başkan olarak da kararlı ama uzlaşmadan yana, incelikli ve esnekti. Birlikte çalıştığı insanları seçme fırsatına sahip değil di elbette. Kimileri cemaat papazlığı için onunla yarışırken, kimileri tembel, iki yüzlü, buyruk altına giren dalkavuk tip lerdi. Babam etkinliklerini açık kavgalardan, kilisenin politi kaya karışma entrikalarından epeyce bağımsız olarak sürdür meyi başardı. Geleneksel olarak papaz evi herkese açıktı ve annem batı n sayılır bir örgüt kurmuş, başarıyla yönetiyordu. Cemaat ça lışmalarına katılıyor, hayır kurumlarında itici güç oluyordu. Resmi durumlarda hep babamın yanındaydı. Vaaz veren kim olursa olsun, kilisedeki ön sırada yerini alırdı. Aynca konfe ranslara katılır, büyük ziyafetler düzenlerdi. Ağabeyim yirmi yaşına gelmiş, üniversite eğitimi için Uppsala'ya gitmişti. Kız kardeşim oniki yaşındaydı, ben de onaltı. Annemizle babamı zın işleri başlarından aşkın olduğu için biz görece özgürdük ama bu zehirli bir özgürlüktü. Gerilimler büyüktü ve düğüm lerin çözülmesi olanaksızdı. Dışardan kusursuz görünen aile portresinin iç yüzü mutsuzluk ve yıpratıcı çatışmalarla doluy du. Babamın önemli bir oyunculuk yeteneği olduğu kesindi ama sahne dışında sinirli, tedirgin ve kasvetliydi. Yetersizlik kaygısı yaşar, cemaatine iyi bir peıformansla çıkamama endi şesiyle kıvranır, vaazlarını yazar, bozar düzeltir, yeniden ya zar dururdu. Yönetim görevlerinin çoğu da onu huzursuz kı lardı. Her zaman asabiydi ve küçük şeyleri büyüterek şiddetli öfke patlamaları yaşardı. Islık çalmamıza ya da ellerimiz cebi mizde dolaşmamıza izin verilmezdi. Birdenbire ev ödevlerimi zi denetlemeye karar verir, yanlış yapan cezalandırılırdı. Ses lere karşı aşın duyarlıydı ve gürültü onu çileden çıkarırdı. Ça lışma odasının ve yatak odasının duvarları yalıtılmıştı, Storga tan'ın o günlerde oldukça az olan trafiğinden gene de acı acı yakınırdı.
İki kat çalışma yükü taşıyan annem her zaman gergindi, 150