WoMEN Dergisi Nisan 2013

Page 77

M

erhaba! Siz bu yazıyı okuyorsanız WoMEN editörü okumanızı istemiştir. Çünkü bu sayıda yazıyı teslim etme süresini biraz geciktirdim. Neden? Zamanı yönetememekten. Hangimiz yönetebiliyoruz ki! “Ben!” diyen varsa bir zahmet bana ulaşsın da biraz öneride bulunsun. *** “En ağır işçi benim / Gün yirmi dört saat / Seni düşünüyorum” derken Ümit Yaşar Oğuzcan, bunu yaşayan kişinin başka hiçbir işi yok muymuş? “Aman be o bir şiir” demeyin lütfen, ben de farkındayım. En azından bir heykel olmadığını anlayacak kadar sanat biliyorum. Bizim bu şiirden çıkaracağımız önemli bir şey var: Bir gün 24 saattir. *** Yirmi Dört Saat… Bir şekilde herkesin üç dört harfli sınavlara girdiği ülkemizde “YDS” için nasıl bir açılım yapabiliriz?

En ağır işçi benim. Gün yirmi dört saat, Seni düşünüyorum. Ümit Yaşar Oğuzcan Aklınızdan çıkaramayacağınız ve onunla mutlu olacağınız insanlarla karşılaşın bu bahar… Mutluluğunuzu ve enerjinizi paylaştığınız insanla zamanı iyi yönetmeniz ve geleceğinize güzel anı bırakacak şekilde nefesler almanız dileğiyle bu yazımı bitiriyorum.

Engin Ergin

YDS… Yarın Dün Seli: Ertelediklerimiz ve yetiştiremediklerimizden oluşan karmaşık günler zinciri. YDS… Yine Dün Sonu: Bugün de dünkü gibi planladıklarımızı yapamadık. YDS… Yıl Dün Serisi: Değişen bir şey yok, dün nasılsa bugün de böyle, gelecek de, hatta yıllar da. *** Sabahları yatakta geçirdiğimiz “beş dakika daha”ları toplasak ve ay bazında bir kursta değerlendirsek, kendimizi ilgilendiğimiz bir dalda ne kadar geliştirmiş olurduk değil mi? Ya da uyandıktan sonra yatakta gezinmesek de o zamanı daha yararlı bir amaç uğruna kullansak nasıl olurdu? YDS! Her “D” harfinin “Dün” diye açılması dün’de sıkıntım/ız/ın olmasından kaynaklanabilir mi? Dünden bugüne çok şey kalması bunun nedeni olabilir mi? Acaba dün’ü bir kereliğine kenara atıp bugün kronometreyi 00.00.00’a getirip yenileyemez miyiz zamanımızı? *** Biraz araştırdım ve dün’e neden bu kadar çok yüklendiğimizi anladım. İşte zaman tuzakları: Plansızlık, öncelikleri belirleyememek, ertelemek, kendini gereğinden fazla işe adamak, acelecilik, “hayır” diyememek, kahve sohbetleri, nedensiz internet kullanımları, gereksiz titiz çalışmalar, kararsızlık, dağınıklık. Bunlardan kendinize uygun birden çok madde buluyorsanız sizin için de tehlike çanları çalıyor demektir. Bu gerçekten bir tehlike çanıdır; çünkü tuzaklar en değerli olanı -zamanı- yitirmemize neden oluyor. Sonra da mutluluğumuzu, sağlığımızı ve paramızı... Yapılabilecek bir şey var mı? Elbette.

Zamanı daha iyi kullanmak için uzmanların dile getirdiği önerileri başlangıç için birkaç maddede özetleyebiliriz: - Bir günümüzü tespit ederek işe başlayacağız. Biz bir günde ne yapıyoruz, neye ne kadar nasıl zaman harcıyoruz? Bu bir günlük listeyi tamamladığımızda kendimizi yorumluyoruz ve zaman tuzaklarını da göz önünde bulundurarak iyiyi-kötüyü belirliyoruz. Sonra bu kötüleri günümüzden tek tek uzaklaştırıyoruz. - Gün için kişisel enerji analizi yapmak. (Sabah saatlerinde çalışmalar çoğunlukla daha verimli gerçekleşiyor.) - “Bugün bunları yapacağım.” listesi ve haftalık/aylık “amaçlar” listesi hazırlamak. *** 24 saat hiç de az bir zaman dilimi değil. Bu yazıyı geciktirmeme neden olan işlerimi tekrar gözden geçirmem gerekeceğini biliyordum ve bunu zaman yönetimi araştırmamın desteklemesi beni bu konuyu daha da düşünmeye itti. Okurlara önerdiklerimi önce kendim uygulamayı deneyeceğim. Bakalım belki de bir sonraki sayı için yazımı zamanından da önce gönderirim! Bu arada başarmak için istemek, bitirmek için de başlamak gerekir! ***

KÖŞE YAZARI

Yirmi Dört Saat


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.