Gkî, diş., (giriyan, ağlamak 'tan), gözyaşı. Çand, diş., (çandin, bitki dikmek' ten), ekin, kültür. Kk, diş., (kirin'den), fiil, eylem, olgu. Destpêk, diş., (destpê kirin'den), başlangıç, başlama. Aynca sıfat-fiillerin çoğu da sıfat olarak kullanılabilir. Ör.: Biri, kesik (bkîn). Cemidî, donmuş (cemidîn). Mayi, kalan (man). Nepandî, saklanmış, gizlenmiş (nepandin). Soû, yanmış (sotin).
Bu aynı sıfat-fiiller bazen ad anlamı bile alır. Ör.: Bisethaû, diş., serüven, olay (deyim fiil bi sete. . . hatin (birinin) başına gelmek). 268. Sözcüklerin bileşimi, birinci derecede.
gerek yalın, çoğunlukla bir heceli (bet, yüz, çehre; deng, ses ; dil, gönül; spî, beyaz; soi, kırmızı, vb. tipinde) sözcüklerin yinelenmesinden ya da birleşmesinden doğar (bu sözcüklerin ad, sıfat, zamir, edat, vb. olması farketmez), gerek belli bir köke bir önekin ya da sonekin eklenmesinden doğar. İkinci derecede, önde yer alan kategoriden bileşik sözcüğe bir ya da birkaç yeni öğe (önek, sonek, vb.) eklendiği görülür. Bu çeşitli bileşimlerin önekleri aşağıda verilmiştir. Bu sözcüklerin birleşerek aldıkları anlamın çoğu zaman yapılarına giren sözcüklerinkinden önemli ölçüde ayrılığı görülecektir.
a) Bir
lın
sözcüğün yinelenmesinden yada iki sözcüğün birleşmesinden doğan bileşik
cükler.
276-
ya¬ söz¬