Otonom 25

Page 17

15

Yeni bize bir şey vaat etmezken geçmişin ise bir vaadi var mı diye sormamız gerekiyor

geçmişin ruhlarını davet ederiz. Davet etmeliyiz çünkü tek bir ruh eksik kalırsa bu şölenden geleceğimiz lanetlenir ve yapmak istediklerimizi yapamayız. Geleceğimiz de uyuyan güzel gibi sonsuz bir uykuya dalar. Ancak, Marx burjuva devrimlerinin böyle bir hayalete ihtiyacı olduğundan söz eder. Buna karşın proleter devrimin, geçmişin ölülerini çağırmak yerine onları gömeceğinden bahseder. Marx’a göre proleter devrim ancak geçmişten yakasını kurtardığı anda kendi öz içeriğinden yola çıkarak geleceğini bulabilir. Proleterler o ağır geçmişlerinden ancak böyle kurtulacaktır. Ayrıca burjuvazide geçmiş kurucu bir öğe iken, proleter devrimde kurucu öğe gelecek olacaktır. Marx’ın geçmiş ve gelecek üzerine yazdığı o satırlara tekrar bakalım: ‘‘19. yüzyılın toplumsal devrimi, şiirsel anlatımını geçmişten değil, ancak gelecekten alabilir. 19. yüzyılın devrimi, geçmişin bütün hurafelerinden kendini sıyırmadan, kendisiyle harekete geçemez. Daha önceki devrimin

öz içeriklerini kendilerinden gizlemek için tarihsel gereksinmelere ihtiyaçları vardı. 19. yüzyılın devrimi ise kendi ölülerini gömmeye terk etmek zorundadır. Eskiden söz içeriği aşıyordu, şimdi içerik sözü aşıyor.’’8

Komünist Manifesto’da ise şöyle yazılmaktadır: ‘‘Burjuva toplumunda geçmiş bugüne egemendir; komünist toplumda ise bugün geçmişe egemendir.’’9

O halde gelenek ve gelecek arasında sıkışıp kalmamızın nedeni olan geçmişi, niçin yaşamımız için bir dayanak noktası haline getiriyoruz. Şimdi ve burada olmak bizi yeterince var kılmıyor mu? Düştüğümüz çukur bu ve yanıtlamamız gereken temel sorulardan biri olduğunu düşünüyoruz. ‘‘O halde Marx’ı atalım mı?’’ sorusunu ya da tonlaması, vurgusuyla yargı cümlesi olan sözü duyar gibiyiz. Derdimiz Marx’ı unutmak, onu parçalamak

Geçmiş şimdinin içinde devinir ve geleceğe doğru uzanır

veya yok etmek değildir. Var oluşumuzu borçlanarak kendi kendimizi gerçekleştiremeyiz, ‘‘şimdi ve burada olmak’’lığı kavrayamayız. Derrida Marx’ın Hayaletleri’nde olmak ve miras kavramları arasındaki bağlantıyı vurgular. İlk olarak, Marx’ın mirasını sahiplenmemiz gerektiğini ancak bu mirası ya da geçmişi miras almak, onu mülkiyetimize aldığımız anlamına gelmez. Yani Derrida’ya göre miras verili olan, emanet edilen bir şey değildir. Bir görevdir hep öylece karşımızda durur ve olmak ile miras almak aynı anlama gelir. Dolayısıyla olmak ya da olmamak birer miras konusudur.10 Miras dediğimiz şey, geçmişten süre gelen, şimdiki varoluşumuzun içindedir. Bunun anlamı geçmişe özenmek, onu sürekli yaşatmak anlamına gelmiyor. Bilsek de bilmesek de olduğumuz şeyin varlığının her

şeyden önce miras olması demektir.11 Sonuç olarak, üç düşünür de geçmişin varoluşumuza sirayet ettiği konusunda ortaklaşırlar. Geçmiş şimdinin içinde devinir ve geleceğe doğru uzanır. Dolayısıyla geçmişi şimdimizde yaşatmak yerine şimdi ve burada olmanın farkındalığına varmalıyız. Çünkü sistemin amacı geçmişi unutturmak değil, şimdiki zamanı belleksizleştirmektir. Bu hafızasız kılma işlemi varoluşun sürekliğini parçalar, şimdi, geçmiş ve gelecekle bağlarını koparır. Bu nedenle, şimdinin belleksizleştiği yerde var olma gücümüzü, akılsallığımızı yitiririz.

Kaynak Benjamin, Walter, Pasajlar Derrida, Jacques, Marx’ın Hayaletleri Kern, Stephen, The Culture of Time and Space 1880-1918 Marx, Karl, Komünist Manifesto Marx, Karl, Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i 1 Kern, Stephen, The Culture of Time and Space 1880-1918, s. 47 2 Benjamin, Walter, Pasajlar, s. 41 3 Agy. s. 42 4 Agy. s.38 5 Agy. s. 38 6 Marx, Karl, Louis Bonaparte’ın 18. Brumaire’i, Eriş yayınları, s. 1, 7 Agy. s. 16 8 Agy. s. 17 9 Marx, Karl, Komünist Manifesto, s. 55, İnter 1998 10 Derrida, Jacques, Marx’ın Hayaletleri, s. 91, Ayrıntı 2001 11 Agy. s. 91

nevin ferhat, kemal baş


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.