Frekans Dergisi 153 - Şubat Sayısı

TÜM KIRTASİYECİLER DERNEĞİ ALL STATIONERY ASSOCIATION TÜRKİYE

cı Endüstriyel TasarımLU: Ğ İO Kunter ŞEKERC

artırır” “Tasarım, ihracatı ULUSLARARASI KIRTASİYE BASIN BİRLİĞİ

ŞUBAT 2022

SAYI: 153

DÜNYAYI BULUŞTURUYOR

TÜRK ÜRETİCİLERİN CAN SİMİDİ

11. KIRTASİYE KURULTAYI YENİLİĞE VE GELECEĞE ODAKLANDI

Kırtasiye, Oyuncak ve Kitap

Fikirlerinize Deger Katar

KIRTASİYE RAF RAF SİSTEMLERİ

ECZANE DEKORASYON DEPO RAF SİSTEMLERİ

MAĞAZA DEKORASYON

MARKET EKİPMANLARI

YAPI MARKET RAF SİSTEMLERİ

Fabrika: Gazitepe Mah. Fabrikalar Cad. No:23-25 Silivri / İSTANBUL / TÜRKİYE TEL: 0212 855 03 61 İstoç Şube: İstoç 23. Ada No:14-16 Bağcılar / İSTANBUL / TÜRKİYE TEL: 0212 659 95 65

Fikirlerinize Deger Katar

www.rafyapdizayn.com.tr www.rafso.com

KÜNYE

TÜM KIRTASİYECİLER DERNEĞİ (TÜKİD) ADINA İMTİYAZ SAHİBİ TÜKİD BAŞKANI Vecdet F. ŞENDİL YAYIN YÖNETMENİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Cengiz AKÇAY YAYIN KURULU Cengiz AKÇAY İrem ÖZKAL Ece GÜRLER Ebulfez DEMİRDAŞ

YAYINA HAZIRLIK TÜKİD İKTİSADİ İŞLETMESİ İSTOÇ 21. ADA NO: 57-59 BAĞCILAR / İSTANBUL Tel: +90 (0212) 659 91 48 / +90 (0212) 659 91 49 Faks: +90(0212) 659 91 98 e-mail: bilgi@tukid.org www.tukid.org BKIW Creative Advertisement Agency Sedat Simavi Sk. 22/7 Çankaya - ANKARA www.bkiw.com.tr e-mail: info@bkiw.com.tr

YÖNETİM YERİ (TÜKİD) İrem ÖZKAL / TÜKİD Genel Sekreteri İSTOÇ 21.ADA NO: 57-59 BAĞCILAR / İSTANBUL

YAYIN KOORDİNATÖRÜ Ece GÜRLER / ecegurler@tukid.org İÇERİK VE REKLAM EDİTÖRÜ Ebulfez DEMİRDAŞ / info@tukid.org

Tel: +90 (0212) 659 91 48 / +90 (0212) 659 91 49 Faks: +90(0212) 659 91 98

DAĞITIM SORUMLUSU E. Nurdan ŞİŞMAN / bilgi@tukid.org

e-mail: bilgi@tukid.org

BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.

Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna Bahçelievler, İstanbul TEL: 0212 454 30 00

FREKANS Dergisi, TÜKİD üyelerine kırtasiye, kâğıt, okul ve ofis ürünleri sektörü mensuplarına ücretsiz olarak dağıtılır. *FREKANS DERGİSİ* ibaresi kullanılarak alıntı yapılması yazılı izne bağlıdır.

Gönderilen yazı ve resimler iade edilmez.

Frekans Dergisi 3.500 adet basılmakta ve dağıtılmaktadır.

www.tukid.org

Yayın Türü: Aylık, süreli yerel Yayın Tarihi: Şubat 2022, İstanbul Frekans Dergisi TÜKİD adına, TÜKİD İktisadi İşletmesi tarafından yayına hazırlanmaktadır.

tukidtr

Dergimzi dijital platformlardan dilediğiniz yerde, dilediğiniz zaman okuyabilirsiniz.

6

FREKANS

tükid

İÇİNDEKİLER

18

11. KIRTASİYE KURULTAYI YENİLİĞE VE GELECEĞE ODAKLANDI

26

AKADEMİSYENLERDEN SEKTÖR ANALİZİ

28

KOMİTELER GELECEK İÇİN TOPLANDI

30 8

FREKANS

FİKİRLER VE ÖNERİLER SERBEST KÜRSÜDE DİLE GETİRİLDİ

34 50 52

İHRACAT BAŞARISI GALA YEMEĞİNDE KUTLANDI ULUSLARARASI İSTANBUL KIRTASİYE OFİS FUARI DÜNYAYI AĞIRLIYOR ORTA DOĞU KIRTASİYE PAZARI PAPERWORLD MIDDLE EAST’TE BULUŞTU

54

İİB’DEN TÜKİD’E ÖZEL ÖDÜL

54

AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYE PROJESİ DEVAM EDİYOR

57

AZERBAYCAN’DA FUAR DAVETİ

İÇİNDEKİLER

60

OMİCRON VARYANTIYLA İPTAL OLAN FUARLAR

88 2022

76

ENDÜSTRİYEL TASARIMCI KUNTER ŞEKERCİOĞLU

ÖZENİ VE CESARETİ GÖSTEREN TASARIMLAR

İHRACATI ARTIRIR

80 ULUSLARARASI

İST. BAROSU FİKRİ VE SINAİ HAKLAR KOMİSYONU BŞK - AV. DR. TAMER PEKDİNÇER

MARKA TESCİLİ

PAZARLAMA TRENDLERİ

82

94 İHRACAT

144

PAMDEMİDE TÜRK ÜRETİCİLERİN CAN SİMİDİ

TÜKİD GENEL SEKRETERİ İREM ÖZKAL MAKALE

146

154 10 FREKANS

ARTIK SATILMAYAN EŞYALAR İMHA EDİLMEYECEK

BU SEFER TUAL BOYA FIRÇALARI AYIN RENGİ: 2022 RENKLERİ

BAŞKANIN MESAJI

İSTANBUL KIRTASİYE

OFİS FUARI’NDA BULUŞUYORUZ Kıymetli meslektaşlarım;

12 FREKANS

bilgi@tukid.org www.tukid.org

C

M

Y

CM

Belki bildiğimiz ama üzerine kafa yormaktan çekindiğimiz sektörün mevcut halini ve neler yapabileceğimize yönelik çalışma üzerinde hepimizin düşünmesi gerektiğine inanıyorum.

“

Bu noktada; TOBB ETÜ İşletme Bölümü Bölüm Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aktaş’a, Çankaya Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Mete Doğanay’a, TOBB ETÜ İşletme Bölümü Araştırma Görevlisi Tunahan Tayar’a, Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof.

Dr. Özgür Demirtaş’a ve de böyle bir pandemi döneminde bu kadar yüksek bir katılım sağlayan bütün üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Ayrıca hizmet aldığımız başta Kongrechi Tur OrganizasyonAyşem Özalp’a, Aktüel Turizm - Hakkı Türemen’e, BKIW Creative Ajansı - Berat Kuzu’ya, Ece Gürler’e ve ekibine, Genel Sekreterimiz İrem Özkal’ın özelinde dernek çalışanlarımıza teşekkürlerimizi sunuyorum. Kurultayımızın arkasından sektörümüzün neredeyse geleneksel hale gelen Antalya satış aktiviteleri yaşandı. 70’e yakın firmanın, 10’un üzerinde farklı otelde yaptıkları organizasyonlar sektörümüze hareket getirdi. Yine pandemi döneminde çok şükür ki ufak tefek vakalar dışında bu organizasyonları da bitirdik.

Antalya’ya gelen perakendecilerimiz ve toptancılarımız, gördükleri fiyatlar karşısında ciddi bir tereddüt yaşadılar. Fakat ne yazık ki son 4-5 ayda yaşanan ekonomik gelişmeler bu sonucu ortaya çıkardı.

Halen de belirsizlik bitmedi. 2022 senesi sonuna doğru pandeminin etkisini azaltacağı ve de normalleşmeye gidebileceğimiz ümidinin ekonomiye olacak müspet etkilerini bekliyoruz.

Vecdet F. ŞENDİL

“

Tüzüğümüz gereği iki yılda bir gerçekleştirdiğimiz Kırtasiye Kurultayımızın on birincisini tamamladık. Üyelerimizin kurultaya gösterdiği yüksek katılım ve kurultay esnasında ortaya koydukları ilgi, alaka ve dahiliyet, sektörümüzün geleceği adına bizleri çok mutlu etti. Programda oluşturduğumuz serbest kürsü bölümlerinde ve de iş kolları komite toplantılarında üyelerimizin yaptığı konuşmalarda, sektörün mevcut halini ve çözüm noktalarını, neler yapılabileceğini ve de ülkemizdeki gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi akademisyenlerinin hazırladığı; kırtasiye sektörünün son 20 – 25 yılda Türkiye’deki seyrini, nereden nereye geldiğimizi, şu an yaşadığımız zorlukları ve de bunların karşısında neler yapabileceğimize yönelik yaklaşık 1,5 saatlik sunumu dinledik. Belki bildiğimiz ama üzerine kafa yormaktan çekindiğimiz sektörün mevcut halini ve neler yapabileceğimize yönelik çalışma üzerinde hepimizin düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Bu çalışmaya derneğimizin web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın yapmış olduğu Türkiye’nin ekonomisi, ham madde tedariği, durmadan artan fiyatlar ve de yakın gelecek hakkındaki düşüncelerini dinleme fırsatı bulduk.

MY

CY

CMY

K

BAŞKANIN MESAJI

TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun imzası ile de bütün ticaret odalarımıza ulaşım desteğinin sağlanması yazısını da gönderdik. Bu noktada özellikle ticaret odalarımızda meclis ve komite üyesi olan arkadaşlarımızın illerindeki oda başkanlarıyla görüşerek ulaşım desteği sağlaması adına çalışma yapması gerekiyor.

Pandemi şartları, aşılama oranının artmasıyla birlikte izleri az da olsa rahatlattı. Vaka sayılarındaki artışa rağmen hastalık etkisinin azalması sonucu artık okullar kapanacak mı gibi bir endişeyi taşımıyoruz. Fakat bu bizi gevşetmemeli diye düşünüyorum. Etrafımızdaki aşı olmayan dostlarımıza aşı olmaları konusundaki telkin ve teşviklerimize devam etmeliyiz. Bununla birlikte mutlaka; maske, mesafe gibi tedbirlere de kesinlikle devam etmeliyiz. İki yıldan beri Çin ve Almanya kırtasiye fuarları yapılamıyor. Biz İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımızı yapabiliyoruz. Bunun hem ülkemize hem de sektörümüze çok ciddi faydaları var. Bu noktada tedbirlere devam etme zorunluluğumuz var.

Gayret edeceğiz, daha çok çok çalışacağız, daha doğru işler yapacağız. Başka çaremiz yok. Sektör ve ülke olarak da bu sıkıntılı günleri geçip, atlatacağımıza inancım tam.

Bu duygular içinde; fuarımızın hepimize hayırlı olmasını, bol bereketli, sağlık sıhhat içinde bir yıl geçirmemizi temenni ediyorum.

14 FREKANS

Halen de belirsizlik bitmedi. 2022 senesi sonuna doğru pandeminin etkisini azaltacağı ve de normalleşmeye gidebileceğimiz ümidinin ekonomiye olacak müspet etkilerini bekliyoruz.

“

Önümüzdeki 16 Şubat’ta başlayacak olan, sektörün ana faaliyeti ve buluşma noktası olan İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı var. Bütün katılımcı firmalarımız 2022 senesinin yeniliklerini getirecekler. Ayrıca özellikle imalatçı firmalarımız için yurt dışından gelecek çok yoğun bir ziyaretçi sayısı var. Almanya’daki Paperworld fuarının iptal edilmesiyle birlikte İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı daha da önem kazandı.

Yurt dışından doğru alıcı firmaların fuarımıza katılmasını sağlamak adına arkadaşlarımızın aylardır çalışmaları devam ediyor. Ayrıca yurt içinden fuarımıza katılım sağlayacak olan meslektaşlarımızın konaklamalarını netleştirmek adına da çalışmalarımız sürüyor.

“

Kıymetli dostlarım;

EDİTÖR

ŞİMDİ; ÜRETİM ve ÇALIŞMA ZAMANI

16 FREKANS

Cengiz AKÇAY bilgi@tukid.org www.tukid.org

Yine bu buluşmamızda anladık ki; sizbiz gruplarından vazgeçilmeli ve ortak amaç, yani sektörün gelişmesi, büyümesi uğruna çalışılmalı, doğru işlerde birleşilmeli. Yapılan bilimsel ve akademik çalışmalar, harcanan emek sadece eleştiri olsun diye göz ardı edilmemeli.

“

Değerli meslektaşlarım, Önümüzde çok önemli bir organizasyon daha var. Son iki yıldır Covid – 19 pandemisi nedeniyle dünya genelinde iptal edilen sektörel fuarlara karşın devam eden İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımız. Hepimiz döviz kurlarından, navlun fiyatlarındaki artıştan, ham madde tedariğinde yaşanan sıkıntılardan etkilendik. Bu etkileri bir süre daha yaşamaya devam edeceğiz. Ancak diğer yandan rotasını ülkemize çeviren Orta Doğu, AB ve ABD pazarları var. Tam da bu süreçte gerçekleşecek olan İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı, üreticilerimizin ihracat hamleleri için, perakendecilerimizin gelecek sezonu için, toptancılarımızın gerçekçi yatırımları için önemli bir buluşma noktası olacak.

TÜKİD Yönetim Kurulu, idari ekibi ve TÜYAP Proje Grubu olarak yoğun bir çalışma programı ile fuara hazırladık. Pandemi koşullarında gerek yurt dışından gerek yurtiçinden katılım sağlayacak ve ziyaretçi olarak gelecek kişi sayısının artması için tüm detaylarla tek tek ilgilendik.

Yapılan çalışmaların faydalı olması, sektör için verimli geçmesi ve yeni başarılara imza atması adına, sizleri de fuara bekliyoruz.

16 - 20 Şubat 2022 tarihleri arası TÜYAP Beylikdüzü’nde görüşmek üzere…

“

Sevgili Frekans Dergisi okurları; 11. Kırtasiye Kurultayımızı yüksek katılım ve başarıyla gerçekleştirdik. Öncelikle; firmasının, sektörünün geleceği için kurultaya katılarak fikirlerini sunan, çözüm önerilerini aktaran tüm meslektaşlarımıza ve maddi- manevi katkı sağlayan tüm sponsorlarımıza teşekkür ederim.

Bu bağlamda kurultay organizasyonunu koordine eden Kongrechi Tur Organizasyon- Ayşem Özalp’a, ulaşım hizmetimizi sağlayan Aktüel Turizm - Hakkı Türemen’e, kurultayımızın kreatif üretim ve program yönetimini yapan BKIW Creative Ajansından Berat Kuzu’ya, Ece Gürler’e ve ekibine, yönetimdeki arkadaşlarım ve şahsım adına ayrıca çok teşekkür ederim.

Kurultay öncesinde yönetim kurulu olarak 50’ye yakın üye ziyareti gerçekleştirmiştik ve kurultayda görüşülecek konu başlıklarını oluşturmuştuk. Hepimiz aynı işi yapıyoruz, global ya da ulusal çapta yaşanan sorunlarda aynı engellerle karşılaşıyor, firmalarımız ve sektörümüz için bu krizleri aşmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede ziyaretlerden çıkardığımız konu başlıkları, kurultayda daha geniş katılımla görüşüldü. Hem kurultay ana salonunda hem de komite oturumlarında görüşülen konulara dergimizin ilerleyen sayfalarında geniş yer verdik. Başlıklar arasında, yıllardır konuştuğumuz, çözüm bulamadığımız konularımız da var, dijital çağın yenilikleri de var, pandemiyle hayatımıza giren krizler de…

Ancak değişmeyen tek bir konu var. Konuşabilmek, yüz yüze bakabilmek ve temsil ettiğimiz sektörün saygınlığını korumak. Yine bu buluşmamızda anladık ki; siz- biz gruplarından vazgeçilmeli ve ortak amaç, yani sektörün gelişmesi, büyümesi uğruna çalışılmalı, doğru işlerde birleşilmeli. Yapılan bilimsel ve akademik çalışmalar, harcanan emek sadece eleştiri olsun diye göz ardı edilmemeli. İşinde başarılı, sektörüne zaman ayıran, çevresini kullandıran, tüm sektörü kucaklayan büyüklerimizi bezdirmek, bıktırmak yerine, tecrübe ve bilgilerinden yararlanmak gerekli. “İşimize sahip çıkmalıyız” sözlerinin öneminin ortaya çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Hizmet yarışının etkileri hala devam etmekte. Bu sektörümüz adına kaybedeni olmayan bir yarış olarak görülmeli.

Kurultayımıza katılan değerli meslektaşlarımız, sektörümüze yakışmayacak söylemlere, huzursuzluklara izin vermedi. Zamanın birlikten güçlenmek zamanı olduğunu hissettiğimiz çok verimli istişarelerde bulunduk.

FAALİYETLER

11. KIRTASİYE KURULTAYI YENİLİĞE VE GELECEĞE ODAKLANDI 11. Kırtasiye Kurultayı; sektör temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla 2-5 Aralık 2021 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi.

“Yeniliğe Odaklan, Geleceği İnşa Et!” sloganıyla gerçekleşen kurultay; üretim, tüketim ve ticaret parametrelerinin hızla değiştiği, adapte olmak ve ilerlemenin tek yolunun değişim olduğu bir dönemde, kırtasiyecilerin mevcut durumu ve gelecek hakkında konuşmalarına imkân sağladı.

T

ÜKİD tarafından her 2 yılda bir düzenlenen ve kırtasiye sektörünün gelişimine katkı sağlayan Kırtasiye Kurultayı 11. kez gerçekleştirildi. Türkiye geneli 450’ye yakın kırtasiyecinin bir araya geldiği kurultayda, pandemi sonrası üretim, ihracat, ham madde ve tedarik sıkıntıları ile artan maliyetlerin sektöre etkileri değerlendirildi. Pandemi sonrası dünya genelinde yaşanan tüketim ve ticaret şartlarının değişimini temeline alarak; “Yeniliğe Odaklan, Geleceği İnşa Et!” sloganı ile gerçekleştirilen kurultayda, 3 gün boyunca, seminer, komite ve istişare toplantıları gerçekleştirildi. Akademik bilgilerini sektörel çerçevede derleyerek aktaran; Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof.

18 FREKANS

Dr. Özgür Demirtaş ve TOBB ETÜ İşletme Bölümü Bölüm Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aktaş konuşmalarında kırtasiye sektörü temsilcilerinin, alanlarında fark yaratarak öne çıkabileceğini belirttiler. TÜKİD Başkanı Vecdet F. Şendil ise açılış konuşmasında mevcut durumun iyi tahlil edilmesi ve 2022 planlarının temkinli yapılması gerektiğini ifade etti.

BELİRSİZLİKLERE RAĞMEN UYUM SAĞLADIK 3 gün süren kurultay, 2 Aralık Perşembe günü divan kurulu seçimi ile başladı. Hazirun oylarıyla; Divan Kurulu Başkanı Konak Kırtasiye - Hüseyin Süer, Başkan Yardım-

cısı Panda Yazı Gereçleri - Ogün Fıratoğlu ve Katip Üye Destek Ofis - Hülya Yelmen olarak belirlendi.

Açılış konuşmasını yapan TÜKİD başkanı Vecdet F. Şendil, Temmuz 2021’de gerçekleşen seçimin ardında dernek bünyesinde süren çalışmaları ve yönetim süresince yapılması planlanan projeleri katılımcılarla paylaştı. Son iki yılın pandemi etkisiyle belirsizlik içinde geçtiğini ama sektörün şartlara uyum sağlayarak ticarete devam edebildiğini ifade eden Şendil; “Sezon olacak mı olmayacak mı, ne olduğu belli olmayan bir dönemdeydik. Çok şükür, okullar açıldı, kapanmadı ve sezonumuzu yaşadık. O günlerde hepimiz bir kargaşa yaşadık. Perakendeler neredeyse 8. ayın 15’ine, 20’sine ka-

FAALİYETLER

dar ellerini ürünlerine uzatmadılar.

Kimse mal almak istemedi, çünkü herkeste bir tedirginlik vardı. Hatta kamuoyunda okulların kapanacağına yönelik spekülasyonlar oluştu.

Aynı dönemde Millî Eğitim Bakanlığında görev değişimi yaşandı. Hem yeni görevlerini hayırlımak hem de okulların açılması konusunda alınan kararları birinci ağızdan duymak için kendilerini makamında ziyaret ettik.Ziyaretimizi, her dönemde bize destek veren, Ankara Ticaret Odası Başkanımız Sayın Gürsel Baran’la birlikte gerçekleştirdik.

Göreve yeni başlayan Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’den tek bir isteğimiz oldu. O da okulların açılacağı ve kapanmayacağı noktasında kararlılık gösterilmesiydi. Çok şükür ki Bakan Bey de bizim bu konudaki talebimizi anlayışla karşıladı. O saatten sonra ilk önce Milli Eğitim Bakanımız sonra da Sayın Cumhurbaşkanımız bu noktadaki kararlılıklarını ortaya koydu. Sektörümüzün yaşadığı sıkıntıları çözmek ve ilerlemesini sağlamak amacıyla bürokrasi ziyaretlerimiz ve telefon görüşmelerimiz oldu. Bu kapsamda, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Yön. Kur. Başkanı Serdar Keskin, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar, Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürü Mustafa Gümüş ve Ticaret Bakanlığı Tarife Daire Başkanı Tarık Mavili ile görüştük. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’i makamında ziyaret ettik. Görüşmemizde bürokratlar nezdinde Perakende Yasası ile ilgili yapılan çalışmaları görüştük.Sektör olarak; konuya nereden dahil olacağımızı, taleplerimizi ve sektörel görüşleri20 FREKANS

mizi belirlememiz ve ortak bir dille bunu Sayın Palandöken’e iletmemiz gerekli” dedi.

Konuşmasında ihracat ve ithalat konularında sektör temsilcilerinin dikkat etmesi gereken noktalara da değinen Şendil; bu alanlarda ürüne dair resmi makamlara yapılan başvuruda, ürünün içeriği, kullanım alanları ve görsellerinin dikkatli seçilmesi gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Muş’la da görüştüklerini ifade eden Şendil; “Derdimizi doğru anlattığımızda sorunlarımızı çözebiliyoruz” dedi. ÜYE ZİYARETLERİMİZ Temmuz ayında gerçekleşen seçimlerin ardından yoğun bir üye ziyareti programı gerçekleştirdiklerini aktaran Şendil; “Üye ziyaretlerinde iki ana konu başlığımız vardı. Biri dernekten beklentiler, diğeri şu an bir arada olduğumuz kurultayımızın içeriğiydi. İstanbul’da 50 civarında üyemizi ziyaret ettik. Bunun akabinde de özellikle kurultay ve ortak aklın, bu 2 sene boyunca yapılacak olan işlerin düzenlenmesi, faali-

yetlerin oluşturulması noktasında telefon görüşmelerimiz oldu. Uzun uzadıya telefonla da olsa istişareler yaptık ve bugüne gelmiş olduk.

Ziyaretlerinden çıkan sonuçlarla da kurultayın gündemini tespit etmeye çalıştık. Üyelerimizle yaptığımız görüşmelere paralel olarak, sektörümüzün ülkemizdeki ve dünyadaki durumuna dair akademik bir görüş almak için TOBB ETÜ’nden İktisat Bölüm Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi’nin de başkanı olan Prof. Dr. Ramazan Aktaş hocayla ve Prof. Dr. Mete Tunahan hocayla toplantılarımız oldu. Kırtasiye sektörünün Avrupa’daki son 10-15 yıllık gelişimi, sektörümüzde yaşanan değişiklikler, ülkemizdeki yansımaları ve bugün gelinen nokta nedir? Perakendenin bu manadaki yaşadıkları, nelerle karşı karşıya kaldıkları, dünyadaki örnekleriyle, bu örnekler arasındaki farklılıklar veya aynılıkların neler olduğu noktasında hocalarla görüştük. Hocalarımız hazırladıkları rapor niteliğindeki projeksiyonu kurultayımızda paylaşacaklar” dedi.

11. KIRTASİYE KURULTAYI

FUARLARDA BULUŞACAĞIZ Son iki yılda yaşanan kırılmalara rağmen dünyada ihtiyaçların devam ettiğini ve Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik konumdan dolayı ciddi bir avantaj yakaladığına değinen Şendil konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Şu an organize sanayi bölgelerinin hepsinde ciddi bir çalışma var. Sektörümüzün bundan istifade etmesi lazım. 2-2,5 saatlik mesafede gelebilen yaklaşık 60’a yakın ülkenin yabancı müşterisinin ülkemize gelmesi lazım. Bunu zaten üretici olan arkadaşlarımız şu dönemde görüyorlardır diye düşünüyorum. İhracat çalışmalarında, Paperworld ve İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımız önemli buluşma noktaları. Paperworld’de bizden evvelki dönemde Başkanımız Mehmet Bey, yaklaşık 210-212 metrekarelik bir alanda bir milli katılım gerçekleştirdi. İTO Başkanı Sayın Şekib Avgadiç sağ olsun Almanya’da fuara gelerek

TÜKİD standını ziyaret etti. Orada da arkadaşlarımız önümüzdeki fuarda alanın 200’den 500 metrekareye çıkarma sözü vermişler. O dönemde dernek başkanlığı görevini yürüten Mehmet Bey’in verdiği söz, bizim sözümüz oldu ve eğer fuar gerçekleştirilebilirse, milli katılım olarak 512 ya da 522 metrekare alanla yapılacağına dair verdikleri sözü yere düşürmedik. İstanbul Ticaret Odası Başkanımıza da verilen sözün gereğini yapmış olduk. İhracat için bir başka çalışma da Dubai’deki Paperworld Middle East’de gerçekleştirdik. Çin’e hiçbirimiz gidemiyoruz ama Çin’deki alıcılar Dubai’ye geliyor. İthalat ya da ihracat yapmak için orada ciddi bir potansiyel var.

Dubai Paperworld Middle East’e katılımımızda, dernek olarak herhangi bir ücret ödemeden 30 metrekare, 24 metrekare gibi bir alanı ücretsiz olarak tahsis ettirdik. Oraya giden, gitmek isteyen arkadaşlarımız derneğimize tahsis edilen alanda müşterileriyle, herhangi bir ücret ödemeden sadece kendi masraflarını karşılayarak, görüşme yapabilirler. Böyle bir imkân sağladık. Bunu yaparken de dernekten herhangi bir masrafımız olmadı. Sadece derneğimiz adına Genel Sekreterimiz orada bulunacak ve diğer masraflar ortadan kalkınca sektördeki arkadaşlarımıza böyle bir imkânı sunmuş olacağız. Bir başka konu da İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nın güçlendirilmesi meselesi. Biliyor-

sunuz fuarımız hem derneğin ana faaliyeti hem de ihracat noktasında dışa açılan yüzümüz. İnşallah bu fuarlar zamanlarında olur. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’na olabildiğince doğru, alıcı olan yabancı müşterileri getirmek adına çalışmalar yapıyoruz. Kurultaydan sonraki yaklaşık 2 aylık dönemde de yoğun olarak bu işin üzerinde eğileceğiz. Fuarın güçlü olması adına hem iç piyasadaki hareketin hem de dışarıdan gelen müşterilerin güçlü olması adına ciddi çalışmalarımız var. Üye ziyaretlerimizde yaptığımız sohbetlerde önemli notlar çıkardık. Bunlar sektörümüzün tüm iş kollarının birlikte düşünmesi, çözüm bulması ve üzerine çalışması gereken konular. Üretimde kalite standardının artırılması, stok yönetimine yönelik eğitimler verilmesi, fuarımızın güçlendirilmesi gibi başlıkları listemize ekledik. Seçim sorasında yaptığımız diğer çalışmalara da kısaca değinmek gerekirse; Pandemi öncesinde Frekans Dergisi, 8+1 sayı çıkıyordu.

Pandemi döneminde mevcut şartlardan dolayı bu sayı 6’ya düşürülmüştü. Şimdi yıllık yayın adedini tekrardan 8+1’e tekrar çıkardık.

Pazarlama ve PR çalışmalarımız kapsamında okulların açılma döneminde “Kırtasiye, Kırtasiyeciden Alınır” sloganıyla prodüksiyon çalışması yaptık. Bunun sosyal medyada yayınlamasının yolları var. Bir miktar bütçe verdik ve milyonlarca kişiye ulaştırdık.”

FREKANS 21

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

GELECEĞİMİZE ODAKLANALIM Üye ziyaretlerinde oluşan talepleri madde madde aktaran Şendil, kırtasiye sektörünün dinamik ve kendini sürekli güncelleyen bir yapı olduğunu hatırlatarak, geleceğe odaklanmak gerektiğini vurguladı.

Son yıllarda hacmi artan e-ticaret alanında sektörün durumunu değerlendiren Şendil; “Bundan yaklaşık 30 sene evvel gerek ofis kırtasiyesi gerek okul kırtasiyesinin sağlandığı tek mercii bizim geleneksel perakendelerimizdi. 1990’da Metro marketler kuruldu. Bizim ürünlerimize raflarında yer vermeye başladı.

Ardından Metro, Carrefour veya Migros. Bu sürecin başlaması ile birlikte sıkıntılar ortaya çıktı çünkü kazancımıza ortak çıkmaya başladılar. Tepkiler oldu ama su yolunda akmaya devam etti. Daha bunu hazmedemeden “Japon”, “ucuzluk pazarı” dediğimiz, birçok isim adı altında olan bin – iki bin – beş bin metrekare yerler piyasaya girmeye başladı. Bunların önemli bir kısmında ürün çeşidi zincir marketler gibi değildi ama zaman içinde onlar da kırtasiye ürünlerine girmeye başladı. Sonra 1995’te BİM, 2007-2008 yıllarında da ŞOK ve A101 kuruldu.

Birkaç yıl neler olduğu fark etmedik. 2000’lerden sonra ufak tefek ürün almaya başladılar. Bir zincir market broşürünün en altında, 5 – 6 adet kırtasiye ürünü vardı. Derken broşürlerin yarısı kırtasiye ürünü oldu. Sezonda broşürlerin tamamı kırtasiye ürünü oldu ve son 4-5 yılda broşürlerin çıktığı gün piyasa birbirine girdi. Bunu da hazmedemedik ve devam etti. Bir de baktık ki n11 denilen bir yapı var ve online dükkân açıyormuş. Nerede bu dükkân? Kim biliyor? Onun arkasından Trendyol’u, Hepsiburada’yı gördük.

Daha onların ne olduğunu anlamadan şu an kırtasiye dükkanlarımızın girişinde, vitrininde yaklaşık 30 cm çapında “Trendyol Expres Teslim Noktası” yazıyor. Onun altında “Getir Çarşı”. Gittim, kendim görüştüm.

Perakendeci diyor ki “Çok memnunum. Buraya Trendyol’un logosunu koyduktan sonra dükkânı düzeltmeye başladım. Çünkü hiç tanımadığım insanlar girmeye başladı”.

Başka bir şey çıktı, kargomatik var 22 FREKANS

artık. Bankamatiğin büyüğü. Yine internetten mal alıyorsunuz, sistem; “Evine mi gelsin? Sana yakın 300 metre mesafede bir tane kargomatik var, oradan gidip alırsan 10 lira indirim yapacağız” diye soruyor.

Sahada arkadaşlarımızla görüştüğümüzü belirtmiştim. Mecit Beyle yaptığımız sohbette; Elazığ’nın Karakoçan ilçesinde A101 Aktüel açıldığını söyledi. Yani gıda dışında kalan ürünler aktüel mağazasında yer alıyormuş. Sadece “Geçmiş olsun” dedim. Firma; ola ki perakende tasarısında gıda perakendelerine bir yasaklama gelirse tedbirini şimdiden alıyor, hazırlıklarını yapıyor. Şimdi bakın nereden nereye geldik.

Başım döndü. Peki başka bir şey daha, televizyonlarda Cem Yılmaz’ın yer aldığı reklamları görüyor musunuz? Şimdi hepimiz için 1.600 şubeli bir dükkân çıktı ortaya, Opet.

Hem de 7/24 açık. Reklamda, “Bak, Can Yayınları’nın kitapları da oyuncak da kırtasiye gereçleri de burada” diyor. Şimdi market yasası geliyor ya. Biz diyeceğiz ki “Cumartesi,

pazar günleri açık olmasın bunlar”, “Kırtasiye satmasın”. Peki bunu ne yapacağız? Opet bunu yapıyor da Shell’in eli armut mu topluyor? Petrol Ofisi girmeyecek mi bu işe? Bir toplayın, yaklaşık 5-6 bin şube daha geliyor. Hadi rekabet edelim. Peki, biz ne yapıyoruz? Sorunun cevabını hepimiz düşünmeliyiz.

Düşünmemiz ve ortak hareket etmemiz gereken bir diğer konunda dernek yapımız. Aralık 2021 itibariyle; 124 perakende, 152 imalatçı, 78 ithalatçı, 78 toptancımız ve 1 laboratuvar firması üyemiz var.

Peki, bu derneği nasıl yöneteceğiz arkadaşlar? Meşrebine, mezhebine, ırkına, yakınlığına, akşam masada oturduğumuzda bardağının içindekinin nev’ine göre bir hukuk mu oluşturacağız? Yoksa ehliyet, liyakat, vizyon, çalışma dediğimiz kriterlere göre mi oluşturacağız? Bunun cevabını vermek durumundayız. Veremezsek, o biraz evvel anlattığım sektörün nereye gittiğini noktasında tıkanıp kalırız. Bu sorunlara çözüm üretilmesinin bir tezahürü de der-

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI mizi düşünmemiz lazım. Siz bize söylerseniz; sabrımız, sinirlerimiz ve ömrümüz vefa ederse 1,5 sene daha buradayız. Sizlerden gelen talebin gereğini gücümüzün yettiğince yaparız. Bize “Çalışmadınız” diyemezsiniz, çalıştığımızı görüyorsunuz.

