu Milli Görüşçü yapmak bizim boynumuzun borcudur. İmam-hatipler en büyük sorunlarımızdan biridir. Bu konuda uzun yıllar tedbir alınmamış, çalışma yapılmamıştır. Ama artık maddî ve manevî her türlü tedbir alınmıştır. Allah’ın izniyle üç-beş sene sonra bura kendi, resmi imamhatiplerimizi de kendi imamlarımızı da yetiştireceğiz ve sorunu kökünden çözülmüş olacağız. Biz siyasi şuuru olan dini bir cemaatiz. Hiçbir partiyle organik bağımız yoktur. Bütün partilere eşit mesafedeyiz. Bizim yöneticilerimiz, bir partinin yöneticisi ya da, bir partinin yöneticisi bizim yöneticimiz olamaz.” Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan sözlerine; davetlerine icabet eden genel başkan Kemal Ergün’e teşekkür

ederek başladı. Erdoğan daha sonra bir yıl boyu birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarına ve yakın zamanda sıla-rahim için yola çıkacak olan şube başkanlarına hayırlı yolculuklar diledi. Herkese hayırlı, bereketli ve cennete girmelerine vesile olacak güzel ramazanlar diledi. Erdoğan bu yıl da ramazanın yine çeşitli hatiplerin sohbetleri ve uygun programlarla en verimli şekilde ihya edileceğini söyledi. Erdoğan şube başkanlarına ramazan boyu camileri herkesin manevî havayı en iyi şekilde yaşayabileceği nezih ortamlara düştürmelerini istedi. Kendisinin bu yıl Hollanda’da olacağını belirten Erdoğan çalışmalarına devam edeceğini duyurdu. Konuşması esnasında yeni bir birim olan “İhsan Sohbetleri” birimi üzerinde yoğunlaşan Erdoğan bu birimin henüz istenilen noktaya gelmediğini hatırlatarak tüm şubelerde bu konuda bir adım atılmasını istedi. Erdoğan’ın konuşmasının ardından İhsan Sohbetleri birimi başkanı Erkan Turan kısa bir konuşma ile bu birimin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Programın sonunda yöneticiler Ulft cemiyetinin hazırladığı mangal ve künefe ziyafeti etrafında bir araya geldiler. Haber Fotoğraf: Adnan Şahin

BTH

KÖYLÜ

BALCI REİZEN

pek çok işadamını ziyaret etti. Başkan Mehmet Erdoğan ve Sosyal Hizmetler Başkanı İsa Kandemir’den oluşan ziyaret ekibi, görüşmelerde esnafların sorunlarını ve federasyonla alakalı düşüncelerini dinlediler, çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdiler ve birer tablo hediye ettiler. Şimdilik Alps Impex, Tur-Ned, Şahan, Atlas Mobilya, BTH, Köylü, Balcı, BLC gibi şirketleri ziyaret ettiklerini söyleyen Başkan Erdoğan, bu ziyaretlerin süreceğini belirtti


nieuws

32 haber Fotoğraflarla Hollanda gündemi...

Saadet Partisi sevdalıları iftarda buluştular

Hollanda’daki Saadet Partililer, Saadet Partisi Hollanda Temsilciliği tarafından düzenlenen iftar programında bir araya geldi. Seçim sonucunun da değerlendirildiği toplantıya SP Hollanda Temsilcisi Bayram Başalan, SP GİK üyesi Yakup Budak, Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan ve eski başkanlardan Ömer Baler, Hasan Koç ve pek çok Millî Görüş sevdalısı katıldı.

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Direniş vakitidir!

İ Elif, Hollandalı bir kız. Dinsiz bir ailenin çocuğu olarak büyüdü. Kendini boşluk içinde hissettiği için, tutunacak bir “şey” aramaya başladı. İnternetten bir senedir dinleri araştıran Elif, her araştırmanın sonunda kendini, duygularını ve “tutunacak bir şeyin” İslam dininde olduğuna inanarak, cami yöneticisi Latife Uğur’un yardımıyla Ramazanın ilk günü şehadet getirerek Müslüman oldu.

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün:

“İdam kararı kabul edilemez!” slam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, Mısır’ın seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında onaylanan idam kararı münasebetiyle bir açıklama yaptı.

Leiden Mimar Sinan Camii’nde mutlu tablo

“Ülkenin demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Mursi ve arkadaşlarına yönelik idam kararı kabul edilemez.” diyen Ergün sözlerini şöyle sürdürdü: “Mısır’da Mursi ve arkadaşlarına yönelik yargılama süreci siyasi bir şova dönüştürüldüğünden beri adaletin

esamesi okunmamaktadır. Kendisinin atadığı bir darbeci tarafından haksızlığa uğratılan, Mısır halkının kendisine gösterdiği teveccüh yok sayılan Mursi’ye yönelik alınan bu utanç kararının uygulanmaması, bunun yanında Mursi ve arkadaşlarına iade-i itibarın gerçekleştirilmesi için uluslararası toplum ve siyasiler en kısa zamanda seslerini yükseltmelidirler. Mısır’daki insan hakları ihlalleri, mesnetsiz yargılamalar ve siyasi idam kararları, karşısında sessiz kalınabilecek seviyeyi çoktan aşmıştır. Vakit acilen harekete geçme vaktidir.”

HAC 2015 Gönüllerin yolculuğu

Dalmaz, Türkistan Cemiyetinde seminer verdi

Genel Merkezi Hollanda’nın Zeist kentinde bulunan Avrupa Doğu Türkistan Maarif Cemiyeti, Ramazan Ay’ı öncesi Hollanda’daki bütün üyelerine yönelik, kısa adı TİES olan Teşkilat İçi Eğitim Semineri düzenledi. Semineri Avrupa’nın en büyük sivil toplum kuruluşlarından olan İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Oktay Dalmaz verdi.

Hac, Millî Görüþ farký ile yapýlýr

€ 4.095,(Kurban hariç)

T- Bikkers Motor Kulübü İtalya Türk Köyü’nde

T- Bikkers Türk Motor Kulübünden 15 kişilik bir grup Almanya - Avusturya - İtalya’ya 3 günlük tur düzenlediler. Her yıl “Türkiyem Festivali” yapılan MOENA Türk Köyü’nü ziyaret eden ekip, köyün bir çok sokağında Türk bayraklarının kazındığını gördükleri andaki tattıkları sevinç ve gururu hâlen yaşamaktalar.

Uzun kafile

Kýsa kafile

Gidiþ: 8/9 Eylül 2015

Gidiþ: 11 Eylül 2015

(Medine’ye)

(Mekke’ye)

Geliþ: 7 Ekim 2015

Geliþ: 04 Ekim 2015

Hollanda Türk Federasyon’dan Hilalce Sohbetler

Avrupa Türklüğü ve Türkiye arasında olan bağın önemine sıkça vurgu yapan Hollanda Türk Federasyon ‘Hilalce Sohbetler’ serisi kapsamında sekiz yerde program düzenledi. Programlarda konuşan eğitimci Doç. Dr. Ayfer Şahin Türkiye’nin yakın tarihine ve güncel gündemine değindi ve farklı örnekler ile Türkiye’nin günümüzdeki durumu anlattı.

I

Strevelsweg 700 Unit 413 3083 AS Rotterdam

T- 010 4716847 F- 010 4719513 GSM- 0681034353

www.nifonline.nl hacc@nifonline.nl


leven en religie

yaşam ve inanç 33

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

İSLÂMIN BARIŞ ÇAĞRISI (6) İ

slâm’ın barış çağrısını anlatmaya devam ediyoruz...

