TÜMBİAD Dergisi - Mart 2011

Page 1

Say› 02

Mart 2011

TÜMB‹AD’tan Futbol Paneli

TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY’›n önderli¤inde TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu ve Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin UYSAL’›n ortak çal›flmalar› ile Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektafl Aç›kgöz konferans salonunda gerçeklefltirildi.


Merhaba,

Ayla ‹SP‹R

TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› TÜMB‹AD Genel Sekreteri TÜMB‹AD Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni

‹kinci say›m›zla yeniden huzurlar›n›zday›z. Yine büyük bir flevk ve heyecanla yüklüyüz. ‹lk dergimiz ç›kar ç›kmaz yine gönül ve ak›l yollar›na düfltük. Dergimizi sahife sahife aya¤a kald›racak fikir p›narlar›ndan sat›r sat›r testilerimizi doldurduk ve büyük bir sevinçle kap›lar›n›z›n efli¤ine geldik. Çin atasözü oldu¤u söylenen ve bence hayatta önemli karfl›l›klar› bulunan bir söz var: “Bir kez olan ikinci kez olmayabilir ama ikinci kez olan üçüncü kez ve sonrasında mutlaka olacaktır.” ‹stisnalar› da olabilir ama bu söz negatif ya da pozitif her konudaki istikrar potansiyelini ifflâ ediyor. Ve bu potansiyeli üreten dinamikler için iki adres veriyor: fiuur ve irade… Bu yüzden aç›k söyleyeyim, benim için elinizdeki ikinci say› evvelkinden çok daha önemliydi. Çok flükür gerçekleflti. TÜMB‹AD olarak çeflitli etkinliklerimiz var. Geri dönüflleri harika mesajlar ve ilhamlarla dolu etkinlikler. Fakat biz en önemli etkinli¤imizin bu dergiyi ç›karmak oldu¤una inan›yoruz. Çünkü platform olarak bafllang›çta belirleyip toplumsal vitrinde deklare etti¤imiz hedeflerimiz ad›na fluur ve irademizi tescil eden en önemli araç iflte bu dergidir. Der-

gimizin çok özel bir misyonunu buradan duyurmak istiyorum: Biz sadece konuflan de¤il konufltu¤unu fiil plan›nda hayata geçirmek isteyen bir ekip olarak ötekilefltirme cinnetine bafl kald›rma fikrini Yunus’ça bir deyiflle “ete ve kemiğe büründürmek” istiyoruz. Bunu da dergimizle gösterme karar›nday›z. Yaflad›¤›m›z ça¤›n en önemli sorunu farkl›l›klar düzleminde birlikte yaflama bilincinin tam olarak yerleflmemifl olmas›d›r. Farkl›l›klar›n do¤al karfl›l›¤› zengin ve rengin bir hayat kompozisyonu iken düflünme esaretinin inflâ etti¤i önyarg›lar ve önyarg›lar›n flekillendirdi¤i korku-nefret atmosferi söz konusu do¤all›¤› tahrip edip düflmanca hislerin geliflmesine yol aç›yor. Ötekilefltirme hastal›¤› iflte bu korkunç iltihaptan püsküren cerahat y›¤›nlar› üzerinde alevleniyor. Günümüzde modernizm ile medeniyet aras›nda sökün eden kopuflma ve bu noktada bafl gösteren sosyal savrulmalar uygarl›k ve onun kurucu öznesi olan insan hakk›ndaki egemen tan›m ve tariflerin ne denli kusurlu oldu¤unu deflifre etti. Modernizmin kaynak co¤rafyas› olan Avrupa’da yükselen yabanc› düflmanl›¤›, kodlar›n› Bat› ayd›nlanmas›n›n belirledi¤i ça¤dafl uygarl›¤›n “açmaz üretme” potansiyelini gün yüzüne ç›kard›. Bat› modernizmi öyle veya böyle dünyan›n her yerini etkiledi¤i için söz konusu açmazlar›n en önemli bafll›klar›ndan biri olan ötekilefltirmeci zihniyet bizim ülkemizde de ciddi bir alan iflgali yap›yor. Modernizm ile ötekilefltirmeci zihniyet aras›ndaki do¤rusal iliflkiyi de flafl›rt›c› bir flekilde ele veren en ilginç gös-

terge, kendisini en fazla modern kabul eden ve kendisini ötekine karfl› bu temelde ifade eden kesimlerin ötekilefltirmecilik fiilini en ziyade icrâ ediyor olmas›. Bu durum flu anda karfl› karfl›ya oldu¤umuz en ilginç ve düflündürücü resmi çerçeveliyor. Modernizm ve medeniyet ayr›flmas›n› iflte bu resim zorunlu k›l›yor. fiimdi yeni bir zihniyet üretme zaman›. Sahici bir medeniyet yolunda. Sahici, samimi, ötekinden korkmayan, ötekini bask›lamayan bir medeniyet. Asimilasyon yerine entegrasyonu merkeze alan, kendi varl›k iradesini baflkas›n›n yokluk flart›na ba¤lamayan, bütün farkl›l›klar› tad›las› ve tan›nas› bir lütuf olarak gören hakiki bir medeniyet. Bafl›ndan beri ›srarla vurgulad›¤›m bir hususu tekrar edeyim: Sivil Toplum Kurulufllar›n›n tek görevi organizasyonlar yapmak, siyaset alan›na sivil alan›n güncel sorunlar›n› tafl›mak ve çeflitli sosyal etkinlikler düzenlemek de¤ildir. STK’lar›n belki en hayâtî misyonu bahsini etti¤im sâhici medeniyeti tesis edecek olan hakiki insan›n e¤itim iflçili¤ini yapmakt›r. Bu noktay› es geçmek hayat› ›skalamakt›r. Hayat›, insan› ve gelece¤i… Farkl› kesimlerden bir çok düflünceye dergimizde yer vererek ve herhangi bir sansür çi¤li¤ine gitmeden yaz›lanlara ve söylenenlere sâd›k kalarak elinizdeki mecmuaya ço¤ulcu bir karakter kazand›rmak istedik. Takdir ve elefltirileriniz bizim için rehber k›ymetindedir. Selam ve sevgilerimle…

1


‹MT‹YAZ SAH‹B‹ Venüs Yap›m-Yay›mc›l›k Ad›na Cevdet AKAY Genel Yay›n Yönetmeni Ayla ‹SP‹R Genel Koordinatör Arif EKfi‹ Yaz› ‹flleri Müdürü Av. Özgür ÖZGÜN

Haber Koordinatörü Tahsin BAYRAKTAR Murat KARAL‹

84

B‹ZDEN HABERLER Türk Futbol’unun Sorunlar› ve Çözüm Önerileri Paneli

Foto¤raf Ersoy KÖSE Yay›n Kurulu Prof. Dr. Ayla OKTAY Prof. Dr. Bayraktar BAYRAKLI Prof. Dr. Mehmet AKALIN Prof. Dr. ‹smail PEKER Prof. Dr. Ender PEHL‹VANO⁄LU Prof. Dr. Erhun EYÜPO⁄LU Prof. Dr. Esat ÇELEB‹ Prof. Dr. Yurdagül MEHMEDO⁄LU Prof. Dr. Fahameddin BAfiAR Prof. Dr.Ertaç ERGÜVEN Prof. Dr.fiehvar BEfi‹RO⁄LU Prof. Dr. Ahmet ‹NCEKARA Prof. Dr. Can ‹K‹ZLER Prof. Dr.Engin ÖZHATAY Prof. Dr.Ara ALTUN Prof. Dr. Metin YEREBAKAN Prof. Dr. Atilla ARINCI Prof. Dr. H›z›r ÖNSOY Tamer TAfiPINAR Hayri ÜLGEN Grafik Tasar›m Yeliz fiENCAN Bas›m Milsan Bas›m Yay›n Türü ‹ki ayda bir yay›nlan›r. Yerel Süreli Yay›n Ücretsizdir. www.tumbiad.com bilgi@tumbiad.com

2

38 MAKALE Demiryolu Bo¤az Tüp Geçifli

Ahmet ARSLAN


72

42

8

KÜLTÜR-SANAT

RÖPORTAJ

ARAfiTIRMA

Kara Fatma Ölümsüzleflti

Gonca Elmas AKAY

Bazen öyle ifller olur ki, bir o yana bir bu yana koflturuyorsunuzdur.

Hukuk Devleti ve Anayasa

Metin ÖNEY

Ayla ‹SP‹R

48 RÖPORTAJ “Türkiye insani kurallar›n hakim oldu¤u, ileri demokrasiye sahip bir ülke olmal›d›r”

Dr. Mehmet Nil HIDIR

52

24

SANATTAN PROF‹LLER

RÖPORTAJ

Anadolu Uygarl›klar›n›n Ayak ‹zleri

AK Parti Döneminde Türkiye’nin Önemi

Önder AYDIN

Mehmet Zafer ÜSKÜL

50 MÜZ‹K Türk pop müzi¤inin önde gelen ismi

Gökhan TEPE

80 B‹ZDEN HABERLER E¤itim ve Spor Elele Projesine Tümbiad Deste¤i 3


SÖYLEfi‹

Ülkenin sorunlar›na çözüm bulmak için bu

platformu oluflturduk. 4

CEVDET AKAY TÜMB‹AD Genel Baflkan›


SÖYLEfi‹ TÜMB‹AD Genel Baflkan› olarak TÜMB‹AD’I bi-

gün bir flekilde ifllerin yürütülmesi ve so-

düzenledik. Bu paneli Karabük Üniversite-

ze nas›l anlat›rs›n›z?

nuçland›r›lmas›d›r. Biz bu yap›yla hem bü-

si ile ifl birli¤i fleklinde, Karabük’te gerçek-

TÜMB‹AD: Tüm Bürokratlar ve ‹fl Adamlar›

rokratlar›n ve ifl adamlar›n aras›ndaki kay-

lefltirdik. Say›n Valimizin büyük destekleri

Sosyal Dayan›flma Platformudur. Resmi

naflmay› sa¤lam›fl oluyoruz hem de h›zl›

oldu. Karabük Üniversitesi Rektörü Say›n

olarak 2010 y›l›n›n ikinci yar›s›nda hayata

hareket etme imkân› yakalamay› umuyo-

Burhanettin Uysal bu konuya çok önem

geçirdi¤imiz TÜMB‹AD’›n geçmifli yaklafl›k

ruz.

verdi. Tabiî ki TÜMB‹AD Spor Komisyonu Baflkanl›¤›n› yürüten, spor camias›n›n seç-

5-6 y›l öncesine dayan›yor. Ad› üstünde bürokratlar ve ifl adamlar›ndan oluflan bir

TÜMB‹AD kuruldu¤u günden beri birçok proje-

kin ismi, hem televizyon yorumcusu, hem

platform. Bünyemizde çok seçkin bürok-

ye imza att› bundan sonra da önünde epey

yazar Say›n Hayri ÜLGEN’in yani HAYR‹

ratlar›m›z, ifl adamlar›m›z ve akademik

BABA’n›n çok büyük katk›lar› oldu. Spor

dünyadan hocalar›m›z profesörlerimiz, do-

camias›ndan gündemde olan yazarlar›,

çentlerimiz var. Yine adliye dünyas›ndan

spor adamlar›n›, hakemlerimizi, teknik di-

üyelerimiz mevcut. Amac›m›z TÜMB‹AD’ta

rektörlerimizi ve baflkanlar›m›z› Karabük’te

ülkemizin kalk›nmas›na yönelik projeleri

buluflturduk. Panelde çok önemli konulara

hayata geçirmek, istihdam› artt›rmaya yö-

de¤inildi, bunlar da bir rapor halinde iler-

nelik projelere öncelik vermek, ülkemizin

leyen günlerde kamuoyuyla paylafl›lacak-

ve ülkemizi oluflturan illerin tan›t›m›na katk›

t›r.

sa¤lamak ve sosyal sorumluluk projelerinBunun d›fl›nda ülkemizin kalk›nmas›na ve

de yer almakt›r.

istihdam sorunlar›n› çözmeye yönelik proBu ba¤lamda TÜMB‹AD olarak gerçekten

jeleri de hayata geçiriyoruz. ‹lk etapta 18

büyük özveriyle çal›flmalar yapmaktay›z.

Karadeniz ilini kapsayan genel bir çal›flma

Alt komisyonlar kurduk. Her komisyonda

gerçeklefltirdik. Bu çal›flmada Karadeniz

baflkanlar›m›z, baflkan yard›mc›lar›m›z ve

Bölgesi’nin sosyo-kültürel, ekonomik ve

üyelerimiz bulunuyor. Onlar çok çeflitli ko-

politik yap›s›n› ortaya koyan bir rapor olufl-

nularda çal›flmalar› aktif flekilde yürütüyor-

turduk. Bu illerimizde nerede ne üretiliyor,

lar ve bunlar› da zamanla kamuoyuyla

hammadde olarak hangi ilimizde ne tür

paylafl›yoruz.

kaynaklar›m›z var, bunlar› tespit ettik yani ekonomik verilerinden tutun da meyve-

Bürokratlar ve ifladamlar› asl›nda ayn› yolda

sebze üretimine, gümrük kap›lar›ndaki gi-

yürürler ama z›t kutuptalarm›fl gibi gözükür-

rifl-ç›k›fl say›lar›na kadar akl›n›za gelen bü-

ler. Bu ba¤lamda bürokratlar› ve ifl adamlar›-

tün konular› bir rapor fleklinde ortaya koy-

n› bir araya getirmek, ayn› çat› alt›nda topla-

duk. Bunu da kitap haline getiriyoruz ve

mak zor oldu mu?

da¤›t›m›n› da çok yak›nda gerçeklefltirece-

‹lk baflta böyle bir izlenim oluflabilir fakat

¤iz. Hemen arkas›ndan Güneydo¤u ile ilgili raporumuzdan bahsetmek istiyorum.

burada niyet önemli. Tabi ki karfl›l›kl› iyi niyet oldu¤u müddetçe herhangi bir s›k›nt›y-

projesi oldu¤unu zannediyorum. Bize projele-

Ayn› flekilde Güneydo¤u Bölgesi’nin de

la karfl›laflmad›k. Çünkü ülkenin sorunlar›-

rinizden bahseder misiniz?

bu manada sorunlar›n› ve mevcut durum-

na çözüm bulmak için bu yap›-platform

Komisyonlar›m›zdan az önce bahsetmifl-

lar›n› ortaya koydu¤umuz çal›flmam›z bit-

olufltu. Kanun, tüzük ve yönetmelik çerçe-

tim, her bir komisyonumuz alan›nda uz-

mek üzere, bu raporu da en yak›n zaman-

vesinde tabiî ki ifl adamlar›n›n yat›r›mlar›y-

man kiflilerden olufluyor ve çok ciddi ça-

da paylaflaca¤›z.

la veya de¤iflik projeleriyle alakal› baz›

l›flmalar yap›yorlar. Bu çerçevede ilk etap-

makamlara müracaat etmesi söz konusu

ta spor komisyonumuz çok güzel bir çal›fl-

‹stanbul Üniversitesi ile iflbirli¤i içerisinde

olabilir ama burada önemli olan kanun, tü-

maya imza att›. Türk Futbolu’nun Sorunlar›

nisan ay›nda ‹stanbul’a Ulaflmak Sempoz-

zük ve yönetmeliklere uygun, h›zl› ve düz-

ve Çözüm Önerileri’nin tart›fl›ld›¤› bir panel

yumu’nu gerçeklefltirece¤iz. Sempozyum-

5


SÖYLEfi‹ TÜMB‹AD’tan epey bir bahsettik, dilerseniz biraz da sizden bahsedelim. Cevdet AKAY kimdir? 1966 Karabük do¤umluyum. Üniversite e¤itimimi Ankara Gazi Üniversitesi ‹ktisadi ‹dari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde tamamlad›m. Yine ayn› üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde master yapt›m. ‹fl hayat›ma da bankac›l›k ile bafllad›m, çok çeflitli bankalarda ve finans kurumlar›nda müfettifllik, flube müdürlü¤ü, bölge müdürlü¤ü, genel müdür yard›mc›l›¤› ve genel müdürlük görevlerinde bulundum. 2000 y›l›ndan itibaren de özel sektör içerisindeyim. Halen akaryak›t, turizm, g›da, lojistik alanlar›nda faaliyet gösteren Beyazyaka grubun yönetim kurulu baflkan›y›m. Yine sosyal faaliyetler olarak TÜMB‹AD Genel Baflkanl›¤› haricinde ‹stanbul’daki Karabük Dernekler Federasyonu’nun Genel Baflkanl›¤›’n› ve Sivil Toplum Kurulufllar› Konfederasyonu’nun da Genel Sekreterli¤i’ni yürütüyorum. da ‹stanbul’un bütün sorunlar›n› tart›flaca¤›z. Ekonomi, spor, tarih, kültürel yap›, ulafl›m gibi bütün hususlar konular›nda uzman kiflilerce masaya yat›r›l›p tart›fl›lacak.

6

Buradan elde edilecek sonuçlar› da rapor

flahsi olarak da Karabük’te, Safranbolu’da

fleklinde kitap haline getirip kamuoyuyla

yat›r›mlar›m›z var.

paylaflaca¤›z. Bildi¤iniz üzere Safranbolu Dünya Miras Yine ulafl›m komisyonumuzun çok güzel

fiehri. Safran›, lokumu ve Safranbolu Evle-

bir çal›flmas› var. ‹stanbul’un ulafl›mla ilgili

riyle meflhur olan flehir 1994 y›l›nda

tüm konular›n›n yer ald›¤› bir rapor haz›rla-

UNESCO taraf›ndan koruma alt›na al›nan

d›k. Bütün bu raporlar› bir plan çerçeve-

çok güzide bir flehirdir. Dolay›s›yla o böl-

sinde s›ras›yla kamuoyuyla paylaflaca¤›z.

gede do¤a ve kültür turizmi de önem arz

Biz TÜMB‹AD olarak ihtiyaç duyulan konu-

ediyor. Fakat Safranbolu’da en büyük s›-

lar› masaya yat›r›yor, önceden oluflturdu-

k›nt› konaklama süresinin k›sa oluflu. Saf-

¤umuz ilgili komisyonlar›m›z› görevlendiri-

ranbolu’nun çevre ilçelerinde de gezilip

yoruz ve o komisyonlar da çal›flmalar›n› ti-

görülecek birçok turistik bölgesi var. Saf-

tizlikle sürdürüyorlar.

ranbolu’ya yap›lan ziyaretleri çevre ilçelerle de bütünlefltirmek laz›m ki konaklama

TÜMB‹AD Dergisi ikinci say›s›n› ç›kart›yor. ‹lk

süreleri arts›n. Örne¤in Yenice’nin orman-

say›da umdu¤unuz fleyleri bulabildiniz mi?

lar› dünyaca ünlüdür. Yine Eflani’nin gölet-

Dergimizin ilk say›s› gerçekten çok büyük

leri, Ovac›k’›n ormanlar› ve kaya mezarlar›,

ilgi gördü. ‹kinci say›s› da merakla bekle-

Eskipazar’›n Hadrianapolis Antik Kenti gö-

niliyor. Dergimizin içerisinde hem yapt›¤›-

rülmesi gereken yerlerdir.

m›z faaliyetlerden hem de çeflitli etkinliklerden bahsettik, konusunda uzman kiflile-

Dolay›s›yla buralarda da kal›fl sürelerini

rin farkl› alanlarda yapt›¤› çal›flmalar ve in-

art›rarak turizmi yaymak-gelifltirmek önem

celemeler makale fleklinde yer ald›. ‹nflal-

arz etmektedir. Tabi ki küresel ›s›nmayla

lah ikinci say›da da çok önemli konulara

birlikte önümüzdeki y›llarda Karadeniz

de¤inece¤iz ve ayn› performans› sürdüre-

Bölgesi’nin önemi biraz daha artacakt›r.

ce¤iz. Kültür, sanat, spor, ekonomi ve ifl

Burada önemli olan turizmi gelifltirirken

dünyas›yla ilgili birçok haber dergimizde

do¤ay› bozmamakt›r. Do¤ay› koruyarak

yer alacakt›r.

buradaki turizmin geliflmesine de destek olmak gerekir.

Karabük Dernekler Federasyonu’nun Baflkanl›¤›’n› yap›yorum dediniz. Bu konuyla alakal›

Karabük’ü çok güzel anlatt›n›z Cevdet Bey, ke-

‹stanbul’da ve Karabük’te ne tür çal›flmalar›-

sinlikle görülmesi gereken bir yer diye düflü-

n›z var?

nüyorum. Peki, y›l›n hangi döneminde gitsek

‹stanbul’da yaklafl›k 250.000 civar›nda Ka-

Karabük’ü daha iyi gezebiliriz?

rabüklü var. Bu hemflerilerimiz ‹stanbul’a

Karabük y›l›n her döneminde çok güzeldir,

gelmifller fakat memleketlerinden hiç kop-

tabi belirli dönemlerde hava koflullar› iyi

mam›fllar. Biz Karabük’te ve ‹stanbul’da

oldu¤undan, daha rahat gezilebilir. Genel-

yaflayan Karabüklü hemflirelerimiz bütün-

likle mart ay›n›n 15’i ile kas›m ay›n›n sonu-

lefltirmeyi-birlefltirmeyi görev sayd›k ve bu

na kadar yo¤un ziyaretler olur ama di¤er

konuda da yo¤un çal›flmalar›m›z var. ‹limi-

aylarda da gezilecek görülecek pek çok

zin tan›t›m›na önem veriyoruz ve bizim için

yer var Karabük’te. O yüzden Türkiye’nin

en önemli konu da e¤itim. E¤itime çok

ve dünyan›n her yerinden misafirlerimizi

önem veriyoruz ve bölgeye de çeflitli yat›-

Karabük’e, Safranbolu’ya ve ilçelerine

r›mlar› çekmeye çal›fl›yoruz. Bu manada

bekliyoruz.



ARAfiTIRMA

HUKUK DEVLET‹ VE

Metin ÖNEY 20.DÖNEM ‹ZM‹R M‹LLETVEK‹L‹ TÜRK PARLAMENTERLER B‹RL‹⁄‹ ‹ZM‹R fiUBE BAfiKANI

ANAYASA

Dünyada “Sa¤l›k Devleti” yoktur. “Kültür Devleti” yoktur. “Ekonomi Devleti” yoktur. Bütün bunlara karfl›l›k rejimleri ne olursa olsun bütün devletler “Hukuk Devleti” olmak isterler. Veya öyle olduklar›n› söylerler. Oysa biliniyor ki pek az devlet “Hukuk Devleti”’dir. Çünkü “Hukuk Devleti” olmak kolay de¤ildir. Her fleyden önce hukuk devleti olabilmek için gerçekten “demokratik bir anayasaya” sahip olmak gerekir. Böyle bir anayasa bütünüyle insan hak ve özgürlüklerini teminat alt›na ald›¤› içindir ki o ülke hukuk devleti olmufltur. Bunun yan› s›ra ülkede yaflayanlar›n da demokratik kültüre eriflmifl olmalar› ve hukuk devletinin gereklerini yerine getirecek hukuki misyona sahip olmalar› gerekir. Çünkü demokrasi fazilet rejimidir ve faziletli insanlar›n rejimidir.

teminat› ve nede kefili olamaz. Ancak dikta rejimlerinde ve diktatörler kendilerinin yurttafllar›n teminat› veya kefili olduklar›n› söylerler ki bu da büyük bir yutturmaca ve büyük bir yaland›r. Her ne flekilde olursa olsun, dolayl› veya do¤rudan yarg›y› yürütmenin emrine alan bütün tasarruflar, ifllemler ve eylemler hukuk devleti ilkesine ayk›r›d›r ve antidemokratiktir. Bunun içindir ki de¤irmeninin y›k›lmas›na direnen Alman köylüsünün vaktiyle söyledi¤i BERL‹NDE HAK‹MLER VARDIR sözü bu kadar meflhur olabilmifltir.

Hukuk Devletinin temel güvencesi de yarg› ba¤›ms›zl›¤›d›r. Ba¤›ms›z yarg› bütünüyle yurttafllar›n hak ve özgürlüklerinin kesinlikle teminat alt›na al›nd›¤› bir sistemdir. Hiç kimse, yarg›n›n d›fl›nda hiçbir makam yurttafllar›n hak ve özgürlüklerinin ne

Anayasa, milli mutabakat metnidir. Yap›lmas›, de¤ifltirilmesi, tamamen milli mutabakatla olabilir. Ben yapt›m oldu mant›¤› bizzat hukuk devleti ilkesine ayk›r›d›r. Vaktiyle Latin Amerikan Ülkelerinden birinde yeni bir anayasa yap›lacakm›fl. Bir uz-

8

man ça¤›ral›m demifller. Hemen ABD akla gelmifl. Yeni anayasay› yapacak komisyonun di¤er üyeleri itiraz etmifller. Gelin Türkiye’den uzman ça¤›ral›m demifller. Niçin diye soruldu¤unda baksan›za her hafta anayasalar›n› de¤ifltiriyorlar. Art›k iyice uzman olmufllard›r diye cevap verilmifl.

Gerçekten 1982 tarihli anayasa flimdiye kadar tam 19 defa de¤ifltirilmifltir. Yine bugüne kadar yüzden fazla maddesi de de¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. Hal böyleyken seçimden sonra yeniden de¤ifliklikler yap›laca¤›na dair söylentiler yo¤un bir biçimde devam etmektedir. Oysa bir anayasa milli mutabakat metni olmal›d›r demifltim. Bu sebeple yap›lmas› veya de¤ifltirilmesi halinde de milli muta-


ARAfiTIRMA bakat›n aranmas› gerekir. Yani yeniden yap›lacaksa veya de¤iflikli¤e u¤rat›lacaksa, ülkenin bütün kurum ve kurulufllar› bu yenilenmeye kat›lmal›d›r, kat›lmalar› sa¤lanmal›d›r. Baflta üniversiteler olmak üzere, barolar, bas›n, ayd›nlar, demokratik kitle örgütleri ve has›l› hemen herkes bu yenilenmeye ifltirak etmeli, tart›fl›lmal› ve ortaya ç›kacak metinde uzlaflma sa¤lanmal›d›r. Bu hal de ancak milli mutabakat metni olur ve toplumun vicdan›nda yer eder.

devleti için gereklidir ama yeterli de¤ildir. Adil ve h›zl› çal›flan bir yarg›ya ihtiyaç vard›r. Türkçemizde yerleflmifl deyimlerden bir kaç› da ne yaz›k ki yarg› ile ilgilidir. Elbette mevcut yarg› personeli elinden geleni yapmaktad›r ama gerek kadrolar›n yetersizli¤i ve gerekse hukuki mevzuat›n boflluklar› ve günün ihtiyaçlar›n› karfl›layamamas› bu deyimleri gündeme getirmektedir. “Mahkemelerde sürünmek” veya “mahkemelerde süründürürüm” deyimleri

ve hukuk devleti ilkelerine uygun hükümler tafl›yor mu tafl›m›yor mu, mesele budur. Hitler ve Musolini anayasalar›n› da meclisler yapt› ama her ikisi de faflist anayasalard›. Da¤›lmadan önceki Sovyetler Birli¤i anayasalar›n› da meclisler yapm›flt› ama bütünüyle “Marksist” anayasalard›. Demokratik hükümler tafl›m›yordu. Demek ki önemli olan yap›lmas› kadar tafl›d›¤› hükümlerdir.

Uzun samanda bir de¤ifliklik ihtiyac› du-

bunlara önektir.

Son söz olarak flunu söylemek isteriz. Se-

Oysa hiç flüphesiz adaletin da¤›t›ld›¤› yerde “sürünmekten” söz edilemez. Bunun için hem adil ve hem de en az onun kadar

çimlerden sonra Türkiye’yi anayasa ile birlikte rejimin ve ülke bütünlü¤ünün kaderini tayin edecek çok önemli sorunlar›n bekledi¤i flüphesizdir.

yulmadan yürürlü¤ünü sürdürür. ‹flte baflta ABD olmak üzere bütün bat› ülkelerinin anayasalar› y›llarca yürürlükte kalmaktad›r. Oysa bir nerdeyse her y›l anayasa de¤i-

flikli¤i ile u¤rafl›yoruz veya sürekli anayasay› konufluyoruz. Türkiye bafltan beri tarif etmeye çal›flt›¤›m›z anlamda ne yaz›k ki bir HUKUK DEVLET‹ olamam›flt›r. Baz› hukuki kurumlar vard›r ama bunlar hukuk devleti olmaya yetmemektedir. Öncelikle siyasi iradenin tamamen hukuk devletine inanmas› ve hukuk devleti normlar›na uymas› gerekir. Oysa bütünüyle olup bitenleri dikkate ald›¤›n›zda ne kadar hukuk devleti ilkelerinden uzaklaflt›¤›m›z apaç›k ortaya ç›kmaktad›r. Yarg› ba¤›ms›zl›¤›ndan önemle bahsetmifltim. Elbette yarg› ba¤›ms›zl›¤› hukuk

h›zl› bir adaletin gerekli oldu¤u flüphesizdir. Bu do¤rultuda yarg› reformu yap›lmas› gerekirken daha çok siyasal iradenin etkili olaca¤› bir de¤iflikli¤i hukuk devleti ilkeleri ve yarg› ba¤›ms›zl›¤› ve ayn› zaman da parlamenter sistemin temel tafl› olan kuvvetler ayr›l›¤› ilkeleri ile ba¤daflt›rmak kesinlikle mümkün de¤ildir. Son y›llarda bir de en çok kullan›lan deyimlerden biri de “sivil anayasa” deyimidir. Oysa anayasan›n elbisesi olmaz. ‹çeri¤i olur. Anayasan›n milli mutabakatla yap›lmas› gerekti¤ini vurgulam›flt›k. Bu do¤rultuda yap›ld›ktan sonra ikinci önemli husus içeri¤idir. Yani tamamen demokratik

"Bir de çeflitli zamanlarda ve zeminde dile getirmeye çal›flt›¤›m bir hususu belirtmek istiyorum: fiimdiye kadar kullan›lan ADALET BAKANLI⁄I ve ADALET SARAYI isimleri kanaat›ma göre yanl›flt›r. Çünkü ADALET‹N BAKANLI⁄I olmaz. ADALET‹N SARAYI DA olmaz. Adaletin Bakanl›¤› olursa flimdi gibi "yarg›n›n ele geçirilmesi " adeta kaç›n›lmazd›r. Adaletin SARAYI olursa bir de adaletin gecekondusu mu var gibi garip bir soru ile karfl›lafl›r›z. Bu sebeple eskiden oldu¤u gibi bu isimler ADL‹YE BAKANLI⁄I VE ADL‹YE SARAYI ( hatta SARAY KEL‹MES‹ B‹LE YANLIfi) olarak de¤ifltirilmelidir”.

9


RÖPORTAJ

Hamzaçebi kimdir? Trabzon-Arakl› do¤umlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ‹ktisat ve Maliye Bölümü’nü bitirdi. Yüksek Lisans›n›; Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün Maliye Bölümünde ’Vergi Entegrasyonu’ alan›nda tamamlad›. Maliye Bakanl›¤›’nda Müfettifl Yard›mc›s› olarak göreve bafllad›, Maliye Baflmüfettifli oldu. ABD’de bir e¤itim gördü. ‹stanbul Defterdar Yard›mc›s›, Ankara Defterdar›, Milli Emlak Genel Müdürü, ‹stanbul Defterdar›, Gelirler Genel Müdürü olarak baflar›l› hizmetler sundu. Birçok kamu ve özel kurulufllar›nda Yönetim Kurulu Üyeli¤i görevlerinde bulunan Hamzaçebi 22 ve 23.Dönem CHP Trabzon Milletvekili ve Grup Baflkanvekili olarak Yüce Meclis’te görev yap›yor. Evli ve bir çocuk babas› olan Hamzaçebi, iyi derecede ‹ngilizce biliyor. 10

Akif HAMZAÇEB‹

CHP Grup Baflkanvekili ve Trabzon Milletvekili


RÖPORTAJ

CHP Grup Baflkanvekili ve Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi konufltu.

‘AKP ‹KT‹DARINDA

TÜRK‹YE,

BÖLÜNME NOKTASINA GELD‹’ *Türk ekonomisini iyi bilen, siyasete seviye

laflt›rd›. Hizbullah olay›n› kullanarak; flimdi

*AKP iktidar›, ekonomiyi, siyaseti kendisi

getiren, diplomas› nazik dil kullanan, elefl-

de Yarg›tay’› ele geçirmek istiyor. Türkiye

yönetmiyor, birilerinin talimatlar›yla yap›l›-

tirilerini bile incitmeden yapabilen, siyaset-

faflizme gidiyor.’

yor.

*AKP iktidar›nda; Türkiye bölünme nokta-

-ANKARA (ÖZEL)

teki kalitenin adresi olarak da tan›nan Hamzaçebi; bu kez çok sert konufltu;

s›na geldi’

CHP Grup Baflkanvekili ve Trabzon Millet-

*‘Trabzonlu ve Trabzon Milletvekili olmaktan onur duyuyorum. Türkiye ola¤anüstü

*Irak’ta yüz binlerce müslüman›n kan›

vekili Akif Hamzaçebi ile, CHP’nin yeni

bir süreçten geçerken; benim nereden

akarken, AKP’nin sesi ç›kmad›.

kadrolar›n›, seçim sürecine nas›l haz›rland›klar›n›, Milletvekili aday listelerinin hangi

aday olaca¤›m konusu hiç önemli de¤ildir. Genel Baflkan›m›z nereden isterse oradan

Cumhuriyet tarihinde hiçbir iktidar; kendi

kriterlere göre haz›rlanacaklar›n›, CHP’nin

aday gösterir’

ordusuyla bu kadar u¤raflmad›, küçük dü-

oy hedefi, aday profillerini, kendi adayl›¤›,

flürmedi.

AKP’ye bak›fl›n› ve Karadeniz Bölgesi’ni

*AKP HYSK’yi ele geçirdi, yarg›y› siyasal-

konufltuk.

11


RÖPORTAJ

AKP iktidar›n›n sekiz y›l›n› devletin tüm kurumlar›yla kavga ederek geçirdi¤ini belirten Hamzaçebi ’Bugün iflçisi, köylüsü, ifladam›, gazetecisi, ö¤rencisi, ö¤retmeni, yarg›s› ile kavgal›d›r. CHP ile özgürlük, demokrasi gelecek. Korku imparatorlu¤u y›k›lacak’dedi. AKP iktidar›n›n, Cumhuriyeti, rotas›ndan ç›karmay› hedefledi¤ini belirten Hamzaçebi “ AKP iktidar› Cumhuriyet Üniversiteleri baflta olmak üzere; Türkiye’nin ayd›nl›k birikimlerini bitirdi. D›fl güçlerin isteklerine hay›r diyemeyen, laik, demokratik, Cumhuriyetin yurttafllar›, bu anlay›fltaki hükümet iflbafl›ndayken, geceleri rahat uyuyabilirler mi?” CHP olarak; bu memleketi; ne yapaca¤›n› bilmeyen böyle bir iktidar›n keyfi kararlar›na teslim etmeyeceklerini belirten Hamzaçebi ’Türk halk›n›n temel de¤erlerine ve temel tercihlerine ayk›r› düflüncelerin savunuculu¤unun yap›lmas› büyük bir talihsizliktir. Bu iktidar›n uygulamalar›ndan Türkiye tedirgin, toplum tepkili’ diye konufltu. Nereden aday olacak?

Hamzaçebi ’Türkiye’nin çok önemli sorunlar› var. Türkiye ola¤anüstü bir süreçten geçiyor. Terör örgütü eylemsizlik sürecinde oldu¤unu söylüyor, ama örgüt kuruldu¤u tarihten bu yana; hiç olmad›¤› kadar baflar› elde etti. Bütün çizgiler yok oldu. CHP bunlar› çözecek tek partidir. Bu kadar mesele varken, kendi adayl›¤›m›n ne önemi vard›r. Trabzonlu ve Trabzon milletvekili olmaktan gurur duyuyorum. Genel baflkan›m›z nereden isterse, ihtiyaç duyarsa oradan aday gösterir. CHP’de siyaset yapmak için herkese yer vard›r. Ben bunlarla meflgul de¤ilim, ülke sorunlar›yla ilgi-

12


RÖPORTAJ leniyorum’

Terör konusu

kötülü¤ü yapm›fl olursunuz. Cumhuriyet

Hamzaçebi “Ülke 30 y›ld›r terörle müca-

tarihinde hiçbir iktidar kendi ordusuyla hiç

dele ediyor. Kimse bölünmekten söz etmi-

bu kadar u¤raflmam›flt›. Bu olay vatana

Hamzaçebi ’Genel Baflkan›m›z Kemal K›-

yordu. AKP iktidar›nda Türkiye bölünme

ihanetle efl de¤erdir. Silivri ile Yass› ada-

l›çdaro¤lu; Karadeniz ve Karadenizlilere

noktas›na geldi. Baflbakan ikili oynuyor.

da yaflananlar ayn›d›r’

çok önem veriyor. ‹lk talimat› Karade-

Vatandafllar›m›z›n bunu bilmesi gereki-

niz’den bir Genel Baflkan Yard›mc›s›n›

yor.”

CHP’nin Karadeniz’den beklentisi ne?

seçmek oldu.(Volkan Canalio¤lu). 2011 Milletvekili seçimlerinde; Samsun-Artvin aras›nda büyük patlama bekliyoruz. Kara-

‘İslam’a saygıları yok’

‘AKP, terörle müzakere ediyor’ CHP Grup Baflkanvekili Hamzaçebi; AKP’nin hem terörist bafl› Öcalan ile te-

AKP iktidar›n›n kul hakk›na sayg› göster-

masta oldu¤unu, müzakere etti¤ini, bunun

denizli hemflerilerim, AKP’n›n gerçek yü-

medi¤ini belirten Hamzaçebi ’Bunlarda

yan›nda PKK karfl›tl›¤› yapt›¤›n› belirterek

zünü gördüler,

demokrasi de araç, ‹slam’a sayg› da araç.

’AKP, Türkiye’nin yaflam biçimini sistema-

‹slam’a sayg›s› olan, Allah korkusu bulu-

tik olarak de¤ifltiriyor’ dedi.

Türkiye genelindeki oy oranınız kaç olur?

nan böyle siyaset yapar m›? Irak’ta binler-

CHP Grup Baflkanvekili Akif Hamzaçebi,

ce müslüman›n kan› akarken, binlerce

‹nançlara sayg›l›, istismar edilmesine karfl›

genel seçimlerde alabilecekleri oy oran›

Müslüman kad›na tecavüz edilirken sesleri

Grup Baflkanvekili Hamzaçebi ’CHP ola-

konusunda umutlu. Hamzaçebi ’Ben, Ge-

ç›kmad›. Çünkü bu projenin eflbaflkan› bu

rak emperyalizmin Türkiye üzerindeki ope-

nel baflkan›m›z›n tahminlerine kat›l›yorum.

ülkenin baflbakan›yd›.’

rasyonlar›n fark›nday›z. Ünitelikte hassas›z

Bu seçimlerde; CHP olarak yüzde 37’nin üstünde oy alaca¤›m›z› tahmin ediyorum.

‘Aynı anda iki dinin kahramanı’

ve ödün vermeyiz. CHP, inançlara son derece sayg›l›, ancak onun istismar edilme-

Baflbakana Kuveyt’te ’üstün Müslüman

sine karfl›. Ergenekon da; Silivri’de yap›lan

yacak. Kad›nlara, gençlere a¤›rl›k verip,

flahsiyet ödülü’ verildi. Daha önceden Su-

yarg›lamalar AKP’nin sindirme, susturma

önlerini açaca¤›z. CHP’nin iktidar yürüyü-

udiler de böyle bir ödül vermifllerdi. Ayn›

operasyonu oldu¤una inan›yoruz. Cumhu-

flü bafllam›flt›r. Kimse bizi durduramaz.

Baflbakan Yahudilerden de ’cesaret ma-

riyet, s›radan bir rejim de¤iflikli¤i de¤ildir.

Türkiye’nin kurtuluflu buna ba¤l›d›r’

dalyas›n›’ ald›. Ayn› anda iki dinin kahra-

Tek bafl›na iktidar olmam›z sürpriz olma-

man›. Bütün bu geliflmelere bakt›¤›m›zda;

Cumhuriyet, bir kültür de¤iflimidir, bir ça¤

zaten AKP ekonomiyi de kendisi yönetmi-

de¤iflimidir, bir uygarl›k de¤iflimidir.

