27kasım

Page 1

YIL: 51 • SAYI: 5369 • 35 Kr.

27 KASIM 2020•CUMA

SUNGURLU’DA KADINA KARŞI

ŞiDDETE SIFIR TOLERANS Kayıp hayvanlar drone ile bulundu

Sungurlu’ya bağlı Cevheri Köyü’nde bir çiftçinin 30 küçükbaş hayvandan oluşan sürü-

sü kayboldu. Çiftçinin yardımına drone'lu arama yapan jandarma yetişti. Haberi 2’de

KAYMAKAM GÖRMÜŞ 7 KÖYDE İNCELEMELERDE BULUNDU

Sungurlu Kaymakamı Fatih Görmüş Güloluk, Kızılcakışla, Yirce,

Çayan, Tuğlu, Mehmetaliçifliği ve Kalenderoğlu Köylerini ziyaret etti. 4’te

EFELERİN RAKİBİ ZİRAAT BANKASI Türkiye 2. Voleybol liginde Sungurlu Belediyesi Voleybol takımı, Ziraat Bankasını konuk edecek. Sungurlu Belediyesi Voleybol takımları baş antrenörü

Mustafa Özdemir yaptığı açıklamada; “Cumartesi günü kendi sahamızda Voleybol da dünyaca ünlü Ziraat Bankası kulübünün 2.lig takımıyla karşılaşacağız Haberi 3’de

Sungurlu ilçesinde ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı’ toplantısı yapıldı. Kaymakam Fatih Görmüş, Sungurlu’da ‘’kadına karşı şiddete sıfır tolerans’’ ile çalışma yürütüleceğini belirtti. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü toplantı salonunda yapılan toplantı Kaymakamlık Sosyal Hizmetler Müdür Vekili Mustafa Yetiş, Sosyolog Zülbiye Mandıralıoğlu ve Sosyolog Elmas Köylü tarafından düzenlendi. Kaymakam Fatih Görmüş, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele 3. Ulusal Eylem Planının uygulandığını (2016-2020), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,

İçişleri Bakanlığı, Milli eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında ‘’Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede

Kurumsal İşbirliği ve Eşgüdümün artırılmasına Dair Protokolün’’ 25 Kasım 2019 tarihinde imzalanarak ‘’Kadına Yönelik Şiddetle

Polis zehir tacirlerine göz açtırmadı Sungurlu’da narkotik polisleri tarafından zehir tacirlerine yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 6 zanlıdan 2’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgilere göre, Narkotik

Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince Sungurlu ilçesinde uyuşturucu madde ticareti yapan şahıslara yönelik çalışma başlattı. Narkotik polisi tarafından yapılan fiziki ve teknik

takibin ardından belirlenen adreslere eş zamanlı operasyonda düzenlendi. Operasyonda 6 zanlı gözaltına alınırken, şahısların üst, ikamet ve araçlarında yapılan aramalarda 9 parça halinde satışa hazır 11 gram

eroin maddesi, şırınga içinde kullanıma hazır 2 mililitre sıvı eroin maddesi, 36 tablet sentetik ecza, 55 adet tabanca fişeği, 1 adet pompalı tüfek ve muhtelif ambalaj malzemeleri ele geçirildi. Haberi 4’te

Mücadele Koordinasyon Planının’’ kabul edildiğini, bu planın 2020-2021 yıllarını kapsayacağını belirtti.

Haberi 2’de

Çorum’un tanıtımı için büyük fırsat

Çorum Kültür Turizm Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, Çorum Belediyesi Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın Payitaht Abdülhamid dizisinde Çorum’un tanıtımının yapılması nedeniyle duydukları memnuniyeti ve heyecanı ifade etti. TRT 1’in en sevilen ve izlenen dizileri arasında yer alan Payitaht Abdülhamid’de Çorum’dan ve Çorum’un değerlerinden bahsedilmesinin önemine vurgu yapan dernek yönetimi, böylesi bir çalışmaya öncülük ettiği için Başkan Aşgın’a teşekkür etti. 4’te


SUNGURLU’DA KADINA KARŞI SUNGURLU’NUN SESÝ

2

ŞiDDETE SIFIR TOLERANS 27 KASIM 2020•CUMA

Sungurlu ilçesinde ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı’ toplantısı yapıldı.

Kaymakam Fatih Görmüş, Sungurlu’da ‘’kadına karşı şiddete sıfır tolerans’’ ile çalışma yürütüleceğini belirtti. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü toplantı salo-

nunda yapılan toplantı Kaymakamlık Sosyal Hizmetler Müdür Vekili Mustafa Yetiş, Sosyolog

Zülbiye Mandıralıoğlu ve Sosyolog Elmas Köylü tarafından düzenlendi. Kaymakam Fatih Görmüş, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele 3. Ulusal

Eylem Planının uygulandığını (2016-2020), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında ‘’Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kurumsal İşbirliği ve Eşgüdümün artırılmasına Dair Protokolün’’ 25 Kasım 2019 tarihinde imzalanarak ‘’Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planının’’ kabul edildiğini, bu planın

2020-2021 yıllarını kapsayacağını belirtti. Kaymakam Fatih Görmüş, tüm Kurumların Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleyi etkin ve verimli

yürütülmesi, işbirliği ve eşgüdümün artırılması amacıyla paydaş Kuramlara sorumluluklar yüklendiğini, bu bağlamda planda tüm kurumları doğrudan bağlayan, Mevzuatın Etkin Uygulanması, Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi, Farkındalık Artırma ve Bilinç Yükseltme ve Veri Toplama ve Araştırma olmak üzere hedefler olduğunu vurguladı. Kaymakam Fatih Görmüş, ilçemizde ‘’kadına karşı şiddete sıfır tolerans’’ ile çalışma yürütüleceğini belirtti. 25 Kasım etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen sunum ile birlikte Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon İzleme ve Değerlendirme toplantısının ilki gerçekleştirilmiş olup 3 er aylık süreçle tekrar toplanılacağı görüşülerek toplantıya son verildi. Programa, İlçe Kaymakamı Fatih Görmüş, Belediye Başkan vekili Sakine Sarıyüce, Cumhuriyet Başsavcısı Emrah Özge Yelken, İlçe Jandarma Komutan vekili Görkem Güncan ve Milli Eğitim Müdürü İhsan Sepetçi katıldı. Serkan ŞANSEVER

www.sungurlununsesi.net

Çorum’lu kadınlara ‘KADES’ tanıtıldı

İl Emniyet Müdürlüğü, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında KADES uygulamasının tanıtımı ve farkındalığın artırılmasına yönelik Hürriyet Meydanı'nda faaliyet gerçekleştirdi. Emniyet ekiplerince kurulan stantta kadınlara broşür dağıtıldı. KADES uygulaması kadınların cep telefonuna indirilerek gerekli bilgilendirme yapıldı. Akıllı telefon kullanıcısı kadınların, internet tarayıcısı üzerinden 'Kadın Destek Uygulamasını (KADES)' indirmesinin ardından kimlik numarası girildi. Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen aktivasyon kodu ile uygulama aktif hale getirilebildi. Şiddet mağduru kadınlar bu uygulama sayesinde acil durumlarda cihaz konum bilgisini açarak bir tuşla kolluk kuvvetlerine ulaşabilecek. KADES uygulaması hakkında bilgi veren İl Emniyet

Müdür Yardımcısı Zeki Yılmaz, kadına yönelik şiddetin büyük bir sorun olduğunu söyledi. Emniyet birimlerinin bu konuyu hassasiyetle takip ettiğini belirten Yılmaz, “Kadınlar herhangi bir sıkıntı yaşamaları halinde KADES uygulamasında acil butonuna bastığında bizim haber merkezimize sinyal düşüyor. Burada önemli olan acil butonuna basan bayanların telefonunda konum bilgilerinin mutlaka açık olması gerekiyor. Haber merkezimiz tarafından en kısa sürede, en yakın ekip derhal olay yerine intikal edecek. Kadınlara uygulanan şiddetten milletçe rahatsızız. Bu konuda elimizden gelen tüm gayreti gösterme çabasındayız” dedi. Etkinliğe Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ve İl Jandarma Komutanlığı da destek verdi. Ayhan TEKTEN

