AİMSAD Dergisi - Sayı18

Page 1




AİMSAD Mesajı Değerli Sektör Paydaşları,

Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) Genel Sekreteri Arif Onur KAÇAK

2

Öncelikle mübarek Ramazan ayınızı en içten dileklerimle kutlarım. Dergimizin 18. sayısı ile yeniden karşınızda olmaktan büyük keyif duymaktayım. Sizlere geçtiğimiz süre içinde öne çıkan faaliyetlerimiz hakkında bilgi vermek isterim. Öncelikle yurtiçi ve yurtdışı fuar katılımlarımız tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda, 10-14 Nisan 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen İzmir İZWOOD Fuarı ile 8-12 Mayıs 2018 tarihleri arasında İtalya’da gerçekleştirilen Xylexpo fuarlarına katılım sağladık. İZWOOD Fuarı’na 24 üyemiz katılım gösterdi. İZWOOD ve Plastpak fuarları eş zamanlı olarak yapılmış; TÜYAP tarafından paylaşılan bilgilere göre fuarlar, 12 bin 368 kişi ziyaret edilmiş ve 25 farklı ülkeden 206 firma ve firma temsilciliğini ziyaretçilerle buluşturmuştur. Öte yandan, fuar sırasında 2. Ağaç İşleme Teknolojileri Panelimiz 70 akademisyen ve sektör temsilcisinin katılımıyla başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Xylexpo Fuarı’nda ise 4 Türk imalatçı firmanın katılımının yanı sıra Derneğimiz AİMSAD ve REED TÜYAP Fuarcılık A.Ş.’de katılım sağlamıştır. İtalyan derneği ACIMALL’den alınan bilgilere göre fuar 37 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş ve toplamda 425 firma katılım sağlamıştır. Bizler AİMSAD olarak ise, gerek 2018 yılı üye kataloğumuzun gerekse broşürlerimizin dağıtımını gerçekleştirdik. Ayrıca; Çekya, İspanya, İtalya ve Ukrayna ağaç işleme makinesi sektörü sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra yine Ukrayna, Dubai, Amerika ve İtalya fuarı organizatörleri ile işbirliklerinin arttırılması hususunda çeşitli görüşmeler gerçekleştirdik. Fuarlar ile ilgili detayları dergimizin ilerleyen sayfalarından takip edebilirsiniz. Ayrıca dernek olarak 2018 yılı içinde, ağustos ayında Atlanta IWF Fuarı, eylül ayında Polonya Drema ve Ukrayna Lesdrevmash fuarlarına katılım sağlayacağız. Yine eylül ayı içinde AİMSAD olarak ilk kez EUMABOIS-Avrupa Ağaç İşleme Makinesi Üreticileri Federasyonu Genel Kurulu’na İstanbul’da ev sahipliği yapacağız.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

Öte yandan, 13-17 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan İstanbul Ağaç İşleme Makinesi Fuarı için de hem derneğimizin hem de üyelerimizin hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Satışların çoğunun tamamlandığı bilgisi tarafımıza ulaştı. Pazarlama faaliyetleri üzerine ise çeşitli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son cümlelerime geçmeden önce sizlere sektörümüzün 2018 yılı 3 aylık istatistikleri hakkında bilgi vermek istiyorum. 2018 yılı ilk 3 ayında ihracatın 23,5 milyon dolar, ithalatın 22,5 milyon dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Üretimin ise 58 milyon dolar olduğunu düşünüyoruz. Bu bilgilere dayanarak yurtiçi satış rakamı tahminimizin ise 57 milyon dolar olduğunu belirtmek isterim. 2017 yılı ilk 3 ayı ile 2018 yılı ilk 3 ayını karşılaştırdığımızda ise ihracatta yüzde 11, ithalatta yüzde 66, üretimde yüzde 10, yurtiçi satış rakamlarında ise yüzde 25 artış gözlemleniyor. Son 2 yıldır cari açık vermeden giden sektörümüz, 2018 yılında da umuyorum ki cari açık vermeden yılı tamamlayacaktır. AİMSAD Dergisi’nin bu sayısında sizler ile paylaştığımız daha birçok önemli konumuz, işlediğimiz bir dizi sektörel dosyamız, ülke ve pazar analizlerimiz bulunuyor. Bu sayıda sizler için “Bebek Mobilyaları” konusunu inceledik. Kapak dosyası ve sektör incelemesinin ardından, bu alanda faaliyet gösteren Meltem Bebek ve Genç Mobilya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle ile gerçekleştirilen röportaja yer verdik. Ayrıca, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanlığı’nı devralan Kutlu Karavelioğlu ile birliğin yeni dönem hedeflerine ilişkin gerçekleştirdiğimiz röportajımızı keyifle okuyabilirsiniz. Dünya Turu olarak sizi; Türkiye’nin Uzakdoğu’da güçlenen işbirlikçisi Güney Kore’ye götürüyoruz. Gezi bölümümüzde ise “Gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık şehir Mardin”i işledik. Keyifle okumanızı diliyorum. Saygılarımla







Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) adına ‹m­ti­yaz Sa­hi­bi Mustafa Sabri EROL

14

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Arif Onur KAÇAK Reklam ve İletişim Sorumlusu Ezgi KURT Grafik Tasarım / Foto Muhabiri Sevda DEVECİ KAÇAK Yayın Danışma Kurulu Gürkan NECİPOĞLU Ahmet Yesari YERLİ Münevver ÇİLOĞLU Yayın Türü / Aralığı Yaygın Süreli / İki Ayda Bir Yö­ne­tim Yeri Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) Esentepe Mah. Cevizli D-100 Güney Yan Yolu Cad. Dumankaya Vizyon Sitesi No: 13 D/119 34870 Kartal / İSTANBUL Tel: (0 216) 511 56 12 (pbx) Faks: (0 216) 511 56 09 E-Posta: bilgi@aimsaddergisi.com Web: www.aimsaddergisi.com Yayına Hazırlık Devinim Veritabanı Yönetim, Yayıncılık ve İletişim Hiz. Tic. Ltd. Şti. Beylikdüzü OSB Mh. Birlik Sn. St. 3. Cd. Birlik- 2 İş Mrk. No:7/346 Beylikdüzü / İSTANBUL Tel: 0 542 366 33 16 & 17 E-Posta: iletisim@devinim.biz.tr Web: www.devinim.biz.tr Bask› Bilnet Matbaacılık ve Yayıncılık A.Ş. Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1.Cad. No:16 Ümraniye - İSTANBUL Tel: 444 44 03 Web: www.bilnet.net.tr Bu say› 4.000 adet bas›l›p da­€›t›lm›flt›r. Reklamlar, reklam veren şirkete; röportajlarda yer alan ifadeler, ilgili kişiye; yazıların sorumluluğu ise yazarlara aittir. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar AİMSAD’ın izni alınarak, kaynak belirtilerek, alıntı yapılarak kullanılabilir.

HABERLER

KAPAK DOSYASI

Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İşadamları Derneği (AİMSAD) önderliğinde ve TÜYAP organizatörlüğünde bu yıl ikinci kez İzmir’de düzenlenen, ağaç işleme teknolojisi ve mobilya yan sanayi sektörlerinin en büyük buluşması olan İZWOOD 2018 Fuarı, yoğun bir katılımla Fuarİzmir’de yapıldı.

Türkiye’de, anne ve babaların bilinç düzeyinin artması ve çocuklarını sağlıklı büyütme isteği, bebek ekonomisini gün geçtikçe daha da büyütüyor. Bebek-çocuk ürünleri pazarının vazgeçilmezi olan mobilya da bu trendten nasibini alan sektörlerden biri. Türkiye’de çocuk sayısının yaklaşık 4,7 milyonunu 0-3 yaş aralığındaki bebeklerin oluşturması, mobilya sektörünün en hızlı büyüyen alt segmentlerinden birini bebek mobilyaları haline getiriyor.

20 HABERLER Geçen yıl nisan ayındaki İZWOOD Fuarı çerçevesinde ilki yapılan Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’nin ikincisi, bu yıl 12-13 Nisan tarihlerinde sanayiciler ile akademisyenleri bir araya getirdi. İlki büyük beğeni toplayan panel, geçen yılki gibi bu yıl yine yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Geçen yıldan farklı olarak akademisyenlerin de söz aldığı panelde, sanayici ve akademisyenlerden oluşan toplam 15 konuşmacı sunum yaptı.

32 HABERLER Bu yıl Yunanistan’ın başkenti Atina’da 7.’si düzenlenen MEDWOOD Fuarı, ahşap, malzeme ve makine endüstrisinde faaliyet gösterenlere dört gün boyunca heyecan verici deneyimler sundu. 26-29 Nisan tarihleri arasında Metropolitan Expo’da düzenlenen fuarı, AİMSAD adına Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol ile Genel Sekreter Arif Onur Kaçak ziyaret etti.

AİMSAD Dergisi ücretsizdir.

8

66

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


96

118

KAPAK RÖPORTAJI

SEKTÖRÜN SESİ

ESKİMEYEN MARKALAR

İzmir Menderes’te bulunan fabrikalarının boyalı bebek, çocuk ve genç mobilyalarında kapasite anlamında Avrupa’nın en büyüğü olduğunu dile getiren Meltem Bebek ve Genç Mobilya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, fabrikalarında üretimi yerli ağaç işleme makineleri ile gerçekleştirdiklerini söyledi. Gürle, “Çünkü yerli makineler daha ekonomik, öte yandan kalite ve sağlamlık bakımından da ithal makinelerle yarışabilecek seviyede” diyor.

Türkiye’nin kalkınmasının sanayi sektörüyle ve sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşeceğine inanan Çetinmak şirketi kurucusu Muammer Çetinoluk, bunun geliştirilmesi için el birliğiyle bir çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor.

Bursa’da 1976’dan bugüne “Daima en iyisi biziz” sloganıyla yola devam ettiklerini açıklayan NFM Mızrak Makine İşletme Sahibi Ömer Mızrak, ürünlerini daha geniş bir ağda pazarlamak istediklerini söylüyor. “Amerika, Meksika, Brezilya, Uzakdoğu ve Hindistan’a ulaşmaya çalışıyoruz” diyen Mızrak, Ar-Ge olarak devamlı çalışmalar yaptıklarını aktardı.

36 HABERLER

İÇİNDEKİLER

76

84 GEZİ

Türkiye ağaç işleme makineleri sektörünün tek çatı örgütü Bir medeniyetler mozaiği olan Mardin, sadece Türkiye’de olan AİMSAD, bu yıl İtalya’da 26’ncısı düzenlenen Xylexpo değil dünyada da birçok dil, din ve kültürün en zengin buFuarı’na katılarak sektörün temsilini başarıyla gerçekleştir- luşma noktalarından biri. Farklı kültürleri yüzyıllarca bir aradi. Açtığı stant ile Türk ağaç işleme makineleri sektörünün da barış içinde yaşatan kent; Güneydoğu Anadolu’da müze tanıtımını yapan AİMSAD, sağladığı görüşmeler ile fuar şehir olabilecek nitelikte. katılımcılarına sektör hakkında bilgi verdi.

58 RÖPORTAJ

104 DÜNYA TURU

Makine İhracatçıları Birliği’nin (MAİB) Yönetim Kurulu Baş- Savaşın küllerinden yükselen “Asya’nın Dört Kaplanı”nkanlığı görevini 14 Nisan tarihinden itibaren devralan Kut- dan biri olarak dünya ekonomi literatürüne imza atan, lu Karavelioğlu, “Dış ticarette etkin bir varlık gösterebilmek Türkiye’nin Uzakdoğu’da güçlenen iş birlikçisi Güney Koiçin markalaşma ve kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık re’nin 2023 yılı hedefinde dünyanın en büyük 10 ekonovermemiz gerekiyor. Türk makinecileri olarak teknolojinin misi içinde olmak yer alıyor. hem takipçisi hem temsilcisi olmalıyız” mesajını verdi. AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

9






Haberler

İZWOOD, ikinci kez sektörü Anadolu’da buluşturdu Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İşadamları Derneği (AİMSAD) işbirliği ve TÜYAP organizatörlüğünde bu yıl ikinci kez İzmir’de düzenlenen, ağaç işleme teknolojisi ve mobilya yan sanayi sektörlerinin buluşmalarından biri olan İZWOOD 2018 Fuarı, Fuarİzmir’de yapıldı. makineleri sektör profesyonellerine tanıtıldı. Geçen seneye göre ziyaretçi sayısında yüzde 25 büyüme İZWOOD ile eş zamanlı düzenlenen PLASTPAK ile birlikte fuarlara 12,368 kişilik ziyaretçi katıldı. Yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da ziyaretçi ilgisiyle karşılaşan fuarlar, geçtiğimiz yıla göre yüzde 25 büyüdü. 25 ülkeden toplam 206 firma ve firma temsilciliğini 17 bin metrekare kapalı alanda buluşturan fuarlar, 567’si yabancı toplam 12,368 sektör profesyonelini bir araya getirerek sektörün gelişimi için önemli iş birliklerine zemin hazırladı. Türkiye’nin 54 farklı şehrinden gelen sektör profesyonellerine kapılarını açan fuarlar, Türkiye endüstrisinin büyümesi için çalışan tüm firmaların yeni pazarlara ulaşmasında önemli bir köprü oldu.

PLASTPAK ve İZWOOD 2018 Fuarlarını 25 ülkeden 567’si yabancı toplam 12,368 sektör profesyoneli ziyaret etti.

A

ğaç işleme teknolojisi ve mobilya yan sanayi sektörlerinin buluşması olarak TÜYAP organizatörlüğünde, AİMSAD iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen Ağaç İşleme Makineleri, Kesici Takımlar, El Aletleri ve İzmir Mobilya Yan Sanayi, Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojisi Fuarı İZWOOD 2018,

14

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

10-14 Nisan tarihleri arasında Fuarİzmir’de gerçekleştirildi. Sektörün yeni pazarlara ulaşmasında bir köprü olmak amacıyla misafirlerin ağırlandığı fuarda; orman endüstrisi için makine, teknik donanım ve hizmetler, ağaç işleme makineleri, yüzey işlemleri makineleri, ağaç kesme makineleri, elektrikli ve mekanik el aletleri, mobilya üretim

Fuarlar inovasyon harikası ürünlere ev sahipliği yaptı TÜYAP tarafından düzenlenen plastik-ambalaj sektörleri ile ağaç işleme teknolojisi-mobilya yan sanayi sektörlerinin bir buluşması olan PLASTPAK ve İZWOOD 2018 Fuarları, sektör profesyonellerini buluşturdu. Fuarlarda birçok yeni teknoloji vitrine çıkarken, sektördeki son teknolojiler ile donatılmış ürünler sektör profesyonelleri tarafından fuarda büyük ilgi gördü.


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

AİMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Dinç: “Makine fuarlarının İzmir’de canlanması heyecan verici” Fuarın açılışında konuşan AİMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Dinç, ağaç işleme makine sektörünün büyüyen ve gelişen mobilya sektörüne paralel büyüdüğünü belirterek, “Mobilya üretim merkezlerinden olan İzmir, kuşkusuz bizler için çok önemli. Yeni fuar alanı ile birlikte makine fuarlarının İzmir’de yeniden canlanması heyecan verici” dedi. Ağaç işleme makine sektörünün 2017 yılında genel makine ihracatı içinde ihracatının ithalatını geçen tek sektör olduğunu hatırlatan Dinç, hedeflerinin gelecek yıllarda bunu daha da üst seviyelere çıkarmak olduğunu söyledi. Dinç, “Ağaç işleme makine sektörümüz yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, 2017 yılında ihracatını yüzde 20 arttırarak, 84 milyon dolar seviyesine ulaştırdı. İhracatımız sevindirici şekilde artmaya devam ediyor. Bu rakam, son 4 yılın rekorudur” diye konuştu. Üniversite ve sanayi birlikteliği Dinç, geçen yıl İZWOOD Fuarı çerçevesinde AİMSAD Eğitim ve Satış Sonrası Hizmetler Komitesi tarafından ilki yapılan Ağaç İşleme Makineleri Paneli’nde sanayiciler ile üniversitelerin sektörle ilgili bölümlerindeki akademisyenlerin 12-13 Nisan tarihlerinde ikinci kez bir araya geleceğini bildirdi. Dinç, AİMSAD’ın her yıl düzenleyerek gelenekselleştirmeyi amaçladığı panel ile sektördeki yetişmiş eleman ihtiyacının giderilmesi ve sanayicinin talebine uygun olarak üniversitelerde araştırma yapılıp ürün geliştirilmesinin hedeflendiğinin altını çizdi. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) ve Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) işbirliğiyle düzenlenen PLASTPAK; plastik makineleri, kimyasal ve hammaddeler, kalıp, ısı ve kontrol cihazları, makine yan ve ara sanayi, hidrolik ve pnömatik sistemler, ambalaj makineleri, ambalaj ürünleri, ambalaj üretimine yönelik

yardımcı cihaz, donanım ve sistemler, hammadde ve ara ürünler, hizmetler, geri dönüşüm ile ilgili ürünlere ev sahipliği yaptı. Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) işbirliğiyle düzenlenen İZWOOD 2018 ise; orman endüstrisi için makine, teknik donanım ve hizmetler, ağaç işleme makineleri, yüzey işlemleri makineleri, ağaç kesme makineleri, elektrikli ve mekanik el aletleri,

mobilya üretim makineleri sektör profesyonellerine tanıttı. Aynı alanda eş zamanlı düzenlenen İzmir Mobilya Yan Sanayi, Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojisi Fuarı kapsamındaysa ahşap orman ürünleri, mobilya aksesuarları, kimyasal malzemeler, boya, vernik, cila ve renklendiriciler, oturma grubu ve yatak üretim malzemeleri, üretim alet, ekipman ve yardımcı ürünler sergilendi.

İZWOOD 2018 Fuarı AİMSAD Üye Firmaları

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

15


Haberler

16

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

17


Haberler

18

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018



Haberler

2. Ağaç İşleme Makineleri Paneli’nde akademisyenler de kürsüde söz aldı Geçen yıl nisan ayındaki İZWOOD Fuarı çerçevesinde ilki yapılan Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’nin ikincisi, bu yıl 12-13 Nisan tarihlerinde sanayiciler ile akademisyenleri bir araya getirdi. İlki büyük beğeni toplayan panel, geçen yılki gibi bu yıl yine yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Geçen yıldan farklı olarak akademisyenlerin de söz aldığı panelde, sanayici ve akademisyenlerden oluşan toplam 15 konuşmacı sunum yaptı.

S

anayi ile eğitimin, teori ile pratiğin bir araya gelememesini Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olarak gören AİMSAD, iki yıldır İzmir Ağaç İşleme Makineleri Fuarı-İZWOOD bünyesinde sektörde ilk denilecek bir projeye imza atıyor. Sektörde ilk kez sanayici ve akademisyenleri bir araya getirmek amacıyla AİMSAD Eğitim ve Satış Son-

20

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

rası Hizmetler Komitesi tarafından geçen yıl ilki organize edilen Ağaç İşleme Makineleri Paneli, bu yıl 12-13 Nisan 2018 tarihleri arasında İZWOOD Fuarı sırasında AİMSAD 2. Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli olarak gerçekleştirildi. Her yıl düzenlenerek gelenekselleştirilmesi amaçlanan bu panel ve buluşmalar ile sektördeki yetişmiş eleman ihtiyacının giderilmesinin


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

ve sanayicinin talebine uygun olarak üniversitelerde araştırma yapılıp ürün geliştirilmesinin önünü açması amaçlanıyor. Geçen yıl sadece sanayicilerin konuşmacı olduğu panel organizasyonunda, bu yıl sanayicilerin yanı sıra akademisyenler de konuşmacı olarak yer aldı. Geçen yılki panelin üniversite camiası tarafından çok başarılı bulunması, panelde konuşmacı olma konusunda akademisyenler tarafından ciddi bir talebi de gündeme getirmişti. Akademisyenlerden gelen bu isteği dikkate alan AİMSAD, panel öncesinde bu amaçla üniversitelere davetiye göndererek, panele bildiri ile gelme çağrısında bulundu. Akademisyenlerden, okullarında ne çalışmalar yaptıklarını, sonuçlarının neler olduğunu, bu sonuçların sanayicinin ne işine yarayabileceğini, sanayicinin bu araştırmayı alıp ürüne dönüştürmesi noktasında bir katkılarının olup olmayacağını içeren bildiri özetleri göndermelerini

isteyen AİMSAD, gelen bildirilerin arasından seçim yapıp panelde akademisyenlere söz verdi. Geçen seneki gibi yoğun katılımla gerçekleşen panelde, 8 akademisyen ve 7 sanayici olmak üzere 15 konuşmacı sunum yaptı. Üniversite-Sanayi İşbirliği Platformu’nun oluşturulmasının hedeflendiği panelin ana teması “Ahşap İşleme Teknolojileri” oldu. Seminerde mobilya sanayi ile ahşap işleme teknolojisindeki gelişim serüveninin ilgili paydaşların katılımı ile bilimsel bir platformda paylaşılması ve tartışılması sağlandı. Katılım geçen seneyi aratmazken, akademisyenler yine geçen seneki gibi panele katılımın yanı sıra fuarı gezip, sektördeki en son teknolojiler hakkında bilgi alma ve ürünleri yakından inceleme şansı buldu. Panele 48 üniversiteden 70 akademisyen katıldı AİMSAD 2. Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’nin ilk günü “Sektörün Yapısal Görünümü ve Üretim Teknolojileri” oturumu ile başladı. Bu oturumda sırası ile Prof. Dr. K. Hüseyin Koç, Arif Onur Kaçak, Dr. Sabit Tunçel, Fatih Bayhan, Bülent Esen, Eray Ersoy, Kenan Arıcı ve Nezih Üstünkarlı panelist olarak konuşmalarını gerçekleştirdi. Panelin ikinci günü “Malzeme ve Teknolojik Uygulamalar” oturumu ile devam etti. Bu oturumda sırası ile Dr. Nadir Yıldırım, Fatih Direk, Doç. Dr. Ayhan Aytin, Caner Çam, Prof. Dr. Öner Ünsal, Mustafa Ali Çağatay ve Cem Tekin panelist olarak konuşmalarını gerçekleştirdi. Panele, Türkiye genelinden çeşitli üniversitelerden 70 akademisyen katılım sağladı. Katılım sağlayan akademisyenler arasında yapılan

panel değerlendirme anketine ise 55 akademisyen görüş bildirdi. Yapılan anket kapsamında, konu başlıkları olarak panel konusu, panel malzemeleri, konuşmacılar, eğitim ortamı, eğitim programının tasarım ve organizasyonu ile genel ortamın değerlendirilmesi istendi. Anket sonuçlarına göre AİMSAD 2. Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli, akademisyenlerden tam not aldı.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

21


Haberler

Akademisyenler panelden mutlu döndü Bu yıl 7 akademisyenin bildirilerini ve sektörle ilgili görüşlerini dile getirme fırsatı bulduğu Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli, üniversite camiası tarafından içeriği ve sektöre yaptığı katkı nedeniyle büyük beğeni topladı. Panelin sanayi-üniversite arasındaki ilişkileri çok güçlendireceğini ifade eden akademisyenler, bu buluşmanın her yıl yapılmasını özellikle istediler. “Panel ile sektördeki güncel bilgilere ulaşma imkanı yakaladık” İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Tuncer Dilik: Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’ni olumlu ve başarılı buluyorum. Sektördeki güncel bilgileri öğretim üyesi olmamız nedeniyle takip etmek zorundayız. Panel ile bu bilgilere ulaşma imkanı yakaladık. Bu nedenle AİMSAD’ın bu organizasyonunu çok önemsiyorum. Teknoloji tüketen bir toplumdan teknoloji üreten bir topluma geçtiğimizi görmek beni mutlu ediyor. Geçen yıl da panelinize katıldım. Bu sene akademisyenlerin panelde konuşmacı olması gayet güzel bir gelişme. Üniversite-sanayi işbirliği açısından örnek oluşturması konusunda olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum. Bu panellerin devamını diliyorum, umarım amacına ulaşır. “Akademik araştırmaların ticarileşmesi gündeme geliyor” İstanbul Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ağaç İşleri Teknik Mühendisi Sabit Tuncel: Daha önce AİMSAD’ın organizasyonlarına katılmıştım ama İzmir’deki panelinize ilk kez katılıyorum. Gerçekten çok güzel bir panel programı hazırlanmış. Seçilen konuları oldukça ilgi çekici ve etkileyici buldum. Ben 2 günlük bu organizasyondan son derece memnunum. Sanayicilerin yanı sıra akademisyenlerin de konuşması çok iyi oldu. Ben senelerdir sanayi ve üniversite işbirliğinin önemini dile getiriyorum. Burada üniversitelerde yapılan çalışmaların sanayiciyle buluşması sağlanıyor. Üniversiteden akademisyenlerle bir araya gelinip konular paylaşıp tartışılıyor. Dolayısıyla bu panel sayesinde akademik araştırmaların ticarileşmesi de gündeme geliyor.

