81. sayı

Page 1

Yıl: 1 Sayı:81 23 Temmuz 2013 Salı

Eli'nin Karası… Kimyacı'nın Kimyası: Oku Ve Çalış

Ç

ine Gündem’in başlattığı “örnek hayatlar” yazı dizisinin ilk konuğuna Çine’nin ünlü köftesinin değerli markalarından biri olan “Köfteci Enişte” nin mekânında tesadüf eseri rastladık. Karnımızı doyurmak için gittiğimiz bu mekânda daha önce

yüzünü hiç görmediğimiz bu değerli insanın acıklı, ancak saygı duyulacak hayat hikayesine, itiraf edelim, tesadüfen tanık olduk. Lafı fazla uzatmadan “örnek hayatlar” ın ilk konuğu Birol Yaşar’a mikrofonumuzu uzattık.

Sayfa 2'de

Ç

ine Gündem'in başlattığı “örnek hayatlar” yazı dizisinin ilk konuğu, Çine'nin ünlü köftesinin değerli markalarından biri olan “Köfteci Enişte” nin mekânında tesadüf eseri rastladığımız, pide ustası Birol Yaşar olmuştu. Bu güzel hayat hikayesini, siz okuyucularımızla “ Kimyacının Kimyası: Oku ve Çalış “ haber başlığıyla paylaşmıştık. Yine, tesadüf eseri rastladığımız “örnek hayatlar “ yazı dizisinin ikinci

konuğu, Çine' nin TatarMemiş köyünden, Elvan Sever oldu. Anne Ayşe Sever ve baba Adnan Sever' in ilk çocukları olarak 08. 02. 1992 yılında, TatarMemiş köyün de dünyaya gelen Elvan, bugün üniversite öğrencisi. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Maden Mühendisliği' ni kazanan Elvan, günümüzde az rastlanan sorumluluk duygusuyla, fırsatlar yaratarak, ailesine yardımcı olmaya çalışıyor.

Sayfa 4'te

Tik Taklı Dünya… H Baydar'dan Ayto'ya Destek Sözü

C

umhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, İl Başkanı Barkan Kalınomuz ve partisinin Aydın yöneticileri ile

Aydın Ticaret Odası Meclis Başkanı A. Sefa Yüksel ve Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken'i ziyaret ederek yeni yönetime görevinde başarılar diledi. Sayfa 5'te

içbir saat atılacak kadar kıymetsiz değildir. Her saat bir dönemi, bir aileyi, bir evi, bir tercihi yansıtır. Saati kullanmayacaksa nız bile, o saatin size hatırlatacağı bir şeyler mutlaka vardır. Eviniz ne kadar modern olursa olsun saatin kendi yeri vardır.“ Zaman saniyenin peşinden koşar “

diyor Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsünde. KULAĞIMIZI OKŞAYAN TIKIRTILAR Çineli Süleyman Işık' da saatlerin saniyelerini işletmek için arı gibi çalışıyor. Kendisiyle, onlarca saatin kulağımızı okşayan tıkırtıları arasında sohbet ettik.

Sayfa 3'te


2

23 Temmuz 2013 Salı

Kimyacı'nın Kimyası: Oku Ve Çalış Ç

ine Gündem’in başlattığı “örnek hayatlar” yazı dizisinin ilk konuğuna Çine’nin ünlü köftesinin değerli markalarından biri olan “Köfteci Enişte” nin mekânında tesadüf eseri rastladık.

büyüğü. Küçük yaşta annesini kaybettiğinden beri çalıştığını söyleyen Yaşar, garsonluk yaparak başladığı ekmek mücadelesine pideci olarak devam ettiğini belirtti. Birol Yaşar, annesinin

Üniversitesi’nde Kimya Bölümü’nde 4. sınıfta okuyor. Bu sene mezun olmayı hedefleyen Yaşar, önce aynı üniversitede 2 yıllık gida teknolojisi bölümünden okurken dikey geçiş yaparak kimya bölümüne geçiş yapmış.

hem okumak hem kendine zaman ayırmak çok zor bir şey” dedi.

