KORKU ÜZERİNE
maz olmuştu; gökyüzü berraktı ve güneş acımasızca yakı yordu. Ama bu sabah çok erken saatte, Orion tam tepe deyken ve ırmak boyunca yalnızca bir iki araç geçtiğinde, terasta sessizlik ve ölümün eşiğinde gibi tam bir zihin ve yürek açıklığıyla meditasyon vardı. Tamamıyla açık olmak, son derece kırılabilir olmak, ölümdür. Böylece ölüm, bannabileceği bir köşe bulamaz; yalnızca gölgede, düşünce ve arzunun gizli oyuklarında ölüm vardır. Ama ölüm, korku ve umut içinde kuruyup giden bir yürek için, her zaman ora dadır; her zaman, düşüncenin beklediği ve gözlediği yerde dir. Meditasyon bilincin sınırlarını yıkar; düşünce düzeneğinin ve düşüncenin uyandırdığı duyguyu kırar. Bir yöntem, ödül ve cezaya dayalı bir dizgeye sıkışmış meditasyon, enerjiyi bozar ve bunu uysallaştırır. Meditasyon, enerjiyi bolluk içinde özgür bırakmaktır; denetim, disiplin ve baskı, bu enerjinin saflığını bozar. Meditasyon, hiç kül bırakmadan yoğun bir biçimde yanan bir alevdir. Sözcükler, duygu, dü şünce her zaman arkalarında kül bırakır ve küller üzerinde yaşamak dünyadaki eğilimidir. Meditasyon tehlikedir, çün kü herşeyi yıkar, geride hiçbir şey, arzunun tek bir fısıltısı bile kalmaz ve bu olağanüstü, ölçülemez boşlukta yaratma ve sevgi vardır. Devam etmek gerekirse—kişisel ya da profesyonel çözüm leme, bilincin dönüşümünü sağlamaz. Hiçbir çaba bunu dönüştüremez; çaba, çatışmadır ve çatışma yalnızca bilinç duvarlarını güçlendirir. Her ne kadar mantıklı ve sağlıklı ol sa da akıl, bilinci özgür kılamaz, çünkü akıl, etki, deneyim ve bilgi tarafından örülmüş bir fikirdir ve tüm bunlar bilin cin çocuklarıdır. Tüm bunlar bir yanlış, dönüşüme yanlış bir yaklaşım olarak görüldüğünde, yanlışın yadsınması, bi lincin boşaltılmasıdır. Hakikatin karşıtı yoktur, sevginin de; 125