Yürüyüs 304

Page 4

DİSK'in Sendikal Mücadelede Güçlü Bir Mevzi Olması

İşçilere Gitmekten, İşçileri Örgütlemekten Geçiyor!.. D

İSK 14. Genel Kurul’u 10-11-12 Şubat tarihlerinde yapıldı. 3 gün süren genel kurulda sendikal hareketin durumuna ilişkin çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Herbiri kendi içinde ayrıca tartışmayı gerektiren noktalar olmakla birlikte DİSK 14. Genel Kurulu’nda altı çizilen noktalar şunlardı;

Ö

"A

B

rtık sokağa çıkmalıyız." Örgütlenmenin, saldırıları durdurmanın adresi işyerleridir, fabrikalardır, atölyelerdir...

Ö İ "A D D K

rgütlenmemizi büyütmek zorundayız.

şçi sınıfına yönelik kapsamlı bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız.

Sayı: 304

Yürüyüş 19 Şubat 2012

KP, bize direnmekten başka bir yol bırakmıyor."

İSK, toplumun beklentilerine cevap vermelidir.

İSK onurlu bir geçmişe sahiptir. Bu onurlu geçmişine sahip çıkmalıdır.

onuşmalarda dile getirilen ortak söylem, AKP iktidarının sendikal ve siyasi baskıları yoğunlaştırdığı böylesi bir süreçte DİSK'e önemli görevler düştüğüydü.

D

iğer yandan AKP'nin Toplu İş Kanunu yasa tasarısında tartışmaya açtığı % 3 baraj ve bunun uygulanması durumunda başta DİSK olmak üzere yetkili pek çok sendikanın yetkilerini kaybedeceğinin ortaya çıkması sendikal hareketin durumunu bir kez daha gözler önüne serdi.

S

endikalar; dışta patronlar ve devlet tarafından, içte de uzlaşıcı, icazetçi, sarı işbirlikçi sendikal anlayışlar tarafından adım adım tasfiye edildiler ve eritildiler. '80'lerde 3.5 milyona varan üye sayısı gelinen noktada 600-700 binlere kadar düştü. Bu üyeler de çok büyük oranda işbirlikçi, devletçi sendikaların denetimindedir.

4

rgütlenmek kaçınılmazdır. Sendikaların varlık şartı örgütlenmektir. Sendikalar bunun için doğmuştur. İşçi sınıfı nicel avantajını ancak örgütlendiğinde bir güç haline dönüştürebilir. İşçi sınıfı kendi iktidarını kurmak için örgütlenmelidir. u nedenle işçi sınıfının sendikalarda örgütlenmesi hemen her dönem temel sorunların başında gelmiştir. İşçi sınıfı ne kadar örgütlenmeye çalışıyorsa, bu noktada yeni örgütlenmeler yaratıyorsa, örgütlenmelerini daha da yetkinleştirmeye ve yaygınlaştırmaya çalışıyorsa sınıf düşmanları da o oranda işçi sınıfının örgütlenmesini ve onun bir parçası olan sendikal örgütlenmeyi geriletmek, daraltmak, etkisizleştirmek için elinden geleni yapmıştır. 2 Eylül’le birlikte gündeme getirilen mevcut sendikalar yasası işçilerin örgütlenmesini engellemek üzerine çıkartılmıştır. Ve bu anlayış bugün de AKP eliyle devam ettiriliyor. oplu İş Kanunu yasa tasarısında gündeme getirilen % 3 barajı yapılan başka düzenlemelerle gerçekte varolan % 10 barajını % 24’lere çıkarmaktadır. Böylelikle varolan sendikalar bitirilmek istenirken sendikalaşmak daha da zorlaştırılıyor.

H

ızla yaygınlaşan taşeron sistemi de örgütlenme önündeki en büyük engellerden biridir. İşverenin “barajı geçemedi” demesi yetmektedir. Taşeron şirket bir sonraki ihaleye girmediğinde, aynı patronun başka bir şirketi ihaleyi aldığında örgütlenme çalışmaları deyim yerindeyse sıfırdan başlamak durumunda kalmaktadır.

D

evletin ve patronların; işçilerin örgütlenmesini istememesi, bunun için her türlü yasal tedbiri almaları, sadece bununla da sınırlı kalmayarak yasadışı baskı yöntemlerini kullanmaları onların doğası gereğidir.

Ö

rgütlenme bilincini geriletmek, örgüt ve örgütlenme korkusu yaratmak işçi sınıfına yönelen saldırılarının esaslarından biridir.

1

P

T

T

Burjuvazi "buyurun örgütlenin" demiyor, demeyecektir. Örgütlenme alanımızı kendi mücadelemizle, emeğimizle yaratacağız. Sorun bunun gerektirdiği inanç ve kararlılığa sahip olmaktır. 1 Mayıs Taksim mücadelesi bu noktada önemli, öğretici bir örnektir.

atronların, devletin örgütlenmeye dönük saldırıları yeni değildir ve asla bitmeyecektir. Bu nedenle belirleyici olan sınıf düşmanlarımızın politikaları, saldırıları değil; işçi sınıfının ve onun bilinçli öncülerinin politika ve çabalarıdır. am da bu noktada sorgulanması gereken karşımıza çıkarılan engelleri aşma noktasında ne yaptığımız ya da yapamadığımızdır.

Ö

nümüzdeki temel sorun örgütlenmektir. Bu ihtiyaç genel kurulda hemen herkesçe dile getirildi. Hemen herkes işçi sınıfına yönelen saldırılardan bahsetti. Yaşananlar, sendikal hareketin bugün içinde bulunduğu durum işçilere gitmeden, işçileri örgütlemeden sendikaların ayakta kalma şansının olmadığını gösteriyor.

Ö G

ncelikle Sendikaların Misyonu Yerli Yerine Oturtulmalıdır

enel Kurul'daki değerlendirmelerde hemen her şeyi adeta DİSK'ten bekleyen bir anlamda sen-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.