Hayata olumlu baktığını belirten Yaşar, “insanın çalışıp kendi parasını kazanması umut veriyor” diye ekliyor. Isparta’ da çalıştığını belirten Yaşar, en büyük hayalinin üniversiteyi bitirerek “formasyon alıp öğretmen olmak istiyorum” diyerek Karnımızı doyurmak için gittiğimiz bu mekânda daha önce yüzünü hiç görmediğimiz bu değerli insanın acıklı, ancak saygı duyulacak hayat hikayesine, itiraf edelim, tesadüfen tanık olduk. Lafı fazla uzatmadan “örnek hayatlar” ın ilk konuğu Birol Yaşar’a

vefatından sonra kardeşlerine yalnızca ağabeylik değil annelik de yapmaya başladığını söylüyor. Zor günlerin başlangıcı olmuş annesinin vefatı. Çalışmaktan gocunmadığını aksine mutlu olduğunu belirtmeyi de unutmuyor.

konuşmasını sonlandırıyor.

mikrofonumuzu uzattık. Köfteci Enişte’de pideci olarak çalışan Bereket Köyünden Birol Yaşar, 25 yaşında. Üç kardeşten en

Köfteci Enişte’de pideci olarak çalışan Birol Yaşar’ın hayatını örnek kılan şey, çalışırken okuması. Pideci Yaşar, Isparta Süleyman Demirel

Birol Yaşar’ın, 5 yıldır burada çalıştığını belirten mekan sahibi Onur Uçar, ilk garson olarak burada çalışmaya başladığını belirtti. Birol’u çalışkan olarak niteleyen Uçar, “hem iş yerinde çalışkan hem de okulda çalışkan…, şu da bir gerçek, örnek bir insan diyebilirim. Bugünün şartlarında hem çalışmak

Orçun ERDİNÇ


23 Temmuz 2013 Salı

Tik Taklı Dünya… H

içbir saat atılacak kadar kıymetsiz değildir. Her saat bir dönemi, bir aileyi, bir evi, bir tercihi yansıtır. Saati kullanmayacaksanız bile, o saatin size hatırlatacağı bir şeyler mutlaka vardır. Eviniz ne kadar modern olursa olsun saatin kendi yeri vardır.“ Zaman saniyenin peşinden koşar “ diyor Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsünde. KULAĞIMIZI OKŞAYAN TIKIRTILAR

Çineli Süleyman Işık' da saatlerin saniyelerini işletmek için arı gibi çalışıyor. Kendisiyle, onlarca saatin kulağımızı okşayan tıkırtıları arasında sohbet ettik. 1960 yılında Çine' de doğan Süleyman Işık, ilk olarak 1973 de bir saat ustasının yanında çırak olarak başlamış bu işe. Yaklaşık 31 yıllık usta olan Işık, yeri gelmiş zamanı durdurmuş, yeri gelmiş durmuş zamanı harekete geçirmiş. Son derece

sabır ve dikkat gerektiren mesleğinin inceliklerini öğrettiği beş çıraktan sadece bir tanesi saatçi olmuş. Torunları da kendisinden saat ister olmuş dede ustadan. Hiç yorulmadan, bıkmadan açmış dükkanının kapısını her sabah, saatlerine kavuşmanın heyecanıyla. Öyle saatler var ki dükkan da, tamir edilmek üzere bırakılmış. Öyle tik tak, sahibim gelecek diye beklerken onlar, ya unutulmuş ya da terk

edilmiş olmanın habersizliği ile. Her şeyin kolaylaşıp, bozulunca yerine yenisinin alındığı günümüzde, yılmadan işinin başında bırakıyoruz Süleyman Işık ustayı. Ve zamanın bir kısmını arkamıza alarak ayrılıyoruz bu tik taklı dünyadan.


4

23 Temmuz 2013 Salı

Eli'nin Karası… Ç

ine Gündem'in başlattığı “örnek hayatlar” yazı

ve Çalış “ haber başlığıyla paylaşmıştık. Yine, tesadüf eseri

dünyaya gelen Elvan, bugün üniversite öğrencisi. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Maden Mühendisliği' ni kazanan Elvan, günümüzde az rastlanan sorumluluk duygusuyla, fırsatlar yaratarak, ailesine yardımcı olmaya çalışıyor. DAYANIKLI ZEYTİN AĞACI GİBİ

dizisinin ilk konuğu, Çine'nin ünlü köftesinin değerli markalarından biri olan “Köfteci Enişte” nin mekânında tesadüf eseri rastladığımız, pide ustası Birol Yaşar olmuştu. Bu güzel hayat hikayesini, siz okuyucularımızla “ Kimyacının Kimyası: Oku

rastladığımız “örnek hayatlar “ yazı dizisinin ikinci konuğu, Çine' nin TatarMemiş köyünden, Elvan Sever oldu. Anne Ayşe Sever ve baba Adnan Sever' in ilk çocukları olarak 08. 02. 1992 yılında, TatarMemiş köyün de

