11 Sinema Filmi

Page 1

11 Sinema Filmi


SAHNE 1 (İÇ GÜN) EV Zeynep çalışma masasında mektup yazarken uyuyakalmıştır ve rüya görmektedir. Rüyasında boş bir mezarın içine sırt üstü düşer ve gözlerini açtığında göz renkleri mavidir. Tam o sırada uyanır ve saat dıdıt diye öter. Zeynep’te kusma hissi oluşur ve eliyle ağzını kapatıp yutkunur. Zeynep’in gözleri kahverengidir ve saat tam 11 dir. Önündeki kapalı olan isimsiz mektubu çantasına atar. Odası dağınıktır. Bu dağınıklık içinde bulunduğu ruh halini yansıtmaktadır. Yatağını toplamadan kalkar ve üzerini değiştirir. Mutfağa geçer dolaptan birkaç ilaç alıp ağzına atar ve sürahiden bardağa doldurduğu sudan birkaç yudum içer ve mutfaktan çıkar. Evden çıkarken ayakkabılığın aynasında yapıştırılmış olan post-it kâğıdına gözü ilişir ve okur. Telefonum kapalı olabilir, saat 4 de kafe de, unutma! Mucuk. (buradaki mucuk notu, aslında ilkenin biraz uçarı karakterde olduğunun ipucu) Not ilkenin yazdığı nottur, üzerinde isim yazmama sebebi Zeynep’in, İlke den başka ev arkadaşı olmamasıdır. Zeynep evden çıkıp kapıyı kapatır. Evden çıktığı anda bir şey unuttuğunu fark eder ve çantasını yoklar, çantasından ilacını alıp sallar ve geri koyup apartmandaki yoluna devam eder. SAHNE 2 (DIŞ GÜN) – METRO Zeynep’in metro gişesinden geçer ve metroya biner, metro kalabalık değildir, kalabalık olmamasına rağmen Zeynep ayakta yolculuk eder. (Zeynep’in içinde bulunduğu ruh halini bir kere daha yansıtmak amaçlı) SAHNE 3 (İÇ GÜN ) PSİKOLOG OFİSİ Zeynep psikoloğun koridorunda yürür ve saatini kontrol eder, saat 12:11 dir. Kapıda ki sekreter telefonda konuşuyordur ve elindeki kalemi ağzına sokuyor, sevgilisi ile sohbet ettiğini anlıyoruz. O sırada Zeynep ile göz göze gelir, telefonu boyun hizasına indirip, kalem ile içeriyi göstererek. SEKRETER Murat bey sizi bekliyor, buyurun O sırada kargocu bir çocuk, sekretere yaklaşır ve Murat beye posta var der sekreter kimden diye sorar, sarı zarfı uzatan postacı, isim yazmıyor der. Zeynep cevap vermeden açık olan kapıdan içeriye girer ve farklı bir kapıya gelir, kapıyı çalar ve içeriden DOKTOR: Evet Zeynep kapıyı açıp içeri girer ZEYNEP: Merhaba DOKTOR: Hoş geldin, gel kızım Eliyle ortada duran sandalyeyi gösterir.


Doktorun odası sade ve şıktır. Doktorun masası derli toplu ve güçlü bir kişiliği simgelerken, Zeynep’in oturduğu sandalye küçük ve bastırılmış bir kişiliği temsil etmektedir. Arkasındaki duvarda karmaşayı temsil eden kübizm sanatıyla yapılmış bir tablo vardır. Zeynep, çekingen bir vaziyette sandalyeye oturur ve gözlerini doktora çevirir ve arada sağ elinin baş parmağı ile sol avuç içini yavaş yavaş kaşıyarak ZEYNEP: (çekingen ve üzgün) şey, sizi de sürekli yoruyorum fakat. DOKTOR: (rahat ve babacan bir tavırla) Sende ilke kadar değerlisin benim için,babasıyla dostluğumuz eski yıllara dayanır. Böyle şeyleri dert etmemeni daha önce de söylemiştim. ZEYNEP: (çekingen ve elini hala kaşıyordur) Teşekkür ederim. İlke ve ailesi olmasa, bu okul konularını, bu durumun altından kalkabilir miydim? Bilmiyorum. DOKTOR (rahat bir tavırla) Bir şekilde üstesinden gelinebilirdi, sen hastalarım arasında en güçlü kişiliğe sahip olanlardan birisin. ZEYNEP (hafif omuz silkerek gülümser) DOKTOR (gülümseyerek) Merak etme bunu her hastama söylemiyorum. Fregoli sendromu, ki sende otoskopik sanrılarda var, zor bir hastalıktır. Sen üstesinden geldin sayılır, uzun yıllardır bunu yaşamana rağmen, tedaviye geldiğin zamandan beri iyi yol kat ettik, bundan sonrası için yapman gereken, ilaçlarını düzenli kullanman ve verdiğim tavsiyelere uyman. ZEYNEP:(dalgın ve yorgun) Bu aralar sadece stres var, okul iş arası mekik dokumam, aynı zamanda tez hazırlamam gerekli, annemin sürekli beni arayıp bebekmişim gibi davranması, malum. DOKTOR (kendinden emin) Kendine zaman ayırmayı ihmal etme, arkadaşlarınla sıkça vakit geçir, psikolojide en önemli unsurlardan birisi kendine iyi gelen şeyleri sıkça yapmaktır. ZEYNEP Son zamanlar zaten, okulda bitince, annemlerin yanında kafa dinleyeceğim bir süre. DOKTOR: sana ne iyi geliyorsa onu yap ZEYNEP(çekingen) Şey, , daha önce böyle, şizofreni mi demeliyim bilmiyorum, fregoli veya otoskopiyle ilgili size gelen hastanız oldu mu? DOKTOR(havaya bakıp gözlerini kısar) Otoskopik vaka… Aslında fregoli sendromu ile gelen oldu ama otoskopik vakalara pek sık rastlanmaz. Yani herkes dışarılarda bir yerlerde, ‘’ benden bir tane daha var ve arada beni izliyor’’ demez. Dışarıda bu tip insanlardan yüzlerce var fakat, çoğu korkudan hastalığını gizliyor. (tırnak içinde yazılan kısımda Zeynep in kütüphaneden çıkıp yürüdüğü sahneye flaschback geçişi yapıp o sahnede kardeşini gördüğünü gösterebilir ve tekrar psikolog sahnesine döneriz.


ZEYNEP( moralsiz ve dalgın) Tabi ki kim şizofreni diye etiketlenmek ister ki? Barış bile tedavi olduğumu bilmiyor. İlke bile pek azını biliyor. Aslında çok doğal bir şey olmasına rağmen, insan hastalığını başkasına anlatmaya çekiniyor. Farklı gözle bakılmaktan korkuyor. Ya da ne bileyim her an birini öldürme potansiyeli varmış gibi görünmekten korkuyor. DOKTOR:(hafif tebessüm eder) Aslında şizofreni olan insanlar, normal insanlara göre çok daha zekidir ve kesinlikle saldırganlık eğilimi göstermezler. Biz sağlıklı bireyler, onlara göre daha saldırganızdır. Ama toplumdaki deli imajı senin duygularını açıklıyor sanırım. ZEYNEP ( gülümseyerek) Sanırım doğru.. ah bu toplumsal baskılar, insan deliliğin bile tadını rahatça çıkartamıyor ki. Neyse, ben müsaadenizi isteyeyim. Tez konusu için İlkeyle kitap bakacağız. Ondan önce de mezarlığa uğramayı düşünüyorum. Doktor eliyle müsaade senin gibi hareket yapar ve birlikte ayağa kalkarlar. Kapıya kadar Zeynep ile yürürken PSİKOLOG: Sürekli tekrar ettiğim gibi kendini de hiç bir şeyden sorumlu tutma. Sana iyi gelmiyorsa, oraya gitmemeni de tavsiye edebilirim. ZEYNEP (manalı şekilde tebessüm eder) Her şey için tekrar teşekkür ederim. Şey, son zamanlarda, hayalimde gördüğüm mezarlığın kokusunu alıyorum sanki, iğrenç bir koku, sonra bir öğürme geliyor. Psikolog Zeynep’in elini sıkarken tedirgin bir biçimde bakar ve Tekrarlanırsa, haber ver. Bunun üzerinden yürüyelim ZEYNEP: Peki, tekrar teşekkür ederim. El sıkışlar ve Zeynep çıkıp gider. PSİKOLOĞUN koridorunda yürüdüğünü görürüz ve hastane kapısından çıkıp gider. O sırada doktor masasına geçerken sekreter isimsiz bir mektubunuz var ‘’Doktor bey ‘’ Doktor masaya bırak sonra okurum SAHNE 4- (DIŞ GÜN)- MEZARLIK Zeynep mezarlığa gelir yavaş yavaş yürüyerek içeriye girer, nişanlısının mezarı başına gelince köşeye oturur. Mezardaki toprakla oynar biraz, üzgün ve dalgındır. Hayallere dalar. Karşıdan yavaş yavaş birisi yaklaşıyordur. flashback (Sevgilisinin ona evlenme teklif edişini birlikte sevinip sarılmalarını, nişan yüzüklerinin takıldığı günü, balkondan düşüşünü, boş bir mezarlık, kızıl saçlı olan kendisinin elini uzatması, otları parmaklarıyla ovuşturup yürümesi, mezarlığa düşüşü ve gözleri mavi olarak açılması, , (7-8 saniyelik bir an) o sırada yaşlı bir teyze yanına yaklaşmıştır. Gözleri kör gibi, saçları dağınık salaş ve beyaz, elinde eski tip bir su bidonu. Renkli çoraplı ve terlikli. Zeynep’in koluna dokunduğu anda Zeynep sıçrar ve iç çekip korkar. Burnuna gelen pis kokudan dolayı öğürür ve


YAŞLI KADIN: (gözleri bembeyaz, ürkütücü) İnsan bu sessizlikte huzur buluyor değil mi? ZEYNEP: (korkmuş bir vaziyette kekeleyerek) Sadece, sadece dalmışım(hala öğürüyor) (derin bir nefes alır verir) YAŞLI KADIN: (ifadesiz ve korkutucu beyaz gözleri ile) İğrenç bir koku ZEYNEP(panik ve tedirgin) Siz, sizde alıyor musunuz kokuyu? Zeynep korkmuş ve tedirgindir. YAŞLI KADIN(uzaklaşmaya başlıyor) iğrenç bir kusmuk kokusuysa evet Zeynep arkasından tedirgin bir şekilde bakıyor ve çantasından peçete almak için harekete geçiyor. YAŞLI KADIN: (yavaş yavaş uzaklaşarak, titrek sesiyle) Gözleri uzaklara dalan birinin mutlaka dinlenmeye değer bir hikayesi vardır. Her zaman, acaba değer mi? bunu düşünürüm güzel kız. (Sesi yavaş yavaş uzaklaşarak gider) Yavaş yavaş uzaklaşır ve Zeynep arkasından ona bakar ve kadın uzaklaşarak kaybolur Zeynep ağzındaki bir parça kusmuğu eliyle siler ve çantasından peçete ve aynayı çıkarıp temizlendiğinden emin olunca mezarda oturduğu yerden kalkıp, çıkışa doğru yürür. Zeynep mezarlıktan çıkarken kapıdaki bekçiye sorar Zeynep (tedirgin ve meraklı) İçeride yaşlı bir kadın var, tanıyor musunuz? BEKÇİ: (Gülümseyerek) Yıllar önce kızını kaybeden birisi. Sürekli gelip, mezarlığını sular, herkes deli olduğunu düşünür. ZEYNEP (Tekrar mezarlığa doğru bakarak tedirgin ve korkmuş) Anladım, kolay gelsin BEKÇİ arkasından seslenir Bir problem mi var hanımefendi? ZEYNEP: yo, yo hayır yok. Mezarlıktan çıkar. Telefonla ilkeyi arar ve ilkenin telefonu kapalıdır. Metroya biner ve sakin olan metro da yolculuk eder. SAHNE 5 (DIŞ GÜN CAFE) Zeynep kafeden içeriye girer, duvar saati saat 15:43 dir. Zeynep arkadaşlarının oturduğu yere doğru yürür ve İlke uzaktan el sallar. Zeynep arkadaşlarının oturduğu masaya gelir ve arkadaşlarına selam verip, durgun ve sakin biçimde çantasını çıkartıp, masaya geçer. ZEYNEP (durgun ve cansız) Kaç gibi çıkarız ilke? İLKE (canlı ve enerjik) Valla benim işim yok, istersen gidelim şimdi.


ZEYNEP (garsona dönüp su işareti yapar) Ben bir su alayımda öyle kalkalım TUNA (dalgacı bir tavırla) Kafe de su içenleri anlamam, dışarda 50 kuruş olan su burada 4 lira, içmişken kahve limonata falan iç bari. AYSA (gülerek) Adamın ekonometri okuduğu nasıl da belli ZEYNEP(hafif tebessüm ile) Ekonometri ama bir şeyi hesap etmiyor sanki, Ben bu kafede çalışıyorum ve aynı zamanda erkek arkadaşımın babasının ve bana her şey bedava AYSA: (meraklı) cidden barış nerde? ZEYNEP: (umursamaz) okuldadır, akşam görüşecektik aramadı İLKE VE AYSA GÜLERLER TUNA (gülümseyerek sessizce) Burada milkshake maliyeti 2 tl ama satış fiyatı 15 tl, Peki o zaman kendine bir milkshake söyle de, ben içeyim. Sana 5 tl ödeyeyim, hem sen kazan, hem ben, hem cafe? ZEYNEP(gülümseyerek) Bu yaptığın iktisat değil, dolandırıcılık, ileride kara para aklama şirketi kurarsan şaşırmam. Hepsi gülüşürler ve Zeynep biraz dalgınlaşır (burada ani duygu geçişlerinin sebebi, Zeynep’in psikolojik durumudur) İlke Tuna ve Aysa farklı bir sohbete girerler, TUNA: bende okul kapandıktan 15 gün sonra başlıyorum, kızlar neden 15 gün diye sorarlar, Tuna bırakında 15 gün tatil yapalım der ve gülüşürler. Buradaki konuşmaları ara ara keseceğiz ve ses arttırma ile Zeynep in duygularını ortaya çıkaracağız. Tüm sesler Zeynep in kafasında artmaktadır. Garsonun başka masaya kahve fincanı koyarken çıkan ses, başka bir garsonun tepsiyi devirmesi, kafedeki insanların uğultuları, çay karıştırma sesi, birinin limonata içerken son fırttan çıkan o garip höpürdetme sesi, kapının kapanıp sürekli açılması sesi, birinin sandalyeyi çekme sesi. Kahve fincanın altından bir damla kahvenin akması ve o sırada Zeynep’in telefonun çalıp birden kendine gelip tüm seslerin normale dönmesi. Bu sırada Kafede güzel bir müzik çalıyordur ve müzikte normale döner Tüm sesler normale döner ve Zeynep annem arıyor diye masadan kalkar ve dışarıya çıkar. ZEYNEP: telefonla konuşurken annesinin aramasını istemediğini mimikleri ile bize belli ediyor. Efendim annecim… İyiyim siz ne yapıyorsunuz? İyiyim ilke falan oturuyoruz. Birazdan kütüphaneye gideceğiz. Yok iyiyim merak etme. Tamam annecim Babamı öp, selam söyle, hafta sonu çalışıyorum gelemeyebilirim annecim. Merak etme annecim tamam. Kapatmam lazım. Tamam, tamam.


