POSTA212 - SAYI 46

Page 1

EH EŞ O A SEÇİMLER SONUÇ: “HIRS, AŞK, İNTİKAM”

sayfa

2

AH ET BU DA I AKP SEÇMENİNE KIZMAYIN DERİN YOKSULLUĞA BAKIN

Genç dahi milyonerler

8

sayfa

9

HAN TANI CEMAAT’İN HESAP EDEMEDİKLERİ Mİ?

■ Yayınlanan bir rapora göre, Türkler’in Amerika’daki yatırımları 1 milyar doların sayfa üzerinde.

sayfa

15

EŞ sayfa

10

SABAHIN BİR SAHİBİ VAR

■ Teksas Türk Cemiyeti

Mehmetçik Vakfı ve LÖSEV’e yaptığı yardımların ardından bu kez çocukları ısıtacak bir kampanya başlattı. sayfa

6

ADNAN ONA AN

NU AN

ocuklar üşümesin

Türkiye’nin ABD’ye yatırımı 1 milyar doları geçti

■ Henüz 30’lu

yaşlarına gelmeyen gençler, bilgisayarlarıyla hem dünyayı değiştiriyorlar hem de milyon dolarlar kazanıyorlar.

sayfa

AH ET A A I DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN...

sayfa

12

TÜRKİYE ‘TAPE - TAPE’ SİZİNDİR

sayfa

12

ılın derbisi Galatasaray ve enerbahçe’nin Nisan Pazar günü oynayacağı maçın analizi Ek say a 11 Spor’da

3

Ne ork’ta Acı Sos uarı

sayfa

16

HAFTALIK ÜCRETSİZ

A M E R İ K A’ D A K İ T Ü R K L E R İ N G A Z E T E S İ

www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 46

2 Nisan 2014 Çarşamba

PA A ZA RTİ K FE ’Nİ Rİ N

ERDOĞAN’A KÖŞK SİNYALİ

Başbakan ecep Tayyip Erdoğan seçimlerin hemen ardından pazartesi günü ankaya öşkü’ne çıkarak umhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü

sayfa

8-9-10-11-12 erel seçimlerde A Parti’nin yüzde . oy oranını yakalaması Başbakan Erdoğan’ın umhurbaşkanlığı adaylık isteğini yeniden canlandırdı. N N NAB I E ONO

E

olsuzluk iddiaları, isti a eden bakanlar, tapeler, sı ırlanan paralar, ayakkabı kutuları, sosyal medya yasaklarına rağmen A Parti oylarını yükselterek seçimlerden birinci parti olarak çıkmayı başardı.

2 1 yerel seçimleri muhale et partileri için hezimete dönüştü. alıntı oy, haber a anslarının maniplasyon yaptığı , kasıtlı elektrik kesintileri iddiaları konuşuldu.

stanbul’u A Parti, zmir’i HP aldı. Ankara ise mahkemelik oldu. Seçim günü kişi öldü 1 kişi yaralandı. Seçimin hem katılımı hem de heyecanı oldukça yüksekti.

Seçim sonrası kim ne dedi?

E A AN

ABD’de Türk toplumu seçim sonuçları için ne dedi? 11 Washington seçim sonuçları için ne dedi? 10

Dünyanın gözü Türkiye’deki seçimlerdeydi

sayfa

Nereye yatırım yapmalı? 7 sayfa

Bostonlu Ekşi Sözlük 2

sayfa

sayfa sayfa

13

sayfa

10

sayfa

8

emaat’i zor günler bekliyor ■ Amerika’da Middle East Institu'de Türkiye uzmanı olarak çalışan Gönül Tol, seçimlerin kazananları olarak AKP ve BDP’yi gösterdi. Tol, seçimin asıl kaybedenlerinin ise CHP ve cemaat olduğunu savundu.

ABD yolsuzluğu a etmiyor 1

Sanatçı ve nişanlılık vizeleri konusunda tüm bilmek istedikleriniz

sayfa

sayfa

5


Toplum Yaşam

2 Nisan 2014 Çarşamba

Mehveş Koçak mehveskocak@posta212.com

SEÇİMLER SONUÇ: “HIRS, AŞK, İNTİKAM” TÜRKİYE, büyuk bir hırsla sandıklara koştu, tarihinin en heyecanlı dönemlerinden birini yaşadı. Daha ilk sandık açıldığında heveslerimiz kursağımıza tıkandı. Devletine güvenmeyen, verdigi oyu korumak icin sandık başında nöbet tutanlara kalan bir demokrasi anlayışla, geleceğimizi tayin ediyor olmak ne kadar acıydı. Türk halkının bir kısmı , el yordamıyla, korku ve şüpheyle titreyerek, kaderini, kurbanlık koyun gibi bekledi. Devletin Ajansı AA, daha sandıklar açılmadan seçim sonuçları geçmeye basladı. Yüzde 80’den fazla oyu AKP’nin aldığını ilan etti. Ajansı takip eden yayınlar, AA’nın verilerinin doğru olmadığını farketse de kumar oynamaktan korktu, açık verilen kartı almayı tercih etti. Ekranlarda AKP oyu hiç düşmedi. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen öndeyken, bir çok yerde elektrikler kesildi. Büyükerşen, panikledi, tecrübeli belediye başkanı ve heyeti duruma erken müdahale etti. İstanbul, Doğu Anadolu illerinde ve Türkiye’nin bir çok yerinde elektrikler gitti. Fenerlerle, oy pusulaları sayıldı. Boş oylar bulundu, sayılmamış oylar çalındı Türkiye’nin her yerinden yüzlerce şikayet tutanağı yığıldı. Türkiye, bu kirli düzende, geleceğine karar verdi. Sonuçta tarihinin ve dünyanın en kötü seçimini yaşadı. Demokrasi ve eşitlik adına kara bir leke daha sürüldü. Seçim sonucu konuşmaları, erken yapıldı, mutluluklar ve mutsuzluklar zamansız yaşandı. Başbakan, balkon konuşmasından adeta intikam yemini etti. “İnlerine kadar gireceğiz” dedi. Gezi olayları, yolsuzluk operasyonları, tapeler derken, “Biz kaç kişiyiz?” sorusuna bu seçimle birlikte cevap geldi. Saydınız mı tek tek oyları? İl il, ilçe ilçe... İşte o sayılar “Bizler ve sizler” ‘in’ oranı kadarmışız anladık mı? Türkiye,ortadan ikiye büyük şaibe ve gürültüyle bölündü. Türk halkının yarısına yakını herşeye rağmen “Kör Aşık” Diğer yarısının ise bu aşkı kabul etmeyen, değişik fikir ve görüşülerden oluşan “Kalabalık” olduğu ortaya çıktı. Aylardır ülkemizde bunca olan bitene rağmen okumayı,görmeyi,sorgulamayı,analiz yapmayı, hayatın gerçeklerine,değerlerine,özgürlüklerine kapısını kapamış yarısı karanlık bir Türkiye var karşımızda. Onca yalan,yolsuzluk,hakaret, aldatmalara karşı,sevgilisinin peşinden koşan zavallı kör bir aşık var birlikte yaşamak zorunda kaldığımız. Sadece son 12 yıllık AKP döneminde değil 1980 darbesiyle gözü sıkı sıkıya bağlanan,kendini geliştiremeyen,yasaklarla boyun eğmiş, eşitsizliği kabullenmiş,gözleri,kulağı olmayan, vicdanını yitirmiş bir kalp atıyor, Türkiye’nin tam ortasında. Evlilik, benim namusum diyerek, eşinin her türlü hatasını kabullenen, o beni terketmesin de ne yaparsa yapsın diyen, pencere önünde sokağı gözleyen bir sevdalı var bu şehirde. Çalışmayı değil, kapısına gelen yardımı gözetleyen, pencere önünde bekleyen bir komşu var mahallemizde. Ne kendini geliştiriyor, ne çoçuklarına aydın gelecek hazırlıyor, bildiği tek şey kahve falında çıkan kaderine boyun eğen bir kuşak geçiyor bu Cumhuriyet’in üzerinden. Bu kör aşığı ikna etmek kolay olmayacak. Ne tüm dünyanın bildiği gerçekler ne de insanlık değerleri, bu gözü kolay kolay açamayacak. Ülkenin yarısı böyle, ne günahtan anlıyor ne de sevabı biliyor artık, Bu aşk uğruna, ne güneşler batırıyor. Turkiye “Hırs, Aşk,intikam” dolu bir uçuruma sürüklenip gidiyor.

HABER OLMAK İÇİN...

haber@posta212.com

BOSTONLU EKŞİ SÖZLÜK Amerika’da doktora yapan Ahmet Demir, Ekşi Sözlük” benzeri bir oluşumun eksikliğinden yola çıkarak ‘Perusen’i kurdu. Perusen, Amerika’da kısa sürede popüler oldu len şeyler ki, o da güzel bence.

(BOSTON-POSTA212)

A

■ Peki, Perusen’i nasıl geliştirmeyi düşünüyorsunuz?

BD’nin en prestijli okullarından Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) doktora öğrencisi olan Ahmet Demir, Amerika’da “Ekşi Sözlük” benzeri bir oluşumun eksikliğinden yola çıkarak “Perusen”i kurdu. Biz de kendisiyle, kısa sürede birçok kullanıcıya ulaşan ve popülerliği günden güne artan bu sanal sözlük platformu hakkında keyifli bir söyleşi yaptık. ■ Posta 212 okuyucuları için kendinizi tanıtabilir misiniz? Boğaziçi Üniversitesi’nde Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ve Fizik bölümlerinden çift ana dal yaptıktan sonra 2011’de MIT’de fizik alanında doktora yapmak için Boston’a geldim. Şu an doktoramın üçüncü yılını sürdürüyorum. ■ “Perusen”i kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru ABD’de Ekşi Sözlük gibi bir oluşumun eksikliğini hissettim. Reddit ve Urban Dictionary Amerika’daki benzer örnekler. Ancak, tam olarak bir Ekşi Sözlük tadında değiller; Urban Dictionary sadece kelimeler üstünde kurulu, Reddit ise içerik olarak aradığımıza yakın ama format olarak çok farklı. Bu nedenle, bir arkadaşım-

ve aylık “öne çıkan yazarlar” kısmını oluşturmayı hedefliyoruz.

la ‘Perusen’i kurmaya karar verdik. Geçen ocak ayının ortalarında da sitemizi kullanıcılara açtık. ■ Şu ana kadar ne tür geri bildirimler aldınız? Bu siteye çok ciddi bir proje olarak değil de hobi olarak başlamıştım. Fakat daha iki aylık bir oluşum olmasına rağmen, ciddi bir talep ve potansiyel olduğunu gördüm. ■ Diğer takım arkadaşlarından bahseder misiniz? Sözlükteki yazarların çoğuyla organik bağım var. Aralarında okuldan arkadaşlarım da bulunuyor. Ama ekip olarak, 3-4 kişi-

lik bir arkadaş grubum var diyebiliriz. Onun dışında bana yardımcı olmaya çalışan ve destek olan birçok arkadaşım var. ■ Perusen ile Ekşi Sözlük arasında bir karşılaştırma yapmanızı istersek neler söylersiniz? Eksiz Sözlük’te bu aralar sadece Türkiye’nin gündemi tartışılıyor. İnsanlar gündemde bu kadar ciddi meseleler varken, önemsiz şeyler hakkında yazmak dahi istemiyor. Amerika’daki gündem çok daha sıkıcı (gülüyor). Kedi ve köpek resimleri en çok talep edi-

Bizim şu an üstünde çalıştığımız ve iki ay içerisinde hayata geçirmeyi planladığımız çok güzel bir proje var. Bir örümcek ağı düşünün; ağın her noktası başka noktalara bağlı olduğunu farz edin. Perusen’de de başlıklar birbirlerine “bakınız”larla bağlı. Biz bütün bu başlıkları görselleştirecek bir harita yapmaya çalışıyoruz. Google Map’te olduğu gibi uzaktan bakınca, sadece kıtaları görüyorken, bizim haritamızda, uzaktan bakınca kategorileri göreceksiniz, yaklaştıkça alt kategorileri, “zoom”ladıkça başlıklara kadar gideceksiniz ve birbirleriyle ilgili başlıklar birbirlerine yakın ve bağlı olacaklar. Böyle bir şeyi gerçekleştirmemiz durumunda, her gün değişen, canlı bir fikir haritasını çıkarabiliriz. Bunun dışında, uzun dönemde işe iyi bir yazar sayfası oluşturup, yazar takip etmeyi, kategori takip etmeyi de düşünüyoruz. Böylelikle, haftalık

■ Perusen’i Amerikalılara tanıtma konusunda bir zorluk yaşıyor musunuz? Projenin en zor kısmı Amerikalılara tanıtma kısmı. Perusen’in herhangi bir finansmanı yok, bu nedenle kulaktan kulağa yayıldığıyla yürüyoruz. Ekşi Sözlük’ü bilen ve seven insanlar doğrudan ne olduğunu anlıyor ve hemen yazmaya başlıyor. Amerikalılar genelde fikri çok beğense de. Yazmaya gelince zorlanıyorlar ve bir kitle oluşturmak yılları alıyor. Ekşi Sözlük bile açıldığından ancak 5-6 yıl sonra ünlendi. ■ “Perusen” ekibine katılmak ve çalışmalarınıza destek olmak isteyen kişilere kapınız açık mı? Tabii ki! Benim için bu işin en heyecanlı tarafı, bir projenin büyümesini seyretmek. Bu kapsamda, her şeyden önce kaliteli yazarlara ihtiyacımız var. Onun dışında, projede ciddi olarak görev almayı düşünecek yetenekli kişiler bizimle irtibata geçerse çok sevinirim. Bizim en büyük özgürlüğümüz, maddi olarak kimseye bağlı olmamız ve zaman olarak kısıtlamamız yok. Zaman içerisinde insanlar bu gibi bir siteyi ihtiyaç olarak görürlerse biz sadece onlar için gereken ortamı sağlarız.

Star Türk Utkan Demirci (WASHINGTON –POSTA 212)

A

TAA’nın başarılı Türk girişimcileri tanıtıp örnek olmalarını sağlamak amacıyla başlattığı STAR Türk Ödülleri’nin bu ayki sahibi Doçent Doktor Utkan Demirci oldu. UTKAN DEMİRCİ KİMDİR? Dr. Demirci mikro ve nano ölçekli teknolojiler üzerinde çalışmalar yapan en az 30 kişilik bir grubun başında bulunmaktadır. Elektrik mühendisliği lisans derecesini en yüksek derece olan James B. Angell Scholar derecesiyle Ann Arbor’da bulunan Michigan Üniversitesi’nden aldı. 2001 yılında Standford Üniversitesi’nden Elektrik Mühendisliği yüksek lisans derecesi aldı. 2005 yılında yine Stanford Üniversitesi’nde hem Elektrik Mühendisliği doktorasını tamamladı hem de Yönetim Bilimi ve Mühendislik yüksek lisans derecesini aldı. Dr. Demirci küçük hacimli hücreleri manipüle edebilen teknolojiler üreterek tıpta-

ki bulaşıcı hastalıkların teşhisi ve küresel sağlığın gözlemlenmesi, kanserin erken teşhisi, kriyobiyoloji bilimi için nano ölçekli damlacıklarda hücre kapsüllenmesi ve aşağıdan yukarı tekniği ile doku mühendisliği uygulamaları da dahil olmak üzere tıp alanındaki problemlere çözümler getirmektedir. Araştırmaları arasında mikrofluidik ve akustik bilimlerinin tıp alanında uygulamaları, 3 boyutlu kanser kültürleri ve noral kültürler de dahil olmak üzere 3 boyutlu biyoprinting ve doku modelleri bulunmaktadır Özellikle kaynakların kısıtlı olduğu bölgelerde, HIV tespit etmek üzere kullanılan az masraf-

lı ve tek kullanımlık CD4 hücre sayısı ve viral yükünü ölçebilen biyonano çip gibi küresel sağlık problemlerini çözmeye yönelik buluşları vardır. Dr. Demirci MIT Technology Review tarafından dünyanın 35 yaşın altında en önemli 35 genç mucidinden biri olarak seçilmiştir. 2004 yılında Standford University Competition ve Singapur’da düzenlenen Global Start-up Competition’ı (Küresel Girişimci Yarışması) kazanan ekibin başında bulunan Dr. Demirci’nin çalışmaları DxNow Inc. ve Koek Biotechnology başta olmak üzere birçok girişime öncülük etmiştir.


Güncel &Toplum

2 Nisan 2014 Çarşamba

Çeşitlilikten doğan kuvvet Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA), geleneksel hale gelen kon eranslarının ’üncüsünü 1 -12 Nisan arasında yapacak. on eransın bu yılki ana teması “ eşitlilikten Doğan uvvet” olacak (WASHINGTON-POSTA212)

T

ürk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) İcra Direktörü ale Iskarpatyoti, 1012 Nisan arasında düzenlenecek olan “34’üncü Yıllık Türk Amerikan Konferansı” hakkında Posta 212’nin sorularını yanıtladı. AMAÇ TOPLUMU TANITMAK ATAA İcra Direktörü ale Iskarpatyoti, Asamble’nin kuruluşunun gerçekleştiği 1 senesinden beri her sene bir konferans yapmakta olduğunu belirtti. Bu konferansların genel amacının Amerika’nın dört bir tarafına yayılmış olan Türk Amerikan toplumunu bir araya getirmek ve daha güçlü ve aktif bir diaspora oluşturmasını sağlamak olduğunu söyledi. Amerika’daki Türkler’in en son gelen ve sayıları da pek fazla olmayan etnik gruplardan biri olduğunu ifade eden ATAA İcra Direktörü, “Gayemiz, toplumumuzun Amerika’da daha iyi tanınıp sesinin daha çok duyulması için, hem Türk hem de akraba topluluklarının her kesiminden, her meslek grubundan ve her yaş kategorisinden gelen bütün toplum fertlerini bilgilendirmek ve sivil toplum örgütlenmesinde yardımcı olmak. Bu yüzden bu seneki konferansımız için “Türk Amerikan Toplumunun Güçlenmesi eşitlilikten Doğan Kuvvet” (Empowering the Turkish American Community Strength in Diversity) temasını seçtik” dedi. KONFERANS PROGRAMI Üç günlük programın başladığı 10 Nisan Perşembe gününün

cadele ve Amerikan toplumunda başarı kazanmış Türklerin tecrübelerinin paylaşımı gibi çok önemli konular ele alınacak. Son olarak geleneksek Gala ve ödül gecemizde bütün dünyadaki Türk toplumuna son derece faydalı olmuş üç örnek kişiye birer ödül verilecek. Tabii birde harika bir eğlence programımız var. “diye kaydetti.

ATAA Summer Interns, (L) Yarden Hodes and (R) Niki Iskarpatyoti with long time ATAA member and leader Lale Iskarpatyoti

çoğunlukla Capitol Hill’de geçecek olduğunu belirten ATAA İcra Direktörü ale Iskarpatyoti, bu kapsamda ATAA liderlerin yardımları ile çeşitli yerlerden konferansa katılan kişilerin kendi seçim bölgelerinin temsilcileri ile görüşmeleri sağlanacağını ve kongre milletvekilleri ve senatörlerle iki resepsiyon yapılacağını anlattı. İkinci günde, Türk ve Kuzey Amerika ilişkileri, ticari imkanlar, kadın sorunları, Amerika’daki dost gruplar ve politika İslam olmak üzere çok çeşitli konular üzerinde panellerin düzenleneceğini ve fevkalade konuşmacıların yer alacağını belirtti. Aynı akşam ashington Büyükelçiliğimizde bir resepsiyonun tertipleneceğini ve

“Büyükelçi” kitabının yazarı Emir Kıvırcık’ın İkinci Dünya Savaşı’nda çok sayıda Musevi’yi kurtaran dedesi Büyükelçi Behiç Erkin hakkında konuşacağın ekledi. TÜRKÇE VE KÜLTÜR EĞİTİMİ Üçüncü ve son konferans günü için, Amerikalı Türkleri güçlendirecek ve onlara günlük yaşamlarında en faydalı olabilecek konulara ağırlık verdiklerini belirten Iskarpatyoti, “Sivil toplum örgütlenmesi, Amerika’da yetişen Türk çocuklarının Türkçe lisan ve kültür eğitimi, Amerika’da büyümüş Türk asıllı gençlere Türk toplum desteği, Türk Amerikan derneklerinin bir araya gelmesi, Ermenilerin sözde “soykırım” kampanyasına karşı yapılacak mü-

BU SENE ÇOK ÖNEMLİ ATAA İcra Direktörü Posta212 muhabirinin “Bu seneki konferansa nasıl bir katılım bekliyorsunuz ” sorusunu ise şu şekilde yanıtladı “Konferansımıza genelde 300-400 civarı bir katılım oluyor. Her meslekten, öğrenci grubundan ve yaş kesitinden olmak üzere yine bu civarda bir katılım bekliyoruz. Özellikle 2015 senesinde Ermeni diasporasından gelmesi beklenen tepkileri düşünecek olursak bu sene Türkler’in hakikaten bir araya gelip el ele vermeleri gereken çok önemli bir sene.” MERAK EDİLEN İSİMLER VAR ATAA’nın her sene bir defa yapılan bu konferansı Amerikalı Türkler’in bir araya gelmesi, birbirlerini tanıyıp network oluşturması, ortak sorunlarının konuşulması ve etnik bir topluluk olarak güçlenmesi için mükemmel bir ortam olduğunun altını çizen ale Iskarpatyoti, “ Bu sene özellikle üç konuya dikkatinizi çekmek isterim. Birincisi, ilk gün yapılacak olan Türk kadınlarının güçlenmesi konusundaki panel. Bu konu son zamanlarda ATAA’nın çok daha fazla ağırlık verdiği bir konu. Panelimizde konuşacak olan CHP Millet-

vekili Aylin Nazliaka, Turkish Foreign Policy Institute’den Prof. Dr. Emel Doğramacı ve Maryland’den kongre üyesi Donna Edwards kadınların güçlenmesi konusunda çok tecrübeli ve kaçırılmaması gereken konuşmacılar” dedi. HABERAL KONFERANSTA “İkincisi Başkent Üniversitesi’nin kurucusu ve dünyaca ünlü Prof. Dr. Mehmet Haberal’in cumartesi günü öğlen yemeği sırasında yapacağı konuşma” DİYEN İskarpatyoti, “Daha önce Ergenekon davası ile alakalı olarak hapis yatmış ve hapisten çıktıktan sonra ilk kez yurt dışına çıkacak olan Sayın Haberal aynı zamanda Başkent Üniversite’nin ATAA ile yakından çalışmakta olduğu online Türkçe lisan ve kültür projesinin en büyük destekçisi” diye konuştu. ÜÇ KİŞİYE ÖDÜL Cumartesi akşamı bir de gala düzenleneceğine dikkat çeken İskarpatyoti, “Burada popüler müzisyen İlhan Özülü ve Zeliha Sunal’ın sunacağı konser ve eğlence programının yanı sıra ATAA çok toplumumuza çok büyük katkıları olmuş üç kişiye ödül verecek. Bunlar ATAA’nın kurucusu ve eski Büyükelçi Şükrü Elekdağ, kendi konusunda milletlerarası tanınmış Dr. Mehmet Haberal ve İsviçre’de çok önemli bir dava kazanmış olan Dr. Doğu Perinçek. Bunlar bütünüyle kaçırılmaması gereken konferansımızdan sadece üç örnek” dedi. Konferans programının tüm detaylarını www.ataa.org adresinden bulabilirsiniz.

