Nizam1nin verdiği malumat arkeoloji ve etnografya araştır malarıyla elde edilen bilgilere uygundur. Büyük şair, herhalde bu rivayeti Azerbaycan' da bulunan Kıpçaklardan işitmiş olacak tır. Balbal olması muhtemel olan heykellere Şamanistlerce dinf saygı gösterildiği XVIII. yüzyılda tesbit edilmiştir. 1739 yılında yazılan bir raporda şu malumat vardır: "Yüs ırmağı boyunda (Altaylarda) taş heykeller çoktur. Bunlardan birine Kozan taş (tavşan taş) denir. Burada yaşayan oymaklar bu heykele kurban, keserler. Heykelin ağzı her zaman yağlı bulunur" (Sibirskiya Drevnosti, No. 15, ilave kısmı sah. 144). Heykelin okluğuna ok bırakmak hakkındaki habere gelince, bunu Ssanang Ssetsen'in Togan-tayşi'nin ölümüne dair verdiği hikaye ile izah etmek mümkündür. Bu hikayeye göre, Togantay şi Cengiz Han'ın türbesine hakaret etmiş, Cengiz'in okluğunda ki bir ok onu öldürmüştür. Bu hikayeden Cengiz'in heykelinde okluk bulunduğu anlaşılmaktadır (W. Barthold, Türk ve Moğol larda defin, 533-534). Orta Asya' da, Hunların ve Kök Türklerin egemenliği devirle rinde, daha iptida! basamaklarda bulunan boylardan bazıları ölülerini tabutlara koyup ağaçlara asarlardı. Bu uluslar arasında Moğollardan Hıtay (Kidan)lar, Şveyler. Türklerden Dubo ( Tu ba)lar vardı. Bu adet Yakutlarda XVIII. yüzyıla kadar devam et miştir. Bazı haberlere göre Kırgızlarda bu adet vardı. Müslüman lıktan sonra Kırgızlar bu adeti bırakmışlardır. Bununla beraber Kırgızlarda bu adetin hatırası olarak defin törenine "süyök kötö rü" derler ki harfiyen "kemik kaldırma" demektir. Çin kaynaklarına göre, Türk uluslarında aşağı yukarı aynı devirlerde muhtelif gömme adetleri görüyoruz: yakma, ağaca asma, toprağa gömme. Kök Türklerin defin törenleri hakkında verilen malumata göre, bunlar ölüleri yakarlardı. Bazı mezarlar=
378