Telefonu kapatır ve derin bir iç çeker. (burada Zeynep in tavırlarından artık üzerine düşülmesinden sıkılmış izlenimi veriliyor) İçeriye geri döner ve masasına oturmadan, ZEYNEP: (sıkılmış ve yorgun gibi) İlkeye, hadi gidelim, şu kitaplara bakalım TUNA: (aynı dalgacı tavırlarla) İnternetten neden bakmıyorsunuz? AYSA:(bilmiş bir tavırla) İnsan pc başına oturunca arkadaşlarının fotoğraflarına, videolarına bakmaktan dersi unutuyor, en temizi kütüphane İLKE:(güzel cevap) Cevap tatmin etti mi hadi öpüldünüz gençler İLKE ve ZEYNEP Kafeden çıkıp giderler. SAHNE 6 (İÇ GÜN) BARIŞIN EVİ Barış kendi evinde boks minderini yumrukluyordur. Çok eşyası olmayan salonda küçük bir süt kutusu vardır. Boks eldivenlerini çıkarıp, duvarda asılı olan Dart tahtasına birkaç tane Dart fırlatır ve sütünden bir iki yudum alır. Telefonu çalar, telefonun ekranına bakar ve umursamadan koltuğa geri fırlatır. Salonun köşesinde solmuş iki çiçek vardır (fesleğen olabilir) Kapının çaldığını duyarız ve barış kapıyı açmak için kucağında duran boks eldivenlerini umursamaz bir şekilde köşeye fırlatır. Çöpte ise bir adet tablo görürüz. (bu sahnede barış karakterinin, boks yumruklaması, birden dart oyununa geçmesi, süt kutusu, çöpteki tablo, karakterini temsil ediyor. Arkada solmuş olan çiçekler, ve bokstan aniden darta geçip süt içmesi karakterindeki çelişkileri gösteriyor. Çiçek almış ama kuruması için bırakmış oluşu, maymun iştahlı, her şeyden çabuk sıkılan bir adam olduğunun kanıtı. SAHNE 7 (İÇ GÜN) KİTAPÇI Zeynep ve İlke sahafta kitap bakmaktadır. İkisi birbirinden farklı koridordadır. Kitapçının koridorlarında fazla kimseler yoktur. Zeynep’in elinde saman renginde eski bir kitap vardır, sayfalarını çevirmektedir. Her zamanki flashbackleri görür ve öğürmeye başlar. O sırada yeşim öğürme sesini duyar ve Zeynep’in yanına koşar. İLKE (panikle) Hey neyin var. ZEYNEP: (kafa sallayarak) Bilmiyorum, içim kalktı birden İLKE:(Sakinleşir) Dışarı çıkalım, temiz hava al. ZEYNEP:(suratını ekşiterek) İyi gelir evet. İlke yerdeki kitabı da alır ve Zeynep’in koluna girer.Kasaya parayı öderken yeşim 20 lira bırakır ve hemen çıkmak için hareket ederler,Kasiyer, kitabın barkodunu okutman gerekiyor der ve İlke kitabı uzatır okuturlar ve paranın üstünü almadan çıkarlar.


SAHNE 8 (DIŞ GÜN) CAFE ÖNÜ Kitapçıdan çıktıktan sonra yürümeye başlarlar ve İlke sorar: İLKE (saçlarını düzeltir ve meraklı bir ifade ile) Önemli bir şey yok değil mi? ZEYNEP (aynı şekilde saçlarını geriye doğru atar eliyle ve yorgun gibi) Garip bir koku geldi sanki bir an kendimi kaybedecek gibi oldum ama hemen geçti. İLKE (şaşkın) O zaman vakit kaybetmeden doktora gidelim, ne zamandır başladı? ZEYNEP: (geçiştirmek ister gibi) Yeni sayılır, ben zaten gittim bugün İLKE (şaşkın ve meraklı) Düşündüğüm şeyi yapmadın değil mi? ZEYNEP: (geçiştirmeye yorgun tavırla devam ediyor) Düşündüğün şey? İlaçları kastediyorsan, devam ediyorum. Gerçi o ilaçları kullanınca kendimi şizofren gibi hissediyorum ve daha da kötü oluyorum. Aşırı bitkinlik ve yorgunluk oluyor. İLKE:(gülümseyerek) hıh; Yorgunlukmuş, Aklı başında olmanı, enerjik olmana tercih ederim. Barışın ne zaman haberi olacak peki bayan enerjik? ZEYNEP (Eliyle saçını kulağının arkasına atar, gülümser ve dalga geçer gibi) Kendimi hazır hissettiğimde, onun ilaçlardan bile haberi yok, söylemedin değil mi? (Zeynep DURAKLAR ve UZAK BİR KÖŞEDE HAYALİNDEKİ İKİZİNİ GÖRÜR) ve gözleri donmuş bir şekilde ona bakar. İLKE(şaşkın ve gözlerini büyüterek) Tabi ki söylemedim, senin nişanlısını öldürmüş gibi suçluluk duygusundan kendi kendini yiyip bitiren biri olduğundan bahsedip, uzun süredir psikolojik tedavi alıyor ve babaannem gibi minik geri zekalı haplar mı yutuyor deseydim? Senin bir suçun yok kendisi düştü oradan. ZEYNEP Şey… (aynı anda İlke söze girer) İLKE: (sinirlenir ve ses tonu yükselir Aslıya inanmamış gibi) Bak unut şu saçmalığı, seninle alakası bile yok, Sadece tartıştınız, onun düşeceğini nereden bilebil... Neyin var nereye bakıyorsun? … Bak gerçekten hiç iyi görünmüyorsun, yarın bir daha gitmeliyiz doktora, yani yanında ben varken. ZEYNEP: (hala yoldaki ikizine bakarak) Bunu daha sonra konuşsak İLKE ( gülümseyerek, yumuşak bir dil ile tehdit ederek) İyi o zaman, yarın sabah ya benimle ya doktora gelirsin, ya da doktor eve gelir ve Barış da dâhil tüm arkadaşların orada olur. ZEYNEP: (gülümser) Pişmanlıkla ilgili ilaç var mı? Keşke seninle her konuşmamdan sonra bir tane ondan içebilsem’’ GÜLÜŞÜRLER ve KALABALIĞA KARIŞIRLAR


BÖLÜM 9- (DIŞ - GÜN) SOKAK Zeynep ve İlke yürüyerek kafenin önüne varmışlardır. Uzaktan konuşmalarını duyarız İLKE (tonlamalı ve şaşkın bir ses ile) Otoskopik sanrılar mı? Bu da ne demek? ZEYNEP: (geçiştirir gibi bir ses tonu ile) Daha sonra bahsederim, aslında bahsetmeye de bugün karar verdim diyebilirim. O yüzden çok soru sorma. İLKE Tamam madem. ve kapıyı açıp içeri girerler. SAHNE 10 (İÇ GÜN) CAFE Kapıyı açıp içeriye girerler. Kafe de sadece 2 müşteri vardır. İçerisi sessiz ve sakindir. GARSON (gülümser ve rahat bir şekilde) Hoş geldiniz, çalıştığın günler bu kadar çok uğramazsın. Tekrar hoş geldin İlke. ZEYNEP(Biraz enerjisi yerine gelmiş gibi) Hoş bulduk, sağ ol. Fazla durmayacağız zaten, yolumuzun üstüydü geçerken belki kahve içeriz diye düşündük. GARSON: (kendinden emin ve rahat) Zeynep’e bir kahve yap. Garson ve Zeynep’in bulunduğu yerden 2. garsonu çekiyoruz PEKİ GARSON (tebessümle) Sen ne içersin İlkecim İLKE (yorgun bir tavırla) Sağ ol ya, bir şey içesim yok. Eve geçeceğim zaten, Zeynep yalnız gelmesin diye geldim buraya kadar, yorgunum biraz, ZEYNEP (şaşkın ve ısrarcı bir tavırla) Bende geleceğim, kahve içeyim beraber gideriz. İLKE (yorgun tavrı devam eder, biraz durgundur) Yok ya ben gideyim, sen gelene kadar uyurum biraz, Akşam da oturur şu senin tez konusunu çalışırız. İLKE GÖZLERİYLE GARSONA BAKIP KAŞ İŞARETİ YAPAR GARSON: (hafif bir şekilde gülümseyerek) Bırak şu mızmızı beraber içeriz kahvelerimizi, Zaten yoğunluk yeni bitti biraz dinlenirim hem (içeri doğru) bana da bir kahve yap (diye seslenir) DIŞ SES: GELİYOR İlke, Zeynep ve garsonu öper, ve hadi görüşürüz diyerek çıkar, çıkarken masanın birinden 2-3 peçete alır Yerlerine geçmek üzereyken hamburger yiyen iri yarı mavi gözlü adam gerilimli bir şekilde Zeynep’i süzmektedir. İzleyen adamın Ağzı yüzü hardal ve ketçap içindedir. (öznel çekim yapılabilir) GARSON ‘’Tuna ile Aysa da az önce gittiler’’


Bir masaya otururlar. O sırada kafe de oturan bir kız vardır. (2.müşteri yani) Üzerinde az önce kardeşinde gördüğü kıyafetin aynısı bir kıyafet vardır ve Zeynep’i süzmektedir. Zeynep onunla göz göze gelince duvardaki çerçevelerden birisi yere düşer ve Zeynep gerilimle beraber irkilir. (burada psikolojisi iyice bozulan Zeynep, herkesin kendisini izlediğini düşünmesi izlenimi veriliyor, (Fregoli) GARSON: (Aniden ayağa kalkar) Korkma, vidası gevşedi sanırım, az önce de düşmüştü. Sabahtan beri yoğunuz anca boşaldı Kafe. Aklımdan çıkmış, Akşam halledeceğim Çerçeveyi masadaki kitabın üstüne koyar.(kütüphaneden aldığı kitap) (çerçeve kırık)Çerçevede kardeşinin üzerindeki kıyafetin aynısı olan bir kıyafetli küçük bir kız vardır ve şaşırırız. O sırada kahveler gelir ve Zeynep yeniden irkilir. Zeynep hıh diyerek elini göğsüne koyar ve korkar (burada kahveyi getiren garson panik olup kahveyi devirebilir* ‘’devirirse diyalog eklenir kısa’’) Garson:(şaşkın ve tedirgin) Neyin var senin böyle? ZEYNEP Dalmışım, yorgunum sanırım. Elleri ile yüzünü kapatır (gerilimle) Köşe de oturan kızın kıyafetleri ne kadar ilgi çekici değil mi? GARSON (yavaşça döner bakar ve) (BURADA KIZIN ÜZERİNDE Kİ KIYAFETLERİ SÖYLER)(örneğin: pembe tşörtün neresini çekici buldun Allah aşkına gibi dalgacı bir tavırla) Zeynep’in az önce gördüğü kıyafetler yoktur. ZEYNEP(Derin bir nefes alır ve verir) Ben bir elimi yüzümü yıkasam iyi olacak sanırım Kalkar. Lavaboya gider. Ve masadaki ufak suyu yanına alır. SAHNE 11 (İÇ GÜN) CAFE LAVABO Zeynep lavaboya girdikten sonra, elleriyle lavaboya yaslanır ve başını öne eğip birkaç derin nefes alır verir. Saçlarını elleriyle geriye attıktan sonra ayna da kendine bakar ve saçlarını inceler. (Kızıl saçlı halini sürekli olarak gördüğü için burada bir gönderme yapıyoruz) Çantasından ilacını kontrol eder ve çıkarıp bir tane eline alır, yutar ve ufak sudan bir yudum alır. Klozetin kapağını indirir ve çantasını köşeye attıktan sonra klozete oturup, elleriyle yüzünü kapatır ve başını öne eğer. Başını öne eğdiği zaman, duvardaki ruh halini yansıtan kızıl saçlı halini kübizm tablosunda görürüz. O sırada tekrar flashbackler görmeye başlar. Boş mezarlık, Kızıl olan kendisinin elini ona uzatması, boş bir orman(hafif sisli),Nişanlısının balkondan düşüşü, Nişanlısının ona aşağıdan gülümseyerek kanlı hali ile bakış, Yıkık bir bina Nişan yüzükleri takılırken alkışlama ve Yoldaki kardeşinin ona yaklaşarak hey hey diye seslenmesi. Uçuşan kara bulutlar, Boş mezarlığa doğru düşüp gözlerinin mavi olarak açılması Gözleri kahverengi olarak açılır ve sıçrar, hafif bir öğürme hissi olur. Eliyle burnunu kapatır ve kapıdaki birisi hayallerindeki ile aynı hey diye senkronlu bir şekilde ona sesleniyordur ve Zeynep irkilir.