Yerel Süreli Yayın

Kayıp hayvanlar drone ile bulundu Sungurlu’ya bağlı Cevheri Köyü’nde bir çiftçinin 30 küçükbaş hayvandan oluşan sürüsü kayboldu. Çiftçinin yardımına drone'lu

arama yapan jandarma yetişti. Cevheri Köyü’nde ikamet eden Erkan Yaldıran, 156 Jandarma İmdat hattını

arayarak arazide hayvanlarını otlatırken 7’si koyun, 6’sı kuzu ve 17’si keçi olmak üzere toplam 30 adet küçükbaş hayvanın kayıp

olduğunu ve yapmış olduğu tüm aramalara rağmen hayvanlarını bulamadığını bildirdi. İhbar üzerine olay yeri ve çevresinde inceleme yapan Sungurlu İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, drone ile bölgede geniş çaplı arama ve tarama yaptı. Jandarma ekipleri, drone ile yaptığı araştırmada kayıp olan hayvanların tamamı Çavuş köyü Ziraat mevkiinde olduğunu tespit etti. Hayvanlar sahibine teslim edildi. Tuncay ÇATAL

YIL: 51 • SAYI: 5369• 27 KASIM 2020 •CUMA

Ýmtiyaz Sahibi Muammer ÖZEL Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Serdar ÖZEL Muhabirler Serkan ÞANSEVER- Tuncay ÇATAL Sayfa Sekreteri: Ayhan TEKTEN

Yönetim ve Baskı Yeri

HÝTÝT OFSET Baský Tesisleri

e-mail: hititofset@hotmail.com

Fiyatı Kogre Ýlaný Tüzük Teþekkür ve Baþsaðlýðý (4x7) Yitik Ýlaný Tam Sayfa Reklam Ýsim-Soyadý Tahsisi (st/cm) Seri Ýlan (Günlük) Yýllýk Abone (Þehir Ýçi) Yurt Ýçi Yurt Dýþý

Muhsin Yazıcıoğlu Cad. No.97 Ask. Þb. Krþ. SUNGURLU Tel : 0.364 311 78 58 Fax : 311 80 97

: 0,35 TL : 150 TL. : 200 TL. : 100 TL. : 20 TL. : 300 TL. : 15,00TL. : 20 TL. : 111,10 TL. : 200 TL. : 200 EURO

Fiyatlarımıza KDV Dahil Değildir...

Ziraat Bankasý Sungurlu Þb. Hesap No: 27852516-5001


Mutluluğun sırrı 27 KASIM 2020•CUMA

Bugünlerde kime sorsam ğimize göre mutluluk materçok da mutlu olmadığını söy- yallerimizi güncelleyip hayata lüyor. Çoğu zaman buna ben mutluluk penceresinden bir de dâhilim. Dostlarıma sordu- daha bakmayı neden denemiğum sorunun cevabı “Mutlu yoruz? değilim” oldukça ben de Zihnimizdeki büyük senarolumsuz etkileniyorum. yoları bırakmanın zamanı Bunun üzerine kendimi geriye geldi de geçiyor. Aklınızdaki doğru çekip deyim yerindeyse projeleri çöplüğe atın. Basit penceremden daha geniş bir yaşayın, basit düşünün, basit manzara görmek istedim. olun. Hayatınızda keşkelerin Manzara çerçevemi genişletin- yerini “iyi ki” lerin almasının ce durumun zamanı gelmedi aslında öyle mi? olmadığını görSelam verin, düm. Sizlere de selam alın. tavsiye ederim. Günaydın Bunu evinizde deyin, özür dilede yapabilirsiniz. yin. Hata yaptım Bir koltuğa, deyin, hatalı kanepeye oturun olmasanız da bir derin bir nefes defaya mahsus alın eğer evinizhatalı bendim de varsa bir de deyin. Kafanızı kahve ısmarlayın daha doğrusu beykendinize. ninizi televizyona, FATİH BAŞAK Bazen sağır bilgisayara teslim (http://www.fatihbasak.org/) kurbağa olun, etmekten bir an etrafınızdaki olumsuzlukları önce kurtulun. Komşularınızı duymayın. Hatta bir süre tanıyın. virüs yayar gibi hep olumsuz İçtiğiniz kahvenize güzel örnekleri anlatan arkadaşlarıbir tadımlık olması dileğiyle; nızdan uzak durun. Sürekli güzel bir hikâyeyi sizlerle payolarak mutsuz olan ve sizi laşarak yazımız sonlandırmak dibe çeken kişilere "toksik istiyorum. insan" deniliyor. Toksik insan“Bir genç bir zamanlar lar sürekli olumsuzlukları mutluluğun sırlarını öğrenkonuşurlar. Aslında kendi mek istemiş. Bir bilge aramış. kişiliklerini ortaya koyarken Sormuş, soruşturmuş falanca farkına varmadan sizleri de bu kişidir demişler. Üşenmemiş, bataklığa çekerler. Her tarafla- yola çıkmış ve bilgeyi bulmuş. rından deyim yerindeyse stres Bilge, onu bir güzel ziyafetle üretirler. Bugünden itibaren ağırlamış, isteğini sormuş: toksikleri kovun, arkadaşlığını "Mutluluğun sırrı” demiş kesin. delikanlı ” bana bunu öğret.” Birkaç gün bile strese Bilge bu sırrı vermeyi maruz kalmak, beynin mantık kabul etmiş. ve hafızadan sorumlu sinirleDelikanlının eline bir kaşık rin etkinliğini azaltmaktadır. vermiş, iki damla sıvı yağı da Zamanla da stres, başarımızı kaşığın içine koymuş. ciddi anlamda tehdit diyor; “Köşkümü bir güzel gezekontrolden çıktığında, beyniceksin ancak bu yağı dökmemiz ve performansınız bunyeceksin” demiş. dan büyük zarar görüyor. Delikanlı sarayı geziyorOysa dünya bir ağacın altında muş ama gözü devamlı kaşıkgölgelenecek kadar kısa bir taymış. Dönmüş gelmiş. Bilge ömürden ibaret değil miydi? sormuş. Patlak topla futbol oyna“Salondaki Acem halılarını maktan zevk alan nesiller gördün mü, kütüphanedeki değil miydik? şömineyi fark ettin mi, bahçedeki gülleri gördün mü?” şekBir tebessüm bizim için linde bir yığın ayrıntı sormuş. sadaka yerine geçmiyor Utanan delikanlı, hiçbir şey muydu? görmediğini itiraf etmiş. Sevincimiz paylaştıkça Çünkü sadece yağa bakıyorbüyür, üzüntümüz paylaştıkça muş. azalır demiyor muyduk? Bilge şöyle demiş; Yolun ortasındaki taşı kal“Öyleyse git şimdi daha dırmakla içimizde meydana dikkatli olarak köşkümün gelen mutluluğu ne zaman harikalarını gör. Oturduğu evi unuttuk. tanımadan o insana güveneBüyük adam olmak insanmezsin”. lığa hizmet etmektir ve herİçi rahatlayan delikanlı, keste hizmet etme yeteneği kaşık elinde gördüğü her şeyi vardır. Biz büyükler bunu hafızasına adeta kazırcasına üniversite diplomasına bağlıdikkat etmiş, gördüklerini bir yor olsak da hayat aslında güzel anlatmış. bunu söylemez. Diploma Bilge; için okumak yerine kendin “Peki, sana emanet ettiğim için oku. Bir şeyleri üretmek, iki damla yağ nerede? Diye bilgini paylaşmak büyüklüksormuş. tür. Kaşığa bakan delikanlı, iki Oysa insanlar büyük damla yağın dökülmüş olduhedeflerle mutluluğu yakalağunu görmüş. yamazlar. O oturduğunuz kolBilgeler bilgesi demiş ki; tuktan kahvenizi yudumlarken “Mutluluğun sırrı, dünyabir daha düşünün; Bizler nın bütün harikalarını görküçük şeylerle mutlu olmadık mektir ama iki damla yağı mı? Evet eskiyi getiremeyece- unutmadan”.

