3 haziran 2018

15>>

YDK’dan 44 öğrenciye burs İranlı kadın, altız bebek Yakın Doğu Koleji 2018-2019 Eği m Öğre m Yılı burs sıralama, seviye tespit dünyaya getirdi ve giriş sınavı yapıldı ve toplam 44 öğrenci burs almaya hak kazandı 5 >>

14>>

Uçak, yola acil iniş yaptı

“BM, TARAFLARLA ÇALIŞMA YAPMALI” www.halkinsesikibris.com www.halkinsesikibris.com

Kurucusu: Dr. Fazıl KÜÇÜK - Yıl: 76 - Kuruluş: 14 Mart 1942 - Hakkın Sesi ve Halkın Dilidir...

3 Haziran 2018 Pazar Sayı: 24154 3.00 TL

Kıbrıs sorunu, 50’nci yılını doldurdu. Farklı çözüm önerileri, farklı modeller gündeme geldi, konuşulmayan hiçbir şey kalmadı ama federal çözüm modeli, tarafları ortak bir me(n üzerinde buluşturmaya yetmedi

Sayfa 6’da

İkinci Cumhurbaşkanı Talat, BM’nin taraflarla yoğun çalışma yapması gerek(ğini vurgulayarak, “Guterres çerçevesinin ayrın)lanmış halini iki tara n da kabul edebileceği hale ge(rdikten sonra tarafları bir araya ge(rmesi ve bu işi bi(rmesi gerekir” dedi

Rum Yöne(mi eski başkanlarından Yorgos Vasiliu

4.44

5.18

5.89

Rum Yöne(mi eski başkanlarından Vasiliu ise, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların ayrı olmasının bir suç olduğunu belir* ve “Kıbrıs çözümsüz cehennem, çözüm ile cennet olabilir” dedi

4.52

5.27

6.00

12 16 32 35 40

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat

İmsak 03:43 İftar 20:03

47

Sayfa: 16’da

15>>

Dünya liderleri ne kadar maaş alıyor?

02

HALKIN SESi 3 Haziran 2018 Pazar

İspirto tüpü

Öğrenci yurdunda yangın paniği Premium Kız öğrenci yurdu

Le oşa’da Premium Kız öğrenci yurdunda kalan bir öğrenci, odada ispirto tüpünü yakınca yangına neden oldu

Le oşa’da Bedre(n Demirel Caddesi üzerinde, Başbakanlık ışıkları yanında faaliyet gösteren Premium Kız Öğrenci Yurdu’nda dün sabaha yakın bir öğrencinin ödev yapmak için kullandığı “ispirto tüpü”nün alev alıp kişisel eşyalarını tutuşturması ne'cesinde bir yangın meydana geldi. Sabah 05:00 sıralarında meydana gelen yangın, i&aiye ekipleri tara ndan kısa sürede söndürüldü ancak çıkan yangın sonucunda, dumandan etkilenen yurt sakini beş kişi Le oşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görmüş oldukları tedavilerin ardından taburcu oldu. Yangının meydana geldiği 209 numaralı yurt odasının kliması, zemin parkesi ve kapısı yanarken, söz konusu oda ve koridorun da çıkan isten zarar gördüğü açıklandı. Öte yandan yurt yetkilileri, özellikle diş hekimliği öğrencilerinin ödevlerini yapması için yurt binasında kullanıma sunulan atölyenin dün yangına neden olan öğrenci tara ndan kullanılmadığını bildirdi. Yurt yetkilileri odalarda ateş yakılmasının yasak olduğuna işaret ederek, yangına neden olan öğrencinin oda yerine atölyede işlem yapması halinde böyle bir yangının yaşanmamış olacağını belir(.

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Mağusa’da uyuşturucu

Gönyeli çemberindeki kaza ucuz atlatıldı

03

Gazimağusa’da önceki gece 34 yaşındaki isminin baş harfleri H.H.H.’nin üzerinde ve aracında polis tara!ndan yapılan aramada, yaklaşık üç gram ağırlığında uyuşturucu olduğuna inanılan madde ve içlerinde uyuşturucu bulunan 4 adet yarım içilmiş sigara bulundu.

Söz konusu şahsı tutuklayan polisin olayla ilgili soruşturması sürüyor.

Çalıştığı işyerinden hırsızlık yaptı

Karakum’da, bir üniversiteye ait inşaat alanından 7 bin 280 TL değerinde elektrik kablosu çalındı.

Hırsızlığı gerçekleş6rdiği belirlenen inşaat çalışanı 23 yaşındaki isminin baş harfleri H.B.’yi tutuklayan polisin soruşturması devam ediyor.

Hurdacıda hırsızlık

Gazimağusa’da 22 yaşındaki isminin baş harfleri M.A., hurda sa7şı yapılan bir iş yerinden 1 adet taşlama makinesi, 1 adet matkap, 4 set anahtar takımı çalmaktan tutuklandı.

Başla:ğı soruşturmada, 9 ve 11 Mayıs tarihlerinde ayni işyerinden çalınan 1 adet elektrikli matkap, 1 adet şarj ale6, 1 adet matkap pilini, 4 adet güvenlik kamerasını, 1 adet taşlama makinesini, 1 adet şarjlı matkap ve 1 adet anahtar se6ni de aynı şahsın aldığı belirlendi.

Soruşturma sürüyor.

16 yaşındaki kız kayıp

Le"oşa’da 16 yaşındaki Nurana Yanbayeva’nın, ikametgahından dün sabah ayrıldığı ve geri dönmediği açıklandı.

Polisin arama çalışmaları devam ediyor.

Önündeki araca çarpıp yan devrildi

Gönyeli çemberinde dün meydana gelen trafik kazası ucuz atla7ldı.

Kaza saat 13:00 sıralarında meydana geldi.

Dr Burhan Nalbantoğlu Caddesi boyunca MT 327 plakalı aracı ile Gönyeli Çemberine doğru seyreden 46 yaşındaki Vural Mertler, Gönyeli Çemberine geldiği zaman, önünde aynı is6kamete doğru seyreden ve çembere geldiği zaman durmak zorunda kalan 54 yaşındaki Levent Genç yöne6mindeki PJ 309 Z plakalı aracın sol arka kısmına çarp7ktan sonra sol yan kısmı üzerine devrildi.

Kaza sonucu yaralanan olmadı.

Trafik tahkikat amiri Mehmet Öza7lgan, kazaya dikkatsizliğin neden olduğunu bildirdi.

Araç ile motosiklet çarpıştı: Bir yaralı

Mehmetçik’e 50 kg yağış

Meteoroloji Dairesi, Mehmetçik’te metrekareye 50 kilogram yağış düştüğünü, 24 saa8e en fazla yağışın burada kaydedildiğini açıkladı.

Meteoroloji Dairesi’nin önceki sabah 08.00’den dün sabah 08.00’e kadar olan 24 saatlik verilerine göre, en az yağış 11 kilogramla Kırıkkale ve Esentepe’de kaydedildi.

Yörelerin metrekareye göre aldığı yağış oranı şöyle: “Mehmetçik 50, Geçitkale 30, Mallıdağ ve Kantara 28, Alevkayası 25, Devlet Üretme Çi$liği, Kozanköy ve Kalkanlı 23, Selvilitepe ve Akdeniz 22, Çamlıbel ve Serdarlı 20, Boğaz 17, Vadili ve Çayırova 13, Kırıkkale ve Esentepe 11.”

Girne'de dün araç ile motosikle6n çarpışması sonucu bir kişi yaralandı. Kaza saat 16:45 sıralarında meydana geldi. Girne'de Semir Sancar Sokak üzerinde, 23 yaşındaki Ammar Mohammad Faheem Ismail yöne6mindeki LG 144 plakalı motosiklet ile ba7ya doğru seyre9ği

sırada önünde aynı is6kamete doğru seyreden ve anayola Hilal Sokaktan giriş yapmak isteyen bir araca yol vermek için duran araçları sağından geç6ği sırada o esnada Hilal Sokak üzerinden Semih Sancar sokağına giriş yapan 28 yaşındaki Erhan Turan yöne6mindeki KH 474 plakalı salon

araç ile çarpış7.

Kaza sonucu yaralanan motosiklet sürücüsü kaldırıldığı Girne Dr Akçiçek Hastanesi'nde yapılan ilk yardım tedavisini müteakip Le"oşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesine sevk edildi.

04

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Pedallar dumansız hayat için döndü

“Tütünsüz Dünya Günü” etkinliği kapsamında Le oşa’da “Velespeed” sürüşü düzenlendi

Sağlık Bakanlığı’nın organize e'ği “Tütünsüz Dünya Günü” etkinliği kapsamında Le oşa’da “Velespeed” sürüşü düzenlendi.

Etkinliğe Sağlık Bakanı Filiz Besim ile LTB Başkanı Mehmet Harmancı da ka&ldı.

Besim ve Harmancı etkinlikte konuşma yap&.

Sağlık Bakanı Filiz Besim, 31 Mayıs’ın Dünya Tütünden Arınma ve Farkındalık Günü olduğunu belirterek, bugün dünya üzerindeki en büyük salgın olarak “sigara kullanımının” kabul edildiğini söyledi.

Besim, her yıl 7 milyon insanın sigara kullanımı yüzünden haya&nı kaybe'ğini kayde'.

LTB Başkanı Mehmet Harmancı da Le oşa’da, ülkenin ilk “Bisiklet Paylaşım Sistemi Velespeed” kurulduğunu belirterek, bunu “Le oşa’da bir devrin başlangıcı” olarak nitelendirdi.

Velespeed Le oşa’nın başkente sağlık, dinamizm ve daha az egzoz ge%receğini vurgulayan Harmancı, “Bisikle%n bir taşıt olduğu yeniden ha&rlanacak. En önemlisi de bu” dedi.

Burs ve harçlık bir arada

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Yakın Doğu Koleji 2018-2019 eği+m öğre+m yılı burs sıralama, seviye tespit ve giriş sınavı yapıldı ve toplam 44 öğrenci burs almaya hak kazandı

Yakın Doğu Koleji, 2 Haziran 2018 Cumartesi günü Yakın Doğu Koleji ortaokul binasında 2018-2019 Eği7m Öğre7m Yılı Burs Sıralama, Seviye Tespit ve Giriş Sınavını gerçekleş7rdi. İki oturumdan oluşan sınavın birinci oturumunda 35 Matema7k, 7 Sosyal Bilgiler, 8 Fen Bilgisi sorusu; ikinci oturumda ise 35 Türkçe, 15 İngilizce sorusunu yanıtladılar.

Sınav sonucunda hiçbir okul ücre7 ödemeden 9 ay boyunca 400TL harçlık da alacakları Dr. Suat Günsel Bursu’nu 11 öğrenci almaya hak kazandı. Bunun yanında 5 öğrenci tam burs, 13 öğrenci yarım burs ve 15 öğrenci de çeyrek burs olmak üzere toplam 44

öğrenci burs almaya hak kazandı.

Sınav sonuçları, Yakın Doğu Koleji ve eği7m programları hakkındaki her türlü bilgiye nec.k12.tr web adresinden ulaşabilir veya 8.30-12.30 saatleri arasında Yakın Doğu Koleji Müdürlüğünden gerekli bilgiler alınabilir.

Dr. Suat Günsel Bursu alan öğrencilerin 13 Haziran 2018 tarihine kadar, tam, yarım ve çeyrek eği7m bursu ve kesin kayıt hakkı kazanan öğrencilerin ise haklarını yi7rmemeleri için 29 Haziran 2018 tarihine kadar Yakın Doğu Koleji sekreterliğine müracaat edip kayıtlarını yap8rmaları gerekmektedir.

Kesin kayıt esnasında, ilkokul tamamlama belgesi, 1 adet doğum belgesi, 4 adet vesikalık fotoğraf ile Yakın Doğu Bankası’na 360 TL ön kayıt ücre7 (Yakın Doğu İlkokulu öğrencileri hariç) ve eği7m harcının da bir kısmı olan 1400 TL (Dr. Suat Günsel Bursu alanlar hariç) ya8rılıp, dekontlarıyla birlikte Yakın Doğu Koleji sekreterliğine başvurulması gerekmektedir.

Kesin Kayıt Hakkı Kazananların Aday Numaraları

05

Dr. Suat Günsel Bursu Alanlar BATU BATURAY KANİ AKYILLAR KAYNAK EGE KARASEL ÜLFET TOMAK SEMRA TURAY MELİHA ÇELİKTAŞ AHMET DAVUTOĞLU YÜCEL BESİRE SAĞKANAT AKILE SOĞANCI SELİN ÇEKİ ARDA AKBİL Tam Eği+m Bursu Alanlar EDA SARI ANDA ÇAĞIL ETKİN DURU ÇOLAK LAREN KATRİN ÇİĞDEM BOLAT

Yarım Eği+m Bursu Alanlar ASRIN SARI EFEKAN SUNGUR EGE ÇILDAM SİMAY VEÇHİ SARP AVCI SULTAN LORD NİSAN SENOVA SELİN KADIOĞLU ÜMRAN FARUK BELİZ SEZENLER DORAN AYDINLIK CANSIN AKIN MUHAMMED YUSUF YORULMAZ Çeyrek Eği7m Bursu Alanlar İLAYDA YAŞAMSAL EROL AZMİ FERAMEZOĞLU AHMET KADER SAKALLI AHMET ŞANVERDİ IRMAK TEKSU YAĞMUR ÇETİN AHMET ANIL SOYAL EMİR ÖZGÜLLÜ NEHİR TEKSU ŞEVVAL NİSA GÖVEN HASAN KARATOK DİLAY TEKİRDAĞLI ÇAĞIN KADİR SAĞDIÇ EYLÜL ALACA EYLÜL İŞCAN

İskele’nin projelerine YDÜ katkısı İskele’nin iki önemli kent parkı projesi, YDÜ Mimarlık Fakültesi öğrencileri tara ndan tasarlandı

Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, İskele Belediyesi’nin hayata geçirmek istediği iki farklı projesine destek amacıyla 2 büyük kent parkı projesi hazırladı. İskele Belediyesi’ne kazandırılan ve toplamda 122 dönüm 3 evleklik arazi üzerinde bulunan, kri7k öneme sahip Onur Camping olarak bilinen arazinin 31 dönümü üzerinde yapmayı düşündüğü Rekreasyon Alanı ile yine İskele Belediyesi’ne kazandırılan içerisinde Piknik Alanı’nın da bulunduğu 61 dönümlük arazi üzerinde yapılması planlanan Orman ve Kültür Parkı için Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü 2 büyük kent parkı projesi tasarladı.

Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden Öğre7m Üyesi Yrd. Doç. Dr. Buket Asilsoy ve Öğre7m Görevlileri Uzman Selin Laleci ve Uzm. Sinem Yıldırım danışmanlığında hazırlanan iki önemli proje, İskele Belediyesi İmar Birimi ile İskele Atatürk Kültür Merkezi’nde, İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ve Meclis Üyelerine sunuldu.

Yakın Doğu Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Özden Fuller, sunumda yap8ğı konuşmada, doğa ve sürdürülebilir yaşam felsefesine örnek teşkil edecek projelere önem verdiklerini söyledi. Bu tarz projelerin kent gelişimlerinde önem arz e9ğinin al8nı çizen Doç.

Dr. Fuller, İskele Belediyesi ile işbirliği yapmaktan keyif aldıklarını belirterek, İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ve tüm ekibine teşekkür e9. Doç. Dr. Fuller ayrıca, her zaman olduğu gibi başarılı tasarımlarından dolayı Yakın Doğu Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğrencileri ile gurur duyduklarını da ifade ederek böylesi önemli projelerde yer almayı destekleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörlüğü’ne ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’na teşekkürlerini sundu. Öte yandan Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanlığı tara%ndan yapılan açıklamada da gerçek yaşam tasarımlarının öğrencilikte çok önemli olduğuna dikkat çekilerek, öğrencilerine bu %rsa8 veren İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu’na teşekkür edildi. Açıklamada,“Eği7m ortamında uzman öğre7m kadrosu tara%ndan eleş7rilerek gelişen, günümüz mimarlık ortamının tar8şmalarını barındıran yenilikçi tasarımların hayata geçirilmesi öğrencilerimize çok önemli bir mo7vasyon olacak, Yakın Doğu

Üniversitesi de ülkemize katkı koymaktan büyük memnuniyet duyacak8r” denildi. İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ise konuşmasında, "Bizlerle işbirliği yapan ve böylesi güzel projelere imza atan Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü ile İskele Belediyesi İmar Birimi ekibine teşekkür ediyorum.

Her iki projenin de İskele ve belde halkına kazandırılan kri7k noktalardaki araziler üzerine yapılacağından dolayı büyük önem taşıyor" dedi.

Yaklaşık 200 dönümlük araziyi İskele ve belde

halkına kazandırmış olmalarından dolayı gurur duyduklarını söyleyen Başkan Sadıkoğlu, bu iki projeyi yine özelde İskele ve belde halkına genelde ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye7’ni halkının kullanımına açacak olmalarından dolayı heyecan içerisinde olduklarının al8nı çizdi.

Sadıkoğlu, konuşmasının sonunda ise Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel başta olmak üzere her zaman kendileri ile işbirliği yapmaya hazır olan Yakın Doğu Üniversitesi ailesine teşekkürlerini sundu.

Yarım asırlık düğüm 06

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Kıbrıs sorunu, 50’nci yılını doldurdu.

Farklı çözüm önerileri, farklı modeller gündeme geldi, konuşulmayan hiçbir şey kalmadı ama federal çözüm modeli, tarafları ortak bir me1n üzerinde buluşturmaya yetmedi

ABD’de başkanlık yarışını Nixon kazanmış7, Rusya’da Brejnev, Yunanistan’da cunta, Türkiye’de Süleyman Demirel ik6dardaydı. Portekiz ve İspanya diktatörlükle yöne6liyordu. ABD başkanlık yarışın en güçlü adayı Robert Kennedy, ve siyahların hakları için büyük bir mücadele veren Mar6n Luther King o yıl, 2 ay arayla suikaste kurban gitmiş6. Vietnam savaşının en kanlı yıllarından biriydi ve savaşın dengesi ABD aleyhinde değişmiş6. Soğuk Savaş’ta büyük bir mücadele yaşanıyordu, Rusya, Çekoslavakya’yı işgal etmiş6 ve gençlik hareketleri başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada etkisini gösteriyordu. Apollo 8’le ayın yörüngesine ulaşan astronotlar, dünyayı uzaydan ilk kez renkli ve bütün olarak fotoğraflamayı başarmış7. Life dergisi, 1968’i “dünyayı değiş6ren yıl” olarak tanımlamış7. İşte o yılın, 1968’in 3 Haziran'ında Kıbrıs’ta ilk toplumlar arası müzakereler başladı. Dünya geçen yarım asırda, bambaşka bir yapıya kavuştu, ancak değişmeyen ve devam eden bir şey vardı: Kıbrıs müzakereleri...

Bundan tam yarım asır önce başlayan müzakereler, çoğu zaman dünya gündeminde pek az yer buldu, ancak Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, nesiller boyu müzakere süreçlerinin nasıl sonuçlanacağına odaklandı. Müzakere masası her birkaç yılda bir yeniden kuruldu ve dağıldı. O gün doğanların çocukları ha8a torunları, şimdi yeni müzakere süreçlerine tanklık etmeye başladı... Çoğunlukla Kıbrıs’ta yürütülen müzakereler, zaman zaman çözümü kolaylaş7racağı umuduyla farklı ülkelere taşındı. Farklı çözüm önerileri, farklı modeller gündeme geldi, ancak konuşulmayan hiçbir şey kalmadı. Geçen 50 yılda, müzakere parametrelerinin temelini oluşturan ve uluslararası toplum tara!ndan da benimsenen “iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayanan federal bir çözüm” modeli tarafları ortak bir me6n üzerinde buluşturmaya yetmedi. Herkesin çözümü farklıydı ve herkes bir anlaşmadan farklı şeyler bekliyordu.

