POSTA212 - SAYI 43

Page 1

ME

E KOÇAK

BİR KADIN TANIDIM...

A MET B sayfa

TAPELER AKP’NIN OYUNU DÜŞÜRÜYOR

2

A MET RA AL

DAY sayfa

8

İL AN TAN R

GERÇEKTEN DE ‘REZALET DİZ BOYU’...

sayfa

9

avaalanlarından milyon dolar uçtu!

DÜNYA TERSİNE D NDÜ

Türkiye ABD’ye SİLA SAT YOR ■ Türk savunma ve havacılık sektörü

ezber bozdu ve ABD’ye uçak parçası ve silah tabanca grubu dahil pek çok kalemde 400 milyon dolarlık ihracat yaptı.

sayfa

Türkler’in endi Çinliler’i yendi

sayfa

2

sayfa

10

Kanserle Dans’a büyük ilgi

sayfa

2

■ New York’ta Türk Günü Yürüyüşü tarihini Türk-

sayfa

sayfa

14

ler’den alabileceğini sanan Çinliler TADF’ye takıldı.

15

HAFTALIK ÜCRETSİZ

sayfa

2

YENİ ŞAFAK’IN BİTMEYEN YALANLARI

A M E R İ K A’ D A K İ T Ü R K L E R İ N G A Z E T E S İ

www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 43

12 Mart 2014 Çarşamba

ANKET BİLMECESİ Tele on ta elerinin ortalığa saçılması seçmeni ne kadar etkiledi AK Parti’deki düşüş kaç uan Araştırma rmalarının üzerinde gerçekten siyasi baskı var mı

İyilik meleğimiz YG R’ AND K

Anketlerdeki oy oranlarıyla oynanması için kim baskı ya ıyor ükümete yakın araştırma şirketlerinin anketleri gerçeğe ne kadar yakın Anketlerde son durum ne

sayfa

7

Türkiye turizmde dünya ’ncısı oldu ■ Uluslararası Turizm Borsası’na göre Türkiye’ye geçtiğimiz yıl 34 milyon turist geldi. Ve Türkiye Fransa, ABD, Çin, İspanya ve İtalya’nın ardından dünyada 6’ncı sıraya yükseldi.

sayfa

8-9

sayfa

10

Geç gelen zgürlük

Obama’nın sesi POSTA212’ye konuştu

■ Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Başdanış-

man Yardımcısı Beb Rhodes: “Fetullah Gülen ABD’nin kontrolü ve etkisi dışında. Hiç bir bağlantımız yok.’’

sayfa

3

sayfa

11

eugma Mozaikleri’ni as as ya tırmayacağız eugma mozaiklerinin kaçırılı Ohio’daki bir üniversitede yer seramiği olmasına POSTA212 olarak izin vermeyeceğiz

Konuşarak kazanıyorlar ■ Eski FED Başkanı

Ben Bernanke’in, Abu Dabi’de yaptığı bir konuşma için 250 bin dolar aldığı iddia ediliyor.

sayfa

Türk ğrenciler ABD’ye milyon dolar kazandırdı

Demokratları nereye götürüyor.

sayfa

4

krayna Türkiye’den ara istedi

Demokratlar nereye koşuyor ■ Yeni Sol’un temsilcisi Liberaller,

ABD’de ne ret yükseliyor

sayfa

sayfa

5 12

■ Siyasal ve ekonomik krizdeki

Ukrayna’nın bu istediği reddedildi.

■ Southern Powety Law Center’in (SPLC) eyaletler bazında yaptığı incelemeye göre ülke çapında 939 nefret grubu aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor. Bu gruplar arasında ‘yok’ yok.

Evlilik yoluyla Green ard

■ ‘Evet’ demeden önce evlilik hakkında bilmeniz gereken herşey bu yazıda.

sayfa

Sahte evlilikte PATLAMA!

13

■ Green Card’a sahip olmak için göçmenle-

sayfa

1

rin para karşılığında ABD vatandaşlarıyla yaptığı sahte evliliklerde patlama yaşanıyor.


Toplum Yaşam

12 Mart 2014 Çarşamba

Mehveş Koçak mehveskocak@posta212.com

BİR KADIN TANIDIM... ONU tandığımda 45 yaşına gelmişti. Çekik gözlerinde bir tek acı bir tek damla yoktu hayatını anlatırken. Dinledikçe gözlerim doluyor, düşündükçe insanların acımasızlığı kamçılıyordu kadın yanımı. Bizler ne kadar şanslıydık ondan haberimiz olmazken... Adı Xloui, bir arkadaşım tavsiyesi sayesinde iş vermek için tanışmıştım. Çinliydi, Ona yaklaşıp elini sıkıp yanaklarını öptüğümde, önce şaşırdı sonra gözlerinin içi güldü. Köle gibi bir hayat yaşıyordu New York’ta. Bir evde hapis kalmıştı yıllar boyu. Bu iş, onu bu hapis hayatındandan kurtarabilirdi. O yüzden oturup dinledim ve duyduklarıma inanamadım. Çin’de tek kız çocuğu olarak dünyaya gelen Xloui, ilk başlarda anne ve babasının işkencelerine mahruz kalıyor. Çin’de kız coçukları istenmiyor çünkü. Onun doğal yollardan ölmesi için, aç ve susuz bırakılıyor. En sonunda bir yardımsever onu yetimhaneye götürüyor ancak Çin’deki yetimhaneler istenmeyen kız çocuklarıyla dolu olduğu için Xloui, annesine geri veriliyor. Anne en son çareyi Beijing sokak aralarında eve bedava hizmetçi yapmak için kız çocuğu avlayan zengin Çinlilerde buluyor. New York’ta restorant zinciri sahibi orta yaşın üstündeki Çinli zengin kadın, 4 yaşındaki Xloui’yu yanına alıp New York’a getiriyor. Kendi çocukları ve torunları olan kadın onu etrafa akraba kızı, yardım için alıp bakıyorum dese de Xloui’yu bir köle gibi eğitmeye başlıyor. Xloui, kendini hatırladığı yaştan bu yana evin, restorantların her türlü işini yapıp, her gün Çinli aileye yemek hazırlıyor . Alışverişe gitmesini ve İngilizceyi öğreniyor. Çocukların okula gitme zorunluluğu olduğu için Xloui, okula gidiyor ama asla başkalarıya konuşmasına arkadaşlık kurmasına müsade edilmiyor. Eğer bir yanlış yaparsa, babaanne dediği sahibi tarafından dayak atılıyor. Yıllar geçiyor, Xloui genç kızlık dönemine geliyor artık okulu bırakması gerekiyor çünkü sahibi onun okumasını istemiyor. Ev sahibi kadın yaşlandıkça daha çok bakıma ihtiyaç duyuyor. Xloui hem eve ve sahibi kadına hem de kadınınn sağa sola temizlik işlerine gitmeye başlıyor. Biraz olsun New York’taki hayatı ve para kazanmayı öğreniyor. Xloui, 45 yaşına geldiğinde evin 85 yaşındaki sahibi onu öldüresiye dövüyor. Xloui, o gün karar veriyor kendine daha iyi bir iş bulup bu evden kaçmalı diye düşünüyor. Ona ait pasaport ve kimliklerin hepsini elinde bulunduran evin sahibi tehdit ediyor, “Eğer kaçarsan seni göçmenlik ofisine şikayet ederim, seni sınırdışı ederler” diye. Xloui ile işte tam o esnada tanıştırıldım. Kendisine yetecek kadar gelir getiren rahat bir iş ve ev bulduk. Babaanne dediği ev sahibinin birşey yapamayacağına onu inandırdık. Xloui, 45 yıllık bir esir hayatından sonra özgürlüğüne kavuşmuştu. Onun için yepyeni bir hayat başladı, çok mutluydu, özgür olmanın tadına doyamıyordu. İşe başlayalı bir kaç ay olmuştu ki, bir gün rahatsızlandı. Hastaneye gittiğine kolan kanseri olduğunu öğrendi. Ameliyat oldu 1 yıl tedavi gördü. Öyle güçlü ve dirençliydi ki 45 yıl sonra kavuştuğu özgürlüğünü kansere teslim etmek istemiyordu. Sonunda kanseri yenmeyi başardı. Bir erkek arkadaşı oldu, şimdilik evlenmeyi umuyor ama ona bu mutluluk bile ona yetiyor. Başını sokacak bir evi, kendisine yetecek para sağlayan işi, sevdiği bir adam ve nefes alacağı özgür dünyaya sahip. O babaanne dediği, kendisini köle gibi kullanan o kadının yanına haftada bir gün gidip gönüllü olarak yardımcı oluyor. Xloui diyor ki, “ Eğer o beni Çin’den almasaydı bugün hayatta olmazdım” Yine de iyi niyetli davranıyor kendine göre vefa ödüyor. Ben onu her gördüğümde ve düşündüğümde daha da güçleniyorum. Kadın olarak dünyaya gelmenin suç olduğu bir dünyadan şans eseri ölümden kurtulup köle olan Xloui, bugün dünyanın en güçlü kadını benim için. Öyle bir kadın ki kanser belasını özgürlüğü için yendi. Xloui bugün senin “Kadınların günün kutlu olsun”

BÜYÜKELÇİLİKTE 8 Mart kutlaması (WASHINGTON-POSTA212) Washington Türk Amerikan Derneği (ATA-DC) ve Bridge to Türkiye Fund tarafından ortaklaşa düzenlenen “Dünya Kadınlar Günü’nü Kutlama” faaliyeti, Büyükelçilik binasında büyük bir katılım ile gerçekleşti. Gecede ayrıca BTF’in genç kızlara yönelik burs programları ve Washington’daki en büyük kadın sığınma evi N Street Village için büyük miktarda bağış toplandı. Gecenin sunuculuğunu ATA-DC Başkanı Gizem Şalcıgil White ve BTF Washington Direktörü Ayşe Çağlayan Üstündağ üstlendi.

İsrail lobisi ile karşı karşıya kalmamak için Türk Günü Yürüyüşü ve Festivali’nin düzenleneceği 17 Mayıs tarihini Türkler’den alabileceğini zanneden Çinliler, TADF’in zamanında girişimiyle başarısızlığa uğratıldı

Türklerin fendi Çinlileri yendi DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK - POSTA212

E

rmenilerin 33 yıl önce yaptığı katliamları protesto etmek amacıyla başlatılan ancak daha sonra Türk Günü Yürüyüşü ve Festivali’ne dönüşen etkinlikte bir ilk yaşandı. Aynı tarihte ulusal yürüyüş düzenlemek için New York Belediyesi’nden Türk Günü Yürüyüşü ve Festivali’nin düzenleneceği tarih olan 17 Mayıs’ı alan Çinliler, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun (TADF) girişimiyle başarısızlığa uğratıldı. TADF Başkan Yardımcısı ve Young Turks Derneği Başkanı Tulga Tekman, Çinliler’in belediye başkanının ve dolayısıya kadroların değişmesini fırsat bilerek 16 Aralık’ta söz konusu tarih için başvuruda bulunduklarını belirterek, “Yıllardır yaptığımız için ilgili bölümdekiler aslında o tarihin bize ait olduğunu biliyorlardı. Ancak belediyedeki yeni düzenlemeler nedeniyle o tarih önce Çinliler’e verildi” dedi. Bu durumu yeni öğreniklerini, dolayısıyla öğrenir öğrenmez de TADF Başkanı

Atilla Pak’ın söz konusu tarihi geri almak için girişimler başlattığını anlatan Tekman, şöyle konuştu: “ÖNCE ŞOK OLDUK” “Tüzüğümüz de yazıldığı üzere Türk Günü Yürüyüşü Mayıs ayının üçüncü haftasındaki cumartesi günü yapılır. Central Park’ta daha geniş bir şekilde yapalım diye düşünürken bu tarihin Çinliler’e verildiğini öğrenince şok olduk. Sonra Sayın Pak ile belediyenin parklar müdürlüğü ile görüştük. İki hafta süren görüşmeler sonunda ve araya Türk lobisinin güçlü isimleri ile Türk toplumu önderleri ve Amerikalı senatörlerin de desteği ile birlikte baskı yapıldı. Bu baskı sonuç verdi ve Çinliler’den bu tarih geri alınarak ait olduğu şekilde Türk toplumuna teslim edildi. Federasyonun başarılı girişimi sonuç verdi. “ “İSRAİL İLE SORUN İSTEMEDİLER” Çinliler’in ulusal yürüyüşlerinin genelde China Town denilen yerde yapıldığını ancak bu etkinlikTulga Tekman lerini ulusla-

rarası boyuta taşıyabilmek için böyle bir girişimde bulunduklarını kaydeden Tekman, şöyle devam etti: “Mayıs ve haziran ayları yaz tatili öncesi en fazla etkinlikleri yapıldığı aylardır. Cumartesi günlerine almaya çalışırlar genelde etkinlik düzenlemek isteyenler. 24 Mayıs’a almak isteselerdi o gün İsrail’in etkinliği vardı. Sanırım İsrail lobisiyle karşı karşıya gelmemek için tercihleri 17 Mayıs oldu, Nasıl olsa Türkler’den alırız bugünü deyip bizi küçümsediler. Ama ters tepti. Bunun sonucunda da elleri boş kaldı.”

Türkocağı korosu (NEW YORK-POSTA212) Yıllar sonra kapılarını açan Türkocağı, birbirinden güzel etkinliklerle yoluna devam ediyor. Türkocağı’nda son olarak da koro çalışmalarına başlandı. Fatma Özkaynak ve Yilmaz Doğus önderliğinde her hafta perşembe günü yapılan koro çalışmalarına ilgi bir hayli fazla. Türkocağı’nın Lyndhurst’deki merkezinde toplanan üyeler, müzisyen Hasan Isakkut ve solist Merve eşliğinde devam eden çalışmalardan oldukça memnun. Her gün koro çalışmalarına ilgi artarken, Türk müziğinden birbirinden seçkin eserler üyeler tarafından seslendiriliyor. Türkocağı’ndan yapılan açıklamada koro çalışmalarına katılmak isteyenlerin başvurularının kabul edildiği bildirildi.

“İyilik Meleği” anıldı (NEW YORK-POSTA212) Amerikalı Türkler’in iyilik meleği Dr. Zeki Uygur, ölümünün ikinci yıldönümde özlemle anıldı. 8 Mart 2012’de beklenmedik bir anda aramızdan ayrılan Dr. Uygur, Amerika’daki Türk toplumu için karşılıksız yaptığı iyilikler nedeniyle “Amerikalı Türkler’in iyilik meleği” olarak anılıyordu. Türk toplumun ileri gelenleri tarafından Dr. Zeki Uygur için rahmet ve özlem dolu mesajlar verildi. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkan Yardımcısı ve Young Turks Derneği Başkanı Tulga Tekman, rahmetli Dr. Uygur’un Young Turks Derneği’nin de manevi başkanı olduğunu belirterek, “Türk toplumunun da iyilik meleği olan ve herkese yardımını hiç esirgemeyen güzel insani özlemle anıyoruz” dedi.


Güncel &Toplum

12 Mart 2014 Çarşamba

Mozaikleri istiyoruz Zeugma mozaiklerinin kaçak yolla getirilip Ohio’daki bir üniversitede yer seramiği olarak kullanılmasına te kiler sürüyor POSTA212 olarak moziklerin takipçisiyiz ve bu tarihi eser Türkiye’ye iade edilinceye kadar da işin eşini bırakmayacağız NEW YORK - POSTA212

Z

eugma mozaiklerine ait 12 parçanın Ohio’daki bir üniversitede ortaya çıkması üzerine Türkiye resmi kanallardan harekete geçti. Üniversite ise iddiayı ciddiye alarak yasal inceleme başlattı. Posta212 olarak biz de mozaikler Türkiye’ye iade edilinceye kadar işin takipçisi olacağız. Türkiye resmi kanallardan yaptığı başvuruyla, M.Ö. 31. oma dönemine ait olan ve Fırat nehri kıyılarında 1 60’larda yağmalandığına inanılan tarihi mozaikleri geri istedi. Amerika’ya kaçırılan mozaikler daha sonra üniversite tarafından Manhattan’da bir galericiden 3 bin dolara satın alınmıştı. ÜNİVERSİTEDEN AÇIKLAMA Mozaiklerin yağmalandığının ortaya çıkması Bowling Green State Üniversite’sini kamuoyuna açıklama yapmaya zorladı.Mozaikler üzerinde araştırma yapan ekipten üniversitenin sanat tarihi profesörü Stephanie Langin-Hooper, üniversitenin konuya hassas bir şekilde eğildiğini belirtti. Bu arada Türk hükümeti mozaiklerin iade edilmesine çalışırken, üniversite yetkilileri Tür-

FBI’A DANIŞTILAR Üniversite sözcüsü David Kielmeyer Türkiye’den kendilerine herhangi bir resmi evrakın gelmediğini bildirdi. Kielmeyer “Şu anda konuyla ilgili yasalar üzerinde çalışıyoruz.” dedi. Üniversite’nin Başkanı Mary llen Mazey de yaptığı kısa açıklamada “Doğru olanı yapacağız” dedi. Üniversitenin bu aşamada mozaik uzmanlarına ve FBI’a danıştığı belirtiliyor. Görüşlerine başvurduğumuz sanat tarihi bölümü yöneticisi Katerina uedi ay, Posta212’ye yaptığı açıklamada, konuyu üniversitenin hukuk danışmanı Sean Fitzpatrick’e devrettiklerini söyledi. ANTAKYA’DAN DEĞİL Langin-Hooper, Üniversite’nin geçen Ocak’ta konuyla ilgili alarma geçtiğini belirtiyor. Zeugma mozaiklerinin üniversitenin Wolfe Center for the Arts

Ertuğrul Günay Sonuç alabilir ABER MERKE İ - POSTA212 Zeugma Mozaik Müzesi’nin de açılışını yapan eski Kültür ve Turizm Bakanı rtuğrul Günay, Zeugma mozaiklerine ait 12 parçanın ABD’deki Bowling Green State Üniversitesi’nde zemin süsü olarak kullanılması ve Türkiye’ye iade edilmemesine ilişkin, POSTA212’ye yaptığı açıklamada “Ülkemizde yasa dışı yollarla çıkarılmış olan tarihi eserlerin Türkiye’ye iade edilmesi gerekir. Biz bu konuda son yıllarda oldukça yoğun

Bölümü’nün Tiyatro Salonu’nun zeminine döşendiği bu dönemde ortaya çıkmıştı. Üniversite 1 6 ’te New Yorklu sanat brokerı Peter Mark’tan satın aldığı mozaiklerin Antakya’dan, 1 30’larda yapılan kazıdan yasal bir şekil-

emin süsü olması çok rahatsız edici NES O Sualtı Arkeolo isi nit in Net ork Koordinat rü ve Selçuk Üniversitesi Arkeolo i B lümü ğretim Üyesi Yrd Doç Dr akan niz, tarihi eserlerimizin ABD’de hem de üniversitede zemin süsü olarak kullanılmasının rahatsız edici olduğunu s yledi kaçırıldığının resmi olarak tespit edildiğine dikkat çekerek, “Bundan sonra üniversitenin attığı her adım Türkiye Cumhuriyeti’ni oyalamaya yönelik. Bu noktada üniversitenin örnek bir tavır sergileyerek bir an önce eserleri Türkiye’ye yollaması gerekir” dedi.