3

EFELERİN RAKİBİ ZİRAAT BANKASI SUNGURLU’NUN SESÝ

Türkiye 2. Voleybol liginde Sungurlu Belediyesi Voleybol takımı, Ziraat Bankasını konuk edecek. Sungurlu Belediyesi Voleybol takımları baş antrenörü Mustafa Özdemir yaptığı açıklamada; “Cumartesi günü kendi sahamızda Voleybol da dünyaca ünlü Ziraat Bankası kulübünün 2.lig takımıyla karşı-

laşacağız, tecrübeli ve genç yeteneklerden oluşan rakibimizi Sungurlu’dan puansız göndermek istiyoruz” dedi. Rakibimiz güçlü bizde güçlüyüz güzel bir maç olacak, hataları az yapan takım maçtan galip ayrılacak inşallah biz galip ayrılırız diyen Özdemir, geçen hafta kötü bir

www.sungurlununsesi.net

sonuç aldık, Sungurlu halkından özür diliyoruz, sakatlık ve hastalıklar sporcularımızı çok büyük etkiliyor ve o yüzden farklı takımlarla sahaya çıkıyoruz. Gençlerime güveniyorum, daha çok maç oynayarak tecrübe kazanacaklar, kazanabildiğimiz kadar maç kazanacağız. Hedefimiz bu lig sonun da sıralamamız

nasıl olur onu tahmin edemiyoruz ama grubu ilk 3 takım arasın da bitirmek istiyoruz diye söyledi. Cumartesi saat 14.00’de başlayacak olan Sungurlu Ziraat Bankası maçına seyirci alınmayacak. Ancak yönetim kurulu ve protokol maçı takip edebilecektir. Tuncay ÇATAL

BAŞKAN YARDIMCISININ ÖĞRETMENLER GÜNÜ'NÜ KUTLADI Sungurlu Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner, mesleği öğretmenlik olan belediye başkan yardımcısı Sakine Sarıyüce’nin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı. Başkan Şahiner, “Öğretmenliği döneminde gönüllere taht kuran, aynı hizmet aşkıyla Belediye Başkan Yardımbacılığı görevinde de yüz akımız olan Sakine Sarıyüce öğretmenimizin tüm öğrencileri adına gününü kutladık.” dedi. Serkan ŞANSEVER

SOYLU’YA GEÇMİŞ OLSUN ZİYARETİ AK Parti Çorum Milletvekili ve MKYK Üyesi Ahmet Sami Ceylan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Tüm dünyayı saran koronavirüs salgını Covid-19 hastalığına yakalanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tedavisini tamamlayarak sağlığına kavuştu. AK Parti Çorum Milletvekili ve MKYK Üyesi Ahmet Sami Ceylan da Bakan

Soylu ile rahatsızlığı sürecinde sürekli görüşmelerde bulundu. Milletvekili Ceylan, sağlığına kavuşarak görevinin

başına dönen Bakan Soylu’yu bu kez makamında ziyaret etti. Milletvekili Ceylan, Bakan Soylu’ya geçmiş

olsun dileklerini iletirken, Bakan Soylu da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek teşekkür etti. Haber Merkezi


KAYMAKAM GÖRMÜŞ 7 KÖYDE İNCELEMELERDE BULUNDU SUNGURLU’NUN SESÝ

27 KASIM 2020•CUMA

Sungurlu Kaymakamı Fatih Görmüş Güloluk, Kızılcakışla, Yirce, Çayan, Tuğlu,

Mehmetaliçifliği ve Kalenderoğlu Köylerini ziyaret etti. Önceki günlerde Güloluk, Kızılcakışla,

Yirce, Çayan, Tuğlu, Mehmetaliçifliği ve Kalenderoğlu köylerinde ziyaret ve denetimde bulunan Kaymakam

www.sungurlununsesi.net

4

Görmüş, köy muhtarlarından köyler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Tuncay ÇATAL

Polis zehir tacirlerine göz açtırmadı

Bizim Çorumuzun Meşhur leblebisi Kiremidi tuğlası Bide Aşık Gülabisi

Çorum özler Hattuşaşlar O kaptanlar o hostesler Hiç unutulur mu? Lider otobüsler

Gez memleketi gez hele Gördüklerini yaz hele O canından bezersin İstanbul’u gör hele

Sungurlu’da narkotik polisleri tarafından zehir tacirlerine yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 6 zanlıdan 2’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgilere göre, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince Sungurlu ilçesinde uyuşturucu madde ticareti yapan şahıslara yönelik çalışma başlattı. Narkotik polisi tarafından yapılan fiziki ve teknik takibin ardından belirlenen adreslere eş zamanlı operasyonda düzenlendi.

Operasyonda 6 zanlı gözaltına alınırken, şahısların üst, ikamet ve araçlarında

yapılan aramalarda 9 parça halinde satışa hazır 11 gram eroin maddesi, şırın-

ga içinde kullanıma hazır 2 mililitre sıvı eroin maddesi, 36 tablet sentetik ecza, 55

adet tabanca fişeği, 1 adet pompalı tüfek ve muhtelif ambalaj malzemeleri ele geçirildi. Haklarında düzenlenen soruşturma evrakıyla birlikte amakamlara sevk edilen 6 şüpheliden 2’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklama da, “Geleceğimizin teminatı gençlerimizi zehirleme niyetindeki her türlü şer odağı ile mücadelemiz kararlılık ve azimle artarak devam edecektir” Serkan ŞANSEVER

Tarih kokar her yanı Unutulmaz hiç bir anı İstanbullu görünce Oldum Çorum hayranı

İştahı neşesi vardır Ekmeyi aşı baldır Gel gel gezelim Çorum manzaralı yerdir

Güldereden bakınca Kartal dağı görünür Alıçlar çörtükler Oraların gülüdür

Say say gitmiyo Bizim ilin icadı Dünyaya nam salmış Gines rekorlarda adı

İstanbul cıbır kel olmuş Gelene geçene yol olmuş Millet öyle sarılmış ki Sanki her yer bal olmuş

SALİH KÖRPE

Çorum Kültür Turizm Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, Çorum Belediyesi Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın Payitaht Abdülhamid dizisinde Çorum’un tanıtımının yapılması nedeniyle duydukları memnuniyeti ve heyecanı ifade etti. TRT 1’in en sevilen ve izlenen dizileri arasında yer alan Payitaht Abdülhamid’de Çorum’dan ve Çorum’un değerlerinden bahsedilmesinin önemine vurgu yapan dernek yöneti-

Çorum’un tanıtımı için büyük fırsat

mi, böylesi bir çalışmaya öncülük ettiği için Başkan Aşgın’a teşekkür etti. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın açıklamalarından sonra konuyla ilgili çalışmaya başladıklarını vurgulayan Dernek Yönetimi , “Sevilen dizide senaryonun bir kısmının Çorum’a ayrılmış olması çok güzel. Sayın Belediye Başkanımızın açıklamasıyla birlikte bizler de dernek olarak ne yapabiliriz

diye toplantılar, istişareler yaptık. Çorum’un adını daha fazla kişiye duyurmak, dizideki diyalogları özellikle sosyal mecrada da yaymak için çalışmalarımıza başladık. İnşallah Belediyemizin

başlattığı bu tanıtım çalışmasına bizler de en güzel şekilde katkı vereceğiz.” dedi. 27 Kasım Cuma günü TRT 1’de saat 21.00’de yayınlanacak olan bölümde

