SAKARYA üNIVERSITESi
FEN BiLiMLERi ENSTiTÜSÜ DERGiSi ClLT 6 SAYI2 Temmuz 2002
ISSN
1301-4048
iÇiNDEKiLER Dagıtıın Şebekelerınde Aseııkron Motorlara Yol Verılmesı Sonucu Oluşan Kısa Surelı Gerılim Düşlimleri AS Y1lmaz. E Yantkoğlu. Z Dem1r Orta Gerılim Yer Altı Kablolarında Derinilgin Akım ve Gerilim Taşıma Kapasitesırıe Etkısı AT Erguzel
Sulardaki Fosfatın Kımyasal Atık Maddeler Kullanılarak Adsorpsıyonu A Ye(Jen. N Yalç1n . Sulu Çözeltilerdekı Fosfat iyonunun Pirine Kabuğu Kullanılanak Adsorpsıyonu E Erçetm. N Yalçm Some New Difference Sequence Spaces Defined By a Sequence of Modulı
7 10 14 18
E Guzelsoy, MBaşanr
Enerji iletim Sistemlerinde Ferrorezonans Olayları 21 PWM Sinyali ile OC Motor Hız Kontrolü ve Sürücü Devresinin ESD Etkılerınden Korunınası 29 F Kurt "'·"0 Hf ve "0·"'W izetoplarının Kuadropol Momentlerı ve Deformasy on Parametrelerı F Ertu{lral. 1 Guliev A Kul1ev 33 içten Yanmalı Motorlarda, Alternatif Enerji Olarak Kullanılabilecek, Alkol ve Hidroıenııi incelenmesi G K1l1çarslan. A Kol1p 39 FAkça
Koıenerasyon ve Kemerburgaz Çöp Arıtma Tesısındekı Uygulaması 1 Ça/11 H Bala Ayrıştırma Kanal Verimliliginin Araştırılması H Pehlivan M Ozdenltf A Decision Support System for the Oiagnosıs of Heart Valve Dıseases 1Turko{llu. AArslan. E llkay Küçük ve Orta Ölçekli Süt Endüstrısı Atıksularının Önarıtılmasında Berıtonıt ve Sepiyolitin Kullanılabilirlıgi I. Aitunt ş 1k R Ilen. RArt1r
46 51 57 65
ElektrikselYüklerin Dınamık Benzetimleri KAbaci MA Yalçtrı. H Gelben
77
Fiber Takviyeli Poliıner Uygulaınalarında Yapışma Yüzeyi Kalitesının Konıpozıt Performansına Etkisi K Yılmaz MAkçtl. E Çel1k
82
KaliteYönetim Sistemleri T
ı
ır
\•
1
1
1
PIC Kontrollü Uzaktan Kuınanta Sistemi Uygularnası M Uney A F Boz Elektrik Enerjisınden Isı Elde Edilınesınde Verım ve Maliyet Analiz, MSönmezalp, Ş Ozbey Deprem EtkisındekiYapılarda Uygulanan Kontrol Sıstemlerı ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygulamaları M Karabay
92 91 101
ISO 9000 Kalıte Güvence Sisteminın Bir Şırkete Uygularınıası ve Degerlendırilrııesı M MAmin. H./ Kaya, V Uçar Alternatif Dize! Motor Yakılı Olarak BiodizelYakıtının Deneysel Olarak incelenmesı M Karabektaş. H iSaraç Bentonit Üzerine Metal Kompleks Boyaların Adsorpsiyonu M Can. M Ozacar i.A Şengtl Kanat Sayısının Dalgıç Pompa Perfermansına Etkısı M Gölcu
114
Gunumı..izün Gelişen Sektörü Çagrı Merkezlerı M GUmuş
134
110
122 127
Elektronik Devrelerde Dogrusal Olmayan D1rençlerin Etkifennin Numerik ve Deneysel Olarak incelenmesi MTıirk. FAta
142
17 Agustos 1999 DepremindeYıkılan Binaların Mimarı Hataları A Alt1nda/. N Konak
147
Üniversite Öğrencileri Arasında Cep Telefonu Kullanımı ve Elektromanyetik Kirlilik Uze•ıne Bir Çalışma Ş Ozen. E Uskun. O Çerezc1 153 CRM Uygulamalarının Verimlılıginı Artırmak için Kurumsal Verı Ambarlarının Kullanılması O Astlkan. K. Ayan 160 Alüminyum Klorürden Zeolit Sentezi OSezgm. E Alt11ıt1ğ VSevmç 169 Bodrumlu Yapıların Deprem Hesabında Kat Agırlıklarıııırı ve Kat Sayılarının DegışHnınıf" • ' Kolon Uç Momentleri Uzerindeki Etkısi AAitmdal STannverd1 2 Canlı ve Ölu insan Kan Örneklerınde Metanci Entoksikasyonunun incelenmesı S Eyvaz. N Yalçm
Zirkonyum ve Zirkon ŞRamazanoğlu
118 185
Enerıi Tasarrufu ve Birieşık Isı-Güç Uretim Sistemleri Ş Ozbey G Arda. AR Ozdemu
190
PC Tabanit Bina Otomasyonu ve Uygulaması U Yurtsever Z Demır
194
Microstructure and Densification Behaviour of Surface-Coated Silıcon Nıtrıde Powder ZTat/1 Girdi ve Çıktı Modelinin En iyı Teknik Seçunı ve Bir Uygulama M Karakaş
19," 202
Kure Düzlemındeki Operatör Rıesz Potcnsiyel integralını Hesaplamada (p, q) un Sınırlılıgı M Karakaş Ekonomidekı Tekniksel Kalkınma Modellerı ve Hesaplarıması M Karakaş
206 211
SAKARYA ÜNiVERSiTESI FEN BiLiMLERi ENSTiTÜSÜ DERGiSi CiLT
6
Temmuz 2002
SAYI2
Sahibi:
Prof. Dr.lsmail Ça/11
Editör:
Prof. Dr. Osman Çerez ci Y. Doç. Dr. S. Can Kurnaz
•
Bu Say1daki •
Yay1n Inceleme Kurulu: Prof. Dr. Mehmet Durman Prof. Vahdettin Sevinç Prof Hatndi An kan Prof Dr Muzaffer E/mas Prof.DrHarun Taşk1n Prof.DrErol Emre Prof.Adil Altindal Prof. Lütfi Saltabaş Doç.Dr. Mehmet Ali Yalç1n Doç.DrErtan Yan1koğlu Doç. Dr. Ümit Kocab1çak Doç Or Hüseyin E kiz Doç.Dr Bülent Şengörür Doç. Dr Fethi HallGI Doç.DrAbdul/ah Ferikoğlu Y.Doç.Dr Mustafa Özdemir Y Doç. Dr. Semra Boran Y.Doç.Drllyas Çankaya Y.Doç.Drlmdat Taymaz Y.Doç.Dr.H.Ozkan Toplan Y Doç. Dr Nil Toplan Y. Doç. Dr Ali Fuat Boz Y.Doç.Dr A. Turan özeerit
Genel Yay1n Yönetmeni Fatma Ayd1n
Yazaşma Adresi: SAU Fen Sılimieri Enstitüsü Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Esentepe Kampüsü 54040 Sakarya Tel & Fax: (+90-264) 346 03 14 e-posta: ckurnaz@sakarya.edu tr, fatmaa@sakarya edu tr http:/ /www. fbe. sakarya. edu. tr SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi yılda 2 veya 3 kez yayınlanır.
Sf'�F) Temmuz 2002. Sakarya
ISSN : 1301-4048
iÇiNDEKiLER Dağtbm Şebekelerinde Asenkron Motorlara Yol Verilmesi Sonucu Oluşan Kısa Süreli Gerilim D LlşOmler i A.S. Yılmaz, E.Yan1koğlu, Z.Demir ............................................................ , .................................................................................. 1� ·
Orta Gerilim YerAlti Kablolannda DerinliğinAkım ve Ge.ril l m Taş1ma Kapasitesine Etkisi A. T.Ergliıel
. ..
.
....
.
...
. . .. . . . .
....
.
.
7-9
Sula.rdakl Fosfatan Kimyasal Atik Maddeler Kullanilarak Adsorpsiyonu A. Yeğen, N.Yalçtn . ........................................... 10 13 ..
Sulu Ç özelt llerdeki Fosfat Iy onunun Pirine Kabuğu Kullanalarak Adsorpsiyonu Ç.Erçetn i , N. Yalçtn ............................. 14�17 Some New Dlfference Sequence Spaces Defin�d By a Sequence of Modu h E.Gazelsoy, M.Başanr .............................. 18-20 Enerji lletim Sistemlerinde Ferrorezonans Ot.ay la. n F.Akça
.. .
....
,........................................................................................ 21-28
PWM Sinyali lle OC Motor Htz Kont ro tO ve SürUcü Devrestnin ESO Etkilerinden Korunmasa F.Kurt ............................ 29-32 166_1.80Hfve 111o..1a6W izotopıa.ranan Kuadropol Momentleri ve Deformasyon Parametreleri F.Ertugral, I.Gufiev, A Kulie v .. �3-38 .
Içten Yanmalı Motorlarda, Alternatif Enerji_ Olarak Kullanılabilecek, Alkol ve Hidrojenin I ncel en mes i G.Kılıçsrslan, A.Kolip . .. . .. .. . , ..........................................................".......................................... 39-45 . . . . . .. . . .
.......
. .
...................
..... .
.. . . . .
Kojenerasyon ve Kemerburgaz Çöp Antma Tesisindeki Uygulaması/.Ça//ı, H.Bala Ay nştJrma Kanaı Verimliliğinin Araştanimasa
H. Pehlivan, M.Özdemir . . ...
....
A Decision Support S stem for the Diagnosis of Heart Valve Diseases
. .
. .
.
.......
..
.....
. .. .
..
.
.. . . . ..
...
. . .. .
.
....
..
......
.
.
. ...
......
.... .
.. .
..
. . . .. . . . . . . . . . . .
..
........
E.IJkay .
/. TOrkoğlul A.Arslan,
)'
..
.
..
.
........
. . ....
. .. . ..
......
.
... .
. . ........
.....
Elektrikset YUklerln Dinamik Benzetimleri K.AbBCI1 M.A. Yalçin,
...
H.
..
..
...
...
...
......
.....
.
......
...
......
. .
.
.....
.
.
. 46-50
...
.
. ..
51-56
..
. . . . . . . . . ..
KOçOk ve Orta Ölçekli Süt Endüstrisi Atlksulann•n ö.naratalmasında Bentonit ve Sepiyolitin KullanılabUI.rliği " . . .. .. . . . . . . . I.Aitunfştk1 R.l/erl, R.Art1r . ............................ , .......... .� .. .. . . . . . . . . ..
.
.
57-64
.... . .
t r l • • • • • • ••••••••••ıt••••••••••• •••, • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • t f • • •••.-••,••••
65--76 77-81
Fiber Takvlyeli Polimer Uygulamalannda Yapeşma Y.Ozeyi Kalitesinin Kompo�it Performansina Etkisi K. Ytlmaz, M Akçil E. Çelik . ... . .. . . . . . . . . , .................................. ,.......; ....... , .................................... ...........,, 82-86 .
,
.
KaliteYönetim Sistemle rf
.
.......
T. Çakar.
.
. ..
..
_
..
... . ..
M. Serdar
.
..
.
.
. . . ..... . . . ..
. .. ....
. .
.
. .
. .. . .. .
.
.
.. . . . . .
.. .
.
. ..
. . . .
. .
. .
. ... .
. .
.
. .
.
. . ...
PIC Kontrollü Uzaktan Kumanta Sistemi Uygulamas• M.Oney, A.F.Boz .
........
.. .
.
..
..
. . .
..
. . . .. .
..
....... . . . .
.
.
.
. .. .
.
. .........
..
.
.
.
. .
. ..
.
. . . .
..
. . . ... . .
. . .... .
. . .
. . . . . . ..................
Elektrik Enerjisi nden ls1 E�de Edilmes_inde \A!·rim ve MaliyetAnalizi M.Sönmezelp, Ş. Ozbey . .
. .. . . . . . . . . . . . ... .
..
.
....
.. .
. . .
.
. . . ..
... .
.
. .
.
... .
. ..
.
.
..
.
87-91 92-96
97·1 00
Deprem Etkislndeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uy gulamalart M.Karabay . 101-109 .
ISO 9000 Kalite Güvence Sisteminin Bir Şirkete Uygulanmasi ve o·eğerlendirilmesi M.M.Amin�
110-113
H./. Kaya, VUçar
. ..
Alternatif Dize l Motor Yaklti Olarak Biodizel Yak ı t ı n ın Deneysel Olarak incelenmesi M.Kara _ bektaş1 H.I.Saraç ........ 114-121 Bentonit Üzerine
Metal Kompleks
Boyaların Adsorpsiyonu M.Can, M.Özacar, I.A.Şengil
Kanat Say·1s1ntn Dalgıç Pompa Performansı na Etkisi M.G61ca GUnOmOzUn Gelişen Sektörü Çağrı Merke�teri M.Gamaş
......
....
..
....
. . . . .
.
.
.
. .
.. . .
.....
. . ..
. . .. .. . .
......
...... . . . . . ..
.
.
. . . .
...
.
. .. .
....
...
. . ..
.......
.....
.. . .
.... .
.
. .. . .
. .. .
.
.
. . . . .... ..
. . .
.............
. . . .
......
.
..
.
. .
....
..
. .
.. . . . .
...
122-126
..
.
. . . . . ........
. . ...
. . . . . . ...
... .
.
.... . . .
127�1�3 134--141
Elel<tronlk Devrelerde Doğrusal Olmayan Dirençler/n Etkilerinin Nümerik ve Deneysel Olarak incelenmesi M. TOrk, F.Ata . . .. . ... , ............... , ................................. ....... ,. .., ............, ......... , ............................. , ...... , ............ 142-146 . . ....
....
17Ağustos 1999
......
. .
. .. . . . . .
...
..
Depremi nde Y1k1lan Binalaran Mimari Hatalara A.Ait1nda/, N.Konak.
.
........ .
.. .
.. . .
.
. ..
, ............................. 147�152
Üniversite Öğrencileri Arasında Cep Telefonu Kullanımı ve Elekt romany e ti k Kirlilik Üzerine Bir Çahşma
Ş.özen, E.UsJ<un, O.Çerezcl
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ....... . . . . . . . . . . . . . . . . . .............. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . ......... . . . . . . . . . . .
CRM Uygulamalannin Verimtlliğini Arbrmak Için Kurumsat Veri Ambar t ar a nan Kullanılması
.
Alüminyum Klo rürden Zeolit Sentezi ö.Sezgin, E.Aittntt�, V. Sevinç
........ .. . . � . . .
.
. . . . . . . . . . . .. . .
Ö.Asi/kan, K.Ayan
.. . . . .
.
. . . . . . . ..
.
. ..
..
......
.
..
. .. . ...
..
....
153-159 160:168
......
169 171 ..
�odrumlu Yapılaran Deprem Hesabında Kat Ağtrlıklanntn ve Kat Sayalarınan Değişiminin Kolon Uç Momenttart . . . . .. . . . . . .. . Uzerindeki Etk tel A.Ait1ndal, S. Tannverdl . . . .. . . .. . . . 1"72-178 .. . . .
.... . . .
.
. . . .
.
.
. .
.....
. . .....
.
..
.. . . . .
.
..
.... .
. . ...
. . ...
..
. . . . . .
.
.
..
. . . .. . .
.....
. . . ..
.....
.
Canf.a ve ÖIO Insan. Kan Örneklerinde Metanol Entoksikasy�nunun I nc elenme si S.EyvazJ N.Yalç1n . ........................ 178
..
Zirkonyum ve Zirkon Ş. Ramazanoğlu . ..
.
. .. . .
.
. . .... .
.
. ......
. . ..
. .. .
. . .. . .
..
.
. . .
.
. . .. . .
. ...
. .. . . .
. . . . . . ..
.
........ . . . . . . . . . . . .
.
... . .
.
..
. . .. . . . . . . . . . .
..
.
......
.... .
184
185·189
1
\
Enerji Tasarrufu ve Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri
Ş.Özbey, G.Arda, A.R.Ozdemir
PC Ta ban lı Bina Otomasyonu ve UygulamasrU. Yurtsever, Z.Demir
. . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . .. . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . .
Microstructure and Oensification Behaviour of Surface-Coated Silicon Nitride Powder Girdi ve Çıktı Modelinin En iyi Teknik Seçimi ve Bir Uygulama
M.Karakaş
. . . . . . . . . . . . . .
.
Z. Tatlt
.. . . . . . . . . . . . . .. . . . . .
Küre Düzlemindeki Operatör Raesz Potensiyellntegralini Hesaplamada (p, q)'un Sınırlllığ• Ekonomideki Tekniksel Kalkınma Modelleri ve Hesaplanması
M.Karakaş
. . .
.
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
M.Karakaş
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .
. . .. . .
.
.
.
.
. . . . . . . . . . .
. . ........
.
. .. . . .
190-193 194-197 197-201 202-205 206-210 211-214
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Dağıtım Şebekelerinde Asenkron Motorlara Yol Verilmesi Sonucu
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Oluşan Kasa Süreli Gerilim Düşüroleri
Demir
A.S. Y1Jmaz, E. Yanlkoğlu, z.
�
.
DAGITIM ŞEBEKELERINDE ASENKRON MOTORLARA YOL VERİLMESİ SONUCU OLUŞAN KISA SÜRELi GERİLİM DÜŞÜMLERİ
Ahmet Serdar Yılmaz, Ertan Yanıkoğlu, Zafer Demir
Özet-
Enerji kalitesi incelemelerinde gerilim değişiını eri önemli bir yer tutmaktadır. Kısa devreler ve motora yol verıne iki önemli düşü sebebidir. Bunlardan ilki ikincisinden daha şiddetli ve kısa süreli düşmeye yol açmaktadır. İkincisi ise daha sığ fakat daha uzun süreli gerilim d üşmelerine yol açmaktadır. Bu makalede motora yol verilmesi sonucu oluşan gerUim düşümleri dikkate alınmaktadır. Sanayi tesislerindeki orta gerilirnde çalışan büyük asenkron motorlara doğrudan yol verilmektedir. Böylece meydana gelen gerilim düşüroünün süresi kısa devre kaynaklı düşmelere göre daha uzun olmaktadır. Ayrıca bu olay ortak kaynaktan beslenen diğer yükleri ve motorları da etkilemektedir.
I. GİRİŞ
Kısa süreli gerilim düşümleri, gerilimin efektif değerinde meydana gelen ve çeşitli sebeplere dayanan bir takım azalmalar olarak tammlanmaktadır. En çok karşılaşılan
iki sebep mevcuttur; Kısa devre arızaları ve bü yük güçlü yüklerin yada motorların devreye alınması [ 1]. Bunun yanı sıra gerilim düşüroünü karakterize etmek üzere iki önemli
öğe
bulunmaktadır.
kavramlarıdır
[2].
Özellikle
tanımını
değişiminin
kazanmaktadır.
Bunlar
meydana
yaparken
Buna
göre
genlik
bu
ve
gelen
iki
meydana
gerilim
öğe
gelen
süre önem
gerilim
d�ümünün nominal genliğin °/olO'u ile %90'ı arasında olması ve bu olayın O. 5 periyot ile 1 dakika arasında
Anahtar
kelimeler...
Gerilim
düşümleri,
Dağıtım
sürmesi gerekmektedir. Aksi takdirde başka bir tanıma
sistemleri.
göre adlandınlır.
Voltage variations have an important role in power quality investigations. Sbort circuit faults and nıotor starting are the two main canses of voltage sags. The first one can cause more severe and shorter voltage sags than second one. The motor starting produces shallow sags but of longer duration. In this paper, voltage sags due to motor starting are considered. Medium voltage large induction motors are started directly in industrial plants. So sag duration can be longer than sags due to short circuits. This event also affects other loads and motors that are supplied with common source.
Motorlara yol verilmesi sonucu oluşan gerilim düşümü
Abstract-
analizlerini iki kısım altında deriemek mümkündür.
İlk
olarak yol alan tüm sistem üzerinde meydana gelen gerilim azalması ve bunun yayılıını, ikinci olarak ise sistemde faal durumda olan yüklerin ve motorların bu durumdan
etkilenmesi
şeklinde
iki
başlık
altında
incelenebilir. Asenkron motorlar sabit güç yükü özelliği göstermektedirler.
Bir
motora
direkt
olarak
yol
verildiğinde ilk anda nominal akımının 6-8 katı arasında akım
çeker.
Bu
sırada
meydana
gelen
gerilim
düşüroünün o/o 15'i geçmemesi gerekir. Gerilim %85'den daha aşağıya indiği taktirde, motonın yol alma işlemi başarısız olur [3].
Key words-
Voltage sags, Distribution systems. Asenkron motorlara yol verilmesi sırasında ayru ve komşu fiderlerden beslenen yükler ve diğer asenla·on motorlarda olumsuz yönde etkilenrnektedirler. Gerilirnde yaşanan azalma sonucu yüklerin karakteristiğine bağlı olarak kayıplar yaşanırken, diğer motorlarda daha farklı değişimler
yaşanır.
azalmaya bağlı
Diğer
olarak
motorlarda
yüksek
gerilimdeki
reak:tif akım
çekme,
yavaşlama ve moment değişmeleri ile karşılaşıhr. Bu A.S.Yılmaz, E.Yamkoğlu, Z.Demir, SA.Ü Müh. Fak. E1ektrik Etektron1k Müh. Bölümü, Sakarya, syilmaz@sakarya.edu.tr
makalede esas olarak incelenen k onu, orta gerilirnde
1
Dağıtım Şebekelerinde Asenkron :\tlotorlara Yol Verilmesi Sonucu
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Oluşan Kısa Süreli Gerilim Düşüroleri
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A.S. Yılmaz, E. Yanıkoğlu, z. Dernir
büyük güçlü bir asenkron motorun yol alması sırasında aynı sistem içerisindeki diğer asenkron motor ların bundan etkilenmelerinin ortaya konulmasıdır. Yapılan bilgisayar benzetimlerinde bir sanayi tesisindeki orta gerilim (3.3 kV) motorlarının yol alması ve bundan hem aynı gerilimdeki ve hem de 380 V alçak gerilim motorlarının etkilenıneleri incelenmiştir.
ll. ENDÜSTRİYEL DAGITIM ŞEBEKELERİ
Dağıtım sistemlerinde iki tür karakteristik yük tipi bulunmaktadır. Endüstriyel yiikler ve yerleşim Yerleşim yükler. merkezlerinin oluşturduğu ve kentler köyler, merkezlerinden kastedilen metropollerdir. Endüstriyel karakteristikli yükler ise fabrikalar, ağu sanayi tesisleri gibi çok büyük güç seviyelerinde ve farklı karakteristikleri olan yüklerdir. Endüstriyel yükler endüktif olup, reaktif gücün gerilimle değişimi yönünden oldukça hassas ve güç faktörü daha düşüktür. Yaklaşık güç faktörü O. 85 civarındadır. Ark fınnlan, orta ve alçak gerilim asenkron motorlan endüstriyel yilideri oluştururlar. Yerleşim merkezleri ise elektriksel olarak endüktifliği az olan yaklaşık olarak 0.9 ve 0.99 arasmda güç faktörüne sahip yükler<lir. Aydınlatma, elektrikli ısıtma,soğutma ve iklirnlendirme sistemleri ise bu tür yüklerin önemli bir kısmını oluştururlar [4]. Günüınüzde petrokimya tesisleri, rafıneriler, metalurji tesisleri, kimya ve kağıt sanayi gibi örnekleri bulunan endüstriyel yüklerin beslernesi 34.5 kY ve 154 kV'luk dağıtım trafo merkezlerinden sağla nmaktadır. Özellikle rafineriler ve ark fınnları gibi fabrikalar 154 kV'luk hat üzerinden enterkonnekte şebekeye bağlamp, tesis girişinde uygun gerilime ( l l kV-34.5 kV) indirilirler. Bu tür fabrikalar şebeke üzerinde yüksek oranda gerilim değişmelerine yol açtığından diğer yüklerin etkilenrneyeceği şekilde şebekeden beslenmektedirler. Daha az güce sahip fabrikalar ise 34.5 kV'luk OG dağıtım şebekesine bağlanmaktadır.
Bu makalede incelenen ve Şekil. l 'de tek hat diyagraiiD verilen örnek sistem 154/34.5 kV'luk trafo üzerinden şebekeye bağlanmakta ve 11 kV'a düşürülerek fabrika girişine uygulann1aktadır. B 154 b arası, salınım barası olarak seçilntiştir. Şekil ı 'den de göıüleceği gibi yapılan analizlerde aynı tesis içerisindeki yükterin yol alma olayından etkilerınıesi sunulmuştur. Bu örnek sistem İŞLETME ve OGY barası 34.5 kV, OGM barası 3.45 kV ve AGM ile AGY baraları ise 0.4 kY anma gerilimindedir. OGM barasında 7 adet 1.5 durumda motor çalışır MVA anma gücünde bulunmaktadır. Motorlar %80 yükte çalışn1aktadırlar. AGM barasma bağlı olan 400 V'luk motorlar 8 adet olup herbiri l 00 kW anma gücüne sahiptir. İki tanesi %80, diğerleri ise %70 oranında yüklenınektedirler. AGY barasındald sabit empedans yükü ise 8=2.1 +j 1.8 MVA anma değerindedir. Motorlar ve diğer elemanlara ait karakteristik değerler EK'te verilmektedir. Yapılan benzetimde OGM barasına diğerleri ile aynı özelliklere sahip 4 motorun daha yüklenmesi gerçekleştirilmiştir. T=0.5 s arnnda devreye giren bu motorlar, meydana getirdikleri gerilim düşürnü ile aynı baraya bağlandıkları OG motorlarını ve AGM barasına bağlı AG motorlannı olumsuz etkilemektedir. III. ASENKRON MOTOR MODELİ
Asenkron motorlann kul1anım alanı, yükler içerisinde o/o60-% 70 civarındadır. Son derece non-lineer olup, düşük gerilimlerde devre dışı kalabilmektedir. Gerilim ve hız azaldığında yüksek oranda reaktif güç çekmektedir [5]. Gerilim düşüınü incelemelerinde kullanılan eşdeğer motor modeli Şekil.2, den görüleceği gibi sürekli hal modelidir [4,5]. Burada ı indisi statoru, 2 indisi ise rotoru temsil etmektedir. Burada s sembolü motorun kaymasım göstermektedir. (1)'de kaymaya ait bağıntı veriln1ektedir. Rotor direncinin kaymaya bağlı değişimi RR=R2/s dönüşün1ü yapılarak eşdeğer direnç ve reaktanslar (2) ve (3)'teki gibi bulunur. lı
.
OGM •
.
. . .
.
B35
B l 54
v,
Xı
Pı, O ı
Rı
Rı/s
. . . . . •
. . . .
.
.
. .
• . .
. • ••• • •• •o ••••••• -o•••••••• •••••••••••• o • • •••••••••••••••••••••o....
.
.
. .
Şekil.2 Asenkron M o torun Eşdeğer Devresi
.
•
. .
AGM
AGY . . . .
.
OGY
. . .
.. . . . Şekil. 1 Örnek Sistemin Tek Hat Şeması
•················ ........... . . .................................... �...
..... ..................._ .... ..... ... . ........ ...
.
. ......
2
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2 Sayt (Temmuz 2002)
Dağatım Şebekelerinde Asenk.ron Motorlara Yol Verilmesi Sonucu
SAU
Oluşan Kısa Süreli Gerilim Düşüroleri A.S.
ns-n -S=
(1)
DS
Re=
(2)
RR2 +(Xı + XM)2
+Xı.XM.(Xı +XM) X M R 2 . R e X = RR2 +(Xı +XM)2
E.
Yamkoğlu, z. Demir
hızdaki doğrusal artış momente karesel artış şeklinde yansımaktadır. Örnek alınan sistemdeki tüm OG motorları ayru türdeki yüklere sahiptirler. AG motorlan ise sabit moment karakteristiğine sahiptir.
U(kV)
36.0
RR .XM ı
Y1l maz ,
-
34.0 -
32.0
(3)
-
30.0 Motorun elektriksel veya elektromagnetik momentinin rotor milindeki moment ve hızın karesine bağlı olarak değişmektediL Buna göre n1otor momenti ( 4)'deki gibi olacaktır. m katsayısının sıfıra eşit olması sabit momenti ifade etınektedir.
ı
ı
o
t(s)
4
8
Şekil.3 B35 Barası EfektifGerilimi
U(kV)
36.0 -
ME
ı 2 R =Mr.(l-s) =12 . -m
34.0
(4)
-
s.w0
Burada wo=314 {50 Hz için)'dir. şekilde hesap lanır.
r
32.0 Rotor akımı ise şu
-
30.0
ı
ı
o
( 5)
t(s)
4
8
Şekil.4 İŞLETME Barası EfektifGerilimi
Burada w1 ve w2 eşitlikleri aşağıdaki şekilde olmaktadır.
U(kV)
3.6
(6)
-
-
(7)
(
3.2
Buna göre motorun terıninallerinde ölçülecek aktif ve reaktif güç şu şekilde olacaktır.
-
\.
2.8
ı
ı
o
(8)
t(s)
4
8
Şekil. 5 OGM Barası EfektifGerilimi
U(kV)
36.0
(9) IV. ASENKRON MOTORA YOL VERİLMESİ SONUCU OLUŞAN KISA SÜRELi GERİLİM DÜŞDMLERİ
32.0 -
OG motorlarının yol alması sırasında çekilen yüksek akım kendi barasında daha fazla olmak üzere tüm baralarda gerilirnde bir miktar azalmanın oluşmasına sebep olmuştur. Yol alan motonın elektromagnetik momenti, hızın karesiyle orantılı olmasından dolayı
28.0
ı
ı
o
t(s)
4
Şekil.6 OGY Barası Efektif Gerilimi
3
8
Dağıtam Şebekelerinde Asenkron Motorlara Yol Verilmesi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
400
Sonucu
Oluşan Kısa Süreli Gerilim Düşüroleri
A.S. Yılmaz, E. Yanıkoğlu, Z. Demır
U(V)
ME(Nm)
100
380 88 360
t(s) o
75
4
t(s)
8
Şekil.7 AG:tv1 Barası Efektif Gerilimi
8
4
o
Şekil.l O AG Motor Moment Değişimi
400
U(V)
4
f--
-
ME (kNm)
____,
(
2
380
o
- \.'--
_ _ ____
-2
360
ı
ı
o
t(s)
4
-4
t(s)
8 o
Şekil.8 AGY Barası EfektifGerilimi
verilen
motorlann
bağlı
olduğu
0.750
barada gerçekleşmiştir. Tablo. 1 'de karşılaştırmalı olarak tüm
bara
gerilimlerinde
verilmektedir.
AGM
ve
yaşanan OGM
azalma
oram
barasındaki
çalışır
0.500
durumdaki asenkron motorlarda bu gerilim azalmasından etkilenmektedir.
0.250
Asenkron motorlar sabit güç yükleri
sınıfına giımektedir. Gerilirnde yaşanan azalma sırasında çekilen akımda artına
n(pu)
1.000
efektif gerilimine aittir. En büyük gerilim düşümü OGM yol
8
Şekil. ll Moment Değişimi
Yukarıda verilen gerilim değişimleri her bir baranın barasında yani
4
0.000
ve elektromagnetik momentte
t(s)
azalmalar yaşanır. Bu durum motorun hız kaybetmesine
o
yol açar. Böylelikle motorun yüke verdiği momentte
4
8
azalacak yani motor yavaşlamaya başlayacaktır. Şekil.12 Hızlanma Eğrisi
1600
T=0.5
--.ME (Nm)
nci saniyede dört motora aynı anda direkt yol
verilmesi
işlemi
bilgisayarda
programlanmıştır.
Söz
konusu motorların hızlanma ve elektromagnetik moment
1200
değişimleri moment
aşağıda
Şekil. l l 'deki
gösterilmektedir.
değişiminden
de
görüleceği
ilk anda
gibi
çekilen yüksek akım ile momentte yüksek frekanslı ve
800
genlikli salınımlar oluşmuştur. Daha sonra salınınuar sona ermiş ve n1otor devrini yakalayıp,
400
noktaya
t(s) o
4
ı
8
geldiğinde,
noktasında
n1oment,
oturmuştur.
Benzer
kararlı bir
kararlı
bir
olarak
Şekil.12 'deki
hızlanma eğrisinde de motofWl yaklaşık
5-6
çalışma saniye
içerisinde anma devrine ulaştığı görülmüştür. Ancak ilk Şekil.9 OG Motor Moment Değişimi
anda çekilen kuvvetli akllDln bara geriliminde meydana getirdiği
azalma
hissettirmiştir.
4
sistemin
her
noktasında
kendini
SAU Fen B1limleri Enstitüsil Dergisi
Dağıtım Şebekelerinde
Asenkron
Motorlara Yol Verilmesi Sonucu
Oluşan Kısa Süreli Gerilim DüşUanleri
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A.S. Y1lmaz, E. Yamko�lu, Z. Demir
Benzerimierin gerçekleştirildiği SIMPOW [6] yazılımı İsveç merkezli ABB şirketi tarafından üretilen bir güç sistem analizi yazılımıdır. Yazılım Windows NT ortaınında çalışmaktadır.
V.
Sonuç olarak, kısa süreli gerihm düşümlerinin sebeplerinden olan motorlara yol verilmesi şebekedeki diğer yüklere ve özellikle diğer motorlara zarar verebilmektedir. Bu makalede asenkron motorların yol alması sırasında şebekenin davranışı ve motorlann etkilenmesi bilgisayar benzetiınleri ile ortaya konmuştur.
EK-Örnek Sistem Parametreleri
SONUÇLAR
Elektrik dağıtım sistemlerinde yaşanan problemierin önenıli bir kısmı gerilinlde yaşanan düşmeler yada kesintilerdir. Özellikle gerilime duyarlı yükler bu devreden çıkmakta yada durumlarda ya anzalanmaktadır. Bu tür gerilim düşmelerinin sebeplerinden biri olan büyük güçlü motorların devreye girınesi sonucunda tam yük akımının 5-6 katı daha fazla akın1 çekmektedir [7]. Bu yüksek akımın kaynaktan motora gelene kadar mevcut bulunan hat yada kablodan akmakta ve gerilim düşümü aynı oranda yüksek çıkmaktadır. Yine bu gerllim düşümü tüm şebekeye yayılarak aradaki uzaklığa yani eınpedansa göre değişen oranlarda gerilirnde düşmeler oluşmaktadır. Eğer bu olayın yaşandığı noktanın yakınında bir fıderden beslenen duyarlı yilider varsa onlaıı.n anzalanması, yanlış koşullarda çalışması yada devreden çılanası kaçınılmaz olacaktır. Bununda maddi kayıplara yol açması gerilim düşümlerinin n1eydana getirdiği sıkıntılan arttırmaktadır. Bu durumdan korunınanın yolları mevcuttur. Uygulanabilecek en basit yöntem gerilim değişiinine duyarlı yüklerio yani bilgisayar, elektronik cihazlar, kağıt, iplik, dokuma vb duyarlı yülder ile şebekeye önemli bir yük getiren söz konusu tesislerin mümkün olduğu kadar birbirlerinden uzakta ve fark1ı trafo istasyonlarından beslenmesi gerekmektedir. Hatta bu tür yükler için 154 kY hat üzerinden ayn bir besleme yapılnıası uygulama kolaylığı olan bir önlemdir. Bunu yanı stra alınacak önlemler arasında kritik yüklerdeki gerilim düşmesini öteleyerek nominal değere getirecek bir takım esnek kontrol cihazlan sayılabilir. Dinamik geriliın düzenleyicileri, statik seri gerilim regülatörleri bu alanda geliştidirneye başlanan uygulama alaruna yeni yeni konulan cihazlardrr. Bu tür cihazıarın ek mali yük getireceği ve ileri teknoloji gerektirdikleri göz önünde bulundurulmalıdır. OG motor Iarına direkt yol verilmesi bazı büyük fabrikalarda tercih edilmektedir. Pahalı yol verme cihazıarı ve bu motorların sık devreye girip çıkmaması, bu tercihi avantajlı yapnuştır. Bu gibi durumlarda işletmeye ilk kez alınacak büyük güçlü OG motorlannın direkt yol verilmesi sırasında kıitik yüklerin bir süre devreden çıkanlması, motor yol aldıktan sonra tekrar devreye girmesi duyarlı yüklerin önerilen alternatiflerden biridir.
A.Dağıtını Şebekesi ve Transformatörler SBAZ=lOO MVA
(Temel güç) Trl (Bl54-B35): 25 MVA, 154/34.5 kV, x=%10, Y,� Tr2 (B154-B35) : 25 MVA, 154/34.5 kV, x==%10, Y,� Tr3 (B35-İŞLETME) : 7.5 MVA, 34.5/11 kV, x=o/o7.5, Y,Y Tr4 (İŞLETME-AGM) : 5 MVA, 34.5/0.4 kV, x=%5.5, Y,Y Tr5 (OGY-AGY) : 5 MVA, 34.5/0.4 kV, x=o/o5.5, Y,Y Hat 1 (B35-İŞLETME) : R-0.0001 pu, X=O.Ol pu Hat 2 (İŞLETME-OGY) : R=0.0005 pu, X=0.003 pu B. OG Motorları
(Empedanslar birim motorların kendi temel değerine göre birim değerde verilmiştir. Bu barada 7 adet aynı özellikte motor vardır. Somadan devreye giren 4 motorda mevcut motorlarla özdeştir.) 8�1.5 MVA, UN=3.3 kV, H=0.85 pu R1=0.0105 pu X1=0.152 pu X2=0.0924 pu XM=5.416 pu RM=O pu C. AG Motorları
(Empedanslar birim motorların kendi temel değerine göre birim değerde verilmiştir. Bu barada 5 adet 100 kW'lık motor vardır. Motorlar özdeştir.) SN = O. l
MVA, UN=0.4k\f, H=0.25 pu R1=0.038 pu X1=0.139 pu X2=0.119 pu XM=3.14 pu RM=O pu
D. Statik Yükler
AGY Barası (380 V, 8=2.1-+-j 1.8 MVA, Sbt. Emp.Yükü )
KAYNAKLAR
[ 1]
Zhang, L., and Bollen, M.H.J., Characteristics of Voltage Dips (Sags) in Power Systems, IEEE Trans. on Power Delivery, Vo1.15, No.2, April 2000, pp.827832. [2] Coıuad, L.E., (Chairman), Proposed chapter 9 for predicting voltage sags (dips) in revision to std 493, IEEE Trans. on Industry App1ications, Vol.30, 1994, pp.805-82 ı .
5
SAU Fen Bilimleri Enstitüsil Dergisi
Dağıtım Şebekelerinde Asenkron Motorlara Yol Veı·ilmesi Sonucu
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Oluşan Kısa Süreli Gerilim Düşüroleri
A.S. Yılmaz, E. Yamkoğlu, Z. Deınir
[3] Das, J.C., Effects of Momentary Valtage Dips on the Operation of Induction and Synchronous Motors, IEEE Trans. on Industry Applications, Vol.26, No.4, July/Aug 1990, pp.71 1-717.
[4]
Kundur, P., Power System Stability and Control,
IEEE Press, 1994. [5] Morrison, K., Modeling for voltage stability studies, seminer notu, June 21, 1993. [6] SIMPOW User Manual Release 10, ABB Power Systems, Power System Analysis Dept., Vasteras, S weden. [7] Dugan, R.,C., and et al, Electric Power Systems Quality, Me-Graw Hill, 1996.
6
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Orta Gerilim Yer Altı Kablolarında Derinlitin Alom ve
SAU Fen
Gerilim Taşıma Kapasitesine Etkisi A.T. Ergüzel
ORTA GERİLİM YER ALTI KABLOLARlNDA DERİNLİGİN AKIMVE GERİLİM TAŞIMA KAP ASİTESiNE ETKİSİ
Alper Turan Ergüzel
••
Ozet
-
Bu
çalışmada
kablolarında
orta
derinliğin etkisi
kablolarındaki
kayıpları
incelenmiştir. yalıtkan
farkına
Yer
altı
I.GiRiş
ortamın
Elektrik eneiJısı insanlarm hayatiarım kolaylaştırmada
ısıl
kullamlan birçok cihazın çalıştınlmasında rol oynar.
direncine bağlı olduğu açıklanmıştır. Akım taşıma kapasitesinde büyüklük
ısıl
direnci
toprağın
ısıl
etkileyen
direnci
Bilgisayar
Eğitimi Bölümü, Adapazarı
kısımlardaki
ve
kablonun
altı
direnci, iletken
kayıpları, iletken
kayıplar, joule
yer
Elektronik
gerilim taşıma
akım ve
kapasitesine
sıcaklığı
geriJim
A. T. Ergüzel, SA. Ü Teknik Eğitim Fakültesi,
en
olduğu
Elektrik enerjisi havai hat ve günümüzde de artık hızla
önemli
yaygınlaşarak
anlatılmış,
yer
altı
kablo
sağlanmaktadu .Yer altı
bağlı olduğu tespit edilmiştir.
nazaran fıziki emniyet problemleıinin daha az olmas1
Anahtar Kelimeler-Yer altı kabloları, Toprağın ısıl
In
-
medium
this
voltage
current
study
the
investigated.
effects
Losses
cables
capacity the
in
depth
of
coductor cable has
depend
on
been
underground
cables,
temperature,
and been
the
environment presented
deviation
thermal
have
that
been
the
of
yapılması
yakın
of
explained.
It
elektriksel olarak bağlayan,
Kablolar
significant
alçak
gerilim
üzere üç
ana
alçak gerilim,
carth. It is determinded that this depends on the
ve üzeri yüksek gerilimdir.
(sand,
clay
ete.)
and
the
rate
Words
-
Underground
cables,
1
kV-
grupta
34,5
gerilim
yüksek
gerilim
incelenir. 1 kV'a
kV arası orta gerilim,
1
kadar
34,5
kY' luk kablo hatlarında
40-50 cm 10 kV'luk kablo hatlarında 60-70 cm 20 - 30 kV'luk kablo hatlarında kanal deıinlikleri 80 100 cm olmalıdır. Kabloların karayolu geçişlerinde ortalama derinlik 100 - 120 cm olması gerekmektedir
of
humidity.
Key
elektriğe karşı yalıtılmış
orta
transmission capacity is the thermal resistance of so il
kaçım lrnaz
bir veya birden çok damardan oluşan araçtır[l].
o lmak
of
gelecekte
yer altı
Kablo, elektrik eneıjisini ileten ve iki cihazı birbirine
criteria effecting thermal resistance in the current
type
tamamen
darlığı
11. YERALTl KABLOLARI
the
resistance
most
iletiminin
yer
the
on
has
the
oluşacak
hatlara
olacaktır.
of
which are insulation losses, joule losses, conductor resistance,
sonucunda
enerji
kablolarıyla
underground
transmission
nüfus
sebepleriyle
direnci, Akın1 taşıma kapasitesi
Abstract
artan
havai
ile
bu toprağın cinsine, (kum, kil, vb.) ve nem oranına
hızla
kablolannın
şebekesi
Thernıal
resistance of earth, Current transmission capacity.
(2].
7
Orta Gerilim Yer Altı Kablolannda Derinliğin Ak1m
SAU Fen Bilinlleri Enstitüsü Dergisi
Gerilim Taşıma Kapasitesine Etkisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
'Yatak
A. T. Erglizel
olması
Faktör
dolgu malzemesi
ve
veya kum.
1.0
plaka (Kablodan min 1 O cm
Kablolar
0.90 (fS)
kum veya elenmiş toprak.
Kablonun üzerı yalak biçimli
işlemi
0.85 (fS)
vaziyette (veya kablo boru içinde}, aradaki boşluk hava lle
güzergahlar
en
kablo
üst
üzerine
kısma da
güzergahların
oluşmasına olan
tali
olan başka
�--
tesislerin
iluna]
bunlara
güzergahlar
daha
güzergahlan,
cadde,
en
işletmesi
60 cnı --�
Ikaz bandı
BO cm
yanlış
sırasında
Kablo
mecbur
düşük
ve
cadde,
yola
bölgeye
Çünkü
edilmelidir.
yer altı
enerji
yol
Seçilen
sokakların
kalınroadıkça
gidilecek
hatlardan
güzergahlannın,
zamanda hat güzergahlarının kısa yoldan
durumunda
kasitti
uygun
kum
iletkenlerden
branşmanı
gerekir.
yol
bandı
Dolgu malzemesı
ilişkisi
ya da
kesitli
hat
geçmesi
meydanlardan olup
büyük
yönünden
ikaz
çalışanlarına (telefon,
kazılan
yakından
tesisin
karşılık
dağıtımı
tuğla
sııasında yapılan işlerin,
küçük
gelmiştir. Ana
meydana
kırmızı
kımnzı
kesintilere uğraması kaçınılmazdır. Ana
az
kablosunun olduğu bilgisini verecektir. (Şeki12.)[4]
(f7)
doğrultusunda
arızalarla o
olduğunca
DÖŞENMESi
KABLOLARlN
neticesinde,
mümkün
hava gazı, su kanallan çalışanları) o bölgede yeraltı
Şekil I. Yeraltt kablolannın çeşitli döşeme şeki11eri
uygulama
ve
konulmalıdır. Bu uygulamalar o bölgede daha sonra
0.80
içine döşenmiş, boşluk hava ile dolu
en
yapılırken
çalışacak
Yüksek yoğunluklu ve kalın etli, kaynakla e.kll, polletilen borular
Yapılacak
kopmasına
gerilip
sırasında
döşenme
konulmalı
dolu
vardır.
dolayı
sebep olacaktır. Döşenme yapıldıktan soma kapatma
Kablo etrafı tamamen kapatılmış
doğabilecek
zeminden
ek kullanılmalıdır. Çünkü her ek yeri yeni kayıp lara
yarım büz lle kapatılmış.
işletmede
şekilde
patlanıasına neden olacaktu.[2]
Yatak ve dolgu maJzemesl gevşek
toprak kanallara döşenmesi
kablonun
durumunda Bu
döşenmelidir.
yumuşak
taktirde
toprak
olması
zemin
biçimde
dalgalı
çöken
yOkse�e yerleştirilmiş)
Kabloların seçilen
yumuşak
döşenmediği
(14)
Koruma kap�ı tuQia veya beton
ya da
kablolar
tokmaklanmış, elenmış toprak
III.
ve
Şekil 2. Yer altı kablolarının standart döşenn-ıe derinlik ölçüleri
ve
kablo
kaldırımlan
inilmez.
IV. AKIM TAŞIMA
Aynı
olmasına, en kısa
ulaşılmasına kablo
dikkat
sisten11eri
taşıma
Akım
büyük iletken
havai
olduğundan
kapasitesi
kablolarda
sıcaklığıyla ortam
KAPASİTESi
ve
ısı
ulaşılacak
en
yayılınunda
etkili
belirlenir.
Kabul
durumuyla
hatlara göre daha pahalı sistemlerdir.
edilemez
Doğal gaz, telefon kabloları, kanalizasyon büzleri, su
sıcaklık farklan kabioda yıpranmaya yol açar. Bundan
boruları
gibi
üzerindeki yalan
yer altı
diğer
sistemlere
en
az
geçeceği
dikkat
kablo
geçirilmesi
50 cm
açıktan
güzergahtan
mesafe
kablolarırun
edilmeli,
dolayı
yol bu
olmasına dikkat
şekillerinde(şekil boru
yer altı
içinden
1.)
kablolarının
kablolann
geçirilmesi
sadece
durumundaki
yapılıyorsa
döşenmesi
faktörleri göıi.ilmekte,
kabloların
etrafı
tamanıen
kapatılması
özellikle
polietilen
borularta
kapatılması
durumunda durumunda
akım
taşıma
döşenmesi
esnasında
kablo
önem taşımaktadır. Zeminin yeni doldurulmuş
aşırı
hesapları
katılırlar.
Alıcak
kadar
olan
dielektrik kağıt
ömürlü için
ve
metal
kayıplar
güvenilir
akımla
koruyuculardaki
dielektrik
yahtkanlı
iletken
alternatif
kayıplarda
U0 1 U
=
kablolarda bir
kesiti çok
kablo iyi
33,5/6 ihmal sistemi
seçilmeli
ki, hem sürekli hemde kısa devre halinde iletkenin taşıyabileceği maksimum akım değeri yük akımından
kapasitesi
zemını
kapasitesi
ısınırlar. İletim
yahtkanlardaki
gerçekleştirmek
büyük olsun.
arttırılınaya çahşılmıştır[3]. Kablo
taşuna
kayıplarına
ve
edilir. Uzun
taşıma
jole
kayıplar kV'a
kablo ya da akım
sistemleri
kablo
duvanna en az 70 cm açıktan döşenmelidir. şekilde
akım
ve
ısılan
iletken
İletkenlerde meydana gelen joule kayıpları nedeniyle
edilmelidir.Bunun yanında orta gerilim kabloları bina
Yukarıdaki
kablolarda
yüksek
dikkatle yapılmalıdır.
eğer
gerekiyorsa
değerdeki
büyük .
zernın
8
Orta Gerilim Yer Altı Kablolarında Derinliğin Akım ve
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Gerilim Taşıma Kapasitesine Etkisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A.T. Ergüzel
Toprağın sürekli yükten dolayı kuruması veya toprak
Kablolarda sıcaklık yükselmesi ve buna paralel olarak da
akım
taşıma
kullanılan
kapasitesi
cinsinin elverişsiz olması kablo civarında bitki olması
malzemelerin
su
karakteristiklerine ve işletme şartlarına bağlıdu.[ 5]
tüketimini
Genel
olarak
durumunda
DERİNLİK taşıma
akım
kablolarda
iletken direnci, joule kayıpları,
toprağın
kurumasma
sebep olur. Bu etkenler toprağın ısı) direncinde aıtışa
sebebiyet V.
arttıracağından
inecektir.
kapasitesi
verir
akım
ve
Bununla
yük
taşıma
akımımn
sabit
kalması
asfalt,
kaldınm
kapasitesi %75
beraber
zeminin
kadar
lere
taşıyla kaplı olması ülkemizde özellikle yaz aylannda
yalıtkan kısımlardaki
aşırı
kayıplar,iletken ve ortam sıcaklığı farkına bağlıdır.[5]
su
kaybını
önlediği
için
büz içine döşenen kablolarda
havanın ilave
V.ı Kabloların ı sıl eşdeğer devresi
ısıl
girmesi,
dirence
toprağın ve
iyi
faydalıdır.Boru
boru
veya
veya büz
sıkıştınlmaması da
dolayıs1yla
akım
içine
da
taşıma
kapasitesinde azalmaya neden olacaktır [8].
Üzerinden akım geçen iletken ısınır. Ve istemediğimiz
kayıplara yol açar. Isı kablo yüzeyine kondüksiyonla
yayılır
ve
eğer
kondüksiyon
kablo
ve
açık
radyasyonla
havada
ise
dış
iletilir.Sürekli
ortama
VI. SONUÇLAR
rejimde
Isıl
kablodan dış ortama ileti]en ısı, kablocia üretilen tüm arasındaki
yaklaşık
fark
olarak
kayıplaıla doğru orantılıdır[6].
etkileyen
en
önemli
büyüklük
toprağın
özgül ısıl direncidir. Bu direnç toprağın cinsine (kil,
kayıplann toplamına eşittir. İlrtken sıcaklığı ile ortam
sıcaklığı
direnci
kum
toplam
ne
kadar
artacağından
toprağın
gibi)
ve
bağlıdır.Derinlere
miktarı
azalacaktır.
V.II Ortamın ısıl direnci
doğru
Dolayısıyla
nemli
inildikçe
akım
olduğuna
toprağın
özgül
taşıma
ısıl
topraktaki nem miktarı etkilemektedir.
Havai hat ve yer altı kablolannda ortam sıcaklığıyla
nem
direnci
kapasitesini
birlikte ortanun direnci de etkide bulunur. Çok küçük çaplı kablolarda havanın ısıl direncinin toprağın ısıl
direncinden tespit
olduğu
çaplı
küçük
çaplı
çapının
yer altı
büyük
çaplı
olarak
havai
daha
artmasıyla
toprağınkinden
kablolarda
da
alam
havada
düşük
akım
(2]
olmaktadır.
ısıl
hızlıdu.
[ 1]
taşıma
kablolarının
havanın
daha
deneylerle
olarak
kablotann
kapasitelerinden
Kablo
yapılan
sonucu
Bunun
küçük
kapasiteleri
azalma
büyük
edilnıiştir.
bulunan
taşıma
çok
KAYNAKLAR
direncindeki
[3] [4]
Dolayısıyla
havanın
ısıl
direnci
akım
taşıma
toprağınkinden daha küçük hale gelir, bunun sonucu
kapasiteleri
kablolarm
hatlardaki
yer
altı
kablolannın
kapasitelerinden daha yüksek
değerlere
akım
enerji
kablo çapına, ve
toprağın
direnç
kablonun
özgül
derin1ik
artmasıyla
iletiminde
ve
ısıl
artmakta
toprağın
taşıma
[5]
ulaşırlar[5].
zeminden ısıl
toprağın
kablo
ısıl
[6]
direnci,
olan yüksekliğine
direncine özgül
Isıl
[7]
artmasıyla
[8]
bağlıdır.
ısıl
çapının
direncinin
azalmaktadır.Burada derinlik etkisi küçüktür.
Nedeni
Alçak ve orta gerilim kablolarında derinliğin 70 120 cm arasında olduğu ortam sıcaklıklarının 20°C, akım
taşuna
ise
1°C m 1 W
kapasitesi
faktörlerine gerek duyulmamaktadır.
için
Merkezi, Ocak 1993
Demirer Kablo Kataloğu DK- 6190
Elektrik Dağıtım Şebekeleri
Eneıji Kablolan
Montaj Uygulama Usul ve Esastan, TEDAŞ
Müdürlüğü, Mart 2002
Dağlar, H.( 1991 )Yer altı Kablolannın Akım
Taşıma Kapasitesi, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
Heinlıold, L. , Power Cables and Their
Application, Siemens, 1979
Heinhold, L. , Power Cables and Their
Application, Part I, Thirt Edition, Siemens, 1990
Weedy, B.M. , Prediction of Return Currents and
Losses in Underwater Single-Core Armoured
Systems Research, Vol.IO, No.l , January 1986
direnç azalmaktadır [7].
direncinin
Elektrik Teknolojileri Geliştirme ve Eğitim
AC Cables with Large Spacings, Electric Power
derinliklerine inildikçe nem oranının toprağın artnıakta olmasından ortam sıcaklığı dolayısıyla özgül
ısıl özgül durumlarda
Çmar, M.,Yeraltı kabloları, TEAŞ Soma
Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel
V.III Toprağın ısıl direnci
Yeraltından
TSE Türk Standartlan Entitüsü Ankara, 1989
olduğu
düzeltme
9
Sulardaki Fosfatın Kimyasal Atık :\'laddeler Kullanılarak Adsorbsiyonu
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A.Yegcn>
N. Yalçın
SULARD AKi FOSFATlN KİMYASAL ATlK MADDELER KULLANILARAK ADSORPSİYONU Ayşen Yeğen, Nevin Yalçın Özet - Bu çalışmada, uçucu kül kullanılarak sulu
çözeltilerden yöntenli ile fosfat adsorpsiyon iyonlarının giderilmesi çalışılmıştır. Çalışmada adsorpsiyon üzerinde, fosfat konsantrasyonu, uçucu kül konsantrasyonu, karıştırma hızının etkisi, pH., karıştırma süresi ve sıcaklığın etkisi incelenmiştir. Böylece sulu çözeltilerde bulunan fosfat iyonunun uçucu kül ile maksimum adsorbansları farklı parametrelerde araştırılmıştır. Anahtar
Kelimeler
adsorpsiyonu.
ve
gazlannın yanı sıra, radyoaktif maddeler ve kül çıkar Termik elektrik santrallerinde kömür kadar
öğütülmekte
ve
su
0,09
ile
sıcaklıkta yanan kömür taııecikleri, kısmen şeklinde
kazan
altında
uzaklaştınlmaktadır.
802
[2].
mnı inceliğe
yakma
püskürtülmektedir. Fırın içinde ortalama
fınmna
1 100-1200 °C adi kül ( curuf)
toplanmakta
ve
su
ile
Külün geri kalan ve daha ince olan
diğer bir kısmı da baca gazları ile sürüklenerek önce
- Fosfat giderimi, uçucu kül
siklonlarda, daha sonra da elektrofiltrelcrde tutulur. Baca gazlan ile sürüklenen ve hava ile temas ederek ani soğuma ile puzolanik özellik kazanan b u küllere
this study, removal of phosphate from aqueous solutions has been examined with adsorption method by using fly aslı. In the experiments, the effects of parameters such as initial phosphate concentration, tly ash concentration, stirring speed, pH, mixing time and temperature on the adsorption investigated. Thus, efticiency vere maximum adsorptions of phosphate ions in aqueous solutions with fly aslı were investigated at different parameters. Abstract - In
Keywords-
C02
yakıtlar yakıldığında ortaya doğal olarak
kül
"
denir
"
[3].
uçucu
Düşük maliyetli materyalierin atıksu arıtım1nda kullanın1ı son
yıllarda
bilim
adamlarının
ilgisjni
daha
fazla
çekmektedir. Temelde adsorpsiyon ve kinıyasal çökelnıe kinetiğine dayanan bu antıın mekanizmalannda aktif alüm, toz alüminyum oksit, fırın cürufu, aktif kırnuzı . çamur uçucu kül ve diğer birkaç materyal gibi pek çok madde adsorban olarak kullanılarak, kir1eticilerin
Phosphate removal,Dy ash adsorption.
giderimi
sağlanmıştır.
atıksudan çeşitli
Özellikle
toz
alüminyum oksit, cüruf, uçucu kü], yan yakılınış dolonıit
I. GİRİŞ
ve findık kabuğundan hazırlanan aktif karbon ile yapılan
Fosfor canlılara gerekli temel besin maddelerindendir.
başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Körnilile çalışan termik
çalışmalarda
Fosforun
temel
kaynağı
giderinnnde
oldukça
cıddi uzaklaştırma ve boşaltma sorunlannın bulunınası,
ATP maddelerinin, hücre zarının yapısında, ayrıca diş ve bulunur.
fosfat
s �n�allerde çok fazla üretilmesi sonucu ortaya çıkan çok
Hücrelerde nükleik asitlerin, enerji aktarımlannı sağlayan kemiklerde
atıksudan
uç�cu kütlerin atıksu arıtımında kullamnunı cazip hale getırmektedir [4].
yer
kabuğundaki temel kayalar, ikinci büyük rezeıvi sulardır. Fosfor döngüsünün temelini fosfor kayalardan denizlere!J
denizlerden de yine karaiara taşınması teşkil eder. [1]
S �bit
?asın� altında tutulan
bir gaz veya buhar ısıtılarak
yuzeyı temızlenıniş bir katı ile teınasa getirilirse, gaz :eya buh � nn h �cminin küçüldüğü göıülür. Eğer aym ışlenı sabıt hacım altında yapılırsa gaz veya buharın
Fosi1 yakıtlann içerdiği maddelerin büyük bir yüzdesini karbon ve hidrojen oluşturur. İçlerinde az da olsa kükürt,
b �sıncırun düştüğü gözlenir. Öyleyse gaz veya buharın
yanmayan nıaddeler ve radyoaktif maddeler de bulunur.
bır kısmı katı tarafından tutulınaktadır. B u tutulma iki
Petrol, kömüre kıyasla daha az kirliliğe yol açar. Fosil
türlü �lasıdır. Birincisi gaz veya buhar n1olekül1erinin . k �tı ı�ınde homojen olarak çözünınesi, ikincisi ise katı
�e�ınd� tutunrnasıdır. Birinci olguya absorpsiyon, ıncıye ıse adsorpsiyon adı verilir. Her iki olgu da _ bırlıkte varsa sorpsiyon deyimi kullanılır [5].
�.Yeğen, 42 Evler mah .. Şehit AJi Çavuş Sokak, No: 20, Kat: 3, 41040,
�
lzmit- Kocaeli.ayscnyegen@hotnmi Lcon1 N. Yalçın, Sakarya Üniversitesi, Kimya Bölümü, Mithatpaşa- Sakarya.
lO
Sulardaki Fosfatin Kimyasal Atık Maddeler
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kullamlarak Adsorbsiyon u
6.Cilt, 2.Sayı (Teırnrıuz 2002)
A.Ye�en, N.Yalçm
Bu çalışmanın amacı, sulu çözeltilerden fosfat iyonu gideriminde
olarak
adsorban
uçucu
araştnmaktır.
kullanılabilirliğini
ktilün
-� ·c Q) -o � � :g
Başlangıç
konsantrasyonu, kanştırma süresi, karıştırıcı hızı, pH, adsorban madde m iktarı
sıcaklık,
_.
etkisi parametreler
LL
� o
değiştirilerek, uçucu külün adsoıpsiyon üzerindeki etkisi
100..., 90 60 70 60 o
incelenmiştir.
kullanılan
kül,
uçucu
sarsıntılı
Şekil
elek
pH
ı.
değerinin,
ID�2.
Numuneler, 250' lik cam erlenler içerisinde, kontrollü
Adsorpsiyona
mağnetik
iyonlannın
uçucu
kül
üzerine
Başlangıç Konsantrasyonunun Etkisi
kullam lrruşnr.
yapılabilen
fosfat
g/1 00 ml, kanştıncı ruzı I 00 rpm, fosfat kons. 20 mgP/1 )
elek üzerindeki orta tane boyutlu olanlar deneylerde
başlangıç
konsantrasyonunun
etkisi
incelenirken; 0,5 g numune, 250 ml' lik erlen içerisinde,
karıştırıcılar kullanılarak
100
hazırlanmış ve mavi bant süzgeç kağıtlarından süzülerek,
ml
20
hacimde,
hazırlanmış
elde edilen berrak çözeltiler, tN Spektrofotometresi'
Na2HP04
mgP/1
içerisine
konsantrasyonunda katılarak
mağnetik
kanştırıcı ile oda sıcaklığında karıştınlnnş ve bu süre
nde, 325 nm dalga boyunda okutulmuştur.
sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek berrak kısım UV Spektrofotometresi' nde okutulmuştur.
DENEY SONUÇLARI VE DEGERLENDİRME
ill.l.
12
10
adsorpsiyonuna etkisi. ( K.anş. süresi: 30 dak., uçucu kül kons. 0,5
kullanılarak üç farklı tane boyutuna ayrılmış ve ı 00 me sh
m.
8
MATERYAL VE METOD
çalışmada
ısıtma
6 pH
ll. Bu
4
2
Bu işlemler 20 mgP/1, 50 mgP/1 ve 100 mgP/1 için yapılmıştır.
Adsorpsiyona pH' ın Etkisi
Bunun sonucunda, uçucu kül ile fosfat gideriminde,
Adsorpsiyona, pH' ın etkisi incelenirken; 0,5 g numune,
verimin büyük oranda başlangıç konsantrasyonuna bağlı
250 ml' lik erlen içerisinde, ı 00 ml hacimde, 20 mgP/1 konsantrasyonunda katılarak
hazırlanmış
nıağnetik
karıştıncı
Na2HP04 ile
oda
olduğu gözlenmiştir. Başlangıç fosfat konsantrasyonunun
içerisine
artışıyla giderimin de aıtması, uçucu külün yüksek fosfat
sıcaklığında
konsantrasyonlannda
karıştırt1rnış ve bu süre sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından
süzülerek
berrak
kısım
lN
N
HCl
veya
NaOH
çözeltileri
adsorpsiyon değerleri
ile
yapılınıştır. Bunun
sonucunda,
yüksek
Tablo 2. Başlangıç konsantrasyonuna karşı h k gelen fosfat kons. ve %
3, 5, 7, 9 ve ll için yapılmıştır. pH ölçümleri sırasındaki
O, ı
adsorpsiyonunun
olduğunu göstermektedir.
Spektrofotometresi' nde okutulmuştur. Bu işlemler pH ı, ayarlamalar
da
baş.kons.(mg/1)
konsant. ( mg/1)
% fosfat giderimi
20
0,9829
87,4605
50
2,3163
88,3996
100
2,3595
94,0904
uçucu kül ile fosfat gideriminde,
verirnin pH' a bağlı olduğu görülmüştür. pH değerinin 1 ı olduğu aralıkta fosfat gideriminin oldukça yükseldiği ve maksimuma yaklaştığı gözlenmiştir. Tablo 1. pH değerleıine karşılık gelen kons. ve% adsorpsiyon değerleri
20
40
60
80
100
120
pH
konsant. (mg/1)
% fosfat giderimi
ı
5,05670
74,7165
3
4,12678
79,3661
Şekil 2. Başlangıç konsantrasyonunun fosfat iyonlannm uçucu kül
5
4,56526
77,1737
üzerine adsorpsiyonuna etkisi. (Karış. süresi: 30 dak., uçucu kül kons.
7
4,06504
79,6748
9
3,68529
81,5736
ll
1,67591
91,6205
Başlangıç Konsantrasyonu (mg/!)
0,5 g/1 00 ml, kanştırıcı hızı 100 rpm, fosfat kons. 20 mgP/1 )
Ill.3.
Karıştırma Hızının Etkisi
Adsorpsiyona, kanştırina hızının etkisi incelenirken; 0,5 g numune, 250 ml' lik eri en içerisinde, 100 ml hacimde,
20
mgP/1
içensıne
konsantı-asyonunda katılarak
mağnetik
hazırlanmış kanştırıcı
Na2HP04 ile
oda
sıcaklığında karıştırıltmş ve bu süre sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek berrak kısım UV
ll
Sulardaki Fosfat• n J(jmyasal Atık Maddeler
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kullanılarak Adsorbsiyon u
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A.Yeğen, N. Yalçın
Spektrofotometresi' nde okutulmuştur. Bu işlemler 50,
100 ve 250 rpm hızları için yapılmıştır. Bunun sonucunda,
karıştırma hızının artması halinde
fosfat konsantrasyonunun 100 rpm' lik karıştırma hızına kadar
gösterdiği,
azaln1a
bunun
üzerindeki
hızlarda
gittikçe arttığı ve en iyi fosfat giderme veriminin de 250
40
20
o
60
rpm kanştırma hızında elde edildiği gözlenmiştir.
80
100
120
(°C)
Sıcaklık
Tablo 3. Kanştıncı hızı değişimine karşılık gelen fosfat kons. ve % adsorpsiyon değerleri
Şekil 4. Sıcakhk değişiminin fosfat iyon larılım uçucu kül üzerine
konsant.
karıştırma hızı
adsorpsiyonuna etkisi. ( Karış. süresi: 30 dak., uçucu kül kons. 0,5
% fosfat giderimi
1" mgJtr)
50
1,96086
90,1957
100
2,03556
89,8222
250
1,94472
90,2764
g/1 00 ml, kanştıncı hızı 100 rp m, fosfat kons. 20 mgP/1 )
ID.5.
Adsorban Madde Miktarının Etkisi
Adsorpsiyona
�w
00,2
90,1
�
90
�
100
ml
20
hacirnde,
hazırlanmış
miktarının
etkisi
Na2HP04
ıngP/1
içerisine
konsant1asyonunda
katılarak
mağnetik
kanştrrıcı ile oda sıcaklığında karıştırılmış ve bu süre
89,9
u.. sg'a o �
madde
incelenirken; 0,5 g nwnune, 250 ml' lik erlen içerisinde,
90,3
:0
adsorban
sonunda çözelti, ınavi bant süzgeç kağıdından süzülerek
897 �--�----�--� '
150
100
so
o
200
berrak kısım UV Spektrofotometresi' nde o kurulmuştur.
300
250
Karıştırma Hızı (rpm)
1 ,O
Bu işlenller adsorbanın 0,5,
2,0 grarnlık miktarlan
ve
için yapılmıştır. Şekil
3.
Karı ştırma hızının
adsorpsiyonuna etkisi.
(
fosfat iyonlarının
uçucu kül üzerine
Bunun sonucunda,
Kanş. süresi: 30 dak, uçucu kül kons. 0,5
Adsorban
görülmüştür.
Sıcaklığın Etkisi
miktarının
artışıyla
fosfat
giderimi miktara bağlı olarak gittikçe artmaktadır.
sıcaklığın
Adsorpsiyona
fosfat gideriminde,
verimin büyük oranda adsorban miktarına bağlı olduğu
g/1 00 ml, fosfat kons. 20 mgP/1 )
III.4.
uçucu kül ile
etkisi
incelenirken;
0,5
g
Tablo 5. Adsorban madde miktarına karşılık gelen fosfat kons. ve % adsorpsiyon değerleri
numune, 250 ml' lik erIen içerisinde, 100 ml hacimde, 20 mgP/1 konsantrasyonunda hazırlanmış Na2HP04 içerisine
% fosfat giderimi
adsorban mik. (g)
sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek
0,5
2,46693
87,6654
berrak kısım UV Spektrofotometresi' nde okutulmuştur.
ı
0,87340
95,6330
2
0,26791
98,6605
Bu
işlemler
25°C,
50°C
ve
100°C
sıcaklıklar
yapılrmştır.
için .
konsant.
(mgll'J
katılarak mağnetik karıştlrıcı ile karıştırılınış ve bu süre
-
�
�
E
ID
Bunun sonucunda, uçucu kül ile fosfat gideriminde,
100,0 9s,o
'O
sıcaklığın çok belirgin bir etkisi olmadığı, sıcaklığın artmasıyla çözeltideki fosfat iyonu konsantrasyonunun
[?
90,0
�
85,0
o u..
bir ntiktar azaldığı görülmüştür. Fosfat iyonlarının uçucu
--... .. -
0.0
1,0
0.5
-,-- ---,---..
1,5
2,0
2,5
Adsorban Madde Mıktarı (g)
kül ile adsorpsiyonu sıcaklıkla yok denecek kadar az miktarda artmaktadır. Tablo
4.
Sıcaklık
değişimine
karşılık
gelen fosfat
kons.
Şekil
ve o/o
konsant. (mg/1)
% fosfat giderimi
25
2,46693
87,6654
50
2,03556
89,8222
100
1,94472
90,2764
Degişik
adsorban
nıiktarlarına
karşılık
gelen
fosfat
kons.de�işimi. (Karış. süresi: 3 0 dak., kanştırıcı hızı 100 rpm, fosfat kons. 20 mgP/1 )
adsorpsiyon değerleri
sıcaklık °C
5.
lll.6.
Karıştırma Süresinin Etkisi
Adsorpsiyona kanştınna süresinin etkisi incelenirken; 0,5 g numune, 250 nıl' lik erlcn içerisinde, 100 ml hacimde,
20
mgP/1
konsantrasyonunda
hazırlanmış
NaıHP04
içerisine katılarak mağnetik karıştırıcı ile karıştırılmış ve bu süre sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek berrak
kı sını
UV
Spektrofotometresi'
nde
okutulmuştur. Bu işlemler 30, 60, 90 ve 120 dakikalık karıştırma süreleri için yapılmıştır.
12
Sulardaki Fosfatın Kimyasal Atık Maddeler
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kullanalarak Adsorbsiyon u
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A.Yeğeıı, N.Yalçm
Bunun sonucunda, kanştırma süresinin 60 dakikaya kadar olan
kısmında
fosfat
konsantrasyonunda
hızlı
bir
gidermenin olduğu, ancak ilerleyen zamanlarda fosfat gideriminin yavaşladığı gözlenmiştir. Tablo 6. Değişik karıştırma sUrelerine karşılık gelen fosfat kons.
ve
%
adsorpsiyon değerleri
karış. süresi (dak.)
konsant. (mg/1)
o/o fosfat giderimi
30
2,46693
87,6654
60
2,35748
88,2126
90
2,50082
87,4959
3,72570
81,37 15
120 -
-
90
E ·c: 88 cu
-
"'
" 86 ....
� 84 ll)
&
82
o
80 �--�--�----�
�
40
20
o
60
80
100
120
140
Karıştınna SOresi (dak.)
Şekil 6.
Değişik karıştırma sürelerine
karşılık gelen fosfat kons.
Değişimi .. ( Uçucu kül kons. 0,5 g/100 ml,
fosfat kons. 20 mgP/l,
kanştırma hızı 100 rpm)
IV. SONUÇ Sulardaki fosfatın uçucu kül kullamlarak giderimi üzerine yapılan çalışmaların sonucunda, uçucu küllerin fosfat
uzaklaştınlmasında yüksek bir giderim kapasitesine sahip olduğu gözlerınıiştir. Yapılan
çalışmalar
konsantrasyonunun
neticesinde
aıtmasının
adsorbent
adsorpsiyon
veıimini
arttırdığı, sıcaklık artışının belirgin bir etkisinin olmadığı, pH' ın artması ile fosfat gideriminin arttığı, başlangıç konsantrasyonunun artışıyla fosfat gideriıninin düştüğü, karıştırma hızının verimi arttırdığı ve karıştrrma süresinin
120
dakika
civarında
olduğu
zaman
adsorpsiyon
miktarının maximuma yaklaştığı gözlenmiştir.
KAYNAKLAR [1] İrdemez, Ş., Yıldız, Y.Ş., Demircioğlu, N.,"Ulusal Sanayii
-
Çevre
Sempozyumu
ve
Sergisi",
Mersin
Üniversitesi, Müh. Fak., Çevre Müh. Böl., 1 19, Mersin,
25-27 Nisan, 2001.
[2 ]
Kadiroğlu, K.O., Sökmen, C.N., "Bilim ve Teknik
Dergisi",
[ 3]
Sayı 319, Haziran, 1994.
Ölmez,
H:,
"Endüstriyel
ve
Tarımsal
Atıklarm
Çimento Üretiminde Değerlendirilmesi", Ondok:uz Mayıs Üniversitesi Yayınları, No: 47, Samsun, 1988.
[4 ]
Salman, B., Uğurlu, A., ''Ulusal Ekoloji ve Çevre
Kongresi Programı'', Kırşehir, 3- 5 Eylül, 1997.
[ 5]
Erdik, E., Sarıkaya, Y., "Temel Üniversite Kimyası",
Cilt 1, 420, Ankara, 1984.
13
•
Sulu Çözeltilerdeki Fosfat Iyonunun Prinç Kabuğu
SAU Fen B11imleri Enstitüsü Dermsi 6.Cilt, 2.Sayı (Teınmuz 2002) e
Kullanılarak Adsorbsiyonu E.Erçetin, N.Ya1çın
SULU ÇÖZELTiLERDEKi FOSFL\T İYONUNtTN PİRİNÇ KABUGU KULLANILARAK ADSORPSİYONU
ElifErçetin, Nevin Yalçın gideriminde kimyasal çöktürme, biyolojik antma, iyon
Özet - Sulu çözeltilerdeki fosfat iyonunun pirinç kabuğu ile adsorpsiyonu; pH, başlangıç fosfat iyonu
değişimi, membran prosesleri gibi farklı metodlar ve
konsantrasyonu, karıştırma süresi, karıştırıcının hızı,
adsorpsiyon yöntemi kullanılmaktadır
ll
Bir
sınır
sıcaklık
ve
adsorban
parametreler sulu
değiştiriterek
çözeltilerde
kabuğu
nıadde
bulunan
incelenmiştir. fosfat
maksimum
ile
miktarı
gibi
Böylece
iyonunun
adsorbansları
katının
ya
konsantrasyon
pirinç
da
bir
değişmesi
likitin olayına
-
3]. yüzeyindeki
adsorpsiyon
denir.
Yüzeyde konsantrasyonu artnuş olan cisme adsorp1anmış
farklı
parametrelerde araştırılmıştır.
madde, adsorplayan maddeye de adsorban denir. Adsorban yüzeyindelO tanecikler arasında sadece Van
Anahtar Kelimeler- Fosfat iyonu, adsorpsiyon, pirinç
der Waals çekim kuvvetlerine dayanan bir bağlann1a oluyorsa bu tip adsorpsiyon fiziksel adsorpsiyon olarak
kabuğu.
Abstract
adlandırılır. Adsorplanan moleküllerle adsorbanın yüzey -
The
adsorption of
phosphate
molekülleri ya da atomları arasında gerçek bir reaksiyon
ion in
varsa bu tip adsorpsiyon kin1yasal adsorpsiyondur.
aqueo"us solutions on rice bran were examined by changing
the
parameters
that
include
pH,
Sabit sıcaklıkta adsorban tarafından adsorplanan madde
concentration of initiaJ phosphate ion, mix time, speed
nıiktarı ile denge basıncı veya konsantı-asyonu arasındaki
of ınixer, temperature, and adsorbent ınass. Thus the
bağıntı adsorpsiyon izoterıılldir [4].
conditions of maximum phosphate ion adsorption were investigated with different parameters.
Bitkinin harmam ile elde edilen kabuklu tane ürüne çeltik
ı. Atom nun1arası
Çeltik ürünü
adı verilir.
Keywords- Phosphate ion, adsorption, rice bran.
dibek,
dink,
çeltik
kınna
değirmeni ya da çeltik fabrikasında işlenerek pirinç elde edilir. İşleme sırasında, çeltiğin genel olarak % 9-1 O, u kepek, %20' si pirinç kabuğu olarak ayrılır. Yurdumuzda
GİRİŞ
1984 yılında 64 bin hektar çeltik ekilmiş, 168 bin ton
15, atom ağırlığı 30.97 olan fosfor
pirinç alınmıştu·.
periyodik tablonun 5. gıubunda bulunmaktadır. Oksijene
Diğer
taraftan
çelriğin
o/o
20'
si
olan afinitesiııin çok yüksek olması nedeniyle litofil bir
kabuktan meydana geldiğine göre l 68 bin ton pirincin
elementttir. .A.ynca C, H, N, O gibi canlı bünyeleriıı
yamnda 33 600 ton da kabuk elde edilmiştir. Pirinç
öneıııli bir yapı elementi olınası nedeniyle de biyolojik
fabrikalarında, çeltikten pirinç üretimi srrasında ele geçen
önemi vardır. Bu nedenlerle tabiatta asla serbest halde
bu
bulunmaz;
kullanılman1akta ve çevre kirliliğine yol açn1aktadır.
fosforik
asidin
tuzu
ve esterleri halinde
ürün
pirinç
kabuğu}
halen
ülkemizde
Kullanılışın geliştirilmesinin sebebi de budur [5].
bulunur. Fosforun canlıların önemli yapı taşlarından biri olması nedeniyle
yan
Çevre Mühendisliğinde ve biyolojik
arıtma proseslerinde önern.i büyüktür. Fosforun en büyük
Bu çahşmanın aınacı, sulu çözeltilerde fosfat iyonunm1
zararı ise ötröfıkasyona neden olmasıdır. Evsel kaynaklı
gideriln1esinde tarımsal bir atık olan pirinç kabuğunun
atık sularda fosfor oranı oldukça yüksektir. Fosfor su ve
adsorban olarak kullanılabilirliğini araştırmaktır. Bunun
atık sularda oıtofosfatlar, kondanse fosfatlar ve organik
için de pirinç kabuğunun fosfat i yonunun adsorpsiyonu
fosfor şeklinde bulunur. Evsel atıksularda fosfor derişimi
üzerindeki
3
-
etkisi
madde
kaynağı deterjan kullanırrudır. Sulu çözeltilerde fosfor
miktan
incelenmiştir. E. Erçetin, Dilmen Mah 54. Sokak, Aleyüz Evler, D Biok, 0:1 ı, 54200
Adapazan - Sakarya,c .•_.rcelı r@supı::r on J in c. com
Üniversitesi, Kimya
fosfat
iyonu
konsantrasyonu,
karıştırma süresi, karıştırıcının hızı, sıcaklık ve adsorban
15 mg/I arasında değişir ki bunun % 50 'sinin
N. Yalçın, Sa:<arya
pH,
Bölümu, Mithatpaşa. Sakarya.
14
gibi
paran1etreler
değiştirileı-ek
Sulu Çözeltilerdeki Fosfat İyonunun Prinç Kabuğu
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü berg1si
Kullanılarak Adsorbsiyonu
6.Ci1t, 2.Sayı (Ten1muz 2002)
E. Erçetin, N. Yalçın
II. MATERYAL VE ME'rOD Çalışmalarda kullanılan pirinç kabuğu 1 05°C 'lik etüvde
24
bekletilip
saat
yardııruyla
toz
sonra
kurotulduktan getirilmiştir.
haline
öğütücü
Standart
elekler
kullanılarak elenmiş ve 355-212 �m, 212- 150 J..tm ve
2
4
değerinin,
fosfat
6
8
l2
10
150 - 63 �tm tane boyutlarında numuneler elde edilmiştir.
Ç a lışm ala r 212
150 Jlnı tane boyutuna sahip pirinç
-·
ka buğu ile yapılmıştır. Fosfatın
çö zelt i si
sulu
reaktif
saflığında
Na2HP04
kullamlarak
ve
hazırlaıumştıi.
Adsorpsiyon deney leri, 100 ml fosfat
20
mg/1
Şekil
konsantrasyonunda
ve
kontrollü
ısıtma
yapılabilen
iyonlarımn pjrinç kabuğu üzerine
adsorpsiyonuna etkisi. ( Karış. süresi: 30 dak., pirinç kabuğu kons.
g/100
çözeltisi ne 0.5 g adsorban ilavesi yapılarak, 250 ml' lik edenlerde
1. pH
ml, kanştnıcı hızı 100 rpm, fosfat kons. 20 mg
P/1)
0,5
111.1. Başlangıç Konsantrasyonunun Etkisi
magnetik
karıştırıcı kullamlarak yapılrmştır. Deneyierin sonunda bir
her
fosfat
yardııruy]a
s üz
çözeltisi
mavi
bant
süzgeç
Adsorpsiyona
kağıdı
kullanılarak
nıl
100
ölçümler yapılımştır.
Ölçüınler UV spektrofotometre cihazında
konsantrasyonunun
etkisi
incelenirken; 0,5 g numune, 250 ml, lik erlen içerisinde,
ülmüş ve fosfat tayininin askorbik asit
metodu ile olanı
başlangıç
hacimde
hazırlaruruş
ve 325 nın
20
N a2HP04
mg
P/1
içerisine
konsantrasyonunda
katılarak
mağnetik
karıştırıcı ile oda s1caklığında kan ştı r ı lrmş ve bu süre
dalga boyunda yapılmıştır.
sonunda çözelti, mav i bant süzgcç kağıdından süzülerek
III. DENEY SONUÇLARI VE DEGERLENDİRME
berrak kısım UV Spcktrofotometresi' nde okutulmuştur. Bu işlemler 20 mgP/1, 50 mgP/1 ve 100 n1gP/l için
IILI. pH' ın Etkisi
yapılnııştır.
Adsorpsıyona pH' ın etkisi incelenirken; 0,5 g numune,
Bunun sonuc unda, pirinç kabuğu ile fosfat gideriminde,
içerisine
sıcaklığın da
verinun başlangıç konsantrasyonuna bağlı olduğu görülm üştür. Başlangıç fosfat konsantrasyonunun çok fazla artışıy l a giderimin de artması, pirinç kabuğunun
karıştınlıruş ve bu süre sonunda çözelti, mavi bant
yük sek fosfat konsantrasyonlannda da adsorpsiyonunun
250 ml' lik erlen içerisinde, 1 00 ml hacimde 20 mg P/1 konsantrasyonunda katJlarak süzgeç
mağnetik kağıdından
haz ırlanmış karıştırıcı süzülerek
Na2HP04 ile
oda
berrak
kısım
yüksek olduğunu gö stermekt edir.
UV
Spcktrofotometresi' nde okutulmuştur. Bu işlemler pH 1,
3, 5, 7, 9 ve ll için yapıl mı ştır. pH ayarlamalan 0,1 N
Tablo 2. Başlangı ç konsantrasyonuna karşılık gelen fosfat kons. ve o/o
li Cl v eya NaOH çözeltileri ile yapılmıştır.
fosfat giderimi değerleri
% Fosfat giderimi pH' a karşı grafiğe geçirilmiştir.
Baş.Kons.(mg/1)
Kons.( mg/1)
20
2.150
89.30
50
6.401
87.20
100
6.399
93.60
Buı1un sonucunda, pirinç kabuğu ile fosfat gideriminde, verilnin pH' a bağlı olduğu görülmüştür. pH değerinin 1 olduğu aralıkta fosfat gideriminin maksimum olduğu,
% Fosfat Giderinn
pH' ın 3, den sorua yükselen tüm değerlerinde sonucun biraz azaldıktan soma değişınediği gözlenmiştir.
100.0
:�
Tablo 1. pH değerlerine karşılık gelen kons. ve % fosfat giderimi
V
değerleri
c
"d ·.....
c.f!
95.0
------- ..
ÇX),O
·_____ � __._ • -----85.0 ·�--�r�--�---- � o
lll
40
pH
Konsantrasyon(mg/1)
ı
4.059
79.71
3
6.234
68.83
5
6.250
68.75
7
6.568
67.16
üzerine adsorpsiyonuna etkisi. ( Kanş. süresi:
9
6.361
68.20
kon s.
11
6.215
68.93
%Fosfat Giderinn
o tı..
o �
100
120
Şekil 2. Başlangıç konsantrasyonunun fosfat iyonlarının pirinç kabuğu
0,5
30
dak., pirinç kabuğu
g/1 00 ml, karış h ncı hızı 100 rpm, fosfa t kons. 20 mgP/1 )
111.3. Karıştırma Hızının Etkisi Adsorpsiyona, karıştırına hızının etkisi incelenirken; 0,5 g numune, 250 ml' lik erlen içerisinde, 100 ml hacimde 20
ıs
mg P/1 konsantrasyonunda hazulanmış Na2HP04
•
nunun Prinç Kabuğu Sulu Çözeltilerdeki Fosfat Iyo Kullanılarak Adsorbsiyon u
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
E.En;etin, N.Yalçm
6.Cilt, 2 .Sa}'l (Temmuz 2002)
içerisine
mağnetik
katılarak
kanştırıcı
ile
oda
sıcaklığında kanştınlmış ve bu süre sonunda çözelti,
:§
mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek berrak kısım UV
� . c.::ı
Spektrofotometresi' nde okutulmuştur. Bu işlemler 50,
.....
100 ve 250 rpm hızları için yapılmıştır.
90.00 80.00 70.00 60.00
!
o t.l.4
,----
sonucunda,
azalmasının
karış tırma
adsorbe
edilen
hızımn
fosfat
veya
artması
50
o
m
B unun
100
ı
ISO
Sıcaklık (°C)
*'
konsantrasyonunu
-
4----.,.-
önemli ölçülerde değiştirmediği gözlenmiştir. Tablo 3. Kanştıncı hızı değişimine karşılık gelen fosfat ko ns. fosfat giderimi değerleri
ve
larının ?�rinç kahu�u üzerıne Şekil 4. Sıcaklık değişiminin fosfat. iyon nç kahu�u kons 0,5 adsorpsiyonuna etkisi. ( Karış. sOresı: 30 dak., pın ) g/1 00 n1l, kanştırıcı hızı 100 rpm, fosfat kons. 20 mgP/1
%
Kanştırma Konsantrasyon(mg/1) o/o Fos fat Giderimi
m.s. Adsorban Madde Miktarının Etkisi
Hızı(rpm) 50
4.601
77.00
100
4.621
76.90
250
4.658
76.71
76.80
...
�
o �
o
C/)
içerisine
katılarak
mağ ne t i k
için yapılmıştır.
76.60
......
Na2HP04
berrak kısım UV Spektrofotornetresi' nde okutuhnuştur. Bu işlemler adsorbanın 0,5, 1 ,O ve 2,0 graınlık n1iktarlan
77 .00
. c.::ı
etkısi
kanştırıcı ile oda sıcaklığında karıştınlm ış ve bu süre sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek
77.20
(!) '"O
miktannın
madde
incelenirken; 0,5 g numune, 250 ml' lik erlen içerisinde, ı 00 ml hacimde 20 mg Pll konsantrasyonu nda hazırlanmış
:�
adsorban
Adsorpsiyona
�
3 00
200
100
Bunun sonucunda, pirinç kabuğu ilc fosfat
Karıştırma Hızı (rp m)
o
gideriınındc,
adsorban miktannın çok fazla artışıyla fosfat gideriıni az da olsa azalmaktadır.Bu da aslında
verimin
büyük oranda
adsorban miktarına bağlı oJn1adığını gö�termektcdir. Şekil 3. Kanştırma hızının fosfat iyonlannın adsorpsiyonuna etkisi. ( Kanş. süresi: 30 gl I 00 ml, fosfat kon s. 20 mgP/1 )
ID.4.
pirinç kabuğu üzerine
dak., p irinç kabuğu
Tablo 5. Adsorban madde
kons. 0,5
Adsorban
sıcaklığın
etkisi
P/1
konsantrasyonunda
incelenirken; hazırlammş
0,5
g
Na2HP04
içerisine katılarak mağnetik karıştırıcı ile karıştırılmış ve
Konsantrasyon(ıng/1)
berrak
okutulmuştur.
Bu
kısım
UV
işlemler
0.5
5.118
74.41
ı
5.094
74.5l
2
5.985
70.0R -
Spektrofotometresi' nde 25° C, 50° C ve 1 00°C
:�
73.0 0
es
7 ı .00 .
t6
69.00
"'
o.>
4oJ
sıcaklığın etkisi olduğu, sıcaklığın artmasıyla çözeltideki
til o �
fosfat iyonu konsantrasyonunun azaldığı görülmüştür.
?}!.
Bunun sonucunda, pirinç kabuğu ile fosfat gideriminde,
gelen fosfat kons. ve
----
-
7 5.00
sıcaklıklar için yapılnuştır.
Tablo 4. Sıcaklık değişimine karşılık
%ı
Gideriıni
%Fosfat
bu süre sonunda çözelti, mavi bant süzgeç kağıdından süzülerek
ve
Miktan (g)
numune, 250 ml' lik erlen içerisinde, 100 ml hacimde 20 mg
fosfat kons.
fosfat giderimj değerleri
Sıcaklığı n Etkisi
Adsorpsiyona
miktanna karşthk gelen
% fosfat
-
o
J
'
3
2
Adso rban Mıkturı
�-----
(g) ----
-
giderimi degerieri Konsantrasyon(mg/I)
% Fosfat Giderimi
25
2.109
89.46
50
4.574
77.13
100
6.632
66.84
Sıcaklık
Şekil 5. Degişik adsorban miktarlarına karşı h k gelen %fosfat gidcrin1i. (Karış. süresi: 30 dak., karıştırıcı hızı ı 00 rpnı, fosfat kons. 20 nıgP/1 )
oc ID.6. Karıştırma
Süresinin E tkisi
Adsorpsiyona karıştırma süresinin etkisi 0,5 g numune, 250 ml' hacimde,
16
20
mgP/1
incelenirkcn; lik er le n içeris ın de 100 ml
konsantrasyonunda
,
ha7ırlannuş
Prinç Kabuğu Kullamlarak Adsorbsiyon u
Sulu Çözeltilerdeki Fosfat İyonunun
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
E.Erçetin, N.Yalçın
Na2HP04 içerisine katılarak
kanştırılmış ve bu süre sonunda çözelti, süzgeç
kağıdından
berrak
süzülerek
mavi bant
UV
kısım
Spektrofotometresi' nde okutulmuştur. Bu işlemler
60, 90 ve
KAYNAKLAR
mağnetik karıştıncı ile
120 dakikalık karıştırma
süreleri
[1] İrdemez, Ş., Yıldız, Y.Ş., Demircioğlu, N., "Ulusal
30,
Sanayii
için
sonucunda,
karıştırma
süresinin
olduğu,
ancak
ilerleyen
3 0 dakikaya
zamanlarda
[3]
fosfat
� o +-'
� �
o/o Fosfat Giderimi
30
2.1 ı 1
89.45
60
4.476
77.62
90
4.858
75.71
120
5.93 1
70.35
]
85.00 75.00 65.00
o
50
ıso
100
Kanşt ırın a Sıresi (dak.)
'*'
Ş eki 1 6. Değişik kanştınna sürelerine karşılık gelen % fosfat giderirni.
( Pirinç kabuğu kon s. 0,5 g/1 00 ml, fosfat kon s. 20 mgP/1, kanştırma hızı 100 rp m)
IV.
SONUÇ
Sulu çözeltilerdeki fosfatın pirinç kabuğu kullanılarak giderimi üzerine yapılan çalışmaların sonucunda, pirinç kabuğunun fosfat uzaklaştınlmasında yüksek bir giderim kapasitesine sahip olduğu gözlenmiştir. Yapılan
çalışmalar
konsantrasyonunun
ve
adsorban
neticesinde sıcaklık
artışının
adsorpsiyon
verimini azalttığı, karıştırma hızı artışımn belirgin bir etkisinin olmadığı, pH' ın artması ile fosfat gideriminin oldukça azaldığı, başlangıç konsantrasyonunun artışıyla fosfat gideriminin de arttığı ve karıştırma süresi arttıkça
0/o fosfat gideriminin azaldığı gözlenmiştir. Buna göre pirinç kabuğunun
",
İnkılap- Aka Basımevi, İstanbul,
Kongresi Programı'', Kırşehir,
Konsantrasyon(mg/1)
�
1
i. Ü. Yayınları, İstanbul, 1994. [5] Saluıan, B., Uğurlu, A., "Ulusal
Süresi(dk.)
O)
fosfat
optimum şartlar; pH ın
iyonunu
Mersin
1983.
[4] Berkem, A. R., Baykurt, M. L. "Fizikokimya", Cilt II,
fosfat giderimi değerlerj
:�
Sergisi",
R. N., Brink, J. A., "Kimyasal Proses
Shreve,
Endüstrileri
Tablo 6. Değişik karıştırma sütelerine karşıhk gelen fosfat kons. ve %
95.00
ve
Cilt 1, Ankara, 1984.
gideriminin yavaşladığı gözlenmiştir.
Karıştırma
Sempozyumu
25 - 27 Nisan 2001. [2] Erdik, E., Sankaya, Y., "Temel Örnversite Kimyası",
kadar olan kısmında fosfat konsantrasyonunda hızlı bir artışın
Çevre
Üniversitesi, Mülı. Fak., Çevre Müh. Böl., 1 19, Mersin,
yapılrmştır. Bunun
-
adsorbe
etmesinde
1.0, başlangıç konsantrasyonun yüksek, karıştırma süresinin 30 dakika, sıcaklığın 25° C '
ve adsorban miktannın düşük olduğu şartlardır.
17
Ekoloji ve Çevre
3- 5 Eylül, 1997.
Some New Differente Sequence Spaces Defıned by A Sequence of Moduli
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Say1 (Ten1muz 2002)
E.Güzelsoy, M.Başarır
SOME NEW DİFFERENCE SEQUENCE SPACES DEFİNED BY A SEQUENCE OF MODULI Ersin Güzelsoy, J\tfetin Başarır Ozet-
almost convergent sequences. The class of sequences which are strongly almost convergent with respect to a modulus was introduced by Pehlivan[&] as an extension of the defınition of strongly almost convergence. Esi [ 1] extended strongly almost convergent sequence spaces to w [A,p,F], w[A,p,F] and w [A,p,F] for 0 p=(pk) with pk>O, nonnegative A=(ank) regulai matrix
••
Bu
çalışmada,
yardımıyla
bazı
modülüs
yeni
fonksiyon
fark
dizi
dizisi
uzaylar ı
tanımlanarak bunların birtak ım özellikleri çalışıldı.
Anahtar kelime/er-
Dizi
uzayları,
fark
dizileri,
modulus fonksiyonu.
Ahstract-
The main object
introduce
and study
some
of this paper difference
is to
and a sequence of moduli , which generalized the spaces [F (f)], [F{f)] and [F0(f)] of Pehlivan [8].
sequence
spaces defined by using a sequence of moduli.
Key words-
We recall that a modulus function f is a function froın [O,oo) to [O,oo) such that f(x)=Oiff x=O, (i) (ii) f(x+y) � f(x)+f(y) for all x,y2:0, f is increasing , (iii) (iv) f is continuous from the right at zero. A modulus may be bounded or unbounded (Ruckle[9] and Maddox[5 ]).
Sequence spaces, difference seq uences,
moduJus functions. I.Introduction
Let w be the space of all real (or complex) x=(xk)
, c0 and c denote respectively the
sequences and
Banach spaces of bounded,null and convergent sequences, normed as usual by llxll = supk lxkl· A sequence x E
In this paper we introduce and exaınine some new difference sequence spaces by using a sequence of moduli. Let F be a sequence of moduli and p=(pk) be a
is said to be almost convergent [6] if
sequence of strictly positive real nun1bers and suppose that A=(anıc) be a nonnegative regular matı-ix. We define w(A,p,F)={ XEW :
all Banach limits of x coincide. Lorentz[6] proved that x is alınost convergent to s if and only if n+m
lim m-1
m�oo
L
i=n+l
X;
= s , uniformly in n .
00
n+m
liın m-t
m�oo
L
i=n+I
L
lım
denote the space of all almost convergent Let sequences. Maddox[2](3] has defıned x to be strongly almost convergent to number s if
k=l
m�oo
Xk+n
l!ınk[ rk ı
for some s} w0[A,p,F]={
1 xı -si= O, unifomıly in n
.
L
m-)oo
k=l
Several authors have discussed the spaces of strongly
sup
L
m,n
k=l
where
1 ] LO
,
uruformly in n,
amJc[ fk 1 xk+n 1] k=O, uniforınly in n } =
{
XEW :
00
c
S
p
w (A,p,F]
By [ ], we denote the space of all strongly almost convergent sequences.it is easy to see that [ ] c
-
XEW :
00
lim
p
anık[ fk ı
xk+n ı
{�o, uniformly in n
}
x = ( xk) = ( x k- xk+ı) and for convenience,
e put f ( 1 xk 1 ) Pk instead of { f ( 1 x.ıc 1 ) } Pk. Let E be any of the spaces w[A,p,F], w0[A,p,F] and w [A,p,F] . Then it is easy to see that E c E. w
E.Gilzelsoy, Atatürk Fen Lıses1, İstanbul /Türkiye
M .Başanr,Department of Mathematics,Sakarya University,541 00, Mithatpaşa,Sakarya/Türkiye: basarir(ciJ.sakarva.ed u. tr
18
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.CiJt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
So me New Differencc Sequence Spaces
Defıncd by A Sequente of Moduli E.Güzelsoy, M.Başanr
c
Theorem 3. w0[A,p,F] and w[A,p,F] are linear topological space paranormed by g defined by 11M " g(x)= sup { LJ a mk[ fk 1 1] } k=l where H=sup pk<oo, M=max(l,H) . Proof. From Theorem 2 , for each xE w[A,p,F], g(x) g(O)=O, g(x)=g(-x). Take any exists. Clearly x,yE w[A,p,F] . Since Pk 1 M 1 and M>l, using the Minko\vsk.i's inequality and definition of f , we have g(x+y) g(x)+g(y). To check the continuity of multiplication, let us take any complex 'A and xE w[A,p,F]. Whence A40, x�O imply g(A.x) �o and also X--)0 , A. fixed imply g(A.x) �O . We now show that A.�O , x fıxed imply g(A.x) -;O . As m_,oo, let bmn= L anık[ fk ( 1 xk+ıı- s 1 )] Pk �O,unifomıly in n.
w [A,p,F] . Then it is easy to see that E E. When fk=f and pk= l for all k, we denote these sequence spaces by w[A,p], w0[A,p] and [A,p]. If w[A,p] we say that x=(xk) ıs -strongly almost A-swnmable to with respect to the modulus f. If Pk= 1 for all k , we write w [A,F], w[A,F] and w0[A,F] for w [A,p,F], w[A,p,F] and w0[A,p,F], respectively. When A=(aınk)=(C,l ) Cesaro matrix and fk=f for all k, we obtain following sequence spaces. XE
vv
00
s
[F(f,p)]={
XEW
i=n+l
Xj-
[fı
P.
s ı ] =O ' uruformly in n, ı
for some s} [Fo (f,p))={ XEW :
00
n+m
lım m-1 L
i=n+l
m�oo
[
Xi
f1
l
k=l
P.
] =O , uniformly in n } n+rn
00
Xi
i=n+l
m,n
For IA.I<l we have
ı
(f,p)]={xEw: sup m-ı L [ f ı
[F
ıJ
ı< }
k=l
{
x
XE
X
XE
:
amk[ fık ( 1
{ "' L...ı
P.
Note that if A=(C, 1) Cesaro matrix, pk- 1 and fk(x) = for all k, then w[A,p,F] = ( ) = { x : } . Also in this case w [A,p,F] - ( ) { }. For a sequence of moduli F=(fk) , we give following condiitons; (1) sup fk(t) < for all t > O , =
k>n
{
ı ]
Xk+n
1 1M
- S 1 ) ] Pk } 1 1
L aını.J fk ( ı A
k�N
{
Xıc+n
-
AS ı
M
+
) ] Pk }
ı 1M
+
L ClıııJc[ fk ( ı AS ı ) ] Pk } k=l
ı 1M
Let e>O and choose N such that for each n,m and k>N implies bmn < e/2. For each N, by continuity of fk for all k, as A�O, k } ! L P a ( ) As ] k A 1 fk nU < [ {
t-+oo
II.Main Results.
X
k� N
Theorem l . Let p=(pk) be bounded. Then w [A,p,F] , w[A,p,F] and w0[A,p,F] are linear spaces of the complex field. Proof. Let supk Pk= H. If ak ,bk and are complex numbers, then we have [2,p.346] Hl P ı a (3) k +bk ı k (1,2 - ) ( ı ak 1P41 bk ı Pk ) and ( 4) 1 ıPk max ( 1 ı ı H ) The result follows from (3) and (4). Theorem 2. Let A be a nonnegative regular matrix and F==(fk) be a sequence of moduli. If ( 1) holds then w[A,p,F] w [A,p,F] Proof. It is a direct consequence of (3).
+
1 1M
+n
I
k= Then choose ö<1 such that 1"-1< ö implies 1 k 1 ı S L ] P ( a A fk A } ı ) mk[ {
a
X k+n
k-5.N
max
,
) Pk }
Xk+n
00
lim fk(t) = O uniformly in k�l. We remark that in case fk=f for all k, where f is a modulus,the condiitons (1) and (2) are automatically fulfilled.
cx
'\. 1\,
L amk[ fk ( ı
k
(2)
XJ<+n
ın,n
•
Pk
00
L aın.k[ fk ( ı A.s ı ) ] Pk } k=l Hence we have {
a
00
{ "' � k��]
c
g(A.x) �O 19
amk[ fk ( 1 (A----)0).
A
1
1M
Xk+n 1 ) ] Pk }
M
+
< E/2
1/ M
<
€
Thus w[A,p,F] is paranormed
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Some New Differencc Sequence Spaces
Defi n ed by A Sequence of Moduli
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
E.Güze1soy, M .Başanr
[8] Pehlivan, S., A sequence space defined by a modulus, Erciyes Univ.Joumal of Science, 5(1-2) ( 1989)875-880. [9] Ruckle ,\V.H., FK-spaces in which the sequence of coordinate vectors in bounded, Canad.J.Math. 25 (1973) 973-78.
linear topological space by g. Theorem 4. Suppose that A be a nonnegative regular matrix and F=(fk) be a sequence of moduli then (i)
( )c w
[A,p,F].
(ii) If O<� qk
for all k and
w[A,q,F] c w[A,p,F]. (iü) If (1) and (2) hold then (iv) If
(qk/pk)
w[A,p]c
�= lim ( fk(t) 1 t ) > O t�ro
bounded,
w[A,p,F]. for all k then
w[A,p]= w[A,p,F].
Proof. (i) is trivial.
(ii) If we take Wıc,n= [ fk ( 1
Xk;-n
Pk
- s 1) ] for all k and n then using the same technique ofTheorem 2 of N anda (7] it is easy to prove (ii). (iii) Using the same teclınique of Theorenı4 of Maddox [ 4] it is easy to prove this. We must show w[A,p,F] c w[A,p]. (iv) For any modulus function, the existence of positive liınit given with p was given in Maddox[S]. Now �>O and let XE w[A,p,F]. Since P>O, for every t>O we write fk (t) > � t for all k. From this inequality , it is easy to see that XE w[A,p].This completes the proof. Theorem 5. Suppose that F=( fk) and G=( gk) be a sequences of ınoduli and
lim [ fk(x)/ gk(x) ] <
X----i-00
gk > fk for all k implies
then
w[A,p,G]c
w[A,p,F]. Proof. It is trivİal.
REFERENCES
[ 1] Esi, A., So me new sequence spaces defıned by a sequence of moduli, Tr.J.of Mathematics, 21 (1997) 61-68. (2] Maddox, I.J., Spaces of strongly summable sequences, Quarterly J. Math. Oxford 18(2) (1967) 345-55. [3] Maddox, I.J., A new type of convergence, Math.Proc.Camb.Phil.Soc. , 83 (1978) 61-64. [ 4] Maddox, I.J., Sequence spaces defıned by a modulus, Math.Proc.Camb.Phil.Soc.,lOO (1986) 16166. (5] Maddox, I.J., Inclusions between FK spaces and Kutner's theorem, Math.Proc. Camb.Phil.Soc. 1 01 (1987) 523-527. [6] Lorentz ,G.G., A contribution to the theory of divergent sequences,Acta Math.,80( 1 948) 167-190 . [7] Nanda S.,Strongly almost sunımable and strongly almost convergent sequences, Acta Math.Hung. 49 (1-2) (1987) 71-76.
20
Enerji
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
İletim Sistemlerinde
Ferrorezonans Olayları
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
F. Akça
ENERJİ İLETİM SİSTEMLERİNDE FERROREZONANS OLA YLARI FatihAkça
Özet
-
I. GİRİŞ
Ferrorezonans lineer olmayan bir rezonans
olayıdır ve güç şebekelerini etkiler. Harmoniiderdeki anormal değerlere geçici yada
sürekli hal aşırı
gerilimlerine ve aşırı akımiarına yol açar ve bunlar genellikle elektrik malzemelerine zarar verir. Bazı açıklanamayan olduğu
olaylara
sanılmaktadır.
ferrorezonansın
Ferrorezonansın
geleceği baştan tahmin edilemez
sebep
meydana
ve çok tehlikeli
olabilir. Ancak buna karşın ferrorezonansa sebep olabilecek bazı konfigürasyonlar tanımlanabilir. Ve bu
konfigürasyonlar
alınarak
üzerinde
ferrorezonans tarif
davranişını sistemin
eden
çözümü
gerektirir.
belirli
önlenebilir. n1atematiksel
bilgisayarların
Çalışmalar
masraflıdır
önlemler
Güç
kelimeler
Nonlineer,
-
eşitlikler
ve
kullanımını herbir
ve
itibaren
hiç
değişmeden
gelmiştir. Yüksek gerilirnde
günümüze
birdenbire ortaya çıkan ve
yüksek seviyeli harmonik distorsiyonuna olay olarak tanımlanmıştır. İlk defa çıkan ferrorezonans terirrri barındıran
bütün
kadar
en
yardımcı olan
1920
lerde ortaya
az aşağıdaki elemanları
devrelerdeki
osilasyon
olaylanın
çağnştırır.
Konfigürasyoıılar,
l . N onlineer indüktans
2. 3.
Bir kapasite Bir gerilim kaynağı
4. Düşük kayıplar
Ferroresonans, Güç sistemleri
Harmonikler,
başından
lerin
sistem
korobinasyon için ayrı bir çalışma yapılmalıdır.
Allahtar
1920'
Ferrorezonans karmaşık bir elektriki olaydır.
Aşırı
gerilinıler, Aşırı akımlar
Güç şebekeleri yüksek sayıda doyabihr indüktanslardan (güç
transformatörleri,
transfermatörleri
(
VT
gerilim
ölçüm
indüktif
) şönt reaktörler ) oluştuğu gibi ,
kapasitörlerden ( kablolar, uzun hatlar, CVT ler seri yada
Abstract
-
Ferroresonance is a nonlinear resonance
şönt
kapasitör bankaları, devre kesicilerdeki gerilim
event that effects power networks. Abnonmal values
ayarlama kapasitörleri metal
in the harmonics cause transient or permanent state
oluşur.
kaplama alt istasyonları)
ovcrvoltages and overcurrents. and this often cause malfunction
in
the
electrical
equipment,
some
Bunlar
böylece
feıTorezonansın
ortaya
çıkabileceği
unexplanied events are thought to be cansed by
muhtemel senaryoları gösterirler bu olayın temel özelliği
ferroresonance. Ferroresonance can not be predicted
aynı çeşit şebeke parametreleri için birden fazla kararlı
and may be very dangerous. But some configuratioos
sürekli durum cevabının varlığıdır. Yıldırım düşmesiyle
cause
that
ferroresonance
may
Ferroresonance can be avoided precations
be
by
detined.
taking some
on this configurations. The equations
that define power system behavior, and the solitions
oluşan yüksek gerilimler, trafoların yada yiliderin enerji verilmesi
ve
kesilmesi, hataların ortaya çıkması yada çalışma
temizlenmesi v.s. gibi geçici durumlarda yada esnasında ferrorezonans tetiklenebilir.
of the system require the use of computers. The studies on
ferroresonance are expensive and each
combination requires a seperate study.
Key
words
Nonlinear,
Sistemin cevabı
Ferroresonance, Harmonics,
power
systems,
Configurations,
Overvoltages, Overcurrents
sinüsoidal
frekansta
normal bir kararlı hal durumundan yüksek bir gerilim ve harn1onik
-
k.aynakla aynı
seviyesi
malzemelerde
ile
ciddi
karakterize zararıara
edilebilecek yol
açabilecek
ferrorezonans kaynaklı kararlı durwna atlayabilir. Bu çeşit davranışın pratik bir örneği bir devre açıcısının açılması ile bir gerilim tTafosunun enerjisinin kesilmesidir.
F.Akça
,
Biga Teknik Lise
ve
ve
Endüstri Meslek Lisesi
Biga 1 Çanakka1e fatih.akca@ mynet.com
21
SAU
Enerji İletim Sistemlerinde
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Ferrorezonans Olayları F.
Akça
Ferrorezonansın meydana getirdiği koruma cihazlarının
Bununla birlikte ekipmanların zarar görmeınesi için aktif
zamans ız devre d1şı kalmalan,
güç sistemleri
gtlç trafolan yada
mühendisleri ferrorezonans
hakkında
�
�
kayıpları gibi duruml ardan korunmak için olayı anlamak
probl� eriı: a� �ltılması be a af � . edilmesi ve dizayn sistemlerı ıle ılgılı yeterlı bılgıye
tahmin etmek olayı belirlemek, olaydan kaçınmak yada
sahip olmalıdırlar.
gerilim trafolan gibi cihaziann zarar görmesi, üretim
meydana
gelebilecek
onu elimine etmek önemlidir.
II.FERROREZONANS
Bu kompleks olay hakkında çok az şey bilinmektedir bunun sebebi çok az görülmesi ve elektrik mühendisleri tarafindan lineer yaklaşıma dayalı hesaplama metodları ile analiz edilernemesi ve tahmin edilememesidir. Bu bilgi yokluğu ferrorezonansın zararlar yada
birçok açıklanamamış
Verilen bir açısal hız
(w)
için bir ferrorezonans devresinin
bir lineer rezonans devresinden temel farkları şunlardır :
hasarlardan sorumlu olduğu kamsmı
1. Lineer rezonausta geniş bir alandaki C değerlerinin
doğurmaktadır.
rezonans ihtimali vardır. Ferrorezonans lineer ve
olmayan
bir
rezonans olayıdu
güç şebekelerini etkiler. Hannoniklerdeki an oıınal
değerler geçici yada kalıcı durum aşırı gerilimiere ve aşırı akımlara yol açar ve bunlarda genellikle elektciki elemanlara zarar verir. Bazı açıldauamayan arızalara feıTorezonansın sebep olduğu samlmaktadır.
2. Ferrorezonansta sinüsoidal gerilim kaynağından farklı olabilecek gerilim frekansı ve akım dalgası mevcuttur. 3.
vardır.
Bu
durwnlardan
durumdur ( lineer
kapasitans ve doğrusal olmayan
bir
konfigürasyon
ve
parametre değerleri için birkaç kararlı sürekli hal cevabı
anormal Ferrorezonans, direnç,
verilmiş
Ferrorezonansta
biri
beklenen
normal
bir
varsayım ) oysa beklenmeyen diğer
durumlar
ekipmanlar
için
çoğu
zaman
tehlikelidir.
indüktanstan oluşan sistemde kararsız bir çalışmadır bir elektrik
devresinde
elektriksel
öğelerden
birinin
değerinin değişmesi ile diğer öğelerin uçları arasındaki akım ve gerilim değerlerinde ani bir yükselme olur.
İlk
duruml arla
(kondansatörlerin
başlangıçtaki
şarjı,
transformatörlerin nüvesindeki artık akı, ani anahtarlama) kararh sürekli hal cevabının sonucu belirlenir.
Ferrorezonansın ekipmanlar üzerindeki etkisinin maliyet açısından
bilinmesi
gerekir ferrorezonansın analizi
zordur çünkü muntazaın meydana
olarak meydana gelmez ve
olaylarm
gelecek
önceden
mümkün değildir. Kararlı bir sürekli çok
başlangıçta
meydana
kurulan
gelebilir.
Geçici
devre
hal
kestirilmesi
K
cevabı daha
parametrelerinden
voltaj
cevabı
faz
nötr
c
hatalarının devreye zarar vererek açması, enerjili veya enerjisiz sonucunda
ekipmanlarda
batiara
indüklenen
yüksek
birdenbire ortaya
çıkan
gelir. Ferrorezonans
yıldırım
düşmesi
gerilimler
veya
sistemin
nonlineer atlamalardan
hal
cevabıdır. Sürekli hal durumuna kadarşiddetli haıınonik ve yüksek gerilimlerin
güç sistemi
ekipınanl arı üzerinde zararları bulunur.
Gelecekteki elektıik sistemlerinde fen·orezonansa daha çok
rastlanacağı
.. . . ...
ufak değişimlerde meydana
dolayı ani değişiklikler ile aldığı normal sürekli distorsiyonunun
V
söylenebilir.
İletim
gerilimlerinin giderek arttınlması hat
ve
dağıtım
kapasitansı ile
transformatörlerin manyetik doyma eğıileri arasında bu günkünden daha değişik bir ilişki yaratacaktır.
Bu
değişiklik ferrorezonans olasılığının artışı yönündedir.
a
·
Ş em atik diyagram
b - 8 asitleşlirilmiş
Şekill(a,b) Ferrrorezonans devresi şematik diyagramı ve temel karakteristiği
II.l Fiziksel Yaklaşım Eğer enerji kayıpları
( j oule
kaybı , nüve kaybı ) sistemi
besleyen gerilim kaynağı tarafından karşılanırsa, frekans salınımı
düştükçe
büyükse
kaynağin
frekansından
baştaki
frekans
frekansını,
küçükse
frekansını kilitleyebilir.
22
karakteristik
kaynak
frekansmdan
güç
baştaki
frekans
frekansının
birçok
güç alt
SAU Fen Bilinıleri Enstitüsü Dergisi
Enerji İletim Sistemlerinde Fcrrorezonans Olayları
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Bu
lineer
rezonans
F. Akça
ile
ferrorezonansın
gösterir. Verilmiş
benzemediğini
birbirine
bir indüktans için
V(t)
meydana gelen lineer rczonans belirli C değeri için değil, geniş bir C değerleri alanında ortaya çıkar.
ll. 2. Ferrorezonans Modlarının Sınıflandırılması t Güç sistemlerinde görülen dalga şekilleri deneyimleri azaltılmış sistenı
modellerine bağlı deneyler nüınerik
sjmillasyonlarla birlikte ferrorezonans
durum�arının
dört değişik tipte sınıflandırılmasını mümkün kılar. Temel ferrorezonans modu
Bir
ferrorezonans devresi için normal geçici durumu
fen·orezonans olduğundan
geçici bu
dururnundan
sınıflandırma
kararlı
ayırmak hal
zor
durumuna
Şekil 2. FeıTorezonansı temel modunda V -t grafiği
bağlıdır (yani geçici hal durumu bittiğinde). Bunun1a beraber geçici ferrorezonans olayı elektrik ekipmanları için bir risk oluşturmadığı anlamına gelmez. l'ehlikeli
geçici
yüksek
gerilimlerle
belirli
sistem
peryodlarında ardısıra olaylar meydana gelebilir (önıek olarak yüksüz b:ansformatörlerlerin enerjilendirilmesi) ve birkaç güç sistem peryodunda devam edebilir. Dört çeşit feıTorezonans modu vardır.
II. 5. Al t Harmonik Modu Sinyaller
güç
peryodunun
peryodu ile peryodiktir.
( Subharmonik Modu ) çoğaltılıruşı
olan
bir
nT
Bu durum alt harmonik n veya
harmonik 1/ n olarak bilinir.
Spektrum burada fo 1
n
'e
eşit bir temel frekans1 ( burada fo kaynağın frekansı ve n bir
tamsayıdır.)
ve
onun
harmoniklerini
gösterir.
Dolayısıyla fo frekansı spektnunun bir parçasıdır.
V-I
grafiğinde stroboskobik n noktalı bir çizim ortaya çıkar.
1-) Temel mod (fundemental)
2-) Alt harmonik n1odu (subharmonik) 3-) Yan peryodik mod (quasi peryodik)
'4l)
4-) Karmaşık mod (kaotik)
II. 3. Ferrorezonans Tipinin Teşhisi Dört farklı fen·orezonans tipi : Akını ve gerilim sinyallerinin her ikisinin spektrumu, sistemin muayyen belirli bir noktasındaki
I
elde
gerilimi
serileri
ve
I anlık
değerlerinin V düzleminde çizilmesiyle teşhis
akımının
ölçülmesiyle
V
edilen
Ferrorezonansırı alt harmorıik rnodLJ
stroboskobik görüntü ve bir sistem peryodu ile ayrı lmış
Şekil 3. F errorezonansın altharmonik modunda V-t grafiği
edilebilir.
Il. 6. Yarı Peryodik Mod II. 4.Temel Mod Bu ferrorezonans moduna yalancı peryodik de denir yani Sistem peryoduna eşit bir T peryodu ile gerilinller ve
peryodik değildir. Bu spektrum aralıkh bir spektrumdur.
akımlar peryodiktir ve değişen harmonik değerini ihtiva
Frekans formunun tamını nn + mn ( n ve m ' tam-sayı ve
edebilir ( Şekil
2
) sinyal spektrumu güç sistemlerinde
fo ana haımonik ve ( 2fo
,
3 fo) kendi harmoniklerinden
oluşan aralıklı bir spektrumdur. Stroboskobik görüntü
V-I
grafiğinde normal nokta ve
ferrorezonans durumunu gösteren nokta olmak üzere iki nokta ile görülür.
23
f ı 1 fı irrasyonel reel sayı ) bu stroboskobik görüntü kapalL bir eğriyi gösterir.
Enerji lletim Sistemlerinde Fcrrorezonans Olayları F. Akça •
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
�
II. 8. Ferrorezonansın Teşhis Edilmesi
,. rı
1'1
tı
Elementlerin teşhisi (tetkiki)
r
aşağıda tarif edilen bazı belirtilerin rehberliğinde oluşur.
..
V
\ı ...- ,
V
: Fen·orezonans sık sık
1 . Sürekli yüksek gerilimler farklı nıodda (faz - faz)
ve/veya ortak (genel) mod (faz-toprak) 2, Sürekli yüksek alarnlar 3. Sürekli yüksek distorsiyonlu gerilim ve akım dalga
Ferrorezonansın yarı peryodik modu
foımu 4. Nötr noktası geriliminin yerinden çıkması yüksüz
Şekil 4.Ferrorezonansm yarı peryodik modunda V-t
transformatörlerin ısınması
grafiği
5. Fazla yüklü transformatör ve reaktörlerin sürekli gürültüleri 6. Elektrik ekipmanlannın ısınma etkisi ile zarar görmesi
(kapasite gurubu VT,CVT) veya İzolasyon bozulması VT
ll. 7. Karmaşık Mod
nin ferrorezonansla harap
olmasının en bariz örneği.
primer sargının harab olması ve bozulmamış sekonder Karmaşık
modun
karşılığı
olan
spektrum
düzenli
devamlıdır yani her bir gerilim değerine farklı frekans
sargısıdır 7. Kolayca zamansız hızlı çalışan koruma cihazları
değeri karşılık gelir. V-I grafiği de ilginç cazibeJi olarak bilinir.
B u belirtilerin ortaya çıkması ferrorezonans durumundan kaynaklanınayabilir.
vC:}
Mesela
topraklanmannş
nötr
sisteminin nötr noktasının potansiyelinin değişmesi tek faz toprak hatasından kaynaklanıyor olabilir. Bu ön teşhis en
basit şekilde tipik ferrorezonans dalga formlannın
kaydedilmiş eğrilerini karşılaştırmakla yapılabilir. '
Teşhis
zorluğu
çekildiğinde,
kayıt
olmadığında,
belirtilerin birkaç olası yorumu olduğunda yapılacak şey semptomların
bulunduğu
durumlarda
bu
olaya
yol
açabilecek sistem konfıgürasyonunun ve bunlara yol açıcı Şekil 5. Ferrorezonansın kaotik modm1da
V-t
'
V-f
grafikleri
transformatör
enerjilendimıe,
fazın spesifik
etkisi, yük reddetme gibi olayların analiz
bir
endüstriyel
işlernde
edilmesidir. Sonuç olarak ferrorezonans çok karmaşık bir olaydır
Bir
sonraki
adımdaki
çünkü :
gerçekleşmesi için
yapılacak
iş
ferrorezonansın
gerekli fakat yeterli olmayan üç
durumun tespit edilmesidir.
