5 minute read

Hürmüz Boğazı’nda Sürpriz Bir İş Birliği

ALP KIRIKKANAT

Avustralya’nın 270 milyon varil petrol üretimi ve 1 trilyon 821 milyar varil petrol rezervine rağmen; petrol ve gaz kalemleri, ihracatının sadece yüzde 7’sini oluşturmaktadır. Bu ihracatın da büyük kısmı, ABD ve Çin’e yapılmaktadır.

Advertisement

Ocak 2019 ayının başında, Avustralya ve İran arasında sürpriz bir gelişme yaşandı. Avustralya’nın Tahran Büyükelçisi Ian Biggs, İran’la Avustralya arasında doğrudan bir deniz ulaşım hattı tesis edilerek, ekonomik ve endüstriyel ikili ilişkileri geliştirmek istediklerini beyan etti. 2018 yılında da zaman zaman iş birliği ve koordinasyon maksadıyla bir araya gelinse de, iki ülke arasındaki kurulmak istenen ilişkinin ayrıntıları bu defa daha net bir şekilde ortaya konulmuş olundu. Avustralya Büyükelçisi, iki ülke arasındaki uzak mesafe nedeniyle, ikili ekonomik ilişkilerin deniz yoluyla ve belirli bir program çerçevesinde geliştirilmesinin daha uygun olacağını ifade etti. Diğer yandan yapılan görüşmelerde Avustralyalı yetkililer, İran’la ilişkilerin gelişmesine yardımcı olunması maksadıyla; her iki ülkenin şirketleri arasında iş birliğinin arttırılması yönünde bir hedefi de gündeme getirmişlerdir.

Peki, bu işbirliğinde hangi hususlar öne çıkmaktadır? Açık kaynaklara yansıyan haberlerde, Avustralyalıların, İran’ın Hürmüz Boğazı kuzeyinde yer alan Bender Abbas’ı; bölgesel denizcilik ve gemi inşa endüstrisi için bir merkez haline getirmek istedikleri belirtilmektedir. İranlı yetkililerin ise, alternatif olarak, Bender Abbas’ın güneyinde yer alan Keşm adası serbest bölgesinin farklı avantajlarıyla yatırım için daha uygun olabileceğini ifade ettikleri söylenmektedir. Ortak yatırım yapabilecekleri alanların; şimdilik, et ürünleri, inşaat, sahil tesisleri ve gemi onarımı gibi hususlar çerçevesinde olabileceği yönünde mutabık kalındığı açık kaynaklara yansıyan haberler arasındadır.

Ancak bununla birlikte, ikili görüşmelerde öncelikle Bender Abbas bölgesinde yer alan Shahid Rajaee limanı üzerinde durulduğu görülmektedir. Uluslararası niteliği olan bu limanda konteyner terminal inşasının halen devam ettiği bilinmektedir. 3 yıl içerisinde bitirilmesi planlanan konteyner limanının 8 milyon TEU konteyner elleçleme kapasitesine

ulaşması hedeflenmektedir. Bununla birlikte liman, yıllık 100 milyon tondan fazla petrol ve petrol dışı ürünü yükleme ve boşaltma kapasitesine sahiptir. Transit malların yüzde 36’sı bu limana gelmektedir. Diğer yandan bu liman İran madenlerinin dış pazarlara ulaşımı için ana ihracat limanı olarak kabul edilmekte ve yaklaşık yıllık 20 milyon ton mineralin bu limandan taşındığı bilinmektedir. Netice itibarıyla, Avustralya’nın yapacağı katkılar, bahse konu liman ve işletimiyle birlikte gemi bakım-onarım ve inşa faaliyetlerini de kapsayan kompleks bir tasarıma dönüşebilir.

Ancak diğer yandan Avustralya’nın yerel açık kaynaklarında, İran’daki yeni maden alanlarının işletmesi ile 25 bin kilometrelik demir yolu inşasına da talip olunduğu belirtilmektedir. İran’ın demir cevheri bakımından bölgesinde bir ihracat merkezi olmak istemesi ve kapasitesini artırma talebi, demir ve altın madenciliğinde söz sahibi Avustralya’yı harekete geçirmiştir. İhracatının en büyük kalemi yüzde 20 ile demir cevheridir.

