ÎKİ GELİNİN HATIRALARI
sı
jnin tatsız, manasız yönlerini neşeyle karşıladım ; ken edimi sıkm ak zorunda kalm adım ; belki de herkes ba ma — Blois’lıların ağzı ile söyleyeyim — “ hayli yırtık bir mahalle kızı” dem iştir. Kendisine hazırlayabildiği yepyeni, im kânlarla dolu b ir durumun büyüsüne kapı lan bir kızcağızı, becerikli, girgin bir kadın sandılar. Kardeşciğim , hayatınım bütün zorlukları birer birer gözümün önünden geçm işti; fakat o adamı bahü y a r etm eği sam im iyetle istiyordum . Bizim yaşadığı m ız bu ıssız, ücra yerlerde hüküm kadının elinde ol m azsa evlilik hayatına tahammül edilem ez. B ir ka dında hem bâr sevgilinin çekiciliği, hem de bir eşte -aranan m eziyetler bulunmalıdır. Zevklerin her zaman tadılm ası elim izde olduğu hissini verm eyip de onları daim a erişilm esi şüpheli diye gösterm ek, bütün insan ların pek haklı olarak, hem de pek çok değer verdik le r i gurur hazlanm n yenilm esine, o tatlı sanının sür m esine hizm et etm ez m i? Benim düşündüğüm şekilde k a n koca aşkı o zaman kadım üm it ile kuşatır, hâ kim kılar, ona tükenmez bir kuvvet, çevresinde her ^şeye çiçek açtıran bir hayat ateşi verir. Kadın ken dine ne kadar hâkim olursa aşkı da, saadeti de ya latabileceğinden o kadar emin olur. Ama aramızda kararlaştırdığım ız şeylerin bir esırar perdesi altında kalmasını şart koştum. Karısının boyunduruğuna giren erkek, pek haklı olarak, gülünç bulunur. B ir kadının nüfuzu tam amiyle gizli kalma lıd ır: biz kadınlarda her hususta asıl letafet esrardan «doğar. Ben o yorulm uş inşam tekrar kaldırm ak, onda sezdiğim m eziyetlere gene eski parıltıyı verm ek isti yoru m ama Louis’nin her hareketinin
kendiliğinden