1. Verilmiş bir devre için birkaç çeşit kararlı hal vardır 2.Bu durumun meydana gelmesi sistem parametrelerinin değerlerine çok duyarlıdır. 3. Bu duıumun ıneydana gelmesi başlangıçtaki duıuma
çok duyarlıdır. 4. Sistem parametrelerindeki küçük değişimler veya geçici bir iki çok farklı
kararlı halde ani adamalara
sebebiyet verebilir ve dört ferrorezonans tipinden birine
1. Kapasite ile nonlineer indüktansın aynı devrede bulumnası. 2. Potansiyeli eşit olmayan en az bir sistem noktasımn bulunması ( Nötr İzolasyonu, tek sigorta atması, tek faz anahtarlaması )
3. Hafif yüklü sistemin elemanlan ( yüksüz güç veya
voltaj transformatörü, generatör vb. )
yol açabilir burada en fazla temel ve subharmonik Eğer
modlanndan biri ile karşılaşılır. 5.
Ferrorezonansın
yol
açtığı
geçici
yada
kararlı
salınımlar anormal hannonik değerleri yüksek gerilim
bu
durumlardan
ferrorezonansın olasılığı
herhangi
biri
mevcut
yüksek değildir.
değilse
Aksi taktirde
çok geniş araştırmaya muhtaçtır.
ve akımlar. elektrik ekipmanlan için sık sık rol oynayan Tipik güç sisteminin ferrerezonansa tercih edilebilecek
bir risktir 6. Kararlı
halde
ferrorezonans güç
sistem enerji
durumu
bir
örnek
ile
karşılastırılırsa
konfigürasyonlann guruplanınası basitleştirilir.
kaynaklarının gerilimi tarafından desteklenir.
24
riskli
•
Enerji Iletim Sistemlerinde
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ferrorezonans Olaylan
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
F.
Akça
III. NÖTR NOKTASININ KARARSIZLIGI
IV. GÜÇ SİSTEMLERİNDE FERROREZONANS
Demir çekirdeklerdeki manyetik doyma ; alam ve gerilimlerde distorsiyon yaratır. Demir çekirdekli bir sargıya sinüsoidal gerilim uygulandığında , sinüsoidal olmayan bir mıknatıslama akımı doğar. Demir çekirdeğin doyma derecesi mıkn atıslama akınıın daki yüksek hannanilderi belirler. Bunlardan üç ve üçün katı harmanilcler üç fazh sistemlerde ayrı bir önem taşu lar.
Bir güç sistemindeki Ferrorezonans aşağıdakilerin bir veya birkaçı ile kendini gösterir.
Bilindiği gibi dengeli üç fazlı işletmede sıfır bileşen devresinde temel frekanslı bir kaynak geıilimi olmayacaktır. transfonnatörün Ancak demir çekirdeğinin dayması halinde üçüncü harmonik distorsiyonu bir eşdeğer üçüncü haımonik gerilimi (e3) ile ifade edilebilir. Bu gerilimler nötr noktasının kaymasına ve böylece parafudurlara uygulanan gerilimlerin aşın biçimde büyümesine yol açar. Nötr noktasının kararsızlığı konusunda daha tam bir analizle gösterilebilir ki nötr noktasını kaydıran gerilim saf bir üçüncü harmonik niteliğine sahip değildir. Bu gerilim devre parametreleri, doyma şartı, ve fazların enerjilenıne zamanianna bağlı olarak temel ve harn1onik frekansının altındaki üstündeki değerlerde harmoniideri içeren karmaşık dalga biçimlerine sahip olabilir. Bu dalgalan gerçeğe yalan olarak saptayabilmek için TNA (geçici rejim şebeke analizörü ) üzerinden etüdleri n yapılması gerekir.
III.l. Enerjilernede Nötr Noktasının Kararsızlığı
Genel olarak nötr noktasının kara.rsızlığı aşağıdaki frekanslarda doğar
1. Temel frekans 2. Temel frekansın altındaki frekanslar Yukandaki ikinci durum kararlı rejimde manyetik doyma halindeki işletme de yada kararlı durumda yüksek gerilimlere yol açan enerjilendilmelerde olabilir. Şu halde bu olay sayesinde herhangi bir işletmede herhangi bir fazdaki faz nötr gerilimi normalin iki katı olmaktadır. Bu ise bu fazdaki parafudurun parçalanmasına yol açabilir.
25
l.F azlararası veya faz nötr gerilimlerinde aşırı yükselmeler 2. Aşırı akım yükselmeleri 3.Yüksek seviyedeki akım ve gerilimlerin dalga şeklinin bozulması 4. Transformatörlerde aşırı ısınmalar ve yüksek sesler 5.Elektrik ekipmanıarına zarar verir (ısınma ve izolasyon bozulması ) 6.Konıyucu aletlerde kötü işlemler belirir. Bu olaylar habersiz ve rastgele meydana gelirse düzeni ciddi şekilde bozar. Aşağıda tanımlanan bazı durumlarda ferrorezonans ortaya çıkabilir. Bwıunla birlikte hangi muhtemel ferrorezonanslann ortaya cıkabiieceği aşağıdaki elemanların bulunduğu devrelerde teşhis edilebilir. Bir sinüsoidal gerilim kaynağı Bir güç sistemleri generatörüdür. Ferromanyetik indüktans : Bunlar güç transformatörleri ve ölçüm tı-ansformatörleridir Kapasite : Bu yüklenmiş güç sistemlerinin kapasiteleri, toprağa göre kapasitesi, yer altı iletim batlannın kablolann1n yüksek kapasiteleri veya yer altı sistemlerinin toprağa göre kapasitelerinden oluşabilir. Düşük direnç: Düşük yüklü güç sistemi ekipmanlan (örnek olarak yüksüz transfoıınatör) kısa devredeki güç kaynağı veya zararlı kısa devreler Bir güç kaynağındaki farklı kapasitans kaynaklannın ve nonlineer indüktansların çokluğuna ve çok geniş bir alandaki işletim durumlarına bağlı olarak yukarıdaki tarif durumları karşılayan ve bu yüzdende edilen ferrorezonansı destekleyen güç devresi konfigürasyonu sayısı sonsuzdur. Bununla birlikte deneyimler vasıtasıyla ferrorezonansın ortaya çıkma sına sebep olduğu bilinen birkaç tipik devre konfıgürasyonu tanunlanabilir. Yüksek gerilirnde bazı anahtarlama işlem hataları ( Kilitli hat bağlayıcı veya hat kesici anahtar ) faz toprak gerilim trafasunu ferrerezonansa arasında bağlanmış götürebilir. (şekil 6) Gerilim trafosu enerjilendirilir. Bir veya birden çok açık devre anahtannın kapasitanslannın yükseltilmesi ile C kapasitesi VT yolu ile boşalır VT saturasyana yönelir. Kaynak salınımı sağlamak için Cd kapasitesini yükseltir. C kapasitesi VT ye bağlı bütün kapasitelere ve anahtariann açılması ile oluşan kapasitanslara karşılık gelir. B uradaki ferrorezonans althaırnoniktir.
Enerji Iletim Sistemlerinde Ferrorezonans Olaylara F. Akça •
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.C11t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
2. Sistemi her şartta topraklamasız olmaktan kaçınarak
i
1
dizayn etmek: Bu tamamen mümkün olma abili: . . 3. Geçici dahi olsa sistem parametre degerlennın rısk
�---------------,
ı
1
C
(
�'
ı
1 ı
bölgesinde
ı ı
E
D
ll
c
emin
olmak
mümkünse tehlikeli bölgelerini göz önünde
açık devre
D evre kesici
bulunmadıklarından
güvenlik marjı sağlamak Güç kaynağı tarafından sağlanan 4.
....,.._
ve . tutarak bır
. ene: Jınıı1 olayı destekleyecek yeterlilikte olmamasından emın olmak bu
Vl
.
teknik ferrorezonansın ortaya çıktığı anda
.
azaltılmasını
sağlayan güç kayıplarını içerir.
. . . 5. Saturasyon noktasında sistem gerılımının ı kı katına .
.
.
dayanacak çokdüşük indüksiyon dizayn]ı gerilhn trafosu Şekil
6.
Devre
kesicisiyle
bağlı
serı •
nın
VT
•
ferrorezonansı .
trafosunun demir nüvesinin saturasyona sürüklenmesi ferrorezonansı başlatabilir. o zaman faz - nötr ve nötr noktası gerilimlerini n
(Vn) her ikisindede ferrorezonans
gözlenir. Nötr noktasının gerilimi yerinden çıkar ve bii veya iki fazın potansiyeli yükselir. Ve yönü nötr'e Sistemde
kararlı
hal
durumunda
gerilirnin değeri normal faz - faz
yüksek
gerilim değerini
geçebilir ve elektrik ekipmanlannın yıkırnına neden olur.
bağlanmış gerilim trafalarında her biri
�
ikinc l . devreye bağlanacak şekilde üç direnç bağlana ılır . reziztörler sürekli güç çektikleri ve ölçü aletlerının
�
ölçümünü etkilerlikleri için rezistör değerlerinin dikkatli alınması önemlidir. Yıldız sekonderinin olduğu yerde yıldız noktasına tek rezistör
konması tavsiye edilir bu gerilim tıafosm1un
doğruluğuna etki etmediği ve
norınal çalışmada kayba
neden olmadığından avantajlıdır sadece dengesiz
bir
durum süresince (ferrorezonansa neden olan durumlarda) zarara yol açar.
teınel,
Ferrorezonansın peryodik
gerilim
olması
subharmonik
�afosun�
magnetizasyonunun ve kapasıtans
veya
quası •
� �nsımn
in ü
. nısbı nın
C
değer
lerine bağlıdır.
ı. Düşük direnç: Gerilim trafosu sadece gerilime duyarlı aletleri besler gibi hafif yüklüdür generatörde çok hafif yüklenmiş olabilir.
2. Potansiyeli sabit olmayan sistemdeki en
noktamn varlığıdır
az
bir
Sistemin yetersiz topraklanmış yada hiç topraklanmamış bölümlerindeki nötr noktası
:
çalışmaması
noktasının
veya
F errorezonansı
sistemin
bazı
bölümlerinde yetersiz çalışmasıdır.
V. FERROREZONANSIN ÖNLENMESİ VEYA AZAL TILMASI pratikte
önleyen
ve
elimine
eden
birkaç türlü alternatif şu şekildedir : Dizayn vasıtasıyla önlemek : Sekondeıi üçg�n p��tik kullanmak. bu bağlı bir gerilim trafosu
ı.
değildir çünkü gerilim trafosunun amaçlarından bırıde yıldız
sekonderi
kullanarak
için
birkaç
pratik
tedbir
alınabilir ferrorezonansın yüksek gerilim) yüksek akım ve dalga bozulmaları elektrik ekipmanlarında
termal ve di
Standartlarda geçici ferrorezonans ve rezonansın yüksek gerilimleri yukarı da bahsedilen yöntemlerden biri ile önlenmesi yada sınırlandınlmas1 istenmektedir. Eğer bu iyileşticici
topraklama
hatalarını
kontrol etmektir.
önlemler
değilse
bunlar
gerilim
yalıtım dizaynı için kullarulamaz. Bu demek olur ki izolasyon koordinasyon prosedüıü ferrorezonansa
bağlı
yüksek
seviyelerini normalde dikkate almaz ve buna bağlı yüksek gerilim durduran
ferrorezonanta, karşı durdurucuların artık
gerilim
elemanlar
teorik
olarak
bir koruma sağlamazlar. ( bu
ferrorezonansa bağlı gerilim yükselmelerinden daha yüksektir.)
V
gerilimleri
.1. Pratik Çözümler
Pratik çözümler şunlardır:
1. izole nötr sistemlerde nötrü topraklı VT primerlerinin
wye
bağlantısından kaçınılır: Bu iki şekilde yapılır bırakarak yada birincisi VT I erin nötrlerini topraksız
üçgen bağlayarak.
26
yeterli
değerlerinin aniden yükselmesini durdurmak için veya
seviyelerini
Ferrorezonansı
önlemek
elektrik bozulmalara yol açabilir (bozulma, performansta ve izolatörlerin ömründe azalma )
Ferrorezonansın oluşmasının sebebi ise
nötr
6. Yük dirençleri yoluyla kayLpları öne sürmek : wye -
wye
Paralel ferrorezonans devresinde de bir veya iki gerilim
doğrudur.
kullanmak :Bu pahalı bir alternatiftir.
EnerjiDetim Sistemlerinde Ferrorezonans Olayları
SAU Fen Billroleri Enstitüsü Dergisi
•
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
F. Akça
1
Eğer \vye bağlantılı topraklı nötr primerleri ( örneğin
Adayıcıların
sıfır - sıra gerilim ölçümü ) izole nötr bir sistemde yada
VT lerin patlaması 5 ile 55 dakika arasında gözlenmiştir.
hazırlıksız bir topraklama sistemine sahip bir sistemde
( Bu :zaman olaya bağlıdır ) (Anahtar ayıncısı kapalı ve
kullanılacaksa bu yöntem kullanılır.
nolu kutup atıayıcısı yüklenmemiştir.)
2.
r..1anyetik
nüveyi
düşük
indiksiyon
- 0.7 T )
böylece yüksek gerilimler ferrorezonansı tetikleyemez. eğrisindeki gerilim ve gerilim
değerleri
arasın da en az ikilik oranında olmalıdır.
bunların
değeri
olayı
İncelenen güç sisteminin parametreleri TT = 20000 1 230 V, 1 00 VA lOMVA YG lOG
Alt istasyon: 63 Kv 12 1 kY
Nötrü topraklı reziztans : 400
Bir yada daha fazla resistans yükü yoluyla kayıplar çoğaltılır
2
değerlerinde
çalıştırmak için dizayn tedbirleri alınır ( 0.4 Saturasyon
nolu kutbun l .fazından yüklendikten soma
etkin
bir
azaltmaya yetmesede toplam güç tüketimi
şekilde
gereksinimi
20 km yerüstü hattı : YG 1 OG
1
alt istasyonu ile
kutup arasında kutup
ACT
bağlantılan : 15
mt
kablo 150
nolu
mm
aliminyum
2
duyulan kesin durumlara uyduğundan emin olunmalıdır.
Çalışma
V. 2. Ornek Bir Çalışma
Yerüstü hattı boyuna empedans ile modellenebilir. Eşitlik
••
Aşağıdaki
ferrorezonansın
örnekte
meydana
frekansları: (50 hz ve alt harmonikler)
diyagramı şekil 8 deki gibidir.
gelebileceği bir YG-OG sistemi incelenmiştir. Burada hatalı
üretime
bağlı
olarak
ortaya
çıkan
, -------------
kesilme
ıVT
zamanlarını düşürmek için bir uzaktan kumanda ile
E!(l)
ayırıcı anahtarlan kontrol edilmektedir.
R
�
l
gerilim
salınımlı ve bir yerüstü orta
sistemine
yeraltı
bağlanmış tır. ACTı ı
kablosu
�
c
üzerinden
1
� 1
ı
�
t
Şekil 7 de görülen örnekte uzaktan kumandalı kübik kesici (AC'T ) serbest
�
ı
p
__
1
ı,.
---------- -
c
�
·
Q
r ------------
YOfOO Alt istasyoıı
' ı
ıumpe.rn
SRI
1 '
VT
(ikifra; arasında)
Di�rwıalt 19tesyonla.rm
ı 1
Şekil 8. İncelenen örnek sistemin tek faz eşitlik diyagramı
beslewsi veıre farklı bir alt istasyon besleınesi
1
:
Burada :
m
' ı ı
e (t) : Sinüsoidal gerilim kaynağı
ı ı
li:
ı
kablo
,.
kablo
e(t)
=
E cos(l 00 IT t)
e(t)
=
21 oo .fi 1 J3
ı
L--- ---- - ---J •
15m
.
=
ı 7000volt
•
R =Nötr topraklı rezistans + Y G 1 Şekil 7. Uzaktan kumandalı kübik kesicinin (ACT)orta gerilim güç sistemindeki bağlantısı
resİstansı L=
YG 1 OG
üstü
kablosunun
transformatörünün boyuna
resİstansı
transformatöıiinün self indüktansı + yerüstü
hattının boyuna self indüktansı Co = 30 mt lik kablonm1 sıfır
Şekil 7 de bir gerilim trafosu iki faz arasına ( faz 1 ve faz 3 ) bağlaıunıştır. Uzaktan kumandamn SRI tipi düşük gerilim bağımsız güç kaynağının gücünü sağlar ( SRI : swıtcb remote control interface ) Bu çalışnıa VT lerin
yer
+
OG
-
sıra kapasitansı
( Co =
6. 7 nF
)
(Nonlineer ) Primerden görünen VT nin Lp= mıknatıslayıcı indüktansı bunun değeri yüksüz bir VT de alınmış gerilim
-
akım karakteristiği
ile
belirlenir.
(Mağnetizasyon eğrisi )
Rp = Primer sargımn rezistansı
değişik yüklemelerdeki bazı
hatalarla patlamasında harekete geçer. Bu durum VT ler çabşrna esnasında enerjilendirildiklerinde ortaya çıkar. (Yeriistü hattının yeraltı kablosu ile ikisinden birinin Uumper) bağlantısı yapıldığı sırada )
R2 =Demir kayıplarına ve histeresiz kayıplarına eşit olan resistans R2 nin
sabit olduğu ve remenans geriliminden
ve tepe akısından bağımsız olduğu varsayılır Bu
devre
şekil 8 deki
gibi
ferrorezonans devre dizisidir.
27
b asitleştirilebilir. Ve bir
SAU
•
Fen Bilimleri
Enerji llethn Sistemlerinde
Enstitüsü Dergisi
Ferroı·ezonans Olaylan
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
F. Akça
Uygun metodlann uygulanınası feırorezonansı.n VT arasına bağlı
ile VT nin serbest fazı kablonun
toprak
kapasitansı
nıt
30
arasında
4. Transformatör Ierin anahtarlamaları
lik
Risk oluşturan birkaç durumda şunlardır: l.Nötr hattından izole edilmiş faz ve toprak arasına bağlı
olayın
gerilim transformatörn
incelenmesine imkan verir.
2.Bir transfornıatöıü besleyen uzun ve/veya kapasitif Bu sistemde yapılan analizler sonucunda termal etki
kablolar yada hatlar
ile VT hatasıyla sonuçlanan en az bir ferrorezonans
3. Çok kutuplu yapılamayan faz anahtarlamaları
durumllllu n varlığı tesbit edilmiştir ve özel önlemler
4. Yüksüz yada az yüklü gerilim yada güç transforn1atöıii
alınmalıdır.
..
5. Doyma sınırındaki bir gerilim trafosu 6. Aşuı güçlü bir gerilim trafosu
V. 3. Çözümler Bu olayda aşağıdaki arttırılrruş ferrorezonans koruma önlemleri tavsiye edilir.
KAYNAKLAR
1. VT sekonder sargıları yüklenebi1ir: Uygun nümerik metodlar
bu
değerinin
yükün
belirlenmesinde
yardımcı olacaktır.
[ 1] Chaiers techniques ( Philippe FE RRA CCI Group
2. Güç sistemi elenıanları enerjisiz iken anahtarlamalar
Schneider I 998 )
yapılmalıdır.
[2] 6. Teknik kongre
3 .Enerj ilendirme prosedüıü değiştirilmelidir: Özellikle iki
numaralı
kutbun
anahtarlaması
yapılnıalıdır
anahtarlama yapılırken her üç fazda eşzanıanlı olarak VT nin iki fazını destekleyecek şekilde yapılır. I�irinci kutubun anahtarlaması daha sonra yapılabilir.
VI . SONUÇ Herhangi bir elektrik güç sisteminin erken dizayn aşamasında ferrorezonans riski mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu durum herhangi bir güç sisteminin tamir yada genişletilmesi d urumunda da geçerlidir.
Temel
olarak
riskten
meydana gelebileceği
kuı1ulrnak
için
bu
olayın
tehlikeli konfigürasyonlann
bilinmesi gereklidir. Eğer kritik bir konfigürasyon kaçınılmaz ise detaylı bir çalışma ile sadece riskli durunuar gözönüne alınır ve sağlanan
çözürnlerin
etkinliliği değerlendirilir.
Bu makalede hakkında fazla bir şey bilimneyen ve çok tehlikeli olabilen ferrorezonans olayı hakkında
D.G
ve Y. G elektrik güç sistemlerinin dizayn edilmesinde ve ferrorezonans riskine karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgiler bulunmaktadır. Böylece bilinmelidir ki elektrik güç sistemlerinde meydana gelen bazı aniaşılamayan
olaylar
ferrorezonansla
ilintili
olabilir.
Kısaca
ferrorezonansı
tetikleyen
olaylar
ve
risk
altındaki konfigürasyonlar şunlardır: l . Kapasitelerin anahtarlamalan 2. Yalıtım hatalan 3.Hatlara düşen yıldırımlar
28
(Yurdakul ALPARSLAN T.E.K.)
PWM Sinyali ilc DC Motor Hız Kontrolü ve Sürücü Devresinin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
ESD Etkilerinden Korunması
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
F. Kurt
PWM
SiNYALİ İLE DC MOTOR HlZ KONTROLÜ VE SÜRÜCÜ DEVRE SİNİN ESD ETKİLERİNDEN KORUNMASI Fatih Kurt
Oı,et ••
•
-
•
I.GİRİŞ
PWM sinyali, motor hızını kontrol etntek ıçın
başvurulan yazılım
ile
verimli
bir
ü retmek
çok
yöntemdir. kolaydır.
motorun dönme hızı , darbeler
PWM
sinyalini
Temel
olarak
şeklinde
İlk motor dizay nlarından biri de DC motordur. Günümüzde değişken hız ve tork elde edebilınek için yaygın olarak tercih edilen motor tüıü DC motorlardrr. Bu kadar yaygın bir kullanım sahasına sahip olan DC motor ların, hızlarının nasıl kontrol edileceği çok önemlidir.
ENABLE
girişine uygulanacak lojik voltajm darbe zaman aralığına
bağhdır. Bu yazıda PWM sinyalinin; 8254 terminali ve
yazılam ile üretilmesi, devrenin işleyişi
ve aynı devre
DC motorun hızını kontrol etmenin birçok yolu vardır. DC motora uygulayacağımiz akımın yönüne göre motorun yönü, voltajın büyüklüğüne göre de hızı değişecektir. SCR (Silicon Controlled Rectifier - Silikon Kontrollü Doğrultucu) ve PWM (Pulse Width Modulation), en sık kullanılan iki yöntemdir. Silicon kontrollü doğrultucu ile yapılan kontrol devrelerinde, doğrultucu ve direnç yardımıyla elde edilen kontrol mekanizması bilgisayar sistemleri için kullanışlı bir denetim yöntemi değildir. Bilgisayar yazılımı denetimi ile PWM kullanarak DC motor hızını kontrol etmek, diğer kontrol yöntemlerinden daha etkindir. Şekil 2. 'de genel motor kontrol yönteminin blok diyagrarnı görülmektedir.
üzerinde elektronik bileşenler için hassas bir noktaya gelen Elektrostatik Deşarj (ESD) etkisinden korunma olayına değinilmiştir.
Allalıtar Keli11ıeler
-
PWYI , DC Motor , ESD, Motor
Hız Kontrolü
Abstract
-
PWM signal, is an efficient way to control
DC Motor speed. It is very easy to obtain PWM signal by a soft ware. Basicly the speed of the DC Motor
depends on the "pulse time period" of logic voltage
which is applied to
ENABLE
input as a pulse. The
aim of this article is producing PWM signals by using
8254 terminal and a software. Also deseribes the
Endüstriyel alanda kullanılan DC motor gerilimleri 90-120250 Volt aralığındadır. Ancak mobil uygulamalarda bu değerler 5-12-24-48 VDC aralığında olmaktadır.
circuit and protection of electronic components from the damage of Electrostatic discharge effect.
Key Words
-
PWM, DC Motor,
ESD,
Motor Speed
Control II. PWM
SINYAI.ıl •
•
PWM sinyalleri, DC motonın hız kontrolü ıçın kullarulabilmektedir. Tipik olarak DC motor kontrol devreleri, zamanlama devreleri ile birlikte tasarlanmaktadır. Burada zanıanlan1a olayı yazılım kullanılarak çözüme ulaştırılmıştır. Böylece devremiz daha verinıli bir hale gelmektedir. Şekil 5. 'de göriilen PWM sinyalınin karakteristiğinin ıootonın üzerindeki darbelere göre değişimi Şekil 1. de verilmiştir [4J . Hız kontrolü için PWM'de kullamlabilir frekans aralığı 18-20 kHz' dir. istenilen bu aralığı elde edebilmek için DC motor üzerindeki akımın periyatlarına balanak gerekmektedir. Şekil I . 'de verilen karşılaştınna grafiğindeki verilere göre frekans şöyle hesaplanabilir.
i F.Kurt, Standard Profil A.Ş., Bilgi Teknolojileri, Düzce
29
==
!.e
t.R
--
L
PWM Sinyali iıe DC Motor Hız Kontrolü ve Sürücü Devresinin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
ESD Etkilerinden Korunması
6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
F. Kurt
Motorun en verimli çalışma hızını elde etmek için, Şekil 3. 'de yazılım alaş şemasında görülen PWM fonksiyonW1daki total time değişkenini değiştirmek gerekmektedir. Bu değer Şekil 3. 'deki devre için 0.1 saniye olarak ayarlanmıştır. Bu değeri değiştirdikçe motorun çalışma hızı ve karakteristiği de değişecektir [ 1, 4].
L
__:... ({)00) . -----.
_
R
PWMsignal
ı
current
ı
•
'· '
ı
�
. . ; .�
ı·
1
-
•
l
'
ı
ll.l 8254 Terminali ile PWM
Motor kontrol iiniteleri için oldukça ucuz bir çözüm olan 8254 terınİnali bilgisayar anakartına bağlanabilmek için bir ISA kartını kullanması gerekmektedir. 8254 terminali ile mevcut ISA kartı 34 pin'lik ribbon kablo ile birbirine bağlanabilmektedir. Mevcut yazılı mımı zın yardınu ile bu karttan motor sürücüsünün hız kontrol ünitesine lojik değerler gönderebilmemiz için Şekil 3.' deki Flip-Flop (7474) kullanılmaktadır.
•:
T= lif
Şekil ı . PWM sinyaline göre OC motor üzerindeki ak� degişimi.
Burada biıinı zamana düşen akım t O (io) T/2 (i 1) t anındaki güç yüzdesinden (%P) düşük olmalıdır. Buradaki limit şartı sağlanarak; =
=
MotorBesleme Oiı:irı (i4 v veyo +12 V) Vee • +5 V
Vee= +5 V 8254 TerrıWlal
Böylece;
!.e -ı:
=
0 (1- p ).ie 100
f.R
I.e -L - TR SL
T=
-
=
-
(1-
ln(l
-
ı
-.-
MOSFET drıver
2 ENAillE A ...LPHASE A <1 ONO -6 GMO o OUT lA 7 OUT2A
GNO
-
""-" . ....
Bl.AelE B PHASE B ONO GHO Olff lB OUT2B VEB
� � � ji 16
_L"
__;ı.
UDN2993B
-
�
�
,.....
L.-
p ) 100
- SL.ln(l-
,t PWM pulse gen erator and
Ol
-
Şeki l
p ) 100
3.
-
.--
1'--
DCMOTOR
8254 terminal ile DC Motor Hız kontrolü
Terminalin kullanıldığı devrede bilgisayardan -5, +5, -12, +12 Voltluk gerilimler alınmakta, güç kaynağı üzerinden ise topraklama yapılmaktadıi. Devre bu şekilde çalıştınlırsa motorun lA 'in ü zerinde ani akım çekmesi durumunda PC nin hassas devreleri için salonealı bir durum meydana gelecektir. Burada bu ani akımdan kaçmabilmek için motorun ve terminalin topraklamasının ortak bir noktadan yapılması gerekmektedir. Bu devrelerin dış etkilerden korunma yöntemine ESD bölümünde değinilecektir.
R
sansora
•
ou ın
4 PR1
--LLOAD SUPPLY LOOIC SUPPlY
6
) 0 1
2L .ln{lR
Aşın al<ım
-
1 CIRI
14
-
p
100)
olarak bulunur.
Batteries
OUT!
�c
�
U1
B
f-= 1/t fonniilünü kullanarak;
f=
7474
7
t.R
�
Field coil
6U6
11.2 Yazıbm Kriterleri MOSFET bridge
.. �
PWM sinyalleri görev çevrimi (duty cycle) oranı ile tanımlanır. Görev çevrimi süresi, Şekil S.' de görülen PWM
Omıaıure
dalgasındaki gecikme zamanları (ontime, offtime) ile toplam süre arasındaki orana eşittir. 100% DC (duty cycle) demek, motor tam performans ile çalışıyor demektir. Eğer motorun hızı ile oynamnak istenmiyorsa, ENABLE (2) girişine,
Şeki12. Motor Kontrolü Blok Diya.gramı.
30
PWM Sin yali
SAU Fen Billmleri Enstitüsü Dergisi
İle DC
Motor Hız Kontrolü ve
ESD
6.Cllt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
SUrücü Devresinin
Etkilerinden Korunması F. Kurt
PWM sinyalleri ile motorun hız kontrolünü bilgisayar yazılımıyla yapmak için gerekli alaş şeması Şekil5., de venlmiştir [2].
sürekli lojik 1 uygulamaktır. Bu durumda ınotor tam güç ile
çalışacaktır. lTD�2993B entegresinin, ımtonm yönünü ve bızım belirlemek için iki koımektörü kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi
PHASE A (3 ) diğeıi ise ENABLE A (2) girişleri Bu entegre ile iki tane motor kontrol etmek mümkündür. 2-8 nwnaıalı konnektörler birinci n1otor için, 9-15 arası konrıektörler ise ikinci motor için tasarlanmıştır. PHASE girişi motorun yönünü belirlemeye yarar. Bu girişe uygulanan lojik voltaj ile motonın dönn1e yönü değiştirilebilir. ENABLE girişine uygulanan PWM (Pulse Width Modulation) sinyalleri ile de motorun hızı kontrol edilebilir.
DELı\Y Fonksiyonu: Bu fonksiyon içerisine, saniye cinsinden girilen elelay_time değeri kadar bekletire sağlar. PWM
,
Fonksiyonu:
B u fonksiyon, aldığı duty_cycle değerine ve totaltime değerine göre ontime ve Offtime sürelerini hesaplayıp, DATAO çıkısına., yani entegrenin ENABLE girişine belli aralıklarda lojik 1 uyguluyor. Bınada ku11anı]an PHASE değişkeni motonın yönünü değiştiınıeye yanyor.
·
Paralel port'un DA T AO pin' ini lJDN2993B' nin ENABLE (2) �� DATAl pin'ini de PI-IASE (3) giri şid ir ENABLE girişine yukanda bahsedilen şekilde PWM sinyallerini DATAO pin'inden uygulanrnaktadrr. PHASE girişi ise DATAl pin'ini yüksek { 1) ya da düşük (O) yaparak yön değiştirmeyi sağlar. Dolayısı ile motoru bir yönde döndürmek için paralel port'a 2 değeri gönderilmelidir. Diğer yönde döndürmek için ise, DATAO a PWM sinyallerini uygularken DATAl de "1" yapılmalıdır. Bunun için paralel port'a her iki bit'i de yüksek yapacak "3" değeri gönderilmelidir. Kısacası, motor bir yönde dönerken paralel poıftan uygulanan sinyaller:
motorun hızı (dutyc.�le) motonın yönü (pl:we)
.
PWM girişi (enable) Porl Adresi &H378
1-0-1-0- ı -0-... enahle=l
şeklinde giderken, diğer yöne cpirdi� 2-3-2-3-2-3-2-3-... şekline olmaktadır. Bu şekilde, PHASE biti yüksek tuiulurken, ENABLE bitine PWM sinyaller uygulamnaya devam edilmelidir. Tipik olarak DC motor kontrol devreleri, zamanlama devreleri ile birlikte tasarlanmaktaclır. Burada olayını Yazılım aracılıgı- ile çözüyoruz. Böylece devremiz daha verimli hale gelmektedir. Motorun en verimli çalışına hızını elde etmek için, PWM fonksiyonundaki total-time değişkeni ile oynayabilirsiniz. Bu değer 0.1 saniye olarak ayarlanrruştır. B u değeri değiştirdikçe motorun çalışma hızı ve şekli değişecektir.
Ac, Beqin avg,
duty-c.yc.le=duty-cycle+ 5 enable=l
tot<ll-time=O .ı
ontune=tot
chıty-cyce=do.ty-cycle-5 .,..__
y-c.yc
dııi:ycycle·
offiinıe=total·tinıe-ontime PortA=ena.ble+plwe enable=l
..._________ _ ___,
Şekil 4. PWM siny.ıli ile motor lnz kontrolü için gerekli yazılırrm aktş şeıııası
Conrıect, Oc,. Eraste, F"req., Lo<ı, dsP. eXpand, Menu, lJieu,. xY,1,2 H, UP/OI.!N Selec1
Sueep Xl
Trig.
•
�e-vel
.
Tirae 1 0.00000 - - - Volts 2 31.9�9
1 o
-ı
11-ocation
1
Adjus:t
Uolts 1 31.999
.
OH
Int. Ch
L/R
Cursor s ------
mS�cAllV 1
o
�
�
�
�
!-
:-'
�
,....
div. 10
ı-
Tiae 2 0.00000 Oelta V o.ooo
Pelaı.J 0.0000 ttiold 30 �tat us Pau�,-Rev.
Oelt.ı T 0.00000 DV/OT 0.000
Şekil 5.
%80 duty cycle ile PWM sinyahnin asiloskop görüntüsü
31
'
-t
___
P\VM Sinyali İle DC Motor Haz Kontrolü ve Sürlicü Devresinin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci lt, 2.Sayı (Ternmuz
m.
2002)
ESD Etkilerinden Korunması
F. Kurt
ESD ETKİSİNDEN KORUNMA
Kontrol devreleri için geliştirilen yazıbınların zaman içerisinde artması ve PWM metodunun bu yazılırnlara adapte edilebilmesi, metodun kolaylıkla bu kullanılabilirliğini ve güvenilirliğini arttırmaktadır [4].
Elektrostatik Deşarj olayının hassas elektronik devrelerde yol açtığı tahribat dolayısıyla, ESD sonucu oluşan ani gerilimden korunmak amacıyla devrcınize nanosaniyeler mertebesinde cevap zamanına ulaşabilen zener diyotu (Transient Voltage Suppressor Diode -TVS) DC ınotorumuza seri olarak bağiayabiliriz [5]. Şekil 7. de görülen TVS diyot 'lu devre ani gerilim değişimlerine karşı korunmaktadır. Bilgisayar kontrollü devrelerde bu ani değişimler devrelere oldukça büyük tahribatlar vermektedirler. Bu etkinin azaltılabilmesi tasarımcılar ve kullanıcılar için oldukça önemlidir. Devremize ekiediğimiz TVS diyotun özellikleri Tablo 1. 'de verilmiştir.
Moment ve hız kontrolünde giriş frekans ve gerilimini kullanan en etkin yöntemin PWM olduğu gözardı edilemez, ancak PWM sürücülerin bu kontrollerde modülatöre ihtiyaç duymas ı bir dezavantaj olarak görülebilir. Bu alanda modülatöre ihtiyaç duymayan, moment ve akıyı kullanan doğrudan tork kontrolü alternatifbir yöntem olarak göıülebilir.
KAYNAKLAR
karakteristik
[l]Richard A. Schmidt, motor Control and Learning: behavioral emphasis, McMillan cl998, NewYork
Tablo 1. TVS diyot karakteristigı
Ters Çalışma Gerilimi
Ani Gücü lmsn
Standart Zener Belvern1e Gerilimi
10-78Volt
600W
1 1.7-91.3V
Cevap Zan1anı
[2]http://www.cs.colun1bia.edu/robotics [3]X.Y. Zhang, Z. Yu, R. Dutton, and S. Beebe "ESD Simulation to Find Correlation Between Junction Depth " TECHCON Phoenix, AZ September 1996.
lns
[ 4]http:/fhomepages. which. net/"'paul.hills/SpecdControll SpeedControllersContents.htınl
Motor Bulemt Giriş1 (+6 v veya +12 V) Vee •+5 V
Voc ::o +S V 6254 letmnal
t-----'--f cLIH
euro
4
PRı
�ONO
Ol
[ S]Karl A., (t1''ransient Voltage Suppression Devices", On Semiconductors™, Vol. 1, BRD8009/D, 200 1
uı
7474
oun
f-l'------��LE A
lOAD SUPPLY
3
L051C SUPPLY�
,HASEA
r.:;-torıo +--..lf...l GNO
ENABLE B PliASE 8
7 OUTIA ..;......ı OUT 2A ,_.lf...� ...
GNO Gtm
OI..TIB OUT29
r---
\.QJ--ı
UON2993B
OCMOlOR
Şekil IV.
a
6. TVS diyot ile ESD etkisinden korunma
SONUÇ
DC motorlar birçok elektronik cihazda yaygın olarak k:ullarulmaktadır. En basitinden, bilgisayarınızın işlemeisiiri soğutmaya yarayaıı fan pervanesi, bir DC motor ile çalışır. DC motorların PC'ye bağlanarak robotik ve mekanik araçlarda kullanılması yaygınlık kazanmıştır. Örneğin, simetrik metal parçalann imalatında kullamlan CNC tezgahları DC motor lar içermektedir. DC motorun hızım kontrol etmede maliyet ve zaman kritik iki noktadır. PWM yöntemi oldukça ucuz ve bilgisayar kontrollü bir hız kontrol yöntemidir.
32
166-180Bf ve 180-186W İzotoplarının Kuadropol Momentleri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sa)'1 (Temmuz 2002)
166-180Hf
ve Deformasyon Parametreleri
F. Ertuwal, E. Guliyev, A. Kuliev
180-186W İZOTOPLARININ KUADROPOL MOMENTLERİ VE DEFORMASYON PARAMETRELERI
ve
•
Filiz Ertuğral, Ekber Guliyev, Ali Kuliev 66Özet - Bu çalışmada 1 180 Hf zinciri
kuadrupol
çekirdeklerinin model
süperakışkan potansiyeli
baz
kuadropol
momentlerinin
parametrelerinin
teorik
model
hesaplanmış
çerçevesinde deformasyon
olarak
hesaplanmış
gösterdi.
Heksadekapol
kuadropol
momentlerine
çekirdeklerinin
önemli
değerleri
uygun
deneysel
verilerle
çok önenıli bilgiler vermektedir. Kuadropol momentleri mikroskobik
[ 1]
ve
fenomenolojik
metotlarla
[2]
hesaplanır. Fenomenolojik hesaplamalann esas noksanı
deformasyonun
katkısının
atom
karşılaştırılarak çekirdek modellerinin test edilmesinde
değerlerinin uygun deneysel verilerle uyum içinde olduğunu
momentleri,
niteliklerinden biridir. Kuadropol momentlerinin teorik
Çalışmalar
/32
ve
Kuadropol
Woods-Saxon
hesaplandı.
süperakışkan
mikroskopik
momentleri
çerçevesinde
ahnarak
I.GİRİŞ
ve 180-186W izotop
çekirdek
incelenen tüm
seviyelerinin
veıınesidir.
izotoplar için %l'den küçük olduğu gözlendi.
Fenomenoloji model
mikroskobik
arası
nükleonlar
haklanda
yapısı
yaklaşımdan
kabuk
farklı
modeli
etkileşmeleri
göz
az
bilgi olarak
çerçevesinde
önüne aldığından
çekirdek yapısı, ortalama alan potansiyelleri ve nükleon
Anahtar
Kuadropol
Kelimeler-
süperaloşkan
model,
B(E2) geçişleri,
Hf, W.
deformasyon
momentler,
nükleon etkileşmeleri hakkında
Deforme çekirdekleri n varhğı
parametreleri,
çok bilgi vericidir.
kuadropol momentlerinin
deneysel değerlerinin tek parçacık kabuk modelin ön gördüğü uygun değerlerden 1-2 mertebe büyük olması
Abstract- In this study, quadrupole moments of
sonucu ortaya çıkmıştır [2].
1 6-180 Hf and 180-186Jf' isotopes chain nuclei has been 6
modelleri içerisinde en verimli ve kullanışlı olanı tek
parçacık modelini baz alan süperakışkan modeldir [ 1]. Bu
calculated by using superfluid model with Woods
model
Saxon potential. Our results showed that quadrupole moments and
f32 deformation
the
appropriate
parameters which have
contribution
of
experimental
hexadecapole
datat.
deformation
olarak
The to
defonne
nadir
momentlerinin
Nilsson
toprak
sistematik
anizotropik
titreşim
elementlerin kararlılık bölgesinden uzakta
yerleşen yeni deforme bölgelerinin keşfı, nötronu zengin ve
nötronu
eksik
olan
egzotik
çekirdeklere
ilgiyi
ar ttırmıştır [ 5]. Bundan dolayı bu çekirdeklerin yapısının,
başka özelliklerinin incelenmesinde
yan ömürlerinin ve
Quadrupole moments, superfluid model,
deformation parameters, B(E2) transitions,
kuadropol
hesaplanması
zamanlarda
the selected isotopes.
-
iyi
potansiyeli kullanılarak çalışma [3 ,4] 'de yapıinnştır. Son
quadrupol moments is seemed to be less than °/ol for
Key Words
çerçevesinde
elementlerinin
been calculated theoretically are in good agreement \Vith
Çekirdeğin mikroskobik
ortalama
Hf, W.
alan
potansiyelindeki
parametrelerin
doğru
belirlenmesi çok önemlidir. Geniş kütle sayısı aı-alığında, 166-ıao
Hf
ve
kısımlanndaki
ıso-ıs6w izotop
çekirdekler
yukanda
zincirlerinin
uç
sözünü ettiğimiz
egzotik çekirdeklerdendir. Günümüzde bu çekirdek!erin kuad.ropol momentleri esasen elektrik kuadropol B(E2) geçiş
ihtimallerinin
ölçülmesiyle
deneysel
olarak
F.Ertu�al, A.Kuliev;Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik
bulunmuştur. Fakat bu çekirdekler teorik olarak yeterince
Bö1ümll, 54100, Adapazarı E.Guliyev;Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Fizik Müh.
incelenmemiştir. Yegane teorik hesaplamalar Sarnaryum izotop zinciri için
Bölümü, 06100 Tandoğan, Ankara
33
[6,7]
yapılmıştır.
166-180Hf ve 180-1 86\V İzotoplarının Kuadropol Momentleri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı
(Temmuz 2002)
F.
Bu makalede bizim iki hedefiıniz vardır: incelenen
Hafniyum
Deformasyon Parametreleri
ve
ve
Wolfram
İlk
toplam açısal momenturounun
hedefimiz
izotoplarında
/32
bileşeninin çekirdek
z
simetri ekseni yönünde iki kat yozlaşmasından dolayı meydana
defoımasyon parametresini çalışma [8] 'e uygun olarak
gelınektedir.
Süperakışkan
[ 1]
modelde
seviyelerin doluluk ihtimali
hesaplamak ve daha sonra kuadropol momentlerinin teorik değerlerini deneysel değerlerle karşılaştırarak
Ertuğral, E. Guliyev, A. Kuliev
/32
(5)
parametresini belirlemektir. Deformasyon parametresinin teorik olarak fit edilmiş değerleri çekirdek yapısının incelenmesinde
somaki
bakımından çok önemlid ii.
çalışmalarda
kullanılması
şeklinde ifade edilir. nükleonlann
Burada
ll.TEORI •
kuasiparçacık enerjileri,
kuadropol ınoment
süperakışkan modelin temel denklenılerinin yardımıyla
3
=
ise uygun ortalama alan
enerjileridir. � ve A, sırası ile süperakışkan modelin gap ve kimyasal potansiyel parametreleridir. Bu parametreler
Çekirdekte ünifoıın elektrik yük dağılınuna karşı gelen
Q0
E5
nötron ve proton sistemleri için sayısal olarak ayrı-ayrı
2
,-;:- ZR0 {32 (1 + 0.36(J2)
bulunur. B u denklemler şu şekildedir.
(1)
-v 51C
(6)
şeklinde ifade edilir [2]. Burada Z çekirdek deki proton sayısı, R0 ise çekirdek yarıçapıdır ( R0 Elektrik kuadropol geçiş ihtimali
=
1.2 A 113
fin). ID.NÜMERİK HESAPLAMALAR VE T ARTlŞMA
B(E2) 'nin deneysel
değerleri çekirdek modellerinden bağımsız olduklarından dolayı
Pı
önemlidir.
Tek parçacık enerjileri, her bir çekirdek için bireysel
defonnasyon parametresinin tespiti için çok Eksenel
simetrik
deforme
çekirdeklerin
hesaplannuştır.
kuadropol momenti ile bu çekirdekterin spini ve paritesi
In
==
kuyuların
2 + olan en düşük enerjili dönme sevi yesinin temel
(N= 2
halden uyarılma ihtimali B(E2) arasında çok sade bir
5
B(E2) e2
Nötron
dibinden
ve
potansiyelinde
protonlar 6
başlayarak
için
[9]
potansiyel
Me V 'e
kadar
7 kabukları) tüm diskret ve kuasidiskret enerji
parametresi
= l61r Qo e
+
Woods-Saxon
seviyeleri göz önüne alınmıştır. Kuadropol defonnasyon
bağıntı vardır [2].
Burada
deforme
olarak
fJ2
(1)
ve
(2)
B(E2)
fonnüllerinde
ihtimalinin deneysel verileri [ 1OJ kullanılarak çalışma [8],e uygun olarak hesaplanmıştır. Tek parçacık modelde
(2)
Shrödinger ortalama
protonun elektrik yüküdür.
denkleminin
çözülnıes inde
alan deformasyon parametresi
kullanılan
52
ile
[32
arasındaki ilişkiyi gösteren ifade A.Bohr ve B.Mottelson tarafından verilmiştir [2].
Süperakışkan modelde çekirdeğin kuadropol momentleri nötron ve proton sistemlerinin kuadropol momentlerinin toplamına eşittir [1]:
Qo= Q�' + Qt
+ 0.34/Ji
(3)
burada
Bu ifadede
a0
çekirdek yüzey kalınlık parametresi olup
kullandığımız potansiyel için s
js)
(4)
82
=
2 0.945f12 lı- 2.56A- 13 J+ 0,34Pi
(7)
şeklinde yazabiliriz. tek parçacık deforme ortalama alan
Süperakışkan teorisinin GN ve G2 eşierne etkileşme
potansiyelinde hareket eden parçacığın dalga fonksiyonu, s
fin 'dir. Yukaııdaki
formülü biraz daha düzenlersek
V
Bu formüllerde
0.53
sabitlerine [1]
ise ortalama alandaki kuantum sayıları kümesini ifade
denklem
sistemleri
Tablo. I 'de
etmektedir. Buradaki iki çarpam, enerji seviyelerinin
34
karşı gelen !). ve /t parametrelerinin yardımıyla
verilmiştir.
Bu
hesaplanmış parametrin
(6)
değerleri
yardımıyla
166-180Hf ve 180-l86W
SAU Fen Biltmleri Enstitüsü Derg1si 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
166-180
Hf
Momentleri
ve Deformasyon Parametreleri
F. Ertuğra1, E. GuHyev, A. Kuliev
180-1�6W
ve
İzotoplar·ınm Kuadropol
etkiliyor. Heksadekapol momentlerini çok az kuadropol momentlerine katkısı defonnasyonun incelenen tüm izotoplar için 0.05 barn'ı aşınıyor.
izotop zinciri için (4) formülü kullanılarak kuadropol momentlerinin teorik olarak hesaplanan değerleriniıı A kütle sayısına bağlı olarak değişmesi Şekil.l 'de gösterilnıiştir. Burada mukayese için kuadropol n1omentlerinin uygun deneysel değerleri [1 O] da gösterilmiştir. Şekilden görüldüğü gibi kuadropol momentleri için teorinin verdiği sonuçların A kütle sayısına göre değişmesi deney hatası çerçevesinde sonuçlarla uyum içindedir. Not edelim ki 166 �f ve
Sonuç olarak bu çalışmalar süperak1şkan modeli baz alan mikroskopik modelin kararlı deformasyona sahip çekirdeklerinin yanı sıra kararlılık bölgesinin uç kısımlarında yerleşen deforme çekirdeklerin de kuadropol momentlerinin deneysel değerlerini başarıyla gösterdi. olduğunu açıklamakta Deforınasyon parametresinin teorik olarak fıt edilmiş değerleri elektrik kuadropol geçişlerden elde edilmiş deneysel değerlerle uyum içerisindedir.
W
izotopu için teori ile deneyin uyuşmazlığının esas nedeni kuadropol mon1entinin hesaplarunasında kullanılan varsayımın geçersiz olmasıdır, bu dolmuş kabuldara yakın çekirdeklerde en düşük 2+ seviyesinin çekirdeğin rotasyon olmamasının göstergesidir.
TEŞEKKÜR
Tablo 2 'de kuadropol n1omentlerinin deneysel verilerinin fit edilmesiyle bulunan /32 ve 82 parametrelerinin
Katkı ve yardınılarından dola}'l Prof.C.Salam Dr.M.Gerçeklioğluna teşekkür ederiz.
ve
değerleri (2) formülünün yardımıyla elde edilmiş uygun deneysel değerlerle karşılaştırılmıştır. Burada mukayese için j32 parametresinin çalışn1a [10] da veıilmiş değerleri de
f3R
olarak
gösterilmiştir.
Deneysel
Tablo l
hatalar
An
!1p
AP
0.724
-3.666
0.93
-6.187
ı8ıw 74
0.76
-3.289
0.93
-6.824
ı84w 74 ıs6 74 w
0.69
-2.9,42
0.93
-7.667
0.876
-2.745
0.93
-8.292
� � t66 0.966 -6.515 0.879 -4.143 H 2 f 7 ı6s 1.069 -6.069 -3.911 0.879 Hf 72 o ı772 Hf 0.862 -5.598 0.75 -4.382 �;2 HJ 1.172 -5.163 0.879 -5.062 0.69 -4.631 O. 75 -5.335 �;4Hf ��6 Hf 0.655 -4.139 o. 75 -6.098 -6.412 o. 75 0.72 -3.664 ı7278 Hf ı8o 72 Hf 0.69 -3.254 O. 75 -7.064 �
Defoıme çekirdekterin Coulomb uyarılma deneylerinde kuadropol çekiı·deklerde incelenmesi bu başka heksadekapol deformasyonundan defonnasyonunda olduğunu göstermiştir [ll, 12]. Bu deformasyona karşılık gelen f34 defonnasyon
tsow 74
parametresinin sayısal değeri, uygun {32 değerinden bir mertcbe daha küçüktür. Şunu da belirtelim ki kütle say1sı 150 < A <ı 90 aralığında yerleşen çekirdekler için bu aralık başlangıcında f34 pozitiftir, A 'nın artmasıyla f34 azalır ve aralığın sonundaki çekirdekler için hatta işaretini de değiştirir. momentlerinin
..,
�n
Çekirdek
kuadropol moınentlerinin (2) forn1ülünden yola çıkarak bulunan deneysel değerleri bu çekirdeklerin gerçek kuadropol momentlerini yansıtmayabilir. Buna göre kuadropol momentlerinin direkt deneylerde ölçülmesi teori bakımından çok mühimdir.
kuadropol
ıso-ıs�
izotoplannm süperakışkan modelde gap ve kimyasal potansiyel parametreleri (MeV birimlerinde)
çerçevesinde teori ile deney sonuçlarının uyum içinde olduğu görüln1ektcdir. Fakat geçiş bölgesinde yerleşen 186 166 Hf ve W izotopları deforme bölgesinin uç kısınılarında yerleştiklerinden dolayı bu çekirdekler rotasyon olmayabilirler ve bunun sonucunda {32
Çalışmamızda
166-180Hf ve
f34
parametresinin [1 1] deneysel verilerinden yararlanarak Hafniyum ve Wolfram izotopları için hesaplanmış değerleri uygun olarak Tablo.3 ve Tablo.4 de gösterilmiştir. Her iki tabloda mukayese için kuadropol momentlerinin f34 == O haline karşı gelen değerleri de gösterilmiştir. Tablolardan göıüldüğü gibi heksadekapol deformasyonun göz önüne alınması kuadropol
35
166-lSOHf ve 180-186W İzotopla•·•nın Kuadropol Momentleri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sa)'l (Temmuz 2002)
ve Deformasyon Parametreleri
F. Ertuğral, E. Guliyev, A. Kuliev
Q(barn) 8
7
6
5 4------�--�
Şekil 1 Çift- çift
166-18<>rlf
180
176
172
168
164
184 A
izotoplarının kuadropol momentlerinin teorik ve deneysel değerlerininA kütle sayısı ile
değişimi. Burada O deneysel değerlere,
•
teorik değerlere ve
I ise deneysel hata aralığına karşı geliyor.
Q(barn) 8
7 -
•
6
5 T-------ı--.--�--� 178 Şekil 2 Çift- çift değişimi. Burada
180-186W •
180
182
'184
186
188 A
izotoplannın kuadropol momentlerinin teorik ve deneysel değerlerininA kütle sayısı ile
deneysel değerlere, + teorik değerlere ve
36
I ise deneysel hata aralığına karşı geliyor.
166-lSOHfve 180-186W İ zotoplarınan Kuadropol Momentleri
SA U Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
ve Dcformasyon Parametreleri
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
F. Ertuğral, E. Guliyev, A.
KuHev
Tablo 2 Kuadropol deformasyon parametrelerinin teorik ve deneysel değerleri. Burada (J�xp, s;xp değerleri ( 1) formülünün yardımıyla hesaplannuş
f3R
deformasyon parametresi
ve
8f7
(1) formülündeki
değerleri ise kuadropol momentlerinin fit edilmesiyle bulunmuştur.
fJi
içeren terim ihmal edilerek bulunmuş değerleridir [7 ).
tlı
jJR
p x � fJ
xp e o
-
h � p
82
0.249
0.2308
0.0957
0.2172
0.0857
72 110 72 Hf 112 H 72 f
0.274
0.2479
0.2479
0.2349
0.2349
0.296
0.2648
0.3603
0.2525
0.3554
0.274
0.2479
0.2445
0.2352
0.2317
72 f ı76 Hf
0.284
0.2563
0.3062
0.2441
0.2968
0.2953
0.2731
0.3777
0.2618
0.3754
0.2803
0.2563
0.295
0.2444
0.2852
0.2733
0.2479
0.2631
0.2358
0.2516
0.252
0.2308
0.169
0.2183
0.1562
0.2494
0.2308
0.15 ı 7
0.2184
0.1394
0.2347
0.2136
0.077
0.2009
0.0689
0.2238
0.2049
0.0297
0.1923
0.0261
Çekirdekler
��6 Hf ı68
--
, Pt
Hf
174 H 72 ��8 H ıso 72
f
H. f
ı8o
74 w
18 2 w 74 ıs4w 74 18 6 w 74
2
Tablo 3 llafniyum izotoplarııun kuadropol
Tablo 4 Wolfram izotoplarının kuadropol
. ııesap 1annuş deger ı erı.
ı . ı hesap.anmış d eger erı.
mon1entlerinin heksaclekapol deformasyonun katkısıyla
momentlerinin heksadekapol deformasyonun katkısıyla ...
"'
ı f p
lı o2'
Q1h (barn) [34 -0.02
Qth(barn)
Hf
0.0957
0.0857
5.868
5.89
ıso
�18 Hf
0.2479
0.2349
6.542
6.561
182
ı1o 72 Hf � ;ı f/f
0.3603
0.3554
7.032
7.072
ı s4
0.2445
0.2317
6.622
6.641
186
72 �i6 Hf �iB Hf
0.3062
0.2968
6.92
6.95
0.3777
0.3754
7.235
7.28
0.295
0.2852
6.936
6.961
0.2631
0.2516
6.813
6.836
Çekirdek
;�6
174
ıso 72
Hf
Hf
ı ı
=
f34
[3�/ı
(ith 2
Qtlt (bam) {34 -0.05
Q1h(barn) /34 =0
w 74
0.169
0.1562
6.466
6.52
74
w
0.1517
0.1394
6.397
6.454
74
w
0.077
0.0689
6.078
6.13
w
0.0297
0.0261
5.844
5.885
Çekirdek
==o
74
37
=
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.SaY1
166-180Hf ve 180-186W İzotoplann•n Kuadropol Momentleri
(Temmuz 2002)
ve Deformasyon Parametreleri
F. Ertu�al, E. Guliyev, A. Kuliev
KAYNAKLAR
[1] V.G.Soloviev Theory ofComplex Nuclei, Pergoman Press, New York, 1976 [2] A.Bohr and B.Mottelson, Nuclear Structure, vol. I Benjamin, New York, Amsterdam, 1969 A.Sobiczewski and [3]D.A.Arseniev , V.G.Soloviev, Nucl. Phys.A 126, 15, 1969 [4]D.A.Arseniev, A.Sobiczewski and V.G.Soloviev Nucl.Phys.A139, 269, 1969 [5] J.L.Wood K.l-Ieyde, W.Nazarewicz, M.Huyse and P. Van DuppenCoexistence in even mass nuclei Phys.Rep.215, 101 1992 [6] B.Nerlo-Pomorske and B.Mach Atomic Data and Nuclear Data Tables, 287, 199 5 [7] N.ri.Allal, M.Fellah and N.Benhamaouda Electrik Quadrupole Moments of even-even Sm nuclei Nucl.Phys.A 690, 2 l 9, 2001 [8] F.Ertugral, E.Guliyev, A.Kuliev 166-180HfİzotpJarımn Kuadrupol Momentlerinin Hesaplanması I. Ulusal Parçacık Hızlanduıcıları ve Uygulamaları Kongresi Bildirileri TAEK, 1\.nkara (basımda), 25-26 Ekim 2001 [9] J.Dudek, T.Wigner, Nucl.Phys.A41 2 (1984) 61 [10] S.Raman, C.H.Malarkey, W.T.Milner, C.W.Neston, J.R. and P.H.Stelsen, Transition Probability, B(E2), From the Ground to the First Excited 2+ states of even-even Nuclides, Atomic Data and Nuclear Data Tables v.36, 1, 1987 [ l l ] D.L.Hendrie, N.K.Glendenning, B.G.Harvey, O.N.Javis, H.H.Duhm, J.Saudinos and I.Mahoney Phys.Lett.26B, 127, 1968 [12] K.A.Erb, J.E.Holdan, I.Y .Lee, J.X.Saladin, T.K.Taylor Quadrupole and Hexadecapole Deformation Rare Earth nuclei., Phys.Rev.Lett. 29, 1010, (1972)
•
38
İçten Yanmalı Motorlarda Alternatif Enerji Olarak Kullanılabiletek, Alkol ve Hidrojenin lncelenmesi G. Kıhçarslan, A. Kolip
SAU Fen Billınieri Enstitüsü Dergisi
•
6.C11t, 2.Sayt (Ten1muz 2002)
İÇTEN YANMALI MOTORLARDA, AL TERNATİF ENERJİ OLARAK KULLANILABİLECEK, ALKOL VE HİDROJENİN İNCELENMESİ Gazi Kılıçarslan, Ahmet Kolip
Özet
Il. Dünya savaşından itibaren, alternatif yakıt arayışları giderek yo�unlaşmıştır. Özellikle 1973 yılındaki
I. GİRİŞ
-
petrol
krizinden
konuya
oldukça
ilgi
artmıştır.
Bu
İnsan ihtiyaç ve ilişkileri bireyleri günlük yaşanıda bir
çalışmada, içten yanmab motorların yakıt özelliklerine ve yakıt
ekonomilerine
paralel
olarak
alternatif
yerden bir başka yere gitmek zorunda bırakmaktadır.
enerji
Bu işlemi daha kolay gerçekleştirmek için, insanoğlu
kaynaklarından alkol ve hidrojen ele alınmıştır. Benzinli motorlarda, hacmen motor
o/o20 kadar
değişiklik
yapısında
devamlı bir arayış içerisinde olmuştur. İnsanoğlu bu
alkol içeren benzinler
çabalara, 3500 yıl önce en öneınli teknolojik buluşu
yapılmaksızın
kullanılmaktadır. Alkol, benzin motorlannda
olan
o/olO güç
olması,
içten
yanmalı
motorlar
için
bir
büyük
avantajdır. Yakıt hileresi uygulamasında, hidrojenden
akım sağlayan elektrik enerjisini üretmektedir. Klasik alkol
"e
Bu
büyük buluş
kütleyi
çekerek
sürükleyebilmek
için
yaklaşık
hareket eden çelik bir tekerlek ise 4 kg civarındadır [ 1].
daha sonrada bir kütle içerisi den geçirilerek motoı-lara olarak,
başladı.
bir tahta tekerlekle bu miktar 40 kg, ray üzerinde
uygulamada, alkol araç içerisinde hidrojene dönüşmekte
alternatif
ile
olarak 200 kg kuvvete gereksinim vardır. Halbuki basit
elektro kimyasal yöntemle elektrik üretilmektedir. Bu
yakrtlara
icadı
sürtüıuneyi en aza indirmekteydi. 500 kg ağırlığında
aruşı sağlamaktadır. Hidrojenin tutuşma sınırlarımn çok geniş
tekerleği
Buhar gücü ile çalışan motoıun icadına kadar geçen
hidrojenin
kullanılabilirliği ortaya konulmuştur.
süre içerisinde arabaların çekilmesinde insan ve hayvan
Anahtar kelimeler- özgül yakıt tüketimi, Yakıt ekonomisi,
vurdu. İngiltere 'de G. Guı-ney'in geliştirdiği güvenli
alkol, hidrojen, Yakit hücresi
kazan sisteminde kok yerine daha az duman çıkartan
Abstract been
gücü ku llanılmıştır. 18. yüzyıla buhar gücü damgasını
kömürler kullanıldı. -
'fhe struggling to find atternative fuels has
gradu ally
war.Especially,
incereased
after
alternative
second
makineli fayton ve hatta otobüsler ile, şehirler arası
world
seferlerde yapılmıştır. Ancak deneyimler sonucunda
the interest of this subject is rather
extended after the petrol crysis in fucl properties
the
of
alcohol
and
buhar makinesinin daha çok raylı taşıtların tahriki için
1973. In this stu<lly, the
internal combustion haydrogen
from
uygun olduğu anlaşılınıştır [2].
engineı) fuel alternative
Günümüz
energy sources areinvestigated. In gasoline containing up to
19. yüzyıl başlannda bu tür buhar
Fransız
20°/o alcobol is used wthout any structural changing in
anlarınndaki
mucit
Nikolas
ilk
otomobili
Joseph
1769
Cugnot
yılında
tarafından
the engine. AJcohol supplies lOo/o power inerement in the
gerçekleştirilmiştir. Cugnot'un otomobili buhar gücü
gasoline engine. The higher igoition imits of hydrogıen are
ile hareket eden üç tekerlekli, dört kişilik ve maksimum
the advantages of internal combustion engine. ln the
hızı 3,6 km/h olan bir araçtı. Buhar gücü ile tahrik
application of fuel celi, eletricity is produced by a complex
edilen
electro-chemical method. İn this application, alcohoJ is
patlama
riski,
duman,
yüksek
gürültü ve yakıt olarak kullamlan odun veya kömürün
transformed to hydrogen in a device attached to the car;
de araç içinde taşınmasının pratik olmaması nedeniyle
then it is passed through a mass and electrical energy is
oldukça sorunlu sisternlerdi. 1 876'da alman mühendis
produced to supply current to engines. The current works prove the using
otomobiller
Niklaus Agust Otto, Dört zamanlı benzin motorunu
of alcohol and hydrogen in engines
geliştirerek bugün kul1anılan araçlann şekillenmesini
alternatively to conventional fuels.
sağladı. Otto 'nun motoru temel prensiplerde önemli bir
Key Words
...
Comsumption of specific - fuel
değişiklik yapılmaksızın otomobilleri bugüne kadar
economy of
fuel, alcohol, bydrogen, fuel- cell.
başarıyla taşımıştır [3].
G Kılıçarslan, Motor Öğretmeni, Endüstri Meslek Lisesi Afyon.
İlk mucitlerin
SAÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Y. Lisans Öğrencisi,Esentepe Sakarya
uğraşı raylardan ve izlerden bağımsız
A Kolip, SAÜ Teknik Eğitim Fakültesi, Makine Eğitimi bölümü
kendi olanaklarıyla
Esentepe Sakaıya
etınekti. Düşük maliyetli bir yakıt, tükenmeyen bir
39
hareket edebilen bir araç icat
İçten Yanma h Motorlarda Alternatif Enerji Olarak
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kullanllabiletek, Alkol ve Hidrojenin incelenmesi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
G.
Ill.Y AKIT
yakıt, aynı zamanda çevre kirliliği yapmayan bir yakıt o zamanlar hiç gündemde değildi. 1973
ilk
yılındaki
Kıhçaislan, A.
EKONOMİSİ
eneıji
krizi;
azaltılması
ve
yeni
alternatif
enerji
başlayarak, günümüzde giderek yoğunluk kazamnıştır.
yönelmeyi
otomobil
tekniğinin
en
1973
yılında
Arap
ülkelerinin
petrole
koymaları sonucunda, fıyatların artması
tüketiminin
yakıt
dünya yıllarından
Alternatif yakıt, arayışları İkinci
Kolip
kaynaklarına
önemli
konusu
haline getirmiştir.
ambargo
konuya ilgi Motor
oldukça artmıştrr.
imalatında
ortalama
özgül
ve
basınçların
güçlerin arttırılması uzun yıllar ana amaç olarak kabul edilmişse
II.YAKIT
de
karışım
sıkıştırma
oluşuınunun,
yanma
aynı zamanda özgül tüketimi de azaltmıştır [2].
hidrokarbon dört değerli bir elementtir. Yani dört ise
olan;
gerekli
odasının ve ateşlemenin iyileştirilmesi gibi önlemler
karbon hidrojen bileşikleridir. Bunun için
bileşik oluşturabilir. Buna karşı hidrojen
için
arttırılması,
oranının Yakıtlar
bunun
tek
değerlidir. Bunun sadece bir tane bileşik oluşturma
l
imkanı vardır. Bir C atomu 4H atomunu bağlayabilir. Olası
karbon
olduğundan
hidrojen bileşim
sayısı
çok
yüksek
[grf«Wtı]
C atomlannın kendi halkası ve zincirini
. ..
oluşturma özellikleri vardır. Yakıttaki hİdrokarbonlar
'
o
• •
düzgün veya dallara ayrılmış zincir ve halka biçiminde sıralanırlar [ 5].
11.1. Benzinli Motor Yakıtlarının Özellikleri .
Benzinli motor yakıtlan hafif gazımsı ve
Şekil 1
dayanıklı oktan sayısı için olan kaynama noktasıdır. sadece
alanına sahiptir.
:
Benzin motorlannm minimum özgül yaklt tüketiminin
gelişmesi [2).
sabit bir kaynama noktasına sahip olmayıp kaynama
1970
yüksek
oranda ateş alma özelliği ve bu şekilde vuruntuya karşı Benzin
,�
Benzinler çeşitLi
sıcaklıklarda buharlaşular. Normal benzin 60 °C ile 120
Son zamanlarda araştrrına konuları seyir dirençlerinin
°C arasında, süper benzin ise 60 °C ile 200 °C arasında
azaltılmasına, motor yapılarının değiştirilmesine
buharlaşır.
tahrik elamanları ile taşıtın uyumunun iyileştirilmesine
ve
yönelmiş olup 1 980'li yılların başlarında bir çok taşıt Vuruntuya karşı bir birim Research- Oktan sayısıdır
modelinde yakıt tüketimi o/o 1 5-20 kadar azaltılınıştır.
(R02).
Analiz modellerine göre taşıt yakıt tüketiminin %10
Oktan sayısını
bulabilmek
için
bir
deney
motorunda denemesi yapılacak yakttı iso aktan ve
azaltılması istendiği kabul edilirse
heptan'dan oluşan bir karşılaştırma kanşı ile değişken
diğer
sıkıştıuna işlemleri yoluyla yapılır Oktan sayısı ne
parametrelerinin değiştirilmesi gerekecektir. Şekil.2'de
kadar yüksekse yakıtta o kadar vuruntuya dayanaklıdır
bu parametreler gösterilmiştir.
bütün
özellikler
bu hedefe göre
kalacak
sabit
şekilde
çıkış
[5]. II.2.Dizel Yakıtının Özellikleri
Yakıt Ekonomisi 10 ı---
Dize! yakıtları
Otto motor yakttiarına ( benzinlere)
karşı
turuşahilir
özel1ikle
olmalıdır.
.
-�·
--....
..
- ------
strok hacminin
daha büyük çevrffil
(%}
Tutuşabilirlik
.
azalması
oraru \
':.
ön defomasyon bölgesi kısalması
ölçüsü ise setan sayısıdır (C2).Setan sayısı bir deney
+6.4_
motorunda elde edilir. Bu motorda çok iyi tutuşabilir.
-0.7
( ı \
Setan ( 1 00 C2) ve metil naftalinden (OC2) oluşan
__
5
karşılaştuma yakıtı ile karşılaştınlır. Se tan sayısı ne kadar yüksek olursa tutuşabilirlik oranı da o kadar
-0.4
1
'\L
dış
o
\
.
. .. +O. 1 .
iç hacmin
nin altındaki sıcaklıklarda dizel yakıtına %50 oranına kadar gazyağı veya benzin ilave edilir[5]
•
-1'0
o-
taşıt yüksekliğinin
,
yüksek olur. Setan sayısı 45 CZ'nin üstünde olmalıdır. Normal olarak 50 C2 ile 55 cı arasında olur. -25 °C'
ı ı
.----.
.
+5 6 . artması
uzaması
genişll�in azalması
���----
------ --
Şekil 2: Yakıt tüketiminin azaltıln1asında parametre degişikliklerinin ayrı ayrı payJan (2).
40
SAU Fen Bilimleri Enst1tüsü Dergisi
İçten Yanmalı Motorlarda Alternatif Enerji Olarak •
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Kullamlabilece� Alkol ve Hidrojenin Incelenmesi
G. Kılıçarslan, A. Kolip
IV. İÇTEN YANMALI MOTORLARDA ALTERNATiF YAKIT OLARA K, ALKOLLERİN KULLANILMASI
Brezilya, da 2 milyonu n üzerinde bu tür yakıda çalışan araç satınıştır[1]. Tablo 1 Metan metotlar
Ulusal kaynaklardan yararlanma, tanmsal potansiyeli değerlendiıme nedenleri ile ülkemizde benzine alkol katılarak ve yakıt olarak kullanılmasıyla ilgili bazı girişjmlerde bulunulmuştur. Konu ilk defa 1931 yılında yapılan Ziraat Kongresinde ele alınmıştır. 1932 yılında motorlarda kullanılan benzine belirli oranda alkol katılarak hem alkol kullanınunın arttırılması hem de yakıt tüketiminin kısmen yurt içinden karşılanması düşünülmüştür. 1942 yılında askeri araçlarda benzine %20 Oianında alkol katılı m ştır. 1973 yılında Arap ülkelerinin petrole ambargo koymaları ile fıyatlarm artması sonucu Türkiye Şeker fabrikaları A.Ş. "Yakıt Amaçlı Alkol Üretim Projesini" yatırım planına almış ve 8 adet alkol fabrikasının kurulmasını planlanuş ancak uygulamaya konulamamıştır [6].
METOD K imyasal katkı maddeleri
Emülsiyon
��ker Kam ı�ı :\rıt mJ
Motorda çok az
dcğjşiklik gerektirir.
Metanal'ün
iki ayrı enjektör
beraber
ucuz
Yüzey
Tek bir yak1t
ateşletnesi Buji ateşlenıesi
az miktarda dizel
Kullanırnından daha
gerektimlesi
Tek bir yakıt
gerektirmesi
DEZAVANTAJLAR Kat kı maddelerinin
pahalı olması
ve gerekli miktarın
çokluğu
Yakıtın% 50'sinin dizel olmas1, nedeni ile iki ayn yaktt tankı
gerektiriyor.
Karmaşık kontrol
sistemi ve iki ayrı
enjeksiyon sistemi
gereksinimi
Yakıtın o/o SO'sinin
di zel olması, nedeni ilc, ikj ayn yakıt tankı
gerektiriyor.
Sıcak yüzey eldesi
için gerekli enerjinin
büyük olması
Ateşleme sisteminin fıyat1
Metanol' ün belirli bir hacimdeki enerji yoğunluğu benzine göre daha düşük olduğun dan benzin ile kat edilen bir mesafeyi kat etmek için daha fazla metanol kullanımına ihtiyaç vardır.l . 7 litre metanol, 1 litre benzinin verdiği enerjiye eşit miktarda enerji veıınektedir. Bu da yakıt tanklanmn daha geniş ve ağır olması demektir. Böylece hem taşıtlardaki depolarm büyütülmesi gerekecek ve yer kaybına neden olunacak, hem de taşırta benzine göre daha fazla bir yükün taşınmasına neden olunacaktır Ayrıca standart yakıt pompalarının kullanılması durumunda dize! yakıtın verdiği enerjiye eşdeğer enerji metanol yakıtından elde etmek için, daha fazla miktarda metanol yakıtının püskürtülmesi gerekmektedir. Bu sebeple pompa ve enjektörden geçen yakıt miktan önemlidir Metanal'ün ısıl değeri petrole göre daha düşüktiir. Buharlaşma ısısı yüksektir. Buharl aşma ısısının yüksek oluşu motorlarda soğukta ilk hareketi zorlaştırmaktadır. Metanolun buhar1 aşmasına yardım etmek amacı ile su ile ısıtılan ennne manifoldu, 1 O °C den düşük sıcaklıklarda ilk harekete yardımcı yakıt sistemleri kullanılmaktadır.
+ banu!
�F�rm:n f3 1:oı '·ı:
gerek yok
yalot1 gereksinimi
kullanıını
�l.l
Or.
Motorda değişikliğe
enjektörlcrinin
dize] yak ı tıyla
+ Karbon Dıoksıı
+
AVANTAJLAR
Pilot enjeksiyon için
ayn kullanımı
benzinler, motor yapısında değişiklik yapılmaksızın ku1lanılabilmektedir. Alkol katkılı benzinler, alkollerjn mikroskobik özelliğinden dolayı, pratik olarak benzin alkol-sudan oluşan üçlü bir kanşımdır. Bu karışımın motor yakıtı olarak değerlendirilmesinde en önemli sorun daima homojen olması gereken sistemde, iki ayrı sıvı fazın oluşmasıdır. Bu kaıışımda üst faz benzin, alt faz ise alkol bakımından zengindir. Bu durumda ayıışma yapmış karışım n1otora ulaştığında, alkol fazı tek başııla karbüratöre geçtiği zaman motorda yakıt yetersizliği ve ani güç düşmesinin verdiği tekleme ve sarsıntılar oluşur [7].
dize] motorlannda kullanımı için geliştirilen
Metanal ve
Di zel
Benzinli motorlarda hacmen %20'ye kadar alkol içeren
Birkılı.:r ( Karborıhidradar)
o 1 ün
YJkıtı
Şekil3: Etanolün bitkilerden elde edilişj.
Metan o 1 un kullanımında karşılaşılan diğer bir problem aşırı derecede korozyona neden olmasıdır. Bu sebeple kullanılabilmesi için özel yakıt püskürtme pornpalarına, yakıt depolanna, yakıt sistemlerine ve yakıt istasyonl arında özel depolama tankıarına ihtiyaç vardır. Silindir duvarlarmda ki yağın etkisini tamamen ortadan kaldırıcı eğilimi olduğundan öze 1 yağlama yağları kullamlması gerekir Korozyonu önlemek için
Şekil 3 'te görüldüğü gibi etanal ve metanol gibi alkoller benzinli motorlarda kullanılmaya uygundw·lar. Brezilya, da şeker kamışından elde edilen etanaile ilgili olarak ulusal bir proje yüıütülınektedir. Almanya'da metanole çok önem verilmektedir. VW Jetta firması
41
-
--
-
-
-
..
-
-
_.,..
--
_
_
-
..
-
=-· :: - --..
-
�--
-
-
-
· · --
--
--
i-���:-
�-:=-
-
-
-
-
. �- -� : ����--�-?-=���-�.'\'::. ::2:���··:-�s �i�"'(�:.:-;_;:;j;�(�::;-
-�-�--�--: � - ' :;._:..-�i�;��.�-
.,.
·-.
--::-_ ---
::��
.·
-:i;�����?� ..
-.. �
�:�::: -- :--:
-
-
-
--:... -
.
-
-
-
.
�
�-
:� -
-
--
-.
'
-
.-
� -+�=t:�
-.
· - --::=--
-
:
·.�·
-"-"-
•.
-- ��
-
-
----==--
.
_,
-.
-
..::-_
-""----��
-
-
.
- -:� -
-
•.
·
--
-
-
-- -� ---�..:.-
� ... = .. � � �-
�.
;_TAf'
-�� ��-�s ��---
___..-= =.
-.._:-;__ -. :..
-
""";
�.:;::_-
s--�
.
- ---
-
-
�:-�
, ,
-
' --
.
--
-
-
-
";.
_ _
. -�:-:::____.,. .
-:._
�,_-t':3
-
-.
-
--
----- � '
-: ��-
-
-.--
- -_ <.: _ --....
-..: = ..: _ _ .
. .... .-
-
--
-
-- -
ç-,;:.:;;. --: ;-
: ... .. _
-
-
-
-
,._
·
-
--
:;'
-
.
-
·
_.,__ _ .
·.
-
�
·-
·.
-
-
-
-
-
-
- _ ---:.=--c. ",._-.;.� --
-
-
- --
-
= -
-..,
j_.::_�:,
-
-
�--
. ---�-..�
.
---
-
- ......
·j ;'"·I : ...:����:t-�-
�-
..__
• .
_... --:.
-..:-:::
-
-
-
-
.
-
---
-
-
��=-;r
-
..:: . ���-..;:.:�-; �
--
::
•
.... ___ -:
·-
--
e.�:�-.;�;;.������: :_7=:�� -. � � ":.,.-_ -
...
_ __:..
-�.."":-
-.: � �-! � � �
-
��,_
....,;:..=. :;;:;... -.- • ,...
-
::Zt"��:A7��:�: : :W .-;(:· -'-: . �::"�>�e:.,._ ..
-
-
-
·
�
..
-h
'""":;...�-,:;. ,_ & � � - -.: .. .. .. -
---;;;..�...._.
� .. ...�_,::. ........-�
- ..
� �--= .:� - ... -�
----:�
-
���..,.,.
-
·...
-
-
�
·- ......-::.
--·-
.
=-�::�i�\: -
-
<;__ ..� .. ..;:::........ --::: -.
__
.. ::_�
__
-
--
-
..;.,
-
-i..�. . :.
.....
..
-
.
-:::.-:...... ..
-
:::__·
_
·
-
-
-
·
� : :;_ : "5 :: -
·. :
_
_
-
:-:: ::: -
-
· .
.
u·.��,;-.:��,.. ,_ -=.---:�:;. -;=--�
-
-
. ..
i -...e.=:.--...;r.
;;;·--
-
-
-
-
-
---
-
-
...
.
-
- -
;�:;:..ıpr��-
· .
-.� _ --. -���.:�� �.. __
--
-
-
:·._
...
-
-
-
-
-.
-
----::
_.::
·--:.-- ...·-
.c..
-�-
-
·.
:.�""- ..�=--
-...
... •
-��:r�
-�
..'1
- -
..
-cı-;. ,. "":.r .,:'" .:
-
_·-::..:.:..
-.
..
-
-
-
-
-
Örneğin
-
-��· -:
'\,
•
�i: ,........�_ ��;:: .. --�-� --..::
-
--
- ---
- . -
.
_:..:::--
-
--
--
-
-
-
�lllU ldllll(1
taue
kanşıınlarımn
-
-
-
-
tutuşabilmesi ıçın hava fazlalık katsayısının
Wankel motoru ele alındığında hidrojen ve wank.elin birbirine çok uyumlu olduğu gör ülmektedir. Wankel odası
içerisinde,
hareketli bir
yaruna hacmi meydana gelmekte ve diğer motorlara oranla daha fazla olan yüzey alam, ortaya çıkan ısıyı Hiçbir
bölgesinin
daha
fazla
bakımından
verimi artırmaktadır [4].
0.6-1.9
değerleri arasında bulunması gerekmektedir [4].
rotorlarının döndüğü
ewrrnesı, Kanşıriı oluşturma ve yanma sürelerinin
azaltılması
sıcak
42
.
-
--
·
.
-
-
-
lUI.U9lll.4
metan-hava
-
-
-
f:,'-'lll')'
--
-
,.
-
J ..................... ..
..
·--:;;.·--
-=�&-:-...
-
-
.. � .....
-·-
•.
--
-
_-::-_.:
-�
-
--
--
dağıtmaktadır.
·--
·
· ..
-
#
-
�?�.��15:�;.: .:_ ; �
- ;:;_.::: ...
_.:-!.--
-
; · ::- _::..: �=;�.:.Q::.. :
..
·-
sahiptir.
��=--
- ---:..:_.
......
---� = =-4
�-
. ..
-
-
, �-
--
-
-��-
--
--
-
-:..
-
-
-
:;:
.... � -
-
-
- -
-
_
_· -
:: ...:... -
.
�
-
--
-
:.- -
-
-� -
=-=�.;:-:.:.- :.-:-.:-=_,._ -
-
-
-
-
-
:-� -
-?;:. .. ..
.:..:.:..
·-
--
.
-::
-
_y_ ����� �;_:��-=;:-=
;� .. .:� . .;: �:; :-,� � :� ...
.
-
·-
..
--
-
-...;
-.
-:..;-. --...-: : ---�
::::
-� · :--
���::=$�::-·���-:.-:-:-
- --.
-
---·
-:-"'!::..
-.�� �-..
--�
......
.
·-
-
.:. -:: �:..:::.,. _-: �/'"< - --�-=.--c.. ......_ _ �- -: "\.� :-
.
..
�
·..- ·
.
_r--:�......_
·
�-�-r. �-
-.-
-
-
·.
-
·.
"'-� --
-
-.
'
· .._:,;��<'-- -:_�...-.J'· -t�'J.i.: ?:-__::_r..
_ _
·-
-.;�- ... --.:
--
-
� ..
-
��:-····
_:o;:.._
·-
· -- -
� ::;_
-
--
-
; -.' -�
.. ·
·
�...
..
-
-
.
,.t� ":"" --.:-e;.:,
-
..
-
. - ... �� _. ;_: ---�--�..ı.: .... .� ... -
-
-
'-�'-"---. ....
·-
-- -
.:t:.-� - " :.... ---...-:;;. ...
--.:.:.__ _
-
..
� .. . �
- -�=�::-:..
_ _
..-._ ::: � :.- ..
·
... - ..........:_�:
--
.:� .;_ ���--c �-�s .. :::-=·-:.. .
-
-
-
-
-;..=� � -
-
-
::
--
:s;>�
�
-
-
-
-... �
-
-� �: �-
-
...
-
=
:..
-
= --
:
..
-
};}.0�����::;=-�-?-
--
-
-
-
-
� -
-
--
.
·..
-
-
-.. -- --�;.,.. �-··
� -:- -
:..
- -
-:."'ij..-.
t���:·�-����-..--.-;;_�;_-1_::.�= . : � - �:•-. -�:-- ""'-?_; - - s�-��-:�-k�
--
..
� �
-
�-
...
. ""\-
--
: '" � ..·-·!,.-�-.,-:._ =;-
-
... r;:---: .
·-_ ·
-
-
-
-
_ ..
-
_
�
-��-
-
-
--
... ...... � -:.__-�
-.
�:� -
-.
"': = ,� -�� -
-- �-- =="'
---:,:.. :---;.
?!��-
���:�c�� -_;p:�--..ı = -�
--
.:;:::...: :- _ :
� ...__
-::� .
_ ;.
_ ..
-
�
�, 00.� -
-
-
•.
--
-
-
--
r
-
-
..=.
-... c ... �
--
-- - ----�
--
-
-
-
---
._..:,;-.,:_-
.
-
.
-
- --?_� --; ..._: � .:_:_-:.-
-
-
--
-.,-·-..--=...,....,... .,... � .,.
_-=-_��-
-ı�--
:
-
--
=
- - --
-
-
__ ..._ -
�
-=..
--
-
�--_;;;.. ... ...
:
..
.. � .. . �
--:�
:
�
-:-
-.
--
-: -
� ::. - ,.,.__-�
-
� --- -
•.
-- -
-
:_--�.:.
-
-=-
-
.
:��� i-i�-
....
� . "; : ... ·,�....!",. ..;:-;. .
-
-
-
�-:
-
-
-
--� -
=
-
-
=-
-
-
�:-- �� �- - � -::-�� - ...
-
-
-
..
·����:-�,:::t:�r·� --�}�-i>. :-�-_,._,;-;
·-
-
-
... ,:-..: -��
..
.
�..: .:. ; :...
--
-
?.=:�, -...
-:� ..
- �;:. =:--:;:.:� .:� �.?=� -
- -: :;,.: -�
-
-
� · -�:;.�-�-�-�.:!�,.
-
.
:..--
-
-
-�=
..
--
·
-� -
-.
.. _
·::���
. �-----=: . :.. -- ·
�
� ..
..
..
�
-.
-::-:=
-
-
...
�-
-
-
:a �-:ı
-
-
-
-�= �·.,_ - �--;:_:,_ . : .._
--
.� �-=-
__
-
2'-=.:--..:-
�
-
� -
.. :
-
-
--
-
'
�
-
-
avantaj
sağlamakta
olup,
-
Içten Yanmah Motorlarda Alternatif Enerji Olarak
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı
Kullanılabilecek, Alkol ve
(Temmuz 2002)
CIH Oranı
Mttanol
CH.10H
CıHsOH
0.25
0.25
0.33
motorundan
azaltılabilir. Benzin çevrilmiş
l Benzin
Etanot
Metan
CH,
H2 o
Hidrojenin Incelenmesi G. Kılıçarslan, A. Kolip
Tablo 2 Motorlarda KuJianılan Baz1 Sıvı Yakıtlara Ait Özellikler. Hidrojen
•
stokiyometrik
motorda,
kanşırmnda
i CsBııı
hidrojen motoruna
%20
güç
kaybı
hidrojen-hava
meydana
gelir.
Karbüratörlü motorlarda emme manifoldundaki alev tepmesi önenı.li bir problemdir.
0.56
Kg/mol
2.02
16.04
32.04
46.07
91.4
l
0.07
0.424
0.79
0.79
0.73
0.084
0.78
---·-
-
--
lsı değeri MJkg
119.3
50.8
20.1
26.9
43.4
MJ/I
8.41
20.8
15.9
21.3
31.8
Hidrojen motorunun bu dezavantajlan, onun benzin motoru ile rekabet etme şansını azaltmaktadu. Fakat
Buharlaşma ısısı
0.447
0.509
1.102
0.856
0.272
günümüze kadar yapılan çalışmalar ile bu problemler
Mokokül ağırlığı
Özgül kg/m sıvı
A�ırbt!t kemJ gaz
--
MJkg Tut•şma %hacim
sırurt
BFK
Alev hız• (laminer
m/sn) Ayd. Alev
(K)
sıcaklığı
Diftiıyoa katsayası
noktası
Oktan sayısı AOS MOS
6-37
33.5-19
1.3-7.6
0.15-4.35
0.59-2
0.24-2.22
0.29-1.92
0.26-1.67
kirliliğinin azaltılmasına olan katkılan görülmüştür.
Z.91
0.37
0.52
--
0.37
Hidrojenin sılaştıınıa oranı yüksek olan motorlarda
2383
2227
2151
2197
2266
kullanılması ile de sebep olduğu güç kaybı azaltılabilir.
0.61
0.16
---....
---·
0.08
20.65
117.7
338.1
351.7
305
14
---
175.4
155.9
217
130
ııo
106
91-100
105
87
89
82-94
-
--
Ayrıca
l30 ---
aşırı
doldurma
kurduğu
ve
özel
şahıslara
uygulanarak
ilave
güç
sağlanabilir. Sıkıştııma oranının arttırılması ve fakir karışım ile hidı·oj en motorunun ısıl veriminde, benzinli motora
göre
o/o25'lik
kiralanan
bir
artış
sağlanabilir. Fakir
karışıın ile alev tepmesi önemli miktarda azaltılır [9].
Mersedez-Benz firmasının 1984 - 1988 y1lları arasında
hava
ve
5-15.4
K
Dooma noktası K
verimine
motor
hidrojenin
4.1-74
mı/S Kaynama
çözülerek)
VI. SONUÇ
bir
otomobil filosu 800 bin kın'ye yakın bir yol yaparak
Enerji ekonomik yaşanun temel öğelerinden biridir.
hidrojen
Dünyada
kullanırnımn
edilmiştir.
enerji
oluşan
alanında
talep
arz
depolan
artışları ülkeleri yeni enerji kaynakları bulma çabasına
bulunmaktadır. Hydrid sisteme dönüştürülen araçlara
sokmuştur. Dünya enerji rezervinin %75'ini Kömür,
yakıt
%14'ünü petrol, o/oll 'ini ise doğal gaz oluşturmaktadır.
üçlü
motorlar
hortumlar
hortunuardan
ikisi
kullammına
test
dengesizlikleri, ard arda gelen petrol krizleri ve fiyat
dönüştürüten
hidrojen
sonuçlar
uygun
olarak
Araçlarda
dağuracağı ve
hydrid
aracılığıyla
soğutma
suyunun
hidrojen boşaltmasını
üçüncüsü
ise
Mersedes
Benz
doldurulmakta,
mühendislerine
dolaşımını,
Bugünkü bilgilere göre, linyitin 240 yıl, petrolün 30
sağlamaktadu.
yıl, doğalgazın SO yıl yeteceği bilimnektedir. Dünya
göre
pek
yakında
enerji tüketiminin %25 'i taşıtlar için kullamlmaktadır [7].
hidrojen yakıtlı otobüsterin kullanımı yaygınlaşacaktır [7].
•
VI.l. Içten Yanmalı Motorda Alkol
Kullanımnun
Getireceği Avantajlar:
1. Alkoller oktan sayısı benzine göre yüksektir.
Tablo 3 Değişik Yak1tlann Yanma Özellikleri [9].
Yakıt
Hidrojen
Benzin
Metanol
Kendi kendine
585
440
385
Alkol
çalışan
ile
motorlarda
yüksek
sıkıştırma
oranlarına çıkarak motor performansını artırabilir [4]. 2.
Tutuşma sıcaklığı
Alkallerin
gizli
buharlaşma
ısıları
çok
yüksektir. Bu dwurn motorlarda hava yakıt karışımının
(oC)
soğukluğunun attnıası silindirlere daha yaygın kanşım 0.25
0.02
Min. Tutuşma enerjisi � MJ)
girmesini sağlar. Bu durumda Volümetrik verim artar.
-
Metonot kullanılan bir motorun performansında aynı
Tutuşma aralığı
1.3-7. ı
4-75
6.7-3.6
motorun benzinle çalıştınlmasına göre %1 O daha fazla
(o/obacim)
güç 30
270
Max. Laminer
artışı
durum
2 katsayısı cm /s'
0.08
0.63
Metanol
için
ideal
HN
karışımını değeri 6,4/1, benzin için 14,5/1 dir. Bu
-
alev hızı ı cm/s) Difüzyon
göıülmüştür.
alkallerin
sıkıştınlmasın1n
gerektiğini gösterir [4].
-
daha
çok
enerji
3. Benzin değişik hidrokarbonlardan oluştuğu için kaynama sıcaklığı sabit değildir. Buna karşılık
Tablo
3 'de
görüldüğü
gibi
değişikliklerle, benzin motor1an getirilebilirler.
Isıl
verimleri
küçük
alkallerin tek bir kaynama noktası vardır. Bu nedenle
ile çalışır duruma
alkoller benzin ve metanole göre çok daha rahat bir
hidrojen benzin
bazı
alanda buhartaşırlar ve daha temiz yanarlar [4].
motorlarına
Dolayısıyla
yakındır.
Emisyon
açısından
motorlara göre daha temizdirler Stokiyometrik çalışma şartlarında hidroj en motorunda
oluşur. Fakat silindirlere yüksek miktarda NOx gönderilen karışım fakirleştirilerek NOx oluşumu
43
[1].
alkoller
benzinli
SAU
Fen
İçten Yanmalı Motorlarda Alternatif Enerji Olarak Kullanılabilecek, Alkol ve Hidrojenin i ncelenmesi
Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
G. Kılıçarslan, A. Kolip
basınca dayanıklı depoların tasarıırunda geometrik sımrlar söz konusudur ve genelde küresel veya
VI.2. İçten Yanmalı Motorda Alkol Ku ll anı mının
Getireceği Dezavantajlar: Alkolün
ı.
özelliğinden
silindirilc olmaları yerleştirme sorunu çıkartrnak tadır. Herhangi bir arıza durumunda enerji dağılımı yukarıya
filtrelerde
dolayı
olsa
tıkanmaya sebebiyet verir [4].
da,
Enerji
2. Bazı benzin yakıt sistemi parçaları alkole
çözümleneceği
yoğunluğunun
sıkıştırma
uyumlu değildir. Özellikle kalay kurşun alaşıını ile
3. Yakıt Depolan büyüktür [ 1]. 4. Motorun soğukken çalıştırılması için bir
C
derece ve
haline dönüştükçc basınç ıncydana gelmekte ve bu gazın
6. En önemli sorun Alkollü yalatlann elde
kullamlması
veya
günlük
olarak
%25 'injn
atmosfere verilmesi gerekınektedir. İçerisinde bulunan
edilmesi taşınması ve dağıtılması [ 1].
yabancı
Hidrojen
maddeler
soğutma
anında
donarak
ayrıldığından, LH2 'nin sıkıştırılmış hidrojende olduğu gibi sıvılaşmadan önce süper saf olması gerekmektedir. Ayrıca
daha
güvenli
kaynamaktadır.
kullanılan yağların suya dayanıklı olmalan ve ayrıca
edilebiln1esi için
maddelerin
molekü]er
kaliteli
ve
özel
olan
Belli bir
Hidrojenin yanması sonucu ortaya çıkan su nedeniyle,
nedeniyle
başka
katlı izole edilmiş depolardaki hidrojen ısınarak gaz
ısısını devamlı yüksek tutmak gerekmektedir [4].
etkilernesi
bir
zorluğuna da beraberinde getirmektedir. Dahası çok
düşmesi problemlerini önlemek için emme manifoldu
başka
ise
değil)
olarak
altında sıvı haline gelmektedir) meydana getirilmesi
dolayı aracın trafikteki seyri esnasında oluşacak güç
hidrojenin
soğuk
gerekli olan aşırı soğuk ortarrun (-253
5. Alkoller yüksek gizli buharlaşma ısılanndan
Motorda
(sıvı
için
Sıvı hidrojen (LH2) en çok enerji içermekte ancak
takım tedbirler alınması gerekir [1].
İçten Yanmalı Kullanarnının Sonuçları
artması
uygulamadır.
kaplı tanklarda bu durum öne çıkar [4].
VI.3.
yöntemi
iyimserdirler.
konusunda
1/3
LH2
miktar
yanmadan
önce
LH2 enerjisi elde
oraıunda sıvılaştırma eneıjisi
gerektirmesi bir başka dezavantajdır.
yapılarını alaşımların alevle
Hydrid depolama en güvenli ancak ağırlık yönünden en
yanan hidrojenin hafif olması nedeniyle ısı enerjisi
fazla olanıdır. Metalik bileşim olan hydrid, ekzotennik
açıkta
güvenlik
reaksiyonla ısıya duyarlı bir sünger gibi hidrojeni
nedeniyle kullanımında özel havalandırnıa sistemlerine
emerek ısı vermektedir. Yeniden ısı, uygulandığında
gereksinim duyulmakta
doğal gazda olduğu gibi
reaksiyon tersine dönerek gaz hidrojen serbest bırakılır.
kolayca
Tipik olarak hydridler, titanyum ve demir alaşıınıdu ve
eklenememektedir. Ayrıca sıvı hidrojenin aşın soğukta
ınaliyetleri düşük değildir. Ağırlıkları da fazla olup, en
muhafaza edilmesi nedeniyle içerisine eklenen madde
iyimser tahminle nornıal bir
anında donarak katı hale dönüşmektedir.
gelmektedir. Yine ekzotermik işlem sırasında su ile
kullanılması
fark
gerekmektedir.
yukarıya
edilmesi
doğru
için
bir
Görünmez
yükseldiğinden
ve
herhangi
bir
koku
soğutma
gerekmekte
depo yaklaşık 500kg
ve
motorun
soğukken
Hidrojen bol olmasına rağmen oksij enle bir arada
çahştuılması için yeterli hidrojeni üreterek ilave ısıtma
bulunmaktadır ve laboratuarlarda elektroliz yoluyla
sistemine gereksinim bulunmaktadır. Motor bir kez
sudan
ayniması
gerektirmektedir.
yoğun Gerçek
bir
elektriksel hidrojen,
dünyada
işlem
çalıştığında
doğal
yeterlidir.
egzoz Hydrid
ısısı
işlemi
depolamanın
devam en
ettirmeye
büyük avantajı
gazdan elde edilmektedir. Maliyeti kaynağına bağlı
güvenli olmasıdır. içersinde çok az miktarda serbest
olmakla birlikte saflık derecesiyle orantılıdır. Mevcut
hidroj enin bulunması, hydrid deposunu normal
durumda 1 galonu (3.78 litre) 8 dolar olup normal
kullanan emsallerinden daha üstün kılmaktadır. Ancak
motor yakıtının birkaç katıdır.
en saf hidrojen kullanıldığı takdirde hydrid madde bozu 1abi1mektedir.
Hidrojen noımal atmosferik oıtamda gaz halinde olup, sıvı yakıtlardan daha fazla bir depolama ve karışım formasyonu
gerektirdiğinden
araçlarda
nası1
depolanacağı sorusu hala kesin olarak cevaplanmış değildir.
Depolama
vardır.
Bunlar
konusunda üç
sıkıştırılmış,
temel yaklaşım
sıvı
ve
hydrid
yöntemleridir. Dördüncü bir kavram ise, otomobilin içerisinde sudan hidrojen üretilmesidir ancak bu, pek mümkün
göıülmemektedir.
Çünkü
aracımız
bu
miktarda elektrik enerjisine sahip ise, bunu verimli bir elektrik motorunda kullanmak daha akıllıca olacaktır. Hidrojenin
sıkıştırılarak
depolanması
en
çok
yer
kaplayan, en ucuz ve en az güvenli yoludur. 4000 psi
44
yakıt
'
Ic;ten Yanmala Motorlarda AlternatifEnerji Olarak
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kullanılabilecek, Alkol ve Hidrojenin incelenmesi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
G.
Tablo Mevcut yakıt hücrelerinin parçaları
Materyal
Me bran Elektrot Katalizör
Maksim
M aks i mu
Marera
(kg/k w)
(kg)
$ /Kg
kutuplu
[ 1 ] Yüce, A., "Günümüzde Otomotiv Teknolojisi'' The
Metaryl
1 Fiyatı
Fiyatı
shell Company of Turkey Limited, Ankara. 1 -5 , 1 05-
1 .875
4800
1 20
[2]
0 .082
6.15
0.0 1 6
1 .2
380
m
um
0.025
3 .3
Iki •
KAYNAKLAR
malzeme fıyatlan
ve
[3]
243 . 2
250
Göktan,
A.,
"Taşıt
tasanrru"
825
9
P lastik
7.875
0 . 1 05
iskelet
rfoplam
3 .648
önleyici bir tahrik sistemi,
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü [4]
2
0.24
ı
0 . 1 05
20632
273.6
Çay,
A.,
dağılımlarının
"Alternatif Yalatlı incelenme si"
motorların
İstanbul
8- 1 2 , ( 1 996)
1 2 1 9.70
[5]
5
Sfoudt,
Vieweg [6]
Günümüzde, imal edilen yakıt hücrelerinin imalatları,
W.,
Sohn
&
"Motorlu
Taşıt
Tekniği"
Brounschweig/wiesbaden,
[7]
gerekir.
dize)
yakıtların
motorlarının ve
katkı
"Motorlarda
0.,
petrol
yerine
kullanılabilecek yakıtlar." Mühendis ve makine dergisi cilt 29 sayı3 36, s;24-26 ( 1 989)
$/kw dır. Appleby tarafından tasarlanan geleceğin çok
(9]
yakıt hücresi, 0. 1 5 5 g/kw olan platin metali
Vorst,
W., D .V . , Finegold, J.G., "Automotive
Hydrogen Engines, And Onboard Storage Methods,
içern1ektedir. Bu yakıt hücresi için iki kutuplu metal
lcvhaya sahip olan
alteınatif
ve
Milli
Aksoy, H., A . , ve Safgönül, B . , "Alternatif Motor
[8]Durgun,
T'aşıtlarda kullanabileceğimiz bir yakıt hücresi 1 2000 hafif
"Benzin
yakıtı üzerine çalışma" İTÜ. 1 -2 , ( 1 99 1 )
Taşıtlar için verimli bir yakıt hücresi yapmak için düşürmek
A.,
Friedr.
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi 22-27, (2000)
fiyatlan değişir.
fıyatını
Teknik
maddelerinin etkisinin incelenmesi İTÜ, Fen B ilimleri
katalizör, İki kutuplu levhaya bağlı olarak, malzeme
üretim
Peker,
performansını
oldukça yüksektir. (5 000 $/kw civarındadır.) Mebran,
ve
enerji
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi
Eğitim Bakanlığı, Ankara, 47-48, { 1 995)
malzeme
Teknik
Demirel, A., "Elektrikli Taşıtlar için doğrudan
sürüşlü ve bulanık Patinaj
levha
0. 1 2
İstanbul
Üniversitesi, Gümüşsuyu l -2, 1 8-90 { 1 992)
31.16
1 5200
247.5
1 0 8, ( 1 997)
$/kw
Doktora Tezi 1 -3 , ( 1 998)
Levha
Kıhçarslan, A. Ko\ip
Hydrogen
kütlesel olarak üretilmiş bu yakıt
Energy
Florida U.S.A.( 1 975)
hücresi için malzeme fiyatı 49 $/K.w dır[ l O ] .
[ 1 0] Ekdunge P.
Fundamentals",
Miami
Beach,
And Raberg M., "The fuel cell
vehicle ana1yıs of energy use emıssıons and cost'' s4 1 2 ,swcden
VII. GENEL Otomotiv
SONUÇ
sektörünün
geleceğinde
petrole
dayalı
yak1tların yerini alacak alternatifler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.
EleletTikle çalışan küçük şehir
otomobjlleri ve hydrid-elektrikli şehirler arası yolculuk
yapabilenler artık gündemdedir. 20 1 0 yıllarında gerçek s1fır
emisyonlu
modeller
ortaya
araç
olan
çıkacak,
yakıt hücreli ancak
geçilebilmesi biraz zaman alacaktır.
kitle
(fuel-cell) üretimine
Yakıt hücresi uygulamasında, hidroj enden karmaşık bir
elektro-kimyasal
yöntemle
elektrik
üretilmektcdir.
Uzun zamandır bu konu üzerinde çalışan Mercedes
Bcnz firması ana madde olarak kullandığı n1etanolü araç içersinde hidrojene dönüştürmekte, daha soruada
bir kütle içerisinden geçirerek rnotorlara akım sağlayan elektrik eneı:jisini üretmektedir.
45
Kojenerasyon ve Kemerburgaz Çöp Antma
SAU Fen Bi1imleri Enstitüsü Dergisi
Tesisindeki Uygulaması
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
i. Çallı,
H. Bala
KOJENERASYON VE KEMERBURGAZ ÇÖP ARITMA TESİSİNDEKİ UYGULAMASI İsmail Çalh, Hacı Bala
•
II. KOJENERASYON NEDIR
••
Ozet:-Bu makalede, kojenerasyoo (birleşik ısı- güç) sistemleri, kullanılan yakıt türleri ve bu yakıtlardan biri olan Landfill gazın kojenerasyonda yakılarak elektrik ve ısı elde edilmesi konuları ele alınmıştır. Bununla birlikte bu yöntemin uygulamalarından biri olan Kemerburgaz Çöp Arıtma Tesisi hakkında ve bu tesiste atık ısımn kullanılabilirliği ile ilgili değerlendirmeler de yer almaktadır. Anahtar landfill gaz, Kelime/er-K ojenerasyon, Kemerburgaz Çöp Arıtma Tesisi, atık ısı
Primer yakıt rezervlerinin azaldığı ve global rekabetin arttığı günümüz ortamında eneıji girdilerinde süreklilik, kalite ve asgari maliyetleri sağlamak, kaçınılmaz olmuştur. yada
Kojenerasyon,
ısı
birleşik
güç
(CHP
üretimi
sistemleri) birincil enerjinin aynı anda sırasıyla iki enerji fonnunun ısı ve elektrik üretiminde kullan1lmasıdır. Bu birliktelik, iki enerji formunun da tek tek kendi baş]anna ayrı yerlerde
üretilmesinden
oluşturmaktadır.
Basit
daha
çevrimde
ekonomik
çalışan,
neticeler
yani
sadece
Abstract-ln this article, ıt is included that, cogeneration
elektrik üreten bir gaz türbini ya da motoru kullandığı
systems, kinds of fuels and burning of landfill gasin cogeneration to generate heat and power. Besides, It is pointed out that the practice of this method in Kemerborgaz waste refining plant. In addition to this, It includes evaluation about the usage of waste heat. Keywords: Cogeneration, landfill gas, Kemerborgaz landfill plant, waste heat
enerjinin o/o30-40 kadarını elektriğe çevirebilir. Bu sistemin kojenerasyon dışanya
şeklinde
atılacak
olan
kullanılması ısı
halinde
enerjisinin
bir
sistemden bölümü
de
kullanılabilir enerjiye dönüştürülebilrrıckte veya ısı enerjisi olarak kullanılması durumunda toplam enerji girişinin °/o
70-90 arasında değerlendirilmesi sağlanabilmektedir. Bu telmiğe
"birleşik
ısı-güç
sistemleri''
ya
da
kısaca
"kojenerasyon" diyoruz.
I. GİRİŞ
Şekil 1 'e göre kojenerasyon tekniği ile kullanılan birincil enerjiden
tasarruf o/o42
seviyesinde
gerçekleşmektedir.
Dünyamızda yenilenerneyen enerji kaynaklarının sınrrlı
Dolayısıyla kojenerasyon sisteminin çevreye en önemli
olması
katkılarından biri de burada oıtaya çıkmakta, büyük enerji
ve
buna
karşılık
sanayi
ve
teknolojinin
baş
döndürncü bir hızla ilerlemesi, üretim teknolojilerini her
tasarrufu
geçen
azalmaktadır. Ülkemizde henüz üzerinde çok durutmayan
gün
zorlamakta
daha ve
yüksek
yeni
randımana
enerji
ulaşma
kaynakları
yönünde
arayışı
içine
sokmak tadır. Enerji tasanufundaki bu şartlanma ilerleyen ekolojik bilinç ve fosil yakıt rezervlerinin sonuna kadar tespit edip değerlendirilmesi ve birincil enerjinin ekononn"k kullanımına olan talebi arttırmaktadır. Teknolojik açıdan gelişmemiş yapılarına
ülkelerin uygun
en
enerji
önemli
dezavantajlan
politikalarını
kendi
belirleyememiş
olmalarıdır.
Son yıllarda enerjinin üretim ve kullanım
aşamasında
verimliliğin
artırılması,
kayıpların
en
az
düzeyde tutulması daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Bu yüzden, toplu ısıtma ve soğutma gibi hem elektrik hem de ısıya gereksinimi olan sektörler için birleşik ısı ve güç santralleri (Kojenerasyon)
birincil eneıjinin kullanımını
daha verimli bir sistem olarak ön plana çıkarmaktadır.
i.
Çanı Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği
Bölümü, Esentepe KampüsU, Sakarya. H.BalaSakarya Üniversitesi, Fen Bililmeri Enstitüsü, Makine Milhendisli�i Ana Bilim Dah, Esentepe KampOsü, Sakarya.
46
yamnda
atık
emisyonları
da
aynı
oranda
bu husus, sistemin özellikle Avrupa ülke lerinde yaygın teşvik görmesinin ana sebeplerinden biridir.
[ 1]
SAU Fen Bilimleri
Enstitüsü Dergisi
Kojenerasyon ve Kemerburgaz Çöp Arıtma
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Tesisindeki Uygulaması
i. Çallı,
H.
Bala
,.fOTClR UJJJK 3SJS1 :r:t·�·
�[!Zf.tSl l SE St ���iı
ı•
1\.\.Yll> j .�_. u ..
��J.I:KTRi K
{-mi{�{t' 4f) �ı'�
Şekil 2. Gaz Motorlu Kojenerasyon Enerji Dağılırm Şekil 2 'de görüldüğü gibi, gaz motorunda yanan yakıt
Şekil 1 . Kojenerasyon ve Konvansiyonel Sistemleri
enerjisinin dönüştüğü enerji türleri şöyle sıralanabilir;
Arasındaki Isıl Bilanço
11.1 Kojenerasyon Sistemleri
·
•
Kojenerasyonda ürünler üç çeşittir ·
·
·
·
Motorlu sistemler
·
dönüşmektedir.[2,3]
Gaz türbinli sistemler Kombine çevrimli sistemler
Motorlu
sistemlerde
genellikle
gaz
Buradan sonuç olarak ortaya
motoru
motorunun,
kullanı lmaktadır. Yani doğal gaz ve dökme propan yakan
sıcak yanma gazları ile buhar üretilmekte ve bir buhar sağlanabilmektedir. [2]
Gaz türbinli sistemlerde yakıt hava karışımının yanma odasında yakılmasıyla oluşan kinetik enerji, türbin ve
Gaz Motorlu Kojenerasyon Tekniği
şanzıman aracılığıyla jeneratörü tahrik ederek elektrik enerjisi elde edilir. Türbin çıkışından direkt bir ısı eşanjörü
Daha düşük sıcaklıkta atık ısı sağlad1klanndan ve çok üretilebildiklerinden
dolayı,
(atık ısı kazanı) aracılığıyla doymuş buhar ve/veya sıcak su
özellikle
elde edilir. Bundan elde edilen buhar ve/veya sıcak suyun
elektrik ihtiyacı ısı ihtiyacından daha fazla olan endüstriyel
doğrudan proseste kullamlması verimin maksimum olduğu
uygulamalarda, toplu konut, tatil köyleri, büyük oteller gibi soğutma gereksinimi
olan
en
uygulamalarda
motorundaki
enerji
dağılımı
aşağıda
gösterilmiştir.
gösterildiği
gibidir.
47
...
ekonomik
kojenerasyon
optimum çözümler olarak karşımıza çıkmaktadır. Gaz
kullanımında
11.1.2 Gaz Türbinli Kojenerasyon l'ekniği
türbininden geçirilerck ikinci bir defa enerji dönüşümü
sıcak su ve
amaçlı
silindir bloğu soğutma devresidir.
Kombine çevrimde gaz motoru veya gaz türbininden çıkan
güçlerde
(CHP)
motorunun yağlama devresi, egzost gazlan ve şarj havası,
ise doğal gaz, LPG, ve motorin kullanabilmektedirler.
çeşitli
kojenerasyon
çıkan atık ısılardan gaz
sisteme verilen ıs1 enerjisi üç unsurdan ele edilir. Gaz
motorlar veya dizel motorlar söz konusudur. Gaz türbinleri
II.l.l
%35-40 'lik kısmı mekanik güce 0/o30-35 'lik kısmı motor gömlek ısısına o/o25-30 'luk egzost ısısına %7-1 O 'luk kıstru radyasyon enerjisi şekline kayıp enerjiye
çözümdür. sistemine
Gaz enerji
türbinli
basit
dağılımı
çevrimli
Şekil
3 'de
SAl ı h:ıı l3ilıtııkrı b
l·nstitıl<;\'1
Cılt. 2 S:.ıy1 ( l'cmın.ll 2002)
lkrgi:-ıi
�ojcncrasyon
Ye
K<·nwrhuq�at <. (•p Ataıma
T r�i\iirı d d.; i l' yf!,u hı ma sa 1. < allı. ll B:ıl:ı '
h:t,'ılf' 1 rı
-:ı,,
••
----
•
llL YAI{I'f TURLEHJ
--ı--
-·�
.
,__...
. . .
.
.
.
�
.. .
-
r
t"' ..
•
.•
..
•
•
•
;
..,.
.
.
.
..
.
..
.
' .
., • • ... 1, · .. �
..
T ,... .
.
, •
•
..
• #
.
•
...
�
;
..
t. • :"
,
,•
,;.. :-: . ... .
.. -..:
. .
'· ..: .. . ...
�
göster] tınektedir. .
..
:
'
�lük dil�ük bır 34 kV/h'Nnı � 'lük hü 1
ıst! değere sahip bütana kadar b1rçnk y�ıkıt kull�lnıhıhilir. fJ 1 Bu yakıt tü rl e ri n i n baz.t h.ı n nı n ı�ıl değgri ·!'ah lo l 'de
.
. .
...
""
ısıl değere sahip endilstri g a l' la n nd a ıı
..
. .
. ..
Kojeneıasyon teknolojı�indc 0.)4 kWb/Nnı
.
...
•
.
'
..
111.1 Landf'ill (;az ( (�öplii k (;Hzt)
()ncıni
ve
;\tık depolannda da ya n tlı na i' kokusuyla dikkat çeken ga1lar aslında
değerlı bir
cncıj i kaynağı dunınıundadır.
ınaddelerın ınıkroorganizınalar gan ik tarafn1dan a yr ı�tın 1 nıasıyla gai' o lu ş ııt B u güzııı bılL� inıi <Ytı4)-ô5 ınetan ((:lLJ 1Xı25-�5 karhondıoksit (CC)2) ve ���ıl020 nitrojen (NJ �eklindcdir. Bir ton a t ı 1 ı n ayrı�n1asıyla yaklaşık olarak 150-200 Nn1' kullanılahılir l and fi ll gazt ortaya ç�ıkar. 20 ytl süre ilc gai' �-ıkışı de\�Hn cder.[41 Ül kcn1izde bu gazlar hen i iz dc[;erl ��nd ir1le nıernck tt: d ir. l3u gaz ya düzcnsız alıklarda havaya yayılınakla yacta düzcnl. i nıodern alık al a n i a r nıda 'flıckcl' (nw�aiL·) J dı verilen
iç cr i sındcki
L'ı.l
', 1 Ri\li
or
!
�ek ıl .L ( 1 az T�i rhJ n 1 i K oj c ne rasyon Fncr.ı i Dagı1ııın
.....
� ·
bacalarda
kalorifik
elde
edilen
c....
çıkun
gcliı ılnıcktcdir.
l ı alc
gazınıu
n.ıctan
...
değeri
d�1 ha fazla d ıı. y a k laş ık 5 kWh/Nın·>
doğalgtlZıtl yarısı kada ı d n. [ 2�4
btıhann do ğrudan prosestc kullanılınusıııa ı h t ı ya \· duyuhnadığında gaz türhinı alık ısi buhar türhini ilc kojcncrasvon �isten1inc hafr)a nan ,jstenıindcn daha fa/L.l cle h tı i k üretilebilir. Bu prensipte <ı·alıf?an �ı ste nı l e n; "Koıuhinc ('cvrinı Santrali'' d en ir (1az ıürb1nlı komhine � C\Tlfnlı Kojencrasyon sislt;nıındc enerjı <r·ıkışından
a\:ığa
zararsız
karbondioksitten 20 kat
.ia1 türbinli k oj c nL ra s y on "il!)tcınkrınin otanca yüksek olan
ısıl
yaktlarak
atanlannda
l 1.1.3 l(onıhi ne (\�vri nıli Ko.i rntrasyon l'c kniği <
Atıklar
Yakıt
.
koınpotisyon
Lan d ftll Bu
--
ıs ıl
L�r�ıvitc değer
... .
n
ıcu.ın
sa} ısı
...
jiM 1( 1[��0 119.9 fe J·IR _]lprnpan --�]�,00.1 112() -
'H4
eta n·
'
--
7 ı-
--
kaı ho n
co
\ ')
ı 2 ')
n1onoksıt
.
.
'
-
1
,: .
)Oğalga/. C:d ı H-7• ıy<> ı ,c)
C41110
N,· o;.(J_S ...
(1 i.l/.1
F 1 J ·.h."� :1ıJ. k 'ı �]<ı ,di
�...,---
•
-
41
80
, .....
.. " l , ll4 o/(ı1 (:) .) ('()-ı'"' t!fr,J s ,,
/\rıtma
ı o 14
--
1
-
'- -
() () 1 ()
o_ 7<Jx
.
-
L 1 5R
L-. ---- ---
C H.(. \���5 O ('(),· <� u41) N� . r!J; 1 o -
---
6,5
1 35
, ..., ;.,/
I50
1()
-
.
�'()plük
-
t!. CJ/1
. .
ı ,274
l,ı ()�( ı
""'
,
--
--
...
�� - : ... _.. · ·-·-
--··--
...
�ckıl 4. Kon1hine Santralll'ı dc I--nerji r>ağılın11
2 k \V h e lek 1 rik <:n�r.ı i si v c 1 2 3 k \V h 5 7 kg hio-at1k .
·
4rl
ı 1
24
-, 1· ")' .
lanıiner akv hvı (cınisn)
1�141 JEJI4s
ı
--
Cll.ı -'}·uXK,-; (' 2IJ ( 0/(ı4. 7
eleğer
()zclhl<lcri
ve
(�ı..ı/ nn1 J ) (k wh/nrnJ ı
d�ğılıırıı �ckil4�tL' gö�fl'riln1iştir.[3]
e azın
....
j
·rahlo l Birtaktn1 )'akıtlaı · s pc"'i fi k all
_,,/
etkisı
�cra
tür.
Atık
ı� ıl e n cıj
i iyin
Kojenerasyon ve Kemerburgaz Çöp Antma
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Tesisindeki Uygulaması
i. Çalh, H. Bala
.. 5-15 kg çöp ·
bulunan DİANE (Dialog Network) otomatik kontrol sistemi
ile kontrol ve kumanda edilmektedir. Modüller modem
8- ı 2 kg ters-organik atık
server
·4-7 m3 şehir kanalizasyon suyu yeterli olmaktadır. [3]
İstanbul'un en eski ve en büyük atık sahalarından biridir. Bu saha daha önce vahşi (düzensiz) çöp depolama alanı tabi
tutulmuştur.
Önce
sonunda yapılan ihale ile çöp gazının toplanması ve elektrik devreye
ve
alınmış
ve/veya
Alibeyköy
hattına
Gaz motorunun yağlama devresi,
•
Yanma sonucu oluşan egzost gazları ve şarj havası,
•
elektrik
Silindir bloğu soğutma suyu devresi;
Türbin egzost çıkışına direkt olarak konulan bir ısı
eşanjörü (atlk ısı kazam) aracılığı ile sağlanmaktadır.
üretimine başlarumştır. Bu tesiste üretilen elektrik eneıjisi Kemerbıngaz
ve
Gaz türbinlerinde ise:
enerjisi üretilmesi için gaz motoru santralİ kurulmuştur. 2001 'de
•
•
üstünün toprakla örtülıne aşamalarından geçmiştir. 1998
Haziran
Endüstri
Atık ısı geri kazammı gaz motorlannda:
çöplüğün stabilitesini sağlayacak kazı ve dolgu safhası ile
Tesis
Topkapı
V. ATlKISI VE TESiSTE KULLANILABİLİRLİGİ
Kemerbıngaz (Hasdal) atık sahası 577 000 m2 ye yayılmış
rehabilitasyona
ile
sistemi
kumanda edilebilir durumdadır. [ 4 ]
İNCELEMELERİ
kapatılıp
aktarunı
Jenbacher AG Servis departmanları ile uzaktan kontrol ve
IV. KEMERBURGAZ ÇÖP ARITMA TESİSİ
iken
veri
verilmektedir.
