POSTA212 - SAYI 35 - EK

Page 1

DÜNYANIN KANAYAN YARASI

MICHIGAN ÜNİVERSİTESİ’NİN ANKETİNDEN ŞAŞIRTAN SONUÇ

» 7’DE

Gelir eşitsizliği TÜRK KADINLARI KAPANSIN » 7’DE

Derin Togar’dan yeni albüm ■ Derin Togar... Yarı Amerikalı yarı Türk genç ve çok güzel bir kadın. Müzik kariyerini Amerika’da sürdüren Derin Togar, şimdilerde ilk İngilizce albümünü çıkarmak için gece gündüz çalışıyor. » 2’DE

HAFTALIK ÜCRETSİZ

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

15 Ocak 2014 Çarşamba

www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 35

Türkiye ve Amerika

KARA LİSTEDE Uluslarararası sivil toplum örgütü Freedom House, 2013’ün özgürlükler açısından hazırladığı ‘kara listesini’ önümüzdeki hafta açıklıyor. Ancak, basına sızan bilgilere göre rapor, özellikle Türkiye ve Amerika için pek de iç açıcı değil

5’TE

GÜLHAN AKŞİT

9’DA

SUNAY AKIN

14’TE

HALDUN ARMAĞAN İLE VİZYON

14’TE

NEW YORK’TA ETKİNLİKLER

Gezi olayları ile başlayan AKP’ye yönelik derin hoşnutsuzluk, yolsuzluk skandalları ve sosyal huzursuzluklar raporun Türkiye ile ilgili satır başları. Ulusal Savunma Ajansı’nın (NSA) telefon dinlemeleri ve internet denetimi ise Amerika’nın ‘kara liste’ye girmesinin en büyük nedeni » 5’TE

15’DE

NURDAN YÜZBAŞIOĞLU İLE LIFE AND STYLE

Fenerbahçeli İlker’in

Marihuana menülere de girdi

Amerika macerası

■ Colorado’da yaşanan talep patlaması ile harekete geçen bir sushi restoranı, yemeklerini marihuana ile servis etmek için reklam kampanya başlattı. » 8’DE

■ Hem milli takım hem de Fenerbahçe formasını uzun yıllar taşıyan eski basketbolcu İlker Esel’in 35 yıl önce başlayan Amerika macerası herkesten farklı. » 3’DE

Altın Küre Brooklyn’de konut sahiplerini buldu fiyatları uçuşta » 16’DA

Emlakçıların yeni gözdesi: Bitcoin ■ Dünyanın herhangi bir yerindeki bir kişiye kolayca para göndermeyi sağlayan ve herhangi bir banka ya da resmi kuruluş ile de ilişkisi olmayan son dönemlerin gözde sanal para birimi Bitcoin, artık New Yorklu emlakçıların da tercihi haline geliyor. » 12’DE

» 12’DE

BU KÜÇÜK İŞLER ABD’de çok COOL ■ ABD’de geçtiğimiz yıl yine birbirinden ilginç iş yerleri kuruldu. Akılları zorlayan bu küçük ölçekli işletmeler ise kısa zamanda ‘cool’ oluverdi.

» 8’DE

DEMET attığını vuruyor

■ Gazetemizin acar muhabiri Demet Demirkaya tam bir doğa, av ve silah tutkunu. Demirkaya, bu kez de silah ve atıcılık deneyimlerini sizlerle paylaştı. » 9’DA


Toplum Yaşam

15 Ocak 2013 Çarşamba

DERİN TOGAR’DAN İNGİLİZCE ALBÜM Müzik kariyerini Amerika’da dünyaca ünlü sanatçılarla sürdüren Derin Togar ilk İngilizce albümünün çalışmalarını tamamlamak üzere NEW YORK - POSTA212

Y

arı Amerikalı yarı Türk olan ve müzik kariyerini Amerika’da sürdüren Derin Togar, bugünlerde ilk İngilizce albümünü çıkarmak için yoğun çalışıyor. Derin Togar şarkı söylemeye ve dans etmeye 3 yaşında başlamış. 6 yaşında geldiğinde şan, enstrüman ve dans dersleri almaya başlayan güzel şarkıcı, o zamandan bu yana hep müzik odaklı yaşamış. ÜÇ OKTAVIN ÜSTÜNDE SES Derslerinden arta kalan zamanlarda müzikallerde ve kilise korolarında görev almaya başlayan Derin Togar, lisede klasik müziği seçmiş ve

üç oktavın üstünde sesi olduğu ortaya çıkmış. Togar, operaya da olan ilgisinden dolayı üniversite çağına gelince Indiana Üniversitesi’nde opera eğitimi almaya karar vermiş. Üniversite eğitimi sonrasında bir süre jazz ağırlıklı çalışmalar sürdürerek ilk albümünü çıkarmış. TIMES MEYDANI’NDA KONSER Kariyerine ABD’de devam etmeye karar veren Togar, şu an dünyaca ünlü müzisyenlerle ve söz yazarlarıyla birlikte çalışıyor. Beyonce’nin menajeri ve Michael Jackson’un koreografı Brain Thomas ile birlikte çalışan Togar, şarkılarını ünlü yıldız Rihanna’nın kayıt yaptığı stüdyoda gerçekleştiriyor.

Uzun bir süredir ABD’de yaşayan şarkıcı, Türk hayranlarını unutmayarak İstanbul için 4 versiyonlu tek şarkısı olan 'Dokun' adında single çıkararak Türkiye’de sahne aldı. Şu anda İngilizce albümünü bitirmek üzere olan Togar, New York’ta da çeşitli yerlerde performans sergilemeye başladı. Bunlardan biri de de kısa bir süre önce “dünyanın merkezi” olarak adlandırılan Times Meydanı’nda gerçekleştirdiği performanstı. 6 dilde şarkı söyleyebilme yeteneğine sahip olan Derin Togar, Avrupa’da ve dünyanın diğer yerlerinde yayınlanacak albümler çıkararak konser turlarına katılmayı hedefliyor.

PEOPLE’S CHOICE Ödülleri sahiplerini buldu

40. People’s Choice (Halkın Seçimi) Ödülleri, Los Angeles’taki Nokia Tiyatrosu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Sandra Bullock, dört ödülle gecenin yıldızı oldu LOS ANGELES (AA)

T

ürkiye'de "Yerçekimi" adıyla gösterilen "Gravity" filminin oyuncusu Sandra Bullock, People's Choice Ödülleri'nde dört dalda birden ödüle layık görülerek gecenin yıldızı oldu. Sunuculuğunu "2 Broke Girls" dizisinin oyuncuları Kat Dennings ve Beth Behrs'in üstlendiği gecede Bullock, "En İyi Kadın Oyuncu", "Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu" ve "Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu" ödüllerini kucakladı. Bullock, "Gravity"de başrolü paylaştığı Greorge Clooney ile de "En İyi Çift" ödülünün sahibi oldu. Bullock'un Melissa McCarthy ile oynadığı "The Heat", "En İyi Komedi Filmi" ödülüne layık görüldü. Johnny Deep, geceden "En İyi Erkek Oyuncu" ödülü ile ayrılırken "En İyi Film" ödülü "Iron Man 3"e verildi.

40. People’s Choice ödüllerini kazananlar

Sandra Bullock

◗ En İyi Film: Iron Man 3 ◗ En İyi Erkek Oyuncu: Johnny Depp ◗ En İyi Kadın Oyuncu: Sandra Bullock ◗ En İyi Çift: Sandra Bullock ve George Clooney (Gravity) ◗ En İyi Drama Filmi: Gravity ◗ Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Leonardo DiCaprio ◗ Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Sandra Bullock ◗ En İyi Komedi Filmi: The Heat ◗ Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Adam Sandler ◗ Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Sandra Bullock ◗ En İyi Aile Filmi: Despicable Me 2 ◗ En İyi Korku Filmi: Carrie ◗ En İyi Aksiyon Filmi: Iron Man 3 ◗ En İyi Komedi Dizisi: The Big Bang Theory ◗ Komedi Dizisi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Chris Colfer ◗ Komedi Dizisi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Kaley Cuoco ◗ En İyi Drama Dizisi: The Good Wife ◗ Drama Dizisi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Josh Charles ◗ Drama Dizisi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Stana Katic ◗ En İyi Bilim Kurgu Dizisi: Beauty and the Beast ◗ En İyi Sunucu: Ellen DeGeneres ◗ En İyi Erkek Şarkıcı: Justin Timberlake ◗ En İki Kadın Şarkıcı: Demi Lovato ◗ En İyi Çıkış Yapan Şarkıcı: Ariana Grande ◗ En İyi Pop Şarkıcısı: Britney Spears ◗ En İyi Country Şarkıcısı: Taylor Swift ◗ En İyi Hip-Hop Şarkıcısı: Macklemore ve Ryan Lewis ◗ En İyi R&B Şarkıcısı: Justin Timberlake ◗ En İyi Müzik Grubu: One Direction ◗ En İyi Şarkı: “Roar” Katy Perry ◗ En İyi Albüm: “The 20/20 Experience” Justin Timberlake ◗ En İyi Klip: “Roar” Katy Perry


Toplum Yaşam

15 Ocak 2014 Çarşamba

12 YIL SÜREN Amerika macerası

Hem milli takımı hem de Fenerbahçe formasını uzun yıllar taşıyan eski basketbolcu İlker Esel’in Amerika macerası 35 yıl önce başlamış. 72 yaşında, hala yakışıklı hala dimdik duruyor ve hala çalışıyor FİGEN ONUR İSTANBUL-POSTA212

A

merika’ya giden birçok Türk’ten farklı bir hikayesi var. Çok fazla zorluk sıkıntı çekmemiş. İş kurmuş, 12 yıl yaşamış sonra Türkiye’ye dönmüş. Hala bir ayağı Amerika’da. İlker Esel hikayesini POSTA212’ye anlattı… w Amerika’ya gidişiniz nasıl oldu? Tahsilimi tamamladıktan sonra Çukurova Grubu’nda çalışıyordum. Libya ile iş yapıyorduk. O zaman Kozanoğlu Çavuşoğlu grubu vardı. Onlara da müşavirlik yapıyordum aynı zamanda. Çukurova grubundan ayrıldığımda bana teklif yaptılar. “Gel bizimle çalış, müdürlük yap” dediler. Ben de onlara başka bir teklif sundum. Dedim ki: “Yine size müşavirlik yapayım. Ama beraber firma kuralım. Hem size hem başka müteahhitlere satış yapayım” dedim. Kabul ettiler ve böylece kolları sıvadık, işe başladık. w Yıl kaç? 1979’du ve o yıllar biraz tatsız yıllardı. Sağ sol çatışmaları vardı. Zaten arkasından hemen 80 ihtilali geldi. O sıralar benim işim hep yurt dışındaydı. Yedek parça ve makine ithal ettiğim için çok sık gidip geliyordum. Gideyim yerleşeyim dedim. Zaten orada da yakın arkadaşlarım vardı. 1979 yılında Amerika’ya gidip şirket kurdum oraya taşındım. New York Long Island’a yerleştik. Bu arada zaten eşim hamileydi kızım Melisa orada doğsun istedim. Orada doğdu ve Amerikan vatandaşı oldu. 12 yaşına kadar orada yaşadı, okula gitti. Ben de ticari hayatıma devam ettim. w Sonra ne oldu? Türkiye’de askeri darbe sonrası askerlerin çekilmesiyle çok enteresan gelişmeler oldu. 1983’de Özal devri başladı. Türkiye daha iyiye gitmeye başladı. Long Island çok güzeldi. Amerika çok güzeldi. Ama Türkiye’deki muhitim, arkadaşlarım ve dostlarım benim için çok önemliydi. Onlardan hep uzak kalıyordum. Hoş gidip geliyordum ama aynı tadı vermiyordu. Hatta yılın yarısı Türkiye’de kalan yarısı Amerika’da yaşamayı da denedim.

ÖZAL DÖNEMİ ALTIN ÇAĞ EŞİ, DÖNMEDİ VE BOŞANDI w Türkiye bölümü biraz uzun bir tatil gibi oldu sanırım. Öyle sayılır. 1984 yılında kendime çok güzel bir tekne aldım. Güney sahillerinde arkadaşlarla gezip eğlendim. Derken o yıllarda hanımdan da ayrıldım. O Amerika’da kaldı. Bana Türkiye’de yaşamak daha cazip geldi. Amerika’da geçirdiğim zamanı daha da azalttım. Hafriyat makinaları alanında beni tanıyorlardı. Komatsu makinalarının sahibi oldum. Tabii yine aynı ortaklarımla. O da önemli bir işti. Türkiye’de daha çok zaman geçirmem gerekiyordu. ABD’DE YÜZME HAVUZU YAPIYOR w Peki şimdi? Hala bir ayağınız Amerika’da Evet hala iş yapıyorum. Orada mümessili olduğum şirketler var. Spor tesisleri, yüzme havuzları yapan bir Amerikan firmasının mümessilliğini yapıyorum. Son 4-5 yıldır da Türkiye’nin çok kalburüstü bir inşaat firmasıyla çalışıyorum. Türkmenistan’da çok önemli işleri var. Oradaki en büyük taşeronlarından biriyim. 70’in üzerinde kapalı spor tesisleri yaptık. 2017 kapalı salon olimpiyatlarının yapılacağı olimpiyat köyünde çalışıyoruz. Amerikalı birkaç firmanın orada temsilciliğini yapıyoruz. Bütün malzemeleri Amerika’dan getirtiyorum.

O dönemde Türkiye’de inşaatlar artmıştı. Sizin de

FENERBAHÇE’DE lehinize oldu… Evet patlama ve çağ atlama yaşanıyordu. Özal döneminde BASKETBOL OYNADI Türkiye’de büyük paralar vardı, büyük işler vardı. Kızım hala Şimdi çok gerilere Amerika’da yaşıyordu. Ben de Amerika Türkiye arasında sürekli gitsek, basketbol karimekik dokuyordum. Kızım 12 yaşına gelince annesi Hollanda’ya yerinizden biraz bahsetdönmek istedi. Onlar Hollanda’ya taşındı ben de şirketi kapatıp Türkiye’ye döndüm. Kızım 2 sene sonra benimle yaşamak sek. istedi. Türkiye’ye geldi benimle yaşamaya başladı. Baba Ankara Koleji’nde kız yaşamaya başladık. Amerika macerasını 12 sene okurken basketbola sonra kapattık. başladım. ODTÜ’de okurken 3. Sınıfta Fenerbahçe’den teklif geldi ve transfer oldum. O yıl Fenerbahçe Türkiye şampiyonu oldu. Yıl 1965. O zaman şehirlerarası yapılıyordu, şimdiki gibi deplasmanlı lig yoktu. İşin ilginç ve güzel tarafı o yıl Ankara Koleji gençler takımını çalıştırıyordum. O takım da o şampiyon oldu. Fenerbahçe’nin 1965 de İstanbul ve Türkiye, 1966 da İstanbul, 1966/67 de de Türkiye Kupası şampiyonluklarını kazanan, Avrupa Kupalarına katılan, Şampiyon Kulüplerde Romanya Lig şampiyonu Dinamo Bükreş’i, Kupa Galiplerinde de Fransa Kupa Şampiyonu ASVEL i birer kez yenip ancak 143/146 ve 116/125 gibi sayı averajlarıyla elenen ünlü ve güçlü kadroları: TUNCER KOBANER, İLKER ESER, HÜSEYİN KOZLUCA, ERDAL POYRAZOĞLU, FER-HAN BARAS, GÜNER YALÇINER, M.BATU-RALP, HALİL DAĞLI, ENGİN MURATOĞLU, OKTAY OKAN, TURGUT KUTATKUBİLİK, ÖNDER OKAN, BARIŞ YÜCE, HÜR GÜNERALP, TUNÇ ÖZAN ve EMİN ÖZER’den kuruludur.

TÜRK MÜZİSYEN ABD’Yİ SALLIYOR! oyuncusu ve opera sanatçısı eşi Teri Hansen ile hayatını birleştirdiğini belirtiyor.

NEW YORK - POSTA212

1

2 yıl önce bir arkadaşının düğününe katılmak için New York’a gelen müzisyen Ali Koçyiğit, hayallerinin peşinden giderek ABD’de bir hayat kurmaya karar verdi. Önümüzdeki mart ayında, Türkçe - Kürtçe ve İngilizce şarkıların da içinde yer aldığı ilk albümünü çıkarmaya hazırlanan Koçyiğit, hayallerinin peşinden giden diğer kişilere örnek olmak için kendi hayatını anlatan bir de kitap yazıyor.

GİZLİ GİZLİ SAZ ÇALDI Ağrı doğumlu Ali Koçyiğit müziğin hayatında çocuk yaşlarından itibaren hep olduğunu söylüyor. Koçyiğit 6 yaşında bu yana da saz çalıyor. CİDDİYE ALMADILAR 15 yaşına geldiğinde Ağrı’dan İstanbul’a giderek müteahhit olan amcalarının yanında çalışmaya başlayan Ali Koçyiğit, aynı zamanda arkadaşlarının çeşitli barlarında hem sahne almaya hem de çalışmaya başladı. İnşaat işinden zevk almadığını, asıl amacının çok farklı kulvarlarda olduğunu dile get-

ŞARKILARI SEVİLİYOR Ali Koçyiğit şimdilerde mart ayında piyasaya çıkacak olan “ Ben Seni Bulurum” adlı albümünün yoğun bir hazırlık çalışması içinde. Albümüne de ismini veren “Ben Seni Bulurum” ve “Kalbimi Açacağım” adlı iki şarkısına şimdiden klip çeken Koçyiğit, müzik tarzını belirli bir kalıba sokmaktan ziyade kendisi için önemli olanın dinleyicilerine gönlüne hitap etmek olduğunun altını çiziyor. iren Koçyiğit, o zamanlar çeşitli plak şirketleriyle görüşmeye gittiğini fakat çevresi tarafından çok fazla ciddiye alınmadığını gülümseyerek anlatıyor. EŞİ BROADWAY OYUNCUSU Yaklaşık 12 yıl önce bir arkadaşının vesilesiyle New York’a gelen Koçyiğit, farklı bir atmosferde olmanın heyecanı içerisinde hayatını bu ülkede kurmaya karar verdiği ve bir süre sonra Broadway

HAYATINI KALEME ALIYOR Müzik kariyerinin yanı sıra, oyunculuk dersleri de alan Ali Koçyiğit, hayatını kaleme alan bir kitap yazdığını, böylece kendisi gibi hayallerinin peşinden giden kişilere ilham olmayı umduğunu belirtiyor. Mart ayında “Ben Seni Bulurum” adlı ilk albümü çıkacak olan Ali Koçyiğit’i ve çalışmalarını kendi internet sitesi www.alinyc.com, Facebook sayfası Ali NYC ve Twitter adresi @ali_nyc’den takip edebilirsiniz.

GALATASARAY’A ANTRENÖR OLDU Üniversiteyi bitirince bir fırsat çıktı ve master yapmak için İngiltere’ye gittim. 2 sene orada kaldım. Hem okudum hem basketbol oynadım. Basketbol ikinci sıraya düştü o zamanlarda. Çünkü o yıllarda çok para yoktu. Döndükten sonra Galatasaray basketbol takımının bir yıl antrenörlüğünü yaptım. Ama iş hayatıma devam etmem, hayatımı kazanmam gerekiyordu. Zaten sonra işler yoğunlaştı, Amerika derken basketbolu bıraktım.


Toplum Yaşam

15 Ocak 2014 Çarşamba

Amaç, Türkiye’yi tanıtmak ABD’de çocuk yetiştirmek (MARYLAND – POSTA 212) Türk Amerikan Toplum Merkezi (TACC), “Amerika’da Çocuk Yetiştirmek” konulu bir konferans düzenliyor. 18 Ocak Cumartesi akşamı 19:00’da yapılacak olan “Amerika’da Çocuk Yetiştirmek” adlı konferansa Psikolog Tuba Yıldırım’ın konuşmacı olarak katılacak. “9470 Annapolis Road, Unit:317 Lanham MD 20706” adresinde gerçekleşecek etkinlik ile ilgili detaylı bilgi almak isteyenler info@taccenter.org adresine e-posta gönderebilirler.