22

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

“Akademisyenlerin bu yıl söz alması panele artı değer kattı” Bartın Üniversitesi Meslek Yüksekokul Müdürü-Mobilya Dekorasyon Böl. Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Kıvanç Bakır: Geçen sene de Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’ne katılmıştım. Bu yıl da çok isteyerek katıldım. Çünkü AİMSAD sanayi ile üniversiteyi bir araya getiren, bu iki kesimin birbirleriyle bilgi paylaşımında bulunduğu, oldukça etkili ve verimli bir panel düzenliyor. Ben bu panellerden oldukça faydalanıyorum. Akademisyenlerin katılımı bu yıl panele güzel bir artı ve katkı sağlamış. Akademisyenlerin yaptığı çalışmalardan hem meslektaşları olan akademisyenlerin hem de sanayicilerin ihtiyacı var. Bence çok güzel bir etkileşim olmuş. “İki günde onlarca bağlantı gerçekleşti” Gazi Üniversitesi Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Söğütlü: İZWOOD eşliğinde düzenlenen 2. Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’nin sanayiciyi, bilim çevresini ve malzemecisinden son pazarlama noktasına kadar tüm uygulayıcı zincirini, bir araya getirmesi açısından çok önem taşıyor. İki gündür dolu dolu geçen bir organizasyonda yer aldık. Başta AİMSAD yöneticilerine, bu işi organize edip düşünenlere teşekkür ediyorum. Panelde akademik çevrenin bulunması, sanayicilerin sorunlarının çözümü açısından önemli bir katılım. Birebir bağımsız bir ortamda sanayicinin sorunlarına çözüm bulabilmek anlamında önemli bir planlama oldu. Bu iki günde onlarca akademik ve sanayi bağlantısı gerçekleşti ve problem çözme noktasında katkı sağladı. Bu iki gün içinde kurulan ilişkiler belki çok uzun süre devam edecek. “Geçen yıl panelde kurduğumuz ilişkiler bize önemli katkılar sağladı” Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cenk Demir: Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’ne geçen yıl katılmıştım, bu yıl ikincisine de zevkle geldim. Geçen yıl burada elde ettiğimiz ilişkiler ve tanıştığımız firmalar sayesinde üniversitemize ve bölgemize önemli katılımlar sağladık. Ayrıca bilimsel üniversite-sanayici işbirliği odaklı birçok proje hazırlığı içinde olduk. Bunun dışında aldığımız çeşitli yatırım ve desteklerle birlikte ağaç işleme makineleri sanayine hizmet vermiş olacağız. Bu bizim için çok önemli. Çünkü üniversite-sanayi işbirliğinin desteklenmemesi ve hayata geçirilememesi gibi sıkıntılar yaşanıyor. İki yıldır yapılan bu buluşma ile bu sıkıntıyı çok hızlı bir şekilde çözdüğümüzü düşünüyorum. Bu yıl hem akademisyenlerin hem de sanayicilerin konuşmacı olması, her iki tarafın da birbirleri ve görüşleri açısından çok faydalı oldu. Çünkü sanayiciler ile akademisyenlerin bakış açıları bazen birbirileri ile tam uyumlu olamıyor. Özellikle kullanılan dilin ortak olması ve bu dilin nerede nasıl kullanılması gerektiği konusunda sanayiciler ile üniversite hocaları arasında bir takım problemler oluşuyor. Bu iki tarafın bir araya gelerek karşılıklı oturumlar şeklinde konuşmaları, her zaman faydalı ve ileriye dönük olarak önem taşıyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

23


Haberler “Panelin düzenli olarak devam etmesini özellikle istiyorum” Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet Tutuş: Panel gayet güzel organize edilmiş. Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’ndeki sunumlar hem uygulamacı hem de üniversite-sanayi işbirliğine katkı sağlayacaktır. AİMSAD’a bu noktada çok teşekkür ediyorum. Geçen yılki panele katılamamıştım ama keşke katılsaydım diye bu yıl bir kanaat oluştu bende. Bu panelin düzenli olarak devam etmesini özellikle istiyorum. Akademisyenlerin konuşmacı olmasını çok olumlu buldum. Program çok güzel hazırlanmış ve hayata geçirilmiş. Bu tür panellerin üniversiteler ile birlikte yapılması halinde daha çok katma değer yaratacağına inanıyorum. Teorik bilgiler sanayidedir, pratik bilgiler ise üniversitededir. Bu organizasyon ile ikisinin bir araya gelmesi sektör adına daha faydalı sonuçlar doğuracaktır. Bu program için o nedenle herkese teşekkür ediyorum. “Elde edilen başarı gelecek yıllarda daha da artacak” İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Ünsal: Paneli geçen yıl da baştan sona takip etmiştim, panelle birlikte fuar organizasyonunun bütününü de değerlendirdiğimiz zaman son derece başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu yıl da aynı şekilde çok başarılı buldum. Türkiye’deki bütün orman fakültelerinin ve ilgili akademisyenleri buraya getirebilmek, akademik camiayı burada buluşturmak, son derece başarılı sunumların burada organize edilmiş olması, beraberinde fuar ile kombine edilmesi, bütün bunlar çok özverili çalışmalar. Bu tarz çalışmaları geçmişte yapmış bir akademisyen olarak panelin sonucunu çok başarılı buluyorum. Başta AİMSAD olarak Mustafa Bey’in önderliğinde bu ekip önümüzdeki yıllarda çok daha başarılı organizasyonlara imza atacak. Bunu da son iki yılın performansına dayalı olarak söylüyorum. Çok daha başarılı işler yapacaklarını ümit ediyorum. Bu kapsamda AİMSAD ekibi panelistleri plaketle ödüllendiriyor, fuardaki en iyi stantları yarıştırıyor. Ama bence AİMSAD’ın bu yaptıklarını da birilerinin ödüllendirmesi, takdir etmesi lazım. Bu yıl akademisyenlerin de konuşmacı olması, akademik çalışmaların pratik ile buluşmasına, yapılan çalışmaların ticarileşip endüstrileşmesine imkan verir. Bu ileriye dönük teknolojinin, ortaya çıkan laboratuar düzeyindeki çalışmaların endüstriye ve ekonomiye katkısını sağlayacak. Bu gitgide büyüyecek. Sonuçta ortaya bir değerin çıkacağını bir temenni olarak değil de realite olarak söyleyebilirim. Bu organizasyon için sizlere teşekkür edip başarılarınızın devamını diliyorum.

24

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018



Haberler

İZWOOD’taki gala yemeğinde en iyi stant ödüleri sahiplerini buldu

F

uarİzmir’de 10-14 Nisan 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen İZWOOD 2018 Fuarı’nın 3. gününde, TÜYAP’ın destekleri ile AİMSAD tarafından gala yemeği ve ödül töreni düzenlendi. 12 Nisan 2018 akşamı 150 kişinin katıldığı gala yemeği, Anemon Fuar Oteli Kadife Kale Salonu’nda gerçekleştirildi. Gala yemeğine sektör temsilcileri ile Ağaç İşleme Teknolojileri Paneli’nde bulunan akademisyenler katıldı.

26

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sabri Erol’un açılış konuşması ile başlayan gala yemeği, TÜYAP Fuar ve Fuarcılık Hizmet A.Ş İzmir Bölge Müdürü Alp Köseli’nin konuşması ile devam etti. Mustafa Sabri Erol açılış konuşmasında, AİMSAD’ın projeleri ve Anadolu Fuarları hakkında bilgi vererek, sanayi-üniversite işbirliği kapsamında AİMSAD’ın yaptığı organizasyonları katılımcılara aktardı. Gelecek dönem projelerine yönelik planları da salondakilerle paylaşan Erol, konuşmasının sonunda bütün misafirlere katılımla-

rından dolayı teşekkür etti. TÜYAP Fuar ve Fuarcılık Hizmet A.Ş İzmir Bölge Müdürü Alp Köseli ise yaptığı konuşmada AİMSAD ve TÜYAP işbirliğinin devam etmesinin önemine vurgu yaparak, katılımcıları misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gala yemeğinde, açılış konuşmalarının ardından “İZWOOD 2018 Fuarı En İyi Stand Ödülü” alan firmalara ödülleri taktim edildi. Bu kapsamda ‘İZWOOD 2018 Fuarı En İyi Stand’ ödülü AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sabri Erol tarafından AES Elektronik ve Makina San. Tic. A.Ş. firması adına Volkan Kibar’a, ‘En İyi İkinci Stand’ ödülü AİMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yesari Yerli tarafından Çetinmak Makina Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Yelda Akıncı’ya, ‘En İyi Üçüncü Stand’ ödülü ise AİMSAD İmalatçılar Komitesi Başkanı Merdan Şerefli tarafından N.F.M Mızrak Makina Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adına Ömer Mızrak’a verildi.







Haberler

AİMSAD Atina da gerçekleşen 7. MEDWOOD fuarını ziyaret etti

B

u yıl Yunanistan’ın başkenti Atina’da 7.’si düzenlenen MEDWOOD Fuarı, ahşap, malzeme ve makine endüstrisinde faaliyet gösterenlere dört gün boyunca heyecan verici deneyimler sundu. 26-29 Nisan tarihleri arasında Metropolitan Expo’da düzenlenen fuarı, AİMSAD adına Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa

Erol ile Genel Sekreter Arif Onur Kaçak ziyaret etti. Bu yıl gerçekleştirilen MEDWOOD’a, hem yerli, hem de Avrupa, Kıbrıs ve Orta Doğu ülkelerinden gelen yabancı ziyaretçiler yoğun ilgi gösterdi. Yeni ürünlere yönelik gün geçtikçe artan talep, bu yıl fuara yalnızca mobilya, ahşap ve makine sektöründen değil, aynı zamanda mimarlık, dekoratör ve otel işletmecileri sektörlerinden de katılımın yoğun olmasını sağladı. Fuara ziyaretçi olarak sektörlerine göre en çok yüzde 35 ile mobilya üreticileri katıldı. Ziyaretçilerin yüzde 32’sini marangozlar, yüzde 18’ini mimarlar-tasarımcılar-otel işletmecileri, yüzde 6’sını ahşap ve ahşap malzeme tüccarlar oluşturdu. Fuarda stant açan firmalar, bu nedenle bu yıl çok daha fazla sektörden katılımcıya yeni ürünlerini ve hizmetlerini sunma fırsatı buldu. Yerli ve yabancı profesyoneller

için bir buluşma noktası olan MEDWOOD, bu yıl yüzde 10 büyümeyle rekor ziyaretçi sayısına ulaştı. Fuar, uluslararası lider firmaların katılımının yanı sıra, en büyük Yunan üretim ve ticaret şirketlerinin katılımı ile renklendi. Fuarda, Yunan şirketleri ile iş ortaklıkları kurmak adına Orta Doğu’dan büyük şirketler ile başarılı B2B toplantıları yapıldı. Toplantılar Metropolitan Expo içerisinde özel olarak tasarlanmış bir alanda gerçekleştirildi. Fuarda ayrıca “Mimar Gösterisi” adı verilen konferans başarılı bir şekilde organize edilerek bir kez daha mimarlık ve tasarım dünyasını bir araya getirdi. Yunanistan ve diğer ülkelerden gelen mimarlar ve tasarımcılar ile Metropolitan Expo’nun konferans salonunda gerçekleştirilen organizasyondaki konuşmalarda; mimarlık, turizm ve kalkınma beklentileri konusunda kapsamlı bir tartışma ortamı oluştu.

Mevzuat Komite Toplantısı’nda sektör konuları ele alındı

T

ürkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Mevzuat Komitesi Toplantısı, 11 Mayıs 2018 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) gerçekleştirildi. Toplantıya AİMSAD’ı temsilen İdari İşler Uzmanı Orkan Heriş katılım sağladı. Toplantıda, 1. Kamu İhale Kanunu’nun 63. Maddesi d) bendi ge-

32

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

reği oluşturulan listeler, KDV istisnası getirilen ve amortisman süresi kısalan makineler ve uygulamaları, 3. ülke ürünü olup AB üzerinden ülkemize ithal edilen ürünlere yönelik gümrük uygulaması konusu ele alındı. “Karayolu Dışında Kullanılan Hareketli Makinalara Takılan İçten Yanmalı Motorlardan Çıkan Gaz ve Parçacık Halindeki Kirletici

Emisyonlara Karşı Alınacak Tedbirlerle İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinde(97/68/AT)” değişiklik yapılmasına dair yazılan yönetmelik taslağı ile finansmana erişimde makinelerin teminatı hususunda yeni çalışmaların konuşulduğu toplantıda ayrıca, 15 Şubat 2018 tarihli Makine İmalat Sanayi Zirvesi sonuçları da görüşüldü.





Haberler

AİMSAD, İtalya Xylexpo Fuarı’nda

sektörü başarıyla temsil etti

AİMSAD, İtalya’nın Milano kentinde 8-12 Mayıs 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen Xylexpo Fuarında Türk ağaç işleme makineleri sektörünün tanıtımını yaparak ziyaretçilere bilgi verdi.

T

ürkiye ağaç işleme makineleri sektörünün tek çatı örgütü olan AİMSAD, bu yıl İtalya’da 26’ncısı düzenlenen Xylexpo Fuarı’na katılarak sektörün temsilini başarıyla gerçekleştirdi. Açtığı stant ile Türk ağaç işleme makineleri sektörünün tanıtımını yapan AİMSAD, sağladığı görüşmeler ile fuar katılımcılarına sektör hakkında bilgi verdi. AİMSAD üye kataloglarının ve broşürlerinin dağıtıldığı fuarda ziyaretçiler, AİMSAD standına yoğun ilgi gösterdi.

36

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

AİMSAD’ın yanı sıra REED TÜYAP Fuarcılık firması da kurduğu stant ile İstanbul’da her yıl düzenlenen Ağaç İşleme Makine Fuarı ve Türkiye ile ilgili tanıtıcı bilgiler aktardı. İtalya’nın Milano kentinde 8-12 Mayıs 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen Xylexpo Fuarı, sektörün önemli buluşmalarından birine ev sahipliği yaptı. AİMSAD’ı temsilen Genel Sekreter Arif Onur Kaçak ve Mali İdari İşler Sorumlusu Ezgi Kurt katılım sağladı. Sektörün büyük firmalarının yer aldığı fuarda AİMSAD üye firmalarından ise AES Makine, ABM Makine ve sektör firmalarından Edda Makine, Kama Makine katıldı. Fuarı 37 bin kişi ziyaret etti Bu yıl 26’ncısı düzenlenen Xylexpo Fuarı, 34 bin 785 metrekarelik alan üzerinde toplam 425 firmanın katılımıyla gerçekleşti. Firmaların 116’sının yabancı olduğu fuara, 27 farklı ülke katıl-

dı. Fuarı 37 bin kişi ziyaret etti. 17 bin 781 operatör konumunda çalışan kişilerden oluşan ziyaretçilerin 2016 yılına göre operatör ziyaretçi sayısı 2,1 artış göstermiş oldu. Fuarın 27’ncisi 25-29 Mayıs 2020 tarihlerinde gerçekleştirilecek. AİMSAD kurduğu stantta fuar katılımcılarına sektör hakkında bilgi verdi. AİMSAD’ı temsilen fuarda yer alan Genel Sekreter Arif Onur Kaçak, Yabancı Sektör Dernekleri ACIMALL (İtalya Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi Üreticileri Derneği), SVDSZ (Çek Ağaç İşleme Makinesi Yan Sanayisi ve Ekipmanları Derneği), AFEMMA (İspanya Ağaç İşleme Makinesi, Yan Sanayisi ve Ekipmanları Derneği), Ukrayna Ağaç İşleme Makinecileri Derneği ile görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca Dubai Woodshow, Almanya Ligna Fuarı, Ukrayna Lisderevmash Kiev Fuarı temsilcileri ile AİMSAD üyeleri için özel imkanlar sağlanması konusunda görüşmeler yapıldı.





Haberler

Biesse Group, Türkiye’deki yapılanmasını yeni yatırımlar ile güçlendiriyor Biesse Group’un İstanbul Kampüsü’nde yer alan yeni showroomunun 29-31 Mart tarihlerinde gerçekleşen açılış etkinliğine 500’ün üzerinde ziyaretçi katıldı. Açılışın başarısı, 3 gün süren etkinlikte elde edilen satış ve önümüzdeki günlerde tamamlanacak olan siparişler ile tescillendi.

İ

talya’da 1969 yılında kurulan ve ahşap, cam, taş, plastik ve metal işleme teknolojilerinde küresel bir şirket olan Biesse Group, Türkiye’deki yapılanmasını yeni yatırımlarıyla güçlendiriyor. Mobilya, kapı/pencere çerçeveleri, inşaat bileşenleri imalatçıları ve gemi yapım ve havacılık endüstrileri üreticileri için makineler, entegre sistemler ve yazılımlar tasarlayıp üreterek dağıtımını gerçekleştiren şirket, 29-31 Mart tarihlerinde açılışını yaptığı İstanbul Kampüsü’yle Türkiye pazarındaki payını artırarak hedeflerini büyütmeyi amaçlıyor. Biesse Group’un İstanbul Kampüsü’nde yer alan yeni showroomunun 29-31 Mart tarihlerinde gerçekleşen açılış etkinliğine 500’ün üzerinde ziyaretçi katıldı. Üç gün süren etkinlik boyunca ziyaretçilere, yenilikçi Made in Biesse makinelerini ve teknolojilerini içeren 1500 metrekarelik yeni showroom ile yeni modern ofisler, eğitim merkezi ve özel servis ve yedek parça alanlarını kapsayan 2 bin 100 metrekarelik Biesse

40

Türkiye Kampüsü tanıtıldı. Sergilenen 20’nin üzerinde makine, canlı ürün demoları ve eğitim seminerleri ile hizmet veren showroom, Türkiye’de ağaç işleme makineleri sektörünün ilk ve tek çalışan showroomu olma özelliği taşıyor. Showroomda toplam değeri 2.7 milyon Euro tutarında makine sergileniyor. Biesse Türkiye CEO’su ve Grup Şirketler Satış Direktörü Federico Broccoli açılış konuşmasında, “Türkiye’nin ilk, tek ve en büyük çalışan showroom ve eğitim merkezini açmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Yeni showroom sayesinde, artık her zamankinden daha iyi bir şekilde, iş ortaklarımıza mükemmel yerel servis ve destek sunabileceğiz. İş ortaklarımıza nihai Biesse deneyimini garanti edeceğimiz için rakiplerimize kıyasla inkar edilemez bir avantajımız var. Grubumuzun iş ortaklarımıza ve onların memnuniyetine olan bağlılığını nasıl ortaya koyduğunu ve önemli yatırımlarımızın sonucunu herkesin görebilmesi için sizleri yeni showroomumuzu ziyaret etmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu. Federico Broccoli açılış konuşmasını “Biesse Türkiye ve Biesse Group’un tüm çalışanlarına, bu açılışı başarılı kılmak için gösterdikleri yoğun ve özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür etmek isterim. Bölgede iyi bir hizmet verecek olmamızın ve yeni showrooma yaptığımız büyük

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

yatırımın Türk müşterilerimiz tarafından takdir edileceğini düşünüyorum” şeklinde sonlandırdı. Etkinlik boyunca, makinelerde ürün demoları yapıldı. Showroomda sürekli olarak sergilenen Biesse çözümleri arasında ebatlama teknolojisinden kenar bantlamaya, CNC makinelerden delik makinelerine ve kalibre ve zımpara makineleri ile ileri mühendislik materyalleri teknolojisine ait birçok makine çeşidi bulunuyor. Açılış etkinliğinde ayrıca, showroom içerisinde yer alan bLab odasında, ağaç işleme makineleri endüstrisine özel geliştirilmiş ileri düzey yazılım araçları serisi bSuite demoları Biesse uzmanları tarafından ziyaretçilere gösterildi. Bu programın, gelecek dönemde Biesse Türkiye personeli ve müşterilerinin bilgilerini güçlendirmeyi amaçlayan diğer faaliyetler için de kullanılması amaçlanıyor. Çok yakında, müşterilerin tüm makinelerini Biesse servis merkezine bağlayarak onlardan maksimum verim elde etmesini sağlayan yeni Biesse IoT platformu Sophia da etkin olarak kullanılmaya başlayacak. Etkinliğin ikinci gününde, iş ortaklarının, önemli misafirlerin ve İtalyan Konsolosluğu yetkilisinin katılımıyla showroomun resmi açılışını yapmak üzere kurdele kesme töreni gerçekleştirildi. Açılışın başarısı, 3 gün süren etkinlikte elde edilen satış ve önümüzdeki günlerde tamamlanacak olan siparişler ile tescillendi.





Haberler

Yeni makine yatırımlarına KDV istisnası getirildi Resmi Gazete’de 27.03.2018 tarihinde yayımlanan Kanun ile vergi kanunlarında ciddi değişikliklere gidildi. Kanun ile sanayi sicil belgesine sahip işletmelerin yatırım teşvik belgesi aranmaksızın imalat sanayisinde kullandıkları yeni makine ve teçhizat alımlarına 2019 sonuna kadar KDV istisnası sağlanacak.

M

aliye Bakanlığı’nın hazırladığı yeni Torba Kanun, Türk makine imalat sektörlerini yakından ilgilendiren düzenlemeler içeriyor. 27 Mart 2018 tarihinde yayınlanan 30373 sayılı 2. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da yeni makine ve teçhizat alımlarında birçok avantaj getirildi. 27 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Torba Kanun’da imalat sanayisinde kullanılan ve 31 Aralık 2019 tarihine kadar alınacak yeni makine ve teçhizatlarda KDV istisnasına gidilirken, imalatta kullanılan makinelerin amortisman süreleri de yarı yarıya düşürüldü. Yeni düzenlemeye göre, teşvik belgesi aranmadan makine teçhizat yatırımı yapan işletmelerin KDV istisnasından yararlanmaları, Ar-Ge ve tasarım merkezleri ile araştırma laboratuvarlarının da aynı teşvikten yararlanması; yeni makinelerin amortisman sürelerinin mevcut sürenin yarısı olması, 2020’ye kadar işe alınan sigortalılara 12 ay gelir ve damga vergisi ile sosyal güvenlik primi desteği verilmesi, imalat ve bilişim sektörlerinde teşviklerin artırılması ve kadın, genç ve engelli istihdamın-

44

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

da teşviklerin 18 aya kadar çıkarılması öngörülüyor. KDV istisnası 2019 yılına kadar sürecek Kanun ile sanayi sicil belgesine sahip işletmelerin yatırım teşvik belgesi aranmaksızın imalat sanayisinde kullandıkları yeni makine ve teçhizat alımlarına 2019 sonuna kadar KDV istisnası getirilirken, KDV istisnası kapsamında alınan makine teçhizatın, teslim tarihini izleyen takvim yılı başından itibaren üç yıl içinde amaç (imalat, ArGe, yenilik ve tasarım faaliyetleri) dışında kullanılması halinde veya bu süre içerisinde elden çıkartılması durumunda ise zamanında alınmayan vergiler cezalı olarak makine teçhizat alıcısından (teşvikten yararlanandan) tahsil edilecek. Yeni yatırımları özendirecek bir diğer düzenleme ise yatırımlarda amortisman avantajı sağlanması. Buna göre yatırım teşvik belgeli olsun veya olmasın, imalat sanayisinde veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılan ve 31 Aralık 2019 tarihine kadar alınan yeni makine ve teçhizatın, mevcut amortisman sürelerinin yarısı kadarlık daha kısa bir sürede amortismana tabi tutularak gider yazılabilmesine imkân sağlanacak. Buna göre, bir makinenin Maliye

Bakanlığı tarafından tespit edilen faydalı ömrü 10 yıl ve dolayısıyla amortisman oranı yüzde 10 ise, yeni düzenlemeden yararlanılacak şekilde edinilmesi halinde faydalı ömrü beş yıl ve amortisman oranı yüzde 20 olarak dikkate alınacak. Teşvik kapsamında belirlenecek amortisman süre ve oranı, izleyen yıllarda değiştirilemeyecek. Ancak bu teşvikten, imalat faaliyetinde kullanılmak üzere iktisap edilecek her makine teçhizat için yararlanmak mümkün olmayacak, bu teşvik unsuru kapsamında edinilebilinecek makine teçhizat listesi Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Yine, Kanun ile mal ihracatı yapan firmalar için nisbi aidat uygulamasında asgari alt sınırın kaldırılması, hizmet ihracatı açısından ise nisbi aidat uygulamasından vazgeçilerek aylık asgari ücretin brüt tutarı ile bu tutarın beş katı arasında belirlenen tutarda yıllık aidat tahsil edilmesi esası getirilirken, ihraç edilmek üzere ihracatçılara teslim edilen ÖTV’ye tabi malların mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde ihraç edilememesi durumunda, katma değer vergisi uygulamasında olduğu gibi, üç aya kadar ek süre verilecek. Torba Kanunun diğer bir önemli unsurunu ise 2018 yılı için verilen istihdam teşvikleri oluşturuyor.



Haberler

KOSGEB, teknolojiyi KOBİ’lere yaymak için desteklerine yenilerini ekliyor KOSGEB Başkanı Cevahir Uzkurt, Türkiye’nin gelecek hedefleri ve kalkınma planları doğrultusunda kendilerine bir yol haritası belirlediklerini açıkladı. Öncelikle yerli ve milli üretime daha ciddi, daha yüksek miktarlarda destek vererek KOBİ’lerin ithal ettiği ürünleri yerli ve milli olarak üretmesini teşvik edeceklerini belirten Uzkurt, “Teknolojinin KOBİ’ler vasıtasıyla tabana yayılmasına dönük birtakım destekler vermeyi planlıyoruz” dedi.

K

OSGEB’in yeni dönem yol haritası belirlendi. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) desteklerindeki yeni dönemi KOBİ’ler için farklı bir sürecin başlangıcı olarak nitelendiren KOSGEB Başkanı Cevahir Uzkurt, Türkiye’nin gelecek hedefleri ve kalkınma planları doğrultusunda KOSGEB olarak kendilerine bir yol haritası belirlediklerini ifade etti. Öncelikle yerli ve milli üretime daha ciddi, daha yüksek miktarlarda destek vererek KOBİ’lerin ithal ettiği ürünleri yerli ve milli üretmesini teşvik edeceklerini belirten Uzkurt, “Teknolojinin KOBİ’ler vasıtasıyla tabana yayılmasına dönük birtakım destekler vermeyi planlıyoruz. KOBİ’lerin ölçeğini büyütme ve rekabetçi yapılarını artırmak adına da birtakım destek programları yürütmek istiyoruz. Bunların yanı sıra KOBİ’lerimizin yurt dışı pazarlara açılması için birtakım uluslararasılaşma destekleri ve daha katma değerli üretim yapmalarına dönük olarak teşvik programlarını yürürlüğe koyacağız. KOSGEB olarak bu anlamda 2018 yılı bütçemiz yaklaşık 2 milyar lira ancak geçmiş dönemlere bakıldığında hükümetimiz ihtiyaç dahilinde gerekli olan bütçe artışını yapmış. Bundan sonra da hükümetimizin politikaları doğrultusunda KOBİ’lerimizi güçlü şekilde destek-

46

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

lediğimiz takdirde, uygun görülmesi halinde bu bütçeyi hükümet artıracaktır” dedi. Yerlilik ve millilik konusunda yakın dönemde “Stratejik Ürün Destek Programı” adı altında bir destek programının çağrısına çıktıklarını anımsatan Uzkurt, bu çalışma kapsamında özellikle ithalatı ihracatından yüksek olan orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerdeki firmaların projelerine destek verdiklerini bildirdi. Uzkurt, bu kapsamda alım sözleşmesini getiren KOBİ’lere öncelik verdiklerini ifade ederek, ithalatı yapılan ürünlerin Türkiye’de üretilmesi için girişimde bulunan KOBİ’lerin, destek almaları için ürünlerini satacakları firmaları kendilerine yazılı şekilde bildirmelerine önem verdiklerini kaydetti. “KOBİ’nin KOSGEB’den faizi karşılanacak kredi limiti olacak” KOBİ’ler için önümüzdeki süreçte yeni finansman modellerinin olacağını da belirten Cevahir Uzkurt, yeni bir modele geçtiklerini açıkladı. “KOSGEB olarak bizim proje bazlı desteklerimizin dışında belli dönemlerde, ihtiyaç duymaları halinde bankalardan kullandıkları kredinin faizini karşılamak yönünde bir finansman yöntemimiz vardı. Yeni dönemde bu modeli tamamen değiştiriyoruz” diyen Uzkurt, şöyle açıkladı: “Yeni dönemde her bir

KOBİ’nin, çerçevesini KOSGEB’in belirlediği ölçüde bankadan kredi kullanması halinde bu kredinin faizini biz KOSGEB olarak belli bir puan üzerinden karşılayacağız. KOBİ’lerimizi, hangi sektörde olduklarına, proje bazlı üretim yapıp yapmadıklarına, yeni girişimci olup olmadıklarına göre belli kategorilere ayırdık. Bu kategorilerde 100 bin liradan 500 bin liraya kadar her bir KOBİ’mizin bir kredi limiti olacak. Bu kredi işletme kredisi, yatırım kredisi, makine teçhizat kredisi olabilir. Bu kredileri bizim çizdiğimiz çerçevede bankalardan kullandıkları takdirde biz hiçbir çağrıya çıkmaksızın yıl içinde KOBİ’miz ne zaman kullanırsa, kredisinin faizini biz banka ile anlaşarak otomatik olarak karşılayacağız. Bundan sonraki dönemde aslında her bir KOBİ’nin KOSGEB’den faizi karşılanmak üzere bir kredi limiti olacak.” Çalışmayı önümüzdeki birkaç ay içinde yürürlüğe koyacaklarını bildiren Uzkurt, şu an mevzuat çalışmalarını bitirmek üzere olduklarını, modelin uygulanması için bankalarla çalıştıklarını anlattı. Uzkurt, çalışma kapsamında KOSGEB’in, faizi belli bir puan üzerinden karşılayacağını, bu puanın kullanılacak kredinin türüne göre belirleneceğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Örneğin, bir firmamız makine teçhizat almak için kredi kullandığında bunun faiz ora-


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

nını karşılamadaki taban puanımız 6 puansa, ‘yerli makine alacağım’ dediğinde 4 puan daha ekleyip 10 puan üzerinden faizi karşılayacağız. Bu çalışma, KOBİ’nin finansmana erişimi konusunda önemli bir adım. Ayrıca bizim KOBİ’lerimizi desteklerken bir yandan da yerli üretimi özendirelim şeklinde bir politikamız var.” KOBİ’lere 5 milyon liraya varan teknoloji desteği KOSGEB Başkanı Uzkurt, yeni dönem yol haritalarından birinin de teknoloji düzeyi yüksek ürünlerin KOBİ’ler tarafından üretilmesi ve bu sayede teknoloji üretiminin tabana yayılması olduğunu, bu kapsamda açıkladıkları KOBİ Teknoyatırım Destek Programı kapsamında 5 milyon liraya kadar KOBİ’lere destek vereceklerini söyledi. Uzkurt, Ar-Ge’ye ciddi destek verdiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Ar-Ge projeleri yapılıyor sonunda bir prototip çıkıyor. Ancak bu prototipleri ekonomiye kazandıracak bir uygulamanız yoksa ya da bunların ticarileşmesini sağlamamışsanız o ana kadar yaptığınız yatırımlar bir anlamda atıl kalıyor. Dolayısıyla biz KOSGEB olarak yeni dönemde teknoloji düzeyi yüksek alanlarda KOBİ’lerimizin yaptığı Ar-Ge projelerini üretime ve yatırıma dönüştürmek için bir Yatırım Destek Programı çağrısına çıktık. Burada bu teknoloji düzeyi yüksek Ar-Ge projelerinin KOBİ’lerimiz tarafından üretilmesi konusunda 5 milyon liraya kadar destek vereceğiz. Temel prensiplerimizden biri burada, bu üretilen teknolojik ürünlerin alıcısını KOBİ’lerin bulması ya da büyük firmaların bu KOBİ’leri bulması halinde eşleşme yapılırsa bu KOBİ’leri öncelikli olarak destekleyeceğiz.”