Sıcak su ve buhar üreten sistemlerde ise atık ısının; gaz
Tablo 2'de tesisin teknik özellikleri gösterilmiştir.
motorlarmda yaklaşık %70'i sıcak suya, %30'u buhara; gaz türbinlerinde yaklaşık o/o45 'i sıcak suya,
Tablo 2. Kemerburgaz Çöp Arıtma Tesisi'nde Kullanılan
dönüştürülebilmektedir. [3]
gaz mo torunun tk.nik e deger � ı en.
o/o55 'i buhara
Motor Tipi
JGS 320 GS-L.L
Elektrik Uretirni .. Termik Uretimi
1006 kW
Landfill gazının kalorifık değeri 5 kW/Nm3'tür. Bu tesiste 3 bir motora 500 m /h gaz verilmektedir. Toplam 4 adet gaz
Kullamlmamaktadrr
kapasiteleri değeri toplam yaklaşık 4 MW elektriksel
Elektrik Çevrim Verimi
%38.9
••
motoru
ınevcuttur
ve
bunlarda
üretilen
ikincil
5 MW 'lık ısıl güce eşittir.
Isı Çevrim Verimi
enerji ve
V. 1 B ölge Isıtınası
Toplam Çevrim Verimi
o/o38.9
Çap 1 Strok
135 mm / 170 mm
Egzost Gaz Debisi
5559 kg/h
Birincil Eneıji
2,5 kwh/kwh
Bir bölge
ısıtma sistemi,
ısı
üretim
merkezi,
dağıtım
şebekesi ve kullanıcı bağlantılanndan oluşur. Yerleşim
birimi bir site olabileceği gibi, bir mahalle veya bir kent de
olabilir.
Bölge ısıtmasımn, her apartınamu veya konutun ayrı ayrı ısıtılmasına oran1a bazı avantajları vardır. Bunlann arasında
atıkların denettenerek çevre kirliliğinin önlenmesi, yakıtın
IV.l Tahrik Ünitesi
ekonomik yakılması, yakıt seçeneklerinin fazlalığı önceden
belirtilmelidir. Bölge ısıtmasının en büyük dezavantajı ise
20 silindirli, buji ateşlemeli, turboşarjlı, 1500
Jenbacher
devir/dakika, şaft gücü 1 034 kW gaz motoru
ilk yatırım maliyetinin yüksek olmasıdır. Ancak planlı ve düzenli yerleşim bölgeleri ile maliyeti azaltmak olanaklıdır.
IV .2 Jeneratör Stamford' HC 734 F
'
Isı üretim merkezi, kazanlardan oluşan bir ısı santrali
olabileceği gibi, bir bileşik ısı-güç santrali de olabilir.
1460 kVA, Senkron, trifaze, 400 V,
Santralde ısının dağıtımı için aracı akışkan işlevini gören
50 Hz, 0,8-1,0 arası ayarlanabilir Cos 0.
IV .3
Şalt
Şebeke
sıcak su veya buhar üretilir. Günümüzde aracı akışkan olarak sıcak su kullanımı çok daha yaygındır. Santralde
Sistemi
ile
senkron
ve
paralel
, çalışan,
ayrıca
aracı
alaşkamn
pompalar bulunur.
şebekedeki
şebekede
dolaşıımm
sağlayan
Santralde üretilen sıcak su veya buhar bir boru şebekesinde
düzensizlik ve arızatarda izole çalışmaya geçerek devreden
çıkan, şebeke düzeldiğinde otomatik olarak tekrar çalışarak
dolaşarak,
adapte olan sistemdir. Modüllerin her biri kontrol odasında
ısıl
enerjisinin
dağıtımını
sağlar.
Suyun
santralden çıkış sıcaklığı 90 ile 120°C arasında olabilir.
49
SAU Fen Bilünleri Enstitüsü Dergisi 6.C1lt,
Kojenerasyon ve Kemerborgaz Çöp Arıtma
2.Sayı (Tenıınuz 2002)
Tesisindeki Uygulaması
İ. Çallı, H. Bala
VI. SONUÇ
Şebekedeki sıcaklık düşümü ise 1 O ile 30°C arasındadır. Boru şebekesi kanalları içine yerleştirebileceği gibi, yer üstünde veya toprağa göınülüde olabilir. Günümüzde çe1ik
Son zamanlarda kojenerasyon teknolojisindekj gelişmelerle
bir koruyucu kılıf içinde yalıtılımş plastik veya çelik
birlikte verinılilik büyük bir artış göstermiştir. Bazı gaz
borular yaygın olarak kullamlmaktadır. Dağıtım sistenlinde
motorlarında sadece elektriksel verim o/o 44 'ler mertebesine
ayrıca genleşme elemanları, vanalar, yardımcı pompalar yer
ulaşmıştır.
alır.
kojenerasyon
tesislerin
toplam
kapasitesi 3200 MW'a ulaşmıştır. Elektrik üretimi ise 19.2 milyar
Kullarncı bağlantıları, şebeke ile konut arasında ısıl enerji aktanmını
sağlayan
eşanjör
ve
konut
içindeki
ısıtma
Geçen
olan
devresi
gövde
ısıtmalarından
Ülkemizde birincil
Landfıll gaz,
Ülkemizin kalkınma politikalarında büyük önemi olan
olmayan bu
değerlendirilmemektedir.
Bu
atık
metan gazından
gazm kojenerasyonda kullanılarak
ısı
ve
önemli olduğu kadar doğal yaşann koruma açısından da
enerjisi
atık
bulundurduğu
elektrik enerjilerine dönüştürülmesi enerji üretimi açısından
Şu anda Kemerburgaz kojenerasyon tesisi tam kapasite
Egzost
içerisinde
mükemmel bir kaynak teşkil etmektedir. Hiçbir maliyeti
tesislerinin uygulamaları hızla artacaktır.
değerlendirilmektedir.
d1şa
vermektedir. Aynı zamanda bu gaz, kojenerasyon için
yayılması ile birlikte önümüzdeki yıllarda kojenerasyon
ısıtınasında
kısrrumn
dolayı doğaya C02 gazından 20 kat daha fazla zarar
tarım sektöründe doğalgaz kullanımının ülkeıniz geneline
tesisin
enerjinin büyük bir
yapılmalıdır.
enerjisinin ihtiyaç fazlalığı ise, satılabi1mektedir.[5]
kışın
tüketimimiz
tür çalışmalara hız verecek gerekli yasal düzenlemeler
için besin kaynağı olarak kullanılmaktadır. Üretilen elektrik
sadece
elektrik
en verimli şekilde değerlendirilmesi zorunlu kılııunalı ve bu
Üretilen ısı enerjisi seranın ısıtılmasında, C02 ise bitkiler
enerjisi
ve
bağımlılığı ülkemiz için bir dezavantajdır. Birincil enerjinin
ısı ve atık C02 gazıdu. Elektrik seranın aydınlatılmasında,
elektrik
%l l
sağlamıştır.[6]
tesislerde üç çeşit ürün açığa çıkmaktadır. Bunlar; elektrik,
üretilen
ekonomimiz
TEP (ton eşdeğeri petrol) 1 l'EP=41800 MJ) tasarrufu
böylelikle seranın üretiminin artırılması sağla nmaktadır. Bu
sadece
yıl
tesislerinin yüksek randımanı sayesinde ülkemiz 1. 6 milyon
bitkilerin fotosentez sırasında tükettiği C02 üretilmekte ve
Isı
tasarrufunu
üretimi 2 milyar kWh yaklaşık %12 artmıştır. Kojenerasyon
motorların egzost gazları katalizör üzerinden geçirilerek
satılmaktadır.
enerji
Türkiye genelinde %2.8 azalırken otoprodüktör elektrik
yararlanılarak sera ısıtılması yapılmakta, aynı zamanda
ve
Türkiye'ye
gerekmektedir. [6]
Gaz motorlu koj enerasyon tesisleri ile elektrik üretiminin
çalışmamaktadrr
oln1uştur.
ülkemiz menfaatlerine uygun bir şekilde yaygınlaştınlması
V .2 Seralarda Uygulaması
düşük ısı
kWh
sağlayan ve temiz enerji üreten kojenerasyon tesisleıinin
tesisatından oluşur.[3]
yanısıra,
Ülkemizde
önemlidir.
içinin ısısı
KAYNAKLAR
ısının
değerlendirilebilmesi için; atık ısı kazanında buhar ve/veya
[l]Türkiye Kojenerasyon ve Otoprodüktörlük Derneği
sıcak su üretilerek buraya yaklaşık 2 km mesafedeki
Web Sayfası http://www.kojenerasyon.co� 05.2002
Hamidiye Su Tesisine gereken ısı sağlanabilir. Yine buraya
[2]Öztürk, M., Zor, A. Doğalgaz Dergisi Sayı 44,
8 km mesafedeki Hasdal Askeri Kışiasının ısıtılmasında
Syf:99- 106.
kullamlabilir. Buhar veya sıcak suyun taş ınması işlemi ön
[3]Bölgesel
izoleli borulada fazla ısı kaybı olmaksızın yapılabilir.
Isıtma
ve
Kojenerasyon
Bildiriler Kitabı 24-25 Ekim
Konferansı
1998 İstanbul MMO
Yayın No:210,
Aynca buradaki mevcut arazide kurulabilecek sera tesisinin
[4]Jenbacher Energie - C ogeneratian with gas engines
ısıtılmasında ve bitki üretim aşamasında da kullanılabilir.
katalogları [5]K.ale Energy Product Catalogues 2002 [6]ICCI
2002
8th
Internetional
Cogeneration
&
Environınent Conference & Exhibition May 23-24, 2002 Conference Book Syf:20-23, 51-58
50
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Aynştarma Kanal Verimliliğinin Araştırılınasa H. Pehlivan, M.
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
.
.
.
...,
.
Özdemir
.
AYRIŞTIRMA KANAL VERIMLILIGININ ARAŞTIRILMASI
Hüseyin Pehlivan, Mustafa Özdemir
Özet
-
Bu çalışmanın amacı tek geçişli çapraz akışlı
plakah ısı değişicilerinde transfer edilen ısı aklsının optimizasyonudur.
Bu
tür
ısı
değiştiricilerinde
Mills[l ],
ısı
değiştiricisindeki
akışkanların
sıcaklık
dağılunlan ve ısı geçiş miktarlarının hesaplanması ısı değiştiricisiııin kapasitesi
verimi hakkında
veıınektedir.
aJanından elde edilen ısı akıları arasındaki ilişki
kaynaklardan Kays and Londan[2], günümüze kadar
incelenmiştir. Sistemin ayrıştırma kanallı (ak.lı) ve
çok geniş şeldlde ısı değiştiricHerinin tüm özelliklerini
kanalsız
(ak.sız)
sonuçları
arasındaki
değiştiricisi
konusunda
fikir
malzeme kullanım şekli ile birim malzeme yüzey
ayrıştırma
Isı
ve
temel
ve dizayn problemleri üzerinde çok sayıda çalışmaları almaktadır.
Spiga
Spiga[3],
ve
duvar
ilişki, ayrıştırma kanalı malzemesinin, ısı transferi
yer
için kullanılmasının daha verimli olacağını gösterdi.
kapasitesi olan çapraz akışlı ısı değiştiricHerinin geçiş
Sonuçlar
ısı
sıcaklık alanlanın incelemi ştir. Michailov ve Özışık[4],
değişicilerindc malzeme kullanım verimliliği tanımı
çapraz akışlı ısı değiştiricileri ile karmaşık montajlı ısı
yapılarak bir optimizasyon kriteri oluşturulmuştur.
değiştiricilerine
grafik
olarak
sunulmuş
ve
plakalı
anlatmışlardır. Anahtar
kelimeler
-
Isı
değiştiricisi,
aynştırma
kanalı
Ahstract
uygulanan Bejan[5],
sonlu
belirli
eleman
analizini
ısı değiştiTicisi dizaynında,
yalruzca ısı geçiş miktarının hesaplanması değil; aynı zamanda ısı değiştirici basınç kayıplarını göz önünde tutan dizayn metotları geliştirmiştir.
-
The aim of this study is the optimisation of
transferred heat flux in a plate heat exchanger. The
relationship between material usage type and heat flux per material surface area was investigated. This was carried out for the system with fin and without fin. The results for the system with and witbout fin show that, the fin material used for heat transfer is nıore effective. The results were showed on graphics and the optimisation criterion is constituted by the defınition of material productivity efficiency in plate heat exchangers.
I. AMAÇ
yüzeylerine
gereksinim
duyulmaktadır.
Newton
soğuma yasası gereği, yüzey alanı küçük tutulmak istendiğinde
aynı
oranda
ısı
transfer
katsayısının
aı1tırılmas1 veya sıcaklık farkı potansiyelinin verimli kullanılması değişici.si
zorunluluğu
tasarımlarında
doğmaktadır. bu
iki
Çeşitli
büyüklüğü
ısı
yüksek
değerlerde elde edebilmek için önlemler alınmaktadır. Ancak bu önlemlerin büyük bir bölümü ek malzeme
değişıcİlerinde
da
beraberinde
ayrıştırrna
getiımektedir.
kanalı
profiilendirilmiş levhalardır. görevi
Farklı sıcaklıkta ve bir birinden bir cidar ile ayrılan iki akışkan arasındaki ısı geçişi sağlayan ısı değişicileri çok farklı şekillerde üretilnıekte ve çalıştınlmaktadır. Bir ısı değiştirİcİsinden beklenen, mümkün olan en fazla ısıyı transfer edebilmesi ve bunun için en kolay yöntemle en az malzeme kullanılarak imal edilebilmesidir. Kullarnın alanları olarak, güç üretimi, proses, kimya ve gıda çevre
ve büyük ısı
Bu
tasarımlardan en sık kullanılanlardan biri de plakalı ısı
VE KAPSAM
elektronik,
farklan
miktarları söz konusu olduğunda büyük ısı transfer
kullanımını
Key Words- Heat excbanger, fın
endüstrileri,
Genel olarak küçük sıcaklık
mühendisliği,
iklinılendirme, soğutma ve uzay uygulamalan alanları sualanabilir.
akışkanın
çapraz
olarak
tanımlanan
Aynştırma karışınunı
kanallarını n engelleyerek
sıcaklık farkı potansiyelini en yüksek düzeyde tutma çabasıdır. Buna karşılık aynı malzemenin ısı transfer eden yüzey olarak kullanılması, ciddi bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Bu biri birine zıt iki unsurun
optimal bir çözüm noktası olması gerekmektedir. Bu
ilişkiler
manzumesini
ortaya
koymakla
ekonomik
açıdan verimli çözümlerin üretilebileceği açıktır. Mesafe tutucu olarak da kullamlan ayrıştııma kanalları şekillenditilmiş saçlar yardımı ile yapıldığından, belirli bir yüzeyde birbirlerine paralel olan levhalara temas etmektedirler. Bu temas yüzeyinden do layı ısı iletim dirençleri artmaktadır. Bu yüzeylerin hangi şekillerde
H Pehlivan M. Özdemir;SA.Ü, Mühendislik Fakültesi Makine
Mühendisliği BölUmü,
Sakarya
51
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Aynştırma Kanal Verimliliğinin Araştırılması
H. Pehlivan, M. Özdemir
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
nasıl sonuçlar verdiğini anlamak için çeşitli ayrıştırma
farkını en iyi şekilde kullanabilmelerine karşın, pratikte
kanallan geometrileri uygulanabilmesi mümkündür. Bu çalışmada 20 °C sıcaklık farkında hava dan havaya
inıal güçlükleıi, ısı transfer yüzeyindeki ısıl gerilmeler
ısı transfer eden biri ayrıştırma kanallı, diğeri aynştırma
edilmeyebilirler. Ters akımlı ısı değişicileri giriş ve
kanalsız eş boyutlarda iki plakalı ısı değişicisi deneysel
çıkış
olarak incelenmiş ve transfer edilen ısı miktarı baz
değiştiricileridir. Çapraz akışlı sistemlerde ise ortalama
alınarak malzeme kullanım verimliliği incelenmiştir.
logaritmik sıcaklık farkı ve 1sı değiştiTicisi etkenliği,
Çalışmanın amacı: Isı değişicisi tasarımında malzeme
paralel akımlılardan iyi, ters akımlılardan kötüdür. İ malat kolayhğı nedeniyle pratikte kompakt ısı
kullanımım
indire
aza
en
bilmek
için
bir
hesap
yönteminin geliştirilmesi ve mukayese edilebilir bir büyüklüğün tammlanmasıdır[6).
ve
korozyon
tehlikesi
sıcaklık
farkının
en
nedenleriyle yüksek
tercih ısı
olduğu
değiştiricilerinin çoğu çapraz akımlı olarak yapılır. Tasarlanan bir geçişli çapraz akım için ve bütün çok
II. ISI DEGİŞ'I'İRİCİSİ TASARIMI İÇİN FİZİKSEL ESASLAR
geçişli haller için ısı değiştiticisi ters akımlı
düşünülüp ortalama logantmik sıcaklık farkı hesaplanıp bir düzeltme faktörü
Bir ortamdan diğer bir ortama ısı geçişi şu şekilde ifade
Q=U A�Tm
(
F ) ile çarpılarak etkin ortalama
sıcaklık farkı bulunur[8].
edilebilir[?]:
tıTm,_ çapraz = F ./;:,.T , m
(1)
(4)
ters
bu faktörden soma bağıntı ( 1)
=Isı değiştiricide geçen ısı =
gibi
Sıcak akışkanın soğurken verdiği ısı
Q =U A!} F ( T.g- T2g)
= Soğuk akışkanın ısınırken aldığı ısı
(5)
2 Bu denklemde U (W/m K) ısı değiştiricisinin toplam ısı 2 geçiş katsayısını, A ( m ) iki akışkanı ayıran ısı geçiş
şeklini alır.
yüzeyi,
benzerlik ifadesi yard1mı sayesinde iç ve dış ısı taşınım
11Tm (°C)
bütün ısı değiştincisinde etkili olan
katsayılarımn belirlenmesi ile sağlandığı için, Nusselt
ortalama logaritmik sıcaklık farkını göstermektedir. Isı değişticicilerinin ısıl hesaplamaları için, akışkanların giriş
ve
çıkış
sıcaklıklan
hesaplanabiliyorsa �T ise
(8 - P)
doğrudan,
m
veya
hesaplanırlar.
(& -N)
Yapılan
veya
biliniyor
aksi
Toplam ısı geçiş katsayısı U nun hesaplanması Nusselt
kolayca
sayısını ( Nu ) veren ve Reynolds sayısı (Re) ile Prandtl ampirik bağıntılardan sayısına (Pr) bağlı olan yararlanıhr.
durumlarda
Levhalı ısı değiştiricilerinde laminer akış için Nu
adlan verilen yöntemlerle
çalışmada
(-9 - P)
fonksiyonu
yöntemi
bir ifade[9]
08/Jd. / da )0'84 +[ l-014f�dı. 1 da )Q6]
Nu /Nılioru =
boyutsuz sıcaklık olarak şu
'
�
ı
şekilde tanımlanır:
'
l+(d; +da)
kullanılımştır, burada di= da
(3)
Isı
değiştiricileri
sımflandırıldığında
akış ters,
düzenlemesine
çapraz
ve
paralel
akış
N�oru =0,0214(Re0'8 -1 O().Pr0'4 .[1+(di i 1)213] (7)
göre şeklinde
belli
bir
değerin
üstüne
2300 >Re>106
çıkmasının istenınediği durunuarda veya çok büyük sıcaklık
gradyenlerinin
di 1 l <ı
durumlarda
istendiği
uygulanırlar. Genel olarak sıcaklık farkı potansiyelini verimli kompakt
kullanamazlar. bir
şekilde
alınarak iç ve dış çap
Bu bağıntının geçerli olduğu aralık
sıcaklığın
Ters
akınılı
ısı
üretHebilmelerine
0,5 < Pr < 1,5
değişicileri ve
(6)
eşit kabul edilmiştir. Bağıntı (6) için gerekli olan Nuboru ifadesi şu şekilde verilmiştir[lO].
gruplandırılırlar. Paralel
olmasına
güvenilir bir bağıntıya rastlanamadı. Bu nedenle iç içe geçmiş iki boru arasında türbülanslı akışta geçerli olan
(2)
(9 )
verilmiş
karşın, türbülanslı akış ve geçiş bölgesi için Nu sayısını veren
kullanıldı. Bu yöntemde ısı transferi[2]
olarak ifade edilir ve
literatürde
dır.
sıcaklık
52
SAU
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Aynştırma Kanal Verimliliğinin Araştıniması H. Pehlivan, M.
Özdeınİr
Bağıntı ( 6) ve (7) deki değerler kullanılan sisteın için şu
Sıcaklık ölçümü için Testo 905-T 1 sıcaklık ölçme aleti
şekilde uyarlanmıştır. İç çapı (di), dış çapı (da) ve
kullamldı.
borunun uzunluğu
(
varsayılarak
yaklaşımda
bir
( oo )
nun sonsuza
1 )
gittiği
bulunulmuştur.
Bu
kabullerden sonra Nu sayısı,
0•4 . ( 1 +
1
(
tennoeleman
tipi
kullanılmaktadır. Aynı kanallarda ölçüm aleti 1 er cm kaydırılarak
akışkaniann
çıkış
sıcaklıkları
ölçüldü.
üç kere tekrarlandı ve bunlarnı
Yapılan bu işlem
Nu= 0,018404(Re0'8 -1 OO).Pr
K
sensörde
Bu
ortalaması alındı. Faiklı 20 noktada sıcaklık dağılımı
)213]
ölçüldü, sistemden çıkış sıcaklığı olarak da bu ortalama
(8)
değerlerin
ortalaması
indirilerek
sıcaklığa
şeklini alır. Böylelikle sınır şartlan ( d/1 ) içinde bir
aritmetik
alınarak
akışkanların
tek
sistemden
bir çıkış
sıcaklıklan elde edildi ( T,ç orı., Tır ort. ).
yaklaşımda bulunulmuştur.
III. DENEY DÜZENEGİ ve DENEYSEL ÇALIŞJ\<IA Deney düzeneğinde sıcak ve soğuk hava kaynağı olarak her biri farklı hava debisi ve ısıl güçlerde olmak üzere, üç
ayrı
kadernede
çalıştırılabilen
elektrikli
hava
ısıtıcılan kullanıldı. Isı değiştiricisi malzemesi olarak Çinko kullanıldı, malzeme seçiminin nedeni, lehiıne ve plastik
şekil
vermeye
elverişli
olan
yumuşak
malzeme olmasıdır. Malzeme kalınlığı 0,5
mm
bir dir.
Sistemden çevreye olabilecek kayıplan engellemek için ısı değiştiticismin tamamı 3
mm
kalınlığında köpüklü
polietilen ile kaplandı. Aşağıdaki Şekil düzene ği şematik olarak gösterilmiştir.
ı' de deney
Şekil 2.
Sürek1i rejimde sistemin şematik gösterimi
C
Yapılan deneysel çalışmada A, B,
Hava
ve D plakalarında
transfer edilen ısılar, her bir kademe için çıkartılan ısı bilançoları ile elde edilir. Elde edilen sonuçlarda A ile
Girişi 1
D ve B ile
C
plakalarının bir birine özdeş olduklan
sonucuna varılmıştır. Çevreye olan ısı kaybından en az
Hava Girişi
C plakası olduğu sonucuna deneysel vanldı. C plakasının deneysel verilerinin
etkilenen plakanın
2
sonuçlarla
kullanılmasırun nedeni çok sayıda plakanın k:ullanıldığı gerçek
ısı
değiştiricilerine
alınabilmesidir.
Farklı
güç
en
yakın
sonuçlann
kademelerinde
yapılan
deneysel çalışmalarda, sisternin tamamı için yapılan ısı bilançoları incelendiğinde
elde
edilen verilerin her
kademe için uygun olmadığı göıüldü. Sadece ve
sınırlı
sayıdaki
kademelerden
C
dolayı
plakası yapılan
deneyierin sınırlı bir miktarı kullanıla bildi.
IV. MODEL KABULLERİ VE DENEY SONUÇL ARI Teorik hesaplamalar iki plaka arasındaki mesafenin ( s ) 6, 8, ve ı O
farklı
mm
olduğu dununlar için yapıldı ve iki
durum için
bulunan
yansıtıldı. Sonuçlann
mm
değeri
için
değerler
grafık
olarak
incelenmesi neticesinde s
deney
düzeneğinin
=
8
oluştwulması
kararlaştuıldı. Deneysel çalışmada sıcak akışkanın 3, soğuk akışkanın ise 2 kanaldan sisteme girmesinin
Şekil 1. Deney düzeneğinin çahşma prensibi
Bu
düzenek
birbirine
paralel
uygun olacağı kabul edildi 6
tane
genleşmesinden dolayı soğuk akışkana göre daha geniş
plakadan
kesitten sisteme girmesi sayesinde bir birine yakın
oluşmaktadır. En üstteki ve alttaki izolasyonlu olduğu için
ısı
transferinin
gerçekleştiği
4
tane
hızlar elde edilebiJn1esidir . Yapılan deneylerde I 1
plaka
bulunmaktadır ve bunlarda yukandan aşağıya A, B,
çünkü, sıcak akışkanın
C
- II
1 kademelerinde aşağıdaki şekil 3 deki gibi akışkanlar
ve D harfleriyle sembolize edilmiştir.
53
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ayrıştırma Kanal Verimliliğinin Araştırılması H. Pehlivan, M.
6.Cilt, 2.Say1 (Tem1nuz 2002)
hesap değerlerinin birbirine ne derece yakın olduğunu göstermektedir.
sisteme alınmış, II 2 - I 1 kademesinde ise bunun tersi yapılmıştır. Şekil 3 deki Q değerleri
Q
=
riı.cP �T
(9)
.
bağıntısıyla hesaplandı. Bağıntı (9) daki �T ölçüldü. Qkayıp değeri alt ve üst plakada aynı kabul edildi ve ısı bilançolanndan ortak yöntemiyle hesaplandı. Belirli bir kademedeki enerji dengesi şu şekilde olur.
(
16
değeri olduğu çözüm toplam
sıcak akışkanın Q2 ve Q4 ise soğuk akışkarun sisteme giriş çıkış entalpileri farklanın
Q1,Qı,Q3
Q; , Q;, Q;
ve
Q;
ll 2- 1 1) Q - dtm
�------�M-�
ak h
13
göstermektedir.
Özdemir
+-------�--�--��
6
9
12 Q (W)
15
4. Ayııştnma kanallı d u run için T18=76 °C, T2g 56 °C , Aynştııma kanals ız durum için ise T1g-69 °C, T2r51 °C
Şekil
değerleri
sırasıyla A, B, C ve D plakalarında meydana gelen ısı transferi değerleridir. Bunlar yapılan ısı bilançoları neticesinde bulunur.
mertebelerinde yapılan deneysel çalışmanın sonuçlan ile bu şartlardaki hesap degerierinden elde edi !en Q-dTm değerlerinin karşılaştın1ması.
( 1 1 11 1 }
17,5
o
-
E .....
Q -dTm
,-----·-----.
ak
SIZ
16,5 +------7fll'! 16 +------
,
15,5 +-------�r�L--------1
Qı
15+---�----,--�--� 9 7 5 11 13 15 Q(W)
Şe kil
Q
S.
aynştırma
Aynştırma kanallı kanalsız
durum
durun
i çi n
için T18=56 °C, T2, 35 °C, ise T1g=54 °C, T2,=34 oc
mertebelerinde yapılan deneysel çahşmanın sonuçlan ile bu şartlardaki hesap değerlerinden elde edilen Q-dTm değerlerinin karşılaştın lmast
Şekil 4 ve 5'de ayrıştırma kanallan kullanıldığı ve kullanılmadığı durumlarda farklı güç basamaklanndaki hesaplanan ve deneysel elde edilen Q-dTm değerleri görülmektedir. Ayrıştııına kanalı kullanılmadığında dTm değerinin daha yüksek çıkması doğaldır. Şekil 5 4 sonucu desteklen1esine karşın şekil bu desteklememektedir. Her bir kanala ait kütle debilerinin farklı çıkn1asından dolayı Şekil 4 ve 5 deki grafikleri mukayese etmek mümkün değildir. Ancak elde edilen deney sonuçlarının bir kısmı ve teorik hesaplamalar sonucundaki veriler neticesinde aynştınna kanalsız durumda dTm değerinin daha yüksek çıktığı kanısı desteldenmektedir
Şekil 3. Sıcak akışkamn 2, soğuk akışkamn 3 kanaldan sistenıe girdiği
d uru mdak i enerji da�ıhmı
Aşağıdaki grafıkler Şekil 4, 5, 6 ve 7 'de ayrıştırma kanallı ve kanalsız durum içim farklı kademelerde elde edilen hesap değerleıi ( içi dolu ) ile değişik zaman aralıkların da yapılan deneysel ( içi boş ) sonuçlarm yer aldığı grafıkler buhuımaktadır. Deneyler farklı zaman aralığında yapıldığı için ortam şartlarının değişmesiyle ısı kaynaklarının ve sistemin sıcaklığa olan duyarlılığından dolayı aynı güç kademesinde farlclı sonuçlar elde edilmiştir. Bu grafıkler;.deneysel ve
54
Aynştlrma Kanal Verimliliğinin Araştırılması
SA U Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
H. Pehlivan, M. Özdemir
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
(ll
X:
�
1 1)
Q-u
ak SIZ
-
e
2·
17+-----
-
�
12 �-------� 7+-------�--� 14 11 8 5 Q(W)
Şekil
6. Ayrıştıona kanallı
ayrıştırma
kana]sız
mertebelerinde şartlardaki
durum
yapılan
hesap
durun için T1g=76 °C, T2g=56 °C, için
deneysel
değerlerinden
ise
T ıg=69
çalışmanın
etde
edilen
karşıtaştın lması
°C,
T2g=51
sonuçlan
Q-U
ile
°C bu
değerlerinin Şekil 8. Nusselt sayısının Prandl sayısı = 0,7 için Reynolds say1sına
göre değ1şinıi[l O] {11-111)
-
::J
Q-U
V. SONUÇLAR Türbülansh aklşın varlığı (Şekil 8) ve bu yüzden elde edilen sapmaların (Şekil 7) geçiş bölgesi gereği meydana geldiği doğrulanmaktadır. Şekil 8'de çalışn1a noktasının geçiş bölgesinde olduğu görülmektedir.
ak SIZ 14 -1------..,.�--1
Transfer edilen ısının miktarı sıcaklık farkı ile doğrusal olarak değiştiği için, akışkanlar arası mevcut sıcakhk farklarının korunması esastıı-. Bunun için akışkanın kendi içinde kanşması engellenmelidir. Aynştırma kanalları kullamlarak bu sağlannnştır.
10+-----�----�--� 15 5 10 Q(W) Şekil
7.
ayrıştırma
.
Ayrıştııma kanalh durun için T1g=56 °C, T28=35 °C, kanalsız
mertebelerinde şartlardaki
yapılan
hesap
karşı laştı rılması
durum
için
deneysel
değerlerinden
ise
T1g-54
çalışmanın elde
edilen
°C,
T28=34
sonuçları
Q-U
ile
°C bu
değerlerinin
Şekil 6 ve 7 'de ise Şekil 4 ve 5 'deki şartlar altında elde edilen Q-U değerleri karşılaştınlmıştır. Diğer şekildeki etki burada da karşımıza çıkmı ş ve ayrıştırma kanalı kullanmam1zdaki amaçlardan birisi olan yü ksek U değerinin Şekil 6 'da sonuca yansımaması şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıştun1a kanalları kullanılarak sıcaklık potansiyelindeki dağılmanın azalması engellemiş ve bu sonuç karşırmza yüksek dTm değeri yerine U değerine yansıtarak çıkmıştır. '{apılan çabşmadan elde edilen veliler çalışma yapılan bölgenin geçiş bölgesinde ( Re==2800-3300 ) olmasından dolayı çok kolay hesap edilemediği gerçeği bir kez daha teyit edilmiş oldu. Aşağıdaki şekil 8 'de bu geçiş aralığı ve buna kar şı lık gelen Re sayıları yer almaktadır.. Eşitlik {8) de elde edilen Nu sayıları, ayrıştır ma kanallı ve kanalsız durumlar için, ı 2-18 değerleri arasındadır.
Elde edilen deney sonuçlannın ışığı nda plakalı ısı değişicilerinin kullanım amaçları ile ilgili olarak şunlar söylenebilir:
1.
Basit, kolay üretilebilen, kayıpların çok fazla önenıli oln1adığı, hafif ve dolayısıyla maliyetin düşük olduğu durumlarda ayrışt ırma kanalsız sistemler kullanılmalıdır.
2.
Uygulama hacminin sınırlı olduğu, sıcaklık farklarının önemli olduğu, daha büyük miktarda ısı transferi sağlayan sistemler için ayrıştırma kanallı olanlar seçilmelidir.
Aynştırma kanalı olarak kullanılmak zoıunda kalınan malzeme miktan yaklaşık olarak ısı transferinin gerçekleştiği yüzeyin 1,5 katı kadardır. Bu ıniktar sistemin toplam ağırlığı ve maliye ti açısından ilave bir yük getirmektedir. Bu durum karşısında akla gelen ilk soru: Ayrıştırma kanalı olarak kullanılan "
malzeme,
ısı
geçiş
yüzeyi
olarak
kullanılsa
idi
kazanç ne olurdu ?".
Bu etkiy i daha iyi görebilmek için, Malzeme kullanım verimliliği ad1 altında bir yeni tanım daha yapılmış tır Bu ifade, ısı transfer edi1en yüzey 1 kullanılan malzemenin toplam yu·zeyı· (A 1 .
ısı tr.
55
�yrıştırma Kanal Verimliliğinin Araşt. � rılma�ı H. Pehlivan, M. Ozdemrr
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sa)'1 (Temmuz 2002)
Aıruı ) şeklindedir. Bu tanıma göre malzeme kullanım verimliliği
olarak
0,4
hesaplannuştır.
Buna
ak SIZ
göre
kullamlan malzemenin tamamı ısı transferinde görev alsaydı
yaklaşık
edilebilirdi.
üç
katı
Ancak
kullanıldığından
fazla
daha
aynştrrma
sadece
ısı
transfer
kanalı
olarak
(1,122- 1=0,122)
%
12,2
oranında bir artış sağlanabilmiştir. Isı değişicisi için genel
anlamda
bir
kullanım
yüzey
verimliği
tan1mlanacak olursa bu: Elde edilen ısı transferinin ısı transferi
için
kullanılan
yüzeye
oranı
Jl A
olarak,
ayrıştınna kanallı ve ayrıştıınıa kanalsız dunım için ayrı ayn
Bu
hesaplanabilir.
Q A
>
-
ak.sıı
Araştırmaya
Jl A
ak.lı
konu
durumda
Şekil
olduğu görülmektedir.
olan
malzeme
kullanım
ll. Ortalama logaritmik sıcaklık
farkı
KAYNAKLAR
şekli;
ayrıştırma kanalı veya ısı transfer yüzeyi seçeneği için,
[1]
ekonomik açıdan bir karşılaştırma, üretim maliyetleri
Mills,
A.
F.,"Heat
Transfer",
Unıversity
Of
California at Los Angeles, Los Angeles, California
göz önünde bulundurularak daha somaki bir çalışmada
90024-5197, Prentice-Hall, 1999. [2] Keys, W. M. > and London> "A. L. ,Compact Heat Exchangers, 3rd ed.", Krieger, Melbourne, Fla., 1998.
ele alınacaktır.
100
2
1
[3] Spiga. M., Spiga, G., Trensient temperature field in
ak SIZ
cross flow heat exehanger with fınite wall capasitance,
------ ------�
Journal ofHeat Transfer, Vol.
ak ı ı 120 ..ı-------t.:
110, No.49.
[4] Michailov, M. D., Ozışık, M. N., "Finite element analysis of heat exchanger", Proceeding of NATO Advanced Study Institute, Vol.l , İstanbul,
1980.
[5] Bejan, A., Tsatsoranis, G., Moran, M., "Thermal design and Optimiztion", John WileySons, NewYork,
1996. [ 6] Alfa LavaJ, Plakalı Isı değiştiTicileri kata loğu. [7] Genceli> O. F. , Isı Değiştiricileri, Birsen Yayınevi.
(8]
1
2
Incropera, F. P.,
Geçişinin
Temelleri,
Dewitt, D. P., Isı ve Kütle Literatür Kitapevi, Dördüncü
Basımdan Çeviri, s. 641,
[9] Stephan, K Chem.-Ing.-Techn. 34, S.207/12, 1962. [10] VDI-Warmeatlas, 7. baskı,Gd3-Gb5, 1994.
Şekil 9. YOzey ku11anım verimli1i�i
100 .......
� o
ak srz
�------�
80
ak lt
•
-
Q. o
<
...,
...... •
... ..., -
60 40
ct) -
<(
20
1
Şekil
2001.
2
10. Isı transfer yüzeyinin toplam alana oranı
56
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Aynştarma Kanal Verimliliğinin Araştırılınasa H. Pehlivan, M.
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
.
.
.
...,
.
Özdemir
.
AYRIŞTIRMA KANAL VERIMLILIGININ ARAŞTIRILMASI
Hüseyin Pehlivan, Mustafa Özdemir
Özet
-
Bu çalışmanın amacı tek geçişli çapraz akışlı
plakah ısı değişicilerinde transfer edilen ısı aklsının optimizasyonudur.
Bu
tür
ısı
değiştiricilerinde
Mills[l ],
ısı
değiştiricisindeki
akışkanların
sıcaklık
dağılunlan ve ısı geçiş miktarlarının hesaplanması ısı değiştiricisiııin kapasitesi
verimi hakkında
veıınektedir.
aJanından elde edilen ısı akıları arasındaki ilişki
kaynaklardan Kays and Londan[2], günümüze kadar
incelenmiştir. Sistemin ayrıştırma kanallı (ak.lı) ve
çok geniş şeldlde ısı değiştiricHerinin tüm özelliklerini
kanalsız
(ak.sız)
sonuçları
arasındaki
değiştiricisi
konusunda
fikir
malzeme kullanım şekli ile birim malzeme yüzey
ayrıştırma
Isı
ve
temel
ve dizayn problemleri üzerinde çok sayıda çalışmaları almaktadır.
Spiga
Spiga[3],
ve
duvar
ilişki, ayrıştırma kanalı malzemesinin, ısı transferi
yer
için kullanılmasının daha verimli olacağını gösterdi.
kapasitesi olan çapraz akışlı ısı değiştiricHerinin geçiş
Sonuçlar
ısı
sıcaklık alanlanın incelemi ştir. Michailov ve Özışık[4],
değişicilerindc malzeme kullanım verimliliği tanımı
çapraz akışlı ısı değiştiricileri ile karmaşık montajlı ısı
yapılarak bir optimizasyon kriteri oluşturulmuştur.
değiştiricilerine
grafik
olarak
sunulmuş
ve
plakalı
anlatmışlardır. Anahtar
kelimeler
-
Isı
değiştiricisi,
aynştırma
kanalı
Ahstract
uygulanan Bejan[5],
sonlu
belirli
eleman
analizini
ısı değiştiTicisi dizaynında,
yalruzca ısı geçiş miktarının hesaplanması değil; aynı zamanda ısı değiştirici basınç kayıplarını göz önünde tutan dizayn metotları geliştirmiştir.
-
The aim of this study is the optimisation of
transferred heat flux in a plate heat exchanger. The
relationship between material usage type and heat flux per material surface area was investigated. This was carried out for the system with fin and without fin. The results for the system with and witbout fin show that, the fin material used for heat transfer is nıore effective. The results were showed on graphics and the optimisation criterion is constituted by the defınition of material productivity efficiency in plate heat exchangers.
I. AMAÇ
yüzeylerine
gereksinim
duyulmaktadır.
Newton
soğuma yasası gereği, yüzey alanı küçük tutulmak istendiğinde
aynı
oranda
ısı
transfer
katsayısının
aı1tırılmas1 veya sıcaklık farkı potansiyelinin verimli kullanılması değişici.si
zorunluluğu
tasarımlarında
doğmaktadır. bu
iki
Çeşitli
büyüklüğü
ısı
yüksek
değerlerde elde edebilmek için önlemler alınmaktadır. Ancak bu önlemlerin büyük bir bölümü ek malzeme
değişıcİlerinde
da
beraberinde
ayrıştırrna
getiımektedir.
kanalı
profiilendirilmiş levhalardır. görevi
Farklı sıcaklıkta ve bir birinden bir cidar ile ayrılan iki akışkan arasındaki ısı geçişi sağlayan ısı değişicileri çok farklı şekillerde üretilnıekte ve çalıştınlmaktadır. Bir ısı değiştirİcİsinden beklenen, mümkün olan en fazla ısıyı transfer edebilmesi ve bunun için en kolay yöntemle en az malzeme kullanılarak imal edilebilmesidir. Kullarnın alanları olarak, güç üretimi, proses, kimya ve gıda çevre
ve büyük ısı
Bu
tasarımlardan en sık kullanılanlardan biri de plakalı ısı
VE KAPSAM
elektronik,
farklan
miktarları söz konusu olduğunda büyük ısı transfer
kullanımını
Key Words- Heat excbanger, fın
endüstrileri,
Genel olarak küçük sıcaklık
mühendisliği,
iklinılendirme, soğutma ve uzay uygulamalan alanları sualanabilir.
akışkanın
çapraz
olarak
tanımlanan
Aynştırma karışınunı
kanallarını n engelleyerek
sıcaklık farkı potansiyelini en yüksek düzeyde tutma çabasıdır. Buna karşılık aynı malzemenin ısı transfer eden yüzey olarak kullanılması, ciddi bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Bu biri birine zıt iki unsurun
optimal bir çözüm noktası olması gerekmektedir. Bu
ilişkiler
manzumesini
ortaya
koymakla
ekonomik
açıdan verimli çözümlerin üretilebileceği açıktır. Mesafe tutucu olarak da kullamlan ayrıştııma kanalları şekillenditilmiş saçlar yardımı ile yapıldığından, belirli bir yüzeyde birbirlerine paralel olan levhalara temas etmektedirler. Bu temas yüzeyinden do layı ısı iletim dirençleri artmaktadır. Bu yüzeylerin hangi şekillerde
H Pehlivan M. Özdemir;SA.Ü, Mühendislik Fakültesi Makine
Mühendisliği BölUmü,
Sakarya
51
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Aynştırma Kanal Verimliliğinin Araştırılması
H. Pehlivan, M. Özdemir
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
nasıl sonuçlar verdiğini anlamak için çeşitli ayrıştırma
farkını en iyi şekilde kullanabilmelerine karşın, pratikte
kanallan geometrileri uygulanabilmesi mümkündür. Bu çalışmada 20 °C sıcaklık farkında hava dan havaya
inıal güçlükleıi, ısı transfer yüzeyindeki ısıl gerilmeler
ısı transfer eden biri ayrıştırma kanallı, diğeri aynştırma
edilmeyebilirler. Ters akımlı ısı değişicileri giriş ve
kanalsız eş boyutlarda iki plakalı ısı değişicisi deneysel
çıkış
olarak incelenmiş ve transfer edilen ısı miktarı baz
değiştiricileridir. Çapraz akışlı sistemlerde ise ortalama
alınarak malzeme kullanım verimliliği incelenmiştir.
logaritmik sıcaklık farkı ve 1sı değiştiTicisi etkenliği,
Çalışmanın amacı: Isı değişicisi tasarımında malzeme
paralel akımlılardan iyi, ters akımlılardan kötüdür. İmalat kolayhğı nedeniyle pratikte kompakt ısı
kullanımım
indire
aza
en
bilmek
için
bir
hesap
yönteminin geliştirilmesi ve mukayese edilebilir bir büyüklüğün tammlanmasıdır[6).
ve
korozyon
tehlikesi
sıcaklık
farkının
en
nedenleriyle yüksek
tercih ısı
olduğu
değiştiricilerinin çoğu çapraz akımlı olarak yapılır. Tasarlanan bir geçişli çapraz akım için ve bütün çok
II. ISI DEGİŞ'I'İRİCİSİ TASARIMI İÇİN FİZİKSEL ESASLAR
geçişli haller için ısı değiştiticisi ters akımlı
düşünülüp ortalama logantmik sıcaklık farkı hesaplanıp bir düzeltme faktörü
Bir ortamdan diğer bir ortama ısı geçişi şu şekilde ifade
Q=U A�Tm
(
F ) ile çarpılarak etkin ortalama
sıcaklık farkı bulunur[8].
edilebilir[?]:
tıTm,_ çapraz = F ./;:,.T , m
(1)
Sıcak akışkanın soğurken verdiği ısı
(4)
ters
bu faktörden soma bağıntı
=Isı değiştiricide geçen ısı =
gibi
( 1)
Q =U A!} F ( T.g- T2g)
= Soğuk akışkanın ısınırken aldığı ısı
(5)
2 Bu denklemde U (W/m K) ısı değiştiricisinin toplam ısı 2 geçiş katsayısını, A (m ) iki akışkanı ayıran ısı geçiş
şeklini alır.
yüzeyi,
benzerlik ifadesi yard1mı sayesinde iç ve dış ısı taşınım
11Tm (°C)
bütün ısı değiştincisinde etkili olan
katsayılarımn belirlenmesi ile sağlandığı için, Nusselt
ortalama logaritmik sıcaklık farkını göstermektedir. Isı değişticicilerinin ısıl hesaplamaları için, akışkanların giriş
ve
çıkış
sıcaklıklan
hesaplanabiliyorsa
�T m
ise
(& -N)
(8 - P)
veya
hesaplanırlar.
Yapılan
veya
biliniyor
doğrudan,
aksi
kolayca
sayısını ( Nu ) veren ve Reynolds sayısı (Re) ile Prandtl ampirik bağıntılardan sayısına (Pr) bağlı olan yararlanıhr.
durumlarda
adlan verilen yöntemlerle
çalışmada
Toplam ısı geçiş katsayısı U nun hesaplanması Nusselt
(-9 - P)
Levhalı ısı değiştiricilerinde laminer akış için Nu fonksiyonu
yöntemi
güvenilir bir bağıntıya rastlanamadı. Bu nedenle iç içe geçmiş iki boru arasında türbülanslı akışta geçerli olan bir ifade[9]
(2)
(9 )
08/Jd. / da )0'84 +[ l-014f�dı. 1 da )Q6]
Nu /Nılioru =
boyutsuz sıcaklık olarak şu
'
�
'
ı
l+(d; +da)
şekilde tanımlanır: kullanılımştır, burada
(3)
Isı
değiştiricileri
sımflandırıldığında
akış
düzenlemesine
ters, çapraz
ve
paralel
akış
şeklinde
Bu bağıntının geçerli olduğu aralık belli
sıcaklığın
bir
değerin
üstüne
2300 >Re>106
gradyenlerinin
di 1 l <ı
durumlarda
istendiği
uygulanırlar. Genel olarak sıcaklık farkı potansiyelini verimli kompakt
kullanamazlar. bir
şekilde
alınarak iç ve dış çap
N�oru =0,0214(Re0'8 -1 O().Pr0'4 .[1+(di i 1)213] (7)
göre
çıkmasının istenınediği durunuarda veya çok büyük sıcaklık
di= da
Ters
akınılı
ısı
üretHebilmelerine
0,5 < Pr < 1,5
değişicileri ve
(6)
eşit kabul edilmiştir. Bağıntı (6) için gerekli olan Nuboru ifadesi şu şekilde verilmiştir[lO].
gruplandırılırlar. Paralel
olmasına
karşın, türbülanslı akış ve geçiş bölgesi için Nu sayısını veren
kullanıldı. Bu yöntemde ısı transferi[2]
olarak ifade edilir ve
ve rilmiş
literatürde
dır.
sıcaklık
52
SAU
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Aynştırma Kanal Verimliliğinin Araştıniması H. Pehlivan, M.
Bağıntı ( 6) ve (7) deki değerler kullanılan sisteın için şu şekilde uyarlanmıştır. İç çapı (di), dış çapı (da) ve borunun uzunluğu ( 1 ) nun sonsuza ( oo ) gittiği varsayılarak bir yaklaşımda bulunulmuştur. Bu kabullerden sonra Nu sayısı, Nu= 0,018404(Re0'8 -1 OO).Pr
0•4 . ( 1 +
(
1
)213]
(8)
şeklini alır. Böylelikle sınır şartlan ( d/1 ) içinde bir yaklaşımda bulunulmuştur.
Özdeınİr
Sıcaklık ölçümü için Testo 905-T 1 sıcaklık ölçme aleti kullamldı. Bu sensörde K tipi tennoeleman kullanılmaktadır. Aynı kanallarda ölçüm aleti 1 er cm kaydırılarak akışkaniann çıkış sıcaklıkları ölçüldü. Yapılan bu işlem üç kere tekrarlandı ve bunlarnı ortalaması alındı. Faiklı 20 noktada sıcaklık dağılımı ölçüldü, sistemden çıkış sıcaklığı olarak da bu ortalama değerlerin aritmetik ortalaması alınarak tek bir sıcaklığa indirilerek akışkanların sistemden çıkış sıcaklıklan elde edildi ( T,ç orı., Tır
ort.
).
III. DENEY DÜZENEGİ ve DENEYSEL ÇALIŞJ\<IA
Deney düzeneğinde sıcak ve soğuk hava kaynağı olarak her biri farklı hava debisi ve ısıl güçlerde olmak üzere, üç ayrı kadernede çalıştırılabilen elektrikli hava ısıtıcılan kullanıldı. Isı değiştiricisi malzemesi olarak Çinko kullanıldı, malzeme seçiminin nedeni, lehiıne ve plastik şekil vermeye elverişli olan yumuşak bir malzeme olmasıdır. Malzeme kalınlığı 0,5 mm dir. Sistemden çevreye olabilecek kayıplan engellemek için ısı değiştiticismin tamamı 3 mm kalınlığında köpüklü polietilen ile kaplandı. Aşağıdaki Şekil ı' de deney düzeneği şematik olarak gösterilmiştir.
Hava Girişi
Sürek1i rejimde sistemin şematik gösterimi
Yapılan deneysel çalışmada A, B, C ve D plakalarında transfer edilen ısılar, her bir kademe için çıkartılan ısı bilançoları ile elde edilir. Elde edilen sonuçlarda A ile D ve B ile C plakalarının bir birine özdeş olduklan sonucuna varılmıştır. Çevreye olan ısı kaybından en az etkilenen plakanın C plakası olduğu sonucuna deneysel sonuçlarla vanldı. C plakasının deneysel verilerinin kullanılmasırun nedeni çok sayıda plakanın k:ullanıldığı gerçek ısı değiştiricilerine e n yakın sonuçlann alınabilmesidir. Farklı güç kademelerinde yapılan deneysel çalışmalarda, sisternin tamamı için yapılan ısı bilançoları incelendiğinde elde edilen verilerin her kademe için uygun olmadığı göıüldü. Sadece C plakası ve sınırlı sayıdaki kademelerden dolayı yapılan deneyierin sınırlı bir miktarı kullanıla bildi.
Hava
Girişi 1
Şekil 2.
2
IV. MODEL KABULLERİ VE DENEY SONUÇL ARI Teorik hesaplamalar iki plaka arasındaki mesafenin ( s ) 6, 8, ve ı O mm olduğu dununlar için yapıldı ve iki farklı durum için bulunan değerler grafık olarak yansıtıldı. Sonuçlann incelenmesi neticesinde s 8 mm değeri için deney düzeneğinin oluştwulması kararlaştuıldı. Deneysel çalışmada sıcak akışkanın 3, soğuk akışkanın ise 2 kanaldan sisteme girmesinin uygun olacağı kabul edildi çünkü, sıcak akışkanın genleşmesinden dolayı soğuk akışkana göre daha geniş kesitten sisteme girmesi sayesinde bir birine yakın hızlar elde edilebiJn1esidir . Yapılan deneylerde I 1 - II 1 kademelerinde aşağıdaki şekil 3 deki gibi akışkanlar =
Şekil 1. Deney düzeneğinin çahşma prensibi
Bu düzenek birbirine paralel 6 tane plakadan oluşmaktadır. En üstteki ve alttaki izolasyonlu olduğu için ısı transferinin gerçekleştiği 4 tane plaka bulunmaktadır ve bunlarda yukandan aşağıya A, B, C ve D harfleriyle sembolize edilmiştir.
53
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ayrıştırma Kanal Verimliliğinin Araştırılması H. Pehlivan, M.
6.Cilt, 2.Say1 (Tem1nuz 2002)
II 2 - I 1 kademesinde Şekil 3 deki Q değerleri
sisteme alınmış, yapılmıştır.
Q
=
kabul
göstermektedir.
(9)
.
ölçüldü.
Qkayıp değeri
edildi
hesap değerlerinin birbirine ne derece yakın olduğunu
ise bunun tersi
riı.cP �T
bağıntısıyla hesaplandı. Bağıntı ve
(9)
daki
�T
(
16
değeri
ll 2- 1 1) Q - dtm
�------�M-�
ak h
alt ve üst plakada aynı olduğu
ısı
bilançolanndan
Özdemir
çözüm
ortak
yöntemiyle hesaplandı. Belirli bir kademedeki toplam enerji dengesi şu şekilde olur.
13
Q1,Qı,Q3 akışkarun
sıcak sisteme
göstermektedir. sırasıyla A, B, transferi
akışkanın
C
giriş
Q2
çıkış
ve
entalpileri
Q; , Q;, Q; ve
D
değerleridir.
Q4
ve
Q;
ise
soğuk
+-------�--�--��
6
12 Q (W)
9
farklanın
15
4. Ayııştnma kanallı d u run için T18=76 °C, T2g 56 °C , Aynştııma kanals ız durum için ise T1g-69 °C, T2r51 °C
Şekil
değerleri
plakalarında meydana gelen ısı
mertebelerinde yapılan deneysel çalışmanın sonuçlan ile bu şartlardaki hesap degerierinden elde edi !en Q-dTm değerlerinin
Bunlar yapılan ısı bilançoları
karşılaştın1ması.
neticesinde bulunur.
( 1 1 11 1 }
17,5
o
-
E .....
Q -dTm
,-----·-----.
ak
SIZ
16,5 +------7fll'! 16 +------
,
15,5 +-------�r�L--------1
Qı
15 +---�----,--�--� 9 7 5 11 13 15 Q(W)
Şe kil
Q
S.
aynştırma
Aynştırma kanallı kanalsız
durum
durun
i çi n
için T18=56 °C, T2, 35 °C, ise T1g=54 °C, T2,=34 oc
mertebelerinde yapılan deneysel çahşmanın sonuçlan ile bu şartlardaki hesap değerlerinden elde edilen Q-dTm değerlerinin karşılaştın lmast
Şekil 4 ve 5'de ayrıştırma kanallan kullanıldığı ve kullanılmadığı durumlarda farklı güç basamaklanndaki hesaplanan ve deneysel elde edilen Q-dTm değerleri görülmektedir.
Ayrıştııına
kanalı
kullanılmadığında
dTm değerinin daha yüksek çıkması doğaldır. Şekil 5
Şekil 3. Sıcak akışkamn 2, soğuk akışkamn 3 kanaldan sistenıe girdiği
bu
d uru mdak i enerji da�ıhmı
sonucu
desteklen1esine
karşın
şekil
4
desteklememektedir. Her bir kanala ait kütle debilerinin Aşağıdaki grafıkler Şekil 4, 5 ,
farklı çıkn1asından dolayı Şekil 4 ve
ve 7 'de ayrıştırma
6
(
deney sonuçlarının bir kısmı ve teorik hesaplamalar
içi dolu ) ile değişik zaman
sonucundaki
aralıkların da yapı lan deneysel ( içi boş ) sonuçlarm yer
desteldenmektedir
aralığında yapıldığı için ortam şartlarının değişmesiyle kaynaklarının
ve
duyarlılığından dolayı sonuçlar elde
sistemin
aynı güç
sıcaklığa
olan
kademesinde
farlclı
veriler
neticesinde
aynştınna kanalsız
durumda dTm değerinin daha yüksek çıktığı kanısı
aldığı grafıkler buhuımaktadır. Deneyler farklı zaman ısı
deki grafikleri
mukayese etmek mümkün değildir. Ancak elde edilen
kanallı ve kanalsız durum içim farklı kademelerde elde edilen hesap değerleıi
5
edilmiştir. Bu grafıkler;.deneysel ve
54
Aynştlrma Kanal Verimliliğinin Araştırılması
SA U Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
H. Pehlivan, M. Özdemir
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
(ll
X:
�
1 1)
Q-u
ak SIZ
-
e
2·
17+-----
-
�
12 �-------� 7 +-------�--� 14 11 8 5 Q(W)
Şekil
6. Ayrıştıona kanallı
ayrıştırma
kana]sız
mertebelerinde şartlardaki
durum
yapılan
hesap
durun için T1g=76 °C, T2g=56 °C, için
deneysel
değerlerinden
ise
T ıg=69
çalışmanın
etde
edilen
karşıtaştın lması
°C,
T2g=51
sonuçlan
Q-U
ile
°C bu
değerlerinin Şekil 8. Nusselt sayısının Prandl sayısı = 0,7 için Reynolds say1sına
göre değ1şinıi[l O] {11-111)
-
::J
Q-U
V. SONUÇLAR Türbülansh aklşın varlığı (Şekil 8) ve bu yüzden elde edilen sapmaların (Şekil 7) geçiş bölgesi gereği meydana geldiği doğrulanmaktadır. Şekil 8'de çalışn1a noktasının geçiş bölgesinde olduğu görülmektedir.
ak SIZ 14 -1------..,.�--1
Transfer edilen ısının miktarı sıcaklık farkı ile doğrusal olarak değiştiği için, akışkanlar arası mevcut sıcakhk farklarının korunması esastıı-. Bunun için akışkanın kendi içinde kanşması engellenmelidir. Aynştırma kanalları kullamlarak bu sağlannnştır.
10 +-----�----�--� 15 5 10 Q(W) Şekil
7.
ayrıştırma
.
Ayrıştııma kanalh durun için T1g=56 °C, T28=35 °C, kanalsız
mertebelerinde şartlardaki
yapılan
hesap
karşı laştı rılması
durum
için
deneysel
değerlerinden
ise
T1g-54
çalışmanın elde
edilen
°C,
T28=34
sonuçları
Q-U
ile
°C bu
değerlerinin
Şekil 6 ve 7 'de ise Şekil 4 ve 5 'deki şartlar altında elde edilen Q-U değerleri karşılaştınlmıştır. Diğer şekildeki etki burada da karşımıza çıkmı ş ve ayrıştırma kanalı kullanmam1zdaki amaçlardan birisi olan yü ksek U değerinin Şekil 6 'da sonuca yansımaması şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıştun1a kanalları kullanılarak sıcaklık potansiyelindeki dağılmanın azalması engellemiş ve bu sonuç karşırmza yüksek dTm değeri yerine U değerine yansıtarak çıkmıştır. '{apılan çabşmadan elde edilen veliler çalışma yapılan bölgenin geçiş bölgesinde ( Re==2800-3300 ) olmasından dolayı çok kolay hesap edilemediği gerçeği bir kez daha teyit edilmiş oldu. Aşağıdaki şekil 8 'de bu geçiş aralığı ve buna kar şı lık gelen Re sayıları yer almaktadır.. Eşitlik {8) de elde edilen Nu sayıları, ayrıştır ma kanallı ve kanalsız durumlar için, ı 2-18 değerleri arasındadır.
Elde edilen deney sonuçlannın ışığı nda plakalı ısı değişicilerinin kullanım amaçları ile ilgili olarak şunlar söylenebilir:
1.
Basit, kolay üretilebilen, kayıpların çok fazla önenıli oln1adığı, hafif ve dolayısıyla maliyetin düşük olduğu durumlarda ayrışt ırma kanalsız sistemler kullanılmalıdır.
2.
Uygulama hacminin sınırlı olduğu, sıcaklık farklarının önemli olduğu, daha büyük miktarda ısı transferi sağlayan sistemler için ayrıştırma kanallı olanlar seçilmelidir.
Aynştırma kanalı olarak kullanılmak zoıunda kalınan malzeme miktan yaklaşık olarak ısı transferinin gerçekleştiği yüzeyin 1,5 katı kadardır. Bu ıniktar sistemin toplam ağırlığı ve maliye ti açısından ilave bir yük getirmektedir. Bu durum karşısında akla gelen ilk soru: Ayrıştırma kanalı olarak kullanılan "
malzeme,
ısı
geçiş
yüzeyi
olarak
kullanılsa
idi
kazanç ne olurdu ?".
Bu etkiy i daha iyi görebilmek için, Malzeme kullanım verimliliği ad1 altında bir yeni tanım daha yapılmış tır Bu ifade, ısı transfer edi1en yüzey 1 kullanılan malzemenin toplam yu·zeyı· (A 1 .
ısı tr.
55
�yrıştırma Kanal Verimliliğinin Araşt. � rılma�ı H. Pehlivan, M. Ozdemrr
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sa)'1 (Temmuz 2002)
Aıruı ) şeklindedir. Bu tanıma göre malzeme kullanım verimliliği
olarak
0,4
hesaplannuştır.
Buna
ak SIZ
göre
kullamlan malzemenin tamamı ısı transferinde görev alsaydı
yaklaşık
edilebilirdi.
üç
katı
Ancak
kullanıldığından
fazla
daha
aynştrrma
sadece
ısı
transfer
kanalı
olarak
(1,122- 1=0,122)
%
12,2
oranında bir artış sağlanabilmiştir. Isı değişicisi için genel
anlamda
bir
kullanım
yüzey
verimliği
tan1mlanacak olursa bu: Elde edilen ısı transferinin ısı transferi
için
kullanılan
yüzeye
oranı
Jl A
olarak,
ayrıştınna kanallı ve ayrıştıınıa kanalsız dunım için ayrı ayn
Bu
hesaplanabilir.
Q A
>
-
ak.sıı
Araştırmaya
Jl A
ak.lı
konu
durumda
Şekil
olduğu görülmektedir.
olan
malzeme
kullanım
ll. Ortalama logaritmik sıcaklık
farkı
KAYNAKLAR
şekli;
ayrıştırma kanalı veya ısı transfer yüzeyi seçeneği için,
[1]
ekonomik açıdan bir karşılaştırma, üretim maliyetleri
Mills,
A.
F.,"Heat
Transfer",
Unıversity
Of
California at Los Angeles, Los Angeles, California
göz önünde bulundurularak daha somaki bir çalışmada
90024-5197, Prentice-Hall, 1999. [2] Keys, W. M. > and London> "A. L. ,Compact Heat Exchangers, 3rd ed.", Krieger, Melbourne, Fla., 1998.
ele alınacaktır.
100
2
1
[3] Spiga. M., Spiga, G., Trensient temperature field in
ak SIZ
cross flow heat exehanger with fınite wall capasitance,
------ ------�
Journal ofHeat Transfer, Vol.
ak ı ı 120 ..ı-------t.:
110, No.49.
[4] Michailov, M. D., Ozışık, M. N., "Finite element analysis of heat exchanger", Proceeding of NATO Advanced Study Institute, Vol.l , İstanbul,
1980.
[5] Bejan, A., Tsatsoranis, G., Moran, M., "Thermal design and Optimiztion", John WileySons, NewYork,
1
1996. [ 6] Alfa LavaJ, Plakalı Isı değiştiTicileri kata loğu. [7] Genceli> O. F. , Isı Değiştiricileri, Birsen Yayınevi. (8] Incropera, F. P., Dewitt, D. P., Isı ve Kütle
2
Geçişinin
Temelleri,
Literatür
Basımdan Çeviri, s. 641,
.......
� o
ak srz
�------�
80
ak lt
•
-
Q. o
<
...,
...... •
... ..., -
60 40
ct) -
<(
20
1
Şekil
Dördüncü
2001.
[9] Stephan, K Chem.-Ing.-Techn. 34, S.207/12, 1962. [10] VDI-Warmeatlas, 7. baskı,Gd3-Gb5, 1994.
Şekil 9. YOzey ku11anım verimli1i�i
100
Kitapevi,
2
10. Isı transfer yüzeyinin toplam alana oranı
56
A Decision Support System for The Diagnosis
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sa}'l (Temmuz 2002) SAU
Of Heart Valve Diases
İ. Türkoğlu, A. Arslan, E. İJkay
A DECISION SUPPORT SYSTEM FOR THE DIAGNOSIS OF HEART .
V ALVE DISEASES
İbrahim Türkoğlu, Ahmet Arslan, Erdoğan İlkay
Abstract
I. INTRODUCTION
In this paper, a decision sup port system is
-
presented for interpretation of the Doppler signals of pattern
Researches sl1owed that the most of human deaths in the
recognition. This paper especially deals with the
world are due to heart diseases. The heart valve disorders
feature extraction from measured Doppler signal
are of importance among the heart diseases. Among
waveforms at the heart valve using the Doppler
them, mitral and aortic valve disorders are the most
Ultrasound. Wavelet transforms and power spectrum
common ones. For this reason, early detection of heart
the
heart
valve
diseases
based
on
the
estimate by Yule-Walker AR method are used to
valve disorders is one of the most important medical
feature extract from the Doppler signals on the time
research areas [1 ]. In the today, the used methods for
frequency
diagnosis of heart valve disorders are non-invasive
domain.
applied to
these
Wavelet
features.
entropy
The
method
is
techniques
back-propagation
neural network is used to classify the extracted
sounds
features. The performance of the developed system
irnaging
( electrocardiograms,
and
murn1ur
and
from
Doppler
chest
x-rays,
stethoscope,
techniques)
heart
ultrasound
and
invasive
has been evaluated in 215 samples. The test results
techniques (angiography, transozefagial echocardiograph
Doppler heart sounds. The correct classification rate
offer
showed that
this
system
was
effective
[2]. However, each method is limited in its ability to
to detect
was about 84°/o for normal subjects and 95.9°/o for
characterization
wavelet
decomposition,
interfaces
in
cardiologist
Yule
detection
and
[3]. All of these methods are based on
existing can
methods.
understand
In
the
this output
way, of
the the
examination systems more easily and diagnose the
Walker AR, neural networks.
Özet
thorough
in this area are focused on improving human-machine
Keywords: Pattern recognition, Doppler heart sounds, extraction,
and
experience and information of physician. The researches
abnormal subjects.
feature
effıcient
problem more accurately [4]. Bu
-
çalışmada,
kalp
kapak
sinyallerinin değerlendirilmesi için
Doppler
Doppler teclıniques are the most preferred because they
örüntü tanıma
are conıp letely non-invasive and without risk in the
esaslı bir karar destek sistemi sunulur. Çalışmada özellikle
Doppler
kapa kJarandan
Ultrason
kullanılarak
kalp
alınan Doppler sinyallerinin
dalga
serial studies. The technique has improved much since Satomura
first demonstrated
the
application of the
şekillerinden özellik çıkarma ele alınmıştır. Zaman -
Doppler effect to the measurement of blood velocity in
frekans
1959 [5].
Doppler sinyallerinden
bölgesinde
özellik
increasing use in the assessment of heart disease [6].
çıkarmak için Dalgacık dönüşümü ve Yule-Walker
AR metoduyla güç spektrum yoğunluğu kestirimi kullanıldı. Entropy
Elde
metodu
sıniflamak
için
edilen
bu
uygulandı. geri
In recent years, Doppler technique has found
Doppler heart sounds (DHS) are one of the most
özelliklere
Dalgacık
İnıportant sounds produced by blood flow, valves motion
Çıkarılan
özeDikleri
and vibration of the other cardiovascular components
sinir
[7]. However, the factors such as calcifıed disease or
yayınım
yapay
ağı
kullanıldı. Geliştirilen sistemin başarımı 215 denek
obesity often result in a diagnostically unsatisfactory
üzerinde denendi. Elde edilen test sonuçlarına göre,
Doppler tecbniques assessment and, therefore, it is
geliştirilen sistem Doppler kalp seslerini ayırmak için
sometirnes necessary to assess the spectrogram of the
oldukça etkilidir. Sistemin doğru sınıflama yüzdesi
Doppler shift signals to elucidate the degree of the
normal
disease [6]. A major motivation in o ur work is to aid the
normal olmayan denekierde o/o95.9 iken
denekierde 0/o84 dür.
Anahtar Kelimeler sesleri, dalgacık ağla rı .
-
diagnosis in such cases. Among Doppler techniques, the most
Örüntü tanıma, Doppler kalp
ayrışımı,
profile
indices
and straightforward such
as
the
are
pulsatility
wavefonn index
(PI),
Pourcelot or resistance index (RI) and AIB Systolic Diastolic ratio, which are highly correlated and led to
Yule-Walker AR, sinir
i.Türkoğlu;Fırat Univ. Elektronik ve Bilgisayar Eğitimi BölümU, A.Arslan;Fırat üniv. Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, E. İ1kay�Fırat Ün iv. Kardiyoloji BölO mü, 23119, Elazığ.
ubiquitous
57
A Decision Support System for The Diagnosis
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cllt, 2.Sayı (Tenunuz 2002)
Of Heart Valve Diases
İ.
Türkoğlu, A. Arslan,
E. llkay
diseases is demonstrated in Seetion IV. Finally Seetion V presents discussion and conclusion.
highly erroneous diagnostic results [8]. These indices rely on the peak systolic and end-diastolic velocities, with only the Pl making use of the mean velocity over the cardiac cycle. More sophisticated methods have also been developed such as the Laplace transform and principal components analysis. However, none of the simple or more complex analytica1 techniques has yielded an acceptable diagnostic accuracy so as to be commonplace in the vascular elinic [ 6]. In this study, the developed method is a decision support system and will cause more effective usage of the Doppler technique. Up to now, many attempts have been undertaken to autornatically classify Doppler signals using pattem recognition [9, 1 0]. Nevertheless, the studies on the Doppler heart sounds are fairly limited.
D. PRELIMINARIES
In this section, the theoretical foundations for the decision support system used in the presented study are given in the following subsections. 11.1. Pattern recognition
Pattem recognition can be divided into a sequence of stages, starting with featw·e extraction from the occurring patterns, which is the canversion of patterns to features that are regarded as a candensed representation, ideally containing all-important information. In the next stage, the feature selection step, a sınaller number of meaniugful features that best represents the given pattem witlıout redundancy is identified. Finally, the classification is caıried out, i.e., a specific pattem is assigned to a specific class according to the characteristic features selected for it. This general abstract model, which is demonstrated in Fig.l, allows a and variety of different realizations broad implementations. Applying this terminology to the medical diagnostic process, the patterns can be identitied, for example, as particular, formalized symptoms, recorded signals, or a set of images of a patient. 1'he classes obtained represent the variety of different possible diagnoses or diagnostic statements [ll]. The techniques applied to pat1em recognition use artificial intelligence approaches [ 12].
This study will introduce the technique that will aid elinical diagnosis, enable further research of heart valve disorders, and provide a decision support system for recognition of heart valve disorders. This study uses the powerful mathematics of wavelet signal processing and entropy, PSD to efficiently extract the features fron1 pre processed Doppler signals for the purpose of recognizing between abnormal and normal of the heart valve. An algorithm called the decision support system was pattern developed using advanced recognition approximate. The Doppler heart sounds can be obtained simply by placing the Doppler ultrasonic flow transducer over the chest of the patient. A disadvantage of the Doppler method is that it requires the constant attention of the doctor to detect subtle changes in the DHS [10]. The presented method prevents subtle changes in the DHS from escaping physician' s eye by perceiving them, even if the physician does not pay a continuous attention.
patterns
/"
feature .... ... extraction 1 selection \...
The realized study has the stages of decision and evaluation on the contrary the existing diagnosis methods. Thus, the doctor can nıake a comparison between the diagnoses by the developed method and the diagnoses by the existing methods. If the results are different, the exanıinations can be repeated or performed more carefully. In this way, the physician can decide ınore realistically.
/ ... ...
"\
classification
dasses
.... ..-
j�
/ \..
training leaming
� ...
__)
Fig.l. The pattem recognition approach.
The paper is organized as follows. In seetion II, we review some basic properties of the pattern recognition, the Doppler heart signals, wavelet decomposition, autoregressive methods for the power spectral density, wavelet entropy and neural networks. A decision support system is deseribed in Seetion III. This new method enables a large reduction of the Doppler signal data while retaining problen1 specific information which facilitates an efficient pattem recognition process. The effectiveness of the proposed n1ethod for classifıcation of Doppler signals in the diagnosis of heart valve
11.2. DHS Signal s
I'he audio DHS is obtained simply placing the Doppler ultrasonic flow transducer over the chest of the patient [ 1 0]. Figw·e 2 shows a DHS signal from heart mitral valve. The DHS produced from echoes backscattered by moving blood ce lls is generally in the range of 0.5 to 1O kHz [13]. DHS signal spectral estiınation is now coınmonly used to evaluate blood flow parameters in order to diagnose cardiovascular diseases. Spectral estimation ınethods are particularly used in Doppler
58
A Decision Suppoı1: System for The Diagnosis
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
İ.
Of Heart Valve Diases Türkoğlu, A. Arslan,
E. İlkay
Clinical
Wavelet decoınposition uses the fact that it is possible
diagnosis procedures generally include analysis of a graphical ilisplay and parameter measurements, produced by blood flow spectral evaluation. Ultrasonic instrumentation typically employ Fourier based methods to obtain the blood tlow spectra, and blood flow measurements ( 14].
to resolve high frequency components witbin a smail time window, and only low frequencies components need large time windows. This is because a low frequency component completes a cycle in a large time interval whereas a high frequency component completes a cycle in a much shorter interval. Therefore, slow varying components can only be identified over long time intervals but fast varying components can be over short identi:fied intervals. Wavelet time decomposition can be regarded as a continuous time wavelet decomposition sampled at different frequencies at every level or stage. The wavelet decomposition function at level m and time location tm can be expressed as Equation (2):
ultrasound cardiovascular disease detection.
A
Doppler signal is not a siınple signal. It includes random characteristics due to the random phases of seattering partictes present in the sample volun1e. Other effects such as geometric breadening and spatially varying velocity also affect the signal [ 1 5]. The following is Doppler equation:
2v f cos8 L1f= ---
(1 )
c
(2)
Where v equals the velocity of the blood flow, f equals the frequency of the emitted ultrasonic signal, c equals the velocity of sound in tissue (approximately 1540 meter/sec), Llf equals the measured Doppler frequency shift, and 8 equals the angle of ineidence between the djrection of blood flow and the direction of the emitted ultrasonic beam [ 13].
Where \f'm is the decomposition filter at frequency level m. The effect of the decomposition filter is scaled by the factor 2m at stage m, but otherwise the shape is the same at all stages. The synthesis of the signal from its time frequency coeffıcients given in Equation (3) can be rewritten to express the composition of the signal x[n] from its wavelet coefficients.
ı �
-E 0.5
d[n] = x[n] *h[n}
> �
(l) '"O
.a
,......., s
o
c[ n]= x[n} * g[n}
< -0.5
(3)
where h[n] is the impulse response of the high pass filter and g[n] is the impulse response of the low pass tilter [l 9]. Time (see)
Fig.2. The
wavefoım pattem of the Doppler heart sound.
11.3. Wavelet Decomposition
Wavelet transforms are rapidly surfacing in fıelds as diverse as telecommunications and biology. Because of tbeir suitability for analysing non-stationary signals, they have become a powerful altemative to Fourier methods in many medical applications, where such signals abound [5, 16, 1 7]. The main advantage of wavelets is that they have a varying window size, being wide for slow frequencies and narrow for the fast ones, thus leading to an optimal time-frequency resolution in all the frequency ranges. Furthermore, owing to the fact that windows are adapted to· the transients of each scale, wavelets lack of the requirement of stationarity [ 18].
59
Wavelet packet ana1ysis is an extension of the discrete wavelet transform (DWT) [20] and it tums out that the DWT is only one of the many possible decompositions that could be performed on the signal. It is therefore possible to subdivide the whole time-frequency plane into different time-frequency pieces. The advantage of wavelet packet analysis is that it is possible to combine the different levels of decomposition in order to achieve the optimum time-frequency representation of the original [5]. 11.4. Autoregressive Methods (AR)
The most comınon parametric method employs autoregressive models (AR) in which it is assumed that a data value at a given time can be predicted from the preceding p data values and a noise terııı. An advantage of this method is that any power spectrum can be modelled by an AR process of some order p; however,
A Decision Support System for The Diagnosis Of Heart Valve Diases
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temm uz 2002) SAU Fen
L Türkoğlu, A. Arslan, E. hkay
pattenı identifıcation [30]; h owcver to date neural network analysis of Dopp ler heart sounds is a relatively new approach. EEG
the value of p may exceed the length of the time series. The AR model is written as:
III. MEI'IIODOLOGY
(4)
Figure 3 shows the de c is ion support system we developed. lt consists of three parts: a) Data Acquisition and Pre-processing, b) Feature Extraction, c) Classifıcation Using Neural Network.
where Xt represents time samples, ak are the coefficients of the AR process, p is the model order, and nt are samples of a stationary white noise process. AR systems can also be deseribed by the power spectrum:
2
crp.ıdt 1-
P
I ak.e k=l
where
CJ�
-j2rc2njk
2
,
Doppler Ultrasound
(5)
Data acquisition Filtering PREPROCESSING White dc-noising Normalization �------r--�
Clcaned DHS Signal (The he art va 1 ves)
is the variance of the noise terrol n; f is
frequency; 11t is the time between samples [3, 19].
Wavelet decomposition Power spect ra l density Wavclct entropy
FEATU RE EXTRACTION
11.5. Wavelet Entropy
--
Entropy-based criteria deseribe infoımation-related properties for an accurate representation of a given signal. Entropy is a coınmon concept in many fields, mainly in signal processing [21]. A n1ethod for measuring the entropy appears as an ideal tool for quantifying the ordering of non-stationary signals. An ordered activity (i. e. a sinusoidal signal) is manifested as a narrow peak in the frequency don-ıain, thus having lo w entropy. On the other hand, random activity has a wide band response in the frequency domain, reflected in a high entropy value [22]. The types of entropy computing are shannon, threshold, nonn, log energy and sure [21].
Peaturc Space (13 features) �,
.--·
Backpropagation neural network
CLASSJFlC A TION -
Decision Space
r
�
\LASSIFICA TION Abnonnal valve RESULTS Normal valve
11.6. Ne ural N etworks
..__
An aıiificial neural network (ANN) is a mathematical model consisting of a number of highly interconnected processing elemeııts organized into layers, the geometry and functionality of which have been likened to that of the human brain. The ANN ınay be regarded as the process of teaming capabilities inasmuch as it has a natural propensity to store experimental knowledge and to make it available for later use. By virtue of its parallel distribution, an ANN is generally robust, tolerant of faults and noise, able to be generalized well and capable of solving non-linear problems [23]. The Doppler heart sounds, diseased or healthy, may be regarded as an inherently non-linear system due to the absence of the property of frequency preservation as required by the defınition of a linear system [24]. Applications of ANNs in the medical field include EMG pattem identification [25], images of human breast disease [26], medical data nunıng [27], Brachytherapy cancer treatment optimisation [28], interpretation of heart sounds [29],
Fig.
3. l'he cı lgorilh1n
of the dccision support system.
111.1. Data Acquisition and Prc-processing
All the original audio DIIS signals were acquired from the Acuson Sequoia 5 1 2 Model Doppler Ultrasound system in the Cardiology Department of the Firat Medical Center. DHS signals were sampled at 20 kHz for 5 scconds and signal to noise ratio of O dB by using a sound card which has 16-bit AlD canversion resolution and computer software prepared by us in the MATLAB (version 5. 3) (The Math Works Ine. Natick, MA, USA) . The Doppler ultrasonic Oow transducer used (Mo de l 3 V2c) was nın an operating mode of 2 MHz continuous wave. The Doppler signals of the heart valves were obtained by placing the transducer over the chest of the paticnt with the aid of ultrasonic image. The digi tised data, which has 95 nor n1a l and 120 abnormal subjects, 60
A Decision Support System for The Diagnosis
SAU Fen B1limleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Of Heart Valve Diases
i. Türkoğlu, A. Ars1an, E. İlkay
were stored o n hard disk of the PC. The subject group consisted of 13 2 males and 83 females with the ages ranging from 15 to 80 years. The average age of the subjects was 48.77 years. Pre-processing to obtain the feature vector \Vas performed on the digitized signal in the following order: i. Filtering: The reserved DHS signals were high-pass fıltered to remove unwanted lo\v-frequency components, because the DHS signals are generally in t he range of 0.5 to 10 kHz. The fılter is a digital FIR, which is a fiftieth-order fılter with a cut-off frequency equal to 500 Hz and window type is the 51-point symınetric H amming window. ii. White de-noising: White noise is a random signal that contains equal amounts of every pos sible frequency, i. e., its FFT has a flat spectrum [19]. The DHS signals were filtered removing the white noise by using wavelet packet. The white de-noising procedure contains three steps [31]: 1. Decomposition: Computing the wavelet packet deconıposition of the DHS signal at level 4 and us in g the Daubechies wavelet of order 4. 2. Detail coefficient thresholding: For each level from 1 t o 4, soft iliresholding is applied to the detail coefficients. 3. Reconstruction: Con1puting wavelet packet reconstruction based on the original approximation coefficients of level 4 and the n1odified detail coefficients of levels from 1 to ııı.
i. Wavelet
·
4.
Original signal
, , ; ;
Terminal nodes Fi g. 4. The decoınposition
o
Noımalization: The DHS signals in this study were normalized using Equation (6) so that the expected amplitude of the signal is no affected from the rib cage structure of the patient.
DHSsignaı
wavelet For deco m position : decomposition of the DHS waveforn1S, the decomposition structure, reconstruction tTee at level 12 as illustrated in Figure 4 was used. W avelet decon1position was a pplied to the DHS signal using the wa velet Daubechies-1 O decomposition filters. Thus obtaining two types of coeffıcients: one-approximation coefficients cA and twelve-detail coefficients cD. A representative example of the wavelet decomposition of the Doppler sound signal of the heart mitral valve was shown in Figure 5.
==
(
DHSsignal
DHSsignaı
)
"Ö
a.-
-ı
�
Qrjginal Signa1
1
�GO 0.5
structure in level-12.
�--���
��--�-
ı
o
2
3
4
r
Time
5
(see)
o
(6)
-0.5
max
-
�
"'O ..._
(1)
lll.2. Feature Extraction
"'d
.a
Feature extraction is the key to pattem recognition so
that it is argoabiy the most important component of desi gni ng the decision support system based on pattem recognition since even the best classifier will perform poorly if the features are not chosen well. A feature extractor should reduce the pattem vector (i.e., the original wavefoını) to a lower dimension, which contains most of the useful information from the original vector. The DHS waveform patterns from heart valves are ıich in detail and hig hly no n-sta tionary. The goal of the feature extraction is to extract features from these patterns for reliable intelligent classification. After the data pre-processing has been realised, three steps are proposed in this paper to extract the characteristics of these waveforms using MATLAB with the Wavelet Toolbox and the S ign al Processing Toolbox:
61
·� �
2 o
-2
ı xl o-4
cD 12
o -ı
xl o-4 cA 5 12 o .__ o
__ı_ __ ____ı_ _ _ _ ı.____...ı.____ ı __.
__
2
4
6
8
Samp1es
lO x
104
Fig. 5. The terminal node waveforms ofwavelet decomposition at twelve I eve ls of the DHS signal.
ii. Power spectral density: The PSD spectrums of terminal nodes were computed using the Yule Walker AR method. In the AR model, the model order was chosen as p=5 for the all-pole filter and the FFT l ength was selected as quaıier the amoun t
A Decision Support System for The Diagnosis
SAV Fen Bjlimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
of
of
length
representative
the
Of Heart Valve Diases
i. Türkoğlu, A. Arslan, E. İlkay
terminal
example
of
node the
signals.
PSD
vectors w ere applied as the input to an ANN classifier.
A
The classification by neural network was performed
spectrun1
using MATLAB with the Neural Network Toolbox. The
waveform of a terminal node is indicated in Figure
ııı.
the
structure of the neura]
6.
training parameters and
Wavelet entropy: We next calculated the norm
network used in this study are as shown in Table
entropy
as
in
defmed
waveforms.
(7)
Equation
of
1.
These were selected for the best performance, after
PSD
several different experiments, such as the number of hidden layers, the size of the hidden layers, value of the moment constant and learning rate, and type of the
E(s)
==
where,
2_: ı
3/2
ls i is
s
activation functions. Figure 8 shows the ANN training
(7)
the
coefficients of
s.
performance.
PSD
spectrum
(si)
and
ittı
Table
The resultant entropy data, which
were normalized witb
1/5, were plotted in Fig. 7.
The plot of the entropy data includes 13 features obtained from PSD spectrums of 13 teınıinal nodes. Thus, the feature vector was extracted by computing the wavelet entropy values for each
ANN architecture
The number of layers
3
:
layers:
50 Hidden : 5
The initial weights and biases:
The Nguyen-Widrow
The number of neuron on the
DHS signal.
Input
Terminal node wavefom1
0.5
Output: 2
Log-sigmoid
:
ANN trainingparameters Leaming role
:
Back-propagation
0.001 Increase : 1.05 Decrease: O.7 0.95 0.0001
Initial
Adaptive leaming rate :
o ,.-....
........,
.g ='
-0.5 .__ o
_ı__
__
_ı._
___.ı_
__
__
4
2
--l _
__ı_
__
lO
Time Samp1es
. ....
xl Q-3
:E
Mo mentum constant
__
8
6
....
�
:
method Activation Functions
�
trainingparameters
ı . ANN architecture and
:
Sum-squared error
()4
X1
• •
:
Yule- Walker PSD Sp ec trum
4
Training for 277 Epochs
2 OL-----�----_.�--��-�===�=ı0.4 0 0.2 0 .6 ı 0.8
Noımalized Angular Frequency(saınple) ı o-5
6. The PSD spectrum of a terminal node waveform.
Fig.
-
o
-
-
-
-
w
-
50
-
-
-
-
-
-
-
100
-
-
-
-
-
-
150
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
200
-
-
-
250
Epoch 800 V
� �
1.5 Q.) �"'t:j
o...a
ı
� ..... �
b.()
c
·-
�
� 05
�s
600
�
.
o o
2
4
6
8
lO
12
200 o
The nwnber of entropy Fig. 7. The
400
o
50
100
ıso
200
Epoch
wavelet e n tropy of the DHS signal.
Fig. 8. The ANN
lli.3. Classification Using Neural Network The objective of classification is to demonstrate the
effectiveness of the proposed feature extraction method
from the DHS signals. For this purpose, the feature
62
training performance.
250
300
A Decision Support System for The Diagnosis
SAU Fen B::Jimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
OfHeart Valve Diases
İ. Türkoğlu, A.
Arslan, E.
İlkay
that with this method, new information can be accessed
IV. EXPERIMENT AL RESULTS
with a n approach different from the traditional analysis of amplitude of DHS signal.
We performed experiments using 215 heart aoı1ic and mitral
valve
Doppler
studies
taken
from
different
The most important aspect
of
the decision support
individuals. The data from a part of the DHS signal
system is the ability of self-organization of the neural
samples were used for training and anather part in
network without requirements o f programming and the
testing the ANN. In the experiments,
percent correct
immediate response of a trained net during real-time
classifıcation was obtained at the ANN training for the
applications. These features make the decision support
two signal classes. It clearly indicates the effectiveness
system
and
for
interpretation of the DHS signals. These results point out
extracting features from DHS signals. The ANN testing
the ability of design of a new intelligence diagnosjs
results are tabulated in Table 2.
assistance system
the
reliability
Ta ble 2 . Perfiormance
of
the
1 00
proposed
approach
.. support sys tem of tbe decısıon The heart
The heart
aortic valve
mitral valve
Total number of samples Con·ect classification #
Incorrect classification # The average recognition
% The highest recognition % The lowest recognition %
suitable
for
automatic
classilıcation
in
The diagnosis performances of this study show the advantages of this system: it is rapid, easy to operate, non-invasive, and not expensive. This system is of the
N
AN
N
AN
better elinical application over others, especially for
31
40 40
19
33
earlier survey of population. However, the position of
17
30
the ultrasound probe, which is used for data acquisition
2
3
from the heart valves, must be taken into consideration
99.9
99.9
99.9
100
99.9
99.9
25 5
---
ıoo
95.6
100 74.4
100 100
by physician. Although our decision support system was carried out on the heart aortic and mitral valves, similar results for the
N : ".'ormal. AN: Abnormnl
other valves (tricuspid and pulmonary) and the other Doppler studies can be expected. Besides the feasibility
V. DISCUSSION AND CONCLUSION
of a real-time implen1entation o f the decision support system, b y increasing the variety and number of DHS
I n this study, we developed a decision support system for
signals additicnal information (i.e., quantifıcation of the
the interpretation of the DHS signals using pattem
heart valve regurgitation and stenosis) can be provided
recognition and demonstrated the diagnosis perfonnance
for diagnosis.
of this method on the heart aortic and mitral valves. The task of feature extraction was perfoımed using the wavelet decomposition for multi-scale analysis, PSD for
ACKNOWLEDGMENTS
6me-frequency representations, and the wavelet entropy, classifıcation
while
was
carried
out
the
by
back
We want to thank, the Cardiology Department of the
Firat Medicine Center, Elazig, TURKEY for providing
propagation neural network. The stated results show that the
proposed
method
can
make
an
efficient
the DHS signals to us. This work was supported by Firat
interpretation. Although for the abnormal subjects 95°/o correct classifıcation were attained, the ratio was
University Research Fund. (Project No: 52 7).
84%
for the normal subjects. REFERENCES The feature choice was motivated by a realization that wavelet decomposition essentially is a representation of a signal at a variety of resolutions. In brief, the wavelet
[1] Akay, M., Akay Y.M., & Welkowitz, W. (1992).
Neural networks for the diagnosis of coronary artery
decomposition has been demonstrated to be an effective
disease. International Joint Conference on Neural
tool for extracting information from the DHS signals.
Networks, IJCNN, vol.
Moreover, the proposed feature extraction method is
[2] Nanda, N.C. (1993). Doppler Echocardiography.
robust against the noise in the DHS signals.
Lea & Febiger, Second edition, London.
[3] Plett, M .I.
In this paper, the application of the wavelet entropy to
with
the feature extraction from DHS signals was shown. the
DHS
signal,
furthermore
to
be
trivially
related
with
the
energy
wavelet
Ultrasonic arterial vibro1netty
based
detection
and
estimaıion.
[4] Philpot, E. F., Yoganathan, A.P., & Nanda, N.C.
the
(1993 )
infarınation obtained with the wavelet entropy probed not
(2000).
University of Washington, Phd Thesis, 17-18.
Wavelet entropy proved to be a very useful tool for characterizing
2, 419-424.
.
Future
Directions
in
Doppler
Echocardiography. Doppler Echocardiography, Lea
and
& Febiger Philadelphia,
consequently with the amplitude of signal. This n1eans
63
London.
A Decision Support System for The Diagnosis
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Of Heart Valve Diases
6.Cilt, 2.Say1 (Tem1nuz 2002)
[5) Keeton,
P.I.J.,
İ. Türkoğlu, A. Arslan, E. İlkay
Schlindwein,
&
[19]Devasahayam, S.R. (2000).
(1997).
F.S.
Application of wavelets in Doppler ultrasound.
Riome dical Engineering. Kluwer Acadeınic
MCB
University Press ,Vol. 17, Number 1, 38-45.
Publishers.
& Guo, H. (1998). Intro duction to Wave/et an d Wave/et Transforms.
[20]Burrus, C.S., Gopinath, R.A.,
[6) Wright, I.A., Gough, N.A.J., Rakebrandt, F., Wahab,
& M., Woodcock J.P. (1997). Neural Network
Prentice Hall, New Jersey, USA.
Analysis of Doppler Ultrasound Blood Flow Signals: A Pilot Study.
No.5, 683-690.
& Wickerhauser, M.V. (1992). Entropy-based Algorithms for best basis selection. IEEE Trans. on Inf Theory, vol. 38, 2, 713-718.
[21] Coi fman,
Ultrasoun d in Me d. & Biol., vol. 23,
[7] Jing, F., Xueınin, W., Mingshi, W., & Wie, L. (1997). Noninvasive Acoustical An.alysis System of Coronary Heart Disease. Riomedical Engineerin g
velocity
of
classifıcation
Doppler
fetal
using
abnoımalities
waveform
Magnetic Fields, September, 49, 298-302. Neura/ networb� A (1994). S. [23]Haykin, Comprehensive Foun dation. Macınillan College
blood
Publishing Company Inc.,New York.
wavelet
autoregressive
pulsed
spectral
Doppler
analysis
flow
meter
method.
[25]Asres, A., Dou, H., Zhou, Z., Zhang, Y.,
1464 -1465.
[26] Allan, R.,
competitive neural networks.
Canadian Conference on Electrical an d Computer Engineering, vol.l , 289
engineering, vol. 44, no. 4, 237-245.
[l l )Dickhous H., & Heinrich, H. (1996). Classifying
-293.
[27]Brameier, M., &Banzhaf, W. (2001). A comparison
Biosignals with Wavelet Networks.
IEEE Engineering in Me dicine an d Biology, 103-1 l l. [ 1 2]Bishop, C.M. (1996). Neural Networksfor Pattern Recognition. Ciarendon Press, Oxford. [13]Saini, V.D., Nanda N.C., & Maulik, D., (1993). Basic Principles of Ultrasoun d an d Doppler Effect. & Febiger Lea Echocardiography, Doppler
of linear genetic programming and neural networks in medical data mining.
IEEE Transactions on Evolutionary Computationl vol. 5, Feb 2001, 17-26. [28]Miller,
a Doppler
(2001).
and wavelet decon1position for interpretation of heart
sounds. 23rd
Annual International Conference of the IEEE Engineering in Me dicine an d Biology Society,
& Koutsouris, D.
(1998). Design and development of a new ultrasonic
October 25-28 2001, pp.4.2.7-3, Istanbul, Turkey.
doppler technique for estimation of the aggregation [16]Liang, H.,
W.
pattem recognition system based on neural network
Elsevier Microprocessors an d
of red blood cells. Elsevier
& Kinsner,
Canadian Conference on Electrical and Computer Eng., vol. l , 649-654. [29]Turkoglu, I., & Arslan, A. (2001). An intelligent
signal spectral estimator using sequential and paraUel
[15]Karabetsos, E., Papaodysseus, C.,
J.,
siınulated annealing and artificial neural networks.
[14]Madeira, M.M., Tokhi, M.O., & Ruano, M. G.
Microsystems, vol.24, 153-167.
S., Bews,
Brachytherapy cancer treatment optimization using
Pltiladelphia, London.
processing techniques.
& Kiıısner, W. (200 1). A study of
microscopic images of human breast disease using
IEEE Trans. on biome dical
of
S.
Engineering in Me dicine and Biology Society� Bri dging Disciplines for Biome dicine, 18th Annual International Conference of the IEEE, vol.4,
Air Embolism is Doppler Heart S ound Using the
implementation
& Zhu,
technique for EMG pattem identification.
& Poon, P.W.F. (1997). Fast Detection ofVenous
Real-time
(1990).
(1997). A combination of AR and neural network
and
[lO]Chan,B.C.B., Chan, F.H.Y., Lam, F.K., Lui, P.W.,
(2000).
O'Rourke, M.F.
Publishers: New York, 3rd edition.
14th Conference of the Riome dical Engineering Society of ln dia. An International Meeting, Proceedings of the First Re gional Conference, IEEE, 2/91 -2/92.
Wavelet Transform
&
McDonal d's bloo d jlow in arteries: Theoretical, experimental an d elinical principles. Arnold
vol. l , 724-729. [9] Guler, I., & Kara, S. (1995). Detection of mitral a
W.W.,
[24]Nichols,
IEEE International Conference on Systems, Man an d Cybernetics, lntelligent Systems for the 21st Century, by
& Basar, E. (1999).
Wavelet entropy: a measure of order in evoked potentials. Elsevier Science, Evoke d Potentials and
transfoım and vector quantization algoritlun.
stenosis
R.R.,
[22]Quiroga, R.Q., Roso, O.A.,
Conference, Proceedings of the 1997 Sixteenth Southern, 239 -241. [8] Izzetoglu, K., Erkmen, A.M, & Beksac, S. (1995). Intelligent
Signals andSystems in
[30] Saraoğlu, H.M., Yuınusak, N.
Meas., vol.24, 207-215.
& Ferikoğlu A.,
(1999). Training ofBrain Signals by using Neural
& Nartimo, I. (1998). A feature extraction
Networks. International
symposium on Mathernatical & Computational Applications,
algorithm based on wavelet packet decomposition for
heart sound signals.
September 1-3, 1999, 249-254,Bakü, Azerbaijan.
Proceedings of the lEEE-SP International Symposium, 93 -96.
[31 ]Bakhtazad, A., Palazoglu, A.,
[17]Akay, M. (1997). Wavelet applications in medicine.
& Romagnoli, J. A.
(1999). Process data de-noising using wavelet
IEEE Spectrum,May 1997, vol. 34, 50-56. [18] Quiroga, R.Q. (1998). Quantitative Analysis of EEG signals: Tirne-Frequency J\1ethods and Chaos Theory.
transform.
Jntelligent Data Analysis, vol. 3, October
1999, 267-285.
Intitute of Physiology- Medical University Lübeck.
64
SAU Fen
Küçük ve Orta Ölçekli Süt Endüstrisi Atıksularının Önarıblmasında Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği İ. Altumşık, R. İleri, R. Artır
Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sa}'1 (Temmuz 2002)
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLi SÜT ENDÜSTRiSi ATlKSULARININ ÖNARITILMASINDA BENTONiT VE SEPİYOLİTİN KULLANILABİLİRLiGi
İsmet AL TUNIŞIK, Recep İLERİ, Recep ARTlR Temel gıda tüketim maddelerinden olan süt ve süt
küçük ve orta ölçekli süt Özet-Bu çalışmada; endüstrisi atıksularının (özellikle yüksek KOI, BOI, içeren peyniraltı Yağ ve gres atıksuyu) önarıtılmasında ülkemizde ve doğada bol miktarda bulunan ve düşük maliyetli Bentonit ve Sepiyolit'in kullanılabilirliği araştırılmıştır. Aktifleştirilmiş Ca Bentonit deneysel çalışmalarında, pH, dozaj, sıcaklık, karışım hlZı ve temas süresinin; arıtım parametreleri BOI5, KOI ve yağ ve gres giderim verimi üzerine etkisi incelenmiş ve optimum ortam değerleri tespit edilmiştir. Aktifleştirilmiş Ca Bentonit (Edirne bölgesi) için elde edilen optimum ortam değerlerindeki arıtım parametreleri verimleri ile, aym çalışma şartlarındaki, aktifleştirilmiş ve doğal Sepiyolit (Eskişehir bölgesi) maddeleri ile elde edilen verimler karşılaştırılmıştır.
ürünleri üreten işletmeler, üretimleri esnasında çevre kirliliğine
neden
olan
meydana
atıksular
getirmektedirler. Bu atıksular; yüksek kirlilik değerine sahip peynir altı suları ve az kirlilik içeren yıkama sularından oluşmaktadır. Süt endüstrisi, en çok kirlilik oluşturan sektörlerden biridir. Oluşan atıksular arıtıma tabi
tutulmadan
ortama
alıcı
edilmemelidir.
deşarj
Sakarya ili sırurları içerisinde bulunan Mandıralardan bir kaçı hariç diğerlerinde arıtma tesisi mevcut değildir ve oluşan atıksular doğrudan alıcı ortama verilmektedir.
1.1. Süt ve Süt Ürünleri Endüstrisinin Tamtum Endüstriyel
kaynaklı
atıksular,
yerleşim
yerlerinden
kaynaklanan atıksular ve yaygın kaynaklardan oluşan atıksulara göre önemli ayrıcalıklar gösterir. Endüstriyel
Anahtar Kelinıeler- Süt Endüstrisi, Atıksu, Bentonit,
sistemlerde atıksulan oluşturan kaynaklar sayı ve tür
Sepiyolit, Maliyet.
olarak
çok
çeşitlilik
arz
etmektedir.
Atıklann
ve
atıksulann miktarlan kaynağın özelliğine bağlı olarak değişkenlik
gösterir.
Atıkların
Abstract-In this study, applicability of bentonite and
miktarlarının
belirlenmesi
sepiolite which are relatively cheaper sources and can be found in large quantities in the nature for treatment of wastewater in terms of high COD, BOD5 and Oil-grease. In experimental studies, then effectivenes of Activated Ca-Bentonite in terms of BOD5, COD and Oil-grease removel from the dairy \\'astewater under varying pH, dosage, temperature, contact time and speed of mixing conditions has been investigated. Also optimum process conditions have been examined. In addition, we have exaınined and compared the performance of naturel and activated Sepiolite with activated Ca-Bentonite under the optimum conditions.
olarak
için
değerlendirilmesi
oluşturduğu
kirlenme,
ve
kaynaklann
gerekir.
üretim
atıksuların ayrıntılı
Endüstrinin
faaliyetlerinin
bir
sonucudur ve kirlenmeyi üretimin bir fonksiyonu olarak değerlendirmek gerekir
[ 1].
I.l.l. Süt bileşimi Süt, çeşitli tuzlar ve süt şekerinden oluşan kristaloidlerin sulu bir eriyiğidir. Bu eriyik içinde kolloid halindeki kazein ve albumin den başka emülsiyon halinde yağ bulunur. Sütteki suyun ve kristaloidlerin miktarı aynı kaldığı halde, protein ve yağ oranı, beslenme durumuna, yaşa ve bakıma göre büyük farklılıklar gösterir. Sütün içerdiği protein, yağ, karbonhidrat,vitamin, tuz ve suyun ortalama oranları Tablo 1 'de verilmiştir.
Key Words- Milk Industry, Wastewater, Bentonite,
Sepiolite Cost
I. GIRIŞ •
•
Tablo ı: Süt Bileşimi [2]
Parametreler Su
Günümüzde
artan
nüfusun
ihtiyaçlannı
karşılaınak
Kuru
amacıyla, üretim faaliyetlerinin aıtması ve endüstrinin gelişmesi
çevre
kirliliği
problemini
de
beraberinde
getirmektedir.
İ.Altumşık; İl Çevre Müdürlüğü/Sakarya
R. İleri ;SAÜ, Müh.Fak.Çevre Müh.Böi.Esentepe Kampüsü Adapazarı R.Artır;SAÜ, Müh.Fak.Metalurji ve Malzeme Müh. Böl. Esentepe Kampüsü Adapazarı 65
madde ve yağ
o/o Bileşim
87.5 3.5
Protein
3.6
Sütşekeri
4.7
Tuzlar
0.7
Toplam
100
Küçü k ve O rt a Ölçekli Süt E ndiistrisi Atıksularının Önarıtılmasında Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği İ. Altunışık, R. İleri, R. Artır
SAU F'en Bilimleri Enstitüsil Dergisi 6.Cilt, 2.Say1 (Temnıuz 2002)
1.1.1.1. Süt Proteinleri
1.3. Süt Ürünleri Üretimi
Süt proteinleri %3 Kazein, % 0.05 laktalbumin ve 0/o
Süt ürünleri endüstrisinde atık kaynaklannın tespiti için
O. 05
oluşur.
laktoglubulinden
S ütün
bu
üretim proseslerinin belirlenmesi gereklidir. Bütün süt
protein
üriinlerinin üretiminde genel olarak aşağıdaki prosesler
fraksiyonlan, erime özelliklerine göre birbirinden ayrılır.
uygulanır:
Aynca, ısıya dayanıklı serum proteinlerinden oluşan
-Süt alımı
dördüncü bir fraksiyonda proteozpeptondur.
Kazein; sütle en büyük protein fraksiyonunu oluşturur. Başta
inek
olmak
sütü
üzere
geviş
-Süt depolannıası
'
getirenierin
-Isıtma
-Pastörizasyon
sütlerindeki Kazein, tüm proteinlerin % 80'ini oluşturur. Kazein
sütte
kalsi yunı
halinde
tuzu
bulunur
-Durultma (Klarifikasyon)
ve
-Standardaştırma
bünyesinde % 6 oranında kolloid halinde kalsiyum fosfat
-Homojenleştirme
taşır. Süt Seıumu Proteinleri; tüm süt proteinlerinin o/o 20'sini
oluşturur.
Laktalbumin
ve
-Havalandırma
Laktoglubulin
fraksiyonlarından ibarettir [2].
Tankerler1e getirilip depolama tanklanna alınan süt bu
!.1.1.2. Süt Yağı
Böylece
Sütte 0/o 3-4 oranında yağ bulunur. Süt yağı süt plazması
Pastörizasyon
dağılmış durumdadır. Süt yağı globülleri, çekirdek kısmı
sütün
işlemden hemen sonra 63-65 °C'de süt
saatlerce
hatta
işleminin
amacı
bekletilir.
saniye ısıtılır.
günlerce
bozulmadan
sporsuz
milcroorganizmalan
yapılı
veya
öldürmek
ve
içerisinde kaba dispers şeklinde yağ globülleri halinde
vejetatif
ile bunu saran zardan oluşur. Trigliseridlerden meydana
mikroorganizma sayısını minimuma indirmektir.
tabakası vardır. Yağ globüllerinin çapı 0.1-20 ınikron
ve sediment maddelerin santrfiij yoluyla giderilmesidir.
miktarda A, D, E ve K vitaminleri bulunur [1].
konsantrasyonu
Ortalama
3 mikrondur.
Yağda
kalitesini
olumsuz
etkileyecek
yönde
Klarifıkasyon işlemi, sütün içindeki yabancı partikilllerin
gelen çekirdeğin etrafında radyal konumlu fosfolipid arasında değişir.
patoj enik
15
Standartıaştırma
az
işleminde
sütün
istenen
Homojenleştiı1ne
içindeki
düzeye
indirilir.
zerreciklerinin
yağ Böylece
sütte
krema
yağ
boyutlannın oluşumu
1.1.1.3. Sütün Karbonhidratları
küçültülmesidir.
Sütte o/o 4-6 arasında değişen oranlarda Laktoz bulunur.
gazları ve istenmeyen kabuklan uzaklaştırmaktır.
çeşitli şekerlerde mevcuttur. Sütte A, D, E, F, K, C l , Bl,
Kondanse sütler,
olarak, K, Na, Ca, Ivlg, Fe, P, S ve Cl'de bulunmaktadır
suyundan (PAS) oluşmaktadır. Bu çalışmada Peynitaltı
gellenir. Hava! andırmanın amacı sütün içindeki yabancı Süt
Sütle laktoz dışında iz halinde glikoz, galaktoz ve diğer
ütünleri başlıca; Pastörize sütler, Sterilize sütler� Süt
tozlan,
Fermente süt ürünleri
(yoğurt, Tereyağı, Peynir, Dondurmalar) ve Peynitalu
B2, B6 vitaminleri bulunmaktadır. Sütte mineral n1adde
[ı].
suları incelendiğinden
1.1.2. Sütün fiziksel özellikleri
[2].
Sütün
en
sadece peynir üretim prosesi ve
buradan kaynaklanan atıklarla ilgili çalışma yapılacaktır
15 °C'de
yoğunluğu
1.034
gr/cm3'tür.
İnek
sütünün viskozitesi 15-20 °C' de 1.5- 4.2 N.s/m2 arasında değişir. Suyun viskozitesi
1
1.3.1. Peynir Üretimi
olarak kabul edilir. Isı
derecesi yükseldikçe suyun viskozitesi azalır. Sütün pH değeri
zayıf
olup
6.3-6.6
arasında
değişir.
Sütün
Yeryüzünde çok farklı özelliklere sahip yaklaşık 2000
ısıtılmasıyla pH değeri artmaktadır. Süt pH değerinin 4.9,a düşürülmesiyle pıhtılaşu. maddelerin
çoğu
süt
çeşit
Laktoz ve inorganik
seromunda
bulunur. Protein kolloidal halde,
çözünn1üş
olarak
sonra
yağ ise zen·ecikler
bulunduğu
alımı
üretinıinde,
ısıtılır.
Daha
geçirildikten.
klor bileşikleri ve
çözünmüş gazlar tadına etki eder [1].
Peynit
sütler öncelilde temizlenit
sonra
pastörizasyon
işleminden
ve olgunlaştıima safhasından
sonra
Homojenizasyon
belirtilmektedir.
yapılan
geçirilen süt depolamr
halinde dağılmıştır. Sütün tadı Laktozdan dolayı hafif tatlımsıdır. Sütün içinde bulunan
peynir
işlemi
yağ
miktan
ayarlamr.
yapıld1ktan sonra mayalama
amacıyla süte peynir kültürü ilave edilir. Maya katılması ile pıhtılaşma, kolloid şeklinde erimiş kazein 'i kalsiyum
iyonlan
1.2. Türkiye'de Süt Ürünleri Üretimi
kalan
yörelerde
genellikle
küçük
(etkileşimi)
kısa
zamanda
koagüle eden belirli enzimler tarafından gerçekleştirilir.
Türkiye'de süt ürünleri üretimi batı ve kıyı bölgelerinin dışında
muvacehesinde
Koagülan daha sonra kesilerek kalıplara konur. Kalıp
aile
karıştınlarak
işletmelerinde gerçekleştirilir. Üretim, mevsimlere göre
sıkıştırılır
oldukça büyük dalgalanmalar gösternıekle birlikte yılda
ve
PAS
uzaklaştırılu.
oluşan
Daha
PAS miktan
soma
artar.
peynir
Sıkıştınlan
peynirler genelde tuzlama işlemine tabi tutulur. Tuz
işlenen süt miktarı 3 milyon tona ulaşmaktadır [2].
banyosundan çıkarılan peynirler, salarnura bölümünde
pakedenerek pazarlamaya hazır hale getirilir. Çeşitli
peynirlerin üretim şemalaıı Şekil 1-Şekil4 'te verilmiştir. 66
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Tenınıuz 2002)
Küçük ve O rta Ölçekli Süt Endüstrisi Atıksularının Önantılmasında Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği İ. Altuntşık, R. İleri, R. Artır
SAU
Kabulü Sütkabulü
e'İnz
leme
T
a yınna
t.
P a stonz as yon
• Isı ayarlama • Mayalama ve pıhtılaştuına • P ıhtı parçalama
ı tma
M ayalama ve pıhtılaştırma
(peyniraltı suyu)
suyu oluşur)
(peynira
ıeme
ve presleme
Pıhtı (p
tı suyu oluşur)
�..� ...ı:,.cı
1 eme
(peyniraltı suyu) Bekletme
l
Pe
. fernıe ntasyon
ir kesme
• Haşlama,(75 °C, 3 dk) Şekil 1: Beyaz Peynir Üretimi Akım Şeması
lama
� *
Y ağl
Isıtma ile
üt ilavesi
Olgunlaştırma
+
ot ein çöktürme
Pazarlama
T zlama
Şekil 3: Kaşar Peyniri Üretimi Akım Şemas1
P azarlama Şekıl
2: Lor Üretimi Akım Şeması
67
•
SAU Fen B111mleri Enstitüsü
Küçük
Dergisi
ve
Orta
6.Ci1t, 2.Say1 (Temmuz 2002)
Tablo 2: Peyı·li raltı Suyu (PAS) Bileşimi
Süt kabulü
•
. zleme
151
Proteinin
Pastôrizasyon ğurt katma
(0/o 1)
� Pıhtı parçalama ve ısıtma
Ekşi PAS 94-95
5-6
1.026
1.024-1.025
0.9 0.5
0.9 0.6
4.5-5
İz halinde
3.8-4.2 <0.8
0.5-0.7
4.5-4.7 0.7-0.8
iz halinde
İz halinde 0.8 ile
<6 6.2-6.6
pH
(peyniraltı suyu)
ll
6-7
çöken kısm1 (%) Süt şekeri (%) Süt asidi (%) Asitlik derecesi
P thtılaştırma
MineraBer (%)
Peyniraltı suyu,
içerdiği
>18
değerli maddeler nedeniyle
insan beslenmesi, özellikle hayvan beslenmesi açısından
üzme (peyı$-altı suyu)
büyük önem taşır. Taze peyniraltı suyunun içilmesi
Presleıne
besicilikte önemli bir yer işgal eder. Çünkü 1 kg'ında 63
terapötik
•
• Pıhtı ufalama ve tuzlama
diyetetik
olarak
besleyici unsurlar bakınundan
tavsiye
edilir.
PAS
1
kg aıpaya tekabül eder.
Tahıllara, kepeğe karıştınlarak yem olarak verilir. PAS vitamin B kompleksi bakımından da zengindir. Bugün,
.
PAS'dan
Pıhtıyı tul m içine koyma
o
ve
nişasta birimi vardır. Buna göre, 12 kg PAS, içerdiği
(peyniraltı su yu)
Şekil 4: Tulun1 Peyniri
Tatlı PAS 93-94
Içerik Su(%) Kuru M a dde (%) Özgül ağırlık Yağ Protein (o/o)
Te
Mayalama,
Ölçekli Süt Endüstrisi Atıksulannan Önarıtılmasında Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği i. Altunışık, R. İleri, R. Artır
ekonomik
işletmelerde 100
m3
olarak
yararlanılması
için
1gün PAS elde edilmesi gerekir.
laştırma
PAS 'nun ürün olarak işlenmesi özel bilgileri ve belirli
atış
ayrı bir teknoloji ile gerçekleştirilir. PAS' dan aşağıdaki
Üretim Akım
bir teknolojiyi gerektirir. PAS' dan süt şekeri eldesi de ürünler elde edilir:
Şeması
-PAS tozu üretimi -Demineralize PAS üretimi
1.3.2. Peyniraltı suyu
-Maya üretimi -Sirke üretimi -Alko1 üretimi
Peyniraltı suyu (PAS), peynir yapımı sırasında çıkan
-Hayvan yemlerine katılması
yeşilin1si sarı renkte bir sıvıdır. Diğer bir deyimle peynir
-Limon asidi elde edilmesi
yapınu sırasında peynir maddesini oluşturan kazein' in ve
-Vitarnin B 12 üretimi
yağın pıhh halinde ayrıln1asından sonra serbest kalan
-Çeşitli içeceklerin yapımı
sıvı peyniraltı suyudur. Peynirin tabii yolla oluşması veya Iab
edilmesine
katımıyla elde
suyunun karakteri
olur.
ve besicilikte çok kısıtlı olarak kullanılan PAS son
yapılan peynirierden sızan sıvı ekşi peyniraltı suyunu
yıllarda gerekli teknolojik imkaniann sağlanmasıyla toz
oluştuıurken,
haline dönüştürülüp gıda sektöründe değerlendirilmeye
katımıyla
Tabii
elde
asitleşme
Türkiye'de eskiden sadece lor peynirierinin yapımında
ile
Iab
değişik
gör�, peyniraltı
edilen
pıhtılaşma
suyunun yanında bir de teknik peyniraltı suyu vardır.
başlanmıştır.
Teknik peynira1tı suyu kazein üretiminde bir yan ürün
değerlendirilememektedir [2).
olarak
oluşur.
Kazein
üretiminde
süt,
Ancak
önemli
PAS'nun
bir
kısmı
genellikle
anorganik asitle, mesela hidroklorik asitle pıhtılaştınlır.
1.4.
Süt ve Süt Ürünleri Endüstrisinde Atıksu Karal{terizasyonu ve Kirlenme Profili
PAS 'na karakteristik rengini veren içerdiği laktoflavin (B2 vitamini)' dir. Peyniraltı suyu, süt gibi dayanıksızdır. Çabuk asitleşir.
1.4.1. Alt Kategorizasyon
Bu esnada peyniraltı suyunun değerini aıtıran laktoz, mikroorganizmaların
faaliyetine
bağlı
olarak
büyük
Endüstri tesislerinde pek çok değişik kaynaktan atıksu
ölçüde laktik aside dön� ür. Peyııiraltı suyu bileşimi
kaynaklanabilmektedir.
aşağıdaki Tablo 2 'te verilmiştir.
proseslerin her biri için ayrı ayn, bu proseslerdeki su kullanımı
ve
kademelerde
atıksu
Bir
endüstride
oluşumunun
gerçekleştirilecek
yer
alan
belirlemnesi ileriki
atıksu
kontrolü
ve
antılması için oldukça önemlidir. Bunun için herhangi bir
endüstri
kategorisinin
alt
kategorilerinin
oluşturulması kirlenme profıli oluşturulmasında kolaylık sağlamaktarlu.
68
••
Küçük ve Orta Ölçe kli Süt Endüstrisi Atıksulannın Onarıtalmasında Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci14
2 . Sa)'l (Temmuz 2002)
i.
Endüstriyel atıksulan,
Süt ürünleri endüstrisi ürün bazında 1 O alt kategoriye
a ynlmaktadır. Bunlar;
ifade
etmek
yüklerinin
1- Süt teslimi 2- I-Iazır süt ve kren1a üretinıi 3- Yoğurt ve a yran üretimi 4- Tereyağı üretimi
debi
yerine,
ve
BOI5
atıksu
kaç kişinin
Altumşık, R.
kirlilik
ileri� R. Artır
yükü olarak kirlilik
ve
debilerinin
oluştw·duğu kirllliğe eşdeğer
olduğu şek1inde de anlamlı olabilir. Toplam oluşan
BOis kirlilik yükü:
5- Pe ynir üretimi 6- Donduıma üretimi 7- Koyulaştırılrruş süt üreti mi
nıg
BOls=2xl04
l
8- Süt tozu üretimi
9- PAS yoğunlaştınlması 10- PAS kurutulması 1.4.2.
endüstride
üretimierin
çeşitli
dolayısıyla
alt
ana hammaddesi süttür. kategorileri
kademelerinde
atıksu
su
oluşturan
kullanımı
ve
vıkanması .,
Üretirnde
kullanılan tank
kul lan ıl an
ve/veya ekipman
alet,
- PAS gibi yan ürünlerin
- Tesisin genel temizliği
dolum
Su Kirliliği Kontrolü çalışmalarında yasal dayanaklar 09.08.1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunu'na istinaden çıkartılan, 04.09.1988 tarih ve 19919 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (S.K.K Y)',nin 37.
- Elverişsiz veya eksik ekipmanlardan gelebilecek yağlar - Evsel nitelikli at ıksu lar
1.4.3.
Atıksuların özellikleri, kirlilik eşdeğer nüfus oranları
yükleri
ve
maddesi
olmaktadır
oluşan
atıksuların
Deşaıj
B ir süt endüstrisinden kaynaklanan peyniTaltı suyuna
değerler aşağıda Tablo 3 'te verilmiştir.
atıksularının
alıcı
süt
Ürünleri
ortama
deşarj
4-pH
suyu
incelendiğinden diğer kategoriler incelenmeyecektir.
ve
Süt
5.3 'e dahil
(BOI5) 2-Kin1yasal Oksijen ihtiyacı (KOI) 3-Yağ ve Gre s
n1eydana gelen atıksu oluşumları verilmiştir. Ancak peyniraltı
olarak;
Bu parametrelerin kontrolü amacıyla
ait
2
saatlik
saatlik kompozit nuınune alınmak suretiyle yapılır.
24
saatlik kompozit nwnune veya günlük çalışma
geçerli olan"Deşaıj olup,
Suyunun (PAS) Karakterizasyonu [1, 2] Parametre Peynir Alt ı Suyu (PAS) KOI(mg!l) 18400-70000 BOis ( mg/1) 8300-40000 /\KM (mg/1) 7000 Yağ-Gres (mg/1) 4095 TKN (mg/1) 280-1100 P04-P (mg/1) 110-135 Deterjan (mg/I) Tablo 3: Peyniralt1
ve 24
analizler
saati toplamı boyunca alınan kompozit n umune
plf
izni
ı-Biyokimyasal Oksijen ihtiyacı
endüstrisinde atıksu oluşumuna
yönünden
endüstrilerinin,
aşağıya çıkarılmıştır;
neden olan işlemler ve çeşitli üretim kademelerinde konusu
Süt
standartları belirlenerek kirlilik oluşturan parametreler
karakterizasyonunun verilmesi gerekmektedir.
çalışn1a
Sektör
endüstrilerinin
soma da üretimin
ve daha
gereğince;
alması gereken endüstrilerden S.K.K.Y Tablo
Çeşitli alt kategorilerde işlenen süt miktarlanna karşılık
ürünleri
olarak kabul
11.1.1.
proses]erden kaynaklanan su-süt karışınnnı n deşarjı
kademelerinde
likişi-gün
100
II.l. Deşarj Edilecek Alıcı Ortam Standartları
deşaıj ı
gelen su kullanın1 miktarımn
kirlilik yükü 54
BOI5
ATlKSULARININ ARITIMI
- Pastörizasyon, Seperasyon, ısıtma, buharlaştıTma gibi
Lıteratürde süt
kg/gün
ll. SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ ENDÜSTRİSİ
güğümlerin ve
mg.
80 1 0.054 =1481 kişi Hidrolik Eşdeğer Nüfus=4 1 0.1=40 kişi
ınakinalanmn yıkanması
çeşitli
*10-6
Yük Eşdeğer Nüfus=
kaçırulmazdır.Süt
oluşumu
kg
edilirse;
o 1 an işlemler:
Süt alımında
m3
grikişi-gün ve harcadığı debi
endüstrileıinde su kullanımı-ahksu oluşumuna neden
-
gün
*103
l
Bir insanın tek başına oluşturduğu
Süt ve süt ürünleri endüstrisinin
bu
*4
BOI5=80
Karakterizasyon
Ancak
m3
periyodik
işlemlerinde
izni"
kontroller
için
numune alınarak analizler yapılmaktadır
yıl
uygulanmakta
saatlik
2
3
koınpozit
[3].