Florida merkezli turizm şirketi OnPoint Travel’in sahibi Oya Beşikçioğlu, Türkiye’nin kültürel, tarihsel ve doğa zenginliğini tanıtmak için çaba harcıyor FLORIDA - POSTA212

Y

TCF’den 100 eğitim videosu (NEW YORK – POSTA 212) Türk Kültür Vakfı (TCF), geçtiğimiz hafta yaptığı bir duyuru ile resmi internet sitesi üzerindeki video galerisinde bulunan eğitim videolarının sayısının hafta itibarıyla 100’e ulaştığını açıkladı. Turkishculturalfoundation.org sitesindeki TCF Video Gallery bölümünde sanat, mimari, mutfak, müzik, tarih ve diğer birçok konu hakkında dünyaca tanınan uzmanların düşüncelerine yer verilen eğitim videoları bulunuyor. Video galerisinde bulunan eğitim videolarının sayısının 100 e ulaştığını duyuran TCF, Türk kültürünün dünyaya tanıtımı için hazırlanan 85 saat uzunluğundaki ve 7 bin resimle zenginleştirilmiş videonun dünya çapında 94 ülkedeki internet kullanıcıları tarafından 118 bin defa ziyaret edildiğini de açıkladı.

REKLAM VERMEK İÇİN...

reklam@posta212.com

aklaşık 15 senedir ABD’de yaşayan, Florida merkezli seyahat şirketi OnPoint Travel’in sahibi Oya Bekişoğlu ilk amacının Türkiye’nin kültürel, tarihsel ve doğa zenginliğini tanıtmak olduğunu söyledi. 1969 yılında Ankara’da doğan Oya Bekişoğlu, TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra Bilkent Üniversitesi’nde eğitimime devam etti. Bilkent’te Turizm ve Otelcilik eğitimi aldıktan sonra bir çok otel ve seyahat şirketlerinde görev aldı. Türk Hava Yolları’nda 7 sene uçarak dünyayı gezen Bekişoğlu, 1998 yılından beri Amerika’da yaşıyor.

TEBESSÜM MUTLULUĞU

Oya Bekişoğlu 2000 senesinden beri Amerika’nın önde gelen seyahat firmalarında görev aldı. Florida, Washington ve New York’ta bölge ve ulusal satış müdürlükleri yaptı. Dünyanın değişik yerlerinde, değişik kültürleri tanımak, gezmek en büyük tutkusu. Bu tutkusu ve kalbimdeki heyecanı, 2012 senesinde, OnPoint Travel ile gün yüzüne çıkan Bekişoğlu “Müşterilerimin ihtiyaç ve bek-

lentilerine göre paket programlar hazırlamak, onlarla tecrübemi paylaşmak, yüzlerinde tebessümü görmek, hayal ettikleri seyahat programını hazırlamak, onların heyecanına ortak olmak öyle güzel ki!” diye konuştu.

“GÜNEY AFRİKA TUTKUNUYUM”

Türk olmaktan ve muhteşem bir ülkenin evladı olmaktan gurur duyduğunu dile getiren Bekişoğlu “Bu nedenle, ülkemizi burada tanıtmak istedim. Aynı zamanda Güney Afrika tutkunuyum. Bu iki muhteşem ülkeyi tanıtmak adına turlar düzenliyorum. Türkiye’mizin kültürel, tarihsel ve doğa zenginliğini tanıtmak ilk amacım. Güney Afrika’nın da doğası, şarap vadileri, insanları bir başka güzel....Tabii ki Türkiye ve Güney Afrika dışında, dünyanın her yerine kişiye özel Turlar düzenliyorum. Müşterilerimin istek ve arzularına göre paket programlar hazırlıyorum. Turların yanında, her türlü Gemi seyahati, uluslararası uçak bileti, otel rezervasyonları da vermiş olduğumuz hizmetler arasında” diye konuştu.

KARAYİP TURU

TÜRKİYE HAYRANLIĞI

Bekişoğlu Posta212 muhabirinin “Kış mevsimi için en revaçta olan tatil bölgeleri hangileri?” sorusunu ise şu şekilde yanıtları: “Kış mevsimi deyince hemen akla gelen kar olduğu için ve kaymayı sevenler için, Colorado, Vermont, Montana, Wyoming aklıma gelen ilkler arasında. Şayet soğuktan kaçmak ise amaç, Karayipler (Caribbean), Hawaii, Güney Amerika en ideal yerler.”

Türkiye’ye gönderdiği müşterileri arasında şu ana kadar ülkemizi beğenmeyen bir kişinin bile olmadığının altını çizen Bekişoğlu “Bir giden tekrar gitmek istiyor. Böyle muhteşem bir ülkeye sahip olduğumuz için çok şanslıyız” dedi. BÜTÇEYE UYGUN TATİL OnPoint Travel’in sahibi Oya Bekişoğlu şu anki kampanyalar arasında en ekonomik olanların

gemi seyahatı, Karayipler, Güney Amerika ve Hawaii Turları olduğu söyledi. “Aslında her bütçeye göre paket programlarımız mevcut” diye ekledi. OnPoint Travel şirketi ve düzenlediği turlar hakkında aşağıdaki adreslerden bilgi alabilirsiniz. Email : info@onpointtravel.com Web : www.onpointtravel.com Facebook: http://www.facebook.com/OnPointTravel

MASSACHUSETTS’TE HALK

TOPLANTISI YAPILDI Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun düzenli olarak yaptığı halk toplantısı geçtiğimiz haftasonu Massachusetts’in Indian Orchard bölgesinde bulunan “Batı Massachusetts Türk Amerikan Cemiyeti” merkezinde yapıldı

TC

Boston Başkonsolosu Burak Karartı, TADF Başkanı Ali Çınar, TADF Saymanı ve Young Turks Başkanı Tulga Tekman, TADF Başkan Yardımcılarından Kenan Fatih’in katıldığı programda, bölgede yaşayan Türkler ve Ahıskalı soydaşlar sorunları anlattılar. Başarılı çalışmaları ile toplumun sevgisini kazanan Boston Başkonsolosu Burak Karartı, konsolosluk iş-

lemleri konusunda gelen soruları cevapladı. Ayrıca Ahıska Türkleri’nin Türk vatandaşlığına geçilmesi talebinin Dışişleri Bakanlığı olmak üzere devletin üst kademelerinin bildiğini belirtti.

BAŞKONSOLOS CEVAPLADI Başkonsolos Karartı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vatandaşlarımızın oy kullanma süreci ve nasıl

yapılacağı konusunda açıklamalarda bulundu.

ACİL VATANDAŞ HATTI TADF Başkanı Ali Çınar’da TADF’nın çalışmaları hakkında bilgiler verirken, acil vatandaş hattımız emrinizde diyerek sizlerle daha yakın olmak , sesiniz olmak istiyoruz dedi. Bölgenizdeki Kongre Üyesi ve Belediye Başkanını muhakkak derneği-

nize davet edin ve bizlerde yardımcı olalım diyen Çınar, Amerikalı Yerel ve Federal temsilcilerin Türklerin bu bölgede var olduğunu bilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

TEKMAN MİLLİ DAVALARI ANLATTI TADF Saymanı/Genç Türkler Başkanı Tulga Tekman’da milli davalarda yapılan çalışmaları anlatarak, 2015 yılı sözde Ermeni soykırımı yalanlarının yaklaştığını ve her vatandaşın bu konuda duyarlı ve kendilerine destek olmasını istedi. Ayrıca Tekman, toplantıya katılanları 26

Nisan’da Times Meydanı’nda yapacakları Ermeni Yalanlarına Son Mitingi’ne davet etti. Halk toplantısı öncesi heyet, Diyanet Vakfı’na bağlı ve dernek çatısı altındaki camide düzenlenen Kandil Programı’na katıldı. Halk toplantısı gece 01.00’de sona erdi ve TADF heyeti derneğin okul ihtiyaçlarının karşılanması içinde yardım edecekleri sözü verdiler. Din Görevlisi Enver Osman Kaan ve Dernek Başkanı Tuncay Bayrak da heyete, toplantıya katıldıkları için teşekkür etti.


Toplum Yaşam ABD’NİN ÖZEL HAYATLARI DİNLEMESİ

15 Ocak 2014 Çarşamba

RUSYA’DA KİTLESEL BASKI

Ulusal Savunma Ajansı’nın (NSA) hem Amerika’da hem diğer ülkelerde internet ve telefonlar üzerindeki denetiminin açığa çıkması, bir yandan ülkenin yurtdışındaki güvenirliğine büyük zarar verirken, diğer yandan mahremiyetlerinin ihlal edildiğini düşünen Amerikalıları öfkelendirdi. Fransa, Almanya ve Brezilya gibi müttefik ülkeler, kendi liderleri ve vatandaşlarının dinlenmesinden dolayı Amerikan hükümetine karşı çok sert çıkışlarda bulundular.

PSİKOLOG

Putin bir yandan uluslararası medyada yaklaşan Sochi Kış Olimpiyatları’nın tanıtımını yaparken, Rusya 2013’te Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana en sert ve yaygın baskılara tanık oldu. Hükümet muhalifleri tespit etmek için yasal sistemleri pervasızca kullandı. Yerel medya kuruluşları kapatılarak medya üzerindeki güç konsolide edildi, eleştirel haberler yapan gazeteciler hedef alınmaya başladı.

Gülhan Akşit Şener glhan07@hotmail.com

KİBARİYE – KOMPLEKS= TEVAZU

FREEDOM HOUSE 2013

‘KARA LİSTE’si açıklanıyor Uluslararası insan hakları özgürlüklerini misyon edinen Freedom House 2013 raporu önümüzdeki hafta açıklanıyor. Raporun basına sızan özet değerlendirmesinde Gezi ve yolsuzluk olaylarıyla gündeme gelen Türkiye yer alıyor NEW YORK - POSTA212

U

luslarararası sivil toplum örgütü Freedom House, 2013’ün özgürlükler açısından ‘kara listesini’ önümüzdeki hafta açıklıyor. Raporun basına sızan ilk notları kara listenin satır başlarını gözler önüne seriyor. Bireysel ve toplumsal özgürlükleri, ifade ve toplanma özgürlüğünü, azınlık ve kadın haklarını savunmayı kendine misyon edinen kuruluşun listesinde Gezi protestolarının şiddet kullanarak bastırılması ve ABD’deki telefon dinleme skandalının ortaya çıkması raporda yer aldı.

MUHALİFLERİN SİNDİRİLMESİ Raporda ilgi çekici olan husus, tüm otoriter liderlerin birbirlerini taklit edercesine aynı söylemleri ve politikaları izlemesi. İster Rusya’daki gibi çoğunluk tarafından, ister Venezüela’daki gibi yüzde 1.5 oy farkıyla seçilsin, bu tür liderler iktidara gelir gelmez, eleştirel her muhalifi sindirmeye, medyanın ifade özgürlüğünü kaldırmaya başlıyor. 2013'te Türkiye'de Gezi ile başlayan olaylar ve takip eden gelişmeler bu otoriter eksenin adeta bire bir kopyası.

GEZİ VE YOLSUZLUK SKANDALLARI

Yolsuzluk skandalları ve sosyal huzursuzluklar 2013’te Türkiye’nin demokratikleşme sürecine ağır bir darbe vurdu. İktidar partisi AKP’ye yönelik derin hoşnutsuzluk, Mayıs 2013’te Gezi Parkı’nda bir anda alev aldı ve kar topu gibi tüm ülkeye yayıldı. Türkiye, Aralık 17’de tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonuna sahne oldu. Üç bakanın oğlu, önde gelen kamu yöneticileri ve işadamları devasa bir rüşvet, ihalede yolsuzluk ve kara para aklama suçlarından gözaltına alındılar.

Hugo Chavez’in ölümünden sonra halefi Nicolas Maduro, seçimlerde rakip partiyi sadece yüzde 1.5 oyla geçerek iktidara geldi. Maduro çok bildik bir süreci izleyerek, seçilir seçilmez büyük bir hızla kararnameler çıkarıp, yargıyı ve hukuku by-pas edecek düzenlemeler getirdi. İşadamları ve gazeteciler başta olmak üzere kendisini eleştiren muhaliflerinin peşine düşmekte gecikmedi. Bu gelişmelere paralel olarak ekonomi tepetaklak uçuruma yuvarlanmaya başladı. Maduro ekonomik krizde Amerikan parmağı olduğunu ileri sürerek üç Amerikan diplomatını evine gönderdi. Arkasından, yurtdışından finanse edilen insan hakları örgütlerini araştırmak için Meclis’te bir komisyon kuruldu. Son olarak da yabancı ve yerli düşmanlar olarak adlandırılan kişileri izlemek ve denetlemek için yeni bir istihbarat birimi oluşturuldu.

EŞCİNSELLİĞİ SUÇ SAYAN ÜLKELER Eşcinseller ve genel olarak cinsel tercihleri farklı olan gruplar (LGBTI) yerleşik demokrasilerde evlenme hakkı dahi elde ederken, Rusya, “geleneksel olmayan ilişkilerin tanıtımını” yasaklayan bir yasa çıkardı. Uganda ve Nijerya da bu grupları kriminalize eden yasalar çıkardılar. Hatta Uganda hükümeti farklı bir cinsel tercihe olanları ömür boyu hapse çarptırabiliyor. Hindistan da benzer bir yasayı onayladı.

Önce iktidarın gücü kötüye kullanması, ardından Tahrir’de Müslüman Kardeşler’e karşı gösterileri takiben askeri darbeyle ülkenin demokratik yollarla seçilen liderinin, Mursi’nin, devrilmesi Mısır’ı 2013’te büyük bir kaosa soktu. Ordu, Müslüman Kardeşler’i terörist ilan edip, göstericileri silah kullanarak bastırdı. Medyadan sivil topluma pek çok insan hakkı ihlali yaşandı. Binin üzerinde protestocu öldürülerek Mısır kana bulandı. Ordu, demokratik sürece ilişkin vaatlerine karşın, ülkeyi otoriter bir yöne sürüklüyor.

ORTA AFRİKA’DA KRİZ

Seleka asi kuvvetlerinin Mart 2013’te başkent Bangui’yi kontrol altına almasından ve Michel Djotodia’nın kendisini başkan ve savunma bakanı olarak atamasından sonra, Orta Afrika Cumhuriyeti bir kaosun eşiğine geldi. Gücü eline geçiren Djotodia anayasayı askıya aldı, parlementoyu feshetti ve temel insan haklarını çiğnemekte hiç bir beis göstermedi. Sadece Seleka değil, ülkeye yayılan suç örgütleri ve milisler de halkı soymaya devam ediyor. Uluslararası toplumun müdalesine rağmen, nüfusun büyük bir çoğunluğu insani yardıma muhtaç. Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında artan gerginliğin artmasıyla, ülke yılın sonunda tam bir sosyal çöküşle karşı karşıya gelme riskini taşıyor.

IRAK’TA ŞİDDET KOL GEZİYOR

Irak, 2013’te Saddam günlerini dahi mumla aramaya başladı. Başbakan El-Maliki’nin Şiii ağırlıklı hükümeti, artık ülkede temel güç haline gelen siyasi fanatizmi önlemede başarısızlığa uğradı. Şiilerle Sünniler ölümüne savaşırken hergün onlarca kişi ölüyor. Şiddetin kol gezdiği bu ülkede en küçük bir insan hakları kırıntısından ve özgürlükten söz etmek de anlamsız hale geliyor.

KENYA’DA BASKI

Başkan Uhuru Kenyatta’ya, Uluslararası Suç Mahkemesi tarafından (ICC), 2007 seçimlerinden sonra, insanlık suçları işlediği ithamları yöneltildi. Kenya Parlementosu buna tepki olarak ICC’den çıkma kararı aldı ve Kenyalıları insan hakları ihlalleri konusunda uluslararası denetimden mahrum bıraktı. Hükümet kasım ayında yürütme gücünü artırırken sivil hakları ve medya özgürlüğünü sınırlayacak bir yasa çıkardı.

ÇİN BASKIYI ARTTIRDI

Yolsuzluğa savaş, hukuk devleti gibi söylemlere rağmen, Çin Komünist Partisi’nin Xi Jinping başkanlığındaki yeni liderlik kadrosunun da muhalif görüşler konusunda toleransının olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Online ortamda yapılan konuşmalar giderek daha fazla suç kapsamına alınırken, Mao dönemini andıran “itiraflar ve “özeleştiriler” TV ekranlarında belirmeye başladı. Diğer reformların yanısıra resmi görevlilerin mal varlıklarının açıklanmasını talep eden Yeni Vatandaşlık Hareketi’nin üyelerini ise polis kitleler halinde tutuklamaya devam etti.

ELEŞTİRENLER VATAN HAİNİ Bu tür iktidarlar, sistem muhalifleri veya eleştirmenlerini genellikle “vatan haini” veya “düşman” olarak görüyor ve merkezi olarak denetlediği medya vasıtasıyla topluma bu yönde propaganda yapıyor. Yargı ve hukuk alanındaki kuruluşların denetimleri altına alınması da bu süreçle paralel yürüyor. Bu şekilde, yargı muhalif her eleştiriyi sindirmek için yürütmenin emrine veriliyor. İşte Freedom House’ın ön raporuna göre 2013’ün özgürlükler açısından en utanç verici olayları:

MISIR’DA POLİTİK KAOS

CHAVEZ ÖLDÜ ÜLKE BİTTİ

SUÇU ARAŞTIRANLARA SALDIRI

AKP’nin Gezi’deki reaksiyonu kendini eleştirenlerin peşine çok sert yöntemlerle düşmek olurken, yolsuzluk skandalındaki cevabı da suçu araştıran görevlilere savaş ilan etmek oldu. Gezi sırasında ve sonrasında, onlarca gazeteci hükümet baskısıyla işlerinden atıldı. Yolsuzluk skandalında da emniyet ve yargı mekanizmasını tamamıyla kendine bağlamak için harekete geçti. Türkiye, demokrasinin tüm denetim mekanizmalarını kendi kontrolüne almaya çalışan bir hükümetle, 2014’e ciddi ekonomik ve dış politika krizlerini göğüsleyerek giriyor.

SURİYE’DE KATLİAMLAR YILI

Suriye 2013’te özgürlüğün en uzak olduğu ülkeydi. İç savaştan kaçan göçmenlerin sayısı iki milyona ulaşırken, hükümet güçleri ile muhalif güçler arasındaki çatışmalarda ölenlerin sayıları 100 bini aştı. Şam yakınlarındaki bir yerleşim merkezinde bin 400 kişi kimyasal gaz saldırısıyla öldürüldü. El Kaide gruplarının muhalefeti sindirerek ön plana geçmesiyle de katliamlar hız kazandı.