7-8 Hasan Paşa başta olmak üzere Çorum Leblebisi, Çorum insanının kadirşinaslığı ve Çorumlunun Yaptığını Herkes Yapamaz gibi sloganlara da yer verileceğini ifade eden Çorum Kültür Turizm Derneği yöneticileri tüm Çorum halkına seslenerek “Cuma akşamı yayınlanacak olan Payitaht Abdülhamid dizisinde özellikle Çorum’un anlatılacağı kısımları sosyal medyada olabildiğince daha çok kişiye ulaştırmaya çalışalım.” dedi. Haber Merkezi


27 KASIM 2020•CUMA

BEDESTEN PROJESİ İHALEYE ÇIKACAK Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın seçim dönemi taahhütleri arasında yer alan “Bedesten” gün sayıyor. Proje çalışmalarında sona gelinen Bedesten için kısa bir süre sonra yapım ihalesine çıkılacak. Bedesten’in Türk ticari hayatında önemli bir yer sahip olduğunu, adeta ticaretin kalbi olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, 1580 tarihli bir belgede de Çorum’da bir bedestenin bulunduğunu bildiklerini ve Çorum’un silüetine önemli katkılar sağlayacak olan böyle bir yapıyı Çorum’a kazandıracaklarını söyledi. Bedesten projesinin Çorum’la özdeşleşecek, Çorum’un marka değerine önemli katkı sağlayacak bir proje olduğunun altını çizen Başkan Aşgın, “4 bin 300 m2 arsaya yapacağımız

bedesten, 12 bin m²’lik inşaat alanında sahip olacak. Bedesten içerisinde alt ve üst katlarda toplam 25 dükkân yer alacak.” dedi. Bedestenin şehrin kültür turizmine ve ticari potansiyeline de önemli katkılar sunacağına inandığını belirten Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, “Seçim dönemi verdiğimiz tüm sözlerimizi bir bir yerine getiriyoruz. Şehrimizin gelişimine katkı sunacak projelerimizle ilgili çalışmalarımızı titizlikle sürdürdük. Bu titiz çalışmalarımızın neticesinde hem ekonomik yapımızı güçlendirdik hem de projelerimizin tamamına yönelik çalışmalar içerisine girdik. Bedesten projemizle ilgili çalışmalarımızı tamamladık. İnşallah yapım ihalesini de kısa süre içerisinde gerçekleştireceğiz.” dedi. Haber Merkezi

Çölyak Derneği denetlendi İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ”Glutensiz Mutfak Uygulamaları” projesinin ilk denetlenmesi yapıldı. İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Mustafa Bayrak ve beraberindeki heyet, incelemelerde bulundu. Proje kapsamında gerçekleştirilen faaliyet ve hazırlanan materyalleri inceleyen heyeti Dernek Başkanı Fatma Müjgan Demir karşıladı. Başarılı çalışmaların

devamını dileyen heyet; yürütülen ”Glutensiz Mutfak Uygulamaları” projesi hakkında fikir alışverişinde bulundu. Çorum Çölyak Derneği Başkanı Fatma Müjgan Demir, “Çorum Çölyak Derneği olarak, bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz projelerde bize rehberlik eden ve desteğini hiç esirgemeyen İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Mustafa Bayrak ve müdürlük personeline sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. Haber Merkezi

5

"Şiddet Virüsünün Aşısı Örgütlü Mücadeledir" SUNGURLU’NUN SESÝ

Memur Sen İl Kadın Komisyonu Başkanı Nurhan Yıldırım, 25 Kasım Uluslar arası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili basın açıklaması yaptı. Yıldırım, “Şiddet tarih boyunca insanlığın temel sorunlarında birisi ola gelmiştir. Başta şiddete karşı koyamayacak durumda olan çocuklar, yaşlılar ve kadınlar olmak üzere şiddet bütün toplumu tehdit eden kötücül bir olgudur. Şiddet; dil, din, ırk, sınıf, etnisite, mezhep, cinsiyet ayırt etmemektedir. Bu yönüyle sadece toplumun bir kesiminin sorunu değildir, olmamıştır. Bu kadar yaygın ve yıkıcı bir sorun karşısında hem küresel düzlemde hem de çok yönlü örgütlü mücadelenin geliştirilmesi zorunludur” dedi. “Güçlünün zayıfa karşı uyguladığı, insan onurunu zedeleyen şiddet, bazen yaşam hakkını ihlaline varacak boyutta yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Savaşlardan, mülteci kamplarının ağır şartlarından, ücret adaletsizliğinden, çalışma ortamındaki eşitsizliklerden, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyulmamasından, sosyal dejenarasyondan, yoksulluktan ve aile içinde meydana gelen şiddetten en ağır şekilde kadın ve çocuklar etkilenmektedir” diyen Nuran Yıldırım, “Dünya genelinde sayıları 60 milyonu bulan sığınmacı/mülteciler insan onurunu dikkate almayan yasalar ve uygulamalar nedeniyle ağır şartlar altında yaşamlarını sürdürmekte, bu ağır koşullardan da en fazla kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir. Türkiye’deki göçmen kadınların yaşamlarının, onurlarının ve emeklerinin korunması tüm siyasi mülahazaların üstünde insani bir görevdir. Göçmen karşıtı düşmanca söylem ve eylemlerin mülteci kadın ve çocukların şiddete maruz kalmalarına neden olduğu/olacağı unutulmamalıdır. Kadına şiddete karşı politikaların geliştirilmesinde ve uygulanmasında emek örgütlerinin önemi tartışmasızdır. Emek örgütleri; şiddet bakımından yüksek riskli meslek gruplarının belirlenmesi, farkındalık çalışmaları yürütülmesi, toplu sözleşme görüşmelerine bu konunun dâhil edilmesi, uygulamaların izleme ve değerlendirmelerinin yapılması, iş yaşamında kadınlara yönelik şiddetin

www.sungurlununsesi.net

önlenmesi hususlarında kritik kurumlar ve önemli paydaşlardır” ifadelerine yer verdi. “Kadınların karar mekanizmalarında yer alma oranının düşüklüğü ve kariyerlerinde belli bir yerden sonra yükselmelerinin önünde görünmez engellerin çıkması, hem kamuda hem özel sektörde devam etmektedir. Annelik ücret farkı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çözülmesi gereken problemlerdendir.

tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de salgınla mücadelede öncülük eden başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm emekçilere yönelik saldırıları kınıyor ve kamu iradesini gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz” açıklamalarında bulundu. Nuran Yıldırım, “Bu süreçte Kovid-19 tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim veren başörtülü kadın kamu görevlilerine yönelik nefret söylemleri ve ayırımcılığına

Kadına karşı şiddete karşı çıkmak; çocuğa karşı şiddete, yaşlılara karşı şiddete, yetişkinlere karşı şiddete yani bir bütün olarak şiddet olgusuna karşı çıkmaktır ki bu şiddeti olağan gören zihniyetle mücadeleyi gerektirir. Zihinleri enfekte ederek kuşaktan kuşağa aktarılabilen şiddet virüsüne karşı mücadele bütünsel ele alınmalı ve örgütlü mücadele ile yürütülmelidir. Biliyoruz ki, şiddete bütüncül yaklaşımın bir