Göstermeye devam ederiz ama bu kadar. Neye talipseniz önümüze koyun, hep beraber biz bunun hizmetkarlığını yapalım”

neğimizdir. Bunların cevabını biz vermek durumundayız. Peki verdik, bu çatı altında çalışmalarımızı buna göre yapıyorsak o zaman kaç kişi olacağız arkadaşlar? Şimdi bizim mantığımız, üye sayının artması. Çok normal, başka arkadaşlarımız da “Ya bu sayı fazla artmasın” diye de düşünebilirler. 2015’te 200 firma ile teslim aldığımız üye sayısını 2019 yılında 411’le teslim ettik, 2 sene sonra 393 ile teslim aldık. Şimdi o 393 ile teslim aldığımızı 438’e çıkardık. Nasıl oluyor bu iş? Yap boz tahtası mı bu? Ben geleceğim çıkarttıracağım, sen geleceksin indireceksin. Bir karar verelim.

Herkese saygı duyuyorum, kimsenin yaptığına yanlış demiyorum. Ama bir karar verelim, bizim bu sayıya ihtiyacımız var mı? Hangi sayıya?

Vasıflı, fonksiyonel, işine yatırım yapmış, geleceğini bu sektörde gören üye sayısına ihtiyacımız var mı yok mu? İş olsun diye değil. Varsa bunun gereğini yapalım. Burada bir kanaat çıksın ortaya. Yoksa bırakalım. Kimsenin kimseye kızmasına da gerek yok. 2 sene sonra bir başka arkadaşımız gelecek “O böyle düşünüyor” diyecek. Anayasa gibi bir tüzüğümüz olsun bizim. Ortak bir anlayış birlikteliği oluşturalım. Şunu başından beri net olarak söyledim, “Hiçbir sektör yok ki devlete, kamuya, kanun koyucuya derdini iyi anlatamıyorsa, iyi münasebetler kuramıyorsa önü açılmaz”. Şimdi diyorum ki; nasıl bir dernek istiyoruz?

Doğrularımız ne? Bizim kamuyla münasebet kurmaya ihtiyacımız var mı? Varsa nasıl kuracağız bunu? Ne yapmamız lazım? Benim soruları sorup da ortaya bıraktığım hal bu arkadaşlar. Bunun kararını, neye talip olduğumuzu ve ne istediği24 FREKANS

TÜKİD Başkanı Vecdet F. Şendil’in konuşmasının arından, Divan Kurulu Başkanı Hüseyin Süer’in kurultay programını katılımcılara aktarmasıyla 1. gün tamamlandı. Kurultayın ikinci günü, organizasyonun gerçekleşmesinde maddi manevi önemli katkıları olan sponsorlara teşekkür plaketi verilmesiyle başladı.

Törende, Ana Sponsor TÜYAP’a, Platin Sponsor Adel Kalemcilik’’e, Altın Sponsor Umur’a, Gümüş Sponsorlar; BiC, Ceren Kırtasiye, Edding, Noki ve Rafso’ya, Bronz Sponsorlar; Erkam Ofis, Avrasya Kırtasiye, Bigpoint, Cassa, Gıpta A.Ş., Smart Ofis, Herboy Etiket, Kadıoğlu Kırtasiye, Şahin Kırtasiye,

Nat Yazılım, Silka, Südor, Teknik Atılım ve Temat firma yetkililerine plaket takdim edildi.

Daha sonra kürsüye davet edilen TÜYAP Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Ulusoy, 16-20 Şubat 2022 tarihleri arasında 5 gün sürecek İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı hakkında bilgi paylaştı. Yabancı ziyaretçilere yönelik olarak dijital platformlarda lokasyon bazlı reklam çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden Ulusoy; “Geldiğimiz son aşamada ciddi bir katılım talebi aldığımızı söyleyebilirim. Pandemi koşullarında titizlikle uygulayacağımız önlemlerle katılımcılarımıza temassız fuar deneyimi sunacağız. MyTüyap uygulamamız ile fuarımızı 365 güne çıkararak katılımcı ve ziyaretçilerimizi yıl boyunca dijital ortamda bir araya getireceğiz. Ayrıca geliştirdiğimiz Business Connect Programı aracılığıyla kırtasiye sektörünü fuar öncesi ve sonrasında da bir araya getirecek. Bu uygulamalardan tam fayda sağlamak için katılımcılarımızdan kendilerine ayrılan bölümleri eksiksiz doldurmalarını bekliyoruz” dedi.

Panda yaşam konsepti ile yepyeni bir panda yaşam tarzını keşfedin. Sevimli bir panda ile özgürlüğü temsil eden balonlardan oluşan serbest stil konseptimiz ile özgürlüğün tadını çıkarın..

Discover a brand new panda life style with the Panda life concept. Enjoy the freedom with our free style concept consisting of balloons representing freedom with a cute panda..

CO

IG T DES NCEP

N

Cruel Tiger, sırt çantaları ve aksesuarlar arasından seçim yapabileceğiniz serbest stil konseptimizdir. Cruel Tiger ile gücünüzü ortaya çıkarmaya hazır mısınız?

Cruel Tiger is our freestyle concept where you can choose from backpacks and accessories. Are you ready to reveal your power with Cruel Tiger?

BİLSAN ELEKTRONİK DIŞ TİC. LTD ŞTİ.

+90 850 255 05 22

info@hoalaa.com

Mahalle:AKÇABURGAZ MAH. Cadde/Sokak:HADIMKÖY YOLU CAD. Daire No: Kapı No:180 A 34000 Esenyurt / İstanbul

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

AKADEMİSYENLERDEN

SEKTÖR ANALİZİ

Kurultayın ikinci günü; TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İşletme Bölümü Bölüm Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aktaş, Çankaya Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Mete Doğanay ve TOBB ETÜ İşletme Bölümü Araştırma Görevlisi Tunahan Tayar’ın, Kırtasiye Sektörü Değerlendirme sunumuyla; Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın ise “COVID - 19 Sonrası Türkiye ve Dünya Nasıl Şekillenecek?” semineriyle katılımcılarla buluştu.

K

urultayın ikinci günü sabah oturumunda katılımcılar “Kırtasiye Sektörü Değerlendirmesi” başlığında hazırlanan raporu TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İşletme Bölümü Bölüm Başkanı ve Sürekli Eğitim Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aktaş’tan dinlediler. Prof. Dr. Aktaş raporun; 3 –4 aylık süreçte ulusal ve uluslararası güvenilir kaynaklar aracılığıyla çeşitli sektör raporları, makaleler, dergiler ve internet siteleri detaylı bir biçimde taranarak hazırlandığını belirtti. Sayısal verilerden bazılarına; ulusal düzeyde istatistik veri sunan kaynaklardan birisi olan TÜİK vasıtası ile ulaşılırken, çoğu veri

26 FREKANS

ise uluslararası düzeyde saygınlığa sahip olan, dünyada pek çok yatırım fonu ve büyük şirketlerin kullanmayı tercih ettiği ve sadece ücretli erişimle kullanılabilen veri platformu Euromonitor üzerinden alındığını aktardı.

Prof. Dr. Aktaş, yapılan araştırmalar ve analizler ışığında hazırladğı sunusunda; kırtasiye sektörünün Türkiye ve dünyadaki yapılanması, satış ve pazarlama kanalları, B2C satış kanallarındaki çeşitlilik, e-ticaretin etkisi, rekabet koşulları, pandeminin kırtasiye tüketimine etkisi ve başarı faktörleri başlıklarına yer verdi. Genel durum analizinin ardından önerilerini sıralayan

Prof. Dr. Aktaş kırtasiyecilere, işletmelerde risk yönetiminin uygulanması gerektiğini, TÜKİD önderliğinde ya da kurumsal bazda bahsedilen başarı faktörlerine, ekonomiye vb. konulara yönelik eğitimler düzenlenmesi gerektiğini, zincir perakendecilerin ve indirim marketlerin faaliyet alanlarının daraltılması konusunda yasal çalışmalar yapılabileceğini vurguladı.

Sunumunda; Covid-19 sonrası dünyada yaşanan ticari ve ekonomik gelişmeleri değerlendiren Prof.

Dr. Özgür Demirtaş ise kırtasiye sektörü mensuplarıyla yeniden bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

FAALİYETLER

KOMİTELER GELECEK İÇİN

TOPLANDI

4 Aralık Cumartesi günü bir kurultay geleneği olan iş kolları komite toplantıları gerçekleştirildi. Üretim, toptan, ithalat ve perakende iş kollarının gruplar halinde toplanarak, kendi alanlarında yaşanan sıkıntıları görüştükleri ve çıkan ana başlıkların sektörün diğer iş kollarına aktarıldığı komitelere yoğun katılım sağlandı.

H

er bir iş kolunun yaklaşık 4 saat süren görüşmeleri sonucunda oluşturulan raporlar, ana toplantı salonundan hazirun ile paylaşıldı. İlk olarak İthalatçılar Komitesi Sözcüsü Mesru Ceylan komite sonuçlarını açıkladı. Ceylan komitede; gümrük tarifelerinde yaşanan sorunlar, piyasa denetlemelerinde etiket standartlarıyla ilgili yaşanan sıkıntılar, gümrük aşamasında alınan numunelerin akredite laboratuvarlarında test maliyetlerinin yüksek olması ve 2018 yılında gelen ek vergi ve ÖTV kaynaklı sorunların değerlendirildiğini belirterek İthalatçılar

28 FREKANS

Komitesi kararlarını şu şekilde sıraladı: • Dünya genelinde ham madde tedarikinde yaşanan zorluklar, ayrıca kur ve navlun artışlarından dolayı yaşanan tedarik zorluğu görüşüldü.

Bu konuda TÜKİD merkezinde tekrar toplantılar yapılması, • Gümrük tarifeleriyle ilgili yaşanan sıkıntıların çözümü için ithalatçı firmaların bir araya gelerek, ürünlerle ilgili gerekli GTİP numaralarının dernek bünyesinde toparlanıp, ilgili birimlere tavsiye niteliğinde paylaşılması, • Ürün etiketlemelerinde yaşanan sıkıntıların çözümü için ilgili profes-

yonel kurumlardan destek alınarak ilgili birimlerle paylaşılması, • TÜKİD’in akredite olmuş olan laboratuvarlarla olan anlaşmaların geçerli olması adına gerekli taleplerin bakanlığa sunulması, • İthalatta kırtasiye ürünlerine gelen ÖTV ve ek vergilerle ilgili, bakanlıkla görüşülerek tekrar değerlendirme yapılması için talepte bulunulması, • TÜKİD bünyesinde ürün, gümrük ve ithalat mevzuatları konusunda danışmanlık yapacak daimî bir birim kurulması gerektiği.

Ardından söz alan Toptancı Komitesi Sözcüsü Yılmazlar Kırtasiye - Sefer Orhan; görüşmede, fuarlar, zamlar,

11. KIRTASİYE KURULTAYI teşvikleri, ihracat teşvikleri, markalaşma eğitimlerinin düzenlenmesi

İthalatçılar Komitesi Sözcüsü Mesru Ceylan

ürün sevkiyatları, direkt satışlar, bölge satış elemanlarının eğitimi ve teknik konuların öne çıktığını belirtti. Bu görüşmeler sonucunda alınan kararlar ise şu şekilde sıralandı: • Ocak satış aktivitelerinin sektörümüz adına faydalı olmadığı, bu görüşe göre de ertelenmesine yönelik taleplerin iletilmesi • Zam gelen ürünlerin teslim olmaması. Ürünleri firmalardan, ithalatçıdan ya da imalatçıdan teslim alamaması ve bunun karşısında mevcut sermayemizin erimesi ve buna dair çözüm bulunması, • Özellikle 2021 yılında yaşanan ve bundan sonraki senelerde yaşanacağı düşünülen bir sorun olarak; ithalatçı ve imalatçı meslektaşlarımızın ürün sevkiyatında yaşadıkları problemler… Siparişleri alınan ürünlerin sevk edilmemesi ya da çok geç sevk edilmesi neticesinde toptancı meslektaşlarımızın tahsilat kabiliyetlerinin sekteye uğraması. Talebimiz ithal ya da imal edilemeyecek ürünlerin ya da ithalatı zorlaşan ürünlerin siparişlerinin toparlanmaması, • Herkesin açık açık söylediği ve çok şikayetçi olduğu konu; firmaların direkt satışlar yapması. İmalatçı ve ithalatçı meslektaşlarımızın pazardan daha fazla pay almak maksadı ile görece daha büyük perakende kırtasiye noktasına toptancıyı aşarak direkt satış yapmaya başlaması sektörümüzün içinde bulunduğu şartları zorlaştırması, • Bölge satış elemanlarının eğitimi, • KBS Sisteminin tekrar faaliyete girmesi. Piyasadaki firmaların KBS sistemiyle belli stok kartları, belli standartlara oturmuş bir şablonun

Toptancı Komitesi Sözcüsü Yılmazlar Kırtasiye - Sefer Orhan

yapılması ve bunun sunulması isteniyor. İmalatçılar komitesi yazmanı görevini üstlenen TÜKİD Genel Sekreteri İrem Özkal, görüşmede uzun vadelerin, ham madde sıkıntısının, ek vergilerin ihracatı zorlaştırmasının ve devlet teşviklerine ulaşmanın öneminin öne çıktığını belirtti.

Komiteden çıkarılan notlar ise şu şekilde sıralandı: • Vadelerin kademeli olarak kısaltılması, • Ham maddeye ulaşım noktasında ortak hareket edebilmek, ithalatta ödenen ilave vergilerin kaldırılmasını sağlamak, • Dernek içerisinde ihracat ve ürerim teşviklerini takip edecek, ihracat birimi kurulması, • KBS Bilgi Sistemi programımızın güncellenmesi, yurt dışı satışlarını artırmak için yabancı dil segmentinin eklenmesi • Finansal okuryazarlık, üretim

Perakende Komitesi Sözcüsü Öğr. Gör. Köksal Gürel

Son olarak kürsüye davet edilen Perakende Komitesi Sözcüsü Güreller Kırtasiye Firma Yetkilisi - Öğr.

Gör. Köksal Gürel ise kırtasiye sektörünün nihai tüketiciyle buluştuğu nokta perakendelerin sorunlarını aktardı. Zincir marketler, e-ticaret / online Pazar yerleri, okulların ticari faaliyetlerinde bulunması, doğrudan ürün satışı gibi konuların kırtasiye perakendelerini zayıflattığını ifade eden Gürel, komitede TÜKİD’e üye perakendeci kırtasiyecilerin sayısının artması gerektiği görüşünün oluştuğunu da aktardı. TÜKİD’den ayrıca güçlü temsil, sektörel birlikteliğin sağlanması ve nitelikli personel beklentilerinin olduğunu da aktardı.

Gürel, Perakendeci Komite sonuçlarını şu şekilde sıraladı: • Ortak hizmet alma üzerinde durulması gerektiği, • Akademik eğitim alınabilmesi için organizasyon yapılması. Ekip yönetimi, e-ticaret sistemi gibi alanlarda eğitim düzenlenmesini sağlamak, • Mağazalarda standardın geliştirilmesi için bilgi alışverişinin sağlanması • Zincir marketlere ithalatçı – imalatçı ve toptancıların doğrudan sattığı ürünler ile rekabet sağlanabilmesi adına pozitif ayrımcılık ve rekabet gücünün sağlanması, • TÜKİD üye sayısının artırılması için ticaret odaları ve esnaf odaları temsilcileriyle bağlantıya geçilmesi.

Bu çalışma esnasında 7 bölge temsilcilik sistemine geçilmesi.

İmalatçı Komitesi Yazmanı TÜKİD Genel Sekreteri - İrem Özkal

FREKANS 29

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

FİKİRLER VE ÖNERİLER SERBEST KÜRSÜDE

DİLE GETİRİLDİ

3 gün süren oturumlar ve komite toplantıları ardından kırtasiye sektörü temsilcileri, kurultay geleneği olan Serbest Kürsü bölümünde kırtasiye sektörü ve TÜKİD hakkındaki görüşlerini aktarmak üzere söz aldılar.

K

ürsüde ilk söz alan Eraysan Group Yöneteim Kurulu Başkanı Erol Aykut tüm katılımcılara teşekkür etti. Uzun bir pandemi dönemini ardından bir arada olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Aykut; “İki yıldan sonra bir araya gelerek hep birlikte konuşma imkânı bulduk. Problemleri konuşuyoruz, çözüm odaklı, sonuç odaklı süreçlerde maalesef sınıfta kalıyoruz ama her ne olursa olsun mutlaka pozitif pencereden bakarak, burada bir sonuç çıkartmamız lazım. Yani evet, raporlar okundu, şöyle oldu böyle oldu… Konuşulanlar burada kalmamalı diye düşünüyorum. İmalatçılar grubunda ana temada vadelerin kısaltılmasıyla ilgili bir konu ortaya çıktı. Diğer komitelerde de aynı konu üzerinde mutabık kalındığını gördüm. Şimdi burada ortak bir noktada evet, acaba vadelerle ilgili bir aksiyon alıp, bir şey başlatabilir miyiz? Herkesin kendi firmasında stratejileri vardır ama ne olursa olsun bir algı yönetimi yaparak, hazır böyle de bir fırsat oluşmuşken bunu çözebiliriz diye düşünüyorum” dedi.

Daha sonra söz alan Defter Kırtasiye Firma Yetkilisi Ziya Akyıldız ise, sektörün geleceği ve müşteri beklentileri hakkında görüşlerini hazi-

30 FREKANS

runla paylaştı. Sektördeki rekabetin bir noktada dengesinin bozulduğuna dikkat çeken Akyıldız; “Gittikçe alıcılar azalıyor satıcılar çoğalıyor.

Biz 15 bin gibi bir perakendeci sayısı telaffuz ediyoruz ya, hani diyoruz “O 15 bin midir, 12 midir?”, bana inanın bu 5 bin, belki 7 binin üstünde değildir. Bizim o kadar satıcımız yok. Gerçekten işlenmiş, gerçeklere dayalı bir veri tabanımız yok. İşimizle ilgili yurt dışından ve yurtiçinden sürekli yeni üreticiler, ithalatçılar, satıcılar çıkıyor. Dışarıdan potansiyel girişler var, bunlar ne bileyim e-ticaret pazarları, marketler, gıda marketleri, sonradan söylüyorsunuz petrol marketleri…

Bu alanlarda da rekabet gücü tasarımla ortaya konuyor. Diğer yandan gelişen teknoloji ve dijital dünya var.

Sektörümüz gelecekte bu alanlarda nerede olacak? Sanal dünyada metaverse konuşuluyor. Biz buna hazır mıyız? Sektör olarak araştırmak, uygulamak ve uyum sağlamak zorundayız” dedi.

Kürsüde söz alan bir diğer isim ise Helvacıoğlu Kırtasiye Firma Yetkilisi Mehmet Helvacıoğlu oldu. Bir dönem önce TÜKİD Yönetim Kurulu Başkanı olan Helvacıoğlu, görev süresince pandemi koşullarının hakim olduğunu ve sektörün yaşadığı olumsuz süreçten derneğinde etkilendiğini belirtti. Süreçle ilgili bilgi aktaran Helvacıoğlu; “10. Kırtasiye Kurultayı’ndan 4 ay sonra pandemi baş gösterdi. Bir kısım firma kapandı. Üye sayımız bu dönemde azaldı. Yine belirttiğim sebeplerden dolayı yeni üye yapmadık. Ama bu bir kayıp değil, topluluğun kaliteli olması çok önemli. Yoksa belli bir

kaliteyi yakalayamadan 1000 üye çok bir şey fark ettirmiyor. İnşallah bundan sonra üyelerimizi daha çok seçerek alırız. Yönetime tavsiyem şu; kuralımıza uyalım. Demek ki tüzüğe uygun üye kabul etmek, öyle çoğalmak lazım” dedi. Sezon sonrası zincir marketlere yapılan satışlara ve sektör içindeki gerginliklere de değinen Helvacıoğlu, sektördeki pek çok firmanın bu satışları yaptığını bir firma için boşuna laf olduğunu, boşuna hedef gösterildiğini de sözlerine ekledi.

Alternatif Kırtasiye Firma Yetkilisi Doğan Alıç’ta sezonda zincir marketlere yapılan satışlara değinerek; “Mehmet Başkanın söylemiş olduğu gibi insanlar ne kadar karar alırlarsa alsınlar bir yere kadar karar

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

alacaklar ve herkes satmaya devam edecek. Bizler de dahil olmak üzere.

Lakin arkadaşlar bakın, sahada sizin oyuncularınız bizleriz. Sizler antrenörsünüz. Sizler takımı yönetiyorsunuz, biz sahada oynuyoruz. Sizin ürünlerinizi, ben kendi adıma da aslında kısmen söylüyorum, kusura bakmayın yanlış anlamayın ama Anadolu’da, Ankara’da sağda solda bu söylentiler çok oluyor. Biz oyuncular, sizlerin sahadaki oyuncularınızsak bizleri de düşünerek hareket etmek durumundasınız. Nedir bu?

Bakın “Marketlere mal satmayın” bir dönem ben de diyordum, şimdi “satın” diyorum. Hakikaten satın diyorum. Lakin şöyle satın; onlara fason üretim yaparken farklı bir şeylerle satın ve bunu satarken de lütfen ama lütfen bizleri düşünün. Şimdi bir konteyner 10 bin, 16 bin dolar olduğunu söylüyorsunuz. Biz bunları takip etmiyoruz, sizler bu işin içinde daha iyisiniz. Şimdi bugün bu üç harfliler ya da X’ler, şimdi Opet’ler gelecek, Shell’ler gelecek deniliyor gelecek de. Bunun sonu da bitmeyecek. Biraz da çuvaldızı kendinize batırın, biz satmayın demiyoruz ki. Koruma koyun, bir şey yapın” dedi.

Bodrum Ahmet Kırtasiye Firma Sahibi Ahmet Abdulganioğlu konuşmasında Antalya satış aktivitelerine değinerek, “Ben kırtasiyeciyim.

Kendi emeklerimle kendi kudretimle bir şeyler yapmaya çalıştım. Kendi ekonomimi kendimce büyütmeye çalıştığım, doğrudur. Kendi bütçemde belki beş yıldızlı tatillere gidemeyebilirim. Ama bu camianın, bu sektörün mecburi olduğu bir fuar sistemi var. Bu fuar sistemine de işini iyi yapmaya çalışan, işine katkı yapmaya çalışan insanların fuarlara katılma zorunluluğu olduğunu düşünüyorum. Ben de bu zorunluluğu hissederek davet edildiğim bütün 32 FREKANS

fuarlara gittim. Ancak çok hoş olmayan sözler duyduk. Ben hayatımda ilk fuara, ilk otele Güçlü Kırtasiye’nin 2003 yılında yaptığı satış aktivitesiyle gittim. 5 yıldızlı otelle, Cornelia Otel ile tanıştım. Olabilir, bu da benim sektörümün bana verdiği bir katkı. Ama bu katkının bana böyle antipatik hale getirilmesi de açıkçası benim onurum ve gururumu zedeliyor” dedi.

Kardelen Kırtasiye, Antalya Kırtasiyeciler Odası Başkanı Mehmet Bayrak, akademisyenlerin sunularına değinerek, “Yapılan araştırmalara göre hala perakende de satış yani kırtasiye ürünlerinin ticaretindeki son tüketiciye ulaşılmasında büyük bir farkla, geleneksel perakendeciler önde. Bugün bu sayı gittikçe aşağıya iniyor. Bunun da sebebi belli; zincir mağazalar, e-ticaret ve diğerleri.

Yani denildiği gibi sizlerden ricamız, fiyat konusunda bizleri ezdirmeyin.

Birlik ve beraberliği sağlarsak çoğu sorunun çözüleceğine inanıyorum.

Yani kanunlar var. Bu kanunları yapan devlet, bu kanunları değiştirmesini de bilir. Yeter ki biz güçlü bir lobi oluşturalım, güçlü bir sosyal medya ağı oluşturalım. Bunlarla başaramayacağımız hiçbir şeyin olmayacağına ben samimi olarak inanıyorum ki biz, sosyal medyadan çok şeyi başardık. Bunları da başarabiliriz” dedi.

Ceren İthalat Firma Ortağı Taha Keresteci, kurultay programı ve sponsorluklar konusunda tenkitlerini dile getirerek; “Biz geçen yönetimde de geçmiş dönem kurultayımızı da, derneğimizle tek bir çatı altında yürüttük. Ben önceki yönetimde olup bu kurultaya sponsor olan tek firmayım. Yeni yönetimi eleştirdiğim bir konuyu da burada dile getirmek istiyorum.

Geçmiş dönemde biz kendilerinden

sponsorluk talebinde bulunmuş olmamıza rağmen, derneğimiz tek bir çatı ve tabii ki kendi kararları ama herhangi bir destek alamamıştık. İnşallah bugünden sonra bir ayrışma, bölüşme olmadan bunlar ileriye gider diye bir temennim var.

Bir diğer konu, sunumlarda geçen kırtasiye perakendeci sayısı. Benim yaşım yetmez ama kırtasiye sayısını büyüklerime de sorduğum kadarıyla 30 bin olduğu bir tarih bugüne kadar olmamış. Öncelikle ben bu verilerin yanlışlığıyla ilgili düzeltmeler yapılması gerektiğini savunuyorum.

Ayrıca sunumlarda ağırlıklı olarak perakendeden konuşuldu. Sadece perakendeyi mi konuşuyoruz, ithalatı mı konuşuyoruz, toptanı mı konuşuyoruz? TÜKİD tek bir çatı ve bu çatı bütün katmanları içinde bulunduruyor. Sadece perakendeyi konuşarak da bir yere varamayız, sadece toptanı, ithalatı, imalatı konuşarak da bir yere varamayız.

Söylemek isteyeceğim konu şudur; sayımız artarak neye varmak istiyoruz, ne yapmak istiyoruz? Sayımız yükseldiğinde her şeye ulaşabilecek miyiz, bunun bir garantisi var mı? Bölge temsilcilikleri açılarak, derneğin ana yapısı bozulmadan bir ilerleme kat edilebilir. Çünkü dediğim gibi burada ithalatçı, imalatçı ve toptancıların da haklarının daha net ve savunulabilir olması gerektiğini savunuyorum” dedi.

16-20 Şubat 2022 tarihleri arasında İstanbul Kırtasiye ve Ofis Tüyap Fuarındayız. Salon: 2 Stand: 229 Yeniliklerin öncüsü bir dünya markası olan Coral High’ ın yeni koleksiyonlarını görebilirsiniz.

/ YayganBags&Stationery

/ YayganCanta

/ @YayganCanta

/ yayganpins

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

İHRACAT BAŞARISI

GALA YEMEĞİNDE KUTLANDI Kırtasiye sektörünün mevcut durumunun ve gelecek öngörülerinin görüşüldüğü dolu dolu üç günün ardından 11. Kırtasiye Kurultayı katılımcıları Gala Yemeği’nde buluştu. Son iki yılın zorlu koşullarında ihracat çalışmalarıyla sektörün üretimine katkı sağlayarak yüksek ölçekte ihracat çalışması yapan firmalara plaket takdim edildi.

Y

oğun kurultay programının ardından gala yemeğinde buluşan kırtasiyeciler, ses sanatçısı Simge’nin programında keyifli bir gece geçirdi. Gala yemeği açılışında; 2K Kaymaz Kırtasiye, Adel Kalemcilik, Akar Kırtasiye, Akçay Kırtasiye, Akyazı Okul Ve Büro Malz., Alemdar Plastik, ARC Çanta ve Kalemcilik, Art Boya, As Defter Sanayi, Bigpoint Kırtasiye, Cassa Ofis Gereçleri, Ceren İthalat, Delta Büro Gereçleri, Derya Ofis Ürünleri, Doğan Zarf Kâğıt Ambalaj, Dönmezler Lisans Kırtasiye, Fatih Kalem, Fidan Kimya Teknolojileri, Fima Kırtasiye, Gıpta A.Ş., Goldkim Boya Kimya, Kahraman Hediyelik, Karslıoğlu A.Ş., Kemerburgaz Ofis Ve Okul Gereçleri, Keskin Color, Kırmızı Elma Kırtasiye, Koçak Çanta Saraciye, 34 FREKANS

Kumtoys Eğitim Materyalleri, Liz Kırtasiye, Mas Masa Üstü Ve Ofis Gereçleri, Matuya Makina Sanayi, Medya Kırtasiye, Meteksan A.Ş., Mirado Kalemcilik, Neda İthalat, Önder Plastik, Panda Yazı Gereçleri, Pensan Kalem Kırtasiye, Poyraz Büro, Rafso Ahşap, Sanem Matbaacılık, Scrikss Kalem Kırtasiye, Silka Kırtasiye İmalat Sanayi, Smart Ofis Kırtasiye, Südor Kırtasiye, Şahin Kırtasiye, Şems Kırtasiye, Taneks

Kâğıt Sanayi Ürünleri, Tanışır Dış Ticaret, Tekin Ozalit, Tekiner Kırtasiye, Timon, Tom Çanta, Umur Kırtasiye, Uni Yazı Gereçleri, Vj Grup İthalat İhracat, Yaygan Saraciye ve Zarfsan firmalarına ihracatta göstermiş oldukları başarı nedeniyle plaket takdim edildi.

Kurultay süresince gerçekleştirilen Tavla Turnuvası’nda dereceye giren kırtasiyeciler de ödüllerini TÜKİD Yönetim Kurulu’ndan aldılar.

Telli Dosyalar

FAALİYETLER

2020 ve 2021 yılında ihracat yaparak sektöre katkı sağlayan kırtasiyecilere teşekkür plaketi takdim edildi.

36 FREKANS

11. KIRTASİYE KURULTAYI

Kırtasiyeciler kurultay süresince bir arada olarak sektörün mevcut durumunu ve gelecek öngörülerini görüşme imkânı buldular.

FREKANS 39

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

Kadın istihdamında öncü sektörlerden biri olan kırtasiye sektörünün, üst ve orta düzey yönetici kadınlar da kurultayda buluşarak görüş alışverişinde bulunma imkânı yakaladı.

40 FREKANS

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

11. Kırtasiye Kurultayı Tavla Turnuvası yoğun katılımla gerçekleşti.

Turnuva sonucunda; Nizamettin Özcan birinci, Rıfat Önel ikinci, Cengiz Akçay üçüncü, Aziz Oral dördüncü oldu.

42 FREKANS

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

KATILIMCILAR

KURULTAYDAN UMUTLU 11. Kırtasiye Kurultayı’na katılarak sorunlarını aktaran, çözüm yolları öneren ve hasret gideren kırtasiyeciler, görüşülen konuların ve atılan adımların umut verici olduğunu belirtti. Bir sonraki kurultaya kadar, burada görüşülen konular için eyleme geçilmesini beklediklerini belirten katılımclar, TÜKİD’in projelerinin bu konuda çok kıymetli olduğunu da ifade ettiler.

BAM HEDİYELİK - Aziz ORAL Sektörümüzün büyüklüğünü gösteren en önemli organizasyonlardan biri olan kurultayımıza bu sene ikinci kez katıldım. Öncelikle altyapı olarak bize verilen tüm hizmetlerden çok memnun olduğumu söylemek isterim. Sektör içinde birkaç kişilik ortamlarda konuşulan konuların bu kurultayda dile getirilmesi ve muhatapları tarafından söz

konusu konulara açıklayıcı cevaplar verilmesi beni tatmin etti. Kurultayımıza katılan öğretim görevlilerinin verdiği bilgiler çok değerliydi.

Kurultayla ilgili yapacağım tek eleştiri bence serbest kürsü süresi kurultay içinde daha az olabilirdi.

Bu kurultayda emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.

DORUK TANITIM - Muzaffer Sertaç YÖRÜK 11. Kırtasiye Kurultayı ilk kurultay deneyimimdi. Gerçek anlamda profesyonelce kurgulanan kurultayın organizasyonunda en ufak bir aksaklığa şahit olmadım. Dolayısıyla emeği geçen herkese ve kurultayın gerçekleştirilmesi için maddi katkı sağlayan sponsor firmalara teşekkür ederim.

Kanaatimce 11. Kurultayın en büyük katkısı 2 senedir pandeminin etkisi ile gerek maddi gerekse manevi olarak yıpranan tüm sektör mensuplarının bir mekânda buluşarak hasret gidermeleri, sohbet ortamlarının oluşması moral ve motivasyonların arttırması şeklinde olmuştur. Kırtasiye sektörünün değerlendirildiği, geleceğe yönelik projelerle ilgili planlamaların yapıldığı konuşmalar sektörün bilgilendirilmesi açısından önem arz 44 FREKANS

etmiştir. Ayrıca kurulan komitelerde firmaların karşılaştığı sorunların değerlendirilmesi ve ortak bir yaklaşımın benimsenmesi TÜKİD’in önümüzdeki dönem çalışmalarına ışık tutacaktır. Derneğimizden en büyük beklentim devletimizin yatırım politikaları doğrultusunda attığı adımlar çerçevesinde bir Kırtasiye OSB’nin kurulması yönünde girişimlerde bulunulması, bir sonraki kurultaya kadar mesafe kaydedilerek bu konunun gündeme alınmasıdır. Ayrıca İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nın desteklenmesine yönelik değerlendirilmelerin yapılabilmesi için kurultaylarda bu konunun görüşülmesinin faydalı olacağını düşünmekteyim. 2022 yılının sektörümüz için hayırlara vesile olmasını temenni eder, sektör mensuplarına başarılar dilerim.

Yerli Üretim

Kaliteli,güvenli sağlıklı ürünler

Neon, glitter renk seçenekleri Türkiye’den Dünya’nın bir çok noktasına ihracat Eli yormayan özel formlar 0.5mm, 0.7mm, 1.0mm uç seçenekleri

İSTANBUL

KIRTASİYE OFİS FUARI Uluslararası Okul, Kırtasiye, Kağıt,

16 - 20 Şubat 2022

SALON 3 / 327 A PENSAN KALEM ve KAĞIT SAN. TİC. A.Ş.

www.pensan.com.tr

Tevfikbey Mah. Şehit Erol Olçok Cd. No: 25 Sefaköy • İstanbul • TÜRKİYE • 34295

T: +090 (212) 598 04 72 F: +090 (212) 659 16 00

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI CEREN İTHALAT - Taha KERESTECİ 10. Kırtasiye Kurultayı bizim yönetimde olduğumuz dönemde organize edilmişti. Benim de ikinci kuşak olarak dernekte ilk dönemimdi. Büyüklerimizin başlatmış olduğu ve bugüne kadar taşıdığı kurultayımıza, sektöre çok genç yaşta giren biri olarak ben de en başından beri katıldım. Kurultay bizim için çok önemli. Kurultaylar paylaşım, dostluk, muhabbet, hasret giderme demek. Elbette gerginlikler de olabilir ancak bu gerginlikler kapıdan çıkıldığında biter. Herkesin birbirine tebessüm ettiği bir sektörüz biz. Sektör olarak pandemi dolayısıyla uzun bir süre bir araya gelemedik, online platformda bayramlaştık, toplantılar yaptık. Kurultayda buluşmak için, kurultayda hasret gidermek için hep o günü bekledik tabi. Sektör olarak bu anlamda çok şanslıyız. Bizim böyle bir ortamı bulabileceğimiz bir derneğimiz, sektör temsilcilerimiz var. Bugün kurultaylarımızın tüm sponsorlarının, sektörümüzün tüm temsilcilerinin, oraya icabet eden sektör mensuplarının kurultayımıza değer verdiğini görüyoruz. 10.