BUGÜNE kadar bir çok kişi Kibariye’ye hayranlığını ya da hayran olmadığını belirtmiştir. Bu harika sesli kadını zamanında küçümseyenler şimdilerde “düet “ yaparak değerini iade ettiler. Bu hanımı ne zaman izlesem bende değişik duygular, düşünceler oluşur hatta izlerken TV’yi kapatamam, kanal değiştiremem büyük bir keyifle izlerim... Müziğinin kalitesi, sesinin bilmem kaç oktav olduğu benim konum değil...Onu her izlediğimde davranışlarındaki samimi ve gerçek tevazu benim ilgimi çeken şey... Kibariye tevazusunu bana ekrandan bile hissettirebilen tek sanatçıdır. “Insan olmak” diye başlayan ve akıl veren cümlelerini çok okuyoruz son zamanlarda. Ancak Kibariye, kendini “iyi insan mıyım” diye yeni yeni sorgulayan ve yüzyıllardır değişmeyen kadim bilgi ve değerlerimize karşı ilgi duymaya başlayanlar için harika bir örnek teşkil ediyor. Insan için tevazu sahibi olmak, gelinebilecek en değerli en marifetli yer bana göre. Tevazu sahibi kişiler bende hep hürmet hissi uyandırır. Davranışları ve sözleri aklıma, kalbime takılır sonra da merak ederim bu kişileri. Bu herkes de bulunamayan alçakgönüllü olabilme, hele sesinizle büyülüyorsanız çevrenizi, kolay bir iş değildir. İşte Kibariye bu yüzden anlamak istediğim en özel kadınlardan birisi. Şarkısını söylerken devleşen bir kadın şarkı bittiğinde kendi özüne bu kadar nasıl hızlı dönebiliyor ? Alkışlarla gökyüzüne çıkarılmışken aniden hayır ben yerdeyim diyebiliyor Şarkısını söylüyor, kendinden geçiyor... O kadar lezzetli bir ses ki, kimse itiraz edemiyor, dinliyor. Biz sesinin büyüsünde kaybolmuşken, bu muhteşem kadın o sese sahip olduğunu birden unutuyor, bize de unutturmaya çalışıyor. Üstelik sesi sayesinde sahip olduklarını da unutuyor. Evliliğinden, çocuğundan bahsediyor. Kendine bahsedilen özel değerleri kullanarak, eşini bulma yolunda ordu kurarak ilerleyenlerden de olmuyor. Bu kadın ne yapıyor, hatta nasıl yapıyor da kimseyle didişmiyor, daha çok piyasada olmak adına kendini bizden nefret ettirircesine gözümüze de girmiyor. Işte bu hanımı devleştiren ve onda olmayan “kibirliliğin” derdindeyim.. Kibirli olan insanlara öylesine aşinayız ki. Kendilik algısı ve imgesi aşırı, kendisini olduğundan daha büyük, daha kuvvetli sananlara. Bu övgü bekleyen, herşeyde ve her yerde en dikkati çeken, yürüyüşünde, oturup kalkmasında yapay bir üstünlük gösterisi olanlar.. Hatta bazıları da kibirliliğin ileri şekli, psikolojide büyüklük taslama hastalığı (megalomania) denilen ruhsal bozukluğun içindekiler. Kibariye Türkiye sanatçılarının içerisinde tek başına uçan kartal gibi..... İzliyorum bu hanım daha çok hoşa gitmek için kibirlenmek yerine, gerçek değerinin altında görüyor kendini hatta tipik “gururlu insan” davranışını da sergilemiyor.Yani gerçekte var olan zayıf taraflarını saklamaya kendini zorlamazken, içindeki büyük kuvveti saklıyor ve ona güveniyor. Bakıyorum gururda yok Kibariye’de. Hayranlık ve saygı gösterilerini ısrarla istemeye götüren bir eğilimden doğar gurur. Psikolojide de tanımı, başkalarının sürekli değerimiz ve gücümüz hakkında olumlu bilgilere sahip olmasını, zayıf taraflarımızın hiç ortalıklarda olmamasını takıntı halinde saklama halidir. Bir kimse kendi üstünlüğünden emin olunca, bu üstünlüğü başkalarına duyurma, gösterme ihtiyacı duyar ve bu üstünlüğü ve gücü tekrar tekrar tanımalarını ister. Biraz daha ileriye sıçrarsa bu duygu, başkalarını hakir ve hor görür. Gurursuzluk bir bakıma aşağılık duygusuna benzetilir. Ancak gurursuz olmak, hakaretlere katlanmak, kölece itaat etmek, haysiyetsiz, hiç bir direnç ve irade gücü ortaya koymamak değildir. Derin bir bakış içerisinde kendini üstün görmemek ve kişinin terbiyeli duruşudur... Işte ben bu terbiyeli duruşun Kibariye’den öğrenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Kibariye’nin hayranlık duyduğum diğer davranışı da, bir şeyi bilmediğini, en azından her şeyi her zaman bilmediğinden ötürü bir suçluluk duygusu hissetmeyen özel duruşudur. Bana göre onun her şeyi anlaması gerekmeyen ya da her soruya hemen karşılık vermeyen komplekssiz kişiliği, ona lütfedilmiş “ses” inden daha değerlidir... Kendi dışımızda var olan sonsuz varlık ve hakikat karşısında küçüklüğünü ve acizliğini unutmamayı Kibariye’den öğrenmek kibirli insanların çok işine gelmez elbet. Kibir işte böyle küçümseyen ve başka değerlerin önemli olduğu sanrısını yaşatır insana.. Kim olduğunu bilmemek değil Kibariye’nin davranışlarında ki mütevazilik. Cahillik hiç değil! Kim olmadığını bilmek ve kabul etmek. Kim olursa olsun, neye sahip olursa olsun, hiçbir zaman kusursuz olamayacağını bilen insanın erdemidir tevazu ve bu insanlar hakikate duyulan sevginin ışığını yansıtırlar. Tevazu kalpten dışarı akseder derler, Kibariye’de dışarı akseden bu güzelliği seviyorum ve bu hoş kadın, kendinden daha büyük olanın farkındalığını yansıtıyor bana..

HABER OLMAK İÇİN...

haber@posta212.com


Toplum Yaşam

15 Ocak 2014 Çarşamba

Haftalık Burcunuz Koç: Son derece hızlı gelişmelerin gündeme geldiği bir dönemdeyiz. Oğlak burcundaki yeniay mesleki konulara, sorumluluklara ve mücadele getiren koşullara işaret etmekte. Bu dönemde ilişkilerinize, işle ilgili ortaklıklara soğukkanlı yaklaşmanız yararlı olacak. Karşıt durumlar, kışkırtıcı koşullar test edici görülmekte. Hayatın pek çok alanında kararlı ve uzun vadeli düşünmeniz gerekiyor. Yenilenen temalar var. Boğa: Bu dönemde Oğlak burcundaki yeniay kendinizi daha yaratıcı ve mücadeleci biçimde ortaya koyabileceğiniz koşullara işaret etmekte. İstek ve arzularınızı ortaya koyma yönünde daha motive olabilirsiniz. Uzaklarla, yabancılarla ya da eğitimle ilgili işler, sorumluluklar daha kararlı davranmanızı gerektiriyor. Ayrıca bu yoğun günlerde sağlığınıza daha duyarlı olmaya bakın. İkizler: Yılın bu döneminde, Oğlak burcundaki yeniay bağlayıcı olan sorumlulukların, işe ait konuların bazı endişe ve stresler getirdiğini gösteriyor. Mesleki konularda, devlete ya da iş düzenine ait durumlar içinde kriz çıkaran durumlar olabilir. Güvensizlik yaratan konular, miras, borç alacak gibi ortaklı durumlar öne çıkabilir. Bu dönemde aşkta hareket ve heyecan var ancak tartışmalar da gündeme gelebilir. Yengeç: Son derece hareketli ve kritik bir süreçten geçiyorsunuz. Yılın bu döneminde yeni değerlendirmeler yapmak, kararlar almak gerekiyor. Bu kararlar hem iş hayatınızı, hem de evlilik ve ortaklıklarla ilgili koşulları içine alabilir. Akılcı davranmaya bakın. Geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana süregelen koşulların değiştiğini görebilirsiniz. Bu dönemde ciddi anlaşmalar, öneriler, iş ortaklıkları söz konusu olabilir. Aslan: Bu dönemde Oğlak burcundaki yeniay zaman alan işlere, stres yaratan koşullara işaret ediyor. İş hayatında dayanıklı olmak, düzene girmek ve sorumluluklardan kaçmamak gerekiyor. Ancak böyle bir dönemde, kendinize, sağlığınıza daha çok özen göstermelisiniz. Artan yüklerden sonra dinlenmeye, gevşemeye bakın. Henüz kontrol edemediğiniz ve kabullenme gerektiren koşullar olabilir. Başak: Son derece hızlı gelişmelerin gündeme geldiği bir dönemdeyiz. Oğlak burcundaki yeniay mesleki konulara, sorumluluklara ve mücadele getiren koşullara işaret etmekte. Bu dönemde ilişkilerinize, işle ilgili ortaklıklara soğukkanlı yaklaşmanız yararlı olacak. Hayatın pek çok alanında kararlı ve uzun vadeli düşünmeniz gerekiyor. Yenilenen temalar var. Terazi: Bu dönemde Mars burcunuzda ilerlerken çok hızlı ve dinamik bir süreçtesiniz. Savaş gezegeni Mars’ın getirdiği enerjiyi dengeli biçimde kullanmaya bakın. Mesleki alanda ilerlemek pek kolay değil, bu yüzden önceliklerinizi yeniden gözden geçirmelisiniz. Akrep: Bu dönemde Güneş Oğlak burcunda ilerlerken gelecek planlarınızı ve düşüncelerinizi yenileme konusunda daha kararlı ve bilinçli hareket edebilirsiniz. Yakın çevrenizde, zihinsel planda çok aktif ve mücadeleci olabilirsiniz. Düşünceleriniz, sözleriniz, görüşmeleriniz işiniz ve hedefleriniz açısından çok önem taşıyor. Yay: Yılın bu döneminde harcamalarınıza ve iş durumunuza ait gelişmelere daha ciddi bakmak gereği var. Mesleki alanda ve iş hayatında sizi yenileyebilecek yeni adımlar atabilirsiniz. Koşullar pek kolay olmasa da, göstereceğiniz kararlılık önem taşıyor. Yine bu dönemde zaman alan işler, daha somut ve kalıcı işler yapmak zorunluluğu var. Oğlak: Geçtiğimiz günlerde burcunuzda gerçekleşen yeniay bu dönemde baskı ve mücadele ile birlikte, sizi yenileyen motivasyonlar da getirmekte. Güneş size yeni bir bilinç, kararlılık ve farkındalık getirmekte. Gerek işte, gerekse özel hayatınızda son derece hareketli ve mücadele gerektiren bir dönemdesiniz. Kova: Bugünlerde Güneş Oğlak burcunda ilerlerken gelecek yönünde düşünmek ve hazırlanmak önem taşıyor. Yılın bu döneminde önemli başlangıçlar yapmaktan çok kendinize dönmek ve iç sesinizi dinlemek daha yararlı olacak. Ancak bu arada bazı elde olmayan durumlar, kontrol dışı durumlar karşısında akışta kalabilmek için iç dayanıklılığa da ihtiyacınız var. Balık: Koruyucu etkiler olmakla birlikte, biraz daha gerçekçi davranmak ve yeni hedefler üretmek durumundasınız. Oğlak burcundaki Güneş iş hayatında ortaklı işlere, maddi beklentilere işaret etmekte. Bazı sürtüşmeler ve tartışmalar da gündeme gelebiliyor. Yine bu dönemde parasal konular üzerinde düşünmek ve kafaca somut işlere odaklanmak mümkün.

Amerikalı kızlarda ergenlik yaşı 9’a düştü Amerika’da yapılan bir araştırma kız çocuklarının ergenlik yaşının 9’a kadar düştüğünü ortaya çıkardı. Bilimadamları bu trendden değişen beslenme alışkanlıkları ve olumsuz çevre faktörlerini sorumlu tutuyor

S

NEW YORK - POSTA212

on yıllarda kız çocuklarının ergenliğe erişme yaşı ciddi bir şekilde düşüyor. Amerika’da on yılları kapsayan bir araştırmada, kızlar arasında genel olarak 11 ve üstü civarında olduğu düşünülen ergenlik yaşının, dokuza düştüğünün açığa çıkması, bilim ve sağlık çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

AFRO AMERİKALI KIZLAR Pediatrics adlı sağlık dergisinde yayınlanan araştırma, 1990’dan bu yana ergenlik yaşına erişmede en büyük düşüşün Afro Amerikalı kızlar arasında olduğunu gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre, Afro Amerikalı kızlarda ergenlik bu dönemde birkaç ay daha gerileyerek dokuzun hemen altına düştü. Araştırmacılar Afro Amerikalı kızların ortalama olarak dokuz yaşını devirmeden önce göğüslerinin gelişmeye başladığını belirtiyor. Diğer yandan Amerikalı beyaz kızlar arasında da ergenliğe erişim yaşı gerileyerek 9,5’a indi. 1980’DE FARKEDİLDİ Onyıllardır süren bu trend ilk defa ciddi olarak 1980’lerde North Carolina’daki Duke University Medical Center’de çalışan bir pediatri uzmanı tarafından farkedildi. O zamana kadar kızların ortalama 11 ve üzeri yaşlarda ergenliğe eriştiği bilim çevrelerinde kabul görüyordu. Kiliniğe gelen 8-9 yaşındaki kızların göğüslerinin gelişmesini ve pubik bölgedeki tüylenmeyi şaşkınlık içinde gözleyen pediatri uzmanı Marcia Herman Giddens, bu konuda veriler toplamaya başla-

dı ve nihayetinde American Academy of Pediatrics kuruluşu ile ortaklaşa olarak 17 bin Amerikalı kızı kapsayan bir araştırma üretti. Araştırmanın ilk sonuçları göğüs gelişmesinin beyaz kızlarda ortalama 9,9, Afro Amerikalılarda ise 8,8 yaşında başladığını ortaya koydu.

KABUL ETMİYORLAR Araştırma sonuçları toplum ve bilim çevrelerinde şiddetli bir reaksiyonla karşılaştı, adeta bir bomba etkisi yarattı. Kimse kızların anatomik olarak 10 yaşından önce biyolojik bir yetişkinliğe eriştiğini kabul etmek istemiyordu. Ancak pek çok araştırma bu bulguları desteklemeye başlayınca ergenlik yaşının düştüğü kabul görmeye başladı. Herman Giddnes, daha sonra yaptığı başka büyük bir araştırmayla bu trendin sadece kızlarla sınırlı olmadığını erkek çocukların da ergenliğe erişme yaşının giderek düştüğünü kanıtladı.

AİLELER HUZURSUZ Tabii çocukların son bir yüzyılda biyolojik yetişkinliğe erişme yaşının dramatik bir şekilde düşmesinin nedenleri bilimadamlarını ve ve aileleri son derece huzursuz ediyor. Araştırmacılar bu sorunun nedenleri üzerinde çalışırken, 19. yüzyılın sonlarında itibaren başla-

yan sağlık koşullarının iyileşmesinin bu trende ilk ivmeyi verdiğinde anlaşıyorlar. Ancak daha sonra bu eğilimin hiç durmadan devamlı hale gelmesi hala açıklanamamıyor.

DOĞAL GIDADAN UZAKLAŞMA Yine de pek çok bilimadamı bu durumdan insanoğlunun değişen diyetini sorumlu tutuyor. Doğal gıdalardan uzaklaşma, bol yağlı, şekerli unlu, hazır gıdalara yönelme ve dolayısıyla ortalama kilo ağırlığının yükselmesinin çocukların hormon üretim makenizmalarında değişikler yaptığı görüşü ağırlık kazanıyor. Buna kentlerde sıkışan çocukların eski dönemlere göre daha az fiziksel akvite yapması da ekleniyor. BETONLARIN ARASINDA YAŞAM Bir başka grup bilimadamı da çevre kirlenmesinin bu durumdan sorumlu olduğunu iddia ediyor. Balıklar ve diğer hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, çevrenin endüstriyel ve kimyasal kirlenmesinin bu hayvanların seksüel gelişimine zarar verdiğini ortaya çıkarıyor. Bu durumıun nasıl bir bireysel ve toplumsal etkilere yol açacağı ise sağlık sektörünü aşan devasa bir toplumsal, sosyolojik alan. Eğitimciler, anne babalar, herkesi huzursuz edecek, çocuklar, eğitim üzerine yeniden düşünmeye itecek bir gelişmeyle karşı karşıya olduğumuz konusunda tüm uzmanlar birleşiyor. Acaba doğanın dengelerini bozmamızın bedelini evrim çocuklarımıza mı ödetiyor? Bilimadamları şimdi bunu tartışıyor.

1929’DA ERGENLİK YAŞI 14.4 İDİ Bu alanda çalışan Alman araştırmacıların verileri de trendi destekliyor: Buna göre 1860 yılında ortalama bir kızın ergen olma yaşının 16.6 olduğu belirlendi. Bu rakam sürekli gerileyerek 1920’de 14.6, 1950’de 13.1, 1980’de 12.5, 2010’da 10.5’a düştü. Aynı trend erkek çocuklar içinde geçerli. Ancak erkekler ortalama olarak kızlardan bir yıl daha geç biyolojik ergenliğe erişiyor.

Başarı formülü ezber bozmak Grey New York Ofisi Başkanı ve Kreatif Direktörü Tor Myhren, başarı formülünü ‘kalıpların dışına çıkmak’ olarak açıklıyor

G

NEW YORK - POSTA212

rey New York Ofisi’nin Başkanı ve Kreatif Direktörü Tor Myhren, reklam, medya, pazarlama ve iletişim dünyasını buluşturan 25. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali için Türkiye’ye geldi. Grey, Fast Company tarafından “Dünyanın En İnovatif 50 Şirketi”nden biri seçilmişti. Fortune “40 Yaş Altı 40” listesinde olan Myhren, ayrıca James Cameron ve Lady Gaga’nın da bulunduğu “2010’un En Yaratıcı 50 İnsanı” listesinde yer alıyor.

ÖNCE GAZETECİYDİ Kariyerine gazeteci olarak başlayan Myhren’in ilk uzun metraj belgeseli “City Lax: An Urban Lacrosse Story” ESPN kanalında yayınlandı ve Sonoma Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Belgesel Büyük Jüri Ödülü’nü kazandı. Myhren’in reklamcılıkta

yakaladığı başarının arkasında, kendine özgü ilkeleri var. Peki, bunlar neler? İşte birkaç detay…

ŞİRKET KÜLTÜRÜ OLUŞTURUN Şirketinizi başarıya taşımak için her şeyden önce bir şirket kültürü oluşturmalısınız. Çalışanlarınızın nasıl düşündüğü, neler hissettiği, kendisini ve çevresini nasıl algıladığı, değerleri ve davranışları, kültürün temel öğesidir. Çünkü kültür, insanın yaşama biçimidir, iletişim biçimidir, hayata bakışıdır, teknik, ekonomik, hukuki, bilimsel, siyasal, ahlaki, estetik tüm değerleri ve oluşturduğu her şeydir. Yaratacağınız şirket kültürü, başarınızın sağlam olmasını sağlayacaktır. YARATICILIĞI BESLEYİN Bizim için Grey’in farkı budur. İleride ajanslarda giderek daha çok kreatifin liderlik pozisyonlarına geldiğini göreceğiz. Yaratıcı-

lığı beslemek üzere Grey’de hafta içi 09-12:00 arası toplantı yapılmaz. Müşterilerle bir araya gelinmez. Bu bizim oluşturduğumuz bir strateji. Çünkü bu saatler ajansın yaratıcılık saatleridir. Müşteriyi pop kültüre davet ettik. Büyük müşterilerle büyük işler çıkarmak için buna ihtiyacımız var. Risk aldık belki ama bu bizi besleyen bir şey de oldu aynı zamanda. Grey olarak söyleyebilirim ki, iletişime zorlayan ve pop kültürün içine işleyen markalar yoluyla hikaye anlatmayı seviyoruz. Sektördeki kutsal kase bir ödül kazanmak değil, yaptığınız işle kültürü pozitif yönde etkilemektir.

KENDİNİZİ DEĞİL, İŞİ ANLATIN Reklam ajanslarının yaptığı en büyük hatalardan biri, girdikleri konkurlarda, sürekli kendilerini anlatmalarıdır. Oysa ki kimsenin hayat öykünüzle ilgilendiği

yoktur. Önemli olan iş ve yaratıcılıktır. Enerjinizi gereksiz basmakalıp cümlelere harcamadan, öz olarak neler yapacağınızı müşterinizle paylaşmalısınız.

RİSK ALIN Markayı daha ileriye taşımak için inovasyon önemlidir. Bugün her zamankinden daha çok öğrenme kültürünüzü beslemelisiniz. Her zaman açık fikirli olmak ve öğrenmeye devam etmek çok önemli, çünkü her şey çok çabuk değişiyor. Risk, yeni şeyler denemek, zorluklar iş hayatının özünü oluşturuyor. İster çalışan, ister yönetici, ister işveren olalım hepimiz günlük faaliyetlerimizde hep bu kavramlarla karşılaşıyoruz. İş hayatında var olma sebebimiz riskleri fırsatlara çevirmek, yeni şeyler deneyerek üretmek ve zorlukları aşmak olmalı. (Fortune)

Posta212 Bulmaca Soldan Sağa: 1) Yenen bir balık türü - Deren 2) Iskatı olmayan Bir nota 3) Rütbesiz asker - Anahtar 4) Hilal - En iyi kat anlamında bir kelime - Bir nota 5) Ünü yaygın 6) Doğuma yardımcı kadın - Su verme 7) Bir sofra gereci - Abası olan 8) Taraf - Yelken 9) Osmanlı’nın ilk zamanlarında alınan vergi - Bir bağlaç 10) Hz. Ali taraftarı - Opera şarkısı - İskambilde birli 11) Bir AVM adı - Oyunda berabere kalma 12) Bir nota - Bir hayret sözü 13) Zeban - Bayan plaj giyisisi 14) Kuzu sesi - Kur-an cümlesi. Yukarıdan Aşağıya: 1) Hainlik etmek - Eş almaktan emir 2) İdam etmek - Boz kır - Beyan 3) Kısaca Makine Kimya Endüstrisi - Milli Eğitim Bakanlığı - Bir eğlence yeri 4) Bir emir - Avuç içi Ay evi 5) En sadık mahluk - Bodur gibi 6) Çorap goncu - Bir nota - Bir harfin okunuşu 7) Bıçak vurmak - Mah - İlgin 8) İz bırakmak - Derviş giyisisi - Bir yabancı haber ajansı 9) Amanlık - Sözleşme 10) Bir organımız - Büyük ticaret yapan 11) Başkan vekili - Mitoloji.


