şehbender (n.) Konsolos. /F. consul. It. consul. şehbenderî (d.) Konsolosluk. /F. consulat. /İ. consulate.
şehdeti dan Tanıklık ebnek, şahadet etmek. /F. témoigner. /İ. to witness.
şehik (e.) Küçük tarak. /F. petit peigne. /İ. small comb.
şehreza (s.) Usta, eli çabuk, hünerii. /F.adroit, habile. /İ. dexterous, skilful.
şehrezayî (d.) Ustalık, hüner, yetenek. /F. adress, habileté. / i. skill, ability.
şehre (d.) Bulvar, anayol. /F. boulevard. /İ. boulevard.
şeht (s.) Sakat, malul. /F. invalide. İt. invalid. şekir (e.) Şeker. /F. sucre. /İ. sugar.
şekir danin Şeker katmak, tatlandırmak. /F. sucrer. /İ. to sweeten.
şelane (d.) Kaysı, zerdali. /F. abricot. /İ. apricot. şelipandin (bişelipîne) Koparmak, sökmek, yolmak. /F. ar¬ racher, /i. to pull (out, up, away), to tear.
şema (d.) Balmumu. /F. cire. /İ. wax. şemareng (d.) Cila, perdah. /F. cirage. /İ. polish.
şemate (d.) Gürültü, şamata. /F. bruit, tapage. /İ. noise, tur¬ moil.
şembelot
(d.)
Kestane,
atkestanesi.
/F.
marron
(fruit),
châtaigne. It. chestnut, horse-chestnut.
şembeletî (s.) Kestane rengi. /F. manon (couleur). It. brown. şembî (d.) Cumartesi. /F. samedi, /t. Saturday. şemirandin (bişemkîne) Bırakmak, terk etmek, vazgeçmek. / F. abandonner, lâcher. It. to forsake, to abandon.
şemitîn (bişemite) Kaynak. /F. glisser. It. to slip. şeng (s.) Canh, güçlü, dayanıklı, ince uzun, fidan gibi, neşeli. / F. vivace, fort, vigoureux, svelte, gai. /t. lively, skong, stur¬ dy, slim, gay.
şeniqandin (bişeniqîne) Asmak. /F. pendre. /1. to hang.
sepal (d.) Kır, kiriik. /F. campagne. It. counkyside.
şeqam (d.) Bulvar, anayol. /F. boulevard, avenue, /t. boule¬ vard, avenue.
şer (d.) Savaş, harp. /F. guene. /1. war.
285