50 yıl süren müzakerelerin 36 yılında, Kıbrıs Türk toplumu adına masaya oturan isim kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş oldu. Denktaş’ın karşısına sırayla, Klerides, Makarios, Kiprianu, Vasiliu ve son olarak yeniden Klerides oturdu. Denktaş’ın ardından halefi Mehmet Ali Talat, önce Papadopulos ve Hristofyas’la, 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu Hristofyas ve Anastasiadis’le, 4. Cumhurbaşkanı Akıncı da yine Anastasiadis’le pazarlık yürü8ü. Ancak masadaki isimlerin değişmesi, sonucu değiş6rmedi.

"Referandum" ise 50 yıllık müzakere sürecinde “çözümü toplumlar değil, liderler istemiyor” tezini çürüten bir gelişme olacak7. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, belki de diplomasi tarihinde ilk kez denenecek bir yöneteme başvurdu. Buna göre tarafların anlaşamadığı noktaları Annan tamamlayarak kendi adını taşıyan belgeye son şeklini verdi. Ve bu belge, iki lider beğense de beğenmese de referanduma sunuldu. Yani bir anlamda, son sözü doğrudan halklar söyledi. Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’lik “evet” oyuna, Rumlar yüzde 75’lik “hayır” oyuyla karşılık verdi. İLK RANDEVU 1968’DE Kıbrıs sorununa çözüm bulma amaçlı ilk toplumlararası görüşmeler, toplumlararası ça7şmaların yoğunlaş7ğı, Geçitkale saldırılarından sonra varılan anlaşma gereği, 1968 yılının Haziran ayında Beyrut’ta başladı. Denktaş 44, Klerides 49 yaşındaydı.

Bir ha$a sonra Le"oşa'ya taşınan görüşmeleri Türk tara! adına, 4 yıllık sürgün haya7nın ardından Nisan 1968'de adaya dönen ''Cemaat Meclisi Başkanı'' Rauf Denktaş; Rum tara! adına ise ''Temsilciler Meclisi Başkanı'' sıfa7yla Gla"os Klerides yürü8ü.

Yasama, yürütme, güvenlik ve idari konularla ilgili görüş alışverişi şeklinde bazen Klerides, bazen de Denktaş'ın evinde yapılan görüşmeler, 20 Eylül 1971'de başarısızlıkla son buldu ancak taraflar, BM’nin çabaları sonucu çok geçmeden yine biraraya geldi.

Yunanistan, Türkiye ve Birleşmiş Milletler temsilcilerinin de yer aldığı beşli görüşmeler, 8 Haziran 1972’de başladı ve çeşitliaralıklarla2 Nisan 1974’e kadar sürdü. Klerides’in, TürkiyeBaşbakanı Bülent Ecevit’in ‘Kıbrıs için en iyi çözüm yolu federasyondur’ yönündeki demecini eleş6rerek, görüşmelerden çekilmesiyle toplam 6 yıl süren bu görüşmeler hiçbir sonuç alınamadan sona erdi.

YUNAN DARBESİ VE BARIŞ HAREKATI Görüşmeler sürerken adada ça7şmalar devam ediyordu. Göçmen durumuna düşen binlerce Kıbrıslı Türk zor şartlarda yaşamını sürdürürken, Rumlar arasında da güç mücadelesi giderek kızışıyordu. 15 Temmuz 1974’te Yunan subayların komutasındaki Rum Milli Muha!z Ordusu ve EOKA-B Kıbrıs’ta darbe düzenledi.

Bu yıllarda, Kıbrıslı Türkler de kendi siyasi örgütlenmesini oluşturmaya çalışıyordu. 1967 yılında ilan edilen ‘Geçici Türk Yöne6mi’, daha sonra ‘Kıbrıs Türk Yöne6mi’ne dönüştürüldü. 1973 yılında yapılan seçimlere tek aday olarak giren Rauf Denktaş, başkanlık görevini Dr. Fazıl Küçük’ten devraldı. Bu arada darbeyi kabul edilemez bulan ve adadaki Türklerin geleceğinden endişe eden Türkiye, ortak müdahale girişimlerinden sonuç alamayınca 20 Temmuz’da tek başına müdahale e9. Türkiye, 3 gün süren hareka7n ardından ateşkesi kabul e9ğini açıklarken, darbe lideri Sampson da başkanlık görevini Temsilciler Meclisi Başkanı Gla"os Klerides’e devre9 ve Klerides, Makarios adaya dönünceye kadar başkanlık görevini yürü8ü.

CENEVRE’DEİKİ OTONOM YÖNETİMİN VARLIĞI KABUL EDİLDİ Ateşkesin ardından, ça7şmaların tekrarını önlemek ve sorunları çözmek için ABD tara!ndan yoğun diploma6k girişimler başla7ldı.Cenevre’de İngiltere, Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları’nın ka7ldığı konferansta çok az konuda görüşbirliğine varan taraflar, yayınladıkları ortakbildiride, ateşkes koşullarına uyulması ve işgal edilen Türk bölgelerinden, Rum ve Yunan kuvvetlerinin çekilmesinde anlaş7. İki otonom yöne6min varlığının kabul edildiği konferanstaki uzlaşıya rağmen Rum Milli Muha!z Ordusu (RMMO)işgal e9ği bölgelerden çekilmedi. İkinci Cenevre Görüşmeleri’nin de başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Türkiye 2. Barış Hareka7’nı gerçekleş6rdi ve 16 Ağustos’ta yeniden ateşkes ilan edildi.

YENİDEN DENKTAŞ-KLERİDES VE NÜFUS MÜBADELESİ BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim Ağustos 1974’te adaya gelerek her iki tarafla görüşmeler yap7ktan sonra Klerides ve Denktaş, insani konuları görüşmek üzere Le"oşa’da ha$ada bir kez biraraya gelmeye başladı. Bu toplan7lar ne6cesinde Ekim ayı sonuna kadar tüm esirler karşılıklı serbest bırakıldı.

Kıbrıslı Türklerin 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devle6’ni ilan etmesini protesto eden Rum tara! bir süre görüşmelere ka7lmayı redde9.KTFD'nin ilanını takiben toplanan BM Güvenlik Konseyi 12 Mart 1975 tarihinde, sorunun çözümünü sağlamak üzere BM Genel Sekreterine iyi niyet görevi veren 367 sayılı kararı kabul e9.

BM Genel Sekreteri himayesinde Nisan 1975’te Viyana’da başlayan toplumlararası görüşmeler, Şubat 1976’da 5. turun sonunda bir kez daha kesildi.

Rum tara!nı ise Rum Yöne6mi Başkanı Makarios adına Klerides’in temsil e9ği Viyana Görüşmeleri’nde varılan en önemli sonuç ‘Nüfus Mübadelesi Anlaşması’ oldu. Bu anlaşmayla, Güney Kıbrıs’ta kalan Türkler Kuzey Kıbrıs’a, Kuzey Kıbrıs’ta kalan Rumlar da Güney Kıbrıs’a geç6.

1977-1979 DORUK ANLAŞMALARI Görüşmelerin kesilmesinden yaklaşık 1 yıl sonra Makarios’la Denktaş arasındaki birinci görüşme 27 Ocak 1977’de Le"oşa’da yapıldı. BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim’ın da hazır bulunduğu ikinci görüşmede 4 maddelik bir ilke anlaşması imzalandı ve toplan7lar Genel Sekreter himayesinde Viyana’da devam e9.

Her iki taraf da ‘bağımsız, bağlan7sız bir federal cumhuriyet’ kurulması konusunda uzlaşsa da Viyana görüşmeleri bir anlaşmaya varmadan sonuçlandı.

Toplumlararası görüşmeler, Mayıs 1979’da yeniden başladı ve 18-19 Mayıs 1979’da biraraya gelen Denktaş ve görevi Makarios’tan devralan Rum Yöne6mi Başkanı Spiros Kipriyanu, 10 maddelik bir anlaşma imzaladı.

Bu anlaşma 1977 Denktaş-Makarios arasında varılan ilkelerin biraz daha geliş6rmiş bir biçimiydi.

1977-1979 Doruk Anlaşmaları’ olarak anılan bu düzenlemeler de nihai çözümün kapısını aralayamadı.

Kesilen görüşmeler, 1980 Ağustosunda tekrar başladı ve aralıklarla, Rumların BM Genel Kurulu’na başvurdukları Mayıs 1983’e kadar devam e9.

Taraflar, iki kesimlilik-iki bölgelilik gibi bazı kavramlarda anlaşamadığı gibi, temsil, federal devle6n yetkileri, yerleşme, mülk edinme ve serbest dolaşım konularında da uzlaşamıyorlardı.

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar CUELLAR BELGESİVE GALİ FİKİRLER DİZİSİ Kıbrıs Türklerin, gelişmeler üzerine 15 Kasım 1983’te KKTC’yi ilan etmesinin ardından BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar’ın çabaları sonucu 10 Eylül 1984’te New York’ta ‘dolaylı görüşmeler’ başladı.

Cuellar, 3 tur süren görüşmelerde son teklifleri de aldıktan sonra taraflara bir belge sundu. Her iki tara$n görüşlerini alarak masaya ge9rilen belgeyi Denktaş imzalamayı kabul e< ancak Kiprianu imzalamaktan kaçındı.

Cumhurbaşkanı Denktaş, Güney Kıbrıs’ta başkanlık seçimlerini kazanan Yorgo Vasiliu ile Eylül 1988’den 1989 yazına kadar bir dizi ikili görüşme yap:. 1992’de göreve gelen yeni BM Genel Sekreteri Butros Gali, Denktaş ve Vasiliu’yu New York’ta bir araya ge9rdi ve Türk tara$na yüzde 28.2 oranında bir toprak bırakan bir harita ortaya koydu. Güzelyurt’un Rumlara verilmesini öngören haritayı reddeden Denktaş’ın en fazla yüzde 29 (+) oranına inebileceğini belirtmesinin ardından Gali, ‘Fikirler Dizisi’ olarak anılan çözüm planını taraflara sundu.

Tarafların temel konularda büyük görüş ayrılıkları içinde olduğunun anlaşılması üzerine görüşlerin yakınlaş:rılması çabalarından vazgeçildiği açıklaması yapıldı.

DENKTAŞ İLE KLERİDES 18 YIL ARADAN SONRA KARŞI KARŞIYA Kıbrıs Rum tara$nda Şubat 1993’te yapılan başkanlık seçimlerini kazanan Gla%os Klerides, 18 yıldan sona Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile toplumlararası görüşmeler için yeniden bir araya geldi. Ancak iki lider arasında 1993-1994 yıllarında Le%oşa ve New York, 1997’de de Le%oşa ve İsviçre’de gerçekleş9rilen görüşmelerden de bir sonuç alınamadı.

Aralık 1999’da yeni BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın çağrısıyla New York’ta başlayan dolaylı görüşmelerse Cenevre’de devam e<. BM öncelikle Kıbrıs’ta olası çözümün dört ana unsurunun; ‘hükümet, anayasa, toprak ve güvenlik’ konularının ele alınmasını istedi. Konuların bunlardan ibaret olmadığını savunan Türk heye9 konfederasyon modeli, KKTC’ye uygulanan ambargo ve eşit statü üzerinde durdu. Türklere yüzde 24 toprak bırakılması önerisini ge9ren Rum heye9 ise federasyon modeli ve Türk askerinin adadan çekilmesi gibi konuları öne çıkardı. Rum tara$nın üyelik başvurusu nedeniyle Kıbrıs sorununa bir de AB boyutu eklendi.

Rum tara$, 31 Ocak 2000’de Cenevre’de yapılan ikinci turda Karpaz, Güzelyurt, Le%e ve Akıncılar bölgesinde 4 kanton oluşturulmasını önerdi. Denktaş ise, “egemenlik konusu halledilmeden toprak ve harita konusunu görüşmeyeceğini” açıkladı. Annan, Kasım 2000’de Cenevre’de yapılan 5. turda taraflara resmi olmayan bir belge sundu. Belgede tek ve bölünmez bir devlet hedeflenirken, bu devle9n tek uluslararası kimliği ve vatandaşlığı olacağı belir9ldi. İki toplumun etkili bir şekilde merkezi hükümete ka:lması istenilen belgede, siyasi eşitliğin sayısal eşitlik anlamına gelmediği vurgulandı. Belgede ayrıca, mal-mülk konusunda uluslararası hukuk kurallarının geçerli olması savunulurken, önemli bir toprak parçasının Rum tara$na verilmesi ve Rum göçmenlerin kuzeydeki evlerine dönmesi öngörüldü.

Rumları önemli ölçüde memnun eden karara Türk tara$ sert tepki gösterdi. Cenevre sürecinin kendileri açısından noktalandığını söyleyen Denktaş, 24 Kasım’da Ankara’da yapılan zirvenin ardından da ‘Türk parametreleri’ kabul edilmedikçe dolaylı görüşmelere devam etmeyeceğini açıkladı. Böylece yaklaşık 1 yıl süren dolaylı görüşme süreci de sonuçsuz noktalandı.

26 YIL ARADAN SONRA BİR İLK VE DOĞRUDAN GÖRÜŞMELER MARATONU Tarafların yeniden masaya dönmesini sağlamak için BM’nin yanısıra ABD, İngiltere ve AB temsilcileri de sık sık Ankara-A9na-Le%oşa ha=nda girişimlerde bulundu. ‘Uzlaşmaz taraf’ olduğu yönündeki eleş9rilerin ar=ğı bir dönemde sürpriz bir çıkış yapan Denktaş’ın yüzyüze görüşme çağrısı üzerine iki lider, Aralık 2001’de Le%oşa’dabiraraya geldi.

Klerides, Denktaş’ın dave9ni kabul ederek, yaklaşık 26 yıl aradan sonra sivil otomobiliyle KKTC’ye geç9 ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki akşam yemeğine ka:ldı. Ardından da Denktaş, Güney Kıbrıs’a geçerek iade-i ziyare;e bulundu. Kıbrıs’ta bir anda yine “iyimser” bir hava oluştu. Bu kez Denktaş 77, Klerides 82 yaşındaydı. İlk toplumlararası görüşmeleri gerçekleş9ren ve yıllar sonra yeniden müzakere masasında karşı karşıya gelen iki deneyimli liderin, iki

avuka:n ve iki eski arkadaşın, siyasi kariyerlerinin zirvesinde, hayatlarını adadıkları bu sorunu çözebileceğine inananların sayısı hiç de az değildi.

Uluslararası toplumun da büyük destek verdiği görüşmelerde hedef, Rumların AB’ye davet edildiği Aralık 2002’deki Kopenhag Zirvesi öncesinde bir anlaşmaya varmak:. Ancak 16 Ocak’ta başlayan görüşmeler ilerledikçe, baştaki iyimserlik de kaybolmaya başladı. Eylül sonuna dek tam 58 kez biraraya gelen Denktaş ve Klerides somut bir ilerleme sağlayamadı.

ANNAN PLANI BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın mayıs ayında adaya yap:ğı ziyaret sonrasında BM’nin masaya bir çözüm planı koyma hazırlığında olduğu açıkça ortaya çıkmış:. Kopenhag Zirvesi’ne kadar çözüme varılamamasının, Kıbrıs düğümünü daha da çözülemez hale ge9receğinden endişe eden BM, Denktaş’ın sağlık sorunlarına rağmen, hazırladığı, kendi adıyla anılan planı 11 Kasım’da taraflara sundu.

Taraflar,BM’nin ufak-tefek değişiklikler yap:ktan sonra yeniden sunduğu plana imza atmayı redde<.

Türk tara$nın, anlaşma olmaması halinde topluluk mükteseba:nın Kuzey’de uygulanmayacağı kaydedilen Kopenhag Zirvesi kararlarına yönelik “Rumların üyeliğini erteleyin” yönündeki talebi dikkate alınmadı.

Kopenhag Zirvesi’nin ardından 15 Ocak 2003’te ara bölgede bir araya geldiği Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile doğrudan görüşmelere yeniden başlayan Klerides’se hem Kuzey’de hem de Güney’de büyük bir tar:şma başlatan Annan Planı’nın ilk kurbanı oldu. Ve Şubat 2003’te 84 yaşında girdiği seçim yarışını kaybederek görevi sağcı DİKO ve komünist AKEL’in ortak adayı, eski EOKA’cı Tasos Papadopulos’a devre<. Ar:k her şey daha zor olacak:.

Annan’ın 26 Şubat 2003’te Kıbrıs’a gelerek, planın üçüncü versiyonunu sunmasıyla devam eden süreç, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de ka:lmasıyla Lahey’e kaydı. Referandum konusunda uzlaşma sağlayamayan Annan, 11 Mart sabahı konunun çıkmaza girdiği sonucuna vardığını açıkladı.

REFERANDUMA SUNULAN PLAN, NİHAİ HALİNİ BÜRGENSTOCK’TA ALDI Kofi Annan, 1999’dan beri devam eden dolaylıdoğrudan müzakere süreci ve çözüm planının sunulmasından sonraki gelişmelere ilişkin 1 Nisan 2003 tarihli raporunda, doğrudan görüşmelerin sonuçsuz kalmasından Kıbrıs Türk tara$ sorumlu tu;u. Müzakerlerle ilgili olumlu bir gelişme yaşanmazken, ada tarihi bir adıma tanıklık e<.

1974'ten beri adayı ikiye bölen Yeşil Hat, 23 Nisan 2003 tarihinde KKTC ile Güney Kıbrıs arasında geçişlere açıldı. İlk karşılıklı geçişler Ledra Palace sınır kapısından yapıldı.

BM Genel Sekreteri Annan, 2004’ün başlarında mektup göndererek, tarafları, müzakere sürecini başlatmak amacıyla New York’a davet e< ve müzakere yolunun yeniden açılmasına imkan sunan bir mutabakata varıldı. İki aşamalı olarak 19 Şubat 2004’tebaşlayan müzakereler 31 Mart 2004 tarihine kadar adada devam e<. Siyasi düzeyde iki taraf arasında gerçekleş9rilen görüşmelerde anlaşma sağlanamamış olsa da, teknik düzeyde yapılan komite toplan:larında bazı gelişmeler elde edildi.

Müzakerelerin ikinci aşaması ise İsviçre’nin Bürgenstock kasabasında, anavatanların da ka:lımıyla başladı ve Annan’ın 31 Mart 2004 tarihinde planın nihai halini taraflara sunmasıyla sonuçlandı. ÇÖZÜME İLİŞKİN İLK VE SON REFERANDUM 24 Nisan 2004 tarihinde iki tara'a referanduma sunulan planda, yeni ortaklığın iki kesimli olacağı, iki tara$n birbirinin ayrı kimliğini ve bütünlüğünü tanıyacağı, tarafların birbirlerinin kültürel, dini, siyasi, sosyal ve dil kimliklerine saygı gösterecekleri, bir tara$n diğer taraf üzerinde hakimiyet kuramayacağı, kurucu devletlerin kendi alanlarında yetkilerini egemence kullanacakları ve kendi düzenlerini serbestçe kurabilecekleri, kurucu devletlerin ve Federal Hüküme9n birbirlerinin yetki ve işlevlerine karışamayacakları gibi hususlara ilaveten, bir tara$n diğer taraf üzerinde otorite ve yetki iddiasında bulunamayacağı hususu yer almaktaydı. Eş zamanlı referandumlarla iki halkın onayına sunulan plan, Rum halkının yüzde 75.83’ü tara$ndan reddedilirken, Kıbrıs Türk halkının yüzde 64.91 tara$ndan kabul edildi.

REFERANDUM SONRASINDA MÜZAKERELERE UZUN SÜRE ARA VERİLDİ Referandum sonucu, dünyada, ama en çok da halkın dör;e üçünün “evet” oyu kullandığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye9’nde büyük bir hayal kırıklığı yaşanmasına yol aç:. On yıllardır süren müzakere maratonlarının ar:k son bulacağı ve dünyanın çözülmemiş en eski meselelerinden biri olan Kıbrıs sorunun hallolacağı yönündeki beklen9, bir kez daha boşa çık:. İlk kez referandum aşamasına gelen süreç, bir kez daha sonuçsuz kalacak:.

Kıbrıs Rum Kesimi’nde ise hayal kırıklığından ziyade yeni bir heyecan vardı. Güney Kıbrıs Rum Yöne9mi, 1 Mayıs 2004 tarihinde “Kıbrıs Cumhuriye9” adı al:nda AB’ye tam üye oldu. Kıbrıs Türk tara$nın, BM Genel Sekreteri’nin ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması için yap:ğı kuvvetli çağrıysa karşılık bulmadı.