Yaşam

15 Ocak 2014 Çarşamba

Anketten kadınlar

KAPANSIN CIKTI

Türklerin yüzde 46’sı kadınların kamusal alanda türban takması gerektiğini, yüzde 13’ü başını kapatması gerektiğini ancak saçın görünebileceğini savunurken, sadece yüzde 32’si kadınların başının açık olması gerektiğini destekliyor. Lübnan’da kadınların başörtüsü takmaması gerektiğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 49 AYSEL TAPAN HABER MERKEZİ - POSTA212

A

BD’de Michigan Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün nüfusunun çoğunluğu Müslüman yedi ülkede kadınların kamusal alanda nasıl giyinmesi gerektiği konusunda yaptığı “Ortadoğu Değerler Araştırması”ndan ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Türkiye’nin yanı sıra Tunus, Mısır, Irak, Lübnan, Pakistan ve Suudi Arabistan’da yapılan araştırmada; katılımcılara burka, peçe, kara çarşaf, saç ve kulakları kapatan beyaz başörtüsü (türban), saç görünen başörtüsü ve başörtüsü kullanmama seçenekleri sunuldu. Araştırmada ço-

ğunluk “kadınlar saçlarını tamamen örtmeli ama yüzlerini örtmemeli” fikrini savundu. Araştırmanın genel ortalamasına baktığımızda ise burka yüzde 2, kara çarşaf ve peçe yüzde 8, türban (saç görünen ve görünmeyen) toplamda yüzde 56 ve açık saç ise yüzde 4 oranında destek görüyor. Kamusal alanda kadınların burka giymesine en çok destek veren ülke yüzde 11 ile Suudi Arabistan oldu. Burka; Tunus ve Mısır’da yüzde 1, Lübnan’da yüzde 2, Pakistan’da yüzde 3, Irak’ta yüzde 4 oranında savunulurken Türkiye’de burka giyilmesine destek veren olmadı.

“Kadınların kamusal alanda peçe takması gerekli” diyenlerin oranı Lübnan’da yüzde 1 iken Tunus ve Türkiye’de yüzde 2, Irak’ta yüzde 8, Pakistan’da yüzde 32, Suudi Arabistan’da ise yüzde 63 olarak kaydedildi. TUNUS, MISIR, TÜRKİYE: TÜRBAN Yüzde 32 ve yüzde 31 oranla en çok Irak ve Pakistan’da desteklenen “kadınların kara çarşaf giymesi gerektiği” düşüncesi; Suudi Arabistan’da yüzde 8, Tunus ve Lübnan’da yüzde 3, Türkiye’de

ise yüzde 2 oranında desteklendi. Araştırmada, “Kadınlar kamusal alanda tüm saçı ve kulakları örten türban takmalı” diyenlerin oranı Tunus’ta yüzde 57, Mısır’da yüzde 52, Türkiye’de yüzde 46, Irak’ta ise yüzde 44 olarak belirlendi. Bu düşünce; Lübnan’da yüzde 32, Pakistan’da yüzde 24, Suudi Arabistan’da ise yüzde 10 oranında destek buldu. Saçın göründüğü fakat başörtüsü-

nün kullanıldığı örtünme şekli ise en çok yüzde 23 oranla Tunuslu katılımcılar tarafından desteklendi. Bu örtünme şeklini savunanların oranı Türkiye’de yüzde 17, Mısır’da yüzde 13, Lübnan’da yüzde 12, Irak’ta yüzde 10, Pakistan’da yüzde 8 ve Suudi Arabistan’da yüzde 5 olarak kaydedildi. Araştırmanın belki de en çok tartışma yaratabilecek verilerini “kadınların kamusal alanda başörtüsü kullanmaması gerektiği” fikrini savunanlar ortaya çıkardı. Çünkü kadınların

kamusal alanda başörtüsü kullanmaması gerektiğini savunanların oranı Lübnan’da yüzde 49 iken Türkiye’de sadece yüzde 32, Tunus’ta ise yüzde 15. Mısır’da bu fikir yüzde 4 oranında destek bulurken katılımcıların Suudi Arabistan ve Irak’ta yüzde 3’ü, Pakistan’da ise yüzde 2’si bu düşünceyi savundu. Katılımcı ülkeler arasında “Kadın ne giyeceğine kendisi karar verir” diyenlerin oranı ise Tunus'ta yüzde 56 iken Türkiye’de yüzde 52 olarak belirlendi. Bu oran; Lübnan'da yüzde 49, Suudi Arabistan'da yüzde 47, Irak'ta yüzde 27, Pakistan'da yüzde 22, Mısır'da ise yüzde 14 olarak kaydedildi. BAŞKA DİNLERE TOLERANS YOK Söz konusu araştırma da ölçümlenen “Müslüman olmayanların dini ibadetlerini yapmalarına ülkede izin verilmemelidir” düşüncesi ise yine ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Suudi Arabistan’da bu fikre destek verenlerin oranı yüzde 70 olarak belirlenirken bu oran Türkiye’de yüzde 27, Irak’ta yüzde 17, Tunus’ta yüzde 18, Lübnan’da yüzde 17, Mısır’da yüzde 15 ve Pakistan’da ise yüzde 4 olarak kaydedildi. Öte yandan, bu ülkelerin “çocukların başka dinleri öğrenmesine izin verilmemesi” konusunda hoşgörüsüzlüklerinin daha da yüksek olduğu görülüyor. “Çocuğum diğer dinleri öğrenmemeli” diyenlerin oranı; Suudi Arabistan’da yüzde 67, Pakistan’da yüzde 63, Mısır’da yüzde 45, Türkiye’de yüzde 43, Irak’ta yüzde 35, Tunus’ta yüzde 32, Lübnan’da ise yüzde 18 olarak belirlendi. Her ülkeden yaklaşık 3.000 kişinin katılımının sağlandığı araştırmanın Türkiye’yle ilgili verileri, nisan-haziran 2013 döneminde toplandı.

DÜNYA GELİR EŞİTSİZLİĞİ KISKACINDA Gallup Araştırma Merkezi tarafından 131 ülkede yapılan yeni bir anket, dünyanın en zengin yüzde 3’lük diliminin toplam gelirin yüzde 20’sine sahip olduğunu gösteriyor. Toplam gelirin yüzde 20’sine sahip olan yoksulların oranı ise yüzde 54 HABER MERKEZİ - AYSEL TAPAN

D

ünya genelinde zenginlerin yüzde üçü, toplam gelirin beşte birini ellerinde tutuyor. Ekonomistler ve akademisyenler, sosyal sorunların temelinde gelir eşitsizliğinin yattığı konusunda uyarıyor. Araştırmalar;

obezite, psikolojik bozukluklar, uyuşturucu bağımlılığı gibi toplumsal sorunların gelir eşitsizliğinden kaynaklandığına işaret ediyor. Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu yerler, Sahra altı Afrika ve Doğu Aysa ülkeleri. 2006 ve 2012 yılları arasında kaydedilen verilere göre Sahra altı Afrika ülkelerinde toplam gelirin yüzde 20’sini elinde tutan zenginlerin oranı yüzde 2’iken yoksulların oranı yüzde 63. Gelir eşitsizliği yoksul ülkelerin ve geçiş ülkelerinin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri. Fakat bu eşitsizlik, küresel ekonomik krizle birlikte gelişmiş bölgeler içinde çok önemli bir sorun haline geldi. Amerika-

lı ekonomistler, ülkedeki gelir dağılımında giderek artan eşitsizlikten endişeli, ülkenin en zengin kesimi ile yoksulların arasındaki uçurum gittikçe artıyor. ABD’de gelir dağılımı küresel sonuçlarla benzerlik gösteriyor. Amerikalı zenginlerin yüzde 4’ü yoksulların ise yüzde 54’ü ülke gelirinin yüzde 20’sine sahip.

GELİR EŞİTSİZLİĞİ HIZLA ARTIYOR Dünyanın diğer büyük ekonomilerinde ise sonuçlar çeşitlilik gösteriyor. Örneğin Çin’de zenginlerin yüzde 2’si ve yoksulların yüzde 60’ı toplam gelirin beşte birini ellerinde tutuyor. Japonya’da ise durum biraz daha uç noktalarda. Ülke gelirinin yüzde 20’sini ellinde tutan zenginlerin ve yoksulların oranı yüzde 5 ve yüzde 46. Türkiye’de de gelir dağılımındaki eşitsizlik giderek büyüyen bir sorun. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Türkiye’yi İsrail ve Meksika’nın ardından en eşitliksiz üçüncü ülke ilan etti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2012 verilerine göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.6 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5.9 olarak kaydedildi.

Toplam gelirin %20’sine sahip yoksulların oranı Dünya (131 ülke) %54 Sahra altı Afrika %63 Doğu Asya %59 Latin Amerika %56 ABD & Kanada %54 Güney Doğu Asya %53 Orta Doğu & Kuzey Afrika %53 Balkanlar %52 Güney Asya %51 Avustralya & Yeni Zelanda %51 Avrupa %48 Bağımsız Devletler Topluluğu %46

Toplam gelirin %20’sine sahip zenginlerin oranı %3 %2 %2 %3 %4 %3 %3 %3 %3 %5 %5 %6


Yaşam

15 Ocak 2014 Çarşamba

AMERİKA’NIN EN

COOL KÜÇÜK İŞLERİ

Amerikalılar geçtiğimiz yıl yine birbirinden ilginç işler kurdu. Akılları ŞEHRİN ORTASINDA zorlayan bu kü- DRIVE-IN SİNEMA şehrin tam ortasında çük ölçekli işler BlueMiami’de Starlite Mini Urban Drive-in bir sinema kentin en cool yerise kısa zaman- diye lerinden biri olarak gösteriliyor. İçine sadece 18 araba sığabilmesine karşın, projektörün bile 1950 moda ‘cool’ oldu. NEW YORK - POSTA212

A

merika gücünü yaratıcılığından alıyor. Özel sektörün itici gücü küçük işletmeler ülkenin dört bir yanında 2013’te de birbirinden farklı iş konseptlerine imza attı. POSTA212 olarak Amerika’nın geçtiğimiz yıl en yaratıcı küçük ölçekli işletmelerini sizler için derledik.

SANAT GALERİSİ GİZLİ SOKAK YEMEĞİ New Orleans’ta öyle bir restaurant yapmışlar ki menüleri Belçika’dan Vietnam’a dünyanın en lezzetli sokak yemeklerinden oluşuyor. Booty’s Street Food adlı restaurantın lavabosuna girdiğinizde ise karşınıza gizli bir sanat galerisi çıkıyor!

DETROIT AŞKI Yedinci kuşaktan Detroitli olmakla öğünen iki kafadar biraraya gelmiş ve kentin tüm tarihini sanatsal objelere, dekorasyon malzemelerine yansıtan bir dükkan açmışlar. Turistler bu işe bayılmış ve City Bird adlı dükkan da çok iyi para kazanmaya başlamış.

del bir Ford pick-up’tan dönüştürülmesiyle sinemaseverlerin gözdesi olmuş.

GEÇMİŞE VE GELECEĞE DÖNÜK İHTİYAÇLAR Los Angeles’da The Echo Park Time Travel Mart, sizi zamanda yolculuğa çıkarıyor. Mağazada sadece ‘geçmişe’ ve ‘geleceğe’ yönelik ihtiyaçlarınız satılıyor. Mesela, mamut parçaları, barbarları uzaklaştırıcı spreyler. Tabii hiçbirine gerçekte ihtiyaç yok, ama burası Amerika. İhtiyaçtan çok eğlence motivasyonuyla alıveriş yapılıyor.

GURME YEMEK SATAN KAMYON ‘ATLI KARINCA’DAN BAR DEKORU HARDAL AĞDASIYLA SAKAL YUMUŞATICI

Denver, Colarado’da slow-food’a meraklı bir çift, bu yemek tutkularını herkesle paylaşmaya karar vermişler. Bir kamyon kiralayıp, bunda gurme, slow-food yemekler satmaya başlayınca, talep artmış, kamyonların sayısı da...

barında herkes çepeçevre bir New Orleans’da Hotel Monteleone tezgahın üstünde bildiğimiz lunatezgahın etrafında oturuyor. Ancak, parkın atlı karıncası dönüyor.

Austin, Teksas’ta ‘Bearded Mustard’ adlı yeni bir şirket hardalı bir tür ağdaya çevirerek sert sakallı erkeklere yeni bir traş alternatifi sundu. Şirket aynı zamanda sakal yağı ve tonikler de üretiyor.

YÜRÜYEN YEMEK FESTİVALİ

GAY’LER İÇİN DONDURMA

Washington D.C’de The Fojol Bros. adlı yemek kamyonu sadece yemek servisi yapmıyor. Şefler burada aynı zamanda karnaval performansı yapıyor. İki kardeşin kurduğu iş aslında Hint, Etopya stili klasik Basmati pilavı ve geleneksel Etopya yemeği, injera’dan oluşuyor.

Big Gay Ice Cream (BGIC) New York’ta East ve West Village’da faaliyet gösteriyor. Tamamen gayleri hedef alan dondurmacı, kabak tereyağı, limonlu lor gibi enteresan karışımlarla dondurmalar sunuyor.

ROCKSTAR HAVASINDA CAFE Blacksmith, Road, Houston Teksas’ta rockstar havasını yansıtan bir cafe. Ünlü rock gurubu Queen’e kendini adamış bir yer. Duvarlar Freddy Mercury’nin resimleriyle kaplanmış. Ne zaman bir Queen şarkısı çalınsa sıradaki kişi ilk içkiyi bedava alıyor.

MODA İLE DÖVME BİRARAYA GELİRSE... Baltimore, Maryland’da Brightside Boutique & Tatto adlı mekan, heme bir butik, hem bir dövmeci.

VEGAN STRİPTİZ CLUP

EGG SLUT

Portland, Oregon’da Amerika’nın ilk vegan striptiz kulübü çoktan cool olmuş. Casa Diablo adlı kulüpte tüm menüler vegan ve striptizcilerin giydiği (ve tabii ki çıkardığı) tüm kıyafetlerde hayvansal malzemeler kullanılmamasına özellikle dikkat ediliyor.

Los Angeles’tan yine fırlama bir konsept: Sadece yumurtayla yapılan tüm kahvaltı ürünlerini satan bir yemek kamyonu. E, ismi de, Egg Slut, gibi bir provakatif olunca konsept çok cool olmuş.

MENÜDE MARIHUANA VAR Colorado’da marihuana satışı serbest bırakılmıştı. Satışların ilk günü uzun kuyruklar oluşmuştu. Şimdi de bir sushi restoranı yemeklerini bu uyuşturucu ile servis etmek için reklam kampanyası başlattı NEW YORK - POSTA212

C

olorado’da bulunan Hapa Sushi restoranı, marihuananın satışının yasallaşmasını kutlamak için menüsünde sushi ve esrarı birleştireceğini duyurdu. Bu sıra dışı kampanya ile marijuana ve sushi seven müşteriler, esrar yeme isteğini bir anda tetiklediği için daha çok sushi siparişi verecek ve hem Hapa Sushi hem de

müşteriler bu birleşimden hoşnut kalacak. Fakat sushi ve marihuana fanlarını üzecek olan şey bu menünün henüz müşterilere sunulmuyor olması. Ancak, reklam kampanyasını hazırlayan reklam ajansı TDA Kreatif Müdürü Jonathan Schoenberg, sushi ve marihuananın birleştirilmesi düşüncesinin gerçek olduğunu söylüyor. Schoenberg, “Yasallaşan Mutluluk” kampanyasıyla esrarın yasallaşmasını ve bi-

raz eğlenmeyi amaçladıklarını belirtiyor. Bu menünün gerçek olup olmayacağı bilinmiyor fakat Hapa Sushi’nin bu reklam kampanyasıyla tüm dikkatleri üzerine çektiği kesin. Öte yandan Hapa Sushi, dikkat çekmek için esrarı ilk defa bu kampanyasında kullanmadı. Hapa Sushi, 2009 yılındaki reklam kampanyasında restoranın yerini gösteren haritada medikal marihuana satan yerleri mavi renkle işaretlemişti.


Yaşam

15 Ocak 2014 Çarşamba

Sunay Akın @sunayakin62

BİR DANS PİSTİDİR DOĞA

Haydi biraz hedefe N SAN ALALIM Boş bir zamanınızda bir poligona gidip silahla atış yapmaya ne dersiniz. Hem çok zevkli, hem çok kolay… DEMET DEMİRKAYA (NEW YORK-POSTA212)

A

merika'da yaşam iş ve ev arasında sınırlıysa zaman oldukça sıkıcı geçer. Çünkü eş, dost, komşu ahbaplığını çok sevmez Amerikalılar. Akşam yemeği yediniz, hadi biraz da Ahmet abilere geçelim, çay içer, bir iki laflarız diye misafirlik yapamazsınız bu ülkede. KENDİ KABUĞUNDA YAŞAM Kültürel olarak, yaşam stili ve tarz olarak kendi kabuklarında yaşamayı severler. İş güçten arta kalan zamanlarda hemen hemen herkesin çocukluktan edindiği hobileri vardır. Boş zamanlar bunlara ayrılır, sosyalleşme de bu kapsamda gelişir, eğer hobiler paylaşılıyorsa. ATICILIK HOBİSİ Silahla atıcılık bu hobilerden biri. Atış poligonuna gidip çifte veya tüfek atabilmek için ruhsata ihtiyacınız yok New York eyaletinde. Greencard ya da vatandaşlık belgesi silah alabilmeniz için yeterli belgeler. Ama eğer tabanca almak istiyorsanız o zaman yerel polise müracaat ediyorsunuz, yasallığınızı gösteren belgelerinizi verdikten sonra bir “background check up” denilen özgeçmiş araştırmanız yapılıyor. Herhangi bir suç işlememişseniz, siciliniz temizse tabanca ruhsatını da alıyorsunuz. Tabii bu ruhsat tabancayı taşımanıza imkan vermiyor, sadece evinizde bulundurmanıza yarıyor. Ya da atış poligonu veya ava

gidiyorsanız orada taşıyabiliyorsunuz. Bu hafta sonunun bir gününü, biraz New York’ta kar yüzünden evde mahsur kalmanın sıkıntısı, biraz da uzun zamandır vakit bulamadığım için özlemiş olmam yüzünden çok sevdiğim atış poligonunda geçirdim. Yıllar önce silah ruhsatımı almış olmama rağmen, yanıma sadece atmak istediğim silahları, kurşunları, hedefleri, atış gözlüklerimi, kulaklıklarımı ve bir de dürbünümü alarak Calverton Shooting Range’in yoluna koyuldum. Long Island New York’un Riverhead bölgesinde, belki de bu yörenin en rahat ve kuralları en

makul atış poligonu burası. BROWNİNG TABANCA Tabanca için 10-15 ve 25 metrelerde hedeflere atış yapabiliyorken, tüfek atış bölümünde 50-100200-300 metre uzaklıkta, asılmış hedef tahtalarına, yanınızda getirdiğiniz hedefleri asarak atış yapabilirsiniz. Birçok silahsever, atış sonrası bu hedefleri kendi bilgi dağarcıkları için

toplayarak, gösterdikleri ilerlemeleri mukayeseli olarak takip edebiliyor. Browning Buckmark 2 22 kalibre el tabancam, geri tepmesi olmayan, çok hafif ve gürültüsüz bir silah. Yanı sıra 9 milimetrelik el tabancası SigSauer, daha fazla tepen, ama hedefi daha iyi bulan bir silah. Ben 10 ve 15 metreye atış yapıyorum onlarla bugün. Atış sırasında hedefimin her tarafı doluyor mermi izleriyle ve hedefi değiştirmek istiyorum. Elimi havaya kaldırarak, benim gibi atış talimi yapmakta olan atıcılara “atışı kesin” diye bağırıyorum. Herkesten OK işareti alıp, hatta silahlarını masaya bıraktıklarından emin olduktan sonra, yine elim havada

hedef tahtama doğru yürüyorum.Yenisini taktığım hedef tahtamdan mermi izleriyle dolu hedefi çıkarıp, daha sonra mukayese edebilmek için saklıyorum .Herkesin hedef tahtalarından geri dönmesini bekliyor ve bu süre içinde tabancalarımdan hiçbirine elimi sürmüyor, uzaklarında duruyorum. Bu bir genel güvenlik anlaşması aramızda diğer atıcılarla. Herkes geri atış yerlerine döndüğünde, yine ellerimiz havada birbirimize “Line iş hot” yani atış serbest işareti yapıp, yüksek sesle de bunu tekrarlıyoruz. Görsel ve kulaktan OK’lerimizi aldıktan sonra yine atış serbest bana.. 500 NITROEXPRESS DOUBLERIFLE Aslında hiç planımda yok ama atış poligonuna getirilmiş bir 500 NitroExpress Doublerifle’ın çıkardığı inanılmaz gürültü dikkatimi çekiyor. Silahı atanlar-

la biraz sohbet edince, fil gergedan aslan bufalo gibi büyük hayvanların avlarında kullanılan tahrip gücü yüksek bir tüfek olduğunu anlıyorum. Sesi de tepmesi de aynı oranda fena! Bir kadın olarak silahı kullanıp kullanamayacağımın şakasını yapmaya başlıyorlar. Benim yıllardır ava giden ve birçok silahı atış poligonlarında denemiş bir kadın olduğumun farkında olmadıklarının sinsi özgüveniyle, “verin bir deneyeyim” diyorum. Oysa AK 47 Kalaşnikof’tan M5 tipi farklı silahlara dek çok şeyi denemiş olduğumun farkında değiller. Bir kadının da bir erkek kadar silah konusunda marifetli ve kapasiteli olduğunu kanıtlayaca-

ğer eminim! Çenemde bir hafif sızı, başımda bir hafif ağrı. Yiğitçe, “işte” diyorum “böyle vurulur hedef”. Silahın sahibi elimden tüfeği alırken ekliyor: “Videoya çektik seni, yüzündeki ifade görülmeye değerdi” diye ekliyor!