(AYSEL TAPAN İSTANB L POSTA 212)

U

N SCO Sualtı Arkeolojisi Unitwin Network Koordinatörü ve Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın The Bowling Green State Üniversitesi’nin zemin süsü olarak kullanıldığı Zeugma mozaikleri ile ilgili uyguladığı politikaların son derece doğru olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’den zamanında kaçırılmış eserlerin geri getirilmesi için çok ciddi bir çalışma yapan çok ciddi bir ekip var. Öncelikle ekibi çalışmalarından dolayı kutlamak lazım çünkü denenebilecek her yolu denemişler denemeye de devam ediyorlar” dedi. ÜNİVERSİTE TÜRKİYE’Yİ OYALIYOR The Bowling Green State Üniversitesi’nin eserleri zemin süsü olarak kullanmasının büyük bir rahatsızlık verdiğini söyleyen Öniz, “ ser bir başka ülkenin çok önemli tarihi eserlerini alıp bir dekorasyon objesi olarak kullanamazsınız. Bilim ve kültür kurumları olan üniversitel-

doganuluc@aol.com

Gökdelen diken de, aşk’ını çakıyla park sırasına kazıyan da var

kiye’den henüz resmi bir çağrı almadıklarını ileri sürdü. YASAL GİRİŞİM BAŞLATILDI Türkiye’de Kültür Bakanlığı’ndan yapılan bir açıklamada, yasadışı yollarla kaçırılan mozaiklerin üniversite tarafından iadesi için gerekli adımların atılacağı bildirildi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Kocapınar, Ohio’nun en büyük gazetesi The Plain Dealer’a gönderdiği mektupta Bowling Green Üniversitesi’nin bilimsellik ve etik açısından doğru adımları atacağından emin olduğunu belirtti. -maille gönderilen mektupta Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Kutalmış Görkay’ın mozaiklerin kesinlikle Zeugma’ya ait olduğu açıklamasına da yer verildi. Posta212 olarak görüşlerine başvurduğumuz Görkay, Bakanlığın haberi dışında basına açıklama yapamayacağını söyledi. New York Başkonsolos’luğundan Kültür Turizm Ateşesi min Kaya da Posta212’ye Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Dairesi ile bağlantıda olduklarını ve süreci dikkatle izlediklerini belirtti.

Doğan Uluç

Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz

er, öğrencilerin kültürel mirası nasıl kullanacağını, nasıl savunulacağını ve korunacağını en başta öğretmesi gereken kumrumlardır. Bir örnek olarak bunu bir dekorasyon malzemesi olarak kullanmaları çok doğru olmamış. Bu yanlış bir davranış biçimi” diye konuştu. ÇİNGENE KIZI’NIN DEVAMI Öniz, konuyla ilgili bilimsel ayrı ayrı çalışmaların olduğuna ve 2011’de “Çingene Kızı” mozaiğinin devamı olan 12 parçanın Zeugma kökenli olduğunun ve Gaziantep’ten

İMİTASYONLA YETİNSİNLER Öniz, iade sonrası için alternatif çözüm olarak the Bowling Green State Üniversitesi’nin eserlerin imitasyonlarını alıp yine sergilemeye devam edebileceğini ve Türkiye’nin iadeden dolayı üniversiteye teşekkür plaketi verebileceğini belirtti. Öniz ayrıca, orijinal eserlerin Zeugma Mozaik Müzesi’nde olması gerektiğini vurgulayarak, “Amerikalıların eserlere sahip çıkamadığımızı söyleme hakkı da yok Zeugma Mozaik Müzesi dünyaya örnek bir müzedir” dedi. ER YA DA GEÇ İADE EDECEKLER Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, “ r ya da geç üniversite bu kültür mirasını Türkiye’ye iade edecek. Çünkü uluslararası kurumlar var bu konuyla ilgili mahkemeler, çeşitli örnekler var. Sonuçta devletimiz bu konuyla ilgili bir hukuk süreci başlatırsa ki başlatabilir bunları geri alabilir. Mesele hukuki yollara başvurarak zorla almaya gerek kalmadan üniversitenin adına yakışır bir şekilde bu parçaları iade etmesi en doğru olan” diye konuştu.

bir kampanya sürdürdük ve benim görev yaptığım dönemde beş yılda 4 binden fazla eserin ülkemize gelmesini sağladık. Amerika’dan, Almanya’dan, İngiltere’den çeşitli ülkelerden çeşitli eserler geldi. Zeugma mozaikleri önemli iade edilmesi gerekir ama müzeler ne yazık ki Amerika ve Avrupa müzeleri çalıntı eserleri iade etmek konusunda yeteri kadar istekli görünmüyorlar. Bakanlık konuyu ısrarlı bir biçimde takip ederse sonuç alabilir diye düşünüyorum” dedi.

de getirildiğine inanıyordu. Hooper’ın davet ettiği Brown Üniversitesi mozaik uzmanı ebecca Molholt, yaptığı araştırmaların mozaiklerdeki geometrik şekil ve moti erin kesinlikle Zeugma’ya ait olduğunu söylüyor.

FIRTINANIN mola verdiği mahallede kar kümeleri meşe ağaçlarının göbeğine tırmanmış. Etrafta insan yok, ama Gilbert Tauber işbaşında. Burası Manhattan’ın kuzeybatısında emekli şehir planlamacı Tauber’in yaşadığı muhit. 78 yaşındaki Gilbert New York belediyesi için gönüllü çalışıyor. Tarih hastasının işi resmi cadde, sokak ve yol numarasıyla onurlandırılmaya layık görülenleri bir araya getirmek. Örneğin Manhattan’da Broadway ile West 103 Street’in kesiştiği köşede ünlü aktör Humphrey Bogart adını taşıyan bir plaka ile onurlandırılıyor. Tauber 2006’dan bu yana ‘Congress Street, King George, Smell Street Lane, Rackpickers Row gibi 1000’i aşkın eski sokağa ilaveten 1600 kadar onurlanmaya layık olanları tesbit etmiş. Yaşam boyu başarıları kanıtlananlar cadde, meydan, köprü, havaalanı gibi yerlere adları verilip ödüllendiriliyor. Onur listesinde kimliği bilinmeyenler tanıdıklardan fazla. Projenin uygulanmasında gariplikler de olmuyor değil. 1913’de Brooklyn’de bir parka bitişik arazide inşa edilen ‘Ebbets Fields’ beyzbol sahasına iki müteahhit kendi adlarını koydular. Uzun zaman sonra durum anlaşınca adları silindi. Taubert N.Y. Times muhabirine bir meclisi üyesinin zorlamasıyla Zenita Thompson’a Brooklyn’de iki blok bir sokağı bölüp yarısına Zenita’nın ismini verdiklerini söyledi. Emekli planlamacı ‘’ Zenita’nın kim olduğu, bu kadının hangi nedenle onurlanmaya layık görüldüğünü keşfedemedim.’’diye yakındı. Bir süre sonra Zenita ortadan kayboldu, adı da şeref listesinden çıkarıldı. Amerikalılar adlarını yaşatan girişimlere bayılıyor. Geçen hafta sonunda Lincoln Center’da bir konser izlerken 1000’i aşkın koltuk arkasında metal künyeler taşıdığını, müzikseverlerin kişi başına 10 bin dolar bağışla isimlerinin yazıldığını öğrendim. Görevi sona eren devlet adamları, şöhretli politikacılar, valiler, J.F. Kennedy; R. F. Kennedy gibi suikaste kurban giden devlet adamları, gayretiyle New York’a havalimanı açılmasını sağlayan La Guardia gibi popüler belediye başkanı, New York’a damgasını vuranların isimleri eyaletleri bağlayan yollar, köprüler, meydanlar, hastane ve kolejlerde yansıtılıyor. Rockefeller, Trump, Lefrak aileleri otel, gökdelen, lüks binalar, toplu iskan merkezleriyle zaten bilinen bu isimleri canlı tutuyorlar. Kimi, aile bağlantısını göstermek için görkemli binalar, oteller dikip adlarını yaşatırken annesinden harçlık alan gençler park sıralarına ‘’Brenda ve Mike’’diye çakıyla isimlerini kazıyorlar. Amerika’da yaşayan bazı Türk doktorları da tüm masraflarını karşılayarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde adlarını taşıyan liseler açıp gelecek kuşaklara örnek oluyorlar. Hurriyet.com.tr’den alınmıştır.


Toplum

12 Mart 2014 Çarşamba

Türk öğrencilerden 330 milyon dolar katkı

Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde ğrenim g ren 11 bin Türk ğrenci var Bu ğrencilerin ABD ekonomisine yıllık katkısı milyon dolar (NEW YORK-POSTA212)

A

BD ye eğitime gelen Türk öğrencilerin Amerikan ekonomisine katkısı 2012-13 öğretim yılında 330 milyon dolara ulaştı. Amerika’daki toplam Türk öğrenci sayısı ise 11 bini geçmiş durumda. Amerikan Ticaret Bakanlığı

tarafından yapılan hesaplamada, her bir öğrencinin ekonomiye yılda ortalama 34 bin 161 dolar katkı yaptığı belirlendi. Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde 11 bini Türk olmak üzere toplam 820 bin yabancı öğrenci öğrenim görüyor. Bu öğrencilerin Amerikan ekonomisine yıllık katkısı ise 28 milyar dolar

ncelik ğrencilere destek

ouston Türk Amerikan Derneği’nin Başkanı Ebru Erdini, yeni başkan seçilmesine karşın, ncelikleri arasında b lgedeki Türk ğrencilere daha çok destek vermek olduğunu s yledi (HOUSTON-POSTA 212)

H

ouston Türk Amerikan Derneği’nin (ATA-Houston) yeni dönem başkanı bru rdini, Houston’da yaşayan öğrencilere daha çok destek olunması gerektiğini söyledi. 22 Şubat’ta gerçekleşen ATA-Houston Yönetim Kurulu Seçimleri’nde başkan seçilen bru rdini, Türk toplumunun daha sık bir araya gelmesi ve Türk kültürünün diğer milletlere mensup kişilere daha güçlü bir şekilde tanıtılması ve ulusal değerlerimizin anlatılması için çalışmalar gerçekleştireceğini söyledi. Yeni dönemde, Atatürk Okulu’nu tekrar harekete geçireceklerine değinen ATA-Houston Başkanı rdini, okulun 1 Nisan’da açılacağının da müjdesini verdi. T.C. Houston Başkonsolosluğu

verilerine göre Houston’da bine yakın Türk’ün yaşadığını belirterek, “Türkler arasında kopukluklar var. Öncelikli işimiz bu kopukluğu ortadan kaldırıp Türklerin burada kaynaşmasını sağlayacağız” dedi. Houston’da 1 yıldır yaşayan rdini, Türkler arasında bir iletişim kopukluğu sorununun yaşandığını söyledi. “Özellikle öğrencilerimizle bir araya gelerek onların ihtiyaçlarını dinleyen ve yanıt veren kurumların sayısı az. Öğrencilere hem dernek olarak hem de toplum olarak destek olmalıyız” dedi. Washington, New York ve Kaliforniya merkezli Türk derneklerini çalışmalarını yakından takip ettiğini ve beğendiğini belirten ATAHouston Başkanı bru rdini, “Diğer derneklerimizle bir araya gelerek bu yıl daha güçlü bir şekilde ilerlemek istiyoruz” diye konuştu.

Müslümanlara nyargı azalıyor Eyü Sultan amii Derneği Başkanı İbrahim en, ya tıkları çalışmalar ile Amerikalıların Müslümanlara karşı nyargılarını yavaş yavaş değiştirmeyi başardıklarını s yledi (NEW YORK-POSTA212) Brooklyn merkezli Eyüp Sultan Camii Derneği’nin 16 Şubat’ta yapılan genel kurulunda başkan seçilen İbrahim Şen, ABD’de Müslümanlara karşı duyulan önyargının azalmasında bu tür derneklerin çok büyük bir rolünün olduğunu söyledi. Şen, “Daha büyük kitlelere ulaşmak istiyoruz” dedi.

OKUL AÇMAK İSTİYORLAR

ATAA’nın Kırım endişesi (WASHINGTON-POSTA 212)

T

NBA’de Türk gecesi (WASHINGTON – POSTA 212)

G

eçtiğimiz hafta Washington Wizards ile Utah azz arasında oynanan NBA maçı, Türklerin yoğun ilgisi ve düzenledikleri gösteriler ışığında “Türk gecesi”ne döndü. Milli basketbolcu nes Kanter’in forma giydiği Utah azz, deplasmanda Washington Wizards ile karşılaşırken, mücadelenin galibi 104- 1’le Wizards oldu. azz’da 23 dakika süre alan nes Kanter karşılaşmayı 11 sayı 8 ribauntla tamamladı.

Wizards’ta ise Trevor Arıza 26, Bradley Beal 22 sayıyla takımının bu sezonki 32. galibiyetine uzanmasında önemli rol oynadı. İki takım arasında Washington’daki Verizon Center’da oynanan maç oldukça renkli görüntülere de sahne oldu. Washington DC Amerikan Türk Derneği’nin (ATADC) kapsamında düzenlenen etkinlikte, maçın

devre arasında Kardelen Dans Folklor Grubu Türk halk dansları ve oman havasından performans sergilerken, karşılaşma bir Türk gecesine dönüştü.

ürk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA), Kırım’daki son politik gelişmelerden son derece endişeli olduklarına dair bir mesaj yayınladı. Şubat ayı sonundan bu yana Kırım’ın usya yanlısı güçlerin yasadışı işgali altında olduğu ve hali hazırda Kırım’da yaşayan yaklaşık 300 bin Kırım Tatarı bulunduğunu belirten mesaj su şekilde devam etti: “Kırım Yarımadasının yerlileri olan Kırım Tatarları’nın dramını hatırlıyoruz. Kırım Tatarları, yüzlerce yıldır Kırım’da yaşayan Türkler’dir. 1 44 yılında oseph Stalin yönetimindeki Sovyet hükümeti tüm Kırım Tatarları’nı, atalarından kalma vatanlarından uzaklaştırarak Orta Asya’ya sürdü. Birçok kişi yol boyunca ve sürgünde hayatını kaybetti. Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından Kırım Tatarları, 4 yıl kadar süren sürgünün ardından anavatanlarına geri dönmeyi ve hayatlarını yeniden kurmayı başar-

dılar. Halen aile fertlerini ve anavatanlarını kaybetmelerinin verdiği acıyı anımsayan ve hisseden Kırım Tatarları dolayısıyla şimdilerde geleceğin kendileri için ne getireceği konusunda çok endişeliler. Bugün Kırım Tatarları bir kabahatleri olmadan, Ukrayna ve usya arasındaki çatışmaya takıldılar. Gazete manşetlerinde sürekli olarak terör olaylarının yer aldığı bir dönemde Kırım Tatarları’nın her daim azimle şiddete başvurmayan bir topluluk olduklarını belirtmek de önemli. Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Cemilev, Sovyet zamanlarının ünlü bir muhali ve inançları yüzünden hayatının birçok yılını hapiste geçirmiş biriydi. Cemilev, 2011 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Mevcut çatışmanın küçük bir parçası olan Kırım Tatarları, yine de hatırlanmayı ve korunmayı hak ediyorlar. Bizler, demokratik bir toplumda yaşamayı tercih eden ve çatışmanın şiddete başvurulmadan demokrasi yoluyla çözüleceğini umut eden Kırım halkının yanındayız.”

Dernek çalışmalarında 2002’den bu yana görev alan Şen, “ yüp Sultan Camii, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı New York’ta bulunan en büyük camidir. Dernek bünyesinde Türkçe ve İngilizce eğitimi veren okullar açmak istiyoruz. Kültür Ataşeliğimizin de desteği ile bu okulu açacağız” dedi.

HEDEF BÜYÜTTÜLER “Son zamanlarda yüp Sultan Camii Derneği gibi derneklerin Amerika’da Müslümanlara karşı ön yargının azalmasında büyük rol oynadığına değinen dernek başkanı Şen, “Camimizin tam karşında New York Polis Teşkilatı’na ait bir karakol var ve karşılıklı ilişkilerimiz çok iyi. Derneğimizi Brooklyn ski Belediye Başkanı Marty Markowitz ve New York mniyet Müdürü aymond Kelly, daha önceden ziyaret ettiler ve çok memnun kaldılar. Her ne kadar dışarıya hizmet veren sosyal kurumlara ulaşabilirsek, Müslümanlara olan önyargıyı da o kadar kırmış oluruz. Amacımız daha büyük kitlelere ulaşmak” diye konuştu.

HABER OLMAK İÇİN...

haber@posta212.com


Toplum

12 Mart 2014 Çarşamba

Yeni Sol’un demokratları umhuriyetçiler ile Demokratlar g rülmemiş lçüde kutu laşırken, Demokratlar da bir tara tan kendi aralarında ayrışıyor Peki, Yeni Sol’un temsilcisi Liberaller, Demokratları nereye g türüyor AHMET BUĞDAYCI NEW YORK - POSTA212

A

şırı sağcı Tea Party’nin ortaya çıkışı Amerikan siyasetindeki kutuplaşmanın görülmemiş ölçüde artmasına neden oldu. Ancak kutuplaşma sadece Cumhuriyetçilerin daha fazla muhafazak rlaşmasıyla sınırlı kalmıyor, diğer tarafı temsil eden Demokratlar da giderek daha çok liberalleşiyor. Aslında bir toplumsal talebin ürünü olan liberal akım, Amerikan toplumunun ne yöne gittiğini ve Demokratların yakın gelecekte nasıl şekilleneceğinin de ipuçlarını sergiliyor.

DEMOKRATLAR SOLA KAYIYOR Pew esearch Center’in “siyasi değerler”le ilgili araştırmasına göre, 1 87 - 2012 arasında Demokratlar, daha önceki dönemlere göre sola kayıp, liberal hakları daha ateşli bir biçimde desteklemeye başladılar. Diğer bir araştırma kuruluşu Gallup da, son 20 yılda liberal kimliğin en yüksek seviyeye çıktığını doğruluyor. Bu süreçte sola doğru kayış, liberaller kadar ılımlı ve muhafazak r Demokrat arasında olsa da, liberaller çok daha belirgin bir şekilde sol değerlere kaydılar. LİBERAL İSİMLER YÜKSELİYOR Bu genel eğilime karşın sol kanada yakın Obama yönetimi altında, “eşcinsellerin evlenme hakları” ve “marihuana’nın yasallaşması” gibi liberal kazanımlar, hükümetten ziyade daha çok eyalet bazında gerçekleşti. Obama Göçmenlik eformu’ndan Obamacare’e pek çok konuda Kongre’deki tutucu Cumhuriyetçileri geçemedi. Ancak parti içinde 2016 başkan adayı ılımlı liberal Hillary Clinton’ın yanı sıra keskin liberal Massachusetts senatörü lizabeth Warren ve basbayağı solcu New York Belediye Başkanı Bill de Blasio gibi isimle-

Obama düşüşte

rin yükselişi göz önüne alınınca, partinin ideolojik olarak bir ayrışmaya gitmesi söz konusu olabilir.

LİBERALLER AZINLIKTA Diğer taraftan liberal Demokratların sayıları artsa da parti içinde ılımlılar ve muhafazak rlar hala çoğunluğu tutuyor. Pew’in bir araştırmasına göre, Demokratların sadece yüzde 34’ü kendilerini liberal olarak tanımlarken,

yüzde 63 ılımlı ve muhafazak r olarak tanımlanmayı tercih ediyor. Diğer kanattaki Cumhuriyetçilerin de yüzde 63’ü kendilerini muhafazak r olarak tanımlarken, geri kalan yüzde 32 kendilerini ılımlı ve liberal olarak görüyor. Bu rakamlar da, Amerikan kamuoyunun, sola kayan trende rağmen, Demokratları aşırı bir pozisyonda görmediğini gösteriyor. Pew esearch’ın Ocak 2014’te yaptığı araştırmaya göre, Amerikalılar yüzde 3 ’e yüzde 4 çoğunlukla Cumhuriyetçileri ekstrem bir parti olarak görüyor.

ZENGİN LİBERALLER Demokrat Parti içindeki farklılıklar sadece ideolojik değil aynı zamanda demogra k faktörlerden kaynaklanıyor. Kadınlar ve beyazlar liberaller içinde ağırlıklı payı ellerinde tutuyorlar. Liberaller aynı zamanda ortalama parti seçmeninden daha eğitimli ve daha zengin. Ilımlı ve muhafazak r Demokratlar ise tam aksine daha çok erkek, daha yoksul daha az eğitimli Afro-Amerikan veya Lati-

nolardan oluşuyor.

