tkpninsesi_07_k

Page 3

TKP’nin Sesi

21 Ekim 2011

19 Ekim sabahına Türkiye kan içinde uyandı. Hakkari’de askerlerin öldürülmesini sınır ötesine uzanan harekat izledi. TKP Merkez Komitesi Çarşamba günü öğle saatlerinde aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Kan pazarlığına karşı sözümüz Halkların Kardeşliği! Şiddet eylemlerini kınıyoruz. Sınır ötesi harekatın durdurulmasını talep ediyoruz. İnsan hayatıyla oynanan bu oyunu protesto ediyoruz. Sonunda, akan kanda yeni bir zirveye çıkıldı. 26 kişinin PKK saldırısında öldürülmesinin ardından TSK birlikleri de karadan ve havadan sınır ötesi harekata başladılar... Bu acı ve tehlikeli tablo karşısında TKP’nin ilk sözü, akan kanın derhal durdurulmasıdır. Şiddetin parçası olan, insan hayatına yönelen ve ülkemizi son derece büyük risklere sürükleyen bu tür eylem ve gelişmeleri kınıyoruz. Devlet ve hükümet yetkililerinin karşı tarafın bütün kanatlarıyla görüşebildiği, görüşmelerin milliyetçi-şoven kesimlerde bile önemli bir tepki görmediği ve AKP’nin yeni anayasa gündemini açtığı bir ortamda daha fazla kan dökülmesi açık bir çelişkidir. Bu çelişkinin varlığı, hep dile getirdiğimiz şu gerçeği göstermiştir: Gerici bir rejim kurulurken özgürlük taleplerinin karşılanması mümkün değildir. Öte yandan sürecin sonunda varacağı noktada yine görüşmeler olacak, Kürtle-

HAFTANIN SORUSU Birkaç hafta önce ABD’de başlayan ve krizin sonuçlarını protesto etmeye yönelik eylemler dalga halinde diğer Batı ülkelerine uzandı. Sol Portal dahil bir dizi yayın organında, gazetelerde, tv programlarında eylem tartışılıyor, eylemcilerle söyleşiler yayınlanıyor... Peki TKP bu olguya nasıl bakıyor? Söyleşilerden kısa bir aktarımla başlayalım: “Tek bir şey yapmamız gerekmiyor, birlikte de yapmamız gerekmiyor. Herkesin yaşadığı sorunlar farklı. O yüzden her yerde, yani valilik seçimlerinde olabilir ya da farklı yerel platformlarda olabilir, herkes kendi sorununu dile getirmeli ve bunun için mücadele etmeli.” Bir eylemci böyle diyor. Bir başkası ise içinde bulunduğu hareketi de, kendi hedeflerini de “merkezsiz ve lidersiz” olarak niteliyor. 2008 kapitalizmin üçüncü dünya kriziydi. Bu kriz de, 19. yüzyılın sonlarındaki ilki ve 1929’a tarihlenen ikincisi gibi öyle kolay son bulmuyor. İlk ikisi birer dünya savaşına kadar uzanmıştı. Böylesi sonuçlarla karşılaştırıldığında 2008 krizinin tetiklediği rejim değişiklikleri,

rin ulusal taleplerini karşılamaya dönük, belki bir kısmı göstermelik, birtakım adımlar atılacaktır. Bu noktaya kan denizinden geçerek gidiliyor olunması da bir başka gerçeği ortaya sermektedir: Türkiye’de insan hayatı siyaset oyununun küçük bir aletinden ibarettir. Herkes düşündüğünü açıkça söylemelidir. Şimdiye kadar yapılan görüşmelerde taraflar neleri savunmuş, hangi noktalarda mutabakat sağlanmış, hangi noktalarda anlaşmazlık ortaya çıkmış; halka bütün bunlar açıklanmalıdır. Görüşmelerin gizliliğine sığınılacak bir durum kalmamıştır: İnsanlar ölmekte, halklar birbirine düşman edilmektedir. Bu kandan eninde sonunda bir “mutabakat” doğacaksa ve insanlar da kaza eseri ölmüyorlarsa, o halde söz konusu olan bir kan pazarlığıdır. “Barış saati” çaldığında kimin elinde hangi koz olduğu belirlenmektedir. Bu arada halklarımız birbirlerinden daha da uzaklaşmış, düşmanlıklar derinleşmiş; ne gam! TKP’nin temel meselesi ise budur. Bu kıpkırmızı günde bile sözümüz Halkların Kardeşliği içindir. TKP Merkez Komitesi

