Cemal Süreya: 99 Yüz

Page 140

İsmet Giritli 12 Eylül Atatürkçülüğünün 20 yıl önceki müjdecilerini, köklerini düşünüyorum. Aklıma hemen Prof. İsmet Giritli geliyor. Bir de Hilton’un havuzu geliyor aklıma. Giritli, havuzun başında ayakta duruyor. Yapay yöntemlerle yanıklık kazandırdığı bedeniyle her şeyden memnun. Ilık tilki-sıcak kurt karışımı bu adama bir daha bakıyorum. Yüzünün kadranında, altta, akreple yelkovan tam üst üste. Saat altı buçuk. Hayır, burun biraz eğri olduğu için, altı otuz beş. Her şeyi paraya çevirme vakti. 27 Mayıs 1960’ın hemen öncesini anımsayanlar, olaylar içinde genç bir Hukuk doçentinin (asistan mıydı yoksa o günlerde?) demokrasi özleminin simgesi olarak belirdiğini de unutmuş olamazlar. İsmet Giritli o günlerin koşulları içinde gerçekten yürekli bir çıkış yapmıştı. Toplum adına, gençlik adına konuşuyor; hepimizin haklarını savunuyordu. Devrimden sonra, 27 Mayıs yönetimi bu çıkışı ödüllendirdi. İsmet Giritli, Kurucu Meclis’e girdi, Anayasa Komisyonu üyesi oldu. Bizim gibi dışarıdan tanıkların, düz yurttaşların gözünde İsmet Giritli hızlı bir 27 Mayıs yanlısıydı. Bildiğimiz bu kadar. Yine de sanki bilimden, hukuktan çok, siyaset tutkusu vardı içinde. Öyle anlaşılıyordu. 27 Mayıs yanlısı dedim. Öyleydi. Ama 27 Mayıs’la gelen bütün değerleri tam anlamıyla savunuyor muydu? Burası bizler için belirsiz. Ya da o konuda pek bir şey kalmamış belleğimizde. Kurucu Meclis görevini tamamladı. 1961 Anayasası yürürlüğe girdi. Yeni seçimler yapıldı. O dağdağa içinde çok şey gibi onu da unutmuştuk. Bir olayla adını yeniden duyurdu. 1964’te, Yön dergisinde Prof. İsmet Giritli’nin (demek profesör olmuştu) bir araştırmasında bir başka profesörün kitabından çalıntılar olduğu ileri sürülmekteydi. Giritli hemen karşılık verdi ve dergi yöneticilerini suçladı, açıklamalarda bulundu; ama nafile... Yön’ün o


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.