Kadınların kariyer yolculuklarını kısaltan ayırımcılığın ortadan kaldırılmasında, kadının analık haklarının korunması ve iş-aile hayatını uyumlaştıracak politikaların geliştirilmesi önemli ve gereklidir” diyen Yıldırım, Ayrıca, çalışma yaşamında şiddet, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir iş sağlığı ve güvenliği sorunudur. Çalışma hayatının her aşamasında karşılaşılan yıldırma ve tacizler bir bütün olarak mobbing bağlamında işyerinde şiddet olarak görülmelidir. Bu bağlamda 5. Dönem Toplu Sözleşme tekliflerimizin önemi gün geçtikçe artmaktadır. İş yerlerinde kreşlerin açılması, doğum izinlerinin artırılması ve kadın kamu görevlilerine yönelik mobbinge artırımlı ceza uygulanması taleplerimizin takipçisi olacağımızı yineliyoruz. Covid-19 pandemisi küresel ekonomik sistem üzerinde yıkıcı tesirinin yanı sıra çalışma hayatında şiddeti artıran bir etkendir. Çalışma hayatı dinamiklerinde yeni bir faktör olan pandemi bir yandan işsizlik sorununu arttırırken öte yandan kamu görevlilerinin iş yeri güvenliğini de tehdit etmektedir. Pandeminin çalışma hayatında şiddeti yaygınlaştırması başta sağlık çalışanları olmak üzere bu süreçte iş yükleri artan tüm çalışanları tehdit etmeye devam etmektedir. Bu vesile ile

da tanıklık ettik. Sendikal misyonumuzun gereği olarak, bu menfur hadiseyi Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna taşıdık ve nihayetinde yetkili merci olayda ayırımcılık yasağının ihlal edildiğine hükmetti. Geçmişte ülkemizde kadın kamu görevlilerinin çalışma özgürlüğünün, kitlesel düzeyde kısıtlayan bu tür yaklaşımlara her ne düzeyde olursa olsun karşı olduğumuzu yinelemekte fayda görüyoruz. Fransa'da geçen yıl gerçekleşen İslamofobik saldırıların yüzde 70'inin kadınlara karşı gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda, islamofobiyi kadına yönelik şiddetle birlikte ele almamız gerektiği açıktır. Başörtülü kadınların kamusal alanda varlığını yasaklayan islamofobik anlayış küreselleştiği oranda, bu çarpık anlayışla emek örgütleri olarak mücadelemizin de küreselleşmesinin gerekliliğine inanıyoruz” dedi. Nuran Yıldırım açıklamalarına şu şekilde devam etti; 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesi ile Memur-Sen Kadınlar Komisyonları olarak diyoruz ki; Kadına karşı şiddetin karşısında durmak hayatı savunmaktır. Bu savunmanın hakkıyla yapılması için şiddeti cinsiyetler arası değil zihniyetler arası bir çatışma olarak ele almak gerekir.

diğer yansıması çalışma hayatında şiddeti ortadan kaldırmaktır. Zira İş hayatında şiddet sonlanmadan toplumsal yaşamda şiddeti azaltmak mümkün değildir. Bu yönüyle işyerlerinde şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması için sosyal diyalog mekanizmalarının etkinliği arttırılmalıdır. Kamu hizmeti verirken şiddete uğrayan kamu görevlileri için mevzuatta gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Bu nedenle, sendikalara ve diğer paydaşlara çalışma dünyasında şiddet ve tacizle mücadele konusunda küresel ölçekte ivme kazandıracak 190 sayılı İLO sözleşmesi önemlidir ve tüm ülkeler tarafından benimsenmelidir. Bu önemli gün vesilesiyle; Covid-19 pandemisi sürecinde görevlerini yerine getirmeye çalışırken şiddet ve kötü muameleye maruz kalan kadın kamu görevlileri başta olmak üzere tüm emekçileri selamlıyor ve şiddetle mücadelede yanınızdayız diyoruz. Kapitalizmin ürettiği emek sömürüsünde kadınların ucuz iş gücü olarak kullanılmadığı, emperyalizmin ürettiği savaşlarda kadınların insan ticaretine kurban verilmediği, kadınların toplumsal yaşamda hakları ile korunduğu ve fırsatlara erişimde eşitliği yakaladığı adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.” Serkan ŞANSEVER


6 İletişim Başkanı Altun: “Türkiye’nin yükselişi yeni reform dönemiyle devam edecek” 27 KASIM 2020•CUMA

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “yeni reform dönemi” hakkında Daily Sabah gazetesi ile bir röportaj gerçekleştirdi. Yeni reform döneminin ana kodları, motivasyonları ve hedefleri nelerdir? Bu dönemi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüyen ve 2002 yılından bugüne Türkiye’nin her alanda yükselişinin devamı olarak okumak gerekiyor. Dolayısıyla sürekliliği olan; kalkınma, ilerleme ve gelişme sürecinin içerisindeyiz. Cumhurbaşkanımızın siyasi hareketinin ve kadrolarının önemli başarılara imza attığı çok değerli 18 yıllık bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi, halkın refah seviyesinin yükseltilmesi, bölgesinde ve küresel alanda daha etkin olunması yolunda önemli mesafeler kat edildi kuşkusuz. Bu başarılar doğal olarak Türkiye’deki standartları, kriterleri ve beklentileri de yükseltti. Bunun bilincinde olan Cumhurbaşkanımız sürekli olarak demokrasi, refah ve ulusal güvenlik konusunda çıtayı daha da yükseltmek için çalışıyor. Zira gelişimin doğasında durağanlık olmadığını, yeniliklerle ve gelişimle birlikte dinamik politikalara ihtiyaç duyulduğunu en iyi o biliyor. Cumhurbaşkanımızı bugün en acımasız şekilde eleştirenler dahi, onun liderlik ettiği siyasi partiyi ve politikalarını yine aynı partinin önceki dönemleriyle karşılaştırabiliyor ancak. Dolayısıyla çıtanın her yükseldiği noktada siyasal alanda beklentilerin, gelişmelerin, değişimin olması da kaçınılmazdır. Siyasi hayatına baktığınızda da sürekli yenilenmenin, olumlu yönde değişimin ve gelişimin Cumhurbaşkanımızın en önemli prensiplerinden biri olduğunu göreceksiniz. Zira hepimiz çok yakından şahidiz ki, kendisi bu reform süreçlerini en iyi bilen ve yöneten bir devlet adamıdır. Demokratikleşme adımları, AB reformları, anayasa değişiklikleri ve vesayetle mücadele gibi alanlarda milletin gücüyle birlikte görülmemiş zaferler kazandık. Hedefimiz tek cümleyle ülkemizin refah, özgürlük ve güvenlik içinde geleceğe taşınmasını sağlamak. Cumhurbaşkanımızın yola ilk çıktığındaki hedefleri de zaten bunlardı. Bu hedeflerden bir an olsun vazgeçmemesi; değişim ve gelişimin sürekli olduğunu da kanıtlayan bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Şimdi de bu doğrultuda daha müreffeh ve daha demokratik bir Türkiye için yeni bir reform dönemi başlıyor. Özgürlükler ve güvenlik ikileminde, Türkiye bu iki kavram arasında yeni dönemde nasıl bir denge gözetmeyi amaçlıyor? Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye’de birçok ilke imza atıldığını biliyoruz. Hangi birini saysam? Türkiye bu dönemde en önemli özgürlükçü politikaları hayata geçirdi. İşkence gibi utanç verici suçları ortadan kaldıran da dini azınlıkların mal varlıklarını ve