AMERİKAN RÜYASI BİTTİ Demokratlar Amerikan çekirdek değerlerini paylaşırken, liberaller hem kendi partilerinden hem de ülkenin geri kalanından farklılaşıyor. Örneğin Amerikan toplumunun mayası olarak bilinen, “çok çalışan biri toplumsal basamaklarda ilerler, zenginleşir” şeklindeki “Amerikan üyasına” dudak büküyorlar. Liberaller ayrıca, hükümet bütçesinin açık vermesini bir öncelik olarak görmüyor, çalışanlara daha yüksek ücretler ödenmesini savunuyorlar. Kaçak göçmenlerin vatandaşlık hakkını alması, eşcinsellere evlilik hakkı, kürtaj gibi sosyal konuları tamamıyla destekleyen tavırlarıyla, Demokrat Parti’nin geri kalanından farklılaşıyorlar. Ayrıca çok azı dua ediyor. ASKERİ MÜDAHALEYE KARŞI Dış politikaya gelince, Demokratların çoğunluğu, başka bir ülkenin Amerika kadar askeri açıdan güçlü olması durumunda, barışı korumanın yolunun askeri güç kullanma seçeneği olduğunu kabul ediyor. Liberaller ise askeri güç kullanma seçe-

neğini reddediyor. Ülkenin en çok tartışılan konularından gelir eşitsizliğini azaltma konusunda, Demokratlar hükümetin çaba göstermesinde birleşiyor. Ancak liberaller hükümet müdahalesinin büyük bir fark yaratacağına inanırken, ılımlı ve muhafazak r Demokratlar yoksulluğun azalması konusunda bu kadar iyimser değil.

KESKİN LİBERAL AKIM Liberaller, özellikle sağlık reform ve bütçe konusunda partinin geri kalanına göre Obama’ya daha fazla destek veriyor. Hillary Clinton’u beğenmelerine karşın destekleri lizabeth Warren’e kayıyor. Demokrat Parti içindeki bu ayrışma yakın dönemde parti bütünlüğü için riskler taşıyor. Parti içinde azınlıkta olmalarına karşın liberaller politikada çok etkinler. Siyasi uzmanlara göre bu “Yeni Sol”, Warran veya Blasio gibi liderler çizgisinde ilerlerse, parti içindeki ılımlıların ve muhafazak rların kaçmasına neden olabilecek bölünme tehlikesini içeriyor. Aslında liberallerin çizgisi Amerikan toplumunun da nereye gideceğini gösteren dikkatle izlenmesi gereken bir toplumsal dinamik.

(İL AN TAN R - WAS NGTON POSTA212) Cumhuriyetçi ve Muhafazakar tabana hitap etmesiyle tanınan Fo TV’nin yaptığı ankete göre, bu ankete katılanların yüzde 38’i Obama’nın yaptığı görevi takdir ederken, yüzde 4’ü ise takdir etmiyor. Fo ’un Ocak ve Şubat aylarında yaptığı aynı ankete göre Obama’nın takdir edilirlik oranı yüzde 42 idi. 200 dan beri yapılan hiç bir ankette Obama yüzde 40’ın altına düşmemişti. Ukrayna’daki krize Beyaz Saray’ın verdiği cevabı beğenmeyen Amerikalılar, Obama’nın dış politikasına karşı ise daha soğuklar. Sadece yüzde 33’lük bir kesim Obama’nın dış politikasını beğenirken, bu oran aralık ayına göre 6 puanlık bir düşüş demek. Obama’nın takdir edilirlik oranları görev süresinin en düşük seviyelerinde dolaşırken, 2016 döneminin Başkanlık adaylarından biri olarak kabul edilen Hillary Clinton ise ankette ismi geçen diğer aday adayları arasında yüzde 0 lik takdir edilirlik oranı ile en yüksek oranı almış oldu. Cumhuriyetçilerin 2016 Başkan adaylarından biri olarak beklenen Senatör and Paul ve Obama nın Yardımcısı oe Biden ise yüzde 28’de kaldı.

Blasio kendini anlatamadı

Ne York Belediye Başkanlığı’na büyük umutlarla seçilen Bill de Blasio, g reve başlamasının hemen ardından anket şoku yaşıyor Ya ılan bir araştırmaya g re, Ne Yorklular’ın yüzde 7’si Blasio y netiminin k tü olduğunu düşünüyor NEW YORK - POSTA212

N

ew York’luların neredeyse sadece üçte biri yeni seçilen Belediye Başkanı Bill de Blasio’nun “iyi” ya da “mükemmel” işler yaptığına inanırken, yüzde 7’si Blasio yönetiminin “kötü” olduğunu düşünüyor. ski Belediye Başkanı Bloomberg 2002’de benzer bir dönemdeyken New Yorkluların yüzde 0’sinin onayını almıştı. New Yorklular’ın sadece yüzde 6’sı Bloomberg’in işini “kötü” yaptığını söylemişti. The Wall Street ournal ve NBC 4 New York-Marist tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, New Yorklu seçmenlerin sadece yüzde 10’u Bill de Blasio’nun performansının “mükemmel” olduğunu söylerken yüzde 2 ’u “iyi” olduğuna inanıyor. Seçmenlerin yüzde 37’si ise de Blasio’nun “başarısız” olduğunu yüzde 20’si ise “kötü” olduğunu söylüyor. Ankete katılanların yüzde ’i ise Blasio’nun performansının iyi mi kötü mü olduğuna karar veremiyor.

SİYAHLARDAN DESTEK Kamuoyu araştırması aynı zamanda siyah ve beyaz seçmenler arasında fark olduğu-

nu gösteriyor. Siyahların yüzde 0’si, Latinlerin ise yüzde 4 ’i Blasio’u desteklerken beyazların yüzde 30’u de Blasio’u onaylıyor. Bron ve Brooklyn’de ise yaklaşık 10 seçmenden dördü de Balasio’nın performansını onaylarken, Manhattan’da yaşayan New Yorklular’ın yüzde 30’u de

Blasio’dan memnun. ueens ve Staten Island ise yüzde 36 oranla de Blasio’nın performansını “mükemmel” ya da “iyi” olarak tanımlıyor. The Marist College Institute for Public Opinion Müdürü Lee Miringo , de Blasio’nun iş performansının düşük oy almasının

sebebinin ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun yarattığı mutsuzlukla ilişkili olabileceğine düşündüğünü söyledi.

LİDERLİĞİNE OLUMLU OY Öte yandan, belediye başkanı hakkında daha özel sorular sorulduğunda seçmenlerin daha

olumlu yanıtlar verdiği gözlemleniyor. Örneğin, seçmenlerin yüzde 6 ’i de Blasio’nun halkı önemsediğine inanırken, yüzde 63’ü seçim kampanyası vaatlerini yerine getirdiğini söylüyor. Ayrıca, araştırmaya katılanların yüzde ’u de Blasio’nun şehri bütünleştirdiğini, yüzde 8’i iyi bir lider olduğunu ve yüzde ’u siyasi ideolojisinin doğru olduğunu düşünüyor. Ayrıca, de Blasio’nun şehri tamamen felç eden kar fırtınalarında zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekiliyor. De Blasio ve yönetiminin de daha iyi iş yapabileceklerini kabul ederken, New Yorklular’ın yüzde 6’sı başkanın karla mücadele yönetiminden memnun olduğunu söylüyor.

enezuelalılar’ın ABD rotestosu (NEW YORK-POSTA212) Venezuela’nın efsanevi lideri Chavez öldükten sonra ülkede seçilmiş hükümete karşı protestolar başlamıştı. Ülkelerindeki karışıklığı ABD’nin çıkardığına inanan ve New York’ta yaşayan Venezualalılar hafta sonu ellerinde pankartlar ile sokağa çıktılar. ABD aleyhine gösteri düzenleyen Venezuelalılar, Times Meydanı yakınında toplandıktan sonra ellerindeki Venezuela bayrağı ve pankartlarla, sloganlar atarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi önüne kadar yürüdü.

HABER OLMAK İÇİN...

haber@posta212.com


Ekonomi

12 Mart 2014 Çarşamba

Selim Atalay twitter@SelimAtalayNY

Troçki -hayat zor bir konudur- demişti SURİYE Tartus’ta balıkçı barınağı ayarında bir Rus deniz üssü vardır. Ve Rusya’nın bu üsse ve Beşar’a yapışması yüzünden Suriye bu hale gelmiştir... Akdeniz’de kalıcı bir filosu bile artık olmayan Moskova’nın, askeri önemi kalmayan bir mendirek için Suriye’de yaktığı yorgana bakıp, Kırım ve Ukrayna için endişelenmemek elde değil. Balıkçı kooperatif mendireği Tartus’un sayı olarak önemi on ise Kırım’ın Rusya için önemi milyon... Ukrayna’nın önemi de onyüzbinmilyon! Bu işin içinden nasıl çıkılacağı, belirsiz. Bilinen birşey varsa, Moskova herkesten daha kararlı, adımları planlı ve de ne yaptığını biliyor. Bir ABD Başkanı için en büyük talihsizlik, Başkan Carter’a benzetilmektir. ABD Başkanı’na -Carter- demek, ağır hakarete girer. Demokrat Carter, 1977-81 arasında başkandı, iyi niyetli birisiydi. Ancak öyle talihsiz bir ortama düştü ki, içeride ABD ekonomisi yol kazasına uğradı. Dışarıda Rusya Afganistan’ı işgal etti, İran’da devrim koptu ve ABD elçiliği işgal edildi, diplomatlar rehin alındı. Carter seçimde Cumhuriyetçiler’e karşı ağır bir yenilgi aldı, arkasından teneke çaldılar. Ve şimdi Başkan Obama’yı Carter’a benzetmeye başladılar. Benzetmeler daha önce başlamıştı, Ukrayna ile doruğa ulaştı. Carter, -beceriksiz, pasif, ne yaptığını bilmeyen, tutarsız, iktidarsız- demek oluyor. Carter deyince, Başkan -arkasından teneke çalınarak kovalanacak- duruma geliyor... Carter lafını duyan Başkan, canla başla -Carter olmadığını- kanıtlamaya çalışır. Carter’ın alternatifi, karşıtı Reagan’dır. Cumhuriyetçi Reagan hakiki kovboydu. Kovboyun çılgınlığını fark eden Rusya, bir ara ciddi ciddi nükleer saldırıya hazırlanmıştı. Şimdi Soğuk Savaş yok ama, ABD Reagan’ını bulursa, savaşın hası başlar. Yani Ukrayna, Obama Yönetimi için bir iç politika sorunu haline geldi. Yoksa ne ABD’de Ukraynalı etnik seçmen var, ne de Amerika Ukrayna’nın yerini bilir. Ancak Cumhuriyetçi muhalefet pireyi deve yaptığından, yönetim Ukrayna’ya dört elle sarıldı... Suriye’deki kırmızı çizgilerin yedirilmesinden Bingazi’deki elçilik saldırısına, İran’a karşı zayıflıktan, Çin’in kazanımlarına kadar herşey Obama’nın aleyhine malzeme olmaya başladı. Gerçi Rusya ile kapışmaya meraklı birkaç düzine siyasetçi ABD’de ne zaman aransa bulunur, ama muhalefet baskısı artıyor. Kasımda ara seçim var, 2016 Başkanlık seçimi kampanyası da başlamak üzere. Kimse Ukrayna’yı Kuzey Kore’yi bilmez, buralarda olana aldırmaz, ama -Rusya karşısında ezik başkan- lafı yayılırsa, herşeyi berbat edebilir. Düne kadar Obama Yönetimi Avrupalı müttefikleri öne sürüp, arka koltuktan vaziyeti idareyi tercih ediyordu. Şimdi ise arka koltuktan kalktı, ama şoför koltuğunda mı, tamponda mı, belirsiz. Obama şimdilik hem sert demeçler veriyor, hem de sert görünmeye özel önem veriyor. Bunların Putin’i korkuttuğu ya da iç muhalefeti memnun ettiği söylenemez ve durum tırmanıyor. Ukrayna krizi Bayan Merkel’in diplomatik profilini yükseltti. Merkel ve Almanya’yı -Putin’e teslim olmakla- suçlayan da var, ama bunlar daha çok kıskançlıktan. Almanya sakin ve tutarlı. Merkel’in masasında Çariçe Katerina’nın resminin olduğu söyleniyor. Katerina Prusya’dan çıkıp Çar sarayına gitmiş ve Rusya’yı tek başına 35 yıl idare etmiş. Merkel’in Putin’e hayran olduğu söylenemez, ama Putin’in karşısına sözü dinlenir bir lider olarak çıkıyor. Bu hafta da Merkel’den yeni çözüm hamleleri beklenebilir, çünkü diğerleri ağız dalaşındalar. Ukrayna konusunda asıl mesele, kimseyi mahcup etmeden, utandırmadan bir formül bulmak. Sesler yükselince, durum zorlaşıyor. Henry Kissinger -Ukrayna’nın doğusu Ortodokstur Rus’tur, Batısı Katolik’tir, Orta Avrupa’ya yakındır- deyince, orada İktidar/Muhalefet çekişmesinin ötesinde birşey olduğunu anladık. Siyasi değil, etnik-dini kopma var. 20 yıldır Ukraynalılar’ın neden birbirini yediği de böylece anlaşılıyor. Karşı tarafla uzlaşma değil çatışma-bastırma gören siyaset, iki tarafın savaş alanı. Batı yanlısı sayılan ve şimdi Kiev’de iktidarda olan gruplar arasında aşırı sağcı ırkçı fanatikler var. Bunlar AB hayranı falan değil... İngiliz medyası diyor ki: Batı, Libya ve Suriye’de müdahil olup sonra ortalığı radikallere teslim etti. Şimdi aynı durum Ukrayna’da da yaşanabilir. Kızılordu’nun kurucusu Troçki’nin -Sen savaşla ilgilenmeyebilirsin, ama savaş her zaman seninle ilgilidir- dediği rivayet edilir... Ve Troçki’nin bu lafında -savaş- değil -diyalektik- kelimesini kullandığı da öne sürülür. Diyalektik akıllı adamın işidir. Ukrayna meselesinde ise şu sıralar akıl-mantık zor. Troçki, Stalin’e kazık olsun diye Ukrayna’nın bağımsızlığını savunmuştu. Ama zaman, Troçki zamanı değil. Biraz daha zorlarlarsa, Suriye senaryolarına geçilecek. Star Gazetesi’nden alınmıştır

Tereciye tere sattık

Türk savunma ve havacılık sekt rü, ABD’ye uçak arçalarından, silah tabanca grubuna kadar ek çok kalemde ihracat ya tı Geçen yıl to lamda 1 milyar 1 milyon dolarlık askeri malzeme ihracatı gerçekleştiren sekt r, bu alanda dünya lideri olan ABD’ye milyon dolarlık satış ya tı DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK-POSTA212

T

ürk savunma ve havacılık sektörü, dünya lideri ABD’ye 400 milyon dolarlık askeri malzeme sattı. Adeta “tereciye tere satan” sektör temsilcileri, uçak parçalarından, silah tabanca grubuna kadar pek çok kalemde ABD’ye ihracat yaptı. Geçen yıl toplamda 1 milyar 3 1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren savunma ve havacılık sektörü, ABD’ye ise yaklaşık 400 milyon (dolarlık) ihracat yaptı. Sektör, yılsonunda toplamda 2 milyar dolar, ABD’ye ise 600 milyon dolar ile 800 milyon dolar arasında ihracat hede iyor. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSİ) Başkanı Latif Aral Alış, sektörün geçen yıl atağa kalktığını ve ihracat trendinin hızla arttığını belirterek, dünya pazarında önemli bir yere sahip ABD’nin ihracatta ilk sırada yer aldığını söyledi. Sinerjitürk tkin İş ve Güç Birliği Vakfı Başkanı Abdullah aşit Gülhan da, “Bir NATO üyesi olarak ve uzun yıllara uzanan yakın dostluk ve mütte kliğimiz nedeni ile ABD ile ilişkilerimizin derin, yapıcı ve olumlu seyrettiği söylenebilir. Türkiye’nin savunma üretiminin derinleşmesi ABD için de önemli” dedi.

ise 2 milyar dolar” dedi.

“EN ÖNEMLİ PAY TUSAŞ’IN” Sektörün geçen yıl atağa geçtiğini ve ihracattaki artış trendinin hızla yükseldiğini ifade eden Alış, ihracattaki en önemli payın 27 milyon dolar ile TUSAŞ’a ait olduğunu söyledi. Alış, “TUSAŞ hizmet ihracatını dahil etmeden, sektör ihracatının yüzde 40’ını gerçekleştirdi. Global düzeyde bir havacılık şirketi olan TUSAŞ, savunma ve havacılık sanayi ihracatının da lokomoti konumunda” dedi. Türkiye’nin, sektörde dünya pazarında en büyük dilime sahip olan ABD’ye de ürün sattığını belirten Alış, ABD’nin Türkiye’nin ihracatında ilk sırada yer aldığını bildirdi. Alış, geçen yıl en çok ihracat yapılan bölgelerin Kuzey Amerika (ABD), BDT, AB, Hazar Bölgesi, Körfez Bölgesi ve Güneydoğu Asya ülkeleri olduğunu ifade etti. 600 FİRMA FAALİYET GÖSTERİYOR Başlangıçta ortak üretim yapıldığını an-

HEDEF: 2 MİLYAR DOLAR Sektörün 2012 yılında A -G ’ye yaklaşık 773 milyon dolarlık kaynak ayırdığı bilgisini veren Alış, “2011 yılında 884 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi, ihracat yüzde 43 artışla 2012’de 1 milyar 262 milyon dolara yükseltildi. 2013’de yüzde 10 artış yakaladık. Uluslararası rekabetin ve gücün yoğun yaşandığı savunma ve havacılık sanayi, çizdiği başarılı görüntü ile birçok sektörü geride bıraktı. Türkiye’nin genel ihracatı açısından durgun geçen 2013, savunma ve havacılık ihracatı açısından belirgin bir gelişmeye sahne oldu. Sektörün stratejik plan’ çerçevesinde 2014 hede yüzde 44 artışla 2 milyar dolara ulaştı. 2023 hede miz

En azla satılan ürünler Uçak ve helikopter aksamları, uçak motorları, zırhlı kara araçları, gemiler ve süratli botlar, füze, roket ve fırlatma platformları, ha f silahlar ve mühimmatları, elektronik sistemler (Telsiz, ko-

latan Sinerjitürk tkin İş ve Güç Birliği Vakfı Başkanı Abdullah aşit Gülhan, günümüzde sektörde faaliyet gösteren şirketlerin özgün tasarım ve üretimleri ile başta ABD, NATO ve AB ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye ürün, hizmet, yazılım, cihaz ve parça satışı gerçekleştirdiğini ve her geçen gün teknolojilerini derinleştirmeye başladıklarını kaydetti. Bugün sektörde Ankara, skişehir, İzmir ve Bursa’da yoğunlaşan ancak Adana, Adapazarı, Balıkesir ve Konya gibi illerde de yerleşik durumda bulunan 600 civarında irili ufaklı şirketin faaliyet gösterdiğini ifade etti.

İhracat, gelişmiş ülkelere ■ ABD ■ BDT ■ AB

■ Hazar Bölgesi ■ Körfez Ülkeleri ■ Güneydoğu Asya

muta kontrol sistemleri, simülatörler, sensörler ve uygulama yazılımları), lojistik destek ürünleri (Mutfak, hastane, giyim malzemeleri gibi), mühendislik ve teknoloji transferi hizmetleri.

“ABD İLE İŞBİRLİĞİ GENİŞLİYOR” Bir NATO üyesi olarak ve uzun yıllara uzanan yakın dostluk ve mütte klik nedeni ile ABD ile ilişkilerin derin, yapıcı ve olumlu seyrettiğini ifade eden Gülhan, Türkiye’nin savunma üretiminin derinleşmesi ABD için de önemli olduğunu söyledi. Uzun süreye yayılan bu ilişkilerde, TUSAŞ’ın (TAİ) kurulması ile ABD ile iş ortaklığı oluştuğunu ve Ankara’da kurulu olan TAİ’nin F16 üretiminde sıfır hata ile süreklilik sağlaması her bakımdan takdir topladığını anlatan Gülhan, şöyle devam etti: “Artan ticaret hacmimiz mütte kliğin ötesine ulaşan iş birlikteliklerimiz ile ABD Türkiye için en önemli pazar ve ülke konumunda. Halen sadece askeri alanda değil ama örneğin bazı endüstri konularında üretim yapan ABD’li rmaların matematiksel ve ziksel analizleri Türkiye’deki mühendislik şirketleri tarafından gerçekleştirilmekte ve işbirliği yelpazesi genişlemekte. İnanıyor ve umut ediyorum ki Türkiye ve ABD ile Savunma ve Havacılığın yanı sıra Biyomedikal-Biyoteknoloji-Sağlık, Otomotiv, Bilişim ve benzeri alanlarda yapılacak işbirliklerinden her iki tarafta çok yararlanacaktır.” GİDEREK YÜKSELEC EK Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülkenin ABD olduğunu belirten Gülhan “Geçen yıl bu ülkeye yaklaşık 400 milyon dolar ihracat yapıldı. Geçtiğimiz yıl ki oranlar tutturulur ise bu durumda ABD’ye yönelik ihracatımızın da 600 ile 800 milyon dolar arasında olacak” dedi.