Referandum sonrasında müzakerelere uzun süre ara verildi. Bu arada Türk toplumuna çok uzun süre liderlik yapan ve Rum tara$yla yapılan müzakereleri yürüten Rauf Denktaş, görevi 2005’te Mehmet Ali Talat’a devre<.

Ocak 2006’da Kıbrıs Özel Temsilciliği ve UNFICYP Misyon Şefliği görevine ge9rilen Michael Möller, taraflarla yap:ğı görüşmelerde, Kıbrıs’taki iki tara$n ortak ilgi alanları çerçevesinde müşterek komiteler oluşturulması önerisini ge9rdi. Talat, kapsamlı çözümün yerine geçemeyeceğini vurgulasa da Türk tara$nca geliş9rilen ve günlük haya: kolaylaş:rmak amacı taşıyan, iki taraf arasında eşitlik temelinde gerçekleş9rilecek teknik komitelerin kurulmasını kabul e<.

DENKTAŞ’SIZ YENİ MÜZAKERE SÜRECİ BM Genel Sekreter Siyasi İşler Yardımcısı İbrahim Gambari’nin 7-8 Temmuz 2006 tarihlerinde Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve GKRY lideri Papadopulos arasında yürü;üğü temaslar çerçevesinde, iki lider 8 Temmuz 2006’da bir görüşme yap:. Varılan mutabakat doğrultusunda Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafları 31 Temmuz 2006 tarihinde Kıbrıs sorununun özünü ilgilendiren konulara ilişkin kâğıtlarını tea9 e<. BM sürecini geri plana itmek isteyen GKRY’nin engellemeleri nedeniyle başla:lan bu süreçte uzun bir süre ilerleme kaydedilmesi mümkün olamadı.

MASADA İKİ YOLDAŞ, TALAT VE HRİSTOFYAS Kıbrıs Rum tara$nda Şubat 2008’de gerçekleşen başkanlık seçimlerinde, seçim kampanyasını Kıbrıs sorununun çözümüne dayandıran AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın yeni Kıbrıs Rum Lideri seçilmesiyle birlikte, tam teşekküllü müzakerelerin başlamasına giden yeni süreç başladı. İki lider, ilk olarak çalışma grupları ve teknik komitelerini kurarak tam teşekküllü müzakerelerde bulundu ve Nisan 2008’de Le%oşa’da yayalar için geçişi sağlayan Lokmacı Kapısı açıldı.

Liderler daha sonra “iki kesimli, iki toplumlu ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitlik temelinde bir federasyon kurulacağını duyurdu. Bu ortaklığın tek uluslararası kimliğe sahip bir Federal Hüküme9’n yanı sıra eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk Kurucu Devle9 ile bir Kıbrıs Rum Kurucu Devle9’nin olacağı” hususunda mutabık kalındığı belir9ldi.

Tam teşekkülü müzakereler ise 3 Eylül 2008 tarihinde, BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Alexander Downer’ın ka:lımıyla başladı. Bu kez masada ilk kez iki “sol” görüşlü lider vardı ve beklen9 yine yüksek9. Liderlerin temsilcileri başkanlığında yürütülen toplan:larda, uzlaşılan konular ve üzerinde daha fazla tar:şılmaya ih9yaç duyulan noktalar tespit edilerek, üç ana başlık için toplam 30 ortak me9n hazırlandı. Mülkiyet, Toprak ile Güvenlik ve Garan9ler konularında tarafların pozisyonlarında herhangi bir yakınlaşma sağlanamamasından dolayı ise ortak me9n çalışması yapılamadı.

EROĞLU MÜZAKERE MASASINDA Nisan 2010 tarihinde gerçekleş9rilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dr. Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’a göndermiş olduğu 23 Nisan 2010 tarihli mektubunda, müzakerelere kalmış olduğu yerden devam etmeye hazır olduğunu belir<.

Eroğlu ve Hristofyas, çıkan zorlukları aşmak için çeşitli müzakere yöntemleri denedi ancak cesaret verici ilerlemelere rağmen süreç, arzulanan noktaya ulaşamadı. Müzakereler bir süre sonra Rum tara$nda

07

gerçekleş9rilecek Başkanlık seçiminin yaklaşmasıyla duraksama dönemine girdi. Şubat 2013’te Güney Kıbrıs’ta gerçekleşen seçimlerde DISI lideri Nikos Anastasiades’in başkan olmasından sonra müzakerelerin yeniden başlaması neredeyse bir yıl sürdü. Yaklaşık 5 ay süren görüşmeler ve diploma9k girişimlerden sonra Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Rum Lider Nikos Anastasiadis 11 Şubat 2014’te mutabaka:na vardı.

EROĞLU-ANASTASİADİS VE ORTAK AÇIKLAMA METNİ Ortak Açıklama metni, yerleşmiş BM parametreleriyle temel hak ve özgürlüklere saygı yanında, kurulacak yeni ortaklığın iki kesimli ve iki toplumlu olacağı, oluşturulacak yeni ortaklığın BM’ye üye diğer devletlerden daha farklı bir egemenliğe sahip olmayacağı ve bu egemenliğin Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlardan eşit şekilde kaynaklanacağı gibi öngörülen ortaklık devle9ne ilişkin temel unsurları içeriyordu.

Liderler ve müzakereciler düzeyinde birçok görüşmenin yapıldığı süreç, Rum tara$nın doğal kaynak bulma amacıyla sondaj denemesi gerçekleş9rmesiyle yeniden kilitlendi. Kıbrıs Türk tara$nın da meşru hak ve çıkarlarını korumak amacıyla kendi araş:rma faaliye9ni başlatacağını duyurmasıyla Rum lider BM müzakere sürecinde görüşmelere ka:lmama kararı aldı.

AKINCI İLE MÜZAKERELER YENİDEN BAŞLADI KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak Eroğlu’ndan görevi devralan Mustafa Akıncı, çok kısa bir süre sonra, 15 Mayıs’ta Rum Yöne9mi Başkanı Anastasiadis ile görüşmelere yeniden başladı.

Liderler, yeniden başlayan müzakere sürecinde, iki tara$n bulundukları noktaya dair temel değerlendirme çalışmasının tamamlanmasının ardından29 Haziran’da özlü müzakere aşamasına geç9.

2016 sonbaharına dek özlü müzakerelerde ele alınan ana konular “Yöne9m ve Güç Paylaşımı”, “AB” ve “Ekonomi” başlıklarında bazı ilerlemeler kaydedildi. “Mülkiyet” başlığında kısmi ilerlemeler sağlansa da, mülkiyet meselesinde başvurulacak çözüm yolları bakımından belirleyici olacak tanımlar ve kriterler bağlamındaki görüş farklılıkları devam e<. “Güvenlik ve Garan9ler” ile “Toprak Düzenlemeleri” konusu ise ana ilkeler hariç görüşülmedi ve müzakerelerin son aşamasında ele alınması kararlaş:rıldı.

KIBRIS KONFERANSI VE SONUÇSUZ KALAN BİR SÜREÇ DAHA Akıncı ile Anastasiadis, 2016’nın sonlarına doğru, henüz uzlaşı sağlanamamış konularda ilerleme elde etmek, “Toprak” düzenlemesi başlığının kriterlerini tespit etmek ve “Güvenlik ve Garan9ler” başlığının görüşüleceği Beşli Konferans’ın gerçekleşmesini sağlamak amacıyla İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında bir araya geldi.

Açılışı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban KiMoon’un da ka:lımıyla gerçekleş9rilen 2 aşamalı görüşme istenilen şekilde sonuçlanmasa da taraflar, garantör ülkeler ve AB’nin gözlemci olarak ka:ldığı Beşli Kıbrıs Konferansı’nı İsviçre’de topladı.

Ocak ve Haziran 2017’de 2 aşamada gerçekleş9rilen Kıbrıs Konferansı sonuçsuz kaldı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in toprak, siyasi eşitlik, mülkiyet, eşdeğer muamele, güvenlik ve garan9lerle ilgili “paket anlayışı” önerisi dahi süreci kurtaramadı. Anastasiadis’in, tarafların önceden uzlaş:ğı unsurları dahi tekrar tekrar pazarlık konusu yapmak istemesi ve “sı$r asker, sı$r garan9” ısrarı süreci :kadı.

BM Genel Sekreteri, İsviçre’nin Crans Montana kasabasında, liderlerle 6 Temmuz akşamı düzenlediği ve 7 Temmuz’un erken saatlerine kadar süren akşam yemeğinin sonunda konferansın sonuç alınmadan kapandığını kamuoyuna duyurdu. Tarih, bir kez daha tekerrür ediyordu.

BM Genel Sekreteri, Kıbrıs’ta konuşlu BM Barış Gücü Misyonu’na (UNFICYP) ilişkin olarak 10 Temmuz 2017 tarihinde yayımladığı dönemsel raporunda, Kıbrıs Konferansı’nın sonucunun hayal kırıklığı yaratan bir başarısızlık olduğunu ifade ederek, tüm tarafları ve iki lideri bu sonuç üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeye davet e<.

Kıbrıs müzakereleri bir kez daha duraksama sürecine girecek, ve liderlerin bir sosyal yemekte buluşması için 9.5 ayın geçmesi gerekecek9.

08

HALKIN SESi

“BM taraflarla yoğun çalışma yapmalı” 3 Haziran 2018 Pazar

İkinci Cumhurbaşkanı Talat: “BM taraflarla yoğun çalışma yapmalıdır.

Guterres çerçevesinin ayrın5lanmış halini iki tara#n da kabul edebileceği hale ge4rdikten sonra tarafları bir araya ge4rmesi ve bu işi bi4rmesi gerekir”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorunu var olduğu sürece çözüm için çaba sarf etmek gerek7ğini belirterek, “Kıbrıs sorunu çözülmek zorundadır, öyle ama böyle” dedi. İki devletli çözüm olacaksa bile iki tara$n da bunda anlaşması gerekeceğini aksi halde ikinci devle7 Türkiye’den başkasının tanımayacağını kaydeden Talat, Kıbrıs sorununun çözümünün ih7yaç olduğunu ve bundan hiç şaşmamak gerek7ğini belir:.

Talat, “Asla anlaşmadan kaçan taraf biz olamayız. Bunun acısını 2004’e kadar yaşadık, 2004’ten sonra öyle olmadık ve bunun da nimetlerinden yararlandık” dedi.

Beyrut’ta 3 Haziran 1968’de başlayan Kıbrıs tolumlararası müzakereleri, 50’nci yılını tamamladı. Kıbrıslı Türk ve Rum liderler, geçen yarım asırlık süreci Türk Ajansı-Kıbrıs’a değerlendirdi.

Mehmet Ali Talat, müzakerelerden 50 yıldır sonuç alınamamasını, süreci ikiye, ha9a üçe ayırarak değerlendirmek gerek7ğini belir:. Talat, “Bir Kıbrıs Cumhuriye7’nin bağımsız olarak ilan edildiği dönem ve ondan öncesi ilanı gerek7ren süreç, sonra Kıbrıs Cumhuriye7 ve yıkılışı, bir de 74 ve sonrası bu üçünün karakteris7kleri farklı” dedi.

“SONUÇ ALINMAMASINDAN ÖNCE DENKTAŞ, SONRAKİ DÖNEMDE RUMLAR SORUMLU” “1963’te olaylar başladığında Kıbrıs Cumhuriye7’nin geçici bir sıkın8 yaşadığı düşünülüyordu. Makarios bunun ENOSİS’e evrilmesini, Türk tara$ysa bunun Taksim’e evrilmesini hayal ediyordu. O nedenle çözüm olması mümkün değildi” diyen Talat şöyle devam e:: “68’de görüşmeler başladığında Türk tara$nın Kıbrıs Cumhuriye7’nin zım”nen devamını kabul e:ğini kaydeden Talat, “O dönemde Kıbrıs Cumhuriye7’nin restorasyonu gündemdeydi, yani 74’e kadar olan dönemde,‘Kıbrıs Cumhuriye7 nasıl restore edilir?! çalışmalarıydı, onun 50. yıldönümündeyiz zaten…”

Talat, 1974’teki müdahaleden sonra durumun gene değiş7ğine işaret ederek, “1973’te bir anlaşma yapılmış olsaydı, 1974’te gene müdahale olabilirdi aslında… 74 harekâ8 sırasında görüşmeler de devam e: Cenevre’de. Bir türlü sorunu kökten çözme yoluna gidilmedi” şeklinde konuştu.

Mehmet Ali Talat, şöyle devam e:: “Birinci harekâtla ikinci harekât arasında Türkiye’nin ‘kantonal model’ bir federasyonu önerdiğini de ha8rlamak lâzım. Kayıtlarda çok öne çıkmıyor ama, ikinci harekâ8n olmaması için bu önerilmiş7. Bunda da sonuç alınamayınca ikinci harekât başladı. Sonra da ilk ağızlı yüzlü anlaşma 77… Denktaş-Makarios anlaşması işte orada ilk kez federasyon iki tarafça kabul edildi ve ondan sonraki BM anlaşmalarında hep ‘federasyon’ yer aldı”

“DENKTAŞ ÇÖZÜM İSTEMİYORDU” Talat, 1977’den i7baren Kıbrıs’ta federal bir çözüm aranmaya başlandığını ama tarafların federal çözüme bakış açılarınınçok farklı oluşundan dolayı sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını kayde:.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın da çözüm istemediğini ve bunu defalarca kendi çevresine söylediğini belirten Talat, “Cuellar belgesini kabul e:, Kiprianu kabul etmeyecek diye. Neden çözüm olmadığı sorusunun cevabı budur. Çünkü Denktaş Bey asla çözüm istemezdi…

Ondan sonra Rum yöne7minin gerçek niyetlerini bilemezdik, çünkü Denktaş Bey a8lır ve her şeyi reddederdi… Dolayısıyla niyetlerinin ne olduğunu göremezdik” dedi.

ederim” yanı8nı verdiğini belir:.

Talat, şöyle devam e:: “Şunu demek is7yorum, Genel Sekreter büyük ümitlerle geldi, o açıklamanın yapılması durumu değiş7rebilirdi ve Genel Sekreter bir defa geldi.

Biz de Genel Sekreter’le hiç görüşme yapmadık, çünkü müzakerelerimiz iyi gidiyordu… Ama bu ortak açıklama konusundaki anlaşmazlığı görünce ‘belki ikna ederim diye’ geldi. Ama edemedi.

Sonradan ben sebebini öğrendim. Çünkü eğer o ortak açıklama yapılsaydı onların uluslararası hukuk uzmanlarına göre bu bir ‘ara anlaşma” sayılacak8 ve ‘taraflar bu ara anlaşma üzerinde uzlaş8lar’ denecek7 ve bundan geri dönemeyeceklerdi. Uzmanların onlara telkin e:ği buydu. O nedenle ısrarla ve Genel Sekreterin de ısrarına rağmen kabul etmediler.”

“RUM EGEMENLİĞİNİ PAYLAŞMAK İSTEMİYOR.. BUGÜN İÇİN ESAS NEDEN BU” “Bir şey daha var tabi. Dünyaca ‘yasal devlet’ sayıldığı için egemenliği paylaşmak Rum tara$ için zordu. Bugün bana göre temel neden budur..

Denktaş dönemini saymıyorum” diyen Talat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mont Pelerin ve Crans Montana’da da bu görüldü. Anastasiadis, dönüşümlü başkanlığı zorla, uluslararası aktörlerin baskısıyla, garan7lerle ilişkilendirerek ve karışık bir ifadelendirmeyle kabul eder gibi göründü. Karar alma süreçlerinde bir Kıbrıslı Türk’ün de oyunun olmasını Bakanlar Kurulu seviyesinde kabul e:, diğer organlarda kabul etmedi. Egemenliği paylaşmak istemiyorlar. Bugün için esas neden budur. Bugün için konuşuyorum, geçmişte farklıydı” “MÜZAKERELERİ KİLİTLEYEN KONULAR DEĞİŞKEN” Mehmet Ali Talat, müzakerelerin değişik dönemlerde değişik nedenerle kilitlendiğine işaret ederek, “Şu anda görünen ‘Garan7ler’ ve son dönemde ‘Yöne7m ve Güç Paylaşımı’” dedi.

‘Yöne7m ve Güç Paylaşımı’nın kendi döneminde büyük oranda çözüldüğünü vurgulayarak, “Çok ufak şeyler kalmış8. FIR hatlarını bile sona ge7rmiş7k” diyen Talat, şöyle devam e:: “Mülkiye9e son dönemde ilerlemeler oldu, Anstsaiadis-Akıncı döneminde ilerleme olmasının nedeni AİHM’nin Dimopulos kararıdır. AİHM’nin ‘Loizidu iç7hadı’ yerine ‘Dimopulos iç7hadını’ ge7rmesi sonucunda Rum tara$ Kıbrıslı Türklerin de ‘kullanıcı’ hakkı olacağını kabul e:”

“BM ETKİN OLARAK DEVREYE GİRMELİ, TAKVİM OLMALI” 2. Cumurbaşkanı Talat, Kıbrıs Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından kopan müzakerelerde yeni bir masa kurulacağına yönelik bir izlenimi olmadığını ancak kurulacaksa BM’nin ak7f rol üstlenmesi gerek7ğini belir:.

Talat, BM Genel Sekreteri’nin 30 Nisan’da Crans Montana’da ‘Aman masa devrilmesin’ der gibi can havliyle iki tara$n hassasiyetlerine cevap vermeyi hedefleyen köprü kurucu önerilerinden oluşan ve her iki taraf.a farklı yorumlanan “Guterres Çerçevesi”ne tarafların bağlılığının BM tara$ndan teyit edilmesi gerek7ğini vurguladı.

“Rol BM’nindir şu anda…BM gelinen son noktadan hareketle, taraflarla ayrı ayrı yoğun çalışma yapmalıdır..” diyen Talat, Guterres çerçevesinin ayrın8lanmış halini iki tara$n da kabul edebileceği hale ge7rdikten sonra tarafların bir araya ge7rmesi ve bu işi bi7rmesi gerek7ğini belir:. Talat, öbür konularda zaten anlaşma

sağlandığını ve anlaşılmayan konuların da sadece bunlar olduğunu kayde:.

Zaman sınırlı bir takvimin şart olduğuna işaret eden Talat, “Çünkü biz ‘zaman kısıtlaması’ dediğimizde, Rum tara$, bunu ‘Kıbrıslı Türkler ayrılacaklar, ayrı devlet peşine düşecekler’ şeklinde algılayıp, o düşünceyle bunu reddetmektedir. Zaman kısıtlaması sonunda ne olacağını ne biz söyledik, ne onlar söyledi, ne de BM böyle bir şeyi kabul e:. Bu şeye benzer ‘Evrenin sonunda ne olacak’ …” ifadesini kullandı.

“ÇÖZÜME EN YAKIN NOKTA, ANNAN PLANI’YDI” Mehmet Ali Talat, çözüme en yaklaşılan dönemin Annan Planı zamanı olduğunu belirterek, “Hepimiz bunu sezdik. Annan Planı’nın takvimlenmesi, önceden referandum tarihinin de belirlenmesi çözüm havasını doğurmuştu” dedi.

Talat, Rum tara$ndan “Hayır” kampanyası başla8lıp, meydanlarda yığınlar toplanınca, çok çözümcü görünen Kıbrıslı Rumların bile o dönemde olumsuz tutum takındığını belir:.

“GEÇEN SÜRE ÇÖZÜME OLUMSUZ ETKİ YAPIYOR” Geçen zamanın süreci çok olumsuz etkilediğini vurgulayan Talat, “Bir kere büyük bir güvensizlik var şu an, güven yıkıldı” diyerek, özellikle Rum tara$nın çelişkili tutumunun kendisini çok rahatsız e:ğini söyledi.

Talat, “Yeniden başlanacak şartlar yok şu an.

Bazı örgütlerden duyuyoruz, ‘görüşmeler başlasın’ deniyor… Mümkün değil. O ortam yok, o hava yok. Ben karşı değilim ama başlayıp da çökerse, o zaman daha büyük hayal kırıklığı olacak” dedi.

“BM GENEL SEKRETERİ’NİN ZİYARETİ BİZİMLE GÖRÜŞMESİ ÇOK ÖNEMLİYDİ” Mehmet Ali Talat, müzakereler devam ederken, BM Genel Sekreteri’nin adaya gelip, kendilerini ziyaret etmesinin ve bir görüşme ortamında onlarla buluşmasını çok önemli bulduğunu ifade e:.