‘AKP, HSYK’ ele geçirdi. Yarg›y› siyallafltir-

yor. Siyaseti kendisi üretmiyor. Birilerinin

Böylesine köklü bir de¤iflimi; insan hak ve

di. fiimdi Hizbullah olay›n› kullanarak Yar-

talimatlar›yla yap›l›yor. Avrupa Birli¤i AKP

özgürlükleriyle, hukukuyla, e¤itimiyle, sa-

g›tay’› ele geçirmek istiyor. Daire say›s›n›

için zaten bir araçt›r.’

nat›yla, kültürüyle, ça¤dafl de¤erleriyle

Hizbullah olaylarına ne diyor?

art›r›p, yandafllar›n› getirecekler. Yarg›ya dinsel kuflatma diyebiliriz. Hizbullahç›lar; iktidar taraf›ndan toplumun içine bir an-

Ordumuza ‘işgalci ‘ dedirttiler

gerçeklefltirip sürdürebilmek, çok büyük bir ifltir. Türkiye bunu baflarm›flt›r.

Hamzaçebi ’Erzurum’da Yunanistan Bafl-

lamda sal›nd›. Bu katiller d›flar›dayken,

bakan› ‘Türkiye, K›br›s’ta iflgalcidir’ dedi.

Cumhuriyeti ortadan kald›rmak isteyenler

Haberal, Balbay ve eline silah almayan

Ülkesini pazarlamakla görevli bir Baflba-

içerden ve d›flar›dan her türlü bask›y› uy-

ayd›nlar içerde.

kan, ülkemizin ç›karlar›n› savunmad›, ken-

gulam›fl, bütün f›rsatlar› de¤erlendirmifl,

Bunun hukuk devleti ve demokrasiyle bir

di ordusuna sahip ç›kmad›. AKP iktidar›

isyanlar, ayaklanmalar tahrik edilmifl, her

ilgisi yoktur. Türkiye ad›m ad›m otoriter bir

Türk ordusu ile u¤raflt›¤› kadar; terör örgü-

türlü güçlük Türkiye’nin önüne getirilip y›-

rejime gidiyor. Her kesimi dinleyen, kimin

tü ile u¤raflm›fl olsayd›, bugün Türkiye bö-

¤›lm›flt›r. Genç cumhuriyet, bütün bunlar›

ne yapt›¤›ndan haberdar olan iktidar, tah-

lünme noktas›na gelmez, kardefl kavgas›

kararl›l›kla aflm›flt›r.

liyelerini sa¤lad›¤› Hizbullah terör örgüt

bafllamazd›. Bir orduyu ordu yapan moral

yöneticilerini takip edemedi mi? Kaç›fllar›-

de¤erleridir. E¤er siz bir ordunun moral

Bugün de aflacak ve Cumhuriyetine, de-

na zemin sa¤lad›lar.’

de¤erlerini y›karsan›z; o orduya en büyük

¤erlerine ve insanlar›na sahip ç›kacakt›r.’

13


SA⁄LIK

MORB‹D OBEZ‹TE

Prof.Dr.Erhun EYÜBO⁄LU ‹.Ü Cerrahpafla T›p Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dal› Ö¤retim üyesi

( Hastal›k derecesinde fliflmanl›k ) fiiflmanl›k vücutta afl›r› miktarda ya¤ birik-

ze edilmifl olan VK‹ ( BM‹- body mass in-

hissini ön plana ç›kar›rlar.

mesi olarak tan›mlan›r.

dex ) kullan›lmaktad›r, pratiktir. Bu vücut

Al›n›n g›dalar ile mide dolup gerildi¤inde

Ancak ideal a¤›rl›¤›n üzerinde olmak her

a¤›rl›¤›n›n ( kg ) boyun karesine ( metre )

tokluk merkezi uyar›l›r ve kifli doydu¤unu

zaman fliflmanl›k anlam›na gelmez, örne-

bölünmesiyle ortaya konulan bir indekstir.

hissederek yemeyi b›rak›r.

¤in kasl› bir atletin kilosu ideal kilosundan

Vücut a¤›rl›¤› ( Kilogram ) = BM‹ kg/m2

Kan flekerinin düzenlenmesini sa¤layan

fazla olabilmesine karfl›n beden ya¤ kilo-

Boy ( metre )

insülin yan›nda baflka peptidler açl›k-tok-

Buna göre ;

luk üzerinde etkilidir. Bunlardan en önem-

su normal olabilir. Vücut ya¤› ideal kilolularda; Erkeklerde % 12-18 Kad›nlarda % 20- 30 olmal›d›r. Erkeklerde % 22-25 in üzerinde olmas›, kad›nlarda da % 32-35 in üzerinde olmas› durumunda obeziteden bahsedilir. Bir kiflinin fliflman olup olmad›¤›n›n ortaya

19-25 arası normal 25-30 arası kilolu 30-35 arası obez

35-40 arası ciddi obez 40 üzeri Morbid obez

45 üzeri Süper obezdir.

lileri LEPT‹N ve GREL‹N hormonlar›d›r. Leptin ya¤ hücresinden salg›lan›r, kandaki düzeyi ile BM‹ aras›nda s›k› iliflki vard›r. Bu hormon beyine tokluk mesaj› yollar ve kifliyi çok yemekten al›koyar. Bu nedenle biraz yemek yiyip bir müddet beklenilirse ( 15-20 dk ) leptin devreye girece¤inden tokluk hissi ortaya ç›kar ve fazla yemek

konmas› için baz› hesaplamalar yap›lmak-

Bir di¤er yöntem deri alt› ya¤ dokusunun

yenmemifl olur. Grelin hormonu ise Lepti-

tad›r. Bunlar “ ideal kilo” hesaplamalar›, “

ölçülmesidir. Kürek kemi¤i üstü ve triceps

nin tam tersi faaliyet gösteren bir hormon-

vücut-kitle indeksi ( VK‹ veya BM‹ ) he-

cilt kal›nl›¤› toplam› kad›nlarda 55 mm.’nin,

dur. Kifli ac›km›fl oldu¤unda grelin hormo-

saplamalar›” ve “ deri alt› ya¤ dokusu öl-

erkeklerde 32 mm.’nin üzerindeyse flifl-

nu devreye yaklafl›k her 20 dk.da bir be-

çülmesi” olarak s›ralanabilir.

man olarak de¤erlendirilir. fiiflmanl›k, er-

yine yemek yenmesi için uyar› gönderir ve

keklere oranla kad›nlarda 4 kat fazlad›r.

gere¤inden fazla yenmesine yol açar.Bu

Örneklemek gerekirse boy ve kilonun

nedenle al›nan g›dalar›n cinsi kadar ( 1

oranlanmas›yla elde edilen “ideal kilo”

Beslenme gereksinimi mide ile beyinde hi-

gram ya¤ = 9 Kcal demektir ) yemek ye-

dan 45 kg. fazlas› durumunda morbid

potalamus ad› verilen bir bölgenin kontro-

me al›flkanl›¤›n›n ve s›kl›¤›n›n düzenlen-

obezite ( hastal›k derecesinde fliflmanl›k )

lü alt›ndad›r. Açl›k ve tokluk merkezi hipo-

mesi de önemlidir.

durumu var demektir.

talamusta yer almaktad›r. Yan hipotalamustaki çekirdekler sinirsel ve hormonal

Enerji al›m›yla–tüketimi aras›ndaki denge-

Di¤er taraftan fliflmanl›¤›n s›n›fland›r›lmas›

faktörlerle AÇLI⁄I ön plana ç›kar›r, ön hi-

nin bozulmas› fliflmanlaman›n ana nedeni-

ve tedavisinin planlanmas›nda standardi-

potalamustaki çekirdekler ise TOKLUK

dir. Denge; 1- Diyet 2- Egzersiz 3- gene-

14


SA⁄LIK tik etkenlerin uyumlu olmas›yla mümkün

8-Kad›nlarda adetler düzene girer

olur.

9-Eritrosit ( k›rm›z› kan küreleri ) kümelefl-

Genetik etkenler fliflmanl›k için haz›rlay›c›

mesi ve p›ht›laflma bozukluklar› düzelir.

faktördür. Ancak diyet ve egzersiz kifli taraf›ndan kontrol edilebilir etkenlerdir. Has-

Bunlar ilk akla gelen iyileflmelerdir, bunun

tal›k düzeyindeki fliflman olan kiflilerde “

ötesinde bozulmufl olan birçok fonksiyon

düflük bazal enerji harcamas› “ söz konu-

giderek düzelme gösterir.

sudur.

Diyet, egzersiz gibi yöntemlerden yara göremeyen kişilerde endoskopik ve cerrahi bazı yöntemlere başvurulabilir.

Bunlardan “ mide balonu” denilen yöntem kolayca uygulanabilen bir yöntemdir. En-

doskopik olarak konulur ve hasta aynı gün akşamı evine gönderilebilir. Ancak mide

içine konularak 500 cc. sıvıyla şişirilen bu

balonun midede kalma süresi 6 ay kadardır. İki amaçla uygulanır. 1-BMİ’si 45’in

üzerinde yani süper obez hastaların bir

• Diğer yöntemler başarısız olmalı.

• Şişmanlığa bağlı hastalıkların varlığı

• Şişmanlığın 5 yıldan fazla sürmesi

• Günlük yaşam koşullarına bu nedenle

uyamamak, psikolojik sorunların belirmesi Diğer taraftan

• Takip protokolünü yerine getiremeyecek olan • Fazla miktarda alkol ve uyuflturucu kullan›m› olan • Zeka gerili¤i • A¤›r psikiyatrik hastal›k • Tokluk merkezini engelleyen tümör vs… durumlar›nda cerrahi yöntemden kaç›nmak gerekir. Bu ameliyatlar aç›k cerrahi yöntemleriyle yap›labilece¤i gibi laparoskopik yani kapal› ameliyatlar biçiminde de yap›labilir.

fiiflmanl›k hastal›¤›na efllik eden yandafl

Bunlardan malabsorbsiyon yöntemlerinde

hastal›klar ve bozukluklar mevcuttur. Yük-

mide ve incebarsaklarda baz› noktalardan

sek tansiyon fleker hastal›¤›, meme-rahim

kesilerek yeni ekler yap›l›r, ancak engelle-

ve kal›nbarsak kanserinde art›fl, koroner

yici yöntemlerden “gastrik band” uygula-

kalp hastal›¤›, uyku- apne sendromu ve

mas›nda organlara yönelik bu tür ifllemler

buna ba¤l› uykuda bo¤ulma, solunum ve

yap›lmad›¤›ndan daha kolayd›r ve hasta-

kalp yetersizlikleri bunlardan baz›lar›d›r.

n›n günlük yaflam›na dönüflü daha çabuk

Ayr›ca idyopatik siroz, idrar kaç›rma, ek-

olmaktad›r.

lem bozukluklar› reflü hastal›¤›, psikolojik bozukluklar göz ard› edilemeyecek durumlard›r. Sonuç olarak kilo verilmesi durumunda ne gibi kazan›mlar ortaya ç›kacakt›r. 1-Ölüm oranlar›nda % 20 den fazla bir azalmaya neden olur 2-‹nsülin duyarl›¤› ve glikoz intolerans› düzelir 3-Kansere ba¤l› ölümler % 40 oran›nda azal›r 4-Büyük tansiyon ( sistolik ) 10 mmHg, küçük ( diyastolik ) tansiyon 20 mmHg azal›r. 5-Total kolesterol % 10 oran›nda düfler 6-Trigliserid % 30 oran›nda düfler 7-HDL ( iyi kolesterol ) artar

miktar kilo kaybederek ameliyata hazırlanmasını sağlamak 2- BMİ 35-40 arası ciddi obez gurubundaki hastaların diyetle birlikte kilo kaybetmelerini sağlamak.

6 ay

sonunda bu balon yine endoskopik olarak çıkarılır.

Şişmanlık için yapılan ameliyatlar iki guruptadır.

1-Malabsorbsiyon ( emilim bozukluğu oluşturan ) ameliyatları

2-Bariatrik ( engelleyici ) ameliyatlar. Morbid obez hastaların ameliyat kararı ba-

zı kriterler göz önüne alınarak verilmelidir. • BMİ 40’tan fazla olmalıdır.

• Yaş aralığı 18- 60 arası tercih edilir.

Gastrik band, ve mide-yemek borusu birleflim yerinin alt›na do¤ru yerlefltirilen, silikon bir band ile ciltalt›na ( sol kaburga kenar› alt›na do¤ru ) konulan bir fliflirme parças›ndan ibarettir. Bu band›n kontrollü fliflirilmesiyle mide üst taraf›nda küçük ve çabuk dolup gerilerek tokluk hissini beyine yollamay› sa¤layacak bir cep oluflturulur. Bu ifllem laparoskopik yani kapal› olarak yap›labilir, konuyla ilgili deneyimli cerrahlar›n elinde “ölüm oran›” yok denecek kadar azd›r ( % 0-2 ). Hasta ilk aylarda h›zl› kilo verir ancak hedeflenen her ay 4-7 kilo aras› kilo verilmesinin sa¤lanmas›d›r. Ameliyat sonras› periyodik kontrollerle hastan›n sa¤l›kl› kilo vermesi sa¤lan›r.

15


RÖPORTAJ

Faik TÜNAY

CHP Parti Meclisi Üyesi

Hepimiz üzerimize düflen görevi fazlas›yla yerine getirip, ‹stanbul’da

Cumhuriyet Halk Partisi’nin baflar›l› olmas› için

elimizden geleni yapaca¤›z... CHP’deki son durumu de¤erlendirir misiniz? Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki son geliflmeleri son derece olumlu buluyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir de¤iflim, bir dönüflüm var. Ama bir fleyin alt›n› özellikle çizmek istiyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki de¤iflim ve dönüflüm asla ve asla ilkelerinden ödün vermeden, asl›ndan kopmadan, asl›n› inkâr etmeden yaflanan de¤iflim ve dönüflümdür. Bu da bence son derece yerinde bir de¤iflimdir ve belki de y›llard›r parti taban›nda da, partiye oy veren vatandafllar aras›nda da hatta ve hatta partiye hiç oy vermemifl vatandafllar›m›z aras›nda da özlenen bir tabloydu. De¤iflim ve dönüflüm derken neyi kastediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin biraz daha halka aç›lmas›, siyasetin halka rağmen değil halkla beraber yapılacağını gösterme çabas› içerisinde olmas› ve bu kararl›l›k içerisinde olmas›d›r. Önümüzdeki seçimlerin Türkiye için çok kritik oldu¤una inan›yorum. Yaln›z ben de¤il, ülkemizdeki nüfusun büyük bir bölümü, milyonlarca vatandafl›m›z Türkiye’nin belki de bir kader seçimiyle karfl› karfl›ya düflünüyor. 2002 y›l›ndan beri AKP ülkeyi yönetiyor ve tek bafl›na iktidar. Sa¤l›kl› iflleyen demokrasilerde, normal flartlarda her iktidar›n bir alter-

16

Faik TÜNAY kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 5 Mart 1981 ‹stanbul do¤umluyum. Rumeli Balkan kökenli ve Trabzon kökenli bir ailenin çocu¤u olarak ‹stanbul’da do¤dum. Marmara Üniversitesi, ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü’nden mezun oldum. Üniversite e¤itimimden sonra alt yap›lar›n› ortaokulda atmaya bafllad›¤›m yabanc› dilimi gelifltirmek için yaklafl›k 3 y›l yurtd›fl›nda kald›m. 1 y›l ‹talya’da, 1 y›l ‹spanya’da 1 y›l da H›rvatistan’da tamamen yabanc› dil e¤itimleri için bulundum. Bugün ileri seviyede ‹ngilizce, ‹talyanca, ‹spanyolca, Boflnakça ve H›rvatça konuflmaktay›m. 18 yafl›mdan beri siyasetin içerisindeyim. Son yap›lan Cumhuriyet Halk Partisi Kurultay›’nda da Parti Meclis Üyeli¤i’ne seçildim ve halen bu görevimi devam ettirmekteyim.

natifi olmal›d›r. Demokrasinin iyi iflleyebilmesi için iktidar varsa muhalefet de olmal› ayn› do¤ada nas›l siyah varsa beyaz da varsa iyi ve kötünün olmas› gibi iktidar ve muhalefetin de ayr›lmaz bir bütün oldu¤unu kabul etmek gerekiyor. Adalet ve Kalk›nma Partisi 8 y›ld›r ülkeyi öyle ya da böyle yönetiyor. Ama bugün gelinen noktada ülkenin çok da iyiye gitmedi¤ini gö-

rüyoruz. Say›n Baflbakan yap›lan konuflmalarda, verilen beyanatlarda Türkiye’nin çok h›zl› bir ilerleme ve geliflme kaydetti¤ini söylüyor. ‹hracat›m›z›n 2002’ye göre kat kat artt›¤›n› ve di¤er birtak›m geliflmelerin pozitif yönde ilerledi¤ini söylüyor ama çok iyi biliyoruz ve görüyoruz ki, iktidar birtak›m de¤erleri birtak›m rakamlar› kendi ifline geldi¤i gibi yorumluyor. Mesela, ihracat›n art›fl›ndan bahsedilirken, kesinlikle ve kesinlikle hiç kimse ithalattaki art›fla ve a盤a dikkat çekmiyor. Bütün olumlu geliflmelere ra¤men iflsizlik istenilen seviyede azalm›yor. Bunun gibi daha birçok örnek var. Önümüzdeki seçime nas›l haz›rlan›yorsunuz? Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak önümüzdeki seçimleri çok önemsiyoruz ve Türkiye’nin var olup olmama mücadelesi olarak de¤erlendiriyoruz ve bunun için de çok yo¤un bir flekilde seçimlere haz›rlan›yoruz. ‹ktidar›n sa¤l›kl› iflleyen demokrasilerde biraz önce söyledi¤im gibi demokrasinin sa¤l›kl› iflleyebilmesi için, iyi bir flekilde iflleyebilmesi için iktidar›n karfl›s›nda mutlaka sa¤lam bir muhalefetin hatta ve hatta iktidar› devirip iktidara aday oldu¤unu gösteren güçlü bir muhalefetin olmas› gerekiyor. Biz de bu bilinçle önümüzdeki seçime çok ciddi bir flekilde haz›rlan›yoruz. Biraz önce de söyledi¤im gibi halka


RÖPORTAJ ra¤men de¤il halkla beraber olma ilkesini baz alarak Say›n Genel Baflkan›m›z Kemal KILIÇDARO⁄LU önderli¤inde il il, ilçe ilçe, köy köy çal›flmalar›m›z› sürdürüyoruz. Say›n KILIÇDARO⁄LU Genel Baflkanl›k görevine geldi¤inden beri genel merkezde bir gün oturmad›. Sürekli geziyor, halk›m›zla beraber oluyor özellikle referandum sürecinde bunu çok ciddi yaflad›k çok k›sa bir süre içerisinde Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde yaklafl›k seksen ilde mitinglerimiz yap›ld› ve bu çal›flmalar›m›z ayn› h›zla devam ediyor. ‹l yönetimlerimiz, kad›n kollar›m›z, gençlik kollar›m›z birlik beraberlik içerisinde önümüzdeki seçimlere çal›fl›yoruz. Bu genç yaflta parti meclisi üyesi olmak nas›l bir duygu? Tabi benim için genç yaflta -29 yafl›ndaCumhuriyet Halk Partisi gibi Türkiye’nin en eski partisinin ve Ulu Önder Atatürk’ümüzün kurdu¤u partinin Parti Meclis Üyesi olmak çok büyük bir gurur meselesi. Benim burada olmam›n benim yafl›tlar›ma da bir örnek teflkil edece¤ini düflünüyorum. Ama bu bile Say›n Genel Baflkan›m›z Kemal KILIÇDARO⁄LU’nun Cumhuriyet Halk Partisi’nde bafllatt›¤› de¤iflim ve dönüflümün bir iflaretidir diye düflünüyorum. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin Parti Meclisi’ne bakt›¤›n›z zaman otuz yafl›n alt›nda 4-5 tane arkadafl›m›z var. Bu daha önceki dönemlerde pek al›fl›k olmad›¤›m›z bir tablo. Bugün Türkiye nüfusunun yar›s›ndan fazlas›n›n 30 yafl›n alt›nda oldu¤unu düflündü¤ümüz zaman ve ilk defa seçimlerde oy kullanacak yaklafl›k 3,5 milyon gencin oldu¤unu hat›rlarsak bu, hem Cumhuriyet Halk Partisi aç›s›ndan hem de Türkiye’miz aç›s›ndan çok önemli bir gösterge. Bu da bence somut olarak Genel Baflkan›m›z Say›n KILIÇDARO⁄LU’nun gençlere verdi¤i önemin bir göstergesi diye düflünüyorum. Benim için çok büyük onur ve gurur. Ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin Parti Meclisi’nde olmak tabi ki yeterli de¤il, hedefimiz çok daha yüksekler. Burada hedefimiz derken kiflisel hedeflerden bahsetmiyorum, partimiz için, ülkemiz için mücade-

le edece¤iz ve çok çal›flaca¤›z. CHP’nin bu seçimden baflar›l› ç›kabilmesi için ne gibi bir de¤ifliklik yapmas› laz›m? Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu seçimden baflar›l› ç›kabilmesi için bence konuflmam›n da bafl›nda belirtti¤im gibi halka ra¤men de¤il halkla beraber siyaseti ilke edinmesi gerekiyor, bu çok önemli bir k›stas. 18 yafl›mdan beri siyasetin içerisindeyim, yaklafl›k 11 y›l olmufl ve bu 11 y›ll›k süreçte geçmiflte Anavatan Partisi’nde ‹stanbul ‹l Gençlik Kolu Baflkanl›¤›, Gençlik Kollar› Genel Baflkan Yard›mc›l›¤› ve Ana Kademe ‹l Yöneticili¤i gibi birçok görevde bulundum. Ve bu bulundu¤um görevler içerisinde gördü¤üm bir fley vard› ki halkla beraber olan her siyasi hareket mutlaka ve mutlaka er ya da geç baflar›ya ulafl›r. Ama halka ra¤men bir fleyler yapmaya çal›flan siyasi hareketlerin maalesef baflar›l› olma flans› yok. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi’nin önümüzdeki seçimlerden baflar›l› bir flekilde ç›kabilmesi için planlar›n›, programlar›n›, stratejilerini 7 gün 24 saat halk›m›zla beraber yaflamas› ve paylaflmas› gerekiyor. Bu oldu¤u takdirde zaten sonucun çok rahatl›kla gelece¤ine inan›yorum. CHP’deki bayan kontenjan yeterli mi? Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bayan kontenjan›na gelince bu da Genel Baflkan›m›z›n bence kad›nlar›m›za verdi¤i önemin en büyük göstergelerinden bir tanesi. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin Parti Meclisi’ne bakt›¤›m›z zaman %20 oran›nda hatta %20’den daha fazla oranda kad›nlar›n temsil edildi¤ini çok rahatl›kla görüyorsunuz. Biraz önce de bahsetti¤im gibi 30 yafl›n alt›nda da 4-5 tane Parti Meclisi genç üyemiz var. Bu bence çok önemli bir gösterge. Genelde Türkiye’de insanlar, siyasilerin sözler verip, vaatlerde bulunup yerine getirmemelerine çok al›fl›kt›r ama Say›n Kemal KILIÇDARO⁄LU kurultay öncesinde kad›n kotas›n› ve gençlik kotas›n› uygulayaca¤›na söz vermiflti ve bu kurultayda ç›kan Parti Meclisi de bunun en önemli göstergesi. Bugün Türkiye’de çok

partili hayata geçildi¤inden beri sonuçlara bakt›¤›n›z zaman çok net bir fley ortadad›r ki kad›nlar› ve gençleri arkas›na almayan, kad›nlar ve gençlerle beraber yürümeyen siyasi hareketlerin baflar›l› olmas› daha do¤rusu iktidar olmas› çok mümkün de¤ildir. Kad›nlar› ve gençleri yan›na al›p beraber yürümesinden kast›m, kad›nlar ve gençlerin parti içerisinde aktif olarak çal›flmas›. Biraz önce de bahsetti¤im gibi bugün Türkiye nüfusunun yaklafl›k yar›s› 30 yafl›n alt›nda ve önümüzdeki seçimlerde ilk defa oy kullanacak yaklafl›k 3,5 milyon genç seçmenimiz var. Zaten bu rakamlar da her fleyi net bir flekilde anlat›yor diye düflünüyorum. Parti içinde çekiflme var m›? Kamuoyunda belli kesim gazetelerde ve televizyonlarda Cumhuriyet Halk Partisi içerinde bir çekiflme oldu¤u havas›, izlenimi yarat›lmaya çal›fl›l›yor, bu kesinlikle do¤ru de¤il. Evet Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir de¤iflim, bir dönüflüm var ama her de¤iflim ve dönüflüm sanc›l› olur. Her de¤iflim ve dönüflüme ilk baflta rezistans gösterenler olur, karfl› ç›kanlar olur. Ama de¤iflim ve dönüflümü gösterenlerin kararl›l›¤›, arzusu, iste¤i, çal›flma h›rs› görüldü¤ü zaman de¤iflim ve dönüflüme karfl› duranlar hele bir de de¤iflim ve dönüflümü gerçeklefltirenlere halk deste¤inin oldu¤u görüldü¤ü zaman do¤al olarak onlar›n fazla yapaca¤› bir fley kalm›yor. Cumhuriyet Halk Partisi’nde kesinlikle bir parti içi çekiflmenin oldu¤una inanm›yorum ama her partinin içerisinde olan bir iktidar mücadelesi vard›r. Bu da gayet normaldir. Siyasetin do¤as› budur çünkü. Birileri bir yerlere aday olur, aday olduktan sonra makamlar›-mevkileri kazan›rlar, kaybederler. Her zaman mücadele içerinde olurlar. Bu yaln›zca Cumhuriyet Halk Partisi’nde de¤il, bu Milliyetçi Harekete Partisi’nde de vard›r, Demokrat Parti’de de vard›r, Adalet ve Kalk›nma Partisi’nde de vard›r, Türkiye’nin d›fl›nda dünyan›n her yerinde siyasetin do¤as› gere¤i bütün siyasi partilerde parti içi bir

17


RÖPORTAJ mücadele, bir iktidar mücadelesi vard›r. Ama önemli olan parti içi iktidar mücadelesinin d›flar›ya yans›mamas›d›r. D›flar›da tek ses olunmas›d›r ve Cumhuriyet Halk Partisi kurultay sonras›nda tek ses oldu¤unu bence çok net bir biçime ortaya koymufl ve kan›tlam›flt›r. O yüzden ben Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde bir çekiflme oldu¤u düflüncesine kesinlikle kat›lm›yorum. Az önce de söyledi¤im gibi de¤iflimler-dönüflümler her zaman zor olur, her zaman sanc›l› olur ama de¤iflim ve dönüflümü gerçeklefltirenlerin kararl›l›¤› karfl›s›nda, çal›flma arzusu, h›rs›, iste¤i karfl›s›nda direnenler de mutlaka bir zaman sonra bunu kabul edeceklerdir. Ege ve Akdeniz’in CHP kanad›nda oluflunu neye ba¤l›yorsunuz? Ben aç›kças› toplumumuzdaki baz› kesimlerin yapt›¤› gibi ülkemizi bölmek, ayr›flt›rmak taraftar› de¤ilim. Yani Ege ve Akdeniz Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi, iç kesimler Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin oy depolar›, Do¤u ve Güneydo¤u da BDP’nin oy depolar› fleklinde görmek istemiyorum. Türkiye 72 milyondan oluflan do¤usuyla bat›s›, kuzeyiyle güneyiyle çok büyük bir ülke. Türkiye’yi bu flekilde bölmenin ayr›flt›rman›n çok do¤ru oldu¤una inanm›yorum. Cumhuriyet Halk Partisi belki dönem dönem Ege ve Akdeniz’in haricinde iç bölgeleri bofllam›fl veya oralara çok fazla gidip halk›m›zla beraber olmam›fl olabilir. Bu tamamen oralara gidip oralarda siyaset yap›lmas›yla alakal› olan fleyler oldu¤unu düflünüyorum. Bugün Türkiye’de 81 ilin siyasi tablosuna bakt›¤›n›z zaman çok net bir flekilde bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermeyen ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin oy oran›n›n düflük oldu¤u illerde bile 15-20 sene önce buralar›n Cumhuriyet Halk Partisi’nin kaleleri oldu¤u çok net bir flekilde ortaya ç›kar zaten bunlar rakamlarla da belli. Demek ki dönem dönem partimiz oralarda yeterli flekilde temsil edilmemifltir, yeterli çal›flmalar› yapmam›flt›r. Ben Türkiye’nin her yerinde yaflayan

18

vatandafllar›m›z›n kap›s›na gidildi¤i zaman, tek tek onlarla birebir siyaset yap›ld›¤› zaman, partinin program›, ilkeleri anlat›ld›¤› zaman ve bunlar vatandafl›m›zla paylafl›ld›¤› takdirde her yerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin oylar›n›n artaca¤›n› ve her yerin Cumhuriyet Halk Partisi’nin belirli orandaki çok güçlü orandaki seçmenleriyle dolu olaca¤›n› düflünüyorum. ‹stanbul’da ne tür bir baflar› bekliyorsunuz? Tabi Anadolu’yu konuflurken ‹stanbul’u unutmamak gerekir. Çünkü ‹stanbul yaklafl›k 15 milyon yurttafl›m›z›n yaflad›¤› mega kent. Yaln›z Türkiye’nin de¤il dünyan›n say›l› flehirlerinden birisi. Hem nüfus aç›s›ndan hem de seçmen aç›s›ndan çok önemli bir flehir. ‹stanbul’da iktidar olunmadan Türkiye’de iktidar olmak çok kolay de¤il. Evet Türkiye’de bugün 16-17 tane büyükflehir var ama bunlar›n içerisinde ‹stanbul’un çok ayr› bir yeri var. ‹stanbul dedi¤im gibi Türkiye’nin belki resmi baflkenti de¤il ama ekonominin, sanat›n, kültürün, sporun daha birçok fleyin baflkenti. ‹stanbul’da bu önümüzdeki seçim döneminde çok büyük baflar›lar bekliyoruz. Bugün 13 Ocak 2011 tarihinde ‹stanbul ‹l Baflkanl›¤›m›zda bir devir teslim töreni vard›. Eski ‹l Baflkan›m›z Say›n Berhan fi‹MfiEK görevi yeni ‹l Baflkan›m›z Say›n Nebil ‹LSEVEN’e devretti. Ben bu de¤iflimin de Cumhuriyet Halk Partisi için çok olumlu oldu¤unu düflünüyorum. Yeni bir güç, taze bir kan olarak de¤erlendiriyorum. Ve yeni ‹l Baflkan›m›z önderli¤inde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‹stanbul’daki oy oran›n› çok ciddi oranda art›raca¤›n› düflünüyorum. Çünkü bugün ilde devir teslim törenine de kat›ld›m. Yeni il baflkan›m›z›n gözlerindeki o çal›flma iste¤ini, halkla beraber kontak kurma ve kap› kap› gezip Cumhuriyet Halk Partisi’nin program ve planlar›n› anlatma iste¤ini gördüm. Bir genç olarak bundan da çok umutland›m. Hepimiz üzerimize düflen görevi fazlas›yla yerine getirip, ‹stanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin baflar›l› olmas› için elimizden geleni yapaca¤›z. Zaten

Say›n Genel Baflkan›m›z geçti¤imiz dönem 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ‹stanbul’dan aday oldu¤u zaman çok k›sa bir süre içerisinde partimizin ‹stanbul’daki oy oran›n› çok ciddi bir flekilde art›rd›. Bu art›fl trendinin h›zl› bir flekilde artarak devam edece¤ini düflünüyorum ve 2011 Haziran›nda yap›lacak seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi ad›na ben flahsi olarak ‹stanbul’da bir oy patlamas› bekliyorum. CHP için Deniz BAYKAL bir kay›p m›? Kesinlikle ve kesinlikle böyle bir fleye kat›lm›yorum. Eski Genel Baflkan›m›z Deniz BAYKAL Cumhuriyet Halk Partisi’ne uzun y›llar emek vermifl, Cumhuriyet Halk Partisi’ni yoktan var etmifl ve bir yerlere tafl›m›fl bir liderimiz. Geçmiflte Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel baflkanl›k olsun, genel baflkan yard›mc›l›¤› olsun, genel sekreterlik olsun, il baflkanl›¤› olsun, ilçe baflkanl›¤› olsun, belde baflkanl›¤› olsun, kad›n kollar› baflkanl›¤›, gençlik kollar› baflkanl›¤› olarak kim hizmette bulunduysa onlara sonsuz teflekkürlerimizi sunuyorum. Az önce de dedi¤im gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin ayr›s› gayr›s› yok. Onlar›n bilgisi, onlar›n birikimi, onlar›n tecrübesinden sonuna kadar yararlanmak gibi bir zorunlulu¤umuz var. Say›n Deniz BAYKAL da bu parti için çok çok önemli fleyler yapm›flt›r. Bu bir bayrak yar›fl›d›r. Deniz BAYKAL da bayra¤› Say›n Genel Baflkan›m›z Kemal KILIÇDARO⁄LU’na devretmifltir ve bütün gücüyle bizi desteklemektedir. Kamuoyunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde bir çekiflme var, bir mücadele varm›fl gibi yans›t›l›yor ama ben bunu iktidar›n art›k karfl›s›nda ciddi bir muhalefetin oluflmaya bafllad›¤›n›n bir göstergesi olarak görüyorum. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi eskisinden daha fazla halkla iç içe. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi eskisinden daha fazla halkla bütünleflmifl durumda, çünkü Cumhuriyet Halk Partisi eskisinden çok daha fazla il il, ilçe ilçe, köy köy, kasaba kasaba, belde belde gezerek plan, program ve stratejilerini, uygulamak istediklerini


RÖPORTAJ halk›m›zla paylafl›yor. Ve bu da kamuoyunda ve halk›n aras›nda takdir topluyor ve bir tak›m güçler Cumhuriyet Halk Partisi’ni engellemek ad›na Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde, örgütler aras›nda, eski genel baflkan›m›zla yeni genel baflkan›m›z aras›nda veya eski genel sekreterimizle yeni yöneticilerimiz aras›nda bir sorun varm›fl gibi göstermek istiyor. Ben bunlara kesinlikle kat›lm›yorum. Geçmiflte bu parti için hizmet yapan herkes bafl›m›z›n tac›d›r. Onlar›n tecrübesinden, onar›n bilgisinden, onlar›n birikiminden yararlanmak bizim en önemli görevimizdir. Ama bu bir bayrak yar›fl›d›r, siyasi partilerin içerisinde her partide, yaln›z Türkiye’de de¤il, dünyan›n her yerinde iktidar mücadelesi olur. Ve Cumhuriyet Halk Partisi’nde bayra¤› Say›n Kemal KILIÇDARO⁄LU devralm›flt›r. Gençlerle, kad›nlarla genel baflkan›m›z›n çok iyi fleyler yapaca¤›n› düflünüyorum. Ve 2011 y›l›nda yap›lacak genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok ciddi oranda oy patlamas›n› yap›p iktidara gelece¤ini düflünüyorum. Bunu bir Cumhuriyet Halk Partili olarak arzu etmiyorum, bunu bir Türkiye Cumhuriyeti vatandafl› olarak arzu ediyorum, çünkü sa¤l›kl› iflleyen demokrasilerde iktidar›n mutlaka ve mutlaka güçlü, kararl› bir alternatifinin olmas› gerekir. Demokrasinin olmazsa olmaz kaidesi budur. Art›k Adalet ve Kalk›nma Partisi Türkiye’deki görev süresini doldurmufltur. Karfl›s›nda yepyeni, de¤iflen, dönüflen ama asla ve asla ilkelerinden ödün vermeyen, Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›na sonuna kadar ba¤l›, Türkiye’yi muhas›r medeniyetler seviyesine yükseltmeyi hedefleyen ama en önemlisi halka ra¤men de¤il halkla beraber siyaset yapmay› ilke edinmifl bir genel baflkan, bir yönetimle Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin karfl›s›ndad›r. Bunun da sonuçlar›n› önümüzdeki yap›lacak olan genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok net bir flekilde alaca¤›na bütün kalbimle inan›yorum. Ve bu sonucu almas› için de bizler elimizden geleni yap›yoruz. Geçti¤imiz hafta Say›n Genel Baflkan›m›z-

la birlikte Ayd›n’›n Germencik ilçesindeki programa kat›ld›k. Oradan Kufladas›’ndaki Roman Çal›fltay›’na gittik, ordan ‹zmir’e geçtik, oradan Isparta’ya geçtik. Yani anlatmak istedi¤im flu. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Yönetimi olarak genel merkezde durmuyoruz. Türkiye’yi kar›fl kar›fl geziyoruz ve seçime kadar da gezmeye devam edece¤iz. Halk›m›z aya¤›na giden, onun derdini dinleyen, kendisi de beraber yürüyen bütün siyasi hareketlere geçmiflte oldu¤u gibi gelecekte de iktidar flans›n› verecektir. Ve 2011 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok ciddi bir oranda oylar›nda patlama yaflanaca¤›na ve iktidar olaca¤›na can› gönülden inan›yorum. Geçmiflte Anavatan Partisi içinde aktif siyasette yer alman›z bugünkü konumunuzu nas›l etkiliyor? Geçmifl dönemde Anavatan Partisi’nde görev yapmam›n, ‹stanbul ‹l Gençlik Kollar› Baflkanl›¤›’ndan, Gençlik Kollar› Baflkan Yard›mc›l›¤›’na, Ana Kademe ‹l Yöneticili¤ine kadar birçok görevde bulunmam›n benim için çok büyük bir avantaj oldu¤unu düflünüyorum. 2011 seçimlerinin Türkiye için hayati öneme sahip oldu¤una inan›yorum ve Türkiye’nin bir nevi varolufl seçimleri olarak görüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Anavatan Partisi’nden çok çok daha farkl› oldu¤unu düflünmüyorum, çünkü benim için temel olan Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›d›r. Ça¤dafl, laik, sosyal hukuk devletidir. Bugün yaflanan geliflmelere bakt›¤›m›z zaman Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin yapt›klar›n›n, izledi¤i politikalar›n karfl›s›nda bir tek güçlü bir biçimde Cumhuriyet Halk Partisi’nin kararl›l›kla durdu¤unu görüyoruz. Ve ben art›k Türkiye’de siyaset yapan insanlar›n geçmiflte hangi partide olurlarsa olsun Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilke, plan ve program›na ba¤l› kalmak kofluluyla Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapmalar› gerekti¤ine inan›yorum. Çünkü biraz önce dedi¤im gibi demokrasilerin sa¤lam iflleyebilmesi için mutlaka

ve mutlaka iktidar›n çok ciddi bir alternatifinin olmas› gerekir. Bugünkü Türkiye konjonktüründe de Adalet ve Kalk›nma Partisi’ne karfl› en büyük alternatifin, en büyük iktidar aday›n›n Cumhuriyet Halk Partisi oldu¤una inan›yorum. Ve birey olarak, yurttafl olarak hepimiz bence sorumluluk almal›y›z, tafl›n alt›na elimizi de¤il bedenimizi koymal›y›z diye düflünüyorum. Geçmiflte Anavatan Partisi’nde yapt›¤›m siyasetin, edindi¤im tecrübelerin benim için çok büyük bir zenginlik ve çok büyük bir tecrübe art› de¤er oldu¤unu düflünüyorum. TÜMB‹AD (Tüm Bürokratlar ‹fladamlar› Sosyal Dayan›flma Platformu) hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Tüm Bürokratlar ve ‹fladamlar› Sosyal Dayan›flma Platformu’nu (TÜMB‹AD) çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye’nin temel problemlerinden bir tanesi herkesin dilinde dolaflan art›k klasik hale gelen bürokraside yaflanan birtak›m aksakl›klar, bürokraside birtak›m yaflanan gecikmeler. ‹fladamlar› ve bürokratlar birbirinin ayr›lmaz iki parças›. Bir elman›n yar›s› gibi düflünebiliriz. Bürokratlar olmadan ifladamlar› olmaz, ifladamlar› olmadan bürokratlar olmaz. Ve genelde Türkiye’de maalesef bu iki kesim birbirinin z›tt›, birbirinin karfl›t›ym›fl gibi gösterilir. O yüzden ben TÜMB‹AD’› çok önemsiyorum. Bu platform çat›s› alt›nda bürokratlar›n ve ifladamlar›n›n beraber olmas› bence bir sinerji yaratacakt›r ve bu platform çat›s› alt›nda bafllayan sinerji dalga dalga tüm Türkiye’ye yay›lacakt›r. Az önce de söyledi¤im gibi bürokratlar olmadan ifladamlar› olmaz, ifladamlar› olmadan bürokratlar olmaz. Her iki kesimin birbirini çok daha iyi, çok daha net bir flekilde anlamas› gerekti¤ini düflünüyorum. ‹ki kesim de birbirini çok daha iyi ve net flekilde anlad›¤› takdirde de Türkiye’de baz› fleylerin çok daha h›zl› bir biçimde çözülece¤ini düflünüyorum. O yüzden de TÜMB‹AD’a ilerleyen dönemlerde baflar›lar diliyorum. Çal›flmalar›n› da dikkatle izliyorum ve takdir ediyorum.

