yk03

Page 23

kendi topra¤›na basmak, kendi beyniyle düflünmek meselesiydi. Devrimi dünyan›n Türkiye’sinde yapaca¤›m›z› unutmamak ve kendi Marksist-Leninist sandalyesinde oturmakt›. Ve Day› iflte bu noktada her türlü “tabi olma” iliflkisini ve her türlü faydac›l›¤› reddeden ilkeli bir tutumun sahibi oldu. Ve ilginçtir, karfl›-devrim rüzgarlar› tüm gücüyle eserken, SSCB baflta olmak üzere tüm sosyalist ülkelerin tarihsel kazan›mlar›n› savunan da, bir zamanlar›n “SBKP flubeleri” de¤il, devrimcilerdi. SBKP’yi, AEP’i “k›blesi” gibi görenler, onlara ilk s›rt çevire n l e r oldular.

Olumsuzluklar› olumluluklara d ö n ü fl t ü re n b i r ö n d e r l i k Oligarflinin sald›r›lar›, 16-17 Nisan 1992’de hareketin üst düzey kadrolar›n›n da içinde oldu¤u 11 devrimcinin katledilmesiyle sürdü. 12 Temmuz 1991 ve k›sa süre sonra yaflanan 16-17 Nisan katliam›n›n ard›ndan birçok kesimde yayg›n kan›, devrimci hareketin bir daha toparlanamayaca¤›yd›. Oysa, bu beklenti, daha bafltan destans› direniflle bofla ç›kar›lm›flt›. Özellikle Çiftehavuzlar direnifli oligarflinin tüm hesaplar›n› bozacak bir direnifl olarak geçti tarihe. Direnifl öyle bir coflku ve kararl›l›k yaym›fl, “bayra¤›m›z ülkenin her taraf›nda dalgalanacak” fliar› öylesine benimsenmifl ve üstlenilmiflti ki, devrimci hareketin kadrolar›, savaflç›lar›, taraftarlar› bulunduklar› her yerde öfkeyle oligarfliden hesap sormaya girifltiler. Katliam› izleyen günlerde polis adeta “soka¤a ç›kamaz” oldu. 12 Temmuz katliam›n› izleyen günlerde ortaya ç›kan tepki, olmas› gerekenin alt›ndayd›. Day›, 12 Temmuz sonras› de¤erlendirmelerde bu sorunu aç›kça ortaya koyarak, bunu da bir e¤itime çevirdi. 17 Nisan sonras› emirsiz talimats›z geliflen bu cevap, iflte bu e¤itimin sonucuydu. Yetersizlikleri, zay›fl›klar›m›z› örtbas etmeyip e¤itim konusu haline

Düflün gerçe¤e dönüfltü¤ü yerdi K urulufl K ongresi. Düflün ilk sahibiydi Day›. Sonra o düfle, binlerce DevGençliyi ortak etmifl, onlarla yeni bir hareket örgütlemiflti. O h areket nice zorlu¤u Day›’yla aflm›fl ve iflte bugüne gelinmiflti... getirmek, darbeleri siyasi zaferlere çevirmenin ilk ad›m›yd›. Ve Day›, önderlik etti¤i ony›llar boyunca yaflanan her darbede bunu eksiksiz yapand›.

Y›kamayan darbe, güçlendirir! Devrimci hareket, oligarflinin infazlar›, katliamlar›, kaybetmeleri alt›nda parti yolunda ilerlerken, 13 Eylül 1992’de bir darbeyle karfl› karfl›ya geldi. Bu, ilk akla geldi¤i gibi, oligarfli cephesinden gelen bir darbe de¤ildi. Bu kez söz konusu olan “iç”ten gelen bir darbe, bir ihanetti. Yeryüzünde bir devrimci önderin bafl›na gelebilecek ender olaylardan biriydi. Ve Day›, tarihin bu s›nav›ndan da geçmek zorunda kalacakt›. Darbeci bir güruh, 13 Eylül’de yurtd›fl›ndaki merkez üste, Day›’y› tutsak ederek hareket yönetimine el koydu. Onlar hareket yönetmeyi talimatlar vermekten ibaret san›yorlard›. Öyle olmad›¤›n› daha ilk birkaç günde anlayacaklard› ama art›k ihanetin yoluna girmifllerdi. Darbeci güruh taraf›ndan tutsak edildi¤i andan sürecin belli bir çözüme kavufltu¤u zamana kadar geçen sürede, herkes, Day›’n›n tüm tav›r ve davran›fllar›nda, Day›’y› Da y› yapan özelliklere bir kez daha tan›k oldu. Day›’n›n en baflta gelen kayg›s›, ne kendi can›, ne kendi güvenli¤iydi; onun tek kayg›s› hareketti. Her tu¤las›nda eme¤inin oldu¤u, “çocu¤um ö¤retmenim özgürlü¤üm herfleyim” dedi¤i hareketin bu olumsuzluktan sa¤ salim ç›kmas›yd›. Bu nedenle, öncelikle darbeyi

düflmana yans›tmadan, harekete en az zarar verecek biçimde çözmeye çal›flt›. Day›’n›n bu giriflimleri, harekete dair en ufak kayg› duymayan, kendi can derdine düflmüfl darbeciler taraf›ndan sonuçsuz b›rak›ld›. Fakat, Day›’n›n cüreti, nice badirelerden geçmifl güçlü iradesi ve kendine güveni karfl›s›nda darbeciler acizdi. Bu nedenle, Day›’y› tutsak ettikleri günler boyunca bile geliflmelerin inisiyatifi asl›nda Day›’n›n elindeydi. Sorun önce ileri kadrolar düzeyinde çözülmeye çal›fl›ld›, bundan çözüm ç›kmay›nca da 1993 bafl›nda darbe kadrolara ve tüm kitleye aç›kland›. Her iki aflamada da Day›, iradesini çok net olarak h a re k e t i n k a d rolar›na teslim e d e n bir tav›r ortaya koymufltu. 1984’te ölümüne karar verme hakk›n› da yoldafllar›na veren Day›, darbe sürecinin her aflamas›nda da kadrolar›n iradesine uyaca¤›n› taahhüt ediyordu. O, devrimci hareketin kadrolar›na güveniyordu. Nitekim, darbenin aç›klanmas›n›n hemen ard›ndan devrimci hareketin kadro ve taraftarlar› ezici ço¤unlukla darbecileri mahkum edip lanetlediler. Darbecilik fiilen afl›l›rken tüm kadrolar›n kolektif karar› olarak al›nan kararda “ Deli saçmas› da olsalar, darbeci iddialar›n sadece bize leke sürmeye çal›flt›¤› için bile olsa tart›fl›laca¤›, bunun için yap›lacak toplant›ya darbecilerin de ça¤r›laca¤› ve tüm iddialar›n› savunmalar› için can güvenlikleri dahil her koflulun sa¤lanaca¤›...” belirtildi. Bu, her fleyden önce Day›’n›n kendine güveniydi. Neticede darbeciler bu ça¤r›lara cevap ver-

23


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.