Talat, “Orada biz ‘Bir envanter oluşturalım, bizde seçimler geliyor, şu ana kadar hangi konularda anlaş8k bunu ilan edelim’ demiş7k. İngilizlerin ‘Stocktaking’ dediği, bizden sonra biri gelecekse o oradan devam etsin, vatandaşa ve dünyaya bunu duyurmak istedik. Genel Sekreterin aklına ya; bu, Rum tara$ bunu kabul etmedi” diye konuştu.

Rum tara$nın “Her iki taraf kendi açıklasın, ortak açıklama olmasın” önerisi üzerine BM Genel Sekreteri’nin kendisine “Ne yapabilirim?” yönünde soru sorduğunu kaydeden Talat, kendisinin de “Yapacağınızı yap8nız, teşekkür

“MÜZAKERE MASASINDA EN MAKUL LİDER VASİLİU” Mehmet Ali Talat, müzakere masasında en makul Kıbrıslı Rum liderin Vasiliu olduğunu ve bunun da ispat edildiğini belir:.

Güney Kıbrıs’taki seçimler arifesine kadar Anastasiadis’in tutumunun da olumsuz olmadığını kaydeden Talat, Anastasiadis’in Annan Planı döneminde de olumlu bir duruş sergilediğini ancak orada, gerçek bir lider olan Klerides faktörünün bulunduğunu ve onları yönlendirdiğini vurguladı. “Par7yi de yönlendirdi.

O zaman par7leri bölünmüştü. Annan Planı’na evet deme kararının alındığı toplan8da çıkıp ‘Ülkemin bölünmesini göreceğime, öleyim daha iyi’ dedi ve DISI’yi ‘Evet’e yönlendirdi” diyen Talat, bu nedenlerden dolayı Anastasiadis’le, Hristofyas’la kıyaslandığında, müzakereler daha rahat götürülür diye düşündüğünü bildirdi.

Yap8klarına tüm kesimlerden eleş7ri gediğinden dolayı çekingen olan Hristofyas’ın, açık çek vermesine rağmen DISI’ye hiç güvenmediğini kaydeden Talat, DIKO’dan, kiliseden ve diğer sağ kesimlerden çekindiği veya şirin görünmek için yavaş davrandığını, müzakereleri bi7rememe sebeplerinin de bu olduğunu söyledi.

“KIBRIS SORUNUNU ÇÖZMEYE MECBURUZ” Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorunu var olduğu sürece çözüm için çaba sarf etmek gerek7ğini belirterek, “Buna mecburuz, biz tanınmamışız.

Eskiye göre belki daha az, ama tecrit edilmişiz” dedi. İki devletli çözüm olacaksa bile iki tara$n da bunda anlaşması gerek7ğine işaret eden Talat, “Aksi halde ikinci devle7 Türkiye’den başkası tanımaz. Tanıyanla da ilişkilerimiz çarpık olur; şimdi olduğu gibi…” şeklinde devam e:.

“ULUSLARARASI İLİŞKİ KURABİLECEK DEVLET OLMA ANCAK BİR ANLAŞMAYLA MÜMKÜN” Mehmet Ali Talat, dört dörtlük uluslararası ilişki kurabilecek bir devlet haline gelmenin ancak bir anlaşmayla mümkün olabileceğini belir:. “Burası Türkiye Cumhuriye7’nin koruması al8nda bir bölge mi, ayrı bir devlet mi? Evet devlet özellikleri vardır, ama tam olduğunu, her şeyiyle mükemmel olduğunu iddia edemeyiz…” diyen Talat, şöyle devam e:: “Geçmişte Türkiye Cumhuriye7 de, biz de Kıbrıs Sorunu yüzünden aşağılanıp hakarete uğrardık. Şimdi bu yok ama resmi ilişkilerimiz olamıyor.

Resmi ilişkilerimiz olamayınca, başka şeyler de olamıyor, Türkiye’yle ilişkilerimiz de doğru rayında gidemiyor. Bir gün buraya Türkiye Cumhuriye7 dışında başka bir ülkenin bakanının da geldiğini hayal edebilirseniz, göreceksiniz ki Türkiye Cumhuriye7 ile ilişkileri daha doğru bir zemine oturtabileceğiz. Şimdi oturtamıyoruz.

Zaman zaman her işimize karışırlar, zaman zaman ‘ne haliniz varsa görün’ derler, zaman zaman köyleri gezer propaganda yaparlar; şimdi olduğu gibi… Zaman zaman bize doğru olmayan bazen de hakarete varan ifadelerle saldırırlar, zaman zaman da canciğer kuzu sarması oluruz, böyle gider bu ilişki, çünkü bunların hiçbiri resmi ilişki değil”

50 yılda Kıbrıs için 25 temsilci BM, Avrupa’nın devam eden en uzun sorununun çözümünü sağlamak amacıyla 50 yılda Kıbrıs için tam 25 temsilci ya da danışman görevlendirdi

Kıbrıs adasını yarım asırdır tanımlayan sorunu çözüm müzakerelerinde bugüne kadar birçok lider, BM Genel Sekreteri, diplomat ve uluslararası temsilci ülkesine eli boş dönmek zorunda kaldı.

Toplumlar arası ça<şmaların yoğunlaşmasıyla birlikte taraflar arasında diyalog kurulması ve barışı sağlamak amacıyla adaya gelen BM, Avrupa’nın devam eden en uzun sorununun çözümünü sağlamak amacıyla 50 yılda Kıbrıs için tam 25 temsilci ya da danışman görevlendirdi.

Kıbrıs Türk tara(nı 4, Kıbrıs Rum tara(nı ise 6 liderin temsil e>ği 50 yıllık müzakereler sırasında görev yapan 7 BM Genel Sekreteri’nin ve diğer ülkelerin temsilcilerinin girişimlerinin ve arabuluculuk denemelerinin hep sonuçsuz kalması, birçok kaynakta Kıbrıs’ın “Diplomat Mezarlığı” olarak anılmasına neden oldu.

BM’nin kuruluşundan bu yana görev yapan 9 Genel Sekreter’den 7’si; 1961-1971 yılları arasında görev yapan Myanmarlı U Thant, 1972-1981 yılları arasında görev yapan Avusturyalı Kurt Waldheim, 19811992 yılları arasında görev yapan Perulu Perez de Cuellar, 1992-1996 yılları arasında görev yapan Mısırlı Butros Gali, 1997-2006 yılları arasında görev yapan Ganalı Kofi Annan ve 2007-2016 yılları arasında görev yapan Güney Koreli Ban Ki-moon, ve son olarak da 1 Ocak 2017’de göreve gelen Portekizli Antonio Guterres, mesai saatlerinin bir bölümünü Kıbrıs sorununa, müzakerelerine ve liderlerine ayırdı.

Bazıları, ülkelerine uzak bu Akdeniz adasında, kendi ülkelerinden bile fazla tanındı. Kimi adını Kıbrıs sorununun çözümünü öngören belgelere, fikirler dizisine, planlara adını verdi, kimi tarafları cesaretlendirmekiçin bizzat adayı ziyaret e>, mekik diplomasisi yürü=ü, ancak sonuç hep aynıydı: Başarısızlık...

Kıbrıs, onların kariyerlerinde bir başarı değil, başarısızlık hikayesi olarak yer aldı. Öyle ki, Annan Planı’na adını veren ve adı yıllarca Kıbrıs gündeminden düşmeyen Kofi Annan, 2013’te yayımlanna “Interven;ons: A Life in War and Peace” (Müdahaleler: Savaşta ve Barışta bir Yaşam) adlı kitabında, Kıbrıs’tan hiç ama hiç bahsetmedi.

Bosna’daki barışın mimarlarından Amerikalı Richard Holbrook gibi başarılı diploma<n bile çözüm girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığı Kıbrıs’ta yıllardır devam eden çözüm sürecini, bir dönem Kıbrıs temsilciliği yapan İngiliz diplomat

David Hannay, yaşanan bu durumu“Kıbrıs’ta çözümsüzlüğe bahis ya<ran kimse bugün kadar kaybetmedi” sözleriyle tanımladı.

İLK TEMSİLCİ KALP KRİZİNDEN ÖLDÜ Kıbrıs, sadece BM Genel Sekreterlerini değil, onlarca diploma< da eski>.

Arabuluculuk yaparak tarafların bir araya gelmesine ve müzakerelere ev sahipliği yapan BM’nin temsilcilerinin bazıları adadaki çok önemli gelişmelerin bir parçası olurken, bazıları da olaysız geçen dönemlerde görevlerini yerine ge;rdi.

Kıbrıs’ta ilk BM temsilcisi, toplumlararası ça<şmaların yoğunlaş<ğı 1963’te görevlendirildi. BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’a temsilci ataması ve adada Barış Gücü oluşturması için Genel Sekreteri yetkilendirdiği 186 sayılı kararla Finlandiyalı diplomat Sakari Severi Tuomioja özel temsilci, Hindistanlı general Prem Singh Gyani ise BM Barış Gücü komutanı olarak atandı. Taraflar arasında diyalog kurması için atanan Tuomioja, daha ilk raporunu sunamadan, 53 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucunda haya<nı kaybe>. Tuomioja’nın ardından sırasıyla Ekvator’dan Galo Plaza Lasso, Brezilya’dan Carlos Bernardes ve İtalya’dan Pier P. Spinelli’nin temsilci olduğu yılların ardından olaylı 1967-74 dönemde İspanyol Bibiano Osorio Taffal görev yap<. Ça<şmaların başladığı yıllarda ABD Başkanı Lyndon Johnson da Cyrus Vance’ı Kıbrıs’a özel temsilci olarak görevlendirdi.

1968’de başlayan müzakerelerin ilk ayağının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Taffal yerini gelen Meksikalı Luis Weckmann-Munoz’a bırak<. Meksikalı dipomat, Barış Hareka<’ndan kısa bir süre sonra görevini, daha sonraki yıllarda BM Genel Sekreteri de olan Perulu Javier Perez de Cuellar’a devre>.

“KIBRIS’IN DRAMI, DRAM OLMAMASIDIR” İsviçre’den Remy Gorge ve El Salvador’dan Galindo Pohl’un nispeten “olaysız” geçen dönemlerinden sonra, yoğun görüşmelerin yapıldığı ve yeni planların müzakere edildiği 1980-1984 döneminde BM’yi Arjan;nli Hugo Gobbi temsil e>.

Müzakerelerin başarısız olmasından büyük hayal kırıklığı yaşayan Gobbi, yakın çevresine “Kıbrıs’ın dramı, dram olmamasıdır” şeklinde yorumlarda bulundu.

Gobbi’nin ardından 2000’e kadar görev yapan Şilili James Holger’in ardından Arjan;nli Oscar Camilion, Kanadalı Joe Clark and ABD’li Gustave Feissel özel temsilci oldu. 1998’e kadar görev yapan

Feissel, verdiği çeşitli ropörtajlarda, tarafların aşılması zor pozisyon almasından dolayı, zayıf olan başarı umudunun yok olduğu değerlendirmesi yap<.

DE SOTO, ÇÖZÜME EN ÇOK YAKLAŞAN DİPLOMAT Koreli Han Sung-Joo, Ekvadorlu Diego Cordovez and Yeni Zellandalı Dame Ann Hercus’un ardından, çözüme en çok yaklaşan diplomat, Alvardo De Soto oldu.

2000’de görev başı yapan De Soto, müzakere süreci sonunda Annan Planı’nın referandumuna kadar götürülmesinde büyük rol oynadı. Diploma;k girişimlerinin yanısıra, renkli kişiliğiyle de akılarda kalan isim oldu. Ancak o da, Ada’dan hüsranla ayrıldı.

Müzakerelerin duraksadığı dönemde de adaya temsilci atamaya devam eden BM Genel Sekreteri, sürecin yeniden başlayana kadar sırasıyla BM Genel Sekreteri Temsilcisi olarak Polonyalı Zbigniew Wlosowich, Danimarkalı Michael Moller ve Kanadalı Elizabeth Spehar’ı görevlendirdi..

BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı olarak atanan Avustralyalı Alexander Downer ise, 2008’de yeniden başlayan ve bugüne kadar devam eden Annan Planı sonrası müzakerelerinde ortak deklarasyonun hazırlanmasında önemli rol aldı.

SON ÖZEL DANIŞMAN: EIDE 2014’te Downer’den özel danışmanlık görevini devralan Norveçli diplomat Espen Barth Eide ise müzakere sürecini, garantörlerin de ka<ldığı Kıbrıs Konferansı’na kadar taşımayı başardı.

Göreve geldiğinde iyimser ve iddialı mesajlarıyla dikkat çeken Eide de, sürecin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından el boş döndü, ve kariyerine Norveç siyaset sahnesinde devam etmeye karar verdi.

Eide’nin görevinden ayrılmasının ardından yerine bir atama yapılmadı.

Bu süreçte BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilciliği görevini sırasıyla Ethopyalı Taye-Brook Zerihoun, ABD’li Lisa Bu=enheim ve Kanadalı Elizabeth Spehar yerine ge;rdi. Şu an hala adada bulunan Spehar, BM Genel Sekreteri’nin özel danışman ataması yapmamasından dolayı taraflarla temas kurup, nabız tutma görevini yerine ge;riyor.

Taraflarda müzakerelere başlama işaret görmesi halinde görüşmelerde bulunmak üzere yakın çalışma arkadaşlarından birini Kıbrıs’a göndermesi beklenen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in şu an için özel danışma atama niye; olmadığı söyleniyor.

Çınarlı şehitleri anıldı

Milli Mücadele yılları olan 19561974 yılları arasında şehit olan 8 Çınarlılı düzenlenen törenle anıldı. Çınarlı Şehitliği’nde yer alan törende protokol sırasına göre anıta çelenk sunuldu.

Saygı duruşu, saygı a<şı, İs;klal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam eden tören, Çınarlıyı Sevenler Derneği’nden Emete Bektaş’ın konuşması, Hıfsiye Poyrazlı’nın okuduğu şiir ve din görevlisi tara(ndan dua okunmasıyla sona erdi. Emete Bektaş törende yap<ğı konuşmada, Çınarlı’nın ilki Baf’ta olmak üzere 8 şehit verdiğini belir>.

Bektaş, şehitler ve şehitliğin yapım aşaması hakkında bilgi vererek, şehitliğin yapımında emeği geçenlere teşekkür e>. Şehitleri minnet, şükran ve saygıyla andıklarını kaydeden Bektaş, “Bugün bu töreni yapabiliyorsak bunu şehitlerimize borçluyuz” dedi.

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

09

“Kıbrıs, çözümsüz cehennem olabilir”

Rum Yöne3mi eski başkanlarından Vasiliu, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların ayrı olmasının bir suç olduğunu belir4 ve ekledi: “Kıbrıs çözümsüz cehennem, çözüm ile cennet olabilir”

Rum Yöne;mi eski başkanlarından Yorgos Vasiliu, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların ayrı olmasının bir suç olduğunu belirterek, “Kıbrıs çözümsüz cehennem, çözüm ile cennet olabilir” dedi.

Vasiliu, Beyrut’ta 3 Haziran 1968’de başlayan Kıbrıs 50’nci yılını tamamlayan toplumlararası müzakere sürecini Türk Ajansı-Kıbrıs’a değerlendirdi. Güney Kıbrıs’ta 1988-1993 döneminde başkanlık görevini yürüten Vasiliu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ünlü Gali Fikirler Dizisi’ni müzakere e>.

“SORUMLULUK HEM KIBRISLI RUMLARA HEM DE TÜRKLERE AİT” Yorgos Vasiliu, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında 1964’te başlayan anlaşmazlığın sürdürülen müzakerelere rağmen çözümlenmemesinin acı olduğunu belir>.

Vasiliu, “1974’ten sonra 40 yıl birçok müzakere oldu, çözüm olmadı.

Bir müzakerede biri ya da öbürü suçlu demek her zaman kolaydır.

Ancak sorumluluk her ikisine de ai>r. Bu kesin” dedi. “İKİ DEVLET TALEP ETMEK, ÇÖZÜMSÜZLÜK İSTEMEK DEMEK” Kendi başkanlığı döneminin başında Türkiye’nin müzakerelerin yapılmasını dahi istemediğini iddia eden Vasiliu, müzakerelere yeniden başlamayı başardıklarında ise Rauf Denktaş’ın federasyon modelini istemediğini belir>.

Vasiliu “İki devlet is;yordu. İki devlet çözümü olması da imkânsızdı. İki devlet talebinin bugün yeniden gündeme geldiğini görüyoruz. Birkaç gün önce Türk Başbakan, belki Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü açıkça, iki devlet talep etmemiz gerek;ğini söyledi” dedi.

Yorgos Vasiliu, şöyle devam e>: “İki devlet olamaz. Biz istemediğimiz için değil, ki ben kesinlikle istemiyorum, Avrupa istemediği için. AB üyesi olmasaydık, o zaman istediğimizi yapabilirdik ancak Avrupa Birliği içerisinde yapamayız.

Avrupa Birliği Kıbrıs gibi küçük bir adacığın AB üyesi iki bağımsız devlete bölünmesini asla kabul etmez. Düşünün, şimdi Kıbrıs iki devlet olsa İtalya kaç devlet olacak? 8 mi? 10 mu? Bu daha devam da eder. Bu nedenle, iki devlet talebinin, çözüm istemiyorum demek gibi bir şey” “GARANTÖRLÜK KONUSUNDA KARARI GARANTÖR GÜÇLER VERMELİ” Vasiliu, müzakere sürecinin devam etmesi gerek;ğini belirterek, “Her şeyden önce söylemem gerekir ki, müzakerelerin geçen yıl kesin;ye uğraması ve o zamandan beridir hareketsizlik olması beni çok endişelendiriyor” dedi.

Müzakereler ne kadar erken başlarsa, o kadar iyi olacağını kaydeden Vasiliu, “Bunun ötesinde, dönüşümlü başkanlık gibi iki toplumu ilgilendiren sorunlar var, garantör güçleri ilgilendiren konular var.

Garantör güçler için kararı biz veremeyiz. Onlar karar vermeli, biz de kabul ediyoruz veya etmiyoruz diyeceğiz” şeklinde devam e>.

“ZAMAN ÇÖZÜM LEHİNDE İŞLEMİYOR” Yorgos Vasiliu, Crans Montana’da anlaşmazlığa düşmeden önce çözüme çok yaklaşıldığına işaret ederek, “Ama olmadı. Müzakerelerin kesin;ye uğramasından ve hareketsizlik olmasından çok endişelendiğimi ve bunların en kötüsü olduğunu size söylemiş;m.

Zaman çözüm lehinde işlemiyor” dedi. Kendisinin, başkanlık dönemimde de, sonrasında da, Kıbrıs sorununu mümkün olan en kısa sürede çözmek gerek;ğinde ısrar e>ğine belirterek, “Maalesef başaramadım ancak en azından şu an, geç olmamasını umarım” ifadesini kullandı.

“EĞER 1993’TE SEÇİLSEYDİM, ÇÖZÜME ULAŞABİLİRDİK” Yorgos Vasiliu, şöyle devam e>: “Görev yap<ğım sürede, müzakere masasında pişmanlık duyduğum birşey olmadı. Konuşma tarzım ve yap<ğımız öneriler Güvenlik Konseyi’nin bütün üyeleri ve zamanın BM Genel Sekreterleri, önce Sayın Cuellar ve ardından Sayın Gali tara(ndan kabul edildi. Bu nedenle çözüme çok yakındık. Tabii Sayın Denktaş hayır, hayır, hayır dedi. Ancak bunlara rağmen Birleşmiş Milletler’den büyük baskı vardı. 1993’te devam edersek çözüme ulaşacağımıza inanıyordum ancak ben seçimleri kaybe>m ve orada kaldı. Gerçekten de Rauf Denktaş ile bir dostluk ilişkisi kurmayı başardım ancak ilerlememiz zordu, çünkü kendisi çözüm istemiyordu.

Ayrı olmamızın Kıbrıslı Rumlar açısından da Kıbrıslı Türkler açısından da suç olduğunu düşünüyorum. Bu, her ikisinin çıkarlarına da aykırıdır.

