Sucaaddin_OzelSayi

Page 1

sacayak

SÜCAADDİN VELİ - DOSTLUK ve SEVGİ GÜNÜ - ÖZEL SAYI Nefsine Ağır Geleni Başkasına Yapma Veliyettin Ulusoy

BİLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR

Hünkâr Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Ulusoy’dan Sücaaddin Veli Anma, Dostluk ve Sevgi Gününde Tüm Canlara

Nefsine Ağır Geleni Başkasına Yapma

T

ÜRKİYE, büyük ve bulanık bir değişimden geçiyor. Küreselleşme adına dünyanın üzerine sis çökertiliyor.

Bu gün toplumu en çok etkileyen görsel medya, toplumu günlük siyasetten uzaklaştırarak sanal bir dünyaya hapsediliyor. Halkın büyük çoğunluğu kendine benzeyen karakterlerin bulunduğu televizyon dizilerine kendini kaptırıyor. Sis bulutlarını dağıtma adına ekrana kuklalar çıkıyor. Bunlar kendisini toplumun bir kısmını temsil ettiğini savunan, aslında temsil etmeyen, ancak reyting sağlayan tiplerle doldu. İslamcıları temsil etmeyen dindar karakterler, Atatürkçüleri temsil etmeyen emekli, öfkeli askerler, Kürtleri temsil etmeyen aşırı Kürt milliyetçileri, Alevileri temsil etmeyen Sünnileşmiş Aleviler, Ermenileri temsil etmeyen bir takım ödül avcıları… Daha önce aynı durumu Yugoslavya’da görmüştük.

İslamcılar, Atatürkçüler, Kürtler, Türkler, Ermeniler, Araplar, Çerkezler, Gürcüler kim varsa Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde, açık yüreklilikle tanışmaları, birbirlerinin gerçeklerine ve değerlerine saygı göstermeleri gerekir. Anadolu binlerce medeniyetin yaşamında yer tutmuş, onlara mekân olmuş bir coğrafyadadır. Bu bakımdan, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların inanç ve köken yönünden farklı olmaları çok doğaldır. Ancak bu, kişilerin ve toplulukların birbirlerine düşman olmasını gerektirecek bir neden olmamalıdır. Eğer kardeşkanı dökülmüşse, idarecilerin ihtirasına alet olmuşlar veya büyük çıkarları olanların kurbanı olmuşlardır. Her çatışma da, beraberinde kan, gözyaşı, kin ve nefreti getirmiştir. Bir toplum diğerine karşı ön yargılı, peşin kararlı, anlaşmaz bir tutum içerisine girmiştir.


İnsanlık tarihinin insan kanıyla yazıldığı bir gerçek! Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin “Düşmanının bir insan olduğunu unutma!” sözü O’nun yüceliğinin bir seslenişidir. Çünkü vahşet ancak “düşmanın” insan olduğunu unutmakla ortaya çıkabiliyor. Bütün bu problemlerin çözümü peki nerededir? Hangi değerlerimizi öne çıkartarak bütün bu insanlar arasında bir bahar havası estirebiliriz? Nedir bu değerler? Bunlar belli koşullar altında topluluklarının büyük bir kesimine aydınlık getiren önderler ve onların düşünceleridir. Olağanüstü bir üne ulaştıkları, öğretileriyle arkalarında iz bıraktıkları zaman bu kişilere Peygamber, Nebi, Veli ya da bunlara benzer adlar verilmiştir. Bu kişiler olmadan insanlık, ilkel evrenin karanlığından hiçbir zaman kurtulamazdı. Toplumlara aydınlık getiren büyük insanlardan birisi de Hacı Bektaş Veli’dir. Kendisi şöyle diyor: “Arzularınıza hâkim olunuz, Hükmetmek istiyorsanız önce kendinizi fethedin ki, asıl fatih odur. Aksi halde köle olursunuz. Nefretinizi kontrolden vazgeçmeyin. Birbirinizi sevin, sevgi kavgalarınızı önleyecektir. Birbirinizi öldürmek mi, yoksa birbirinize yardım etmek mi daha hayırlıdır. Düşünün karar verin.” Başka ne diyor bu büyük Veli? “Nefsine ağır geleni başkasına yapma.” Bir düşünün, dünyadaki tüm insanlar bu küçük cümleye sığan sözü hayatlarına uygulasalar neler olur? En başta bir damla kan dökülmez, insanlar hangi ırktan, cinsten, cinsiyetten, inançtan olurlarsa olsunlar birbirlerini kabul edip, birbirlerine saygı duyarlar. İnsanlık tarihinin insan kanıyla yazıldığı bir gerçek! Bir insan kendi hemcinslerini nasıl öldürebilir? İşte burada Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin “Düşmanının bir insan olduğunu unutma!” sözü O’nun yüceliğinin bir seslenişidir. Çünkü vahşet ancak “düşmanın” insan olduğunu unutmakla ortaya çıkabiliyor. “Düşmanın” da insan olduğunu; bir annesi, bir babası; sevdiği bir çocuğu, kaygıları, korkuları, aşkları olduğunu fark ettiğimizde, artık ona düşman olamıyoruz. Onu rahatlıkla öldüremiyoruz. Düşmanımızın bir insan olduğunu kavradığımız anda, içimizdeki vahşetle dövüşen bir başka

