QIJIKA REŞ Nr.2

Page 73

radikal politika dergisi

macerasını birazcık özetleyen genç müzisyen, Dodan Project isimli grubuyla sahne üzerinde müziğin bütün patikalarını aşındırmanın yanı sıra, sahnede dinleyicisine sunduğu görsel şölenle de aynı zamanda teatral bir kanava üzerinden son derce zinde bir tarz oluşturuyor. Hareketli ezgilere getirdiği yeni ‘modifiye’ şekliyle kendisinin müziğin dalgaları arasında kanat çırpışını dinleyici-izleyici kitlesinin de damar kıpırtılarına kadar taşıyor. Dingin ve uzun hava ezgilerini yorumlama-oynama ustalığıyla da adeta açık bir denizde seyreden bir yelkenin kanatlarını yalazlayarak kendisini izleyen-dinleyenlere bambaşka tünellerden sesleniyor. Anonim halk ezgilerine getirdiği yorumla ve zengin müzikal performansıyla ama mütevazı karakteri ve yaşam şekliyle adeta ‘Giyayê Hevşê’ (Avlunun otu) muamelesinden de kurtulamayan Dodan, sahnede yaptığı doğaçlamalarla da zengin müzik belleğinin penceresini sonuna kadar açık tutuyor. Geniş bir repertuara sahip olan ‘Şabûn’ albümde Dodan’ın özgün yorumuyla “MELE ÎSA”, “LÊ DÎLBERÊ”, “NEÇE”, “MALAN BAR KIR”, NEXŞE MîRZO”, EMPROVİZE”, “EDLÊ”, “HÊVΔ gibi eserleri yorumlama şekliyle hem Kürtlerin doğa ile olan devinimleri ve bu devinimin ses üzerine inşa edilmesiyle dengbejlerin patikası arşınlanırken, konsept olarak folklorik değerlerin yaşama temasta bulunan izdüşümleri de ‘Şabûn’ albümünün başarısını gözler önüne seriyor. Marş, türkü ve muhalefet ‘dargen’ine mahkum edilen Kürtçenin zengin ses damarlarına attığı neşterle milyonlarca ses, renk, tını ve dokuya karşı dinleyici-izleyicisinin bir yeni farkındalık ağına girmesini sağlayan Dodan’ın bir başka önemli yol haritası ise, geleneksel olana sırtını dönmeden, deneysel olanı hazmetmesi, arabeskin suni kalın duvarında büyük gedikler açması ve kendi deyimiyle, “Otoriter bir durum yaratmadan deneysel olana sırtını yaslaması” oluyor. 90’lı yıllarda başladığı müzik yolcuğunu mütevazı iki albümle taçlandıran ve kafasındaki müzik saatinin tiktaklarıyla kendi içsel yolculuğunun patikalarına bile sığ-

76

kasım/aralık 2010

mayan bu ‘aykırı’ müzisyenin birlikte çalıştığı sanatçılar da son derece dikkat çekici. Öyle ki Özbekistanlı Rustam Mahmudzade’nin kendi ülkesinde tam 7 albümü bulunuyor. Yine Abdullah Shakar gibi bir isimle de çalışmayı sürdüren Dodan ve grubunun en önemli özelliklerinden biri ise çoğunlukla provasız ve doğaçlama şekilde yaptıkları müziğin canlılığı ve cazibesi elbette. Türkiye, Kürdistan ve dünyanın birçok değişik ülkesinde konserler veren ve şubatta başlayacağı yeni albümü ile müzik serüvenine ‘aykırı ve absürd’ tarzıyla devam ediyor. İyi de ediyor. Bana müziği duyabilme yetimin olduğunu fark ettirdiği için sevgili Dodan’a, yumurtaları arasında gezinme şansı tanıdığı için de Qijika Reş kafilesine minnet borcum var… Nice yüksek irtifalarda sonsuz uçuşlar Qijik ve Dodan…


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.