tik ve yüksek misafirler locaları da ağzına kadar doluydu. O yaz Türkiye tarafsızlığını bırakıp artık tehlikesi kalma mış bir savaşa yaklaştığı için yabancı temsilciler Cumhur başkanının ne diyeceğini merak ediyorlardı. İnönü nutkun da dış politika üzerinde geniş bir şekilde durdu. Konuşma nın başka bir faslını, gündelik hayat sıkıntıları teşkil edi yordu. Cumhurbaşkanı şöyle dedi :
«Son senelerimizin başlıca kaygısı memleket içinde bes lenmenin güçlüğü ve ihtikar belasının zararları olmuştur. Milletlerin bugünlerinin ve geleceklerinin emniyetieri büyük ölçüde başlıca kaygıları iken, memleket içindeki beslenme meselesi ayrıca bir ehemmiyet kazanmıştır.»
Demokratlaşma hareketleriyle ilgili sözler bundan sonra geliyordu. Milli Şef o sözlerde hem görüşünü açıklıyor, hem de istikbal hakkında bazı işaretler veriyordu. İnönü dedi di :
«Türkiye Cumhuriyeti iç idaresinde sağlam, demokratik ve milli bir siyaset takip eder. Bütün vatandaşlar için eşit bir adaleti, fikir ve vicdan hürriyetini samimi olarak esas tu tan bir anlayıştayız. Hükümet işleri BMM'nin kesiksiz kont rolü altında, iç ve dış politikada her yapılan, milletin gözü ve bilgisi önündedir. Hiçbir hakikat Türkiye'de milletten giz lenemez.» Milli Şef bundan sonra, Mecliste görülen ve kamuoyuna duyurulan milletvekili tenkitlerini nasıl aldığını açıkladı :
«Bu kürsüden vakit vakit hükümet icraatına karşı yük selen sözlerin her zaman tasvip ve takdir sesleri olmadığını gösteren örnekler sayısızdır. Millet murakabesinin şüphe gö türmeyen delillerini BMM çalışmalarında bol bol bulabiliriz.»
Gerçekten de 1944 Meclisi kısmen böyle bir Meclis ol muştu. Ama asıl «Muhalefetli Meclis» 1945'te görülecek tL Milli Şef onun yolunu nutkunun şu kısmıyla açıyordu :
«İ daremiz bütün manasıyla halk idaresidir. Bu idare, demokrasi prensiplerini Türkiye'nin bünyesine ve hususi şartlarına göre tekamül ettirmektedir. Türkiye halk idaresi nin ameli tedbirlerini bulurken ilk günden itibaren taklit bir idareye düşmekten sakındık ve daima sakmacağız. İkin ci Cihan Harbinin başmdan beri türlü değişmelere uğramış mahdut ve kararsız vatandaşlarda uyanan taklit prensiplere Türk milleti şiddetle ve muvaffakıyetle karşı koydu. Harp sonunda ve sonrasında uyanmak istidadı gösterecek yeni tak lit arzularına da kesin olarak karşı koyacağız. Türkiye'de.
37