Lenin’den Kaçmak mı? Neden? Şenol Karakaş
T
ürkiye’de de, dünyada da, solda konumlandığını düşünen çok sayıda yazar ve çevrenin sosyalizm tartışmalarına katılmalarında belirleyici unsur Leninizm’e yönelik eleştirileri oluyor. Tüm Lenin eleştirilerinin odağını ise 1917 yılı sonrası Rusyası’nda yaşanan gelişmeler oluşturuyor. Ekim Devrimi’nden sonra, 1920’lerin hemen başlarında rejimin tek parti rejimine dönüşmesi şu eleştiriyi, Lenin ve sosyalizm tartışmalarının Allah tarafından peygamberlere yollanan vahiyler gibi tartışılamaz doğrusu haline getiriyor: “Tek parti rejiminde, diktatörlüğün temelinde Leninizm’in tohumları vardır. Stalinizm’in bütün olumsuzlukları aslında Leninizm’e içkindir.” 1917 yılına kadar Lenin’in verdiği mücadele, görüşleri, binlerce sayfa tutan yazıları ve tartışmaları da, 1917 sonrası Stalinizm’e yol açan Leninist fikirler anlatısını güçlendirmek için işlevsel olduğu ölçüde devreye sokuluyor. Lenin’i savunan bir makalesinde John Molyneux’un dediği gibi: … burjuvazi ve burjuvazinin akademik apolojistleri [savunucuları] için Lenin’i gözden düşürmek her zaman çok önemli olmuştur. Bu çaba hatırı sayılır miktarda kişisel karakter katli içermiştir ama asıl suçlama Leninizmin, neredeyse kaçınılmaz biçimde, Stalinizme yol açtığı ve bu sürekliliğin temel unsurunu da Leninist Parti’nin oluşturduğudur. Yıllar boyunca eski Menşeviklerden Amerikalı ve İngiliz soğuk savaş ‘akademisyenlerine’ uzanan birçok kalem tarafından ortaklaşa biçimlendirildiğinden, bu argüman sağ kanat muhafazakarlardan liberallere, sosyal demokratlardan anarşistlere uzanan geniş bir politik yelpazede kayda değer bir uzlaşma yaratmayı başarmıştır. Kendi tarzlarıyla Stalinist komünistler bile bu argümana katılmıştır. Troçkistler gerçekte tek muhalif unsuru oluşturmuştur.1
Ekim Devrimi’nin 100. yılını anmak için elinizdeki derginin ilk sayısına Yıldız Önen’le birlikte yazdığımız makalede, bu eleştirilerin Türkiye solunda aldığı biçimleri şöyle ele almıştık: 1990’ların başında, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyalist sol, sosyalizmin sorunlarını tartışmaya başladı. Bu kaçınılmazdı, zira sosyalizm duvarın altında kalmıştı. Duvarın 1 Molyneux, 2017, s. 4
91