ğım için gizli bir mutlulukla alıyorum elime Doublerifle. Açıp silahın ağzına o devasa kurşunları veriyorum. Bana “dikkat et, tepecek”, “bari karlara düş”, “şurada dur” vs türünden yapılan şakalara aldırmadan, ilk 50 metredeki hedefe nişan alarak tetiği çekiyorum.. İnanılmaz bir gürültü ve kuvvetli bir tepmeyle sallanıyorum olduğum yerde. Hedef tahtasındaki hedef uçmuş yere parça parça. Bir gülmedir alıyor herkesi, yüzümdeki ifade görülmeye de-

diğiniz arkadaşınızı getirebilir, isterseniz 7 yaşındaki oğlunuza bile atış yaptırabilirsiniz. Yeter ki kurallara uyun ve güvenlik konusunda bir tehlike arzetmeyin. Bir hata yaparsanız uyarılıyorsunuz, ama söz dinlemezseniz buranın kapısı size kapanıyor ve asla bir daha atışa gelemiyorsunuz. Kendinize çevrenize bir tehlike arzetmediğiniz sürece kurallara uyarak güzel bir gün geçirebileceğiniz bu poligonda. Ve bunun doğru ellerde bir spor aracı olabileceğini görüyorsunuz.

KURALLAR ÖNEMLİ Giriş ücreti kişi başına 15 dolar olan bu atış poligonunda istediğiniz kadar kalabilir, istediğiniz silahı getirip atış yapabilirsiniz. Onların da kuralları var ve bu kurallar tüfek atış bölümündeki kuleye asılmış. Bu kulede her zaman birisi duruyor ve o her yeri gözetlemekle, yanlış gördüklerini elindeki megafonla uyarmakla görevli. İste-

MÜZİĞİN evrenselliğinde, tüm insanların bir araya geldiği en büyük ülkedir dans alanı. Burada din, dil ve ırk ayrımı yoktur. Hüzünden kahkahaya, mutluluktan öfkeye kadar her türlü duygu, bedenin hareketleriyle anlatılır bu ülkede... Tarih öncesi çağlara kadar iner dansın tarihi. Ayin ve büyü işlerinde kullanılır uzun yıllar. Sonra, duyguların anlatıldığı bir sahne sanatına dönüşür, İrlandalı ünlü yazar Bernard Shaw’un şu sözü, dans ve ibadeti çok güzel bütünleştirir: “Dans etmek sanattır, der Headlam. Sanat ibadettir, der Ruskin. Kiliseye neden uygun olmasın ki o ibadet? Şarkı söylüyoruz da, niçin dans etmeyelim kilisede?” Dramın, geçmişten gelen iki istek olan dans etme ve masal dinlemenin birleşmesinden doğduğuna inanan Shaw’a göre, dans eden bir insan yatay bir isteği dikey anlatma çabasındadır!.. Bir başkaldırıdır dans etmek. Cinsiyet ayrımcılığına karşı açılan bir isyan bayrağıdır. Dans eden insan günlük yaşamında yaptığı hareketlerden arındırır bedenini. Müziğin ırmağında yıkanır ve tüm kirlerinden arınır... Evrensel bir dildir dans. Sözcükler ağızdan değil, bedenin hareketleriyle iletilir karşı tarafa. Duygularınızı yaptığınız dansla bir Afrikalı ya da bir Eskimo’ya rahatlıkla anlatabilirsiniz. Doğayla da bütünleşir dans eden insan. Müzik bir rüzgâr oluverir ve tarladaki başaklar gibi aynı salınıma katar dans edenleri... Ya da çakıl taşlarını hareket ettiren dalgalar gibi insanları aynı ezgide buluşturur. Masallar ülkesinin kapısını açan bir anahtardır dans. Orada, düşlerimiz bizi bekler. Bu ülkede tek yasak yürümektir!.. Dans ederek gezebilirsiniz sokakları. Yürüdüğünüz an sihir bozulur ve Külkedisi gibi balkabağından dünyanıza geri dönersiniz!.. Kadın ya da erkek, çocuk ya da ihtiyar... Herkes, ama herkes dans edebilir. Öyle ki, bedensel özürlü olmayı bile mazeret kabul etmez dans. Duygu!.. Evet, birazcık duygu yeterlidir dans için... Yasaklardan dans da, payına düşeni almıştır. Örneğin, Papa Zacharias, 744 yılında dans etmeyi yasaklamıştır. Ağır tempolu bir İspanyol dansı olan “Sarabande” de, din adamlarının yasaklamalarıyla karşılaşmıştır. Bu dansta, şeytanın rol aldığı iddia edilmekteydi. Ne gariptir ki, Cervantes, ünlü eseri Don Kişot’ta, Sarabande’ye saldıran papazların tarafını tutmaktadır!.. Cinsel duyguları kışkırttığı gerekçesiyle “vals” de saldırıya uğramıştır. Kızılderililer arasında, 1900’lü yılların başında ortaya çıkan “hayalet dansı” engellenen bir başka danstır. Yasağın nedeni, dansın, toplama kamplarında yaşamaya mahkûm edilen Kızılderililer arasında özgürlük duygusunu ateşlemesidir. Dansın başkenti mi?.. Elbette Paris!.. 19. yüzyılda, 1.800 dans salonu vardı, kapıları Paris sokaklarına açılan... Fransa kralı 14. Louis, en çok dans dersi alan insandır. Yirmi yıl boyunca her gün, düzenli olarak dans dersi alan 14. Louis, “Kraliyet Dans Akademisi”nin de kurucusudur. İnsan yaşamında en unutulmaz dansın “evlilik dansı” olduğu söylenir. Ne büyük bir yanılgıdır bu!.. Ne kadın gelinliğin, ne de erkek damatlığın içinde rahattır. Üstünde üniformaya dönüşmüş elbiseyle insan nasıl doğal olabilir, sevgilisinin tenini, dokunuşunu hissedebilir? Bu dansın müziği de mutlaka La Cumparsita’dır. Düğünlerin vazgeçilmezi olan bu şarkı 1917 yılında, Uruguaylı Matos Rodriguez tarafından bestelenmiştir. Genç besteci şarkının telif haklarını editör Ricardi’ye satar. Aldığı tüm parayı da bir at yarışında kaybeder. Yani, insanların “mutluluğa” adım atarken yaptıkları dansın müziği, mutsuzluk getirmiştir bestecisine!.. 1923 öncesinde, bir kadının müzik eşliğinde tek başına dans etmesi “kadın oynatmak” olarak değerlendirilirdi ülkemizde... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk yıllarındaki tutanaklarına göz atacak olursak, kadının müzik eşliğinde oynaması ya da dans etmesi konusunun hararetli tartışmalara yol açtığını okuruz. Bu tartışmalar sırasında kadınların savunucusu Besim Atalay olmuştur: “Musiki zevki insan için bir ihtiyaç değil mi, bunu da mı inkâr edeceksiniz? IV. Murat sigara içeni astı, çarmıha gerdi; ama başa çıkabildi mi? Tarih okumadınız mı? IV. Murat’ın sigara içiyorlar diye çarmıha gerip omuzlarına mum diktirdiği mahkûmların başına koyduğu nöbetçilerin de, o mumlardan sigaralarını yaktıklarını bilmiyor musunuz? Daha düne kadar, ellerinde zillerle, kadın kılığına girerek oynayan oğlanlar (köçek) vardı. Ve bunları her yerde, en büyük eşrafımız dahi oynatırdı.” Besim Atalay’ın “en büyük eşrafımız” diye bahsettiği hiç şüphesiz ki, Osmanlı padişahıydı. “Köçek” ve “tavşan oğlan” adları verilen erkeklerin dans ettikleri Osmanlı Sarayı, Batılı anlamıyla ilk dansla III. Selim zamanında tanışır. Her şey, Sicilya elçisi Le Comte de Ludauffe’nin, III. Selim’in kız kardeşi Hatice Sultan’ı kasrında ziyaret etmesiyle başlar. Elçi, ziyaret sonrası kente geri dönmek için bindiği kayıkta, Hatice Sultan tarafından konulan çok değerli armağanlar olduğunu görür. Bu ince davranışın altında kalmak istemeyen Ludauffe, genç ve güzel kızını hazırlattığı armağan sandığını sunması için saraya gönderir. Matmazel de Ludauffe, Fransa’nın eski İzmir konsolosunun kızı Matmazel Amoureu’yla birlikte gittiği sarayda, Hatice Sultan’la müzik konusunda sohbete dalarlar. Öyle bir an gelir ki, iki Avrupalı kız, kalkıp dans etmeye başlar. Çengilerin tekdüze atlayıp zıpladıkları dansa hiç benzemeyen bu yeni dans karşısında herkes çok şaşırır. Şaşkınlık, III. Selim’in tüm olup biteni bir paravanın arkasından izlemekte olduğunun öğrenilmesiyle daha da artar. Padişah, gizlendiği yerden çıkarak misafirleri armağanlara boğar. İşte, o günden sonra da Avrupa dansı sarayın cariyelerine öğretilmeye başlanılır. Şairler arasında erkeklerin çoğunlukta olmasından dolayı olsa gerek, şiirimizde dans etme konusuyla çok az karşılaşılır. Dans etmeyen bir şiirimiz olduğunu söyleyebiliriz. Edip Cansever’in “Çarliston Günleri”ni ve “Tangolar”ı anımsadığı şiirlerinin yanında, beni en çok etkileyen Süreyya Berfe’nin şu iki dizesidir: Anasıyla babası dans ederken Samanyoluna baka baka uyudu çocuk. Sahi, kaç çocuk vardır, annesiyle babasını dans ederken gören? Kavga ederlerken gören çoktur!.. Peki ya dans? Dünyanın en çok, 1900’lü yılların ilk yarısında yaşanılan iki büyük savaş arasında dans ettiği kabul edilir. Bu dönemde dans tutkusunun sinemayı da esir aldığı gözlemlenir. İzleyiciye neşeli zaman geçirten müzikal filmlerin mantar gibi bitmelerinin yanında, bir dans yarışmasında yaşanılan dramları ele alan Atları da Vururlar adlı film, sinemanın klasikleri arasına girmeyi başarır. İstanbul’da “Dan Sokağı” var ama “Dans Sokağı” yok!.. Ne demektir ki dan?.. Dan Sokağı’nda çocuklar ellerinde oyuncak tabancalarla birbirlerine “Dan... Dan...” diye ateş ediyorlardır. Dans Sokağı’ndaki çocukların oyunlarını düşleyebiliyor musunuz? Bunca lafı insanlar arasındaki dans için arka arkaya sıraladık. Peki ya, yıldızların gecenin siyah kumaşıyla, rüzgârın yapraklar ve çiçektozlarıyla, dalgaların yosunlarla, çakıl taşlarıyla olan dansı?.. Doğa dans eder; insanlar etse de, etmese de!.


10

Seri İlanlar

15 Ocak 2014 Çarşamba

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 MAGIC TOUCH MASAJ SALONU

İlanınız Burada Yayınlansın

Brooklyn’de Baylara Özel Masaj Salonu! By Beautiful Russian Girls in Brooklyn Brooklyn, NY Telefon: 718 748 9737

$50

Warehouse’ta görevlendirilmek üzere, daha önce shipping/receiving tecrübesi olan, dikkatli, düzenli ve ayrıntılara önem veren takım arkadaşları alınacaktır. Başvurularınızı cem@cibovita.com adresine gönderebilirsiniz. Fair Lawn, New Jersey

Devren satılık Türk restaurantı

Sunnyside, Queens’teki restaurantımız için tecrübeli ve okul sorunu olmayan full-time busboy arkadaşlar aramaktayız.

Binghamton, New York’ta bulunan, 3 yıllık çalışan Turkish restaurant uygun fiyata satılıktır.

İlanınız Burada Yayınlansın

Detaylı bilgi ve görüşme için 718 392 3838 nolu telefonu arayabilirsiniz.

$40

Brooklyn’de, temiz, titiz, sigara içmeyen bir bayan roommate arıyorum.

Telefon: 570 582 5208 Clifton’da cafe için bayan garson aranıyor. Telefon: 201 888 8852

Telefon: 347 424 6683

Telefon: 201 667 8031

$20

Manhattan’a 10 dakika uzaklıkta, Weehawken, New Jersey’de kiralık oda öğrenci, temiz bir bayana kiralıktır.

RESTORAN ELEMANLARI ARANIYOR

Telefon: 201 737 3804

Manhattan, Upper West Side bulunan Pasha Restaurant’ta çalışacak; bartender, garson ve busboylar aranmaktadır.

Haftaiçi tam zamanlı bakıcı arıyoruz.

Sheepshead Bay’de Kiralık Oda

İlanınız Burada Yayınlansın

Clifton’ın en temiz ve sakin yerinde kiralık eşyalı oda. Hemen taşınmaya müsaittir.

New York’ta bakıcı aranıyor

POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...

ELEMAN ARANIYOR

Tecrübeli Busboy Aranıyor

Müracaat: Kemal Binici Telefon: 917 902 1385

E-mail: manhattannanny2014@hotmail.com

Seri İlanlar Kazandırır!

Türk cafe, bakkal ve restauranların yakınında bulunan 2 oda 1 salon, yeni yapılmış evimin bir odasına oda arkadaşı arıyorum. Q ve B trenine yakın olup Manhattan’a 45 dakika uzaklıktadır. Odada queens boy double yatak ve gardrop mevcut olup kiraya elektrik, gaz, internet, kablo dahildir. Ev tamamen modern mobilyalı ve Amerikan mutfaklıdır. Kira $850. Ali Bora 718 753 7313 2 yaşındaki çocuğumuz için haftanın 5 günü full time çalışacak, tecrübeli, Amerika’da oturma izni olan bakıcı arıyoruz. New York. E-mail: bebekbakimi@hotmail.com

SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar

İtalyan restaurant için ORTAK ARANIYOR

SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları

Newton, New Jersey’de işlek bir cadde üzerinde bulunan, ciddi gelir potansiyeline sahip bir İtalyan restaurant için; güvenilir, iş ahlakına sahip ortak aranıyor.

Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com

TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları

GAZETESİ

Ciddi düşünen yatırımcıların Ahmet Bey ile görüşmesi rica olunur.

MANHATTAN’DA GIFT SHOP İÇİN SATIŞ ELEMANI ARANIYOR Manhattan, Midtown’da büyük bir hotelin Gift Shop’unda çalışabilecek, sorumluluk sahibi bay-bayan personel alınacaktır. 8AM-4PM ve 4PM-11PM arasında 2 ayrı shift bulunmakta olup iki ayrı shift için de personel alımı yapılacaktır. İlgilenenlerin resumelerini e-mail atmaları rica olunur.

Tecrübeli bay garson aranıyor New York, Midtown’da bulunan restaurantımıza part time ya da full time bay garson aranıyor. Başvurucak arkadaşların kesinlikle İngilizce bilmesi, artı Amerika’da restaurant tecrübesi olması gereklidir. Başvuru için gerekli bilgileri lütfen nowhiring2014@gmail.com adresine ulaştırınız. İsim, Soyad, Eski restaurant tecrübeleri, Çalışabilinecek saatler ve günler (11-4 lunch) (4 -10 dinner), Doğum tarihi, 1 adet resim, Cep telefonu

E-mail: gustotrading@aol.com

Bayan Eleman Aranıyor Marketimizde, 8:00 am - 4:00 pm aralığında, çalışma izni olan bayan eleman ihtiyacımız vardır. 718 213 8652 numaralı telefondan Murat Bey’den randevu alarak görüşmeye gelebilirsiniz.

NJ’de 6 ay veya daha kısa süreliğine kiralık ev 4 yatak odalı, 2 banyolu, geniş bahçeli evimiz en fazla 6 ay olmak üzere eşyalı olarak kiralıktır. Bulaşık ve çamaşır makinesi, kurutma makinesi mevcut. Park yeri mevcut. Manhattan Times Square 25 dakika, otobüs evden yürüme mesafesinde. E-mail: asliambrosio@gmail.com

ŞOFÖR ARANIYOR New Jersey’de oturan, şirket arabasıyla ekmek dağıtımı yapabilecek arkadaş aranıyor. Telefon: 862 200 8070

Türk Bayan Hemşire Aranıyor

Telefon: 862 222 0003

Mineola, New York Telefon: 516 581 4848

Lakeview Ave, Clifton’da oturduğum evin kulanmadığım 2 odası kiralıktır. Bay, bayan farketmez… Gaz ve elektrik bana ait. Telefon: 201 667 8031

Astoria, New York

Yatılı ya da yatısız kalabilecek, yoğun bakım deneyimli, Türk bayan hemşire aranıyor.