19


MAKALE

Prof.Dr. Mehmet AKALIN Marmara Üniversitesi, Teknik E¤itim Fakültesi Tekstil E¤itimi Bölüm Baflkan›

KALKINMA, ‹HRACATI GEL‹fiT‹RME VE

KOB‹LER AÇISINDAN KÜMELENME YAKLAfiIMI Küme kavram›, özellikle 1990’lar-

Küme kavram› pek çok farkl› iflletme yap›-

n›mlamaktad›r:

dan itibaren, bölgesel geliflim ve

s›n› kapsamakta ve kümelenme / küme gelifltirme planlar› de¤iflik hedeflere yönelik olarak ( ekonomik geliflimi desteklemek, KOB‹’lerin rekabet gücünü artt›rmak, Ar-Ge konusundaki iflbirliklerini desteklemek, endüstrinin yap›sal durumunu düzenlemek, ihracat› gelifltirmek ve çevre yönetim sistemlerini uygulamak vb) yap›lmaktad›r. Planlamalar›n ortak noktalar›, co¤rafi yak›nl›k, iletiflim a¤lar› ve belli bir sektörde uzmanlaflma olarak görülmektedir.

Ayn› sektörde faaliyet gösteren, aralar›nda iflbirli¤i ve ayn› zamanda rekabet olan iflletmelerin, onlara mal/hizmet sunan tedarikçilerin, ilgili kurumsal yap›lar›n (üniversiteler, meslek kurulufllar›, ifl koluyla ilgili standartlar› belirleyen ve kontrol eden kurumlar gibi) ayn› co¤rafi bölgede yo¤unlaflmalar› [Michael Porter ‘Kümeler ve Rekabetin Ekonomisi’, Harvard Business Review, Kas›m/Aral›k 1998]

ekonomi politikalar›n›n oluflturulmas›nda ve bu konudaki araflt›rmalarda konuflulmaya bafllanm›fl olsa da küme kavram› bu co¤rafyada Osmanl› ‹mparatorlu¤undan beri var olan ve Lonca Teflkilatlar› veya Esnaf Loncalar› olarak yer alm›flt›r. Özellikle geliflmifl ülkelerde etkin yönetilen kümeler, flirketlerin, bölgelerin ve ülkelerin rekabet gücünü ve ekonomik performans›n› artt›rmakta çok etkili olmaktad›r. 20

Kümelenme ve rekabet gücü aras›ndaki iliflkinin yap›s›n› 1990’l› y›llarda kurup gelifltiren Michael Porter kümeleri flöyle ta-

Kümeler, ba¤›ms›z firmalardan ve bunlarla ilintili kurumlardan oluflurlar. Bu grubun üyeleri:


MAKALE

-Co¤rafi olarak bir ya da birkaç bölgede yo¤unlaflm›fllard›r ( küresel uzant›lar› da olabilir) -Birbirleriyle rakiptirler fakat gerekti¤inde iflbirli¤i yaparlar -Belli bir sektörde faaliyet gösterirler, dolay›s›yla ayn› teknolojilere ve becerilere ihtiyaç duyarlar -Faaliyet alanlar› geleneksel iflkollar› (tekstil, mermer, vb.) olabilece¤i gibi ileri tek-

co¤rafyadan kaynaklanan belirgin rekabet avantajlar› sa¤lamaktad›r. Bu avantaj›n kaynaklar›n› flöyle s›ralayabiliriz: -Hammadde kaynaklar›na co¤rafi yak›nl›k -Sektöre yönelik iflletme / ifl gelifltirme desteklerinin bollu¤u -Bölgedeki endüstriyel faaliyetlerin yo¤unlu¤u nedeniyle buraya gelen müflteriler -Yetiflmifl iflgücünün bölgedeki varl›¤› -KOB‹’lerin tek bafllar›na olduklar›nda ya-

nebilmesi ve bunun sonucunda üretim ve yenilikçilik yeteneklerinin art›fl› o Pazarlara girifl engellerini geçmek ya da baflkalar›n›n giriflini engellemek o Ortak altyap›dan, kaynaklardan ve kalifiye çal›flan havuzundan yararlanmak

noloji alan›nda ( bilgi teknolojileri, teknik tekstiller, vb.) da çal›flabilirler -Kurumsallaflm›fl bir yap› içinde (ortak bir yönetim alt›nda) faaliyet gösterebilecekleri gibi kurumsallaflmam›fl da olabilirler

pamad›klar› baz› yaflamsal ve rekabet avantaj› sa¤layan faaliyetleri, di¤erleriyle iflbirli¤i yapt›klar›nda gerçeklefltirebilecek gücü kazanmalar› – flöyle ki;

dini besleyen bir de¤er zincirine dönüflür. o Kalite ve mükemmeliyeti yakalama, o Üretkenlik, o Rekabet gücü, o Yenilikçilik o Bilgi ak›fl› / bilgi birikimi o Beceri gelifltirme o De¤er yaratma o Sürdürülebilir büyüme ve uzun erimli ifl dinamiklerini yakalama

Ça¤lar boyunca süregelen sektörel faaliyetler üzerinde yap›lan gözlemler, ayn› ya da benzer sektörlerde faaliyet gösteren küçük ve orta boy iflletmelerin biribirlerine yak›n mesafelerde topland›¤›n› göstermektedir. Bu olgu hem geliflmifl hem de geliflmekte olan ülkelerde, pek çok de¤iflik sektörde, tarihin de¤iflik zamanlar›nda gözlenmifltir. Kümelenme ad›n› verdi¤imiz bu olgunun mant›kl› ekonomik nedenleri vard›r. Kümelenmenin oldu¤u bölgelerde faaliyet gösteren KOB‹’ler bulunduklar›

o Tek bafllar›na olduklar›nda yakalayamad›klar›, yüksek teslimat miktarlar›, düzenli arz gerektiren pazar f›rsatlar›n› de¤erlendirebilmeleri o Girdilerde ölçek ekonomilerinden yararlanabilmeleri (donan›m ve hammadde al›mlar›, finansman, dan›flmanl›k hizmetleri gibi) o E¤itim, lojistik, yeni teknolojilerin kullan›m›, istihbarat gibi iflletme dinamizmini sürdürmekte hayati olan fonksiyonlar› yerine getirebilmeleri o ‹flgücünün uzmanlaflm›fl kadrolara bölü-

Bunlar›n sonucu olarak, kümelenme, küme içindeki iflletmelerin afla¤›daki özelliklerini olumlu yönde gelifltirerek kendi ken-

Özellikle finansman, teknoloji, pazarlama, üretim ve altyap› sorunlar› yaflayan KOB‹’lere, sahip olduklar› esneklik avantaj›n› yitirmeden, di¤er KOB‹’lerle ve küme içerisinde yer alan destekleyici kurulufllarla iflbirli¤ine giderek, siparifl alma, üretim, teknoloji gelifltirme, pazarlama, vs. konularda

21


MAKALE büyük ve entegre bir iflletme gibi hareket edebilme kabiliyeti sunan kümelenme modeli, bu model içerisindeki iflletmelere daha etkin faaliyet gösterme yetene¤i sa¤lamaktad›r. Bu noktada, kümelenme modelinin bilinen örgütlenme modellerinden farkl› bir yaklafl›m getirdi¤i görülmektedir. Ayn› üretim kolunda faaliyet gösteren iflletmelerin d›fl ticarette yeni bir tüzel kiflili¤e sahip tek bir

zamanda, ‹ngiltere’deki tekstil ve haz›r giyim kümelerinde de, tekstilde teknik ve ak›ll› tekstiller, konfeksiyonda ise moda, tasar›m ve marka gibi daha h›zl› ve derin bir büyüme potansiyeline sahip olan, yüksek katma de¤erli alanlara yönelindi¤i görülmektedir. ‹ngiltere’de son y›llarda, tekstil ve konfeksiyon alan›ndaki kümelerin otomotiv, havac›l›k ve sa¤l›k gibi di¤er sektörlerdeki kümelerle iflbirli¤i yapmas› yönünde baz› giriflimler bulunmakta; bu

‹hracat mevzuat›, vergi mevzuat› ve Eximbank kredileri (D›fl Ticaret fiirketleri K›sa Vadeli ‹hracat Kredisi, Sevk Öncesi ‹hracat Kredileri) aç›s›ndan çeflitli avantajlar sa¤lanan bu örgütlenme modeli, KOB‹’lerin tek tek yapmak zorunda olduklar› d›fla aç›lma faaliyetlerini flemsiye örgütlenme modeli alt›nda, uzmanlaflm›fl bir d›fl ticaret flirketi olarak yerine getirmeleri için kurulan bir yap›d›r. KOB‹’lerin tek tek k›s›tl› ma-

flirket modeli alt›nda bir araya gelmelerin-

da kümelerin iliflkili olduklar› di¤er sektörle

li ve personel imkânlar› ve d›fl ticaret bilgi-

den ziyade, kümelenme modelinde, ifllet-

iflbirli¤ine giderek geliflmesine örnek say›-

leri ile ihracat yapma ve bunu rekabetçi

melerin bu modelle herhangi bir yasal ba-

labilmektedir.

koflullarda gerçeklefltirmelerinin güçlü¤ü

¤› olmas› gerekmemekte, her iflletme ken-

dikkate al›nd›¤›nda, SDfi’lerin fonksiyonla-

di tüzel kiflili¤ini ve mali ba¤›ms›zl›¤›n› de-

Harvard ‹flletme Okulu Strateji ve Reka-

r›n›n önemi daha da belirgin bir flekilde

vam ettirirken, bir yandan da di¤er iflletme ve kümeyi destekleyici kurulufllarla ayn› amaç do¤rultusunda iflbirli¤inde bulunarak, ortak proje ve faaliyetler yürütebilmektedir. Kümelenme modeli, istihdam, üretim ve ihracat art›fl› ile ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyebilmekte, rekabetçi olunan alanlarda ülkenin uzmanlaflmas›n› ve uluslararas› alanda farkl›l›k yaratmas›n› sa¤lamakta, ülkenin yenilikçilik ve üretkenlik seviyesini yükseltmekte, bölgesel kalk›nmada önemli rol oynamaktad›r.

betçilik Enstitüsünce dünyadaki kümelenme oluflumlar›n› araflt›rmak üzere yap›lan bir çal›flmada, 52 ülkede 42 sektörde

ortaya ç›kmaktad›r.

Öte yandan, dünyadaki küme örnekleri incelendi¤inde, ‹talya’n›n kuzeyindeki tekstil ve haz›r giyim kümeleri, Orta ve Kuzey ‹talya’daki ayakkab› ve deri kümeleri, ABD’de Michigan/Detroit’te ve ‹ngiltere’de Birmingham, Coventry ve Rugby’deki otomotiv ve yan sanayii kümeleri, yine ‹ngiltere’de North West ve East Midlands bölgelerindeki tekstil ve haz›r giyim kümeleri, Norveç’in güneybat› sahilinde deniz tafl›mac›l›¤› ve lojistik kümesi, ABD Kaliforniya’daki bilgi teknolojileri kümeleri dünyadaki baflar›l› küme örnekleri olarak ortaya ç›kmaktad›r. Bu kümelerin içerisinde özellikle ABD’deki Silikon Vadisi, kümelenme yönteminin üyelerine yeni teknolojiler gelifltirmede ne derece büyük kazan›mlar sa¤lad›¤›n›n en somut göstergesidir. Ayn›

ni Zelanda veya Hindistan’dakilerden 100150 y›l daha eskilere dayand›¤› ifade edilmektedir.

22

800’ün üzerinde kümelenme oluflumu bulundu¤u tespit edilmifltir. Söz konusu oluflumlar›n sektörel da¤›l›m› incelendi¤inde ise, maden-metal (56 küme), bilgi teknolojileri (42), mobilya (35), e¤lence (35), otomotiv (32) ve tekstil-konfeksiyon (30) sektörlerinin kümelenmede ön s›ralarda yer ald›klar› görülmektedir. Bu çal›flmaya göre, ayr›ca, kümelenme oluflumlar›n›n aniden ortaya ç›kmad›¤›, aksine yüzy›llar sürebildi¤i, Avrupa’daki kümelerin ABD, Ye-

Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kümelenme modelinin, ayn› üretim dal›ndaki KOB‹’lerin ihracat sektörü içinde bir organizasyon alt›nda toplanarak, dünya pazarlar›na yönelmelerini sa¤lamak amac›yla, ihracat ve ilgili konularda (finansman, tedarik, nakliye, sigorta, gümrükleme v.b.) hizmet sa¤layarak, d›fl ticarette uzmanlaflmalar› için 1996 y›l›ndan itibaren uyulanan bir örgütlenme modelinden, Sektörel D›fl Ticaret fiirketleri (SDfi)’nden bahsetmek ve bu yap›n›n kümelenme ile benzerlik ve farkl›l›klar›n› ortaya koymak konuya aç›kl›k getirmek aç›s›ndan yararl› olacakt›r.

Ancak, 90’l› y›llar›n sonundan bugüne dek KOB‹’lerimizi kurumsallaflmaya ve d›fl pazarlara aç›lmaya teflvik ederek, ihracat›m›z›n art›r›lmas›nda çok önemli misyon ve fonksiyonlar› bulunan bu örgütlenme biçimi, esasen KOB‹’lerin çok ortakl› d›fl ticaret flirketleri fleklinde örgütlendi¤i hukuki bir yap›y› gerektirdi¤inden ve KOB‹’lerin hukuki aç›dan bu yeni flirketle yak›ndan iliflkili olmas›, onun kar ve zarar›na kurulan flirket yoluyla ortak olmas› gerekti¤inden, iflletmelere her türlü faaliyetlerinde esnek yap›lar›n› devam ettirme avantaj› sa¤layan kümelenme modeli ile tam anlam›yla örtüflmemekle birlikte, ayn› amaçtan ortaya ç›kan modeller olarak ciddi benzerlikler arz etmektedir. Di¤er taraftan, ülkemizde belirli sektörlerde günümüze kadar kendili¤inden ortaya ç›kan birtak›m co¤rafi yo¤unlaflmalar bulunmaktad›r. Örne¤in, ‹stanbul ve ‹zmir’de tekstil, haz›r giyim, deri, Denizli’de ev tekstili, Bursa’da otomotiv ve yan sanayii, Afyon ve Diyarbak›r’da mermer bu oluflumlar aras›nda en dikkat çekici olanlar›d›r. Ancak, bütün bu oluflumlar›n kapsaml› bir biçimde ele al›nmas›, de¤er zincirindeki iliflkilerin irdelenmesi, sektörel ve bölgesel bazda yap›lan de¤erlendirmelerin so-


MAKALE nuçlar›na göre bu bölgelerde faaliyet gösteren iflletmeleri destekleyici ve mevcut rekabet güçlerini art›r›c›, ihracat performanslar›n› ve di¤er ekonomik göstergelerini yükseltici birtak›m mekanizmalar gelifltirilmesi ve altyap› imkânlar›n›n güçlendirilmesi yönünde sistematik ve kapsaml› bir çal›flma yap›lmam›flt›r. Dolay›s›yla, ülkemizde maalesef henüz tam anlam›yla ve bilinçli bir politikayla oluflturulmufl bir kümelenme modelinden söz etmek pek

yap›lardan ve birbirlerine yak›nl›klar›ndan dolay› do¤al olarak küme içi rekabet ve motivasyon da sürdürülebilmektedir. Buna ilave olarak, belirli bir sektörde faaliyet gösteren iflletmelerden oluflan bir kümede, ayn› co¤rafya içinde bu sektörle iliflkili baflka bir sektöre/alt sektöre de ihtiyaç duyulmas› durumunda, küme geniflleyebilmekte; giriflimcilik, yeni ifl alanlar› ve istihdam bak›m›ndan kümeleme önemli kazan›mlar sa¤layabilmektedir.

mümkün de¤ildir.

yede ekonomimizin temel destek noktalar›ndan ve ekonomik geliflmelerin belirleyici unsurlar›ndan olan ihracat›m›zda sürdürülebilir bir art›fl›n teminine ve ekonomik büyümeye çok olumlu katk›lar sa¤lanaca¤› muhakkakt›r. Kümelenmenin iflletmelere sa¤lad›¤› avantajlar ve ülkemizdeki KOB‹’lerin bu alanlardaki sorunlar› dikkate al›nd›¤›nda, bu modelin özellikle ülkemiz gibi üretiminde KOB‹’lerin a¤›rl›kl› paya sahip oldu¤u

Küme içerisinde zamanla ortaya ç›kan bil-

ekonomiler aç›s›ndan önemi daha da iyi

Kümelenme modelinin dinamiklerine bakt›-

gi birikimi ve tecrübe ile kümede oluflan

anlafl›lmaktad›r.

¤›m›zda, iflletmelerin “küme”ye üye olmak

iletiflim a¤› tüm üyelerin bilgiye kolayca

suretiyle, baflta verimlilik ve yenilikçilik

ulaflabilmesine imkân vermektedir. Bu ile-

Ülkemizde gerek üretim ve ihracatta sek-

avantaj› sa¤layarak, rekabetçiliklerini art›rd›klar›n› söyleyebiliriz.

tiflim a¤› içerisinde yer alan finansal kurulufllar da küme üyelerinin performanslar› hakk›nda bilgi sahibi olabildi¤inden, kredi temininde iflletmeler daha kolay bir süreç yaflamaktad›rlar. Bu bilgi ve iletiflim a¤›, küme üyelerine küme içerisinde kendi te-

tör ve bölge çeflitlili¤in k›s›tl›l›¤›, gerekse bölgeleraras› sosyo-ekonomik geliflmifllik farkl›l›klar› dikkate al›nd›¤›nda, flimdiye kadar a¤›rl›kl› olarak uygulanan merkeziyetçi yaklafl›mlar›n, sektörlerin bölgesel yo¤unlaflmalar› olarak nitelendirilebilecek küme-

darikçilerinin veya müflterilerinin ihtiyaçlar›n› da daha yak›n bir flekilde tespit edebilmelerini sa¤lamakta, dolay›s›yla taraflar aras›nda sa¤lanan koordinasyon ile bu ihtiyaçlara tam olarak cevap verebilecek sistem ve teknolojileri gelifltirmede daha etkin olabilmektedirler.

leme modeli baz al›narak revize edilmesiyle, her bölgenin kendine ait rekabetçi üstünlüklerinin ortaya ç›kmas›na ve bu üstünlüklere göre sektörel bazda uzmanlaflmalar›na olanak sa¤lanacakt›r.

Bölgesinde, kendisiyle ayn› sektörde faaliyet gösteren di¤er iflletmeler ve destekleyici kurulufllarla güçlü bir iflbirli¤i imkân› elde eden küme üyesi, girdi temininde, bilgi, teknoloji, vb. kaynaklara ulaflmada, üretimde uzmanlaflmada, dolay›s›yla kalite ve verimlilik art›fl›nda, üretim maliyetlerinde ölçek ekonomisine ulaflmada, depolama ve pazarlama sürecinde, kredi temininde, ortak altyap› (e¤itim, teknoloji, ulafl›m, iletiflim) kullan›m›nda, nitelikli iflgücü temininde, müflteri ve tedarikçi bulmada, toplu ancak esnek örgütlenmeden kaynaklanan, birçok maliyet avantaj›na sahiptir. Bir küme üyesi, di¤er iflletmelerle bir araya gelerek toplu siparifl alabilmekte, de¤er zincirinde birbirini tamamlay›c› üretim yapt›¤› iflletmelerde üretimde iflbirli¤i yaparak stok maliyetlerini düflürebilmekte, üretimde uzmanlaflma sonucunda teslimat sürelerini k›saltabilmekte, o bölgedeki üniversite veya di¤er araflt›rma kurumlar› ile ortak Ar-Ge projeleri yürüterek, yenilikçilik kapasitelerini yükseltebilmektedir. Ayr›ca, ayn› ifl kolunda faaliyet gösteren üyeler aras›nda sahip olduklar› ba¤›ms›z

Bu ba¤lamda, Türkiye’nin önümüzdeki döKümelenmenin bir iflletmeye sa¤lad›¤› avantajlar›n d›fl›nda, ekonomik büyümede ve bu büyümeyi sa¤layacak etkenlerde kümelenme politikas›n› benimseyen bir ülkenin elde etti¤i kazan›mlara bak›ld›¤›nda ise, bölgelerin rekabet avantajlar›na uygun sektörlerde uzmanlaflmalar›na olanak sa¤lanacak politikalarla bir ülkede bölgeleraras› geliflmifllik farkl›l›klar›n›n ve gelir da¤›l›m›n›n dengelenebildi¤i, gelir ve istihdam olanaklar›ndaki uçurumlar›n azalt›labildi¤i görülmektedir. Kümelenme modelinin, ülkemizde bafllat›lan bu ve benzeri “kümelenme odakl› politika ve strateji” çal›flmalar› sonucunda, mikro düzeyde iflletmelerimizin uluslararas› rekabet güçlerinin artaca¤›, makro sevi-

nemlerde global rekabet ortam›nda hak etti¤i konuma ulaflabilmesi ve yakalad›¤› ihracat performans›n›n sürdürülebilirli¤i için, sektörel analizlerin co¤rafi analizlerle bütünleflti¤i politikalar yoluyla uluslararas› rekabet flans› bulunan tekstil ve haz›r giyimin yan› s›ra, özellikle ihracat›m›z içindeki paylar› h›zla artan otomotiv ana ve yan sanayi, makina imalat sanayi, elektrik ve elektronik gibi dünya ticaretinde yüksek paya sahip, ileri teknoloji ihtiva eden ve sermaye yo¤un sektörlerde bölgesel çal›flmalar yürütülmesi, bu çal›flmalar ile her bölgeye özgü sorunlar›n giderilmeye çal›fl›lmas›, buralardaki KOB‹’lerin mevcut yap›lar›n›n güçlendirilmesi için “kümelenme modeli” halihaz›rda en bütüncül yaklafl›m olarak gözükmektedir.

23


RÖPORTAJ

Mehmet Zafer ÜSKÜL TBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu Baflkan›

BÜTÜN DÜNYA AK PART‹ DÖNEM‹NDE TÜRK‹YE’N‹N ÖNEM‹N‹ ÇOK DAHA NET B‹R fiEK‹LDE GÖRDÜ Ayla ‹SP‹R: De¤erli hocam, Parlamentoya girmeden önce 2007 y›l› bafl›nda TÜS‹AD için "Türkiye’de Demokratikleflme Perspektifleri" adl› çal›flmay› haz›rlam›flt›n›z ve bir tak›m tespitlerde bulunmufltunuz. 2007 Genel Seçimlerinde Mersin Milletvekili olarak parlamentoya girdiniz ve TBMM ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu Baflkanl›¤›na seçildiniz. Raporu haz›rlad›¤›n›z dönemden bugüne Türkiye'de demokratikleflme ve insan haklar› aç›s›ndan hangi ilerlemeler kaydedildi? Zafer ÜSKÜL:Türkiye son on y›lda insan haklar›n›n korunmas› ve güvenceye al›n-

24

mas› yolunda çok önemli geliflmeler kaydetti. 2001 y›l›ndaki Anayasa de¤ifliklikleriyle bafllayan süreçte; temel hak ve özgürlüklerin güvenceleri art›r›ld›, genel s›n›rlama nedenleri Anayasadan ç›kart›ld›, her hak ve özgürlükle ilgili olarak güvenceler güçlendirildi, idarenin yetkileri azalt›lmaya çal›fl›larak bu yetkiler yarg› organ›na aktar›ld› ve ölüm cezas› tümden kald›r›ld›. Özellikle, 2004 y›l›nda Anayasa’n›n 90. maddesinde yap›lan de¤ifliklikle; ulusal yasalar›n insan haklar› alan›nda taraf oldu-

¤umuz temel insan haklar› sözleflmeleriyle çeliflmesi durumunda, uluslararas› sözleflmelerde yer alan hükümlerin geçerli olaca¤›n›n kabul edilmesi; bu alandaki evrensel hukukun benimsenmesi ad›na çok büyük bir ad›m oldu. TÜS‹AD için haz›rlad›¤›m›z raporu kaleme ald›¤›m›z dönemde ise, insan haklar›na dayanan bir hukuk sistemiyle ba¤›ms›z ve güçlü bir yarg› sistemi konusunda önemli sorunlar vard›. Bugün de k›smen devam eden bu sorunlar›n bir k›sm› Anayasadan,


RÖPORTAJ Mehmet Zafer Üskül, 30 A¤ustos 1944'de Mersin Silifke'de do¤du. Babas›n›n ad› R›za, annesinin ad› Fatma Fikriye'dir. Ö¤retim Üyesi; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Doktoras›n› Fransa'da Grenoble Üniversitesi'nde siyasal bilimler dal›nda tamamlad›. Eskiflehir ‹T‹A'da Ö¤retim Üyesi olarak görev yapt›. 1974'te doçent, 1979'da profesör oldu. Birçok üniversitede ö¤retim üyeli¤i görevinde bulunarak lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. Mersin Üniversitesi ‹‹BF Anayasa Hukuku Ö¤retim Üyeli¤i ve Rektör Yard›mc›l›¤› görevini yapt›. ‹nsan Haklar› Yüksek Dan›flma Kurulu Üyeli¤i ve Baflkan Yard›mc›l›¤› görevinde bulundu.Birçok sivil toplum kuruluflunun kurucusu, yöneticisi oldu. Anayasa hukuku, kamu yönetimi, kooperatifçilik ve yerel yönetimler alanlar›nda çal›flmalar yapt›. 14 telif ve tercüme kitab›n›n yan›nda yüzü aflk›n makale yay›nlad›. 1990'da Yunus Nadi Ödülü'nü kazand›. 23. Dönem'de Türkiye Büyük Millet Meclisi ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu Baflkan› oldu. Çok iyi düzeyde Frans›zca bilen Üskül, evli ve 2 çocuk babas›d›r. yasalardan, yönetmeliklerden, uygulamadan ve yarg›ç kültüründen; bir k›sm› da yarg› organ› ve yarg›sal denetim alan›nda yaflanan sorunlardan kaynaklan›yordu. Yarg› organ›na bütçeden ayr›lan pay›n azl›¤›, çal›flma flartlar›n›n elveriflsizli¤i, ifl yükünün fazlal›¤›, karfl›lafl›lan sorunlardan baz›lar› olarak öne ç›k›yordu. “Adalet Saraylar›”n›n durumu, duruflma salonlar›n›n düzeni, o düzen içinde yarg›ç, savc› ve savunmanlar›n ald›klar› yer bile sorunlu haldeydi. Yarg›, bugün de bir bütün olarak yeniden düzenleme ihtiyac› içinde… Nitekim Hükümetimiz Yarg› Reformu çalmalar›n› sürdürüyor. Yarg›çlar›m›z›n ifl yükü, adaletin gecikmesi, cezaevlerindeki tutuklu say›lar›n›n fazlal›¤› ve genel olarak cezaevi koflullar›n›n yetersizli¤i gibi sorunlar›n çözümü için samimi bir çaba söz konusu. Ama mekânsal ve mali sorunlar›n büyük ölçüde çözüldü¤ünü söyleyebiliriz. Adalet Saraylar›n›n

say›s› ve yeterlili¤i büyük ölçüde artt›r›ld›. Yarg›çlar›m›z›n ve savc›lar›m›z›n mali koflullar› düzeltildi. Mevzuat düzeyinde ise 2007’den bu yana çok önemli düzenlemelere gidildi. 12 Eylül 2010’da yap›lan referandumda kabul edilen Anayasa de¤ifliklikleriyle; öncelikle bireyin devlet karfl›s›ndaki konumu tart›flmas›z olarak güçlendirildi. Gerek Anayasa Mahkemesine bireysel baflvuru hakk›yla gerekse kamu denetçili¤i kurumuyla; yurttafllar›m›z›n hak arama olanaklar› art›r›ld› ve idareye karfl› daha güçlü bir konuma gelmeleri sa¤land›. ‹lgili kanun ç›kt›¤›nda, Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlükler konusunda art›k bir insan haklar› mahkemesi gibi ifllev görebilecek… ‹darenin her türlü ifl ve eyleminden dolay› haks›zl›¤a u¤rayan, uygunsuz bir muamele ile karfl›laflan vatandafllar›m›z, mahkemeler d›fl›nda flikâyetlerini Kamu Denetçili¤i Kurumu’na iletebilecek. Öte yandan, sendikal haklarla ilgili olarak, grev hakk›n›n kullan›lmas›n›n önündeki baz› engeller Anayasadan ç›kar›ld›, memur ve di¤er kamu görevlilerine toplu sözlefleme hakk› getirildi. Hukuk devleti ilkesinin bir gere¤i olarak idarenin yarg›sal denetiminin kapsam› geniflletildi. Yarg› denetimi d›fl›nda kalan memurlara verilen disiplin cezalar› ve Yüksek Askeri fiura kararlar› da yarg›sal denetim kapsam›na al›nd›. Di¤er düzenlemelerle ise, zay›f durumdaki kiflilere pozitif ayr›mc›l›k tan›nd›, ailenin korunmas› ve çocuk istismar›n›n önlenmesini anayasan›n emri haline getirildi, kiflisel verilerin korunmas› anayasal güvenceye kavuflturuldu ve yurt d›fl›na ç›kma yasa¤› yarg› karar›na ba¤land›. Bütün bunlar temel insan haklar› alan›na iliflkin düzenlenmelerdir ve art›k Anayasam›zda yer almaktad›r. Bundan önce de insan haklar› ihlallerine yol açan mevzuat›n de¤ifltirilmesi amac›yla çok önemli kanun de¤ifliklikler yap›lm›flt›. Örne¤in; 2008’de Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin uygulamas›ndan kaynaklanan sorunlar› aflmak için ifade özgürlü¤ünü güçlendiren ve suçun sorufl-

turulmas›n› Adalet Bakan›n›n iznine ba¤layan bir de¤ifliklik yap›ld›. 2009’da ceza infaz kurumundaki tutuklu ve hükümlülerin önceden bildirdikleri kiflilerle Türkçe d›fl›ndaki bir dilde konuflmas›na izin verilmesi sa¤land›. 2010’da Terörle Mücadele Kanunu ile baz› kanunlarda de¤ifliklik öngören yasa tasar›s›n› kabul ederek, kamuoyunda “tafl atan çocuklar” diye bilinen bizim “suça itilmifl çocuklar” olarak nitelendirdi¤imiz konuda yaflanan ma¤duriyet giderildi. Öte yandan, iflkence ve kötü muameleye karfl› “s›f›r tolerans” politikas›nda belli bir baflar› düzeyine ulafl›ld›. Bu çerçevede yap›lan yasal de¤iflikliklerle iflkence ve kötü muamele suçunun tan›m› geniflletildi, cezalar art›r›ld›, bu cezalar›n tecili ve paraya çevrilmesi önlendi. Ayr›ca temel haklara iliflkin pek çok uluslararas› sözleflmeyi de onaylayarak hukukumuza dâhil ettik. Son 8 y›lda tam 19 adet sözleflmeyi onaylad›k. Son dönemde onaylanan en önemli sözleflmeler ise Birleflmifl Milletler Engellilerin Haklar›na ‹liflkin Sözleflme ile BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesine Yönelik Kyoto Protokolü’dür. Bugün temel haklar alan›nda neredeyse bütün BM Sözlemlerinin taraf› durumunday›z. Önümüzdeki dönemde “BM ‹flkenceye Karfl› Sözleflme’ye Ek ‹htiyari Protokolü’nün onaylanmas›na dair kanunun ç›kar›lmas› ve ulusal önleme mekanizmas›n›n kurulmas› ayr›ca Ba¤›ms›z bir Kolluk fiikâyet Mekanizmas›’n›n kurulmas› öngörülmektedir. Bu tedbirlerle insan haklar› alan›nda gündeme gelen ihlallerin soruflturulmas›nda, iflkence ve kötü muamelenin engellenmesinde ciddi bir ilerleme sa¤lanaca¤›n› umuyoruz. A.‹. : TBMM ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu'nun Baflkan›s›n›z. Komisyonunuzun Türkiye'de insan haklar›n›n korunmas› ve geliflmesi aç›s›ndan nas›l bir konumda bulundu¤undan ve hangi çal›flmalar› yapt›¤›ndan söz edebilir misi-

25


RÖPORTAJ niz? Z.Ü.: Komisyonumuz, Türkiye’de insan haklar›n›n ulusal düzeyde korunmas› amac›na uygun olarak kurulan ilk ve kurumlaflm›fl ulusal insan haklar›n› koruma mekanizmas›d›r. Bu aç›dan ülkemizde çok önemli bir konuma sahiptir. Çünkü Komisyonumuz ve Baflbakanl›k ‹nsan Haklar› Baflkanl›¤› d›fl›nda flu anda ülkemizde böyle bir kurum yok. Tabi Meclisin, yani milletin temsilcilerinin oluflturdu¤u bir komisyon olarak daha farkl› bir yerimiz ve

ve çocuk yurtlar›nda incelemeler yapan alt komisyonlar›m›z da çal›flmalar›na devam etmektedir. Komisyonumuz çal›flmalar›n› genellikle alt komisyonlar kurmak suretiyle sürdürüyor ama kimi zaman olaylar›n acili yeti veya önemi nedeniyle gerek Komisyon Baflkan› olarak ben bizzat, gerekse Komisyon uzmanlar› olay›n taraflar› ve olaya iliflkin ilgili merci ve makamlarla görüflmek suretiyle do¤rudan inceleme yapabiliyor.

meliyim. Tabi ki sorunlar›m›z çok. Ama en az›ndan çözüm için samimi bir çabam›z ve ald›¤›m›z ciddi bir mesafe var.

sorumlulu¤umuz da var.

Ayr›ca uluslararas› heyetleri kabul ediyoruz, yurt d›fl›na inceleme gezileri düzenliyoruz. Özellikle Türklerin yaflad›¤› ülkelerdeki ayr›mc›l›k ve benzeri iddialar› araflt›rmak üzere, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Avusturya’ya geziler düzenledik. ‹nsan haklar›na yönelik ihlallerin her yerde olabildi¤ini gördük. Tespitlerimizi bu ülkelerin ilgili makamlar›yla da paylaflt›k. Bu ba¤lamda Türkiye’nin art›k insan haklar› suçlusu muamelesi gören ve sürekli denetlenen bir ülke olmad›¤›n› da belirt-

dan memnuniyetsizlik” alt bafll›¤› ilk s›radad›r. Bu baflvurular›n ço¤unda adli soruflturman›n yetersiz oldu¤u, adil bir yarg›lama yap›lmad›¤›, tarafl› davran›ld›¤› gibi flikâyetler yer almaktad›r. “Davan›n sonuçland›r›lmas› talebi”, “sal›verilme talebi”, “bireysel ve genel af ile cezan›n ertelenmesi talepleri” de yarg›ya iliflkin sorunlar içerisinde önde gelen di¤er flikâyet konular›d›r. Ancak kuvvetler ayr›l›¤› ve yarg› ba¤›ms›zl›¤› ilkeleri gere¤i bu tür baflvurulara Komisyon taraf›ndan herhangi bir in-

Komisyonumuzun temel görevi, insan haklar›na iliflkin uygulamalar› incelemek, denetlemek ve geliflmeleri izlemektir. Bu çerçevede, 23’ncü dönemin bafllang›c›ndan bu yana 10 binden fazla baflvuruyu iflleme ald›k ve 50 adet rapor yay›mlad›k. fiu anda Üniversitelerde yaflanan psikolojik bask›, yani “mobbing” iddialar›n› araflt›rmak üzere bir alt komisyonumuz kuruldu ve çal›flmalar›na bafllad›. Ayr›ca, cezaevi

26

A.‹. : Komisyona gelen baflvurulara bakt›¤›n›zda Türkiye'nin devam eden insan haklar› sorunlar› olarak hangi konular öne ç›k›yor. Bunlar›n çözümü için at›lacak ya da at›labilecek ad›mlar nelerdir? Z.Ü.: Komisyona ulaflan baflvurular aras›nda en fazla flikâyet önceki y›llarda oldu¤u gibi yarg›ya iliflkin olup “yarg› kararlar›n-


RÖPORTAJ celeme ifllemi bafllat›lmamakta ve bu durum baflvurucuya gerekçesi ile bildirilmektedir. Komisyona gelen baflvurularda ikinci en fazla flikâyet konusu cezaevlerindeki sorunlard›r. “Keyfi tutum ve ifllemlerin varl›¤›” iddialar› ile “cezaevindeki koflullardan flikâyet” en fazla yak›n›lan konulard›r. Cezaevleri koflullar›n›n iyilefltirilmesi talepleri kapsam›nda ilk olarak göze çarpan konu ceza ve tutukevlerinin kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunmas›ndan do¤an olumsuzluklar›n giderilmesi meselesidir. Gerçekten ceza infaz kurumlar›n›n mevcut yap›s›, y›llar içerisindeki iyilefltirmelere ra¤men, afl›r› doluluk nedeniyle çeflitli s›k›nt›lara neden olmaktad›r. Bu arada flunu hemen belirtmem gerekir ki, Komisyona gelen baflvurular›n hepsi ortada gerçekten bir ihlal oldu¤u anlam›na gelmiyor. Burada yap›lan sadece iddialar› ortaya koymakt›r. Ama komisyona gelen baflvurular içinde adil yarg›lanma hakk› ile cezaevlerindeki sorunlara iliflkin flikâyetler aç›k bir farkla en üst s›rada duruyor. Dolay›s›yla bu iki alanda da çözüm zaten herkesin kabul etti¤i reformlar› gerçeklefltirmekten geçiyor. Adalet Reformu noktas›nda hükümetin yürüttü¤ü bir çal›flma var, biliyorsunuz. Bunlara iliflkin yasal düzenlemeler flu anda Meclisin gündeminde. Burada sa¤lanacak bir iyileflme cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu say›s›n› da etkileyecek ve say›lar›nda bir düflüfl olacakt›r. Bunun yan›nda di¤er flikâyetler için Adalet Bakanl›¤›’n›n yapmas› gereken bir tak›m çal›flmalar var. Biz TBMM ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu olarak, gerek askeri cezaevlerinde gerekse di¤erlerinde incelemelerimizi sürdürüyoruz ve tespitlerimizi kamuoyuna da Adalet Bakanl›¤›’na da iletiyoruz. Öte yandan, “BM ‹flkenceye Karfl› Sözleflme’ye Ek ‹htiyari Protokol’ü 14 Eylül 2005 tarihinde imzalam›fl olup, onaylanmas› için hükümet taraf›ndan 30 Eylül 2009’da Mec-

lis’e sevk edilmifltir. Bu tasar›n›n kanunlaflarak yürürlü¤e girmesi önem arz ediyor. Zira bu protokolün onaylanmas›yla birlikte iflkence ve kötü muameleyle mücadelenin uluslararas› denetim boyutu daha da pekiflmifl olacakt›r. Ayr›ca baflta da belirtti¤im gibi, Anayasa Mahkemesine Bireysel Baflvuru Hakk›n›n getirilmesi, Kamu Denetçili¤i Kurumu’nun oluflturulmas›, Baflbakanl›k ‹nsan Haklar› Baflkanl›¤›’n›n yeni bir düzenlemeyle daha özerk bir hale getirilmesi de Türkiye’de çok k›sa bir sürede hak arama olanaklar›n› bir hayli artt›rm›fl olacakt›r.

sey, Anayasal bir kurum haline getirildi. Böylece esnaf›n, sanatkâr›n, tüccar›n ve sanayicinin hükümetin sosyal ve ekonomik politikalar›nda söz sahibi olmas›na olanak tan›nd›. Bunlar›n yans›malar›n› önümüzdeki dönemde daha net olarak görece¤iz. Türkiye’de sivil toplumun bütün bu düzenlemelerden sonra çok daha etkin bir hale gelece¤i muhakkakt›r. Türkiye’de sivil toplumun belirli bir geliflme düzeyine ulaflt›¤› muhakkak. Fakat geliflmifl ülkelerdeki sivil toplumun etkinli¤ini veri al›rsak, ülkemizde bu alanda daha al›nacak çok mesafe oldu¤u söylenebilir.

A.‹.: Türkiye’de sivil toplumun bugün ulaflt›¤› seviyeyi ve demokratikleflme aç›s›ndan önemini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Z.Ü.:Demokrasilerde egemenlik halka aittir. Günümüz ça¤dafl demokrasilerinde halk bu egemenli¤ini temsilcileri eliyle kullan›r. Ayr›ca dernekler, vak›flar, sendikalar, odalar, birlikler, platformlar oluflturarak örgütlenir ve amaçlar› do¤rultusunda faaliyet gösterir. Bu noktada önemli olan, örgütlenme ve ifade özgürlükleri önündeki engellerin kald›r›lmas› ve sivil toplumun geliflmesinin desteklenmesidir.