II.1.2. Alıcı Ortam Standartları Süt Ürünleri endüstrisi için
Su
Kirliliği Kontrolü
Yönetıneliği,ııde "Tablo 5.3:Sektör: Gıda Sanayi (Süt ve Süt Üıünleri) atıksularının alıcı ortama
5-9.5
" adlı tabloda
69
2
saatlik ve
24
deşarj
standartları
saatlik kompozit numune
••
Küçük ve Orta Olçekli Süt Endüstrisi Atıksulannın Onantılmasında
SAU Fen Bilinıleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Bentonit ve S�piyolitin Kull�mlabüirliw I.
Altunışık, R. lleri, R. Amr
11.1.3.2.1.2. Ae ro bik biyolojik arıtma
kontrollerinde karşılaştrrılmasına esas alınacak standart parametre değerleri Tablo
••
4 >te verilmiştir. 11.1.3.2.1.2.1. Oksidasyon hendekleri
Tablo 4: S.K.K.Y Tablo 5.3: Süt ve Süt Ürilnleri Endüstrisi Atıksulann1n Alıcı Ortama Deşar· Standartları [3] Konıpozit Kompozit Numune Numune P arametre (24 saat) (2 saat) 40 50 Biyokimyasal Oksijen ihtiyacı
(BOis), (mg/!) Oksijen Kimyasal (KO I), (mg/1) Yağ ve Gres, (nıg/1)
ihtiyacı
pH
170
160
60
30
6-9
6-9
Uzun süreli bekleme gerektirdiklerinden pek uygulama alam bulamamaktadır
[5].
II.1.3.2.1.2.2.Mekanik Havalandırmah havuzlar Antını verimleri çok düşük olduğundan pek uygulanmaz
[5]. 11.1.3.2.1.2.3.Damlatmalı fıltreler Yüksek kirlilik yüküne sahip atıksuların antılmasında tek başlarına pek verimli değildirler ve şok yüklernelere karşı hassastırlar
11.1.3. Arıtım Yöntemleri
ll.1.3.2.1.2.4.Aktif çamur sistemi
Süt ve süt ürünleri endüstrileri atıksulan y üksek düzeyde kirlilik yüküne sahiptir. Bu atıksuların arıtılarak, eğer
Bu yöntem yıkama suları için uygulandığında %92
alıcı ortama deşarj ediliyorsa kirletici parametrelerinin 4 'te konsantrasyonlarının Tablo verilen deşarj
verim elde edilmiştir.Ancak yüksek kirlilik yüküne sahip PAS arıtımmda doğrudan başarılı olamama.kta, seyreltme
değerlerine indirgenmesi gerekmektedir.
yolu ile arıtım y apılabilmekte ve uzun sürelere ihtiyaç duyu lmaktadır
Süt ve süt ürünleri atıksulaı-t ağırlıklı olarak organik içerikli olup, temel kontrol parametresi BOI5 'dir. Diğer önemli
parametreler
endüstrisi atıksuları
Süt
KOI, yağ-gres ve pH' dır. Süt organik
içerikli
olduğundan
arıtılabildiği
[ 1].
uygulanan
yöntemlerin
ve
endüstrisi
antılmasında
diğer
(özellikle
biyolojik
antma),
yapılan antım
bu
çalışmalardan
adlarını
ve
kısaca
atıksularının
antımında
istenilen
antını
veriminin
sağlanabildiği
görülmektedir.
sadece giderim
III.DENEYSEL ÇALIŞMA
oranlan hakkında bilgi vermekle yetineceğiz. Süt
atıksularının
işlerninden sonra biyolojik antnı.a tesisinde arttılabildiği
farklı alternatifler incelenmiş ve ar!tılabilirlik çalışmaları Ancak burada
endüstrisi
çalışmalara bakıldığında PAS 'nun ise bir ön
Süt endüstrisi atıksularımn antınu için bugüne kadar yapılmıştır.
süt
kaynaklardan gelen atıksuların uygulanan yöntemlerle
Bu sektörde PAS 'nun varlığı biyolojik
antn-ıayı güçleştirınektedir
ve
[1, 5].
uygulanan yöntemlere bakıldığında; PAS hariç
en
uygun arıtma şekli biyolojik arıtma olarak karşımıza çıkmaktadır.
[5].
uygulanan
ill.l.Kullanılan Materyaller
yöntemler:
111.1.1. Bentonitin özellikleri ve kullanım alanları ll.l.3.1. Kimyasal arıtma Bugün bentonit denilen malzemeler çok eskiden beri
orijinli
Bu yöntemde; PAS ve diğer suların antımında değişik kimyasallar deneruniş ve KOI için %30 giderim
kullamlmakta olan bir kil türüdür. Volkanik
sağlanabilmiştir
kayaçıarın hidrotennal alterasyonu ile oluşmuş ve esas
camların devitrifikasyonu ve bazen de asit volkanik
[ 1,4].
itibariyle montmorillonit grubu kil minerallerini içeren, iyon değiştirme özelliğine haiz, çok ince taneli kil benzeri malzemedir.
Bentonitler değişik öze11iklerine
ll.l.3.2. Biyolojik arıtma
göre sınıflandırılabilirler:
ll.1.3.2.1. Anaerobik biyoloj ik arıtma
1- Şişen ve şişmeyen türler 2- içerdikleri değişebilen katyonlara göre
Anaerobik atıksulannın
arıtma
sistemleri
süt
ve
süt
endüstrisi
antılmasında yaygın olarak uygulanan yöntemlerdendir. Giderim verimleri yıkama suları için o/o 87 KOI, PAS için %98 KOI ve BOl gidern1e verimlerine sahiptir. Ancak bu sistemler paha h
Bunlardan şişmeyen
türler adsorptif ve
yüzey
aktivite özelliklerine, aktifleştirilip aktifleştirilemediklerine ve
doğal aktif olup olmadıklarına göre sınıflandrrılmışlardır. Şişmeyen türler değişebilen katyon olarak Ca iyonu içerirler. Adsorptif ve yüzey aktivite özellikleri yüksektir
olduğundan sadece büyük finnalarca kullamlmaktadır [1].
ve sıvıların berraklaştırılmasmda kullanılırlar. Bunlardan
70
SAU Fe n Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Küçük
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
bazılan
doğal olarak
aktiftirler,
diğerleri
ise
muamele edilerek aktifleştirilebilmektedir.
ait özellikler aşağıdaki Tablo 6 'da verilmiştir:
Tablo 6· Bentonit'e Ait Özellikler
nli neral asitlerinin, bentonitleri oluşturan montmorillonit etkisi
kristaline
bunlarda
.
SiOz (o/o) Alı03 (%) FeO (%) NaıO/CO (%)
artınr.
Kil mineralleri yapılan dışında, tuttuklan bazı anyon ve katyonlan su solüsyonunda bulunan diğer anyon ve
olarak göıülür. Killerde rastlanan değişebilen katyonlar. S04-2, Cr,
aşağıdaki Tablo 6'da verilrmştir. Bentonit'in kullanım alanlannı şöyle sıralayabiliriz: - Sondaj larda sondaj çamurunu ağdalaşıp kırıntılann bağlayıcısı
olarak
8
San 8
9 9
1300 6
Jb/inc2 200 80
2,46{ort. 2 alınabilir)
Çalışmada kullanılan Aktif Bentonitin eldesinde; Doğal
yukarı çıkmasını sağlar, su kaçaklarını önler, kumu
0.7
Sinterleşme °C Yaş dayanım(nenı 3.3 iken) Gaz geçirgenlik Elek an al i zi (%), 150 n1esh elek altı Yoğunluk, gr/cm3
Bu deneysel çalışmada kullanılan Bentonite ait özellikler
Döküm
3-6
pH
P04-3, N03- tür.
-
19
Rutubet(%) 1 Renk ı• Jel İndeks i Ateşle zayiat (%)
özelliğine
Ca++, Mg�-+, K+, NH4+, Na+; anyonlar ise
67
·
sahipt�l�. Montmorillonitten oluşan bentonitlerde bu olay behrgın değiştirme
Analiz değerleri
Parametreler
önemli
değişiklikler yapar ve özellikle adsorpsiyon özelliklerini
katyonlada
Orta Ölçekli Süt Endüstrisi Atıksularnun Önarıtılmasında Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği İ. A1tunışık, R. İleri, R. Artır
Deneysel çalışmada kullamlan bentonite (Edirne bölgesi)
asitle
Asitle aktifleştirmede, yüksek sıcaklık derecesindeki
nlineralinin
ve
Bentonit yakma fırımnda 700 °C 'de
kalıplarm
1 saat süreyle
yakılmakta, fırınlanmış malzeme daha sonra öğütülerek
hazırlanmasında (1600°C'a kadar dayanabilmektedir)
150 mesh 'lik elekten geçirilmekte
- Demir tozlarının peletlenmesinde,
eleme sonucunda
istenilen boyuttaki aktif malzeme elde edilmiş olur.
- İnşaat Mühendisliğinde temel ve baraj yapılarında su ve sıvı sızdırmazlığı elde etmede, - lfayvan yemi yapımında,
III.l.2. Sepiyolitin özelikleri ve kullanım alanları
- Yemeklik sıvı yağların ağartılmasında, - Şarap ve meyve sulannın berraklaştırılmasında,
Sepiyolit hidratlı bir magnezyum silikat minerali olarak
- İlaç , kağıt, lastik sanayiinde dolgu maddesi olarak,
üst üste yığılmış talk tipi fiberlerden oluşmuş, mikro
- Çimento sanayiinde, seranlİk sanayiinde katkı maddesi
kanal ve oyuklan fiber eksenine paialel bir iç yapıya
olarak,
sahiptir. Böylece gözenekli iç yapısal özellikleri, yüksek
- Evcil hayvanların altlarına yayılacak atıklarının kolay
yüzey
tenıizlenmesinde,
yüksek
aktivitesi
fizikokimyasal
ile
sepiyolit pek çok uygulamada kullamlan önemli bir
- Petrol rafınasyonunda,
mineraldir. Bu uygulamalar arasında süznıe, filtreleme,
- Atık suların temizlenmesinde,
adsorplama, renk giderme, moleküler ayırım gibi alanlar
- Boya sanayiinde ve yangın söndürücülerde,
bulunmaktadır.
-Gübre yapımı ve toprak ıslahında, kullan11maktadır[9].
alanı,
Yeryüzünde
bulunan
değişik
SepiyoHt
Bentonit türlerine ait özellikler aşağıdaki Tablo 5 'de
(Si2Mg8032.nH20)
minerali
sahip
olduğu
adsorban, reolojik ve katalitik özelliklerinden dolayı bir
verilmiştir
çok
endüstriyel
Yumrulu
dalda
uygulaına
alanı
bulmaktadır.
sepiyolitler genellikle pipo, sigara ağızlığı
yap1nu yanısıra, kolye, bilezi� küpe gibi takı eşyaları, tesbih,
biblo
kullanılmaktadu·. çıkarma
süs
Sanayi
işlemlerinde, otomobil
imalinde, . ı erın . Ki myasa ı a·ı Tablo S:Baz1 Bentonıt ı ıeş·ı m ı en· Parametre 1. 2. 3
gibi
eşyalarının
tipi
sepiyolitler sanayiinde
elektrik sanayiinde
yalat
yapımında ise,
leke
katalizör temizleme
işlemlerinde, füze ve diğer uzay araçlarının başlık ve kaplamalarının yalıtımında, nebati ve madeni yağlar ile
4.
SiOı, o/o Alı03,%
57
67,42
68,16
74,50
şuıııpların
21,2
15,83
17,49
13,94
rcı03,%
5,1
0,88
0,84
TiOı, o/o
0,2
-
0,97
askeri mühimmat imalinde, kağıt ve porselen sanayiinde,
-
-
CaO,%
4,5
2,64
ı ,79
0,61
MgO,%
2,1
1,09
-
3,13
8,2
10,83
5,17
4,26
Ateşte kayıp,
arıtılmasında,
petrol
arama
sondajlarında,
kozmetik sanayiinde, zirai ilaçlarda, lastik endüstrisinde,
hafif yapı ve ev hayvanlarının altına yaygı malzemesi olarak kullanılmaktadır. Bu gün dünyada kullanılan bazı sepiyolit
%ı
türlerine ait
bileşim
değerleri Tablo
7 'de
verilmiştir.
I-Alman Bavyera bentoniti
Çalışmada kullanılan Aktif Sepiyolitin eldesinde; Doğal
2-İtalya-Ponza adası bentoniti
Sepiyolit yaknıa fuınında 700 °C'de
3- Türkiye-Ünye bentoniti 4-Türkiye-İstanbul yıldız porselen fabrikası
1
saat süreyle
yakılmakta, fırınlanmış malzeme daha soma öğütülerek 1 50 mesh 'lik elekten geçirilmekte
eleme sonucunda
istenilen boyuttaki aktif malzeme elde edilmiş olur.
71
Süt Endüstrisi Atıksuların m Onantılmas ında Bentonit ve Sepiyolitin Kullamlabilirliği
..
�·
Küçük ve Orta Ol çekl i
SAU Fen Bilimleri Enstitilsil Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
i. Altunışık,
R.
İleri,
R. Arnr
Tablo 7 : Değişi k Sepiyolit1erin Bileşim Deiterleri
Hidrotermal
Sepiyoli t
Sedimenter sepiyolit
53.02
55. 97
57
MgO
23. 1 3
22.81
ı0.1o
Alı03
0. 1 9
ı .56
8.50
tespit
0.02
0.12
3.70
yapılarak optimum değerler tespit edilir.
KıO
0.02
0.27
l .20
Feı03
0.5 1
0 .7 7
2.50
0.02
0.2
0. 1 2
0.3
Oksider
S iO ı
NaıO
-
MnO
-
TiOı
Optimumların tespitinde 4 p arametre sabit kabul edilerek
sepiyolit
edilmek
tespit
istenen
parametrenin
oranlarındaki giderim verimleri hesapl anarak optimumu edilecek
her
paraınetre
için
benzer
işlemler
Tablo 8 ' den de görüleceği üzere 5 farklı değerde sıcaklık değerleri ile optimum sıcaklığın tespiti amacıyla yapılan çalışmalar neticesinde [pH 6.2, dozaj 66.5 gr-Bentonit/1
Ca O
0.06
0.57
2
A.Z
2 1 .63
ı 7.75
1 3.35
(burada 1 25ml'lik Bentonit çözeltisi 250 mJ>lik PAS içerisine ilave edilerek toplam 3 7 5 deneysel
çalışma
(dev/dakika)
m.ı.3. Anyonik polielektrolit
ve
yapılmıştır.), kanşım
Deneysel çalışmalarda kullanılan polielektrolit (PE)' e ait
ml 'lik hacimde
karışım
süresi
10
hızı
(dakika)
60
kabul
1 5-30 ° C arasmda en
edilerek] ; sıcaklık değişiminin özellikler etkin madde alcrilinik polimer,
değişik
yüksek giderim verimini sağladığı, sıcaklığın artışına paralel olarak giderim veriminin düştüğü tespit
beyaz toz
halinde 0.85 kg/1 yoğunluklu, 0/o 5 ' lik çözeltideki pH'sı nötr halde molekül ağırlığı 1 . 4 x 1 0 2 gr, geniş pH
Parametrelerin
aralığında etkili bir sıvı-katı ayrımı, çamur susuzlaştınDa
yapılmıştır.
KOI
işlemlerinde ve stoklama süresinin 1 8-24 ay arasında
kullanılarak
yapılmıştır.
depolanabilmektedir [6] .
hunisi
edilmiştir.
Bu
durum
Şekil
ölçümünde ölçümü
kullanılmıştır
5'te
20'de Dr
görülmektedir. bir
Lange
Yağ-gres (yağ
seyreltme
hazır
tayininde
tayininde
kitleri ayıtma
n-Hegzan
kulanılımştır), BOI5 tayininde otomatik ölçüm başlıklan (ORİ test marka) kullanılmıştır. Optimum sıcaklık 20 °C
111.2. Metod
olarak kabul ediinnştir. Deneysel
çalışmalara
başlamadan
çözeltilerin
kullanacağımız
önce
deneyde
hazırlanması
satbası
Tablo 8 : Optimum Sıcaklığın Tespiti S1cakhklardalci Giderinı Verirnleri[Bentonit
öncelikle yapılması gerekir. Bunun için hacimce %20'lik
Amacıyla
Değişik
Bentonit çözeltisinin hazırlanması gerekir. Bunun için 1
Sıcaklık,�C)
KOI (0/o)
BOis( o/o)
Yağ-Gres (%)
litrelik erlenmayer kabma 200 gr toz halde bentonit
15
63
57
96
konarak üzerini 1 litre ye tamamlamak üzere musluk suyu
30
39
37
83
40
33
37
79
50
33
35
79
70
38
35
82
ilave edilir ve böylece haci mc e
%
20 'lik. bentonit
çözeltisi haz1rlanmış olur. İkinci
çözeltimiz
%
0,2' lik
çözeltisinin hazırlanrnasıdır. edenin içine
polielektrolit
Bunun
için de
(PE)
SOO'lük
1 000 mg granül halde PE ilave edilerek
sürekli karışım sağlanarak çözelti hazırlanır. Reaksiyon
kaplarımız
500'lük
beherlerde
gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada atıksu numune hacmi
1 20
250 ml PAS alınmış olup, (başlangıç için dozaj değeri 25
�
gr/250 ml kabulü yapılmıştır) optimumu tespit edilmeye çalışılan
parametrenin
farklı
değerleri
çalışma
jar
(kavanoz)
kullamlarak
verimi
üzerine
etkisinin
......
80
E
60
Q) >
·-
Q) "'
düzeneğinde
......
gerçekleştirilmiş olup, PAS 'nun ön antımında Bentonitin giderim
�
tespiti
optimum değerler [ pH, dozaj (gr/I),
•
·
·-
testi
•
1 00
-
deneysel çalışmalar yapılmıştır. Deneysel
•
·-
(!)
amacıyla
BOl Yağ-Gres
40
20
sıcaklık (°C),
---
KOl
---
-·---
· -
·--·
-·
·-
--------
Sıcaklık (oC) 0 +-----�----�--�
karışım hızı (dev/dakika) ve kanşım süresi (dakika)nin] tespiti yapılarak neticede optimum şartlardaki giderim ile
15
yine tespit edilmiş optimum şartlarda sepiyolitin giderim
30
40
50
70
verimi incelenmiş ve Bentonit ile Sepiyolitin giderim Şekil 5 : Bentonit için Optimum Sıcaklığın Tespiti
verimleri karşılaştırılmıştır. Deneysel çalışmalarda pH, dozaj (gr/1), sıcaklık (0C),
Tablo 9 ' dan da görüleceği üzere 5 farklı değerde kanşım
karışım hızı (dev/dakika) ve kanşım süresi (dakika)nin tespiti amacıyla 5 farklı değer seçilerek optimum şartlar
hızı
değerleri
ile
optimum
kanşım
hızının
tespiti
amacıyla yapılan çalışmalar neticesinde [pH 6.2, dozaj 66.5 gr-Bentonit/ 1 (burada 1 2 5ml'lik Bentonit çözeltisi
tespit edilmeye çalışılmıştır.
250 ml 'lik PAS içeri sine ilave edilerek toplam 375 72
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Küçük ve Orta Ölçekli Süt Endüstrisi Atıksularının Önaratılmasıııda
6.Cilt, 2. Sayı (Temmuz 2002)
Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği
i. Altunışık, R. İleri, R. Artır
ml' lik hacimde deneysel çalışma yapılmıştır.), sıcaklık 20 °C ve karışım süresi 1 0 (dalcika) kabul edilerek];
1 1 00
kanşım hızının 30-90 dev/dk arasında en yüksek giderim verimini sağladığı ve pek fazla değişmediği,
karışım
artmasına
hızının
paralel
olarak
ancak
giderim
•
• -
.
<D >
. -
40
E
Q) 'U
-1-·-
37
91
60
40
38
94
90
40
38
93
1 20
35
33
88
1 50
42
40
94
:
:
•
-
•
KOl BOl
•
Yağ-Gres
:
:
-·
:
-
L..
20 -
·-
C)
...
.
-
.
..
··-
.
Reaksiyon Süresi (dk)
o
39
•
.
·-
1
Kanşım Hızlanndaki Giderim Yelimleri[Bentonit]
30
•
.
�
Tablo 9: Optimum Karışım Hızının Tespiti Amacıyla Değişik
Y ağ-Gt·es_(o/o)
•
.
-
�
·-
1
BOis (o/o)
•
.
-� 60
olarak kabul edilmiştir.
KOI (0/o)
--
-
görülmektedir. Optimum kanşım hızı 60 dev1dakika
!{Devir/dk)
-
?!.
veriminin düştüğü tespit edilmiştir. B u durum Şekil 6 ' da
Kar.hm
80 -...
-
--
-r
ı
1
1
20
10
30
ı
50
40
Şekil 7 : Ben toni t için Optimum Reaksiyon Süresinin Tespiti
Tab lo
l l ' den de görüleceği üzere optimum dozajın
tespitinde 5 farklı değerde (250 ml, 200 ml, 1 50 ml, 1 00
ml, 5 0 ml'lik çözeltiler 2 5 0 ml' lik PAS içerisine ilave
ı
1 • -
'::R.
o
-
1
ı
.E
(l) >
·-
'-
E
<1.>
·-
'-
ı
:ç C)
ı 1
1
100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 o
-
· -
-
•
n
·
---
.
•
•
..
BOl
·-
Yağ-Gres
•
-t-· •
.
•
•
--
.
.. _
__
•
-
--
Bentonit/1 sağladığı,
-
.
.
.
-
.
-
-
60
(dev/dakika)
ve
karışım süresi
arasında dozaj
en
yüksek
miktarının
giderim
artışına
verimini
paralel
olarak
(700 ml çözeltiye tekabül ediyor) olarak kabul edilmiştir.
-
.
.
1
ı.
90
1 20
1 50
L_
Şekil 6: Bentonit için Optimuın Karışı m H1zmın Tespiti
O pti mum Dozajımn Tespiti Amac1yla Doza:jlardaki Giderim Verimleri[Bentonit]
Tablo
Tablo 1 O' dan da görüleceği üzere 5 farklı değerde
I1:
Değişik
Dozaj
reaksiyon süresi ile optimum reaksiyon süresinin
(M2/I)
KOI (o/o)
BOis (0/o)
Yağ-Gres_(o/{))
tespiti amacıyla yapılan çalışmalar neticesinde [pH
1 000
59
57
95
6.2, dozaj 66.5 gr-Bentonit/ 1 (burada 1 25 ml ' lik
800
54
52
93
600
49
47
92
400
31
28
89
200
15
12
83
Bentonit çözeltisi 250 ml' lik PAS içerisine ilave edilerek toplam 375 ml'lik hacimde deneysel çalışma yapılmıştır.), kanşım hızı 60 (dev/dakika) ve sıcaklık 20 °C kabul edilerek] ; reaksiyon süiesi
1 5-20 dakika arasında en yüksek giderim verimini sağladığı, reaksiyon süresinin uzamasına paralel olarak giderim veriminin düştüğü tespit edilmiştir.
Bu durum Şekil 7 'de göıülmektedir. Optimum reaksiyon süresi 1 5 dakika olarak kabul edilmiştir. Tablo 1 0: Optim u m Reaksiyon Süresinin Tespiti Amacıyla Değişik Reaksiyon Sürelerindeki Giderim Verimleıi[Bentonit]
ı
ı
Zaman (dakika)
KOl (Ofo)
BOis {0/o)
Yağ-Gres {o/o)
10
50
44
95
20
48
43
93
30
46
39
93
40
46
38
91
50
45
36
90
15
Şekil 8 'de görülmektedir. Optimum dozaj 82.25 gr/l
.
Karışım Hızı (dev/dk)
.
ı
ı
-
..
60
giderim veriminin düştüğü tespit edilmiştir. Bu durum
.
.
hızı
( dakika) kabul edilerek]; dozaj değişiminin 75-88.8 gr
•
·-
·
karışını
...
·-
.
yapılan çalı şmalar neticesinde [pH 6 . 2, sıcaklık 20 °C,
--
-
KOl
•
.
- ·-
.
.
•
•
--
30
•
--
-
"
-
edilmiştir) karışım hazırlanarak optimumun tespitinde
73
. antalması nda ın K··uçü k ve Orta Ölçekli Süt En dü strisi Atıksuların On Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği .
r
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü De gisi 6.Cilt, 2.Sayı (Tennııuz 2002)
i.
Tablo 1 3 Bentonit' in Optimum ·
r.
-;;- 1 oo
•
()' - 90 -� 'i:: 80 ---Q) > 70 E 60 Q) u 50 0 40 30 20 10
-
.
1
•
·· -
• .
-·
.
·---
.
-·
'-
--·-
.
·-
-
Şartlardaki Giderim Verimi
1
· -
•
-
91
43
47
Giderim veıimi
·-··
--
� - ·
R. İleri, R. Arllr
KOI C)/o} BOl, (0/o) Yağ-Gres (o/o)
Parametreler
·
Altunıştk,
--·-
Orij i nal numunenin KOI d e ğ eri 50900 mg/1, BOis değeri
-·- --
20890 mg/1 ve Yağ-Gres 2050 mg/l olarak ölçülmüş ve
• •
KOl
optimum şartlardaki giderim v erimleri neticesinde ön
BOf
arıtımı deşarj değerleri aşağıdaki gibidir.
Yağ-Gres ---
•
.
1
o
800
1 000
200
400
600
Ca-Bentonit için KOI, Yağ-Gres, BOlLgiderim verimi ve değerleri:
Şekil 8: Bentonit için Optimum Dozajın Tespiti
KOI
=0.54*50900
=
BOI5 Yağ-Gres
=0.43 *20890
=
27486 mg/1 8983 mg/l
=0 . 9 1 *2050 = 1 866 mg/1
Adsorpsiyon Kapasitesi; Tablo 1 2 'den d e görül eceği üzere 5 farklı değerde pH ile
(mg KOI, BOI5, yağ-gre s /1) /(gr-Bentonit 1
optimum pH' nın tespiti amacıyla yapılan çalışmalar ° netic esinde [sıcaklık 20 C, karış rm hızı 60 (dev/dakika)
1)
3 3 4 mg KOI/1 gr Ca-Bentonit 1 09 mg BOI5/ l gr Ca-Bentonit
ve kanşım süresi 1 5 (dakika), opt. dozaj 82.25 gr/1 (700
23 mg Yağ-Gres/ l gr Ca-Bentonit
ml çözeltiye t ekabül ediyor) kabul edilerek] ; pH'mn 5 . 5en yiiksek giderim v erinlini sağladığı,
Ö n arıtırnda giderim v erimi hesaplanacak bir diğer
pHtnın değişimine paralel olarak giderim v erimlerinin
madde de S epiyolittir. Ancak bw·ada daha önce Bentonit
6.5 arasında
değişınediği tespit edilmiştir.
Bu durum Ş ekil 9 ' da
için t espit edilmiş optimum şartlardaki değerler Sepiyolit
göıülmektedir. Optimum pH 6.2 olarak kabul edilmiştir
için kullanılacaktır.
(Bu değer PAS ' nun orij inal değeridir).
Optimum
ölçülec ektir .Yapılan
Giderim Verimleri[Bentonit)
KOl {0/o)
4
41
41
94
5
43
43
94
6
41
41
94
7
43
44
94
8
42
42
94
100
.
-
·-
-
o
-
'E ·-
Q) > '-
E
Q) 'U ·-
ı...
·-
0
-
•
90 �
.
-·
-·-
.
.
80 -
--
60 -
---··
50 -.
.
30 -
.... · ·-
.
-·
--
.
-
-·· .......
-
-..
•
BOl
•
Yağ-Gres
-
-
-
..
· -
-
-
--·
-
•
., _
, _
4
Yağ-Gres (%)
Doğal Sepiyolit
28
85
Aktif Sepiyolit
21
79
S epiyolitin tanecik boyutunun eşit olmaması v e homojen
--
·-
.,_,..
.
bir çözelti oluşumuna neden olmasından dolayı eşit
-
5
ı
6
'
7
dozda dozlama yapılamadığından daha düşük çıkmış
-
olabil e c eği tahmin edilmektedir.
8
Sepiyolit icin KOI ve Yağ-Gres gideri m verimi ve değerleri;
Daha önc e t espit edilen optimum d e ğ erlere (Sıcaklık 20 ° C, kanşım hızı 60 dev/dakika, r eaksiyon süresi 1 5
Doğal S epiyolit için:
=0.28*5 0900 = 14252 mg/1 KOl Yağ-Gres =0. 8 5 *2 0 5 0 = 1 742 mg/1 Aktif Sepiyolit için:
dakika> pH 6.2 v e optimum dozaj 82.25 gr/I) (700 ml tekabül
KOI (a/o)
doğal S epiyolitin aktif S epiyolitten daha yüksek giderim aktif sağlamasının nedenlerinden birinin v erimi
Şekil 9: Bentonit için Optimum pH 'nın Tespiti
çözeltiye
Qjderim Veıimleri
giderim verimine sahip olduğu görülmektedir. Burada
_
-
- -·
·-
'
'
%
Bentonitin v eriminin her ikisind en d e daha yüksek
-
pH
o
aşağıdaki
S epiyolitten daha yüksek verime sahip olduğu, ancak
-
-
- ·
·----� ---
netic esinde
Tablo 14'den d e görülec eği üzere doğal S epiyolitin aktif
... ··-
- ··
. .
ve
•
KOl
....
·
!
•
... -··------... .
.
-:.
-
20 . 1 o .t-
·
-
·
·-
·
40
-·
S epiyolit
--··
.._______
70 -
Kullanılan Madde
•
•
•
ölçümler
Tablo I 4. Doğal ve Aktif Sepiyolit İçin
--
--·-
doğal
değ erler ölçülmüştür.
� Y a_ğ_-Gres1°1
BOis ('Yol_
altında
aktifl eştirilıniş S epiyolit içi ayıı ayıı giderim verimleri
Tablo 1 2 : Optimum pH'nm Tesp1ti A macıyla Değişik pH'lardaki
pH
şartlar
ediyor)
bağlı
olarak
optimum
şartlardaki giderim v erimleri Tablo 1 3 'te v erilmiştir.
KOI 74
=0.2 I *5 0900
=
1 0689 mg/I
,.
SAU Fen Bihmleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt,
2.Sayı
Küçük ve Orta Ölçeldi Süt Endüstrisi Atıksularının Önarıtılmasında
(Temmuz 2002)
Bentonit ve Sepiyolitin Kullanılabilirliği
İ. Altun1ş1k, R. ileri, R .
Yağ-Gres
=0.79*2050
Y aptığınuz deneysel çalışmada 1 litre PAS için 7 00 ml hacimce o/o 20' lik Bentonit çözeltisi ve 50 ml
1 6 19 mg/l
==
Artır
Adsorpsiyon Kapasitesi;
polielektrolit (PE) gerekmektedir.
Doğal Sepiyolit için:
B uradan birim ( 1 ton) PAS için kullanılacak Bentonit, Sepiyolit ve PE miktarı TL ve $ o larak;
*(mg KOI,yağ-gres/1) /(gr-Sepiolit 1 l)* 173 mg KOI/ l gr Doğal Sepiyolit
2 1 mg Yağ-Gres / l gr Doğal Sepiyolit
2001 yıl ı için (Doğrudan ocak çıkışı):
Aktif Sepiyolit için:
*(mg KOI,yağ-gres/1) /(gr-Sepioljt 1 l)*
Çalışmada kullanılan toplam madde miktarları:
1 3 0 mg KOI/ l gr Aktif Sepiyolit
8 2 . 25 kg Bentonit - Sepiolit ( 1
1 6.7 mg Yağ-Gres / 1 gr Aktif Sepiyolit
m3
PA S)
50*0.002= 1 0 0 gr PE ( 1 m3 PAS) Adapazarı teslim < 1
Deşarj değerleri; Doğal Sepiyolit için:
Bentonit 4 0$/t on * 1 .300.000= 5 2 . 0 00.000 TL/ton
=3 6648 mg/1
KOI
Yağ-Gres
1 m3 P A S için maliyet:
=608 mg/1
82.25 (kg) * 5 2 . OOO(TL/kg)=4 .2 77.000 TL (3. 29$)
Aktif S epiyolit için:
ı m3 PAS için PE maliyeti=22 5 . 000 TL(O.l 7$)
=402 1 1 mg!l
KOI
Yağ -Gres
�3 1 mg/1
Sepiyolit 2 2$/ton* 1 . 3 00.000=28 .600.000 TL/ton
Ca-Bentonit için:
1 m3 P A S için maliyet:
=23414 nıg/1
KOI BOI5
82 .2 5(kg)*28.600(TL/kg)=2 . 3 52 . 3 5 0 TL(1 .80$)
=- 1 1 907 mg/1
1 m3 PAS için P E maliyeti=225 . 000 TL(O.l 7$)
= 1 84 mg/1
Yağ -Gres
Elektrik maliyeti:
Deneyde kullanılan ve yukanda % gideriın verimleri tespit edilen aktifleştirilmiş Ca-Bentonjt ile Doğal ve Aktifleştirilmiş
mm:
%
Sepiyolit 'in
giderim
Reaktördeki karışuru sağlamak üzere 3 kw/saat'lık motor
verimlerinin
kullamlacaktu. Reaktör ı 5 dakika çalışacağından bu süre
karşılaştırılması Tablo 1 5, Malzemelerin Adsorpsiyon
içerisindeki e lektrik sarfı yatı:
Kapasiteleri 'nin karşılaştırılması Tablo 1 6 ' da verilmiştir.
[3 (kw/saat)/4 ) * 1 1 0.000Tllkw-saat=82. 500 TL/1 m3 PAS
(0.06$) Toplam Maliyet: Tablo 1 5 . Doğal
ve
Aktif Sepiyolit i l e Ca-Benton it'in
Bentonit kullanı ldığında:
. 1erının J l' d ennı Veıım o/ıo G . . K arşı 1a.ş_tı rı 1 nıası .
Kullanılan
KOI, 0/o
Yağ-Gres, o/o
Doğal Sepiyolit
28
85
Aktif Sepiyol i t
21
79
Ca-Bentonit
54
91
4.277 .000+2 25.000+82.500=4.584.600 TL/ 1 m3 PAS için maliyet = 3.52$
Madde
Sepiyo lit kullanıldığında :
2 . 3 5 2 . 3 50+225.000+82.500=2.659.850 TL/ 1 m3 1 m3 P A S için n1aliyet= 2.03$
1 6. Doğal ve Akti r Sepiyolit ile Ca-Bentonit'in A dsorpsıyon Katp_ası· teıen· nın · Karşı laşıtın l ması mg KOl / mg BOis/ mg Yağ-G res 1
Tablo
.
Adsorpsiyon
gr-
gr-
gr-
Kapasitesi
Adsorbent
Adsorbent
Adsorbent
Doğal
-
1 73
Elde edilen veriler göstermiştir ki, P eyniraltı sularının ön antımında kullanımı düşünülen ekonomik olarak ucuz ve
ülkemizde bol miktarda rezerve sahip bulunan Bentonit
21
ve
Sepiyolit
Aktif
-
334
109
adsorbent
som·aki
ünitenin
olarak
kullanılabileceği,
yükünü
hafifleteceği,
İlimizdeki mandıralann % 90 oranmda küçük ve orta
Sepiyolit
Ca-Bentonit
Sepiyolit, in
kendinden
1 6. 7
1 30
1 m3
ölçekte işletmeler olduğu dikkate alınırsa ekonomik
23
açıdan büyük ölçüde ön arıtım amacıyla kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
1\l. Kullanılan Kimyasalların Maliyeti Süt
ve
süt
PAS , lannın
ürünleri
endüstrilerinden
arıtılmasında
kullanılan
kaynaklanan
V. Sonuçlar
reaktantların
n1aliyet hesaplamasından önce birim süt başına oluşacak PAS miktarının belirlenmesi gerekir. B unun için
Süt ve süt ürünleri endüstrisi atıksulannın Bentonit ve Sepiyolitle ön arıtımla arıtılabilirliğinin incelendiği bu çalışmada yapılan deneyler neticesinde elde edi I en
literatürde bu sektörle ilgili çalışmalara bakıldığında 1 litre sütün % 76.5 ' i atıksu olarak karşımıza çıkınaktadır.
sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. 75
Kiiçük ve Orta Ölçekli Süt Endüstrisi Atıksularının Önarıtdmasında
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Bentonit ve Sepiyolitin Kullaniiabilirliği İ. Altunışık, R. İleri, R. Artır
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
süt ve süt 1-)Yapılan çalışmalar neticesinde, endüstrisinden kaynaklanan PAS (Peynir Altı sularının) içerdiği, bunun için de yüksek derecede kirlilik kesinlikle alıcı ortama deşarj edilmeden önce antılması ve S.K.K.Y. 'de belirtilen alıcı ortam standartlanmn sağlandıktan sonra deşarjı gerekmektedir.
Aktif Sepiyolit için: 1 30 mg KOI/l gr Aktif Sepiyolit 1 6.7 mg Yağ-Gres / l gr Aktif Sepiyolit Ca-Bentonit için: 334 mg KOI/l gr Ca-Bentonit 1 09 mg BOI5/lgr Ca-Bentonit 1 0.5 mg Yağ-Gres/1 gr Ca-Bentonit olarak tespit edilmiştir.
2-) Deneysel çalışmada kullanılan Adsorbent'lerin peyniraltı sulan için optimum çalışma şartları pH 6. 2, sıcaklık 20°C, karışım hızı 60 dev./dakika, reaksiyon süresi 1 5 dakika ve optimum dozaj 82.25 gr/I olarak tespit edilmiştir.
KAYNAKLAR
[ 1 ] ŞENOL, E, "Süt ve süt endüstrisi atıksularının antılabilirliği üzerine bir çalışma", Sakarya, 1 997 [2] ŞENGÜL, F., "Endüstriyel Atıksulann Özellikleri ve Antılması", Süt endüstrisi Atıksularının Özellikleri ve Arıtırm, İzmir, 1 9 9 1 [3] Çevre Bakanlığı Mevzuatı, "Su Kirliliği Kontrolü Yönetn1eliği'', Ankara, 1 995 [4] Laboratuvarda Deneysel Çalışmaın, 1 999 [5] EROGLU, V., "Atıksu Tasfiyesi Ders Notlan" MUSLU,Y " Atıksuların Arıtılması", İstanbul, 1 994 [6] AQUAZUR SU TEK.A.Ş., "Prosedim CS 204 (madde adı), Polirner Özellikleri [7] ÇED ve Planlama Gene] Müd., "Çevreyi Öncelilde Etkileyen Bazı Sanayiler ve Temel Sektör Faaliyetleri", Ankara, 1 996 [8] ŞENGİL,İ.A, "Çevre ve Mühendislik Kimyası Ders notlan", Adapazarı, 1 996 [9] Tümaylar Kimya San. Ve Tic. "Sepiyolit ve B entonitin Özellikleri", 2 000
3-) Deneysel çalışmada kullanılan ( adsorbent) aktifleştirilmiş Kalsiyun1-bentonit'in PAS ön antınn anıacıyla uygulanmış ve ön antım giderim verimi hesaplanmıştır. Yapılan çalışmalara göre; aktifleştirilmiş Ca-Bentonitin giderim veriminin KOI: %54, BOI5: %43 ve yağ-gres: %91 giderim veriminin olduğu gözlenmiştir. 4-) Bentonit'e ait optimum şartlarda doğal ve giderim aktifleştirilmiş Sepiyolit'in verimi hesaplandığında doğal Sepiyolit'in KOI: %28, yağ-gres: %85, aktif Sepiyolit'in ise KOI: %21, yağ-gres: 0/o79 giderim sağladığı, değerlerden de anlaşılacağı üzere Doğal Sepiyolit'in daha iyi giderim sağladığı gözlenmiştir. 5-) Yapılan analizler neticesinde aktifleştirilmiş Ca Bentonitin giderim veriminin (KOI-o/o54 Yağ-gres-o/o9 1 ) Doğal (KOI-0/o28 Yağ-gres-%85) ve Aktifleştirilmiş Sepiyolit'ten KOI-%2 1 Yağ-gres-0/o79) daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. 6-) Aktifleştirilmiş Ca-Bentonit ile Doğal Sepiyolit'in giderim verimleri karşılaştınldığında Ca-Bentonit'in (KOI-%54 Yağ-gres-%9 1 ) giderim veriminin Doğal Sepiyolit'ten (KOI-%28 Yağ-gres-0/o85) daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. 7-) Kullanılan maddelerin maliyetleri karşılaştınldığında aktifleştirilmiş Ca-Bentonitin kullaruldığında toplaın maliyetin 4.584.600 TU 1 m3 PAS (3.52$), Doğal Sepiolit kullanıldığında toplam maliyetin 2 .659.850 TL/ 1 m3 PAS (2 .03$) olduğu, 8-) Yapılan çalışmalar neticesinde Ca-Bentonit ve Sepiolit'1n iyi bir yağ-gres giderim oranına (Ca-Bentonit %9 1 , Sepiyolit %79) sahip olduğu, bundan dolayı yağ konsantrasyonu yüksek içerikli atıksuların antımında kullanılabileceği, 9-) Parametrelere göre birim madde başına giderilen KOI, BOI5 ve Yağ-Gres miktarları; *(mg KOI, yağ-gres/I) /(gr-Sepioüt-Bentonit 1 I)* Doğal Sepiyolit için: 1 73 mg KOI/ l gr Doğal Sepiyolit 1 7.5 mg Yağ-Gres / l gr Doğal Sepiyolit 76
Elekt ..iksel Yükleri n Dinamik Benzetimleri
SAU Fen Billmleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
K. Abac1, M.A. Yalçın, H. Gelberi
ELEKTRiKSEL YÜKLERİN DİNAMiK BENZETiMLERİ Kadir Abacı, Mehmet Ali Yalçın, Hüseyin Gelberi Özet-
Bir elektrik güç sistemi farklı karakteristildere
bağlıdır. Geıilim kararlılığı analizleri yapılırken, yük
sahip yüklerden oluşmaktadır. Yük karakteristiğinin
karakteristiklerinin
sistem dinamiği üzerinde önemli bir etkiye sahip
anlaşılması gerekir.
olduğu
bilinmektedir .Güç
sistemlerindeki
analizlerinde,
kararldığı
karakteristiklerini
ve
davranışlaranı
Yüklerin
bilmek
çok
değişimlerinin
çeşitli
doğurabilir (Bazı rağmen
olmasına
ıyı
modellerin
ait
önemlidir
yükleı
özellikle
ve
kritik
frekansa
gerilim
duyarlı
değişmeleri
frekanstan çok daha fazladır) [2]. Bazı yükler gerilim
yükler tarafından olumsuz bir biçimde etkilenir. Bu gerilim
duyarlıhğı
gerilime
sonuçlar
yüklerin
önemlidir. Enerji kalitesi genellikle lineer olmayan
çahşmada
onlara
gerilim
kararldığı özellikle yük karakteristiklerine bağlıdır. Gerilim
ve
yükler
değişimlerine
çok
bazılan
düşük
çok
çabuk
cevap
gerilim
verebilecekleri
seviyelerinde
gibi
sistemden
tamamen ayrılırlar. Eğer yükün tanunlanması yeterince
üzerindeki etkileri incelenmiştir.
doğru
Allahtar kelimeler- Yük Karakteristikleri, Gerilim
değilse,
simulasyon
davramşına uymayacaktır.
sonuçları Bu
da
yükün
gerçek
sistemin kararlılık
Kararhhğı, Dinamik Davranış.
limitinin ilerletilmesini etkileyecektir [3].
Abstract-
Yükleıin gerilim değişimlerine karşı vereceği cevap,
An electrical power system consists of
yük
ile
elde
edilmeye
geliştirilen
characteristic is known to have a significant effect on
çalışılmaktadır. Bir güç sisteminde yük modellernesi
•
systems dynamics. Voltage stability in the power systcms
particularly
characteristics.
depends
It is
very
on
the
important
to
characteristics and behavior of loads stability
analyses.
The
energy
yapılırken yük barasında çok sahip
load
lotO\\'
is
yüklerin
olduğu
farklı karakteristildere düşünülmelidir.
Yük
karakteristiklerinin çeşitlilik gösterınesi nedeniyle onlara ait çok sayıda çeşitli model yaklaşımlan yazılmıştır. Bu
in the voltage
quality
çeşitli
modelleri
many loads that have different characteristics. Load
modeller genel olarak statik ve dinamik yük modelleri
usually
affected negatively by nonlinear loads. In this study
şeklinde iki kıs1n1a ayrılabilir.
the cffects of voltage changes on various
zamanla değişmeyen ve yükü, bara geriliminin ve/veya
loads have
Statik yük modelleri,
frekansırun o an ki fonksiyonu olarak vermelerinedeniyle
becn examined.
güç
Key Jvords- Load Characteristics, Voltage Stability, e
sisteminin
ve
yük
karakteristiklerinin
dinamik
davranışiarına cevap vermekte yetersiz kalmaktadır [4]. Bu
Dynamic Behaviour. •
nedenle
dinamik
yük
modelleri
daha
elverişli
sonuçlar vermektedir. I.GİRİŞ
Bu
Elektrik şebekesi; jeneratör, transformatör, iletim ve
karakteristiklere değişimlerine
dağıtım hattı ve yüklerden oluşur. Şebeke ve yükler L, R,
C ile bağımlı akım ve gerilim kaynaklanyla modellenir. Enc rj i kalitesi şebekenin her noktasında tanımlanabilir, ancak kullanıcı için besleme noktasındaki kalite önem taşır.
Enerji
kalitesini
genellikle
doğrusal
bağlıdır.
Yilider
iletim
araştırmalar
elektrik
güç
sistemlerinde
sahip
çeşitli
yüklerin
karşı
davranışları
yapılırken
genellikle
farklı gerilim
araştırılmıştır. yük
Bu
dinamiklerini
sergilernesi açısından dinamik yük modelleri
tercih
edilmiştir.
olmayan yük
yükler bozar [ 1]. Gerilim kararlılı ğı öncelikle karakteristiklerine
çalışmada,
II. ELEKTRİKSEL YÜKLER
hatları
üzerinden dağıtım şebekelerine ve j eneratör tesislerine
II.l Yük Tanımı
Yükler; motorlar, aydınlatma lambalan ve diğer elektrik ekipmanlarının bireysel
K. Abacı, SAÜ Fen Bilimleri Enstitüsü,
Sakarya J\1.A. Yalçtn,I L Gelberi; SAÜ Müheııdislik .Fakültesi, Elektrik Elektronik M üh.,Sakarya
sistemleri
oluşturduğu
yüzlerce
binlerce
cihazıarın toplamım göstermektedir. Güç mühendisliğinde
biçimlerde ifade edilebilir: Yük;
77
veya
yük
kavramı
çeşitli
Dinamik Benzetimleri K. Abacı, M.A. Yalç1n, H. Geiberi
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Elektriksel Yü lderio
SAU Fen
•
•
•
karakteristiği gösterınesi verilebilir. Bu durum özellikle gerilim kararlılığımn dinamik davramşlan bakımından önemli bir özelliktir [7].
Bir güç sistemine bağlanan bir cihazın tüketmiş olduğu güç, Güç sistemine bağlı tüm cihazlar tarafından çekilen toplam aktif ve/veya re aktif güç, Kısmen bir jeneratör veya bir üretim tesisinin çıkış gücü şeklinde tanımlanabilir [5].
11.2 Yüklerin Statik ve Dinamik Karakteristikleri
Aktif güç, gerilim ve güç faktörü gibi parametreler bir yükün karakteristik davramşım belli eder. Bu terimler bir yükün sınıflandırılmasında, bir baradak.i yükün oluşturulmasında veya bilinen bir yük cibazına uygulanabilir [7].
Yük, Şekil 1' de gösterildiği gibi yukarıdaki tammlamalarla sınırlı kalmayıp aşağıdakilerden bazıları veya hepsi de olabilir. Dağıtım tesisleri kademe düşürücü transformatörler. Altiletim fiderleri. Birincil dağıtım fiderleri. Dağıtım transformatörleri. İkinci! dağıtım fıderleri. Şönt kapasitörler. Gerilim regülatörleri. Tüketici transformatörleri ve kapasitörler [6]. •
Sürekli halde bir çok yük bileşenlerinin talebi sistem frekansı (j) ve bara gerilimine (V) bağlıdır. Statik yük karakteristiği olarak isimlendirilen aktif ve reaktif gücün gerilim ve frekansa bağlı ifadesi P(Vj), Q(VJ) şeklindedir. Frekans sabit iken P(V) ve Q(V) gerilim karakteristiği, gerilim sabit iken P(f)ve Q(j) frekans karakteristiği olarak isimlendirilir. Burada temel olarak gerilim değişimi ile ilgilenilecektir. Yükün aktif ve reaktif güç ifadesinin gerilimin bir fonksiyonu olarak yazılmasıyla yük karakteristiği elde edilir ve bağlı bulunduğu ekipmanların miktarına bağlı bağımsız bir z değişkeni tanımlanarak yük karakteristiğinin genel formu elde edilir.
•
•
•
•
•
• •
Dağl.tttn
transfomı.atö:tü Fider
Sistem B ara
) t-
P=P (V,z) Q=Q (V,z)
t-
Şekil ı. Yük Barası cihazlarla birlikte fıderler, transfonnatörler ve şönt
Burada z'ye 'yük talebi' ismi verilir ve bir z değeri için yukarıdaki eşitlikler P,Q, V uzayında bir eğri belirler [8].
kapasitörleri içerir.
Gerilim değişimine karşı davranışlan bakırnından yükler üç ana grupta toplanabilirler:
m.
YÜK MODELLERİ
Yük modeli; kısaca bir baraya akan akım ve güç ile bara gerilimi arasındaki ilginin matematiksel ifadesidir [ 6]. Yük karakteristiklerinin sistem dinamiği üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Yanlış yük modellemesi, güç sistemini gerçek bir sistem çökmesine yada ayrılmasına kadar götürebilmektedir. Doğru yük modellemeleıi sistem dinamiği esnasında yükün davranışım yakatamakta ve böylece güç sistemleri kararlılık ve kontrol limitleri kesin olarak hesaplanıp çalışma ve planlama noktalannda laitik değerler bilinebilmektedir [9]. Bu konuda yapılan birçok çalışmada, analiz sonuçlannda yükün tanımlanmasının önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtilmektedir. Bu nedenle geliştirilen yük modeli çok önemlidir [ 1 O].
i-
Sabit empedans yükleıi: Aydınlatma, ısıtma, ark ocakları gibi ağırlıklı olarak omik karakterlidir. Gerilimdeki küçük değişimler için güç değişimi yaklaşık iki kat olmaktadır. Gerilim kararlılığı açısından bu ilir yüklerin etkileri açıktır. ii- Sabit akım yükleri: Özellikle metahırji ve elektrokiınya alanlarında, metal parlatma, metal kaplama, elektroliz uygulamalannda kullanılan tekniğin esası sabit akım çekmeye dayalıdır. Gerilimdeki küçük değişimler için güç yaklaşık değişmektedir. olarak aynı oranda iii- Sabit güç yükleri: Kontrollu empedans yükleri ve asenkron motorlar bu grubu oluştururlar. Asenkron motor yüklerinin gerilin1 değişimine karşı cevaplan, çektikleri aktif gücün gerilim değişimini adım artımı (veya azalması) ile izleyip daha sonra başlangıç değerine dönmeye çalışması şeklindedir.
111.1 Statik Yük Modelleri
Bu tür modeller zamarun herhangi bir anında aktif veya reaktif gücü, bara geriliminin ve/veya frekansının aynı andaki bir fonksiyonu olarak ifade edilmesi şeklidir [6].
Ayrıca bir yük, karakteristiğine bağlı olarak, gerilim değişimlerine karşı, zanıan içinde farklı gruplarda da bulunabilir. Buna örnek olarak; esas karakteristiği sabit güç gıubuna giren asenkron makinalann, ani gerilim değişimlerine karşı ilk anda sabit empedans
78
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
V P=P o ( Vo )
Bu modeller, statik ve zamanla değişmeyen olduğu için, çeşitli çalışma durumlannda yük davramşlan başarılı bir
Formüllerde
'z',
referans gerilimi
(V t Va V ( )p Vo
forınülleri ile ifade edi lebilir. denklemindeki üslü terimler �
(3.1 b)
boyutsuz bir talep değişkeni dir. a
V )Ps = Qs Qo (V o
(3.la)
,
V0
Bu
modelin
verilebilir:
V0 referans gerilimine göre V
gerilimi altında tüketilen aktif ve reaktif
p
=2 olduğunda sabit empedans yükü,
güçlerdir.
olduğunda sabit akım yükü ve
a
==
�
a
==
p
=
1
T. z
=O olduğunda ise
Q
sabit güç yilideri karakteristiğini verir [8].
değişimleri için geçerli olabilir. Deşarj lambaları ve modellerle
dinamik
p==
Q
=
V ( ) Vo
eşitliği
aşağıdaki
... zp
<X s
( V )Bs Vo
IV. YÜK
ınotorlarda büyük gerilim değişimleri için bu modeller yeterlı değildir. Üstel
Genellikle geçici hal [3, sürekli haldeki an f3s
_
z
Q
gibi
(3.4a )
V
( )ll' Vo
(3.4b)
Burada TP ve TQ zaman sabitleridir. Modelin başlangıç değerleri zp= zQ= 1 ve sürekli halde V V0 olur [8].
± 1 O 'luk bir gerilim
Bu tür statik modeller sadece
yük
. TpZ
Bunlar nominal güç yükleri olarak isinılendirilir . Burada a =
(3.3b)
terimlerinin herbirinden daha büyük değerlere sahiptir.
ve P yük tiplerine bağlıdır (motor,
ışık, ısı,... ). zPo ve zQ0
'
Gelben
(3.3a)
cxs
s
şekilde elde edilememektedir.
Q=z Qo
Abacı, M.A. Yalçın, H.
K.
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
P=z P0
�
Elektriksel Yülderin Dinamik Benzetimler
yapılan dinamik
Çeşitli
simulasyonlarda üs değerinin 1 'den daha küçük olduğu
yük
DİNAMiKLERİ
bileşenleri ve kontrol mekanizmaları yükü
durumlardan şüphelenilmelidir [2).
iyileştirineye ve en azından belirli bir değerde tutmaya
III.2 Dinamik Yük Modelleri
eski konumuna döndürülmeye çalışılır.
çalışmaktadır. Aktif yük
Bu tür modeller zamaıun herhangi bir anında aktif veya
saniyede mekanik ataletlerine uymak için çabuk bir
anın bir öncesi ve bir soruası anlarının bir fonksiyonu
şekilde cevap verirler.
olarak ifade edilmesi şeklidir [6].
Gerilimin yavaş azalması
problemler
yükler
çalışır. Bunlar 1 O sn ve daha uzun bir sürede yükü ilk haline getiımeye çalışırlar. Reaktif güç şönt
yüklerinin modellenınesi için, toplam yük modellernesi
kompanzasyonların reaktif çıkış gücü ile iyileştirilir.
esas alınarak bir model kullanılır. Çoğu durumlarda bölümlere ayrılabilir Güç
ifadeleri
tanınılanabilir;
(zp
ve
ZQ
yükleri
kendi
iii -Sabit
bazı
aralarında
halde
aşağıdaki
fonnüller
ile
yükler
V
sıcaklık
ve
manuel
halde,
Düşilli geri.lirn tarafında kademe de ğiştiriciler
(3. 2a) ..---. -..
\
(3.2b)
modelin
tı.A)
�yük.
Kap asıw.ı P.�senkt·on motor Diğeı yüldet · ......
yük dinamikleri ile ilgili boyutsuz durum sürekli
omik
[2).
V ( )a..t P =zp Po Vo V Q z0Q o (V )�' o
değişkenleridir),
enerjili
kontroller tarafından ilk durumlarına dönüştürülür
[8].
geçici
diğer ekipmanların
regülatörleri yük tarafındaki gerilimi iyileştirmeye
Bir çok yük bileşenlerinden oluşan dağıtım tesisleri
tesislerinin
ve
otoınatik kademe dcğiştiriciler ve dağıtım gerilim
kolay bir şekilde adreslenemez.
dağıtım
devre
güç yüküne iyi bir örnektir. ii- Büyük güçlü servis ve dağıtım transformatörlerinde
Yüklerin
nedeniyle
eşdeğer
yavaş dinamikleri yüzünden bu tür yükler sabit aktjf
yük davranışlan çeşitli hava şartlarında gece ve gündüz bu
Bu
motorun eylemsizliği yüzünden aniden değişmez.
dağıtım tesislerinde de bu değişim farkedilebilir. Ayrıca
n1odellenmesindeki
geçirir.
denklemlerinden açık bir şekilde görülür. Kayma,
olduğu gözlemlenir veya benzer hava şartlannda farklı
gösterebilir.
harekete
gibi
anı veya yılın aynı mevsiminde çok büyük değişimlerde
farklılık
Kaynak tarafında ani bii
değişim derhal asenkron motoru empedans bir yük
dağıtım tesislerinin yük davranışlarının günün aynı
arasında
ü ç mekanizma tarafından
i- Asenkron motorlar aniden değişen gerilimlerde birkaç
reak:tif gücü, bara geriliminin ve/veya frekansının bu
Aynı
(P)
gerilim
-
s 'ı Sabit enetji yükU
Şekil 2. Üç ınekaııizma tarafından toparlanan gerilime duyarlı yükler.
karakteristiği;
79
Elektriksel Yüklerio Dinamik Benzetimleri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz
Bu
yaklaşımlar
mertebeden
2002)
için
basit
K. Abac1, M.A.
� �erini
dina
tüm yük bir
zaman
sabıtı
Sabit enerjili omik (terınostat kontrollu) yükler için
birinci
uygulanabilir diferansiyel eşitlik aşağıdaki gibidir.
kullanarak
� � � büyük
modelleyebiliriz. Bu tür yüklerin bağlı bulu ıd ğ
bir güç dağıtım yük barası Şekil 2 'de gösterılımştır.
(s�'
(4.2)
vardır v e gerilirnde meydana gelen bir azalma sonrasında
kondüktansın değeri artmaktadır. Arıza temizlenmesi
sonrasında
yük
sabit
gücüne
kondüktans azalmaktadır (Şekil
dönmek.te,
5).
bu
arada
Bu tür yüklerinaktif
güç cevapları ise Şekil 6'da verildiği gibi olacaktır. Kondüktansın değeri simulasyon boyunca sabit ve 1 pu
(4.1) �n'
alınmıştır.
kabul edilir. u.�
-G
zaman sabitidir. Burada da motora benzer bir durum
H eylemsizlik sabiti, şeklindedir. Formülde; mekanik kayıpları da içeren mek anik torktur ve sabit '
2 PoiV
=
Burada 'TL' teımostat yükünün topadanması için gerekli
azalacaktır. Asen.kron motorlar için uyg ulanabilir birinci mertebeden diferansiyel denklem;
s)
G
Tı
Bu yüklerin durum değişkenleri sırasıyla motor için ıt kademe değiştiriciler için kademe oranı (r) ve sab için yükler kontrollu) (teınıostat omik enerjili kondüktans ( G)' dir. Her bir durum değişkeni sıfırdan başlayarak artacak maksimum değerlere vardığında
2H s= Tm(s)- Te( V,
Yalçın, H. Gelberi
1.2
,....--,.-,r----r---ı.---r---ı---ı.r---.ı--,
1.15
'"
'-·-l
"
0.25
ı
�
. ..
.
... _____
11
.........
.
-
...
··.�·
-
ur-----..--.-----,
... ..
0.2 ı-
1.1
-
...
1
•
•
•
ll
f
...
E o.15� �
•
lll
1
11---...J
J 7. ·-l . . . . . . . -..J-
•
:ı
�
.
O. OS f-
.
.
_ _ __ ,
""
.
. .
0.9
0.1 r
o
.
... .
0.95
.
....
.
.
,
.
.
,
,
.
....
.
.
0.85
ı
ı
2
3
ı
4
•
•
.ı
ı
ı
5
6
7
8
9
t(s)
1
o. a l-----'--.....1--"----'---ı.---ı-..---J 9 2 3 4 5 s 1 e ıo o
t(s)
Şekil 5. Teımostat kon t ronu omik yüklerin kondüktans değişimi.
10
Şekil 3. Motor yükleri için kaymanın değişim
Gerilirnde meydana gelen bir azalma sonrasında kaynıa
artmaktadır.
3'
Şekil
de
görüldüğü
gibi
yüklerinin
da azalmaktadır.
kayma güç
değişimleri
ise
1.15
arıza
Asenkron motor
Şekil
4' de
ki
... 1,1
temizlenmesi sonrasında motor sabit gücüne dönmekte
bu arada
ı,---.__... ----..--,
ı .
1.2
s-
t
ı
1.1
o..
� 1.05
gibi
o Ol .,._
olmaktadır. Makalede verilen sonuçlann elde edilmesi
�
için, kullanılan eşdeğer devre parametreleri EK' de
ı.ot
·�-·
·: u
L._,
·
-
.
....-
J -
. . . � .� •-:, �� . � � . �--! , ,. . . ..... �--=-
11
------..
0.95
verilmiştir.
0.9
•
•
•
•
0.85
'
·�
0.8 '------1---'--'--ı....---L---l--' 4 5 s 1 8 9 ıo o 1 2 3
'·''
1.1 -
ı,ı
ı
...
1-
..
'5,
..
•
0.9 i"
··-· ı
.
...
o.
t(s)
...
ı. 1
.
•
ı
r-· ...
..._
ı
..
.... . . . ....
•
.
• �..,
_ _
•
.
..
...ı
Şekil 6. Termostat kontrollu omik yükterin gerilim değişimine karşı
.
aktif güç cevabı.
.
.
)
•
•
"
Kademe değiştiriciler için de durum yine benzerdir. Bu
.
!':: -
.ır::
tür yilider içinde uygulanabilir bir diferansiyel eşitlik
c(
0.8 r
aşağıdaki gibi yazılabilir.
-
0.7 r
06
ı
2
•
'
3
4
1
5
(4.3)
1
•
'
•
6
7
8
9
t{s)
�ekll 4. Asenkro n motorun ge rilim değiştmine karşı verdiği
10
Burada
aktif gtiç
cevabı
Tc zaman sabiti V2 kontrollü gerilim
referans gerilimi
80
r
V2°
ise kademe değiştiıicinin dönüştürme
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cıli, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Elektriksel Yüklerio Dinamik Benzetimleri
K. Abacı, M.A. Y alç ın H. Gelberi ,
oranıdır. Bu )'ükler için durum değişkeni
ile güç
r
VI.
değişimleri sırasıyla Şekil 7 ve Şekil 8' de verilmektedir.
EK eşdeğer devre
Evsel asenkron motor tipi yüklerine ait
1.�:1 .....----...,.---.---,
parametreleri aşağıdaki gibidir:
12
Motor için;
1.15
�o
� "O il)
Cil �
rs:0.077 pu, x.,= 0, 1 07 pu, rr =0.079 pu, Tm= 1 pu
105
11------'
0. 95
ı
..
[ 1]
f-·
l� l .
0.9
.
·,'
.. ·-'"'"
•·•
'
'
'
.
" ...
'
•
•
•
[2] 'Taylor C.W., "Power System Voltage Stability,,
�
EPRI Power System Engineering Series, McGraw Hill,
O . B L-----.... ____ ..._ _...__ _______..j 10 5 15 o
Şekil 7.
Tuncay N. , "Elektrik Enerji Kalitesinin Tammı",
Elektrokent perpa dergisi} Ocak-Şubat 2001
>O•O•-Oo• �•00-0•1'0'0•"0"••
•••
o. 85
2.22 pu, Xr=0.098 pu,
VII. KAYNAKLAR
lll
.
x���=
1994 [3] Chiou Y.C., Huang T.C., Kao S.W., "Dynamic Load
t(s)
Kademe değiştirici dönüştürme oranının değişimi.
Modelling in Taipower System Stability Studies',, IEEE Vol. lO) No.2,
Transactions on Power Systems,
913, May 1 995 [4] Wang Y.,
ı 1b r-----...,.-----.--,
...
,..
ı
__
University of Auckland, May 1 997
_...
[5] Machowski J., Bialek J.W., Bumby J.R., "Power
...
.._,
V. .;] Ol
Load Modelling",
Department of Electrical and Electronic Engineering,
ı·� l.__
:;a. 1. 05
System
Preliminary report} prepared for Transpower NZ Ltd,
ll
1 1
"Power
pp.907-
System Dynamics and Stability", John Wiley & Sons,
. ., --,. , . � . � .� ,. . . ...-- ..._.).. ..'-...
....
England,
-
[ 6]
1 997
IEEE Task Force on Load Representation for
Dynaınic
Performance,
uLoad
Representation
for
Dynami c Performance Analysis'', IEEE Transactions on
0.95
Vo1.8 No.2, pp.472-481 , May 1993
Povver Systems, ı 0.9 '------'--L---'---� 15 o 5 10
Şekıl 8. Kademe değiştiricin in
[7]
Yalçın
Kararldığının
t(s)
Doktora
gerilim değişinıine karş1 verdiği aktif
İstanbul,
güç cevabı.
:rvı.A., Yeni
Tezi,
Bir
İTÜ,
Sistemlerinde
Yaklaşımla
Geıilim
incelenmesi",
Elk-Elektronik
Fakültesi,
1995
[8] Cutsem V.T., V.
"Eneıji
Youmas C., "Voltage Stability of
EJectric Power Systems", Kluwer Academic Publishers,
SONUÇLAR yüklerin
2001 [9] Chiou C.Y. , Huang C.H., Liu A.S., Chen Y.T., Li
karakteristiklerini bilmek çok önemlidir. Zaten gerilim
T.H., Lin C.J., Chiang H.D., Yuan J.L., "Development of
kararlılığını çoğunlukla yül<ler bozmaktadır. Y üklerin
a
Gerilim
çalışmalarında
kararlıhğı
Micro-processor-based
Transient
Data Recording
adım gerilim değişimlerine karşı verdiği cevaplar bazen
Systen1 for Load Behavior Analysis", IEEE Transactions
sistemi
on Power Systems,
kritik
noktalara
taşıyabileceği
gibi
gerilim
çökmesine de neden olmaktadır. Bu çalışmada,
güç
Vol.8, No.2,
pp.16-22, Februaıy
sistemi yüklerinin gerilim değişimlerine karşı verdiği
1995 [10] Xu W., Mansour Y., Hydro B.C. "Voltage Stability
cevaplar
Analysis Csing Generic Dynamic Load Models", IEEE
asenkron
araştınldı. motorların
Simulasyon çok
hızlı
sonuçlarına
bir
biçimde
göre cevap
Transactions on Power Systems,
verdikleri ve sabit güçlerine dönme eğiliminde oldukları, bunun yanı sıra
aynı koşullarda termostat kontrollu
yiiklerin
uzun
daha
bir
sürede
486, Febıuary 1 994
toparlandıklan
gözlemlendi. Toparlanan yük dinamiklerine örnek teşkil eden kademe değiştiricilerin ise çok yavaş kaldıkları, ayrıca diğer yük] erin aksine gerilim azalmasına karşılık güç arturu
ile cevap verdikleri izlendi. Bunun temel
nedeni olarak; hat sonundan çekilen gücün kademe oranı
1 le ters orantılı olan gerilinlin bir fonksiyonu olduğu sonucuna varıldı.
81
V ol.9 No.l, pp.479... >
Fiber Takviyeli Polimer Uygulamalannda Yapışma Yüzeyi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kalitesinin Kompozit Performansana Etkisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
K. Yılmaz, M. Akçil, A. Çelik
FİBER TAKVİYELİ POLİMER UYGULAMAL ARINDA YAPIŞMA YÜZEYİ KALİTESİNİN KOMPOZiT PERFORMANSINA ETKİSİ Kemalettin Yılmaz, Mustafa Akçil, Abdullah Çelik
..
Ozet
-
Oldukça yaygın bir kullanım alanına sahip
Fiber
Takviyeli
(FRP)
Polimer
I.GİRİŞ
kompozit
Kompozitler, birbirleri ile uyum sağlayacak ara yüzeylere
malzemelerin bir kısmı kumaş ve laminat formunda
sahip iki veya daha fazla farklı malzemenin bir araya
üretilmekte ve mevcut elamanların yüzeyine dıştan
getirilmesinden elde edilen ve gelişmiş yeni özelliklere
yapıştırdara k uygulanmaktadır. FRP malzemesinin,
sahip
kapladığı nıalzeme ile bir bütün oluşturup ınonolitik
Polimer,
aderansın olması gerekir. Bunun sağlanıp, mükemmel yapışmanın
gerçekleşmesi,
öncelikle
kalitesinin yeterli nitelikte olmasına
yapışma
yüzeyi
-
kompozit
gücüne
yapışma
performansı,
de
between
FRP
•
perfect bonding is firstly related to suffıcient surface important step of principles
which
application. In contain
surface
this study, the for
application and wrapping methods to make effective
..
kimyasal
Aderans
FRP
ile
güçlendirilecek
yapı
ve
arasmda
fıziksel yardımcı
kullanılır.
üretilme gayesine
Fiber
do ğrultusu,
sürekliliği,
•
Reçineterin mekanik özellikleri
•
Temas
yüzeylerindeki
aderans
Fiber Reinforced Polimer (FRP), bonding
surface quality, composite
yapılacak
artıncı
kuvveti
the FRP composite performance, were declared.
Keywords
tutulurlar.
göre
ler,
göre
kompozitin
şekli
ve
kompozisyonu
the most
preparing
tabi
FRP
çalışmasını etkileyen ana faktörler şunlardır;
monolitik behaviour. To make this possible and obtain is
bağlıdır.
matrisle aralanndaki etkileşimin dışında
and
wrapped material interface to display composite and
quality. Therefore, surface treatment
ve
değişir. Yükleme şekilleri ve fiberin birlikte çalıştığı
bonding to the surface of structural members. There adlıerence
uzay
olan etkileşimine bağlı olarak
Kompozitlerin performansları
fabric and laminate and applicated by externally excellent
denizcilik,
malzemeler hem fiber le kendisinin oluşturduğu FRP, hem
Fiber Reinforced Polimer ( FRP) commonly
be
otomotiv,
durumuna
uygulamaların
used in different fields is produced in the form of
must
özellikleri
da kompozitin performans ı, bileşenlerinin yapısına ve
işlemlere -
geliştirilmiş
dağıtılır. Gerilmeler matris içerisinde ne kadar iyi dağılsa
aderans.
Abstract
inşaat,
tekrar fiberin matrisle
kaplama
Fiber Takviyeli Polimer, FRP,
kalitesi,
yıllarda
daha fazla yük taşırlar. Çünkü, matrise etkiyen gerilmeler
biçimlerine ait prensipler açıklanmıştır.
Anahtar Kelimeler
son
Fiberler yalın halleriyle içinde bulunduğu matrise layasla
FRP kompozitin performansını etkin kılabiirnek için ve
malzemeler
havacılık sektörlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
aşaması olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada, yönelik yüzey haztrlama
FRP),
Günümüzde
Bu
nedenle yüzeyin hazırlanması, uygulamanın en önemli
uygulamaya
Bu
sayesinde oldukça geniş bir uygulama alam bulmuştur.
yüzey
bağlıdır.
sistemidir[ 1].
içerisinde fiber takviyeli polimerler (Fiber Reinforced
davranış gösterebilmesi için temas yüzeyinde iyi bir bir
malzeme
bir
perforınance, adberence.
K.Yılmaz, M. Akçil; Sakarya Üniversitesi Öğretim. Üyesi, SMYO, Adapazarı A. Çelik ;Sakarya Üniversitesi, Doktora Öğrencisi, Adapazarı
Şekil l. Çift yönlü dokunmuş
82
fiberJer.
ve
yapışma
SAU
Fen Bilimle
ri Enstitüsü Dergisi
Fiber Talcviyeli Polimer Uygulamalaranda Yapışma Yüzeyi Kalitesinin Kompozit Performansına Etkisi
6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
K. Ytlmaz, M. Akçil, A. Çelik
Tablo l.de görüldüğü gibi elastisite ınodülü ve çekme dayanımı en yüksek olanı karbon fiberlerdir. Kopma
Tek yönlü fiberler anizotropiktir. Fiberler maksimum dayanımını lif doğrultusunda gösterirler. Şekil l .de görüldüğü gibi çift doğrultuda düzlem ş e kildeki
uzaması en fazla olan
fiberler her açıda farklı dayanıma sahiptir[2]. II.
durum Şekil 3 .de de görülmektedir.
FİBERLERİN ÜRETİMİ VE ÖZELLİKLERİ
N/mm'
Yüksek sıcaklıklarda eritilen ca:m,karbon ve aramid gibi malzemeler, süzülerek
ince
(kılcal)
akıtıtırlar,
püskürtül ere k
aniden
delikli
bu
tanktan
bir
soğutulur
ve
devanuı
2500
aşağı
üzerlerine
esnada
ise PVA fiberlerdir.Benzer
su
2000
dönen
makaratarla hızla çekilerek sündürülürler, bu gerdirme
işlemiyle mikron seviyesinde kalınlıkta fiberler meydana gelir. Bu fiberlerin reçinelerle iyi bir aderans yapması
ffJ
1500
.JP
(!)
için üzerlerine yüzey iyileştirici (Silane gibi) malzemeler kaplamr [3]. Bu aşamalar Şekil 2.de şematik olarak
,1
1000
/1
/...
,/ /'
//
/
Polyester
/
/ <
gösterilmiştir. 500
I.J',.._.
4�
/
/'
/
•
·-· ···· ··· ···· ............... ··· · ······· ·-·
.
....
.
·
Stae/
Eriti Imiş Hammadde
Şe kil 3. Fiberler ve çeliğin gerilme- deforrnasyon diyagramı.
*Yüksek Soğutma
Su
Derecesi ve
Üretilen fıberlerin karekteristik: gerilme - deformasyon
Yüksek Sanm
diyagramı ile diğer nitelikleri çelikle birlikte kıyaslamalı
Hızı
olarak
*Zaman peryodu: milisaniye
Şekil
3.de ve Tablo
diyagramda görüldüğü gibi
l .de gösterilmiştir. Bu karbon,
birbirlerine yakın seyrederken polyester fiberlerde sapma
Fiber
İyileşlirme iler iki
daha fazla olmaktadır.
imalat
Tabi o2.
Sah t alarına
Çeşi
lt i fiberler le
çel i ği
n özelJiklerinin kıyaslanınası [ 4]
Şekil 2. Fiberterin üretinı aşamaları.
Fiber çeşitleri Özellikler
E1astik1ik
62- 142
Karbon
290-400
Cam
72-78
PVA
8-28
dayanımı
241 o- 3150
2400-5700
3300-4500
870- 1350
(Mpa)
Özellikler
Aramid
Karbon
- l ass EG
Çekme dayanımı
+
++
+
+
Uzun dönem dayanın1ı
o
+
o
+
Ani yüke dayantroJ
++
+
-
+
Farkh doğrultudad ayan.
-
o
-
+
uzamast
(%)
l ,5- 4,4
0,3-ı ,8
4,8-5,0
Çeli ği
*
Al kali lere karşı
o
+
-
++
*
Asidi k ortarolara karş1
+
++
+
-
*
Karbonatıaşmaya karş1
++
++
++
++
++
+
Ağırl ık Kopma
Germe
Durab1lite
modülO (Gpa)
Çekme
Ön
Fiber
Tablo l. Fiberlerin mekanik özelliklerinin değişim arahğı[4]
Arami d
aramid ve cam
deformasyon diyagramı
(E-glass) fiberlerin geritme Yüzey
15
10
5
o
9,0-l7,0 (-)Zayıf,(+) İyi, (++) Mükemrnel,
83
(O)
Etkisiz.
-
SAU
Fen Bilimleri
Fiber Takviyeli Polimer Uygulamalarında Yapışma Yüzt)i
Dergisi
Enstitüsü
Kalitesinin Kompozit Performansına EtJOsi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
K
Fiberler, çelikle karşılaştırıldığında oldukça yüksek bir çekme dayantınma sahip oldukları göıülmektedir. Ancak, düşük yetenekleri yapma deformasyon fiberlerin Tablo 2.de olduğundan gevrek davramş gösterirler. verilen karşılaştuınada fıberlerin genelde hafiflik durabilite yönüyle oldukça iyi olduğ u görülmektedir.
..
Yılmaz, M. Akçil, A. Çelik
sıynlma veya beton pas tabakasım alarak ayrılması söz konusu olabilir. Betonarıne yapılarda çelik, beton tarafından kuşatıldığından beton içerisinde kalmaktadır, sıyrılma veya betonla farklı hareket etme eğilimi yoktur, monolitik davranış
ve
gösterir.
kumaş ve
Ancak FRP
laminatlar yüzeye iyi tutunamadıklartnda bu davranıs'ı gösteremezler. Kumaşların, larninatlara göre yüzeye daha iyi uyum sağladıklanndan yapışma gücünün de daha ıyi
m. EPOKSİ REÇiNELERİ
olduğu
Yüzey
hazırlığı
için
uygulama
aşamasında yapılması gereken işlemler sırasıyla şöyledir;
Reçine matrisinin üç ana görevi vardır[4]:
•
Hasar göıınüş yapı elamanlarının yüzeyleri tamir
•
FiberLeri birbirine bağlar.
•
Fiberler aras1nda yük transferini sağlar .
kalın çatlaklar ve oyuklar ise epoksi esaslı
Fiberleri çevrenin zararlı etkilerinden ve mekanik hasarlardan korur.
Eğer, beton paspayı tabakası korozyon sonucu
•
Bu
görülmüştür.
reçineler,
dönemlerde
havacılık, beton
uzay
,
savunma
(tamir
için
ve
ve
hasar görmüş veya karbonatıaşmaya uğramış ise bu tabaka tamamen kaldırılıp temizlenmelidir.
son
güçlendirme
•
özelliklere sahiptir. Epoksilerin değişik akışkaıılıklarda
•
kısmen
Köşeler ve keskin kenarlar yuvarlatılmalıdu, aksi halde bu bölgeler laminasyonun ve süreklilığİn
ve çok sayıda kür yardımcısı veya sertleştiriciyle beraber yapısı,
bozulma.sına neden olur. Dış ve iç açılar Şekil4.de
kür
göıüldüğü gibi kavislendirilmelidir.
edilerek veya genel olarak "prepreg" ismiyle adlandınlan ileri kür sisteınleriyle kullanılmasına imkan tanır. Eğer "prepreg" takviye fiberlerini de içeriyorsa
Betonanne Kiriş
meydana
gelen yapış yapış haldeki lamine, bir kalıba yerleştiiiierek
.
-
oda sıcaklığında sertleşmesi beklenir.
i
lı;
. .
'
••
ve
.
•
•
1
.
. ..
.
.
•
•
uygulanacağı
•
•
t.
..
-4
.
.
. '; . ..
��--· : t'
-
...
·:
lt •
(r= 1-3 mm)
"' - '
FRP Kumaş
-. •
�
•
durumuna da bağlı olarak FRP sistemlerinin hangisinin,
.
-
•
elamanın
.. . t• . ••
•
•
ı
.. �,
.• •
.
1
IV. FRP YÜZEY HAZlRLAMA ESASLARı sonucu
.
..
'.
.
.
�
..
.
proje
"' t.
-·
•
. . .
Yapılan
sn
püskürtme yöntemi ile temizlenmelidir.
spesifik durumlarda faydalı olabilecek net belirlennıiş
Epoksinin
Temas yüzeyindeki yapışmayı engelleyici toz, ya� kir gibi tabakalar kumlama ve yüksek basınçlı
olduğu gibi, ileri telmolojilerde kullanılır. Bu malzemeler
mümkündür.
harçlan ile doldunılmalıdır.
mukavemetli tamir
maksadıyla) üretilen ilk nes il FRP ürünlerin çoğunda
temini
ile! yüksek
edilmelidir. İnce çatlaklar epoksi enjeksiyonu
.
. ..
•.:.. ı
ne şekilde kullanılacağına karar verilir. Bu uygulamanın tün1ünde
değişmeyen
işlem,
epoksinin
karıştırılarak
uygulanacak yere ve malzeme yüzeyine sürülmesidir. Ortanun sıcaklığı belli bir dereceye ulaşmadan epoksi ile
Şekil 4. iç ve dış köşe1erin kavis1endirilmesi
sertleştinci reaksiyona girmezler. Çok sıcak ortamlarda ise reaksiyon hızı artarak kısa Betoııun
standart
ortam
sürede kristalleşirler.
koşullarında
28
günde
•
tamamladığı kabul edilen dayanırmnı, epoksiler 7 günde
astar sürülmelidir. Eğer yüzeyde neın
tamamlarlar ve ortam sıcaklığına göre 30 dak. ile 1 saat
giderilemiyorsa
arasında kristalleşirler. Burada dikkat edilmesi gereken kristalleşme
yapıştırma
başlamadan
işleminin
FRP'
bitirilmesidir.
nin Bu
neme
varsa ve
dayanıklı
asta:
kullanılmalıdır. Astar kuruyunca yüzeydeki hafif girintiler epoksi dolgu malzemeyle
en önemli husus, reçine ve sertleştinci kanştırıldıktan sonra
Ten1izlenmiş yüzeye fırça veya rulo ile epoksi
yüzeye
doldurolmalıdır.
uygulama
esnasında gözlerin ve ellerin koıunması için gerekli
•
önlemler alınmalıdır.
Döşeme arasında
uygulamalannda laminat şeritlerin kalan
sürülmemelidir.
FRP malzetneler için yüzey hazırlığı uygulamada en önemli aşama olarak kabul edilmektedir(6]. Çünkü, bu
içerisinde
nem
boşluklara
B etonun
hava
barındırnıaması
epoks1 alması ve için
buna
uyulması gerekir. Bilhassa köprü tahliyelerının
malzemeler dıştan uygulandığından temas yüzeyinden
84
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı
Fiber Takviyeli Polimer Uygulamalarında Yapışma Yüzeyi
(Temmuz 2002)
Kalitesinin Kompozit Performansına Etkisi K. YıJn1az, M. Akçil, A. Çelik
altlarının alınan
tamamen
nemin
kaplanması,
içeride
yukarıdan
hapsalınasına
Döşemelerde genelde eğilnıeğe karşı güçlendirme yapılır.
neden
Bu nedenle FRP laminat şeritler veya ku maşla r açıklık
olacağından sakıncalıdır.
bölgesinde alttan iki yönlü, mesnet bölgesinde ise üstten yapıştırılarak uygulanır.
V. MALZEMENİN UYGULANMASI FRP
kumaşlar,hazırlannuş
yüzeye
epoksi
Tarihi yapıların kubbelerindeki hasarları gidermek için
sürülerek
FRP sistemler dıştan
yapıştınlır. Kumaş ve epoksinin yapıştınldığı yüzeyle arasında
hiç
hava
boşluğu
olmamasına
klirşun kaplandığında yapılan güçlendirme belli olmaz ve
özen
tarihi doku bozulmamış olur. Şekil 6.da görüldüğü gibi
gö s teril melidir. Yüzey hazırlığı yapılmış bölgeye epoksi sürüllliken
bir
taraftan
da
FRP
kunıaş
taş kemerleıin üzerinden veya altından FRP uygulanıası
epoksiye
yapılarak taşlaı·ın sarsıntı anında birbirlerinden ayrılması
doyurulur. Kumaşlarda sıyrılmaya karşı gerekli yerlerde
engellenir.
ankraj yapılmalıdır. Yapılan bazı testl er kum serpilir, daha
som·a
üzerine
sıva
kaplarur.sonucu kuınaşı,
veya
koruyucu
boya
ile
kullanılacak bölgenin en az
1 Ocm dışına taşuınanın yeterli olacağı ileri sürülmektedir
[7].
uygulanırlar ve tekrar üzerieri
FRP Kumaş
Yapıştıncılar
Şekil 5.de bu durum gösterilmiştir. FRPler kirişin
e ğ ilme bölgesinde boyuna, kesme bölgesinde ise 45C0 ve 135C0 açtlarda uygulandığında maksin1um performans
gö sterirler. Yine kumaşlarda ek yapılması isteniyorsa en az
1 Ocm bindirme yapılnıalıdır. Eğilme bölgelerinde tek
ve
sürekli parça kullamlmalı, ekleme yapılmamalıdrr.
Yapıştııma işlemi sona erdikten som·a FRP malzeme üzerine kum serpilir. Daha sonra üzerine sıva veya koruyucu boya kaplanır.
Şekil 6. Taş Yapılarda FRP Uygulaması
Ankraj Bölgesi
FRP
laminatlar
fırınlanmış,
ise
sert
önceden
levha
epoksi
biçiminde
emdirilerek
malzemelerdir.
Genişlikleri 1 -1 Ocm , kalınlıkları 1 -1 ,5nmı arasında rulo
+
halinde
olup
uygulanacağı
uzunluklara
göre
kesilirler. Laminatlar, kumaşlarda olduğu gibi yüzeye epoksi ile yapıştınlır. FRP larninatların eğilmeye karşı
Eğilme Bölgesi
değişik
bir
kullanım
şekli
uygulamasıdır.Güçlendirilmek
de
istenen
slot
(yarık)
yüzeyde
FRP
laminatın gireceği genişlikte bir oyuk açılır, içerisine Şekil
5.
FRP'nin
ankrajlama
için
eğilme
bölgesi
epoksi d oldurulur ve laminat bu oyuğa yerleştirilir. Bu
dışına
la�ırı lması.
yöntem, aıutsal eserler ve tarihi yapılar için ideal bir
Kolonlarda süneklik, kesme dayanırru,basınç dayanımı ve
sistemdir. Kiriş yüzeylerine fiber kumaş ve laminatların
sisn1ik dayanınun artırılması için kumaşlar enlemesine
uygulama biçimleri Şekil 7.de gösterilmiştir.
sarılmalıdır. Yapılan testlerde FRP sanlı kolanıann artan
sismik ve tekrarlı yüklere karşı,daha fazla deplasman
VI. SONUÇ ve ÖNERİLER
yaparak enerji sönümlendirdiği göıiilmüştür [8].
B u çalışmada elde edilen sonuçlar özetlenecek olursa
Duvarlarda ve yığına yapılarda uygulama, aralannda belli
rnesafe bırakılan şeritler halinde yapılır. Şerit genişlikleri
şunlar söylenebilir;
ve ara n1esafeler uygulama yerine göre değişir. Şeritler
•
enine ve boyuna uygulanabileceği gibi çapraz olarak da
Malzemeyi
uygu larken
önemli husus yüzey
uygulanabilir.
dikkat
edilecek
en
hazırlanmasıdır. Aderans
ve yük aktarımının sağlanabilmesi için yüzeyin temizliği ve köşelerin kavislendirilmesi en iyi şekilde yapılmalıdır.
85
Enstitüsü
SAU Fen Bilimleri
Fiber Takviyeli Polimer Uygul.amalanoda Yapışma Yüzeyi
Dergisi
Kalitesinin Kompozit Performansına Etkisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
K. Yılmaz, M.
U Şeklinde Sanlrruş
Tamamı Sanlmış
Akçil, A. Çelik
Sadece kesme yüzeyi sarılm1ş
1"'
,.
Etriye Tipi Kaplama
Şekil 7. Kiriş kesitjndeki fiber yüzey kaplama biçimleri ve yönlerine göre fiber uygulama şekilleri.
•
Tezi, Sakaıya Üniversitesi Fen Bilimleri Enst.,Adapazan
Temas yüzeyindeki yapışma yeterli olduğu takdirde
2001
ancak, kapladığı elamanla birlikte hareket etmek
[5]Eriç, Murat "Yapı Fiziği ve Malzemesi" İstanbul 1994
suretiyle yeni yük dağılımında kendilerine düşen
[6]Thomas, Jay "Externally Bonded Carbon Fiber For
payı alabilirler. •
o lduğu
yerlerde
FRP
kumaş
[7]Faza,Salem
ve
Proceedings,
4th
Materıal
S.
''Fiber
Composite
Wrap
for
laminatlar enine sanldığında daha etkili olurlar.
Rehabilitation of Concrete Structures" Proceedings, 3th
Eğilme dayanımının artırılması istenen kiriş ve
pp.1135-1139
Material
döşeme gibi elemanlarda boyuna uygulanması
•
Concrete"
Engineering Conference, , DC 1996 pp.924-931
Kesme kuvveti, süneklik ve basınç dayanınunın yetersiz
•
strengthening
[8]Ehsani
Engineering M.R.,
Conference, Saadatmanesh
San
Diego, 1994
H.
"Seismic
etkinlik sağlamaktadır.
Strenghthening of Circular Bridge Pier Models with
Yapılan işin durumuna ve önemine bağlı olarak
Fiber Composites" A CI Structural Journal 1996, V93,
FRP
kumaşlar
sayılarında tamamı
farklı
kalınlık
uygulanabileceği
sarılarak
veya
ve
gibi
şerit
No:6
tabaka yüzeyin
biçiminde
kaplanarak da uygulanab ilir.
KAYNAKLAR and
R., "Shear
[1]Ehsani,M uhammed
Flexural
Strengthening of RJC Beams with Carbon Fiber Slıeets" Journal ofStructural Engineering, June 1997
[2]ERI (Extemal Reinforcement Incorporated.) "Short Courses" Arizona 1995 [3]H.F.Wu, Silane
D.W .Dwight,and
Coupling
Performance Compos ites,"
of
Agents
N.T.Huff,
on
the
"Effects
Interphase
Glass-Fiber-Reinforced
Composites
Science
&
of and
Polymer
Technology,57,
1997, pp. 975-983. [4 ]Çelik,
Abdullah
"Fiber
Takviye!i
Polinıerler
ve
Mühendislik Yapılarında Kullanım Alanları", Y.Lisans
86
Kalite Yönetim Sistemeiri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
T. Çakar, M. Serdar
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ
Tarık Çakar, Mahmut Serdar I. Gİ RİŞ
Özet -Toplam Kalite, sürekli maliyetleri düşürmeyi ve müşteri memnuniyetini yükseltmeyi hedef alan bir yönetim sistemidir.
Kalitenin artık her alanda daha fazla konuşulduğu bu günlerde TKY,
orgaoizasyonda
EFQM,
oluşturulmasını
ve
iş
geliştiritmesini
üreten
stratejileri sağlayan
ISO 900 1
şirketlerde bir gereklilik hatta daha ötesi bir
zorunluluk olduğu herkes tarafından kabul edilen bir
bir
toplam kalite tekniğidir.
gerçek haline gelmiştir.
ISO 9000, kalite güvence sisteminin kurulması için
Bugün
gerekli elemanları açıklayan ve kılavuzluk eden kalite
çalışmalannın
standartlar
yönetim
serisidir.
Kalite
ve EFQM'in ürün veya hizmet
birçok
sağladığı
yönetim
firma,
uzun
IS O
getirisinin,
pazar
vadede,
prestijinden
sürekli gelişme
900 1
kat
sertifikasının
kat
fazla
olduğu
sistemini kurmak ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak
görüşündeler. Amaç ve hedefleri belirlenmiş ve bütün
isteyen firmalar bu standartlardan yararlanmalıdır.
çalışanlara yayılrnış,iç ve dış müşteri menmuniyeti ile sürekli gelişmeyi ön planda tutan iyi kurulmuş bir kalite sisteminin.,
Anahtar kelimeler- Toplam Kalite,EFQM, ISO 9000 Abstract - Total Quality is focused
on
continual
management
increase
in
üretim,
customer
that
aims
satisfaction
iade,
hurda
ve
şişmiş
stoktan
kaynaklanan
maliye tl eri azalttığı göıülmektedir.
a process that people system
verimliliği artırarak tamir ,babm, yeniden
at •
•
at
II.KALITE NEDIR?
continually lower real cost. Kalite,
EFQM is a tecnique of total quality to develop and implement succesful business strategies throughout the organization.
bir
ürün
belirlen e n
veya
derecesidir.
Bir
veya
hizmet
olabilecek ülkenin
ile
ilgili
özelliklerin
ihtiyaçları
karşılama
kalkınmışlık
düzeyinin
en
inandırıcı delili, kuşkusuz ürettiği mal ve hizınetlerin kalitesidir.
The ISO 9000 series is a set of generic standards that provide quality management guidance and identify
[ 1]
III. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ NEDİR?
generic quality system elements necessary to arehive quality assurance. An individual company determines
Toplam Kalite Yönetimi (TKY),
how to implement these standards to meet its spesific
iç ve dış müşteri
beklentilerinin aşılmasını temel olarak alan, çalışanların
needs and the needs of its customers.
bilgilendirilip yetkilendirilmesini ve takım çalışmasıyla tüm süreçlerin sürekli iyileştirilmesini hedefleyen bir
Keywords- Total Quality,EFQM, ISO 9000
yönetim felsefesi olarak tanımlanıyor. Bu özelliği de onu diğer yönetim anlayışlanndan farklı lalıyor.
Kısaltmalar: Toplam Kalite Yönetimi -TKY Kalite Yönetim Sistemi
�
TKY, tüm proseslerin, ürünlerin ve hizmetlerin tam
KYS
katılımıyla geliştirilmesi, müşteri tatmininin arttırılması ve müşteri bağlılığının yaratılması amacıyla işletmede alınan
sonuçların
sürekli
iyileştirilmesine
dayanan,
müşteri beklentilerini her şeyin üzerinde tutan ve müşteri tarafından yürütülmesi
T.Çakar, SAÜ
Endüstri Mühendisliği Bölümü
oluşturan
M.Serdar, SAÜ Fen Billmleri Enstitüsü,Y. Lisans Öğrencisi, Esentepe,
tanımlanan sırasında modem
tanımlanabilir.
Sakarya
87
bir
kaliteyi,
ürün
ve
yönetim
tüm
faaliyetlerin
hizmet
bünyesinde
tarzı
olarak
da
Kalite Yönetim Siste meiri
Fen Bilimleri Enstittisü Dergisi 6.Cilt, 2.SaY1 (Temmuz 2002)
SAU
işletmedeki
T.
süreçlerin
,
ürettiği
desteklenıekte ve yö nl en di rmektedir. 2. Strateji ve Planl an1a: Kuruluş, s trate jilerini nasıl oJuşturmakta, yayılınunı s ağlamakta. gözden geçirmekte
�
�a a hizmeti kullanan kişi ya da kişiler olarak bel ırlenı r . Müş teri
üriin
Bunlardan organizasyon içinde yer alanlara iç müşteri,
planlara ve faaliyetlere dönüştüııncktedir. 3. Çalışanların Yönetimi: Kunlluş, çalışanlanrun tüm potansiyelini nasıl ortaya çıkarmaktadır.
bu ürün veya hizmeti satın alanlara ise dış müşteri adı
ve
verilir.
4. Kaynaklar: Kuruluş�
lll.l. TKY 'nin Temel İlkeleri Nelerdir? TKY
temel
S
'nin
5. Kalite Sistemi ve Süreçler: Kuruluş, Kalite Sistemi
Birbirini
ve süreçlerinin yönetimiyle müşterilerine nasıl katma
tamamlayıcı nitelikteki bu öğelerden birinin eksikliği
değer yaratmaktadır.
TKY uygulamasında önemli aksaklıklar yaratabilir: İç ve Dış Müşteri Memnuniyeti: Rekabet avantajı
6. Müşteri Tatmini : Kuruluşun dış müşterilerini tatmin
etme derecesi nedir. 7. Çalışanların Tatmini: Kuruluşun çalışanlarını tatmin
sağlamak için iç ve dış müşterilerin gereksinim ve beklentileri karşılamp aş ı lmalı ve müşterj
memnu n
iye t i
etme derecesi nedir. 8. Toplum Üzerindeki Etki:
hedef alınn1ahdır. Sürekli iy ileştirme: Bütün süreçlerde sistematik olarak
etme derecesi nedir. 9. İş Sonuçları: Kuruluşun finansal menfaat ilişkisinde
Verilere Dayanma: Sistenuıtik yaklaşım için gerekli olan somut, doğıu ve sağlıklı veriler kullanılarak iş
olduğu i l gili tünı kişilerin gereksinimlerini, beklentilerini
yapılmalıdır.
ve p l anlı iş hedeflerini karşılaına derecesi
Yönetimin Kararlılığı:Yönetim TKY uygulamalannda karadı olmalı ve ça lışanl ara her konuda liderlik yapmalı, Çalışaniann
önerileriyle
nedir. [4]
V.ISO 9000 : 2000 KALİTE STANDARTLARI
TKY uygulamalarında aktif rol oynamahdır. Katılımı:
Kuruluşun, bulunduğu
çevredeki toplumun beklenti v e gereksininılerini tatmin
sürekli iyileştirme uygulanmalıdır.
Herkesin
kaynaklarını nasıl etkin ve
verimli yönetmektedir.
bulunmaktadır.
öğesi
Çakar, M. Serdar
sürekli
iyileştirme çabalarına ve TKY uygulamalarına katılımını
V .ı. ISO 9000 : 2000 Kalite Standartıarı Serisi'ni
ifade eder.
Oluşturan Standartlar Hangileridir?
[2]
111.2. TKY İçin Özdenetim Modeli :
ISO 9000 : 2000 Se risi Standartlar birbiri ile il işkil i ve birbir ini tamamlayan
Toplam kalite yönetimini uygularken özdenetim metodu Özdenetim modelinde 9 kriter yer al ır ve bu kriterlerin
ISO
her biri herhangi bir kurul uşun TKY uygulamasında ne
etkilerin
sağlanabilmesi,
liderlik
anlayışıyla
yönetilmesi
iş
daha iyi
modelinin
ve
kısnunda,
etkinliğinin
periyodik
olarak
gözden
kuruluşun
gerektiğini ortaya koymaktadır.
geçirilip
1809004:2000
kısmında
ise
iç
kapsaması
hedeflerle,
öngöıülür.
rakip
Sonuçlar
kwuluşlarla
Kalite yönetim sisternleıini mükemmelliğe ulaştınnada
ve
araç olarak kullanılabilecek genel bir dokümandır
11Stnıfında en iyi" olanlarla kıyaslamaları n olması, tüm faaliyetlerde somut iyileştirmelerin TKY uygulamaları
ISO 9011:2000 Kalite ve Çevre Yönetim Sistemleri
sonucunda elde edildiğinin görülebilmesi gerekir.
Tetkik Kılavuzu (Taslak)
IV.EFQM MÜKEMMELLİK MODELİ Nİ N
ESASINI OLUŞTURAN TEMEL KAVRAM LAR
1.
Kalite
Yönetim Sistemleri Performansının İyileştirilmesi İ çin Kılavuz-ISO 9004
entegre olması ve uygulamalann tüm süreçleri, ürün ve tümünü
ihti yaçlarıyla mevzuat
arttırabilmesi için KYS 'de ne gibi şartları sağlaması
iyileştirilmesi, yaklaşımın günlük faaliyetlere bütünüyle hizn1etlerin
bir kuruluşun,müşterinin
gereklerini karşılamak yoluyla müşteri memnuniyetini
sistematik ve önlemeye dayalı sistemlerinin bulunması, iş
önemli bir rol
ISO 9001:2000 Kalite Yönetiın Sistenlleri-Şartlar-ISO 9001
girdiler
anlaşıhp,kullanılabilmesinde
standardın
oynamaktadır.
yönlendirilmesi gerekir. Özdenetim
Sistemleri-Temel
terminoloji açıklama]arı sayesinde, diğer üç
ve stratejilerin, çalışanların, kaynaklann ve proseslerin bir
Yönetim
vazgeçilmez bir parçasıdır. içerdiği temel bilgiler ve
sonuçlarında mükemmelliğe ulaşılabiln1esi için politika uygun
Kalite
niteliğini taşımakta olup,kalite yönetim sistem serisinin
Müşteri memnuniyetinin, çalışanların memnuniyetinin olumlu
9000:2000
Kavramlar, Terimler-ISO 9000,ana standartıara giriş
kadar başarılı olduğunu görmek için kullanılır. [3]
toplumda
temel standarttan oluşmaktadır.
Bu standaıtlar;[5]
kullanılarak fııınanın kuvvetli ve zayıf yönleri belirlenir.
ve
4
Liderlik: Yönetim takımı ve tüm li derler, faaliyetleri
ve davranışlarıyla TKY kültürünü nasıl oluşturmakta,
88
Kalite Yönetim Sisteınelrl
SA U Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
T.
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
V.2. Yeni Standardın ISO 9000:1994 Standartlar
•
Serisinden Farkları
• •
Revize edilen standardın köklü bir değişiklik göstermediğini ve birçok bölümünün 1994 serisine g öre önemli ölçüde değiştirilmediğini kabul etmek gerekir. Bununla birlikte yeni standart, aşağıda kavramsal değişiklikleri sunmaktadır:
• •
belirtilen
modeli olarak kullanılan 900 1 ,9002 ve 9003 standartlan tek ISO 9001 :2000 standardı olarak modele dönüştürülmüştür. Kuruluşlar uygulama alanları dışında kalan şartları belirleyerek sistem dokümanlarında açıklayacaklardır. Proses/Süreç tabantı bir yaklaşını, Sürekli iyileştirme, Kaynaklann etkin yönetirru, Müşteri şikayetleri yerine Müşteri memnuniyetine
• • • •
FIRMAYA UYGULANMASI •
geçış.
Toplam Kalite Yönetimi ilkeleri araç olarak kullamlarak, müşteri, çahşan, tedari.kçi ve toplunı merrınuııiyeti gerçekleştirilen sürekli arttırılmaktadır. Firmada özdeğerJendinne çalışmaları ile faaliyetlerimiz ve iş sonuçlarımız, mükemmelliği esas alan bir modelle layasıanmaktadır.
VI.TKY,ISO 9001:2000 VE EFQM ÖZDEGERLENDİRME MODELİ TEMEL KAVRAMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
\lJJ.l.Kuruluş Aşamaları
VI.l Toplam Kalite Yönetimi Ana Kriterleri
• • • •
1.
İç ve dış n1üşteri menınırniyeti Sürekli iyileştirme Verilere dayanma Yönetimin Kararhlığı Herkesin Katılımı
ISO 9001 standardımn 15 Aralık 2000'de yayınlanan son versiyonu aşağıda verilen 8 Kalite Prensibine
dayanmaktadtr. 2000 versiyonu özdeğerlendirme ınetodunun 8 ana kriteri üzerine kurulmuştur.
• • • • • • •
Müşteri odaklılık Liderlik Çalışanların katılımı Süreç yaklaşımı Sürekli iyileştirme Tedarikçileıle ilişkiler Sistem yaklaşıım Verilere dayalı karar verme
V1.3.Özdeğerlendirme Modeli Ana Kriterleri • • •
TKY ve ISO 9001 'in fırınaya uygulanması ve
yönetilmesi için işletn1e müdürü lider olarak seçilmiştir. 2. Kalite yönetim sisteminin kwulması ve denedenmesi için üst kwul oluştunılmuştur. 3. Firmanın vizyon, politika ve hedefleri belirlenmiştir ve bunlara ulaşmak için kalite planları yapılmıştır. 4. Personelin görev tammları, sorumluluk ve yetki alanları belirlenmiştir. 5. Çalışanlannda iyileştirme çabalarına ve kalite yönetim sistemine katılmaları amacıyla kalite çemberleJi oluşturulmuştur. 6. Kalite el kitabı, prosedürler, talimatlar ve fonnlar hazırlanmıştır. 7. Çalışanlara iç ve dış eğitimler verilmeye başlaunuştır. 8. Ödül sistemi kurulmuş, çalışanların katkıları ödüllendirilmeye başlanmıştır. 9. istatiksel proses kontrol yapılmaya başlanmıştır. 10. Satınalmada tedarikçilerin daha iyi değerlendirilmesi satmalma veritabanı için oluşturuln1uştur. 1 1. Hatalara acilen müdahale edip, gerekli kararı verınek için iyileştirme ekibi kurulmuştur. Ekip hatalarında tarafından olası giderilmesine çalışılmaktadır.
VI.2.ISO 9001 :2000 Ana Kriterleri
•
Süreçler ve verilerle yönetim Sürekli öğrenme, yenilikçilik İşbirliklerinin geliştirilmesi Sonuçlara yönlendiıme Toplumsal Sorumluluk(6]
VII. KALİTE YÖNETİM SİSTEMİNİN BİR
.
•
Serdar
Sonuç olarak bir firmaya toplam kalite yönetimini uygularken ISO 9001 'in kurulması fırınada toplam kalite kavramlarının anlaşılınasını ve uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Kurulan sistemi denetlernek ve geliştirmek için özdeğerlendirme metodu kullanılabilir. Bu sayede fırmanın toplan1 kaliteyi u ygulamada ne kadar başarılı olduğu görülebilir. Özdeğerlendiıme sayesinde fırmanın toplam kaliteyi uygulamadaki zayıf ve kuvvetli yönleri belirlenir ve belirlenen zayıf yönlerin iyileştirilmesi için gerekli çalışmalar yapılır.
ISO 9000: 1 994 Standart serisinde belgelendilme
•
Çakar, M.
Müşteri Odaklılık Liderlik ve amacın tutarlılığı Çalışanların Katılımı
89
Kalite Yönettm Slstemetrl
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
T. Çakar, M. Serdar
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
12.
Müşteri beklentileri; ve müşteriye
iyileşme sağlanmış v e fiıma içi iletişim artınlmıştır.
müşteri istekleri, şikayetleri
yapılan
anketler
dikkate
Bu
alınarak •
Çeşitli ülkelerdeki müşteri ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak
için
müşteri
o ülkenin özellikleri belirlenir ve ona göre üretim
•
Süreç yönetimine geçilerek proses]erin daha etkin
arttırılnuştır. •
ve
•
duruşları
geliştirilmesi
Personelin
işin
niteliğine
uygun
göre
Ücretlendiııne
sisteminin
gözden
seçilmesi
•
geçirilmesine
iş
akışındaki
hatalar
Çalışanlar kuruluş içi toplantılara katılması için Süreç
perfonnans
ölçümleri
Kuruluş perfonnans ölçümleri tespit edilmeli ve Kullamlan
az
daha
malzemelerin
•
•
ve
•
manevi
kazancı
sisteminin
başansım
Personelin
yeteri
eğitime
sahip
olmaması
ve
S istemin kwulması ile
uzun
bıkkmlık
bir
süreç gerektirmesi
yaratmakta
ve
sistem için
Dokumantasyonun
çokluğu
personele
bıkkınlık
Firmada KYS'yi
bilen
ve
uygulamada yardımcı
Liderin üretim ve kalite g üvence sistemini birlikte bazı batalar oluşmasına
neden olmakta hem de KYS'nin kurulması sürecinin
Sağlanan Faydalar
uzamasına neden olmaktadır.
yönetimiyle ile
kalite
yürütmesi hem işleyiş te
VII.2.Kalite Yönetim Sistemin Kurulması ile
alınınası
maddi
olacak personelin o lmaması süreci uzatmaktadır.
gerekli eğitimler verilmelidir.
Süreç
sağlayacağı
yaratınaktad1r.
zayiada
kullamlması için gerekli çalışmalar yapılmalı
•
süreleri
duyulan çoşkuyu sürdürmek zorlaşmaktadır.
değerlendirilmelidir. •
termin
Şirket sahiplerinin yeteri eğitime sahip olmaması ve
nedeni
kullanılmalıdır. •
verilen
müşteriye
bozulması
engeliernektedir. •
yönetiminde
programının
değişime direniş göstermesi sistemin anlaşılmasıru
cesaretlendirilmelidir. •
sağlanarak,
etkilemektedir. •
•
üretim
ayrıca
anlayamamalan
Malzeme taşıma mesafeleri kısaltılmalıdır. Sosyal ve kültürel faaliyetler özendirilmelidir.
iletişim
Üretimde hataların azaltılması ile üretim kapasitesi
firmaya
giderilmelidir.
•
bir
konusunu yeterince önemsememeleri, ISO 9001' in
olması nedeni jle verimi düşürmektedir. Mevcut
potansiyeli
şirkete liderlik yapacak k apasiteleri olmaması ,kalite
karar verilmiştir, mevcut ücretlendirine adaletsiz •
pazar
ve
sıkı
üründe
Karşılaşılan Zorluklar
kararlaştırılınıştır. •
sayesinde
VII.3.Kalite Yönetim Sistemini Uygularken
bulunmuştur. •
kalitesi
tutturulmuştur.
Özdeğerlendirme metodu uygulanmış ve firmada konuların
daha
engellenerek
engellenıniştir. aşağıdaki
yakalanmış
Tedarikçilere
artırılmış,
periyodik bakım üretim
üretim
tedarikçilerinde kalite a n layışı yükseltilmiştir.
Tüm personele makinelerin günlük bakımlarının olası arızalar
malzemenin
hatalı
ile
karşıla nması
farklılaşma
uygulanarak,
ile
dikkate alınması ve müşteri
Müşteri isteklerinin
özelliğine göre değiştirilebilir.
nasıl yapılacağı gösteriintiştir ve
kontrol engellenmesi
isteklerinin
15. İç müşteri anlayış ı firmada uygu lanmaya alınarak, firma içinde oto kontrol sistemi geliştirilmiştir.
17.
kalite
ve modeller yapılır. Yapılan modellerde ülkenin
yönetilmesi sağlanmıştır.
16.
yapısını
yükseltilmiş hatalı üretim azaltılınıştır.
yapılmaktadır. Ülke bazında araştırmalar yapılarak
14.
Giriş
kabulünün
üretim
odaklı
alt
hazır J amnı ştır.
karşılarunaktadır.
13.
kurumsallaşmamn
sayede
proseslerin
üretim
kontrol
maliyetlerinde
altına
Vlli .SONUÇ
düşme
sağlanmıştır. Ayrıca verimliliğin artırılması ile de
ISO
kar art tırılınıştır.
organizasyonlann
•
Tekrar işleme ve burda maliyetleri azaltılmıştır.
•
Kaynakların
sorumluluğu taşımalarını sağ lay ara k zaman ve insan kaynağının en verimli şekilde kullanılmasına yardım
optimum
kullanılması
ile
fırınada
İadeler ve yurt dışında tamir masraflan kalitenin Makine ve teçhizatın periyodik bakımı sayesinde Uygun olmayan ürünün bir sonraki prosese geçmesi engellenerek, hammadde ve zamanın daha verimli kullanılması sağlammştır.
•
Görev tarumları yapılarak yetki ve sorumluluklar belirlenmiştir,
bu
sayede
fınnada
dild en
sektör
kon uşmasını
ve
bütün aynı
metodunun uygulanması ile toplam kalite sisteminin başarısı ölçülebilir.
tamir masraflan ve durma masraflan azaltılmıştır. •
tek
sektör
toplam kalite kontrolün işletmenin her noktasında gerçek anlamda yapılabilmesini k olaylaştınr. Özdeğerlendirme
iyileştirilmesiyle azaltılmıştır. •
uluslararası
eder. Rekabet alanını genişlete rek, gelişiine sonsuz bir ufuk sağlar. Müşteri tatminini en üst djizeye çıkarırken
malzemelerin israfı önlenmiştir. •
9001 :2000
yönetirnde
90
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
Kalite Yönetim Sistemeiri T.
KAYNAKLAR
[1] BOZKURT,M.,ODAMAN
A.,ISO
9000
Kalite
Güvence Sistemleri,Ankara,1998,
[2] ISHIKA W A
K AORU,Toplam
Kalite
Kontrol,
Kalder,İstanbul,1995,
[3] KALDER,EFQM Mükenunellik nıodeli, İstanbul, 2000, [4] www.kalder.org.tr, E-Forum,2001,
(5]
TSE,Kalite
Güvence
Yönetiini
Eğitim
Kalite
Yönetim
Kitabı,Ankara,1995,
[6] AKA NAY,S.,ISO
9001:2000 Sisterni,İstanbul, Mart 2002,
[7] A.SANDERS,RİCHARD H JOHNSON, . . N ıçın.? C .F.SCOIT, ISO 9000 Nedir? Nasıl?. İstanbul, 1994; [8] FEIGENBAUM,A.,Total Quality Control,Mc Graw Hill, 1991. ,
91
Çakar, M. Serdar
Elektrik Enerjisinden Isı Elde Edilmesinde
SAU Fen Billmleri Enstıtüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Verim ve Maliyet Analizi M. Sönmezalp, Ş.
Özbey
ELEKTRİK ENERJİSİNDEN ISI ELDE EDİLMESİNDE VERİM VE MALİYET ANALİZİ
••
Mehmet Sönmezalp, Şerafettİn Ozbey
Özet
-
Bu çalışma
içersinde, ısı enerjisi elde etme
ı. GİRİŞ
amacıyla kullanılan elektrik enerjisinin verimli bir şekilde
kullanılabilmesi
ve
maliyetin
nasıl
Linyit ve petrol esaslı yakıtların d oğayı ve insan sağlığını
düşürülebileceği üzerinde durulmuştur. İlk olarak ısıtınası
mekan
amacıyla kullanılan
ısıtma
enerjisinin,
olumsuz
elektrik
amacıyla kullanılmakta
kaynakların
çevreye
olan
olan
olumsuz
elektrik
ve kükürt oranlarının yüksek olması sebebiyle yüksek
mekan ısıtınada verin1li bir
açıklaonuştır.
•
Ikinci
sanayide
verimli
miktarda linyit ithal etmektedir.
bölümde
metal
şekilde
bir
ise
ergitme kullanımı
-
Elektrik Enerjisi, ısı enerjisi,
has
bir
ithal
açıdan
hem
yolu
ile
çevreyi
olamayan bir
çözüm üretmek en idealidir.
yatırım yapacak imkana yeterince sahip değildir. Bir çok
been
investigated.
Firstly
u ygulanması
şirketler
da
faaliyete
geçmiştir.
santral
Devletin bir
çok
gereken
hassasiyet gösterilmelidir. Acilen önlemler
ise
santrallerinin optimum ve verimli
building
hidroelektrik
kullamlması, iletim
hatlanndaki kayıpların azaltılması ve gerekse alternatif
efficiently and the reduction of the ele.:trical cost
enerji kaynaklarından edilecek temiz ve
has been investigated. In the second part, the usage
of the electrical energy wbich is used to melt metal
yararlanılması ucuz
biçiminde elde Bu hususta enerjidir.
söylenebilecek en özlü söz ' en ucuz enerji tasarruf edilen
in industry eficientlyy, has been explained. heat
hidroelektrik
Özel
konuya d a gereken
sources has been determined. The usage of the
energy,
sokulmalıdır.
konuda yaptığı özelleştirme çalışmaları kapsamında bu
used to heat. The negative effect of alternative
Electrical
özel şirketler devreye
uygulaması
been compared with other energy sources which are
electrical energy which is used to heat
konuda olduğu gibi bu hususta da
kurabilecek kapasiteye ulaşmıştır. Son günlerde bunun bir
electrical energy which is used to heat buildings has
-
Diğer
kısmı
Günümüz kriz koşullarında devIet hidroelektrik santrale
could be used efficiently and how cost would be able
to be reduced ,
çok
potansiyelden henüz yeterince istifade edilmemektedir.
In this study, electrical energy whicb is
words
büyük
gazın
Türkiye su kaynaklan zengin sayılabilecek bir ülkedir. Bu
used in order to obtain heat energy, whether it
Key
doğal
kirletmeyen hem de kendi öz kaynaklannuza dayalı, dışa
çevre, verim ve maliyet
Abstract
gayet fakirdir. Kullamlan petrol ve
bağımlı -
Ülkemizin petrol ve
doğal gaz kaynaklan karşılanmaktadır.
açıklanmaktadır.
Analıtar kelimeler
olmakla
Türkiye' de çıkan linyitlerin kalarisinin düşük, kül, rutubet
enerjisinin
işleminde
az
Türkiye linyit yatakları zengin bir ülke olmasına rağmen,
şekilde kullanılabilmesi ve n1aliyetinin uygun hale getirilebilmesi
bir gerçektir.
birlikte çevreyi kitlettiği bilinmektedir.
etkileri anlatılmıştır. Elektrik enerjisinin
ettiği tartışılamaz
Doğal gazın da linyit ve petrole nispeten daha
diğer enerji kaynaklarıyla kıyasları yapılmış ve bu
alternatif
yönde tehdit
enerjidir' sözüdür. [1,2,3,8] energy,
Türkiye'de enerji tüketiciye çok tarifeli bir sistem ile
environment, productivity, and cost.
satılmaya başlanmıştır. Fakat bunun uygulaması halen yaygın bir hale getirilememiştir. Bu sisternin uygulanması
M. Sönmezalp , Lucas Elektrik San. Ve Tic. A.Ş. 1. Organ1ze san. Böl. 54180 Hanlı Sakarya Ş.Özbey Sakarya Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Esentepe Sakarya
için gereken yeni nesil sayaçların kullarunu halen halkın tasarrufundadır.
Çok
tarifeli
enerji
tüketim siteminin
devlet eliyle teşvik edilip yaygınlaştınlması ve kullanıcıya ne gibi avantajlar sağladığının
97
anlatılması gerekir. Tüm bu
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Elektri k Enerjisinden Isı Elde Edilmesinde Verim ve Maliyet Analizi M.
ön
hazırlıklar
diliminde ve
elektriğin
sonucunda,
uygun ekipmanlarla
kullanılmasının
uygun
ısıtma
( Elektrik için depolu
tarife
amacıyla
sobaları kullanılmıştır.
Verilen fiyatlar Mart 2001 fiyatlarıdır. )
değerlendirilmesi gereken bir çözüm Aynı binaya ait bölümlerin ısı ihtiyaçları ve seçilecek
olduğu iddia edilebilir.
depolu
elektrikli II. MEKAN ISITMADA ELEKTRiK ENERJİSİ
Tablo
Avantajları
eneıjisi
diğer
.
enerJı
konvansiyonel
ısıtıcının
kapasitesi
Tablo
2'de
verilmiştir.
11.1 Mekan Isıtınada Elektrik Enerjisinin
Elektrik
ısıtma
Sönmezalp, Ş. Özbe;
2. İstanbul için bir binaya ait bölümlerin ısı ihtiyac1 ve seçilecek elektrikli depolu ısıbcmm kapas;tesi.
.
Isı isteği
lsı isteği
Kcal /h
Kw
Kw
3 adet oda
5813
6.75
14
Sa1on + Hol
3929
4.56
10
Mutfak + Banyo
1767
2.07
4
İstanbul
kaynaklarından üstün şu avantajiara sahiptir: - Hijyeniktir çevreyi kirletmez. - Depo istemez. - Tüketim sonradan faturalandırılır. - Mükemmel kontrol edilebilir. -Enerji kaynağının özel tarifelendirilmesi ile cazip hale
Seçilen Cihaz
getirilebilir. [2] Yukandaki tabloda depolu elektrikli ısıtma sobası yerine TEDAŞ
son
zamanlarda
elektrik
geçmiştir.
Bu
tarifelendirmeye
için
özel
tarifelendinnenin
işlerlik kazanabilmesi için elektronik sayaçiara ihtiyaç vardır.
Bu tür sayaçlarm kullanımına izin çıkmasına
rağmen kişilerin insiyatifine bırakılması
ve olayın
direkt elektrikli ısıtma sobası kullamlması
durumunda maliyet 3.200.000.000 TL değerine ulaşmaktadır. Bu elektrik sobaları ile ısınmak örnekte sunulan depolu alten1atifler arasında en uygun kaynak durumuna gelmektedir. Tüm hesaplamalarda yaklaşık olarak yılda 6
sayaçların kullanınu yaygın hale gelmemiştir.
ile 8 ay ve günde 10 ile 12 saat tüketildiği kabul edilmiştir. [1,4]
200 1 Mart ayı itibarı ile üç tarifeli TEK sistenu;
11.2 Depolu Elektrik!� Isıtıcdar
TEDAŞ eliyle organize edilmemesi sebebiyle
06 - 17 saatleri arası
57.000 TL 1 Kwh
l 7 - 22 saatleri arası
101.800 TL 1 Kwh
22 - 06 saatleri arası
30.700 TL 1 Kwh
Normalde
uygulanan
tek
tarifeli
bu
amaçlı eneıjı
Bu ısıtıcılara elektrik e neıjisi en uygun tarife periyodunda ısı enerjisine çevrilerek depo edilir ve gün boyunca mekan ısıtınası amacıyla kullamlır. Ekipmanıann boyutlan
sistemde,
enerji
fiyatımn 96.525 TL 1 Kwh olduğunu göz önünde tutarak bir oran yaptığımızda enerji bedelinin % 31 düştüğü göıülmektedir.
ısınma
genellikle iç ısıtma elemanlannın nominal gücü ile belirlenir. Nominal depo kapasitesi, 8 saatlik tam-güç şarj ile belirlenir. Örneğin 5 Kw'lık bir ısıtıcının depolama kapasitesi 40 Kw olacaktır. [5]
[9] Genel olarak bir depolu ısıtıcının yapısı ve çalışma biçimini şu şekilde özetleyebiliriz :
Tablo 1.
Isı enerjisi
kaynaklannm miktar, maliyet
ve
alt ısı)
değerleri
D oğal
•
Istanbul
gaz
Miktar
Elektrik
3330.6
29046
m3
Kwh --·
--
Alt I sıl
8250
860
değeri
Kcal/kg
Kcal/Kwh
13,5 Maliyet •
Birim m aliyet
12 Birim mali yet
Istanbul için 3 oda bir salona sahip bir binamn
yıllık
ısınma maliyeti yaklaşık olarak her bir kaynak için detaylı olarak tablo 1'de verilmiştir.