KOSGEB Başkanı Cevahir Uzkurt, yeni dönemin temelini ‘yerlileştirmenin’ oluşturacağını vurgulayarak, toplam 8 başlıktan oluşan yeni yol haritasını şöyle açıkladı: 1-Cari açığın azaltılmasına katkı Yüksek ve orta yüksek teknolojili olup, ithal edilen ürünleri üretme kabiliyeti olan şirketlere, Stratejik Ürün Destek Programı ile 5 milyon liraya kadar destek sağlanacak. 2-Ürünlerin ticarileştirilmesi Birçok bakanlık ve kurumun verdiği Ar-Ge desteklerinde ortaya çıkan ürünlerin ticarileştirilmesi için Teknoyatırım Desteği ile projelere 5 milyon liraya kadar katkı yapılacak. KOBİ’lere, “bu ürünleri satabileceğiniz büyük firmaları bulun, onlarla anlaşma yapıp gelin” denilecek. 3-KOBİ tanımı değişecek KOBİ tanımı değişerek, ciro sınırı 40 milyon liradan 125 milyon liraya çıkarılacak. Buna ilişkin çalışma Başbakanlığa gönderildi. Böylece büyük ölçekli işletmeler de KOBİ desteklerinden yararlanabilecek. 4-KOSGEB destekleri için ‘rehber’ firmalara lisans verilecek KOSGEB desteklerine ilişkin araştırma imkanı olmayan küçük işletmelere yol göstermek üzere, KOSGEB’in vereceği lisans ile çalışacak rehberler olacak. Bu konuda şikayetlere sebep olan suiistimaller ortadan kalkacak. Desteklerin doğru kullanılmasından rehberler sorumlu olacak. 5-KOBİ’lere yabancı fonların yatırımı Özellikle teknolojik üretim yapan KOBİ’lere karne niteliğinde rating çıkarılacak. Şirketlerin, finansal, operasyonel kapasiteleri belirlenecek. Yabancı veya yerli fonlar, bu değerlemelere bakarak KOBİ’lere sermaye desteği yoluyla ortak olabilecek. Sürekli yenilenecek değerlemede, şirketlerin geleceğine yönelik projeksiyonlar da yer alacak. 6-KOBİ’ler büyük işletmelerle eşleştirilecek Teknoyatırım desteğine benzer şekilde, büyük firmalara da hangi ürünlere ihtiyaçları olduğu sorularak, bunları üretebilecek KOBİ’lerle eşleştirilmeleri sağlanacak. 7-Her KOBİ’ye faizsiz destek hesabı açılacak Şirketleri, her seferinde bankalarla karşı karşıya getirmemek amacıyla, koşulları sağlayan her şirket için 100 bin lira ile 500 bin lira arasında faiz destekli kredi limiti açılacak. Üç yıllık sürede şirketler istedikleri zaman bu limitlerinden kredi kullanabilecek. 8-Tüm kurumların desteklerine KOSGEB üzerinden ulaşılacak KOBİ’lere yönelik tüm bakanlık, kurum ve kuruluşların verdiği desteklere, KOSGEB üzerinden tek pencereden ulaşılabilecek. Hazırlanan veri tabanına giren şirketler ihtiyaçlarını belirtecek, şirketin ihtiyacını hangi kurum karşılıyorsa o kurumun destek sayfasına yönlendirilecek. Ayrıca KOSGEB desteklerine e-Devlet üzerinden de başvurulabilecek.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

47




Haberler

Ekonomi Bakanlığı’ndan ihracatçıya 14 Kolay Destek Ekonomi Bakanlığı tarafından ihracat desteklerine ilişkin mevzuatın kolay anlaşılması ve evraklara erişimde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için “www.kolaydestek.gov.tr” sitesi hizmete sunuldu. Kolay Destek ile Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen 14 farklı desteğin daha kolay ve anlaşılır biçimde sunulması amaçlanıyor.

E

konomi Bakanlığı, ihracat desteklerinin kolay anlaşılması ve evraklara erişimde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için kolaydestek.gov.tr sitesini hizmete açtı. Kolay Destek, Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen 14 farklı desteğin daha kolay ve anlaşılır biçimde sunulmasını amaçlıyor. İh-

50

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

racat yaparken müşteri bulmaktan yurt dışında reklam vermeye, fuarlara katılmaktan şirketlerin müşterileri için uygun kredi bulmaya kadar sayısız desteği bünyesinde barındırıyor. Şirketlerin mevzuata erişmede, anlama ve yorumlamada zorluklar yaşadığı, başvuru yapmada güçlük

çektikleri, bazı firmaların başvuru yapsalar bile desteklerden faydalanamayacaklarını düşündüklerinin ortaya çıkmasıyla açılmasına karar verilen Kolay Destek’te yurt dışında müşteri bulmak, müşteri tanıtmak ve pazarı öğrenmek, ürün kalitesi ispatı, müşteriye uygun kredi, küresel firmalarla çalışmak


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

İhracatçılar ve Ekonomi Bakanlığı’nın bir aile olduğunu vurgulayan Nihat Zeybekci, şunları kaydetti: “Sizlerle ihracatımızı artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Pek çok kalemde harcamalarınızın en az yüzde 50’sini biz karşılıyoruz ancak desteklerimizden yararlanan firma sayısı bizim beklentilerimizin çok altında. Artık büyük-küçük tüm firmalarımızın bu desteklere daha kolay ulaşabilmesi için basit, yeni ve anlaşılır bir sisteme geçiyoruz. Tüm destekleri anlatan kolaydestek.gov.tr’yi sizin için hazırladık. Yeni internet sitemizde neleri destekliyoruz, örneklerle nasıl başvuru yapılır, bilmeniz gereken püf noktaları nelerdir adım adım anlattık. Her bir destek için size yardımcı olacak uzmanlarımızın bilgileri de sitemizde yer alıyor.” ve e-ticaret sitelerine üye olarak mal satmak gibi birçok konu, alt başlıklarıyla birlikte irdeleniyor. Sitede yer alan her destek, görsel olarak açıklanıyor. Belgeler, firmalara hazır sunuluyor. Firmaların tek yapması gereken, gerekli belgeleri indirerek, sitenin yönlendirdiği yere başvurularını yapmak ve destek ödemelerini almak kalıyor. Firmalar destekler hakkında bilgilendirilecek Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin talimatıyla sahaya inen uzmanların yüzlerce firmayla mülakat gerçekleştirmesiyle www. kolaydestek.gov.tr’nin kurulmasına uzanan süreç başladı. Bakanlıkça sunulan desteklerin kullanım süreçlerindeki sorunların tespit edilmesi ve buna yönelik çözümler üretilmesi için yapılan mülakatlar sonucu, şirketlerin mevzuata erişme, anlama ve yorumlamada zorluklar yaşadığı, başvuru yapmada güçlük çektikleri, bazı firmaların başvuru yapsalar bile desteklerden faydalanamayacaklarını düşündükleri hatta “Devlet Destekleri Danışmanlığı” adı altında bir meslek grubunun oluştuğu tespit edildi. Bu sorunların çözümü için kapsamlı bir strateji geliştiren Bakan-

lık bünyesindeki Türkiye’nin ilk davranışsal kamu politikaları ünitesi Nudge Turkey’in, ilk etapta henüz desteklerden haberdar olmayan firmalara doğrudan ulaşması kararlaştırıldı. Bakan Zeybekci tarafından bizzat kaleme alınan mektupla firmalar destekler hakkında bilgilendirilecek ve bunlara başvurmaya davet edilecek. Özellikle daha önce herhangi bir destekten faydalanmamış şirketlere Zeybekci özel bir mesaj verecek. Belgeler firmalara hazır sunuluyor Firmaların mevzuatı anlaması ve evraklara erişimde yaşanan sıkıntılarının giderilmesi için www.kolaydestek.gov.tr adlı internet sitesi de kullanıma açıldı. Sitede her destek, görsel olarak anlatılıyor. Belgeler firmalara hazır sunuluyor. Firmalara, gerekli belgeleri indirerek, sitenin yönlendirdiği yere başvurularını yapmak ve destek ödemelerini almak kalıyor.

İfadeler, simgeler ve tasarımın tamamen davranışsal prensipler gözetilerek oluşturulduğu sitede, Bakan Zeybekci’nin ihracatçı firmalara yönelik hitap ve çağrısı da yer alıyor. Zeybekci, çağrısında, yeni internet sitesi sayesinde Bakanlığının tüm destekleri hakkında kolayca bilgiye erişilebileceğini belirterek, burada nasıl başvuru yapılabileceğinin ve püf noktalarının adım adım anlatıldığını bildirdi. “Değerli ihracatçı meslektaşım, bu destekler sizin için bir lütuf değil, bu ülkenin firmaları olarak sizin hakkınız” ifadesini kullanan Zeybekci, “Gelin, hiç vakit kaybetmeden desteklerimizden faydalanmaya başlayın. İhracat milli bir meseledir. Biz bu yolda tüm imkanlarımızla sizi desteklemeye varız” değerlendirmesinde bulundu.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

51




Haberler

Sanayi üretimi mart ayında arttı

S

anayi üretimi 2018 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,6 oranında artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 yılı Mart ayı sanayi üretim endeksini açıkladı. Buna göre; sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2018 yılı Mart ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,7, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 7,9 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi

yüzde 2,9 arttı. Sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 0,2 arttı. Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2018 yılı Mart ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,1 azaldı,

imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 0,4 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 0,4 azaldı. Sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,8 oranında artış gösterdi. 2018 yılı birinci çeyreğinde takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,8 arttı. Bir önceki çeyreğe göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretiminde ise yüzde 0,8 oranında artış yaşandı.

TİM’in bilgi portalı “İhracat Pusulası” yayına başladı

T

İM ihracatçılara teknik bilgi verme amaçlı bilgi portalı oluşturdu. Portaldan hem ihracatçılar hem de ihracata atılmak isteyen kişiler faydalanabiliyor. TİM’in bilgi hizmeti İhracat Pusulası da yayına başladı. Portalda 6’lı GTİP kodları üzerinden ürün bilgileri oluşturdu. Portalda; Türkiye yanında erişim sağlanabilen ülkelerin de ürün dış ticaret verileri, küresel veriler, pazar payları vb. analiz imkanları veren datalar yer alıyor. Tasarımı yerli firmalar tarafından yapılan portalda iş zekası unsurları da kullanılarak site üzerinde bazı verilerin üretilebilmesine imkan sağlandı. Türkiye İhracatçılar Meclisi, (TİM) ilk kez ihracat yapmak isteyen firmalar yanında, ihracatını artırmak isteyen firmaların da bilgi ihtiyaçları gözetilerek tasarlanan “İhracat Pusulası” adı verilen portalı hayata geçirdi. Ankara’da portalın tanıtı-

54

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

mı amacıyla düzenlenen toplantıya Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de katıldı. Portal ile firmalar; hem Türkiye’nin hem de dünyanın dış ticaret verilerine erişebilecek ve çeşitli pazar analizlerini yapabilecek. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, portalın özellikle ilk kez ihracat yapmak isteyen girişimci ve firmalara katkısına işaret ederek, “100 bin ihracatçı hedefine bu yöntemlerle ulaşacağız” dedi. Bilgi üretmenin önemine değinen Zeybekci, portaldaki tüm verilerin doğru, sağlıklı ve devamlı yenilenmesi gerektiğine işaret etti. Zeybekci, “Bir kişi ihracat yapmaya karar verdiğinde ‘Mehmet bir işe girdi, hayatı değişti, evler aldı’ diyerek işe koyuluyordu. Günün birinde de ihtiyaçtan fazla kapasite ortaya çıkıyordu. Bu yüzden üretilecek bilgiler isabetli, güncel, hızlı ve doğru olmalı” diye konuştu.

Büyükekşi: “Firmalar kendi hedef ülkelerini oluşturabilir” TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçılara seslenerek, “Bu bilgileri kullanın. Hedef pazarlar ve rakip ülkeler hakkında verilere ulaşın. Bu sayede, doğru hedef pazarlarla kısıtlı kaynakları en verimli şekilde kullanın” dedi. Pazar analizi yapmanın önemine işaret eden Mehmet Büyükekşi, şirketlerin kendi hedef ülkelerini belirleme yönünde verilere erişmiş olacağını kaydetti. Büyükekşi, ekonomik veriler yanında, ihracatçıların ihtiyaç duyacağı ülkedeki önemli kuruluşlar ve firma kaynakları, karşılıklı diplomatik temsilcilikler, vize uygulamaları, Türkiye’den ilgili ülkeye yapılan uçuşlar, bu ülkede milli katılım sağlanan fuarlar, Türkiye’ye uygulanan gümrük vergisi oranları gibi iş yapmayı kolaylaştıracak bilgilere de yer verildiğini anlattı.





Röportaj

“İhracat için markalaşma ve kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık vermek şart” Makine İhracatçıları Birliği’nin (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 14 Nisan tarihinden itibaren devralan Kutlu Karavelioğlu, makine imalat teknolojisinin bağımsız ve hızlı ilerlemenin en önemli unsuru olduğunu vurgulayarak, “Dış ticarette etkin bir varlık gösterebilmek için markalaşma ve kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık vermemiz gerekiyor. Firmaların nitelikli ürünler üretmesi, kalite standartlarını yükseltmesi, pazarlama ve tanıtım faaliyetleri konularına yoğunlaşması hem marka değerlerine hem ihracatlarına olumlu yansıyacaktır. Türk makinecileri olarak teknolojinin hem takipçisi hem temsilcisi olmalıyız” mesajını verdi.

58

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

M

AİB’in 11 binin üzerinde makine ihracatçısıyla Türkiye’yi ileriye taşıma ve değer katma misyonuyla hareket ettiğini dile getiren Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, ihracatçıların ihtiyaçlarını ifade edebilmeleri yönünde bir lobi gücü oluşturduklarını açıkladı. “Makine ihracatçıları ve kullanıcılarını farklı kanallardan çeşitli mekanizmalarla sürekli bilgilendirdiğimiz son 15 yıllık dönemde, sektörümüz ihracatını 9 katına çıkardı” diyen Karavelioğlu, Yeni Yönetim Kurulu döneminde de ihracatçıların ortak menfaatlerine uygun, yenilikçi çalışmalarla dünya makine ticaretindeki pazar paylarını yükseltmek üzere çalışacaklarını kaydetti. Karavelioğlu, “Birliğimiz etki gücünü sürekli artırarak, makine sektörünün sözcüsü haline geldi. Gelecek dönemde yapacağımız yeni çalışmalarla bu alandaki varlığımızı daha da güçlü hale getirmek istiyoruz” dedi. Yapılan yatırımların da etkisiyle ihracatını 2017 yılı sonunda 14,9 milyar dolara taşıyan makinecilerin, 2018 yılında ihracat hedefini 18 milyar dolar olarak belirlediğini vurgulayan Karavelioğlu, dış ticarette etkin bir varlık gösterebilmek için markalaşma ve kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık vermek gerektiğine dikkat çekti. Bu noktada sektördeki firmalara; nitelikli

ürünler üretmeleri, kalite standartlarını yükseltmelerini, pazarlama ve tanıtım faaliyetleri konularına yoğunlaşmalarını tavsiye eden Karavelioğlu, “Türk makinecileri olarak teknolojinin hem takipçisi hem temsilcisi olmalıyız” yorumunda bulundu. Kutlu Karavelioğlu, yeni MAİB Başkanlığı görevine ve dönemine ilişkin görüşleri ile sektörün gelişimi için firmalara mesajlarını şöyle aktardı: 14 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirilen Makine İhracatçıları Birliği’nin Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda, Adnan Dalgakıran’ın 12 yıldır yürüttüğü Başkanlık görevini siz devraldınız. Yapacağımız sohbetimizde özellikle yeni görevinizle birlikte MAİB’in gelecek dönem çalışmaları hakkında sizden bilgiler almak istiyoruz. Ancak öncelikle MAİB’in Türkiye makine sektörü açısından önemini ve üstlendiği misyonu kısaca bize aktarır mısınız? MAİB, makine ihracatçıları ve sektörü için nasıl bir boşluğu dolduruyor ve ne anlam ifade ediyor? Gücünü makine sanayiinin sektörel örgütlenme kapasitesinden alan bir ihracatçı birliği olarak Makine İhracatçıları Birliği, daha genel adıyla “Türkiye’nin Makinecileri” aynı veya yan sektörlerde faaliyet gösteren firmalar arasında bir da-

yanışma ve işbirliği platformudur. Türkiye’nin teknolojik gelişiminde stratejik bir sektör olarak, üye firmaların ortak talep ve ihtiyaçları ekseninde çalışmayı temel vazifemiz olarak addediyoruz. İhracatçı firmaları bir çatı altında topladığımız 2002 yılından bu yana, ekonomik ve sosyal hedeflerimiz doğrultusunda sektörün gelişimine önemli katkılarda bulunduk. Firmaların taleplerinin doğru şekilde değerlendirilmesi ve karar mekanizmalarına doğrudan aktarılması konusunda önemli bir görevi icra ediyoruz. İhracat pazarlarında büyürken, sektörel bilgi ve deneyimimizi artırarak makine küresel rekabet gücümüzü yükseltiyoruz. 11 binin üzerinde makine ihracatçımızla ülkemizi ileriye taşıma ve değer katma misyonuyla hareket ediyoruz. Türkiye’de 11 binin üzerinde makine ihracatçısının temsil edildiği tek ihracatçı birliği olan MAİB’in bugüne kadar yaptığı çalışmalara baktığınızda neleri başardığını ve sektör adına neleri hayata geçirdiğini söyleyebilirsiniz? MAİB, sektörün gelişiminde nasıl bir itici güç oldu? Birliğimiz Türkiye’de makine kavramının anlaşılmasına ve sektörel dayanışma kültürünün oluşmasına önemli katkı sağladı. İhracatçılarımızın ihtiyaçlarını ifade edebilmeleri yönünde bir lobi gücü oluşturdu.

AİMSAD ile MAİB birlikte hangi konularda dirsek teması çalışmalar yapabilir? Ortak proje geliştirme konusundaki yaklaşımınız nedir? 10 yıla yaklaşan bir çalışmanın ürünü olarak, makine sektörünün büyük bölümünü kapsayan 18 derneğin katılımıyla, tek çatı altında bütünleştiğimiz MAKFED bu alandaki işbirliğimizin bir ürünüdür. MAİB’in başarısına MAKFED ve üyesi derneklerin uzmanlığı önemli katkı sağlıyor. Makine ihracatı sektörün geneline yönelik proje ve etkinliklerle belli bir yere kadar artabilirdi. Derneklerimizle kendi alanlarındaki ürünlere yönelik işbirliğine devam edeceğiz. Kullanıcılarınızı fiyatınızdan çok teknolojinizin gelişmişliği ile ikna edebilmek için mottolar yetmiyor, bilginizi tartışmaya açabilmelisiniz.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

59


Röportaj Sanayileşmenin en önemli lokomotifi olan makine sektörü, bu alanda yapılan yatırımlar sayesinde imalat ve ihracat hususlarında ciddi bir ivme kazandı. Makine ihracatçıları ve kullanıcılarını farklı kanallardan çeşitli mekanizmalarla sürekli bilgilendirdiğimiz son 15 yıllık dönemde, sektörümüz ihracatını 9 katına çıkardı. Teknolojideki değişimlere hızlı adapte olan makine sanayi, verimlilik odaklı anlayışı sayesinde kaliteli ürünleri rekabetçi fiyatlarla sunabilme kapasitesine ulaştı. Ülkemizin kalkınma hedefleri doğrultusunda katma değer, refah ve istihdamı artırmaya destek olundu. Öte yandan MAİB hangi konularda sektör için bugüne kadar yetersiz kaldı? Bundan sonraki proje ve çalışmalarda bu eksiği kapatmak adına ne gibi çalışmalar yapılmasını düşünürsünüz? Her sektörel örgüt gibi, biz de kendi iştigal alanımızda olan konulara öncelik veriyoruz. Çeşitli yayınlar, araştırmalar ve envanter çalışmalarıyla sektörün taleplerini imkanların el verdiği ölçüde anlamaya ve bu taleplere yanıt vermeye çalışıyoruz. Sadece ihracatçı birliklerinin değil, hiçbir platformun bir sektörün tamamının talep ve beklentilerine yüzde yüz yanıt verebilmesi mümkün değildir. Önemli olan çalışmaların sürekliliğini sağlayarak daha fazla memnuniyet oluşturabilmektir. Birliğimiz bu yöndeki etki gücünü sürekli artırarak, makine sektörünün sözcüsü haline gelmiştir. Gelecek dönemde yapacağımız yeni çalışmalarla bu alandaki varlığımızı daha da güçlü hale getirmek istiyoruz. Türkiye makine sektörünün ihracat gelişimi/artışı hakkında istatistiksel bilgiler verir misiniz? Bu

60

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

yılsonu itibarıyla ihracat miktarı hedefi nedir? Sektör, ihracatını 2023 yılında hangi noktaya getirmeyi hedefliyor? Makine sektörünün, 2001 yılındaki ihracatı yaklaşık 1,7 milyar dolar seviyesindeydi. Makine ticareti, 2008-2009 döneminde yüzde 22 ve 2014-2015 döneminde yüzde 10 olmak üzere iki kere ciddi düşüş yaşamasına rağmen uluslararasında geliştirdiği işbirlikleriyle pazar payını arttırarak ihracatta yeniden yükseldi. Sektörümüz yapılan yatırımların da etkisiyle ihracatını 2017 yılı sonunda 2001 yılına oranla 9 katına çıkararak 14,9 milyar dolara taşıdı. Birliğimizin çalışmaları ve firmalarımızın gayretiyle, sektörün aynı dönemde Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı 2 katına çıkarıldı. Bu rakamlar gayet olumlu olmakla birlikte, biz gelecek hedeflerimizi sadece rakamlar üzerinden tanımlamıyoruz. Türkiye’nin Makinecileri olarak, katma değeri yüksek ürün ihraç etme, gelişmiş pazarlarda güçlü bir oyuncu olma, verimlilik ve teknoloji odaklı, rekabetçi bir sektör olma amaçlarına hizmet ediyoruz. Bugüne kadar bu yönde ciddi bir gelişim sağladık, hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu hedefleri göz önünde tutarak, MAİB Başkanı olarak Türk makine üreticisi ve ihracatçılarının, yurtdışı satışlarını artırmaları için tavsiye ve önerileriniz neler olur? Dış ticarette etkin bir varlık gösterebilmek için markalaşma ve kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık vermemiz gerekiyor. Firmaların nitelikli ürünler, kalite standartlarının yükseltilmesi, pazarlama ve tanıtım faaliyetleri konularına yoğunlaşması hem marka değerlerine hem ihracatlarına olumlu yansıyacaktır. Türk Makinecileri olarak teknolo-

jinin hem takipçisi hem temsilcisi olmalıyız. Makine imalat teknolojisi bağımsız ve hızlı ilerlemenin en önemli unsurudur. Bugün savunma sanayi başta olmak üzere pek çok stratejik alanda kendi mühendislerimizin geliştirdiği teknolojiler kullanılıyor. İnşaat, savunma, otomotiv sektörü gibi güçlü sektörlerle oluşturulan doğru işbirlikleriyle Türkiye Makinecilerinin dünyanın her yerinde varlık göstereceği inancındayım. MAİB sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da sektörel birçok platformda Türk makine sektörünü temsil ediyor. Yapılan bu yurtdışı çalışmalarınız ve sektöre getirileri hakkında bilgi verir misiniz? Gelecek dönemde yurtdışında sektörün tanıtımı ve temsine ilişkin yapılması planlanan çalışma ve projeler nelerdir? Kaliteli ürüne talebi attırabilmenin yolu sadece fiyat rekabetiyle yarışmaktan değil, markalaşma çalışmalarını başarıyla yürütebilmekten geçiyor. Markalaşma çalışmalarının merkezinde ise pazarlama ve tanıtım faaliyetleri var. Bu yıl Hannover Messe’ye 102 Türk firmasıyla katılarak dünya genelinde birçok ziyaretçiyle buluştuk. Türkiye’nin Makinecileri’nin etkili tanıtım çalışmalarıyla önemli ticari işbirliklerinin temellerini attığımız bir fuar oldu. Ayrıca Intermat 2018’e de 52 Türk firmasıyla katılım gösterdik. 14-18 Mayıs’ta Moskova’da düzenlenen Metalloobrabotka (Metal İşleme Teknolojileri Fuarı) ve aynı tarihlerde Münih’te düzenlenen IFAT’a (Çevre ve Su Teknolojileri Fuarı) katılacağız. Buralarda dünya genelinden 200 bine yakın ziyaretçiyle buluşmayı ve kuracağımız iştiraklerimizle marka değerimizi arttırmayı planlıyoruz.