Şaşkın ve kormuş bir vaziyette ZEYNEP:(korkmuş ve tedirgin(nefes nefese)) kimsiniz? DIŞARIDAN GARSON Zeynep benim, iyi misin diye merak ettim ZEYNEP:(heyecanlı ve elini göğsüne koyarak) Ben, ben iyiyim, teşekkür ederim. Yerinden kalkar ve tekrar aynaya bakar burnunu kontrol eder, saçlarını düzeltir,kapıyı açar ve dışarıya çıkar. SAHNE 12 (İÇ GÜN) APARTMAN İlke elinde dolu torbalar ile apartmandan içeri giriyor ve posta kutusunu kontrol etmek için posta kutusuna doğru bakıyor ve köşede apartmana gelen elektrik faturalarını kontrol edip, kendisinin faturasını seçip diğerlerini havaya fırlatıp gülüyor. (burada ilke karakterinin vurdumduymazlığı ve kendinden başka kimseyi düşünmeyişini anlatan ufak bir pasaj olarak eklendi) SAHNE 13 (İÇ GÜN) EV İlke kapıyı açıp içeri giriyor ve mutfağa doğru gelip elindeki pastayı dolaba koyuyor. İçeriden garip bir ses duyuluyor ve İlke irkilip dönüp bakıyor. İçeride birisinin yürüdüğünü görüyoruz ve mutfağa doğru geliyor. İlke umursamazlıktan geliyor ve Dolabın içine pastayı yerleştiriyor ve kenarından parmağı ile bir parça alıp ağzına atarken içeriden bir tablo yere düşüyor( burada korku ve dehşeti simgeleyen bir tablo yürüyen ayakların dibine düşüyor) sesi geliyor ve ilke tekrar irkiliyor. (pastayı parmaklaması tekrar vurdumduymazlığı anlatıyor) O sırada ilke tam kapıdan kafasını uzatıp bakacakken büyük bir çığlık atıyor… SAHNE 14 (İÇ GECE) CAFE Kahveler içilmiştir, mavi gözlü adam kafeden gitmiş onun yerine başka iki kişi gelmiş, köşede oturan kızında erkek arkadaşı gelmiştir. Zeynep ile garsonun vedalaşmasını görürüz ve Zeynep kafeden çıkar. (elinde kitabı var) SAHNE 15 ( İÇ GECE) APARTMAN Apartmandaki faturaları komşulardan birisi toplamış köşeye sıkıştırmıştır. Zeynep geçerken faturaları fark etmez ve çarpar. Faturalar yere saçılır, Zeynep döner bakar fakat umursamaz. (burada Zeynep’in psikolojisine gönderme yapılıyor; Dağıttıklarını toplamıyor artık) SAHNE 16 (İÇ GECE) EV Zeynep üst kata çıkmış eve giriyor. İçeride bir sessizlik var Zeynep’i içeri girerken gördüğümüzde, düşen tablonun yerinde olduğunu fark ediyoruz. Zeynep ışıkları açmaya çalışsa da ışıklar yanmıyor. Titrek ve korkmuş bir ses ile İlkeye sesleniyor fakat cevap gelmiyor. (Bu saatte uyunur mu diye sitem ediyor) Zeynep iyice tedirgin oluyor. İçeri bir iki adım atıyor ve kapı hafiften gıcırdıyor. İçeri bir iki adım attıktan sonra, kafasını çevirip koridora doğru bakıyor ve hafif bir gölge görüp panik oluyor. Çantasından telefonunu çıkarıyor ve ekran ışığını içeri tuttuğu anda büyük bir çığlık atıyor ve telefonu elinden düşürdüğü anda, geriye doğru giderken sendeleyip düşüyor ve ışıklar yandığı anda herkes SÜRPRİZ diye bağırıyor ve aynı anda müzik devreye giriyor. Zeynep korkudan ne yapacağını bilemiyor ve elini göğsüne bastırıp derin bir nefes alıyor. (kitabı yere düşüyor) (İlkenin çığlık sahnesinde içeriye gelen aslında barıştır. İlke onu görünce korkmuştur, o sahnenin devamı olarak bunu çektiğimizde seyirci ters köşe oluyor)(ilk sahnede çektiğimiz ayakkabıları tekrar kitabın düştüğü sahnede yakından alıp o mesajı verebiliriz) (Parti kalabalıktır. 16 kişi civarı) gölgenin sahibi yan oda da ki Tuna dır. Zeynep e müdahale ederlerken o arkadan gelir. Müzik çalmaya devam etmektedir.


İLKE: (Üzgün ve tedirgin) Bu kadar korkacağını bilsem başka bir yol denerdim, çok özür dilerim. (ağlamaklı ve duygulu) (sarılır) Barış hemen müdahale eder ve Zeynep i kaldırır BARIŞ(gergin) Gel bir elini yüzünü yıkayalım. Tuna yerdeki kitabı alır ve köşeye koyar. Zeynep i götürmek için lavaboya giderken BARIŞ:(ilkeye trip atarak) ben hallederim ZEYNEP:(Yorgun bir tavırla) Ben hallederim, gelmeyin İlke Barışın kolundan tutup hafif geri çeker(Tamam yalnız gitsin der gibi). Zeynep yalnız olarak lavaboya doğru sendeleyerek gider. Olayın şokunu atlatamamıştır. SAHNE 17 (İÇ GECE) LAVABO Zeynep lavaboya gelir ve çantasından ilacını alır. Ağzına lavabodan su alır ve çalkalayıp lavaboya tükürür. Aynanın karşısında eline bir ilaç alır ve yutar. Kafede çantasına koyduğu suyu çıkarıp bir yudum daha içer. O sırada tuvaletin kapısı açıktır ve ilacını alıp aynalı ecza dolabına koyar. Dolabı kapattığı anda aynada Barış belirir ve Zeynep sıçrar. Zeynep barışa doğru döner ve birbirlerine sarılırlar. BARIŞ:(tedirgin ve sakin) Neyin var senin böyle? ZEYNEP:(bitkin) Bazı şeyleri çok kafaya takıyorum sanırım. BARIŞ: Ne gibi şeyleri ZEYNEP Tez konusunu BARIŞ:(sakin ve yatıştırıcı bir tavırla Zeynep’in saçlarıyla oynar) anladım, anladım. Bu kadar düşünme, hadi gel içeri gidelim, herkes doğum günü kızını bekliyor. O sırada kapıda İlke belirir İLKE:(neşeli bir ses ile) Romantik aşıkları ayırmak zorundayım, çünkü Zeynep’in kıyafetlerini değiştirmemiz gerek ZEYNEP:(barışa tebessüm ederek) hemen dönerim BARIŞ(gülerek) Partinin sonunda görüşürüz o zaman İLKE(arkası dönük koridorda giderlerken) romantik olduğu kadar esprilide Zeynep arkasını dönerek gülümser ve ilke ile odalarına giderler. Barış ise partiye döner.


SAHNE 18 (İÇ GECE) EV Barış bir köşede başka bir arkadaşıyla sohbet ediyordur ve Zeynep ile İlke gelir. Barış, Zeynep’i uzaktan görüp çocuğa gülümser ve Zeynep’e doğru gelip onu öper ‘’çok güzel olmuşsun der’’ ve koltuğa otururlar. İlke diğer köşeye doğru gider ve başka bir grupla sohbete başlar. Barış ile Zeynep’in açıları arkada karakterlerini yansıtan kübizm tablolarına göre ayarlanacak. Bu sahne çekilirken, Barış gayet sevecen ve yakınken, Zeynep sırlarla doludur. Bu durumda Barış sadece ve boş bir duvar önüne, Zeynep ise yüzünde hafif gölge ve, arkasında karmaşa olan bir fon önünde tutulmaya özen gösterilmelidir. (bu sahne duvarın tam önünde çekilip Zeynep in bulunduğu taraf ile barışın bulunduğu taraf ortadan ikiye ayrılmışçasına belirgin bir şekilde ayarlanabilir)(buradaki sahneden sonra hediye sahnesine geçileceği için Zeynep’in sırlarla dolu olduğu mesajı arkasına hediyeler yığılarak verilebilir) (barışın ise arkası tamamen boş ve pürüzsüzdür) BARIŞ: (masum bir şekilde sıcaklık göstererek) Şey… Aslında son zamanlarda hiç iyi olduğunu düşünmüyorum. Bana anlatmadığın bir şeyler var mı? ZEYNEP:(gülümseyerek) Bu gün Okan’la kahve içtik baş başa BARIŞ: (sıcak bir şekilde tebessüm eder ve iyice yakınlaşır) Anladığını biliyorum ve sevimlilik yaparak vakit kazanmaya çalıştığını da biliyorum. ZEYNEP: (içkisinin etiketini inceler ve Barışa dönerek) Anlatmadığım şeyler var, ama kendimi hazır hissettiğimde anlatacağım. Sadece hazır değilim ve bu süreçte yanımda olmanı istiyorum. (içkisinden içer) BARIŞ: (romantik ve yakınlık göstererek) Her zaman yanında olduğumu bil. Yani benden kurtuluş yok. ZEYNEP:(elini ensesine götürüp ovuşturarak) Uğraştığım şeyleri bilsen benden kurtulmayı ilk sen isterdin belki de… (tebessüm eder) Bu sırada Zeynep’in kafeden arkadaşları ellerinde hediyeler ile gelir ve İlke onların elinden hediyeleri hemen alır. BARIŞ:(Gülümseyerek) kadar kötü diyorsun yani (içkisinden içer) Hediyeleri açmayacak mısın? ZEYNEP:(samimi bir gülümseme ile) Gelen arkadaşlarını görüp uzaktan el sallar. Zeynep ile Barış ayağa kalkarlar, bir sonraki sahne için Barış’ın, Zeynep’in tarafına geçtiğini görürüz, çünkü Barış ile İlke hediyeler konusunda iddiaya girmişlerdir ve burada sorulan bir sorunun cevabını vermek istemez. Arka fon onunda bir sır sakladığını anlatır gibi Barış ile Zeynep artık aynı fondadırlar. İlke arkadaşlarının getirdiği hediyelerin etiketleri söküyordur ZEYNEP:(meraklı) İlke hediyelerin etiketlerini neden söküyor. BARIŞ:(gülümseyerek) Hediyeleri gösterir, Hediyelerden isimleri söktük ve kutudan çıkan hediyeye göre tahmin edeceğini düşündük. 7 taneden fazlasını bilirsen İlke ikimize 3 günlük tekne turu ısmarlayacak. ZEYNEP:(Meraklı) Ya bilemezsem? (gülümseyerek bir yandan, içkinin etiketi ile oynayarak, başka bir arkadaşına diğer garsona el sallar)


BARIŞ:(gözlerini devirip, tebessüm ederek) Ben ona ısmarlayacağım ZEYNEP:(meraklı ve tebessüm ederek) Tek kişilik mi? BARIŞ:(bir nefes alır verir) Hayır, o kimi götürmek isterse Burada barış cevabı biliyordur, ilerleyen sahnelerde seyircide öğrenecek fakat cevap vermediği ve bir sırrı olduğu için, onu da arkası karmaşık olan fona almıştık. Barış arkadaşlarına seslenir, Hediye sırası millet. Müzik kapatılır ve hafif gerilimli bir ortam olur. Arkadaşları yavaş yavaş etrafına toplanır ve Zeynep arkasını dönüp bir hediye alıp açar ve içinden bir kupa çıkar. Kahveyi sevdiğimi bildiği için bu hediyeyi kafeden birinin aldığına eminim Hmm, bence bunu İpek almıştır. İPEK:(tebessüm edip omuzlarını yukarı çekerek) Evet Barış ve Zeynep sevinir, tüm arkadaşları gülümser. Zeynep vakit kaybetmeden ikinci hediyeyi alır ve kutudan güzel bir dolma kalem çıkar. ZEYNEP:(gözünü kısıp düşünerek) Bu kalemi kafe de sürekli fatura imzaladığım için Okan almıştır. İlke:(fırlama bir şekilde gülümseyerek) Aslında onu ben aldım Barış dudaklarını büzer Zeynep üçüncü hediyeyi alır ve açmak için uğraşır. İçini açtıktan sonra çok şaşırır ve Sabah sürekli gördüğü elbiseyi yavaş yavaş kaldırır Bunu ki… Kim aldı? Kimseden ses çıkmaz ve herkes şaşkındır. Bunu kim aldı dedim! (şiddetle bağırır) dışardan bir gözetleme hissi ile izleriz. Herkes şaşkındır BARIŞ(kekeleyerek) be… Ben aldım? ZEYNEP: Herkes gitsin!(bağırır) Kimse anlam veremez ve birbirine bakar, Barış tam bir şey söyleyecekken. ZEYNEP(daha şiddetli) Herkes defolsun! İLKE(heyecanlı) Arkadaşlar parti bitti kusura bakmayın, herkes evine Barışın olayın şokuyla Zeynep’e yaklaşır ve sarılmak üzereyken ZEYNEP(titreyerek, eliyle engeller) sende!


BARIŞ(şaşkın) Bu da ne demek(araya Zeynep girer) ZEYNEP(sinirli) Sende! İLKE (araya girip Barış’ı tutar) Lütfen rahat bırak bu aralar iyi değil, arkadaşlar kusura bakmayın, herkes gidebilir mi? BARIŞ: (sinirlenir ve ellerini saçlarına koyarak) EVET. TAMAM! (sinirli bir şekilde başını sallar) Belki sevgilin olduğumu hatırlarsan beni ararsın! İLKE(sinirli) Üstüne gitme seni geri zekâlı, görmüyor musun halini? Barış iyice sinirlenir ve herkes gibi oda gitmek için kapıya doğru ilerler. ZEYNEP(ağlamaklı) barış, gitme, özür dilerim(ağlamaya başlar) BARIŞ(sinirli bakışlarıyla başını sallar yavaş yavaş gelir ve sarılır) şşşş… şşşş. Ben yanındayım tamam. Zamanın akışını İzmir’in görüntüsünü time lapse olarak vereceğiz SAHNE 19 (İÇ GECE) EV (sahne 19 ve sahne 20 kurguda paralel olarak işlenecek) Partiden sonra ev toplanmamıştır. Hediyelerin kalanı açılmamıştır. Barış ile ilke, Zeynep’in odasında, Zeynep ise balkondadır. Duvarda şehveti andıran bir tablo yan şekilde duruyordur. Zeynep’in odası da psikolojisi gibi dağınıktır. İlke sırtını dönüp, Barıştan elbisesinin fermuarını açmasını ister. Saçındaki tokayı ağzına alır, aksanlı bir şekilde. İLKE: şunu açar mısın? Saçlarını toplarken, Barış fermuarı açar ve İlke hiç ağzındaki tokayı saçına geri takıp umursamadan üstündekini çıkarır. Vücudunda birçok dövme vardır. Barış onu görünce şaşkın bir şekilde bakar ve fermuarı açınca, İlke’nin sütyenini görür. Hafif bir şekilde yutkunur ve şaşkınlıkla olanı izler. İlke fermuarı açılan elbisesini umursamaz tavırlar ile çıkartır. BARIŞ(şaşkın ve yutkunarak) Çok güzel İLKE(gülümser) Ne? BARIŞ(yutkunur) Dövmelerin, dövmelerin çok güzel Barış ise şaşkınlıkla İlkeyi izlemeye devam eder. İlke, Barışı etkilediğini düşünür ve Barışa yaklaşarak,(işaret parmağı ile dövmesinin üzerini okşayarak) Hafif tişörtünü yukarı sıyırır ve seksi bir görüntü oluşur. İLKE(şehvetli gözleri açık)(parmağını üstünde gezdirerek) Teşekkür ederim, çok pürüzsüz.


