Atlas tarih (aralık 2017 ocak 2018)

Page 134

1930’lardan bir ilan: “Dershanelere, mekteplere mühim bir tavsiye” eni Türkçe harfleri bilmeyen vatandaşlara okuma yazma öğretmek üzere 1 Ocak 1929 tarihinde resmi açılışı yapılan Millet Mektepleri gündüz ve gece olarak eğitim verdi. Geceleri gaz lambasının aydınlattığı dershanelerde eğitim veren Millet Mektepleri eğitim tarihimizin önemli köşe taşlarından biri oldu. Ülkemizde 1900’lü yıllardan itibaren gece evlerde, kahvelerde ve sokaklarda aydınlanma aracı olarak kullanılan gaz lambaları, fenerleri; büyük şehirler elektrik ile aydınlatılmaya başladıktan sonra da mahallelerde, köylerde uzun yıllar boyunca geceleri aydınlatmaya devam etti… Rafine edilmiş petrolden elde edilen yağın yakılmasıyla aydınlatma için kullanılan lambalar petrol lambası ya da gaz lambası

Y

adıyla anılır. Bir fitil yardımı ile çalışan bu lambanın tarihi 9. yüzyılda El-Razi’ye kadar uzanır. 1850’lerde Ignacy Lukasiewicz ve Robert Edwin Dietz’in tasarımlarıyla çağdaş gaz lambaları yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın sonlarında radyum elementinin keşfi ile birlikte radyum

lambaları aydınlatma araçlarından biri olmuşsa da uzun yıllar boyunca kullanılmaz. 1929’da verilen bir ilan yeni açılan Millet Mektepleri’nde de kullanılan gaz lambalarından, fenerlerden biri olan “Radyum Lambaları”nı tanıtır. Galata’da bulunan “Radium Lambası Ticarethanesi” tarafından Ocak 1929’da verilen ilan şöyle: “Türkiye Cumhuriyeti’nin asri terekkiyatına [çağdaş ilerleyişine] en büyük delil olan Latin hurufatiyle [harfleriyle] Türkçe yazmak ve okumak üzere Türkiye dahilinde her yerde gece dershaneleri açılmış olduğunu ve muhterem halkımızın da kemali aşkla [son derece isteyerek] tedrisata devam etmekte olduğunu ve öteden beri rağbeti ammeye mazhar Radiyom lambalarımızın dahi mezkûr [adı geçen] gece dershanelerinde diğer markalara tercihen istimal edildiğini [kullanıldığını] görmekle müftehiriz [övünmekteyiz].” Toptancılara yarı fiyatına satılan 300 mumluk radyum lambaların perakende fiyatı 15 lira olup, mekteplere “resmi bir vesika ibraz etmeleri şartı” ile indirimli satış yapılır…

Halis şekerden tahin helvası ış aylarının geleneksel tatlarından biri olan helvanın, Osmanlı mutfağında, özellikle saray mutfağında özel bir yeri vardır. Dilimize Arapça “tatlı” sözcüğünden giren helva, Balkanlar ve Ortadoğu’da yaygın olarak tüketilen bir yiyecek olarak öne çıkar. Birçok çeşidi bulunan helvanın un helvası, irmik helvası, keten helvası, ayva helvası, acı helva, kabak helvası gibi çeşitleri evlerde hazırlanırken, tahin helvası, koz helvası, kâğıt helvası, yaz helvası gibi helvalar da imalâthanelerde yapılırdı. Önceleri mahalle bakkallarının ve sokak satıcılarının sattığı tahin helvası, Birinci Dünya Savaşı sırasında çokça tüketilmeye başlamış, savaş sonrasında da yıldızı parlayarak ve elbette fiyatı da artarak şekerci vitrinlerini süsler olmuştur. Dönemin yazarları helvanın en âlâsının Eminönü

K

Mısır Çarşısı Ketenciler Kapısı civarındaki helvacı dükkânlarında satıldığını yazarlar. Refik Halid Karay, 1918 yılında yayınlanan “Ago Paşa’nın Hatıratı” kitabında tahin helvasını şu satırlarla anlatır: “Yarım okka kestirdim. Bıçak kıtırdayarak sol tarafını ayırdı. Adeta özlemiştim, parmaklarımı uzattım, ufak bir parçasını ağzıma attım. Bilmem anladınız mı, tahin helvasından bahsediyorum; tahin helvası çıktı; kışa girdik demektir. Artık bundan sonra, akşam üzerleri ellerimizdeki paketlerin birisinde mutlaka helva bulunacak, İstanbul halkı, altı ay helvacı dükkânlarının baş müşterisi olacaktır. Ya muşamba siperleri altında tahin helvası baş üstünde gezdirilecek, seller akar, karlar dökülür ve fırtınalar inlerken, helvacılar semt semt dolaşacak ve bu lezzetli gıdayı ta kapımıza kadar getirecekti. (…)

Mübareğin mermer üstündeki manzarası çok hoştu… Ezilmesi keyifli idi… Taşınması ve evde taksimi de kolaydı. Sonra besleyici, çeşnili idi de… Çocuklar hazzediyordu, büyükler hoş buluyordu. Sabahleyin aç karnına yenebildiği gibi yemek üstüne de yakışıyordu. İlle taze, yumuşak bir ekmeğin arasında değme tatlılardan hoş kaçıyordu. İstanbul tahin helvasını kesesine, dimağına, midesine, bünyesine yakıştırmıştı.”

ATLAS TARİH 137


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.