Doğan Uluç doganuluc@aol.com

Mick Jagger’ın uzatmalı sevgilisi niye intihar etti? L’WREN SCOTT’U Chelsea’da 5.6 milyon dolarlık evinde bir iş arkadaşı bulduğunda ince bedeni soğumuştu. 70’li yılların gözde modeli boynuna bağlı eşarpla intihar etmişti. Şimdi sıra 1.87 boyundaki manken ve tasarımcının nereye defnedileceğinin tesbitinde. Kızkardeşi Jan ‘’Scott babamıza çok düşkündü. Utah’ın Sandy kentinde aile kabrine defnedilmesi uygun olur.’’diyor. Ortada bir de ‘’Mick Jagger’’faktörü var. Scott, the Rolling Stones grubu liderinin uzatmalı sevgilisi. Yıllardır birlikte yaşıyorlar. 49 yaşındaki moda tasarımcısı Güney Amerika’dan Afrika’ya sayısız ülkeyi Jagger’la birlikte gezmiş. Grubun moda tasarımcısı Scott’un intihar haberi gelince ‘Sir’Mick the Stones’un tüm konserlerini iptal etti. Özel uçağıyla Los Angeles’e gelen Jagger inzivaya çekildiği otelinde defin hazırlığını çocuklarıyla birlikte yönetiyor. Dört kadından 5 çocuk sahibi Mick sevgilisinin Los Angeles’te toprağa verilmesini istiyor. Oysa modacı Scott’ın kızkardeşi ile yakın çevresi ‘’Mick Jagger dört binden fazla kadınla yatmakla övünen uluslararası bir playboy. Çok oyaladı Scott’u. İlişkilerini resmiyete bağlasaydı bugün hayatta olurdu.’’diye eleştiriyor. Oysa en sert eleştiri sanatçı Ruby Mazur’dan geldi. Ruby ile Mick arasındaki tartışma 70’li yıllara uzanıyor: ‘’The Stones ‘’Tumbling Dice’’ albumunun kapağı için benden tasarım istedi. Jagger ‘ağız ve dil’ dizaynı karşılığında 10 bin dolar verdi. Bu desen pop kültürünün en tanınan sanat eseri oldu. Stones plakları, CD ve albumlarda, hediyelik eşyalarda bu dizayn hala kullanılıyor. 1980’lerde New York’ta yaşarken gece klüplerine gittiğimde DJ’ler beni ‘ağız ve dilin yaratıcısı’ diye takdim ederlerdi. Sonra köhne evime giderdim. Sanat eserim Stones grubuna 100 milyon doları aşkın kazanç sağladı. Dünyanın en ünlü logo’sunu hazırladığım halde karşılığını görmedim. Jagger’dan sürekli eserimin telif haklarını istememe rağmen yanaşmadı.’’ Depresyona kapılan Ruby bir gece apartmanında gaz açarak intihara teşebbüs etti. ‘’Erkek kardeşim beni arıyor olmasaydı sonum L’Wren Scott gibi olurdu.’’diyor. Ağustos’ta Los Angeles’te ‘Music-head Galerisi’nde eserlerini sergileyecek olan Ruby Mazur Mick Jagger’a yeni bir dava açmaya hazırlanıyor. Ruby’’ Mick’in avukatı dava zaman aşamasına uğradı diye karşı çıkıyor ama ben yılmadım. Davamı yineleyeceğim.’’diyor. Ruby Mazur, N.Y. Post’a verdiği bir mülakatta ‘’ Jagger kendini çok beğenmiş, benlikçi biri. L’Wren Scott için ‘ruh arkadaşım’’demiş. Küfürlü laf ederek: ‘’ Scott’un 6 milyon dolar borcu varmış. Mick yardım etseydi intihar etmezdi. ‘’ Mick’in 300 milyon dolar varlığı yanında 6 milyonun lafı mı olur?’’diyor. Bazıları ise ‘’Mick Jagger’ın dünya turunda uzatmalı sevgilisini yanına almadı. Gururu incenen Scott ilişkilerinin sonuna yaklaştığını sandı. İntiharın sebebi de bu.’’diye tahmin yürütüyor. Los Angeles’te çekilen resimlerde ünlü pop-rock’çu perişan görünüyor. ‘Ruh Arkadaşı’nı kaybeden Mick Jagger üzüntüsünden kolay sıyrılacağa benzemiyor. hurriyet.com.tr’den alınmıştır

ocukları ısıtacak kampanya TU SOT , maddi imkanı olmayan ilkokul çocukları üşümesin diye ayakkabı ve giysi kampanyası başlattı. ış koşullarının ağır geçtiği bir ilde yeni giysiler okul çocuklarına dağıtılacak DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK - POSTA212

T

eksas- Dallas’ta yaşayan Türkler’in kurduğu Teksas Türk Cemiyeti (TURKSOT ), Mehmetçik Vakfı ve ÖSEV’in ardından ku kez çocukları ısıtacak bir kampanya başlattı. TURKSOT Başkanı Ömür Karaoğlu, kışın yoğun olduğu dönemlerde Türk televizyonunu izlerken çocukların ayağında bot, üzerinde mont olmamasına rağmen terlikleriyle de olsa karın içinde yürüyerek nasıl okulu ihmal etmediklerine tanık olduklarını belirterek, “Bu vesileyle sahip olduğumuz imkanları olmayanlarla paylaşmanın mutluluğunu yaşamak istedik” dedi. Projenin kapsamıı ilk ve ortaokul çağındaki çocukların oluşturduğunu ifade eden Karaoğlu, “ ünkü genelde bu yaşlardaki çocuklar kırsal alanlarda yaşıyor ve okula gidiyor. Kış koşulları ağır geçen bir ilimiz ve imkansızlıklarla boğuşarak okula gidilmeye çalışılan çocuklarımızı seçmek hedefimiz” diye konuştu. ABD’DEKİLER ŞANSLI OLDUKLARINI ANLAYACAK TURKSOT ’den Nilcan Akkürt, Saduman Gürbüz, Derya Topaktaş,Hale Hancock, Nuran Sarılar, Emine Dervişoğlu, Yeliz Akkaya, Songül Ağız, Mine Girgin, Neşe Sağlık ve Begüm Gençoğlu’ndan oluşan ekibin yanı sıra çok sayıda gönüllünün de kampanyaya destek verdiğini anlatan

Karaoğlu, şunları söyledi “Bölgemizdeki Türk Amerikan toplumu destek veriyor. Ayrıca TURKSOT adına yaptığımız yemek dersinden gelen gelirden de bu projemize bir bütçe aktardık. Aynı zamanda bu projeye Amerika da yaşayan ve her imkanı elde etmiş gençlerimizin desteğini de almaya çalışıyoruz, bu projeye destekle çetin koşullarda okula gitmeye çalışan çocukların şartlarını gördükçe, kendilerinin ne kadar şanslı olduklarını anlamalarına da fırsat verecek.” ESKİ GİYSİ KABUL EDİLMİYOR Gönüllülerle birlikte dükkan dük-

kan gezerek indirimdeki çocuk bot ve kabanlarını satın almaya çalştıklarını dile getiren Karaoğlu, kampanya kapsamında asla eski ve kullanlmiş giysileri kabul etmediklerini söyledi. Satın alınan giysileri bir gönüllünün garajında toladıklarını, kampanya tamamlanınca alınan ayakkabı ve botları paketleyeceklerini ile getiren Karaoğlu, şu bilgileri verdi “Bu amaçla bazı arkadaşlarımız kendileri mağazalardan çeşitli yaş gruplarına göre bot ve kaban satın alıyorlar. Sonra bize teslim ediyorlar. Bazı dostlarımız ise mağaza mağaza dolaşacak zaman bulamadıklarını, ama bu amaçla bağış yapmak istediklerini söylüyorlar. Bizler onların yerine bot ve kaban satın alıyoruz. Kız ve erkek okul çocukları için (ilk ve orta okul çağında) bot, kaban, eldiven, kaskol, pantolon satın alınıyor. Her şey yeni olması gerekiyor, kesinlikle eski giyecekler kabul etmiyoruz.” SİVAS DENEYİMİ Seçecekleri bir kentin valilik gözetiminde ihtiyacı olduğu belirlenen okul çocuklarına söz konusu yardımların dağıtılacağını belirten Karaoğlu, ”Bu konuda geçmiş deneyime de sahibiz. 5 sene önce aynı şekilde Dallas ta bir kampanya başlattık ve toplanılan giyecekler Sivas Valiliği emrine gönderildii. Valilik tarafından yardım çocuklara dağıtıldı. Aynı uygulamayı gerçekleştirmeyi düşünüyoruz” dedi.


Gündem

2 Nisan 2014 Çarşamba

Houstonlu kadınlar yemekte buluştu Houston Türk Amerikan Derneği kadınlara öğle yemeği düzenledi. adınlar, yemekte çocuklarını, eşlerini ve aşk acılarını konuştular (HOUSTON-POSTA212)

H

ouston Türk Amerikan Derneği (ATA-Houston) geçtiğimiz hafta hanımlara özel bir öğle yemeği tertipledi. ATA-Houston’un geçtiğimiz hafta Pasha Restaurant’ta dü-

zenlediği “Hanımlara Özel Öğle Yemeği” etkinliğine ilgi oldukça yüksek oldu. Dernek Başkanı Ebru Erdini POSTA212 muhabirine yaptığı açıklamada, o günü şöyle anlattı “Houston’da derneğimizin düzenlediği ha-

nımlar öğle yemeğinde bir araya geldik. ocuklarımızdan yaşadığımız aşk acılarına kadar her şeyden konuştuk. Dünyanın bitmek bilmeyen sorunlarından uzaklaşarak, birbirimizden haberdar olduk” dedi.

Türkocağı’nda yardım buluşması Ne ork’taki Türkoçağı, biriken borçlarını sı ırlamak içinbir yardım gecesi düzenledi. Geceye katılanlar yüksek miktarlarda bağış yaparak, Türkocağı’nı desteklediler NEW O

- POSTA212

T

ürkocağı’nın 56 bin dolarlık borcuna para toplamak amacıyla düzenlenen yardım gecesi büyük ilgi gördü. Kişi başı biletler 150 dolar gibi yüksek rakamla satılmasına rağmen geceye katılımın fazla olması dikkat çekti. Geceye katılanlar aynı zamanda 1000 dolar ve üstü olmak üzere para bağışında da bulundular.

Ahmet Fer -Başkan Mehmet Döner - Genel Sekreter ve Başkan Yardımcısı Vekili Burak Konuk - Sayman Birhan Paylı -Serbest Üye Elif Cansu Konuk -Serbest Üye

Gezici onsolosluk hizmeti ochester’da (NE YORK-POSTA212) T.C. New York Başkonsolosluğu, Rochester’da, T.C.Houston Başkonsolosluğu ise Tennessee’de verilecek gezici konsolosluk hizmetine ilişkin bir duyuru yayınladı.

19-20 NİSAN’DA ROCHESTER’DA

ÇAYDA ÇIRA Türkocağı Başkan Yardımcısı Menderes İnci de, düzenlenen gecede uzun zamandır dostlarıyla da buluşma imkanı bulduklarını dile getirerek, Türkocağı’na yardım için düzenlenen gecede buluşmanın da ayrı bir keyfini yaşadıklarını dile getirdi. Gecede ayrıca Türkocağı Sekreter Fatoş Özkaynak’ın hazırladığı ve çocuklardan oluşan folklor ekibinin “çayda çıra” gösterisi geceye katılanlardan büyük alkış aldı. Katılımcılar, ayni zamanda gecenin ilerleyen saatlerine kadar birbirinden güzel şarkılarla eğlendiler.

T.C. New York Başkonsolosluğu’nun yayınladığı duyuruya göre, Rochester ve civarında yaşayan vatandaşlarımıza 1 -20 Nisan 2014 tarihlerinde Gezici Konsolosluk Hizmeti verilecek. Başkonsolosluk memurları, işlem taleplerini alacak, işlemler New York’ta yapıldıktan sonra evraklar iade edilecek. 1 Nisan Cumartesi ve 20 Pazar günleri gerçeklesek olan gezici konsolosluk hizmeti “ Turkish Society of Rochester, 6 Beahan Rd, Rochester, NY 14624” adresinde yapılacak.

3-4 NİSAN’DA TENNESSEE’DE

A UT USA ATA A A KUT USA Başkanı Barış Öztürk Posta212’ye konuştu. Derneğin kuruluş hikayesi ve faaliyetleri hakkında bilgi veren Öztürk, “Kapımız herkese açık” dedi.

sında 200 üyesi olduğunu söyleyen Öztürk, “Tabii ki bunların hepsi aktif değil. Aktif olarak çalışan 3-4 kişilik bir ekibiz. Kapımız herkese açık. Şu aşamada üye olmak için bir koşul aramıyoruz; üye olmak isteyenlerin bana ulaşmaları yeterli” dedi.

200 ÜYELERİ VAR 13 yıldır ABD’de yaşayan ve son 1.5 yıldır AKUT USA’nın direktörlüğünü yapan Barış Öztürk, derneğin kuruluş amacını şöyle özetledi “Temel olarak iki amacımız vardı. Birincisi, buradaki Türk toplumu ve Türk organizasyonlarıyla AKUT’un iletişimini artırmak ve geliştirmek. İkinci neden ise, AKUT’a malzeme ve para desteği sağlamak.” Şu anda AKUT USA’nın Facebook grup sayfa-

ERDEM ERUÇ’A DESTEK Sandy Kasırgası sonrasında buradaki, Fenerbahçe USA başta olmak üzere bir takım Türk dernekleri ile koordinasyon sağlayarak yardıma ihtiyacı olan kişilere gerekli malzemeleri toplayıp ilettiğini belirten AKUT USA başkanı, şu anda dünyaca ünlü sporcu Erden Eruç’un başlattığı yardım kampanyasına destek olduklarını belirtti. Dünyanın etrafını kas gücüyle geçen tek

- POSTA212

A

(INDIANA-POSTA212) Indiana Türk-Amerikan Derneği (ATAIN), yeni tüzüğü uyarınca yönetim kurulunun görev dağılımını açıkladı. Indiana Türk-Amerikan Derneği adına Başkan Ahmet Fer tarafından yapılan duyuruda, yönetim kurulunun yaptığı iş bölümü çerçevesinde yeni oluşturulan görev dağılımı yer aldı.

SÖZKONUSU İŞ BÖLÜMÜ ŞU ŞEKİLDE AÇIKLANDI:

BAŞARILI ÇALIŞMALAR Türkocağı’nın yndhurst’teki binasında düzenlenen geceye yaklaşık 50 kişi katıldı. Gecenin açılışında kısa bir konuşma yapan Türkocağı Başkanı Mehmet Yar, kısa zamanda başarılı çalışmalar yaptıklarını belirterek, geceye katılanlara teşekkür etti. Yar, konuşmasında Tükocağı’nda yapılan Türkçe ve din derslerinden, koro ve folklor çalışmaları ile kadınlara yönelik düzenlenen el sanatları kursu gibi çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

NEW O

ATA-IN görev dağılımı yaptı

sporcu olan Eruç’un “Around and Over” adında, Türkiye’deki kız çocuklarının okula gitmesini amaçlayan bir vakfının olduğunu anlatan Öztürk, “Biz de AKUT USA olarak Erdem Bey’e destek oluyoruz” dedi.

SUNUM 14 NİSAN’DA Bu hedef çerçevesinde 14 Nisa’da Columbia Üniversitesi’nde bir sunum ve bağış toplantısı düzenleyeceklerini belirten Öztürk, 15 Nisan’da ise ilgilenen bağışçılarla bir akşam yemeğinin tertipleneceğini söyledi. Gelecekteki projeleri arasında ilk yardım dersleri ve kan bağışı konusunda eğitim vermek olduğunu ekleyen AKUT USA Başkanı Barış Öztürk, “ Her türlü yeni fikre de açığız” dedi.

Türkistanlılar’ın Nevruz kutlaması NEW O

T

- POSTA212

ürk Amerikan Derneği Federasyonu Başkanı Atilla Pak ve heyeti Türkistan Amerikan Derneği’nin düzenlediği Nevruz kutlama etkinliğine katıldı. Türkistan Amerikan Derneği yöneticileri ve üyelerinin ev sahipliğini yaptığı Nevruz kutlama programına TADF Başkanı Atilla Pak’ın yanı sıra, Federasyon’un başkan yardımcılarından Tulga Tekman, eski başkanlarından Ata Erim ve eşi Aynur Erim, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Türkistan ve Kazakistan temsilcileri katıldı. Geleneksel dans gösterileri ve yemekli eğlence etkinlikleri katılımcılara keyifli anlar yaşatırken, Türk toplumluları bir arada uzun süre unutamayacakları bir Nevruz Bayramı yaşadılar.

TI

T.C. Houston Başkonsolosluğu ise, 3 - 4 Nisan 2014 tarihlerinde Nashville’de (Tennessee) gezici konsolosluk hizmeti tertipleyeceğini açıkladı. Başkonsolosluktan gelen açıklamaya göre, söz konusu uygulama çerçevesinde, Başkonsolosluğun yetkilileri işlem taleplerini gerekli evrak ile birlikte Nashville de şahsen teslim alacak olup, işlemler Houston da tamamlandıktan sonra, evraklar başvuru sahiplerine posta ile iletilecek. 4 Nisan Cuma günü gerçekleşecek olan gezici konsolosluk hizmeti “Courtyard Marriott Nashville Downtown, 1 0 4th Avenue North Nashville Tennessee 3 21 ” adresinde yapılacak.


Göçmenlik

2 Nisan 2014 Çarşamba

Sanatçı vizesine Türklerin ilgisi az Avukat emzi Güvenç ulen’e göre, Türk sanatçıları ABD’nin sanatçı vizesine yeteri kadar ilgi göstermiyor. ulen, “Batının duyması gereken seslerimiz var” diyor

DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK-POSTA212

G

öçmenlik avukatlarından Remzi Güvenç Kulen, Türk sanatçıların P sanatçı vizesine ilgisinin diğer ülke vatandaşlarıyla karşılaştırıldığında yetersiz olduğunu söyledi. Sanatçı vizesinin uluslararası tanınmışlığı olan ya da kültürel açıdan özgün sanat icra eden sanatçılara verilen vize turu olduğu bilgisini veren Kulen, “Bir ücret karşılığı gösteri veya program yapan tüm sanatçıların bu vizeyi alması zorunlu. Türk devletinin sponsor olduğu ve karşılığında maddi kazanım olmayan programlar için turist vizesi yeterli olabilir” dedi. Kulen, grupların sanatçı vizesi almaları için de en az bir yıl birarada çalışmış olma zorunluluğunun olduğunu ifade etti. ERKEN PLANLAMA ŞART Sanatçı vizesinin genellikle performans ve turne süresi boyunca verildiğini ifade eden Kulen, sanatçıların almış oldukları vize ile vize süresince ABD’de sanatlarını icra edebileceklerini kaydetti. Başvurulan vize türüne göre 15 gün ile 4-6 ay arası sürebildiğine dikkat çeken Kulen,

Nişanlılık vizesi öncesi evlenmeyin Ne ork Barosu avukatlarından ahit Akbulut, nişanlılık vizesine başvuranların vize işlemleri tamamlanmadan evlenmemeleri gerektiğini belirterek, bu durumda söz konusu vize başvurusunun iptal olacağını söyledi DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK-POSTA212