BARIŞ(yutkunur ve şaşkın, ellerini bacaklarına yaslayıp kalkar Anladım(hafif tebessüm) Duvardaki yamuk olan tabloyu düzeltir ‘’su ısınmıştır, kahve içecektik’’ İLKE(hafif gülümser ve dudağını ısırır), beraber odadan çıkıp koridordan mutfağa doğru gelirler, koridorda barış ilkeye BARIŞ: Zeynep de benim gibi genlerini babasına çekmiş sanırım İLKE o niye? Mutfağa girerler BARIŞ: Bende böyle, dağınığım İLKE Son zamanlarda böyle oldu, önceden çok dalga geçerdim, Simetri hastalığın var diye O sırada suyun kaynadığını görürüz ve İlke mutfak dolabından kahve çıkarıp bardaklara atar. BARIŞ: Cidden, Zeynep’i son zamanlar farklı bir hâller var İLKE: yoğun çalışmaktan, kafede canı çıkıyor, dersler bir yandan İlke dolabı işaret eder ve ‘’çikolata çıkarır mısın?’’ Dolabın içinde pek fazla bir şey yoktur, ilaç kutuları, birkaç abur cubur ve meyve tabağı, (Burada dolabın içini gösterme amacımız, dolapta ilaçların olmasıdır)(ilerleyen sahnelerde dolapta ilaçları göremeyeceğiz ve Barış anlam veremeyecek)Barış bir tane meyve alıp ağzına atar ve BARIŞ:(ağzı doluyken) Her seferinde yorma kendini derim Çikolatayı alır ve tezgâha koyarken, dolabı ayağı ile kapatır. İlke kahveye su dolduruyordur bir yandan. İLKE: Bir yandan da babana mahcup olmak istemiyor sanırım. Sonuçta arada sen varsın. Sana laf gelsin istemiyor olabilir. BARIŞ(düşünceli ve durgun) sanırım Kahveleri alıp diğer odaya doğru geçerler, İlke bu sefer karmaşık olan fona geçer ve hediyelerin önüne oturur(bu sefer sırları olan o dur) Barış ise yine temizliği ve masumluğu simgeleyen taraftadır. İLKE(dalga geçerek güler) Sanırım tekne turunu ben kazandım BARIŞ(düşünceli) yarım kaldı ama o hediyeye neden bu kadar bozuldu onu anlamadım. Sen anladın mı?


İLKE:(gülerek) Yarım kalırsa ben kazanıyordum, bunu konuşmuştuk BARIŞ:(hafif gerilir) Soruma cevap vermedin? İLKE:(gülümserken birden durgunlaşır) (kulağındaki küpe ile oynuyordur) hangi soru? Tokayı çıkarıp tekrar ağzına alır ve göğüslerini kabartarak saçlarını toplamaya başlar. Kendisinin anlatması biraz daha uygun olur sanki. Arada durgunlaşıyor ve öğürüyor. BARIŞ:(Gergin) Bende fark ediyorum bazı şeyleri, ama tam anlam veremiyorum. Hani ne bileyim, benden uzaklaşıyor gibi ama bazen de çok yakın olabiliyoruz. Arada sinir oluyorum bu duruma ve bende kötü hissediyorum. İlkeye döner Ama ben bunu sormamıştım. İLKE(tokayı taktıktan sonra) ne sormuştun? BARIŞ: elbise Banyodan çığlık sesi gelir ve şaşırıp içeri koşarlar. İlke banyo kapısından içeri girecekken, Barışı geriye iter ve lazım olursan çağırırım, kız çıplak der ve içeri dalar, 1-2 saniye geçmeden Barışta içeri girer.

SAHNE 20 (İÇ GECE) BANYO SAHNE 19 İLE PARALEL KURGU OLARAK İŞLENECEK Zeynep küvette oturuyordur. İçerisi hafif buhardır ve duştan tam başına su akıyordur. Ayağa kalkıp sırtı dönük şekilde duşun başlığını alıp suyun içine sokar. Sonra gözlerini kapatır tekrar uzanmaya devam eder. Bu sırada gözlerini kapattığı halde klasik Flashback görmeye başlar. Aynı şekilde gözleri mezara düşüp mavi olunca aniden açılır ve hafiften öğürür. Birden küvetin içinde birkaç yılan görür ve kardeşi yanda ki taburede oturuyordur. Çığlık atar. Ve öğürüp kusmaya başlar. SAHNE 21 ( İÇ GECE) BANYO İlke Barışı durduktan sonra içeri dalat ve hemen küvetten çıkmış olan Zeynep’i sarar, Tam arkasından Barış girer. İLKE(şaşkın ve panik) Neyin var? Ne oldu Barış Zeynep’i kucaklıyor Zeynep eliyle küveti gösteriyor ve titriyor, Oradaydı, üstüme geldiler BARIŞ(şaşkın ve gergin) hamam böceğimi?


İlke küvete yaklaşıp küveti kontrol edip, başıyla bir şey yok der gibi işaret yapıyor. BARIŞ(gergin) ne var orda ne gördün? Barış sinirli bir şekilde İlkeye dönerek, BARIŞ(çok sinirli) Bu da neyin nesi. İlke olaylar çığırından çıkmadan olanları anlat, yoksa seni sorumlu tutacağım, korkacağını bile bile ona boktan bir sürpriz bile yaptın İLKE:(gergin ve telaşlı) Ne olduğunu ben biliyor muyum sanıyorsun? BARIŞ (sinirin dozajı artıyor) (Zeynep biraz daha öğürür ve barışın üstüne kusar) Şimdi onu giydirmek için bana yardım ediyorsun ve doktora gidiyoruz İLKE (korkmuş bir vaziyette) Önce ne olduğunu bir anlayalım, yarın sabah randevumuz var

BARIŞ (aşırı sinirden damarları bile belli oluyor) Seni gerzek, kızın haline bak, doktorunu ara ve klinik mi evi mi neresiyse oraya gidelim, yoksa şu suyun içinde seni öttürene kadar boğarım. O kıyafetleri almam içinde sen akıl verdin, seni gerzek. (müthiş sinirlidir ve damarları bile şişmiştir) İlke içeri giderek telefonu alıp görüşmesini yapıyor. Uzaktan sesini duyuyoruz (Merhaba, murat amca, aslı çok kötü, acil görmeniz gerek. siz klinikteyseniz biz geliriz.)

ve Barış, Zeynep’in ağzını yıkıyor ve giydirmek için odasına gidiyor ve ilkeye ‘’Zeynep’in odasına gel’’ diye sesleniyor. İlke arkasından ‘’klinikteymiş bizi bekliyor diye bağırıyor’’ SAHNE 22 (İÇ GECE) EV Barış, Zeynep’in üzerine tişörtünü giydirmiştir ve İlke ayakta olarak yanlarında beklemektedir. Üçünün de kafası karışık olduğundan odadaki dağınıklık hepsinin ruh halini yansıtmaktadır. Barış, Zeynep’in tişörtünü giydirdikten sonra, Zeynep kollarını Barışın boynuna dolar. ZEYNEP:(Barışın kulağına)(kokusunu içine çekerek) Sende, sakın beni bırakma (başkası bıraktı(nişanlısı öldü) sende bırakma vurgusuyla) BARIŞ Gözleri sinirle açılır ve dönüp yeşime bakar. Zeynep’i yanağından öper Bırakmayacağım merak etme, yeter ki beni yanında iste İzmir’in farklı bir yerinin time lapse ile alıp ekleyeceğiz. Kısa süre geçişi.


SAHNE 23 (İÇ GECE) PSİKOLOG KORİDORU Bu sahne 24. Sahne ile paralel kurgu ile işlenecek. Barış, Zeynep ve İlke psikoloğun koridorunda yürümektedir. Kapıdan geçerler, sekreterin masası boştur ve içeriye doğru adım atarlar. Doktor diye seslenir Barış. Doktordan ses yoktur. Barış tekrar Doktor diye seslenir. Ses gelmez. Barış tekrar Hey, doktor diye seslenir ve içeriden buyurun sesi tonlamalı olarak gelir ve içeri girerler. Barışın Doktor diye bağırıp içeri girmeleri gerilimle beraber 20-25 saniye kadar verilecek. Paralel kurgu yapılacağı için, doktorun içeride ki hareketlerini bu sahne ile birleştireceğiz. SAHNE 24 (İÇ GECE) PSİKOLOG OFİSİ Doktor ofisinde viskini yudumluyor ve kuş bakışı olarak görüp yerdeki viski şişesini fark ediyoruz. (burada doktorun çaresizliği ve küçük düşüşü vurgulanacak, çünkü diğer sahnede Zeynep’ i taciz ediyor) Dışarıdan Barışın Doktor diye seslenmesini duyunca, psikolog elindeki viski bardağı ile içerdeki odaya gidip, bardağı saklıyor ve lavaboya geçiyor. İçeride ağzına diş sıvısı alıp çalkalıyor ve lavaboya öğürüyor. Dışardan gelen Hey, Doktor sesinden sonra, Psikolog, buyurun diye tonlamalı bir ses ile içeri davet ediyor. SAHNE 25 (İÇ GECE)PSİKOLOG OFİSİ Hep beraber içeri giriyorlar ve doktor ile göz göze geliyorlar. Barış gergin bir şekilde etrafını inceleyip bir terslik olduğunu düşünüyor. Burada psikolog ilk sahnedeki Zeynep’in bulunduğu karmaşalı arka planda, Barış, Zeynep ve İlke ise temiz pürüzsüz bir duvarın önünde. Doktor eliyle arkasını göstererek Kusura bakmayın lavabodaydım da. Hoş geldim kızım (İlkeye dönüp) Kriz mi geçirdi? Zeynep’e yaklaşıyor ve eliyle ateşini ölçüyor İlke tam cevap verecekken, Zeynep araya giriyor Zeynep(yorgun bir ses ile) Aslında iyiyim fakat bana bebek, muamelesi yapmaya bayılırlar. DOKTOR (gülümsüyor) Koca bebeğimizi, yatırın diyor ve muayene yatağını gösteriyor. (Barış, Zeynep’i dikkatli bir şekilde yatağa yatırıyor ve alnından öpüyor) Doktor, Barış ve İlkeye bakıp DOKTOR(ciddi bir üslupla) Hasta doktor gizliliğinden bahsetmeme gerek yok sanırım? Barış, İlke, Zeynep birbirlerine bakıyorlar Dışarıda beklerseniz sevinirim. İlke dışarı çıkar ve Barış, Zeynep’e bakarak


BARIŞ:(sakince Zeynep’e sokularak) İstersen kalabilirim, biliyorsun değil mi? ZEYNEP: (yorgun ve bitkin) Gerek yok çıkınca anlatacağım zaten her şeyi, bunu bilmeye hakkın var! Barışta gergin bir biçimde bir eliyle gözünü ovuşturarak odadan çıkar. SAHNE 25 (İÇ GECE) PSİKOLOG OFİSİ ÖNÜ BARIŞ(sinirli ve gergin bir ileri bir geri yaparak) Evde sende beni bırakma derken ne demek istedi? İLKE(Umursamaz bir tavırla bir eli belinde diğeri Barış’a doğru) Çıkınca anlatacağım dedi bana neden soruyorsun? BARIŞ:(sinirli ve mimikleriyle tehditkâr) Tam anlatıp anlatmayacağın emin değilim o yüzden En azından iddiayı sen kazandın, yani ikinci kişi olarak gerçekten benim gelmemi istiyorsan, konuşsan iyi olur. Yoksa ben Zeynep’e her şeyi anlatırım ve aramızdan çıkar, ben Zeynep’ten her şeyi öğrenirken sende uzaktan bizi izliyor olursun. İLKE:(tehditkâr) Bir hata bile olmuş olsa her şeyi anlatırsan, sende Zeynep’i kaybedersin (seyircinin kafasında soru işareti kalıyor) BARIŞ(sinirli) (hastane koridorunda bağıramadığı için kısık sesle bağırır) Zaten hayatımda mıyım ki sence? Hiç bir şeyden haberim bile yok, hemen neler olup bittiğini anlatıyorsun bana. İLKE(derin bir nefes verir) Aslının nişanlısı vardı belki bahsetmiştir BARIŞ(Şaşkın bir ifade ile sakalı ile oynuyor ve gizemli bir bakış atıyor) Yok anasının amı. İLKE(Gergin ve sinirli) eee si tartışma sırasında balkondan düştü ve kendisini sorumlu tutuyor. Bu yüzden de arada psikolojik destek alıyor. BARIŞ(şaşkın) Ya kızım siktir git, ne saçmalıyorsun sen. İLKE:(Tedirgin ve çekimser) el ve mimikleriyle onaylar düzgün konuş salak… otoskopi mi bir şeyler dedi ama ne olduğunu bilmiyorum. Barış’ın elleriyle saçını geri yatırırken inanmamış gibi gülümser. SAHNE 26(İÇ GECE)PSİKOLOG OFİSİ Zeynep’i yorgun olarak yatakta uzanır görüyoruz DOKTOR:(sakin ve garip bakışla) bugün ilaçlarını aldın mı? ZEYNEP(yorgun) Biraz düzensiz olsa da, Evet DOKTOR(bakışları garip) Koku alıyorum demiştin, devam ediyor mu?


ZEYNEP (elini başına atarak, başının ağrıdığını fark ediyoruz) Son zamanlarda çok daha sık olmaya başladı, Garip hayaller gördükten sonra iğrenç bir koku oluyor etrafımda. Böyle iğrenç tanımlayamıyorum. Daha önce almadığım pis bir koku. DOKTOR: (gözleri ile aslıyı iyice süzüyor, ‘’ hafif sapıkça’’) Tedavi sürecinde iyi gittiğimizi sabah söylemiştim. Bu gün yaşadıkların, aşırı stresten olduğunu sanıyorum. Rahatlaman için, şimdi sana ufak bir ilaç vereceğim ve bu daha yorgun hissetmeni sağlayacak ve bir kaç saat burada uzanman gerekecek. ZEYNEP Tepkisiz olarak sadece başıyla onaylar. DOKTOR İlacı koluna enjekte eder ve Zeynep Rüya âlemine dalar. FLASHBACK* Sevgilisi balkondadır ve tartışırlar çocuk sinirle demire yumruk atarken balkondan düşer. Zeynep balkona gider ve çığlık atmaya çalışır ama ağzı dikilmiştir. Hemen telefonunu almak için odaya koşar, sevgilisi kanlar içinde birden karşısına çıkar(milletin burada sıçması lazım) O sırada doktor ofistedir ve Zeynep’i taciz ediyordur. Kulağına eğilmiş onu kokluyordur. Doktor Zeynep’i koklamaya devam ederken hafif üst pozisyonundadır ve o sırada Zeynep aniden sıçrar ve doktor panik olup bir yan masadaki aletleri devirir. Dışarıdan Barış ile İlke sesi duyar ve kapıyı açıp içeri dalarlar. Zeynep yatakta yarı kalkık vaziyette yan durmuş öğürüyordur. Barış Doktorun yakasına yapışıp, NE YAPTIN KIZA Doktorda paniklemiştir. Böyle olmamalıydı O sırada Zeynep’in gözünden Barışın doktorun yakasına yapıştığını ve İlkenin de araya girmeye çalıştığını görürüz. ve Zeynep kafasını yukarı çevirir ve İkizini görür. İkizinin saçları ve gözleriyle korkunç bir görüntüsü vardır. Birden gözlerini açar ve mavi olur, biraz kenara çekilince tavandaki beyaz ışık tüm ekranı aydınlatır, Tam bu sırada perdeler açılır ve Zeynep aniden sıçrayarak evde yataktan sıçrar. Gündüz olmuştur. SAHNE 27 ( İÇ GÜN) EV Barış enerjik ve gülümseme ile balkonun perdelerini açar ve birden etraf aydınlanır. BARIŞ Kahvaltı hazır Zeynep ter içinde nerede olduğunu anlamaya çalışıyordur. Barışın bakışları öyle bir hal almıştır ki sanki artık o da kötülük yapmaya başlamış gibi havası vardır. (Tişörtünde dünden kalma kusmuk lekesi hala duruyordur)