Kırtasiye Kurultayımızdaki sloganımız “Değer Kat, Fark Yarat” idi.

Bu slogan aslında sadece kurultayın değil, sektörün sürekli kullanacağı bir slogandı. Çünkü sen ne kadar verirsen o kadar büyürüz, dernek ne kadar büyürse sektör de o kadar büyür. Paylaşmak lazım, biz olmak lazım. Yine bizi yönetimde olduğumuz dönemde yapılan kurultayda biz şunu vurguladık; geçmişimizden ders çıkarıp geleceğe adım atacağız, değer katıp fark yaratacağız dedik.

Biz alışılmamış bir şey daha yapmıştık; komite toplantılarını kaldırmıştık. Ancak son kurultayda komite toplantıları tekrar yapıldı. Bence bu

komite toplantılarının bir faydası olmadı, bunu toplantı sırasında da dile getirdim. Bizim komite toplantılarından çok bizim daha çok eğitim ve bilgi almamız gerekiyor. Ekonomi anlamında daha fazla bilgi edinmemiz gerekiyor. Kurultaylara geldiğimizde sektörümüzdeki eksiklikleri, farklı sektörlerde neler yapıldığını görmemiz gerektiğini öğrendiğimiz ortamlar olmalı buralar. Derneğimiz 4 farklı faaliyet grubunu temsil ediyor ve her grubun sorunu, beklentisi farklı. Biz yaptığımız kurultayda işte bunun bir adım ötesini düşündük. Örneğin perakendeci için önemli konu nedir; mağazacılıktır. Mağazacılıkla ilgili, perakendecilikle ilgili bir uzmanın getirilmesi ve bu anlamda bilgilerin paylaşılması daha önemli olurdu. Endüstriyi konuşsaydık imalatçımıza faydası olurdu.

Ya da lojistikle ilgili bilgi alabilseydik önemli olan buydu. Kurultayda güzellikler elbette vardı, emek vardı.

Biz kendi dönemimizde kurultayı belli bir yüksekliğe çıkarmıştık, şimdiki yönetim de elinden geldiğince bunu korumaya, temsil etmeye çalıştı. Bütün emekleri için onlara da teşekkür ediyorum. Kurultay demek, her yeni yönetimin kendi kurallarını, kendi kaidelerini anlatması gereken yer değildir diye düşünüyorum.

Bunun yeri genel kurullardır. Kurultaylar sektörün kendisini anlatması gereken, sektörün eğitilmesinin gerektiği bir yer olmalıdır. Dernekle ilgili konular ayrı toplantılarda, organizasyonlara konuşulmalıdır. İnşallah artık bu kadar uzun ayrılıklar olmasın, pandeminin ardından güzel bir hasbihal ortamı oldu. İnşallah bundan sonraki kurultay anlattığım çizgide, belirttiğim düzende gerçekleştirilen bir organizasyon olur.

DOST KIRTASİYE - Nurullah BAYDAN TÜKİD tarafından organize edilen Kırtasiye Kurultayı’na katılımımı sağlayan TÜKİD Yönetim Kurulu’na ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

Benim için çok verimli ve anlamlı geçen bu kurultayın sektörümüzdeki yenilik ve sıkıntıları daha yakından takip edebilmek adına yılda bir 46 FREKANS

kez yapılması, toptancıların ise en az üç ayda bir toplanarak sıkıntıların görüşülmesi ve de gelişmeleri daha iyi takip edilebilmesi için daha verimli olabileceği kanısındayım. Çok güzel ve verimli bir Kurultay gerçekleştiren TÜKİD yönetimine ve katılım sağlayan tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.

AKRİLİK KOLİ BANTLARI

HOTMELT KOLİ BANTLARI

Leistung Güçlü Akrilik Kaliteli,Dayanıklı ve Ekonomik Paketleme Sağlar

Leistung Süper Güç Hotmelt Özel Formül Tutkalı Sayesinde İnatçı ve en Ağır Kolilerde bile yüksek performansı ile göz kamaştırır.

SOLVENT KOLİ BANTLARI

KARGO UYARI BANTLARI

Çok Soğuk yada Çok Sıcak Solvent için fark etmez -42C soğuk hava şartlarında bile en zorlu ambalajlarda yüksek performans sağlar

Diğer Kargo Gönderileri arasında en dikkat çekeni olmak için en kolay yol burada

Yeşiloba Mahallesi 46118 Sk Edip Özaltın Sitesi No:1/E Seyhan/Adana 0(322) 429 43 44

FAALİYETLER / 11. KIRTASİYE KURULTAYI

POYRAZ BÜRO MALZEMELERİ - Süleyman POYRAZ TÜKİD’ in organize ettiği ve Türkiye’nin pek çok bölgesinden katılım sağlanan 11. Kırtasiye Kurultayı’nda biz de ilk defa katıldık. Sektörün tüm paydaşlarını bir arada görmek, sektörümüzü yakından ilgilendiren konularda istişarelerde bulunmak çok önemliydi. Fazlasıyla memnun kaldığımız bir organizasyon oldu.

Organizasyon kapsamında ihracat

yapan firmaların ödüllendirilmesi noktasında, Poyraz Büro Malzemeleri olarak bizi de bu anlamlı ödüle layık gören TÜKİD’e ayrıca teşekkür ederiz.

Bundan sonraki kurultaylara Poyraz Toner ailesi olarak katılmayı hedefliyoruz. Emeği geçen herkese bu vesileyle bir kere daha teşekkürlerimizi iletiyoruz.

SMART OFİS KIRTASİYE - Volkan ERGUN Ülkemizin içinden geçtiği, pandemi ve ekonomik çalkantılar döneminde, 11.’si düzenlenen Kırtasiye Kurultayımıza büyük bir özlem ve heyecanla iştirak ettik. Sektörümüz hakkında yapılan değerlendirmeler ve sektörümüzün gelişimi için ortak platformun oluşturulmasının bizler adına çok faydalı olacağına inanıyorum. Değerli katılımcılar ile hasret giderdik, önümüzdeki dönemin gidişatı ile ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye ve dünya ekonomisinin güncel pozisyonu, gelecekte yaşanabilecek

ihtimaller üzerine kıymetli hocalarımızın görüşlerini öğrendik. Kendi içimizde sektörümüzün ortak sorunları dile getirildi, çözüm arandı ve kısmen çözümler bulundu. En güzeli de tüm bunlar medeni bir şekilde, sanki kocaman bir aileymişiz gibi saygı, sevgi ve samimiyet çerçevesinde sürdürüldü. Organizasyonda emeği geçen başta Başkanımız Sn. Vecdet Şendil olmak üzere, tüm TÜKİD üye ve çalışanlarına, tüm katılımcılara kendim ve firmam adına teşekkür etmek isterim.

BİTLİS MERT KİTAP KIRTASİYE - Gani TEMEL Öncelikle TÜKİD yönetimine bu güzel organizasyondan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

Onbirincisi yapılan kurultayımız her ne kadar pandeminin gölgesinde yapıldıysa da gerek sektörün pandemi dönemindeki sıkıntılı günlerinin gerekse önümüzdeki zamanlarda izleyeceği yol anlamındaki görüş alışverişi sektörümüz açısından çok önemli. Bu bağlamda TÜKİD yönetimini üstlendiği misyondan dolayı kutluyorum. 11. Kırtasiye Kurultay’ı sektördeki sorunların masaya yatı48 FREKANS

rıldığı, çözüm konusunda paylaşımların, fikir alışverişlerinin yapıldığı başarılı bir organizasyondu.

Sektörün her kesiminden ve güzel ülkemizin her bölgesinden iş insanlarının katılımıyla gerçekleşen Kurultay, sıcak, samimi bir ortamda gerçekleşti. Kurultaya sponsor olarak bu samimi ortamın sağlanmasına katkıda bulunan tüm firmalara şahsım adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bir dahaki kurultayda görüşmek dileğiyle, TÜKİD yönetimine ve çalışanlarına başarılar dilerim.

FAALİYETLER

ULUSLARARASI İSTANBUL KIRTASİYE OFİS FUARI

DÜNYAYI AĞIRLIYOR

2021 yılında Covid -19 pandemisi nedeniyle art arda iptal olan sektörel fuarlar bu yılda omicron varyantı nedeniyle sekteye uğradı. Aşı sürecinin başlaması ve yaz aylarında vakaların azalmasıyla takvimleri netleşen fuarlar, 2021 Aralık ayında yeniden iptal edildi. Tüm bu gelişmeler ışığında hijyen, sosyal mesafe ve pandemi koşullarına dikkat edilerek hassas şekilde organize edilen İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı 16 – 20 Şubat tarihleri arasında kapılarını açacak. 2022 yılında dünyada gerçekleşen ilk fiziki kırtasiye fuarı olma özelliğini taşıyacak fuara, yurt dışından yoğun katılım bekleniyor.

2

8 yıldır TÜKİD tarafından desteklenen ve son 6 yıldır TÜYAP Beylikdüzü’nde gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı 16-20 Şubat 2022 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak. Kırtasiye sektörünün dünyadaki 3. büyük sektör buluşması olan fuarın, 2022 yılında da kapsam ve ziyaretçi ağlarını genişletip ülke çeşitliliğini artırarak bölgenin vazgeçilmez organizasyonu olması bekleniyor.

2021 yılında 53 ülkeden 658 yurt dışı, 77 ilden 6.332 yurt içi ziyaretçi olmak üzere toplam 6.990 sektör profesyoneline ev sahipliği yapan 50 FREKANS

fuar, bu sene de Türk firmalarının farklı coğrafyalara ulaşarak ihracat kapasitelerini artırmak adına köprü vazifesi görecek. 2021 fuarı ardından 2022 fuarı için çalışmalara başlayan TÜKİD yönetim kurulu, idari kadrosu ve TÜYAP Proje Ekibi dünyanın dört bir yanından alım heyetlerini fuarda ağırlamayı hedefliyor. Bu kapsamda TÜKİD’in sektörel fuarlara katılımı ve TÜYAP’ın Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde, İhracatçı Birlikleri organizasyonu ile hazırlanan Alım Heyeti Programı kapsamındaki çalışmaları soluksuz sürdürülüyor.

2020 yılında başlayan ve halen etki-

sini sürdüren Covid-19 pandemisi kuşkusuz tüm sektörleri olumsuz etkiledi. Bu süreçte üretimine devam eden, üretici ile perakendeci arasında köprü vazifesi üstlenen, farklı ülkelerin ürünlerini ülkemize temin eden ve tüm bu ürünleri nihai tüketicilere ulaşma gayretinde olan kırtasiyeciler ticaretlerini inançla ve azimle sürdürmeyi başardılar. Aralık ayında gerçekleşen 11. Kırtasiye Kurultayı’nda konu başlıkları arasında yer alan İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı, büyük bir beklenti içinde gerçekleşecek.

Geçen iki yılda artan döviz kurları, ek vergiler, her geçen gün büyüyen ham madde sıkıntısı, tedarik

süreçlerindeki aksamalar ve nihai tüketicinin pandemi sürecinde önemli şekilde değişen alışkanlıkları fuar öncesi kırtasiyecilerin çözüm aradığı konuların başında geliyor.

Tüm bu başlıklara rağmen geniş bir katılımcı sayısına ulaşan fuarda, ocak ayı sonu itibariyle 244 firma ve firma temsilciliği, 21 ülke, 382 markanın yer alacağı açıklandı.

ETKİN İLETİŞİMİMİZ SÜRÜYOR

Fuarla ilgili TÜKİD çalışmaları ve beklentileri hakkında açıklama yapan TÜKİD Başkanı Vecdet F. Şendil; dernek bünyesinde yıl boyu yoğun bir iletişim süreci yönetildiğini ifade ederek, “Derneğimiz dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleşen uluslararası kırtasiye fuarlarını yakından takip etmektedir. Fiziki koşulları ve imkânları uygun olan fuarla da stant açarak katılmaktadır.

En son aralık ayında gerçekleşen Paperworld Middle East fuarında derneğimizin standını açtık. Genel Sekreterimiz İrem Özkal standımızda hazır bulunarak hem Türk kırtasiyecilerin B2B görüşmelerini bu alanda yapmasına destek oldu hem de fuarımız için önemli temaslarda bulundu. Diğer yandan derneğimizin yurt dışı dataları yıllar içinde önemli oranda iyileştirildi.

Bu temas noktalarıyla fuarımız için yoğun bir iletişim sürdürüyoruz.

Ne yazık ki sektör olarak belirsizlikler içinde ilerlemeye çalışıyoruz.

Dünya genelinde yaşanan ham madde, lojistik ve tedarik sıkıntıları ülkemizde de etkisini gösteriyor. Şubat ayında gerçekleştireceğimiz fuarımızda da bu sıkıntıların etkisi-

244 firma ve firma temsilciliği, 21 ülke, 382 marka katılımıyla... * 31 Ocak 2022 itibariyle.

ni hissedeceğiz. Ancak bize düşen işlerimizin başında olmaktır. Paperworld Middle East’te Türkiye’de üretilen ürünlere talebin yoğun olduğunu gözlemledik. Orta Doğu ülkelerinden müşteriler Türkiye’deki üreticileri, markaları yakından tanıyor ve takip ediyorlar. Çin’den tedarik ettikleri ürünleri mutlaka Türkiye’den almak istediklerini net bir şekilde söylüyorlar. Bu talebi İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’na taşıyarak, alıcıları daha çok Türk üreticiyle buluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

İŞ ODAKLI VE SAĞLIKLI FUAR ORTAMI

Bu yıl da dünyanın dört bir yanından alım heyetlerini ağırlacak fuara 2022’de; Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bosna Hersek, Bulgaristan, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, Irak, Karadağ, Kıbrıs, KKTC, Kosova, Kuzey Makedonya, Mısır, Moldova, Nijerya, Özbekistan, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün, Yunanistan gibi ülkelerden yoğun bir katılım bekleniyor. Kapılarını açtığı son fuarda Asya’dan gelen ziyaretçi oranında yüzde 16, Afrika’dan gelen ziyaretçi oranında ise yüzde 6 artış gerçekleşen fuar, bu sene bu oranların çok daha üstüne çıkmayı hedefliyor.

Her sene ağırladığı ziyaretçi sayısını ve ülke çeşitliliğini artırarak dünya kırtasiye sektörünün vazgeçilmezi olan fuar, bu sene geliştirilen dijital uygulamalar ve pandemi koşullarında titizlikle uygulanacak önlemleriyle de ziyaretçileri ve katılımcıları için iş odaklı ve sağlıklı bir fuar ortamı inşa edecek.

FUAR 365 GÜNE YAYILACAK

İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı, 5 gün boyunca gerçekleşecek iş bağlantıları ile katılımcı firmaların yeni pazarlara açılması için büyük fırsatlar sunacak. TÜYAP’ın katılımcılara ve ziyaretçilere sağladığı teknolojik imkânları aktaran Tüyap İstanbul Fuarları Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Ulusoy, bu sayede fuarın 365 güne yayılacağını belirtti. Fuar pazarlama çalışmaları hakkında da bilgi paylaşan Ulusoy; “TÜYAP Fuarcılık Grubu olarak dijitalleşme konusunda iki önemli yazılımla fuarcılık mesleğimize katkıda bulunduk. Bunlardan ilki “My TÜYAP”.

Bunun ilk adımlarını 5 sene kadar önce atmıştık, bu süreçte geliştirdik ve temassız fuarcılık deneyimini tüm katılımcılarımıza ve ziyaretçilerimize yaşatmaya başladık. Bunun üzerinden online davetiyelerinizi alabiliyor, QR kodunuzu okutarak fuara girebiliyor, tüm ilişkilerinizi bu sistem üzerinden yönetebiliyorsunuz. Fuar katılımcılarımızdan ve ziyaretçilerimizden, daha verimli bir fuar süreci geçirmeleri adına Android veya Apple uygulamaları üzerinden cep telefonlarına bu uygulamayı indirmelerini öneriyoruz. İkinci geliştirdiğimiz sistemse online iş ağı platformu “business connect”. Bu sene ilk kez kırtasiye fuarımızda kullanmaya başlayacağız. Fuardan bir hafta önce hazırlık dönemiyle başlayacak olan bu sistem, fuarı takip eden bir hafta sonrasında yani ayın 28’ine kadar açık kalacak.

Katılımcılar ve ziyaretçiler, fuar alanında fiziki veya online platform üzerinden toplantılarını düzenleyebilecek, yapacakları görüşmeleri önden planlayabilecek, ürün gruplarına göre filtreleyerek ulaşmak istedikleri firmalara ve kişilere daha hızlı ve etkin bir şekilde ulaşabilecek, görüntülü görüşme yapabilecekler. Bu uygulamanın verimli olarak kullanılması için de katılımcılarımızdan, firmalarına tanımlanmış olan portal üzerinde Türkçe ve İngilizce tüm bilgilerini doldurmaları. Firmalar bu portala ürün görsellerini ve açıklamalarını eksiksiz girmeliler. Türkçe ve İngilizce sayfaların doldurulduğundan emin olunmalı” dedi.

FREKANS 51

FAALİYETLER

ORTA DOĞU KIRTASİYE PAZARI

PAPERWORLD MIDDLE EAST’TE BULUŞTU Geçtiğimiz yıl pandemi koşulları nedeniyle gerçekleştirilemeyen Paperworld Middle East, 14 – 16 Aralık 2021 tarihleri arasında Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde 10. kez kapılarını açtı.

F

iziksel olarak 10. kez Orta Doğu ve bölgesindeki kırtasiye sektör temsilcilerini buluşturan Paperworld Middle East, BAE Dubai Enformasyon Dairesi Genel Müdürü H.H. Sheikh Hasher bin Maktoum Al Maktoum’un katılımıyla gerçekleşen törenle kapılarını açtı. Gifts & Lifestyle Middle East ile ortak zamanda düzenlenen Paperworld Middle East’te bu yıl sürdürülebilir ve etik kaynaklardan üretilen ürünlere ve üst düzey endüstri üretimlerine odaklanıldı.

Paperworld Middle East, 37 ülkeden 150’den fazla katılımcıyı bir araya getirdi. Katılımcılar arasında 52 FREKANS

yer alan Türk üreticiler de ihracat ağlarını geliştirerek yeni pazarlara ulaşma olanağı buldu. TÜKİD’e ücretsiz tahsis edilen 20 m2 stantta ‘Meet Turkish Stationery Suppliers’ ve ‘Made in TÜRKİYE’ sloganlarıyla Türk üreticilere B2B görüşme imkânının sağladığı fuar hakkında görüşlerini aktaran TÜKİD Genel Sekreteri İrem Özkal; “Standımızda 4 farklı özel görüşme masasında, üyelerimizin temsilcileri randevu takvimlerini onaylatarak müşteri toplantılarını yapabildiler” dedi. Özkal açıklamasında, Paperworld ME’nin bölgenin en büyük ‘Kâğıt, Kırtasiye ve Ofis Malzemeleri’ ticaret fuarı olmaya devam ederken ‘ Hediyelik ve

Promosyon Ürünleri’, ‘Çocuk Oyuncakları, Oyunları ve Bebek Ürünleri’ gruplarını da fuar alanlarına dahil edilmesinin sürdürülebilir anlayışıyla ortak bir endüstri olarak değerlendirmenin yeni bir vizyon olduğunu, ilk kez uygulandığını ve mühim bir mevzu olduğunu da ifade etti. Özkal fuar izlenimleriyle ilgili; “Tanıştığımız yabancı müşterileri 16-20 Şubat 2022’deki İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımıza davet ettik. Bununla birlikte yabancı müşterileri aradıkları ürün gruplarına yönelik Türk üreticilere yönlendirdik. Bilgi almak üzere standımızı ziyaret eden yabancı müşterilerden dünyadaki konjonktürün etkisiyle Türkiye’de

üretilen ürünlere talebin çok fazla arttığı izlenimini edindik. Çin’den ürün tedarikinde sıkıntı yaşayan Avrupalıların, Orta Doğu ülkelerinin tedarikleri için istenilen ürün kalitesinde, hızlı üretim yapabilen ve termin süresi anlamında çok avantajlı olması nedeniyle Türkiye’ye yöneldiklerini gözlemledik.

Orta Doğu ülkelerinden müşteriler Türkiye’deki üreticileri, markaları yakından tanıyor ve takip ediyorlar. Çin’den tedarik ettikleri ürünleri mutlaka Türkiye’den almak istediklerini net bir şekilde söylüyorlar. Fuarı ziyaretçiler anlamında değerlendirecek olursak şunu net olarak söyleyebiliriz ki; ciddi satın almacı ve karar vericilerin katıldığı bir fuar. Pandeminin etkileri yoğun bir şekilde devam ederken, tabiri caizse bakınmaya, vakit geçirmeye gelmiş bir kalabalıktan ziyade, etkin bir müşteri grubu söz konusuydu. Bu müşteriler ile görüşmelerimizde Almanya’nın vize problemleri ve ülkeye girişteki Biontech aşı zorunluluğu gibi nedenlerden dolayı Dubai’deki fuarı tercih ettiklerini, Türkiye’deki fuarı da mutlaka değerlendirmek istediklerini öğrendik. Bu durum bize İstanbul Kırtasiye Fuarı noktasındaki çalışmalarımızı kat be kat arttırmamıza yönelik motivasyon sağladı. Şimdi Türkiye’nin ihracat zamanı… Sektör olarak biz de bu talebi karşılamak üzere güçlerimizi birleştirmeye hazırız” açıklamalarında bulundu.

Fuar süresince ziyaretçilerin ilgiyle takip ettiği etkinliklerde sektörün en tanınmış konuşmacıları yer aldı. Açılış seminerini ise; ‘MEASA Bölgesinde E-Ticaretin Etkinleştirilmesi’ konusunu tartışan Dubai CommerCity Pazarlama Başkan Yardımcısı Rashed Al Mulla ile yapıldı. Al Mulla konuşmasında; “Küresel perakende satışlarda yüzde 85’lik bir artış öngörüyoruz. BAE Hükümetinin e-ticareti gümrükleme ve gümrük işlemlerini kolaylaştırmak, yeni FinTech platformlarını tanımlamak ve herhangi bir hız darbesini düzeltmek için destekleme niyeti, sürekli büyüyen e-ticaret pazarı için bir katalizör olduğunu kanıtladı. Çevrimiçi trafikte Ocak – Haziran 2020 arasında yüzde 10,2’lik bir artışa ve aynı dönemde yüzde 32,9’luk çevrimiçi işlem artışına tanık olan Dubai Com-

merCity, birden fazla işletmenin geleneksel bir iş modelinden bir e-ticaret modeline geçişini kolaylaştırıyor” dedi.

Gifts & Lifestyle Middle East Orta Doğu Gösteri Direktörü Syed Ali Akbar fuarla ilgili; “Paperworld Middle East, bölgenin kâğıt, kırtasiye ve ofis malzemeleri için en büyük özel ticaret fuarı olmaya

devam ediyor. Bu süreçte Gifts & Lifestyle Middle East’i başlatmaktan da gerçekten heyecan duyuyoruz” açıklamasında bulundu. Fuar süresince, alanın farklı bölgelerinde düzenlenen sanat atölyeleri ve sektörel seminerler ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Bir sonraki fuarın, 15-17 Kasım 2022 tarihlerinde Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde yapılması planlanıyor.

FREKANS 53

FAALİYETLER

İİB’DEN TÜKİD’E ÖZEL ÖDÜL İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (İİB) Üyeleri, sektör istişare toplantısında bir araya geldi. 2021 yılının değerlendirilip, 2022’nin yol haritasının çizildiği toplantıda Tüm Kırtasiyeciler Derneği de ödüle layık görüldü.

T

ürkiye ekonomisine olan katkılarını her geçen gün artıran mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörü 2021 yılını, düzenlediği sektör istişare toplantısında değerlendirdi. 2022 hedef ve gelecek yol haritalarının da belirlendiği toplantıda ayrıca İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği üyeleri arasından en fazla ihracat yapan firmalara, birlik üyelerine ve haberleriyle sektörün yanında olan basın mensuplarına ödül verildi. TÜKİD adına ödülü Tüm Kırtasiyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Vecdet F. Şendil’e, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) İsmail Gülle ve İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç takdim etti.

Birlik üyelerinin yanı sıra Ticaret Ba-

kan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle’nin katıldığı toplantıda sektörün Türkiye ihracatına katkılarının artırılması için atılması gereken adımlara da değinildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, sektörün son 10 yılda üretimde, kalitede, tasarımda dünyadan övgü aldığını dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü; “10 yıllık başarımızın arkasında üretimdeki girişimcimiz ve sektör dayanışmamız yatıyor. Bugün sektör olarak mobilya, kâğıt ve palette birçok sektöre dokunuyor, hayatın içinde oldukça geniş bir alanda yer alıyoruz. Sektörlerimizde yerli ve milli kaynakları kullanıyor, tasarım ve inovasyonu

Türkiye için bir katma değere dönüştürüyoruz” dedi. İstişare toplantısına katılan ve görüşlerini paylaşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) İsmail Gülle de, “İhracatta olağanüstü bir dönem yaşanıyor. 2021’de başarı hikâyesi yazıyor, cumhuriyet tarihimiz açısından önemli başarılara imza atıyoruz.

Türkiye’nin ihracatı 2021 yılında 220 milyarın üzerinde bir rakama gidiyor. Tedarik zincirinde kopmaların Türkiye’ye getirisi 23 milyar dolar oldu. Hiç iş yapmamış ve Türkiye’ye yönelmiş ve Türkiye’den iş alanların getirdiği rakam. Ülke olarak 2022’nin ihracatını 2021’de gerçekleştirdik. İnşallah 2022’de de 2023’ün ihracatını gerçekleştireceğiz” açıklamalarını yaptı.

AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYE PROJESİ DEVAM EDİYOR TÜKİD, Türk Anneler Derneği iş birliğiyle geçtiğimiz yıllarda başlatılan, engelli öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun tasarlanan akülü tekerlekli sandalye desteği 2022 Uluslararası İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nda da devam ettirilecek.

54 FREKANS

K

urulduğu günden bu yana bu sosyal sorumluluk projelerini sürdüren TÜKİD, 16-20 Şubat 2022 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nda, yine fuar merkezinin ön kapı girişindeki VIP otopark alanı eğitime ulaşmakta sorun yaşayan engelli öğrencilere akülü tekerlekli sandalye alınabilmesi için tahsis edildi. Böylesine anlamlı bir projeyle annelerinin

sırtında okullarına ulaşmaya çalışan engelli öğrencilerin akülü tekerlekli sandalyelere sahip olabilmeleri için kırtasiye sektörünün bu yıl da iyi bir dayanışma örneği sergileyeceğinden kuşku duymadıklarını ifade eden TÜKİD Sözcü Üyesi Cengiz Akçay; “Bu projeye desteğini esirgemeyen, öğrencilerin ve ailelerinin tebessümlerine ortak olan sektörümüzün değerli firmalarına canı gönülden teşekkür ediyorum” dedi.

İSTANBUL KIRTASİYE OFİS FUARI’NA

YURT DIŞI DAVETLER

DEVAM EDİYOR

İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı için yurt dışı ziyaretçi çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Bu çalışmalar kapsamında Azerbaycan’daki sektör temsilcileri ziyaret edildi ve fuar davet çalışması yapıldı.

S

ektörün ihracat hacmini artırmak, yabancı misafirlerin Uluslararası İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nda Türk imalatçı firmalarla buluşturabilmek adına tanıtım çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu çalışmalar çerçevesinde TÜKİD Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Tanışır da Azerbaycan’da bir dizi ziyarette bulundu. Yapılan ziyaretlerde firmalar dünyanın üçüncü büyük kırtasiye fuarı olan İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’na davet edildi ve yurt dışı misafirlerine 3 geceye kadar konaklama desteği sağlanacağı bilgisi paylaşıldı.

Azerbaycan’daki firmaların Türk ürünlerine yönelik önemli bir ilginin olduğunu belirten Hasan Tanışır; “Azerbaycan çok önemli bir pazar.

Türkiye’deki imalatçı firmalar hem coğrafi konumu hem de ürün kalitesiyle bu dönemde önemli bir tercih noktası olacaktır. Bizler bunu çok iyi değerlendirmeliyiz ve bu anlamda çalışmalarımıza hız vermeliyiz” açıklamasını yaptı.

FREKANS 57

GÜNCEL

İSTANBUL OYUNCAK FUARI MART’TA TÜYAP İSTANBUL’DA Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş tarafından OYDER (Oyuncakçılar Derneği) iş birliği ile 17-20 Mart 2022 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan fuar, 2022 yılında da oyuncak sektörünün Avrasya’daki en büyük buluşması olarak Türk firmalarının uluslararası ticaret yolculuğunu şekillendirecek.

3

yıldır Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen İstanbul Oyuncak Fuarı, sektörün üretim gücünün ve ihracatının üst seviyelere taşımasında önemli bir rol üstleniyor. Oyuncak sektörünün devleri için buluşma adresi konumuyla dünyanın pek çok noktasındaki üreticileri ağırlıyor. Oyuncak sektörünün bu yıl Avrasya’daki ilk yüz yüze uluslararası fuarı olarak düzenlenen 3. Uluslararası Oyuncak, Oyun ve Bebek Fuarı’na 5 ülkeden 131 marka ile 92 firma ve firma temsilciliği katıldı. Fuar, 51 ülkeden 293’ü yurt dışı olmak üzere toplam 3323 kişiyi ağırladı. Brezilya, Danimarka, Güney Afrika Cumhuriyeti, Kamerun, Macaristan, Mali, Malta, Ruanda, Somali, Sudan ve Yemen’den profesyonellerin ilk kez ziyaret ettiği fuarda İran, Azerbaycan, Makedonya, Sırbistan, Rusya, 58 FREKANS

Gürcistan ve Lübnan en yoğun ilgiyi gösteren ülkeler arasında yer aldı.

Türkiye genelinde ise İstanbul’dan sonra en fazla ziyaretçiyi Ankara, Bursa, İzmir, Konya, Antalya, Tekirdağ’dan alan fuar, Bartın, Karaman, Kastamonu, Mardin ve Osmaniye’den ilk ziyaretçilerini ağırladı.

TİCARET YOLCULUĞUNA YÖN VERECEK

Oyuncak sektörünün 2022’deki en önemli randevusu olarak gösterilen 4. Uluslararası Oyuncak, Oyun ve Bebek Fuarı, oldukça geniş bir coğrafyadan büyük bir alım potansiyeline sahip yabancı ziyaretçileri ile Türk firmalarının ticaret yolculuğuna yön verecek. Firmalar, Afganistan, Almanya, Azerbaycan, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çekya, Dubai, Fas, Gana, Gürcistan, İngiltere,

Irak, Katar, Kıbrıs, KKTC, Kosova, Lübnan, Kuzey Makedonya, Mısır, Özbekistan, Pakistan, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Umman, Ürdün gibi ülkelerin yapacağı ziyaretlerle önemli ticari bağlantılar kurabilecekler. Fuara önceki yıllara kıyasla yurt dışından olduğu kadar yurt içinden de daha geniş bir katılım bekleniyor.

GÜNCEL

PAPERWORLD 2022

İPTAL EDİLDİ

Dünya çapında pandemi durumunun öngörülerin üstünde yayılması ve buna eşlik eden sıkı seyahat ve temas düzenlemeleri nedeniyle Christmasworld, Paperworld ve Creativeworld 2022 iptal edildi.

O

micron virüsünün Avrupa ve Almanya’da yayılmasından kaynaklanan sıkıntı, önde gelen uluslararası ticaret fuarları Christmasworld, Paperworld ve Creativeworld’ün yapılmasını imkânsız hale getirdi. Aralık ayı sonuna kadar pandemi durumunun hafiflememesi nedeniyle Christmasworld, Paperworld ve Creativeworld 2022 fuarları iptal edildi.

Mevsimsel ve şenlikli dekorasyonlara odaklanan Christmasworld, kâğıt, ofis malzemeleri, kırtasiye ve hobi, zanaat ve sanatçı gereksinimlerine yönelik ürün gamları ile Paperworld ve Creativeworld ve sektörler arası ürün gamı ile Ambiente’den oluşan dört etkinlik katılımcılardan gelen talepler ve ziyaretçilerin çekinceleri gölgesinde 2023 yılındaki buluşmaya ertelendi.

Bu kararın kendileri içinde kolay olmadığını belirten Messe Frankfurt Yönetim Kurulu Üyesi Detlef Braun; 60 FREKANS

“Ancak fuarlarda temsil edilen sektörlerin büyük bir kısmı ile anlaşarak bu zor adımı atmak artık bizim sorumluluğumuz. Fuarlarda bizimle sonuna kadar çalışan, bizim gibi yüreklerini ve ruhlarını ortaya koyan, katılımcı, ziyaretçi, dernek

veya medya olsun, tüketim malları sektöründen tüm ortaklarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

2023 Frankfurt tüketim malları fuarlarının planlamasına ilişkin bilgiler 2022 Şubat ayının başında açıklanacak.

GÜNCEL

SPIELWARENMESSE 2022 OMİCRON VARYANTINDAKİ ARTIŞ NEDENİYLE İPTAL OLDU

Oyuncak sektörü, şubat ayının başında sektör için dünyanın önde gelen etkinlerinden biri olan Spielwarenmesse Oyuncak Fuarı’nı dört gözle bekliyordu. Ancak son günlerde Omicron varyantının hızlı büyümesi ve bunun sonucunda artan sayıda stant iptali, organizasyonun iptal olmasına neden oldu.

