OGYIK71

Page 26

6-19 Nisan 2007 (…) Saatine bakt› Halo. Zaman epeyce ilerlemifl, düflman gelmemiflti. Ç›kt›lar mevzilerinden, karanl›¤a kar›fl›p yol ald›lar. Randevu yerine geldiklerinde iflaretleflerek bulufltular arkadan gelen grupla. Komutan yard›mc›s› olan Halo, grup komutan›na durum hakk›nda bilgi verdi. K›sa bir durum de¤erlendirmesi yapt›ktan sonra hareket ettiler, köye gireceklerdi. Girmeyi düflündükleri evin ›fl›klar› yanm›yordu. Ev sahibinin traktörü kap›n›n önündeydi. Köylüler, flehirde yaflayanlar›n aksine daha erken saatte yatarlard› ama yine de yatmak için erken bir vakitti. fiüphe verici bir durum oldu¤undan, önden üç kifli eve yanaflt›. Öncü merdivenleri ç›k›p da evin etraf›n› kontrol etti¤inde evde hiçbir lamban›n yanmad›¤›n› gördü; buna ra¤men geldi kap›y› çald›, cevap veren olmad›. “Kimse yok” diye düflündü. Geri çekilirken ilerideki evlerden birinin ayn› anda iki lambas›n›n birden söndü¤ünü gördüler. - “Hücre pususu olabilir, dikkatli olun” dedi Halo. Evde kimsenin olmamas› dikkat çekiciydi. Biraz sonra savunmaya geçmek için bir yoldafl geldi. - “Hadi sizi ça¤›r›yorlar. Daha önce hiç bizi tan›mayan bir eve girdik” dedi. Beraber eve gittiler. Bilgi almak için girdikleri bu evin kap›s›n› yafll› bir ana açt›. Birden bire karfl›s›nda gerillalar› görünce flafl›rd›, korktu, yüzünün rengi de¤iflti. Gerillalar içeri girdiler. Anadan baflka evde 50-60 yafllar›nda iki ihtiyar adam, iki de genç erkek vard›. Onlar da korktular. Daha önce hiç gerilla görmemifllerdi. Kendileri aç›kça söylemeseler de devletin gerilla hakk›nda söyledi¤i yalanlardan, anti-propagandalardan çokça etkilenmifllerdi. Korkular›n›n nedenleri de bunlard›. -Neden korkuyorsun amca? Bak biz de senin gibi insanlar›z. -Vallahi sizi terörist diye anlat›yorlar, korkumuz bundand›r. -Bunlar devletin yalanlar›d›r. Y›llard›r Karadeniz da¤lar›nday›z, hiçbir fley duydunuz mu? Yaflad›n›z m›? Hay›r! Biz hiçbir masum insan› öldürmeyiz. Bizim, sizin namusunuzda gözümüz yoktur. Analar analar›m›z, bac›lar bac›lar›m›zd›r. Halk›n mal›na zarar vermeyiz; aksine biz halk için yaflam›m›z› ortaya koymufluz, can›m›z namlunun ucundad›r. Ama e¤er ki bizi ihbar eden birisi olursa cezas› ölümdür. Her gitti¤imiz yerde ihbarc›l›¤› anlat›yoruz bak›n, iyi dinleyin size de anlat›yoruz. Sak›n ola ki korkudan ya da baflka bir nedenle böyle bir yanl›fl yapmayas›n›z. Ama bunun d›fl›nda bizimle tart›fl›n, düflüncelerinizi söyleyin, buna bir fley demeyiz. Bizim gibi düflünmüyorsunuz diye size bir fley yapmay›z. “Kimi kad›n, kimi erkek, kimi genç, kimi daha yafll› olan bu insanlar hiç de caniye benzemiyorlar. Anlatt›klar›n›n hepsi de do¤ru. Ama nas›l böyle yafl›yorlar; yaz-k›fl, so¤uk-s›cak demeden ailelerini, okullar›n›, varl›klar›n›, rahatl›klar›n› nas›l b›rak›r insanlar? Nas›l canlar›ndan vazgeçerler baflkalar› için?” diye düflündü yafll› köylülerden biri, bir türlü ak›l erdiremedi bu ifle. - “Amca, Sad›k köyde mi? Gördünüz mü bugün? Evinde yoktu.”