Kökleri karada ama aklı hep denizde, dalgaların anlattığı mitolojileri dinlemeden uyuyamayan hatta nefes bile alamayan zeytin ağacının başında, bir genç kız. Asla kavuşamadığı denizlerden gelen esinti bedenini delip geçmiş, gövdesini türlü şekillere sokmuş . Bazen kıvrılmış bazen burulmuş ama gövdesi çürümeye en dayanıklı ağaç diye geçmiş kitaplara, zeytin. Tıpkı zeytin ağacı gibi Elvan' da maddi olumsuzluklara, küçücük bir köyde büyümenin verdiği sıkıntılara karşı yılmamış. Şimdi hem okuyan hem ailesine yardım eden bu güzel insanı elleri zeytin karası, köylü giysileri içinde buluyoruz. Ağlar toprağın sonsuz bereketi için zeytin ağacının dibine serilmiş. Yeşilli siyahlı morlu zeytin taneleriyle doluyor. Güneşin oynaştığı yapraklar arasından itina ile zeytin topluyor Elvan. Daha fazla lafı uzatmadan mikrofonumuzu Elvan Sever' e uzatarak sohbetimize başlıyoruz… HİÇ GOCUNMUYORUM Zeytinin yapraklarını okşayarak, meyvelerini yerden severek toplayan Elvan; “ Üniversite de okuyorum, ara tatiller zeytin zamanına denk

geliyor ben de tatillerimi biraz uzatıp, annemlere yardım ediyorum. Hayatımdan memnunum, iş

köye çalışmamı eleştirmiyorlar, sen bunları yapabiliyorsun diye, takdir ediyorlar. Yaşıtlarıma

dışında modern giysiler giyip, iş zamanı yöresel giysiler ve iş giysileri giymek beni hiç rahatsız etmiyor. Sonuçta annemlere yardım ediyorum, bunun içinde çok mutluyum. Hiç sorun edip gocunmuyorum, herkes benim yaptığımı yapamaz. Arkadaşlarım, benim köye geldiğim de çalıştığımı biliyorlar ve biz senin gibi olamayız diyorlar. Onları da çağırıyorum, gelin yardım edin diyorum. Tamam diyorlar ama lafta kalıyor. Ailemin çırpıcıya ve toplayıcıya vereceği para yerine ben onlara yardım ediyorum. Böylece hem aileme destek olmuş oluyorum hem de okul harçlığımı çıkarıyorum. Arkadaşlarım böyle gelip

çalışın, boş durmayın, ailenize destek olun diye öneriyorum. Birde, sizin aracılığınızla burs istediğimi ve bana bu konuda destek verecek birilerine ulaşmak istiyorum. Okulumu uzatmadan bitirip, Çine' de çalışmak istiyorum. Sonuç da Çine' de maden sanayii gelişmiş durumda. Bende okulumu bitirip, Çine'mize ve ülkemize hizmet etmek istiyorum” dedi. Her şeye rağmen yaşama inat, kendi köklerinden yeniden doğan zeytin ağacı gibi, Çine Gündem olarak, her koşula inat okuyup çalışan Elvan'ı ve Elvan gibi gençleri yüreğimize yerleştirdiğimiz umutlarla, zeytinlikten ayrılıyoruz.


5

23 Temmuz 2013 Salı

TEKZİP METNİ “KIŞKIRTILDIK...KULLANILDIK” başlıklı haberimizin tekzibidir. DÜZELTME Çine Gündem Gazetesi ve www.cinegundem.com internet sitesinde yayımlanan “KIŞKIRTILDIK … KULLANILDIK” başlıklı haberde söylemediğim halde benim ifademmiş

gibi yazılan “YILMAZ SAĞLIK VE EMİN AYDIN KIŞKIRTTI” ara başlığından sonra yer alan Yılmaz Sağlık ve Emin Aydın adlı gazetecilerin İbrahimkavağı Köyü'ne gelerek bizleri, köylüleri