A.‹.: ‹ktidar partisine mensup bir milletvekili olarak ülkemizin ulaflt›¤› maddi kalk›nma düzeyi ve temel ekonomik sorunlar›n çözümü için yap›lan çal›flmalar hakk›nda ne düflünüyorsunuz? Z.Ü.:Bir kere flunu herkes kabul ediyor; Türkiye’de son 8 y›ld›r oluflan güven ve istikrar ortam› ile Avrupa Birli¤i’ne tam üyelik hedefinin samimi bir çabaya dönüflmesi, hem uluslararas› platformda hem de ekonomide ülkemizi dünyada üst düzeylere ç›kard›. Bunda Hükümetimizin baflar›l› ve ak›lc› politikalar›n›n katk›s› büyük… Türkiye dünyan›n 26. büyük ekonomisiyken flimdi 17. büyük ekonomi haline geldi. IMF ile yeni bir anlaflma yapmaya gerek duymad›k. Bu, kendi ekonomik ve mali politikalar›m›z› kendi halk›m›z›n ç›karlar›na göre belirleyebilme özgürlü¤ü getirdi. Komflular›m›zla s›f›r sorun politikas› izliyoruz ve bunu e¤ilip bükülmeden yap›yoruz. Bütün dünya Ak Parti döneminde Türkiye’nin önemini çok daha net bir flekilde gördü. Bunlar›n d›fl›nda sa¤l›k, e¤itim, ulaflt›rma ve di¤er alanlarda kaydedilen geliflmeler insan›m›z›n yaflam kalitesini önemli ölçüde yükseltti.

2004 y›l›nda 5253 say›l› Dernekler Kanunu’nun yürürlü¤e girmesiyle, demokratik bir yönetimin hayata geçirilmesi, sivil toplumun güçlenmesi ve örgütlenme özgürlü¤ünün sa¤lanmas› amac›yla önemli bir ad›m at›ld›. Bu sayede dernek kurma hakk›na getirilen k›s›tlamalar kald›r›larak, Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’ne uygun olarak örgütlenme özgürlü¤ü sa¤land›. Bundan önce, aç›k fleffaf ve hesap veren yönetim anlay›fl›n›n gere¤i olarak 2003’te Bilgi Edinme Hakk› Kanunu ç›kar›lm›flt›. Toplant› ve gösteri yürüyüflü düzenleme hakk›n›n kullan›m›n›n daha demokratik temele dayand›r›lmas› için de bir tak›m yasa de¤ifliklikleri yap›lm›flt›. Bunlara 2008 y›l›nda kabul edilen yeni Vak›flar Kanunu’nu da ekleyebiliriz. Az önce belirtti¤im gibi son Anayasa de¤ifliklikleriyle sendikal özgürlüklerin önündeki bir tak›m engeller de kald›r›ld›. Ayr›ca Ekonomik ve Sosyal Kon-

Önümüzdeki en önemli sorun, iflsizli¤in azalt›lmas› ve gelirin daha adil bir flekilde da¤›t›lmas›n›n sa¤lanmas›d›r. Bunun için de gerek bölgesel ve sektörsel teflvik politikalar›yla gerekse sosyal ve mali politikalarla ciddi bir çaba sarf edilmektedir.

27


RÖPORTAJ

Mehmet ÇERÇ‹ AK Parti Manisa Milletvekili

Geliflmifllik demokrasi ve STK’lar aras›nda

çok önemli bir ba¤ vard›r.

28


RÖPORTAJ Ayla İSPİR : Sayın Çerci Neden siyasetçi oldunuz?

m›zda Manisa ilimiz oldukça iyi konumda-

olarak hissetti¤im gibi Manisa lehine de

d›r. Fakat yap›lan iflin kötüsü olmaz. Ama

olumlu sonuçlar do¤urdu¤unu düflünüyo-

Mehmet ÇERC‹: Siyaset ülkemize ve mil-

her zaman daha iyisi olur. Manisa’m›z bir-

rum. En az›ndan halk her zaman siyasetçi-

letimize hizmet etmenin yegâne yoludur.

çok konuda ülkemizin kalbi konumunda-

sini yan›nda görmek imkân›na kavufltu.

Ülkemizin geliflmesi ve kalk›nmas› için

d›r. Sanayisi, istihdam›, e¤itimi, kültürü, ta-

herkesin elini tafl›n alt›na koymas› gerekir.

r›m›, ekonomiye katk›s› noktas›nda gelifl-

Bunun için de çeflitli yollar vard›r; ancak

mifl illerimiz aras›ndad›r. Bu geliflmifllikte

bu yollar›n en önemlisi siyasettir. Bu

illerimiz aras›nda ilk 10 ilimiz içerisindedir.

amaçla siyasete at›ld›m. Bizler siyaseti bir

Türkiye’nin topyekûn kalk›nmas›nda önem-

meslek olarak de¤il bir mesuliyet olarak

li bir yere sahip olan Manisa ilimiz hem bu

görüyoruz.

sürece katk› sundu¤u gibi hem de bu sü-

A.İ.: Milletvekili olarak birçok etkinliğe katılıyorsunuz. Siyasi yaşantınız aile hayatını-

A.İ.:Manisa’da birçok etkin sivil toplum ku-

zı etkiliyor mu?

ruluşları var bu kuruluşları ve çalışmalarını

M.Ç.: Do¤al olarak siyasetle u¤rafl›yorsa-

nasıl değerlendiriyorsunuz ?

n›z bir bütün olarak ülkenin de bir ferdi

M.Ç.: Manisa iline yapm›fl oldu¤um s›k zi-

olarak vatandafl›n derdiyle dertlenmek zorundas›n›z. Ülkenin sorunlar› ve bu sorun-

yaretlerimiz sonucu birçok Sivil Toplum

lara çözüm yollar› bulmak, u¤rafl›y› ve za-

Kuruluflumuzun çal›flmalar›na ve program-

man ay›rmay› gerektirir. Bu zaman, genel-

lar›na kat›labilme f›rsat› bulabildik. Manisa

likle insan›n kendisinden ve en yak›nlar›n-

ilimizin geliflmiflli¤i ile do¤ru orant›l› olarak

dan feragat ederek art›rd›¤› zamanla

geliflmifl bir sivil toplu kuruluflu yap›s› var-

mümkün olabiliyor. Bu durumda hem ken-

d›r. Ulusal ölçekte faaliyette bulunan STK

di yaflant›n›z hem de aile hayat›n›z olum-

lar›n hemen hemen hepsinin Manisa’da

suz etkileniyor. Fakat bu ifl gönül ifli. Ken-

temsilcili¤i veya flubesi oldu¤u gibi Mani-

dinizi ülkenize milletinize adam›flsan›z bu

sa’ya özel STK’lar da mevcuttur. Bu konu

durum sizin ve aileniz için sorun olmaz.

bizim içinde çok önemlidir. Bu konuda

Sadece biraz özveriye ihtiyaç var.

“Manisa’da Sivil Toplum Kurulufllar›n›n sa-

A.i.: Halkın içinde bulunup onların arasında dolaşmayı seviyor musunuz ?

“Siyaset ülkemize ve milletimize hizmet etmenin yegâne yoludur”

y›s›n›n ve etkinli¤inin art›r›lmas›” konulu sempozyum organize etmifltik. STK lar›n

M.Ç.: Siyaset anlay›fl›m›z gere¤i hep hal-

recin sonuçlar›ndan istifade etmektedir.

k›n içindeydik ve hep halk›n içinde olaca-

mifllik demokrasi ve STK lar aras›nda çok

Mevcut durumuna nazaran; Manisa ilimi-

¤›z. Sorunlar›n yerinde tespiti, çözüm yol-

önemli bir ba¤ vard›r.

zin potansiyeli çok daha fazlad›r ve öne-

lar›n›n sahada belirlenmesi ve bu sürece

mini her geçen gün göstermektedir.

halk›n kat›l›m› ancak iç içe olmaya ba¤l›d›r. Halktan kopuk siyaset düflünülemeyece¤i gibi halktan kopuk siyasetçi de düflünülemez. fiunu unutmayal›m; Biz bu halk›n

birçok program›na kat›lan biri olarak gelifl-

A.i.:Manisa ile irtibatınız ne durumda, hangi sıklıkla ziyaret edersiniz ?

M.Ç.: Bu konuda oldukça iddial› oldu¤u-

A.İ.:Zaman ay›r›p sizleri tan›ma imkan›

sundu¤unuz için çok teflekkür ederiz. Son olarak TÜMB‹AD arac›l›¤› ile Manisa halk›na iletmek istedikleriniz nelerdir?

M.Ç.; As›l bu imkan› verdi¤iniz için ben si-

bir parças›y›z, onlar›n içinden geldik ve yi-

mu söylemek isterim. fiöyle ki; arzulanan

ne onlar›n yan›na dönece¤iz.

ve olmas› gereken siyasetçi gibi davran›fl

A.İ.:Siyasi tecrübelerinize dayanarak Mani-

sergilemekteyiz. ‹ki dönemdir ilimizi temsi-

na bu geçen süre zarf›nda faydal› olabil-

len milletvekiliyim ve istisnas›z haftan›n 3

miflizdir. ‹nsan›m›z her fleyin en iyisine la-

gününü Ankara’da 4 gününü Manisa ilinde

y›kt›r. Bir de Manisa’y› tan›tan bir yay›n ya-

geçirdik. Bunu olumlu sonuçlar›n› flahs›m

pars›n›z çok sevinirim.

sa’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz ?

M.Ç.: Bir bütün olarak Türkiye’yi ele ald›¤›-

ze teflekkür ederim. Umar›m Manisa halk›-

29


RÖPORTAJ

“Anlarsa uza¤›m yak›n›md›r,

Anlamazsa yak›n›m uza¤›md›r” TÜMB‹AD Platformu Dergisi’nin 2.say›s›ndaki konu¤umuz; ülkemizin ücra kentlerinden biri olan ve turizm kitaplar›nda “Beyaz Kent” olarak tan›mlanan Siirt’ten Kas›m Keremullah CEYLAN’d›r. TÜMB‹AD’›n Tar›m Komisyonu Baflkanl›¤› görevini yürüten Say›n Ceylan, 2009 Yerel seçimlerde AK Parti’nin Siirt Belediye Baflkan aday› idi. 2011 Genel Seçimlerinde AK Parti’den Siirt Milletvekili adayl›¤› için kollar› s›vam›fl deneyimli bir siyasetçi olmas›n›n yan› s›ra tar›m, hayvanc›l›k ve bunlara dayal› sanayi alan›nda da flehrin geliflimine katk› sunan baflar›l› bir müteflebbis ve ifladam›d›r.

Kas›m Keremullah CEYLAN

TÜMB‹AD Tar›m Komisyon Baflkan›

Kas›m Keremullah CEYLAN kimdir?

mektedir.

yüzy›llard›r ortaklafla bir yaflam alan› içeri-

Kas›m Keramullah Ceylan 1959 tarihinde Kurta-

Ayla ‹spir: Neden TÜMB‹AD’ das›n›z?

sinde halklar aras›nda güzel bir birliktelik

lan’da do¤du.

Keremullah Ceylan: De¤iflik meslek grup-

yaflam›fl nadir bir Güneydo¤u Anadolu

‹lk ve orta ö¤reniminin ard›ndan 1977-78 ö¤re-

lar›ndan yüzlerce üyesi bulunan ve de¤erli

kentidir. Bundan sonras› için gelecek ne-

tim y›l›nda Siirt E¤itim Enstitüsünde bir y›l ö¤re-

bürokrat ve ifladamlar›ndan müteflekkil bir

sillerimize bu kardeflli¤in devam›n› sa¤la-

nim gördü. 1979 y›l›nda 9 Eylül Üniversitesi ‹k-

kurulufl olan TÜMB‹AD’›n çal›flmalar› ülke-

mada toplumumuzun her kesimine önemli

tisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesini kazand›. 1983

mizin tüm bölgelerini kapsamaktad›r. Ül-

görevler düflmektedir. Kendi pay›ma böl-

y›l›nda mezun oldu.

kemizin bütünlü¤ü noktas›nda ana ilkeleri

genin sosyo-kültürel yap›s› içerisinde top-

Daha sonra ‹stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler

bulunan bu platformun çözüm üretmedeki

lumun de¤iflik katmanlar› aras›nda iyi-kötü

Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslar aras› ‹liflkiler

kararl›l›klar› ve samimiyetleri toplumumu-

günlerinde sorunlar›na karfl› çözüm nokta-

Ana Bilim Dal›nda yüksek lisans yapt›.

zun tüm kesimleri taraf›ndan takdirle karfl›-

s›nda katk› sunmada bir aile büyü¤ü ola-

1986-1987 y›llar› aras›nda ‹ngiltere’nin Brighton

lanmaktad›r. Bir nefer olarak katk› sunabil-

rak sorumluluktan kaçmad›m. Yaflam›m

flehri Regent School’da lisan ö¤renimi gördü.

mek ad›na TÜMB‹AD’day›m.

boyunca gerek siyasi, gerek ekonomik gerekse sosyal yaflam›n her alan›nda sü-

1987 y›l›ndan itibaren ticari ve zirai faaliyetler içerisinde bulundu. ‹yi düzeyde ‹ngilizce bilmek-

A.‹.: Siirt’in gelece¤iyle ilgili temel düflünceleri-

rekli aktif bir rol olmaya gayret gösterdim.

tedir. Evli ve 3 çocuk babas›d›r. 1996 y›l›ndan

niz nelerdir?

Yaflad›¤›m bu kentte ekonomik alanda gi-

beri ailesi ile birlikte Siirt merkezinde ikamet et-

K.c.: Siirt kozmopolit etnik yap›s› itibariyle

riflimcili¤i canland›rmak için hayvanc›l›k,

30


RÖPORTAJ tar›msal ve bunlara dayal› sanayi yat›r›m-

görenleri hayretler içerisinde b›rakan Ka-

Düflünün ki tüm komflu ülkelerine düflman

lar›m› Siirt’te yapt›m.

let’ül Üstad ö¤retmene olan sevgi ve say-

gözüyle bakan bir ülke konumundayken

g›n›n müthifl bir eseridir. Ö¤retmen sevgi-

bugün s›n›rlar kald›r›l›p, serbest dolafl›m

A.‹.: Siirtli olmayan yat›r›mc›lar›n Siirt’i nas›l ele

sinin en iyi anlat›labilece¤i bu örnek 24

hakk› tan›man›n yollar› aç›lmaktad›r. Hake-

almas› gerekir?

Kas›m Ö¤retmenler Günü’nde ülkemiz ge-

za Dünya ülkelerinin mali krizlerle bo¤ufl-

K.C.: Siirt tar›m, hayvanc›l›k ve bunlara da-

nelinde dile getirilmelidir.

tu¤u bir dönemde ülkemizin ekonomik is-

yal› sanayi, petrol, madencilik ve inanç tu-

tikrar›n› ve büyümesini sürdürmesi, de-

rizmi alan›nda yüksek potansiyele sahip

A.‹.: Önümüzdeki seçimlerde milletvekili olma

mokratik geliflmeyle birlikte paralel olarak

bakir bir bölgedir. Bu potansiyelin de¤er-

yönünde gayretleriniz bulunuyor. Niçin AK Parti

ilerlemektedir. Bu istikrar› sa¤layan bir

diye sorsak?

parti ihtiyaç de¤il de nedir?

ber sitesi olan Siirtliler.net taraf›ndan gün-

K.C.: Çünkü AK Parti ve partiyle özdefllefl-

A.‹.: Son olarak ne söylemek ister siniz?

deme getirilen iki proje var ki bunlar›n Tür-

mifl olan Baflbakan›m›z say›n Recep Tay-

K.C.: ‹limizin markas› olan astronomi, fizik,

kiye gündemine oturmas› gerekti¤ine ina-

yip Erdo¤an, Türkiye için bir alternatif parti

kimya bilim dallar›nda önemli çal›flmalar›

n›yoruz. Anneye sevgi ve hürmet denilin-

olmaktan ziyade flahs›mca önemli bir ge-

bulunan ‹smail Fakirullah hazretlerinin bir

ce ilk akla gelen örneklerimizden Hz.Vey-

rekliliktir. Türkiye’de yaflayan vatandaflla-

sözünü hat›rlatmak istiyorum. ‹smail Faki-

sel Karani’nin türbegah› Siirt’tedir. Her y›l

r›n do¤usundan bat›s›na, kuzeyinden gü-

rullah hazretleri “anlarsa uza¤›m yak›n›m-

May›s ay›nda kutlanan Anneler Günü’nde

neyine herkese önemli bir heyecan ve gü-

d›r, anlamazsa yak›n›m uza¤›md›r” demifl-

Veysel Karani hazretleri Türkiye genelinde

ven ortam› sa¤lad›¤›n› söyleyebiliriz. Bafl-

tir. Birbirini anlayan, anlamaya çal›flan bi-

anlat›lmal›d›r. Erzurumlu ‹brahim Hakk›

bakan›m›z›n bu heyecan› ülke içindeki is-

reylerin bulufltu¤u platform olan TÜMB‹-

hazretleri Siirt’in Tillo ilçesinde metfundur.

tikrar kadar ülke d›fl›ndaki istikrara da yan-

AD’›n çal›flanlar›na, yöneticilerine sayg›la-

Hocas› ‹smail Fakirullah hazretlerine olan

s›maktad›r.

r›m› sevgilerimi sunarken, platformumuzu

lendirilebilmesi için öncelikle son durak olmaktan kurtar›lmas› gerekmektedir. Bunun için Siirt-Pervari-Van karayolu ve SiirtEruh-fi›rnak-Habur karayolu ile Siirt-Ba¤dat Demiryolu’nun bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Böylece bölge ekonomisi için önemli bir maliyet arz eden ulafl›m sorununu çözecek ve yat›r›mc›ya göz k›rpan önemli bir cazibe kenti haline gelecektir. Do¤algaz›n flehrimize gelmesi için çal›flmalar tamamlanmak üzeredir. Hükümetimizin Güneydo¤u’ya sa¤lam›fl oldu¤u ekonomik ve sosyal destekleri Siirt d›fl›ndaki yat›r›mc›lar› teflvik etmektedir. Cümlemin bafl›nda da belirtti¤im üzere, özellikle tar›m, hayvanc›l›k ve bunlara dayal› sanayi, petrol, madencilik ve inanç turizmi alanlar›nda Siirt kazançl› bir flehirdir. A.‹.: Ticari yaflam d›fl›nda Siirt’in Türkiye geneline tafl›yabilece¤i sosyal ve kültürel alanlar› bulunuyor mu? K.C.: Olmaz m›? ‹limiz Siirt’in önemli bir ha-

muhabbetinden dolay› yapm›fl oldu¤u ve

Siirt’e gelmeye davet ediyorum.

31


MAKALE ÜLKELER‹N DIfi TANITIMI ‹Ç‹N BAZI PERSPEKT‹FLER

VE ÜLKE MARKALAfiMASI Kamu Diplomasisi, ülke ç›karlar›n› ve ideallerini hükümetler ötesinde yabanc› kamuoylar›na ulaflt›rmak, iletmektir.

dilerini tan›tma konusundaki perspektifleri ve politikalar› göreceli olarak arka plana düflmüfl gözükmektedir.

‹nsanlar günümüzde, tarihte herhangi bir zamandan daha çok, hükümetlerin ifl ve ifllemlerini flekillendirme gücüne sahiptirler. Bu da Kamu Diplomasisini ülke ç›karlar› aç›s›ndan hükümetler aras›ndaki diplomatik iliflkiler kadar önemli bir alan haline getirmektedir.

Ülkeler kamu diplomasini yeterince etkin ve güçlü araçlarla, kurumsallaflmalarla ve örgütlenme ile yürütme konusunda çok üstün bir baflar› modeli ortaya koyabilmifl de¤illerdir.

Hükümetler de artan bir flekilde kamuoylar›n›n olaylar› ve kararlar› etkilemede daha büyük güce sahip oldu¤unu anlamakta ve yabanc› kamuoylar› ile iletiflimin, diplomatik nota teatisinden daha fazla etki yapt›¤›n›n fark›na varmaktad›r. Bugün hükümetler e¤er politikalar›nda baflar›l› olmak istiyorlarsa, liderlerin ve di¤er ülkelerdeki insanlar›n, sivil toplum unsurlar›n›n deste¤ini elde etmek zorundad›rlar. Hükümetler, ülke içindeki seçmen bask›lar›yla ve di¤er hükümetler üzerindeki kamuoyu bask›lar›n›n sonuçlar› ile bafl etmek zorundad›rlar. Hükümetler, çok tarafl› kurulufllardaki politikalar için koalisyonlar› seferber etmek, destek sa¤lamak zorundad›rlar. Çünkü ülke içinde söyledikleri her fley an›nda yurt d›fl›nda da ö¤renilmektedir. Politika aç›klamalar›n›n tutarl› ve hem iç kamuoyuna ve hem de d›fl kamuoyuna karfl› inand›r›c› olmas› zorunludur. 21. yüzy›lda ülkeleri çevreleyen uluslararas› ortam›n gerçekleri, ciddi de¤iflim ve dönüflümler göstermeye bafllam›flt›r: ‹letiflim devrimi ile yüzy›llar›n bilgi ve teknoloji evrimini prati¤e geçirme flans› bulan toplumlar yan›nda, önce iki kutuplu, sonra tek kutuplu gibi görünen dünya düzenindeki belirsizliklere flimdi bir de küresel ekonomik kriz eklenmifl, ülkelerin ve devletlerin ken-

32

De¤iflim programlar›, kanaat önderlerinin etkilenmeye çal›fl›lmas› vb. etkinlikler, bu alana ayr›lan kaynaklar›n s›n›rl›l›¤› nedeniyle, hemen hiç bir ülkede kapsaml› ve güçlü bir mekanizma yaratamam›flt›r. De¤iflim programlar›ndan, burslardan, ziyaret programlar›ndan yararlanan kiflilere yönelik daha sonra yap›lmas› gereken izleme çal›flmalar›, hemen hemen etkisiz denecek düzeylerdedir. Kamu diplomasisinin, ülkelerin d›fl politikalar›nda çok önemli ve öncü bir yeri oldu¤u kabul edilmelidir. Ülkelerin tan›t›m› art›k yaln›zca diplomatlar›n görevi olmaktan ç›km›flt›r. Sivil Toplum Kurulufllar›, ifladamlar›, sanatç›lar, gazeteciler, ö¤renciler ve daha kim varsa, baflka bir ülke kamuoyunu etkileme flans› olan bütün kifli ve kurumlar, bir ülkenin olumlu d›fl tan›t›m›nda de¤erli aktörler olarak kabul edilmektedir. Kamu Diplomasisi, halkla iliflkilerden veya bas›nda iyi bir flekilde yer almaktan öte bir fleydir. Kamu Diplomasisi, bir siyasal ve ekonomik gerekliliktir.

Yeni Gerçekler Küreselleflmifl ‹letiflim: Enformasyonun bol oldu¤u, sürekli iletiflimin yafland›¤› ve geçirgen s›n›rlar›n oldu¤u bir dünyada yafl›yoruz. ‹letiflim Ça¤›, Sanayi Ça¤›n›n yerini alm›flt›r.

Mesut fiENOL Araflt›rmac›-Yazar

Televizyon, dünyan›n ço¤u yerinde ana haber ve bilgi kayna¤›d›r. Uydu televizyonu, birçok geliflmekte olan ülkede bile ço¤u kiflinin olanaklar› içindedir. Say›sal telekomünikasyon, fiber optik ve yüksek kapasiteli uydu sistemleri, iletiflimin h›z›n› ve boyutunu dönüfltürmektedir. ‹nternet, Küresel Enformasyon Altyap›s›n›n belkemi¤i durumuna gelmektedir. Bunun sonucu olarak ortaya ç›kanlar flunlard›r: - Enformasyon h›z, çeflit ve niteli¤inde art›fl - Çok az say›daki yap›mc›dan/üreticiden pek çok kullan›c›ya kontrol de¤iflikli¤i ile birlikte artan ortak ba¤lanabilirlik - Mesaj bafl› giderin düflmesi ve etkinli¤in artmas› - Kolayca tan›mlanan ulusal kamuoylar› yerine çoklu, uzmanlaflm›fl kamuoylar› Demokratikleflme: Son 20 y›lda demokrasiye geçen ülke say›s›nda ciddi bir art›fl vard›r. Bu da halk›n hükümeti etkileme gücünde bugüne kadar görülmemifl bir geniflleme demektir. ‹dealler ve pratik bilgiler, demokrasi ve giriflimcilik gelene¤i olmayan yeni demokrasiler için hayati önem tafl›maktad›r. ‹dealler, çat›flmalarla bölünmüfl bölgelerde çok büyük etki yapmaktad›rlar. Serbest Pazarlar: Bugün serbest olmayan


MAKALE pazar say›s› pek azd›r. ‹nsanlar deneyimleriyle pazar ekonomilerinin refaha ulaflmada ve kiflisel f›rsatlar› kullanmada en etkin yol oldu¤u sonucuna varm›flt›r. ‹deolojik düflmanl›klar kaybolup gittikçe, ticaret ve yat›r›m rekabeti uluslararas› politikalar›n merkezine yerleflmektedir. STK'lar: Uluslararas› iliflkiler daha h›zl› ve kiflisel temelde yürümektedir. (S›n›rlar ötesindeki insanlar aras›nda sürekli etkileflim.) ‹fl, e¤itim, insani konular, e¤lence ve her tür gönüllü faaliyetlerde büyüyen bir STK sektörü vard›r. Bu gerçeklerin d›fl politika ve Kamu Diplomasisi aç›s›ndan sonuçlar› çok önemlidir. - Hükümet iletiflimi daha çok rekabetle karfl›laflmaktad›r. - H›zl› iletiflim, karar vericiler için düflünme zaman›n› büyük ölçüde azaltm›flt›r. - Daha çok say›da STK, daha önce hükümet yetki alan›na giren de¤iflim ve demokratikleflme faaliyetlerini yürütmekte, d›fl iliflkiler kurulufllar› kendi rollerini yeniden de¤erlendirmektedirler.

Ülke Markalaflmas› Çal›flmalar› Son y›llarda ülkelerin de özel sektör kurulufllar› gibi bir marka ve imaj yaratma çabas› içine girdikleri gözleniyor. Peter van Ham’›n ‘’Markal› Devletin Ortaya Ç›k›fl›’’ (The Rise of the Brand State) bafll›kl› makalesi, imaj ve tan›nm›fll›¤›n post modern politikalar›n› ele al›yor. Ham’e göre art›k ülkeler son y›llarda kendilerini insanlar›n duygusal bir boyutla özdefllefltirme yönünde do¤rudan reklâm çabalar›na kalk›fl›yorlar. Bu flekilde bak›ld›¤›nda örne¤in Singapur ve ‹rlanda art›k yaln›zca yerleri haritalarda güçlükle bulunan ülkeler olmaktan ç›k›yor. Markal› ülke ve devletler olma yolunda küresel çapta uygulad›klar› reklâm ve tan›t›m kampanyalar› onlar› art›k baflka kategorilere ç›kart›yor. Markalaflma ve tan›nm›fll›k günümüzde yaln›zca devletlerin, ülkelerin de¤il, bölgelerin, flehirlerin, flirketlerin, kurulufllar›n ve hatta kiflilerin kendilerini profesyonelce ve

ileri sat›fl ve pazarlama teknikleri kullanarak yürütmeye çal›flt›klar› konseptler ve stratejiler olarak uygulama alanlar› buluyor. Markalaflman›n öneminin anlafl›lmas›yla art›k devletler ve ülkeler, kendi imajlar›na/markalar›na ve tan›nm›fll›klar›na daha çok de¤ er veriyorlar. Küreselleflmenin ve medyan›n etkisiyle marka ve imaj konusundaki boflluklar ve gereksinimler daha çabuk hissediliyor. Burada ‘’Güney Afrika Markas›’’ndan sorumlu Güney Afrika Uluslararas› Pazarlama Konseyi Yürütme Kurulu Baflkan› Yvonne Johnston’un ‘’Güney Afrika-Ülke Örnekolay›’’ makalesinde belirtti¤i aflama ve stratejileri gerçekten bu alandaki örnek çal›flmalardan birisi olarak de¤erlendirmek olanakl›. 2000 y›l›nda kurulan Güney Afrika Uluslararas› Pazarlama Konseyi, Güney Afrika’n›n pozitif ve güçlü bir marka gereksinimi üzerine kurulmufltu. Özellikle kurulufl y›llar›nda, ülkenin dünya çap›nda yayg›n imaj›/markas› alg›lamalar› ile gerçekler aras›nda büyük uçurumlar vard›. Konsey’e verilen görev, Güney Afrika’y› yat›r›m potansiyeli, kredibilitesi, ihracat f›rsatlar›, turizm potansiyeli ve uluslararas› iliflkiler yönünden güçlü/kendisini kabul ettiren bir ülke markas›n›n oluflmas›n› sa¤lamakt›. Konsey çal›flmalar› sonunda flu dört aflamal› ifl program›n› kabul etti: 1. Güney Afrika’y› temsil edecek bir ANA MARKA oluflturulmas› 2. Ana marka ile alt markalar (turizm, ifl dünyas› gibi) aras›ndaki iliflkileri belirleyen MARKA M‹MAR‹S‹nin oluflturulmas› 3. Konseyin hedeflerini gerçeklefltirmesinde yol gösterici olarak STRATEJ‹nin belirlenmesi ve 4. Sürecin izlenmesi ve gözden geçirilmesi Yap›lan uzun araflt›rma, anket ve de¤erlendirmelerden sonra Güney Afrika’n›n

ana marka slogan› olarak GÜNEY AFR‹KA, FIRSATLARIYLA CAPCANLI ortaya ç›kt›. Bu marka slogana var›fltaki de¤erlendirme ad›mlar› ise özetle flöyle: - REKABETÇ‹ ORTAM: Kendimize güvenli bir flekilde hedeflenen küresel oyuncular›n bizimle ticaret, turizm ve yat›r›m alanlar›nda ortakl›k yapmas› için çaba gösterme (‹fl ve turizm alanlar›ndaki özel hedefler belirlenecek) - HEDEFLER: Güney Afrikal›lar›n yaflam kalitesine katk› sa¤layacak Güney Afrika içinde veya dünyan›n herhangi bir yerinde yaflayan herkes (Özellikle kanaat önderleri, karar vericiler ve yurt içinde ve d›fl›nda yaflayan Güney Afrikal›lar) - ‹NSAN GERÇE⁄‹: Gittikçe daha çok kabul gören bir fark edifle göre, dünyan›n dominant güçleri art›k sorunlara çözüm bulmada her zaman baflar›l› olam›yorlar. Daha iyi yar›nlar› arayan dünyada baflar›, bütün insanlar›n ihtiyaçlar›n›n baflar›l› ve yarat›c› bir flekilde karfl›lanmas›nda yat›yor. - YARARLAR: Fonksiyonel ve duygusal yararlar - DE⁄ERLER VE K‹fi‹L‹K: Sunulan de¤erler ve özgün kiflilik/karakter - ‹NANMA GEREKÇELER‹: Neden dolay› önerilenlere inanmak gerekir. - D‹⁄ERLER‹NDEN AYIRAN ÖZELL‹KLER: Güney Afrika, Afrika’n›n Güney ucunda, bütün dünyaya, bizim özgün olanaklar›m›zla hayat› daya da canland›ran f›rsatlar yaratarak yeni yol ve yöntemleri sunma, yeni yaflam tarzlar›n› esinlendirme gücüne sahiptir. - GÜNEY AFR‹KA: FIRSATLARIYLA CAPCANLI Ne dersiniz? Türkiye için marka çal›flmas› yapanlar acaba Güney Afrika örne¤ini biliyorlar m›?

33


RÖPORTAJ sak oldu¤u bir ifli yap›yoruz. Görev alan›n›z› ve tan›m›n›z› çal›flt›¤›n›z milletvekili belirliyor. E¤er verimli bir uyumluluk sa¤lad›ysan›z devam ediyorsunuz. Tabii burada insani iliflkiler birinci öncelik. Ne gibi insani iliflkiler? Sab›rl›, dinlemeyi bilen, s›r tutan, çabuk kavrayan, dürüst ve empati yapabilen bir insan olmak zorundas›n›z. Dan›flmanl›k için baz› özellikleri do¤ufltan, baz›lar›n›n da e¤itim ve çal›flma hayat›nda edinirsiniz.

Fethi O¤uz EYÜPO⁄LU Milletvekili Dan›flman›

"DANIfiMAN KARAR ALAN DE⁄‹L,

DO⁄RU KARAR VER‹LMES‹NE

KATKI YAPAN ‹NSANDIR" Fethi O¤uz Eyübo¤lu sosyal hayatla sürekli aktif oldu. Akçaabatl›lar Vakf› Genel Sekreterli¤i, Avc›lar Derne¤i Baflkan Yard›mc›l›¤›, Do¤a ve Hayvanlar›n korunmas› ile ilgili çeflitli sivil toplum kurulufllar›nda görev yapt›. Bireysel çal›flma yerine insanlarla iletiflim içinde olmay› tercih etti. Fethi O¤uz Eyübo¤lu “Ben, ‹nsanlar›n sorunlar›n› dinlemek, onlara çözüm önerileri sunmak ve yard›mc› olmak için çal›flmal›y›m” sözleri ile siyasete ve dan›flmanl›¤a bafllamas›n›n hikâyesini de flöyle anlatmaya bafllad›: “1990 y›l›nda siyaset girmeye karar verdim. Yaflad›¤›m beldenin belediye olmas› kararlaflt›r›l›nca Trabzon, Akçaabat-Sö¤ütlü Beldesi DYP Belde teflkilat›n› kurdum ve 1992 Aral›k ay›na kadar Belde Baflkanl›¤› görevini yürüttüm. 1992 ’ nin

34

sonunda zaman›n Spordan Sorumlu Devlet Bakan› Mehmet Ali Y›lmaz’›n teklifi üzerine Bakan Dan›flman› olarak memuriyet hayat›m bafllad›. Befl dönemdir (19. 20. 21. 22. 23.Dönem) devam eden dan›flmanl›k görevimde; Bakan Dan›flmanl›¤›, TBMM Baflkanl›k Divan›nda; ‹dare Amiri ve Kâtip Üye Dan›flmanl›¤›, Grup Baflkanl›¤›nda; Grup Baflkanvekili Dan›flmanl›¤› ve Milletvekili Dan›flmanl›¤› olmak üzere her kademede görev yapt›m.” Dan›flman›n görevleri nedir? Asl›nda TBMM’de dan›flmanl›¤›n ayr›nt›l› bir meslek tan›m› yok,” Milletvekilinin verdi¤i görevleri yapar” deniyor. Siyasetçilerin yan›nda resmen siyaset yapman›n ya-

Nas›l bir e¤itimden söz ediyorsunuz? Yüksek ö¤renimini hangi alanda yapanlar daha baflar›l› olurlar? Sadece üniversite e¤itiminden bahsetmiyorum. ‹lkokuldan bafllay›p, çal›flma hayat›n›z boyunca devam eden bir süreçten söz ediyorum. Yeni fleyler ö¤renmeye aç›k olmal›s›n›z. Merak›n›z hiç dinmemeli, dünyaya aç›k olmal›s›n›z. Do¤ru iletiflim kurmak için sürekli kendinizi yenilemelisiniz. Ne kadar donan›ml› olursan›z iflinizi o kadar mükemmel yapars›n›z. Dan›flmanl›k san›ld›¤›n›n aksine “ne ifl olsa yapar›m ” zihniyeti ile yap›labilecek bir ifl de¤ildir. Sorumlulu¤unuzu ve s›n›r›n›z› iyi tayin etmeniz gerekmektedir. Dan›flman karar alan de¤il, do¤ru karar verilmesine katk› yapan insand›r. Son dönemlerde ülkemizde artan iflsizlik veya ifl

1963 y›l›nda Trabzon’da do¤du. Babas›n›n Subay olmas› nedeniyle ‹lkö¤retimini Kocaeli’nde, Lise ö¤reniminin yar›s›n› ‹stanbul Fenerbahçe Lisesinde di¤er yar›s›n› ise Trabzon - Akçaabat lisesinde tamamlayarak 1979 y›l›nda mezun oldu. 1980 y›l›nda girdi¤i Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih E¤itim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Bölümünden, Co¤rafya - Tarih ö¤retmeni olarak 1985 y›l›nda mezun oldu. Evli ve Anadolu Lisesi son s›n›fta okuyan bir erkek çocuk babas›.


RÖPORTAJ bulma güçlü¤ü nedeniyle Milletvekili Dan›flmanl›¤›n›n ifl kap›s› – ifle atlama ç›tas› olarak görülmesi, Dan›flman olan arkadafllar›n yap› itibariyle ifle yatk›n olup olmad›klar›na bak›lmadan ne olursa yapar›m zihniyetiyle göreve bafllamalar›, baz› zafiyetleri ortaya ç›karm›flt›r. Burada yap›lan görevi meslek olarak kal›c› görmeyen, gelip geçici gören arkadafllar›n ifli sahiplenmemeleri, siyasi tecrübelerinin olmamas›, psikolojik yap›lar›n›n uygun olmamas› sorunlar ç›kmas›na ve sürekli dan›flman sirkülâsyonuna sebep olmaktad›r. (Bunu belirtirken arkadafllar›m›z›n büyük bir ço¤unlu¤u lay›¤› ile görevlerini sürdürmektedirler.) Asl›nda burada yapm›fl oldu¤umuz görev; kendine has incelikleri olan, bir meslek olarak sahiplenilmesi gereken bir görevdir. ‹lçe ve ‹l delegesinin ne oldu¤unu, Kad›n ve Gençlik Kollar› Baflkan ve üyelerinin, Belde-‹lçe-‹l Baflkan ve üyelerinin görevlerini, her kademenin seçilme usullerini, yaflad›klar› zorluklar› bilmeden, TBMM’ne günlük girifl yapan yaklafl›k onbinlerce ziyaretçinin sorunlar›n› dinlerken, Meclis’in ve devletin iflleyiflini, kurallar›n›, kanunlar›n›, yönetmeliklerini bilmeden çal›flt›¤›n›z Milletvekiline katk› sa¤layamazs›n›z. Y›llard›r hep ayn› konular s›k›c› gelmiyor mu? Kesinlikle de¤il… Çal›flt›¤›n›z kifli ve kurumun ihtiyaçlar›na göre konumunuz ve konular›n›z sürekli de¤iflmekte, ba¤l› oldu¤unuz Milletvekilinin görevinin gerektirdi¤i ihtiyaçlar neyse siz de o konuda yo¤unlafl›rs›n›z. TBMM Baflkanl›k divan›nda görevli Milletvekili ile Grup baflkanvekilinin ihtiyaçlar› farkl›d›r. Tar›m komisyonunda görevli Milletvekilinin çal›flt›¤› konu ile ‹nsan Haklar› Komisyonunda görevli Milletvekilinin konular›n›n farkl› oldu¤u gibi. 2008’den bu yana birlikte çal›flmaktan onur duydu¤um Antalya Milletvekili Say›n Abdurrahman Ar›c›, futbol hakemi olmas›n›n etkisiyle Milli E¤itim, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi, sporla daha yak›ndan ilgili hatta Sporla ilgili ç›kan bütün kanunlar›n mutfa¤›nda eme¤i var. Ve biz bütün sportif geliflmeleri yak›ndan takip etmek zorunday›z.

Muhalefet ile iktidar dan›flmanl›¤› aras›nda bir fark var m›? Asl›nda özünde ayn›. Ufak-tefek farkl›l›klar var tabii. ‹ktidar partisi dan›flmanl›¤› taleplere cevap vermek, muhalefet dan›flmanlar›nda ise eksiklerin alt›n› çizmek daha ön plandad›r. Esas itibariyle halk›m›z›n iktidar partisi milletvekilinden de, muhalefet partisi milletvekilinden de beklentileri çok farkl› de¤il, her ikisinden de hayat›n› kolaylaflt›racak faaliyetler bekliyor. ‹fl, afl, tayin, terfi konular› milletvekillerimizi as›l ifllerinden al›koyan temel sorunlar olarak devam etmektedir. Dan›flman›n ifli iflte burada bafllamaktad›r. Milletvekilinin as›l ifline yo¤unlaflmas›na zaman kazand›rmak, bunu yaparken de yerel iliflkilerini gelifltirmek dan›flman›n görevleri aras›ndad›r. ‹ller aras›nda farkl›l›k oluyor mu? Her bölgeden Milletvekilimizle çal›flt›m. Her Bölgemizin - yöremizin insan davran›fllar›n›, adetlerini, geleneklerini ö¤rendim. Her sorunla karfl›laflt›m, hepsine çözüm arad›m, çözüm yollar›n› araflt›rd›m. Asl›nda yapt›¤›m›z Yaflam Koçlu¤u. Ben 19 y›ld›r yapm›fl oldu¤um bu görevi art›k mesle¤im olarak görüyorum. Dan›flmanl›¤›n bir okulu yok, fakat son y›llarda yayg›nlaflan ve her ilde zaman zaman aç›lan Ak Parti Siyaset Okullar›n›n devreye girmesi, bu görevin kayna¤›n› oluflturabilir dan›flmanl›¤›n meslek haline getirilmesini sa¤layabilir diye düflünüyorum. TBMM de son y›llarda Dan›flman arkadafllar› bilinçlendirmek ad›na kurslar, konferanslar, paneller düzenleniyor. 22.Dönemde kuruluflu gerçekleflen Parlamenter Dan›flmanlar› Derne¤inin çal›flmalar›n› da bu konuda çok olumlu buluyorum. Deneyim, bilgi ve becerinin yan› s›ra yüksek bir konsantrasyon ve enerji gerektiren bu ifli daha ne kadar yapmay› düflünüyorsunuz? Son derece severek, zevk alarak yapm›fl oldu¤um bu görevi emeklili¤ime kalan 3 sene daha yaparak, kamu hizmetini sadece Dan›flmanl›k yaparak bitiren tek örnek olarak tamamlamak istiyorum.