Metal kabinierin içine konulm uş olivine ya da magnetik tuğla bir gövdeye sahiptir. Gövde kabin boyunca yerleştirilmiş rezistanslı ısıtma elemanlan tarafından düşük tarife periyodu süresince 760 oc dereceye kadar ısıtılır. Gün içersinde ısı ihtiyacına göre ortama salıvenlir. Isıyı salıvenne yollarına göre yardımlı ısı çıkışlı ve yardımsız ısı çıkışlı ısıtıcılar mevcuttur. Yardımsız ısı çıkışlı ısıtıcılarda ısı çıkışı kontrol edilemez ve ısıtıcının dış yüzeyinden konveksiyon ve radyasyon yolu ile yayılır. Evin
ikinci
derece
kullanılması uygundur.
önemli
kısırnlarında
genelde
Yardırnlı ısı çıkışlı ısıtıcılarda ısının, ısıtıcının çıkış yüzeyinden çıloş hızı fasılalı olarak fanlar yardnnı ile arttınlır. Oda sıcaklığı gövdeden gelen sıcaklıkla orantılı olarak karşılaştırılır. Böylece dış ortam
sıcaklığı konfor seviyesinde tutulabilir. Bu tür ısıtıcılar evin birinci derecedeki önemli kısırnlarında kullanılabilir. [5]
98
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cılt, 2.Sa}'l (Temmuz 2002)
Elektrik Enerjisinden Isı Elde Edilmesinde Verim ve Maliyet Analizi •
M. Sönmezalp, Ş. Özbey
111.1 İndüksiyon Metodu İle Ergitme İşiemi Şarj miktarı şarj kontrolörü tarafından ayarlanrr. Şarja başlama zamanı bir selektör aracılığıyla ısı sağlama
ENERJİ TÜKETİMİ
kontaklannın anahtarlann1ası suretiyle geciktirilip öne
Çelik
alınarak ayar lanır. [ 5]
Pik
Isıtma sistemlerinin tesis bedelleri yaklaşık olarak ; Doğal gaz kat kaleriferi için 13 birim maliyet Sıvı yakıt kat kaloriferi için 13,5 birim maliyet
: 1650°C
788kWh/ton
Cast Iron
: 1480°C
723 kWh/ton
Bakır
Copper
: 1175°C
493 kWh/ton
Pirinç
Brass
: 1000°C Alüminyum Alwninium : 750°C
415 kWh/ton
Steel
Depolu oda elektrikli ısıtıcısı için 14 birim nıaliyet
SAATTE
olarak verilebilir. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere
Çelik
depolu
elektrikli
ısıtıcıların
kurulum
maliyeti
Pik
de
alternatife i re göre pek farklı değildir. [5]
11.3 Direk ElektrikJi Isıtıcılar Bu
sebep
ERGİTME MiKTARI 1 33kg/h
Steel Cast iron
1 45 kg/h
Bakır
Copper
213kg/h
Pirinç
Brass
253 kg/h 1 33 kg/h
AlürninymnAluminiun1
ERGİTME ZAMANI
tür ısıtıcıların kullanılması enerji maliyetinin çok
yükselmesine
788kWht/ on
olmaktadır. Ayrıca
Çelik
elektriğin
Pik
yoğun olarak kullanıldığı saatlerde enerji çekmesi
129 min
Steeı Cast Iron
1 1 8min
sebebiyle ülkemizin içinde bulunduğu eneıji darboğazı
Bakır
Copper
88min
ortamında da kullanıln1ası hiç uygun olmamaktadır. Bu
Pirinç
Brass
74min
sı ıtıcıların ülkemizde önemli
etken
satın
sıklıkla alma
ku11anılmasındaki en
maliyetinin
çok
43min
Alüminyum Aluminium
düşük
olnıasıdır. [l ] Bu örneklerden lll. SANA YİDE ELEKTRiK ENERJİSİNİN ISITMA AMAÇLI KULLANIMI
100 kg
dakika süreye ve
78
a1ürrri nyumu ergitmek için
43
Kw enerjiye ihtiyacımız olduğu
görülür. Şayet rezistanslı pota kullanacak olursak ayni miktar alüminyumu ergitmek için yaklaşık 5 saat süreye Kw enerjiye
Türkiye'de, sanayide ısı enerjisi elde etme amacıyla
ve
kullanılan
dahilinde indüksiyon sisteminin rezistanslı sisteme göre 6
elektrik enerjisinin
verimli
bir
şekilde
250
ihtiyaç
olacaktır.
kullanılabilmesi üzerinde duıulacaktu. Özellikle metal
kat hızlı olduğu ve eneıji sarfiyatını
ergitme işlemi için kullanılan rezistanslı potalar ve
söylenebilir.
altera n tif
eneıji
kaynaklarıyla
ısıtılan
potaların,
Bu
sonuçlar
1/3 'e düşürdüğü
[6,7]
IV. SONUÇLAR VE üNERlLER ••
indüksiyon potalarıyla kıyaslanınası yapılacaktır.
•
boyuttaki
Son yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu enerji darboğazı
işletmelerde kullanılırlar. Bunun en önemli sebebi bu
ortamında enerji sarfıyatınuzı düşürecek bir çözüm olarak
Rezistanslı
potalar
özellikle
küçük
veya en
tür potalann ucuz oluşudur. Fakat bu tür işletmelerin gözden
kaçırdığı
en
önemli
husus
azından
enerjinin
yoğun
olarak
ihtiyacıımzı karşılayamayan saatlerde
indüksiyon
kullanıldığı
enerji sarfiyatını
başlangıç
düşürecek bu yöntemler ile benı biz hem de ülkemizin
maliyetinin çok kısa sürede kendini amorti ettiğidir.
kazançlı çıkacağı bir gerçektir. Bu olayın iki önemli
potalarının temini için
harcanan
yüksek
Rezistanslı potaların çok yüksek enerji tüketimi ve
boyutu daha vardır. Bu tedbirler sonucu
zaman kaybı olmaktadır. Alternatifkaynaklarla ısıtılan
ithalatında çok büyük yer teşkil eden doğal gaz ve petrol
potaların da çevreye verdiği zarar ve ısı kaynağının
ürünleri için harcanan döviz miktarı da düşecektir. İkinci
depolama zorluğu önemli dezavantajlandır. (7]
husus da çevre kirlenmesine sebep olan bu yakıtların daha
Türkiye 'nin
az kullamlması ile özellikle büyük kentlerirnizde kış Rezistanslı potalar özellikle alüminyum ergitme amaçlı
aylarında hissedilir boyutlarda
kullanılır. Alüminyumun ergime sıcaklığının düşük
belli ölçüde kontrol altına alınacaktır.
artan
hava
kirliliği de
olması sebebiyle bu potaların kullanımı yaygındır. Aşağıdaki örneklerden 100 kg alüminyumu indüksiyon
Bu
yöntemi ile er gitme için harcanan zaman ve enerjiyi
çerçeve içersinde elektrik
enerji
çıkaracak olursak rezistanslı sisteme göre bu sistemin
kaynağı
olması
enerjisinden tenriz
ve kendi öz kaynaklanmızla
üretebilmemiz sebebiyle göz önüne alı
ne kadar avantajlı ve verimli olduğunu görebiliriz. [7]
ısı enerjisi kaynağı d
urum günümüz
olarak
bir
koşulları içersinde elektrik enerjisinin
bir fıyat ile satılmasıyla
nımında
daha ekonomik
cazip hale gelecektir. Önerilen
çözüm , elektrik enerjisinin talebin en
99
nmas ı gereken
söz edilmektedir. Ancak bu
tüketiciye ısıtma amacıyla kulla
saatleri
bir
arası tüketiciye
az olduğu
22-06
daha uygun bir tarifeden
SAU Fen Bilimleri EnstitüsO Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Elektrik Enerjisinden Isı Elde Editmesi ad� Verim ve Maliyet Analizi M.
verilmesi
ve
tarifeli
sisteme
uygun
elektronik
sayaçların uygulamaya sokulmasıdır. Bu ön şartlar yerine
geldikten
ısıtıcılann
sonra
yapılacak
tanıtımının
ve
işlem
depolu
ya ygınlaştınlmasının
sağlanma sı ile kullanımının teşvik edilmesidir. Devletin ve üniversitelerimizin üzerine düşen görev de; sanayimizin en önemli lokomotifi olan küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu
konularda
bilgilendirilmesi,
yatırımlannın böyle ciddi projelerde desteklenmesidir
KAYNAKLAR [1]
CELEPSOY E.
1993 ,
Enerji Politikalan ve
AlternatifEnerji Kaynaklan [2]
5. Enerji Kongresi Teknik Oturum T ebliğleri ,
1990 , Eneıji Kaynaklarının Çevreye OlanEtkileri [3] KURAL O. [4]
ÖZTÜRK S.
1993,
Kömür
1988, Türkiye'de Enerji Sorunu
ve Doğal Gazın Etkileri .
İ.T.Ü Fen Bilimleri
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. [5] 2.
SIEMENS EJectrical Installations Handbook Part 1987 ,
Eleettical İnstallations Engineering For
Space Heating [ 6] EGESEndüstri Ocakları 2 001 Katoloğu [7] TOPBAŞ M .A. 1992 Endüstri Fınnlan [8] TIRISE. , KALAFATOÖL U E. , OKUTAN H. 1993 Hava Kirliliği Kaynakları ve Kontrolü [9] TEDAŞ
2001 Elektrik Fiyat Tarifesi
100
Sönmezalp, Ş. Özbey
SAU Fer. Bllimleri
Enstitüsü Dergisi
Deprem Etkisindeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri
6.Cilt, 2.Sayı {Temmuz 2002)
ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygulamala•·•
M. Karabay
•
•
•
DEPREM ETKISINDEKI YAPILARDA UYGULANAN KONTROL SİSTEMLERİ VE KURŞUN 1 KAUÇUK YATAK UYGULAMALARI
Mehtap Kt\RABAY Özet
-
2.
Bu çalışmada deprem, rüzgar gibi önemli
: İnsanlar ıçın yapıda istenen konforun
Konfor
dinamik yükler etkisindeki yapıların davranışlarını
sağJanması zordur. Çok yüksek binaların en üst katında
kontrol
ve büyük açıklıklı köprüler üzerinde bulunan insanlar
etmek
amacıyla
kullanılan
kontrol
sistemleri genel olarak incelenmiştir. Bunlar aktif,
titreşim
pasif ve karma kontrol sistemler olmak üzere üçe
olarak rahatsız olmaktadırlar.
ayrılır. Bu sistemlerden pasif kontrol
3. Kullamlabilirlik (Hizmet servis garantisi) : Yapımn
örnek
olmak
üzere
kurşun/kauçuk
sistemlere
nedeniyle hem
psikolojik hem de fiziksel
ömrünün dış etkilerle nasıl değiştiği bilinemediğinden
sistemlerin
bu
yapılar üzerindeki etkisi araştırılınıştır.
yapıların
ne
kadar
süre
güvenlikli olabileceği
tahmin edilemenıektedir.
Anahtar Kelimeler
-
4.
Yapısal kontrol, aktif kontrol
Liınit dwum : Bir yapımn önemli derecede büyük
sistemleri, pasif kontrol sistemleri, karma kontrol
çatlaklar, büyük şekil ve yer değiştirmeler nedeniyle
sistemleri, sönümleyiciler
artık
yük taşıyamaz duruma
başlaması
Ahstract which
-
used
for
the
design
of
Yukarıda
sözü
edilen
bu
yapıların ne zaman ve nasıl bir etkiyle limit dunıma
In this study, structural control systems
are
durumudur.
gelmesi ve göçmenin
geldiklerinin incelenmesi gerekmektedir.
structures
5. Maddi zarar riski : Titreşim nedeniyle camlann
subjected to important seismic excitations such as generally
kırılması, duvarlarda çatlakların oluşması ve hassas
investigated. These control systems are divided into
aletlerin zarar göımesi gibi hasarlar ile maddi zararlar
three main groups;
artmaktadır.
l.Active control systeıns
sağlanması ile mül1endislik yapılannın şiddetli rüzgar
2.Pasive control systems
ve deprem gibi dinamik dış etkilere karşı korunmasında
3.Hybrid control systems
yapısal kontrol üzerine bir yaklaşım getirilmektedir.
earthquakes,
strong
"\Vinds
are
Bu
tür
çözüm ünün
problemierin
Among these systems, as a nurnerical sample to passive control; a seven-story buiJding is solved to
Depreme
dayanıklı
yapı
tasanınında
temel
cxamine the effects of rubber/lead bearing systems
güvenlik, hizmet ve konfor şartlanmn sağlanmasıdır.
on a building.
Teknolojinin tarihsel gelişiminde rijit yapılar yapılarak
an1aç,
depreme karşı korunulurken daha sonra esnek yapılar Keywords
-
Structural
control,
active
yani akıllı binalar üretilmeye başlannnştır.
control
systems, passive control systems, hybrid control
Yer
systems, dampers I
hareketinin
elemanlan
.GİRİŞ
olarak
bir
meydana
tarafından çok
getirdiği
sönümlenmesi
yapı
kontrol
enerjinin fikrine
yapı dayalı
mekanizmaları
oluşturulmuştur. Kontrol mekanizmalan genelde üç Dünya nüfusunun günden güne artması, buna karşılık yaşanabilir
alanların sınırlı olması nedeniyle
bölüm altında incelenebilir:
artan
konut ve diğer ihtiyaçlan giderebilmek amacıyla çok katlı
yüksek
veya
Mühendisliğinde
1.
Güvenlik
:
geniş
kütleli
yapılması,
tipine
göre
yapıya
uygulanan kuvvetlerde bazı belirsizliklerin olması durumunda yapıların güvenliğinden
Pasif kontrol sistemleri
•
Aktif kontrol sistemleri
•
Karn1a sistemler
Yapı
bazı sorunlan birlikte getirmiştir; Yüklemenin
•
tam olarak
Pasif kontrol sistemleri sismik izolasyon sistemleri ve
emin olunanıamaktadır.
pasif
enerji sönümleyen sistemler olmak üzere iki
gruba ayrılırlar. Yapıların tabanına yerleştirilen kauçuk
M.Karabay; SAÜ Yapı İşleri Daire Başkanh�ı
esaslı İzolasyon malzemesi, deprem sırasında yapının
101
Uygulanan Kontrol Sistemleri ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygulamalan M. Karabay
Deprem Etkisindeki Ya pı la rd a
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
zarar
görmesini
ve
viskoelastik
sistemlerde,
eneıji
Pasif
önler.
araçları
tanımlamışlardu.
ile
Depreme
karşı
uyanlan
yapıların
kontrolünde uygulanan doğrusal regulatör problemin
amaçlanmıştır. Her iki pasif
enerjinin sönümlenmesi
], çalışmalannda sismik
optimal kuvvetler altında yapı davranışını azaltan kontrol yöntemlerini geliştirmek için büyük bir kuvvet
sönümleyen
sürtünme
[ 1
Aldemir ve Bakioğlu
tabanında büyük deplasmanlar oluşturarak meydana gelen enerjiyi sönümler ve yapının üst kısıınlanmn
kontrolün
inşaa edileceği bölgedeki depren karakteristiklerine bağlı
analitik
olarak belirlenir. Bu nedenle taban izolasyon ve pasif sönümleyici sistemler boyutlandırıldıkları deprem
koşullanna bağlı olmasına rağmen; yeterli optimalite
şiddetinde maksimum konımayı sağlarlar.
açık çevrim kontrolün, deprem
Buna karşılık aktif kontrol sistemleri rnekanİzınayı denetler ve belirli zaman aralıklannda deprem
Optimal kapalı-açık çevrim kontrolünün sismik ivme tahminine bağlı olarak yaklaşık bir değerlerinin
yapının
boyutlandırına,
sisteminde
kontrol
yapısal
çözümünü;
önceden
tanımlanan tüm optimal kontrolleri, olağan optimalite koşullannı kullanarak elde etmişlerdir. Optimal kapalı kuvvetleri etkisindeki
sivil yapılar için uygulamayacağını öne sürmüşlerdir.
savunmuşlardır.
Kesin optimal
titreşimlerini algılarlar. Bu titreşimierin şiddetine göre
biçimde yapıldığını
hesaplar yapan bir kontrol ünitesine sahip oldukları için
çözüm ve sismik İvınelerin elde edilecek
teorik olarak her şiddetteki depreme dayanacak şekilde
arasındaki ilişkiyi belirlemek için aşağıdaki ifadeyi
tasarlanmışlardır.
kamtlamışlardır:
Sistemin
mekanizması
yerleştirilmiş olan aygıtlarla,
binanın
probleminin
kontrol
üzerine
titreşimlerine
bir biçimde elde edilebilir. Hesaplanan performans
bina
ve
değerlendirilmesi
çevrim
çözümü; verilen kriterleri sağlar nitelikte olduğunda yalnız ilk tahmini ivme değerlerini kullanarak yaklaşık
titreşimlerinin algılanması, bir kontrol aygıtı ile bu bilgilerin
kapalı-açık
Optimal
deprem
olarak,
genel
değerleri
sistemi
ölçürnleri önerilen yaklaşık çözümün kapalı çevrim
üzerindeki zarar verici etkisinden kurtulması prensibine
kontrolünden daha iyi olduğunu belirtir Uyarımın elde
dayalı olarak kurulmuştur.
edilecek değerleri ne kadar çok doğru tahmin edilirse, o
karşı
biçimlerde
çeşitli
taşıyıcı
yapının
kadar çok optimal çözüme yaklaşılır. Böylece bir yapı, aktif kontrolü kullanarak deprem, rüzgar veya patlama gibi şiddetli ve ani yüklere karşı davranışını
değiştirerek,
yüklerden
oluşan
dolayı
[ 2
çalışmasında
], rüzgar
Chalhoub sisteminin,
şiddetinin
iyi bir izolasyon etkilerini sınırlaması,
enerjiyi sönümleyebilir. Kendini yükün şiddetine göre
kararlı olması ve anza-güvenlik kapasitesinin yüksek
ayarlama yeteneğindeki bu tür yapılara akıllı yapılar
olması gerektiğini ifade etmiştir. Bu üç koşula da uyan
deprem
ve bununla beraber başka avantajlara sahip olan yeni
denir.
Akıllı
yapı
teknolojisi,
yapılar
ve
bir izolasyon sistemini; 1/4 ölçekli dokuz katlı çelik bir yapının temeli altında California Üniversitesinde
mühendisliğinde yen i bir devrim yaratacak niteliktedir. Aktif kontrollü yapılar can kaybını önleyici, yapının ve içindeki
eşya
donanımının
zarar
görnıeden
deprem simü1asyonu ile test etmiştir. Bu deneye göre;
kurtulmasını sağlayıcı özelliktedir. Aktif kontrol sisteminin
temel küçük büyüklükteki girdiler için sabit davranır. Kayma başladığında kauçuk yataklama]ar ek rijitlik
bir çok yarar sunmasının
sağlar. Yer
değiştirmeler, tam elastomerik İzolasyon
yamnda bazı önemli sakıncaları da mevcuttur. Deprem
bir sistem ile
sırasında eneıji nakil hatlarında meydana gelebilecek
kontrollüdür. Yalnız kauçuk sistemlerde karşılaşılan
hasarlar sistemin çalışması için gerekli olan enerji sorununu beraberinde getirir. Bu sorunu çözebilmek
büyük yatay yer
için kesintisiz enerji kaynağı gibi çözümler üretilmiştir.
kapasitesi
Ayrıca
sönümleyecek
titreşimleri
olan
sağlanan yer değiştirmelerden daha değiştümeler yüzünden meydana
gelen düşey sapmalar ortadan kaldmlır. Anza-güvenlik
aygıtların
kauçuk
yataklamalar
içine
yerleştirilen
gerilme engelleyiciler ve kayıcılarla tabanın sabitlik
harekete geçirilmesi büyük enerji gerektirir. Kullanılan
ilişkisinden yarartanır.
ileri teknoloji ve gerekli enerji kaynağı temini maliyeti artıran başlıca dezavantajlarından birkaçıdır.
M. Ali ve Abdal -Ghaffar [ 3 ], çalışmalarında sismik izolasyon
Ekonomik olmayan aktif kontrol sistemlerin yerine çeşitli
alternatifler
olarak
pasif
düşünülmüştür.
kontrol
sistemlerinin
Bunun ucuz
ve
ve
enerji
sönümleme
uygulamalarında
kullanılan kauçuk, çelik ve kurşun aygıtlar için sonlu
sonucu
elemantı
kalıcı
bir
model
işlemişlerdir.
Derece
derece
sıkıştırılabilirliği azaltan tutarlı bir yaklaşımı dikkate alarak kauçuk malzeme için büyük bir yer değiştirme 1
çözümleri ile aktif kontrolün etkin ve kendini yüke mekanizmalannın avantajları ayarlama göre
uzama
kullanılarak karma sistemler oluşturulmuştur.
formülasyonu
önerilmiştir.
Pasif
kontrol
yataklamaları için önceki analitik veya deneysel bilgiye
Bu sistemler ile ilgili çalışmalardan bir kısım şöylece
bağlı olarak pratik
özetlenebilir:
Önerilen
yöntemin
bir idealleştirilme sunulmuştur. deneysel
sonuçlarla
doğruluğu
tahkik edilmiştir. Model, kabiolu köprü sistemlerin
102
SAU Fen B111mleri Enstitüsü Dergisi
Deprem Etkisindeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
ve KurşunlKauçuk Yatak Uygulamaları M. Karabay
sismik enerji sönümlemesi sonuçlandınlmıştır.
içinde
incelenmiş
ve
1.1 Kurşun- Kauçuk Yataklamalar
Elastomerik kurşun kauçuk yataklamalar deneysel olarak kanıtlarunasına rağmen, bunlar üzerinde çok az analitik çalışma yapılmıştır. Kurşun ve kauçuk yataklamalar farklı özelliklerde üç malzemeyi birleştirirler. Kurşun ve kauçuk yataklamaların davramşının modellernesinde karşılaşılan güçlükler; kurşun ve malzemenin doğrusal olmamama durumu, kauçuk parçalarla birleşen malzemenin doğrusal olmama durumu ve geometrik şıkışulık olmama durumu sonucunda ortaya çıkar. Bilim adamları, yapı mühendisleri, kurşun ve kaçuk üreticileri ve yataklama farklı imalatçıları, şartnameler arasındaki perspektiflerden kaynaklı bu tarz pasif kontrol ve eneıji sönümleme aygıtlannın davranışları belli bir standart çerçeve içine alınamamıştır.
Nagarajaıah ve Sun [ 4 ], çalışmalarında 1994 Los Angeles Northgridge depremi suasında taban izolasyonlu Yangın Komuta ve Kontrol binasının performansının darbe etkisini sismik değerlendirmişlerdir. Darbe etkisinde kalmış taban izolasyonlu bu binayL analiz etmek iç.in yeni analitik modelierne teknikleri geliştirmişler ve sistem tanıtımı kullanarak bu tekniklerin doğruluğunu irdelemiş lerdir. Darbeli ve darbesiz davramşı tanımlarnışlardır. Yapının darbe davranışı üstündeki etkilerini değerlendirmişlerdir. Sismik performans değerlendirmelerinin binanın ankastre tabanlı olması durumundaki davı·anışıyla, taban izolasyonlu binanın davranışını kıyaslayarak tanımlamasını yapnuşlardır. Samali ve eliğerleri [ 5 ] çalışmalarında hem aktif tendon ( kiriş ) hem de aktif kütle sönümleyicili kontrol sistemlerin, kuvvetli depremlerle uyarılmış binalara uygulanabilecek en uygun yerleşiminin araştırması yapmışlardır. Binaların yanal bağlantılı burulma hareketlerinin redüksiyonu ölçülerek her iki taraftaki aktif kontrol sisteminin etkisi incelemişlerdir. Deprem yer ivmesi üniform olarak ayarlarumş, sabit olmayan rast gele yöntem olarak örneklendirilmiştir. Problemi, geçiş matris yaklaşımını ve kapalı çevrim kontro 1 kanununu kullanarak formüle etmişlerdir. Rast gele titreşim analizi yapı davranışını ve kapalı çevrim kontrol kanununu kullanarak formüle edilmiştir. Rast gele titreşim analizi yapı davramşının statiğini ve istenilen aktif kontrol kuvvetlerini elde etmek için Monte Carlo simülasyonu, yapılmıştır. yapı davranışının aktif kontrol sistemli veya sistemsiz halini göstermek ıçın kullanılmıştır. Şiddetli deprem uyanmları etkisinde kalmış sekiz katlı bir yapının sayısal örneği, yapının davranışımn önemli ölçüde azalmasını tanımlamak için verilmiştir.
Kurşun kauçuk yataklamalar ilk kez Yeni Zelanda 'da geliştirilmiştir. Kurşunlu kauçuk yataklar, kauçuk yatakların merkezine bir kurşun çubuk yerleştiTilerek oluşturulur. Kurşun çekirdek enerji dağılımında ilave bir rijtlik sağlaması amacıyla kullanılır. Kurşun çekirdeğin enerji absarbe edebilme kapasitesi izolatörün yatay yer değiştirnıesini azaltu. Kurşun çubuk plastik şekil değiştiııne yaparken sönüm sağlar. Kurşunlu kauçuk yataklann içindeki çelik tabakalara ek olarak kurşun çubuk, uygulanan düşey yükün taşınmasını ve plastik şekil değiştirme ile de enerji yutulmasını sağlar. Kurşunlu kauçuk yatakların etkili rijitliği ve etkili sönümü yer değiştinneye bağlıdır.
,
Kurşunlu kauçuk yatakların meanik özellikleri üç parametreye bağlıdır: Kı, K2 ve Q dur. Elastik rijitliği ( K1) ölçınek zordur. ( K1 ) elastik rijitliği son akma rijtliğinin (K2) bir ampirik çarpanla çarpılmasıyla hesaplanır. Gerilme Karakteristiği ( Q ) histerik eğride kmşunun alana gerilmesi ve kurşun çubuk alam ile hesaplanır. (Kerf ) etkili rijitliği ise, yer değiştirn1e azalırken maksimum yükler için tanımlanır. Etkili rijitlik ( Keff) aşağıdaki gibi tanımlanır; ,
Yang ve diğerleri [ 6 ], çalışmalarında histeretik yapısal sistemlerin veya doğrusal olmayan sistemler için ani ideal kontrol algoritmalarının geliştirilmiş bir versiyonunu tamtmışlardu. Önerilen algoritmamn esas avantajı şudur: Önceden önerildiği üzere kontrol vektörü, zamana bağımlı sistem matrisinin kontrolüne gerek duymadan, doğrudan ölçülen davranış durum vektöründen elde edilmiştir. Mevcut algoritmayı sistenrin kontrol kullanarak, histeretik edilen davranışımn simülasyon yöntemi tanıtılmıştır. Sismik olmayan karma kontrol sistemlerin farklı tipierindeki kontrol algoritrnasında bulunan yerleşim uygulamaları Çeşitli kontrol sistemlerinin vurgulanmıştır. değerlendirilmiş, performanslan sayısal olarak kıyaslandırılmış ve sismik olmayan karma kontrol sistemlerin avantajları kanıtlanmıştır. Önerilen kontrol algoritmasımn, pratik aplikasyonlar için etkili olduğu gösterilmiştir.
(1) Bu bağıntıda ( Dy ) akma yer değiştiımesini gösterir. Doğal frekans ( w ) ise;
w=
103
�K.ff.g 1 w
(2)
Deprem Etkisindeki
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.CiJt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Uygulanan Kontrol Sistemleri ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygularnalan
Yapılarda
M. Karabay
olarak tanımlanır. Burada;
(3) olur. Etkili Periyot ( Teff ) ise; Teff == 2I1 /W
olarak tanımlanır. Etkili sönüm �eff D> Dy olmak üzere,
�er4Q (D-Dy) 1 2TI (KıD+Q)D
(4)
Yataklamalann davranışı, deprem uyanınlan altındaki yapı davranışına bağlı olarak tüm davramşı etkileyecek bir çok parametreye bağlıdır. Bir kurşun kauçuk yataklamanın performans faktörü; kuvvet yer değiştirme ilişkisinin çevrimi alanının, iki yönlü gösterdiği kabul edilen doğrusal davramş paralelkenarın dış çember alanına oranı olarak tanırnlamr. Bir deneysel çalışmada, King tarafından 0,67 'lik bir performans faktörü önerilnıiştir. Performans faktörü genellikle yataklamanın detaylarına bağlıdır. Bununla beraber, daha önceki analizierin çoğu bu tip yataklamalarda kuvvet - yerdeğiştirme için iki yönlü doğrusal davranış kabulu gözönüne alınmıştu. Bu kabul aygıtla sönümlenen enerjinin değerinin artmasını sağlar [8].
Şekil 2. Kurşunlu Kauçuk Mesnet Sisteminin Kesiti Elemanları II.
. ·· ·' . �-·· ·· · ··
..
��-
.
: .
.
.
•
.
.
.·
..,?••
..·..
.
•' •'.
..•
.
,•
.. .····
. . : •
:
: .
.
.
Deplasman
Dinamik analizde yer hareketi olarak 18 Mayıs 1840 tarihinde meydana gelen El Centro depreminin kuzey güney bileşeni kullanılmıştır. El Centro depreıninin zaman artımı 0,01 sn dir. Deprem hareketin binaya x Dinamik doğrultusunda etkidiği varsayılrmştır. analizler SAP 2000 Nonlineer 6.1 1 versiyonu paket programında Zaman artımı (Time History ) yöntemi kullanılarak yapılmış ve özvektörler için mod sayısı 7 seçilmiştir. Her bir mod için ise binamn sönüm oranı 0,05 olarak alınmıştır.
'
.
•
.
•
ÇALIŞMANIN AMAÇ VE KAPSAMI
Zemin ile yapı arasındaki etkileşinıden dolayı yapı depremden çok çabuk etkilemnektedir. Zemin ile yapı arasındaki etkiyi azaltmak ve pasif kontrol sistemlere sayısal uygulama olması amacıyla seçilen ve Şekil 3 'de kesiti verilen 7 katlı ve üç boyutlu bir binanın analizleri üç ayrı taban İzolasyonu ve ankastre tabanh olarak yapılmıştır Bu birbirleriyle modeller karşılaştırılmıştır. Tüm kolon kesitleri 50/50 cm' tüm kiriş kesitleri ise 30/60 ön cmolarak boyutlandırılıruştır. Tüm katlarda döşeme kalınlığı 15 cm alıruruştır.
ın
-D
, .. ..
.·.
ve
Mühendislik yapıları, hafif deprenılerde hasar görmeyecek şekilde, orta depremlerde ise yapıda meydana gelen hasarların onarılabilecek nitelikte olm asına izin verilecek şekilde projelendirilebilir. Çok şiddetli depremlerde ise yapı hasar görebilir ancak göçmeyecek ve ayrıca can kayıpları olmayacak şekilde proj elendirilmesi temel prensibidir. Bu nedenle güçlü depremlerin yıkıcı etkilerinden yapı yı korumak deprem n1ühendisliğinin ve araştnınacıların amacı olmaktadır.
Kuvvet
.
Çelik
Üst çelik plaka
şeklinde yazılır.
.. .. .
Kurşun çekirdek
Kauçuk
'
'
.
Şekil 1. Kurşunlu Kauçuk İzolatörlerin Kuvvet - Yer Değiştirme Eğrisi
Bu sayısal uygulamada, içerisinde kurşun silindirik çekirdek tabakalar arasına çelik bulunan vulkanizlenmiş kauçuk tabakalanndan oluşan üç farklı n1ekanik özelliğe sahip Yeni Zelanda mesnet sistemi
104
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Deprem Etkisindeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygulamaları
6.Ci1tı 2.Sayı (Temmuz 2002)
olarak adlandırılan kullamlımştır.
M. Karabay
kauçuk
mesnet
sistemi
7.kat (+21.00 m) ,
) .kat (+18.00 m) 5. kat (+ 15.00 m)
4.kat (+ 12.00 m) 3. kat (+9.00 m ) 2. kat ( +6.00 m) ı.kat (+3.00 m)
T emel (0.00 m)
Şekil 3. Üç boyutlu binanın kesiti
105
Deprem Etkisindeki Yapllarda Uygulanan Kontrol Sistemleri ve KurşunlKauçuk Yatak Uygulamalan M. Karabay
SAV Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Kauçuk mesnet sistemlerin özellikler Tablo 1 de gösterilmiştir.
Tablo I. Kauçuk Mesnetlerin Karakteristik Özellikleri
Kauçuk Mesnet
Alana
Seviyesi (kN)
Kuvveti (kN)
Etkili Rijitlik (kN/m)
PlastikR/El astikR. Oranı
448
20,04
24,49
10536,7
0,129
5630
448
20,04
24,49
17100,9
0,080
24490
448
20,04
24,49
24490,0
0,018
Kütle (kg)
Elastik Rijitlik (kN/m)
Plastik Rijitlik (kN/m)
338,33
3469
274,08
254,32
Akma
ı
Kauçuk Mesnet 2 Kauçuk Mesnet 3
Tablo 2. Grafiklerde kullanılan modellerin isimlendirilmesi
Ankastre Mesnetli Klasik Yapı Kauçuk ı tipi kullanılarak tabanı izole edilmiş bina yapısı Kauçuk 2 tipi kullanılarak tabanı izole edilmiş bina yapısı Kauçuk 3 tipi kullanılarak tabanı izole edilmiş bina yapısı
ı
2 3 4
!
..................
. .
1
:
. .
.
.
•
•
. . .
. �
.
. •
.. .. .. . . .
.
.
.. .
. . .... .
:
.
.�·· .
:
.
.
)••·· .
;
•
.
•
.
.
. . .
.. . :
..
.
.
. .
• . .
1. :
.
. •
. .
1 .
f.
i
: .
:
z
.
.
; .
•
:
.
.
.
• .
:
.
.
.
.
.
:
T
.
. .
•
.
:
.
•
.
.
.
. •
.
.
. .
.
. .
.
.
.
i
•
.
.
.
.
.
.
.
•
•
•
•
.
. .
. •
.
.
•
. .
. .
• .
. .
.
.
.
ı
.
.
ı
. . .
.
. .
.
. . .
•
. .
.
. .
;
.
z
106
.
. . .
•
ı . .
• .
ı
•
.
•
: .
. .
. . .
•
. .
:
.
. .
:
.
. . . .
.
. .
.
.
• . .
:
Şekil4. 7 katlı yapıda a-) Ankastre Mesnetli Yapı b-) Kauçuk Mesnetli Yapı
,
i
.
• .
•
.
ı
.
•
.
.
. .
.
.
.
•
•
. •
ı
•
.
.
:
.
. .
. .
•
.
:
.
.
.
.
. . .
. •
\
. .
.
�
.
ı
E
. . .
.
.
:
.
:
•
. •
•
.
.
•
•
.
.
.
•
•
1
,. . . .. . .' .
.
:
.
; ..
.
•
. •
.
:
.
.
.
....•.•....•.••
.
.
.
.
. .
.
.
ı
SAU Fe11 Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Deprem Etkisindeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygulamalan M. Karabay
-6 �
-.-----""�---4,128
-
2,047
4
3
2
modeller
.
Şekil 5
Yap1n1n l.Moduna Ait Periyot
2
4
Şekil 9. Yapının En Üst Katında X
EkseniYönündeki Maksimum ivme
..._.
C":
"8 4
2.002
:E o 2 >.
o
ı
2
3
modeller
EkseniYönündeki Göreli Yer Değiştirme
ı
\l 8
6
.�
ll
�
6
'f "1:1
4
.�
ı
i" ·t• 2 1:> ] o
1,612
>-.
o 2
4
4
3
2
ı
bO
Ekseni Yönündeki Maksimum İ vme
EkseniYönündeki GöreliYer Değiştirme
......
-s Bi ;;:;'4 -g 3 .
� ·fi o
0..
6
4,742
tı
..._,
-
.�
ı ı o
5
;Gl; {J ;>,
2
3
modeller
'2 0,5 Cl) ;;' 0,4 0,3
·t'
o. ı
u
0..
o
.....
2
rrodelle.r
Şekil ll. Yapının En l)st Katında X EkseniYönündeki MaksiınumYer
7
.\ı
Şekil
b
-ti l
modeller
Şekil 8. Yapının
4.
Periyot
o l
3
•
ı.s 1 0,5
b
o
>-
nıo.!cllcr
Moduna Ait
15. Yapının Temel Seviyesinde
.;&;M �
l:i ı ,....
4
Değiştirme
-
s
3
X Ekseni Yönündeki Maksimum Yer
-
i� n ..
ı
modeller
e
ll,6SJ
6 6
......
3
o
()
Değiştirme
'"'
2
5
10,17
4
3
......,..
::E ... 0,2 o
;c;o Q "Q ki >.
Periyot
"8
·�
5,66-4
4
Şekil 7. Yapının 3. Moduna Ait
15
t:ı "il lO �
o
t
ı
e
15 lO
4
Şekil I 4. Yapının En Üst Katında Y
Periyot
.......
3
modeller
modçlk:r
Şekil 1 O.Yapının En Üst KatındaY
Şekil 6. Yapının 2. Moduna Ait
13. Yapının En Üst Katında X
Şekil
-
�
4
..._,
ıo
�
4,094
3
modeller
('<
V.
ci!
3
nvdellcr
�
1:6
.h
2
0,422
o
ı
2
3
modeUer
4
Şekil 1 2Y . apıntn En Üst KatındaY
Şekil 16. Yapının Temel Seviyesinde
Değiştirme
Yer Değiştirme
Ekseni Yönündeki MaksimumYer
107
Y Ekseni Yönündeki Maksi mum
Deprem Etkisindeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
ı ts 4 -
'E
.......
ğ •p
3
ı
b >-. :.::: o ()
�
ı
Cl)
3
2
4
modeller
Şekil ı ?.Yapının Temel Seviyesinde
X Ekseni Yönündeki Göreli Yer Değiştirme
1 ki
.......,
];Q; �
�
0,5
o
3
2
modeller
a 8.000
Şekil21. Yapının
Yönündeki Maksirnunı Taban Şekil Momenti
�
...-..
ts
-
� ..a
.X
o
-"' �
u 5 .,
ı
2 3 modeller
4
3
ı
modeller
Şekil25. Yapının
En Üst Katmda
Bir Kolonun2-2 Doğrultusunda
Eği1me Momenti
4 .000
o
42 2
3
modeller
Şekil 20. Ya pı n ın
12,645
2
3
4
Y Ekseni
Yönündeki Taban Kesme Kuvveti
ı ı ,448
4
1 '
50
o
1
2
3
modeller
4
Kolonun Eksenel Kuvveti
Bir Kolonun 3-3 Doğrultusundaki Eğilme Momenti
4)
ı
't:ı 100
Şekil27. Yapının En Üst Katında
·n
2.000
� ıso
13,90 ı
o
-
6.000
Kuvveti
-
50
�100
-
Şekil26.Yapının En Üst Katında Bır Kolonun 3-3 Doğrultusunda Kesme
Şekil 23.Yapının En Üst Katında Bir
Yönündeki Taban Kesme Kuvveti
!5
2
e
m:ıdeHer
Şekil 19. Yap ı nın X Ekseni
.D
100
92,283
-
n ı.ooo
-'J ;
X Ekseni
ŞekiJ 22. Yapının Y Ekseni
6.000 4.000
�
1
ı
Yönündeki Maksimum Taban Nlomenti
� � �
·� � .a
modeller
i
4
-
�
ı
4
_ _
Değiştirme
'S
3
2
o
+-1---lil.ii ,--lı:,._._.
Y Ekseni Yönündeki Göreli Yer
a
o
50
ı +----G•i�·
Şekil 18. Yapının Temel Seviyesinde
u
074
1'00
1,5 -.---�t-t--�'----
1
·o
40.000
�
M. Karabay
'S'
60.000
a
KurşunlKauçuk Yatak Uygulamalan
8 ıso
1 20.000
.�2 � V>
ve
j
� ]
94,303
50 o
'S' s..sos
ı
� 8,024
8,i..ı7
2
3
modeller
4
Şekil 24. Yapının En Üst Katında Bir Kolonun2-2 Doğrultusunda Kesme Kuvveti
108
40
30
ro o ...0
37,121
10
ı
2
3
ımdcDc:r
4
Şekil28. Yapının E n Üst Katında Bir Kolonun Bumlması
SAL Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Deprem Etkisindeki Yapılarda Uygulanan Kontrol Sistemleri ve Kurşun/Kauçuk Yatak Uygulamalan
Karabay
M.
lll .GENEL SONUÇLAR çalışma
Bu
da
elde
edilen
sonuçlar
kauçuk sistemlerinde sırasıyla
aşağıda
sıralanmıştır :
1.
oranlarında
7 katlı yapı sisteminde El Cent-ro depremi ivmesi
etkisinde
yapının
periyodu,
oln1ası durumunda,
taban
7.
izolasyonlu
durumuna göre yaklaşık
8
kat artmaktadır.Ancak
kolonun 2-2 doğrultusundaki kesme kuvvetlerinde
sisteme göre maksimum
rijitliği artınldıkça giderek azalmaktadır.
orta
katlı yapı sisteminde El Centro depremi i vmesi
7
ve
yüksek
% 48
% 84, %86
ve
sistemlerde
kauçuk
oramnda azalmalar
%88
görülmüştür.
oranlarında azaltnuşlardır.
KAYNAKLAR
ekseni
46, o/o 50
ve
[1]
doğrultusundaki maksiınum yer değiştirme olmuştur.
sistemine
Düşük
göre
sisteminde,
orta
yer
Seismic Excitations " , Earthquake Engineering and
kauçuk
mesnet
rijit1ildi
kauçuk
mesnet
o/o
Structural Dynamics , Volume Istanbul, Turkey ,
13,04
rijitlikli
değiştiıınede
[2]
30
, pp
835 - 851
2001
Reinforced
E
tastomeric
Combined For Earthquake Isolatıon "
Bearings
, Earthquake
yüksek rijitlikli kauçuk mesnet sisteminde ise o/o
Engineering and Stıuctural Dynamics , , Vol
mesnetli modele göre ise yaklaşık
333 - 344 , U.S.A , 1990 [3] M. ��I, H. , E., ABDAL
31 oranında azalma görtilmüştür. Yapı ankastre
artan
bir
yer
değiştirn1e
oranında
%130
Yapı
göstermiştir.
Modelling
sisteminin temel seviyesinde ise maksimum yer
ll
1995 [4] NAGARAJAIAH , S.
%
Isolated
30 oranında bir azalma görülmüştür.
7
modele
göre
göstermiştir.
sisteminde
yaklaşık Orta
ve
ankastre
% 27 yüksek
mesnet sisteminde ise bu artış
'lik
rijitlikli
% 20
[5]
artış
kauçuk ve 0/o12
[6]
oranlarında azalmıştır. yapı
ınaksimum n1odele göre
sisteminin
taban düşük
momenti ,
x
,
lmpact
Response
Journal
of
Z. ,
In
Structural
1063 - 1075
,
,
DANIELIANS , A. and
"
, Journal of Engineering
118 , No 7 U.S.A , 1992
,
pp
1423 - 1439
E. , ABDAL -GHAFFAR, A. M. , "
Modeliing Of Rubber
And
Lead Passive
Control
Bearings For Seismic Analysis " , Journal of Structural Engineering, Vol
'1995
o/o 82
doğrultusundaki
ankastre
X. , " Base
2001
YANG , S. , N. , Ll ,
[7] M. ALI, H.,
düşük , orta ve yüksek rij itlikli kauçuk mesnet
katlı
:
,
SAMALI, B. , B., YANG, J., N., and LİU, S.,
,Washington,
kesme kuvveti ankastre mesnetli modele göre ;
7
and SUK
,
Mechanics , Vol
7 katlı yapı sisteminin x doğıultusundaki taban
sisteminde
Buildings
And Hysteretic Structures I
% 30 , % 25
% 77, % 79
U.S.A
LIU, S. C. , "Aseismic Hybrid Control Of Non Lineer
oranında olmuştur.
sırasıyla
,
pp 2165-2179, Washington , U.S.A, 1985
ankastre mesnetli modele göre düşük , orta ve
% 24
1134- ı 143
Journal of Structural Engineering , Vol lll , No ı O
ise kauçuk mesnet sistemlerindeki bu değişim
ve
pp
C. , " Active Control Of Seisrnic Excited Buildings " ,
oranlannda olmuştur. Yapımn temel seviyesinde
yüksek rijitlikli kauçuk için suasıyla
FCC
Houston , U.S.A,
mesnetli bir
Passive Control
Engineering , Vol 127 , No 9 , pp
üst katındaki göreli yer değiştirme düşük rijitlikli mesnet
7,
N orthgridge Earthquake , ,
katlı yapı sisteminde x doğrultusunda binanın en
kauçuk
Lead
'
oranında;
yüksek rijitlikli kauçuk mesnet sisteminde ise
pp
-GHAFFAR , A. M. , "
Of Rubber And
Engineering, Vo1121 , �o
mesnet sisteminde yer değiştirn1ede, düşük rijitlikli
%
19 ,
Bearings For Seismic Analysis " , Journal of Structural
değiştirme ll ,4 cm olmuştur. Orta rijitlikli kauçuk
kauçuk mesnet sistemine göre
,
CHALHAUB , M. , S. , " Sliders and Tension
Controlled
oranında,
ll
ALDEMIR, U. , BAKIOGLU , M. , and AKHIEV
, S. , S. , " Optimal Control of Lineer Buildings Under
katlı yapı sisteminde binamn en üst katında x
7
cm
6.
rijitlikli
etkisinde kullanılan düşük ,orta ve yüksek rijitlikli
yönündeki ivn1e etkisini sırasıyla o/o
5.
o/o 91 oranında; 2-2
doğrultusundaki eğilıne momentinde ise düşük,
mesnetli uygulamasına göre üst yapının x
4.
allkastre mesnetli
yapı periyodu farklı izolasyon tiplerinde kauçuğun
kauçuk mesnet sistemler , yapı sisteminin ankastre
3.
95
7 katlı yapı sisteminin en üst katında bulurian bir
sırasıyla
2.
azalmalar görülmüştür.
kauçuk mesnetli sistenılerde
ankastre mesnetli olmasına
ve 0/o
% 95, %94
mesnetli
orta ve yüksek rijitlikli
109
121 ,
No 7, p p
1134-1143, U.S.A
ISO 9000 Kalite Güvence Sisteminin Bir Şirkete Uygulanması ve Değerlendirilmesi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergis i 6.Ci1t, 2.Sayı (Teınmuz 2002)
ISO
M. M. Amin, H .İ.
Kaya, V. Uçar
KALİTE GÜVENCE SİSTEMİNİN BİR ŞiRKETE UYGULANMASI VE DEGERLENDİRİLMESİ
9000
Mouwafak M Amin, H.İbrahim Kaya, Vahdet Uçar maliyetleri
kalite
yıllarda
1950'li
Özet-Globalleşme eğilimi ve Türkiye'nin Avrupa
ile
ilgili
2000'li
çalışmalar geliştirilirken Juran, 1951 yılında kalite
yıllarda kuruluşlarımızı içte ve dışta büyük bir
kontrol elkitabını yayınlamış, Deming istatistiki
karşılaştırmaktadır.Son
kalite kontrol konusunda çalışmalar yapnnştır [ 1, 2]
Birliği
ile
ortamı
rekabet
Birliği
Gümrük
ve
ilişkileri
yıllarda, rekabet; üretimle, maliyetle değil aynı
Toplam Kalite Yönetiminden bahsetmeden önce isabetli bahsetmek den kalite(TK) Toplam
zamanda kalite iledir. Bu olguların içinde en önemli yeri hiç şüphesiz kalite almaktadır. Bu nedenle
olacaktır.
olmasının
başarılı
kuruluşlarımızın
bir işletmede yapılan
Toplam Kalite,
temel koşulu kalite kontrol ve kalite güvence
bütün müşteri isteklerini karşılayabilmek için şart
sisteminin uygulanmasıdır. Bu çalışmanın amacı
olan yönetim, insan, yapılan iş, ürün ve hizmet
kalite
kalitelerinin, bir sistem yaklaşımı içerisinde, tüm
sistemi
güvence
IS09000'nin
incelenmesidir. B u inceleme s üreci DEMPAR şirketine
Parke
uygulayarak
çalışanların
katılımı,
sağlanarak
ele
ve
hedef
ve
alınması
[2,3].Toplam kalite kontrolden ilk söz eden 1961
gerçekleştirilmiştir.
yılında Feigenbaum olmuştur. Anahtar
fıkir birlikleri geliştirilmesidir
1 961 yılında Crosby tarafından geliştirilmiştir.
Kalite
Kalite,
IS09000,
Kelime/er-
Sıfır hata kavramı,
Güvencesi
Dünya
'da
çemberi etkinlikleri
Kontrol
kalite
Absıract-As the world is moving towards global
1962 'de Japonya'da başlamiştır. Şimdi Batı' da ve
activities in all fıelds of our life,Turkey is going
dünyamn
to present its activities
görmektedir. Kalite çemberi etkinlikleri tanınmaya
within
Europe
the
community(E.E.C). Today within the trade field,
başlandıktan
a head before cost and
Quality is beconıing
yerinde
her
başlanuştır.
uygun
bunu
denemeye
Asya'da
Filipinler,
ülkeler
sonra
Güneydoğu
kabul
biçimde
a need for
Tayland, Malezya ve Singapur' da çen1berler halen
quality control and for the system of quality
uygulanmaktadır. 1970 v e 1978 yıllannda Meksika
assurance such as ISO 9000. In this study ISO
ve İngiltere kalite çemberi etkinliklerine başlamıştır
9000 system is introduced to DEMPAR Parquate
[2-5]. Bu çalışmalar sonucu yalnızca kalite değil
Company structure was studied in
kaliteyi kontrol ve uygulanması ve güvencesi için
production.
Company. detail.
Therefore
Quality
there
control
is
handbook
procedures data sbeets were
and
full
sistem gerekmektedir
prepared. Fioally
the quality control assurance for this company was established. Keywords-IS09000� Quality, Quality Assurance,
II. KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ VE
ıso 9ooo I.GİRİŞ
Yüzyılımızda,
globalleşen
dünyamızcia
yoğun
rekabet ortamından istikrarlı bir üretim yapabilmek kalite teknolojisinin ve anlayışının ilerlemesi Amerika , da
korunmasının gerekliliği ve bununda bir yönetim işi
2. dünya savaşı sırasında olmuştur. Savaş sırasında
olduğu, bu işin de belli bir boyut ve ölçüler içindeki
askeri malzemelerde o/o 1 00 kontrol yönteminin
çabalarla gerçekleştirilebileceği, başka bir deyişle
alma
sistem olmamn gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunun
N orma l
çözüm
üretim
getirmediği
sistemleri
görülerek
içinde
numune
için
istatistiği geliştirilmiştir.
kalitenin
güvenceli
biçiminde
sürekli
neticesinde kalite güvencesi sistemi geliştirilmiştir. Kalite güvencesi, bir ürün yada hizmetin müşteri ihtiyaçlanm tam
M .Amin
DEMPAR A.Ş -Sakarya H.I.Kaya,V.Uçar ;Sakarya Üniversitesi Mühendis lik FakMakine Mühendisliği Böltimü Esentepe-Sakarya
ve doğru olarak karşılamasını
sağlamak için, tüm işletme fonksiyonlannın ayı amaç doğrultusunda bir araya getirilmesidir[6-8]
.
110
ıso 9000
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kalite Güvence Sisteminin Bir Şirkete Uygulanması ve De�erlendirilmesi
6.Cilt, 2.Sa)'l (Temm uz 2002)
M. M. Amin,
H.İ. Kaya, V. Uçar
dağ1tınıını ve
Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence Standartlarının
-Kalite Planlarının hazırlanmasını,
temeli 1963 yılı ABD 'da savunma teknolojisindeki
güncelleştirilrnesini
yüksek kalite talepleri ile hazırlanan MIL-Q-9858 'e
güncelliğini takip ederek olabilecek değişikliklere
Sonra
dayanır.
enerji
sektöründe
de
NCA 4000 (Quality Assurance)
III
yayınlanmıştır. Bu arada
Standartlarının
göre kalite planını günceleştirir.
kendisini
göstermiş ve son olarak 1972 yılında da
Ürün
sağlar.
ASME
- Teknik şartnameleri hazırlar.
- Girdi, proses ve niliai ürün aşamalarında,
standartlan
malzeme ve ürünlerin ret, kabul veya şartlı kabul
ulusal düzeyde kalite
durumuna, yan sanayiciye iade edilmesine,
sistem standartlarına geçiş 1978-1979 da CSA Z.
299.1-4 ile Kanada' da , 1979' da ANSI Z.- 1.15
prosesin durdurulmasına, nihai ürünün müşteriye
(taslak) ile ABD2 de gerçekleşmiştir.
sevki vatının önlernnesine karar verir.
ticari
ilişkilerin
Uluslararası
ve
aıtınası
giderek
daha
ol
da
karmaşıklaşması ISO tarafından 1987 yıllmda ISO kalite
9000
yönetimi
ve Kalite
Kalite Kontrol Bölümü:
Güvencesi
Bu
Standartlarının yayınlarunasına yol açmıştır [2].
9001:
Geliştirme,
Kalite
Üretim,
sisteınleri, tesis
ve
rfasanın
Hizmette
ve
ve
olan
malzemelerin
-ISO 9004: Kalite Yönetimi ve Kalite Sistemi
ilgili
göre üretümektedir imalat Giriş Kalite kontrol ,Proses Kalite Kontrol ve Final Kalite Kontrole
Ill.ISO 9000'NİN DEMPAR PARKE
tabi tutulmaktadır. Gelen ham malzemeler Kalite
FİRMASINA UYGULAMASI Fabrikadaki bölümlerin, yönetimin ve daha
sorumlusu
Kontrol
sonucu
tarafından
olumlu
ise
Kontrol
edilir.
Ambara
Giriş
Üretim ve Planlama Şefliği:
Prosedürler,
soma
Kontrol
İşlemleri yapılır.
ürünlerin incelemesi sonucunda önce Görev tamtım Talinıatlar ve Formlar hazırlanmıştır.
imalatın başlatılmasından devam ettirilmesinden ve
sorumludur.
sonuçlandırılmasindan
Hazırlamış olduğu Üretim Programına Göre İş
111.1 Firma Bilgileri PARKE
ve
- Parkeler Kalite Güvence Sistemi esaslarına
Elamanlan, Kılavuzu [9-14]
DEMPAR
tanımlanmasını
bölümlere ulaştırılmasını sağlar.
deneyler için kalite güvencesi modeli
hazırlanmış
kriterler
- Giriş Kalite Kontrolü yapılacak ve yapılmış
-ISO 9003: Kalite sistemleri, son muayene ve
kitabi
belirtilen
raporlar.
Kalite Güvencesi modeli
el
planlarında
kalite
çerçevesinde Giriş Kalite Kontrolünü yapar ve
-ISO 9002: Kalite sistemleri, Üretim ve Tesiste
Çalışmada
görev
- Taşeronlardan gelen girdileri teknik şartname
Kalite
Güvencesi modeli
Müh.
Endüstri
bir
yapmaktadır.
IS09000 Standartlar Serisinin Elemanları: -ISO
bölümde
1998
yılında
Emri ve izlenebilirlik Kartları ile imalatı başlatır
ADAPAZARI
organize Sanayi Bölgesinde , Toplam 25000m2
ve imalatı yönlendirir.
olmak
Üretinı ve Planlama Şefi bünyesinde şu bölümler
üzere
10,000
m2
kapalı
alan
üzerine
kurulmuştur. Lamine Parke üretınektedir:
bulunmaktadır:
Plank parke ölçüleri -14
-Kereste Bölümü
Üretim iki çeşittir ,Plank (tek parça) ve 3-strip 'tir . 128
x
x
128 x 2180 veya -14 x
1070 3-Parça parkelerde -14 x 197 x 2180
Kurutma
:
paletler
belli
bir
kurutulur, Birinci hat Bölümü Güvence,
Kalite
Kontrol,
Üretim
Muhasebe
üretmekted.ir, Ekleme Bölümü
ve
Personel,
ve
parkenin üst kaplaması
Genel
lamelleri
Bu bölümler yürütülen faaliyetler aşağıda kısaca
-Kalite Güvence Burada
ve
Bu Endüstri
yapmaktadır. Bunlann görevleri - Üretim ve Planlama Kalite onaylar.
Planlarını
talimatlarını
,Bilgisayar
eklenir,Pres
Bölümü
:
Toplam
3
bölümde
3
eleman
çalışmaktadır,
Cila
Zımparalannn ş parkeler önce dolgu iki kat sonra
şunlardır:
yapılan
hazırlanır
bölümde
Bolümü : Bu bölümde 3 eleman çalışmaktadır ,
Görev
cilası yapılır, Profil Bolümü : : Bu bölümde 3
Şefi ile işbirliği yaparak
hazırlar,
- Muayene ve Deney güncelleştirir.
Müh.
:Bu
eleman çalışmaktadır, Çoklu dilme ve zımpara :
Şefliği:
Makine
Burada 3-adet
kontrol unda verilen programa göre parkenin
Yönetim den oluşmaktadu� sıralanmıştır.
:
oramı1a
n1akinası ,ikincisi boylama ve çoklu dilme lamel
ve
Planlama, Balam ve Onarını, Satın alma, Satış ve Pazarlama,
nem
kurutma
makine vardır ,birincisi taslak dört yan ebat lanıa
Ill.2 Fabrikadaki bölümler Kalite
çalışmaktadır,
eleman
7
3-adet ,Bilgisayar destekli
,istiflenmiş
mm.
:
kontrolleri
eleman çalışmaktadır , Cilalı malzemeler boydan ve
hazırlar ve
enden
profı]
makinasın
Paketierne Bölümü
dan
geçer
:Profili çekilmiş parkeler
paket]enir ve ambalajlanarak satışa sunulur
ııı
ve
ISO 9000 Kalite Güvence Sisteminin Bir Şirkete
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Uygulanması ve De_ğerlendirilmesi M. M.
Amin, H.l. Kaya, V. Uçar
Kuruluş içi Kalite Tetkikleri Prosedürü
Proses esnasında yapılan testler :
Eğitim Prosedürü.
-Kereste bölümünde taslak ve hammaddenin
Servis Prosedürü
ebadı, Kurutmadan çıkan ağacın nem oranı,
İstatistik Teknikler Prosedürü
Birinci hatta ebatlar ve lamel kalınlığı % 1 O artı
Bakım Prosedürü
veya eksi olmamalı, Preste aralıkiara dikkat
İmalar Prosedürü
edilmeli 9mm yi geçmemeli, Parkenin yüzeyi tam kalibre
olmalı, Cila ve dolgu miktarını
tartınak ve sürekli parlaklığını ölçmek ve Profıl yaparken seviye O.l mm ,den fazla olmamalı. Bakım
ve Onarım Şefliği:
-Birimiyle
ilgili
TARTIŞMA
IV. SONUÇLAR VE
Ulusal ve Uluslar arası alanda rekabet edebilmek
genel
aksaklıklar
ve
mevcut
teknolojimizi, pazanrnızı geliştirebilmek
uygunsuzluklar konusunda Üretim ve planlama
gelecek
kuşaklara
şefi ve Fabrika Müdürüne bilgi verir.
yaşam
-Sisteme ilişkin bütün Talimat, Fo·.... ıı�n, Rapor
düzeyi
sistematik çalışmalann
edilmesini,
Yönetirni'dir.
ve
düzgün
olarak
doldurulmasını sağlar.
önemli
-Emniyet ve yangın talimatıarına uyulmasım
sağlayabilmek
çalışılması
vb. dokümanların belirlenen yerlerde muhafaza korurunasını
çağdaş,
daha
temel
daha
için,
p anlı
ve
gerekınektedu.
felsefesi,
Toplam
araçlarından
!
aydınlık
Toplam
Kalite de,
biri
Bu Kalite
Yönetimi'nin ISO
en
9000 Kalite
Güvence Sistemini etkin uygulamak, sürdürmek ve
sağlar.
geliştirmektir ISO 9000 gerek bir
El Kitabı: 1. Organizasyon Şaması 2. Görev ve Yetki Devri Çizelgesi 3. Sorumluluk ve Yetkiler
kalite
sistemi oluşturmak,
gerekse mevcut bir kalite sistemini değerlendirmek amacıyla k ullanılabilen bir kalite sistemi modelidir. B u ise bir çok sanayileşmiş ülkede kabu1 gören standarda uygunluk demektir. Söz konusu model
4.
Genel Müdür
5.
sağ duyuya dayalı temel bir yönetim sistemi için bir
Fabrika Müdürü
6.
dizi
Satış Pazarlama Müdürü
7.
Satın alma Müdürü
araçlan vermektedir. Aym zamanda maliyetlerde
8.
Yönetim Temsilcisi
9.
Kalite Güvence Şefi
şart sıralamakta
düşüş, yönetim sistemi k ontrolünde gelişme ve organizasyonun
artışı
verim
tümünde
bir
ISO
9000
görülmektedir.
1O. Üretim ve Planlama Şefi ll. Bakım ve Onarım Şefi 12. Muhasebe ve Personel Şefi 13. Kalite Kontrol Soruml usu 14. Malzeme Ambar Sorumlusu 15. Operatörler
Bir
işletmede
düşünüldüğünde
sonucun
uygulanması
başarısı
açısından
atılması gereken bazı adımlar mevcuttur.
1. Hedefler
üzerinde
anlaşma
sağlanmalıdır. Ulaşmak istediğimiz nedir
16. Şoför
?
17. Bekçi
Süremiz
ne
kadardır
ve
gibi
ne
kaynaklarımız vardır ?
2. Saptanmış olan bu hedeflere ulaşınada
Prosedürler: Yönetimin
uygulama için gerekli
ve
Kalite
Sisteminin
gerçekleştirilmesi
Gözden
gösteren
Geçirilmesi Prosedürü.
detaylı
gereklidir.
Sözleşmenin Gözden Geçirilme Prosedürü
adımlan
gereken bir
Buna
plan
yapılması
paralel
olarak
planımızın başarılı olabileceği bir ortam
Doküman ve Veri Kontrol Prosedürü
meydana getirilmesi ve uygulanabilmesi
Satın alma Prosedürü
için sorumlu kişileri atamak önemlidir.
Malzeme Talep Foımu
3.
Malzeme Sipariş Forınu
ISO 9000 Kalite StandartJannı Uygulamak isteyen
TeklifMektubu
işletıneler bu şartları yerine getirdikleri takdirde
Ürün Tanıtım ve İzlenebilirliği Prosedür ü
kalite sisteminin temellerini atmış olacaklardır.
Proses Kontrol Prosedürü
Artık geçerli olan, üretilen v e sunulan mamulün
Muayene ve Deney Prosedürü
kalitesidir. Müşteri ihtiyaçları, kaliteyi belirleyen
Kalibrasyon Prosedürü
temel
Muayene ve Deney Durumu Prosedüıii
unsurlardandır.
Bir
mamulün
kaliteli
olabilmesi için müşteri i h tiyaçlarına uygun olması
Uygun Olmayan Ürünün Kontrolü
gerekmektedir.
Prosedürü
kapasitesini
Düzeltici ve Önleyici Faaliyet Prosedürü
Mamulün mutlak
kalite surette
İşletmelerin hayatiyederini
Taşıma, Depolama Prosedürü
için
Kalite Kayıtlannın Kont. Prosedürü
tek
çıkar
edinmeleridir.
1 12
yol
seviyesi,
pazar
değiştirecektir.
devam ettirebilmeleri
kaliteyi
üretmeyi
gaye
ISO 9000 Kalite Güvence Sisteminin Bir Şirkete
SAU Fen BiJimleri Enstitüsü Dergisi
Uygulanması
6.Cilt, 2.Say! (Temmuz 2002)
Bundan
dolayıdır
ki,
TS-ISO
kapasitelerini
olacaklardır.
Kaliteli
müşterilerin
hizmetine
vb.
9000
Kalite
garantiye
mamul kaliteli
almış
üretmek mamul
isteyen bütün işletmeler IS09000
ve
sunmak
Standartiarım
işletmelerine uygulamak zorundadır.
KAYNAKLAR [1] GÖZLÜ, S. , "Gelişmekte Olan (Jlkelerde Kalite Sorunları ve Türkiye imalat Sanayi", İktisat Dergisi, Ocak-Şubat 1996. [2] JURAN, J.M.,
' '
Quality Control Handbook''
MC. Graw Hi11, N ewyork,l998 3] AKDERE ,F. , POLAT M. H., AKSOY M.H., CANDAŞ E., "Toplam Kalite'' [4] ŞiMŞEK, M., "Kalite Yönetimi", İstanbul 1996 (5] "Kalite Güvencesi Yönetimi Eğitim Kitabı" TSE Ankara- 1996 [6] D. A. SANDERS) R.H. JOHNSON, J.A. SANDERS, C.F. SCOTT, "ISO 9000 Nedir? Niçin
? Nasıl ?" Çeviren: Prof. Dr. YENERSOY, G. , ROTA Yayınları, 1994. [7] BOZKURT, R. , ODAMAN, A "ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi'' ,MPM Yayınlan, Ankara ' 1995. [8] "TS- ISO 9000 Forum Sempozyum Notları", İstanbul, Ağustos 1993. [12] BAGRIAÇIK, A., "Belgelerle Uygularnalı ISO 9000 Nedir? Nasıl Kurulur?, İstanbul 1995 [9) TSE, TS-ISO 9000, Kalite Yönetimi ve Kalite Sistemi Elemanları Kılavuzu, Ankara 1991
[ı O]
Değerlendirilmesi
M. M. Amin, H .İ.
Standartlarını uygulayan işletmeler geleceklerini, pazar
ve
"TS ISO 9000 Standardı", TSE, Ankara 1994
[ll] "TS ISO 9002 Stand ardı", TSE, Ankara 1994 [13] COOK, N., "ISO 9000 ve Kalite Sistemleri Seminerleri", Sanayi odası 1993 [ 14] DENİZ, S., "Kalite Güvenliği Sistemlerinin Belgelendirilmesi" Endüstri Müh. D ergisi, Kasım 1990
ı 13
Kaya,
V. Uçar
..
Bentonit �zerine Metal Kompleks Boyalaran Adsorbsiyonu
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı {Temmuz 2002)
M.
Can, M. Özacar, İ.A. Şengi1
BENTONiT ÜZERİNE METAL KOMPLEKS BOYALARıN ADSORPSİYONU Mustafa Can, Mahmut Özacar, İ.Ayhan Şengil ••
Ozet- Bu çalışmada Lanasan Yellow CFB ve Lanasan Briliant
Bine
CF -BA
bentonit
boyalarının
ile
Literatürde turba odun, çeşitli ağaç talaşları, diatoırit, yanmış kil ve diğer düşük fiyatlı maddeler de potansiyel
adsorpsiyonu incelenmiştir. Deneysel amaçlı olarak
endüstriyel
adsorbanlar
olarak
araştırılmıştır.
Ancak
değiştirilen parametreler; ortam pH'sı, deney sıvısı
nispeten pahalı olmasına rağmen, aktif karbon en yaygın
karıştırma hızı, adsorban tanecik boyutu, adsorban
ve etkili adsorbandır [2,5].
kütlesi, başlangıç boya konsantrasyonu ve sıcaklıktır. Bu parametrelerden elde edilen değerlerle boyaların
Bu çalışmada, tekstil atıksularından Lanasan boyaların
maksimum
giderilmesi
şartlar
adsorpsiyun
belirlenmeye
miktarları
ve
çalışılmıştır.
optimum
Langmuir
ve
vasıtasıyla
için
Sakarya
Pendik
Toprak
Tümaylar
İlaç
Fabrikası'n1n
Ticaret'tin
stoklanndan
Freundlich izotermleri için adsorpsiyon parametreleri
temin edilen Bentonit'in adsorbsiyon üzerindeki etkisi;
belirlenmiş ve tartışılmıştır.
kar ışttıma deviri,
adsorban
tanecik boyutu, adsorban
kütlesi, başlangıç boya konsantrasyonu, pH, sıcaklık gibi değiştirilere k
incelenmiş
Anahtar Kelimeler - bentonit, adsorpsiyon, lanasan
parametreler
boya, tekstil atıksuyu, izoterm.
çalışmaları yapılarak Langmuir ve Freundlich izotermleri
ve
izoteını
için adsorpsiyon paran1etreleri tespit edilmiştir. Abstract
-
In this work, features of the Lanasan II. MA'"fERY AL VE METOT
Yello\v CFB and Brillant Blue CF-BA were studied with calcinated alunite regarding to their adsorption. Experimantly chanced parameters are; calcination temperature,
rotation
per
minute,
particule
size,
adsorbant mass, initial dye concentration, pH and
Çalışmalarda
kullamlan
Bentonit
rninerali,
Sakarya
Toprak İlaç Fabrikası'nın vasıtasıyla Pendik Tümaylar Ticaref tin
stoklarından
temin
edilmiştir.
Kırılıp,
temperature. Thus by the results obtained from this
öğütüldükten sonra, ASTM standart elekleri kullanılarak
parameters maximum adsorption of the dyes and
elenmiş ve elekaltı
tbeirs
optimum
conditions
were
investigated.
Adsorption parameters for Langmuir and Freundlich isotherms were determined and discussed.
ve
( 2 53
eleküstü
verdiği zarar
boyutlannda
farklı
Ah03
FeıOJ
NaıO
CaO
M gO
KıO
soj
HıO
55-63
16-23
3 max.
2
2
2
ı ,25
18.0
8
•
max
max.
max.
mm.
max.
Çalışmada Lanasan Y ellow CFB ve Lanasan Brillant
yüksek oranda renk ve organik madde içerdiklerinden
Blue
ayrı bir yere sahiptir. Bu atık suların temizlenmesinde adsorpsiyonu
tane
J..Lm
Si02
Çevre kirlenmesi dünyamızda giderek önem kazanan bir
aktif karbon
Jlm)
54-75, 76-90, 90-150
Tablo 1 Bentonit cevherinin ki myasal bileşimi(%) (6]
I. GİRİŞ
prosesi,
,
Tablo 1 de verilmiştir.
wastewater, isotherm.
aktif çamur
J..ım)
fraksiyonlar elde edilmiştir. Bentonit cevherinin bileşimi
Keywords: bentonite, adsorption, lanasan dye, textile
konudur. Tekstil atık sularının çevreye
( < 53
CF-BA
saflıkta
ve
olup
boyaları ayrıca
kullanılınıştır. bir
Boya
Boyalar
ticari
yapılmadan
safiaştırma
mg/L
kimyasal koagülasyon gibi birden fazla işlernin bir arada
kullanılmıştır.
kullanılması gerekmektedir [ 1].
konsantrasyonlarında
M.Can, Sakarya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstit1tüsü, Kimya Anab �Jim Da h Sakarya- Türkiye. nıustafacan(�gmx.corn.tr
mL boya çözeltisine ı g adsorban ilavesi yapılarak, 250
bu
100
çözeltileri iki
boyanın
destile
suda
çözülmesiyle hazırJanmıştır. Adsorpsiyon deneyleri, ı 00
mL
. M. Ozacar, Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya �ölümü 54100 Sakarya- Türkiye. mo7acarap.hotn1ail.conı LA. Şengil, Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 54100 Sakarya- Türkiye. ayhanseııgll w)hotnıail.coın
lik
beherlerde
kalibrasyonu
yapılmış
manyetik
kanştıncıda ve mekanik kanştırıcılarla ile yapılmıştır. Adsorpsiyon yapılmadan
c
122
deneylerinin önce
boya
sonunda çözeltileri
renk
ölçümleri
standart
600
SAU
••
Bentonit Uzerine Metal Kompleks Boyaların Adsorbsiyonu
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
M. Can, M. Özacar, İ.A. Şengil
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
devir/dakika
hızda
aynştırılnuştır.
santifrüj
Daha
sonra
edilerek
adsorbanından
optimum
devir
göstermektedir[ I, 7].
sayısı
80
denenerek seçim yapılmak suretiyle optimum devirde deneye devam edilmiştir. Bütün renk ölçümleri absorbans modunda
ve
görünür
bölgede
işletilen
bir
UV
•
Lanasan Yellow
•
Lanasan B.Blue
60
spektrofotometre ile yapılmıştır. Ölçümler, her boya için maksimum absorbansın olduğu, Lanasan Yellow için 428 ve
mn
Lanasan
Bri11ant B lue
için
584
nn1,
dalga
boylarında yapılmıştır.
III. DENEY SONUÇLARI VE DEGERLENDİRME 20
III. ı. Tanecik Boyutunun Etkisi Elek analizi yapılarak elde edilen, farklı fraksiyonlarda ki bentonitler, adsorpsiyon çalışmalarında kullanılmış ve
2
tanecik boyutunun Lanasan boyaların adsorpsiyonuna
3
4
5
7
6
etkisi Şekil 1 de verilmiştir. Şekil
etkisi (doz: 1 g/1 00 mL, süresi:
belirlendi.
d./dakika)
180
ad sorhan
Lanasan Yellow
"--"'
t)
�
Şekil 3 de gösterilmiştir. Lanasan Yellow boyası için p H 7.5, Lanasan B.Blue boyası için ise pH
60
5,5 olarak
seçilerek inceleme yapı1mıştır.
50
80
40 30
lO o
·--
•
Lanasan Yello\v
•
Lanasan B.Blue
60
--... . ...
-
-
1. Tanecik boyutunun Lanasan boyaların Bentonit üzerine adsorpsiyonuna etkisi (doz: lg/100 mL, Kar. süresi: 180 dak., Kons.: 100 mg/L, santifrüj devir sayısı: 600 d./dakika)
o ;---�----�--��-
111.2. pH mn Etkisi
100
olup, sonuçlar Şekil 2 da verilmiştir. Tane boyutu olarak önceki
deneyierin
sonucu
olara
75
-
90
�m
aralığındaki (kısaca 75 Jlm ) tane boyutu adsorban tane boyutıı olarak kullanılmıştu.
Lanasan B .Blue için ise 5.5 olarak belirlendi. Grafıkten pH
arttıkça
adsorbsiyon
400
500
600
700
Hızı (dev./dak.)
yüksek
devirlerde
bir
nıiktar
adsorbsiyon
kapasitesi artışı olmaktadır. Görüldüğü gibi karıştırma
hazırlanan stok çözeltinin pH'ı olan 7.5, Mavi renkli gibi
300
Şekil 3. Karıştırma hızımn Lanasan boyalan n bentonit üzerine adsorpsiyonuna etkisj (doz: I g/1 00 mL, tanecik boyutu: 75f..lm Kar. süresj: 180 dak., Kons.: 100 mg/L) Grafikte,
Sarı renkli Lanasan Yellow boyası için optimum pH,
görüldüğü
200
Karıştırma
Bu çalışmada pH ın adsorpsiyon üzerine etkisi incelenmiş bir
Etkisi
adsorpsiyonuna etkisi araştırılmış ve elde edilen sonuçlar
--a-A- Lanasan B.Blue
20
Şekil
75�tm Kar.
Karıştınna hızının da, Lanasan boyalann Bentonit ile
70
'b13 bb 8
tanecik boyutu:
dak., Kons.: 100 mg/L, santifrüj d evi r sayısı: 600
III. 3 Karıştırma Hızının
80
10 ı ı 12 13 14
2. pH nın Lanasan boyalarm Bentonit üzerine adsorpsiyonuna
bayar madde için optimum adsorban tane boyutu olarak
90
9
pl-I
Grafikte gösterlen 75 - 90 ı-ım arasındaki tanecikler iki
100
8
hızı çok fazla adsobsiyon kapasitesine etkili değildir. Bu durumda, stabil çalışma hızının 200 dev ./dak. olarak seçilmiştir.
kapasitesi
düşmekte, bu da boyaların asidik karakterde olduğunu
123
Bentonit Üzerine Metal Kompleks Boyaların Adsorbsiyon u
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
M. Can, M. Özacar, İ.A.
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
III.4. Adsorban Kütlesinin Etkisi
ıso •
&
Bu çalışmada, adsorban kütlesinin Lanasan boyaların adsorpsiyonuna etkisi incelenmiş ve elde edilen sonuçlar Şekil 4 de verilmiştir.
Şengil
Lanasan Yellow Lanasan B.Blue
100
100 90 80
•
Lanasan Yellow
A
Lanasan B.Blue
so
70
bi)
60
�
50
'-"'
40
cr.
1 00
50
o
30 20
200
250
300
Boya Konsantrasyonu (mg!L)
lO o
Şekil 5. Boya konsantrasyonunun Lansan boyaların Bentonit üzeıine adsorpsiyonuna etkisi (doz: lg/100 mL, Kar. sOresi: 180 dak.)
1,5
ı
0,5
o
2
2,5
3
3,5 100 90 80 70 60 50 '"ön 40 30 20
Adsorban Kütlesi (g) Şeki14. Adsorban kütlesinin Lasan boyaların Bentonit üzerine adsorpsiyonuna etkisi
(doz: 1 g/1 00 mL,
Kar. süresi: 180 dak., Kons.: 100 mg/L)
Adsorban
kütlesinin
Lanasan
boyalarına
etkisine
incelendiği bu çalışmada elde edilen sonuçlar Şekil 4 'de verilmiştir.
1
boyalarının edilmiştir.
adsorbsiyonuna 1
gr' dan
etkisi
fazla
olduğu
adsorban
•
...._.. 4.1
t:r
tesbit
kullanıldığında
lO o -10 -20 -30 -40
111.5. Boya Konsantrasyonunun Etkisi
3
313
293
Bütün konsantrasyonlar için 1 g adsorban kullamlmıştır. Şekil 5 de görüldüğü üzere boya konsantrasyonunun
Şekil 6. Sıcaklığının Lansan boyalann Bentonit üzerine adsorpsiyonuna etkisi (doz: lg/100 mL, Kar. s üres i : 180 dak., Kons.: 100 mg/L)
artması ile birlikte adsorpsiyon verimi de artmaktadır. Bu adsorbanın
göstermektedir.
kapasitesinin Farklı
yüksek
konsantrasyon
olduğunu
333
Sıcaklık (K)
Farklı boya konsantrasyonlanyla yapılan adsorpsiyon çalışmalarında elde edilen sonuçlar Şekil 5 de verilmiştir.
Lanasan Yellow Lanasan B.Blue
•
�
gr' dan sonraki kütle artışının Lanasan
adsorbsiyon kapasitesinin arttığı gözlenmiştir.
da
1 50
DI.7. Adsorpsiyon İzotermleri
çalışmalan
önemlidir, zira verilen adsorban kütlesinin belirli bir
Bir adsorpsiyon sistemi dengede iken, boyamn adsorban
adsorplama
ve çözelti arasındaki dağılımı,
kapasitesi
olup
belirli
miktarlarda
boya
adsorplayabilir [8].
kapasitesini
belirlemede
boya için adsorbanm
önemlidir
[3]. Bu neden1e
adsorpsiyon izotermleri Bentonit-Lanasan boya sistemleri
111.6. Sıcaklığın Etkisi
için belirlenmiş
ve Şekil
7
de verilmiştir.
Şekil
8
incelendiğinde; izotermler düşük Ce ve qe değerleri için Lanasan
boyalarm
adsorpsiyonu
üzerine
sıcaklığın
düzenli bir artma gösterirken, yüksek değerlerde ise bir
etkisinin araştırıldığı bu çalışmada elde edilen sonuçlar
düzlüğe ulaşma eğilimi vardır ki, bu da adsorbanın artık
Şekil 6 de sunulmuştur.
doyduğunu göstermektedir.
sıcaklık
artışıyla
Şekilde
birlikte
de görüldüğü gibi
adsorpsiyon
verimi
azalmaktadır. Bu da Lanasan boyalann Bentonit üzerine
İzoterm
adsorpsiyonunun ekzotermik olduğunu ve bu sebepten
gösteren bir eşitlik geliştirmek için önemlidir [3]. Bu
dolayı
çalışmada
sıcaklık
artışıyla
adsorpsiyonun
azaldığını
verilerinin
analizi,
Langmuir
ve
sonuçları Freundlich
doğru
şekilde
izotermlerinin
göstermektedir. Ayrıca 80 derecede Lanasan Yellow
deneysel verilere uygulanabilirliği araştınlmıştır. Lineer
boyası bozuruna belirtileri gösteımektedir.
Langmuir
izoteııni
eşitlik
(1)
ve
izotermi eşitlik (2) de gösterilmiştir
124
lineer
Freundlich
Enstitüsü
SAU Fen Bilimleri
Bentonit
Dergisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
ı -
qe
ı
1
=-+
Q
logq
=
e
0.150
ı
--
o. 140 O. 130 0.120 0.110
(1)
--
bQ ce
logKF +
_!_ logCe
(2)
n
ntiktan,
mg/g;
Ce:
adsorpsiyonda
dengeye
ağırlığında
adsorplanan
boyamn
entalpi; KF ve n Freundlich sabitleridir. boyaların
Bentonit
ile
adsorpsiyonıma
•
0.050 0.040 0.030 0.020 0.010 0.000 -ı--"---r----r--ı--
miktarı, mg/g; b: enerjiyle ilişkili bir sabit veya net
Lanasan
Lanasaıı B.Blue
0.060
mg/L; Q: yüzeyde oluşan tek tabaka tamamlandığında birim
Lanasan Yellow
0.090 0.080 0.070
ulaşıldığında çözeltide kalan boyanın konsantrasyonu, adsorbanın
•
0.100
Burada qe: adsorbanın birim ağırlığı başına adsorplanan boyanın
Üzerine Metal Konıpleks Boyala�m Ads�rbsiyon� M. Can, M. Ozacar, I.A. Şengı1
o
ait
verilerin lineer Langmuir izoterrnleri Şekil 8 ve lineer Freundlicb izotennleri Şekil
9 da verilmiştir.
0.06
0.04
0.02
1 /Ce Şekil 8. Bentonit üzerine Lanasan boyalann adsorpsiyonu için lineer Langmuir jzotermleri
125 2.100 100
1.900 1.700
75
1.500 u
o-c
1.300
OJJ o
so
�
1.100 0.900
25 e •
o
25
Lanasan Yellow Lanasan B.Blue
7. Bentonit üzeıine Lansan boyalann
0.300 1.1
izoterm modellerinin sabitleri Tablo
2 de
Şekil 9. Bentonit üzerine Lanasan boyaların adsorpsiyonu için lineer Freundhch izotermleri
verilmiştir.
IV. SONUÇ
ve Freundlich izoterm sabitleri
Lan�mu ir sabitleri b rı Q
n
ı r
Yel�ow
ı 059.3
0.0005
0.968
0.7114
0.893
0.9383
B.81ue
137. ı 3
0.0043
0.410
0.0335
0.621
0.9781
Tablo
2
Bu
Freund lich sabitleri
KF
2.1
log Ce
Adsorbanlar üzerine boyaların adsorpsiyonu için lineer
Bqya
1.6
adsorpsiyon izotermleri
(doz: lg/100 mL, Kar. süresi: 180 dak.,)
Tablo 2 Langn1uir
Lanasan B.Blue
0.500
7 5 100 125 150 17 5 200
50
Lanasan Yellow
•
0.700
Ce Şekil
•
çalışmada
parametrelere
bağlı
olarak
giderilme
oranları beklenildiği gibi gerçekleşti. Adsorban olarak kullanılan Bentonit, 75 J.llll tane boyutlarında seçilerek yapılan denemeler sonucunda Lanasan boyalarda asidik pH'larda
deki lineer izoterm sabitleri incelendiğinde;
çalışınamu
verimi
arttırdığı
göıülmüştür.
Lanasan boyaları adsorbe etmek karıştırma hızının fazla
adsorpsiyon prosesinin her iki adsorpsiyon modeline de
etkisi olmamakla birlikte yüksek devirlerde verimde biraz
uyduğu, ancak LangmuiJ izotermine daha fazla uygunluk
artmanın olduğu gözlemlenmiştir. Adsorban kütlesi için
gösterdiği görülmektedir.
1
g dan fazlasına gerek olmadığı sonucuna varılmıştır. Bentonit'in Lanasan boyları için verimli bir adsorban olduğu
görüln1üştür.
konsantrasyonunun
Zira,
artışıyla,
başlangıç
adsorban
kütlesi
boya sabit
o lmasına rağmen adsorplanan boya miktannda lineer bir artış görülmüştür. Bu durum adsorbanın kapasitesinin
125
SAU Fen Bihmleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Bentonit Üzerine Metal Kompleks Boyalann Adsorbsiyonu
M. Can, M. Özacar, İ.A. Şengil
yüksek olduğunu göstermektedir. Sıcaklığın artmasıyla
Adsorption", Water, Air, and Soil Pollution, 24,
adsorpsiyonun
322, 1 985.
azaldığı,
oda
sıcaklığında
çalışmanın
yeterli olacağı kanaatine vanlmı ştır.
[4]
Hadalaç, D., Kaya,
Metalerin Bentonitin,
Lanasan boyalan
etkili
şekilde
giderdiği
Aktifleşmiş
M.,
Alkan, C.,
307Ağır
"Bazı
Bentonit
Tarafından
Adsorpsiyonu'', Türk Kimya Dergisi, Tübitak., 36-40
görülmüştür. Her iki boya için Bentonit 45 dakika gibi bir
1995.
sürede yeterli giderme sağlamıştır. Sonuç olarak Lanasan
[5] Asfour, H.M., Nasser,M.M., Fadali, O.A. and El
boyaların
giderilmesi
için
Bentonit
adsorban
olarak
Geundi, M.S., "Colour Removal from Textile Effluents Us ing Hardwood Sawdust as Adsorbent'', J. Chem.,
�llaJJılabilir.
Tech. Biotechnol., 35A, 28-35, 1985. [6] http://www.karaka ya.com tr/Tr/
KAYNAKLAR
[7] Özacar, M., Şengil, İ.A. ve Teker, M.,
' '
Alunit-ZnO
[I] Lin, S.H., '' Adsorption of Disperse Dye by Powdered
Karışunları Üzerine Sulu Çözeltilerden Asidik Boyaların
Activated Carbon", J. Chem. Tech. Biotechnol., 57, 387-
Adsorpsiyonu',, SAÜ Fen Bilimleri Enstitü Dergisi, 5(1),
391, ı 993.
63-68, 200 ı.
[2] Potts, V.J.P., McKay, G.
and Healy, J.J.,
"The
[8]
McKay,
G., El-Geundi, Transport
M.
And Nassar,
Processes
M.M.
Removal of Acid Dye from Effluent Using Natural
''External
Adsorbents-Peat and Woods", Wat. Res., 10, 1061-1067,
Adsorption of Dyes onto Bagasse Pith' ', Wat. Res.,
1976.
22(12), 1527-1533, 1988.
[3]
McKay, G., Blair, H.S., Otterbum, M.S. and Aga,
J.A., "Earth and Fired Clay as Adsorbents for Dyestuff
126
Mass
During
the
Kanat Sayasınııı Dalgıç Pompa Performan sına Etkisi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
M. Gölcü
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
KANAT SAVISININ DALGlÇ POMPA PERFORMANSINA ETKİSİ Mustafa
Özet
Düşük
-
özgül
hızlı
3
pompalarda
GÖLCÜ I. GİRİŞ
hidrolik
problem vardır. Debi-yük karakteristiğinin kararsız
Günümüzde
durumu, verimin düşmesi ve efektif gücün kolay bir artmasıdır.
şekilde olumsuz
bir
Bunlar
şekilde
karakteristiğinin
pompa
kararh/kararsız
"Vertical Turbine Pump (VTP)" olarak adlandırılan bu
kanat
pompalar
savısı ile etkilenmektedir. Bu
çalışmada;
Hm=13mss'de,
kapasiteli
gereksinimine,
yapılmaktadır
Kelime/er: Dalgıç pompa çarkı, kanat sa)rısı
olarak
kaynaklarının
yetersiz
olduğu
(Grundfos,
Berkeley,
Lawne
Boyler,
su
kaynaldan vardır.
Gerekli derinlikte kuyular açılmak suretiyle, kuyu dibine indirilen
There are 3 hydraulic problems of low
conditions
are
affected
1-
head- flow characteristic. In this study, It has been designed the deep well pump impeller lvitb low discharge angle. Design parameters 3 are H01=13mss, Q=36m /b and it is used five different is
bu
sular
yeryüzüne
Su rezervi (yer altı suyu, kuyu, nehir yatağı, havuz vb.)
number of blade stable/unstable or drooping of the
It
yardımıyla
hususların göz önünde bulundurulması gereklidir [1].
negativcly the pump performance. It is affected with
(z=3,4,5,6,7).
pompalar
çıkarılır. Bu yüzden dalgıç pompa seçimde aşağıdaki
head-flow curve, lower efficiency and easily overload
blade
yüzey
gibi, yeraltında, sıcak su veya soğuk
specifıc speed pumps. Unstable position or drooping
of
Pompaları (DKP)"
Üstünel� Alarko, Şahinler v.b.). Birçok bölgelerde petrol
ve poınpa performansı
number
Kuyu
pompalardır.
tipte çeşitli firmalar tarafından dalgıç pon1pa imalatı
performansı üzerine etkileri incelenmiştir.
İhese
tasarlanmış
düşey
geliştirilmiş pompalardır. Dünyada ve ülkemiz_de standart
deneyler yapılmış ve kanat sayısının dalgıç pompa
horsepower.
olarak
bölgeler için dar ve derin k uyularda çalışabilme amaçlı
sahip z= 3,4,5,6,7 dalgıç pompa çarkları üzerinde
brake
şekilde
uygulaması
bahsedilen pompalar, başlangıçta gittikçe artan temiz su
çarkı dizayn edilmiş olup, beş farklı kanat sayısına
Abstract -
pompa
Günümüzde "Derin
d üşük kanat çıkış açısına sahip bir dalgıç pompa
Anahtar
seri
çalışabilecek
..
3 Q=36m /h
kollarında ve günlük
ilk çağlardan beri kullanılmaktadır.Uluslararası literatürde
Debi-yük
durumu
bütün
hayatımızda geniş bir uygulama alanına sahip pompalar
performansım
etkilemektedir.
endüstrinin
Bir
Pompalanacak su miktarı,
3-
Toplam emme yüksekliği, Htey,
4-
Toplam dinamik yükseklik, Hdin,
santrifuj
koşullarda
investigated
Q,
2-
pompa
teorikte
deniz
seviyesinde
atmosferik
1 0,33m' den pratikte ise yapılan
dizayna göre yaklaşık 6-8 m derinlikten su eınebilir. Daha
experimental the effects of the number of blade on the
fazla derinliklerden
deep well pump performance.
su
çekmek için derin kuyu pompalan
kullamlır. Yer altı sulannın yeryüzüne çıkarılması için çoğunlukla pompalama zorunludur. Kuyunun derinliği
Key Words: Deep well pump impeller, number of
yüzlerce
blade and pump performance
metre
olabilir;
o
zaman
geniş
çapta
ve
merdivenlerle inilip çıkılabilen bir tesis yapn1ak çok zor ve çok pahalı olur.
Sondaj
makinalanyla açılan
bu
kuyuların çapları küçük tutulur. Pompanın şekli, çapına bağlı olarak seçilir ve elektrik motoroyla tahrik etme imkanı varsa, elektrik n1otorunun şekli de kuyu çapına uygun olarak seçilmiş olur. f\-1. Gölcü, PAU. Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Denizli
Santrifuj pompa çarkının tasarınn için, temel tasarım
127
kitaplannda bulunan
ampirik
denklemlerden
istifade
Kanat Sayısının Dalgıç Pompa Perfo rmansı na Etkisi
SAV Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
edilir
M. Gölefi
II. POMPA PERFORMANSI
[2,3,4]. Pompa veriminin iyileştirilmesi ve istenen
performansm
sağlanması
pompa
ÜZERİNE
GEOMETRiKFAKTÖRLERiN ETKİSİ
tasanmcısımn
tecrübesine bağlıdır. istenen çalışma noktasında en iyi değişimi ve
Düşük özgül hızlı santrifuj pompalarda olduğu gibi dalgıç
meridyonel geometrinin bilinmesi tasanın aşamasında
pompalarda da poınpa karakteristiğinin aşağı düşmesi
verimi elde
etmek
için kanat
açısının
[ 5]. Çark içindeki akış
(debi-yük karakteristiğinin kararsız durumu) ve bunun sonucunda daha düşük bir verim elde edilmesi ve
yapılanna etkilerinin bilinmesi ile daha iyi performansa
efektif gücün kolay bir şekilde aıtıuası pompa performansıru olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Pompa üzerine performansı geometrik faktörlerin etkisi araştınlmış olup Tablo 1 ve Tablo 2' de gösterilmişili.
dikkat edilmesi gerekli hususlardır yapısımn sahip
ve
değişik
çarklannın
zamanlarda
tasarını
tasarımı
büyüklüklerinin
gerçekleştirilebilir.
akış
Son
santrifuj pompa çarklan içerisindeki akışiann
3 boyutlu sayısal analizleri üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır [6,7,8,9,10,11,12]. Tasanıncı elde ettiği çark
Tabi o 1 . Po mpa pı ormansmı etkileyen geometri. k faktörl er 21 ] ( ..
geometrisinin perfornıansı hakkında deney yapmadan
fıkir sahibi olamaz. Çark içerisindeki akışiann hız ve
basınç dağılımlarının deneysel ölçümleri için LDA (Laser
Bm
Doppler Anemometer), LPTV (Laser Particle Tracking Velocimeter) veya beş delikli basınç probları (five-hole pressure
probe)
gibi
cihazlar
1}
kullanılınıştır
Qmaı Pmax
[13' 14' 15' 16, ı 7, 18' 19,20].
Pnom
Uygulamada kanat sayısı genellikle isteğe bağlı olarak
sabit tutulduğunda) kanat sayısıdır. Bu çalışmada da; kanat çıkış açısı, kanat kalınlığı gibi geometrik faktörler
manomettik yüksekliğin tespitinde ise kanat çıkış açısı Kanat çıkış açısı, kanat
profilinin sadece bir bölgesini karakterize ettiği için tek başına kullamldığında çok az bir öneme sahiptir. Buradaki problem aşağıdaki hususlar ile özetlenebilir: Kanatların taşıyıcı yüzey lerini tespit etmek profilleri
ve
bwıların
akış
Do Do
z Dı z
bı
Dı Dı
bı
Do
z
Do
bı
z
bı
Dı
Do
z
Do bı
Hm
***
1\m.ax *
Qmax *
P�max *** ***
*** *
*** *
*
*** ***
*
:düşük
**
:orta
***
:yüksek
m. DENEY DÜZENEGİ VE DENEYDE KULLANILAN DALGlÇ POMPA ÇARKLARI
doğnıltusuna göre durumlarını tespit etmek c)
**
bı Dı z Do
üzerine etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Gerekli
Kanat
Q
JlıK
sabit tutularak kanat sayısımn dalgıç pompa performansı
b)
Dı
Dı
Etki derecesi b.e.p. Pmax
(kanat çıkış açısı, çark dış çapı gibi geometrik faktörler
a)
bı
Tablo 2. Pompa performansın1 etkileyen geometrik faktörlerin etkisi [21]
seçilir ve yalnızca kanatların çıkış açısının hesabı yapılır. Halbuki debiyi ve verimi etkileyen en önemli faktör
tek başına yeterli değildir.
z
BıK �2K BıK JıK J2K �2K
Q
Oneelik Sırası
Kanat profilini çark içinde aynı eksenli olmayan girdaplardan doğabilecek kayıplara
lll.l Deney düzeneği
mani olacak şekilde yerleştirmek
3 m derinliğindeki bir kuyuya dalgıç pompa inditilerek kapalı bir devre içersinde
deney yapılmıştır.
Deney
1 'de gösterilmiştir. Tankın hacmi ı m3' tür. Dalgıç pompa, 2850 d/d ve 3 kW gücündeki bir
düzeneği Şekil
trifaze dalgıç motoru tarafindan tahrik edilmektedir. Debi
ölçümü
için
[22,23,24].
128
3"
çapında
orifismetre
kullanılmıştır
Kanat Sayısının Dalgıç Pompa Perfoı·mansına Etkisi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt,
M.Gölcü
2.Sayt (Temmuz 2002)
j
-C?
sürgülü i 1 ll ll
oı:ifi.5metre ....� lı ı �
vana
..../
ı r-
l ta:nk ki.lı'es el va.ııa ı
ı
-
11
-
-... ....� 1 rı r-ı -dalgıç ponıp.a � =r- emme ku tım -dalglÇ ımtoıu b Şekil ı . Dalgıç pompa deney düzeneği
111.2 Dalgıç pompa çark geometrisi
Tek kademelİ bir dalgıç pompa dizaynı yapılmış olup [25] bütün geometrik faktörler sabit tutularak PıK= 15°, D2=132mm, e=4mm ve L=74mrn olan, z =3,4,5,6,7 kanat sayılanna sahip dalgıç pompa çarklan üzerinde deneyler
14
yapılmıştır. Tasarım kapasitesinde Q=36 m3/h ve Hrn=1 3mss'dir. Çark geometrisi Şekil 2'de, farklı kanat sa yılanna sahip çark model resimleri ise Şekil 3 'te gösterilmiştir.
10
.
ı
11
'1
1 /�/ ·ı
1
1
1ı'
ı( 1 •
ı ·'. '
.5
i
,ı f ft 1 \ıı ı
ı
��t
t�/ı\' � \;'
___._-�---
-----------
_...____ _.ı
Şekil
),_,_!Jl. .· ,'� -
-
2. Dalgıç pompa çark geometrisi
129
i Kanat SavJS . UliH Dalgl\' ronıpa Pcrformansıoa E(kis 1\.1 Cükli
�Al J Fı.;n Bı lımlerı b1stitüsti Dcrgıı:;ı 6.C'ilt, 2.Sayı (Temnıu;: 2002)
z=4
z · 3
6 �eki! J.
z :;.._
IV. SONl�('ld\H VF: L
z-7 Dalgıç pompa çark n1ndd rcsımll:'rı
DEGEHJ.J•�NDİRME
Bu c farklı kanat sayılanna sahip (z y alısmada � o
:.-:.
3,4,5,6,7).
1
( fhK -15 ) dalgıç pon1pa çarklan yapılmı-ş ve dalgtç pon1pa performans
düşük kanat çJkı� açılı üzerinde deneyler
z=S
0,9
.. -
1 ı
1
.
-.
-
..
-·-
- .
.�
�
'
• ....
� .
'
A.,
=
�
1
-
______;
ık
-
n·D..,
v1 r
..
..
-
�
... -
-
-
-
gibi,
.
.
.
.
-
.
1,2 1 .ı
1
0,6 0.4
O, 1
0,2 -
-··
.
·-
-
ı
ı ..
4
·-
-
o
-·
5
'
-,
6
7
z
4 'ten de görüldüğü Şekil 4.
Çı kı� daralma katsayısı
ve
teğetse11nz sapma katsay1sının
kanat sayısına göre değişimi
130
U,ö
0,2
3
kanat sayısı arttıkça A2 ve K değerleri düşmektedir.
1
'
� 0,5
K nın değişim grafikleri
ise Şeki] 4 'te gös teri] miştir. Şekil
,
0,6
o ve
1,6
..
, ,
-
Kanat sayılarına (z) güre, A.2
ı
• ...
(1)
___ _
1,8
-4-
2
i
ı
0,3
s] n�
: ı
..
i
0.4 z·e
•
-
� ...
için (z=3,4,5,6,7); A-2 (1) nolu denklemden de göıüleceği üzere [2], kanat sayısına bağlı olarak (�ık, e ve Dı'na da baQ:lı) değismektedir.
.
-
ı
0,8
etirileri elde e<.hlrnıstir. Farklı savıda kanatlar kullanıldığı
.
�
Kanat Sayt�uıw 1>:1lg1\' l'ompa l)crfonnansma Etkisi M. (iölı.:ü
;.;t\l J t·cn Bılıınkri l:.n�litihu Tkrgt"ıi r, t '111, 2.Sayı (l\:ınnıu1 200))
•
Kt.ıııat sayısına göre elde edılen da l gıç pon1pa pcr1önı1ans grafikleri �ekil :\(>,7 ve 8'dc göstenln1ı�ttr.
7C
(. --,j ?-
ı
ı
-
�.1 1
•
li) 12
..
ı
-
-·
_
• •
1,./)
..
1
j
40
-
=
t
ı
Cil
�
j
30
·ı
...
1
20
1 ı
ı j
10
•
ı
o
4
2S
2 I
Q
.
'ı
5
2.5
o
)l·kıl)
10
'?,b
'
o
7,S Q
1 �, "l ....r1
10
(lls)
l·arklı kanaı :·tl) ı larında :ek ka<kmı.:lı 11111
•
'17 s
15
' .
�eki J
hır dalgı�· pnnıpanın
g ı:aı Id ı kan<ıt.
PonıpaJarda
I'(C)) ],ar.tj..lL'II"ıtip:ı
(lls)
-;ayı b rı nda
debi-yük
12,5
tek kad�..:ı 1 wl ı bır
karaktcristığinin
--
•
ıK --
•
z:73.
z=A z:.:5 ' ı...:.6
r·4:. -7 ' .. ..,
"
17,5
15
ı.hıl��ıı;·
ı
poınran ın
kararlı
yapısı
kanat sayısı i1e etkılcnnıcktedir. Kanat saytsunn çok
az
sayıda ve \· ok s a y ıda olınası de.bi-yük kurak1cristiğinin
2. 1
kararsu du ru ın nskıııi arttırn1aktad11. Kanat s a yı �ını n
Tek kademeJidalgıç pornpa
1 ...cJ ı
old u ğu
duruınlan.la k a natl ar arasındak i kon ık Jik aç ısı bii yü ı nektc di r. Örneğı n. kanat s ay ı sı z .. 4 o ldu ğ u n da ko nı k lık 8Çtsı değeri O 22°) kanat sayısı ��:7' J . olduğu durun1da ise konikhk açısı o-- 27° ye çıknıaktadır. J \c 4 kan at sayısına sahip h ir dalgtç. ponıpanın de b i y ük k ar nk te ri stı ğı kanat �ayısının nzlığından dol a yı kararsız bır y<.1pıya sahiptır. !)ebi -yük karakteusliğinın hu çol
.
.
ı 7
düşük
-
1 s
� � 1.3 0..
ı
'O'"
C'
E :X: 8 ı ı 6 ı 1
o
1
'
g 1(1
-
i
ı
50
-
i
•
•
....
i ·
z=!> . ı -;ı( z 6 1 ı • ·l= 7 -
•
.
/=4
ı1 '
�
Tek kaderneli dalgıç pompa
60
20 r •
ı ı
.
-
.
1
z=3 ! z� 1 ı ı z:::5 ;K ·--z;::G -• r-·7
1 1
�·--···
'
0,9
·
·
kararsızlığı
--
OJ o. �ı
'
ı
o
)d, ıl (ı
2.5
•
·· ··ı ···
1Cı 7 5 Q (lls)
5
1
doğru,
içe
ana
ortahırına:
dış
�/o80 oranında
arn
ge oın c trik
kanadın
kana t ç ık l ar ilave edilerek gidcrilnıiş ve genel vcrinıde:
••
3 kanat sDyı��ına sahip dalgıç pornpa çar k ın d a tX) 25,73 'hk, z 4 kanat s ;,ı yı s 1 na sahip dalgı<; ponıpa ç a rk ında ise (;�.10,15'1ık bir a rtış sJğlannııştır [25j. 7.,
17,5
15
12,5
kanatlaıın
Farklı k<ıııat '):tyılannd.ı td, k�H.kmdi bir <.l;ılgı�· pl)nıpanııı 1\
100 1 ı un
,.
çaptan
ana
r (C)) k:.ırak ıcrı�.t ığı
Şekil ) '1cn ele görüldüğü gibi� kanat sayısının değcı i
5-7 aras1nda oldug u zarnan d ehi y ük k ar a k tt�r i st i ğ ı kararlı hir yapıy<.l sahip olup en iyi verinı değerleri 7.,.: 7 ka n at sayJsHıa s ahip dalgıç ponıpa çarkında e]de edilrniştir. En iyı vcrinı noktasında� z�.::3 kanatlt d a l gıç pon1pa <ı: arkında hidrolik vcrin1 değeri !}��5�,2R olup bu d e ğer 2,5 l ls lik gibi çok düşük bir debidc gerçckleşırkcıı bu debınin üstündekı çalışına noküdaruıda de b 1 artukça hıd rolik verin1 düşınektedir. z:-·.4 k ana t lı dalgıç poınpa ç a rkı n c tı ise: hı dr o l ik vcrjın d�ğcri (Xı62.61 ohıp hudeğer 1 O 1/s�Jik (/ ·.:re göre) yü k s ek dehidc gcrçekle�nıektcdir. / 5 ka n a tlı dalgı�· ponıpa ç�1rkında� 12,5 1/s'lik hn dchıdc ��lıı71 ,35, 1 ·-6 kanatlı dctlgtç pon1pa çarktnda� ı2,) lls'lik bir de hıdc '1o7(l, 1 O, z::7 k anatl ı dalgıç pnınpa �· a rk ı nda : I 5 lt s · f i k h n d e b i dc hidro1 J k ve rı nı d c �l-e n ı "t <;.-;>R4,59'1uk bir dL·ğcn: u l a ş n n ş t 1 L Bu yüzdc·n 1- 3 k a nat sayısına s a h ip bir dalgıc; poınpanın tk·bı-yüı. z
Tek kademeli dalgıç pompa
rı 21{=1s<ı
i
8:"1 ı
r:::::-
•
�
; ıK
�
;ıK
-
'
30
ı!
20
11 1
lO
·
o
r
•
7 5 ,
�lJ ıl
7
' .. 1o
Q
(1/s}
12,5
F:ıı k lı k:ınat c..uyı brında tt;k k�ıdcın�li llıı- r ( ())
---
;.(: --
e
15
z=J
ı
z=-4
z=�)
z=G 1
z=l
J
1'7,5
bir dalgı�· poınpaınn
karakt.crıstiğ.indc h ı z l ı bjr dü�üş olduğu. z::.:4 kanat � a y ı l ı
karakteristigı
çarkın /"::]'e güre bira/. daha kara ı lı yapıdJ ]3 ı
olduğ.tı,
Kanat Sayıstnın Dalgıç Pompa Performansına Etkisi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz
M. Gölcü
2002)
z=5 6 7 kanat sayılannda ise debi-yük karakteristiğinin daha kararlı bir duruma geldiği görülmüştür. Burada kanat sayısının artması ile efektif güçte de bir artış söz konusu olmuştur (Şekil 6). '
Hm L
'
n
Pe
Q K
70 ----ı b.e.p 60
z
�2 �2K
50
llg llh A.ı e
10
4
5
7
6
z
Şekil 9. En iyi verim noktasında (b.e.p.) gene1 verimin kanat sayısına göre değişimi
En iyi verim noktasında (b.e.p.); genel verimin kanat sayısına göre değişimi Şekil 9 'da, kanat sayısına göre pompa karakteristik değerlerinin değişimi ise Tablo 3 'te verilmiştir.
Tablo 3.
En iyi verim noktasında tek kadernede dalgıç pompa karakteristik değerleri
b.e.p. Pe(kW)
Q d/s)
Hm (mss)
3
10
7,14
42,04
ıs
1,71
4
10
9,2
50,9
15
1,836
5
lO
10,85
58,36
ıs
1,870
6
10
11,5
59,85
15
1,925
7
10
12
60,54
15
1,984
llg-ınax
(%)
Qmax �lls)
max
Buna göre; debiyi ve verimi etkileyen en önemli faktörün (kanat çıkış açısı, çark dış çapı gibi geometrik faktörler sabit tutulduğunda) kanat sayısı olduğu göıiil müş ve en yüksek genel verim %60,54'lük bir değerle z=7 kanat sayısına sahip dalgıç pompa çarlanda elde edilmiştir.
V. SEMBOLLER bı bı
. •
Kanat giriş genişliği
(mm)
.
Dı Dı
Kanat çıklş genişiliği (mm) Çark emme ağzı çapı (mm)
..
Çark giriş ortalama çapt (mm) Çark çıkış çapı (mm)
e
.
Kanat
Do
•
•
•
• •
•
•
•
•
•
• •
•
•
• •
•
.
•
•
Koniklik açısı
[l]Scherer, T.F., Irrigation Water Pumps, AE-1057 Report, North Dakota State Un., NDSU Extension Service, ( 1993) [2]Baysal, K., Tam Sa�trifuj Pompa�ar; Hesap, Çizim ve Konstrüksiyon Ozellikleri, İTU Matbaası, Gümüşsuyu, 3 S., (1975) [3]Çallı, i., Tam Santrifuj Pompa Hesabı ve Çiziıni, Yıldız Ün. Kocaeli Müh. Fak.,(1991) Desmur, 0.? Pompalar, [4]Kovats, A. and . Vantilatörler ve Kompresörler, çeviri: Ozgür, C., ve Yazıcı, H.F., İ.T.Ü. Makine Fakültesi, (1994) [5]Stepanoff, A.J., Centrifugal and Axial Flow Pumps, John Wiley Sons Ine., Newyork, s. 47,201,202,203 , (1967) [6]Maiti, B., Seshadri, V., Malhotra, R.C., Analysis of Flow Through Centrifugal Pump Impellers by Finite Element Method, Applied Scientific Research 46, p 105-126, Netherlands, (1989) [7]Chen, K.S. and Sue, M.C., Pinete Element Analysis of Three-Dimensional Potential Flow in the Blade Passage of a Centrifugal Turbomachine, Computers&Structures, v 46, n 4, p 625-632, (1993) [8]Sanoğlu, K. ve Ayder, E., Nurnerical Analysis of The Flow in Centrifugal Pump Iınpeller, ASME Fluids Engineerind Division Summer Meeting FEDSM'97 , p 1-8, (1997) [9]Yisser, F.C., Brouwers, J.J.H. and Jonker J.B., Fluid Flow in a Rotating Low-Specific- Speed Centrifugal Impeller Passage, Fluid Dynaınics Research 24, p 275-292, (1999) [ lO]Gülich, J.F., Impact of Tbree-Dimensional Phenomena on the Design of Rotodynamic Pump, Proc Instn Mech Engrs, v 213 Part C, p 59-70, (1999) . [ll ]Sanoğlu, K. ve Ayder, E., Pompa Çarkı Içindeki akışın 3 Boyutlu Euler Denklemleri ile Analizi, Tr. J. of Engineering and Environmental Science 23, p 229-238, (1999) [12]Zangeneh, M., Goto, A. and Harada, H., On the Role of Three-Dimensional Inverse Design Methods in Turbomachinery Shape Optimization, Proc Instn Mech Engrs, v 213, Part C, p 27-42, (1999)
�------�--.---ı---� 3
z
(mss)
VI. KAYNAKLAR
20
0
Pompanın man. basma yüksekliği Kanat boyu (mm) Devir sayısı (d/d) . Pompanın efektif gücü (kW) Pompanın bastığı debi (1/s) Teğetsel hız sapma katsayısı Kanat sayısı . Akışkan çıkış açısı Kanat çıkış açısı Genel verim Hidrolik verim Çıkış daralma katsayısı
• •
•
•
kalınlığı (mm)
132
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Kanat Sayısının DaJg1ç Pompa Performans ma Etkisi
M. Gölcü
[13]Murakami, M., Kikuyama, K. and Asakura, E., Velocity and Pressure Distrıbutions in the Impeller Passages of Centrifugal Pumps, Fluids Eng. Gas Turbine, Conf&Prod Show, p 81-89, Ne\\ryork, (1980) [14]Flack, R.D., Miner, S.M. and Beaudoin, R.J., Tw·bulence Measurements in a Centrifugal Pump With a Synchronously Orbiting Impeller, Transactions of the ASME, Journal of Turbomachinery, v 114, p 350-359, (1992) [15]Beaudoin, R.J., Miner, S.M. and Flack, R.D., Laser Velocimeter Measw·ements in a Centrifugal Purnp With a Synchronously Orbiting Impeller, Transactions of the ASME, Journal of Turbomachinery, v 114, p 340-349, (1992) [16]Miyamoto, H., Nakashima, Y. and Ohba, H., Effects of Splitter Blades on the Flo\vs and Characteristics in Centrifugal Impellers, JSME International Journal, series 2: Fluid Eng., Heat Transfer, Power, Combustion, Thermophysical Properties, v 35, n 2, p 238- 246, (1992) [17]Abramin, M. and Howard, J.H.G., Experimental lnvestigation of the Steady and Unsteady Relative Flow in a Centrifugal Impeller Passage, Transactions of the ASME, Journal of Turbomachinery, v 116, p 269-279, (1994) [18]Bwalya, A.C., Johnson, M.W., Experimental Measurements in a Centrifugal Purnp lmpeller, Transactions of the ASME, Journal of Fluids Engineering, v 118, p 692-697, (1996) [19]Eisele, K., Zhang, Z., Casey, M.V. and Gülich, J., Schacherunann, A., Flow Analysis in a Pump Diffuser-Part 1: LDA and PTV Measurements of the Unsteady Flow, Transactions of the ASME, Journal of Fluids Engineering, v 119, p 968-977, (1997) [20]Li, W.G., Effects of Viscosity of Fluids on Centrifugal Pump Performance and Flow Pattern in the Impeller, International Journal of Heat and Fluid Flow 21, p- 207-212, (2000) [2 I ]Shouqi, Y., Advances in Hydraulic Design of Centrifugal Purnps, ASME, Fluid Engineering Division. Surnmer Meeting, p 1-15, Vancouver, British Col., Canada, (1997) [22]Genceli, Osman, F., Ölçme Tekniği, s, 171,182,183, Birsen Yayınevi, İstanbul, (1995) [23]Pancar, Y., Hidrolik Laboratuar Deneyleri, s. 122, Anadolu Ün. Müh. Mim. Fak., Eskişehir, (1987) [24]Anonim, Türk Standartlan, TS 1423 Türk Standartlan Enstitüsü, Ankara, Ocak (1975) [25]Gölcü, M., Dalgıç Poınpalarda Çarka Ara kanatçık İlavesinin Verime Etkisinin Analizi, Doktora Tezi, PAÜ Fen Bilinıleri Enstitüsü, (2001)
133
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Günümüzün Gelişen Sektörü Çağn 1\ferkezleri M. Gümü�
GÜNÜMÜZÜN GELİŞEN SEKTÖRÜ ÇAGRI ME RKEZLERİ Mustafa GÜMÜŞ
I. GİRİŞ Özet - Çağrı merkezleri hepimizin özündeki bir ihtiyacı cevaplamaktadır; o da iletişim kurmaktır. Basit tanıınıyla çağn merkezi ; telefon, internet (e posta, online sohbet), faks ve posta gibi müşteri temas kanallarını içeren bir odak noktasıdır. Müşteri temsilcilerinin satışları, müşteri hizmetlerini, tele pazarlamayı, veri toplamayı ve diğer fonksiyonları ele aldıklan hem iç, hem de dışa bağlı hizmet tabanb bir ortamdır.
merkezi
Çağrı
organizasyona
değer
farklı iletişim kanallannın etkili bir biçimde entegre insanlardan,
edildiği,
süı-eçlerden,
teknolojiden
ve
stratejilerden oluşan koordineli bir sistem [ 1]" olarak tanımlanma ktadır. Daha basit bir ifade ile çağn merkezi, müşterilerin ve organizasyonun
telefon,
faks,
e-posta,
yamt
sesli
sistemleri, intei"net tabanlı sistemler ve hatta görüntülü telefonlar
Çağrı merkezlerinin yarattığı en önemli fayda kurumlarla iletişimin kolayca ve istenildiği zamanda yapılabilmesini ve biçimsel olmasını sağlamalarıdır. Bugüne getirdikleri en önemli olgu; hız ve rahatlıktır.
1980'lerden
iletişim
ile
kurmasını
sağlayan
bir
mekanizmadır. Geçmişte, ekonomik eğilimler zor müşterilere yerinde ziyaret yapabilme imkanım fırmalara veriyordu. Özellikle soma
değişti.Ekonomideki
bu
yavaş
durum
büyüme
ise,
oldukça müşterilerin
değerini yükseltti. Fimıaların rekabet piyasalarında üst sıralarda
yer
alabilmeleri
birebir
kurulan
müşteri
ilişkilerine bağlı olmaya başladı. Bu gelişmelerin ışığında
Anahtar Kelimeler - İletişim, Müşteri, Hız, Rahatlık
çağrı merkezleri, müşteri ilişkilerinin geliştirilmesinde en önemli
yeri
aldı.
Müşteri
hizmetleri
birimlerinde,
telefonla destek ve telefonla satış birimlerinde önemli bir
Abstract - Call centers are answering a common need of all: the need for communication. Briefly a call center is the local point of customer contact channels such as phone, Internet (e-mail, online chat), fax and direct mail. It is an environment based on both an internally and externally bound services through which the customer representatives handie sales, customer services, outbound, data collection and other functions.
artJ.ş gözlemlendi. Bankalarda kurulan çağn merkezleri birimlerinde de bu etkisiyle
eğilimin
büyük
gelişmeler
gözlemlendi.
Bankaların çağrı merkezleri, müşteri hizmetleri böhimü adı altında efisin en arka köşesinde yer alan birimlerinde müşterilerin bankaların ne kadar geç açıldığı ve bu nedenle işlemlerin aksadığı yönündeki şikayetlerini kabul etme durumunda kalıyordu.
The phenomenon, which has gained importance most, is the customers. Global and highly competitive world of today's; the companies are considering the customers more important.
Günümüzde ise çağrı merkezleri, en yeni teknolojik donanım
ve
alanında
uzmanlaşmış
çalışanları
ile
hankalann ön plana çıkardıklan en önemli birim haline geldi. Artık, telefonun diğer tarafında bulunan nazik ve yardıma hazır sesler müşterilerin her türlü talebini yerine
Tbe most important benefit, which the call centers provide is that they cause the communication with the companies to be made whenever it is needed in an easy and formal way. The most important fact they have added is the speed and convenience.
getiriyor.
Key Words - Communication, Consumer, Speed, Convinience. Bölümü, Adapazan
ve
yaratmak amacı ile, organizasyonını kaynaklannın ve
Son 30 yılın en fazla önem kazanan olgusu müşterilerdir. Küreselleşen ve rekabetin arttığı günümüzde kurumlar bilgileri artan müşterilere önem vermektedir.
M. Gümüş, SA.
"müşteriye
İnteınet
İşlemleri
İşlemleri
Ü Mühendislik Enstitüsü, Endüstri Mühendisliği internet Geri Aramalan
Şekil 1
-
Çağrı
Gel� :Ç�ınıar
·
Sohbet
Merkezi Şeması •
134
Günümüzün Gelişen Sektörü Çağn Merkezleri
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergjsi
M. Gümüş
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
B ankacılık sektöründe uzmanlaşmış Amerikalı araştınna
Bir başka deyişle, bir müşteriyi yeru kazanma k 5 eski
şirketlerinden Mentis' in 1 997 yılında yaptığı araştırma
müşteriyle ilişkileri devam ettirmeye eş değerdir. Çağrı merkezlerinin sunduğu hizmet kalitesi, müşteri
telefon temeline dayanan bankacılığın şube bankacılığının önüne geçmeye
başladığını
memnuniyetinin düzeyini
sunulan
ürün ve hizmetin
göstermektedir.
değerini arttırır. Yapılan çalışmalara göre memnun banka müşterilerinin, memnun olmayan müşterilere oranla
Araştırma raporuna göre, 1996 yılında tüm bankacılık
zaman
işlemlerinin
başladıkları ve gelir getirdikleri belirlenmiştir. [ 1]
%11 'i
Telefon
bankacılığı
ile
içerisinde o banka ile daha fazla iş yapma ya
gerçekleşiirirken 2002 yılında bu oranın %20'ye çıkacağı belirtilmektedir. Yine ise
işlemlerinde
gözlemlenn1ektedir.
aynı raporda şube bankacılığı
0o / 64
den
°/o48
Bankacılık
e
düştüğü
sektöründe
III.BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE MÜŞTERi MEMNUNİYETİ SUNMANIN ÖNEMİ
çağn
merkezleri, bir kavşak noktası konumunda ve artık her
Müşterilerin %70'
geçen gün artan sayıda müşteriler telefon aracılığı ile
yürüten kurumlarla ilişkilerini devam ettirir.
bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyor.
Müşteriler
-
i,
etkin müşteri ilişkileri
olumsuz
izienimlerini
olumlu
izlenimlerine oranla iki katı kişi ile paylaşır. Türkiye' de
çağrı
merkezleri
ilk
olarak
Aygaz
Müşterilerin
vb.
Kuruluşlar tarafından 0800 'lü hatlarla damşma hizmeti
o/o90'ı
memnuniyetsizliklerini
kuruma bildiıınez.
verme amacı ile kuruldular. Bunları Tofaş, Renault gibi
Müşterilerin %86'sı kurumun çağn merkezi
-
büyük fırınalar tüketici yardım hattı şeklinde devam
biriminin olmasını
ettiler.
hizmeti ile bütünleştiımektedir.