Konuşarak kazanıyorlar Eski FED Başkanı Ben Bernanke’in, Abu Dabi’de ya tığı bir konuşma için 2 bin dolar aldığı iddia edildi Eski ABD Başkanı Bill linton ile eşi illary linton’ın da her konuşma için 2 bin dolar aldığı s yleniyor NEW YORK - POSTA212 ski F D Başkanı Ben Bernanke’in, Abu Dabi’de yaptığı bir konuşma için 2 0 bin dolar aldığı iddia ediliyor. İlk konuşmasında “Artık ne istersem söyleyebilirim” diyen Bernanke, aynı hafta içinde Güney Afrika ve Houston’da da iki ayrı konuşma daha yaptı. Bernanke, F D başkanıyken yılda 1 bin 700 dolar kazanıyordu. Bernanke’nin sele olan Alan Greenspan de görevini bıraktıktan kısa bir süre sonra Şubat 2006’da yaptığı ilk konuşması için 2 0 bin dolar almıştı. 1 7 -1 87 yılları arasında Fed başkanı olan Paul Volcker da halen bir konuşma için 40 bin dolar istiyor.

Birçok ünlü isim görev süresi bitince çağrıldığı etkinliklerde para karşılığı konuşmacı olarak yer alıyor. ski ABD Başkanı Bill Clinton’ın ise en çok kazanlar arasında gösteriliyor. Clinton’ın son yıllarda yaptığı konuşmalar için Bernanke’nin aldığı paranın iki üç katını talep ettiği belirtiliyor. Hillary Clinton’ın her konuşma için 200 bin dolar aldığı söylenirken eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in konuşma ücretinin son derece yüksek olduğu biliniyor. The Wall Street ournal gazetesine konuşan üst düzey yetkililere konuşma yapma konusunda eğitim veren Princeton Public Speaking şirketinin sahibi Matt vento , Bernanke’nin en az iki

yıl oldukça talep gören bir konuşmacı olacağını söyledi. vento , “Bernanke dünyadaki en önemli pozisyonlardan birinden iyi şekilde ayrıldı. lbette ki dünyanın en çok istenen konuşmacılarından biri olacak” dedi. Fed Başkanı anet Yellen’ın Bernanke tarafından uygulanmaya başlanan düşük faiz oranı politikasına devam etmeyi planladığını söylemesinin de Bernanke’ye gösterilen ilgiyi artırdığını düşünen vento , Bernanke’nin izleyicilerin kendisini görme istemesini sağlama yetkinliğinin de yüksek ücretler talep edebilmesi üzerinde etkili olacağını belirtti.

Ben Bernanke


Ekonomi

12 Mart 2014 Çarşamba

Turizmde dünya 6’ncısı olduk D

ünya turizminde giderek önemli bir yere yerleşen Türkiye, geçen yıl en fazla ziyaret edilen ülkeler sıralamasında ilk 10’a girdi. Uluslararası Turizm Borsası İTB kapsamında verilen bilgilere göre, toplam 34 milyon turistle en fazla ziyaret edilen ülkeler listesinde Türkiye Fransa, ABD, Çin, İspanya ile İtalya’nın ardından dünya sıralamasında 6’ncı sıraya yükseldi. DOLULUK ARTIYOR Uzmanlara göre kendini toparlama ve hatta öncekinden daha da hızlı büyüme kapasitesine sahip sektörlerin başında da turizm geliyor. Nitekim siyasi kriz ve gerilimlerin turizmi doğrudan etkilemesine rağmen durum normale döner dönmez turistlerin geri döndüğünü belirten uzmanlar, buna örnek olarak Gezi protestoları sırasında İstanbul’daki otellerde yaşanan sorunları gösteriyor ve son zamanlardaki doluluk oranının eskisinden fazla olduğunu belirtiyor. KİŞİ BAŞI HARCAMA 700 DOLAR İTB’ye katılan Türk turizm rmaları arasında tartışılan başka bir konu her şey d hil’ yani “all inclusive” sistemiyle hizmet veren otellerin turizme maddi açıdan katkısı. Birçok otel işletmecisi kendi açılarından söz konusu sistemi olumlu olarak değerlendirirken, konuya Türkiye ekonomisi açısından yaklaşan uzmanlar ”all inclusive” otellerde kalan turistlerin, otelden hemen hiç çıkmadığını, turizm gelirinin otellerin kasasında kaldığını savunuyor. Verilere göre Türkiye’de bir hafta geçiren bir turistin kişi başına harcaması yaklaşık 700 dolar, bu rakam İs-

panya ve Yunanistan gibi ülkelerin çok altında. GAY TURİZMİNDE KARNE KÖTÜ Uluslararası Turizm Borsası kapsamında açıklanan başka bir araştırma ise Türkiye turizmi açısından olumsuz bir durumu ortaya koyuyor. Lezbiyen ve gay turizm pazarı konusunda araştırmaları ile tanınan Spartacus şirketinin araştırmasına göre, Türkiye gay turizmi olarak adlandırılan gay, lezbiyen, biseksüel ve transgender bireylere yönelik turizm konusunda 138 ülke arasında 0’nci sırada. KÖTÜ MUAMELE KAÇIRIYOR LGBT turistlerin tatile gittikleri ülkelerdeki hakları, yasal konumları, ayrımcı tavırlar olup olmadığı, kendilerini ne ölçüde güvenli hissettikleri ve uluslarara-

melikea@yahoo.com

İstihdamda bahar esintileri

milyon kişiyi ağırladık

Türkiye, 34 milyon turistle en fazla ziyaret edilen ülkeler listesinde Fransa, ABD, Çin, İs anya ve İtalya’nın ardından dünya klasmanında ’ncı sıraya yükseldi NEW YORK - POSTA212

Melike Ayan

sı konseptte eşcinsel mekanların olup olmadığı gibi kıstasları içeren araştırmaya göre, Türkiye’deki gay turizmin kötü karnesinin sebebleri arasında kötü muamele, dinsel nedenlerle homofobik tavırlar ve dışlanma ve eşcinsel karşıtı yasal uygulamalar ilk sırada yer alıyor. 300 BİN LGBT TURİST ZİYARETİ Genel turizm faaliyeti içinde LGBT pazarının yüzde 10 pay aldığını ve geçen 2013 yılında 181 milyar dolara ulaştığını belirten uzmanlar, LGBT seyahat pazarının her yıl ortalama yüzde oranında büyüdüğünü ve Türkiye turizminin bu topluluklarının oluşturduğu turizm potansiyelden yeteri kadar yararlanamıyor. akamlar resmi olarak bilinmese de Türkiye’ye yılda yaklaşık 300 bin LGBT turistin geldiği tahmin ediliyor.

Ülkeye gelen yabancı turist sayısında 2012 yılına kıyasla 2013 yılında yaklaşık yüzde 10 artış olurken, 2012 yılındaki 31 milyon 782 bin 832 olan yabancı ziyaretçi sayısı yüzde ,84 artarak 34 milyon kişiye ulaştı. Geçen yıl turizm geliri bir önceki yıla göre yüzde 11,4 artarak 32 milyar dolara yükseldi.

2 milyon kişiye ekmek ka ısı Dünya genelinde 2 0 milyon kişiye ekmek kapısı olan turizm ekonomik açıdan en önemli sektörlerinden biri. Toplam h sılanın yüzde ’unu oluşturan turizm, her 11 kişiden birinin de geçim kaynağı.

Dünya Turizm Örgütü en çok turist alan 10 ülkeyi sıraladı Sıra

Ülke

UNWTO Bölge

Uluslararası turist (2012)

Uluslararası turist (2011)

Değişim (%) Değişim (%) (2011 - 2012) (2010 -o 2011)

1

Fransa

Avrupa

83.0 milyon

81.6 milyon

1.8

5.0

2

Amerika

Kuzey Amerika

67.0 milyon

62.7 milyon

6.8

4.9

3

Çin

Asya

57.7 milyon

57.6 milyon

0.3

3.4

4

İspanya

Avrupa

57.7 milyon

56.2 milyon

2.7

6.6

5

İtalya

Avrupa

46.4 milyon

46.1 milyon

0.5

5.7

6

Türkiye

Avrupa

35.7 milyon

34.7 milyon

3.0

10.5

7

Almanya

Avrupa

30.4 milyon

28.4 milyon

7.3

5.5

8

İngiltere

Avrupa

29.3 milyon

29.3 milyon

0.1

3.6

9

Rusya

Avrupa

25.7 milyon

22.7 milyon

13.4

11.9

10

Malezya

Asya

25.0 milyon

24.7 milyon

1.3

0.6

BUGÜN tarımdışı istihdam rakamı geldi, ve kötü hava koşullarına rağmen Şubat ayındaki sürpriz 175 binlik artış, Ali Cağatay’ın da bahsettiği gibi adeta bahar havasını ABD’ye erkenden de olsa taşımış oldu. Hisse senedi piyasaları buna yeşillerini göstererek reaksiyon göstermese de tüm FED yetkililerinin yüzü güldü, yeşillendi, baharı yaşadılar bir günde. Niçin? Bugün istihdam yanında yükselen başka birşey daha vardı. İşsizlik. Düşmek yerine, işsizliğin yüzde 6.7 artması FED’i sevindirdi. Evet, bu rakam öncelikle FED’in işine yarıyor, FED’e nefes aldırttı, FED’in imdadına yetişti. Neden? FED, rakamsal hedefleri öne sürdüğü zaman, kuma çizgi çizmiş, ve işsizlik yüzde 6.5’un altına düşerse, ve de enflasyon da yüzde 2’nin üstünde kalırsa, kısa vadeli faiz oranlarını yükseltiriz demişti. Ama bunu söyleyip sunduktan sonra da pişman olan FED bu sene kesinlikle faiz oranlarını yükseltme niyetinde değil. Çünkü yetkililer istihdam piyasasının normalden hala çok çok uzaklarda aşağılarda olduğunu biliyor, ve Haziran’daki yüzde 7.5’lardan Ocak ayındaki yüzde 6.6’lara birden düşmek ona yeterli gelmiyor. Hakikaten 10 yıl önceki istihdam piyasasından hala çok uzaklarda ve asağıdayız. Aradaki fark çok keskin, ve yüksek. O yüzden kendi forward guidance dediği ileriye yönelik hedeflerinin kurbanı olan FED, ne faiz oranlarını artırır ne de tapering’e hayır durum duralım der. Çünkü faiz oranlarının yukarı çıkarılması için işsizlik oranı çok yüksek, ve taperingin durdurulması için de ekonomi çok iyi. FED’in bilançosu 4 trilyon dolar şişmişken böyle birşeye yanaşamayacakları artık her FED yetkilisinin ağzından çıkan yorumla adeta üstüste doğrulanıyor. Ama herşeye rağmen bugün gelen istihdam 149 binin altında gelmediğinden ve de 2 ayda piyasaya 787 binlik iş kattığından, sektörlerin o kadar da kötü hava yüzünden etkilenmediğini de gösterdiğinden ve en son olarak da ortalama ücretteki artıştan dolayı ABD’li stratejişler tarafından olumlu karşılandı. Peki bugun iyi gelen veriye rağmen neden piyasa tatsızdı? Jeopolitik riskler, Ukrayna’daki karışıklık, Rusya’nin bana 2 milyar dolar doğal gaz borcumu ver diye tutturması, ABD uçaklarının Baltıklar’da gövde gösterisi, hem ABD medyasından hem de Wall Street camiasından endişeyle izlenmeye devam ettiği için. Demek ki hakikaten politika ekonomiyi, ekonomi de politikayı takip ediyor, ama böylesi jeopolitik riskler JP Morgan yatırım uzmanı Richard Slinn’ın dediği gibi böyle zamanlarda ekonominin bile önüne geçebiliyor. Barış dolu, refah dolu haftalar dilerim... Bloomberg HT’den alınmıştır

Müşteri memnuniyeti yerlerde Amerika’da ya ılan bir araştırma, erakende satış ya an ünlü rmalardan müşterilerinin memnun olmadığını ortaya çıkardı Milyar dolarlık satışlar gerçekleştiren bu tanınmış rmaların müşteriyle ilişkileri giderek zayı ıyor da yönetimden memnun değil.

NEW YORK - POSTA212

A

7. BEST BUY CO., INC. Müşteri memnuniyeti oranı 77 olan Best Buy, 2013’te müşterilerinin gözünü kamaştırmak için çok bir şey yaptığı söylenemez. Dünya çapındaki yaklaşık 4 bin mağazası ve 1 bin çalışanıyla hizmet veren şirket, son alışveriş sezonu satışlarında azalma yaşadı.

BD’deki perakendecilerin her zaman yüksek olan müşteri memnuniyeti son üç yıldan beri azalma eğilimi gösteriyor. Amerikan Müşteri Memnuniyeti ndeksi’ne (ACSI) göre sanayide genel anlamda bir iyileşme yaşanırken bu durum tüm perakendeciler için geçerli olmadı. Wall Street 7 24 verilerine göre ABD’nin en kötü müşteri hizmeti sunan perakende şirketleri şunlar:

1. WAL-MART STORES, INC ACSI verilerine göre en kötü müşteri memnuniyeti puanını alan Wal-Mart’ın müşteri memnuniyet oranı mağazalarında 71, süpermarketlerde ise 72. Bu oranlar sektörün de en düşük memnuniyet puanları. ForeSee verileri, dev perakende rmasının telefon ve web işinde müşteri memnuniyeti yüksek olmasına rağmen müşterileriyle ilişkisinin zayıf olduğunu gösteriyor. 2012’de rmanın ABD’de toplam satışı 32 milyar dolardı ve bu rakam ülkenin en çok satış yapan mağazası Kroger’ın satışlarının üç katından daha fazla. 2. CAREMARK CORPORATION- CVS Müşteri memnuniyet puanı 76 olan CVS, Walgreens gibi ülkenin en büyük perakendecilerinden biri olmasına rağmen müşteri memnuniyeti düşük. Son iki yılda gelişme göstermesine rağmen CVS ilaç sektöründe kötü bir performans göstermeye devam ediyor. Aslında müşteriler küçük eczanelerden alışveriş yaptığında daha fazla memnun oluyor. 3. WALGREEN COMPANY n büyük üç sağlık ve kişisel bakım şir-

8. GAP, INC. Old Navy ve Banana epublic gibi farklı markaları bünyesinde toplayan Gap, askeri saatlik ücreti 7.2 dolardan dolara yükseltmeyi tercih eden rmalardan biri. Gap’in müşteri memnuniyetinin yükselmesine yardımcı olup olmayacağı bilinmez ama şuan için geçen seneye göre yükselen müşteri memnuniyeti oranı 77.

ketinden biri olan Walgreens, iş müşteri memnuniyetine gelince en kötü dördüncü rma oluyor. Walgreens’ın müşteri memnuniyet puanı 76 olmasına rağmen ForeSee sıralamasında müşteri bağlılığı olan en iyi perakendeciler arasında yer alıyor.

4. MACY’S, INC. Müşteri memnuniyeti puanı 76 olan Macy’s, 2013 yılının en büyük indirim yapan perakende mağazaları arasında en kötü ikinci rma oldu. Fakat düşük memnuniyetsizliğe rağmen müşteriler hala mağazalara gitmeye devam ediyor. Firmanın son tatil sezonunda satışları geçen yıla göre artış gösterdi. Yine diğer rmalar gibi

Mars’y çalışanlarının memnuniyet düzeyleri çok düşük.

5. RITE AID CORPORATION Geçen yıl ABD eczaneleri arasında en kötü müşteri memnuniyeti puanına sahip olan ite Aid, rakipleri Walgreens ve CVS’den kötü durumda. ita Aid’in müşteri memnuniyet puanı 74. Ayrıca, çalışanlar da rmadan memnun değil. 6. SAFEWAY INC. Süpermarket sektöründe olan diğer rmalar gibi Safeway’in müşteri memnuniyet skoru da düşük. Müşteri memnuniyeti 76 olan Safeway çalışanlar ve yatırımcıları

9. SUPERVALU, INC. Supervalu, son dört yıldan beri süpermarket sektöründe müşteri memnuniyeti konusunda kötü bir performans gösteriyor. Supervalu’nun müşteri memnuniyeti puanı 77. Çalışanlarında memnuniyet düzeyinin düşük olduğu Supervalu, daralmaya gidiyor. 10. WINN-DIXIE ABD’nin en büyük süpermarket zincirlerinden biri olan Winn-Di ie’nin müşteri memnuniyeti oranı 77. 2011 yılının sonlarında bir başka bölgesel zincir olan Bi-Lo Winn-Di ie’i almayı planladığını açıklamıştı. İki süpermarkette birleşmenin neden olduğu bir i asa doğru sürüklendi. Winn-Di ie’nin müşteri memnuniyeti de 2011’de beri genel süpermarket sektöründe gerilemeye devam ediyor.

Sta les 22 mağaza ka atıyor (NEW YORK-POSTA212) Büyük o s ürünleri marketi zinciri Staples, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’daki 22 mağazasını kapatma kararı aldı. 1846 mağazası bulunan rma, diğer büyük marketlerin ve internet satışlarının müşteri kaybına yol açması üzerine kapatma kararını aldığını bildirdi. “Müşterilerimiz ilerleyen teknolojiyle beraber daha az o s malzemesi kullanmaya başladılar. Ayrıca internet üzerinden yapılan satışların düşük yatları, rekabeti imkansız hale getirmeye başladı” diye açıklama yapan baş yönetici onald Sargent, mağaza kapatmalarının 201 yılına kadar devam edeceğini bildirdi. Staples, ürün yelpazesini kağıt ve toner gibi geleneksel o s ürünlerinden, iş teknolojileri, mola odası malzemeleri ve baskı hizmetleri gibi alanlara yoğunluk vermeyi hede iyor.