“Allah (cc) güzeldir, her türlü güzelliği sever.” (Müslim, İman/147) “İhsan sahibi olanlar, yani yaptıkları her şeyi güzelce yapanlar bunun karşılığını yine ilâhî ihsan olarak Allah’tan alacaklar.” (Rahman 55/60) İhsan etmenin bir manası da iyilik etmek yardımda bulunmaktır. İhsan ahlâkına sahip bir Müslüman nerede ve hangi şartta olursa olsun iyilik etmeyi temel ilke edinir. Kötülüklere iyilikle karşılık verir. (Fussilet 41/34) Bilir ki iyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan kötülük bulur. Öyleyse bir Müslüman ne yapıyorsa, onu güzel yapmalı, maksada uygun yapmalı, doğru yapmalı. Konuşmasından tutun da yaptığı her işe kadar hepsinde bir güzellik, düzgünlük, doğruluk olmalı. Anne- babasına, büyüklerine, çocuklara, komşularına, ilişkide olduklarına, diğer insanlara, hatta hayvanlara ve tabiata bile güzel davranmalı. Müslüman, çirkin, bayağı, kötü, zararlı ve faydasız amellerden (işlerden), faaliyetlerden uzak olmalı. O toplumda güzel davranışların, işleri güzel yapmanın sembolü olmalı, ısrarlı bir şekilde iyilik yapmaya devam etmeli. Müslüman, ahirete inanmayanlar gibi olamaz. Allah’ın uygun gördüğü muhteşem ‘muhsin’ sıfatını kazanmak

isteyen bir Müslüman, kim ne derse desin, kim hangi kötülüğü, kabalığı, ayrımcılığı, ırkçılığı, hasımlığı, hainliği, kirliliği yapsa bile, o iyi davranmaya, güzellik üretmeye, hakkaniyetle hareket etmeye devam eder. İslâm’ın Müslümanlara emrettiği ihsan ahlâkı hem ailede, hem toplumsal hayatta huzurun, birlikte yaşamanın, haklara saygı göstermenin, başkalarını kendisine tercih etmenin anahtarıdır. Bütün bunlar da barışa ve güvene bir çağrıdır. - Bir insana hayat vermek... Kur’an şöyle diyor: “İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur...” (Maide 5/32) Allah (cc), ilk insandan beri insan hayatının dokunulmaz ve değerli olduğunu bildirmiş, bir canı korumayı üstün bir fazilet, haksız yere cana kıymayı ise büyük bir cinayet saymıştır. (Heyet, Kur’an Yolu, 2/206) Görüldüğü gibi, bir insanı hangi sebeple olursa olsun haksız yere öldüren, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Bir insanın hayatını kurtarmak, onun yaşamasına yardımcı olmak, insanların daha iyi şartlarda yaşaması için çaba göstermek bütün insanlara hayat

vermek gibi bir eylemdir. (Mevdûdî, Tefhimu’l-Kuran/Türkçesi: 1/477) Haksız yere bir kimseye kin ve düşmanlık beslemek, nefret etmek, hakaret edip aşağılamak, özelde Allah’ın emeğine saygısızlık, genelde insan varlığına hürmet etmemektir. Bir cana kıymak hayatın özüne, hayatı var eden Kaynağa saldırmaktır. Hayatın kutsallığına inanmamak, haddi olmayan bir konuda hevasına (kendi yanlış görüşüne) uyup haksız karar almak, bir diğer açıdan Allah’tan rol çalmaya kalkışmaktır. Bunun tersi bir cinayete engel olmak, hayatın devamını sağlamak, insan hayatını tehlikeye atabilecek her türlü işlerden uzak olmak ise bütün bir insanlığa hizmet, hayatın özünü savunmaktır. Zira bir insan bütün insanlığı temsil eder. Müslüman olduğunu söyleyen biri Kur’an’ın bu ölçülerine uyar, haksız yere cana kıymaya kalkışmaz, kimseye haksızlık ve adaletsizlik yapmaz, zalimler hariç hiç kimseye düşmanlık besleyip kin duymaz. (Bakara 2/193) Kur’an’ın bu açık hükûmlerine rağmen bazı Müslümanlar haksızlık yapıyor, saldırı ve tecavüzlerde bulunuyor, cinayet işliyorlarsa burada büyük bir soru işareti var demektir. Neden bu böyle? Allah’ın çizdiği sınırları rahat bir şekilde çiğneyenler ya cahiller ve ne yaptıklarını bilmiyorlar, ya İslâm’ı yanlış anlıyorlar, ya da bunlar İslâm kıyafeti giymiş farklı yaratıklardır. Ya da birilerinin çıkarı için İslâm ismini

rı, adalet, kulluk yapmak vb. emane olduğuna göre, bunları ancak emin (güvenilir) kimseler taşıyabilir, hakkıyla yerine getirebilir.

kullanan piyonlardır. Yukarıdaki âyet insanları/Müslümanları barışa, haklara saygı göstermeye, insan onurunu/hayatını korumaya, huzur içinde insanca yaşamaya çağırıyor. - Emîn olmaya davet... Atalarımız “Müslümanın sözü senettir” demişler. Asırlık tecrübelerden süzülüp gelen bu söz Müslümanların güvenilir oluşlarını ifade eder. İman’ın filolojik açıdan iki anlamı olduğunu hatırlayalım: Başkalarına güven vermek, güven içinde olmak. Mü’min, iman ettiği esasların gerçek oluşundan, Allah’tan ve O’nun va’dlerinden güven içindedir. O bu imandan aldığı bilinçle çevresine güven veren, her açıdan, her alanda kendisinde güven duyulan insandır. Bu konuda onun örneği cahiliye döneminde bile güzel ahlâk sahibi ve güvenilir olduğu için el-Emîn sıfatını kazanan Hz. Muhammed’dir. İman insanı emîn yapıp emanetleri hakkıyla taşımasını sağlamak için vardır. Bir Müslüman imanının gereğini yapmak üzere emin (güvenilir) olmalıdır. Kendisine emanet edilen her şeyi gözü gibi korumalı, emanete ihanet etmemeli. (Emanete hıyanet münafıklık belirtisidir.) Bakınız: Buhârî, İman/24. Müslim, İman/107-108 no: 59. Ebu Davûd, no: 4688) İnsana verilen her şey; mallar, evlat, görevler, komşular, vatan, toplumsal ahenk ve sorumluluklar, insan hakla-

Emîn kimse, insanların kendisine her açıdan itimat ettikleri kimsedir. Mü’min, diğer insanların onun elinden ve dilinden emin olduğu, kimseye zarar vermeyen, herkesin ve her şeyin hakkını veren, kendisine her konuda güven duyulan kimsedir. (Müslim, İman/64-66 no/40-42. Buhârî, İman/4-5) Gerçek mü’min kendisi için isteyip arzu ettiği şeyi diğer insanlar için de isteyip arzu eder. (Müslim, İman/71-72 no:45) Gerçek Müslüman bu açıdan yeryüzünün huzur ve adaleti için bir direktir diyebiliriz. İnsanlar onun hakkında emniyettedir. Ondan gelebilecek zarar konusunda korkuları gitmiş, yerine güven gelmiştir. Emîn insana mal da teslim edilir, can da. Mülk de teslim edilir, devlet de. Zira emîn insan dürüstlüğü madde ile değiştirmez. Görüldüğü gibi İslâm iman edenleri ‘emîn-güvenilir’ olmaya davet ediyor. Bu da barışa, huzura, insan haklarına saygıya, adalete, güvenliğe, haksızlık ve zulüm yapmamaya bir çağrıdır. (Devamı var) ◄◄

Cami ve Vakıflara ANBİ başvurusu ve takibi yapılır

R İ B Lİ ! M E RI N Ö ÇAĞ

Administratie Jaarrekeningen Belastingen Bedrijfadviezen Loonadministratie Interim oplossingen Leemansweg 2, 6827 BX Arnhem T. (085) - 600 47 47 info@raqam.nl www.raqam.nl