benliğimiz, belki de gerçek insan yanımız baş kaldırıyor. Savaş ve cinayet anlamsızlaşıyor. Zaten bu yüzden dünyadaki bir kısım politikacılar ve askerler, “Düşmanın” da insan olduğunun söylenmesini istemiyor. Buna karşılık dünyadaki bütün kâmil insanlar “Düşmanın” da insan olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bir toplumda, “Düşmanın da insan” olduğunu kavrayanların sayısı ne kadar artarsa o toplumun gelişmişliği de o kadar artıyor. O zaman tarihteki savaşlarla, cinayetlerle övünmüyorsun. Tarihteki bütün savaşların ve cinayetlerin kurbanlarının “İnsanlar” olduğunu, onların da sana benzediklerini, senin gibi acı çektiklerini, senin gibi korktuklarını, senin gibi cesur olduklarını, senin gibi sevdiklerini fark ediyorsun. Bunu fark ettiğinde bir “Düşmanı” öldürmek, kendini öldürmek gibi oluyor. Kendi benzerini öldürmek! Onların da insan olduğunu kavrarsak, düşmanlığımızı sürdüremeyiz; onlara kinlenemeyiz. Kendimizi dünyanın diğer insanlarından ayıramayız. Onlardan daha akıllı, daha cesur, daha kahraman, daha yiğit, daha haklı olduğumuza inanamayız. “Önce onlar bizim düşman değil, insan olduğumuzu kavrasınlar” diyerek kendi gelişmişliğimizin önüne başkalarının “düşmanlığını” bir engel olarak koyamayız. İçimizdeki vahşeti daha fazla besleyemeyiz. O zaman yeni cinayetler işlenmez. Suikastlar düzenlenmez. Sivaslar, Maraşlar, Çorumlar, Kerbelâlar ve insanlığın utanç abideleri tekrarlanmaz. Her türlü duygudan arınarak, Alevi-Bektaşi yolunda “Gönül gözü” dediğimiz gerçeği içinize sindirerek olaylara bakarsanız bu gerçeği anlarsınız. İşte o zaman ölen herkes için üzülecek. İşte o zaman içinizdeki gerçek insanla karşılaşacaksınız. Aynı, Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin dediği gibi: “Düşmanının da bir insan olduğunu unutma…” Mayıs 2010

Politikacılar ve askerler, “Düşmanın” da insan olduğunun söylenmesini istemiyor. Buna karşılık dünyadaki bütün kâmil insanlar “Düşmanın” da insan olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.