26

71

Arho¤ flehitlerinin an›s›na... -Vallahi bugün köyün içinde gördüm. Evde yoksa olsa olsa Hasan’›n evindedir. En çok oraya gider. -Hasan’›n evi nerededir? - “Tekkenin alt taraf›nda. Gidecekseniz, isterseniz sizi götürürüm” dedi köylü. Biraz önce korkudan titreyen bu adam›n flimdi yard›m etme iste¤i sevindirdi gerillalar›. Biraz sonra köylü önde Memo, Halo, Orhan arkada ç›kt›lar evden. Sokak lambalar›n›n alt›ndan, silahlar›n› vücutlar›na paralel tutarak parlamamas› ve görünmemesini sa¤layarak dald›lar Arho¤’un ›ss›z sokaklar›na. *** - “Saat 10:00’a geliyor. Bizimkiler çoktan girmifltir köye. Biz de art›k yatabiliriz” diyerek sohbete noktay› koydu Ünal. Közü kamufle edip yatmaya koyuldular. Tam uykuya dalm›fllard› ki silah sesleriyle f›rlad›lar yerlerinden. -Bizimkiler... Pusu.. Yoldafllar... ‹hbar m›? Kim yapt›? Düflen var m›?... Nas›l oldu?.. Niye?... Olas›l›klar, sorular h›zla kafalarda dolafl›yor, bu durumu çözmeye, anlamaya çal›fl›yorlard›. Yo¤un ve aral›ks›z tarama sesleri duyuluyor, ayd›nlatmalar›n ›fl›¤› ta konaklama yerine vuruyordu. Silah sesleri karfl›l›kl›yd›. “Demek ki yoldafllar iyiler, çat›fl›yorlar” diye düflündüler. Bu, biraz da olsa onlar› rahatlatt› rahatlatmas›na ama, hepsi mi iyiydi acaba? En kötüsü de böyle seyirci kalmakt›, yoldafllar› çat›fl›rken eli-kolu ba¤l› durmak, bunu bilip de bir fley yapamamakt›. Bir fley yapamaman›n ac›s› ve çaresizli¤i ile, bir yandan da sab›rs›zl›k ve umutla beklemeye bafllad›lar. Zaman geçmek bilmiyordu, dakikalar saatler gibi uzundu sanki. *** (...) Köylü önde, Memo, Halo ve Orhan arkada evden ç›km›fllard›. Henüz birkaç evi geride b›rak›p da genifl avlusu olan bir evin önünden geçiyorlard› ki ans›z›n patlayan silahlar›n sesleriyle birlikte yere yatt›lar. Binlerce mermiyi, onlarca bombay› boflaltt› ayn› anda düflman üzerlerine. - “Teröristlerin üçünü de yere serdik” diyor, yalaka-iflgüzar bir edayla gülüyordu askerlerden biri. - “Aferin o¤lum. Aferin” diyor bafllar›ndaki. Memo kal›n kuru bir kütü¤ün dibine uzanm›fl yat›yordu. Biraz gerisinde ise Halo yüzüstü uzanm›flt› yere, k›p›rdam›yordu. Onun daha gerisinde ise Orhan yat›yordu. Orhan a¤›r yaralanm›flt› ama kendi durumuna ald›rmadan ilerisinde kap›rdamadan yatan Halo’yu merak etti: “Halo, Halo, nas›ls›n?” dedi usulca. Halo k›p›rdam›yor, öylece yat›yordu. Orhan, Halo’nun flehit düfltü¤ünü anlam›flt› ama yine de tekrar sordu: “Halo, yoldafl nas›ls›n?” Bunlar O’nun son kelimeleri oldu. Orhan’›n sesini duyan düflman unsurlar›, büyük bir flaflk›nl›k ve panikle silahlar›na sar›ld›lar. Az sonra bu flaflk›nl›k ve korkular› daha da artt›. Bir düflman unsuru heyecanla Memo’nun yatt›¤› yeri göstererek:

- “Komutan›m komutan›m teröristlerden biri yafl›yor” diye ba¤›rd›. Komutanlar›n›n ‘Atefl edin’ demesiyle yo¤un tarama yeniden bafllad›. Baca¤›na birfleyin sapland›¤›n› hissetti Memo. Baca¤›n› hafifçe oynatarak yaran›n a¤›r olup olmad›¤›n anlamaya çal›flt›. Yaran›n yerini ve a¤›rl›¤›n› tam olarak anlayamad›. Fakat yara s›cakken çat›flma ortam›ndan ç›kmal›yd›, aksi halde so¤uyunca çekilmesi çok daha zor olacakt›. Düflman silahlar› susmufltu. Son bir defa hafifçe dönüp Orhan’la Halo’ya bakt›. Ve geldikleri yönün çekilmeye daha uygun oldu¤una karar verdi. S›ra ondayd›. T‹KKO’cular›n teslim olmayacaklar›n›, bir çemberin içinde de olsa kanlar›n›n son damlas›na kadar çat›flmay›, ölse de asla yenilmemeyi gösterecekti. Bulundu¤u yerden h›zla do¤ruldu. Silah› serideydi. Düflman›n bulundu¤u eve bütün flarjörünü boflaltarak h›zla kofltu. Küçük bir dere yata¤›na atlad›. Düflman›n inisiyatifinde gerçekleflen çok kapsaml› ve onca asker, silah ve cephane üstünlü¤üne ra¤men pusuyu yararak ç›km›flt› T‹KKO militan›. Art›k koflmuyor, yürüyordu. Yaras› so¤umaya bafllam›flt›. Her ad›m at›fl›nda aya¤›n› yere basarken büyük ac› çekiyordu. Bu ac›, O’na yoldafllar› hat›rlat›yordu. En son, geriye çekildi¤i s›rada bir an da olsa Orhan’la Halo’yu boylu boyunca uzanm›fl vaziyette görmüfltü. Ya¤mur ya¤›yordu. Halo’nun kan› Orhan’›n kan›na kar›fl›yor ve beraber ço¤alarak küçük bir derecik oluflturuyordu. Bu sahne gözünün önünden hiç gitmiyordu. - “Hesab›n›z› soraca¤›z yoldafllar, mutlaka soraca¤›z. Nas›l ki dün Amasya’da Özgür Kemal Karabulut’un ihbarc›s› Çak›rsu Köyü muhtar›n›, Ese Yaylas›’nda önderimiz Mehmet Demirda¤ ve dört yoldafl›m›z›n flehit düflmesine rol oynayan eski Tokat Valisi Ayhan Çevik’ten, kontrgerilla unsuru k›demli yüzbafl› Ersin Bacaks›z ve nicelerinden hesap sorduk; sizin de hesab›n›z› soraca¤›z mutlaka yoldafllar” dedi kendi kendine. Arho¤’un alt›ndaki vadiden büyük bir dere akar; Keten Deresi. Keten Deresi baflka derelerle birleflerek Turhal’da Yeflil›rmak’a kar›fl›r. Yoldafllar›n kanlar› da köyün alt›ndaki dereden Keten deresine, oradan da Yeflil›rmak’a kar›fl›p Karadeniz’e ak›yor flimdi. *** Rüzgar hafifçe esiyor, s›k orman›n a¤açlar›n›n yapraklar›n› birbirine çarparak ahenkli sesler ç›kar›yordu. A¤ustos günefli tam tepede olmas›na ra¤men yapraklar› afl›p da orman›n içine vuram›yordu. Dar patikadan düzenli aral›klarla tek s›ra halinde ilerliyordu küçük bir T‹KKO gerilla birimi. Uzun süredir yürüyorlard›. Biraz sonra birim komutan›n›n “mola verelim” talimat›yla uygun bir yere geçtiler. Yar›m daire oluflturup çantalar›na yaslanarak oturdular. Biraz solukland›ktan sonra komutan söze bafllad›: - “Görevimiz, bu onurlu görev, geçen y›l Seyit Külekçi ve Do¤an Altun yoldafllar›m›z›n flehit düflmelerine neden olan ihbarc› alça¤›n cezaland›r›lmas›d›r.” O anda gerillalar c›v›ldaflan kufllar gibi hep bir

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Yahya KARA: 1954 Çanakkale do¤umludur. Alm a n y a ’ d a TKP/ML taraftar› olarak mücadele yürütürken 10 Nisan 1981’de bir ifl kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Kemal fiAH‹N: 1962 Ovac›k d o ¤ u m l u d u r. 1 9 7 7 ’ d e TKP/ML’nin düflünceleriyle tan›fl›r. Kitle içindeki çal›flmalar›nda her ifle koflturmufl ve defalarca gözalt›na al›nm›flt›r. 1979’da T‹KKO saflar›na kat›l›r, propaganda için gitti¤i Hozat’›n Sövge köyünde düflman pususuna düflürülür. Yaral› olara hastal›¤› sonucu 11 Nisan 1998’de yaflam›n› yitiren Kemal fiAH‹N, iyi niyeti ve Partisine olan güveniyle öne ç›k›yordu. Elif KÜLEKÇ‹: Marafl Elbistan Gücük Köyü do¤ u m l u d u r. TKP/ML flehidi Seyit Külekçi’nin annesidir. 12 Nisan 1998’de hastal›¤a yenik düflene kadar Elif Ana, y›llarca hapishane kap›lar›nda, açl›k grevlerinde, mitinglerde, yürüyüfllerde, flehit cenazelerinde, kay›plara karfl› eylemlerde hep en öndeydi. Sabahat KARATAfi: 1956 do¤umludur. 12 Mart döneminden sonra devrimci mücadeleye kat›lm›flt›r. Devrimci-Sol’un Merkez Komitesi’nde yerald›. 16-17 Nisan 1992’de düflman›n yapt›¤› operasyonda ‹stanbul Çiftehavuzlar’da yoldafllar› Eda Yüksel ve Taflk›n Usta ile birlikte flehit düfltü. Ayn› operasyon kapsam›nda Erenköy’de Faz›l Özdemir, Sat› Tafl, Hüseyin K›l›ç, Üstbostanc›’da Sinan Kukul, Arif Öngel, fiadan Öngel, Sahray› Cedit’te Ayfle Nil Ergen ve Ayfle Gülen de katledildi. Ancak onlar “cesaretiniz varsa gelin” diyerek ölüme meydan okudular. Kenan DEM‹R: 2 Mart 1970 Erzincan do¤umlu Kenan Demir, 5 Mart 1998 tarihinde ‹sviçre’de görev için gitti¤i bir alanda karfl› devrimci bir çetenin silahl› sald›r›s› sonucu flehit düfltü.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.