Leemansweg 2 | 6827 BX Arnhem | T. 085 600 47 47 | info@raqam.nl | www.raqam.nl

Cami ve Vakıflar için özel vergi iade imkânları sunulur


nieuws

34 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Mihenk İbrahim Turgut

ON BİR AYIN SULTANI RAMAZAN VE ORUÇ K

ur’an-ı Kerim de, senenin on iki ayına yer verilmiş, özellikle Ramazan ayına farklı mana yüklenerek, inananların dikkati çekilmiş ve Ramazan ayı ile bağlantılı bazı ibadetlere ve sosyal ilişkilere de işaretle, bütüncül bir fotoğraf kulların önüne konulmuştur. Ramazanın sözlük manası, ulema tarafından farklı şekiller de izah edilmiştir. Sözlükte: “Yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur” anlamındaki ramadî kelimesinden ya da “günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalınayak yürümekle ayakların yanması” anlamlarındaki ramad mastarından veya “güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer” manasındaki ramdâ’ kelimesinden türeyen ramazân kamerî yılın şâbandan sonra, şevvalden önce gelen dokuzuncu ayı. (İ.Ansiklopedisi,Ramzan, M). “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olan” Ramazan ayı, Kur’an-ı Kerim de bizatihi yer almış, içinde mübarek ve özel bir ibadetin yerine getirildiği aydır. Bu ayın on bir aya ‘sultan’ olmasının hikmeti, içinde oruç ibadetinin yer almasındandır. Oruç ibadeti, İçinde bin bir bilinmeyen, esrar-ı İlah-iyeyi taşır. Bu ibadet, başka hiç bir ibadetin kendisine denk olmayan ve bütün sırların içinde maddî manevî mündemic olan, Allah’a (c.c) has yapılan kulluğun adıdır. On bir ayın Sultanı Ramazan orucu için, ne güzel ifade edilmiş: “Oruç, Allah’ın has kullarına Hz. Süleyman’ın saltanatını bağışlayan bir yüzüktür, yahut da taçtır. Onu ancak seçkin kullarının başlarına giydirir.” “Sen vahdet denizinden ayrı düşmüş bir damla gibisin. Sen aslına nasıl ulaşacaksın? İste oruç, sel gibi, yağmur gibi seni alır, denize ulaştırır.” “Oruç, can gözünün açılması için bedenleri kör eder. Senin gönül gözün kör de, o yüzden kıldığın namazlar, yaptığın ibadetler sana o aydınlığı vermiyor, hakikati göstermiyor.”(Mevlânâ, Mesnevi) Kulun kendini yeniden keşfettiği bu ayda, kendini muhasebeye çektiği ve beyaz bir sayfa açarak, oruç ibadetiyle Allah’a kulluğunu yeniden ilan ettiği aydır. Müslüman, Ramazan ayını fırsat bilerek, oruç ibadetini Allah’ın emrettiği şekilde yerine getirmelidir. Ramazan ayı, İslami ayların dokuzuncusudur . İslam’ın beş rüknünden biri olan ve Ramazan ayında yerine geti-

rilen oruç ibadeti, hicretten bir buçuk yıl sonra farz kılınmış olup, Kitap, Sünnet ve icma ile sabittir. Anlamı: Sözlükte “Bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak” anlamına gelen Arapça savmın (sıyâm) Farsça karşılığı olan rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Savm ve sıyâm ile türevleri Kur’an-ı Kerîm’de on üç yerde, hadislerde ise çok sayıda geçmektedir. Terim olarak oruç: Tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar şer‘an belirlenmiş ibadeti yerine getirmek niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmayı ifade eder. Serahsî’nin “belirli kimselerin belirli zamanda belirli fiillerden belirli bir amaçla uzak durması” şeklindeki tanımı bu ibadetin kimler açısından sahih sayıldığını belirtmeyi hedeflemektedir (el-Mebsût, III, 54). Süresi içinde kişinin kendini oruç yasaklarına karşı tutmasına imsak denir, bu kelime “oruca başlama, orucun başlangıç anı” manasında da kullanılır. Vakti gelince orucu usulüne göre açmaya, yani orucu sonlandırmaya iftar adı verilir (D.İ.A.O.M). Oruç ibadetinin vaktini ve hangi ayda tutulacağını, her hangi bir sebepten dolayı tutulmadığı takdirde kaza edilebileceğini, dolayısıyla diğer ibadetlerin de buna istinaden kaza edilebileceğini, İslam Fıkh-ı ortaya koymaktadır. Kaza konusunda farklı fikirler öne sürenlere cevap niteliğinde olabilecek; buna itiraz eden kişilere delil olması bakımından, Kur’an’ı Kerim’in şu ayeti hüccet(delil ) olarak yeter: “O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir) buyuruluyor.” ( 2.185 ) Ramazan ayında Oruç, sadece İslam Ümmetine farz kılınmayıp, bu ibadet, geçmiş ümmetlere de farz kılındığını, Kur’an ayetleri ortaya koymaktadır. Ancak, İslâm’dan Önceki Dinlerde Oruç. Belirli bir süre yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durma, perhiz yapma ya da belirli yiyecekleri yememe, sükût etme, ağzı ve kulağı yalandan ve kötü sözden koruma vb. şekillerde yerine getirilen oruç ibadetine

hemen bütün dinlerde rastlanır. Oruç tövbe, kefaret, matem ve bir ritüele hazırlık gibi amaçların dışında sihir ve zühd gerekçesiyle de tutulmuştur. (D.İ.A.O.M). Oruç ibadeti, ayeti kerimede, Allah’a karşı gelmekten sakındıran bir yönünün olduğunu nazara vererek, şehveti kırarak, kulu bütün ma’siyetten vikaye (kuruduğu) ettiğini, âdeta kulu melekleştiren ve böylelikle ruhî ve bedenî olgunluğa ulaştıran bir ibadet olduğunu ortaya koyarak şöyle beyan eder: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” ( 2.183 ) Yapılan bütün ibadetlerin tek gayesi Allah’ın (c.c) rızasına kavuşmaktır. Başka bir gaye için yapılan hiç bir ibadet makbul olmamakla birlikte, ibadet vasfını da alamaz. Öyleyse ibadetler, Allah’ın emrettiği şekilde yerine getirilmelidir. Bir fıkhî kaide de, “Bütün işler, maksatlara göredir” buyurulur. Buna göre ibadetler de, niyetin önemi hadislerde de vurgulanmıştır. Peygamber (a.s) bu büyük ibadetin, kula kazandıracağı dereceye ve orucun diğer yapılan ibadetlerden farklı ayrıcalıklarına temasla şöyle buyururlar: Hz. Ebu Hureyre anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ‘Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenabı Hakk’ın bu husustaki sünneti şudur: Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar.” Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudsîde) şöyle buyurmuştur: “Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti.” “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir, diğeri de Rabbine kavuştu-

ğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halûf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.” Her şeyi, yemeyi, içmeyi şehevi arzu ve istekleri, Allah için terk etmenin neticesi, kulun sevinmesi rıza-i Bariye vasıl olması ne büyük bir derece-i âli olduğunu, bunun yanında, tuttuğu oruçla birlikte kazandığı ruhî olgunluğu maddî ve manevî temizliğe dikkat çekerek, yukarda ki hadis-i şeriften anlaşılmaktadır. Diğer taraftan mümin, eşref-i mahlukat olduğunu ve insanlara son derece nazik davranarak, sabrın ve hakikatin yanında yer aldığını büyük bir olgunluk içinde göstermelidir. İnsanlarla çekişmeyi, kavga etmeyi en galiz bir davranış olduğunu bilmeli ve muhatabına böyle bir durum da “ben oruçluyum” hatırlatmasını yaparak olgun bir davranış sergilemelidir. Allah Resulu (s.a.v) mübarek hadislerinde bu çirkin davranışlara işaret ederek, bir rivayete göre şöyle buyurmuştur: “Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa ‘ben oruçluyum!’ desin (ve ona bulaşmasın).”[3] Yine Ebu Hüreyre anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ‘Kim Allah Teâla yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kalır.” Konuyla ilgili Allah Resulunun bir kaç hadisi şerifini burada hatırlamakta yarar var: Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü dedim, bana öyle bir amel emret ki, yaptığım takdirde Allah beni mükâfatlandırsın.” “Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur.” Sehl İbnu Sa’d (radıyallahu anh)

ortaummet_45@hotmail.com

anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” Tirmizî’nin rivayetinde şu ziyade var: “Oraya kim girerse ebediyen susamaz.” Sonuç olarak: Ramazan ayı oruç ibadeti, teravih namazları, Kur’an tilavetleri, Müminlerin hayır hasenatları, son on günün İtikâfı, vücudun zekatı olan fitreleri ve bayram namazıyla taçlanmış Oruç ibadeti, müminler için büyük bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek aklı başında olan her Müslüman için vazgeçilmez mana dolu bir hazinedir.

Ramazan ayında sadece Müslümanlar maddî manevî yararlanmazlar. Kendilerinden başka Müslüman olmayanların da, Ramazanın gelişini hissetmeleri, Müslümanların davranışına ve olgunluğuna bağlı olduğunu unutmamalıdırlar. Müslümanlar inançları gereği her canlıya önem veren, hele insanlara karşı duruşları, bütün varlıkları kendisine musahhar kılındığı bir değer olarak yaratıldıklarını algılayarak, pozisyonlarını buna göre ortaya koymalı ve ibadetini yerine getirirken hiç kimseyi rahatsız etmeden ibadethaneye gidip gelmelidirler. Bu mübarek ayda, infak etmek, hayatla ölüm arasında gidip gelen aç biçare yeryüzündeki insanları unutmamalı, onlar için yapılabilecek ne varsa yapmalıdır. Yine Müslümanlar, bu ayda edindikleri olgunluk gereği çocuklara güzel davranmalı, şefkatle yaklaşmalı, çocuk olduklarını unutmamalıdırlar. Mescitlere gelmelerine engel olmamalıdırlar. “Ağaç yaş iken eğilir” ata sözünü unutmamalıdırlar. Hayırlı Ramazanlar diliyorum… ◄◄

HAC SEMİNERİNE DAVET

Hollanda İslam Federasyonu ile Hacca gidecek olanlara çağrı... 1.Seminer: ADRES: SCHİEDAM İSLAM MERKEZİ Dr. Schaepmansingel 5, 3118 XH Schiedam Program tarihi: 02-08-2015 Saat : 14:00 Bu toplantıya bütün hacılarımız MUTLAKA katılacaklardır.

2. Seminer: Aşağıdaki tarihte yapılacak Eğitim seminerinde, ibadet ve teknik konularında bilgi verilecektir. ADRES: SCHİEDAM İSLAM MERKEZİ Dr. Schaepmansingel 5, 3118 XH Schiedam Program tarihi: 23-08-2015 Saat: 14:00’da başlayacaktır. Bu toplantıya bütün hacılarımız MUTLAKA katılacaklardır.


het leven

yaşam 35

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Gündem

“Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımız ise beyazların olmuştu”. (Jomo Kenyett)

Foto haber

Göç ile başlayan özlem ilk namaz ile sona erdi

HDV’ye bağlı Utrecht Ulu Camii inşaatı tamamlanarak ibadete açıldı. Bu büyük güne şahit olmak için camiye koşan 1300 kişilik cemaat, Kur’an-ı Kerim dinledi, birlikte yatsı ve teravih namazı eda edildi. Ulu Cami Başkanı Yücel Aydemir, Din Görevlileri Süleyman ve Turan Hocaefendiler katılımcıları cami hakkında bilgilendirdiler.

Vakit, yardım ve infak vaktidir Geleneksel finans network tekne gezisi

IGMG HASENE Yardım Derneği dünyayı dolaşmaya devam ediyor. Hem ramazanda hem kurbanda hem de daha başka vesilelerle mazlum ve mağdurların yanına koşan HASENE bu yardımlarını yapmayı hız kesmeden sürdürüyor. Ramazan Kumanyası adı altında yine 50 küsur ülkede 10 binlerce gıda paketi dağıttı. İşte bu yardımları elleri ile götürüp dağıtan iki Oss’lu Ali Çetin ve Selahattin Canatan’ın anlattıkları.

B

enin’li bir düşünürün kendilerini özetleyen bir sözü paylaşıyor Ali Çetin: “Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımız ise beyazların olmuştu”. (Jomo Kenyett) Ali Çetin duygularını şöyle özetliyor: “Kara Kıtanın bu kara ülkesine Hasene Derneğimizin 2015 Ramazan Kumanya Kampanyası organizesini yerine getirmek ve toplanan Kumanyaları ihtiyaç sahiplerine dağıtmak için yola çıktık. Hollanda’dan ben Ali Çetin, Fransa’dan Mustafa Şahin, Almanya’dan Sedat Bozacı Kardeşlerimle liman şehri Cotonou’ya indik ve hiç vakit kaybetmeden göreve koyulduk. İki ayrı gruba ayrılarak, Cotonou, Porto Nova, Avrankou, Ifangni, Akiri gibi şehirlerde 3 gün boyunca, içinde un, yağ, şeker, pirinç, makarna gibi temel gıda maddeleri bulunan tam 960 adet Ramazan kumanya paketi dağıttık. Paketleri sevinçle alan anneler, babalar belki bir ay, belki daha fazla bir zaman boyunca sabahları uyanıp “açım” diyen çocuklarının önüne koyabilecekleri bir tabak çorbaları ya da ramazan boyu ailecek dua ederek iftar edebilecekleri bir miktar iftarlıklarının olacağına duydukları sevince şahit olmak onlara böyle bir imkânı sağlamak ne güzel bir duygu. Elbette bu duygu bu yardımı yapanların his-

setmeleri gereken bir duygudur. Allah tüm yardımseverlerden razı olsun. Tüm ramazan boyu gönüllerinde bu güzel duyguları hissetsinler inşallah. Belirli yerlere vermek kumanyaları arabaya yüklerken, hesapta olamaya ama yine de “acaba bir kumanya paketi alabiliriyim?” ümidiyle sonuna kadar bekleyen, fakat sayılı Kumanyalardan veremeyeceğimizi belirttiğimizde gözleri dolu, dolu olduğu hâlde arkasını dönerek giden, giderken akan gözyaşını başındaki örtünün bir kenarına silen bir annenin yürek burkan bu hâline şahit olduk. Birden kendimize gelip koşup ardından yetişip elini öpüp af diledikten sonra iki kumanya parasını avucuna sıkıştırarak o kırık gönlü tamir etmeye çalıştık. Ve biz biliyor ve görüyorduk ki, o anne aslında hemen etrafımızda var olan binlerce anneden sadece biriydi. Böyle düşününce içimizden avazımızın çıktığı kadar bağırmak geliyor; “Ey insanlık Öldün mü?” İşte o zaman HASENE`yi, daha iyi anlıyoruz. Her türlü riske karşı tam elli iki ülkeye dağılmış yardım ordusundaki gönüllü kardeşlerimi bir kez daha tebrik ediyorum. Kazanız mübarek olsun! . Hamdolsun Ya Rab bize bu duyguları yaşattığın için. Beklenen olmak! HASENE gibi… Kimine aş, Kimine umut olmak… Bazen yetimlerin yaşlı gözlerini silen, başlarını okşayan bir el, Bazen de o gözlerde parlayan bir umut, yeşeren bir sevinç ve en önemlisi çatlamış dudaklarda sımsıcak bir dua

