MİKROKOZMOS YÜRÜTÜCÜLER: PROF. DR. AYŞE ŞENTÜRER, DOÇ. DR. NURBİN PAKER, Y.DOÇ. DR. ASLIHAN ŞENEL, AR. GÖR. DR. ÖZLEM BERBER PROJE I: “400 SANİYE” SUNUM METNİ 2013
Kişinin doğasında merak etme duygusu vardır. Kendisini, çevresini ve içinde yaşadığı evreni keşfedip aslında kim ve nerede olduğunu bulmak ister. Böylece bireysel deneyimler ve ait olma durumu oluşur ki yaşam sevinci dediğimiz şey belki de budur. Merak etme durumunun ve dolayısı ile keşfetme, ait olma ve yaşama sevincinin tarihtekini izlerini takip etmeye çalışırsak karşımıza 16. Yüzyılda doruk noktasına ulaşmış nadire kabineleri* çıkar. Nadire kabineleri kişilerin kendi ilgi alanlarına göre topladıkları çeşitli nesnelerle oluşturdukları koleksiyonlardır. Kişi anlayamadığı evrene yabancılaşır ve kendisini evrenin bir parçası hissetmek için kendi mikrokozmosunu kurar. Nesneler ile arasında sadece kendisinin belirlediği mistik bir ilişki vardır. Bu kabinelerde kişi kendi benliğini ve iktidarını gözlemler. Düşledikleri ütopyaları bu kabinelerde canlandırırlar. Kabineler bir bakıma üretim alanlarıdır. Evren üzerine düşünürken bilgi/metin üretimini sağlarlar. Zamanla kişiler kabinelerini başkalarına açmışlardır. Böylece bilgi paylaşımı ve sergileme başlamıştır. Bazı koleksiyonerler kabinelerini müzeleştirir ya da müzelere bağışlar. Böylece bilgide ve koleksiyonda kamusallaşma ortaya çıkmıştır. Kabineler ne kadar kişisel ise, bu dönemde müzeler de toplumların kendilerini keşfe çıktıkları mekanlardır. Bilgi odaklı ve eğitim için kurulan kamusal kompleksler olma niteliğindedirler.
Vertumnus - Arcimboldo
Iskenderiye Kütüphanesi