vakıf mallarını yıllar sonra iade eden de yine Cumhurbaşkanımızın başında olduğu hükümetler olmuştur. Ayrımcılık ile mücadele, kadın hakları konusunda atılan ilerici adımlar hep bu gurur verici karnenin parçalarıdır. Aynı şekilde Türkiye’nin karşılaştığı güvenlik problemlerine karşı verilen mücadele de ortadadır. Türkiye birbirinden tehlikeli, birbirinden sinsi ve birbirinden vahşi üç terör örgütüne karşı topyekûn bir mücadele verdi son yıllarda. Bir yandan kara sınırlarımızı korumak için askeri operasyonlar yaparken öte yandan da “Mavi Vatan” olarak adlandırdığımız deniz sınırlarımızı korumak için dünyayı şaşırtan hamleler yaptık. Dahası insan güvenliği konusunda dünyada eşine az rastlanır başarılara imza attık. Milyonlarca mültecinin güvenliğini sağladı Türkiye. Dünyanın insani yardım konusunda lider ülkesi oldu. Bugüne kadar, özgürlükleri konsolide etmekle güvenliği sağlamayı hiç ikilem olarak görmedik. Özgürlük ve güvenlik bize göre birbirine bağlı ve birbiri için olmazsa olmaz durum ve kavramlardır. İnsanları devletin güvenliği için özgürlüklerinden mahrum etmek ne güvenliği sağlayabiliyor ne de sürdürülebilir bir durum oluşturabiliyor. Biz onun için bu kavramları birbiriyle ikilem oluşturacak şekilde çelişik değil birbirini tamamlayan bütünleyici kavramlar olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın sürekli olarak adalet konusuna yaptığı vurgu bunun anahtarı aslında. Bunun için adalet ve yargı reformu konusuna özel önem veriyoruz. Dünyaya realist olarak bakıyoruz. Türkiye’yi dün tehdit eden terör örgütlerinin yarın başka isimlerde başka şekillerde karşımıza çıkacağının farkındayız. Neticede terör bir strateji ve bu meşum silahı hangi grup ne zaman eline alacak bilemeyiz. Ancak biz onlardan bir adım önde olmaya çalışıyoruz. Terörün hedefinin canımız kadar özgürlüklerimiz de olduğunun farkındayız. Onun için özgürlüklerimizi de canımız gibi korumaya çalışıyoruz. Bundan sonraki dönemde de bu mantık ve yaklaşımla yolumuza devam edeceğiz. Güvenlik güçlerimiz kahramanca bu tehditlere karşı mücadelesini sürdürüyor. Savunma sanayimiz yirmi sene önce hayal bile edemediğimiz başarılar elde ediyor. Bunu sadece terörle mücadele etmek için ya da düşmana korku salmak ve hasımları caydırmak için yapmıyoruz. Milletimizin ulusal güvenliğinin bir parçası, onların özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüdür. Milli iradedir. Bu terör örgütlerinin emellerine ulaşması durumunda neler olabileceğinin artık Türkiye’de herkes farkındadır. PKK’nın kurmaya çalıştığı MarxistLeninist karakterli ve bununla birlikte emperyalist güçlerin vekaletini üstlenmiş totaliter rejimin provası Suriye’de görüldü. DEAŞ’ın kurmaya çalıştığı zalim ve vahşi yapı da herkesin malumu. 15 Temmuz’da başarılı olsaydı

SUNGURLU’NUN SESÝ

FETÖ’nün Türkiye’yi nasıl bir otokratik cunta rejimine çevireceğini de biliyoruz. Cumhurbaşkanımızın, güvenlik güçlerimizin ve halkımızın bu terör örgütleri ile mücadelesi sadece can güvenliği değil aynı zamanda özgürlüklerimiz için. Bunu da adaleti hiç unutmadan ihmal etmeden yapıyoruz. Bu süreçte, iç ve dış kamuoyuna yönelik öncelenen mesajlar nelerdir? Reformlar vesilesiyle, bu başlıklarda bugüne kadar yöneltilen eleştirilere dönük nasıl bir cevap verilecektir? Öncelikle yurtdışından gelen eleştirilere, eleştirilerin kaynağına göre muhatapları tarafından gerekirse cevap verilir gerekiyorsa da bilgilendirme yapılır. Son yıllarda Türkiye’ye yönelik karalama kampanyaları maalesef bazı ülkelerde ana akımda kendine yer bulmaya başladı. Bu çok normal olmayan durumu aslında birbiriyle kesişen birkaç gelişmenin ortak sonucu olarak okumak gerekiyor. Öncelikle post-truth da olarak adlandırılan hakikat ötesi çağ dezenformasyonun ve bilgi kirliliğinin etkin rol oynadığı, algıların olguların önüne geçtiği bir dönem. Bu dönemde Türkiye hakkında yazılan yalan yanlış haberlerin yarattığı etkinin

farkındayız ve mücadelemiz devam ediyor. Post-truth’un bir özelliği de geçici olması yani hakikata zamanla yenilmesidir. 2019 yılında “Türkiye Suriye’de soykırım yapıyor” diye yalan haber yapanlar vardı. Bugün onları kimse hatırlamıyor. İkinci olarak Türkiye’nin artık aktif bir dış politikası olması bazı ülkelerin inşa ettikleri konforlu alanlarda onları rahatsız etmeye başladı. Bu ülkeler de farklı lobiler aracılığıyla Türkiye karşıtlığı pompalamaya başladı. Türkiye’ye yapılan eleştirilerin aslında büyük çoğunluğu bu iki kaynaktan yayıldı. Türkiye kamu diplomasi enstrümanları vasıtasıyla bu gruplarla mücadelesini sürdürüyor. Yalana karşı hakikat, lobilere karşı samimiyetimiz ve etkimizi ortaya koyuyoruz. Elbette kamu diplomasinin bir yönü olarak samimiyetine güvendiğimiz bazı eleştiri sahipleri ile de irtibat halindeyiz. Kamu diplomasinin iki yönlü bir köprü olduğunu biliyoruz. Onları bazı konularda bilgilendiriyor, karanlıkta kalan ve eleştiri kaynağı olan meseleleri aydınlatmaya katkıda bulunuyoruz.

www.sungurlununsesi.net

Gerekirse bu eleştirileri değerlendirip gereğini yapmaya çalışıyoruz. Türkiye, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında hassas bir şekilde milletin can güvenliğini, demokrasi ve adalet ilkeleriyle devletin güvenliğini garanti altına almaya çalıştı. PKK ve DEAŞ ile aynı anda mücadele etti. Bu süreçte gerek FETÖ üyeleri gerekse YPG-PKK uzantıları Türkiye ile ilgili bir kara propaganda kampanyası başlattı. Bu kampanyanın başarıya ulaşması için Türkiye’ye hasım ülkeler yabancı başkentlerde kesenin ağzını açtı. Bu süreçte Türkiye özgürlükler konusunda hassasiyetini en üst düzeyde tuttu, komisyonlar kurdu ve adalet sisteminin etkili çalıştırmak için çaba sarfetti. Ne demokrasiden ne de adaletten vazgeçtik bu süreçte. Biz demokrasiyi sürekli gelişim içerisinde olunması gereken bir süreç olarak görüyoruz. Bu süreç hiç bitmeyecek. Her dönemde yeni gelişmeler özgürlüklerin karşısına yeni tehditler çıkardığında yeni reformlar yapıp özgürlüklerini koruyacak bir sistem inşa etmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza miras olarak özgürlükleri bırakabileceğimiz bir sistem. Ekonomi alanında yerli ve yabancı yatırımcılar için Türkiye’de daha elverişli ve öngörülebilir bir yatırım alanı sağlanması konusunda atılacak adımlar nelerdir? Tamamlanması için bir tarih/projeksiyon mevcut mudur? Ekonomi reform sürecinin saç ayaklarından biri olacak tıpkı hukuk gibi. Burada önemli olan bazı gerçekleri hatırlamak. Türk ekonomisi pandemi sürecinde dünyanın oldukça zorlandığı bir dönemde doğru kararlar ve adımlar atıldığı için çok büyük bir kriz yaşamadı. Genel olarak dünya ekonomisinin etkilendiği, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri büyük bir krize sokan bir pandemiden bahsediyoruz neticede. Türkiye’nin çok iddialı ve güçlü olduğu turizm ve hizmet sektörünün dünyada en çok etkilenen sektörlerden olmasına rağmen. Bundan sonraki dönemde gerekli önlemleri alarak COVID sonrası dünyaya hazırlanmaya çalışıyoruz. Jeo-ekonominin daha da önem kazanmaya başladığı bir dönemde ticaret yollarından enerji hatlarına birçok ekonomik hareketliliğin merkezinde bulunuyoruz. Bu süreçte bir yandan halkımızın yaşam kalitesi ve refahı temel önceliklerimiz arasında olacak. Elbette Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu süreçte bazı zor kararlar alınmak zorunda kalabilir ama hedefimiz bu kararlar sonrası müreffeh bir toplum yaratmak. Enflasyonla mücadele bu sürecin önemli bir aracı olacak. Bunun yanında dış ticarette ihracatı artırmak en önemli hedeflerimiz arasında. Özellikle dünyada tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde bu konuda yatırımları cazip hale getirmek için hükümet tarafından gerekli adımlar atıldı. Bunun sonucunda ihracat rakamlarımızdaki yükselişi önümüzdeki dönemde