Özel günlerinizde sizlere hizmet vermekten gurur duyarız. Davet yemekleri siparişleri alınır. Telefon: 646 730 7856

İki odalı evimin 1 odası titizliğe önem veren bayan için kiralıktır. Telefon: 201 668 4872

Çocuk Bakıcısı Arıyoruz 2 yaşındaki kızımıza bakacak, hafif ev işleri ve yemek konusunda yardımcı olabilecek, kötü alışkanlıkları olmayan, 40 ile 50 yaş arası yatılı bir bayan arıyoruz. Evimiz, kalacak bayan için uygun olup kendisine ait oda, tuvalet ve banyosu olacaktır. Evimizde internet, televizyon ve telefon servislerimiz mevcuttur. İlgilenenler 973 769 8766’dan ulaşabilirler. Morris County, New Jersey

Devren kiralık studyo daire Yılbaşında Türkiye’ye kesin dönüş yapacağımdan evimi tüm eşyaları ile devretmek istiyorum. Mecbur olmasam evimi burakmak istemem. Çok nezih bir bölge, temiz güvenli, Kings Highway’e, Sheepshead Bay’e, Türk restaurantları ve marketlerine yakın. Tren iki blok uzaklıkta. Cadde üzeri, birinci kat, harika bir yer (stüdyo) iki kişi de kalabilir. designernewyork@hotmail.com ya da 347 444 99 63 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ BAŞKONSOLOSLUKLAR T.C. ATLANTA FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (404) 848-9600 +1 404 848 9600 mdiamond@honturkishconsulga.org Chairperson, The American Turkish Friendship Council 1266 West Paces Ferry Rd. NW Suite 257 Atlanta, GA 30327 Web sitesi www.honturkishconsulga.org T.C. BALTIMORE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (410) 889-0697 +1 (410) 889-0697 czkiratli@bcpl.net 313 Wendover Road, Baltimore, MD 21218

T.C. BOSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon e-Posta Adres

+1 857 250 47 00 consulate.boston@mfa.gov.tr 31 Saint James Avenue,Suite #840, Boston, MA 02116 Web sitesi boston.bk.mfa.gov.tr T.C. DETROIT FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (248) 701-1050 +1 (248) 626-8279 nurten@turkishconsulategeneral.us P.O. Box 986, Farmington, MI 48332-0986

T.C. FLOWOOD FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (601) 936-3666 x128 +1 (601) 939-5685 ejones@mmiemail.com 1000 Red Fern Place, Flowood, MS 39232

T.C. HOUSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 713-622 58 49 +1 713-622 03 24 +1 713-622 32 05 +1 713-622 32 76 Faks +1 713-623 66 39 e-Posta consulate.houston@mfa.gov.tr Adres 1990 Post Oak Boulevard Suite 1300, Houston, Texas 77056-3813 U.S.A Web sitesi http://houston.bk.mfa.gov.tr

T.C.KANSAS FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (816) 415-8325 +1 (816) 415-8325 emruerten@gmail.com 812 N. Woodridge Lane, Liberty. MO 64068

T.C.LOS ANGELES BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 (323) 655-8832 +1 (323) 655-8039 +1 (323) 655-8056 +1 (323) 655-8329 Faks +1 (323) 655-8681 e-Posta consulate.losangeles@mfa.gov.tr Adres 6300 Wilshire Blvd.,Suite 2010, Los Angeles, CA 90048 Web sitesi losangeles.bk.mfa.gov.tr T.C.NEW YORK BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 (646) 430-6560 +1 (646) 430-6590 (Konsolosluk Çağrı Merkezine 1-888-566-76-56 numaralı telefondan 7 gün 24 saat ulaşılabilmektedir) Acil Sağlık konuları için: Prof.Dr.Adnan Çinal E-mail:acinal@gmail.com Faks +1 (212) 983-1293 e-Posta consulate.newyork@mfa.gov.tr Adres 825 3rd Avenue, 28th Floor, New York, NY 10022 Web sitesi newyork.bk.mfa.gov.tr T.C.SAN FRANCISCO FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (707) 939-1437 +1 (707) 939-1433 bonnie@kaslan.com 1281 Oak Creek Drive, Suite A, Sonoma, CA 95476

T.C.SEATTLE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres

+1 (206) 662-8234 +1 (425) 739-6722 john.gokcen@boeing.com 12328 NE 97th Street, Kirkland, WA 98033

TC WASHINGTON BÜYÜKELÇİLİĞİ Telefon Adres

+1 (202) 612-6700 2525 Massachusetts Ave NW Washington, DC 20008

T.C.ŞİKAGO BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon

+1 312 263 06 44 +1 312 263 12 95 Faks +1 312 263 14 49 e-Posta consulate.chicago@mfa.gov.tr Adres 455 N. Cityfront Plaza Dr., (NBC Tower), Suite:2900, Chicago, IL 60611 - USA Web sitesi sikago.bk.mfa.gov.tr BAĞLI BİRİMLER BASIN MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6807 Faks (202) 319.1087 e-Posta trpressoffice@verizon.net DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6816 Faks 202-332-1841 EĞİTİM MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612-6810 Faks (202) 319-1538 e-Posta education@turkishembassy.org egitim@turkishembassy.org EKONOMİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6790 Faks (202) 238.0627 e-Posta washingtoneco@verizon.net EMNİYET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6809 e-Posta washington@egm.gov.tr GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202 612 6794 Faks 202 518 4116 e-Posta gtbusa@gtb.gov.tr KÜLTÜR TANITMA MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6800 Toll free: (877) FOR TURKEY Faks (202) 319.7446 e-Posta dc@tourismturkey.org SİLAHLI KUVVETLER ATAŞELİĞİ Telefon (202) 612.6770 Faks (202) 238.0623 e-Posta adminattache@wtska.com defensesec@wtska.com wska@wtska.com milattache@wtska.com navalattache@wtska.com TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6780 Faks (202) 238.0629 e-Posta vasington@dtm.gov.tr dtvas@verizon.ne

HAVAYOLLARI TÜRK HAVA YOLLARI Telefon 1-800-874 8875 Web sitesi www.turkishairlines.com DELTA HAVAYOLLARI Telefon 800-221-1212 Web Sitesi http://www.delta.com UNITED AIRLINES Telefon 1-800-864-8331 Web Sitesi http://www.united.com

ACİL TELEFON VE YARDIM HATLARI Yangın İhbar Polis İmdat Ambulans Zehirlenme Kontrol Merkezi Tecavüz Kriz Merkezi Adsız Narkotikler Adsız Alkolikler Aile İçi Şiddet Yardım Hattı Kriz Hattı Kayıp Ve İstismar Edilen Çocuklar Ulusal Merkezi

911

(212) 7647667 (212) 267-7273 (212) 929-7117 (212) 647-1680 (800) 621-4673 (212) 219-5599 (800) 843-5678

DEVLET KURUMLARI ABD Vergi İdaresi (IRS) Sosyal Güvenlik İdaresi (SSA) Federal Soruşturma Bürosu (FBI)

(800) 829-1040 (800) 772-1213 (212) 384-1000

ULAŞIM REHBERİ Amtrak Demiryolu New York La Guardia Havaalanı Uluslararası Newark Havaalanı Uluslararası New York J.F.K. Havaalanı (JFK) Metropolitan Ulaşım İdaresi (MTA) Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu

GEREKLİ TELEFON NUMARALARI

(800) 872-7245 (718) 533-3400 (973) 961-6000 (718) 244-4444 (866) 743-3682 (888) 352-9886 (888) 352-9886


2014'un ilk

Spor

15 Ocak 2014 Çarşamba

‘KARA PANTER’i on binler uğurladı

: İ ’ M A L S ‘GRAND Avustralya Açık

İlki 1905'de düzenlenen, sezonun ilk 'Grand Slam' tenis turnuvası apoletli Avustralya Açık, geçtiğimiz pazartesi günü oynanan ana tablo maçlarıyla başladı de mücadele edecek.

ADNAN ONARAN NEW YORK - POSTA212

4

7 ülkeden 548 oyuncunun katıldığı, toplamda tribünlerde 1 milyona yakın seyircinin izleyeceği, 200’den fazla ülkede televizyon yayınının yapılacağı, 1000’e yakın gazetecinin takip edeceği turnuva 26 Ocak'taki erkekler finaliyle sonuçlanacak. Erkek ve kadın şampiyonlara eşit para ödülünün verileceği turnuvada, toplam 33 milyon Avustralya Doları (yaklaşık 29,5 milyon ABD Doları) ödül dağıtılacak. Turnuvanın, 25 Ocak'ta yapılacak tek kadınlar ve 26 Ocak'ta oynanacak tek erkekler finalini kazananlara verilecek para ödülü, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 9 artarak 2 milyon 650 bin Avustralya Doları'na yükseldi. DJOKOVİÇ İÇİN 'ÖZEL' Kariyerinin ilk 'Grand Slam' şampiyonluğunu 2008'de burada kazanan 2 numaralı seribaşı Sırp Novak Djokoviç, ilk tur maçında dünya 90 numarası Slovak Lukas

(LİZBON-POSTA212) Portekiz Milli Takımı'nın efsanevi futbolcusu Eusebio da Silva Ferreira, Lisbon'da on binlerce kişinin katıldığı cenaze töreninin ardından toprağa verildi. 71 yasında ölen Eusebio'nun cenaze töreni için Benfica kulübünün Lüz (Işık) Stadı'ndan yola çıkan kortej, kentin kuzeyindeki Lumiar mezarlığına gün batımından sonra ulaşabildi. Mozambik asıllı futbolcunun tabutu, Benfica'nın kırmızı beyaz bayrağına sarıldı. Portekiz milli formasını giydiği 64 maçta 41 gol atan futbolcunun ölümünün ardından üç günlük yas ilan edildi. Eusebio, İngiltere'de yapılan 1966 Dünya Kupası turnuvasında attığı 9 golle ağları en çok sallandıran futbolcu olmuştu. Gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan biri olarak gösterilen 'Kara Panter', oynadığı 745 maçta 733 gol attı. 1962 yılında Benfica ile Avrupa Kupası'nı kaldırdı.

Laçko'nun rakibi oldu. Son 3 yıldır şampiyonluğu kimseye bırakmayan Djokoviç bu sene de unvanını korumaya çalışacak. Avustralya Açık'taki tek şampiyonluğunu 2009 yılında elde eden 1 numaralı seribaşı Rafael Nadal ise evsahibi ülkeden dünya 52'ncisi Bernard Tomic ile eşleşti. Nadal'ın, çeyrek finalde 5 numaralı seribaşı Juan Martin Del

Porto ile karşılaşma ihtimali bulunuyor. Nadal turnuvaya Katar'daki Doha Açık şampiyonluğuyla moral bulmuş olarak geliyor. Juan Martin del Potro ise Sidney International finalinde Bernard Tomic'i yenip şampiyonluk kazanarak Melbourne'e geldi. RAFTER DÖNDÜ! 2004, 2006, 2007 ve 2010 şampiyonu 6 numaralı seribaşı Roger Federer ile 'Grand Slam'lerdeki en iyi derecesini 2008'de burada fi-

nale yükselerek elde eden 10 numaralı seribaşı Jo-Wilfried Tsonga'nın, son 16 turunda karşılaşma ihtimali yüksek. Roger Federer Avustralya Açık'a hazırlık kapsamında katıldığı Brisbane International'ın finalinde Avustralyalı Lleyton Hewitt'e kaybederek şampiyonluk hasretini 11 turnuvaya yükseltti. 32 yaşındaki eski dünya 1 numarası Lleyton Hewitt ise teklerdeki iddiasının yanında bir başka eski dünya 1 numarası ve vatandaşı Patrick Rafter ile çiftler-

SERENA MI? AZERANKA MI? Tek kadınlarda son 2 sezonun şampiyonu ve 2 numaralı seribaşı Belaruslu Victoria Azarenka, ilk turda, dünya sıralamasının 90. basamağında yer alan İsveçli Johanna Larson ile karşılaşacak. Azarenka, şampiyonanın 5 numaralı seribaşı Agnieszka Radwanska ile ana tablonun aynı tarafında bulunduğu için tenisseverleri, çeyrek finalde muhtemel bir Azarenka-Radwanska karşılaşması bekliyor. 2003, 2005, 2007, 2009 ve 2010'da mutlu sona ulaşan 1 numaralı seribaşı Serena Williams, ilk turda 18 yaşındaki dünya 153.'sü Avustralyalı Ashleigh Barty ıle oynayacak. Teniste kadınlar tablosunun iki ağır topu olan Serena Williams ile Victoria Azeranka neredeyse benzer koşullardaki Brisbane International'da 10 gün önce finalde karşı karşıya gelmiş ve gülen taraf 6-4 ve 7-5'lik setlerle Serena olmuştu. Avustralya Açık Turnuvası ABD'de ESPN2, ESPN3 ve Tennis Channel kanalları Türkiye'de ise Eurosport aracılığıyla tenis severlerle buluşacak.

Schumacher’in durumu ciddiyetini koruyor (PARİS-POSTA212) Fransız Alplerinde kayak yaparken düşerek ağır yaralanan ve tedavisi süren efsanevi Formula 1 pilotu Michael Schumacher'in durumu ciddiyetini koruyor. Grenoble hastanesinde tedavisine devam edilen Alman pilotun durumunda bir değişikliği olmadığı ve hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Schumacher'in kazasıyla ilgili Albertville savcılığı 2 gün önce bir basın toplantısı düzenlemiş ve soruşturmanın seyri hakkında bilgi vermişti. Toplantıda, savcılık incelemesinde, Schumacher'in normal hızda olduğu belirtilirken pistte de herhangi bir ihmalin gözlenmediği ifade edilmişti. Savcılık, soruşturmanın hala devam ettiğinin altını çizmiş, Alman pilotun kaskına takılı kameranın da uzmanlar tarafından kare kare incelenmekte olduğunu dile getirmişti.

FİLENİN SULTANLARI

Dünya Şampiyonası’nda A Milli Kadın Voleybol Takımı, tarihinde üçüncü kez Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı elde etti. (İSTANBUL-POSTA212)

A

nkara'da yapılan Uluslararası Voleybol Federasyonları Birliği (FIVB) Dünya Bayanlar Şampiyonası Avrupa Kıta Elemeleri son turunda, grubunu lider tamamlayan Filenin Sultanları, 3. kez dünyanın en iyi takımlarıyla "Dünyanın en iyisi" olabilmek için mücadele verecek. A Milliler, şampiyonayı 2006 yılında 10, 2010 yılında ise 6. sırada tamamlamıştı. Ay yıldızlı ekip, Japonya'da yapılan ve Rusya'nın şampiyon-

Real Madrid’in 26. kurbanı Galatasaray (İSTANBUL- POSTA212) Turkish Airlines Eurolig TOP 16 F grubu ikinci maçında Real Madrid'e konuk olan Galatasaray Liv Hospital sahadan 89-84'lük yenilgiyle ayrıldı. Gruptaki ilk maçında kendi sahasında Maccabi Electra'ya 90-84 kaybeden sarı kırmızılı takım bu sonuçla gruptaki ikinci maçında ikinci yenilgisini alırken, ilk maçında Partizan deplasmaında 80-64 kazanan Real Madrid grupta ikide iki yaptı, sezon genelindeyse 26. maçında 26. galibiyetini aldı.

İSPANYOL DARBESİ Galatasaray güçlü rakibine karşı müthiş bir mücadele ortaya koyarken diğer iki temsilcimiz de haftayı mağlubiyetle kapattılar. Sahasında Barcelona'ya 76-73 kaybeden Fenerbahçe ve yine İstanbul'da bir başka İspanyol temsilcisi Unicaja Malaga'ya 74-72 mağlup olan Anadolu Efes de Galatasaray ile birlikte Eurolig Top 16 turunda ilk iki maçlarını kaybetmiş oldular.

luğuyla tamamlanan 2006 organizasyonunda, Almanya ile yaptığı 10.'lük maçında 3-1 galip gelmişti. Türkiye, yine Japonya'da yapılan ve yine Rusya'nın şampiyonluğuyla sona eren 2010 organizasyonunda ise bu kez 6.'lik maçında Almanya ile karşılaştı. Almanya karşısında 3-2 galip gelen A Milliler, dünya 6.'sı olma başarısını gösterdi. BU KEZ İTALYA’DA Bu yıl 18'incisi düzenlenecek Dünya Bayanlar Şampi-

yonası, 23 Eylül-12 Ekim tarihlerinde, ilk kez İtalya'nın ev sahipliğinde yapılacak. Asya'dan 4, Afrika'dan 2, Güney Amerika'dan 2, NORCECA'dan (Kuzey ve Orta Amerika ile Karayıpler Voleybol Konfederasyonu) 6 takımın katılacağı şampiyonada, Avrupa'dan 9 takımın yanı sıra evsahibi İtalya ile birlikte toplam 24 takım yer alacak. İtalya'nın dışında, son Avrupa şampiyonu Rusya ile finalde Rusya'ya kaybeden Almanya'nın finallere direk katılma hakkı bulunuyor.

Olaylı maç tekrarlanacak (ISTANBUL-POSTA212) TFF olaylı Kasımpaşa-Beşiktaş maçıyla ilgili kararını verdi ve tartışmalara bir nokta koydu. TFF Basın Sözcüsü Mete Düren yaptığı açıklamada, 15. hafta oynanan Kasımpaşa–Beşiktaş maçının tekrar edileceğini açıkladı. Kararın TFF Yönetim Kurulu tarafından oy çokluğuyla alındığı öğrenildi. Kasımpaşa ile Beşiktaş arasında yapılan lig mücadelesinde ev sahibi takımın futbolcusu Donk'un 30. dakikada saha içine giren ikinci topu eline alıp, ceza alanı içinde Beşiktaşlı futbolcu Almeida'nın kontrolündeki topa doğru atmış ve siyah-beyazlı ekibin atağını önlemişti. Bunun üzerine Beşiktaş, kural hatası yapıldığı iddiasıyla TFF'ye başvurup maçın tekrarını istemişti. Kasımpaşa cephesi ise maçın tekrar edilmemesi gerektiğini, sadece hakem hatası olduğunu savunmuştu.

Futbolda homofobi (NEW YORK- POSTA212) Eski futbolcu Thomas Hitzlsperger eşcinsel olduğunu açıklayan bir futbolcunun üst düzey bir ligde oynayabilmesinin önünde "uzun bir yol" olduğunu söylüyor. Eylül ayında sakatlığı nedeniyle futbolu bırakan eski Aston Villa orta saha oyuncusu yaptığı açıklamada eşcinsel olduğunu dile getirmişti. 52 kez Alman milli takımında oynamış olan 31 yaşındaki Hitzlsperger kaygılarını anlattı. Hitzlsperger, "Hala önümüzde uzun bir yol var çünkü alacağımız tepkiden korkuyor ve ne olacağını bilmiyoruz. Ben futbol oynadığım dönemde böyle bir açıklama yapmayı hayal bile edemezdim. Çıkacak tartışmaların dikkatini futboldan uzaklaştırmasına neden olabilirdi. Kariyerimin sonuna doğru eşcinsel olduğumdan, bir erkekle birlikte olmak, birlikte yaşamak istediğimden emindim. Yaklaşık iki yıl önce, neredeyse eşcinsel olduğumu açıklayacaktım. Bundan hiç bir zaman utanmadım. Ama sonunda futbol oynama arzum özel hayatım hakkında konuşma isteğime üstün geldi" açıklamasıyla eşcinsel olduğunu neden daha önce dile getirmediğine açıklık getirdi.


Emlak

15 Ocak 2014 Çarşamba

Emlakçılarda Bitcoin almaya başladılar Anatolia Park Evleri’nde 230 bin liraya daire

Sanal para birimi Bitcoin, emlakçıların da gündeminde. Manhattan merkezli Bond New York emlak komisyoncusu, emlak işlemleri için Bitcoin transferini kabul etmeye başladı

D

ünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir insana kolayca para göndermeyi sağlayan herhangi bir merkez bankası ya da resmi kuruluş ile ilişkisi olmayan sanal para birimi Bitcoin, emlakçıların da gündeminde. Manhattan merkezli Bond New York emlak komisyoncusu, emlak işlemleri için Bitcoin transferini kabul etmeye başladı. Bond New York’un kurucu ortağı Noah Freedman, emlak komisyonculuğunun bir

Fe Metal İnşaat tarafından İzmir Çiğli’de konumlandırılan Anatolia Park Evleri’nde 230 bin liradan başlayan fiyatlarla daireler satılıyor (İSTANBUL - POSTA212) Fe Metal İnşaat’ın yeni projesi Anatolia Park Evleri’nde daireler hızla bitiyor. Kasım ayından bu yana yüzde 40’ı satılan Anatolia Park Evleri, ulaşımda kolaylık sağlayan lokasyonu, inşasında kullanılan son teknoloji ürünü malzemeleri ve konforlu bir yaşama ait tüm nitelikleri içinde barındıran yapısıyla doğru yatırımı arayanların ihtiyaçlarına cevap veriyor.

İzmir ve İstanbul’daki başarılı projeleriyle adından söz ettiren Fe Metal İnşaat’ın konutta yeni bir soluk olan projesi Anatolia Park Evleri, krediye uygun olma özelliğiyle bütçeyi zorlamadan ev sahibi olmayı mümkün kılıyor. Kasım 2013’te anahtar teslimi yapılan ve çok kısa sürede yüzde 40’ı satılan İzmir Çiğli’deki Anatolia Park Evleri, artık geri kalan sakinlerini bekliyor. Satışı 230 bin ile 260 bin fiyat aralığında yapılan projedeki daireler için çok düşük faizli ve 120 aya varan vadelerle de ödeme kolaylığı sağlıyor. Anatolia Park Evleri’nin bulunduğu lokasyon, projeye artı bir değer katıyor. Metro istasyonu karşısında inşa edilen Anatolia Park, alışveriş noktalarına yakınlığıyla da benzerlerinden ayrılıyor. Çiğli Devlet Hastanesi ve Katip Çelebi Üniversitesi karşısında, Gediz Üniversitesi Tıp Fakültesi yanında konumlanan bu projeden ev sahibi olmak, karlı bir gayrimenkul yatırımı imkanını da beraberinde getirecek. Anatolia Park Evleri, tüm bu özellikleriyle kısa zamanda kira geliri sağlama avantajına da sahip.