E

vlenmek isteyenlerin eşlerini Amerika’ya daha kısa sürede getirme düşüncesye tercih ettikleri K-1 Nişanlılık Vizesi öncesi evlenilmemesi gerektiği uyarısında bulunuldu. New York Barosu avukatlarından Cahit Akbulut, evlenmek istedikleri kişiyi daha kısa sürede Amerika’ya getirmek isteyenlerin nişanlılık vizesine başvurduklarını, ancak bu vize işlemleri sırasında kimi zaman evlendiklerini belirterek, “Nişanlıymışım gibi vize görüşmelerini sürdürürüm nasıl olsa diyor kişiler. Ancak nüfus ile ilgili sorgulamalarda soyadı değişikliği gibi bilgiler ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla evlenince nişanlılık vizesi düşer” dedi. BAŞVURAN ABD’Lİ OLMALI Nişanlılık vizesinde başvuracak kişilerin öncelikle evli olmamalarının şart olduğunu belirten Akbulut, söz konusu vize için başvuran kişinin de Amerikan vatandaşı olması gerektiğini kaydetti. Eğer kişilerin daha önce evlenmiş olmaları halinde bu baş-

vuruyu yapacak insanların boşanmalarının şart olduğunu dile getiren Akbulut, “Amerika’da boşandıktan sonra ertesi gün kişiler evlenebiliyor” diye konuştu. NİŞANI İSPAT ETMELİLER Nişanlılık başvurusunda bulunan çiftlerin aynı zamanda bunu da ispatlayan belgeleri başvuru sırasında vermeleri gerektiğini ifade eden Akbulut, şu bilgiler verdi “İki kişinin nişanlanması için birbirini tanıması için makul bir sürenin olması ve bu süreçte de o insanların iletişimi olması gerekiyor. Kişilerin birbirleriyle iletişim kurabildikleri her türlü belge başvuru sırasında sunulabilir. Kişiler internet ortamında da tanışmış olabilir. Dolayısıyla internet ortamındaki yazışmaları, e- mail’leri, birbirleriyle yaptıkları telefon görüşmelerinin faturaları belge olarak gösterebilirler. Bu kişiler tanıştıktan sonra Türkiye’de bir nişan töreni yapabilirler. Ailelerin birarada olması,

yüzüklerin takılması, fotoğrafların çekilmesi gibi. Bu nişan partisinin yapılması önemli belgeler niteliğinde. Ayrıca alınan yüzüklerin ya da başka hediyelerin faturaları, birbirlerine gönderilen mektuplar destekleyici belgeler.” 90 GÜNDE EVLENMEK ZORUNDA K1 Nişanlılık Vizesi için başvurunun yapılıp onaylandıktan sonra Türkiye;de yaşayan kişinin konsolosluğa gitmesi gerektiğini belirten Akbulut, konsolosluktan bu vizenin alınmasından sonra kişinin Amerika’ya gelebildiğini ifade etti. Akbulut, nişanlı kalabilmeye ilişkin bir süre olmamasına rağmen Amerika’ya gelen kişi ile 0 gün içinde evlilik yapılmasını şart olduğunu söyledi. Akbulut, aynı zamanda 0 günlük sürede de uzatılma yapılmadını vurgulayarak şunları söyledi “Aynı kişiyle burada anlaşamayıp Türkiye’ye döndüyse bir süre sonra tekrar nişanlılık vize

başvurusunda bulunabilir. Ancak buraya o kişi ile evlenmek üzere nişanlılık vizesi ile Amerika’ya gelen kişi başkasıyla evlenmesi halinde bu ülkeyi terketmek zorunda.“ GREEN CARD’A BENZER İŞLEM Nişanlılık vizesi başvurularında green card’a başvurur gibi işlemlerin yapıldığını kaydeden Akbulut, “Amerika’ya green card’lı geliyormuş gibi temiz kağıdı, sağlık raporu, finansal dokümanlar gibi dokümanların konsolosluğa sunulması gerekiyor. Yani green card alır gibi işlemler yapılıyor” dedi. Nişanlılık vizesi için başvuru süresinin evliliğe göre daha kısa sürmesi nedeniyle avantajlı olduğunu dile getiren Akbulut, şöyle devam etti “Evlilik yapıp bu ülkeye gelmesi kişilerin -12 ay bulmasına karşılık nişanlılık vizesinde 4-6 ayı bulabiliyor. Ancak ben bu bize başvurusu için bana gelenlere sabırlı olmalarını, evlenip green card alıp gelmelerini öneriyorum. ünkü bu vizenin de bir masrafı var. Kimi zaman da nişanlılıklarını ispat etmekte zorlanabiliyor çiftler. O yüzden bir defa masraf yap, evlen öyle gel diye öneriyorum insanlara. Eğer çok acil bir durumları yoksa.“

dolayısıyla Erken planlama yapmanın çok önemli olduğunu dile getirdi. Kendilerinin şimdiye kadar Türk pop, Türk sanat ve Türk halk müziğinden ses sanatçılarını, semazen ve koro gruplarının Amerika’ya gelmelerini sağladıklarını kaydeden Kulen, “Ancak Türk sanatçılarının ilgisinin fazla olduğu söylenemez. Bir Türk sanatçımız; doğunun hala söyleyeceği ve batının duyması gereken sözlerimiz var demişti” dedi. Sanatçılara verilen bir diğer vizenin de O vizesi olduğunu kaydeden Kulen, şunları söyledi “O vizesi, kendi alanında üstün bir başarı göstermiş ve tanınmışlık kazanmış sanatçılara verilebilir. Bunun için sanatçıların haklarında çıkan haberler, kendi yazdıkları yazılar, aldıkları ödüller, üye oldukları dernekler, katkıda bulundukları sanat alanı ile ilgili tavsiye mektubu verebilecek uzmanlar gerekir. O vizesi 3 yıl süre ile alınabilir ve daha sonra uzatılabilir.Başvuru harçları kişi grup başına genellikle 325 ile bin 550 dolar arasında değişir.”


Ekonomi

2 Nisan 2014 Çarşamba

Selim Atalay twitter@SelimAtalayNY

Maskeleme ve yanıltma MOSKOVA’NIN Kırım’ı ilhakından önce ABD ve Batı istihbaratı karanlıkta kaldı. Batılı istihbarat kaynakları Kırım operasyonunu öngöremediler, izleyemediler. Çünkü Moskova elektronik istihbarat yollarını tıkamıştı... Rusça’da Maskirovka- deniyormuş. Hassas bilgiyi maskeleme, perdeleme ve karşı tarafı yanıltma, anlamında. Hatta teorisi de var: Demokratik-açık toplumlarda maskeleme yanıltma olmazmış, olamazmış. Kapalı toplumlarda olurmuş. Moskova iyi planlanmış bir operasyonla, Rus üniforması taşımayan işaretsiz birliklerle aşama aşama Kırım’da hakimiyet kurdu, ardından bu birliklerin gölgesindeki referandumla ilhakı tamamladı. Birliklerin Kırım’a fark edilmeden sızması, bir başka maskeleme başarısı. Operasyon hazırlığının çok önce yapıldığı ancak şimdi anlaşılıyor. Peki Kırım operasyonu nasıl öngörülemedi? Operasyonun maskelenmesinde, Devlet Başkanı Putin’in internet ve cep telefonu dahil bütün teknolojik ürünlerden uzak durmasının etkili olduğu anlaşılıyor. Zaten taktik olarak normal Rus üniformalı birliklerin kullanılmaması, ilk şaşırtmacaydı. Ardından, işaretsiz birlikler önceden belirlenmiş hedefleri ele geçirdiler ve bunu büyük bir disiplin içinde yaptılar... ABD ve Batı, Kırım ısınmaya başladığında klasik uydu gözetlemesiyle sınırı aşacak tankları bekliyordu... Aynı zamanda elektronik kulaklar Kremlin ile askeri komutanlıklar oradan da birlikler arasındaki haberleşmeyi dinlemeye almıştı. Ancak birşey duyulmadı, anlaşılmadı. Kırım’daki birlikler yanlış ve boş telsiz konuşması yapmadılar, önceden verilmiş emirleri uyguladılar. Zaten tanklar da sınırı aşmadı. Olay, Kremlin’de hakim olan elektronik alerjisine bağlanıyor. Putin eski Sovyet zamanlarının alışkanlığı ile elektronik herşeyden uzak duruyor. Putin cep telefonu kullanmıyor, taşımıyor. Bir tarihte çekilen resim, standart dışı ve muhtemelen özel yapım, hantal bir telsiz-telefon kullandığını göstermişti. Yani kullandı mı da, özel telefon kullanıyor. Yine Putin’in hassas emirleri sözlü verdiği, bu emirlerin az sayıda kağıda dökülüp yazılı olarak ilgililere ulaştırıldığı vurgulanıyor. Putin’in kağıt ve dosya merakı, Kremlin’e yansımış durumda. ABD’nin uzunkulak itirafçısı Edward Snowden, Rusya’ya sığındıktan sonra Kremlin bilgisayarları bırakıp, tam anlamıyla daktiloya dönmüştü. Kremlin’de geçen yazdan beri yaygın biçimde elektrikli daktilo kullanılıyor. Belgeler daktiloda yazılıyor ve her daktilonun hangi belgeyi yazdığı biliniyor. Soğuk Savaş sırasında Sovyet daktilolarının ne yazdığının izlenmesi için Batıda teknikler geliştirilmişti, ancak birden geri dönüş olduğundan, o daktiloların şimdi izlenmesi zor. Ayrıca Kremlin’in çok gelişmiş şifreleme-kodlama tekniklerine sahip olduğu yeni hatırlandı. Herkesin aklında, 2009’da Londra’daki G20 zirvesi sırasında Türkiye heyeti dahil heyetlerin ve Rus heyet başkanı Medvedev’in dinlendiği hikayesi var. Ancak Ruslar, Medvedev’in ekibinin sinyalleri Batılı kaynaklarca yakalansa bile bunların çözülemediğini söylemekteler. Bu arada ABD istihbaratı, Kırım’ı fark etmemenin sorumluluğunu Snowden’in sızdırmalarına da bağlıyor. Yani ABD elektronik taktiklerini öğrenen Rusya’nın karşı önlem aldığı öne sürülüyor, ancak bu iddia genel kabul görmüyor. Hatta uyuyan servislerin Snowden’i bahane olarak kullandıkları ve Snowden’in tam ne bilgi götürdüğünün de bilinmediği öne sürülmekte. Snowden konusunda doğrudan casus suçlaması ise Senatör John McCain’den geldi. Senatör, Snowden’in Moskova’ya çalıştığını ve zamanlamayı ayarlayıp bekleyip, elindeki bilgileri ABD’de en çok zararı dokunacak şekilde ve zamanda yaydığını söyledi. McCain sızdırılan bilgilerin zamanlamasına ve ABD’ye etkilerine bakıldığında sızıntıların Rusya’nın lehine, ABD aleyhine olacak şekilde programlandığını söyledi. Snowden’i destekleyenler ise bütün bilgileri gazetecilere verip 9 ay önce Hong Kong’a gittiğini ve sızıntıların Snowden denetiminde olmadığını savunuyorlar. Putin’i dinleyemeyen ABD’nin müttefik Almanya’nın Başbakanı Merkel’in telefonlarını yıllardır dinlediğinin ortaya çıkması üzerine -Dinleyebildikleri için dinliyorlar- denmişti. Yani yeteneği ve gücü olan, bunu herkese karşı kullanıyor. Snowden sızıntıları, maskeleme ve yanıltmanın Doğu kadar Batı’da da kullanıldığını gösterdi. Artık Doğu-Batı, Dost-Düşman ayrımı yerine 360 dereceden bakmak gerekiyor. Merkel dinleniyor, Putin ise dinlettirmiyor.

ABD’YE 1 MİLYAR DOLAR YATIRDIK adir Has niversitesi Ekonomi Bölümü ğretim yesi Doç. Dr. Sedat Aybar, Türkiye kökenli finans sektörü dışındaki şirketlerin Amerika’daki yatırımlarının 1 milyar doların üzerindeki olduğunu söyledi DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK-POSTA212

K

adir Has Üniversitesi ile Columbia University ve Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) ile ortak yapılan Emerging Market Global Players", 2014 Türkiye Raporu’na (EMGP) gore, Türkler’in Amerika kıtasındaki yatırımları 1 milyar doların üzerinde. Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Aybar, aynı rapora gore, yurtdışında minimum 100 milyon dolar yatırımı bulunan Türk çokuluslu şirketlerin toplam yatırımlarının 2012 yıl sonu itibariyle 36. milyar dolar olduğunu dile getirdi.

MARKALAŞMA ÇABALARI

Türk çokuluslu şirketlerinin bir taraftan hammaddeye ve yeni pi-

yasalara erişim ya da emek maliyetlerini azaltma gibi amaçlarla yurtdışına açıldığını dile getiren Aybar, “Diğer taraftan özellikle ABD ve Batı Avrupa gibi coğrafyalara teknoloji ve know-how’a erişmek ve markalaşma çabaları yönünde satın almalar yoluyla giriyor” dedi. Aybar, buna örnek olarak geçen yıl Yıldız Holding’in ABD’de DeMet’s Candy’yi satın almasını ve 2012 yılında da Eczacıbaşı İlaç altındaki Eczacıbaşı-Monrol’un apıntec’i satın almasını örnek olarak gösterdi.

ASLAN PAYI HOLDİNGLERİN

Söz konusu raporda yurtdışında minimum 100 milyon Amerikan doları yatırımı bulunan Türk çokuluslu şirketlerinin toplam yatırımlarını 36. milyar dolar olarak tespit ettiklerini kaydeden Doç. Dr. Aybar, “Bu rapora gore, Türki-

ye kökenli finans sektörü dışındaki şirketlerin Amerika kıtasındaki yatırımları 1 milyar doların üzerinde diye konuştu. Aynı raporda holdingler 2012 sonu itibariyle Türk şirketlerinin yurtdışında sahip olduğu özvarlıkların yüzde 56’sini oluşturduğuna dikkat veken Aybar, şöyle devam etti “Bu da yaklaşık 21 milyar dolara denk geliyor. EMGP 2014 Türkiye Raporu’nun sunduğu rakam TCMB ve UNCTAD gibi ulusal ve uluslararası kuruluşların tespit ettiği yurtdışı yatırım miktarının yüzde 0’ına geldiği gözönünde bulundurulursa holdingler Türkiye’den dünyaya yönelen yatırım-

ların aslan payını üstleniyorlar. Bu uluslararası iş ve yatırım yapmanın gerektirdiği organizasyon ve finansal kapasite gözönünde bulundurulduğunda çok şaşırtıcı değil. Buna karşılık yüzlerce küçük ve orta boy büyüklükteki Türk firması tüm dünyada faaliyet gösteriyor. Ancak bunların ABD deki faaliyetleri yok denecek kadar az. “

KÜRESEL OYUNCU OLABİLİRLER

2012 yıl sonu itibariyle gerçekleşen 36. milyar dolarlık yurtdışı yatırımlarının 2013 yılında da devam ettiğini kaydeden Doç. Dr. Aybar, “Bununla bir-

T E’DE B N 2 ABD’ A

likte 2013 yılı ortası itibariyle FED’in para politikasında daralmaya gitme sinyallerini vermesi ile birlikte daha sonra kısıntıya gidilmesi, Türkiye içindeki siyasal olayların yarattığı belirsizlik, Amerikan dolarının T karşısında değer kazanması gibi nedenlerden ötürü yurtdışı yatırımların olumsuz etkilendiğini düşünmek mümkün” dedi. Şirketlerin yurtiçinde yurtdışında olduğundan daha hızlı büyüme kaydettiğini ifade eden Aybar, “Bu hem özvarlık, hem satışlar hem de istihdam açısından böyle. Şayet bu şirketler yurtiçi büyümelerini yurtdışı büyüme için bir önkoşul olarak kullanırlarsa Türk şirketlerinin birer küresel oyuncu olmaları gerçekleşebilir” diye konuştu.

ABD’YE YATIRIM ZAYIF

ABD’ye yapılan yatırımların diğer ülkelerle karşılaştırıldığında görece olarak zayıf kaldığını kaydeden Doç. Dr. Aybar, şunları söyledi “Bunun nedenlerini yurtdışı yatırımları yapan şirketlerin ihtiyaçları bağlamında anlayabileceğimizi düşünüyorum. Teknoloji, know-how ya da marka peşindeki firmaların gelişmiş ülkelere doğru yatırımlarını yönlendirdiklerini biliyoruz. Dolayısıyla ABD’ye yapılan Türk yatırımları yeterli mi sorusu net bir cevabı olan bir soru değil. ABD’ye doğru olan yatırımların miktarı özellikle yukarıda bahsettiğim amaçları hedefleyen şirketlerin artması ile çoğalabilir.”

Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Aybar, 2000’li yılların başında Amerikalı firma sayısının sadece 20 iken bugün 1200’e ulaştığını ve büyük bir patlama yaşandığını dile getirdi. Doç. Dr. Aybar, Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin uzunca süre güvenlik sorunları etrafında belirlendiği ifade ederek, şunları söyledi “Ancak son zamanlarda, özellikle son Irak müdahalesi, Suriye krizi ve Arap Baharı sonrasında Türk Amerikan ilişkilerinin giderek ekonomi alanına çekildiğini görüyoruz. Bu anlamda ABD’li firmaların Türkiye’ye yaptıkları yatırımlara baktığımızda burada belli bir patlama ile karşı karşıyayız. 2000’li yılların başında Türkiye’de faaliyet gösteren Amerikan firma sayısı yirmi civarındayken bugün Türkiye’de 1200’un üstünde ABD kökenli firma faaliyet gösteriyor. Bunlar özellikle imalat ve hizmet sektöründe olan şirketler. Öte yandan miktarlar, sektör çeşitlenmesine yarayacak kadar derinliğe ulaşmış değil.”

ONNE TI UT’TA ASGA

1 .1 DO A O U O

Star Gazetesi’nden alınmıştır

( I O D, ONNE TI UT –POSTA212)

C

HABER OLMAK İÇİN...

haber@posta212.com

ET

onnecticut Valisi Dannel Malloy, saatlik asgari ücretin 10.10 dolara çıkarılmasıyla ilgili yasayı imzaladı. Böylece Connecticut, saatlik asgari ücretin 10.10 dolar olmasını içeren yasayı kabul eden ilk eyalet oldu. Başkan Barack Obama ve Demokrat Partili üyeler, uzun zamandan beri federal saatlik asgari ücretin 10.10 dolara çıkmasını destekliyor. Saatlik asgari ücretin 10.10 dolar olmasını içeren yasa tasarısı,

Demokratların kontrolünde olan parlamentodan çoğunluğun oyuyla geçirildi. Perşembe akşamı yasayı imzalayan Vali Malloy, “Ulusal önem taşıyan bir konuda bir kez daha öncülük ettiği için Connecticut ile gurur duyuyorum. Connecticut eyaletinde yoksulluğu ortadan kaldıracağız. Asgari ücretin arttırılması sadece işçiler için değil iş hayatı için de önemli bir gelişmedir” dedi. Öte yandan, Cumhuriyetçilerin sözcüsü Patrick O Neil, yasaya kar-

şı olduklarını çünkü yasanın eyalette ve ülke genelinde yaklaşık .2 olan işsizlik oranının düşürülmesine yardımcı olmayacağını savundu. Patrick O Neil, “Bu sadece seçim yılında yapılmış politik bir oyun. Bu yasayla kimse yoksulluktan kurtulamayacak” dedi.


Ekonomi

Nereye yatırım yapsak?

PİYASANIN NABZI

E

2 Nisan 2014 Çarşamba

E A AN

Başta Ne

ork Borsası olmak üzere pek çok borsa geçtiğimiz ha tayı zararla da kapatınca yatırımcılar

da telaşlandı. şte borsaların durumu ve ‘nerelere yatırım yapmalıyız’ sorusunun ipuçları

Panik yok Moralleri bozmadan, hem geçmişin analizini yapıp geleceği önümüze alarak, ekonomik projeksiyon yanı tahminlere bakarak adım atarsak, onun bunun dediklerine kulakları kapatırsak, kendi içgüdümüzün ne kadar doğru olduğunu görmüş oluruz. Önümüzdeki hafta, yani 4 Nisan’da tarımdışı istihdam geliyor. Tüm borsaların da gözlerini diktiği bu rakamın ekonomistler tarafından bir önceki dönemden daha yüksek gelmesi, yani 1 5 binden 200 bine çıkması bekleniyor. İşsizliğin yüzde 6. ’den yüzde 6.6’ya düşmesi ortalama çalışma ücretinin de artması ISM imalatın 53.5’lara çıkması bekleniyor. Tüm bunlar borsayı yeşillendirir mi Evet yeşillendirir. Tabi politika kara bulutlar gibi ekonominin önüne geçmezse Barış, huzur, yeşillik dolu bahar günleri diliyorum..

■ Altınlasak da mı saklasak Nereye yatırım yapsak ■ Dow Jones geçtiğimiz haftayı sadece yüzde 0.1 lik kazançla, Nasda ise yüzde 2. lik, yani Ekim 2012’den beri gördüğü en kötü haftalık zararda bitirince, borsalar için kıyametin sonu geldi diyenlere inanmalı mıyız ■ Peki onlara inanırsak nereye yatırım yapmalıyız ■ Borsalar yine göçecek, çökecek, kendinizi hazırlayın! ■ 1 2 buhranına geri dönüyoruz! ■ Borsa düzeltmelere mi girdi yoksa yeni bir kriz mi geliyor ■ 2014, 1 2 a dönüşmeden trading durdurun!, ■ Kara günler kapıda 2014 krizinin yüzde ’luk risk anketi!, Uçuruma gidiyoruz! Bütün bu saydığım başlıklar, haftanın manşetlerini oluşturdu maalesef. Peki bunlar gerçekçi mi Öncelikle alarm niteliği içeren bu başlıklara aldırmayın derim. ünkü yatırımcı olarak , hele uzun vadeli yatırımcıysanız, sizin için en önemli olması gereken husus, yatırım kriteri piyasa değil ekonomi, şimdi ne oluyor yerine uzun vadeli trend olmalı. Tabi tüm bu falcılar, kriz tahmincileri, kötü haber vericilerden etkilenmemek mümkün değil ama bunun size yarardan çok zararı

Nasda Bioteknoloji endeksi yüzde 14 düşüyor, 00 milyon dolar satış yaşanıyor.

olur, çünkü karlılık getirmez, hele bir de tahminler çok uç noktalardaysa ■ Peki bana soracaksınız, o zaman nereye yatırım yapalım? Emtialar mı? Emtialar içinde altın mı? Bakır mı? Gümüş mü? Tahvil piyasası mı? Hele bir de altının haftayı yüzde 3’lük zararda bitirdiğini de size söylersem herhalde tüm umutlarınız iyice suya düşer. Hayır, vazgeçmeyin derim. EĞİTİMLİ YATIRIMCININ ÖNEMİ Öncelikle kısa veya uzun vadeli yatırımcı olup olmadığınıza karar verelim. Kısa vadeli yatırımcıların işi jeopolitik krizler, belirsizlikler,

risk alımı yüzünden zor olduğu için, şimdi biz uzun vadeli yatırımcı olarak düşünelim. Bunun yanında, ayrımcı ve eğitimli yatırımcı olun ve toksik konuşmalardan kendinizi uzak tutun, ekonominin gidişatına bakın. KAÇAN KAÇANA ünkü tüm kaçan yatırımcılar borsada özellikle bu hafta, bioteknoloji ve sağlık sektöründen kaçtılar, sattıkça satıp o kağıtları ellerinden çıkardılar. Öyle bir çıkış, kaçıştan bahsediyorum ki, Bank of America Merril ynch’in raporuna göre, son 3 yılda bu kadar para çıkışı yaşanmamış görülmemiş.