Finans
sektöründe
Citibank
Bir müşteriyi kaybetmenin bedeli o ınüşterinin
öncülüğünde Citiphone ve Teletel olarak kuruldu. Ancak
yıllık hesabının 5 katını kaybetınek anlamına
sadece
gelmektedir. [2]
müşterilerine
hizmet
Yapı
ürün ve
Kredi
kendi
ise
yüksek kaliteli
ve
veriyorlardı
dış
müşteriye çok geniş bir hizinet vererniyorlardı. Bu alanda ilk
olarak
iç
ve
dış müşteri
hizmetini
IV.ÇAGRI MERKE ZLERİ MÜŞTERi HİZMETLERİ UYGULAMALARI
Pamukbank
'Dialog' ile gerçekleştirdi.
ll.ÇAGRI MERKEZLERİNİN ÖNEMİ
Çağn
merkezleri,
sadece
özel
hizmet
sımmak
ıçın
kunılmamaktadır. Çağrı merkezlerinin esas amacı, en iyi Hiç şüphesiz
çağrı merkezi çalışanlanmn problenıleri
kalitede
hizmet
sunmak
ve
müşteri
memnuniyetim
h1zlı, doğru ve uygun tutum içerisinde çözmesi gereklidir.
yakalamak için karşılıklı iletişirnin temel alındığı bir
Burada göz ardı edilmemesi gereken en önemli konu tek
felsefe doğrultusunda hizmet vermektedir. Bu anlamda
bir yeni müşterinin değerinin 5 eski müşteriye bedel
çağrı merkezi çalışanlanrun aşağıdaki yetkinliklere sahip
olduğudur.
olması gerekmektedir.
CaQrı Merkezi Takımı
ÇAGRI MERKE Zi Finans/ Muhasebe IT 1 Telekom Şekil 2- Çağrı Merkezi Takımı
135
Günümüzün Gelişen Sektörü Çağn
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.CiJt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
VI.
Profesyonel ürün ve hizmetler hakkında geniş bilgi sahibi
-
-
İç motivasyonu yüksek ve amaca yönelik
ÇAGRI MERKEzi YÖNETİMİ VE BAŞARllıl ÇAGRI MERKEZİNİN OLUŞUMU
"belirli bir kalite seviyesi ile, net olarak hesaplanmış öngörülere dayanan iş yükünü belirli bir servis seviyesini tutturarak yamtlamak için doğru sayıda ve nitelikte insan kaynağını ve destek araçlarını hazır bulundurma ve sürdürme
Çağrı merkezi yönetimi
Müşteri odaklı hizmet anlayışına sahip Temel iletişim becerilerine sahip -
Merkezleri M. GümOş
Problemleri doğru analiz edebilme ve hızlı çözüme ulaştırma becerisine sahip Müşterilerle güven ve olumlu tutuma dayalı ilişki kwma becerisine sahip Verimli çahşına gerekli teknik ve bilgisayar bilgisine sahip olmalıdır..
Çağn merkezi çalışanlan, kurumun sunduğu hizmet ve
ürünler hakkında geniş bilgiye sahip olmamn yanı sıra güven ve müşteri sadakatini arttırmak için müşterilere
sanatıdır[3]". Bu tarif, iki temel hedefe dayanmaktadır.
1-
Yeterli ve doğru insan kaynağı ile destekleyici doğru
kaynağm
doğru
yerde,
zamanda
bulunmasını sağlamak
2-
Doğru işleri yapmak. Daha lasa bir ifadeyle ulaşılabilirliliği kalite ile sağlamak.
diğer ürün ve hizmetler hakkında da gerekli bilgileri verecek donamma sahip olmalıdır. [2]
Bir çağn merkezini idare etmek farklı ve ayrıcalıklı bir konudur. Örneğin, iş yükünün "gelişigüzel biçimde" gelen çağrılar biçimde ortaya çıkınası temel karakteristiklerden
V.DÜNYASTANDARTLARINDA ÇAGRI MERKE ZLERİNİN ÖZELLİKLERİ
birisidir. Birbirinden farklı, çok sayıda ve zaman içinde değişen müşteri gereksinimlerine ve farklı koşullara bağlı olarak müşteriler ile göıüşülmesi gereken durumlar bir andan diğerine farklılık g österebilmektedir. Gelişigüzel
-
Müşterilere müşteriler,
-
hakkını n
seçme nasıl
hizmet
bir
tanınması; beklediklerini
bulundurulması
yap1sı
gereken
çağrı
insan
merkezince
miktarını
kaynağı
etkilemekte,
Sunulan
ölçülmesini imkansız kılarak gerçek zamanlı (sürekli ve
hizmetin
onlann
istek,
ihtiyaç
ve
performan sm
geleneksel
yöntemler
ile
standartlarına uygun olması gerekir.
anında izleme ve müdahale gerektiren) bir yönetim tarzını
Her zaman ve her yerden çağrı merkezine
gerekli
günün 24 saati,
haftanın 7 günü ve yılın 52 haftası boyunca her yerden
erişebilirliğin
mutlaka
lalınaktadır.
bu
karakteristilderin
iyi
özümsenmesi etkili bir çağrı merkezi yönetiminin ön koşulunu oluşturmaktadır. Başanlı bir çağn merkezinin çeşitli karakteristilderi ön
Müşteriler,
çağrı
merkezlerini
aradıklannda
plana
yöneticileri ka1ite
müşterilerin otomatik hizmet menülerinin veya
müşteri
çağrı merkezi yetkililerinin sunduğu hizmeti
müşteriler
seçebilmelerine imkan veren bir çağrı merkezi
kullanımı
oluşturmalıdır.
etmektedirler.
Gelen bir
merkezleri
telefonun kişiselleştirilmesi; çağrı
merkezine
ulaşan hizmet
her
müşteriye,
sunuluyormuş
duygusunu
planlama
ihtiyaçlan doğrultusunda gereken her türlü bilgi hizmeti
bir
biçimde
bir
kanalı
iletişim kurmayı
Bunun
ötesinde,
kaliteyi
sürekli
Bugün
temas
için
önde
gelen
olarak
ile
talep çağrı
yeniden
geçerli olan çalışına
süreci
oluşturmuşlardır.
Çağrı
merkezinin
organizasyonun kurum misyonunu nasıl desteklediğini
ve beceriye sahip olmaları gerekir. iyi
herhangi
Günümüzde
İkinci olarak organizasyon içinde paylaşılan ve ortak bir
Müşterileri iyi tanımak; çalışanıann müşteri
en
seçtikleri
odaklarnışlardır.
yöntemlerinin, yarın yetersiz kalacağının farkındadırlar.
yaşatacak derecede bir hizmet sunmalıdır.
Çalışanların
beklentilerine kolay
olarak başarılı çağrı merkezi
hedeflerini ve gayretlerini değişen
tammlamaktadırlar.
yalnız
İlk
çıkmaktadır.
istedikleri servisi seçebilmelerinin sağlanması;
kendisine
Bütün
sağlanması
gerekir.
-
çağrı
belirleme seçimini ellerinde tutmak isterler.
erişebilirliğinin sağlanması;
-
gelen
biçimde
özüınsemiş ve hem çağn merkezinde yer alan hem de
sunmalarını
çağrı merkezinin dışında yer alan ancak önemli destek
sağlamak; çağrı merkezi çalışanlarının iyi ve
rollerine sahip kişilerin çağn merkezlerinin temel çalışma
kaliteli hizmet için gerekli bilgi, becerili ve teknik donanıma sahip olmalan sağlanmalıdır.
prensiplerini anlamalarını sağlamışlardır.
En iyiyi hedeflernek ve bu amaç doğıultusunda
Üçüncü olarak başarılı çağrı merkezleri, her müşteri
performans
değerlendirmesi
merkezlerinde
tek
'MÜKEMMELLİKTİR'.
yapmak;
çağrı
kontağını hem müşteri hem de organizasyon için değer
standart
yaratma fırsatına dönüştürür ve yönlendirirler.
Bu mükemmelliğin
Çağn merkezleri müşterilere ve kurumlara inanılmaz
yakalanması için her işlemin ardından ve belirli
aralıklarla başarının ölçürnlemnesi gerekir. [2]
değer katarlar. Başanlı çağrı merkezleri:
136
Günümözün Gelişen Sektörü Çağra Merkezleri
SAU Fen Bilimteri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
M. Gümüş
1-Herhangi bir kanaldan kolay ulaşım ve iş yapma
Müşteri hizmetleri için sayısız tanımlamalar yapabiliriz.
imkanlan yaratarak müşteri sadakatini arttırırlar,
Bu tanımı çoğunlukla, kurumunuzun sunduğu hizmetin çeşidi,
2-Bireysel kontaklardan elde edilen düzenli veri akışını kayıt altına alarak, kalite
iyileştirme
ve
eğilimlerinj,
müşteri
sonuç
odaklı
pazarlama
önünde bulundurmaktadır. Burada unutulmaması gereken
şikayet
bir
ve
self-servis
hizmet
ancak
aktivitelerini alma
yöntemlerini
soıunlan önleyerek ilave kontak gereksinimlerini ortadan müşterilerin
ve
kurumun
konu
da
müşteri
hizmetlerini
'müşteri
beklentileıi
karşılandığında
beklentilerin
veya
üzerinde hizmet sunulduğu zaman ınemnun olurlar.
öğrenmelerine ve kullanmalarına yardımcı olarak, olası kaldırarak
diğer
memnuniyet' olmaksızın da verilebilınesidir. Müşteriler
mümkün kılarlar, 4-Müşterilerin
kurum
adını daha ileri giderek müşterielrin beklentilerini göz
göıüşlerini ele alarak ve demografık bilgileri analiz ederek
ve
standartlan
belirlenir. Müşteri memnuniyeti ise, sunulan hizmette bir
gelişmesine ve yaratıcılığa katkıda bulunurlar, 3-Satınalma
çalışma
çalışanlarının kişisel tutum ve davranışları dorultusunda
fırsatlarını sorgulayarak, kalitenin
yaratıcılık
kurumun
verimliliğini
arttırırlar. [3]
Bazı duruml arda müşterinin talep ettiği hizmet anında verebilme imkanınız olmayabilir. Bu durumda müşterinin memnuniyetsiz tutumunuz
telefonu
olaraka
ve
beceriniz
engelleyecektir.
elde ederneden telefonu
istediğini
memnun olabilir nri? Aslında
sizin
kapatmasını
Müşteri
kapattığında
da
EVET. Çünkü bir çağn
merkezi çalışaın olarak siz müşterilerinizin beklentilerini
\'li.ÇAGRJ MERKEZLERİ İLE İLGİLİ BEŞ ÖNEMLİ KURAL
değiştirebilirsiniz. hizmet
Kaliteli 1-
Çağrı
merkezi
müşterilerin
bakış
açısına
göre
uygulamaların
sunmak
ötesinde,
için
beceri
bir ve
dizi
kural
ve
teknik gereklidir.
yapılandırılmalıdır.
Beceri ve tekniğin, kaliteli hizmete yansınıası, sizin iç
2- Çağrı merkezlerine yerleştirilen çalışanların etkin
motivasyonımun yüksek olmasına ve müşterilere iyi
iletişim becerileri, etkili çözüm üretme becerileri ve ürün
hizmet konusundaki samimi isteğinize bağlıdır.
hizmetlerkonusunda geniş bilgilerinin bulunması gerekir. 3- Çağrı merkezi görevlilerinin her telefon göıiişmesini
Çağrı merkezlerinde bazı durumlar, anlar, saatler olm ki,
kuruml arı için bir fırsat olarak göınıeleıi gereldr. 4-
en
Yüksek kaliteyi öngören ve maliyet verimliliği açısından
durumlan daha iyi ve kaliteli hizmet için bir fırsat olarak
sağlanan çağrı merkezlerinde pazarlama ve satışta büyük
göıınek hem sizi hem de becerinizi sergileyebilmenizi
önem taşır.
sağlayacaktır. Hiç kimse doğuştan insanlan memnun
4- Çağrı merkezine gelen çağrılanlardan yanıtlanması ve
eden
bilgi verilmesi gereken telefonlar için müşteriler mutlaka
konusunda başanya ulaşnuş çalışanlarm ortak göıüşü,
cevaben
sergileme
aranmalı
ve
istedikleri
bilgiler
kendilerine
sunulmalıdır.
5- Çağrı merkezinin etkinliği teknolojik araçlarla da desteklenmelidir. Yeni teknoloji, telefon sistemleri, bilgi bankası sistemJerii bilgisayarlar. .. v.s. çağrı merkezinin
i yi hizmet vermesini sağlar. [3]
VIII.MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE ÇAGRI MERKEZi ÇALIŞ��ININ TUTU1\1U
iyi
hizmetin
özelliklere
verilmediğini
sahip
tutumu
olamaz. başarının
düşünebilirsiniz.
Müşteri anahtarı
Bu
hizmetleri olduğu
yönündedir. [4]
IX.ÇAGRI MERKE ZLERİNDE KALİTE VE VERİMLİLİGİ GELİŞTİRMEKTE TEMEL HEDEFLER Kaliteyi Tanımlamak ve Müşteri beklentilerini belirleıne; I-Iizmet Seviyesini ve Kalitenin Birlikte Nasıl Çalıştığım Belirlemek;
İçindeki
yaşadığımız
bankacılık
çağ,
sektöründe
memnuniyetin, 24 saat kesintisiz hizmetle sunulması gereken
bir
çağ.
M üşteri
isteklerinin
artık
hemen
Çağrı Merkezi Sürecini incelemek; Anahtar Performans Hedeflerini Belirlemek; Uygun Kalite Geliştirme Metodolojilerini Tartışmak ;
gerçekleştirilebileceğini biliyor bu da müşteri hizmetleri, çağrı
merkezi
çalışanlarının
beklentileri
IX.l. Beş Önemli Kalite Prensibi
yüksek
müşterilere hizmet vermesi anlamına geliyor. Eğer sizin
1 -Kalite müşteri beklentileri çerçevesinde oluşturulur.
biriminiz hizmeti sunarnazsa mutlaka rakip kurumlarda
2-Kalite ve IIizmet seviyesi birlikte ilerler.
biri
müşterilerin
bu
beklentilerini
karşılamaya hazır
olacaktır. Çağrı merkezlerinin sunduğu hizmet bir 'işlev' den çok bir
'tutum'
hatta tutumdan da fazlasıdır. Bunu kim
belirler? Siz, k:urumunuz ya da müşterileriniz mi? müşteri hizmetleri müşteri memnuniyeti anlamına gelmektedir.
3-Süreç, kazanç neredeyse oradadu. 4-Gerçek sebebleri bulmak ve düzeltınek için gerekli araçlar kullanılmaktadır. 5-Beceri ve bilgi farkı yaratır. Kalite ve hizmet seviyesi birlikte ilerler. Kalite nıüşteri beklentileri
etrafında
oluşturulmalıdır.
Müşterilerin
beklentilerini algılamak ve beklentileri karşılamak çağrı
137
Günümüzün Gelişen Sektörü Ça�rı Merkezleri M. Gümüş
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
X. DÜNYA GENELiNDE ÇAGRI MERKEZLERiNE YÖNELİK SERVİS SEVİYELERİ VE YANI T SÜRESİ İLE İLGİLİ
merkezleri için önemlidir. Ayrıca müşteri beklentilerini sağlarken mümkün olan en az kaynağı kullanmalıyız.
STANDARTLAR
Müşteriler; çağn merkezlerinden; hızlı ulaşabilmeyi, nazik davranılması, isteklerine karşı açık olunması, isteklerinin hızlı karşı lanması,karşışındaki müşteri temsilcisinin eğitimli ve bilgili olmasını. verilen sözlerin ve yerine getirilmesi, işin ilk defada doğru yapılması etik olmasını beklerler. [5]
"Servis seviyesi" ifadesi çağrı merkezine ulaştığı anda yanıtlanması gereken çağnlar için bir ölçümü ve aynı zamanda hedefi ifade etmektedir.
Örnek Servis Seviyesi hedefleri .
·,
.
Genel Karşılaştırmalar*
- .
.
" · � �•r�.
ServisSeviyeleri (X yüzde/Y saniye içerisinde)
-
�
.
. .
-
-
.
ç�ğn merkezleri)
.. .
-
.-
.
100/0 90/20, 85/15 veya 90/15 Pörece '�yiilo�ek" olan servis seviyesi hedefleri �.0/20, Ş0/39. veya 90(�0 Göre_ ce '-'��1!�" olan se�is seviy�sj hedefler! . . lKarşılaştınnalı olarak "iddiasız" olan servıs sevıyesı 80/60, 90/120 veya 80/300 kı\ci� Se�isler (örneğin, 911
'
-
.
- -.
-
''
--�
.
�
-
-.
·--
-�
'
·-·
•
bedefleri . .
.'
---
.,
•••
'
•
·�·
. ..
.
.. �
t
' '
. - '�,
•
..
-
.
.
�- .
__ _
'
c-
-
•
.
-
-
•
. ·. --,-�..
. .
"
.
.
� -
-
,-.
�
'
-
-�
.
'
-
.
.�·--
�
Tablo l-Örnek Servis Seviyesi Hedefleri
Örnek Yanıt Süresi hedefleri* . ....l ::>ı. ..
.
. ''
.İşle� T,ipi _
'
...
.
� '
Müşteri �j>ostası Faks
.
•'
-·Y-
., .. . ·--
..
.
,., . ··'
-
"'�- .
tMüşterilerce bırakılan sesli mesaj
lr\1üşteri mektubu
'
'"
-
.
. � .
.... --
·Alt limit .
- -
3- gu� "
- ···
· - .
·
�· gu..�
..
� ..
-- . ..- . ..
. . ." . -
ıliİst tirnit
-
.
-
ıertesi gün
... ...
....
- . .....
---
..
,_ .
.
.... ...
..
.
"
..... ..,
..
'
. .
.�. � . '
!ı saat içinde . ı. saat �çi�4e
.
. . �
..
ı hafta
�
'
.
'
.
,
-
"
"' .. . .... . ,.
.
'
·1 saat içinde lA�ı gün içinde
-
�
'
.
�
•'
'
Tablo 2- Örnek Yantt Süresi Hedefleri
ICMI Araştırma sonuçlarından alınmıştır.
Türkiye'de yapılan Çağrı Merkezi yanıt hızı araştırması (Temmuz 2001) anınca
kadar
oe
orıa•-• o ı: " ' " ,.
o .., ....
t> ::ıE
li • ll(
.... ·c:sı es
V
V"
• ...
1 o T y
ll •
A
o
\0
:20
30
tO
1>0
IS:J
lO
80
'D
\00
11
O
S 11 n Iye
*Bankalar ( Arama sebebi ürün ve hizmet bilgisialmak [7]
138
120
1:JD
1 �O
150
If D
tl O
Ulll
190
200
210
220
Günümüzün Gelişen Sektörü Çağra Merkezleri M. GUmüş
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Rekabetçi
bir
genellikle
sektör
olan
finans
tirnitlerde
üst
dolayısıyla rakiplerine oranla daha yüksek oranda
sektöründe
olan
karlılık sağlamaktadırlar. Bankac1lık operasyonlan
hedefler
da kaliteyi arttırmakta ve pazarlama faaliyetlerini
belirlenmektedir; örneğin gelen telefon çağrıların1n
geliştirmekte çağrı merkezlerinden faydalanınaktadır.
%90' ının 20 saniye içerisinde yamtlanması; gelen e postalann 24 saat ya da daha kısa bir süre içinde
Müşterilerden
iyileştilmelerinde, finans
gücü
ve
telefon
kadar
yakındadır.
hiç
bu
kadar
güçlü
yöntemlere
çeşiti endirmesinde
çağrı
müşterilere
merkezlerinin
sunulan
alternatif
kurumlar
muhtemelen
daha
gelen çağrıların haftalık ve
sıklığı, arama sıklığı ,
ise
saatlik
dağılımlanyla
ilgili
örnekler
aşağıda
mevcutdur. [ 8]
sahip yüksek
oranlarda müşteri sadakatine sahip o lmakta ve
Müşterilerin Işlem Yapma Sıklığı
21-25 Adet Işlem
11-15 Adet Işlem
Yapan 0/0Q
OA,3
2001
Yapan Müşteri 1 Adet Işlem Yapan Müşteri o/o26 25'ten Fazla Işlem Yapan müşteri %1
2 5 Adet Işlem
6-1O Adet Işlem
Yapan Müşteri
Yapan Müşteri
..
16-20 Adet Işlem
o/o55
%14
Yapan Müşteri %1
Tablo 3 -Müşterilerin İşlem Yapma Sıkhğl 30 Dakikalık Periyodlarla Gelen Çağn Dağllımı-
200 ı
Yılı
•Kaçan D Cevaplanan
125 100 75
25 o
o o
ıs
o o
G::i
o
s.
t-
o
g «> . .
o
8 ..
8
g ö
g
. . ..... .....
....
Tablo 4- 30 Dakikalık Periyodtarla Gelen Çağrı Dağ1lımı
139 -
aynı
kanalları
olmamışlardı. Müşteri ihtiyaçlan ve beklentilerine odaklanmış
ve
Bankacılık sektöründen , müşterilerin işlem yapma
müşterilerini tammak, anlamak ve hizınet etmek adına
geri
olduğunun bilincindedir.
birçok
Kurumlar
ve
desteklemek (web işlemleri gibi) için de vazgeçilmez
seçeneği bulunmaktadır. Rekabet sadece bir tıklama veya
hizmet
organizasyonu
zamanda
Günümüzün rekabetçi ve sürekli gelişen ve değişen müşterilerin
veriler
pazarlama faaliyederinde kullanılmaktadır. Birçok
ÇAGRI MERKEZLERİNİN GELİŞİMİNDE FİNANSSEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ VESEKTÖRE KATTIGI DEGER:
Xl.TÜRKİYE'DE
sektöründe
edilen
beslemelerinden elde edilen bilgiler muhtemel süreç
yarutlanması gibi.
fınans
elde
8 c'-J
..-
� .....
o
o
�
-
8
g
....
....
ıö
w
8
t-:
.,...
8
ı.i:)
......
o
o
c;
.....
o
�
o N
a.
..-
N
Ş.
N N
o �
M N
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Günümüzün Gelişen Sektörü Çağrı Merkezleri
M. Gümüş
6.Cilt, 2.Say1 (Temmuz 2002)
Haftalık Gelen
Çağrı Dağılımı 2001
•Kaçan
Yı1ı
m Cevaplanan
6000
5000
4000
3000
2000
1000
Pazartesi
Tablo 5-
Salı
Çarşamba
Cuma
Perşembe
Haftalık Gelen Çağrı Dağılımı
XII.ÇAGRI MERKEZi YÖNETiCiLERiNE VE ŞiRKE TLERE ÖNERiLER Çağrı merkezleri son gelişme
Pazar
CUmartesi
sağladılar,
zamanlarda ancak
olukça
birçok
önemli
yenilik
de
kapımızda. Çağn merkezleri birçok temas biçimini ve işlemi yönetmekteler ve bu işlemler gün geçtikçe karmaşıklaşmaktadır.
Çağrı
merkezi
kaydırılmakta ve Müşteri Hizmetleri Yetkililerine daha karmaşık ve insan teması gerektiren işlemler Internet,
Bugün
Bilgisayar-Telefon
Entegrasyonu
"Çağrı merkezi kurmak
video,
(computer-
fabrika mantığıyla , çağrı merkezlerinde müşteriye hızlı kaliteli ve 7 gün 24 saat hizmet üretmek amaçtır.
Çağn merkezi kurmak ve işletmek büyük ve önemli bir iştir! Sadece yukarıda kısaca özeti verilmeye çalışılan ve çağn
çağrı merkezlerine
yeni yönetim ve entegrasyon
merkezi
operasyonuna
dahil
edilmesi gereken
parametrelerin çokluğundan değil, aynı zamanda çağrı merkezlerinin şirketlerin dışa açılan en önemli kapısı olmasından dolayı önemlidir.
telephony integration -CTI) teknolojileri müşterilere yeni seçenekler sunmakta, bu da bir diğer yandan
; Alt tarafı bir santral, birkaç
telefon ve birkaç da eleman ... " değildir. Üretim yapan bir
teknolojileri
geliştikçe, bazı basit ve rutin işlem türleri buralara
yönlendirilmektedir.
XIll.SONUÇ
Bir müşteri hizmetleri yetkilisi, günde ortalama yüz kadar
fırsatlan oluşturur.
işlem ele alabilir. Bu yetkili gibi onlarca, yüzlerce diğer
bulmak ve teknoloji dengesini Doğru insan süregelecek bir olgu olarak devam edecektir. Çağrı
yaru ilişki içinde bulunulan dış dünyaya karşı ilettiği
merkezi öncesi zamanlarda olduğu gibi,
merkezlerini şirketin en kritik noktalarından biri haline
çalışanın tedarikçilere, müşterilere, medyaya, rakiplere mesajın
Müşteri
n1esajın
kalitesinin
önemi
çağrı
getiıınektedir.
Hizmetleri çalışanlarının doğru yazı ve etkin müşteri
lJ:izmetleri
bu
ve
becerilerine sahip olmaları gerekecektir.
Ote yandan müşteri beklentileri sürekli arttıkça, çağrı
Şirketlerin sahip oldukları en temel değerlerden ikisi
merkezlerini arayanların da talepleri o doğrultuda
çalışanları
artış gösterecektir. Çağrı merkezleri gerçek anlamda
değerlerin şirket yaranna kullanılması için en önemli
müşteri hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası haline
aracı ve temas noktasıdır.
gelmiştir ve bilgi, dikkat ve ustalıkla yönetilmelen gerekmektedir. [9]
140
ve
müşterileridir.
Çağrı
merkezleri
bu
Günilmüzün Gelişen Sektörü Ça�rı Merkezleri M. Gün1üş
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
XIII .
KAYNAKLAR
[6]-
[1]- Brand Cleveland & Julia �1ayben- Call Center Management On Fast Forward (Succeeding In today's Dynamic lnbound Environrnent)- Call Center Press A Division of ICMI Ine Fifth printing 1999 Printed in the USA Published in [2]-Jon Anton- CallCenter Managementte United States by Purdue University Press- 1997 [3]- Gavin Miller & Penny Reynolds - Stanffıng For The Call Center - TCS Management Group Ine Copyright 1996 [4 ]- Dr Jon Anton , Kathleen Peterson ,Nancy Friedman, Saner Yüzsüren ,Tayfun Türkalp Çağrı Merkezi Konferansı 17 Kasım 2000 Swissotel- Fuji Salonu [5]- Brad Cleveland - Incoming Calls Management Institute (ICMI) -Etkin Çağrı Merkezi Yönetimi için Gerekli Bilgi ve Beceriler Semineri 15 Kasım 2001Swissotel
141
Prosci
Benchmarking
Report-Best
Practices
Change Management- 2000 Prosci [7]- Sistema Damşmanlık A.Ş, www. sistema.com.tr [8]- Finansbank ADK Telefon Bankacılığı Bölümü [9]- www:callcenter.com
in
Elektronik Devrelerde Doğrusal Olmayan Dirençlerin Etkilerinin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Nümerik ve Deneysel Olarak incelenmesi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
M.Türk, Fikret Ata
ELEKTRONiK DEVRELERDE DOGRUSAL OLMAYAN DİRENÇLERİN ETKİLERİNİN NÜMERiK VE DENEYSEL OL ARAK İNCELENMESİ Mustafa Türk, Fikret Ata ••
Ozet-Bu çalışmada üç tane enerji depolayan devre elemanı
içeren
bir
elektronik
devrede,
doğrusal
Anlaşılması
zor
başlangıçta
devre
olmayan direncin devre dinamiğine etkisi incelendi.
edilme
Bu
doğrusaliaştırma
dirençle
tanımlanan
denge
noktalarının
ve
garip
bu
olan
parametrelerini
yoluna
gidilmiş ile
elimine
teorik
olarak
cevapların
elde
edildiği
Başlangıçta bu tür
değişiminin kaotik rejime etkisi incelenerek deneysel
çalışma
sonuçlarla karşılaştırıldı. Kararlı olmayan simetrik
devrelerin tasarımından ve bunların sistem dizaynında,
denge noktalarının değişimi ile devre dinamiğinin
kontrol uygulamalannda, haberleşme alanlarında, işaret
oldukça değiştiği görüldü. Ayrıca elde edilen sinyal
işlemede kullanılmasından
seviyelerinin
genliğinin
iki
bu
kararsız
denge
noktasını değiştirerek ayarlanabildiği görülmüştür.
alanlarına
türleri
değiştirip
veya
bilinen
davramş
Kaos,
Kelimeler-
Dirençler,
Parça-parça
Doğrusal
olmayan
doğrusallaştırma,
Denge
kaçınılmıştır. Daha samaları
doğrusal olmayan dinamik sistem teorisindeki gelişmeler ve
çok
yüksek
performanstaki kullanılması
simülasyonunda �t\ııahtar
yönlenilmiştir.
bilgisayarların
ile
devreye
devre
dışarıdan
herhangi bir etki olmadan devrenin kendisinin genliği ve frekansı
sabit
(limit cycling)
asilasyonlar
meydana
getirebileceği ortaya konulmuştur [2].
Noktasa. nonlinear
Yaklaşık 1 5 yıl önce Japon bilim adamı Prof. Y. U eda
resistance on circuit dynamic are examined in an
[31, Duffing denkleminin dinamik davranışını bir analog
electronic circuit that contains three energy storage
simülatörde incelemek için geliştirdiği düzenelete alışıla
elements. The effects of variation of the equilibrium
gelmiş davranış türlerinden başka bir davranışın varlığım
points defined by the nonlinear resistance on the
fark etmişti. Bu davranış şeklini garip davranış
Abstract- In
chaotic
this
regimes
study,
are
the
effects
studied
and
of
compared
attractor)
\Vith
(strange
olarak adlandırdı. Ancak bu çalışma bilimsel
practical results. It has been shown that the circuit
ortamda ilk olarak sunulduğunda bir çok muhafazakar
dynamic can be considerable varied by changing
dinamikçi tarafından reddedildi. Daha soma periyodik
unstable symmetric equilibrium points. Furthermore,
olarak zorlanan varaktor diod eleınanlı devre, PLL ve
the transmission po,ver level can be adjusted by
Chua devresi diye adlandınlan elektronik devrelerde de
magnitude of tbese two unstable equilibrium points.
bu davranış göıüldü ve buna kaos denildi [4-5].
Keywords-Chaos, Nonlinear Resistances, Piece-wise
Kaos,
Linearization, EquiJibrium Point.
elektronik
günümüzde
edilmesinde, I.
lazerierin
gücünün
artırılmasında,
devrelerinin
çıkışlannın
kimyasal
reaksiyonlardaki
senkronize osilasyon
kontrolünde, sağlıksız hayvan kalplerindeki düzensiz kalp
GİRİŞ
atışlannın kararlı hale getirilmesinde, beyin dalgalarının incelenmesinde,
göıüntü
sıkıştırmada
ve
haberleşme
gizliliğinde elektronik mesajlarm çözümlenınesi gibi çok
Kaotik sistemler başlangıç şartlarına duyarlı sistemler olarak bilinirler. Kaotik davranışlar ne genlik ne de
farklı ve çok yaygın kullanım alanı vardır [6-8]. Bu
frekans modülasyonu ile açıklanabilirler. Sınırsız sayıda
nedenle teorik ve pratik olarak bir çok model, kaotik
farklı
periyodik
osilasyonlar
gösterirler.
En
davramşların incelenmesi için önerilmiştir [9-11 ].
önemli
özelliklerinden biri de gürültü benzeri güç spektrumlarına sahip olmalandır [ 1]. Pratik ortamlarda bahsedilen bu
Bu çalışmada, önerilen bu devrelerden Chua devresi [12],
alışıla gelmiş olmayan davranış türü, deneysel ortamlarda
sistenun tüm
daha önce fark edilmiş fakat bu davranışlar, devreye
dinamik üzerinde etkili ve devreyi farklı çalışma bölgeleri
davramşlannı
inceleyebilmek
açısından
içerisine çeken elemanların etkilerinin de incelenmesine
dışarıdan etkiyen bir bozucu veya beyaz güıültü şeklinde
olanak veren tüm devre
yorumlanmıştır.
elemanlan
değişken
olarak
seçilerek dizayn edildi. Bu çalışmada hem deneysel hem
M.TOrk, F. Ata; Fırat Cniv., Müh. Fakültesi, Elektrik-Elektronik
de nümerik olarak devre dinamiği incelenerek elde edilen
sonuçlar karşılaştırıldı.
Mühendisliği Bölünıü, Elazığ. mturk@firat.edu.tr, fata@firat.edu.tr.
142
Elektronik Devrelerde Doğrusal Olmayan Dirençlerin Etkilerinin . Nümerik ve Deneysel Olarak Incelenmesi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.SaY1 (Temmuz 2002)
M.Türk, Pikret Ata
DEVRENİN DENGE NOKTALARI
II.
Devrenin D1 ve D_1 dış bölgelerindeki denge noktalan
Ele alman herhangi bir doğrusal olmayan elektronik devre ilk olarak incelenirken devre denge noktalarına göre genellikle doğrusallaştırılarak incelenir. Burada da
parça-parça
analiz
denklem (ı)'in çözülmesi ile devre parametrelerine bağlı denge noktalannın değişimi denklem (2)'deki gibi elde edilebilir.
doğrusallaştırma metodu kullanıldı [5]. Bu
telmiği
ile
global
anlamda
devrenin
tüm
G(Gb -Ga)E
G(Ga- Gb)E
G+Gb
G+Gb
davranışiarım elde etmek elbette mümkün değildir [ı]. Ancak belirli bölgeler için devre cevabı elde edi1erek bu cevaplann birleştirilmesi ile global davranış hakkında
p_
yaklaşık bir fikir elde edilebilir. Burada ele alınan devre, şekil ı'de gösterilen ve Chua olarak
devresi
bilinen,
oldukça
zengin
davranışlar
sergileyen basit bir osilatör devresidir [ ı3].
p+
o
=
o
==
(2)
(Ga -Gb)E
(Gb-Ga)E
G+ Gb
G+Gb
Denklem
(2) 'den
görüldüğü
üzere
denge
noktalan
üzerinde sadece doğrusal olmayan direncin elemanları ve 1'deki
şekil
devredeki
R
direnci
etkilidir.
Diğer
parametrelerinin değişimi devre davranışını değiştir fakat devrenin +
L
-
-
m.
Devrenin durum denklemleri denklem (1)'de verilmiştir. 2 de •
olmayan direncin
doğrusal
karakteristiği incelenirse doğrusallaştırma
tekniği
belirli
akım-gerilim,
aralıklarda parça-parça
uygulanmaya
uygun
olduğu
görülür.
Nümerik
DOGRUSAL OLMAYAN DİRENCİN ETKİLERİ olarak dinamik
sistemlerin
incelenmesinde
oldukça yaygın olarak kullamlan Matlah programlama dili bu çalışıma boyunca kullanıldı. Devrenin denklem (l)'de verilen dwum denklemleri 5 adınılı Runge-Kutta
Parça-parça doğrusallaştırma analizine göre karakteristiği şekil 2 'de verilen doğrusal olmayan direnç üç bölgeye
VR <-E, JVRI s E ve VR >E
ayrılır. Bu bölgeler olmak
Parça-parça
ancak bu teknikle devrenin global davramşı konusunda
1. Chua devresi.
Şekil
etkilemez.
çok sınırlı bir fikir edinilmiştir. -
Şekil
noktalannı
doğıusallaştırma tekniği ile devre [12]'de incelenmiş,
+
R
denge
üzere
adlandırılır lar.
sırasıyla
D1 , D0
'
ve
D-ı
1 fi' dV 1 = G V) (V V) cı 2 1 cı ( ı dt
ı o-3
ı o-6 hassasiyetinde çözdürüldü. Şeki] ı 'deki devrede C2=100nF, C 1 =1 0nF L=18mH ve R=l780Q
alınarak
,
değerlerinde sabit tutularak sn·asıyla doğrusal olmayan
diye
doğrusal
direncin
parçalarının
eğimleri
ve
kırılına
noktaları değiştirildi. Devrenin yukarıdaki parametrelere bağlı değerler için gösterdiği davranış literatürde
d/3
ı -=-Vı L dt dV2 1 G -= !3(Vı -V) ı C2 C2 dt
nümerik metodu kullanılarak integrasyon adımı
Scro/1 Çekici
olarak
adlandırılan
davranış
Double
türüdür.
Devrenin dinamik davranışı ise enerji depolayan devre elemanları üzerindeki gerilimlerin zaman ekseni ortadan kaldırılarak birbirine göre inceleme olanağı veren durum uzay diyagramı yardııru ile incelendi. Devredeki enerji
(1)
depolayan
devre
C2
elemanlanndan
kondansatörü
üzerindeki başlangıç şaıiı 4V olarak seçildi.
ı
f(VR)=GbVR + (Ga -Gb)[IVR +EI-IVR -El] z-
Şekil
3-6'da
değişiminin
IR
eğimierin
devre
ve
davraruşına
kırılma etkileri
noktalarının gösterilmiştir.
Doğıusal olmayan direncin eğimleri artuılınca devre tepkimesinin hızlandığı ve dolayısıyla sistemin geçici rejim süresinin oldukça kısaldığı görülmüştür. Genlik olarak da kaotik işaretlerinin büyüdüğü gözlenmiştir. Aynı şekilde doğrusal olmayan direncin lanlma noktaları
-E
P+
--
birbirlerine yaklaştırılırsa
1 1 ı ı 1 1 1
--- ... __
başlangıçtaki geçici rejim
süresi artacak ve kaotik sinyalierin genliğinde bir azaln1a olacaktır.
•
mutlak
Devrede kırılma
değer
olarak
noktalarının gerilimlerinin
artınıması
i]e
devrenin
denge
noktaları orijinden uzaklaşmaya başlayacak, belirli bir değerden sonra devrenin asimptotik sönümlü bir davranış
Şekil 2.
gösterdiği gözlenmiştir.
Doğrusal olmayan direnç karakteristiği.
143
Elektronik Devrelerde Doğrusal Olmayan Dirençlerin Etkilerinin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergısi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
M
r-��-----��-�
•
Nümerik ve Deneysel Olarak Incelenmesi
M.Türk,
6
2
2
2
4
4
v�o
"c2 o
-4
-4
-6
-6
-2
4
���--��-----��-.
6
Fikret Ata
-2
-8�--�-----�---�
-1.5 -1
-0 5
ı
o 0.5 ve ı
1.5
(a)
s ���--��-� 6
4
-
8
ı
-1.5 -1
-0.5
o
ve ı
0.5
1.5
s������--��
6
veıo
V� o
veıo
-4
-4
-2
-s ���--�� -1.5 -ı -0.5 O 0.5 ı L5 Vc ı
-s ������--�� -1.5 -1 O 0.5 1 1.5 05 vc ı
2
-2
-6
Şekil 3.
.5
-6
-
4� -1
�) 00 Ga ve Gı, değerlerinin artlmma devrenin verdigi tepkiler.
� 4�� -0.5
-0.5
(c)
Şekil 5. Kın lma noktası gerilimleri d) E=0.7V.
6
4
4
2
2
Vcıo
Vcı o
-2
-2
-4
-4
-6
-6
--�ı �--� 0.5
·1.5 �ı
--
ı
..Q.S
o
veı
0.5
ı
-1.5 -ı
1. 5
(a)
(b)
-0.5
�----� - --�
o Vcı
-----
(c)
-0.5
0. 5
6
6
4
4
2
2
vc2o
vcı o
-2
-2
ı
(d)
0.5
Cı
ı
1.5
-6 ����� -- � -1.5 -1 -0.5 0.5 ı 1.5
v?..
--
�
�
�J
Şekil 4. Ga ve Ot, degerierinin azalmasma devren in verdiği tepkiler
-0.5 v.o
-4
-6 ��--���� -1.5 -1 -0.5 v.o 0.5 1.5 ı
0.5
(d)
(b)
-4
4� � �
veı
a) E=lV, b) E=0.9V, c) E=0.8V,
6
2
v�o
--�ı
� � -o 0 .5 Ve ı
-0.5
--�--
.
a-b) Gu sabit> Gb artarken. c-d) Gb sabit, Ga artarken
-ı
-0.5
4 2
-2
-ı
(b)
4
2
ı
0.5
L-�--��-----���
Şekil 6. Kınlma noktası gerilimleri a) E=lV b) E-1.1V c) E=l.2V
a-b) Gb sabit, G11 azalırken c-d) Ga sabit, Gb azalırken.
b) E=1.3V.
Tablo I. Ga eğiminin değişimine karşı hk R direncinin ve davranışıann değişimi.
Tablo II. Gı, egiminin değişimine karşılık R direncinin ve davranışıann d eği şimi .
Direncin Eğimleri
R Direncinin De_ğ_işimi(O)
Düzenli Davranışlar
Düzenli Davranışlar
Düzensiz Davranışlar
Asimptotik
Gı,(j.ı.S)
Li mit
Kararlı
Çevrim
�847
-409
2050
2020
L995
1960
-817
-409
2045
2015
1990
2040
2010
Ga(J.!S)
R Direncinin Değişimi(O)
Dırencın Egin1len Spira1 Çekici
Double Scroll Çekici
Düzensiz Davranışlar
Ga(JıS)
�(ttS)
Asimptotik Karar h
1955
-757
-499
1900
1800
1775
1750
1985
1950
-757
-469
1930
1870
1830
1800
Li mit
Çevrim
Spira1
Çekici
DoubJe Scroll
Çekici
-787
-409
�757
-409
2030
2000
1975
1930
-757
-439
1970
1940
1900
-727
-409
2025
1995
1950
-757
-409
2030
1995
1970
1930
-697
-409
2020
1990
1 940
1905 1875
-757
-379
2090
2060
2020
1980
-667
-409
2010
1985
1925
1815
-75 7
-349
2150
21 lO
2070
2020
-
-
2190
2140
2080
2050
7 57
144
319
1875
Elektronik Devrelerde Doğrusal Olmayan Dirençlerin Etkilerinin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
•
Nürnerik ve Deneysel Olarak Incelenmesi
6.Cilt, 2.Say1 (Temmuz 2002)
M.Türk, Fikret Ata
Sadece devredeki doğrusal olmayan direncin eğimleri değiştiTilerek diğer devre parametreleri sabit tutularak devrenin hangi değerlerde asimptotik kararlı, limit çevrim, Spiral Çekici ve Double Scroll Çekici davranışları sergilediği ve doğrusal olmayan direncin etkilerinin devre dinami ği üzerindeki etkilerine daha farklı bir bakış açısı olması yönünden Tablo I ve IT'deki değerler elde edildi. Bu sonuçlar elde edilirken devrede sadece R direnci ve belirtildiği gibi doğrusal olmayan direncin eğimleri değiştirildi.
davramş türleri daha önce elde edilen nümerik sonuçlarla çok yakındır. Deneysel ve nümerik sonuçlar arasındaki farklılıklar özellikle op-ampların çalışma şartlarının bu devrede hızla değişmesinden ve devı·e dış etkilerden çok iyi izole edilmediğinden ileri gelmektedir. Bu çalışmada değişken seçilen edüktansın özellikle dış etkilerden arındırılması gerekir.
. ---.,-� '
.
IV. DENEYSEL SONUÇLAR Deneysel devre şekil 7 'de belirtilen devre elemanları ile gerçekleştirildi. Devredeki opamplar özellikle FET girişli olduklan için TL serisinden tercih edilmişlerdir. Bu tip op-amplann offset gerilimlerinin seviyeleri oldukça düşük olup yaklaşık l mV civarındadır. Ölçülen saturasyon seviyeleri ise yaklaşık 8.3V civarındadır. Devrede kesikli çizgilerle gösterilen op-amplardan oluşturulmuş devre doğrusal olmayan gerilim kontrollü bir direnç devresidir.
.. . .
'
Şekil 8. Ga ve (;., de�erlerinin değişimine devrenin gösterdiğ1 tepki. Ga = -747 ;ıS ve Gb:: -409,uS
,
E=l V
Şe�il 7. Deneysel Chua devresi. R·
1KO
•
•
•
.
•
•
T
R(
ı
, 220Q -V
•
L
C2
IOOnF
18ınH
C1
+ -J
.
r o
IOnl*
·L '
R, •
-..
00 I.J I..J
22Kn 3 3Kn
•
i
+ .
.
•
.
-J
r o-00 I·.J
i·
•
1-.1
-V R�
• •
R�
\
\
2200
2.2Kn
J/ V:-.::j: r----ı--·r---r----:� �t--t::ıı< �y
•
l l_......-
'
Eğer devredeki Rı, R2, R3 ve R4 değişken seçilirse doğrusal olmayan elirencin hem eğimleri hem de kınlma noktaları değiştirilebilir. Şekil 2 'de karakteristiği gösterilen doğrusal olmayan direncin eğimleri Rı, R3 ve R4 dirençlerine bağlı iken kınlma noktalan sadece R 1 ve R2 dirençlerine bağlıdır. G -1/R1 -1/R4 , a
'
Şekil 9. Gıı Gu
=
Ot>
ve
Vc1
t---+----1
-
eğimlerinin değişiminin devrede gösterdiği etki.
-847f./S ve G"
=
-459,uS, E=1 V.
=
-1/R3 - 1/R4 ve kırılma noktaları ise E = +R 1 E sat j(R 1 + R 2) şeklinde devre parametreleri Gb
\ \·
. ··---r-
..
•
=
ı ,_,. �
�� r
-
-
...--
-ı
Şekil 8 'deki Double Serol! Çekici davranışı osiloskopta x-kanalı 0.5V/kare y-kanalı ise 1 V/kare olacak şekilde ayarlanarak elde edildi. Şekil 9, da ise deneysel olarak elde edilen ve Ga ile Gb değerlerinin değişimine devrenin verdiği tepki görülmektedir. Şekil lO'da kırılma noktasının değişim ile elde edilen Double Serall Çekici
1 1 1
1 1
'1.
f
� V 'v�J �/ /W1h/" /
Verı
cinsinden elde edilebilir. Denklem (2)'de verilen devre parametrelerine bağlı denge noktalarımn bu değerlere bağlı değişimi teorik ve deneysel olarak incelenebilir.
1
-- "
-
.
1 1
l•lt
.
. f ı� 1
\
. \,
� r
Y' r .. r
./ '
ı
/ )/ ı V ı \1 \... -�
\
ı
ı
A
1 '
;
-ı
Ve
T
Şekil 10. E kırılma noktası geriliminin değişiminin devrede gösterdiği etki. E 1.2V
davran1şının değişimi gösterilmiştir. Görüldüğü üzere bu
145
SAU Fen Bilimleri EnstitüsiJ Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Tenunuz 2002)
V. SONUÇ VE
Elektronik Devrelerde Doğrusal Olmayan Dirençleri n Etkilerinin Nümerik ve Deneysel Olarak i ncelenmesi
M.Türk, F1kret Ata
[9]
TARTIŞMA
Bu çalışmada, üç enerji depolayan ve literatüı·de Chua devresi olarak bilinen elektronik devrenin dinami ği
incelendi. Devrenin davranışına etkilerinin pratik olarak inceleyebilmek için uygun devre elemanları değişken seçilmiştir. Değişken seçilen bu devre elemanlannın
değeri değiştiTilerek oldukça farklı kaotik davranışlar elde edilmiştir.
Elde
edilen
bu
eleman
değiştirilen
sonuçlardan değerleri
göıülmüştür
denge
ki
noktalarını
Feedback System", J.Math. Anal. and
1981, vol.83, pp.275-29 ı [1O] M.P. Kennedy, "Experimental
Applics.,
Chaos
from
Autonomous Electronic Circuits", Phil. Trans. R. Soc. Lond. A., 1995, vo1.353, pp.13-32. [l l ] M.Türk ve A. Gülten, "Doğrusal Olmayan Elektronik Devrelerin Bond Graf ile Modellenmesi" Üniversitesi , Fen Bilimleri Enstitüsü
Sakarya
Dergis� 2002, vol.6, no. ı, Mart [12] M.P. Kennedy, "Three Steps
to Chaos-Part
I:
Evolution", IEEE Trans. on Circuits and Systems,
etkilememektedir ve kaotik davranışlardaki genlik değeri sabit kalmaktadır. Devrenin denge noktalarının değişimi
C.T. Sparrow, "Chaotic Behavior in a 3-dimensional
1993, vol.40, no. lO. pp 640-656.
ancak doğrusal olmayan direncin k ınlma noktalan ve
[13] M.P. Kennedy, "Three Steps to Chaos-Part ll:
konulmuştur. Değiştirilen bu kararsız denge noktalannı
and Systems, 1993, vol.40, no. lO. pp 657-673.
değiştitınelde geçici zaman sürersi artırılır. Eğer daha
(14] M. Türk ve A. Uçar, "Kaos Senkronizasyon ve Gizli
doğrusal
fazla
eğimleri
artırılırsa
değiştiriterek
yapılabileceği
op-amplarda
bir
Chua' s Circuits Primer", IEEE Trans. on Circuits
ortaya
doymaya
Bilgi
sebep
ss.5 13-516. [15] M. Türk ve A. Uçar, "Kaos Senkronizasyonun Tek Kuplaj
genlikli işaretlerle çalışmaktır [14-15]. Bu çalışmayla,
Yönlü
kaos ile ilgili önemli gizli bilgilerin iletilmesi istenen
Problemler",
doğrusal
yerlerde
değiştmlerek
olmayan
kaotik
direncin
sinyallerin
Elektronik
eğimleri
güç
iletilebilir.
KAYNAKLAR
[2]
F.C. Moon, "Chaotic and Fractal Dynamics", John
Wiley & Sons. NY, 1992 D.P.
Atherton, "Nonlinear
Control
Engineering:
Describing Function Analysis and Design", Van Nostrand Reinhold, London, 1982.
[3]
Y. Ueda,
"Strange Attractors and the Origin of
Chaos", Proc. the impact of Chaos on Science and Society, Tokyo University, 1991. [4]
J.M.T. Theprnson and H.B. Stewart, "Nonlinear Dynamics
and
Chaos",
John
Wiley
&
Sons,
Chichester, U.K, 1986. [5]
L.O. Chua, C.A. Desoer and E.S. Kuh, "Linear and Nonlİnear Circuits", McGraw Hill, USA, 1987.
[6] [7]
W.L. Ditto and L.M. Pecora, "Mastering Chaos",
Scientific An1erican, ı 993, pp.78-84, August.
A. Uçar, M. Türk, F. Ata, "A Practical Realization
of
Synchronization For Transmitting d 32n International Scientific Information", The Chaos
Symposiuın of the Defense Research Agency, vol. 4, Bucharest-Romania, 2001, pp. 81-88. [8] M. Türk and F. Ata, "Perforrnance Analysis of Adaptive
Contr-ollers
on
Chaotic
Parameter
Modulation and Variant Channel Gain", ıst. IEEE
Int.
Conference
Connnunication,
on
Circuit
ICCSC'02,
and
2002,
System
Metodunda NEUCEE'O l ,
Mühendisliği
2001, Kıbns, ss.281-284.
seviyeleri
ayarlanabilir ve böylece daha değişik güçteki sinyaller de
[1]
Elektrik&Elektronik-Bilgisayar
Mühendisliği 9. Ulusal Kongresi, 2001, Kocaeli,
olacağından devre kaostan çıkar. Kaos haberleşmede temel problemlerden birisi sınırlı
iletimi",
for
St.Petersburg,
Rusia. (Accepted for poster presentation).
146
Karşılaşılan
Pratik
Bilgisayar-Elektrik
Sempozyum
ve
Fuan,
17 Ağustos 1999 Dep remibde Yıkılan Binalann Mimari Hatalara A. Altmdal, N. Konak
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t,
2.Sayı (Temmuz 2002)
17
AGUSTOS
DEPREMİl\ınE YlKILAN BiNALARlN MiMARİ HATALARI
1999
Adil Altındal._ N esat Konak
Özet
-
Günümüzde bir deprem meydana geldiğinde ilk
suçlanan Malzemeden yeterince Mimari
mühendisleri
İnşaat çaldığı,
güvenli
hesap
tasarınun
olabileceği
hiç
güYenliğini
malzeme
yapmadığı
altına
vermemek
için
binanın ve
mimarın
a)
taşıyıcı sistem Yapım (uygulama) hatalan
tehlike
c)
Kalitesiz ve eksik malzeme kullanımı
d)
Mevzuat eksikliği ve denetimsizlik
ve
oluşmasına
sorumluluğudur.
Görüldüğü gibi hasarın fazlası bu basit nedenlerden kaynaklanmaktadır. Buna bir de Adapazarı'nda zemin sorunu eklenmiştir. ı 998 Ocak ayında yürürlüğe giren "Afet Bölgelerinde
.Anahtar Kelinıeler-Deprem, Düzensiz Yapılar
Yapılacak
Yapılar ve
geometrisi
Abstract- Nowadays, when there's an earthquake, the are civil
engineers.
They are
accused of not using enogh equipment designs can
cause some problems, it's architect's responsibility to
avoid the projects which put the building's eartbquake sccurity at risk and comprese, danger and not to give permission
to
occur untidies
which are indicated
regulations. The civii engineer, architect and awner should have good dialogues so do avoid the earther.
Key
taşıyıcı
Bu
içeınıektedir.
Hakkında
Yönetmenlik"
sistemle
yönetmelik
ilgili
binalar,
bina
hükümler düzenli
ve
düzensiz olarak iki kategoriye ayrılmakta ve düzensiz binalar çeşitli biçimlerde kısıtlamaktadır. Yapı sistemi ve
yapı geometrisi ile
mühendisler
kısıtlamaların bilinmesi
ilgili
gerekir.
yönetmeliğin getirdiği kadar
Yapılan
mimarlarca
araştırmalar,
da
deprem
dayanırnın büyük ölçüde mimari tasarım aşamasında çünkü bina geometrisi
oluştuğu gösteımektedir,
bu
aşamada şekillenmektedir. Mimari tasanın aşamasında deprem davranışına aykırı bir biçimin seçimi büyük bir handikap oluşturmaktadır[2].
Words- Earthquake , Irregular Structure
Bir binanın tasarımında
ve
konfıgürasyonuna karar
verilmesinde en çok söz sahibi mimar olduğuna göre,
I. GİRİŞ
deprem
güvencesi
doğrudan
etkileyen
mimari
masasının açıklamasına göre, bu
özelliklerin neler olduğu konusu mirnarlarımızı çok
yaralı sayısı
yakından ilgilendirmektedir. Konfıgürasyonun ne kadar
Yıkılan veya ağır hasar gören yapı sayısı
önemli olduğu çağdaş Türkiye Deprem Yönetmeliği
Başbakanlık
lcriz
deprcmin neden olduğu ölü sayısı ı 74 79 43953'dur.
şöyle
b)
mühendisi üçgeni iyi bir diyalog kurmalıdır.
incriminated
etkenler
deprem
Depremden korunmak için malsahibi-mimar- inşaat
first
olan
Depreme uygun olmayan mimari ve/veya
açmış
kaçınmak
düzensizlikterin
ve
sebep
sıralanabilir.
suçtanır. yol
sokabilecek
tasarımlardan
belirtilen
kullandığı
olumsuzluklara
gelmez.Bir
akla
oluşturabilecek olanak
bazı
risk
yönetmelikte
eksik
olmaktadır.
hasarianna
Deprem
,
77342'dir[ı]. Yıkılan veya ağır hasara uğrayan yapıların
(ı 998)'de
çoğu genellikle kötü zemin üzerine yapılan 4,5,6 katlı
maddelerde
ticari ve mesken amaçlı betonarme yapılardır.
mühendisleri için dahi çok karınaşık ve anlaşılmas1 güç
yer alan çeşitli yönlendiTici ve caydırıcı ayrıntılan
ile
vurgulanmıştu.
İnşaat
bir şekilde kaleme alınmış b u Deprem Yönetmeliği'ni mirnarlarımız güvenliği
genelde
hiç
sonunluluğunu,
okurnaz. statik
Mimar deprem hesaplan
yapan
mühendisin üzerinde gördüğü için ön tasarım safhasında mimar-statiker
diyaloğu
mühendise doğru tek yönlü
A Altındal;
N
SAÜ Müh.Fak. İnşaat Müh.BI. Konak, SA.Ü, Fen Bilimleri Enstitüsü,
Esentepe, Sakarya
Yapı
Anabilim Dalı,
147
yoktur
veya
çalışmaktadır.
mimardan
17 Ağustos 1999 Depremibde Yıkılan Binalann Mimari Hatalan
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Say1 (Temmuz 2002)
Bu
diyalog
çok
A. Altında1, N. Konak
önemlidir
ve
ilk
daha
tasanmın
safhasında, mimarın konfıgürasyon hususunda vereceği
nedenle düşey taşıyıcı elemanlar bumlma ile bu zorlanmaktadır.
karariann binanın deprem güvencesi ile uyuşum içinde olması gerekir. M imarl anmız bina ön tasarımı yaparken, Türkiye
Deprem
( 1 998)'de
Yönetmeliği
belirtilen
salanealı ve olumsuz çoğu doğrudan veya dola ylı bir
Şekil 2 Simetrik ve basit plana sahip olmayan planıann basit ve simetrik
Şekl 1 1 Planda burulma etkisi
şekilde mimari tasarında yer alan düzensizliklerle ilgilidir
zorlama yapan planlar
[4].
bloklara dönüştürülmesi
Bu çalışmada hangi düzensizliklerin deprem hasarianna davetiye çıkarmada etkili olduğu aniatılmaya çalışılmıştır.
ll. DEPREME DAYANlKLI YAPI TASARIMI
V. YAPI PLANINDA KÜTLE VE RİJİ'l't.İK DÜZENSİZLİGİ
Dünyada iki türlü yapı vardır. Bir tanesi yalnızca düşey
Taşıyıcı sistemde yatay düzlemde bulunan elemanıann
yükler, yapımn kendi ağırlığı içindeki insan ve eşyamn yükleri için tasarlanmış yüklerin
yamnda
yapılardır.
deprem
Diğeri ise
yükleri
için
düşey
Daha
önce
sürekli
düzenlenınesi
olarak
deprem
açısından önemlidir. Taşıyıcı sistemin planda düzgün
tasarlanmış
dağıtılması
yapılardır. Deprem yükleri çok kısa sürede etkider ve dinamik özellik gösterirler.
ve
düzgün
sistemin
belir li
bölgelerinin
aşın
zorlanmasını önlemektedir (Şekil3) [5,6].
herhangi bir
zamanda önemli bir yatay etki ile zorlanır. Taşıyıcı sistemdeki kusurlar çok kısa zamanda ortaya çıktığı için
w-=:=iıt:::=tt== =
" ·---· · · --·-,.. · ·-·
herhangi bir tedbir almak veya yüklerneye etkili olmak mümkün olmaz [5].
1.
Türkiye'nin
ve
Şekil 4 İki do�ultuda
Şekil 3 Taşıyıcı sistemi
2.
deprem
derece
farklı rijitlik gösteren yapı sistemi
düzgün dağıtılmış yap1 sistemi
bölgelerinde
betonarme taşıyıcılannın boyutlandırılmasında düşey yük ve dayanıklılık gereklilikleri için TS SOO'e uyulmalıdır.
VI. ÇERÇEVE DÜZENSİZLİGİ
III. BİNA GEOMETRİSİ VE TAŞlYlCI SİSTEM DÜZENİNİN DAYANIMINDA ÖNEMİ Bir binanın
deprem dayanımı
dayaıurm
büyük ölçüde mimari
yönetmeliğinde
olur.
şekillenmiş
düzensiz
yapılar
Yeni
nedenlerle
çerçevelerin
bağlanmadığı durumlarda döşemenin bir bölümü gibi
deprem
belirlenmiştir.
mimari
süreksiz olması (Şekil 5) kolonların birbirine kiriş ile
aşamasında oluşur. Taşıyıcı sistem de belirlenince binanın deprem
sistemde
Taşıyıcı
çalışmakta
ve
depreme
dayanıklılık
kiriş
açısından
istenilen, düşey taşıyıcı elemanların kirişlerle birbirine
Bazı
bağlanması sağlanamamaktadu [7].
düzensiz yapılara izin verilmezken diğerleri getirilen koşullarla cezalandınlrnıştır. Yönetmelikte düzensizlikler iki sınıfa ayrı lmaktadır; (a) planda düzensizlik, (b) düşey
doğrultuda düzensizlik. Planda; bunılma, döşeme çıkıntı ve taşıyıcı sistemin paralel olmama
düzensizliği ele
alınmaktadır. Düşey doğrultuda ise zayıf kat, yumuşak kat ve düşey eleman süreksizlikleri anlatılmıştır.
IV. YAPI PLAN GEOMETRİSİ Şekil 5 Çerçevelerin süreksiz olduğu yapı planı
Yapı planda ne kadar basit ve simetrik düzenlenmiş ise depreme karşı dayanıklılığı o derece yüksek olur. Yapının planda
iki
doğrultuda
simetriye
sahip
olması
istenmektedir. Deprem açısından e n uygun geometrik
VII. YUMUŞAK KAT DÜZENSİZLİGİ
biçim planı kare ve dairedir. H,T, U ,L şeklinde plana sahip
olan yapılarda deprem esnasında çoğunlukla burulma etkileri oluşmaktadu. (Şekil
1 ).
Yumuşak kat; bir katın diğerlerine göre daha az rijit
Bu yapılarda, basit veya
olmasından kaynaklanır. Yumuşak kat oluşumu Şekil'6a
simetrik şekiller olmama nedeniyle rijitlik merkezi ile
ve Şekil 6b de gösterildiği gibi taşıyıcı sistem veya •
kütle merkezleri arasında önemli aralıklar oluşmakta ve
dolgu duvar nedeniyle olabilir [8].
148
17 Ağustos 1999 Deprenıibde Yıkılan Binaların Mimari Hataları A. Altındal, N. Konak
SA U Fen Bilimleri Enstitüsü Dergjsi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
/ ..
/'
/
/
' ,
.
1
Ab
A Lı>Lı
(a)
> 1/3
boşlukoranı
""
toplam kat alanı
Şekil 9 Döşeme boş1uklan düzensizliği (A2 düzensi z1ğ i ) i
(b)
Şekil 6 Yumuşak kat düzensizliği
XI. PLAN GEOMETRi DÜZENSİZLİGİ vın. KISA KOLON DÜZENSİZLİGİ
Bir yapıda, bir kat planındaki girinti veya çıkıntınm birbirine dik iki yandaki boyutlarımn her biri, o yöndeki
Herhangi bir katın kolonları arasında dolgu duvarları, kat yüksekliği
boyunca
örülmeyip
ışıklık
ve
benzeri
brüt plan boyutunun %20'sini geçerse Plan Geometri
Düzensizliği vardır denir (Şekil 1 O)
[4].
nedenlerle, belirli bir yüksekliğe kadar örülürse Şekil 7'de gösterildiği gibi kısa kolon düzensizliği oluşur. Kolon ne
axflx.>0,20 aj1y>0,20
kadar kısa ise üzerine çektiği kesme kuvveti de boyunun üçüncü kuvveti ile doğru orantılı olarak artar.
3 'fı==\To(�o/�ı) -
----]- �� --J
rı ·ı
1
l_ll ll ll ll_ı ,,,
'
ıLl_
IJll_ ll ll ı
..
!1 'f it ·
-
'· --"
ı ı
ll
'
r·
'
'"" 'Iri '"'
.
İx
Şekil lO Plan geometri düzensizliği (A3 düzensizliği)
Şekil 7 Kısa kolon düzensizliği
IX. BURULMA DÜZENSİZLİGİ
VII.
Birbirine dik iki deprem doğrultusunda herhangi biri için herhangi bir katta en büyük göreli kat ötelemesinin o katta
aynı doğrultudaki ortalama göreli ötelerneye oramnı ifade eden llbi nin (Şekil 8) [3].
,.
.
1 ,2 den büyük olması durumuna denir
ORTOGONAL OLMAMA DÜZENSİZLİGİ
Eğer, kat planlarındaki düşey taşıyıcı elemanların asal eksenleri, yatay deprem doğrultulaiına göre belli bir eğiklikte ise buna Ortogonal Olmama Düzensizliği vardır denir (Şekil
ll) [4].
b
\
\
\
"'
u.
I,min
·-···
--·
-....,..#'o
1
-
..
-... ....
..� ........
.
,.
......
.
.....
{J Deprem yönü "
Şekil 8 B urulma düzensizhği (Al düzensizliği) Şekl i ll Ortogona1 olmayan yapı p1ant
X. DÖŞEME BOŞLUKLARI DÜZENSİZLİGİ Bir kat planında, merdiven ve asansör boşlukları dahil çeşitli maksatlar için açılnuş boşlukların oranımn toplamı,
o katın brüt alan1nın üçte birini geçece Döşeıne Boşluğu
Düzensizliği vardır denir (Şekil 9) [3].
149
17 Ağustos 1999
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2 .Sayı (Temmuz 2002)
XIII.
XVI. YÜKSEKLİK GEOMETRİSİ VE YÜKSEKLİK BOYUNCA RİJİTLİK DÜZENSİZLİGİ
TAŞIYI CI SİSTEMİN DÜŞEY
Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetınelik'e göre taşıyıcı sistemin düşey elemanlarının bazı katlarda kaldınlarak kirişlerin veya guseli kolonların üstüne veya kirişlere oturttılması Taşıyıcı Sistemin Düşey Elemanlannın Süreksizliği olarak ifade edilmektedir (Şekil 12.a,b,c,d) [4]. . ·_J- ,IP=:-: : �.ı= •rr=-:-n 1L L_Jl_JCJ. ı0r-· ıt=� l- JF· =_.11ı=L.. . · _ıL J I):;:;;;:;=:J...= r--.- -' ı · o 1 •ı t 1 L_jt__j :... • �r..
ı
;�
'
_
_
•
·-ı=o:ı�-..., ıc-·,r· ıL JL nyp f-_ı L -Jt .,.,.ı .. ır--ı . ı.._ . lc=O: ICJ �t,,-�r-ı--Jr.._ -
.
··� .
'
--'
Kat alanlan değişmeyen binalarda, her kat döşemesi o kata gelen yatay yükleri a ktanrken, kat değişikliği olan noktadaki kat döşemesi o kat üstündeki tüm katların yatay yükünü aktaıınak durumundadır. Bu durum statik çözümü zorlar ve geçiş katındaki taşıyıcı sistemi oluşturan elemanlarm boyutlarını aşırı büyütür. Kat alanları değişik bir binamn düzensizlik sınıfına girmemesi için AlL oranının 0,25 i geçmemesi gerekir (Şekil 14)[9]. A A
-
,
__
� �--!-- JI ·-1 J=-Id �!==== ·- -
•--
.
-
.
...
1!=.-:-'j
!��t,�t=1-:r R�-ı=r---=, . .
(a)
---ı
(b)
Binalann 1\limari Hatalan
A. Altmdal, N. Konak
ELEMANLARlN DAKi SÜREKSiZLİK
..
Depremibde Y1kılan
--ı
��
-
(d)
(c)
Şekil 12. Taşıyıcı sistemin düşey elemanlarının süreksizliği
,�-
1
(a) ve (d) tipi düzensizliklere hiçbir zaman izin verilmez. (b) ve (c) tipi düzensizliklerde üst taraftaki kolon ve perdeleri taşıyan kirişlerle, bu kirişlerin uç noktalanndaki
�
·-··- -·----
düğümlere birleşen diğer tüm kiriş ve kolonların bütün kesitlerinde, düşey yükler ve depremin ortak etkisinden oluşan tüm iç kuvvetler yüzde 50 oranında artinlacaktır. Aynca adı geçen kolonların tüm boyunca sarma işlemi
�·
-·-1
L-·----0 ---J.A/L< ,25
- ···---·
L
L
Şekil 14. Yapının yükseklik ile genişlik ilişkisi
Yapılarda alt kattan başlayarak en üst kata doğru ağırlık
yapılır.
ve rijitlikte uyumlu bir gidiş olmalıdır. Aynı yapının bölümleri arasında büyük yükseklik farkları olması sakıncalıdır. Ana yapı üzerinde kule ve çekme kat gibi alan olarak asıl yapıdan daha küçük ve yüksek yapı bölümleri deprem esnasında ana yapıdan farklı davranmakta ve daha büyük yatay kuvvetlerle
XIV. KÜTLE DÜZENSİZLİGİ Yapının bina yüksekliği boyunca depo gibi kullanılan döşeme kalınlığının diğer bazı kat döşemelerinde,
zorlanmaktadır. Bu farklı davramşları önlemek için farklı yükseklikteki bölümleri birbirinden ayırmak gerekmektedir (Şekil 15) [7]. �·
döşeme kalınlıklanna göre daha yüksek olması ve aşırı yüklenmesi de yükseklik boyunca bir kütle düzensizliği
�/
teşkil eder.
--··-r-ı
-·- ·...--· ---
-+------
·-·-·-· ...
---·· ···-·
••
O
'
""'
1
···..
·--
····-·-·--··..-···
"" .... ,.,,
'0M00.....
.
.
. . ___ _ __
. .......
'"-
.
..
- _ _ _ _
_, _ _, ..
. ..
..
,
derzle
�7
lm
ı
m
_,/ /
,-
/' �/
. -
� 1.....
__,.,
///
,-
'n
n
rı rı
Şekil 15. Yapı boyunca meydana gelen yükseklik fark1 düzensizliği
Şekil ı 3 Kütle düzensizliğine sahip yapı
xv. BiNALARlN BİRBİRLERİYLE Ç ARPIŞMASI
Kat döşemeleri ve kirişlerin farklı katlarda saplandıklan
(DOMİNO ETKİSİ)
ortak kolonun bulunduğu yapı aksı, yapının diğer kolon aksianna göre çok daha yüksek bir rijitlikte olmaktadır.
Katlan farklı yükseklikteki bitişik binalann birbirlerine çarpması çekiçierne etkisi yapmaktadır. Yükseklik farkı nedeniyle titreşim periyotları farklı olan bitişik binalar, salınım sırasında çarpışmakta ve daha sert olan kısa yapılar, uzun yapıları kat hizasından tahrip etmektedir.
Çünkü; bu akstaki kolon boyu, diğer akslardakilere göre yan yanya daha kısa olmaktadır. Bunun sonucu olarak büyük yatay kuvvetlerle zorlanması nedeniyle hasarlar oluşmakta dır (Şekil 16) da bu akstaki
[7].
150
kolonların
SAU Fen BilimJeri
17 Ağustos 1999 Depremibde Yıkılan Binaların Mimari Hataları A. Altmdal, N. Konak
Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
r -_ _ .. r-----
-
ı· �-
r1'lı
�
rijitliğe sahip olmayan katların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. *
-t
'n
n
Yeraltı su seviyesinin yüksek olmasına rağmen yeterli gömme derinliği kullanılmamıştır. -·-
n'n
.
·-·--·· -·1.......... .. ._-
rı'n
'n
n
*
Saplama kirişler çok kullanılıp düzenli çerçeve sisteminin oluşması engellenmiştir.
. ... _
nn
*
Kolonlar simetrik dağıtılmamış, kolonların güçlü yönleri hep aynı doğrultuda yerleştirilmiş ve sistemin yanal ötelernesi engellenememiştir.
Şekil 15 Farklı katlarda kolona sapianan kirişlerin etkisi
*
Betonarme perdeler yanal ötelernelere direnen en güçlü elemanlar olduğu bilindiği halde projeler de kullanılmamıştır.
XVII. GÜÇLÜ KOLON-ZAYlF KİRİŞ
*
Yıkım nedenlerinden biri de kolonlann yeteri kadar güçlü olmamasıdır. Kolonların alt veya üst başlarında plastik mafsallar oluşmakta ve yatay yük taşıyabilme gücünü yitiren koloruann yana yatması ile, kirişler ve döşeme plaklan birer iskarnbil kağıdı gibi, kat kat üstüne yıkılmaktadır. "Binanın yıkılınadan ayakta kalabilmesi için plastik mafsallaşmanın kolonların alt veya üst başlarında değil, kiriş mesnetlerinde oluşması için Türkiye Deprem Yönetmeliği (1998)'de belirtilen şartlara uyınalıdır (Şekil 17) [4].
Kiriş genişliklerinin bazıları yeni deprem yönetmeliğine uyum sağlarnıyor. Yer kaza nmak için kirişler kolon dışına yerleştiriliyor. *
Çok katlı bitişik nizarn binalar deprem sırasu1da birbirini etkileyerek hasara sebep olmuştur. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu unutulmamalı ve depremiere hazırlıklı olmamız gereklidir. 17 Ağustos sabahı yaşanan felaketin tekrarl anmaması için bazı önlemleri almamız gerekiyor. *
Cok hasar gören
Deprem dayamınını sağlamak sadece mühendisin görevi değildir. Deprem dayanımı mimari tasannıda oluştuğundan, mimarlanmızın deprem davramşıru bilmeleri gerekmektedir. *
n
'rJ
n
'rJ
!tn
(a) Zayıf Kolon-Güçlü K.iriş
l:Mı.:oı< EMmiş Şek i 1
Deprem güvenliği açısından ön tasarım aşamasında mimar, statiker diyaloğu iyi sağlanmalıdu. *
İlıale yasası, imar yasası, mühendislik ve mimarlık hakkında yasa, günün koşullarına göre çağdaş bir anlayışla düzeltilmelidir.
(b) GüçlO Kiriş-Zayıf Kolon EMmı> EMiciriş
17- Çerçeveli sistemler için güçlü kolon önerisi
*
•
Imar affı ve benzeri uygulamalann kesinlikle yapılmaması gerekir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Ms=7.4 manyitüdündeki deprem Adapazan Ovasında büyük yıkıma ve hasara sebep olmuştur. Yapılan saha çalışmalarında hasar nedenleri şu şekilde sıralanabilir. *
Betonanne taşıyıcı sisternin düzensiz olması, arsa veya mimari proje nedeniyle kişilerin dolaylı mesnetlenmeleri ve kolonlarla eksenel birleşememeleri. *
Giriş katiann ticari amaçla kullanılmaları kat yüksekliğinin fazla tutulması ve bölme duvarlannın kullanılması yumuşak kat olarak tanrmlanan ve yeterli
151
*
*
Tanm alanlan kesinlikle iınara açılmamalıdır.
göre bir plana yapılaşmasın1 Belirli tamamlayan bölgelerde kat ilavesine kesinlikle izin verilmemelidir.
17
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
Ağustos 1999 Depremibde Yıkılan Binalan n Mimari Hatalan
A. Alttndal, N. Konak
[1] özmen,
B, 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi Depreminin Hasar Durumu, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi, Ankara, Nisan,2000. [2] Mesa Mesken, Deprem Güven1i Konut Sempozyumu, Mesa Mesken A.Ş., Ankara, 1999 [3] Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, İ mar ve İskan Bakanlığı, Deprem Araştırma Enstitüsü, Ocak, 1998. [4] Tezcan, S,S, Bir Mimarın Seyir Defteri, Türkiye Deprem Vakfı, İstanbul, Eylül, 1998 (5] Celep, Z, Kumbasar, N, Deprem Mühendisliğine Giriş ve Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı, Akademisyen, İstanbul, 1999 [6] Tuna, M.E, Depreme Dayarnldı Yapı Tasanın ilkeleri, Tuna Mühendislik Mimarlık, A.Ş. Ankara, 1999 [7] Bayülke, N, Depremler ve Depreme Dayanıklı Betonarme Yapılar, Teknik Yayınevi, Ankara, 1991, [8] TUBİTAK, Betonarme Binaların Onarınu ve Güçlendirilmesi İMO, 1999 [9] Ersoy U. Binaların Deprem Dayanımında Mimarinin Etkisi, Derleyen Akture, T, Mesa Mesken Sanayii A.Ş. sayfa 39-56, Ankara, Nisan 1994.
152
Üniversite Öğrenccileri Arasında Cep Telefonu Kullanımı ve ElektromanyetikKirliJik Üzerine Bir Çalışma Ş. Özen, E. Uskun, O. Çerezci
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temıııuz 2002)
ÜNİVERSİTE ÖGRENCİLERİ ARASINDA CEP TELEFONU KULLANIMI VE ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA ••
Şükrü Ozen, Ersin Uskun, Osman Çerezci
Özet: Bu çalışmada, üniversite öğrencileri arasında
kanserojen etkilerinin olduğu bilinmektedir. EM dalgalann oluşturduğu radyasyon ise iyonize olmayan gurupta yer alu"[ 1].
cep telefonu (CT) kullanımı, elektromanyetik (EM) kirlilik ve etkileri üzerine istatistiksel bir araştırma yapılmıştır. Öğrencilerin CT kullanım durumları, EM kirlilik konusundaki bilgi seviyeleri ve CT kullananların sağiıida ilgili şikayetleri araştırılmıştır. Sağiılda ilgili olarak öğrencilere; baş ağrısı, uykusuzluk, sesiere karşı hassasiyet, işitme zorluğu, yorgunluk ve boğazda yanma gibi şikayetleri sorulmuştur. Bu şikayetlerin CT kullanım süresi, görüşme süresi ve sıklığı ile ilişkileri araştırılmıştır. Ayrıca sonuçlar CT olan ve olmayanlarla da karşılaştırılmıştır.
Son yıllarda, EM alan yayan cihazların kullanımında büyük oranda artış görülmektedir. Bu artışa bağlı olarak, yayılan EM alanlara maruz kalma nedeniyle sağlık üzerinde oluşabilecek muhtemel zararlı etkilerin araştırılması önemli bir konu haline gelmiştir[2,3]. EM spektrumda (300GHz' e kadar) insan yapımı kaynaklar, doğal eşik seviyesillin üzerinde değişik oranlarda lokal EM alan oluşturabilmektedirler[4]. EM alanlan etrafımızdaki tüm akım taşıyan kablolar, elektrikli aletler, Yüksek gerilim Hatlan (YGH), TV ve bilgisayarlar, TV ve radyo antenleri, FM ve TV vericileri, mikrodalga fırınlar, mobil telefonlar, uydu antenieri ve verici antenter yaratır. Evlerimizde kullandığımız çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolapları, mikrodalga fııınlar, saç kurutma makinesi, elektrikli tıraş makinesi, elektrikli ısıtıcılar vs. her birinin etrafında EM alan vardır. Bu aletlerin yaydığı alan seviyeleri insan vücudundaki EM alanlardan çok daha fazladır. Örneğin; günlük hayatta ev ve işyerlerinde kullandığıınız buzdolabından saç kurutma makinesine kadar olan elektrikli ev aletlerinin manyetik alanları l mG ile 25G arasında değişmektedir. En fazla manyetik alana sahip olan 25G ile saç kurutma makinesidir [5,6].
Allahtar Kelime/er: Elektromanyetik Kirlilik, Cep
Telefonu, Halk Sağlığı Abstract: In this study, a research is conducted
about use of mobile phones, electromagnetic polintion and effects by doing a statistical study on university students. In order to get effective and correct results, how much knowledge they have about EM pollution, how many times they use mobile phones in daily basis and their health problems are asked. The relationship between those problems and frequency of use of mobile phone, commonication time is detailed focused on. In addition, the research results are compared against other students who baven 't got mobile pbones. Key
Words: Electromagnetic
Mikrodalga fırınların (2450 MHz), radar cihazlarının, telsiz iletişiminin (örn., mobil telefonlar) etkileri üzerinde son 1 O yıldır yoğun tartışmalar süre gelmektedir. Hızla popülerlik kazanan mobil telefonlar da farklı sisteınler kullansalar bile, bu tartışmanın dışında tutulamazlar. Avrupa'da çoğunlukla TDMA (Time Division Multiple Access) tekniği, ülkemizde ise GSM sistemi (Global Sistem For Mobil Cominication) kullanılmaktadır. Bu servisler için belirlenmiş taşıyıcı frekans bandiarı 800-900 MHz ve 1. 8-2.2 GHz spektrumunda yer alır. 19 80 'lerin ortalannda analog sistemlerinin radyo haberleşme kullanılmaya
Pollution, Cellular
Phones, Human Health I.GİRİŞ
Çevremizdeki radyasyon genel olarak iyonize ve iyonize olmayan radyasyon olmak üzere ikiye ayrılır. İyonize radyasyona tedavi ve tam amaçlı kullanılan X ve Gama ışınlan örnek olarak verilebilir ve bunların Ş. Özen, O. Çerezci, S. ü Fen Bilimleri Enstitüsü, Adapazarı E. Uskun, S.D.Ü Tıp Fak. Halk Sağh� Ana Bilim Dalı, Isparta
153
Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sa)'1 (Temmuz 2002)
SAU
Üniversite Öğrenttileri Arasında Cep Telefonu Kullanımı ve ElektromanyetikKirlilik Üzerine Bir Çalaşma Ş. Özen, E. Uskun, O. Çerezci
iletkenliği
(S/m) ve p dokunun yoğunluğudur (kg/m3)[15]. Biyolojik dokuya indüklenen EM alanın etkisi; ortamın dielektrik sabiti olarak tanımlanan ' " a=co( E -j a ) ve kayıp tanjantı olarak tammlanan tanô=c"/t:' faktörlerine de önemli ölçüde bağlıdır[l6]. Burada; Eo permitiviti, 8' bağıl dielektrik sabit ve E" ise bağıl kayıp faktöıiidür.
başlamasından bu yana özellikle cep telefonlan kullanım uyumluluğu bakımından en çok tercih edilen telefon olma özelliğim kazanmıştır. Elde taşınan haberleşme cihazıarı özellikle kafaya çok yakın kullanılmaktadır. Bu cihazıarın bazı durumlarda yüksek seviyeli lokal alanlar yarattıklan ve kullamcılar için risk oluşturabildikleri belirtilmektedir[1 ,8]. Örneğin, 10 J.tW'lık kablosuz elde taşınabilen ve 50 Hz'lik telefon için maksimum elektrik ve manyetik alan şiddeti 15 V/m ve 18 mA/m olarak ölçülmüştür. 164 MHz'de çalışan 2 W'lık bir telsiz için de maksimum alanlar 470 V/m ve 0.73 Alın'den daha büyük olarak belirlenmiştir [6]. Yapılan bir çalışmada elde taşınan cep telefonlan için, 9.4-94 V /m ve 41-41 O mA/m değerlerindeki maksimum alanlar, 6-600 mW aralığında değişen güçler için hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda maksimum alan şiddetlerinin anten besleme noktalannda olduğu vurgulanmaktadır[13]. Dış anten kullanan bir araba içerisinde yapılan ölçümlerde (3W verici için) 6 ve 36 V/m arasında değişen Elektrik alan şiddeti ölçülmüştür [ 13]. Halk bandı (Citizens Band, 26.965-27.405MHz) telsizi olarak kullamlan 4 W haberleşme cihazı için antenden 5 cm uzaklıkta elektrik alan 230-1400 V/m, manyetik alan 0.1-1.3 Aln1, 12 cm'de ise 90-610 V/m, 0.05-0.8 A/m olarak ölçülmüştür[! 1].
İnsan vücudu soğurulma karakteristiği alındığında, RF frekans bandı dört alt ayrılabilir [17].
ıo
..
\1�
,.;., �� ,,_, ye-
. _§...... ...
w
= d ....
4.. . 1,.. . \'
... , J ,. • .;.
2 ı o·
..,
1 Jj
��
Z .._
..
..
,
ı-.;-:r· .�
/
. •.,.
4.�
,
,
�·
""'
··...
.
.. ·"· "4
"
'·
....
... .. \_"' �
··" · •
.
......�
. .... . ... �.
.....
......
•••
""
·�
. ,�......_ . .. . .... _ .. _�.. ,_..
,/
f .,
.�; � 1
("s
o
.. -"
,. .. -
/..,.........
--�
,.,
.· ,
,•
f
...., '"' ;-.:' ...
, •, ,
,. fl"
'+= tn- CQ4 ctS ..2 .o ta 1 o-3
---
•
·
•·•
0.74m-1 Okg
-
--
1.38m-32kg
. 1.75m-70kg •
. ·
rakzeminde 10� �------�--� 10 ıoı ••
·•
-
To
Frekans (MHz)
Şekil. 1 İnsanlarda vücut boyutlarına bağlı olarak SAR' ın frekansa göre değişimi Soğurulan enerji miktan radyasyona maruz kalan kişinin boyutlarını içeren çok sayıda faktöre bağlıdır. Standart bir kişi (boy 1.74 m) eğer topraklanmışsa, yaklaşık 70MHz civarındaki bir frekansta, enerji soğurutma rezonans frekansına sahiptir. Daha küçük boylu insanlar ve çocuklar için enerji soğurulma rezonansı 1OOMHz'i aşar. En uzun boylu insanlar için sağurulma rezonans frekansı 70MHz'in altındadır. Örneğin bir bebeğin kafasının rezonans frekansı 700MHz iken, bir yetişkin kişi kafası için rezonans frekansı 400MHz'dir. Vücut boyu RF enerjinin soğunılınasında önemlidir. İnsanlar için vücut boyutlarına bağlı olarak SAR değişimi Şekil.1'de verilnıiştir[8].
EM alan kaynaklarının çoğalması genel halk sağlığı açısından kaygılan beraberinde getirmiştir. Radyo frekanslı EM dalgaların canlı organizmalar üzerindeki etkisi; alan yoğunluk seviyesi ve maruz kalma süresinin yamnda, kaynaktan uzaklık, frekans, modülasyon tipi ve potarizasyon gibi faktörlere de bağlıdır[9, 1O]. Bu şekilde dokunun birim kütlesinde soğurulan enerji "doz" olarak tammlamr. Canlı dokularda, soğurulan enerji miktarından çok, enerjinin soğurulma hızı önemlidir [8, 14]. Bu durumu içeren bir "Bağıl Sağurulma Hızı" birimi; SAR (W/kg) olarak tammlanmıştır. Belirli bir dokuda SAR hesabı; 2p
-ı
��
II. EM ALANLAR VE BİYOLOJİK ETKİLEŞİM
2
bölgeye
1. 30 MHz' den daha küçük alt rezonans bölgesinde insan gövdesi için yüzey soğutma belirgindir, fakat boyun ve hacaklarda enerji sağurulması hızla artar. 2. T'üm vücut için 30-300 MHz rezonans bölgesinde ve hatta vücudun bir kısmının rezonansı için daha yüksek frekanslarda, özellikle kafa için, çok dikkatli olunmalıdır. 3. 400 MHz 'den 3 GHz 'e kadar o lan aralıkta ısı etkisi mevcuttur. Bu bölgede özellikle 100 W/m2'lik güç yoğunluğunda lokal eneıji sağurulması beklenebilir. Frekans arttıkça soğurulan enerji azalır ve ısıtma etkisi artar, örneğin 915 MHz'de sağurulma derinliği bir kaç cm olmaktad1r.
EM kirliliğin artması ile birlikte canlı organizrnalann etkilenme riski de artmaktadır. Bu konudaki araştırmalar disiplinler arası uzun süreli çalışmalan gerektirmektedir. Bu konudaki çalışmaların disiplinler arası olarak sürdürülmesi konuya özel bir durum kazandırnuştır. Bu gün dünyamn bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye' de de CT kullananların yaş ortalaması oldukça düşüktür. Son zamanlarda on altı yaşından küçük genç kesim ve daha küçük yaşlardaki çocuklar için CT kullanımının yarattığı riskler üzerinde daha fazla durulmaktadır.
ı (j Tepe- SAR=-- E
dikkate
(1)
olarak tanımlanır. Eşitlikte E, dokuda hesaplanan ya da ölçülen elektrik alan şiddeti (V/m), cr dokunun
154
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Üniversite Öğrenccileri Arasında Cep Telefonu Kullamıni ve ElektromanyetikKlrlilik Üzerine Bir Çahşma Ş. Özen, E. Uskun, O. Çerezci
6.Cilt, 2.Sayı (Ternmuz 2002)
••
II.l
biri meslekleri gere ği EM alana maruz kalanlar için sınır olarak kabul edilmiştir (0.4 W/kg). Toplunıun maruz kalabileceği sınır için mesleki maruz kalma düzeyinin beşte biri (0.08 W/kg) alınmıştır. SAR insan için ölçülmez. Ancak özellikle cep telefonları için önemli bir ölçüttür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) CT SAR değerleri için toplum maruz kalma düzeyine yakın bir değeri (0.1 W/kg) sınır olarak önermektedir. telefonlarının cep üzerindeki değerin Bu kullamlmaması tercih edilmelidir. Ülkemizde satışa sunulan cep telefonlarının SAR değerleri 0.1 - 2.67 W/kg arasında değişmektedir [27].
EM Dalgaların Biyolojik Etkileri Uzerine Yapılan Araştırmalar Radyo frekanslı EM dalgaların dokular üzerinde iki temel etkisi bulunmaktadır. Bunlardan ilki ısı etkisi, ikincisi ise termal olmayan ya da diğer adıyla kimyasal etlci olarak tanımlamr. Yeterli değerde EM alanlara maruz kalma, vücut dokulannda ısı artışına neden olmaktadır. İndüklenen alanlardan dolayı ısı artış kriteri 1co olarak belirlenıniştir[9]. Özellikle insan vücudunda gözler ve testislerin RF enerjiye duyarlı organlar olduklan vurgulanmaktadır[18]. Düşük deney için durumlan değerli maruz kalma hayvanlarında DNA ve kromozoın değişimlerinin gözlenebildiği bir kaç çalışmada belirtilmiştir[19].
Uluslar arası standartlaşma, tarihi gelişim içerisinde değişmekte olup, kabul edilen değerler her geçen gün daha da aşağı çekilmektedir. Ancak, maruz kalma ile ilgili şartlar, biyolojik yapı ve korunma şekilleri aynı olduğu halde standartlarda ülkeden ülkeye büyük farklıklar görülebilmektedir.
Yapılan bazı deneysel çalışmalarda ( invitro-invivo şartlarda) özellikle genlik modülasyonlu alanların hücrede DNA ve kromozomlar üzerinde değişiklik yapabildiği not edilrniştir[9,18]. Gönüllü insanlar üzerinde yapılan bir çalışmada ise 4 W/kg'lık bir SAR değeri 15-20 dakikada insan vücudu ortalama sıcaklığını 0.2-0.51C0 artırmıştır[9]. Epidennyolojik çalışmalarda ise, genel halk sağlığı, kardiyovasküler sistem, sinir sisterıll ve göz gibi organların EM alanlarla RF araştınlrnaktadrr[20]. etkileşimleri radyasyonun büyüme ve gelişme üzerine etkileri konusunda, yapılmış çalışmalar bulunmaktadır[19].
Radyo frekans alanları, özellikle mikrodalga (300 MHz- 300 GHz) hem uygulama sahası hem de sağlık üzerine etkileri nedeniyle EM spektrumun önemli bir bölümünü oluşturur. Bu iyonize olmayan radyasyon, göreceli olarak kısa dalga boyuna ve yüksek frekansa sahiptir. Bu da, iletken maddelerde ısınmaya neden olabilecek enerjiyi ortaya çıkarabilir[l]. Tüm
bu bilgilerin ışığında gittikçe hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonlannın genç yaş grubunda kullanım durumunu değerlendirmek üniversitesi Demirel Süleyman amacıyla Öğrencilerinde kesitsel bir çalışma planlandı.
Cep telefonlarının arama ya da aranma hallerinde, antenin başa yakın tutulması sonucu moleküler ya da hücresel düzeyde hasar oluşturabileceği genel kanısı hakimdir. Öyle ki, bazı araştırmacılar baş tarafından eınilen milcrodalga enerjisinin beyinde sıcak nokta oluşturduğunu ifade ederler. Bunun sonucunda, gözde hasarlaşına, baş ağrısı ve kanserin potansiyel biyolojik etkileri olarak gözlenebileceği ileri sürülmektedir. Elde taşınan haberleşme cihazlarının normal kullanımı esnasında, insan kafasında depolanan EM enerji ile ilgili çalışmalar daha çok cep telefonları üzerinde yoğuntaşarak devam etmektedir[19]. Bazı araştırma sonuçları Tablo.l 'de verilmiştir.
DI. MATERYAL METOD B u araştırma Mayıs 2001 'de Isparta'da yapılnuştlr. SDÜ ne devam eden Araştırmanın evrenini öğrencilerin tamamı oluşturmaktadır. Bunlar arasından rast gele örnekleme ile seçilen 407 kişiye daha önceden hazırlanan anket formlan uygulanarak veriler toplandı. Kesitsel tipte bir çalışmadır. Anket sos yo-demografık özelliklerle, CI' kullanımı ve diğer EM alan oluşturan araçların kullammının yanı sıra yukarıda bahsedilen literatür bilgilerinin ışığında bazı semptomların varlığını da sorgulayan soruları içeımekteydi. Veriler bilgisayarda dizginlenerek, SPSS paket progrann ile değerlendirildi. İstatistik analizlerde ki-kare ve t-testi kullanıldı.
Tablo. I 0.6 W CTnun ortalama l g doku için kafadayarattığı tepe SAR değerleri SAR seviyesi (W/kg) 0.45 0.7 0.16-0.69 2.82 0.12-0.83 ı .2-2.28 0.2-1.6
Kullanılan Yöntem
Ref.
Ölçüm Ölçüm Hesap Hesap (900MHz'de) Ölçüm Hesap (915 M Hz' de) Olçüm
[12] [21] [22] [23J [2 4] [25] [26]
••
L
IV. BULGULAR VE TARTIŞMA Araştırma grubunun fakültelere göre dağılımı Tablo 2'de, tanımlayıcı özellikleri Tablo 3 'de görüldüğü gibidir. Grubun %61.9'u erkekti ve yaş ortalarnası 20.5+1.6 (minimwn 17, maksimum 27) olarak belirlendi.
11.2 SAR Güvenlik Limitleri
Uluslar arası Non-iyonizan Radyasyondan Koruma Komisyonu (ICNIRP, International Commission on Non-Ionizin Radiation Protection) 4 W/kg SAR değerini lirnit olarak kabul etmiştir. Bu değerin onda
155
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü
6.Cilt,
2.Sayı (Temmuz 2002)
�
Dergisi
Universite
Tablo 2. Araştırma Grubunun Okultara Dağılımı Okulun Adı
n
Ziraat Fakültesi
83
Tıp Fakültesi
Mühendislik Fakültesi Toplam
17.9
ı 1.3
%8.8
100.0
Cinsiyet
İkarnet
Erkek
252
61.9
Ailesinin yanında
49
12.0
Evde arkadaşlan ile
165
40.5
Aileden bir bireyle
15
3.7
14
Annenin eğitim
durumu
İlkokul ve altı
Babanın eğitim
durumu
yüksekokul Ev hanımı
Memur
Annenin mesleği
işçi
27.8
Tablo 4. Araştı rma Grubunun CT Kullanım Özellikleri
41.7
124
30.5
306
75.2
38
9.3
Emekli Diğer
Direkt kulağı_na dayay1p bekleyenler
-
-
-
--
-
-
-
-
{J')
o "'O
�
>-
60 so
-
-
-
-
-
-
-
o/o5 8, l -
-
130
31.9
Pantolonun arka cebinde
100.0
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
40
-
-
-
-
-
-
-
30
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Çantada
149
Gömlek cebinde
32
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
31.5
36.6
14.7
55
Elde
21
CTnu kapalı tutanlar
191 184
Toplam*
o/o49,6
57.9 7.2
118
CTnu açık tutup, görüşme yapanlar
-
34.9
taşıyorsunuz?
Araba kullanırken veyaseyahat ederken
..
-
-
konuşanlar/handsfree
Kemerde
o/o66 9
---
-
o/o61,6
-
·-
-
27
n1esafeden
CTnuzu nerede
-
70
Belirli bir ku llananlar
26.6
-
-
217
7.9
10.7
131
Ekrandan bağlantı)'] takip ettikten sonra
32
-
o/o
n
sonra
22.9
407
büyük
CT ile arama yaparken numarayı yazdıktan
3.0
44 Toplam
Öze1hkler
12.5
108
Serbest
Babanın mesleği
kişiye
113
ı 8.4
93
Memur
kişiden
farklılıklar göstermekteydi.
12
Diğer
değişkenler
28.5
51
Emekli
tüm bu
Ancak
ı 16
170
Orta-lise
Günlük
dakika olarak belirlendi.
yapılan görüşme sayısı ortalaması 5 olarak bulundu.
53.1
75
yüksekokul
ortalaması ise 7
40.3
216
kullanmadığı
bırakmaktaydı. Grubun CT ile bir seferde konuşma süresi ortalaması 2 dakika, günlük toplam görüşmenjn
3.4
164
İlkokul ve altı Oıta-lise
ne
veya gerekli olmadığı zamanlarda da açık tuttuğunu belirtti. Grubun %34.9'u telefonunu 24 saat açık
38.1
155
Yurtta/pansiyonda
SAR'ın
o/o14.3 'ü
açık tuttuğunu ve %56'sı da telefonunu
%
Evde yalnız
Grubun
CT olanlar günde ortalama 18.0+5.1 saat telefonunu
n
Kız
idi(Şekil.2).
olduğunu tam olarak biliyordu.
Tablo 3. Araştımıa Grubunun Tanımlayıcı Özellikteıi .. üzellikler
seç imini
marka
belirtirken; SAR özelliklerine dikkat edenler ancak
10.3
407
alırken
%58.1 'i fiyatının, %61.6'sı estetiğinin, o/o49.6 'sı pil özelliklerinin, 0/o66.9'u teknolojisinin önemli olduğunu
17.9
42
telefonu
etkileyen faktörler nelerdir?" sorusunu yönelttiğimizde
20.4
46
Teknik Eğitim Fakültesi
"Kullandığınız
22.2
73
kadan
mar
olmak üzere her
CT olanlar mevcuttu. Araştuma grubunda cr olanlara
o/o
73
Meslek Yüksekokulu
Oğrenecileri Arasında Cep Telefonu Kollanıma ve ElektromanyetlkKirliJik Üzerine Bir Çalışma Ş. Özen, E. Uskun, O. Çerezci
(o/ol0.8)
Panasonic
90
İktisat Fakültesi
-
8.5 5.6
50.9
49.1
100.0
375
*CT olan]ar arasmda
�
·-
�
o c <1)
-
· -
"'O W-l
� 20
�
a · -
10
-
o/o8,8
-
Araştırma grubuna telefon görüşmelerinin sürelerinin sağlıklı hatırlayamayacaklan düşünerek son ödedikleri fatura
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
miktarı
-
-
-
-
-
-
-
-
-
soruldu,
bu
miktar
telefonun
kullanımının çokluğunu yansıtınakla birlikte faturasız
-
hatları -
da
ve
karşıdan
araınaları
kapsamadığı
düşünüldüğünden değerlendinneye alınmadı. Grubun
-
CT kullanımına yönelik diğer özellikleri Tablo 4' de Sar
Fiyat
Estetik
P il
veriinnştir.
Teknoloji
Özel1ikler
Araştırma grubunun çoğunluğu kolay erişilebilir olmak veya
dışında
ve ortalama 2.1 +1.4 yıldır kullanmaktaydılar. Grubun
cr
sahibi cep
diğer
EM
alanlara
maruziyet
ile
ilgili
(bilgisayar, saç kurutma maki nesi kullam mı, televizyon
ll,
seyretme...vb.) soruların yanı sıra EM
maksimum 25) olarak belirlendi. Tercih edilen ilk üç
(o/o43), Ericson (%17.7)
için
Tüm bu bulgularımıza ek olarak araştırma grubuna CT
Araştırma grubunun o/o 92.1 'inde CT vardı (375 kişi)
CT markası sırasıyla Nokia
erişebilmek
telefonsuz hayatının zorlaşacağıru düşünüyordu.
Oranlan
(min
kolay
olduğunu beliıtnıekteydi (%88.2) ve o/o36.7'si
Şeki1.2 Araştırma Grubunda CT Alırken Dikkat Edilen Özellikler ve
cr sahip olma yaş ortalaması 18.5±1.9
herkese
ilişkili
ve
156
olduğu
düşünülen
semptomlann
maruziyetle varlığı
da
Üniversite Öğrenccileri
SAu Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Aras1nda Cep Telefonu Kullamını ve
ElektromanyetikKirlilik Üzerine Bir Çalışma
6.Cilt! 2.Sayı (Temmuz 2002)
Ş.
O. Çerezci
Özen, E. Uskun,
sorgulandı. Grubun %82.8'i cep telefonlannın sağlığa
etkene bağlı olarak az ya da çok etkilenir. Bilgisayar
zararlı olduğunu düşünüyordu, bu konudaki bilgilerin
kullanımına bağlı gözlerde yorgunluk, yanma hissi,
çoğunluğu
gazetelerden
grubun
konusunda
kirlilik
edinilmiştİ
(%54.1).
%41.3 'ü
fikir
kızarıklık kaşıntı, sulanma, bularnkhk ya da çift görıne
EM
gibi
beyan
yakınmalar
sıktır.
Bilgisayar
kullanırken
etmezken, %1'lik bir grup bu durumun çok fazla bir
kullanıcılar göz kapaklarım farkında olmadan daha az
zararı olmadığını düşünmekteydi. Geriye kalan büyük
açıp kapatırlar bu nedenle kuru göz yakınmalarına yol
çoğunluk EM kirliliğin, insan sağlığını tehdit eden bir
açabilmektedir.
durum
negatif yüklü partiküller, insan bedeninde ve gözlerde
ancak
olduğunu,
teknolojiden
yararlann-ıak
negatif
adına bunun kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
elektrik
Bilgisayar yükü
monitörlerinden
oluşturarak
yayılan
havadaki pozitif
yüklü toz parçacıklarını çekip gözlerde konjonktivite Araştırmarmzdaki değişkenierin bazı özelliklere göre
bağlı
dağılımlan
yakınmalart kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Ancak
değerlendirildiğinde;
CT
sahibi
olanlar
yakınmalara
neden
olabilmektedir[28].Göz
arasında cinsiyet, yaş, ikamet edilen yer bakırnından
bu farklılığın cinsiyete değil,
farklılık yoktu. CT alırken dikkat edilen özellikler
çalışanın mesleki niteliğine
cinsiyetten etkilenmekteydi. Fiyat, teknoloji ve SAR
düşünülmektedir[29].
çalışma süresine
ve
ve yaşa bağlı olduğu
özellikleri erkekler için önemli kriterierdi (sırasıyla; Bu
X2=5.183; 4.190; 5.959; p<0.05). SAR konusunda olanların
bilgisi
çoğunluğu
erkekti
çalışmada
cinsiyetin
göz
şikayetleri
olma
durumunu etkileyen bir değişken olmadığı görüldü.
(%17.9,
Ayrıca
x2-7.946,p<O.05).
göz
şikayeti
bulunantarla
bulunmayanların
bilgisayar başında geçirdikleri günlük ortalama süre arasında da anlamlı fark bulunamadı.
Telefonun taşındığı yer de cinsiyetten etkilenmekteydi. Erkekler
telefonu
çoğunlukla
pantolonlannın
arka
cebinde taşuken, kızlar çantalannda taşımayı tercih
Bugün dünyada milyonlarca CT kullamlmakta, bu
ediyorlardı (sırasıyla %50.2, o/o97.2, X2=315.175, p<
nedenle çok küçük bir sağlığa zararlı etkinin varlığının
0.001). Araç kullanırken veya seyahat ederken cep
bile önen1Senmesi gerekliliği ortadadır. Özellikle cep
telefonunu
yaptığını
telefonlannın kullandığı frekansdaki EM alanın 1993
belirtenierin çoğunluğu erkekti (%57.5, X2=18.140,
yılında Belçikalı bilimciler tarafından P 53 geninde
p<O.OOl), yine benzer yaklaşımla telefonunu 24 saat
hasara
açık
açık
tutanların
bırakanlan
da
ve
görüşme
çoğunluğu
erkekti
(%64.9,
yol
açtığının
gösterilmesi,
aynı
frekansın
farelerde beyin lezyonu oluşturduğunun Washington
X2==27.948, p<o.os).
Üniversitesinde
(1995)
projesi
M.
başkanı
WHO
gösterilmesi,
Repacholi'nin
CT
EMF
frekansının
C T sahibi olmakla ailesel değişkenler arasmda anlamlı
farelerde
bir ilişki mevcut değildi. Görüşme sayısı ve süreleri
yayı nlaması , yalnızca Fransa' da son bir yılda her ki
cinsiyetten etkilenen diğer değişkenierdi ve bir kerede
cinste da beyin tümörü sayısında %31 artış görülmesi
görüşülen süre kızlarda, günlük göıüşme sayısı
bize
ise
lenfarnaya
sunulan
neden
kaynakları
olduğu
sınırsız
bulgusunu
ve
sorumsuz
erkeklerde daha fazlaydı (ortancaları sırasıyla 3 dakika,
kullanmayacağırruza
p<O.OOI; 5 kez, p<O. Ol). Bununla uyumlu olarak
yalnızca birkaçıdır. CT kullanımı, yüksek gerilim hattı
toplam günlük görüşme sürelerinde cinsiyetler arasında
ve baz istasyonu kurulmasındaki hızlı artışın kanser,
anlamlı fark yoktu.
baş ağrısı ve hafıza kaybı dahil oln1ak üzere sağlığa
ilişldn
önemli
göstergelerden
olumsuz etkilerine ilgi aıtmıştır. Bu ilgi karşısında Diğer EM alanlarla ilgili olarak bilgisayar daha uzun
DSÖ, 1 O yıl sürecek olan ve 44 ülkenin katıldığı
sürelerle erkekler tarafından, saç kurutma makinesi ise
U1uslararası
kızlar tarafından daha çok kullanılmakta idi (p<O.OOl).
başlatmıştır.
Televizyon
seyretme
süresi
ise
EM
Alan
Projesi'ni
1996
yılında
cinsiyetten
etkilenmemekteydi.
Bazı kimselerde elektrikle çalışan aletlere karşı aşın hassasiyet
oluşmakta
ve
reaksiyonlar
açığa
İstatistikleri
çıkmaktadır. Bu reaksiyonlar; Bağazda kuruluk hissi,
Bürosu verilerine göre,bilgisayar kullanımına bağlı
gözde problemler (ağrı ve gönne bozukluğu), baş
Amerika
birleşik
devletleri (ABD)
İş
travmalar)
ağrısı,
aleıji, uykusuzluk,
nedeniyle başvurular işle ilgili hastalıklaıın o/o64 'ünü
işitme
zorluğu,
oluş tunnakta,
harcama
semptomları daha çok indüklediği ileri sürülenler;
gerektirmekte, aynı zamanda iş veriminde düşüşlere neden olmaktadır. Ekranların oluşturduğu EM alanlar,
elektrikle çalışan Lap Top bilgisayar ve bilgisayar
sağlık
sorunları
(yineleyen
yıllık
20
zorlayıcı
milyar
dolarlık
monitörleri,
yorgunluk
sesiere karşı olarak
hassasiyet,
sayılabilir.
Bu
TV, floresan ve halojen lambalar, evdeki
elektrikli aletler ve cep telefonlarıdır [5, 6].
insan vücudu yüzeyinde havadaki toz parçacıklarını çeken bir elektriklenme oluşturur. E M alanlar ekrandan uzaklaştıkça hızla azalır, ekranın ön kısmında en az düzeyde
iken,
yanlannda,
üstünde
ve
Araştırma grubunun sorgulanan semptomlarla ilgili
arkasında
olarak
%44.2 'sinin
şikayeti
semptomlardan baş ağrısı
fazladır. Bilgisayar kullanımı sırasında gözler birçok
1 57
mevcuttu. Bu şikayeti CT olanlarda
..
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Univenite Oğrenccileri Arasında Cep Telefonu Kullanımı ve ElektromanyetikK.irlilik Üzerine Bir Çalı�ma Ş. Özen, E. Uskun, O. Çerezci
günlük görüşme sayısı ortalaması diğerlerinden yüksekti (9.2+6.5 kez, p<O.Ol). Hatıriarnada güçlük çekme şik:ayeti olan1ann da diğerlerinden daha uzun süredir CT sahıbi olduklan görüldü( ortalama 2.6+1.8 yıl, p<O.OS).
olmayanlara göre daha fazla idi (%24.3, x:ı-5.429, p<O.O l). CT olanlarda uykusuzluk problemi o/o8.3, sesiere karşı hassasiyet ve işitme zorluğu o/o7.2 iken, olamayanlarda her iki semptomla ilgili şikayet mevcut değildi ancak bu fark istatistik olarak anlamlı bulunmadı. Yine cr olanlarda yorgunluk şikayeti %15.7 iken olmayanlarda %3. 1'di ve bu fark anlamlı idi (Xı-3.729, p<0.05). Tüm semptomlardan herhangi birinde şikayeti olma dwumu ile CT sahibi olma durumu karşılaştınldığında büyük farkla şikayeti olanlann %98.3'ü CT sahipleriydi (X2-17.102, p<O.OO l ). 1ş •
•
.
� !"!"!"! � � ·"'" . . ,� .. � . ..� .. •
.
ımmrrr�rtrrttt •
•
.
•
• • • •
.
•
.
•
.
•
•
.
•
. . • • •
• o
•
• •
•
Bu sonuçlara göre; verdikleri cevap bu koymuştur. Ayrıca görüşme süresi ve anlaşılmıştır.
�tme : 1
zorlu� (%7.2) ı 1
ı
•
•
ı
1
baş agnsı
ı ��v.,,.3)
t
1
���������yorgunluk; MiWiıil1 (o/ql5.7):
-���-���!o
3
6
9
12
15
18
21
24
öğrencilerin CT SAR özelliğine konudaki bilgi eksikliğini ortaya sağlıkla ilgili şikayetlerin CT sıklığı ile ilişkili olabileceği
Cep telefonlannın doğrudan insan sağlığını etkileyip etkilemediği hemen yamtlanması zor ancak çok önemli bir sorudur. Biyolojik olayların kaırnaşıklığı ortadayken, yapılan birkaç çalışmaya dayanarak kararda bulunmak bilimsel açıdan doğru olmayacaktır. Ancak riskin varlığı EM alaniann olası etkilerine karşı güvenlik önlemlerini almak için yeterlidir. Bunun yanında güvenlik limitlerinin geçmiş yıllara göre aşağılara çekildiği ve ülkelere göre de değişim gösterdiği gerçeği dikkate alınmalıdır. Bu bakımdan EM kirlilik konusu her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. EM kirlilik konusunda toplumun bilinçlendirilmesi önemli bir güvenlik faktörü olarak karşıımza çılanaktadır.
. . . . .. ı (Ol ı3) /08
. '•
-
27
Oranlar(%)
öğrencilerinin seçilmesi, Çalışmada üniversite sonuçlarm genel topum bazında değerlendirilmesine de konudaki tutacaktır. Bu araştrrmaların ışık sürdürülmesi bilimsel verilerin oluşmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Şekil.3 CT Kullanan öğrencilerin sağlıkla ilgili şikayetleri
Boğazda yanma şikayeti olanların CT görüşme sayısı ve saç kurutma makinesi kullanma sayısı ortalaınaları fazlaydı (p<O.O l). Uykusuzluk şikayeti olaniann günlük görüşme sayısı ortalaması diğerlerinden yüksekti (9 .2+6.5 kez, p<O.O1). Ha tırlamada güçlük çekme şikayeti olanların da diğerlerinden daha uzun süredir CT sahibi olduklan görüldü ( ortalama 2.6+1.8 yıl, p<0.05).
KAYNAKLAR
[1] Ulutin H.C, Güden M, Oysul K, Sürenkök S, Pak Y. EM Alaniann Kanser Oluşumuna Etkileri. Sendrom, 12(1 0):96-98, 2000 [2] ICNIRP "Guidelines For Limiting Exposure to Time-Varying Electric, Magnetic And Electromagnetic Fields ( l Hz-300GHz)", Health Physics,Vol.74, No:14,Pp.207-1998 [3]WHO, "Electromagnetic Fields (300Hz-300GHz)", Environmental Health Criteria Monograpy, No:137, World Health Organization, Geneva, Pp. l-246, 1993 [4] Stanislaw S., Elzbieta S., "Cellular Phone Systems And Human Health-Problems With Risk Perception And Communication, Environmental Management And Health, Vol:ll, No:4, Pp.352368,2000 [S] Seyhan N. EM kirlilik ve Korunma Yöntemleri, WHO Uluslar Arası Emalan Projesi, Ulusal Ve Uluslararası Politikalar. Mesleki Sağlık Ve Güvenlik Dergisi, 4:9-16, 2000 [6] Şeker S., Çerezci 0., "Radyasyon Kuşatması'', Elektriğin ve Nükleer Enerjjnin Sağlığımıza
V.SONUÇ Üniversite öğrencileri arasında yapılan bu çalışmada, öğrencilerin EM kirlilik konusundaki bilgi seviyeleri ve CT kullarunu ile ilgili sağlık problemleri arasındaki ilişki araştırılrmştu. Araştırmada CT satın alırken telefonlann SAR özelliğine dikkat eden öğrencilerin oranı %8.8 olarak belirlenmiştir. Ayrıca sağlıkla ilgili bazı şikayet! erin tespit edilen oranlan ise şunlardır. Baş ağrısı %24.3, uykusuzluk problemi %8.3, sesiere karşı hassasiyet ve işitme zorluğu o/o7.2, yorgunluk %15.7 olarak tespit edildi ( CT olmayanlarda yorgunluk şikayeti ise 0/o3 .ı olarak belirlendi ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu, X2=3.729, p<O.O 1). Boğazcia yanma şikayeti olanların CT görüşme sayısı ve saç kurutma makinesi kullanma sayısı ortalamalan fazlaydı (p<O.Ol). Uykusuzluk şikayeti o1anlann
158
Ün iversite Öğrenccileri Arasında Cep Telefonu Kullanımı ve
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
SAU
ElektromanyetikKirlilik Üzerine Bir Çalışma
Ş. Özen, E. Uskun, O.
[ 1 9]Thansadote., A., Cellular Transmitter Towers
Etkileri, B oğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2000,
And Hand-Held Telephones: Are They
İstanbul
Hazardous? The Sixth International Conferance
[7] Bemardi, P., Cavagnoro, M., Pisia., "Evaluation of
On Advances Science And Thecnology Exchange
The Sar Distribution in The Human Head For Cellular
Used
Phones
Environment",
in
IEEE
A
Partially Closed
Trans.
Electromagnetic
With Thailand, B angkok> Thailand, July 1 7- 1 9, 1 996. [20] Norbert,
Compatibility, 38(3), 1996.
Ş., Measurement of The Magnetic Field
[8] Özen,
Strength Levels At 27 MHz- l OOOMHz Frequency
Radiofrequency
Range Affects Living Organizms ; Comparing of
Occupational
Sol,
M.
Int.
Radiation",
And
Environmental
Arch.
Health,
56,
[2 1 ] Joyner., K.H., Lubinas, V., Wood, Saribalas, J . , et Al., Radio Frequency Radiation (RFR) Exposure
2000. [9) World
Health
Organization Health
Environmental Electromagnetic
From Mobile Phones, Proc. Internat. Cangres o n
(WHO),
Criteria
Fields
Genova, 1 993.
(3 00hz-300GHz),
Protection,
Radiation
1 37:
IRPA,
"Some
0.,
Nurnerical
Ş., Çömlekçi, S . , Merdan, M.,
Dosimetry:
Extremely
Yerel TV. Ve Hücresel V erici istasyonlarındaki
Microwave
Frequencies",
Alan
Seviyelerinin
Ölçülmesi,
Pp. 779-7 82,
Montreal, 1 992.
53,
[22]Gandhi,
Kaya, A., Özen,
RF
Michaelson,
P. 1 69-1 78, 1 9 8 5 .
And Epidemiologic Data, Msc Thesis, Isparta,
Sonuçlann
Low
Methods
For
Frequencies
To
Radio
Science,
3 0,
Pp. l 6 1 - 1 77, 1 995.
İnsan Sağlığı Açısından Değerlendirilmesi, EM
[23 ] Dimbylow,
P.J.,
And
Mann,
S.M.,
"Sar
kirlilik Etkileri Sempozyum Kitabı, Ankara, 39-
Calculations In An Anatomically Realistic Model
45s, 1 999.
of
[ l l ] Mantiply, E.D., "Summary of Measured Radio requency Electric And Magnetic Fields ( 1 O K.Hz to
Annual
EM kirlilik Etkileri in
M.A.,
And
Rahmat-Samii,
Y.,
"Em
İn
Q.,
Garay,
And Manning,
0.,
T.J. ,
Barosu Kent ve Çevre Konrisyonu Tarafından Hazırlanan Cep Telefonu Baz İstasyonları Raporu,
fi ttp://Vv w w. İ stabip.Org. Tr/Genel/İb-BazistJitml . [28] inandı
[ 1 7] IRPA, Interim Guidelines on Limits of Exposure
T, Akyol İ. Bilgisayar Kullanıını İle İlgili
Sağlık Sorunlan. Sted 200 1 ; 1 0(3):92-94.
to Radio Frequency Electromagnetic Fields in The
[29] Piyal
Frequency Range From 1 00 K.Hz to 300 GHz.
B.
Y.
Bilgisayar
Ekranlarının
Yarattığı
Sağlık Sorunlan. Bilişim Toplumuna Girerken E M
Health Pbysics 54( 1 ), 1 1 5- 1 23 , 1 98 8 .
Kirlilik Etkileri Sempozyumu Kitabı,
[ 1 8]Robert, F.C., Jerry, L.U., Federal Communication
Ankara
1 999; 53-59.
Comission Office of Engineering & Technology,
[30] Aleleman F. Özyalçın M.O, Sevgi L. EM Kirlil ik
Questions And Answers About Biological Effects of
Phones",
Etkisi. ----- İstanbul Tab ip Odası (200 1 ) : İzmir
Istanbul/Turkey, 2000.
Hazards
Mobile
[27] Pala K . Cep Telefonu Baz istasyonlarının Sağlığa
Medicine, Işık2000 W orkshop On
Potantial
lland-Held
Verucular Tech., 44, Pp. 390-403, 1 995.
Biomedical Information Engineering, Pp. l 1 - 1 6,
And
"Specific
Users Of Portable Cellular Phones", IEEE Trans .
Sempozyum Kitabı, Ankara, ı 3 5 - 1 40s, 1 999.[
Therapeutic
K .H.,
"Electrornagnetic Energy Exposure Of Simulated
[ 1 5] Akleman F., Özyalçın M. O., Sevgi L., EM Kirlilik
RF!Microwave
Analog
[26] B alzano,
1 -4s, ı 999.
H.D . ,
Joyner,
1 7, 1 995.
EM Kirlilik Etkileri Sempozyum Kitabı, Ankara,
Rosen,
And
Personal Communications", Proc. IEEE, 83, Pp. 7 -
( 1 4] Sanalan, Y., Nükleer Olmayan Radyasyon da var,
A.,
V.,
İnteraction Of Handset Antennas And A Human
Dallas, Texas, Pp.32-40, 1 986.
[ 1 6] Rosen,
1 .8GHz", Phys.
[25]Jensen,
Conferance, IEEE Vehicular Technology Group
ve Modelierne Teknikleri,
Tranceivers At 900MHz And
Bioelectromagnetics, ı 6, Pp.60-69, 1 995.
Energy in Cars From Window-Mounted Antennas, 36th
Communication
From
[ l 3]Ba1zano, Q., Garay, 0., and Manning, T.J., RF The
Mobile
Head Exposed To Radio Frequency Transmissions
Measurements. Motorola Report, May 1 5 , 1 984.
of
For
Absoıption Rate Levels M easured İn A Phantom
Balzano, Q., And Garay, 0., Dyna Tae Exposure
Record
Head
[24] Anderson
Bioelectromagnetics, 1 8, Pp.563-577, 1 997.
Conferance
The
Med. Biol., 39, Pp. 1 53 7 - 1 553, 1 994.
30 GHz) in The General And Work Environment",
[ 1 2]
J .R. ,
"Epidemiological Studies of Human Exposures to
Results By Means of Invivo-Invitro Conditions,
( 1 OJ
Çerezci
ve
Radiofrequency
Modelierne
Teknikleri.
Bilişim Toplumuna
Girerken EM Kirlilik Etkileri Sempozyumu Kitabı,
Electromagnetic Fields, Bulletin 56, Washington,
Ankara 1 999; 1 35 - 140.
1 999
1 59
•
CRM Uygulamalarının Verimliliğini Artırmak Için
SAU Fen B11imleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Kurumsal Veri Ambarlarınan Kullanılmasi
ö. Asilkan, K.
Ayan
UYGULAMALARININ VERİMLİLiGİNİ ARTlRMAK İÇİN KURUMSAL VERİ AMBARLARININ KULLANILMASI
CRM
Özcan Asil kan, Kürşat Ayan Özet
-
Bu
rekabet
çalışmada,
stratejisi
Relationship
haline
gelen
Management
=
Yönetimi) uygulamalarında, veri
ambarları
uygulamalarının
V eri
CRM
Metodolojik olarak yürütülmesi gereken CRM projeleri
(Customer
özellikle
•
Müşteri
Ilişkileri
verimliliğini
sonra,
artırmak
faydalanabileceği
Veri
anlatılnıaya
kritik noktada yer
Veri
-
Ambarı,
CRM,
altyapısında
fazla
ise
veri
almaktadır. Her
ne kadar CRM
kullanıldığı taktirde CRM uygulamalannın verimliliğini
MİY,
nasıl artırdığı bu çalışmada incelenecektir.