Kıbrıs çözümsüz cehennem, çözümle cennet olabilir. Bu nedenle ar<k nihayet görüşme olmasını ve sonunun da iyi olmasını ummak is;yorum”

10

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Gücün dayanışması

“Kendilerini daima haklı tara a bulundurmak siyase nde büyük maharet ve bilgisi olan Rum halkı, kendilerini müdafaada da aynı mahare gösterecek kadar kurnazlığı becerebilmektedir.

Bunların verdikleri raporlar değil mi yine yüksek mevkilerdeki Rum’ların eline geçiyor, onların tetkikine arz ediliyor, onlardan alınan raporlara göre ka karara varılıyor. Bunlardan ne beklenebilir? Alt düzeydeki memurun hazırladığı raporu onun üstündeki başka bir Rum’un bozmasını, doğru olmadığını iddia etmesini beklemek safdillik olmaz da ne olur? 1959 Dr. Fazıl KÜÇÜK

Amerika’nın Başkanı olarak göreve başlamış olan Bay Donald Trump’ın yap7kları ve söyledikleri mercek al7na alındığında her gün yeni tehditleri ile karşılaşıyoruz. Bir gün önce söylediklerinin ertesi gün aksini yapmakta olan bir kişilikle karşı karşıya olduğumuza vurgu yapmak is6yoruz. Adeta ortalıkta dolaşan serseri bir mayın gibi kime hangi ülkeye çatacağı belli olmuyor. Örneğin Kuzey Kore ile nerede ise savaşın eşiğine geldikten sonra görüşme zemini arayışına girildi. Şu anda konu ile ilgili belirsizlik devam ediyor.

Buna koşut aynı ırkın temsilcileri olan iki ülkenin önde gidenleri ise yaşadıkları acılara son verebilmek için görüşmeler yapmaya başladılar. Aynı dilin ve inancın sahipleri olan iki Almanya’nın birleşmesini örnek aldıklarını söylemek olasıdır. Bu birleşmeden

9 aylık hamile kadın başından vuruldu

Bursa'da 9 aylık hamile İpek Yılmazcan, aralarında husumet bulunan Necdet Caymakların tabancasından çıkan kurşunla yaşamını yi(rirken, sezaryenle alınan karnındaki bebeği yaşa)ldı

Bursa'da 9 aylık hamile İpek Yılmazcan (37), aralarında husumet bulunan Necdet Caymakların (58) tabancasından çıkan tek kurşunla ağır yaralandı.

Yaralı kadın, kaldırıldığı hastanede yaşamını yi6rirken, sezaryenle alınan karnındaki bebeği yaşa7ldı.

Bursa'nın Osmangazi İlçesi Güneştepe Mahallesi, 210.

Sokakta dün akşam meydana geldi. Yunuseli Mahallesinde daha önce İpek Yılmazcan işlenen bir cinayet yüzünden aralarında husumet bulunan Necdet Caymaklar, 9 aylık hamile İpek Yılmazcanın başına tabancayla tek el ateş e9. Ağır yaralanan Yılmazcan, olay yerine sevk edilen 112 Acil Servis ambulansı ile UludağÜniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Karnındaki bebeği sezaryenle alınıp kurtarılan İpek Yılmazcan, doktorların tüm müdahalelerine rağmen yaşamını yi6rdi. İpek Yılmazcanın cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Cinayet Masası ekipleri, şüpheli Necdet Caymakları suç ale6 tabancayla birlikte yakaladı.

yola çıkılarak Kıbrıs’ta da dilleri, inançları ayrı olan Türk’lerle Rum’ları birleş6rmeye soyunmak avara kasnağın çalışmasına benziyor. Almanya’ların birleşmesi sonrasında dünya ölçeğinde büyük bir ekonomik güce erişen ülkenin başı şu sıralarda Bay Donald Trump ile der8e.

Adı geçen kişi İran’a ekonomik ambargo uygulaması için AB’ni tehdit ediyor. Buna karşın AB ülkeleri direnişlerini sürdürüyorlar. Çünkü adı geçen birlik ülkelerinin İran ile 30 milyar dolarlık 6caret büyüklüğünden söz ediliyor. Bu yönlü bir kararda ısrarcı olunduğu takdirde 6caret savaşları yakın gelecekte kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacak7r. 20. yüzyılda yaşanan iki büyük Paylaşım Savaşı’nın temelinde yatan bir neden ise 6caret savaşlarıdır.

Kıbrıs’ta yaşanmakta olan uyuşmazlığın temelinde de benzer olguların ve dürtülerin ya:ğı ar7k görülüyor. Uzak diyarlardan gelerek Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarına el koymaya çalışmanın temelinde de yukarıda kayde9ğimiz düşünce yapıları yatmaktadır. Bir süre önce Türkiye’nin yerinde girişimi ile bölgeden ayrılmak durumunda kalan İtalyan ENI Şirke6 şimdilerde yine mendil büyüklüğündeki ülke adına çalışmalar yapmanın hazırlıklarına devam ediyor. Adı geçen Şirke6n temsilcisi Bay Claudio Descala, Türkiye’nin engellediği 3. parselde yeniden çalışma yapacaklarını belir9kten sonra “Paralarımızı orada bırakamayız” diye konuşuyordu. İtalyan şirke6nin temsilcisi bu yönlü konuşurken Akel, Kıbrıs’ın (sanki babalarından miras kalmış gibi) doğalgazının taşınması

Pazar’lık

Ahmet GÖKSAN

konusunda Türkiye ile görüşmelerin başlamasını desteklemeye hazır olduklarını tek ayak üzerinde durarak söylüyordu. Doğal olarak bu söylem diğer Rum siyasi par6lerinin tepkisini çekiyordu.

Doğu Akdeniz’de karşımızdakilerin atacakları ve atmak üzere oldukları adımların yakından izlenmesi gerekiyor. Şu anda içinde bulunduğumuz seçim ortamının da dikkate alınarak gerekli hazırlıkların yapılmasını kaçınılmaz görüyoruz. Seçim her zaman yapılabilir de kazanımlar elimizden gi9kten sonra arkasından bile bakamayız.

Bütün bu yaşananları ve olasılıkları daha yakından izleyebilmek için sıklıkla yinelediğimiz gibi ULUSAL KONSEY’in öncelik ve ivedilikle kurulması gerekiyor. Sonrasında da hidrokarbon rezervlerinden yararlanmak için gerekli adımlar a7lmalıdır. Siyasi eşitliğimizin de bu nedenle hiçbir tar7şmaya gerek kalmamak koşulu ile tanınması için karşı tara#n isteği ile değil kendi hakkımız olduğu için de çalışmalar yapmak gibi bir yükümlülüğümüzün olduğunun da unutulmaması gerekiyor.

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye6’nde aynı günde yapılacak olan seçimlerin sonucunda kim kazanırsa kazansın kazananın ulusumuz olmasını diliyoruz.

Seçim sonrasında hep birlikte el ele vererek dayanışma içinde olmamız gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yanlış vitese takınca…

İstanbul’da bir sürücü, geri vites yerine birinci vitese takınca beş metre yükseklikten apartman boşluğuna düştü

İstanbul’da bir sürücü geri vites yerine birinci vitese takınca 5 metre yükseklikten apartman boşluğuna düştü.

Olay Beyoğlu Kaptanpaşa Mahallesi Yumak sokakta saat 10.00 sıralarında

meydana geldi. Edinilen bilgiye sabah evden çıkan Betül Yüksel, apartmanın önüne park e9ği 34 RU 7984 plakalı otomobiline bindi.

Otomobil ile geri manevra yaparak çıkmak isteyen Yüksel, dalgınlıkla geri vites yerine birince vitese aldı. Hareket eden otomobil hemen önündeki 4 katlı apartmanın demir korkuluklarını kırarak yaklaşık 5 metre yükseklikten apartman boşluğuna düştü.

Gürültüyü duyarak dışarıya çıkan apartman sakinleri durumu sağlık ve i5aiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen i5aiye ekipleri Yüksel'i araçtan çıkar:. Sağlık ekipleri tara#ndan olay yerinde ilk müdahalesi yapılan Yüksel, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, otomobili düştüğü yerden çıkarmak için çalışma başla7ldı.

550 Stg’den başlayan fiyatlarla 18 değişik renkte doğal mermerden türbeler Granit, ve Porsanel resimler. Le$oşa Mezarlığı’nda dolgu, bakım , tamir, sulama ünitemizde “O”na olan kalıcı sevginizi ebedileş6rebilirsiniz

HASAN KAHVECİ VE OĞULLARI

Tel:05428562266-05428842266 05428844777-05428573777

11

DĂźnya liderleri ne kadar maaĹ&#x; alÄąyor?

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Adriana Lima'dan makyajsÄąz paylaĹ&#x;Äąm

DĂźnyaca ĂźnlĂź sĂźper model Adriana Lima zaman zaman Instagram hesabÄąndan makyajsÄąz paylaĹ&#x;Äąmlar yapÄąyor. Lima, son paylaĹ&#x;ÄąmÄąnda uyku Ăśncesi halini sergileyerek, "Ĺ&#x17E;ekerleme vak- umutlarÄą" notunu dĂźĹ&#x;tĂź. Lima, daha Ăśnce de uyku Ăśncesi makyajsÄąz pozunu "Ä°yi geceler" notuyla paylaĹ&#x;mÄąĹ&#x;..

Ă&#x153;lkelerin Ăźst dĂźzey yĂśne-cileri olan devlet baĹ&#x;kanlarÄą ve baĹ&#x;bakanlar da devlet memuru. DiÄ&#x;er kamu çalÄąĹ&#x;anlarÄą gibi devlet bĂźtçesinden maaĹ&#x;

DĂźÄ&#x;Ăźnden servet kazanç

alÄąyor. 15 Ăźlkenin liderlerinin kazançlarÄąnÄąn incelendiÄ&#x;i araĹ&#x;.rmada TC CumhurbaĹ&#x;kanÄą Recep Tayyip ErdoÄ&#x;an 14. sÄąrada yer aldÄą.

Ä°ngiltere Prensi Harry ile kÄąsa sĂźre Ăśnce gĂśrkemli bir tĂśrenle dĂźnya evine giren Meghan Markleâ&#x20AC;&#x2122;Äąn, dĂźÄ&#x;Ăźn hediyeleri ve Ä°ngiltere Kraliçeâ&#x20AC;&#x2122;sinin katkÄąsÄąyla, sahip olduÄ&#x;u mĂźcevherlerin deÄ&#x;erinin 1 milyon sterline (6 milyon TĂźrk LirasÄą) ulaĹ&#x;$

Ä°ngiltere tah.nÄąn al.ncÄą sÄąradaki varisi Prens Harry ve ABDâ&#x20AC;&#x2122;li oyuncu Meghan Markleâ&#x20AC;&#x2122;Äąn geçen mayÄąs ayÄąnda St. Georgeâ&#x20AC;&#x2122;s Ĺ&#x17E;apeliâ&#x20AC;&#x2122;nde gerçekleĹ&#x;en dĂźÄ&#x;ĂźnĂźn Ăśncesinde ve sonrasÄąnda, çi e hediye edilen takÄąlar ve Ä°ngiltere Kraliçesi 2. Elizabethâ&#x20AC;&#x2122;in katkÄąlarÄąyla, Markleâ&#x20AC;&#x2122;Äąn sahip olduÄ&#x;u mĂźcevherlerinin deÄ&#x;erinin 1 milyon sterlini (yaklaĹ&#x;Äąk 6 milyon TĂźrk lirasÄą) bulduÄ&#x;u açĹkladÄą. Evlendikten sonra Sussex DĂźĹ&#x;esi ĂźnvanÄąnÄą alan Markleâ&#x20AC;&#x2122;Äąn en Ăśnemli mĂźcevherleri arasÄąnda Prenses Dianaâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn pÄąrlantalarÄą ile yapÄąlan niĹ&#x;an yĂźzĂźÄ&#x;Ăź, Ä°ngiltere Kraliçesi tara ndan ĂśdĂźnç verilen bir taç ve elmeslarla kaplÄą Ăśzel tasarÄąm bilekliÄ&#x;i gĂśsteriliyor. DiÄ&#x;er tara an, Prens Harry ve Meghan Markleâ&#x20AC;&#x2122; kraliyet kurallarÄą gereÄ&#x;i Ĺ&#x;irketlerin ĂźrĂźnlerini ve tanÄą.m amaçlÄą gĂśnderdiÄ&#x;i ve toplamda 7 milyon sterlin (40 milyon TĂźrk lirasÄą) deÄ&#x;erindeki hediyeyi ise iade etmiĹ&#x;-. Ä°Ĺ&#x;te, 36 yaĹ&#x;Äąndaki DĂźĹ&#x;esâ&#x20AC;&#x2122;in mĂźcevher koleksiyonun Ăśnemli parçalarÄą ve deÄ&#x;erleri...

Prenses Dianaâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn pÄąrlan.larÄąndan yapÄąlan niĹ&#x;an yĂźzĂźÄ&#x;Ăź, 140 bin sterlin ( 870 bin TĂźrk lirasÄą) 2. Elizabethâ&#x20AC;&#x2122;in ĂśdĂźnç verdiÄ&#x;i ve Kraliçe Maryâ&#x20AC;&#x2122;den miras kalan taç, 450 bin sterlin, (2 milyon 800 bin TĂźrk LirasÄą) 100 adet pÄąrlantayla kaplÄą al.n bileklik, 241 bin sterlin (1 buçuk milyon TĂźrk lirasÄą) Ă&#x153;zerinde 19 tane pÄąrlanta bulunan al.n kĂźpeler, 60 bin sterlin (370 bin TĂźrk lirasÄą) Kar tanelerinden esinlenilerek tasarlanan kĂźpeler, 5 bin 250 sterlin (33 bin TĂźrk lirasÄą) â&#x20AC;&#x153;Sonsuzlukâ&#x20AC;? yĂźzĂźÄ&#x;Ăź, 1130 sterlin (7 bin TĂźrk lirasÄą) PÄąrlanta kĂźpeler, 1395 sterlin( 8 bin 500 TĂźrk lirasÄą)

12

HALKIN SESi 3 Haziran 2018 Pazar

Huzur ve eğlence bu yaz yine Escape’te Turizm şehri Girne’nin Alsancak bölgesinde faaliyet gösteren Escape Beach Club, kaliteli hizmet anlayışı ile huzur ve eğlenceyi bir arada buluşturmaya devam ediyor

Al&nbaş Holding bünyesinde hizmet veren Escape Beach Club, Yavuz Çıkarma Plajı gibi tarihi önemi olan bir bölgeye değer kazandırırken, yerli ve yabancı turistlerin de ülkemizdeki en uğrak noktalarından biri konumunda.

Escape Beach Club Genel Müdürü Çe%n Sezgin’in ev sahipliğinde dün gerçekleşen basın

toplan&sında, yazılı ve görsel medyada son günlerde çıkan haberlerden, deniz temizliğine, Escape Beach Club’ın yara(ğı is%hdamdan bölgeye kazandırdığı katma değere kadar bir çok konuda bilgi verildi.

Giriş ücre% ile alakalı tar&şmalar konusunda açıklama yapan Çe%n Sezgin, kendilerinin aldığı

ücre%n aslında giriş ücre% değil, 33cl su, emanet kasa, yüksek hızlı internet, ferdi kaza sigortası, güvenlik, minder, canlı müzik, şezlong, duş, otopark ve cankurtarandan oluşan hizmetlerin bedeli olduğunu,bunlara ek olarak bu yıl hizmete giren su oyun parkının da ücretsiz kullanılabileceğini belir'.

Akşamcıların gözdesi Le oşa’da kaliteli meyhanenin anesi, adresi Al(n Kadeh Meyh aya devam akşamcıların gözdesi olm birbirinden n ediyor. Mekanda sunula ap çeşitleri keb ve lezzetli Kıbrıs mezeleri de eri zel me klı yanında far Al(n an sun e isin ğen be ın konukların ı kın far Kadeh, bu yönüyle de r. yo ortaya koyu

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

13

Lefkoşa’nın lezzet durağı

Le oşa’da sür kısa e önce hizmete ran ve açılan Old Şamdan Resto li yemekleri Bar, nezih ortamı, lezzet k beğeni ve kaliteli servisiyle büyü düşkünlerin topluyor. Damak tadına e gelen Old lin ha ı vazgeçilmez mekan yaşanıyor. r tle Şamdan’da keyifli saa he Hem yemek yiyip m de r, muhabbet eden konukla t mekan için tam no veriyor.

14

HALKIN SESi 3 Haziran 2018 Pazar

Uçak, yola acil iniş yaptı

California’da Hamilton Caddesi'nde ilerleyen araçlar, birden gökyüzünden bir uçağın yola doğru geldiğini gördü.

Caddede çığlıklar yükseldi, herkes dışarı koştu

ABD'de bir küçük uçak, California'da yola acil iniş yap2. Bir kadın pilotun kullandığı Cessna 172 1pi uçak, Wayne Havaalanı çevresinde eği1m uçuşu yapıyordu.

Ortaya çıkan sorun üzerine pilot uçağı Hun1ngton Beach'teki Hamilton Caddesi üzerine

indirmeyi başardı.

Kimsenin yaralanmadığı olay sırasında caddede ilerleyen sürücüler büyük şok yaşadı. Bazı sürücüler uçağın iniş anını cep telefonlarıyla görüntüledi.

Hamilton Caddesi üzerinde çalışan Bill

Castelblanco, yaşananları "Birden dışarıda çığlıklar yükseldi, aynı anda herkes çığlık a2yordu.

Dışarı koştuk ve uçağı gördük. Bir uçak caddenin ortasına iniyordu" sözleriyle anla4.

Amerikan basını, motor arızası meydana geldiği için uçağın rotasını değiş1rdiğini aktarıyor.

Garip şekilli inci, 320 bin sterline alıcı buldu Dünyanın en büyük tatlı su incisi beklenen fiyata sa0lamadı. İncinin, Çin'de 1700 ile 1760 yılları arasında oluştuğu tahmin ediliyor

Kötü kokan yolcu yüzünden uçak acil iniş yaptı İspanya Kanarya Adaları'ndan Amsterdam'a doğru havalanan yolcu uçağı, 'çürümüş cese1en daha kötü koku' yayan kişi nedeniyle Portekiz'e iniş yapmak zorunda kaldı

Transavia Hava Yolları'nın, İspanya'ya bağlı Kanarya Adaları'ndaki Las Palmas ken1nden Amsterdam'a giden HV5666 sefer sayılı uçağı, kötü kokan bir yolcu yüzünden Portekiz'in Faro ken1ne acil iniş yap2.

Salı akşamı Amsterdam'a gitmek üzere Las Palmas'tan havalanan Boeing 737 1pi uçaktaki yolculardan bazıları, kabindeki kötü koku yüzünden hastalandı. Sürekli kusan yolculara kabin ekibi tara ndan müdahale edildi.

Yolculardan Belçikalı Piet van Haut, uçağa en son binen kişi olduğunu belirterek, kendisinden önce kabine giren erkek yolcunun 'korkunç bir şekilde koktuğunu' söyledi. Uçakta yaşananları Flaman Televizyonu'na anlatan van Haut, "Adam aylardır yıkanmamış gibiydi" dedi.

Van Haut, kokan yolcunun içeri girmesiyle birlikte, diğer yolcuların çığlık a2p, burunlarını mendille kapadıklarını anla4.

Uçaktaki yolculara göre, kötü kokuyu önlemek için erkek yolcu en arka sıraya oturtuldu. Arka tara aki son 6 sıra boşal2larak, yolcular ön tarafa alındı. Kabin görevlileri, sürekli olarak içeriye koku giderici sprey ve parfüm sık2.

Ancak kötü koku bir türlü önlememdi.

Yolculardan bazıları hastalanarak kusmaya başladı. Kabin ekibi, koku nedeniyle yiyecek, içecek servisini durdurdu.

'ÇÜRÜMÜŞ CESETTEN DAHA KÖTÜ KOKU' Şikayetlerin artması üzerine kokan yolcu bir süre tuvale3e bekle1ldi. Yolculara göre, "çürümüş bir cese3en daha kötü" olan kokunun devam etmesi üzerine pilot, Portekiz'in Faro ken1ne acil iniş kararı aldı.