ZEYNEP(şaşkın ve yorgun) Neler oldu? yani dün mü bu gün mü, iyice kafam kazan gibi oldu BARIŞ(Ellerini iki yana açarak) Daha konulara vakıf değilim maalesef, dün fenalaştın doktora götürdük seni, orada daha da kötü oldun ve bütün gece uyudun. Doktorun verdiği ilaçtan olsa gerek. ZEYNEP(yorgun ve meraklı bir biçimde) İlke? İlke nerede BARIŞ(mimikleri ile laf sokar triplerde) Sabah kalktığımda yoktu, nasıl oldu da ikimizi bu evde yalnız bıraktı anlamadım doğrusu ZEYNEP(hala olayın şokunda ve yorgun) Eliyle başını tutar(başı ağrıyordur) İlaçlarım, önce ilacımı almam gerek BARIŞ(şaşırmış bir şekilde) Ben sadece terapi görüyorsun sandım, ne ilacı bunlar? ZEYNEP(bitkin ve konuşmak onu yoruyormuş gibi) Saçma sapan hayaller gördüğüm için birkaç hap Yataktan kalkar ve açık balkona doğru gelir, Barış balkon tarafındadır. Sevgilisinin düştüğü yerde BARIŞ (sinirli ve ısrarcı bir şekilde) Benim neden haberim yok? Ne ilacı bunlar? ZEYNEP(bıkmış) Geceleri pek uyuyamadığım için melatonin ilacı. Hepsini anlatacağım, bir de, bir kaç psikolojik hap, İlke onlara minik geri zekâlı haplar der. BARIŞ(şaşkın ve sinirli) otoskopi tedavisi ve ilaçları alıyorsun, benim haberim yok!! İnanmıyorum. ZEYNEP(Birden durgunlaşır ve) Otoskopi mi? Sen nerden biliyorsun? BARIŞ(iyice sinirlenir) Dün İlke’yi korkuttum ve o da sadece bunu söyledi. ZEYNEP(Derin bir nefes alır ve başını tutar) Kimseye anlatmamam gerektiğini biliyordum BARIŞ(sinirli) Evet beni kimse olarak görüyorsun ve anlatmadın! Bu sahneleri tartışma içerikli yazacağımızdan bazı konuşmalar üst üste bindirilecek ve ortam iyice gerilecek. Bu kavgayı sevgilisinin balkondan düştüğü yere alıyoruz ve kız aynı tramvaları yaşıyor. ZEYNEP(Ayağa fırlar ve Barışa doğru yürür) Abartma! ne alakası var, ufak tefek bir kaç saçma hayal. ilaçları kullanınca etkisi bile azalmıştı, şimdi tekrar arttı sadece hepsi bu.Son zamanlarda her şey üst üste geldi, tez konusu, annemin sürekli arayıp telefonda zırlamaları, BARIŞ: (Çok sinirli)


Nişanlının balkondan düşmesi Zeynep ikinci şoku yaşamıştır ve birden duraksar ve susar BARIŞ(sinirli ve başını sallayarak sigara yakar) Bunu da dün İlke’yi korkutup öğrendim Ben her zaman yanında olacağımı söyledim benden bunları gizlemene bile gerek yoktu. (şiddetli bağırmalar) ZEYNEP(ağlamaklı) Beni korkutuyorsun BARIŞ (çok daha sinirli) (burada jack nicholson ‘’shining’’ tiplemeli) Sende beni korkutuyorsun derken eski nişanlısı gibi balkondan düşer ve aslı çok büyük bir çığlık atar. Zeynep, hayır olamaz diye elleri ile yüzünü kapatır ve ağlamaya başlar. Barış düşmemiştir ve arkadan gelip tekrar Zeynep’e dokunur. Zeynep büyük bir çığlık atar. BARIŞ şşşşşş, sakin ol tamam, ikimizde gerginiz ve kavga ederek bunu çözemeyiz. Zor günler geçiriyorsun ve seni anlamak istiyorum. Özür dilerim her şey düzelecek merak etme ben yanında olacağım (der ve gözleri masmavi kocaman açılır. Artık kötü ruh sanki onu da ele geçirmiş gibidir) ZEYNEP(gergin) İyi değilim sanırım BARIŞ: Tamam sakin ol, yanındayım, ilaçları getirsem iyi olacak. ZEYNEP Mutfakta dolaptalar Barış Zeynep’i yatağa oturtur ve koridordan mutfağa doğru geçer SAHNE 27 (İÇ GÜN) EV MUTFAK Barış mutfağa gider ve dolabı açar ağzına yine bir meyve atar ve meyvenin içi geçmiş olduğu için ağzından çıkarır eline alır ve fırlatır çöpe. Dolapta ilaçları göremez, ve buzluk kısmındaki dereceyi çevirip ışığı kontrol edip açar. gözleri kocaman açılır ve dolaba bakar (çünkü dün gece ilaçlar vardı) SAHNE 28 (İÇ GÜN) EV O sırada gözetleme hissi ile balkon kapısından birisi gelir ve Zeynep’e doğru yürür. O sırada psikolog sahnesinde olduğu gibi bu sefer arkasından bir el uzanır ve korkuyla dönüp bakar ve Zeynep’in ikizi Zeynep’e bakar ve Zeynep tekrar çığlık atar. Zeynep kapıdan çıkıp hızlıca koşmaya başlıyor (GENİŞ UZUN KORİDORLAR KORKU HİSSİNİ ARTTIRIR GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURALIM) O sırada kapının diğer tarafından Barış ile çarpışırlar ve Zeynep tekrar çığlık atar. Barış, Zeynep’e aniden sarılır


Barış (sinsi) şş.şş şşşş Ne oldu? Neyden kaçıyorsun? der ve koridora bakar ZEYNEP(Çok büyük bir panikle) Bilmiyorum, kendimi gördüm, bu sefer çok farklıydı, gerçek gibi, İlacım? İlacım nerde? BARIŞ(gözleri sinsice açıktır) İlaçlar dolapta falan değil. Bu Allah’ın cezası İlke nerede? Telefonu çıkarır ve İlkeyi arar ama telefon kapalıdır. Barış(sinirli) off off ZEYNEP(Korkmuş ve tedirgin Barış’a bakar) İlacımı içip, Hava alıp kendime gelmem lazım BARIŞ(gözleri sinsi) şşşşşş, sakin ol, geçti Zeynep’i başından tutup kendine yaslar. Salona doğru yürürler ZEYNEP:(biraz sakinleşmiş) İlaçların dolapta olmadığından emin misin? BARIŞ(düşünerek) Dün gece dolaptan çikolata alırken dolapta ilaç kutuları vardı sanki. birazda abur cubur vardı, şimdi komple boş. ZEYNEP(daha sakin) İlke başka bir yere mi koydu acaba, neyse çantamda da bir tane var, içinden alıp bana verir misin? Birazda su Zeynep i koltuğa oturtur. Barış çantadan ilacı alır, karaftan su alır ve bardağa doldurup Zeynep’e uzatır. Bu olayların İlkenin başının altından kalktığına eminim, ilaçları saklamakta neyin nesi. Zeynep ve Barış masaya oturur ve arkadaki kapı hizasında bir silüet vardır. (Tabiki gerilim) ZEYNEP(başını ovuşturur panik ve konuşmakta zorlanır) Onunla alakası yok, son zamanlarda sanrılar sıklaştı sadece, En zor günlerimde hep o vardı yanımda, ona güveniyorum ve bu kadar sık olmasa da ondan öncede vardı BARIŞ: (ellerini başına koyup saçlarını sıvazlar) Geldiğinde ne olup bittiğini en başından bana anlatacaksınız ilacını aldın, seni biraz sakinleştirir. Zeynep başını ovalar ve tepki vermez. BARIŞ(komodine yaslanmış) Sakin misin? İyi hissediyor musun? ZEYNEP(başını ovalamaya devam eder)


Evet, ilaç iyi geldi. Sakinim BARIŞ(gerginlik ile sakinlik arası bir tavırla) Tamam o zaman, bende eve gidip şu üstümdekini değiştireyim ve 3-5 bir şeyler alayım, bir süre sizinle kalsam iyi olacak sanırım. O sırada ilkede gelmiş olur. ZEYNEP(tedirgin ve yorgun) Bu aralar en çok ihtiyacım olan şey sensin, beni bırakma. Barış(sakin) Merak etme Barış Zeynep’i alnından öper, masadaki anahtarı alır ve kapıdan çıkar, Zeynep ise sadece arkasından tepkisiz şekilde bakar. Burada Zeynep iyice kafayı yesin diye Barış kızı evde bilerek bırakmış havası verilebilir. Böylelikle seyirci ortadan kaybolan İlke ve Barış arasında suçlu arayışına gireceklerdir. Barış evden çıktıktan sonra Zeynep, telefon ile İlkeyi arar ve birden telefon çalmaya başlar. Ses ilkenin odasından geliyordur yavaş yavaş odaya yürür ve telefon dolabın içinden geliyordur. Yavaş yavaş korkarak dolaba yaklaşır ve telefon birden susar. Dolabın içinden bir gözetleme hissi verebiliriz. Zeynep, telefon ile bir kere daha arar ve telefon tekrar çalmaya başlar. Yavaş yavaş dolaba yaklaşır ve aniden dolabı açar. İlke telefonu gömleğinin cebinde unutmuştur. Ve Zeynep kendisini İlkenin yatağına bırakır. Boş orman sahnesi ile geçiş yapılır ve gerilimin artacağına dair ipucu verilir. SAHNE 29 (İÇ GECE) EV Zeynep, odanın ortasında kübizm tablosu yapıyordur. Yavaş yavaş resmini tamamlamaktadır. Tablosunu tamamlayıp komodinin üzerine bırakır. Sonra paletini toplar. Ve lavaboya gider. Lavaboda ki aynalı kısmı açar ve içinden dış sıvısı alır. Ağzını çalkaladıktan sonra aynaya püskürtür ve kendi kendine güler. Eğilip ağzını çalkalarken nişanlısı aynada belirir ve içeriye doğru yürür. Zeynep görmez ve lavaboda işini bitirdikten sonra aynayı pis şekilde bırakır, salona gelip viski ve bardak alır. İçerisine viski doldurur ve mutfağa gidip buz alır. Geldiğinde Viski bardağı yerinde değildir. Bir bardak daha alır ve içine iki buz atar. Tekrar viski doldururken, Nişanlısı ( hafif gülümseme ve sinsi bakışlarla) Bana da buz verir misin? Zeynep şaşırmadan arkasını döner cevap vermeden kendi viski bardağını alır diğer eline de iki buz alır ve nişanlısına doğru gider. Karşısına oturur ve sakin bir şekilde Zeynep: (şaşkın) Uzun zamandır beraber içmemiştik sanırım? Nişanlı sinsice bakıp hafif gülümsüyor Bakar ve sadece gülümseyip viskiden bir yudum daha alır 7 ay? 8 ay? Zeynep cevap vermeden, elinde kadehi (şerefe işareti) ile içkisini fondip yapar. Nişanlı(sakin ve sinsi) Bir tane daha ister misin?


Zeynep(sakin) Hayır demem. Beni şımartmanı çok özledim biliyor musun? Keşke gitmeseydin, sürekli rüyalarıma giriyorsun. (tebessüm eder) Biraz sinir bozucu Nişanlısı Hatırlıyor musun? Zeynep Neyi? Nişanlı Seninle ilk tanıştığımız günü Zeynep Evet hatırlıyorum, hayatımı kurtarmıştın Nişanlı Evet, bir seçim yapmam gerekiyordu, ya koşacaktım, ya uzaktan seni izleyecektim. Zeynep: günden sonra kulübü bırakmıştım, son Trekking maceramdı. Nişanlı Acaba oradan düşsen benim hissettiklerimi hisseder miydim? Zeynep Ne gibi? Nişanlı Senin o yükseklikten düşmemen için son gücünü harcayan ben, senin yüzünden aynı yükseklikten düştüm. Zeynep Benim yüzümden mi? Viskiyi fondip yapar yine, anlam vermeye çalışır. Nişanlı Bir tane daha? Zeynep Bu kadar içmemem gerekiyor, fakat bu fırsatta her zaman yakalanmaz sanırım. Nişanlısı bir kadeh daha doldurur ve Zeynep’e uzatır. Nişanlı Hava hemen hemen aynıydı, biraz ılık. Ama insan o yüksekten düşünce, vücudunu soğuk bir hava kaplıyor. Kanın damarlarına sıkışıyor ve ilerlemiyor sanki. Kemiklerin sıkılaşıyor. Zeynep Sus lütfen Nişanlı Hele ki yere çarpınca, yüzlerce kemiğin aynı anda kırılması ve sen bu sesi, bir tren istasyonu gürültüsü gibi beyninde hissediyorsun. Zeynep:


Sus lütfen Nişanlısı Ama aynı anda düşüncelerinde akmaya başlıyor. Ölmemek istiyorsun. Sevdiklerini bir daha göremeyeceksin, düşüncelerin, kemiklerin acısından daha çok yakıyor canını. Hayata tutunmak için çabalıyorsun ama canın daha çok yanıyor. Zeynep: Yeter, yalvarırım Nişanlısı En güzeli diyorsun, huzurlu bir ölüm, çabalamak boşuna ve ölüyorsun. Ama dönüp bakıyorum, o acıların yanında senin Barışla olan mutluluğun daha acı. Sırada ne var acaba? Daha kötü ne olabilir? Zeynep: Yeter artık, ben seni sevdim hep, hep kendimi suçladım. Bana bu haksızlığı yapma Nişanlı: Haksızlıkmış, en büyük haksızlık bana yapıldı ama sen her zaman hastalığının arkasına sığındın. Zeynep: Yeter artık kapat çeneni, defol Etrafı dağıtmaya başlar ve o sırada Zeynep’in arkasından Barış gelir(elinde anahtar, sırtında çanta üstünü değiştirmiş) ve Zeynep çığlık atar ve birbirlerine sarılır. BARIŞ(şaşkın) Bu da ne oluyor, sakinleş biraz. ZEYNEP(nefes nefese) Bilmiyorum, bilmiyorum BARIŞ(gözleri korkutucu ve kocaman) Tamam sakin ol, bak ben geldim. Yanındayım, sakinleş. ZEYNEP(panik) Son zamanlarda iyice kötüleştim BARIŞ(sakin) İlke gelmedi mi daha, gel bahçede oturalım, temiz hava iyi gelebilir Dışarıda yağmur yağdığı için dışarı çıkamazlar. SAHNE 30 (İÇ GECE) EV Zeynep ve Barış masanın başında oturmuş çay içiyorlardır. O sırada elektrikler kesilir ve birden etraf karanlıklaşır. Zeynep Arkandaki dolapta mumlar var Barış tepki vermeden iki üç çekmece açar ve mumları yakar ve birkaç köşeye yerleştirir. Dışardan sürekli şimşek çaktığı için içeri ara ara aydınlanıyordur ama genel olarak loş bir ışık vardır. İlke kapıdan içeri girer ve biraz ıslaktır.. Barış İlkeyi görünce ayağa kalkar ve sinsi gülümseme ve gerginliği vardır. İLKE


