Bir Uygarlık Hastalığı: Milliyetçilik

Page 93

BİR UYGALIK HASTALIĞI MİLLİYETÇİLİK

Sümer şehirleri, rahiplerin öncülüğünde zigguratlardaki tekelleşmenin bir izdüşümü olarak belirirken, devletçi toplum ilk önce şehir devletleri olarak şekilleniyor. Neolitiğin avcısı askeri şef, yaşlı bilge ve şaman rolündeki rahip öncülüğünde devletçi toplum örgütlenerek devlet, tarih sahnesine çıkmış oluyor. Burada dikkat edilirse toplumun ekonomik işler ile uğraşan herhangi bir temsil yoktur. “…Ekonomi sözcük olarak Antikçağ Grek-Helen dünyasına aittir. Aile yasası olarak anlamlandırılması bir yandan kadınla bağlantısını dile getirirken, diğer yandan geleneksel siyasi erkin konumunu da açığa vurmaktadır. Onlar ekonominin üstünde tıpkı kapitalizm çağında tekellerin oynadığı rolü siyasi tekeller olarak oynarlar...” Görüldüğü gibi ekonomi ailenin ya da klanın ihtiyaçlarının karşılanması ile ilgilidir. Bu ihtiyaçların karşılanmasının merkezinde de kadın vardır. Yani eğer bir ekonomik gücün temsilinden bahsedilecekse o da kadın olacaktır. Artık toplumda ataerkilliğin hakim olduğu, ana evcil düzenin, doğal olarak kadının toplumsal karar mekanizmasında yerinin olmadığı bir dönemde elbette oluşan idari, askeri ve düşünsel erk içinde kadına yer olmayacaktır. Zaten askeri şef, rahip ve bilge adam üçlüsü de tepeden tırnağa erkek egemenlikli sistemin inşasının ifadesi olmaktadır. Ve bu oluşan aygıt, en küçük hücrelerine kadar kurnazlık, komplo, avcılık, zor, istismar ve yanıltma üzerine kurulacaktır. Artık başta kadın olmak üzere toplumun tüm değer üreten kesimleri siyaset dışı bırakılmış oluyor. Geriye sadece savunmasız bırakılan toplumun idaresi kalıyor. Bu da yalnızca değer gaspı ile uğraşanlara ait oluyor. Hâlbuki Aristo, insan için „politik hayvan‘ tanımını yapmıştı. Sadece bu tanımdan yola çıkıldığında bile insanlığın çok büyük bir kesimi insanlıktan çıkarılmış oluyor. Diğer yandan Romalı Cicero‟nun köle için yaptığı „köle konuşan hayvandır‘ deyişi de devletçi uygarlığın insana biçtiği rolü gösteriyor. İnsan için geriye sadece konuşma özelliği kalmıştır. Yemesiiçmesi-barınması- cinsel yaşamı yani kısacası toplumsal yaşamının her anı artık toplumu idare etme hakkına sahip olanlarca belirleniyor. Yani gerçek ekonomik güçler sadece ‗konuşan hayvan‘dır. O zaman ilk oluşan devletten günümüze ulaşan devletçi uygarlıklara kadar devletin tüm değerler üzerinde tekel oluşturan ama ekonomi dışı kalan bir karakteri olmaktadır. “Devlet = Artık ürün-Değer +Ġdeolojik Araçlar + Zor Aygıtları + Yönetim Sanatı” derken Önderlik, tam da bu noktaya işaret etmektedir. Sümer rahiplerinin zigguratlarında ilmik ilmik dokunan uygarlığın egemen formu olan devlet, şehir devletlerinden hanedan imparatorluklarına oradan

93


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.