Uçağın pilotu, yap2ğı anonsta, "bir yolcu ile ilgili sorun bulunduğunu ve gizlilik nedeniyle daha fazla bilgi veremeyeceğini" belirterek, kısa bir mola vereceklerini söyledi.

Faro Havalimanı'nda kokan yolcu polis tara ndan zorla dışarı çıkar2larak, ambulansla götürüldü. Çağrılan bir temizlik ekibi kokuyu gidermeye çalış2. Uçak, 3 saatlik gecikmenin ardından tekrar Amsterdam'a doğru yola çık2.

Transavia Hava Yolları sözcüsü, Hollanda'da yayımlanan De Telegraaf gazetesine, "bir yolcu ile bağlan2lı olarak Faro Havalimanı'na acil iniş yapıldığını" doğruladı. Ancak sözcü, gizlilik kuralları nedeniyle olay ve yolcuya ne olduğu konusunda açıklama yapamayacağını söyledi.

Transavia Hava Yolları'nın Amsterdam - Antalya seferini yapan bir başka uçağı da geç1ğimiz günlerde, kabindeki kötü koku nedeniyle 8 yolcunun rahatsızlanması nedeniyle Avusturya'nın başken1 Viyana'ya acil iniş yapmış2.

Uyuyan Aslan ismiyle anılan dünyanın en büyük tatlı su incisi, çıkarıldığı müzayedede 320 bin sterlin fiyata sa2ldı. Ancak sa2ş tahmin edilen rakamın al2nda kaldı.

Bir zamanlar Rus Çariçesi İkinci Katerina'ya ait olan inci, 7 san1metre uzunluğunda ve 153 gramdan ağır.

Hollanda'nın Lahey ken1ndeki Venduehuis müzayede evinde sa2şa çıkarılan incinin, Çin'de 1700 ila 1760 yılları arasında oluştuğu düşünülüyor.

240 yıldır ilk kez müzayedeye çıkarılan incinin 340 bin ila 540 bin sterlin arasında bir rakama alıcı bulması bekleniyordu.

Uyuyan Aslan isimli inci, beklenen en düşük fiya2n dahi al2nda kaldı.

BBC'nin konu ile ilgili haberinin al2na yorum yapan bazı Twi3er kullanıcıları, "Bu haya2mda gördüğüm en üzgün inci", "Ben bunu bir tümör sanmış2m", "Zengin insanlar gerçekten garip" gibi yorumlarda bulundu. İNCİ SÜREKLİ EL DEĞİŞTİRDİ 300 yaşından büyük olan inciyi 20 yıldır inceleyen uzmanlar, garip şekline karşın,

keşfedilen en büyük tatlı su incisi olduğu konusunda ortak görüş halindeler.

Venduehuis müzayede evi, incinin, Avrupa'ya Hollandalı koloni şirke1 tara ndan ge1rildiğini aktardı. Şirke1n sahibi Hendrik Coenraad Sander'ın, incinin ilk Avrupalı sahibi olduğuna inanılıyor.

Sander'in ölümü sonrası açık ar2rmaya çıkarılan inci, Rus Çariçesi İkinci Katerina tara ndan sa2n alındı.

O zamandan beri sürekli el değiş1ren inci, Amsterdam İnci Topluluğu'nun envanterindeyken sa2şa çıkarıldı.

15

Bu kaya, tam 4 milyar 240 milyon yaşında HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Dayak yiyen mankeni selfie kurtardı Model sevgilisinin cep telefonuna gelen mesajı gören adam, genç kadını ölümüne dövdü. Yüzü tanınmaz hale gelen kadın çek&ği bir selfieyi arkadaşına gönderince yaşananlar ortaya çık'

Manken Martha Dolak'ın cep telefonuna gelen bir mesaj, sevgilisi Michael Goodwin tara"ndan feci şekilde dövülmesine yol aç6.

Londra'da yaşayan 31 yaşındaki genç kadın, çek5ği bir selfie fotoğra"n kendisini ölümden kurtardığını söyledi. 21 saat süren işkencenin detayları şöyle: "Arkadaşımdan gelen mesaj, beni Michael'den ayrılmam teşvik ediyordu. Mesajı görünce kapıları kilitledi, kapana kısılmış6m.

Pencereye doğru yöneldim, birileri beni görsün veya atlayayım diye ancak birden büyük bir acı hisse7m. Hiçbir şey ha6rlamıyordum.

Uyandığımda yatakdaydım, beni buraya koyduğunu biliyordum ve hareket edemiyordum. Bacaklarımı hissedemiyordum, dehşet bir baş ağrım vardı, başımı kaldıramıyordum.

Gözüm açılmıyordu, yüzümde ise kalın bir kan tabakası vardı.

Daha sonra sevgilimin başıma tekme a8ğını farke7m.

Bir selfie fotoğraf çek5m, neler olduğunu görmek is5yordum.

Kendimi görünce dehşete düştüm, fotoğra" hemen arkadaşıma gönderip yardım istedim. Arkadaşım aileme ulaş6, onlar da polise.

Polisler önce Michael'ın eski adresine gidip kız kardeşiyle konuşmuş. Kız kardeşi benim merdivenlerden düştüğümü söylemiş.

Polisler gidince de beni istemeden de olsa hastaneye götürmüş.

Eğer biraz daha geç kalsa ölebilirdim."

18 aylık ilişkilerinin bi7ğini söyleyen model Dolak, sevgilisini bir 'canavar' olarak tanımlıyor.

Michael Goodwin olay sonrasında çık6ğı mahkemede dört yıl hapis cezası aldı.

Kahramanmaraş’ta nesli tükenmekte olan ‘Beyaz bantlı dağ engereği’ bulundu

Nesli tükenmekte olan yılan bulundu

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 15’inci Malatya Bölge Müdürlüğü ekipleri, 'Kahramanmaraş’ın karasal ve iç su ekosistemleri, biyolojik çeşitlilik izleme projesi' kapsamında kırsal kesimlerde çalışma yap6.

Biyolog Özlem Gülnar ve Sürüngen Uzmanı Öğre5m Görevlisi Dr. Deniz Yalçınkaya, arazide görünüş i5bariyle farklı bir yılan görünce incelemeye aldı. Canlıyı detaylı şekilde inceleyen uzmanlar yılanın, endemik ve nesli tükenmekte olan, beyaz bantlı dağ engereğini (Mon5vipera albizona) olduğunu tespit e7.

Nesli tükenmekte olan dağ engereği cinsi yılanın, Türkiye’de sadece Kahramanmaraş ve Sivas bölgesinde yaşadığı da belir5ldi.

Hindistan'da bulunan 4 milyar 240 milyon yıllık kayanın dünyanın en eski ikinci kayası olduğu bildirildi

New Straits Times gazetesinin haberine göre, dünyanın en eski ikinci kayası Hindistan'da bulundu.

Hindistan, Çin ve Malezyalı jeologlar tara"ndan 8 yıl önce Hindistan'ın Odisha eyale5nde keşfedilen ve üzerinde araş6rmalar yapılan kayanın 4 milyar 240 milyon yıllık olduğu belir5ldi.

Malezyalı Jeolog Rajat Mazumder konuyla ilgili yap6ğı açıklamada, "8 yıldır üzerinde 55zlikle yapılan çalışmalar sonucu kayada bulunan materyaller, 4 milyar 240 milyon yıllık olduğuna dair ip uçları verdi. Bu dünyada şimdiye kadar tespit edilen ikinci eski kaya örneğidir. Bu buluşlar bize dünyanın geçmişi ile ilgili bilgiler veriyor." dedi.

İranlı kadın, altız bebek dünyaya getirdi

İran'ın Tebriz ken5nde bir kadın al6z bebek dünyaya ge5rdi.

Tebriz ez-Zehra Tıp Merkezine ait internet sitesinden yapılan yazılı açıklamada, ilk doğumunu yapan 23 yaşındaki kadının 4 kız 2 erkek olmak üzere al6z bebek doğurduğu belir5ldi.

Annenin adına yer verilmeyen açıklamada, bebeklerin 27. ha#ada doğdukları ve sağlık durumlarının iyi olduğu kaydedildi.

Sezaryen doğum şekliyle dünyaya gelen bebeklerin 580 ila 960 gram arasında oldukları belir5ldi.

Fransa’da tahtakurusu ve pire istilasına uğrayan karakol geçici olarak kapatıldı

Bakımsız polis karakolunu böcekler istila etti

Fransa’nın başken5 Paris yakınında Chennevieres-sur-Marne Belediyesinin karakolunda polis memurları kaşın6 ve böcek ısırıklarından şikayet e7. Tahtakurusu ve pire is5lasına uğradığı tespit edilen karakol temizlenmek üzere geçici süreyle kapa6ldı.

Fransa’da son dönemde karakolların bakımsızlığı ve kötü çalışma koşullarına dikkat çeken polis memurları tepkilerini kamuoyuna duyurdu. Fransa’nın her yerinde karakollarının bakımsızlığı, kötü çalışma şartları ve böcek is5lasından şikayet eden polis memurları, “Bakımsızlığın” fotoğraf yarışması gerçekleş5rmiş ve karakolların durumunu protesto etmiş5.

16

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Hoşgeldin ya şehri Ramazan

Yalan fakat yaman dünya

Herkesin sırayla geçip giDği şu fani dünyada insanın en gerçekçi olarak gördüğü ve inkar edemediği şey ölümdür. Bir oyun, eğlence, rüya, hayal ve filmden ibaret olan dünya hayaBnın ve bu hayata dair ilgi ve alâkanın ebedî ve gerçek ahiret hayaBna olan ilgiden daha fazla olduğuna bakılabilir. Özellikle günümüzde teknolojik vasıta ve imkanlarla büsbütün allanıp pullanan dünya hayaB usta bir sihirbaz gibi çoklarını yanıltmakta, ahiret hayaBnın önüne adeta demirden bir perde çekmektedir. Ahirete nispetle zaten sanal olan bu hayat kurgularla, animasyonlarla, illüzyonlarla iyice sanallaşBrılmakta, büyülenen insanlar sahte ve hayali hedefler uğruna birbirlerini boğazlamakta, serap peşinde nefes nefese koşuşturmaktadırlar.

“Bilin ki dünya hayaB ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibareDr. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, biArdiği ekin çi-çilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün. Sonra da çer çöp olur. AhireCe ise çeAn bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireA ve rızası vardır. Dünya hayaB aldaBcı bir geçimlikten ibareDr.” (Hadid, 20) Mevlâna ne güzel söylemiş: “HakikaCe yok olan şu cihan var gibi görünmekte, hakikaCe var olan o cihan (ahiret) da adamakıllı gizlenmektedir. Rüzgar esA mi toz toprak görünür. Uçup savrulur rüzgar görünmez. Toz toprak kendisini gösterir, rüzgara perde olur. Bu cihan gayb rüzgarının önünde bir saman çöpüne benzer.” “Çocuklar dükkancılık oynarlar ya, fakat zaman geçirmeden başka ellerine bir şey girmez. Gece gelip çatar, çocuk evine aç döner. Öbür çocuklar giderler, tek başına kalakalır. Bu âlem oyun yeridir. Ölüm de gece. Geri döner gidersin, fakat kese bomboş, sen de yorgun argın. Bu aşağılık nefis senden fâni kazanç ister. Fakat niceye dek bu aşağılık şeyleri kazanıp duracaksın?”

“Ahmak eğreA malı kendisinin sanır da onun üstüne Atrer. Uykuda kendisini mal sahibi görür. Çuvalını hırsız çalacak diye korkar. Fakat kulağı çekildi de uyandı mı kendi korkusuyla kendisi alay eder. Dünya seni de oltasına takmışBr. Tam altmış yıldır onun oltasında mihnetler içindesin.”

“Tut ki bütün doğuyu, baByı zapt eDn, her tara*n saltanaBna sahip oldun. Madem ki bu saltanat kalmayacak, sen onu bir şimşek farz et. ÇakB ve söndü. Ebedi kalmayacak mülkü rüya bil.”

Bütün mesele hayalle hakikaA, fâni ile bâkiyi, asıl ile sureA ayırt edebilmek, kalıcı hazineleri geçici kazançlara feda etmemekAr. Yüce Mevla bizi bu konuda uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Mal ve çocuklar dünya hayaBnın süsüdür. Ebedi kalacak iyi işler ise Rabbin kaBnda hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha lâyıkBr.” (Kehf, 46) “Nefsânî arzulara, özellikle kadınlara, çocuklara, yığın yığın birikArilmiş alBn ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı aşırı düşkünlük insanlara süslü gösterildi. Bunlar dünya hayaBnın geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer Allah’ın kaBndadır.” (Âl-i İmran, 14) “Bu dünya hayaB, eğlence ve oyundan ibareDr. Ahiret yurdu, işte asıl hayat odur, keşke bilselerdi.” (Ankebût, 64) Dünyanın fani olduğu ortada iken, gelip göçenler bu gerçeği her an gözler önüne sererken, her dünyevî kazancın bir gün kaybedileceği malum iken, dünyalık için bunca didişme, bunca iAşip kakışma, bunca cinayet doğrusu hayret vericidir. İnsanların bu tavrı, vefasız bir güzele sahip olmak için birbirlerinin boğazına sarılan ahmak aşıkları haBrlatmaktadır. Halbuki uğrunda mücadele verilen bu mâşuk çok defa süslü bir tuzaktan ibareDr. Uğrunda ölenler için ne acı duyar ne de bir damla gözyaşı döker. Sen öldüğünde kazanmak için nice meşakkatlere katlandığın villanın da, arabanın da,

NÖBETÇİ ECZANELER İSKELE SELİN ECZANESI (Tel : (392)371-2856) ÜST MESARYA TUFAN ECZANESI (Tel : (392)232-4815) ALT MESARYA KINAY ECZANESİ(10.00-16.00)HİZMET VERECEK (Tel : (392)377-7070) KARPAZ FATMA KAHYAOĞLU ECZANESİ(10.0016.00) (Tel : (533)821-9606) SAKINER ECZANESI(10.0016.00)HİZMET VERECEK (Tel : (392)3744356) LEFKOŞA DAMLA KARDÜZ ECZANESİ (Tel : (392)223-4565) DERYA ECZANESI (Tel : (392)227-6198) GAZİ MAĞUSA ÇİSEM ECZANESİ (Tel : (392)365-4004) TEZER ULUÇAY ECZANESİ (Tel : (392)365-2424) GİRNE KARPUZOĞLU ECZANESI (Tel : (392)816-1230) TÖREN ECZANESI (Tel : (392)815-8979) GÜZELYURT SEVİL ECZANESI (Tel : (392)714-3591)

bahçenin de, oturduğun koltuğun, giydiğin elbisenin de senden asla haberi olmaz. Bu adamcağız benim için nelere katlandı, yazık oldu demez. Eşya böyle olduğu gibi, en yakın insanlar bile bir müddet sonra seni unuturlar. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Ölen kimseyi peşinden üç şey takip eder. Aile çevresi, malı ve yapBğı işler. Bunlardan ikisi geri döner, biri ise kendisiyle birlikte kalır. Aile çevresi ve malı geri döner, ameli ise kendisiyle birlikte kalır.” (Buhari, Rikak 42) ElbeCe bu dünyada hiçbir şeye sahip olmadan yaşanmaz.

Akif’in dediği gibi: “Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.”

Bizim söylemek istediğimiz; dünya ve dünyalıkların gaye değil, asıl gayeye ulaşBracak birer vasıta olarak görülmesidir. Zaten yaşanan bütün problemlerin ana sebebi vasıtaların gayeye dönüştürülmesidir. İnsanları kemik başında dolaşan köpekler haline geAren de bu anlayışBr. Helalinden kazanmak, insanla paylaşmak, dostça yaşamak varken aç gözlülük, haset, bencillik ve ihAras sebebiyle dünyayı savaş alanına çevirmek hiç kimseye yarar sağlamamakta, cennet gibi yaşanabilecek hayaB cehenneme döndürmektedir. Helal kazanç, adil paylaşım olsa dünyada ne terör olur ne de savaş. Ölçüsüz dünya sevgisi ve hırsı bütün kavgaların, cinayetlerin baş sebebidir.

Haddi zaBnda dünya malı kötü değildir. Ancak servet eğer Allah’ın gösterdiği doğrultuda kullanılmazsa sonu kavga, helak ve yıkılışla neAcelenir. Hz. Peygamber bu ifadeleriyle fakirliği teşvik etmiyor, fakat meşrû yollardan elde edilmeyen ve iyi yöneAlmeyen bir zenginliğin yol açacağı felâketlere dikkat çekiyor.

Allah’a kul olma yerine servete kul olanlar azad kabul etmez kölelerdir. Dünyalıklar sadece birer imAhan aracıdır. İnsanlar zenginlik ve fakirlikle imAhan ediliyorlar. Gerçek hayat ebedi hayaEr. “Eğer dünya, Allah kaBnda sivrisineğin kanadı kadar değerli olsaydı dünyadan hiçbir kafire bir yudum su bile vermezdi.” (Tirmizi, Zühd, 13) Filozof Maarri’nin dediği gibi; akıllı kimse sonu yokluk olan varlıklara aldanmaz. SaBrlarımızı şu ilahi ikazla sonlandıralım: “Ey insanlar! Allah’ın va’di gerçekAr. Sakın dünya hayaB sizi aldatmasın.” (FaBr, 5)

Kitap tanıtımı

Kıbrıslı Bestekar ve Söz Yazarı Hasan Sadrazam’ın yazdığı “Hayat Yaşamaya Değer” adlı beste kitabının tanıBmı, pazartesi günü Le+oşa Atatürk Kültür Merkezi’nde saat 18.00’de yapılacak. Kitabın saBşından elde edilecek gelir Kanser Hastalarına Yardım Derneği’ne bağışlanacak.

Gönyeli Yükseliş Korosu konseri

Gönyeli Yükseliş Korosu, “Ustalara Selam Olsun” konseri verecek.

Konser, 4 Haziran Pazartesi günü saat 20.00’de Yakın Doğu Üniversitesi Kütüphane Salon 4’te yer alacak. Konserin şefliğini İlke Aşcı, Kulüp Başkanlığı’nı Turgut Bürüncük yapacak.

Kıbrıs Oda Orkestrası konseri

Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Günü etkinlikleri çerçevesinde, Kıbrıs Oda Orkestrası, 5 Haziran Salı günü konser verecek.

Gazimağusa Otello Kalesi’nde yer alacak konser 20.30’da başlayacak.

Açıklamada, 2018 Avrupa Kültürel Miras yılında Avrupa Günü’nün müzik ve kültürel etkinliklerle kutlandığına dikkat çekildi.

Otantik Kıbrıs Yemekleri Yarışması

Göster Yeteneğini Yap En Güzelini” sloganıyla OtanAk Kıbrıs Yemekleri Yarışması düzenliyor.

Yarışma 23 Haziran Cumartesi Dernek binasında yer alacak.

Dernek Başkanı Ali KaApoğlu, yarışmayı yeni nesillere Kıbrıs yemeklerini doğru tanıtabilmek amacıyla düzenlediklerini, kaBlımcıların yemeklerinin Gurme Dergisi’nde ve ileride basılacak Kıbrıs Yemekleri Kitabı’nda da yayınlanacağını söyledi.

Yarışmaya başvuru için 0548 837 0700, 0548 870 4077 numaralı telefonlar ve derneğin facebook sayfasından ayrınBlı bilgi alınabilir.

GÜNÜN AYETİ: “Bu dünya hayaB, eğlence ve oyundan ibareDr. Ahiret yurdu, işte asıl hayat odur, keşke bilselerdi.”

(Ankebût, 64) GÜNÜN HADİSİ: Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “AlBn, gümüş, kumaş ve abaya kul olanlar helak oldular. İstedikleri verilirse hoşnut olurlar, verilmezse hoşnut olmazlar.”

(Buhari, Rikak, 10, Cihad, 70) İFTAR DUASI: "Allahım! Senin rızanı kazanmak için oruç tuCum, senin verdiğin rızıkla orucumu açBm. Sana inanıp güvendim. Ey lutuf ve ikramı geniş olan Rabbim! Beni bağışla."