Zeynep diye bağırır ve içeri girer Romantizminize bayıldım, bütün mahallenin elektriği gitmiş BARIŞ: (sinsice tebessüm ederek) Evet, Zanlımız geldiğine göre, yargılanma başlayabilir, İLKE(gülümser) Elektrikleri benim kestiğimi mi düşünüyorsun Zeynep hafif tebessüm eder (eli başındadır) BARIŞ (bağırarak) Biz bir sürü boktan şeyler uğraşırken sen neredeydin, Zeynep’in ilaçları nerede diyorum, seni geri zekâlı? İLKE (şaşkın) Ne diyorsun be geri zekâlı? Zeynep’in ilaçları çekmecede, bu birincisi, buzluğu erittim, ilaçlara zarar gelmesin diye çekmeceye aldım. ilacın yerini bulamadıysan beni neden sorumlu tutuyorsun? (ıslak olan üstünü başını toparlar) BARIŞ (daha çok sinirli) Çünkü Zeynep iyice kafayı yesin diye, İlaçları senin sakladığını düşünüyorum, çünkü arkadaşın gece o kadar şey atlatmışken, haber vermeden ortadan kaybolman gerçekten çok garibime gitti. Üstüne birde telefonun kapalı! madem buzluğu eritiyorsun diğer malzemeler neden dolapta? İLKE (sinirli) Telefonumun nerede olduğunu bilmiyorum. BARIŞ(yapmacık bir şekilde İlkeyi taklit ederek) Telefonumun nerede olduğunu bilmiyorum! ZEYNEP (yorgun biçimde) Telefonu evde unutmuşsun, odanda yatağının üstünde İLKE(gergin ve sinirli) Bak gördün mü aptal herif, evde unutmuşum. Ben ilaçlarının bile ne boka yaradığını doğru dürüst bilmiyorum. Hem sen kimsin be beni yargılıyorsun??? BARIŞ(gözleri pörtlek) Neden bu kadar sinirlendin acaba? Bir şeyler biliyor olabilir misin? Mesela benim sabrımı ölçüyor olabilir misin? Diğer malzemeler neden dolapta? İLKE(güler) Senin sabrını neden ölçeyim kafayı mı yedin sen? ZEYNEP(sinirlenir) Kimsenin kimseyi suçlamasına gerek yok, sonuçta bir hastalık bu. Siz neden dünden beri birbirinizi yiyorsunuz! İkinizin böyle yapması beni daha çok etkiliyor. BARIŞ(gözleri açık sinsice gülerek) Çünkü İlkenin bir şeyler bildiğini sinsi bakışından, gülüşünden anlayabiliyorum neden diğer malzemeler dolapta? Ve ilaçlar nerede İlkecim (dalgalı bir ses tonu ile) İLKE (gergin) Dün çekmeceye almıştım BARIŞ(iyice dalgaya vurarak ses tonu yavaş yavaş sertleşir ve yükselir)


Bak gördün mü, dün dolapta o beyaz kutuları gördüğüme emindim ama dikkat etmedim. Hatta dolap erime derecesinde bile değil, Arkadaşın ilaçları saklayıp, ortadan kayboldu. Tamda bunu senin en kötü zamanında yaptı. ZEYNEP(başını sıvazlayarak bağırır) Of of of Barış iyice gerili ve gözlerini masmavi açarak Zeynep’e bağırır Her şeyin İlkenin başının altından kalktığına eminim, gittiğin doktor bile İlkenin aile dostu ZEYNEP(bağırır) Kes artık, birilerini suçlamayı kes Barış İlkenin üzerine yürümeye başlar, gözleri kocaman açık ve sinsice bakışlarla Şimdi seni konuşturmanın zamanı geldi Neden diğer malzemeler dolapta? Aslında seni dün gece o küvete sokup bülbül gibi öttürmeliydim, ama geç sayılmaz, bu gece de yapabilirim. Komik, aptal ve gerilimli tavırlarla İlkeye doğru yürür ve İlke koridorda geri geri kaçar. O sırada Zeynep Barış’a hakim olup kolundan çekmeye çalışsa da, Barış geri dönmez ve Zeynep’i geri savuşturur İLKE(korkmuş ve şaşkın şekilde geri geri yürürken) Ne diyorsun be kendinde misin? BARIŞ(Gerin ve kontrolünü kaybetmiş şekilde) Ne diyorsun be kendinde misin? Tabi ki kendimdeyim ve iyi hissedeceğim, tabi kafanı su dolu küvete sokup her şeyi anlattırırsam. Zeynep tekrar Barışı kontrol etmek ister, Barış, Zeynep’i ittirir ve Zeynep sendeler. İLKE(Çok korkmuş ve ağlamaklı) Barış kendine gel, sen iyi değilsin, şaka falan mı yapıyorsun? BARIŞ(mimikleri ile gülümseme hareketi yaparak) Şaka yapıp yapmadığımı şimdi anlayacaksın (gözleri pörtlek ve gülerek) Şimdi o ilaçları neden sakladın söyle bakalım. İLKE (korkmuş ve sesi titrek ağlamaklı) Çünkü Zeynep ilaç kullandığını bilmiyordun, gece burada kalınca öğrenme diye BARIŞ(gözleri pörtlek ve gülerek birden sinirlenerek) Neden bana söylemedin peki? Sana her gün yalvaracak mıyım? Arkadaşının iyiliğini istemiyor muydun? İLKE (Ağlamaklı çığlık atar) İstemedi, Zeynep söylememi istemedi Zeynep(o da Barış a bağırır) Kes şunu artık ben istemedim, bilmeni istemedim BARIŞ (iyice kontrolü kaybetmiştir) Ama Zeynep sende İlkeyi savunursan, onu gebertmek için bahanem kalmaz Zeynep’i tekrar ittirir ve Zeynep düşer Koridorun sonuna gelmişlerdir ve Barış, İlkenin boğazına yapışır. İlke boğulurken kafasını Zeynep’e çevirir ve yandaki masadan bir şeyler arar. Sırada eline bardak gelir ve kafasına vuracakmış hissi yaratılır ama tam vuracakken Barış diğer eliyle


tutar, derin bir nefes çeker İlkeyi koklar. Bak yavaş yavaş içimi huzur kaplıyor, İşte bu koku, korkunun kokusu ve huzurun kokusu Zeynep çığlıkla arkadan Barışa sopayla sert bir darbe indirir ve Barış dizlerinin üstüne ve duvara doğru yaslanır. Zeynep tam bir tane daha vuracakken Barış eliyle savuşturur ve Zeynep ince sopayı elinden düşürür. İlke yerde öksürerek boğazını tutar ve Barış koridorda bu sefer Zeynep’e doğru yürümeye başlar. Zeynep çığlık çığlığa Ne oluyor Barış kendine gel BARIŞ Üzerine yürümeye devam eder Ne yapıyorsam ikimiz için yapıyorum, ZEYNEP(ağlamaklı) Yeter, yapma, kimse için bir şey yapma BARIŞ:(çok sinirli) Sürekli beni bırakma diyen sen değil miydin? Zeynep duvardan çerçeve alır ve Barış’a fırlatır. Barış elleriyle kendini korur ZEYNEP (ağlamaklı) Evet, evet ama benim için birilerini öldür demedim, lütfen BARIŞ: (sinirli doz artıyor) Ama sen İlke için beni öldürmeye kalktın şimdi? (kafasının arkasındaki kanı eliyle kontrol eder ve Zeynep’e gösterir) Zeynep(ağlamaklı) Korktum, beni korkuttun, İlkeyi korkuttun, kendine gel Zeynep odadaki viski bardağını fırlatır ve Barış hafif arkasını dönerek kendisini korumaya çalışır, bardak düşer kırılır tam önünü dönerken Zeynep çok ani bir şekilde sert bir tokat atar. Barış güler, Zeynep bir tokat daha atar, Barış yine güler, Zeynep üçüncü tokadı atarken barış birden ciddileşir ve Zeynep’i boğazından tutarak duvara yaslar. BARIŞ(sinirli ve ağlamaklı) Nişanlını unutmadın ve beni onu unutmak için kullanıyorsun değil mi? ZEYNEP(çok korkmuş ve kekeleyerek) Hayır, kesinlikle, hadi tüm olanları unutalım ve sakinleşelim, hadi, seni seviyorum. Seni seviyorum, seni seviyorum. Sarılıp boynunu öper Barış yumuşar ve elini tam indirir ve Zeynep derin bir nefes alır ve rahatlarken… Barış(sakin ve kısıp bir sesle) Belki de seni nişanlın ve kardeşinin yanına göndermeliyim Zeynep(şaşkın ve gözleriyle tedirgin bakarak) Ne kardeş… Barış boğazına tekrar sarılır ve Zeynep’i nefessiz bırakır. Zeynep çaresizdir ve Barış gözleri masmavi kocaman açılmıştır. Zeynep Boğulurken, öznel çekim ile kamera bembeyaz olur ve o sırada İlke arkadan, Barışın kafasına sert bir şey indirir ve Zeynep bayılmak üzereyken derin bir nefes alır (seyirci yine mi rüya ulan diye düşünsün diye) Barış dengesini kaybedip Elleri ve dizlerinin üstüne düşer, İlke, Barışın suratına tükürür ‘’orospu çocuğu’’ ve bir tane


daha vurur. Barış iyice yere yığılır ve kıvranmaya başlar. Kafası yarılmıştır kanlar içinde kalır. İlke çok korkar elindeki bibloyu yere fırlatır ve büyük bir çığlık atar, ses ormanda bile yankılanır. SAHNE 31 ( İÇ GECE EV) Ortam loş ışıklıdır. Barışı kafasında hafif pansuman vardır ve hafif inleme ile kendine geliyordur. Odada Zeynep, Aysa, Tuna ve ilke vardır. Her biri odanın bir köşesindedir. Tuna her şeyden sıyrılmış umursamaz bir tavırla, çaya bisküvi banmaktadır. Elektrikler kesik olduğu için, içerisi mum ışığı ile aydınlanmaktadır. İlke(panik bir tavırla) Nerde kaldı ya bu adam Zeynep(ilaçlarını ağzına atar) Gelir şimdi İlke İşe yarıyor mu bari onlar Zeynep(durgun) Ne bileyim sakinleştiriyor biraz sırada Aysa’ya döner Ya içime sinmiyor böyle, bir şey olmaz değil mi? Aysa Yok, bir şey olmazda, ne bileyim, gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum İlke: Valla bende, herif öldürüyordu bizi Zeynep Çözsek mi? Tuna(umursamaz) Bence bırakın, doktor gelsin, iki sakinleştirici çaksın kuş gibi olur. Sonra konuşuruz. Zeynep Öf sende be, Biz panikle bağlayalım dedik, sende hiç itiraz etmedin valla. İlke Ya çözünce bir daha saldırmayacağını nerden biliyorsun, manyak mısın? Zeynep Ya saldıracak hâl mi kaldı çocukta, patates oldu, dua edelimde ölmesin, sonra al başına belayı. İlke Ay inanamıyorum ya, nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun ya, herif resmen öldürüyordu bizi Zeynep: Yaşadıklarımın on da birini sen yaşadın mı acaba, ufuk bile gözümün önünde balkondan aşağı uçtu, 2 senedir bu suçluluk duygusuyla yaşadım, şimdi Barışa da bir şey olursa hayatıma giren iki erkeği de öldürmüş olacağım? Bu yüzden panik yerine sağlıklı düşünmem lazım. yüzden yardım et çözelim. (Tuna ve Aysa şaşkın bir şekilde bakarlar) Aysa Kızım bence de çözelim, zaten tuna var yanımızda.


İlke Valla kimseyi çözmüyoruz, herif Zeynep le beni öldürüyordu diyorum basmıyor mu kafanız? Barış Kim bağladı lan beni, Zeynep ? Zeynep(ürkek yanına yaklaşır) İyi misin? Barış Ah başım, Allah’ım şaka mı bu, Zeynep neler oluyor? İlke bizi gırtlaklamaya çalışırken iyi miydi? Barış Zeynep, bu sürtük ne saçmalıyor. ( ağzında ki bir parça kanı tükürür) İlke Siktir git, piç kurusu Zeynep İkinizde kapayın çenenizi sırada kapı çalar Zeynep, barışın saçlarını okşar Aşkım doktor geldi merak etme Barış(hafif gülümser) Kızım böbreğimi mi çalıyorsunuz, ne haldeyim. Doktor o sırada içeri girer ve Bu ne hal? Bu çocuğun hali de ne? Kim bağladı? Tuna hafif tebessüm eder ve Ben bağladım Doktor İyi bok yedin, övünüyor musun birde? Çözün şunu. İlke kızım ne bu hal, ne yapıyorsunuz siz? İlke Murat amca, bize saldırdı bu, bizde kafasına vurduk bayıldı, şimdi salak yapıyor, hiçbir şeyi hatırlamıyorum modunda. Doktor İyi misin oğlum? Barış Şu sürtük dırdırı kesse, daha iyi olacağım? Doktor Kapayın çenenizi ikinizde. Barışı kontrol edip, çantasından bir iğne çıkarır ve ağrın var mı diyesorar Barış Başım sızlıyor sanki Doktor Zeynep neler oldu? Zeynep Valla murat bey, Barış kendini kaybetti birden, ilkeyle bana saldırdı. Bizde kafasına vurduk bayıldı, şimdi bir şey hatırlamıyor. Barışı çözüp koltuğa alırlar