Altına barbar suçlaması Politik risklerin arttığı zamandaki güvenli liman altını ya seviyorsunuzdur, ya da kendisinden nefret ediyorsunuzdur. Fed’den nefret edenler portföyünüzün yarısını altın bulyonlarına yatırıp kendinizi enflasyon ve borsanın volatilitesinden koruyun diyorlar. Ama altın standardlarına ‘barbarca’ diyenler de var O zaman iki argümana da bakmamız lazım. Altına yatırım yapmamız gerek diyenlerin nedenleri 1- O ENTU Yeni ivme kazandı altın. Geçen sene her ne kadar düştüyse de, 1 4’ten beri yaşadığı en kötü yıllık düşüş yüzde 2 ’lik kaybı yaşadıysa da piyasaların en iyi getiri ya-

ED ‘D Ş

A

BD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, ekonomik büyümenin henüz arzu edilen düzeyde olmadığını belirterek, iş gücü piyasası kalıcı bir şekilde açılıncaya kadar düşük faiz politikasına devam edeceklerini söyledi.

Fed Başkanı Yellen, Chicago daki 2014 Ulusal Yatırım Konferansı nda yaptığı konuşmada, iş gücü piyasasındaki gelişmeler, resesyon sonrası ekonomideki toparlanma süreci ve Fed politikaları konusundaki görüşlerini paylaştı. Ekonominin büyük resesyon sonrası karşılaştığı sıkıntıları yavaş ama sürekli bir şekilde aşmakta olduğunu kaydeden Yellen, 200 yılı Ekim ayında işsizliğin yüzde 10 a çıkmasının ardından ,5 milyon yeni istihdam yaratılarak bu oranın yüzde 6, ye düştüğünü vurguladı. Son 41 ay süresince aralıksız istihdam artışı kaydedilmesine karşın gerek yüzde 6, lik işsizlik oranının

panlarındandı. Yeni yıldan beri altın yüzde 13 yukarıda. Yani gaza basıyor. S P 500 bile yeni yıldan beri yüzde 2’yi bulamadı. O yüzden altın parlak yatırımdır. 2- EOPO T SEBEP E Altının çıkışlarından en büyük sebeplerden biri Kırım’dı. Ne zaman endişeler, tehditler ayyuka çıkar, altın bunları sever. - DO UDAN GE EN TA EP Batılı spekülatörler yanında altın, doğuya uçtu. in mücevher, bulyon, sikke olarak talepte rekor kırdı. Keza Hindistan ‘da aynı şekilde.

A ’ DED

daha önceki 2001 resesyonunda gözlemlenen en yüksek işsizlik oranının dahi üzerinde bir değere işaret etmesi ve gerekse gelişmenin yavaş olması yüzünden ekonomideki toparlanma pek çok kesim tarafından hala durgunluğun devam ettiği şeklinde bir algıya yol açtığını bildirdi. İŞGÜCÜ PİYASASI KATILAŞTI Yellen, pek çok açıdan iş gücü

piyasasının geçmişe göre daha katı olduğunun altını çizerek, 6 aydan daha uzun süre iş arayan kişilerin oluşturduğu uzun dönemli işsizliğin rekor düzeyde olduğunu ve araştırmaların bu gruptaki kişilerin daha zor iş bulduğunu gösterdiğini kaydetti.

UKRAYNA’DA ETKİLEDİ Bir yandan da Ukrayna’daki durumun kötüleştiğini ve daha kötüye gideceğini düşündüler. Perşembe günü gelen GSMH yani yüzde 2.6’lık büyüme rakamı beklenenden düşük gelince, hemen kafalarını kaşımaya başladılar. Evet, tüketici güveni son 6 yılın en üstünde geldi ama ABD’ deki ev fiyatları ocakta yine, 3 aydır üstüste düşerek kötü sinyaller vermeye

636 MİLYAR DOLARIN YÖNETİMİ Global büyüme risk altında, çünkü Ukrayna, bilinmeyenler arasında. Bilinen bilinmeyenler gittikçe artıp, global ekonomik büyümeyi tehdit altında bırakıyor. Nereden biliyorsun diyeceksiniz ünkü BOA M anketine göre, 241 fon yöneticisinin (636 milyar dolar yönetiyorlar) portföyündeki nakit kısmı Temmuz 2012’den beri en yüksek seviyelere ulaşmış. Peki o zaman altına mı yatırım yapalım diyeceksiniz, yoksa nakitte mi tutalım Altınla başlayalım ■ Altından vazgeçmenin zamanı mı Madolyonun iki yüzü var bu konuda

Altından ne retin sebepleri

erkez Bankası Başkanı anet ellen, “Ekonomik toparlanmanın yavaş olması resesyonun devam ettiği algısı yaratıyor. Düşük aiz politikasına da devam edeceğiz” açıklaması yaptı WASHINGTON (AA)

BOĞANIN KRALLARI ZORDA Bir günde yaşanan kayıplar da ilginç. Mesela Gilead, dünyanın bir numaralı HIV (AIDS ) hastalığının ilacını yapan şirket, bir ay önce tüm yatırımcıların göz bebeği iken 2 Mart’ta yüzde 3.5 birden düşüyor. Biogen, yüzde 4.6. Bu ve bunun gibi hisseler, bull market dediğimiz, boğa piyasalarının kralları. Yatırımcılar, birden bire karımı elime alıp defterimi, dükkanımı kapatayım dercesine, bunları elinden çıkarmaya başladı. Sebep, geçtiğimiz haftanın ve önümüzdeki haftanın ekonomik verilerine bakıp, acaba bu verilerin kötü gelmesinde kötü havanın ne kadar etkisi vardı ki acaba diye sorgulamaya başladılar.

başladı. Obama Putin’i uyardı, NATOyu aksiyona davet etti, korku endeksi VI arttı, dünyanın en büyük tahvil yöneticilerinden ve popüler ekonomistlerinden Muhammad El Erian, piyasalar Ukrayna’dan korkmalılar dedi. G- liderleri de Rusya’ya yaptırım mesajları verince, El Erian, “Rusya, Batı Avrupa’nın gaz ihtiyacını keserek Obama’ya geri cevap verirse, dünya kendini resesyon ve finansal dengesizlikler içinde bulacaktır. Ve bu da sermaye piyasalarını altüst edecektir” dedi. Ama Ukrayna’daki durum düzelirse durum farklı olacaktır mesajı verdi.

Bu gelişmeler ışığında Fed in iki görevi olan fiyat istikrarı ve maksimum istihdam hedeflerinin henüz gerisinde olduklarını ifade eden Yellen, enflasyonun uzun dönemli hedef yüzde 2 nin altında seyrettiğini, bu yüzden geçmişte kimi zaman yaşadıkları enflasyonistihdam ikileminin bugün geçerli olmadığını dile getirdi. HEDEFLERİN GERİSİNE DÜŞTÜ Yellen, kendisinin ve Federal Açık Piyasa Komitesi ndeki (FOMC) meslektaşlarının maksimum istihdam hedefiyle tutarlı işsizlik oranının yüzde 5,2 ve yüzde 5,6 aralığında bulunduğuna inandıklarını ifade etti. Fed in para politikalarını bu hedefe ulaşabilme amacıyla oluşturduklarını kaydeden Yellen, bu politikanın en önemli unsurlarından biri olan faizleri uzunca bir süre daha düşük tutmaya kararlı olduklarını sözlerine ekledi.

1- HE U A I I AN B G N AŞA IA NE E T 3 ay önceki alışların sebebi altın dibi bulduğu içindi. Yılın başında SJ tahmini 120 dolar, düşük ihtimali 1141 dolar civarındaydı. Şimdiyse 1300 dolarlarda seyreden altın yatırım bankalarının tüm tahminlerinin üs-

ABD

tünde. 2- ED Fed’in tapering dediğimiz para sıkılaştırma programı yatırımcıları titretir, Dow Jones’u 100 puan indirirken altın fiyatlarını da etkiledi. ünkü altın, enflasyonist ortamda altın çağını yaşar. Fed faizleri önümüzdeki sene artıracağım deyince enflasyonist senaryoların üstüne bir kapak koydu adeta. Hem altına hem de diğer emtia fiyatlarına tabii ki.. - BO SA DU A , I A NOS ONU Borsanın çıktığı yerden altın kaçar..

DE 2, B

D

ABD’de büyüme rakamları beklentiler düzeyinde artarken tüketici talebinin canlanmaya başlaması dikkati çekti. ABD Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre dördüncü çeyrekte ABD ekonomisi yüzde 2, büyüdü WASHINGTON (AA)

A

BD’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2013 dördüncü çeyrekte yüzde 2,6 büyüdü. ABD Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre dördüncü çeyrekte ABD ekonomisi yüzde 2,6 büyüme gösterdi. 2 Şubat tarihinde 2013 yılının dördüncü çeyreğiyle ilgili ikinci tahmin yüzde 2,4 düzeyindeydi. GSYH üçüncü çeyrekte de yüzde 4,1 artmıştı. Öte yandan, GSYH’nın en önemli parçalarından biri olan kişisel tüketim harcaması üçüncü çeyrekteki yüzde 2 lik artışın ardından dördüncü çeyrekte de yüzde 3,3 arttı. Dördüncü çeyrekteki büyümeye

kişisel tüketim harcamaları, ihracat, konut harici emlak yatırımları sabit yatırımlar, eyalet ve yerel hükümetlerin harcamaları olumlu katkıda bulundu. Öte yandan federal hükümet harcamaları, konut yatırımları ise olumsuz etki gösterdi. İthalat da ise artış gözlemlendi. Ekim ayında Federal hükümetin iki hafta kapalı kalması da büyüme üzerindeki bir başka olumsuz etken olarak dikkati çekiyor. Ekonomistler iki haftalık zorunlu kapanışın büyüme hızını yüzde 0,3 dolaylarında aşağı çekmiş olabileceğini belirtiyorlar.




Güncel

2 Nisan 2014 Çarşamba

AMERİKALI UZMANLAR TÜRKİYE’DEKİ YEREL SEÇİMLERİ DEĞERLENDİRDİ İlhan Tanır @Washingtonpoint

Cemaat'in hesap edemedikleri mi? SEÇİM haftası İstanbul’a gelerek, sokaklarda dolaşmak ve seçmenin nabzını tutmak istedim. Seçimden birkaç gün önce ise, İstanbul’un Kadir Topbaş’a gideceğini, ve Türkiye genelinde de yüzde 40’ların üstünde bir AKP göreceğimizi tahmin ettim. Buna rağmen AKP’nin aldığı yüzde 45’ler oranındaki oy bu tahminleri de aşarak beni şaşırttı. Bu yazı yazıldığı esnada, Ankara’da CHP adayı Mansur Yavaş’ın itirazları sürüyordu. Seçim haftasını Türkiye’de geçiren Center for American Progress düşünce kuruluşu uzmanı Michael Werz’in, ‘Ankara’daki seçimlerin çalındığına dair çok ciddi emareler var’ demesini ve ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün de ‘seçimlerle ilgili inanılırlılığı olan her türlü usulsüzlük iddiaları araştırılmalıdır’ tepkilerini not etmek gerekiyor. Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı ve önceki Balkon konuşmalarının aksine, başta Gülen Cemaati olmak üzere, son zamanlarda kendisine ‘yanlış’ yapmış olarak kabul ettiği farklı kesimlerin üzerine gideceği sinyalini verdi. Bu açıdan, retoriğini, seçim zaferi gecesi dahi yumuşatmaya gerek görmeyen Erdoğan’ın, önümüzdeki hafta ve aylarda, bu ‘ödetme’ sözünü tutmasını beklemek çok da fazla görülmemeli. Devlet içinde, medyada yapılması beklenen ‘tasfiye’ harekatı da herkesin dilinde. Bir haftalık İstanbul ziyareti esnasında, abilerimin çevrelerinden olan birçok, orta sınıf ve muhafazakar iş adamı ile görüşme imkanım da oldu. Yaklaşık 30 civarında bu özelliklere sahip işadamı grubu ile saatlerce konuşma, onların düşüncelerini dinleme imkanı buldum. Sanırım tape ve yolsuzluk iddialarını sızdıranların hesap edemediği, bu orta sınıf esnafın, bu sızıntılara verecekleri tepkileri kestirememeleri oldu. Öncelikle iktidara bir darbe olarak gelişmeleri gören görüştüğüm birçok muhafazakar işadamı, beğenelim veya beğenmeyelim, yolsuzluk iddialarının doğru olabileceğini kabul etse de, bunda çok fazlaca bir beis görmüyor. Eğer defalarca ve farklı birçok kimseden duymasam asla yazmayacağım bir yaklaşım şu: ’’kim çalmıyor ki?’’ Buna karşılık, Cemaat’in, toplumda komplo teorilerine inancın artması ile birlikte, İsrail ve ABD ile birlikte çalıştığına olan inanç da oldukça yaygın. Bunun, AKP’ye yakın gazetelerde dile getirilen, manşete taşınan iddiaların ve televizyon kanallarında konuşulan senaryoların muhafazakar halkta etki ettiği görülüyor. Ekonominin 17 Aralık süreci ile birlikte tökezlemesi, liranın değer kaybı, bu dönemde gelen siyasi istikrarsızlık, bir sonraki gün nasıl bir sızıntının manşetleri vuracağını bilememenin getirdiği endişeler, sıradan vatandaşları germiş. Ve bunların sonunda, Cemaatin, Türkiye ekonomisini batırmak adına, ve tam olarak açıklamayacakları bir şekilde yabancı güçlerle birleşerek, Erdoğan’ın kellesini almaya atılan, ve bu esnada sadece kendini düşünen, bencil bir grup olduğu imajı halk içinde güçlüce yerleşmiş. Bu bir tespih ustasından taksi şöförüne, gıda dağıtımcısından lise talebesine, farklı kelimelerle anlatılıyor. Bütün bunların üstüne, CHP’ye oy toplanılmasını kabullenemeyen birçok kimseye göre, Cemaat belki de başkaları tarafından kullanılıyor. Bülent Arınç’ın söylediği şu ‘üst akıl’ meselesi yani. En çok duyduğum bir başka Cemaate kızgınlık emaresi ise, Cemaat’in üyelerinin, emniyette olsun veya kendi gruplaşmaları içinde olsun, bazen korkutma ile bazen ise baskı ile aldıkları ‘himmet’lerin devamı için birçok farklı yollara başvurulduğunun iddia edilmesi. Bu tür hikayelerden hemen herkes bir veya birkaçına sahip. Örneğin, Cemaat’in içindeki kimselerin de yolsuzluk yaptığını iddia eden, toplanılan paraların birçok kez toplanma gayelerinden başka yerlerde kullanıldığı iddiaları en çok duyduklarımdan. Bu iddialar bazen çok çirkin hale de geliyor. Bunları benim deliller ile ispata davet etmem gereksiz. Bana bu iddiaları iletenlerin birçoğu da, ispat etmek gayretinde de değil. Ama inanç bu. Bir tarafta devletin kamu malı üzerinde yolsuzluğu diğer tarafta ise Cemaat’in özel alanda yaşamasının bu kimselerce bir farkı da yok. Son olarak, dönüp, dolaşıp insanların takıldığı yer, ‘Erdoğan olmazsa kim peki?’ sorusu. Müslüman, muhafazakar, sağcı bir adaydan asla sapmayacak olan milyonlarca, on milyonlarca seçmen için CHP ve hatta MHP’ye oy vermek ihtimal dışı. Eee, bunlar çıktığında başka bir alternatif de kalmıyor. Bu durum, bu kimseler için çok açık ve seçik bir gerçek. Tabi bütün bu sızıntılar, Cemaat veya Gülen’in kendisi kabul etsin veya etmesin, tümüyle Cemaat’den biliniyor. Gülen’in bizzat, defalarca, bu soruşturmaların başlatılması veya tapelerin sızdırılması ile ilgim yok diyorsa da, bunun samimiliğine inanmayanlar çoğunlukta. Daha doğrusu ben, Cemaat’in bu işlerle ilgisi yoktur diyenine rastlamadım. Sonuçta, Cemaat, Türkiye’deki seçim maçını kaybetti. CHP’den muhtemelen daha büyük bir yenilgi aldı. Toplumun çok ciddi bir kısmında, belki de uzun zaman düzeltemeyeceği bir şekilde imaj zedelenmesi yaşadı. Gerçi Cemaat’in hitap ettiği kesim her zaman için toplumun kaymak tabakası, zeki talebeler ile zengin esnaf olduğundan, orta-sınıf, yabancı basın okumayan, muhafazakar televizyon ve gazetelerden başkasına bakmayan esnaf kesimini anlamayamasını belki de çok görmemek gerekir. Ama onları bu yolsuzluk tapelerin ikna edeceğini düşünmüş ve buna göre strateji geliştirmişse, belki hatasını şimdilerde anladı. Ben, Cemaat’in mücadeleye devam edeceğini, halen farklı mücadele planları olduğunu sanmaktayım. Daha uzun stratejili, uzun dönemli mücadele ise, kendileri için çok daha ağır maliyetleri de yanında getirebilir. Bir sonraki yazıda, Cemaat’in bundan sonra Türkiye içinde mücadele edebileceği yolları analize çalışacağım.

Barkey “Erdoğan’ın zor kararı’’ Amerika’daki Türkiye uzmanları art Pazar günü yapılan yerel seçimleri Posta212’ye değerlendirdi. Uzmanlar, Başbakan Erdoğan’ın umhurbaşkanlığı adaylığı da dahil politik konulara ışık tutucak yorumlarda bulundu İLHAN TANIR İSTANBUL - POSTA212

W

ashington Türkiye uzmanlarından ve Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Henri Barkey e göre, şimdi Erdoğan ı zor bir karar bekliyor. Barkey, “Eğer Erdoğan yüzde 4 veya yüzde 4 aralığında bir oy almış olsaydı, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için kararını daha kolay verebilirdi” dedi. CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı için ortak bir adayda birleşmesinin önemine de değinen Barkey, “Eğer ortak bir adayda uzlaşamazlarsa muhalefetin işi zor. Erdoğan da önümüzdeki ay kararını vermeli. Burada en önemli faktör şu Başbakanlığı Gül e açacak mı açmayacak mı Açarsa iyi olur zira Turkiye nin dengeye ihtiyacı var ve bunu muhalefet yapamıyor. Ancak AKP nin içinden Gül gibi birisinin yapması lazım. ANAP dönemindeki Özal’dan sonra Akbulut’un başbakanlığı senaryosu memleketi istikrarsızlığa götürür diye yorum yaptı.

“ a er kısa dönemli olacak” A

merika’da Türkiye uzmanı olarak tanınan ve seçimleri Türkiye gelerek izleyen Michael erz ve Max Ho man,”Eğer hükümet herşey aynı gibi devam ederse, kazandığı bu meşruiyet kısa dönemli olacaktır” yorumu yaptı. ashington DC deki Center for American Progress de Türkiye dosyası uzmanı Michael erz ve Max Ho man, Türkiye deki yerel seçim sonuçlarını POSTA212 için değerlendirdi. Obama yönetimine ve Demokrat kanada yakınlığı ile bilinen Düşünce Kuruluşu uzmanı erz, beraberindeki birkaç başka Amerikan uzman ile seçimi Ankara da izledi. erz e göre, Ankara seçimlerinin Mansur Yavaş tan çalınması adına çok ciddi işaretler bulunuyor. Son bir haftadır İstanbul ve Ankara da bulunan erz ve Ho man ın değerlendirmeleri şöyle

D

Başbakan ve partisi AKP, Türk toplumunun geniş kesimleri için, teşkilat örgütlerinin büyük rolü ile birlikte, bir kez daha cazibesinin sürdüğünü ispat etmiştir. Bu kazandığı yeni meşruiyeti devam ettirebilmesi için, Başbakan toplumdaki derin ayrılıkları tedavi etmesi için ayrılıkçı kampanya stratejisinden de uzaklaşması gerekir. Bunun için de basın ve internet özgürlüğünü tümüyle yerine geri yerleştirmeli ve Kürt Barış sürecinde ilerleme sağlamalıdır. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YOK Bu seçim sonuçları, Başbakan için kısa dönemli bir zafer demek. İfade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne de saygıdan uzak, acımasız seçim kampanyası düşünüldüğünde, eğer hükümet herşey aynı gibi devam ederse, kazandığı bu meşruiyet kısa

dönemli olacaktır. CHP KİTLELERE ULAŞAMADI Açıkça görülüyor ki AKP, siyasi hareketini seçim sonuçlarına dönüştürme kapasitesine sahip. CHP ise, hükümetin basın özgürlüğüne ve bilgiye ulaşıma (özellikle sosyal medyaya) konan kısıtlamaların da etkisi ile kötü bir performans gösterdiği görülüyor. Ama sonunda, geniş kesimlerdeki CHP hakkındaki endişe onun tarihi (özellikle Kürt konusundaki) ve zayıf organisyonunun daha geniş oy oranına

ulaşmasına izin vermediği görülmüştür. MUHTEMEL KÖTÜ SENARYO İleri giderken, en iyi senaryo, özellikle ekonominin yavaşlamasının yaklaştığı, yavaş büyüme ve sürdürülemez dış ticaret açığı düşünüldüğünde, Başbakanının retoriğini yumuşatması ve Türk toplumundaki ayrılığı iyileştirmek adına uğraşı sergilemesidir. Kötü senaryo ise gazetecilerin rahatsız edilmesinin sürmesi, Başbakan ve partisinin ayrıştırıcı mezhepçi retoriğine devam et-

mesi, siyasi olarak motive olmuş soruşturmalar ve vergi cezaları ile, muhafazakar kampta intikamcı tutuklamaların olmasıdır. İMAJ DAHA DA BOZULACAK Böyle bir sonuç, süregiden istikrarsızlık ile Türkiye’nin imajını yatırımcılar ve uluslararası toplumun gözünde daha da aşındırmaya yarayacaktır. Bu aşamada, en son söylediğimiz senaryonun gerçekleşmesi daha muhtemel görülmektedir.

abancı basında seçimin yankıları

ünya medyası tarafından yakından takip edilen Türkiye’deki yerel seçimler büyük yankı uyandırdı ve sayfalarında geniş yer buldu. İşte yabancı basıntda Türkiye yerel seçimi NEW O TI ES Türkiye’de seçmenlerin iktidar partisine ses getiren bir zafer” sağladıklarına dikkat çeken New York Times, Başbakan Erdoğan’ın “agresif” bir seçim kampanyasını yürüttüğünü ve yarışı yolsuzluk iddiaları ve daha genel olarak iktidar süresi için bir referandum olarak gösterdiğinin altını çizdi. Gazete, “Seçim sonucu asla Türkiye’nin son çalkantıya dair son sözü değil, bunun yerine iki önemli seçimle daha karşı kar-

şıya bulunan ülkenin daha da belirsiz bir döneme girdiği gibi görünüyor” savını öne sürdü.