kışkırtması ve kullanmaları gibi bir durum asla söz konusu olmamıştır. Bir çok ulusal ve yerel gazeteciler gibi Yılmaz Sağlık ve Emin Aydın'da köylülerimizin bu konudaki haklı mücadelesini haber

yaparak aksine bize yardımcı olmuşlardır. İki gazeteci ve bazı partinin mensuplarınca kışkırtılmamız ve oyuna getirilmemiz de söz konusu değildir. Kullanılan bu ifadeler, tarafımca

söylenmemiş olup tamamen haberi yayınlayan gazete tarafından yazılmış, gerçeğe aykırı ifadelerdir. 23.05.2013 Süleyman Emeksiz

Baydar'dan Ayto'ya Destek Sözü C

umhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, İl Başkanı Barkan Kalınomuz ve partisinin Aydın yöneticileri ile Aydın Ticaret Odası Meclis Başkanı A. Sefa Yüksel ve Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken'i ziyaret ederek yeni yönetime görevinde başarılar diledi. Ziyarette Aydın Ticaret Odası Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundular. Baydar, ziyaret esnasında yaptığı konuşmada Aydın'da ticaret sermayesinin yeni alanlara kaydırılması gerektiğini ifade etti. Baydar;

“Aydın'da teknokent ve üniversite sayısının artırılması gerekiyor. Kurulan üniversitelerle okumaya gelen öğrencilerin ciddi manada ticaret noktasında getirilerinin olacağı kesin. Ticaret sermayesinin kendisini arttırması için üniversiteler girişimciliği arttıracaktır ve Aydın esnafı öğrencilerin bırakmış olduğu parayla rahata kavuşacaktır” dedi. Aydın ticaretinin gelişmesi için her zaman hazır olduklarının belirten Baydar, AYTO'nun Aydın ticaretinin ve vizyonun belirlenmesinde büyük etkisinin olduğunu belirtti. Ticaret Odasının

projelerini desteklemeye hazır olduklarını belirten Baydar, “Aydın Ticaret

Odası, ticaret politikalarının üretilmesinde her zaman siyasilere yardımcı olan sivil toplum kuruluşlarının başında geliyor. Mecliste gündeme getirilmesi gereken bir konu ve proje olursa her zaman yanınızdayız. Aydın ticareti için, Aydın'ın kalkınması için elimden geleni yapmaya söz veriyorum” diye konuştu. CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar'ın ziyaretlerinden dolayı onurlandıklarını ifade eden AYTO Başkanı Hakan Ülken; “Aydın için değişik görevleriyle gurur kaynağımız olan

vekilimize ziyaretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Biz sermayenin, istihdamın, emeğin tarafındayız. Aydın ticaretinin, ekonomisinin ve sermayesinin gelişmesine yönelik neler yapılması gerekiyorsa biz bununla mükellefiz. Aydın ticaretine katkıda bulunabilecek ne varsa, hangi projeler ve nasıl birliktelik sağlanacaksa bu yönde çalışmalarımızı sürdürmeye devam etmekteyiz” ifadelerine yer verdi. Ülken, CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar'la çeşitli konularda bilgi alışverişi yapacaklarını ve bundan sonra istişare kararlarıyla birlikte hareket edeceklerini vurguladı.


6

23 Temmuz 2013 Salı

Biz Ayrılamayız Diyenler, Sever Çifti Ç

ine' de evli olmakla kalmayıp birde neredeyse yirmi dört saatini birlikte geçiren, beraber çalışan çiftler var. Çine Gündem hazırladığı haber dizisiyle, birlikte çalışan evli çiftleri siz okuyucularımızla paylaşmaya devam ediyor… Yeni konuklarımız, Çine' den, zaman zaman birlikte çalışan, Okyanus Balıkevinin sahipleri Fatma- Münir Sever çifti, oldu.