2

-6 Şubat tarihleri arasında gerçekleşmesi planlanan Spielwarenmesse Oyuncak Fuarı artan omicron varyantı vakaları nedeniyle iptal edildi. Organizatör firma; alternatif olarak, katılımcıların, uzman perakendecilerin ve medya temsilcilerinin Spielwarenmesse Digital platformunda buluşabileceklerini belirtti. Spielwarenmesse eG Yönetim Kurulu Sözcüsü Christian Ulrich, “Canlı etkinliği düzenleyebilmek için çok mücadele ettik ve başlangıçta dünya çapındaki oyuncak pazarlarından güçlü bir destek aldık” dedi. Uluslararası dağıtım ağları olmayan çok sayıda tedarikçi, uluslararası ticaret için çok önemli olan fuarın devam etmesi için aralık ayında bile organizatörlerle iletişim-

62 FREKANS

deydi. Ancak omicron varyantının dünyada hızlı yayılması pandemi ile ilgili durumu önemli ölçüde etkiledi. Son üç ayda çok sayıda katılımcı, ekiplerinin sağlığı endişesiyle stantlarını iptal etti. Kararda bir başka etken de, herhangi bir konuda kesin olarak önceden plan yapmanın artık mümkün olmamasıydı. Çünkü etkinliğin herhangi bir zamanda hükümet ya da sağlık yetkilileri tarafından iptal edilmesi olasılıklar arasındaydı.

Ulrich, “Bu kararı vermek zorunda kaldığımız için üzgünüz ve fiziksel bir ticaret fuarına sonuna kadar bağlı kalan herkese minnettarız.

Ancak hem katılımcılar hem de ziyaretçiler için çok işlevli bir platformumuz mevcuttur: Spielwaren-

messe Digital. Bu platform sayesinde, ticaret fuarının orijinal takvimi içinde hala ağ oluşturma fırsatlarına ve en son trendleri keşfetme olanağına sahipler” dedi.

GÜNCEL

DEPO YÖNETİMİNE

KALİTELİ VE YENİLİKÇİ ÇÖZÜM Depo alanına ihtiyaç duyan birbirinden farklı sektörlerin ortak noktası, düzenli yerleşim ve depo gereksinimlerinin hızlı karşılanması. Bu ihtiyaca cevap veren geri kazanım, ağır ve hafif yük raf sistemleri yoğun ilgi görüyor. 42 yıllık raf sektörü tecrübesiyle, uzman mühendis ve deneyimli kadrolarıyla hizmet veren Zem Raf A.Ş, kullanılmış rafları alıp yenileyerek ve başka projelere uygun hale getirerek oluşturdukları raf sistemleriyle kurulumda ve serviste önemli bir ihtiyaca cevap veriyor.

D

epo yönetimi ve bu sürecin başarıyla sürdürülmesinde yerleşim ve kullanılabilirlik önemli bir başlık. Stok yönetimi ve teslimat konularında depo yerleşiminin önemi ise her firmanın malumu.

Raf üretimi ve depo oluşturulmasında 42 yıllık tecrübeleriyle özel bir hizmet verdiklerini aktaran Zem Raf A.Ş Genel Müdürü Emre Akmeşe, “Zem Raf’ın geri dönüşüm projesi ve taşınma kapsamında yaptığı çalışma adımları bir depodan söküm yapıp bir başka depoya montaj yapana kadar detaylı ve özenli bir yoldan geçiyor. Sürecimiz, detaylı keşif ve ekspertiz, demontaj, lojistik, projelendirme, bakım-onarım ve revizyon, üretim ve montaj olarak ilerliyor” dedi.

ÖZEL İHTİYAÇLARA ÖZEL ÇÖZÜMLER

Her firmanın sektörüne ve depo alanına göre özel çözümlere ihtiyaç duyabileceğini belirten Akmeşe; “Depo çözümleri, depolanan ürüne, kullanılan makinelere ve deponun ölçülerine göre değişkenlik gösteriyor. Bu nedenle müşterimizle yoğun bir iletişim süreci yaşıyoruz.

Depolarında birebir keşifler düzenleyerek ihtiyacı anlıyor, uzman mühendis kadromuz tarafından hazırlanan projelerimizi sunuyoruz” dedi.

Pandemi sürecinde e-ticaretin artmasıyla depo ihtiyaçlarının arttığını da belirten Akmeşe; “2020-21 döneminde ikinci ele ilgi oldukça arttı.

Bu süreçte de Zem Raf olarak, 2021 64 FREKANS

yılında yüzde 100 büyüme yaşadık. Şirketimiz yüzde 80 oranında dijitalleşti. Şu an 45+ uzman ekibimizle ve gelişmiş teknolojik alt yapımız ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap veriyoruz’’ dedi.’’ dedi.

EKONOMİYE VE DOĞAYA ARMAĞAN Akmeşe, dünyadaki güncel piyasa ve ekolojik durumu ele alınca, geri kazanım bir hayli önem kazandığını, raf sektöründe de kullanılmış rafların depolardan alınarak, uzman mühendis kadroları kontrolünde Zem Raf’ın fabrikalarında onarıldığını ve sıfır düzeyine getirilerek yeni projelerde, yeni firmalara depo çözümleri sunduklarını iletti. 1 yılda 5000 tondan fazla çeliği geri dönüştürerek hem ülke ekonomisine hem doğaya katkıda bulunduklarını ileten Akmeşe; ‘’Geri kazanım raflar sadece

Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinden de ilgi görüyor. 2021 yılında özellikle Rusya, Afrika ve Orta Asya pazarına ihracatımız gerçekleşti. 2022 yılında hem ülkemize hem de hedef ülkelere hizmet vermeye devam edeceğiz. Hedeflerimiz arasında ihracatımızı, istihdamı ve makine yatırımlarımızı artırmak var’’ dedi.

GÜNCEL

KÂĞIT VE KARTON ÜRÜNLERİNDE

2021 İHRACATI 2 MİLYAR 350 MİLYON $

Mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörü 2021 yılında ihracatını yüzde 25,7 oranında artırarak 7 milyar dolarlık ihracata imza attı. Kâğıt ve karton ürünleri sektörü bu rakamın 2 milyar 350 milyon dolarını oluşturdu.

İ

stanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, sektörün 2021 yılında gerçekleştirdiği ihracat rakamlarını açıkladı. Mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörü geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracatını yüzde 25,7 oranında artırdı ve toplamda 7 milyar dolarlık ihracat yaptı. Sektör içinde yer alan kâğıt ve karton ürünleri sektörü ihracat rakamından 2 milyar 350 milyon dolar pay aldı. Sektör, aralık ayında da ihracatını bir önceki yıla kıyasla yüzde 41 artırarak 241 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Kâğıt ve karton ürünleri sektörünün 2021 yılının en önemli pazarı 255 milyon dolarla Birleşik Krallık olurken yüzde 95 ile en yüksek ihracat artışı Fransa’da kaydedildi. İhracatta ilk beşte yer alan ülkeleri sırasıyla Bileşik Krallık, Irak, İsrail, İran ve ABD oldu.

Türkiye, 2021 yılında 832 milyon dolar ile en çok kâğıt ve karton ambalaj ihracatı yaparken sektörde geçen yıla oranla yüzde 40’ı aşan artış yakalandı. İhracatını yüzde 37 artıran oluklu ambalaj sektörü ihracat rakamı 405

66 FREKANS

milyon dolara ulaştı. Yıl genelinde ise 181 milyon dolarlık oluklu olmayan karton ambalaj ihracatı kaydedildi.

2 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ

İhracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Alican Duran, “Türkiye’nin 2021 yılında yakaladığı ihracat başarısı gibi sektör olarak ihracatta oldukça iyi rakamlara ulaştık. Türkiye kâğıt sanayicileri 2021 yılında Türkiye ve yurt dışında birçok yeni fabrika yatırımına imza attı, üretim gücünü dünyaya açtı. Türkiye kâğıt sektörü, 2021 yılında mevcut pazarlarını güçlendirdi. Yapılan yatırımlarla sanayicilerimiz 2021’de de birçok yeni pazara girmeyi başardı. Sektör olarak 2021 yıl sonu için 2 milyar dolarlık ihracat hedefimiz bulunuyordu. Sektör olarak attığımız adımlarla 2 milyar dolarlık ihracat hedefimizi aştık. Pandemi, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar, ham madde krizi gibi

sektörü ve dünya ticaretini oldukça zorlayan böylesine bir yılda hedefleri tutturmak ve hatta aşmak sektörümüz açısından son derece umut verici bir gelişme.

2022 yılından da oldukça umutluyuz.

2022’de devam edeceğine inandığımız yurt içi ve yurt dışı yatırım atılımlarıyla ham madde temininde yaşanan zorluklara rağmen 2021’e göre ihracatta çift haneli bir büyüme yaşanacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.

GÜNCEL

2022’YE DAMGA VURACAK

7 E-TİCARET TRENDİ

E-ticaretin tüm dünyada hızla büyümesi, sektöre ilişkin farklı dinamiklerin ortaya çıkmasına neden oldu. TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, 2022 yılında sıkça konu başlıklarına taşınacak e-ticaret trendlerini aktardı.

2

022’nin en belirgin trendlerinden biri, mahalle marketlerinin online satışa başlaması olacak.

Market uygulamaları, her ölçekten bakkal ve market için kullanılabilir hale gelecek. Biz de marketlere yönelik, lokasyon bazlı e-ticaret altyapısını yılbaşında hizmete sunduk. Mahalle marketleri ve bakkalları da artık online satışa başlayabilecek.

GÖRSEL ARAMA

Bu yılın öne çıkan bir diğer trendi, görsel aramanın yaygınlaşması olacak. Tüketici, bir yerde görüp beğendiği ürünü, e-ticaret sitesi üzerinden aratarak benzer ürünleri kolayca bulabilecek. Yeni yıl itibarıyla biz de görsel arama yazılımımızı devreye aldık. Ticimax altyapısı kullanan e-ticaret sitelerinde, vatandaş mesela beğendiği bir eteğin görselini yükleyerek, benzer ürünlere ulaşabilecek.

WHATSAPP ENTEGRASYONU

Yine e-ticaret firmalarının WhatsApp entegrasyonu üzerinden chatbot kullanımı da 2022’nin trendleri arasında yer alacak. Birçok kişi, sitede alışveriş yapmak yerine, istediği ürünü WhatsApp’ta yetkiliye yazarak satın almayı tercih ediyor. E-ticaret sitelerinin WhatsApp entegrasyonları üzerinden satın alma, kargo süreci ve satış sonrası müşteri hizmetleri bu yıl daha çok kullanılmaya başlanacak.

AMAÇ ODAKLI PAZARLAMA

2022’de markaların iletişimlerinde mutlaka amacı ön planda tutması gerekiyor. Amaç Odaklı Pazarlama, pazarlama dünyasının en gözde konularından biri haline geldi.

2022’de de en çok konuşulan gündem maddelerinden biri olacak. Tüketici68 FREKANS

ler sosyal konularda artık çok daha fazla duyarlı. Markalar da hayvan hakları, kadın hakları, iklim krizi gibi bazı sosyal konuları sahiplenmeye çalışıyor, farkındalık yaratmaya çalışıyorlar.

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM VE TESLİMAT

Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı Küresel Riskler 2022 raporuna göre en büyük risk iklim krizi. Bu da tüm üretim ve tüketim süreçlerinde karbonsuzlaşma ve suyun korunmasına yönelik farkındalığı her geçen gün artırıyor.

Karbon emisyonlarını ve su ayak izini düşürme hedefinde olan markalar tüm dünyada, özellikle de bu konularda bilinç seviyesi çok yüksek olan Z kuşağının tercih sebebi oluyor.

Elektrikli araçlarla teslimat yapma, geri dönüştürülebilir ve çevre dostu ürünler sunmak, 2022’de e-ticaretin de trend konularından olacak.

KİŞİYE ÖZEL DENEYİM

Kişiye özel kampanya, canlı yayında satış programları, oyunlaştırma ile satış ve yine müşteriye özel site tasarımı

gibi deneyim odaklı çalışmalar da 2022’de e-ticarette sıkça konuşulacak konular olacak.

E-İHRACAT İLE DÜNYAYA SATIŞ

Kur farklılıklarını avantaja çevirmek isteyen satıcılar, 2022’de e-ihracatta dikkat çekici bir büyüme sağlayacak.

E-ihracatta KOBİ ve küçük ölçekli işletmelerin payı şu an yüzde 35 seviyesinde. 2022’de bu oranın da yukarı doğru bir grafik çizeceğini öngörüyoruz. E-ihracat da totalde 2022’de büyüyecek.

GÜNCEL

DESIGN WEEK TÜRKİYE’DE MADE IN TÜRKİYE VURGUSU

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla düzenlenen Design Week Türkiye 2021, 85 bin 715 ziyaretçi ile bugüne kadarki en yüksek katılımcı sayısına ulaşarak tamamlandı.

T

ürkiye’nin en geniş kapsamlı tasarım etkinliği Design Week Türkiye, düzenlendiği günden beri tüm yaratıcı endüstrileri, yurt içinden ve yurt dışından 200.000’den fazla ziyaretçiyi bir araya getirdi. Yaratıcı ekonomileri güçlendirmeyi, girişimciliği teşvik etmeyi, endüstriler arası iş birlikçi multidisipliner projeler ve titiz tasarım araştırmalarını odağa alan DWT’21 programı, ulusal ve uluslararası paydaşlar tarafından kapsamlı bir planlama ağı ile oluşturuldu.

MARKALAR MİLLİ SERVET Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Design Week Türkiye açılış konuşmasında, Türkiye’nin tasarım gücüne güç katacağı inancıyla bu yıl beşincisini düzenledikleri etkinlik vesilesiyle bir arada bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Küresel rekabette önemi her geçen gün daha da artan tasarımın firmaların kendilerini rakiplerinden farklılaştırması ve bu sayede fiyat yerine marka üzerinden rekabet edebilmelerine olanak sağladığını ifade eden Bakan Muş, şunları kaydetti: “Bugün artık 70 FREKANS

tasarım deyince sadece görsel bir estetikten bahsetmiyoruz. Tasarım kavramı artık müşteri ihtiyaçlarının tespitiyle başlayıp, planlama, prototip oluşturma ve üretim ölçeğini büyütmeye giden sürecin merkezine yerleşmiştir. Firmalar, tasarım sayesinde müşterilerin aklında bir marka kimliği oluşturmaktadır. Aslında marka olgusu, güveni simgelemektedir. Sizlerin ortaya koyduğu her özgün ve başarılı tasarım ‘Made in Türkiye’ ifadesine ve Türk malına olan güvene bir bütün olarak değer katmaktadır.”

Muş, markaların milli servet olduğunu aktararak, bunun için Türk markalarına sahip çıkacaklarını, koruyacaklarını ve destekleyeceklerini söyledi.

TASARIMLAR ÖDÜLLENDİRİLDİ

İsmail Gülle, Design Week Türkiye 2021 etkinliğine birbirinden kıymetli katılımcıların katıldığını ve tasarımda başarı gösteren firma ve kişilerin ödüllendirildiğini aktararak, “Birbirinden kıymetli yerli ve yabancı isimler, sektörümüzün

duayenleri bu tasarım ekosistemine destek olmak için bir araya geldi.

‘Marifet iltifata tabidir’ diyerek Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödül törenini gerçekleştirdik. 37 tasarımcımız iyi tasarım, 8 tasarımcımız da üstün tasarım ödülü aldı. İnanıyorum ki 2 gün boyunca gerçekleştirdiğimiz tüm bu etkinliklerin, ülkemize ve ihracatımıza önümüzdeki dönemde önemli katkıları olacak” ifadelerini kullandı.

Design Week Türkiye 2021 etkinliğinde; 12 panel ve konferans, 60’tan fazla konuşmacı, 20’yi aşkın sergi, enstalasyon ve atölye çalışmaları katılımcılarla buluştu. Bu yıl keynote konuşmacıları arasında World Design Organization (WDO) Başkanı Srini Srinivasan, WDO Yönetim Kurulu Üyesi Thomas Garvey, mimar ve tasarımcı Alessandro Colombo, dünyaca ünlü tasarımcı Hakan Akkaya, Aslı Filinta ve tasarım camiasının pek çok duayeni yer aldı. Etkinlikte kırtasiye sektörünün yakından tanıdığı Endüstriyel Tasarımcı Kunter Şekercioğlu’da 6 ödül alarak törende önemli bir başarıya imza attı.

GÜNCEL

DİJİTAL MECRALARDA

KORSAN YAYINLA MÜCADELE ARTIYOR Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği (YAYBİR) 2021 yılı Korsanla Mücadele Raporu yayınlandı. Rapora göre, 87 baskında toplam 537.463 adet korsan materyal ele geçirildi. 2021 yılı aralık ayı sonu itibariyle 676 ceza davası devam ederken, 99 dava para cezasıyla sonuçlandı.

Y

AYBİR yıl boyunca sürdürdüğü korsan yayın denetimlerde; Türkiye genelinde tüm il ve ilçe emniyet müdürlükleri, milli eğitim müdürlükleri, vergi daireleri, belediyeler, YÖK, üniversiteler, sosyal güvenlik kurumları, jandarma komutanlıklarına bilgilendirme yaparak çalışmalarını başladı. Birliğe ulaşan ihbarlar neticesinde ilgili ilin Valilik ve il denetim komisyonlarına izinsiz fotokopi, bandrolsüz kitap ve usulsüz bandrol kullanımı ve sertifika denetimi yapılması için gerekli başvurular yapılarak ilgili denetimlerin yapılması sağlandı.

DİGİTAL KORSAN ARTIYOR

Dijital korsanla mücadele kapsamında birliğin internet sitesi üzerinden üyelerin kullanımına sunulan “Uyar – Kaldır” bağlantısının yanı sıra Birliğe ulaşan ihbarlar titizlikle incelendi.

Site yöneticilerine gönderilen ihtarnameler ile sitelerden korsan içeriklerin kaldırılması sağlandı. Türkiye’nin önemli online satış sitelerinde korsan kitap satışlarının yapıldığına dair YAYBİR’e ulaşan bildirimler anında değerlendirilerek gerekli iş birlikleri yapılarak çok sayıda korsan kitap satıcısının faaliyeti durduruldu. Platformalar üzerinden faaliyet yürüten mağazaların kapatılması sağlandı.

İZİNSİZ FOTOKOPİ İLE MÜCADELE

2021 Fotokopi Kampanyası Şubat – Aralık ayları arasında gerçekleştirildi.

Ankara, İzmir, Adana ve Malatya olmak üzere toplam 4 ilde Birliğin avukatları ve İl Denetim Komisyonları tarafından organize edilen 41 72 FREKANS

baskın gerçekleştirildi. Bu baskınlarda; 511 kitap, 260 kitap kapağı, 808 fotokopi kitap, 24.846 adet sayfa halinde fotokopi, 117.187 pdf kitap, 2 flash bellek, 91 hard disk olmak üzere toplam 143.705 korsan materyale el kondu.

KURGU/KURGU DIŞI KİTAPLAR

Denetimler kapsamında; İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir, Aydın ve Kayseri olmak üzere 6 ayrı ilde 22 baskın gerçekleştirildi. Bu baskınlarda 75.009 kitap, 6.915 kitap kapağı, 89.600 forma, 4.600 kalıp ve 31matbaa makinası olmak üzere toplam 176.155 korsan materyal ele geçirildi. İthal kitaplarda ise; İstanbul’da Akmar, Özdemir Marmara ve Bölükbaşı çarşılarına Ankara’da Olgunlar çarşısına ve çeşitli depolara düzenlenen toplam 14 baskında 119.887 ithal

kitap ve 40.000 kitap kapağı, 4.512 cd ve 1.250 sahte bandrol olmak üzere 165.649 korsan materyale el konuldu.

DİGİTAL TAKİPLER

2021, dijital alanda gerçekleşen korsanla mücadele yılı oldu. İzinsiz e-kitap yayınlayan internet sitelerinin tespiti ve ihtarname gönderilmesi işlemlerine devam edildi.

Gerek YAYBİR üyelerinden gelen ihbarlar gerekse Birliğin yaptığı araştırmalar sonucunda başta Youtube olmak üzere Dolap, Yandex, Telegram, Akademia gibi dijital uygulamalar ve Trendyol, N11, Hepsi Burada, Gitti Gidiyor gibi Türkiye’nin önde gelen e-satış sitelerinin de aralarında bulunduğu 29 ayrı platformda 1071 korsan kitap ve yayının kapatılması sağlandı. Uyar-kaldır ihtarlarına uymayan sitelerin savcılık kanalıyla erişimi engellendi.

夀攀渀椀 猀攀稀漀渀搀愀 栀攀爀欀攀猀攀 戀漀氀 欀愀稀愀渀氀愀爀 搀椀氀攀爀椀稀

PASTEL DEFTERLER

PASTEL DEFTERLER

ÖZEL RÖPORTAJ

KİLİT TAŞI TASARIM LTD. ŞTİ. ORTAĞI – ENDÜSTRİYEL TASARIMCI Kunter ŞEKERCİOĞLU

ÖZENİ VE CESARETİ GÖSTEREN TASARIMLAR

İHRACATI ARTIRIR İhracat çalışmalarının Cumhuriyet tarihinin en üst seviyelerine ulaştığı günümüzde firmaların katma değerli ürün üretmesi en önemli kriterlerden biri. Frekans Dergisi olarak ihracatta bu denli önemli olan tasarım ve inovasyonu; çocukluk ve gençlik yılları kırtasiye mağazasında geçen ve gözlemlerini endüstriyel tasarım eğitimiyle birleştiren Kilit Taşı Tasarım Ltd. Şti. Ortağı – Endüstriyel Tasarımcı Kunter Şekercioğlu ile konuştuk. ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden mezun olan, ülkemizde ve yurt dışında çok sayıda ödül alan Şekercioğlu, en son TİM Design Week Türkiye’de 6 ödül kazanarak bir ilke de imza attı. Bir ürünün marka olması ve ihracat çalışmalarında öne çıkması için tasarımın önemine değinen Şekercioğlu; “Ülkemizdeki tasarım yatırımının korunması için ithalatın kontrolünün doğru yapılması ve tasarım yatırımı yapan bilinçli firmaların daha zengin içeriklerle teşvik edilmesi gerekli” dedi.

76 FREKANS

Konumuza temelinde başlayarak tasarımı sormak isteriz. Tasarım nedir?

Tasarım; bir sorunu / ihtiyacı tanımlama ve sorunu çözmeye, bu ihtiyacı gidermeye yönelik çözüm önerisi geliştirme eylemidir. Tasarım insanlık tarihi kadar eskidir.

Endüstriyel tasarım nedir?

Meslek kuruluşumuz olan ETMK’nın tanımıyla; endüstriyel tasarım, endüstride üretilen, nihai kullanıcıya yönelik ürünlerin, işlevsellik, hedef kitlenin beğenisine ve kullanıcının ihtiyaçlarına uygunluk gibi ölçütleri gözeterek fikren geliştirilmesi ve üretime uygun yeni bir ürün olarak projelendirilmesidir.

Endüstriyel tasarım, endüstriyel yöntemlerle üretilen nesnelerin insanla ilişkisini kurmaya yönelik bir meslektir.

İfadedeki “endüstriyel” kelimesi algımızı, büyük hacimli üretimlere yöneltiyor olabilir. Bu tanım tüm sektörler ve iş kolları için geçerli midir?

Geçerli tabii ki. Farklı disiplinlerin bir arada çalışması durumu söz konusu ve hep kesişim alanında endüstriyel tasarımcılar var. Yat için gemi mühendisi ile, taksimetre için elektronik mühendisi ile, un öğütme makinesi çalışırken makine mühendisi ile çalışırsınız. Firmanın üretim veya pazarlama faaliyetlerine göre de beraber çalıştığınız diğer disiplinler artarak eklenir.

markaların yeni ürünlerini tasarlıyor olmak çok heyecan verici.

Hele ki çocukluktan gelen ve hep artarak büyüyen bir kırtasiye merakınız varsa. O standart yani harcı alem ürüne değer katan şeyler o nesnenin insanla kurduğu ilişkide gizlidir. Bazen anısı olmasındadır, bazen değerli birisi tarafından hediye edilmiş olmasıdır ama bazen de tasarımcısı tarafından doğru tespitlerle yapılmış doğru dozda müdahalelerdir.

Bunlar oranlar, biçim, renk, doku ve malzeme yorumları da olabilir.

20. yüzyılda teknolojinin gösterdiği değişim hızı, insanlık tarihinin geçmiş hiçbir anında görülmedi.

Teknolojinin bu denli hızlı gelişmesi endüstriyel tasarımı nasıl etkiliyor veya etkileyecek?

Bu hızlı gelişim haliyle hayatımızdaki ürünlerin giderek daha fazla teknolojik, akıllı ürünler haline gelmesine sebebiyet veriyor.

Bu engellenemez. Bu gelişme endüstriyel tasarımcının çalışma alanlarını genişletiyor ama diğer taraftan da nesnelerin ömrünün kısalması ve tüketim hızının da artmasına sebebiyet veriyor. Haliyle sosyal sorumluluklarımız ve farkındalıklarımız da yükseliyor.

Yaman çelişkiler dönemi yaşıyoruz. Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakma endişesi ile poşet kullanmamaya, su matarası taşımaya başlamışken sırf yeni modeli çıkmış diye ihtiya-

cımız olmamasına rağmen sahip olduğumuz bir ürünü değiştirebiliyoruz. Temel değişim yaşamın sürdürülebilirliği odağında olacak ve tasarımcılar için o tarafta yapılacak çok iş var.

Ne yazık ki taklitçiliğin sıradanlaştığı bir dönemdeyiz.

Endüstriyel tasarım yapan tasarımcılar ve üreticiler tasarımlarını nasıl korumalılar?

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun gösterdiği şekilde korumalılar.

Tasarım tescili, faydalı model, patent, marka tescili konularına önem vermeliler. Hele ki dünyanın herhangi bir yerinden bir ürün getirip herhangi bir e-ticaret sitesinde online dükkan açıp ülkenin her yerine satabilenlerin olduğu günümüzde tasarım hukukuna güvenerek ve tasarımcı olarak bile gerekirse hukuken hakkının peşine düşmek çok önemli. Cezasının olmadığını düşünürlerse herkes istediği her nesnenin kopyasını satabileceğine inanır. Bu hırsızlıktır. Hukuken tasarımınızı korumazsanız ticaretinizi de koruyamazsınız ve dolandırılırsınız.

Dünya genelinde tasarımın, inovasyonun ve kreatif endüstrilerin yükselişte olduğunu görüyoruz. Bu konularda lider ülkeler endüstri tasarımı ve patent konusunda da hassas ve yasalara

Kırtasiye sektörüyle geçmişe dayanan bir iletişiminiz var.

Dönem dönem çok değerli, özel tasarımlarınız oldu. Bu çerçevede standart bir ürüne değer katan faktörler sizce nelerdir?

Evet, kırtasiyede; tezgâh arkasında, kasada, depoda, sayımda yani her yerinde çalışarak büyüdüm. Çocukken sattığım ve senelerce takip ettiğim Scrikss ve Mas gibi

FREKANS 77

ÖZEL RÖPORTAJ / KİLİT TAŞI TASARIM LTD. ŞTİ. ORTAĞI –

ENDÜSTRİYEL TASARIMCI Kunter Şekercioğlu

Gerçekten tasarım sahibi olma durumunu idrak etmemiz ve önemsememiz özelinde çok da iyi bir konumda olduğumuzu görmüyorum. Niceliğe değil niteliğe odaklanmamız gerekli. uygun ilerliyorlar. Dünya ile karşılaştığımızda Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?

Kâğıt üzerine farkındalığımız yükselmiş gibi gözüküyor. Her sene tasarım tescili ve patent sayılarında artış var. O kadar çok marka tescili yapılıyor ki artık anlam ifade eden bir kelime ile marka tescili yapabilmek bile imkânsız hale geldi. Fakat tasarım tescil başvurularını incelediğimiz zaman ithalatçı firmanın rakibi ithalatçı firmalar aynı ürünü getirip Türkiye’de satamasın diye tescil başvurusu yaptığını bile görüyoruz. Bu hak ihlali demek, ürünün ne tasarımcısısın ne de tasarlattıranısın ama tescil başvurusu yapabiliyorsun. Yani yasal sistem itiraza dayalı olduğu için uyanık birileri tarafından bükülebiliyor da. Gerçekten tasarım sahibi olma durumunu idrak etmemiz ve önemsememiz özelinde çok da iyi bir konumda olduğumuzu görmüyorum. Niceliğe değil niteliğe odaklanmamız gerekli.

Kırtasiye sektörü özelinde üreticilere neler önerirsiniz?

Üretici konumunda olanlara kendi tasarımlarını üretmelerini ve tasarım hukuku bağlamında gerekecek tüm yasal korumaları yaparak ve ihlal edildiği noktada hukuki mücadeleleri vererek ve sonuçlarını paylaşarak ilerlemelerini öneririm. Her sektör aslında küçük. Sektör içinde herkes birbirini tanır. Bu yakın temaslı ilişkiler sayesinde de o firmanın 78 FREKANS

ürününün benzeri üretilince ceza ödendiğini duyar ve tasarım yatırımı yapan, bu yatırımını koruyan firmaya kimse bulaşmaz. Bu da orta vadede o tasarımı önemseyen ve koruyan firmayı rakipsiz hale getirir. Bu da rekabeti körükler, kalite artar, ithalat azalırken ihracat artar. Ancak hukuken korunma özeni ve cesareti gösterilen tasarımlar ihracatı arttırabilir.

da o nesneyi eli ile tutacak. Bu empatiyi daha tasarlama aşamasında kurabilmek çok önemli.

Sizin kırtasiye ürünleriyle ilişkinizi de sormak isteriz.

Bahsettiğimiz gibi teknoloji, tasarımda önemli bir araç.

Siz tasarımlarınızda hangi gereçleri kullanıyorsunuz?

Son olarak bir tüketici olarak ülkemizde üretilen kırtasiye ürünlerinin gelişimi için neler önerirsiniz?

Dijital yazılımlar, dijital kalem ve tabletler, hızlı prototip teknolojileri kullandığımız gibi analog teknolojileri de kullanıyoruz. Dolma kalemlerim ile eskiz yapmayı hiç bırakmadım ki. Ellerimle maket yapmayı ve formu elimle görmeyi çok severim. Sonuçta kullanıcısı

En son ne zaman kırtasiye mağazasına gittiniz? Neler aldınız?

Birkaç hafta evvel gittim, kendime eskiz kâğıtları ve mürekkep, küçük kızıma da yılbaşı için kartpostallar ve etiketler aldım.

İyi tasarımlar yapmalı, bu tasarımları üretirken kaliteden taviz vermemeli ve uluslararası tasarım hukukunun gerektirdiği korumaları önemsemeliyiz. Ülkemizdeki tasarım yatırımının korunması için ithalatın kontrolünün doğru yapılması ve tasarım yatırımı yapan bilinçli firmaların daha zengin içeriklerle teşvik edilmesi gerekli.

YENİ

LOJISTIC LABELS

Glue pads

Glue pads

Glue pads

Glue pads

Klebepads

Klebepads

Klebepads

Klebepads

Sökülebilir Yapıştırıcı

Sökülebilir Yapıştırıcı

Sökülebilir Yapıştırıcı

Pastilles adhesives

at home, at school, , at office

at home, at school, , at office

Pastilles adhesives

Sticking

80 pcs

Glue pads

Glue pads

Klebepads

Klebepads

Klebepads

Sökülebilir Yapıştırıcı Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

Pastilles adhesives

at home, at school, , at office

Fixing

80 pcs

Fixing

Sökülebilir Yapıştırıcı Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

Pastilles adhesives

Sticking

Sticking

80 pcs

Fixing

Glue pads

Sökülebilir Yapıştırıcı

at home, at school, , at office

Pastilles adhesives

Sticking

80 pcs

Fixing

Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

at home, at school, , at office

Pastilles adhesives

Sticking

Fixing

Sökülebilir Yapıştırıcı

Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

Removable Adhesive / Sökülebilir Yapıştırıcı

at home, at school, , at office

Pastilles adhesives

Sticking

Fixing

80 pcs

at home, at school, , at office Sticking

Fixing

80 pcs

80 pcs

ÖZEL RÖPORTAJ

İSTANBUL BAROSU FİKRİ VE SINAİ HAKLAR KOMİSYONU BAŞKANI - AKADEMİSYEN Av. Dr. Tamer PEKDİNÇER

YURT DIŞINDA MARKA HAKLARINIZI KORUMANIN YOLU

ULUSLARARASI MARKA TESCİLİ

Ticaret hayatının yoğunluğu ve küreselleşme nedeniyle artan rekabet karşısında, markaların dünyaya açılması ciddi bir planlama ve yatırım gerektirmekte. İhracat prosedürleri ve bürokrasi ile uğraşırken genellikle ihracat yaptığınız ülkelerde markanızın ve patent faydalı model gibi diğer sınai haklarınızın tescil ettirilmesi gözden kaçmaktadır. Oysa, ülkesellik prensibi uyarınca markanız sadece tescilli olduğu ülke sınırları içerisinde korunur. Çok ciddi uğraşlar sonucunda gerçekleştirilen ihracat bağlantıları ve akabinde markalı ürün gönderimi; yurt dışı gümrüklerinde markalı ürünlerinizin durdurulması, ardından hakkınızda markaya tecavüz ve haksız rekabet davaları açılması ile sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle ihracat yapan üyelerimizin büyük emek ve yatırımlar ile oluşturduğu markalarını yurt dışında nasıl koruyabileceklerine ilişkin olarak İstanbul Barosu Fikri ve Sınai Haklar Komisyonu Başkanı Akademisyen Av. Dr. Tamer Pekdinçer ile görüştük.

80 FREKANS

Bir ibarenin veya şeklin markaya dönüştürülmesinden önce nelere dikkat etmeliyiz?

Öncelikle bir işaretin marka olabilmesi için “ayırt edicilik” ve “marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması” kriterlerini taşıması lazım. Bir işaret ancak bu kriterleri taşıyorsa ve üçüncü kişilere ait tescilli markalar ile benzerlik taşımıyorsa marka olarak tescil edilebilir. İhracat yapan bir şirket iseniz, daha markanın oluşturulması sürecinde yukarıda belirttiğim niteliklere sahip işaretler hakkında, benzerlik iddiası ile karşılaşmamak için, yurt dışı marka araştırmaları yaptırmanızı ve ortaya çıkan sonuca göre markanızda kullanacağız kelime ve şekilleri belirlenmesi gerekmektedir. Böylelikle, benzer marka iddialarına yönelik sorunlar henüz doğmadan engellenebilmektedir.