WA ST EET OU NA “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün yapılan ve iktidarına karşı yapılmış bir referandum olarak görülen seçimlerden zaferle çıkmış gibi görünüyor ancak rakip partilerin dolandırıcılık ve manipülasyon ithamları karşısında zafer, kifayetsiz duruyor” şeklinde yorumladı. BB “Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yerel seçimlerde zafer iddia etti ve düşmanlarına ‘bedel ödeyeceksiniz’ yemini etti” diye yazdı. Haberde, yerel seçimlerin ülke genelinde yapılan protestolardan sonra yapılan ilk se-

çim olduğu hatırlatılarak, bu seçimin Erdoğan’ın popülaritesinin bir barometresi olduğu belirtildi. BBC ayrıca, AKP yetkililerinin ve destekçilerinin Erdoğan’ın konuşmasından çok önce seçim zaferini kutladığını kaydetti. Yolsuzluk iddialarına ve Gezi direnişine de değinen BBC, seçimlerden önce hükümetin Twitter ve Youtube’u kapattığını vurgulayarak, Erdoğan’ın “sosyal medyanın yanlış bilgi yaydığı” sözlerine yer verdi INAN IA TI ES Türkiye’deki seçimlerin “seçmenler arasındaki derin bölünmelere vurgu yaptığını” düşünen Financial Times ise, son dönemde Türkiye’yi sarsan yolsuzluk iddialarının AK Parti seçmenleri arasında kaos yarat-

maya yönelik olduğuna inanıldığını anlatıyor. Habere göre, üst düzey bir uluslararası diplomat ise, iktidar partisi, yüzde 45 dolayında oy almış olsa da bu denli kutuplaşmış bir toplum varken buna açık bir zafer denilemeyeceğini savundu.

DEUTS HE WE E “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim sonuçlarının netleşmesinin ardından yaptığı konuşmada, Gülen Cemaati’ne sert mesajlar verdi. Erdoğan’ın devlet içinde devlet olmayacağını ve bunu ayıklama zamanı geldiğini söyledi. Erdoğan, Suriye ile ilgili internete sızan Dışişleri Bakanlığı’ndaki görüşmeye işaretle, bu konuşmaları sızdırmanın vatan hainliği olduğunu belirtti.

E IGA O “Yoğun otoriterliğe kayma eleştirileri ve ciddi yolsuzluk suçlamalarına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin öne geçtiğine” dikkat çektiği haberinde “Erdoğan, Pazar günü Türkiye’de yapılan seçimlerde tam zafer ilan etti ve hemen tüm düşmanlarına ‘bedeli ödetme’ sözünü verdi” diye yazıyor. E PAIS Başbakan Erdoğan’ın “yolsuzluk suçlamalarından korunmak ve vatandaşların protestolarına sırt çevirmek için kendisini sosyal medyaya erişimi bloke etmeye iten otoriterliğe kaymasını sandıkta meşrulaştırmak istiyor” görüşünü öne sürüyor.


Güncel

2 Nisan 2014 Çarşamba

Amerika’daki Türkler seçimi değerlendirdi

Yılmaz Polat S

Işıksız ülke

New York, New Jersey gibi Türklerin yoğun yaşadığı eyaletlerde yerel seçim heyecanı yaşandı. Türkler sandık sonuçlarını hep birlikte takip etti. POSTA212 seçim sonuçlarını ABD’de yaşayan Türklere sordu

A

BD’de Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı eyaletlerden New York ve New Jersey’deki Türk toplumu üyeleri, Türkiye’deki yerel seçimleri yakından takip etti. New Jersey’de yaşayan Türk vatandaşları, seçim sonuçlarını takip etmek için Türklerin sahibi olduğu kafe ve restoranlara gitti. New Jersey’in güneyinde yer alan Burlington ve civarındaki Türkler, internet üzerinden Türk kanallarının canlı yayınlarını takip ederek memleketlerindeki ve ülke genelindeki sandık sonuçlarını izledi. oğunluğunu Giresun, Trabzon, Aksaray, Yozgat ve Samsun gibi illerden göç eden vatandaşların oluşturduğu Türk toplumu sakinleri, sandık sonuçlarından memnuniyetlerini ifade ederek seçimlerin ülkeye hayırlı olması temennisinde bulundu. ABD’ye Samsun’dan geldiğini belirten Mahmut Özdamar, hem ilçesi 1 Mayıs’ta hem de Samsun’daki büyükşehir belediyesi sandık sonuçlarını heyecanla beklediğini belirterek ‘’Bu bölgede ilk defa Türk toplumu olarak bir arada seçim takip ediyoruz. Binlerce kilometre ötede de olsak kalbimiz ülkemizde atıyor” dedi. Seçimlerin güvenli ve huzurlu bir ortamda geçmesinden demokrasi adına mutlu olduklarını kaydeden Özdamar, sandık sonuçlarının kendilerini şaşırtmadığını ifade etti. Öte yandan, Amerika’nın özellikle doğusunda, New York, New Jersey, Pennsylvania ve Connecticut gibi birçok eyaletinde, Türk vatandaşlarının çeşitli mekanlarda bir araya gelerek seçimleri canlı yayınlar ve internet aracılığı ile takip ettikleri öğrenildi. (AA)

Y

Takım tutar gibi Seçim sonuçları beni pek şaşırtmadı. Demokratik sistemin işleyebilmesi için halkın daha bilinçli, bilgili ve haklarının farkında olması gerekiyor ve maalesef Türkiye de halkın büyük çoğunluğu rasyonel düşünceden yoksun şekilde takım tutma mantalitesinde oy kullanıyor. Ayrıca bu seçimlerde yapılabilecek seçim hileleri daha önceden bilinmesine rağmen, önlem alınması için geç kalındığını düşünüyorum. Bunları önlemek için daha önceden detaylı bir plan ve organizasyon yapılsaydı, sanki daha iyi engellenebilirlerdi. I

A

azıklar olsun

Bu seçimde insanların oy kullanma konusunda daha duyarlı davrandığını düşünmeme rağmen AKP nin bu kadar yolsuzluk iddialarına, ölen gençlere, Berkin e, savaş çığırtkanlığına rağmen hala oy oranının 45’lerde olması çok büyük bir hayal kırıklığı. Yazıklar olsun. Ne denir ki başka Türkiye ile Amerika arasında çok büyük fark var. Toplum arasında da kültürel olarak çok büyük farklar var. Bu yüzden Türkiye 2 partili bir seçim atmosferiyle demokrasiyi yaşamasını ben mümkün görmüyorum.

N

ararlı işler yapıldı Ülkemizde milyon dönüşecek konut var, binlerce insan hazine ve orman arazi aflarından yararlandı ve tapularını bekliyor. Siyasi irade halka yönelik sağlık, yol ve alt yapı yatırılarımlarda yararlı işler yapıyor. Halk siyasi iradenin adaylarını seçtiği takdirde beldelerine daha iyi hizmetin geleceği için doğal olarak iktidardan yana oy kullandı. Ama muhalefet de kötüydü ve iktidar 12 yılın meyvelerini topluyor. Halk için kendi durumu önemli önce, aş iş sağlık ve konut ile araba diyor, sonrasında yolsuzlukla mücadele saydamlık ve demokrasi ile ilgilenecek.

Dürüst insanlar etik değerlere sahip olduğu için genelde sahtekarlar kazanır. Bu seçimlerin sonucunda gelecek olanların daha dürüst olmalarını umuyorum. Ama seçimler zamanında yine bir sürü sahtecilik haberi çıktı. Ne kadarı doğrudur ne kadarı manipüle edilmiştir birşey söylemek zor. Ama karanlık günlere doğru gidiyormuşuz gibi hissediyorum. Işıksız bir ülke olduk çıktık. Türk gençlerine sesleniyorum. Bugünlerden ders alın. Ne varsa sizlerde var. Kötüyü görüp iyiden ders almanız gerekiyor. Seçim günü bir çok ilde elektrik kesintileri olan bir ülkeyiz. Bir gün hep beraber mumla da olsa aydınlığı bulacağız.

ABD’de Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı eyaletlerden New York ve New Jersey'deki Türk toplumu üyeleri, Türkiye'deki yerel seçimleri yakından takip etti. New Jersey’de yaşayan Türk vatandaşları, seçim sonuçlarını takip etmek için Türklerin sahibi olduğu kafe ve restoranlara gitti.

A

S

Y

Y

Demokrasi tamamen elç olmuş durumda

Bu yerel seçimler hem propagandası hem de heyecanı ile birlikte kesinlikle bir genel seçime dönüşmüştür. O yüzden genel seçimin nasıl olacağını tahmin bile edemiyorum. bu seçimle birlikte devletin içerisinde bulunan insanların kişisel çatışmalarını devletin üzerinde tuttuklarını gördük. Bu seçimle birlikte demokrasinin felç olup can çekiştiğini gördük. Bu seçimle birlikte bir propagandanın ne kadar sert ve belden aşağı olabileceğini gördük. KANSIZ VE AHLAKLI SEÇİM Gezi olaylarından bu yana 1 Aralık operasyonu da dahil olmak üzere halk artık barut fıçısı olmuştur artık parti liderlerinin ortamı yumuşatmaya yönelik adım atmalıdırlar ve bu yönde açıklamalar yapmalıdırlar. Aslına bakacak olursak daha seçim bitmeden bir muhtarlık seçiminde kişinin öldüğü bir ülkeden de zaten siyasi ahlak ve demokrasi adına çok fazla bir şey de beklememek gerekir. Artık süreç çok kritiktir. Önümüzde ki seçimlerin kansız ve ahlaklı olması dileğiyle.

Saltanat hissiyatı Muhalefet partilerinin birleşmesi ve diğer oluşumlarla ittifaka rağmen, bütün yolsuzluk, vatan hainliği, rüşvet ve diğer suçlamalara rağmen AKP’yi tekrar ezici üstünlükle birinci parti seçen aziz milletin iradesine saygı duymak, demokrasinin gereği olarak borcumuzdur. Her millet hak ettiği şekilde yönetilir demişler. Sonuç olarak acıklı olan taraf şudur ki, başbakan hakkında ve ailesinde, kabinesinde halen aklanmamış insanlar ile beraber balkon konuşması yapmasıdır. Ki bu da tamamen saltanat hissiyatı güdümlü ve demokratik hukuk devlet anlayışının çok uzağındadır. Bundan sonraki süreçte tek temennim, başbakanın hakkındaki suçlamalar ile yüzleşmesi, daha demokratik, farklı fikirlere toleranslı, hukukun üstünlüğüne öncelik veren, insan temel hak ve özgürlüklerine duyarlı ve herkese eşit mesafede duran bir yönetim anlayışını benimsemeleridir. A

N

Sonuçlar bize bu seçimlerin geçmiş yerel seçimlere kıyasla daha çok genel seçim havasında geçtiğini gösteriyor. Özellikle AKP’nin metropollerde tekrar seçilmesi, gelecek dönemlerde etkilerini fazlasıyla hissettirecektir. Bu sonuçlar yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi için Erdoğan’a fikir ve cesaret verecek. Maalesef var olan kutuplaşmayı ve gerginliği bir adım daha arttıran bir seçim olmuştur.

P

A

AB

Seçim bara ı sorunu var Sonuçlar tabii ki çok büyük bir süpriz oldu, sonuçta AKP oylarını korumuş oldu. CHP’nin oylarının artmadığını bunun yanında MHP’den büyük bir patlama beklenmesine rağmen onlarda da bir düşüş yaşandığını düşünüyorum. Ama sonuçta bu seçimler genel seçimler kadar önemli olmadığı için genel seçim gibiymiş gibi bir hava oluşturulmasını doğru bulmuyorum. Türk halkının genel seçimlerde daha duyarlı olmasını bekliyorum. Tabii ülke şu anda 2 partinin önde olduğu bir demokratikleşmeye itiliyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Genel seçimlerde özellikle seçim barajının düşürülüp bir çok partinin katılımıyla Türkiye’nin demokrasiye daha rahat yürüyeceğini düşünüyorum. S

Y

Tek yürek Durum kötü Bu sonucu hak etmiyorduk. ok üzgüolmak nüz. Elektrikleri kesilmesi gibi çeşitli hileBir İzmirli olarak şehrimle gurur duyuyorum. Ama ülkemin geleceği için üzgün ve kaygılıyım. Ama yine de asla yılmamayı, en umutsuz anda bile galip gelmeyi Atatürk’ten öğrenmiş bir Türk genci olarak umudumu yitirmiyorum. Aydınlık bir gelecek için hepimizin tek yürek olup çalışmaya devam etmesinin tek yol olduğuna inanıyorum. İ

A

SA B

zmir herkese örnek olsun

Seçim sonuçları beni çok üzdü. Keşke İzmir’in nüfusu 40 milyon olsaydı.

ler yaşandı. Hangi ajansı dünleyceğimiz konusunda kararsız kaldık. Durumumuz çok kötü. Bu galibiyet hilelerle kazanıldı.

aydalı olacak kazansın Ne yazık ki yerel seçimde genel seçim oranlarına bakıyoruz, amaç bölünmüşlüğün giderilmesi Türkiye’nin ilerlemesi için bir araya gelmek önemli olan. Bu kavga bu anlaşmazlık olmasa, iç bünyemiz kuvvetli olursa dıştan kimse bizi yıkamaz. Ne yazık ki bu son durumlarda ilk önce kendi bünyemizi kuvvetlendirmemiz gerekiyor, bunun için de hep birlikte anlaşmanın yolunu bulmamız gerekiyor. Seçimler ise gerçekten bize faydalı olan gelsin derim.

Y

Daha kökten çalışmak gerek Seçim sonuçları bizlere Türkiye’nin bulunduğu vahim durumu düzeltmek için daha kökten çalışmalar yapılması gerektiğini göstermiştir. Demokrasi arayışı içinde olan bilinçli kesimin, halkın geri kalanını uyandırmak için belki de yıllarca sürecek bir mücadele haline girmesi ve seçim sonuçlarından ümitsizlikle değil kararlılıkla çıkması gerektiğini düşünüyorum. S

Gerginliği artıran bir seçim

P

açan kurtulur

Siyasi ortamdan çok korkuyordum, bu seçimlerle daha da endişelenmeye başladım. Yönetimin cebini doldurmak için giderek otoriterleştiği zaten belliydi, bu seçimlerle beraber herhalde ‘ah’ diyenin ümüğünü sıkıp ‘hık’ diyeni de hapse yollayacaklar. Naçizane görüşüm, Türkiye’den kaçabilenin kaçması yönünde. Nefes alacak ne kamusal bir alan ne de genel olmayan özel hayat kaldı. Tam böyle hissederken yalan olduğunu bile bile seçimlerden medet umuyordum ama ortadaki sonuçlar kara kara düşünmekten başka bir çare bırakmıyor. Kanımca tek çıkış yolu Gezi Direnişi gibi bir halk ayaklanması!

B

ddialar inatla gözardı edildi “Türkiye de iddia edilen yolsuzluk ve hukuksuzluklara rağmen yerel seçim sonuçları AKP lehine sonuçlanacağı görülüyor. Demek ki halkın çoğunluğu bu iddiaları gözardı ederek oy kullandı. Halkın demokratik seçim hakkına saygı duymaktan başka bir şey söyleyemeyiz, tabii ki seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra daha net bir yorum yapılabilir.”

Ulusal güvenlik endişesi Bu yılki yerel seçimler basit bir belediye seçimi olarak tanımlanmamalıdır. Seçim sonuçları halkın iktidara bakışını, güvenini ve son zamanlarda çıkan haberlere karşı verilen tepkinin derecesini göstermektedir. Kuzey ve güney sınırlarımızda yaşanan sıcak gelişmelerin bu seçim sonuçlarına etkisi olduğunu düşünmekteyim. Demokrasi adına beklenilen sonuç sandıktan çıkmamış olabilir. Bize düşen görev; birey olarak umudumuzu kaybetmeden, başımız dik yaptığımız işleri en iyi şekilde yapmaya devam etmektir. Tek dileğim bu sonuçların ulusal güvenliğimizi tehlikeye sokmamasıdır.

Gülen Hareketi Obama’ya oynuyor (2) “FETHULLAH Hoca benim için bir değerdir, bir idoldür; sık sık Amerika’ya gidip ziyaret ediyorum. 12 yaşımdayken Van’da onun misyonunu temsil eden insanlarla görüşmeye başladım. Lisedeyken vaazlarını dinlemek için Antalya’dan İzmir’e giderdim. Annem, babam hacıdır, her ikisi de Fethullah Hoca’ya, Said-i Nursi’ye sempati duyar. Hoca Efendi bize inanılmaz boyutta insan sevgisi aşıladı, ortaya koyduğu misyonu sonuna kadar destekliyorum. Hoca Efendi’nin önderlik ettiği, aslında Rus-Türk dostluk derneği olan Tolerans Eğitim Vakfı’nın kurucularındanım. Bu vakfın Rusya’daki okullarına gönülden destek oluyorum.” (Hürriyet. 26 Mayıs 2004) Tamince aynı zamanda Tayyip Erdoğan hayranı olduğunu söylüyordu. “Tayyip Erdoğan’ın adamı mıyım, evet adamıyım, çünkü çok doğru işler yapıyor. “ Cemaat, Obama kampanyasına yüzbinlerce dolarlık bağış yapıyordu ama bazı bağışlar anlaşılmayan nedenlerle iade ediliyordu.Başbakan Erdoğan’ın dünürü olan Çalık Ailesi’nin milyar dolarlık şirketinin ABD’deki kolu Çalık USA’nın CEO’su Mahmut Topal tarafından her defasında 35,800 dolarlık çekle üç kez (Şubat, Mart ve Haziran 2012’de) yapılan bağışların tamamı Obama’nın bağış kampanyasını yürüten büro tarafından bilinmeyen bir nedenle iade edildi. GÜLEN HAREKETİNİN ABD YAPILANMASI Cemaat Hareketi faaliyetleri Amerikan basınının da dikkatini çekiyordu. Cemaatin yapılanmasıyla ilgili en ayrıntılı haberlerden birini New York Times Gazetesi yaptı. Texas’ta Harmony Okulları’nın bağlantılarını inceleyen gazete, Fethullah Gülen’i baş köşeye oturttuğu bir de grafik yayınladı. 33 okulla Texas’ın en büyük “Charter”(sözleşmeli) okul ağına sahip olan ‘Cosmos Foundation’un yılda yüz milyon doları bulan bir vergi fonuna sahip olduğunu anlatan gazete, okulların şirketlerle ilişkisi, verdikleri ihaleler ve yapılan kontratları ön plana çıkardı. Peyton Wolcott adlı yayın grubu da Cosmos Foundation’un 2007 , 2008 ve 2009 yılı vergi formlarını yayınladı. Peyton Wolcott, Cosmos Vakfı’nın 3 yıl içinde sadece yaklaşık 6 milyon dolar seyahat harcaması yaptığını açıkladı. Cosmos Foundation Vakfı halkla ilişkiler (PR) lobisini tanınmış bir şirkete verdi. Vakıf, Karen Hughes’ın başkan yardımcısı olduğu “BursonMarsteller” PR şirketiyle anlaştı. Karen Hughes’in uzun bir biyografisi var. 2005-2007 yılları arasında Başkan Bush döneminde ABD imajını düzeltmek için Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak (Public Diplomacy) görev yaptı. 50’den fazla ülkenin yanı sıra Türkiye’de artan Amerikan aleyhtarlığını incelemek için Ankara’yı da ziyaret etti. Eğitim,Kültür ve Halkla İlişkiler uzmanı olarak Türkiye’deki ABD imajının düzeltilmesi konusuna önem verdi. Yurt Gazetesi’nden alınmıştır

A

YA BAIN

A A AA

utuplaşma tehlikesi Önce seçimler Türkiye’mize hayırlı olsun. Neticeler sürpriz olmadı. Aylardır yapılan anketlerde böyle bir netice bekleniyordu. Seçim neticeleri haritasına bakılırsa Anadolu’nun büyük bir kısmı AKP ye kıyısal kısımlar da CHP ye gitmiş gözüküyor. Son 12 senedir Anadolu’da olan büyük gelişmeler AKP iktidarı altında oldu. Büyük Anadolu nüfusunun AKP yi seçmesi makul bir neticedir. Önemli olan diğer partilerin toplamı yüzde 56 civarında. Demokratik haklar, uluslararası saygınlık, iç işlerinde şe aflık ve kuvvetli bir hukuk sisteminin getirdiği bir güç milletler için çok önemli. Ümidimiz bu seçimlerden sonra 2000 lerin erken yıllarında olduğu gibi Türkiye’nin tekrar bu çok yönlü güçlenmeye doğru gitmesi ve son zamanlarda gördüğümüz üzücü kısıtlamaların, olayların, kutuplaşmanın bir an evvel sona ermesidir.


Güncel

2 Nisan 2014 Çarşamba

Yeşim Numan

Adnan Onaran twitter:@mamleba

newyorkusatiyorum@gmail.com

Türkiye ‘Tape-Tape’ sizindir!