TAVUK ARABASIYLA KAÇTIK

Gürsoylar tavukçulukta çalışan Münir Bey, iş yerinin karşısında oturan Fatma Hanıma görür görmez aşık olur. Aralarında bir yıl süren, bir gönül ilişkisi başlar ve 24 Kasım 1999' da nişanlanırlar. Daha fazla dayanamadık diyen Münir Sever; “ Birbirimizi çok sevdik ve bir gece çalıştığım tavukçu firmanın arabasıyla kaçtık. 24 Şubat 2000' de de düğünümüz yapıldı, evlendik. Bugün, Muzaffer ve İlayda adlarında iki çocuğumuz var. Ben aynı zamanda Çine Belediyesin de çalışıyorum. Tatil günlerinde yardımcı olmaya çalışıyorum. Kısacası ben burada işçiyim, patron eşimdir. Bu balıkçı dükkanını açmamızı ve birlikte çalışmamızı Mehmet Yavuz abimiz önermişti. Bizde yaklaşık altı ay önce burayı açtık. Çine halkına balık kültürünü öğretmeye çalışıyoruz. Daha çok yeniyiz, bakalım zaman ne gösterecek. Bazen hiçbir kazancımız olmuyor, bazen de kazanıyoruz. Kısacası birlikte çalıştığımız için birlikte sevinip birlikte üzülüyoruz” dedi.

DAHA ÇOK YENİYİZ

Birlikte çalışmaya yeni başlayan genç çiftimiz, şimdilik yeni işlerinden oldukça memnun. Bana burada Münir yardımcı olur ama evde bir şey yapmaz

diyen Fatma Sever; “ Dükkanı daha yeni açtık, Münir işinden fırsat buldukça bana yardıma geliyor. Ama evde işlere yardımcı olmaz. Aslında bende evde pek iş yapma fırsatı bulamıyorum. Biz Kayınvalidemlerle beraber yaşıyoruz. Bu nedenle sağ olsun bana pek ev işi bırakmıyor. Birlikte çalışmanın sıkıntıları da güzellikleri de oluyor ama ben yine de mümkünse herkesin eşleriyle beraber çalışmasını öneririm” dedi. Fatma Hanım özel bir anısından bahsetmekten çekinirken, Münir Bey ilk tartışmalarını unutamadığını belirterek;” Nişanlıydık. İlk defa nişanlı olarak birlikte Aydın Bulvar' da el ele gezerken Fatma bana, herkes bize bakıyor dedi. Bende herkesin bize baktığını nereden biliyorsun, demek ki sendi etrafına bakıyorsun, demiştim. Bu aramızda ki ilk münakaşa olmuştu” dedi.

BALIĞIN YARARLARI VE OKYANUS BALIKEVİ

Yağ oranı düşük olan balık hayvansal proteinin önemli bir kaynağıdır. Balık yüksek kaliteli protein, omega 3, omega 6, vitamin ve mineral içermesi açısından besin değeri yüksek bir besindir. Kalp sağlığı üzerine koruyucu etki göstererek, kötü huylu kolesterolün azalmasını, iyi huylu kolesterolün artmasını sağlayan, bu sayede kan damarlarının tıkanmasını önleyerek dolaşımın akışkanlığını devam ettiren omega 3 yağ asitleri yönünden zengin olan balığın bu etkileri konuyla ilgili çok sayıdaki araştırmayla da desteklenmektedir. Kansere karşı koruyucu, çocuklarda zekayı geliştirici ve ayrıca beyin yaşlanmasını da geciktirici özelliği olan balığın Çine' de ki yeni adresi, Okyanus Balıkevi oldu. Mevsimine göre çeşitli balıkları, ekmek arası ve porsiyon şeklinde yiyebilirken, ayrıcı mekanda

kendi aldığınız balıkları pişirme hizmeti de veriliyor. Balıkevinin 12 ay boyunca vaz geçilmezi olan Mezgit balığının yanında kalamar ve midyede bulunuyor. Makul

fiyatlarıyla hizmet veren mekan, sağlıklı yaşamayı düşünen konuklarını bekliyor. Bizde, sağlıklı ürünleriyle hizmet vermeye çalışan Fatma- Münir çiftine,

Çine halkı adına teşekkür ederken, kendilerine de ömür boyu mutlulukla,r dileyerek röportajımızı tamamladık.

