Eğitimde Hümanist Psikoloji ve Carl Rogers
Eğitimde Hümanist Psikoloji ve Carl Rogers
Varoluşçuluk ve Hümanizm
Varoluşçu yaklaşımın temelini oluşturan fenomonoloji , birey merkezli terap kuramı için de geçerlidir. Her iki yaklaşım da , danışanların algılarına ve terapistin , danışanın sübjektif dünyasına girmesi gerektiği görüşü üzerine odaklanmıştır. Her iki yaklaşım da, danışanın sübjektif yaşantısına duyulan saygıyı ve danışanın bilinçli olarak olumlu ve yapıcı tercihlerde bulunabilme kapasitesine duyulan güveni paylaşmaktadır. Her ikisi de özgürlük , tercih , değerler, kişisel sorumluluk ,otonomi ve yaşamın anlamını bulma kavramlarına önem vermektedir.
Ayrıldıkları nokta ; varoluşçular , gerçek anlamın eksik olduğu dünyada kimliğimizi oluşturmak için tercih yaparken endişe ile yüzleştiğimizi savunurken , hümanistler tam tersine her birimizin gerçekleşmek ve anlamı bulmak yolunda doğal potansiyele sahip olmamız nedeniyle daha az endişe duyduğumuzu ileri sürmektedir. Hümanist Psikoloji ve Eğitim Hümanist yaklaşımının katkılarıyla insan doğasının olumlu olarak değerlendirilmesi gündeme gelmiştir. Bu nedenle günümüzde psikoloji normal dışılık yerine normallik üzerine bilgi üretme eğilimindedir. Hümanistik eğitimde, kişisel rehberlik hizmetlerini öğretmenin insan doğasına ilişkin tutumlarını belirler. Günümüzdebir boyutu ile öğrenci merkezli eğitim adını da verdiğimiz bu yaklaşımda, öğretmen bireysel farklılıklara dayalı çeşitliliğinin verimliliği artırdığını bilen ve demokratik tutumlara sahip bir rehberdir.
Hümanistik eğitimin doğal parçalarından biri sınıf atmosferidir. Sınıf atmosferinin demokratik olarak işletilmesi ve öğretmen tutumlarının saygı ve değer vermeye dayalı olması ön koşullar olarak ileri sürülmektedir. Şayet sınıf ortamının kontrolü için öğretmen ve öğrenci sorumluluğu paylaşma yoluna giderlerse , öğrenci direktif alma yerine kendi kurallarını ve prensiplerini uygulama yoluna gider. Bu bir anlamda , öğrenciye sorumluluk vererek ‘ binişik sorumluluğu’
1/8