Emeklilikten sonra? Genelde bürokrasiden ayr›ld›ktan sonra bafllan›lan siyasi hayat, bende tam tersi olarak siyasetten sonra bürokrasiye dönüfltü. Ancak 5 dönemdir devam etti¤im TBMM’deki dan›flmanl›k hayat›mda, iki buçuk y›l süren siyaset yaflant›m›n çok faydas›n› gördüm ve halen o kaynaktan yararland›¤›m› fark ediyorum. Allah izin verir, sa¤l›¤›m›zda yerinde olursa kamu görevimizi sonland›rd›ktan sonra, talep de olursa tekrar yerelde siyaset yapabilirim diye düflünüyorum. .

Bu arada TBMM de görev süremde yaflam›fl oldu¤um ilginç olaylar› da emekli olduktan sonra, her okuyan› gülümsetecek, bazen de hüzünlendirecek flekilde kaleme almay› da düflünüyorum. Çok k›saca bir örnek vermek gerekirse; Sosyal güvencesi olmayan abisini kendi sa¤l›k karnesiyle hastaneye yat›ran küçük kardeflin, abisi vefat edince karfl›laflt›¤› durum gibi… Dikkatimizi çeken bir konu daha var. Size TBMM’deki arkadafllar›n›z Bafldan›flman olarak hitap ediyor. Böyle bir unvan var m›? Hay›r… Hepimiz Milletvekili Dan›flmanlar›y›z, ancak benim befl dönemdir görevimi sürdürmem ve 2004 y›l›nda MECL‹S Dergisinin Y›l›n “EN” leri anketinde,” Y›l›n Dan›flman›” seçilmem nedeniyle bizi seven arkadafllar›m›z›n ve a¤abey olarak gören kardefllerimizin ihdas etti¤i bir makam. Bende arkadafllar›m›n bahfletti¤i bu makam› gururla tafl›maya çal›fl›yorum.

35


EKONOM‹

Fatih AYDIN S.M.Mali Müflavir eylulfatih@gmail.com TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Kurulu

VERG‹ AFLARI VE SOSYO-EKONOM‹K

ETK‹LER‹ Ülkemiz; Deprem, sel, yang›n gibi afet ve

olaca¤› ifade edilmektedir. Vergi ve prim

Beklenen aff›n soka¤a yans›mas› da ola-

mücbir sebepler, siyasi bir tak›m kayg›lar

borç as›llar› ile vergi asl›na ba¤l› olmayan

cakt›r. Adi borçlar olarak tan›mlanan elek-

veya ekonomik yap›n›n gereklili¤i gibi

özel usulsüzlük v.b. cezalar›n, uzlaflma,

trik, su v.b. borçlar ile emlak vergisi,

sebeplerle bir çok kez kamu alacaklar›n›n

takdir komisyonu ve dava aflamas›ndaki

motorlu tafl›t vergisi, trafik cezalar› ve sair

yap›land›r›lmas›na flahit olmufltur.

kamu alacaklar›n›n büyük bir bölümünün

idari para cezalar› da yap›land›rma kap-

Örne¤in, son 11 y›l içinde; 1999, 2003 ve

tahsilinden vazgeçilmekte, vergi as›llar›na

sam›na al›nmaktad›r.

2008 y›llar›nda üç kez vergi bar›fl› düzen-

iliflkin ise son derece rahatlat›c› ödeme

Halk aras›nda vergi aff› ya da varl›k bar›fl›

lemesi yap›lm›flt›r.

seçenekleri sunulmaktad›r. Ayr›ca ifl

gibi isimlerle de adland›r›lan ve kamu

adamlar›m›z›n korkulu rüyas› haline gelen

otoritesinin sa¤lad›¤› bir kolayl›k olarak

Kamuoyu bugünlerde yine bir vergi aff›

fiktif stok, kasa ve ortaklar cari

görülen bu türden borç yap›land›rmalar› ifl

kanununu beklemektedir. Halen TBMM

hesaplar›n›n cüz’i bir vergi ödemesi

dünyas›nda ve vatandafl nezdinde farkl›

gündeminde bulunan ve yasalaflmak

karfl›l›¤›nda temizlenmesi amaçlanmak-

tepkilerle karfl›lanmaktad›r. Kimileri ver-

üzere olan torba tasar›n›n, Cumhuriyet tar-

tad›r.

gisini normal takvim içinde ödeyen sorum-

ihimizin en kapsaml› yap›land›rmas›

36

lu bir vatandafl›n bu tür aflarla


EKONOM‹ cezaland›r›ld›¤›n› düflünmektedir. Baz›lar›

do¤urdu¤u tüm yükümlülüklerini yerine

flikayet etmektedir. Hali ile vergi aff› ve

ise kriz ve ekonomik darbo¤az gibi sebe-

getirmekte ve kendi anlay›fl›na göre

benzeri düzenlemeler bu tür mükellefler

pleri öne sürerek vergi aff›n›n olmas›

yükümlülüklerini yerine getirmeyen

için bir anlamda cezalardan kurtulufl yolu

gereken bir uygulama oldu¤unu vurgula-

mükelleflerin kamuya olan yüklerini

olmaktad›r.

maktad›r.

gö¤üslemektedir. Bu anlay›fl bize göre do¤rudur. Fakat üzülerek belirtmeliyiz ki

Türkiye’de vergi ve prim oranlar›n›n yük-

Bir uygulamac› olarak tecrübe etti¤imiz

uygulamada, yükümlülüklerini -her aç›dan-

sekli¤i ve çeflitlili¤i bir gerçektir. Bize göre

baz› hususlar ›fl›¤›nda vergi aflar›n›

yerine getirme konusunda bu derece has-

vergi türleri sadelefltirilmeli ve vatandafl›n

de¤erlendirelim. Büyük-küçük ayr›m› yap-

sas olan mükelleflerimiz çok azd›r.

vergiye bak›fl› de¤ifltirilmelidir. Örne¤in bir

maks›z›n vergi mükellefi olan ifl

‹kinci grup ise birinci grubun aksi uygula-

sermaye flirketi; Kurumlar Vergisi, Gelir

adamlar›m›z›, esnaf›m›z› iki bölümde ird-

malar içindedir. ‹kinci grubu, her koflulda

Vergisi (Stopaj) , KDV, Damga Vergisi,

elemek vergiye bak›fl› ve vergi aff›n›n nas›l

gelirini kamudan gizlemek isteyen ‘’flart-

SGK Primleri, Emlak Vergisi gibi vergilerin

alg›land›¤›n› ortaya koymak bak›m›ndan

lanm›fl’’ bir grup ve gerçek gelirini k›smen

ve primlerin mükellefi olmak zorundad›r.

yararl› olacakt›r.

beyan edip k›smen beyan etmeyen ‘’orta-

Üstelik bu tür bir flirket; Vergi Usul

da’’ bir grup olarak ikiye de ay›rabiliriz.

Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Özel

Birinci grupta vergi ve prim ödemelerine

Uygulamalar›m›z s›ras›nda flartlanm›fl

Tüketim Vergisi Kanunu, Özel ‹letiflim

öncelik veren ‘’kazan›yorsam öderim’’

gruptaki mükelleflerin vergi oranlar› ne

Vergisi Kanunu, Motorlu Tafl›tlar Vergileri

mant›¤›ndaki mükelleflerimizi

olursa olsun -örne¤in kurumlar vergisi %1

Kanunu, Veraset ve ‹ntikal Kanunu gibi muhteviyat itibari ile birbirinden çok farkl› mevzuat›nda kapsam›na girmektedir. ‹flçi özlük dosyalar›, alt iflveren çal›flt›rma yükümlülü¤ü, ‹fl Kanunundan do¤an yükümlülükler gibi düzenlemeler de tabiri caizse ifli 盤›r›ndan ç›karmaktad›r. Hâl böyle olunca vatandafl›nda flikayet etti¤i noktalar fazlalaflmaktad›r. Sonuç olarak; Görevlerini bihakk›n yerine getiren mükellefleri de ödüllendirmek sureti ile vergi ve prim yap›land›rmalar›n›n piyasay› ve vatandafl› rahatlat›c› bir enstrüman olarak kullan›lmas›nda bize göre bir

de¤erlendirelim. Bu grup, beyana dayal›

bile olsa- gelirini devletten gizlemeye

sak›nca yoktur. Ancak bu uygulamalar›n

vergi ve primlerini zaman›nda ödemekte,

meyilli olduklar› gözlenmektedir. ‘’Ben

sürekli hale getirilmesi ve vatandaflta

mali hukuk, ifl hukuku ve di¤er yasal

kazan›yorum devlet ortak oluyor. Tafl at›p

‘’nas›l olsa üç-befl y›lda bir af ç›k›yor’’

yükümlülüklerine hassasiyet göstermekte-

kolu mu yoruluyor ki benden vergi al›yor’’

rahatl›¤› uyand›rmas› hem duyarl› mükelle-

dir. Piyasa gözü ile örneklendirecek olur-

gibi bir mant›k içinde hareket ettikleri

flerimiz için haks›zl›k olur hem de kamu

sak; Personelini SGK güvencesine alan,

söylenebilir. ‘’Ortada’’ olarak

harcamalar›n›n finanse edilmesi aç›s›ndan

primlerini gerçek ücret üzerinden ödeyen,

s›n›fland›rabilece¤imiz mükellefler ise

son derece tehlikeli sonuçlar do¤urabilir.

vergi matrah›n› düflürmek için stok ayarla-

daha çok vergi ve prim yüklerinin a¤›rl›¤›n›

‹fl adamlar›m›za tavsiyemiz birinci gruba

mas› yapmak, muhteviyat› yan›lt›c› belge

öne sürmektedirler ve yüksek oranlardan

girmeleri için gayret göstermeleridir.

almak gibi yasa d›fl› yollara tevessül

flikayet etmektedirler. ‹kinci gruptaki

Mükellefiyetini yerine getiren ifl

etmeyen mükellef grubu elbette ki vergi

mükellefler hem vergisel yükümlülüklerini

adamlar›m›z mali idareye karfl› ‘’aln› aç›k’’

aff› ve benzeri düzenlemeleri pek mem-

zaman›nda yerine getirmemekte hem de

olman›n rahatl›¤›n› yaflayacaklard›r.

nun karfl›lamayacakt›r. Zirâ mükellefiyetin

tespit durumunda kesilen cezalardan

37


GÜNDEM

MARMARAY PROJES‹ DURUM RAPORU (19.01.2011 tarihi itibariyle)

Ahmet ARSLAN DLH Genel Müdürü

DEM‹RYOLU BO⁄AZ TÜP GEÇ‹fi‹, TÜNELLER VE ‹STASYONLAR ‹NfiAATI (SÖZLEfiME BC1) 38


GÜNDEM Fiziki Gerçekleflme %67,20 dir. 28 Ekim 2013 tarihi itibar›yla Avrupa ile Asya yakas› ba¤lanarak demiryolu araç geçifli sa¤lanacakt›r.

YAPILACAK İŞLER:

BC1 sözleflmesi kapsam›nda Yedikule ile Kad›köy-Ayr›l›kçeflme aras›ndaki 13,5 km.lik güzergâhta, 1387 m.si bat›rma tüp tünel olmak üzere 2 hatl› TBM delme tünel, Yenikap›, Sirkeci ve Üsküdar yer alt› istasyonlar›, hemzemin yap›lar ve bunlar›n elektrik ve mekanik tesisatlar› yap›lacakt›r. Yedikule-Yenikap› aras›ndaki TBM1 tüneli 2475 m; Yenikap›-Bat›rma Tüp aras›ndaki TBM2 tüneli 3048 m, TBM3 tüneli 3071 m; Bat›rma Tüp-Ayr›l›kçeflme aras›ndaki TBM4 tüneli 4203 m, TBM5 tüneli 4176 m. olacakt›r. BATIRMA TÜP TÜNEL İMALATI:

Toplam 1387 m. uzunlu¤undaki 11 adet tüp eleman› Bo¤az’daki yerlerine bat›r›lm›fl ve dolgu iflleri tamamlanm›flt›r. TBM TÜNEL İMALATI: AVRUPA TARAFI:

Yedikule-Yenikap› aras› TBM1 tünelinde toplam 2475 m . nin 1701 m si tamamland›. Yenikap›-Bat›rma Tüp aras› TBM2 tünelinde toplam 3048 m.nin 2070 m si tamamland› ve Sirkeci’ye ulafl›lm›flt›r. Yenikap›-Bat›rma Tüp aras› TBM3 tünelinde toplam 3071 m. nin 2984 m.si tamamlanm›flt›r. Makina yaklafl›k 1 ay sonra Sarayburnu’na ulaflarak tüple ba¤lant›s› sa¤lanm›fl olacakt›r. ANADOLU TARAFI

Ayr›l›kçeflme-Üsküdar aras› TBM 4 tünelinde %100 gerçekleflme 4203 m. kaz›, Ayr›l›kçeflme-Üsküdar aras› TBM 5 tünelinde %100 gerçekleflme ile 4176 m. kaz›,

39


GÜNDEM yap›lm›fl ve tüple ba¤lant› sa¤lanm›flt›r. NATM TÜNEL İMALATI:

Üsküdar bölgesinde 129,20 m. uzunlu¤undaki makas tüneli tamamlanm›flt›r. Sirkeci ‹stasyonu bölgesinde tünel çal›flmalar› devam etmektedir. İSTASYONLAR: İstasyon Arkeolojik Kazıları:

Yedikule, Üsküdar ve Sirkeci bat› flaft› ile Yenikap› ‹stasyonunun tamam›nda arkeolojik kaz›lar tamamlanm›fl, Sirkeci do¤u flaft› ile kuzey ve güney girifl yap›lar›nda kaz› çal›flmalar› devam etmektedir. Üsküdar:

Diyafram duvar tamamlanm›fl, ‹stasyon duvar ve tabliye betonu imalatlar› devam etmektedir. Sirkeci:

Bat› fiaft› tamamlanm›fl, Do¤u fiaft›, Kuzey ve Güney Girifl Yap›lar› arkeolojik kaz›lar› devam etmektedir. Yenikapı:

Yenikap› Yeralt› ‹stasyonu temel, duvar ve tabliye betonu imalatlar› devam etmektedir. Havaland›rma Binas› sahas›nda kaz›k imalatlar› tamamlanm›fl, ankraj ve destek kirifli imalatlar› ile makineli zemin kaz›s› devam etmektedir. Yenikap›’da arkeolojik kaz› çal›flmalar› sona ermifltir. GEBZE-HAYDARPAŞA, SİRKECİ-HALKALI BANLİYÖ HATLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ İNŞAATI

YAPILACAK İŞLER: Sözleflme kapsam›nda 2 hatl› mevcut banliyö sistemi kald›r›larak 63 km uzunlu¤unda yeni teknolojiye uygun 3 hatl› yeni bir demiryolu sistemi kurulacakt›r.

40


GÜNDEM

36 adet mevcut istasyonun baz›lar› yeniden infla edilecek, baz›lar› da yerinde korunarak ve rehabilite edilerek yenilenecektir. Hatt›n elektrik, sinyal ve mekanik iflleri tamamen son teknolojiye uygun olarak gerçeklefltirilecektir. İNŞAATTA SON DURUM 2007 y›l›nda ihale edilerek yap›m›na bafllanan iflte yüklenicinin iflten çekilmesi üzerine sözleflme Bakanl›¤›m›zca 19 Temmuz 2010 da feshedilmifltir. ‹flin yeniden ihale çal›flmalar› bafllat›lm›fl olup 28 fiubat 2011 de tekliflerin al›narak ihalenin sonuçland›r›lmas› planlanm›flt›r. ÇEKEN VE ÇEKİLEN ARAÇLARIN TEMİNİ

(SÖZLEŞME CR2)

YAPILACAK İŞLER 2011 y›l›nda 225 adet, 2012 y›l›nda 160 adet, 2013 y›l›nda 35 adet olmak üzere toplam 440 adet araç (34 adet 10’lu set, 20 adet 5’li set olmak üzere 54 set) tamamlanm›fl olacakt›r., Teslim edilen araçlar›n iflletme ve bak›m testleri 2014 y›l›nda tamamlanacakt›r. İMALATTA SON DURUM 31.12.2010 tarihi itibariyle 20 adet araç (1 adet 10’lu set, 2 adet 5’li set) Güney Kore’de imal edilerek ‹zmit Derince liman›na getirilmifltir. 60 adet arac›n montaj›na Adapazar› Eurotem fabrikas›nda devam edilmektedir.

41


RÖPORTAJ

Bazen öyle ifller olur ki eriyip telefon kablolar›n›n içine girmifl ve devletin bitmez tükenmez koridorlar›nda

bir o yana bir bu yana koflturuyorsunuzdur. Ayla ‹SP‹R TBMM Dan›flman› TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s›

42


RÖPORTAJ Ayla Han›m’› TBMM’deki dan›flmal›k görevinden ve özellikle son günlerde Karabük bas›n›nda ç›kan haberlerden tan›yoruz. Kendisiyle

memifliz. Nas›l yetifltirece¤im sözünü yeni zamanlarda daha çok kullan›yoruz. Aslında bu durum annemin hayatın kaşla göz

TBMM’deki odas›nda yapt›¤›m›z görüflme hayli samimi geçti. Samimi

arasında olduğunu anlattığı ama bizim an-

ve dobra dobra. Umumiyetle nefleli, yer yer k›vr›l›p hüzün koylar›na

kaflla göz aras›nda dedi¤imiz zamanda

lamadığımız….Belli bir süreden sonra evet

yaslanan mülakat›m›z, kad›n do¤all›¤›n›n karakter çizgileri hakk›nda

yafl›yoruz…

önemli ipuçlar› veriyor.

Bunu ev hayat›ndan ifl hayat›na geçince daha a¤›r anl›yorsunuz. Kamuda çal›flma-

Hayat›n›z›n kilometre tafllar› hakk›nda bir

haz›rlad›¤› için. Can›m ac›sa da çok…

fikir edinmek istesek nas›l bir portre ile

İkinci taşı analık tahtı, dünyan›n en güzel

karfl›lafl›r›z?

Babam hayat›m›n flekillenmesine sebep

duygusu anlam arad›¤›m›z hayata sonsuz

olan kilometre tafllar›m›n önemli birinci tafl›

anlam katan var olufl sebebi. Evlat sevgi-

..Babam kereste tüccar›yd› iflçilerinin ya-

sini anlatmak ad›na bir fleyler söylemek is-

naklar›ndan süzülen al›n terine kendisinin-

tedi¤imde hakikatin hep gerisinde kalaca-

ya rahmetli Mustafa Taflar zaman›nda Tar›m bakanl›¤›nda ‹flçi Kadrosuyla bafllad›m. Kadromu ›srarla neden de¤ifltirmedin diyenlere ise ben iflçi s›fat›mdan memnum oldu¤umu söylüyorum …bununla gurur duyuyorum.. ‹flçi kavram›n›n da iflçilerin de politize edilmesine karfl›y›m. Bu iti-

kini kar›flt›r›rd›. Onlar› evlatlar›ndan ay›r-

mazd›. Dudaklar›ndan eksik olmayan “ya-

rına senedimiz mi var çıkmaya” sözü onu bütün hayat›n› kontrol eden bir köfle bafl›

rehberiydi. O benim ç›nar babamd›. Himaye eden, flefkatli, heybetli, sa¤lam ve âlicenap bir ç›nar. Yapt›¤› iyilikleri kulaklara ve gözlere de¤il denize atard›. Babamla ilgili unutamad›¤›m bir an›mda, çok ufa¤›z evimiz, alt› katl› bir evin teras kat›… annemin babam›n biriktirdi¤i ilk parayla ald›klar› …üst katta iki küçük oda daha var babam›n kitaplar› …kutular içerisinde bir sürü fley … Alç› çerçeve içinde bir adam resmi saklanan… Büyükbabam de¤il dedem de¤il… Çok sonra bunun rahmetli Menderes oldu¤unu ö¤reniyorum… Zaman zaman aramalar olurdu sabah kalkt›¤›m›zda duvarlar beyaza boyanm›fl olurdu… anlamazd›m.. bizim için hiçbir fley yokmufl gibi hayat devam ederdi ç›-

¤›m› düflünerek bir flevk yitimi yaflar›m

kar sokakta oynard›k….asl›nda çok fley vard›…

Geçmiş ve günümüz kıyaslaması…

Kök sa¤lam olmal› derdim her sohbet or-

Geçmiflin, en mühim özelli¤i bence zama-

tam›nda çünkü köküm babamd› ç›nar ba-

n›n geniflli¤i. Ancak o genifl zamana ra¤-

bam gurur duyard›m bizi böyle saf temiz

men bugün geldi¤imiz noktada flunu esef-

duygularla bu kadar s›k›nt›l› zor dünyaya

le fark ediyoruz: Vaktimizi iyi de¤erlendir-

barla iflçi derken insanlardan bir insan olma anlam›nda kulland›m. Ben Allah nereyi nasip ederse oraya iflçi kadromla geldim demek istiyorum diyorum.. Sorumluluk katsayısı yüksek bir makamla

43


RÖPORTAJ hat›rlatt› . Evet, kad›n aynen öyledir ço¤u zaman meçhulü malumuna galiptir her kad›n evvela mukaddes bir k›ymettir. . Netine ulaflmak emek ister, himmet ister, birazda yürek ister.

İlginç bir Yaklaşım.

Kadın hakkında söylenemeyenler söylenebilenlerden çoktur çünkü.

Biraz önce “ağlamaklı “dediniz. Bu meçhul varlığın iş hayatındaki o tarafını da merak ettim..

‹fl hayat›nda kad›nlar›n içine girdikleri sergi yar›fl› gerçekten aç›kl› bir tabloyu afifle ediyor. Göreneksel etkileflimler kad›nlar›n rahat ve özgür davranmas›na engel olu-

çalışıyorsanız yaptığınız her işin alnının

ortasına kritik damgası vurulmuştur. Bazen

yor .

öyle işler olur ki eriyip telefon kablolarının

olgusunu hayat›n her alan›na tafl›yor. Ka-

içine girmiş ve devletin bitmez tükenmez

Bence dünyadaki mevcut huzursuzluğun

mutsuzluğun temel sebeplerinden birisi o

hakiki kadının yitirilmesidir. Sadece insan›

s›nda. Buda haliyle zaman zaman hüzün

koridorlarında bir o yana bir bu yana koşturuyorsunuzdur.

“DİŞLERİN BİR ŞEYLER KOPARIP ALDIĞI YERDE KADINLIK TABİATI DEFORME OLUYOR.”

‹fl hayat›nda kad›n olman›n resmini yapabilirimsiniz? Bu resmi yapmak ve sonra çerçevelemek biraz zor. Çünkü ifl hayat›n›n maskülen difllileri aras›nda do¤as› bozulmam›flsa e¤er kad›n›n ifl hayat› da kad›n gibi rengarenk .Yer yer ›fl›ldayan,yer yer soluklaflan,zaman zaman mütebessim ,bazen a¤lamakl›, bir parça coflkulu ve tabii ço¤u vakit esrar dolu… Bunlar kad›n›n do¤al muhtemelleri. Fakat o bahsetti¤im difllerin bir fleyler kopar›p ald›¤› yerde kad›nl›k tabiat› deforme olu-

44

de¤il insanl›¤›da kad›n›n emzirdi¤ini unut-

yor. Çarp›k modernleflme ça¤dafl kölelik d›n›n ifl hayat›nda hata lüksü s›f›r noktave göz yafl›na dönüflüyor.

mamak laz›m.

Bunlar çok sıra dışı düşünceler. Boş da

Sizin tasviriniz Picasso’nun mücerret resimlerini

eşitliği konusunu sorarsak o konuda da tu-

değil. İnsanı şaşırtıyor. Sanki kadın erkek


RÖPORTAJ haf ama sarsıcı şeyler söyleyecekmişsiniz gibi…

Kim bilir… Neden eflit de¤iliz? ‹çinde binlerce belki milyonlarca terazinin oldu¤u sonsuz genifllikte bir hayat formülasyonumuz var. Bu bizim de¤il yarat›c›m›z›n tercih etti¤i rengarenk bir hayat tasar›m›. Bu terazilerin birinde siz birinde biz üstünüzdür.

“Yani bir a¤ac›n kökü gibi bir, dallar› gibi hür olmal›y›z” Baflkalar›ndan hep Türkiye’liyim dedi¤inizi duyduk. Birde sizden iflitelim nerelisiniz ? Türkiye’liyim sözü bazen beynelminellik forsu ad›na kolay tasarruf edilebiliyor. Fakat benimkisi böyle bir psikolojik ihtiyaçtan de¤il yaflad›¤›m hayat›n benim d›fl›mda belirlenmifl gerçek flartlardan kaynaklan›yor. “do¤du¤um yer de¤il doydu¤um yer” meselesi de de¤il bu. Nas›l bir gerekçesi var bu tercihinizin? Bunun asl›nda çok basit bir sebebi var. Şayet doğduğunuz yer sizin babanızın,

dedenizin yani kökünüzün memleketi ol-

makla birlikte o yerde kan bağı dışında bir paylaşım hissiyatı doğuracak kadar yaşa-

mamış ve başka yerlere göçmüşseniz söz-

de de¤il özde Türkiye’lisinizdir. Yani bir

ağacın kökü gibi bir, dalları gibi hür olmalıyız.

Bu ay›r›m neden? Çünkü aidiyet ayr› mensubiyet ayr›d›r. Bunlar›n farkl› kaynak psikolojileri var. ‹nsan›n en mühim ihtiyaçlar›ndan biri bir yere dayanmak yani bir yere ait olmakt›r. Bu psikoloji o kadar güçlüdür ki e¤er flartlar›n›z benimkisi gibi tutuyorsa asl›nda hiçbir yerli de¤ilken biranda her yerli oluyorsunuz. Çünkü kök memleketinizde o doğal

45


RÖPORTAJ aidiyet tutkusuna karşılık gelecek bir şuur-

yoksa bizimle de paylafl›r m›s›n›z?

lanma vaktiniz olmamışsa, daha sonraki

Hay›r, neden s›r olsun. En büyük tutkum

bütün duygusal dokunuşlar, acı tatlı hatıra-

S›la’md›r.

lar içinden geçtikleri mekânları sizin için memlekete dönüştürürler.

Hangisi? Erzurum mu Samsun’mu ?

Bunlar›n hiç birisinde mensubiyetin i¤reti

Evlat… hem çok güzel hem çok ac› anlat›-

duruflu yoktur. Hepsi de aidiyet hissinin

lamaz bir tutku dünya üzerinde tarifi yok…

Hay›r, kast etti¤im benim biricik k›z›m S›la.

heybetli resmini çerceveler. Mensubiyet ikincil ve kabuk seviyesinde bir bütünlefl-

Biraz da entelektüel kulvara geçelim. Oku-

medir. Aidiyet öyle de¤il. Birincil ve öz k›-

du¤unuz bir kitap var m› bugünlerde?

vam›nda. Evet. Asl›nda okudu¤um de¤il çöl s›ca¤›nBu aidiyet dokunufllar›n mekânlar›ndan

da serinledi¤im bir vahâ, yahut dolu ya-

bahsetsek.?

¤arken alt›na geçti¤im bir sundurmad›r ki-

Kökümüz Erzurum ‹spir. Soyad›m›z› ora-

tap. (Ama bu s›ralar ›slan›yorum…)

dan alm›fl›z. Molla Mustafa’n›n torunuyum. Bu zat dedemin dedesi. Bir k›z kaç›rma

‹lginç bir bak›fl aç›s›. fiu anda hangi kitap

davas›ndan Rize ‹kizdere Ya¤c›lar Kö-

bu ince iltifatlar›n sahibi?

yü’ne göç gündeme gelmifl. Bense Samsun’da do¤dum ve büyüdüm. Burada yüz

Dergi ç›karmak ta bir hizmettir diye düflü-

eli y›ll›k bir geçmiflimiz var. Bu arada an-

nüyorum. TÜMB‹AD’›n ilk say›s›nda ‹stan-

nemde Gümüflhane Çal›k köyünden ve

bul Milletvekili Say›n Lokman AYVA’ n›n

beklide eklene bilecek birçok il.

röportaj›nda bana “EĞİTİM HER ENGELİ AŞAR” reklam sayfas› rica etmesi beni

Karabük?

çok mutlu etti.

Karabük benim 15 y›l üzerine hamd›m oldum dedi¤im bir il. Bana çok fley katan

Yo¤un bir hayat›n›z var. En güçlü dayana-

bir flehir. Birçok büyük ille çal›flt›m ama

¤›n› sorsak…

ufak yerlerin insan sevgisi ,samimiyeti ,do-

Allah’›n yan›mda oluflunu hissetmek.

¤all›¤›, vefas› ..( ellerinde bir parça tafl f›-

O’nun benden istediklerini biliyorum. Hepsi kabulümdür ve bütün irademle O’nu

r›nda piflmifl bir ekmek ile gelen insanlar ).. ve s›k›nt›lar›? Ac›yan yüreğime birçok

acı daha eklendi…

Dergi ç›karmak nereden geldi akl›n›za? Dergiden maksat asla bir entelektüel tatmine eriflmek de¤il. ‹nsan›m›za hizmet için her fleyin araçsallaflt›r›lmas› fakat amaçsallaflt›r›lmas› gerekti¤ine inanc›n yans›ma zeminidir. Bence dergi ham olmayan piflmifl fikirlerin sergi alan›d›r. TÜMB‹AD olarak kitlelere uzanan bir dilimizin olmas›n› hedeflerimizin ac›s›ndan zaruri görüyorum.

benden razı etmeye çalışıyorum. Bu yolda

bana güç vermesini dileme makam›nday›m.

‹lginç. Manevi konularda da aç›k bir yan›n›z var anlafl›lan Bunu neden söyledi¤inizi bilmiyorum. Baflka bir fley de¤il, sadece flunu söylüyorum: Harabat ehline hor bakma zakir Defineye malik viraneler var. Tamam. Ald›m mesaj›n›z›. Peki, en büyük tutkunuzun ne oldu¤u sizde bir s›r m›d›r

46

Huzur. Tanp›nar’›n yazd›¤› bence edebiyat›m›z›n en iyi romanlar›ndan. Huzur asl›nda huzursuzlu¤un roman›. Türk ayd›n›n›n içinden geçti¤i de¤iflim sürecinde yaflad›¤› sanc›lar›n roman›. Tanp›nar bu roman› divan edebiyat›n›n en unutulmaz dizelerinden al›nt›lar yaparak muazzam bir edebi flölene çevirmifl. Defalarca okuya bilirsiniz. En hoflunuza gideni? Gittin emmâ ki kodun hasret ile cân› bile ‹stemem sensiz olan sohbet-i yârân› bile Edebiyat deyince Aylâ Han›m, fliirsiz olmaz. Bu konuda sizi anlatan yahut kalbinizin teline dokunan bir baflucu fliir var m›? Elbette, olmaz m›? fiiir sevgisi bir dönem önce çal›flt›¤›m vekilim say›n dr. Süleyman Gündüz beyle perçinleflti. Onun birçok fleyi ac›y›, hüznü, ölümü, sevgiyi… Birkaç m›sral›k fliirlerle cevap vermesi benim fliir üzerinde daha çok durmamama sevmeme sebep olmufltur… Hatta bir dörtlü¤ü vard›r hep okudu¤u ona


RÖPORTAJ çok yak›flan ve beni a¤latan… susman›n ne kadar anlaml› ve o kadarda belki baflkas› nezdinde kaybettiren bir asil davran›fl oldu¤u anlatan…ço¤u zamanda susard› kendisi… “Sütunlar ağır kubbeler taşıyor üstümü-

ze/Havada kehribar sarısı kuşkuya düşü-

rüyor/Şüphe ediyoruz hayallerimizden/ Susuyorsun, bu bilinmeyecek demektir ebediyen/Ne kazanılan, ne kaybedilen”

fiiir bence hayat› dam›tan bir kalp iflçili¤i. Hayat›n konsantre izah bahçesi. Biraz çocuksu gelebilir ama fliirin harf örgüsü bile edebiyat›n di¤er dallar›ndan daha k›sad›r. Bu durum da sanki bize onun hayat› nas›l da mahir bir sanatkâr edas›yla özetledi¤ini, k›sac›k sat›rlara, beyitlere neleri s›¤d›rd›¤›n› anlat›yor. Anlatacak birçok fleyinizi

bir dörtlükle anlata biliyorsunuz k›sacas›…

kurmak.

fiimdi daha çok merak ettim o baflucu flii-

Afl evi öylemi? Bir STK gönüllüsü oldu¤u-

ri.?

nuz için flafl›rt›c› de¤il.

'Hand›r bu gönlüm, ya misafirhane...

Evet TÜMBİAD’ da olduğu gibi sadece

Dert konuklar, derman konuklar, hayal ko-

toplumsal dinamikleri harekete geçirip daha yüksek bir cemiyet standardına eriş-

nuklar, melal konuklar; mümkün konuklar, muhal konuklar. Hele hasret, hiç ç›kmaz ordan, ç›kmaz ordan. Hand›r bu gönlüm, y›k›k, dökük...

mek üzere bir sinerji oluşturmakla yetin-

mek istemiyorum. Aş evi hayali buna yakın ama aynı zamanda bundan farklı bir hizmet kategorisine dahil.

Duyurmadan önce doyurmak gibi bir fley Fakir konuklar, zengin konuklar, alim ko-

mi?

nuklar, cahil konuklar; gelen konuklar, ge-

Aynen öyle. Toplumsal bünyeyi farkl›l›kla-

çen konuklar. Hele bir hanc› vard›r, hiç

r›yla ve çok genifl ihtimalli realiteleriyle ku-

ç›kmaz ordan, ç›kmaz ordan.'

caklamayan bir sivil aksiyon sahici de¤il-

Aslında danışmalık görevini ne kadar gü-

dir. Afl evi gibi oluflumlar›n sadece karn›n›

zel anlatıyor değimli? Şiirin kısacık insan

doyurdu¤unuz insanlara faydas› yoktur.

hayatını ne kadar güzel özetlediğini söyle-

Ayn› zamanda has›l etti¤i d›flsal faydalar›

rim. bana bunu ö¤retene sevdirene dua

toplumsal huzur için hayati k›ymet tafl›r.

eder ?her önüme gelene anlat›r›m Samiha

Peki son olarak TÜMB‹AD’›n hedef kitlesi-

Ayverdi hanfendiyi……

ne söylemek istedi¤iz bir fley varm›? ‹lk say›m›zda heyecan›m›za karfl›l›k gelen

Sahiden etkileyici bir fliir. Size en büyük

genifl ilgi halesi ikici say› konusunda flev-

hülyan›z›n ne oldu¤unu sorsak.?

kimizi art›rd›. ‹nan›yorum ki uzun soluklu-

meşgul olup erişmek istediğim bir aş evi

yuz. ‹lgi ve desteklerini esirgememelerini

En büyük hayalim ya da kafamda sürekli

diliyorum.

47


RÖPORTAJ

Dr. Mehmet Nil H›d›r

AK Parti Mu¤la Milletvekili

“Türkiye kurals›zl›klar›n hâkim oldu¤u bir ülke olmaktan ç›k›p;

insani kurallar›n hakim oldu¤u, ileri demokrasiye sahip bir ülke olmal›d›r” 48


RÖPORTAJ Dr. Mehmet N‹L HIDIR Kimdir? 1956 y›l›nda Karamanda do¤mufl, ilk, orta, lise ö¤renimi Karaman’da, T›p Fakültesini ‹zmir

A.İ: Ülkemizde Sağlık: Say›n H›d›r Sa¤l›k konusunda düflüncelerini flöyle aktar›yor. Devlet hizmetimde gerek hekim olarak gerek idareci olarak çal›flt›¤›m dönemlerde ;her platformda sa¤l›¤›n “ticaret arac›” olarak kullan›lmas›na karfl› ç›kt›m. Doktorlar›n muayenehaneleri ile hastanede verdi¤i sa¤l›k hizmetlerini bir-

A.İ :Turizm Bölgelerinde Sigara Ve İçki Yasağı Konusunda Düşüncelerinizi Alabilirmiyiz? M. N.H.: ‹nsan sa¤l›¤›na zararl› maddelerin zamana ve flartlara göre zararl› olmad›¤›n› söylemek yada birileri bundan al›nacak diye göz göre göre bunlar› savunmak, ne etik olarak ,nede Hipokrat and›na göre kabul edilebilir söylemler de¤ildir… Sigaran›n insan bedeninde

biriyle kar›flt›rmalar›n› hekimlerin

meydana getirdi¤i tahribatlar› ve

“h›rs›ndan” ziyade sa¤l›k sistemindeki

sonuçlar›n› meslek hayat›m›zda binlerce

“yanl›fl yap›lanmadan” kaynakland›¤›

ac› örnekleriyle gördük ve tedavisi için

söyledim. Bu çerçevede genel sa¤l›k sig-

mücadele ettik. fiimdi milletin vekili olarak

orta sistemini, tamgün yasas›n›, has-

yasama organ›n›n (TBMM) içine girince;

tanelerin tek çat› alt›nda toplanmas›n› hep savundum… Sa¤l›k sisteminde aksayan hususlara Siyaset yoluyla çözüm bulunmas› için Pratisyen Hekimler oda temsilcisi s›fat›mla TTB onursal baflkan› Sn.Nusret Fiflek beyden ve eski sa¤l›k bakan› say›n Y›ld›r›m Aktuna beyden taleplerim oldu ama hiçbiri bugün yap›lan sa¤l›kta dönüflümü gerçeklefltiremediler. Oysa; bugün içinde bulundu¤um TBMM 23. dönem parlamentosu ile; Ak Parti hükümetinin Sayg›de¤er Baflbakan› taraf›ndan “sa¤l›kta dönüflüm program› “ hayata geçirildi.

ömür boyu hekimlikte mücadelesini verdi¤imiz insan sa¤l›¤›na zararl› maddelerle yasal olarakta mücadele etmekten daha normal ne olabilir? Kald› ki anayasam›z›n 58.maddesi 1960 ‘dan buyana vard› ve y›llar y›l› bu Anayasa maddesi uygulamada göz ard› edildi…. (Anayasa 58) Bu, turizm bölgelerinde alkolün yasaklanmas› anlam›na gelmez. Tam aksine; turistlerin kendi ülkelerinde yasal olarak yafl s›n›r› ile s›n›rland›r›lm›fl olan alkol ve sigara içme s›n›rlar›n›; tatillerini geçirmek üzere geldikleri Türkiye’ dede uygulamaktan ibarettir. Bunun

Ege Üniversitesi T›p Fakültesinde, 1983 y›l›nda tamamlad›. 1970’li y›llar›nda o zamanki üniversiteler aras›nda en çok sol- sa¤ çat›flmalar›n›n ve sol fraksionlar›n yo¤un oldu¤u Ege Üniversitesinde; kendisi gibi düflünen ve yaflayan Anadolu gençleriyle “Düflünce ve Dayan›flma çat›s›” olan Milli Türk Talebe Birli¤i il baflkanl›¤›n› yürüttü.12 eylül döneminde sudan sebeplerle, s›k› yönetim taraf›ndan göz alt›na al›nd›. 1983-1996 y›llar› aras›nda T›p doktoru olarak devlet hizmetinde bulundu. Bu dönem 5 y›l Van’da 5 y›l Konya’da 3 y›l Mu¤la’da sa¤l›k kurumlar›nda idareci ve hekim olarak görev yapt›. 1994 de Mu¤la Belediye Baflkan adayl›¤› ile siyasete girdi. 1995’de Mu¤la Milletvekili adayl›¤› ,1996 da il baflkanl›¤›, 2002 de yine Mu¤la Milletvekilli¤i aday adayl›¤›, 2003de ‹l Baflkanl›¤›, 2007 de Milletvekili olarak devam etti. Halen Mu¤la’dan Ak Parti Milletvekili olarak TBMM’dekigörevine devam ediyor. TBMM’ de Sa¤l›k, Aile, Çal›flma ve sosyal ‹fller komisyonu, Türk dilini araflt›rma ve yabanc› kelimelerden ar›nd›rma komisyonu ile madencili¤in sorunlar›n› araflt›rma komisyonlar›nda görev ald›. Ak Parti Genel Merkez Tan›t›m ve Medya Baflkan yard›mc›l›¤› ile Teflkilat Baflkanl›¤›nda ‹l koordinatörü olarak çeflitli

muhalefet, taraf›ndan çarp›t›lmas›, turizmcilerin ve kahvecilerin gönüllerini hofl ede-

görev yapt›.