KONAK YAZI İŞLERİ BÜROSU Levent KOCABAŞOĞLU

ÖZÜRLÜ - YATALAK - EVDE BAKIM MAAŞI İŞLERİ TAKİBİ YAPILIR. -TAPU TAKİBİ - ÖLÜM VERASET İLANI -SSK - BAĞ-KUR ÖLÜM AYLIĞI - YEŞİLKART - 65, AYLIĞI Engelli ve Yaşlı Yatalak Hastalarımız evinden Alınarak Hastaneye Servisimiz Vardır. Tel: 0256 711 03 79 - Gsm: 0544 606 03 79 Belediye Yanı No: 7 Çine / AYDIN


7

23 Temmuz 2013 Salı

Süper İncir 26 Temmuz'da Gösterime Girecek 2

6 Temmuz'da gösterime girecek olan “Süper İncir” filminin oyuncuları ve filme destek veren kuruluşların temsilcileri Aydın Valisi Kerem Al'ı makamında ziyaret ederek filmin kapalı gişe oynaması için fikir alışverişinde bulundular.

Aydın Valisi Kerem Al'ın makamında gerçekleşen ziyarete Aydın İl özel İdaresi Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktemur, Aydın Ticaret Odası Meclis Başkanı Abdullah Sefa Yüksel, Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken, AYTO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, Aydın Ticaret Borsası Meclis Başkanı Bahri Erdel, Kuşadası Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Akdoğan, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Hulusi Akşit ile filmin oyuncuları katıldı. Film oyuncuları ve oda başkanları ile görüşen

Aydın Valisi Kerem Al, “İlimizin en önemli tarım ürünü inciri ve tarihi mekânların tanıtımını amaçlayan bu filmin, gösterime girmeden önceki tanıtımlarının gerekli çalışmaları yapmak için film oyuncuları ve oda başkanlarıyla değerlendirdik. İlimizle özleşen bir film olduğu için bizlerdeki heyecanı artırıyor. Gerek incirin gerek ilimizin tanıtımında büyük etken olacak olan bu filmin başarılanı bekliyorum. Fakat filmimizin bir sezon şansızlığı var. Tam tatil sezonunu ortasındayız. Bununla beraber Ramazan

ayındayız. Bunlar filmi negatif yönde etkileyecektir. Ama buna

rağmen hedefleri tutturacağız diye düşünüyorum” dedi.


8

23 Temmuz 2013 Salı

Limonlu Çay Y

azı yazmak öyle kolay iş değildir. Çalakalem yazılamıyor, konuya yoğunlaşmak gerek. Sonradan''yanlış anlamışsınız'' deyip kıvırtmak mümkün değil. Yazdıklarınız belgeli ve tescilli olarak tarihe geçiyor. Okuyucu hiçbir zaman unutmuyor. Bütün yazılanlar kırık dökük şeylerdir. Doğa hepsini yeniden şekillendirir. Kırık beyaz renginde geçer bütün günler gezgin kelimeler diyarında. Binlerce hikaye yazılır o diyarda. Binlercesi de unutulur. Yazılan her hikaye bir eksiklikle başlayıp bin eksikle biter. Sonu gelmez hiç birinin. Çünkü her hikaye kendi içinde yeni şeyler doğurur, geçmişi öldürmeye çalışır. Zaman gümüş bir ok gibidir. Kusursuzdur ve hiç incinmemiştir. Ta ki hedefine ulaşana kadar. Hedefine ulaştıktan sonra her ok biraz kırıktır. Şimdi tüm yazılanlar biraz eksik, biraz kırık. Tıpkı, kendini arayan beyaz gibi. Güneş nasıl bir hayat vaat ederse çimenlere, insanda tamam vaat eder her hikayeye. Dudaklardan dökülürse kelimeler, kimi zaman kırılsalar da, çoğu zaman yeniden biçim bulurlar. Her biçim bulduklarında yeniden, yeniden ve

yeniden yazılırlar zihinlere. Bende zihnime yazılmış olan bir gerekçe ile bir süreliğine affımı istedim çalışma arkadaşlarımdan. Hayır, cevabını aldığımda suratıma yapıştırdım “ekşi limon yemiş” ifadeyi. Sonrada haksızlık yaptığımı hissettim. Bu seferde mis kokulu limon çiçekleri açtı yüzümde. Limon ağacı ne sevimlidir. Çiçeği tatlı. Oysa garip, limonun meyvesi yenesi değil. Nedense limon ağacının insanı ısıtan bir görüntüsü vardır. Kolay kolay, çıplak göremeyiz. Belki de o nedenle sıcak gelir bize. Yapraklarından bir tane koparıp oynayın onunla. Mıncıklayınız o güzel yeşil şeyi. Bakın bakalım, koklayın. Bakalım bu koku hayatınızın neresine götürecek sizi? Ya o güzelim kırık beyaz çiçekleri… Çiçeklerin kokusu ruhunuzda ki renklerin keşfindeyken, siz o renklerin arasında kaybolursunuz. Çok ilginç, yakından kokladığınız da vermez renklerini, anlamazsınız. Narin ve yakından incitilmekten korkarmış gibi savunur kendini adeta. Oysa; bahçelerden, yol kenarlarından esen yellerin evimizin arka odalarına bile büyülü kokularını