Güncel

12 Mart 2014 Çarşamba

İlhan Tanır @Washingtonpoint

Yeni Şafak’ın bitmeyen yalanları 7 MART Perşembe akşamı Başbakan Tayyip Erdoğan, ATV televizyonuna çıkarak, bir grup gazetecinin sorularını cevaplandırdı. Bu soruların içinde, daha önce de referans verdiği şekilde, ABD Başkanı Obama ile telefon görüşmesinde Fethullah Gülen’i ABD’den istediğini ve buna Obama’nın ‘olumlu’ bakarak, ‘mesaj alındı’ dediğini kaydetti. Haber önemliydi ve bu mülakat bittikten bir süre sonra, Erdoğan’ın sözlerinin tam metnini bularak, ingilizceye çevirdim ve Beyaz Saray basın bürosunda çalışan bir yetkiliye gönderdim. Beyaz Saray basınla ilişkilerde çalışan personele bu şekilde soru sormamız ve ABD’yi ilişkilendiren konularda yorumlarını istememiz Washington’da yapılan gazeteciliğin bir parçası. Beyaz Saray birçok kez bu tip sorulara cevap vermemeyi yeğler. Bazen, sadece off-the-record olarak neden cevap vermediğini ifade eder. Çok seyrek de olsa diğer bazı zamanlar da telefonla ulaşarak, konuyla ilgili bilgi verir. Bu ve buna benzer başka şekillerde hem Amerikalı hem de yabancı mensuplarla iletişimde kalır. Bu kez de, ABD Doğu saatiyle Perşembe akşamı Beyaz Saray’a gönderdiğim soruyla ilgili olarak, email gönderdikten yaklaşık 24 saat sonra bir Beyaz Saray yetkilisi emaille geri dönerek, bir paragraflık bir açıklama gönderdi. Ben, açıklamayı aldığım gibi twitter’den Gülen hakkında Beyaz Saray’dan ‘özel’ bir açıklama geldiğini duyurdum, ve Türkçe’ye çevirerek, Posta212’ye gönderdim. Konunun hassasiyeti ve tarihte belki de ilk kez Beyaz Saray’ın bir Türk başbakanını ‘yalanlaması’ nedeniyle de, bana açıklamayı gönderen yetkiliyi, Posta212 yönetimiyle paylaştım. Haberin Posta212 gazetesinin internet sitesinde son dakika olarak yayınlanmasıyla, açıklamanın sadece bana değil, en az 2 diğer Washington gazetecisine daha gönderildiğini öğrendim. Hergün New York Times veya Washington Post gibi ABD’nin en önde gelen gazetelerinde çıkan ‘ismini vermek istemeyen bir Amerikan yetkili’ lafını, yabancı basını azıcık okuyan herkes bilir. Bu gazetelerin hiçbiri, yetkililerin isimlerini vermesi için zorlanmaz. Hiçkimse de, bu haberleri yazan muhabirleri ‘asparagas’ haber yapmakla suçlamaz. O yetkililer, diplomatik nedenlerden tutun, birçok başka sebeple isimlerini vermezler. Yine bunu azıcık muhabirlik yapmış herkes de bilir. Buraya kadar yaptığım açıklama aslında malumu ilan ve benim için koca bir israf. Ama mecburen bu açıklamaları yapmak durumunda kaldım çünkü 9 Mart 2014, Pazar günü yayınlanan Yeni Şafak gazetesi, kendi rekorunu egale eder derecede seviyesiz bir dille haberimi ve şahsımı hedef tahtasına oturttu. Manşetten benim yaptığım haberi diline doladı, saldırmayı seçti. Bir başbakanın sözünün Beyaz Saray’ca yalanlaması belli ki buradaki çalışanları çok kızdırdı. Bu gazetede çıkan saldırıların hiçbir dayanağı olmadığı gibi, sözümona benim haberimin ‘asparagas’ olduğunu iddia ederken getirdikleri argümanlar şaka gibiydi. Ülkenin AKP’ye en yakın ve onbinlerce satan bir gazetesinin manşetine koyduğu haberinin kalitesizliği, memlekette gazeteciliğin geldiği durumu bir kez daha göstermesi açısından acınacası. Gerçi Gezi protestolarından beri İbrahim Karagül yönetimindeki gazetenin yazdığı komplo teorileri, yalan ve iftira haberlerinin zaten dipsiz kuyu olduğunu bütün Türkiye görmüş, birçok yabancı basın kuruluşu ve mensubu da bu yayınlara uzun süre gülmüştü. ‘Beautiful Mind’ filmindeki ‘Dr. Nash’ misali, bu dönemde Yeni Şafak’ın yayınladığı birçok haberi akıllara getiriyor. Neresinden tutulsa elinde kalacak manşette çıkan haberin üstünde zaman harcamak aslında koca bir israf. Ne var ki tarihe not düşmek gerekiyor. ‘Rezalet Dizboyu’ başlıklı kısa haberin içindeki bazı yalan, yanlış bilgiler ve doğruları aşağıda: Yeni Şafak haberinde çıkan yalan: Tanır, haberi muhabirliğini yaptığı Vatan gazetesine gönderdi ancak gazete haberi güvenilir bulmadığı için kullanmadı. Tanır bunun üzerine açıklamayı kendi blogunda paylaştı. Olan: Haber Washington temsilciliği yaptığım Posta212’de yayınlandı ilk kez, WashingtonPoint isimli blogumda değil. Posta212’ye yüklendikten bir süre sonra ise, sayfaya olan aşırı yüklenmeden dolayı, sayfa bir süre ulaşılamaz hale geldi. Bana gelen yoğun twit şikayetlerinden sonra (bu şikayet twitleri, @WashingtonPoint twitter hesabımın ‘mention’ kısmından, zamanlamasına da bakılarak bulunabilir. Tabi o çok zahmetli bir gazetecilik olur!) ben de Beyaz Saray açıklamasının önce İngilizcesini sonra da Türkçe’sini kendi bloguma aldım. Beyaz Saray açıklaması haberimi birçok Türk haber sitesi de alırken Posta212’ye atıf yaptı. (Sadece iki örnek DikenComtr ve

OdaTV.) Yeni Şafak yalanı: Zaman gazetesi başta olmak üzere Gülen yanlısı pek çok gazete Tanır’ın blogundan aldığı yalan haberi resmi açıklama gibi yaymaya başladı. Olan: Öncelikle haberin yalan olduğunu kendine kendine konuşup, karar veren Yeni Şafak. İkincisi, Zaman Gazetesi Beyaz Saray açıklamasını kendi Washington muhabirleri olan Ali H. Aslan imzasıyla yayınlandı. Ayrıca CIHAN’in Washington muhabiri de aynı haberi, kendine gelen açıklama ışığında yayınladı. Yeni Şafak yalanı: Zaman gazetesi de aynı yalan haberi, İlhan Tanır’a Beyaz Saray’dan resmi bir yetkiliden geldiği iddia edilen elektronik postayı kaynak göstererek, İhsan Denli imzasıyla verdi. Olan: CİHAN muhabiri İhsan Denli’nin açıklamasına göre Beyaz Saray’dan açıklamayı alan muhabirlerden biri kendisi. Dikkat edilirse görülür ki, tercüme aynı değil. Yeni Şafak Garabeti: Washington merkezli McClatchyDC isimli haber sitesi de aynı yalan haberi kullandı. Roy Gutman Beyaz Saray’ın ivedi açıklama yaptığı yalanını uydurdu. Ancak McClatchyDC muhabiri Gutman’ın İstanbul’da ikamet ediyor olması, İlhan Tanır’ın şaibeli kaynağını kullandıkları şüphesini uyandırdı Benim aklım bu paragrafı açıklayamıyor: Hayatımda hiç tanışmadığım Roy Gutman’ın İstanbul’da yaşaması ile Washington’da yaşamakta olan benim haber kaynağımı kullandığı şüphesini nasıl oluşturuyor? Bu ilişki ancak haberi yapan Yeni Şafak haber merkezinin sihirli bir iksirinde bulunuyor olabilir. Yeni Şafak’taki yalan: İlhan Tanır’ın asparagas haberini Vatan gazetesi kullanmadı. Olan: Yeni Şafak’ın bu manşeti attığı gün, Vatan Gazetesinin dışhaberler sayfasında manşet olarak ‘’Gülen ile ilgili o sözler doğru değil’’ başlığıyla haber yayınlandı. Yeni Şafak’taki yalan: Beyaz Saray’dan yapıldığı iddia edilen açıklamaya dair Tanır’ın 2 cümlelik tercümesinden başka bir delil olmadı. Olan: Benden başka en az 3 veya 4 muhabirin aynı açıklamayı Beyaz Saray’dan aldığı görülüyor. Google yeterli bunun için. Yeni Şafak’ın tek doğru ayrıntısı: Doğan Haber Ajansı (DHA) ise 8 Mart sabahı geçtiği haberde aynı iddiayı gündeme getirdi ve ABD merkezli İsrail lobi kuruluşu İsrail Projesi’nin (The Israel Project) bu bilgiyi Beyaz Saray’dan aldığını yazdı. DHA’nın, kaynak olarak ‘açıklamanın açıklaması’nı göstermesi tartışma konusu oldu. Tek doğru: Twitlerimde de yazdığım gibi, DHA’nin gerçekten de nereden bu ‘Israil Projesi’ adlı kuruluşu bulduğunu, açıklamayı oraya neden atfettiğini, bu kuruluş ile Beyaz Saray açıklamasının ne bağlantısını olduğu hakkında en ufak bir bilgim yok. Bir garabet. BEYAZ SARAY YENİ ŞAFAK’I YALANLADI: Bu yazı bittikten sonra, Beyaz Saray’dan bir üst düzey yetkili, Pazartesi sabahı gönderdiği email ile, Yeni Şafak’ın doğru olmadığını iddia ettiği açıklamanın aynısının, gazeteye ulaştırıldığı bilgisini verdi. Bu açıklamayı alan Yeni Şafak muhabiri, gazetenin Ankara temsilcisi Abdulkadir Selvi mi yoksa Ankara’da çalışan aynı gazetenin başka bir muhabiri mi, bilmiyorum ve Beyaz Saray’a sormadım da. Ama kesin olan, Yeni Şafak’ın Pazar günü ‘doğru değil’ diye manşet attığı açıklamanın şimdi kendilerine kaynağından ulaşmış olması. ŞİMDİ YENİ ŞAFAK’A SORULAR: ■ Bir haber yapmadan önce mi yoksa yaptıktan sonra mı haberin doğruluğu, kaynağından kontrol edilir? ■ Bir gazetenin manşetinden, isim vererek ve defalarca ‘İlhan Tanır’ın yaptığı asparagas.. yalan furyası.. şüpheli kaynak..’ gibi sözlerle saldırmak bu kadar kolay mıdır? Hangi gazetecilik anlayışı buna izin verir? ■ Haber hazırlanması ve yazmasının a, b, c’sini bunca ihlal edilen bu ahlaktan yoksun saldırının amacı zaten haber değil, tetikçilik miydi? Bu manşetten saldırı ile Yeni Şafak’ın, ve genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül’ün amacı neydi? ■ Bu açıklamanın doğruluğu bizzat ABD Ankara Büyükelçiliğinden teyid edildiğine göre, manşetten yaptığı ve gerçekle hiçbir ilgisi olmadığı belli olan 9 Mart Pazar günü manşeti için gazete özür dileyecek midir? Bir muhabire, sadece yapılan bir açıklamayı haber yaptığı için manşetten saldırma cüretini gösteren Yeni Şafak’ın ve onun genel yayın yönetmeninin nasıl bir gazetecilik ahlakına sahip olduğu sorularının peşini bırakmayacağım.

OBAMA’NIN SESİ POSTA 212’YE KONUŞTU

Gülen ile bağlantı yok Başkan Barack Obama’ya yakınlığı ile bilinen ve Obama’nın sesi’ olarak anılan Beyaz Saray lusal Güvenlik Başdanışman Yardımcısı Beb Rhodes, “Fetullah Gülen’in ABD’nin kontrolü ve etkisinin dışında’’ olduğunu s yledi İL AN TAN R -WAS NGTON - POSTA212

B

eyaz Saray Ulusal Güvenlik Başdanışman Yardımcısı Beb hodes başkent Washington daki Carnegie ndownment for International Peace adlı düşünce kuruluşunda Demokrasi ve İnsan Hakları alanında Arayı Kapatma adlı bir raporun yayınlanması vesilesiyle yapılan oturumda konuşma yaptı. Konuşmasının ardından soruları cevaplayan hodes, Türkiye deki demokratik gelişim ile ilgili bir soruya cevap verirken Pensylvania da yaşayan kişi diyerek, Fethullah Gü-

len e atıf yaptı. Bir Beyaz Saray yetkilisinin ilk kez kamuoyu önünde Gülen e yaptığı atıf olarak da tarihe geçen cevabında hodes, Gülen in ABD nin kontrolü ve etkisinin oldukça dışında olduğunu not etmesi dikkati çekti.

''BAĞLANTIMIZ YOK” hodes, 2008 yılında Obama nın başkanlık kampanyasında çalışmış, felse ve kişisel yakınlığı nedeniyle etkisi, resmi ünvanının çok önünde giden bir isim. hodes ile Carnegie deki toplantı sonrası Gülen ile ilgili yaptığımız kısa mülakatta şu soru ve cevaplar kayda geçti: ■ Tanır Bahsettiğiniz Pennsylvania daki bu kişiyi nasıl tanımlarsanız B Rhodes “ABD de yaşayan bir kimse. Hepsi bu.” Tanır erhangi bir bağlantınız yok mu B. hodes: Hayır, hiçbir bağlantıya sahip değiliz. Tanır Son iki aydır Türkiye de yaşananlara bakışınız nedir B Rhodes Basına ve hukukun üs-

tünlüğüne karşı uygulanan her türlü sınırlama bizi endişelendiriyor. Bu konuda endişelerimizi dile getirmeye devam edeceğiz.

TÜRKİYE’NİN DURUMU GÜÇ hodes, toplantı esnasında Türkiye deki son aylardaki demokrasi ile ilgili gelişmeleri anlatması istenilen soruya karşı verdiği cevabın tümü şöyle oldu: Türkiye oldukça güç bir durum arzediyor. Toplanma özgürlüğü, hukuka saygı, özgür medyaya saygı gibi konulara oldukça ciddi ağırlık veriyoruz ve bunlar (AKP) hükümeti ile olan diyaloğumuzun önemli bir bölümünü teşkil ediyor. Türkiye de de ortaya dağıtılan birçok yanlış bilgilerle mücadele ediyoruz. ABD büyükelçisinin bazı olayları kışkırttığı veya ABD (hükümetinin) Pennsylvania da yaşayan biriyle ilişkilendirilmesi -ki bu kimse bizim kontrolümüzün ve etkimizin oldukça dışında. Türkiye ile olan ilişkilerimizde de düzenli olarak görüşürken nasıl bu saydığım konuları dile getirebiliriz. dengesini bulmaya çalıştık. Aynı zamanda doğru olmayan anlatımları da müm-

“Obama nın Sesi” hodes, Obama nın ilk göreve başladığından beri yanında olmasıyla tanınıyor ve Başkanlık konuşmalarını yazmasıyla tanınıyor. New York Times tarafından Obama nın Sesi olarak tanıtılan hodes, henüz 3 yaşında olmasına rağmen Obama nın dış politika yapımında da Beyaz Saray da oldukça etkili olan birkaç isimden biri olarak biliniyor.

kün zamanlarda kınamaya devam ettik. Ama sonunda insanlar seçimlerle ve kurumları içinde bu problemleri çözecektir. Ama kanaatim o ki, ABD ve AB, Türkiye ile uzun dönemli ilişkiler için gerekli olan prensipleri açıklıkla dile getiriyor ve bu da Türkiye yi bu problemleri demokratik yollarla çözmesi için teşvik ediyor.

Obamacare ne retçileri Obamacare, sağlık sigortası olmayan yoksulların sağlık hizmetlerine erişebilmesi için tasarlandı Ancak sağlıklı, zengin beyazlar çıkarılan bu yasadan ne ret ediyor AHMET BUĞDAYCI NEW YORK

Y

oksullara sağlık hizmeti getirmeyi amaçlayan Obamacare halen Amerika’nın en çok tartışılan konularından biri. The Urban Institue adlı bir araştırma kuruluşunun 8 bin yetişkin üstünde yaptığı araştırmaya göre, Amerikan kamuoyu Obamacare ola-

rak bilinen A ordable Care Act,’e (ACA) pek sıcak yaklaşmıyor. İnsanlara yardım amaçlı getirilen bir bir uygulama, bu hizmetten faydalanan insanlar tarafından bile eleştiriliyor. NEGATİF YAKLAŞANLAR FAZLA Araştırma sonuçları Obamacare hakkında pozitif görüş bildirenlerin oranının sadece 28 olduğunu, yüzde 30’un bir kri olmadığını ama yüzde 41’lik çoğunluğun uygulama hak-

kında olumsuz düşündüğünü ortaya koyuyor. Medicaid’in genişlemesi anlamına gelen ACA’I destekleyenler ise bu yasayı kabul eden Demokratların egemen olduğu eyaletlerde yoğunlaşıyor. ZENGİN BEYAZLAR KARŞI Veriler analiz edildiğinde, ACA’e en negatif yaklaşan grubun pro li şöyle tanımlanıyor: Sağlığı çok iyi koşullarda, orta ve yüksek gelir

gruplarında yer alıyor, sağlık sigortası var, beyaz ve çoğunluk kırsal alanlarda yaşıyor. Tabii bu pro l ağırlıklı olarak Cumhuriyetçilerin hakim olduğu eyaletlerde yaşıyorlar. Obamacare’in herhangi bir uygulamasından yararlanan kitleye bakıldığında ise, bu grup içinde yasayı destekleyenler öne çıkıyor. Herhangi bir sağlık sigortasına sahip olmayanlar içinde de, özellikle orta gelir seviyesindeki beyazlar içinde Obamacare’e negative yaklaşımın ağır basması dikkat çekiyor. BİLGİ EKSİKLİĞİ VAR Obama yönetimine göre Obamacare düşük gelirli sigortası olmayan kesimler için dizayn edildiği için araştırmalarda böyle bir tablonun çıkması son derece normal. Ancak araştırmacılar, ACa’nin kapsadığı kitlelerin hala önemli bir kısmının yasanın kendilerine neler getirdiği hakkında bir kafa karışıklığı yaşadığını ve kesinlikle eksik bilgilenme olduğunu beliertiyorlar.


Güncel

12 Mart 2014 Çarşamba

Tahliyeler dalga dalga geldi 2 7 de başlayan, dalga dalga gerçekleşen o erasyonlar ve g zaltılar ile Türkiye nin bir numaralı gündemi olan Ergenekon sürecinde geçen ha ta art arda tahliye haberleri geldi

Aralarında gazeteci Tuncay zkan, Yalçın Küçük ve İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in de bulunduğu uzun tutukluluk sürecini dolduran sanıklar tahliye edildi

(İSTANB L-POSTA212)

Ergenekon hakimlerine inceleme

A

slında şubat ayın sonunda rgenekon sanıkları için bir umut ışığı doğmuştu. Özel Yetkili Mahkeme’lerin (ÖYM) kaldırılma kararını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onaylamasından sonra “ rgenekon ve Balyoz davalarının normal Ağır Ceza Mahkemeleri’ne geçerek yeniden görülmeye başlanması” gerekiyordu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında rgenekon davasının gerekçeli kararını 7 aydır yazmadıkları için davanın sanıklarından Tuncay Özkan ın avukatı Hüseyin rsöz, HSYK ya şikayette bulunmuştu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da konuyla ilgili HSKY yı göreve çağırdığını açıklamıştı. Bu gelişmeleri değerlendiren, HSYK 3. Dairesi toplanıp, 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri hakkındaki söz konusu 2 konuyu görüşme kararı aldı. Daire, hakimler hakkında inceleme kararı verirse konuyu Adalet Bakanı Bozdağ ın onayına sunacak. Bozdağ ın onay vermesinin ardından hakimler hakkında soruşturma açılıp açılmayacağı görüşülecek. Soruşturma işlemlerine HSYK 2. Dairesi bakacak.

ÖNCE BAŞBUĞ TAHLİYE EDİLDİ Yapılan yasal değişiklikle ÖYM lerin görevine giren suçlarda uygulanmakta olan azami 10 yıllık tutuklama süresi ise yılla sınırlandırılmıştı. İşte bu “ rgenekon” davasından tutuklu yatanlar için “Tahliye” umudunu doğurdu. Kimileri “Yok daha sürer, hemen olmaz” derken, Silivri’den ilk tahliye haberi Türkiye gündemine bomba gibi düştü. ski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 7 Mart akşam saatlerinde 26 aylık tutukluluktan sonra tahliye oldu. HAK İHLALİ YAPILDI rgenekon davasından müebbet hapis cezasına çarptırılan Başbuğ’un tahliyesi şu şekilde oldu. Anayasa Mahkemesi, Başbuğ’un davasında tutukluluk incelemesi ve hak ihlali’ kararı doğrultusunda karar verdi. Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldığı için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen tahliye talebi kabul edildi. Aynı gün eski genelkurmay başkanı özgürlüğüne konuştu. TAHLİYE VAR AMA rgenekon davasından tahliye kararı çıkan Albay Dursun Çiçek ise Balyoz Davası’ndan hükmü bulunduğu için cezaevinden çıkamayacak. Küçük bir hatırlatma, Balyoz Davası 17 Nisan’da Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Danıştay saldırısından tutuklu bulunan Alparslan Aslan ise, tahliye kararına rağmen çıkamayacak. Aslan bir duruşma sırasında hakime ettiği küfür ettiği için 4 yıl hapis cezası almıştı. YETKİ KARMAŞASI Öte yandan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bütün tahliye taleplerine ret cevabı vermişti. Ancak ÖYM kaldırıldığı için, diğer ağır ceza mahkemelerinde görülen davaların çoğunluğunda tahliye kararı çıktı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ÖYM’lerin TBMM tarafın-

K K davasına 2 tahliye talebi

Tuncay zkan kızına kavuştu Başbuğ’un tahliyesinden 3 gün sonra yeni tahliye dalgası Türkiye gündemine bir kere daha oturdu. 10 Mart günü gazeteci Tuncay Özkan’ın tahliye haberi geldi. Tahliye taleplerini inceleyen 21. Ağır Ceza Mahkemesi Tuncay Özkan ile birlikte mekli Albay Levent Göktaş ve Sedat Peker’in tahliyesine karar verdi. 1 4 gündür Silivri Cezaevi’nde yatan Tuncay Özkan’ı karşılamak üzere çok sayıda vatandaş Silivri’ye akın etti. KIZINA SIMSIKI SARILDI Cezaevi çıkışında kızı Nazdan kaldırılmasının Anayasa ya aykırı olduğunu açıkladı ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını söyledi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ise, 13 üncü Ağır Ceza Mahkemesi nin rgenekon sanıklarının tahliyesine ilişkin verdiği ret kararının yanlış olduğunu belirterek Özel Yetkili Mahkemelerin kalkmasıyla birlikte artık işlem yapamaz dedi.