Ayla İSPİR: Neden Siyaset Desek? Mehmet Nil HIDIR: Siyaseti insan’a Hizmet, ülkenin kalk›nmas›nda ve Adaletin tesisinde bir araç olarak görüyor. Siyasette sadece bireysel gayretin yeterli olmad›¤›na inan›yor. Kaderci bir ruh yap›s› ve buna dayal› samimiyet, hoflgörü, Mevlana sevgisi, gibi hasbi bir davran›fl biçimine sahip olman›n da önemli oldu¤una iflaret ediyor.” Benden baflkas› bu ifli baflaramaz “fleklinde “ego”ya dayal› bir siyasetten ziyade “biz baflarabiliriz” düflüncesiyle siyaset yap›yor.

49


RÖPORTAJ

bilir ... ancak uzun vadede, alkole ve sigaraya ba¤›ml›l›k sebebiyle hastalanan ve ölenlerin efl, çocuk ve yak›nlar›n›n ac›lar› hepimizin gönüllerini ac› ve kedere bo¤ar…. Çocuklar› babas›z, eflleri yaln›z kal›r… Bu sebeple, Türkiye kurals›zl›klar›n hakim oldu¤u bir ülke olmaktan ç›k›p ; insani kurallar›n hakl› oldu¤u, ileri demokrasiye sahip bir ülke olmal›d›r. A.İ.:Dünya Siyaseti Sıcak Gündemi Mısır ve Tunus Hakkında Ne Söyleyebilirsini? M. N.H.: M›s›r ve Tunus , takriben 40 y›l önce darbeyle iflbafl›na gelmifl antidemokratik, bask›c›, bireysel hak ve özgürlükleri nazar-› itibara almayan diktatör heveslisi devlet baflkanlar› taraf›ndan yönetilmifl tir. Bu yönetim alt›nda vatandafl s›n›flara ayr›lm›fl fakirleri çok fakir, zenginler çok zengin olmufltur. Toplumda uçurumlar ortaya ç›km›flt›r… istibdat döneminin devam› için, halk›n›n inanc›na, hayat tarz›na ters düflen, hatta kendi halk›na zulmeden, ittifaklar kuran ülkelerini demokratik devletten polis ve asker devletine dönüfltüren bir devlet yap›s› ortaya ç›km›flt›r. Hukuk rafa kald›r›lm›fl, Hapishaneleri on binlerce suçsuz mazlumlar doldurulmufltur… Orta do¤uda y›llar boyu devam eden bu dikta rejimlerinin mazlum halklar›, kendi haklar›na sahip ç›kan bir Baflbakan› ülkelerinde

50

görme umuduyla sokaklara ç›km›fl, can pahas›na, zulme baflkald›rm›fllard›r… ‹nsanl›k ad›na baflar›l› olmalar›n› temenni ediyorum…. Nitekim önce Tunus Devlet Baflkan› sonra M›s›r Devlet Baflkan› görevlerinden ayr›lmak zorunda kalm›fllard›r. A.İ.: Aktif Siyasete Girmek İsteyenlere Önerileriniz Nelerdir? M. N.H.: Siyasette niyet, “hizmet” olmal›… h›rstan uzak olmal› siyaseti meydan muhaberesi gibi alg›lamamal› …. Fikirlerin çarp›flmas›yla do¤rular›n ortaya ç›kar›lmas› amaçlanmal› yalandan kaç›nmal› Milletin vekilli¤ine aday olanlar, millete sevgi ve flefkat nazar›yla bakmal›, yetimin

hakk›n› koruyamama endiflesini her zaman tafl›mal›. Kendisinin ve yak›nlar›n›n siyaset yoluyla mülk edinme niyet ve düflüncesini akl›ndan ç›karmal›, aksine kendi kazanc›n› da katarak, seçildi¤i topluma hizmet etmeyi fleref ve nimet kabul etmeli. Sab›rl› olmal›…. Hakk› -hakikati savunmada cesur olmal›…. talepler ne kadar büyük olursa olsun vatandafl›, sükunetle ve hofl görüyle dinlemeli… sorunlar›n çözümü için gayret sarf etmeli; … söylediklerini kendisi yaflamayan, bir kimsenin sözlerinin tesiri de olmaz ... Bu sebeple; siyasetçi çal›flkan, dürüst ve do¤ru sözlü olmal›…..


KÜLTÜR-SANAT

G&G SANAT GALERİSİ

Gül SEYREKBASAN 2006 y›l›nda Ankara’da Gül Seyrekbasan ve Gonca Elmas Akay taraf›ndan kurulan G&G Sanat Galerisi, sanat›n ve sanatç›n›n yan›nda olmay› ilke edinmifl ve sanat›n bir toplumun yaflamla aras›ndaki köprü oldu¤u düflüncesiyle günümüz sanatç›lar›n›n sergilerine ev sahipli¤i yapmakta sanat

dostlar› ile buluflmalar›n› sa¤lamaktad›r. Tüm sanat dostlar›na ve sanata ilgi duyan herkese aç›k olan galerimizde Galeri ve Atölye çal›flmalar›n›n haricinde sanatç›larla söylefliler de düzenlenmektedir. Galerimiz; • Ça¤dafl Türk Sanatç›lar›na düzenli olarak sergiler açmay›, • Usta sanatç›lar haricinde yeni yetiflen baflar›l› genç sanatç›lara da f›rsatlar tan›may›, • Türk Sanat›n›n ve Sanatç›s›n›n yurtiçinde ve yurtd›fl›nda tan›t›lmas› için gerekli tan›t›mlar› yapmay›,

• Atölye çal›flmalar› ile yeni sanatç›lar kazan›lmas›na katk›da bulunmay›, • Toplumun, sanat› bir yaflam biçimi olarak benimsemesi ve sanata gereken önemin verilmesini, ö¤retilip ö¤renilmesini ve yaflam›n bir parças› haline gelmesini sa¤lamay›, • Sanat-Toplum-Sanatç› aras›nda güçlü bir köprü oluflturmay› misyon edinmifltir. Toplumun sanat› bir yaflam biçimi olarak benimsemesinin; Sanat-Toplum-Sanatç› birli¤i ve beraberli¤i ile gerçekleflece¤ine inanmakta ve sanata gereken önemin verilmesi ve ayn› zamanda yaflam›n bir parças› haline gelmesini amaçlamaktay›z. Galerimiz hem usta hem de genç yete-

rak benimsemesini, sanatla birlikte büyüyerek estetik duygusu ve görüflünün geliflmesini, düflünen-araflt›ran-sorgulayan bireyler olmas›n› sa¤lamak bizlerin görevi ve sorumlulu¤udur. Atölyemiz ayn› zamanda ba¤›ms›z çal›flmak isteyenlere de aç›kt›r. Resmin temeli olan çizgi ve noktayla bafllayan hayal dünyan›za, farkl› formlar ve farkl› anlat›m biçimleri vererek tuvalinizde renklendirmeye ya da çamura ellerinizle hayat vererek heykel sanat›na katmaya sizleri de bekliyoruz.

neklere kiflisel ve karma sergiler açarak ve sanat fuarlar›na kat›larak Türk Sanatç›lar›n›n eserlerini yurtiçi ve yurtd›fl› birçok özel ve kurum koleksiyonlar›na kat›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu kurulufl ve kiflilerinin bir k›sm›n›n ilk defa sanat eseri sahibi olduklar›n› göz önüne ald›¤›m›zda sanat›n topluma yay›lmas›nda da katk›da bulundu¤umuzu düflünüyoruz.

aktarman›n ya da çamura elleriyle form vermenin mutlulu¤unu yaflamaktad›rlar. ‹sterseniz uzman hocalar›m›z eflli¤inde, isterseniz ba¤›ms›z çal›flmak için sanat yolculu¤una ilk ad›m› birlikte atabiliriz. “Tüm Sanat Galerileri Derne¤i” üyesi olan galerimiz günümüz koflullar›n›n zorlu¤una ra¤men sanat ve sanatç›yla birlikte olmaya azim ve kararl›l›kla devam etmektedir.

G&G Sanat Galerisi, atölye çal›flmalar› ile toplumu sadece izleyici olarak de¤il, uygulay›c› olarak da sanatla buluflturmay› hedeflemifltir. Bir toplumun gelece¤i olan çocuklar›m›z›n sanat› bir yaflam tarz› ola-

GÜL SEYREKBASAN G&G SANAT GALER‹S‹ Hollanda Caddesi No.54/A Y›ld›z-Çankaya-Ankara Tel : 0312 442 45 50 www.ggsanat.com

Sanatla u¤raflan bireyler G&G Sanat Atölyesinin s›cak ve keyifli ortam›nda yaflam›n stresinden uzaklaflarak duygular›n› tuvale

51


SANATTAN PROF‹LLER

RESSAM ÖNDER AYDIN ‹LE SÖYLEfi‹

ANADOLU UYGARLIKLARININ

AYAK ‹ZLER‹... Gül Seyrekbasan: Sanat sizin için ne ifade ediyor?

Ö.A: Atölyemde d›fl dünyadan çok farkl› bir dünyam var, hayal

ÖnderAyd›n: Sanat, insanlar›n duygu dünyalar›n› güzellefltiren,

dünyas›. ‹mkâns›z›n gerçekle iç içe geçti¤i renkli bir dünya. Ha-

insan iliflkilerini sevgi, hoflgörü ve estetik be¤eni temeline otur-

yal kuramayanlar›n yerine de kurulan hayallerin biçimlenmesi.

tan, üretken ve uygar yapan üst bir kurumdur. K›saca sanat bir

D›fl dünya estetik yorumdan çok uzak. Soka¤a ç›kt›¤›n›zda sizi

yaflam biçimi ve kayna¤›d›r.

karfl›layan ilk fley görsel kirlilik. Di¤eri ise duygusal ve toplumsal

G.S: Atölyenizden dış dünyaya baktığınızda neler görüyor ve ne-

kirlilik. ‹flte o andan ihtibaren sanat, de¤ifltirme ve dönüfltürme ifl-

ler hissediyorsunuz?

52

levini yerine getirir.


SANATTAN PROF‹LLER Başkanı Önder Aydın’ın hedefleri nelerdir?

Ö.A: 04 Mart - 03 Nisan 2011 tarihleri aras›nda G&G Sanat Galerisi-Ankara’da 20.kiflisel sergimi açaca¤›m. Bu sergi için iki y›l›

aflk›n bir süredir çal›fl›yorum.18 Mart -04 Nisan 2011 tarihleri aras›nda da baflkan› oldu¤um BRHD’nin Ankara Ça¤dafl Sanatlar Merkezi’nde 41.Y›l Büyük sergisi aç›lacakt›r. Yo¤un bir tempo ile çal›fl›yorum. G.S: 30.Sanat Yılınızda gerçekleştireceğiniz ve 04 Mart 2011 tarihinde Ankara’da G&G Sanat Galerisi’ndeki “Kumsaldaki İzler”

isimli serginizin konusu ve resimlerinizin felsefesi hakkında bilgi verirmisiniz?

Ö.A: 30 y›ll›k sanat yaflam›mda 25 y›l› aflk›n bir süredir resimlerimin konusu 12 bin y›ll›k Anadolu Uygarl›klar›d›r. Yani Anadolu’nun Görsel Tarihidir. Bir arkeolog titizli¤inde bu topraklar›n görsel zenginli¤ini tuvallerime tafl›y›p yeniden yorumluyorum. Tarihte geriye do¤ru göndermeler yap›yorum.

Türk sanat›n›n esin kayna¤› bu topraklar olmal›d›r. Benim resim serüvenimin ayak izleri G&G Sanat Galerisi’nde Anadolu Uygarl›klar›n›n ayak izleri ile buluflup sanatseverlere sunulacakt›r. G.S: Türk Resim Sanatının dünyadaki yeri nerededir?

Ö.A: Türk Resim Sanat›n›n geçmifli bat› ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda henüz çok gençtir. Bu nedenle Türk resmi, bat› sanat›n›n bir bölümünden kendi bafllang›c›n› oluflturdu. fiu anda bulundu¤u yer ise bat›y› taklit ve öykünme evresidir. Kendine has, evrensel bir Türk resminden bahsedemeyiz. Bu anlamda kimlikli oldu¤umuz tek alan Türk Edebiyat›d›r. G.S: Başarılı bir ressam olmanızın yanında sanatı ve sanatçıyı

tanımak, desteklemek için kurulan BRHD Başkanlığı görevini de 5 yıldır başarı ile yürütüyorsunuz. Ayrıca bu yıl BRHD 41.yılını kutlayacak. Neler söylemek istersiniz?

Ö.A: BRHD ülkemizin en önemli sanatç› örgütü ve sivil toplum

kurulufludur. BRHD sanatç›lar›n birlikteli¤ini sa¤laman›n, özlük haklar›n› savunman›n yan›nda ülke sanat›n›n ve kültürünün oluflup geliflmesine de katk›lar sa¤lamaktad›r. Ülke genelinde 17 ilde üyelerimiz bulunmaktad›r. Son 10 y›l içinde 8 ilde sergiler gerçeklefltirmifltir. Toplumsal konulara duyarl›, projeler üreterek, farkl› illerde Resim ve Heykel Müzeleri kurulmas› için sanatç›lar gönderen bir sanatç› meslek örgütüdür. G.S: Önümüzdeki dönemler için ressam Önder Aydın ile BRHD

53


ARAfiTIRMA

‹KT‹SAD‹ KONTROLÜN ÜÇ FONKS‹YONU (TEKELLER‹ ÖNLEME HUKUKU)

Dr. Mustafa ÜNAL

AK Parti Karabük Milletvekili

54


ARAfiTIRMA

Prof. Dr. Wolfgag FIKENTSCHER * Çevirenler: Tu¤rul ANSAY** Mustafa ÜNAL***

A)Girifl: Genel olarak iktisad› kontrolün ta-

na'n›n Roma Cumhuriyetinde uyguland›¤›

lizmle sona erifli

n›m› ve zaman›m›za ¬kadarki anlam›

bilinmektedir.

16. ve 17. yüzy›llarda Hollanda ve ‹ngilte-

1)Hukuk tarihi aç›s›ndan konuya k›sa bir bak›fl. 2)Justintanus.dan öncekiler aras›nda 474

re'de büyük ticaret flirketlerinin _ kuruluflu, Nitekim Diocletianus da 301 y›l›nda ç›kard›-

tekel konusuna yeni bir aç›dan bakmay›

¤› fermanla mallar›n toptan pazardan kal-

gerekirdi. Örne¤in, ‹ngilizlerin « East - In-

d›r›l›fl›n› cezaland›r›lm›flt›.

dia – Company” si veya Hollandal›lar›n

y›l›nda ‹mparator ilan edilen Zeno'nun

«Oostindische Compagnie»sinin normal

seçkin bir yeri vard›r. Çünkü zeno, da¤

Justinianus ise bu konuda yasaklamalar

bir ‹nsan hayat›n› aflan, gerçek kiflilere k›-

kabilele¬rinin ya¤mac› tecavüzlerine ve

yerine ticaret alan›nda Devletin tekeller

yasla daha büyük iktisadi güce sahip ola-

bat›da Anadolu’daki Araplara karfl› impa-

kurmas›n› tercih etmiflti. Kurulan bu tekel-

bilen ve bu nedenlerle de hukukun çizdi¤i

ratorluk bar›fl›n› korumay› baflarm›fl ve bu

ler yük¬sek fiyatlar sorununu iktisat politi-

s›n›rlar ve kontrol mekanizmas› içine al›n-

arada -dini alan¬da- ‹san›n insan olarak

kas›n›n yaratt›¤› tedbir kanunlar›yla çöz-

malar› gerekli teflekküller (bugünkü hukuk

sahte bir hayat yaflad›¤›n› savunan Mo-

müfllerdi. Tarihi geliflim içinde az çok de-

dilimizde tüzel kifliler) olduklar› fark edildi.

no¬fizitizm' e karfl› da en önemli karar› al-

¤iflen bu tedbir¬ler ortaça¤ flehirlerinde

m›flt›. Zeno askeri ve dini alanlardaki ba-

hem kartel yasaklamalar›, hem de tekel

Bu durum ‹ngiltere'de bu tip flirketlerin bir

flar›s› yan›nda 483 y›l›nda da en etkili ve

ifl¬letmeleri olarak birlikte yer alm›fllard›.

kamu hukuku imtiyaz› fleklinde, yani

genifl kapsam kartel kanunlar›ndan biri

Tekelleri önleme konusundaki ilk modern

«char¬ters» ile kuruluflu sistemine gidil-

olan Zeno temel yasas›n› hukuk hayat›na

düzenleme ise 1624 tarihli ‹ngiliz Statute

mesine sebep oldu. Bunun sonucu, kuru-

katm›flt›.

of Monapolies [1] de - gerçekleflti. Bu ka-

lufl imtiyazlar›nda gösterilen gayelerin d›-

nu¬nun kabulünde en büyük gayreti sar-

fl›ndaki faaliyetlerin yoklukla malul olaca¤›

Gerçek bir tüketiciyi koruma yasas› karak-

feden _ Edward Coke, ‹ngiliz Hukuku Mü-

anlay›fl› do¤du. Ancak, iktisadi güç ve te-

teri tafl›yan bu temel yasa, yiyecek mad-

esseseleri adl› eserinde monopolün her

kelin s›n›rlanmas›na yönelik böyle bir tica-

deleri ile di¤er günlük ihtiyaç maddeleri-

çeflidinin ve hat¬ta ‹ngiliz kral›n›nkinin- bi-

ret anlay›fl›, 18. yüzy›l›n sorunlar› ve 19,

nin ticaretini kartele benzer anlaflmalar ve

le meflru olmad›¤› fikrini temsil etmekte ve

yüzy›l›n bafllar›nda Manchester – Libera-

tekeller teflki¬li ile s›n›rlayan veya bu tip

monopolü «ever without the law, ... never

lizminin geliflmesiyle unutulmaya terk edil-

besin maddelerinin fiyat›n› yükselten¬ler

witout friends» olarak dile getirmekteydi.

di.

için müeyyideler ön görmekteydi. Bu konudaki düzenlemenin dayan¬d›¤›

Dolay›s›yla «charter» anlay›fl›n›n ve bun-

Tekelci giriflimlerin yasaklan›fl› asl›nda da-

esas fikir böylece yay›lm›fl ve rekabet s›-

dan kaynaklanan «ultra vires» doktrininin

ha eski bir geçmifle sahiptir. Eski Yunan

n›rlamalar› art›k bu tarihten itibaren ‹ngiliz

günümüz Anglo -Ame¬rikan hukukunda

ve Hindistan'da da bu çeflit yasaklamala-

ve ondan esinlenen Amerikan huku-

hemen hiç anlam› kalmam›fl oldu.

r›n varl›¤› bildirilmekte, Julius Caesar'›n

kun¬da kesin olarak kamu yarar›n› (public

M.Ö. 50de yiyecek maddelerinin fiyatlar›n-

policy) çi¤neyici nite1i¤e bü¬rünmüfltü.

3) 1891 tarihli «Sherman-Act» ve 1945'e de¤in Almanya'daki geliflme

2) «Charter» görüflü ve bu görüflün libera-

19.Yüzy›l›n ikinci yar›s›nda önceden kesti-

da veya sat›fl ve nakliyelerinde hile yapan esnafa kar¬fl› ç›kard›¤› Lex Julia De Anno-

55


ARAfiTIRMA rilmeyen bir h›z ka¬zanan sanayileflme ve

meflrulu¤unu saptam›flt›. Ancak, iyi niyete

«Antitrus» ideolojisi geliflmeye 'bafllad›.

iktisadi gücün merkezileflmesiyle Ortaya

iliflkin bu s›n›rlama k›sa bir zaman sonra

Amerika'daki gelifl-meleri yak›ndan tan›-

ç›kan problemler, tekel konusunda yeni

unutuldu ve Almanya 1923 tarihli kartel

yan birisi, Amerikan tarihini, ifl adamlar› ile

boyutlarda tekrar çözüm arama zorunlulu-

düzenlemesine ra¤men klasik bir kar¬tel-

Devletin, iktisadi gücü elde etmek için bir-

¤unu do¤urdu. Tekellere ve «restrictive

ler ve hukuki denetiminden yoksun, gide-

birleriyle yapt›klar› mücadeleden daha

covenants” kar¬fl›t bulunan «common

rek tasvip gören iktisadi yo¤unlaflmalar ül-

fazla meflgul etmifl bir konunun olmad›¤›n›

law,.lar›yla bu sorunlar›n a¤›rl›¤›n› hisset-

kesi halini ald›.. Ekonominin desteklenme-

Söylemifltir. «Scherman-Act» ve ona ilave

meyen ‹ngilizlere karfl›l›k örne¤in Ameri-

si gerek¬lili¤ine inanan Devlet, iktisadi yo-

olarak ç›kar›lan di¤er kanunlarla -bu ka-

ka’l›lar, 1891 )'y›l›nda, bugün de yürürlükte

¤unlaflmay› daima teflvik etmifl ve Alman

nunlar›n ›fl›¤› alt›nda verilen mahkeme ka-

olup kartel ve tekeller alan›nda Ameri-

ekonomisi, bir süre sonra da Hitler'in mü-

rarlar›, hemen her zaman, iç ve d›fl politi-

ka'n›n temel yasas›n› teflkil eden «Sher-

tecaviz arzu¬lar›na rahatça hizmet edebi-

ka alan›nda öl1gÜitlenmi›fl t0p¬luma, yani

man-Act »› kabul etmek zorunda kald›.

len bir araç olarak Devletin emrine b›-

Devlete özel ekonomik gücün yön verme-

ra¬k›lm›flt›.

sini önlemeyi gaye edinmifllerdi. Buna ra¤men, üstünlü¤ü sa¤lama konusunda

Almanya'daki geliflme tamamen aksi bir yön ald›. ‹mparatorluk Mahkemesi 1897

4) Antitröst ideolojisi

tarihli bir prensip karar›nda «iyi niyetle»

Almanya'da uygulamalar k›saca de¤indi-

kan antitröst ideolojisi¬nin etkinli¤i husu-

kurul¬mufl olmalar› flart›yla, kartellerin

¤imiz bu seyri takip ederken Amerika’da

sundaki fikirler de bu bak›mdan birbirlerin-

56

Devlet her zaman baflar›l› olamad›. Ameri-


MAKALE den oldukça farkl›d›r.

ral Kartel Dairesine 38.508 kartel huku¬ku

ca amac› bilimsel tecrübelerin de¤ifl toku-

olay›n›n getirilmifl olmas›na iflaret yeterlidir

flu yan›nda, milletleraras› an¬timenopol

1940'larda Antitrust Dairesinin baflkanl›¤›-

[*]. Bu say›ya, kanun de¤iflikleriyle yasak-

hukuku tasar›s› haz›rlamay› hedef edinen

n› yap¬m›fl olan Mason da Amerikan sa-

lanan fiyat tespiti uygulamalar›na iliflkin

bir «Asso¬ciation lnternationale de Droit

nayicilerine sundu¤u bir tebli¤de «sizin

yüz binlerce olayda eklenmelidir.

Antimonopol» kurulmal›d›r.

ifliniz tekeli oluflturmak, benimki ise size

1958'den bu yana verilen kartel ve tekele

bu çaban›zda engel olmakt›r» diyerek bu

iliflkin mahkeme kararlar›n›n say›s› ise bir-

8) ‹ktisadi kontrolün fonksiyonlar› sorunu

mücadeleye iflaret etmiflti.

kaç bini (3 – 5.000) bulmaktad›r [**]. Her

‹ktisadi kontrolün k›saca aç›klama¤a çal›fl-

ne kadar Avrupa Komisyonunun ve Avru-

t›¤›m›z tarihçesine tekrar bir göz atacak

5 ) Freiburg Ekolü

pa Adalet Divan›n›n bu konudaki kararlar›

olursak, bu konudaki temel fikrin giderek

‹ktisadi özgürlü¤ün, sadece kendi kendisi-

flimdilik nadir ise de, zamanla bu kurulufl-

yayg›nlaflt›¤›n tesbit ederiz. Zeno temel ya-

ni bo¤mas›n›n önlen¬di¤i yeterlerde haya-

larda da Almanya'daki rakamlar›n afl›la-

sas›ndaki kartel kontro¬lü yerine Justinia-

t›n› sürdürebilece¤i fikrini savunan ekono-

ca¬¤› muhakkakt›r.

nus zaman›nda iktisadi güdüm, iktisadi

mi doktrini taraftar› bir grup profesörün

müdahale yoluyla ekonomik adaleti ger-

Freiburg ekolü ad› alt›nda yapm›fl oldu¤u

Kartel ‹darelerinin flimdiye kadarki uygula-

çeklefltirme çabas›n›n hakim oluflu gibi,

çal›flmalar, 1945 sonras› Almanya’s›nda,

mas› ve kartele iliflkin mahkeme kararlar›-

bugün de hukuk mekanizmas›n›n hizme-

geçmifl gün¬lere k›yasla temel bir düflün-

n›n hemen hepsi liberal, fiyatlan düflü-

tinde iktisadi kontrol diye nitelendirece¤i-

ce farkl›l›¤›n› beraberinde getirdi. Bu fikir

rü¬cü ve iktisadi merkezilefl.meyi önleyici

miz birçok met odlar›n, birçok hedef, bir-

ak›m›n›n bafl›nda Franz Böhm, Leonhard

etkiler yaratm›fllard›r. Kar¬tel denetiminin

çok amaç ve birçok fonksiyonlar›n varl›¤›

Miksch, Walter Euc¬ken, Alexander Rustow,

Avrupa ülkelerinden hangisinde daha et-

ortadad›r.

Ludwig Erhard ve Müller-Armack gibi iç¬lerin-

kin oldu¤unun saptanmas› için ise örne-

den baz›lar›n›n 1945'ten sonra Alman-

¤in, benzin fiyatlar›n›n mukayese edil¬me-

Afla¤›daki aç›klamalar›m›z, esas itibariyle,

ya’n›n tekrar kuruluflunda önemli görevler

si yeterlidir.

iktisadi kontrolün üç ana fonksiyonunu, bu

üstlenerek Freiburg ekolünün «sosyal pazar ekono¬misi» görüflünü uygulamaya koyan ilim adamlar› yer alm›flt›.

hukuk dal›n›n bugünkü geliflme ›fl›¤› alt›n-

7) Tekelleri önleyici Devletler hukukunun bulunmay›fl›

da incelemeyi gaye edinmifltir.

Miletler aras› iktisat hukukunun bugünkü

6)Rekabet S›n›rlanmalar›na Karfl› Kanun ( = Gesetz gegen Wett-¬bewerbsbeschraenkungen = GWB)

ana sorunu trans nasyonal düzeyde tekeli önleyici bir Devletler hukukunun yoklu¤u-

*Berlin’deki Federal Kartel ‹daresinin y›ll›k raporlar›n-

dur. Havana Bildirisinin ve 1953'deki Bir-

dan ç›kar›lan sonuçlar.

leflmifl Milletler Ekonomik ve Sosyal Kon-

**Wirtschaft und wettbewerb Dergisinde yay›nlanan

Sadece teoride kalmayarak yukar›da an›l-

seyi (= ECOSOC) önerilerinin sonuçsuz

kararlardan derlenmifltir.

d›¤› gibi uygulamaya konulan sosyal pa-

kalmas›ndan bu yana 1974 y›l›na kadar

zar ekonomisi görüflü, özellikle, 1958 y›l›n-

milletleraras› tekelleri önleyici hukukla

Bu çeviri prof .D r FIKENTSCHER2in 1978 y›l› Haziran

da ka¬bul edilen ve «Almanlar›n Scher-

il¬gili her hangi ciddi bir at›l›m olmad›.

ay›nda Hür Berlin Üniversitesinde yapm›fl oldu¤u bir

man-Act»i dedi¤imiz rekabeti s›n›r¬lanma-

konuflmas›n› izleyen Prof.Dr.T.ANSAY’a Prof.Dr.FI-

y› önleyen Kartel Kanunu»nda (=GWB) et-

OECD ise sadece karfl›l›kl› bilgi al›flveriflini

KENTSCHER’in verdi¤i izin üzerine o tarihlerde Ber-

kileyici oldu ve bu kanunda Amerikan an-

sa¤layabilmektedir. Amerika ile Almanya

lin’de doktoras›n› baflar› ile tamamlam›fl olan Dr. Ünal

titröst ideolojisinden ziyade Freiburg yeni

aras›nda k›sa bir süre önce imzalanan ve

taraf›ndan haz›rlanm›flt›r. Prof. ANSAY ‘›n çeviriye

liberalizminin karakterini üstün k›ld›. Reka-

rekabet s›n›rlamalar›n› izlemede karfl›l›kl›

önemli katk›lar› olmufltur.(Devam› dergimizin gelecek

bet s›n›rlamalar›n› ön¬leyen bu kanunu Al-

yard›mlaflmay› öngören ikili anlaflma bu

say›s›nda )

manlar «iktisadi özgürlüklerin anayasas›»

konuda kayda de¤er tek olumlu ad›mda-

say¬maktad›rlar.

d›r. Bafllang›çta bu tip ikili anlaflmalarla

*Münich Üniversitesi Hukuk fakültesinde profesör.

milletleraras› tekelleri önleme hukukunun

**AÜHF . Ticaret hukuku profesörü.

Bu kanunun iktisadi hayattaki önemini ifa-

yeri doldurulmal› ve ya¬p›lacak ilk milletle-

***Bursa ‹ktisadi ve Ticari ‹limler Akademisinde Ö¤-

de için 1975 sonuna kadar sadece Fede-

raras› kartel hukuku kongresinde de bafll›-

retim Görevlisi

57


MAKALE

Av. F. Cem fiENOCAK Güven Tahkim ve Hukuk Derne¤i Kurucusu www.evrenselavukatlik.com

TAHK‹M YARGILAMASI VEYA

AMER‹KA’YI YEN‹DEN KEfiFETMEK Adalet sisteminin ac›mas›zca sorguland›¤› bir dönemden geçmekteyiz.

Makul süreleri aflan yarg›lamalar ve özel-

tirmektedir.

likle dava dosyalar›n›n Yarg›tay’da uzun

olarak uygulanmaya bafllanmas› zorunlulu¤u bulunmaktad›r.

sürelerle incelenmeyi beklemeleri, toplum

Y›llar›n birikimi olan yarg›sal problemlerin

kesimlerinde adalete olan güvene karfl›

çözümü için son 5 y›l içinde at›lan ad›m-

TAHK‹M YARGILAMASI’n› esas almayan

rahats›zl›klara neden olmaktad›r.

lar, halk taraf›ndan memnuniyet ama bek-

yarg› reformlar›n›n, yarg›lamalar› daha

lenti içinde takip edilmektedir.

adaletli ve h›zl› bir flekle sokmas› beklen-

Özellikle geliflen teknoloji ve uluslar aras›

memelidir.

iliflkiler nedeni ile Mahkemeler önüne son

Bu noktada ülkemizde pek bilinmeyen ve

derece spesifik ve uzmanl›k gerektirici da-

uygulamas› da olmayan TAHK‹M YARGI-

TAHK‹M YARGILAMASI, kanunlarda tah-

valar gelmektedir. Her konuda uzman ol-

LAMASI’, davalar›n adaletli ve h›zla so-

kim yarg›lamas›na gidilmesi yasaklanma-

ma imkan› bulunmayan Mahkeme Hakim-

nuçlanmalar›nda ciddi önem kazanmakta-

m›fl olan hukuki uyuflmazl›klar›n, Mahke-

leri, davalar hakk›nda karar verebilmek

d›r.

melere gidilmeksizin husumet taraflar›n›n

için bilirkiflilerin raporlar›na ba¤l› kalmak-

talebi ile HAKEMLER taraf›ndan çözülmesi

tad›rlar.

Geliflmifl ülkelerde yarg›lamalar›n nerede

Alt derece Mahkemelerinin vermifl oldu¤u

maktad›r.

sistemidir.

ise %75’i TAHK‹M YARGILAMASI ile yap›lkararlar›n ciddi bir k›sm›n›n Yarg›tay tara-

TAHK‹M YARGILAMASI’nda hakemler ya taraflarca, ya taraflar›n belirledi¤i kurum-

f›ndan bozuluyor olmas›, esasen yarg›la-

Dolay›s› ile ülkemizde davalar›n adaletli ve

larca ya da Mahkemelerce tayin edilmek-

malar›n branfllaflm›fl uzman hakimler tara-

h›zla neticelenmesi için TAHK‹M YARGI-

tedirler.

f›ndan yap›lmas› gereklili¤ini gündeme ge-

LAMASI’n›n bilinir hale gelmesi ve aktif

58


MAKALE TAHK‹M YARGILAMASI’nda hukuki prob-

mektedir. Yarg›lama harçlar› dava netice-

lem, husumet konusu alan›n uzman› olan

lendikten sonra ödenmektedir. Bu durum

ve taraflar›n kabul ettikleri güvenilir kifliler

maddi imkans›zl›klar nedeni ile davalar›n

Uluslar aras› ticaret yapan kifli ve kurulufl-

taraf›ndan çözümlenmektedir. Bu kiflilere

aç›lmas›ndaki külfeti de ortadan kald›r-

lar, ileride do¤abilecek husumetlerinin,

de hakem denmektedir.

maktad›r.

husumet konusu alanlarda uzman olan

Hakem olabilmek için herhangi bir özel

de¤ildir.

güvenilir hakemler taraf›ndan TAHK‹M

koflul da bulunmamaktad›r. Yerli ve ya-

TAHK‹M YARGILAMASI neticesinde ha-

YARGILAMASI ile çözümlenmelerini tercih

banc› herkes hakem olarak tayin edilebil-

kemler taraf›ndan verilen kararlar, aynen

etmektedirler. Taraflar bu flekilde hukuki

mektedir.

Mahkemeler taraf›ndan verilen kararlar gi-

problemleri hakk›nda iddia ve savunmala-

bi taraflar› ba¤lamaktad›r. Hakemler tara-

r›n› konunun uzmanlar›na daha rahat akta-

f›ndan verilen kararlar, Mahkeme Kararlar›

rabilmekte ve s›n›rlama olmaks›z›n talep

gibi icraya konulabilmekte ve devlet gücü

ve beyanlarda bulabilmektedirler.

Taraflar, TAHK‹M YARGILAMASI’n›n fleklini yasalara ayk›r› olmamak flart› ile bizzat belirleyebilmektedirler. Bu yönü ile taraflar, TAHK‹M YARGILAMASI s›ras›nda dava konusu talepleri ve savunmalar› ile delillerini ve beyanlar›n› serbestçe, süre s›n›rlamas› olmaks›z›n ve ileri sürdükleri hususlar›n dikkate al›nmayaca¤› endiflesini yaflamaks›z›n dosyaya sunabilmektedirler. Hakemler, taraflar›n dava konusu yapt›klar› talep ve savunmalar›n›n tamam›n› inceleyerek, bildirilen delillerin tamam›n› araflt›r›p de¤erlendirerek ve taraflar›n talep ve savunmalar›n›n tamam› hakk›nda gerekçe göstererek karar vermek zorundad›rlar.

Bu yönü ile TAHK‹M YARGILAMASI, da-

ile yerine getirilmeleri sa¤lanabilmektedir.

valar›n, husumet konusu alanda uzman

Esasen ülkemizde TAHK‹M YARGILAMA-

olan güvenilir kifliler taraf›ndan eksiksiz in-

TAHK‹M YARGILAMASI neticesinde veri-

SI’n›n geliflmesi, baflka ülkelere mensup

celeme yap›lmak sureti ile çözüme kavufl-

len hakem kararlar›na karfl› Yarg›tay’da iti-

uluslar aras› kifli ve kurulufllar›n ülkemizde

turulmas›ndan dolay›, adaletin en güvenilir

raz edilebilmektedir.

daha fazla yat›r›m yapmalar›n› ve ülkemiz

flekilde tesis ettirildi¤i bir yarg›lama sistemi olarak kabul edilmektedir.

ile daha fazla ticari iliflkiler içine girmeleriBugün uluslar aras› ticaret yapan kifli ve

ni de netice verecektir.

kurulufllar›n hemen tamam› yapt›klar› ticari Mevcut yasal düzenlemelere göre TAH-

sözleflmelerine tahkim flart›n› koymaktad›r-

fiuras› unutulmamal›d›r ki, TAHK‹M YAR-

K‹M YARGILAMASI ile bir davan›n 6 ay

lar. Karfl›l›kl› ticari iliflki içinde olan farkl›

GILAMASI ile davalar›n çözülmesi yoluna

içinde sonuçland›r›lmas› gerekmektedir.

ülkelere mensup kifli ve kurulufllar, ticari

gidilmesi zorunlu de¤ildir. Devlet sadece

Taraflar yarg›lama süresini serbestçe azal-

iliflkileri neticesinde do¤abilecek husumet-

TAHK‹M YARGILAMASI’n›n önündeki en-

t›p ço¤altabilmektedirler.

lerin Mahkemelerde çözümlenmesini ter-

gelleri kald›rarak halk› bu yönde bilinçlen-

cih etmemektedirler. Bu isteksizlik, bütün

direbilir. TAHK‹M YARGILAMASI ancak

TAHK‹M YARGILAMASI’nda dava aç›l›r-

ülkelerin Mahkemeleri için geçerli olup,

halk›n umumi kabulü ile mümkün olabile-

ken yarg›lama harc› yat›r›lmas› gerekme-

sadece ülkemiz Mahkemelerine yönelik

cektir.

59


EKONOM‹

Prof. Dr. Ahmet ‹NCEKARA ‹.Ü. Ö¤retim Üyesi ‹ktisadi Araflt›rmalar Vakf› Baflkan›

DÜNYA EKONOM‹K KONJONKTÜRÜNÜN ANAL‹Z‹ Büyüme ve Enflasyonun Seyri • Dünya ekonomisi 1929 Büyük Ekonomik

• Dünya ekonomisinde 2008’de büyüme

%-3,2’ye gerilemifltir. 2010 y›l›nda %2,7

Buhran›ndan sonra en derin ekonomik

oran› %2,8 olarak gerçekleflirken küresel

olarak beklenen büyüme oran›, 2011

buhran› geride b›rakmaktad›r. 15 trilyon

krizin de etkileriyle büyüme 2009’da orta-

y›l›nda %2,2 olarak öngörülmektedir.

dolarl›k GSMH büyüklü¤üyle dünya

lama olarak %-0,6 oran›nda gerilemifltir.

ekonomisinin yaklafl›k %20’sini üreten ve

2010 y›l›nda %4,8 olarak gerçekleflmesi

• Dünya ekonomisinde 2007 bafl›ndan

en az bunu 2 kat› finansal sektör hacmine

beklenen dünya üretim art›fl h›z›n›n 2011

itibaren enflasyonda art›fl e¤ilimi bafllam›fl

sahip ABD ekonomisinde bafllayan kriz,

y›l›nda %4,2 olmas› beklenmektedir. Kriz

idi. Geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler

yüksek küreselleflme düzeyiyle bir domino

sonras› büyüme performans›n›n

ekonomilerinde ayn› e¤ilim paralel olarak

etkisi yaratarak bütün dünyay› etkisi alt›na

artmas›nda geliflmekte olan ekonomilerin

2008 A¤ustos ay›na kadar sürmüfltür.

alm›flt›r. Dünya ekonomik krizinin

yüksek büyüme h›zlar› daha çok etkilidir.

ABD mali piyasalar›nda bafllayan kriz,

bafllang›ç y›l› olan 2008’in ilk yar›s›nda

finans kurumlar›nda büyük zararlara, reel

küresel ekonomide yavafllama ortaya

• Geliflmifl ekonomilerde 2008’de %0,2

kesimde üretim gerilemelerine, iflsizlikte

ç›karken ikinci yar›da Amerikan finansal

olarak gerçekleflen büyüme oran› 2009

art›fla yol açm›flt›r. Para ve maliye poli-

piyasalar›ndaki saadet zincirinin kopmas›

y›l›nda küresel finansal krizin de etkisiyle

tikalar› krizi önleyecek paketler içinde

sonucu büyüme oranlar›nda ciddi gerilemeler ortaya ç›km›flt›r. 2008’de %0,0’a düflen büyüme oran› 2009’da %-2,6 gerilemifltir. 2010 y›l›nda ABD ekonomisi toparlanmaya bafllam›fl, ancak yüksek iflsizlik oran› ve kamu borcu ile düflük büyüme oran› sürmektedir. Buna karfl›l›k 2010 büyüme oran›n›n %2,6 olarak gerçekleflece¤i, 2011 için ise %2,3 olmas› beklenmektedir.