Doktor Aşırı stresten şoka girmiş sanırım. Kendini kaybetmiş. Ağrı kesici ve sakinleştirici verdim. İyi misin oğlum? Barış İyiyim iyiyim Doktor Olanları hatırlıyor musun? İlke(dalga geçer) Hatırlıyorum mu diyecekti birde? Doktor(sert bir bakışla) Sen kapa çeneni, seninle ayrıca konuşacağım Barış Sadece İlkeyle tartışıyorduk. Küfürleştik falan. Gerisi yok bende. Doktor Alkol falan aldın mı? Barış Yok almadım. Sabahtan beri bir şey yemedim sadece, birazdan midem bulanıyor. Doktor Anladım İlke Babam duymasın murat amca gebertir beni Doktor Babana kalmadan ben geberteceğim zaten sizi şimdi. Manzaraya bak. Sırayla terapi yapacağım hepinize. ( Tuna’yı gösterir ve) Hele şu pişkine bak, ben bağladım diyor bide gururla. Tuna çaya bisküvi banmaya devam eder ve hafiften umursamaz tavırla güler. Doktor, Zeynep’e dönerek Senin neyin var? Sana ne oldu? Zeynep (Artık iyice yorgun) Ben son iki gündür çok kötüyüm, Garip garip hayaller görmeye başladım, benim saçmaladığımı görünce Barışa’da de bulaştı sanırım o da çığırından çıktı ve bize saldırdı. Numara yapmıyorsa olayları bile hatırlamıyor. Doktor Çocuk ne hâle gelmiş hatırlamaması normal, onunla da ilgileneceğim Zeynep (dalgın ve tedirgin) İşte bu kadar, iki gündür çok kötüyüm, her şey kontrolümden çıktı sanki Doktor hasta doktor ilişkisini anlatmak istercesine etrafına bakar DOKTOR: Doğru yerde mi konuşuyoruz acaba Zeynep(gergin) Artık yeri zamanı kalmadı, en yakın arkadaşlarım ve bilip bilmemeleri umurumda değil. Çünkü sağlıklı değilim ve onlara zarar vermek


istemiyorum. En azından arkadaşlarının nasıl bir manyak olduğunu anlayabilirler. DOKTOR:(Zeynep’i sakinleştirmeye çalışarak) Biz yine de sakin olalım ve yan odaya geçelim olur mu? İleri de pişman olmak istemezsin İLKE(çekingen) Zeynep, Murat amca doğru söylüyor, sinirle hareket etme, belki duymamızı istemediğin şeyler olabilir. ZEYNEP (derin bir nefes verip gözlerini ovuşturarak) Gerek yok, zaten her şey için yeterince pişmanım DOKTOR(Eliyle yüzünü sıvazlayarak) Kendine haksızlık etme, senin hastalığını yaşayan binlerce insan var dışarıda, herkes senin gibi bir kaç olay yaşadı diye tüm tedaviden vazgeçip, kendisine manyak demiyor. Zeynep(gözlerini açar ve gülümsemeyle karışık kızgınlıkla) Bir kaç olay mı? Bir kaç olay mı? siz benim neler yaşadığımı biliyor musunuz? kafe de oturan iri yarı şişman pislik, köşede oturan kız, hastanedeki gözler, sürekli kendimi görmem. dışarıdan sürekli izleniyormuş gibi paronayaklaşmam, gözlerim kararıyor. sürekli iğrenç bir koku geliyor burnuma, DOKTOR(sinirlenir ve el hareketleriyle anlattıklarını destekler) Fregoli sendromunda herkesin seni izlediğini sanman normal bir vaka, hatta kendinin bile. Suçluluk duygunda var. Nişanlın öldükten sonra.. (etrafına bakar ve arkadaşlarının tepkisini ölçer) özellikle suçluluk duygusuyla bu yoğun acının ışığında halüsinasyonlar ve sanrılar görüyorsun. bu tip durumlarda, insanlar yakınını kaybedince derin bir acı yaşar ve büyük bir buhrana sürüklenir. Araştırmalar göst.. ZEYNEP(sinirli) Hay araştırmanız batsın. Herkes aynı şeyleri yaşayacak diye bir kanun mu var bilimde? Doktor şaşkın bir şekilde Zeynep’i izlerken Aysa Sakin ol tatlım, sonuçta o bir doktor ne demesini bekliyorsun? İlke bu sırada Zeynep’i yerine oturtuyordur. BARIŞ(şaşkın) Yani aslı gerçekten deliriyor mu? DOKTOR: Hayır, tabi ki hayır, Daha çok dengesizleşiyor ve kontrolden çıkıyor diyelim. Kendini suçladığın için, anılarını sürekli düşündüğün için, sürekli mezarlığa gittiğin için, acılarını depreştirdiğin için, bu durumun kartopu gibi yuvarlanarak büyüyor ve sonunda geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurmaya doğru ilerliyor. İLKE:(meraklı) Peki ne yapmalıyız Zeynep dışarıyı izliyor


DOKTOR:(sakin bir şekilde) Kliniğe yatırıp, yerinde tedavi etmeliyiz. Tuna(güler) Size kalırsa hepimizi yatırmalıyız DOKTOR(gergin) Özellikle senin yatman lazım ama hepinizi yatıracak yerim yok maalesef ZEYNEP(gülümsemeyle karışık laf sokma edasıyla) Aslında Aysa’nın fikri bana daha cazip geldi DOKTOR:(Meraklı ve endişeli) Ne fikriymiş o? Zeynep:(Gülümsemeli ve sert bir ton) Tabii ki kliniğe yatmayacağım DOKTOR:(şaşırmış) Tedavi için bu şart, artık etrafındakilerde etkileniyor görmüyor musun? Zeynep(üstüne basa basa anlatır gibi) daha dün sabah, her zaman sana ne iyi geliyorsa ona yap diyen siz değil miydiniz? Şuan kliniğe yatarsam moral olarak iyice çökeceğim. Doktor Ama bu şart Zeynep (sakin ve umursamaz) Kendinizle çelişmeyin lütfen. Doktor Anlamadım Zeynep Yat-ma-ya-ca-ğım ve Aysa’nın tanıdığı bir medyum var oraya gideceğim İLKE(çok sinirli ve bağırır) Zeynep, bitir şu saçmalığı! Zeynep:(iyice sinirlenir ve sorgular bir tavırla) Hadi ben nişanlımı kaybettim, suçluluk besledim ve kafayı yemeye doğru gidiyorum. Barışın halini bugün sen gördün? Barış kimi kaybetti. fark... DOKTOR (çok sinirli fakat sakin olmaya çalışan bir tavırla) Barış da yavaş yavaş seni kaybediyor. Psikolojik vakalar cinsiyet ayrımı yapmaz, o da bu konularda zayıf olabilir. Belki senden daha da hassastır. Senin davranışların onu etkilemiş olabilir. (Aysa arkada eliyle ağzını kapatır midesi bulanmış gibi ama tamamen arka planda) Zeynep(sorgular nitelikte üste çıkmaya çalışarak) farklı şeyler de olabilir, buna inanmaya başladım. Gördüğüm hayalleri bile bilinçaltımdaki karmaşa zannederken.. Doktor Kes artık şu saçmalığı!

Zeynep(birden sakinleşir ve)


Lütfen doktor, hasta doktor ilişkisi gereği artık ısrar etmeyin. Kurallara çok saygılıysanız, tedaviyi reddetme hakkım oluşuna da saygı gösterin. DOKTOR:(diyecek bir şey bulamaz ve şaşkınca etrafına bakarak) Peki… Peki tamam, Barış ile ilgilenip gideceğim o zaman, sakinleşmen için seni rahat bırakacağım ama bana söz ver, bu işler bitince gelip tedavini tamamlayacağız. Zeynep Tamam söz veriyorum. SAHNE 32 (İÇ GECE) EV

Barış(masum bir tavırla) dün yaşadıklarımız için sizden özür dilerim tekrar, kontrolümü kaybettim sadece, dün size saldırmam, bugün Zeynep ve İlkeye, utanmaya başladım. Doktor: olur öyle yıllardır meslek hayatımda çok daha kötüleriyle de karşılaştım, merak etme genç adam Kapıya doğru dönüp yürür. Barışın mavi sözleri fal taşı gibi açıktır(seyirci Barışta bir şeyler olduğunu düşünsün diye) İlke ve doktor kapıya gelir. DOKTOR(fısıltıyla) Zeynep’in durumu daha kötü olabilir, onu yalnız bırakmayın. İLKE(tedirgin ve korkmuş) Beni Barış daha çok korkutuyor, neredeyse bizi öldürüyordu. DOKTOR: Barış, Zeynep’in bu tavırları yüzünden şoka girmiş sanırım. Sakinleştirici verdim, Eğer sinirlenir de kalp atışları hızlanırsa, ilaç daha hızlı etki eder ve etkisiz hale gelir. sabaha da anca kendinde olmuş olur. İlke: Babamın haberi olmasın murat amca, iyi varsın sen olmasan DOKTOR: Önemli değil kızım, bir şey olursa ilk beni ara İLKE E bu medyum olayına ne diyorsunuz Doktor Saçmalıktan başka bir şey değil, bırak gitsin, bana geri gelecek zaten. Hastalığı tahmin ettiğimden daha ağır, tedaviyi zorla değil, kendisi kabul etmesi lazım. İlke Çok ağır derken Doktor Bunu daha sonra anlatırım, ama gözün Zeynep’in üzerinde olsun Bu kafayla giderse, yakında hastaneye kapatırlar. SAHNE 33 ( İÇ GECE) EV


Zeynep balkondan dışarıyı izliyordur, şarap içiyordur. Barış sessizce yanına gelir ve oturur. Zeynep (sakin) kalkmasaydın keşke Barış (masum) bu aralar kendimi senden daha çok düşünüyorum, zor şeyler yaşıyorsun Zeynep:(umursamaz ve hafif şarhoş) bu gördüklerin pek azı Barış (masum ve pişman) üstüne birde ben eklendim değil mi, yaptıklarım için gerçekten özür dilerim, farkında bile değilim Zeynep(dalgın ve gözlerini kısarak) biliyorum, o yüzden medyuma gitme kararı aldım, normalde inanmam fakat, bu işte başka bir şeyler var, beni rahatsız eden. Barış:(masum ve sıcak, sinsilikten eser yok) Zeynep’e iyice yanaşıp yanağından öper Arkadan ikisini gözetleyen yeşimin gözlerinde kocaman bir sinsilik vardır ve hafiften gülümseyip odasına geri döner. Odasına döndükten sonra içeriden öğürme sesi gelir. SAHNE 34 (DIŞ GÜN) HURDALIK Tüm takım toplanıp araba hurdalığına girerler. Aysa ve Tuna birbirlerine sarılmış vaziyetteler, Zeynep ile Barış da birbirine sarılmıştır ve BARIŞ(Zeynep’i alnının yanından öpüp) Her zaman yanındayım, her şey için tekrar özür dilerim. ZEYNEP(eliyle Barışın sırtını sıvazlayarak) Önemli değil, farkındayım, bende kendimi kaybedince neler olduğunu hatırlamıyorum. AYSA(herkesin duyacağı şekilde) burada olduğundan eminim, bir kaç sene önce gelmiştik, İLKE(gergin ve sitem eder) Stepne gibi geziyorum yanınızda neden geldim ki? BARIŞ(gülümseyip triple) Bence de neden geldin ki, zaten karşı değil misin? ZEYNEP (Sinirlenir) Benim yanımda olmaya geldiniz, kavga edecekseniz herkes gitsin bu işi tekte yapabilirim. Kimseden ses çıkmaz AYSA Hadi girelim Araba hurdalığında yürürler ve gerilim müziği ile dozu arttırır seyirciyi merakta bırakırız. arkadan da biri onları izliyormuş hissi veririz. Bir yandan da Zeynep flashbackler. Birden kendine gelir ve kusmaya başlar Zeynep, hafif baygın gibidir. Zeynep, bu kokuda neyin nesi,


Herkes ne kokusu gibi birbirine bakarken Tuna Sanırım orası! Zeynep’i temizledikten sonra eski köhne bir kulübeye gelirler. (etrafa hafif sis ile gizem katabiliriz) Araba hurdalığında büyük kulübe bulamazsak, medyum çekimini korku evinde yapacağımızdan, sokak çekimi yapacağız. SAHNE 35 DIŞ GÜN Dışarıdan evi izlerler ve yavaş yavaş eve yaklaşırlar ve aralık olan kapıyı açıp içeri girerler SAHNE 36 (İÇ GÜN) MEDYUM EV Medyum büyük bir duvarın önünde dua etmektedir. Zeynep ve arkadaşları evin içinde medyuma bakarlar ve farklı odalara dağılırlar, o sırada Zeynep aralık bir kapı görür ve medyumun odasına gelir, medyumu dua ederken duyar. kapı kapalıdır ve içeriden medyumun sesi geliyordur. arka arkaya MEDYUM(fısıltılı) "Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Medyum onun geldiğini hissetse de hiç bir şey yapmadan duasını etmeye devam eder. O sırada Zeynep kapıyı açar bir iki adım atıp içeri girer ve medyuma yaklaşır. Medyumun arkasından yavaş yavaş korkarak tedirgin bir biçimde sokulur. MEDYUM(fısıltılı) "Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır’’ Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır. 9 Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? 10 Ya da balık isterse yılan verir? Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Tanrınızın, kendisinden dileyenlere güzel armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi? Zeynep(fısıltılı) Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Tanrınızın, kendisinden dileyenlere güzel armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi? MEDYUM: Armağanları almaya mı geldin? Zeynep: (tedirgin ve kekeleyerek) Evet, armağan olan yaşadıklarımdan kurtulmaksa, armağanları almaya geldim. MEDYUM: Nereden biliyorsun bu ayeti? Zeynep:(tedirgin) Teoloji üstüne tez yazıyorum da MEDYUM: Buraya seni getiren şeyi biliyorum ZEYNEP:(tedirgin) Bildiğinize sevindim, en azından biliyorsanız bana yardım edebilirsiniz? Arkadaşlarım nerede? MEDYUM: Onlar burayı bulamaz, çünkü sen karanlığa ilk adımını attın


Zeynep:(medyumun yüzünü görememiş olmanın verdiği merakla) burası neden karanlık? Yüzünü dön! MEDYUM: Işıkları açmak ister misin? Bu sırada, Zeynep’in ikizi de odanın karanlık köşesinden belirir, Başka bir köşede annesi elinde ikiz bebekle karanlıktan gelir. ZEYNEP Bu koku, bu kokuda ne (öğürür ve eliyle ağzını tutar) MEDYUM:(ürkütücü bir ses ile) Eğer bilmek istiyorsan etrafına dikkatli bak ve ışıkları aç Bu sırada bebeklerden kızıl olan ağlamaya başlar ve Zeynep sesi duyunca etrafına bakar ve annesini görür, sonra ikizini en son olarak babasını görür, iyice panik olur. MEDYUM: (yüzü karanlıkta bir kısmı belli) Senin bu gün burada olmanın sebebi ailen geçmişinden gelen bir büyü Zeynep: (tedirgin) Bu benim otoskopik olarak gördüğüm ben? MEDYUM: Peki neden farklı renkli, aynı saç renginde değilsin hiç sorgulandın mı? IŞIKLARI AÇ! Zeynep’in ikizi: (sakin ve soğukkanlı bir biçimde) Konuşabiliriz bunu yapma! Zeynep’in üzerine doğru yaklaşır Zeynep iyice korkak ve ışıkları açmaya yeltenir ve ışıkları açmak için hamle yapar. Ürkütücü yüzüyle, MEDYUM yüzünü döner ve IŞIKLARI AÇ! ŞİMDİ! (bağırır) Zeynep ikizi tam Zeynep’e rüyasındaki gibi dokunmak üzereyken(flaschbackteki gibi) (bebeklerde ağlıyordur) Zeynep birden ışıkları açar ve ışığın parlaması ile masada uyanıp aniden sıçraması bir olur. SAHNE 37 (İÇ GÜN) MEDYUM EV Zeynep, Barış, İlke, Tuna, Aysa ve Medyum masanın etrafında toplanmıştır. Medyum Zeynep’in rüyasına girmiştir. Zeynep aldığı pis kokudan dolayı öğürür ve herkes şaşkınlıkla ona bakar. Elini ağzından çeker ve yutkunur. Zeynep Nasıl, nasıl geldik buraya? (şaşkın) Tüm bu gördüklerimde neydi? Medyum Gördüklerini hatırlıyor olman güzel Zeynep Bu da ne demek MEDYUM(ürkütücü) Dışarıda bayılmışsın, seni buraya arkadaşların taşıdı. Zeynep Etrafımızda arabalar vardı, hatırlıyorum, sonra pis bir koku geldi burnuma ve gözümü aynı kokuyla burada açtım