Müşteri Ilişkileri Yönetimi In this study, the place and the role of the
Datawarebousing in CRM implementations which has
n. CRM' İN YENİ EKONOMİDEKi YERİ VE
become the most po\verful competitive strategy, has
ÖNEMİ
been investigated. For this goal, after both the CRIVI and
telmik
yıldan
sistemlerinde veri amban kullanmak şart olmasa da,
Kelimeler
-
in
bir
madenciliği tekniklerine hizmet veren veri ambarlan
•
Ahsn·act
CRM'
şirketlerde
karmaşık analitik sorgulamalar kullanan OLAP ve veri
çalışılmıştır.
Anahtar
ölçekli
tabanlarından uç noktadaki CRM uygulamalanna kadar geniş bir yelpaze yer almaktadır. Bu yelpazede, özellikle
CRM
için
büyük
sürmektedir.
Ambarlarımn yeri
incelendikten
ambarlarından nasıl
en güçlü
Bu amaçla hem CRM, hem
ve önemi incelenmiştir. de
ekonominin
yeni
datawarehousing
had
been
studied,
it
CRM, yeni ekonominin en güçlü rekabet stratejisidir.
was
İngilizce
explained how to increase the effectiveness of CRM
-
Datawarehousing,
Data
Relationships
Management"
kelimelerinin baş harflerinin yan yana getirilmesiyle
systems by using datawarehousing.
Key Words
"Customer
kısaltılarak oluşturulan bu kavramın Türkçe karşılığı ise
warehouse,
"Müşteri İlişkileri Yönetimi", kısaca MİY' dir. CRM,
CRM, Customer Relationship Management
teknoloji değil bir strateji, yem bir iş yapma biçimidir, ancak dijital teknolojinin etkisiyle dünyadaki bilginin her
ı.
yıl yaklaşık
GİRİŞ
% 50 arttığı günümüzde CRM' in artık
teknik bir altyapıya
ihtiyaç duyduğunu inkar etmek
olanaksızdır. Teknolojinin hızlı ilerlemesi ve ucuzlamasının yanında pazarın da doymasıyla
20.
yüzyılın sonlarında "seri
•
11.1. CRM' e Duyulan Ihtiyaç
üretim" devri, yerini "bireye özgü" ürün ve hizmetlere bırak:rruştır. Artık yeni yüzyılda, müşterisini çok yönlü
Uluslararası platformda çeşitli araştırmaların sonuçlan
olarak tanıyıp bire-bir pazarlamayla ona "özel ve değerliH
aşağıda toplanmıştır.
olduğunu hissettirebilen işletmeler rekabet üstünlüğünü
anlayabilmek için önce bu sonuçlara bir göz atalım :
CRM' e duyulan ihtiyacı daha iyi
ele geçirmeye başlamışlardır. Bu şirketlere aradıkları yeni etkili silahı sunan stratejinin bugünkü adı CRM (Customer
Relationsbips
Management
=
•
Müşteri
Şirketler karlannın % 80' ini müşterilerinin %
20) sinden elde ediyorlar. Tabii geriye kalan
İlişkileri Yönetimi) olmuştur.
müşterilerinden
yani
toplam
müşteri
portfoylerinin % 80' in den elde ettikleri kar ise sadece
K.Ayan, Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Sakarya Ö.Asilkan, GüraJ Şirketler Grubu, Bilgi İşlem Merkezi, Kütahya.
% 20. Demek ki iyi kar getiren değerli
müşterileri bir şekilde tespit etmek ve yatınmlan onlara yöneltmek gerekiyor.
160
CRM
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1i, 2.Sayı (Temmuz 2002)
}vfernnun
•
ınüşteri,
Ö. Asilkan, K. 5
memnuniyetini olmayan
21
memnuniyetsizliğini
kişiye
Tipik bir mutsuz müşteri
kişiye
11.2. CRM 'in Tanımı
müşteri
aktannaktadır.
de,
potansiyel
hizmetleri,
ve
doğru
%
müşteriler
85
giren
yer
diliminde
ile
n1utsuz
oranında
geri
de
Özellikle
kazanılabilmektedir. kategorisine
müdahale
müşteri
alıyorsa
acil
in
yapmak
gerekiyor.
CRM' in özel
''kaçan
müşteri
sadakati
�o
5
müşteri
çabalarına önem
İletişim teknolojileri ve
gerek
olan
mahalle
bakkalının
[2].
rekabet
gittikçe
güçlenmektedir.
avantajıarım Yapılan
60'
ele
geçirerek
araştırmalara
o/o 70'
göre,
i CRM projelerine
ı ise projeyi başanlı olarak
inin CRM bazında
1 8'
2002
organize olacağı yılı için%
50'
tahmin
ye çıktı. Bu
önemli olduğunu, nasıl bir ivmeyle hızlandığını ve ayru zamanda
kazanmasıyla
hatalı
projelerin
getirdiği
başarısızlık
oranlannın da ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Ticari şirketler açısından "Yeni Müşteri" nin en önemli bilgi
veri tabanı yönetim
sermayesi
haline
geldiği
bugünkü
rekabet
ortamında, ürün ya da hizmeti üretmeyi ve dağıtmayı
sisternlerinde yaşanan gelişmeler, •
sunmak
ve
araştırmalar, yeni ekonoınide CRM' in payının ne kadar
davranma stratejilerinin gerekliliği,
•
firmalan
ediliyordu ve bu rakam
beraber her müşteriye özel ihtiyaçlanna göre Yoğun rekabet ortamı,
hafızası
modern
%
duyulması,
•
tasadamak
uygulayamarnıştır. Yine ABD' deki şirketlerin 1999' da
sadakati
Mevcut müşterinin değerinin anlaştiması ve bu
pazarlamanın
güçte
başlamıştır ve maalesef%
kavranılannın önem kazanması,
Bire-bir
çözümler
ABD' deki şirketlerin yaklaşık
gelmesi,
•
usulü)
kavrayan ve kendi bünyelerinde uygulayan dünyamn
Pazar payının değil müşteri payının önemli hale
tutma
[ 1].
Yeni çağın en güçlü rekabet silahı olan CRM' in önemini
yitirmesi,
elde
özel
felsefesi olan müşteriyi tammak, n1üşteriye
insan, süreç ve teknolojiyi entegre eder
CR..i\1
Seri üretim ve kitlesel pazarlamanın etkisini
müşteriyi
çok
müşterilerinizle olan ilişkilerinizi maksimize etmek için
ortaya çıkış nedenlerini sıralayalım:
•
açık ve
koordinasyon sağlayan çok yönlü bir anlayıştır ve tüm
kavrarrumn tanımına geçmeden önce ise bu kavramın
ve
herkese
CRM, müşteri ile temas halindeki fonksiyonlar arasında
sistematik bir yapıda ele alıp çözümler üreten stratejinin
nıemnuniyeti
yani
yapabildiğini şirketler için de olası kılan teknolojidir.
koşturmak için en önemli koşuldur. İşte tüm kriterleri
Müşteri
(terzi
tutabilecek
getirmek işietmemizi "kar edenler" sıralamasında zirveye
•
etıneye,
müşterisi ve herkesin adlarını ve tercihlerini aklında
etmenin yollarını bulduktan soma kendimize "sadık" hale
•
ekstra
başka bir şey değildir. CRM' de yeni olan şey, az sayıda
müşteriyi çok iyi tanımak, iyi analiz edip onu memnun
•
yapılacak
müşterilere
yaptığı iş, CRM felsefesini uygulamaya geçirn1ekten
yer aldığı görülüyor. Günümüzde kral koltuğuna oturan
dir.
olan
İşte adının CRM olduğunu bilmese de mahalle bakkalının
Bu araştırmaların ortak kesişim bölgesinde müşterinin
CRM'
karlı
sornıakta ve onların isteklerine uygun yaklaşmaktadır.
zamanda şirkete sadık hale getirmek gerekiyor.
adı
bilgiler
tek tammakta, onlara isimleriyle hitap etmekte, hatırıarını
artırılarak
Müşterileri sadece memnun etmek değil aynı
ekonomisindeki
ayrıntılı
çok eskiden beıi mahalle bakkalları tüm müşterilerini tek
gelirlerde % 85 arlış sağlamak nıümkündür.
günümüz
hakkında
kavramları aslında çok eskiden beri vardı. Zira mesela
bir kez daha ispatlanmıştır. Mevcut
müşteriler
pazarlama stratejisi uygulamaya dayanıyor
balığın büyük olduğu", araştırma sonuçlarıyla •
dans
ayrı
kaybedi/miş
Yani,
fonksiyonlardan
yatırımın seviyesini beHrlemeye ve her müşteri ile ayrı
vakti
müşteriyi yeniden kazanmak için ise 15 birim harcama
temeli,
ayrıştırmaya,
Mevcut müşteriyi elde tutmak için 1 biri11ı, yeni müşteri kazanmak için 5 birim,
yeni
segmente bölmeye, bu segmentleri karlılıklarına göre
çoktan gelmiştir •
bu
yeni
toplamaya, müşterileri çok ince ayrımlada çok fazla alt
müşteri
müdahale
ve
gibi
teknolojiden yararlanan bir yönetim stratejisidir. CRM'
"mutsuz"
"değerli"
kapsayan
lojistik
düzenlenmesini içeren ve bunları gerçekleştirirken de
yaklaşırnlardan
kaçınmak gerekiyor. Zamanında
ve
üretim
etkilenecek herkes için tüm iş süreçlerinin yeni baştan
azından onları mutsuz edecek ve şirketin kötü
•
muhasebe,
fonksiyonları
müşterilerin memnun edilmesi gerektiğidir. En itecek
ile bu stratejileri
stratejiler
destekleyebilecek; satış ve pazarlamayla beraber, müşteri
çıkarılabilecek sonuç ise, iyi ya da kötü tüm
yapmaya
Ayan
ve Önemi
müşteri merkezli
CRM,
1O
müşteriyi şirketin elinden almaktadır. Buradan
reklamını
Uygulamalarının Verimliliğini Artırmak Için Kurumsal Veri Ambarlannın Kullamlmasi
menınun
aktarırken,
•
kapsayan
Herşeyde önemlisi de, pazann doyması.
iş süreçleri müşterinin algıladığı değerlere
odaklann1ak zorundadır
161
[3] .
•
CRM Uygulamalarının Verimliliğini Artırmak Için
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kurumsal Veri Ambarlanmn Kullanılması
6.Ci1t, 2.Sayt (Temınuz 2002)
Ö. Asilkan, K. Ayan
VERİ AMBAR! KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
ll.3. CRM' in Faydaları
lll.
En genel kapsamda CRM' in faydasının, şirketlerin ayakta kalarak kar edebilmelerini sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. Müşterimizi daha iyi tanıyıp onlarla daha karlı sıkı bağlar geliştirmemizi sağlayan CRM, müşterilerimizi sadık hale getirerek hem pazarlama maliyetlerimizi düşürmeyi sağlar, hem de karlılığımızı artırmayı. Pazarların doyduğu, en önemli sorunun
CRM projelerinde
yoğun olarak "veri madenciliği" teknikleri uygulanmaktadır. Bu teknikler de ihtiyaç duyduklan bilgiyi veritabanlan yerine veri ambarlanndan CRM almayı tercih etmektedirler. Dolayısıyla, uygulamalannda, şart olmamakla birlikte, öncelikle şirketin veri ambarının oluşturulması büyük fayda sağlamaktadır. incelenecektir.
pazarlama ve satış olduğu günümüzün rekabet ortamında, pazarlama faaliyeti açısından CRM' in faydalarını şöyle özetleyebiliriz [4] :
1.
2.
birikimi kullanılamadığından dolayı genelde olayı tüm yönleriyle ortaya koyamayan eksik bilgiden yararlamlır. İşte kurumlardaki tüm analizcilerin ve karar vericilerin
ve sadakat oluşturması : CRM' in en temel amaemın müşteriyi yaşam boyu elde tutmak olduğu düşünüldüğünde, müşteri tatminini ve sadakatini
beklentilerine uygun, bütünleşik güncel ve tarihi verileri depolayan veri tabarn yazılımlanna "Veri arnbarı (Data warehouse)" adı verilir. Veri arnbarı sayesinde işletmenin
Müşteri
tatminini
artırması
iç ve dış kaynaklarından y1llık, aylık, haftalık, günlük, hatta saatlik olarak derlenen veriler bu veritabaniarına kopyalanu. Bu veriler işletmenin yönetim kademelerinde kolayca kullanılabilecek şekilde standartlaştınlarak verilerde entegrasyon sağlanmış olur [5].
% 1 5 ila %20
Yeni müşteri bulma : CRM' in yeni müşteri
katkısı
o/o3
ila
Online
arasında
%4
katkısı
o/o2
ila
gerçekleştirildiği
operasyonel
arasında
konusudur: Bir süperınarketteki satış bilgilerinin girişini, stoktan düşüşünü, uçak bileti satılan ürünl erin
3 yılında,
rezervasyonlarını operasyonel sistemlere örnek olarak gösterebiliriz. Bu tip sistemlerde veritabanlan yoğun olarak kullanılmaktadır. Operasyonel veri tabanları üzerinde karınaşık sorgular ve analitik işlemler
%3
değişmektedir. Satış gelirlerinde artış : Projenin ilk
işlemlerin
sistemlerde (Online Transaction Processing - OLTP), yoğun olarak bilgi girişi, silirunesi ve değiştirilmesi söz
Çapraz satış yapma : CRM' in çapraz satış
yapmaya
satış sorumlusu baş1na yılda % 1 O'luk bir artış görünmektedir. Satış gelirlerinin attınasının nedeni, kurum içinde gerekli bilgileri arayıp peşinden koşturarak harcanan sürenin büyük
çalıştırmak
bölümünün müşterilerle geçirilmesidir.
veritabanı
ve
yazılımların
perfonaansı nı
%1 'lik bir marj artışı olduğu
büyük ölçüde düşürdüğü için bu tip sistemler, kompleks analizierin yapılması için uygun değildir, bu nedenle analiz işlemleri için "Veri Ambarları" kullamlmaktadır.
Marj lann artmasının nedeni, müşterilerin daha iyi tanınmasına, daha fazla bir katma değer sağlanmasına ve bu neden1e daha
Veri Ambarı, bilgi yi işlernekten ziyade sorgulama ve analiz etmek için tasarlanmış bir ilişkisel veritabamdır.
Marjlarda artış : Projenin ilk
vakası başına görülmektedir.
3 yılında, satış
Genellikle bilgi işlemeden elde edilen tarihsel veriyi içermekle birlikte başka kaynaklardan da veri alabilen
az indirim yapılmasına bağlanabilir.
7.
kavramı
Yapılan bir araştırmaya göre CRM' in terk eden müşterilerin geri kazanılmasında o/o 1 O ila %20 arasında katkı sağladığt belirlenmiştir.
değişmektedir.
6.
ambann
karar verme durumlannda tamamen bütünleşik bilgi
bulmaya
5.
"veri
Terk etmiş müşteriyi yeniden kazandırması :
sadakati oluşturmadaki etkisi arasında değişmektedir.
4.
bölümde
İşletinelerde veriler, genellikle değişik birimlerde parça parça birikmiş halde bulunur. Bu nedenle, acil ve önemli
artırmaya olan katkısı oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalara göre CRM' in müşteri
3.
Bu
Satış ve pazarlama yönetim maliyetlerinde düşüş : Projenin ilk
bir
maliyet
3 yılında yıl başına % 1 O' luk
azalması
görülmektedir.
veri amban, analiz yükünü işlem yükünden ayırarak kuruluşlann çeşitli kaynaklardaki veriyi konsolide
Bu
azalmanın nedeni, satış temsilcilerinin hedef segment müşterilerini çok iyi belirlemelerine, onların
isteklerini
çok
iyi
etmesine imkan sağlar [6]. Şekil 2.1' de, veri arnbarı sisteminin işletme içerisinde diğer sistemler arasındaki yeri görülmektedir [8].
anlarnalarına
dolayısıyla boşu boşuna para harcamamalarına bağlanabilir.
ve
ve zaman
1 62
CRM Uygulamalarınan Verimliliğini Artırmak İçin
SAU Fen Bilim1eri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Kurumsal Veri Ambarlannın Kullanılınasa
Ö. Asilkan, K. Ayan
Kara-r De$tek
Digtr ııu�
13-1 rtnl'i(1
Gtobal
\1etitıbırıl
\leri ilmbari
Dqıobri
{cbtaölatt)
\,eri Anıbari Altyapisi
�
•
('
�
o
,
1
. '
•
�;��v�.���ci��: :On:n#l SJsıemlfir.l�-.�·sJtf(ilil�r�: H.�tJcts6h�mkt .
_
•
_
.
.
·
•
•
-
•
•
•
•
..
'1
.,
,.
.
_;.t
• •
�
.
.
·
.
" ı
'
1
.
i
..
Veri Kavnaklari •
Şekil 2. 1 . Veri ambarının işletme bilgi teknolojileri içindeki yeri
'fipik bir veri ambarımn şu özellikleri olmalıdır
"Geçen sene bu ürünü alan en iyi müşterimiz kimdi?"
[6] :
şeklindeki sorulara yamt bulabilirsiniz. Bir veri ambarını, bu olaydaki satışlar gibi, bir konu açısından tanımlama
•
Konu yönelimli (Subject oriented)
•
Entegre (Integrated)
•
Değişmezlik (Nonvolatile)
Entegre
•
Zaman değişimli (Time variant)
ilgilidir. İşletmelerin değerli bilgileri çoğunlukla birden
yeteneği veri arnbarını "konu yönelimli" yapar. :
Entegrasyon, konu yönelimlilik ile yakından
Veri ambarları veriyi analiz etmeye
fazla sistem içinde gömülüdür. Etkin bir bilgi yönetimi için etrafa dağılmış olan bu verilerin kolayca erişilebilen
yardımcı olur. Örneğin, şirketinizin satış verisi hakkında
tek bir kaynak olan veri ambarında toplanması gereklidir.
daha detaylı bilgi için, satışlar üzerine yoğunlaşan bir
Eğer ortada birden fazla operasyonel bilgi kaynağı yoksa, veri arnbarı oluşturmanın fazla anlamı da yoktur. Farklı
Konu yönelimli
:
veri arnbarı kurabilirsiniz. Bu veri ambarını kullanarak
163
CRM Uygulamalannın Verimliliğini Artırmak Için •
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kurumsal Veri Ambarlannın Kullanilması
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
kaynaklardaki
verileri
Ö.
tek
bir
önceden
top layıp
noktada
değerli
gerekir.
da
çözümleyerek
farklı
kaynaklardaki
:
Bu
özellik,
verinin
bulundurulmalıdır.
kronolojik
geldiğini
olarak
Veri
ambarında
dinamik
projeyi
ilgili
veri
veri
sistem
amban
ekibinden
projesinin
farklı
olarak
işletme fonksiyonlarını bilen analistler ve son kullanıcılar en önemli kişiler olarak görülmelidirler [ 1O].
analiz
Veri arnbarı sürecini bir paket programdan ayıran en
etmektir. Veri arnhanna alınan veri ender aralıklarla değiştirilmelidir.
durumla
mevcut
Başanlı
ekibinde operasyonel
eder. Bu da çok mantıklıdır, zira veri ambarlarının amacı, meydana
olmas�
ilgili her çeşit konuda veriyi bulunduran tarihsel veriler
girildikten soma değiştirilmesinin uygun olmadığını ifade nelerin
inanmış
bulundurulurken, veri ambarında statik olan ve işletmeyle
ambarına
veri
sisteme
sistemlerde
Operasyonel
verileri tutarlı bir şekilde barındırınalıdır. Bu özellikleri de onları entegre yapar. Değişmezlik
Yönetimin
başanya götüren en önemli etkenlerdendir [9].
isimlendirine çatışmalarını ve ölçüm birimleri arasındaki tutarsızlı.klan
planlaması
proje
Bir veri arnbarı projesinde yönetim kademesinin kesinlikle işin içinde olması ve ne istediğini iyi bilmesi
müşteri bilgileıinin mümkün olamaz. V eri ambarlan,
ortaya çıkanlması
bir
çok sağlam bir metodoloji kullanılması gerekir.
faydalı bilgiler tam olarak ortaya çıkarılamaz. Örneğin, satış, ürün ve müşteri verileri merkezi bir yerde toplamp, temizlerup analiz edilmeden, iş yapma biçimlerinde yol açabilecek
etkin
K. Ayan
yapılması, özverili bir proje ekibinin oluşturulması ve
birleştirmeden, enformasyon içinde saklı kalnuş olan
değişime
belirlenmesi,
Asi1kan,
önemli etken, veri arnbarı uygulamalarının her kuruma
verinin
bulunması, bakım ve yönetim işlevlerini çok zorlaştırır.
göre farklılık göstermesi ve uygulama alanlarının farklı
Zaman değişimli : Analistler, iş dünyasındaki eğilimleri
belirlenmeli, aşama aşama bir kurum içindeki karar
Veri
olmasıdır.
amban
projelerinde
öncelikler
keşfedebitmek için çok büyük miktarda veriye ihtiyaç
destek altyapısı oluşturulmalı ve başansı karndanmış
duyarlar. OLTP sistemlerde ise mümkün olduğunca işe
metodolojilerle desteklenmelidir [ 1 1]. Bir veri amban
yarayacak güncel bilgiye ihtiyaç duyulur ve bu nedenle
projesine başlamadan önce şirketin kendine özgü iş ve
de
telmik hedefleri çok iyi belirlenmelidir.
performans
için
sistemden
gönderilerek ambarları,
artışı
verilerin
tarihsel
veriler,
kaldırılınaya
kronolojik
arşive
çalışılır.
olarak
Veri
Veri arnbarı projelerindeki aşamalara üç ana
değişimine
zaman
aralığı
uzun
olmalıdu.
Bir
Planlama Aşaması ile öncelikle fırmanın hedefleri ve
veri
ihtiyaçlan belirlenmelidir. Planlama ile ortaya çıkan
arnhanndaki faydalı bilgi, yıllar boyunca erişilrnek üzere
şema
saklanılır. Saklama süresinin beş yıldan fazla olması
içerisinde
ve
Uygulama
başlayacaktır.
Aşaması'nda
Destek
ve
resmen
Geliştirme
Aşaması olarak adlandırılan, kullanıcıların veri ambarını
veri
arnbarından
yararlanabilecek
kullanıcı gruplan altta verilmiştir [7]. Operasyonel
Tasarım
uygulanmaya
yaygın bir yaklaşımdır. Şirket
başlık
altında bakılabilir : Veri anıbarı sürecinin başlangıcı olan
odaklandığından dolayı zaman değişimli olmalıdır. Veri ambarının
•
Kullanıcılar
daha
kullanmaya
ve
başlamaları
süreci
veri
arnbanudan
başarılı
bir
faydalanmaya
projenin
en
önemli
parças1dır [7]. çok
günlük,
Şimdi biraz daha detaylı olarak, başarılı bir veri amban
anlık
projesinde yaşanan aşamalara bakalım [ 12].
verilecek kararlara cevap aramaktadır: Karar Destek Sistemi Kullanıcıları ise daha kapsamlı
1.
ve uzun vadeli soruların cevaplarını aramaktadırlar. Temel İş Kullanıcıları veri ambarına düzenli olarak
İş
Hedeflerinin
Ortaya
Konulması
ve
Fizibilite
Çalışması
erişip, sorduldan soruların cevabını alırlar. Genellikle
•
İş ve teknik hedeflerin belirlenmesi
aynı tip sorgulamaları kul1amrlar.
•
Stratejik bilgi ihtiyacı ve öncelik sırası
Analistler fazla miktarda ve çok detay düzeyde veriler
•
BT altyapısı, mevcut ve planlanan uygulamalar
üzerinde çalışırlar. Yaptıklan sorgulamalar, genellikle
•
Projenin kapsamının belirlenmesi
anlıktır ve belli bir standardı yoktur.
•
İş alanlarının belirlenmesi
Yöneticiler genelde fazla miktarda veri üzerinden elde
•
Kullanıcı profilleri
edilmiş sonuçlarla ilgilenirler.
•
Ekip oluştutulması
•
Gerçekleştirme stratejisi : Şirket bazında 1 iş
ulaşırlar.
Temel
iş
Düzenli olarak veriye
kullarucılannın
ve
analistlerin
kendilerine sunduğu raporlar üzerinde çalışırlar.
IV. VERİ Büyük
AMBARI
miktarda
ambarlannın
verileri
alanı bazmda
PROJELENDİRMESİ bulunan
oluşturulması için
işletmelerde
2.
veri
kesin hedeflerin çok 164
•
Geliştirme metodolojisi : yinelemeli
•
Gerçekleştirme planı
Mimari Yapının Tanımlanması •
Veri Amban teknik altyapısı
•
Donanım/yazılım gereksinimi, iletişim altyapısı
CRM Uygulamalarımn Verimliliğini Artırmak İçin
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Kurumsal Veri Ambarlarımn Kullamlması
6.Ci1t, 2.Sayı (Tennııuz 2002)
3.
Veri Tabanı Yönetim Sistemi
•
Veri dönüştürme ve kopyalama araçları
•
Uç kullanıcı ortamı ve araçlan
•
Kapasite planlaması
Özet tabloların belirlenmesi ve oluşturulması
10.
Veri
(gerekli düzeltmelerin yapılması)
•
Kullanıcı güvenJik tanımlamaları
•
Verinin arşivleme prosedürünün tammlanması
•
Veri
•
tFact table'lann belirlenmesi
•
Dimension tab le' lann belirlenmesi -
Veri
Şirket
Ambarına
bilgisayarlarındaki
Verilerin
hangi
temizlenmesi,
Konulacak
Analiz ve sorgulama ortamının tanımlanması
•
Hiyerarşilerin tanımlanması
•
Kullanım kolaylığı, 'drill-down', yetkiler, 'data re:fresh', sorgu yönetimi, rapor paylaşımı, yamt
dosyalardan
süresi açısından kontrol ve gerekli uyarlamaların yapılması
dönüştüıiilmesi,
özetlenınesi
birleştirilmesi,
işlemlerinin
•
belirlenmesi •
6.
Kaynak
13. Kullanıcı eğitimi
14. Performans düzenlemeleri ve test sistemlerde
bulunmayan
verilerin
listelenmesi •
Bu
bilgilerin
elde
edilme
V. VERİ AMBARLARIN IN FAYDALARI VE CRM
stratejisinin
UYGULAMALARINDAKi ÖNEMİ
sap tanması •
7.
Kullarncı onayının alınması
Veri arnbarı yapısının en önemli sonucu son kullanıcılar ve
Fiziksel Tasanın ve Veri Aktarımı
Sistemli
•
Fiziksel veri modelinin hazırlanması
•
Veri arnbarı veri modeli ile kaynak verilerin Veri1erin kaynaklanndan alı narak veri arnbarı ara alanına (staging area) taşınması
•
'Referential integrity' kurallarının tanımlanması
•
'Key' ve 'Index'lerin tanımlanması
'Dimensional' Modelin Oluşturulması •
İlk veri aktanını
(geçmişten bugüne kadar
•
Verinin tutarlılık ve geçerlilik kontrolü
•
Manuel veri girişi için ekran tas arımı
vs.)
belirlenmesi
Veri aktarımının yönetim İstisna
durumlar
için
veri
arnbarı
projesinin
genel
[ 12] :
Doğru, kesin, tutarlı bilgi elde edilmesi
•
Güncel bilgilerin hızlı sağlanması
•
Kaliteli kararlar
•
Anlık sorulara, hızlı cevaplar
•
Dinamik raporlar
•
Elle
bilgi
girişindeki
anlamda
problemlerin
ortadan
Raporların
kurum
içinde
etkin
dağıtımı,
•
Elle hazırlanan raporların ortadan kaldırılması
•
Veri
altyapılannın
ve
proseslerinin
gözden
geçirilmesiyle, varolan bazı aksaldıkların ortaya çıkanlması ve düzeltilmesi olanağı
ve
prosedür lerinin
•
Verilerin kolay raporlanacak şekle getirilmesi
•
Farklı
uygulamalann
tutarsızlıklann
tanımlanması
./
bir
paylaşımı
tanımlanması
./
vermesini
•
hangi sıklıkta, hangi koşulda) ve şeklinin append,
kararlar
Verilerin entegrasyonu
•
Veri güncelleme periyodunun (ne zaman, (refresh,
doğru
kalkması (zaman, işgücü, hata riski)
'lncremental' veri aktarımı
./
kişilerin
•
bilgilerin aktarınu)
•
verici
işletmeye şu yararları getirdiğini söyleyebiliriz
eşi eş tirilmesi
8.
karar
sağlayarak kurumlara rekabet avantajt sağlamasıdır.
Veri taşıma 1 dönüştürme aracı kullanılarak;
•
Kullarncı onayı
12. Standart raporların hazırlanması ve dokümantasyonu
Kullanıcı onayının alınması
Gap Analizi •
prosedürünün
•
hangi bilgilerin almacağının belirlenmesi •
yedekleme
ll. Uç Kullanıcı Arayüzünün Hazırlanması
Bilgilerin Kaynaklanrun Belirlenmesi •
Arnbarı
tanımlanması
İş Alam Bilgi Modelinin Hazırlanması
Mapping'
Fonksiyonlannın
Yönetim
Arnbarı
Tanımlanması
İhtiyaç analizi dokümamnın kullanıcı tarafından
'Field
geçerliliği için kontrol
9.
İş alam ile ilgili ayrıntılı i htiyaç analizi onaylanması
ve
rutinlerinin tanımlanması
İlk İş Alanının Gerçekleştirilmesi •
5.
Veri kalitesi
•
•
4.
ö. Asilkan, K. Ayan
getirilmesi,
prosedürlerin
kullanılabilmesi
tanımlanması 165
giderilmesi, bu
verilerindeki entegre
bilgilerin
hale
birarada
CRM Uygulamalarının Verimliliğini Artırmak Için •
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
•
Kurumsal Veri Ambarlarıoto Kollanılması
6.Cilt, 2.Sayt (Tenn11uz 2002)
•
•
•
Ö. Asilkan, K. Ayan
önemli verileri analiz edebilen şirketler bu veriler ışığında n1üşterilerine çapraz sat�ş y�pab�ln:_ek, �etim . alışkanlıklarını analiz edip onları ıstedıklen karlı urunlere ya da hizmetlere yönlendirebilmek, şirket dışın�a yapacakları alıverişlerde birlikte çalışılan fırmaları terc� h etmelerini sağlayabilmek gibi imkanlara da sahip oIabilmektedirler.
Merkezde hazırlanmış olan raporların ek bir web aracıhğı ile yapmadan yatuım görülebilmesi Geçmişe yönelik bilgilere erişebiln1e ve kullanabilme Raporların etkin paylaşımı
Veri ambarları, kriz dönemlerinde de büyiik avantajlar sağlar. Zira; yaşanan ekonomik laizle�in se�ep�e�, oluşum süreçleri, etkileri gibi faktörlenn verılerımn depolanması, raporlanması, müşterilerin bilgilendirilip yönlendirilmesin i ve doğru stratejik kararlar almalarını sağlayarak krizden avantajlı çıkmanın yollarını gösterir.
Veri ambarında tarihsel veriler de yer aldığından, yapılacak modelierne ve simülasyonlar sa�es�de �üşteri portföy ve müşterilerin yapısı ve özelliklerı bılınerek gelirlerin ne kadarım tüketime ne kadarını tasarrufa ayıracaklan hakkındaki bilgileri kullanıp ona göre bütçe yapma imkanı da elde edilebilir.
V eri ambannın bu genel faydalarımn yanında, şimdi de CRM uygulamalanndaki yeri ve önemini inceleyelim. Öncelikle şunu bilmek gerekir ki veri arnbarı direkt olarak yeni müşteri kazanmaya yönelik bir mekanizma değildir, ancak mevcut müşteriler ile ilişkileri geliştirici ve iş potansiyelini artırıcı bir mekanizmadır [1 3).
CRM sistemlerinde müşteri ile temasa geçilen ve ona
bire-bir hizmet verilen en önemli araçlardan birisi WEB' dir. Internet üzerinden işletmenin Web sitesine ulaşan müşterinin verdiği bilgileri, gelir düzeyini, tüketim alışkanlıklarını, tercihlerini, eğitim durumunu çok hızlı bir şekilde analiz ederek ona özgü hizmet verebilmek ve çapraz satış yapabilmek CRM açısından çok büyük önem taşımaktadrr. Dolayısıyla mevcut CRM sistemi ile Web' de hizmet veren veritabamnı entegre etmek gerekir. Ancak mevcut şirket-içi operasyonel veri tabanlan (OLTP), verileri analiz etmekten ziyade online olarak hızlı bilgi girip sorgulamaya yönelik olarak hazırlanmışlardır. Milyonlarca basit işleme ve sorguya çok hızlı cevap verebilen bu veritabanları ne yazık ki CRM sistemlerinin ihtiyaç duyduğu kompleks analiz ve sorgulara, yani CRM' in sağ kolunu oluşturan Veri rnadencihği uygulamalanna hızlı bir şekilde cevap vermekten çok uzaktır. Çözüm ise, OLTP veritabanlan ile replikasyon yaparak çalışan (belirli periyodlarda eşleşen) merkezi bir (ya da duruma göre birden fazla) veri arnhan kuıınaktır. Başlangıçta bu çok pahalı bir yatınm olarak görülse de kısa vadede yatırımın geri dönüşü sağlanmaktadır [ 14].
Kurumlar, veri arnhan ve karar destek sistemleri sayesinde, mevcut müşterilerini tanıyarak değişen isteklerini sürekli gözlem altında tutacak, bu sayede gerek müşteri memnuniyeti, gerekse karlılığı artırarak müşteri odaklı hizmet anlayışını bu sistemler sayesinde geleceğe taşıyacaktır [ 1 1 ]. Müşteriyi tanınıak ve onun ihtiyaçlarına yanıt vermenin bir rekabet unsuru olmasından öte, pazarda kalmanın bir koşulu olmaya başladığı şu günlerde veri arnbarı konusuna olan ilgi de buna bağlı olarak a rtmaktadır. Aslında her gün mağazaya gelen her müşteri, yaptığı her alışverişle mağaza yönetimine, detayı fattrralarda olan bir mektup bırakmaktadır. İşte veri ambarının oluşturduğu yapı sayesinde mağazacı bu mektubu okuyarak, müşterisinin kendis inden hangi dönemlerde, hangi ürünü beraber, ne kadara aldığnu -hangi ürünlerle görebilmektedir. Buna bağlı olarak da müşterisinin bundan sonraki dönemlerde nasıl davranacağını belirleyerek, gerekli önlemleri alabilmektedir. Kısaca mağaza yönetimi, veri arnbarı konusunda beraber çalışacağı uzman şirket sayesinde müşteri işlemlerini karlı ve sürekli olacak ilişkilere dönüştürebilmektedir. Şirket için en karlı müşterilerin şirkete kattığı değer, ortalama kar getiren müşterilerin şirkete kattığı değerin yaklaşık 16 katı kadardır. Bunun bilincinde olan mağaza yönetimi, kendi kültür ve stratejisini baz alarak, veri arnhanndan elde ettiği bilgiler ışığında, en iyi müşterilerini belirleyerek, onlar için farklı pazarlama stratejileri ve promosyonlar geliştirerek karını artırma yoluna gidecektir. Sadık ve mutlu müşterilerin, yeni müşterilere de referans teşkil edeceği gözönüne alırursa, mağazanın satış gelirleri daha da artacak ve rakipleri karşısında büyük üstünlük sağlamış olacaktır [7).
uygulamalannda, göz önüne alınması gereken en önen11i husus, müşterilerin mahremiyetine saygı gösterilmesidir. Basın ve Internet medyasındaki skandallardan sonra, mahremiyet dünya çapmda genel görmeye itibar başlayan hususlardan olmuştur. Hükümetler, tüketiciyi koruma yasalarının içerisine tüketicinin mahremiyetinin korunmasım da eklerneye başlamışlardır. CRM açısından bakıldığında mahremiyet, müşterinin kişisel bilgisinin kontrolü ve korunması anlamına gelmektedir. Örneğin bir müşterinin tercih bilgisini başka bir şirkete vermeniz ya da kaptırmaruz, o müşterinizin büyük tepkisine neden olabilmektedir. Mutsuz bir müşterinin işletmeye verdiği zarar ise, CRM bölümünde açıklandığı gibi oldukça kötü boyutlara ulaşabilir. Malıretniyeti hesaba katmayan şirketler müşterilerini rakiplerine kaptırdıkları gibi, açılan davalar sonucu ağır cezalara da çarptınlabilmektedirler. Tüketici
CRM
Veri ambarları sayesinde müşterilerinin gelir düzeyleri, tüketim abşkanlıkları, tercihleri, eğitim durumları gibi 166
•
CRM UyguJamalanntn Verimliliğini Artarmak Için
SAV Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
korunması
haklannın
Kurumsal Veri Ambarlannın Kullamlmasi
ö. Asi1kan, K.
ve
mahremiyetin
proj elerinin ortalama iki senede ve yüzde 400'den yüksek
kapsamının
bir karlıhkla geri döndüğünü göstennektedir [9].
genişletilmesi sürekli olarak artmakta bu konuyla ilgili yeni yasalar çıkmaktadır. Dolayısıyla şirketlerin, ilerideki
Veri amban çözümlerinin başarılı olması için gözönüne
uygulamalara göre kolayca değiştirilebilen veritabanları
alınması gereken laitik faktörler vardır. Bu faktörlerden
kurmalan gerekmektedir. Müşterilerin, kişisel bilgilerinin kullannmnı kontrol
etme
seçeneğine
sahip
en önemlisi
olmalan
gerekir. Örneğin müşteriler, kendilerini ilgilendiren bir konuda
almayı
isteyebilirler.
Ancak
burada
uygulamasım
gerekiyordu. Bunun salaneası da, sistemde ya da şirketin her
değişikliğin
bir
değişiklik
veritabanma
ayrı
olduğunda
ayrı
Bu
projeye
CRM
ile
açık
bir
göıiişe
başlarken nasıl
ne
sahip
yapılmak
bütiinleştirilip
nelerin üst
toplantılar, beyin fırtınaları yapılabilir, tüm çalışanlar
her veritabanı için mahrenuyet fıltrelernesi uygulamaları herhangi
olmasıdır.
dair
çalışanlar tarafından benimsenınelidir. Bu amaçla, çeşitli
kolaylaştırmaktadır. Geçmişte şirketlerin, kullandıkları
po litikasında
urnduğuna
arnbarı kurarak ne
gereken bu görüş başta üst yönetim olmak üzere, tüm
i tüm kanallarla entegre etmedeki korunınası
kazanmayı
veri
yönetimin de projeye sponsor olarak destek verınesi
çıkarmaktadır. Bw·adan hareketle, merkezi bir CRM veri mahremiyet
işletmenin
çözülebileceğinin iyi bilinmesi gerekir. Özellikle
rasgele mailler gönderilmesi olumsuz bir durumu ortaya
çözümü,
de,
istendiğinin,
mahremiyet sınırını aşarak müşterinin mail kutusuna
arnhannın CRM'
Ayan
brifinglerle
bilgilendirilebilir.
çözümünde
kullanılan
Ayrıca,
donanım
ve
veri
arnbarı
yazılım ürünleri
birbirleriyle entegre çalışabilecek şekilde bütünleşik ve
bu
işletmenin
uygulanması
büyümesinde
de
sorunsuz
çalışabilecek
şekilde esnek olmalıdır. Çözümü sunan firmaların bilgi
gerekiyordu ki bu işlem çok zaman alıyordu. Merkezi bir
ve tecrübeleri ile referanslan iyi araştrrıldıktan sonra,
veri arnbarı sayesinde şirketin bütünündeki değişikliği
sadece ürün satmaya çalışan değil, aynı zamanda veri
merkezden ko1ayca yönetmek mümkün olmaktadır [ 1 4] .
amban
uygulama
projesinin
her
aşamasında
destek
M�teri davramşını anlamak yeterli değildir; şirketlerin
verecek vizyona sahip fiımalarla işbirliğine gidilmelidir
bu anlayışı çok hızlı bir
[ 1 6]. Veri arnbarı projesinde aktif yer alacak şirket içi
harekete
dönüştürmeleri
şirketlere
müşteri
şekilde karldığı artıracak gerekir. karlılığı
eldesi,
CRM ve
ekibin uygun niteliklere sahip geniş vizyonlu kişilerden
çözümleri, tutma
oluşması gerekir. Projenin başarılı olarak işlemesi ve
gibi
problemleri çözmelerine ve müşteri davranışlanlll tüm
sonuçlanması
kanallarla
kullanılması ve bu
anlayıp
yorumlayarak
kalıcı
ilişkiler
kurmalarına yardım eder. Bir veri amban ekleme, CRM'
için
mutlaka
sağlam
metodolojiye
bir
metodoloji
uyulması
gerektiği
unutulmamalıdır.
i tüm temas noktalarıyla entegre ederek problemleri çözer
Rekabet avantaj ını elinde tutmak isteyen kurumların, veri
ve müşterilerle hızlı, güvenli ve ekonomik diyaloglar
ambarlarını bir an önce geliştirerek CRM çalışmalarına
tesis ederek işlemleri ve etkileşimleri geliştirir [ 1 4] .
başlamaları uygun olacaktır.
VI. SONUÇ
KAYNAKLAR
Günümüzün rekabete endeksli ekonomisinde öne geçmek için
"bire-bir"
hizmetler bütünü beraberinde
yaklaş ırnma önem
müşterileri
dayalı
kazamnaya bire
-
kişiselleştirilrniş başladı.
bir boyutta
[ l ] Kınm, A., Strateji
B u da
memnuniyeti
kuruluşların
tüm
çalıştıkları nihai hedeflerinin
en
tanımayı
[2]Goldenberg, B. CRM A u tomation, (200 1 ) . [3]Goldman, S., Nagel, R . , Strategies For Enriching The
ulaşınaya
Customers, Kenneth Preiss ( 1 995).
[4 ]Cambazoğlu,
önemlilerindendir. Bunu
T.
,
Bilgi Teknolojileri Haber Bülteni,
başarmanın önemli bir ölçüsü de işletmelerde CRM
Sayı: 02, ( 1 999).
s]stemlerini ve CRM sistemlerini destekleyen teknolojik
[S] Şahin M., Yönetim Bilgi Sistemi, 94, (200 1 )
alt yapıları kurmaktır. Veri ambarları da bu altyapının en
[6] 0racle Turkey, 9i Data
önemli öğelerinden biridir. [ 1 3] .
(200 1 ) .
sağlamaktadır.
Veri
ambarlan
işletmelere,
pazardaki değişimlere
[8]Ryan, J., Building And Dep/oying An Enterprise Data Warehouse, 7, ( 1 999).
luzlı bir
[9]Kirişçi,
şekilde karşılık vermelerine ve daha iyi karar vermelerine
arnbarı projeleri,
Ö., Veri Arn barı Projesinin Başarısı İçin
Gerekli Faktörler - Bt/Haber Gazetesi,
yardımcı olur. Veri
1 -2 ,
Gazetesi, 3- 1 2, ( 1 999).
veritabanianndaki bilgiyi anlamlı bir şekilde saklayıp süzgeçten geçirerek,
Warehousing Guide,
[7]NCR, Bilgi Elinizden Alap Gitmesin - BT/Haber
İş letmelerin kendi veri ambarlarını kurmalan rekabet üstünlüğü
CRM,
Sistem Yayıncılık, 60 {200 1 ).
kolaylaştJracak teknoloj ilere gereksinim doğurdu [ 1 5 ] . Müşteri
Ve Bire-Bir Pazarlama
Sayı
:
2 1 9,
( 1 999). geri
dönüşü hızlı
olan karlı
[ 1 O]Nakipoğlu, A.,
yatınmlardır. Yapılan araştırmalar, başanlı veri arnbarı
Veri Arnbarı İşletme Sorun/arznın
Çözümüne Odaklan ır - Bt/Haber Gazetesi, Sayı : 2 1 9, ( 1 999). 1 67
CRM Uygulamalannın Verimliliğini Artırmak Için •
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergısı 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
[ l l]Kuyucu, A.,
Kurumsal Veri Ambarlannın Kullanılması
ö.
Veri A rnbarı Uygulanıaları Ve Sonuçları
Sayı : 2 1 9, ( 1 999). [ 1 2]Değiımendereli, G., TBD 1 7. Bilişim Kurultayı, Bildiriler, (2000). [ 1 3]Güvener, E., Bireysel Bankacılzkta Veri Ambarları Bt/Haber Gazetesi Eki, Sayı : 2 1 9, ( 1 999). [ 1 4]Heffring P., lnıarketing News, Vol : 2, No 45, (2000). [ 1 5]Kıral, C., Dikkat! Sizi Takip Eden Bir Veri A rnbarı Var - Bt/Haber Gazetesi Eki, Sayı : 52, ( 1 999). [ 1 6]Wenz D., Data Warehousing, White Paper, 9, ( 1 996) .
- Bt/Haber Gazetesi,
1 68
Asilkan,
K.
Ayan
Alüminyum Klorürden Zeolit Sentezi Ö. Sezgin, E. Altıntı�, V. Sevinç
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayt
(Temmuz 2002)
ALÜMİNYU M KLORÜRDEN ZEOLİT SENTEZi Özge Sezgin, Esra Altıntığ,V ah dettin Sevinç
ı. GİRİŞ
Özet - Endüstride ve diğer amaçlar için kullanılan m inerallerin önemli gruplarından biri de zeolittir. Dete rj an sanayiinde su yumuşatıcı, temizleyici, kahntı oluşumunu azaltıcı, toprakta dağılma özellikleri ile fosfat tuzları yerine
geçebiten
zeolit
A,
fosfatlar
nedeniyle meydana gelen çevre kirlenmesini en aza indirmiştir. Bu çalışmada zeolit A, 70°C ve 90°C'lerde silikat
sodyum
ve
alüminattan
elde
edilmiştir.
Zeolitlerin tek tek N a20, Alı03, Si02 ve H20 yüzdeleri bulunmuştur. Sıcaklık artışının zeolit verimine etkisi incelenmiştir. Bunun yanında zeolit A bir de 90°C'de organik
madde
edilmiştir.
Bu
(triethanolamin) zeolitin
de
ilavesi
verimi
ve
ile
elde
Zeolitler 1756 yılında İsveçli minerolog Alex Frederich Crostdet tarafından bulurunuştur. Zeolit kelimesi klasik Yunan alfabesinde "çabukça ısınan, kaynayan taş" anlamına gelmektedir [I]. İlk bulunan zeolit numuneleri volkanik orjinli olanlardır. Daha sonra hidrotermal ve çökerme yolu ile "sedimenter zeolit" oluşumları da bulunmuştur. Zeolitler dünyada ancak 1 960'lı yıllardan sonra ticari olarak üretilip pazarlanmaya başlaunuştır. Türkiye'de ise varlıkları ilk defa 1971'de tespit edilmiştir [2,3].
yüzdeleri
Zeolitler çerçeve yapılı (Al-O-Si) kristal silikat grubun
bulunmuş diğer zeolitlerle karşılaştırılmıştır.
[ 1]. Zeolitler Si :- ve AlO �-
dandır
Anahtar Kelimeler- Zeolit A, sentez Abstract - One of the popolar groups of minerals, which is mainly used in industry and for other purposes and collected by the collection owners, is zeolite. Zeolite A, which is used instead of phosphate salts beacause of its charesterics as water softener, as
birbirine bağlanmasından oluşmuş silikatlar iskeletidir [ 4]. Yani zeolit yapısında "temel yapı birimi" Si04 veya Al04 dörtyüzlüsüdür. Bu birinlde merkezde Si veya onunla yer değiştirebilen Al atomlan, köşelerde ise oksijen atomları vardır [1]. Bu yapı Şekil 1 'de gösterilmiştir [4].
cleaner, as dregs diınisher and along with its feauture
Na+
of easily disolving in the soil, has minimized the pollution cansed zeolite
A
is
from
sodium
silicate
Na+
o
by phosphates. In this research,
obtained
tetrahedranlan
o
o
o
o
1 \ 1 \1 \ 1 \1 \
and
Si
aluminate at 70°C and 90°C. The percentages of Na20,
Al"
Si
Si
Al-
Si
1\ 1\ !\ 1\ 1\ !\
Alı03, SiOı and H20 of zeolite have been found. The effect of temprature raise in the outcome of zeolite has
o
o
been searched. Besides this, zeolite A is also obtained
Şekil
at 90°C \Vith the addition of organic material. 1,he
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
ı. Si04 veya AI04 Dörtyüzlülerinin J{jmyasal Fonnülleri
percentages and the onteome of zeolite have been found and compared to the others.
Dörtyüzlülerin oluşturduğu iskelet, katyonlar ve su molekülleri formülde görüldüğü şekilde bir genel zeolit birim hücresi kimyasal foımülü oluşmaktadır. (M+,
Keywords - Zeolite A, synthesis
M+-t)
�ıct
[(AlySix-y)xOıxJ.ııHıO'da M+ genelde Na, K, Li
ve M++ ise Ca, Mg, Fe, Ba, Sr' dur [5].
Ö.
Zeolitler doğal ve sentetik olarak ikiye ayrılmıştır. Doğal zeolitlerin kullanım alanlan sentetik zeolitlerin üretimine sebep olmuştur. Bugün 150' den fazla sentetik zeolit minerali mevcuttur. Sentetik zeolitler doğal zeolit]ere göre saflık ve tekdüzelik gibi birçok avantaja sahiptir [3].
Sezgin, E. Altmtığ, V. Sevinç Sakarya Üniversetesi, Fen-Edebiyat
Fakültesi, Kimya Bölümü 54100 Sakarya- Türkiye. altintig@sakarya.edu.tr, sevinc@sakarya.edu.tr
169
Alüminyum Klorürden Zeolit Sentezi Ö. Sezgin, E. Altlntı�, V. Sevinç
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Teırunuz 2002)
Moleküler elek zeolitlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri
kadar sıcaklığı 70 ..75°C olan destile su ile yıkannuştır.
adsorpsiyon, katalitik özellikler ve iyon değiştirmedir [4].
105°C'de 1,5 saat kurutulmuştur.
Son
Aynı işlem sentez sıcaklığı 90°C ve yine sentez sıcaklığı 90°C alınıp organik madde (trietbanolamin) ilavesiyle
Bu özelliklerinden dolayı kimya endüstrisinde ve diğer endüstrilerde önemli bir ürün grubu haline gelmiştir [3]. yıllarda
zeolit
mineralleri
iyon
değiştirme
ve
kirlilik kontrolünde
birer kere daha yapılmıştır. Her birinin Na20, Alı03, Si02
temizlenmesi, atık sulann temizlenmesi, baca gazlannın
Sıcaklığın ve organik madde (triethanolarnin) ilavesinin
adsorpsiyon özellikleri nedeniyle
yüzdeleri
verimleri
ve
temizlenmesi, petrol sızıntılarının temizlenmesi, oksijen
verime ve yüzdelere etkisi incelenmiştir.
üretiminde kullanılmaktadu [ 6,7,8].
H20 'nun
ve
gittikçe artarak kullanılmaktadır [6]. Radyoaktif atıkların
hesaplanmıştır.
III. DENEY SONUÇLARI VE DEGERLENDİRME
Dünyamn gittikçe büyüyen enerji ihtiyacı, kömür ve petrol yanında nükleer ve güneş enerjisi gibi kullamlan ve
ITI.l. Verim Hesapları
karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu kaynaklann eneıjiye
Yapılan çalışmada 1 mol %25'lik çözeltisinden 70,85 gr
aynı zamanda da gelişmekte olan değişik kaynaklarından
faydalanılmaktadır [2,7]. Bu alanda zeolit doğal gazlarm
yaş Al(OH)3 elde edilmiştir. Yaş Al(OH)3'ün % 7,10 Al içerdiği bulunmuştur. Verim % 85,05 olmuştur. Yaş
güneş
miktan °/o 1,57 bulunmuştur.
dönüştürülmesi esnasında sentetik ve doğal zeolitlerden
saflaştınlmasında, kömürden enerji elde edilmesinde, enerjisinden
üretiminde
zamanda
faydalanmada,
kullamlmaktadır
petrol
[2,4,7].
ürünleri
Zeolitler
aynı
tarım ve hayvancılıkta; gübreleme ve toprak
hazırlanması,
tanmsal
mücadele,
besicilik.,
toprak
kirliliğinin kontrolü gibi alanlarda kullanılmaktadır [6, 7].
Madencilik ve metalurji, kağıt endüstris� inşaat sektörü zeolitlerin kullanıldığı diğer endüstrilerdir [4,7].
çalışmada
zeolit
uygulanarak
A'mn
sentezi
elde
A1Ch.6H20'dan
edilen
alüminat
Kimya'dan temin edilen Na20: 8,59% w
w,
prosesi Sentezde
çözeltisi,
Ege
Si02: 27,90%
bileşimindeki sodyum silikat çözeltisi ve sodyum
hidroksit reaktifleri kullanılmıştır.
NaOH
Aynı işlem sentez sıcaklığı 90°C alınarak tekrarlanmış ve
4,90
gr zeolit bulunmuştur. Verim o/o98,37 olarak elde
edilmiştir.
90°C 'de
organik
madde
(triethanolamin)
III.2. Kimyasal Hesaplamalar Bu çalışmada hidrojel prosesiyle elde edilen zeolit sentez
sıcaklığı 70°C ve 90°C ile sentez sıcaklığı 90°C ve organik madde (triethanolamin) kullanılarak yapılmıştır.
Her zeolitin tek tek Na20, Al203, Si02 ve H20'nun %
1 mol AlC13.6H20'nun%25'lik çözeltisine pH 6,19 olana
kadar %20'lik
4,88 gr zeolit elde edilmiştir.% 97,97 verime ulaşılmıştır.
zeolit 4,91 gr olmuştur.% 98,57 verime ulaşılmıştu.
hidrojel
gerçekleştirilmiştir.
70°C'de 64 gr alüminat kullanarak yapılan çalışmada
kullanılarak tekrar zeolit sentezi yapılmıştır. Elde edilen
II. MATERYAL VE METOT Bu
Al(OH)3'ten alüminat elde edilmiştir. Alüminattaki Al
çözeltisi
ilavesiyle
Al(OH)3
miktarları Tablo 1'de verilmiştir.
Tablo ı. Sentez1enen Üç Zeolitin Yüzde Bileşenleri
çöktürülınüştür. Çökelti nuçeden süzülmüş ve yıkama
suyunda klor iyonları kalmayıncaya kadar saf su ile Alümina ta
yıkanmıştır.
çevrilip
kullamlacağı
8/o
için
Bileşen
NaıO
Alı<>J
SiOı
HıO
70°C
17,15
26,88
33,47
22,5
90°C
17,3
27,15
33,57
21,98
90 °C ve triethanolamin
17,34
27,15
33,59
21,92
Sentez
Şartiart
kurutulmamıştır. Al(OH)3 m.agnetik karıştıncılt ısıtıcı
üzerinde 40-50°C'ye ısıtıhp karıştırılırken % 20 NaOH
(PH
ilavesiyle
çözeltisi
=
ll ,3)
tamamen
çözülerek
alüminat çözeltisi elde edilmiştir. 64 gr alüminat çözeltisi
ve 11,25 ml% 20'lik NaOH çözeltisi (0,135 mol Na20)
beher içinde magnetik karıştıncılı termostatlı ısıtıcıya yerleştirilmiştir. 12 ml Na2Si03 çözeltisi (0,134 mal
Si02)
1: ı
seyreltilip damlatma
hunisine
konmuştur.
Al üroinat çözeltisinin sıcaklığı 60-70°C' de sabit tutulup,
IV. SONUÇ
kuvvetli ve düzgün bir şekilde karıştırılırken Na2Si03
çözeltisi damla damla ı ,5 saatte ilave edilmiştir. Ege
Yapılan çalışmalar sonucunda sıcaklığın verim üzerinde
Kimya'dan tenrin edilen zeolit ve Ge.Bond. P (standart
çok küçük bir etkisi olduğu gözlenmiştir. 90°C'de ilave
zeolit A) ile aşılama yapılrmştu. Oluşan jel 80-90°C su
edilen organik maddenin (triethanolarnin) zeolitin verimi
banyosunda 2 saat kristallendirilmiştir. Bu süre zarfında
üzerinde herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.
çözelti hacmi sabit tutulmuştur. Azalma olduğınıda aynı
sıcaklıkta çözelti
su
ilave
sıcaklığı
edilmiştir.
Kristallenme
sonunda
Sıcaklık arttıtıldığında Na20, Al203 ve Si02 yüzdelerinde
70-75°C'ye
düşürüldüğünde gooch , krozeden süzülınüştür. Yıkama suyunun pH ı, 7,5-8 olana
azalma yüzdesinde gözlenmiştir. Triethano1amin ilavesinin Na20, Al203,Si02 ve H20
artış,
1 70
H20
SAU Fen Bilimleri
Alüminyum Klorürden Zeolit Sentezi Ö. Sezgin, E. Altıntığ, V. Sevinç
Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
yüzdelerinde herhangi bir etkisi olduğu görülmemiştir.
Triethanolamin ilavesinin kristallendirme hızını arttırdığı
gözlenmiştir.
KAYNAKLAR [1]
Meier,
W.M.,
"Zeolite
Structures
-
Sieves", Soc. Chem. Ind. London, 10-27, 1968.
Malecular
[2] Mumpton, F.A., "Natural Zeolites, Mineralogy And
Notes
4,
[3) Bürküt, Y., Güleç, K., "Yerli Zeolitlerin Sanayii
ve
Geology of Natural Zeolites'', Short Course
Minı. Soc. Am, Washington D.C., 1986.
Çevre Korumada Değerlendirilmesi", TC Başbakanlık
DPT Sosyal Planlama Genel Md. Araş. Projesi, Proje
No:23/90 K 120720, İTÜ Maden Fakültesi, 1996.
[ 4] Breck, D.W., "Molecular Sieves: Structure, Cheınistry
And Use, Wiley & Sons, p.l-771, New York, 1974.
[ 5] Dyer, A., "An Introduction to Zeolite 1v1olecular
Sieves", Jhon Willey, p.80, 1988.
[ 6] Nitta, M., et al., "Proc. 5th Int. Conf. On Zeolites", Ed:
L.V.C. Rees, Soc. Chem. lnd., p.291, Heyden, London, 1980.
[7] Elsom, D.M., "Atmospheric Pollution - A Global
Problem",
2nd
England, 1992.
Ed.,
Blackwell
Publishess,
Oxford,
[8] Orhun, Ö., "Zeolitlerde İyon Değiştirme", AÜ Fen
Fakültesi Fizik Bölümü,
AÜ Yayınları No:989, Fen
Fakültesi Yayınları No:8, s:41-50, Eskişehir, 1997.
171
Bodrumlu Yapıların Deprem HesabındaKat Ağırbldarırun veKat Sayılannan DeğişimimKolon Uç Momentleri Uzerindeki Etkisi A. Altında\, S. Tannverdi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
..
6.Cilt, 2.Sa}'l (Temmuz 2002)
BODRUMLU YAPILARlN DEPREM HESABINDA KAT AGIRLIKLARININ VE KAT SAYILARININ DEGİŞİMİNİN KOLON UÇ MOMENTLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ...
Adil Altın dal, Serkan Tanrıverdi Özet-
B u çalışmada, rijit bodrumlu yapıların kat ağırlıkları ve sayılarının değişiminin deprem hesabında perdesiz akslardaki kolon iç kuvvetleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Bakkındaki Yönetmelik' te yer alan bodrum katiara etkiyen eşdeğer deprem yükleri ve iç kuvvetlerin hesabında izlenen yol araştırılmıştır.
A�ıahtar Kelimeler-Rijit bodrumlu yapılar, bodrumlu yapıların deprem hesabı, perdeli çerçeveli sistemler.
Ahstract- This study examines the effect of tloor
weight's and tloor number's variations in rigit hasement constructions upon internal forces of axles in seismic enumeration. shelless The enumeration approach of equivalent seismic loads and internal forces occuring on the basements accepted in Regulations About Constructions in Calamity Zones (1997), is also reseached. Key Words-Rigit hasement constractions, enumeration
, shell-framed systems.
ı. GİRİŞ
ele aldığımızda, en küçük periyotlu modlann etkileri de önemli mertebelerde olmakta ve bodrum katlara da
hesaba katılması gereken büyüklükte dinamik kuvvetler etki etmektedir. Bunun için rijit bodrumlu yapılann davranışını
dinamik
daha
yakından
incelemek
gerekınektedir. Ülkemizde
bu
düzenleyen
konuyu
esaslar
Afet
Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik 'te mevcuttur. Bu çalışmada rijitliği yüksek olan bodruın
katlandaki perdesiz akslardaki
kolonların davramşını
kat adetleri ve rijitiiiderin değişimine göre iç kuvvetlerin değişimini inceleyeceğiz.
II. RİJİT BODRUMLU YAPILARlN DİNAMiK HESABI
Rijit bodrum katlar ve rijitliği daha az olan üst katıann mod 'larını inceleyelim. Bu tür sistemlerin özel modlan, zemin
üstü
ayrılabilir.
ve
zernin
Yapının
altı
zemin
olmak altı
ve
üzere iki zemin
gruba
üstündeki
rijitliklerinin çok farklı olması sebebiyle, zemin üstüne
ait özel modların bodrum katlardaki yerdeğiştirmeleri ve dolayısıyla dinamik kuvvetleri sıfıra çok yakın olacaktır.
Günümüzde
hızla
artan
yapılaşma
paralelinde
Bunun gibi, zemin altı modlarının, zemin üstü katlardaki
arsa
fiyatlarmın artınası, bina yüksekliklerinin ve bodrum sayılannın
artmasını
gündeme
getirıniştir.
yerdeğiştinneleri ve dolayısıyla djnamik kuvvetleri de sıfıra yakın değerler alacaktır (Şekil 1 ).
Ülkemizde
Adapazan gibi 1. Derece deprem bölgelerinde rijitliği yüksek badrum katlarımn inşaası daha da çok önem kazanmaktadır. Bodnım katlardaki toprak itkisini karşılamak üzere bina çevresine yapılan betonarme perdeler) bodrum katların rijitliğini arttırmaktadır. Rijitliği daha az olan üst katların oluşturduğu yüksek periyodu modlar ve bu katlara gelen dinamik kuvvetiere nazaran daha rijit olan bodrumları
�·
Altındal, S. Tannverdi; Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Inşaat Mühendisliği Bölümü- Sakarya
a) Zemin Üstü Modları Şekil l :Rijit Bodrumlu Yapıda Zemin Alu
172
ve Zemin Üstü Modlan
ı
1
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
BodrumJu Yapılann Deprem Hesabında Kat Ağırlıklarının ve Kat Saydaranın Değişiınim Kolon
6.Cilt, 2.Sa}'l (Temmuz 2002)
Uç Momentleri Üzerindeki Etkisi
A. Altında), S. Tannverdi
Yapnun elastoplastik davramşını gözönünde tutmak için
zernin üstüne ait P yükleri, her moda ait sistemin davranış katsayılanyla
çarpılır.
Bodrum
katıara
ait
m a nlax i
kuvvetleri ise, periyotların çok küçük olmaları sebebiyle,
1 ila 1/1,5 ile çarpılır.
Böylece bulunan her moda göre sistemin ayrı ayrı statik
hesapları yapılarak iç kuvvetler bulunur.
Depremden
meydana gelen bir iç kuvveti tayin etmek için, genellikle
periyotların birbirlerinden farklı olması sebebiyle
her
moda
ait
iç
kuvvetlerin
karelerinin
(% 1 0),
toplamının
karekökünden yararlanılır. b) Zemin Altı Modları
Şekil
1
:
(1)
Rijit Bodrumlu Yapıda Zemin Altı
(devamı)
Bu
ve
Zemin Üstü Modlan
halinde,
özellik sayısal
uygulamalarda
da
görülmektedir.
Bodrum katiann çok rijit olmalan sebebiyle zemin altına ait
Bodrumların tam rijit olmaları yerine yarı rijit olmaları
özel
modlannın
T
periyotlan
spektrum
olacaklanndan,
sıfıra
çok
yakın
diyagramlarındaki
ivme
spektrum değerleri de her mod için , a max maksimum zemin ivmesine çok yakın olacaklardır[ 1] (Şekil 2).
yukarıda
açıklanan
yöntemin
geliştirilmesi
gerekmelctedir. Özellikle çevre perdelerinin kayma şekil değiştirmeleri gözönünde tutulunca bu durum orta ya çıkabilir. Yan rijit bodrumlu yapılarda gene zemin üstüne
ait modlardan en az üç tane olmak üzere T>0,40 sn olanları hesaba katılır. Zemin altına ait özel modların ise
hepsi
gözönünde
tutulmalıdır.
Bu
halde
zemin
altı
modlarına ait periyotlar ile zemin üstü modlarına ait periyotlar
birbirine
yakın
olacağından,
depremden
meydana gelen bodrum kattaki herhangi bir iç kuvveti hesaplarken, her moda ait
iç
kuvvetlerin karelerinin
toplamının
karekökü yerine, modların karşılıklı etkisini
de
önünde
göz
tutan
aşağıdaki
denkleminden yararlarunak gerekir [ 1].
ı
2 F =
. •
0.4 s
0.12
T (s)
1
i
Ayrıca bu modlara ait titreşim fonksiyonları da rijitlikterin büyüklükleri sebebiyle, temelin titreşim fonksiyonuyla
€
. 1]
.
=
(!). -0).
ı
geleceklerdir.
Bundan
dolayı
cebirsel
toplamlan
almabilecektir.
Zemin
altı
özel
modlanna ait P/ S a değerlerinin cebirsel toplamları ilgili katlardaki kütlelere eşittir. O halde bodrum katiara etkiyen
dinamik
kuvvetler
her
katın
kütlelerinin
a max
ile
çarpıtmasına eşit olacaklardır. Zemin üstüne ait özel modlara gelince, bunlardan en az üç tane olmak üzereT 0,40 s olanlarının hesaba katılmasının yeterli olduğu görülmektedir. Zemin üstüne ait
P/ Sa
değerleri her moda ait T periyodu ile sönüm oranına bağlı Sa ivme spektrum değerleri ile çarpılıp her moda ait
dinamik ku vvetler elde edilir.
173
(t) k
---
V·W· +V·CU·
ı
zemin
alundaki modlar için bodnım katıara ait P/ S a değerlerinin
J
--
ı
aynı olacaklarından, her moda ait maksimum ivmeler aynı meydana
+ a lJ..
j l
(2)
i:tj
Şekil 2: ivme Spektrum Diyagramı
anda
f.f. 1 J
L: p_2 +:LL i
süperpozisyon
J
J
2x =
(4)
T k
Burada
v
k
(3)
k moduna ait sönüm katsayısıdır.
lll. RİJİT BODRUMLU YAPILARlN DEPREM
YÖNETMELiGiNE GÖRE DİNAMiK HESABI
III.l. Yerel Zemin Sınıfının Belirlenmesi Deprem yönetmeliği Tablo 12.1 den zeınin grubu, verilen tanırnlara göre seçilir. Daha sonraTablo 12.2 den En üst
tabaka kalınlığına göre Yerel Zemin Sımfı seçilir[2].
Bodrumlu Yapıların Deprem Hesabında Kat Ağır� 1klannın veKat
SAU Fen Bilimleri Enstitüsil Dergisi
Sayılannın DeğişimimKolon
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Uç Momentleri Uzerindeki Etkisi
A. Altında\, S. Tannverdi
S(T)
ID.2. Spektrum Karakteristik Periyotlarının
Belirlenmesi
S(T)
2.5
=
2.5(TB/T)0·8
Deprem yönetmeliği Tablo 6.4 ten Spektrum Karakteristik Periyotlan TA ve TB belirlenir. 1.0--+-
ID.3. Binanın Birinci Doğal Titreşim Periyodunun
Belirlenmesi
Binamn birinci doğal titreşim periyodu aşağıdaki yaklaşık bağıntı ile hesaplanabilir [2].
Şekil 3: Özel Tasanın ivme Spektrumları
T< 0.05 olan rijit bodrum katlarında T=O alınır. Bu durumda S(T)=1 alınır.
(5)
111.5.
Bağıntıdaki H N değeri bina yüksekliğidir. Ct değeri bina taşıyıcı sistemine bağlı olarak aşağıda tanımlanmıştır.
=
0.075/A
t 112
111.6. Deprem Yükü Azaltına Katsayısı Ra(l)
Depremde taşıyıcı sistemin kendine özgü doğrusal elastik olmayan davranışını gözönüne almak üzere, spektral ivme katsayısına A(T) göre bulunacak elastik deprem yükleri, Deprem Yönetmeliğinde yer alan ve aşağıda tanımlanan Deprem Yükü Azaltına Katsayısı Ra(T) 'ye bölünecektir.
(6)
� 0.05
A
t eşdeğer alanı aşağıdaki bağıntıda verilmiştir. Bağıntıdaki lwj/ H N oranının en büyük değeri O .9 olarak gözönüne alınacaktır.
(7)
J
Ta şı yıc ı Sistemin Davramş Katsayısı R
Taşıyıcı Sistemin Davranış Katsayısı R Deprem Yönetmeliğinde süneklik düzeyine ve bina taşıyıcı sisteminin özelliklerine göre Tablo 6.5 te verilmiştir.
a) Deprem yüklerinin tamamının betonarme perdelerle taşındığı binalarda Ct değeri aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. Ct
T(s)
A
Ra(T)
=
Ra(T)
=
1.5 + (R -1.5)T/TA
R
(O S: T ::; TA)
(9a)
(T >TA}
(9b)
.
b) Taşıyıcı sistemi sadece betonarme çerçevelerden veya dış merkez çaprazlı çelik perdelerden oluşan binalarda C t =0.07, taşıyıcı sistemi sadece çelik çerçevelerden oluşan binalarda ct binalarda C t =0.05 alınır.
=
0 08 .
,
diğer
111.7. Etkin YerIvmesi Katsayısı Ao
tüm
1 + 1.5 T 1
TA
S(T) = 2.5 S(T) = 2.5(TB/T) O.S
111.8. Bina Onem Katsayısı ( I )
Bina önem katsayısı I Deprem Yönetmeliği Tablo 6.3 'te bina kullanım amacı veya türüne göre verilmiştir.
Deprem Yönetmeliğindeki Spektrum Katsayısı S(T), yerel zemin koşullarına ve bina doğal titreşim periyodu T ye bağlı olarak aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. =
Deprem Yönetmeliği Tablo 6.2 'de Etkin yer ivmesi katsayısı Ao deprem bölgelerine göre tanımlanmıştır. ••
ID.4. Spektrum Katsayısı Hesabı S(T)
S(T)
•
111.9. Spektral ivme Katsayısı A(T)
(O� T:;; TA)
(Sa)
(TA< Ts TB)
(8b)
Deprem yüklerinin beliı·lenmesi için esas alınacak olan ve tanım olarak %5 sönüm oram için elastik Tasarım ivme Spektrumu 'nun yerçekimi ivmesi g 'ye bölünmesine karşı gelen Spektral ivme Katsayısı, A(T), Deprem Yönetmeliğinde aşağıdaki bağıntı ile verilmiştir.
(8c)
A(T)
(T >TB)
174
=
Ao I S(T)
(lO)
SAU Fen Bilinıleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
111.10. Eşdeğer Deprem
Bodrumlu Yapıların
Deprem Hesabında Kat Ağırhldanmn ve Kat ••
Sayılarının DeğişimimKolon Uç Momentleri Uzerindeki Etkisi A. Altındal, S. Tanrıverdi
(16)
Yükü Yöntemi
III.lO.l. Toplam Eşdeğer Deprem Yükünün Belirlenmesi
Gözönüne alınan deprem doğrultusunda, binanın tümüne etkiyen Toplam Eşdeğer Deprem Yükü (taban kesme kuvveti) Vt, aşağıdaki bağıntı ile verilmiştir [2].
Ill.10 3. Bodrum Katiara Etkiyen Eşdeğer Deprem ..
•
Yüklerinin Belirlenmesi ve Iç Kuvvetlerin Hesabı
Yukarıda da belirtildiği üzere bo drum katlarında rijitliği
üst katiara oranla çok büyük olan betonanne çevre perdelerinin bulunduğu ve bodrum kat döşemelerinin yatay düzlemde rijit diyafram olarak çalıştığı binalarda,
W,
toplam
binanın
ağırlığı
aşağıdaki
bağıntı
ile
hesaplanacaktır.
W=
N
Iwi
(12)
i=l
bodrum katiarına ve üstteki katiara etkiyen
eşdeğer
deprem yükleri ayrı ayrı hesaplanacaktır. Üstteki katiara etkiyen toplam eşdeğer deprem yükünün ve
eşdeğer
kat
deprem
yüklerinin
belirlenmesinde,
bodrumdaki rijit çevre perdeleri gözönüne alınmaksızın
wi , kat ağırlıkları ise aşağıdaki bağıntı ile hesaplanacaktır.
Tablo 6.5 'ten seçilen R katsayısı kullanılacak ve sadece
wi==gi+n qi
ilgili tüm tanım ve bağıntılarda ten1el üst kotu yerine
(13)
zemin katın kotu gözönüne alınacaktır. Binanın biıinci
Hareketli Yük Katılım Katsayısı, n değerleri, Depren1 Yönetmeliği Tablo 6.7 'de verilmiştir. Kar yüklerinin% 30 'u sabit yük olarak alınacaktır. Endüstri binalarında; sabit ekipman ağırlıkları için n= 1 alınacak, ancak vinç kaldırma yükleri
kat
ağırlıklarının
hesabında
üstteki katların ağırlıkları hesaba katılacaktır. Bu durumda
gözönüne
alınma yacaktır.
doğal titreşim periyodunun hesa bında da, fiktif yüklerin belirlenmesi
için
sadece
üstteki
katların
ağırlıkları
kullanılacaktır. Rijit bodrum katianna etkiyen eşdeğer deprem yüklerinin hesabında,
sadece
bodrum
kat
ağırlıkları
gözönüne
alınacak ve bu katlar için hesap üstteki katlardan bağımsız
111.1 0.2. Katiara Etkiyen Eşdeğer Deprem Yüklerinin
olarak yapılacaktır. Binan1n bu bölümünde doğal titreşim periyodu hesaplanmaksızın Spektrum Katsayısı olarak
Belirlenmesi
S('T) = I alınabilir. Her bir bodrum katına etkiyen eşdeğer
H esaplanan toplam eşdeğer deprem yükü Vt, bina katiarına
deprem yükünün hesabında, bulunan spektral ivme değeri
aşağıdaki bağıntı ile ifade edilir.
edilen elastik yükler, Ra(T) = 1,5 katsayısına bölünerek
etkiyen
eşdeğer
deprem
yüklerinin
toplaım
olarak
A(T) ile bu katın ağırlığı wi doğrudan çarpılacak ve elde azaltılacaktır.
N
vt =MN+ LFi
Üstteki
(14)
i=l
katlardaki
büyüklükleri,
iç
sadece
kuvvet
ve
yerdeğiştirıne
tanımlanan
yukarıda
taşıyıcı
sistemin bodrum üstündeki katların tümünün hesab1ndan
H N >25 m için binanın N 'inci katına (tepesine) etkiyen
elde edilen büyüklüklerdir.
ek eşdeğer deprem yükü �F
Bodrum katlardaki iç kuvvetler ise, üst katların periyotları
doğal titreşim periyodu Tl
N
'in değeri, binanın birinci 'e bağlı olarak, aşağıdaki
bağıntı ile hesaplanır.
H
N
ile
bodrum
katların
periyotlan
birbirinden
farklı
olduğundan, üst katlardaki deprem yüklerine göre bodrum
katlarda bulunan iç kuvvetlerin karesi ile sadece bo dnım
katların hesabından elde edilen iç kuvvetlerin karelerinin
25 m. için MN =O alınacaktır.
toplamının karekökü olarak elde edilecektir[2] [3].
IV. UYGULAMALAR
(15) Toplam eşdeğer deprem yükünün �F
N
dışında geri kalan
kısmı, N 'inci kat dahil olmak üzere, bina katıarına aşağıdaki bağıntı ile dağıtılacaktır.
Cygulamanı1zda
-2 8 8 m katve döşen1e
kat yu"kseklig"'i sabit ve h
·
dir. Döşeme sabit yükü=
4.95
k:N/m2
hareketli yükü= 2.00 kN/m\ Bina kullanım amacı eğitim
t �sisidir. Kirişler 30/60 cm, aks aralan 4 m ve 4 açıklıklı
bır model seçilmiştir. Çevre köşe perdeleıi 120/20 cm alınnuştır. Döşeme kalınlığı= 1 2 cm alınmıştır. Yapının
175
Bodrumlu Yaptiann Deprem Hesabında Kat Ağırlıklarınan
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
••
Sayılanntn De�şimimKolon Uç Momentleri Uzerindeld Etkisi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
A. Altında}, S. Tannverdi
Tablo 1: Kolon uç nıomentleri oranlan
denizden yüksekliği=250 m, zemin Grubu: B, deprem
Bölgesi: 1. derece alınmıştır. En üst tabaka kalınlığı lO m
Mo ve Mu oranlan (Mo ve Mu oranları birbirlerine eşittir.' Kolon Kat Mo(c) Mo( c) Mo(b) adedi boyutlan
süneklik düzeyi yüksek ,yerel zernin sınıfı : Zl olarak alınnuşhr. Spektrum Karakteristikleri, TA=O.lO TB=0.30 s olmaktadır. Eşdeğer Deprem Yükü
veKat
Yöntemindeki
hesap adımlan
cm*cm
Mo(a)
Mo(b) Mo(a)
kullanılarak yukandaki veriler çerçevesinde farklı kolon boyutlan 3 0*30 cm, 40*40 cm ve 50*50 cm ve farklı kat adetleri alınarak 5+lb, 4+lb, 3+lb, 2+lb, l+l b ve kat
5+1b.
30*30
1,16
1,99
0,58
5+1b.
40*40
1 16
1,99
0,58
yükseldikleri sabit olmak üzere kolon uç momentleri
5+1b.
50*50
1 16
1,99
0,58
4+1b.
30*30
1,18
1,87
0,63
4+1b.
40*40
1 '18
1,87
0,63
4+1b.
50*50
1 '18
1,87
0,63
3+1b.
30*30
1,22
1,74
0,70
3+1b.
40*40
1,22
1,74
0,70
3+1b.
50*50
1,22
1,74
0,70
belirlenmesi hesap adımlan izlenmiştir. Buna göre, üst
2+1b.
30*30
1,37
1,47
0,93
katlardan dolayı bulduğumuz kolon uç momentleri ile
2+1b.
40*40
1,37
1,47
0,93
bodrum
uç
2+1b.
50*50
1,37
1,47
0,93
momentlerinin karelerinin toplamının karekökü bodrum
1 +1b.
30*30
2,12
1 '13
1,87
kattaki esas kolon uç momentleri olarak belirlenmiştir
1 +1b.
40*40
2,12
1,13
1,87
(Tablo 2).
1+1b.
50*50
2,12
1,13
1,87
bulunmuştm. Burada b, bodrum katı gösteıınektedir.
Bodrum üstü katlar için ayrı hesap yapıhruş ve üst katlar hesabından bulunan eşdeğer deprem yüklerinden bodrum kattaki kolon uç momentlerine geçilmiştir. Bodrum kat için ayrı hesap yapılmış ve Deprem Yönetmeliğindeki bodrum
katlam
kat
Uygularnamızda
etkiyen
eşdeğer
hesabından
deprem
bulduğumuz
bulduğumuz
iç
yüklerinin
kolon
kuvvetlerin
KAYNAKLAR
esas uç momentlerinin, üst katlardan dolayı bodrum kattaki ikinci sütunda esas uç
[1] Çakıroğlu, Adnan. "Rijit Bodrumlu Yapılann Deprem
momentlerinin bodrum kat hesabından bulduğumuz u�
Hesabı Seminer Notlan", İTÜ,İstanbul,1988.
momentlerine oranlan ve üçüncü sütun ise bodrum kat
[2] "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki
hesabından bulduğumuz uç momentlerin üst katlardan dolayı
bodrum
kattaki
uç
momentlerine
Yönetmelik", Ankara, Eylül, 1997.
oranlarını
[3] Taşel, Alper.
göstermektedir.
Y eniDeprem Yüksek
.
V.SONUÇLAR üst katiara oranla daha rijit olan bodnım katlardaki, kolonların uç momentlerine etkisi, kat adetlerinin ve kolon boyutlarının değişimine göre incelendi. Kolon boyutları değiştirildiğinde kat ağırlıklarının değişimi, rijitliklerin kat
kesme
kuvvetlerinin,
kesme
kolon
kuvvetlerinin ve kolon uç momentlerinin değişimi Tablo 2 'de verilmişti. Buna karşın kolon uç momentleri oranları incelendiğinde (Tablo 1 ), kat sayıları sabit olmak üzere, kolon boyutları değişimine dolayısıyla Tablo 2
'deki
değişkenlere rağmen, oranların değişınediği görilimektedir. Oraniann örneklerde
değişmemesi de
hesap
farklı kolaylığı
verilerle sağlaması
çalışılacak açısından
önemlidir.
176
"23
Katlı Bir Betonarme Yapının
Yönetmeliğine
Lisans
Istanbul, 199 5.
Bu çalışmada bodrum katıara etkiyen deprem yüklerinin
değişimi,
t
oranlarını
inceleyelim Tablo 1 'de verilen oranlar, birinci sütunda kolon uç momentlerine oranlan,
t
Tezi,
İTÜ,
Göre
Fen
Proj elendirilmesi'',
Bilimleri
Enstitüsü
'
Tablo 2: Farklı Kat Sayılanndaki ve FarkhKolon
Boyutlanndaki Bodrumlu Yapılann
UST KATLARlN HESABI'\JDAN GELEN SOORUM KAT KOLON UÇ MOMENTLERI
�prem Hesabı ve Kolon Uc M
tl
�C/.) n> :::.;C:
r
.
N:zl en� �t:x:t q3 (ll 3 g_ 3 c� N
...
Kat Sayısı
Kolon Boyutlan
ct
T1
5+1 b
30*30
0,07
0,5175
5+1b
40*40
0,07
5+1b
50*50
0,07
R
Ao
1
A(T)
wkat
wbina
1,61
7
0,4
1,4
0,9
241,96
0,5175
1,61
7
0,4
1 ,4
0,9
0,5 175
1,61
7
0,4
1,4
0,9
S(T)
HN
D
1 210
1 4,4
251,31
1257
263,55
1318
.
••
vt(bodrum)
Vkolon
y
2,03
1 55,82
30,10
0,55
39,01
47,67
1 4,4
5,11
1 61,84
29,62
0,56
37,54
47 ,7 7
14,4
9,58
169,73
30, 1 8
0,64
31 ,29
55,63
UST KATLARDAN Mu(a) Mo{a}
4+1b
30*30
0,07
0,4377
1,84
7
0,4
1,4
1 ,03
241,96
967,8
11,5
2.03
142.47
27,52
0,55
35,66
43,59
4+1b
40*40
0,07
0,4377
1 ,84
7
0,4
1 ,4
1,03
251,31
1005
1 1,5
5,11
147,97
27,08
0,56
34,32
43,68
... ..
.;;.ı
-·
Cl)
� � o8 h.)
"-'
�'
� o3. -
CL) ....
4+1b
50*50
0,07
0,4377
1 ,8 4
7
0,4
1,4
1 ,03
263,55
1054
1 1 ,5
9,58
1 55, 1 8
27,60
0,64
28,61
50,87
3+1b
30*30
0,07
0,3528
2,21
7
0,4
1 ,4
1,24
241,96
725,9
8,64
2,03
128,34
24,79
0,55
32, 1 3
39,26
3+1b
40*40
0,07
0,3528
2,21
7
0,4
1,4
1,24
251 ,31
753,9
8,64
5, 1 1
133,29
24,40
0,56
30,91
39,35
3+ 1 b
50*50
0,07
0,3528
7
2,21
0,4
1,4
263,55
1,24
8,64
790,7
139,79
9,58
24,86
-
25.77
0.64
-
'-.} ..._J -
45.82
2+ 1 b
30*30
0.07
0,2603
2,5
7
0,4
1 ,4
1 ,4
241,96
483,9
5,76
2,03
96,78
18.69
0,55
24,23
29,61
2+1b
40*40
0,07
0,2603
2,5
7
0,4
1,4
1,4
251,31
502,6
5,76
5,1 1
100,52
1 8,40
0,56
23,31
29,67
2+ 1 b
50*50
0,07
0,2603
2,5
7
0,4
1,4
1 ,4
263,55
527,1
5,76
9,58
105,42
1 8,75
0,64
1 9,44
34,56
1+1b
30*30
0,07
O, 1 548
2,5
7
0,4
1 ,4
1 ,4
241,96
242
2,88
2.03
48,39
9,35
0,55
1 2,11
14,81
1+1b
40*40
0,07
0,1548
2,5
7
0,4
1 ,4
1 ,4
251,31
251,3
2,88
5.1 1
50,26
9,20
0,56
11,66
1+1b
50*50
0,07
0,1 548
2,5
7
0,4
1.4
1 .4
263.55
263,6
2,88
9,58
52,71
9,37
0,64
9,72
Ao
ı
D
vt (bodrwn)
Vkolon
y
BODRUM KAT HESABI VE KOLON UÇ MOMENTLERI Kat Saytsr
Kolon Boyutları
A{T)
5+1 b
30*30
5+ 1 b
40*40
-
BODRUM KATTAN Mu(b) Mo(b)
wbod
HN
Ra(T)
0,56
241,96
2,88
1,50
0,40
1,40
2,03
90,33
1 7,45
0,55
22,61
0,56
251,31
2,88
1,50
0,40
1,40
5, 1 1
93,82
17, 1 7
0,56
Mo (c)
Mu (c)
27,64
45,09
55,1 1
21 ,76
27,69
43,39
55,22
-
'
-
14,84 17,28
Mo(c)= ( Mo(a)2+ Mo(b)
2
Mu(c);; ( Mu(a)2+ Mu(b)
2
t:O e ı:. �.., •
50*50
0,56
263,55
2,88
1 ,50
0,40
1,40
9,58
98,39
17.50
0,64
1 8,14
32.25
36,17
64,31
4+1b
30*30
0,56
241,96
2,88
1,50
0,40
1 ,40
2,03
90,33
1 7,45
0,55
22,61
27,64
42,23
5 1 ,61
4+1b
40*40
0,56
251,31
2,88
1 ,50
0,40
1,40
5.11
93,82
1 7, 1 7
0.56
21,76
27,69
40,64
5 1 ,72
4+1b
50*50
0,56
263,55
2,88
1,50
0,40
1 ,40
9,58
98,39
1 7,50
0,64
18, 1 4
32,25
33,88
60,23
3+1b
30*30
0,56
241 ,96
2,88
1,50
0,40
1,40
2,03
90,33
17,45
0,55
22,61
27,64
39,29
48,02
3+1 b
40*40
0,56
251,31
2,88
1 ,50
0,40
1,40
5,11
93,82
17,17
0,56
21,76
27,69
37,80
48,11
3+1 b
50*50
0,56
263,55
2,88
1,50
0,40
1 ,40
9,58
98,39
17,50
0,64
1 8,14
32,25
31,52
56,03
2+1b
-
30*30
0,56
241 ,96
2,88
1,50
0,40
2,03
1,40
90,33
1 7,45
0,55
22,61
27,64
33,14
40,50
0,56
21 ,76
27,69
31,89
40,59
0,64
1 8,14
32,25
26,59
47,27
2+1b
40*40
0,56
251,31
2,88
1 ,50
0,40
1 ,40
5, 1 1
93,82
17, 1 7
2+1b
50*50
0,56
263,55
2,88
1,50
0,40
1 ,40
9,58
98,39
17,50
1 +1b
30*30
0,56
241 ,96
2,88
1 ,50
0,40
1 ,40
2,03
90,33
1 7,45
0,55
22,61
27,64
25,65
31 ,35
1+1b
40*40
0,56
251,31
2,88
1,50
0,40
1 ,40
5, 1 1
93,82
17,17
0,56
2 1 ,76
27,69
24,69
31 ,42
1+1b
50*50
0,56
263,55
2,88
1 ,50
0,40
1 ,40
9,58
98,39
1 7,50
0,64
1 8, 1 4
32,25
20,58
36,59
--
-·· ----
.
-
-
-· -
-
---
--
·-
c
�e. N C
� ı.< = �
="= ı=;c:t:J -· =
.
5+1 b
.
-· o 9 ro -·"'O a � �
..q,
�3
-:ı: c:> � =
C"-1.
�= go
ot")
::� o ;g >�� � .
=
>�>
��- ., "'""'
o. ,.. , _ � ...._ . -t-ı� --':'.J � "* ::s
-· �
ll:> r" ... -·
= -ı � 5 S» Q.. ::s � = � -
<
E<
� ft)
acs: (ll .....
.... � -·
� .......
Canla ve Ölü İnsan Kan Örneklerinde Metanot
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
•
Entoksikasyonunun Incelenmesi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
CANLI
S. Eyvaz, N. Ya1çın
ÖLÜ İNSAN KAN ÖRNEKLERİNDE METANOL ENTOKSİKASYONUNUN İNCELENMESİ
VE
Sinan Eyvaz, N evinYalçın Özet-Bu çalışmada son yıllarda artan sayıda, ölümle sonuçlanan entoksikasyonlara (zehirlenmelere) yol açması nedeni ile adli tıp açısından özel bir önem kazanan metanol (metil alkol) ün canlı ve ölü insan kan örneklerinde ki derişim düzeyleri incelenmiştir. Bu amaçla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilen kan örneklerinde metanol düzeylerinin belirlenmesi ve kontaminasyon (bulaşma) verilerinin araştırılması amacıyla kapalı bir ortamda kanın kontaminasyon (bulaşma) yapabilmesi için gerekli ortam hazırlanarak kontamine kan incelenmiştir. HS/GC yöntemi ile kontamine olan kanlarda metanol oluşumu ve zamanla metanot derişimlerinde ki değişimler tayin edilmiştir. Metanol, Entoksikasyon, Kontaıninasyon.
Anahtar
Kelime/er-
Kan
Örnekleri,
Abstract-In this article, in tbe latest years in increasingly numbers methanols, whicb has a special importance according to forensic medicine due to the intoxication resulting of death, concentration levels of blood samples in live and dead human bodies are researched. For this reason, with the aim of determining methanol Ievels of blood samples sent to İstanbul-forensic medicine institution and research of contamination data, a closed are a prepared for trying to make the blood contamination and contaminated blood researched with the HS/GC method methanol occuring in the contaminated blood and concentration level changes in methanol by time are examined. Keywords- Methanol, Blood Samples, lntoxication,
Contamination
kazanmıştır. Ciddi metanol zehirleımıesine kronik alkolikierde genellikle rastlanılır. Metanot ve onun oksidasyon ürünleri, formaldehit ve formik asit, etanal den daha güçlü toksinler olduğu için metanal zehirlenınesi olan hastalann hemen tanınması tedavi edilmesi gereklidir [ 1]. Metanot zehirlenınesinde en önemli belirti gönne bozukluğudur. Diğer belirtiler başağnsı, bulantı, kusma, mide ağrısı, bilinç kaybı ve kısa süre sonra koma halidir. Büyük doz alımlarında yaklaşık 5 saat soma ölüm görülür. Kanda 0,4 g 1 L n1etanol düzeyi hayati tehlike arz ederken ölüm dozu 0,8 g 1 L 'dir. (İdrarda 1 g 1 L'dir) 30-50 ml metanolun oral yoldan alınması bu kan düzeyini sağlamaktadır. Metanal zehirlenmesinden ölen kişilerin otopsilerinde genel olarak el tırnaklarında siyanotik görünüm, beyin ödemi, akciğer ödemi ve visseral konjesyon gibi değişiklikler ve solunum havasında alkollü içki kokusunun hissedilmemesi gibi belirtiler bulunmaktadır [2-4]. Metanol zehirlenmeleri alkol kullanan her on kişiden birinde görülmektedir. Zehirlenme s1k olarak kaza nedeniyle daha az olarak intihar amaçlı ve nadir olarak umutsuz alkolikierde ucuzluğu nedeniyle alınarak gerçekleşmektedir [4]. Metanol. deriden solunum sisteminden ve gastrointestinal sistemden kolayca absorblanabilmektedir. Yaklaşık o/o 5' 'i solunumla, % 5' i idrar yoluyla değişmeden atılan metanol (CH30H) karaciğerde, alkol oksidaz ve alkol dehidrogenaz aracıhğı ile metabolize edilerek fonnaldehit ve forınik asite dönüşünce toksik etkiler göıiilmektedir. H I
ı. GİRİŞ
CH30H Metanot
Son yıllarda metanol (metil alkol) de artan sayıda ölümle sonuçlanan entoksi.k:asyonlara (zehirlenmelere) yol açması nedeni ile Adli Tıp açısından özel bir önem
S.Eyvaz, Adli Tıp Kurumu, Cerrahpaşa 1
>
-----
OH I
> COı + H20 HC = O -----> HC =O Formaldemt Formik asit -----
Metanol oksidasyona uğramadan toksik değildir. Önceki yıllarda metabolizasyon ürünleri olan forınaldehit ve asitin olduğu formik beraberce toksik etkili düşünülüyordu. Ancak son yıllarda ki çalışmalar formaldehitin metanolden 33 kez daha toksik etkiye sahip olmasına rağmen, kısa sürede elimine olması ve
İstanbul.
N. Yalçın, SAÜ. Fen Edeb. Fak. Kimya Böl.,Sakarya.
178
Canh ve
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Olü Insan Kan Orneklerınde Metanol ••
•
••
•
•
Entoksikasyonunun Incelenmesi
S. Eyvaz, N.
(kümülasyonunun) saptanmaması nedeni ile taksisiteden sorumlu olmadığı, buna karşılık formik asidin yoğun kümülasyonuna bağlı toksik etkinin ortaya çıktığı kabul e elilmekte dir [5].
Yalçın
11.2. Düzeneğin Hazırlannıası 30 x 20 x 15 cm boyutunda ki karton kutu i çine 400 ml'lik ağzı açık brrakılan, içinde 225-250 ml % 1 O' luk formalin
çözeltisi bulunan bir kavanoz yerleştirilmiştir.
Metanal en basit yapılı alifatik alkoldür ve odun alkolü
Kavanozd an
olarak
da bilinir. Orlunun destrüktif distilasyonundan elde edilir. Ayrıca H2, CO, C02'den ve Hİdrokarbonların
uzaklığa üç adet)
oksidasyonu ile de üretilir.
kutunun her yeri, örnekler konulduktan soma paket bantlan ile kapatılarak dış ortamdan izole edilmiştir.
solvent,
endüstriyel
Metanol gazolin katkısı,
kserografık
kopya
"kutulanrnış
yakıt"
temizleme üıünleri içinde
ve
otomobil
kan
örnekleri
(her
bir
konulmuştur. Karton
ınakinası
solüsyonu bakteriyel protein sentezinin besleyici deposu, evlerde
0-5-10- 1 5-20 cm uzaklıklara
TI.3. Deney Serileri
camı
ön
kullanı br.
Deneyler üç türde düzenlenmiştir.
Etanalden biraz daha tatlı, hafif kokulu,
berrak,
uçucu
Birinci Tür deneyler
:
Yukarıda
anlatıldığı
gibi
bir sıvıdır. Ucuzdur. Bu nedenle sahteciler tarafından
hazırlanan sisteme metanol içeımeyen canlı insan kan
alkollü içkilere katılması sonucu ülkemizde ölümlere
aynı 3 ayrı karton kutu sistemi hazırlanmış ve bunlar 5 ( 1. kutu) gün, 1 0 (2. kutu) gün, 1 5 (üçüncü kutu) gün süreyle oda sıcaklığında (20±2 °C) bekletilrniştir.
neden olduğu bildirilmiştir [5,6]. Alınan kan örneklerinde saptanan alkol konsantrasyonunu değiştirebilen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar, örneğin alınmasında gecikme, hava ile temas, şiddetli travmaya bağlı kontaminasyon, steril o1mayan teknik k."lll lanrna, çevre
ölüm sonrası mikroorganizmaların faaliyeti,
sıcaklığı
gibi
faktörlerdir.
Çalışmada
analiz
edilecek kan örneklerinin genellikle doku örnekleri ile
ve doku korunması için kullanılan Fannalin çözeltisinin % 3 7 formaldehit ve % 1 0-1 5 meta nol içerdiği göz önüne alınarak bu kan örneklerinde oluşabilecek formaldehit ve metanol kontaminasyonunun miktarı tespit edilmek istenmiş tir.
örnekleri
ağzı açık tüplere
konulmuştur. Birbirinin
İkinci Tür Deneyler : Birbirinin aynı hazırlanan 2 ayrı kaıion kutu içine bu kez enj ektörlere ve ağzı kapaklı tüplere alkol içeımeyen canlı insan kan örnekleri konularak bi linci kutu 5 gün, ikinci kutu 25 gün oda sıcaklığında (20±2 °C) bekletilmiştir.
beraber taşındıkları
Bu amaçla İstanbul Adli Tıp kurumu'na gönderilen ve
ölü insan kan örneklerinde metanol
belirlenmesi ve
Üçüncü Tür Deneyler : Birbirinin aynı hazırlanan 2 ayrı karton kutu içine ağzı açık tüplere 2 şer ml metanol i çeuneyen Etanollü ölü insan kan örnekleri konularak birinci kutu 5 gün, ikinci kutu 1 O gün süreyle oda sıcaklığında (20+2 °C) bekletilmiştir.
canlı
düzeyleriniı1
kontaminasyon verilerinin araştınıması
gerçekleştiri1miştir.
Her
sürenin
sonunda bütün deney serilerinde k i kavanozda ki formalin çözeltisinin ve formalin çözeltisinden belirli uzaklıklara yerleştirilmiş kan numunelerinin HS/GC cihazı ile analizleri yapılmıştır.
ll. MATERYAL VE METOT
III.DENEY SONUÇLARI VE DEGERLENDİRME
11.1. Materyal
DENEYI. Çalışmada kullanılan canlı
insan
ve
ölü insan
kan
örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumundan sağlanrruştır. Kullanılan kimyasal
açık bir kavanozdaki % 1 O' luk formaldehit çözeltisine 0-5-101 5-20 cm uzak lıkl ard a 5 gün bekletilen ağzı açık Bu
maddeler
veriler
ışığında
kapalı
ortaında
ağzı
tüplerde;
(% 37) {ATABAY FİR1v1ASI) N- Bütanol (o/o 99,8) (.\1ERCK)
Formaldehit
1) Deneyin başlangıcında canlı insanlara ait alkolsüz
Sodyum Florür, NaP (CARLO ERBA)
kanların,
ağzı
açık
tüplerde
bekletilmesiyle
bütün
tüplerde Metanal ve Formaldehit kontaminasyonu tespit KulJanılan Cilıazlar
edilmiştir.
Headspace gas chromatography (HS/GC), (Perkın Elmer Autosystem .. XL)
2) Bekletilen tüplerde, forınaldehit çözeltisine, uzaklık arttıkça Formaldehit ve Metanol seviyelerinde azalma olmuştur. En fazla azalmanın olduğu uz aklık ; diğer uzaklıklardaki Metanolun
179
ikisi
azalmaya
i çin
kıyasla
de
10
Formaldehit cm'de
ve
olmuştur.
Canlı ve Olü Insan Kan Orneklerinde Metanot
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
••
•
••
Entoksikasyonuoun incelenmesi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
S.
Eyvaz, N. Yalçın
0-5-! 0-15-20
�
cm Kapalı ortamda ağzı açık tüplerde, ağzı açık kapta ki % ıO'luk fonnal ehit çözeltisine uzaklıklarda konulmuş canlı insan kan örneklerinde : 5 gün (Birinci kutu), 10 gün (Ikinci kutu), 15 gün (Uçü ncü kutu)
Tablo. ı.
bekletmek suretiyle kontaminasyon çalışması ortalaması.
SayiSI
Süreleri Çözeltisi[rrg/dij Uçucular
O.Gün
Ocm Scm 10cm 15cm 20cm
TOp
Aranan
Formaldehit
Bekletrre
TOp
Tüp
Tüp
Tüp
TOp
10891
Forrraldehit
3
o
o
o
o
o
2104
Metan ol
3
o
o
o
o
o
o
B:anol
3
o
o
o
o
o
964
Fonraldehit
3
54,7
32
31,47
1957
Nle1anol
o
Banol
3
o
o
o
o
o
o
Forrnaldehit
3
o
o
o
o
o
1669
�tanol
o
Etan ol
3
o
o
o
o
o
o
Formaldeh it
3
o
o
o
o
o
1443
Metanot
3
34
28,55
o
Banol
3
o
o
s.Gon
10.gün
15.Gün
43,07 29,95
3 65,65 63,13 51,12 47,88 37,69
41,9 33,86
3 74,84 72,45 47,76
53,6 55,58 41,06 o
o
o
1O cm'de bekletilen tüpler O cm ve 5 cm'de bekletilenlere
düşüşün olduğu uzaklık ; diğer uzaklıklardaki azalmaya
nazaran daha az kontamine olmuştur. 15 cm uzaklıkta ki
kıyasla
tüplerde kaniann kontaminasyonlan azalmaya devam
azalma) olmuştur. 10 cm'de bekletilen tüplerde O cm ve
etmekle birlikte Formaldehit ve Metanolun ikisinde de
5 cm'de (ortalama o/o3,19 azalma) bekletilenlere
bariz bir düşme, 10 cm uzaklıkta olan kadar büyük bir
daha az kontamine olmuştur. 15 cm (ortalama %12,26
düşüş gözlenmemektedir. 20 cm uzaklıktaki tüplerde ise
azalma) uzaklıkta ki tüplerde kaniann kontaminasyonları
Forrnaldehit
azalmaya devam etmekle birlikte
miktannda
belirgin
bir
düşme
için 1O cm 'de (ortalama %34,40
Metanal
nazaran
Metanol 10 cm
gözlemnemektedir. Metanol miktarında ıO cm uzaklıkta
uzaklıkta olan kadar büyük bir düşüş gözlenmemektedir.
göriilen azalma kadar bir azalma gözlenmektedir.
20 cm (ortalama %19,20 azalma) uzaklıktaki tüplerde Metanol miktannda 1O cm uzaklıkta görülen azalma
Bu
veriler
ışığında
kapalı
ortamda
ağzı
açık
bir
kavanozdaki % lO'luk formaldehit çözeltisine 0-5-10-15-
kadar
olmamakla birlikte dikkate değer bir azalma
gözlenmektedir.
20 cm uzaklıklarda 10 gün bekletilen ağzı açık tüplerde Bu veriler ışığında 1)
Tüplerdeki
kontaminasyonu
tümünde
kanların tespit
edilmiştir.
10
edilememiştir.
beslenen
ağzı
açık
Bu
tüplerde ki
ağzı
açık
bir
kavanozdaki % lO'luk formaldehit çözeltisine 0-5-10-15-
süreyle
20 cm uzaklıklarda 15 gün bekletilen ağzı, açık tüplerde;
gün
Foımaldehit
ortamda
Metanol
bekletilen tüplerde ki kanlarda, Formaldehit hiçbir tüpte tespit
kapalı
1)
çözeltisinden
kanlarda kontamine
kaniann
Tüplerdeki
kontaminasyonu
tespit
tümünde
edilmiştir.
15
Metanol
gün
süreyle
Formaldehit ve Metanolün, Foırnaldehit çözeltisinde ki
bekletilen tüplerde ki kanlarda, fonnaldehit hiçbir tüpte
Formaldehitin
tespit
tüplerde
de
formaldemt
tükenınesiyle Formaldehit
ağzı
açık
çözeltisiyle
tükenmiş ve 1O gün
kanlarda
paralel
ki
edilememiştir.
beslenen ağzı açık
olarak
sonunda kanlarda
Bu
formaldehit
çözeltisinden
tüplerde ki kanlarda, kontamine
Formaldehit ve Metanolün, Fonnaldehit çözeltisinde ki
sadece Metanol tespit edilmiştir.
Formaldehitin tüplerde
2) Bekletilen tüplerde Formaldehit çözeltisine, uzaklık arttıkça Metan ol seviyelerinde düşme olmuştur. En fazla
de
tükenınesiyle Formaldehit
Formaldemt tükenmiş ve
ağzı
çözeltisiyle
kanlarda
paralel
ki
olarak
15 gün sonunda kanlarda
sadece Metanal tespit edilmiştir.
180
açık
Canlı ve Ölü İnsan Kan Örneklerinde Metanol
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
•
Entoksikasyonunun lncelenn1esi
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
2)
S. Eyvaz, N. Yalçın
Bekletilen tüplerde formaldehit çözeltisine, uzaklık
arttıkça Metanol seviyelerinde azalma olmuştur. En fazla olduğu
azalmanın
uzaklık Metanot
azalmaya kıyasla
;
diğer
uzaklıklardaki
için 10 cm'de (ortalama
0/o
91,03
13,79
ve Metanol miktarının o/o
eksildiği
gözlenm ektedir. 25. Günde, Forrnaldehit miktarının °/o 100
ve
Metanol miktarının
%
56,9'
unun eksildiği
gözleıunektedir.
o/o26, 12 azalma) olmuştur. 1 O cm'de bekletilen tüplerde O cm ve 5 cm'de (ortalama o/o3,7 artma) bekletilenlere
Foırnaldehit
nazaran daha az kontamine olmuştur. 15 cm (ortalama
polimerizasyonunu
20 cm (ortalama %16,03 azalma)
o/ol7,19 azalma) ve
tüplerde kan
uzaklıkta ki
hazırlanırken
engellemek
için
Formaldehit
engellemek
için
koruyucu olarak metanol katılmaktadır.
kontaminasyonu azalmaya
metanol 1O cm uzaklıkta olan
devam etmekle birlikte
çözeltisi
Bilindiği
gibi
Formaldehit
ve
Metanolun
ikiside
uçucudur. Formaldehitin moleküller arası bağ kuvvetleri
kadar düşüş olmamaktadu.
metanolünkinden
daha
zayıftu.
Metanolde
bulunan
Hidrojen bağı nedeniyle Metanal Formaldehitten daha az
DENEY 2.
uçucudur.
Kapalı ortamda ağzı açık kavanozda ki 250 ml o/o 1 0' luk Formaldehit çözeltisinin zamanla değişiminin irdelenmesi :
Kapalı ortamda ağzı kapaklı EDTA' lı tüplerde NaF' lü 2 ml'lik canlı insan kan örneklerinin 0-5-10-15-20cm uzaklıklarda (herbir uzaklıkta 3 tüp) zamanla değişiminin irdelenmesi :
O. Günde, Formaldemt
:
ı 0048 mg/dL, Metanol
:
2640
ıngldL ölçülmüştür. 5. Günde, Formaldemt: 912 mg/dL, Metanol
2276
:
Formaldehit
:
mg/dL
ölçüln1üştür.
O mg/dL, Metanol
:
HS/GC
cihaz1
ile
analizde
;
O.
Günde,
aynı
kan
Günde,
havuzundan alınan tüplerin hlçbiıinde Etanol, Metanol,
1 138 ıngldL HS/GC
F orrnaldehit bulunamadı. 5. Günde, tüplerin hiçbirinde,
25.
Etanol, MetanoI, Formal debit bulunamadı.
cihazı ile ölçülmüştür Başlangıçta Formaldehit çözeltisinde ölçülen Formaldemt ve Metanol miktarının ; 5. Günde, F arınaldebit ıniktarımn
Tablo 2.
Kapalı ortamda, ağzı kapaklı tüplere konulmuş canlı insan kan örneklerinin, ağzı açık kapta ki % 1O'luk
formaldehit çözeltisine 0-5-10-20 cm uzaklıklarda ;
5
gün (Birinci kutu), 25 gün (İkinci kutu) bekletmek suretiyle
kontarninasyon çalışması ortalaması.
S e kie t m e Süreleri
O.Gün
5.Gün
25 .Gün
Formaldehit
Aranan
O cm
Tüp
5cm
1 O cm 20cm -
Çöz eJtis i[mg/d l]
Uç uc u lar
10048
Fo r ma fd e h it
3
o
o
o
o
2640
Metano i
3
o
o
o
o
o
Etan ol
3
o
o
o
o
912
Formaldehit
3
o
o
o
o
2276
Metano!
3
o
o
o
o
o
Etanol
3
o
o
o
o
o
Formaldehit
3
o
o
o
o
11 3 8
Metanal
3
o
o
o
o
o
Etano!
3
4,4 3
5,72
5 ,2
5,1 6
181
S 8 y IS 1
Tüp
Tüp
T üp
Tüp
Canlı ve Ölü İnsan
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı
S. Eyvaz, N. Yalçın
ölçülen Etanol : 6,67 mg/dL, maksimum ölçülen Etanal : 10,86 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol : 9,22 mg/dL'dir.
minimum ölçülen Etanol : 4,12 mg/dL, maksimum ölçülen Etanot : 4,83 mg/dL) ortalama ölçülen Etanol : 4,43 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 5
minimum ölçülen Etanol
:
Formaldehit çözeltisine ı o c m uzaklıkta; 3 enjektörden
cm uzaklıkta ;
5,40 mg/dL,
hiçbirinde Formaldehit bulunmamaktadır. 1 tanesinde
maksimum
ı,l8 ıngldL Metanal bulunmuştur. 2' sinde Metanol
ölçülen Etanol : 6,27 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol : 5,72 mg/dL'dir. Fomı.aldehit çözeltisine 10 c m uzaklıkta;
bulunamamıştıı-. 10 cm uzaklıkta ölçülen enjektörlerin üçünde de Etanol bulundu. Formaldemt çözeltisine 5 cm
minimum ölçülen Etanol : 4,02 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol : 6,ll mg/dL, ortalama ölçülen Etanol :
uzaklıkta; minimum
:
ölçülen
maksimum ölçülen Etanol
5,20 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 20 cm uzaklıkta;
minimum ölçülen Etanol
minimum
Formaldehlt çözeltisine 5 cm uzaklıkta ;
25. Günde ise, Formaldehit çözeltisine O cm uzaklıkta ;
:
Metanol
Entoksikasyonunun incelenmesi
(Temmuz 2002)
ölçülen Etanol
Kan Örneklerinde
4,70 mg/dL, maksimum
ölçülen
Etanot
:
7,89
:
Etanol
mg/dL, ortal ama
8,79
:
mg/ciL,
6,36
ıngldL 'dir.
5,49 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol :
5, 1 6 mg/dL'dir. Bunun yanında ağzı kapaklı tüplerin
Enj ektörlerde yap1lan analizde
hiçbirinde Metanal ve Formaldehit bulunamadı.
enjektörlerden
5 gün soma ölçülen
Formaldemt
birisinde
ve
Metanot
bulunması yine 25 gün sonra enjek.törlerden ikisinde O 5 gün sonra kapalı ortam (kutu) içindeki atmosferde,
Fonnaldehit ve Metanol bulumnasma karşın ağzı kapaklı tüplerde
herhangi
bir
kontaminasyonun
olmadığı
l O cm' lerde metan o1 bulunması dikkate alınarak ; analizi 6 tanesinde koniaminasyon yapılan 9 enjektörden olmamakla birlikte 3 tanesinin kontamine olması ve kontamine olanların ikisinin O
ki atmosferde sadece Metanal bulunmasına karşın ağzı
cm uzaklıkta olması enjektörlerin ağzı açık kavanozdaki formalinden daha
kapaklı tüplerde herhangi bir kontaminasyonun olmadığı
kolay kontamine olabileceğini göstermektedir. Fakat
görülmektedir.
kontamine olmuş
görülmektedir. 25 gün sonra kapalı ortam (kutu) içinde
enjektörlerin ı tanesinin 1 O
cm
uzaklıkta olması bunun diğer uzaklıklarda da miktar daha az etkilendiğini
Kapalı ortamda ki atınosferde Formaldemt ve Metanol
olarak
miktarının çok yüksek olduğu durumlarda bile ağzı sıkı
açık olduğunu göstennektedir.
kapatılmış
kan
etlcilenmemektedir. Etanolun
dışardaki
tüplerinin
ortamdan
25 gün sonunda tüplerde ölçülen
kanların
putrefaksiyonu
sonucu
ve
mikroorganizmalann etkisi ile oluştuğu anlaşılmaktadır.
O. Günde, aynı kan
havuzWldan alınan tüplerin hiçbirinde Etanol, Metanol,
Forrnaldehit bulunmamaktadır.
Formaldehit bulunmamaktadır. 3
enjektörden hiçbirisinde formaldehit bulunmamaktadır. ı mg/dL
Metanol bulundu.
2'
sinde
mg/dL, maksimum ölçülen Etanol
:
Ağzı
ortalama ölçülen Etanol: 4,79 mg 1 dL'dir. Formaldehit çözeltisine 5 c m uzaklıkta ;
kapaklı
3
tüpler ve enjektörlerle aynı ortamda
yaptığımız çalışmada;
1)
Enjektörler
güvenli kullanılabilecek bir kan alma kiti
birlikte,
ağzı
vidalı
kapakla
kapatılmış
antikoagülanlı tüpler daha g üvenli sonuçlar vermektedir.
2) Tüpler ve enjektörler ağzı sıkıca kapatıldığında ortamda
(atmosfer)
yoğun
miktarda Formaldehit
ve
metanol den etkilenmemektedir.
3) Kanlar NaF' ve
lü bile olsa sıcaklık yükseldikçe ve kanın analizi
arasında
ki
süre
uza dık ç a
mikroorganizmalardan alkol oluşabilmektedir. DENEY3. Kapalı ortamda ağzı açık kavanozdaki 250 ml 0/o 1 O' luk Formaldehit çözeltisinin zamanla değişiminin irdelenmesi :
3,44
5,82 mg/dL,
Etanol tespit edilmektedir.
EDTA' lı olması bu farkın oluşmasına sebep olmuştur.
enjektörlerin üçünde de Etanol bulundu. Formaldemt
O cm uzaklıkta ; minimum ölçülen Etanol:
sonra etanol
edilenin yaklaşık iki katı olduğu görülmektedir. Tüplerin
Metanol bulunamadı. Bunun yanında; bu süre içersinde çözeltine
gün
Ancak enjektörlerde tespit edilen etanol tüplerde tespit
alınma
25. Günde, Fomıaldehit çözeltisine, O c m uzaklıkta ki 3,24
enjektörlerde ki NaF''lü kanlarda 5
olmakla
5. günde, Forınaldehit çözeltisine, O cm uzaklıkta ki 3 adet enjektörden 2' sinde Etanol Metanol ve Formaldemt bulgusuna rastlanmaınıştır. Bunun yanında enjektörlerin 1 tanesinde Formaldehit : 2,68 mg/dL, Metanol : 1 ,28 ıngldL bulundu. Formaldehit çözeltisine 5-ıo cm uzaklıkta ki enjektörlerin hiçbirisinde Etanol, Metanal ve
tanesinde
Aynı kutuda bekletilen tüplerde görüldüğü gibi bütün bulunmazken 25 gün sonra
Kapalı ortamda enjektörlerde (1 ml) NaF' lü canli insan kan örneklerinin 0-5-1 O cm uzaklıklarda (herbir uzaklıkta 3 enjektör) zamanla değişiminin irdelenmesi : HS/GC cihazı ile analizde ;
; fakat kontaminasyona
O.
Günde, Formaldehit
:
8ı52 mg/dL, Metanol : 2258
mg/dL ölçülmüştür. 5. Günde, Formaldehit
enjektörden hiçbirinde
Metanol
Metanol ve Formaldehit bulunamadı. 5 cm uzaklıkta
:
ı943
mg/dL
ölçülmüştür.
Formaldehit : 32 mg 1 dL, Metanol
ölçülen enjektörlerin üçünde de Etanal bulunmaktadır.
içerdiği HS/GC cihazı ile bulunmuştur.
182
:
:
629 mg/dL,
10.
Günde, 1681 mg 1 d L
;
Canh ve Ölü İnsan Kan Örneklerinde Metanol
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
•
•
Entoksikasy onunun ıncelenmesı S. Eyvaz, N. Yalçın
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
�
�O'
luk Fo�ldehit Tablo 3. Kapalı ortamda enjektörlere konulmuş canlı insan kan öme erinin ağzı açık kaptaki o/o çözeltisine 0-5-1 0 cm uzaklıklarda ; 5 gün (Birinci kutu), 25 gün (Ikinci kutu) bekletmek suretıyle kontamınasyon çalışması. 1O
[�ldl]
Bekle bne
Formaldeh it
Aranan
O cm [rTYJ/dL]
Süreleri
Çözeltisi[mJ/dij
Uçucular
1.Enj. 2.Enj. 3.Enj. 1.Enj. 2.Enj. 3.8ıj. 1.Enj. 2.Erıj.. 3.Enj.
10048
Forrraldehit
o
o
o
o
o
o
o
o
o
2640
rvıetanol
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
B.anol
o
o
o
o
o
o
o
o
o
912
Fornıaldehit
o
2,68
o
o
o
o
o
o
o
2276
wetanol
o
1,28
o
o
o
1· o
o
o
o
o
Etanol
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
Formaldeh�
o
o
o
o
o
o
o
o
o
1138
Metanoı
3,24
o
o
o
o
o
o
1'18
o
o
Banol
3,44
5,1
5,82
10,14
6,67
10,86
O.Gün
5.G0n
25.Gün
Başlangıçta Formaldehit çözeltisinde ölçülen miktann; 5. Günde, Formaldehit miktannın % 92,28, Metanol miktarının % 1 3,95 eksiirliği gözlenmektedir. 1 0. Günde, Formaldehit miktannın % 99,97 Metanol miktannın % 25,56' ının kaybolduğu gözlenmektedir
5 cm (rrg/dL]
cm.
-
8.79 ı 8,51
6.36
44,48 mg/dL, maksimum ölçülen Etanot : 47,6 mg/dL, ortalama ölçülen Etanot : 45,65 mg/dL'dir. gün bekletilen tüplerde uzaklığa bakılmaksızın minimum ölçülen Metanol : 50,01 mg 1 dL ile maksimum ölçülen Metanol 74,76 mg 1 dL'dir. F ormaldehit ise uzaklığa bakılmaksızın minimum ölçülen Forınaldehit : O mg 1 dL, maksimum ölçülen Forınaldehit : 37,54 ıngldL ölçülmüştür. 5
Kapalı ortamda ağzı açık tüplerde 2 ml'lik postmortem (ölü insan) kan örneklerinin 0-5-10-1520-cm uzaklıklarda (herbir uzaklıkta 3 tüp) zamanla değişiminin irdelenmesi :
HS/GC cihazı ile analizde ; O. Günde, aynı kan havuzundan alınan tüplerin hepsinde 8 1 ,64 mg/dL Etanal bulunmaktadır. Metanal ve Formaldehit bulunmamaktadır. 5. Günde, tüplerin hepsinde Etanol ve Metanol ölçülmüştür. Formaldemt ise uzaklığa bağlı olmaksızın bazı tüplerde ölçülmüştür.
1 O.
Günde ise, tüplerin hiçbirisinde Formaldehit bulunmamaktadır. Bekletilen tüplerde uzaklığa bakılmaksızın minimum ölçülen Metanol : 36,05 mg/dL ile maksimum ölçülen Metanol 1 1 6 mg/dL'.dir. Forınaldehit çözeltisine O cm uzaklıkta ; minimum ölçülen Etanot : 14,95 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol: 17,78 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol : 1 5,94 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 5 cm uzaklıkta; minimum ölçülen Etanol : 1 2,22 mg 1 dL, maksimum ölçülen Etanol : 16, ll mg 1 dL, ortalama ölçülen Etanol : 1 4,53 mg 1 dL'dir. Formaldehit çözeltisine 1 O cm uzaklıkta, minimum ölçülen Etanol : 1 4,26 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol : 16,14 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol : 1 5,22 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 15 cm uzaklıkta, minimum ölçülen Etanol : 1 2,27 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol : 12,94 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol : 12,68 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 20 cm uzaklıkta, minimum ölçülen Etanol : 13,62 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol: 1 6,78 mg 1 dL, : ortalama 1 4,88 mg/dL'dir. ölçülen Etanol
5. Günde, F ormaldehit çözeltisine O cm uzaklıkta ; minimum ölçülen Etanol : 28,34 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol : 34,13 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol : 3 1,39 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 5 cm uzaklıkta; minimum ölçülen Etanol : 30,78 mg 1 dL, maksimum ölçülen Etanol : 43,94 mg 1 dL, ortalama ölçülen Etanal : 35,69 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 1 O cm uzaklıkta; minimum ölçülen Etanol : 30,28 mg/dL, maksimum ölçülen Etanal : 3 1 ,53 mg/dL, ortalama ölçülen Etanol: 30,77 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 15 cm uzaklıkta, minimum ölçülen Etanol : 35,86 mg/dL, maksimum ölçülen Etanol : 44,33 mg/ciL, ortalama ölçülen Etanol : 37,69 mg/dL'dir. Formaldehit çözeltisine 20 cm uzaklıkta ; minimum ölçülen Etanol :
1 83
SAU Fen Bilimleri
Canlı
Enstitüsü Dergisi
..