60


EKONOM‹ yeniden tan›mlanm›flt›r. Faiz oranlar›nda

Ekonomilerde Tüketici Fiyatlar› %9,2, 2009

büyüme %1,0 olmas›na karfl›l›k, Avrupa

h›zl› düflüfller yap›lm›flt›r. Finansal kurum-

y›l›nda ise %5,2 oran›nda gerçekleflmifltir.

Birli¤i Ekonomi Yönetimi’nin ald›¤› önlem-

lara likidite sa¤lan›rken zor durumdaki reel

Enflasyon oranlar›n›n 2010 y›l›nda %6,2,

lerle büyüme oran›n›n %1,7 olarak gerçek-

kesim iflletmelerine destekler verilmifltir.

2011’de ise %5,2 olmas› beklenmektedir.

leflebilece¤i tahmin edilmektedir. 2011 y›l›

Daha önce enflasyonda art›fla neden olan

büyüme oran› ise %1,5 olarak

dünya emtia fiyatlar›nda önemli oranda

• Sonuç olarak geliflmifl ekonomilerde

düflüfller gerçekleflmifltir. Bugün itibariyle

düflük büyüme h›z› ve düflük enflasyon

gerileyen talebi canland›rmak üzere para

geliflmekte olan dünya ekonomilerinde

• Geliflmekte olan ekonomilerde 2008’de

politikas›nda gevflemeye gidilmifltir.

ise; yüksek

%6,1 olarak gerçekleflen büyüme oran›

öngörülmektedir.

Enflasyon riski ikinci plana at›lm›flt›r. Krize

2009 y›l›nda küresel finansal krizin de etk-

karfl› al›nan gevfletici para ve maliye poli-

isiyle %2,5’e gerilemifltir. 2010 y›l›nda

tikas› önlemleri, piyasalardaki canlan-

7,1 oran›nda büyüme sa¤lan-

man›n yeniden sa¤lanmas›yla bir-

mas› ve tekrar kriz öncesi

likte, belirli bir sistematik içinde

düzeyin üzerine ç›kmas›

s›k›laflt›rma yönünde yeni

beklenmektedir. 2011

kararlarla yer de¤ifltirebile-

y›l›nda büyüme

cektir. Ancak sa¤lanan

oran›n›n biraz ger-

piyasa desteklerinin

ileyece¤i ve %6,4

zaman›ndan önce

olarak

kald›r›lmas› yeni

gerçekleflece¤i

yavafllama hatta dip

tahmin edilmek-

risklerini ortaya

tedir.

ç›karm›flt›r. O sebeple ABD’de yeni destek

• Geliflmekte

paketleri uygulamaya

Olan Asya

konulmufltur. Bu

Ülkeleri ekonomi-

çerçevede piyasadan

leri kriz y›l›nda

hazine bonosu al›n›p nakit

%7,7 büyürken

fonlama yap›lmaktad›r. Bu

2009da büyüme oran›

durum ABD d›fl›ndaki di¤er

%6,9’a gerilemifltir.

ülkelerin finans piyasalar›na

2010 y›l›nda beklenen

s›cak para girifline sebep olmakta,

büyüme oran› %9,4 ile kriz

yerli paralar›n de¤erlenmesi sonu-

öncesinin de üzerinde tahmin

cunu do¤urmaktad›r. Özellikle geliflmekte

edilirken, 2011 y›l›nda büyüme oran›

olan ekonomiler ve Türkiye’de ekonomi

%8,4’e gerileyecektir.

yönetimi buna karfl› para politikas› önlem-

büyüme

leri almaktad›r.

h›z› ve daha dengeli bir enflasyon oran›

• Görüldü¤ü gibi dünya ekonomisinde

hakim olacakt›r denilebilir.

özellikle ABD ve Euro Bölgesinden oluflan

• Al›nan bu önlemler dâhilinde 2008

ve krizle bozulan ekonomik büyümedeki

y›l›nda Geliflmifl Ekonomilerde Tüketici

• Euro Bölgesinde 2008’de %0,5 olarak

gidifl, düflük büyüme h›z›, yüksek kamu

Fiyatlar› %3,4, 2009 y›l›nda ise %0,1

gerçekleflen büyüme oran› 2009 y›l›nda

borcu ve yüksek iflsizlikle karakterize edil-

oran›nda gerçekleflmifltir. Enflasyon oran-

%4,1 oran›nda gerilemifltir. 2010 y›l› bek-

erek sürebilecektir. Buna göre, dünya

lar›n›n 2010 y›l›nda %1,4, 2011’de ise

lentileri Yunanistan’da bafllayan ve di¤er

ekonomisi ve özellikle finans piyasalar›

%1,3 oran›nda gerçekleflmesi beklenmek-

Avrupa ülkelerini de tehdit eden ekonomik

aç›s›ndan yeni yap›sal düzenlemelerin

tedir.

krizdeki derinleflme ile bozulmufltur. Euro

gere¤i ortaya ç›kmaktad›r.

• 2008 y›l›nda Geliflmekte Olan

Bölgesi için 2010 y›l›nda beklenen y›ll›k

61


MAKALE

Prof. Dr. Nihat Öztoprak Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan›

Muhteflem

Muhibbî Kanûnî’den sonra yap›lm›fl birçok flifahanenin (hastanenin) kitabesinde veya herhangi bir yerinde, Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes s›hhat gibi beytini görürsünüz. ‹nsanl›k tarihinde sa¤l›¤›n önemini böylesine anlatan beyit, m›sra veya söz say›s› herhalde azd›r. Döneminde Osmanl› Devletini cihan devleti hâline getiren, kanun hâkimiyetini kuran, adaleti sa¤lay›p devleti ifller hâle getiren ve bu yüzden hakl› olarak “Kanûnî” ve “Muhteflem” unvanlar›n› kazanan Sultan Süleyman (1520-1566) ayn› zamanda büyük bir flairdi. Muhibbî mahlas›yla fliirler yazan Kanûnî Sultan Süleyman yukar›daki beytinde halk aras›nda devlet kadar itibarl› bir fley olmad›¤›n›, halk›n böyle düflündü¤ünü belirttikten sonra, gerçek devletin s›hhat oldu¤unu hat›rlatmaya çal›flm›flt›r. Hayat› uzun süre hastal›klarla mücadele içinde geçen bir hükümdar flairin halka ve insanl›¤a yapabilece¤i en güzel nasihati yapm›fl, hal-

62

k›n sahip oldu¤u sa¤l›k devletini onlara hat›rlatm›flt›r. 900/1495’te Trabzon’da do¤an, Kur’ân-› Kerim’den tefe’ül edilerek ad› Süleyman konan ve babas› I. Selim’in vefat› üzerine 936/1520’de ‹stanbul’a gelerek padiflah olan, k›sa zamanda Osmanl› Devleti’nin s›n›rlar›n› bilhassa bat›da geniflleten ve döneminde Osmanl›y› dünyan›n en büyük, en güçlü, en sosyal devleti haline getiren Kanûnî Sultan Süleyman, Türk siyasi tarihinde oldu¤u gibi Türk edebiyat› tarihi içinde de mümtaz bir yere sahiptir. O padiflah olmasayd› da fliirleriyle önemli bir flair olarak mutlaka tan›nacakt›. Bu yüzden onun için “Sâhibü’s-seyf ve’l-kalem”(=k›l›ç ve kalem sahibi) denmifl, hem gerçek anlamda sultan, hem de fliirde sultan olarak tan›nm›flt›r. Maalesef Türk gençli¤i gerek Kanûnî’nin gerekse di¤er padiflahlar›n flair, sanatkâr ve fikir adaml›¤› yönlerinden haberdar de¤il. Osmanl› hanedan›n›n padiflah ve fleh-

zadelerinin ço¤u ayn› zamanda flairdir. Fatih sultan Mehmet (1451-1481) Osmanl› sultanlar› aras›nda ilk divan sahibidir. Mahlas› “Avnî”dir. II. Bayezid (14811512)’in Adlî mahlas›yla Türkçe ve Farsça fliirleri vard›r. Ad›n› mahlas olarak kullanan Cem Sultan›n, Korkud Sultan (öl. 1513)’›n, Kanûnî’nin o¤ullar›ndan fiehzade Mustafa (öl. 1553)’n›n, Sultan II. Selim (15661574)’in, fiehzade Bayezid (1525-1561)’in güzel fliirleri vard›r. Özellikle Kunûnî’nin babas› I. Selim (1512-1520), yaklafl›k 300 gazelli Farsça divan sahibidir. fiair sultanlar aras›nda Muhibbî’nin farkl› bir yeri vard›r. Zira onun biri Farsça, üçü Türkçe olmak üzere dört divan teflkil edecek kadar çok fliirleri vard›r. Ço¤u gazel olmak üzere 3000 civar›nda fliiri vard›r ve Türk edebiyat›n›n en çok gazel yazan flairlerindendir. fiiirlerinin ço¤u hikemî, fikrî, hamasî, âfl›kane ve rindane mahiyettedir. fiiirlerinde padiflahl›¤›n verdi¤i kibir ve büyüklenmeye rastlanmaz. Aksine hakk›n kulu oldu¤unu ve padiflahl›¤›n›n zahiren ol-


MAKALE du¤unu unutmam›fl biri izlenimini yans›tmaktad›r. Bir beytinde bu hususu, Gayret-i ‹slâm içindir k›ld›¤›m azm-i sefer Hak bilir kim etmedim ben an› milk ü dâd için “Sefere azmetme sebebim dinî gayretimdendir. Allah biliyor ki ben toprak elde etmek için sefere ç›kmad›m” diyerek belirtmektedir. O dünyadaki padiflahl›¤› bir anl›k uykuya benzeterek kendi kendine “ma¤rur olma” diye uyar›da bulunur. Ma¤rur olup cihâna olma Muhibbî gâfil Dünyâda pâdiflahl›k bir lahza hâba benzer Muhibbî’nin Allah aflk›n›, peygamber sevgisini dile getiren, ‹slâm inanc›n› anlatan dinî mahiyette tevhid, münacaat, na’t karakterinde müstakil fliirleri ve beyitleri vard›r. Onun için hakiki sevgili Allah't›r ve Hz. Peygamberdir. Âlemlerin nuru, Allah'›n sevgilisi Hz. Peygamberdir: Nûr-› âlemsin bugün hem dah› mahbûb-› Hudâ Eyleme âfl›klar›n bir lahza kap›ndan cüdâ

Ey Muhibbî yürüyüp flarka sipâhî çekelim

sim mahremim var›m güzeller içre sultân›m

Bugün fliirden ve di¤er güzel sanatlardan bir hayli uzaklaflm›fl bir topluluk olarak Kanûnî’nin fliirle bu denli hafl›r neflir olmas›n› anlamakta zorluk çekildi¤ini görüyoruz. fiiirin kültür ve fikir tarihi içindeki yerini bilmeyen, güzel sanatlar aras›ndaki mevkiini takdir edemeyen, özellikle Osmanl› toplumundaki de¤erini bilmeyen günümüz insan›n›n Kanûnî’nin fliire olan ba¤l›l›¤›n› de¤erlendirmesi elbette beklenemez. Kanûnî döneminde fliir, di¤er güzel sanatlardan çok farkl› olarak oldukça ra¤bet görüyordu. Dönemin âlim, bilgili, kabiliyetli olanlar› bu hayat›n bir parças› hatta gere¤i olarak fliirle meflgul olurlard›. ‹çlerinden fliire kabiliyetli olanlar bilgilerini, fikirlerini, tecrübelerini, sevgi ve nefretlerini velhas›l akla gelebilecek her konuyu fliirle dile getirmeye çal›fl›rlard›. Bu yüzden devlet adamlar›, din adamlar›, fikir adamlar› hangi kesimden olursa olsun insanlar fliirle meflgul olurlard›.

Hayât›m hâs›l›m ömrüm flarâb-› Kevserim Adn’im Bahâr›m behcetim rûzum gülüm ey verd-i handân›m

Bize farz olmufl iken olmam›z ‹slâma zâhir Nice bir otural›m bunca günâh› çekelim

Kanûnînin ömrü ülkelerden ülkelere at sürmekle, içeride adaleti tesis edip imar ifllerini yükütmekle geçmifl olmas›na ra¤men fliir yazma¤a f›rsat yarat›yor böylece bu yorucu ifllerden uzaklafl›p gönlüyle hasbihal edip sade bir insan gibi düflüncelerini fliir yoluyla ifade ediyordu. fiiir onun için kendi kendine söylefli, s›k›nt›lar›ndan uzaklaflma, dertleflme, hayaller kurma yeri idi. K›saca afla¤›daki beyitte belirtildi¤i gibi fliir kendini anlatma yeri idi: Bu Muhibbî hâlini tahrire alm›flt›r kalem Nice defter doldu flerh olmad› ahvâlim henüz Muhibbî'nin fliirlerinin özünde aflk ve sevgi vard›r. Afla¤›daki beytinde, Kim ki ö¤renmek diler aflk›n rümûzun serteser Okusun görsün Muhibbî defter ü dîvân›m›z “Aflk›n rumuzunu bafltan sona ö¤renmek isteyen bizim defterimizi divan›m›z› okusun” diyerek divan›nda hâkim unsurun aflk oldu¤una iflaret etmektedir. Dile getirdi¤i aflk bazen Allah, bazen peygamber, bazen bir insan aflk›d›r. Hürrem Sultan’a besledi¤i sevginin bir niflan› olarak afla¤›daki gazel manidard›r:

Umar›m rehber ola bize Ebûbekr ü Ömer

Abîrim anberim var›m habîbim mâh-› tâbân›m Enî-

Muhibbî her fleye ra¤men bir sultand›r, devlet adam›d›r. Di¤er flairlerden farkl› olarak onun hükümdarl›¤›n› yans›tan kelimeler, fikirler fliirlerinde s›kl›kla görülür. Onun fliirlerinde devlet, ferman, abd, kul, sultan, asker, leflker, tu¤, sancak, alem, tabl, taç, tu¤ra gibi bir devlet adam›n›n kullanabilece¤i kelimeler çoktur. Yer yer fliirlerinde savafl meydanlar›ndaki mehter musikisini, kös seslerini, k›l›ç flak›rt›lar›n› hissettiren tok ve hâkim bir ses duyulur. Allah Allah diyelim sancak-› flâhî çekelim Yürüyüp her yanadan flarka sipâhî çekelim ‹ki yerden kuflanal›m yine gayret kufla¤›n Bulafl›p toz ile topra¤a bu râh› çekelim Pâymâl eyleyelim kiflverini surh-serin Gözüne sürme diye dûd-› siyâh› çekelim

Ç›nâr›m seyr ü seyrân›m gülistân ile bostân›m Merâm›m dürr-i flehvâr›m sabâh›m sohbetim flâm›m Neflât›m iflretim bezmim çer⤛m neyyirim flem’im Turunc u nâr u nârencim benim flem‘-i flebistân›m H›redmendim hudâvendim nihân›m zâhir ü pendim Kubâd’›m Hüsrev’im mîrim cihân iklimine cân›m Nebât›m flekerim gencim bu âlem içre bî-rencim Azîzim Yûsuf’um var›m gönül M›sr’›ndaki hân›m Sitanbul’um Karaman’›m diyâr-› milket-i Rûm’um Bedahflân’›m ve K›pça¤’›m ve Ba¤dâd’›m Horasân’›m Saç› var›m kafl› yay›m gözü pür-fitne bîmâr›m Ölürsem boynuna kan›m meded hey nâ-müselmân›m Kap›nda çünki meddâh›m seni medh iderem dâyim Yürek pür-gam gözüm pür-nem Muhibbî’yem hoflelhân›m Netice olarak Kanûnî, sade ve ak›c› diliyle, samimî ve içten üslubuyla, içinden geldi¤i gibi söyleyifliyle dönemine göre sade, anlafl›l›r ve baflar›l› fliirler yazm›flt›r. Fikrî, hikemî ve âfl›kâne fliirler söyleyerek hayata nas›l bakt›¤›n› anlatamaya çal›flm›flt›r. ‹nsan oldu¤unu, kul oldu¤unu unutmadan, âfl›kâne fliirlere öncelik vererek aflk›n ve sevginin insanlar aras›ndaki iliflkiye hâkim olmas›na gayret etmifltir. O, bu fliirleriyle gerçek anlamda hükümdar olman›n yan› s›ra sözde de sultan oldu¤unu göstermifl, bu yönüyle de Türk milletinin gönlünde taht kurmufltur. 1 Tefe'ül, fal açmak, fal tutmak anlam›ndad›r. Eskiden bakla, kahve telvesi yan›nda Kur’ân-› Kerim, Haf›z Divan› ve Fuzûlî Divan›na bak›larak da fal aç›l›r ve buna tefe’ül etmek denirdi. Önce niyet edilerek kitap aç›l›r, parmak sayfa üzerinde bir yere getirilir oran›n anlam› o niyet için yorumlan›rd›. 2 Yavuz Sultan Selim Divan›, Terc. Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan, ‹stanbul 1946. 3 Farsça Divan› için bk. Muhibbî, Farsça Divan (Metin-Çeviri), haz. Coflkun Ak, Ankara 2006. Türkçe Divan› için bk. Muhibbî Divan›, haz. Coflkun Ak, Ankara 1987.

63


ARAfiTIRMA

AK PART‹ HÜKÜMET‹ DÖNEM‹NDE

EKONOM‹K BÜYÜME VE GEL‹R DA⁄ILIMI ARASANDAK‹ KORELASYON Türkiye’nin de içinde oldu¤u geliflmekte olan ekonomilerde (emerging markets) gelir da¤›l›m›n›n adaletsiz oldu¤u, di¤er yandan, Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizliklerin çözümü, di¤er makro de¤iflkenlere göre (Enflasyon, Milli gelir, Faiz, Kur, v.b.) daha zor ve daha uzun vadeli oldu¤u ve Liberal ekonominin temel iflleyifl çark› olan piyasa mekanizmas›n›n, tek bafl›na çözemiyece¤i gerçe¤inden hareketle, ancak, siyasal iktidarlar taraf›ndan, tasarruf, yat›r›m, büyümeyi ve Reel sektörün küresel rekabet gücünü zaafiyete u¤ratmayacak bir flekilde uygulanacak maliye ve sosyal politikalar çerçevesinde çözülebilece¤i de¤erlendirilmektedir. Sosyal tabakalar aras›nda adil gelir da¤›l›m›n›n sa¤lanmas›na teminen, Milli Gelirin büyüklü¤ünden ziyade bir ülkede üretim sürecinde kullan›lan üretim faktörlerinin, yarat›lan gelirden ald›¤› pay önem arz etmektedir. Üretime, eme¤i ile kat›lanlar ücret geliri elde ederken, gayrimenkul sahipleri kira, parasal sermaye sahipleri faiz ve giriflimciler kar elde etmektedirler. Faktörel gelir da¤›l›m› olarak adland›r›lan bu gelirler, birbirlerine ne kedar yak›n olursa o kadar adil bir gelir da¤›l›m› oldu¤u anlam›na gelmektedir. AK Parti hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nda y›l›nda iflsizlik oran›, yüzde 10,3 (eksik istihdamla birlikte iflsizlik oran› yüzde 14.5) düzeyi ile 2 Milyon 452 kifli oldu¤u, 2010 y›l› Kas›m ay› itibar›yla yüzde 11 oran› ile 2 milyon 811 bin kifli oldu¤u, 2010 y›l sonunda istihdam›n yüzde 10-11 band›nda olaca¤› de¤erlendirilmektedir. 2002 y›l›ndan itibaren, Türkiyedeki h›zl› nufus art›fl› ve köyden kente göçün yo¤un yaflanmas› ve bunlara ilaveten, 2007 y›l›nda yaflanan cumhurbaflkan›n› seçtirmeme vakas›, akabinde 2008 y›l›nda AK Partiye aç›lan kapatma davas› ve 2009 y›l›nda tüm dünyaya sirayet eden küresel kriz gibi hususlar›n istiham üzerinde olumsuz etkiledi¤i gözlemlenmektedir. Gelirden en az pay alan yüzde 20’lik kes-

64

imin, (sosyal tabakan›n açl›k kesimi) gelirinde düzelmeyi sa¤layacak en önemli geliflme, iflsizlik oran›n›n azalt›lmas› oldu¤u, dolay›s›yla, ‹flsizli¤in, geliflmifl ekonomilerdeki gibi do¤al iflsizlik oran› yüzde 5’lerin alt›na indirilmedi¤i sürece, sosyal tabakan›n en fakir kesiminin gelirinde bir düzelme olmayaca¤› de¤erlendirilmektedir. Afla¤›daki tabloda görüldü¤ü üzere, AK Parti hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›ndan itibaren, maliye politikas› olarak faiz d›fl› fazla ve para politikas› olarak fiyat istikrar› çerçevesinde uygulad›¤› politikalar neticesinde, 2002-2010 y›llar› aras›nda yüzde 4,8 büyüdü¤ü, bun karfl›n adil gelir da¤›l›m›n› ifade eden Gini katsay›s›, 2002- 2005 y›llar› aras›nda (20022005) döneminde istikrarl› biçimde düzelme e¤ilimine girdi¤i, ancak bu y›ldan sonra bozuldu¤u ve taraf›m›zca küresel krizle birlikte bu rasyonun 2009 ve 2010 y›llar›nda önemli bir de¤ifliklik olmayaca¤› öngörülmektedir.

BÜYÜME ‹LE GEL‹R DA⁄ILIMINDA ADALET‹ ‹FADE EDEN G‹N‹ KATSAYISI

*Gini katsay›s›, Gelir da¤›l›m› adaletini ölçmekte kullan›lan ölçü oldu¤u ve 0 ile 1 aras›nda de¤er alan Gini katsay›s›, s›f›ra yaklaflt›kça gelir da¤›l›m› daha adil oldu¤u, bire yaklaflt›kça gelir da¤›l›m›n›n adaletsiz oldu¤u anlam›na gelmektedir. Afla¤›daki tabloda görüldü¤ü üzere, toplam nüfusun milli gelirden en yüksek

Abdusselam DE⁄ER Ekonomist e-mail: selam_deger@hotmail.com

pay› alan %20’lik kesimi, 1963’te yarat›lan milli gelirin yüzde 55’ni ald›¤›, 1968’de bu oran›n yüzde 60’fla yükseldi¤i, K›br›s bar›fl harekat› ve petrol krizi nedeniyle, 1973 y›l›nda yüzde 56,5’e düfltü¤ü ve bu y›ldan itibaren düflüfl e¤ilimi sergileyen bu rasyo, AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nda yüzde 50’ye düfltü¤ü gözlenmektedir. Öte taraftan, Nüfusun milli gelirden en düflük pay› alan %20’lik kesiminin ise, 1963 y›l›nda milli gelirin yüzde 4.5’ni ald›¤›, 1986 y›l›na kadar düflüfl sergileyen bu oran 1987 y›l›ndan itibaren yükselifle geçti¤i ve krizle birlikte 1994 y›l›nda yüzde 4.9 yükselen bu oran, AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nda yüzde 5.3’e yükseldi¤i izlenmektedir. Bu çerçevede, Gini katsay›s›, 1963 y›l›nda 0.55 seviyesinde oldu¤u, bu rasyonun 1986 y›l›na kadar 0.55-0.56 band›nda yer

de¤ifltirdi¤i, bu y›ldan itibaren afla¤› yönlü trend sergileyan gini katsay›s› 1994’te 0.49’a düfltü¤ü, AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nda 0.44’e düfltü¤ü izlenmektedir.

1963-1994 YILLARI ARASI GEL‹R DA⁄ILIMI YÜZDELER‹ VE G‹N‹ KATSAYISI


ARAfiTIRMA

Afla¤›daki tabloda görüldü¤ü üzere, Milli gelirden en yüksek pay› alan %20’lik grubun, AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nda yüzde 50 oldu¤u ve bu y›ldan itibaren düflüfl trendi segileyen bu rasyo 2005 y›l›nda yüzde yüzde 44.4’e düfltü¤ü ve bu y›ldan itibaren, ekonomik aktörlerce, faizlerin afla¤› çekilmesi gerekti¤i beyan edilmesine ra¤men, her nedense Merkez Banakas› taraf›ndan politika faizleri düflürümedi¤i, di¤er yandan, kamu borçlanma gere¤i kapsam›nda, tahvil ve bono gösterge faizleri yüksekte seyretmesi sebebiyle, yükselifl trendi gözlemlenen bu rasyo 2008 y›l›nda yüzde 46,7 oldu¤u görülmektedir. Taraf›m›zca, 2005 y›l›na kadar inifl trendi görülen, Milli gelirden en yüksek pay› alan yüzde 20’lik grubun, yukar›da söz etti¤imiz gösterge faiz oranlar›n›n yüksek olmas› sebebiyle, ad› geçen y›ldan itibaren bu rasyonun düflmedi¤i de¤erlendirilmektedir. TU‹K Taraf›ndan 2008 y›l›ndan itibaren gelir da¤›l›m›na iliflkin verilerin aç›klanmad›¤›, ancak 2008 y›l› sonlar›ndan itibaren faiz oranlar›ndaki düflüfle paralel olarak 2009 ve 2010 y›l›nda bu rasyonun afla¤› yönlü olaca¤› de¤erlendirilmektedir. Di¤er yandan, Nüfusun milli gelirden en düflük pay› alan %20’lik kesimin ise, AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nda yüzde 5.3 oldu¤u, 2003 -2004 y›llar›nda bu grubun, gelirden ald›¤› pay yüzde 6’ya yükseldi¤i ve 2005 y›l›nda bu oran›n, yüzde 6,1’e yükseldi¤i, 2006 y›l›nda yüzde 5.1’ düfltü¤ü ve 2007 y›llar›ndan itibaren tekrar yükselifl trendine giren bu rasyo 2007 ve 2008 y›llar›nda yüzde 5.8 olarak gerçekleflti¤i gözlenmektedir. 2008 y›ldan itibaren Nüfusun milli gelirden en yüksek

pay› alan %20’lik kesimin, gösterge faizlerinin düflmesine paralel olarak gelirinin azalaca¤›, di¤er yandan, en düflük kesimin geliri ise, küresel krizle birlikte artan iflsizli¤e ra¤men, yüksek grubun pay›n›n azalamas› sebebiyle, 2009 ve 2010 y›llar›nda iyileflme olaca¤› de¤erlendirilmektedir.

AK PART‹ DÖNEM‹NDE GEL‹R DA⁄ILIMI YÜZDELER‹ VE G‹N‹ KATSAYISI Sonuç olarak, 1986 y›l›na kadar 0.55-0.56 band›nda yer de¤ifltidi¤i gözlemlenen adil gelir da¤›l›m›n› ifade eden Gini katsay›s›, bu y›ldan itibaren afla¤› yönlü trende girdi¤i ve 1994’te, 0.49’a düfltü¤ü izlenmektedir. AK parti iktidar›n›n (2002- 2005) döneminde gelir da¤›l›m›n›n istikrarl› biçimde düzelme e¤ilimine girdi¤i, ancak yüksek faizlerle kamu borçlanma gere¤i dolay›s›yla 2006 y›l›nda gini katsay›s› 0.43’e yükseldi¤i, 2007 ve 2008 y›llar›nda enflasyonun düflmesiyle birlikte bu rasyonun biraz düzelme e¤ilimine girdi¤i ve gini katsay›s› her iki y›lda 0.41’e düfltü¤ü gözlenmektedir. Bir baflka ifade ile, AK Parti göreve geldi¤i 2002 y›l›ndan

2005 y›l›na kadar Gini katsay›s›nda iyileflme oldu¤u, ancak faizlerin yüksek seyretmesi sebebiyle, 2006 ve 2008 y›llar› aras›nda bu oran›n bozuldu¤u, küresel krizle birlikte ülkemizde artan iflsizli¤e ra¤men, dünyadaki faiz indirimine paralel olarak ülkemizde düflen faiz oranlar› çerçevesinde 2009 ve 2010 y›llar›nda, üst kesimin gelirinin azalaca¤› varsay›m› ile gelir da¤›l›m›n›n bir önceki döneme göre iyileflme olaca¤› de¤erlendirilmektedir. Netice itibar› ile AK Parti hükümeti döneminde, sabit fiyatlarla GSYH ortalam yüzde 4,8 civar›nda büyüdü¤ü, buna karfl›n gelir da¤›l›m›nda adaleti ifade eden gini katsay›s› 0.44’ten, 0.41’e düfltü¤ü, dolay›s›yla, Milli Gelirin büyüklü¤ü, k›smen gelir da¤›l›m›n› olumlu etkiledi¤i, ancak toplumun de¤iflik sosyal tabakalar› aras›nda adil gelir da¤›l›m› sorununu tamamen ortadan kald›rmad›¤› ve bu sorunun ancak maliye ve sosoyal poli-

tikalar ile istihdam›n art›r›lmas› ile çözülebilece¤i de¤erlendirilmektedir. Taraf›m›zca, ‹flsizlik sorunun çözümüne yönelik olarak, istihdam üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik primlerininin özel sektörün önünü açacak bir orana düflürmesi gerkti¤i ( OECD verilerine göre, Türkiye istihdam üzerindeki vergilerde %42.1 oran› ile seçilmifl 26 ülke aras›nda ilk s›rada yer ald›¤›), di¤er yandan, istihdam strateji belgesi ihdas edilerek, ‹stihdam›n gözetim ve gelifltirilmesine iliflkin özel bir Birim yeniden tesis edilerek, bölgesel kalk›nma planlar› çerçevesinde, ekonomik boyutu d›fl›nda sosyal yönü a¤›r basan istihdam konusunun çözümüne yönelik olarak kapsaml› bir çal›flma yap›lmas› gerekti¤i de¤erlendirilmektedir.

65


GÜNDEM

HAYDİ KARADENİZE Yeflille ve mavinin kucaklafl›p dans etti¤i bir bölgedir Karadeniz… Bat›s›yla do¤usuyla birbirini tamamlayan yaz, k›fl ve bahar demeden kendine has bir baflka gizem tafl›r bünyesinde Karadeniz… Do¤as›yla, kültürüyle, insan›yla, termal sular›yla, yaylalar›yla, da¤lar›yla, denizi, dereleri, flelaleleriyle, yöreye has mimari yap›s›yla, tulumuyla ve kemençesiyle bir baflkad›r zümrüt misali Karadeniz…

ilgi oda¤› haline geldi. Özellikle kültür turizmi aç›s›ndan oldukça zengin bir bölgedir. Ülkemizin önde gelen turizm acenteleri geçte olsa bu bölgemizi adeta keflif ederek yurt içinden ve yurt d›fl›ndan çok say›da turisti bu bölgeye yönlendirerek Karadeniz’in tan›t›m›na büyük katk›lar sa¤lamaktad›rlar. Ama bu katk›lar sadece turizmcilerin de¤il, Karadeniz bölgesindeki mahalli idarelerin, sivil toplum örgütlerinin ve bölge halk›n›n en az turizmciler kadar destek vermelidirler.

K›sacas› bir do¤a cennetidir Karadeniz… Dünyada çok az rastlanan birçok güzellikleri içinde saklar Karadeniz… Gezgincilerin gezip de doyamad›¤›, tabiat›n o vahfli güzelli¤ine hayran kalanlar bir gelmekle yetinmeyip birçok kez gelip doyas›ya yaflad›¤› yerdir Karadeniz… Çay›, f›nd›¤›, tütünü, bal›¤›, bal›, dokumac›l›¤›, tar›m›, do¤a güzelliklerinin yan› s›ra politikac›s›yla, kahramanl›klar›yla, sanayicisiyle, sanatç›s›yla futbolu ve birçok yönü ile kendisinden söz ettiren Karadeniz bölgesi ülkemizin adeta mozai¤idir. Bir turizm ülkesi olan ülkemizin turizm aç›s›ndan gere¤i kadar tan›t›m› yap›lamayan, turizm lobisi olmayan ve yat›r›mlardan nasibini almayan Karadeniz bölgesi, buna ra¤men son y›llarda yerli ve yabanc›lar›n

66

Önümüzdeki birkaç y›l içerisinde potansiyel olarak turizm aç›s›ndan çok büyük patlamalara sahne olacak olan Karadeniz Bölgesi yerli ve yabanc› turist ak›n›na u¤rad›¤›nda mevcut ve yap›lmakta olan tesisler yetersiz kalacakt›r. Bunun içindir ki, hükümetin bu bölgeye turizm yat›r›mlar›n›n geniflletilmesi konusunda ad›m atmal› bu ad›mla birlikte yat›r›mc›lara teflvik kap›lar› aç›larak bunlar› yat›r›m yapmak için bölgeye çekmelidir. Turizm ve seyahat acenteleri d›fl›nda merkezi ‹stanbul’da bulunan ve k›sa ad› MRDS olan Marmara Rizeliler E¤itim, Sa¤l›k, Sanat, Kültür, Turizm ve Spor Derne¤i, Karadeniz bölgesinin turizm alan›nda daha aktif bir duruma gelebilmesi için Türkiye Seyahat Acenteleri Birli¤i (TÜRSAB) ile bu konuda bir çal›flma içerindedir. MRDS nin bu çal›flmas›na baflta Karadeniz illerin-

Selehattin BAKIR Turizmci

deki valilikler, belediyeler ve sivil toplum örgütleri destek vermelidirler. Karadeniz oto yolunun hizmete girmesi, uçak seferlerinin artmas›, çok say›da konaklama tesislerinin hizmete aç›lmas›, ev pansiyonculu¤unun ço¤almas› do¤a yap›s› ve Karadeniz insan›n›n misafirperverlikleri bu bölgenin turizmi ne kadar çok önemsedi¤ini gözlemekteyiz. Özellikle içinde bulundu¤umuz 2011 y›l› Arap ülkeleri baflta olmak üzere birçok Avrupa ve uzak do¤u ülkelerinden çok say›da turizm firmas›n›n rezervasyonlar› d›fl›nda ev pansiyonculu¤u içinde anlaflmalar›n›n yap›ld›¤›na iliflkin duyumlar al›nmaktad›r. ‹ç turizm olarak baflta ‹stanbul, ‹zmir, Adana, Gaziantep, Eskiflehir ve birçok ilimizdeki turizm seyahat acenteleri kültür turizmi olarak seçikleri Karadeniz bölgesi birkaç y›l içerisinde dünyan›n önde gelen turizm bölgelerinden biri olacakt›r. O zaman flimdiden tatil programlar›m›za Karadeniz’i tercih ederek bafllayal›m.

Ne dersiniz… Haydi Karadeniz’e… Veya yöre deyimiyle..! HAYDE KARADEN‹Z’E…


SÖYLEfi‹ MECL‹S‹N fiA‹R ÇAYCISI NECAT‹ ASLAN fiiir yazmaya ne zaman ve nas›l bafllad›n›z? 1979’da ortaokul ö¤rencisiyken Mustafa Güzelnazl› ad›na bir Türkçe hocam›z vard›. Türkçe dersinde Karacao¤lan’›n fliirlerini iflliyorduk. Bizlere “herkes kendine bir fliir yazs›n” dedi. Ben de,“Karfl› da¤lara kar ya¤m›fl a¤ar›yor” diye bafllayan bir fliir yazd›m. Bu fliirle bana bir cesaret geldi. Demek ki, ben de bir fleyler yaz›yordum, o zaman ben de yazay›m dedim ve bafllad›m. Kahvehane de arkadafllar›m oyun oynarken sigara k⤛tlar›na yazd›¤›m fliirleri; geç vakitte eve gelince not defterime yaz›yordum. Tabii konusu aflk oluyordu. 07.07.1983 askerlik görevim bafllad›. O zamanlar askerde de bir hayli yazd›m. Askerden geldikten sonra 2004 de küçük o¤lum Muhammet Ali ve arkadafllarla bir Çanakkale turu düzenledik, orada gördü¤üm manzara beni çok etkiledi. Gezimiz bitene kadar gözümün yafl› hiç kurumad›. Geziden bir gün sonra, Çanakkale fliirimi yazd›m. Bu fliiri bir hafta boyunca her okudu¤umda gözyafllar›na bo¤uldum. Bu fliiri yazd›ktan bir y›l sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde Çanakkale fiehitleri Sergisi düzenlendi. fiiirimi TBMM Baflkan› Say›n Bülent ARINÇ’a takdim ettim. Say›n Baflkan, fliirimin ilk dörtlü¤ünü okudu. Bu fliiri bana m› veriyorsun? dedi. Ben de tüm Türk Milletine hediyemdir, dedim. Orada bulunan dernek baflkanlar› ve milletvekilleri alk›fllad›lar. Sonra bu fliirim Meclis Bülteninde yay›mland›. Bundan sonra bana daha da bir flevk geldi. Yazmay› art›rd›m, bu fliirim 02 Nisan 2006’da ulusal bir gazetede yay›mland›. Arkadafllar›m fliirlerimin güzel oldu¤unu, bu fliirlerin gün ›fl›¤›na ç›kar›lmas› gerekti¤ini söylediler. Böylece, fliirlerimi kitap olarak yay›nlamaya bafllad›m. fiu anda 5 fliir kitab›m var. Adlar›: “Aflk›n Dilinden”, “Gönlümde Hasret”, “Lay›k M› De¤ilim?”, “Ad›n Ne Olsun”, “Hasretim Köyüme” ve yak›nda ç›kacak olan “Gönül Çeflmemden Dökülenler” kitab›mla alt› olacak. fiiirlerinizde hangi konular› iflliyorsunuz ve hangi flairleri okuyorsunuz? Tabi Karaco¤lan’dan ilham ald›¤›m›zdan eski sevdalar›m›z› da fliirlerimize konu ediyoruz.

Çocuklar›m›z›, hayat mücadelesini, s›la hasretini fliirlerimize konu ediyoruz. Karacao¤lan’dan bafllad›k. Necip Faz›l da Naz›m Hikmet de okuduk. Tabi ben daha çok halk fliirinden, halk deyifllerinden ve koflmalardan etkilendim. Onlar› kendime yak›n hissettim. Mahsuni fierif’in, Ali Ercan’›n, Neflet Ertafl’›n saz›n› da sözünü de çok severim. Bir de Refik Baflaran gibi yöresel sanatç›lar›m›z›n eserlerini be¤enirim. fiair kimli¤iniz size nas›l bir yaflam biçimi kazand›rd›? Ben fliir sevgimin d›fl›nda kültürel konulara da duyarl›y›m. ‹flin içine memleket sevgisi de girince Nevflehir, Derinkuyu’ya ba¤l› Til Köyüne bir kütüphane kazand›rmak için yo¤un bir çaba sarf ettim. Kütüphanemizi kurduk. Kampanya bafllatt›m ve duyarl› vatandafllar›m›z sayesinde 4 bine yak›n kitaba kavufltuk. Öte yandan memleketimdeki tarihi eserlerin korunmas› ve turizme aç›lmas› için de u¤rafl›yorum. Til köyündeki Dolayhan ve 15 km uzaktaki Do¤alahan, onun yan›nda Çardak Köyündeki Camili Kilise’nin restore edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanl›¤›na ilgili evraklarla müracaat›m oldu. Say›n Bakan›m›z Ertu¤rul Günay’a da Meclis’te gördü¤ümde konuyu ilettim. Ama flimdilik bir sonuç alamad›k. Hatta Vak›flar Genel Müdürlü¤üne de baflvurduk. Ama u¤raflmaya devam edece¤im.