görmeye devam edeceğiz. Bu durum istihdam için de oldukça önemli. Genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Bu nüfusun COVID sonrası dünyayı gerekli mesleki ve sektörel hazırlıkları yapmış olarak girmesini istiyoruz. Bununla birlikte enerji alanında atılan adımlar ve Karadeniz’de artarak devam eden enerji keşiflerimiz bütçeyi ve dış ticaret hacmini önemli bir yükten kurtaracak. Merkez Bankası ise bu süreçte para piyasalarına gerekli güveni vermeye devam edecek. Yapısal reformlara tam gaz devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi yatırımcıyı faize ezdirmeden dengeli ve rasyonel bir para politikası izlenmesini bekliyoruz. Bu dönemde Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler nasıl seyredecek? AB süreci, Cumhurbaşkanımızın ilk günden bu yana çok önem verdiği bir süreç. Zira 2002’den bu yana AB konusunda önemli gelişmeler yaşandı. En önemli reform paketleri bu dönemlerde kabul edildi. Eskiden sürekli olarak AB trenini kaçırmaktan kaygı duyanlar vardı. Aslında biz AB konusundaki kararlılıktan hiç vazgeçmedik. AB treni bir süre tekledi. Türkiye’ye yönelik ikircikli bir tavır ve tutarsız politikalar geliştirmeye başladılar. Avrupa’daki iç çekişmeler, Britanya’nın Birlik’ten ayrılması, Avrupa anayasası tartışmaları, yükselen ırkçılık ve aşırı sağcılık sonrası Türk halkının bir kısmında hayal kırıklığı yaratacak şekilde süreç akamete uğratıldı. Ancak bu süreçte Türkiye’nin AB için nasıl bir olmazsa olmaz olduğu da görüldü. Mülteci meselesindeki insani ve ahlaki yaklaşımı, terör örgütlerine karşı ayrım yapmadan verdiği mücadele ve dünyanın neresinde olursa olsun demokrasi ilkesinin arkasında tutarlı bir şekilde durarak Türkiye henüz üye olmadan AB’ye örnek bir ülke oldu. Türkiye’nin üyeliğini AB’nin hem jeopolitik varlığı hem de çok kültürlü geleceği için olmazsa olmaz görenlerin sayısı artmaya başladı. Biz AB üyeliği yönündeki kararlılığımızı on yıllarca ortaya koyduktan ve Cumhurbaşkanımızın son hafta verdiği mesajlardan sonra artık iyi niyet gösterme sırası AB’de. Doğu Akdeniz ve yaptırım konusunda yapılan bazı haberler Türkiye ile AB’nin çıkarları açısından riskli gelişmeler. Özellikle de içinden geçilen bu kritik dönemde. Türkiye’nin stratejik hedefleri için AB ne kadar önemliyse AB’nin güvenliği ve geleceği için Türkiye o kadar önemlidir. Bazı liderlerin iç politik manevralar için Türkiye’yi kullanmaya çalışması o ülkelerde dahi kabul görmezken bu durum AB’de kesinlikle muteber bulunmamalıdır. AB ortak bir gelecek düşüncesiyle ayrımcılık yapmadan, uzun vadeli ortak çıkarlarımız ışığında artık Türkiye ile ilgili açmazını aşmak zorundadır. AB ekonomisi, siyaseti ve dış politikası için bir dahaki en büyük hamle Türkiye’nin tam üyeliği olacaktır. Biz buna hazırız. Haber Merkezi


27 KASIM 2020•CUMA

SAĞLIK KÖŞESİ SUNGURLU’NUN SESÝ

Diş etindeki kanama nasıl engellenir

www.sungurlununsesi.net

7

'Dikkat eksikliği çocuğunuzun geleceğini etkiler'

dişlerin iç yüzeyleri ve çiğneme yüzeyleri de fırçalanır. • Alt çene ve üst çenedeki dişler ayrı ayrı fırçalanmalıdır ve hiçbir diş yüzeyi atlanmamalıdır. Diş ipi kullanmak çok önemli Tek başına diş fırçalamanın yeterli olmadığı bilgisini paylaşan Mamaklıoğlu, ''Mutlaka ara yüz temizliği de düzenli olarak yapılmalıdır. Dişler arası yüzeylerin temizliği için her bireye uygun araçlar mevcuttur. Bunlar diş ipi ve çeşitli genişliklerdeki ara yüz fırçalarından oluşmaktadır. Ara

yüz fırçaları ileri geri hareketlerle diş aralarında kullanılır. Diş ipi ise yaklaşık 40 cm kadar kopartılıp, iki elimizin orta parmaklarına sarılır, işaret ve baş parmaklarımızın arasında tutularak her ara yüzeye uygulanır. Diş ipini, diş arasına nazikçe yerleştirdikten sonra bir dişin etrafına sarıp, aşağı ve yukarı yönlerde hareket ettirilir. Ardından, aynı aradaki diğer dişin çevresine sarılır ve aynı şekilde aşağı yukarı yönlerde hareket ettirilir. Diş ipi, hafif bir direnç hissedene kadar diş eti oluğunun içine kadar yerleştirilmelidir. Düzenli diş hekimi kontrolü ve ağız bakımının doğru teknikle yapılması sonucunda diş eti sağlıklı hale gelir ve sağlıklı diş eti kanamaz. Düzenli diş hekimi kontrolü, diş eti hastalığına bağlı olarak oluşabilecek diş kayıplarının önüne geçer. Sigara kullanmak, problemi saklar Mamaklıoğlu, sigara içen hastalarda diş eti hastalığının kanama belirtisi vermeyebileceği uyarısında bulunarak, ''Sigara kullanımı, diş eti problemini maskeleyebilir ve bu durum da hastayı yanıltabilir. Sigara içen hastalarda hiçbir belirti vermeden ilerleyebilen diş eti hastalığı diş kayıplarına sebep olabilir. Bu durumun önüne geçmek için kanama belirtisi olmasa da 6 aylık aralarla düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gidilmelidir.'' tavsiyesini verdi. Haber Merkezi

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı Dr. Leyla Ezgi Tüğen, ''Aileler, çocuklarının dikkat eksikliğini içeren belirtileri fark ederse vakit kaybetmeden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı'na başvurmalıdırlar'' dedi. Pendik Medipol Üniversite Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölümü'nden Uzm. Dr. Leyla Ezgi Tüğen, çocuklarda dikkat eksikliğine dair açıklamada bulundu. Dikkat eksikliğinin akademik başarının düşmesine ve sosyal ilişkilerin bozulmasına neden olduğunu belirten Dr. Tüğen'' Aileler, çocuklarının dikkat eksikliğini içeren belirtileri fark ederse vakit kaybetmeden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı'na başvurmalıdırlar'' dedi. Dr. Tüğen, bu konuda aileler kadar öğretmenlerin de rolü olduğunu vurguladı. ''Sevdiği şeylere karşı aşırı dikkatliyse dikkat eksikliği olabilir'' Çocuk, sevdiği şeylere karşı aşırı dikkatliyse çocukta dikkat eksikliğin olabileceğini belirten Dr. Leyla Ezgi Tüğen, ''Dikkat eksikliği olan çocuklarda görülen en sık belirtiler; okulda ve evde derse odaklanamama ve çok fazla dikkat hataları yapma, görev sırasında çok çabuk sıkılma, ödev yapmayı sevmeme, sık sık eşya kaybetme, gün içerisinde yapacakları-