(NEW YORK –POSTA 212)

Anatolia Park Evleri; bina TV tesisatlarında Digiturk ve D-Smart altyapısı ve özel peyzajlı dinlenme alanıyla güvenli ve yüksek standartlarda yaşam alanı hayallerini gerçekleştiriyor. Projenin sunduğu diğer özellikler; çelik kapı, PVC doğrama, Egenpen Deceuninck marka pervazlı çift camlar, salon ve balkonlarda sürme mekanizması, motorlu Somfy marka panjur sistemi, merkezi sıcak su, su yalıtımı, ankastre set, ebeveyn banyo, odalarda telefon, merkezi sistem doğalgazlı ısıtma, yaya girişleri için güvenlik noktası olarak sıralanıyor. www.ciglianatoliapark.com www.femetaldemircelik.com.tr

Emlak sayfası

Birkaç yıl önce Manhattan’ın yüksek kiralarından kaçanlar Brooklyn’in ucuz evlerine hücum ediyordu. O günler geride kaldı. Brooklyn’de kiralar jet hızıyla artarak, Manhattan’a yaklaştı (NEW YORK –POSTA 212)

ew York’ta geçtiğimiz yıl, hem konut fiyatları hem kiralama açısından fiyatların en hızlı arttığı bölge Brooklyn oldu. Geçtiğimiz hafta açıklanan Douglas Elliman adlı emlak kuruluşunun açıkladığı bir rapora göre, 2013’ün son çeyreğinde Brooklyn’de ortalama bir evin satış fiyatı 570 bin dolara erişti. Son 11 yılın en yüksek rakamı olan bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 11.2’lik bir artışı gösteriyor. Kiralık konut cephesine bakıldığında ise Kuzey ve Kuzeybatı Brooklyn’de ortalama bir evin kirası, aralık ayında yüzde 1 yükselerek 2 bin 660 dolara çıktı. BUSHWICK DAHİ POPÜLERLEŞİYOR Brooklyn’in bazı bölgelerinde de kiralar tüm zamanların en yüksek seviyelerine fırladı. Örneğin kiraların astronomik hale geldiği Williamsburg’dan kaçan sanatçı ağırlıklı kitlenin fiyatların ucuzluğu nedeniyle

T Ü RKL E RİN

G AZ E T E Sİ

emlak sohbetleri

www.emlaksohbetleri.com

işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz. e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com

kapağı attığı Bushwick de bu trendden payını alıyor. Bushwick’te aralık ayında ev kiraları yüzde 8.2 artarak ortalama 2 bin 5 dolara zıpladı. TALEP SÜREKLİ ARTIYOR Fiyatlarda bu hızlı yükseliş biraz da satılık veya kiralık ev stokunun çok düşük bir seviyede olmasından kaynaklanıyor. Yılın son çeyreğinde satışta olan evler toplam stoğun sadece yüzde 28’i. Kiralık konut pazarında ise kiracılar arasında büyük bir rekabet söz konusu.

Bu gelişmelere karşın satılık ve kiralık konutlarda talep hiç durmaksızın artıyor. Talebin yoğunlaştığı bölgeler arasında, Sunset Park, Brooklyn Heights, Park Slope ilk akla gelenler. Bedford-Stuvyesant ise inanılmaz derecede popüler. MNS Ceo’su Andrew Barrocas’a göre Brooklyn şu anda Amerika’nın en iyi kiralık pazarlarından birisi. Hatta, Brooklyn konut pazarı giderek hareketlenirken, pahalılığıyla meşhur Manhattan’da fiyatlar yavaşlıyor. 2013’ün son döneminde Manhattan’da ortalama konut kirası bir önceki yıla göre yüzde 1.6 gerileyerek 3 bin100 dolara indi. Kira açısından Manhattan ile Brooklyn arasındaki fiyat farkı 440 dolara geriledi. Oysa 2008’de aradaki mesafe bin .100 dolardı. O zamanlar Manhattan’ın yüksek kiralarından kaçanlar Brooklyn’de çok makul fiyatlarla kiralık ev bulabiliyorlardı. Ama Brooklyn’in de hızlı popülerleşmesiyle ev kirası New Yorklular’ın en büyük kaygısı haline geldi.

Mahal Sancaktepe'den cazip fırsatlar Denge Yapı'nın İstanbul Sancaktepe'de inşa ettiği Mahal Sancaktepe projesinde tüm daireler yüzde 1 peşinatla satılıyor İSTANBUL – POSTA 212

AM E RİKA ’ DAKİ

paylaşan Vector Group Başkanı ve CEO’su Howard Lorber ise Bitcoin yükselirse onu kontrol altına alacak herhangi bir hükümetin olmamasının bir problem olduğunu söylüyor. Diğer ödeme şekillerine göre çok az masraflı olan Bitcoin, 100 binden fazla insan tarafından kullanılıyor. Bitcoin teknolojisi, noktadan noktaya dağıtımlı bir ağ üzerinde çalışıyor. Böylece merkezi bir kuruluşa ihtiyaç kalmadan para oluşumu ve transfer işlemleri ağ üzerinde kollektif olarak gerçekleşiyor.

Brooklyn’de emlak fiyatları coştu

N

Anatolia Park Evleri özellikleri

hizmet sektörü olduğunun altını çizerek, “Bizim işimiz gayrimenkul işlerini müşterilerimiz için kolay hale getirmek. Bitcoin, sadece insanların işlemlerini kolaylaştıran bir mekanizmadır” diyor. Fakat emlak sektörünün önde gelen bazı şirketleri Freedman ile aynı fikirde değil. The Corcoran Group CEO’su Pam Liebman, “Bitcoin transferini kabul etmiyoruz kabul etmeyi de düşünmüyoruz. Amerikan dolarını tercih ediyoruz. Eğer insanlar artık Bitcoin kabul etmezlerse ne olacak?” diye soruyor. Liebman ile aynı görüşü

D

enge Yapı, 2014’te ev hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenlere düzenlediği kampanya ile büyük kolaylık sağlıyor. Denge Yapı’nın Mahal Sancaktepe projesinde geçerli olan kampanya kapsamında tüm konutlar yüzde 1 ön ödeme ve teslime kadar düşük taksitlerle satışa sunuluyor. Daire teslimlerinin 11 ay sonra gerçekleşeceği Mahal Sancaktepe’de 1+1 dairelerin fiyatı 142 bin 300 liradan başlıyor Daire bedelinin yalnızca yüzde 1’inin ön ödeme olarak alındığı ocak ayı kampanyasında peşinatın geri kalan yüzde 24’lük kısmı vade farkı olmaksızın teslime öteleniyor. Daire bedelinin yüzde 75’lik kısmı için anlaşmalı bankalardan oldukça uygun oranlarda 11-115 ay arasında kullandırılabilen kredi taksitlerinin de teslime kadar olan ilk

11 aylık kısmı düşük tutarlarda olacak şekilde düzenleniyor. Mahal Sancaktepe’de 1+1 daireler 142 bin 300 liradan, 2+1 daireler 199 bin 550 liradan, 3+1 daireler ise 318 bin 500 liradan satışa sunuluyor. Evler bu yıl teslim edilecek Mahal Sancaktepe’de daire teslimlerinin bu yıl Aralık ayında başlayacağını söy-

leyen Denge Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bayram, “Projemizin satışları yüzde 90 oranında tamamlandı. Elimizde sınırlı sayıda daire kaldı. Bu yıl ev hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyen herkesi bir an önce projemizi görmeye bekliyoruz’’ dedi. Mahal Sancaktepe’de tüm dairelerin yüzde 1 KDV ile satıldığını ifade eden Bayram, bu sayede projeden ev alanların KDV’den de yüzde 17 avantaj sağladığını anlattı. Sancaktepe’nin en merkezi yerinde 15 bin 640 metrekare arazi üzerinde yapılan Mahal Sancaktepe projesi her biri dokuz katlı 6 bloktan ve 306 daireden oluşuyor. Mahal Sancaktepe’de tek tip 1+1, üç tip 2+1 ve tek tip 3+1 olmak üzere toplam beş farklı tipte daire yer alıyor. Site sakinlerine keyifli bir yaşam sunmaya hedefleyen Mahal Sancaktepe’de arazinin yüzde 79’u açık alanlara ayrıldı. Mahal Sancaktepe’de çocuk oyun

alanları, açık yetişkin ve çocuk yüzme havuzu, yürüme ve koşu yolları, süs havuzları, kamelyalar, basketbol, voleybol ve mini futbol ortak spor alanları, meyve bahçeleri, kapalı sosyal tesiste bay / bayan sauna ve fitnessclub ile kapalı havuz bulunuyor. Ayrıca site genelinde insan ve araç güvenliği için 7/24 güvenlik hizmeti, kapalı ve açık otoparklar yer alıyor. Sabiha Gökçen’e 15 dakika uzaklıkta Merkezi konumuyla dikkat çeken Mahal Sancaktepe, Kurtköy Sabiha Gökçen Havalimanı’na 15 dakika, Finans Merkezi Ataşehir’e 14 dakika ve Boğaziçi Köprüsü’ne 20 dakika uzaklıkta yer alıyor. Mahal Sancaktepe, TEM Otoyolu’nun yanı başında ve TEM-Kartal bağlantı yoluna 5 dakika mesafede bulunuyor. Satış Ofisi 0216 311 66 67


Food & Dining

Tavşan eti restoranları hızla artıyor Genelde bahar aylarında yenen tavşan eti şimdilerde becerikli aşçıların elinde beğeni topluyor. Tavşan eti restoranları giderek yaygınlaşıyor

N

ew York’taki son dönemlerde tavşan eti sunan restoranların sayıları hızla artıyor. Genellikle bahar aylarında yenen tavşan eti, şimdilerde be-

2013’ÜN EN İYİ yemek kitapları

2013’te Brezilya’dan Kaliforniya’ya kadar binlerce yemek tarifini barındıran yemek kitapları piyasaya çıktı

Dilara Erbay

om y@gmail.c dilaraerba

cerili şeflerin elinde, rostosuyla, buharda pişirilme usulleriyle büyük beğeni topluyor. New York’ta tavşan etiyle en çok konuşulan restoranlar şunlar:

N

ew York her zaman olduğu gibi 2013’te de dünyanın en kaliteli yemek kitaplarına evsahipliği yaptı. Geçen yıl yayınlanan en iyi yemek kitaplarını sizler için sıraladık.

HISTORIC HESTON

Gözalıcı bir ciltte sunulan bu kitap, futuristik yemekleriyle tanınan bir şefin geçmişi tekrar keşfetmesi üzerine kurulmuş. Ortaçağdan başlayarak 30 İngiliz yemeği sosyal ortam ve tarihleriyle ayırıntılı bir şekilde anlatılıyor. Şef Heston Blumenthal, ayrıca geçmişin yemek reçetelerini bugünün yenilikçi bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Bloomsbury, 200 $

I LOVE NEW YORK: INGREDIENTS AND RECIPES Dünyanın en iyi restoranlarından biri olan Eleven Square Park’ın şefleri Daniel Humm ve Will Guidara’dan New York’un lokal yemek meraklılarına bir armağan… Yayınlanan kitap, yerel üretici portrelerinin yanı sıra 150 yemek tarifine yer verirken, elmadan cevize kadar tüm malzemeler, alfabetik bir sırayla veriliyor. Ten Speed Press, 50 $

718 3890640 95 Commercial St, Box St ve Manhattan Ave arasında, Greenpoint, Brooklyn.

TORO’DA “PAELLA DE CONEJO Y LUMACH” Paella’nın 19.yüzyıl versiyonu olan Paella Valenciana’da olduğu gibi şefler Jamie Bissonnette ve Ken Oringer, modern bir yorumla paella ve tavşan etini biraraya getiriyorlar. Tavşan etleri Connecticut’tan getiriliyor. 212 6912360 85 Tenth Ave, 15 St’de.

ANNISA

Annisa, tavşan etinden zarif bir şekilde tabaklar yapan rafine bir restoran. Şef Anita Lo, önce tavşan etinin içini hazırlıyor.

COI: STORIES AND RECIPES

NEW YORK - POSTA212

GLASSERIE

Şef Sara Kramer, üç bölümden oluşan ziyafette tavşanın her parçasını kullanıyor. Önce tavşan yağıyla karamelize edilen bacaklar, ızgara yaplıyor. Göğüs kısmı kara biber ve zerdeçallı bir karışım olan hawaji ile kaplanıyor. Karın kısmı ise domates ve soğanla soteleniyor. En iyisi siz bu lezzeti kendiniz tadın.

15 Ocak 2014 Çarşamba

Z

ararlı sayılan besin türleri arasında en sık tüketilen de tabii ki beyaz ekmek. Adı beyaz ama kendisi pek masum değil. Gelin şu ekmeğin özü, tahıl neymiş bir göz atalım. “Her tahıl tanesi 3 bölümden oluşuyor:

Bunun için salamura edilmiş üzüm yaprakları, ezilmiş fıstık ve sote edilmiş soğanları kemikleri ayrılmış göğüs etinin üzerine yerleştiriyor. Daha sonra dar bir çubukta malzemeler sıkıştırılıyor ve rosto ediliyor. Krema kıvamında, limon eklenmiş bir yoğurtla ve taze nar taneleri ile servisi yapılıyor. 212 7416699 13 Barow St, Seventh Ave South and W 4th st. arasında.

TOHUM, UNSU ÖZ VE KEPEK Tahılların tohum kısmı zengin bir protein, mineral, vitamin, özellikle antioksidan E vitamini kaynağıdır. Tahıl, tohum kısmı ile birlikte öğütülürse, tohumda bulunan doğal yağlar nedeniyle 14 gün gibi kısa bir sürede acılaşabilir. Unun saklanma ömrünü uzatmak için günümüzde un üreticileri tahılların besleyici tohum kısmını ayırmakta ve una katmamaktadır. Kepek kısmında ise lif, mineraller ve protein bulunur. Sindirim sistemine tokluk hissi verir, kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Fakat unun rengini esmerleştirdiği, hamur yoğurmayı zorlaştırdığı ve içine katıldığı hamur işini daha lifli, kimilerine göre kaba hale getirdiği için çoğu una katılmaz. Günümüzde hemen her unlu mamulde kullanılan beyaz un, tohum

Bazı rafine restoranlarda, yemekleri yemeğe kıyamazsınız, sadece bakmak bile insanı doyurur. San Francisco’nun fine-dining yeme içme enstitüsü Coi, bu kitapla en çarpıcı yemek tariflerini okurlara sunuyor. Kitap, modern Kaliforniya mutfağının öncülerinden Daniel Patterson tarafından esprili bir dille kaleme alınmış. Phadion, 49.95 $

D.O.M. REDISCOVERING BREZILIAN INGREDIENTS Brezilya mutfağının en önemli şeflerinden Alex Atala, San Paulo’daki ünlü restoranı D.O.M’da hazırladığı yemeklerden 65 tarifi ve malzemeleri bu kitapta biraraya getiriyor. Atala sadece Brezilya yemekleri pişirmiyor, aynı zamanda malzemeleri yerinden toplamasıyla da meşhur bir isim. Alex Atala, son 15 yıldır Amazon ormanlarında yeni yiyecekler keşfetmek için bilimadamlarıyla işbirliği yapıyor. Ünlü şef, topladığı bu malzemeleri yerlilerin üretebilmesi için çalışmalar yapıyor. Phadion, 49.95 $

EKMEK NİMETTİR!

ve kepekte bulunan tüm bu besleyici değerlerden yoksundur.

TAM TAHILLI, TOHUMLU EKMEK Her fırsatta ekmeğimizi evde kendimiz yapmaya bayılıyoruz.

MALZEMELER 1/2 kg organik tam buğday un u 1 çorba kaşığı kuru maya 1/2 çay bardağ ı pekmez 1/2 çay bardağ ı zeytinyağı 1 çorba kaşığı yoğurt 1 tatlı kaşığı hi malaya tuzu, yo ksa deniz tuzu, yoksa ba kkal tuzu 1 çay bardağı yulaf ezmesi 1 çay bardağı dövülmüş bade m 3/4 çay bardağ ı dövülmüş ke ten tohumu 1/2 çay bardağ ı haşhaş tohum u 1 çorba kaşığı rezene Tutana kadar su

Aşağıdaki tarifle siz de evde kendi ekmeğinizi yapabilirsiniz. İçine ceviz, badem, keten tohumu koyarak ekmeğinizin tadını ve besleyici değerlerini zenginleştirebilirsiniz.

TARİFİ Mayayı 10 dk ılık suda ıslatıyoruz. Sonra unu, tuz, yağ, pekmez, yoğurt, maya ve su ile yoğuruyoruz. Hamuru top yapıp, altına üstüne un serpip üzerini nemli bir bezle örtüyoruz, mayalanmaya bırakıyoruz. 45 dk sonra diğer malzemeleri katarak azıcık daha yoğuruyoruz. Fırın kabına yerleştiriyoruz. Tekrar mayalanmaya bırakıyoruz. Isıtılmış fırında önce 180 °C’de,10 dakika sonra160 °C’a kısıp 30-45 dk pişiriyoruz. Ekmeğimiz hazır.


Kültür Sanat & Etkinlikler

15 Ocak 2014 Çarşamba

MACERAL VE KAHKAHA DOLU BİR HAFTA

VİZYON

HALDU

N ARM

AĞAN

NEW YORK’TA etkinlikleri

New York binbir türlü kültürel, sanatsal, eğlence etkinlikleriyle dolup taşan 24 saat uyumayan müthiş dinamik bir kent. Gidilecek, gezilecek, görülecek çok şey var

CIELO (CLUP) New York’ta farklı, gitmeye değer, size hava atmayacak, bir clup’e mi uğramak istiyorsunuz? Kapıdan rahatça giriyorsunuz, dans pistinde çok cool bir kalabalıkla karşılaşıyorsunuz. New York’un top DJ’leri François K, Tedd Patterson, Louige Vega isimlerle, muhteşem sistemiyle ve son beş yılda pek çok kez Best Clup ödüllerini kazandı. 18 Little W 12th St Meatpacking District www.cieloclub.com

THE ACT OF KILLING Yönetmen Joshua Oppenheimer’in bu son derece irkiltici belgesel fiminde, 1960’ların ortalarında Endonezya’da anti komünist katliamları yapan ölüm mangaları savaşçılarının bugünkü hali sergileniyor. Filmde emekli savaşçılar, kostümlerle, makyajlarla kendi suçlarını hiç bir pişmanlık belirtisi göstermeden parti havasında canlandırıyor. GÖSTERİM TARİHİ: 16 OCAK

“DOG BLESS YOU”: THE

PHOTOGRAPHY OF MARRY BLOOM ALL IS LOST Robert Bedford, yelkenlisiyle Hint Okyanusu’nda seyrederken serseri bir şekilde yol alan bir yük gemisi tarafından sıkıştırılır ve mücadele başlar. J. C. Chandor tarafından yönetilen film, klasik deniz bir hikayesini işlemesine karşın modern dünyada insanın varuluşuna güçlü bir bakış getiriyor. GÖSTERİM TARİHİ: 16 OCAK

(SANAT) İnternet’te son dönemlerde tam bir kedi fotoğrafları ve videoları egemenliğine dikkat ediyor musunuz. Eski dostumuz köpekler sanki perde arkasında kaldı. İşte fotoğraf sanatçısı Mary Bloome çarpıcı köpek fotoğraflarıyla bu ayrılmaz dostlarımızı tekrar gündeme getiriyor. Sergilenen 70 fotoğrafa Cathedral Church of St. John Divine evsahipliği yapıyor. 1047 Amsterdam Ave, Upper West Side www.stjohndivine.org

SCHOMBURG CENTER FOR RESEARCH IN BLACK CULTURE (MÜZE) Harlem tüm dünyada siyah kültürün ve yaşam tarzının simgelerinden biridir. İşte New York’un siyah kültürünü tanımak için Schomburg Resarch Center benzersiz bir fırsat sunuyor. 1926’da kitap kurdu Arturo Alfonso Schomburg tarafından kurulan müze, çok zengin bir kitap ve hatıra eşyaları koleksiyonuna sahip olmasının yanı sıra caz konserleri ve filmleri de organize ediyor. 515 Malcolm X Blvd (Lenox Ave) Harlem www.schomburgcenter.org

