Arthur conan doyle sherlock holmes butun hikayeleri 1

Page 118

Ani bir hareketle, ölü adamın kucağındaki kamçıyı aldı, halkayı yılanın boynundan geçirip kendisinden mümkün olduğu kadar uzakta tutarak demir sandığın içine fırlattı ve kapağını hızlıca kapattı. Doktor Grimesby Roylott'un ölümüyle ilgili gerçekler işte böyle. Üzücü haberleri Bayan Stoner'a aktarıp sabah treniyle Harrow'-daki halasına gitmesi için yolcu ettik. Yerel polis, doktorun, evinde barındırdığı tehlikeli hayvanlardan biriyle oynarken kaderiyle karşı karşıya geldiği sonucuna vardı. Ertesi gün dönüş yolumuzday-ken, Holmes, dava ile ilgili benim bilmediğim ayrıntıları anlattı. "Bayan Stoner olanları ilk anlattığında, tamamıyla yanlış bir sonuca varmıştım, ki bu da sevgili Watson, yetersiz detaylarla hareket etmenin ne denli sakıncalı olduğunu açık seçik gösteriyor," dedi. "Çingenelerin varlığı ile zavallı kızın kibrit ışığında şöyle bir gördüğü şeyin görüntüsünü anlatmak için kullandığı 'benekli kordon' kelimeleri, tamamıyla yanlış bir yola sapmama yetti. Odada bulunan birini tehdit eden her ne idiyse, ne pencereden, ne de kapıdan girmiş olamayacağını anladığımda fikirlerim tamamıyla değişti. Sana zaten söylemiş olduğum gibi, odadaki vantilatörün dikkate değer olduğunu düşünmüştüm ve yatağın üzerine sarkan zil ipinin sahte olduğunun keşfi ve yatağın yere monte edilmiş olması bende hemen ipin vantilatörden çıkıp yatağa gelen bir şey için köprü görevi gördüğü şüphesini uyandırdı. Bir yılan olabileceği aklıma gelmişti. Sonra doktorun Hindistan'dan gelen hayvanlara olan ilgisini de bu düşünceme eklediğimde doğru yolda olduğumu hissettim. Kimyasal testlerde ortaya çıkmayacak bir zehir kullanma fikri, ancak doğuda eğitim almış, zeki ve acımasız birinin aklına gelebilirdi. Böyle bir zehrin yayılma hızı da ona büyük bir avantaj sağlayacaktı. O sivri dişlerin bıraktığı iki siyah küçük noktayı görebilmesi için polisin gerçekten çok keskin gözlü olması gerekirdi. Ardından ıslığı düşündüm. Sabah ışığı, saldırganı ortaya çıkarmadan önce onu geri çağırmak zorundaydı elbette. Onu eğitmişti; büyük ihtimalle odada gördüğümüz süt kokusuna geliyordu yılan. Onu, uygun olduğunu düşündüğü bir saatte vantilatörden içeri sokar ve ipten aşağıya süzülüp yatağa ineceğini bilirdi. Ama odadaki kişiyi ısırabilirdi de, ısırmayabilirdi de. Kadın belki de bütün bir hafta boyunca her gece kurtulur ama er ya da geç yakalanırdı. Doktorun odasına daha girmeden bu sonuca varmıştım. Sandalyesini incelediğimde birçok kez üstüne çıkılmış olduğunu gördüm ki bu da tabii, vantilatöre ulaşabilmek içindi. Sandık, süt tabağı ve kamçı bütün şüphelerimi silmeye yetti. Bayan Stoner'in duyduğu metalik ses besbelli ki üvey babasının sandığının kapağını içindeki katilin üzerine kapatmasından çıkan sesti. Bir kere kararımı verdikten sonra, tezimi ispatlamak için attığım adımları sen de biliyorsun. Yaratığın tıslamasını duydum, - hiç şüphem yok ki sen de öyle hemen ışığı yaktım ve ona saldırdım." "Böylece vantilatörden geri dönmesini sağladın." "Evet, ve sonuçta, diğer tarafta duran sahibine saldırdı. Değneğimin darbelerimden bazıları isabet etti ve yılanı kızdırdı, böylece ilk gördüğü insana saldırdı. Bu durumda, doğrudan olmasa da,


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.