Finans Network Amsterdam buluşması HOTİAD temsilcileri de dahil olmak üzere seçkin katılımcılarıyla Amsterdam’da gerçekleştirildi. Finans Network Amsterdam Başkanı İlgün Şahin ile Başkan Yardımcısı Mehmet Tikiz tarafından organize edilen, “Wiersma Mensonides” Hukuk Bürosu ve Amicorp Grubu sponsorluğunda gerçekleştirilen buluşmaya 80 kişi katıldı.

olabilmek… elbette daha da önemlisi Ümmet olmak, ümmet şuuruyla hareket edip ümmetin derdiyle dertlenmektir. Tıpkı HASENE gibi. Ve şahit olduk ki, çil çil dualar yükseldi ümmet için… Özellikle Avrupa’da yaşayan Müslümanlar için yapılan dualara şahit olduk; “Onlara zillet yüzü gösterme! Nesillerini salihlerden eyle! Kalplerini iman nuruyla nurlandır! Onlara iki cihan saadeti ver!” diye semaya yükselen dualar. Duaları bir bohçada topladık ve Avrupa’da yaşayan Müslümanlara kara kıtadaki kardeşlerinden selamlarla birlikte getirdik. Çok huzur duyduk. Görevimizi bil hakkin yerine getirmenin huzuruyla döndük. Kardeşlerimizi görmenin onlarla tanışmanın, aynı safta namaz kılmanın hazzına vardık. Onların yüreklerinde oluşup yüzlerine yayılan sevinçlerine şahit olmanın huzurunu duyduk.. Bize ve onlara bu sevinci yaşatan; veren elden, alan ele köprü olmaya sebep olan HASENE’mize binlerce Teşekkür!. İyi ki varsın HASENE… Ne mutlu bize ki HASENE gibi bir kurumumuz var…” Ali ve arkadaşları Benin’de çalışma yaparken Selahattin Canatan ve arkadaşları da Ghana’da yaralı gönüller ilaç olmaya çalıştılar. “Neler yaşadınız? Anlat biraz” dediğimde “yetmedi, abi. Yine gideceğiz.” diyordu üzülerek. “Çok fakir var. Birileri gelip sömürmüş onları” diyor ve ekliyor: “Durum çok vahim abi, zaman yardım zamanı”… Bin kadar ramazan kumanyası dağıtmışlar. Ayrıca çocuklara ayakkabı, kadınlara başörtüsü ve bazılarına da para yardımı yapmışlar. Ama yetmemiş. Halkın yarısı Müslüman yarısı Hristiyan’mış ama bir ortak yanları varmış o da herkes çok fakirmiş. Haftaya tekrar gidilecekmiş Ghana’ya. Belli ki bu gidip gelmeler artık devam edecek.. Kolay gelsin, gazanız mübarek olsun diyelim… Ve bir kez daha yineliyoruz İyi ki varsın HASENE!

Ali Çetin-Selahattin Canatan

«

Sivaslılar Platformu engellileri sevindiriyor

Hollanda Sivaslılar Platformu, Balıkesir’in Edremit ilçesindeki engelli vatandaşlar için 95 adet engelli aracı, Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka’nın da hazır bulunduğu bir programda dağıttı. Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil, ”Her insan bir engelli adayıdır” bilinciyle 9 yıldır engelli kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz.” dedi.

Demo sürücü kursu verdiği hizmette iddialı

Uzun yıllardır sürücü kursu alanında hizmet veren Demo Opledingen, hizmet ağını genişleterek ülke geneline yayıyor. Verdiği kaliteli, profesyonel, esnek kurslarla öğrencilerin tercihi hâline gelen Demo Sürücü Kursu personelini Show TV ekibiyle çekim yaparken görüntüledik.

NIF’ten BLC Inventaris’e ziyaret İşadamlarıyla bir araya gelerek onların sorunlarını dinlemek ve federasyonun çalışmalarıyla alakalı bilgi vermek maksadıyla esnaf ziyaretleri çerçevesinde BLC Inventaris adlı şirketi ziyaret eden ve BLC sahiplerinden Arif Balcı ile bir süre görüşen NIF Başkanı Mehmet Erdoğan ve İsa Kandemir, ziyaretten memnun olarak ayrıldılar.


nieuws

36 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Kadınların el emeği göz nuru sergisi

Halk Eğitim Merkezleri gibi hizmet veriliyor...

Sağlıklı, eğitimli, donanımlı bir kuşak yetişiyor

R

otterdam Kocatepe Camii Kadınlar Kolu’nun geleneksel hâle getirdiği ve her yıl düzenli olarak tertip ettiği El Sanatları Sergisi bu yıl yine yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. İki gün boyunca bölge halkının beğenisine sunulan serginin resmi açılışı, Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet Malkoç, Fijenoord Bölge Komisyonu Başkanı Nel Noel, Cami Başkanı Ahmet Gündoğdu, Cami Din Görevlisi Abdullah Dursun, Kadın Kolları Başkanı Havva Bektaş, Kurs Öğretmeni Emine Şen tarafından kurdele kesilerek yapıldı. Yoğun bir katılımın olduğu gözlenen sergide, el emeği göz nuru onlarca ürün sergilendi. Katılımcıların hayranlıkla izlediği ürünler iki gün boyunca standları süsledi. Kursiyerlerin kendi diktikleri kıyafetlerden oluşan bir defilenin de sunulduğu etkinlikte Kocatepe Kadınlar Kolu’nun çalışmalarıyla alakalı bilgiler verildi. Kocatepe Kadınlar Kolu Başkanı Havva Bektaş ile ayaküstü kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Başkan Havva Bektaş, çalışmalarıyla alakalı sorduğumuz sorulara şu bilgileri verdi… Caminin kuruluşu hakkında kısa bilgi verebilir misiniz? Kocatepe Camii, Hollanda Diyanet Vakfı bünyesinde hizmet veren ve Hollanda’nın en büyük camilerin-

den biridir. 1976 yılında kuruldu. İlk olarak Rotterdam-Zuid bölgesinde Putselaan caddesinde hizmete açılan camimiz daha sonraları büyük bir mekâna ihtiyaç duyulması nedeniyle 1996 yılında Afrikaanderplein caddesine taşındı ve o günden beridir de bölge halkına burada hizmet sunmaktadır. Kadınlar Kolu olarak neleri gaye edinerek yola çıktınız? Kadınlar Kolu’nun amacını şu şekilde özetlemek mümkün: Vatanımızdan uzakta birlik ve beraberliğimizi korumak, kadınları bir araya getirip, aralarında kaynaşma sohbetleri yapmalarını sağlamak. Bireysel ve sosyal gelişmelerde birbirimizi desteklemek. Camimizde dinî faaliyetler dışında kültürümüzü de devam ettirip gelecek neslimize unutturmamak adına faaliyetler düzenlemek. Aynı zamanda gelecek neslimize sahip çıkmaktır. Ne tür faaliyetler yapmaktasınız? Kur’an-ı Kerim dersleri, tefsir dersleri, dinî sohbet, çay saati, spor, bayanlara, çocuklara yönelik programlar, velilere bilgilendirmeler, hocalara seminerler, geziler, camiler arası toplantılar, El Sanatları ve hamurlu yaş pasta kurslarını sayabiliriz. Bugüne dek çeşitli faaliyetlere imza atan Kadın Kollarımızın, bayanların dinî alandaki ihtiyaçlarına cevap ver-