salabildiği kırık beyaz çiçekler. Bu kokularla her birimiz kendi iç dünyasında ayrı ayrı yolculuklara çıkar. Kimimiz çocukluğumuza, kimimiz ilk aşkımızla yaptığımız uzun yürüyüşlere, kimimiz de soğuk kış gecelerinde ve uzun Pazar kahvaltılarında ki limonlu çay sohbetlerini anımsarız. Bazıları için de hapisteyken yoğurt kabında çekirdeğinden yetiştirmeye çalıştığı; güneşe hasret, narin, hoş kokulu, hüzün veren zarif ağaç oluverir. Gittikçe artan binaların arasında kaldıkça direnen limon ağacı… Kollarını uzatıyor, zamanda ve mekanda var olabilmek için. Büyümek istiyor ama güneşi ve suyu yetmiyor. Betonlar üzerine üzerine geliyor. Oysa bilinen hiçbir anavatanı olmamış limon ağacının. Nerden gelmiş nereye gidiyor bilen yok bu güne kadar. Ama bundan sonra nereye doğru gitmeye başladığını görmeye başlıyor limon ağacı. Üstüne çökmüş örümcek ağı betonlar…. Her bahçede sonunu hazırlıyor limon ağacının. Gölgeler… Ne istiyorsunuz ki insanoğlu? Her şeyimi verdim size diye çığlık atıyor. Kökümü verdim, suyumu ve güneşimi aldınız. Yeşilimi

verdim, bahçenizi süslediniz. Meyvemi verdim sağlıklı olun diye, suratınızı ekşittiniz. Mis kokulu yolculuklar verdim size, soğuk ve çirkinliği seçtiniz.Tam beyaz olmasa da, kırık beyazlar serdim ruhunuza. Olmadı… Sardı sardı dört bir yanımı betonlar. Oysa ben, hayatınız da her daim yanınızda oldum, fark etmediniz beni. Limon kokulu kadınlar, limon kokulu adamlar, limon kokulu insanlar… Bazınız sevdi bu kokuyu, bazınız yüreğini ve yüzünü buruşturdu. Neyimi sevmediniz, size sunduğum renkler dünyasından? Yeşilimi sevmediniz, sarı renkli meyvemi sevmediniz, kırık beyaz umut kokulu çiçeklerimi demi sevmediniz? Sağlığınızı olumsuz etkileyebilecek, tadına baktığınızda hoşunuza gidecek ne varsa sıktınız beni üstüne. Damla damla başlayıp sel oldum içinizde. Uzun Pazar kahvaltılarının, sıcak sohbetinin dilimleri oldum çayınızda. Şifa oldum hastalığınızda. Kusursuz değilim, vardır benim de

dikenlerim. Belki hatırlatmak içindir bu sivri oklarım, size olan kırgınlığımı. Ve, zaman bende olduğu gibi sizde de gümüş ok değil, zehirli ok olur. Yavaş yavaş öldürür bizi, sizi, kendini arayan beyazı. Bilir misiniz şu günlerde yaşanan Ortadoğu' da ki İsrail- Filistin savaşının simgesidir limon ağcı. Her iki ülkenin arasında var olan ama savaş nedeniyle yok olmuş olan limon bahçeleri… Ülkelerin halklarının barış ve gelecek umudunun simgesi. Ama artık yok olan her bir ağaç; savaş ve kayıpların simgesi oldu. Hepimiz, Ege ve Akdeniz denince akla gelen bu meyvenin değerini bilelim. Yok olan her bir limon ağacı; sağlığın, sohbetin, hoş kokulu yolculukların , en önemlisi de barış ve umudun sonu olmasın. Bende tarihe tescillenmiş bu yazımla ve bu umutlarla, burnumun ucunda ki limon kokusuyla uzun bir yolculuğa çıkmış oldum. BARIŞ ERBAŞ


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.