Ne dediler ■ E A K K S PROF DR ERSAN EN Yapılan düzenleme ile gerekçeli kararları yazılamadığı için yaşanılan hak mağduriyetlerinin sona erdiğini belirtirken verilen tahliyelerin birer beraat ve aklanma olmadığını vurguladı. Yargılamaların tutuksuz olarak adli kontrol nezaretinde gerçekleşeceğine de dikkat çeken Şen, önümüzdeki günlerde yeni tahliyelerin olacağının da sinyalini verdi.

TAHLİYELER KANUN GEREĞİ yıl süresi dolanların tahliyesinin kanun gereği olduğunu ancak bu tahliyelerin otomatikman değil mahkeme kararı ile gerçekleşeceğini ifade eden Şen, böylelikle adli kontrolün rahatlıkla uygulanabileceğini söyledi.

lıcan’a sımsıkı sarılan Tuncay Özkan şu açıklamayı yaptı: “6 yıl sonra merhaba. 6 yıl sonra zulmün bittiği, özgürlüğe konuştuğumuz gün olmasını çok isterdim. Türkiye’nin içinde bu-

lunduğu durum, bizim içeride bulunduğumuz durumdan daha ağır. Bundan sonra Türkiye başka bir Türkiye olacak. Bambaşka bir iklim göreceksiniz. Bütün mahkemeler özgürlük dağıtıyor.”

Diyarbakır’dan gazeteci Zübeyde Sarı, KCK ana davası sanık avukatlarının 2 kişinin tahliye edilmesi talebiyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurduğunu aktardı. Sanık avukatlarının, başvurularında özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve tutukluluk süresine ilişkin düzenlemeyi gerekçe gösterdikleri belirtiliyor. Başvurunun kabul edilmesi durumunda, eski D P milletvekili Hatip Dicle, Batman Belediye Başkanı Necdet Atalay, Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Derik Belediye Başkanı Çağlar Demirel ve İHD Diyarbakır eski Şube Başkanı Muharrem rbey’in de aralarında bulunduğu 2 sanık tahliye edilecek.

Yılmaz Polat Sıra yurt dışındaki mal varlığında

SEÇİM yaklaştıkça Washington’da heyecan artıyor. Cemaat çok hareketli. Tayyip Erdoğan’ın Fethullah Gülen’in iadesini isteyeceğini düşünüyor. Cemaat’in ABD’de en güçlü olduğu yer Washington. Cemaat kuruluşları kapalı kapılar ardında Türkiye’deki son gelişmelerle ilgili kulis yapıyor. Özellikle, AKP’ye karşı olan siyasetçileri yanlarına çekebilmek için kapalı toplantılar düzenliyor. Sızan haberlere göre; Cemaat’in hedefinde bu kez ‘Erdoğan’ların yurt dışındaki mal varlığı var. Önemli bir kaynak, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ‘pırlanta madeni’ne sahip olduklarını öne sürdü. Seçime kadar, Türkiye dışındaki mal varlıklarına ilişkin belgelerin ortaya döküleceği mesajı veriliyor. Bu seçim ABD Yönetimi için de çok önemli. Yönetimi cephesinde sessiz bir bekleyiş var. Şüphesiz Amerikalılar kendi kaynaklarından 30 Mart’ta ne olup biteceğini çok yakından izliyordur. Birçok anket yaptırdıklarını biliyoruz. Ancak sonuçları kamuoyuna açıklamazlar. Washington’da Türkiye’yle ilgilenen çevrede ise kaygan bir zemin var. 17 Aralık’a kadar Cemaat ve AKP’ye oynayanlar şu anda birbirine karışmış durumda. Türk’ü - Amerikalısı rüzgara göre kendine yer edinmeye çalışıyor. 11 yıldır Cemaat ve AKP’yi destekleyip laik Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı mücadele verenler (isimleri artık herkes tarafından biliniyor) karşı saflarda düşman kardeş oldular. Bu arada, CHP’ye doğru dümen kırmaya başlayanların sayısı da az değil. Washington’un şu anda görünürde tek kaybedeni: AKP. Düşünce kuruluşlarının Türkiye bölümlerinde çalışanların hali siyasi durum farklı olsa da, bana Sovyetler Birliği dağıldığı zamanki görüntüyü hatırlatıyor. Washington’un önde gelen düşünce kuruluşlarında Türkiye’den binlerce dolar aktarılarak oluşturulan Türkiye bölümleri var. Başlarında Türkiye ve bölge uzmanı olduğu iddiasında bulunan kişiler (çoğunluğu Türk) bulunuyor. 17 Aralık’a kadar AKP ve Cemaat’ten geçinen grup şimdi kendine saf belirliyor. Bir ara neredeyse her hafta AKP-Cemaat panelleri düzenleyenlerin artık sesleri çıkmıyor. Aralarında, stratejik hata yapıp bugünleri göremeyerek AKP’ye övgüler dolu kitap yazan, kitap piyasaya çıktığından beri durumu nasıl düzelteceğim diye yırtınan uzmanlar var. Hepsi pusuya yatmış, rüzgar ne taraftan esecek diye ‘30 Mart’ı bekliyor. AKP’nin Washington’da milyonlarca dolar akıttığı SETA-DC’yi bu kategoriye almıyorum.. Başarılı olmasa da, SETA hala AKP’nin borusunu öttürmeye çalışıyor. Bugüne kadar en büyük başarısı; ilk başkanı Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Nuh Yılmaz’ı MİT Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’na kadar yükseltmek oldu. Yurt Gazetesi’nden alınmıştır

Doğu Perinçek de tahliye edildi ■ KEMAL K L ÇDARO L CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, rgenekon davası kapsamındaki tahliyelerle ilgili, “Bugün adalet kısmen de olsa gerçekleşiyor. Tuncay Özkan’ın tahliye edilmesi, diğer yazar arkadaşların tahliye edilmesi elbette güzel şey” dedi. Kılıçdaroğlu: “O mahkemelerde görüşülen davaların tümünün adalet dağıtmadığını biliyoruz. Tabii insanların tahliye olması bizi mutlu ediyor. Czeaevlerinde hiçbir gazeteci, hiçbir bilim insanı suçsuz yere hiç kimse kalmamalı. ğer içeride bir gün bile fazla kalırlarsa o adalet toplum vicdanını rahatsız eder.” diye konuştu.

Pazartesi gündüz başlayan tahliye dalgası akşam da devam etti. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Doğu Perinçek, Hasan Atilla Uğur, Muza er Tekin, Hikmet Çiçek, Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş’ın tahliyesine karar verdi. Gün içinde diğer tahliye edilen isimler ise şöyle oldu: ski Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin, Prof. Dr. Yazar Yalçın Küçük, ski andarma Genel Komutanı Şener ruygur, mekli Orgeneral Hasan Iğsız, Teğmen M. Ali Çelebi, Gazeteci Merdan Yanardağ ve Tuğamiral Alaattin Sevim hakkında da tahliye kararı çıktı.

eli Küçük’e ret

rgenekon davasında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Veli Küçük, Hasan Ataman Yıldırım, Levent rsöz, Turhan Özlü, Mehmet Bedri Gültekin, rkan Önsel ve Serdar Öztürk’ün tahliye talepleri reddedildi.


Gündem

12 M art 2014 Çarşamba

em Boyner’e BM’den Dünya Liderlik dül’ü Ünlü Türk işadamı em Boyner, işyerindeki demokrasi uygulamaları ve kamuoyunda cinsiyet eşitliği bilincini artıran çalışmaları nedeniyle Birleşmiş Milletler’den Dünya Liderlik dülü aldı Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri (Women’s mpowerment Principles) kapsamında yapılan “Cinsiyet şitliği ve Küresel İşsizlik Sorunu” konulu toplantıda, Boyner Grubu C O’su Cem Boyner’e “Dünya Liderlik Ödülü” verildi. HERKES İÇİN DEMOKRASİ Cem Boyner aldığı ödülle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “İşyerinde Demokrasi uygulaması, gündemimizdeki en önemli konu. Biz demokrasi dediğimizde, herkes için demokrasiyi kastediyoruz. Hangi kimlikten olursa olsun sunduğumuz fırsatlardan tüm çalışanlarımızın faydalanmasını sağlıyoruz. Çalışanlarımızın kendilerini iş ortamında özgürce ifade edebilmesi, yönetim felsefemizin merkezinde yer alıyor” dedi. Boyner şöyle devam etti: “Yalnzca kendi çalışma ortamımızda değil, 13 milyonun üzerindeki müşterilerimiz, iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz için hayatın tüm alanlarında eşitliğin ve demokrasinin savunuculuğunu yapıyoruz. Kadınların özgürce yaşadığı, tüm kamusal fırsatlardan faydalandığı, karar alma süreçlerine katıldığı ve temsil edildiği bir yaşamın tesisi için çalışıyoruz. Kuşkusuz aldığımız bu ödül, savunduğumuz kadın- erkek eşitliğinin Türkiye ve dünyada yaygınlaşmasına, bizim dışımızdaki şirketlerin de harekete geçmesine neden olacak. Biz, daha fazla kurumun bu liderliğe ortak olması için çalışacağız.” Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner de alınan ödülün önemine dikkat çekerek, “Ödüle grup şirketlerinde tüm istihdam koşullarında sağlanan eşit fırsatlar işyerindeki demokrasi uygulamalarının tedarik zincirinde de yaygınlaştırılması Dünya Kadınlar Günü’nde yayınladığımız ilanlarla kamuoyunda cinsiyet eşitliği bilincini artırmamız önderliğimizde başlatılan, yetiştirme yurtlarında büyüyen genç kadınların kişisel gelişimini ve iş hayatına hazırlanmasını sağlayan “Nar Taneleri” projesiyle layık görüldük” dedi. (WS )

REKLAM VERMEK İÇİN...

Türkiye Ukrayna’ya PARA VERMEYECEK Siyasal ve ekonomik krizin ortasında bulunan krayna, Türkiye’den yardım istedi Ancak Türkiye’nin krayna’ya maddi yardım ya maya ek g nüllü olmadığı ğrenildi DUYGU GÜVENÇ ANKARA - POSTA212

U

krayna, krizin ardından başta Batı olmak üzere Türkiye’den de ekonomik yardım isterken Ankara, yardım konusunda ayak sürüyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan bir diplomat, “Batı Ukrayna’ya yardımlarda çok daha önde gidecektir. Bizim değerlendirmelerimizde maddi yardım gündemde değil” dedi. Ankara’ya göre bu aşamada Türkiye için en büyük tehdit, bölgedeki istikrarsızlığın sürmesi.Ukrayna için oluşturulacak olası donörler arasında Türkiye’nin olması da şu an beklenmiyor. Ancak Ankara, bunu ilan etmek istemiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen bir diplomat ise Kiev’in nakit talebinin “değerlendirildiğini ancak nihai kararın verilmediğini” savundu.

ALMANYA VE FRANSA VERSİN Söz konusu yetkili, nakit yardımın yapılmasını beklemediğini ve bu görevin daha çok Almanya-Fransa başta olmak üzere Batı ülkeleri tarafından üstlenileceğini düşündüğünü belirtirken, Türkiye’nin ancak “projelendirilme-

si veya yatırıma dönüştürülmesi” halinde destek verebileceğini ve karar için de “henüz erken” olduğunu savundu.

ANKARA SAFINI NETLEŞTİRDİ Ukrayna’da ekonomik krizin işaretlerinin görüldüğünü de belirten yetkili, kısa vadede başta maaş ödemeleri ve Ukrayna’nın usya’dan aldığı doğalgaz nedeniyle Kiev’in yüklü ödemelerle karşı karşıya kalacağına işaret etti. Ukrayna’daki krizde Batı ve

usya arasında restleşme devam ederken Ankara safını netleştirdi. Türkiye Kırım Özerk Cumhuriyet Parlamentosu’nun referanduma karşı olduğunu açıkladı: “Söz konusu referandum kararının ülkedeki krizin çözümü gayretlerine katkı sağlamayacağına inanıyoruz. Kararı, Kırım’daki farklı gruplar arasında ciddi kırılmalara yol açabilecek, bölgede ve ötesinde olumsuz sonuçlar doğurabilecek, tehlikeli ve yanlış bir adım olarak

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

YIL: 1 SAYI: 43

SAHİBİ POSTA 212 PUBLISHING LLC ADINA

EKMEL ANDA

MEDYA GRUP BAŞKANI

CAN KAMİLOĞLU GENEL YAYIN YÖNETMENİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

WASHINGTON-POSTA212

HABER KOORDİNATÖRÜ

AHMET BUĞDAYCI

HALDUN ARMAĞAN

HABER MERKEZİ MEHVEŞ KOÇAK – ADNAN ONARAN - DİLEK ESKİ BEZİRKAN HÜSEYİN TUNCER - ERTAN BEZEN - AYSEL TAPAN - DEMET DEMİRKAYA SONER MEZGİTÇİ - SERKAN KALFA - EMRE EMİRGİL (WEB) WASHINGTON TEMSİLCİLİĞİ İLHAN TANIR ANKARA TEMSİLCİLİĞİ DUYGU GÜVENÇ İSTANBUL TEMSİLCİLİĞİ FİGEN ONUR GÖRSEL YÖNETMEN ERDAL ÖZBEK SAYFA TASARIM TUNCAY TAPAR - SERHAN AYDEMİR İDARİ MÜDÜR

C

HP Bursa Milletvekili Dr. Aykan rdemir ve İstanbul Milletvekili Faik Tunay, bu hafta Washington’ı ziyaret ederek, muhalefetin bakış açısını Amerikalı resmi çevrelere anlattılar. rdemir ve Tunay, gezilerinin son gününde Washington’daki basın mensupları ile bir araya gelerek, görüşmelerinin değerlendirmesini yaptı. rdemir, Washington ziyaretlerinin ana nedeni olarak, CHP’nin Türkiye için bir alternatif olduğunu anlatmak olarak belirtti ve bazı somut siyaset önerilerini de muhataplarına ilettiklerini kaydetti.

MEHVEŞ SÖNMEZ ADRES 31 – 00 47th Ave. Long Island City, NY 11101 TELEFON 718 732 08 57 – 347 730 42 36 ABONE SERVİSİ REKLAM SERVİSİ SERİ İLAN HABER MERKEZİ DAĞITIM

abone@posta212.com reklam@posta212.com seriilan@posta212.com haber@posta212.com dagitim@posta212.com

TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİ ADRES: Hacı İzzet Paşa Yokuşu Rota 2 Apt. 15/2 34427 Kabataş/Beyoğlu-İstanbul TELEFON +90 212 244 35 35 Fax: + 90 212 244 35 38 e-mail: nese@sria.com.tr

POSTA 212 GAZETESİ ANKA HABER AJANSI ABONESİDİR

GELENEĞE DÖNÜŞ Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye’nin, Ukrayna krizinde, son dönemdeki Mısır, Suriye, Irak politikalarından farklı bir çizgi izlemesi dengeli’ bir politika olarak değerlendiriliyor. Bunda çıkarılan derslerin yanı sıra Ukrayna’nın Hıristiyan olmasının da etkili olduğu da kulislerde konuşuluyor. Türk diplomasisinin geleneğinde çok sesli’ olmadığına işaret eden kaynaklar, “Ukrayna krizinin tamamen diplomatik yoldan çözülmesi için fırsat var. Batı kınamalarına karşın hala usya ile diplomatik temasta. Şu an bir savaş durumu yok” değerlendirmesini yaptı.

umhuriyet alk Partisi’nin iki milletvekili Aykan Aydemir ile Faik Tunay, Washington’da temaslarda bulundu İki milletvekili ABD’li yetkililere iktidara aday olduklarını anlattı İLHAN TANIR

YAYIN DANIŞMANI

KAN DÖKÜLMEDİ Moskova’nın ise bu temaslar sırasında, “Kırım’a asker yollamadık. Kırım’da da bir çatışma yok” mesajı verdiği öğrenildi. Ayrıca hem Ankara’dan hem de Odessa’dan Kırım’a inceleme için giden Türk diplomatlar, “Şu anda kimsenin kanı dökülmüş değil. Kırım’da Tatarlara yönelik olan bir şey yok” raporunu Ankara’ya geçti.

Türkiye alternati siz değil

YILMAZ SOYTÜRK AHMET RAVALI

RUSYA’DAKİ TÜRKLER Ankara’nın, Moskova ile de temasta olduğunu belirten diplomatik kaynak, “ usya’ya da aynı mesajları, toprak bütünlüğü, egemenliği, bağımsızlığı ve siyasi birliği’, veriyoruz. Ancak bizim Kırım’daki Tatarlar kadar usya’daki sayıları milyonu aşan soydaşlarımızı da düşünmemiz gerekir” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin, usya ve Ukrayna ile stratejik ortaklığı bulunduğuna işaret eden kaynaklar, savaş durumuna geçilmediğini vurgularken, “Ancak Türkiye için şu an bölgedeki istikrarsızlık en büyük tehlikedir ve daha kötüsü bu istikrarsızlığın sürmesidir” değerlendirmesini yaptı. TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KARARI Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu geçtiğimiz günlerde us

reklam@posta212.com

12 Mart 2014 Çarşamba

değerlendiriyoruz.” Ankara siyasi krize çözüm için uzlaşı ve diyalog yoluyla çözüm bulunmasını istedi. Dışişleri, Ukrayna’nın özel statüsünü düzenleyen ABD, usya ve Fransa’ya garantörlük veren Budapeşte Memorandumu’na değinmezken açıklamanın, ABD Başkanı Obama’nın açıklamasından hemen sonra gelmesi dikkat çekti.

Bakan Yardımcısı Grigori Krasin ile görüşmüştü. Başbakan Tayyip rdoğan da, usya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonla görüştü. rdoğan bu görüşmeye dair, “Bizi bağlayan bazı uluslararası anlaşmalar var. Her şeyden önce bir NATO ülkesiyiz. Öğrendiğim kadarıyla bir özerk cumhuriyet olarak böyle bir referandum kararı verme yetkileri de yok. Dolayısıyla bu Ukrayna yı çok zor bir yöne doğru götürür. Putin ile ağırlıklı olarak Kırım Özerk Cumhuriyeti hakkında konuştuk. Ayrıca Putin ile yaptığım görüşmede, Ukrayna nın toprak bütünlüğünü korumak için bütün gayretimizi göstermek zorundayız diye belirttim ve o da bu görüşüme katıldı.” dedi

CHP GÖMLEK DEĞİŞTİRMEZ rdemir, muhatapları ile görüşmelerinde, nans ve siyaset çevrelerinde Türkiye’nin istikrarına dair kaygılar olduğunu gördüklerini söyledi. rdemir, ziyaretlerinde CHP’nin yetişmiş ve ahlaklı kadrolarıyla piyasalara da Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını’’ anlattıklarını söyledi. İki kişilik heyet, Obama

yönetimine yakınlığı ile bilinen Center for American Progress’de yerel seçimler ve sonrası Türkiye öngörülerini paylaştı. Yerel seçimlerde, farklı bölge ve şehirlerde alternatif olarak akıllı şehir’ kurma adına olan planlarını anlattılar. İkili, Former Members of Congress kurumunda, Temsilciler Meclisi danışmalarına bir konuşma yaptılar. Bunun yanısıra başkentin önde gelen düşünce kuruluşlarından olan

German Marshall Fund’da Amerikan Senato’sunda çalışan Türkiye ile ilgili danışmanları ile daha çok Türkiye’de hukuk devleti ve dış politika üzerine görüşlerini paylaştılar. Siyasi temaslar çerçevesinde ise, Beyaz Saray’ın Ulusal Güvenlik Konseyinde Türkiye-KıbrısYunanistan

Masası’na bakan Christina Bobrow ile CHP’nin dış politikasını konuştular. Ayrıca yine ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye Masası ile CHP’nin dış politika perspekti ni konuştular. New York’da ADL, (Tahkirle Mücadele Örgütü), um Ortodoks Piskoposluğu, ve Boston merkezli Hrant’ın Arkadaşları’ grubu ile de görüşmeler yaptılar. Bu gruplarla görüşmelerde CHP’li milletvekilleri partilerinin eşit yurttaşlık konseptini anlattılar, ayrımcılıkla mücadele kurumu kurulmasının projelerinden bahsettiler.