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ Sektörde yaşanan en önemli 3 sorun nedir diye sorduğumuzda öncelikleriniz neler olur? Bu sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nedir? Sektörün gelişimi için bakanlık ve devlet nezdindeki talep ve beklentilerinizi aktarır mısınız? Sektör devletten hangi konularda destek bekliyor? Sektörün çözümünü beklediği konulardan biri Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklik kapsamında ilan edilen yerli malı listelerinin genişletilme ihtiyacı. Değişiklik kapsamında, yapım işlerinde kullanılacak makine ve ekipmanların tamamına ya da belli bir kısmına yerli malı şartı getirilmesi üzerinde çalışılıyor. Ancak ihale konusu olabilecek ürün listelerinin oldukça dar kapsamlı olduğu kanaatindeyiz ve ürün listelerinin genişletilmesi gerektiği yönündeki düşüncelerimizi ilgili Bakanlıklarımızla paylaşmaya büyük gayret gösteriyoruz. Bir diğer husus da istihdam ve işgücü piyasası dair… Sektörün gelişiminde öncelikli konulardan biri yurt dışından tasarım ve üretim teknolojisi transferinin ve yabancı personel istihdamının desteklenmesi. Uluslararası teknoloji geliştirme merkezleriyle yapılan transfer anlaşmalarının ve uzman tasarım mühendislerinin Türkiye’de istihdamının Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı oranlarında desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Transfer edilen, yurt dışında yürütülen ya da geliştirilmek üzere yurt dışı kurum ve kuruluşlarla anlaşması yapılan teknoloji geliştirme, proje satınalma faaliyetlerinin yatırım, Ar-Ge ve tasarım ile ilgili teşviklerden yararlandırılmasının da aynı ölçüde önem taşıdığına inanıyoruz. Yatırım teşvikleri konusunda ise çözüm bekleyen konulardan biri

tesislerin yetersizliği ve yatırım maliyetlerinin yüksekliğidir. Firmalarımız sermayelerinin önemli bir bölümünü teknoloji geliştirmek yerine, OSB’ler de dahil olmak üzere arazi, bina ve altyapı yatırımlarına ayırmak zorunda kalıyor. Yatırım teşvikleri hazırlanırken yüksek teknolojili üretimin gerektirdiği beyin gücünün sosyal standartları itibarıyla gelişmemiş yörelerde istihdam edilemeyeceği gerçeği ve sektörün ilişki ağı dikkate alınmalı; sektörün gelişmiş yörelerde yatırım yapabilmesini sağlayacak imkânlar oluşturulmalıdır. Benzer şekilde, teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar, kamu arazileri ve sanayi bölgeleri gibi alanlarda mülkiyeti devlette kalacak şekilde, projesine göre 25-49 yıl süre ile bedelsiz arsa tahsisi sağlanmalıdır. Sosyal donatılar ve araştırma merkezleriyle zenginleştirilecek yeni nesil endüstri bölgelerinde TOKİ benzeri kuruluşlarca inşa edilecek üst yapı tesislerinin imalatçılara kiralanmak suretiyle tahsisinin de aynı derecede önemli olduğu, tarafımızdan dile getirilen konulardan biridir. 2014 yılında kurulan Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği’nin (AİMSAD) çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dernek sektörde sizce nasıl bir boşluğu doldurdu? Sektörün ağaç işleme makineleri alanındaki imalat gücünü, bir derneğin etki alanında temsil etmek bağlamında AİMSAD’ın kuruluşu önemli bir adım oldu. Faaliyet gösterdiği yaklaşık 3 yıllık dönemde yürüttüğü çalışmalarla AİMSAD, sektörümüze güç kattı. Bu kısa süre içinde Avrupa’daki federasyona kabul edilmesi, yönetiminde görev alması bu makine dalında rekabetçiliğimizin kanıtı. AİMSAD’ın dik-

MAİB’de yeni Yönetim Kurulu döneminin yeni projelerini neler oluşturacak? Başkanlığını yürüteceğiniz yeni çalışma dönemindeki hedefler ve çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Makine ihracatçıları olarak, 2018 yılında ihracat hedefimizi 18 milyar dolar olarak belirledik. Bu yılın ilk çeyreğinde de ihracatımızı artırarak hedefimiz için tüm paydaşlarımızla çalışmaya devam ettik. Uluslararası pazarlarda daha fazla söz sahibi olmak için Türkiye’nin Makinecileri markamızın içini 10 yıldır olduğu üzere dolu tutmayı başarabilmeliyiz. Her geçen gün daha fazla kurumsal hale gelen bu kavram büyük bir dayanışmayı, sektörün tamamına dair makro ve mikro meselelere hâkimiyeti ve hizmette uzmanlığı ifade ediyor. Biz planlı ve belirli bir bütçeye bağlı çalışan bir kurumuz. İhtisas fuarları önemli bir faaliyet alanımız. Yılda 20’den fazla fuara ürün bazında yetkinleşmiş sektörel uzmanlarla birlikte katılmayı görünürlüğümüzü sürekli kılmak bakımından gerekli görüyoruz. Yeni Yönetim Kurulu dönemimizde de ihracatçılarımızın ortak menfaatlerine uygun, yenilikçi çalışmalarımızla dünya makine ticaretindeki pazar payımızı yükseltmek üzere çalışacağız. tiği bayrakla birlikte yirminin üzerinde AB federasyonunda ülkemiz temsil edilir hale geldi. Bu üyelikler ürün bazında mikro ölçekli ticari ve teknik bilgiye ulaşmak, özümsemek ve imalatçılarımıza yaymak imkanı sağlıyor. Bir alt sektörün geleceğini daha isabetli planlamasına olanak veriyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

61










Kapak Dosyası

66

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

Bebek mobilyalarındaki pazar, nüfus artışıyla birlikte büyüyor Genç nüfus yoğunluğu ve artan kişi başı gelir seviyesi, bebek-çocuk ürünlerine olan talebi artırıyor. Her yıl 1 milyondan fazla bebeğin doğduğu Türkiye’de, anne ve babaların bilinç düzeyinin artması ve çocuklarını sağlıklı büyütme isteği, bebek ekonomisini gün geçtikçe daha da büyütüyor. Bebek-çocuk ürünleri pazarının vazgeçilmezi olan mobilya da bu trentten nasibini alan sektörlerden biri. Türkiye’de çocuk sayısının yaklaşık 4,7 milyonunu 0-3 yaş aralığındaki bebeklerin oluşturması, mobilya sektörünün en hızlı büyüyen alt segmentlerinden birini bebek mobilyaları haline getiriyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

67


Kapak Dosyası

B

M’nin Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre, 7,6 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 26’sını 15 yaş altı çocuklar oluşturuyor. Dünya Bankası verilerine göre de dünyanın en yaşlı nüfusunu oluşturan Avrupa’da çocuk nüfusunun (0-14 yaş arası) genel nüfusa oranı yüzde 13 ila yüzde 22 arasında değişiyor. AB ülkeleri arasında çocuk nüfusunun genel nüfusa oranı en düşük olan ülke, yüzde 13 ile Almanya. Türkiye’nin nüfusu ise giderek yaşlansa da hâlâ Avrupa Birliği ülkelerine göre çocuk nüfusu oldukça fazla. Türkiye’de toplam nüfus 2016 yılı sonu itibariyle 79 milyon 814 bin 871 iken, çocuk nüfusu 22 milyon 891 bin 140 oldu. 2016 yılında toplam nüfusun yüzde 28,7’sini çocukların oluşturduğu ülkemizde, canlı doğan bebek sayısı ise 2016 yılında 1 milyon 309 bin 771 olarak gerçekleşti. Tüm bu rakamlar Türkiye’nin, genç nüfus oranında birçok dünya ülkesine göre bir adım önde olduğunu gösteriyor. Genç nüfusa sahip ülkeler listesinin üst sıralarında olması Türkiye’yi aynı zamanda bebek-çocuk ürün ve gereçlerinde hareketli bir

pazar haline getiriyor. Genç nüfus ve doğum oranlarının yüksekliği, Türkiye’deki bebek-çocuk ürünlerine olan talebi canlı tutarken, bu ürünlerin pazar payının ve üretici sayısının da her yıl artmasına neden oluyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de aileler bebek başına, 2 yaşına kadar aylık ortalama 60-70 dolar, yıllık 720-840 dolar harcama yapıyor. Bilinç düzeyinin yükselmesi anne babaları, çocuklarını daha sağlıklı büyütme isteği ile yeni ürün ve hizmet arayışına itiyor. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında daha hızlı gelişim gösteren bebek-çocuk pazarı, hem yarattığı katma değeri hem de pazarını büyütüyor. Bebek-çocuk gereçleri pazarı gün geçtikçe Türkiye ekonomisindeki payını artırırken, en az bir çocuğu olan hane halkı sayısı toplam hane sayısının yüzde 54,2’sini oluşturması talebin her zaman artarak devam edeceğini de ortaya koyuyor. Bebek-çocuk ürünleri grubunda tek ihraç edilen kalem, mobilya Türkiye’de çocuk sayısının yaklaşık 4,7 milyonunu 0-3 yaş aralığındaki

bebekler oluşturuyor. Bu durum mobilya sektörünün en hızlı büyüyen alt segmentlerinden birini bebek mobilyaları haline getirdi. Bu alandaki talep, önceki yıllarda merdiven altında üretim yapılan bu segmentin büyük firmalar tarafından keşfedilmesine ve sadece çocuk mobilyası odaklı üretim yapan firmaların sayısının artmasına neden oldu. Sektörde çocuk mobilyası üreten firma sayısının son 10 yılda artarak irili ufaklı yaklaşık 750-800’e ulaştığı tahmin ediliyor. Her yıl üretimini ve satışlarını artıran bebek ve çocuk mobilyaları, aynı zamanda bebek-çocuk ürünleri grubunda tek ihraç edilen kalemi oluşturuyor. İhracatta da iddialı olan çocuk mobilyası markaları, Türkiye’ye iki saat uçuş mesafesinde bulunan ülkeleri hedefliyor. Irak, Libya, Azerbaycan, Almanya ve Suudi Arabistan’ın en çok mobilya ihracatı yapılan ülkelerin başında geliyor. Türk mobilya ihracatında yüzde 5’lik bir kısım oluşturan bebek ve çocuk mobilyası, sektörde yüzde 20’lik bir büyüklük ile en az 60 milyon TL’lik bir pazar yaratıyor. Toplam mobilya pazarı içinde be-

Sertifikalı üretim tercih edilmeli Söz konusu çocuk olduğunda, sağlık ve emniyet kurallarını ön planda tutmak ve uluslararası standartlara bağlı kalabilmek daha çok önem taşıyor. Bebek ve çocuk mobilyalarında bu nedenle üretimin her aşamasında güvenlik, sağlık ve çevre faktörleri için tüm önlemlerin alındığını gösteren NORDIC-ECO sertifikasına sahip mobilyalar sunmak gerekiyor. NORDIC-ECO etiketinin mobilyalarda bulunması, zararlı maddeler için emisyon testinden geçtiğini gösteriyor. Bir diğer önemli sertifikayı ise AB standartlarına uygun EN-71 oluşturuyor. EN-71 sertifikalı ürünler mobilya boyaları, oyuncaklar gibi ürünlerin bebek ve çocuk sağlığına uygun olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, mobilya boyalarının ağır metal içermediğinden emin olmak için masif ahşaptan ya da doğal ahşap malzemeden üretilmiş mobilyalar ile bebek odasını dekore etmek gerektiğini vurguluyorlar.

68

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

bek ve genç mobilyası pazarının, önümüzdeki 5 yıl içerisinde tüketici alışkanlıklarının paralelinde, kendi segmentinde daha da büyüyerek, mobilya pazarındaki payını daha da artıracağı öngörülüyor. İlk kez bebeği olacak, ekonomik durumu daha iyi ailelerin hazırlattığı özel bebek odaları da, daha çok özel üretim yapan butik firmaların sayısını artırıyor. Özel butiklerin bebek mobilya pazarında paylarının yüzde 10’larda olduğu açıklanıyor. Yeni nesil ebeveynler talebi canlandırıyor Genç nüfus yoğunluğu ve artan kişi başı gelir seviyesi, çocuk-genç ürünlerine olan talebi artırıyor. Her yıl 1 milyondan fazla bebeğin doğduğu Türkiye’de, anne ve babaların bilinç düzeyinin artması ve çocuklarını sağlıklı büyütme isteği, bebek ekonomisini gün geçtikçe daha da büyütüyor. İhtiyaçlar ertelenebilse de yeni nesillerin talepleri hep öncelikli sırada tutuluyor. Ayrıca anne-babaların geçmişte sahip olamadığı imkanları çocuklarına sunmak istemesi de gelişen çocuk ve genç odası pazarının önemli avantajları arasında. Sektör temsilcileri önümüzdeki yıllarda bu pazarın büyümeye devam edeceğini söylerken, birçok firma artık bu gelişimin farkında olarak yatırımlarına şekil veriyor. Bebek, çocuk ve genç mobilyalarına artık daha fazla önem veren mobilya üreticileri ve markaları, çocukların birey olarak farklı zevkleri, bakış açıları ve hayal dünyaları olduğundan yola çıkarak yeni ürün grupları ve satış stratejileri geliştiriyorlar. Mobilya firmaları, son yıllarda yeni nesil ebeveyn ve gençlerin tüketim alışkanlıklarını iyi gözlemleye-

Türkiye, büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu bakımından bebek araç gereçleri için önemli bir potansiyel pazar. Bebek ürünleri sektöründe en hızlı büyüyen alanlardan biri de bebek araç gereç ve mobilyaları. Bu pazarın toplam büyüklüğü 650 milyon TL’ye yaklaşıyor. (Tablo 9.satır)

Bebek mobilyasının doğal olması için, ağaç ve masif ahşaptan imal edilmesi büyük önem taşıyor. Ahşap, bulunduğu mekanda hava sirkülasyonunu sağladığından, ortam havasının temizlenmesine de yardımcı oluyor. rek, onların özellikle teknoloji ile olan bağlarını doğru konumlandırarak başarılı bir satış ve mağaza yönetim sistemi geliştiriyorlar. Özel mobilya ve aksesuarları farklı bir konseptle yine onların alışveriş zevklerine göre mağazalarda eğlenceli bir tarz ile satışa sunuyorlar. Hızla büyüyen bebeklerin

değişen ihtiyaçlarına adapte olan koleksiyonlar yaratmak büyük önem taşıyor. Beşikten banka, alt değiştirme aparatından şifonyere, mama arabasından rafa dönüşebilen çok amaçlı inovatif ürünler, son dönemde bebek mobilyaları sektörünün trendleri arasında yer alıyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

69


Kapak Dosyası Şubeleşme ve mağazalaşma artıyor Türkiye’deki değişen anlayışla son 10 yılda, bebek ve genç odası mobilyasında uzmanlaşan markalar birbiri ardına mağaza açmaya başladı. Sadece bebek ve genç odası üreten ve kendi markalarıyla konsept mağazalar açan mobilya firmalarının sayısı hızla artıyor. Hatta mağaza sayısını ve pazarını büyüten bazı bebek-çocuk mobilyaları üreten ünlü markalar, mağazalarını Türkiye dışına taşıyor. Yaptıkları ihracatı yurtdışında mağaza açarak artırma stratejisi geliştiren bu markaların başarısı, artan mağaza ve ülke sayısı ile dikkat çekiyor. Sektör temsilcilerine göre bebek ve genç odası segmentinde büyüme potansiyeli oldukça fazla. Sektör uzmanları, genele seslenmek yerine farklı yaş, cinsiyet ve yaşam tarzına sahip çocuklara ve gençlere yönelik özel tasarımlı konseptler geliştiren şirketlerin ürünlerine tüketici tarafından ilginin giderek artacağını savunuyor.

Bebek mobilyasında güven önemli Özellikle bebekler ilk yıllarının çoğunu uyuyarak geçirirler. Bu nedenle uyudukları odanın mümkün olan en sağlıklı ve güvenli şekilde hazırlanması gerekiyor. Plastik ve vinil eşyalar, bağışıklık sisteminden hormonal salgılara kadar bir dizi hayati sağlık fonksiyonunu kötü şekilde etkileyen BPA ve fitalat salımı yapıyor. BPA ve fitalatların etkileri bir nesilden diğerine geçebiliyor. Bu durum da anne-babaların bebeğin yattığı yataktan, kıyafetlerini koyduğu dolap ve şifonyerine kadar tüm mobilyalarında sağlıklı malzemeler seçmesini gerekli kılıyor. Sağlıklı büyüme için sağlıklı mobilyaların tercihi çok önemli. Bebek mobilyalarında kullanılacak olan ham maddelerin sağlığa zararsız ve doğal olması, özellikle de çocukların tüm gün temas edeceği mobilyaların MDF ve suntadan yapılmaması gerekiyor. Ayrıca bu tür mobilyalarda su bazlı lake bo-

Pazarın yüzde 40’ı konsept mağazalara ait Bebek mobilyaları pazarında üretici ve oyuncu sayısına yenilerinin eklenmesindeki baş neden olarak, artan nüfus oranı gösteriliyor. Türkiye’deki bebek, çocuk, genç pazar payının yüzde 40’lık kısmını konsept mağazalar sağlıyor.

70

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

yaların da zararlı kimyasallar içermemesi gerekiyor. Masif ahşap mobilyada MDF ve suntaya şekil vermek için kullanılan tutkal ve ağır metaller kullanılmazken, üzerindeki boya ve cilalar da su bazlı olduğundan bebek ve çocuk sağlığına zarar vermiyor. Bu yüzden uzmanlar, tamamen ağaçtan üretilmiş mobilyaların özellikle bebek ve çocuk odaları için tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Bebek mobilyasında neden ahşap tercih edilmeli? n Doğal ve sağlıklıdır. Diğer malzemelerdeki kanserojen etkiler yaratan hiçbir işlem doğal ahşapta bulunmaz. n Ahşabın fizyolojik ve psikolojik olarak insan etkisinde olumlu etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Belirli seviyelerde rahatlık duygusu yaratan ahşaba dokunmak, hatta görmek bile insanlarda mutluluk ve rahatlama duygusu yaşatmaktadır. n Bakteri tutmayan yapısına ek olarak yalıtkan oluşu sayesinde kusursuz bir tercihtir. Bu yapısı sayesinde ahşap sıcak ya da soğuk hissi vermez. Plastik ve alternatiflerinin elektrostatik yük tutmasından dolayı temas halinde yarattığı olumsuz etkileri doğal ahşap hissettirmez. n Diğer tüm alternatiflerine oranla çok daha dayanıklıdır. Uzun yıllar kullanılabilmesi sayesinde uzun vadede hem ekonomik hem de değer kazanan bir üründür.







Kapak Röportajı

“Bebek mobilyası imal edenler kendi çocuğu kullanacakmış gibi üretim yapmalı” 76

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

İzmir Menderes’te bulunan fabrikalarının boyalı bebek, çocuk ve genç mobilyalarında kapasite anlamında Avrupa’nın en büyüğü olduğunu dile getiren Meltem Bebek ve Genç Mobilya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, bu tesiste aynı zamanda Avrupa’nın en büyük boyama hatlarından birine sahip olduklarını söylüyor. Böylesi büyüklükteki fabrikalarında üretimi yerli ağaç işleme makineleri ile gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Ali Fuat Gürle, “Çünkü yerli makineler daha ekonomik, öte yandan kalite ve sağlamlık bakımından da ithal makinelerle yarışabilecek seviyede. Ayrıca yerli malı kullanarak ülkemizdeki dövizin yurtdışına çıkmasını da istemiyoruz” diyor.

A

li Fuat Gürle, bir mobilya atölyesinde çok küçük yaşta çırak olarak başladığı mesleğini zamanla geliştirerek önce kendi atölyesini kurdu, ardından da bugün ürettiği ürünleri Meltem markasıyla dünyaya satar bir konuma geldi. İzmirli girişimci Ali Fuat Gürle, mobilya sektöründeki başarılı sanayicilerden biri. 1975 yılında henüz 14 yaşında mobilya sektörüne çırak olarak başlayan Gürle, askerden önce mesaileriyle biriktirdiği paralarla iki adet makine almış ve asker dönüşünde kendi atölyesini kurmuş. Koltuk imalatı ve ev mobilyası üretimiyle büyüyen genç girişimci, 2000’li yılların başında ise bebek ve genç odası üretimine ağırlık vererek şu anki markası Meltem’in temellerini atmış. Bugün Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçı Birliğinde Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Meltem Bebek ve Genç Mobilya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, bebek ve genç odası mobilyasında yüksek teknolojiyle seri üretim için kurduğu tesisinde hem kapasite hem de boyama hattı ile oldukça iddialı. İzmir Menderes’te bulunan fabrikalarının 18 bin metrekaresi kapalı olan, 30 bin metrekarelik sahadan oluştuğunu söyleyen Gürle, kapasite anlamında Avrupa’nın en büyük tesisi ol-

duklarını belirtiyor. Aynı zamanda Avrupa’nın en büyük boyama hatlarından birine sahip olduklarını da ifade eden Gürle, “Kapasitemizin yüzde 30’unu yeni doğan beşikleri dahil bebek mobilyası, yüzde 25’ini çocuk odası, yüzde 35’ini genç mobilyası oluşturmaktadır diyebiliriz. Sadece Ege Bölgesi’nin değil, boyalı bebek, çocuk ve genç mobilyalarında, kapasite anlamında Avrupa’nın en büyük oyuncusuyuz” bilgisini veriyor. Fabrikadaki üretimi yerli ağaç işleme makineleri ile gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Ali Fuat Gürle, bir mobilya üreticisi olarak, ürettikleri tasarım ve modellerde kaliteden ödün vermeden işçiliği minimum seviyeye indirerek; zaman ve enerjiden tasarruf sağlayabilecekleri yerli makineleri tercih ettiklerini vurguluyor. Bugün yerli makinelerin birçok Avrupalı üreticiden daha kaliteli, ekonomik ve sağlam üretildiğini gözlemlediğini ve bundan gurur duyduğunu aktaran Gürle, “Fabrikamızda yerli makineleri tercih etmekteyiz. Çünkü yerli makineler daha ekonomik, ayrıca kalite ve sağlamlık bakımından da ithal makinelerle yarışabilecek seviyede. Bunun yanı sıra yerli malı kullanarak ülkemizdeki dövizin yurtdışına çıkmasını istemiyoruz” diyor. Türkiye’deki bebek mobilyaları sektörünün gelişimi hakkında da

yorum yapan Gürle, her yıl 1 milyonun üzerinde olan doğum oranı gibi yoğun nüfus artışıyla, müteahhitlik hizmetlerindeki anlayışın değişmesi ve finansman sistemindeki avantajlarla sektördeki gelişimin tetiklendiğini aktarıyor. Gelişimin, önümüzdeki yıllarda nüfus artışına bağlı olarak olumlu yönde bir seyir izleyeceğini de söyleyen Gürle, sektördeki üretici firmalara ise şu mesajı veriyor: “Bir üretici, bir beşik veya bir bebek odası ürettiğinde onu kendi çocuğu kullanacakmış gibi üretim yapmalı. Bir ürünü tasarlar ve üretirken kendi çocuklarının o mobilyayı kullanacağı şekilde tasarlayıp, üretmeli. Zaten bu şekilde olursa, kalite sorunu kendiliğinden ortadan kalkar.” Meltem Mobilya’nın kuruluşundan günümüze kadarki öyküsünü ve yatırımlarını dinlediğimiz Ali Fuat Gürle, sektör ve gelecek ile ilgili görüşlerini ise şöyle aktarıyor: Ali Fuat Bey, sıfırdan çıraklık ile başlayan ve üretimin içinden gelen başarılı bir iş hayatınız olmuş. Bugün sadece Türkiye’ye değil dünyaya marka ve ürünlerinizi satar hale gelmişsiniz. Öncelikle çok kısa da olsa girişimcilik hikayenizi ve bu mesleğe girişinizi bizlere anlatır mısınız? Tam bir başarı hikâyesi demeyelim.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

77


Kapak Röportajı Benim gibi sıfırdan çıraklıktan başlayıp şu an Türkiye’nin gururu olan birçok iş adamımız var. 1961 yılında İzmir’e 30 kilometre uzaklıkta olan Kemalpaşa ilçesinde doğdum. 1967 yılında İzmir’e yerleştik. Mesleğe girişim ise 1975 yılında çırak olarak İzmir’in mobilya üretim merkezlerinden Karabağlar’da küçük bir atölyede zanaat öğrenmeye başlamamla oldu. Gündüzleri çalışıp, geceleri okula devam ettim. Mobilya üretiminin her aşamasında yer aldım. Askerden önce mesailerimle biriktirdiğim paralarla iki adet makine aldım. Askerden sonra 1985 yılında kendi atölyemi açtım. Başlangıçta sermayem olmadığı için uzun aylar tek başıma çalıştım. Asıl mesleğim koltuk

imalatıdır. Koltuk üretirken, işlerin ilerlemesiyle 90’lı yıllarda ev mobilyası üretmeye başladım. 1993 yılında sağlık sorunlarım sebebiyle üretime son verip mağazacılığa devam ettim. Ancak üretime olan sevdam sebebiyle 2000’li yılların başında bebek ve genç odası üretimine ağırlık vererek, şu anki markamız olan Meltem’in temellerini atmış oldum. Kaç çeşit ürün grubunuz var? Bugün ‘Meltem’ olarak bebek/ çocuk/genç odası olmak üzere 3, Meltem’in alt grubu olan ‘Meltem Smart’ olarak da yenidoğan ürünlerimizle (beşik) toplamda 4 gruba hitap ediyoruz. Biz Meltem olarak bebek, çocuk ve genç odası sektö-

rünün boyalı imalat kısmındayız. Boyalı ürünler bizim uzmanlık alanımız. Bugün gelinen noktada Meltem olarak mevcut durumunuzu rakamlarla aktarır mısınız? Günlük üretim kapasiteniz, fabrika büyüklüğünüz ve çalışan sayınız nedir? Şu an tesisimiz kapasite anlamında Avrupa’nın en büyüğü. İzmir Menderes’te bulunan fabrikamız 18 bin metrekaresi kapalı olan, 30 bin metrekarelik sahadan oluşuyor. Ayrıca bu yılın başında faaliyete başlayan 6 bin metrekarelik lojistik merkezimizle Türkiye’nin ve dünyanın her yanına, her gün Meltem logolu ürünler sevk ediyoruz.