nı unutma, kendisiyle konuşurken dinlemiyormuş gibi görünmedir. Bir diğer önemli nokta da çocuğun zamanlama becerisidir. Yani çocuğun verilen görevi belirli bir süre içerisinde yerine getirebilmesidir. Zamanlama becerisi ile ilgili sıkıntı yaşayan çocuklarda ise sıklıkla ödev ya da projeleri yetiştirememe, sabah okula giderken hazırlanma sürecinin yavaş olması, genel olarak bir yavaşlık hali görülmektedir. Dikkat eksikliği olan çocuklarda sevdikleri alanlara yönelik aşırı dikkat ( hiperfokus) durumu gözlenebilir. Örneğin; saatlerce ekranda oyun oynayabilme vb. Dikkat eksikliği olan çocukların büyük bir kısmında hiperaktivite ve dürtüsellik dediğimiz belirtiler de bulunmaktadır. Hiperkaktivite kişinin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik halidir. Hiperaktif çocuklar, kıpır kıpır olma, eli-ayağı sürekli oynama, oda içinde zıplama-atlamagezinme, sınıfta gezinme, çok konuşma gibi belirtiler gösterir. Dürtüsellik ise genel olarak bireyin davranışlarını kontrol edememesi olarak tanımlanır. Acelecilik, sabırsızlık, sırasını bekleyememe, söz kesme, düşünüp tartmadan konuşma gibi davranışlar dürtüsellik belirtileridir'' şeklinde konuştu. Haber Merkezi

''Folik asit: Daha gebelik oluşmadan başlanarak, gebeliğin ilk üç ayı boyunca günlük 400 mikrogram folik asit desteği alınmalıdır. Folik asit bebekteki sakatlıkları önleyen ve zararsız bir vitamindir. Demir: Gebeliğin 3'üncü ayından itibaren demir içeren ilaçlardan alınmalıdır. Demir kan yapımı için gereklidir. Gebelikte bebekte ve annede demir ihtiyacı artar. Bu nedenle tüm gebelerin demir desteği alması gerekir. Piyasada çok çeşitli demir ürünleri içinden yan

etkileri az olanı ve doktorunuzun önerdiğini kullanabilirsiniz. Vitamin desteği: Gebelere tüm vitaminleri içeren haplardan almasını öneriyoruz. Tüm vitaminleri besinlerle almak kolay değildir ve hap halinde bu vitaminleri günlük almak mantıklıdır. Çeşitli vitaminler içinden omega-3 ve iyot içerenleri özellikle öneriyorum. Kaçınılması gereken gıdalar: Açıkta satılan dondurma, sokakta yapılan kebap, çiğ köfte vs. gıdalar hijyenik olmayacaktır. Bunları tüketmek besin zehirlenmesi

geçirmenize ya da bebeğinize mikrop bulaştırmanıza neden olabilir. Bunlardan kaçının. Yeşil yapraklı sebzeleri iyice yıkamadan tüketmeyin. Kapı sütü gibi pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden uzak durun. Abur cubur sınıfında olan cips, çikolata, gazlı içeceklerden tüketmemeye çalışın. Etleri tam pişmişken tüketin, yetersiz pişmiş ya da çiğ etten bebeğinizi de olumsuz etkileyen enfeksiyonlar bulaşabilir. Gebelikte her gıdadan dengeli beslenin. Gebelik

öncesi kilosu normal olan kadınlar gebelikte 12-16 kilogram arasında kilo alabilirler. Gebelikte günlük ortalama 70 gram protein, 175 gram karbonhidrat ve 85 gram yağ tüketimine ihtiyaç vardır. Öğünler arasında bölünmüş olarak bu miktar alınmalıdır. Günlük 600 ünite D vitamini ve 1000 miligram kalsiyum alınması gerekmektedir. Bu değerleri gebeliğe özgü vitamin ilaçlarının çoğu içermektedir. Genelde eksiklikleri görülmez''. Haber Merkezi

Periodontoloji Uzmanı Diş Hekimi Dilek Mamaklıoğlu, diş fırçalarken oluşan kanamaların nedenlerine ve nasıl önlenebileceğine dair tüyolar verdi. Doğru diş fırçalama tekniklerinin, diş ipi kullanmanın kritik önem taşıdığını söyleyen Mamaklıoğlu, sigara tiryakilerini de ''Sigara kullanımı, diş eti hastalığını saklar ve farkında olmazsınız'' sözleriyle uyardı. Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Mamaklıoğlu, diş fırçalarken oluşan kanamaların sebeplerine, dikkat edilmesi gereken noktalara ve alınabilecek önlemlere dair tavsiyelerini aktardı. ''Diş etlerinde kanama ve şişlik gibi belirti veren diş eti hastalıklarının temel etkeni, diş yüzeylerinde biriken bakteriyel tabakadır.'' tanımını yapan Mamaklıoğlu, bakteriyel plak tabakası düzenli diş fırçalama ile uzaklaştırılmadığı takdirde, bakterilere karşı vücudumuzun oluşturduğu koruma yanıtı sonucunda diş eti hastalığı oluşur bilgisini aktardı. Diş eti hastalıklarının ilk belirtisinin kendiliğinden veya uyaranla oluşan diş eti kanaması olduğunu söyleyen Mamaklıoğlu, ''Bu durumda ilk yapılması gereken, diş hekimine başvurmaktır. Diş hekiminin muayenesi sonucunda gerekli tedaviler yapılır veya ileri

seviyede diş eti hastalığı mevcutsa diş hekimi, diş eti uzmanına yönlendirebilir.'' dedi. Mamaklıoğlu, diş eti hastalıklarının ilk basamak tedavisinin ağız hijyen eğitimi ve ağızdaki tüm bakteriyel tabaka ile diş taşlarının uzaklaştırılmasından oluştuğunu belirterek, ''Diş hekimi tarafından gerçekleştirilen diş taşı ve kök yüzeyi temizliği, hastanın ev bakımı ile tamamlanır. Ağız hij-

doğru 45 derece eğimlendirilerek, diş ve diş etinin birleştiği bölgeye yerleştirilir ve küçük dairesel titreşimler yapılır. • Bu işlem sırasında, diş fırçasının çok fazla hareket ettirilmemesi, küçük titreşimlerin hem dişe hem de diş etine yaklaşık 10 saniye kadar uygulanması gerekmektedir. • On saniye dolduktan sonra fırça, yan dişlere ilerler. Aynı açı ve aynı süreyle

yenini sağlamada en önemli noktalardan bir tanesi doğru teknikle diş fırçalamaktır.'' ifadelerini kullandı. Periodontoloji Uzmanı Diş Hekimi Dilek Mamaklıoğlu, doğru teknikle diş fırçalamanın püf noktalarını ise şöyle aktardı: • Sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa, en az 3 dakika boyunca dişlerin tüm yüzeylerine ulaşılarak fırçalanmalıdır. • Arka dişlere kolaylıkla ulaşabilecek küçük başlı ve yumuşak bir diş fırçası tercih edilmelidir. • Diş fırçası diş etine

Gebelikte, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacının arttığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bulanık, bu ihtiyaçların karşılanması için nelerin yapılması gerektiğini açıkladı. Sağlıklı beslenmenin temelini yeterli ve dengeli beslenme oluşturuyor. Gebelik, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacının arttığı bir süreç ve bebeğin tek besin kaynağının anne olması bu dönemi daha da özel kılıyor. ''Bebeğin gelişimi ve annenin gebeliğe uyumu

için günlük 300 kcal ek besin alınması zaruridir ve şeker hastalığı yada metabolik hastalık gibi özel bir durum yoksa gebelik sırasında diyet yapılmasını önermemekteyiz'' diyen Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bulanık, gebelikte beslenme sürecinden ve hangi besinlerden hangi vitaminlerin alınabileceğini açıkladı. Op. Dr. Murat Bulanık, alınabilecek vitamin ve mineralleri şöyle açıkladı:

'Gebelikte, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacı artıyor'


SUNGURLU’NUN SESÝ

www.sungurlununsesi.net

8

S.S.R.23

27 KASIM 2020•CUMA


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.