YOLSUZLUK VE TAPELER Milletvekilleri, muhataplarının ’şaşıracak ölçüde Türkiye’de yolsuzluk ile gelişmeleri yakından takip ettiklerine’’ dikkat çektiler. Ayrıca rdemir’e göre, Washington’daki siyasi otorite iktidar partisi AKP’nin yolsuzluk ile ilgili masumuz’ açıklamalarıa pek itibar etmiyor. KAPATMA FİKRİ KORKUNÇ

Facebook ve Youtube’un kapatılacağı yönündeki

Başbakan açıklamalarının Washington’da ’dehşetle’’ karşılandığını ve muhataplarının, bu sözleri ’akıl alır gibi değil’’ diyerek karşıladıklarını söylediler.

CEMAAT İLE GÖRÜŞÜLMEDİ CHP’li milletvekilleri, ABD ziyaretlerinde program yoğunluğundan dolayı Gülen Cemaatine yakın kurum ve çevrelerle görüşme yapamadılar. KIBRIS MESELESİ MASADA rdemir, Amerikalı yetkililer ile Kıbrıs müzakeleri konusunun da masaya yatırıldığını ifade etti. rdemir, Kıbrıs’da çözüm istediklerini belirterek, “ ğer Kıbrıs’da bir çözüme ulaşacaksak, bu kısa vadeli iç politik hesaplarla değil, uzun vadeli ve prensipler çerçevesinde müzakerelerle olur’’ dedi. AMERİKAN DÜŞMANLIĞI Filistin’den sonra dünyada en çok anti-Amerikan duygusunun Türkiye’de olduğunu söyleyen Faik Tunay, rdoğan’ın Gezi ve Aralık 17’den sonra kullandığı retoriğinin bunda ciddi bir etkisi olduğundan bahsetti.


Göçmenlik

12 Mart 2014 Çarşamba

SAHTE EVLİLİKLERDE PATLAMA ABD de yasal olarak oturma ve çalışma izni olan Green ard a sahi olmak için ülkede bulunan g çmenlerin ara karşılığında, Amerikan vatandaşları ile ya tığı anlaşmalı sahte evliliklerin sayısında büyük bir artış yaşanıyor NEW YORK - POSTA212

A

merika’da yılda 2 milyon çift evleniyor. Yapılan bu evliliklerde sahte evlilik oranının her yıl yüzbinlerle ifade edilen rakamlara ulaştığı iddia ediliyor. Sahte evlilikteki amaç ise bir ABD vatandaşı veya Green Card sahibi ile evlenerek, ülkede oturma ve çalışma izni alabilmek. ÇETELER FAALİYETTE ABD vatandaşı veya Green Cart sahibi birisi ile yapılan evlilik karşılığında kişiye “eş durumu” dolayısıyla green kart almak için ABD’de onlarca çete bulunuyor. Bu kişiler gelir

düzeyi düşük fakir Hispanik veya siyah kişileri, redd edemeyecekleri paralar önererek kullanıyorlar. Parayı, Amerikan vatandaşı veya daimi Green Card sahibi ile evlenecek kişiden alan çeteler, ardından resmi işlemleri yapıyor ve evlilik, k ğıt üzerinde gerçekleşiyor. ABD’de, para karşılığında yapılan sahte evliliklerde çiftler, birlikte yaşamıyor belki yılda bir kaç kez görüşüp sadece gerekli formaliteler için bir araya geliyor. Yapılan göstermelik resmi evliliğin ardından, çiftlerin yaptığı evlilik sadece fotoğraf albümlerinde, ortak banka hesaplarında, sahte adreslere giden bazı faturalarda göstermelik olarak devam ediyor.

Bu çiftler evli olduklarını, düzenledikleri gerçekleri yansıtmayan belgelerle, Amerikan Göçmenlik Bürosu (USCIS ) yetkililerine ispat etmeye çalışıyorlar. Bunun dışında bir yastığa baş koymuyorlar ve bir yaşamı paylaşmıyorlar. Sahte evliliklerin nedeni ise ABD’de Yeşil Kart sahibi olarak yasal göçmen olarak kalma isteği. İstatistiklere göre ABD’de vatandaşlık ya da oturma izni için yapılan sahte evliliklerin sayısında bir patlama yaşanıyor. Kaynaklar bu rakamların, ABD her gerçekleşen evlilikler arasında büyük bir orana yükseldiğini belirterek, bu rakımın her yıl yüzbinlerle ifade edilen rakamlara ulaştığını öngörüyorlar.

Evlilik yoluyla Green ard NEW YORK - POSTA212

E

vet” demeden önce bilmeniz gereken herşey. Bir Amerikan vatandaşı ile evlenmek birçok yasal hakkı beraberinde getiriyor. Sahte evlilikler hapisle bile sonuçlanabilirken, gerçek evlilikler, bir göçmenin hayali olan hakları sunuyor. İşte Amerikan vatandaşı ile evli veya nişanlı kişileri bekleyen haklar: ğer bir ABD vatandaşı ile nişanlı iseniz, nişanlınızın sizin için “nişanlı vizesi” (K vizesi) başvurusu yapması gerekmektedir. Ancak bu vizeyi alabilmek için her iki kişinin de bekar olması gerekir. Ayrıca, bu vize kategorisine dahil olabilmeniz için makul bir süredir tanışmış olmanız gerekmektedir. Bunu ispatlamak için nişanlınızla telefonla konuştuğunuzu gösteren telefon faturalarını, birlikte çekilmiş fotoğra arınızı ve uçak biletlerini kullanabilirsiniz. Nişanlı vizesinin gerek-

lerinden bir diğeri ise Amerika’ya gelişinizden itibaren doksan gün içinde evlenmeniz gerektiğidir. Amerikan vatandaşı olan nişanlınız, ni-

şanlı vizesi için başvuruda bulunmasa da nikahtan sonra, sizin ülkeye gelebilmeniz için başvuru yapmalıdır. Dilekçeniz onaylandıktan sonra, Amerikan konsolosluğu büyükelçiliğince düzenlenmiş bir vize almalısınız. vlilik gerçekleşene kadar “göçmen olmayan kişi” statüsünde kabul edileceksiniz. “Göçmen olmayan kişiler” belirli bir amaç için Amerika’da geçici bir süre yaşamak isteyen kişilerdir. Nişanlılar için 0 gün olan bu süre hiçbir şekilde uzatılamaz. NİŞANLIYKEN ÇALIŞMA İZNİ NASIL ALINIR? ğer ABD de sürekli olarak çalışmak ve yaşamak istiyorsanız, evlendikten sonra daimi ikamet için başvurmalısınız. Başlangıçta iki yıllık koşullu kalıcı ika-

G zaltındaki 750 g çmen açlık grevinde NEW YORK - POSTA212

G

öçmen hakları aktivistleri, Northwest Gözaltı Merkezi (Northwest Detention Center) dışında bir araya gelirken en az 7 0 tutuklu, içinde bulundukları koşulları protesto etmek ve

sınır dışı edilmelere bir son verilmesi için açlık grevine başladılar. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza bölümü (The U.S. Immigration and Customs nforcement), Cumartesi sabahı 7 0 tutuklunun yemek yemeyi reddettiğini ve açlık grevine girdiğini açıkladı. Aktivist Maru Mora Villalpando, merkez koşullarının yanı sıra sınır dışı edilmeleri protesto etmek için açlık grevinin başladığını belirterek, 1.000 kişiden fazla olduğunu düşündüğü açlık grevine giren kişilerin merkezde yaptıkları iş karşılığında daha iyi ücret ödenmesinin yanı sıra daha iyi yemek ve muamele istediklerini ifade etti. DAHA İYİ YEMEK Merkezde sınır dışı edilme ihtimali olan ve araştırılan yaklaşık 1.300 kişi bulunuyor. IC Sözcüsü Andrew Munoz, “IC , insanların düşüncelerini ifade etme hakkına müdahale etmeden sonuna kadar saygı duyuyor. Biz sağduyulu göçmenlik reformunu hayata geçirmek için Kongre ile çalışmaya devam ederken, IC mantıklı, etkili göçmenlik uygulamasına bağlı kalıyor” dedi. Gözaltına alınan kişilerin merkezin sağlık personelinin gözetimi altında oldukları belirtiliyor. IC gözaltı standartlarına göre 72 saat boyunca yemek yemeyen bir tutuklunun açlık grevine girdiği kabul ediliyor.

met statüsü alacaksınız. ABD’ye ulaştıktan sonra çalışma izni başvurusuna uygun durumda olacaksınız. Çalışma izni başvurusunda I-76 formunu kullanmalısınız. ğer nikahtan sonra, daimi ikamet statüsü için başvurmuşsanız yeni bir çalışma izni için tekrar başvurmalısınız. Dilekçeniz reddedilirse, ret mektubu size nasıl temyiz isteyebileceğinizi anlatacaktır. Genellikle, postadan ret mektubunu aldıktan sonra temyiz için otuz üç günlük bir süreniz vardır. Temyiz için USCIS I-2 0 B formunu kullanacaksınız. vlilikler genellikle federal hükümetten çok eyaletleri ilgilendiren durumlar olarak görülür. şiniz Amerikan vatandaşı ise yaşamak ve çalışmak için Amerika’ya gidebilirsiniz. şinizin size ke l olarak, aile gelirinin Amerika’daki yok-

sulluk sınırının yüzde 12 ’i ya da daha üstü olduğunu göstermesi gerekmektedir. “Göçmen”, ABD’de çalışmasına ve yaşamasına izin verilmiş yabancı uyruklu kişidir. Amerikan vatandaşı olan eşinizden dolayı göçmen konumuna gelmeniz için bir hayli işlem yapmanız gerekir. İlk adım olarak, Amerikan vatandaşı olan eşiniz USCIS’ye, sizin için bir göçmen dilekçesi vermelidir. Ardından, USCIS size göçmen dosya numarası verecektir. ğer Birleşik Devletlerde iseniz, kalıcı ikamet statüsü için başvuruda bulunmalısınız. ğer değilseniz, ABD konsolosluk işlemleri için gerekli belgeler National Visa Merkezi’ne gönderilip dosyanın Amerikan konsolosluğunda ki görüşme için hazır hale getirilmesi gereklidir. Daimi ikamet için başvurduğu-

nuzda, henüz iki yıldan kısa süredir evli iseniz size iki yıllığına “koşullu” daimi ikamet statüsü verilecektir. (Conditional Green Card ) GÖÇMEN VİZE NUMARASI ALMA Amerikan vatandaşı olan eşiniz sizi Amerika’ya götürmek istiyorsa ve eşinizin verdiği göçmen vize dilekçesi onaylanmışsa, Amerikan vatandaşının eşi göçmenlik kotasına tabi olmadığından göçmen vizesine daha çabuk ulaşacaktır. EVLENDİKTEN SONRA ÇALIŞMA İZNİ Göçmen vizesi aldıktan sonra ya da daimi ikamet statüsü elde ettikten sonra, çalışma izni için ayrıca başvurmanıza gerek yoktur. Daimi ikamet belgesi yani Yeşil Kart’ almanız gerekir ve bu kart sizin kalıcı olarak ABD’de yaşayıp çalışabileceğinizi gösterir.


Güncel

12 Mart 2014 Çarşamba

Türkiye’nin ‘hava’ olan alanları “ er ile bir havaalanı” sloganıyla ya ıldılar

atandaş uçamasa da milyonlarca lira havaya uçtu imdilerde, miting

alanlarının en büyük kozlarından biri olan havaalanlarında düğünler ya ılıyor, ındık kurutuluyor ya da hayvan otlatılıyor AYSEL TAPAN POSTA212 - HABER MERKEZİ

B

aşbakan ecep Tayyip rdoğan, “Havayolu halkın yolu olacak, vatandaş uçakla buluşacak ve herkes uçacak” dedi ve AKP hükümeti “Her İle Bir Havaalanı” slo-

ganıyla havaalanı sayısını ikiye katladı. Böylece zaten vahim olan durum daha da vahim bir hal aldı. HAFTADA BİR UÇUŞ Son yıllarda atıl durumda olan mevcut havaalanlarının bir kısmı tekrar açılırken çoğu hala atıl durumda ve buna rağmen yeni havaalanla-

İstanbul’a Birçok yönden eleştirilen İstanbul’a yapılacak 3. havalimanı ihalesini 22 milyar 1 2 milyon uro’yla Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu almıştı. Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olan 3. havalimanın inşası 11 Şubat’ta İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin verdiği karar ile durduruldu. Fakat Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lüt lvan, İstanbul’a inşa edilecek 3. havalimanı ile ilgili Ç D raporu kararının inşaatı etkilemeyeceğini açıkladı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi de İdare Mahkemenin kararına rağmen, projenin devam edeceğini duyurdu. THY Genel Müdürü Temel Kotil de alınan kararla ilgili “3. Havalimanının olmamasını hayal etmek bile mümkün değil” dedi. Son olarak Başbakan rdoğan Adıyaman, Bingöl ve Şırnak havaalanlarının açılışını yaptı. Hakkari Havaalanı’nın ise mart ayı içinde açılması bekleniyor. Yeni açılan havaalanlarının akıbeti ne olur bilinmiyor ama milyonlarca lira harcanarak inşa edilen fakat yıllarca kapalı kalan ya da hiç açılmayan, açılsa da çok seyrek ya da pahalı uçuşlar gerçekleştiren havaalanlarından bazıları şunlar: UŞAK VE ZAFER HAVAALANI 1 8 yılında hizmete açılan Uşak Havaalanı, 10 milyon lira zarar ederek 2002 yılında kapatıldı. Uşak Havaalanı’nın yeniden açılması halinde yeterli yolcu bulunmadığı için kısa sürede tekrar kapanmak zorunda kalacağı düşünülerek yeniden açılmadı. Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak illerine hizmet vermesi için Kasım 2012 yılında Başbakan rdoğan tarafından Zafer Havaalanı açıldı. Kısa bir süre sonra ylül 2013 yılında yetersiz yolcu sayısı nedeniyle Zafer Havalimanı’ndan yurtiçine uçak seferleri durduruldu. 10 Ocak 2014’te ise Uşak Havaalanı tekrar hizmete girdi. BİNGÖL HAVAALANI THY, Başbakan rdoğan tarafın-

kaç uçuş yaptığı havaalanları için milyonlarca lira harcanıyor. Başbakan rdoğan, seçim kampanyaları kapsamında düzenlediği mitinglerde seçmenlere yapılan havaalanlarını anlatıp yeni havaalanlarının müjdesi veriyor. Geliri uçağa binmeye zaten yetmeyen seçmen de şehrine havaalanı yapıldığı için memnun oluyor.

avalimanı çılgınlığı

dan Temmuz 2013’te açılan Bingöl Havaalanı’nda olumsuz hava koşulları gerekçesiyle Aralık 2013’de ülke genelinde 40 iç hat ve 1 dış hat seferini iptal etmişti. İnceleme yapan bazı yetkililer, Bingöl Havalimanı’nda uçuşa engel bir durum olmadığı belirtilirken, hava muhalefetini öne süren THY’nin yolcu sayısının azlığı nedeniyle seferleri iptal ettiği ileri sürüldü. SİNOP HAVAALANI 1 3 yılında hizmete başlayan Sinop Havaalanı, 2002 yılında 330 milyar lira zarar ederek kapatıldı. 2007’de tekrar açılan havaalanı 2013 yıllında yenilenmek için tekrar kapatıldı. Havaalanı 4 Şubat 2014’te yeniden açıldı. ADIYAMAN HAVAALANI 1 8 yılında çılan Adıyaman Havaalanı’nda zarar ettiği için 2001 yılında açık olmasına rağmen seferler durduruldu. Havaalanı, 200 yılında başlatılan kapasite genişletme çalışmaları kapsamında yapılacak olan

pist genişletme çalışmaları nedeniyle tamamen kapatıldı. Havaalanı, 14 ylül 2013’te Başbakan rdoğan tarafından tekrar açıldı. KOCAELİ CENGİZ TOPEL HAVAALANI 1 4 yılında DLH tarafından ihalesi yapılan ve 1 yılında inşaatına başlanılan fakat 1 Gölcük depreminde zarar gören Kocaeli Cengiz Topel Havalimanı’nın 12 yıl sonra 2011 yılında yeniden ihale kapsamında inşaatı tamamlandı ve kim 2011 tarihinde açıldı. Yolcu olmadığı için uzun bir süre uçuş yapılma-

Meraya d nen havaalanları 1 8 yılında açılan Şanlıurfa Havaalanı, 2007 yılında yeni yapılan GAP Havaalanı’nın faaliyete geçmesi ile kapandı ve uçak yerine koyun ve keçi sürülerinin bulunduğu bir meraya döndü. Uluslararası olarak planlanan ve GAP’ta yetişen ürünlerin kargo uçakları ile de yurt dışına transfer edilmesi hede enen Şanlıurfa GAP Havaalanı yılda tamamlandı. 2007 yılında, yaklaşık 200 milyon TL harcama yapılan, yıllık 2. milyon yolcu kapasiteli, 4 kilometrelik pisti ile Türkiye’nin en uzun pistine sahip olan Şanlıurfa

rı yapılmaya devam ediliyor. Havaalanlarının yapılması tabi ki kulağa hoş geliyor fakat işlevsiz yatırımlarla devletin kaynaklarının yani halkın zaten kıt olan parasının israf edilmesinin Türkiye ekonomisine olan maliyeti azımsanacak gibi değil. Uçakların kalkmadığı ya da sadece Türk Hava Yolları’nın (THY) hafta da bir-

GAP Havaalanı hizmete açıldı. 2013 yılında toplamda 44 bin 6 yolcu taşıdı. 1 0- 1 yılarında temeli atılan İskenderun Havaalanı, dönem dönem Kurban Bayramı öncesi hayvan pazarı olarak kullanıldı. Bilinmeyen sebeplerden dolayı havalimanı hizmete açılmadı ve Amik Ovasına Hatay Havaalanı yapıldı. Şuan havalimanının arazisinde Mustafa Kemal Üniversitesi İskenderun Kampüsü bulunuyor. Kurutulan Amik Gölü üzerine inşa edilen Hatay Havaalanı ise su bastığı için sık sık kullanılamaz hale geliyor.

yan havaalanında şuan haftanın 6 günü, günde bir defa olmak üzere sadece Kocaeli-Ankara seferleri gerçekleştiriliyor. BALIKESİR HAVAALANI 1 8 yılında ilk defa hizmete giren Balıkesir Havaalanı, 3 sene açık kaldıktan sonra 2001 yılında 37 milyar lira zarar ederek kapatıldı ve 2007 yılında tekrar faaliyete girdi. Balıkesir Havaalanı, 2013 yılında sadece 2 bin 876 yolcu taşıdı. ANTALYA GAZİPAŞA HAVAALANI Yapımına 1 1’de başlanan Antalya Gazipaşa Havaalanı, 1 ’da tamamlanmasına rağmen, aynı yıl yapılan genel seçimlerde iktidarın değişmesi sebebiyle 11 senelik bekleyişi başladı. 2007 sonlarında havaalanı tekrar ihaleye çıkarıldı ve işletme hakkı, Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) tarafından 4 Ocak 2008 tarihinde yapılan sözleşme gereği TAV Holding’e verildi. Havaalanı 13 Temmuz 200 tarihinde tamamlanıp hava tra ğine açıldı.