Türk bebek mobilyası üreticilerinin yurtdışındaki şansları nedir sizce? Kesinlikle şansları olduğuna inanıyorum. Özellikle Türk Cumhuriyetleri, Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerinde, Türk üreticilerinin ve markaların şansları ve pazarları var.

78

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

Bebek mobilyalarını ne zamandan beri üretiyorsunuz? Kapasitenizin yüzde kaçını bebek mobilyası oluşturuyor? Bu oranı artırmayı düşünüyor musunuz? 2004 yılından bu yana bebek, çocuk ve genç odaları için mobilyalar üretiyoruz. 2010 yılında konsept mağazacılık anlayışına geçmiş bulunmaktayız. Sadece Ege Bölgesi’nin değil, boyalı bebek, çocuk ve genç mobilyalarında, kapasite anlamında Avrupa’nın en büyük oyuncusuyuz. Kapasitemiz şu an eşit oranda ilerliyor diyebiliriz. Kapasitemizin yüzde 30’unu yeni doğan beşikleri dahil bebek mobilyası, yüzde 25’ini çocuk odası, yüzde 35’ini genç mobilyası oluşturmaktadır diyebiliriz. Yatırım yaptığımız sürece bu oranlar artacaktır. Zaten sanayi üretimi yatırım yapmaya zorunlu kılıyor. Ne zamandan beri bebek mobilyası ihraç ediyorsunuz? Kaç ülkeye yılda ne kadarlık ihracat gerçekleştiriyorsunuz? 2005 yılından itibaren ihracatımız var. Toplam üretimin yüzde 21’ini ihraç ediyoruz. Ben aynı zamanda Ege İhracatçı Birlikleri’nde başkan yardımcısıyım. İhracatın ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Başta Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Asya ve Türk cumhuriyetleri gibi birçok ülkeye bebek, çocuk ve genç odası mobilyası ihraç ediyoruz. Azerbaycan, İran, Irak, Yunanistan, Hollanda, Cezayir ihracat yaptığımız ülkelerin başında geliyor. Yurtdışında bebek mobilyasında

hangi özellikler tercih ediliyor? Meltem’in bu noktada ürettiği ürünlerin özellikleri neler? Yurt dışının tercihleri ülkelerin eğitim ve milli gelir oranlarına göre değişiyor. Örneğin Katar 95 bin Euro’luk milli gelirle dünyanın en zengin ülkelerinden bir tanesi. Bu ülkede boyalı, oymalı, el işçiliği yoğun olan ürünler talep ediliyor. Fakat aynı cevabı Kuzey Irak veya Libya için söyleyemeyiz. Avrupa ülkelerinde bebek karyolaları, dolapları ve şifonyerleri daha küçük ölçülerde tercih ediliyor. İskandinav ve Benelüks ülkelerinde ve de Kuzey Amerika’da ise doğal ahşap ürünler tercih ediliyor. Tüm bu tercihler çerçevesinde Meltem markalı ürünlerimizin, boyalı ürünler olduğu için katma değeri yüksek ürünler olduğunu söyleyebilirim. Yeni yatırım düşünceniz var mı? Fabrika ya da kapasite artışı düşünüyor musunuz? Sanayici ve imalatçı yatırım yapmak zorundadır. Zaten yapmazsa değişen piyasa koşullarına ayakta uyduramaz ve bir süre sonra kaybolur gider. Her yıl, hem markamıza hem de makine parkurumuza yatırım yapmak zorundayız. Devletimizden aldığımız destekle Sanayi 4.0’ın ilk temelleri olan veri toplama merkezimizle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda kaç mağaza ve bayi var? Yıl sonu hedefleri neler? Şu anda Türkiye genelinde 52 adet Meltem konsept mağazası bulunuyor. Bu mağazalardan 10 adeti fabrikaya ait, 42 adeti ise franchising olarak çalışmakta. Tüm mağaza ve bayilikler konsept olarak birebir birbirinin aynısı olacak şekilde ta-

Meltem olarak hedeflerimiz arasında Türk Cumhuriyetlerinden daha fazla pay almak, Avrupa’da showroomlarımızın sayısını arttırmak ve yüzde 21 olan ihracat rakamımızı 2019 yılı sonuna kadar yüzde 40’a çıkarmak var.

Bugün gelinen noktada fabrika, lojistik merkezimiz ve mağazalarımızda toplam çalışan sayımız 480’i aşmış durumda.

sarlandı. Mağazalar dış görünümlerinden iç tasarımlarına kadar aynı görünüm ve havaya sahiptir. Tabela, parke, stand yükseltileri, duvar kâğıtları, satış masası ikonları, tanıtım filmi gösterimi, Meltem radyo ve koku makinesine kadar her bir ayrıntısıyla, tüm mağazalarımız tek tip tasarım ve standart içerisinde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Yeni bir ürün grubuna girme düşünceniz var mı? 2017 yılının başında, konsept mağazalarımızın dışında da satılabilecek olan araç, gereç ve bebek ürünleri satan mağazalar için ‘Meltem Smart’ markamızı oluşturduk. Bu markamızla da Türkiye genelinde 250 satış noktasına ulaştık.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

79


Kapak Röportajı Hangi ülkelere girmeyi amaçlıyorsunuz? Yurtdışı planlarınız nedir? Hedeflerimiz arasında Türk Cumhuriyetlerinden daha fazla pay almak, Avrupa’da showroomlarımızın

“Türkiye mobilyada kendine Polonya’yı hedef almalı” “Dünya mobilya pazarının yüzde 60’ı Çin’in elinde bulunuyor. Türkiye ise bu listenin 15’inci sırasında yer alıyor. Bu iyi bir seviye ancak Türkiye’nin önüne yıllık 10 milyar Euro’luk ihracata sahip Polonya’yı yakalama hedefini koyması gerekiyor. Türk mobilya sektörü 2005’ten itibaren ihracatta önemli bir atılım içine girse de son 3 yıldır 3 milyar dolar sınırını bir türlü aşılamıyor. Türkiye’de mobilyanın kilogram birim fiyatı 3,1 dolar. Almanya ve İtalya’da ise 7 Euro. Şirket olarak bizim ulaştığımız seviye de 4,5 Euro civarında. Mobilyada ihracat son 3 yıldan beri yerinde sayıyor. 2013’te en yükseğe çıktı ama 3 milyar dolar sınırını aşamadık. Teknolojiyi yoğun olarak kullanıyoruz ancak ihracatın artması için tasarıma daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor.”

80

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

sayısını arttırmak ve yüzde 21 olan ihracat rakamımızı 2019 yılı sonuna kadar yüzde 40’a çıkarmak var. Firmanızla ilgili merak ettiklerimizi sorduktan sonra şimdi biraz da sektörle ilgili konuşalım. Bebek mobilyaları sektörünün Türkiye’deki gelişimini son 10 yılda nasıl anlatırsınız bize? Gelişim ne yönde oldu? Gelişimi etkileyen itici güçler neler oldu? Son 10 yıl değil de son 15 hatta 20 yıl olarak değerlendirebiliriz. Türkiye’de bebek, çocuk ve genç odası anlayışı ülkemizin yurtdışında da gururu olan Çilek Mobilya’nın sayesinde başladı ve gelişim gösterdi. Sektörümüze lokomotif oldu. Bunun yanı sıra her yıl 1 milyonun üzerinde olan doğum oranı gibi yoğun nüfus artışıyla, müteahhitlik hizmetlerindeki anlayışın değişmesiyle ve finansman sistemindeki avantajlarla sektördeki gelişim tetikledi. Müteahhitlik hizmetlerindeki anlayış değişti. Artık daha geniş evler yapılıyor. Ya da küçük olsa da oturma odası kavramı ortadan kaldırıp çocuklar için oda ayrılıyor. Finansman sisteminde de ödeme konusunda kredi kartları, ihtiyaç kredileri gibi ödeme ile ilgili avantajlar var. Bebek mobilyaları pazarındaki üretici ve oyuncu sayısında artış olmasının nedenleri nedir? Bebek ve genç odası sektörü nasıl bir trend ve büyüme stratejisi içinde? Bebek mobilyaları pazarındaki üretici ve oyuncu sayısında artışın baş nedeni artan nüfus oranı diyebiliriz. Türkiye’deki bebek, çocuk, genç pazar payının yüzde 40’lık kısmını biz ve bizim gibi konsept mağazalar sağlıyor. Fakat araç/ gereç satan mağazalar, kalitesi ve

devamlılığı olmayan ürünlerle pazarın yüzde 50-55’lik kısmından pay alıyorlar. Ülkemizde 1 kg mobilyanın birim fiyatı 3,1-3,4 dolar arasında değişmekte. Bu oran 10 yıl önce 1,9-2,2 dolar arasındaydı. Fakat günümüzde bazı Avrupa ülkelerinde 7-14 dolar/ kg birim fiyatları bulunuyor. Yani önümüzde kat etmemiz gereken daha uzun bir yol var. Bebek mobilyalarının üretim özellikleri ve hassas noktaları neler? Sağlıklı bir üretim için olmazsa olmazlar neler? Bir üretici, bir beşik veya bir bebek odası imal ederken onu kendi çocuğu kullanacakmış gibi üretim yapmalıdır. Aksi durum ülkemizin zararına olur. Bizim ülke olarak yalnızca bebek, çocuk ve genç değil, tüm mobilya sektöründe tasarım odaklı, katma değeri yüksek ürünler tasarlayıp nihai tüketicilerle buluşturmamız gerekiyor. Şunu belirtmek gerekir ki; bebek, çocuk ve genç mobilyası üretimi mobilya üretiminin daha ihtisaslaşma isteyen bir koludur. Biz Meltem olarak kullandığımız ürünlerde ve ham maddelerde belirli bir standart aramaktayız. Örneğin, boyamızı özel olarak ürettirip kendimiz depoluyoruz. Çekmecelerimizde frenli raylar, dolap kapaklarında frenli menteşeler, mobilyalarda sivri olmayan yumuşak köşelere sahip tasarımlar kullanmaktayız. Sağlıklı üretim için teknolojiden faydalanmak ve kaliteli ham maddeler kullanmak gerekir. Bebek mobilyaları sektöründeki gelişim sizce ne yönde olacak? Üretici firmalara mesajlarınız neler? Gelişim, nüfus artışımız olduğu sürece olumlu yönde olacak. Üre-


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

Çalışanların yüzde 40’ı kadın Üretimde el sanatları ve teknolojiyi bir araya getirdiklerini, bu süreçte kadınların önemli bir rol üstlendiğini dile getiren Ali Fuat Gürle, çalışanların yüzde 40’ının kadın olduğunu ve tüm kritik süreçlerin kadınların kontrolünde bulunduğunu ifade ediyor. Mobilya sektöründe kadın istihdamının yüzde 6 seviyesinde olduğuna işaret eden Gürle, “Kadınlar çok disiplinli, titiz ve düzenli çalıştıkları için daha başarılı. Fabrikada CNC tezgahları, boya tezgahları gibi tüm kritik süreçlerin başında kadınlar var, onların titizliğine, disiplinine güveniyoruz. Amacımız daha fazla sayıda kadını istihdam etmek” diyor. tici firmalara mesajım ise biraz önce belirttiğim gibi, bir ürünü tasarlar ve üretirken kendi çocuklarının o mobilyayı kullanacağı şekilde tasarlayıp, üretmelidirler. Zaten bu şekilde olursa, kalite sorunu kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Sektördeki en önemli sorun sizce ne? Öte yandan sizin bu konudaki çözüm önerilerinizi öğrenebilir miyiz? Türk mobilya sektöründe şu an en önemli sorunumuzu, ham madde girdilerimizin son bir yıl içinde yüzde 60 civarında zamlanması oluşturuyor. Bu da bizi üreticiler olarak rekabetten uzaklaştırmakta. Mobilya sektörümüz yoğun iş gücü gerektiren bir sektör. Aynı zamanda cari açık vermez. Türkiye’nin 2.750 milyon dolar civarında ihracatı var. Üreticilerimiz hammaddelerdeki bu fiyat artışlarıyla dünya pazarında nasıl rekabet edecekler? Bu sektörde üretim yapan firmalar için sorun teşkil eder. Şu an Avrupa’da üretilen MDF her türlü nakliye, lojistik ve gümrükleme masraflarıyla Tür-

kiye’deki fiyattan yüzde 10 gibi aşağıda. Benim çözüm önerim ham maddede ithalatın serbestleştirilmesi veya kolaylaştırılmasıdır. Ağaç işleme makineleri sektöründen beklentiniz ve istekleriniz nedir? Sektördeki üretimi kolaylaştıracak ne gibi çalışmalar ve makineler yapmalılar? Bir mobilya üreticisi olarak, ürettiğimiz tasarım ve modellerde kaliteden ödün vermeden işçiliği minimum seviyeye indirerek; zaman ve enerjiden tasarruf sağlayabileceğimiz yerli makineleri tercih ediyoruz. 2002 yılında İstanbul’daki ağaç işleme fuarına gittiğimde, bu sektörün ne kadar geride olduğunu gözlemlemiştim. Günümüzde ise birçok Avrupalı üreticiden daha kaliteli, ekonomik ve sağlam makinelerin üretildiğini gözlemliyor ve gurur duyuyorum. Fabrikanızda neden yerli makineler tercih ediyorsunuz? Fabrikamızda yerli makineleri tercih etmekteyiz. Çünkü yerli makineler daha ekonomik, ayrıca kalite ve sağlamlık bakımından da ithal

“2018’i dışa açılım yılı ilan ettik” “Meltem olarak bugün bebek, çocuk, genç odası ve yenidoğan olmak üzere toplamda 4 ürün grubunu hem yurt içine hem de yurtdışına satıyoruz. Günlük ortalama 100 takım mobilya üretimi yapıyoruz ve ürünlerimizle ihracat pazarlarında oldukça iddialıyız. 2018’i dışa açılım yılı ilan ettik. Ağır metal içermeyen, antikanserojen, antibakteriyel ve antialerjik özelliklere sahip ürünlerimiz sayesinde özellikle Avrupa’da ebeveynlerin tercihi haline geldik. Toplam üretimin halen yüzde 21’ini 14 ülkeye ihraç ediyoruz.” makinelerle yarışabilecek seviyede. Bunun yanı sıra yerli malı kullanarak ülkemizdeki dövizin yurtdışına çıkmasını istemiyoruz.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

81




Gezi

Gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık şehir;

MARDİN Bir medeniyetler mozaiği olan Mardin, sadece Türkiye’de değil dünyada da birçok dil, din ve kültürün en zengin buluşma noktalarından biri. Farklı kültürleri yüzyıllarca bir arada barış içinde yaşatan kent; tarihi, mimari yapısı ve geleneksel yaşantısıyla Güneydoğu Anadolu’da müze şehir olabilecek nitelikte. Gidenleri kendine büyüleyen, binlerce yıllık tarihe sahip olan Mardin’de o kadar çok görülecek yer ve tadılacak lezzet var ki tavsiyemiz, Mardin tatilini kesinlikle kısa kesmemeniz yönünde…

D

inlerin, kültürlerin, halkların barış içinde yüzyıllardır birlikte yaşadığı dünyanın sayılı şehirlerinden biridir Mardin. Bugüne kadar çok sayıda kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmış ve halen çok kültürlü yaşam tarzı ile dünyaya örnek gösterilecek bir hoşgörü ve güven ortamına sahip Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izleni-

84

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

mini veren Güneydoğu’nun şiirsel kentlerinden biri. Şehirde asırlardır beraber yaşayan Türkler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Süryaniler, Yezidiler gibi birçok topluluk, hem Paskalya’yı hem Ramazan Bayramı’nı yüzyıllardır birlikte kutlamaya devam ediyor. Öyle ki ezan sesinin kilise çanına karıştığı, Türk’ü de Kürt’ü de aynı anda bağrına basabilen bu çok dilli, dinli ve etnik gruplu şehir, insanoğlunun tüketmek

üzere olduğu değerleri olan “barış, kardeşlik ve hoşgörünün” sembolü adeta. Verimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselen, kalker ve lavlarla örtülü bir dağın eteklerindeki kent, Mardin platosunun güneyindeki tepenin, Kızıltepe ovasına bakan yamaçlarında kurulmuş. Bu konumuyla oldukça geniş ve verimli Kızıltepe ovasına hakim bir durumda olan kentin doğum tarihi İ.Ö. 3000


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

yılına dayanıyor. Şehrin adının kaynağına ilişkin birkaç görüş var. Kimine göre şehrin ismi, Süryanice ‘kaleler kenti’ demek olan ‘Marde’den geliyor. Romalılar’ın Süryaniler’den alarak ‘Maride’ dedikleri şehre, Araplar’ın ‘Maridin’ dediği kayıtlarda yer alıyor. Diğer bir inanışa göre ise şehrin adı, 3. yüzyılda bölgeye yerleştirilen savaşçı ‘Mardeler’ kavminden geliyor. Adını her nereden aldığı belli olmasa da Mardin’in, tarihsel süreç içinde birçok medeniyete beşik olduğu kesin. Babiller, Asurlular, Hititler, Urartular, Persler, Selçuklular, Emeviler, Abbasiler, Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve Osmanlı İmparatorluğuna ev sahipliği yapan Mardin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yerleşim yerlerinin en eskisi ve Süryaniliğin neredeyse doğuş ve yayılış merkezi olmasıyla, oldukça renkli bir kültürel yapıya ve tarihi kalıntılara sahip. Mardin bölgesinin en eski yerleşimcileri olarak bilinen, Araplar ve Kürtlerle birlikte varlığını sürdüren ve hem dinsel hem de kültürel açıdan renklilik arz eden Süryaniler, dünya ve Türk toplumu açısından dikkatlerin buraya yoğunlaşmasına neden oluyor. Şehrin manzarası görenleri büyülüyor ‘Taşın başkenti’ olarak da bilinen şehir, ortaçağda sarp kayalıklar üzerinde önceleri Mardin Kalesi’nin içinde, sonraları da güneyde çok meyilli bir yamaçta doğu-batı doğrultusunda çizgisel bir yerleşim düzeni şeklinde inşa edilmiş. Mardin Kalesi’nin eteklerine sarı kalker taşından basamak şeklinde yapılmış ve sanki üst üsteymişçesine duran Eski Mardin bölgesindeki geleneksel Mardin evleri sebebiyle şehre

“gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık” deniyor. Çünkü gündüzleri kaleden seyrine doyum olmayan taş evler, geceleri aydınlatmanın da etkisiyle gerdanlığı andırıyor. Mardin şehrinin bu coğrafi görünümü turizm için de çekicilik oluşturuyor. Ovaya doğru alçalan fay basamakları üzerinde biçimlenen konutların oluşturduğu böyle bir kesiti, Anadolu’nun bir başka şehrinde görmek mümkün değil. Bu fiziksel özelliğinden dolayı şehir tepeden bakanlara göz alıcı bir manzara sunuyor. Özellikle gece şehirden ovaya bakıldığında, karanlığa yansıyan ışıklar sayesinde, ovadaki köyler birer ada veya denizin ortasına demirlemiş gemi şeklinde görüntü veriyor.Bu manzara ve benzetmeler, Mardin’i ilk görenler açısından büyülü bir şehir yapmaya yetiyor. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmeye aday Mardin, farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini pek çok eser barındırıyor. Ayrıca Mardin eşsiz mimarisi ve özgün kentsel dokusu ile korunmaya değer çok önemli sivil mimarlık örneklerini günümüze kadar koruyarak iletebilmiş ender kentlerden. Doğal çevre ve insan etkileşimi sonucu ortaya çıkan taş mimarisinin benzersiz ve değişik kültürlere ait sivil ve anıtsal yapılarını barındıran Mardin, bir ortaçağ kenti ve bir müze kenti andırıyor.Özenle işlenmiş taş evleri ile bu şehir, içinde dolaşan insanlara farklı bir zaman diliminde yaşandığı hissini verirken buram buram tarih kokuyor. İşte bu yüzden Mardin, kültürel peyzaj alanı olarak UNESCO’nun

Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmek için aday oldu. Mardin, Midyat, Savur merkezleri ile Dara Ören yeri, özgün yapılarıyla kentsel sit alanı olarak tescil edildi. Mardin-Midyat-Nusaybin üçgeninde yoğun şekilde Hıristiyan yapılar görmek mümkün. ‘Tanrı Hizmetkarları Dağı’ olarak da bilinen ve 4. yüzyıldan itibaren burada 80 manastırın kurulduğu Turabdin Platosu şeklinde anılan tarihi bölgenin, 3 bin yıldan fazla Mezopotamya’da yaşayan Süryanilerin tarihsel yurdu olması, burada birçok manastır ve kilisenin kurulmasına ve günümüze kadar ulaşmasına neden oluyor. Öte yandan Mardin’de çok önemli Türk-İslam eserleri de bulunuyor. Mardin merkez ve ilçelerinde Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü’nce tescil edilmiş 665 adet tarihi bina mevcut.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

85


Gezi çeyi köyün tüm halkı ana dilleri gibi akıcı konuşabiliyor. Köyde dinler, diller ve medeniyetler arası ittifak hem teorik hem de pratik olarak hayata geçirilmiş durumda. Öyle ki, köydeki geleneğe göre Müslümanlar Ramazan ve Kurban bayramlarında önce Süryanilerin evlerine uğruyor, daha sonra kendi evlerine gidip aileleriyle bayramlaşıyor. Aynı şekilde Süryaniler de Paskalya Bayramı’nda önce Müslümanların evini ziyaret ediyor, burada yapılan bayramlaşmadan sonra da kendi dindaşlarıyla buluşup kutlama yapıyor. Bu bağlamda Türkiye’de belki de dünyada Müslüman- Hıristiyan diyaloğunun en üst düzeyde yaşandığı bir yer olarak Mardin’i görmek mümkün.

7 yüzyıl Süryani Ortodoksların merkezi oldu Tarihi kaynaklar, bu topraklarda her milletin herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan kendi lisanını konuştuğunu, kendi din ve mezhepleri üzerinde rahatlıkla ibadetlerini yapabildiklerini bizlere aktarıyor. Diğer din mensuplarının olduğu gibi, İslâm dinine mensup insanlar da bu bölgeye yerleşmiş, karşılıklı etkileşim ve birliktelik içerisinde, kendilerine yer edinmiş. Nitekim Mardin ve bölgesi, Anadolu’nun ilk medreselerinin inşa edildiği yer olarak tarihte büyük bir önem taşıyor. İster etnik çeşitlilik olsun, isterse dinsel renklilik olsun şu bir gerçektir ki, Mardin tüm bunları içinde harmanlayan, her kimliğin hayat bulduğu, rahatlıkla kendisini ifade edebilmesine imkan tanıyan bu yapısını, dün olduğu gibi bugün de sürdürüyor. Çünkü Müslümanla-

86

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

rın bu bölgede hâkim duruma gelmeleri, kendilerini Hıristiyanlığı ilk kabul eden kavim olarak niteleyen ve günümüzde de kiliselerine bağlılıkları ile öne çıkan Süryanilerin varlığını sürdürmelerine hiçbir zaman engel olmadı. Böylece Mardin, 7 yüzyıllık bir zaman diliminde Süryani Ortodoksların merkezi olarak işlev görmeye devam etti. Mercimekli Köyü’nde dört dil, dört kültür yaşıyor Mardin merkezinde yaşanan bu dayanışmayı köylerinde de görebilmek mümkün. Mardin’in Midyat ilçesinden yaklaşık 5 km mesafede bulunan Mercimekli köyünde, Mardin’in diğer yörelerinde olduğu gibi Türk, Kürt, Arap ve Süryaniler huzur içinde birlikte yaşıyor. Köy, şu an dünyada dört dili konuşan ve dört kültürü yaşayan tek yerleşim birimi. Türkçe, Arapça,Süryanice, Kürt-

Türkiye’nin en geniş kutsal sit alanlarından biri Mardin; Subari, Hurri, Sümer, Akad, Mitani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Makedonya, Abgar, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı döneminden birçok yapıyı bünyesinde harmanlayabilmiş önemli bir açık hava müzesi. Bu, şehirdeki dini tesislerin kapladığı alana bakıldığında çok daha iyi anlaşılıyor. Mardin, dini tesis alanlarının toplam şehirsel alan içindeki oranı itibarıyla Manisa’dan sonra gelen Türkiye’deki ikinci şehir du-


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

rumunda. Türkiye’nin en büyük ölçekli kutsal sit alanlarından biri olan Mardin’de, 251 geleneksel konut, 10 medrese, 11 kilise ve manastır, 25 camii ve mescit, 8 çeşme, 4 tekke ve zaviye, 3 hamam, 4 türbe, 5 çarşı ve han Korunması Gerekli Taş Kültür Varlıkları olarak kayıt altında bulunuyor. Kentin tarihini müzelerinden öğrenin Mardin tarihi sokaklarında geçmişin izini sürmek ve bir yolculuğa çıkmak, kentin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin ilk uğrayacağı yer Mardin müzeleridir. Bu anlamda iki önemli adres var; Mardin Müzesi ve Sabancı Kent Müzesi… 1895 yılında patrikhane olarak yapılan Mardin Müzesi’nin binası, şehrin tarihi değerleri arasında yer alıyor. 3 katlı olan müzenin her katında tarihin farklı dönemlerine ait eserleri görebilirsiniz. Özellikle orta katta yer alan Asur ve Roma dönemlerine ait eserler dikkat çekiyor. 3. katın en değerli parçalarının başında ise Sürekli Köyü’nde yapılan kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılan define geliyor. Definenin içinde Bizanslılar, Zengiler, Eyyübiler tarafından kullanılan gümüş ve altın eserler var. Sakıp Sabancı’nın girişimleriyle kurulan Sabancı Kenti Müzesi ise, Mardin’in Savurkapı Mahallesi’nde bulunuyor. Müzede Dilek Sabancı Sanat Galerisi de yer almakta. Sabancı Müzesi’nde Doğa-Deniz ve İnsan sergisine ev sahipliği yaparken, Dilek Sabancı Sanat Galerisi ise geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. Mardin evlerinin arasında keyifli bir yolculu yaparken Sabancı Kent Müzesi’nin birbirinden özel koleksiyonlarını ziyaret edebilirsiniz.

