paylaşımını gelip dayatıyor. ABD emperyalizminin temsilcileri öfke ve şiddetle tehtidler savuruyor. ABD’nin gücünü aşmayı veya ona eşit bir güce sahip olmayı uman onun potansiyel rakipleri çabalarından vazgeçirmekten, arayı kapatmalarına izin vermemekten söz ediyor peki bu potansiyel rakipler 11 Eylül’ ün bir gün sonrası öfke nöbeti içinde hiddetle sözü edilen yoksul tek bir uçağı, bir ordusu bile bulunmayan Afganistan’ın gerici yarı feodal Taliban rejimi mi? Emperyalist ambargonun kıskacında perişan olmuş Irak, İran yada Suriye hükümetleri mi? ABD ve müttefiklerinin -siz İngiltere anlayınpotansiyel rakiplerinin Almanya, Fransa, Rusya, Çin ve Japonya olduğu apaçık bir gerçek. 19.yüzyılın sonları 20. Yüzyılın başlarında emperyalizmin savunucuları İngiliz emperyalizmi için “Büyük Britanya” , “Güneş batmayan imparatorluk” , “Büyük Roma” sıfatlarını yakıştırıyorlardı. Ekonomik iktisadi yasaları, kapitalist üretim yasalarını durağan, mutlak, metafizik yasalar olarak açıklayan, dolayısıyla
bunların gelişmelerini kendi hafızalarında çizdikleri öznel niyetleriyle değişmez görünürdeki var olan belirli bir andaki biçimleriyle ifade eden burjuva iktisatçıları, toplum bilimcileri, bugünkü görünürdeki biçime bakarak ABD emperyalizmini bizatihi bu emperyalizmin temsilcilerinin stratejik niyetleriyle açıklamaya çalışıyorlar. Bu baylara göre ABD emperyalizmi bir imparatorluk ve dünya çapında “tek süper güç” olarak bu imparatorluğu bir dünya imparatorluğuna dönüştürmek üzere kendi dışındaki emperyalistleri ve halkları sindiriyor. Emperyalizmin savaşçıları ABD emperyalizmi için “Büyük Roma” sıfatlarını cömertçe sarf ediyorlar. Oysa ki kapitalist emperyalist üretimi bir mengene gibi sıkan durgunluk genel bir bunalıma doğru hızla yol alırken bunalımın şiddetini kendi boynunda tüm şiddetiyle hisseden bu günün en büyük emperyalisti ABD geçtiğimiz yüzyılın başlangıcında ki “Büyük Roma” nın durumuna düşmemek için tüm potansiyel 17