Diğer yandan, bir kısım açık kaynaklarda yer aldığı şekliyle, Avustralya’nın 270 milyon varil petrol üretimi ve 1 trilyon 821 milyar varil petrol rezervine rağmen; petrol ve gaz kalemleri, ihracatının sadece yüzde 7’sini oluş

turmaktadır. Bu ihracatın da büyük kısmı, ABD ve Çin’e yapılmaktadır. İşlenmiş petrol ihtiyacının yüzde 52’sini Singapur’dan, yüzde 18’ini Güney Kore’den, yüzde 12’sini ise Japonya’dan karşılamaktadır. Singapur petrolünün yüzde 40’ı ise Ortadoğu’dan gelmektedir.

Petrol rezervi, üretimi ve ithalat-ihracat rakamları arasındaki denge dikkate alındığında; okyanusta bir ada olmasının yarattığı ihtiyat ve kaygıyla hareket ettiği ve rezervini korumak amacını ön planda tuttuğu düşünülebilir. Ayrıca, Güney Çin Denizi’nde ABD ve Çin arasında yaşanan ihtilafların bir kriz ve çatışmaya dönüşme riski, Pasifik’teki ülkeler arasında enerji arzı ve deniz ulaşım güvenliğine zarar verme olasılığını yükseltmektedir. İran önemli bir petrol ihracatçısı bir ülkedir. Pasifik’teki çevre ülkelerini de kapsayacak olası bir çatışma riski nedeniyle, Avustralya; bu ülkelerin ham petrolü temin ettikleri kaynaklardan biri olan İran’la doğrudan bir ilişkiyi tercih etmiş gözükmektedir. Avustralya’nın İran’la Hürmüz Boğazı’nda ticari ve endüstriyel ilişkiye girmesi, Pasifik’te enerji arzı ve deniz ulaşımı kapsamında; Avustralya deniz ticaret filosuna da katkı sağlayacaktır.

Kasım 2018’de, ABD’nin İran’a karşı yaptırımları yürürlüğe koyduğu bilinmektedir. ABD, ülkemizin de içinde yer aldığı 8 ülkeyi, söz konusu yaptırımlardan geçici olarak muaf tutmuştur. Avustralya ise, yaptırımlardan muaf tutulan ülkeler arasında yer almamaktadır. Peki, ABD’nin bu durumda Avustralya’ya tepkisi ne olabilir? Avustralya ABD’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımları doğru bulmadığını açıkça beyan etmektedir. ABD’nin, iki ülkenin yakınlaşmasına yönelik açıktan belirleyici bir tavrı henüz görülmemiştir. Diğer yandan, ABD’nin Pasifik’te Çin karşısında beklenen hamleleri yapamamış olması, başta Filipinler olmak üzere birçok Güney Asya ülkesinin kendi çarelerini aramalarına neden olmaktadır. Bu kaotik ortamın, Avustralya’yı ABD yaptırımlarına rağmen; İran’la ekonomik ilişkilerini geliştirmeye yöneltmiş olması muhtemeldir. Avustralya’nın bir ada ve tabi ki bir kıta ülkesi olması, ihtiyaçlarını büyük ölçüde denizden karşılama zorunluluğunu getirmektedir. Netice itibarıyla İran, Avustralya için bu anlamda önemli bir pazar niteliği taşımakla birlikte, Pasifik’teki olası çatışma alanlarının güneyinde daha emniyetli sayılabilecek rotalarla söz konusu bu pazara ulaşma imkanına da sahip olacaktır.