TARİHTE BUGÜN

Olaylar 1098 – Birinci Haçlı seferi ile 8 ay süren kuşatma sonunda Antakya haçlıların eline geçA. 1899 – Kanada topraklarını bir okyanustan diğerine kadar kateden Kanada Pasifik Demiryolu tamamlandı.

1899 – Dünyanın ilk uzun mesafeye elektrik taşıyan 14 mil (22,5 kilometre) uzunluğundaki güç haE tamamlandı.

1965 – Edward Higgins White uzayda yürüyen ilk Amerikan oldu.

1989 – Pekin'de Tiananmen Meydanı'ndaki büyük gösteriye asker müdahale eD: 2 bin civarında öğrenci öldü.

Doğumlar 1808 – Jefferson Davis, Amerika Konfedere Devletleri'nin başkanı (ö. 1889) 1910 – PauleCe Goddard, ABD'li sinema ve Ayatro oyuncusu (ö. 1990) 1925 – Tony CurAs, ABD'li aktör ve ressam (ö.

2010) 1982 – Yelena İsinbayeva, Rus atlet 1989 – Rafael Nadal, İspanyol tenisçi Ölümler 1875 – Georges Bizet, Fransız müzisyen ve opera bestecisi (d. 1838) 1899 – Johann Strauss II, Avustralyalı müzisyen ve besteci (d. 1825) 1924 – Franz Ka+a, yazar (d. 1883) 1963 – Nâzım Hikmet, Türk şair ve oyun yazarı (d. 1901) 1975 – Eisaku Satō, Japonya'nın 61, 62 ve 63. başbakanı (d. 1901)

Sayısal Loto Çekiliş Sonuçları 12-16-32-35-40-47

6 bilen kişi sayısı : 5 bilen kişi sayısı : 4 bilen kişi sayısı : 3 bilen kişi sayısı :

2 205 9.645 165.848

Kişi başına düşen ikramiye tutarı: Kişi başına düşen ikramiye tutarı: Kişi başına düşen ikramiye tutarı: Kişi başına düşen ikramiye tutarı:

1.897.051,80TL 3.970,25TL 63,60TL 10,40TL

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Dr. FazĹl Kßçßk diyorki

17

Utanç barikatlarĹnda Nazi devri canlandĹ

HazÄąrlayan ve Derleyen: Altay SayÄąl E-Mail: altaysayil@gmail.com

'DĂźĹ&#x;ĂźnĂźyordum: 'Benden hizmet bekleyen bir vatan, bir TĂźrklĂźk vardÄąr.' Bunun da vazifelerin en bĂźyĂźÄ&#x;Ăź en kutsalÄą olduÄ&#x;unu anlayarak iĹ&#x;e koyuldum."(1944)

Bir TĂźrk kadÄąnÄą, iç çamaĹ&#x;ÄąrlarÄąnÄą çĹkarmadÄąÄ&#x;Äą bahanesiyle barbar Rumlar tara ndan insafsÄązca dĂśvĂźldĂź!

Le oĹ&#x;aâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn MaÄ&#x;usa KapÄąsÄą Rum utanç barika/nda yoklamalar çok iÄ&#x;renç bir duruma girmiĹ&#x;, bu iĹ&#x;kence merkezinde Nazi devri canlanmÄąĹ&#x;/r.

DĂźn sabah tedavi için Ă&#x2021;ukurova (Kuru Manas/r) kĂśyĂźnden Le oĹ&#x;a TĂźrk Genel Hastanesine gelmekte olan Misli Hasan adÄąnda 40 yaĹ&#x;Äąndaki hasta bir TĂźrk kadÄąnÄą, MaÄ&#x;usa KapÄąsÄą utanç barika/nda Rum sĂśzde kadÄąn polisleri tara ndan yoklama esnasÄąnda iç çamaĹ&#x;ÄąrlarÄąnÄą çĹkartmayÄą redde1Ä&#x;i bahanesi ile dĂśvĂźlmĂźĹ&#x;tĂźr.

Hasta kadÄąnÄąn maruz kaldÄąÄ&#x;Äą iÄ&#x;renç muamele, BirleĹ&#x;miĹ&#x; Milletler Genel KarargahÄąna duyurulmuĹ&#x; ve vaziye. yerinde tespit etmek Ăźzere B.M BarÄąĹ&#x; GĂźcĂź Kurmay BaĹ&#x;kanÄą, TuÄ&#x;general Harbo0le MaÄ&#x;usa KapÄąsÄąna gitmiĹ&#x;.r. Ă&#x2013;te yandan sĂśz konusu utanç barika/nda gĂśrevli Rum

sĂśzde polislerinin TĂźrklere karĹ&#x;Äą takÄąnmÄąĹ&#x; olduklarÄą rezilane tutumlarÄąnda hiçbir deÄ&#x;iĹ&#x;iklik olmamÄąĹ&#x;/r.

BĂźtĂźn TĂźrk taĹ&#x;ÄątlarÄą Le oĹ&#x;aâ&#x20AC;&#x2122;nÄąn TĂźrk kesimine giriĹ&#x;çĹkÄąĹ&#x;ta kasÄątlÄą olarak saatlerce gecik.rilmekte, bĂźtĂźn yolcular haysiyet kÄąrÄącÄą bir Ĺ&#x;ekilde yoklanmakta, Ăśzellikle kadÄąnlar yoklama bahanesi ile çĹrÄąl çĹplak edilmektedirler.

Bu arada, taĹ&#x;ÄątlarÄąn yoklanmasÄą sÄąrasÄąnda sebze ve meyvelere kasÄątlÄą olarak hayli hasar yapÄąlmakta, birçoklarÄą yenemeyecek hale konmaktadÄąr.

DiÄ&#x;er tara an evvelik gĂźn Tuzlaâ&#x20AC;&#x2122;lÄą 17 yaĹ&#x;Äąndaki Havva Mahmut adÄąndaki bir TĂźrk kÄązÄą, Tuzladan 200 metre uzakta merâ&#x20AC;&#x2122;ada sĂźrĂźsĂźnĂź otla/rken yanÄąna biri askeri diÄ&#x;eri sivil elbiseli iki Rum yanaĹ&#x;mÄąĹ&#x;, kÄązÄąn kendini savunmasÄą ve imdat istemesi Ăźzerine Rumlar kaçmaya baĹ&#x;lamÄąĹ&#x;/r ( 3 Haziran 1968 HalkÄąn Sesi Gazetesi)

Eski FotoÄ&#x;raflar SayÄąn okuyucumuz, yayÄąmlanmasÄąnÄą istediÄ&#x;iniz eski fotoÄ&#x;raďŹ&#x201A;arÄąnÄązÄą bize gĂśnderin, yayÄąmlayalÄąm.

Ahmet Becerikli, LefkoĹ&#x;aâ&#x20AC;&#x2122;daki içkili yerler dÄąĹ&#x;Äąnda da çaÄ&#x;rÄąlÄąrsa Ăśzel olarak evlere gider, eÄ&#x;lenceye katÄąlÄąr, mĂźzik yapar oynarlardÄą. FotoÄ&#x;raf Ahmet Becerikliâ&#x20AC;&#x2122;yi LefkoĹ&#x;a surlariçinde bulunan bir konutta aile eÄ&#x;lencesine cĂźmbĂźĹ&#x; (mĂźzik aleti) ile katkÄą koyarken gĂśrmekteyiz

KadÄąnlar dĂźn de edepsizce yoklandÄą

AybaĹ&#x;ÄąsÄąnÄą gĂśrmekte olan bir TĂźrk kadÄąnÄąnÄąn edep yerine kadar yoklanmasÄą sÄąrasÄąnda, parmaklarÄą kan olan Rum kadÄąn polisi kanÄą TĂźrk kadÄąnÄąn yĂźzĂźne sĂźrerek kendisini dĂśvmĂźĹ&#x;tĂźr.

AdanÄąn muhtelif kĂśy ve kasabalarÄąndan dĂźn sabah Le oĹ&#x;aâ&#x20AC;&#x2122;ya gelmekte olan taĹ&#x;Äątlarda bulunan TĂźrk kadÄąn yolcular, MaÄ&#x;usa kapÄąsÄą barika/nda mĂźstehcen ve kĂśtĂź bir tarzda, bĂźtĂźn iç çamaĹ&#x;ÄąrlarÄą zorla çĹkarÄąlmak sure.yle edep yerlerine varÄąncaya kadar yoklanmÄąĹ&#x;lardÄąr.

Bu arada bu iÄ&#x;renç tarzda yoklanmaÄ&#x;a i.raz eden bazÄą kadÄąnlarÄąmÄąz Rum sĂśzde kadÄąn polislerin hakare.ne maruz kaldÄąktan maada dĂśvĂźlmĂźĹ&#x;lerdir. Edep yerlerine varÄąncaya kadar yoklananlar arasÄąnda 63 yaĹ&#x;Äąnda yaĹ&#x;lÄą bir kadÄąn da vardÄą. Bir TĂźrk kadÄąn yoklanacaÄ&#x;Äą sÄąrada Rum kadÄąn polisine halen aybaĹ&#x;ÄąsÄąnÄą gĂśrmekte olduÄ&#x;unu sĂśylemeÄ&#x;e teĹ&#x;ebbĂźs etmiĹ&#x;se de bir tĂźrlĂź meram anlatamamÄąĹ&#x; ve edep yerine kadar yoklanmÄąĹ&#x;/r. Yoklama sÄąrasÄąnda parmaklarÄą kan olan Rum kadÄąn polisi asabileĹ&#x;miĹ&#x; ve kanÄą TĂźrk kadÄąnÄąn yĂźzĂźne sĂźrerek kendisini dĂśvmĂźĹ&#x;tĂźr.

KadÄąnlara yapÄąlan kĂśtĂź muameleden maada erkek yolcular da kasÄątlÄą olarak saatlerce bekle.lmiĹ&#x; ve tehdit edilmiĹ&#x;lerdir.

Bir kamyon sĂźrĂźcĂźsĂź saman torbalarÄąnÄą indirip tekrar yĂźkletmeÄ&#x;e mecbur edilmiĹ&#x;.r.

Rum sĂśzde polisleri torbalarÄą Ĺ&#x;iĹ&#x;lemek sure.yle ßç saa0e yoklamÄąĹ&#x;lardÄąr. ( 3 Haziran 1968 HalkÄąn Sesi Gazetesi)

18

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

O ve O'nun ile SĂśylenmesi gerekirken sĂśyleyemediklerimizden, yapmamÄąz gerekirken yapamadÄąklarÄąmÄązdan dolayÄą,

insan Ä°nsan hasre!en çÜlĂź aĹ&#x;arken, bah aÄ&#x;larmÄąĹ&#x;... bir ateĹ&#x;e dĂźĹ&#x;meye gĂśrsĂźn, yaĹ&#x;arken yanarmÄąĹ&#x;.

bizi unutmamasÄąnÄą dilediÄ&#x;imiz ve bizim hiç unutmayacaÄ&#x;ÄąmÄąz tek, bir tek, sadece O, ve tek O'na mĂźnacaa mÄąz;

Ä°nsan gĂśzlerden gĂśnĂźle dĂźĹ&#x;erken, pÄąnarlarÄą akarmÄąĹ&#x;... bir deryaya dalmaya gĂśrsĂźn, denizler taĹ&#x;armÄąĹ&#x;.

"sus"turulamadÄąÄ&#x;Äą yĂźreklerden mutluluÄ&#x;un kaynaÄ&#x;Äąna yeniden dirilmek için yeniden diriltmek için bilakis unutulmamak için, unutmamak için hiç unutmayana sadece O'na mĂźnacaa mÄąz

YAĹ&#x17E;AMA DAÄ°R

Ä°nsan deli divane olmuĹ&#x;ken, abdal derlermiĹ&#x;... bir aĹ&#x;ktan çĹldÄąrmaya gĂśrsĂźn, daÄ&#x;larÄą delermiĹ&#x;.

Ä°nsan geleceÄ&#x;ini ararken, kaderi gĂźlermiĹ&#x;... bir sevdaya tutulmaya gĂśrsĂźn, ayrÄąlÄąÄ&#x;Äą yaĹ&#x;armÄąĹ&#x;.

neden mi? çßnkß O'nda dirilmek, O'nun için diriltmek

Ä°"kâfa Ä°ten Sevgili gĂśnĂźl tellerinde sĂśylediÄ&#x;in tĂźrkĂźlerde ben hiç olmadÄąm maviyle yÄąkanmÄąĹ&#x; masallarÄąn kahramanÄą olamadÄąm dilek aÄ&#x;açlarÄąna as Ä&#x;Äąn bez de ben deÄ&#x;ildim zaten menekĹ&#x;elerim hiç sarÄą açmazdÄą ki benim albatros gecelerindeki yakamozlarda sevdiÄ&#x;in de deÄ&#x;ildim çamlÄącadan topladÄąÄ&#x;Äąn yÄąldÄązlar beni sevenler topluluÄ&#x;u da deÄ&#x;ildi zerre-i misgal'in daÄ&#x;Äą ldÄąÄ&#x;Äą Ăśtelerde de benim olmayacak n deÄ&#x;il mi anlÄąyorum... Ĺ&#x;imdilerde ise Ăśtelerde aradÄąÄ&#x;Äąn ben deÄ&#x;il saklandÄąÄ&#x;Äąn gĂślgem gizlendiÄ&#x;in kanatlarÄąm biliyorum...

oysa dĂźĹ&#x;lerimden yĂźreÄ&#x;ime hasre n inerken kan kokulu gĂśzyaĹ&#x;larÄąmÄą iliĹ&#x; rirdim mavi yazmalÄą bohçalarÄąn kenarlarÄąna sen anlamazdÄąn... gecenin sessizliÄ&#x;ine asarken sensizliÄ&#x;in imkansÄązlÄąÄ&#x;ÄąnÄą kÄązÄąl saçlarÄąna tak Ä&#x;Äąm umudumu bilmem kaç gecelerim iĹ&#x;gal ederdi sen bilmezdin... ara a kalmÄąĹ&#x; çaresiz kalabalÄąklar en sessiz çĹÄ&#x;lÄąklarÄą atarken benim sur'a adanmÄąĹ&#x; feryatlarÄąmÄą sen duymazdÄąn... ĂśmrĂźme geçirdiÄ&#x;in urganÄąnla i kafa iterken beni gĂśmleÄ&#x;imi arkadan yÄąrtan seni ar k aďŹ&#x20AC;ediyorum ey sevgili.

HazÄąrlayan Halil Ă&#x2021;OLAKOÄ&#x17E;LU

O'na karĹ&#x;Äą olan her Ĺ&#x;eye direnmek eÄ&#x;ilmemek için direnmek, O'nun dÄąĹ&#x;Äąnda hiçbir Ĺ&#x;eye eÄ&#x;ilmemek ve O'na eÄ&#x;ilince her Ĺ&#x;eyinle eÄ&#x;ilmek

malÄąnla, kaleminle, duygularÄąnla ve zeynebi bir onurla kanÄąnla, canÄąnla, canan'Äąnla.

Sen ve Ben sen varken ben yokmuĹ&#x;um bin atlÄą sĂźvarilerin mendilini gizlediÄ&#x;i beyaz bohçalarÄąnda sen aÄ&#x;larken ben yokmuĹ&#x;um kanatlÄą bulutlarÄąn nehirlerini akÄą#Ä&#x;Äą gĂśzyaĹ&#x;larÄąnda

sen yanarken ben yokmuĹ&#x;um camdan fanuslarÄąn ÄąĹ&#x;ÄąklarÄąnÄą sakladÄąÄ&#x;Äą yÄąldÄązlarÄąn karanlÄąÄ&#x;Äąnda sen giderken ben yokmuĹ&#x;um araďŹ&#x201A;Äą bedenlerin aÄ&#x;Äątlar yak Ä&#x;Äą gĂśnĂźl sayfalarÄąnda sen cenne!eyken ben yokmuĹ&#x;um mavi meleklerin kevserini akÄą!Ä&#x;Äą aĹ&#x;k masallarÄąnda

ve sen yokken ben varmÄąĹ&#x;Äąm senin için yazÄąlan yaĹ&#x;amÄąn baĹ&#x;langÄącÄąnda ĂślĂźmĂźn sonsuzluÄ&#x;unda.

Kehribar BakÄąĹ&#x;lÄą... Aliya prangalar vurmuĹ&#x;sun, ĂśmrĂźn baharlarÄąna... kÄąrÄąlgan kanatlara, saklanmÄąĹ&#x; dĂźĹ&#x;lerin... dĂźĹ&#x;ĂźrmĂźĹ&#x;sĂźn gĂśzlerinden, kehribar bakÄąĹ&#x;larÄąnÄą... aliya... topraÄ&#x;ÄąnÄą çekmiĹ&#x;sin, ĂślĂźmĂźn en yakÄąnlarÄąna... kÄąrÄąĹ&#x;mÄąĹ&#x; avuçlarÄąnda, saklanmÄąĹ&#x; sevdalarÄąn... silmiĹ&#x;sin yĂźreÄ&#x;inden, kehribar bakÄąĹ&#x;larÄąnÄą... aliya...

dĂźnyalarÄąnÄą terk etmiĹ&#x;sin, savaĹ&#x; meydanlarÄąnda... bedenine biçilmiĹ&#x; kefenine, giydirmiĹ&#x;sin tĂśvbelerini... yĂźklenmiĹ&#x; cenne ni, kehribar bakÄąĹ&#x;larÄąn... aliya...

sen gi"Ä&#x;inde bizden, amberlerini saklamÄąĹ&#x; k nefeslerimizde... toplamÄąĹ&#x; k gĂśzyaĹ&#x;larÄąnÄą, birik rdiÄ&#x;imiz kevserlerde... tesbihimize imame yap k, emanet bÄąrak Ä&#x;Äąn kehribar bakÄąĹ&#x;larÄąnÄą... babom... bilgem... kralÄąm... aliyam...

MÄ°ZAH

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

19

20

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

GÜNÜN FIKRASI

Küsüm Delinin biri hastane bahçesinin bir köşesinde oturmuş elinde bir mektup saatlerce mektuba bakıyormuş.

Bunu farkeden başka deli yanına yaklaşarak: - "Merhaba kardeş uzaktan seni seyrediyorum saatlerce mektup okuyorsun kimden?"

- "Eski bir arkadaşımdan kendisini çok severdim."

Mektubu merak eden öbür deli yan tara an bir göz atar: - "Ama bu mektup boş hiç birşey yok.?"

Metubu okuyan deli: - "Arkadaşımla üç senedir küsüm."

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Emre Mor'un transferi için Albayrak devrede

Galatasaray'ın transfer gündeminde milli oyuncu Emre Mor bulunuyor. Sarıkırmızılılar, Celta Vigo'da mutsuz olan genç yıldız için devrede.

Galatasaray'da şampiyonluğun ardından gündem, Devler Ligi'ne yakışır, güçlü bir kadro kurmak. Hede$eki isimlerden biri de Emre Mor. Celta Vigo'da 2 kez kadro dışı kalan ve ayrılmak için #rsat kollayan 21 yaşındaki yıldız, bir süredir sarıkırmızılıların gündeminde yer alıyor.

Kadrolarını yenilemek ve gençleş7rmek isteyen ezeli rakipleri Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın da Emre'ye talip olması, Galatasaray yöne7mini daha hızlı hareket etmeye yönel:. İlk olarak Fa7h Terim'in Milli Takım'a aldığı Emre Mor'u rakiplerine kap8rmak istemeyen Galatasaray'da İkinci Başkan Abdurrahim Albayrak devreye girdi.

Albayrak'ın ilk iş olarak Emre Mor'un menajeri Bektaş Demirtaş'ı aradığı, "Bizle

görüşmeden kimseye imza atmayın" dediği ve Emre ile de bizzat görüşeceği öğrenildi.

Deneyimli yöne7ci elinde önemli kozlarla 21 yaşındaki yıldızın karşısına çıkacak. Şampiyonlar Ligi'ne direkt ka8lım bile7 ve Fa7h Terim ile genç futbolcuyu ikna etmeye çalışacak. Emre Mor da kariyerini Fa7h Terim ile düzeltebileceğine inanıyor. Bu sebeple Albayrak'ın çağrısına olumlu yanıt vermesi bekleniyor.

