Vali Bektaþ; Özür üstüne özür diledi ama... Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş 17 Nisan tarihinde valilikte düzenlenen basın toplantısında ilimizle ilgili Pandemi konuları konuşulmuş, olayın geldiği aşama, alınması gerekli önlemler, yapılan çalışmalar, aksayan hususlar, olayın kökenleri ve etkenler konuşulduğu sırada,Bektaş’ın sağlıkçılara yönelik olarak yaptığı olumsuz değerlendirmenin yakıları devam ediyor. Konuyla ilgili değerlendirmeler sayfa 3’de
SUSMA GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEĞİYLE ÇIKIYOR ABONE OL ABONE BUL
22 NİSAN 2020 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 23 SAYI: 900
20 Nisan günü Türkiye genelinde 123 kişinin öldüğü ve 4.674 kişide daha koronavirüs tespit edildiği açıklandı. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili güncel veriler Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinden duyuruldu. Son 24 saatte 4.674 yeni vaka tespit edildiği belirtilirken, 123 kişinin daha hayatını kaybettiği açıklandı. 1.454 hasta ise
İşyeri Hekimleri Derneği Genel Başkanı, Halk Sağlığı uzmanı Dr.Atınç Kayınova, Halk TV'de Şule Aydın’ın sunduğu canlı yayına bağlanarak Zonguldak'ta yaşanan salgın ve salgınla mücadeleye yorumladı.
“Saðlýk emekçileri, hýrpalandý, üzüldü, örselendi, kýrýldý” Atınç Kayınova, Sağlıkçıların Polisevinde kaldıkları sürede ki tutumları nedeniyle eleştirilmiş olmalarına yönelik ise; “Örneğin polis evinde kalan arakadaşlarımızında kendi gözlemledikleri şeyler var. Sonuçta insan şuraya geliyor. Acaba diyor Polis evinde birilerinin konforlu alanına sağlıkçıların orada kalması olumsuz şart mı yarattı da burada bir söylem oluşturuldu ve Vali beye böyle bir bilgi aktarıldı”diye dile getirdi
İşyeri Hekimleri Derneği Genel Başkanı, Halk Sağlığı uzmanı Dr.Atınç Kayınova, Halk TV'de canlı yayına bağlanarak Zonguldak'ta yaşanan salgın ve salgınla mücadeleye yorumladı. Atınç Kayınova aynı zamanda katıldığı TV programında Vali Erdoğan Bektaş'ın sağlıkçılara yönelik dile getirdiği olumsuz değerlendirmelerine değindi ve Vali Bektaş'ın yanlış yönlendirildiğini, özellikle polisevinde kalan sağlıkçılarla ilgili olarak önemli değerlendirmeler yaptı. Zonguldak Belediye Meclis Üyeliği görevini de yürüten Atınç Kayınova, Salgınla mücadele konusunda Zonguldak Belediye Başkanı Dr.Ömer Selim Alan'ında yetersiz olduğunu dile getirdi ve yapılan eksiliği Selim Alan'ın "çömezliğinden" kaynaklandığına dikkat çekti. Katıldığı HALK TV'de Vali Erdoğan Bektaş'ın sağlıkçılara yönelik olarak kullandığı "Yük oldular"
sözlemine ilişkin olarak bu açıklamaların Zonguldak'ta nasıl yankı bulduğu sorusuna,Atınç Kayınova: Kesinlikle negatif bir motivasyon oluştu, ama arkadaşlarımız bu yola baş koydukları için "söylenmiş söz sahibine aittir" deyip gene halka hizmet için ellerinden gelen hizmeti vermeye çalışıyorlar. Tabi ki çok kırılmış vaziyetteler. Ben gerek o polis evinde kalan arkadaşlarımla da görüştüm gerekse bu alanda hastanenin içinde yönesel pozisyondan en altta hasta odasında yemek veren garson diyebileceğimiz arkadaşlarımıza kadar temas kurduğumda, yukarıdan aşağıya herkesin hırpalandığını üzüldüğünü örselendiğini görmek mümkün. Ancak Zonguldak'ta durum daha kötüye gidiyor, bu tartışma yüzünden hoş olmayan, basında yanlış yönlendirmelerle haberlerle, insanları ayrıştıracak farklı pozisyonlara doğru şekilleniyor.Şuan en kötü, en zor sıkıntılı süreçte bile böyle bir ayrıştıBelediye-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Osman Karataş, Torba Yasa'ya tepki göstererek, "İşçiyi çalıştırmak, ürettirmek serbest. Örgütlenmek, toplu sözleşme yapmak yasak. Biz sizden lütuf değil, alın terimizin karşılığını İstiyoruz" dedi. Belediye-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Osman Karataş, yaptığı yazılı açıklamada, şöyle devam etti: "İktidarın 'işten atmalar yasaklanıyor' iddiasıyla gündeme getirdiği Torba Yasa Meclis'ten geçti. Sendikamız başta olmak üzere tüm emek yanlıları bu yanlıştan dönülmesi çağrısı yaptı. Ancak iktidar, bir kez daha 'ben bilirim, dediğim dedik' dedi ve Torba
maya giden kötü bir söylem oldu. Burada düzeltmeye, yöneltmek lazım artık. Bunu da yapması gereken bu söylemlerin oluşumuna sayın valinin bu sözleri söylemesine katkı koyan sorumlulardır. Katkı koyan ve sayın valiyi yanlış şekilde, eksik şekilde yönlendirerek bilgilendiren, Zonguldak kamuoyuna çıkıp bu konudaki sorunları üstüne alıp bilgilerin doğrulanmasını doğruların halka aktarılmasını bir sorumluluk yoksa Zonguldakta şimdi basında haberlerin altında gördüğümüz yorumları görünce açıkcası hoş olmayan bir duruma gittiğini görüyorum ben.