Havaalanı uzun bir süre yolcu bekledikten sonra Nisan 2011’de ilk uluslararası uçak iniş yaptı. TOKAT HAVAALANI 1 76’da yapımına başlanan 1 ’de açılan fakat 3 0 milyar lira zarar eden Tokat Havaalanı 2001’de kapatıldı. 2006’da tekrar hizmete giren havaalanında 2013 yılında 17 bin 7 3 yolcu taşındı. ZONGULDAK ÇAYCUMA HAVAALANI 1 3 -1 4 tarihlerinde yapılan havaalanı dönem dönem hiz-

met verdi fakat çoğunlukla hizmet dışıydı. 1 yılında havaalanı yeni binası ve çevre düzenlemesi ile yeniden açıldı. Fakat 2002’de 68 milyar lira zarar ederek tekrar kapatıldı ve 2006’da devredildi. Havaalanı 2013 yılında iç hatlarda 3 bin , dış hatlarda 26 bin 801 olmak üzere toplamda sadece 2 bin 8 6 yolcuya hizmet verdi. SİİRT HAVAALANI 1 8’de hizmete giren Siirt Havaalanı hala açık ama hem pahalı hem de uçuşların uzun sürmesi nedeniyle pek tercih edilmiyor. 2013 yılında sadece 16 bin 8 6 kişi Siirt Havaalanı’nı kullandı. Var olan havaalanının koşullarını iyileştirmek yerine Siirt Valisi Ahmet Aydın, Ağustos 2013 tarihinde mevcut havaalanının ihtiyaçlara cevap veremediğini söyleyerek yapılması planlanan yeni havaalanı için Gökçebağ beldesi yakınlarında tespit edilen arsa üzerinde incelemelerde bulunmuştu. AYDIN ÇILDIR HAVAALANI 1 3 yılında faaliyete geçen fakat kullanılmayan Aydın Çıldır Havaalanı, 2012 yılında 20 yıllığına THY’ye satıldı. Şimdilerde THY tarafından Aydın’da açılacak Pilot Yetiştirme Okulu’nda yılda 300 pilot yetiştirileceği söyleniyor. AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet rdem, Temmuz 2013 tarihinde Aydınlıların yıllardır hava yolu ulaşımına açılmasını istediği Çıldır Havaalanı’nın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca rantabl olmadığı gerekçesiyle yatırım programına dahil edilmediğini açıklamıştı. ANTALYA KARAİN HAVAALANI Antalya Burdur kara yolu üzerindeki Antalya Karain Hava Alanı 1 7 yılında yapıldı ama Dünya Hava Olimpiyatları’na ev sahipliği yapması ile başlayan faaliyeti sonrasında uzun süre atıl kaldı. Model uçak, Paraşüt eğitimi, Yelken kanat, Pilot eğitimi gibi faaliyetlerle THY’nin havacılık eğitim merkezi haline getirdi.

ğdır avaalanı’nda bir yılda 12 kişi uçtu

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Temmuz 2012’de Iğdır Havaalanı’nın açılışında AKP Hükümetinin göreve geldiği zaman 26 olan havalimanı sayısını Iğdır Havaalanı’yla birlikte 48’e çıkardığını söylemişti. Yıldırım ayrıca, “bölgesel havalimanı” özelliği taşı-

dığını söylediği Iğdır Havaalanı ile Iğdırlıların hem yurtiçine hem de dünyaya hava yoluyla seyahat etme fırsatı bulacaklarını ifade etmişti. 2013 yılında Iğdır Havaalanı dış hatlarda 126, iç hatlarda ise 217 bin 2 8 yolcu taşındı ve 22 Aralık 2013 tarihinde de seferler durdu.

Fındık kurutulan havaalanı Ordu’nun Ünye ilçesinde 1 86 yılında temeli atılan ve kullanılmayan havaalanı pisti, fındık üreticilerinin ürün kurutma alanına dönüştü. Havaalanı, 1800 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğinde pisti inşa edildikten sonra tamamlanmadı. 1 88

yılında da 4 yıllığına kullanımı Türk Hava Kurumu’na devredildi. O Gİ adı verilen Ordu-Giresun Havalimanı’nın ise yapımı devam ediyor. Deneme uçuşlarının Mart 2014’te başlayacağı söyleniyordu ama henüz herhangi bir uçuş yapılmadı.

Süleyman Demirel’e zel havaalanı

Isparta Süleyman Demirel Havalimanı, 1 7 yılında hizmete girdi. Yaklaşık 1 trilyon 240 milyar liraya mal olan havaalanı 2 milyon 200 bin metrekarelik alana inşa edildi. 2000 yılı itibariyle 1.3 trilyon lira zarar etmesine rağmen . Cumhurbaşkanı Sü-

leyman Demirel’in isteği üzerine açık tutuldu. Havaalanına uzun bir süre Demirel ve kardeşi Şevket Demirel’in uçağı dışında uğrayan olmadı. Havaalanı 2013 yılında seyrek de olsa İstanbul seferlerine başladı ve sadece 147 bin 681 yolcu taşıdı.

avaalanı diye ya ıldı düğün salonu oldu Kastamonu Uzunyazı Havaalanı 1 0’lı yıllarda yapıldı. Ancak birkaç test uçuşu dışında hiçbir yolcu uçağı inmeden kapatıldı. Kastamonu Havaalanı da yıllarca amacının dışında tuhaf işler için kullanıldı. Yaklaşık eski Türk Lirası’na göre 3 trilyon liraya mal olan havaalanında düğün ve araba yarışları yapıldı. Havaalanı, tadilat ve yenileme çalışmalarından sonra Temmuz 2013’te yeniden açıldı. Havaalanının yenilenmesi için 110 milyon TL harcandı. Havaalanı 2013 yılında 3 bin 4 yolcu taşıdı.


Güncel Toplum

Unique Settings çalışanları gecede Kanserle Dans için 1000 dolar bağış yaptı.

Demet Sağıroğlu, geceye hem sesiyle hem de yüreğiyle destek verdi.

12 Mart 2014 Çarşamba

Kanserle Dans kokteyli için özel olarak tasarlanan “Viken” yüzük büyük beğeni topladı.

Kanserle Dans’a BÜYÜK DESTEK Çalıkuşu ekibi geceye hem destek verdiler, hem de gönüllerince eğlendiler.

TADF başkanı Atilla Pak, Kanserle Dans için her zaman yardıma hazır bulunacağını söyledi.

Kanserle Dans’ blog sitesi kurucuları Esra Ürkmez ve Ebru Tontaş’ın bağış to lamak amacıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenledikleri kokteyl, yoğun ilgi g rdü SERKAN KALFA NEW YORK - POSTA212

A

merika’da yaşayan sra Ürkmez ve bru Tontaş, kanser konusunda insanları bilgilendirmek, yaptıkları çevirileri paylaşmak, hastaların deneyimlerini aktarmak adına 2012 yılında Kanserle Dans’ blog sitesini kurmuşlardı. Kısa sürede büyük ilgi gören sitenin yaratıcısı iki kadın, bağış toplamak için kmel Anda ve The Bahche Caf ’nin yardımlarıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir kokteyl düzenledi. Bilet satın alınarak girilen kokteyle ilgi yoğundu. New York ve New ersey’in tanınmış isimler geceyi maddi maveni desteklemek için ordaydı. Ayrıca hem siteyi destekleyen hem de bu gece için özel bir şarkı hazırlayan ünlü sanatçı Demet Sağıroğlu da kokteylde hazır bulundu.

Esra Tontaş, konuşmasında kanserle ilgili çok faydalı bilgiler paylaştı.

BİREYSEL DESTEĞİN ÖNEMİ sra Ürkmez’in kısa açılış konuşmasından sonra, yaptıkları işleri anlatmak ve destek istemek için bru Tontas mikrofona geçti. Hazırlanan slayt gösterisi ile sözlerine başlayan Tontaş, “Yaptıklarımızdan örnekler vereceğim ve siz 1 yılda yaptıklarımızı görünce, 1 yıl sonra desteğinizle neler yapabileceğimizi anlayacak ve hayalimizin bir parçası olacaksınız. Çünkü bu bizdeki aşk, bulaşıcı bir durum” dedi. ANNESİ KANSERDEN ÖLDÜ Annesini meme kanserinden kaybettiğini ama kendilerinin sadece belirli türler için değil, tüm kanser tipleri için çalıştıklarını söyleyen Tontaş, “Bizim amaçladığımız farkındalık. Kişinin kendi bedeninin, gereken muayene, takip, kontrol ve şıklığının ve verebileceği potansiyel zararların farkında olması.

Doktor ve hastane korkusunu yenmesi ve utanmaması. Bir hasta olarak haklarının farkında olması, soru sorması ve tedavisine katılımcı olması. Hatta başkalarına öncü olması” diyerek sözlerini sürdürdü.

YARDIMLA YAŞIYORLAR Sadece 1 yıl içinde kanser adına şimdiye kadar hiç kimsenin ya da kuruluşun yapmadığı kadar broşür, kitapçık ve basılı materyal çıkarttıklarını söyleyen bru Tontaş, bunların hepsini sadece yardımlarla oluşturduklarını ve asıl hede erinin her ilde “ sralar ve brular” yaratmak olduğunu anlattı. HER SORUYA YANIT Kanserle Dans web sitesinde her türlü yorumu ve soruyu cevapsız bırakmadıklarının da altını çizen Tontas, “İnternet sitemize her gün yüzlerce paylaşım geliyor. Bunların çoğu ya hastalar ya da bir yakınını kanserden kaybetmiş kişilerin duyguları ve düşünceleri. Orası aslında bir terapi mer-

Ekmel Anda kıvrak zekasıyla, bir formayla iki kere bağış topladı.

kezi. Ve terapi, pozitif enerji hastaların iyileşmesi için çok önemli. Bizim isteğimiz sizlerin de maddi manevi desteğiyle bu gibi işleri bir adım öteye taşımak.” diyerek sözlerini bitirdi.

EKMEL ANDA’DAN İLGİNÇ BAĞIŞ Kokteylde, daha sonra bağış toplamak için ürün satışı da yapıldı. Tamamı gönüller tarafından Kanserle Dans oluşumuna hediye edilen birbirinden güzel ve değerli ürünler, bu geceyi desteklemek isteyenler tarafından satın alındı. Sinan Akdeniz imzalı dijital ebru, imzalı Fenerbahçe, Beşiktaş ve milli takım formaları, Uni ue Settings’ten değerli takılar, Drom’dan Sertab rener konser biletleri gibi parçalar çok iyi yatlarla sahiplerine teslim edildi. Ayrıca Kanserle Dans kokteyli için Murat Özbilir tarafından tasarlanan “Viken” adlı yüzük gecenin ilgi çeken bir başka eseriydi. Gecenin en ilginç bağışı kmel Anda tarafından gerçekleştirildi. İmzalı Fenerbahçe forması Dursun Koçak tarafından satın alınarak, Anda’ya hediye edildi. Ama Anda hediyesini, formayı almak isteyen Bilgehan Koçak’a satarak daha fazla bağış toplamış oldu. HER ZAMAN HAZIR Yüzüğün tasarımcısı olan Özbilir yaptığı konuşmada, kuzenini kanserden kaybettikten sonra kanserle savaşmak adına hep birşeyler yapmak istediğini, bu sebeple tasarladığı bu yüzüğün onun için çok anlam ifade ettiğini anlattı. Kokteylin oluşmasında ve toplanan bağışlarda çok büyük emekleri olan kmel Anda ise, bu tür hayır işleri için her zaman hazır olduğunu, Türk milletinin de bu tür yardımlarda kendisini hiç yanlız bırakmadığını söyledi. DEMET SAĞIROĞLU SAHNE ALDI Gecenin ilerleyen dakikalarında ünlü sanatçı Demet Sağıroğlu sahne aldı. Kanserle Dans için özel bir parça da hazırlayan Sağıroğlu, kendi ailesinden iki kişiyi kanserden kaybettiğini ve en büyük dileğinin bu hastalığa çare bulunması olduğunu belirtti. Daha sonra en sevilen şarkılarını seyirciler için söyleyen Demet Sağıroğlu, Kınalı Bebek’ , Arnavut Kaldırımları’ şarkılarıyla kokteylde nostaljik ve eğlenceli dakikalar yaşattı. BİRLİK OLDUK Gecenin sonunda bru Tontaş duygularını “Çok güzel bir geceydi. Birlik olduğumuzu gösterdi. Hem maddi hem manevi çok destek gördük. Hiç tanımadığım insanlar bana gelip acaba size nasıl yardımcı olabiliriz diye sordular. Sanırım mesajlarımızı ulaştırabildik ve insanlar da bunu gördü. Çok mutluyum” diye paylaştı. AMACIMIZ YÜREK KAZANMAKTI sra Ürkmez ise “Bu akşama hiçbir beklentim olmadan geldim. Sadece yürek kazanmaktı amacımız. Ve burada gördük ki o yürek her geçen gün daha da büyüyor. Dernek için güzel bir miktar toplandı ve maddi manevi yanımızda hissettiğimiz yürekler bizim için en büyük mutluluk. İnanılmaz heyecanlıyım” diyerek düşüncelerini anlattı. HERKESİN BAŞINA GELEBİLİR Kanserle Dans için sözlerini ve bestesini kendi yaptığı bir parçayı hediye eden Demet Sağıroğlu gördükleri karşısında çok mutlu olduğunu söyledi. “Geceye ilgi çok güzeldi. Tabii gönül ister ki çok çok daha fazla olsun. Bu hastalık, çok yaygın bir hastalık ve herkesin başına gelebilir. O sebeple, hastalık bizi ya da bir yakınımızı bulmadan, bu tür etkinliklere katılmamız gerekiyor. Önemli olan bağış yapmak değil. Önemli olan farkında olmak, destek vermek ve tek yürekte birleşmek. O zaman en büyük sorunlar kolayca hallolur. “


En tanınmış ne ret gru ları

NEO CONFEDERATE:

Neo Confederatistler modern Amerikalıların terk ettiklerini düşündükleri Hıristiyanlık ve diğer temel değerlerine dönülmesini savunuyor. Kadın erkek eşitliğine, eşcinsellerin haklarını almasına, demokratik değerlere karşı çıkıyorlar.

KLU KLUX KLAN:

Amerikan İç savaşı sonrasında kurulan en ünlü nefret grubu Klu Klu Klan, köleliğin kaldırılmasından sonra siyahlara verilen haklara karşı şiddet ve teröre başvurmasıyla tanınıyor. Örgüt iki kez dağılmasına karşın 1 0 ve 1 60’larda tekrar canlandı. Hali hazırda Amerika’nın kırsal yörelerinde sessizce faaliyet gösteriyor.

WHITE NATIONALIST:

White Nationalistler adlarından da anlaşılacağı gibi beyaz ırkın üstünlüğüne ve beyazların tamamıyla ayrı bir devlet kur-

masına inanan birtakım örgütlere dayanıyor. Örgütün bünyesi içinde en geniş grubu Council of Conservative Citizens adlı kuruluş oluşturuyor.

RACIST SKINHEAD:

Önceleri bir alt kültür olarak gelişen dazlaklar 1 80’lerden sonra Amerika’da şiddet eylemleriyle adlarını duyurdular. Halen de ırkçı dazlaklar, müzik gruplarıyla, sokak partileriyle, hatta ordunun içinde bile çeşitli zamanlarda yüzlerini gösteriyorlar.

BLACK SEPARATIST:

Black Seperatistler, her türlü ırksal entegrasyona, evliliğe karşı çıkarak Amerika’da ayrı siyah ulus hayalinin peşindeler. Anti - beyaz, anti semitik tavırlarıyla dikkati çekerken, Yahudilerin değil siyahların İncil’e göre seçilmiş insanlar olduğuna inanıyorlar.

GENERAL HATE: Bu gruplar, çok çeşitli nef-

ret ideolojilerini barındırıyor. Yahudiler, Araplar, Mormonlar nefret ettikleri grupların başında geliyor.

NEO NA İLER

Amerikan Neo Nazi grupları, Hitler’e hayranlıkları ve Yahudilere nefretleriyle tanınıyor. Amerika’da en çok tanınan Nazi grubu National Allicance olarak biliniyor.

12 Mart 2014 Çarşamba YIL 1 • SAYI 43 HAFTALIK ÜCRETSİZ

www.posta212.com

ABD’DE NEFRET YÜKSELİYOR

Siyahlara karşı ırkçı şiddet uygulayan Klu Klu Klan’ı herkes ür ererek hatırlar Ama Amerika’da ırkçı, ek çok ne ret grubu son yıllarda yeniden canlanmaya başladı AHMET BUĞDAYCI NEW YORK - POSTA212

A

merika’da yapılan bir araştırmaya göre ülke çapında 3 nefret grubu aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor. Southern Powety Law Center’in (SPLC) eyaletler bazında yaptığı incelemede, bir grup insanı nefretle anan, sürekli onları kötülemeye çalışan, aşağılayan, bazı durumlarda saldıran, şiddet kullanan nefret grupları ele alınıyor. KLU KLUX KLAN n bildik nefret gruplarından Klu Klu Klan daha çok kırsal alanlarda yoğunlaşırken, Black Separatistler kentlerde konuşlanıyor. SPLC’nin direktörü Mark Potok, 2014 itibarıyla bu gruplar arasında özelikle American Freedom Party içindeki white supremacy ile Crew 41 olarak adlandırılan küçük ama şiddet eğilimli ırkçı dazlak çeteleri işaret ediyor. EN AGRESİF 2 GRUP Irkçı Güney Kaliforniyalı dazlaklar Amerikan Fredoom Party’i 200 ’da göçmenleri sınır dışı etme amacıyla kurdu. Grubun politik anlayışı, “Beyaz Amerikalılar’ın çıkarları”nı temsil ediyor. Potok grubun etkili beyazları yönetimlerine getirdiğini ve seçimlerini kazanmak için daha agresi eştiklerini söylüyor. Crew 41, geçen yaz online olarak organize olan bir çete tarafından kuruldu. Grup özellikle de seks suçlularını öldürmek istediklerini açıkladılar. South Carolina’da grubun ateşli silah ve bıçaklarla saldırılar yaptıkları bildiriliyor.

3 akti ne ret gru unun dağılımı Ku Klux Klan Neo Nazi White Nationalist Racist Skinhead

163 143 128 126

Christian Identity Neo Confederate Black Sepatist General hate

37 36 115 191

New York’ta toplam 42 aktif nefret grubu bulunuyor S 9/11 Christian Center at Ground Zero American Freedom Defense Initiative American Freedom Party Aryan Strikeforce Aryan Terror Brigade Atlas Shrugs Bergen County Hooligans Castle Hill Publishers Catholic Family and Human Rights Institute (C-FAM) Catholic Family News/Catholic Family Ministries, Inc. Caucasian Persuasion Council of Conservative Citizens Council of Conservative Citizens Cultural Studies Press Fraternal White Knights of the Ku Klux Klan Freedom Defense Initiative (FDI) Golden Dawn Help Rescue Our Children Jewish Task Force Loyal White Knights of the Ku Klux Klan Most Holy Family Monastery Nation of Islam

U Anti-Muslim Anti-Muslim White Nationalist Racist Skinhead Racist Skinhead Anti-Muslim Racist Skinhead Holocaust Denial Anti-LGBT Radical Traditional Catholicism White Nationalist White Nationalist White Nationalist General Hate Ku Klux Klan Anti-Muslim White Nationalist Anti-LGBT General Hate Ku Klux Klan Radical Traditional Catholicism Black Separatist

BU UNDU U New York New York New York New York Brooklyn New York New York Niagara Falls New York New York Parishville New York Plattsburgh New York Astoria Monsey Fresh Meadows Fillmore Brooklyn (bet. Pitkin & Glenmore)

S Nation of Islam ation o slam National Black Foot Soldier Network National Socialist Movement Nationalist Socialist Aryan Workers Party New Yorkers for Immigration Control and Enforcement (NYICE) NPI TV Pioneer Fund Racial Nationalist Party of America Radio Jihad Red October South Africa Project Stop the Islamization of America (SIOA) Stop the Islamization of Nations (SION) Sultan Knish a blog by Daniel Greenfield The American Defence League The Fatima Crusader/International Fatima Rosary Crusade The Israelite Church of God in Jesus Christ The Israelite Church of God in Jesus Christ Tony Alamo Christian Ministries

U Black Separatist la k eparatist Black Separatist Neo-Nazi White Nationalist

BU UNDU U Harlem u alo Harlem

Anti-Immigrant White Nationalist White Nationalist White Nationalist Anti-Muslim White Nationalist White Nationalist Anti-Muslim Anti-Muslim Anti-Muslim Anti-Muslim

New York Brooklyn New York Lockport

Radical Traditional Catholicism Black Separatist Black Separatist General Hate

Constable New York Harlem New York

Albany

New York New York New York New York


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.