Barış Ne gördün rüyanda Zeynep Garip bir şeyler, sizi gördüm, karanlıkta, kendimi gördüm, annemi gördüm Neler olduğunu anlatacak mısınız? Medyum(ürkütücü) Yaşadıkların kolay şeyler değil. Zeynep(alaycı bir tavırla) Mükemmel bir tespit, nereden anladınız? Medyum Rüyanda gördüğün kişi kardeşindi. Zeynep Ne kardeşi? Ben onu sürekli görüyorum. Otoskopik bir canlı sadece Medyum(gizemli ve ürkütücü olarak) yan yana yazılmış iki aynı rakam kadar benziyorsunuz birbirinize! dıdıt diye saat çalar ve saat tam 11 dir İlke 11 gibi mi yani? Zeynep Bu tam bir saçmalık, ben gidiyorum Ayağa kalkar ve Barışta onunla beraber kalkacakken medyum arkasından seslenir Medyum Neden kızıl saçlı ve mavi gözlü? Zeynep elini tam kapının koluna atmışken duraksar ve cevap veremez. Medyum Kafanı karıştırdığım için özür dilerim, istersen gidebilirsin. Zeynep Eskiden hayal mayal hatırladığım bir hayali kardeşim vardı. Anneme anlattığımda çok kızardı ve beni yalnız bırakmazdı hiç (burada evdeki dolap ilkenin telefonu çalarken, sahnesine yaklaşırken dolapta olan kızıl saçlı kız sahnesini koyacağız) Sonra zamanla uzaklaştık birbirimizden, Uzun süre tedavi oldum, sonra ara ara görmeye başladım, ama oyunlar oynamıyorduk artık, sadece uzaktan bana bakıyordu. Sonra sadece hayallerimde görmeye başladım. . MEDYUM:(ürkütücü ve gizemli) ruh bir rahatsızlık değil, çok büyük sihrin sonucu ortaya çıkan bir lanet. Senin diğer bir’in Masadaki herkes tedirgindir ve sessizce dinlemeye devam etmektedirler. Zeynep(kelimeleri tane tane söyleyerek) Böyle şeyler herkesin başına gelir demişlerdi Bu nasıl oluyor bana baştan anlatır mısınız? MEDYUM: (gizemli ve ürkütücü) Siz bilimsel olarak değil, çok büyük bir sihrin, bir büyünün sonucu doğdunuz! Doğdunuz yer terk edildi, insanlar uzaklaştı ve sürüldü ve lanetlendi. ve annen bunları bile bile kabul etti ve sizi dünyaya getirdi. Zeynep (şaşkın) Bilim dışında doğum nasıl olabilir!


Medyum(ürkütücü olarak heybetli bir ses ile) Cebrail meryem e yanaştı, ona, “Korkma Meryem” dedi, “Sen Tanrı’nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın.” Meryem meleğe, “Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki” dedi. Melek ona şöyle yanıt verdi: “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi’nin gücü sana gölge salacak. ve yüce Tanrı, meryem anaya isa’nın ruhunu üfledi. İLKE Ama o bir peygamberdi Medyum(gözlerini açıp tebessüm ederek) Demek ki bilimsel olmadan da olabiliyormuş. Bu çok büyük bir sihirdir ve en kötü ruhların işidir ZEYNEP(tedirgin ve korkarak) şuan bir rüyadayım değil mi? birazdan uyanacağım. Medyum Gerçek dünyaya hoş geldin, Tanrının armağanlarını istiyorsan, söylediklerimi yapmalısın ve bir diyet ödemelisin Zeynep Ne gerekiyorsa yaparım Medyum Sana vereceğim kağıdı, gül suyuna batırıp onun mezarına gömeceksin Zeynep O mezarı nasıl bulabilirim! Medyum (ürkütücü) doğduğun köydeki mezarlığın en köşesinde! Zaten gittiğinde kalbin sana yol gösterecek ve orası olduğunu anlayacaksın! Zeynep O zaman kağıdı verin, Tanrının armağanlarını almak için yola çıkalım SAHNE 38 (DIŞ AKŞAM ÜSTÜ) ARABA Zeynep ve arkadaşları arabada yolculuk etmektedir. Arabayı İlke kullanmaktadır. SAHNE 39 ( DIŞ GECE) ARABA Yolculuklarına aynı şekilde devam ederler ve karanlık ormanlık yollardan geçerler SAHNE 40 ( DIŞ GECE ) ORMAN Hep birlikte köye gelirler ve araba ile yanaşırlar. Köy karanlıktır ve hiç ışık yoktur. Barış İsterseniz bu gece kalacak bir yer bulalım, sabah hava aydınlanınca işimizi halleder ve döneriz İlke İsterseniz, arabada çadırda var, şurada bir yerde ateş yakalım, içinde uyuyalım iki kişide arabada yatsın Zeynep Bana uyar, gerçi bu gece uyku tutarsa Aysa Sohbet ederiz ya zaten, vov maceraya bak Tuna Valla okulda anlatsam inanmazlar ha Zeynep Zaten kimseye bir şey anlatma


İLKE Bence de Barış Neyse, hadi gençler ne yapıyorsak yapalım biran önce Arabadan inerler ve Barış bagajdan çadırı alıp köşeye geçip kurmaya başlarlar. Tuna Kızlar siz bunu halledin biz barışla çalı çırpı alalım biraz Aysa Tamam İlke Fazla uzaklaşmayın he Tuna Korktun mu minik şeytan İlke Sizin için korktum, iki salak kaybolmayın ormanda Barış sinirlenir ama cevap vermez, tuna ise sırıtır. SAHNE 41 ( DIŞ GECE ) ORMAN Tuna ve barış karanlık ormanda yürürler, arkada kızların elinde fener çadırı kurmaya devam ediyorlardır. Birden bire tuna ortadan kaybolur ve barış tuna diye seslenir. Tuna dan ses yoktur. Barışta elinde ki fenerle etrafına bakar ve sallanan birkaç ağaç yaprağı görür. Tuna birden ağaçların arasından fırlar ve barış irkilir ve Barış Oğlum mal mısın amına koyayım ya. Tuna(kahkaha atar) Sıçtın mı lan Barış, Tunanın kolunu çevirip Oğlum bak dünde beni sandalyeye bağladın zaten tavım sana, sulu sulu şakalar yapma Tunanın kolu burkulur ve Tuna Oğlum dur lan dur kolum burkuldu dur Barış sinirle ittirir ve yerdeki çalıları alıp geri döner. SAHNE 42 ( DIŞ GECE ) ORMAN Hep beraber ateş yakmış ateşin etrafında oturmuşlardır. Ateş sönmek üzeredir. Zeynep eski nişanlısı ile olan mevzuyu anlatmıştır. Sonra kaydı ve düştü. Suçluluk hissettim baya fakat giden geri gelmiyor maalesef. Arada mezarına giderim, çok iyi birisiydi. Aysa gülümseyerek, Zeynep’in elini tutar Tuna Yatma olayını nasıl yapalım İlke Biz üç kız çadırda, siz arabada yatın Tuna Benim uykum geldi, ben geçiyorum o zaman arabaya, sabah uyandırırsınız Barış Hadi tatlım bizde uyuyalım


Zeynep kafa sallar Aysa Ateşi söndürmeye gerek var mı? Tuna Salla ya, zaten ışık için yaktık, rüzgar yok bir şey olmaz, kendisi söner Hep beraber dağılıp çadırlarına geçerler. SAHNE 43 ( DIŞ GECE ) ORMAN Herkes uyuyordur. Ateşin gücü iyice azalmış etraftaki ışık iyice azalmıştır. Barış arabanın arkasında uyuyordur Tuna da şoför koltuğunun yanında uzanmıştır. Zeynep çadırda uyurken birden rüyalar görmeye başlar ve mezarda gözlerini mavi olarak açtığında, çadırda da uyanır. Çadırın kapısında kardeşinin onu izlediğini görür ve kardeşi gider. O da uyanıp onun peşinden gitmeye başlar. Barış çıtırtıyı duyup zeynep’in gittiğini görür ve arabadan inip kapıyı açık bırakıp zeynep’in peşinden gider. Zeynep diye sessizce bağırır. Fakat Zeynep duymaz ve yürümeye devam eder. Karanlıkta kaybolur. Barışta peşinden onu izlemeye devam ederler. Zeynep diye tekrar seslenir. Zeynep mezarlığa doğru yürümeye devam eder ve mezarlığa gelir. Mezarlığa geldiğinde ikiz kardeşini saçlarını tararken görür, Barışta arkasından takip ediyordur. Saçlarını tarayan kardeşi mezarlığın başında oturuyordur. Sonra birden uzaklaşarak kaybolur. Zeynep mezarın başına gelir ve birden her zaman aldığı o iğrenç kokuyu almaya başlar ve dengesini kaybedip mezara rüyalarında olduğunu gibi düşer. O sırada tüm yaşananları görmeye başlar. SAHNE 44 ( İÇ GÜN) MEDYUMUN ESKİ EVİ ‘’Annesi ve babası tıbbı olarak çocukları olmadığı için, yıllar önce medyuma giderler ve medyum onlara bir sihir karşılığı iki çocukları olacağını ve bu çocuklardan farklı olanı öldürmesi gerektiğini söyler. Annesi kabul eder ve kızıl olan bir saç yer. Gebe kalır ve ikiz bebekleri dünyaya gelir. İkiz bebeklerden kızıl olan çocuğa iğrenç bir şey sürer ve kokudan midesi bulanır, Zeynep te bebekken o ortamda olduğu için kokuyu o da almıştır. O koku sonucunda annesi ağlamaktadır ve çocuk ölür. Öldükten sonra, kadın gereken her şeyi yaptım diye medyuma döner ve medyum, medyum ise, doğduğu gün öldürmediğin için ruhu arafta kaldı ve ikizine musallat olacak, Bu senin sınavındı ve kaybettin, Korkularına kaybettin’’ (flasch backte geçen her şeyi böylelikle bağlamış olduk) (Boş mezar, ikizin ona elini uzatmasını medyum sahnesinde gösterdik, koku olayınıgösterdik, rüyasında mezara düşüp gözlerinin mavi olarak açılması) Gözlerini birden açar ve mezarlıkta gözleri mavidir ve kokudan dolayı kusmaz. O sırada barış mezarın başına gelir ve Zeynep’e elini uzatıp onu oradan çıkarır. O sırada öğürür ve SAHNE 43 devamı

BARIŞ ‘’bu kokuyu daha önce İlkeye saldırdığımda almıştrım’’ kusmak için eğilir. O sırada Zeynep çantasından kağıdı çıkarır bunu oraya gömer misin Barış tam eğilip mezarlığa girerken Zeynep kenardan aldığı odunla barışın kafasını yarar ve barış sendeleyip düştükten sonra barışı parçalayana kadar yerde sopalar. SAHNE 45 ( İÇ GÜN) ORMAN


Zeynep arabanın yanından çadıra doğru yürür ve çadıra girer. Çadırda ile ve Aysa inanılmaz çığlık atarlar. İlkenin sesi kesilir ve Aysa sürünerek kan içinde dışarı çıkar ve arabaya doğru sürünür. Arkasından Zeynep minik adımlarla peşinden gelir. Arabaya yaslanarak ayağa kalkar ve Tunanın boynu kesilmiş vaziyette görür. Bir çığlık daha atarken Zeynep, Aysanında boğazını keser ve Aysa kanlar içinde yere yığılır. Kapıyı açar ve Tunayı arabadan dışarı atar ve arabanın arkasına gidip kıyafetlerini değiştirir ve Arabaya binip Annesinin evine döner. SAHNE 46 ( İÇ GÜN) ANNESİNİN EVİ SAHNE 47 İLE PARALEL KURGU YAPILACAK Zeynep arabası ile kendi evine gelmiştir, arabada aynaya bakarak ruj sürer ve gözleri mavi, nefret dolu bakar, arabadan iner eve gelir zile basar ve annesi kapıyı açar, Zeynep'in başı öne eğiktir. bir anda Zeynep'i görünce sevinir ve kızım benim der ve sarılır. sarıldığı anda Zeynep annesini kafasından tutup kendi vücuduna bastırır ve nefessiz bırakarak öldürür. Annesinin kolunun boşa düşüşünü ve ölünüşü görürüz. Annesini boğarken Yıllar önce beni o pis kokuya buladığında nasıl acı çektim biliyor musun? Sırf kendin için beni öldürdün, oysaki yaşayabilirdim, yaşama tutunabilirdim, sevgiyi keşfedebilirdim, yaşamayı sevebilirdim ama bana şans tanımadın. Babası tüm bu olanları tekerlekli sandalyeden görüyordur. Zeynep annesini öldürdükten sonra, tekerlekli sandalyede ki babasının üzerine yürür ve babasının gözünden yaşlar akmaktadır. Üzerine yürümeye devam eder ve babasının elindeki çay bardağı yere düşer ve kırılır.Herkes babasını öldü zannederken, geri plan çekim yapılır ve babasının alnında ufak bir öpücük izi vardır ve Zeynep oradan ayrılır. SAHNE 47 PSİKOLOG OFİS SAHNE 46 İLE PARALEL KURGU OLARAK İŞLENECEK Doktor filmin başındaki isimsiz gelen mektubu okumak için masadan alıp açar. Ve okurken şok olur MEKTUP Yıllardır, ikizimin büyüyüşü izledim. Onun mutluluğunu, sevgililerini ve arkadaşlıklarını. Zamanında yapılmış bir büyü sonucu saçma bir ölüme kurban edildim. Oysaki yaşayabilirdim, yaşama tutunabilirdim, sevgiyi keşfedebilirdim, yaşamayı sevebilirdim. Doktor elindeki çay bardağını düşürür ve kırar,(Zeynep’in babası ile aynı anda) Ben şimdi yoluma, sevgiyi keşfetmek için diğer ‘’1’’ imi kendi mezarıma gömüp, devam edeceğim. ‘’O sırada İlke evde eşyalarını topluyordur ve burnuna pis bir koku gelir ve öğürür’’ Saat dıdıt der ve tam 12dir. SON


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.