“SABAHIN BİR SAHİBİ VAR” 30 MART gecesi Türkiye’nin en uzun gecesi olarak geçecek tarihe. Seçim yasaklarının sona ermesiyle başlayan ve sandıklardan gelen haberlerle giderek koyulaşan karanlık, gece yarısı Recep Tayyip Erdoğan’ın öfke ve nefret dolu balkon konuşmasıyla ülkeyi zifire boğdu. Başbakan’ın muhaliflere savurduğu tehditler ve ettiği intikam yemini, Türkiye’nin üzerine çöken gecenin, ertesi sabah güneşin doğmasıyla bitmeyeceğini açıkça gösterdi. 2014 yerel seçimlerinin sonuçları, AKP hükümetinin giderek faşistleşen uygulamalarına karşı direnen ve demokrasi mücadelesi veren kesim için şok oldu. Kendimi de içinde kabul ettiğim, sayıları azımsanamayacak bu insanlar büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı içinde olan bitene anlam vermeye ve/veya bir suçlu bulmaya çalışıyor. Kimi bunca hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık ortaya dökülmüşken hala AKP’ye oy veren yüzde 45’e kızıyor. “Celladına aşık olmuşsa bir millet...” alıntısı tekrarlanıyor sosyal medyada. Kimi direnişe küsüyor. Ortamlarda “Benden bu kadar, pes ediyorum” muhabbetleri yapılıyor. AKP’ye karşı birleşme çağrısına uymayarak oyları bölenlere karşı öfke büyük. Özellikle Istanbul’da Sırrı Süreyya Önder’in kulakları çınlatılıyor. Muhalefete kızanlar da çok. Süreci iyi yönetememekle suçluyorlar Kılıçdaroğlu’nu. Bir grup da sırtını cemaat desteğine dayayıp, yolsuzluk tape’lerinden başka bir strateji üretmediğini söylüyor. Kimin istifa etmesi gerektiği hakkında tartışmalar yapılıyor sokakta, televizyonda ve Twitter’in Türkiye’de hala yasak olan dünyasında. Bir de seçim sonuçlarında usulsüzlük olduğuna inananlar var. 40 ilde birden yaşanan elektrik kesintilerini, çöpten çıkan oyların resimlerini, sandıklardan gelen korkunç hikayeleri paylaşıyorlar. İtiraz edilen illerde sonuçların değişeceğine dair umutlarını korumak için birbirlerinden destek arıyorlar. Hepsinin ortak noktası mutsuz olmaları. Mutsuzuz. Göz göre göre işlenen suçlar cezasız kalırken, suçsuz insanların cezalandırılmasından; adına devasa saraylar yapılan adaletin, hükümet yetkilileri ve yakınlarının çıkarları için ayaklar altında paspas edilmesinden mutsuzuz. Sırf kendisi gibi düşünmüyor, inanmıyor, yaşamıyoruz diye bizi ötekileştiren, öteleyen, hedef gösteren bir başbakanımız olduğu için mutsuzuz. Halkın bir kısmının acısı, diğerinin sevinci olduğu için, milletçe nefrete bulandığımız için mutsuzuz. Özel hayatımız, düşünce ve bireysel özgürlüklerimiz hükümetin İslamo-faşist politikalarına kurban edildiği için mutsuzuz. Gencecik insanlarımız sokak aralarında linç edildiği, çocuklarımız polis tarafından öldürüldüğü için, ama en çok bizi koruması ve kollaması gereken devlet, bizzat bu şiddetin uygulayıcısı olduğu için mutsuzuz. Biz, Türkiye’nin Recep Tayyip Erdogan’a oy vermeyen yüzde 55’i çok mutsuzuz. Ama umutsuz değiliz. Ne kadar uzun ve karanlık olursa olsun, her gecenin bir sabahı olduğunu biliyoruz. Bu uzun geceyi de sona erdirecek bir güneş vardır elbet. O güneşi doğurmak elimizde. Hayal kırıklığımızı ve öfkemizi soğutup, mücadeleye devam etmek zorundayız. Bugüne kadar ne olduğunu analiz etmemiz ve bundan sonra ne olacağını planlamamız gerek. İkna siyasetinin tek başına yeterli olmadığını gördük. Karşımızda sadece bir siyasi parti değil, devletin tüm imkanlarını kendi çıkarları için seferber etmekten çekinmeyen, gerektiği zaman hukuk ve demokrasi dışı yöntemler kullanmakta tereddüt etmeyen ve bunu yaparken arkasına din sömürüsüyle kandırdığı milyonların desteğini alan faşist bir oluşum var. Buna karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesi vermek, üstelik de bunu yasal sınırlar çerçevesinde kalarak yapmak zorundayız. Çok zor, ama kesinlikle imkansız değil. Bizim gücümüz kol kuvvetinde değil, insanımızın zekasında, birikiminde, ve tabii yüreğinde. Gezi’den beri haklı olarak gurur duyduğumuz orantısız zekayı bugüne kadar mizah alanında çok başarılı kullandık. İyi de yaptık, çünkü mizah şiddetin çirkin yüzüne karşı gülerek direnme gücü verdi bize. Simdi artık bu zekayı ve nitelikli insan gücünü mizahın ötesine taşıyarak ekonomi, siyaset, ve teknoloji başta olmak üzere her alanda stratejik ve sonuca yönelik hamleler yapma zamanı. Planlı ve disiplinli uygulanacak bir ekonomik ambargo, veya hükümetin anti-demokratik uygulamalarını dünya nezdinde ifşa ederek uluslararası platformda sağlanacak destek şüphesiz ki etkili olacaktır. Ancak ilk ve en önemli hamle, mücadeleye devam etmeye karar vermektir. Klişe tabirle uzun ve meşakkatli bir yol, ama sonsuz bir gecenin zifiri karanlığında boğulmak istemiyorsak, başka çaremiz yok. Hırsızlığın, yolsuzluğun, ama en önemlisi vurulan, kırılan canların hesabını sormak için, insanca yaşamak için bu gecenin üzerine güneşi doğurmak, sabahın sahibi olmak zorundayız. “Sorarlar bir gün sorarlar.”

Seçim sonuçları için kim ne dedi?

Türkiye’nin tanınmış uzman isimleri de seçimlere tepkilerini dile getirdi. En büyük tepki ise rüşvet ve yolsuzluk olaylarının üstünün örtülmesine geldi. Bazı uzmanlar ve akademisyenler ise hem ABD’nin hem de AB ülkelerinin hükümetle tekrar iyi ilişkiler kurmaya çalışacaklarını savundu AYSEL TAPAN İSTANBUL - POSTA212

P O .D . SE NAN Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel İnan, yerel seçimlerden sonraki duruma ilişkin, “Türkiye bugünkü sonuçlarla birlikte ülkesinde rüşvetin serbest dolaştığı, rüşvetle mücadele edilmeyen, kara paraların serbest aklanabileceği bir ülke konumuna gelir” yorumunu yaptı. İnan, “Yarından itibaren Türkiye uluslararası arenada eski Türkiye olmayacak. Yıpranan, prestiji ile tartışılan bir ülke konumuna geleceğiz” dedi Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendiren İnan, “Başbakanımız bundan sonra Obama için ‘ya senin sesini özlemiştim’ gibi şeyler söyleyemeyecek. Obama ile konuşmak, randevu almak için sırada çok bekleyecek galiba” diye konuştu. İnan, yerel seçimlerden sonra Türkiye AB ilişkilerinin olumsuz bir çerçevede değişeceğine dikkat çekerek, 15 Ekim 2013 AB Komisyonu’nun raporunun ilk defa eleştirisinin bu kadar yüksek ve sert olduğunu ve raporun 6- Nisan’da AP tarafından yeniden ele alınacağını hatırlattı. İnan, “AP son şeklini vereceği karar büyük bir olasılıkla çok daha sert olacak. “Dışişleri Bakanı’nın odasında konuşulan Türkiye’yi hayali bir senaryoyla Suriye’den atılacak füzelerle savaş içine sokma senaryosu Türkiye’nin itibarını çok ciddi zedeleyecek” diyen İnan ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın din konusunda uyguladığı politikanın, özellikle mezhep politikasının bugün geldiği noktanın hiçbir Avrupalı parlamenterin gözardı edemeyeceği boyutta olacağını söyledi. İran ile olan ilişkilere de değinen İnan, “İran konusunda da gayri yasal yollarda para transferi ve bunun karşılığında elde edilen petrol ve doğal gaz tekrar uluslararası arenaya gelecek. Bir, BM nezdinde Türkiye siyasi masaya yatırılacak. İki, Avrupa konseyinde de masaya yatırılacak. Üç, her ne kadar başbakanımız Türkiye AB üyesi değil dese de Türkiye 1 ’den beri ve 2005’ten bu yana katılım müzakereleri içinde olduğundan bunlarda gündeme gelecek ve belirli ortamlarda maalesef siyasal yaptırımlar uygulanacak” dedi. P O . D . BE DEDEO U Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Beril Dedeoğlu, seçim sonuçlarının dış politikada genel bir değişikliğe yol açacağı kanaatinde olmadığını söyledi. Dedeoğlu, “Sadece eğer varsa başka çevrelerle ilişkileri geliştirmeye ve Türk dış politikasını o çerçevede yönlendirmeye girişimde bulunmuş kesimler bundan sonra tekrar hükümete yoğunlaştırırlar. Yani Türkiye’nin muhatabı hükümet dışı çevreler değil diye düşünürler. Dolayısıyla eğer Türkiye ile bir takım pazarlıklar yapılacaksa ittifak ya da çatışma siyaseti sürdürülecekse hangisi olursa olsun aracı diğer partileri ya da grupları kullanarak değil doğrudan

hükümetle yaparlar diye düşünüyorum” yorumunu yaptı.

TÜRKİYE OYUN KURUCUDUR Suriye konusunda Türkiye’nin oyun kurucu olmaya hazırlandığını ifade eden Dedeoğlu, “Suriye meselesinde koşullar Türkiye’yi büyük oyunun dışına çıkmaya zorluyor. Bunun Türkiye’nin avantajına olduğunu da düşünmüyor değilim. Dolayısıyla Türkiye bundan sonra oyun kurucu olmaya hazırlanacak. ABD ile Suriye konusunda çok büyük anlaşmazlıkların olduğunu düşünmüyorum. Türkiye Amerika’nın tavrını anlamış gibi gözüküyor. Yeni bir eksen kuruldu. Obama, en azından seçimlere kadar çok itişip kakışmayacak. Dolayısıyla ilişkileri çok sertleştirecek, kural dışı bir sürecin yaşayacağını düşünmüyorum” dedi. P O . D . DO U E G Prof. Dr. Doğu Ergil, seçim sonuçlarını, “İktidar partisinin kaybetmediği bir seçim oldu” şeklinde değerlendirdi. Ergil, ABD ve Türkiye ilişkilerinde bir mesafenin ortaya çıkacağını belirterek, “Fazla yakın değil fakat sürtüşmekten kaçınan duruş. İki tarafta kopmayı istemiyor. Fakat birbirlerinden bekledikleri şeylerin gerçekleşmeyeceğini biliyorlar. Bu yüzde mesafeli bir duruş söz konusu” görüşünü dile getirdi. SURİYE SAVAŞI Seçim sonuçlarının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkilerine ilişkin ise Ergil, “Balkon konuşmasında başbakan Suriye Türkiye ile savaş halindedir dedi. Bunu bilmiyorduk mesela. Onlar bizim jeti düşürdüğünde biz onların jetini düşürdüğümüzde bir savaş hali yoktu. Bugünde ilan edilmiş bir savaş yok ama başbakan böyle bir savaş olduğuna inanıyor. İnanıyorsa tabi ki bu savaş halinin gerek ordunun uyanıklık durumu, gerek bütün devlet kurumlarının Suriye ve dış politika içindeki rollerindeki bu açı yani Suriye’deki savaş hali Türkiye’yi ciddi bir biçimde etkileyecektir” dedi. Türkiye’nin Müslüman ülkelerle dostane ilişkiler kurarak lider olma konusundaki politikasını, değişen konjektörü iyi yönetemediği için etkili olmadığını ve AB üyeliğinin gereklerini yapmadığı için AB ile de uzaklaştığına dikkat çeken Ergil, “Hem doğudan hem batıdan sıkıştırılınca yine kendi içine kapanıyor. Kendi içine kapandıkça da otoriterleşme dediğimiz kararlarını uluslararası standartlara göre politikalarını dünya konjektörüne göre ayarlamak değil kendi siyasi idaresine göre hatta kendi hükümetinin siyasi iradesine göre şekillendirmek gibi bir durum ortaya çıktı” dedi. Ergil, Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşmasıyla şiddetle bir mücadelenin süreceğinin işaretini verdiğini belirterek, “Bu balkon konuşmasından çok savaş ilanı gibiydi ya da var olan savaşın sürdürülmesi biçimindeydi. Bu yüzde Türkiye’nin içerde ve dışarda çatışmacı bir siyaset izleyeceği bir izlenimi aldım ben” diye konuştu. P O . D . NE AT S Türk Amerikan İlişkileri Uzmanı Prof. Dr. Necati Sözüöz, “Türkiye’de iç politikada

çok büyük problemler çıkacak. ünkü yolsuzluk durumları var. Daha sonra hükümetin almış olduğu tedbirlerle birçok yasaklar meydana geldi. Türkiye şu anda iki kutba ayrılmış durumda. Recep Tayyip Erdoğan’ı sevenler ve sevmeyenler diye ikiye ayrılmış durumda. Kritik süreçler yaşayabilir Türkiye. Tweeter, Youtube yasağı var. Halkın birbiriyle haberleşmesi şuanda engellenmiş durumda. Zaten dış politikasında hem Suriye, Irak ve İran ile problemler var. Türkiye’nin dış politikasında çok olumlu bir şeyler göremiyorum” dedi. ABD’nin Türkiye’deki yolsuzlukları hoş karşılanmadığını vurgulayan Sözüöz, “ABD, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan yapılmaması gerektiğini söyleyecektir. AB’de çok rahatsız. Yolsuzlukla, rüşvetle suçlanan bir ülkenin başbakanı yurt dışı seyahatine gittiği zaman hem Avrupa’da hem de ABD’de iyi karşılanacağını sanmıyorum” diye konuştu. Öte yandan ABD-Türkiye ilişkilerinde fazla değişiklik olmayacağını belirten Sözüöz, “ ünkü Amerika’nın her zaman Türkiye’ye ihtiyacı var. Hangi iktidar gelirse gelsin Amerika o iktidarla çalışıyor onun için değişen pek bir şey olacağını zannetmiyorum” dedi.

AB İLİŞKİLERİNDE DEĞİŞİKLİK Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde ise değişikliklerin olacağını ifade eden Sözüöz, “AB ilişkilerinin sancılı olacağını tahmin ediyorum. Yani, AB konusunda bir problem çıkabilir. Kaset olayları, demokratikleşme, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun değiştirilmesi ve demokrasi alanında Türkiye’nin eksiklikleri konusunda AB ile Türkiye arasında problem çıkacak” görüşünü dile getirdi. Suriye konusunda ise Türkiye’nin bir “bataklığa” girdiğini, Suriye’de radikal İslam gruplarının beklenenin ötesinde güçlendikleri için ABD ve AB’nin verdiği sözleri tutmadığını söyleyen Sözüöz, “Türk hükümeti çok yalnız kaldı. Ne yapacağını bilmiyor. Suriye ile ilgili mültecilerden dolayı hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak çok büyük problemler çıkacak” dedi. ONU EN Eski CHP milletvekili ve Emekli Büyükelçi Onur Öymen, ilk sorulması gereken sorunun seçimlerin demokratik ortamda yapılıp yapılmadığı olduğunu vurgulayarak, “Demokratik sistemle yönetilen başka ülkelerin hangisinde bu baskılar var” diye sordu. Basın özgürlüğünün olmadığı, yargının tam olarak bağımsız olmadığı bir ülkede yapılan seçimler demokratik seçimin olamayacağını söyleyen Öymen, oylar sayılırken birçok ilde elektrik kesintilerinin olmasına ve sonuçların kesintiden sonra çok değiştiğine dikkat çekerek, “Demokratik bir ülkede üst üste iki seçimde oylar tasnif edilirken elektrikler kesilsin. Var mı böyle bir örnek. Bunlar Türkiye’de seçimlerin demokratik bir ortamda yapılmadığını gösteriyor” dedi. Öymen, “Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar örneği görülmemiş, bütün yolsuzluk iddialarına rağmen halen iktidar partisine karşı muhalefet partisi arasında bu kadar büyük bir fark varsa bunu çok ciddi olarak değerlendirmek gerekir” diye konuştu. Özellikle CHP’nin Güney Doğu politikasının yanlış olduğunu savunan Öymen, “Ortaya çıkan tablo gerçekten dehşet vericidir. İktidarın bu durumunda bile başarılı olamıyorsak acaba bizde de bir kabahat, kusur var mı bunu araştırmak lazım” dedi.

STATÜKO: Süregelen düzenin korunması durumu, sürer durum Vesayet: Vasilik; Vasilik: Vasi olma durumu; Vasi: Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse Klişe: Basmakalıp Türkiye’deki siyaseti yukarıdaki 3 kelimeyle idare edebilirsiniz. Tabii araya Atatürkçülük, Laiklik, Din, Allah, CE-HA-PE, ‘Şeriat geliyor’ laflarını eklerseniz çeşitlilik olur ama ilk 3’ü bile oldukça yeterli. Daha doğrusu yeterli gözüküyor. 30 Mart Yerel Seçimleri geride kaldı ve tartışmalı sonuçlarına rağmen AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tüm Türkiye çapında güven tazeleyerek seçimlerden yine zaferle ayrıldı. Yazının kaleme alınış nedeni; ne Başbakan, ne de AK Partililer hakkında çıkan ‘tape’lere rağmen yine de iktidar partisine teveccüh gösterenler değil. Ya da tüm bu ahval ve şerait içinde durumdan yararlanamayan(!) muhalefet partileri de değil... Yazının atfedildiği kesim; seçim öncesinde rakip partiye oy veren kişileri anlamak-dinlemek yerine onları kategorize eden ve seçim öncesinde yaratılan sosyal medya balonuyla ‘Ak Parti ve Başbakan’ın bittiğine birbirlerini inandıranlar, Yazının atfedildiği kesim; seçim öncesinde göz ardı edilen tüm somut rakamlar sonrasında 140 karakterle İstanbul ve Ankara’yı ve hatta tüm “Türkiye’yi AK Parti’nin elinden kurtarıp” o partiye oy veren ‘karakter’leri yok saymayı hak iddia edenler, Yazının atfedildiği kesim, yaratılan hayal dünyasında gerçeklerden uzak olarak AK Parti’nin ‘tape’lerle 3 ayda 10.000.000 (yazıyla on milyon) seçmen kaybedeceğini planlayıp o oyları 3’er 5’er CHP ve MHP’ye dağıtan ve sonuçlar PC başındaki gibi çıkmayınca muhalefet partilerini hiç düşünmeden suçlayanlar. AK Parti iktidarından memnun olmayanlardanım. Ancak konu şu anda iktidar ve Başbakan’ın halktan aldığı güvenoyu değil!... Ve konu asla ve asla seçim hileleri de değil. Tape’lerde boy boy devletin-milletin milyonlarının çalındığı belgelendi de ne oldu ki? Konu; ne olursa olsun dayak yiyen muhalefet... Not: CHP ile MHP’nin muhalefetinden de memnun olmayanlardanım. Önce MHP ile başlayalım; Muhafazakar Milliyetçilik çerçevesinde seçmen profiline sahip olan MHP özellikle büyük şehirlerde seçmenini AK Parti’yle bölüşüyor. 30 Mart seçimlerinde ise senaryo daha farklıydı. CHP’ye özellikle Ankara ve İstanbul’da büyük destek olan MHP gerek seçim öncesi süreçte gerekse de seçimlerde takdiri hak eden bir duruş sergilediler. CHP’ye dönersek; hukuk sisteminin düzgün işlediği, medyanın bağımsız olduğu ve halkın düzgün olarak bilgilendirilebildiği özgür ve çağdaş bir ülkede geride bıraktığımız 1 yıllık süreçte yaşananların ardından ana muhalefet partisinin miting düzenleme zahmetine girmesine bile gerek kalmaz. Adalet ve vicdan sistemi yolsuzluk batağındaki iktidarı sistem dahilinde pasifize eder. Ama Türkiye’de sistemin böyle işlemediği kesin. Neyse konumuz bu da değil ki! Seçimler öncesinde Ankara ve İstanbul’da CHP çevresinde birleşen ‘Sosyal Medya’ toplumu İstanbul ile Ankara’yı (hala şaibeli) kaybeden CHP’nin üzerine toprak atmaya başladılar. Konu CHP’nin neyi iyi yapıp yapmadığı da değil. Konu kendilerine göre ‘sosyal-sosyal’ internette birilerini iktidara getirip birilerini iktidardan indiren, matematikten ve akıldan uzak bir şekilde kararlar veren ‘sanal vatandaş’lar. Twitter’da çalıp, youtube’da oynarken gerçek dünyayı unutanların artık Matrix’ten çıkıp gerçek dünyaya gelmeleri gerek. CHP’nin de çapı az-çok belli. Geçmişten gelen kimilerine göre de haklı olan ‘öcü Ce-Ha-Pe’ imajından kurtulmak Sivas’ta, Rize’de, Bayburt’ta, Erzurum’da neredeyse imkansız. CHP, Türkiye’nin yaşadığı ve her biriyle daha da muhafazakarlaştığı darbeler öncesinde bile bu bölgelerde “Persona non Grata” idi. Şimdi gelip de şu anki hatta 20 yıl önceki Ce-Ha-Pe zihniyeti denmesi abesle iştigal. Hataları çok oldu tıpkı diğer tüm partiler gibi ama geçmişi en eski olan partinin sabıkasının da en fazla olması normal değil mi? %100 suçlu tabii ki halk da değil. Ama suçu direkt olarak Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’na atıp bu kafayla ancak bu kadar olur demek de ‘kahve filozofu’ olmanın ötesinde bir yorum da değil. MHP’nin bu seçimde yaptığı fedakarlığı, CHP’nin Türkiye çatlasa ‘CHP’ adıyla alacağı oyun artık %30’u belki biraz geçebileceğini, Türkiye’nin sorununun sadece bu iki parti olmadığını anlamak gerekir. Beğenip beğenmemek sizin elinizde ancak her iki muhalefet partisi de değişmeye çalıştı. Ne MHP eskisi kadar kafatasçı bir söylem içerisinde ne de CHP’nin politikası sadece Atatürkçülük üzerine odaklı. Peki biz bu partilerle alakalı fikirlerimizi güncelledik mi? Her iki parti de hala idealden uzak ama ülkede hangi parti ideal seviyede ki! Her ne kadar bağıra bağıra karşı çıksak da statükocu da biziz, vesayeti benimseyen de... Klişelerle her seçim yenilgisini ‘Muhalefete bir yumruk da sen vur’ kampanyasına dönüştüren de... Biz halkız, halk birbirini bilinçlendirmedikçe de siyasetçiler politikalarını yapmaya devam edecek, devran da dönmeye. Türkiye toplumunun matematiğini anlamadıkça da her seçim hüsran her seçim muhalefet partilerine linç kampanyaları olacak... Çözüm mü? İstikrar için çözüm; halkın özgürlüklerine değer veren, çalmadan çalışan, ayırımcılık yapmayan tek başına iktidar da olsa herkesi kucaklayabilecek bir parti. Yani Başbakan’ın son balkon konuşması dışında önceki seçimlerde dile getirdiği kucaklayıcı bir iktidar. Ama o konuşmalar maalesef hiç hayata geçemedi. Yani bu çözüm ütopik.. Solda ise iki yol var. Ya CHP’yi komple kapatıp yeni söylemlerle hatta belki aynı söylemlerle ‘beyaz bir sayfa’ açacak kucaklayıcı bir sol parti... Ama bu da ilk seçenek gibi pek mümkün değil. Çünkü biliyoruz ki şu anda CHP kapatılsa kısa bir zaman sonra biri gelip o partiyi küllerinden çıkartıp ölüsü %8-9 oy alan (şimdilerde %13-14 bile olabilir) bir partiden nemalanmaya çalışacak. Son zamanın moda deyimiyle ‘Oyları bölecek’. Ya da muhafazakar kesime hitap edebilen ancak özgürlük ve adalet konusunda hassas politikalar üreten bir sağ parti ile ülkenin şu anda bulunduğu ayırımcı durumdan kurtulmaya çalışılacak. Yukarıdaki klişeler herkesin aklına gelen ve konuşulan türde çözümler ama asıl çözüm gerçeklerle yüzleşebilen, tüm Türkiye’yi Taksim, Kızılay ve Gündoğdu Meydanı zannetmeyen ve birbirine el veren bir toplum olmak. İşte o zaman başta kim olursa olsun toplum ayrışmak yerine birbirine sahip çıkar ve doğruları savunur. Bu da mı ütopik oldu yoksa?


