Sosyolojik Tartışmalar

Page 59

58

SOSYOLOJİK TARTIŞMAL AR

değiştirmiştir. Aynı kaynak kişi fabrikanın yöre halkı için önemini şu sözlerle belirtmiştir: “Göçü tetikleyen daha doğrusu bütün bölgedeki sosyal hayatı alt üst eden, değiştiren belli bir mecraya sokan fabrika oldu. Bütün nüfus yapısını değiştirdi. Köyleri boşalttı, anlayışlar değişti, ahlak anlayışları değişti çok şey değiştirdi fabrika. Mesela nasıl söyleyim İstanbul ya da Bursa ya da İzmir gibi yerleşik sanayi bölgesindeki bir fabrikanın orada yaşayan insanlar için ifade ettiği anlamın daha dışında bir anlamı vardır Çanakkale seramiğin Çan’daki durumu. Anlamı daha farklıdır… mesela ben 86 yılında işe başladığımda o duygu bende de gelişti mesela fabrika düdüğü çaldığı zaman ezana okunur gibi toplanma ihtiyacı hissediyordu insanlar. Böyle bir toplanıyorduk yani. Ezan okunuyormuş gibi bir davranış tepki vardı. İşyerine kendi gözüyle bakıyordu. Kendinin zannediyordu fabrikayı. Öyle bir duygu yani. Mesela ben İstanbul’da değişik firmalarda çalıştım. Bir iş kazası olduğu zaman kaza geçiren işçi yüzde yüz suçlu dahi olsa işvereni suçlarken, burada yüzde yüz işverenin ihmalinden kaynaklı kazalarda işçi kendinin suçlu olduğunu söyleyebiliyor. Öyle bir duygu (Erkek, 54).”

1970’lerin siyasal ortamının etkisi ile fabrikanın etki alanında olmayan bir sendika kurma çalışmaları yine işçilerin işten çıkarılması ile son bulmuştur. Bu işten çıkarılma dışında toplu bir çıkış yaşanmamıştır. 1980 darbesi sonrası değişen siyasal, sosyal ve ekonomik atmosfer Çan kasabasına da sirayet etmiştir. İthal ikamesinden ihracata dönük birikim modeline geçiş ile birlikte, tüm Türkiye’de olduğu gibi, Çan için de artık toplumsal uzlaşının sonunun geldiğinin habercisidir. Darbe sonrasının baskı ortamı işçilerin sosyal haklarında yaşanan gerilemelere sessiz kalmasına neden olmuştur. Bu dönem toplumun her kesimi için sessiz yıllardır. Konuşan sadece askerler ve büyük sermaye sahipleridir. 24 Ocak kararları sonrası oluşan yeni ekonomik yapı iş adamlarının açık desteği ile uygulamaya sokulmuştur. Bu desteği İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Çanakkale Seramiğin kurucusu İbrahim Bodur şöyle dile getirmiştir: ‘‘24 Ocak Karaları’nın ekonomik tarihimizde önemli bir yeri bulunmaktadır…12 Eylül’den sonraki yönetim

24 Ocak Kararları’nın başarısını iki kat artırmıştır.’’ (Ercan, 2006: 379) Neo-liberal politikaların baskısı altında işçi hakları gerilemeye başlamıştır. 12 Eylül sonrası o zamanki Türkiye İşverenler Konfederasyonu Bakanı (TİSK) Halit Narin’in “bugüne kadar hep işçiler güldü, bundan böyle biz güleceğiz” sözleri darbenin muhatabı konusunda şüpheye yer bırakmaz. Çan’daki emek piyasası da iktidarın bu yaklaşımından hesabına düşen payı almıştır. 1987-2010: Taşeronlaşmaya geçiş ve fabrikanın kime ait olduğunun anlaşılması Çanakkale seramik fabrikası ilk kuruluş yıllarında itibaren dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip etmiştir. Kuruluş aşamasında dönemin seramik teknolojisinde ileri ülkesi olan Çekoslavakya’nın hem teknolojisinden hem de mühendislerinden yararlanılmıştır. Bu Çek mühendisler fabrikanın kuruluş aşamasında Çan’a gelmişler ve Türk ustaları yetiştirmişlerdir. Hatta yabancıların kalması için yapılan sosyal tesisler zamanla sınıfsal ayrışmanın mekânsal göstergesine dönüşmüştür. Dışarıdan gelen mühendis ve ilçe bürokratlarının mekânına dönüşen sosyal tesisler uzun yıllar halka “kapalı” kalmıştır: “İlçede nasıl söyleyeyim fabrikacı lafı vardı. Onlar fabrikacı grubu vardır. Şef, müdür, mühendis pozisyonundaki insanlara öyle denir. Şeyler böyle genellikle Çan halkından tecrit etmişlerdir kendilerini işte kendi sosyal tesisleri var, işleri ayrı, eğlenceleri ayrı, hatta o zamanlar mesela Cuma akşamları canlı müzik yapılıyordu havuz başında. Yemek çok ucuzdu o tarihlerde. İnsanlar genellikle akşam yemeklerini fabrikacılar dediğimiz güruh şeyde havuz başında özellikle yazları işte ikindiden sonra oturur. Gariptir yüzme havuzu vardı yüzen insan görmedim mesela. Havuza giren çocuklardan başka kimseyi görmedim. 95 yılına kadar istifa edene kadar. Bir iki defa pazar günleri yabancı montörleri İtalyanları orada gördüm... vardı da gitmiyorlardı. Şey değil yani kendilerini soyutlamışlardı. Halktan belli bir kesim. İşte o kesim nasıl tarif edeyim. Şehir kulübü kesimi vardır kasabalar-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.