Mehmet Seçkin Mustafa Kemal, Harp Akademisi'ne yeni başladığı sı ralarda, 26 Haziran 1902 Perşembe günü Ali Fuat Cebesoy'un babası İsmail Fazıl Paşa'nın Kuzguncuk'taki köşkünde misafir ediliyor. O gece orada kalıyor, ertesi 27 Haziran Cuma günü köşke gelen Osman Nizami Paşa ile tanıştırılıyor. Osman Ni zami Fransızca ve Almanca'yı (edebiyatı dahil) anadili gibi bilmekte, İngilizce'yi de yalnışsız konuşabilmektedir. O gün tanışıp görüşüyorlar. Osman Nizami Paşa, i l . Abdülhamit'in baskı rejimini yumuşatacağına dair hiçbir belirti olmadığına işaret ettikten sonra şöyle diyor: "İstimdat idaresi, bir gün el bette yıkılacaktır. Fakat onun yerini Batılı manada bir idare gelip memleketi her bakımdan acaba kalkındıracak mıdır? Ben buna inanmıyorum. " Mustafa Kemal kuşkuludur. Nizami Paşa Abdülhamit'in adam larından biri olabilir mi? Kendisinin ağzını arayan bir hafiye midir? Mustafa Kemal, bu olasılıklara karşın gene de düşünce lerini cesaretle söylemeye kararlıdır. Diyor ki: "Paşa Hazretleri ! Garplı manadaki idareler de zamanla gelişmişlerdir. Bugün uyur
gibi görünen milletimizin çok kabiliyeti ve cevheri vardır. Fakat bir inkılap vukuunda bugün iş başında olanlar yerlerini muhafa za etmeye kalkarlarsa o vahit buyurduğunuzu kabul etmek lazım gelir. Yeni nesiller içerisinde her hususta itimada layık insanlar çı kacaktır. " Osman Nizami Paşa susuyor, olumlu ya da olumsuz hiçbir cevap vermiyor. Aynı günün akşamı ayrılmak üzere veda eden Mustafa Kemal'e şunları söylüyor: "Mustafa Kemal Efendi oğlum, sen, bizler gibi yalnız Erkan-ı Harp zabiti olarak normal bir hayata atılmayacaksın. Keskin zekan ve yüksek kabiliyetin memleketin geleceği üzerinde müessir olacaktır. Bu sözlerimi bir kompliman (Gönül okşayıcı söz) ola rak alma. Sende, memleketin başına gelen büyük adamların daha gençliklerinde gösterdikleri müstesna kabiliyet ve zeka emareleri görmekteyim. İnşallah yanılmamış olurum. "
1 18