Yazı dizisi

2 Nisan 2014 Çarşamba

Obama’nın Türkiye yetkilileri ABD’nin kalbi Beyaz Saray Ulusal Güvenlik onseyi’nde atıyor. Türkiye hakkında son sözü her zaman Antony Blinken söylüyor. onsey üyelerinin tamamı Türkiye uzmanlarından oluşuyor Blinken, Barack Obama’dan sonraki en büyük yetkili konumunda

B

eyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, Amerikan Ordu kuvvetleri, istihbarat ve ABD’nin diğer ulusal güvenlik konularının koordinasyonun yapıldığı ve kararların tartışıldığı en önemli Beyaz Saray kurulu. Başkentte Türkiye konusunun da en önemli muhatapları bu Konseyde bulunuyor. Laura Lucas Magnuson ve Caitlin Hayden: Magnuson, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Basın Sözcüsü yardımcısı. Türkiye ile ilgili özel bir uzmanlığı bulunmasa da, başkentteki Türk basın mensuplarının sorularının muhatabı genelde aura ucas. ucas, sorulan soruları Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konsey sözcüsü Hayden ile paylaşıyor ve sonra Türkiye sorumlusu yetkiliye paslıyor. Birçok kez Türkiye ile ilgili sorulara yorum yapmamak tercih ediliyor ve soru ABD Dışişleri Bakanlığındaki muhataplara yönlendiriliyor. Magnuson’dan başka Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Caitlin Hayden de Türkiye ile ilgili sorulara muhatap olan bir başka isim. Bu isimler için Türkiye, dünyadaki yüzlerce ilgilenilmesi gereken konudan sadece birisi. Bununla birlikte, Türkiye üzerine, detaylara girmeksizin, bölge ve apalı kapılar ardında ABD açısından önemini oldukça zarif şekilde WASHINGTON anlatabilecek seviyede WASHINGTON / POSTA212 Türkiye’yi bilen uzman İLHAN TANIR bunlar. Caitlin’den bir önceki isim Tommy Vietor, Obama’nın kampanKıbrıs müzakerelerinde de dosyaya ya günlerinden beraber olmuş bir isimdi ve 32 yaşında bu gö- hakim olan ve Beyaz Saray’da süreci yöneten isim olarak öne çıkıyor. revden ayrılmıştı. Yine Beyaz Saray’da Türkiye’nin günDr. Cristina Bobrow: Washinlük gelişmeleri sorulan isim Bobrow. gton’ın Türkiye konularına her yöYönetimin diğer bakanlıkları ile de nüyle sahip olanların başında geliTürkiye hakkında politika karar alıyor. Bir ashington kaynağına göre, mı aşamasında koordinasyon sağlaObama yönetiminde Türkiye’yi deyan isim o. Basın üyelerinin sorularırinlğiyle bilen ‘bir tek o var.’ Kendisi na doğrudan cevap vermesi adetten Beyaz Saray Ulusal Güdeğil. Düşünce kuruvenlik Konseyi’nin TürTürkiye’nin günlük luşlarının Türkiye uzkiye’den sorumlu yetkigelişmelerinin sorulmanı isimlerinin en lisi. İyi seviyede Türkçe duğu isim Dr. risti- önemli kaynağı o. Ara biliyor. Georgetown Üniversitesi’nde 2001 na Bobrow. Bobrow, sıra kendisini ashinyılında bitirdiği doktodoktora tezini Tür- gton’daki Türkiye başlıklı tartışma ve panelra tezinin konusu ‘Keyfi kiye üzerine hazırlalerin izleyicisi olarak Yönetim Türkiye’de Gömış ve tam not almış görebilirsiniz. ashinrüş Açıklamanın Yönegton’da Türkiye ile iltilmesi.’ Bu tezi için Türgili konularda, Beyaz Saray’da olsun kiye’de de araştırma yapmış, 2000 veya olmasın, önümüzdeki yıllarda öncesinin Türkiye’sinde karar alma Bobrow’un ismi daha çok duyulmadavranışları üzerine önemli sayılaya devam edilecek. bilecek bir çalışma bırakmış. BobKaren Donfried: Beyaz Saray row, bunun yanısıra bu aralar süreMilli Güvenlik Konseyi’nde Avrupa giden ve hareketlilik kazanmış olan

tartışılması uygulaması yapılıyor. Amanda Sloat: Sloat, Philip Gordon ABD Dışişleri Bakanlığındaki görevindeyken, Gordon’un yardımcılığını yapıyordu. Şimdilerde ise Dışişlerindeki Türkiye masasına bakıyor. Bundan dolayı da Beyaz Saray’daki Gordon’a yakınlığı var. Görevine Eylül ayında başlayan Sloat, Türkiye’nin yanısıra, Bobrow’un görev alanlarında olduğu gibi Kıbrıs ve Yunanistan masalarına da bakıyor. Sloat’ın bundan önceki görevi ise Beyaz Saray’da, Ortadoğu, K.Afrika ve Körfez bölgelerinden sorumlu kıdemli Başkan danışmanına yardımcılık idi. Dışişleri Bakanlığı, Sloat’ın şu an baktığı gibi, ülke masaları yetkilileri için dışarıdan isim atanmasına soğuk bakan bir kültüre sahip. Masa yetkilileri, Dışişleri Bakanlığının iç işleyişinin önemli bir parçası, ve kariyer bir diplomatın bakması gelenekten. Sloat hakkında bir Amerikalı eski bir diplomat şunları söyledi ‘’Sloat, zeki ve akıllı birisi. Ama kendisi de size söyleyebilir ki Türkiye onun özel uzmanlık alanına girmiyor. Türkiye’nin iç politikasını anlamaktan uzak. Normal zamanlarda pek bir problem yaşamaz, ama güç zamanlarda ise muhakkak dışarıdaki uzman yardımlarından yararlanmak zorunda. Bu problem şu ki, Türkiye konularında herkesin bir önyargısı var, sahip olduğu koltuğa oturdu. Şu an kiye konuları ile ilişkisi bulunmuyor. işlerinden sorumlu olan Donfkonuşulması gereken isimleri bulmak itibariyle Türkiye ile doğrudan alakası Eğer Türkiye ile ilişkilerde çok ciddi ried, Türkiye dosyası ile Bobda bir maharet gerekiyor.’’ olmamasına rağmen Gordon, Türkiye bir gelişme yaşanmışsa, veya önemli row’un patronu olması nedeVictoria Nuland: Nuland, Obadosyasından uzak kalamıyor. Gordon bir tepki ve yorum yapılması gerekiniyle en kıdemli yetkili isim. ma yönetiminin ikinci dönemiyle birayrıca Ulusal Güvenlik Başdanışmanı yorsa, Blinken’in ‘okay’ i alınması geDonfried, Nisan ayında Beyaz likte Philip Gordon’ın yerine geçti. Susan Rice’a yakınlığıyla biliniyor ve rekiyor. Saray’dan ayrılarak, itibarlı GerBundan önceki iki yıl ise Dışişleri Babundan mütevellit bir özgül ağırlığa man Marshall Fund’ın başkanlıkanlığı sözcülüğü yapmasıyla biliniTÜRKÇE BİLEN YOK da sahip. Obama’nın ilk dört yılında, ğını üslenecek. En son ashington’ı yor. ashington’a dönmeden önce ABD Dışişleri Bakanlığında TürDışişleri Bakanlığında ziyaret eden CHP Genel ABD’nin Brüksel’deki NATO ofisinin kiye konuları öncelikle ‘Türkiye maBaşkanı Kemal Kılıçda- Türkiye uzmanların- bulunduğu koltuktan sözcülüğünü yapıyordu. Kariyerden sasında’ ele alınıyor. Masa, günlük dolayı birçok Türkiye roğlu ile görüştüğüngelen bir diplomat. Bush başkanlığından Gordon, ‘TürkiTürkiye gelişmelerini izliyor. Şu an itibaşlıklı konferansa kade Türkiye basınında da önemli bir yer tutan bariyle bu bölümde çalıyer almıştı. Obama’nın ye’yi Kazanmak’ kita- tıldı, ve konuşmalar tarihçi ve siyaset yokulağına yakın yüksek bını yazmış. Gordon, yaptı. Obama’nın ikinci şıp, Türkçe bilen Dışişleri ABD Dışişleri Bakan- rumcusu, aynı zamanBakanlığı çalışanının olbaşka görevleri olsa dönemi ile birlikte Beseviyeli danışmanlalığı’ndaki Türkiye da ashington Post’a maması, duyanları hayrından biri olarak bili- Türkiye Dosyası’ndan yaz Saray’a çekildi ve asası’nda Türkçe köşe yazan Robert Karete düşürecek seviyede basınla ve Türkiye ile niyor. hiç uzak kalmıyor bilen yok. Buna kar- gan’ın eşi. Nuland, Avbir haber aslında. Dışişilgili demeç vermesine Philip Gordon: şın Türkiye’deki gün- rupa ve Asya işlerinleri yetkililerine, Türkide gerek kalmadı. Obama dönemi öncesinden sorumlu Bakan ye masasında nasıl olup lük olayları izleyip yardımcısı olarak Türde Başkentin önde gelen düşünce kuAntony Blinken: Obama yönerapor hazırlıyorlar kiye konuları ile ilgiTürkçe bilen eleman olruluşlarından Brookings’de çalıştı. Yö- timinin ilk dört yılında Başkan Yarmadığını sorduğumuznetimde görev almadan önce eş yazar dımcısı Joe Biden’in Ulusal Güvenlik li olarak Dışişlerinde da, diğer sorularımıza cevap aldığımız en yetkili isim, tabi Burns’den sonra. olarak son yazdığı kitap, ‘’Türkiye’yi Danışmanı olarak çalıştı. Bu görevde halde, bu sorumuza cevap alamadık. Kazanmak’’ adını taşıyordu. Obama gösterdiği başarılı performansın bir Göreve geldiğinden beri Türkiye ile ilDışişlerindeki Türkiye masası, günlük dönemi ile birlikte ABD Dışişleri Bakarşılığı olarak, Beyaz Saray’a geçti. gili pek bir çıkışta bulunmadı. Kıbrıs brifinglerde Türkiye ile ilgili sorulara kanlığında Avrupa ve Avrasya İlişkiŞimdi ise Susan Rice’in yardımcılığını konularına ağırlık veriyor ve görevi cevap hazırlayan, Beyaz Saray ve dilerinden sorumlu Bakan yardımcılığı yapıyor. Türkiye konularında Donfriesnasında bu konuda bir ilerleme yagörevi yaptı. Bu görevde dört yıl, hered ve Bobrow’un patronu olarak emir- ğer ABD yönetim çevreleri ile Türkiye şanması için gayret gösteriyor. konularını koordine eden ekipten oluhangi bir ciddi hata veya gaf yapmakomuta zincirinin en üstünde buluWilliam Joseph Burns: ABD Dışuyor. Önemli gelişmeler esnasında dan geçirdi. İkinci dönemde ise Ortanan Blinken, Türkiye konularında şişleri Bakanlığı başmüsteşarı. İki nuashington’daki Türkiye uzmanlarıdoğu kıdemli sorumlusu olarak, daha Beyaz Saray’da son sözü söyleyen yetmaralı koltukta. Ankara’daki muhanın birkaçını davet ederek, konuların önce Beyaz Saray’da Dennis Ross’un kili isim olarak biliniyor. Günlük Türtabı ise Türkiye Dışişleri Bakanlığı başmüsteşarı Feridun Sinirlioğlu. Burns’ün Türkiye ile ilişkilerdeki önemi özellikle kendisinin Sinirlioğlu ile sıkı bir şekilde yürüttüğü ve ‘organik temas’ olarak adlandırılan telefon diplomasisi. Bu üst düzeyde açık kalan kanal, iki başkent arasındaki ilişkiledüşmüş, sonrasında da ABD hü- luklara göndermek değil, eğitim kriz yaşanmadıktan sonra değiSOHBETTEN ÇIKAN SONUÇ rin yürütülmesinde en önemli kanal programları ve diğer ortak çaşeceğe benzemiyor. kümeti içinde Türkiye üzerinde Yarım düzine civarında Türolarak adlandırılabilir. ashington ile lışmalarla, Amerikalı yetkili ve German Marshall Fund’da çalışan yetkili pek ortalarda gökiye uzmanı ile sohbetten çıkan Ankara arasındaki ilişkiler bu kanalhatta öğrencileri Türkiye’deki Türkiye üzerine çalışmalar da rünmüyor. sonuç, Türkiye’nin gerek Beyaz dan koordine ediliyor, kriz veya ani gazeteciler ve farklı alanlardayapan Joshua alker’a göre, Bu çalışma için görüşlerine Saray gerekse Dışişleri Bakankonular bu telefon kanalıyla en kısa ki uzmanlarla yakınlaştırma‘’Türkiye-ABD ilişkilerinde Türbaşvurduğumuz bir Amerikalığında yeterince ve gerektiği zamanda görüşülüyor, sonrasında nın yollarını araması gerekiyor kiye’nin öncelik kesbetmesi açılı kaynak, Beyaz Saray’da Türbir şekilde ele alınmadığı. İnaşağıya doğru bu koordinasyon yön ABD’nin. Şimdilik bu çapta bir sından daha önemli bir zaman kiye dosyasına bakacak ve ‘ ar’ san kaynaklarının yetersizliğinveriyor. Türkiye ilgisinin olduğunu söyyaşanmadı. Rusya’nın aktifleşolarak adlandırılan bir yeniden, Türkçe bilmeyen yetkililerlemek zor. En başta söylediğitiği, Suriye İç Savaşının 3. yılıden yapılanmanın gereğinden le Türkiye dosyasını götürmeye TÜRKİYE İSİMLERİ miz gibi, Türkiye politikası, Türna girdiği bir dönemde Türkiye bahsetti. Bu türlü yükseltilmiş çalışan bir Dışişleri Masası var Bu yetkililerden başka, hem Bekiye’de büyük ve olağanüstü bir otomatik bir pilota bağlanabir profil ile, ABD hükümetinin örneğin. Türkiye’nin coğrafi ve yaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi maz, bağlanmamalı. Hem Obafarklı birimlerindeki Türkiye kültürel özel şartlahem de Dışişleri ve Pentagon’da tabi ma hem de Erdoğan’ın kendi üldosyalarını daha iyi koordirı, Türkiye anlamaki Türkiye üzerine yoğunlaşan başkelerindeki iç politik nedenlerle ne etme imkanı mümkün yı daha da zorlaşka isimler de var. Ama bunlar Türkiye daha güçsüz olduğu bu dönemolabilecek. Savunma Batırıyor ve Bobrow konularının doğrultusuna etki edede, iki ülkedeki bürokrasi ve kukanlığından Dışişleri, Tikalibresinde Türcek şekilde öne çıkmış değiller. Bazırumların birbirleriyle aktif bir caret ve diğerleri olmak kiye üzerine ları ise isminin hiçbir şekilde geçmeşekilde angaje olması ve ABDüzere, farklı birimlerdeki sini istemiyor. Türkiye ilişkilerini liderlerinin tecrübelerin bir araya gelMichael Werz: ashington’dakişiliklerinden daha geniş bir mesi de mümkün olacak. ki Center for American Progress’de perspektife yayılması gereİkinci olarak ise, TürkiTürkiye uzmanı olan Michael erz’e kiyor.’’ ye toplumu ve kurumları göre, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Başkan Obama, başkanile daha yakından etkileKonseyi, Dışişleri Bakanlığı ve Savunlığının ilk döneminde Erşimde bulunmayı teşvik ma Bakanlığında Türkiye konularıdoğan ile kurduğu yakın edici uygulamarın hayata na hakim birçok başka analist de var. ilişkiden dolayı ismi ‘Türgeçirilmesi gerekiyor. SadeÖzellikle Dışişleri Bakanlığının Türkiye masası şefi’ olarak ce diplomatları Türkiye’dekiye konularında bir liderliği olduğu ki Büyükelçilik ve Konsolosçıkmıştı. 2013’ün ikinci söylenebilir ama en son tabi ki Başyarısıyla birlikte ise bu kan temel stratejiyi belirleyici isim. iki liderin ilişkilerindeBeyaz Saray ve Dışişlerindeki Türkiye ki o eski yakınlığın kaymasalarına bakan Amanda ve Chrisbolmasıyla birlikte, ve tina, erz’e göre ‘’Soğuk Savaş yıllarıTürkiye’deki çalkantılı na takılmayan, yeni jenerasyon persdönemde, bu iki ülke ilişpektifine sahip, başarılı isimler.’’ kilerindeki soğuma gözle görülür düzeyde.

OBAMA T E’ G ET O

3

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

YIL: 1 SAYI: 46

2 Nisan 2014 Çarşamba

SAHİBİ POSTA 212 PUBLISHING LLC ADINA

EKMEL ANDA

MEDYA GRUP BAŞKANI

CAN KAMİLOĞLU GENEL YAYIN YÖNETMENİ

YILMAZ SOYTÜRK YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

AHMET RAVALI

YAYIN DANIŞMANI

HABER KOORDİNATÖRÜ

AHMET BUĞDAYCI

HALDUN ARMAĞAN

HABER MERKEZİ MEHVEŞ KOÇAK – ADNAN ONARAN - DİLEK ESKİ BEZİRKAN HÜSEYİN TUNCER - ERTAN BEZEN - AYSEL TAPAN - DEMET DEMİRKAYA SONER MEZGİTÇİ - SERKAN KALFA - EMRE EMİRGİL (WEB) WASHINGTON TEMSİLCİLİĞİ İLHAN TANIR ANKARA TEMSİLCİLİĞİ DUYGU GÜVENÇ İSTANBUL TEMSİLCİLİĞİ FİGEN ONUR GÖRSEL YÖNETMEN ERDAL ÖZBEK SAYFA TASARIM TUNCAY TAPAR - SERHAN AYDEMİR İDARİ MÜDÜR

MEHVEŞ SÖNMEZ ADRES 31 – 00 47th Ave. Long Island City, NY 11101 TELEFON 718 732 08 57 – 347 730 42 36 ABONE SERVİSİ REKLAM SERVİSİ SERİ İLAN HABER MERKEZİ DAĞITIM

abone@posta212.com reklam@posta212.com seriilan@posta212.com haber@posta212.com dagitim@posta212.com

TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİ ADRES: Hacı İzzet Paşa Yokuşu Rota 2 Apt. 15/2 34427 Kabataş/Beyoğlu-İstanbul TELEFON +90 212 244 35 35 Fax: + 90 212 244 35 38 e-mail: nese@sria.com.tr

POSTA 212 GAZETESİ ANKA HABER AJANSI ABONESİDİR

Kendimizi ifade edemiyoruz

BİTTİ


Güncel

2 Nisan 2014 Çarşamba

Amerika yolsuzluğu affetmiyor!

Türkiye milyarlarca dolarlık yolsuzluk skandallarıyla çalkanırken, Amerika, belediye başkanından, valiye, senatöre, yolsuzluk iddalarını karşı çok sıkı bir şekilde takip ediyor NEW O

- POSTA212

Y

olsuzluk, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın derdi. Her ülkede olduğu gibi Amerika’da da yolsuzluğun binbir türü sahneleniyor. Amerika yolsuzluğu soruşturan BI gibi istihbarat kuruluşlarının etkinliği, yargının bağımsızlığı, kamu kuruluşlarında ederal ve eyalet seviyesinde yolsuzlukları araştıran dahili bölümlerin olması, yolsuzlukların büyümeden kökünün kurutulmasını sağlıyor. HOŞGÖRÜ YOK Amerika’da yolsuzluk iddiaları Türkiye’deki olanlara kıyasla çok küçük olsa bile, çok sert bir şekilde cezalandırılıyor. rneğin bir kamu görevlisinin en küçük bir yalanının ortaya çıkması, hele bu yalandan kamunun u ak bir zarar görmesi bile yargıyı harekete geçiriyor. Son dönemde açılan yolsuzluk davalarına bir göz attığımızda Amerika’nın yolsuzluk karşısından ne denli hassas bir ülke olduğu görülebiliyor.