Mehmet Elkatm›fl idi. O günlerde Lübnan’a ‹srail sald›r›s› olmufltu. Büyükelçi verdi¤im fliirden çok etkilendi. Çok memnun kald›. Bunun d›fl›ndan az önce söyledi¤im gibi Say›n Bülent Ar›nç’a Çanakkale fliirimi verirken yaflanan muhabbet de güzel bir an›yd›. Ben Meclis’in Bas›n kulisinde de çayc›l›k yapt›¤›m için bas›n dünyas›ndan birçok tan›d›¤›m var. Onlar da bu flair yönümü biliyor arada s›ra haberlerine konu ediyorlar. O nedenle baz› milletvekillerimiz “ya bizden çok ç›k›yorsun bas›na” diye tak›lmadan edemiyorlar. ‹nsanlar›n ço¤u bir ifle girdikten sonra okumay› yazmay› b›rak›yor. Oysa ben severek buna devam ediyorum. Bu da insanlara ilginç geliyor san›r›m. Peki, bu okur-yazarl›k konusunda gençlere hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Gençlere her zaman günlüklerini, hat›ralar›n› yazmalar›n› tavsiye ediyorum. Okumalar›n› tavsiye ediyorum. Bizim halk kültürümüz çok güzel. fiiirlerimiz, Türkülerimiz çok güzel. De¤erini bilmelerini tavsiye ediyorum. Karacao¤lan’›, Yunus Emre’yi, Mevlana’y› okusunlar. Halk fliirimizi ve türkülerimizi merak etsinler. Dostluklar› korumalar›n› her zaman sal›k veriyorum. Tarihlerine, kültürlerinse sahip ç›ks›nlar. Okumak yazmak ömür boyu sürmesi gereken çok güzel u¤rafllard›r. Bir ifle girdikten sonra bunu b›rakmamak laz›m. Ben mesela flu anda 48 yafl›nda olmama ra¤men hem Aç›k Ö¤retim Fakültesine devam ediyorum hem de fliir okuyorum, yaz›yorum. Memleketimdeki tarihi eserlerin korunmas›na çal›fl›yorum. Köyüme bir kütüphane kurdum, onu güçlendirmeye çal›fl›yorum. Kampanyalar düzenliyorum. En sevdi¤iniz dörtlü¤ünüzü alabilir miyiz sizden? Yeni ç›kacak kitab›mda “Avare Gezece¤im” ad›nda bir fliirim var. Ondan bir k›ta okuyay›m size:

Sevda denen atefl ba¤r›mda sönmedikçe, Giden sevgili bana geri dönmedikçe,

‹lginç an›lar›n›z oldu mu? Lübnan için bir fliir yazm›flt›m. Tesadüf o günlerde Lübnan Büyükelçisi çal›flmakta oldu¤um ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyonu’nu ziyaret etmiflti. Baflkan Say›n

Sevdi¤im dedi¤im elimden tutup çekmedikçe, Avare gezece¤im, dostlar bunu böyle bile…

67


MÜZ‹K

68


MÜZ‹K

Türk pop müzi¤inin önde gelen ismi

Gökhan Tepe

GÖKHAN TEPE K‹MD‹R ? 8 fiubat 1978 y›l›nda ‹stanbul’da do¤du. Ortaokul, lise ve üniversite e¤itimini ‹stanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuar› Çalg› Bölümü’nde tamamlad›. Sanatç› flimdilerde Haliç Üniversitesi Konservatuar Bölümü’nde yüksek lisans yapmakta. Gökhan TEPE ilk bestesini ortaokul y›llar›nda yapt› ve müzik sektörüne o tarihten itibaren besteler kazand›rmaya devam etti. 1996 y›l›nda yap›mc›l›¤›n› ‹skender ULUS’un, prodüktörlü¤ünü U¤ur BAfiAR’›n üstlendi¤i “Çöz Beni” adl› ilk albümüyle profesyonel müzik hayat›na ad›m att›. 1999 y›l›nda Selim Çald›ran ve Cenk ERO⁄LU’nun aranjörlü¤ünde haz›rlad›¤› “Canözüm” adl› albümünü müzik severlerle buluflturdu. 2000 senesinde kariyerine oyunculu¤u da ekleyen Gökhan TEPE, yap›mc›l›¤›n› Osman Ya¤mur DEREL‹’nin üstlendi¤i, yönetmenli¤ini ise Ümit

EFEKAN’›n yapt›¤› ve 33 bölüm yay›nlanan “Benim ‹çin A¤lama” adl› dizide Fatma G‹R‹K’in o¤lunu canland›rd›¤› rolüyle baflrolleri paylaflt›. 2002 senesinde “Belki Hüzün Belki De Aflk” adl› albümünü müzikseverlerle buluflturdu. Dört y›l›k ayr›l›¤›n ard›ndan 2006 y›l›n›n Temmuz ay›nda aranjörlü¤ünü Erhan BAYRAK, Mustafa CECEL‹ ve Bar›fl ÖZESENER’in üstlendi¤i “Yürü Yüre¤im” adl› albümle profesyonel sanat yaflant›s›n›n 10. Y›l›nda zirvedeki yerini sa¤lamlaflt›rd›. Müzik çal›flmalar› devam ederken oyunculuk ad›na gelen teklifleri de de¤erlendirme f›rsat› bulan Gökhan TEPE, “Maçolar” adl› dizide Burhan ÖÇAL ve Özlem TEK‹N’le baflrolleri paylaflt›. Ard›ndan “Elveda derken” adl› dizide doktor Atefl rolüyle yer ald›. 2008 y›l› sonlar›nda bafllad›¤› yeni albüm haz›rl›klar›n› tamamlayarak 5. Albümü “Vur” ile müzikseverlerin karfl›s›na ç›kt›. Erhan BAYRAK ve Bar›fl ÖZESENR’in aranjörlü¤ünde haz›rlad›¤› bu albümde Gökhan TEPE de ilk kez prodüktör s›fat›yla yer ald›.

69


MÜZ‹K Gökhan Tepe’yi ilk olarak 1996 y›l›nda Çöz Beni adl› albümle tan›d›k. O günden bugüne Gökhan Tepe’nin hayat›nda neler de¤iflti? ‹fl hayat›mda önemli tecrübeler edindim. Çok fley yafland›. Aflklar›m oldu. Kaybetti¤im ve kazand›¤›m dostlar›m oldu. fiükürler olsun iyi bir ismim oldu. ‹lk single çal›flman›z olan “Birkaç Beden Önce” bu y›l çok konuflulan flark›lar aras›nda oldu. Bununla ilgili söylemek istedikleriniz var m›? fiark›y› 2010 yaz›nda yapt›m. Sözleri fiebnem Sungur’a ait. Asl›nda Nisan ay›nda ç›karaca¤›m albümde yeralacakt› bu flark›. Fakat flark› beni çok heyecanland›rd› ve dinleyenlerimle bir an evvel paylaflmak istedim. fiark› hissetti¤im gibi de bir tepki ald›. Çok begenildi ve bir çok müzik listesinde 1 numaraya yükseldi, halen de birçok listede ilk s›ralarda. Yeni albümle bir önceki albüm çal›flmalar› aras›nda uzun zaman geçse de yine zirveden inmeyen isim olmay› baflar›yorsunuz. Bunu neye borçlusunuz? Sürekli üretiyorum. Bir süredir benimle çal›flan fiebnem Sungur, Ayla Çelik ve Sedar Aslan gibi söz yazar› arkadafllar›m var. Uzun zamand›r sadece kendim için de¤il di¤er sanatç› arkadafllar›m için de besteler yap›yorum. En son Ebru Gündefl’in albümünde yorumlad›¤› ve albüme ad›n› veren Beyaz, Vatan ve Severek Ölece¤iz isimli besteleri yapt›m. Müzikte moday› takip ediyorum. Kendimi sürekli gelifltiriyorum. Müzik sektörünün son zamanlarda en büyük sorunu flark›lar›n yasal olmayan yollarla bilgisayarlara indirilmesi. Albüm sat›fllar›n› sekteye u¤ratan bu olay için neler söylemek istersiniz? Korsana karfl›y›m elbette. Eme¤e sayg›n›n bilinmesi gerekli. 3 dizide baflrol oynad›n›z. Oyunculukta da baflar›n›z› kan›tlad›n›z. Yeni dizi projeleriniz var m›?

70

Bu y›l yeni bir dizi-film projesinde yer almay› istiyorum. Ama önce nisan ay›ndaki albümümü ç›kard›ktan sonra bu teklifleri de¤erlendirece¤im Yeni albüm çal›flman›zdan biraz bahseder misiniz bizleri nas›l sürprizler bekliyor? fiu anda okumalar›m devam ediyor. Repertuar çal›flmam›z son ana kadar sürecek. Baflar›l› bir albüm olmas› için elimden gelenin en iyisini yap›yorum. Aranjörlerim Erhan Bayrak ve Bar›fl Özesener’le çal›fl›yorum ve keyifli bir heyecan içindeyiz. Müzik d›fl›nda yapmaktan zevk ald›¤›n›z baflka u¤rafllar›n›z var m›? Spor, playstation, arkadafllar›mla vakit geçirmek.

Gökhan Tepe bofl zamanlar›nda neler yapar? Kiflisel geliflimim için bana faydal› olacak fleyleri yapmaya çal›fl›yorum. Kendi tarz›n›z d›fl›nda farkl› tarzda yap›lm›fl müzikler dinler misiniz? Örne¤in enstrümantal ya da klasik müzik gibi? Enstrümantal müzikler dinlerim. Teflekkür ederiz. Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? Ben çok teflekkür ederim TÜMB‹AD okuyucular›na ve sizlere. Yeni flark›lar›mla Nisan ay›ndan itibaren görüflmek üzere diyorum.


GÜNDEM

KARADEN‹Z’‹ ÖZLEYENLER ‹Ç‹N YAZDIM…

Her yapraktan dağılan Hüznün kokusuyla yaşadım! Sevgili Okurlar›m, bugün siyasetten uzak, derin konulara de¤inmeden, ruh halimi anlatan,özlemlerimi aktaraca¤›m.. Bendeniz Rize’nin Ardeflen ilçesi Yukar› durak köyündenim. Okuma yazma bilmeyen bir ailenin on iki çocu¤undan biriyim. Lise sona kadar Kaçkar’›n eteklerinde çobanl›k yapt›m. K›sacas› hem çal›flt›k, hem okuduk. Hayat›n içinden geliyoruz. M›s›r ekme¤i tek g›da maddemiz, beyaz f›r›n ekme¤i ise pastam›z oldu. Tabandan, tavana uzun bir yürüyüfl yapt›k. Cahit Külebi’nin ”Benim doğduğum köyde Ceviz ağaçları yoktu, ben bu yüzden serinliğe hasretim” diye bafllayan”Hikaye” adli fliirinde oldu¤u gibi, benim de köyümün yok olmufl tüm özelliklerini özledim.. Da¤lar›n tepelerinden inen, kayalara çarparak u¤uldayan, Fırtına vadisi’nden sal›narak akan, insan›n ruhunu tazeleyen suyun sesi ile büyüdük. Ayder’in, Sırt yaylan›n, dahas› Kaçkar’›n tepelerini yalayarak ormana inen, yapraklar› okflayarak yay›lan, yorgun yeflilin, güz k›z›l›n›n kokusuyla yo¤rulmufl rüzgar›n sesi hayat›m›z›n bir parças›yd›. Her ne kadar bölgedeki: HES inflaatlar› yüzünden; bu güzellikler yok oluyorsa da… **** Yaylaya gidenlere, sonbaharda dönenlere, göç yolunda ç›kanlarla onlar› u¤urlayanlar›n birbirine kar›flt›¤› kufllar›n ve kuzular›n sesi ile sabahlar› uyand›m. Köyümde T›p Fakültesi’nde okuyan ilk ö¤rencilerinden Hasan ve Osman Balcan’a bakarak ”Acaba bende onlar gibi okuyabilecek miyim” hayranl›¤›yla yaflad›m. Benim okumam için ç›rp›nan, y›rt›p Trabzon lasti¤i ile köyden Ardeşen’e, 20. km yolda, s›rt›yla odun tafl›yan rahmetli anac›¤›m› hat›rlad›¤›mda, yüre¤imde oluflan ac›larla olgunlaflt›m.

Maddi durumu iyi olan arkadafllar›m›n s›rt›ndaki güzel montlara bakarak, “Keşke bende de olsa” dedi¤imi hat›rlad›m. Almanya’dan köye gelen gurbetçilerin bana verdikleri bir Mark’›n heyecan›yla yaflad›m. Bayram günlerinde giyece¤im ve yast›k alt›nda ütüledi¤im yamal› pantolonla büyüdü¤ümü hat›rlad›m. Sar›n›n, k›rm›z›n›n tonlar›na bürünmüfl, her yapraktan da¤›lan hüznün, ayr›l›¤›n korkusuyla yaflad›m. Sahilden ya da büyük flehirlerden gelenlere, yurt d›fl›ndaki gurbetçilerimize, hayranl›kla bakarak büyüdüm. Suyun, rüzgâr›n, sarp kayalara ya¤an karlar›n, çobanl›k yapt›¤›m hayvanlar›n ç›ng›rak seslerinin, denizi and›ran sise kar›flt›¤› anlarda, kuzular›m› kaybederim endifleleriyle yaflad›m. *** Aradan y›llar geçti. Köprülerin alt›ndan çok sular akt›. 46 y›lda, hayal bile edemeyece¤im görevler nasip oldu. Adeta Kaçkar’›n eteklerinden bürokrasinin tepelerine yürüdüm. Baflar›l› da oldum. 30 yıllık gazeteciliğimin yanında, 2 Başbakan, 5 Bakana Danışmanlık, iki kuruma Genel Müdürlük ve 8 Kamu kurumunda Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundum. Ancak geriye bakt›¤›mda, yine eski günlerimi, özlemlerimi fark ettim. A¤ustos s›ca¤›nda derin vadinin devasa kayal›klar›ndan adeta püsküren Ayder’i özledim. ‹nsan›n içinden derdi, tasay› al›p götüren billur renkli Fırtınayı özledim. Çocuklu¤umda tuttu¤um, günümüzde yok edilen kırmızı benekli Alabalığı özledim. Suya düflen yapraklar Mevlevi dervifller gibi semaya dönen buz gibi suyu oluflturdu¤u “Uzun gölü” özledim, Sümela’y›, Sultan Murat’›. Özledim.

Osman YAZICI Baflbakan Eski Dan›flman› ve Genel Müdür

Y›llarca muhabirlik yapt›¤›m Trabzon’u, Uzun soka¤›, Kundurac›lar caddesini, param›z olmad›¤› için veresiye yemek yedi¤imiz Polat Usta’yı, Arafıl Boyunu, Erdoğdu’yu, Uzun kumu, dahas› 12 y›l›m› geçirdi¤im Trabzon’u ve tüm Trabzonlu’yu özledim. Eflim olan Meliha Yazıcı ile ilk tan›flt›¤›m, Karadeniz Teknik Üniversitesi kampusunu özledim. *** Kuzular›m›, saf temiz insan›m›, yok edilmemifl ormanlar›m›, misafirperverli¤i, do¤all›¤›, köydeki eski dü¤ünleri, imeceleri, akflamlar› toplan›p, lamba ›fl›¤›nda kuzinenin etraf›nda yap›lan sohbetleri özledim. Tencerede kaynayan lahanay›, m›hlamay›, alt›n sar›s› gibi m›s›r ekme¤ini, yo¤urdu turfluyu, hamsiyi özledim. Gerçek insanl›¤›, karfl›l›ks›z dostlu¤u, entrikas›z yaflam› özledim. Hayallerimi yüzdürdü¤üm ›rmaklar›, gölleri özledim. Ahflap kokular›n sindi¤i, yok edildi¤i 100 y›ll›k ahflap evlerini, Serenderlerini, yayla göçlerindeki flenliklerini, art›k mumla arad›¤›m›z bahçemizdeki hormonsuz sebze ve meyveleri özledim Senetin sepetin olmad›¤›, sözün namus oldu¤u güven dolu mertli¤i özledim. Köy k›zlar›n›n, çay bahçelerinde, ya da yayla yollar›nda s›rt›ndaki yüküyle niflanl›s›na bir “merhaba” demesinin, ya da lamba ›fl›¤›nda yazd›¤› iki sat›r mektubunu verebilmenin güzelli¤ini özledim. K›sacas›, do¤du¤um ve büyüdü¤üm co¤rafyan›n da¤›n› tafl›n›, suyu, havas›n›, insan›n› ve her fleyini özledim…

71


GÜNDEM

KARA FATMA

Gonca Elmas AKAY

ÖLÜMSÜZLEfiT‹ KURTULUfi SAVAfiINDA ÇARPIfiAN ‹LK TÜRK KADIN SUBAYI, ANADOLU KADINININ GÖZÜ KARALI⁄ININ GERÇEK B‹R KANITI OLAN KARA FATMA, YAZAR GONCA ELMAS AKAY’IN T‹T‹Z ÇALIfiMASI SONUCUNDA UNUTULMAYA YÜZ TUTMUfi TAR‹H SAYFALARINDAN EVLER‹M‹ZE DO⁄RU YEN‹ B‹R YOLCULU⁄A ÇIKIYOR. HAYATI BU ÜLKEYE ADANMIfi KADIN KAHRAMANIMIZ KARA FATMA’NIN ‹MKANSIZLIKLARLA DOLU YAfiAMI BU ÜLKEYE ‹NANAN HERKES‹ B‹RKEZ DAHA KALB‹NDEN VURACAK VE TAR‹HE, B‹R KADIN KAHRAMANIN HAYATINA, Y‹NE ÇA⁄DAfi B‹R KADIN GÖZÜYLE YEN‹ B‹R PENCERE AÇACAKTIR. 72

Yap›mc›-Yazar


GÜNDEM

O B‹R KADIN… O B‹R ANA… O B‹R KAHRAMAN… GERÇEK B‹R ANADOLU EFSANES‹… FATMA SEHER, NAMI D‹⁄ER

KARA FATMA… “ANADOLU’DAK‹ KARA FATMALARIN EN GÖZÜ KARASI BEN‹M, MUHABERE BANA DÜ⁄ÜN GEL‹R” FATMA SEHER (KARA FATMA)

73


GÜNDEM

‹stiklal savafl›nda

Öykü Yap›m sahibi Gonca Elmas AKAY

vafl sonras› yaflad›¤› sefaleti anlat›l›yor.

taraf›ndan kaleme al›nan romanda, Kara

Kahraman Türk kad›n Subay’› Fatma Se-

cephede savaflan

Fatma’n›n cephede geçen günleri ve sa-

her’in hayat›n› anlatan roman, Ekim ay›nda

Türk kad›n Subay› olan “Kara Fatma” lakab› ile bilinen Fatma Seher’in hayat› roman oldu. 74


GÜNDEM piyasaya ç›kt›. Yazmaya bafllamadan yaklafl›k dört ay önce ‹stiklal Savafl›’n›n kad›n

Cephelerde çarp›flm›fl bir kad›n subay›n

kahramanlar›n› incelemeye bafllad›¤›n›

roman›n› ilk defa yazd›¤›n› anlatan Akay,

söyleyen Gonca Elmas AKAY, “Araflt›rma-

“Erzurumlu Fatma Seher han›m, nam› di-

lar›m sonucu arflivlere bakt›¤›mda kad›n

¤er ‘Kara Fatma’ lakab› Atatürk taraf›ndan

kahramanlar üzerine bir kitap yaz›lmam›fl.

verilmifltir. ‹zmit bölgesinde çarp›flm›fl bir

Bir kad›n kahraman›n hiç roman›n›n yaz›l-

kad›n kahraman›m›zd›r. Hayat› çok büyük

mamas›na çok üzüldüm ve bunun için bu

sefalet içerisinde geçmifl.

anlamda bir ilki gerçeklefltiriyorum.” dedi.

Bunun sebebi de Üste¤menlik maafl›n› K›z›lay’a ba¤›fllamas›. Ben bu kadar yüce ve kahraman bir kad›n›n roman›n› yazd›ktan sonra gelirinden pay almay› düflünebilir miyim? Yazd›¤›m bu roman›n gelirini Mehmetçik Vakf›’na ba¤›fllamak istedim. Onun yolunda bir nebze olsun katk›da bulunmak için böyle bir tercih yapt›m. Bu kitaba bafllarken elim çok titredi ve korktum.

75


GÜNDEM Böyle bir kahraman› lay›k oldu¤u yere oturtabilecek miydim? 2.5 ay hiç kimseyi görmeden inzivaya çekilerek adeta onunla bütünlefltim. 1912 ila 1930’lu y›llar aras›nda hakk›nda o kadar çok az bilgi var ki. Kitab› yazd›ktan sonra baz› elefltirmenler çok yerinde bulduklar›n› ve duyguland›klar›n› söylediler. Ekim sonunda raflarda bu roman›m›z yerini ald›. Ona lay›k bir flekilde bir tan›t›m kokteyli de düzenledik. Bundan sonra eserimize, tarihimize ve kad›n kahramanlar›m›za hep birlikte sahip ç›kaca¤›z. Bu romandan ald›¤›m güçle seri kitaplar› ç›karmay› düflünüyorum. Çünkü çok say›da kad›n kahraman›m›z var.” diye konufltu. Roman› ç›kard›ktan sonra bir sinema ya da dizi film fleklinde bir projenin ortaya ç›kaca¤›n› ifade eden Gonca Elmas Akay, sözlerini flöyle sürdürdü : “Öykü yap›m olarak bizim katlanabilece¤imiz bir proje de¤il elbette. Bu roman ç›kt›ktan sonra Milli E¤itim Bakanl›¤› bu kitaplar› ders kitab› olarak da okutabilir. Çünkü ders kitaplar›nda kad›n kahramanlar›m›z

Yazar Gonca Elmas Akay, ‹stiklal Savafl›’nda çarp›flan ve “Kara Fatma” diye an›lan Türk kad›n subay› Fatma Seher’in cephede geçen günleri ve savafl sonras› yaflad›klar›n› “Kara Fatma” roman› ile kaleme ald›. Akay, kitab›n tüm gelirlerini Mehmetçik

yok. Biz tarihimize sahip ç›kmad›ktan son-

miyor ama herkes televizyon seyrediyor.

ra, çocuklar›m›za ö¤retmedikten sonra

Kültür Bakanl›¤›, Milli E¤itim Bakanl›¤› ile

geçmiflimizi nas›l ö¤renecekler? Asl›nda

Türk Silahl› Kuvvetleri ve televizyon kanal-

bu kitab› yazarken bir taraftan da dizi filmi

lar›n›n bu ifle ortak yap›m fleklinde gire-

olabilece¤ini düflündüm.

ceklerini düflünüyorum. Umuyorum olur.

Vakf›’na ba¤›fllad›.

Bu da Türkiye’de bir ilk olur. Çünkü biliyorsunuz sinemaya herkes gide-

76


GÜNDEM

› Editörü Alfa Yay›nlar Rana ALPÖZ

›-Yazar I Araflt›rmac ÜRK KALIPC ‹lknur GÜNT

OL Av. Aytekin ER

flkan› tma Vakf› Ba Erzurum Tan› Erdal GÜZEL ⁄LU Ercan Ç‹TL‹O

azar Araflt›rmac›-Y

77


B‹ZDEN HABERLER

TÜMB‹AD Dergisi’nin ilk say›s› Ç›ra¤an Saray›’nda gerçeklefltirilen törenle tan›t›ld›.

Prof. Dr. Erhun EYÜBO⁄LU, Sanatç› Erol BÜYÜKBURÇ, Prof. Dr. Fehameddin BAfiAR

TÜMB‹AD Genel Koordinatörü Arif EKfi‹, TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY

TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Ayla ‹SP‹R

78


B‹ZDEN HABERLER

14 Aral›k 2010’da Ç›ra¤an Saray›’nda yap›lan tan›t›m kokteyli ile TÜMBİAD dergisinin ilk say›s›n›n tan›t›m›n› gerçeklefltirildi.

Bizim için TÜMB‹AD olarak önemli konu ülkemizin kalk›nmas›na yönelik projelere imza atmak, istihdama yönelik projelere imza atmak, sosyal projeleri hayata geçirmek bu vesileyle de bürokratlarla ifl

TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet Akay, “Dergimizin ilk say›s›n› tan›tt›k. Tabi ki çok önemli olan bu dergiyi inceledi¤iniz zaman göreceksiniz, orada ifl adamlar›, bürokratlar, sanat-kültür, ekonomi ve siyaset alan›nda her türlü ilgi alanlar›nda bilgiler yer alacak.

adamlar›n› kaynaflt›rarak kanun ve tüzü¤e uygun olarak da projeleri hayata geçirmektir” diye ifade etti.

79


B‹ZDEN HABERLER

E⁄‹T‹M ve SPOR ELELE PROJES‹NE

TÜMB‹AD DESTE⁄‹ Kavram meslek Yüksekokulu taraf›ndan önümüzdeki E¤itim ve Ö¤retim y›l› içerisinde gerçeklefltirece¤i ve e¤itim ile spor iflbirli¤inin en güzel örneklerinden biri olarak 1000 spor kökenli ö¤rencinin

bursland›r›laca¤› ' EĞİTİM

VE SPOR ELELE' projesine ,tüm bürokrat ve ifla-

damlar› sosyal dayan›flma platformu Tümbiad destek verdi. Proje kapsam›nda buy›l ki tan›t›mlarda büyük rol oynayacak olana Kavram Meslek Yüksek Okulu Futbol Tak›m›na sponsor olan Tümbiad yetkilileri okulumuzu ziyeret ettiler...Tümbiad genel baflkan› Cevdet Akay ve gazeteci yazar Hayri Ülgen bu ziyaretleri s›ras›nda okul müdürümüz YAR.DOÇ .DR Ergin Gümüfl ile bir süre görüfltüler.

80

Katk›lar›ndan dolay› Tümbiad genel bafl-

lerini söyledi.

kan› Cevdet Akay ve Hayri Ülgen'e teflekkür plaketi sunan Ergin Gümüfl, Gençlik

Böylesine bir projede katk›lar›n›n olmas›n›

e¤itim ve spor üçgeninin gelece¤imize

gurur ve mutlukla karfl›lad›klar›n› belirten

daha sa¤l›kl› nesilller haz›rlamak ad›na

Tümbiad genel baflkan› Cevdet Akay bun-

özel kurum ve kurulufllara önemli görevler

dan sonra da gençlik ad›na gerçeklefltiri-

düfltü¤ünü ve bu konuda Kavaram Myo

len tüm projelerde yer alman›n kendileri

ve Kavram Dershaneleri olarak üzerlerine

için önemli bir görev olaca¤›n› sözlerine

düflen tüm sorumluluklar› yerine getitecek-

ekledi.


B‹ZDEN HABERLER

ÇAY MOLASI

Arif EKfi‹

m›yla Ç›ra¤an Saray›’nda gerçeklefltirilmifl,

hem yeni görevinin hay›rl› ve u¤urlu olma-

ücretsiz da¤›t›lan dergimizin kokteyli bir-

s›, baflar›lar›n›n devam etmesi dileklerini

çok kifliyi bir araya getirmifltir.

iletmek hem de TÜMB‹AD’›n k›sa vadede-

TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu

ki çal›flmalar›ndan ve amaçlar›ndan bah-

“Türk Futbolunun Sorunlar› ve Çözüm

setmek için, ‹stanbul Valimiz Hüseyin Avni

Önerileri” panelini Karabük Üniversitesi’yle

MUTLU Bey’i makam›nda ziyaret etmifltir.

birlikte Karabük’te gerçeklefltirmifl olup

TÜMB‹AD ad›na Say›n Valimiz’i ziyarete

futbol alan›ndaki sorunlar ve çözüm öneri-

gidenler aras›nda:

leri alan›nda uzman kiflilerce kalabal›k bir

TÜMB‹AD Onursal Baflkan› Hasan EKfi‹

dinleyici kitlesi önünde tart›fl›lm›flt›r.

TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY

TÜMB‹AD Genel Koordinatörü

TÜMB‹AD Ekonomi Komisyonu Baflkanl›-

TÜMB‹AD Genel Baflkan Dan›flman›

¤›’nda Türkiye’nin 2010-2011 Ekonomik De¤erlendirilmesi bir bas›n bülteniyle ger-

TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Yunus CAN TÜMB‹AD Genel Baflkan Yrd. ve Genel Sekreteri Ayla ‹SP‹R TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Musa KUMBARO⁄LU TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu Bafl. Mehmet KIYAK

Dergimizin 2. Say›s›nda sizlerle birlikte ol-

çeklefltirilmifl ve rapor haz›rlanarak web

TÜMB‹AD Tar›m Komisyonu Baflkan› Kas›m CEYLAN

ma mutlulu¤unu yafl›yoruz. Amac›m›z de-

sayfam›zda ilan edilmifltir.

TÜMB‹AD Kad›n Komisyonu Baflkan Yrd. Nezaket ATASOY

¤inilmeyen konularda ve çal›flmalarda or-

TÜMB‹AD Kad›n Komisyonu Baflkan Yrd. Keriman KESER

tak noktalar› yakalamakt› ve bunu baflard›-

Tüm bu çal›flmalar› Yürütme Kurulu ve Da-

¤›m›z› düflünüyorum ki bu konuda birçok

n›flma Kurulu ile organize eden TÜMB‹AD,

TÜMB‹AD Projeler Komisyonu Baflkan› Taha GERGERL‹O⁄LU TÜMB‹AD Proje Koordinatör Yrd. Ersoy KÖSE bulunmaktad›r.

tebrik ve teflekkür ald›k. TÜMB‹AD’›n kurulufl gününden itibaren komisyonlar›n oluflturulmas› ve etkili bir flekilde çal›flmalar›na bafllamalar› platformumuz için sevindirici olmufl, ilginin her geçen gün artmas› bizleri daha da mutlu etmifltir. TÜMB‹AD Dergisinin ç›kmas› ve TÜMB‹AD web sayfas›n›n hizmete girmesi TÜMB‹AD’›n tan›nmas› ve ifllevinin artmas›nda büyük katk› sa¤lam›flt›r. TÜMB‹AD’›n Karadeniz Bölgemizin sorunlar›na yönelik 3 ciltlik bir araflt›rma kitab› ç›kartmas›, ayn› zamanda bir baflka komisyonumuzun da Güneydo¤u Anadolu Bölgemizin sorunlar›na yönelik çal›flmalar›n› tamamlamas› ve yine 3 ciltlik kitap haline getirecek olmas› platformumuz aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. TÜMB‹AD Dergisi’nin ilk say›s›n›n tan›t›m organizasyonu çok say›da davetlinin kat›l›-

Say›n Valimiz TÜMB‹AD’› yak›ndan tan›ma

güçlü ve seçkin ekipten ç›kaca¤› görüflle-

f›rsat› oldu¤unu ve çal›flmalar›n› yak›ndan

rinde bulunmufltur.

takip ederek çok baflar›l› buldu¤unu ifade

Say›n Valimiz TÜMB‹AD çal›flmalar›nda

etmifltir.

eme¤i geçenlere teflekkür etmifl ve toplu

Sosyal sorumluluk içeren projelere kiflile-

bir foto¤raf çektirerek ziyaretimiz tarihteki

rin, kurum ve kurulufllar›n ilgisiz kalmad›¤›-

yerini alm›flt›r.

n›, ülkemizde her alanda bu tür etkinlik ve çal›flmalar›n artmas›n› temenni ederek

Bizler de Say›n Valimiz Hüseyin Avni

TÜMB‹AD’› çok güçlü bir oluflum olarak

MUTLU Bey’e desteklerinden dolay› te-

gördü¤ünü ve çok faydal› çal›flmalar›n bu

flekkür ediyoruz.

81


B‹ZDEN HABERLER

TÜMB‹AD’TAN DAYANIfiMA GECES‹ Tüm Bürokratlar ve ‹fladamlar› Sosyal Dayan›flma Platformu’nun düzenledi¤i TÜMB‹AD Dayan›flma Gecesi 15 Ocak 2011’de Safranbolu’da gerçeklefltirilmifltir. Safranbolu-Cinci Han Otel’de fas›l eflli¤inde yenen akflam yeme¤inde Karabük Valisi ‹zzettin KÜÇÜK; Karabük Üniversitesi Rektör Yard›mc›s› Dilek DADAYLI PAKTAfi; Spor Yazar› Hayri ÜLGEN; Prof. Dr. Ertaç ERGÜVEN, Prof. Dr. Fehameddin BAfiAR, Prof. Dr. Esat ÇELEB‹, Prof. Dr. ‹smail PEKER, Prof. Dr. Hasan KASAP gibi farkl› üniversitelerden hocalar; Hasan EKfi‹, Ziya ALAK, Abdülbeflir CEYLAN, Tahsin D‹KEN, Abdullah T‹FT‹KÇ‹, Mete FIRINCIO⁄LU, Medeni DEVEC‹, Mustafa DEM‹R, Kas›m CEYLAN, Av. Gönül GÜRSOY, As›m UZUN, Yaflar SAKA, Hasan Ali CESUR, Hidayet YÜNSEL, Halil KÜTÜK, Adnan KOPUZ, Necdet ATASOY, Raflit fiAH‹N, Necmi KANDEM‹R, Ertu¤rul YAZICI, Ahmet KÖMÜ, Osman KAYA gibi vak›f, dernek ve platform baflkanlar›; Ayla ‹SP‹R, Okan UZUN, Murat KARAL‹, Ali ÜLGEN, Sercan DUYGAN gibi TÜMB‹AD bünyesinden isimler buluflmufltur.

82

TÜMB‹AD Genel Koordinatörü Arif EKfi‹

AKAY, bu tür gecelerin önemine dikkatleri

taraf›ndan organize edilen, sunuculu¤unu

çekmifl ve kat›l›m›n yüksek olmas› husu-

Gültekin TAfiPINAR’›n yapt›¤› gecede söz

sundaki memnuniyetlerini dile getirmifltir.

alan TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet


B‹ZDEN HABERLER

83


B‹ZDEN HABERLER

Türk Futbol’unun Sorunlar› ve

Çözüm Önerileri Paneli TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY’›n önderli¤inde TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu ve Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin UYSAL’›n ortak çal›flmalar› ile Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektafl Aç›kgöz konferans salonunda gerçeklefltirildi.

84


B‹ZDEN HABERLER Panele AK Parti Karabük Milletvekilleri Mehmet Ceylan ve Cumhur Ünal, Karabük Valisi ‹zzettin Küçük, Safranbolu Belediye Baflkan› Necdet Aksoy, TÜMB‹AD Onursal Baflkan› ve Sivil Toplum Kurulufllar› Konfederasyonu Genel Baflkan› Hasan Ekfli, birçok ilin dernek baflkanlar›, de¤iflik üniversitelerden akademisyenler ve çok say›da sporsever kat›ld›. Karabük Valisi ‹zzettin Küçük panel öncesi yapt›¤› konuflmada, futbolun art›k toplumlar› yönlendirdi¤ini ve etkiledi¤ini söyledi.

85


B‹ZDEN HABERLER

Futbolun di¤er sporlardan çok daha farkl› bir yerinin oldu¤unu anlatan Küçük, “Futbol dünyada çok farkl› bir yer edindi. Art›k sadece spor de¤il. Bulundu¤u yerde toplumlar› etkiliyor, yönlendiriyor. Ekonomisini de¤ifltiriyor, gelifltiriyor. ‹limizden futbolun sorunlar›n› tart›flarak ve çözüm önerilerini getirerek futbola hizmet etmek bizi mutlu etti. Bu panelin ilimizde yap›lmas›nda Kardemir Karabükspor’umuzun ligdeki baflar›lar› çok etkilidir. Futbolumuzun sorunlar› da çok yönlüdür. Ülkemizde futbol istenilen yerde de¤ildir. Alt yap› sorunlar› vard›r. Geliflmifl ülkelerdeki kentlerde 10-15 stat var amatör tak›mlar destekleniyor. Ülkemizde bunlar›n sa¤lanmas› gerekiyor.” diye ifade etti. TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan panelde söz alan TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu Baflkan› Mehmet KIYAK, panele gösterilen yo¤un ilgiden çok memnun kald›klar›n› ve

86


B‹ZDEN HABERLER komisyon olarak di¤er spor dallar›yla da ilgili çal›flmalar›n›n oldu¤unu, bunlar› da zaman› geldikçe kamuoyuyla paylaflacaklar›n› ifade etti. Panelde, Spor Bilimleri Derne¤i ve ICHPER-SD Avrupa Baflkan›-Marmara Üniversitesi Beden E¤itimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Hasan Kasap, Spor Yazar› Hayri Ülgen, L‹G TV Spor Yorumcusu ve Spor Yazar› Altan Tanr›kulu, Milli Hakem Orhan Erdemir, Kardemir Karabükspor Kulüp Baflkan› Hikmet Ferudun Tankut ve Teknik Direktörü Yücel ‹ldiz kat›l›mc›lar›n sorular›n› yan›tlad›. Panel sonunda panelistlere ve panele eme¤i geçenlere TÜMB‹AD taraf›ndan plaket ve Karabük Üniversitesi taraf›ndan çeflitli hediyeler takdim edildi.

87


SPOR

A‹K‹DO NED‹R? Tansel KILIÇ

A‹K‹DO’yu Özet olarak tan›mlayacak olursak; Aikido, uyum, yol ve disiplin olarak kabul edilmektedir. Genel anlam›yla “evrensel enerji ile uyumun yolu” olarak tercüme edilen bu disiplinde, temel amaç sald›r›ya u¤rayan kiflinin, sald›rgan›n da zarar görmesini engelleyecek flekilde kendini koruyabilmesidir . Aikido temel olarak sald›r›lar›n çeflitli at›fllar, eklemlere uygulanan kilitler ve tutufllarla etkisiz hale getirilmesi prensibine dayan›r. Teknikler, sald›rgan›n hareketi ile do¤rudan karfl›laflmak yerine bu hareketin yönlendirilmesi ile yap›l›r. Güce karfl› güç uygulanamaz ve minimum enerji kullan›l›r. Önemli olan rakibe zarar vermek de¤il, uyum içinde hareket ederek rakibin etkisiz hale getirilmesidir. Her yafl grubundan insanlara tavsiye edilen bu sporun tarihçesi-

ne Bakt›¤›m›zda: Morihei UESH‹BA, 14 aral›k 1883’de Wakayama olarak bilinen Kii eyaletinin Tanebe flehrinde do¤mufltur. Çocukluk y›llar›nda dahi Budo’ya olan ilgisi oldukça yo¤un

88

idi. Babas›n›n yerel konsey olmas› sebebiyle s›k s›k evinde ç›kan tart›flmalara flahit olurdu ve beklide ileride güçlü bir adam olmak için o zaman karar›n› vermiflti. 1903 Rus-Japon savafl›na kat›lmadan önceki dönemde Tokyo’da Kito-Ryu Jujutsu ve Shinkage-Ryu Kenjutsu çal›flm›flt›r. Daha sonra Sakai’ye giderek Yogyu-Ryu Jujutsu çal›flm›flt›r. 1915 y›l›nda Hokkaido’yaflad›¤› s›rada Diato-ryu Aikijujutsu’nun kurucusu Sokaku TAKEDA (10 Ekim 1859 - 25 Nisan 1943) ile tan›flma f›rsat› buldu. Sokaku TAKEDA, Daito-ryu sanat›n› halka ö¤retmeye (daha do¤rusu askeri personel, polis memurlar›, yarg›çlar gibi seçkin bir s›n›fa) bafllayana dek bu ö¤reti 19. yüzy›la kadar Takeda ailesi içerisinde nesilden nesile bir gizlilik içerisinde aktar›ld›. M.S 858-876 y›llar›nda hüküm süren imparator Seiwa ailesinden ç›kan ve Shinra Saburo Minamoto no Yoshimitsu taraf›ndan 11. yüzy›lda geliflen Daito-ryu sanat›n› babas›ndan ö¤renen Sokaku TAKEDA, ayr›ca babas› Sokuchi TAKEDA ile kenjutsu, bojutsu ve sumo da çal›flm›flt›r. Ono-ha Itto-ryu sanat›n› Yokikan dojoda Shibuya Toba’dan ö¤renmifltir. Daha sonra babas›n›n arkadafl› olan k›l›ç ustas› Sakakibara Kenkichi ile Jikishinkage-ryu çal›flm›flt›r. Sakakibara’n›n dojosunda o günün ünlü k›l›ç ustalar›yla çal›flma f›rsat› bulmufltur. Ayr›ca çok çeflitli silahlar›n kullan›m›n› içeren Hozoin-ryu dan lisans alm›flt›r. Tano-

TBMM Milletvekili Dan›flman› Türkiye Wushu ve Kung fu Federasyonu A‹K‹DO Teknik Kurul Üyesi 2.Dan 1.Kademe Antrenör

ma Saigo’dan oshikiuchi ö¤renmifltir. Sokaku TAKEDA 150 cm. den daha uzun ve iri olmamas›na ra¤men “Aizu’nun küçük fleytan›” olarak an›l›r ve Japonya’n›n bir çok yerine ziyaretler yaparak dojolar› dolafl›r kendini test ederdi. Meiji döneminin bafllamas›yla k›l›ç devri sona ermifl ve art›k yoluna jujutsu ile devam edecektir. Böylece Dito-ryu aikijujutsu do¤mufltur. Sokaku TAKEDA tüm ö¤rencilerini kay›t alt›na alm›fl ve hangi y›llarda ne kadar süre ile çal›flt›¤› bilgisi günümüze kadar gelmifltir. UESH‹BA. Sokaku TAKEDA ile 1915 y›l›ndan 1937 y›l›na kadar uzun bir süre çal›flm›flt›r. O günlerde en yüksek seviye olan kyoju dairi lisans›n› ve goshinyo no te bel-

gesini alm›flt›r. O Sensei’in y›llar boyu süren araflt›rmalar› ve çal›flmalar› sonucu, en son 1942 y›l›nda Aikido olarak adland›rd›¤› sanat› kurmufltur.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.