GREENLIGHT BOOKSTORE (KİTAPÇI)

AMERICAN HUSTLE

Kitapçıları ile de ünlü New York’ta mutlaka ziyaret edilmesi gereken kitapçılardan biri. 2009’da Brooklyn’de açılan kitapçı, hem mekansal konforuyla hem kitap seçimliği ve derinliğiyle kitapseverler için önemli bir nokta. 686 Fulton St. Forth Greene, Brooklyn www.greenlightbookstore.com

David O. Russels’ın yönetmenliğini yaptığı film, çok eğlendirici, mükemmel bir komedi. Chrisytan Bale, Jennifer Lawrence ve Bradley Cooper’in roller paylaştığı film bu yılın en kahkaha dolu eğlencelik yapımlarından. GÖSTERİM TARİHİ: 16 OCAK

CHEALSEA PIERS (SPOR) New York’da her köşe başında bir spor merkezine rastlayabilirsiniz. Ama Hudson River’ın yanında konuşlanan Chelasea Piers, kendi alanında bir sanat yapıtı olarak da değerlendirilen, çok farklı, en azından ziyaret edilmesi gereken bir mekan. Golf, buz hokeyi, duvara tırmanma aktivitelerden bazıları. 17.-23. St arasında Eleventh Ave, Chelsea www.chelseapiers.com

‘ANCHORMAN 2: THE LEGEND CONTINIUES’ Pek iyi pazarlanamayarak gölgede kalmasına karşın dizinin bu ikinci filmide çok başarılı. Ron Burgundy’nin (Will Ferrell) yeni maceraları son sürat devam ediyor. Serinin iknci filminde Burgundy ve arkadaşları 24 saat yayın yapan bir kablolu haber kanalı projesine katılırlar. Tabii arkasından her türlü çılgınlık, hızlı bir tempoyla fim boyunca akmaya başlar. GÖSTERİM TARİHİ: 16 OCAK

LITTLE ITALY

Haftasonu aileniz ve çocuklarla kentine hangi bölgesine gidelim diye düşünenler için her zaman ilk sıralarda Little Italy ve bitişiğindeki Chinatown gelir. Binbir türlü satıcı, restoranlar arasına İtalya ve Çin kültürlerinin resmi geçidine keyifle dalabilir, alışveriş yapabilirsiniz. Lezzetli sokak yiyeceklerinden atıştırmalarla karnınızı doyurmayı da unutmayın. Mulbery St, Broome ve Canal St arasında Chinatown & Little Italy

NEW YORK PUBLIC LIBRARY, STEPHEN A. SCHWARZMAN BUILDING (KÜTÜPHANE) New York kamu kütüphanelerinin bu ana binası, Stephen A. Schwarzman, bir yüzyıllık bir tarihi yansıtan kentin mutlaka görülmesi, ziyaret edilmesi gereken noktalarından bir tanesi ama aynı zamanda Amerikan kütüphane geleneğinin en seçkin örneklerinden biri. Yüksek tavanlar, mermer sütunlarla dev okuma odası Rose Main Reading Room’u mutlaka ziyaret edin. Sabah 11 ile 2 arasında kütüphanede ücretsiz turdan faydalanabilirsiniz. Fift Ave Midtown East 10036 www.nypl.org


Life & Style

15 Ocak 2014 Çarşamba

IPHONE KILIF ÇILGINLIĞI Nurdan Yüzbaşıoğlu

nurdanusa@gmail.com

ALIŞ VERİŞ DELİSİ OLMAYIN !

M

oda ve alışveriş kavramları biz kadınları her daim heyecanlandırır. Tamam genelleme yapmayalım ama çoğunluk için bu böyledir. Nedir bu heyecanın kaynağı dersek say say bitmez. Güzel giyinerek daha fazla değer göreceğimiz fikri, boş vakitlerimizi nasıl değerlendireceğimizi bilememek, bu duyguyu sürekli tetikleyen arkadaşlar, çalışmadan elde edilen gelir ( zengin aileden gelmek, zengin koca veya sevgili parasını harcamak vb. ). Üstelik tüm bu harcamalara rağmen dolabı açınca hala giyecek birşey olmadığını düşünmek gibi bir ironi de söz konusu. Artık aklımızı başımıza devşirmenin zamanı gelmedi mi sizce? Tabii ki yaşadığımız döneme uygun, kaliteli ve birbiriyle uyumlu kıyafetler ilk izlenim için çok önemli ancak herşey demek değil. İlk izlenim geçtikten sonra akılda kalan şeyler davranışlarımız ve sözlerimiz olacak. O yüzden kılık kıyafetimiz kadar başka şeylere de önem vermeliyiz. Hayat sadece çanta ayakkabı markası bilmek ve yeni modellerin isimlerini ezberlemekle geçmez. Gerçi siz şikayetçi değilseniz ve yakın çevreniz de sadece bu tip insanlardan oluşuyorsa sorun yok, ne güzel bir deyim var bununla ilgili; körler sağırlar birbirini ağırlar. Bu yazı bu sorunu fark etmiş ve çözmek isteyenler için hatırlatma amacıyla yazılmıştır. Öncelikle tavsiyem kimselere özenmeden kendinize has stilinizi oluşturmanız. O zaman bu bir yere varmayan yarıştan bir nebze de olsa kurtulmuş olursunuz. Kimse sizden en son moda kıyafetleri giymenizi

İlk Sneaker’ların çıkmasından bu yana epeyce zaman geçti. 1917’de Keds markası tarafından ilk lastik tabanlı ayakkabılar yapıldığında, o zamanın ünlü reklamcılarından Henry Nelson McKinney, bu

beklemez böylece. Sadece becerdiğiniz güzel kombinleri takdir ederler. İlk iş olarak geçin dolabınızın önüne ve önce kendi elinizdeki imkanları kullanmaya bakın. Kıyafetlerinizde daha önce hiç bir araya getirmediğiniz parçaları kombinleyin, bu size yeni kıyafet almışsınız gibi keyif verecektir. Hatta bu yeni kombinler görenlerde de kıyafetlerinizi yeni aldığınız hissini

uyandıracaktır. Kutuların içine çekmece köşelerine attığınız irili ufaklı takılarınızı çıkarın ortaya. Eminim onaları uzun zamandır kullanmadınız ve bu son aldığınız kıyafetlerle de denemediniz. Hatta bu takıları bir kaç tanesini üst üste takarak da kullanabilirsiniz deneyin eminim beğeneceksiniz. Çizgili ile kareli, lacivertle siyah, kış günü beyaz, yün kazağın altından çıkan ipek gömlek gibi pek çok farklı styling yapabileceğinizi ben buradan

görüyorum. Nasıl kullanacağınızı bilmedikten sonra ne kadar çok kıyafet alsanız da yine başa döner ve giyecek birşeyiniz olmadığından yakınırsınız. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim güzel giyinmek çok para harcayarak değil stil sahibi olarak yapılabilecek birşey. Ayrıca artık yazlık kışlık diye de kıyafetleri ayırmıyoruz neredeyse. Çok kalın kışlık bir hırkanın altına en yazlık tiril tiril bluzumuzu giyip çıkabiliriz rahatlıkla. Ağır kışlık kıyafetlerle yaptığımız kombinimize de bir hoşluk katmış oluruz böylece. Ayakkabılarınızı da elden geçirmenin zamanı. Artık lostra salonları harikalar yaratıyor benden söylemesi. Rengi kaçmış topukları aşınmış ayakkabılarınızı götürün bakın geri geldiğinde inanamayacaksınız. En azından bir sezon daha rahatlıkla giyilebileceğini göreceksiniz, denedim ordan biliyorum. Kıyafetlerinizin kullanma talimatlarına da uyarsanız daha uzun süre yeni kaldıklarını göreceksiniz. Kuru temizleme yapılması gereken kıyafetleri makinelerde telef etmeyin rica edeceğim. Haftaya bu veya tersi davranışların çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsetmek istiyorum. Bunlar benim kendi çocuğumu ve yakın çevremi gözlemleyerek elde ettiğim sonuçlar. Bunlardan bahsetmek için psikolog olmaya gerek yok, önemli olan bu deneyimleri paylaşmak ve biraz da olsa dikkat çekmek. Hazırmısınız alışveriş hastalığımızın çocuklarımızı nasıl etkilediğini duymaya..

SNEAKER EGEMENLİĞİ yeni tarz ses çıkartmıyan ayakkabıya "Sneaker" adını verdi. [İngilizce’deki "Sneak" (sezsiz) sözcüğünden türetilmiştir.] . Tabii o ilk sneaker’ler ve şu anda herkesin ayağında olan sneaker’ların arasında pek benzerlik kalmadı. Bu ilk üretilen sneakerlar "1800"'lerde sezsizce suçluları yakalamak için üretilen ayakkabıların inovasyonuydu . Ancak 1950’lerde James Dean ‘Rebel Without a Cause’ filminde sneaker giydiği

an, bu tarz ayakkabılar popüler kültürün bir parçası olmaya başladı. . (Wikipedia ) O yıllardan bu yana sneaker kullanımı gün geçtikçe arttı. Özellikle büyük metropollerde bu tarz ayakkabılar spor amaçlı kullanımdan stil amaçlı kullanıma geçti. Hem bu ayakkabıların rahatlığından yararlanıp hem de birer fashion icon’u gibi görünmek isteyenler çok ünlü markaların birbirinden cazip sneaker’lar üretmelerine neden oldular. Son yıllarda hem spor giyinmiş gibi görünüp hem de topuk ihtiyacı hissedenler için de topuklu sneaker’lar ortalığı kasıp kavurdu. İşte size en yeni modeller..

HERKES ONU KONUŞUYOR Bugünlerde herkesin gözü Hollywood’un genç yıldızı Sosie Bacon’un üzerinde. Ünlü oyuncular Kevin Bacon ve Kyra Sedgwick’in kızı Bacon, geçen hafta Hollywood Foreign Press Association tarafından düzenlenen gecede, ödülleri dağıtan Miss Golden Globe

kızı rolünü üstlendi. Genellikle ünlü isimlerin kızları arasından seçilen Miss Golden Globe’in bu yılki kahramanı Sosie Bacon, milyonlarca kişinin TV’lerde izlediği şovda kırmızı halıya anne ve babasıyla çıktı.

Krem rengi bir elbiseyle göz kamaştıran Bacon, Jimmy Choo ayakkabılarıyla ve Neil Jane marka mücevherleriyle dikkatleri üzerine topladı. Hollywood’un çaylak yıldızı, annesi Kyra’nın şovu The Closer’da ve Loverboy adlı filmde rol almıştı.

Tüketim bir çılgınlığa dönüşmüş durumda. En yeni telefon modelini alabilmek için gün doğmadan sıralara girip eşe dosta gerdan kırmak nasıl bir delilik haliyse en acaip kılıfı bulmaya çalışmak da bir o kadar anlaşılmaz. Maalesef bu bombardımandan biz kaçsak çocuklarımız yakalanıyor yapacak birşey yok. Zaten heryerde karşımıza çıkıyor olduğundan bu tuhaf kılıflarla ilgili bazı modelleri paylaşmak istiyorum sizlerle.. Bakın iş nerelere varmış!

Patagonya Patagonya, Şili ve Arjantin’in güneyindeki bölgedir. Arjantin’deki Rio Colorado ile Şili’deki Bio Bio nehirlerinin güneyi ile Magellan Boğazı’nın kuzeyi arasında kalır. Magellan Boğazı’nın güneyindeki Ateş Toprakları da Patagonya’ya dahil edilebilir. Buzullar diyarı, vahşi ve büyüleyici doğanın hüküm sürdüğü, dünyanın eşsiz cennetlerinden biridir. Patagonlar veya Patagonya devleri efsanesi ise ilk defa zamanın az bilinen bölgesi ve sahili olan Patagonya’da rastlandigi söylenen efsanevi insan ırkıdır. İlk Avrupalıların kayıtlarına göre, boylarının normal insan boyunun iki katını geçtiği, hatta bazı kayıtlara göre 3,5 - 4,5 metreyi bulduğu söylenir. Rivayete göre Ferdinand Magellan, ismini verdiği Magellan Boğazı’ndan geçerken bu topraklarda gördüğü Guanako postlarına bürünmüş ve yüzleri boyalı yerlileri bir İspanyol öyküsündeki Patagon adlı bir canavara benzeterek bölgeye bu adı vermiştir. Patagonya çok az yerleşim olan bir bölgedir. Yerleşim ortama 2 kişi/km² dir El değmemiş doğası, Patagonya’yı yeryüzünde cenneti yaşayabileceğiniz birkaç yerden biri yapıyor. Coğrafi konumu ve nüfus yoğunluğunun azlığından dolayı gitmesi oldukça zor bir yer. Bu günlerce hiçbir insan görmeden, dünyadaki tek kişi sizmişsiniz gibi yaşayabileceğiniz anlamına geliyor. Kisisel gelişiminiz için bu şekilde dünyayla bağlantınızı kesmek zorunda olduğunuz tatilleri de denemenizi öneririm. Bunun için Uzakdoğu’ya gitmeniz şart değil. Üstelik Uzakdoğu da artık pek uzak değil. Bu seyahatler oldukca ticari bir boyuta geçti. Patagonya bu açıdan henüz keşfedilmemiş ve kendinizle başbaşa kalıp içinize dönebileceğiniz hayatınızı sorgulayabileceğiniz bir yer.

Eminim bu seyahatten döndüğünüzde hayatınızda ne kadar gereksiz insan olduğuna gereksiz olaylara vakit ayırdığınıza siz de şaşıracaksınız.


Metroya pantolonsuz bindiler CEM ÖZDEL NEW YORK - AA

A

BD'de düzenlediği ilginç eylemlerle tanınan ''Improve Everywhere'' grubu tarafından bu yıl 14'üncüsü düzenlenen ''Pantolonsuz Metro Yolculuğu'' etkinliği, New York'ta yoğun ilgi gördü. Çıkış yeri New York olmasına rağmen kısa sürede 26 ülke ve 60 kentte aynı anda düzenlenen etkinlik çerçevesinde sosyal medya üzerinden haberleşen yaklaşık 10 bin aktivist, seçilen metro hatlarındaki trenlere pantolonsuz bindi. New York'ta belirlenen 7 ayrı noktada buluşan yaklaşık 10 bin aktivist, Manhattan'daki çeşitli metro hatlarına pantolonsuz binerek yolculuk etti. Metrodaki diğer yolcuların bakışları altında hiçbir şey olmamışcasına yolculuk eden aktivistler, ilginç görüntüler oluşturdu. Yolculuk sıra-

sında gazete ve kitap okuyan yarı çıplak eylemciler, kendilerine yöneltilen sorulara, "Pantolonumu giymeyi unuttum", "Evden aceleyle çıktım, pantolon giymeye zaman kalmadı", "Küresel ısınmayı protesto ediyorum" gibi esprili yanıtlar verdi. Eylemcilerin 2 saatlikgösterisi Union Meydanı'nda sona erdi. Etkinlikle ilgili bilgi veren Improve Everywhere grubunun kurucusu Charlie Todd, eylemin amacının sadece özgür ve komik bir gün geçirmek olduğunu bildirdi.

NEW YORK’TA METROCARD DEĞİŞİYOR BİLGİN ŞAŞMAZ NEW YORK - AA

N

ew York'ta 20 yıldır metro ve otobüslerde kullanılmakta olan ödeme sisteminin (MetroCard) değişeceği açıklandı. New York Büyükşehir Ulaşım İdaresi (The Metropolitan Transportation Authority - MTA), bu hafta hizmette 20. yılını dolduracak MetroCard'ın 2019 yılına kadar değişeceğini duyurdu. MTA yetkililerine göre, hizmete girdiği 1994 yılında birçok teknolojik yenilik getiren

MetroCard'ın, artan yoğunluk nedeniyle hantal kalmaya başladığı için değiştirilmesine karar verildi. Üzerinde çalışmaların devam ettiği yeni sistem, Avrupa'da kullanılan dokunmatik özelliğe sahip olacak, banka ve kredi kartlarıyla da uyumlu çalışacak. Sistem ayrıca birçok ödeme şekline de açık olacak. New York'ta yaşayan ve herhangi bir banka hesabı olmayan yaklaşık 850 bin kişi düşünülerek sisteme ayrıca akıllı telefon uygulamalarıyla çalışabilme kapasitesi kazandırılacak. Kart geçirme ve yüklemelerden kaynaklanan zaman kayıplarını ortadan kaldıracak yeni sistem sayesinde yıllık yaklaşık 6 milyon dolarlık kart basım masrafından da tasarruf edilecek. Ulaşım ücretlerine ek maliyet getirmeyecek yeni sistem, yolcuları cüzdanlarında ek bir kart taşımaktan da kurtaracak.

2014 Altın Küre www.posta212.com

• YIL 1 • SAYI 35

15 Ocak 2014 Çarşamba

ÖDÜLLERİ Taylor Schilling

“Golden Globe’’ (Altın Küre) Film ve Televizyon ödülleri, Los Angeles’ta düzenlenen törenle sahiplerini buldu. ‘12 Years a Slave’ filmi, 2014’te Altın Küre’nin Sinema dalında En İyi Filmi seçildi. Leonardo DiCaprio, Müzikal-Komedi dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandı

Matthew Mcconaughey & Camila Alves

LOS ANGELES (AA) - Oscar’ın habercisi olarak kabul edilen ve bu yıl 71’inci kez düzenlenen Altın Küre Film ve Televizyon ödüllerini kazananlar Beverly Hills Hilton’da düzenlenen görkemli ödül töreniyle açıklandı. Leonardo DiCaprio, Müzikal-Komedi dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü. En İyi Yönetmen Ödülü’nün sahibi Gravity filmiyle Alfonso Cuaron olurken, American Hustle filmi de gecenin kazananları arasında yer aldı. Gecenin sunuculuğunu bu yıl ikinci defa komedyen Tina Fey ve Amy Poehler yaptı. Gecenin ilk ödüllerini, Sinema dalında, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü “American Hustle’’daki oyunuyla Jennifer Lawrence alırken, TV dalında, Top of the Lake’teki oyunuyla, En İyi Mini Dizi Kadın Oyuncu ödülünü de Elisabeth Moss kazandı. Gecede, American Hustle, Komedi-Müzikal dalında, Altın Küre’nin en iyi filmi seçildi. Gecede, Yaşamboyu Başarı Ödülü’ne layık görülen Woody Allen törene katılmazken, ödül kendisi adına Diane Keaton’a takdim edildi.

Kate Beckinsale

ALTIN KÜRE KAZANANLAR SİNEMA En İyi Film (Drama): 12 Years a Slave En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Cate Blanchett (Blue Jasmine) En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Matthew McConaughey (Dallas Buyes Club) En İyi Film (Müzikal-Komedi): American Hustle En İyi Kadın Oyuncu (Müzikal-Komedi): Amy Adams (American Hustle) En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal-Komedi): Leonardo DiCaprio (The Wolf of Wall Street) En İyi Animasyon: Frozen En İyi Yabancı Film: The Great Beauty (Yönetmen: Paolo Sorrentino, İtalya ) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Jennifer Lawrance (American Hustle) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Jared Leto (Dallas Buyers Club) En İyi Yönetmen: Alfonso Cuaron (Gravity) En İyi Senaryo: Spike Jonze (Her) En İyi Müzik: Alex Ebert (All is Lost) En İyi Şarkı: Ordinary Love (U2) Mandela: Özgürlüğe Uzun Yürüyüş -TVEn İyi Dizi (Drama): Breaking Bad En İyi Kadın Oyuncu - Dizi (Drama): Robin Wright (House of Cards) En İyi Erkek Oyuncu - Dizi (Drama): Bryant Cranston (Breaking Bad) En İyi Dizi (Müzikal-Komedi): Brooklyn Nine-Nine En İyi Kadın Oyuncu (Müzikal-Komedi): Amy Poehler (Parks and Recreation) En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal-Komedi): Andy Samberg (Brooklyn Nine-Nine) En İyi Mini Dizi: Benind the Candelabra En İyi Mini Dizi Kadın Oyuncu: Elisabeth Moss (Top of the Lake) En İyi Mini Dizi Erkek Oyuncu: Micheal Douglas (Behind the Candelabra) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Jacqueline Bisset (Dancing On the Edge) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Jon Voight (Tay Donovan)

Giuliana Rancic


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.