Necip Fazıl Kısakürek - Dünya Bir Inkilap Bekliyor

Page 34

ilk Padişahlar... Bunlar arasındaki ahenk, bunlar arasındaki mânada büyük mimari haşmeti hemen hiç bir ülkede eşine rastgelinmez bir heybet belirtir. Öyle ki, Yıldırım gibi yanlış yolda giden bir Padişah, bir yanlışı yüzünden cemiyeti helake götürdüğü halde, cemiyet bir doğruluşta, paramparça olmuş bir solucan durumunda iken, toplanıvermiş ve Đstanbulu fethetmiştir arkasından... Demek ki, o ruh var, o fert var ve o cemiyet var. Ruhun tam muvazene arzettiği cemiyet... Kanunî devrinde inhitatımız başlamakta olduğu veya başlamaya namzet olduğu halde büyük fertler arasındaki muvazeneyi de harikulade olarak yerinde görüyoruz. Şeyhülislâm, Ebussuud Efendi'dir; şair, Baki'dir; Amiral, Barbaros'tur; Mimar, Sinan'dır... Ne azîm muvazene!.. Peşinden muvazenesizlik, ruhun öz muvazenesini kaybetme devirleri gelir. Daha evvel bizde, bizden sonra Avrupa'da, ondan sonra gene bizde... Netice surda toplanıyor ki, ruh muvazenesinin birinci şartı iman; aşk ve vecd halinde tezahüre geçmesi... Ve hiçbir maddenin lâyık olmadığı nezaket itinasiyle canlı tutulması ve korunması... Bu iman eskidi mi, bu iman kabuk tuttu mu, bu iman ezberciliğe döküldü mü, esnaflığa geçti mi, yerinde yeller esiyor ve hiçbir şey kalmıyor. Şimdi size birdenbire haber vereyim ki, ruhî muvazenemizin bozulduğu devirlerde meydana çıkan bozgun devrimizin menfî kahramanı olan ham softa ve kaba yobaz bir muvazene suçlusudur. Çünkü dinin dış unsurlarını, hikmetlerini bilmeden müdafaa etmeye çalışmakta, tek kanat üzerinde uçmaya kalkmaktadır. Böylece 97 basit tebliğde kalmakta ve ulvî telkine yanaşa mamakta... Avrupa'da 19. Asrın ortalarına kadar büyük muvazene yerinde devam etti. Hattâ Fransız Đnkılâbına rağmen, birçok şeye rağmen... Fakat 19. Asırda müsbet bilgiler terakki edince, bir nevi akıl gurura başlayınca, birçok keşifler birbirini takip edince ruh, sultasını, tahakkümünü kay -betmeye başladı. Ve feci bir iklimden işaretler göründü ufukta... Bugünün iklimi... tşte şair ki, cemiyetinin habercisidir, 19. Asır sonrası ikliminin kara bulutlarından nem kapmaya başlar. Elimizde iki tane büyük misal var, o türlü şairden... (Bodler) ve (Rembo)... «Hafakan ve Đdeal» şiiriyle (Bodler) gelmek üzere bulunan, bütün muvazenelerin kaybolduğunu haber veren dehşetli bir dünyanın habercisidir. «Fenalık Çiçekleri» ismindeki eserin sahibi, kötülük ifade eden zehirli ruhu içinde büyük bir haberciydi. (Rembo) da, «Sarhoş Gemi»siyle aynı... (Bodler) her yerde üstün nizamı arıyordu. «Orada her şey nizam ve güzellik...» Meşhur mısralarından bir tanesi... Şâire tahtlar ve hâkimiyetler arıyor. (Rembo) ya gelince : O, suların ters aktığı ve üzerinde, boğulmuş, düşünen insanların gittiği bir cemiyet görmekte... Müsbet bilgi ve keşifler, o dakikada ruhun müthiş bir şahlanmasını gerektirmeliydi. Yoksa ruh hiçbir şeyden korkmaz ve hiçbir madde kapanına sıkıştınlamaz. Eğer Batı aynı müsbet bilgi terakkileriyle bir arada üstün tefekküre çıkabilseydi, maddeye hâkim bir dünya görüşü kurabilirdi. Öyle olmadı, müsbet bilgiler ruhun haklarını insandan çalmaya başladılar ve kendi kendilerini (idealize) etmeye koyuldular. 98 Makine, bir nevi, insanı burnundan yakalayan bir vahşet timsali halinde meydana çıktı. Makineyi putlaştırdılar, kendi eserlerine mahkûm oldular ve Avrupa o tarihten itibaren büyük hafakan devresine girdi. Bu arada bir de buhranın fikirde destekçisi bir (Froyd) çıktı ki; ruhu en basit ve kaba mânada maddeye irca eder ve birtakım ulvî hislerin kabul edemiyece-ği esaslara götürür. Her şeyi şehvete bağlar, çocuğun annesinin memesinden süt emmesini dahi şehvet diye gösterir. Birçok intiharlara sebebiyet vermiş ve Batının buhran devrinde buhran felsefesini temsil etmiş insanlardan biri... Birinci Dünya Harbi, bu asırlık felâketi fâ-şetti. Birinci Dünya Harbine kadar, böyle, sende-loyo sondoloye gelen Batı dünyası, ondan sonra, saclo deri değiştirme değil, et ve kemik değiştirdi. Her şey allak-bullak oldu. Đkinci Dünya Harbi bu kadarını yapamadı. Her memlekette eski ruhî nizam kayboldu ve müeyyideler eridi gitti. Şiir, insanın ancak 40 derece ateşle, içine doğan şeyleri kusarcasma ortaya dökmesi oldu. Müzik, vahşilerin musikisi... Mimarî; dört köşe kübiğin menşei, eski, ruh muvazenesini gösteren eserler yanında, emeksiz ve zevksiz, basite, hiçe gitmenin


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.