TKP’li Öğrenciler, üniversite gençliğini 2. Cumhuriyet’e karşı mücadeleye çağıran ve bu mücadelenin tarzına ilişkin bir yön gösterme amacını taşıyan bir broşür yayınladı. “Üniversite Gençliğine Çağrı” başlığını taşıyan broşürde, Türkiye’de yaşanan dönüşüme, 2.Cumhuriyet’in nasıl bir zemine oturduğuna, bu süreçte gençliğin nesnel durumundaki olumsuz gelişmeye değiniliyor ve buna karşı verilecek mücadelede gençliğin yol haritasını tartışmaya açıyor. AKP’nin son yıllarında önemli “sorunlarından” birisi olagelmiş olan gençlik ve üniversite öğrencilerinin karşı duruşunun, 2. Cumhuriyet olarak şekillenen yeni siyasal ve toplumsal yapıya karşı nasıl bir perspektifle mücadeleyi sürdürmesi gerektiğine ilişkin bir akıl netleşmesi sağlamayı amaçlıyor.

Wall Street’i işgal etmek ne demek? küçüklü büyüklü eylemler devede kulak kalır. Bu kriz işçi sınıfı hareketinin geri çekildiği ve sosyalizmin dünya çapında bir alternatif olarak algılanmadığı koşullarda patlak verdi. Bu nedenle tepkilerin büyük çoğunluğu sosyalizmle arasına mesafe koyuyor. Ortadoğu’da genel olarak emperyalist-kapitalist sistemin kontrolünde süreçler yaşandı. Yunanistan tepkilerin örgütlü bir işçi sınıfının ağırlığı ve bir komünist partinin öncülüğü altında dışa vurulduğu biricik örnek oldu. Diğer ülkelerdeki eylemlerde sol güçler ve sendikalar yer aldılar, ama etkileri sınırlı kaldı. Bilmeliyiz ki, ideolojiden, siyasetten, örgütlenmeden, öncülükten ve işçi sınıfının rolünden arınmış olmakla övünen bir eylem çizgisi kapitalizme alternatif üretemez. Mücadele devrimci bir özne tarafından yönlendirilmediği, yönetilmediği durumda hiç bir şey boşta kalmıyor. Emperyalist-kapitalist egemenler doldurur boşluğu. Bugün içinde emekçilerin de yer aldığı eylemler Batı ülkelerini sarıyor. Ama örgütlü bir öznenin yeri

doldurulamadığı için, hareketin içindeki işçi sınıfı güçleri belirginleşemiyor. Yukarıda söylendiği gibi genel ideolojik-politik ortamda da sosyalizm ağırlık taşımadığı için, hareket bir orta sınıf hareketi olarak şekilleniyor. Orta sınıf karakterinin üreteceği iki uçtan biri ham, rotasız isyancılık, diğeri uzlaşmacılıktır. İş burada kaldığında, krizin neden olduğu “gaz birikmesi” tahliye olacak, sonuçta egemen güçler kazanacaktır. 1999’da ABD’nin Seattle kentinde Dünya Ticaret Örgütünü protesto ederek yükselen “küreselleşme karşıtı hareket”in kaderi böyle olmuştu. Komünistler bütün ülkelerde benzeri süreçlerin içinde yer alır, harekete sınıf karakteri ve devrimci rota kazandırmaya çabalarlar. Önlerinde bir yandan kapitalistlerden, bir yandan da hareketin kendi zaaflarından kaynaklanan riskler vardır. Wall Street işgalinin ve benzerlerinin güçlenmesi, etkili olması ve sürmesi komünistlerin bu riskleri bertaraf etmelerine bağlı olacaktır.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.