Markanızı Türkiye’de tescil ettirmiş olmanız, ülke sınırları içinde size güvence sağlıyor olsa da kural olarak yurt dışında marka koruması sağlamayacaktır. Bunun nedeni ise marka korumasındaki ülkesellik ilkesidir. İstisnalar olmakla birlikte kural olarak, markanız için hangi ülkede tescil sağladıysanız, elde ettiğiniz koruma da o ülkede geçerli olacaktır.

Markanızın yurt dışında da korunması ve markalı ürünlerin hukuki açıdan güvenli bir şekilde ihraç edilmesi amaçlanıyorsa, yapılacak araştırma akabinde markanızın yurt dışında ve özellikle ihracat yapılmak istenen ülkelerde tescil edilmesi gerekmektedir.

Madrid Sistemi kapsamında uluslararası marka tescil başvurusunun yapılabilmesi için zorunlu şart, ilgili menşe ofiste, örneğin Türkiye Cumhuriyeti bakımından düşünüldüğünde TÜRKPATENT marka sicilinde, tescilli bir markanın veya bir marka başvurusunun bulunmasıdır.

Sistemidir. Her iki sistemin de kendine özgü avantaj ve dezavantajları olmakla birlikte, doğru bir iletişim ile sizin için en doğru başvuru sistemi tespit edilebilir.

Uluslararası marka tescil başvurusu, WIPO’nun http://www.wipo. int/madrid/en/forms/ internet adresinde yer alan form kullanılarak menşe ofis olan Türk Patent ve Marka Kurumu web sayfası aracılığıyla WIPO bünyesinde gerçekleştirilmektedir.

Diğer sistem ise, Avrupa Birliği nezdinde “Topluluk Marka Tescili”, 2015 2436 sayılı Üye Devletlerin Markalara İlişkin Mevzuatlarının Yakınlaştırılması Hakkında Direktif ve 2017 1001 sayılı Avrupa Birliği Markası Hakkında Tüzük kapsamında gerçekleştirilmektedir.

Yukarıda açıkladığımız Madrid Sistemi’nden farklı olarak, inceleme ve tescil sistemleri Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (European Union Intellectual Property Office-EUIPO) tarafından yürütülmektedir.

rınca, marka başvurusu veya tescil işlemlerinden sonra gerçekleşecek unvan ve adres değişikliği, devir, mal ve hizmet listelerindeki değişikliklerin tek bir işlem ile tescil başvurusu yapılan veya tescil sağlanan tüm ülkelerde gerçekleştirilebilmesi mümkündür.

Madrid Sistemi kapsamında tek bir başvuru ile birden çok ülkede marka başvurusu yapılabilmesine rağmen, aslında her ülke ilgili başvurunun uygunluğunu kendi iç hukuk kuralları açısından incelemektedir. Ancak ülkelerden bir veya birkaçında karşılaşılan tescil engelleri diğer ülkelerce dikkate alınmayacağı için tescil engeli bulunmayan ülkeler nezdinde marka başvuru prosedürü devam etmektedir. Dolayısıyla her ne kadar başvuru sırasında ücretlendirme seçilen ülke sayısı oranında artsa da ileride açıklanacağı üzere, Topluluk Marka Tescil prosedüründe olduğu gibi, tescil başvurunuz tek bir itiraz ile durmamaktadır. Bu nedenledir ki ihracatta sınırlı sayıda ülke belirlenmiş ise, Madrid Sistemi’nde bu ülkeler seçilerek yapılan marka başvurusunun tescile kavuşması kolaylaşmaktadır.

Kimler Madrid Sistemi kapsamında başvuru hakkına sahiptir?

Başvuru; Madrid Protokolü’ne taraf olan ülkelerde gerçek ve etkin sınai veya ticari bir kuruluşu olan veya bu ülkelerde yerleşik olan veya bu ülkelerden birinin tabiiyetinde olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Örneğin Almanya, ABD, AB, Avusturalya, Çin, İsrail, Japonya Madrid Protokolü’ne taraftır. Ekli bağlantıdan 2021 yılı güncel Madrid Protokolü’ne üye ülkelerin listesine ulaşabilirsiniz.

Bkz. https://www.wipo.int/export/ sites/www/treaties/en/documents/ pdf/madrid_marks.pdf

Yurt dışı tescili için araştırma hangi sistem içerisinde hangi veri tabanlarında yapılmalıTek bir başvuru ile birden çok dır? ülkede koruma sağlanabilecek Markanın yurt dışı tescili için Madrid sistemi kapsamında bölgelere göre birçok farklı sistem bir sistem var mıdır? bulunsa da en çok kullanılan iki sis- Evet, Madrid Sistemi’nin amacı; bir marka tescil başvurusunda bulunmanın koşulları nelerdir? tem; Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü markanın tek bir başvuru yoluyla (World Intellectual Property Organization – WIPO) bünyesindeki Madrid Sistemi ve AB bünyesinde uygulanan Topluluk Marka Tescil

ve tek bir dil kullanarak 106 ülkede birden veya bu ülkeler arasından istediklerinizde başvurma imkânı sağlamasıdır. Yine bu sistem uya-

Madrid Sistemi kapsamında uluslararası marka tescil başvurusunun yapılabilmesi için zorunlu şart, ilgili menşe ofiste, örneğin Türkiye

FREKANS 81

ÖZEL RÖPORTAJ / İSTANBUL BAROSU FİKRİ VE SINAİ HAKLAR KOMİSYONU

BAŞKANI - AKADEMİSYEN / Av. Dr. Tamer PEKDİNÇER

Cumhuriyeti bakımından düşünüldüğünde TÜRKPATENT marka sicilinde, tescilli bir markanın veya bir marka başvurusunun bulunmasıdır. Dolayısıyla uluslararası marka korumasının sağlanabilmesi için öncelikle Türkiye’de bir marka başvurusu yapılması gereklidir.

Bu şart, marka yaratma ve tescil sürecinde uzun vadeli planlamalar yapılmasının önemini göstermektedir. Bununla birlikte uluslararası marka tesciline kavuşabilmek için tek yapılması gerekenin bir markanın Türkiye’de tescil edilmesi olduğu da söylenemez. İhracat yapılması hedeflenen ülkelerin sicilleri kontrol edilmeden, sadece Türkiye’deki marka sicili incelenerek gerçekleştirilen marka başvuruları ile her zaman uluslararası marka tesciline kavuşmak mümkün değildir. Zira Türkiye marka sicilinde tescil edilebilir bir marka, ihracat yapılması hedeflenen ülke sicilinde başkasına ait olabilir. Bu ise şu anlama gelmektedir: aynı markayı taşıyan ürünler ile gerçekleştirilen ihracat halinde; markalı ürünlerin gümrüklerde durdurulması ve ürünlerin piyasadan toplatılması gibi hukuki risklerle karşılaşılması mümkündür.

İhracat yapacağız birkaç ülke yerine Madrid Sistemi uyarınca başvuru yapmanın avantajları nelerdir?

Madrid Sistemi, marka sahibini ayrı ayrı her bir ülkede tescil talebinde bulunma, ücret ödeme ve farklı dillerde başvuru formu doldurma zahmetinden kurtarmaktadır. Böylelikle, TÜRKPATENT bünyesinde tescil edilen veya başvurusu yapılan markanın, tek bir dilde doldurulacak başvuru formu ile talep edilen ülkelerde koruma elde etmesi mümkün olmaktadır.

Uluslararası markanın tescil edilmesinden sonra da markanın yenilenmesi veya değişiklik talepleri için de marka sahibi ayrı ayrı ülke marka ofislerine bildirimde bulunmak yerine, tek bir taleple ve tek bir ücret ödenmesi ile WIPO nezdinde Uluslararası Sicil’de işlem yapılabilir ve bu halde WIPO 82 FREKANS

tarafından tescil sağlanan ofislere bildirim sağlanır.

Avrupa Birliği nezdinde “Topluluk Marka Tescili” konusunda bilgi verebilir misiniz?

Topluluk Marka Tescili, 2015 2436 sayılı Üye Devletlerin Markalara İlişkin Mevzuatlarının Yakınlaştırılması Hakkında Direktif ve 2017 1001 sayılı Avrupa Birliği Markası Hakkında Tüzük kapsamında gerçekleştirilmektedir. Yukarıda açıkladığımız Madrid Sistemi’nden farklı olarak, inceleme ve tescil sistemleri Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (European Union Intellectual Property Office-EUIPO) tarafından yürütülmektedir.

Söz konusu tescil Avrupa Birliği mevzuatı kapsamında gerçekleşmekte olup, tek bir başvuru ile bütün Avrupa Birliği ülkelerinde tescil başvuru yapılmasını sağlar ki, tek tek ülke seçilmediği için Madrid Sistemi nezdindeki marka tescil sisteminden daha az maliyetlidir.

Bu şekilde maliyet bakımından sağladığı avantaj, Topluluk Marka Tescil Sisteminin seçilmesinin en büyük nedenidir. Ancak ilk bakıştaki bu maliyet hesaplaması doğru gibi görünse de iyi bir araştırma yapılmazsa, bir önceki sisteme göre çok daha maliyetli bir hal alabilmektedir. Zira Avrupa Birliği ülkelerinden herhangi birinde karşılaşılacak itiraz ile bütün süreç durmakta, akabinde maliyetli ve uzun bir mücadeleye girmeniz gerekmektedir. Başvuru aşamasında Türkiye’den rahatlıkla yapabildiği-

niz ve kontrol edebildiğiniz süreç, artık yurt dışına taşınmış olacaktır ki, bu da maliyetin artmasının sebeplerinden biridir.

Son söz olarak, ihracat yapan üyelerimize nasıl bir yol haritası izlemelerini tavsiye edersiniz?

Tüm bu nedenler göz önünde bulundurulduğunda, ayırt edicilik taşıyan bir markanın oluşturulması aşamasında daha en başında yapılması gereken; şirketin ticari hedeflerinin ve ihracat yapılmak istenen ülkelerin belirlenmesidir.

Bundan sonraki aşama ise ülke bazında veya AB marka sicili özelinde doğru bir araştırma yapılmasıdır.

Marka sahibi açısından en az maliyetli, en az riskli planlama ancak bu şekilde belirlenebilir. Diğer bir deyişle doğru uluslararası marka başvuru stratejisini, sizin hedefleriniz belirler. Oldukça önem arz eden bir diğer konu ise, markanızın hangi sınıflarda kullanılması planlanıyorsa, salt o sınıflarda tescil ettirilmesidir. Zira, her ne kadar tescilli bir marka 10 yıl boyunca korumadan faydalanır ise de, 5 yıl süre ile kullanılmayan markaların, kullanmama sebebiyle iptali talep edilebilmekte veya benzer tescil taleplerine itirazınız halinde başvuru sahibi tarafından kullanım ispati talep edilebilmektedir. Dolayısıyla ileride kullanabilirim düşüncesi ile fiilen kullanılmayan markaların tescil edilmesi koruma sağlamayacağı gibi, gereksiz masraflara yol açacaktır.

SEKTÖRE DAİR

ÇABAMIZ SEKTÖRÜMÜZÜN TÜM İŞ KOLLARI İÇİN Yeni yıl, yeni umutlar…

Her başlangıç ümit doludur. Yeni yıl, geçen bir yılın muhasebesinin yapılmasının yanı sıra, yeni yıla ilişkin yol haritasının, planlamaların, yaşanan tecrübeler ışığında gözden geçirilmesine de imkân sağlayan dönüm noktalarıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle yeni yılın ülkemize, milletimize, sektörümüze, tüm insanlığa, huzur, barış, sağlık, mutluluk ve hayırlar getirmesini temenni eder, herkesin yeni yılını en içten duygularımla kutlar, sevgilerimi sunarım...

D

erneğimiz üyelerinin yoğun katılımıyla 2-5 Aralık tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirdiğimiz 11. Kurultayımız çok verimli geçti. Sektörümüzün birliği ve bütünlüğünün güçlü bir biçimde vurgulanması, kırtasiye sektörümüzün faaliyet gruplarına toplanıp gelecek planlamasının yapılması ve durum değerlendirilmesinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi noktalarında önemli bir organizasyona ev sahipliği yaptık.

Kıymetli zamanlarından ayırarak sektörümüz için çok önemli bu-

luşmada bulunan tüm üyelerimize tekraren teşekkür ederiz.

Kurultayımızın hemen ardından Dubai’de Paperworld Middle East Fuarı için hazırlıklarımızı tamamladık. Derneğimiz Paperworld Middle East Fuarı için önemli bir iş birliği gerçekleştirdi ve ilk kez bu fuarda katılımcı olarak yerini aldı.

Tüm Türkiye kırtasiye üreticilerini temsilen, Türkiye’deki ihracat potansiyelini anlattık ve 16-20 Şubat tarihlerinde sektörümüzü 28. kez bir araya getirecek İstanbul Kırtasiye ve Ofis Fuarımıza yurt

TÜKİD Genel Sekreteri İrem ÖZKAL

dışı müşterilerimizi davet ettik. Çok yoğun bir taleple karşılaştığımız bu fuarın değerlendirmesini bu sayımızda ayrıca bir haber olarak sizlerle paylaştık. Sektörün global değerlendirmesi ile ilgili fikir almak için mutlaka okumanızı tavsiye ederiz.

Almanya Frankfurt’ta düzenlenecek Paperworld Fuarı’nın da salgın sebebiyle tekraren iptal edilmesi, tüm alıcıların rotasını fuarımıza çevirmesine vesile oldu. Bu avantajlı durumu lehinize çevirmek ve daha çok müşteriye ürün gamlarınızı sergilemek, mevcut müşterilerinize yenilerini ilave etmek için çok önemli bir fırsat. Hazırlığımızı iyi yapmalı ve bizler de yönümüzü ihracata çevirmeliyiz.

Yoğun bir yabancı ziyaretçi başvurusu aldığımız İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımız için çalışmalarımızı seri bir şekilde takip ederken, ihracatımızda güçlenmek için alabileceğimiz destekler noktasında İhracatçılar Birliği, KOSGEB ve Ticaret Bakanlığı kanallarında görüşmeler, araştırmalar yaptık. Üreticilerimizin en belirgin sıkıntılarından

84 FREKANS

SEKTÖRE DAİR biri olan ham madde ithalatlarımızda ödediğimiz ilave gümrük vergilerinin kaldırılmasına yönelik taleplerimizi ilettik. İhracat yapabilmemize destek olabilecek her adım bizler için çok önemli. Yurt dışından gelen ziyaretçilerimiz için 3 gece konaklama desteğine devam ediyoruz. Vizelerini alabilmeleri için bizden talep ettikleri belgeleri tamamlıyor, fuarımıza mutlaka katılım gösterebilmeleri için fuarımızı ve üreticilerimizi tanımaları için sürekli bilgilendirmelerimizi paylaşıyoruz. Derneğimiz çatısı altında buluşabilmemiz ve ortak hareket edebilmemiz bizleri güçlendiriyor. Üyelerimiz arasındaki dayanışmayı güçlendirmek, onlara yeni iş olanakları sağlamak da en önemli amaçlarımızdan. Bunun için çalışmalarımız ciddi bir şekilde devam edecek. Hem ulusal hem uluslararası kuruluş ve derneklerle iş birliğini geliştirerek üreticilerimizin ürün gamlarını global anlamda pazarlayabilmelerinin destekçisi olmaya devam edeceğiz. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımız yeni sezon ürünleri ile tanışmak, sezon planlamalarımızı yapmak için de sektörümüzün neredeyse tüm markalarının perakendecilerimizle buluştuğu eşsiz bir organizasyon. Perakendeci, toptancı, ihracatçı, ithalatçı firmalardan

86 FREKANS

sektör temsilcilerinin çalışanlarıyla birlikte fuarı ziyaret etmeleri, fuarı değerlendirmeleri çok faydalı olacaktır. Derneğimiz her yıl olduğu gibi Anadolu perakendecilerimizi 2 gece ücretsiz olarak fuara en yakın otellerde konaklatacaktır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği de ülkemizdeki tüm ticaret odalarına, İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarımız için seyahat desteği temin edilmesiyle ilgili yazı göndermiş, desteklemeye devam etmiştir. Siz değerli sektör temsilcilerimizle fuarımızda buluşmak, fuarımızı daha üst segmentlere taşıyacaktır. Katılımlarınız için şimdiden teşekkür eder, fuarımızın sektörümüze ticari ve bilgi anlamında önemli katkıları

olmasını dileriz. Tüm katılımcılarımıza ve ziyaretçilerimize başarılar dileriz.

NOT: Gündemimizde olan bir diğer önemli konu da KDV ile ilgili. Ürettiğimiz ürün gruplarının ithal ham maddeleri için ödenen KDV oranı ile ürünün satış fiyatı üzerindeki KDV oranlarının farklılığından doğan açığın önlenmesi ve kırtasiye ürünlerinin satışlarında yüzde 8 ve yüzde 18 olan KDV oranlarının yüzde 1’e ve yüzde 8‘e düşürülmesi konuları idi. Uzun zamandır takipçisi olduğumuz bu konunun yakın bir zamanda çözüme kavuşmasının sektörümüz için çok hayırlı olacağını düşünüyoruz.

DİJİTAL PAZARLAMA

2022

PAZARLAMA TRENDLERİ

Ece Gürler

2021 yılının, sağlık kaygıları, küresel ticari kriz ve belirsizlik ortamında geçmesinin ardından, yeni bir yaşam kültürünün de başlangıcı olarak kabul ediliyor.

Tüketiciler firmalardan dijital, şeffaf ve hızlı çözümler belerken, firmalar kendilerini ifade edecekleri pazarlama argümanlarında daha agresif kampanyalar sürdürüyorlar. Yapılan araştırmalar 2021 yılı sonunda görsel algının daha natürel, yumuşak ve net olduğu yönünde. 2019 yılında başlayan minimalizm yaklaşımı, zaman içinde tüm sektörlere ve kampanyalara uygulanmaua başlandı.

Peki 2022 yılında bizleri neler bekliyor? Ürün tasarımlarından paketlemeye, reklam kampanyalarından stant tasarımlarına, kurumsal ifadelere ve müşteri iletişim yöntemlerine kadar tüm pazarlama argümanlarında etkili olacak trendleri sizler için derledik.

FOTOĞRAF TRENDLERİ Bu yıl yaşadığımız onca şeyden sonra fotoğraflar çok değerli ve pazarlama çalışmalarında merkezde yer alıyor. 2022’de fotoğraflar, önceki yıllarda atlattığımız zorlukların üstesinden gelmek için mücadele ederken nasıl yeniden yaklaştığımıza ve normale dönmeye çalıştığımıza tanık olacak. Fotoğraflar hepimizin nasıl yeniden bir araya geldiğini yakalıyor: çiftler, aileler, arkadaşlar… Sonunda birbirimizi tekrar yan yana hissedebiliyoruz. Uzun süreler evde vakit geçirdiğimiz

88 FREKANS

için outdoor aktivite yapma imkânımız olmadı, bu yüzden yeni yıl canlılığı, sporu, sağlığı gösteren bol fotoğraf olacak. Pandemi sürecinde kaybettiğimiz zamanı nasıl telafi ettiğimizi fotoğraflar gösterecek. Diğer yandan birçoğunun bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için mücadele ettiği bir değişim zamanında yaşıyoruz. Fotoğraf hikayeleri yıl boyunca trend olacak ve dünya çapında birçok grubun gelecek nesillere daha iyi bir miras bırakmayı savunduğunu kaydedecek.

VEKTÖREL TRENDLER Yıllardır görsel trendler sadece fotoğraflara değil, illüstrasyonlara ve vektör tasarımlarına da odaklanıyor. Bu durum 2022 yılında çeşitleniyor. Bu yıl parlak renkler ile geleneksel çizgi film tasarımlarının kombinlenmesi olmazsa olmazlardan olacak.

Buna karşılık, nötr renklerin kullanımının, eski tarz tasarımların görsel uyaranlarına dinginlik sunacağını göreceğiz. İllüstras-

yonlar ikonik karikatürlere saygı duruşunda bulunacak, bu nedenle Yeni Geleneksel Karikatür stilini kullanan tasarımlar 2022’de bir trend olacak. Fotoğraf dünyasında olduğu gibi, vektörlerde ve illüstrasyonlarda sosyal aktivizm ve katılım öne çıkan başlıklardan.

Pastel vektör paletleri, çeşitlilik, eşitlik ve çoğulculuğu savunan insanları sıkça göreceğiz.

Yazı tiplerinde ise nötr tonlarla birlikte serif yazı tipleri geri dönecek ve tasarımlara lüks ve ayrıcalık duygusu verecekler. Modellere ve ürün tasarımına sofistike bir bakış açısı sağlamak için altın detaylar kullanılacak.

MOCKUP TRENDLERİ Mockuplar yani maket görsellerde bu yıl rustik ve kırsal unsurların yanı sıra sade ve zarif teknolojik tasarımların ilginç bir karışımını göreceğiz. Ekolojik konular 2022’nin ana temalarından biri olacak. Mockup dünyasında bile doğa unsurları ön plana çıkacak. Ürünler ağaç gövdeleri, bitkiler, yapraklar ve çiçeklerle süslenmiş fonlar üzerinde sunulacaktır. Sade ve temiz tasarımlar ayrıca kartlar-

da, posterlerde veya dergi tasarımlarında da yer alacak. Bu yıl yine mockuplarda cazibe arayacağız. Mat arka plana sahip sade kompozisyonlar ve az elementle süslenmiş kompozisyonlar, kompozisyonlara incelik kazandıracak altın yazım hatalarıyla birleşecek.

Mobil ekranlar veya bilgisayarlar gibi teknolojik mockuplar için trend, cihazlara değil tasarımlara öncelik vermekten oluşacak.

RENK TRENDLERİ Sanat ve tasarım alanındaki trendlerin yanı sıra, en iyi kalitede görsel içerik oluşturmak için 2022’de trend olacak renklerden bahsetmek de önemli. Pantone, 2022 için yılın rengini Very Peri olarak lanse edildi. Mavinin bu mutlu, sıcak ve lilayı andıran tonu, 2022’nin moda renkleri arasında başı çekeceğe benziyor. 2022’de zıt tonları birleştirecek paletler de

getirecek. Bu eğilim vektörlerde ve özellikle çizgi filmlerde mevcut olacak. Daha retro tarzlara dönüş, neon renk paletlerinde takdir edilebilir. Ağırlıklı olarak kırmızılar, portakallar ve morlar kullanılarak ışık efektlerinin tasarımlara klasik ama yenilenmiş bir tarz kazandıracağını görmek çok ilginç olacak.

Koyu tonlar tasarımlara ve kompozisyonlara dinginlik getirecek.

FREKANS 91

T ÜRK İ Y E

PAMDEMİDE TÜRK ÜRETİCİLERİN CAN SİMİDİ

İHRACAT

C

ovid-19 pandemisi sağlık kaygılarıyla başlayıp global ticari krizle devam eden bir süreç oldu. 2020 başlarında kontrolden çıkan salgına karşı Çin, sonuçlarını düşünmeden acil kapanma kararı aldı. Çin hükümeti 2 aylık kapanmanın ardından, yıllık büyüme rakamlarını yakalanamayacağını, ülke olarak iflas edeceğini, resesyona gireceğini gördü. Çin normalleşme aşamasına gelene kadar, binlerce konteyner yüklü gemi, yüklerini boşaltmak ve pervanesini çevirmek zorundaydı. Bu nedenle de gemiler üzerindeki yükleri Singapur, Taiwan, Endonezya ve benzeri ülkelerdeki farklı limanlara boşaltmak zorunda kaldı. Karada olanlar ise uygun olmayan limanlarda, fabrikalarda ve depolarda kaldı. Bu durumda global bir lojistik – tedarik krizinin başlangıcı oldu.

Aradan geçen 2 yılda, dünyanın her ülkesinde tüm sektörlerin etkilendiği kriz büyüdü. Ülkemizde ise artan navlun fiyatları, ham madde tedarikindeki gecikmeler, döviz kuru ve vergilerin yükselişi ticaretin geleceğini belirsiz bir hale soktu. Bu koşullarda gelişen bir fırsat, Türk üreticilerin adeta can simidi oldu. Türkiye; yüksek üretim gücü, kaliteli ürün ve hızlı teslimat avantajlarıyla dünyanın ilgi odağı oldu. Süreci değerlendirdiğimiz kırtasiye üreticileri, olumsuz geçen pandemi döneminde ve sonrasında ihracat çalışmalarının Türk ekonomisine ne deneli önemli katkıları olduğunu aktardı.

94 FREKANS

Dünya genelinde konteyner sıkıntısının devam etmesi nedeniyle navlun fiyatları yüksekliğini korurken, bu durumun Çin’den mal tedarik eden Avrupa’nın rotasını Türkiye’ye çevirmesine yol açtı.

AYIN KONUSU

CEREN İTHALAT FİRMA ORTAĞI Taha KERESTECİ

TÜRK ÜRETİCİLER İÇİN

BÜYÜME ZAMANI Pandemi sürecinde büyük bir kararla kırtasiyede toptancılık- dağıtıcılık iş kolunu bırakarak tamamen imalatçı ve ithalatçı kimliğiyle yoluna devam eden Ceren İthalat, 2022 yılına yeni bir kimlik ve önemli hedeflerle girdi. Değişim kararını, pandemi etkilerini ve gelecek öngörülerini konuştuğumuz Ceren İthalat Firma Ortağı Taha Keresteci, son iki yılda değişen global ticari şartların Türkiye’nin lehine olduğunu hatırlatarak üretimin gücünün daha da önemli olduğunu vurguladı. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nın dünyada üçüncü büyük sektörel fuar olduğunu anımsatan ve Türk kırtasiye sektörünün gücünü temsil ettiğini belirten Keresteci; “Bugün güçlü imalatçılar hayatlarına başarılı bir şekilde devam edecek. Bakıldığında sektörümüzde çok fazla oyuncu vardı ancak ekonomik konjonktür bunu değiştiriyor. Bu durum sektördeki imalatçıları ve ithalatçıları yeniden şekillendiriyor. Bundan dolayı büyüyen firmalar olduğu gibi faaliyetlerine son veren firmalar da olacak elbette” dedi.

96 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandemi dünya genelinde pek çok sektörü olumsuz etkiledi. Sürecin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

2021 yılına firma olarak çok büyük yenilikle girdik. 2020 yılının sonunda kırtasiyede toptancılık- dağıtıcılık kısmını bıraktık ve tamamen imalatçı ve ithalatçı kimliğimizle devam etme kararı aldık. Ceren İthalat için çok büyük bir karardı bu. Çünkü ithalatçı ve imalatçı kimliğimizin yanında toptancılık- dağıtıcılık yapan ve güçlü markaları olan, bunun yanında sektörde tüm iş kollarını birlikte devam ettiren neredeyse tek firma konumundaydık. Böyle bir karar alıp sektörde fark oluşturmak istedik. Güçlü markalara sahibiz.

Pandemiyle birlikte Türkiye’de üretimin ve ihracatın önemi daha da arttı. Yine bu dönemde tedarikle ilgili önemli sorunların yaşanması gibi sebeplerden dolayı Ceren İthalat olarak böyle bir karar aldık.

Pandemi, tüm dünyanın Çin’e karşı tepki almasına neden oldu.

Ucuz işgücünden dolayı Türkiye’de Avrupa’ya göre daha fazla üretici var.

Türkiye kırtasiye sektörü Avrupa’ya göre daha çok gelişmiş bir durumda.

Dünyanın üçüncü büyük fuarı olan İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı bizim ülkemizde yapılıyor. Dünyadaki pek çok kırtasiye fuarı arasında biz ilk üçteyiz. Bu çok büyük bir başarı. Bu bile ülkemizin kırtasiye sektöründe sahip olduğu yer için önemli bir gösterge. Almanya’daki Paperworld fuarına Türkiye’den yüze yakın firma katılım sağlıyor. Buda aynı şekilde çok önemli bir başarı. Ürün anlamında Türkiye çok gelişiyor. Firmamız üretime yeni girmiş olmasına rağmen 200 kalemden fazla ürünün üretimini yapıyoruz. Sektörümüz bu ürünlere hem iç pazarda hem de dış pazar da ciddi talep gösteriyor.

Bugün güçlü imalatçılar hayatlarına başarılı bir şekilde devam edecek.

Bakıldığında sektörümüzde çok fazla oyuncu vardı ancak ekonomik konjonktür bunu değiştiriyor. Bu durum sektördeki imalatçıları ve ithalatçıları yeniden şekillendiriyor.

Bundan dolayı büyüyen firmalar

olduğu gibi faaliyetlerine son veren firmalar da olacak elbette.

Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren firmanızın vizyonu açısından, 2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Sürdürülebilir ihracat için en önemli şey katma değerli ürün yaratmaktır.

Herkes üretici olabilir ancak, katma değerli ürün üretebilir, ortaya yeni ürünler çıkarabilirseniz doğru odaklı bir ihracat süreci geliştirebilirsiniz.

Sektörümüzde üretim yapan ancak ihracat yapmayan firmalar var. Bazı üretici firmalar yurt dışı fuarlarına katılmayı bir masraf olarak değerlendiriyor. Uluslararası fuarlar yabancı müşteriyle buluşma yerleri. 2021 yılındaki İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nda yabancı ziyaretçi sayısında patlama yaşamıştık. Paperworld’un ve diğer yurt dışı fuarların iptal olmasından kaynaklı, bu yılki fuarda ciddi bir yabancı ziyaretçi akını olacağını ön görüyorum. Yabancı ziyaretçi sayısının 2021 yılındaki yabancı ziyaretçi sayısının ikiye katlayacağına canı gönülden inanıyorum.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl etkiliyor? Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mı?

Bu bir avantaj gibi görünse de döviz kurundaki bu dalgalanmalar kesinlikle bir avantaj değil. Avantajlı

olan şey; sürdürülebilir bir ihracat politikasıyla hareket etmektir. İhracatçı firmalar döviz kurundaki bu dalgalanmadan kaynaklı ciddi zarar görüyor. Yeni ürünleri yerine koyarken doğru maliyetle ve doğru fiyatla yerine koyamıyoruz. Bu da bizler için çok olumsuz bir durum tabi.

2020-2021 yıllarında dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir? Sizce üretimin kaydığı bir bölge veya ülke var mı?

Pandemi sürecinde Türkiye büyük bir üretim merkezi haline gelmiştir.

Stratejik konumu itibarıyla özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarına yakın olması ve bununla birlikte Çin’den yapılan ithalatlarda nakliye ücretlerinin 4-5 katına çıkması farklı pazar arayışlarını tetiklemiştir.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misiniz?

Biz üretime 2021 yılında başladık.

Ancak biz bağlantılarımızı yurt dışı müşterisiyle elimizdeki veriler ve İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nı ziyaret eden yabancı müşteriler sayesinde yaptık. 2021 yılı itibarıyla yirminin üzerinde ülkeye ihracat yaptığımızı söyleyebilirim. 2022 yılında yapılması planlanan ancak iptal edilen Paperworld ve Nurnberg Oyuncak Fuar’larında Türkiye’deki katılımcı firmaların ürünlerine önemli bir talebin olacağını düşünüyorduk, umut ediyorduk. Bu fuarları dört

FREKANS 97

AYIN KONUSU / CEREN İTHALAT FİRMA ORTAĞI Taha KERESTECİ gözle bekliyorduk. Fuarların iptali bu anlamda bizi üzdü. Bu noktadaki umutlarımızı İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’na taşıyoruz.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

Çeşitlendirilmiş pazar yapısı, gelişmiş alt yapı imkanları, tüm üye ülkelerde aynı uygulanan standartlar ve gelecekte daha fazla sahip olacağı pazar yapısıyla ülkemiz açısından önemli bir pazardır. Bunlarla birlikte daha az ticaret engeli ve daha açık mevzuat yapısı ile büyük bir tüketici kesimine sahip olması ülkemiz açısından ihracat hacminin artmasına olanak sağlamaktadır.

Dünya genelinde yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının ihracat çalışmalarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Ham madde fiyatlarının artışı ve lojistik sektöründeki maliyetlerin artması bütün sektörlerin kapasite kullanımlarını etkilemektedir. Bu sorunlarla satışların düşmesi ve beraberinde kârlılığın azalması ile üreticiler ya beklemeyi ya da ürün satmamayı tercih ediyorlar. Bu olumsuzluklara rağmen özellikle bizim sektörümüz için ülkemiz potansiyel bir üretici ülke konumuna gelmiştir. Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Rusya pazarları için Türkiye, Uzak Doğu pazarına nazaran tercih edilen bir ülke olmuş ve ihracat potansiyeli artmıştır.

Belirsizliklerin olduğu bu dönemlerde ihracat çalışmalarında özellikle dikkat ettiğiniz ilk 5 madde nedir?

Bahsettiğimiz gibi normalleşme sürecinde yükselen maliyetler ihracatın yönünü değiştirmiş, bu da olumlu olarak bize yansımıştır. Bunu kendimize avantaj olarak çevirmek için dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar, rekabetçi kur seçimlerine dikkat ederek en uygun fiyatı belirlemek, verilebilecek teşvikler ve desteklerle fırsatları arttırmak, pazar araştırmasını yeni koşullara göre eksiksiz yaparak alıcının güvenilirliğini kontrol etmek, doğru pazara doğru ürünü seçerek sunmak ve hizmet ve 98 FREKANS

Ceren İthalat Firma Ortakları Taha Keresteci, Veysel Keresteci satış sonrası müşteri memnuniyetini devam ettirebilmek.

Eklemek istedikleriniz...

Sektörde birlik ve beraberlik çağrısı yapmak istiyorum. Sektör paydaşlarının zaman zaman ayrıldığını görüyorum. Birleşen kazanır, ayrışan kaybeder. Bugün Antalya satış aktivitesi yapan ellinin üstünde firma var ve maşallah ki herkes iş yapıyor.

Bundan çok mutluyum. Perakendeci güçlendikçe toptancı güçlenir, toptancı güçlendikçe ithalatçı, imalatçı güçlenir ve dolayısıyla sektörümüz güçlenir. Sektördeki en küçük olumsuzluk da yine tüm sektörü, hepimizi etkiler. Bunun için ben değil, biz olmalıyız ve ötekileştirmemeliyiz.