Pasifik pazarının arz kapsamı daha da genişleyebilir. 2017’de KDP’nin Kerkük petrolü üzerindeki kontrolüne son vermek için, KYB’den bir kısım yetkililerin Bağdat ve Tahran’la temasa geçtiği ve İranlıları Kerkük ham petrolünü Shahid Rajaee limanından ihraç etmek için boru hattı inşası için teşvik etmeye çalıştıkları açık kaynaklarda yer almıştır. Irak ve İran petrol bakanlarının Şubat 2017’de bahse konu projeyle ilgili bir mutabakat metni imzalamış oldukları bilinse de proje şimdilik askıya alınmış gözükmektedir. Ancak bu gelişme, söz konusu projenin iptal edilmiş olduğu anlamına da gelmemektedir. Bu projenin, şimdilik beklemede tutulması ise incelenmesi gereken ayrı bir husustur. Türkiye’nin Suriye kuzeyine yapacağı olası bir harekatın hedeflerinden biri, terör koridorunun tamamen ortadan kaldırılması olacaktır. Bu durum, Kuzey Irak petrolünün önemli bir kısmının Bashmaq sınır noktası üzerinden İran’ın Shahid Rajaee limanına boru hatlarıyla aktarımı olasılığını da gündeme getirebilir. Bu, şimdiden İran’a yatırım yapmak isteyen Avustralya’nın elini daha da güçlendirebilir.

Kendi emniyeti ve İran’la iş birliği süresince ihtiyaç duyacağı, kıyılarının ve okyanustaki deniz ulaştırmasının güvenliğinin sağlanması da, Avustralya’nın uğraştığı bir diğer meseledir. Bu kapsamda, Avustralya, donanma unsurlarını yenileme gayretine ve yeni gemi inşa faaliyetlerine de hız vermiştir. Özellikle İngiltere ve Almanya ile ortak yapım konusunda anlaştıkları farklı sınıflardaki fırkateynler ve yapımına başlanacak olan Fransız Barracuda sınıfı denizaltıları ile hizmetteki Canberra sınıfı (Juan Carlos-I ya da TCG Anadolu benzeri) uçar unsurları da taşıyan amfibi gemiler donanmasının bel kemiğini oluşturacaktır.

Netice itibarıyla, Avustralya Pasifik’teki ABD-Çin rekabetinin belirsizliğinden ve olası olumsuz sonuçlarından bir ada ülkesi olması nedeniyle en fazla etkilenecek ülkelerden biri olacaktır. Özellikle doğal kaynak ve ekonomik zenginliği, ABD’nin yaptırımlarına karşı cesur bir tavır almasında önemli bir etken olarak görülebilir. Pasifik’teki ABD ve Çin gerginliğiyle bölgedeki istikrarın bozulma ihtimalinin neden olabileceği muhtemel etkiyi dikkate alarak; İran’la doğrudan ticari ve endüstriyel ilişkiye girmek istediği düşünülebilir. İran’ın zengin maden kaynaklarının kapasitelerinin artırılması, bir kısım petrol rafine tesislerinin işletim yetkilerinin temin edilmesi ve bu maksatla liman, gemi inşa ve onarım ile deniz ulaşımı dahil birçok kolaylıkların sağlanması, Güney Çin Denizi’ndeki ve Ortadoğu’daki olası gelişmeler karşısında, Avustralya’nın stratejik riskleri karşılamada elini güçlendirebilecek gözükmektedir.

Kaynaklar

https://www.marinelink.com/news/austalia-iran-sign-shipbuildingpact-461376#.XDn6axEEDYM.twitter http://www.irna.ir/tr/News/3665250 http://en.farsnews.com/newstext.aspx?nn=13971018000739 https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-46098231 https://theconversation.com/australia-imports-almost-all-of-its-oil-andthere-are-pitfalls-all-over-the-globe-97070 https://www.austrade.gov.au/australian/export/export-markets/countries/iran/industries/mining-to-iran https://foreignpolicy.com/2019/01/08/americas-freedom-of-navigationoperations-are-lost-at-sea/ https://www.mepanews.com/ulke-ulke-petrol-uretim-verileri-5996h.htm https://www.popularmechanics.com/military/navy-ships/g2412/aglobal-roundup-of-aircraft-carriers/ https://www.theguardian.com/australia-news/2018/oct/08/crewshortage-could-leave-australias-new-submarines-high-and-dry-report https://www.theaustralian.com.au/national-affairs/foreign-affairs/australia-joins-international-condemnation-of-end-to-iran-nuclear-deal/news-story/ c830da7334a6860d2ae3db79c95a13c8