BORÇ ALINCA PEŞİNE DÜŞÜLDÜ East irginia Bölge Savcılığı, eski irginia alisi Bob cDonnell ve eşi aureen hakkında Star Scientific şirketi önetim urulu Başkanı onnie Williams’dan 1 bin dolarlık hediye ve borç aldığı gerekçesiyle dava açtı. Paranın 12 bin dolarını ödediğini söyleyen ve geçen yıl söz konusu olaydan ötürü özür dileyen umhuriyetçi cDonnell, herhangi bir suç işlemediğini savunarak, iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Son günlerin en popüler iki yolsuzluk vakası harlotte ve San rancisco’dan geldi. olsuzluğun açığa çıkış şekli ve gösterilen titizlik sistemin nasıl çalıştığını çok güzel özetliyor. Ayrıca Türkiye milyarlarca dolarlık yolsuzluk iddialarıyla sarsılırken, Amerika en u ak bir yolsuzluğa bile göz açtırmadığını gösteriyor. DÖRT YIL SORUŞTURULDU North arolina’ın en büyük kenti, harlotte’ın Belediye Başkanı Patrick annon BI tara ından dört

yıldır süren yolsuzluk soruşturmasının sonunda hırsızlık, rüşvet, ederal onlarda yolsuzluk, elektronik sahtekarlık ve resmi sı atlarına sığınarak haraç almak gibi suçlardan tutuklandı. entte uzun bir politik kariyere sahip olan annon beş ay önce belediye başkanı seçilmişti. 50 BİN DOLARLIK RÜŞVET annon’un harlotte belediye meclisindeki görevi sırasında, kendilerine ticari amaçlı emlak yatırımcısı süsü veren ve harlotte’de emlak işi yapmak istediklerini söyleyen BI a anlarının rüşvetini kabul ettiği bildiriliyor. Hazırlanan dosyada annon’un açıkça nakit rüşvet istediği belirtiliyor. Ayrıca kabul ettiği “değerli şeyler” arasında bin dolar nakit, uçak biletleri, otel oda aturasının ödenmesi bulunuyor. Bunun dışında çeşitli işadamlarının annon’un kendilerine çeşitli iş pro eleri için yardım amacıyla kiraladıkları lüks bir konut var. BI’ın hazırladığı raporda en

dikkat çekici husus ise annon’un rüşvet toplamak için kadın hi yen ürünleri kullanması. Soruşturma dosyasında kimliğini gizleyen bir BI a anının, iki yıl önce, henüz Belediye eclisi üyesi olan annon’la yediği bir akşam yemeğinin ayrıntılarına yer veriyor. emekte, kendisine yatırımcı süsü veren BI a anı, “HE S” adını verdiği gizemli bir kadın pedi ürününün pazarlaması iddiasında olan annon’a kredi niteliğinde on iki bin dolar verdi. şadamı görüntüsündeki a an bu “yardımı” açmayı düşündüğü bir gece kulübüne yardımcı olması karşılığında verdi. Ancak daha sonra yapılan tüm soruşturmalarda HE S adlı bir markanın varlığına raslanmıyor. SENATÖR TUTUKLANDI San rancisco’nun Demokrat senatörü eland ee’nin Sacremonto’daki ofisini BI a anlarının bastığı haberi de Amerika’nın son günlerde en çok konuştuğu yolsuz-

luk hikayelerinden biri oldu. ee, baskın sonrası çıkarıldığı mahkemede vakit geçirilmeksizin “kamuya yönelik yolsuzluk” suçundan tutuklandı. FBI AJANLARI YAKALADI Ateşli silahların sınırlandırılmasına yönelik hareketin ve saydam hükümetin en ateşli savunucularından biri olan eland ee, ne ilginçtir ki ateşli silah trafiğini yönlendirmek suçundan tutuklandı. ee’ye yönelik diğer bir suçlama da kampanyası için aldığı parayı verenlere çeşitli avanta lar sağlaması. stüne üstlük rüşvet niteliğindeki bağışı yapanlar da kimliğini gizlemiş BI a anları. ee’in tutuklanması San rancisco ve Sacremonto’daki Demokrat parti çevrelerinde depreme yol açtı. entin önde gelen senatörleri, bu skandalın partiye sıçramasından endişe ederek ee’nin hemen isti a etmesi gerektiğini belirtti. ee bin dolar ke alet ödeyerek serbest kaldı.

üresel tehdit

Küresel bir sorun olan yolsuzluk, gelişmiş ya da geri kalmış dünya üzerindeki her ülkenin varlığını tehdit ediyor. Transparency International tarafından yayınlanan “2013 Yolsuzluk Endeksi” verilerine göre, ABD 1 ülke içerisinde 1 . sırada bulunuyor. Yolsuzluğun en az düzeyde yaşandığı ilk 10 ülke arasında Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Singapur, İsviçre, Hollanda, Avustralya ve Kanada yer alıyor. Yolsuzluk skandallarıyla çalkalanan Türkiye’nin 53. sırada olduğu rapor, neredeyse tüm hükümetlerin yolsuzluk yaptığını ve tüm dünyanın yolsuzlukla mücadelede sınıfta kaldığını gösteriyor.

Eyaletlerin yolsuzluk karnesi Türkiye’deki kadar yaygın olmasa da Amerika’da da yolsuzluk eksik olmuyor. Ne ork, yolsuzluğun en az olduğu, eyaletlerden biri, ouisina ise yerlerde sürünüyor

olsuzluğa göz açtırmayan top 1 eyalet NEW O

(1076-2010) 1- New York

2,522

2- Kaliforniya

2,345

3- Illinois

1,828

4- Florida

1,762

5- Pennsylvania

1,563

6- Teksas

1,542

7- Ohio

1,405

8- Washington D.C.

1,005

9- New Jersey

909

10- Louisiana

906

esmi görevlilere acımayan top 1 eyalet Eyalet

Mahkum olan kamu

1- Florida

824

2- New York

704

3- Teksas

565

4- Pennsylvania

555

5- Kaliforniya

547

5- Ohio

547

7- Illinois

502

8- New Jersey

418

9- Washington D.C.

380

10- Los Angeles

332

T

- POSTA212

ürkiye’deki kadar yaygın olmasa da Amerika’da da yolsuzluk eksik olmuyor. Amerika genelinde yapılan bir araştırmaya göre, eyaletler arası yolsuzluklarda ouisina başı çekiyor. Ancak Amerika aynı şekilde yolsuzluklara hızla reaksiyon veriyor. EN ÇOK YOLSUZLUK YAPILANLAR Eyaletler arası yolsuzluk ligi şu şekilde sıralanıyor 1- ouisiana, 2) Nort Dakota; 3) South Dakota, 4) Kentucky, 5) Alaska, 6) Montana, ) Mississippi, ) Alabama, ) New Jersey, 10) Virgina, 11) Maryland, 12) Dalaware, 13) Ohio, 14) Pennsylvania, 15) Oklahoma, 16) Illinois, 1 ) Tennessee, 1 ) est Virgina, 1 ) Florida, 20) Arkansas, 21) Massachusetts, 22) Hawai, 23) Missouri, 24) Arizona, 25) New York, 26) yoming, 2 ) Rhode Island, 2 ) Maine, 2 ) Georgia, 30)Michigan, 31) Michigan, 32) Connecticut, 33) New Mexico, 34) Indiana, 35) Vermont, 36) North Carolina, 3 ) Teksas, 3 ) Iowa, 3 ) isconcin, 40) Kalifor-

niya, 41) Colorado, 42) Nebraska, 43) Idaho, 44) Kansas, 45) Nevada, 46) Utah, 4 ) Minnesota, 4 ) New Hampshire, 4 ) ashington, 50) Oregon, 51) South Carolina. YOLSUZLUĞA AMANSIZ TAKİP Diğer yandan Amerika, yolsuzluk iddialarına karşı çok ciddi bir mücadele veriyor. Her yıl açılan soruşturmalar sonuçlandırılarak binlerce kişi çok çeşitli içerikteki yolsuzluk suçlarından mahkum oluyor. Sadece New York’ta 1 62010 arasında yolsuzluktan mahkum olanların sayısı iki bin 522 iken, aynı sayı Kaliforniya’da iki bin 345.


Güncel

2 Nisan 2014 Çarşamba

Teknolojinin genç milyonerleri Teknolojinin genç dahileri hızla artıyor. Buldukları ve uyguladıkları fikirler sayesinde milyon dolarlar kazanan bu gençleri yakından tanıyalım

Tim O’Shaughnessy & Eddie Frederick

NEW YORK - POSTA212

M

2 yaşındaki Tim O’Shaughnessy ve 2 yaşındaki Eddie Frederick, 45’er milyon dolarlık servetlerini Groupon’un rakibi iving Social sitesi sayesinde elde ettiler. 200 yılında kurulan iving Social, şu an tüm dünyada 0 milyondan fazla kullanıcıya sahip.

icrosoft’un kurucusu Bill Gates ya da Facebook’un yaratıcısı Mark Zuckerberg gibi Forbes dergisinin “Dünyanın En Zenginleri” listesine girmeye aday teknoloji d hilerinin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Henüz 30’lu yaşlarına gelmeyen gençler, fikirleri sayesince milyonlarca dolarlık servete sahip oluyor. İşte bilgisayarıyla hem dünyayı hem de hayatlarını değiştiren multi-milyoner gençler

David Karp

Andrew Mason

Kevin Systrom

İndirim kuponları sağlayan Groupon’ın 33 yaşındaki kurucusu ve eski CEO’su Andrew Mason da fırsatları paraya çeviren genç d hilerden. Mason, daha 30 yaşındayken şirketi halka arz edildiğinde Groupon’un değeri 1 milyar doların üzerindeydi. 2013 yılında işler ters gitse de Mason’un hala hatırı sayılır bir serveti olduğu belirtiliyor. Mason da diğer birçok teknoloji milyoneri gibi üniversite eğitimini yarıda bırakmış.

Popüler fotoğraf paylaşım uygulaması Instagram’ın kurucularından Amerikalı girişimci ve yazılım mühendisi Kevin Systrom’un kişisel servetinin 400 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Şimdilerin en gözde reklam mecralarından olan Instagram, 2012 yılında Facebook’a bir milyar dolara satılmıştı.

Blake Ross

Firefox internet tarayıcısını yaratıcılarından biri olan 1 5 doğumlu Ross’un kişisel serveti Forbes dergisine göre 150 milyon dolar. Florada Miami’de doğan 2 yaşındaki Ross, ilk web sitesini 10 yaşında tasarladı. Blake Ross, daha 14 yaşındayken de iş hayatına en eski internet tarayıcılarından biri olan Netscape Communications’da başladı. Forbes dergisi Blake Ross’u 30 yaşının altındaki 30 teknoloji dehası arasında gösteriyor.

Amerikalı web geliştirici ve girişimci 2 yaşındaki David Karp, kurucusu ve CEO’su olduğu Tumblr’un 00 milyon değerinde. Geçen yıl Yahoo tarafından 1.1 milyar dolara satın alınan Tumblr’un kurucusu David Karp’ın kişisel servetinin 200 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Kariyerine 14 yaşında animasyon şirketi Frederator Studios’da başlayan Karp, üniversiteye gitmeden zengin olanlardan. Bussiness eek Karp’ı 200 ’un en iyi genç teknoloji girişimcisi seçmişti.

Belediye meclis üyesinden NSA T DE E okullarda helal gıda teklifi NEW YORK - POSTA212

B

elediye Meclis Üyesi Rafael Espinal, New York’ta hızla artan Müslüman nüfusun sisteme yansıtılması ve Müslüman öğrencilerin yeterli düzeyde beslenebilmesi amacıyla okullarda Müslüman öğrenciler için helal gıdalardan oluşan öğle yemeği sunulmasını istedi. Rafael Espinal, New York Belediye Başkanı Bill de Blasio’nun öğrencilerin yaklaşık yüzde 13’ünün yani 100 binden fazla öğrencinin Müslüman olduğunu söylediğini fakat bu rakamın aslına 1 0 bine yakın olduğunu belirtti. Rafael Espinal, “Bu kabul edilemez bir durum. Bölgemdeki çocuklar okulda aç kalırken ben hiçbir şey yapmadan duramam” dedi. Brooklynli politikacı Espinal ayrıca, Müslümanların okul menüsündeki beslenme sınırlılıkları nedeniyle genellikle aç kaldıklarını ve bunun hiç de adil olmadığını söyledi. Yahudiler içinde helal olan gıdanın Müslümanlarla benzerlik gösterdiğini ve Yahudi öğrenciler için de düzenleme yapılması gerektiğini söyleyen Espinal, “Öğrenciler için okulda bedava öğle yemeği tartışmaları devam ederken, New York’un farklı kesimlerden oluşan halkına saygı duyan öğlen yemeği uygulaması konusunda yenilikçi olmak zorundayız” diye konuştu. Eğitim Bakanlığı Sözcüsü Margie Feinberg ise okul mutfaklarının öğrencilerin dini inançlarına göre

yiyecek sunması için yeterli kapasiteye sahip olmadığını söyledi. Öte yandan New York City Aileler Birliği Başkanı ve bir Müslüman olan Mona Davids, helal gıda satıcılarıyla anlaşma yapmanın kolay olması gerektiğini ifade etti. Bangladeş Amerikan Savunma Grubu Başkanı Kamal Bhuiyan de, okula giden iki çocuğunun genellikle okuldan eve aç geldiğini çünkü okulda verilen yemekleri yiyemediklerini söyledi.

Nick D’Aloisio

1 5’te Avustralya’da doğan İngiliz Nick D’Aloisio, 15 yaşında geliştirdiği iOS uygulaması Summly’yi 30 milyon dolar karşılığında Yahoo’ya sattı ve dünyanın en genç milyonerlerinden biri oldu. Mobil kullanıcıları pratik bir şekilde haber okumasını sağlayan Summly, uzun metinleri otomatik olarak birkaç paragrafa indirerek kısaltıyor. Nick D’Aloisio, Time dergisinin “Dünyanın en etkileyici 100 genci” arasında yer alıyor.

E’DE DN E

Ş

Ed ard Sno den’ın sızdırdığı gizli belgelerin ayrıntılarına yer veren ve geçen pazartesi günü yayımlanan kitapta, Türk siyasi liderlerinin iletişimlerinin NSA’in “en yüksek ikinci grupta” yürütülen istihbarat aaliyetleri kapsamında dinlendiği öne sürüldü BE

N (AA)

A

BD Ulusal Güvenlik Ajansı nın (NSA), ashington yönetiminin siyasi talimatları doğrultusunda Türk liderleri de dinlediği iddia edildi. Almanya da pazartesi günü yayımlanan Der NSA Komplex adlı kitapta yer alan ve gizli belgelere dayandırılan iddiaya göre, NSA in hakkında en yoğun istihbarat faaliyeti yürüttüğü ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. NSA in eski çalışanı Edward Snowden ın sızdırdığı gizli belgelerin ayrıntılarına yer verilen kitapta, Türk siyasi liderlerinin iletişimlerinin, NSA in en yüksek ikinci grupta yürütülen istihbarat faaliyetleri kapsamında dinlendiği ileri sürüldü.

OBAMA’YA SUNULUYOR En yüksek ikinci düzeyde yapılan dinlemeler, NSA belgelerinde Amerikan Başkanı nın çok yüksek istihbarat öncelikleri olarak nitelendiriliyor. Bu istihbarat bilgile-

ri Beyaz Saray a sunuluyor. Der Spiegel dergisi muhabirleri Marcel Rosenbach ve Holger Stark tarafından yazılan kitaba göre, NSA in en yüksek ikinci grup kategorisinde dinlediği bir diğer ülke de İsrail. Snowden ın sızdırdığı belgeler arasında bulunan Ulusal İstihbarat Öncelikleri erçevesi adlı Nisan 2013 tarihli belgeye göre, NSA yürüttüğü dinleme faaliyetlerinde 32 farklı alana yoğunlaşıyor. Bu alanlar arasında liderlerin niyetleri , dış politika hedefleri , uluslararası ticaret , ekonomik istikrar , askeri ve sivil altyapı , terörizm gibi başlıklar bulunuyor. NSA, gizli dinleme ve istihbarat faaliyetleri yürüttüğü ülkeleri öncelik sıralama-

sına göre farklı kategorilerde değerlendirirken, belgelerde en yoğun hedef alınan ülkeler olarak İran, Rusya, in ve Pakistan olarak sıralanıyor.

BÜYÜKELÇİLİKLER DE DİNLANDİ Alman Spiegel yayınevi tarafından yayımlanan kitapta yer alan belgelere göre, NSA, ABD deki uluslararası örgütler ve yabancı ülke temsilciliklerine yönelik olarak da dinleme faaliyetleri yürütüyor. 2010 yılına ait bir NSA belgesinde, AB nin ashington ve New York temsilciliklerinin yanı sıra Türkiye, Fransa, Yunanistan ve İtalya büyükelçilikleri de NSA in istihbarat ve gizli dinleme faaliyetlerinin hedefinde bulunduğu belirtiliyor. Belgeye göre, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı, ülkedeki 2 büyükelçilik ve diplomatik temsilciliği dinliyor.


nsansız hava aracı ile internet Heyelanda 2 ölü DA

A

INGTON (AA)

BD nin kuzeybatısındaki Washington eyaletinde bir ha ta önce meydana gelen heyelanın ardından dört kişinin daha cesedinin bulunduğu, ölü sayısının 2 e yükseldiği bildirildi. etkililer, eyalet başkenti Seattle ın kilometre kuzeyindeki Snohomish bölgesinde 22 art ta meydana gelen heyelanın

kayıp

acebook, geri kalmış ülkelerde kullanıcı sayısını artırmaya kararlı. Bunun için büyük atılımlar yapmaya hazırlanıyor

ardından cesetleri bulunan 1 kişinin kimliklerinin belirlendiğini, diğerlerinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiğini açıkladı. ayıp olan yaklaşık kişiyi bulmak için arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Bölgede son günlerde etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı heyelanda Stillaguamish nehri kenarında yer alan bir mahalle, tamamen göçük altında kalmıştı

NEW O

- POSTA212

nsansız hava aracı, uydu ve lazerler kullanarak tüm dünyada internet erişimini sağlamak için planlar yapan acebook, insansız hava aracı üreten ngiliz Aerospace’dan bazı uzman-

2 Nisan2014 Çarşamba YIL 1 • SAYI 46 HAFTALIK ÜCRETSİZ

www.posta212.com

ları işe aldı acebook EO’su ark uckerberg, dünyanın en uzun saat havada kalan insansız hava araçlarını üreten Ascenta şirketinden “beş kilit ismi” işe aldıklarını açıkladı. uckerberg ayrıca, acebook Bağlantı aboratuvarı ( acebook onnectivity aboratory) için, NASA’nın et Propulsion ve aboratuvarı ve Ames Araştırma erkezi’nden hava ve iletişim teknolo ileri uzmanlarının yanı sıra Ascenta ile de çalışmalar yapılacağını açıkladı. Dünyada milyar insandan yüzde ’inden azlasının internet erişimi yok. acebook Bağlantı aboratuvarı, özellikle gelişmekte olan ya da geri kalmış

DISNEYLAND’I

ülkelerdeki kullanıcı sayısını arttırmayı hede iyor. ark uckerberg, “Bu ortaklıkları kurmaya devam edeceğiz. akat tüm dünyayı birbirine bağlamak, aynı zamanda yeni bir teknolo iyi icat etmeyi gerektirecek” dedi. acebook’un, daha önce insansız hava aracı üreten Titan Aerospace satın alacağı iddia edilmişti. akat pro elerini anlatan ark uckerberg böyle bir konuya değinmedi. zerindeki güneş panelleri sayesinde yıl havada kalabilen ve milyon kilometre mesa eyi kat edebilen insansız hava aracı, 2 km yükseklikte kalabiliyor. Ağırlığı 1 kilogramı geçmezken 2 kilogram da yük taşıyabiliyor.

DEPREM VURDU

Deprem os Angeles’ta yaşayanları korkuttu. Dünyanın en eğlenceli yeri Disneyland, .1 büyüklüğündeki depremden sonra önlem amacıyla trenleri durdurdu ve şovları iptal etti NEW O

D

- POSTA212

oğal felaketler ABD’nin yakasını bırakmıyor. Bu kez de os Angeles kentini deprem vurdu. os Angeles Orange County’de a Habra yakınlarında meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki deprem can ya da mal kaybına neden olmazken yaklaşık 2 bin kişi elektriksiz kaldı. Jeolojik Araştırma Merkezi (Geological Survey), Cuma akşamı saat 21.00’de meydana gelen ve 30 saniye süren depremden sonra Güney Kaliforniya’da 100’den fazla artçı sarsıntının olduğunu açıkladı. Yetkililer; kırık cam, gaz sızıntısı, su borularının patlaması ve Carbon Canyon bölgesinde bir kaya kayması olaylarının rapor edildiğini söyledi.

Dünyanın en eğlenceli yeri Disneyland, önlem almak amacıyla trenleri durdurdu ve şovları iptal etti. Depreme Disneyland’da eğlenirken yakalananların “selfie” fotoğrafları ve tweetleri earth uake disneyland hashtaglariyle sosyal medyada hızla yayıldı. os Angeles Belediye Başkanı Eric Garcetti, 5.1 büyüklüğündeki depremin iki hafta içinde yaşanan ikinci deprem olduğunu hatırlatarak, “Bu deprem bize hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlattı” dedi. 1 Mart’ta meydana gelen deprem 4.4 şiddetindeydi. os Angeles’da 1 4 yılında meydana gelen 6. büyüklüğündeki depremde ise 60 kişi hayatını kaybederken, deprem 10. milyar dolarlık zarara neden olmuştu.

BU DA ACI FUARI

ABD de bu yıl ikincisi düzenlenen Ne ork Acı Sos uarı yoğun ilgi gördü. düllü acı sosları tatmak ve

düzenlenen yarışmalara girmek isteyenler izdiham yarattı (NEW O

M

-AA)

anhattan daki Penn Plaza Pavilion, ABD nin en ilginç fuarlarından birisine ev sahipliği yaptı. Ülkede faaliyet gösteren yaklaşık 50 markanın katılımıyla gerçekleşen fuar çok sayıda meraklı tarafından ziyaret edildi. Ödüllü acı sosları tatmak ve düzenlenen yarışmalara katılmak isteyen Amerikalılar, yoğun ilgi nedeniyle giremedik-

leri fuar alanı dışında, sağanak yağmur altında uzun süre sıra beklemek zorunda kaldı. Fuara katılan sos firmaları stantlarında soslarının yanı sıra yarışmalarda kazandıkları madalyaları sergiledi. Fuarda soslar kadar sos şişeleri ve bunların sunumları dikkati çekti. Renkli kostümlerle markalarını tanıtan firmalar fuar kapsamında düzenlenen şovlarla ziyaretçilere keyifli saatler yaşattı.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.