En üst nokta için adres Mardin Kalesi Eski Mardin’in en üst noktasında bulunan Mardin Kalesi de çok rağbet gören yerlerden biri. Şehirdeki en eski yapılardan olan ve onlarca medeniyet görmüş kaleye çıktığınızda, tüm şehir ayaklarınızın altında kalıyor. Kartal yuvası olarak da bilinen Mardin Kalesi, birçok medeniyet tarafından kullanılmış çok önemli bir kale. Mardin Kalesi, günümüzde ise yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği yerler arasında yerini alıyor. Mardin’de görebileceğiniz diğer kaleler ise Anzavur Kalesi, MarinMerdis Kalesi, Fafih Kalesi ve Rabbat Kalesi. Hayatı simgeleyen havuzuyla Kasımiye Medresesi Görkemini ve ihtişamını yüzyıllardır korumayı başararak günümüze kadar gelmiş önemli tarihi kalıntılardan biri olan Kasımiye Medresesi, tam 700 yıllık bir geçmişiyle şehrin tarihi yapıları arasında yerini alıyor. Hem dış mimarisi hem de iç mimarisi göz doldurmaya devam ediyor. Burada en çok dikkati,

havuzlu avlu geçiyor. Bu havuzun hayatı simgelemesi nedeniyle özel bir anlamı var. Suyun ilk aktığı havuz bebekliği, ikinci akan havuz çocukluğu, üçüncü uzun ince havuz gençliği, dördüncü kısa havuz yaşlılığı, suyun döküldüğü havuz ise mahşeri simgeliyor. Mimari açıdan göz dolduran, şehrin merkezinde birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen bir diğer medrese, Zinciriye Medresesi. 1385 yılında yaptırılmış olan medrese girişindeki taş işlemeler kesinlikle dikkatinizi

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

87


Gezi hemen çekecek detaylar arasında. Hala eğitimin de verildiği bu medrese, Mardin’in üst taraflarında, kalenin hemen altında yer aldığı için harika bir manzaraya sahip. Size tavsiyemiz, görkemli kapısının önünde fotoğraf çektirmeniz... Şehirdeki diğer medreseler arasında Muzafferiye Medresesi, Şah Sultan Medresesi, Melik Mansur Medresesi, Savur Kapı Medresesi, Altunboğa Medresesi, Şehidiye Medresesi, Marufiye Medresesi, Hatuniye Medresesi yer alıyor. Kırklar Kilisesi, 6. yüzyılın ortalarından bugüne ayakta Tarihler boyunca Anadolu’daki en önemli Hristiyanlık merkezlerinden biri olan Mardin’de gezerken bir caminin hemen ilerisinde bir kiliseye rastlayabilirsiniz. Mardin’de pek çok kilise ve manastır

hala ayakta ve çoğu da aktif olarak kullanılıyor. Mardin’de en çok ziyaret edilen kilise olan Mar (Aziz) Behnam Kilisesi, Süryani Kadim (Ortodoks) cemaatine ait. Halk arasında Kırklar Kilisesi olarak da bilinen Cumhuriyet Meydanı’na çok yakın olan bu kilise, Mor Behnam ile kız kardeşi Saro adına 569 yılında yapılan 6. yüzyılın ortalarına ait bir yapı. Mardin’in, 1293’te Süryani Kadim

Patriklik Merkezi olduktan sonra halkın ruhani ve idari işlerinin idare edildiği kilisenin, doğu-batı yönünde 12 masif sütun üzerine oturtulmuş kemerlerle taşınan tavan bölümü, düzgün kesme taşlarla örülü bulunuyor. Bu arada şehirdeki gezi listenize; Gurs Vadisi’ni, Mor Yakup Kilisesi, Mor Mihail Kilisesi, İzozoel Kilisesi, Mor Yusuf Kilisesi, Mor Evgin Manastırı, Mor Cırcıs Manastırı,

Mardin’in en eski camisi, Ulu Camii Mardin’in tam göbeğinde inşa edilmiş olan Ulu Camii’nin hangi tarihte yapıldığı bilinmemekte. Ancak elde yazılı bir kaynak bulunmasa da caminin kapısında 1190 tarihinde yapıldığı yazıyor. Mardin Ulu Camii, dört büyük meshep olan Hanefi, Şafii, Hanbeli ve Maliki’ye hitap ediyor. Aynı zamanda minarelerinde cennetle müjdelenmiş 10 sahabenin ismi yazıyor. Bir diğer önemli cami olan Melik Mahmut Camii, Mardin’in doğasına, tarihine ve mistik atmosferine farklı bir görsellik sunan yapılardan biri. Savur kapısına doğru uzanan yolun kuzeyinde bulunan cami, 14. yüzyılla tarihlendirilmekte. Mimarisi yatık dikdörtgen şeklinde olan caminin, ana girişi taş işlemeden yapılmış. Mardin’de eğer isterseniz Şeyh Çabuk Camii, Pamuk Camii, Reyhaniye Camii, Latifiye Camii, Kızıltepe Ulu Camiiyi de gezebilirsiniz.

88

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

Mor Dimet Manastırı’nı ekleyebilirsiniz. Mardin’i yakından tanımak tarihine tanıklık etmek, geziniz sırasında sizi daha çok meraklandıracak ve bir o kadar büyüleyecek. Güneş tapınağı üzerine kurulan Deyrulzafaran Manastırı Dinlerin kardeşliğinin sembolü Mardin’deki görülmesi gereken bir diğer yer Deyrulzafaran Manastırı. Mardin şehrinden 5 km. doğuda bulunan Deyrulzafaran, Kızıltepe ovası ile Mardin platosunun birleştiği yerde konumlanmış durumda. Çok yüksek olmayan bir tepenin üzerinde M.Ö. 4000 yılında Süryaniler tarafından inşa edilen manastırın adı, yapımında kullanılan zafaran yani safran çiçeklerinden ve taşının renginin sarımsı bir renk almasından geliyor. Bir rivayete göre, burada 12 bin azizin kemikleri bulunuyor. Bu nedenle Onikibin Aziz Manastırı olarak da anılıyor. Süryanilerin haç yeri de sayılan dünyaca meşhur manastırın kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları oldukça ilgi çekici. Milattan önce Güneş Tapınağı, daha sonra da Romalılarca kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edilen manastır, günümüzde hem diasporada yaşayan Süryaniler hem de Ortadoğu’da ve Hindistan’da yaşayan Süryanilerin en önemli dini merkezlerinden biri. İçinde 52 Süryani patriğinin mezarı bulunan Deyrulzafaran Manastırı, dünyanın dört bir yanına dağılmış Süryaniler tarafından dua ve bereket almak için ziyaret ediliyor. Mor Gabriel, Ortaçağ’da doğunun en meşhur manastırıydı Mardin’in ikinci önemli manastırı

olan Mor Gabriel Manastırı, 397 yılında yani 1600 yıl önce Mor Samuel ve Mor Şemun tarafından kurulmuş olmasıyla dünyanın en eski Hıristiyan manastırlarından biri olma özelliğine sahip bulunuyor. Ortaçağ’da bütün doğunun en meşhur manastırı olduğu ve parlak devrinde içinde 300 rahibin yaşadığı söylenen manastır, bu yönleriyle, Süryani kültürünün ve dini yapısının şekillenmesi ve gelişmesinde tarihte önemli görevler üstlendi.Midyat ilçesine 23 kilometre uzaklıkta olan ve Deyrulumur Manastırı olarak da bilinen manastırın ünü,İstanbul ve Roma’da oturan kralların kulağına kadar gidecek kadar ün saldı. Mardin’de mutlaka görmeniz gereken mekanlardan biri olan Mor Gabriel Manastırı, hareketli terasları, kubbeleri, abbaraları, çan kuleleri, kapıları ve mozaikleri ile kesinlikle sizi etkisi altına alacak. Mezopotamya’nın Efes’i, Dara Nusaybin ilçesinin 30 kilometre uzağındaki Dara Harabeleri, Mardin’e gelenlerin görmeden dönmemesi gereken tarihi bir şehir alanı. Zindanı, sarayı, sarnıçları, su bendi, su kemerleri, köprüsü,

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

89


Gezi

kilisesi, tophanesi, tiyatrosu, çarşısı, surları ve iç kalesi ile ne kadar ihtişamlı ve zengin bir geçmişe sahip olduğunu gösteren Dara antik kenti, Eski Mezopotamya’nın en önemli kentlerinden birisi olarak biliniyor. Medeniyetin başladığı yer şeklinde tanımlanan ve Mezopotamya’nın Efes’i olarak yorumlanan Dara, bugün üzerindeki çalışmalar halen devam etse de ortaya çıkan kısımlarıyla bile görenleri büyülemeye yetiyor. Keşiflerle dolu Dara Harabeleri, Darxis tarafından M.Ö. 530-570 tarihleri arasında yaptırılmış ve önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Bu gizemli yerleşim alanında bulunan ve 6. yüzyılda yapıldığı sanılan Dara barajının, dünyada belgelenmiş en eski kemer barajı olduğu da biliniyor. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan Dara kenti, çevresi ile birlikte geniş bir alana yayılıyor. Kentin doğusunda yer alan kaya mezarları Kuruçay’a kadar uzanıyor. Bu mezarlıkların Mezopotamya’nın en eski mezarlıklarından biri olduğu

90

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

söyleniyor. Çevresi 4 km’lik bir surla korunan kentin, güney ve kuzeye açılan iki kapısı var. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulu bulunuyor. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmekte. Köyün kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak görkemli bir su bendi inşa edilmiş. Bentte bugün bile su bulunuyor. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma dönemine kadar giden mağara evlere rastlanıyor. Ulaşım imkanlarının uygun olmasının sonucu, yerli ve yabancı turistler tarafından ilgi duyulan Dara, yöreye yapılan tur programlarında da yer alıyor. Muazzam sarnıçları ve kaya mezarlarıyla adeta doğunun ve batının harmanlandığı bir yer olan Dara’ya giderseniz, kentin tarihini ve özelliklerini daha iyi öğrenmek için rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye ederiz.

Çarşılarından hediyelik eşya alabilirsiniz Mardin gezinizin en keyifli duraklarından biri de Mardin çarşıları olacak. Geleneksel el sanatları ürünlerini görebileceğiniz ve kent esnafıyla keyifli sohbetler yapa-

bileceğiniz çarşılarda gezinirken sevdiklerinize hediyeler de alabilirsiniz. Bunun için de rotanızı Mardin’in en çok ziyaret edilen Kayseriyye (Bezestan) ve Revaklı (Tellallar)çarşılarına çevirmeniz gerekiyor. Şehrin simgesi, geleneksel taş evleri… Şehirde görülmesi gereken pek çok yer olsa da Mardin denince akıllara ilk olarak Eski Mardin bölgesindeki geleneksel Mardin evleri geliyor. 1979 yılında kentsel sit alanı ilan edilen geleneksel taş evleri, şehrin bir anlamda simgesi olmuş durumda. Mardin, Midyat ve Savur ile birlikte Mardin platosu üzerindeki tüm kırsal yerleşmelerde görülen geleneksel taş evlerin ortaya çıkışında, yakın çevrede bulunan yerel malzeme önemli rol oynuyor. İlde büyük miktarda bulunan ve daha çok Midyat ve yakın çevresinden çıkarılan sarımsı kalker, Mardin evlerinin her aşamasında kullanılmakta. Bunun sonucunda geleneksel evlerin bulunduğu tarihi Mardin şehri, aynı zamanda “Beyaz Mardin” adı ile de anılıyor. Taş işçiliğinde önemli bir yere sahip olan Mardin’deki evlerde, çeşitli motifler kullanılmış durumda. Evler genellikle 4 metre yükseklikte duvarlarla çevrelenmiş ve sokaktan ayrılmış. Özellikle kış aylarında soğuktan korunmak için düzenlenen evlerde yazlık adı verilen iç avlu bulunuyor. Bir Ortaçağ şehri özelliği taşıyan Mardin ve Midyat’ta ne şehir dokusu ve ne de geleneksel evlerin hiçbirisi bir mimar tarafından tasarlanmış değil. Buna karşılık, gerek iç dizaynı, gerek diğer özellikleri ve gerekse şehir dokusunda oluşturdukları yapılaşma düzenleri ile bir mimarın planla-



Gezi Mağaralar kenti, Midyat Mardin’de turistik öneme sahip ikinci noktayı, tarihsel dokusu Mardin gibi fazla bir bozulmaya maruz kalmamış olan, bir ortaçağ şehri görünümündeki Midyat oluşturuyor. Bazı kaynaklara göre şehrin kuruluşu M.Ö. 2000’li yıllara kadar gidiyor. Şehrin adının, ‘Mağaralar Kenti’ anlamına gelen ‘Matiate’den türediği tahmin ediliyor. Estel ve Eski Midyat olmak üzere iki kısımdan oluşan Midyat’ta turistik çekiciliğe sahip olan kesimi Eski Midyat oluşturuyor. Estel’de sadece Müslümanlar yaşarken, Eski Midyat kesiminde ise Süryaniler ile Kürt Müslümanlar birlikte bulunuyor. Gümüş işçiliği telkâri ile de ünlenmiş olan Eski Midyat, tarihi kiliselerin (6 adet), tarihi camilerden (2 adet) fazla olduğu Türkiye’deki tek yerleşim.

Bu lezzetleri başka yerde bulamazsınız Mardin’de Türkiye’nin diğer yerleşmelerinde bilinmeyen birçok yemek çeşidi var. Birçok kültürün bir arada yaşaması, mutfağa da zenginlik katmakta. Bir tür işkembe dolması olan kibbe, işkembenin et, pirinç, nane, yeni bahar ve isteğe bağlı olarak nohutun dahil olduğu, doyuruculukta üstüne tanımayan lezzetlerden. Mardin’de tadılacaklar arasında bulunan Mardin içli köftesi, lezzetiyle büyülüyor. Haşlama ve kızartma içli köfte olarak iki şekilde bulunan içli köftelerin adları gibi yapılmaları da değişik. Haşlama içli köfteye Mardin’de “ikbebet”, kızartma içli köfteye ise

92

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

pılanevler, bu özelliğiyle turizm açısından daha çok dikkat çekiyor.

masına meydan okuyacak nitelikte. Turistik ürün olma özelliği taşıyan Mardin platosu üzerindeki taş evlerin, yamaçlara ve sırtlara kurulması şeklinde kendine özgün bir yapılaşma düzeni var. Eğimli arazi üzerinde, teraslama biçiminde ya-

Turizm, el sanatlarını canlandırıyor Mardin’de turizmde kullanılan veya bu amaç için önemli potansiyele sahip birçok geleneksel el sanatı mevcut. Bunların başında telkârî, taş işlemeciliği, bakırcılık, ahşap oymacılığı, semercilik, bitkisel sabunculuk, ev şarapçılığı geliyor. Bakırcılık kendine ait özel çarşısında yüzyıllardan beri devam ederken, Midyat’ta daha fazla yapılan telkârî sanatı da turizm ile birlikte giderek canlanıyor. Taş işçiliği ise yok olmaya yüz tutmuş iken restorasyonların artması sayesinde günümüzde varlığını devam ettiriyor.

“irok” deniliyor. Kaburga dolması da Mardin’in yöresel tatlarından biri. Ceviz büyüklüğündeki kıymalı harcın yarım soğanların içine doldurulup salçalı suya bulanmasının ardından fırınlanmasıyla yapılan soğan kebabı, şehirde mutlaka tatmanız lezzetler arasında. Ayrıca sembusek, bacanak çorbası, katıklı dolma, erik yahnisi, peynir helvası, belloğ adı verilen mercimekli köfte, babağannuç en önemli yöresel yemekler olarak sayılıyor. Mardin’de çeşitli çorbalardan damak tadınıza uygun olanı bulmanız oldukça mümkün. Bu çorbaların arasında lebeniye, un çorbası, mercimek çorbası, kelle paça, nohut çorbası, çörten, ginedir çor-

bası ve domates çorbası bulunmakta. Tahmin edebileceğiniz gibi çıkış yerleri Mardin olunca çorbaların lezzeti de bir başka oluyor. Öte yandan mırra denen acı kahve, bölgenin diğer illerinde olduğu gibi, Mardin ilinde de önemli bir içecek. Kahvenin birkaç kez demlenmesi ile hazırlanan bu özel kahve öyle sert ki bildiğimiz Türk kahvesi fincanından bile küçük ve kulpsuz bardaklarla ikram ediliyor. Ayrıca Mardin’de bağcılığın önem kazanması nedeniyle üzüm sucuğu, pekmez ve pestil (harire) önemli yiyecekler arasında sayılabilir. Yöreye uygun olan harire tatlısı ise pekmez, un, toz şeker ve tarçın gibi basit ve birbirine pek yakışan malzemelerle hazırlanıyor.





96

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

“Sektör büyüdü ancak otomasyon ve yazılımda eksikliklerimiz var” Türkiye’nin kalkınmasının sanayi sektörüyle ve sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşeceğine inanan Çetinmak şirketi kurucusu Muammer Çetinoluk, bunun geliştirilmesi için el birliğiyle bir çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor. “Elektrik ve elektronik anlamında çok fazla dışa bağlıyız. Türkiye’de elektrik otomasyon ve yazılım alanında eksiklerimiz var” diyen Çetinoluk, bu konuda çalışma yapan, yüksek teknoloji ürünleri üreten yerli firmaların Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından dikkatle takip edilmesi ve onlara maddi ve manevi anlamda gerekli olan desteklerin verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

1

979 yılından beri içinde bulunduğu ağaç işleme makineleri sektöründe 1984 yılından bu yana kurduğu Çetinmak şirketi ile yer alan Muammer Çetinoluk, iş disiplinine verdiği önemi sebat etme prensibiyle bir araya getirip iş hayatına yansıtan bir iş adamı. Şirketi kurduğu günden beri sabahları en geç saat 07.30’da işinin başında olmayı prensip edinmiş olan Çetinoluk için iş hayatındaki başarının sırrı, verilen sözün arkasında durmakta ve müşteri memnuniyetini yakalamakta yatıyor. Firma olarak başarıyı elde etmek için geliştirdikleri stratejilerini “Ticarette verdiğiniz sözün arkasında durmak çok önemlidir. Memnun ettiğimiz her müşteri bize 5-10 müşteri olarak geri döner. Biz yıllardır bunu uygulamaya çalışıyoruz” diyerek açıklayan Çetinoluk, bu anlayış ile şirketi kurdukları günden bugüne sürekli büyüttüklerini açıklıyor. Şu anda yaklaşık 60 firmanın ürününü satan Çetinmak’ın müşterileri

ile ilişkilerini çok kâr elde etmek üzerine değil güven üzerine kurulduğunu da dile getiren Çetinoluk, gerçekleştirdiğimiz sohbette firmasıyla ilgili bilgi vermesinin yanı sıra sektörün gelişim sürecini de değerlendirdi. Türkiye’nin ağaç sanayi makineleri sektöründe büyük bir gelişme sağladığını vurgulayan Muammer Çetinoluk, ancak bazı makinelerin üretilebilmesi için ithalatın gerekli olduğunu söylüyor. “Elektrik ve elektronik anlamında çok fazla dışa bağımlıyız. Türkiye’de elektrik otomasyon ve yazılım alanında eksiklerimiz var” diyen Çetinoluk, bu konuda çalışma yapan, yüksek teknoloji ürünleri üreten yerli firmalara Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından maddi manevi anlamda gerekli olan desteklerin verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çetinoluk, “Türkiye’nin kalkınması sanayi ve tarım sektörleri ile sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşecektir. Bunun

tesis edilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bugün inşaat sektörüne yapılan yatırımın yarısı sanayi ve tarım sektörüne yapılsa idi Türkiye çok daha farklı yerlerde olabilirdi” yorumunda bulunuyor. Muammer Çetinoluk, İzmir’de bulunan şirket merkezinde yaptığımız röportajda sorularımıza şu yanıtları veriyor: Öncelikle okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? Ağaç işleme makineleri sektörüne nasıl ve ne zaman girdiniz? 1979 yılından beri makine işinin içerisindeyiz. Şirketleşme sürecimiz 1984’te başladı ve faaliyetlerimizi günümüze kadar devam ettirdik. Şu anda Çetinmak Limited, FRD Makine Limited ve Çetinmak A.Ş. olmak üzere üç ayrı şirket olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Çetinmak Limited yerli makine, FRD Makine Limited İtalyan Biesse firmasının ithalat ve satışını, Çetinmak A.Ş mobilya hırdavatı ve aksesuarı ticareti yapmaktadır.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

97


Sektörün Sesi Firmanızın kurulduğu günden itibaren başarılı bir gelişim sürdürerek bugünlere gelişinde ne gibi faktörler etkili oldu? Başarınızın sırlarını bizimle paylaşır mısınız? Çok zeki olmayabilirsiniz ama çok sebatkâr olursanız başarıyı yakalarsınız. Ben bu işe başladığımdan beri en geç sabah 07:30’da işimin başında olurum. Ticarette verdiğiniz sözün arkasında durmak çok önemlidir. Memnun ettiğiniz her müşteri fazlasıyla geri dönecektir. Bu çok önem verdiğimiz bir husus. Kaliteli mal satmak kadar, malınızın arkasında durmak da çok önemli. 13 kişiden ulaşan deneyimli bir servis ekibimiz var. Sattığımız malın arkasındayız ve ciddi yedek parça stoku bulunduruyoruz, bu sayede servise giden teknisyenlerimiz arızayı en kısa sürede sonlandırabiliyor. Para kazanıyorsak bunun karşılığını vermek zorundayız. Müşterilerimiz bizi

mesai dışında bile arasalar, servis alabileceğini biliyor.

var. Müşteriyle devamlı iç içe olduğumuz için de tercih ediliyoruz.

Sektöre yönelik satış yelpazenizi hangi ürünler oluşturuyor? Ürünlerinizle sektöre hangi konularda hizmet veriyorsunuz? Şu an satışlarımızın yüzde 90’ı ahşap ve mobilya makineleri oluşturuyor. Satışımızın yüzde 10’luk kısmını ise alüminyum ve PVC makineleri oluşturuyor. Ürün çeşitlerimiz zaman içerisinde çok değişim gösterdi. Bugün daha çok satılan makineler seri imalata yönelik yüksek teknoloji ürünü makinelerdir.

Şu anda bünyenizde kaç firmanın ürünü var? Yerli makineler ile yabancı makineleri birbirinden ayıran özellikleri neler? Bünyemizde yaklaşık 60 firmanın ürünlerinin satışını gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Biesse’nin Türkiye’deki tek bayisiyiz. Ferdi Çetinoluk yönetimindeki FRD Makine, Biesse’yi ithal edip satışını gerçekleştiriyor.

Sizi diğer satış yapan firmalardan ayıran temel özellikler ve farklar nelerdir? Öncelikli hedefimiz yüksek kâr marjları yerine minimum kâr marjları ile satışlarımıza devam etmektir. Bu özelliğimiz müşteriyi cezbediyor. Yılların verdiği bir güven

Firma olarak fuarlara katılıyor musunuz? Firmanıza katkıları nasıl oluyor? İZWOOD fuarı bu yıl 2.si düzenlenecek. Fuarla ilgili izlenim ve yorumlarınız neler? 1979 yılından 1987 yılına kadar her yıl İzmir Fuarı’na katıldık. Belediyelerin partizan ve siyasi yaklaşımları neticesinde, istenen ivmeyi yakalayamadığı gibi, zamanla köreldi makine ve hırdavat fuarını İstanbul’a kaptırdık. İzmir gibi bir şehirde özellikle makine ve hırdavat sektörü büyük sekteye uğradı. İzmir Fuarı halen uluslar arası Türkiye’nin tek fuarıdır. İZWOOD Fuarı bu yüzden sektör için çok önemli bir fuardır. Bu sene 2.si düzenlenen İZWOOD fuarının devam ettirilebilmesi için firmam ve şahsım adına gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu sebeple bu yıl 2. dü-

GELİŞMEK İÇİN AR-GE ŞART

Ağaç işleme makineleri sektöründe hizmet veren firmalara gelişimlerini hızlandırmaları için neler yapmalarını tavsiye edersiniz, önerileriniz nelerdir? Herkes mesleğiyle ilgili her detayı ve gelişmeyi takip etmelidir. İmalat yapabilmek için ise öncelikle bunun içinde yetişmek gerekir. Türkiye’nin ancak imalat sektörüyle birlikte gelişebileceğine inanıyorum. Makine sanayisinde makine imalatçılarımız elinden gelen gayreti gösteriyor. Gittikçe de iyiye gidiyorlar. Bu gelişimi devamlı kılmak için, üretici firmaların kendini yenilemesi ve geliştirmesi gerekiyor, bu da ancak kendi Ar-Ge’lerini kurmaları ile mümkün olur.