mesi, çevredeki kurumlarla iletişim kurması, sağlık kursları, dil kursları, kermesler, kitap fuarları, dinî ve millî bayramlarda programlar düzenlemesi gibi pek çok işlevi de bulunmakta. Ayrıca çocuklara yönelik olarak da, Kur’an-ı Kerim dersleri, din kültürü ve ahlâk bilgisi dersleri, dil dersleri, folklor ve bayanların kendilerini geliştirmelerine yönelik faaliyetlerde icra edilmektedir. El Sanatları Kursunuzla alakalı biraz bilgi verebilir misiniz? Yaklaşık 8 yıl önce başlatılan kursumuz bugüne kadar onlarca kadın talebeyi mezun etti. Halihazırda 80 öğrencinin eğitim gördüğü kursumuz bir Halk Eğitim Merkezi gibi işlev görmekte. Bugün sergilenen bu el emeği göz nuru ürünler, kursiyerlerimizin özverili çalışmasının sonucudur. Kursumuza katılanlar hem kendilerini bu alanda geliştiriyorlar hem aile bütçesine katkıda bulunuyorlar hem de çağımızın hastalığı olan stres ve depresyondan uzak kalıyorlar. Neleri içeriyor bu kurslar? İğne oyası, boncuk işleme, kurdele nakışı, tel kırma, mekik, örgü, biçkidikiş ve hamurlu yaş pasta kursu gibi dersler verilmekte. Nasıl tepkiler alıyorsunuz ? Yaptığımız her faaliyet dolu dolu geç-

mekte. El Sanatları kurslarımız aslında pek çok önemli işleve de sahip. Bütün gün evde oturmak zorunda olan Türk kadınları büyük bir stres ve depresyon rahatsızlığı ile karşı karşıyalar. Bu durum onları ruhsal olarak etkilemekte ve maalesef sonu iyi olmayan şikâyetlerin kucağına itmekte. Biz bu kurslarla hem kursiyerlerimize sanat öğretiyoruz hem onlara yeni iş alanlarının açılmasını sağlıyoruz hem de bu gibi şikâyeti olanları bir psikiyatr gibi tedavi ediyoruz. Bu manada değerlendirildiğinde kurslarımızın amacı ile bu tür geceleri yaptıklarını söyledi. Çitil, “Biz sadece Sivaslılara değil, kapımızı herkese açıyoruz. Sahip olduğumuz değerleri gelecek kuşaklara aktarmak ve tanıtmak amacıyla düzenlediğimiz bu etkinliğe yoğun ilgi gösterilmesinden dolayı son derece mutluyuz. Ayrıca bu tür etkinlikler bağların güçlenmesi ve çeşitli alanlardaki sorunların ele alınması açısından da son derece önemli” ifadesini kullandı.

Sivaslılar bu yil “Sıla Buluşması”nı Utrecht’te gerçekleştirdiler

H

olllanda Sivaslılar Platformu’nun geleneksel hâle gelen “Sıla Buluşması”nın sekizincisi SV Nieuw Utrecht Sportpark Rijnvliet tesislerinde gerçekleşti. Hollanda’da yaşayan Sivaslıların birlik ve beraberliğinin pekişmesi,

gurbette yaşayan insanımızın tanışıp kaynaşması için başlatılan ‘Sıla Buluşması ve Türkü Gecesi’ programına yoğun katılım oldu. Sunuculuğunu Sami Üşenti’nin yaptığı gecede yöresel Sivas mutfağından ‘Sivas Köftesi’ ikramının ardından Avrupa’da yaşayan sanatçılar

seslendirdikleri türküler ile geceye ayrı bir renk kattılar. SİVAS MUTFAĞI VE KÜLTÜRÜNÜ TANITMAK Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil, kültürel değerleri, gelenekleri ve görenekleri yaşatmak

BU TÜR DERNEKLER GELECEK NESİLLERE YÖN VERECEK Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Arif Yakışır, “Hollanda’nın köklü derneklerinden biri olan Hollanda Sivaslılar Platformu yaptığı etkili çalışma ve faaliyetler ile adından sıkça söz ettirmektedir. Farklı alanlarda faaliyet gösteren hemşehri derneklerimizi federasyon olarak destekliyoruz. Çünkü bu tür dernekler gelecek nesillere örf ve adetlerimizi aktarmaları açısından büyük önem arz ediyorlar. Bundan dolayı birlik ve beraberliğin pekiştirilmesi adına hemşehri derneklerinin son

önemi daha iyi anlaşılır. Cami yönetimi olarak dinî eğitimin yanı sıra, kültürel faaliyetler, sosyal aktivitelerle ve bayanların kendilerini geliştirmelerine yönelik faaliyetler düzenlemekteyiz. Bu külliye, âdeta bir Halk Eğitim Merkezi gibi çalışmaktadır. Cami deyince insanların aklına sadece namaz kılınan, Kur’an eğitimi, din eğitimi alınan bir mekân gibi geliyor. Oysa biz, bir çok faaliyeti birlikte yürütüyoruz. Bu faaliyetlerin, Hollanda’da yaşayan Türk toplumu için destekleyici bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Zeynep Kahveci tarafından sunulan sergi, ikramın ardından sona erdi. derece faydalı olduğu kanaatindeyim” diye konuştu. SİVAS’IN TÜRK KÜLTÜRÜNDE AYRI BİR ÖNEMİ VAR Hollanda Türk Federasyon Başkanı Murat Gedik, “Sivas’ta yanan Türklük meşalesinin daim olmasını diliyoruz. Sivaslılar Platformunu yakından takip ediyoruz. Türklük de,Türk mevhumunda da Sivas’ın kültürel açıdan ayrı bir yeri var” dedi. Leiden Türk İşadamları Derneği TOVER Başkanı Durmuş Doğan, şunları söyledi: “Hollanda’daki Türk sivil toplum kuruluşlarının yapısı değişmeye başladı. Hemşehri derneklerimiz git gide çoğalıyor. Bu dernekler açığı kapatmaya çalışıyor. İnsanların biraya gelmelerini sağlıyor. Hem kültürel, hem de sosyal yönde faaliyet gösteriyorlar. İşte bu derneklerimizden bir tanesi de Hollanda Sivaslılar Platformu’dur. Bu dernek Hollanda’daki Sivaslıları bir araya getirerek hem burada, hem de Türkiye’de Sivaslılara sosyal ve ekonomik yönden yardım etmeye çalışıyor. Bu tür girişimleri destekliyoruz.”


samenleving

toplum 37

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Foto haber

Hollanda Türkiye Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Emin Alkanlar:

“Amaç, Türk Sinemasını Hollanda da yaşayan hem Türk vatandaşlarına hem de Hollandalı sinemaseverlere ulaştırmak”

Kırmızı Lale Film Festivali marka olma yolunda Hollanda da 3 yıl önce Türk sinemasını seven ve bu sektörde ömürlerini tüketmiş çoğu isimsiz kahramanlara destek olmak, Türk Sinemasını Hollanda da yaşayan hem Türk vatandaşlarına hem de Hollandalı sinemaseverlere ulaştırmak amaçlı kurulan Kırmızı Lale Film Festivali, bu yıl önceki yıllara oranla çok daha profesyonel bir şekilde sinemaseverlerin karşısına çıktı.

Robijn Atölyesi resmi olarak hizmete açıldı

Uzun yıllardır Vlaardingen şehrinde terzi olarak hizmet veren Hacı Ergin yenilediği mekânını görkemli bir merasimle hizmete açtı. Yoğun bir katılımın olduğu gözlenen açılışta, Vlaardingen Belediye Başkanı Tjerk Bruinsma, bölge sakinleri ve Hacı Ergin’in dostları hazır bulundular.

Ustalar, çıraklarla sinemayı konuştular

Rotterdam Demokratik Sosyal Birlik Derneği (DSB) tarafından düzenlenen Sinema Günleri konulu programa, yönetmen Erol Mintaş, yönetmen Can Candan ve oyuncu Rıza Akın katıldılar. Moderatörlüğünü Usta tiyatrocu Vedat Gültekin ve Özgür Canel’in yaptığı Sinema Günleri programında, Türk sinemasının sorunları ve geldiği nokta konuşuldu.