Rekabet ile kavgayı karıştırmama-

lıyız. Antalya’da başlayan hareket inşallah İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı ile devam eder. 2022 yılını da inşallah başarılı bir şekilde geçiririz.

Geçtiğimiz yıl pandemi döneminde bin vaka varken Antalya fuarları iptal edilmiş, İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nı da mart ayına ertelemiştik. Ancak bin vaka varken bizim Antalya’da yaptığımız fuara katılım şu ankinin dörtte biri oranındaydı.

Bugün 70-75 bin vaka olmasına rağmen Antalya’da 2 binin üzerinde kırtasiyeci var diye düşünüyorum.

Yani iş varsa bizim insanımız, tüccarımız işinin peşine düşüyor. Elbette her şeyden önemlisi sağlık, ben tüm meslektaşlarımıza sağlıklı, sıhhatli ve başarılı bir yıl diliyorum.

AYIN KONUSU

FATİH KALEM DIŞ TİCARET SORUMLUSU Özcan DEMİR

İHRACAT SÜREKLİ

İLETİŞİM VE AR-GE GEREKTİRİR Türkiye’nin en büyük kalem ve boya kalemi üreticilerinden biri olan Fatih Kalem, pandemi sürecinde de ihracat ağını büyütmeyi sürdürdü. İhracat çalışmaları hakkında Fatih Kalem Dış Ticaret Sorumlusu Özcan Demir ile görüştük. İhracat başarısında iletişim ve araştırmanın önemini vurgulayan Deniz, pandemi döneminde bunu sürdürdüklerini belirterek; ““Müşterilerimizi iş ortaklarımız olarak görüyoruz. Bu sebeple onlarla kurduğumuz ilişkilerde sürecin her iki tarafın da ortak menfaatleri doğrultusunda olmasını sağladık ve bu zor günleri birlikte atlatmaya çalıştık.Bir diğer unsur da kriz dönemlerinin aynı zamanda fırsatları da içinde barındırmasıdır. Biz kafamızı kaldırıp yukarılara bakmaya çalıştık ve olumlu sonuçlar aldık” dedi.

100 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandemi dünya genelinde pek çok sektörü olumsuz etkiledi.

Sürecin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Pandemi ile dünyada ve dolayısı ile ülkemizde birçok sektör sekteye uğradı. Üretim, lojistik ve tedarik zincirinde büyük kırılmalar yaşandı. Bu durumdan tüm sektörler gibi kırtasiye sektörü de etkilendi. Hatta birçoğundan daha fazla etkilendi. Özellikle okul kırtasiyesi ürünleri üzerine faaliyet gösteren hem üretici hem toptancı hem de perakendeci firmalarda kriz kendini daha çok hissettirdi.

Okulların bu dönemde zorunlu sebeplerle uzun süre kapalı kalması, birebir fiziki eğitimin yerini uzaktan eğitimin alması, satışlarda ve cirolarda büyük düşüşler yaşattı.

Ayrıca sektörün “dönemsel” iş yoğunluğun olması, en önemli ciroların özellikle ağustos ve eylül ayında gerçekleşmesi sektördeki tüm paydaşları olumsuz etkiledi.

Tüm bunlarla beraber, bir önceki sezonda envanterinde hazır mal bulunan toptancı perakendeciler alımları kısıtlı tutunca üretici ve ithalatçılar da olumsuz etkilendi.

Konunun yurt dışı ayağına baktığımız zaman karşımızda yine benzer bir tablo vardı. Özellikle mevcut müşterilerimiz, pandeminin ilk dönemlerinde sınır kapılarının dahi kapanması sonucunda stoklarındaki ürünlerle ilerlemek istediler. Birçok ülkede de bizdeki gibi okullar kapandı. Var olan siparişler dahi beklemek durumunda kaldı.

kaya iptal edildiği, neredeyse hiçbir organizasyonun yapılamadığı bu dönemde müşterilerle iletişimde farklı yöntemler uygulayarak satışlarımızda artış olmasını sağladık.

Bunları yaparken müşterilerimiz bize, biz onlara güvendik. Müşterilerimizi iş ortaklarımız olarak görüyoruz. Bu sebeple onlarla kurduğumuz ilişkilerde sürecin her iki tarafın da ortak menfaatleri doğrultusunda olmasını sağladık ve bu zor günleri birlikte atlatmaya çalıştık.Bir diğer unsur da kriz dönemlerinin aynı zamanda fırsatları da içinde barındırmasıdır.

Bildiğiniz gibi bu süreçte tüm dünyada iş yapış şekillerinde radikal denebilecek değişiklikler olmaya başladı ve hala devam ediyor.

Dijital pazarlama yöntemleri hızla gelişiyor. Fuarlar dahi yeterince verimli olamasa da online ortama taşınmaya başladı. Ayrıca bir diğer önemli faktör de tedarik zincirinde, özellikle de Çin’den yapılan ithalatta yaşanan maliyet artışları, lojistik fiyatlarının aşırı yüklemesi bazı alıcıların dikkatini başka üretici ülkelere yöneltmesine neden oldu. Stratejik konumu nedeniyle ülkemiz de bu süreçte tercih edilen ülkelerden biri oldu ve biz de bu yöne odaklandık. Bu sayede portföyümüzde olmayan ülkelerden yeni müşteriler edindik. Fatih markasını dünya üzerindeki birçok coğrafyada yaymak için farklı bölgelerde araştırmalar yaptık. Bu tarz kriz

dönemlerinde şirketler yangın söndürmekle meşgul olduklarından, kafalarını yukarı kaldırıp etraflarına bakamazlar. Biz kafamızı kaldırıp yukarılara bakmaya çalıştık ve olumlu sonuçlar aldık.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl etkiliyor? Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

Üretici bir firma olarak, bazı ham maddeleri ithal etmek zorundayız.

Dolayısıyla küresel ham madde fiyatı artışları bizleri de bu anlamda olumsuz etkiledi. Ayrıca yurtiçinde de özellikle kâğıt/karton vb. ambalaj maliyetlerimiz fiyat artışlarından etkilendi. Ancak çıktılarımız yanında girdilerimizin de döviz cinsinden olması etkiyi hafifletti. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin yaptığı bir araştırmaya göre ihracattaki artışın ana belirleyicisi, dış talepteki artıştır. İkinci unsur işgücü maliyetleri seviyesi, üçüncüsü iç talep seviyesindeki değişikliklerdir ve döviz kurları bu üç unsurun ardından sıralanmaktadır.

Beşinci unsur ise firma büyüme tercihleridir. Fatih Kalem ailesi olarak bizim için büyüme tercihleri daha üst unsurlardan birisi olmasına rağmen diğer unsurlara katılmaktayım. Tabi ki döviz kuru artışları ihracatta tek başına etkili olmamaktadır. Bu nedenle biz ihracatçılara sürekli artan döviz kurları değil istikrarlı kur ve iş ortamı gerekmektedir.

Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren firmanızın vizyonu açısından, 2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Kırk yılı aşkın süredir sektörün içinde olan firmamız, bu zorlu süreçte de (2020 yılında) ihracat rakamlarını korudu ve 2021 yılında dolar bazında yüzde 30 (pandeminin ilk yılını dahi baz almadan -2019 yılına göre) arttırdı. Yurt dışı fuarların hemen hepsinin arka arFREKANS 101

AYIN KONUSU / FATİH KALEM DIŞ TİCARET SORUMLUSU Özcan DEMİR

Fatih Kalem bugün Türkiye kırtasiye sektöründe ilk FSC® belgesine sahip (FSC®-C104790) olan kuruluştur.

2003 yılından bu yana ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemleri sertifikasına sahiptir.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir?

Sizce üretimin kaydığı bir bölgelere veya ülkelere var mı?

Bahsettiğim gibi pandemi süreci ile sektörün ortak pazarı olan tedarik bölgeleri değişime uğradı. Bu dönemsel mi yoksa kalıcı mı bunu zaman gösterecek tabi ki ama bizlere de Türkiye’deki üreticiler ve ihracatçılar olarak çok büyük sorumluluk düşüyor. Şu anda edindiğimiz yeni müşterilerimizi, kaliteli ürünlerle ve istikrarlı, memnun edici servislerimizle koruyabilmek ve kendileri ile ticaret hacmimizi arttırmak uzun vadede sürdürülebilirlik adına çok önemli.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misini?

Fatih Kalem olarak, üretimde kalitenin gücüne inanan, kurşun kalemin ana ham maddesi olan latayı güçlü mühendis kadrosu ile ihtiyaç duyduğu makinaları bir arada yöneten, dünyanın sayılı kendi tesislerinde kurşun kalem, kuru boya gibi yüzlerce çeşit ağaç cidarlı kalem ürünlerini üreten firmalarından biriyiz. Türkiye’de Denizli’de ve İstanbul’da bulunan fabrikalarımızda ürettiğimiz hem ağaç cidarlı ürünler, boya grubu ve 102 FREKANS

oyun hamuru gibi ürünlerimizle Türkiye’deki en büyük üreticilerden biriyiz. Denizli fabrikamızda yıllık üretimimiz yaklaşık 1.500.000 gross kalem seviyesine ulaştırmıştır. Denizli fabrikamız 25.000 m² üzerinde 13.000 m² kapalı alan ve 300’ün üzerinde personeli içinde barındıran tesisiyle yoluna devam etmektedir. İstanbul’daki üretim tesislerimizde ise suluboya, pastel boya, guaj boya, akrilik boya, parmak boyası vb. boya grubu ürünler ile oyun hamurları, çizim setleri, plastik ataş gibi okul ve büro gereçleri üretimi yapılmaktadır. Fatih Kalem bugün Türkiye kırtasiye sektöründe ilk FSC® belgesine sahip (FSC®-C104790) olan kuruluştur.

2003 yılından bu yana ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemleri sertifikasına sahiptir. Bütün ürünlerimizi gerekli tüm sağlık ve kalite testlerinden başarıyla geçtikten sonra son tüketici ile buluşturuyoruz. Bu testleri de Intertek, SGS veya Bureau Veritas gibi uluslararası geçerliliği olan, akredite laboratuvarlarda yaptırmaktayız. Tüm bu özelliklerimizle ürettiğimiz tüm ürünleri dünya çapında 40’tan fazla ülkeye ihraç etmekteyiz ve bu rakam her geçen gün artmakta.

İç piyasada ve ihracat pazarlarınızda ithal ürünlerle,

özellikle Uzak Doğu menşeili ürünlerle olan rekabetinizde pandemi döneminde bir değişim yaşandı mı? Süreci biraz anlatabilir misiniz?

Özellikle yurt dışı ayağında daha önce de bahsettiğim gibi Uzak Doğu nakliye fiyatlarının aşırı yükselmesi ile ülkemizdeki ürünlere ilgi artmaya başladı. Zaten var olan müşteriler dışında, yeni tedarikçi arayışına giren potansiyel müşteriler de birçok sektörde olduğu gibi Türkiye’ye yönelmeye başladı. Biz de sektördeki en önemli aktörlerden birisi olarak bu trendden faydalandık ve hacmimizi arttırarak yeni müşterilerimizle bağlantılarımızı devam ettirme azmindeyiz. İç piyasada da yine aynı sebeplerle ithalatta yaşanan maliyet ve termin bazlı sıkıntılar ithal ürünlerin ülkemize girişini etkiledi. Bizim zaten var olan piyasadaki tedarik gücümüz artarak devam etti.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

AB pazarı özellikle Fatih Kalem markası olarak bizler için çok önemli. Hala daha Uzak Doğu ağırlıklı tedarikçilerle çalışan AB ülkeleri için bölgemiz önemli bir hedef. Her geçen yıl varlığımızı arttırdığımız AB ülkelerinde çok daha fazla bulunmak ve markamızı

AYIN KONUSU / FATİH KALEM DIŞ TİCARET SORUMLUSU Özcan DEMİR bu coğrafyalarda da yaygınlaştırmak en önemli hedeflerimizden.

Romanya, Moldova, Rusya gibi Doğu Avrupa ülkelerinde güçlü bir ticaretimiz var. Almanya, İsviçre gibi Batı Avrupa ülkelerinde attığımız adımlar bu bağlamda özellikle İsviçre’de büyük bir zincir mağaza ile çalışmamızı sağladı.

Bundan sonra başka zincir mağazalar bazında giriş yapmak en büyük hedefimiz.

Dünya genelinde yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının ihracat çalışmalarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Pandemi nedeniyle azalan ham madde üretimi, dalgalanan ham madde fiyatları ve sekteye uğrayan lojistik operasyonları nedeniyle özellikle ham maddelerini ithal eden şirketler olumsuz etkilendi.

Ayrıca şirketlerin kendileri kadar değer zincirlerindeki diğer paydaşların da (tedarikçiler, üreticiler, müşteriler, vb.) etkilenmesi ile iş problemleri daha karmaşık bir hale geldi. Biz de bir kısım ham maddemizi ithal etmekteyiz. Doğru partnerlerle ve doğru planlama ile bu sürecin etkilerini minimize etmeye çalıştık ve başarılı olduk. Şu an öngörülemez, planlamaların hep kısa vadelerde yapıldığı bir süreçten geçiyoruz. Amacımız bu süreci mümkün olduğunca yara almadan daha güçlü bir şekilde atlatmak.

104 FREKANS

Belirsizliklerin olduğu bu dönemlerde ihracat çalışmalarında özellikle dikkat ettiğiniz 5 madde nedir?

- Dezavantaj olarak görülen durumu avantaja nasıl çevirebiliriz sorusunu sormak - Maliyetlerimizi ve getirilerimizi optimize etmek.

- Yeni ve alternatif pazarlara giriş - Yeni nesil iş yapış şekillerine adaptasyon - Ödemeleri mümkün olduğunca peşin almak

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu

mu, olumsuz mu? Bu verilerden hareketle 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Açıkçası henüz hala önümüzü net göremiyoruz. Bu yüzden orta vadeli strateji belirlemek dahi çok zor.

Tabi ki ümidimiz dünya, ülkemiz ve firmamız özelinde geçen yıla göre çok daha sağlıklı, çok daha iyi bir yıl geçirmek. Şu ana kadar edindiğimiz veriler küresel bazda bazı ürün ve hizmetlerde daha fazla noksanlık yaşanacağı ve buna bağlı olarak da fiyatların artacağı yönünde. Umarız daha olumlu gelişmelerle sağlıklı, güneşli günlere yelken açarız hep beraber.

AYIN KONUSU

ADEL KALEMCİLİK İHRACAT MÜDÜRÜ Mert KUNT

TÜRKİYE’YE OLAN YÖNELİM

SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

Pandemi sürecinde global çapta yaşanan ham madde tedariki ve lojistik sıkıntılarının Türkiye’ye önemli bir avantaj sağladığını aktaran Adel Kalemcilik İhracat Müdürü Mert Kunt, bu sürecin doğru yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak ihracatçıların ithal ham maddeye bağlı olduğunu hatırlatan Kunt; “İlk ihtiyacımız olan önümüzü görebilmek ve süreklilik” dedi.

106 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandeminin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Sektörümüz, pandeminin bazı genel etkilerine karşı karşıya kalırken ne yazık ki diğer sektörlerden farklı olarak bazı direkt etkiler ile de mücadele etmek durumunda kaldı. Genel etkileri arasında; belirsizlik, hepimizin kendimiz ve yakınlarımız için hissettiği sağlık endişesi ve yeni bir düzene ayak uydurma zorluğunu sayabiliriz. Özel etkileri arasında; okulların kapalı olmasının getirdiği tüketici alışkanlıklarındaki farklılaşma, işletme sermayesinin öneminin daha da artması, e-ticaretin hayatımıza girmesi gibi konuları sayabiliriz.

etkiliyor? Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

Türkiye’deki tüm sektörlerde olduğu gibi ihracatımız, ithal ham maddeye bağlı. İlk ihtiyacımız olan önümüzü görebilmek ve süreklilik.

Bunun olduğu durumda yüksek döviz kuru bir noktaya kadar ihracatı destekliyor.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir?

Sizce üretimin kaydığı bir bölge veya ülke var mı?

Türkiye’ye bir yönelim olduğu-

nu söyleyebiliriz, fakat esas olan bunu sürekli kılabilmek. Aksi çok anlamlı olmayacaktır.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misini?

40’tan fazla ülkeye, 1.000 farklı SKU satışımız mevcut.

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu mu, olumsuz mu? Bu verilerden hareketle 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

2022’nin daha iyi geçeceğini düşünüyoruz.

Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren firmanızın vizyonu açısından, 2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Yeni pazar ve müşteriler nezdinde girişimlerimizi arttırdık.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl

FREKANS 109

AYIN KONUSU

GÜRBÜZ YAYINLARI FİRMA YETKİLİSİ Esin GÜRBÜZ

ODAĞIMIZ; TASARIM,

İNOVASYON VE PAZARLAMA

Global pazarda yer edinmek ve marka değeri oluşturmak için en önemli başlıklardan birinin tasarım olduğunu vurgulayan Gürbüz Yayınları Firma Yetkilisi Esin Gürbüz’le yeni yapılanmaları ve ihracat çalışmaları üzerine görüştük. Pandemi sürecinde firma yapılarını ve odaklarını tamamen değiştirdiklerini, tasarım, inovasyon ve pazarlama alanlarında önemli yatırımlar yaptıklarını aktaran Gürbüz, bu hamleleriyle firmalarını geleceğe taşıdıklarını belirtti. Yapılan yatırımları aktaran Gürbüz; “Değişime her biri geleceğin ünlü tasarımcıları olacak yetenekli genç arkadaşlardan oluşan tasarım ekibinin kurulması ile başladık. İkinci olarak şirketin üretim teknolojisini güncelledik. Üçüncü olarak satış ve pazarlama departmanımızı dijital marketing departmanının da eklenmesiyle güçlendirdik. Ayrıca yurt dışı pazarı ve ihracata karşı artan ilgimizi yönetecek bir departman oluşturduk” dedi.

110 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandemi dünya genelinde pek çok sektörü olumsuz etkiledi. Sürecin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Mavi gezegenin tarih boyunca karşılaştığı en büyük dönüşüme tanıklık eden bir nesiliz. İnsanoğlunun dünyamızın dışında da yaşam merkezleri oluşturma iddialarının konuşulduğu bu günlerde Covid 19 salgını hayatımızın ortasına bir bomba gibi düştü. Pandemi bize gelecekte yaşanabilecek olumsuz senaryolara ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gösterirken diğer yandan da hayatımızda telafisi mümkün olmayan geriye dönülmez radikal izler bıraktı ve bırakmaya devam ediyor.

Salgının neden olduğu üzücü can kayıpları yanında ekonomik ve sosyal yaşama indirmiş olduğu darbenin etkilerini daha uzun süre yaşayacağımızı söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

Küreselleşmenin ve bilişsel teknolojinin değiştirmeye başladığı ekonomik ve sosyal yaşam, pandemiden sonra ivmelenmiş onlarca yılda olması beklenen dönüşümler bir yıl gibi kısa zaman diliminde gerçekleşmiştir. Üretim ve çalışma hayatı bu değişime otomasyon ve uzaktan çalışma gibi yöntemlerle uyum sağlamaya çalışırken tüketicilerde tüketim alışkanlıklarını ve sosyalleşmelerini büyük bir hızla online platformlara taşımıştır.

Bu değişimin Gürbüz Yayınları’nın üzerinde de etkisi olduğu şüphesizdir. Ticari faaliyetini yaklaşık yarım asırdır sürdürmeyi başaran Gürbüz Yayınları, bu başarısını değişen koşullara uyum yeteneği göstermesine borçlu olduğunu biliyoruz.

Bu kurumsal kültür çerçevesinde Gürbüz Yayınları’nı yeniden yapılandırma sürecini başlattık.

Değişime her biri geleceğin ünlü tasarımcıları olacak yetenekli genç arkadaşlardan oluşan tasarım ekibinin kurulması ile başladık. Biz bu ekibe çok güveniyoruz, onların tasarımları sadece Türkiye piyasasında ses getirmeyecek yurt dışı marketlerinde de dikkatleri üzerinde toplayacaklardır. İkinci olarak şirketin üretim teknolojisini güncelledik. Bu sayede kalite standartlarını uluslararası normlara taşıyabileceğiz ve çok seçenekli dizayn ve smart ürünlerle karşınızda olacağız. Üçüncü olarak satış ve pazarlama departmanımızı dijital marketing departmanının da eklenmesiyle güçlendirdik. Yurt dışı pazarı ve ihracata karşı artan ilgimizi yönetecek bir departman oluşturduk.

Eğitim malzemeleri, haritalar, levhalar, folyolar, küreler derken Gürbüz Yayınları artık coğrafya konseptli tasarım ürünleri geliştiren öncü bir küresel bir marka olmayı hedeflemektedir.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl etkiliyor? Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler, eğer katma değeri yüksek ürünler üretmezsek sanıldığı gibi bize ihracatta büyük avantajlar sağla-

mayacaktır. Aksine dövizdeki ve ham madde girdilerindeki değişkenlik istikrarlı ve rekabetçi bir fiyat oluşturmamızın önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır.

Diğer yandan da iç pazardaki alım gücünün gerilemesi bizlerin ihracata yönelmesini mecbur kılmaktadır. İhracat yapmanın zorunluluk olduğu gerçeğini kabul etmekle birlikte markalaşma ve katma değeri yüksek tasarım ürünleri ile bu süreci kârlı bir hale dönüştürebileceğimize inanıyoruz. En zorlu ekonomik şartların yaşandığı ara dönemlerden dahi hep güçlenerek çıkmayı başarmış olan Gürbüz Yayınları sektöre ve üretimlerine her zaman global olarak yaklaştığı için konjonktür ne olursa olsun bir dünya markası olma hedefimiz hep aynı önem sırasında, yani birinci hedef olarak önümüzde durmaktadır.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir? Sizce üretimin kaydığı bir bölgelere veya ülkelere var mı?

Pandemi yeni dünya düzeninde, dünya ticareti üzerinde adeta bir stres testi işlevi göstermiş, ticaretin sadece fiyat hassasiyeti ve kâr maksimizasyonu ön kabulleri ile şekillenemeyeceğini, hızın ve lojistiğin kaçırılan fırsat maliyetleri açısından çok daha önemli olduğunu çarpıcı bir şekilde önümüze sergilemiştir.

Bu önemli değişim Türkiye’nin

Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren firmanızın vizyonu açısından, 2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Pandeminin ardından bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bilincinde olan şirketimizin kurucu kadroları, Gürbüz Yayınları adına tarihsel bir karar almıştır. Geleceğimizi gençlere emanet ediyoruz.

FREKANS 111

AYIN KONUSU / GÜRBÜZ YAYINLARI FİRMA YETKİLİSİ Esin GÜRBÜZ lojistik avantajı ve üretim yeteneği ile dünyadaki üretici diğer ülkelere göre avantajlı bir konuma geçmesini sağlamıştır. Özellikle son iki yılda Avrupa pazarının ilgisinin bariz bir şekilde bölgemize kaydığını söyleyebiliriz.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misiniz?

Gürbüz Yayınları ihracatta yeni yaptığı atılım, oluşturduğu kadro ve vizyonu ile ortaya çıkardığı ürünler ile tüm dünyada ilgi ve kabul görmekte. Gürbüz Yayınları mevcut ürün portföyünün yanında özel proje yapabilme yeteneği ile 2020 ve 2021 yılları arasında devlet bazında açılan büyük ihalelerin proje tedarikçisi ve ürün geliştiricisi olarak başarılı bir performans sergilemiştir. Şu anda online platformlar üzerinden tüm dünyada, toptancı distribütör iş ortaklarımız üzerinden özellikle Avrupa, Afrika ve Asya’da pek çok ülkede, o ülkenin dilinde üretilmiş eğitim malzemeleri, haritalar, levhalar, folyolar, küreler ve tasarım ürünleri son kullanıcı ve kurumlarla buluşmaktadır.

İç piyasada ve ihracat pazarlarınızda ithal ürünlerle, özellikle Uzak Doğu menşeili ürünlerle olan rekabetinizde pandemi döneminde bir değişim yaşandı mı? Süreci biraz anlatabilir misiniz?

Gürbüz Yayınları olarak hem iç hem dış piyasada düsturumuz “biz ürünlerimizi yarıştırmalıyız değerlerimizi değil. Hırsla değil yarışmacı bir kişilikle rekabet etmeyi seviyoruz” şeklinde olduğu için tamamen kendi vizyonumuza odaklanarak, ürünlerimizdeki kalite arayışımızda kendimizle yarışarak en iyiyi en makul fiyatlarla piyasalara sunuyoruz. Bu vizyonun ortaya çıkardığı kalite-fiyat dengesinin müşterilerimizde kabul görme oranı pandemi öncesinde de sonrasında da hep artarak devam etmiştir.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

Yukarıda da değindiğimiz gibi AB 112 FREKANS

pazarı ülkemizin dış ticarette en büyük pazarı. Bu bağlamda özenilmesi, üstüne düşülmesi gereken bir pazar olduğunu düşünüyoruz.

Avrupa’da pek çok ülke “Made in Türkiye” markasına gerekli değeri veriyor ve üretimlerimize Çin ya da Hint malı ürünlere göre daha fazla değer gösteriyor. Bu pazara nüfuz etme noktasında fuarları da oldukça değerli buluyoruz. Özellikle her geçen yıl daha da güçlenen İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı ve milli katılım ile Paperworld / Creativeworld fuarları sektörümüzün Avrupa’ya açılan penceresi olmuş durumdalar.

Dünya genelinde yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının ihracat çalışmalarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının devinimi sekteye uğratmasa da yavaşlattığını düşünüyoruz.

Global markette ucuz ve kalitesiz ürünlerin oluşturduğu fiyat algılarını yıkmak adına elimizi güçlendirmediği de aşikâr. Fakat bu durumların kalıcı olmadığını bilen, daha önce de benzer durumları yaşayıp atlatmakla kalmayıp daha da güçlenerek yoluna devam eden firmamız bu tarz geçiş süreçlerini olumlayarak yoluna devam etmektedir.

Belirsizliklerin olduğu bu dönemlerde ihracat çalışmalarında özellikle dikkat ettiğiniz 5 madde nedir?

Sürdürülebilirlik: Mevcut müşterilerimizle olan çalışmalarımızı çeşitlendirmek ve iş birliğimizi güçlendirmek.

Vizyon: Farklı coğrafyalardan farklı beklentileri olan müşterilerimize hitap edebilecek kaliteli ürünlerden oluşan geniş bir yelpaze oluşturmak. Özgünlük: Müşterilerimize ve potansiyel müşterilerimize özgün ürünler sunmak adına ekibimizde bulunan ve her biri geleceğin ünlü tasarımcıları olacak yetenekli genç arkadaşlarımızın tasarımlarını ve vizyonumuzu yansıtmak ve son kullanıcıya benzersiz ürünler sunarak rekabette ellerini güçlendirmek.

Sağlık: Müşterilerimizin ve farklı ülkelerin sağlıklı ürün beklentisine dair hassasiyetlerine hitap edebilecek zararsız ham maddeler kullanmak ve ürünlerimizle alakalı ilgili sağlık testlerini güncel tutmak.

Fiyat Politikası: Müşterilerimize kaliteli ürünleri makul fiyatlara sunabilmek adına yapılan kurumsal ve teknolojik yatırımlar.

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu mu, olumsuz mu? Bu verilerden hareketle 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Gösterdiğimiz gayret ve takip ettiğimiz gelecekle ilgili projelerimiz dahilinde yaptığımız çalışmalar ile aldığımız önlemler sayesinde bu yıla ait verilerimiz geçen yılın aynı dönemine göre gayet olumlu durumda. 2022 öngörülerimizin çok daha olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Pandeminin getirdiği olumsuzlukların Global markette “U tipi Toparlanma” grafiği şeklinde etkisini göstererek normalleşme eğiliminde olacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda Gürbüz Yayınları’da yükselen Global Market taleplerine cevap verebilmek adına modern üretim ağı ile, genç ve dinamik ekibi ile tüm çalışmalarına devam etmektedir.

Eklemek istedikleriniz

Kazancı, yeniliği ve rekabeti bol olan sağlıklı huzurlu bir yıl olması dileğiyle.

TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZİ

16 - 20 ŞUBAT 2022 Tarihinde düzenlenecek olan İstanbul Kırtasiye ve Ofis Fuarına bekliyoruz.

STAND 3. SALON No:317 OPEN ETİKET

www.openetiket.com

+90 212 432 8080

TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZİ

16 - 20 ŞUBAT 2022 Tarihinde düzenlenecek olan İstanbul Kırtasiye ve Ofis Fuarına bekliyoruz.

STAND 3. SALON No:317

www.herboyetiket.com

+90 212 432 8080

AYIN KONUSU

LECOLOR MARKA MÜDÜRÜ Onur ÇOLAKOĞLU

İHRACAT PLANLARI UZUN VADELİ OLMALI 35 yıllık ihracat deneyimleriyle dünyanın pek çok noktasına ulaşan LeColor Marka Müdürü Onur Çolakoğlu ile zorlu geçen pandemi sürecini konuştuk. Son iki yılda yaşanan olumsuzlukların yanında fırsat yaratan gelişmelerinde olduğunu belirten Çolakoğlu, Amerika – Çin ticari savaşının etkilerinin uzun vadede değerlendirilmesi gerektiğini de altını çizdi. Uzak Doğu’dan ithalatın artan maliyetlerine karşı Türk üreticilere talebin arttığını aktaran Çolakoğlu; “Başta Balkan ülkeleri, Türki Cumhuriyetleri, Orta Doğu ülkeleri, Afrika ve Avrupa olmak üzere beklenenin çok üzerinde talep gelmesi sektörümüze can simidi olmuştur. Gelen taleplerin birçok firmanın kapasitesinin üzerinde olması ihracatımız adına sevindirici ve moral veren pozitif gelişme olmuştur. Amerika-Çin ticari savaşının yarattığı yüksek navlun ücreti, konteyner gemisinin bulunamaması, geminin limana varış zaman belirsizliği kısa zamanda bitecek sorunlar gibi görünmüyor. Tüm bu gelişmeler bizlere ihracat konusunda daha uzun vadeli planlar yapmamız adına önemli mesajlar veriyor” dedi.

116 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandemi dünya genelinde pek çok sektörü olumsuz etkiledi. Sürecin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

2022 yılının başladığı bugünlerde, iki seneyi aşan bir süredir devam eden pandemi ve yine sektörümüze mahsus türlü problemlerin baskısı altında yeni yılda yolumuza bütün hızımızla devam etmekteyiz.

Bildiğiniz gibi pandeminin başlamasıyla okulların, alışveriş merkezlerinin kapanması, ofis çalışanlarının home-office olarak çalışmaya başlamaları kırtasiye ürünlerine olan talebin doğal olarak azalmasına neden oldu.

kapasitesinin üzerinde olması ihracatımız adına sevindirici ve moral veren pozitif gelişme olmuştur. Amerika-Çin ticari savaşının yarattığı yüksek navlun ücreti, konteyner gemisinin bulunamaması, geminin limana varış zaman belirsizliği kısa zamanda bitecek sorunlar gibi görünmüyor.

Tüm bu gelişmeler bizlere ihracat konusunda daha uzun vadeli planlar yapmamız adına önemli mesajlar veriyor.

Dünya genelinde yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının ihracat çalışmalarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

İhracatın olumlu gitmesine katkı-

sı olan bu süreç yaşanırken diğer bir yönden ham madde temini risk teşkil etmektedir. Özellikle yüksek tonajlı kâğıt üreticilerinin Uzak Doğu kökenli olması defter kâğıdı 1.hamur, kuşe, mukavva gibi kâğıt ürünleri üretimi yapan bizim gibi ihracatçıları ham madde temininde zor durumda bırakıyor. Durmaksızın döviz bazında neredeyse her ay artan maliyetler aynı şekilde ürünlerin fiyatlarında fiyat artışı olarak yansımaktadır.

Sezonun başladığı bu günlerde, oluşan yurt içi ve yurt dışı taleplerine karşılık kâğıt sektöründeki üreticiler olarak ham maddemizi temin etme telaşı içindeyiz. Umarım sorunsuz sürdürebiliriz.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misini?

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

LeColor özeline gelince, yaklaşık 35 yılı aşkın süredir ihracat yapıyor olmanın büyük kazanımlarını görüyoruz. Bugün başta Avrupa ülkelerinin tamamı, Balkan ülkeleri, İngiltere ve Amerika olmak üzere; defter, ajanda ve kitap konularında katma değerli ürünler ile ihracatımızı her yıl daha da geliştiriyoruz.

Gelişen ve büyüyen ihracat pazarında kendi payımızı koruyup geliştirmek adına ürünlerin kalitesine ve daha kısa terminlerde hizmet vermemize destek olan

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir?

Sizce üretimin kaydığı bir bölge veya ülke var mı?

Birçok olumsuzluğun sektörümüzü etkilemesine karşı, Uzak Doğu’dan ithalatın artan lojistik maliyetler karşısında gerilemesi Türk kırtasiye sektörüne olan talebi tetiklemiştir. Başta Balkan ülkeleri, Türki Cumhuriyetleri, Orta Doğu ülkeleri, Afrika ve Avrupa olmak üzere beklenenin çok üzerinde talep gelmesi sektörümüze can simidi olmuştur.

Gelen taleplerin birçok firmanın FREKANS 117

AYIN KONUSU / LECOLOR MARKA MÜDÜRÜ Onur ÇOLAKOĞLU önemli yatırımlar yaparak teknolojimizi yukarı yönlü hazır hale getirerek sağlamaya çalışıyoruz.

LeColor / Levent Ofset olarak kalitemizden taviz vermeden emin adımlarla yürümeye bütün hızımızla devam ediyoruz. Bugün üretimimizin yüzde 70’i ihracat odaklı çalışmakta.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl etkiliyor? Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

İhracat yapan firmalar TL’nin yabancı para birimleri karşısında istikrarlı bir grafikte olmasını ister ve bekler. Belirsizlik fiyatların ve satış koşullarının istikrarını olumsuz etkiler, bu etkiyle istem dışı panik oluşabilir ve doğru hamleler yapılmasını engeller, müşterilerimizde tedirgin eder. Unutmayalım, Türk firmalarla iş yapan tüm yabancı müşteriler ekonomimizi yakından takip ederler ve kendi menfaatleri için sonuna kadar kullanmaya çalışırlar. İşte kurdaki oynaklık ihracatçıyı ne yazık ki olumsuz etkiler.