98

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

zenlenen İZWOOD fuarına 2600 metrekare alanla destekliyoruz ve bu fuardan çok ümitliyiz. Müşterilerinize, sağladığınız teknik servis hizmetlerinin kaliteli, sürekli ve hızlı olarak yerine getirilmesi için nasıl bir satış sonrası hizmet sistemi kurdunuz? Öncelikle beraber çalıştığımız teknik servis ekibimizin tamamını sıfırdan yetiştirdiğimizi belirtmek isteriz. Teknik hizmetlerimizi aksatmadan devam ettirebilmek için bünyemizde Servis ve Yedek Parça birimi kuruldu. Bize gelen arıza ve yedek parça şikayet ve taleplerini bu birim takip etmekte, sırasına göre teknik servis personelimizi en kısa sürede yönlendirmeye çalışmaktayız. Ayrıca ithal makine konusunda teknik ekibimizi yılda 2 kez İtalyan Biesse firmasına gönderip yeni teknolojiler konusunda eğitimler aldırmaktayız. Gelecek dönem yapılanma planlarınız neler? Kısa ve orta vadede satış artırıcı çalışmalarınız var mı? Yeni ürünler ve firmalar yelpazenize eklenecek mi? Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartları göz önünde bulundurarak yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Yıllardır süren satış politikalarımızla küçük ve orta ölçekli esnaflarımızın tamamen yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Belli oranlarda hiçbir teminat istemeden vadeli satışlarımız devam etmekte, bu sayede yeni mobilya imalatçılarını sektöre kazandırmaya devam etmekteyiz. Türkiye’de ticaretin belli kurallara oturtulması ve tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yıllardır satıcı-alıcı,

Esan Çetinoluk - Muammer Çetinoluk - Ferdi Çetinoluk - Feride Çetinoluk

borç-alacak konularında sıkıntılar yaşanıyor. Vadeli satışlar; çek ve senetle yapılıyor. Senetle satışlarda senetler, çekler gibi takip altına alınmalı, hatta anlaşmalı matbaalara bastırılarak resmileştirilmeli, talep eden kurum ve şahıslara imza karşılığı teslim edilmelidir. Bu sayede ticaret daha güvenli bir ortamda devam ettirilebilecek. Firma olarak sektörde teknoloji takip ederek, yeni ürün yelpazesini portföyüne kazandırmaya devam edeceğiz. Firmayla ilgili bilgilerinizi aldıktan sonra biraz da sektörle ilgili görüş ve yorumlarınızı öğrenmek isteriz. Ağaç işleme makineleri sektörünün gelişimini yıllar itibarıyla anlatır mısınız? Sektöre girdiğiniz günden bugüne neler değişti? Türkiye, ağaç işleme makineleri sektörü açısından büyük bir gelişme sağladı. Ancak bu gelişmenin daha iyisi olabilirdi. Fakat bazı makineleri üretebilmemiz için ileri

teknoloji ürünlerini ithal etmemiz gerekiyor. Maalesef bu da ciddi bir ithalat girdisi oluşturuyor. Dünyada elektrik ve elektronik otomasyonu konusunda 5-6 tane öne çıkmış firma var. Ama Türkiye’de böyle bir marka yok. Bugün ülkemizde güzel makineler üretiliyor ama bu makineleri üretmek için dışarıdan almak zorunda kaldığımız ürünlere yüksek miktarlarda para ödemek zorunda kalıyoruz. Elektrik ve elektronik anlamında çok fazla dışa bağımlıyız. Bu konuda imalat yapan firmaların kesinlikle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlığının üretici firmaları desteklemesi gerektiğine inanıyoruz. Türk sanayisindeki makineleşme sürecini nasıl yorumlarsınız? Gelişen sanayi sektörü içinde makine kullanımının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Türkiye’de makine imalat sektörü bazı konularda çok iyi durumda.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

99


Sektörün Sesi Kuruluşundan bugüne dernek adına yaptığınız çalışmaları kısaca özetler misiniz? Yola çıkış amaçlarını hayata geçirme noktasında derneğin geldiği noktayı başarılı buluyor musunuz? AİMSAD kurulduğundan bu tarafa çok özverili çalışan bir başkanımız var. Aynı zamanda hiçbir beklentisi olmadan bu dernek çatısı altında çalışan çok değerli arkadaşlarımız var. Birlik beraberlik açısından bu çok önemli. Sesimizi duyurabilme, bakanlıklara kadar ulaşabilme adına güzel etkinlikler yapılıyor. Başkan Mustafa Bey ve ekibi bence takdirle karşılaşacak bir çalışma içindeler. Dernek her şeyden evvel ahşap sanayi makineleri sektörünü bir araya getirdi. Eskiden herkes kendi çabasıyla bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Dernek kurulunca sektör elemanları tek ses oldu ve tek sesi duyurmak daha kolay. Bu nedenle AİMSAD, devamlı desteklememiz gereken bir dernek özelliği taşıyor. Buna metal makineler sektörünü de koyabiliriz. Avrupa’nın çok çok altında fiyatlara üretim yapabiliyoruz. Bunun geliştirilmesi için ne gerekiyorsa el birliğiyle bir çözüm bulunmalı. Türkiye’nin kalkınması sanayi sektörüyle, sanayi sektörünün Ar-Ge olarak desteklenmesiyle gerçekleşecektir. Bu göz ardı edilmemelidir. Bugün inşaat sektörüne yapılan yatırımın yarısı sanayi sektörüne yapılsa Türkiye bugün çok daha farklı bir yerde olurdu. Türkiye pazarındaki dinamizmin orta vadede süreceğine inanıyor musunuz? Sektörün gelişimini hızlandıracak faktörler neler olacaktır? Türkiye’nin gelişimi bize göre sanayi ve tarımın desteklenmesiyle oluşabileceğine inanıyoruz. İthalat ve ihracat arasındaki dengenin sağlanabilmesi için hem sanayi sektöründe hem tarım sektöründe üretimin arttırılması ve ihracatın örgütlenerek yapılmasıyla oluşacağı kanaatindeyiz. Orta ve uzun vadede Türkiye’ye soluk aldırabileceği inancındayız. Komşularından başlayarak ihracatımızı arttırabilir,

100

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

ithalat ve ihracat dengesini sağlayabiliriz. Sanayi ve tarım alanındaki imalat eksikliklerinin tamamlanması ve el birliğiyle ne gerekiyorsa yapıp, Türkiye’yi bu sıkıntılardan kurtarmamız gerektiği inancındayız. Yıllardır ithalatın içindeki bir iş adamı olarak Türkiye’de ithalat konusunda ne gibi sıkıntılar yaşanıyor, bilgi verir misiniz? Türkiye ithalat konusunda çok istekli, arzulu duruyor. Özellikle Çin sanayi sektörü, dünyada bir sıkıntıya yol açtı. İthalatı çok iyi gözden geçirmemiz gerekiyor. ‘Önümüze gelen her ürünü satalım’ mantığı bana çok akıllı gelmiyor. Dolayısıyla bence bunlara ilgili bakanlıkların eğilmesi gerekiyor. Sektör temsilcilerinin dile getirdiği en önemli sıkıntıların başında ‘kalifiye elemana sahip olamamak ve çalıştıramamak’ sorunu geliyor. Siz de sektörde bu eksikliği hissediyor musunuz? Bu konuda çözüm öneriniz nedir? Türkiye’nin kanayan yarası, kalifiye eleman ve teknisyen sıkıntısıdır. Bu

eğitim sistemiyle kalifiye eleman sorununu aşmamız söz konusu bile olamaz. Bir çocuk 7 yaşında okula başlıyor. 19 yaşında liseden mezun oluyor, 19 yaşından sonra bir çocuğa çıraklık yaptırabilir misiniz? Tabi ki hayır. Ağaç yaşken eğilir. Meslek liselerine önem vermek gerekir. Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu ara elemandır. Elektrik, torna, duvar, sıvacı, mobilyacı teknisyeni, aklınıza hangi alan geliyorsa teknisyen yetiştirmeliyiz. Bunun için çocuklarımızı belirli yaşta takip edip çeşitli testlerden geçirip, kabiliyetini bulup, o yönde desteklemek gerekiyor. Önemli olan çocuğu çağında yakalayıp, çocuğun kabiliyetini bulup, bu özelliklerine göre eğitime kanalize etmektir. Teknik meslek liselerine önem vermemiz gerekiyor. Yanımızda çalışan teknik servis elemanlarının neredeyse tamamını sıfırdan yetiştirdik. 18-20 senedir bizimle çalışan arkadaşlar var. İtalyan Biesse makineleri için senede birkaç arkadaşımızı İtalya’ya gönderiyoruz. Çalışanlarımıza kendimiz verdiğimiz eğitimlerle, bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.





Dünya Turu

Türkiye’nin Uzakdoğu’da güçlenen iş birlikçisi, Güney Kore 1950-1953 yılları arasında yaşanan Kore Savaşı’ndan sonra dünyanın en fakir ülkeleri içinde yer alırken, girdiği güçlü kalkınma süreciyle küresel ekonominin başat aktörlerinden biri haline gelen Güney Kore, bugün nominal olarak dünyanın 11. büyük ve satınalma gücü paritesi bakımından 13. büyük ekonomisi olduğu gibi en fazla ihracat yapan 7’nci ülkesi konumunda bulunuyor. Savaşın küllerinden yükselip “Asya’nın Dört Kaplanı”ndan biri olarak dünya ekonomi literatürüne imza atan, Türkiye’nin Uzakdoğu’da güçlenen iş birlikçisi Güney Kore’nin 2023 yılı hedefinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olmak yer alıyor.

104

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

D

oğu Asya’da Kore Yarımadası’nın güneyinde kalan Güney Kore, son 60 yılda ekonomisindeki değişim ile gelişmekte olan ülkelere örnek olacak, parmakla gösterilen bir azme ve başarıya imza atmış bir ülke. Nominal olarak dünyanın 11. büyük ve satınalma gücü paritesi bakımından 13. büyük ekonomisi olan Güney Kore ekonomisi, Asya’nın ise dördüncü büyük ekonomisi durumunda. Kendisi ile aynı ekonomik gelişmeyi sağlamış olan Tayvan, Singapur ve Hong Kong ile birlikte Asya Kaplanları olarak anılan Güney Kore’nin ekonomisine chaebol denilen aile konglomeratları hakim. Fakir ve gelişmekte olan bir ülke iken bugünlere gelişinde en büyük etkinin temelinde

ise Han Nehri Mucizesi ile yaşadığı büyük ekonomik kalkınma hamlesi yer alıyor. 1950’de başlayan ve Soğuk Savaş döneminin en önemli askeri çatışmalarından olan Kore Savaşı’ndan sonra gösterdiği ekonomik performans ile dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmeyi başaran ülke, ekonomik gelişimiyle dünya çapında hatırı sayılır büyük markalar ve şirketlerin de çıkış noktası oldu. Son 40 yılda Samsung ve Hyundai gibi markalar çıkaran Güney Kore, bugün dünyanın önemli otomobil ve elektronik eşya ihracatçılarından biri konumunda. Öyle ki en son İngiliz araştırma kuruluşu Brand Finance’ın 2018 yılı en değerli markalar araştırmasının sonuçlarına göre, marka değerini

geçen yıla göre 39 oranında artıran Samsung, dünyanın en değerli 4. markası olma başarısını elinde tutuyor. Bilişim ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanında Samsung dışında LG, otomotivde Hyundai Motor, çelikte Posco gibi Kore menşeli birçok global lider marka var. Dünya otomobil üretiminde ilk 5’te olan Kore’nin markası Hyundai ise 5’incilikten 4’üncülüğe terfi etmek üzere. Güney Kore bunu birkaç noktayı hayata geçirerek başardı. Şirketleri, işin felsefesine inanan CEO’lara teslim etti. Dünyadan mühendisler getirdi. Ar-Ge’ye yatırım yaptı. Eğitimde sessiz bir devrim gerçekleştirdi. Üniversiteleri sanayi ile entegre etti. Sadece teknoloji öğrenmedi, teknolojiyi de geliştirdi.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

105


Dünya Turu

Güney Kore, görkemli köprüleri, otoyolları, otomobilleri, gökdelenleri, limanlarıyla “İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde Asya’nın en gelişmiş ülkesi olmayı hak ediyor. Güney Kore’deki kişi başına düşen gelirin 1963’te 100 dolardan, 2018 yılında 30 bin dolara kadar yükselmesi bekleniyor. Öte yandan Seul Ticaret Müşavirliği’nin verdiği bilgiye göre, Güney Kore ekonomisi son üç yılın en yüksek büyüme oranına ulaşarak 2017 yılında yüzde 3,1 oranında büyüme gösterdi. Öte yandan bir dönemin taklit üreticisi olan Güney Kore, bugün dünyanın en ‘icatçı’ en ‘yenilikçi’ ülkelerinden biri oldu. Teknolojiden tekstile kadar büyük miktarlarda seri üretimin yapıldığı ‘korsan cenneti” ülke, şimdi ise Amerikan Patent Bürosu tarafından verilen patentlerin sayısı bakımından en üstte yer alan beş ülkeden biri... İşgal ve savaşlara sahne oldu Yüksek teknolojiyle geleneği çok iyi harmanlamayı başaran Uzakdoğu ülkesi Kore’nin tarihi, M.Ö. 3000 yılına kadar uzanıyor. 7. yüz-

106

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

yıldan 20. yüzyıla kadar değişik hanedanların idaresi altında bağımsız olarak yaşayan ülke, 1910 yılında Japonlar tarafından işgal edilerek koloni haline getirildi. Bu durum, 1945 yılına kadar sürdü. İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’nın yenilmesinden sonra Güney Kore’yi ABD, Kuzey Kore’yi de Rusya işgal etti. Böylelikle kuzeyde komünist rejim, güneyde demokratik rejim 1948 yılında kurulmuş oldu. 25 Haziran 1950’de Rus subaylarının kumandasındaki Kuzey Kore birlikleri, yarımadanın tamamına komünizmi kabul ettirmek için

Güney Kore’ye saldırıp istila etti. Sovyetler Birliği ve Çin, Kuzey Kore’yi her anlamda destekledi. Bu da Kore Savaşı’nın kıvılcımlanmasına neden oldu. BM’nin Güney Kore’nin kurtarılmasına karar vererek, bölgeye askerlerini gönderirken, bu orduya bir tugayla katılan Türkiye, işgalci komünist birliklerin Güney Kore’den çıkarılmasında büyük başarı gösterdi. Kore savaşı en az 2.5 milyon insan hayatını kaybetmesi neticesinde, hem güneyde hem kuzeyde gördüğü büyük kayıplardan sonra bir çıkmaza girdi. Yapılan görüşmeler neticesinde 27 Temmuz 1953’te ateşkes sağlandı; ama bu ateşkes hiçbir zaman Güney Kore ve Kuzey Kore tarafından imzalanmadı. Böylece yarımada iki ülke arasındaki orijinal sınır yakınlarında askerden arındırılmış bölge adında ikiye bölündü. Barış antlaşması iki devlet arasında imzalanmadı. Bu teknik olarak iki ülkenin bugünde hâlâ savaş halinde bulunduklarını gösteriyor. Hatta öyle ki Güney Kore ile Kuzey Kore, son yıllarda füze denemeleri üzerine aralarında yaşadıkları gerginlikle gündeme geliyor. Savaş sonrası büyüme… Kore Savaşı’nın neden olduğu yıkımın da etkisiyle 1953 yılında dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Güney Kore’nin ekonomisi savaş sonrası önemli ölçüde büyüdü ve gelişmiş bir ekonomiye ve tam demokrasiye sahip oldu. 1953’te savaştan çıktığında açlıkla, yoksullukla boğuşan ve Amerika’nın öncülük ettiği 39 ülkenin topladığı yardımlarla hayata tutunan Güney Kore bugün, dünyanın en büyük ekonomileri arasında. Güney Kore mucizesinin temel-


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

leri 1960’ta darbe ile iktidara gelen ve şu andaki devlet başkanı Park Geyun-Hye’nın babası olan Park Jung-Hee tarafından atıldı. 1962’de Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın uygulanmaya başlamasıyla ülke her yıl ortalama yüzde 10 büyüdü. 1965 yılında Japonya ile ilişkilerin normalleşmesi, yine 1960’ların ortalarında gerçekleştirilen mali reformlar, Vietnam Savaşı boyunca ABD ordusuna malzeme sağlanması, 1970’lerde Orta Doğu’da görülen büyük çaplı inşaat hamlesinden alınan pay ile desteklenen hızlı ekonomik büyüme sonucunda, Güney Kore 1986 yılında kendi dinamizmiyle büyüme patikasına girmiş oldu. 1960’lı yılların başında, Güney Kore’nin kişi başına geliri, 80 dolar düzeyindeyken 1990’a gelindiğinde kişi başına 10 bin dolar olan orta gelir düzeyine ulaştı. 1987-97 arasında Güney Kore ekonomisi 2,5 kat büyüdü. Büyüme hızı 1999-2006 arasında yıllık ortalama yüzde 4,6 artan kişi başına GSYİH, 2006 yılı itibarıyla 17 bin doları aştı. Mucizenin anahtarı Ar-Ge’de Peki, Güney Kore orta gelir tuzağını aşarak nasıl bir başarı sağladı? Mucize, Güney Kore’nin yüksek teknolojiye yönelmesiyle ve araştırma ve geliştirme yatırımlarıyla oldu. Petrol üretemeyen Güney Kore, ithal petrolü rafine edip petrol ürünleri ihraç eden bir ülkeye dönüştü. Madenleri Kuzey’de kalan Güney Kore, cevher ithal edip çelik ürünleri ihraç etmeye başladı. Gemi sektöründe Çin’le yarışıp liderliği ele geçirdi. Öte yandan sanayi tek bir merkezde toplandı. Sejong City, ülkenin sanayi başkenti olarak kurgulandı ve hayata geçirildi. Ekonomi ve

sanayi ile ilgili devlet yöneticileri bu kentte toplandı. Kore’yi Kore yapan küresel şirketlerin üretim ve Ar-Ge merkezleri de bu şehirde konuşlandı. Güney Kore’nin Ar-Ge’ye yaptığı toplam yatırım 60 milyar doları aştı. Güney Kore’nin sıçrama yapmasını sağlayan projelerden bir diğeri de bilişim teknolojilerinin toparlandığı ve Amerika’daki Silikon Vadisi’ne alternatif haline gelen IT Vadisi. Üniversitelerin ve küresel şirketlerin yatırımlarıyla, yarı iletkenler konusunda Güney Kore ABD’yi sollamış durumda. 2018’de kişi başına düşen gelir 30 bin doları aşacak Güney Kore ekonomisi son üç yılın en yüksek büyüme oranına ulaşarak 2017 yılında yüzde 3,1 oranında büyüme performansı sergiledi. 2018 yılı için ise Kore Merkez Bankası ihracattaki artış nedeniyle yüzde 3’lük bir büyümeyi öngördüğünü açıkladı. Uzmanlarca 2017 yılında yaşanan iç politik sorunların aşılmasının, 2018 yılı büyüme performansına olumlu yansıyacağına yönelik değerlendirmeler yapılmakta. Uluslararası Para Fonu (IMF) da Güney Kore’nin büyüme beklentisini revize ederek 2018 büyüme oranını yüzde 2,8’den yüzde 3’e çıkarttı. OECD raporuna göre de küresel ekonomideki iyileşme destekli, asgari ücret ve gelir artışı kaynaklı olarak Güney Kore ekonomisi 2018 ve 2019 yıllarında da yüzde 3 oranında büyüyecek. Öte yandan Güney Kore’de kişi başına düşen milli gelir artıyor. Güney Kore’de kişi başına düşen milli gelirin 2018 yılında 30 bin doların üstüne çıkması öngörülüyor. Güney Kore Strateji ve Maliye

Bakanlığı’nca yapılan açıklamaya Güney Kore ticaretinde dikkat edilmesi göre, kişi başına düşen milli gegereken bilgiler lir2018 yılında bir kez daha artış n Uzakdoğu insanının ortak özelliği uzun süreli iş ilişgöstererek 30 bin 353 dolar olakisi kurma isteğidir. Karşılıklı güven ve iş devamlılığı cak. Eğer hükümetin öngörüsü sağlanırsa uzun dönemde iki taraf için de faydalı yeni gerçekleşirse, Güney Kore 20 bin ticari ortaklıklar kurulabilir. dolar sınırını aştıktan tam 12 yıl n Herhangi bir malın Güney Kore pazarına girebilmesonra, 30 bin dolar sınırına ulaşsi için, alıcının Güney Kore’de kayıtlı resmi bir firma mış olacak.

olması gerekir. n Japonya ile tarihteki problemli ilişkilerinden dolayı, Elektronik sanayi, Güney Koreli iş insanlarıyla Japonya’dan bahsederken büyümenin itici gücü oldu çok hassas davranılmalıdır. Özellikle Güney Kore ve Gelişmiş ülke statüsüne sahip olan Japonya karşılaştırılmasında Japonya’nın Güney Koülkedeki yaşam standartları olre’den daha iyi olduğu yolunda bir görüş bildirilmesi, dukça yüksek. Ekonomisi ihracata iş ilişkilerinde soğukluğa sebep olabilir. dayalı olan ve 2017 yılında gayri n Güney Kore ile iş yapmak isteyen bir kişi, iş hayatıysafi yurt içi hasılanın yarısının kayla sosyal hayatın iç içe olduğunu anlamak zorundadır. nağını ihracattan karşılayan ülkeİş ilişkilerinde kişisel samimiyet ve sosyal mekânlarda de, özellikle elektronik endüstrisi, da bir arada bulunmak Güney Koreliler için önemlidir. otomotiv endüstrisi, gemi yapımı, n İş görüşmelerinde, şirketlerden aynı kademeden inmakine endüstrisi, petrokimya ve sanların buluşturulmasına dikkat edilmelidir. İki dilde robotik gibi sektörlerde üretim yazılmış kartların iki elle verilmesi, alınması ilgi ve alagüçlü. kanın işaretidir. Kart değişiminin iki el kullanılarak yaDünyanın en büyük yarı iletken pılması daha iyidir. Sağ elle de alışveriş yapılabilir fakat üreticisi olan Güney Kore’de sol elle takdim etmek ya da kabul etmek karşı tarafla 1970’lerden beri istikrarlı bir şefazla ilgilenmediğiniz anlamına gelebilir. kilde gelişen elektronik sanayi, n İsimler genelde üç ayrı kısımdan oluşur. İlk başta büyümenin itici gücü oldu. Aynı gelen soyadıdır ve sonraki ikisi de kişiye ailesi tarafınzamanda ulaştırma ve taşımacılık dan verilmiş olan isimlerdir. Bir aile içerisinde, ikinci araçları ile metal ürünleri gibi imaisimler de genelde aynı olur. En sondaki isim, genelde lat alanlarında da dünya çapında farklı olandır. Görüşmelerde, aynı grupta birden fazla bir ölçeğe ulaşıldı. Günümüzde olmadığı takdirde soy isimle, yani en baştaki isimle hidünya ekonomisinin ağırlık noktatap edilmelidir. Aksi takdirde, soy isimle birlikte isimsının batıdan doğuya, ABD ile Avlerden biri de söylenmelidir. rupa’dan Asya’ya kaymasının bir n Dağıtım kanallarıyla anlaşma yapılırken de dikkatli sonucu olarak küresel imalat yapıolunması gerekiyor. Yapılan anlaşmalarda, olası ihtisal değişme uğradı ve Asya ülkeleri laflı noktaların Güney Kore Ticaret Hukuku’na göre “dünyanın fabrikası” konumuna çözümleneceği akılda tutulmalıdır. Böyle durumlarda geldi. Güney Kore’nin bunun içinproblem yaşamamak için yerli bir hukuk danışmanına de yer alması ülkenin ekonomik ihtiyaç duyulabilir.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

107


Dünya Turu 1960’lı yılların başında, savaştan yeni çıkmış yorgun bir tarım ülkesi olan Güney Kore, 1962’de başlatılan ihracat amaçlı kalkınma planı çerçevesinde bugün dünyada ve Uzak Doğu’da sosyal ve ekonomik açıdan sağladığı gelişme ile örnek bir ülke olarak öne çıkıyor. “Chaebol” olarak anılan dev şirketlerin liderliğinde küresel ekonomik krizden başarıyla sıyrılan Güney Kore’nin, önümüzdeki dönemde de otomotiv, teknoloji, petrol ürünleri ve gemi inşa sanayisi ile dünya ekonomisinde söz sahibi olmaya devam etmesi öngörülüyor.

büyümesine katkıda bulundu ve birçok Asya ülkesi gibi ara mamul ve parça temininde ithalata bağımlı iken kendi yerel içeriğini üretmekte de başarı gösterdi. Yine çoğu Asya ülkesinden farklı olarak Güney Kore, başta çelik olmak üzere endüstri için ihtiyaç duyduğu ham maddeyi de kendi kaynaklarından karşılayabilir duruma geldi. Güney Kore’nin kalkınma sürecinin temel unsurlarından birisi de teknolojiye verilen önemden kaynaklanıyor. Bugün Güney Kore yönetimi, “yaratıcı ekonomiye” geçiş için çaba sarf ediyor. Yaratıcı ekonomi, “bilim ve teknolojinin sanayi ile birleşmesi, eskiden engel teşkil eden sınırların yaratıcılıkla aşılması” olarak tanımlanıyor ve bu kapsamda özellikle bilişim

108

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

teknolojileri alanında olmak üzere inovasyona ve araştırma geliştirme çalışmalarına ağırlık veriliyor. Bu da Güney Kore’yi bugün dünyada dijital ekonominin öncülerinden birisi yapıyor. İhracatı Türkiye’nin 2023 hedefi olan 500 milyar dolara dayanan Güney Kore’de bu rakamın dörtte birinden fazlası ileri teknolojik ürünlerinden oluşuyor. 2016’da dış ticareti 900 milyar doları aştı Ekonomisini dış kaynaklı kırılganlıklara daha dayanıklı hale getirmek için ihracata bağımlılığını azaltıp, iç tüketim ve daha yüksek katma değerli üretime doğru yönelmeyi amaçlayan Güney Kore, 2016 yılında 495,4 milyar dolar ihracat ve 406,2 milyar dolar ithalat olmak

üzere toplam 901,6 milyar dolarlık dış ticarete imza attı. Başlıca ihracat pazarı olan ve yıllık ihracatının yaklaşık dörtte birine tekabül eden Çin’de yaşanmakta olan ekonomik büyümenin hız kesme süreci, Güney Kore’nin ihracatında son yıllarda bir nebze yavaşlamaya neden oluyor. Ancak buna rağmen Kore Uluslararası Ticaret Kurumu’na yapılan açıklamaya göre, 2017 yılındaki 573,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Güney Kore’de 2018’in ilk aylarında artış gösteriyor. Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ülkenin Ocak ayında gerçekleştirdiği ihracat geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 22,2 artış göstererek 49 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bakanlıkça yapılan açıklamada ihracattaki artışın nedeni olarak, dünya ekonomisindeki toparlanma kaynaklı imalat sanayindeki iyileşme gösterildi. Aynı dönemde Güney Kore’nin ithalatı da yüzde 20,9 oranında artış göstererek, 45,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye sattığı 1 dolarlık mal karşılığı 12 dolarlık mal alıyor Türkiye, Güney Kore’yi 11 Ağustos 1949’da tanıdı. İki ülke arasın-


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

daki ilişkilerin sağlam ve olumlu bir temele sahip olmasının bir nedeni, Türkiye’nin 1950 Kore Savaşı sırasında Yarımadaya asker göndermesi ve çok sayıda şehit vermesi olarak görülebilir. Güçlü bir dostluk temelinde kurulan ilişkiler düzenli siyasi diyalogla sürdürülüyor. Türkiye’nin Güney Kore ile olan ticari ve ekonomik ilişkileri, her iki ülkenin ekonomik kalkınma sürecine paralel bir gelişme kaydediyor. Bu ilişkilerin ağırlık noktasını günümüzde Güney Kore’nin, Türkiye’deki yatırımları oluşturuyor. Güney Kore Ankara Büyükelçisi Yunsoo Cho’nun Temmuz 2017’de yaptığı bir açıklamaya göre, Güney Kore’nin Türkiye’de toplam 2,4 milyar dolarlık bir yatırımı var ve bu yatırımın 700 milyon dolarlık yatırımı 2016 yılı içinde gerçekleşti. Diğer yandan Ekonomi Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 30 Haziran 2017 iti-

bariyle 326 Güney Kore sermayeli firma bulunuyor. Bu arada Yine Merkez Bankası verilerine göre Türklerin Güney Kore’deki doğrudan yatırımları ise 40 milyon dolar seviyesinde. Yatırım ilişkilerindeki bu tabloya karşılık ticaret ilişkilerinde Türkiye aleyhine dengesiz bir durum söz konusu. Türkiye’nin Güney Kore ile ticareti 2000’li yılların başında ivme kazandı, ancak bu durumun sonucunda ticaret açığımızda giderek artış oldu. Türkiye’nin ihracatı kısıtlı bir seviyede artış gösterirken, ithalatta daha büyük artışlar görüldü. 2016 yılında Türkiye, Güney Kore’ye 519 milyon dolarlık ihracat yaptı, buna karşılık bu ülkeden 6,4 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Başka bir deyişle Türkiye, Güney Kore’ye sattığı her 1 dolarlık mal karşılığı bu ülkeden 12 dolarlık mal satın alıyor.