Türk Medyasından Lahey Barış Sarayı çıkarması

Özcan Özbay, Ali Okşak, Hikmet Gür ve Bülent Türker’in o gün ajandası hayli yoğundu. Seçimler, Kırmızı Lale Film Festivali, Kültür Olimpiyatları derken soluğu ‘pes etmek’ maksadıyla Barış Sarayı’nda aldılar. Yoğun bir gün geçirmiş olmalarına rağmen dimdik ayakta kalmalarının sebebi de, bu işi sevmeleriymiş.

F

erhat Göçer ve Hüsnü Şenlendirici ikilisi tarafından verilen konser ile start alan 3. Kırmızı Lale Film Festivaline bu yıl ilgi, önceki yıllardan daha fazlaydı. Hollandalı izleyicilerinin sayısının da önemli bir artış kat etmesi de bir diğer sevindirici taraf idi. Mini bir resepsiyon sonrasında başlayan Konsere ilk önce Ünlü Klarnetçi Hüsnü Şenlendirici çıktı. Sevilen eserlerden derlediği muhteşem sunumunu aralara eklediği esprileri ile tamamlarken, ikinci bölümde de uzun yıllardır arkadaş olduğu ve son yıllarda da birlikte konserler verdiği Ferhat Göçer’i sahneye davet etti. Ferhat Göçer de sahnede sevilen şarkılarını seslendirirken arada kendisi de gitar çalarak seslendirdiği şarkılara eşlik etti. Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Rotterdam Belediyesinin desteğiyle Hollanda Türkiye Kültür Vakfı tarafından da desteklenen 3. Kırmızı Lale Film Festivalinde bir sonraki etkinlik yine yoğun ilgi gördü. Türk Sinemasının Hanımefendi Aktristi Filiz Akın’ın da hazır bulunduğu ve kendisine “Ömür Boyu Onur Ödülü” verilen sinema akşamı öncesinde Kırmızı Lale Korosu davetlilere unutmayacakları bir konser verdi.

Hollanda Türkiye Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Emin Alkanlar, “Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen festivalimizde ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü Yeşilçam’ın unutulmaz divası Filiz Akın’a takdim ettik, Kırmızı Lale Ustaya Saygı Ödülü de yine branşının ustası Ferzan Özpetek’in” dedi. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ve eşi Senem Arslan’ın ev sahipliğinde büyükelçilik konutunda düzenlenen resepsiyona Filiz Akın, Melisa Sözen, Mert Fırat ve Janset’in de aralarında olduğu sanatçılar ile film yönetmenlerinin yanı sıra Hollandalı ve Türk davetliler katıldı. Büyükelçi Arslan, yaptığı konuşmada, Türk sinemasının başarılı isimlerini ağırlamaktan gurur duyduğunu söyledi. Büyükelçilerin bulundukları ülkelerde Türkiye’nin sadece siyasi konularını değil, kültürel ve medeniyet varlıklarını da tanıttıklarına vurgu yapan Arslan, sinemanın bu kapsamda önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Gecenin Onur konuğu ve Ömür Boyu Başarı Ödülü sahibi Filiz Akın da kendisinin bu güzel organizede böyle onurlu ve önemli bir ödüle layık görülmesinin kendisini çok duygulandırıldığını belirterek “Bu güzel insanların beni böyle onurlandırmalarına çok teşekkür ederim.” dedi. Akın, sinemada aldıkları bayrağı daha

da ileriye taşıyan genç meslektaşlarıyla aynı festivalde bulunmanın mutluluğunu yaşadığını da sözlerine ekledi. Festival kapsamında yarışan filmlerden Amsterdam’da Het Eye sinema merkezinde gerçekleşen törende Ferzan Özpetek “Kırmızı Lale Ustaya Saygı Ödülü”nü Filiz Akın’ın elinden alırken, toplam 7 filmin aday gösterildiği yarışmada özel jüri, “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen”i belirledi. Faruk Hacıhafızoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı “Kar Korsanları”, “En iyi film” ödülü ile 5 bin euro para ödülü kazandı. “En İyi Yönetmen” ödülü ise “Sivas” filminin yönetmeni Kaan Müjdeci’ye verildi. Müjdeci ayrıca, ‘Yunus Emre Enstitüsü En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görülerek 3 bin 500 euro para ödülü ile ödüllendirdi. Bu yıl ilk kez düzenlenen “Seyirci Özel Ödülü”nün sahibi ise Murat Düzgünoğlu’nun yönettiği “Neden Tarkovsky Olamıyorum” oldu. Sunuculuğunu Rotterdam’daki törende olduğu gibi Amsterdam’da da ünlü, sempatik, esprili oyuncu Janset ile Hollandalı ünlü oyuncu Sipke Jan Bousema’nın yaptığı törende sunucular davetlilerden tam not aldı. Festival 6 Haziran’da Eindhoven şehrinde yapılan kapanış töreni ile son buldu.

Hollanda’dan şöhretler kervanı geçti

9 gün süren ve 39 filmi 3 ayrı kente halkla buluşturan Kırmızı Lale Film Festivali büyük bir coşkuyla sona erdi. Festival çerçevesinde onlarca ünlü simayı ağırlayan Hollanda Türkiye Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Alkanlar, ‘bu tür etkinliklerin devam etmesi ve yaşatılması gerektiğini’ söyledi.

Uden Cemiyetinden NIF’e ziyaret

Hollanda İslam Federasyonu’na bağlı cemiyetlerin geleneksel hâle getirdiği bölge ziyaretleri sürüyor. Uden Süleymnaiye Cemiyeti Başkanı Ahmet Polat ve yönetiminden oluşan bir heyetle NIF Başkanı Mehmet Erdoğan’ı makamında ziyaret ederek bir süre görüştüler.


ons pagina

38 bizim sayfa

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 204 - 2015

Tebrik Taziye Şifa dileği - Taziye... Hollanda Türk toplumuna önemli hizmet ve katkıları olan Sevgili Muzaffer Uğur'un vefatını üzülerek duymuş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli aileye ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

- Tebrik Hollanda İslam Federasyonu eski yöneticilerinden Mehmet ve Leyla Tokoğlu’nun mahdumu Rıdvan ile İbrahim ve Ümmühan Uğur'un kerimesi Feyza sade bir düğün töreni ile dünya evine girdiler. Mehmet Tokoğlu’nu eski yönetici arkadaşları bu mutlu gününde yalnız bırakmadılar. Feyza ile Rıdvan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik Sevgili Yılmaz ve Fatma Bülbül'ün kerimesi Esra ile İbrahim ve Mediha Baysaloğlu'nun mahdumu Muhammed Mustafa, 13 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen düğün merasimiyle dünya evine girdiler. Baysaloğlu ve Bülbül ailelerini tebrik ediyor, Esra ile Muhammed Mustafa'yı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Tebrik Sevgili Ramazan ve Özlem Kıraç'ın mahdumu Ömer ile Ahmet ve Leyla Yılmaz'ın kerimesi Nuseybenur, 6 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen düğün merasimiyle dünya evine girdiler. Nuseybenur ile Ömer'i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz. - Özür...Tekzip Geçen sayıda(203), Hollanda İslam Federasyonu Bölge Yürütme kurul üyesi ve Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak'ın görevi Mustafa Öztoprak'a devrettiği haberi -sehven- verilmiştir. Bu yanlışlığı düzeltir, haberde adı geçen kişilerden özür diler dileriz. Doğuş