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu mu, olumsuz mu? Bu verilerden hareketle 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Türk kırtasiye sektörü ve kâğıt ürünleri sektörlerinin önü ihracat konusunda çok açık ve önemli fırsatlar beklediğini düşünüyoruz. Ekonomimiz güven verirse ihracatımız çok daha güçlü ve hızlı yükselmeye devam edecektir. Bu fırsatları iyi değerlendirip sektörümüzün global ayağında kalıcı oyuncular olabiliriz. Avrupa, tedarikte Uzak Doğu’dan kopup yakın coğrafyada Türkiye gibi üretime önem veren ülkelerle çalışmayı tercih ediyor. Değerlendirmelerimizde özellikle yüksek kalite, doğru iletişim, doğru fiyat, zamanında teslimat ve güven ihracatçının olmazsa olmazlarıdır.

Kâğıt sektörü olarak güzel gelişmeler beklemekteyiz, herkes için hayırlısı olmasını dileriz.

118 FREKANS

AYIN KONUSU

PENSAN KALEM Yönetim Kurulu Başkanı - - Mustafa ÇİFTCİOĞLU Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı - Ali ÇİFTCİOĞLU İhracat Müdürü - Metin APAYDIN Dış Ticaret Operasyon Müdürü - Mustafa DÜZGÜN

2022

ÜRETİCİLERİN YILI OLACAK 2020 ve 2021 yılının global ticarette üretim ve tedarik açısında zor geçtiğini ancak bu durumun etkilerinin 2022 yılında daha çok hissedileceğini belirten Pensan kalem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Çiftçioğlu, yaptıkları yatırımlarla bu sürece hazırlıklı olduklarını aktardı. Navlun fiyatlarındaki artışın tedarik talebini Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaydırdığını da belirten Çiftçioğlu; “Tedarik sıkıntısı başladığında, üretim tesislerimizde daha önceden hazırlıklı olduğumuz için sorun yaşamadık. Her zaman olduğu gibi çok çalışıp dünya piyasalarında ülkemizi en ön saflarda temsil etmek için çaba sarf ediyoruz” dedi.

120 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandemi dünya genelinde pek çok sektörü olumsuz etkiledi.

Sürecin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Dünyanın her bölgesinde kısıtlamalar ve sokağa çıkma yasakları oldu. Pandemi süresi bizim sektörümüzün temel taşı olan okulların kapatılması ile doğrudan etkilendi.

2020 yılında sırasıyla perakendeler, sonra toptan pazarı ve nihayetinde de üreticileri de etkiledi. 2020 yılında satışların düşüklüğü, 2021 yılında ise maliyetlerin artışı çok etkili oldu. Pensan Kalem olarak büyük fedakârlık göstererek bunu fiyat artışlarına yansıtmamaya gayret gösterdik.

Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren firmanızın vizyonu açısından, 2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Senelerin verdiği güven ve tecrübe ile bu süreci güzel yönettik. Pensan Kalem olarak sektörde yarım asrı geçmiş bir emeğimiz, ihracatta da çeyrek asırdır kesintisiz gayretimiz var. İhracata başladığımız ilk günden bugüne kadar küçük - büyük hiçbir müşterimizi ayırmadık. Her biriyle özenle ve sabırla ilgilendik, her bir süreci birlikte aştık. Bu pandemi sürecini aşmak için de çaba sarf ediyoruz. Müşterilerimize ürün tedariki ve fiyat desteği sağladık. Bu da bizim ihracatta elimizi güçlendiren bir faktör oldu.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl etkiliyor?

Yarı mamul ve ham madde tedariklerimizi dolar üzerinden yapmaktayız. Haliyle fiyatlandırmaları dolar üzerinden yapıyoruz. Euro üzerinden talep edildiğinde anlık parite üzerinden fiyatlandırıyoruz.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir?

Sizce üretimin kaydığı bir bölgelere veya ülkelere var mı?

En önemli gelişme navlunların artması. Uzak Doğu’daki bu gelişme fiyat artışını tetikledi ve Uzak Doğu’dan mal alımı yapan ülkeler farklı alternatif üreticiler aramaya başladı. Türkiye olarak bu durumu lehimize çevirme şansı yakaladık. Ülkemizde yatırımı artırdık. Bu bağlamda Pensan Kalem olarak Denizli’nin Çardak ilçesinde (O.S.B), 50.000 m2 üzerine 28.000 m2 kapalı alana, son teknolojiyi yakından takip ederek makine parkurunu temin ederek yeni bir üretim tesisi kurduk. İlk andan itibaren tüm tedariklerimizi bütün bir yıla yayarak planlamamızı yaptık. Tedarik sıkıntısı başladığında, üretim tesislerimizde daha önceden hazırlıklı olduğumuz için sorun yaşamadık.

Her zaman olduğu gibi çok çalışıp dünya piyasalarında ülkemizi en ön saflarda temsil etmek için çaba sarf ediyoruz.

Firmanızın ihracat çalışmala-

rından bahseder misiniz?

Dünyanın hemen hemen her yerine Pensan markasını ulaştırdık.

Japonya’dan Brezilya’ya... Bugüne kadar 73 ülkeye ihracat gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

Tükenmez ve roller jel kalemler ana ürünümüz. Beraberinde kurşun kalem, keçeli kalem, oyun hamuru, boyama grupları ve silgileri yeni fabrikamızda yapacağımız ürünlerle ürün gamımızı genişletip ülke sayısını da artırmak olacak.

Pensan Kalem olarak yeni ve farklı bir pazara girmeden önce pazarın dinamiklerini, potansiyelini, pazar dağılımına bakıp ona göre strateji belirleriz.

İç piyasada ve ihracat pazarlarınızda ithal ürünlerle, özellikle Uzak Doğu menşeili ürünlerle olan rekabetinizde pandemi döneminde bir değişim yaşandı mı? Süreci biraz anlatabilir misiniz?

Evet yaşandı, pandemiden dolayı çoğu ülke kapanmaya gitti ve üretimi durdurdu. Bu da hazır ürünü olan ve yakın coğrafyaya hızlı şekilde mal tedariki yapan firmalara fayda sağladı.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

Yeni yatırmalarımızdan bahsetmiştim, üretim kapasitemizi ve kalitemizi artırmak adına yeni makine parkurları yaptık. Üretim kalitesini AB standartlarına yükselttik. İlk etapta Türkiye’de distribütörü olduğumuz Alman Pelikan firması ile AB’de Pelikan markasıyla üretim yapıp satış ağımızı çoğaltmayı planlıyoruz.

Dünya genelinde yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının ihracat çalışmalarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Aslında şu ana kadar çok fazla etkilemedi ama 2022 yılında daha fazla etkileneceğini düşünüyorum. Çünkü 2020 - 2021 yılı pandemiden dolayı zor geçti herkes ayakta

FREKANS 121

AYIN KONUSU / PENSAN KALEM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI Ali ÇİFTÇİOĞLU

kalabilmek için elindeki mallara kâr gözetmeksizin sattı. Ama şu anda hayatın tekrar normale dönmesiyle beraber herkes gerçeklerle yüzleşmeye başladı.

Belirsizliklerin olduğu bu dönemlerde ihracat çalışmalarında özellikle dikkat ettiğiniz ilk 2 madde nedir?

Her işimizde olduğu gibi ihracatın tamamında özen gösteririz. Özellikle müşteriye verdiğimiz termin ve fiyat istikrarı.

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu mu, olumsuz mu?

2020 yılında ihracat olarak satışlarımızda düşüşler oldu ama bunu 2021 yılında çok şükür fazlasıyla telafi ettik ve TÜKİD’in de bulunduğu derneklerden ihracatta başarı ödülleri aldık.

Bu verilerden hareketle 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

2022 yılının pandemi dönemine göre ülkemiz ve sektörümüz için daha iyi geçeceğini umut ediyorum. Dünyadaki bu tedarik zincirindeki kırılmalarını lehimize çevirebilirsek, ülke olarak büyük bir sıçrama yapacağımızı düşünüyorum. 2022 üreticilerin yılı olacak...

Eklemek istedikleriniz...

Sektörümüzün önde gelen uluslararası fuarlarında 2021 yılında iptaller

122 FREKANS

oldu. Dünyadaki sayılı fuarlardan olan Paperworld, 2022 yılında da pandemiden dolayı iptal oldu.

TÜKİD öncülüğünde Tüyap’ta düzenlenen 16-20 Şubat’taki fuarımız uluslararası düzeyde öneminin

artacağını düşünüyorum.

2022’de işini takip eden, Ar-Ge ve inovasyona açık, global dünyaya ayak uyduran, işi ile yaşayan herkesin muvaffak olacağına yürekten inanıyorum.

AYIN KONUSU

SİLKA KIRTASİYE İHRACAT MÜDÜRÜ Ahmet BALABAN

UZUN VADEDE BAŞARININ ANAHTARI

SÜRDÜRÜLEBİLİR STRATEJİ VE PAZARLAMA YATIRIMI

Pandemi sürecinde uluslararası ticarette pek çok dengenin değiştiğini ve bu süreçte Türkiye’nin öneminin arttığını ifade eden Silka Kırtasiye İhracat Müdürü Ahmet Balaban, bunun Türk üreticiler için önemli bir fırsat olduğunu vurguladı. Ülkemizde yaşanan döviz artışlarının üretime etkisinin doğru okunması gerektiğini de belirten Balaban; “İhracatta uzun vadede başarı ve global bir marka oluşturma hedefi olan firmaların önceliği kur farkından kâr etmek değil, geniş ve kaliteli bir ürün çeşidi ile sürdürülebilir stratejiler uygulamak ve global marka olmak için pazarlama yatırımlarını da dikkate almak olmalıdır” dedi.

124 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandeminin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Hiçbir sektörün öngöremeyeceği ve tamamen hazırlıksız yakalandığı, çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Başta sağlık olmak üzere eğitim, ekonomi gibi alanlarda, çalışma hayatında ve sosyal yaşamda birçok sektörü ve süreci radikal ve köklü bir şekilde değiştirdi. Fakat özellikle eğitim sektörünün bu süreçte aldığı darbenin doğrudan en çok etkilediği alan maalesef kırtasiye oldu. Dünya genelinde yaklaşık 2 milyar öğrencinin eğitime ara vermesinden dolayı, geleneksel kırtasiye satış kanalları çok büyük zarara uğradı. Bunun yanında yerel ve uluslararası fuar ve organizasyonların iptali nedeniyle hedef pazarlarımızda istediğimiz stratejileri gerçekleştirmede zorlandık. Geçen yıllara nazaran bu yıl gözle görülür bir normalleşme yaşansa da ham madde, tedarik ve lojistikte yaşanan belirsizlikler halen devam etmekte.

Temennimiz 2022’de sektördeki bu iyileşmenin katlanarak artmasıdır.

Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

İhracatta özellikle kurlardaki ani değişiklikler böyle bir kanıya sebep olabiliyor. Fakat gözden kaçırılmaması gereken asıl konu, ham madde, ambalaj, kargo/lojistik gibi birçok unsurun giderlerinin de döviz kuru üzerinden fiyatlandırılmasıdır. Bu nedenle ihracatta uzun vadede başarı ve global bir marka oluşturma hedefi olan firmaların önceliği kur farkından kâr etmek değil, geniş ve kaliteli bir ürün çeşidi ile sürdürülebilir stratejiler uygulamak ve global marka olmak için pazarlama yatırımlarını da dikkate almak olmalıdır.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir? Özellikle son yılları baz alırsak, Türkiye menşeili ürünlere olan ilgi, gözle görülür bir şekilde artıyor. Bu, krizi fırsata dönüşebilecek bize göre en büyük etken ise, dünya genelinde artan nakliye masrafları, bu nedenle

ithalatta Uzak Doğu’dan tedarikten kaçınan global firmaların kırtasiye dahil birçok sektörde Türkiye’yi iyi bir alternatif olarak görmesi muhtemeldir.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misiniz?

İhracatta pandeminin en çok etkilediği çalışmalar maalesef ihracatın en önemli unsuru olan yeni pazar araştırmaları oldu.

Sektördeki en prestijli uluslararası fuarların 2 senedir düzenlenememesi ve bu yönde alıcılarla buluşamamamız önümüzdeki en büyük sorundur. Fakat biz Silka olarak bu süreçte tesisimize ve ürünlerimize yaptığımız yatırımla, ürün gamımıza eklediğimiz birçok yeni ürünle, 2021’nin son çeyreğinde 5 yeni ülkeye daha ihracat yaparak toplam ülke sayısını 12’ye çıkardık.

2022 yılında öngördüğümüz toplan ihracat yapılan ülke sayısı ise 25.

Ayrıca Japonya, Almanya ve Fransa pazarındaki lider firmalar için OEM iş birliklerimiz de başarılı bir şekilde devam etmektedir.

İç piyasada ve ihracat pazarlarınızda ithal ürünlerle, özellikle Uzak Doğu menşeili ürünlerle olan rekabetinizde pandemi döneminde bir değişim yaşandı mı?

Elbette ithalat yapan firmalardaki zorluklar bu dönemde zirve yaptı, özellikle kurdaki artış ve lojistik problemleri ithal ürünleri nerdeyse rekabetin dışına itti. Silka’da olduğu gibi yüzde 100 yerli üretim yapan firmalar için ise hem iç piyasa hem de ihracat kısmında bu sebepten yeni imkanların oluşması da bir avantaj yaratmaktadır.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

Avrupa, ihracata yatırım yapan ve bu kanalda süreklilik arayan her firmanın kendisine hedef belirlemesi gereken bir pazar. Global kırtasiye liderlerine uzun yıllardır ev sahipliği yapmasından ötürü, Avrupa’daki son kullanıcının bu markalara sadakatini kırabilmek ise tedarikçiler açısından çok büyük bir mücadele gerektiri-

yor. Silka olarak 2 yılı aşkın süredir gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge çalışmalarımızdan sonra, üretimimizin AB standartlarına erişmesi ve sektör için gerekli tüm sertifikalara sahip olmamız bizim bu pazardaki en güçlü silahlarımızdır.

Belirsizliklerin olduğu bu dönemlerde ihracat çalışmalarında özellikle dikkat ettiğiniz 5 madde nedir?

İhracatta her zaman özen ve dikkat gösterdiğimiz maddeler (fiyat politikası, yeni pazarlar, termin, nakliye gibi) değişmese de sürece olan adaptasyonundan dolayı yeni zorlukları da beraberinde getirdi. Kur ve ham maddeden dolaylı fiyat arışlarını ihracat pazarına minimum olarak yansıtmak, yine ham maddeden kaynaklı üretim kapasite ve termin problemlerini, kritik stok yönetimi ile en aza indirgemek gibi çalışmalarımıza özen gösteriyoruz.

2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Pandeminin seyrindeki vakalar ve rakamlar düşüş göstermediği durumda bile, sosyoekonomik alanda bu koşullara adaptasyon geçen senelere göre gözle görülür bir şekilde olumlu yönde ilerliyor. O yüzden önümüzdeki sezona çok daha umutlu bakıyoruz. Hepimize geçmiş olsun.

FREKANS 127

AYIN KONUSU

NEDA İTHALAT İHRACAT KIRTASİYE SATIŞ MÜDÜRÜ Fırat KANAT

DÜNYANIN TERCİHİ

TÜRKİYE

Ticari hayatta pek çok krizlerin yaşanabileceğini ancak süreç yönetiminin tüm olumsuzluklarda önemli bir çıkış yolu sunduğunu hatırlatan Neda İthalat İhracat Kırtasiye Satış Müdürü Fırat Kanat, ihracat çalışmalarında da bu durumun önemini vurguladı. Pandemide bu yöntemi uygulayan firmaların ihracatta büyük kazanımlar elde ettiğini belirten Kanat; “Nakliye süreçlerindeki uluslararası sıkıntı Türkiye’deki ihracatçılara olumlu olarak yansıdı. Uluslararası mamul tedarikinin büyük kısmının sağlandığı Çin süreçten olumsuz etkilenince; Avrupa, Orta Doğu, Arap ülkeleri ve Kuzey Afrika’da yer alan firmalar hızlı ve nispeten daha ucuz tedarik imkanları sayesinde Türkiye’yi tercih etti” dedi.

128 FREKANS

Pandeminin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Pandeminin ilk dönemlerinde yerinde eğitime ara verilmesi nedeniyle okul kırtasiye gereçleri satışları neredeyse durma noktasına geldi. İlerleyen süreçte eğitime kademeli devam edilmeye başlanmasıyla satış rakamları artış gösterdi. Fakat henüz pandemi öncesi dönemin gerisindedir. Diğer taraftan ofislerin ve devlet kurumlarının uzaktan çalışma modelini benimsemesi ofis kırtasiye gereçleri satışlarını düşürdü. Bunun yanında çalışanların evden çalışırken ihtiyaç duyduğu kırtasiye gereçleri önceki yıllardaki ihtiyaçlardan farklılık gösterdi. Hızlı tüketim ürünleri, ergonomi ürünleri, bilgisayar çevre birimleri gibi ürünlerin satışları arttı. Bazı ürünlerin satışları artmış olmasına rağmen kırtasiye ofis gereçleri satışları da önceki yılların çok gerisinde kaldı.

2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Pandeminin üretim ve ihracat süreçlerine olumsuz etkileri oldu.

Bunların başında ham madde arzının azalması, ham madde fiyatlarının artması ve uluslararası nakliye bedellerinin artmasıdır. Ham madde ile alakalı olumsuz süreçleri yaşamamak için ham madde stok seviyesini yüksek tutarak erken tedarik yöntemini tercih ettik. Nakliye süreçlerindeki uluslararası sıkıntı Türkiye’deki ihracatçılara olumlu olarak yansıdı. Uluslararası mamul tedarikinin büyük kısmının sağlandığı Çin süreçten olumsuz etkilenince; Avrupa, Ortadoğu, Arap ülkeleri ve Kuzey Afrika’da yer alan firmalar hızlı ve nispeten daha ucuz tedarik imkanları sayesinde Türkiye’yi tercih etti. Tüm yaşanan süreçlerin katkısı ile artan yurt dışı talebi üretim süreçlerimizi yenilememize katkı sağladı.

Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

Ham madde fiyatlarındaki artışların, döviz kuru artışı ile eşzamanlı ger-

çekleşmesi döviz kurunun ihracata avantaj sağlamasını engelledi.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir?

Evde çalışma modelinin etkisi ile ergonomi ürünleri ve hızlı tüketim ürünlerinin satış payı arttı. Ayrıca teknolojik gelişime bağlı satışlarının kademeli olarak azalacağını öngördüğümüz kâğıt, klasör, kalem gibi ürünlerin satışlarının azalmasını pandemi hızlandırdı. Türkiye ve yakın coğrafyalardaki (maalesef asgari ücretin döviz bazında düşük olduğu) ülkelere uluslararası üretimin kaydığını gözlemliyor ve önümüzdeki dönemde bu ülkelerin Çin’in yerini daha fazla ikame edeceğini öngörüyorum.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misini?

Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Arap ülkelerinden olmak üzere yaklaşık 40 ülkeye klasör, defter ve çanta ihracatı yapmaktayız.

Uzak Doğu menşeili ürünlerle olan rekabetinizde pandemi döneminde bir değişim yaşandı mı? İthalatın pandemi döneminde zorlaşması, ithalatçıların ürün tedariki sağlayamaması üretici olarak bizlere avantaj sağladı. Talepleri aksatmadan hızlıca gönderebildiğimizden müşteri sadakati üst seviyeye çıktı.

Bunun yanında ithal ürün tedariğinde sıkıntı yaşayan yurtiçi alıcılar da üreticilerden ürün temin etmek durumunda kaldı. Ham madde temin süreçlerini doğru yönetebilen üreticiler pandemi sürecinde büyüdüler.

süreçten istifade ettik.

Dünya genelinde yaşanan ham madde ve tedarik sıkıntılarının ihracat çalışmalarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Süreci yönetebilenler avantaj sağlayacaklardır.

İhracat çalışmalarında özellikle dikkat ettiğiniz 5 madde nedir?

Ham madde temin planlaması Üretim süreçlerinin değişen ihtiyaçlara göre yenilenmesi Nakliye türlerinin çeşitlendirilmesi Yurt dışı pazarlarda tanıtım çalışmalarının arttırılması

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu mu, olumsuz mu? 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

Geçen yıl satış performansı pandeminin etkileri altında oluştu. Bu nedenle iki yılın karşılaştırılmasının doğru olmayacağını düşünüyorum.

Geçen yıla göre doğal bir artış yaşanıyor. Pandemi öncesi dönemdeki miktar bazında satışlara göre ile aynı dönemi mukayese ettiğimizde de artış olduğunu gözlemlemek bizi memnun etmektedir. Ayrıca bu sene üretimini yapmaya başladığımız ve Antalya satış aktivitesinde müşterilerimizin beğenisine sunduğumuz Okapi markalı kalem çantalarımız çok ilgi gördü. Öngördüğümüzden de yüksek satış rakamına ulaşarak bizi memnun etti. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nda Okapi markalı çantalarımızı da müşterilerimizin beğenisine sunacağız. 2022 yılında pandeminin sağlığa etkilerinin iyice azalacağını ve yılı olumlu bitireceğimizi öngörüyoruz.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz? İfade ettiğim gibi yaşanan mamul tedarik sıkıntısı AB ülkeleri için yakın olan Türkiye’deki ihracatçıların önünü açtı. Biz de bu

FREKANS 129

AYIN KONUSU

SÜDOR KIRTASİYE CEO’SU Mustafa BAŞAR

YEREL DÜŞÜNENLER

YEREL KALIR

Üretimin ve üreticinin her dönemde önemli olduğunu ve her firmanın bu önemi fark etmesi gerektiğini vurgulayan Südor Kırtasiye CEO’su Mustafa Başar, ticari faaliyetlerde global düşünülmesi gerektiğinin de altını çizdi. Global ticarette de marka algısının önemine değinen Başar; “Sürdürülebilir ihracat politikası için öncelikle markalaşma sürecinin tamamlanmış olması ve bu sürecin yurt dışında da atılımlarının yapılmış olması gerekiyor. Sadece yurt içinde marka olmak ihracatta etken değil. Yurt dışına yönelik pazarlama faaliyetlerinin artırılması, ürünün kalite problemlerinin çözülmesi, AB standartlarına ulaşılması, kalite sertifikalarının alınması gerekiyor. Bu sayede kendi markamız üzerinden ihracat odaklı büyüyebiliriz diye düşünüyorum” dedi.

130 FREKANS

2020 ve 2021 yıllarında pandemi dünya genelinde pek çok sektörü olumsuz etkiledi.

Sürecin kırtasiye sektörüne etkilerini değerlendirebilir misiniz?

Kanımca kırtasiye sektörü pandemiden en az etkilenen sektörlerden biri. Sektörümüzdeki ürün gruplarının da bu süreçten farklı oranlarda etkilendiğini düşünüyorum. Çanta ve ofis grubu dışındaki ürünlerin pandemi sürecinden çok olumsuz etkilenmediğini söylemek mümkün. Hobi, kraft, temizlik ürünleri gibi ürün gruplarının satışının arttığı bir dönem yaşandı.

Yine kırtasiyecilerde e-ticaret kanalında ciddi bir patlama yaşandı.

Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren firmanızın vizyonu açısından, 2021 yılında sürdürülebilir ihracat politikası için neler yaptınız?

Sürdürülebilir ihracat politikası için öncelikle markalaşma süreci-

nin tamamlanmış olması ve bu sürecin yurt dışında da atılımlarının yapılmış olması gerekiyor. Sadece yurt içinde marka olmak ihracatta etken değil. Yurt dışına yönelik pazarlama faaliyetlerinin artırılması, ürünün kalite problemlerinin çözülmesi, AB standartlarına ulaşılması, kalite sertifikalarının alınması gerekiyor. Bu sayede kendi markamız üzerinden ihracat odaklı büyüyebiliriz diye düşünüyorum. Hedef ülkelerin tespit edilip bunlar üzerinde çalışılması gerekiyor. Aksi halde çok geniş bir coğrafyada tek tek ülkelere odaklanmak zor. Her yıl belirlenecek 5-6 ülke üzerinden planlama yapmak gerekiyor.

Euro-dolar paritesindeki gelişmeler ihracatınızı nasıl etkiliyor? Yüksek döviz kuru ihracat için avantaj mıdır?

Önceden ihracat için euro ve dolar olmak üzere iki ayrı liste çıkarıyorduk. Bu yıl itibarıyla bu uygulamadan vazgeçtik, artık sadece Euro

üzerinden bir liste hazırlıyoruz.

Dolar üzerinden teklif isteyenlere de o günün paritesi üzerinden dönüş yapıyoruz, fiyatlandırmayı bu şekilde gerçekleştiriyoruz.

Yüksek döviz kuru ihracat için avantajdır elbette ancak ne kadar yüksek bir döviz kurundan bahsediyoruz... Döviz kurunda volatilite olduğu için ani iniş ve çıkışlar hem ihracatçıyı hem imalatçıyı hem de ithalatçıyı etkilemektedir.

Döviz kurunun kaç olduğu değil, hangi bantta olduğu ve dalgalanıp dalgalanmadığı önemlidir. Yani döviz kurunun yüksek ya da düşük olmasının bir parametre olduğunu düşünmüyorum.

Bu süreçte dünya kırtasiye pazarında gözlemlediğiniz önemli değişimler nelerdir?

Sizce üretimin kaydığı bir bölge veya ülke var mı?

Artan konteyner navlun fiyatlarıyla birlikte Uzak Doğu menşeli ve özellikle Çin’den gelen ürünlerde azalma olacağı kanaatindeyim.

Hacmi yüksek havaleli malların Uzak Doğu’dan artık getirilemeyeceğini düşünüyorum. Bu bizim için bir avantaj. Bu tarz ürünlere, havaleli ürünlere yatırım yapılabilir. Bu tarz ürünleri Türkiye’de üreterek yurt dışı pazarlara rahatlıkla satabiliriz. Avrupa Birliği pazarı da nihayetinde en yakın pazardır.

Firmanızın ihracat çalışmalarından bahseder misiniz?

Yıllardan gelen birikimimizle biz zaten 15-20 ülkeye ihracat yapıyorduk. Bu sayıyı mikro ihracatla ve farklı yöntemlerle 25-30 bandına çıkarmayı hedefliyoruz.

Tabii distribütörlük üzerinden yapılan faaliyetler oldukça zor.

Bir ülkeden bütün ürünlerimizi satan bir distribütör bulunması pek mümkün değil. Sadece belli ürünlere odaklanılabiliyor. Bunun da sebebi çok fazla ürün gamına sahip olmamız. Ürünlere ayrı ayrı çalışmak gerekiyor. Belki de ürün bayiliği vermek lazım. Bu nokta da farklı stratejiler izlenebilir.

FREKANS 131

AYIN KONUSU / SÜDOR KIRTASİYE CEO’SU Mustafa BAŞAR İç piyasada ve ihracat pazarlarınızda ithal ürünlerle, özellikle Uzak Doğu menşeili ürünlerle olan rekabetinizde Pandemi döneminde bir değişim yaşandı mı? Süreci biraz anlatabilir misiniz?

Uzak Doğu’dan gelen ürünlerle rekabetçi olabilmek için ürün ham madde tedarikinizin çok sağlam olması gerekiyor. Ancak emtia fiyatlarındaki artışlar bunun bize kolay olmadığını gösterdi. Kâğıt, boya gibi ham maddelerin girdileri yurt dışından. Ürettiğimiz yüz birim malın yaklaşık yüzde 40’nı, 50’sini ithal eder durumdayız. Ürettiğimiz ürünün kolisinin kâğıdı, içindeki pigmenti yurt dışından geliyor.

Bizim ürüne Türkiye menşeli kattığımız katma değer yüzde 40-50 bandında. Bunun arttırılması gerekiyor ki rekabette öne geçebilelim.

AB pazarı için ne düşünüyorsunuz?

Yerel düşünenler yerel kalır, olaylara global olarak bakmak, global olarak düşünmek gerekiyor.

Dolayısıyla yerel bir marka olmaktan çıkıp uluslararası bir marka olmak için şimdiden adımlarımızı atmalıyız. Bunun için AB’de, Amerika kıtasında, Uzak Doğu’da güvenilir partnerler bulmalıyız.

Ya da buralarda kendi ofislerimizi açmalıyız. Son söylediğim afaki görünebilir belki ama kısa vadede olmasa da 3-4 yıl içerisinde bizim bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor.

Sadece iç piyasaya yönelik çalışan imalatçı firmaların üretim yaparak Türkiye’de ayakta kalabileceğini düşünmüyorum.

Bu yılın verileri, geçen yılın aynı dönemine göre olumlu mu, olumsuz mu? Bu verilerden hareketle 2022 öngörülerinizi paylaşır mısınız?

2021 ile 2022 yılları arasındaki farkı sormuşsunuz, tabii bu farklılıkların etkisi firmalara göre değişiklik arz edebilir. 2021’de bazı firmalar, örneğin çantacı firmalar, okula dönüş ürünlerini satan 132 FREKANS

firmalar bu dönemde iş yapamazken hobi ürünleri satanlar çok iyi işi yaptılar. Yine defterci firmalar da nispeten iş yaptılar diyebiliriz. İthalattan girdili olan ürünler de önemli bir düşüş oldu. Ürettiğimiz ürünler de ise bir artış olduğunu söyleyebilirim. Biz nihayetinde üretime yatırım yapan, büyüyen, gelişmekte olan, markalaşma sürecini tamamlamak üzere yola çıkmış ve uluslararası hedefleri olan bir firmayız. Elbette pandemiden biz de etkilendik ancak felaket derecesinde etkilendiğimiz bir süreç yaşamadık.

Eklemek istedikleriniz...

Biz üretemeyen bir toplumuz.

Bunu fikir, ürün, marka, emek gibi noktaları düşünerek değerlendirebilirsiniz. Uzunca bir süredir sadece tüketen bir toplum olduk.

Tüketen bir toplum pozisyonundan tekrar üreten bir toplum pozisyonuna geçmemiz gerekiyor.

Bunun için de eğitime, meslek liselerine, kaliteye önem vermeliyiz. Hedeflerimiz içerisinde; ürettiğimiz ürünleri yurt dışına da pazarlamak, ihracat yapmak olmalıdır. Bunu yapabilenler başarılı olacaktır. Markalaşma sürecini yurt dışında da tamamlamak önemli. Maalesef henüz ülkemizin uluslararası bir markası yok.

Düşündüğümüz zaman Türk Hava Yolları uluslararası bir markamız

olarak değerlendirilebilir ancak o da nihayetinde hizmet satıyor, bir uçak, ürün satmıyor. Yine bazı tekstil markalarımız da bu anlamda önemli, ancak onlar da her ülkede yoklar. Dolayısıyla bizim uluslararası anlamda bir markamız yok. Bugün Korelilerin, Japonların, Avrupalıların, Amerikalıların muazzam markaları var.

Hatta Çinliler bile çok güzel markalar yarattılar. Eskiden sadece ucuz ürünler yapıyorlardı ancak şimdi kaliteye odaklandılar ve Avrupalı, Amerikalı rakipleriyle boy ölçüşüyorlar. Biz de ülke olarak bunu yapabilmeliyiz. Üretmeden hiçbir şey olmaz. Buna fikir üretmek de sanat eseri üretmek de topraktan buğday üretmek de dahil. Üretmeyen bir toplum olmak bize hiçbir şey kazandırmaz, günün sonunda kaybeden biz oluruz.

ÖZEL RÖPORTAJ

TİCARETİN EN BÜYÜK YARDIMCILARI:

VEGA YAZILIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI Özcan KAYA

YAZILIM VE UYGULAMALAR E-ticaret hacmi ve talebi, 10 yılda alması gereken ivmeyi pandemi süreciyle neredeyse 1 yılda aldı. Dijital dünyadaki varlığını ve bu varlığı yönetecek ekibini önceden oluşturan ya da hazırlıklarına başlayan firmalar pandemi sürecinde önemli kazançlar elde etti.

30 yılı aşkın süredir yazılım geliştiren ve firmaların ihtiyaçlarına özel uygulamalarla çözümler sunan Vega Yazılım firmasının Genel Müdürü Özcan Kaya, pandemi sürecinin e-ticaretin öneminin anlaşılması için sadece bir başlangıç olduğunu belirterek, artık tüketicinin alışverişte öncelikle e-ticareti tercih ettiğini vurguladı. İster B2C ister B2B olsun, firmaların satışlarını yazılımlarla geliştirebileceğini de belirten Kaya; “Firmalar yazılım paketleri olmadan firma durumunu takip edemezler. Firma durumu ise borç - alacak dengesi, stok envanteri, stok değeri, kâr-zarar analizi gibi verilerin ortaya çıkması ile takip edilebilir. Bunun gibi birçok veriyi takip edemeyen firmalar maalesef doğru kararlar alamazlar” dedi.

136 FREKANS

Vega Yazılım firmasını tanıyabilir miyiz?

Vega Yazılım 1988 yılında kurulmuş, 1994 yılından itibaren ise Türkiye’nin birçok ilinde bayi yapılandırmasını gerçekleştirmiş ve yurt dışında da bayi yapılandırmasına devam eden yüzde 100 yerli ve yüzde 100 milli yazılım evidir. Bugün 16 bölge dağıtıcısı altında, 350’yi aşkın konusunda uzman, dinamik bir kadromuz bulunmaktadır. Çözüm ortaklığı yaklaşımımızla Türkiye’nin her noktasında ürünlerimizin satış ve pazarlamasının gerçekleştiriyoruz.

Diğer yandan ürünlerimizin eğitim, destek ve danışmanlık hizmetlerini de sağlıyoruz.

Sürekli gelişen dijital dünyada ürünlerimizi ve uygulamalarımızı ülkemizle paylaşmaktayız. Birçok eğitim kurumuna (Meslek Lisesi, Halk Eğitim Merkezleri, Yüksek Okullar) ücretsiz olarak lisanslı eğitim paketi vererek, bilişim teknolojisinin öğrenilmesinde katkı sağlamaktayız.

Ayrıca 30 yılı aşkın tecrübemiz ile sektörün ihtiyacına yönelik, dijital dönüşüm süreçlerine rehberlik ediyoruz. GİB’ten özel entegratör iznimizin bulunduğu Vegagrup Yazılım, e-Dönüşüm ile ilgili her türlü hizmeti en üst kalitede sunmaktadır. Üstün güvenlik sertifikalarına sahip sistemlerde faturalar yasal saklama süresince müşterilerimizin bir tık uzağında her an ellerinin altında bulunmaktadır.