Alevi-Bektaşi Toplumu Sahte Gündemden Uzak Durmalıdır Ahmet Koçak

A

NADOLU erenlerin, evliyalaBu kurumlar son zamanlarda ne rın yurdudur dersek abartmış yazık ki, yöneticilerin zaaflarından İnançların özgürleşmesi olmayız. Hemen her ilde bir erenin kaynaklı ciddi hatalara sürüklenve ülkenin laik olması için izine rastlamak mümkündür. Alevimektedir. Alevi-Bektaşi demokratik demokrasi mücadelesi Bektaşiler bulundukları yörelerde örgütlülüğü son günlerde içe dönük günümüzün en temel yaşayan ulu kişilerin adlarına anmatartışmaların ve kongrelerin girdagörevidir. lar yaparak inancı, kültürü dinamik bına kilitlenmiş bir durumda. KolAlevi-Bektaşi toplumu tutmaya çalışıyorlar. İl içinde ve il tuk sevdası yüzünden ülke gündeönüne dayatılan dışında binlerce insan anmanın yaminde uzak, toplumun demokratik sahte gündemlerden pıldığı tarihlerde bu bölgelere akın taleplerinden bihaber haldeler. uzak durmasını bilmelidir. etmektedir. Yapılan anma törenleYılların emeğiyle kurulmuş bu Gerçek gündemi, rine katılan canlar ruhları arınmış örgütler bugün üzerine vazife olmademokrasi mücadelesini olarak geldikleri yerlere dönerler. yan işlere girişmektedirler. Kişisel yükseltmektir. Sucaaddin Veli de Eskişehir menfaat ve kariyer için koskoca bir bölgesinde yaşayan erenlerimizden toplumun talepleri görmezden gelibiridir. Eskişehir ve çevre illerde yaşayan canların niyor. katılımı ile adına yıllardır anmalar düzenlenmekYezide biat etmeyen Hz. Hüseyin, Osmanlı’ya tedir. Diğer veliler gibi Sucaaddin Veli de aynı aşk- ser verip kulluk etmeyen Şah Kalender Çelebi ve la ziyaret edilir, adına kurbanlar kesilir, dilekler Pir Sultan Abdal’ın sürdüğü bu yol birilerinin kidilenir. Gönüller aklanır, ruhlar arınmış olur. şisel menfaatlerini sağlaması için kurulmamış. On İnanç dediğimiz olgu işte bu. İnançlar, doğa ve binlerce can feda etmiş bu toplumun inancı, feltoplumsal ilişkiler sonucu insan hayatında önemli sefesi, kültürü bir çırpıda yok edilebilecek bir şey yer edinmiştir. Ve on binlerce yıldır insanın mutlu- değildir. Aleviliği özünden kopartıp pazarlamak, luk ve kurtuluş araçlarından birisi olmuştur. Ne ya- Aleviliğe büyük bir ihanettir. Toplum buna müsazık ki, günümüzde de hâlâ önemini korumaktadır. ade etmeyecektir. Dinler insanın, bireyin mutluluğuna hizmet Alevi-Bektaşi cephesinde hâl böyle! Devlet ve etmesinin yanında insanı köleleştiren, kullaştıran iktidar cephesinde durum nasıl? bir vazife de görmüştür. Dinler, devlet erkini elinHacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Sayın Vede tutanların elinde baskı aracı olmuş, insanın ve liyettin Ulusoy “Dün Aleviler fiziksel olarak yok toplumların gelişmesini engellemiştir. Bu olgu bu- edildi; bugün Alevilik yok ediliyor” diye bir tesgünde devam etmektedir. İktidarlar elinde bulun- pitte bulunmuştu. Evet, asıl tehlikeli olan da bu. durdukları olanaklarla, kendi menfaatlerine uygun Devlet, iktidar, diyanet işleri gibi çeşitli kuruluşlar dini yapılanmayla toplumu ezmeye, sömürmeye ve ulemaları eliyle Aleviliğin içini boşaltıyor, şekli devam ediyorlar. şemailini tamamen Sünni içtihatlara yakın bir hale Bunun karşısında meselelerin farkına varanlar getiriyor. Her zaman olduğu gibi insanlara nasıl ve muhalif dini yapılanmalar oluşturmuşlardır. Bugün ne şekilde ibadet etmesi gerektiğini söylüyor. adına anmalar yapılan Anadolu Erenleri de bu topOysaki, devlet yönetimimiz Anayasa’da “laikrakların muhalif kimlikleridirler. lik” olarak yazılı. Laiklikte olması gereken ise inKısacası geçmişten günümüze, insanın özgür- sanların inancını, ibadetini istediği şekilde yapmaleşmesi sürecinde önemli mesafeler alınmasına sıdır. Devlet’in toplumların diniyle ilgilenmemesi karşın dinler her ne kadar bu toplumsal yönetime ve bunlara fetvalar göndermemesi lazım. Devletin direkt olmasa da hâlâ etkindirler. işi bu değil. Bu nedenledir ki, günümüzde inanç temelli örİnançların özgürleşmesi ve ülkenin gerçek angütlenmeler de bir hayli artmıştır. Alevi-Bektaşi lamda laik olması için demokrasi mücadelesi günüzeminde örgütlenmeler federasyonlaşma, konfe- müzün en temel görevidir. Alevi-Bektaşi toplumu derasyonlaşma düzeyine gelmiştir. önüne dayatılan sahte gündemlerden uzak durmaBu yapılanmalar kuşkusuz Alevi toplumunun sını bilmelidir. Gerçek gündemi, demokrasi mücademokratik mücadelesinde öncü olmuş, verilen delesini bir an önce yükseltmelidir. Aksi halde telamücadelenin çıtasını yükseltmiştir. fisi zor bir hayatla karşı karşıya kalacaktır.


SÜCAADDİN VELİ - DOSTLUK ve SEVGİ GÜNÜ - ÖZEL SAYI

Er Yarın Hak Divanı’nda Bellolur Ehl-i zikir olanlar tayip ederler E E yarın Hak Divanı’nda bellolur Er Ha uğruna kardeş kanın verenler Hak E yarın Hak Divanı’nda bellolur Er Kimisi derviştir, kimisi sofi S Sofi isen kardeş kıl kalbin safi Gö Gönülden çıkmasın Allah’ın havfi Er E yarın Hak Divanı’nda bellolur Ben B bilirim deyip kendini övme Bi fakir dervişe kem nazar kılma Bir Mürşid’in gölünün sen gafil sanma Er yarın Hak Divanı’nda bellolur Sultan Sücah söyler Bektaş Veli’den iden Biz sizi biliriz kal-û beliden ur Ali’den Hak Muhammed yolu budur Er yarın Hak Divanı’nda bellolur. Sücaaddin Veli

SACAYAK

Özel Sayı - Ücretsiz Dağıtılır - Mayıs 2010 Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Genel Ajans B.D.O. Ltd. Şti. adına Ahmet Koçak Yönetim Yeri: Sultanahmet, Divanyolu Cad. No: 54, Erçevik İşhanı 102, Eminönü - İstanbul Tel/Faks: +90.(0)212.519 56 35 / E-posta: sacayak@yahoo.com.tr / Baskı Türü: Yerel - Süreli Baskı: Mart Matbaacılık, Burcu Sok. No: 6/1, Nurtepe, Kağıthane, İstanbul - Tel: 0212.321 23 00


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.