‘Kan kardeşliği’ siyasi ve ekonomik ilişkilere de yansıyor Tarihi asırlar öncesine dayanan bir ilişkiye sahip Türk ve Kore halklarının dostluğu, Kore Savaşı ile perçinlendi ve cephede kader birliği yapan iki millet arasında, coğrafi mesafeyi ortadan kaldıran kalıcı insani bağların kurulmasına neden oldu. Kore ve Türkiye, birbirlerinden kilometrelerce uzakta olsalar bile günümüz uluslararası ilişkilerinde çok fazla karşılaşmayan istisnai bir ilişki olarak dostluklarını sürdürüyor. Bu dostluğun temeli, 1950-1953 döneminde Türkiye’nin bir tugay gönderdiği Kore Savaşı’na dayanıyor. Mehmetçik, Kore’de sadece Koreliler’in özgürlüğü için savaşmakla kalmadı, muhtaçlara yardım elini uzattı, aç kalanları doyurdu, okul inşa etti, yetimleri bağrına bastı. Türkiye ile Güney Kore arasında “kan kardeşliği” olarak adlandırılan bu ilişki, bugün ekonomik ve siyasi alanda da sorunsuz olarak devam ediyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

109


Dünya Turu STA ile ticaret hacminde hedef, 10 milyar dolar Türkiye ile Güney Kore arasında 1 Ağustos 2012 tarihinde imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA), 1 Mayıs 2013 itibariyle yürürlüğe girdi. Bu anlaşma sayesinde ticaret hacminin 10 milyar doların üzerine çıkması ve ticaret hacminde dengeye doğru gidişin başlaması amaçlanıyordu. Anlaşma kapsamında yürürlük tarihi itibariyle Türkiye tarafında tarife satırlarının yüzde 65’inde, Güney Kore tarafında ise tarife satırlarının yüzde 80’inde liberalizasyon sağlandı ve 1 Ocak 2023 tarihine kadar tüm tarife satırlarının yüzde 90’ında liberalizasyon sağlanacak. STA’nın imzalandığı tarihten sonra, Türkiye’nin Güney Kore’ye ihracatı 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,3, 2015 yılında yüzde 20,9 arttı, 2016 yılında ise yüzde 8,7 oranında azaldı. STA’nın etkilerinin sürekli olabilmesi için Türk ihracatçısının Güney Kore’ye daha etkin ve daha uzun vadeli bir vizyon içinde bakmaya başlaması gerekiyor. Türkiye ile Güney Kore arasında Nükleer İşbirliği Anlaşması imzalandı Onlarca yıldır siyasi ve ekonomik işbirliklerine imza atmış olan

Türkiye ve Güney Kore, en son nükleer alanında güçlerini birleştirdi. Nükleer enerji üretiminde dünya 5’incisi Güney Kore’nin bu alandaki en önemli derneği olan Kore Uluslararası İşbirliği Nükleer Derneği (KNA) ile Nükleer Mühendisler Derneği (NMD) 6 Mart 2018 tarihinde 5. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi ve Fuarı’nda Uzlaşı Belgesi imzaladı. Kendi santralini ihraç edebilme kapasitesine sahip nadir ülkelerden biri olan Güney Kore ile yapılan iş birliğinin kapsamında; insan kaynakları, nükleer politika geliştirme, nükleer tedarik zincirinde iki ülkenin firmalarının birbirine destek olması, lokalizasyon ve teknoloji transferi gibi başlıklar yer alıyor. Uzlaşı belgesine göre; NMD ve KNA Türkiye ve Güney Kore’deki proje ve fırsatlarla ilgili birlikte çalışmalar yürütecek. İki derneğe üye şirket ve uzmanlara yönelik Türkiye ve Güney Kore’de seminerler düzenlenecek. Anlaşma doğrultusunda, iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendirmek için nükleer endüstrisi alanındaki uzmanların bilgi alışverişi yapması da sağlanacak. Güney Kore ve Türkiye hedef pazarlar için birlikte hareket edecek. “Türk şirketlerine her zaman kapımız açık” Güney Kore’de halk, Kore Savaşı’nda yapılan yardım nedeniyle Türkiye’ye ‘kardeş’ diyor. Bu durumu “Biz kardeş ülkeleriz.

Bu kardeşliği yatırımlara da taşıyoruz” diyerek yorumlayan Güney Kore İstanbul Başkonsolosu Youngcheol Cha, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Tüneli’nin yapımını Koreli firmaların üstlendiğini hatırlatarak, “Türk şirketlerini dünyanın en kolay iş yapılan beşinci ülkesi olan Kore’ye bekliyoruz. Kore ile ilgilenen tüm Türk şirketlerine her zaman kapımız açık” mesajını verdi. Türkiye’nin müttefikler tarafında Kore Savaşı’na girmesiyle, iki ülkenin siyaset, ekonomi ve kültür alanlarında birbirine yaklaştığını ve o günden beri bu iyi ilişkileri sürdürdüğünü söyleyen Youngcheol Cha, iki ülke arasındaki özel ilişkinin Kore’de faaliyet gösteren Türk şirketlerine avantaj sağladığını vurguladı. “Kore’de yatırım yapmak çok kolay” diyerek bir ticari işletmenin kurulmasının 3 gün sürdüğünü vurgulayan Youngcheol Cha, “Kore’ye ticaret veya yatırım yapan Türk şirketleri, STA’dan büyük fayda sağlayabilir. Öte yandan Türk şirketleri Kore’nin dünya çapındaki STA kanalını da kullanabiliyor. Kore, dünyanın en büyük üç pazarı olan ABD, AB ve Çin ile STA’ya sahip olan tek Asya ekonomisi. 2014 yılında Çin, Kanada, Yeni Zelanda ve Vietnam ile anlaşma yaptık ve global STA ağımızı küresel GSYH’nin yüzde 73’ünden fazlasını oluşturduğu 52 ülkeye yaydık” dedi. “Neden birlikte daha fazla büyümeyelim?” DEİK Başkanı Nail Olpak ise, Türkiye ile Güney Kore arasındaki dostluğun değerli olduğunu ancak karşılıklı ticaret hacminin olması gereken seviyede bulunmadığı-

110

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

nı dile getirdi.“Güney Kore’nin, önümüzdeki 10 yılda ortalama yüzde 2,5 büyümeye devam etmesi bekleniyor. Türkiye ise, ekonomik büyüme tahminleri, yukarı yönde olarak neredeyse her gün revize edilen bölgesindeki tek ülke. O halde neden birlikte daha fazla büyümeyelim?” diyen Olpak, şunları söyledi: “Ülkelerimiz arasında 2013 yılında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması’nın,

daha işlevsel ve aktif hale getirilmesi gerekmekte. İkili ticaretimizin, ülkemiz lehine dengelenmesi için gıda, inşaat, tekstil, hazır giyim ve yenilenebilir enerji gibi rekabetin yüksek olduğu sektörlerde daha yoğun çalışmalı ve ürün bazında çeşitliliğin artması için gayret sarf etmeliyiz. Ayrıca bugün, Güney Kore sermaye yoğun, yüksek mühendislik ve teknoloji gerektiren ürünlerin fabrikası haline

geldi. En büyük elektronik firmaları, kendilerine yüksek teknoloji üssü olarak Güney Kore’yi seçiyor. Biz Türkler için de sanayideki dönüşüm ve katma değerli üretimin artırılması hedefi doğrultusunda, Güney Kore’nin çıktığı yolda birlikte kat edeceğimiz çok şey olduğunu düşünmekteyim. Güney Kore ile yürütülecek her ortaklık, Türk girişimcisi için Asya’nın kapılarını açacaktır.”

Sektör son 2 yıldır ihracat yapıyor Türkiye ağaç işleme makineleri sektörünün Güney Kore ile ticaretine baktığımızda ilişkilerin henüz çok yeni ve başlangıç seviyesinde olduğunu görüyoruz. Öyle ki Güney Kore’nin Türkiye’den 2015 yılında ağaç işleme makinesi ithalatı hiç bulunmazken, son iki yılda az da olsa ithalatın yapıldığı görülüyor. 2015 yılında sektörün hiçbir alt dalında Güney Kore’ye ihracat yapmayan Türkiye ağaç işleme makineleri sektörü, 2016 yılında sadece 118 bin dolar değerinde testere makineleri ihraç etti. 2017 yılında

ise Çeşitli Makina İşlemlerini Bu İşlemler Arasında Alet Değiştirmeden Yapan Makinalar kategorisinde 331 bin dolar, işleme merkezleri kategorisinde 96 bin dolar, testere makinelerinde 114 bin dolar, diğer makinelerde ise 56 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektörün Güney Kore’ye ihracatı 2016 yılında sadece 118 bin dolar iken 2017 yılında yaptığı ihracatın toplamı 597 bin dolar oldu. Halbuki Güney Kore’nin toplam ağaç işleme makineleri ithalatı oldukça yüksek. Güney Kore 2015

yılında 58 milyon 466 bin dolar, 2016 yılında 62 milyon 777 bin dolar, 2017 yılında ise 67 milyon 178 bin dolar değerinde ağaç işleme makinesini dünyanın çeşitli ülkelerinden ithal etti. Bu rakamlara bakıldığında yıllar itibarıyla artan bir seviyede yapılan ithalat içinde Türkiye’nin aldığı payın ise yok denecek kadar az olması dikkat çekiyor. Bu da iki ülke arasındaki sektörel ilişkinin geliştirilmesi gerektiğini ve bunun başarılması halinde potansiyeli yüksek olan sektörel ticaretin artabileceğini ortaya koyuyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

111








Eskimeyen Markalar

NFM Mızrak Makine, yurtdışında yeni pazarlar peşinde 118

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

Bursa’da 1976’dan bugüne “Daima en iyisi biziz” sloganıyla yola devam ettiklerini açıklayan NFM Mızrak Makine İşletme Sahibi Ömer Mızrak, ürünlerini daha geniş bir ağda pazarlamak istediklerini söylüyor. “Amerika, Meksika, Brezilya, Uzakdoğu ve Hindistan’a ulaşmaya çalışıyoruz” diyen Mızrak, Ar-Ge olarak devamlı çalışmalar yaptıkları yeni ürün planları hakkında ise, “Yeni bir çocuğumuz olarak ebatlama makinemiz var. 6 kesirli asansörlü seriyi tamamlamaya çalışıyoruz. Ayrıca kapı grubunda ekstra bir çalışmamız var” bilgisini veriyor.

B

ursa’da 42 yıl önce kurulan ve planya ile başlayıp sektörün ihtiyacına göre ürün gamını genişleten Mızrak Makine, bugün Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 12 bin metrekarelik bir alanda 120 kişi ile yılda toplam 3 bin 600 makinenin üretimini yapıyor. Yatar daire, planya, kalınlık, bantlama ve kapı grubu gibi sektörde gerekli makinelerin üretimini gerçekleştiren firma, iç pazarın yanı sıra ihracattaki hedeflerini yüksek tutuyor. Üretimlerinin yüzde 40’ını İngiltere, Fransa, İspanya, Afganistan, Güney Afrika, Avusturalya, Balkan ülkeleri, Azerbaycan, Sırbistan gibi birçok ülkeye sattıklarını açıklayan Mızrak Makine İşletme Sahibi Ömer Mızrak, “Ürünlerimizi daha geniş bir ağda pazarlamak istiyoruz. Amerika, Meksika, Brezilya, Uzakdoğu ve Hindistan’a ulaşmaya çalışıyoruz. Sürekli bir büyüme çabamız var. Pazar araştırmalarına bakıp, nerelerde ne işler yapılır kısmına bakıyoruz. Fuarlara katılarak yeni müşterilere ulaşmaya çalışıyoruz” diyor. Ar-Ge olarak da devamlı çalışmalar yaptıklarına değinen Ömer Mızrak, “Yeni bir çocuğumuz olarak ebatlama makinemiz var. 6 kesirli asansörlü seriyi tamamlamaya çalışıyoruz. Kapı grubunda ekstra bir çalışmamız var. Her sene bir şeyler ekleyerek daha iyisine gitmek hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Fabrika alanında kontrollü bir şekilde büyümeye gitmek istiyoruz” şeklinde konuşuyor. Yaptığımız röportajda sektördeki faaliyetlerini ve başarı öykülerini anlatan Ömer Mızrak, firma ile ilgili bilgilerin yanı sıra sektör hakkında da görüşlerini aktardı. Mızrak, firma ve sektöre ilişkin merak ettiğimiz sorularımıza şu yanıtları verdi: NFM Mızrak Makine’yi daha yakından tanımak adına kısaca kuruluşunuzdan bugüne kadarki süreci anlatmanızı, faaliyet alanlarınız ile sektörde yarattığınız farklar hakkında bilgi vermenizi rica ediyoruz. Şirketi kim kurdu, bugünlere nasıl geldiniz? Mızrak Makine 1976 yılında Bursa’da babam ve kardeşlerim tarafından kurulmuş bir firma. 1976’dan bugüne “Daima en iyisi biziz” sloganıyla yola devam ettik. 1998 senesinde babamızdan bu işi devraldık. Bugüne kadar Türkiye’de birçok yenilik, proje, makine Ar-Ge ve üretim aşamasıyla sektörde güzel bir yere geldiğimize inanıyorum. Firma olarak mevcut ürün yelpazeniz, ürünleriniz ve hitap ettiğiniz sektörler neler? Yıllık üretim miktarınız ve iş hacminiz nedir? Sektörün ihtiyacı doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ya-

tar daire, planya, kalınlık, bantlama ve kapı grubu gibi sektörde gerekli makineleri bünyemizde üretmekteyiz. Ayda ortalama 300 civarında makine üretiyoruz. Yılda toplam 3 bin 600 makine üretiyoruz. İstediğimiz durumlarda sayıları arttırabiliyoruz veya azaltabiliyoruz. Bununla ilgili bir problemimiz yok. Yıllar itibariyle firmanızın gelişimini nasıl sağladınız? Firmanızın kurulduğu günden itibaren başarılı bir gelişim sürdürerek bugünlere gelişinde ne gibi faktörler etkili oldu? Planya ile başlayıp sektörün ihtiyacına göre ürün gamımızı genişlettik. Sektörde gelişmemize neden olan etkenlerden biri de yurt dışında makinelerin gelişmesidir. Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda makinelerimizde Ar-Ge ve düzenleme çalışmaları yapıyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte daha iyi, daha farklı makineler üretmek için çalışmalar içerisine girdik. Marangoz ve makineci arkadaşlarımızın bizi yönlendirmesiyle beraber daha sağlıklı, kolay ve sıkıntısız çalışan makineler üretiyoruz. Mevcut fabrikanızın metrekare büyüklüğü, üretim kapasitesi ve istihdamı nedir? Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 12 bin metrekarelik bir

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

119


Eskimeyen Markalar alanda 120 kişi ile hizmet veren bir firmayız. İzmir ve İstanbul’da satış şubelerimiz var. Türkiye’nin diğer bölgelerinde kendi satış ağlarımız bulunuyor. İç pazarın yanı sıra yurtdışına yönelik çalışmalarınız, satışlarınız nelerdir? İhracat yaptığınız ülkeler ve yıllık ihracat miktarınızı öğrenebilir miyiz? Üretimimizin yüzde 60’ı yerli, yüzde 40’ı da yurtdışı pazarı olarak gerçekleşiyor. İngiltere, Fransa, İspanya, Afganistan, Güney Afrika, Avusturalya, Azerbaycan, Sırbistan ülkelerine devamlı ihracat yapıyoruz. Balkan ülkelerine de ihracatımız var. İç pazar ve ihracata yönelik, gelecek dönem satış hedeflerinizi, yapılanma planlarınızı aktarır mısınız? Önümüzdeki dönemde büyüme ağırlığınız hangi pazar-

120

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

lar üzerinde olacak? Ürünlerimizi daha geniş bir ağda pazarlamak istiyoruz. Amerika, Meksika, Brezilya, Uzakdoğu ve Hindistan’a ulaşmaya çalışıyoruz. Sürekli bir büyüme çabamız bulunuyor. Pazar araştırmalarına bakıp, nerelerde ne işler yapılır kısmına bakıyoruz. Fuarlara katılarak yeni müşterilere ulaşmaya çalışıyoruz. Gelecek kısa ve orta vadede kapasite artırıcı yatırım ya da yeni hat/tesis yatırımınız var mı? Yatırım planlarınız hakkında detaylı bilgi verir misiniz? Ar-Ge olarak devamlı çalışmalarımız var. Yeni bir çocuğumuz olarak ebatlama makinemiz var. 6 kesirli asansörlü seriyi tamamlamaya çalışıyoruz. Kapı grubunda ekstra bir çalışmamız var. Her sene bir şeyler ekleyerek daha iyisine gitmek hedeflerimiz arasında yer alıyor. Fab-

rika alanında kontrollü bir şekilde büyümeye gitmek istiyoruz. Firmayla ilgili bilgileri aldıktan sonra biraz da sektörle ilgili görüş ve yorumlarınızı öğrenmek isteriz. Ağaç işleme makineleri sektörünün gelişimini, yıllar itibarıyla anlatır mısınız? Sektöre girdiğiniz günden bugüne neler değişti? Dünyada ahşap işleme bitecek bir sektör değil. Devamlı kendini yeniliyor ve gelişiyor. Üretim makineleri de değişiklik gösteriyor. İnsanlık var olduğu sürece bu sektörün kendini geliştireceğine inanıyorum. Ahşap devamlı yükselecektir. Kaybolan ahşap sevincim yeniden canlandı. Gelişiyor ve gelecekte daha büyük yatırımlar olacaktır. Ağaç işleme makineleri sektörünün gelişimini hızlandıracak faktörler neler olacaktır? Sektörün geleceğine ve büyüme potansiyeline yönelik öngörüleriniz neler? Mobilya makineleri sektörün değiştiğini gösteriyor. Avrupa ile Türkiye’yi kıyasladığımız zaman Avrupa bu konuda bizden çok önde yani yakalamakta zorluk çekiyoruz. En büyük sıkıntıyı yurtdışında çekiyoruz, bizim çabaladığımız yerlerde bir dönem sonra firmalarımız üzerinde baskı kuruyorlar. Gayretle, birlik ve beraberlikle, Türkiye’deki yeni oluşumlarla daha güzel yerlere geleceğimize inanıyoruz. Derneğimiz olan AİMSAD çatısı altında güzel şeyler gerçekleşiyor. Zorluklar çekiliyor ama birlik ve beraberlikle daha iyi firmalar olacağımıza inanıyoruz. Türkiye üretim üssü olabilir. Bursa merkezli bir firmayız.


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

AİMSAD’ın sektördeki önemini, nasıl bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorsunuz? Yola çıkış amaçlarını hayata geçirme noktasında derneğin geldiği noktayı başarılı buluyor musunuz?

Devamlı ileriye bakmamız gerekiyor. Esas amacımız sorunları dernek çatısı altında çözmektir. Dernek yeni kuruldu. 2-3 yıl gibi kısa sürede çok iyi konuma geldi. Güzel projeler var, bunlar ile gelecek dönemde daha güzel yerlerde olacağına inanıyorum. 3 sene içerisinde bu kadar çalışıp çabalayan derneğin iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Türk makine üreticilerini dünyada da marka yapacağına inanıyorum. AİMSAD bir anlamda bizim kılavuzumuz oldu. Çalışanların hepsi elinden geleni yapıyorlar. Devamlılığı olacak bir dernek olur umarım. Organize sanayi bölgesine baktığınız zaman otomotiv yan sanayi, metal işleme makineleri dünya sıralamalarına girmiş. Merkez oluşturacağımıza inanıyorum. Sektörün belli başlı sorunlarına ilişkin çözüm önerileriniz nelerdir? Maliyet hesabi yapılmayan bir sektörde KDV sorunu, fiyat odaklı planlamalar ve en önemlisi üretimde yönetmeliğe uygun yapılmayan makineler; bu sektörün kanayan yarası durumunda. Rekabet ile yalnızca kalitemiz ile ön planda kalabilmekteyiz. Sektörün eğitim

seviyesi de önemli bir sorun. Farkları anlatmak hatta fark yaratmak önemsiz kalıyor. Bazen finalin fiyat ile son bulması gelişimi engelliyor. Denetim eksiklikleri de sorun olan başka bir olumsuzluk. Başarılı bir işadamı olarak devletten beklentileriniz var mı? Devlet aslında önemli destek ama doğru sonuçlar için doğru hedeflere yol almak gerekli. Sektörde destek yerine firmaların köstek çabası da cabası. Metal sektörünün birlikteliği imrenerek izlenmekte. Birlikten kuvvet doğar. Söz sahibi

olup daha büyük ve planlı destekleri alıp kullanabilmek işte bu yoldan geçmekte. Kendi sektörünüz açısından gelecek öngörüleriniz neler? Yönetim kurulu ile ciro hedeflerinin tutturulması bir araçtır. Sadece önemli olan kalite politikaları ile dış pazar hedef ülkelerinde kalite ve satış sonrası destekler ile önemli noktalarda başarıyı yakalayabilmektir. Mobilya endüstrisinin inşaatın yanında büyümesi söz konusu ve çok iyi projeler olduğunu görmek umutları da yeşertiyor.

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

121








Fuar Takvimi

128

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018


AĞAÇ İŞLEME MAKİNE VE YAN SANAYİSİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

129






Kültürel Ajanda Arter’de iki yeni sergi Tarih: 15 Temmuz’a kadar Yer: Arter İstanbul Arter 16 Mart-15 Temmuz tarihleri arasında Can Aytekin’in “Boş Ev” ve Ali Mahmut Demirel’in “Ada” isimli eşzamanlı kişisel sergilerine yer veriyor. Arter’in ilk iki katında yer alacak olan Can Aytekin’in kişisel sergisi “Boş Ev”, sanatçının aynı isimli yeni serisinin yanı sıra 2005’ten sonra ürettiği beş seriden bir seçkiyi de içeriyor. Tuval resmi ve desenlerin ağırlıkta olduğu sergide, sanatçının üç boyutlu bazı yapıtları da sergilenecek. Eda Berkmen’in küratörlüğünü yaptığı “Boş Ev” izleyiciyi hatırlama ve hayal kurma üzerine bir oyuna davet ediyor. Arter’in ikinci katı ise Ali Mahmut Demirel’in İstanbul’daki ilk kişisel sergisi olan “Ada”ya ev sahipliği yapıyor.

Dünyaca ünlü indie/folk ikilisi geliyor Tarih: 11 Temmuz 2018 Saat: 20:30 Yer: Zorlu PSM - Ana Tiyatro, İstanbul 2006 yılında başladıkları müzik kariyerlerine, sonuncusu geçtiğimiz yıl yayınlanan dört stüdyo albümü ve sayısız ödül sığdıran Sydney çıkışlı folk rock ve indie pop ikilisi Angus & Julia Stone, 11 Temmuz’da Zorlu PSM Ana Tiyatro Sahnesi’ne, hybrid (ayakta ve oturmalı bir arada) formatta konuk olacak. Arşivlerinde, başta “Big Jet Plane” olmak üzere milyonlar tarafından dinlenen pek çok şarkı barındıran Angus & Julia Stone kardeşler, bir yaz akşamı retro filtreli bir melankoli yaşatmak için Eylül 2017’de yayımlanan son albümleri “Snow”un turnesi kapsamında Zorlu PSM Ana Tiyatro’da sahne alacak.

Kütahya Çini ve Seramik Koleksiyonu Tarih: 25 Kasım 2018 tarihine kadar Yer: Sadberk Hanım Müzesi Sadberk Hanım Müzesi, 8 Mart - 25 Kasım 2018 tarihleri arasında “Kütahya Çini ve Seramik Koleksiyonu” sergisine ev sahipliği yapıyor. Müze koleksiyonunda yer alan değişik form ve bezemeye sahip Kütahya üretimi çini ve seramiklerin ziyaretçilerle buluşacağı serginin küratörlüğü, aynı zamanda sergi kataloğunu da hazırlayan Hülya Bilgi ve İdil Zanbak Vermeersch tarafından yapıldı.274 eserin yer aldığı “Kütahya Çini ve Seramik Koleksiyonu” sergisinde, eski çağlardan günümüze kadar seramik üretimini kesintisiz olarak sürdüren ve Osmanlı döneminde İznik’ten sonra ikinci önemli çini üretim merkezi olan Kütahya’da üretilmiş çini ve seramik örneklerine yer veriliyor.

Bozcaada Caz Festivali Tarih: 27 - 29 Temmuz 2018 Saat: 18:00 Yer: Çanakkale Caz festivalleri fikrine açık havada bir caz festivali deneyimi tasarlayarak yeni bir bakış açısı getiren Bozcaada Caz Festivali, bu sene yeniden festivalcilerin odak noktası olacak. Yaşattığı deneyim ve enerjisiyle herkesi derinden etkileyen festival adanın en güzel koyu olan Ayazma’ya tepeden bir bakış atarak Tarihi Manastır’ın yeşil bahçesinde 27 - 28 - 29 Temmuz 2018 tarihlerinde gerçekleşecek. Farklı jenerasyonlardan müzisyenleri dinleyiciyle buluşturacak olan Bozcaada Caz Festivali; funk, pop, etnik, balkan, füzyon ve özgür caz gibi türleri içerecek geniş bir programla Kabak & Lin, allaturcamusic ve Pavli Bozcaada iş birliği ile düzenlenecek. Bozcaada Caz Festivali bünyesine bu sene müzikle beraber atölyeler, sosyal projeler, gastronomi projeleri, adanın farklı noktalarında karşınıza çıkacak etkinlikler ve konserler ekleyerek içeriğini genişletecek ve Bozcaada’ya yayılacak.

134

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018



Reklam İndeksi FİRMA Sayfa FİRMA Sayfa

ABM

ARKA KAPAK

AC İTHALAT

53

101

MERT TEKNİK

37

AES ÖN KAPAK İÇİ-1-112-113-114-115-116-117

MİMÇEKO

45

AIRPAK

NETMAK

30 - 31

ONURSAL KONVEYÖR

94 - 95

10 - 11

ASMETAL

6-7

AYZA MIZRAK

72 - 73 - 74 -75

ORENT

BIESSE

INSERT - 64 - 65

REED TÜYAP AĞAÇ İŞLEME

3 5

BSA

82 - 83

REED TÜYAP KAPI FUARI

CANMAKSAN

48 - 49

SAF TEKNİK

DİNÇMAK

122 - 123- 124- 125

33

SMC TURKEY OTOMASYON

EMİN TOSUN

126 - 127

TİMSAN

FNT AHŞAP

55 - 56 - 57

TÖRK TURHAN MAKİNE

HİZMET HİM

93

UV

INSPECCO

27

ÜNALSAN

KRC CNC

19

ÜNVER

LEITZ

12 - 13

LİGNO

130 - 131 - 132 - 133

AİMSADDERGİSİ Mayıs - Haziran 2018

28 - 29 25

102 - 103

42 - 43

41

SARMAK

EDDA

HASDEM

136

MAKFED MEYEM

ÜSTÜNKARLI

62 - 63 52 34 -35 91 38 - 39 71 ARKA KAPAK İÇİ




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.