Kırtasiye sektöründe online satış kanalı yönetmeye başlayacak şirketleri ne tür zorluklar bekliyor? İşletmeler nelere hazır olmalı?

Öncelikle günümüz şartlarının en verimli satış kanalı online yani internet üzerinden yapılan satışlardır. Biz buna “Business to Customer” yani B2C diyoruz. Satış yapan firmanın doğrudan tüketiciye ulaşmasını sağlayan bu sistemin faydaları kadar zor olan şartları da mevcuttur. Öncelikle sanal marketler üzerinden satış yapılıyor ise ürün bilgisi, fiyatı ve envanteri hep güncel olmak zorundadır. Yani

B2C kanalı için ayrıca bir ekip oluşturularak sürekli takip edilmesi gereken zahmetli bir iştir. Bu takibe önem vermeyen firmaların maalesef hatırı sayılır miktarlarda cezalar ödediğine şahit olduk.

Konuyu detaylandıracak olursak bir ürün depomuzda olmadığında bunu sanal market üzerinden satışını durdurmak gerekmektedir.

Eğer bu takibi yapmayıp olmayan bir ürün satışı gerçekleştiğinde, tüketicinin şikâyeti durumunda firmalar ceza ödemektedirler. Aynı şekilde bilgielri ya da görseli yanlış girilen bir ürün fiyatından kaynaklı aynı cezalar ödenmektedir.

Otomasyon ile bu tarz durumların önüne kolaylıkla geçilebilir. Vega yazılım, B2C ve B2B sektörüne öncülük eden bir “yazılım evi”dir.

Arka planda Vega Yazılım ürünleri kullanan firmaların bu tarz endişeleri yoktur. Çünkü bilirler ki Vega Yazılım satış sitelerindeki veriyi her zaman otomatik olarak güncellemektedir. Yazılım, stok bilgisi, fiyat ve envanter gibi verileri otomatik anlık olarak güncelleyerek B2C ekibinin en çalışkan personeli olmaktadır.

Firmalar neden özel yazılım paketlerini almalılar?

Firmalar yazılım paketleri olmadan firma durumunu takip edemezler.

Firma durumu ise borç - alacak dengesi, stok envanteri, stok değeri, kâr-zarar analizi gibi verilerin ortaya çıkması ile takip edilebilir.

Bunun gibi birçok veriyi takip edemeyen firmalar maalesef doğru kararlar alamazlar. Yazılım paketlerinin başlıca önemi bu noktada ortaya çıkıyor. Ayrıca bunun yanında insan faktörünü ortadan kaldırmak ve hata riskini aza indirmek için yazılım paketleri kullanılması gerekmektedir.

en büyük yardımcılarımız artık teknoloji ve yazılımlar oldu. Günümüzde ticaret çok büyük oranda dijital dünyada dönmeye başladı, elektronik ticareti (e-ticaret) dijital dünya olarak adlandırabiliriz.

Artık kullanıcı evinden çıkmadan alışveriş yapmaya başladı. E-ticaret aslında hem firmalara hem de son kullanıcıya daha kolay ve daha az maliyetli bir alışveriş imkânı sunuyor ve günümüzde her türlü ürün ve hizmet internet üzerinden pazarlanabiliyor. Firmalar e-ticaret dünyasına, öncelikle işletmesine ve sektörüne uygun bir yazılıma geçerek başlamalılar. Yazılımın olduğu bir işletmede otomasyona geçiş çok kolay olacaktır. Dijital pazarda, pazarlamaya geçiş süreci e-ticaret altyapısı veren web siteleri ile entegrasyon yapılarak sağlanabilir ve bunun için sektörde tecrübeli ve hızlı hizmet veren yazılım firmalarına ihtiyaç vardır.

2022 hedefleriniz neler?

Bildiğiniz üzere tüm dünyada pandemi dolayısıyla dijital dünyaya önem ve talep çok fazla arttı. Bizler de müşterilerimizin talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ürünlerimizi yenileyerek ve genişleterek bu dünyanın bir parçası olmaya devam edeceğiz. Tüm müşterilerimizin dijital dünyaya geçiş süreçlerinde kendilerine kolaylıklar sağlayarak bilişim teknolojisinin önde gelen firmalardan birisi olmaya devam edeceğiz. Ayrıca 2022 yılı içerisinde hem Avrupa’da hem de Orta Doğu ülkelerinde bayi ağımızı genişleterek daha fazla tüketiciye ulaşıp ürünlerimizi ve markamızı dünya genelinde tanıtmayı hedefliyoruz.

Firmalar dijital dünyaya, teknolojiye nereden başlamalı?

Ticari anlamda

FREKANS 137

ÖZEL RÖPORTAJ

COVİD-19 SALGINI SONRASINDA UZAKTAN ÇALIŞMANIN GELECEĞİ:

EVDEN, İŞYERİNDE VE HİBRİT ÇALIŞMA MODELLERİ

İrem TOPRAKKAYA / LL.M. Avukat & Marka Vekili

Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan edilen ve bugüne dek dünya genelinde yaklaşık 5,5 milyon kişinin ölümüne yol açan Covid-19 salgınının gündelik yaşam ve ekonomi üzerindeki sarsıcı etkilerini halihazırda birlikte yaşıyoruz.

Gelinen noktada, korona virüs salgının iş hukukundaki en önemli etkilerinden biri uzaktan çalışma uygulamasında gerçekleşti. Gelişen teknoloji ve dijitalleşmenin etkisiyle, sürekli artan rekabet ortamında, maliyetlerin azaltılması ve işyerlerinin merkeziyetçiliğinden uzaklaşmaları ve son olarak salgın hastalığın bulaşmasının önlenmesi amacıyla ülkemizde uzaktan çalışma olgusu artmış, pandemi sonrasında da birçok şirket bundan böyle uzaktan çalışma veya hibrit şekilde bir çalışma düzenine geçildiğini açıklamıştır.

Uzaktan çalışma ne demektir?

Uzaktan çalışma birbirinden farklı bir dizi çalışma modellerini ifade eder. Bu çalışma şekilleri gelişen teknolojiye ve günümüzün değişen ihtiyaçlarına bağlı olarak sürekli değiştiği için genel olarak kabul edilebilecek bir uzaktan çalışma tanımı yapmak güçtür. Fakat en geniş anlamıyla uzaktan çalışma; kısmen veya tamamen geleneksel işyerinden uzak bir mekanda fakat işverenin iş organizasyonu içinde gerçekleştirilen, çoğunlukla yeni bilgi teknolojileri ve telekomünikasyonun etkin biçimde kullanıldığı çalışma şekli olarak tanımlanabilir.

Uzaktan çalışma 2016 yılında yapılan değişiklik ile İş Kanunu’na eklenmiş olup m. 14 f. 4’e göre “İşçi138 FREKANS

nin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi” şeklinde tanımlanmaktadır. Dolayısıyla uzaktan çalışma ilişkisinin kabulü için mesafeli çalışma, işverenin iş organizasyonuna dahil olma ve ispat şartı olarak yazılı şekil şartlarını taşıması gereklidir.

Uzaktan çalışmada işverenin yükümlülükleri nelerdir?

Uzaktan çalışmada işçilerin, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamayacağı ve işverenin, uzaktan çalışma

ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlü olduğu ifade edilmektedir. Uzaktan çalışma gerekçesiyle, işçinin daha az ücret alması, ikramiye, prim, ayni ya da nakdi yardım gibi işyeri uygulamalarından yararlandırılmaması işverenin eşit davranma borcuna aykırı olacaktır. Şüphesiz eşit davranma borcu eşit durumdakiler için uygulandığında adil sonuç ortaya çıkar. Bu bağlamda, öğle yemeği ücreti konusunda işverenin işçinin evde veya işyerinde çalışmasına bakılmaksızın eşit dav-

ranması gerekir ancak fiilen işyerine gitmeyen bir işçiye yol ücreti ödenmesi de beklenemez.

10 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe giren “Uzaktan Çalışma Yönetmeliği” uyarınca yeni düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin, uzaktan çalışmanın yapılacağı mekân ile ilgili düzenlemeler iş yapılmaya başlamadan önce tamamlanır. Bu düzenlemelerden kaynaklanan maliyetlerin karşılanma usulü, uzaktan çalışan ile işveren tarafından birlikte belirlenir. Uzaktan çalışanın mal ve hizmet üretimi için gerekli malzeme ve iş araçlarının iş sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa işveren tarafından sağlanması esastır. İş araçlarının işveren tarafından sağlanması halinde, bunların işçiye teslim edildiği tarihteki bedellerini belirten iş araçları listesi, işveren tarafından yazılı olarak işçiye teslim edilir.

Uzaktan çalışmada özellikle ekran başında çalışanlar için iş sağlığı ve güvenliği bağlamında alınması gereken tedbirler nelerdir?

Uzaktan çalışmada, işçinin çoğunlukla bir bilgisayar ekranının karşısında, sürekli oturarak çalışması nedeniyle oluşabilecek sağlık problemleri ve bunun önlenmesi için gerekli tedbirler hakkında bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.

Nitekim yürürlükte olan “Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik” m. 5 f. 1 uyarınca işverenin “İşveren, işyerinde gerçekleştireceği risk değerlendirmesinde çalışma merkezlerinde ekranlı araçların kullanımından kaynaklanan riskleri, özellikle görme, fiziksel sorunlar ve mental stresle ilgili riskleri de dikkate alarak, bu risklerin etkileri, yol açabileceği ilave etkiler ile risklerin bir arada olmasından kaynaklanabilecek olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi için her türlü sağlık ve güvenlik önlemlerini alma” yükümlülüğü bulunmaktadır.

ması ve paylaşımına ilişkin işletme kuralları ve ilgili mevzuat hakkında bilgilendirir ve bu verilerin korunmasına yönelik gerekli tedbirleri alır. İşveren, korunması gereken verinin tanım ve kapsamını sözleşmede belirler. Verilerin korunması amacıyla işveren tarafından belirlenen işletme kurallarına uzaktan çalışanın uyması zorunludur.

Covid 19 salgını sırasında gerçekleşen evde çalışmalar İş Kanunu kapsamında uzaktan çalışma şeklinde değerlendirilebilir mi?

Covid 19 salgını sırasında çalışanların ve toplumun sağlığının korunması için evden çalışma modeline geçilmesi esasen mücbir sebepten kaynaklanmaktadır. Henüz bu konuda kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmamakla beraber, doktrinde, esasen işçinin evden çalışmak üzere işe alınmadığını, geçici olarak evden yapılan bir çalışma söz konusu olduğu ve bu amacın iş sağlığı ve güvenliği önlemleriyle ve işverenin işçiyi gözetme borcuyla ilişkilendirilebileceği kanaati ileri sürülmüştür.

Dolayısıyla, salgın dönemi ile sınırlı olan bu durum İş K. m. 14 anlamında uzaktan çalışma değildir.

Uzaktan çalışmaya geçiş prosedürü hakkında bilgi verebilir misiniz?

Uzaktan çalışmaya geçiş, Yönetmelik’in 14. maddesinde düzenlenmiştir. İş ilişkisi doğrudan uzaktan ça-

lışma sözleşmesi ile kurulabilir veya hâlihazırda işyerinde çalışan işçinin iş sözleşmesi, işçinin ve işverenin anlaşması halinde, uzaktan çalışma sözleşmesine dönüştürülebilir. İşçinin, uzaktan çalışma yapma talebini yazılı olarak yapabilir. Talep işyerinde belirlenen usul doğrultusunda işverence değerlendirilir. Talep değerlendirilirken, işin ve işçinin niteliği gereği uzaktan çalışmaya uygunluğu ile işverence belirlenecek diğer kıstaslar kullanılır. Talebe ilişkin değerlendirme sonucunun otuz gün içinde işçiye talebin yapıldığı usulle bildirilmesi esastır.

Talebin kabul edilmesi halinde 5 inci maddede belirtilen hususlara uygun şekilde sözleşme yapılır. Uzaktan çalışmaya geçen işçi, ikinci fıkrada belirtilen usulle tekrar işyerinde çalışma talebinde bulunabilir. İşveren, söz konusu talebi öncelikli olarak değerlendirir. Uzaktan çalışmanın mevzuatta belirtilen zorlayıcı nedenlerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde uygulanacak olması halinde uzaktan çalışmaya geçiş için işçinin talebi veya onayı aranmaz.

Salgın sonrası uzaktan çalışmanın geleceğine dair öngörüler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Covid 19 salgınının çalışma ilişkilerinde yol açtığı değişikliklerden biri de uzaktan çalışma uygulamalarının yaygınlaşmasıdır. Araştırmacılar Covid-19 salgını nedeniyle tüm

Uzaktan çalışmada veri güvenliği nasıl sağlanır? İşveren; uzaktan çalışanı, işyerine ve yaptığı işe dair verilerin korun-

FREKANS 139

ÖZEL RÖPORTAJ / İrem TOPRAKKAYA / LL.M. Avukat dünyada tecrübe edilen bu uzaktan çalışma deneyinin kökten değişmiş bir iş gerçekliğine yol açabileceğini ve Covid-19 salgınının evden çalışma için bir “dönüm noktası” olabileceğini ileri sürmektedirler.

Salgın sona erse de, günümüzde artan rekabet karşısında işletme maliyetlerinin azaltılması zorunluluğu, teknolojinin gelişmesi, tüm dünyada kaynakların azalması geleneksel olmayan uzaktan çalışma ve hibrit iş modellerinin tercih edilmesine yol açmaktadır.

Ancak, uzaktan çalışma sırasında mesai saatlerinde işyerinde olduğu gibi belirli zaman aralıklarının olmaması evden çalışan işçilerin özel hayatı ile iş hayatı arasındaki sınırların belirsizleşmesine yol açmış ve fiziksel, sosyal ve psikolojik bazı sıkıntılara yol açmıştır. Nitekim, TÜBİTAK projesi kapsamında uzaktan çalışmanın dezavantajlarına dair yapılan bir ankette, aile bireyleri ile birlikte yaşanılan sürenin artmasıyla oluşan stres, sosyal ortamlarda bulunamamanın getirdiği psikolojik sıkıntılar, iş arkadaşları ile yüz yüze görüşememenin dayanışmayı azaltması, çalışma süresinin uzaması, İş Kanunundaki dinlenme sürelerine uyulmaması, işveren tarafından sürekli kamera ile gözetlenmenin yarattığı baskı, işveren tarafından internet kullanımının kontrolü, iş veriminin düşmesi sayılmıştır. Ayrıca, yeni teknolojilere uyum konusunda zorlanma, işveren tarafından yapılan ayni ve nakdi yardımların kesilmesi, elektrik, su doğalgaz, internet faturalarının artması, işveren tarafından teknik ekipman desteği (bilgisayar, yazıcı vb) sağlanmaması şeklinde yanıtlar da verildiği görülmektedir (bkz. Baycık, Gaye / Doğan, Sevil / Dulay Yangın, Dilek ve Yay, Oğuzhan “Covid 19 Pandemisinde Uzaktan Çalışma: Tespit ve Öneriler”, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2021/3 (70), 1683- 1728.).

Uzaktan çalışma hükümleri genel olarak emsal işçi ile kıyaslandığında mali haklar yönünden ayrım yapılmamasına yönelik ise de, özellikle işverenin hafta sonu, gece yarısı, tatil günleri gibi özel zamanlarda dahi emir ve talimat vererek çalışma 140 FREKANS

süresinin belirlenmesinde zaman sınırlamalarının ortadan kalktığı, bu konuda yasal düzenleme yapılması ve ispat kolaylığı sağlanması gerektiği ifade edilmektedir.

Nitekim, Yönetmelik’te uzaktan çalışmanın yapılacağı zaman aralığı ve süresi iş sözleşmesinde belirtilmesi ve uzaktan çalışmada iletişimin yöntemi ve zaman aralığı uzaktan çalışan ile işveren tarafından belirleneceği düzenlenmiştir.

Uzaktan çalışmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Yapılan araştırmalarda, uzaktan çalışma modelinin etkin olması için, öncelikle yapılan işin yapısı uzaktan çalışmaya elverişli olması, bilgi teknolojileri altyapısının yeterli olması, işverenin sadece ekipman desteği değil, bilgi güvenliği bağlamında gerekli desteği sağlaması, çalışma zamanlarının özel hayatı etkilemeyecek şekilde düzenlenmesi, sosyal izolasyondan kaynaklanan psikolojik, hareketsizlikten kaynaklanan bedensel sorunlara karşı önlem alınması gibi ihtiyaçlar doğduğu gözlemlenmiştir.

Anketlerde, evden çalışmanın avantajları arasında zamandan tasarruf sağlaması, esnek çalışma saatlerinin olması, daha rahat ve kolay bir çalışma hayatı sunması, kıyafet serbestisi, serbesti nedeniyle yaratıcılığın gelişmesi, yoğun stres ve gürültüden uzakta çalışma imkânı, ofis ortamındaki uyarıcıların bulunmaması

nedeniyle daha fazla verimlilik, güvenli çalışma ortamı, iş sağlığı ve güvenliğinin evde daha fazla olması, pandemiden korunarak iş yapabilme olanağı, kişisel aile ve çevreye zaman ayırma, kendine vakit ayırma ve geliştirme, ulaşım giderinin olmaması sayılmıştır.

Ancak uzaktan çalışmanın işçi açısından çeşitli avantajları beraberinde getirmekle birlikte sosyal izolasyon, özel hayat ve iş hayatının iç içe geçmesi, iş görme borcunun ifa edildiği yerin ev olması sebebiyle kendine özgü birtakım tehlikelerin ortaya çıkması, bilgisayar, yazıcı gibi teknik ekipman eksikliği, evde masrafların artması, aile bireyleri ile yaşanan sıkıntılar gibi işçi açısından önemli değişiklikleri de doğurmaktadır. İşveren açısından ise gözetme ve denetim imkânının zayıflaması, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, işletme verilerinin korunması ve güvenliğinin sağlanması hususlarında değişiklikler ortaya çıkmaktadır.

Kanaatimizce, gelecekte de artan oranda tercih edileceği öngörülen uzaktan çalışma modelinin, işçi ve işveren ilişkisi, işçinin aile hayatı ile iş hayatı arasındaki sınırların belirlenmesi bağlamında ve teknolojik ilerlemeden faydalanarak en az miktarda kaynak israfına yol açacak şekilde etkili bir planlama ile iş hayatının sürdürülmesi ekseninde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

DÜNYADAN

ARTIK SATILMAYAN EŞYALAR İMHA EDİLMEYECEK Fransa’da atık ve döngüsel ekonomi yasasının (Agec) kabul edilmesinden yaklaşık iki yıl sonra, Ocak 2022’de birkaç düzine önlem yürürlüğe giriyor. Programda yeni tek kullanımlık plastik ürünlere karşı önlemler, paketleme için özel hükümler, genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) reformunun yükselişi, yeni sektörlerin oluşturulması, onarım ve yeniden kullanımı desteklemek için önlemler, daha iyi tüketici bilgisi ve atıklara karşı çözümleri içeriyor.

F

ransa, 1 Ocak 2022 itibariyle belirli plastik ürünlere yeni kısıtlamalar getirdi. Agec Yasası’nın 45. maddesinin (dairesel bir ekonomi için atık önleme) uygulanmasında, ürün üreticilerinin, ithalatçılarının ve distribütörlerinin, atıklarla mücadele etmek ve bağış sürecini teşvik etmek amacıyla satılmayan gıda dışı maddeleri ortadan kaldırmaları yasaklandı. Kasım 2021’de yayınlanan l’Ademe araştırmasına göre, stoktan sonra, satılmayan gıda dışı ürünler Fransa’da her yıl 2 milyar avronun üzerinde bir piyasa değerini oluşturuyor. Bu ürünlerin yarısı derneklere bağışlanıyor ve yüzde 15’i imha ediliyor. Ancak Fransa Ekolojik Geçiş Bakanlığı sürecin, bu ürünlerin yeniden kullanımından 20 kat daha fazla sera gazı emisyonuna neden olduğuna dikkat çekiyor. Yasayla birlikte, ürün üreticileri, ithalatçıları ve distribütörleri satılmayan mallarını yeniden kullanmak veya geri dönüştürmek zorundalar. Bakanlık çalışmanın özellikle “İsrafla Mücadele Yasası’nın (elektrikli ve elektronik ürünler, piller, tekstil ürünleri, mobilyalar, mürekkep kartuşları vb.) oylanmasından önce üretici sorumluluğunun sektör çapında genişletilmiş bir hali olarak değerlendiriliyor. Yasa, 31 Aralık 2023’e kadar Fransa’da pazarlanan tüm ürünlere yayılacak.

144 FREKANS

1 Ocak’tan itibaren satılmayan ürünlerin büyük bir bölümünü yok etmek imkânsız olacak. Böylece ekolojik ve sosyal bir sapmaya son veriyoruz.

Fransa Ekolojik Geçiş Bakanı Barbara Pompili

KÜLRÜT SANAT DURAĞI

BU SEFER TUAL

BOYA FIRÇALARI

Los Angeles merkezli sürrealist sanatçı Alexandra Dillon, eskimiş boya fırçalarını ve diğer sanat stüdyosu araçlarını büyüleyici portre resimlerine dönüştürüyor.

L

os Angeles merkezli sürrealist sanatçı Alexandra Dillon, kullanılmış ye yıpranmış nesneleri büyüleyici karakterlere dönüştürerek onlara yeni bir hayat kazandırıyor. Eski, yıpranmış boya fırçaları, baltalar ve diğer stüdyo öğelerini tuvali olarak kullanan Dillon, her nesneyi Barok sanat stilini ve Roma-Mısır mumya portrelerini anımsatan portre resimleriyle kaplayarak kişiselleştiriyor.

Dillon, hayali portrelerini önceden planlamak yerine,

146 FREKANS

resim yapmaya başlamış.

Sanatçı kullandığı materyaller için “Gidip bana kim olduklarını söylerler” diyor. Her parçaya birkaç gün harcayan Dillion’un “yaşlı ruh” olarak tanımladığı eserleri tamamen benzersiz. Yüzler eski boya fırçalarından çıkarken, tozlu kıllar genellikle boyalı taçlar veya mücevherlerle süslenmiş saçlara dönüşüyor. Dillon’ın balta, fırça ve kilit gibi nesneler üzerindeki portreleri, karakterlerin iç motivasyonlarını, kişisel ilişkilerini ve güçlü duygularını da yansıtıyor.

AYIN KİTABI

Ç

ok satan “Satış Oyunları” ve “Beyin Oyunları” kitaplarının yazarı Tamer Demirdelen’in, yeni kitabi “İkna: Oyun Şimdi Başlıyor” ile ikna etmenin iş yaşamındaki önemini ve ikna etme metotlarını aktarıyor. Kitap; hayatın akışı içinde herkesin, her durumda uygulayabilmesi için ikna yönteminin sırlarını açıklıyor. Tamer Demirdelen, yeni kitabını şu sözleriyle tanımlıyor: “Dünya üzerindeki her insanı ikna etmek mümkün. Hepimiz farklı gibi dursak da beyinlerimiz aynı atalardan geliyor. Dolayısıyla benzer şeylere güdüleniyor ve benzer şeylerle motive oluyoruz. Hepimiz anlayış ve onaylanma bekliyoruz. Hayatımızdaki her karar, her eylem beraberinde bir ikna sürecini de getiriyor. Belki de farkında

148 FREKANS

olmadan yaptığımız pek çok şeyin nedenlerini ve nasıllarını anlatıyorum.

Yaşadığımız çağda bizi zayıf veya güçlü yapan hemen her şey değişirken bazı konular gücünden hiçbir şey kaybetmiyor; savaşlara ve pandemiye rağmen… Her yeni düzende, başarılı olmamızı sağlayacak en önemli yetkinlik: sonuç odaklılık, uyumluluk, yaratıcılık, verimlilik... Bunların hepsi başarılı olmak için gerekli. Ancak sosyal başarı için gereken en önemli yetkinlik: İkna. Hayattaki birçok şeye ulaşmanın yolu da yine insandan geçer; para, mutluluk, deneyim, inanç, aile... İkna’yı okuduktan sonra elinizde tuttuğunuz ikna rotası ile istediğiniz herkesin beyin kıvrımları arasında gezebilecek ve herkesi ikna edebileceksiniz.”

İkna’yı okuduktan sonra elinizde tuttuğunuz ikna rotası ile istediğiniz herkesin beyin kıvrımları arasında gezebilecek ve herkesi ikna edebileceksiniz.

Biz ikna olduk!

Peki ya siz, ikna etmeye ve olmaya ne dersiniz?

“

Sayısız ikna etme yöntemi var ve bu yöntemler her an hepimizin üzerinde kullanılıyor. Marketten bir şey alırken, bir toplantıda, parti seçimlerinde veya aile içinde iş bölümü yaparken. Tamer Demirdelen İkna: Oyun Şimdi Başlıyor kitabında iknanın sihirli güc,ünü anlatıyor.

“

İKNANIN SİHİRLİ GÜCÜ

VİTRİN

SCRIKSS MATRI-X İLE YAZ, ÇİZ, EĞLEN! Yıllardır şık, kaliteli ve özgün tasarımlarıyla dikkat çeken Scrikss’in yeni modeli Matri-X, öğrencilerin vazgeçemediği yeni gözdesi olacak…

S

crikss matri-X ile maceracı ruhunuzu harekete geçirmeye hazır olun...

Yeşil, gri, kırmızı mat gövde renkleri ve kamuflaj desenli kutu tasarımlarıyla dikkat çeken matri-X; 0,7mm. ve 0,5 mm. kalınlığında kalem ucu alternatifleri ve özel mekanizmasıyla kullanım kolaylığı sağlıyor. Scrikss matri-X, kademeli özel mekanizması sayesinde tepesine basıldığında ucun yere düşmesini önlüyor ve kırılmadan uzun süre kullanılıyor.

Scrikss’in modern tasarıma sahip, ergonomik tutuş özelliğine sahip yeni matri-X modeli öğrencilere ders çalışma motivasyonu kazandırarak eğitim hayatlarına enerjik bir giriş yapıyor.

MONA LISA’DAN,

SANAT DÜNYASINA

BÜYÜK YENİLİK

Südor, Mona Lisa markasıyla sanat dünyasına önemli katkılar sağlamaya devam ediyor.

Geçtiğimiz yıllarda piyasaya sunduğu slime ürünüyle dikkatini çeken firma, yeni keşifleriyle sanat dünyasına yeni bir soluk kazandırıyor.

S

üdor yeni icadıyla sanat dünyasına büyük bir yenilik kazandırıyor. Porselen kil adıyla ürettikleri madde, yumuşak dokusu, pürüzsüz yapısı ile minyatür obje, takı, figür yapında kullanılıyor. Hava ile temasında kuruyan kil, objeye göre 2 ile 5 gün arasında tamamen kuruyor. Kuruduktan sonra taş gibi sert forma kavuşan objeleri renklendirmek için içine akrilik boya eklenebiliyor. Tercihe göre kuruduktan sonra da boyanabiliyor.

152 FREKANS

ZIMBA SÖKMEK

ARTIK HIZLI VE KOLAY

Modern iş akışlarına yönelik üretilen Canon Hızlı Zımba Teli Sökücü-A1, tek dokunuşla zımba sökme işlemi sayesinde yüksek hacimli tarama verimliliğini artırıyor.

C

anon, hızlı iş süreçlerinde kullanıcıların işini kolaylaştırmak ve belge hasarını minimuma indirmek için geliştirdiği Hızlı Zımba Teli Sökücü-A1 ile ofislerin ve kopyalama merkezlerinin gözdesi oldu. Tarama iş akışlarını hızlandırarak zamandan tasarruf edilmesini sağlayan İmageformula Aksesuarı, tek dokunuşta pratik kullanım sağlıyor, belgelerin hazırlanmasını basitleştiriyor.

Titizlikle yapılan zımba sökme işlemi, belgelere gelebilecek hasarı azaltıyor ve belgelerin yırtılmasını önlüyor. Böylece sorunsuz bir belge besleme ve tarama süreci sunuyor.

Standart boyuttaki pek çok zımba teli desteği sayesinde 30 yaprağa kadar olan belge yığınlarından zımba tellerini sökebiliyor.

Uni-ball, İMZA KALEMLERİNE BİR YENİSİNİ EKLEDİ Uni-ball, imza kalemi denildiğinde ilk akla gelen Uni-ball Signo UM-153 modelinin yanına yepyeni bir ürün ilave ediyor ve Mitsubishi MYT-7 sign pen tanıtıyor.

U

ni MYT-7 sign pen, yazım esnasında kontrolü elinde tutmayı sevenlerin kalemi olarak da adlandırılıyor. Özel bir kalem olduğunu; daha ilkyazım esnasında, harflerin kendiliğinden birleştiğini kalem ucundan elinize doğru hissediyor olmanın verdiği hissiyatı Uni MYT-7 sign pen ile yaşanıyor.

Uni MYT-7 sign pen, yumuşak ve pürüzsüz kalem arayanlar için pigment mürekkep yapısının kalitesini her yazımda hissettiren, imza atarken asla tereddüt yaşatmayan bir kalem

olarak raflarda yer almaya başladı. İleri teknoloji ürünü Uni pigment mürekkep ile birçok Uni-ball ürünü gibi yazılar suya ve ışığa dayanıyor, arşiv kalitesinde yazı imkânı sağlıyor.

Bu sayede, notlar yıllar geçse de silinmiyor, kaybolmuyor. Üstün kalitedeki Uni MYT-7 sign pen’nin mürekkebi kâğıt tarafından emilmiyor ve kağıdın arkasına geçmiyor. Bu sebeple tüm değerli evraklara güvenle kullanabilme kolaylığı sağlıyor. Çok hızlı kuruyor, üzerinden geçtikçe dağılma yapmıyor ve yazılar kâğıda bulaşmıyor.

FREKANS 153

AYIN RENGİ

COPIC ciao V 05 - RV 23 - YR 07 - B 18 Moda ve manga çizimleri için idealdir.

180 rengi mevcuttur.

Boyası zehirsizdir.

Bir ucu kesik, bir ucu fırça uçludur.

Copic mürekkepleri ile ciao markerlar tam 16 kere yeniden doldurulabilir.

Maped Color Peps Çift Delikli Kalemtıraş

Milan Makas Kelebek Serisi 15 cm

Filo Fax Garden A5 Organiser in Dusk 2022

Globox 1264 Hesap Makinesi

Jacbag Stand-Pen Case-Kalemlik Çanta

154 FREKANS

2022 RENKLERİ Scrikss Heritage Siyah Altın Dolma Kalem

Uzspace Tritan Pipetli Su Matarası Playoff 460 ml Yeşil

Scrikss’in 50. yılına özel Endüstriyel Tasarımcı Kunter Şekercioğlu tarafından tasarlanan seride 1960’lı yılların izleri ön plana çıkıyor.

23K altın kaplama metal aksesuarlar.

23K altın kaplama paslanmaz çelik klips. İstanbul su kemerleri desenli 23K altın kaplama ve parlak siyha lake kaplama gövde.

Vidalı kapak.

Rodyum kaplama iridyum noktalı paslanmaz çelik uç.

Piston veya kartuş ile kullanım imkânı.

Benetton İki Bölmeli Kalem Çantası Pembe Beyaz Mor

Leitz Cosy Cam Masaüstü Notluk Mavi Minimalist tasarımı ve gözalıcı renkleri ile çalışma alanına yeni bir stil kazandırır. Cozy Cam Ayaklı Masaüstü Notluğu, tekrar tekrar kullanılabilen, sadece kuru bir kalemle yazıp silerek temizlenebilen bir masaüstü not alma aracıdır. Üstün kaliteli cam yazı tahtası, tüm gün rahat ve üretken kalmak için tasarlandı.

Mas Perforeli 3’lü Evrak Rafı Seti Gold

Uniball uni promark VIEW FREKANS 155

DÜNYA FUAR TAKVİMİ

16 - 20 Şubat 2022

İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi | Türkiye https://www.kirtasiyeofisfuari.com

27 - 29 May ıs2022

Sarit Expo Center | Kenya

https://scofex.com/kenya-2022

17 - 18 Mayıs 2022

Business Design Centre | London www.stationeryshowlondon.co.uk

29 Mayıs - 01 Haziran 2022

ATAKENT Exhibition Center , Almatı | Kazakistan www.officexpo.kz/

6 - 8 Ekim 2022

NürnbergMesse GmbH, Nürnberg | Almanya www.insights-x.com

158 FREKANS

2K KAYMAZ - 82 - 83

KURTKAYA - 35

4E YAYINCILIK -120 - 121

MAPED - 101

AKYOL -11

MARS OFİS - 37

ARC ÇANTA - 127

ÖĞRETMENLER PAZARI - SEPERATÖR

ATLAS KIRTASİYE - 21

PANDA YAZI GEREÇLERİ - 89 - ARKA KAPAK İÇİ

BAYINDIR - 66 - 67

PENSAN - 39

BIGPOINT - 31

POYRAZ TONER - 93

BİC - 5

RAFSO 128 - 129- ÖN KAKAP İÇİ

BOĞAZİÇİ KIRTASİYE - 77 - 107 - 145

SCRIKSS - 1 - 15

CASSA -143

SİLKA - SEPERATÖR

COŞKUN OFİS - 51

SMART OFİS - 136 - 137

DELTA BÜRO GEREÇLERİ - 3

SÜDOR KIRTASİYE - 43

DERİN BİLGİ SİSTEMLERİ - 135

ŞAHİN KIRTASİYE - 148 - SEPERATÖR

DERYA OFİS - 61

TANEX - 71

EDDİNG - 9 - AKRKA KAPAK - SEPERATÖR

TEKİN OZALİT - 79 - 85

FETİH OFİS - 41

TEKNİK ATILIM - 13

FUL KARTON - 55

TETAŞ - 47 - 133

BAM HEDİYELİK - 131

TİMON - SEPERATÖR

GOLDKİM - 53

TUDEM - 19

GÜLPAŞ - 57

İSTANBUL KIRTASİYE OFİS FUARI - 147

HERBOY ETİKET - 102 - 103

ÜÇKA - 65

KADIOĞLU BİLGİSAYAR - 7 - 23

VEGA YAZILIM - 119

KATLAMALI ÖN KAPAK

YAPI KREDİ YAYINLARI - 27

KAHRAMAN HEDİYELİK - 95

YAYGAN SARACİYE - 29

KOÇAK SARACİYE - 63 - 75

ZEM RAF - 111

160 FREKANS