21

Juventus'ta büyük heyeCAN

İtalya'nın köklü kulüplerinden Juventus, Türk Asıllı Alman futbolcu Emre Can'a kavuşuyor

Juventus, uzun süredir görüşme halinde olduğu Emre Can'la anlaşmaya vardı. İtalyan basını, İngiltere'nin Liverpool takımında forma giyen Türk Asıllı Alman futbolcu ile 4 yıllığına anlaşma sağlandığını öne sürdü. Emre Can, sağlık kontrollerinin ardından kendisini Juventus'a bağlayacak olan imzayı atacak.

Madrid taraftarı Klopp'u istiyor Fransız teknik adam Zinedine Zidane'ın görevi bırakmasının ardından yeni arayışlara giren La Liga ekibi Real Madrid'de, yeni teknik direktörün kim olacağı merak konusu.

İspanya'nın önde gelen gazetelerinden AS'ın yap8ğı, 'Real Madrid'in yeni hocası kim olsun?' anke7ne yaklaşık 120 bin kişi ka8lım gösterdi. Yeni teknik direktör adayları arasında, Liverpool Teknik Direktörü Jürgen Klopp, To9enham ile 5 yıllık yeni sözleşme imzalayan Mauricio Poche:no, Alman Milli Takımı Teknik Direktörü Joachim Löw ve Arsenal'de 22 yıl çalış8ktan sonra görevi bırakan Arsene Wenger yer aldı.

Geç7ğimiz perşembe günü Şampiyonlar Ligi kupasını 3 sezon üst üste kazandıktan sonra görevi bırakan Zinedine Zidane'ın ardından göreve gelmesi istenen hoca adayı için yapılan anke9e, Jürgen Klopp yüzde 41, Poche:no yüzde 34, Joachim Löw yüzde 15 ve Arsene Wenger ise yüzde 9 oy aldı. Yaklaşık 120 bin oyun hemen hemen yarısını alan Jürgen Klopp'un, kulübü Liverpool ile 2022 sezonuna kadar sözleşmesi bulunuyor. Madrid ekibinin diğer bir hoca adayı olan Poche:no ise To9enham ile yeni sözleşme imzaladı ve sözleşmesi 2023 yılında bitecek. Real Madrid'in olası bir teklifinde ise To9enham'ın Arjan7nli hocası için isteyeceği bonservis bedeli 45 milyon Sterlin olacağı söyleniyor.

Real Madrid'de ismi geçen bir diğer isim ise Beşiktaş forması giyen ve şu anda Real Madrid alt yapısında görev alan İspanyol teknik adam Gu7 Hernandez. Gu7, şu an Real Madrid U19 takımının başında görev almakta.

Fener başkanını seçiyor

Fenerbahçe Kulübü'nde Seçimli Olağan Genel Kurul heyecanı yaşanıyor. Ülker Stadı'nda gerçekleş7rilen tarihi kongrede mevcut başkan Aziz Yıldırım ile eski yöne7cilerden Ali Koç, başkanlık için yarışıyor. Kulüp tarihinde ilk kez sta9a düzenlenen kongreye rekor bir ka8lım oldu.

BAŞKAN PAZAR GÜNÜ SEÇİLECEK İki gün sürecek genel kurulda, başkanı seçmek için oy verme işlemi pazar günü yapılacak.

Kongrenin ilk gününde bugün yöne7m ve dene7m kurulu raporları okunacak. Ardından iki başkan adayı seçim öncesi son konuşmalarını genel kurulun önünde gerçekleş7recek. İlk gün söz almak isteyen üyeler de konuşma yapabilecek. Başkan, yöne7m kurulu ve diğer kurulların belli olacağı 3 Haziran Pazar günü ise üyeler oy kullanacak. Oy verme işlemi 10.0017.00 saatlerinde, 38 sandıkta gerçekleş7rilecek.

Sandıklar oy verme işlemi bi:kten sonra toplu olarak açılacak ve genel kurul divan başkanının öncülüğünde oylar sayılacak. Günün sonunda genel kurul divan başkanı, sarı-lacivertli kulübün başkanını açıklayacak.

FENERBAHÇE KONGRESİNDE ORTALIK KARIŞTI Fenerbahçe olağan seçimli genel kurulunda başkan adayı Ali Koç'un konuşması sırasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Fenerbahçe başkanı ve başkan adayı Aziz Yıldırım müdahalede bulundu. Ülker Stadı'nda yapılan kongrede Ali Koç'un konuşması sırasında mevcut başkan Aziz Yıldırım ile Koç'u destekleyen üyeler arasında tar8şmalar çık8. Koç, konuşmasının sonuna doğru Aziz Yıldırım'ın yanına gi:. Aziz Yıldırım'ın, "Beni konuşma. Kimsenin elini sıkmadın." demesi üzerine Ali Koç, tekrar kürsüye dönerek, "Başkanımız haklı bir serzenişte bulunuyor. 'Bir arkadaşımın elini sıkmadın.' diyor. İşler öyle noktaya geldi ki kimin elini sıkıp sıkmayacağını bilemiyorsun başkanım. Sizin yanınızda bana kötülük yapmış bazı insanlar var." ifadelerini kullandı. Bunun üzerine kürsünün önünde büyük bir kalabalık oldu. Bu kalabalığı gören Ali Koç'u destekleyen kongre üyeleri buna tepki gösterdi.

Bunun üzerine ilk önce asbaşkanlardan Ali Yıldırım, bu kalabalığı dağıtmak üzere oraya gi:.

Daha sonra başkan Aziz Yıldırım da oturduğu yerden kalkarak kürsünün önünde bulunan kalabalığa sinirli bir şekilde yöneldi. Ali Koç da o bölgeye giderek kendisini destekleyen üyelerden

Ferguson taburcu oldu Beyin kanaması geçirmesinin ardından yaklaşık bir ay boyunca hastanede kalan Manchester United'ın efsane teknik direktörü Alex Ferguson'un taburcu edildiği belir2ldi

İngiliz basınında yer alan haberlere göre, Salford Royal Hastanesi'nden taburcu edilen 76 yaşındaki İskoç futbol adamı Ferguson'un tedavisine, ailesinin yanında evinde devam edilecek.

Haberlerde, dünyaca ünlü futbol adamının hızla iyileşerek ayağa kalkabilecek duruma geldiği de belir7ldi.

5 Mayıs'ta beyin kanaması geçiren Ferguson, başarılı geçen operasyonun ardından 9 Mayıs'ta hastanenin yoğun bakım ünitesinden çıkarılmış8. Ülkesi İskoçya'da teknik adamlık kariyerinin ardından 1986 yılında Manchester United'ın başına geçen Alex Ferguson, İngiliz ekibiyle 2013 yılına kadar 13 Premier Lig şampiyonluğu, 2 UEFA Şampiyonlar Ligi zaferi yaşadı.

sakin olmalarını istedi.

Ali Koç, kendisini destekleyen kongre üyelerine yaşanan olaylardan sonra, "Haksızlık yapıyorsunuz. Maçta değiliz, genel kuruldayız.

Kendinize gelin lü6en. Derbi maçına çıkıyormuşuz gibi güvenlik önlemleriyle geldik buraya. İnsanın içini acı8yor bu. Yapmayın böyle." diyerek

uyarılarda bulundu.

Ali Koç, konuşmasının kalan bölümünü tamamlamadan sözlerine son verdi.

Daha sonra kürsüye gelen Aziz Yıldırım ise Ali Koç'u destekleyenler tara#ndan ıslıklandı. Koç, bunun üzerine üyelerin yanına giderek sakin olmalarını istedi.

Boğaziçi, Hamis’le güldü

BTM 2. Lig 1. Grup takımlarından Boğaziçi, yeni antrenörü Hamis Çakır yöne3minde çık4ğı ilk maçtan galibiyetle ayrıldı.

Sezonu Süper Lig ekibi Alsancak Yeşilova’da tamamlayan Hamis Çakır, ilk devreyi galibiyetsiz tamamlayan Boğaziçi’nin, ha"aya lider giren Karadeniz 61 karşısında galip gelmesini sağladı.

Hamis Çakırlı, Boğaziçi 5 puanla son sırada yer almasına rağmen, grubu lider tamamlama şansı bulunuyor.

22

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

Hatay formayı giydi

Niyazi ERGÜLEN

Almanya’da “Half Ironman” olmak için yarışacaklar Ares Spor Kulübü triatletleri Hüseyin Arhan ve Deniz Kalıbcıoğlu Almanya’da Half Ironman yarışında başarılı olup, Dünya Şampiyonası’na slot almak için yarışacaklar

Ülkemizin en başarılı triatloncularını bünyesinde bulunduran Ares Spor Kulübü’nün 2 sporcusu daha Avrupa’da mücadele ediyor. Geç3ğimiz ha"a Lanzarote’de kariyerinin 12’nci Ironman zaferine imza atan Cem Dağdelen’in ardından yarın da Hüseyin Arhan ve Deniz Kalıbcıoğlu Almanya’da yeni bir Half Ironman finişine ulaşmayı hedefleyecek.

Geç3ğimiz gün ülkemizden ayrılarak Almanya’ya giden Ares’in takım kaptanı ve antrenörlerinden Hüseyin Arhan ile Deniz Kalıbcıoğlu “Ironman 70.3 Kraıchgau” şampiyonasında en hızlı zaman ile finişe ulaşmaya çalışacak.

Yüzme-bisiklet ve koşu parkurlarının ardı ardına geçildiği triatlon yarışının en zorlu ikinci mesafesi olan orta mesafe yarışmasında sporcular 1.9 kilometre yüzecek, 90 kilometre bisiklet sürecek ve 21.1 kilometre koşarak finişe ulaşmaya çalışacak.

Almanya’da Ironman 70.3 Kraıchgau yarışmasında yarın sabah start alacak Ares triatletleri Hüseyin Arhan ile Deniz Kalıbcıoğlu iyi derece elde etmeleri durumunda Eylül ayında Güney Afrika’da gerçekleşecek Half Ironman Dünya Şampiyonası’na slot almaya hak kazanacaklar.

K-PET Süper Lig’de sezonun tamamlanması ile birlikte transfer çalışmalarında atağa kalkan Baf Ülkü Yurdu, kadrosuna katmak istediği futbolcular arasına bölgenin BTM Birinci Lig’deki temsilcisi Denizli’den İbrahim Hatay’ın transferini bi3rdi. İbrahim Hatay’ın kardeşi Ahmet Hatay’ı da kadrosunda bulunduran Baf Ülkü Yurdu, başarılı stoper İbrahim Hatay’a formayı giydirirken, fotoğrafları ilerleyen günlerde basınla paylaşacak.

Rifat, Göçmenköy yolcusu Nazım Aktunç’u antrenörlüğe ge3ren Ersan Karataş başkanlığındaki Göçmenköy yöne3mi, K-PET Birinci Lig’de yeni sezonda şampiyonluk hedefinde olacak.

Göçmenköy yöne3mi, hedefi doğrultusunda transfer çalışmalarına başlarken, Görneç’in başarılı defans futbolcusu Rifat İnce ile prensipte anlaş4. Kulüpler arasındaki küçük pürüzlerin de giderilmesinden sonra bu transferin bonservisli olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Masa tenisinde 10 yaş al' ve 10 yaş üstü Minikler Klasman Turnuvası, dün federasyon salonunda gerçekleş&rildi. Turnuvada dereceye giren sporcular ve kategorileri şöyle;

Miniklerde dereceler belirlendi

Minik Kızlar 10 Yaş Al4 Sare Oylum (Dumlupınar) Tara Bay (LAÜ) Yağmur Tulay (Dumlupınar) Minik Erkekler 10 Yaş Al4 Ali İleri (Deniz Plaza) Mehmet Güder (Karşıyaka) Arda Garabli (Dumlupınar) Minik Kızlar 10 Yaş Üstü) Şerif Kuyucu (Bekiroğulları) İlsu Saygınel (GAÜ) Nihal Zorlu (Karşıyaka) Saadet Akbulut (Karşıyaka) Minik Erkekler 10 Yaş Üstü Mertcan Aydemir (Karşıyaka) Demir Tecel (Dumlupınar) Adal Oraloğlu (Dumlupınar) Adal Aksoy (Karşıyaka)

HALKIN SESi

3 Haziran 2018 Pazar

3-1

CONIFA Dünya Kupası ikinci maçında KKTC Milli Takımı Tibet’i yenerek çeyrek final kapısını araladı

Stad: Queen Elizabeth, Enfield Hakemler: John McCallum, Denis Perez, Andrew Parody KKTC : Hasan Piro, Çağrı Kıral, Serhan Önet, Ahmet Sönmez, Neca: Genç, Ünal Kaya (Dk.59 Adil), Mehmet Al;n(dk.89 Hüseyin), Uğur Gök, Tansel Ekingen (Dk.69 Arif), Fırat Ersalan(dk.86 Kenan), Halil Turan Tibet: Bhakbu, Sandup, Pema (dk.84 Loedup), Isewang, Tashi (dk.65 Norbu), Topgyal (dk.73 Nyendak), Dhondup, Choepak (dk.77 Gelek), Yougyal, Dhondeu, Narayan Goller: Dk.2, Halil Turan, dk. Uğur Gök ( KKTC), dk.41 Topgyal (Tibet)

Foto: Soydan SAKALLI

23

Avantajı yakaladık

Ahmet ÖZYAŞAR-Recep ÖZKAMALI (KTSYDLondra) Londra’da düzenlenen Conifa Football Cup 2018 turnuvası B grubunda mücadele eden milli takımımız grubun ikinci maçında karşılaş;ğı Tibet’I 3-1 geçerek puanını dört yap; ve çeyrek final yolunda büyük avantaj yakaladı.

2. dakikada Halil Turan sağdan aldığı topla ceza alanı içerisinde sert vuruşunda top filelere gi=.10.

6.dakikada Halil Turan’ın pasıyla buluşan Tansel sert vurdu topu kaleci çıkardı.

10. dakikada Çağrı’nın sağdan ge:rdiği topa arka direkte Uğur kafayla vurdu top yan direğe

çarparak auta çık;.

16. dakikada Tibet atağında Dhanden’in sert şutu üs<en dışarı gi=.

38.dakikada sağdan Tansel’in ortasında topla buluşan Mehmet Al;n’ın şutunda top az farkla auta çık;.

41.dakikada Topgyal’ın plase vuruşu Hasan Piro’nun müdehalesine rağmen top filelere gi=.1-1.

62.dakikada Tansel’in ortasında Adil’in kafa şutu üst direğe çarparak auta çık;.

65.Dakikada Halil Turan kendi aldığı tpla ceza alanına girdi, vuruşunda top kalecinin solundan filelere gi=.2-1.

71.dakikada Fırat’ın pasında topla buluşan Uğuer’un aşırtma vuruşu gol oldu.3-1.

-Karşılaşma bu skorla tamamlanınca milli takımımız puanını dörde çıkardı. Gurubun diğer maçında ise Karpatalya karşıla;ğı Abazya’yı 2-0 yenerek onlarda puanlarını dört yap;. İkinci maçlar sonunda Karpatalya ve KKTC dört puanla grupta ilk iki sırayı paylaşırken, Abazya bir puan Tibet ise sı'r puanda üç ve dördüncü sırayı paylaş;. Grubun son maçlarında bugün KKTC saa: ile saat 17:00 ‘de KKTC-Abazya, saat 19:00 da Karpatalya- Tibet karşılaşacak. Milli takımımız Abazya maçından bir puan bile çıkardığı takdirde çeyrek finalist olacak.

Yağız Avcı birinciliğe sürdü

Kuzey Kıbrıs Rallisi'nde ikinci günü, Ford Motorsport Turkey adına Red Bull desteğinde yarışan Yağız Avcı-Onur Vatansever ekibi birinci tamamladı. İkinci günü, Deniz Fahri-Barış Kalfaoğlu ikinci tamamladı

Gülgün Süt ana sponsorluğunda Kuzey Kıbrıs Turing ve Otomobil Kurumu tara'ndan gerçekleş:rilen Kuzey Kıbrıs Rallisi'nde ikinci gün tamamlandı.

Tirmen ve Çeşme Etapları'nı ikişer kez geç:kten sonra, günü Le(oşa Dereboyu'nda bulunan seyirci özel etabının ardından, Le(oşa Atatürk Spor Salonu'nda bulunan servis alanında noktaladılar. Ford Motorsport Turkey adına Red Bull desteğinde yarışan Yağız Avcı-Onur Vatansever ekibi, ikinci günü, aynı takımdan Deniz Fahri-Barış Kalfaoğlu ekibinin 7 saniye önünde birinci sırada tamamladı. Üçüncülüğü ise Fahri'nin 19.9 saniye ardından BC Vision Motorsport takımından Burak Çukurova - Vedat Bostancı ekibi elde e=.

Kuzey Kıbrıs Rallisi'nde üçüncü gün sabah 09.00'da başlayacak ve ekipler, Balıkesir, Serdarlı ve Görneç etaplarından ikişer kez geç:kten sonra saat 16.25'te Girne Yat Limanı'na kurulacak olan podyumda yarışı tamamlayacaklar.

YAĞIZ LİDER, DENİZ TAKİPTE Sayfa 23’te

Foto: Soydan SAKALLI

Aysu Dursun Dünya Şampiyonu

Halter Vucut Gelis3rme Federasyonuna bağlı sporculardan oluşan ekip dün Filipinler’de 2018 NAC Univers de yarış4. Kafilede Federasyon Başkanı Ali Dahlameroğlu Uluslararası hakem ve antrenor Neval Çelebioğlu Akgürgen sporcu olarak da Aysu Dursun Sel Sarıtaş ülkemizi başarı ile temsil e5ler. Yapılan yarışma sonunda Aysu Dursun Bikini 2018 NAC Dünya şampiyonu olurken Sel Sarıtaş Atle3k 2018 NAC Dünya üçüncülüğünü kazandı. KKTC 6 yıldır ka4ldığı NAC Dünya şampiyonasında ilk kez bir dünya şampiyonluğu kazandı.

Güney’de birinciliklere ambargo koydular

Kuzey Kıbrıs Rallisi'nde ikinci günü, Ford Motorsport Turkey adına Red Bull desteğinde yarışan Yağız Avcı-Onur Vatansever ekibi birinci tamamladı

Uluslararası Polis Birliği’nin, Athalassa Parkı’nda düzenlediği 5 km’lik NICOSIA IPA RACE yarışında koşan Kıbrıslı Türk master atletleri, 3 kategoride birincilik elde e5ler. Deneyin master maraton atle3miz Osman Atakan 5 km’lik yarışta genel klasmanda dördüncü olurken, 40-49 yaş grubunda birincilik elde e5. Özgü Özkul Özyiğit, 5 km’lik yarışta 30-39 yaş grubunda birinci, 10 km’lik yarışta ise Aysın Öztrak 60-69 yaş grubunda birinci geldi.

İkinci günü, Deniz Fahri-Barış Kalfaoğlu ikinci, Burak Çukurova - Vedat Bostancı ekibi ise üçüncü tamamladı. Ralliye bugün sabah 09.00'da Balıkesir etabı ile devam edilecek

Millilerimiz çeyrek final kapısını araladı CONİFA Dünya Kupası Grup 2. maçında Tibet karşısında sahadan 3-1 galip ayrılan milli takımımız çeyrek final kapısını araladı 23>>

YDÜ çok farklı

Yakın Doğu Üniversitesi Basketbol Kadın Takımı Ocak ayında başlayan Commerical Insurance Kadınlar Basketbol Ligi'nde oynadığı tüm klasman maçlarını kazanıp klasmanı lider tamamlarken, dün oynadığı Play-off yarı final serisi maçında da Girne Amerikan Üniversitesi’ni 58 sayı farkla, 86-28 mağlup ederek seride durumu 2-0 yapıp, finale yükseldi.

Kurucusu : Dr. Fazıl KÜÇÜK Yayın Yönetmeni: Ali FAHRİOĞLU Sahibi : Halkın Sesi Ltd.

Haber Müdürü : İbrahim DALOĞLU

Görsel Yönetmen : Murat AĞABİĞİM

Grafik Sorumlusu

: Fobaz RANA

Adres: 172 Girne Cad. Lefkoþa. Tel: 227 3141/42. E.Posta: halkinsesi@kibrisonline.com - haber@halkinsesikibris.com reklam için: halkinsesireklam@kibrisonline.com - reklam@halkinsesikibris.com