“Zonguldak 30 büyük şehir le birlikte anılıyor” Atınç Kayınova: Zonguldak "özel şehir" dedik. Zonguldak ın 30 büyük şehir le birlikte anılıyor. Zonguldak'ın hava kirliliğinden maden nedeni ile akciğer hastalıklarının çok sık görülmesini biz yıllardır dem vuruyorduk, dertleniyorduk sesimizi kimseye duyuramıyorduk. Yöneticilerin hepsi bir şekilde sırtlarını dönüyorlardı ama, bu gün Covit salgınında Zonguldak'ı 30 büyük şehrin yanına koymalarının nedeninde bu olduğunu en üst ağızadan bir şekilde doğrulanmış oldu” Sahada hastanelerde şimdi durum nasıl? Kontrol edilebilir
Kantarcý: “Sadece Kötü Þeyler Deðil, Ýyi Þeyler De Bulaþýcýdýr”
Zonguldak Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ZONSİAD), üyeleri ve kent dışında yaşayan diğer Zonguldaklı yardımseverlerin bağışlarıyla oluşturduğu yardım tırından, 100 gıda kolisi ile 1.000 adet çok kullanımlık maskeyi Çaycuma Belediyesine teslim etti.ZONSİAD'ın çok önemli bir işi başardığını söyleyen Kantarcı, "Gerçekten sizin bu davranışınızdan çok mutlu oldum. Bir tabela derneği değil gerçek bir Zonguldaklı derneği olduğunuzu kanıtladınız.” Sayfa 2
durumdamı sorusuna; Atınç Kayınova:Hekim arkadaşlarımız gerek Atatürk Devlet Hastanesinde gerekse Bülent Ecevit TıpFakültesi hastanesinde çalışan arkadaşlarımız yogun çalışma ierisinde 627 vakkayı şimdi takip ediyorlar en sonda ölüm sayısı malesef 43 Türkiyede ki ölüm oranı yüzde 42.1 olgu vaka bazı üstünden baktığımızda 627 yüzde 65-70 e geliyor Türkiyenin 3 katı sınırında. Şu anda normal serviste 94 hastamız yatıyor yoğun bakımda 32 ,tedavisi yapılı taburcu edilen 106 insanımız var. Halen cihaza bağlı 17 tane insan var”diye dile getirdi.
6 Milyon Kiþi Ýþsiz Kaldý! TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu CHP Sözcüsü Ünal Demirtaş, coronavirüsün çalışma hayatında çok yıkıcı etkisi olacağı uyarısında bulunarak tedbir alınmasını istedi.Haberi Sayfa 4’de laşık 2 yıldır Anayasal toplu sözleşme hakları ellerinden alındığı için %4'lük sefalet ücret artışıyla açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmişti. Şimdi Torba Yasa ile yüzbinlerce taşeron işçisine "Anayasal sözleşme hakkınızı 2 yıl yasakladık, şimdi de üç ay, olmadı 6 ay" daha bekle diyorsunuz. Emekçiler 1999 depreminde insanlar enkaz altında can derdindeyken bir gece yarısı sosyal güvenlik yasasını emekçiler aleyhine değiştiren siyasileri nasıl unutmadılarsa, korona virüs salgınında da "işten atılma yasaklanıyor" diyerek, yapılan hak gasplarına onay verenleri unutmayacaktır
Karataþ;“Bu mu sizin adalet anlayýþýnýz” Tasarı yasalaştı. Torba Yasa ile iktidar bir kez daha, emekçilere "ölümü, gösterip sıtmaya razı etme" yolunu seçti. Neden mi? Çünkü Torba Yasa ile yapılan düzenleme, işten çıkarmaları yasaklamıyor, üç ay erteliyor. İşveren ise, Torba Yasada yapılan düzenlemeyle işçisini tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarma hakkına sahip oluyor. Bu düzenlemeyle işveren, her an işçileri ücretsiz izne çıkartabilecek. Oysa Torba Yasa yasalaşmadan önce İş Kanunu'nda, ücretsiz izin, ancak işçi ve işverenin karşılıklı yazılı anlaşması halinde mümkün olan bir
iyileşti.24 saatte yapılan test sayısı ise 39.703 olarak belirtildi.Açıklanan rakamlara göre, bugüne kadar 673.980 kişiye test yapıldı. Toplam vaka sayısı 90.980, Covid-19 nedeniyle ölen kişi sayısı ise 2.140 olarak açıklandı. 1.909 kişinin yoğun bakımda tedavisi sürerken, entübe hasta sayısı 1.033, iyileşen hasta sayısı ise 13.430.
düzenlemeydi. Salgın dolayısıyla rant projelerinden vazgeçmeyenler, milyarlık ihaleleri yandaş müteahhitlere verenler, sıra emekçinin sözleşmesine gelince akıllarına gelen ilk şey yasaklamak oluyor. Bunun adı vicdansızlıktır, hal bilmemezliktir. Binlerce işçinin ekmeğiyle oynamak bu kadar kolay mı? Bu hayat pahalılığında bu insanlar taş mı yesin? Bir örnek de 696 sayılı KHK mağduru taşeron işçilerdir. Belediye şirketlerine ve kamuya geçen taşeron işçileri 696 sayılı KHK'daki yasaklar nedeniyle yak-