.
..
Olü Insan Kan Orneklerinde Metanol
ve
•
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Tablo 4.
•
Entoksikasyonunun ıncelenmesı
Eyvaz, �.
S.
Yalçm
?
Kapalı ortamda ağzı açık tüplerde, ağzı açık kaptaki% 10' luk Formal ehit çözeltisine 0-5-10-15-20 cm
uzaklıklarda bekletilen postmortem kan öıneklerinde :Birinci kutu: 5 gün, Ikinci kutu: 10 gün sonra kontaminasyon çalışması.
B ek. süre.
For.
Ara.
o cm
5 cm
(rrg/dL]
1o
[111J/dl]
15 cm [rrg!dl]
cm [ffid/dl]
20 cm. [rrgldl]
Çöz.[rrg/dij Uçucu. 1.TOp 2.TOp 3.Tüp 1.Tüp 2.Tüp 3.TOp 1.Tüp 2.Tüp 3.Tüp 1.Tüp 2.Tüp 3.TOp 1.Tüp 2.Tüp 3.Tüp 8152
Fo r.
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
O.
2258
f>leta.
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
o
Gün
o
Ba.
81,64
81,64
o
33,72
5.
629
For.
1943
Meta.
81,64 81,64 81,64
81,64 81,64 12,27
o
26
o
81,64 81 ,64 81,64 81,64 ,
14,5
o
o
10,06
o
56,32 54,13 74,76 63,53 ı 54,35 55,23 50,01 58,55 55,56 56,39
56
81,64 81,64 o
81,64 181,64
25,76 37,54
55,74 49,95
34,48
59,1
53,56
'
o
Ba.
28,34
31,7
32
For.
o
o
Gün
1o.
1681
Meta.
Gün
o
Ba.
o
o
116
56,24 77,25 15,1
14,95
31,53 30,28
34,13 32,36 130, 78 43,94
17,78
o
53,4
65,4
o
o
o
o
35,86 ,44,33 32,87 44,48 44,86
30,5
o
o
o
o
o
39,33 36,05 47,29 44,94
70,57 59,63 52,11 53,78
47,6 o 1
36,51 43,13
12,22 16,11 15,27 15,26 14,26 16,14 12,27 12,83 12,94 16,78 13,62 14,25
Yukandaki bilgiler ışığında Adli hp kunununa savcılık
1)
Etanal
içeren
Postmortem
kan
örneklerinin
kanalıyla gönderilen koliterin ; içinde kanın bulunduğu
Formaldehit ve metanol ihtiva eden oı1amda (kutu) 5
kaplarm (enjektör, tüp) ağızlarımn kapalı olması halinde
gün bekletilmesiyle canlı insan kanlarından farklı olarak
kontaminasyona; oda sıcaklığında pratik olarak kaniann
tüplerden
içinde ki çürümeden ve mikroorganizmaların etkisinin
bazılannda
formaldemt
bulunmamaktadır.
Fakat canlı insan kanlannda olduğu gibi bu kanların da
dışında
hepsinde metanol ölçülmüştür.
Metanal kontaminasyonuna hiç rastlanmadığım ancak
olmak
kaydıyla,
tüplerde
Foıınaldehit
enjektörlerde
Formaldemt ve
ve
Metanol
2) Başlangıçta var olan Etanol zamanla azalmaktadır.
kontaminasyonunun
Çünkü kapalı ortamda ağzı açık tüplerde ki Etanal
gerçekleşebileceğini
ortama uçmaktadır.
örneklerinin ; plastik tüplerde, koruyucu madde (NaF ve
Forınaldehit
çözeltisinden
gelen
Formaldehit ; 5 gün sonra yapılan (birinci kutuda) ölçüm de bazı tüplerde ölçülebilmesine rağmen, 1 O gün sonra
ortamda
ve
hiç
Metanol 5 gün sonra bütün kanlarda bulunmaktadır. 10 formaldehit çözeltisinde ki Metanalden
beslenmeye
devam eden kanlarda Metanol varlığını
gönderilecek
kan
o
C' de, iç organların muhafaza
KAYNAKLAR
bulunmayan
gün sonra
sebeple
bazen
analiz edileceği laboratuvara gönderilınelidir.
gün sonra var olan
kanlarda
bu
olsa
azda
sıvısından ayrı bir bölmede ve kısa bir süre içersinde,
Formaldehit 1O gün sonra yok denecek kadar azalmıştır. Başlangıçta
;
NaN3) eklenerek +4
yapılan (ikinci kutuda) ölçümlerde hiç buluıunamaktadır. Çünkü ortamda (atmosferde) 5
çok
1] Soysal, Z., Adli Tıp, Cilt 3, İstanbul Üniversitesi Yayınlan, İstanbul, 1999.
[
[2] Polat,
varlığını devam ettirmektedir
0., İnanıcı, M.A., ve Aksoy, M.E., Adli Tıp
Ders Kitabı, Marmara Üniversitesi, Nobel Kitabevleri, istanbul, 1997.
IV.
[3]Ege, B., Karadeniz, Z., Yenrişçigil, A. Ve Öztürk, P.,
SONUÇLAR
I. Ulusak Adli Tıp Kongresi, İstanbul, 1994. [4]
Canlı insanlara ait alkolsüz kanların ağzı açık tüplerde bekletilmesiyle
bütün
metanol
ve
formaldehit
kontaminasyonu
tespit
edilmiştir.
Ölü
insan
örneklerinde
başlangıçta
de
ortamda
kanlarda
Turla,
A.,
Ölümle
sonuçlanan
Metil
Alkol
Zehirlenmesinin Adli Tıp A çısından Değerlendirilmesi, İstanbul, 1997.
kan
[5] Behnan, A., Adli Tıp Dergisi, Sayı 8, s. 109-112,
hiç
İstanbul, 1992
bulunmayan metanol bekletme sonucu bütün kanlarda
(6]
bulunmuştur.
Turla, A. Olubay, Yaycı, N. ve Koç. S., Ölümle
sonuçlanan
Metil
Alkol
Zehirlenmeleri,
Dergisi, Cilt 15, Sayı 1, İstanbul, 2001.
184
Adli
Tıp
Zirkonyum
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Zirkon
Ş. Ramazanoğlu
2.Sayı (Temmuz 2002)
6.Cilt:,
ve
ZiRKONYUM VE ZiRKON Şefik RamazanoğJu Özet-
Bu çalışmada zirkonyum (Zr) ve en önemli Zr
m inerali
olan
zirkon,
teknik
ve
incelenmiştir. Zr periyodik cetvelin
ticari
IV.
açıdan
Grubunda
bulunur ve yerkabuğundaki ortalaması 200 ppm dir. Zirkonyumun
14
minerali
olmasına
rağmen
bunlardan en önemlisi zirkondur (ZrSi04). Zirkon ve Zr
kimyasalları;
refrakter
demir-çelik,
malzeme,
boya,
sanayii ile nükleer konsantre
zirkon
döküm,
kağıt,
ve
kimya
kullanılır.
Dünya
522.000-745.000
ton/yıl
santrallerde üretimi
gübre
seramik,
arasındadır ve zirkon fiyatları arz ve talebe göre ton başına 139.2 ile 522.0 USD arasında değişir. Anahtar Kelimeler .. Zirkonyum, zirkon.
Abstract- In this study, zirconium (Zr) and zircon,
belli oranlarda birlikte bulunurlar. Zr; ultramafti lerde 45 ppm, mafıtlerde 140 ppm, granitoyidlerde 17 5 pp� kireçtaşlarında 19 ppm, kumtaşlannda 220 ppm, şeyllerde 160 ppm oramnda bulunur [1]. Zirkonyumun yerkabuğundaki ortalaması ise 200 ppm' dir [2]. Zr litofıl bir elementtir ve yerkabuğunu oluşturan kayaçlar içinde (ultramafitler ve kireçtaşları hariç) hemen hemen homojen dağılım gösterir. Bu yüzden büyük nıiktarlarda zirkonyunı yataklarına rastlanmaz, plaser adı verilen ve ağu mineral içeren kurnlardan elde edilir. Buna karşıhk yerkabuğunda zirkonun yaklaşık dörtte biri (47 ppm) oranında bulunan Cu elementi milyonlarca tonluk maden yatakları oluşturmuştur. Zr
Zirkonyum, element olarak redüklenmesi ile elde edilir [3].
bileşiklerinin
which is the most important mineral of zirconium, were
examined
as
technical
Zirconium exists in the Group
and
IV
commercial.
of the Periodic
Table and it' s average of the Earth Crust is 200 ppm. Although
zirconium
has
14
minerals,
the
most
important of them is zircon (ZrSi04). Zircon and Zr chemicals are used in iron-steel, casting, refractories, ceramic, painting industries, paper, manure, chemical industries
and
nuclear power
plants.
The
ZrOı + 2 C � Zr ZrOı
+
+
2CO
6Z0
=
4/3 Al---)> 2/3 Alı03 + Zr
ZrOı + Si ---)> Zr
+
SiOı
6Z0
=
198600- 814 T 1).2°
=
-5.5+4.8 T
36530-8.23 T
world
concentrated zircon production is between 522.000 and 745.000 tons per year and according to supply and demand, it's prices vary between 139.2 and 522.0 USD per ton. Keywords- Zirconium, zircon.
Metalik Zr kimyasal bakımdan çok aktiftir. Özelliklerini farkedilir derecede bozan N, O, H ve diğer elementler ile çok kolay reaksiyona girer. Bu yüzden metalik Zr üretimi, özel metal kaplar içerisinde inert gaz ortaırunda gerçekleşir [3]. Doğada toplam 14 Zirkonyum minerab bulunmakla birlikte, ekononıik bakımdan en önemlileri zirkon (ZrSiO 4 ) ve baddeleyit (( Zr ,Ht) 02 Si02 ) ' tir.
I. GİRİŞ
•
Zirkonyum ( Zr ) elementi periyodik cetvelin 4. grubunda olup, atom numarası 40, atom ağırlığı 91.22 dir. Yoğunluğu 6.5 gr/cm\ valansı 2 ve 4, ergime sıcaklığı 2430 °C, kaynama sıcaklığı> 2900 °C ve yüzey merkezli kübik yapıdadır. Zr aynı grupta bulunan Hf ile benzer kimyasal özelliklere sahiptir ve bu yüzden minerallerde
Ş.
R.amazanoğlu;
SAÜ, Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Müh. Bölümü
sefi kr@sakarya. ed u. tr
185
Zirkanun teorik bileşimi % 67.2 Zr02 ve %32.8 Si02 şeklinde olup ayrıca % 1-4 oranında Hf 'da bulunur.Bu küçük miktar zirkonun fiziksel ve kimyasal özellikleıinde bir azalma meydana getirmez. Malzemenin ticari değeri ZrOı oranına bağlıdır. Zirkon adı, Fars'ça zar (altın) ve gun (renk) kelimelerinden türetilmiş tir. [ 4]. Zirkon, küçük kristaller halinde mağma kıistallenmesinin ilk evresinde katılaşan bir mineraldir. Tam şekilli ve iri kristallerine pegmatit ve nefelinli siyenitlerde rastlanır. Zirkon en çok, sodyumca zengin asidik mağmatik kayaçlarda ( SiOı oranı % 6 6 dan fazla), özellikle granit
Zirkonyum ve Zirkon
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ş. Ramazanoğlu
6.Cilt, 2.Sa)'l (Temıııuz 2002)
ve granodiyor it gibi granitoyidlerde bulunduğundan, bu kayaçiardan kaynaklanan plaser bir ikimlerinde ilmenit ve rutille birlikte ekonomik yataklar oluşturmaktadır. Bu kayaçlar zaman içerisinde hava ve su etkisi altında ayrışırlar. Özellikle feldspat mineralleri kil minerallerine, Fe ve Mg' lu mineraller de klorit ve kil mineralleri ile Fe oksitlerine dönüşürler ve su ile ortamdan ayrılırlar. ,
Böylece kimyasal ve fiziksel olarak dayanınılı olan kuvars, manyetit, ilmenit ve zirkon gibi mineraller, bu kayaçlardan türeyen arena veya kum içerisinde zenginleşirler. Zirkon Şekil 1' deki akım şeması ile gösterilen yöntemlerle kumdan ayrılarak piyasaya arzedilir [5]. KUM
ÖZGÜL AGlRLIK FARKI İLE ZENGİNLEŞTİRME
Hafif Mineraller
Ağır Mineraller
Kuvars
Rutil İlmenit Monazit Zirkon ELEKTROSTATİK AYIRMA
İletkenler
Yalıtkanlar
Rutil İlmenit
Monazit Zirkon
•
•
MANYETiK AYIRMA
•
•
Manyetik Ilmenit •
MAN YETiK
+
�
Diamanyetik
Manyetik
Rutil
Monazit
AYIRMA
+ Diamanyetik Zirkon
Şekil 1 . Kum zenginleştinnesi için seçilen akım şeması
üstün özelliklere sahiptir. Ayrıca yüksek elastik modül ve sertlik, gevreklik, refrakter lik, düşük termal genleşme katsayısı, korozyona direnç ve yüksek sıcaklıkarda düşük buhar basıncına sahip olması gibi avantajlan da mevcuttur [6 ].
Zirkonun ısı iletme katsayısı 4. 5 X ı o-6 kcal/m2 h oc, sertliği 7.5 (Mohs), yoğunluğu 4.7 gr/cm:\ ışığı kırma indisi 1.9-2.0, ergime noktası 2430 °C ve rengi kahverengi, san, k ırmızımsı, şeffaf ve diğer renklerde olabilir. II.
Saf ZrOl farklı sıcaklıklarda 3 farklı kristal yapısında bulunur. ZrOı oda sıcaklığından 1170 oc ye kadar monoklinik, 1170-2370°C arasında tetragonal ve 2370 °C nin üzerinde ise kübik biçimlerde bulunur. Sıcaklıkların aıttn-ılması ile bir üst kristal biçimine geçiş olur ve bu
ziRKON VE KULLANIM ALANLARI
diğer oksitler gibi iyonik bağlı olup, saydamlık, ısı ve elektrik iletimine direnç, diamanyetizma, kimyasal kararlılık ve yüksek sıcaklıklarda iyonik iletkenlik gibi ZrOı
186
Zirkonyum
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
5
Zirkon
Ş. Ramazanog1u
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
arada %
ve
hacim artışı meydana gelir. Bunu engellemek
zirkonun düşük Fe ve 1�i oksitleri içermes i gereklidir.
4-15
ve ZrOı'ı kararlı hale getirmek için CaO, MgO ve Yı03
Seramik sırının zirkon kapsamı %
ilave edilir
Daha yüksek zirkon içeriği seramik yüzeyinde hafif bir
[6].
pürüzlülüğe yol açar
Satılabilir
kalitedeki
konsantresinin
zirkon
bileşimi Tablo 1. 'deki gibi olmalıdır
kimyasal
[7].
kaplanacak
Tablo 1. Satılabil1r kaljtedeki zirkon konsantresinin kimyasa ı bileşimi
%
66.75
Alı03 O. 19
Fe203
Si02 32.65
ZrOı
0.04
Zirkon ve zirkonyum türevleri makina,
uçak,
malzemesi, kimya ve deri
Ti02
0.04
demir-çelik,
Refrakter
refrakter makyaj
endüstrilerinde gittikçe artan
[ 8].
65 % 0.06- 0.1
kullanılır. Standart döküm kumu olarak ortalama % Zr02 içeren konsantre gerekir, Fe2 03 oranı
% 66
arasında olmalıdır. Iyi dereceli ürün olarak en az anlaşılır.
Zirkonun ergimiş
soğumasını
sağlar. ve
Fe2 03
yüksek
yoğunluğu, iletkenliğinin
0.05
ısı
metalin
içeren konsantre
iletkenliği ve yüksek
daha
Zirkon,
hızlı
silis
yoğunluğWlun
bir
şekilde
kumunun
yaklaşık
iki
ısı
katına
sahiptir ve ondan iki kat daha fazla ısı emebilir. Sonuçta soğuma olayı silis kumuna göre yarı yarıya daha kısa zamanda
gerçekleşir.
Bu
yönlendirilmiş
katılaşmayı
sağlamaktadır.
Zirkon
nitelikler, kontro1
kumu
gözeneklerde
de
Cr203
oluşturulması,
malzeme
malzernede
endüstrisinde
meydana
gelen
kullamlır. Bunun için Zr02 izabe edilir veya o/o
1 O M gO
'
[9].
zirkon,
çatlakları
refrakter gidermede
elektrik arkıyla yeniden
- CaO eklenerek refrakter
malzeme dengeli duruma getirilir
[3].
Zirkonyum kimyasalları çok çeşitli kullanım alanlarına
Zirkon, demir-çelik endüstrisinde döküm kumu olarak
Zr02 ve en fazla o/o
kullanılarak
için
amonyum bikromat
direnci sağlanması yolları denenınektedir
Cr203 0.02
elektrik-elektronik,
miktarlarda kullam lmaktadır
kaplamalar
seramik
pürüzlülüğün azaltılması ve bu sayede yüksek korozyon
malzeme, seramik, boya, kağıt, tekstil, gübre, nükleer santraller,
esaslı
Benzer durum metaller üzerine
sözkonusudur. Bunu gideınıek için tuzu
Bileşen
Zr
[4].
arasında değişir.
çoğu
dökümcülere etmede
faydalar
zaman
soğutma
sahiptirler. Kişisel bakın1 malzemesi olarak ter önleyici, oje ve çeşitli kreınlerin bileşiminde kullanılır. Mürekkep, boya, zehir, yapıştırıcı, gıda ambalaj, deri tabaklama, kumaş işleme gibi endüstJ·i dallarında ve böbrek diyaliz makinalar�
filtrelerinde
yaygın
olarak
zirkonyum
kimyasalları kullanılmaktadır. Yüksek fiziksel ve kimyasal dayanımı sebebi ile zirkon, nükleer santrallerin yakıt çubuklannda da kullanılmakta ve bu özelliğinden dolayı ayrı bir önemi bulunmaktadır. Ayrıca iri ve öz şekilli zirkon kristalleri yarı değerli mücevher olarak kullanılmaktadır.
III.
plakalarının yerine kullanılarak tasarruf sağlar. Zirkon
DÜNYA ZiRKON ÜRETİMİ
kumu silis kumunun 1/3 ü kadar genleşir ve genleşnıeden
doğan bazı sakıncalar dökün1 kurnuna zirkon katılarak giderilmiş olur. Zirkonun dökümcülükte kullanılan e n büyük özelliği, ergimiş metale karşı dirençli olmasıdır. Bu yüzden zirkon ve ergimiş metal arasında sürtünme ve tutma (yapışma) meydana gelmez. Böylece düzgün ve pürüzsüz
yüzeyler
elde
edilir.
Kontinu
döküm
makinalarında pota dibi tuğlaları zirkondan imal edilir.
engeller
ve
kullamldığında
Bünyede
arttırır.
dayanımı
Yüksek
)
yapan diğer ülkeler Brezilya, Çin, Hindistan, Malezya, Sri Lanka ve Tayland'dır.
Zr
'un
diğer
elementler
sıcaklık
3
'
birisi ile
yaptığı
pembe renk için Zr-Fe-Si
kombinasyonları kullanılır.
Zirkon
boyalarını
sabitleştirmede
kaplayıcı madde olarak kullanılır. Böylece seramikler ultraviyole
ışınlardan
deformasyonlara karşı zirkonun
15
inceliğinde
ve
kireçlenmeden
korunurlar.
Sırda
kaynaklanan kullanılacak
mikrondan daha ince, tercihen 5 mikron olması
gerekir.
Bu
amaçla
[10,11]. 1990-1997 yılları arasındaki fıyatları Tablo 4 'te verilmiştir.
zirkon konsantresi
Tablo 2. Dünyada Bilinen Zirkon Rezervleri
de
Pb-Si, turkuaz için Zr-V-Si, gri için Zr-Co-Ni-Si ve seramik
dünyada bilinen
te ise üretici ülkeler ve yıllara göre zirkon üretimi ton
ve
kombinasyonlarla elde edilir. San renk için Zr-V ile Zr
ayrıca,
2
yatakların rezervlerini ülkeler bazında vermektedir. Tablo
zirkondur. Renkli seramik sm için istenen pek çok farklı renk,
Tablo
çatlamalan
hammaddelerden
önemli
Afrika
Cumhuriyeti ve A.B.D.'dir. Daha az miktarda üretim
aşınınaya karşı dirençli seramikler için ( özellikle uçak motorlarında
G.
olarak gösterilmiştir
Seramik sanayiinde zirkon, hem bünyede hem de suda kullanılmaktadır.
Öneınli zirkon üreticisi ülkeler Avustralya,
kullanılacak
187
Ulke ••
Avusturalya
G.Afıika C. A.B.D. Ukrayna Hindistan Çin Brezilya Diğerleri Toplam
Rezerv (milyon ton 6.3 14.3 1.7
4.0
3.4 0.5 0.4 0.8 31.4
Zirkonyum ve Zirkon
SAU Fen Bil imieri Enstitüsü Dergisi
Ş. Ramazanoğlu
6.Ci1t, 2.Sayı {Temmuz 2002)
Tablo 3. Üretici Ulkelerin yıllara göre konsantre zirkon üretimi (ton) ••
U lke
2000
1990
1980
1979
1978
1977
1976
2001
420 000
398 000
392 000
447 000
487 000
442 000
400 000
400 000
A.B.D.
80 000
90 000
75 000
70 000
70 000
102 000
100 000
100 000
G.Afrika C.
ll 200
16 800
36 200
81 600
79 800
180 000
400 000
300 000
Hindistan
10 300
10 700
ll 200
12 400
13 400
18 000
19 000
19 000
3 000 3 165
4 600 ı 864
4 300 4 225
3 300 2 786
4 500 2 270
3 000
19 000 102 000
30 000 221 000
527 665
521 964
522 925
617 086
656 970
745 000
Avustralya
Brezilya Diğerleri
Toplam
---
1040 000 1070 000
Tablo 4. 1990-1997 Yı 11arı Arasında Zirkon Fiyatları (USD/ton,)
IV.
Yıl
1990
1991
1992
1993
1994
1995
Fiyat
552.0
373.9
222.2
139.2
177.5
244.6
Yıl
1996
1997
1998
1999
2000
2001
Fiyat
342 5
365.7
355.0
311.0
396.0
370.0
.
TÜRKİYE'DE ZİRKON
Türkiye'de işletilen bir zirkon
yatağı
Zirkon Tüikiye'de ağırlıklı olarak seramik sanayünde
kullanılmakta ve yıllık ortalama 5 milyon USD değerinde
bulunma makla
ithalat yapılmaktadu
beraber bu yönde araştırma faaliyetleri mevcuttur. Türkiye
[6].
'deki ilk zirkon araştırmalanndan birisi Kumbaba-Şile {Istanbul) sahillerinde
198 8 yılında yapılmıştır. Sahil
V. SONUÇLAR
kumu kuvars, feldspat, kavkı parçası, kayaç kınntısı, manyetit, maıiit, ilmenit, nıtil, epidot, ojit, zirkon ve garnet içerir.Kumun Zr02 kapsamı %
2.75 'tir. Tüvon.an
kumdan % 3. 5 oranında ağır mineral konsantresi elde edilmiş ve bu konsantreden %
•
66 kazanma verimi ile %
ortaklaşa
yapıinnştır. Çayeli (Rize) havzasında çalışmada;
sahilden
25-60
bir
pilot
zirkon minerallerinin
içeride
•
üretim tesisi yapılan
kimyasal özellikleri
ile
paralel olarak artmaktadır. Yerkabuğunda pek çok elemente göre daha bol olan Zr, jeokimyasal özelliğinden dolayı büyük
güneyindeki İncesu Deresi
km
ve
artan bir öneme sahiptirler. Üretim de buna
0.212 mm 'nin altındaki fraksiyonlarda zenginleşmiştir [ 12] . 1990 yılında İTÜ ve Çekınece Nükleer Araştırma tarafından
fızik.sel
zirkon ve Zr kimyasalları, günümüzde, gittikçe
53 Zr02 ve% 10 Ti02 içeren ürün elde edilmiştir. Zirkon
Merkezi
Yüksek
yataklar oluşturamamakta dır.
bir
daha çok ince kum
fraksiyonlarda bulunduğu ve 550 ppm mertebesindeki Zr
•
17 5 ppm değerindeki g ranitoyid ortalamasının yaklaşık 3 katı olduğu belirtilerek sahil kuml arının önemine dikkat çekilmektedir [13]. oranının,
188
Türkiye'de zirkon üretimi yoktur. Giderek önem
kazan an bu mineral için aynntılı ve kapsamlı çalışmalar yapılmalıdır.
SAU
Zirkonyum
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
ve
Zirkon
Ş. Ramazanoğlu
6.Cilt) 2.Sayı {Tennnuz 2002)
KAYNAKLAR
[ 1 ].Yılmaz, 0. , İpekoğlu, B., Boztuğ, D., Pehlivan, R., Sezer, H.,Güreli, L., Birdane, G., "Karadeniz Bölgesi Granitoyid Kuşaklarına Bağlı Zirkon Oluşumlarının Belirlenmesi", DPT 90 K 120570 No•ıu Teknolojik Araştırma Projesi, i.ü. Jeoloji Müh. Böl., 249 s. ,1995, (Yayınlanmarrnş) [2].Vinagradov, A.P., �'The Geochemistry of Rare and Dispersed Cheınica1 Elements:", London ,1959 [3].Tulgar, H.E, "Ferroalaşımlarm İstihsali, Elektrometa lürji", İTÜ Yayın No:724 , 1968 [4]. Ternpleton,D., "Zircon", US Department of The Interior Bureauof Mines Special Publication, Sept. l993 (5]. Önal, G ., "Cevher hazırlamada Flotasyon Dışındaki Zenginleştirıne Yöntemleri", İTÜ Maden Fak., 1985 [6]. Topla� N., "Plazma Püskürtine Kaplama Tekniği İle Seramik Esaslı Şekilli Par�a (Zirkonya Esaslı Tüp) Üretimi", Doktora Tezi, SAÜ, 2001 [7). DPT, "Madencilik Özel ihtisas Komisyonu , Metal I\.1adenler Alt Komisyonu, İleri Teknoloji Ham maddeleri Çalışma Gnıbu Raporu", Yayın No:2622, 2001 [8]. Kırıkoğlu,S., "Endüstriyel Hamma ddeler", İTÜ Yayınlan No.1418, 1990 [9). Çevik, İ., "Zirkonya Esaslı Seramik Kaplamanın Fiziksel ve Kimyasal Özelliklerinin Değiştirilmesi", Doktora Tezi, İTÜ, 1990 [1 0]. Macpherson ,M.H., " Zircon to The Year 2000', Industrial Minerals Refractories Supplement, April Page 83-88, 1983 [ll].Temur, S., " Endüstriyel Hammaddeler" S.Ü. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Yayını, s.230, 1994 N., Gürkan, [12].Önal, G., Acarkan, V., Acarkan,S.,Ipekoğlu, B., "The Benefication of Zircon Occuring In The Beach Sand At Şile Region", II. International Mineral Processing Symposium, p. 331340 , Izmir, 1988 Ş., "Rize, Kaptanpaşa-İnccsu[ l3]. Ramazanoğlu, Ciınilbaşköy Kesiminin Endüstriyel Hammadde Durumunun İncelenmesi",Doktora Tezi, İ.Ü., 1996
189
Enerji Tasarrufu ve Birleşik Isı-Güç Üretm Sistemleri Ş. Özbey, G. Arda, A.R. Özdemir
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
ENERJİ TAS ARRUFU VE BİRLEŞİKISI-GÜÇ ÜRETİM SİSTEMLERİ Şerafettİn Özbey, Günay Arda, Alper Rıza Özdemir
••
Ozet - Endüstri, gittikçe artan çevresel kirlilik ve
ı. GİRİŞ
yakıt maliyetleri için yenilikçi çözümler aramaya devam etmektedir. Modem gaz türbin teknolojisi
Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri, ısı ve elektrik
atıkları azaltmak ve verimi arttırmak konusunda
enerjisi üretiminin aynı tesiste ve genellilde tek çeşit yakıt kullanılarak, birlikte gerçekleştirildiği sistemlere
çok büyük gelişmeler göstermiştir, fakat bu modern santral dizaynları
bile
Birleşik
Isı-Güç
Üretim
verilen genel isimdir. Türkçe'de ayrıca "kojenerasyon"
teknolojisi kulJanılmadığında ısı kayıplarına engel olamaz.
Birleşik
Isı-Güç
Üretim
terimi
Sistemleri'nin
"total energy" terimleri de kullanılmaktadır.
ortalama verim o/o35 kadardır. Potansiyel enerjinin
hariç).
dağıtım kayıpları
Üretim
Sistemleri
Gelişmiş
bu
19.yüzyıl
kullanılabilir ısıya dönüştürür.
kelimeler
-
Birleşik
Isı-Güç
Üretim
for and
related
ever-increasing
20.yüzyıl
başlanndan
itibaren '
enerjisi üretiminde oldukça
fuel
costs.
Ancak bu ülkelerde, yeni ve ucuz yakıt kaynak:lannı
environmental gas
Modern
turbine
goals
of
reducing
emissions
designs can not Combined
and
Power
techniques
is
simple.
Conventional
are
Birleşik Isı-Güç Üretimi telcrar önem kazanmış ve daha yaygın olarak kullanılması için hemen her ülkede çeşitli teşviklerle desteklenmiştir[2].
improve this upto o/o55 ( excluding losses for the of
electricity).
Nedenleri farldı da olsa ülkemizde de benzer bir
Combined Heat and Power reduces this loss by
gelişme yaşanmıştır.
using the waste heat for ind ustry, comınerce and
Cumhuriyetin ilamndan soma
başlatılan sanayi hamleleri, Şeker Fabrikaları, Demir
bome heatiog.
-
şebekeden
şoklarına kadar devam etmiştir. Bu tarihten soma
heat. More recent combined cycle generation can distribution
ulusal
göre farklılık göstermekle birlikte 1973 ve 1979 petrol
power
0/o65 of the energy potential is released as waste
and
enerjisinin
elektrik
girmiştir. Bu duraklama ve gerileme eğilimi, ülkelere
generation, on average, is only o/o35 efficient. Up to
transmission
sonucunda,
ı �ıtmalı sistemler hariç olmak üzere, Birleşik Isı-Güç . Uretim uygulamalan genel olarak duraklamaya
employed. The principle behind Combined Heat Power
ve güçlenen ulusal şebekeler
edilebilir olması nedeniyle, Avrupa ülkelerindeki şehir
obstruct of heat losses unless
Heat
kullaruma sunulması
kaliteli, ucuz, güvenilir ve zahmetsiz olarak temin
and
irnproving efficiency, but even these modern plant
Key Words
ve
bazında genel elektrik
technology has made enormous progress to�vards
and
sonu
ısı ihtiyaçlannı da dikkate alarak kurmuşlar ve ülke
Industry continues to seek innovative
solutions
the
Üretim
önemli yer tutınuşlardır.
-
pollution
Isı-Güç
Birleşik
endüstriyel işletmeler, kendi elektrik üretim tesislerini
Sistemleri
Abstract
ülkelerde
uygulamalan elektrik enerjisi üretimiyle başlamıştır.
kayıpları endüstride, işletmelerde ve ev ısıtınasında
Anahtar
Şimdi
bakalım[ I].
kombine çevrimli santrallerde ise bu 0/o55'e kadar Isı-Güç
ise
Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri'nin tarihçesine bir
o/o65'i kadarı ise atık ısı olarak harcanır. Daha yeni
Birleşik
İngilizce'de
"Cogeneration" dışmda "Conbined heat and power" ve
prensibi basittir. Konvansiyonel elektrik üretiminde
artabilir (elektriğin iletim ve
kullanılmakta.
de
Çelik Tesisleri, Kağıt Sanayi, Rafineriler, Petro-Kimya Tesisleri
Combined Heat and Power
ve
�tiyaçlarının
Tekstil
Sanayide
elektrik
ve
ısı
karşılanması amacıyla Birleşik Isı-Güç
Uretim tesisleri kurulmuştur. 1984 yılında çıkan 3096
Ş.Özbey, G.Arda> A.R.Özdemir, SA.Ü. Müh.Fak.
sayılı yasa ve bununla ilgili yönetmelikterin yüıürlüğ e
Elektrik Elektronik
Müh.Bölümü, Sakarya
190
.
Enerji Tasarrufu ve Birleşik Isı-Güç Uretm Sistemlerı
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
özel
sektör,
Birleşik
Isı-Güç
Konvansiyonel sistemlerdeki
Üretim
tesislerine yoğun bir ilgi gösterıneye başlamıştır.
kayıpların
BİRLEŞİKISI -GÜÇ SİSTEMLERİ
n.
mekanik
kısmı
ve
kayıpların büyük
termik
en önemlisi
.
Özbey, G. Arda, A.R. Özdemir
Ş.
6.CiltJ 2.Sayı (Teıruııuz 2002)
ginnesiyle
.
ise
bir
Tennik
kayıplardır.
kondenser kayıplandır.
Kondensasyon sistemlerinde tfu·binde iş yapan buhar, kondenserde oluşturulan vakum sayesinde daha alt
Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri,
ısı ve elektrik
basınçlara kadar genişleyebilmekte ve böylece buhar tüı·bininden daha fazla iş elde edilebilmektedir.
enerjisi aynı tesiste üretmesi nedeniyle verimleri %900/o95 kadar olabilmektedir. Konvensiyonel sistemlerde ise
enerjisi
elektrik
verimi
%35-%40
Kondenserde
kadardır.
vakum
oluşturabilmek
çeşitli
için
Kombine çevrimli sistemlerde bu veriın %55-o/o58 'e
soğutma teknikleri kullanılmakta ve soğutma işlemi
kadar çıkmaktadır.
nedeniyle atmosfere zorunlu ısı deşarjı yapılmaktadır. Atmosfere deşarj edilen bu ısının kullanılması genel verimi arttuır. Bu nıiktar,
100 BiRiM YAKIT
ısının ayrıca üretilmesi
halinde meydana gelecek kazan kayıpları da dikkate alındığında, Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri'nin
B.I.G.Ü.S. %90 VERiM ..1
sağladığı ekonomi daha iyi anlaşılır. Türkiye üretilen elektrik enerjisinin gelecek yıllar için
90 BiRiM
belirsizliği ve artan talebin mevcut şebeke tarafından karşılanamama korkusu ülkemizde de Birleşik Isı-Güç
35 BiR.M ELEKTRiK SS BiRIM ISI
Üretim Sistemleıi 'nin aıunasına sebep olmuştur. Kasım
Şeki11. Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemlerinde verim
2001
itibariyle
ülke
elektriğinin
%14'ünü
oluşturan toplam 2.474 MW gücündeki Birleşik Isı 1 'de görüldüğü gibi
Şekil
girişine
karşın
90
100
birimlik
ısı
birinilik bir yakıt ve
elektrik
Güç
elde
Üretim
Sistemleri
çalışmaktadır.
Türkiye'deki
yıllarda
Birleşik
Bu
da
Isı-Güç
son
Üretim
edilmekte. Bu 90 birim enerjiden 35 birimi elektrik, 55
Sistemleri 'nin hızla geliştiğinin işaretidir. Ayrıca yıllık
birimi de ısı enerjisidir. Bu sistem sayesinde elektrik
büyüme %20 civarındadn·.
enerjisi üretimindeki %65 'e varan kayıpların büyük bir bölümünü kullanılabilir enerjiye dönüştürmektedir. Bu
Günümüzde Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri'nin
da yakıt tasarrufu sağlamaktadır[3].
��68'i
Marmara
Bölgesi'ndedir.
devam
bölgelerde
eden
Birleşik
Ancak Isı-Güç
diğer Üretim
Sistemleri'nin tamamlanmasıyla bu oranlar Marmara Bölgesi %50, Akdeniz Bölgesi %25 ve diğer bölgeler
1 61 BiRiM YAKIT
de %25 olarak değişecektir[6].
61 BiRiM YAKIT
100 BIRIM YA�<IT
Birleşik Isı-Güç Üretinı Sistemleri çok farklı alanlarda r
SANTRAL %35 VERiM
KAZAN %90 VERiM
35 BIRIM LEKTRIK
5 BiRiM lSt
Birleşik
Isı-Güç
161 birim olduğu görülmektedir.
de
işlemlerinde
ısıtmamn
kullanılarak
yanında
sıcak
yaz
Bunun
için
üniteleri
kullanılmaktadır.
ortamda
sıcak
su
veya
absorbsiyonlu Bu
ünitelerde,
buhar
ile
soğutma vakumlu
karşılaştığında
soğutucu etki gösteren LiBr(Lityum Bromid) kimyasalı bulunmaktadır.
Üretim Farklı
Sistemleri'nin çıkış enerjisini karşılamak için birincil yakıtın
soğutma
sağlanabilir.
Şeki 1 2 'de ise elektrik ve ısı eneıj isinin ayrı ayı-ı sonucu:
Örneğin
günlerinde de sistemlerin yüksek verimle çalışn1ası
Şekil 2. Elektrik ve ısı enerjisinin ayn ayrı üretilmesi
üretilmesi
kullanılabilmektedirler.
örnekler
veıınemiz
gerekirse
Japonya'da
bulunan Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri genellikle
Buradaki
iki
kayıpların büyük kısmı elektrik enerjisi üretiminde
birincil
yakıtla
da
çalışabilecek
şekilde
olmuştur. Kazan veriminin %90 olması, istenilen çıkış
yapılmaktadır. Örneğin tercih edilen yakıt doğalgaz
enerjisinin karşılanması için girişteki yakıtın küçük bir
iken,
kısmı kayıplan oluşturmaktadır.
bulunduruluyor. N edeni ise olası herhangi bir deprem
bunun
yamnda
motorin
de
yedekte
sonucu altyapm1n zarar görmesi halinde işletmenin İki sistem incelendiğinde konvansiyonel sistemlerin,
hemen diğer depoladığı yakıtı kullanarak çalışmaya
Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemlerine oranla daha fazla
devam etmesidir.
yakıt tükettikleri görülüyor. Bu ise küçümsenmeyecek Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri ülkemizde birçok
kadar ciddi bir rakam.
sektörde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle doğalgaz
191
SAU Fen Bili mleri Enstitüsü
Enerji Tasarrufu ve Birleşik Isı-Güç Üretm Sistemleri
Dergisi
Ş. Özbey, G. Arda, A.R. Özdemir
6.Ci1t, 2.Sa}1 {Temmuz 2002)
ile çalışan Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri tercih edilmektedir.
Bunun en büyük
ise
avantajı
Sistemin
•
ise
Şebeke ile paralel çalışabildiklerinden, ihtiyaç
•
fazlası
sorıra fual oil gelmektedir. Doğalgazın diğer yakıtlara
da
ya
eksiği
elektrik
enerjisinin
şebekeye satılabilir ya da alınabilir.
göre pahalı olması diğer yakttıann kullanılmasına olanak tanımaktadır[4].
•
Farklı
yakı tlann
kullanılabilmesi
esneklik
sağlar.
%3NAFTA / %3 Bi�-GAZ // %1 RUZGAR
ATlK KOK GAZI
kurulma sı
iletim kayıplannı azaltarak esnekliği arttınr
çevre
kirliliğinin azalmasında katkıda bulunmasıdır. Daha
o/o6
bölgeye
istenilen
%7LP� %7HES
•
Şebekeden daha düşük fiyata enerji üretebilir.
•
Ulusal
daha
şebekenin
az
yüklenmesi sonucunda diğer kullamcılara daha kaliteli
enerji sağlanır. •
Tesislerin kendi elektrik enerjisini üretmesiyle iletim ve dağıtım kayıplarından kurtulur.
7DOGALGAZ
ulusal şebekenjn yükünü azaltarak yatırım ve
•
bakım giderlerinin azalır[ S].
%16 FUEL OIL
Bunun gibi birçok avantajının yanı sıra ülkemiz için geçerli bazı dezavantajlar da mevcut. Bunlar: Şekil 3. Türkiye,deki Birleşik Ist-Güç Üretim Sistemlerinde kullanılan yakıtlar
Şekil
3 'de
ülkemizdeki
Ülkemizdeki
•
Birleşik
Isı-Güç
nedeniyle
Üretim
Bu
şekle
göre
doğalgaz
ve
fuel
yetersizliği
Isı-Güç
Birleşik
Üretim
Sistemlerinde kulla mlan parçalar yurt dışından
Sistemlerinde kullanılan birincil yakıtlar (%) olarak veritmiştir.
teknolojinin
getirilmekte, d olayısıyla ülke ekonomisi zarar
oil
görmektedir.
kullamlan yakıtların%73 'ünü oluştunnaktadır.
•
Bakım ve onarım için yine yurt
dışından
hizmet alınmak zoıundadır. •
%3 AGAÇ -----. %4 SERAMiK %2 ÇiMENTO %3CAM %4 KAG1T %3 SANAYi--.. %7 BAGIMSIZ ���
iş
azalmasına
gücünün
başkalanna bağımlılık sağlamaktadır.
%7 GJDA %4 L�STiK %1 KIMYA %2GÜBRE
..
Dolayısıyla
Birleşik Isı-Güç Üretim yerde,
özellikle
endüstrisinde
. %14 DIGER
de
ve
Sistemleri dünyada birçok
kağıt
eskiden
ve
kimyasal
beri
madde
kullanılmaktadır.
Teknolojinin gelişmesiyle ve Birleşik Isı-Güç Üretim
"
Sistemleri 'nin esnekliği sayesinde daha fazla yerde karşımıza çıkmaktadır. Aşağıda bunlardan bazılan verilmiştir.
%16 METAL
%30 TEKSTiL
•
Şekil 4. Türkiye'deki Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemlerinin sektörel dağıhrru
Şekil 4 'de ise Türkiye' deki Birleşik Isı-Güç Üretin1 Sistemlerinin
hangi
sektörlerde
tercih
edildiğini
göstermektedir. Burada da görüldüğü gibi tekstil ve metal sektörü toplarnın %46' sım oluştunnaktadır[7]. Birleşik Isı-Güç Üretim Sistemleri 'nin birçok avantajı vardır. Bunlardan bazılan: •
Enerjinin
dönüşümü
ve
kullanınundaki
verimliliği arttım . •
Havaya
verilen
C02
azalacağından
çevre
kirliliği de azalacaktır.
192
•
llaç endüstrisinde
•
Kağıt ve tahta endüstrisinde
•
Alkol
•
Seramik endüstrisinde
•
Kireınit endüstrisinde
•
Çimento endüstrisinde
•
Gıda üretiminde
•
Tekstil endüstrisinde
•
Yağ endüstrisinde
•
Demir ve çelik endüstrisinde
•
Motor endüstrisinde
•
Sağlık ocaklarında
•
Otellerde
•
Hastanelerde
•
Hava alanlannda
•
Süpermarket ve büyük mağazalarda
•
Okullarda
•
Bakını evlerinde vs .
Enerji Tasarrufu ve Birleşik Isı-Güç Üretm Sistenderi Ş. Özbey, G. Arda, A.R. Özdemir
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sa}'l (Temmuz 2002)
m.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Günümüzde artan elektrik eneıjisi talebi ve buna bağlı olarak ülkemizdeki santrallerin yetersizliği Birleşik Isı Güç Üretim Sistemlerinin artinasına sebep olmuştur. E ndüstriyel işletmelerin kendi elektrik enerjisini üretmek istemesi onların bu tür sıkıntı yaşamasını önleyecektir. Gerçekten iyi seçilmiş bir Birleşik Isı Güç Üretin1 Sistemi ile işletmelerin gerekli ısı ve elektrik enerjisi ihtiyaçlannın karşılaması ve varsa fazlasını mevcut şebekeye satması onlara büyük yarar sağlayacaktır. Kısacası Biı·leşik Isı-Güç Üretim Sistemleri kendini güvende hissetn1ek isteyen işletmelerin mutlaka gözden geçirmesi gereken önemli bir unsur haline gelmiştir.
KAYNAKLAR [ 1] A Guide To Cogeneration, The European Association For The Promotion Os Cogeneration, (2001) [2] Türker, E., Birleşik Isı-Güç Üretim Santralleıi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, (1996) [3] Turna, T., Caterpillar Gaz Motorlarının Ve Gaz Türbinlerinin Birleşik Isı-Güç Sistemlerinde Kullanımı, (1994) [4] Katırcıoğlu, A., Gaz Türbinli Kojenerasyon Sistemleri, KOU Fen Bilimleri Enstitüsü) Yüksek Lisans Tezi, ( 1997) (5] http://www.cogen.org [ 6] http://www.kojenerasyon.com [7] http://www.enkogen.com
193
SAU Fen Bilimleri
PC Tabaoh Otomasyonu ve Uygulaması U. Yurtsever, Z. Demir
Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
PC TABANLI BİNA OTOMASYONU VE UYGULAMASI Ulaş Yurtsever, Zafer Demir
Özet
-
Bu
bilgisayann
çalışmada
kullamlarak
ve
bir
yazılım
otomasyonu
gerçekleştirilmiştir.
paralel
aracılığıyla Paralel
Son zamanlarda bu gelişmelerden payını almış en şansh
port'u
sistem, evibina otomasyonudur[l].
evibina porttan
Otomasyon, bir sistemin belirli bir senaryoya göre, bir
evibina'daki aygıtların durum kontrol, devreye alma, devreden
çıkarma
şeklinde
3
durumu
operatöre ihtiyaç olmaksızın yönetilmesidir. Senaryolann
kontrol
akışı,
edilmekte ve güvenlik ihlalinin yapılması durumunda zamanlarda
raporlar
ve
talimatlar
Ev
gündüz, maksimum güvenlik vb. değişik konumlarda
merkezi
güvenlik alternatifleri sağlanmaktadır.
içerisindeki
-
PC
Tabanlı
Uygulama
-
bu
olaylann
otomasyonu PC
siste,minde
sistemine belirlenen
kullanılan
gönderilen kurallara
tüm aygıtlar,
bilgilerle
göre
diğer
senaryo aygıtlar
kontrol edilmektedir. Bunun sistem içinde kullanılan
ve
kablolama yöntemi ring yöntemidir.
Kontrol, Veri Toplama, Otomasyon
Abstract
olaylara,
sonuçlara ve zamana göre belirlenir.
vermektedir. Ayrıca evibina aygıtları için tatil, gece,
Anahtar Keli11ıeler
algılanan
merkezi sistemdeki kurallara göre yorumJanatak çıkan
hazırlanan yazılım tarafından kümeleme metodu ile belirlenen
algılayıcılarla
In this paper, a house/building antomation
is realized using as device computer paraUel port and
II.OTOMASYON HİYERARŞİSİ
a software application. By means of paraBel port
Yapılan
devices three position can be controlled. These are
security
arasındaki
cases.
holiday,
alternatives
can
nighttime, be
obtained
daytime, for
security
geçiş,
Otomasyon
houselbuilding
ile
sistemlerinin
tüm
bulunan
haberleşmesi için
yapılabilmesi -
veriyolu
sistemlerinde
birbirleri
devices'.
Key Words
hiyerarşide
temelini
oluşturur.
Furtbermore for different cases such as maximum security,
bir
hiyerarşisi pirarnidi denir. Bu katmanlar içindeki ve
method at determinated time giving directions and violating
belirli
bir piramitten oluşmuştur ve bu pirarnide otomasyon
Function of software application is using clustering wbenever
projeleri
yürütülür. Otomasyon hiyerarşisi çeşitli katmanları olan
devices' state-control,take on curcuit, take off curcuit.
reports
otomasyon
istenir.
hiyerarşik
cihazıann
Bu
istelderin
yapıya
ihtiyaç
bulunmaktadır. Bu yapı içinde üst katmanda olan cihaz
PC Based Application and Control, Data
alt katmandaki cihaza çeşitli şekillerde bazı komutlar
Acquisition, Antomation
göndermekte ve alt katmandaki cihaziarda bu emirler doğrultusunda görevlerini yapmaktadır.
I.GİRİŞ
Piramidin içindeki en alt seviye proses seviyesidir. Bu
Elektronik endüstrisi, geliştirdiği yeni teknolojileri ucuza
seviyede prosesin çeşitli yerlerinde bulunan motorlar,
üretilme ve bu teknolojiler için yeni pazar yaratabilme
sensörler, valfler, sıcaklık ölçüm cihazıarı gibi sahanın en
yeteneğine sahiptir. Yıllardan beri üretim teknolojileri
alt seviyesindeki cihazlar yer alır.
alaronda yapılan çalışmalar sonunda, elektronik devre elemanlanmn
ucuza
üretilebilmesi,
kurumsal
Bir üst seviyedeki katman saha seviyesi, saha seviyesinin
olarak
üstündeki
gelişimini tamamlamış, maliyet engeline takılan birçok
katman
otomasyon
seviyesi,
otomasyon
seviyesinin üzerindeki katman kontrol seviyesi, kontrol
sistemin dünya pazanna girmesine olanak sağlanuştır.
seviyesinin
üzerindeki
mantıksal
seviye
planlama
seviyesi, piramidin en üstünde bulunan seviyede yönetim
U. Yurtsever, SAV, Bilgi İşlem Daire Başkanh�ı, 54100, Sakarya
seviyesidir.[2]
Z. Demir, SAU, MUh. Fak., Elektrik ve Elektronik Müh. Böl., 54100,
Sakarya
194
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Teırıınuz 2002)
PC Tabaoh Otomasyonu ve Uygulamasa
U. Yurtsever, Z. Demir
modlar ile otomatik kontrol de sağlanrnaktadrr. Ayrıca ev veya binadaki giriş güvenliği içinde veri madenciliği (data mining) algoritmalanndan kümeleme (Clustering) algoritması kullanılarak güvenlik tehlike sınuırun düşük, orta, yüksek şeklindeki üç durumdan biri olan yüksek olması durumunda operatörü uyarmaktadır. Hatalı giriş denemeleri ve güvenlik i hlali durumunda ihlalin veya hatalı girişin tarihi, saati ve giriş yapılırken girilen şifre veritabanına kaydedilir. Ve bu veriler kümeleme algoritması ile işlenerek tehlike sınırlan tespit edilmektedir.
ill.PARALEL PORT Port, mikroişlemcinin yada CPU'nun diğer devreleri ile veri alışverişinde kullanıldığı bir sinya1 hatlan kümesidir. Bu portlar genelde dijitaldir. Yani her sinya1 lojik O veya 1 dir. Çevre birimlerinin kontrolü ile ilgili gerçekleştirilecek projeler için PC'nin paralel portu hala çok ucuz ve güçlü bir platform özelliğindedir. Paralel port bize sekiz TIL çıkış, beş giriş ve dört iki yönlü uç sağlar.[3]
Bll9lsayar (Cotlpult'l') Yazılım (Sowre)
.!.
'
li
Destıipiien 1
Strobe
PC Output
2
Data O
PC Output
3
Data 1
PC Output
4
Data 2
PC Output
5
Data 3
PC Output
6
Data4
PC Output
7
Data5
PC Output
8 9
Data6
PC Output
Data7
PC Output
10
ACK
PC Input
11
Busy
PC Input
12
Paper Ernpty
PC Input
13
Select
PC Input
14
Auto Feed
PC Output
15
Eiior
PC Input
16
Initialize Printer
PC Output
17
SeJect İıtput
PC Output
Şekil
......
.
'
.
'
ıPh gj J
.
Aldlll Pasif
OptoC� 9a6tı oıcıuou pın .ıcıır ttıxUila oeçıı� ç�.
l. V
.
l.
J
Tren�blllr Bo9ll o.du{ıu Oplo Cwplel oldll okiu� 118tlıne geçtr hgll röteyl �ınr.
....... ..,.
\lertlabanr (Datebcısıt)
ı ı ı
.ı.
.L
J
.ı
ı
Rc5le
J
.ı
ı suroco 04svfe31
1.
j
1.
.r Chu
ı ı
Şekil 2. Sistemin B1ok Şeması
Bu çalışmada, kullanılan yazılım bilgisayardaki DLL fonksiyonunu çağırarak paralel port kontrolü sağlamaktadır. Bu kontrol yapılırken dikkat edilmesi gereken konu bağlantıyı doğru şekilde yapmaktır. Çünkü çeşitli nedenlerden dolayı bilgisayarın paralel port'u zarar görebilir. Eğer paralel port'un ana kart ile bağlantısı varsa zarar daha da büyük olur. Bu nedenlerden dolayı devreyi ve port'u korwnak için Optocoupler devre kullanıldı.
1. Paralel Port Mimarisi
IV. SİSTEM TASARIMI Bu çalışma deneysel olarak gerçeklenmiştir. Temel olarak beş kısımdan oluşmaktadır (Bkz. Şekil 2). Bu kısımlar; bilgisayar (computer), yazılını (software), veritabanı (database), sinyal yükseltici devresi, sürücü devresidir.
1 -- ----'
Port R1
-
Besleme -
5 --, •
1
ı ı
ı 1 ı ı 1
� �
Sistemde kullanılan yazılım Visual Basic 6.O Enterprise yazıldı. dilinde Veritabarn olarak MS-Access k:ullanıldı[5,6]. Bu çalışmada ki amaç, bir ev veya bina ortanundaki bir sistemin veya herhangi bir parçasımn bilgisayar ile kontrolünün sağlanmasıdır. Bu sistemde yazılan software aracılığıyla ev veya binadaki aygıtlar durum, on, off olamk üzere üç şekilde kontrol edildiği gibi seçilen tatil, gece, gündüz, maksimum güvenlik vb.
-
Şekil
195
R2
ı
2
1
�---
-
-----
Opioro...pler
-
J
4
3. Optocoupler ile tasarlanmış devre
n
�Role
j
�---_-_-_-
Kontak
PC
Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
SAU Fen
RI: lkn R2: 4,7 kQ
Optocoupler: 4N25 Diyot: 1 N400 1 Tl: BC547
Devre girişindeki port lojik 1 olduğunda led'i yakacaktır. Yanan led fototransistörü iletime geçirecek, fototransistör Tl transistörünü iletime geçirecek ve Tl transistörüde röleyi kontrol edecektir. Buna göre devrenrizin ana şeması Şekil 4. deki gibidir.
..
-
·-
•
R1 1k
--
--4 . ..
•
ı ı
1 ı
�
ı ı
ı 1 1 1 1 ' ı
•
' ı
-
.
�---
1 1 1
1 ı ı
•
ı L""
RS
�1 q
o o o
o o
o
13
o
...
ı 1
�
-
1
ı... ı .. R6
.
�
•
-- J .. - . ... �
1 1 ı ı
��
�
1
- -
.. �··
'
Rt
-
La . .... Re
"' . -- -... ---
'
ı
�
ı ı
1
�
- -
-
'
.. -
ı
- -
..
-
. ...
Günümüzde her tür sistemin, uzaktan kontrol edilme özelliğine sahip olması istenmektedir. İnternet bağlantılı cihazlar yaygınlaşmaktadır. Tasarladığımız sistemde yeni yapıya yapılacak çalışmalarla yaygınlaşan bu dönüştürülebilir.[4]
-
..
..
-
ı ı ı ı
' 1
ft12
-
.. -
- .. -
---
.. .,
. ı
�
ı
...... __ -
ı ı ı ı 1 ı ı
t:
�
ı 1
-
-
ı t
��
ı '"' ---
ı.. "" '
'
ı ı
RH
ı
. - .... ı
.
,
�
-:-vv ı.. 1 "'1
ı •
ı
lt18
,
• ı ı ı 1 1 • ı
1 ' . .. __ .,
[ 1 ]Demirel, 0., Bilim ve Teknik, Ankara, Mart ( 1999) [2]Çeltekligil, U., Otomasyon Sistemlerinin Endüstriyel Uygulamalan Ders Notları, Sakarya (2000) [3]http://artemis.efes.net/saika/elektronik/dokuman/portl pport.htm. [4)Özdemir, A.,Gülbağ, A., Telefon Hattını Kullanarak Bina Otomasyonu, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sakarya Üniversitesi, Cilt 4, 99-1 Ol,Sakarya (2000) [5]Microsoft MSDN Library CD Setleri [6]Çubukçu, F., Microsoft Visual Basic, Alfa Yayınlan, (1998)
--.(("d \ -
- · -· ·
....
i" n
D
•
·-- - .J
... - ......
KAYNAKLAR
1"' l1
• ı ı ı ı 1
.
V
. - -. �
,
1 �---
-
ı ı ı
, '
- -'
-
t"T1
�
'
ı
ı ı 1 1 1
ı.. 1 "'
ı
...
ı
"- -
'
-:"""' V
1 1
r
ı ı
V.
�
...
.. . , .
1
9 ı .cN25
...
r'n
ı ı
.ı
ı
R17
' "
'
ı ı ı
R1�
�o
'
ı ı
ı ı
1
((
ı...
1
ı
'-
-::ı
-·---
-----·-
ı
1
R1)
V
1
ı ' 1 •
R11
-
ı 1
ı
\J
r' Tı
�
•
i
.. -- """\ ...!'� . \ ..
1 •
Tl
·-
.
1 ı
t'TI
• 1
ı
---
SONUÇ VE ÖNERİLER
Sistem tasarımı bölümünde anlatılan özellikler deneysel olarak gerçeklenıniştir. İlgili cihazıarı temsil edecek bir led kullanılmıştır ve dwum kontrolü için de ışık sensörü kullanılmıştır. Sisteme kontrol edilmek istenilen cihazları bağlamak için basit bir sürücü devresi yeterlidir. Yaptığımız bu sistem geliştifilmeye açık bir sistemdir bu sitemi Internet üzerine taşıyabilir, güvenlik ihlallerini operatörün cep telefonuna kısa mesaj ile veya e-mail adresine mail atarak bildircbiliriz. Ayrıca bu sistemin devamlılığını sürdürebilmesi için elektrik kesintilerinden etkilenmemesi lazım, bu amaçla bir UPS ile beslenmesi gerekmektedir.
ı... ı..
'
ı
ı
VI.
�
.
---·"
1
ı ı ı ı
�
1 1 1
L. --
R7
R4
---·"
r:
U. Yurtsever, Z. Demir
�
•
' •
-
o o
ı • ı
• •
1 ı ı ı ı 1 ı 1
o
417
1"' Tl
ı
•
'ı
•
Uygulaması
ı.. ·�
ı ı ı
�
... . -
-
�
ı
�
ı
1
11'2
-- · .1 . - - "'
-·-
•
lU
-:::'V -
1
ve
kablolan üzerinden cihazlarla iletişim kurulabilir ve bilgi alıp gönderilebilir fakat bu sistem içinde her bir cihazın önüne elektrik kablosu üzerine bindirilen frekans ve gerilimi okuyabilecek bir devre yapılması gerekmektedir fakat ülkemizdeki gerilim sabit olmaması ve sistemin maliyetinin yüksek olması nedenlerinden dolayı pek tercih edilen bir sistem değildir. Diğer bir alternatif sistem ise RF sistemi ile çalışan yeni sistemdir. Bunun için merkezi bir alıcı ve verici, ayrıca kontrol edilmek istenilen cihaz içinde bir alıcı ve verici sistemi kurulmalıdır. Çünkü kullanacağıımz yazılım da cihaziarın dınum sinyalide öğrenileceği için her bir cihaz için alıcı verici düzeneği tasarianmaiıdır. Bu sistem maliyetleri açısından pahalı olduğundan ve olabilecek frekans bozuklukları, ve çahşbğı frekans aralığı bilindiği taktirde yetkisi olmayan kişilerce de güvenlik ihlali yapılabileceği düşünülerek uyguladığımız bu sistem daha uygwı bulunmuştur.
Devre elemanlan;
-
Tabantı Otomasyonu
-
---(p . .. . \
-·
La T "f
1118
�
Tl
...
9 X 1ı.4JO\
T1 .� SC541
ALTERNATiF SİSTEM
Kullanılan bu sistemde kontrol edilmek istenilen cilıazlar için kablo kullanılmıştır. Buna alternatif olarak elektrik
196
Microstructure and Densification Behaviour of Surface
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Coated Silicon Nitride Powder
6.Cilt, 2.Sayı (femmuz 2002)
Z.
Tath
MICROSTRUCTURE AND DENSIFICATION BEHAVIOUR O F SURFACE COATED SILICON NITRIDE POWDER
Zafer Tatlı Ceramic fabrication procedures involve the three main
For better control of the mechanical
Abstract-
properties of Si3N4 ceramics,
steps of powder mixing,
it is necessary to
powder compaction/green
generate homogeneous nıicrostructures, and for this
body formatian and fınally sintering. Each step has the
purpose,
be
potential for introducing detrin1ental heterogeneities
minimised, by careful control of pO\\'der processing
into the fınal microstructure [1]. Silicon nitride in pure
and the subsequent consolidation steps. Coating of
fonn is a covalently-bonded material in which bulk
the starting silicon nitride po"7der is a convenient
diffusion is too slow to allow densifıcation under
'\-vay of incorporating a liquid forming sintering aid
nonnal sintering conditions. To overcome this problem,
more homogeneously than
small amoWJts of metal oxides are added to the starting
heterogeneities
chemical
must
can be achieved by
current commercial methods such as ball-milling.
powder to form a Jiquid phase by reaction with the Si3N4 and the surface silica on the Si3N4 powder at high
Thin layers of oxides, corresponding to additions of
temperatures, and this promotes densification by a
5 w/o MgO have been deposited on the surface of
liquid phase sintering mechanism. Most metal oxide
grains of a commercial silicon nitride powder using
sintering additives do not dissolve in the Si3N4 lattice
alcoholic solutions containing appropriate amounts
and
of the metal alkoxide. The resulting powders have their
sintering characteristics
remain
at
the grain
boundaries
after
sintering in the form of an M-Si-0-N glass; certain
been densified by pressurelesss sintering techniques, and
instead
additives (e.g. Be, Al) can dissolve in the Si3N4 grains
identified in
in the fınal stages of sintering, to produce an essentially
comparison with equivalent materials produced by adding the oxide in particulate form. In every case,
single phase ceramic [2].
a better sintering performance was observed at
To achieve dense, microstructurally and chemically
lower temperatures for the oxide-coated materials, with
fully
dense
pressureless-sintered
homogeneous ShN4-based
materials
must be minimised in the powder blending stage and
being obtained at temperatures as low as 1525 °C. Microstructures were
observed
using a
rnust
s 2400
nitride,
MgO,
mixing in small amounts of the additive. Previous work ( 4], has focused on the use of alwnina as a sintering additive, and i t has been established that
generally controlled by microstructure, and factors such
materials
as grain size distribution and morphology, type and size/distribution influencing
all
boundary play
properties.
a
and
phase( s) signifıcant
Improvements
in
a dvantages
po re
role
powders.
in
prepared
by
compared Current
work
coating with
offer
material
these factors.
SAÜ Teknik Eğitim Fakültesi
197
significant
mechanically
focuses
on
magnesium oxide as the sintering additive.
peıformance must therefore be sought by optimising
z. Tatlı;
subsequent
sintering additive is achieved, and this is also useful for
The mechanical properties of ceramic materials are
grain
the
[3]. In this way, a more uniform dispersion of the
Sintering,
I. INTRODUCTION
of
during
been coated with a thin layer of the sintering additive( s)
Microstructure
amount
reintroduced
nitride powders, each individual grain of which has
obtained by conventional method. Silicon
be
microstructural homogeneity involves the use of silicon
final microstructure was more uniform than that
-
not
processing. A recent development to achieve improved
...
Hitachi Scanning Electron Microscope (SEM). and
Index Ter1ns
materials, heterogeneities
the
nuxed use
of
Microstructure and Densifıcation Behaviour ofSurface
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Coated Siliton Nitride Powder
6 Cilt, 2.Sayı (femmuz 2002)
Z. Tatlı
.
II. EXPERIMENTAL
silltering took place in the first 30 minutes for both
A high purity a-Si3N4 powder (H.C. Starck-Berlin,
a maximum followed by a subsequent decrease in
coated and particulate oxide samples, and in both cases,
Grade LC12N), containing 96o/o a.-phase with a specific 2 surface area (BET) of 17.4 m /g and a mean grain size of 500
nrn
methods
density was observed with increasing time. The latter arises because MgO present either as the oxide or as an
as determined by standard sedimentation
was
used.
methoxide
Magnesium
Mg-Si-0-N
was
reducing atmosphere
ml. Silicon nitride powder, in amounts corresponding +
Figure
MgO) concentration of up
sintered
nitrogen atmosphere. After mixing, the slurry was under
a
nitrogen
the
magnesium
methoxide.
7-
that
coated
powders
10% higher densities than
under
comparable
conditions,
the
effect
microstructure
from
which
area
weight
within
loss
by
volatilisation can subsequently occur.
solution in just sufficient amounts to ensure complete the
shows
densification, there is less internal surface
by the controlled addition of water in methanol to this of
clearly
higher density can b e achieved in the early stages of
atınosphere. Coating of the ShN4 powder was achieved
hydrolysis
1
[4].
increasing slightly with increasing time. Clearly, if a
transferred to a beaker and heated up to 60°C and stirrer
at
particulate oxide powders at all teınperatures when
magnetic stirring for 24 hours, in a pyrex bottle under a
a magnetic
volatile
the sintering furnace
of
reproducibly exhibit
to 5 w/o, was added to the solution and dispersed by
stirred with
appreciably
is
temperatures in excess of 1500 °C, especially in the
dissolved in methanol at a concentration of 1 Og per 100 to an overall MgO/(ShN4
liquid
a: �
A
transformation at 1650 oc is also plotted on Figure
water/methoxide molar ratio of 20:1 was used based on
1. As before, more rapid transforınation occurs for
the work of Wang & Riley [5] with the addition of
coated po�ders, and in the early stages of densification,
dilute HN03 (a 10% solution of HN03 in water). After
transformatian proceeds twice as quickly for the coated
hydrolysis, the slurry was slowly stirred at 22 oc for a
compared
further
by
consistent with the larger contact area between Mg-Si
evaparation using an infra-red heater. The powder was
O-N liquid and Si3N4 grains. Wheieas 150 minutes was
then sieved through a 100 fJIJ1 sieve and calcined at 800
necessary to achieve complete a: � transformatian for
°C. For comparison, the same amount of rnagnesium
So/o MgO coated powder, the mixed oxide powder was
oxide powder (5 w/o) was added to Si3N4 by hall
only 90% dense after the same time.
24
hours,
and
the
so]vent
removed
with
the
particulate
oxide
powders,
milling for 24 hours in isopropanol in a polythene bottle using cylindrical silicon nitride grinding media of total mass six times that of the powder. The resulting po\vder was then dried, sieved and calcined as before. To compare the densifıcation behaviour of coated and ball-milled powders, samples were initially hot-pressed at 1700 oc for 30 nıinutes in graphite dies coated with boro n
nitride
powder.
The
samples
w ere
then
pressureless-sintered over a range of temperatures for various lengths of time, to compare the densification behaviour. After c0oling to room temperature, samples were weighed, and densities determined by Archimedes principle, using flotation in mercury. Product phase coınposition was determined by X-ray diffraction using a Hagg-Guinier can1era and CuKa1 radiation, and microstructures were observed using a S-2400 Hitachi Scanning Electron Microscope. III. RESULTS AND DISCUSSION
•
Coated
·
Mixed
Coatec B )
��·,�·:;
.. Mixed f3 ) '
,
=.
ı
Figure 1 shows the densification behaviour of coated and
particulate
oxide
containing
Si3N4
powders
pressureless-sintered for increasing lengths of time at
Figure ı. Density and �:cx. ratio as function of time for
1650 °C, with the sintering carried out in BN-lined
pressureless sintered with
alumina crucibles in a nitrogen atmosphere. Most of the
198
5°/o MgO additionsat 1650°C.
ShN4
SAU Fen Bilimleri
Microstructure and Densification
Enstitüsü Dergisi
Behaviour of Surface
Coated Silicon Nitride Pow der
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Z. Tath
The \Veight losses observed show that 1650
oc
rnixed ox.ide powder results in "patchy" Joealised
is too
high a sintering temperature for a sinterable silicon
melting,
MgO. Figure 2 shows sintering data as a function of
mixing, a low level of sintering additive is present.
temperatures in the range 1500 - 1650 °C. At the lower
a: � ratios for different times of sintering at the various
nitride powder with such a high level of additive as So/o
with
large
pores
remaining
in
the
rnicrostructure in regions where, because of inadequate
temperature for the same powders sintered at various
temperatures, the difference in behaviour between the
temperatures are sho\vn in Figure 3. The extent of
1SOO °C, whereas a negligible level of densification
each temperature, and alsa increases with temperature.
transfonnation increases almost linearly with time at
two types of powder becomes more marked, so that at
occurs for the particulate oxide powder, the coated
The coated samples always exhibited more pat a given
powder densifıes to �2.5 gcm-3• The greatest density
time and temperature, as already noted for the 1650
difference
between
coated
and
particulate
samples (Figure
oxide
o
c
ı).
powders is seen at the lower sintering temperatures ( 1500 and
152S °C), and
densities
of �98% of
IV. CONCLUSIONS
theoretical (3.08gcm-3 were achieved after 90 minutes
Silicon nitride powders were sintered to full density by
at 1 525 °C, whereas similar conditions for the mixed
coating
oxide powder resulted in densities of only 2.83 gcm-3.
Equivalent
1525 oc is just above the eutectic in this system (1515
oc [6]), and this temperature provides a
with 5% MgO samples
using
in
the alkoxide route.
which
the
additive
was
incorporated in powder foım could not be sintered to
good test of the
comparable densities at the same temperatures and
unifomuty of distribution of the additive in the mix.
Because of the almost complete densification achieved
times.
loss occurs with increasing time. The only reason for
Densities greater than 98% of theoretical could be
at this relatively low temperature, negligible weight
achieved at temperatures as low as 1525
incomplete densifıcation under these conditions is
coated powder
believed to be the non-unifonn distribution of the MgO
-- ---- ---
----
-----
These
results
c using the
are
in
good
agreement with the measured eutectic temperature in
additive by the current coating process 3.2 ·-
route.
o
-------.
100 �-------N
·--------�
3
90 _28
80
M '
E
-
"
70
_926
·"
60
1
1
/
...·
t
'
/
1;
20
.
ç
1.8 -t----+---+--l o 1a> 18 00 Tırre(nin) 00 t C1ffi>
--<>-M1ffD
O M1tm
'* C1525
Figure 2.
• C1ro> ,(
Density as a function
M1525
•'
M1ero
-� C1SX>
of sintering
•
• C1500 '
o ����-----+--�--4---� o 30 60 00 120 150 t C1500
·
pressureless sintered with 5% MgO additionsat various tenıperatures
-·
10
M1:00
tin1e for Si3N4
-a ş
1 f
40
2
..�··
��·
cö..50
ı
,1''
., ,_*f""" _ ' ""
.
d
22
,.
.. . ... .... ... ··-�· ,, .ı,
ı,;......
.
�-4� ..--
• c 1550 -r:; C1650
o o
·[}
Time(nin) M1500C 6 C 1525 M1550 " C 1600 M1650
� --
M1525 M1600
Figure 3 P:cx ratio as function of time for Si3N4 pressureless sintered with 5% MgO additions various temperature.
Figure 4 con1pares the ınicrostructures of powders sintered for 60 minutes at
ıSOO
the Mg-Si-0-N system (1515 °C), and show that the viscosity of the liquid phase formed just above the eutectic is sufficiently low to peımit
and 1525°C. Clearly
the more uniform local composition of the coated
powder has allowed ınore rapid sintering as soon as the
rapidrearrangement and solution/precipitation. (9].
eutectic temperature has been reached. The more inhomogeneous dispersion of additive in the case of the
199
Microstructure and Densification Behaviour of Surface
SA U Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Coated Silicon Nitride Powder
6.Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
Z. Tath
(a)
(b)
(c)
(d)
Figure 4 SEM images ofpolished surfaces of materials pressureless sintered (a) coated and (b) mixed at
Microstructures for samples produced from coated
1525°C, (c) coated and (d) mixed at 1500°C.
large pores which characterise similar samples prepared
REFERENCES [1] Lange, F.F., (1989) J. Am Ceram Soc., 7.1, 3. [2] Jack, K.H., (1976) J. Mater. Sci.ll, 1135.
by particulate oxide containing materials.
[3] Kishi, K. and Umebayashi, S., (1988)
powders were very uniform and showed an absence of
" Some
Mechanical Properties of Hat-pressed �'-sialon-TiN
The absence of such large pores is expected to have a
Sintered Body Fabricated from a-Si3N4, Aluminium
significant effect on increasing the strength of the
iso-propoxide
resulting ceramic, and further work is in progress to
and
Titanium
CeratiLSoc. of Japan Inter. Ed.,
eliminate pores entirely from samples sintered at these
iso-propoxide" �J.
2.Q, 687.
[4] Tatli, Z.,(l996) "Sintering of oxide coated silicon
lowtemperatures.
nitride powders.MPhil Theses University of Newcastle Upon Tyne. [5] Wang, C.M., and Riley, F.L., (1992) "Alumina Coating of silicon nitride powder." J. Eur. Ceram. Soc.
lQ, 8 3.
200
S.\ t ı Fen Bilimleri Enstitüsii J)(•rgisi 6.Cilt. !.Sayı (Temmuz �
l\1icrostruct u re and l>cnsification Bdıa\·iour ()t' Su rfact�
( 'oatcd Silicon Nitridc l)o..,nJt-r
2002)
Z, lHtlı
[6_1 Lange. F.F ( 1979) Phase Relations iı1 the Systern Si3N_. Si0r1\1g() and 'fhcir lnterrelation vvith Strength .
..
...
..
and Oxidation''J. Am. C'cran1. Soc., 6.2. 6 I 7. [71 Dem.ir, V .
(1996) Hlieat threated Silicon nitnde C'craınic�'M·.Phil. Thcsis, l.Jniversity ofNc\:vcastle llpon
'J'
.
yne.
pq Iv1itonıQ, M. and Tajiı. na, \""., (1')91) �"Sintering� Propcrties and Appl ications of
Siltcon Nitride and
Sialon Ccramics:' J. Jpn. Ccrarn. S oc,
t<�1
·ratli,
Z.,(2000)
'�Silicoıı
99, I O ı 4-1 025
Nitride
And
Sjlicon
('arhide Fabrication U sin g C'oatccl Powders' , Ph.l) ·rııeses University of Neweastle Upon 'fync. \.
201
()Cılt, 2.Sa; ı ( f<.:mrnu1
<.;tk tL
(,irdi,<'
SI\U h:n Bılimh.:rı ln-;titibıil>tıgi�i
.
\·totlciinin En Iyi Trknil-.. �rçimi
200�)
vt·
Bir { !y�uhuna M Kaınka}
(;·IRDI VE <�IKrfl I\10Df�I..�ININ EN IYI T�:KNIK SE(:lMI VE BiR llYGULAIVlA
�1ehmet Karakaş
••
()zet
-Bu
}lrH�tırın•nla,
ele
karşılaşhrınası
girdi
v<�
doğ r usu l
Ciirdı
ınodelinin
üretiındcki
alınarak,
karşılaştn·ınalarJn
çıktı
h\knik
planla nıa
�·üzüınii
araştırılmıştır. lloğrusal planhı nıa çöziin1ü ışığında.
�cçiıui . çözilınüniin gösterihniştir. 1 Jr ün işlen1 adın1lara seçiınindc ii r e ti ın tckniğiııdcki scçinı yön tcıni ve çözüın yo�u, ü r ünlerin üretiın b ülgesini seçnıc teknik y öntenıi ve phnılaıuna�ı ınodclleı·i araştırılnuş ve bir girdi
ve
ç1kt1
ınodelinin
en
iyi
çıktı ınodclinin teıncl yapısı�
\T
teknii\.
vada
.
ürnek ile uygulanınaya çalışı Innştır. ••
An alıtar Sözciikil'l'- l �rctin1 tekniği� .En ��'i çözüın;
( I -A
)X
-�:
Y
(ı )
şeklinde ifade edi lebilir.
I3u rnodclc ya da htl olaya kar�ıhk aşağıdaki do ğrus a l p l anh nna ola yı gö steri I ebi l i r�
l)oğrusal planlama� Hedef fonksi}on.
( I -A )};
(2)
}'
Ahstracr- l n this study� rcst\arching the conıparison of
(3)
input and output nıodcls, linca,. phuıning solution of terhnical
ronıparison in production is rcscarchcd. In
veri 1 irk e n,
thr Hgbt of lincar planning solution� the process st�ps
t. �Y
of the hest tcchnical \election inpuf and output n1odcls are sho\vn. Sel cc tion ıntathod production se lerting
technirs
at
the
and
sol u tion
production
tV ay •
in
selret i on
<;ahip alınasını elde c1nıcktir. Burada 1 ise bir sütun vektörü . tn) olup, 11 i�c ü ret i rn birııni i.nci t· (tı 12.... . ürünün ( nıa l ın) cn1ek harca ına ıniktarıdır. }' jsc ifadesinın
.,
tl chnical ıncthod� of production areas and ..
pl a nning nıodcls -ırc- scarched and applied ''ıith an
-
cxanıple.
1. Y ()N'I'I1:i\ 1 fonk�ıyon
gibı, ve
doğrusal
,
. .
planlandığı
••
Bıhndiğı
nıak�iınunı
ve
1\1 E'I'()J)
plan l an ın
tün1 kısıtlayıcı
�artlar
. . .
süreçte
nihaı
Urün
sütun
vcktörüdtir.
I1olayısıyla (2) ( 4 )'ün anL.ınıı şöylcd11 : -
o lay ı nd a da
değere
hcdcr
Planlanan
doğnısaldır.
ürct.in1
kararlnştHı1an
( it"nelde nonnal (s1and,ırt) gird1 ve çıktı n1odeli de bir
nı ik tardan
sürecinde tüketilen
doğn1sal iktisaclı nı()dcldir. Bl.\ylccc, bu n1odcli dogrusal
�ürecınde eı nek
az
nihai
o lnıaına
ürün
nıiktan
k şartıyla Liret i nı
nıiktarının en uz olnıas1dır. l�u
doğrusal plunlanıa otayının en iyi çözüınü;
planlaına olayı şeklinde ]fade edebiliriz.
(4) olur.
( ii nkü ( J- A )-l '
\
n1atrisi s1fırdan kü çük L)lnıayan
l:fenıanlara :-,ahıptir. Yani hu ına1risin tüın elernanlan "itfır
l hüyiiktür. \' vektörünün her bır kı�rni nıiktarlan da sd1rdan küçük dcğildır. Böylece, yukandaki ya da
202
�ı fı n an
SAU Fen
Girdi ve Çıktı Modelinin En İyi Teknik Seçimi
Bilimleri Enstitüsü Dergisi
ve Bir Uygulama
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
model (2) ve
(3)'ü
M.Karakaş
de karşılar. Bu
duıumda hedef
fonksiyonun değeri;
verilmiş ise, bu halde top]am miktar X'nin değerleri de tek olarak elde edilir. Bu durumda mümkün olan çoklu
t'(l-A)-1Y
doğrusal
karşılaştırılabilir
model
planlama
olayına
gösterilebilir.
Eğer
bir
çift
doğrusal
planlama olayının ön olayı;
DX X
ÜRÜN ÜRETİMİNİN TEKNİK MODELİNİ SEÇMEK
II.
Genelde, girdi ve çıktı modelinde, her bir kurumun fakat bir çeşit üretim tekniği yöntemi vardır. Her bir kurumun vektöıü
b
-
şeklinde gösterilebilir. Yan:i I.i
O
aj ise j .nci kurumun
ürününün üretin1 teknik modeli olsun. Burada 11 ise birim sütun vektörü olup,
o
C'X nin minimum olması beklenmiş olsun. Bu durumda, karşılaştırma olayı da
D'W
. aılı ••
ı
Ij'=
C
w
•
•
satır n sütunlu bir katsayı matrisidir; X ve C ise sütun vektötiidür; Şimdi
n
m
boyutlu
W ve b ise m boyutlu sütun vektörüdür.
olarak varsayalım. Bu durumda karşılaştırma;
vektörü Ij -aj
modelini
(ya
ise, da
bu tür (çeşit) üretim
yöntemini)
bir
birim
miktanmn I-au olacağını, kalan kurumların ürününün tüketim miktan mn au olacağını gösterir.
(1) aşağıdaki gibi yazılabilir--
Bu halde,
2:(11 -a)X1
=
Y
(9)
J=l
(6)
o
• •••
•
n
(5)
ı
•
gerçekleştirdiğinde }.nci kurumun ürününün net üretim
(2) - (4)'ü doğrusal planlama olayının ön olayı
(1-A)'P
• • •
an)
Sütun tekniğinin
nun maksimum olmasının çözümü olur. Burada D ise
•
•
• •
d ir.
b' w
•
a u..
'aj=
o
o
olup,
./
• • • •
• •
Şimdi, }.nci kurumun ru) çeşit üretim tekniği yöntemi olduğunu varsayalım. Ij -a5j ise ).nci kuıumun s.nci üretiın
olup,
teknik ınodeli olsun. Burada
Y'P
(7) Ij - a
nın maksimum değere salrip olması olur. B u karşılaştırmanın en iyi çözümü;
dir.
P ise P-(Pı, P2...................,Pn ) Burada
bir
sütun
vektörü
olup,
dır. Pi ise i.nci ürünün tam
emek harcama miktandır. Yani
ürünün
fiyatıdır.
( - a 1 J - a 2 j , ......... , ı - a jj
s
J
s
s
•
=
X;
s
, ......, -
s
a 'Y
)
,
ise s.nci üretim teknik yöntemi ile üretilen j .nci
kurumun üretim miktarı olsun ve
(8) olur.
ihtiyaç
üretim teknik modelini (ya da yöntemini) bir sütun
olup,
p
gösteımeye
neticesi birleştirildiğinde, aşağıdaki adımları atabiliriz.
direkt sonuca gidilebilir. bir
çözümü
kalmayacaktır. Böylece, bu model ile en iyi planlama
olur. Dolayısıyla, bu durumda, doğrusal planlama olayı gösterilmesi ne rağmen, uygulamada (l)'den yararlanarak
Herhangi
bir
çözünlierden
Ve (8)
r(j)
X� X1.=� � 1 s=l
de girdi çıktı yöntemine göre hesaplanmış ürünün tam dir.
emek harcama miktan (yani ürün fiyatı) mn modelidir. Yukarıda gösterilen girdi ve çıktı modelinin temel ifadesi
A X+ Y =X de, nihai ürün miktar vektörü Y 'nin değerleri
t;
ise s.nci üretim tekniği yöntemini kullanarak
üretilen j kurumunun birim ürünü için harcanan emek miktarı olsun. Böylece, modeli elde edilebilir;
203
(10)
aşağıdaki doğrusal planlama
•
Girdi ve Çaktı Modelinin En Iyi Teknik Seçimi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
ve Bir Uygulama
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
M.Karakaş
m
p-1 yada m
n
2
( 11)
(16)
p=l
•
j=
olur.
x;�o
(12)
X�J -<d�)
Bundan başka, her bir bölgenin üretim gücü, belli sımrlar içindedir.
(13)
(j= ı ,2,................ n;
Et
ise p bölgesinin i kurumunun en büyük
mümkün olan üretim miktarı olsun. Bu halde aşağıdaki
kısıtlayıcı şartlar yazılabilir.
s=1 ,2,.........ren
(17)
olup,
n
Xf20
rU)
I
"ı�� LJJ J
J= l
EP
nin minimum değere sahip
d;
ise j.nci
olmasını
kunımun
elde etmektir.
s.nci
üretim
verildiğinde,
kururnun
modeli
bu
kullanabileceği Ancak,
seçilebilir.
kullandığımızda
kullanarak,
teknik
üretim
kısıtlayıcı
yöntemi
bu
modeli
şartlar
da
ortaya
(Et Ef ......E: ) ) dir.
r
tt' t f , ........... , t:)
Üç kurum olup. her bir kurumun üretim biriminin_üretim değeri için harcanan her bir kuruma ait ürünlerin kapital miktarı ve en1ek miktarı aşağıda verilmi ştir.
edilebilir;
Ktınım l
m
)
ypo (p=1,2,. .. . m)
(15)
ise planlanan süreç içinde tüm ülke
çapında i.nci kurumun nihai ürününün i htiyaç miktarıdır.
yO = f.0, f;0 1
•• . .• . •• • .•
,
yno
ise, her bir bölgede üretilen
i.nci kurumun nihai iiliinlerinin toplamı olup
büyük ya da eşittir. Yani
ürününün emek harcama
IV.UYGULAMA ve SONUÇ
Bölgeler arası modelinin ilişkisini aşağıdaki gibi ifade
n
bir sütun vektörü olup.
miktarı (ya da üretim harcama kullanımı) dır.
harcamasının minimum olması belirlenebilir.
1, 2, .... ,
1,
dir. yani p bölgesindeki üretim
biriminin i.nci kurumunun
toplaın emek harcama miktarı ya da toplam üretim
( i=
,
en küçük olmasıdır. Burada
üretim miktarının bölgelere göre dağılımı, dolayısıyla
Y/
,
p=l
ihtiyaç miktarı belirlendikten soma, her bir kurumun
=l q
olup.
_L(tP)'XP
Tüm ülke çapındaki her bir kurumun nihai ürününün
=
vektörü
1n
ÜRÜN ÜRETİM BÖLGESİNİN SEÇİMİ
I Apq xq
sütun
da toplam üretim harcamasının kullamlması);
=
XP-
bir
altında, tüm ülke çapındaki emek harcama miktarının (ya
çıkabilir.
m.
ise
bir
teknik
uygulamada
diğer
her
=
P
Bu planlama olayı. ( 15-18) dört grup kısıtlayıcı şartlar
modelinin en büyük olabilirlik üretim gücüdür. Y'nin de--eri
E
Burada
(14)
s=l
Burada
(18)
ı
Yjo
den
204
Kurwn2
Kurum3
Kurum 1
0,4
0,2
0,2
K urum 2
0,1
0,2
o
Kurum3
0,2
0,1
0,4
ı
3
ı
••
BUDK
•
Girdi ve Çıktı Modelinin En Iyi Teknik Seçimi
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergjsi 6.Cilt,
2.Sayı (Temmuz 2002)
M.Karakaş
0,1
0,2
EHK Tabloda,
ve Bir Uygulama
BÜDK: Birinı Üretim
olup,
0,3
De�erimn Kapitaldaki Kapasitesi� ERK:
Emek Harcamasının Katsay1sı.
modelin maksimum olması beklenmiş olur.
Bu üç kurumun toplam kullanabilir kapitali 500 birim, emek gücü de 100 birimdir. Şimdi her bir kurumun üretim miktannın maksimum olmasını göstermek amaçlanmış olsun. Matematiksel model seçimi için....., -- ile i. nci kurumun üretim değerini, -- ile i.nci kurumun nihai üretim değerini göstermiş olunsun. Bu durumda kısıtlayıcı şartlar da aşağıdaki gibi gösterilebilir; X1 -0,4 X1-0,2 Xı-0,2 X3- Y1=0 X2-0, 1, Xı-0,2 Xı
Bu durunıda, XJ = 31.25
Xı ::::.: 250. Yı= 112.5.
...
Yı=O
X3 = 156.25 y3 = 40.625
olur. Böylece üç kurun1un üretim de--erinin toplam değeri 437.50 birim olacaktır. S onuç olarak, değişik bölgelere ait olan değişik kurumlara ilişldn birim üretiın miktarı üzerinden toplam üretim birim değerinin yeni bii matematiksel modeli elde edilmiş ve bir uygulama ile bu modelin kapasitesi gösterilmiştir.
-Yı=D
Amaç olarak, girdi ve çıktı modelinin bir çeşidi olan kurumlar arasındaki karşılaştıuna modeli ve en iyi çözümü ışığında üretim bölgelerinin seçiminin tekniksel modeli gösterilmiştir.
0,2X1+0, 1X2+0,3X3 � 1000 olup, hedef fonksiyon
KAYNAKLAR maksimum değere sahip olmasıdır. Böylece en iyi ÇÖZÜflr; X1 = 100 Xı = 50 X1 = 250
Yı=O, Y2
=
[!]Anderson. T. W.. and Rubin. H.. "Estimation of the Parameters of a Single Equation in a Complete System of Stochastic Equations ". Annals of Mathematics and Statistics. vol 20. 1949. pp 46 -63. [2]Basmann. R. L . "A Generalised Classical Method of Linear Estimation of Coefficients in a Stuctural Equation". Econometrica, vol 25. 1957. [3]Chrisı. C.. Economic Models and MethodY. W iley .1996. [4]Leser. C.. Econon1etric Techniques and Problen1s. Oriffin. 1966. chapter 2. [5]Wen Lai.. Doğrusal Planlama Modelleri ve Ornek Çözümleri. Shanghai Halk Basın1 Evi. 1991. .
30, Y3= 125
olur. Bu durumda, her bir kurumun nihai üretim değerinin toplamı 155 birim olur. Eğer kısıtlayıcı şartlar değişnıediği, ancak hedef fonksiyonunu üç kurumun toplam üretim değerinin maksimum olması olarak değiştirdiğimizde. yeni bir model elde edilmiş
205
Küre Düzlemindeki Operatör Riesz Potenslyel
SAU Fen B1limleri Enstitüsü Dergisi 6.Cilt, 2.Sayı
integralini Hesaplamada (p, q)un
Sınırldığı M.Karakaş
(Temmuz 2002)
KÜRE DÜZLEMİNDEKİ OPERATÖR RIESZ POTENSİYEL iNTEGRALINI HESAPLAMADA (p, q)'UN SINIRLlLlGI
Mehmet Karakaş Bu tür integralların değerleri, monoton analizi ve
Özet- Kiire düzlemindeki Riesz potansiyel integralının lnsıni hesaplama işlemlerine ilişkin bir araştırınalar ortaya l<oyulmuş ancak, çol{ hesaplama işlem lerinde ope ratör (değişim) durumu Jlek ele al ınmam ıştır Bu araştırmada, operatör Rie�'Z potansiyel integralnun lusmi hesapı ama işlemlerinin yöntem ve araştırmaya ilişlun özelliider ortaya }{oyulmuştur.
fonksiyonlann tahmin
değeri kavrammda n ayn bir
anali zine
aittir. Ross B, Samko S., 1993 'de tek değişkenli integralların hesaplanmasında sabit kesir dereceli kısmi hesaplama işlemini operatör kesir
değer
.
dereceli hesaplama i şi emine genişiettikten sorrra, bir
çok araştırmacı tarafından bu konu tartışılmıştır.
Özellikle fonksiyonlann sürekliliği üzerinde çok yoğun
Anahtar Sözcükler - Operatör Riesz Potansiyel lntegr alımn Kısmi Hesaplanması, Küre Aralığı, Iç Değerlendirme Operatörü, (p, q)'un S mırl ı lığı (p, q)'ıın op erat örü
tartışmalar olmuştur.
Bu
araştırmada
sabit d ereceli
Riesz potansiyel integralının kısmi hesaplama işlenri üzerine operatör işlemini genişleterek yeni bir yöntem geliştirilmiş ve bir ç ok temel özellikler ortaya
•
•
,
.
konmuştur.
Abstract -A lot of research has been conducted on Riesz potential integral operator. The concept of Riesz potential i n te gr al operator of variable order was introduced and its properties were investigated in this paper. Key words - Riesz potential integral operator of variable order spherical distance; operator interpolation; {p, q)-boundedness; (p, q )-type operator. ı.
verilmiş olsun. Burada On ise Rn+ı deki küre
kısmi
işlemidir.
==
(x
*
y) ise '4ı
'
de ki x
ise doğrusal evrendir.
GİRİŞ
ff( {).)
integrallann hesaplanmasında kesir dereceli
hesaplama
arecas
boyutlu birim
ile y noktalan arasındaki küre düzlem aralığıdrr. LP(�)
Operatör Riesz potansiyel integralının kısmi hesaplama işlemi,
düzlemidir. 1 x -y 1
n
Bu
tür
integrallann
�
•r
if( X ) d j � p dj
Q,.
1 /{ ı )IPdı)Vt
Lf/J(n�) if(x)� IIJ� �
değerleri, monoton analizi ve fonksiyonlarm tahmin değeri kavraınından ayrı bir değer analizine aittir.
hesaplama işlemi
M. Karakaş, Sakarya Üniversitesi SMYO, Adapazarı
206
�
�
� r �P ı .\.-t u(\, .
<f
10
i,! tf p ( t � ,
f{,) ı<+ =l.
SAU
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt,
Küre Düztemindeki Operatör Riesz Potensiye) integralini Hesaplamada
2.Sayı (Temmuz 2002)
T: LJJ(.{J�. ) .,..,. L'(ll,.) .
1
1 �� p., q � =·tl
(p, q)
dir.
sııurlanmış) denilip, (p, q) ll T(f) ll q<C ll f ll P' eşitsizliğini sağlar. Burada C ile f bağh değildir. Bu eşitsizliği sağlayan en küçük C ise tipi
(ya
da
T'ıun (p, q) değeri denir ve
ll
T
ll
(p, q)un Sınırhlığ1 M.Karakaş
Aksiyom 3
·ı
(p,q) ile gösterilir.
f{x) E L1(Qn),O<a(x)<n, f(x) 'in operatör Riesz potansiyel integralının kısmi hesaplama işlemi, ıa.<x) ile aşağtdaki gibi tanımlanır.
< q
<
.
(/)
ı
ı 1- � g q
'-
::::
ı ' ·-·· 1. P
+
ı q
··-�
ı
=
+
r
--
1 .t 1 <
p < q1 ,
ve
;J:f .ıK'( � ) 1"1 WL� -� 1·1 K(� ,.t} ll ��ı:il � .,
(:�
.•
�
(;
f:t
'
A
e
a. e�
�
..
E nit;
:x�
,..
E� Dn
,.
�
ise, o halde hesaplan1a işlemi
Bu araştırmanın maksadı, rı<x) nin (p, q) 'un sınırlılık gibi özelliklerini ortaya koymaktır. ifadelerneyi kolaylaştırmak acısından bundan sonraki aşamalarda C değişik sabit sayılar ile gösterilmiştir.
olup, bu (p, r) tipidir. Burada
ll ll ·
WLq
ise L
sektörünün (yayının) değeridir, yani
D. AKS İYOMLAR VE NETiCELER Bu araştırmadaki konunllil kaynağı aşağıdaki birkaç aksiyomdan gelmiştir : 1
Aksiyom
(Integralm
1 �P <co, f (x,
Minkowski
Rm X Rn
y) ise
bilen olsun. Bu halde
dir.
Eşitsizliği)
de Lebesgue ölçüle
Böylece aşağıdaki sonuçlar elde edilebilir.
'feorem 1 O<m<a(x)<n,f{x) E L\.Qn) veriln1iş ise, o halde ln(x)(t)(x), hemen hemen x E 0n'de yakınsaktır ve
I'ı(x)(f)(x) E L1(011) dir, •
Ispat
Not : bu aksiyemdaki RIDx Rn yerine her hangi iki ölçülebilen küme çarpımı M1xi\12 için de geçerlidir.
Aksiyom 2 (Riesz - Therin Potansiyel Hesaplaması)
1 � Pr- qi
1 ---t + -.. --
Po
t
--
Pı
� t
«ı
ı
qt
,
.i
::
�
ı
O., 1 -
qo
t
•
ı
E (O, ı )
t
-t __.....
ıt?ı
, �;
olsun, böylece
�
�
olsunveT de bir doğrusal hesaplama olsun. Eğer T ise (po,qo) tipi ve (pı,qı) tipinde ise, o halde T, CPt,qt) tipinde olur ve
207
SAU Fen Bilimleri
Küre Düzleminde Id Operatör Riesz Potensiyel
Enstitüsü Dergisi
integralini Hesaplamada (p, q)un Sınırlılığt
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
M.Karakaş
Yukarıdaki Teorem2 ,yi daha genişletirsek; Teorem 3
O
< nı � --.
.
.
<
( .x)
a
tl
,
1. <
�:ı>
�- 1 ,
n: .... f
n.
p
<. nı.
ise, o halde Ilt()t)' (p, r) tipi hesaplamadır, yani fakat m ve n' a ilişkili C sabiti var olup,
olur.
olup, rcı.(x)(1)(x), nn, da henlen hemen nıutlak yakınsak ve de integrallenebilirdir.
q pr/(pr+p -r),q'=q/(q-1) olsun. Burada
ispat
Ia(x), ( 1
,
q) tipi ve ( q', oo)tipi olduğunu ispatlanz.
Aksiyoml 'den
Teorem 2 O<m:Sa(x)<n, 1 <p�oo ise, ıa.<x> , (p, p) tipi hesaplamadır, yani fakat m ve n'a ilişkili öyl e bir A sabiti var olup
olur.
-
. . t··ı ,
� - ·
..
.. . ... .;
�
...
Ispat Bu teo ren1i potansiyel hes apla ma
işlemi i le
..};J:;.ı t/\J�) (. X ) ,
•
=
.
f LX'
J' f( 1J
,. _......··- �--"'
N J ı.•
/_E �� � ı
) ,J l.Jx
.J "- J \i\ '
.
.
.,
e
•
'·*k'
• " '
'
... ..
"\..�
de
ispatlama nıız münılctil\ ancak, hesaplamanın daha kolay olması için küre düzleminin kaydınna kısmi h es aplaması Se:
1
-
...,...
.. ..
o
.,
•
..
• •
.. ·�
..
-·
çünkü
(l\ .
ll,· 1
değeri 1 olan (p, p) tipi kısmi h esap l amas ı olduğundan,
yani ll Sa(t) ll p:S ll f ll P olup, aksiyomı·den
.tı .
......, _,
Çünkü bu,
-·
rı <
yakınsaktır.
i�
�. #
(
.. , ..
'
.:1 .
il '.
1 ��
ı
p·
r ( �-), ( ..f)
1
�
U tl
q) tipi demektir.
. ·:��d:l ,�dO) :!) 1] ·1
�c, I·! ,.(i
r•
1ı
•
.....-...,. < tl1k '
-
buradan
olup,
+· l
tl,.
q
dan pr/(pr+p-r)<nl(n-m)
<
�..
c
�ı f·lf t
·
•
ı 1
Halder eşitsizliğinden kolayca
.
elde edilir.
208
-
m..)��llf
-
qm
böylece yukandaki integral Dolayısıyla
olur,
�
.n. / ( n i .J
•
Bu demek Ia.(x) ise (1,
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
Küre Düzlemindeki Operatör Riesz Potensiyel integralini Hesap lamada
: su �
.lı
li �
� '•i ,.�ı
�( 1 �!i -J ;j; �t
t
'
aynı
�
u�
\
�:. J1
.tv,11) K {
'
şeı1 <.ı·ıde,
·�
•
Aksiyoın3 'ten rn
1
1' unr.�..� (ı rr._ 'lı' (
nin (P�
�
..
,.
1� .:ı�
.•l �q�
'V ..1
, "
.1
•
�:�
""'
(p, q)un
M.Karakaş
r�· l4 (
-
C4;'' t� ll!')�
Sanırhhğı
:<:.
·�
( l ) 1/( ...-
A
(
yi
. .
•
"""�1 '
�. ) ııl� .. f
o1ur.
r) tipide olduğu bilinir. ya ni
öyle bi r A sabit i var olup. onlın için
elde edilir. Neticede
(it t'� ·f\.t .,.r· . ·� ·ı ı
OlUp) buradan da rJ(X)' (q')OO) tipidir.
�
.
.
·
;·
:
�
ı�
� "' · i
r
� i�
.J h ··
p ,.
olur. ı
{
ı
q( ı
::;
J_ P
� -�
·-
.
)_.::ı:.�.!. ·
.l ) P
4.
1:.
'
J.. �.!-
q
1
Ge nel po t ansiyel dununu n da diyel inı
olduğunu varsayarsak, o halde !-
,.
w-
·-
j �=·J. q
�
�
,
olup,
Aksiyom2 'ye göre Ia(x),(p,r) tipi kısmi hesaplama olur.
olsun, bu halde n
-·-
p:f:r olduğunda, P
-
r1
--
yine de sağlanır. Bu halde
�
r
. ıçın sonuç
.....
.
Teorcm 4
O < r.tı �
�
<
{ ) x:
n
,
l
< p <
r
,.ll
p
...
,...�.· r
rrl
;:;;
olur. Dolayısıyla .
f:
ı r(�l(f) ll
ise. ıu(.x), (p, r) tipi hesaplamadır. . Once .
ı
l" ı .... ..... ,.
r
ı
,�·· ....
ı
f�
�-
+
�
11 A' ı ll y + r�(f)(:t) ıı! � .A ı f 1 R + � r�co rı '
�. 4,: ·'H f l p· .
a(x)=ın sabit
tt.:;)]�. � q
olduğunu varsay al un, bu halde
- .....�_.. qJI q· l
olduğunda =
rJl
ispatlay alım.
sağlanacahrıt1ı
r
+ r
e
+
!!..
r •·
ı-ıo-.
teoreınin ......
J'
;::-; ı
�·
71ı .,�
1. P
f..ı
t'MWj..•
r
..
·
den
-.
;:;:;;
'Ş
.
integral hesaplaınalannda
t!
�·
::
C �1t: f nf.l f .
ı
küre düzlemindeki
Riesz
pot ansiyel integralnun hesaplanması teknolojinin her
q
yönünde büyük ilgi gönnektedir. Bu araştırmada küre düzlcnıindeki
Riesz
potansiyel
inte!,rralinin
kısn1i
hesaplaına işlemlerine ilişk in temel bilgi ve yönteınler
)
m :;;;. 11 + nu olur Çünkü, olduğ1ından.. k ol ayca p<q'olacakğını ispati<:ınabilir. olsuıı diyeliJn, bu halde K(x:y)= 1 x-y 1 -
'1 1
III. SONUÇ
J.� '
-!.?!·-··�
+ A1
olup, Ia(x)) (p, r) tipi kısıni hesaplama olur.
1
+..
·
ışığu1da
y eni bir ta rtışma I<. onu
olan teorem ve neticeler
ortaya konuln1uştur. Bu açıdan hesaplaın a işlenılerinde operatör (integral sınırlannın değişimi) d1ınunu ele
m-rı,
ahmmş ve sonuç olarak yeııi yönteınler geliştinniştir.
Bu yöntemler ışığında
�
Ries? potansiyel integralini
hesapl amamu bazı özellikleri verilmiştir.
209
1
SAU Fen
Küre Düztemindeki Operatör Riesz Potensiyel
Bilimleri Enstitüsü Dergisi
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
IV.
integralini Hesaplamada (p, q)un Sınırldığı
M.Karakaş
KAYNAKLAR
1. Ross B, Sarnka S.Integration and differentiation to a varia ble fractional order [J] . Integral Transfor ms and Special Function, No: 1; pp. 201-209, New York, 1991. 2 Nicoloas du plessis. Some tlıeorem about the Riesz fractional integral [J] Trans Amer Math Soc, No: 5; pp. 124-134, New York, 1980. .
3
Chen Sh., Wang K., Real Analiz (Chin ce)
[M] ,
Pekin Pidaloji k Üniversitesi Yayın Evi, pp.l42 - 165, Pekin, 1997.
210
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ekonomideki Tekniksel Kalk1n1na
6 Cilt, 2.Sayt (Temmuz 2002)
Modelleri ve Hesaplanması M.Karakaş
EKONOMİDEKi TEKNİKSEL KALKlNMA MODELLERİ VE HESAPLANMASI Mehmet Karakaş
I.METODVEYÖNTEMLER
Özet-Bu araştırmada, ekonomideki yeni bir model için ele alınan bir çeşit tekniksel kalkınma elemanları üzerinden
belirlenen
miktarları
analiz
ederek,
tekniksel kalkınma modelinin hesaplanması yöntemini ortaya
koyulmuştur. Bu
yöntem,
ülkenin
iktisadi
istatistikierindeki sayısal değerler ile birleştirilerek, gayri safi milli hasıladaki bazı ilişkilerin hesaplanacak formillleri ve dağılımdaki hesaplama yöntemleri bir matematiksel model
yardımı
ile
ortaya
koymaya
çalışılmıştır. Bu hesaplama yöntem ve modeller ile elde edilen gerçek değerleri kullanarak, temel yılda i birim olan tekniksel kalkınma değerini daha basit yolla hesaplanabileceği düşünülmüştür.
Anahtar Kelime/er-
Tekniksel
-
kalkınma,
Gerçek
In this study, a new technical model based
amount
integrates
has
been
created.
(1)
==
Y
t yılındaki değişmeyen fiyat üzerindeki üretim değeri; L ise t yılı ya tırılan emek gücü miktarı; ise t yılı üretim olduğunu
varsayalım.
Burada
ise
K1
mekanizıni (üretken sabit sermayenin aslı değerini temsil
eder); K0 ise t yılı yatırılan ham madde, yakıt (yani mekanik
enerji),
This
eder).
miktar
F(L(t),Kj(t)�Ko(t))
(sabit
sermayenin
döner
method
ise tekniksel kalkınma olmadığ1
L, Kfi Ko'ln bilinmeyen A (t)
koşul altında, yatırıma göre üretim elemanları üretim
on technical development elements which analyze given
Y(t) A(t)F(L(t),K1(t),K0(t))
seıınayeye akışı üzerindeki istatistiksel ifadesini temsil
değer, Matematiksel model, Üretim fonksiyonu.
Abstract
Üretim fonksiyonunun,
fonksiyonudur.
Genelde
fonksiyonu, araştırmada ele alınmış hesaplama analizinin tekniksel kalkınma fonk siyonudur. Böylece, yukandaki deyinılere göre, aşağıdaki ifadelerin;
statistical parameters of the country and
calculates GNP by using some sort of formula and investigates distribution
caleulation and
methods
mathematical
according
model.
With
to this
calculating methods and models values which taken from real values. In basic year , technical development values as accepting as a value "i" , accounted with this method.
Key
words-
Technical
Development,
GNP,
Mathematical Model , Real Values.
wı(t)
=
ar aı
L ·y
yazılabileceğini varsayalım. Bunlar ayrı ayrı yatırımın sabit sennayesi,
döner
ürettiği esneklikleridir.
M. KarakaşSakarya Üniversitesi SMYO, Adapazarı
211
sermayesi ve
emek gücünün
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ekonomideki Tekniksel Kalkınma Modelleri ve Hesaplanmasa
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
M.Karakaş
dir. Burada çok küçük bir düzelme yapılmıştır. Çünkü sabit sermayeden ortaya çıkacak giderler genelde pek yüksek olmadığı ve ülkelerin bu açıdan değişik bir yol izlediğini göz önüne alarak bu küçük değişimi yani gider oranını dikkate almayabiliriz. Diyelim t yılındaki üretim değerinin getirisi (o yıldaki fıyat üzerinden hesaplanması) �ile gösterilmiş olsun yani
Formül (l)'in her iki tarafından zamana göre türevini alırsak, kolayca söz konusu artış hızı fornıülü;
elde edilir. Şimdiki mesela da her bir yatınm elenıanının ürettiği
esnekliği
hesaplanmasıdır.
w1
(t), W0 (t) ve
w1(t)
lerin
(7) olur.
Bu araştırmadaki asıl amaç, yukanda gösterilen esneklikleri hesaplamak değildir. Aksice onların her bir zaman dilimindeki esas sayısal değerlerini ortaya çıkarmaktır. Onların gerçek değerlerini elde etmek mümkün olmadığından yaklaşık tahmin değerini belli bir anlamlılık düzeyinde elde edilebilir. Dolayısıyla burada belli bir zaman diliminin penceresinden bakarak, üretim değeri Y ile yatınmdaki üretim elemanları L, Kfi ve Ko 'ların ilişkisini kurmaya çalışılmıştır. Bilindiği gibi, milli gayn safi hasıla hesaplandığında, ait olan zaman dilimde (yani o yıl için) hesaplanan fıyattaki üretim değerinin oluştuıulması,
Maaş mı ve sosyal giderler m2 yatırımın emek gücü üzerinden ödemesi olduğu için net üretim değeri teşkil eden "diğer" türler H'ın büyük kısmının anlamı da emekçi ile yakından ilişkilidir. Ama sayısal değeri büyük olmadığı için burada bunu yatınm emek gücünün bir çeşit ödemesi olarak kabul edilebilir. Böylece, eğer t yılındaki her bir çalışanların ortalama ödemelerinin seviyesini r2 olarak varsayarsak, o halde
(8)
-
Y =V+M+C
olur. Diğer üç terim içinde, Cı ise üretim sürecinde tüketilen ham madde, yakıt (enerji), rnekaniğİn değeridir. Yukarıda gösterilen üretim fonksiyonu ( 1 ) de bunlar birleştirilerek döner seıınaye Ko'ın içinde gösterilmiştir. Böylece bunlar için harcanan yatırımın ve gider gelirler için döner sermayedeki oranı r3 olarak ifade edilirse, o halde
(3)
'
ile gösterilir. Burada Y ise bugünkü fı yattaki üretim değeri; ( V + M) ise net üretim değeri; C ise fiziksel tüketimin değeri. Aynı zamanda net üretim değeri,
(4)
(9)
ile daha geniş bir biçimde gösterilebilir. Burada 111ı ise çalışanın maaşı, m2 ise çalışanın sosyal yardım masrafı,
olur. Eğer t yılındaki sabit seımayeye yönelik faiz oram r4 ile gösterilse, o halde
A 1 ise vergi, A 2 ise gelir, E ise faiz ve H ise çalışamn
eğitim, servis, sendika, ziyaret ve diğer masraflarıdır. Burada yine faiz E' yi döner serınaye üzerindeki faiz Eo ile sabit sermaye üzerindeki faiz Ef olarak ikiye ayırmak mümkün yani E Eo +Ef dır. Bundan başka fıziksel tüketim C da ikiye ayrılabilir. Birincisi sabit sermayenin kesintisi T ve ikinci olarak da yatırımın tükettiği ham madde, yakıt (yani eneıji), mekanik giderleri Cı yani C= T + Cı dir. Yukandakileri (3)'e koyarsak,
(10) olur. (6) ..( lO)'u (S)'e koyarsak,
=
-
-
elde edilir. Terimleri düzenleyerek, iki tarafı (1 - Jl.)'ya bölersek, o halde -
olur.
Y=
Daha detaylı analiz yapmak için, fonnül (5)'in sağ tarafındaki dokuz tane ölçümü (değişken ya da
olur.
-
parametreleri) birleştirilerek ve L, Kfi Ko ve Y 'ler ile bir bütün olarak bakılabilir. Diyelim t yılındaki sabit sermayenin gider oraru r1 olsun yani
(12)
-
Yukandaki ifadenin sol tarafındaki Y ile (!)'deki Y'in farkı bir fiyat elernamdır. t yılındaki gerçekleşen fiyat üretim değeri ile değişmeyen fiyat üretim değeri arasındaki değişim katsayısını aile gösterirsek yani
(6)
212
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Ekonomideki Tekniksel Kalkınma Modelleri ve Hesaplanması
6.Cilt, 2.Sayı (Temmuz 2002)
K
ko = o
-
a = o
M.Karakaş
Y1 halde
Y olup, (12)' nin her iki tarafını
a
'ya çarparsak
L
(21)
ayrı ayrı ( yılındaki kişi başına üretim değeri (emek üretim değeri), kişi başına seıınayenin kullanımı ve kişi başına kayıt döner sermaye ni n oluşturduğu miktarı olsun. (19) -(20) ifadelerinin her iki tarafını zaman t'ye göre türevini alırsak, o halde
ler
(13)
olur. ( 1 3)'ün
her ild tarafını Y' ye bölerse k
,
y
=
"'
=
a(r1 + r4 ) . K (1- ;ı)Y 1
olur.
Bu ifade, t
üretim
a(r2 . L (14) .K + + o (1- fl)Y (1- ,u)Y
değerindeki
yatırım elemanların ın kıyme tlerini gösterir. kestitimini hesaplanıa
Dolayısıyla, aşağıdaki esneklik formülünü elde edebiliriz,
,..
2
Y 1L
-
Yi 1 L 2 "
"
(22) 2
ko =(k0L-K0i)IL2 ==ko!L-K0iiL2
bir
kısmi
,..
==
k =(K.rL-K1L)IL =K11L-K1LIL 1
ar3
yılı nd aki her
( YL - Yi) 1 L 2
(23) (24)
olur. (22) -(24)'ün her iki tarafım ayrı ayr ı y, k1 ,ko 'lere b öler s ek, o halde
yly==YIY-i!L
(25)
(15) ıv 1
( t)
ar =
2L
---
(1-p) Y
ar 2 =
L
_
_ __...;. _ .. ,-..; �
(1-jj)Y
-
tn 1
+ m
2
+
(26)
H
f-(X1+A2)
(27)
(ı 6)
( 1
her iki tarafını soma (25) -(27)'ye koyarsak,
olup,
(ı 7)
)'in
"
y 1 y +LlL olur. wr
"
=
t'ye
göre
türevini
A 1 A+ w1kf 1 kf + w0k 1 k0 + (wf
+ Wo +
"
Wı
=
ı
olduğu
olduğu dikkate alınırsa, olup,
"
ve
ilL
aldıktan
+ W0 + Wt )L 1 L
'in
"
çok küçük
(28). (18)
formülü, tekniksel kalkınınanın elen1anı olan A'nın nihai bir formülü olarak kabul edebiliriz. Böylece, alınan türeve göre, olur. Bu
olur.
Yukarıda gösterilen katsayılan istatistiksel yardımı ile elde etmemiz mümkündür.
y
y =:-
L
hesaplamalar
olın. Daha önce gösterilen artış luzı denklemi (2) ile bu denklemi karşılaştırdığımızda, bunun da bir artış hız formülü olduğunu görmek zor değildir. Denklemde ifade edilen-- emek üretim oranının artış hızımn üç tür elen1anı olduğu söylenebilir. Bunlar tekniksel kalkınma artış hız oranı �A1 A kişi başına sabit serınayenin artış hız oranı M;· 1 k1 ve kişi başına sabit seın1ayenin döner serma ye de oluşan miktarının artış hız oranı Mo 1 ko lardu. Kolayca görülür ki, bu üç taraflı artış hız oranı, emek üretim
(19)
,
213
Ekonomideki Tekniksel Kalkınma
SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Modelleri ve Hesaplanması
6.Ci1t, 2.Sayı (Temmuz 2002)
oranının artış W0'lar olur.
oranına
karşın paylan ayrı ayrı 1,
M.Karakaş
�
ve
D.SONUÇ Sonuç olarak, ekonomideki yeni bir model için ele alınan bir çeşit tekniksel kalkınma elemanların üzerinden belirlenen miktarlann artış hız oranının üretim fonksiyonunu oluşturmasının yeni bir açıklamayla gösterilmiştir. Böylece, yapılan analizlerde, tekniksel kalkınma modelinin hesaplanması yöntemine yeni bir boyut kazandırılarak, tekniksel kalkınma hız oranı, kişi başına sabit seıınayenin artış hız oranı ve kişi başına sabit sermayedeki döner sermayenin oluşturduğu artış hız oranı kavramlan ile gerek olduğunda ülkenin iktisadi istatistikierindeki sayısal değerler ile birleştirilerek, gayrı safi milli hasıladaki bazı ilişkiler foıınülasyon yöntemleri yani bir matematiksel model yardımı ile ortaya koyulmuştur. Bu hesaplama yöntem ve modeller ile elde edilen gerçek değerleri kullanarak, temel yılda 1 birim olan tekniksel kalkınma değerini daha basit yolla hesaplanabileceği düşünülmüştür. KAYNAKLAR 1. D.Gale., The TheoryofLinearEconomicModels. McGraw-HiTI, New York-London, 1960. 2. E. Dennison., Application Mathenıatical. Academic Press, New York, 1986. 2. J. L. Murty., Application LinearMathematical Models. Wiley New York -London, 1987.
214
SAÜ FEN BiLiMLERi ENSTiTÜSÜ DERGiSi YAZlM ESASLARI Sakarya üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü dergisi, bütün Fen ve Mühendislik alanlarında yapılan önemli,
özgün ve kaliteli araştırma
ve
çalişmaları
içeren
bir dergidir.
Dergide
yayınlanacak
makalelerin yazım esasları aşağıda verilmektedir. 1. Yayınlar A4 norm kağıtlara çıft sütun halinde en çok 8 sayfa olacak şekilde hazırlanmalıdır. Gönde rilen yayınlar gönderıldiği şekılde (boyutlar değişmeden) basılacak, ancak şekilsel düzenlemeler; eğer gerekli görülürse, Enstitü tarafından yapılacaktır. Lutfen sayfanın ön yüzüne sayfa numarası vermeyiniz. Sayfa numaralarını sayfaların arkasına yumuşak bir kurşun kalemle ışaretleyiniz. 2. Teslım edilen makaleler incelenecek ve en geç 15 gün içerisinde yazariara durumu bildirir bir belge verilecektır. Inceleme
sonunda yazım kuralına uymayan makalelerdeki düzeltmeler yazariara bildirilecek ve bir hafta ıstenecektir.
içerisinde düzeltilmesi
3. Butün metinler 300 dpi veya daha iyi çözünürlüğe sahip (lazer yazıcı tercih edilir) bir kaliteli yazıcıdan alınmalıdır.
soldan: 2 cm, sağdan: 2 cm., üstten: 3 cm. alttan: 3 cm. sadece ilk sayfada üstten 5 cm .
4 Herbir sayfa için kenar boşlukları; şeklınde olmalıdır. 5. Herbır kolonun genişliği
8.1 cm. ve kolonlar arası boşluk 0.6 cm. olmalıdır.
6. Çalışmalar Word ortamında Times New Roman fontu kullanılarak tek aralıkla yazılmalıdır. El yazısı. semboller ve formüller kabul edılmez 7. Yazım dilı Türkçe veya lngilızcedir.
8. Yayınlanması istenen çalışmalar, biri asıl, toplam 3 nüsha halinde, diskete kopyalanmış olarak koruyucu ve sağlam bır zarf ile Fen Sılımieri Enstitüsü ne ulaştırı Imalıdır. 9. Makalenin ilk sayfasında yayın başlığının altında yazar isimleri ortalanarak yazılmalıdır. Yazarlarla ilgili bilgiler ise, ilk sayfada
ılk sutunun altında 1O
8 punto ile yazılmalıdır. Konu başlığı ve yazar isimleri arasında 2 satır boşluk olmalıdır.
Yayın içerisinde aynı düzende Türkçe ve ingilizce özet olmalıdır. Eğer makale ıngilizce yazılmış ise Türkçe özet ılave
edilmelidir. Ayrıca özet bölümlerinin hemen altında anahtar kelimeler verilmelidir. 11. Font büyüklükleri aşağıdaki gibi olmalıdır. Başlık
: 14 koyu, hepsi büyük harf
Alt indisler
.7
Yazarlar
: 12
Yazar adresleri
:7
Özet
:8 :1O, bold
Üst indisler Başlıklar Kaynaklar
Ana metin
:10
.1 o :8
Şekil ve tablo isimleri
:10,koyu
12. Makale içerisindeki düzenleme aşağıdaki gibi olmalıdır. Başlık
: Sayfa içinde ortalanmalıdır.
Yazarlar Özet
: Yayın başliğından sonra iki satır aralık verilmeli ve ortalanmalıdır. : Birinci sayfa birinci sütunda (sol taraf) 100 kelimeyi aşmamalı.
(Özet
-,
Abstract ) şeklinde -
olmalıdır ilk önce Türçe daha sonra ingilizce özet verilmelidir. Özetin tamamı bold karakter olmalıdır. Yazar Adresleri
: Birinci sayfa birinci sütun altında olmalıdır.
Bölüm Başlıkları
: Sütun içinde ortalanmalı, Roma rakamı kullanmalı, Eğer alt başlık var ise roma rakamından
sonra standart rakamlar
( 1.1, 11,1
...
) kullanılmalidır.
Her türlü çizim, fotoğraf ve resim şekil olarak adlandırılmalıdır. Şekil başlıkları şeklin alt kısmında bulunmalıdır. Şekiller mümkün olduğunca sütun içinde ortalanmalı, ancak tek sütuna sığmayacak şekilde ise sayfa Şekiller
:
ıçıne ortalanarak yerleştirilmelidir. : Tablo başlıkları tablonun üst kısmında bulunmalıdır. Tablolar mümkün olduğunca sütun ıçıne Tablolar ortalanmalı, ancak tek sütuna sığmayacak şekilde ise sayfa içine ortalanarak yerleştirilmelidir. : Makalede değinilen kaynaklar, metin içerisinde verildiği sıraya göre köşeli parantez içinde Kaynaklar numaralandırılarak verilmelidir. Kaynaklafla ilgili bilgiler, bütün yazarların adlaı, makale, patent ve rapor adı, cilt numarası, sayfa numaraları ve basım tarihi sırasıyla verilmelidir. 13 Yukarıdaki şartları sağlamayan makaleler yayına alınmayacaktır.