Tebrik Sevgili Kamil ve Hasibe Tosun'un mahdumu Tayyip ile Richard Ellen'in kerimesi Sanne, 24 Mayıs 2015 tarihinde düzenlenen düğün merasimiyle dünya evine girdiler. Tosun ve Ellen ailelerini tebrik ediyor, Sanne ile Tayyip'i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

-

Colofon Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie. Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/ Yayın Yönetmeni Mehmet Erdoğan Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Doğukan Ergin Art Directeurs/Görsel Düzenleme Ali Alemdar Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Mob. 06-43 85 74 32 Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi M. Şahin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam tel. (010) 471 68 47 fax (010) 471 95 13 / Mob. 06-43 85 74 32 e-mail dogus@dogus.nl website www.dogus.nl Met dank aan InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu, B. Doğan Ingezonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden. Druk/Baskı Wegener

Tebrik.. NIF Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkanının mutlu günü

Hollanda İslam Federasyonu Kadınlar Gençlik teşkilatı başkanı Esra Yılmazer 6 Haziran Cumartesi günü Hasene temsilcisi Murat Kurt’un yeğeni Habib Kurt ile evelenerek dünya evine girdi. Amsterdam’da bulunan Kristal Party Events’de İslam’a uygun bir düğün töreniyle evlenen Esra’yı yakınları, arkadaşları ve bölgede birlikte çalıştığı çok sayıda arkadaşı ve ağabeyi yalnız bırakmadılar. Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan ve bölge eski başkanlarından ve şuan Hasene Hollanda Başkanı Mehmet Yaramış, Esra ile Habib’in düğünde hazır bulundular. Esra okulunun yanı sıra yıllardır Hollanda İslam Federasyonunun kadınlar gençlik teşkilatı içinde görev yapmakta. Bilhassa genç kızlarla Bosna’ya düzenlediği “okul tamir” projesiyle dikkatleri üzerine çekti. Bir gurup kızın Bosna’da tamire ve yardıma muhtaç bir okula gidip o okulu kendi elleri ile tamir edip içini boyayarak güzel bir şekilde teslim etmeleri Boşnak Müslüman çocuklarının gönüllerini fethetmesine vesile oldu. İki yıl üst üste yapılan proje Bosna Hersekli Müslümanlarla federasyon arasında derin bir ünsiyetin kurulmasını sağladı. Esra geniş katılımlı toplantılarda çeşitli konularda yaptığı güzel sunumları ile de öne çıkarak işini severek ve daima gayet güzel yapabildiğini göstermiştir. Daha önce “iki” elle sarıldığı bu hayırlı işlere artık “dört” elle sarılacağına inanıyoruz. Yusuf Meral yönetimindeki gurup lalezar seçkin ilahi, ezgi ve güldürü şovları ile düğüne renk kattılar. Esra ve Habib'i tebrik ediyor, hayırlı, bereketli, mutlu bir hayat ve iki cihan saadeti diliyoruz...

Tren, gemi, uçak biletleri, araç kiralama tatil ve seyahatlerinizde kalite ve güvenin adresi...

Goeman Borgesiusstraat 20 7604 XH Almelo Tel. 0546 - 43 34 49 Fax: 0546 - 43 34 49 E-mail info@sarayreizen.nl www.sarayreizen.nl

Abone

a Almelo’d

SARAY REIZEN


doğuş aylık gazete/maandblad nr. 204 - 2015

Bulmaca

puzzels - raadsels

bilmece - bulmaca 39 Hazırlayan: Mücahid Çeçen

Soldan sağa: 1- Fotoğrafta görülen, Hollanda Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) Başkanı. 2- Baston * (Tersi) çok olmayan * Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside * Argonun simgesi. 3- Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet * Hidrojenin simgesi * Ütü yapmak işini meslek edinmiş kimse. 4- Bir dinin buyruklarını yerine getirme * Gündelikli çalışan işçi * Hayvan barınağı. 5- Kuzu sesi * Utanma duygusu * Kas * Yabani hayvan avlama işi. 6- (Tersi) kesin * Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme * İbadet edilen yer.7- İtriyumun simgesi * Kükürdün simgesi * Baryumun simgesi * Gezinti yeri, gezilecek yer. 8- Belirti, iz * Antlaşma * Kısaca televizyon. 9- Deneyimsiz, acemi, çaylak * (Tersi) beyaz renk * Alfabemizde yirmi birinci harf * Utanma duygusu * Argonun simgesi. 10- Tahıl tanelerinden, mercimek, bezelye vb. bakla türleri veya patates gibi birtakım yumrulardan özel yöntemlerle çıkarılan una benzer bir madde * Tarama aleti. 11- (Tersi) Sultan Reşat zamanında çıkarılan altın paraya verilen addır * Afrika kıtasında bulunan ve uzunluğu 6650 km. Olan dünyanın en uzun nehri * Kısaca Metre * Donuk renk. 12- Utanma duygusu * Bozuculuk * Bir kadın ismi. 13- Oynak kadın * Azodun simgesi * Lezzetli olan. 14- Boru sesi * Argonun simgesi * Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı * Argonun simgesi * Alfabemizin ilk harfi. 15- Hz. Muhammed (s.a.v) Oruçlunun iki sevinç anı vardır buyuruyor. Bunun dünyada olanı * Sodyumun simgesi * Ayak diretme.

Yukarıdan aşağıya: 1- Egemenlik * Allah’ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etmek. 2- Hedefi vurma işi * Siyasi otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet düzeni veya rejim, tek erklik. 3- Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz * Güvenlik * Alfabemizin yirmi altıncı harfi * İyodun simgesi. 4- Kısaca metre * Nezir * Alfabemizde yirmi birinci harf * Saydam. 5- Mısırdaki İslam Üniversitesi * Saflık, temizlik, masumluk * Trityumun simgesi. 6- Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme * Uzaklık işaret eder * Asmaktan emir * Gökyüzü. 7- Alfabemizde sekizinci harf * Trityumun simgesi * Bir haber ajansımız * (Tersi) yemin * Utanma duygusu. 8- Şan, nam * Etrafı sularla çevrili kara parçası * İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili *Potasyumun simgesi. 9Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme * Alfabemizde on beşinci harf * Ekmek.10- Kalsiyumun simgesi * Bir uzvumuz * Bir ay * Alfabemizde on beşinci harf * Bir nota. 11- Elbiselerin kırışıklıklarını gidermek * Gündelikli çalışan işçi. 12- Oksijenin simgesi * Bir tür cetvel * Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat * Kuzu sesi* İyodun simgesi.13- Alfabemizde dokuzuncu harf * Alfabemizin yirmi altıncı harfi * Büyük kardeş * Oruç ayı. 14- Bir renk * Kanmış, inanmış * Argonun simgesi. 15- Uranyumun simgesi * Nam, şan * Şifa, çare * Trityumun simgesi * Kişi.


2015

“Zekât veren müminler kurtuluşa ermişlerdir.” (Mu’minûn suresi, 23:4)

“Mallarınızı zekât vermek suretiyle temizleyiniz.” (Hadîs-i şerif)

Ülkelere Göre Kişi Başına Düşen Fitre Miktarı Almanya

10 €

İsviçre

15 CHF

Belçika

10 €

İsveç

100 SEK

Fransa

10 €

Avusturalya

15 AUD

Finlandiya

10 €

Danimarka

80 DKK

Avusturya

10 €

İngiltere

10 £

İtalya

10 €

Norveç

100 NOK

Hollanda

10 €

Kanada

15 CAD

Online bağışlarınızı igmg.org üzerinden yapabilirsiniz.

İslam Toplumu Millî Görüş Boschstraße 61-65 | D-50171 Kerpen | T +49 2237 656-292 | F +49 2237 656-229 www.igmg.org | shb@igmg.org | igmgorg

Kurulduğumuz günden beri zekât ve fitrelerinizi en doğru yerlere ulaştırıyoruz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.